Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Evvel 1446
25 Kasım 2024
İmsak
06:25
Güneş
07:55
Öğle
12:56
İkindi
15:24
Akşam
17:46
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Şehid Olmanın Mükâfatı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

27 Şevvâl 1408 / 12.06.1988
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Mahşerde İnsanların Terlemesi, Akıllı Kimse Kimdir?, Arş’ın Gölgesinde Gölgelenecek Kimseler, Şehide Verilen İkramlar | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Şehid Olmanın Mükâfatı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

27 Şevvâl 1408 / 12.06.1988
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Mahşerde İnsanların Terlemesi, Akıllı Kimse Kimdir?, Arş’ın Gölgesinde Gölgelenecek Kimseler, Şehide Verilen İkramlar | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Aziz ve muhterem cemaat-i müslimin! Aziz ve muhterem cemaat-i müslimin!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, bereketi, ihsanı, ikramı dünya ve âhirette üzerinize olsun.Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, bereketi, ihsanı, ikramı dünya ve âhirette üzerinize olsun. Rabbimiz iki cihanın saadetine sizleri ve bizleri nail eylesin. Rabbimiz iki cihanın saadetine sizleri ve bizleri nail eylesin. Rahmetine dünyada ve âhirette mazhar eylesin. Rahmetine dünyada ve âhirette mazhar eylesin.

Peygamberimiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerinden Peygamberimiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerinden okuyup tefeyyüz eylemek maksadıyla toplanmış bulunuyoruz. okuyup tefeyyüz eylemek maksadıyla toplanmış bulunuyoruz.

Bu hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemBu hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e bağlılığımızın, ümmetliğimizin, sevgimizin saygımızın bir nişânesi olmak üzere, Efendimiz'e bağlılığımızın, ümmetliğimizin, sevgimizin saygımızın bir nişânesi olmak üzere, rûh-i pâkine hediye edelim diye ve onun cümle mübarek âl'inin, pâk ashabının, etbâının,rûh-i pâkine hediye edelim diye ve onun cümle mübarek âl'inin, pâk ashabının, etbâının, ahbabının ruhlarına hediye olsun diye sâir enbiyâ ve mürselîn ve cümle evliyâullah-ı mukarrabîninahbabının ruhlarına hediye olsun diye sâir enbiyâ ve mürselîn ve cümle evliyâullah-ı mukarrabînin ve hâsseten, sâdât ve meşâyih-i turuk-i aliyyemizin ruhlarına hediye olsun diye; bu beldeleri fethedipve hâsseten, sâdât ve meşâyih-i turuk-i aliyyemizin ruhlarına hediye olsun diye; bu beldeleri fethedip bize hediye bırakmış olan Fatih Sultan Mehmed Hân'ın, askerlerinin, ordusunun, şehitlerin, gazilerin,bize hediye bırakmış olan Fatih Sultan Mehmed Hân'ın, askerlerinin, ordusunun, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin ve zaman zaman düşmana karşı gerktiğinde savunmuş, müdafaa etmiş olan mücahitlerin ve zaman zaman düşmana karşı gerktiğinde savunmuş, müdafaa etmiş olan muvahhid askerlerin ruhlarına hediye olsun diye, içinde ibadet ettiğimiz caminin banisi İskender Paşa'nınmuvahhid askerlerin ruhlarına hediye olsun diye, içinde ibadet ettiğimiz caminin banisi İskender Paşa'nın ve bu camiyi tekrar tekrar tamir, tecdid ve tevsî eylemiş olanların ruhlarına hediye olsun diye; ve bu camiyi tekrar tekrar tamir, tecdid ve tevsî eylemiş olanların ruhlarına hediye olsun diye; okuduğumuz hadîs-i şerîfleri bize kadar nakil ve rivayet eylemiş olan hadis alimlerinin, alimlerin veokuduğumuz hadîs-i şerîfleri bize kadar nakil ve rivayet eylemiş olan hadis alimlerinin, alimlerin ve okuduğımuz Râmûzü'l-ehadîs kitabını cem ve telif eylemiş olan Gümüşhaneli Ahmed Ziyaeddin Efendiokuduğımuz Râmûzü'l-ehadîs kitabını cem ve telif eylemiş olan Gümüşhaneli Ahmed Ziyaeddin Efendi Hocamız hazretlerinin, kendisinden feyz aldığımız Muhammed Zâhid-i Bursevî Hozamız'ın,Hocamız hazretlerinin, kendisinden feyz aldığımız Muhammed Zâhid-i Bursevî Hozamız'ın, uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şu meclise gelmiş, oturmuş ve iştirak etmiş olanuzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şu meclise gelmiş, oturmuş ve iştirak etmiş olan siz kardeşlerimizin âhirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına hediye olsun diye,siz kardeşlerimizin âhirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına hediye olsun diye, beldemizin medâr-ı iftihârı Yuşa aleyhisselam, Ebu Eyyub el-Ensarî ve sair sahabei güzîn, tâbiîn,beldemizin medâr-ı iftihârı Yuşa aleyhisselam, Ebu Eyyub el-Ensarî ve sair sahabei güzîn, tâbiîn, evliyâullah ve sâlihînin ruhlarına hediye olsun diye, uzaktan yakından buraya gelmiş kardeşlerimizinevliyâullah ve sâlihînin ruhlarına hediye olsun diye, uzaktan yakından buraya gelmiş kardeşlerimizin âhirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına hediye olsun diyeâhirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına hediye olsun diye bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf besmeleleriyle okuyalım, ruhlarına hediye edelim öyle başlayalım. bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf besmeleleriyle okuyalım, ruhlarına hediye edelim öyle başlayalım.

Rabbimiz bizi de dünya ve âhiretin hayırlarına ve o büyüklerimizinRabbimiz bizi de dünya ve âhiretin hayırlarına ve o büyüklerimizin himmeti teveccühlerine ve şefaatlerine nâil eylesin. himmeti teveccühlerine ve şefaatlerine nâil eylesin.

Okuduğumuz hadîs-i şerîfler Râmûzü'l-ehâdîs isimli hadis koleksiyonu kitabınınOkuduğumuz hadîs-i şerîfler Râmûzü'l-ehâdîs isimli hadis koleksiyonu kitabının 512. sayfasının ikinci ve üçüncü hadîs-i şerîfleri ve devamı olacak.512. sayfasının ikinci ve üçüncü hadîs-i şerîfleri ve devamı olacak. "Metinleri ve kaynakları merak edenler baksınlar." diye bu sayfayı da bildiriyoruz. "Metinleri ve kaynakları merak edenler baksınlar." diye bu sayfayı da bildiriyoruz.

