Namaz Vakitleri

2 Cemâziye'l-Âhir 1446
03 Aralık 2024
İmsak
06:33
Güneş
08:04
Öğle
12:59
İkindi
15:22
Akşam
17:43
Yatsı
19:09
Detaylı Arama

Peygamberimizin Vasiyeti: Kurtuluşun İpi

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Peygamberimizin Vasiyeti: Kurtuluşun İpi

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

El-hamdu lillâhi rabbi’l-âlemîn.El-hamdu lillâhi rabbi’l-âlemîn. Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidi’l-evvelîne ve’l-âhirînVe’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidi’l-evvelîne ve’l-âhirîn Muhammedini’l-Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsâninMuhammedini’l-Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ecma’îne’t-tayyibîne’t-tâhirîn.ecma’îne’t-tayyibîne’t-tâhirîn. Emmâ ba’dü;

Emmâ ba’dü;
Fekale Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.

Fekale Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.
İnnehâ leyset bi-necisin innehâ mine’t-tavvâfîne ‘aleyküm

İnnehâ leyset bi-necisin innehâ mine’t-tavvâfîne ‘aleyküm
ve’t-tavvâfâti ya’ni’l-hirrate.ve’t-tavvâfâti ya’ni’l-hirrate. Peygamber sallallahu aleyhi vessellem Efendimiz buyurmuş ki:

Peygamber sallallahu aleyhi vessellem Efendimiz buyurmuş ki:
O necis değildir.

O necis değildir.
Necaset, biliyorsunuz pislik demek.Necaset, biliyorsunuz pislik demek. Namaza dururken, necasetten taharet lazım.Namaza dururken, necasetten taharet lazım. Yani vücudunda insanın pis bir şey bırakmamak,Yani vücudunda insanın pis bir şey bırakmamak, yıkamak lazım, necasetten taharet.yıkamak lazım, necasetten taharet. Bu necis değildir.Bu necis değildir. O sizin üzerinize devriye gezen,O sizin üzerinize devriye gezen, dolaşan mahlûklardan birisidir.dolaşan mahlûklardan birisidir. Buyuruyor Peygamber Efendimiz.Buyuruyor Peygamber Efendimiz. Kediyi kastetmiş.Kediyi kastetmiş. Mesela köpek tehlikeli ve necistir, yani kudurur filan köpek.Mesela köpek tehlikeli ve necistir, yani kudurur filan köpek. İslami bakımdan da mesela köpeğin su içtiği kap filan iyi olmuyor.İslami bakımdan da mesela köpeğin su içtiği kap filan iyi olmuyor. Köpek bulunan yere melek girmez diye Efendimiz bildiriyor.Köpek bulunan yere melek girmez diye Efendimiz bildiriyor. Ancak çoban köpeği, bekçi köpeği gibi olursa kullanılabiliyor.Ancak çoban köpeği, bekçi köpeği gibi olursa kullanılabiliyor. Ama kedi öyle değil.Ama kedi öyle değil. Kedi necis değildir.Kedi necis değildir. O sizin üzerinizde devriye gezen erkek mahlûklardan, devriye gezenO sizin üzerinizde devriye gezen erkek mahlûklardan, devriye gezen dişi mahlûklardandır diyor.dişi mahlûklardandır diyor. Şimdi tavvâf, çok tavâf eden demek.

Şimdi tavvâf, çok tavâf eden demek.
Mine’t-tavvâfîne ‘aleyküm.

Mine’t-tavvâfîne ‘aleyküm.
Sizin etrafınızda çok devriye gezen, vettavâfat,Sizin etrafınızda çok devriye gezen, vettavâfat, tavvâfin erkekler için kullanılan masculin bir kelime,tavvâfin erkekler için kullanılan masculin bir kelime, tevvâfat dişiler için kullanılan bir kelime.tevvâfat dişiler için kullanılan bir kelime. Yani sizi korumak için, edindiğiniz çeşitli insan şeklindeki bekçiler,

