Namaz Vakitleri
İstanbul
24 Cemâziye'l-Evvel 1447
15 November 2025
İmsak
06:16
Güneş
07:45
Öğle
12:54
İkindi
15:28
Akşam
17:52
Yatsı
19:15
Detaylı Arama

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. el-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn.

el-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn.
Ve’s-salâtü ve’s-selâmu alâ-seyyidi’l-evvelîne ve’l-âhirîne.Ve’s-salâtü ve’s-selâmu alâ-seyyidi’l-evvelîne ve’l-âhirîne. Seyyidinâ ve senedinâ ve mededinâ MuhammedinSeyyidinâ ve senedinâ ve mededinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaînve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn ve men tebi’ahû bi-ihsânin ilâ yevmi’d-din.ve men tebi’ahû bi-ihsânin ilâ yevmi’d-din. Emmâ ba'd:

Emmâ ba'd:
Fa’lemû eyyühe’l-ihvân

Fa’lemû eyyühe’l-ihvân
fe-inne efdale’l-hadîsi kitâbullah ve efdale’l-hedyi hedyüfe-inne efdale’l-hadîsi kitâbullah ve efdale’l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem.seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem. Ve şerre’l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesetin bid’atünVe şerre’l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesetin bid’atün ve külle bid’atin dalâletün ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi’n-nâr.ve külle bid’atin dalâletün ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi’n-nâr. Ve bi’s-senedi’l-muttasılı ile’n-nebiyyiVe bi’s-senedi’l-muttasılı ile’n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: “İnnî le-a’lemü kelimeten lâ tekûlühâ abdün

“İnnî le-a’lemü kelimeten lâ tekûlühâ abdün
hakkan min kalbihî illâ harramellâhü ale’n-nâri.”hakkan min kalbihî illâ harramellâhü ale’n-nâri.” Sadaka Rasûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl.

Sadaka Rasûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl.
Aziz ve muhterem kardeşlerim.

Aziz ve muhterem kardeşlerim.
Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.

Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.
Allah-u Teâlâ Hazretleri sizleri ve bizleri dünya ve ahiretinAllah-u Teâlâ Hazretleri sizleri ve bizleri dünya ve ahiretin hayırlarına erdirip iki cihanda mes'ud ve bahtiyar eylesin.hayırlarına erdirip iki cihanda mes'ud ve bahtiyar eylesin. Şu mübarek cuma akşamındaŞu mübarek cuma akşamında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîflerindenPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinden münasip bir miktar okuyup tefeyyüz etmek için toplanmış bulunuyoruz.münasip bir miktar okuyup tefeyyüz etmek için toplanmış bulunuyoruz. Bu hadîs-i şerîflerin izahına başlamadan önce

Bu hadîs-i şerîflerin izahına başlamadan önce
buyurun Peygamber Efendimiz'e sevgimizin, saygımızınbuyurun Peygamber Efendimiz'e sevgimizin, saygımızın ve bağlılığımızın bir nişanesi olmak üzere evvelen ve hassetenve bağlılığımızın bir nişanesi olmak üzere evvelen ve hasseten O'nun ruh-i pâkine hediye edelim diye,O'nun ruh-i pâkine hediye edelim diye, sonra O'nun cümle âl'inin ve ashâbının, etbâının,sonra O'nun cümle âl'inin ve ashâbının, etbâının, ahbâbının ruhlarına hediye edelim diye,ahbâbının ruhlarına hediye edelim diye, sair enbiyâ ve mürselin ve cümle evliyâullahınsair enbiyâ ve mürselin ve cümle evliyâullahın ve bilhassa ümmet-i Muhammed'in mürşitleri,ve bilhassa ümmet-i Muhammed'in mürşitleri, verese-i enbiyâ, sâdât-ı meşâyih-i turuk-u aliyyemizin,verese-i enbiyâ, sâdât-ı meşâyih-i turuk-u aliyyemizin, Ebû Bekr-i Sıddîk ve Ali-i Mürtezâ'dan ve sair sahâbeden,Ebû Bekr-i Sıddîk ve Ali-i Mürtezâ'dan ve sair sahâbeden, rıdvanullahi Teâlâ aleyhim ecmaîn, müteselsilenrıdvanullahi Teâlâ aleyhim ecmaîn, müteselsilen üstadımıza kadar güzerân eylemiş olanüstadımıza kadar güzerân eylemiş olan cümle mensuplarına ve halifelerinin, muhiblerinin ruhlarına hediye olsun diye,cümle mensuplarına ve halifelerinin, muhiblerinin ruhlarına hediye olsun diye, ve uzaktan ve yakından şu mübarek cuma akşamındave uzaktan ve yakından şu mübarek cuma akşamında bu hadîs-i şerîfleri dinlemek ve cuma akşamıbu hadîs-i şerîfleri dinlemek ve cuma akşamı yatsı namazını camide kılmak sevap diyeyatsı namazını camide kılmak sevap diye buraya gelmiş olan siz kardeşlerimizin ve sair dost ve ihvanımızınburaya gelmiş olan siz kardeşlerimizin ve sair dost ve ihvanımızın ahirete göçmüş olan bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarınaahirete göçmüş olan bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına hediye olsun, ruhları şad olsun, kabirleri pür nür olsun diye,hediye olsun, ruhları şad olsun, kabirleri pür nür olsun diye, yaşayan biz müslümanların da Rabbimizin rızasınayaşayan biz müslümanların da Rabbimizin rızasına uygun ömür sürüp Kur'an-ı Kerîm'in yolunda yürüyüp,uygun ömür sürüp Kur'an-ı Kerîm'in yolunda yürüyüp, Peygamber Efendimiz'in sünnetini ihyâ eyleyip,Peygamber Efendimiz'in sünnetini ihyâ eyleyip, iman-ı kâmil ile ahirete göçmemize vesile olsun diye.iman-ı kâmil ile ahirete göçmemize vesile olsun diye. Buyurun birer Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, öyle başlayalım.

Buyurun birer Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, öyle başlayalım.
Râmûzü'l-ehâdîs isimli hadîs mecmuasının

Râmûzü'l-ehâdîs isimli hadîs mecmuasının
147. sayfasının 7. hadîs-i şerîfidir.147. sayfasının 7. hadîs-i şerîfidir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,
Osman radıyallahu anh'denOsman radıyallahu anh'den Hâkim'in Müstedrek'inde ve İbn Hibbân'da, İbn Hüzeyme'deHâkim'in Müstedrek'inde ve İbn Hibbân'da, İbn Hüzeyme'de ve Ahmed b. Hanbel'de rivayet olunduğuna göre,ve Ahmed b. Hanbel'de rivayet olunduğuna göre, İbn Abdilber'de de var.İbn Abdilber'de de var. Şöyle buyurmuşlar.Şöyle buyurmuşlar. İnnî le a’lemü kelimeten.

İnnî le a’lemü kelimeten.
Ben öyle bir kelime biliyorum ki,Ben öyle bir kelime biliyorum ki, öyle bir söz biliyorum ki;öyle bir söz biliyorum ki; Lâ tekûlühâ abdün hakkan min kalbihî.

Lâ tekûlühâ abdün hakkan min kalbihî.
Hiçbir kulu yoktur ki, onu hakiki bir inanç ileHiçbir kulu yoktur ki, onu hakiki bir inanç ile gönlünden derin derine sarılarakgönlünden derin derine sarılarak sımsıkı bir iman ile, yakın ile söylesin desımsıkı bir iman ile, yakın ile söylesin de illâ, mümkün değil başka bir şey olması, illâillâ, mümkün değil başka bir şey olması, illâ harramellâhü ale’n-nâri.harramellâhü ale’n-nâri. Allahu Teâlâ Hazretleri muhakkak onuAllahu Teâlâ Hazretleri muhakkak onu cehenneme haram kılar,cehenneme haram kılar, asla cehennemine düşürmeden cennetine dahil eder.asla cehennemine düşürmeden cennetine dahil eder. Yani ben öyle bir söz biliyorum ki onu hakiki,Yani ben öyle bir söz biliyorum ki onu hakiki, sahte değil, hakiki bir şekilde gönülden söyleyen kulu,sahte değil, hakiki bir şekilde gönülden söyleyen kulu, Allahu Teâlâ Hazretleri muhakkakAllahu Teâlâ Hazretleri muhakkak cennetine sokar, cehennemine haram kılar.cennetine sokar, cehennemine haram kılar. Cehenneme girmesi imkansız olur, girmez.Cehenneme girmesi imkansız olur, girmez. Tabi bu kelimenin ne olduğu bu hadîs-i şerîfin arkasındaTabi bu kelimenin ne olduğu bu hadîs-i şerîfin arkasında beyan edilmemiş.beyan edilmemiş. Acaba bu söz hangi sözdür?

Acaba bu söz hangi sözdür?
Acaba bizim bilmediğimiz bir söz mü?Acaba bizim bilmediğimiz bir söz mü? Acaba esrarlı, tılsımlı bir saklı kelime mi?Acaba esrarlı, tılsımlı bir saklı kelime mi? Hayır!Hayır! Bu söz, Lâ ilâhe illallâh

Bu söz, Lâ ilâhe illallâh
Muhammedun Resûlullah veyaMuhammedun Resûlullah veya şehâdet kelimesi ile Eşhedü en lâ ilâhe illallâhşehâdet kelimesi ile Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlühü.ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlühü. İşte bu söz, kelime-i şehâdet veya kelime-i tevhid dediğimizİşte bu söz, kelime-i şehâdet veya kelime-i tevhid dediğimiz ifade ki başka hadîs-i şerîflerden biliyoruz,ifade ki başka hadîs-i şerîflerden biliyoruz, bu hasseye sahip.bu hasseye sahip. Lâ ilâhe illallâh diyen cennete girer.Lâ ilâhe illallâh diyen cennete girer. Cehenneme teni haram olur.Cehenneme teni haram olur. Bu kadar kolay mı cennete girmek?Bu kadar kolay mı cennete girmek? Evet, Allahu Teâlâ Hazretlerinin lütfu çoktur.

Evet, Allahu Teâlâ Hazretlerinin lütfu çoktur.
Fazl-ı keremi eşsizdir, emsalsizdir, engindir,Fazl-ı keremi eşsizdir, emsalsizdir, engindir, ucu bucağı yoktur, rahmetine nihayet yoktur.ucu bucağı yoktur, rahmetine nihayet yoktur. Rahmeti her şeye galebe çalar,Rahmeti her şeye galebe çalar, mümin kullarını dünya ve ahiretin hayırlarına erdirir.mümin kullarını dünya ve ahiretin hayırlarına erdirir. Lâ ilâhe illallâh cennetin anahtarıdır.Lâ ilâhe illallâh cennetin anahtarıdır. Kim Lâ ilâhe illallâh derse cennete girer.Kim Lâ ilâhe illallâh derse cennete girer. ''Men kâle Lâ ilâhe illallâhu dehale’l-cenneh.''

''Men kâle Lâ ilâhe illallâhu dehale’l-cenneh.''
O da bir ayrı hadîs-i şerîf.

O da bir ayrı hadîs-i şerîf.
Onun için bizim mahallemizeOnun için bizim mahallemize çok seneler önce bir hoca kardeşimiz gelmişti.çok seneler önce bir hoca kardeşimiz gelmişti. Dedi ki sizin mahallede cami yok.Dedi ki sizin mahallede cami yok. E olsun.E olsun. Dört sokak aşağıda var bir kubbeli cami.Dört sokak aşağıda var bir kubbeli cami. E sizin mahallede yok.E sizin mahallede yok. İşte oraya gidip geliyoruz.İşte oraya gidip geliyoruz. E sizin mahallede yok.E sizin mahallede yok. Peki kuralım.Peki kuralım. Yer yok.Yer yok. Parsellenmiş, herkes birer iki katlı ev kondurmuş,Parsellenmiş, herkes birer iki katlı ev kondurmuş, bahçeli bir mahalle.bahçeli bir mahalle. Olsun.Olsun. Hiç yer ayırmamışlar.Hiç yer ayırmamışlar. Park yeri ayırmışlar, çocuk bahçesi ayırmışlar,Park yeri ayırmışlar, çocuk bahçesi ayırmışlar, sinema yeri ayırmışlar, harp olursa sığınma yeri ayırmışlar,sinema yeri ayırmışlar, harp olursa sığınma yeri ayırmışlar, pazar yeri ayırmışlar,pazar yeri ayırmışlar, ihtiyarlar dinlensin diye ayırmışlar, çocuklar oynasın diye ayırmışlar.ihtiyarlar dinlensin diye ayırmışlar, çocuklar oynasın diye ayırmışlar. Sanki bu milletin hiç ibadete ihtiyacı yok.Sanki bu milletin hiç ibadete ihtiyacı yok. Sanki onu yani bir ihtiyaç görmüyor.Sanki onu yani bir ihtiyaç görmüyor. İbadet etmek sanki kendisine gerekli bir şey değilmiş gibi.İbadet etmek sanki kendisine gerekli bir şey değilmiş gibi. Şu mahalleyi kuranların akıllarına bakın.Şu mahalleyi kuranların akıllarına bakın. Her şeyi düşünmüşler de ibadet yeri yok.Her şeyi düşünmüşler de ibadet yeri yok. Çarşı pazar dahil her şey var,Çarşı pazar dahil her şey var, sığınak dahil her şey var, amma ibadet yeri yok.sığınak dahil her şey var, amma ibadet yeri yok. Bu mahalleyi kuran mimar,Bu mahalleyi kuran mimar, bütünüyle düşünen mimar, bu milletten kopmuş bir mimar.bütünüyle düşünen mimar, bu milletten kopmuş bir mimar. Bu milleti tanımıyor.Bu milleti tanımıyor. Bu milletin evvelinden haberi yok.Bu milletin evvelinden haberi yok. Bu millet buraya neden gelmiş bilmiyor.Bu millet buraya neden gelmiş bilmiyor. Bu milletin dedeleri, bizim dedelerimiz,Bu milletin dedeleri, bizim dedelerimiz, buralara neden gelmiş bilmiyor.buralara neden gelmiş bilmiyor. Müslümanın hayatında ibadetin yeri nedir bilmiyor,

Müslümanın hayatında ibadetin yeri nedir bilmiyor,
caminin önemi nedir bilmiyor.caminin önemi nedir bilmiyor. Herkes evinde kılsın canım.Herkes evinde kılsın canım. Otobüs şoförüne gidiyorsun, diyorsun kiOtobüs şoförüne gidiyorsun, diyorsun ki şoför bey namazım kaçacak, müsaade et.şoför bey namazım kaçacak, müsaade et. Şöyle bir yerde dur, şu namazı kılayım.Şöyle bir yerde dur, şu namazı kılayım. Oturduğun yerden kıl.Oturduğun yerden kıl. Sanki şoför değil, müftü sanki.Sanki şoför değil, müftü sanki. Şeye söylüyorsun, muavine söylüyorsun,Şeye söylüyorsun, muavine söylüyorsun, hacı amca oturduğun yerden kılarsan olur.hacı amca oturduğun yerden kılarsan olur. Durmak varken niye oturduğum yerden kılayım?Durmak varken niye oturduğum yerden kılayım? Herkes, ben durduğum zaman başkaları da gelecek.

