Namaz Vakitleri

3 Cemâziye'l-Âhir 1446
04 Aralık 2024
İmsak
06:34
Güneş
08:05
Öğle
12:59
İkindi
15:22
Akşam
17:43
Yatsı
19:09
Detaylı Arama

Refîk Olmak: Allah'ın Sevdiği Yumuşaklık Ve Uyum

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Refîk Olmak: Allah'ın Sevdiği Yumuşaklık Ve Uyum

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Bismillahirrahmanirrahim.Bismillahirrahmanirrahim.

Ve an âişete radıyallahu anhâ


Ve an âişete radıyallahu anhâ
enne’n-nebiyye sallallahu aleyhi ve selleme kâle.enne’n-nebiyye sallallahu aleyhi ve selleme kâle. İnnellâhe refîkun yuhibbü’r-rifkaİnnellâhe refîkun yuhibbü’r-rifka ve yu’tî ale’r-rifkıve yu’tî ale’r-rifkı mâ lâ yu’tî ale’l unfimâ lâ yu’tî ale’l unfi ve mâ lâ yu’tî alâ mâ sivâhü.ve mâ lâ yu’tî alâ mâ sivâhü.

Ravâhu Müslim.


Ravâhu Müslim.


İmâm, hadîs âlimi, büyük âlim Müslim,


İmâm, hadîs âlimi, büyük âlim Müslim,
İbn Kuteybe, Ed-dîne Velî’nin sahihinde kaydettiğine göre,İbn Kuteybe, Ed-dîne Velî’nin sahihinde kaydettiğine göre, Hazreti Âişe anamızdan Peygamber sallallahu aleyhi vesellem efendimizinHazreti Âişe anamızdan Peygamber sallallahu aleyhi vesellem efendimizin şöyle buyurduğu rivâyet olunmuş.şöyle buyurduğu rivâyet olunmuş. Radıyallahu teâlâ anha.Radıyallahu teâlâ anha.

Hazreti Âişe validemiz çok âlime bir hatun idi.


Hazreti Âişe validemiz çok âlime bir hatun idi.
Peygamber Efendimizin yanında genç olarak bulundu.Peygamber Efendimizin yanında genç olarak bulundu. Çok şeyleri güzelce hatırında tuttu ve bize bildirdi.Çok şeyleri güzelce hatırında tuttu ve bize bildirdi. İlmin iyileşmesinde, Peygamber Efendimizin hadîslerini bilmemizde çokİlmin iyileşmesinde, Peygamber Efendimizin hadîslerini bilmemizde çok çok faydası oldu, Allah şefaatine erdirsin.çok faydası oldu, Allah şefaatine erdirsin. Çok cömert idi, Hazreti Ebû Bekrî Sıddîk efendimizin kızı.Çok cömert idi, Hazreti Ebû Bekrî Sıddîk efendimizin kızı.

Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;


Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;


İnnellâhe refîkun.


İnnellâhe refîkun.
Allahu Teâlâ Hazretleri rıfk sahibidir.Allahu Teâlâ Hazretleri rıfk sahibidir. Refîk ne demek?Refîk ne demek? Rıfk sahibidir.Rıfk sahibidir. Rıfk ne demek?Rıfk ne demek? Yumuşaklık.Yumuşaklık. Yani geçimlilik, yani uyumluluk.Yani geçimlilik, yani uyumluluk. Refîk bir de insanın arkadaşına derler.Refîk bir de insanın arkadaşına derler. Yolda kendisine refakat edene, yani uyuyor, nereye giderseYolda kendisine refakat edene, yani uyuyor, nereye giderse onunla beraber gidiyor, ondan refakat diyoruz.onunla beraber gidiyor, ondan refakat diyoruz. Arkadaşına refîk diyoruz.Arkadaşına refîk diyoruz. Hayatta uyumlu olarak beraber yaşadığımız hanıma da refîka diyoruz,Hayatta uyumlu olarak beraber yaşadığımız hanıma da refîka diyoruz, uyumlu gidiyoruz inşallah.uyumlu gidiyoruz inşallah. Yani Allah hep uyumlu gitmeyi nasip etsin.Yani Allah hep uyumlu gitmeyi nasip etsin.

Şimdi Allahu Teâlâ Hazretleri refîktir.


Şimdi Allahu Teâlâ Hazretleri refîktir.
Rıfk sahibidir.Rıfk sahibidir. Yumuşak, affedici, bağışlayıcı,Yumuşak, affedici, bağışlayıcı, sert katı değil,sert katı değil, kulun durumuna göre ona yumuşak muamelesini değiştirir,kulun durumuna göre ona yumuşak muamelesini değiştirir, ısrar etmez ille azap vereceğim diye, refîktir.ısrar etmez ille azap vereceğim diye, refîktir.

Ve yuhibbur rıfk rafiktir,


Ve yuhibbur rıfk rafiktir,
kendisi rıfk sahibidir,kendisi rıfk sahibidir, yumuşaklılığı da sever, bu huyu sever.yumuşaklılığı da sever, bu huyu sever. Ve yu’tî ‘ale’r-rifkı.Ve yu’tî ‘ale’r-rifkı. Ve yumuşak, rıfk ile muamelesini yapanVe yumuşak, rıfk ile muamelesini yapan insanlarla öyle rıfk mülayemetle,insanlarla öyle rıfk mülayemetle, uyumlulukla, yumuşaklıkla geçinen insana dauyumlulukla, yumuşaklıkla geçinen insana da verir ikramlarını, mâ lâ yu’tî ale’l-‘unfi,verir ikramlarını, mâ lâ yu’tî ale’l-‘unfi, sertlikle elde edemeyeceği, katılıkla,sertlikle elde edemeyeceği, katılıkla, haşinlikle alacağım bilmem ne filan diye uğraşmakla,haşinlikle alacağım bilmem ne filan diye uğraşmakla, sağlayamayacağı şeyi yumuşaklıkla, sağlar verir.sağlayamayacağı şeyi yumuşaklıkla, sağlar verir. Hâlbuki insan sanır ki, sertlikle sanki daha çok koparırım, işi bitiririm, hayır.Hâlbuki insan sanır ki, sertlikle sanki daha çok koparırım, işi bitiririm, hayır. Unf, sert hareket etmek, katı böyle çekiştirmek, vurmak,Unf, sert hareket etmek, katı böyle çekiştirmek, vurmak, kırmak, yıkmak, itmek, kakmak filan, o ters tepki yapar.kırmak, yıkmak, itmek, kakmak filan, o ters tepki yapar. İnadına insanlar direnir bu sefer, direnişe geçer.İnadına insanlar direnir bu sefer, direnişe geçer. Hâlbuki yumuşak olunca, uyumlu olunca sever, yapar.Hâlbuki yumuşak olunca, uyumlu olunca sever, yapar.

Bizim ihvanımızdan birisi bakan iken Amerika’ya gitmişti.


Bizim ihvanımızdan birisi bakan iken Amerika’ya gitmişti.
Türkiye için mühim görüşmeler yapacaktıTürkiye için mühim görüşmeler yapacaktı ve dünya bankasından krediler alacaktı, para alacaktı.ve dünya bankasından krediler alacaktı, para alacaktı. Bazı yapılacak işler için barajlar vesaireBazı yapılacak işler için barajlar vesaire makineler büyük önemli şeylerin yapılması için.makineler büyük önemli şeylerin yapılması için. Dünya bankası biliyorsunuzDünya bankası biliyorsunuz birçok devletin sermaye koyduğu, Türkiye’nin de sermayesi olanbirçok devletin sermaye koyduğu, Türkiye’nin de sermayesi olan uluslararası bir banka.uluslararası bir banka. Ülkelerin kalkınmasında bu paralar kullanılıyor,Ülkelerin kalkınmasında bu paralar kullanılıyor, büyük büyük paralar, aslında Suud’dan geliyor,büyük büyük paralar, aslında Suud’dan geliyor, Amerika koyuyor filan, böyle bir yönetim,Amerika koyuyor filan, böyle bir yönetim, ama merkezi New York’ta,ama merkezi New York’ta, yöneticileri de Amerikalı mamerikalı, yani onun emrinde.yöneticileri de Amerikalı mamerikalı, yani onun emrinde.

Şimdi dosyaları aldım gittim diyor,


Şimdi dosyaları aldım gittim diyor,
öyle söyledim yumuşamadılar, böyle söyledimöyle söyledim yumuşamadılar, böyle söyledim kabul etmediler, yanaşmıyorlar, inat ediyorlar,kabul etmediler, yanaşmıyorlar, inat ediyorlar, sertlik gösteriyorlar, sinirlenmedim diyor,sertlik gösteriyorlar, sinirlenmedim diyor, gülmüş şöyle arkasına şey yapmış,gülmüş şöyle arkasına şey yapmış, uğraşıyor yani, güreşir gibi uğraşıyor.uğraşıyor yani, güreşir gibi uğraşıyor. Demiş ben size bizim bir Nasrettin hocamız vardırDemiş ben size bizim bir Nasrettin hocamız vardır onun bir hikâyesini anlatayım demiş,onun bir hikâyesini anlatayım demiş, güleç yüzle güzel de fıkra anlatır kendisi,güleç yüzle güzel de fıkra anlatır kendisi, İngilizcesi de güzel, İngilizce bir güzel fıkra anlatmış bunlara,İngilizcesi de güzel, İngilizce bir güzel fıkra anlatmış bunlara, hepsi kahkahayla gülmeye başlamışlar, tamam demişler,hepsi kahkahayla gülmeye başlamışlar, tamam demişler, istediklerini verelim demişler.istediklerini verelim demişler.