Metnini az önce okumuş olduğumuz sayfanın üçüncü hadîs-i şerîfinde,Metnini az önce okumuş olduğumuz sayfanın üçüncü hadîs-i şerîfinde, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri şöyle buyuruyorlar: Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri şöyle buyuruyorlar:

Buhârî'nin Ebû Hüreyre'den rivayet ettiğine göreBuhârî'nin Ebû Hüreyre'den rivayet ettiğine göre Ya'raku'n-nâsü yevme'l-kıyâmeti.Ya'raku'n-nâsü yevme'l-kıyâmeti. "İnsanlar kıyamet gününde terlerler, terleyecekler." "İnsanlar kıyamet gününde terlerler, terleyecekler." Hattâ yezhebe arakuhüm fi'l-ardi seb'îne zirâan.Hattâ yezhebe arakuhüm fi'l-ardi seb'îne zirâan. "Yeryüzünde 70 zirâ aşağıya tesir edip oraları ıslatacak kadar terleyecekler." "Yeryüzünde 70 zirâ aşağıya tesir edip oraları ıslatacak kadar terleyecekler."

Bir zirâ, bir kol boyudur. "Yetmiş zirâ aşağıyı ıslatacak kadar terleyecekler." Bir zirâ, bir kol boyudur. "Yetmiş zirâ aşağıyı ıslatacak kadar terleyecekler."

Ve yülcimühüm hattâ yeblüğa âzânehüm. Ve yülcimühüm hattâ yeblüğa âzânehüm. "Ter kulakları hizasına kadar yükselip herkesin ağızlarını dizginleyecek, gemleyecek, tıkayacak." "Ter kulakları hizasına kadar yükselip herkesin ağızlarını dizginleyecek, gemleyecek, tıkayacak."

Bu hadîs-i şerîf mahşer günü hakkındadır.Bu hadîs-i şerîf mahşer günü hakkındadır. Hadîs-i şerîflerden öğrendiğimize göre mahşer gününde insanlarHadîs-i şerîflerden öğrendiğimize göre mahşer gününde insanlar Arasat meydanında toplandıkları zaman güneş tepelerine yaklaştırılacak.Arasat meydanında toplandıkları zaman güneş tepelerine yaklaştırılacak. O güneşin hararetinden beyinleri kaynayacak gibi olacak.O güneşin hararetinden beyinleri kaynayacak gibi olacak. Aynı zamanda büyük bir izdiham olacak.Aynı zamanda büyük bir izdiham olacak. Bir taraftan güneşin harareti, bir taraftan izdihamın sıkıştırması, bir taraftan da; Bir taraftan güneşin harareti, bir taraftan izdihamın sıkıştırması, bir taraftan da;

"Acaba kurulacak olan mahkeme-i kübrâda defter-i âmâlim açıldığı zaman,"Acaba kurulacak olan mahkeme-i kübrâda defter-i âmâlim açıldığı zaman, sevaplarım günahlarım tartıldığı zaman benim halim ne olacak?" diyesevaplarım günahlarım tartıldığı zaman benim halim ne olacak?" diye endişelerinden, mücrimlerin utanmasından; "Eyvah!" diye "ah vah" etmelerinden endişelerinden, mücrimlerin utanmasından; "Eyvah!" diye "ah vah" etmelerinden ve korkularından aşırı derecede, tariflere sığmaz derecede ter dökecekler.ve korkularından aşırı derecede, tariflere sığmaz derecede ter dökecekler. Terleri yeryüzüne yetmiş zirâ boyu nüfuz edecekTerleri yeryüzüne yetmiş zirâ boyu nüfuz edecek ve kulakları hizasına kadar gelip ağızlarını kapatacak.ve kulakları hizasına kadar gelip ağızlarını kapatacak. Çünkü Allahu Teâlâ hazretlerinin hesabı şiddetlidir.Çünkü Allahu Teâlâ hazretlerinin hesabı şiddetlidir. Çünkü o gün; kişinin anasından babasından, karısından çocuğundan kaçtığı;Çünkü o gün; kişinin anasından babasından, karısından çocuğundan kaçtığı; "Aman kimse beni görmesin!" deyip "Nefsî! Nefsî!" diye kendi canının peşine düştüğü bir gündür. "Aman kimse beni görmesin!" deyip "Nefsî! Nefsî!" diye kendi canının peşine düştüğü bir gündür.

Allahu Teâlâ hazretlerinin bir kısım has bahtiyar kulları ise bu şiddetli gündeAllahu Teâlâ hazretlerinin bir kısım has bahtiyar kulları ise bu şiddetli günde Arş-ı Âlâ'nın gölgesinde, nurdan minberlerde oturacaklar.Arş-ı Âlâ'nın gölgesinde, nurdan minberlerde oturacaklar. Allahu Teâlâ hazretleri mahşer gününün sıkıntılarını onlara göstermeyecek.Allahu Teâlâ hazretleri mahşer gününün sıkıntılarını onlara göstermeyecek. Onlar bu sıkıntıları ve o endişeleri duymayacaklar.Onlar bu sıkıntıları ve o endişeleri duymayacaklar. 50 bin yıl sürecek olan bu mahşer gününün uzun zamanı onlara bir namaz kılımı gibi50 bin yıl sürecek olan bu mahşer gününün uzun zamanı onlara bir namaz kılımı gibi hoşça, çabucak geçen bir vakit gibi gelecek.hoşça, çabucak geçen bir vakit gibi gelecek. Ve onlar müteakiben de Allahu Teâlâ hazretlerinin daha büyük nimetlerine mazhar olacaklar. Ve onlar müteakiben de Allahu Teâlâ hazretlerinin daha büyük nimetlerine mazhar olacaklar.

Muhterem kardeşlerim! Muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretleri kemâl-i rahmetinden, bunları bizlere önceden bildiriyor.Allahu Teâlâ hazretleri kemâl-i rahmetinden, bunları bizlere önceden bildiriyor. Bunları bildirmek için elçiler gönderiyor.Bunları bildirmek için elçiler gönderiyor. O'nun tecellisine biz tahammül edemediğimizden, dağlar tahammül edemediğinden,O'nun tecellisine biz tahammül edemediğimizden, dağlar tahammül edemediğinden, parça parça parçalandığından; Allahu Teâlâ hazretleri bizim tahammülümüze göre,parça parça parçalandığından; Allahu Teâlâ hazretleri bizim tahammülümüze göre, bizim anlayacağımız gibi konuşan, bizim aramızdan yetişen, bizim anlayacağımız gibi konuşan, bizim aramızdan yetişen, bizim hallerimiz ile hallenmiş olan peygamberler göndermiş.bizim hallerimiz ile hallenmiş olan peygamberler göndermiş. Âlemlere rahmet olarak gönderdiği bu peygamberleri ile olacak şeyleri bize önceden bildirmiş. Âlemlere rahmet olarak gönderdiği bu peygamberleri ile olacak şeyleri bize önceden bildirmiş.