Herkes, ben durduğum zaman başkaları da gelecek.
Yani kolay tarafına kaçıyor herkes.Yani kolay tarafına kaçıyor herkes. Bir kısmı da bu milleti bilmiyor.Bir kısmı da bu milleti bilmiyor. Neyse, cami yapacağız.Neyse, cami yapacağız. Tutturdu, ille yapacağız.Tutturdu, ille yapacağız. Peki biz de, yani cami yapmak iyi de yer yok amaPeki biz de, yani cami yapmak iyi de yer yok ama onun da hatrını kıramıyoruz.onun da hatrını kıramıyoruz. Dedim ki, gel bari benim bahçeye yap.Dedim ki, gel bari benim bahçeye yap. Bizim alt kattaki komşuyla evimiz ortak,Bizim alt kattaki komşuyla evimiz ortak, bahçesinde de bir yer var, buraya bir şey yapalım.bahçesinde de bir yer var, buraya bir şey yapalım. Geldi dolaştı baktı, burası kenar dedi.Geldi dolaştı baktı, burası kenar dedi. Mahallenin göbeğinde olsun dedi, orta yerde.Mahallenin göbeğinde olsun dedi, orta yerde. Pekala.Pekala. Gittik bir yerde, bir arkadaşın evini dolaştık,Gittik bir yerde, bir arkadaşın evini dolaştık, kömürlüğüne baktık, o kendisi içeride, haberi yok.kömürlüğüne baktık, o kendisi içeride, haberi yok. Biz evini teftiş ediyoruz ki neresine bunun bina,Biz evini teftiş ediyoruz ki neresine bunun bina, cami yaparız diye, yaptık.cami yaparız diye, yaptık. Karar verdik yani, cami orada olsun diye amaKarar verdik yani, cami orada olsun diye ama daha ortada bir şey yok.daha ortada bir şey yok. Hemen o gün elini kulağına koydu ezan okudu.Hemen o gün elini kulağına koydu ezan okudu. Öğle ezanını okudu.Öğle ezanını okudu. Herkes camlara çıktılar.Herkes camlara çıktılar. Ne oluyor bu mahallenin burasında diye.Ne oluyor bu mahallenin burasında diye. Baktılar sakallı bir adam elini kulağına koymuş ezan okuyor.Baktılar sakallı bir adam elini kulağına koymuş ezan okuyor. Deli sanmışlardır, divane sanmışlardır.Deli sanmışlardır, divane sanmışlardır. Zaten öyle.Zaten öyle. Yani eski has müslümanlarYani eski has müslümanlar bu devirde yaşasalar biz onları deli sanırız.bu devirde yaşasalar biz onları deli sanırız. Onlar gelseler bu devirde bizi görseler sopayla kovalarlar.Onlar gelseler bu devirde bizi görseler sopayla kovalarlar. O kadar farklılaşmışız.O kadar farklılaşmışız. İşte camlar açıldı, kapandı falan, Allah Allah ne oluyor dediler.İşte camlar açıldı, kapandı falan, Allah Allah ne oluyor dediler. Otların üstünde, dikenlerin üstünde,Otların üstünde, dikenlerin üstünde, sararmış otların üstünde namaz kılacağız ön tarafta.sararmış otların üstünde namaz kılacağız ön tarafta. Utandık, birer battaniye getirdik yani mahalleli.Utandık, birer battaniye getirdik yani mahalleli. Battaniyeleri serdik yaz günü.Battaniyeleri serdik yaz günü. Çoluk çocuk bayram yeri gibi toplandı.Çoluk çocuk bayram yeri gibi toplandı. Herkes böyle dolanıp şöyle açıktan alarga,

Herkes böyle dolanıp şöyle açıktan alarga,
şöyle bir çarp vuruyor, şöyle yan yan bakıyor.şöyle bir çarp vuruyor, şöyle yan yan bakıyor. Ama bizim hoca çok pişkin, çok şakacı, çok tatlı bir insan.Ama bizim hoca çok pişkin, çok şakacı, çok tatlı bir insan. Asıl oraya getireceğim, gel gel diyor çocuklara.Asıl oraya getireceğim, gel gel diyor çocuklara. Çocuk da sırıtıyor tabii, gülüyor.Çocuk da sırıtıyor tabii, gülüyor. Mahallenin çocukları yani, ufak büyük,Mahallenin çocukları yani, ufak büyük, yani ilkokula giden, gitmeyen falan.yani ilkokula giden, gitmeyen falan. Gel gel diyor.Gel gel diyor. O da gülüyor.O da gülüyor. Diyor ki, bak diyor cennette uçacaksın havalarda, istemez misin diyor.Diyor ki, bak diyor cennette uçacaksın havalarda, istemez misin diyor. Kelebek gibi havalarda.Kelebek gibi havalarda. Tabii çocuk bayılıyor, mest oluyor, geliyor.Tabii çocuk bayılıyor, mest oluyor, geliyor. Alevi'nin çocuğu var, sünni'nin çocuğu var,Alevi'nin çocuğu var, sünni'nin çocuğu var, dinli'nin çocuğu var, dinsiz'in çocuğu var.dinli'nin çocuğu var, dinsiz'in çocuğu var. Babaları cami yaptırmaya lüzum görmeyen mahallede.Babaları cami yaptırmaya lüzum görmeyen mahallede. Çocukların hepsini toparladı, arkaya saf yaptı.Çocukların hepsini toparladı, arkaya saf yaptı. Ondan sonra da döndü onlara, namazdan sonra ders verdi.Ondan sonra da döndü onlara, namazdan sonra ders verdi. Asıl oraya getireceğim bu hadîs-i şerîfle ilgili.Asıl oraya getireceğim bu hadîs-i şerîfle ilgili. Çocuklar dedi, hepinize dedi onar tane anahtar veriyorum dedi.Çocuklar dedi, hepinize dedi onar tane anahtar veriyorum dedi. Anahtar filan yok ortada.Anahtar filan yok ortada. Onar tane anahtar veriyorum dedi.Onar tane anahtar veriyorum dedi. Bu anahtarları cebinize koyun dedi.Bu anahtarları cebinize koyun dedi. Sevdiğiniz insanlara bu anahtarlardan birer tane verin kiSevdiğiniz insanlara bu anahtarlardan birer tane verin ki gelsinler cennetin kapısını açsınlar o anahtarlagelsinler cennetin kapısını açsınlar o anahtarla cennete girsinler dedi.cennete girsinler dedi. Neymiş o anahtar diye böyle merakla bekliyor çocuklar.Neymiş o anahtar diye böyle merakla bekliyor çocuklar. Hoşuma gitti yani adam çok usta, hoca.Hoşuma gitti yani adam çok usta, hoca. Çocukları eğitmekte, terbiye etmekte, şevklendirmekte bir tane.Çocukları eğitmekte, terbiye etmekte, şevklendirmekte bir tane. Çocuklar dedi bu anahtarÇocuklar dedi bu anahtar Lâ ilâhe illallah Muhammedun Resûlullah sözüdür dedi.Lâ ilâhe illallah Muhammedun Resûlullah sözüdür dedi. Doldurun bakalım ceplerinizi.Doldurun bakalım ceplerinizi. Çocukların önünde bir şey yok ama mahsustanÇocukların önünde bir şey yok ama mahsustan dolduruyormuş gibi yaptılar ceplerini.dolduruyormuş gibi yaptılar ceplerini. Şimdi biz duyuyoruz ertesi günlerdeŞimdi biz duyuyoruz ertesi günlerde her birisi gitmiş anasının babasının yanına,her birisi gitmiş anasının babasının yanına, anne al şu anahtarı.anne al şu anahtarı. Anahtar yok ortada.Anahtar yok ortada. Nedir çocuğum?Nedir çocuğum? İşte bu cennetin anahtarı.

İşte bu cennetin anahtarı.
Hadi anne Lâ ilâhe illallah de,Hadi anne Lâ ilâhe illallah de, Muhammedun Resûlullah de biraz diye mahalle çalkandı.Muhammedun Resûlullah de biraz diye mahalle çalkandı. O çocuklar cemaatimiz oldu bizim.O çocuklar cemaatimiz oldu bizim. Kaç cemaat geldiler gittiler,Kaç cemaat geldiler gittiler, o hoca orada durduğu müddetçe,o hoca orada durduğu müddetçe, Elhamdülillah ondan sonra da o maya tuttu orada.Elhamdülillah ondan sonra da o maya tuttu orada. Şimdi güzel bir cami var.Şimdi güzel bir cami var. Üstünde yurdu var.Üstünde yurdu var. Yurdunda Kur'an okutuluyor.Yurdunda Kur'an okutuluyor. Altı kalorferli.Altı kalorferli. Civardan bütün herkes gelir, orada namaz kılar.Civardan bütün herkes gelir, orada namaz kılar. Yani insan gayret etti mi olmayacak sandığı şeyler oluyor.Yani insan gayret etti mi olmayacak sandığı şeyler oluyor. Mahallede yer bırakmamışlar, bırakmasınlar, sen bul.Mahallede yer bırakmamışlar, bırakmasınlar, sen bul. Yer yok.Yer yok. Sen hele bir ucundan başla,Sen hele bir ucundan başla, hele bir çimenlerin üstünde kılmaya başla bakalım.hele bir çimenlerin üstünde kılmaya başla bakalım. Allah Kerîm, arkasından neler getiriyor, neler gösteriyor.Allah Kerîm, arkasından neler getiriyor, neler gösteriyor. O alevi'nin çocuğu, beriki dinsizin çocuğu,O alevi'nin çocuğu, beriki dinsizin çocuğu, öteki imansızın çocuğu ammaöteki imansızın çocuğu amma analarına, babalarına yaka silktirdi o çocuklar sonra.analarına, babalarına yaka silktirdi o çocuklar sonra. Yaka silktirdiler.Yaka silktirdiler. Çocuklar geldi geldi namaza durdular.Çocuklar geldi geldi namaza durdular. Demek ki çalışmayı güzel yapabilirsek

Demek ki çalışmayı güzel yapabilirsek
Elhamdülillah iyi neticeler alınıyor.Elhamdülillah iyi neticeler alınıyor. O şaka ama, çocuklara öyle söylemek şaka ama,O şaka ama, çocuklara öyle söylemek şaka ama, sözün aslı doğrudur, cennetin anahtarı Lâ ilâhe illallâh sözüdür.sözün aslı doğrudur, cennetin anahtarı Lâ ilâhe illallâh sözüdür. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir gün bir bostanda,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir gün bir bostanda, bostan kuyusunun kenarına oturdu.bostan kuyusunun kenarına oturdu. Yanında Ebû Hüreyre radıyallahu anh vardı.Yanında Ebû Hüreyre radıyallahu anh vardı. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'a dedi ki;

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'a dedi ki;
Lâ ilâhe illallâh diyen cennete girecek.Lâ ilâhe illallâh diyen cennete girecek. Sevindi Ebû Hüreyre radıyallahu anh.Sevindi Ebû Hüreyre radıyallahu anh. Dedi ki; Yâ Resûlallah! Müjdeleyeyim mi?Dedi ki; Yâ Resûlallah! Müjdeleyeyim mi? Müjdele.Müjdele. Hemen kalktı yerinden, bostanın kapısından çıktı,Hemen kalktı yerinden, bostanın kapısından çıktı, önüne gelene müjdeleyecek.önüne gelene müjdeleyecek. Resulullah Efendimiz buyurdu ki;Resulullah Efendimiz buyurdu ki; Lâ ilâhe illallâh diyen cennete girer.

Lâ ilâhe illallâh diyen cennete girer.
İlk karşısına çıkan Hazreti Ömer radıyallahu anh, babayiğit.İlk karşısına çıkan Hazreti Ömer radıyallahu anh, babayiğit. Hazreti Ebû Hüreyre zayıf nahif, ufak tefek.Hazreti Ebû Hüreyre zayıf nahif, ufak tefek. Ufak tefek olmasa bile zayıf yani, ötekisi yiğit,Ufak tefek olmasa bile zayıf yani, ötekisi yiğit, boylu poslu, iri.boylu poslu, iri. Ya Ömer dedi, Lâ ilâhe illallâh diyen cennete girecekYa Ömer dedi, Lâ ilâhe illallâh diyen cennete girecek der demez, Hazreti Ömer bir vurdu ona,der demez, Hazreti Ömer bir vurdu ona, arka üstü yere oturttu.arka üstü yere oturttu. Tabi üzüldü Ebû Hüreyre radıyallahu anh.Tabi üzüldü Ebû Hüreyre radıyallahu anh. Gözünden yaş geldi, Peygamber Efendimiz’e şikayete gitti.Gözünden yaş geldi, Peygamber Efendimiz’e şikayete gitti. Yâ Resûlallah sen bana böyle demedin mi?

Yâ Resûlallah sen bana böyle demedin mi?
Ben senden izin almadım mı?Ben senden izin almadım mı? Ben bunu Hazreti Ömer'e söylediğim haldeBen bunu Hazreti Ömer'e söylediğim halde o bana vurdu dedi.o bana vurdu dedi. Hazreti Ömer de zaten arkasından girmiş bostana.Hazreti Ömer de zaten arkasından girmiş bostana. O şikayet için girdiği zaman o da arkasından girmiş.O şikayet için girdiği zaman o da arkasından girmiş. Niye böyle yaptın Yâ Ömer deyince Peygamber Efendimiz dedi ki:Niye böyle yaptın Yâ Ömer deyince Peygamber Efendimiz dedi ki: Yâ Resûlallah!

Yâ Resûlallah!
Bu ahali bu sözüne güvenirler,Bu ahali bu sözüne güvenirler, bu sözüne dayanırlar, yan gelip yatarlar,bu sözüne dayanırlar, yan gelip yatarlar, ibadetten, taatten, hayırdan, hasenattan,ibadetten, taatten, hayırdan, hasenattan, Allah yolunda ter döküp çalışmaktan geri dururlar.Allah yolunda ter döküp çalışmaktan geri dururlar. Evet, Lâ ilâhe illallâh diyen cennete girecek ama muhterem kardeşlerim,Evet, Lâ ilâhe illallâh diyen cennete girecek ama muhterem kardeşlerim, o imanı muhafaza etmek lazım.o imanı muhafaza etmek lazım. O iman öyle Lâ ilâhe illallâh dediğin zamanO iman öyle Lâ ilâhe illallâh dediğin zaman açıkta yanan bir mum gibidir.açıkta yanan bir mum gibidir. Temsil getirelim.Temsil getirelim. Açıkta yanan bir mumu şurada yaktın.Açıkta yanan bir mumu şurada yaktın. Kapıyı açıp evine kadar götürebilir misin?

Kapıyı açıp evine kadar götürebilir misin?
Açıkta. Belli olmaz.Açıkta. Belli olmaz. Bakarsın bir rüzgar eser, püf mum sönüverir.Bakarsın bir rüzgar eser, püf mum sönüverir. Allah korusun insan imansız kalır.Allah korusun insan imansız kalır. Zaten Peygamber Efendimiz bizim bu zamanımız için buyurdu ki;Zaten Peygamber Efendimiz bizim bu zamanımız için buyurdu ki; İleride öyle bir zaman gelecek ki,İleride öyle bir zaman gelecek ki, kişi mümin olarak sabahlayacak,kişi mümin olarak sabahlayacak, akşama kâfir olarak akşamlayacak.akşama kâfir olarak akşamlayacak. O kadar değişken.O kadar değişken. Değişken bir zamandayız.Değişken bir zamandayız. Neden? Nasıl? Olur mu öyle? Oluyor mu?Neden? Nasıl? Olur mu öyle? Oluyor mu? Olur ve oluyor.