Yumuşaklıkla oluyor.


Yumuşaklıkla oluyor.
Vermeye mecbursunuz bilmem ne, verin vermiyoruz,Vermeye mecbursunuz bilmem ne, verin vermiyoruz, imzayı atmıyorum, var mı bir diyeceğin, atmıyorum,imzayı atmıyorum, var mı bir diyeceğin, atmıyorum, nereye müracaat edersen et deyiverir ama yumuşaklıkla olunca,nereye müracaat edersen et deyiverir ama yumuşaklıkla olunca, gönül kazanarak olunca oluyor.gönül kazanarak olunca oluyor.

Gönül kazanmak çok önemli, yumuşaklık çok önemli.


Gönül kazanmak çok önemli, yumuşaklık çok önemli.


Ve mâ lâ yu’tî ‘alâ mâ sivâhü.


Ve mâ lâ yu’tî ‘alâ mâ sivâhü.
Başka usullerle sağlanamayacakBaşka usullerle sağlanamayacak başka huyların kazandıramayacağı karları,başka huyların kazandıramayacağı karları, kazançları, ilerlemeleri, gelişmeleri,kazançları, ilerlemeleri, gelişmeleri, yumuşak huyluluk rıfk, rıfk mülayimlik,yumuşak huyluluk rıfk, rıfk mülayimlik, yumuşaklık, uyumluluk insana kazandırır.yumuşaklık, uyumluluk insana kazandırır.

Hocamız rahmetullahialeyh, biliyorsunuz


Hocamız rahmetullahialeyh, biliyorsunuz
bir arkadaş bir arkadaşa gelir de kalk gidelim derse,bir arkadaş bir arkadaşa gelir de kalk gidelim derse, Ahmet bey kalk gidelim derse,Ahmet bey kalk gidelim derse, Ahmet bey de nereye diye sorarsa,Ahmet bey de nereye diye sorarsa, o arkadaşlığa sığmaz derdi.o arkadaşlığa sığmaz derdi.

Madem arkadaş, kalk gidelim deyince ne yapacak?


Madem arkadaş, kalk gidelim deyince ne yapacak?


Uyum şey yapacak, peki gidecek, kalkacak,


Uyum şey yapacak, peki gidecek, kalkacak,
vardır bir bildiği diyecek, gidecek, arkadaşlık.vardır bir bildiği diyecek, gidecek, arkadaşlık. Bir de kendisinin böyle Bursa telaffuzla bir meşhur sözü var,Bir de kendisinin böyle Bursa telaffuzla bir meşhur sözü var, o da böyle duvarlara levha olarak asıldı.o da böyle duvarlara levha olarak asıldı. Arkadaşlık pekey demekle kâimdir,Arkadaşlık pekey demekle kâimdir, yani peki peki demekle, peki.yani peki peki demekle, peki. Şuraya gidelim mi? Peki.Şuraya gidelim mi? Peki. Şöyle yapalım mı? Peki.Şöyle yapalım mı? Peki. Oturalım mı? Peki.Oturalım mı? Peki. Kalkalım mı? Peki,Kalkalım mı? Peki, … alalım mı? Peki.… alalım mı? Peki. Dondurma alalım mı? Peki.Dondurma alalım mı? Peki. Hiç hayır yok. Yani arkadaş,Hiç hayır yok. Yani arkadaş, arkadaş uyumlu, arkadaş yumuşak, sert değil, katı değil.arkadaş uyumlu, arkadaş yumuşak, sert değil, katı değil. Ya falanca arkadaşla biraz bir şey yaptık, Allah,Ya falanca arkadaşla biraz bir şey yaptık, Allah, bir türlü, ne söylesem yanaşmıyor, şöyle yapalım ıı olmaz,bir türlü, ne söylesem yanaşmıyor, şöyle yapalım ıı olmaz, peki o zaman böyle yapalım o da olmaz, şu bu da olmaz, Allah Allah.peki o zaman böyle yapalım o da olmaz, şu bu da olmaz, Allah Allah. Yani illallah.Yani illallah. Ha işte ona unf derler.Ha işte ona unf derler. Sertlik, haşinlik, uyumsuzluk, buna da rıfk derler.Sertlik, haşinlik, uyumsuzluk, buna da rıfk derler. Rıfkı seviyor Allah.Rıfkı seviyor Allah. Kendisi de refîk.Kendisi de refîk. Cenâb-ı Hak Teâlâ hazretleri kullarınınCenâb-ı Hak Teâlâ hazretleri kullarının yaptıklarını cezalandıracak olsayaptıklarını cezalandıracak olsa yeryüzünde bir tane kul kalmaz, Müslüman dâhil.yeryüzünde bir tane kul kalmaz, Müslüman dâhil. Hepsi cezayı hak ederler, hapı yutarlar, mahvolurlar.Hepsi cezayı hak ederler, hapı yutarlar, mahvolurlar. Ama rıfk sahibi.Ama rıfk sahibi. Hilm sahibi.Hilm sahibi.

Hilm ne demek?


Hilm ne demek?


Hilm de kızılacak yerde


Hilm de kızılacak yerde
itidalini bozmayıp sakin hareket etmek, düşüne taşına hareket etmek.itidalini bozmayıp sakin hareket etmek, düşüne taşına hareket etmek. Adam kalkıyor bir laf söylüyor, karşı taraftaki deAdam kalkıyor bir laf söylüyor, karşı taraftaki de bir kızıyor, birdenbir kızıyor, birden çekiyor tabancayı tırak tırak tırak tırak, ne oldu? Kızdım.çekiyor tabancayı tırak tırak tırak tırak, ne oldu? Kızdım. Kendimi kaybettim, dayanamadım, aklım başımdan gidiverdi birden.Kendimi kaybettim, dayanamadım, aklım başımdan gidiverdi birden. Ha işte o halim değil.Ha işte o halim değil.

Halîm insan nedir?


Halîm insan nedir?


Kızmıyor.


Kızmıyor.
Mus'ab b. Umeyr radyallahu anh, Müslüman olunca,Mus'ab b. Umeyr radyallahu anh, Müslüman olunca, anası nasıl kızmış?anası nasıl kızmış? Gelecek tokat atacak.Gelecek tokat atacak. Kızıyor, dövecek, şey cebbar kadın,Kızıyor, dövecek, şey cebbar kadın, amma öyle vakur, öyle böyle sakin durmuş ki vuramamış.amma öyle vakur, öyle böyle sakin durmuş ki vuramamış. Çok gözümün önüne geliyor o sahne de.Çok gözümün önüne geliyor o sahne de. Sakin olmak, herkes hücum ediyor, tenkit ediyor,Sakin olmak, herkes hücum ediyor, tenkit ediyor, olmaz diyor, bilmem ne diyor, gâyet sakin.olmaz diyor, bilmem ne diyor, gâyet sakin. Şeyde de, Medine-i Münevvere de de öyle.Şeyde de, Medine-i Münevvere de de öyle. Mus'ab b. Umeyr çok mübarek bir zattı.Mus'ab b. Umeyr çok mübarek bir zattı. Mus'ab b. Umeyr şehit.Mus'ab b. Umeyr şehit. Allah cennette buluştursun, şefaatine erdirsin.Allah cennette buluştursun, şefaatine erdirsin.

Mus'ab b. Umeyr, Müslümanlara İslâm’ı anlatırken,


Mus'ab b. Umeyr, Müslümanlara İslâm’ı anlatırken,
kabile reisleri diyorlar ki; bu herifler geldiler,kabile reisleri diyorlar ki; bu herifler geldiler, gençleri böyle topluyorlar etrafına, aldatıyorlar,gençleri böyle topluyorlar etrafına, aldatıyorlar, birimiz gitsin de şunlara söylesin, kovsun bunları.birimiz gitsin de şunlara söylesin, kovsun bunları. Mekke’den kalktılar buraya geldiler orayı karıştırdıkları yetmiyormuş gibi,Mekke’den kalktılar buraya geldiler orayı karıştırdıkları yetmiyormuş gibi, burada da bizim atalarımızın dininden bizim çocuklarıburada da bizim atalarımızın dininden bizim çocukları çıkartıyorlar, kandırıyorlar filan.çıkartıyorlar, kandırıyorlar filan. Tamam, kabilenin reisi oranın ağası.Tamam, kabilenin reisi oranın ağası. Kalkıyor gidiyor. Yani itibarlı insan.Kalkıyor gidiyor. Yani itibarlı insan. Uzaktan gelirken Müslümanlar diyorlar ki;Uzaktan gelirken Müslümanlar diyorlar ki; Ya Mus’ab! Bu gelen var ya, bu gelen,Ya Mus’ab! Bu gelen var ya, bu gelen, bu kabilenin önde gelen hatırlı, kıymetli,bu kabilenin önde gelen hatırlı, kıymetli, kuvvetli adamlarından biridir.kuvvetli adamlarından biridir. Aman bunu kazanırsan çok kâr ederiz.Aman bunu kazanırsan çok kâr ederiz. Aman fıs fıs fıs fıs fıs buna bir bilgi veriyorlar, ön bilgi veriyorlar.Aman fıs fıs fıs fıs fıs buna bir bilgi veriyorlar, ön bilgi veriyorlar. O geliyor pür şiddet, pür hiddet,O geliyor pür şiddet, pür hiddet, kızgın, kılıcı var yanında diyor ki;kızgın, kılıcı var yanında diyor ki; toplanmayın burada, istemiyoruz bizim mahalleye gelmeyin,toplanmayın burada, istemiyoruz bizim mahalleye gelmeyin, gidin bilmem ne,gidin bilmem ne, sizi buralarda bir daha görmeyeyim filan,sizi buralarda bir daha görmeyeyim filan, yani oraların ağası, kabilenin reislerinden olduğu içinyani oraların ağası, kabilenin reislerinden olduğu için öyle yapmak istiyor.öyle yapmak istiyor. Mus’ab İbn Umeyr diyor ki;Mus’ab İbn Umeyr diyor ki; isterseniz Kur’an-ı Kerîmden size biraz okuyayım.isterseniz Kur’an-ı Kerîmden size biraz okuyayım. Serbestsiniz, dinlersiniz,Serbestsiniz, dinlersiniz, eğer yine gidin derseniz o zaman gideriz, amaeğer yine gidin derseniz o zaman gideriz, ama önce bir dinleyin, bir okuyayım diyor.önce bir dinleyin, bir okuyayım diyor.

