Namaz Vakitleri

15 Recep 1446
15 Ocak 2025
İmsak
06:50
Güneş
08:20
Öğle
13:18
İkindi
15:45
Akşam
18:07
Yatsı
19:32
Detaylı Arama

Rahmetin Yağdığı Anlar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Rahmetin Yağdığı Anlar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Euzübillahimineşşeytanirracim.Euzübillahimineşşeytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim.Bismillahirrahmanirrahim. El-Hamdü lillâhi Rabbi’l-âlemîn.

El-Hamdü lillâhi Rabbi’l-âlemîn.
Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhiHamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn.alâ külli hâlin ve fî külli hîn. Ve’s-salâtu ve’s-selâmu alâ seyyidi’l-evvelîne ve’l-âhirîn

Ve’s-salâtu ve’s-selâmu alâ seyyidi’l-evvelîne ve’l-âhirîn
ve şefîi’l-müznibîn ve imamül müttekın.ve şefîi’l-müznibîn ve imamül müttekın. Muhammedinil Mustafa ve alâ âlihî ve sahbihîMuhammedinil Mustafa ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l ceza.ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l ceza. Emmâ ba’dü;

Emmâ ba’dü;
Fe-kâle resûlullahi sallallahu aleyhi ve sellem.

Fe-kâle resûlullahi sallallahu aleyhi ve sellem.
İtteku’l-‘amele fe-kad ğufira le-küm mâ madâ.

İtteku’l-‘amele fe-kad ğufira le-küm mâ madâ.
Bu hadîs-i şerifi,

Bu hadîs-i şerifi,
Peygamber efendimiz şu zaman söylemiş.Peygamber efendimiz şu zaman söylemiş. Künnâ me’a’n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme

Künnâ me’a’n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme
fi’t-tavâfi fe-esâbne’s-semâe.fi’t-tavâfi fe-esâbne’s-semâe. Peygamber sallallahu aleyhi vessellemPeygamber sallallahu aleyhi vessellem efendimiz ile tavaftalarmış.efendimiz ile tavaftalarmış. Hac da, tavaf yapıyorlarmışHac da, tavaf yapıyorlarmış peygamber sallallahu aleyhi vessellem efendimizlepeygamber sallallahu aleyhi vessellem efendimizle ve gökten rahmet yağmaya yağmur yağmaya başlamış,ve gökten rahmet yağmaya yağmur yağmaya başlamış, tıpır tıpır tıpır şakır şakır şakır, nasılsa, çok veya az.tıpır tıpır tıpır şakır şakır şakır, nasılsa, çok veya az. Onun üzerine buyurmuş ki; İtteku’l-‘amele.Onun üzerine buyurmuş ki; İtteku’l-‘amele. İcraatınızdan sakınınız,İcraatınızdan sakınınız, korkunuz, amelinizden korkunuz,korkunuz, amelinizden korkunuz, takvâ üzeri olunuz.takvâ üzeri olunuz. Fe-kad ğufira le-küm mâ madâ.Fe-kad ğufira le-küm mâ madâ. İşte şimdi kesin olarak,İşte şimdi kesin olarak, şu ana kadar işlediğiniz günahlar affolduşu ana kadar işlediğiniz günahlar affoldu buyurmuş Peygamber efendimiz.buyurmuş Peygamber efendimiz. İtteku’l-‘amele.

İtteku’l-‘amele.
İttekullah. Allah’tan korkun demek.İttekullah. Allah’tan korkun demek. İtteku’n-nâr.İtteku’n-nâr. Cehennemden korkun demek.Cehennemden korkun demek. İtteku’l-‘amel.İtteku’l-‘amel. Amelden korkun demek.Amelden korkun demek. Yani ne demek olabilir?

Yani ne demek olabilir?
İşlerinizi yaparken, hayatınız sürerken,

İşlerinizi yaparken, hayatınız sürerken,
ibadet ve taatinizi yaparken dikkat edin.ibadet ve taatinizi yaparken dikkat edin. Güzel yapın.Güzel yapın. Tüm hayatınızı bundan sonra,Tüm hayatınızı bundan sonra, neler yaptığınıza dikkat edin.neler yaptığınıza dikkat edin. Yani ne işliyorsunuz?Yani ne işliyorsunuz? İşlediğiniz amele sakının, korkun, çekinin.İşlediğiniz amele sakının, korkun, çekinin. Bir haram bir şeye bulaştırmayın artık.Bir haram bir şeye bulaştırmayın artık. Günah bir şey yapmayın daGünah bir şey yapmayın da şimdiye kadar ki günahlarınızşimdiye kadar ki günahlarınız şu anda kesin olarak affolundu.şu anda kesin olarak affolundu. Bundan sonra artık defteri amalinizi günahlarlaBundan sonra artık defteri amalinizi günahlarla kirletmeyin, günah yazdırtmayın defterinize gibi.kirletmeyin, günah yazdırtmayın defterinize gibi. Şimdi mazinin başına, kad gelirse

Şimdi mazinin başına, kad gelirse
o şey şu anda vuku buldu demek,o şey şu anda vuku buldu demek, şuanda tamam oldu demek.şuanda tamam oldu demek. Kad kâmeti's-salâh demek, işte namaza başlandı,Kad kâmeti's-salâh demek, işte namaza başlandı, Kad kâmeti's-salâh, namaza başlandı artık,Kad kâmeti's-salâh, namaza başlandı artık, toparlanın hemen, bak namaza başlandıtoparlanın hemen, bak namaza başlandı manasına geliyor.manasına geliyor. Maziyi sigasının başına kad geldi mi,Maziyi sigasının başına kad geldi mi, hem kesinlik ifade eder,hem kesinlik ifade eder, hem de o anda oldubitti manasına gelir.hem de o anda oldubitti manasına gelir. Fe-kad ğufira le-küm.