Yani sizi korumak için, edindiğiniz çeşitli insan şeklindeki bekçiler,
devriyeler veyahut diğer mahlûklardan,devriyeler veyahut diğer mahlûklardan, böyle hani insan korunmak için köpek filan besliyor,böyle hani insan korunmak için köpek filan besliyor, devriye geziyor oda, bahçeye kimseyi sokmuyor.devriye geziyor oda, bahçeye kimseyi sokmuyor. Öyle mahlûklardan bir mahlûktur.Öyle mahlûklardan bir mahlûktur. Necis değildir diyor kedi hakkında.Necis değildir diyor kedi hakkında. Şimdi hakikaten, bizim evimiz gayet güzel, tavandan

Şimdi hakikaten, bizim evimiz gayet güzel, tavandan
her tarafa kadar ilaçladık, kaç sefer acı acı tehlikeli ilaçlarla ilaçladık.her tarafa kadar ilaçladık, kaç sefer acı acı tehlikeli ilaçlarla ilaçladık. Sıktık evin kenarlarına zehirleri, otlar bile sarardı soldu,Sıktık evin kenarlarına zehirleri, otlar bile sarardı soldu, bir zaman rahat ettik ama şimdibir zaman rahat ettik ama şimdi örümcekler mörümcekler filan başladı yani artık.örümcekler mörümcekler filan başladı yani artık. Arabanın gelmiş camıyla, dikiz aynasıyla, kapası arasınaArabanın gelmiş camıyla, dikiz aynasıyla, kapası arasına dün akşam yuva yapmaya kalkmış, kocaman bir örümcek.dün akşam yuva yapmaya kalkmış, kocaman bir örümcek. Bizim Hacı Hanım arabaya binmekten, inmekten korkmaya başladı.

Bizim Hacı Hanım arabaya binmekten, inmekten korkmaya başladı.
Şimdi geçen gün baktık sabahleyin bize misafirler geldi, pazar günü.Şimdi geçen gün baktık sabahleyin bize misafirler geldi, pazar günü. Misafirler giderken bizim kedi bir fareyi yakalamış evin içinde,Misafirler giderken bizim kedi bir fareyi yakalamış evin içinde, görünecek bir yere, ortaya bırakmış.görünecek bir yere, ortaya bırakmış. Geldi bizim yanımıza keyif çatıyor böyle.Geldi bizim yanımıza keyif çatıyor böyle. Yan gelmiş yatıyor.Yan gelmiş yatıyor. Söylemiyor da ben bir şey yakaladım filan demiyor.Söylemiyor da ben bir şey yakaladım filan demiyor. Dışarı çıktık baktık ki fareyi yakalamış oraya sermiş.Dışarı çıktık baktık ki fareyi yakalamış oraya sermiş. Neyse kuyruğundan tuttu arkadaşlar götürdü attı.Neyse kuyruğundan tuttu arkadaşlar götürdü attı. Yani yılan gelmişti bahçeden, onunla mücadele etti, tısss miyav bilmem ne filan.Yani yılan gelmişti bahçeden, onunla mücadele etti, tısss miyav bilmem ne filan. Yılan adet edinmiş bizim damlayan musluktan bir şeyler mi içiyordu, ne yapıyordu.Yılan adet edinmiş bizim damlayan musluktan bir şeyler mi içiyordu, ne yapıyordu. Yani koruyucu.Yani koruyucu. Arabistan’da da o zaman evler şimdi ki gibi mahfuz da değil.

Arabistan’da da o zaman evler şimdi ki gibi mahfuz da değil.
Her türlü mahlûk gelir.Her türlü mahlûk gelir. Koruyan bir şey bu diye Efendimiz buyurmuş.Koruyan bir şey bu diye Efendimiz buyurmuş. Kediyi severmiş Peygamber Efendimiz.Kediyi severmiş Peygamber Efendimiz. Ebû Hüreyre de zaten kedi babası diye lakabı oradan almış,Ebû Hüreyre de zaten kedi babası diye lakabı oradan almış, kedi sevgisinden kazanmış.kedi sevgisinden kazanmış. Tatlı bir mahlûk.Tatlı bir mahlûk. Bizde de şimdi bir tane var, hakikaten çok hoşumuza gidiyor.Bizde de şimdi bir tane var, hakikaten çok hoşumuza gidiyor. Mırrr yapıyor bize bizde ona mırr miyav yapıyoruz filan konuşur gibi.Mırrr yapıyor bize bizde ona mırr miyav yapıyoruz filan konuşur gibi. Gayet hoş bir şey oluyor.Gayet hoş bir şey oluyor. İkinci hadîs-i şerîf.