Olur ve oluyor.
Çünkü Resûlullah'ın ihbarı haktır,Çünkü Resûlullah'ın ihbarı haktır, her sözü doğrudur, muhakkak olacaktır.her sözü doğrudur, muhakkak olacaktır. Sabahleyin kalkar bir zavallı,Sabahleyin kalkar bir zavallı, sabah namazını kılar, ondan sonra eline bir küfür gazetesi alır,sabah namazını kılar, ondan sonra eline bir küfür gazetesi alır, bir muzur neşriyat alır,bir muzur neşriyat alır, aklını çelecek şeytanî bir şeyle karşılaşır, imanı uçar gider.aklını çelecek şeytanî bir şeyle karşılaşır, imanı uçar gider. Bu imanın, çıplak bir mum gibi olan imanın etrafınaBu imanın, çıplak bir mum gibi olan imanın etrafına mahfaza lazım, fener lazım.mahfaza lazım, fener lazım. Rüzgardan sönmemesi için çareler lazım.Rüzgardan sönmemesi için çareler lazım. İşte onlar da çeşit çeşit ibadetlerdir,İşte onlar da çeşit çeşit ibadetlerdir, taatlerdir, hayırlardır, hasenattır.taatlerdir, hayırlardır, hasenattır. Eğer insan en son ana kadar bu mumuEğer insan en son ana kadar bu mumu söndürmeden canını teslim edebilirse cennete gidecek.söndürmeden canını teslim edebilirse cennete gidecek. Ama o zamana kadar kollamak lazım.Ama o zamana kadar kollamak lazım. Onun için ibadet ve taat gerekiyor.

Onun için ibadet ve taat gerekiyor.
Onun için sımsıkı Allah'ın emirlerine, yasaklarına sarılmak gerekiyor.Onun için sımsıkı Allah'ın emirlerine, yasaklarına sarılmak gerekiyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerîflerinde buyurdular ki;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerîflerinde buyurdular ki; Cennetin arazisi düzdür, üzerinde bir şey yoktur, çıplaktır.Cennetin arazisi düzdür, üzerinde bir şey yoktur, çıplaktır. Bunu kulun amelleri süsleyecek.Bunu kulun amelleri süsleyecek. Şimdi düşünün ki sizeŞimdi düşünün ki size Hüseyin Gazi'nin kayalıkları üzerinden bir yer verdiler.Hüseyin Gazi'nin kayalıkları üzerinden bir yer verdiler. Buyur, al burası da senin arsan olsun.Buyur, al burası da senin arsan olsun. Ya ben bu kayalık yeri ne yapayım?Ya ben bu kayalık yeri ne yapayım? Ağaç diksem ağaç bitmez der insan.

Ağaç diksem ağaç bitmez der insan.
Yani cennete girmek güzel bir şeyYani cennete girmek güzel bir şey ama cennetin içindekiama cennetin içindeki ziynetler, süsler insanın buradaki amelleriyle kazanılıyor.ziynetler, süsler insanın buradaki amelleriyle kazanılıyor. İbadetlerle, taatlerle, zikirlerle,İbadetlerle, taatlerle, zikirlerle, tesbihlerle, kelime-i tevhidlerle kazanılıyor.tesbihlerle, kelime-i tevhidlerle kazanılıyor. Onun için amele, amel işlemeye,Onun için amele, amel işlemeye, salih ameller işlemeye çok gayret etmeliyiz.salih ameller işlemeye çok gayret etmeliyiz. Nitekim birçok âyet-i kerîmelerde bu bildiriliyor.

Nitekim birçok âyet-i kerîmelerde bu bildiriliyor.
Hepinizin bildiği bir numune söyleyeyim.Hepinizin bildiği bir numune söyleyeyim. Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. “Fe’l- yevme lâ tüzlemü nefsün şey’en

“Fe’l- yevme lâ tüzlemü nefsün şey’en
velâ tüczevne illâ mâ küntüm ta’melûn.”velâ tüczevne illâ mâ küntüm ta’melûn.” İşte bu ahiret gününde

İşte bu ahiret gününde
hiçbir kimse zulme uğramayacak,hiçbir kimse zulme uğramayacak, haksız bir muamele görmeyecek.haksız bir muamele görmeyecek. Allahu Teâlâ Hazretleri her kula ettiğinin karşılığını verecek.Allahu Teâlâ Hazretleri her kula ettiğinin karşılığını verecek. Haksızlık etmeyecek.Haksızlık etmeyecek. Kişi ne ettiyse ettiğini bulacak.Kişi ne ettiyse ettiğini bulacak. Hayır ektiyse hayır biçecek.Hayır ektiyse hayır biçecek. Şer işlediyse şerrin karşılığını görecek.Şer işlediyse şerrin karşılığını görecek. Cezasını çekecek.Cezasını çekecek. Velâ tüczevne illâ mâ kuntum ta’melûn.

Velâ tüczevne illâ mâ kuntum ta’melûn.
Ancak işlediğiniz amellerin karşılığını göreceksiniz.Ancak işlediğiniz amellerin karşılığını göreceksiniz. Mükâfat veya cezaya öyle uğrayacaksınız diye o âyet-i kerîmeMükâfat veya cezaya öyle uğrayacaksınız diye o âyet-i kerîme bize bunu bildiriyor.bize bunu bildiriyor. Onun için Allahu Teâlâ Hazretleri cümlemizi

Onun için Allahu Teâlâ Hazretleri cümlemizi
salih ameller işlemeye muvaffak eylesin.salih ameller işlemeye muvaffak eylesin. İmanımızı çıplak bırakmayalım.İmanımızı çıplak bırakmayalım. İmanı farzlar korur.İmanı farzlar korur. Farzları sünnetler korur.Farzları sünnetler korur. Sünnetleri âdâb korur.Sünnetleri âdâb korur. Öyle onlar iç içe kat kat kat katÖyle onlar iç içe kat kat kat kat birbirlerini koruya koruya insanın imanı sağlam kalır.birbirlerini koruya koruya insanın imanı sağlam kalır. Eğer âdâba riayet etmezseEğer âdâba riayet etmezse sünnetlere gelir dayanır.sünnetlere gelir dayanır. Dış tazyikler, kötü tesirler sünnetlere tesir eder, onları bozar.Dış tazyikler, kötü tesirler sünnetlere tesir eder, onları bozar. Sünnetleri yapamaz duruma gelirseSünnetleri yapamaz duruma gelirse o dış kötü tesirler, menfi tesirler farzlara gelir dayanır,o dış kötü tesirler, menfi tesirler farzlara gelir dayanır, onları bozar.onları bozar. Onları ihmal ederse imana gelir dayanır.Onları ihmal ederse imana gelir dayanır. İmanın ışığı böyle rüzgardaki mum ışığı gibi başlar sallım sallım sallanmaİmanın ışığı böyle rüzgardaki mum ışığı gibi başlar sallım sallım sallanma farzlarla yapmaya.farzlarla yapmaya. Eğer kuvvetli bir küfür rüzgarı eserse pufffEğer kuvvetli bir küfür rüzgarı eserse pufff mum söndü mü yandı insan.mum söndü mü yandı insan. Onun için Allahu Teâlâ Hazretlerinin emirlerini, yasaklarını tutalım.

Onun için Allahu Teâlâ Hazretlerinin emirlerini, yasaklarını tutalım.
Farzlarına riayet edelim.Farzlarına riayet edelim. Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyyesine riayet edelim.Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyyesine riayet edelim. Dinimizin, ibadetlerimizin bize öğrettiği,Dinimizin, ibadetlerimizin bize öğrettiği, gösterdiği âdâba riayetkâr olalım.gösterdiği âdâba riayetkâr olalım. Edepli müslümanlar olalım.Edepli müslümanlar olalım. Allahu Teâlâ Hazretleri cümlemize hayırlara muvaffak eylesin.Allahu Teâlâ Hazretleri cümlemize hayırlara muvaffak eylesin. Sevdiği, razı olduğu ârif, edip, zarif,Sevdiği, razı olduğu ârif, edip, zarif, kâmil kullar olmayı nasip eylesin.kâmil kullar olmayı nasip eylesin. İkinci hadîs-i şerîfe gelince bu akşam okunacak.

İkinci hadîs-i şerîfe gelince bu akşam okunacak.
İkinci hadîs-i şerîfe gelinceİkinci hadîs-i şerîfe gelince bu hadîs-i şerîf maşallahbu hadîs-i şerîf maşallah bu sayfanın yarısından başlıyor, öteki sayfanın dibine kadar gidiyor.bu sayfanın yarısından başlıyor, öteki sayfanın dibine kadar gidiyor. Uzun bir hadîs-i şerîf.Uzun bir hadîs-i şerîf. Ama korkmayın ben saatimin şeyine bastım,Ama korkmayın ben saatimin şeyine bastım, uzatmak istemiyorum.uzatmak istemiyorum. Tabi Peygamber Efendimiz'in usulü de öyleydi.Tabi Peygamber Efendimiz'in usulü de öyleydi. Bıktırmadan, kâfi miktarda söylemekti.Bıktırmadan, kâfi miktarda söylemekti. Hızlı hızlı söyleyiveririm.Hızlı hızlı söyleyiveririm. Siz de anlarsınız.Siz de anlarsınız. Dikkat edin inşallah.Dikkat edin inşallah. Kaçırmayın.Kaçırmayın. İnşallah malumunuz olur, anlarsınız.İnşallah malumunuz olur, anlarsınız. Şimdi bu ikinci hadîs-i şerîfin rivayeti şeyden geliyor.

Şimdi bu ikinci hadîs-i şerîfin rivayeti şeyden geliyor.
El Hakîm ve Taberânî Abdurrahman b.El Hakîm ve Taberânî Abdurrahman b. Semüre'den rivayet etmişler.Semüre'den rivayet etmişler. Uzun bir hadîs-i şerîf.Uzun bir hadîs-i şerîf. Burada insanların işlediği amellerinBurada insanların işlediği amellerin insanlara ahirette nasıl fayda vereceğiniinsanlara ahirette nasıl fayda vereceğini Peygamber Efendimiz anlatıyor.Peygamber Efendimiz anlatıyor. Ve bu amellerin çeşitlerini sayıyor.Ve bu amellerin çeşitlerini sayıyor. Sevaplı amellerin çeşitlerini sayıyor.Sevaplı amellerin çeşitlerini sayıyor. Binâenaleyh bizim ilk hadîs-i şerîfi söylerken

Binâenaleyh bizim ilk hadîs-i şerîfi söylerken
başlattığımız bu salih amelleri işlemekbaşlattığımız bu salih amelleri işlemek nasihatimize uygun düştü.nasihatimize uygun düştü. Bu arkasındaki hadîs-i şerîf.Bu arkasındaki hadîs-i şerîf. Şimdi bu uzun hadîs-i şerîfi ben baştan sona okusamŞimdi bu uzun hadîs-i şerîfi ben baştan sona okusam beş dakikasına öyle geçiririz zamanı.beş dakikasına öyle geçiririz zamanı. Öyle yapmayayım, size cümle cümle izah edeyim.Öyle yapmayayım, size cümle cümle izah edeyim. Bu hadîs-i şerîf'te Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Bu hadîs-i şerîf'te Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;
Parmağımı da koyayım ki karışmasın, çünkü satırları çok.Parmağımı da koyayım ki karışmasın, çünkü satırları çok. İnnî raeytü’l-bârihate aceben.

İnnî raeytü’l-bârihate aceben.
El bâriha, evvelki akşam demek, dün akşam demek, gece demek.El bâriha, evvelki akşam demek, dün akşam demek, gece demek. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki, dün gece acayip şeyler gördüm,Peygamber Efendimiz buyuruyor ki, dün gece acayip şeyler gördüm, şaşılacak şeyler gördüm.şaşılacak şeyler gördüm. Şimdi Peygamber Efendimiz tabii gördüm diyor,Şimdi Peygamber Efendimiz tabii gördüm diyor, bu rüya olabilir.bu rüya olabilir. Ama Peygamber Efendimiz'in rüyasıAma Peygamber Efendimiz'in rüyası nübüvvetinin kırk küsurde biridir.nübüvvetinin kırk küsurde biridir. Peygamber Efendimiz'in rüyası gün gibi çıkardı, daha Peygamber olmadan evvel.Peygamber Efendimiz'in rüyası gün gibi çıkardı, daha Peygamber olmadan evvel. İlk alametleri neydi Peygamber Efendimiz'in Peygamber olacağının?İlk alametleri neydi Peygamber Efendimiz'in Peygamber olacağının? Ne zaman bir rüya görse ertesi gün

Ne zaman bir rüya görse ertesi gün
böyle güneş gibi, gün gibi zahir olurdu.böyle güneş gibi, gün gibi zahir olurdu. O rüya aynen çıkardı.O rüya aynen çıkardı. Tabi bu görülen rüyalar haktır.Tabi bu görülen rüyalar haktır. Çünkü Allahu Teâlâ Hazretleri ona rüyâyı sâdıka gösteriyor.Çünkü Allahu Teâlâ Hazretleri ona rüyâyı sâdıka gösteriyor. O Peygamber.O Peygamber. Ayrıca gördüm dediği rüya olmayabilir.Ayrıca gördüm dediği rüya olmayabilir. Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'inÇünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in miracını biliyoruz.miracını biliyoruz. Kur'an-ı Kerîm'de de sabit ki bir gecedeKur'an-ı Kerîm'de de sabit ki bir gecede ruh maal cesed, Mekke'yi Mükerreme’denruh maal cesed, Mekke'yi Mükerreme’den Kudüs-ü Şerîf'e gittiğini âyet-i kerîme bildiriyor.Kudüs-ü Şerîf'e gittiğini âyet-i kerîme bildiriyor. Ve gördüğü şeyleri müşriklerle münakaşasını biliyoruz.Ve gördüğü şeyleri müşriklerle münakaşasını biliyoruz. Müşrikler inanmadıkları zaman onlara söylediklerini biliyoruz.Müşrikler inanmadıkları zaman onlara söylediklerini biliyoruz. Peygamber Efendimiz'in ruhaniyeti,Peygamber Efendimiz'in ruhaniyeti, cismaniyeti, cismi de nurdur, her yeri gezebilir.cismaniyeti, cismi de nurdur, her yeri gezebilir. O alemleri orada da müşahede edebilir.O alemleri orada da müşahede edebilir. Evvelde de gidebilir, ileriye de gidebilir.Evvelde de gidebilir, ileriye de gidebilir. Allahu Teâlâ Hazretleri sevgili Resûlüne her şeyiAllahu Teâlâ Hazretleri sevgili Resûlüne her şeyi rüyadan ayrı, a’yânen de,rüyadan ayrı, a’yânen de, başka tarzda da, bizim anlayamayacağımız şekilde de göstermeye kadirdir.başka tarzda da, bizim anlayamayacağımız şekilde de göstermeye kadirdir. Ama ifade, dün gece şaşılacak şeyler gördüm diyor.Ama ifade, dün gece şaşılacak şeyler gördüm diyor. Geceleyin insanlar umumiyetle rüya görür diye rüya diyebiliriz.Geceleyin insanlar umumiyetle rüya görür diye rüya diyebiliriz. Rüyâyı sâdıkadır.Rüyâyı sâdıkadır. Rüya değil de ona mahsus bir başka manevi seyahattir,Rüya değil de ona mahsus bir başka manevi seyahattir, bir başka miraçtır denilebilir.bir başka miraçtır denilebilir. O da mümkündür.O da mümkündür. Diyor ki Efendimiz; Raeytü racülen.