Fe-kad ğufira le-küm.
İşte şu anda günahlarınız affı mağfiret oldu.İşte şu anda günahlarınız affı mağfiret oldu. Şakır şakır yağmurun yağması,Şakır şakır yağmurun yağması, amellerin kabul olduğuna alamet.amellerin kabul olduğuna alamet. Tabi o haccın nasıl bir hac olduğunu,Tabi o haccın nasıl bir hac olduğunu, hacca gitmiş olan kardeşlerimiz düşünüversin ki,hacca gitmiş olan kardeşlerimiz düşünüversin ki, Peygamber sallallahu aleyhi vessellem efendimizPeygamber sallallahu aleyhi vessellem efendimiz başlarında, başlarının tacı, hac ediyorlar.başlarında, başlarının tacı, hac ediyorlar. Arafat’a çıkmışlar.Arafat’a çıkmışlar. Müzdelife’ye inmişler.Müzdelife’ye inmişler. Mina’ya gelmişler.Mina’ya gelmişler. Şeytanı taşlamışlar.Şeytanı taşlamışlar. Tavaf ediyorlar.Tavaf ediyorlar. O güzelliği, o heyecanı, o zevki, oO güzelliği, o heyecanı, o zevki, o mübarekliği tasavvur edin.mübarekliği tasavvur edin. Şakır şakır rahmet yağmış, yağmur yağmış.Şakır şakır rahmet yağmış, yağmur yağmış. Günahların afv u mağfiret olunduğuna işaret oluyor.Günahların afv u mağfiret olunduğuna işaret oluyor. Arafat ta rahmet yağarsa, yağmur yağarsa,Arafat ta rahmet yağarsa, yağmur yağarsa, o da hacıların haccının kabul olduğunun bir emaresi,o da hacıların haccının kabul olduğunun bir emaresi, alameti oluyor.alameti oluyor. Tavafta da yağmur yağarsaTavafta da yağmur yağarsa o da bir alamet oluyor.o da bir alamet oluyor. Ben orada bir yaz, ramazanda gittim,

Ben orada bir yaz, ramazanda gittim,
hacca kadar kaldım.hacca kadar kaldım. O arada Kâbe-i müşerrefeye gittiğim zaman,O arada Kâbe-i müşerrefeye gittiğim zaman, bir kere şakır şakır rahmet yağıyordu,bir kere şakır şakır rahmet yağıyordu, ona tesadüf ettim.ona tesadüf ettim. Şöyle üst kattan bakıyorum.Şöyle üst kattan bakıyorum. Çok şahane manzara böyleÇok şahane manzara böyle seyrine seyranına doyum olmayacak güzel bir manzara.seyrine seyranına doyum olmayacak güzel bir manzara. Görüyorum Kâbe’nin kapısı tarafından buGörüyorum Kâbe’nin kapısı tarafından bu yarım daire şeklindeki,yarım daire şeklindeki, şu boydaki duvarda görüyorum.şu boydaki duvarda görüyorum. Onun iç tarafında görüyorum.Onun iç tarafında görüyorum. Altınoluğu da görüyorum.Altınoluğu da görüyorum. Altın kapıyı da görüyorum böyle.Altın kapıyı da görüyorum böyle. Yağmur yağmaya başladı, altınoluktan,Yağmur yağmaya başladı, altınoluktan, Kâbe’nin üstüne yağmış olan yağmurun sularıKâbe’nin üstüne yağmış olan yağmurun suları şakır şakır akmaya başladı.şakır şakır akmaya başladı. Onun altına insanlar, o Kâbe’ninOnun altına insanlar, o Kâbe’nin tozu benim üstüme gelsin diyetozu benim üstüme gelsin diye hani tane atarsın da güvercinler nasıl ohani tane atarsın da güvercinler nasıl o taneleri yemek için üşüşürler,taneleri yemek için üşüşürler, alt alta, üst üste, o Kâbe’nin oluğununalt alta, üst üste, o Kâbe’nin oluğunun altındaki insanların halini görecektiniz.altındaki insanların halini görecektiniz. Nasıl böyle kaynaşıyorlar güvercinler gibi,Nasıl böyle kaynaşıyorlar güvercinler gibi, böyle alt alta üst üste, güçlü de akıyor,böyle alt alta üst üste, güçlü de akıyor, böyle iki bilek kalınlığında gibi akıyor,böyle iki bilek kalınlığında gibi akıyor, şakır şakır yağmur, onun altına açıkgözler.şakır şakır yağmur, onun altına açıkgözler. Rahmet her tarafına yağıyor da, yalnızRahmet her tarafına yağıyor da, yalnız Kâbe’nin oluğundan, Kâbe’nin üstüne birikmiş olanKâbe’nin oluğundan, Kâbe’nin üstüne birikmiş olan şeyler de geliyor tabi, yağışla beraber onun altında.şeyler de geliyor tabi, yağışla beraber onun altında. Bir de Medine-i Münevvere de,