Bir euzu besmele çekip bir Kur’an-ı Kerîm okuyor.


Bir euzu besmele çekip bir Kur’an-ı Kerîm okuyor.
Allahu ekber.Allahu ekber. Bir Kur’an-ı Kerîm okuyor, eritiyor karşısındaki adamın sertliğini.Bir Kur’an-ı Kerîm okuyor, eritiyor karşısındaki adamın sertliğini. Mum gibi yapıyor.Mum gibi yapıyor. Müslüman oluyor adam.Müslüman oluyor adam. Kovmaya gelen adam, onun yanında Müslüman oluyor.Kovmaya gelen adam, onun yanında Müslüman oluyor. Kur’an-ı Kerîm’in tesirine bak.Kur’an-ı Kerîm’in tesirine bak. Mus'ab b. Umeyr radıyallahuanhın da güzelliğine bak,Mus'ab b. Umeyr radıyallahuanhın da güzelliğine bak, zaten yakışıklı bir insan.zaten yakışıklı bir insan. Bir evin bir tane oğluydu, asildi, yakışıklıydı,Bir evin bir tane oğluydu, asildi, yakışıklıydı, kıymetliydi ama sonra bir keresinde şeyden geldikıymetliydi ama sonra bir keresinde şeyden geldi bir seyahatten görenler ağladılar.bir seyahatten görenler ağladılar. O eski halini hatırlayanlar,O eski halini hatırlayanlar, üstünde yamalı elbiseler, perişan,üstünde yamalı elbiseler, perişan, pejmürde kıyafet, ağladılar.pejmürde kıyafet, ağladılar.

Hilm güzel.


Hilm güzel.
Tamam mı? Kızmak, sertlik kötü.Tamam mı? Kızmak, sertlik kötü. Tamam mı? Bundan sonra inşallahTamam mı? Bundan sonra inşallah patlamayalım, çatlamayalım, birden parlamayalım,patlamayalım, çatlamayalım, birden parlamayalım, yanmayalım, yakmayalım, vurmayalım, kırmayalım inşallah.yanmayalım, yakmayalım, vurmayalım, kırmayalım inşallah. Tamam mı? Söz mü? İnşallah.Tamam mı? Söz mü? İnşallah. Birisi birisine şaka yapıyordu, o gözümün önüne geliverdi,Birisi birisine şaka yapıyordu, o gözümün önüne geliverdi, yapma diyor, gidiyor gıdıklıyor, koltuğunun altına parmağını,yapma diyor, gidiyor gıdıklıyor, koltuğunun altına parmağını, ya yapma diyor, ya sinirleniyorum yapma diyor, o da gidiyor gene yapıyor filan.ya yapma diyor, ya sinirleniyorum yapma diyor, o da gidiyor gene yapıyor filan. Su testisi vardı orda hiç unutmuyorum,Su testisi vardı orda hiç unutmuyorum, testiyi aldı bir vurdu pat, testi yumurta gibi parçalandı.testiyi aldı bir vurdu pat, testi yumurta gibi parçalandı. Sinirlenmek, yani sabır edememek.Sinirlenmek, yani sabır edememek. İnsanın duyguları taştı mı onun freni zor yani.İnsanın duyguları taştı mı onun freni zor yani. O zaman çok sert şeyler olabiliyor.O zaman çok sert şeyler olabiliyor. Hadi testi kırılsın, kırılan testi olsun da bazen öyle olmuyor.Hadi testi kırılsın, kırılan testi olsun da bazen öyle olmuyor. Bazen iş kanlı sonuçlara kadar varabiliyor.Bazen iş kanlı sonuçlara kadar varabiliyor.

Güzel sıfatlardan birisi rıfk,


Güzel sıfatlardan birisi rıfk,
yumuşak olmak, refik olmak, geçimli, uyumlu olmak.yumuşak olmak, refik olmak, geçimli, uyumlu olmak. Halim, selim olmak.Halim, selim olmak. Müslüman, el-Müslimü âlifün me’lûfün.Müslüman, el-Müslimü âlifün me’lûfün. Müslüman kendisi başkalarıyla güzel geçinir,Müslüman kendisi başkalarıyla güzel geçinir, başkaları da kendisinin yanına yanaşabilirler,başkaları da kendisinin yanına yanaşabilirler, sokulabilirler, güzel geçinirler. Neden?sokulabilirler, güzel geçinirler. Neden? Sevimlidir, çekicidir.Sevimlidir, çekicidir. Öyle kaçırıcı, soğuk, korkutucu değildir.Öyle kaçırıcı, soğuk, korkutucu değildir.

Ben üniversitedeyken, bizim sınıfta otururdum ben,


Ben üniversitedeyken, bizim sınıfta otururdum ben,
böyle u harfi şeklinde dizilmişti masalar,böyle u harfi şeklinde dizilmişti masalar, hocanın kürsüsü buradaydı, tahta buradaydı,hocanın kürsüsü buradaydı, tahta buradaydı, ben bu köşede otururdum, kapı karşıda, kapının tam karşısında.ben bu köşede otururdum, kapı karşıda, kapının tam karşısında. Tabi Türkiyat bölümünden Türkçe öğretmeni olacakTabi Türkiyat bölümünden Türkçe öğretmeni olacak kızlar erkekler filanca bizimkızlar erkekler filanca bizim Arap dili ve edebiyatının bölümünün fars dili ve edebiyatının derslerine gelirlerdi.Arap dili ve edebiyatının bölümünün fars dili ve edebiyatının derslerine gelirlerdi. Şimdi ben böyle kitap önümde hocanın gelmesini bekliyorum,Şimdi ben böyle kitap önümde hocanın gelmesini bekliyorum, kapıdan girerler, böyle dolanırlar, gelirler giderler,kapıdan girerler, böyle dolanırlar, gelirler giderler, bir şey soracaklar, korkuyorlar benden.bir şey soracaklar, korkuyorlar benden. Çekiniyorlar. Hâlbuki arkadaşlarım yani,Çekiniyorlar. Hâlbuki arkadaşlarım yani, öğrencilerden birisi de benim, benim kaşlarımın çatıklığımdan,öğrencilerden birisi de benim, benim kaşlarımın çatıklığımdan, böyle duruşumdan, merhaba deyip şu şeyi dersi de iyi bilirdim yani,böyle duruşumdan, merhaba deyip şu şeyi dersi de iyi bilirdim yani, bilemedikleri şeyleri öğrenmek için sormaya ihtiyaçları olurdu.bilemedikleri şeyleri öğrenmek için sormaya ihtiyaçları olurdu. Gelip soramazdı.Gelip soramazdı. Ben de ona gözümün ucuyla takip ederdim yaniBen de ona gözümün ucuyla takip ederdim yani kitaba bakıyorum ama ne yaptığını da fark ederdim, böyle sert insandım.kitaba bakıyorum ama ne yaptığını da fark ederdim, böyle sert insandım. Arnavut biberi gibi, iyi evde kalmadık yani.Arnavut biberi gibi, iyi evde kalmadık yani. Bu sertlikle.Bu sertlikle.

İkinci hadîs-i şerîf; nasip olunca oluyor.


İkinci hadîs-i şerîf; nasip olunca oluyor.
Raanha radıyallahu anh.Raanha radıyallahu anh.

An ebî hüreyrate radıyallahu anhü gâle:


An ebî hüreyrate radıyallahu anhü gâle:
Bu hadîs-i şerîfi okuyorum.Bu hadîs-i şerîfi okuyorum.

Bâle a’râbiyyün fi’l-mescidi


Bâle a’râbiyyün fi’l-mescidi
fe-kâme’n-nâsu ileyhi li-yeka’û fîhife-kâme’n-nâsu ileyhi li-yeka’û fîhi fe-kâle’n-nebiyyü sallallahu aleyhi ve selleme de’ûhüfe-kâle’n-nebiyyü sallallahu aleyhi ve selleme de’ûhü ve erîkû ‘alâ bevlihî seclen min mâinve erîkû ‘alâ bevlihî seclen min mâin ev zenûben min mâinev zenûben min mâin fe-innemâ bü’istüm müyessirîne ve lem tüb’asû mu’asirîne.fe-innemâ bü’istüm müyessirîne ve lem tüb’asû mu’asirîne.

Ravâhü’l-buhârî rahmetullahi aleyh.


Ravâhü’l-buhârî rahmetullahi aleyh.