Diyor ki Efendimiz; Raeytü racülen.
Kur'an-ı Kerîm'de de biliyorsunuzKur'an-ı Kerîm'de de biliyorsunuz ona gösterilen rüyaların çıktığı ayet-i kerimelerle sabit.ona gösterilen rüyaların çıktığı ayet-i kerimelerle sabit. Diyor ki; Şaşılacak şeyler gördüm, sayıyor şimdi.Diyor ki; Şaşılacak şeyler gördüm, sayıyor şimdi. Raeytü racülen min ümmetî.Raeytü racülen min ümmetî. Benim ümmetimden bir adam gördüm.Benim ümmetimden bir adam gördüm. Kad ihteveşethü melâiketün.

Kad ihteveşethü melâiketün.
Fe câehû vüdûuhû fe’stenkazehû min zâlike.Fe câehû vüdûuhû fe’stenkazehû min zâlike. Ümmetimden bir adam gördüm kiÜmmetimden bir adam gördüm ki melekler onu kuşatmışlar,melekler onu kuşatmışlar, çepeçevre etrafını kuşatmışlar.çepeçevre etrafını kuşatmışlar. Hani askerin bir düşmanı yakalamak için etrafını sarıp kuşattığı gibiHani askerin bir düşmanı yakalamak için etrafını sarıp kuşattığı gibi bir adamı melekler yakalayacak.bir adamı melekler yakalayacak. Etrafını sarmışlar, kuşatmışlar, alıp götürecekler ama bu meleklerEtrafını sarmışlar, kuşatmışlar, alıp götürecekler ama bu melekler ifadeden anlaşılıyor ki azap melekleri.ifadeden anlaşılıyor ki azap melekleri. Çünkü Allah'ın her her işi gören melekleri vardır.Çünkü Allah'ın her her işi gören melekleri vardır. Cehenneme vazifeli melekleri de var, cennete vazifeli melekleri de var,Cehenneme vazifeli melekleri de var, cennete vazifeli melekleri de var, dünyaya vazifeli melekleri de var,dünyaya vazifeli melekleri de var, insan vücuduna vazifeli melekleri de var,insan vücuduna vazifeli melekleri de var, yıldırıma, rüzgara, buluta,yıldırıma, rüzgara, buluta, aya, güneşe vazifeli melekleri de var.aya, güneşe vazifeli melekleri de var. Şimdi bu melekler anlaşılıyor ki yakalayıpŞimdi bu melekler anlaşılıyor ki yakalayıp azap yerine götüreceklerdi onu.azap yerine götüreceklerdi onu. Ama fe câühû vüdûuhû, bu kişinin

Ama fe câühû vüdûuhû, bu kişinin
almış olduğu abdest geliyor,almış olduğu abdest geliyor, fe’stenkazehû min zâlike,fe’stenkazehû min zâlike, onu bu sıkıntılı durumdan kurtarıyor.onu bu sıkıntılı durumdan kurtarıyor. Aldığı abdest o kişiyi azap meleklerinin elinden kurtarıyor, azaptan kurtarıyor.Aldığı abdest o kişiyi azap meleklerinin elinden kurtarıyor, azaptan kurtarıyor. Cehenneme atılmaktan, azap görmekten kurtarıyor.Cehenneme atılmaktan, azap görmekten kurtarıyor. Öyle midir?Öyle midir? Şimdi burada bu soruyu soralım.

Şimdi burada bu soruyu soralım.
Evet, öyledir.Evet, öyledir. Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleriÇünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurdular ki;buyurdular ki; kişinin aldığı abdest usulünce alınmışsa,kişinin aldığı abdest usulünce alınmışsa, dualarla, şeylerle hangi azasını yıkıyorsa,dualarla, şeylerle hangi azasını yıkıyorsa, o azalardan damlayan sularla beraber günahlarını alır götürür insanın.o azalardan damlayan sularla beraber günahlarını alır götürür insanın. Bu abdestin iki faydası vardır.Bu abdestin iki faydası vardır. Çok faydasından iki ana faydası vardır.Çok faydasından iki ana faydası vardır. Bir faydası şudur ki kişinin bedenini temizler.Bir faydası şudur ki kişinin bedenini temizler. Yüzünün teri gider, elinin teri gider,Yüzünün teri gider, elinin teri gider, ayağının kokusu, pisliği gider.ayağının kokusu, pisliği gider. Maddi temizlik.Maddi temizlik. Bir de manevi temizlik tarafı vardır kiBir de manevi temizlik tarafı vardır ki o da kişinin günahını temizler.o da kişinin günahını temizler. O da manevi kirlerini giderir.O da manevi kirlerini giderir. Hatta isterse su olmasın.Hatta isterse su olmasın. Su olmadığı zaman nasıl abdest alıyoruz?

Su olmadığı zaman nasıl abdest alıyoruz?
Teyemmümle abdest alıyoruz.Teyemmümle abdest alıyoruz. Elimizi toprağa vuruyoruz, yüzümüze sürüyoruz.Elimizi toprağa vuruyoruz, yüzümüze sürüyoruz. Elimizi toprağa vuruyoruz, kollarımıza sürüyoruz.Elimizi toprağa vuruyoruz, kollarımıza sürüyoruz. Toprağı da silkeliyoruz yani bir şey sürmek değil.Toprağı da silkeliyoruz yani bir şey sürmek değil. Ama yine temiz oluyoruz.Ama yine temiz oluyoruz. Manevi temizlik oluyor.Manevi temizlik oluyor. Demek ki bu da işin manevi tarafını gösteriyor.

Demek ki bu da işin manevi tarafını gösteriyor.
Yani su olmasa bile Yani su olmasa bile manevi bakımdan abdest insanı tertemiz pâk ediyor.manevi bakımdan abdest insanı tertemiz pâk ediyor. Demek ki abdest kurtaracak.Demek ki abdest kurtaracak. O halde abdest almaya dikkat edelim.O halde abdest almaya dikkat edelim. Usulüyle alalım, dualarıyla alalım.Usulüyle alalım, dualarıyla alalım. Dua etmeden abdest alan kimsenin sadeceDua etmeden abdest alan kimsenin sadece azaları temiz olur.azaları temiz olur. Dua ederek abdest alan kimseninDua ederek abdest alan kimsenin günahlarının hepsi mağfiret olur diyor Peygamber Efendimiz.günahlarının hepsi mağfiret olur diyor Peygamber Efendimiz. Onun için şu abdest dualarını da öğrenin.Onun için şu abdest dualarını da öğrenin. Onlarla güzel güzel abdest almaya itina eyleyin.Onlarla güzel güzel abdest almaya itina eyleyin. İkincisi.

İkincisi.
Şimdi numaralama yok ama.Şimdi numaralama yok ama. Ve raeytü racülen min ümmetî, kad

Ve raeytü racülen min ümmetî, kad
büsıta aleyhi azâbü’l-kabri,büsıta aleyhi azâbü’l-kabri, fe câethü salâtühû fe’stenkazethü min zâlike.fe câethü salâtühû fe’stenkazethü min zâlike. Rakam yok ama biz kendimiz anlaşılsın diye söylüyoruz.Rakam yok ama biz kendimiz anlaşılsın diye söylüyoruz. ''Bir başka adam gördüm ki'' diyor Peygamber Efendimiz.''Bir başka adam gördüm ki'' diyor Peygamber Efendimiz. Bu adamın üzerine kabir azabı yayılmış.Bu adamın üzerine kabir azabı yayılmış. Hani nasıl duman çöker böyle bazen.Hani nasıl duman çöker böyle bazen. Bazen yangında böyle ateşler sarar kaplar bir şeyi.Bazen yangında böyle ateşler sarar kaplar bir şeyi. Bu adamın da üstüne kabir azabı çökmüş.Bu adamın da üstüne kabir azabı çökmüş. Heyula gibi üstüne çökmüş.Heyula gibi üstüne çökmüş. Bu adam kabir azabı çekecek.Bu adam kabir azabı çekecek. Cayır cayır yanacak.Cayır cayır yanacak. Cehennem çukurlarından bir çukur gibi olurCehennem çukurlarından bir çukur gibi olur bazen kabir insana diyebiliyoruz.bazen kabir insana diyebiliyoruz. Ama yakacaktı ama, ceza görecekti ama,Ama yakacaktı ama, ceza görecekti ama, kabrin içi kapkara olacaktı ama, dumandan,kabrin içi kapkara olacaktı ama, dumandan, fe câethü salâtühû,fe câethü salâtühû, kıldığı namaz geliyorkıldığı namaz geliyor ve onu bundan kurtarıyor, bu durumdan kurtarıyor.ve onu bundan kurtarıyor, bu durumdan kurtarıyor. İfade, Arapça ifadesi fe câethü geldi,İfade, Arapça ifadesi fe câethü geldi, salâtühû namazı, fe’stenkazethü min zâlike.salâtühû namazı, fe’stenkazethü min zâlike. Onu bu durumdan kurtardı.Onu bu durumdan kurtardı. Çünkü görmüş olduğu şeyi naklediyor Peygamber Efendimiz.Çünkü görmüş olduğu şeyi naklediyor Peygamber Efendimiz. Tam böyle kabir azabı üstüne çökmüşken,Tam böyle kabir azabı üstüne çökmüşken, namazı geldi, o adamı kabir azabından kurtardı.namazı geldi, o adamı kabir azabından kurtardı. Namaz insanı kurtarır mı?Namaz insanı kurtarır mı? Kurtaracak kardeşlerim.

Kurtaracak kardeşlerim.
Çünkü Peygamber Efendimiz başka hadîs-i şerîflerinde de buyurmuş ki;Çünkü Peygamber Efendimiz başka hadîs-i şerîflerinde de buyurmuş ki; İnsanın kıldığı namaz, evinin önünde şırıl şırıl akan tertemizİnsanın kıldığı namaz, evinin önünde şırıl şırıl akan tertemiz bir ırmak gibidir.bir ırmak gibidir. Billur gibi suyu olan tertemiz bir ırmak.Billur gibi suyu olan tertemiz bir ırmak. İnsan günde beş defa girse oraya yıkansaİnsan günde beş defa girse oraya yıkansa üzerinde kir, pas, ter, koku kalmaz.üzerinde kir, pas, ter, koku kalmaz. Onun gibi namaz da insanı temizler.Onun gibi namaz da insanı temizler. Başka hadîs-i şerîften biliyoruz ki, insanın bu kıldığı namaz,Başka hadîs-i şerîften biliyoruz ki, insanın bu kıldığı namaz, bir evvelki ile arası, bir evvelbir evvelki ile arası, bir evvel kıldığı namaz ile aradaki günahların affına sebeptir.kıldığı namaz ile aradaki günahların affına sebeptir. O halde namaza müdavim olalım,O halde namaza müdavim olalım, namazlarımızı güzel kılalım.namazlarımızı güzel kılalım. Muhterem kardeşlerim, namaz zikirdir.

Muhterem kardeşlerim, namaz zikirdir.
Tepeden tırnağa zikirdir, başlangıçtan sona zikirdir.Tepeden tırnağa zikirdir, başlangıçtan sona zikirdir. Allahu Ekber dediğin zamandanAllahu Ekber dediğin zamandan Elhamdülillah dediğin zamana, Sübhanallah dediğin zamanaElhamdülillah dediğin zamana, Sübhanallah dediğin zamana ileriye doğru hep zikirdir.ileriye doğru hep zikirdir. Şimdi biz bu namazın her zikrininŞimdi biz bu namazın her zikrinin tadına vara vara, şuurlu şuurlu söylersek,tadına vara vara, şuurlu şuurlu söylersek, bir namaz kıldığımız zaman bayağıbir namaz kıldığımız zaman bayağı kalabalık miktarda, bol miktarda zikir yapmış oluruz.kalabalık miktarda, bol miktarda zikir yapmış oluruz. Onun için en yüksek evliyânın,

Onun için en yüksek evliyânın,
en yüksek mertebelerde, en çok zevk aldıkları ibadetlerien yüksek mertebelerde, en çok zevk aldıkları ibadetleri namazları olmuştur.namazları olmuştur. Ve nitekim Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz deVe nitekim Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de buyurdu ki;buyurdu ki; ''Kurretü aynî fi’s- salâh''

''Kurretü aynî fi’s- salâh''
Benim gözümün şenliği, serinliği namazda dedi.

Benim gözümün şenliği, serinliği namazda dedi.
Namazı öyle zevkle kılacak,Namazı öyle zevkle kılacak, tat alacak tarzda kılacak hale getirelim kendimizi, hazırlayalım.tat alacak tarzda kılacak hale getirelim kendimizi, hazırlayalım. Yoksa babadan gördük, tokat yiye yiye namaz kılıyoruz,Yoksa babadan gördük, tokat yiye yiye namaz kılıyoruz, işte baba olmadığı zaman kaytarırdık falan diye,işte baba olmadığı zaman kaytarırdık falan diye, o eski çocukluk kafasını devam ettirmeyelim.o eski çocukluk kafasını devam ettirmeyelim. Babası yanında olduğu zaman kılar, olmadığı zaman kılmaz.Babası yanında olduğu zaman kılar, olmadığı zaman kılmaz. Babası yanında durmadığı zaman arkadaşlarıylaBabası yanında durmadığı zaman arkadaşlarıyla gülüşe oynaşa, namaz namazlıktan çıkar,gülüşe oynaşa, namaz namazlıktan çıkar, arka saflarda çocuklar oyun oynar yani.arka saflarda çocuklar oyun oynar yani. Öyle değil.Öyle değil. O çocukluk şeylerini bir tarafa bırakacağız.O çocukluk şeylerini bir tarafa bırakacağız. Şuurlu şuurlu, Rabbimizin huzurunda olduğumuzu bile bile,Şuurlu şuurlu, Rabbimizin huzurunda olduğumuzu bile bile, her sözümüzün bir zikir olduğunu bile bileher sözümüzün bir zikir olduğunu bile bile ve bize çok sevaplar kazandırdığını bile bile,ve bize çok sevaplar kazandırdığını bile bile, tadını çıkarta çıkarta, özene özene yapacağız bu işi.tadını çıkarta çıkarta, özene özene yapacağız bu işi. Özene bezene yapacağız.Özene bezene yapacağız. Nasıl insan eline bembeyaz güzel bir kağıt verilse,Nasıl insan eline bembeyaz güzel bir kağıt verilse, nefis bir kalem verilse,nefis bir kalem verilse, bir mektup yaz deseler, bir yazı yaz deseler,bir mektup yaz deseler, bir yazı yaz deseler, yaz da şunu asacağız şuraya deseler, nasıl özenir?yaz da şunu asacağız şuraya deseler, nasıl özenir? Onun gibi bu namaza da özenelim.Onun gibi bu namaza da özenelim. Ve raeytü racülen min ümmetî.