Bir de Medine-i Münevvere de,
birinci avludan şöyle baktığınız zaman,birinci avludan şöyle baktığınız zaman, sol üst tarafta yeşil kubbe görünüyor.sol üst tarafta yeşil kubbe görünüyor. Siz kapalı kısmın dışındasınız,Siz kapalı kısmın dışındasınız, geridesiniz yani.geridesiniz yani. Osmanlıların yaptığı o kubbeli kısmın dışındasınız.Osmanlıların yaptığı o kubbeli kısmın dışındasınız. Arkadan şöyle orada da bir oluk var.Arkadan şöyle orada da bir oluk var. O oluk da peygamber efendimizin kubbesine yağanO oluk da peygamber efendimizin kubbesine yağan yağmurun, gelip bu tarafta, bahçeye aktığı yer.yağmurun, gelip bu tarafta, bahçeye aktığı yer. Eski resimlerde orada bir hurma ağacı vs. filan,Eski resimlerde orada bir hurma ağacı vs. filan, Kâbe’nin eski, Medine-i Münevvere’nin eski resimlerinde,Kâbe’nin eski, Medine-i Münevvere’nin eski resimlerinde, orada öyle bahçe gibi bir şeyorada öyle bahçe gibi bir şey muhafaza edilmiş olarak hurma ağaçlarıylamuhafaza edilmiş olarak hurma ağaçlarıyla öyle bir manzara hatırlıyorum ben.öyle bir manzara hatırlıyorum ben. Herhalde orası önemli bir yerdi deHerhalde orası önemli bir yerdi de onun için uzun asırlar muhafaza edildi o bahçe.onun için uzun asırlar muhafaza edildi o bahçe. Bir hatırası var herhalde onu bir araştırmak lazım.Bir hatırası var herhalde onu bir araştırmak lazım. Ama orada da o suların aktığı esnada,Ama orada da o suların aktığı esnada, aynı şekilde insanlar, o yağmur bizim üstümüze gelsin diye,aynı şekilde insanlar, o yağmur bizim üstümüze gelsin diye, nasıl şey yapıyor, başka zaman yağmurdan kaçar insan,nasıl şey yapıyor, başka zaman yağmurdan kaçar insan, oluktan kaçar, orda o olukların altındaoluktan kaçar, orda o olukların altında insanların böyle kalabalığı, izdihamı, çok ilginçti.insanların böyle kalabalığı, izdihamı, çok ilginçti. Hocamız rahmetullahi aleyh

Hocamız rahmetullahi aleyh
hacca gittiği zamanların birinde,hacca gittiği zamanların birinde, o zaman Kâbe’nin teşkilatı,o zaman Kâbe’nin teşkilatı, mescidi haramın drenaj,mescidi haramın drenaj, yani yağmur sularının akıtılma düzeniyani yağmur sularının akıtılma düzeni kuvvetli değildi galiba.kuvvetli değildi galiba. O zaman şiddetli bir yağmur yağmış,O zaman şiddetli bir yağmur yağmış, Kâbe’nin etrafı su dolmuşKâbe’nin etrafı su dolmuş ve suların içinde tavaf etmişve suların içinde tavaf etmiş Mehmet Zâhid Kotku hocamız.Mehmet Zâhid Kotku hocamız. Yüzerek tavaf etmiş.Yüzerek tavaf etmiş. Bir de bizim mühendis İsmail Turan diye ihvanımızdan

Bir de bizim mühendis İsmail Turan diye ihvanımızdan
acayip bir insan var.acayip bir insan var. Acayipliği şuradan kaynaklanıyor.Acayipliği şuradan kaynaklanıyor. Lisedeyken Petit Larousse’yi ezberlemiş,

Lisedeyken Petit Larousse’yi ezberlemiş,
Fransızca lügatı, lisedeyken.Fransızca lügatı, lisedeyken. Üniversiteyi bitirmeden önce altı hadîs kitabını bitirmiş.Üniversiteyi bitirmeden önce altı hadîs kitabını bitirmiş. Üniversiteyi bitirmeden önce ArapçasındanÜniversiteyi bitirmeden önce Arapçasından altı hadîsi kitabını bitirmiş.altı hadîsi kitabını bitirmiş. Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Neseî, İbn Mâce.Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Neseî, İbn Mâce. Bu altı hadîs kitabını bitirmiş.Bu altı hadîs kitabını bitirmiş. Hatta biraz mezuniyetini geciktirmiş.Hatta biraz mezuniyetini geciktirmiş. Şu bitsin de öyle mezun olayım diye.Şu bitsin de öyle mezun olayım diye. Kur’an-ı Kerîm’in bir aydan kısa bir zamanda ezberlemiş.

Kur’an-ı Kerîm’in bir aydan kısa bir zamanda ezberlemiş.
Ben seksen günde dedim, ne seksen günü dedi.Ben seksen günde dedim, ne seksen günü dedi. Bir aydan kısa zamanda ezberlemiş.Bir aydan kısa zamanda ezberlemiş. Yani bir günde bir cüz ezberliyor.Yani bir günde bir cüz ezberliyor. Acayip bir insan.Acayip bir insan. Medine-i münevvere de bir ara mühendislik yaptı orada.Medine-i münevvere de bir ara mühendislik yaptı orada. Oradan Türkiye’deki yöneticilere,

Oradan Türkiye’deki yöneticilere,
o zaman onların başında olan, Almancası olan birisiydi.o zaman onların başında olan, Almancası olan birisiydi. Almanca mektup yazmış.Almanca mektup yazmış. Kendisi Petit Larousse’u zaten lisedeyken ezberlemiş.Kendisi Petit Larousse’u zaten lisedeyken ezberlemiş. Fransızcası güzel.Fransızcası güzel. İngilizcesi şahane.İngilizcesi şahane. Arapçası çok güzel.Arapçası çok güzel. Farsçayı mesneviyi Farsçasından okuyor.Farsçayı mesneviyi Farsçasından okuyor. Bir acayip insan.Bir acayip insan. Yüzmeyi seviyor.Yüzmeyi seviyor. Denize bir girdimi saatlerce çıkmaz.Denize bir girdimi saatlerce çıkmaz. Acayip yani.Acayip yani. Biz beş dakika, on dakika, on beş dakika şey yapıyor.Biz beş dakika, on dakika, on beş dakika şey yapıyor. Her şeyi bir acayip.Her şeyi bir acayip. O da Kâbe’nin selden avlusunun dolduğu zaman daO da Kâbe’nin selden avlusunun dolduğu zaman da yüzerek tavaf ettiğini söylemişti.yüzerek tavaf ettiğini söylemişti. Sonradan baktılar ki, sellerde Kâbe’nin etrafına su doluyor.