İkinci hadîs-i şerîf.
Diyor ki Efendimiz;Diyor ki Efendimiz; İnnî ûşikü en üd’â fe-ücîbü

İnnî ûşikü en üd’â fe-ücîbü
ve innî târikün fîkümü’s-sakaleynve innî târikün fîkümü’s-sakaleyn kitâballahi ve ‘ıtretî.kitâballahi ve ‘ıtretî. Kitâbullahi hablün memdûdün mine’s-semâi ile’l-‘ardı.Kitâbullahi hablün memdûdün mine’s-semâi ile’l-‘ardı. Ve ‘ıtretî ehlü beytîVe ‘ıtretî ehlü beytî ve inne’l-latîfe’l-habîra habberenîve inne’l-latîfe’l-habîra habberenî innehümâ len yefterika hattâ yeridâ ‘aleyye’l-havdainnehümâ len yefterika hattâ yeridâ ‘aleyye’l-havda fe’n-zurû keyfe tahlufûnî fîhimâ.fe’n-zurû keyfe tahlufûnî fîhimâ. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem buyurmuş ki:

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem buyurmuş ki:
Ola ki ben çağrılacağım ve davete icabet edeceğim.

Ola ki ben çağrılacağım ve davete icabet edeceğim.
Yani vefatım yakın demek istiyor.Yani vefatım yakın demek istiyor. Cenâb-ı Hakk beni davet edecek ahirete, bende gideceğim.Cenâb-ı Hakk beni davet edecek ahirete, bende gideceğim. Ve innî târikün fîkümü’s-sakaleyn.

Ve innî târikün fîkümü’s-sakaleyn.
Ben ey insanlar ve cinler!Ben ey insanlar ve cinler! Size iki şey bırakıyorum.Size iki şey bırakıyorum. Kitâballahi ve ‘ıtretî.Kitâballahi ve ‘ıtretî. Allah’ın kelamı Kur’an-ı hakîmi bırakıyorum arkamda,Allah’ın kelamı Kur’an-ı hakîmi bırakıyorum arkamda, bir de ehli beytimi bırakıyorum.bir de ehli beytimi bırakıyorum. Kitâballah birincisi.

Kitâballah birincisi.
Kitâbullahi hablün memdûdün mine’s-semâi ile’l-‘ardı.Kitâbullahi hablün memdûdün mine’s-semâi ile’l-‘ardı. Allah’ın kitabı sanki gökten yere uzatılmışAllah’ın kitabı sanki gökten yere uzatılmış dünyadaki insanları çekip kurtarıp cennete getirmek için,dünyadaki insanları çekip kurtarıp cennete getirmek için, uçurumun içindeki kuyuya düşmüş insanları çekip çıkarmak için bir uzun ip gibidir.uçurumun içindeki kuyuya düşmüş insanları çekip çıkarmak için bir uzun ip gibidir. Kur’an-ı Kerîme sarılan, cehennemden, çukurdan,Kur’an-ı Kerîme sarılan, cehennemden, çukurdan, tehlikeden vesaireden kurtulur.tehlikeden vesaireden kurtulur. Yukarıya çıkar selamete erer.Yukarıya çıkar selamete erer. Ve ‘ıtretî.

Ve ‘ıtretî.
Ehli beytime gelince.Ehli beytime gelince. Mümin, İslam’ı koruyan insanlar.Mümin, İslam’ı koruyan insanlar. O da kıyamete kadar mevcut olacak onlarda.O da kıyamete kadar mevcut olacak onlarda. Ve ‘ıtretî ehlü beytî buyurmuş.Ve ‘ıtretî ehlü beytî buyurmuş. İtretim dediği de itreti kelimesiyle ifade ettiğimde,İtretim dediği de itreti kelimesiyle ifade ettiğimde, ehli beytim, ailemin ve benden sonra torunlarım olan insanlar.ehli beytim, ailemin ve benden sonra torunlarım olan insanlar. Allah’ın kitabı böyle bir gökten yere uzatılmış, kurtuluş ipi gibidir.Allah’ın kitabı böyle bir gökten yere uzatılmış, kurtuluş ipi gibidir. Latîf ve hâbir olan Rabbim tebareke ve teâlâ hazretleri bana haber verdiki;Latîf ve hâbir olan Rabbim tebareke ve teâlâ hazretleri bana haber verdiki; bu ikisi birbirinden ayrılmayacaklar.bu ikisi birbirinden ayrılmayacaklar. Yani benim soyum, seyyîdler, şerifler, Efendimizin mübarek soyuYani benim soyum, seyyîdler, şerifler, Efendimizin mübarek soyu ve Allah’ın Kur’an-ı birbirinden ayrılmayacaklar.ve Allah’ın Kur’an-ı birbirinden ayrılmayacaklar. Hattâ yeridâ ‘aleyye’l-havda.