Mü'miniz; Allah'ın varlığını kavramış, anlayabilmiş, sezebilmiş insanlarız.Mü'miniz; Allah'ın varlığını kavramış, anlayabilmiş, sezebilmiş insanlarız. Allah'ın lütfunu seziyoruz, hikmetlerini seziyoruz.Allah'ın lütfunu seziyoruz, hikmetlerini seziyoruz. Kâinattaki nizamı görüyoruz ve bu nizamın sahibini biliyoruz.Kâinattaki nizamı görüyoruz ve bu nizamın sahibini biliyoruz. Elhamdülillah dinimizin hak din olduğunu biliyoruz, başkaları da biliyorlar.Elhamdülillah dinimizin hak din olduğunu biliyoruz, başkaları da biliyorlar. Çeşit çeşit milletlerden çeşit çeşit insanlar, Allah'ın nasip verdiği, akıl ve irfan verdiği,Çeşit çeşit milletlerden çeşit çeşit insanlar, Allah'ın nasip verdiği, akıl ve irfan verdiği, şahsî çıkarlarını yenebilen, aşabilen, nefsine, şeytanına "Dur!" diyebilenşahsî çıkarlarını yenebilen, aşabilen, nefsine, şeytanına "Dur!" diyebilen insanlar gerçeği kabul edip hak dine geliyorlar. Hak din üzerindeyiz. insanlar gerçeği kabul edip hak dine geliyorlar. Hak din üzerindeyiz. Bu din bize başka hiçbir dinin ihtiva etmediği bilgileri öğretiyor.Bu din bize başka hiçbir dinin ihtiva etmediği bilgileri öğretiyor. Yahudilik'te âhiret inancı yok. Yahudilerin kendileri söylüyorlar.Yahudilik'te âhiret inancı yok. Yahudilerin kendileri söylüyorlar. Hıristiyanlık da yanlış, eksik. Ellerinde malzeme yok, ileride ne olacak, bilgi yok. Hıristiyanlık da yanlış, eksik. Ellerinde malzeme yok, ileride ne olacak, bilgi yok. Bu bilgilerin hepsini; eski bilgilerin de yanlışını doğrusundan ayırmamızaBu bilgilerin hepsini; eski bilgilerin de yanlışını doğrusundan ayırmamıza yardım edecek malzemeyi, kriterleri, ölçüleri bize dinimiz veriyor,yardım edecek malzemeyi, kriterleri, ölçüleri bize dinimiz veriyor, Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri veriyor. Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri veriyor. Yüzlerce cilt kıymetli çalışma ile toplanmış malzeme var. Yüzlerce cilt kıymetli çalışma ile toplanmış malzeme var.

Biliyoruz ki öleceğiz. İstersen kabul etme; öleceksin!Biliyoruz ki öleceğiz. İstersen kabul etme; öleceksin! Çırpınsan da, kaçsan da, inkâr etsen de faydası yok. Herkes ölecek.Çırpınsan da, kaçsan da, inkâr etsen de faydası yok. Herkes ölecek. Öldükten sonra da dirileceğiz. Bu hayattan sonra bir âhiret hayatı var.Öldükten sonra da dirileceğiz. Bu hayattan sonra bir âhiret hayatı var. Âhiret hayatından önce de bu dünya hayatının bir hesabı var. Âhiret hayatından önce de bu dünya hayatının bir hesabı var.

Bu dünyada yapılanlar güme gitmiyor, kaybolmuyor, unutulmuyor;Bu dünyada yapılanlar güme gitmiyor, kaybolmuyor, unutulmuyor; yazılıyor ve tespit ediliyor. Şek ve şüphe yok.yazılıyor ve tespit ediliyor. Şek ve şüphe yok. Yazılıyor tespit ediliyor; sorulacak ve hesabı istenecek. Sevaplar da günahlar da...Yazılıyor tespit ediliyor; sorulacak ve hesabı istenecek. Sevaplar da günahlar da... İyilikler de kötülükler de... Bir karıncayı ezdiysen taşladıysan onun da hesabı var.İyilikler de kötülükler de... Bir karıncayı ezdiysen taşladıysan onun da hesabı var. Bir küçük iyilik yaptıysan, "müslümanların ayağına takılmasın" diye yoldan bir taşı alıp Bir küçük iyilik yaptıysan, "müslümanların ayağına takılmasın" diye yoldan bir taşı alıp bir kenara kaldırdıysan o da hesaba girecek. bir kenara kaldırdıysan o da hesaba girecek.

Fe-men ya'mel miskâle zerratin hayran yerahû ve men ya'mel miskâle zerratin şerran yerah.Fe-men ya'mel miskâle zerratin hayran yerahû ve men ya'mel miskâle zerratin şerran yerah. "Zerre kadar hayır işlemiş olan onun mukabilinde bir mükâfat alacak, karşılığını görecek."Zerre kadar hayır işlemiş olan onun mukabilinde bir mükâfat alacak, karşılığını görecek. Zerre kadar bir şer işlemiş olan insanın da, bu şerri unutulmayacak, onun cezasını âhirette görecek." Zerre kadar bir şer işlemiş olan insanın da, bu şerri unutulmayacak, onun cezasını âhirette görecek."

Gün gibi âşikâr! Gün gibi belli! Hiç şek şüphe yok. Fakat insanlarda "unutma" diye bir şey var.Gün gibi âşikâr! Gün gibi belli! Hiç şek şüphe yok. Fakat insanlarda "unutma" diye bir şey var. Veya "düşünmeme" diye bir hastalık var. Veya "bildiğini uygulamama" gibi bir kusur var. Veya "düşünmeme" diye bir hastalık var. Veya "bildiğini uygulamama" gibi bir kusur var.

Biliyor. Akademik, ilmî, felsefî bir münakaşaya, bir münazaraya geçsek cümle cihanınBiliyor. Akademik, ilmî, felsefî bir münakaşaya, bir münazaraya geçsek cümle cihanın cümle felsefeleri, dinleri, kanaatleri, inançları bizim inancımız karşısındacümle felsefeleri, dinleri, kanaatleri, inançları bizim inancımız karşısında güneşin karşısında buzun eridiği gibi eriyor, bitiyor.güneşin karşısında buzun eridiği gibi eriyor, bitiyor. İslâm güneşi bütün buzları çözüyor eritiyor, karşısında rakip tanımıyor, rakip bırakmıyor.İslâm güneşi bütün buzları çözüyor eritiyor, karşısında rakip tanımıyor, rakip bırakmıyor. "Bunun hak dini olduğunu, sağır sultanlar bile duysun." diye"Bunun hak dini olduğunu, sağır sultanlar bile duysun." diye Allahu Teâlâ hazretleri öyle hikmetli hadiseler çıkarıyor ki dünyanın bir köşesindeAllahu Teâlâ hazretleri öyle hikmetli hadiseler çıkarıyor ki dünyanın bir köşesinde adamın birisini şöhretin zirvesine çıkarıyor, ondan sonraadamın birisini şöhretin zirvesine çıkarıyor, ondan sonra onu müslüman ettiriyor, cümle cihan halkına İslâm'ı duyuruyor. onu müslüman ettiriyor, cümle cihan halkına İslâm'ı duyuruyor.