Ve raeytü racülen min ümmetî.
Yine ümmetimden bir adam gördüm ki,Yine ümmetimden bir adam gördüm ki, kad ihteveşethü’ş-şeyâtînü fe câehu zikrullâhikad ihteveşethü’ş-şeyâtînü fe câehu zikrullâhi fe hallesahû minhümfe hallesahû minhüm bir adam gördüm ki ümmetimden,bir adam gördüm ki ümmetimden, şeytanlar etrafını kuşatmışlar.şeytanlar etrafını kuşatmışlar. Mahvedecekler.Mahvedecekler. Şeytanlar etrafını kuşatmışlar, musallat olmuşlar çevresine.Şeytanlar etrafını kuşatmışlar, musallat olmuşlar çevresine. Allah'ı zikretmesi geldi,Allah'ı zikretmesi geldi, zikrullah geldi, onu o mel'un şeytanlardan kurtardı.zikrullah geldi, onu o mel'un şeytanlardan kurtardı. Öyle gördüm diyor.Öyle gördüm diyor. Muhterem kardeşlerim, zikrullah kale gibidir.Muhterem kardeşlerim, zikrullah kale gibidir. Zikrullah kalesine giren şeytanın şerrindenZikrullah kalesine giren şeytanın şerrinden ve fitnelerden emin olur.ve fitnelerden emin olur. Onun için kalbinizi, gönlünüzü, dilinizi zikrullaha alıştırın.

Onun için kalbinizi, gönlünüzü, dilinizi zikrullaha alıştırın.
Büyüklerimizin sözlerine kulak verin.Büyüklerimizin sözlerine kulak verin. Onlar ömür tecrübesidir, hayat tecrübesidir,Onlar ömür tecrübesidir, hayat tecrübesidir, ibadet tecrübesidir.ibadet tecrübesidir. Bu zikirden bucak bucak kaçmayın.Bu zikirden bucak bucak kaçmayın. Bu zikri severek yapın.Bu zikri severek yapın. Bir kimse ki Allahu Teâlâ Hazretlerini zikreder,

Bir kimse ki Allahu Teâlâ Hazretlerini zikreder,
zikrederken sevgiden, saygıdan,zikrederken sevgiden, saygıdan, haşyetullahdan, havfullahdanhaşyetullahdan, havfullahdan gözlerine yaşlar gelir, yere damlar,gözlerine yaşlar gelir, yere damlar, o kimseye cehennem haram olur.o kimseye cehennem haram olur. Onun için Allah'ın zikrini seve seve yapın.Onun için Allah'ın zikrini seve seve yapın. Kişi sevdiği şeyi çok söyler.Kişi sevdiği şeyi çok söyler. Kişi sevdiğini dilinden düşürmez.Kişi sevdiğini dilinden düşürmez. Çocukları görmez misin?Çocukları görmez misin? Şeker baba, şeker, şeker, şeker, şeker, şeker.

Şeker baba, şeker, şeker, şeker, şeker, şeker.
Çikolata, çikolata, çikolata, çikolata.Çikolata, çikolata, çikolata, çikolata. Yeni marka bir şeyler, bir sürü.Yeni marka bir şeyler, bir sürü. Neden? Seviyor. İster durur.Neden? Seviyor. İster durur. Sen de seviyorsan sevdiğini zikredersin.Sen de seviyorsan sevdiğini zikredersin. Bak insanı şeytanlardan kurtaracak.Bak insanı şeytanlardan kurtaracak. Hem dünyada hem ahirette kurtarır.Hem dünyada hem ahirette kurtarır. Ve raeytü racülen min ümmetî yelhesü ataşen,

Ve raeytü racülen min ümmetî yelhesü ataşen,
fe câehû siyâmü ramadâne fe sekâhü.fe câehû siyâmü ramadâne fe sekâhü. Ve bir adam gördüm ki,Ve bir adam gördüm ki, susuzluktan dili sarkmış,susuzluktan dili sarkmış, nefes alıp duruyor, perişan olmuş, susuz,nefes alıp duruyor, perişan olmuş, susuz, dudakları kurumuş, böyle kurumuş yani şeyden,dudakları kurumuş, böyle kurumuş yani şeyden, susuzluktan, susamaktan dudakları kurumuş, çatlamış,susuzluktan, susamaktan dudakları kurumuş, çatlamış, işte o adama gördüm ki Ramazan orucu geldi, onu suladı.işte o adama gördüm ki Ramazan orucu geldi, onu suladı. Demek ki mükâfat

Demek ki mükâfat
yapılan işe göre,yapılan işe göre, sen bu dünyada Allah rızası içinsen bu dünyada Allah rızası için yemeni içmeni terk edersen,yemeni içmeni terk edersen, o oruç da seni susuz zamanda sular.o oruç da seni susuz zamanda sular. Böyle suya kandırır, susuzluğunu giderir,Böyle suya kandırır, susuzluğunu giderir, azabını izale eder.azabını izale eder. Onun için Ramazan orucumuza dikkat edelim.

Onun için Ramazan orucumuza dikkat edelim.
Şunu da bilelim ki oruç sadece Ramazan'a mahsus değildir.Şunu da bilelim ki oruç sadece Ramazan'a mahsus değildir. Ramazan orucu farzdır.Ramazan orucu farzdır. Ama ondan sonraki vakitler içinde Efendimiz'in tavsiye ettiği oruçlar vardır.Ama ondan sonraki vakitler içinde Efendimiz'in tavsiye ettiği oruçlar vardır. O oruçları da tutunuz.O oruçları da tutunuz. O oruçların da sevabına nail olunuz.O oruçların da sevabına nail olunuz. Çünkü oruç, Allahu Teâlâ Hazretleri'ninÇünkü oruç, Allahu Teâlâ Hazretleri'nin “oruç benimdir, onun mükâfatını ben vereceğim” diye“oruç benimdir, onun mükâfatını ben vereceğim” diye sevdiği, sahiplendiği bir ibadettir.sevdiği, sahiplendiği bir ibadettir. Mükâfatını ben vereceğim.Mükâfatını ben vereceğim. Yani demek istiyor ki bunu başkası hesaplayamaz,Yani demek istiyor ki bunu başkası hesaplayamaz, bunun ne olacağını bilmez.bunun ne olacağını bilmez. Orucunu güzel tutarsa sevabını çokça veririm demek yani.Orucunu güzel tutarsa sevabını çokça veririm demek yani. Çok takva ile tutarsa orucunu,Çok takva ile tutarsa orucunu, bi gayri hisab sevaplara nail olur.bi gayri hisab sevaplara nail olur. Çünkü sabredenlerin sevabı;Çünkü sabredenlerin sevabı; “İnnemâ yuveffâ’s- sâbirûne ecrahum biğayri hisâb.” dır.“İnnemâ yuveffâ’s- sâbirûne ecrahum biğayri hisâb.” dır. Ve raeytü racülen min ümmetî

Ve raeytü racülen min ümmetî
min beyni yedeyhi zulmetün.min beyni yedeyhi zulmetün. Şimdi metinde bir rakam koymuş, kenara çıkma yapmışŞimdi metinde bir rakam koymuş, kenara çıkma yapmış başka bir nüshadan.başka bir nüshadan. Oraya geçiyorum.Oraya geçiyorum. Min beyni yedeyhi zulmetün

Min beyni yedeyhi zulmetün
ve min halfihî zulmetün ve an yemînihî zulmetünve min halfihî zulmetün ve an yemînihî zulmetün ve an şimâlihî zulmetün ve min fevkihî zulmetünve an şimâlihî zulmetün ve min fevkihî zulmetün ve min tahtihî zulmetün.ve min tahtihî zulmetün. Fe câethû haccetuhû ve umretuhûFe câethû haccetuhû ve umretuhû fe’stağracahû minel zulme.fe’stağracahû minel zulme. Bir adam gördüm ki diyor Efendimiz bu sefer;Bir adam gördüm ki diyor Efendimiz bu sefer; önünde karanlık, ardında karanlık,önünde karanlık, ardında karanlık, sağında karanlık, solunda karanlık,sağında karanlık, solunda karanlık, üstünde karanlık, altında karanlık.üstünde karanlık, altında karanlık. Etrafını karanlıklar sarmış bu adamın.Etrafını karanlıklar sarmış bu adamın. Zulmetler sarmış.Zulmetler sarmış. O bu haldeyken baktım ki haccı geldi, umresi geldi.O bu haldeyken baktım ki haccı geldi, umresi geldi. Bu yapmış olduğu hac ve umre onuBu yapmış olduğu hac ve umre onu o karanlıktan çıkardılar.o karanlıktan çıkardılar. Demek ki insanın haccı umresi,Demek ki insanın haccı umresi, ahiret karanlıklarından kişiyi kurtaracak,ahiret karanlıklarından kişiyi kurtaracak, nura kavuşturacak, içini dışını aydınlatacak.nura kavuşturacak, içini dışını aydınlatacak. Haccın ve umrenin bir evvelki hac ve umre ile aradakiHaccın ve umrenin bir evvelki hac ve umre ile aradaki günahlara kefaret olduğunu da hadîs-i şerîflerden biliyoruz.günahlara kefaret olduğunu da hadîs-i şerîflerden biliyoruz. Müteakip cümle.

Müteakip cümle.
Ve raeytü racülen min ümmetîVe raeytü racülen min ümmetî câehû melekü’l-mevti li yekbiza rûhahû,câehû melekü’l-mevti li yekbiza rûhahû, fe câehû birruhû bi vâlideyhi fe raddehû anhü.fe câehû birruhû bi vâlideyhi fe raddehû anhü. Bu da enteresan bu cümle.Bu da enteresan bu cümle. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem burada buyuruyor ki,Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem burada buyuruyor ki, bir adam gördüm ki ümmetimden,bir adam gördüm ki ümmetimden, ölüm meleği geldi onun yanına.ölüm meleği geldi onun yanına. Ölüm meleği niye gelir?Ölüm meleği niye gelir? Canını alacak.

Canını alacak.
Yani ruhunu kabzedecek.Yani ruhunu kabzedecek. Ölecek yani kişi, hayatı sona erecek.Ölecek yani kişi, hayatı sona erecek. O ölüm meleği onun yanına tam gelmişken,O ölüm meleği onun yanına tam gelmişken, li yekbiza rûhahû.li yekbiza rûhahû. Ruhunu kabzetsin diye, canını alsın diye.Ruhunu kabzetsin diye, canını alsın diye. Canını almak için melek yanına geliyor.Canını almak için melek yanına geliyor. Fe câehû birruhû bi vâlideyhi.Fe câehû birruhû bi vâlideyhi. Ana babasına saygısı, sevgisi, hizmeti,Ana babasına saygısı, sevgisi, hizmeti, birri valideynibirri valideyni geliyor karşısına, dikiliyor melekü’l-mevtin.geliyor karşısına, dikiliyor melekü’l-mevtin. Fe raddehû anhü.Fe raddehû anhü. Melekü’l-mevti ondan uzaklaştırıyor.Melekü’l-mevti ondan uzaklaştırıyor. Ne anladık bundan?Ne anladık bundan? Çok net olarak şunu anladık ki,

Çok net olarak şunu anladık ki,
insan anasına babasına saygılı, sevgili, hizmet edici olursa,insan anasına babasına saygılı, sevgili, hizmet edici olursa, onların gönüllerini alıcı olursa,onların gönüllerini alıcı olursa, evlatlık vazifesini güzel yaparsa, ömrü uzun olur.evlatlık vazifesini güzel yaparsa, ömrü uzun olur. Nasıl uzun olur?Nasıl uzun olur? Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerinde buyuruyor ki;Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerinde buyuruyor ki; Birri vâlideyn ve sıla-i rahim ömrü uzatır.Birri vâlideyn ve sıla-i rahim ömrü uzatır. Nasıl uzatır?Nasıl uzatır? Sana ne?Sana ne? Hayatı veren sen misin?Hayatı veren sen misin? Alan sen misin?Alan sen misin? Alan veren Allahu Teâlâ Hazretleri.Alan veren Allahu Teâlâ Hazretleri. Nasıl uzatırsa uzatır.Nasıl uzatırsa uzatır. Kişinin ömrü uzar o kadar.Kişinin ömrü uzar o kadar. O bakımdan annenize,O bakımdan annenize, yani bunun münakaşasına girmeyi ben zaid görüyorum.yani bunun münakaşasına girmeyi ben zaid görüyorum. Bilmediğin şeyden sanane.Bilmediğin şeyden sanane. Geliyor soruyor, Azrail'in kanadında kaç tane tüy var?Geliyor soruyor, Azrail'in kanadında kaç tane tüy var? Ne yapacaksın?

Ne yapacaksın?
Neyine yarayacak bu dünyada?Neyine yarayacak bu dünyada? Ne işine yarayacak?Ne işine yarayacak? Peygamber Efendimiz işte şeyi uzatır demiş,

Peygamber Efendimiz işte şeyi uzatır demiş,
ömrü uzatır demiş ama insanınömrü uzatır demiş ama insanın ömrü yazılmış değil mi?ömrü yazılmış değil mi? Eceli geldiği zamanEceli geldiği zaman bir an öne gitmez, bir an sonraya gitmez yazmıyor mu?bir an öne gitmez, bir an sonraya gitmez yazmıyor mu? Yazıyor.Yazıyor. Yazıyor ama bu işin içinde kaderin esrarı var.

Yazıyor ama bu işin içinde kaderin esrarı var.
Allahu Teâlâ Hazretleri'nin ilmi ilahisininAllahu Teâlâ Hazretleri'nin ilmi ilahisinin ezeli ve ebedi olmasının esrarı var.ezeli ve ebedi olmasının esrarı var. Sen onları anlayamazsın.Sen onları anlayamazsın. Senin kısaca anlayacağın şey şu kiSenin kısaca anlayacağın şey şu ki sıla-ı rahim yaparsan, birri valideyinde bulunursan ömrün uzayacak.sıla-ı rahim yaparsan, birri valideyinde bulunursan ömrün uzayacak. O kadar.O kadar. Sen kendine yarayan bir tarafa bak.Sen kendine yarayan bir tarafa bak. Öbür tarafı Allahu Teâlâ Hazretleri biliyor.Öbür tarafı Allahu Teâlâ Hazretleri biliyor. Biliyor ve ona göre yapıyor.Biliyor ve ona göre yapıyor. O hesaba dahil oluyor.O hesaba dahil oluyor. Ve raeytü racülen min ümmetî yükellimü’l-mü’minîne, ve lâ yükellimûnehû

Ve raeytü racülen min ümmetî yükellimü’l-mü’minîne, ve lâ yükellimûnehû
fe câethü sıletü’r-rahimi fe kâlet:fe câethü sıletü’r-rahimi fe kâlet: İnne hâzâ kâne vâsilen li rahimihî feİnne hâzâ kâne vâsilen li rahimihî fe kellemehüm ve kellemûhü ve sâra meahüm.kellemehüm ve kellemûhü ve sâra meahüm. Bu da enteresan.Bu da enteresan. Hepsi enteresan.Hepsi enteresan. Hepsi dikkat çekici.Hepsi dikkat çekici. Bu sefer bir başka kişiyi anlatıyor Efendimiz gördüğü.Bu sefer bir başka kişiyi anlatıyor Efendimiz gördüğü. Diyor ki bir adam da gördüm ki ümmetimdenDiyor ki bir adam da gördüm ki ümmetimden o müslümanlara söz atıyor.o müslümanlara söz atıyor. Konuşmak istiyor, işte bir şeyler söylemek istiyorKonuşmak istiyor, işte bir şeyler söylemek istiyor ama ötekiler onunla konuşmuyorlar.ama ötekiler onunla konuşmuyorlar. Bu da fena.Bu da fena. Düşünün ki bir mahallede oturuyorsunuz,Düşünün ki bir mahallede oturuyorsunuz, komşuların hiçbirisi sizinle konuşmuyor.komşuların hiçbirisi sizinle konuşmuyor. Bir topluluktasınız, bir sınıfta öğrencisiniz,Bir topluluktasınız, bir sınıfta öğrencisiniz, bütün sınıf halkı sizinle konuşmuyorlar.bütün sınıf halkı sizinle konuşmuyorlar. Deli olur insan.Deli olur insan. Çok zor gelir.Çok zor gelir. Dünya başına dar gelir.Dünya başına dar gelir. Biliyorsunuz;Biliyorsunuz; “Ve ale’s- selâsetillezîne hullifû.”