Sonradan baktılar ki, sellerde Kâbe’nin etrafına su doluyor.
Eskiden de birkaç defa selden dolayı duvarları çatlamış,Eskiden de birkaç defa selden dolayı duvarları çatlamış, tamir edilmiş, Kâbe-i Müşerrefe.tamir edilmiş, Kâbe-i Müşerrefe. Safa ile Merve’nin dışı tarafından bir kanal açtılar ki,Safa ile Merve’nin dışı tarafından bir kanal açtılar ki, dehliz açtılar ki, içine otomobille girilebilecek gibi.dehliz açtılar ki, içine otomobille girilebilecek gibi. Su oradan gelsin huni gibi oradan gitsin diyeSu oradan gelsin huni gibi oradan gitsin diye ve bir Türk şirketine demişler ki; buradanve bir Türk şirketine demişler ki; buradan bu deliği açacaksın, mescidin altından geçecek,bu deliği açacaksın, mescidin altından geçecek, Mesfele tarafına vereceksin suyu.Mesfele tarafına vereceksin suyu. Kâbe’ye zarar vermeyecek seller.Kâbe’ye zarar vermeyecek seller. İşte şu kadar derinden kazacaksın.İşte şu kadar derinden kazacaksın. Demiş ki; bu olmaz.Demiş ki; bu olmaz. Yanlış yapıyorsunuz, niye?Yanlış yapıyorsunuz, niye? Demiş bu seviye zemzem suyunun seviyesidir.

Demiş bu seviye zemzem suyunun seviyesidir.
Sen karışma demişler.Sen karışma demişler. Yap emredileni.Yap emredileni. Olur demiş sorumluluk size ait.Olur demiş sorumluluk size ait. Buradan olmaz demiş.Buradan olmaz demiş. Bu seviye zemzem suyunun seviyesidir.Bu seviye zemzem suyunun seviyesidir. Daha aşağı olması lazım.Daha aşağı olması lazım. Onların da herhalde zorlarına gitti.Onların da herhalde zorlarına gitti. Kayaları delmek falan nasılsa sen yap demişler.Kayaları delmek falan nasılsa sen yap demişler. Mescidin altına kazmaya girmişler,Mescidin altına kazmaya girmişler, şey yapmışlar, bir noktada yukardan tavan bir patlamış,şey yapmışlar, bir noktada yukardan tavan bir patlamış, zemzem suyu başlamış akmaya, hemenzemzem suyu başlamış akmaya, hemen bir haremi idare eden şeylerin cübbelilerinbir haremi idare eden şeylerin cübbelilerin kalbine ateş düşmüş, telaş düşmüş,kalbine ateş düşmüş, telaş düşmüş, hemen orayı betonla tıkayıp, bilmem nehemen orayı betonla tıkayıp, bilmem ne zemzem suyunu kaçıracaklarmış yani nerdeyse,zemzem suyunu kaçıracaklarmış yani nerdeyse, tıkamışlar da, şirketin dediğini yapmışlar.tıkamışlar da, şirketin dediğini yapmışlar. Bizim bu şirketler de bayağı böyle bazıları,

Bizim bu şirketler de bayağı böyle bazıları,
yurt dışında hatırlı işler yapıyorlar.yurt dışında hatırlı işler yapıyorlar. Libya da da Akdeniz kenarında liman yapacaklar.Libya da da Akdeniz kenarında liman yapacaklar. İngilizler hazırlamışlar demişler,İngilizler hazırlamışlar demişler, işte şöyle olacak, böyle olacak, mühendisliğini yapmışlar.işte şöyle olacak, böyle olacak, mühendisliğini yapmışlar. Uygulamasını Türk firması kazanmış, almış.Uygulamasını Türk firması kazanmış, almış. Türk firması demiş ki; bu yanlış ya,Türk firması demiş ki; bu yanlış ya, böyle projemi olur, bu yanlış.böyle projemi olur, bu yanlış. Bu demiş bu dalgalara dayanmaz bu demiş,Bu demiş bu dalgalara dayanmaz bu demiş, yanlış yapıyorlar, böyle olmaması lazım, şöyle olması lazım,yanlış yapıyorlar, böyle olmaması lazım, şöyle olması lazım, sen karışma demişler, sen yap sadece,sen karışma demişler, sen yap sadece, kazandığın ihaleyi, kazandın,kazandığın ihaleyi, kazandın, söylediğine göre tamam demiş.söylediğine göre tamam demiş. Ben söylenildiğine göre yaparım amaBen söylenildiğine göre yaparım ama sorumluluk kabul etmem.sorumluluk kabul etmem. Yanlış yapıyorsunuz bak demiş.Yanlış yapıyorsunuz bak demiş. Onların dediği gibi yapmış, bitirmiş.Onların dediği gibi yapmış, bitirmiş. Ondan sonra da bir kış gelmiş.Ondan sonra da bir kış gelmiş. Akdeniz’in dalgaları döve döveAkdeniz’in dalgaları döve döve limanı indirmiş aşağı.limanı indirmiş aşağı. Vay be İngilizler de hata yaparmış.Vay be İngilizler de hata yaparmış. Türklerde hatayı çıkartırmış demek ki.Türklerde hatayı çıkartırmış demek ki. Bu Türklerde çok oluyor artık ya.Bu Türklerde çok oluyor artık ya. Böyle bir şey var, reklam var.Böyle bir şey var, reklam var. Pantolon reklamı uyduruk kaydırık.Pantolon reklamı uyduruk kaydırık. Türklerin böyle yağlayıp pantolon satmak için.Türklerin böyle yağlayıp pantolon satmak için. Amerika’ya bile götürüyorlarmış da Amerikan firmalarıAmerika’ya bile götürüyorlarmış da Amerikan firmaları deli oluyor filan güya.deli oluyor filan güya. Kurgu, uydurma, hayal.Kurgu, uydurma, hayal. Talha sende alkışla, senin alkışın çok önemli.Talha sende alkışla, senin alkışın çok önemli. Bu Es’ad’ın ve Mehmed’in babası, ona göre.Bu Es’ad’ın ve Mehmed’in babası, ona göre. Evet.