Hadîs ilminin şâhı ulemâ’nın sultanı


Hadîs ilminin şâhı ulemâ’nın sultanı
İmâm Buhârî hazretleri sahihinde,İmâm Buhârî hazretleri sahihinde, Ebû Hüreyre radıyallahuanhden rivâyet etmiş bu olayı.Ebû Hüreyre radıyallahuanhden rivâyet etmiş bu olayı.

Bâle a’râbiyyün fi’l-mescidi.


Bâle a’râbiyyün fi’l-mescidi.
A’râbi, böyle ası aya vurulacak a’râbiA’râbi, böyle ası aya vurulacak a’râbi çölden gelen bedevi demek.çölden gelen bedevi demek. Şehirliye A’râbi demezler.Şehirliye A’râbi demezler. Yani Arap milleti, o Arap ayrı.Yani Arap milleti, o Arap ayrı. A’rabi dedi mi bedevi demek, çölden,A’rabi dedi mi bedevi demek, çölden, dağlı, köylü, taşralı yani.dağlı, köylü, taşralı yani. Bâle yebûlü bevl etmek demek, çiş yapmak.Bâle yebûlü bevl etmek demek, çiş yapmak. Bâle a’râbiyyün. Bedevinin birisi çiş yaptı.Bâle a’râbiyyün. Bedevinin birisi çiş yaptı. Nerede?Nerede?

Fi’l-mescidi.


Fi’l-mescidi.
Mescitte namaz kılınan yerde,Mescitte namaz kılınan yerde, mescidinin yüznumarası dışarısı bilmem abdest alma yeri filan değil,mescidinin yüznumarası dışarısı bilmem abdest alma yeri filan değil, mescidin içinde. Ha bu neden?mescidin içinde. Ha bu neden?

Çünkü o zamanın mescitleri


Çünkü o zamanın mescitleri
bizim şimdiki zamanımızın mescitleri gibi değildi.bizim şimdiki zamanımızın mescitleri gibi değildi. Etrafı duvarla çevrilmiş, kumluk bir arazi,Etrafı duvarla çevrilmiş, kumluk bir arazi, belki ön tarafında hurma hasırındanbelki ön tarafında hurma hasırından bir hasır örtü varsa var, belki de o örtü de yok.bir hasır örtü varsa var, belki de o örtü de yok. Hurma kütüğünden minber, hurma dallarından tavan,Hurma kütüğünden minber, hurma dallarından tavan, yani bizim tarladaki çardak gibi bir şey.yani bizim tarladaki çardak gibi bir şey. Yani mescit, halılar, tahtalar, öyle duvarlar muvarlar öyle şeyler yok.Yani mescit, halılar, tahtalar, öyle duvarlar muvarlar öyle şeyler yok. Mescit basit yani. Kum.Mescit basit yani. Kum. Kum olunca da adamcağız, dağdan gelme, çöllü,Kum olunca da adamcağız, dağdan gelme, çöllü, yani edebi de belki yani öyle şeyyani edebi de belki yani öyle şey insanların gözü önünde yapılmaz bir şeyde belki bilmiyor.insanların gözü önünde yapılmaz bir şeyde belki bilmiyor. Belki bazıları çekiniyordur ama belki onlarda o zaman çekinilir,Belki bazıları çekiniyordur ama belki onlarda o zaman çekinilir, büyük küçük abdest yapılırken tenhada yapılır gibi bir görenek de belki yok.büyük küçük abdest yapılırken tenhada yapılır gibi bir görenek de belki yok. Belki birbirleriyle çocukların yarış ettiği gibi yarış da ediyorlar.Belki birbirleriyle çocukların yarış ettiği gibi yarış da ediyorlar. Yani hangimiz daha öteye götüreceğiz diye.Yani hangimiz daha öteye götüreceğiz diye. Şimdi bunu neden anlatıyorum?Şimdi bunu neden anlatıyorum? Mescidin durumu öyle, ahalinin durumu öyle.Mescidin durumu öyle, ahalinin durumu öyle. İslâm böyle bir yere geldi.İslâm böyle bir yere geldi. Böyle insanlar, bu adamlar kendi kız çocuklarını gömüyorlardı toprağa.Böyle insanlar, bu adamlar kendi kız çocuklarını gömüyorlardı toprağa. Hazreti Ömer radıyallahuanh bile cahiliye zamanındaHazreti Ömer radıyallahuanh bile cahiliye zamanında gömmüş, hatırladıkça ağlıyor.gömmüş, hatırladıkça ağlıyor. Diyor ki; ben diyor onu gömeceğim çukuru kazıyordum,Diyor ki; ben diyor onu gömeceğim çukuru kazıyordum, sakalım tozlanınca, babacığım sakalın topraklandı diyor,sakalım tozlanınca, babacığım sakalın topraklandı diyor, sakalımı sildiriyordu diyor kızım diyor Allahu Ekber.sakalımı sildiriyordu diyor kızım diyor Allahu Ekber. Yani ne kadar cahil, ne kadar katı,Yani ne kadar cahil, ne kadar katı, ne kadar sert, ne kadar kaba, ne kadar görgüsüz, edepsizne kadar sert, ne kadar kaba, ne kadar görgüsüz, edepsiz bir kavme İslâm gelmiş.bir kavme İslâm gelmiş.

Sonra ne olmuş?


Sonra ne olmuş?
Sonraki insanlar nasıl insan olmuş?Sonraki insanlar nasıl insan olmuş? Harika bir şey.Harika bir şey. Nereden nereye.Nereden nereye. Nereden nereye gelmiş yani.Nereden nereye gelmiş yani. Şimdi fe-kâme’n-nâsu.Şimdi fe-kâme’n-nâsu. Ahali ayağa kalktı.Ahali ayağa kalktı. Onu öyle görünce.Onu öyle görünce.

İleyhi li-yeka’û fîhi.


İleyhi li-yeka’û fîhi.
Ona bir şeyler cezasını vermek için,Ona bir şeyler cezasını vermek için, dövecekler, dövmeye kalktılar.dövecekler, dövmeye kalktılar. O başka yer bulamadın mı burada öyle şey yapılır mı?O başka yer bulamadın mı burada öyle şey yapılır mı? Dövecekler.Dövecekler. Yani sahîh hadîs olmasa insan aklı almıyor yani.Yani sahîh hadîs olmasa insan aklı almıyor yani. Fe-kâle’n-nebiyyü.Fe-kâle’n-nebiyyü. Peygamber Efendimiz de oradaPeygamber Efendimiz de orada sallallahu aleyhi vesellem ne dedi biliyor musunuz?sallallahu aleyhi vesellem ne dedi biliyor musunuz? Sallallahu aleyhi vesellem ne dedi?Sallallahu aleyhi vesellem ne dedi? Bu durumu görüyor böyle, onun öyle yaptığını da gördü,Bu durumu görüyor böyle, onun öyle yaptığını da gördü, ötekilerinin kızıp kalktığını dövmek üzere olduğunu da gördü.ötekilerinin kızıp kalktığını dövmek üzere olduğunu da gördü. Ne dedi biliyor musunuz?Ne dedi biliyor musunuz?

De’ûhü. Bırakın onu.


De’ûhü. Bırakın onu.
Dokunmayın ona. De’ûhü. Durun, dokunmayın.Dokunmayın ona. De’ûhü. Durun, dokunmayın. Ve erîkû ‘alâ bevlihî seclen min mâin.Ve erîkû ‘alâ bevlihî seclen min mâin. Ev zenûben min mâin.Ev zenûben min mâin. Çiş yaptığı kumluk yere, mescidin o kısmınaÇiş yaptığı kumluk yere, mescidin o kısmına bir küçük kapla su döküverin ya dabir küçük kapla su döküverin ya da büyük bir kovayla şar diye çok su dökün.büyük bir kovayla şar diye çok su dökün. Tabi akıp gider, kum kum zaten her tarafTabi akıp gider, kum kum zaten her taraf yani şey yapınca gider. Döküverin.yani şey yapınca gider. Döküverin. Fe-innemâ bü’istüm.Fe-innemâ bü’istüm. Çünkü sizler görevlendirildiniz,Çünkü sizler görevlendirildiniz, müyessirîne, kolaylaştırıcı olmak sıfatıyla görevlendirildiniz,müyessirîne, kolaylaştırıcı olmak sıfatıyla görevlendirildiniz, siz bir ümmetsiniz, müstesna bir ümmetsiniz, görevli bir ümmetsiniz,siz bir ümmetsiniz, müstesna bir ümmetsiniz, görevli bir ümmetsiniz, sizin vazifeniz Allah’ın dinini cihana yaymak.sizin vazifeniz Allah’ın dinini cihana yaymak. Siz kolaylaştırıcılar olarak gönderildiniz,Siz kolaylaştırıcılar olarak gönderildiniz, işi yokuşa sürmek, zorlaştırmak,işi yokuşa sürmek, zorlaştırmak, zorlaştırıcılar olarak gönderilmediniz.zorlaştırıcılar olarak gönderilmediniz.

Ve lem tüb’asû mu’asirîne.