Muhammed Ali, boksör. Boksundan dolayı şöhretin zirvesine çıkmış; müslüman.Muhammed Ali, boksör. Boksundan dolayı şöhretin zirvesine çıkmış; müslüman. Ringde kavgayı yaptıktan sonra bütün televizyonlarla dünyanın her tarafına gidiyor. Ringde kavgayı yaptıktan sonra bütün televizyonlarla dünyanın her tarafına gidiyor.

Uzaya gönderilmiş bir uzay aracının pilotu müslüman oluyor, cümle cihan halkı duyuyor. Uzaya gönderilmiş bir uzay aracının pilotu müslüman oluyor, cümle cihan halkı duyuyor.

Radyolarda, televizyonlarda seyrettirilen meşhur bir dizininRadyolarda, televizyonlarda seyrettirilen meşhur bir dizinin bir araştırıcı alimi müslüman oluyor, cümle cihan halkı duyuyor. bir araştırıcı alimi müslüman oluyor, cümle cihan halkı duyuyor.

Doğu'nun Batı'nın bildiği büyük bir filozof, bir alim komünizmi inceliyor, kapitalizmi inceliyor,Doğu'nun Batı'nın bildiği büyük bir filozof, bir alim komünizmi inceliyor, kapitalizmi inceliyor, herkesin saygısını kazanıyor; "Bu büyük adamdır, alim adamdır." diye geliyor,herkesin saygısını kazanıyor; "Bu büyük adamdır, alim adamdır." diye geliyor, son çizgide müslüman oluyor.son çizgide müslüman oluyor. Demek ki "tefekkürün sonu İslâmmış, ilmin sonu İslâmmış" diye cümle cihan halkı duyuyor.Demek ki "tefekkürün sonu İslâmmış, ilmin sonu İslâmmış" diye cümle cihan halkı duyuyor. Dağın tepesinde bile televizyonu olan, radyosu olan herkese Allah duyuruyor.Dağın tepesinde bile televizyonu olan, radyosu olan herkese Allah duyuruyor. Duymayan insan kalmayacak gibi.Duymayan insan kalmayacak gibi. Hikmet-i Hudâ tedbirler alıp cümle cihan halkına İslâm'ı duyuruyor. Hikmet-i Hudâ tedbirler alıp cümle cihan halkına İslâm'ı duyuruyor.

Ama bu insanların zalim nefisleri yok mu? Ama bu insanların zalim nefisleri yok mu?

O nefisler hakkı kabulde sahiplerine müsaade vermiyor. Dikiliyor karşısına; O nefisler hakkı kabulde sahiplerine müsaade vermiyor. Dikiliyor karşısına;

"Müslüman olup da ne yapacaksın? Bu sıcakta örtünülür mü?"Müslüman olup da ne yapacaksın? Bu sıcakta örtünülür mü? Bu zevkler, sefalar terk edilir mi? Hazır kurulmuş bir düzenin var. Bu da bir din değil mi?Bu zevkler, sefalar terk edilir mi? Hazır kurulmuş bir düzenin var. Bu da bir din değil mi? Bununla vaziyeti idare et.Bununla vaziyeti idare et. Haftada bir gidersin, bir ibadet edersin, ondan sonra olur biter. Öteki din daha zor." Haftada bir gidersin, bir ibadet edersin, ondan sonra olur biter. Öteki din daha zor."

Sanki "işportadan beğen, beğendiğini al" usulüymüş gibi...Sanki "işportadan beğen, beğendiğini al" usulüymüş gibi... "O din zor, ben onu yapamam." diyor. Yapsan da yapamasan da sen bilirsin."O din zor, ben onu yapamam." diyor. Yapsan da yapamasan da sen bilirsin. Ya bu dini kabul edersin ya da kabul etmezsin. Ettiğinin cezasını çekersin.Ya bu dini kabul edersin ya da kabul etmezsin. Ettiğinin cezasını çekersin. Başkaları ne yapar bilmeyiz ama başkalarının da doğru yola gelmesini temenni ederiz. Başkaları ne yapar bilmeyiz ama başkalarının da doğru yola gelmesini temenni ederiz.

Ama bizler madem bu hadîs-i şerîfleri okuyoruz, madem bu bilgileri Allahu Teâlâ hazretleriAma bizler madem bu hadîs-i şerîfleri okuyoruz, madem bu bilgileri Allahu Teâlâ hazretleri bize bildiriyor, kulağımıza değdiriyor, şuurumuza erdiriyor; mademki bu bilgileri algılıyoruz,bize bildiriyor, kulağımıza değdiriyor, şuurumuza erdiriyor; mademki bu bilgileri algılıyoruz, idrak ediyoruz o halde bu idrakimizin gereğini yapalım. idrak ediyoruz o halde bu idrakimizin gereğini yapalım.

Âhirette müthiş bir hesap var, biliyoruz, âmennâ ve saddaknâ.Âhirette müthiş bir hesap var, biliyoruz, âmennâ ve saddaknâ. Ve'l-yevmi'l-âhiri, âhiret gününe inanıyoruz. Cennete ve cehenneme inanıyoruz.Ve'l-yevmi'l-âhiri, âhiret gününe inanıyoruz. Cennete ve cehenneme inanıyoruz. O halde cehennemden kurtulmak, cenneti kazanmak için çalışalım.O halde cehennemden kurtulmak, cenneti kazanmak için çalışalım. O büyük günde terleyeceğimizi bilelim. Büyük sıkıntılar olacağını bilelim.O büyük günde terleyeceğimizi bilelim. Büyük sıkıntılar olacağını bilelim. Büyük endişeler çekileceğini bilelim.Büyük endişeler çekileceğini bilelim. İş işten geçmeden önce yapmamız gereken atılımı, yapmamız gereken tercihi yapalım. İş işten geçmeden önce yapmamız gereken atılımı, yapmamız gereken tercihi yapalım. Küçük hesapları, maddî hesapları bırakalım. Bırakalım gafleti, bırakalım cahilliği.Küçük hesapları, maddî hesapları bırakalım. Bırakalım gafleti, bırakalım cahilliği. İşte kulağımıza geldi; "Tamam yâ Rabbi! Ben senin kulun olmaya âmâdeyim.İşte kulağımıza geldi; "Tamam yâ Rabbi! Ben senin kulun olmaya âmâdeyim. Eski kusurlarımı bağışla.Eski kusurlarımı bağışla. Bundan sonra bana, sana güzel kulluk etmeyi nasip eyle." deyip o yola girelim, yürüyelim.Bundan sonra bana, sana güzel kulluk etmeyi nasip eyle." deyip o yola girelim, yürüyelim. Aklın icabı bu. Aklın icabı bu.

el-Keyyisü men dâne nefsehû ve amile limâ ba'de'l-mevti.el-Keyyisü men dâne nefsehû ve amile limâ ba'de'l-mevti. "Akıllı kimse nefsine hâkim olur ve ölümden sonrası için, âhiret için hazırlanır." "Akıllı kimse nefsine hâkim olur ve ölümden sonrası için, âhiret için hazırlanır."