Evet.
Allah bizim de günahlarımızı affı mağfiret ettirsin.Allah bizim de günahlarımızı affı mağfiret ettirsin. Ne yapalım.Ne yapalım. Yani böyle haclarla, umrelerleYani böyle haclarla, umrelerle lütfu çoktur, bilmem camiye yaptığımızlütfu çoktur, bilmem camiye yaptığımız aciz naçiz hayırlarla, yardımlarla, buralardakiaciz naçiz hayırlarla, yardımlarla, buralardaki eksikli kusurlu çalışmalarımızla.eksikli kusurlu çalışmalarımızla. Yok, kreş açacağız, anaokulu yapacağız,Yok, kreş açacağız, anaokulu yapacağız, yok okul yapacağız bilmem ne.yok okul yapacağız bilmem ne. Oldu, olmadı, toplandı, toplanmadı, hay Allah bilmem ne.Oldu, olmadı, toplandı, toplanmadı, hay Allah bilmem ne. Birbirimize yan bakıp, yamuk konuşup,Birbirimize yan bakıp, yamuk konuşup, yapmıyor muyuz, ne gülüyorsun?yapmıyor muyuz, ne gülüyorsun? Neyse ikinci hadîse geçiyim ben en iyisi.Neyse ikinci hadîse geçiyim ben en iyisi. İkinci hadîs-i şerif.

İkinci hadîs-i şerif.
Ubâyiüküm ‘alâ en lâ tüşrikü billâhi

Ubâyiüküm ‘alâ en lâ tüşrikü billâhi
şey’en ve lâ tesrikû ve lâ teznû ve lâşey’en ve lâ tesrikû ve lâ teznû ve lâ taktülû evlâdeküm ve lâ te’tû bi-bühtânintaktülû evlâdeküm ve lâ te’tû bi-bühtânin tefterûnehû beyne eydîkümtefterûnehû beyne eydîküm ve ercülikum ve lâ ta’sûnî fî ma’rûfinve ercülikum ve lâ ta’sûnî fî ma’rûfin fe-men vefâ minküm fe-ecruhû alallahife-men vefâ minküm fe-ecruhû alallahi ve men esâbe min zâlike şey’en fe-uhize bi-hîve men esâbe min zâlike şey’en fe-uhize bi-hî fi’d-dünyâ fe-hüve lehû keffâratün ve tuhûrunfi’d-dünyâ fe-hüve lehû keffâratün ve tuhûrun ve men seterallâhu fe-zâlike ilallâhive men seterallâhu fe-zâlike ilallâhi in şâe azzebehû ve in şâe ğafera le-hû.in şâe azzebehû ve in şâe ğafera le-hû. İmam Ahmed b. Hanbel,

İmam Ahmed b. Hanbel,
İmam Buhârî, İmam Müslim, İmam Tirmizî, İmam Ebû Dâvûd,İmam Buhârî, İmam Müslim, İmam Tirmizî, İmam Ebû Dâvûd, Ubâde B. Sâmit tarafındanUbâde B. Sâmit tarafından rivayet edilmiş olan bu hadîsirivayet edilmiş olan bu hadîsi kitaplarına kaydetmişler kitaplar muteber.kitaplarına kaydetmişler kitaplar muteber. Peygamber efendimiz buyurmuş ki;

Peygamber efendimiz buyurmuş ki;
Ubâyiüküm.

Ubâyiüküm.
Sizinle bey’at’ı yapıyorum.Sizinle bey’at’ı yapıyorum. Bey’at yapmak ne demek?Bey’at yapmak ne demek? Gelip Ya Resûlullah!Gelip Ya Resûlullah! Biz senin emrindeyiz, sana tabi oluyoruz,Biz senin emrindeyiz, sana tabi oluyoruz, seni kabul ettik, senin emrine girdikseni kabul ettik, senin emrine girdik diye antlaşma demek, sözleşme demek.diye antlaşma demek, sözleşme demek. Resûlullah o ellerini tutardı.Resûlullah o ellerini tutardı. Tamam mı? Tamam.Tamam mı? Tamam. Emrimde misiniz? Emrindeyiz.Emrimde misiniz? Emrindeyiz. Her sözünü tutacağız.Her sözünü tutacağız. Söz verme, buna bey’at deniyor.Söz verme, buna bey’at deniyor. Hükümdarlara, halifelere bey’at edilirdi eskiden.Hükümdarlara, halifelere bey’at edilirdi eskiden. Bu ananeyi tasavvufta da biz devam ettiriyoruz.Bu ananeyi tasavvufta da biz devam ettiriyoruz. Derviş bize geldiği zaman bey’at ediyor bize.Derviş bize geldiği zaman bey’at ediyor bize. Bu işler çoktan sağda solda yıkıldı da,Bu işler çoktan sağda solda yıkıldı da, biz yıkmadan inşallah kıyamete kadar devam eder bey’at.biz yıkmadan inşallah kıyamete kadar devam eder bey’at. Ubâyiüküm.