“Ve ale’s- selâsetillezîne hullifû.”
Tevbe suresinde bahsi geçen hikayesi anlatılan üç kişi ki,

Tevbe suresinde bahsi geçen hikayesi anlatılan üç kişi ki,
seferden geri kalmışlardı.seferden geri kalmışlardı. Allah onların tövbelerini kabul etti amaAllah onların tövbelerini kabul etti ama çok sıkıntılar çektiler.çok sıkıntılar çektiler. Elli dört gün ne olacakları belli olmadı, ortada kaldılar.Elli dört gün ne olacakları belli olmadı, ortada kaldılar. Peygamber Efendimiz buyurdu ki sahabesine bunlarla konuşmayın.Peygamber Efendimiz buyurdu ki sahabesine bunlarla konuşmayın. Sahâbe-i kirâm şıp kestiler konuşmayı.Sahâbe-i kirâm şıp kestiler konuşmayı. E canım selam verdi mi alması lazım.E canım selam verdi mi alması lazım. Peygamber Efendimiz konuşmayın deyince selamını da almadılar.Peygamber Efendimiz konuşmayın deyince selamını da almadılar. Var mı bir diyeceğin?Var mı bir diyeceğin? Çünkü Efendimiz buyurdu.

Çünkü Efendimiz buyurdu.
Bir de haber gönderdi.Bir de haber gönderdi. Söyleyin ona, karısı da onun yanından ayrılsın.Söyleyin ona, karısı da onun yanından ayrılsın. Evin içinde de yalnız kaldı mı?Evin içinde de yalnız kaldı mı? Kaldı.Kaldı. Dışarıda da yalnız kaldı mı?Dışarıda da yalnız kaldı mı? Kaldı. Çarşıya gidiyor, pazara gidiyor, konuşuyor.Kaldı. Çarşıya gidiyor, pazara gidiyor, konuşuyor. Kimse cevap vermiyor.Kimse cevap vermiyor. Öyle sıkıldı ki, âyet-i kerîmede buyruluyor ki;Öyle sıkıldı ki, âyet-i kerîmede buyruluyor ki; “Hattâ izâ dâkat aleyhimü’l ardu bi-mâ rahubet.”

“Hattâ izâ dâkat aleyhimü’l ardu bi-mâ rahubet.”
Yani yeryüzü bunca genişliğine rağmen,

Yani yeryüzü bunca genişliğine rağmen,
onların başına dar geldi.onların başına dar geldi. Daraldılar, kimse konuşmayınca.Daraldılar, kimse konuşmayınca. Bu adam da öyle.Bu adam da öyle. Kendisi müslümanlarla konuşmak istiyor, söz atıyor, konuşuyor.Kendisi müslümanlarla konuşmak istiyor, söz atıyor, konuşuyor. Onlar onunla konuşmuyorlar.Onlar onunla konuşmuyorlar. Bir kabahati var.Bir kabahati var. Yani tam müslüman olsa herkes konuşur da.Yani tam müslüman olsa herkes konuşur da. Amma sıla-i rahîm'i geliyor,Amma sıla-i rahîm'i geliyor, sıla-i rahîm yapmış hayattayken,sıla-i rahîm yapmış hayattayken, o geliyor ve ötekilere diyor ki;o geliyor ve ötekilere diyor ki; İnne hâzâ kâne vâsilen li rahimihî.

İnne hâzâ kâne vâsilen li rahimihî.
Siz bu adamla konuşmuyorsunuz amaSiz bu adamla konuşmuyorsunuz ama bu adam hayattaykenbu adam hayattayken akrabasıyla sıla-i rahîm yapardı diyor.akrabasıyla sıla-i rahîm yapardı diyor. Onun üzerine konuşuyor,Onun üzerine konuşuyor, onlar da konuşmasına mukabele ediyorlar,onlar da konuşmasına mukabele ediyorlar, aralarına alıyorlar ve sâra meahümaralarına alıyorlar ve sâra meahüm onlarla beraber gidiyor.onlarla beraber gidiyor. Müslümanlar bu sefer aralarına kabul ediyorlar, müminler onu.Müslümanlar bu sefer aralarına kabul ediyorlar, müminler onu. Sıla-i rahîm nedir?

Sıla-i rahîm nedir?
Sıla-i rahîm ziyaret de olur, mektup da olur,

Sıla-i rahîm ziyaret de olur, mektup da olur,
hal hatır sormak da olur, mali bakımdan destek de olur.hal hatır sormak da olur, mali bakımdan destek de olur. Mali bakımdan destek kısmına dikkatinizi çekerim.Mali bakımdan destek kısmına dikkatinizi çekerim. Yani sıla-i rahîmin sadeceYani sıla-i rahîmin sadece gidip ziyaret etmek olarak anlamayın.gidip ziyaret etmek olarak anlamayın. Bu sıla-i rahîmin manasının içinde bir deBu sıla-i rahîmin manasının içinde bir de mali bakımdan derdi, sıkıntısı varsamali bakımdan derdi, sıkıntısı varsa destekte oluvermek manası vardır.destekte oluvermek manası vardır. O manayı da insan okudukça anlıyor yavaş yavaş.O manayı da insan okudukça anlıyor yavaş yavaş. O bakımdan dikkatinizi çekerim.O bakımdan dikkatinizi çekerim. Yani akrabanıza sıla-i rahîm yapacaksınız.Yani akrabanıza sıla-i rahîm yapacaksınız. Gideceksiniz, geleceksiniz deGideceksiniz, geleceksiniz de mali bakımdan da destekleyin,mali bakımdan da destekleyin, ihtiyacı varsa da gözetiverin,ihtiyacı varsa da gözetiverin, akrabayı gözetmek.akrabayı gözetmek. Bu da insanı öteki müslümanlarla beraber olmaya sevk ediyormuş demek ki.Bu da insanı öteki müslümanlarla beraber olmaya sevk ediyormuş demek ki. Ve raeytü racülen min ümmetî

Ve raeytü racülen min ümmetî
ye’ti’n-nebiyyîne ve hüm hilekun hilekun,ye’ti’n-nebiyyîne ve hüm hilekun hilekun, küllemâ merra alâ halkatin turide,küllemâ merra alâ halkatin turide, fe câehû iğtisâlühû mine’l-cenâbeti,fe câehû iğtisâlühû mine’l-cenâbeti, fe ehaze bi yedihî fe üclisehû ilâ cenbî;fe ehaze bi yedihî fe üclisehû ilâ cenbî; veyahut şöyle okunabilir.veyahut şöyle okunabilir. Fe âhüzü bi yedihî fe üclisehû ilâ cenbi.Fe âhüzü bi yedihî fe üclisehû ilâ cenbi. İkisi de caizdir.İkisi de caizdir. Bu harflere göre okumak.Bu harflere göre okumak. Burada mana şu.Burada mana şu. Ve bir adam gördüm ki benim ümmetimden.Ve bir adam gördüm ki benim ümmetimden. Öteki peygamberlere gidiyor da,Öteki peygamberlere gidiyor da, onlar halka halka olmuşlar öteki peygamberler.onlar halka halka olmuşlar öteki peygamberler. Nasıl halka olurlar?

Nasıl halka olurlar?
Toplamışlar ümmetlerini, halka halka olmuşlar.Toplamışlar ümmetlerini, halka halka olmuşlar. Peygamberlere gidiyor.Peygamberlere gidiyor. Küllemâ merra alâ halkatin.Küllemâ merra alâ halkatin. Hangi halkanın yanına gitse, turide, kovuluyor.Hangi halkanın yanına gitse, turide, kovuluyor. Girme buraya, gelme aramıza, burası senin yerin değil diyeGirme buraya, gelme aramıza, burası senin yerin değil diye tard ediliyor.tard ediliyor. Kovulmak yani, alınmamak, yüz geri edilmek, men edilmek.Kovulmak yani, alınmamak, yüz geri edilmek, men edilmek. Bunun yanına, iğtisâlühû mine’l-cenâbeti.

Bunun yanına, iğtisâlühû mine’l-cenâbeti.
Cünüplükten yıkanması geliyor.Cünüplükten yıkanması geliyor. Cünüplükten yıkanmak.Cünüplükten yıkanmak. Dünyadayken cünüplükten yıkanması, o ibadeti geliyor.Dünyadayken cünüplükten yıkanması, o ibadeti geliyor. Fe ehaze bi yedihî.Fe ehaze bi yedihî. Onun elinden tutuyor olabilir.Onun elinden tutuyor olabilir. Mana böyle olabilir.Mana böyle olabilir. Eğer öteki türle okursak, fe âhüzü biyedihî,Eğer öteki türle okursak, fe âhüzü biyedihî, o artık o haline gelince ben onun elinden tutuyorum.o artık o haline gelince ben onun elinden tutuyorum. Fe üclisehû ilâ cenbî.

Fe üclisehû ilâ cenbî.
Onu yanıma oturtuyorum, olabilir veyahut,Onu yanıma oturtuyorum, olabilir veyahut, o onun elinden tutuyor da,o onun elinden tutuyor da, fe eclesehû ilâ cenbî.fe eclesehû ilâ cenbî. Benim yanıma oturtuyor olabilir.Benim yanıma oturtuyor olabilir. Belki ilki daha güzel mana bakımından.Belki ilki daha güzel mana bakımından. Ona göre tercüme edelim.Ona göre tercüme edelim. Bir adam gördüm ki ümmetimden,Bir adam gördüm ki ümmetimden, peygamberlere geliyor.peygamberlere geliyor. O peygamberler hepsi ümmetleriyle halka halka olmuşlar, oturuyorlar.O peygamberler hepsi ümmetleriyle halka halka olmuşlar, oturuyorlar. Hangi halkanın yanına varsa,Hangi halkanın yanına varsa, o halka ehli onu tard ediyorlar.o halka ehli onu tard ediyorlar. Aralarına almıyorlar, sokmuyorlar aralarına, kovuyorlar,Aralarına almıyorlar, sokmuyorlar aralarına, kovuyorlar, men ediyorlar.men ediyorlar. Fakat bu adamın cenabetten yılması,Fakat bu adamın cenabetten yılması, cünüplükten yıkanmasıcünüplükten yıkanması huyu vardı dünyada, ibadeti vardı, bunu ihmal etmezdi.huyu vardı dünyada, ibadeti vardı, bunu ihmal etmezdi. Bu geliyor, o adamın elinden tutuyor,Bu geliyor, o adamın elinden tutuyor, onu getirip benim yanıma oturtuyor.onu getirip benim yanıma oturtuyor. Yani Peygamber Efendimiz'in halkasına kabul oluyor bir kimseYani Peygamber Efendimiz'in halkasına kabul oluyor bir kimse cenabetlikten yıkandığı için.cenabetlikten yıkandığı için. Muhterem kardeşlerim, tabi biz

Muhterem kardeşlerim, tabi biz
cami halkı buradaki insanlar, bu işi bilen insanlarız.cami halkı buradaki insanlar, bu işi bilen insanlarız. Nikaha gitmiş kardeşler var.Nikaha gitmiş kardeşler var. Çağırmışlar mesela İstanbul'un sosyetik muhitinden, Şişli'den.Çağırmışlar mesela İstanbul'un sosyetik muhitinden, Şişli'den. Nikah kıyacak adam diyor ki, hocam diyorNikah kıyacak adam diyor ki, hocam diyor cünüplükten haberi yok diyor.cünüplükten haberi yok diyor. Düğün yapacak gençler.Düğün yapacak gençler. Cünüplük neymiş haberi yok.Cünüplük neymiş haberi yok. Vah yazık!Vah yazık! Bu millet ne hale gelmiş ki, adam evlenecek,Bu millet ne hale gelmiş ki, adam evlenecek, ondan sonra aylar ayı, yıllar yılı,ondan sonra aylar ayı, yıllar yılı, ömür boyu cünüp gezecek.ömür boyu cünüp gezecek. Ona hayır mı gelir, bereket mi gelir, evde hayır mı olur?Ona hayır mı gelir, bereket mi gelir, evde hayır mı olur? Düğün yaparlar, iki ay sonra boşanırlar.

Düğün yaparlar, iki ay sonra boşanırlar.
O çocuklarda hayır mı olur?O çocuklarda hayır mı olur? Cenabet anadan, babadan gelen çocuklarda hayır mı olur? Olmaz.Cenabet anadan, babadan gelen çocuklarda hayır mı olur? Olmaz. Şey olur hepsi asî olur,Şey olur hepsi asî olur, çeşitli hastalıklara uğrarlar, manevi dertlere,çeşitli hastalıklara uğrarlar, manevi dertlere, çeşitli sıkıntılar çekerler.çeşitli sıkıntılar çekerler. Bu millet dinini unutmuştur.Bu millet dinini unutmuştur. Bu millet dinini unuttuğu içinBu millet dinini unuttuğu için sizin ve bizim boynumuza borçtur bu dini bilmeyenlere öğretmek.sizin ve bizim boynumuza borçtur bu dini bilmeyenlere öğretmek. Eğer siz sanıyorsanız kiEğer siz sanıyorsanız ki camide mihraba oturmuş hoca efendinincamide mihraba oturmuş hoca efendinin veyahut kürsüye çıkan hoca efendinin işidir bu işi tebliğ etmek,veyahut kürsüye çıkan hoca efendinin işidir bu işi tebliğ etmek, çok hata edersiniz.çok hata edersiniz. Hepinizin boynunuzun borcudur.Hepinizin boynunuzun borcudur. İslâm dininde ruhbanlık yoktur, ayrı bir şey yoktur.İslâm dininde ruhbanlık yoktur, ayrı bir şey yoktur. Herkesin boynunun borcudur.Herkesin boynunun borcudur. Emr-i ma'ruf nehy-i münker mertebesine göre, usulüne uygun olarakEmr-i ma'ruf nehy-i münker mertebesine göre, usulüne uygun olarak İslâm için çalışmak, cihad etmek boynumuzun borcudur.İslâm için çalışmak, cihad etmek boynumuzun borcudur. Siz de çalışacaksınız.Siz de çalışacaksınız. Neden çalışacaksınız?Neden çalışacaksınız? Ben gelirim, bu camide konuşurum ama senin gittiğin her yere gidemem.