Âhirete tedbir alır, âhiret yolculuğu için azık hazırlar.Âhirete tedbir alır, âhiret yolculuğu için azık hazırlar. Takvâyı kendisine şiar edinir ve müttakiyâne, zâhidâne, dindarâne bir hayat yaşar.Takvâyı kendisine şiar edinir ve müttakiyâne, zâhidâne, dindarâne bir hayat yaşar. Âhirette rahata erer. Âhirette rahata erer.

Âciz, ahmak, cahil ve gafil insan da; "Hele bugün dur, hele yarın gelsin." der, erteler. Âciz, ahmak, cahil ve gafil insan da; "Hele bugün dur, hele yarın gelsin." der, erteler.

"Ben de onu kabul etmiyor değilim. Dur bakalım hele bir emekli olayım, hele bir hacca gideyim."Ben de onu kabul etmiyor değilim. Dur bakalım hele bir emekli olayım, hele bir hacca gideyim. Hacdan geldikten sonra içkiyi de bırakacağım, sigarayı da bırakacağım,Hacdan geldikten sonra içkiyi de bırakacağım, sigarayı da bırakacağım, kumarı da bırakacağım, namaza da başlayacağım." kumarı da bırakacağım, namaza da başlayacağım."

Şeytanın oyunları bitmiyor. Şerri işletemezse hayrı kabulü geciktiriyor. Şeytanın oyunları bitmiyor. Şerri işletemezse hayrı kabulü geciktiriyor.

Şeytanın maskarası olmayalım. Allahu Teâlâ hazretlerinin yolunda gidelim.Şeytanın maskarası olmayalım. Allahu Teâlâ hazretlerinin yolunda gidelim. O gün terlememek istiyorsak bugünden tedbir alalım. O gün terlememek istiyorsak bugünden tedbir alalım.

Allahu Teâlâ hazretleri acaba hangi kullarını Arş-ı Âlâ'sının gölgesinde,Allahu Teâlâ hazretleri acaba hangi kullarını Arş-ı Âlâ'sının gölgesinde, nurdan minberlerin üstüne yüzleri nur, elbiseleri nur olarak oturtup orada sefalandıracak da;nurdan minberlerin üstüne yüzleri nur, elbiseleri nur olarak oturtup orada sefalandıracak da; mahşer halkı onlara, yeryüzü ahalisinin pırıl pırıl parlayan yıldızlara baktığı gibimahşer halkı onlara, yeryüzü ahalisinin pırıl pırıl parlayan yıldızlara baktığı gibi uzaktan bakıp da gıpta edecekler; "Bunlar kimlerdir?" diye soruşturacaklar,uzaktan bakıp da gıpta edecekler; "Bunlar kimlerdir?" diye soruşturacaklar, onların yerinde olmayı temenni edecekler. Kimlerdir? Bunları öğrenelim. onların yerinde olmayı temenni edecekler. Kimlerdir? Bunları öğrenelim.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki;

"Adaletli idareci. Gençliğinden itibaren günahlara dalmadan, hatalı işlere bulaşmadan,"Adaletli idareci. Gençliğinden itibaren günahlara dalmadan, hatalı işlere bulaşmadan, hep dindar hayat sürüp ömrünü temiz, pâk geçirmiş kişi.hep dindar hayat sürüp ömrünü temiz, pâk geçirmiş kişi. Kalbi ibadet ve taate, mescide bağlı insan.Kalbi ibadet ve taate, mescide bağlı insan. Ve birbirlerini Allah rızası için kardeş edinip de Allah rızası için birbirleriyle muhabbet eden,Ve birbirlerini Allah rızası için kardeş edinip de Allah rızası için birbirleriyle muhabbet eden, dostluk eden, samimi arkadaşlık eden, âhiret kardeşi olan kimse." dostluk eden, samimi arkadaşlık eden, âhiret kardeşi olan kimse."

Eskiden "âhiretlik" diye bir şey vardı.Eskiden "âhiretlik" diye bir şey vardı. " Kişiler birbirine hitap ederken "Nasılsın ahretlik?" derlerdi." Kişiler birbirine hitap ederken "Nasılsın ahretlik?" derlerdi. Âhiret kardeşi edinmek şimdi unutuldu. Âhiret kardeşi edinmek şimdi unutuldu.

"Birbirlerini Allah rızası için seven kimseler."Birbirlerini Allah rızası için seven kimseler. Namusuna sağlam kimse; kendisine birtakım çirkin teklifler yapılsa, zevk ü sefa, eğlence,Namusuna sağlam kimse; kendisine birtakım çirkin teklifler yapılsa, zevk ü sefa, eğlence, felekten gece çalmak, işret etmek imkânları çıksa bile, ‘Ben Allah'tan korkarım.' deyipfelekten gece çalmak, işret etmek imkânları çıksa bile, ‘Ben Allah'tan korkarım.' deyip kendisine hâkim olan kimse.kendisine hâkim olan kimse. Sadakayı, zekâtı, hayrı gizli yapıp ‘Allah bilsin, ben şöhret için bu işleri yapmıyorum.' diyen kimse.Sadakayı, zekâtı, hayrı gizli yapıp ‘Allah bilsin, ben şöhret için bu işleri yapmıyorum.' diyen kimse. Tenhalarda gözyaşı döküp Allahu Teâlâ hazretlerini zikreden kimse.Tenhalarda gözyaşı döküp Allahu Teâlâ hazretlerini zikreden kimse. Ticaret yaparsa ticaretinde dosdoğru konuşup işine yalan dolan, hile karıştırmayan kimse." Ticaret yaparsa ticaretinde dosdoğru konuşup işine yalan dolan, hile karıştırmayan kimse."

İşte bunlar Arş-ı Âlâ'nın gölgesinde gölgelenecek olan kimseler. İşte bunlar Arş-ı Âlâ'nın gölgesinde gölgelenecek olan kimseler.