Hattâ yeridâ ‘aleyye’l-havda.
Havz-ı kevserimin başına gelinceye kadar,Havz-ı kevserimin başına gelinceye kadar, bunlar birbirlerinden ayrılmayacaklar.bunlar birbirlerinden ayrılmayacaklar. Fe’n-zurû keyfe tahlufûnî fîhimâ.Fe’n-zurû keyfe tahlufûnî fîhimâ. Dikkat edin.Dikkat edin. Benden sonra bunlara bakalım nasıl davranacaksınız?Benden sonra bunlara bakalım nasıl davranacaksınız? Yani Allah’ın kitabına sarılın.Yani Allah’ın kitabına sarılın. Benim ehli beytime bağlanın.Benim ehli beytime bağlanın. Etrafında toplanın.Etrafında toplanın. Ülemâ-i amilin ve evliyâullahi mukarrabinin etrafında toplanın.Ülemâ-i amilin ve evliyâullahi mukarrabinin etrafında toplanın. O zaman kurtulursunuz.O zaman kurtulursunuz. Bunlar size doğruyu söylerler.Bunlar size doğruyu söylerler. Sizi doğru yola çekerler, cennete götürürler.Sizi doğru yola çekerler, cennete götürürler. Bakalım onlara nasıl sadakat gösterip, nasıl bağlanıp,

Bakalım onlara nasıl sadakat gösterip, nasıl bağlanıp,
benden sonra ne yapacaksınız?benden sonra ne yapacaksınız? Görelim bakalım, göreyim bakayım,Görelim bakalım, göreyim bakayım, sizde görün bakalım buyuruyor Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem.sizde görün bakalım buyuruyor Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem. Bir üçüncü hadîs-i şerîfte

Bir üçüncü hadîs-i şerîfte
İnnî ektübü ilâ kavmin

İnnî ektübü ilâ kavmin
fe-ehâfü en yezîdü aleyye ev yenkusûfe-ehâfü en yezîdü aleyye ev yenkusû fe-te’allamü’s-süryâniyyete.fe-te’allamü’s-süryâniyyete. Zeyd b. Sâbit radıyallahu anh’ten rivayet olunmuş ki;

Zeyd b. Sâbit radıyallahu anh’ten rivayet olunmuş ki;
Ben sağa sola İslam’a davet için elçiler gönderip,

Ben sağa sola İslam’a davet için elçiler gönderip,
mektuplar yazıyorum, mühürleri basıyorum altına.mektuplar yazıyorum, mühürleri basıyorum altına. İslam’a davet edip, mektuplar yazıyorum.İslam’a davet edip, mektuplar yazıyorum. Allah’ın Resûlu olarak.Allah’ın Resûlu olarak. Ama korkuyorum ki, ben onlara şunu yazın diyorum amaAma korkuyorum ki, ben onlara şunu yazın diyorum ama onlar o yabancı dilde yazdıkları şeyi, benimonlar o yabancı dilde yazdıkları şeyi, benim sözlerime ne ekliyorlar, neler çıkartıyorlar.sözlerime ne ekliyorlar, neler çıkartıyorlar. Olabilir ki benim söylemediğim şeyleri yazarlar mektuba,Olabilir ki benim söylemediğim şeyleri yazarlar mektuba, benim söylediğim şeyleri de tam ifade etmeyebilirler.benim söylediğim şeyleri de tam ifade etmeyebilirler. Kâtiplere güvenemiyorum.Kâtiplere güvenemiyorum. Müslüman olmayan tercümanlara güvenemiyorum.Müslüman olmayan tercümanlara güvenemiyorum. Onun için Süryanice öğrenin buyurmuş Peygamber Efendimiz.