Ben gelirim, bu camide konuşurum ama senin gittiğin her yere gidemem.
Senin gittiğin, konuştuğun insanların her birisiniSenin gittiğin, konuştuğun insanların her birisini zincire bağlasan, çeksen, getirmek istesen buraya gelmez.zincire bağlasan, çeksen, getirmek istesen buraya gelmez. Sen anlatacaksın orada, iş yerinde anlatacaksın,Sen anlatacaksın orada, iş yerinde anlatacaksın, mahallende anlatacaksın, dış muhitlerde anlatacaksın.mahallende anlatacaksın, dış muhitlerde anlatacaksın. Şimdi her biriniz on kişiye anlatsanız,Şimdi her biriniz on kişiye anlatsanız, burada şimdi bin kişi varsa on bin kişiye anlatılmış olur.burada şimdi bin kişi varsa on bin kişiye anlatılmış olur. Onlar da başkalarına anlatsa dalga dalga İslâmi emirler yayılır.Onlar da başkalarına anlatsa dalga dalga İslâmi emirler yayılır. İslâm'ı öğreteceğiz, İslâm'ın güzelliğini anlatacağız.İslâm'ı öğreteceğiz, İslâm'ın güzelliğini anlatacağız. Anlattığınız zaman herkes beğeniyor ve müslüman oluyor.Anlattığınız zaman herkes beğeniyor ve müslüman oluyor. O halde anlatmak boyun borcudur, vazifedir.O halde anlatmak boyun borcudur, vazifedir. Her birimiz dinimizi öğrenelim,Her birimiz dinimizi öğrenelim, dinimizin ahkâmını başkalarına anlatalım.dinimizin ahkâmını başkalarına anlatalım. Böyle evlenip de cünüp yaşamak,Böyle evlenip de cünüp yaşamak, cenabet olup da aylar haftalar öyle gezmekcenabet olup da aylar haftalar öyle gezmek müslüman'a yakışmaz ve başına çok felaketler gelir.müslüman'a yakışmaz ve başına çok felaketler gelir. Birisi geldi Peygamber Efendimiz'e dedi kiBirisi geldi Peygamber Efendimiz'e dedi ki evinde kıtlık, sıkıntı, geçim darlığı var, ne yapayım?evinde kıtlık, sıkıntı, geçim darlığı var, ne yapayım? ''Düm ale’t- tahârati yüvessi’ aleyke fi’r- rızki''

''Düm ale’t- tahârati yüvessi’ aleyke fi’r- rızki''
Temizliğe itina et, rızkın bol olur dedi.

Temizliğe itina et, rızkın bol olur dedi.
Yani cünüpsen cünüp gezme,Yani cünüpsen cünüp gezme, abdestsiz gezme, evin içi kir, pas, süprüntü olmasın,abdestsiz gezme, evin içi kir, pas, süprüntü olmasın, o zaman rızkın bol olur dedi.o zaman rızkın bol olur dedi. Temizliğin böyle rızıkla manevi bir ilgisi vardır, dikkatinizi çekerim.Temizliğin böyle rızıkla manevi bir ilgisi vardır, dikkatinizi çekerim. Ve raeytü racülen min ümmetî yettekî

Ve raeytü racülen min ümmetî yettekî
vehece’n-nâri bi yedeyhi an vechihî,vehece’n-nâri bi yedeyhi an vechihî, fe câethü sadekatühû, fe sâratfe câethü sadekatühû, fe sârat zillen alâ ra’sihî; ve sitran alâ vechihî;zillen alâ ra’sihî; ve sitran alâ vechihî; Yine ümmetimden bir adam gördüm kiYine ümmetimden bir adam gördüm ki cehennemin hararetinin şiddeti ki etrafa yayılıyor,cehennemin hararetinin şiddeti ki etrafa yayılıyor, etrafa böyle ışıyor harareti,etrafa böyle ışıyor harareti, cehennemin o hararetinincehennemin o hararetinin sıcaklığının fazlalığından yüzünü böyle eliyle koruyor.sıcaklığının fazlalığından yüzünü böyle eliyle koruyor. Aman şu sıcaklık gelmesin falan diye hani böyleAman şu sıcaklık gelmesin falan diye hani böyle insan başını çevirir, elini şey yapar,insan başını çevirir, elini şey yapar, o kadar cehenneme yaklaşmış,o kadar cehenneme yaklaşmış, cehennemin harareti onu böyle ısıtıp taciz ederkencehennemin harareti onu böyle ısıtıp taciz ederken sadakası geliyor,sadakası geliyor, Allah yolunda çıkartıp verdiği sadakası geliyorAllah yolunda çıkartıp verdiği sadakası geliyor ve onun başına gölge oluyorve onun başına gölge oluyor ve onun yüzünü bu cehennem sıcağına karşı koruyor.ve onun yüzünü bu cehennem sıcağına karşı koruyor. Sadakası insanı hem cehennemden korur.Sadakası insanı hem cehennemden korur. Nitekim Peygamber Efendimiz buyurdu ki

Nitekim Peygamber Efendimiz buyurdu ki
cehennemden korunun istersecehennemden korunun isterse bir yarım hurma ile bile olsa.bir yarım hurma ile bile olsa. Bir hurma yarısı bile olsa hurmayı böldün ikiye,Bir hurma yarısı bile olsa hurmayı böldün ikiye, yarısını sen yiyeceksin, yarısını da bir fakire verdin,yarısını sen yiyeceksin, yarısını da bir fakire verdin, öyle bile olsa yani küçük bir hayırla bile olsaöyle bile olsa yani küçük bir hayırla bile olsa cehennemden korunun buyurdu.cehennemden korunun buyurdu. Cehennemden sadaka korur insanı.Cehennemden sadaka korur insanı. Mali fedakârlıklar korur, zekâtlar korur,Mali fedakârlıklar korur, zekâtlar korur, hayrı, sadakası insana kıyamet gününde dehayrı, sadakası insana kıyamet gününde de güneş tepesine bir mil yaklaştırıldığı zaman dagüneş tepesine bir mil yaklaştırıldığı zaman da gölge olacaktır.gölge olacaktır. Bu bir mil yaklaştı demek burada böyleBu bir mil yaklaştı demek burada böyle şimdi Ankara'nın soğuğu başlamışken Özelif Camii'ndeşimdi Ankara'nın soğuğu başlamışken Özelif Camii'nde bir mil yaklaştı nedir anlayamaz insan.bir mil yaklaştı nedir anlayamaz insan. Ama şeye gitse Hacca gitseAma şeye gitse Hacca gitse Arafat'ta sıcağın altında o zaman anlarArafat'ta sıcağın altında o zaman anlar dünyanın sıcağı böyle dünyadan milyonlarcadünyanın sıcağı böyle dünyadan milyonlarca kilometre uzaktayken güneş insanın tepesini nasıl kaynatıyor görür.kilometre uzaktayken güneş insanın tepesini nasıl kaynatıyor görür. O zaman rûz-u mahşerde, mahşer yerindeO zaman rûz-u mahşerde, mahşer yerinde tepesine bir mil yaklaştırıldığı zamantepesine bir mil yaklaştırıldığı zaman güneşin halinin ne olacağını, nasıl terlere bulanacağını anlar.güneşin halinin ne olacağını, nasıl terlere bulanacağını anlar. Onun için bu her iki türlü ateşten korunmak için

Onun için bu her iki türlü ateşten korunmak için
kesenizin ağzını açın,kesenizin ağzını açın, fukaraya tasadduk edin,fukaraya tasadduk edin, zekâtınızı verin ki zekât fukaranın hakkıdır.zekâtınızı verin ki zekât fukaranın hakkıdır. Onu içinizde, cebinizde gezdirip de başkasının hakkını yiyenOnu içinizde, cebinizde gezdirip de başkasının hakkını yiyen cebbarlardan olmayın.cebbarlardan olmayın. Bundan sonra ki.

Bundan sonra ki.
Ve raeytü racülen min ümmetî câethü

Ve raeytü racülen min ümmetî câethü
zebâniyetü’l-azâbizebâniyetü’l-azâbi fe câehû emruhû bi’l-ma’rûfi ve nehyühû ani’l-münkerife câehû emruhû bi’l-ma’rûfi ve nehyühû ani’l-münkeri fe’stenkazehû min zâlike.fe’stenkazehû min zâlike. Yine bir adam gördüm ki, azap zebanileri ona gelmişler,Yine bir adam gördüm ki, azap zebanileri ona gelmişler, götürecekler, azaba giriftar olacak amagötürecekler, azaba giriftar olacak ama emr-i ma'rûfû nehy-i münkerî gelip dikiliyoremr-i ma'rûfû nehy-i münkerî gelip dikiliyor ve zebanilerin elinden o adamı kurtarıyor.ve zebanilerin elinden o adamı kurtarıyor. Her biriniz emr-i ma'ruf nehy-i münker edin.Her biriniz emr-i ma'ruf nehy-i münker edin. Demin söylediğim şeye geldi bu.Demin söylediğim şeye geldi bu. Allah'ın emirlerini tebliğ edin,Allah'ın emirlerini tebliğ edin, Allah'ın yasaklarını insanlara öğretin,Allah'ın yasaklarını insanlara öğretin, dinimizi insanlara bildirin,dinimizi insanlara bildirin, halkı irşad edin, hep birlikte çalışarak bu işi başaralım,halkı irşad edin, hep birlikte çalışarak bu işi başaralım, bu işi ileri dereceye götürelim, bu cahillik ortadan kalksın,bu işi ileri dereceye götürelim, bu cahillik ortadan kalksın, bu kan davaları, bu sarhoşluk, bu ayyaşlık,bu kan davaları, bu sarhoşluk, bu ayyaşlık, bu hırsızlık, bu rüşvet, bu iş bilmezlik, bu işten kaytarma,bu hırsızlık, bu rüşvet, bu iş bilmezlik, bu işten kaytarma, bu haram yemek kalksın ortadan.bu haram yemek kalksın ortadan. Memleketimiz eskiden böyle değildi.Memleketimiz eskiden böyle değildi. İslâm varken, İslâmi ahlâk canlı iken böyle değildi.İslâm varken, İslâmi ahlâk canlı iken böyle değildi. Şimdi gavurdan beter oldu millet.Şimdi gavurdan beter oldu millet. Gavurlardan beter oldu.Gavurlardan beter oldu. Yani onlar biraz az çok nizam biliyorlar,Yani onlar biraz az çok nizam biliyorlar, bizim zıpırlar hiçbir şey bilmiyor.bizim zıpırlar hiçbir şey bilmiyor. O hale geldiler, onun için emr-i ma'ruf nehy-i münker eyleyelim.O hale geldiler, onun için emr-i ma'ruf nehy-i münker eyleyelim. Ve raeytü racülen min ümmetî hevâ fi’n-nâri

Ve raeytü racülen min ümmetî hevâ fi’n-nâri
fe câethü dümûuhü’llâtîfe câethü dümûuhü’llâtî bekâ bihâ di’d-dünyâ min haşyetillâhi,bekâ bihâ di’d-dünyâ min haşyetillâhi, fe ehracethü mine’n-nâri.fe ehracethü mine’n-nâri. Ve bir adam gördüm ki yine o gördüğümVe bir adam gördüm ki yine o gördüğüm manzaralar arasında, cehenneme uçuyor.manzaralar arasında, cehenneme uçuyor. Yani uçuruma uçmak tarzında, öyle kuşlar gibi havada uçmak değil,Yani uçuruma uçmak tarzında, öyle kuşlar gibi havada uçmak değil, kanatlı uçmak değil, yüksekten aşağı, cehenneme doğru yuvarlanmaya başlıyor.kanatlı uçmak değil, yüksekten aşağı, cehenneme doğru yuvarlanmaya başlıyor. Yani uçurumun kenarından, cehennemin ateşlerine doğru uçtu gitti uçuruma,Yani uçurumun kenarından, cehennemin ateşlerine doğru uçtu gitti uçuruma, böyle bir durumda gördüm o adamı ama yarı yoldaböyle bir durumda gördüm o adamı ama yarı yolda gözyaşları yetişiyor imdada.gözyaşları yetişiyor imdada. Nasıl gözyaşları?

Nasıl gözyaşları?
E’llâtî bekâ bihâ di’d-dünyâ min haşyetillâh.E’llâtî bekâ bihâ di’d-dünyâ min haşyetillâh. Dünyada haşyetullah kendisine gelip,Dünyada haşyetullah kendisine gelip, o duygu ile döktüğü gözyaşları geliyor,o duygu ile döktüğü gözyaşları geliyor, onu düştüğü yerden çıkartıyor cehennemde.onu düştüğü yerden çıkartıyor cehennemde. Düştüğü yarı yoldan yukarıya çıkartıyor.Düştüğü yarı yoldan yukarıya çıkartıyor. Onun için kalbimiz taş gibi olmasın.

Onun için kalbimiz taş gibi olmasın.
Halimizi murakabe edelim.Halimizi murakabe edelim. Kendimizi muhasebe edelim.Kendimizi muhasebe edelim. Şu günlerimiz nasıl geçiyor,Şu günlerimiz nasıl geçiyor, şu ömrümüzde şimdiye kadar neler yaptık,şu ömrümüzde şimdiye kadar neler yaptık, neler yapmadık, kabahatlerimiz ne, günahlarımız ne,neler yapmadık, kabahatlerimiz ne, günahlarımız ne, oturalım burada ağlayabildiğimiz kadar ağlayalım.oturalım burada ağlayabildiğimiz kadar ağlayalım. Çünkü çok edepsizlikler ettik,Çünkü çok edepsizlikler ettik, çok günahlar işledik.çok günahlar işledik. Rabbimiz bize nimetlerini ihsan eyledi,Rabbimiz bize nimetlerini ihsan eyledi, biz o nimetleri yedik yedik isyan eyledik.biz o nimetleri yedik yedik isyan eyledik. Yedik yedik, aykırı aykırı gittik, yengeç gibi yürüdük,Yedik yedik, aykırı aykırı gittik, yengeç gibi yürüdük, doğru yürümedik, onun için oturalım da günahlarımıza ağlayalım.doğru yürümedik, onun için oturalım da günahlarımıza ağlayalım. Eğer o gözyaşları bu gözlerdenEğer o gözyaşları bu gözlerden o rikkat ile çıkarsa Allah korkusuylao rikkat ile çıkarsa Allah korkusuyla cehennem ateşi o şeyden korkuyor.cehennem ateşi o şeyden korkuyor. Aman aman aman sen uzaklaş benden. Niye?Aman aman aman sen uzaklaş benden. Niye? Senin gözyaşların benim ateşimi söndürüyor dermiş.