Bunlar insanların yapabildiği şeyler; zor değil, yapılamaz şeyler değil.Bunlar insanların yapabildiği şeyler; zor değil, yapılamaz şeyler değil. O halde biz de öyle olalım. Hilekâr kul olacağımıza dürüst kul olalım.O halde biz de öyle olalım. Hilekâr kul olacağımıza dürüst kul olalım. Günahkâr kul olacağımıza ibadetkâr, itaatkâr kul olalım. Zor bir şey değil.Günahkâr kul olacağımıza ibadetkâr, itaatkâr kul olalım. Zor bir şey değil. Allahu Teâlâ hazretleri dinimizi kolaylık dini olarak bize bahşeylemiş.Allahu Teâlâ hazretleri dinimizi kolaylık dini olarak bize bahşeylemiş. Dinde hiçbir şey zor değil.Dinde hiçbir şey zor değil. Ama kötü alışkanlıklarına esir olmuş, başka yola sapmaya alışmış,Ama kötü alışkanlıklarına esir olmuş, başka yola sapmaya alışmış, günaha saplanmış olan insanlara zor geliyor. günaha saplanmış olan insanlara zor geliyor.

Beş vakit namaz çok seyrek bir namaz? Yani ne olacak? Beş vakit namaz çok seyrek bir namaz? Yani ne olacak?

Günün aralıklı zamanlarında beş defa namaz kılıyorsun, ne kadar az.Günün aralıklı zamanlarında beş defa namaz kılıyorsun, ne kadar az. Ama onlara göre çok fazla. Ama onlara göre çok fazla.

Oruç ne kadar güzel! Vücudumuz sıhhat buluyor, afiyet buluyor, midemiz dinleniyor,Oruç ne kadar güzel! Vücudumuz sıhhat buluyor, afiyet buluyor, midemiz dinleniyor, göbeğimiz eriyor, yeniden tazeleniyoruz. göbeğimiz eriyor, yeniden tazeleniyoruz. Senede bir kere idman yapıyoruz, ne kadar güzel! Ama bazılarına zor geliyor. Senede bir kere idman yapıyoruz, ne kadar güzel! Ama bazılarına zor geliyor.

Hac ne kadar güzel bir seyahat eğitimi, müslümanların tanışma vesilesi.Hac ne kadar güzel bir seyahat eğitimi, müslümanların tanışma vesilesi. Eski peygamberlerin cevelan ettiği mübarek mahallere gitmek;Eski peygamberlerin cevelan ettiği mübarek mahallere gitmek; buradayken tadamayacağı güzellikleri, lezzetleri, mânevî zevkleri tatmak ve görmek ne güzel!buradayken tadamayacağı güzellikleri, lezzetleri, mânevî zevkleri tatmak ve görmek ne güzel! Temiz kalp ile gittiği zaman ne kadar güzel bir ibadet! Temiz kalp ile gittiği zaman ne kadar güzel bir ibadet!

Kazandığından çıkarıp bir kardeşine vermen, onu sevindirmen,Kazandığından çıkarıp bir kardeşine vermen, onu sevindirmen, senin verdiğin sadakadan fakir bir insanın gönlünün hoş olması,senin verdiğin sadakadan fakir bir insanın gönlünün hoş olması, mesrur olarak sevinçle kalkıp gitmesi ne kadar tatlı bir duygu! mesrur olarak sevinçle kalkıp gitmesi ne kadar tatlı bir duygu!

Allah'ın ibadetleri, taatleri, emirleri ne kadar güzel! Yasakları ne kadar zararlı, ne kadar kötü!Allah'ın ibadetleri, taatleri, emirleri ne kadar güzel! Yasakları ne kadar zararlı, ne kadar kötü! Elhamdülillah, çok şükür ki Allah yasaklamış! İçki yasak; içkinin dışında bir sürü meşrubat serbest.Elhamdülillah, çok şükür ki Allah yasaklamış! İçki yasak; içkinin dışında bir sürü meşrubat serbest. Tatlılar, kaymaklar, börekler, çörekler, meşrubatlar, meyve suları serbest. Tatlılar, kaymaklar, börekler, çörekler, meşrubatlar, meyve suları serbest.

Bunların hepsi burada serbestken, helalken gidip de insan Allah'ın haram kıldığı şeyi yapar mı?Bunların hepsi burada serbestken, helalken gidip de insan Allah'ın haram kıldığı şeyi yapar mı? Şuurlu olmak serbest, ille deli mi olmak lazım? Şuurlu olmak serbest, ille deli mi olmak lazım?

İslâm'ın güzelliği gün gibi âşikâr ama bu zalim nefisler bazı insanlara müsaade etmiyor,İslâm'ın güzelliği gün gibi âşikâr ama bu zalim nefisler bazı insanlara müsaade etmiyor, yakasını bırakmıyor; o da o nefsini yenip de hak yola gelemiyor.yakasını bırakmıyor; o da o nefsini yenip de hak yola gelemiyor. Giremezse kendisi bilir; âhirette çok zorlu bir günde, çok şiddetli bir hesaba uğrayacak.Giremezse kendisi bilir; âhirette çok zorlu bir günde, çok şiddetli bir hesaba uğrayacak. Ve arkasından da cehenneme düşmesi kararlaştırılırsa felaketin büyüklüğünü düşünün.Ve arkasından da cehenneme düşmesi kararlaştırılırsa felaketin büyüklüğünü düşünün. Mahşer gününde güneşin altında durmaktan terlere batmış olan insan, hesabın sonundaMahşer gününde güneşin altında durmaktan terlere batmış olan insan, hesabın sonunda bir de cehenneme giderse onu bile arayacak! Onu bile arayacak duruma gelecek!bir de cehenneme giderse onu bile arayacak! Onu bile arayacak duruma gelecek! O kadar büyük, fecî azaplara uğrayacak. Bunlar oyuncak değil!O kadar büyük, fecî azaplara uğrayacak. Bunlar oyuncak değil! Bunları çocuklara korku vermek için insanlar uydurmuş değil.Bunları çocuklara korku vermek için insanlar uydurmuş değil. Bunlar gerçek! Cennet hak, cehennem hak. "Hepsi dünyada!" Bunlar gerçek! Cennet hak, cehennem hak.

"Hepsi dünyada!"

Yalan! Hepsi dünyada değil.Yalan! Hepsi dünyada değil. Dünyada dünya hayatını yaşadıktan sonra âhirette de hayat devam ediyor.Dünyada dünya hayatını yaşadıktan sonra âhirette de hayat devam ediyor. Herşeyin dünyada olduğuna dair birtakım sapık felsefeler, avutucu düşünceler, akımlar var. Herşeyin dünyada olduğuna dair birtakım sapık felsefeler, avutucu düşünceler, akımlar var.

"Hepsi dünyada! Gününü gün etmeye bak! İnsan dünyaya bir defa gelir." "Hepsi dünyada! Gününü gün etmeye bak! İnsan dünyaya bir defa gelir."

Çok gördük öylelerini. Çok duyduk hayatlarını, çok okuduk. Çok gördük öylelerini. Çok duyduk hayatlarını, çok okuduk.