Onun için Süryanice öğrenin buyurmuş Peygamber Efendimiz.
Ravi Zeyd b. Sâbit hazretleri de Süryaniceyi buRavi Zeyd b. Sâbit hazretleri de Süryaniceyi bu Efendimizin tavsiyesi üzerine çarçabuk öğrenmiş.Efendimizin tavsiyesi üzerine çarçabuk öğrenmiş. Buradan anlıyoruz ki İslam’ın öğretilmesi, anlatılması için,

Buradan anlıyoruz ki İslam’ın öğretilmesi, anlatılması için,
başka dilleri öğrenmek lazım ki,başka dilleri öğrenmek lazım ki, dosdoğru İslam anlatılsın, tebliğ edilsin,dosdoğru İslam anlatılsın, tebliğ edilsin, insanlar İslam’dan haberdar olsuninsanlar İslam’dan haberdar olsun ve doğru yola çağrılabilsin.ve doğru yola çağrılabilsin. Onun için bizde bu amaçla İngilizceyi şimdi burada İngilizce geçerli.

Onun için bizde bu amaçla İngilizceyi şimdi burada İngilizce geçerli.
Çok iyi bir şekilde öğrenmeye girişelim.Çok iyi bir şekilde öğrenmeye girişelim. Evlerimizde çalışalım.Evlerimizde çalışalım. Çoluk çocuğumuza öğretelim.Çoluk çocuğumuza öğretelim. Edebiyatıyla, incelikleriyle, zarafetiyle, kibarlığıyla, güzelce.Edebiyatıyla, incelikleriyle, zarafetiyle, kibarlığıyla, güzelce. Konuştuğumuz zaman herkesin beğeneceği tarzda bu dilleri öğrenelim, okumayı, yazmayı,Konuştuğumuz zaman herkesin beğeneceği tarzda bu dilleri öğrenelim, okumayı, yazmayı, İslam’ı tebliğ edebilelim.İslam’ı tebliğ edebilelim. Zaten İngilizceyi insan güzel öğrendi mi,Zaten İngilizceyi insan güzel öğrendi mi, dünyada pek çok kavimlerde İngilizceyi,dünyada pek çok kavimlerde İngilizceyi, İngiltere’den Amerika’dan dolayı iyice öğreniyorlar.İngiltere’den Amerika’dan dolayı iyice öğreniyorlar. Herkesle anlaşma imkânlıda olabiliyor.Herkesle anlaşma imkânlıda olabiliyor. Tabi ondan evvel birde bizim Arapçayı güzel öğrenmemiz lazım.Tabi ondan evvel birde bizim Arapçayı güzel öğrenmemiz lazım. Arapçadan tercüme edenler bakalımArapçadan tercüme edenler bakalım İslam’ı Kur’an-ı tam mı anlatıyorlar,İslam’ı Kur’an-ı tam mı anlatıyorlar, fazla mı anlatıyorlar, eksik mi anlatıyorlar, o da var.fazla mı anlatıyorlar, eksik mi anlatıyorlar, o da var. Yani adam çıkıyor bir şey söylüyor ama doğrumu söylüyor, yanlış mı söylüyor.Yani adam çıkıyor bir şey söylüyor ama doğrumu söylüyor, yanlış mı söylüyor. Onun için Kur’an-ı Kerîm’i de iyice öğrenelim.

Onun için Kur’an-ı Kerîm’i de iyice öğrenelim.
İnşallah bunlarla ilgili dersler koyarız da şöyleİnşallah bunlarla ilgili dersler koyarız da şöyle cemaatimiz oturduğu zaman, mekânları olduğu zaman,cemaatimiz oturduğu zaman, mekânları olduğu zaman, ilerde yakın zamanda inşallahilerde yakın zamanda inşallah onlara da ders olarak okumaya, anlatmaya başlarız.onlara da ders olarak okumaya, anlatmaya başlarız. Allah hepinizden razı olsun.

Allah hepinizden razı olsun.
El Fâtiha.

El Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2