Senin gözyaşların benim ateşimi söndürüyor dermiş.
Yani Allah korkusundan ağlayanYani Allah korkusundan ağlayan insanın gözyaşları cehennem ateşini söndürür.insanın gözyaşları cehennem ateşini söndürür. Onun için bu da şeyi ister muhterem kardeşlerimOnun için bu da şeyi ister muhterem kardeşlerim düşünmek ister, tefekkür etmek ister.düşünmek ister, tefekkür etmek ister. Tenhalarda şöyle bir zamanınız olsun,Tenhalarda şöyle bir zamanınız olsun, çoluk çocuk uyuduğu zaman,çoluk çocuk uyuduğu zaman, kimsenin olmadığı bir zamanda seccadeyi yayın,kimsenin olmadığı bir zamanda seccadeyi yayın, gözünüzü kapayın, insafa gelin,gözünüzü kapayın, insafa gelin, halinizi bir müzakere edin,halinizi bir müzakere edin, kendinizi şöyle bir murakabe edin, bir hesaba çekin,kendinizi şöyle bir murakabe edin, bir hesaba çekin, bakın bakalım beş para edecek bir haliniz var mı yok mu?bakın bakalım beş para edecek bir haliniz var mı yok mu? Yoksa ağlayın ağlayabildiğiniz kadar,

Yoksa ağlayın ağlayabildiğiniz kadar,
edin tevbe edebildiğiniz kadar ve düzeltin halinizi.edin tevbe edebildiğiniz kadar ve düzeltin halinizi. Ölüm gelmeden, iş işten geçmeden,Ölüm gelmeden, iş işten geçmeden, fırsat kaçmadan insafa gelin, doğru yola girin.fırsat kaçmadan insafa gelin, doğru yola girin. Ve raeytü racülen min ümmetî kad hevet sahîfetühû ilâ şimâlihî

Ve raeytü racülen min ümmetî kad hevet sahîfetühû ilâ şimâlihî
fe câehû havfühû minellâhi,fe câehû havfühû minellâhi, fe ehaze sahîfetehû fe cealehâ fî yemînihî.fe ehaze sahîfetehû fe cealehâ fî yemînihî. Yine bir adam gördüm ki bu gördüğüm manzaralar arasındaYine bir adam gördüm ki bu gördüğüm manzaralar arasında ümmetimden bir adam gördüm kiümmetimden bir adam gördüm ki defter-i a’mâli uçtu sol tarafından geliyor.defter-i a’mâli uçtu sol tarafından geliyor. Malum, kimisine defteri sağından verilecek,Malum, kimisine defteri sağından verilecek, kimisine solundan verilecek.kimisine solundan verilecek. Bu bir remiz, bir alamet.Bu bir remiz, bir alamet. Sağından verilme, sâidlik alameti.Sağından verilme, sâidlik alameti. Solundan verilme, şakilik alameti, günahkârlık alameti.Solundan verilme, şakilik alameti, günahkârlık alameti. Solundan geldi mi felaket,Solundan geldi mi felaket, hesabı şiddetli olacak, mahvolacak.hesabı şiddetli olacak, mahvolacak. Sağından geldi mi işin sonu tatlı gelecek demek.Sağından geldi mi işin sonu tatlı gelecek demek. Gördüm ki adamın defter-i a’mâli,Gördüm ki adamın defter-i a’mâli, sahîfe-i a’mâli sol tarafından doğru uçup geliyor.sahîfe-i a’mâli sol tarafından doğru uçup geliyor. Ama o esnada Allah'tan korkması,Ama o esnada Allah'tan korkması, titremesi karşısına geliyor,titremesi karşısına geliyor, o sayfayı alıyor, sağ tarafına geçirttiriyor, sağından verdirtiyor.o sayfayı alıyor, sağ tarafına geçirttiriyor, sağından verdirtiyor. Sayfası, sahifesi, defter-i a’mâliSayfası, sahifesi, defter-i a’mâli sağından verilenlerden eylesin Rabbımız bizi,sağından verilenlerden eylesin Rabbımız bizi, solundan veya verayı zahrından verilenlerden eylemesin.solundan veya verayı zahrından verilenlerden eylemesin. Ve raeytü racülen min ümmetî kad haffe mîzânühû,

Ve raeytü racülen min ümmetî kad haffe mîzânühû,
fe câehû efrâtuhû, fe sekkalû mîzânühû.fe câehû efrâtuhû, fe sekkalû mîzânühû. Yine bir adam gördüm ki, bu gördüğüm manzaralar arasında,Yine bir adam gördüm ki, bu gördüğüm manzaralar arasında, teraziye amelleri konuluyor, tartılıyor amateraziye amelleri konuluyor, tartılıyor ama sonuna yaklaştık.sonuna yaklaştık. Ne yapalım böyle birazcık 50 dakikayı geçti.Ne yapalım böyle birazcık 50 dakikayı geçti. Gördüm ki bir adam teraziye amelleri konuldu,Gördüm ki bir adam teraziye amelleri konuldu, tartıya vuruldu, hafif geldi.tartıya vuruldu, hafif geldi. Eyvah! Eyvah ki eyvah! Hafif geldi.Eyvah! Eyvah ki eyvah! Hafif geldi. Nasıl bir terazi bu?

Nasıl bir terazi bu?
Bu teraziyi görünce melekler korkudan ağlaşıp titreşecekler.

Bu teraziyi görünce melekler korkudan ağlaşıp titreşecekler.
Öyle bir terazi ki semâlar ve arz gibi.Öyle bir terazi ki semâlar ve arz gibi. Günahları da alır, sevapları da alır,Günahları da alır, sevapları da alır, hepsini tartmaya muktedir bir terazi, Allah'ın öyle yaratığı.hepsini tartmaya muktedir bir terazi, Allah'ın öyle yaratığı. Burada amelleri az geldi, sevapları az geldi,Burada amelleri az geldi, sevapları az geldi, eyvah terazi aleyhine hafif geldi iş.eyvah terazi aleyhine hafif geldi iş. Bu esnada küçükken ölmüş yavrularıBu esnada küçükken ölmüş yavruları gelirler, bastırırlar, teraziyi ağırlaştırırlar.gelirler, bastırırlar, teraziyi ağırlaştırırlar. Küçük çocuklar, muhterem kardeşlerim,Küçük çocuklar, muhterem kardeşlerim, annelere, babalara şefaatçi olacak.annelere, babalara şefaatçi olacak. Evet, ayrılık zordur.Evet, ayrılık zordur. Evlat acısı çok büyük bir acıdır ammaEvlat acısı çok büyük bir acıdır amma o evlatlar, rûz-i mahşerde, hesap günü,o evlatlar, rûz-i mahşerde, hesap günü, mizan günü, amellerin tartıldığı zamandamizan günü, amellerin tartıldığı zamanda insanın cennete girmesine yardımcı olacaklar.insanın cennete girmesine yardımcı olacaklar. Analarının, babalarının elinden tutupAnalarının, babalarının elinden tutup Rabbimize yalvaracaklar.Rabbimize yalvaracaklar. Yâ Rabbi! Bu benim anam, Yâ Rabbi! Bu benim babam,Yâ Rabbi! Bu benim anam, Yâ Rabbi! Bu benim babam, bunu cehenneme atma diye onların kurtulmasına vesile olacaklar.bunu cehenneme atma diye onların kurtulmasına vesile olacaklar. İşte burada da mizanını ağırlaştıracağını Efendimiz söylüyor.İşte burada da mizanını ağırlaştıracağını Efendimiz söylüyor. Ve raeytü racülen min ümmetî alâ şefîri cehenneme,

Ve raeytü racülen min ümmetî alâ şefîri cehenneme,
fe câehû vecelühû minellâhi azze ve celle,fe câehû vecelühû minellâhi azze ve celle, fe’stenkazehû min zâlike.fe’stenkazehû min zâlike. Yine bir adamı gördüm ki cehennemin kenarına gelmiş,Yine bir adamı gördüm ki cehennemin kenarına gelmiş, ucuna, hemen dudak yani sınır çizgisine gelmiş,ucuna, hemen dudak yani sınır çizgisine gelmiş, düşecek, düştü düşecek amadüşecek, düştü düşecek ama onun Allah korkusu için telaşı,onun Allah korkusu için telaşı, Allah'tan endişesi, o husustaki gayreti vesairesi geldi,Allah'tan endişesi, o husustaki gayreti vesairesi geldi, onu kurtardı, demek ki insanonu kurtardı, demek ki insan korku üzere olacak, gayret üzere olacak,korku üzere olacak, gayret üzere olacak, telaşlı olacak ve bir şeyler yapmaya çalışacak,telaşlı olacak ve bir şeyler yapmaya çalışacak, başına bir şey gelebilir diye de endişe taşıyacak.başına bir şey gelebilir diye de endişe taşıyacak. Ve raeytü racülen min ümmetî

Ve raeytü racülen min ümmetî
yer’udü kemâ ter’udü’s-seafetü,yer’udü kemâ ter’udü’s-seafetü, fe câehû husnü zannihî billâhi, fe sekkene ri’detehû.fe câehû husnü zannihî billâhi, fe sekkene ri’detehû. Yine bir adam gördüm ki, hurma dalınınYine bir adam gördüm ki, hurma dalının sallanıp titrediği gibi titriyor.sallanıp titrediği gibi titriyor. Dal gibi titriyor derler ya adama.Dal gibi titriyor derler ya adama. Korkudan dal gibi titriyor derler.Korkudan dal gibi titriyor derler. Sallanıp titreyip duruyor bir adam gördüm.Sallanıp titreyip duruyor bir adam gördüm. Ona Allah'a karşı beslediği hüsnü zannı geldiOna Allah'a karşı beslediği hüsnü zannı geldi ve onu bu durumdan kurtardıve onu bu durumdan kurtardı ve adamın sallantısı, korkusu geçti, emniyete erdi.ve adamın sallantısı, korkusu geçti, emniyete erdi. Muhterem kardeşlerim, hüsnü zannı billah

Muhterem kardeşlerim, hüsnü zannı billah
Allahu Teâlâ Hazretlerine hüsnü zan beslemek.Allahu Teâlâ Hazretlerine hüsnü zan beslemek. Yani Elhamdülillah Rabbımızın rahmeti çoktur.Yani Elhamdülillah Rabbımızın rahmeti çoktur. Zü rahmetin vasiatinZü rahmetin vasiatin rahmandır, rahimdir.rahmandır, rahimdir. Dünya ve ahiretin hayırlarını ihsan eyledi.Dünya ve ahiretin hayırlarını ihsan eyledi. Umarım ki tövbelerimi kabul etmiştir.Umarım ki tövbelerimi kabul etmiştir. Umarım ki rahmetine beni de erdirir diye

Umarım ki rahmetine beni de erdirir diye
insanın hele ömrünün sonuna doğruinsanın hele ömrünün sonuna doğru Allahu Teâlâ Hazretlerine karşı hüsnü zannınıAllahu Teâlâ Hazretlerine karşı hüsnü zannını yükseltmesi lazım.yükseltmesi lazım. O da güzel bir şey.O da güzel bir şey. Ümitsizlik yasak biliyorsunuz, haram.Ümitsizlik yasak biliyorsunuz, haram. Yani haram manasına yasak.Yani haram manasına yasak. Çünkü Allahu Teâlâ Hazretleri Kur'an-ı Kerîm'de ayetle yasakladı.Çünkü Allahu Teâlâ Hazretleri Kur'an-ı Kerîm'de ayetle yasakladı. Buyurdu ki;Buyurdu ki; “Lâ taknetû min rahmetillâh.”

“Lâ taknetû min rahmetillâh.”
Allahu Teâlâ Hazretlerinin rahmetinden ümit kesmeyin.

Allahu Teâlâ Hazretlerinin rahmetinden ümit kesmeyin.
Ümitsizliğe düşmeyin, yes'e düşmeyin buyurdu.Ümitsizliğe düşmeyin, yes'e düşmeyin buyurdu. Onun için Allah'ın rahmetinden ümitvar olacağız.

Onun için Allah'ın rahmetinden ümitvar olacağız.
Ümitli olacağız.Ümitli olacağız. Öyle rahmet edecek ki Rabbımız,Öyle rahmet edecek ki Rabbımız, Allah bizi rahmetine gark ettiklerinden eylesin,Allah bizi rahmetine gark ettiklerinden eylesin, öyle rahmet edecek, öyle rahmet edecek,öyle rahmet edecek, öyle rahmet edecek, öyle insanları affedecek, öyle insanları affedecek kiöyle insanları affedecek, öyle insanları affedecek ki hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz buyuruyor,hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz buyuruyor, şeytan bile heveslenecek.şeytan bile heveslenecek. Ya dur bakalım ne oluyor, rahmet pazarı burası,Ya dur bakalım ne oluyor, rahmet pazarı burası, galiba beni de mi affedecek, ne yapacak ama yağma yok.galiba beni de mi affedecek, ne yapacak ama yağma yok. O affolunmayacak ama o mel'un bile heveslenecek.O affolunmayacak ama o mel'un bile heveslenecek. O kadar çok rahmet edecek.O kadar çok rahmet edecek. Allahu Teâlâ Hazretleri bizi rahmetine erdirdiği,

Allahu Teâlâ Hazretleri bizi rahmetine erdirdiği,
rahmetine gark ettiği,rahmetine gark ettiği, mağfiret eylediği kulların cümlesine dahil eylesin.mağfiret eylediği kulların cümlesine dahil eylesin. Ve raeytü racülen min ümmetî yezhafü ale’s-sırâtı

Ve raeytü racülen min ümmetî yezhafü ale’s-sırâtı
merraten, ve yehbû merraten,merraten, ve yehbû merraten, ve yetealleku merraten,ve yetealleku merraten, ve câethü salâtühû aleyye fe ehazetve câethü salâtühû aleyye fe ehazet bi yedihî fe ekâmethü ale’s-sırâti hattâ câze.bi yedihî fe ekâmethü ale’s-sırâti hattâ câze. Bir adam daha gördüm, ne manzaralar görmüş efendimiz.Bir adam daha gördüm, ne manzaralar görmüş efendimiz. Gözüne, peygamberlik gözüyleGözüne, peygamberlik gözüyle ne manzaralar Allahu Teâlâ Hazretleri göstermiş,ne manzaralar Allahu Teâlâ Hazretleri göstermiş, olmuş ve olacak nice şeyleri göstermiş.olmuş ve olacak nice şeyleri göstermiş. Bir adam gördüm kiBir adam gördüm ki sıratın üstünden geçiyor amasıratın üstünden geçiyor ama bazen şöyle bir muntazam, düzgün düzgün yürüyor,bazen şöyle bir muntazam, düzgün düzgün yürüyor, bazen de efendim düşüyor, emekleyerek yürüyor.bazen de efendim düşüyor, emekleyerek yürüyor. Habven yani iki eli üzerine böyle arkasını daHabven yani iki eli üzerine böyle arkasını da şey yapa yapa yürümek, sürükleye sürükleye.şey yapa yapa yürümek, sürükleye sürükleye. Düşünün ki bir adamın ayakları felç olmuş, nasıl yürür?

Düşünün ki bir adamın ayakları felç olmuş, nasıl yürür?
Sürünür.

Sürünür.
Elleriyle tutar, kendi vücudunu sürükleye sürükleye gider.Elleriyle tutar, kendi vücudunu sürükleye sürükleye gider. Buna habven diyorlar.Buna habven diyorlar. Sıratı yıldırım gibi geçip cenneteSıratı yıldırım gibi geçip cennete ilk girenlerle girmeyi bizlere nasip eylesin.ilk girenlerle girmeyi bizlere nasip eylesin. Bi hürmeti esmâihi’l-hüsnâ

Bi hürmeti esmâihi’l-hüsnâ
ve bi hürmeti ismihi’l-âzâmve bi hürmeti ismihi’l-âzâm ve bi hürmeti nebiyyihi’l-ekrem ve bi hürmeti esrâr-ı sûreti’l-Fâtiha...ve bi hürmeti nebiyyihi’l-ekrem ve bi hürmeti esrâr-ı sûreti’l-Fâtiha...
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2