Ubâyiüküm.
Sizinle bey’atlaşıyorum.Sizinle bey’atlaşıyorum. Alâ en lâ tüşrikü billâhi şey’en.Alâ en lâ tüşrikü billâhi şey’en. Şu şartlarla. Bir.Şu şartlarla. Bir. Alâ en lâ tüşrikü billâhi şey’en.Alâ en lâ tüşrikü billâhi şey’en. Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamanız şartıyla.Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamanız şartıyla. Tamam mı?Tamam mı? Müşriklik yok.

Müşriklik yok.
Allah’a şerîk koşmak yok.Allah’a şerîk koşmak yok. Hem Allah’a hem başka bir şeye tapmak yok.Hem Allah’a hem başka bir şeye tapmak yok. Haça, puta tapmak yok.Haça, puta tapmak yok. Lât’a, Menat’a, Uzza’ya tapmak yok.Lât’a, Menat’a, Uzza’ya tapmak yok. Bunlar putlarının isimleri üç yüz altmış tane putları varmış,Bunlar putlarının isimleri üç yüz altmış tane putları varmış, Kâbe’nin muhtelif yerlerine koymuşlar.Kâbe’nin muhtelif yerlerine koymuşlar. Safa’ya bir tane koymuşlar.Safa’ya bir tane koymuşlar. Merve’ye bir tane koymuşlar.Merve’ye bir tane koymuşlar. Her tarafı put doldurmuşlar.Her tarafı put doldurmuşlar. Sonra Peygamber efendimiz hepsini kırdırmış.Sonra Peygamber efendimiz hepsini kırdırmış. İslam Mekke’yi feth edince bütün putlardan temizlenmiş.İslam Mekke’yi feth edince bütün putlardan temizlenmiş. Bir şirk yok, tamam mı?

Bir şirk yok, tamam mı?
Tamam, bir.Tamam, bir. İkincisi.

İkincisi.
Ve lâ tesrikû.Ve lâ tesrikû. Hırsızlık da yapmayacaksınız.Hırsızlık da yapmayacaksınız. Tamam mı, iki.Tamam mı, iki. Ve lâ teznû.Ve lâ teznû. Zina da yapmayacaksınız, tamam mı, üç.Zina da yapmayacaksınız, tamam mı, üç. Ve lâ taktülû evlâdeküm.

Ve lâ taktülû evlâdeküm.
Evlatlarınızı da diri diriEvlatlarınızı da diri diri toprağa gömüp öldürmeyeceksiniz.toprağa gömüp öldürmeyeceksiniz. Geçinemiyoruz, bu kız çocuklarını istemiyoruz diye.Geçinemiyoruz, bu kız çocuklarını istemiyoruz diye. Ne yaparlardı?Ne yaparlardı? Kız çocuklarını gömerlerdi.Kız çocuklarını gömerlerdi. Bakamayız sayısı çok oluyor.Bakamayız sayısı çok oluyor. Bununla mı uğraşacağız.Bununla mı uğraşacağız. Kız çocuğudur, eksik etektir,Kız çocuğudur, eksik etektir, bizi utandırır bilmem şöyle olur, böyle olur.bizi utandırır bilmem şöyle olur, böyle olur. En iyisi aç mezarı, koy kızı içine,En iyisi aç mezarı, koy kızı içine, üstüne toprağı atıver ölsün.üstüne toprağı atıver ölsün. Öyle yapmışlar yani cahiliye devrinde.Öyle yapmışlar yani cahiliye devrinde. Kız çocuklarını öldürmek.Kız çocuklarını öldürmek. Çok acı şeyler olmuş hayatta, tarihte,Çok acı şeyler olmuş hayatta, tarihte, çok acı şeyler geçmiş, bu insanlığın yüz karası,çok acı şeyler geçmiş, bu insanlığın yüz karası, çok işler var.çok işler var. Evlatlarınızı öldürmeyeceksiniz ha.

Evlatlarınızı öldürmeyeceksiniz ha.
Onlar evlatlarını diri diri doğduktan sonra gömmüşler.Onlar evlatlarını diri diri doğduktan sonra gömmüşler. Öyle öldürmüşler.Öyle öldürmüşler. Başka türlü evladını öldürenler de var.Başka türlü evladını öldürenler de var. Teşekkül etmişken anasının karnından onu aldırmak,Teşekkül etmişken anasının karnından onu aldırmak, düşürtmek, o da şey, o da evladı öldürmenin bir çeşidi.düşürtmek, o da şey, o da evladı öldürmenin bir çeşidi. Neden? Bize çok olur da bakamayız da, ıvır zıvır, bilmem ne.Neden? Bize çok olur da bakamayız da, ıvır zıvır, bilmem ne. O da bir çeşit öldürme.O da bir çeşit öldürme. Bu devirde de böyle oluyor.Bu devirde de böyle oluyor. Ve lâ te’tû bi-bühtânin tefterûnehû

Ve lâ te’tû bi-bühtânin tefterûnehû
beyne eydîküm ve ercülikum.beyne eydîküm ve ercülikum. Ellerinizin, ayaklarınızın önünde arasına ait,Ellerinizin, ayaklarınızın önünde arasına ait, bir iftira yapmamanız, iftira atmamanız.bir iftira yapmamanız, iftira atmamanız. Ve lâ te’tû bi-bühtânin.Ve lâ te’tû bi-bühtânin. Bir iftira ile birisini karalamamanız,Bir iftira ile birisini karalamamanız, bir iftira yapmamanız.bir iftira yapmamanız. Tefterûnehû beyne eydîküm.Tefterûnehû beyne eydîküm. Ellerinizin önünde yapıyorsunuz.Ellerinizin önünde yapıyorsunuz. Ve ercülikum.