Ve lem tüb’asû mu’asirîne.
Zorlaştırıcılar olarak gönderilmediniz.Zorlaştırıcılar olarak gönderilmediniz. Kolay kolay tarafından, hâl tarafına işinKolay kolay tarafından, hâl tarafına işin çözüm tarafına gidin, olsun bitsin.çözüm tarafına gidin, olsun bitsin. Sen onu döveceksin, o kızacak, gidecekSen onu döveceksin, o kızacak, gidecek İslâm’a girmeyecek, İslâm’a düşman olacak,İslâm’a girmeyecek, İslâm’a düşman olacak, kavmine kabilesine gidecek, bırak yahu Müslümanları diyecek,kavmine kabilesine gidecek, bırak yahu Müslümanları diyecek, gittim mescitlerine de bir araba sopa attılar bana diyecek,gittim mescitlerine de bir araba sopa attılar bana diyecek, şu halime bak diyecek, koluma başıma diyecek,şu halime bak diyecek, koluma başıma diyecek, gözü morarmış vesaire filan.gözü morarmış vesaire filan. Zor tarafı işin.Zor tarafı işin. Kolay tarafı affetmek, çözümlemek, tabi nasihat etmek.Kolay tarafı affetmek, çözümlemek, tabi nasihat etmek.

Bak aziz kardeşim gel,


Bak aziz kardeşim gel,
burası Allah’a ibadet yeridir, İslâm temizlik dinidir,burası Allah’a ibadet yeridir, İslâm temizlik dinidir, İslâm da necasetten temizlenmek,İslâm da necasetten temizlenmek, çişten vesaireden kaçınmak çok önemlidir.çişten vesaireden kaçınmak çok önemlidir. Hatta yüznumara da bile yani mescitte değilHatta yüznumara da bile yani mescitte değil üzerine sıçramamasına çok dikkat etmen gerekir,üzerine sıçramamasına çok dikkat etmen gerekir, sıçrarsa yıkaman gerekir, elbisene sıçrarsa yıkaman gerekir,sıçrarsa yıkaman gerekir, elbisene sıçrarsa yıkaman gerekir, her türlü temizlik lazım.her türlü temizlik lazım. Suyla vesaireyle bunları öğretmek lazımSuyla vesaireyle bunları öğretmek lazım ve öğretmiştir de ve ashâb-ı kirâmdan başlayarakve öğretmiştir de ve ashâb-ı kirâmdan başlayarak ulemâmız temizliğin her çeşidini iyice bu kavme öğretmiştir.ulemâmız temizliğin her çeşidini iyice bu kavme öğretmiştir. Dünyanın en en ibtidâî insanları idiler.Dünyanın en en ibtidâî insanları idiler. En vahşi insanları idiler.En vahşi insanları idiler.

Geçimleri neydi biliyor musunuz?


Geçimleri neydi biliyor musunuz?


Çölde kerten kele yakalayıp onu yerlerdi.


Çölde kerten kele yakalayıp onu yerlerdi.
Ne bulurlarsa, çekirge yerlerdi,Ne bulurlarsa, çekirge yerlerdi, birbirlerine saldırırlardı,birbirlerine saldırırlardı, o kabile o kabileye saldırır adamlarını öldürür,o kabile o kabileye saldırır adamlarını öldürür, karılarını çocuklarını esir alır,karılarını çocuklarını esir alır, mallarını yağmalarlardı.mallarını yağmalarlardı. Sürülerini kaçırırlardı, geçimleri buydu, işleri buydu.Sürülerini kaçırırlardı, geçimleri buydu, işleri buydu.

Sonra ne oldu?


Sonra ne oldu?
İslâm ne oldu sonra?İslâm ne oldu sonra? Geldi bunlara Allah korkusunu öğretti.Geldi bunlara Allah korkusunu öğretti. Allah’tan korkup zulüm etmemek,Allah’tan korkup zulüm etmemek, kimsenin malına canına saldırmamak bunu öğretti.kimsenin malına canına saldırmamak bunu öğretti. Sonra neyi öğretti?Sonra neyi öğretti? Temizliği öğretti, öyle bir temizlik ki,Temizliği öğretti, öyle bir temizlik ki, yirminci yüzyılda insanlar yeni ulaştı.yirminci yüzyılda insanlar yeni ulaştı. Dişini bile fırçalamayı öğretti.Dişini bile fırçalamayı öğretti. Eee?Eee?

Diş fırçası fabrikası yok o zaman.


Diş fırçası fabrikası yok o zaman.
Diş macunu yok o zaman.Diş macunu yok o zaman. Çölden ağaç dallarını kesip,Çölden ağaç dallarını kesip, misvak, ağacın dalını kesip,misvak, ağacın dalını kesip, ucunu tellendirip hırt pırt hırt pırt hırt pırtucunu tellendirip hırt pırt hırt pırt hırt pırt dişleri fırçalamayı öğretti.dişleri fırçalamayı öğretti. Koltuk altlarını kazımayı, oradakiKoltuk altlarını kazımayı, oradaki mısır püskülü gibi kılları, Allah orda kıl çıkartıyor,mısır püskülü gibi kılları, Allah orda kıl çıkartıyor, o kılları kazımayı öğretti, kasıklardaki kılları kazımayı öğretti.o kılları kazımayı öğretti, kasıklardaki kılları kazımayı öğretti. Tırnakları kesmeyi öğretti.Tırnakları kesmeyi öğretti. Sünneti öğretti İslâm.Sünneti öğretti İslâm. Günde beş defa abdest almayı öğretti.Günde beş defa abdest almayı öğretti. Cuma guslünü öğretti.Cuma guslünü öğretti. Necasetten tahareti öğretti, maddi temizliği öğretti,Necasetten tahareti öğretti, maddi temizliği öğretti, hadesten tahâreti öğretti, manevi temizliği öğretti,hadesten tahâreti öğretti, manevi temizliği öğretti, kalp temizliğini öğretti, nefsi terbiyeyi öğretti,kalp temizliğini öğretti, nefsi terbiyeyi öğretti, kötü huylardan kurtarmayı öğretti,kötü huylardan kurtarmayı öğretti, iyilik yapmayı öğretti,iyilik yapmayı öğretti, hediye vermeyi öğretti, fazileti öğretti,hediye vermeyi öğretti, fazileti öğretti, her şeyi öğretti, cihanın en asil insanları haline getirdi.her şeyi öğretti, cihanın en asil insanları haline getirdi. En ibtidâî insanları.En ibtidâî insanları. En asaletli, en merhametli,En asaletli, en merhametli, en medeni, insan haklarına en saygılı insanlar haline getirdi İslâm.en medeni, insan haklarına en saygılı insanlar haline getirdi İslâm. Şek şüphe yok.Şek şüphe yok. Hocam yirminci yüz yılda medeni milletler.Hocam yirminci yüz yılda medeni milletler. Bırak masalı şimdi.Bırak masalı şimdi. Ne medenisi. Rusya mı medeni?Ne medenisi. Rusya mı medeni?

Şu Çeçenistan’ı şu şeyleri bombalayan.


Şu Çeçenistan’ı şu şeyleri bombalayan.
Sırplar mı medeni?Sırplar mı medeni? Almanya mı, Fransa mı, İngiltere mi, hangisi medeni?Almanya mı, Fransa mı, İngiltere mi, hangisi medeni? Kime, kime söylüyorsun.Kime, kime söylüyorsun. Git bakalım Afrika da olanları, tarihi bir oku.Git bakalım Afrika da olanları, tarihi bir oku. Güney Doğu Asya da olanları bir oku bakalım.Güney Doğu Asya da olanları bir oku bakalım. Müslüman cihat ediyordu,Müslüman cihat ediyordu, ediyordu ama gittiği yerde diyordu ki putperestliği bırak imana gel.ediyordu ama gittiği yerde diyordu ki putperestliği bırak imana gel. Allah imanı seviyor, küfrü sevmiyor.Allah imanı seviyor, küfrü sevmiyor. Yanlış yoldasın. Doğru yola gel. Gelmem.Yanlış yoldasın. Doğru yola gel. Gelmem. Gelmezsen o zaman benim emrime gir,Gelmezsen o zaman benim emrime gir, ne yaparsan, ne halt edersen et, ama bana tabi ol,ne yaparsan, ne halt edersen et, ama bana tabi ol, cizye ver, vergi ver, onu da yapmam.cizye ver, vergi ver, onu da yapmam. O zaman bende seni öyle abuk sabuk inançla,O zaman bende seni öyle abuk sabuk inançla, böyle ortalığı berbat etmene,böyle ortalığı berbat etmene, yamuk yamuk yaşamana müsaade etmem.yamuk yamuk yaşamana müsaade etmem. Lâ ilâhe illallâh deyinceye kadar seninle uğraşırım.Lâ ilâhe illallâh deyinceye kadar seninle uğraşırım.

Ne diyor Peygamber Efendimiz?


Ne diyor Peygamber Efendimiz?


Ümirtü en ükâtile’n-nâse


Ümirtü en ükâtile’n-nâse
hattâ yeşhedû en lâ ilâahe illallâh ve enne muhammeden rasûlullâhi.hattâ yeşhedû en lâ ilâahe illallâh ve enne muhammeden rasûlullâhi.

İnsanlar, lâ ilâahe illallâh deyinceye kadar,


İnsanlar, lâ ilâahe illallâh deyinceye kadar,
muhammeden rasûlullâhi deyince kadar,muhammeden rasûlullâhi deyince kadar, ve ekimus salate ve atuz zekate.ve ekimus salate ve atuz zekate. Namaz kılıp oruç tutuncaya kadar onlarla savaşmakla emrolundum.Namaz kılıp oruç tutuncaya kadar onlarla savaşmakla emrolundum. Yani İslâm da kötülüğe müsamaha ve onu serbest bırakmak,Yani İslâm da kötülüğe müsamaha ve onu serbest bırakmak, ne yaparsa yapsın demek yok.ne yaparsa yapsın demek yok.