Allahu Teâlâ hazretleri yanlış felsefelere saplanıp da hayatını yanlış yolda geçiren,Allahu Teâlâ hazretleri yanlış felsefelere saplanıp da hayatını yanlış yolda geçiren, âhiretini de berbat edenlerden olmaktan bizleri şiddetle hıfz eylesin, korusun. Yolunda daim eylesin. âhiretini de berbat edenlerden olmaktan bizleri şiddetle hıfz eylesin, korusun. Yolunda daim eylesin.

Bu dünyada terleyeceksek, Hak yolunda koşup terleyelim. Tatlı bir ter olur bu.Bu dünyada terleyeceksek, Hak yolunda koşup terleyelim. Tatlı bir ter olur bu. Çünkü arkasından sevaplı, mutlu neticeleri görünce seviniriz. Çünkü arkasından sevaplı, mutlu neticeleri görünce seviniriz.

Allah bizi âhirette mahzun etmesin, mahrum etmesin,Allah bizi âhirette mahzun etmesin, mahrum etmesin, mücrim eylemesin, cehenneme düşenlerden eylemesin.mücrim eylemesin, cehenneme düşenlerden eylemesin. Saadete erenlerden, cennete girenlerden, Rabbimizin lütfuna nâil olanlardan eylesin. Saadete erenlerden, cennete girenlerden, Rabbimizin lütfuna nâil olanlardan eylesin.

Yu'ta'ş-şehîdü sitte hisâlin inde evveli katretin min demihî:Yu'ta'ş-şehîdü sitte hisâlin inde evveli katretin min demihî: Yükefferu anhü küllü hatîetin ve yurâ mak'adehû mine'l-cenneti ve yüzevvecü mine'l-hûri'l-îniYükefferu anhü küllü hatîetin ve yurâ mak'adehû mine'l-cenneti ve yüzevvecü mine'l-hûri'l-îni ve yü'menü mine'l-fezei'l-ekberi ve min azâbi'l-kabri ve yuhallâ hullete'l-imân. ve yü'menü mine'l-fezei'l-ekberi ve min azâbi'l-kabri ve yuhallâ hullete'l-imân.

Ahmed b. Hanbel'den ikinci bir hadîs-i şerîf. Ahmed b. Hanbel'den ikinci bir hadîs-i şerîf.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in bu hadîs-i şerîfi, şehide verilecek mükâfatları anlatıyor.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in bu hadîs-i şerîfi, şehide verilecek mükâfatları anlatıyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri şöyle buyuruyorlar: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri şöyle buyuruyorlar:

Yu'ta'ş-şehîdü sitte hisâlin. "Şehit olan kimseye altı ikram, altı mükâfat verilir."Yu'ta'ş-şehîdü sitte hisâlin. "Şehit olan kimseye altı ikram, altı mükâfat verilir." İnde evveli katretin min demihî.İnde evveli katretin min demihî. "Şehit olmasına sebep olan o yarasından ilk damla"Şehit olmasına sebep olan o yarasından ilk damla kan yere damladığı zaman, bunlar kendisine verilir." kan yere damladığı zaman, bunlar kendisine verilir."

Damlası yere düşerken şehit bu sonuçları kazanmış olur. Damlası yere düşerken şehit bu sonuçları kazanmış olur.

Yükefferu anhü küllü hatîetin. "Bütün günahları bağışlanır." Yükefferu anhü küllü hatîetin. "Bütün günahları bağışlanır."

İlk mükâfat bu.İlk mükâfat bu. Hayatta ne hata ne günah ne suç işlemişse işlesin değil mi ki şehit oldu,Hayatta ne hata ne günah ne suç işlemişse işlesin değil mi ki şehit oldu, değil mi ki hak yolda kanı aktı, değil mi ki ilk damlası yere damladı;değil mi ki hak yolda kanı aktı, değil mi ki ilk damlası yere damladı; damlar damlamaz bütün eski günahları affolunur. damlar damlamaz bütün eski günahları affolunur.

Ve yurâ mak'adehû mine'l-cenneti.Ve yurâ mak'adehû mine'l-cenneti. "Ve derhal gözünün önüne cennetteki mekânı, makamı açılır; cennetteki yerini görür." "Ve derhal gözünün önüne cennetteki mekânı, makamı açılır; cennetteki yerini görür."

Bahçeler, havuzlar, hûrîler, köşkler, ikramlar, ihsanlar,Bahçeler, havuzlar, hûrîler, köşkler, ikramlar, ihsanlar, lütuflar, nimetler, şaşaalar, saltanatlar derhal gözünün önüne açılır. lütuflar, nimetler, şaşaalar, saltanatlar derhal gözünün önüne açılır.

Ve yüzevvecü mine'l-hûri'l-în. Ve yüzevvecü mine'l-hûri'l-în. "Gözlerinin akı gayet ak karası gayet kara, diri, güzel gözlü o cennet hurileriyle evlendirilir." "Gözlerinin akı gayet ak karası gayet kara, diri, güzel gözlü o cennet hurileriyle evlendirilir."

Âhiretin fezau ekber denilen büyük korkusundan emin olur. Âhiretin fezau ekber denilen büyük korkusundan emin olur.

Hani insanlar terleyecekmiş, yetmiş arşın aşağıya terleri nüfuz edecekmiş,Hani insanlar terleyecekmiş, yetmiş arşın aşağıya terleri nüfuz edecekmiş, terleri kulakları hizasına çıkacakmış; işte o günün korkusundan bu şehitler emin olurlar. terleri kulakları hizasına çıkacakmış; işte o günün korkusundan bu şehitler emin olurlar. O korkular onlara hiç ulaşmaz; duymazlar, bilmezler. O korkular onlara hiç ulaşmaz; duymazlar, bilmezler.

Ve min azâbi'l-kabri. "Kabir azabı görmezler." Ve min azâbi'l-kabri. "Kabir azabı görmezler."

Halbuki kabirde azap vardır.Halbuki kabirde azap vardır. Kabir bazen, bazı kimseler için cehennemin çukurlarından bir çukur haline gelir, ateş dolar.Kabir bazen, bazı kimseler için cehennemin çukurlarından bir çukur haline gelir, ateş dolar. Bu şehitler kabir azabından da mahfuzdurlar, emindirler; kabir azabı da görmezler. Bu şehitler kabir azabından da mahfuzdurlar, emindirler; kabir azabı da görmezler.

Ve yuhallâ hullete'l-îmân. "Kendilerine iman elbisesi giydirilir." Ve yuhallâ hullete'l-îmân. "Kendilerine iman elbisesi giydirilir."

Evet, dünyadaki elbiseleri kanlara bulanmıştır.Evet, dünyadaki elbiseleri kanlara bulanmıştır. Yaralarından kanlar akmış, onlara bulaşmıştır ama kendilerine iman hulleleri, elbiseleri giydirilir. Yaralarından kanlar akmış, onlara bulaşmıştır ama kendilerine iman hulleleri, elbiseleri giydirilir.