Ve ercülikum.
Ellerinizin, ayaklarınızın önünde.Ellerinizin, ayaklarınızın önünde. Bu bir tabir.Bu bir tabir. Elleriniz, iki elinizin ve ayaklarınızın önünde iftira yapmak.Elleriniz, iki elinizin ve ayaklarınızın önünde iftira yapmak. Göz göre göre yanlış olduğu belli olan manasına olabilir.Göz göre göre yanlış olduğu belli olan manasına olabilir. İftirayı iki ellerinin önünde,İftirayı iki ellerinin önünde, ayaklarının önünde yapmak veyahutayaklarının önünde yapmak veyahut başka manaları olabilir.başka manaları olabilir. Yani ellerinizin arasında, ayaklarınızın arasında.Yani ellerinizin arasında, ayaklarınızın arasında. Elle yapılan günahlar tarzında iftira,Elle yapılan günahlar tarzında iftira, ayakların arasıyla yapılan günahlardan kinaye olabilir.ayakların arasıyla yapılan günahlardan kinaye olabilir. İftira etmemeniz üzerine.İftira etmemeniz üzerine. Ve lâ ta’sûnî fî ma’rûfin.Ve lâ ta’sûnî fî ma’rûfin. İyi olan hususlarda bana isyan etmemeniz üzerine.İyi olan hususlarda bana isyan etmemeniz üzerine. Sizinle anlaşıyorum.Sizinle anlaşıyorum. Bey’at’ı bu şartlar üzerine yapıyorum.Bey’at’ı bu şartlar üzerine yapıyorum. Tamam mı, bunlara uyacaksınız.Tamam mı, bunlara uyacaksınız. Ve lâ ta’sûnî fî ma’rûfin.

Ve lâ ta’sûnî fî ma’rûfin.
İyi konularda bana isyan etmeyeceksiniz, tamam mı?İyi konularda bana isyan etmeyeceksiniz, tamam mı? Mâruf, iyi konular demek.Mâruf, iyi konular demek. Emr-i mâruf, iyiliği emretmek demek biliyorsunuz.Emr-i mâruf, iyiliği emretmek demek biliyorsunuz. İyi bir hususta bana karşı gelmeyeceksiniz.İyi bir hususta bana karşı gelmeyeceksiniz. Yani bu sözden çıkan mana;Yani bu sözden çıkan mana; bir devletin reisi kötü bir şey yaparsa,bir devletin reisi kötü bir şey yaparsa, bey’at edilen kimse, o zaman itaat edilmez demek.bey’at edilen kimse, o zaman itaat edilmez demek. Kötü şey nedir?

Kötü şey nedir?
Kötü şey Kur’an’a, İslam’a,Kötü şey Kur’an’a, İslam’a, sünnete aykırı bir günahtır.sünnete aykırı bir günahtır. Onu emretti mi, o zamanOnu emretti mi, o zaman Allah’ın emrine aykırı emrediyor bu yapılmaz.Allah’ın emrine aykırı emrediyor bu yapılmaz. İçki için emrediyorum.İçki için emrediyorum. Ben sizin halifenizim, başkanınızım.Ben sizin halifenizim, başkanınızım. İçemez.İçemez. Hadi bakalım harp de yakaladığınızHadi bakalım harp de yakaladığınız kimseleri şöyle yapın, böyle yapın.kimseleri şöyle yapın, böyle yapın. Yapamaz yani Kur’an da,Yapamaz yani Kur’an da, hadîste yasak olduğu bildirilen bir şeyi,hadîste yasak olduğu bildirilen bir şeyi, münkeri, kötülüğü emrederse, amire,münkeri, kötülüğü emrederse, amire, emire, halifeye, itaat olmaz o zaman.emire, halifeye, itaat olmaz o zaman. İyiliği emredecek yani.İyiliği emredecek yani. Halifenin görevi, iyiliği emretmektir.Halifenin görevi, iyiliği emretmektir. Başkan oldum diye abuk sabuk işler yaptırmamaktır.Başkan oldum diye abuk sabuk işler yaptırmamaktır. Bu önemli bir nokta.Bu önemli bir nokta. Kendisi tabi peygamber efendimizdenKendisi tabi peygamber efendimizden hiçbir şekilde kötülük çıkmayacak Allah’ın peygamberihiçbir şekilde kötülük çıkmayacak Allah’ın peygamberi ve masum Allah’ın ismet sıfatını verdiği kimse.ve masum Allah’ın ismet sıfatını verdiği kimse. Ama bundan ne anlaşılıyor?

Ama bundan ne anlaşılıyor?
Yani bir kimseye bey’at ettiğiniz zaman, o kimseYani bir kimseye bey’at ettiğiniz zaman, o kimse iyiliği emretmiyorsa o zaman itaat olmaz demek.iyiliği emretmiyorsa o zaman itaat olmaz demek. İyilikte itaat olur.İyilikte itaat olur. Zaten peygamber efendimiz bir hadîs-i şerîfinde bunu buyuruyor.Zaten peygamber efendimiz bir hadîs-i şerîfinde bunu buyuruyor. Lâ tâ’ate li-mahlûkin fî ma’siyeti’l-hâlık.

Lâ tâ’ate li-mahlûkin fî ma’siyeti’l-hâlık.
Allah’a isyanda hiçbir kimseye itaat edilmez.

Allah’a isyanda hiçbir kimseye itaat edilmez.
Ne halifeye, ne başka bir idareciye,Ne halifeye, ne başka bir idareciye, ne başkana, ne komutana, ne şuna, ne buna itaat edilmez.ne başkana, ne komutana, ne şuna, ne buna itaat edilmez. Allah’ın emrine aykırı bir emir vermeyeAllah’ın emrine aykırı bir emir vermeye kimsenin hakkı ve salahiyeti yoktur.kimsenin hakkı ve salahiyeti yoktur. Emrederse vebaldir.Emrederse vebaldir. Ötekilerin onu uygulaması uygun olmaz.Ötekilerin onu uygulaması uygun olmaz. Yapmaması lazım gelir.Yapmaması lazım gelir. Bunu anlıyoruz, şimdi.Bunu anlıyoruz, şimdi. Fe-men vefâ minküm fe-ecruhû alallahi.