Ne var? Onu değiştirmek var.


Ne var? Onu değiştirmek var.
Değişmiyorsa adam hâkim olmak var,Değişmiyorsa adam hâkim olmak var, yangını kontrol altına almak var.yangını kontrol altına almak var. O da olmuyorsa sonuna kadar,O da olmuyorsa sonuna kadar, ya seni mahveylesin cihanda mevlâm ya beni dediği gibi şairin.ya seni mahveylesin cihanda mevlâm ya beni dediği gibi şairin. O zaman kötülükle mücadele var.O zaman kötülükle mücadele var. İslâm öyle uyuşukluk dini değil.İslâm öyle uyuşukluk dini değil. Kötülüğe müsaade etmiyor, pisliğe müsaade etmiyor,Kötülüğe müsaade etmiyor, pisliğe müsaade etmiyor, insanların insanları sömürmesine, zulmüne,insanların insanları sömürmesine, zulmüne, gadrine, öldürmesine müsaade etmiyor.gadrine, öldürmesine müsaade etmiyor. Adaleti getiriyor, hürriyeti, hakkaniyeti getiriyor.Adaleti getiriyor, hürriyeti, hakkaniyeti getiriyor.

Üçüncü hadîs-i şerîf;


Üçüncü hadîs-i şerîf;


An ebî hüreyrete radyallahu anhu enne raculen gâle


An ebî hüreyrete radyallahu anhu enne raculen gâle
li’n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve sellemeli’n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme evsınî gâle lâ tağdab fe-raddedeevsınî gâle lâ tağdab fe-raddede mirâran gâle lâ tağdab.mirâran gâle lâ tağdab.

Ravâhü’l-buhâriyyü.


Ravâhü’l-buhâriyyü.


İmâm Buhârî hadîsinde sahihinde rivâyet etmiş bu hadîs-i şerîfi


İmâm Buhârî hadîsinde sahihinde rivâyet etmiş bu hadîs-i şerîfi
rahmetullahialeyh Peygamber Efendimize bir kişi dedi ki:rahmetullahialeyh Peygamber Efendimize bir kişi dedi ki:

Ya Resûlullah! Bana nasihat et.


Ya Resûlullah! Bana nasihat et.
Peygamber Efendimiz de ona dedi ki;Peygamber Efendimiz de ona dedi ki; Lâ tağdab! Kızma! Nasihat mi istiyorsun kızma.Lâ tağdab! Kızma! Nasihat mi istiyorsun kızma. Fe-raddede mirâran.Fe-raddede mirâran. Tekrar tekrar söyledi adam.Tekrar tekrar söyledi adam. Dedi ki: Ya Resûlullah! Nasihat et bana.Dedi ki: Ya Resûlullah! Nasihat et bana. Yani gene nasihat et, gene nasihat et,Yani gene nasihat et, gene nasihat et, daha da söyle, başka da söyle demek istedi, her seferinde de.daha da söyle, başka da söyle demek istedi, her seferinde de. Gâle lâ tağdab.Gâle lâ tağdab. Gazaplanma, kızma, sakin ol dedi Peygamber Efendimiz.Gazaplanma, kızma, sakin ol dedi Peygamber Efendimiz. Böyle yapıyorum, zaten gözüm iyi görmüyorBöyle yapıyorum, zaten gözüm iyi görmüyor ama burada harflerin ne kendisi çıkmış, ne noktaları çıkmış filanama burada harflerin ne kendisi çıkmış, ne noktaları çıkmış filan çok zorluk çekiliyor okumakta onun için şey yapıyorum.çok zorluk çekiliyor okumakta onun için şey yapıyorum.

Müsaade ederseniz bir hadîs daha okuyacağım.


Müsaade ederseniz bir hadîs daha okuyacağım.
Bir tane daha fazla değil.Bir tane daha fazla değil.

An ebî ya’lâ şeddâd ibni evsin radıyallahu anhü


An ebî ya’lâ şeddâd ibni evsin radıyallahu anhü
an rasûlillahi sallallahu aleyhi ve selleme gâle:an rasûlillahi sallallahu aleyhi ve selleme gâle:

İnnellâhe ketebe’l-ihsâne ‘alâ külli şey’in ...


İnnellâhe ketebe’l-ihsâne ‘alâ külli şey’in ...


Allah razı olsun bu ışıkları yakanlardan, faydası oluyor.


Allah razı olsun bu ışıkları yakanlardan, faydası oluyor.


İnnellâhe ketebe’l-ihsâne ‘alâ külli şey’in


İnnellâhe ketebe’l-ihsâne ‘alâ külli şey’in
fe-izâ kateltüm fe-ahsinü’l-kıtletefe-izâ kateltüm fe-ahsinü’l-kıtlete ve izâ zebahtüm fe-ahsinü’z-zibhateve izâ zebahtüm fe-ahsinü’z-zibhate ve’l-yuhidde ehadükümve’l-yuhidde ehadüküm şefratehû ve’l-yurih zebîhatehû.şefratehû ve’l-yurih zebîhatehû.

Ravâhü müslim.


Ravâhü müslim.


Bu hadîs-i şerîfi de iki büyük hadîs kitabının yazarlarından bir tanesi olan


Bu hadîs-i şerîfi de iki büyük hadîs kitabının yazarlarından bir tanesi olan
İmâm Müslim sahihinde rivâyet etmiş.İmâm Müslim sahihinde rivâyet etmiş. Şeddâd b. Evs radıyallahuanhden.Şeddâd b. Evs radıyallahuanhden.

Peygamber Efendimiz ne buyurmuş. Buyurmuş ki;


Peygamber Efendimiz ne buyurmuş. Buyurmuş ki;


İnnellâhe ketebe’l-ihsâne ‘alâ külli şey’in.


İnnellâhe ketebe’l-ihsâne ‘alâ külli şey’in.
Cenâb-ı Hak iyi yapmayı, güzel yapmayı,Cenâb-ı Hak iyi yapmayı, güzel yapmayı, her şey üzerine yazdı,her şey üzerine yazdı, yani her şeyi yaparken onu güzel yapmayıyani her şeyi yaparken onu güzel yapmayı size vazife kıldı demek bu söz.size vazife kıldı demek bu söz.

Kutibe aleykumu-ssiyâmu.


Kutibe aleykumu-ssiyâmu.


Oruç size sizin üzerinize yazıldı ne demek?


Oruç size sizin üzerinize yazıldı ne demek?
Yani oruç tutun demek.Yani oruç tutun demek. Yazıldı ne demek?Yazıldı ne demek?

Ketebe’l-ihsâne.


Ketebe’l-ihsâne.
Allah size orucu şey ketebe’l-ihsâne Allah size iyi yapmayıAllah size orucu şey ketebe’l-ihsâne Allah size iyi yapmayı yazdı üzerinize yani mecbur etti,yazdı üzerinize yani mecbur etti, farz kıldı, yapın diye emretti.farz kıldı, yapın diye emretti. Alâ külli şey’in.Alâ külli şey’in. Her şeyi yaparken.Her şeyi yaparken. Neyi yaparsan onu güzel yapmayı AllahNeyi yaparsan onu güzel yapmayı Allah bizim üzerimize görev olarak yazdı.bizim üzerimize görev olarak yazdı. Müslüman yaptığı işi en güzel yapacak.Müslüman yaptığı işi en güzel yapacak. Bunu yazdı yani bu bir emir.Bunu yazdı yani bu bir emir. Ahmet Efendi yaptığın şeyi en güzel yapacaksın,Ahmet Efendi yaptığın şeyi en güzel yapacaksın, yaptığın şey en güzeli olacak,yaptığın şey en güzeli olacak, güzel yapacaksın yaptığın şeyi.güzel yapacaksın yaptığın şeyi.

İhsan ne demek Arapçada?


İhsan ne demek Arapçada?


İhsan, hasen, hüsün


İhsan, hasen, hüsün
kelimeleriyle ilgili, oradan geliyor, ifal babında,kelimeleriyle ilgili, oradan geliyor, ifal babında, bir şeyi güzel yapmak demek.bir şeyi güzel yapmak demek. Hasen güzel demektir.Hasen güzel demektir. Hazreti Hasan efendimize niçin o ismi vermiş dedesi? Hazreti Hasan efendimize niçin o ismi vermiş dedesi?

Çok güzel yüzlüydü.


Çok güzel yüzlüydü.
Hazreti Hasan efendimiz Peygamber Efendimize en çok benzeyenHazreti Hasan efendimiz Peygamber Efendimize en çok benzeyen beş kişiden en çok benzeyeniydi.beş kişiden en çok benzeyeniydi. Resûlullahı hayatında görmemiş olanlarResûlullahı hayatında görmemiş olanlar onlara bakarak idare ederlerdi vaziyeti.onlara bakarak idare ederlerdi vaziyeti. Resûlullaha bu en çok benziyormuş diye onların yüzüne bakarak idare ederlerdi.Resûlullaha bu en çok benziyormuş diye onların yüzüne bakarak idare ederlerdi. En çok benzeyen akrabasından,En çok benzeyen akrabasından, beş kişiden, en benzeyeni Hazreti Hasan.beş kişiden, en benzeyeni Hazreti Hasan. Hasan, hasen yani, güzel demek.Hasan, hasen yani, güzel demek. Ahsen, en güzel demek. Ahsen.Ahsen, en güzel demek. Ahsen. Hüsna o da en güzel demek.Hüsna o da en güzel demek. Feminin meskulin yani müzekker müennes,Feminin meskulin yani müzekker müennes, ikisi de en güzel demek.ikisi de en güzel demek.