Fe-men vefâ minküm fe-ecruhû alallahi.
Kim bu antlaşmamıza, sözleşmemize,Kim bu antlaşmamıza, sözleşmemize, söz vermenize bey’at’a, riayet ederse sevabı onun.söz vermenize bey’at’a, riayet ederse sevabı onun. Onun sevabını vermek, Allah’ın şânındandır.Onun sevabını vermek, Allah’ın şânındandır. Allah mükâfatını verecek.Allah mükâfatını verecek. Ve men esâbe min zâlike şey’en.Ve men esâbe min zâlike şey’en. Bu sayılan şeyler bazısında,Bu sayılan şeyler bazısında, bir kusur işleyen, bunu çiğneyen olursa,bir kusur işleyen, bunu çiğneyen olursa, yani şöyle yapmayın böyle yapmayın dedik amayani şöyle yapmayın böyle yapmayın dedik ama bazısını yaparsa, suç işledi.bazısını yaparsa, suç işledi. Fe-uhize bi-hî.Fe-uhize bi-hî. Bu suçundan dolayı yakasına yapışılır da,Bu suçundan dolayı yakasına yapışılır da, cezalandırılırsa, elini kesmek gibi hırsızın,cezalandırılırsa, elini kesmek gibi hırsızın, zina edenin recim edilmesi gibi,zina edenin recim edilmesi gibi, bir cezalandırılma olursa.bir cezalandırılma olursa. Fe-hüve lehû keffâratün ve tuhûrun.

Fe-hüve lehû keffâratün ve tuhûrun.
Bu onun için kefarettir ve temizlenmedir,Bu onun için kefarettir ve temizlenmedir, dünyada iken cezasını çeker,dünyada iken cezasını çeker, ahirette ise azap olmaz, iki defa cezalandırma yoktur.ahirette ise azap olmaz, iki defa cezalandırma yoktur. Dünyada bu cezayı yedi mi ahirette olmaz.Dünyada bu cezayı yedi mi ahirette olmaz. Çünkü bu ceza tatbik edilen birilerine bazılarıÇünkü bu ceza tatbik edilen birilerine bazıları aşağı yukarı konuşma sövüp saymaya başladılar,aşağı yukarı konuşma sövüp saymaya başladılar, sus, susun dedi peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vessellem.sus, susun dedi peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vessellem. Yani o cezayı çekince affolunmuş oluyor,Yani o cezayı çekince affolunmuş oluyor, artık ahirette bir daha olmuyor.artık ahirette bir daha olmuyor. Allah seni kahretsin.Allah seni kahretsin. Niye bu edepsizliği yaptın gibi laflar söylemeyeNiye bu edepsizliği yaptın gibi laflar söylemeye kalkışanları engelledi Peygamber efendimiz.kalkışanları engelledi Peygamber efendimiz. Evet.Evet. Ve men seterallâhu.

Ve men seterallâhu.
Kimin de işlediği suç gizli kalırsa,Kimin de işlediği suç gizli kalırsa, Allah örtmüşse, belli değilse işlediği suç.Allah örtmüşse, belli değilse işlediği suç. Fe-zâlike ilallâhi.Fe-zâlike ilallâhi. Bu Allah’a kalmıştır.Bu Allah’a kalmıştır. İn şâe azzebehû ve in şâe ğafera le-hû.İn şâe azzebehû ve in şâe ğafera le-hû. Ahirette dilerse affeder, isterse cezalandırır.Ahirette dilerse affeder, isterse cezalandırır. Allah’ın bildiği bir şey.Allah’ın bildiği bir şey. Üçüncü hadîs-i şerîf.

Üçüncü hadîs-i şerîf.
Eballâhu en yerzuka abdehü’l-mü’mine

Eballâhu en yerzuka abdehü’l-mü’mine
illâ min haysü lâ yahtesibü.illâ min haysü lâ yahtesibü. İllâ min haysü lâ ya’lemü.

İllâ min haysü lâ ya’lemü.
İbaresi de varmış Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den.İbaresi de varmış Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den. Bu şu demek ki AllahBu şu demek ki Allah başka bir şekilde hareket etmez.başka bir şekilde hareket etmez. Başka bir şeye razı olmaz.Başka bir şeye razı olmaz. Ancak ve ille şöyle yapar.Ancak ve ille şöyle yapar. En yerzuka abdehü’l-mü’mine.

En yerzuka abdehü’l-mü’mine.
Mümin kulunu ancak rızıklandırır,Mümin kulunu ancak rızıklandırır, rızıklandırmaktan başka bir şey yapmaz,rızıklandırmaktan başka bir şey yapmaz, ancak rızıklandırır.ancak rızıklandırır. İllâ min haysü lâ yahtesibü.İllâ min haysü lâ yahtesibü. Hiç hesaplamadığı ummadığı yerdenHiç hesaplamadığı ummadığı yerden rızkını gönderiverir.rızkını gönderiverir. İlle böyle yapar rızıklandırmaması mümkün değildir.İlle böyle yapar rızıklandırmaması mümkün değildir. Anlamadığı, ummadığı, beklemediği yerdenAnlamadığı, ummadığı, beklemediği yerden gönderiverir mümin kuluna.gönderiverir mümin kuluna. Ummadığı yerden rızkını gönderiverir.Ummadığı yerden rızkını gönderiverir. Allah bizi hakiki müminlerden eylesin.

Allah bizi hakiki müminlerden eylesin.
Nimetlerine erenlerden eylesin.Nimetlerine erenlerden eylesin. İki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin.İki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin. El Fâtiha.

El Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2