Ha ihsan ne demek?


Ha ihsan ne demek?


Bir yaptığı şeyi güzel yapmak demek.


Bir yaptığı şeyi güzel yapmak demek.
Yani yaptığın şey de güzellik olacak.Yani yaptığın şey de güzellik olacak. Yapmışsın ama bir şeye benzememiş.Yapmışsın ama bir şeye benzememiş. Yüzünü gözünü, yüzüne gözüne bulaştırmışsın.Yüzünü gözünü, yüzüne gözüne bulaştırmışsın. Bir çuval inciri berbat etmişsin.Bir çuval inciri berbat etmişsin. Hiç bir şeye benzememiş.Hiç bir şeye benzememiş. Hadi ya götür bunu olmamış.Hadi ya götür bunu olmamış. Müslüman böyle yapmaz.Müslüman böyle yapmaz. Müslüman yaptığı şeyi en güzel yapar.Müslüman yaptığı şeyi en güzel yapar. Ömer Yaprak usta,Ömer Yaprak usta, ustalık yaptı bir eser koydu mu ortaya en güzel olur.ustalık yaptı bir eser koydu mu ortaya en güzel olur. Her şeyi, yazı güzel olacak,Her şeyi, yazı güzel olacak, hatta misal veriyor Peygamber Efendimiz burada,hatta misal veriyor Peygamber Efendimiz burada, fe-izâ kateltüm fe-ahsinü’l-kıtlete,fe-izâ kateltüm fe-ahsinü’l-kıtlete, bir hayvanı avlayıp öldüreceğiniz zaman güzel öldürün.bir hayvanı avlayıp öldüreceğiniz zaman güzel öldürün. Yani evet geçinmeye ihtiyacınız var, yaşamaya ihtiyacınız var,Yani evet geçinmeye ihtiyacınız var, yaşamaya ihtiyacınız var, Cenâb-ı Hak avlanmayı, hayvanları yemeyi bize meşru kılmış.Cenâb-ı Hak avlanmayı, hayvanları yemeyi bize meşru kılmış.

Evelem yerav ennâ ḣalaknâ le-hüm


Evelem yerav ennâ ḣalaknâ le-hüm
mimmâ ‘amilet eydînâ en’âmenmimmâ ‘amilet eydînâ en’âmen fe-hüm lehâ mâlikûne.fe-hüm lehâ mâlikûne. Ve żellelnâhâ le-hümVe żellelnâhâ le-hüm fe-minhâ rakûbühüm ve minhâ ye’kulûne.fe-minhâ rakûbühüm ve minhâ ye’kulûne.

Biz atın üstüne biniyoruz,


Biz atın üstüne biniyoruz,
dıgıdık dıgıdık dıgıdık yoruluyor hayvan,dıgıdık dıgıdık dıgıdık yoruluyor hayvan, biz üstüne şöyle biniyoruz, dıgıdık dıgıdık.biz üstüne şöyle biniyoruz, dıgıdık dıgıdık. Hayvan yarın bize davacı olabilir mi?Hayvan yarın bize davacı olabilir mi?

Bu insanoğlu geldi benim sırtıma bindi, beni dıgıdık


Bu insanoğlu geldi benim sırtıma bindi, beni dıgıdık
dıgıdık koşturdu, yükleri üstüme vurdudıgıdık koşturdu, yükleri üstüme vurdu ve bana falanca yerden filanca yere taşıttı diyemez.ve bana falanca yerden filanca yere taşıttı diyemez. Neden? Yâsîn suresinin sonNeden? Yâsîn suresinin son sayfasının başındaki bu âyet-i kerîmelerdesayfasının başındaki bu âyet-i kerîmelerde bize hizmet etsin diye bu hayvanları Allah’ın yarattığıbize hizmet etsin diye bu hayvanları Allah’ın yarattığı ve onlardan faydalanmayı bizeve onlardan faydalanmayı bize helal kıldığını âyet-i kerîme bildiriyor.helal kıldığını âyet-i kerîme bildiriyor. Yiyebiliriz de.Yiyebiliriz de. Koyunu kestik.Koyunu kestik. Ya Rabbi! Bu adam beni ben tam otluyordum,Ya Rabbi! Bu adam beni ben tam otluyordum, kuzucuktum, yeni büyümüştüm,kuzucuktum, yeni büyümüştüm, yakaladı beni kesti, kebap yaptı yedi.yakaladı beni kesti, kebap yaptı yedi. Diyebilir mi? Diyemez.Diyebilir mi? Diyemez.

Neden? Hayvan, helal hayvanların


Neden? Hayvan, helal hayvanların
eti yenebilen hayvanların yenilmesini Allah müsaade vermiş,eti yenebilen hayvanların yenilmesini Allah müsaade vermiş, bizim için yaratmış, balık, balık da bir şey diyemez.bizim için yaratmış, balık, balık da bir şey diyemez. Müsaade vermiş.Müsaade vermiş. Nerden çıkıyor? Okuduğum âyet-i kerîmelerden.Nerden çıkıyor? Okuduğum âyet-i kerîmelerden. O Yâsîn suresinin son sayfasının baş taraftakiO Yâsîn suresinin son sayfasının baş taraftaki âyet-i kerîme onu gösteriyor.âyet-i kerîme onu gösteriyor.

Ve żellelnâhâ le-hüm fe-minhâ rakûbühüm.


Ve żellelnâhâ le-hüm fe-minhâ rakûbühüm.
İstediğine biner.İstediğine biner. Ve minhâ ye’kulûne.Ve minhâ ye’kulûne. İstediğinden yer, yemek var.İstediğinden yer, yemek var. Amma bu işi yaparken güzel yapın diyor.Amma bu işi yaparken güzel yapın diyor. Misal veriyor, her şeyi güzel yapacağız ya,Misal veriyor, her şeyi güzel yapacağız ya, mesela öldürmek güzel bir şey değil amamesela öldürmek güzel bir şey değil ama öldürmeyi bile öldürürken güzel öldüreceksin.öldürmeyi bile öldürürken güzel öldüreceksin. Çünkü yaşayacaksın.Çünkü yaşayacaksın.

İnsanoğlunun gıdası nedir?


İnsanoğlunun gıdası nedir?


Şöyle bir düşünün, üç gıdamız var.


Şöyle bir düşünün, üç gıdamız var.
Bizim esas itibariyle üç tane gıdamız var.Bizim esas itibariyle üç tane gıdamız var. Bir havadan inen yağmur.Bir havadan inen yağmur. Şıkırda şıkır şıkırda şıkır şıkırda şıkır.Şıkırda şıkır şıkırda şıkır şıkırda şıkır. Susuz yaşayamıyoruz, susuz ölüyoruz.Susuz yaşayamıyoruz, susuz ölüyoruz. İlle su içeceğiz.İlle su içeceğiz. Her şey suyla hayatını sürdürüyor.Her şey suyla hayatını sürdürüyor. Bir bir gıdamız bu.Bir bir gıdamız bu. Buradan bu su geçecek.Buradan bu su geçecek. Bu suyu içeceğiz.Bu suyu içeceğiz. Küçük bebek ishal olur hanımlar bilmez,Küçük bebek ishal olur hanımlar bilmez, ishal oldu, ishal oldu, bezini değiştirirler, bezini değiştirirler,ishal oldu, ishal oldu, bezini değiştirirler, bezini değiştirirler, çocuk ölüverir, aa ishalden öldü.çocuk ölüverir, aa ishalden öldü. İshalden ölmedi, ishalden su kaybetti,İshalden ölmedi, ishalden su kaybetti, sen ona su içirmedin, susuzluktan öldü çocuk,sen ona su içirmedin, susuzluktan öldü çocuk, ishal olabilir, insan açlıktan kolay ölmez.ishal olabilir, insan açlıktan kolay ölmez. Su kalmadı vücudunda, su kalmayıncaSu kalmadı vücudunda, su kalmayınca makinede benzin olmayınca makine çalışmaz.makinede benzin olmayınca makine çalışmaz. Arabaya benzin almamış,Arabaya benzin almamış, direksiyona geçiyor deh deh deh istediğin kadar dehle.direksiyona geçiyor deh deh deh istediğin kadar dehle. Gitmez benzini yok.Gitmez benzini yok. Su lazım, bir gıdamız su.Su lazım, bir gıdamız su.

Başka? Başka bütün gıdalarımız


Başka? Başka bütün gıdalarımız
bitkilerin yavruları olan tohumlar.bitkilerin yavruları olan tohumlar. Hepsi bitki yavrusu.Hepsi bitki yavrusu. Buğday tohum. Yani yavru.Buğday tohum. Yani yavru. Elma ağacın yavrusu. O da tohum.Elma ağacın yavrusu. O da tohum. Onu da eksen elmayı o da biter.Onu da eksen elmayı o da biter. Armut o da yani ne ne varsa yediğimiz hepsi onlar tohum.Armut o da yani ne ne varsa yediğimiz hepsi onlar tohum. Veyahut tohumun büyümesinden çıkmış, tohumu ekiyorsun,Veyahut tohumun büyümesinden çıkmış, tohumu ekiyorsun, bitiyor ha soğan çıktı diyorsun yiyorsun.bitiyor ha soğan çıktı diyorsun yiyorsun. Tohum, yani netice itibariyle tohumları yiyoruz, suyu içiyoruz.Tohum, yani netice itibariyle tohumları yiyoruz, suyu içiyoruz. Bir de başka canlıların etlerini yiyoruz.Bir de başka canlıların etlerini yiyoruz. Balıketi, tavuk eti, sülün eti, keklik eti, bunları yiyoruz et,Balıketi, tavuk eti, sülün eti, keklik eti, bunları yiyoruz et, yani özetleyecek olursak o hayvanlar dayani özetleyecek olursak o hayvanlar da ot yiyorlar, sonuç itibariyle ot da yağmurdan oluyor.ot yiyorlar, sonuç itibariyle ot da yağmurdan oluyor. Cenâb-ı Hakk’ın öyle bir sanatı var ki, etrafımızdaCenâb-ı Hakk’ın öyle bir sanatı var ki, etrafımızda öyle bir fabrika çalışıyor ki,öyle bir fabrika çalışıyor ki, gökten yağmur iniyor, yerden otlar bitiyor,gökten yağmur iniyor, yerden otlar bitiyor, et makineleri, süt makineleri olan inekleret makineleri, süt makineleri olan inekler tarlalarda makine gibi akşamlara kadar ot dişliyorlar, ot biçiyorlar,tarlalarda makine gibi akşamlara kadar ot dişliyorlar, ot biçiyorlar, yiyorlar yiyorlar yiyorlar, dört ayaklı,yiyorlar yiyorlar yiyorlar, dört ayaklı, iki boynuzlu, mö sesli süt makinesi.iki boynuzlu, mö sesli süt makinesi. Otu yiyor yiyor yiyor. Ne oluyor?Otu yiyor yiyor yiyor. Ne oluyor?

Süt oluyor, e ot yeşildi bu süt niye beyaz?


Süt oluyor, e ot yeşildi bu süt niye beyaz?
Cenâb-ı Hakk’ın kudreti.Cenâb-ı Hakk’ın kudreti. Otu yiyor et oluyor.Otu yiyor et oluyor. Ya bu küçücüktü, kuzucuktu, bu böyle bak şimdi kocaman oldu,Ya bu küçücüktü, kuzucuktu, bu böyle bak şimdi kocaman oldu, küçücük bir buzağıydı, şimdi yüz elli kiloluk inek oldu.küçücük bir buzağıydı, şimdi yüz elli kiloluk inek oldu. Ha ottan, ottan et yapıyor Cenâb-ı Hak.Ha ottan, ottan et yapıyor Cenâb-ı Hak. Ottan süt yapıyor, fabrikaya yaptırtıyor,Ottan süt yapıyor, fabrikaya yaptırtıyor, kendi yarattığı inek fabrikasına inek bir fabrika gibi çalışıyor,kendi yarattığı inek fabrikasına inek bir fabrika gibi çalışıyor, kuzu bir fabrika gibi çalışıyor.kuzu bir fabrika gibi çalışıyor. Biz de ya onların yediği otları yiyoruz,Biz de ya onların yediği otları yiyoruz, ya tohumları yiyoruz, sonuç itibariyle ya daya tohumları yiyoruz, sonuç itibariyle ya da onlar yiyorlar yiyorlar kendileri et yapıyorlaronlar yiyorlar yiyorlar kendileri et yapıyorlar biz de hazıra konuyoruz onları yiyoruz.biz de hazıra konuyoruz onları yiyoruz. Onun için bizim Allah müsaade vermiş,Onun için bizim Allah müsaade vermiş, yaşamamız için biz balık da tutacağız, koyun da keseceğiz, yiyeceğiz.yaşamamız için biz balık da tutacağız, koyun da keseceğiz, yiyeceğiz. Efendim hayvanlara acıyalım.Efendim hayvanlara acıyalım. Hayvanlara acıyorsun daHayvanlara acıyorsun da bitkilere niye acımıyorsun bitki de yeme o zaman öl.bitkilere niye acımıyorsun bitki de yeme o zaman öl. Vejetaryen, e o bitkinin canı yok mu?Vejetaryen, e o bitkinin canı yok mu? Bitki de büyüyor canı var.Bitki de büyüyor canı var. Bitkiler canlı değil mi?Bitkiler canlı değil mi?

Canlı. Hayvanı yemiyor, bitkiyi yiyor.


Canlı. Hayvanı yemiyor, bitkiyi yiyor.
O gene orda sen bir cana kıyıyorsun.O gene orda sen bir cana kıyıyorsun. Bitkiyi yediğin zaman.Bitkiyi yediğin zaman. Karpuzu kestiğin zaman, kıtır kıtır kesiyorsun.Karpuzu kestiğin zaman, kıtır kıtır kesiyorsun. Cenâb-ı Hak bu nizamı yaratırken,Cenâb-ı Hak bu nizamı yaratırken, insanoğlunun hizmetine bunları yarattığı içininsanoğlunun hizmetine bunları yarattığı için bunları yemek helal.bunları yemek helal. Helal minallah Allah helal kılmış tamam.Helal minallah Allah helal kılmış tamam. Amma bu hayvanları avlarken güzel avla.Amma bu hayvanları avlarken güzel avla. Keseceği zaman güzel kes,Keseceği zaman güzel kes, kesişinizi güzel yapın, öldüreceğiniz zaman güzel bir şekildekesişinizi güzel yapın, öldüreceğiniz zaman güzel bir şekilde çabuk ölecek gibi öldürün, kurbanınızı can çekiştirmeyin,çabuk ölecek gibi öldürün, kurbanınızı can çekiştirmeyin, rahatlattırın, çabuk işini halledin diyor.rahatlattırın, çabuk işini halledin diyor. Bıçağınızı bileyin, şimdi ben kurban kestim,Bıçağınızı bileyin, şimdi ben kurban kestim, kendim müteaddit defalar kurban kestim,kendim müteaddit defalar kurban kestim, hanım bıçak getir kurbanı keseceğiz.hanım bıçak getir kurbanı keseceğiz. Yatırıyorsun bıçağı sürtüyorsun sürtüyorsun sürtüyorsun sürtüyorsun kesilmiyor.Yatırıyorsun bıçağı sürtüyorsun sürtüyorsun sürtüyorsun sürtüyorsun kesilmiyor. Neden? Kör bıçak olmaz, olmaz.Neden? Kör bıçak olmaz, olmaz.

Ne olacak? Peygamber Efendimiz ne diyor?


Ne olacak? Peygamber Efendimiz ne diyor?


Ve’l-yuhidde ehadüküm şefratehû.


Ve’l-yuhidde ehadüküm şefratehû.
Sizden biriniz bıçağını bilesin, keskin olsun, öyle küt olmasın,Sizden biriniz bıçağını bilesin, keskin olsun, öyle küt olmasın, kör olmasın, cizt kestiği zaman şeye kadar gelecek,kör olmasın, cizt kestiği zaman şeye kadar gelecek, omurgaya kadar gelecek, boynundaki kemiğe kadar gelecek.omurgaya kadar gelecek, boynundaki kemiğe kadar gelecek. Kanı akacak, kanı aktı mı, şey yapıyor, tamam oluyor.Kanı akacak, kanı aktı mı, şey yapıyor, tamam oluyor. O kanın akması tamamen bittikten sonraO kanın akması tamamen bittikten sonra en son bir böyle bir gerilme yapar ondan sonra salar kendisini.en son bir böyle bir gerilme yapar ondan sonra salar kendisini. Ondan sonra omurgası içindekiOndan sonra omurgası içindeki murdar iliği keseceksin, kafayı keseceksin,murdar iliği keseceksin, kafayı keseceksin, ondan sonra bacağından şeyi açıp,ondan sonra bacağından şeyi açıp, sopayı söküp, üfürüp, şişirip, asıp soyacaksın filan yani.sopayı söküp, üfürüp, şişirip, asıp soyacaksın filan yani. Ama bıçağınız keskin olsun diyor,Ama bıçağınız keskin olsun diyor, keserken güzel kesin diyor, yani kesmek işi kötü bir,keserken güzel kesin diyor, yani kesmek işi kötü bir, yani zor bir iş olmakla beraber, onu bile,yani zor bir iş olmakla beraber, onu bile, hani adam hayvan nasıl olsa eza çekecek, ya ne yapalım,hani adam hayvan nasıl olsa eza çekecek, ya ne yapalım, Allah bize vermiş demeyecek insan,Allah bize vermiş demeyecek insan, müsaadeyi vermiş demeyecek.müsaadeyi vermiş demeyecek. Onu bile güzel yapacak.Onu bile güzel yapacak. Her şeyde sadece bu şeyde değil.Her şeyde sadece bu şeyde değil. Yani verilen misallerle sınırlı değilYani verilen misallerle sınırlı değil her şeyi güzel yapacağız, her şeyi.her şeyi güzel yapacağız, her şeyi. Her şeyde birinci olmamız lazım.Her şeyde birinci olmamız lazım. Dünyanın birincisi olmamız lazım.Dünyanın birincisi olmamız lazım. Yaptığımız her şeyiYaptığımız her şeyi en güzel yapıp şeyi almamız lazım, ödülü, mükâfatı almamız lazım.en güzel yapıp şeyi almamız lazım, ödülü, mükâfatı almamız lazım. İnşallah. Öyle çalışmalıyız.İnşallah. Öyle çalışmalıyız.

Allahu Teâlâ Hazretleri gayret kuvvet versin.


Allahu Teâlâ Hazretleri gayret kuvvet versin.
Allah hepinizden razı olsun.Allah hepinizden razı olsun.

Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berakatuhu.


Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berakatuhu.


El fâtiha.


El fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2