Böylece şehit daha kanının ilk damlası yere düşerken altı çeşit ikrama nâil, sahip ve mazhar olur. Böylece şehit daha kanının ilk damlası yere düşerken altı çeşit ikrama nâil, sahip ve mazhar olur.

Muhterem kardeşlerim! Muhterem kardeşlerim!

İnsanın malı mülkü vardır; sahip olduğu çeşit çeşit makamı vardır,İnsanın malı mülkü vardır; sahip olduğu çeşit çeşit makamı vardır, mekânı vardır, mertebesi şöhreti vardır. mekânı vardır, mertebesi şöhreti vardır. İnsanlar bunların bazısını azıcık azıcık sağa sola verir.İnsanlar bunların bazısını azıcık azıcık sağa sola verir. Kendisi zengindir milyonları vardır da, birazcık fukaraya da verir.Kendisi zengindir milyonları vardır da, birazcık fukaraya da verir. Camiye de azıcık yardım eder.Camiye de azıcık yardım eder. İmam-hatip okuluna, Kur'an kursuna, köprüye, yola, çeşmeye vesaireye biraz yardım eder.İmam-hatip okuluna, Kur'an kursuna, köprüye, yola, çeşmeye vesaireye biraz yardım eder. Fakat can bahis konusu oldu mu insanlar bucak bucak kaçar!Fakat can bahis konusu oldu mu insanlar bucak bucak kaçar! Korku belası; "Eyvah canıma zarar gelecek!" diye bakarsın herkes bir tarafa dağılmış. Korku belası; "Eyvah canıma zarar gelecek!" diye bakarsın herkes bir tarafa dağılmış. İnsanın etrafında kimse kalmaz. Can bu. İnsanın etrafında kimse kalmaz. Can bu.

Uhud harbinde müslüman nöbetçiler yeri bırakıp da düşman oradan hücum edince… Uhud harbinde müslüman nöbetçiler yeri bırakıp da düşman oradan hücum edince…

İz câûküm nin fevkıküm ve min esfele minküm ve iz zâgati'l-ebsâruİz câûküm nin fevkıküm ve min esfele minküm ve iz zâgati'l-ebsâru ve belagati'l-kulûbu'l-hanâcira ve tezunnûne billâhi'z-zunûna. ve belagati'l-kulûbu'l-hanâcira ve tezunnûne billâhi'z-zunûna.

"Gözler kayıp can boğaza dayandığı, geldiği zaman ve Allahu Teâlâ hakkında"Gözler kayıp can boğaza dayandığı, geldiği zaman ve Allahu Teâlâ hakkında çeşit çeşit düşünceler, insanın içindeçeşit çeşit düşünceler, insanın içinde endişeler, korkular hâsıl olduğu zaman herkes bir tarafa dağıldı. endişeler, korkular hâsıl olduğu zaman herkes bir tarafa dağıldı.

İz tus'idûne ve lâ telvûne alâ ehadin.İz tus'idûne ve lâ telvûne alâ ehadin. "Dağa tırmanmaya başladılar, kimse kimseye bakmamaya başladı.""Dağa tırmanmaya başladılar, kimse kimseye bakmamaya başladı." Ve'r-resûlü yed'ûküm fî uhrâküm. "Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem arkadan; Ve'r-resûlü yed'ûküm fî uhrâküm. "Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem arkadan; ‘Ey müslümanlar! Neredesiniz nereye gidiyorsunuz?" ‘Ey müslümanlar! Neredesiniz nereye gidiyorsunuz?"

"Kâfirler; ‘Muhammed öldü!' diye bağırıyor ama sağım, selametteyim, dağılmayın, gelin." diye"Kâfirler; ‘Muhammed öldü!' diye bağırıyor ama sağım, selametteyim, dağılmayın, gelin." diye sesleniyordu ama herkes canının telaşına düşmüş, savaş meydanından dağılmış, geri gidiyorlar. sesleniyordu ama herkes canının telaşına düşmüş, savaş meydanından dağılmış, geri gidiyorlar.

Can korkusu oldu mu herşey değişiyor.Can korkusu oldu mu herşey değişiyor. İnsanların en zor verebileceği şey canıdır; şehit onu veriyor, Allah yolunda canını veriyor.İnsanların en zor verebileceği şey canıdır; şehit onu veriyor, Allah yolunda canını veriyor. Nesi varsa veriyor. Bir kere malı, mülkü, her şeyi gidiyor.Nesi varsa veriyor. Bir kere malı, mülkü, her şeyi gidiyor. Zaten can gitti mi onlarla hiç ilgisi kalmıyor, canını da veriyor.Zaten can gitti mi onlarla hiç ilgisi kalmıyor, canını da veriyor. En büyük fedakârlık, en zor iş ve herkesin yanaşamayacağı bir şey.En büyük fedakârlık, en zor iş ve herkesin yanaşamayacağı bir şey. Ama işte bu ikramlara da nâil oluyor. Ama işte bu ikramlara da nâil oluyor.

Bir savaşta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in yanına biri geliyor, diyor ki; Bir savaşta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in yanına biri geliyor, diyor ki;

"Yâ Resûlallah! Ben şimdi müslüman olsam -sarhoş bir kimseymiş, müşriklerden bir kimseymiş-"Yâ Resûlallah! Ben şimdi müslüman olsam -sarhoş bir kimseymiş, müşriklerden bir kimseymiş- senin safında düşmanla çarpışsam ölürsem cennete gider miyim?" senin safında düşmanla çarpışsam ölürsem cennete gider miyim?"

"Gidersin." diyor. "Gidersin." diyor.

Onun üzerine kelime-i şehâdet getiriyor, Peygamber Efendimiz'e iman ediyorOnun üzerine kelime-i şehâdet getiriyor, Peygamber Efendimiz'e iman ediyor ve oturuyor bir kenara, elindeki hurmaları yemeye başlıyor,ve oturuyor bir kenara, elindeki hurmaları yemeye başlıyor, "Şu hurmaları yiyeyim de biraz güç kuvvet kazanayım;"Şu hurmaları yiyeyim de biraz güç kuvvet kazanayım; güçlü bir şekilde savaşayım." diye düşünüyor.güçlü bir şekilde savaşayım." diye düşünüyor. Sonra, hurmaları yerken aklına geliyor; "Bu hurmaları yeyip deSonra, hurmaları yerken aklına geliyor; "Bu hurmaları yeyip de cennete girmeyi tehir etmeye lüzum yok, bu işin beklemeye tahammülü yok." diyerekcennete girmeyi tehir etmeye lüzum yok, bu işin beklemeye tahammülü yok." diyerek torbayı bir tarafa savuruyor, savaşa giriyor; çarpışıyor, çarpışıyor ve şehit oluyor.torbayı bir tarafa savuruyor, savaşa giriyor; çarpışıyor, çarpışıyor ve şehit oluyor. Peygamber Efendimiz'in şehadetiyle, garantisiyle, bildirmesiyle biliyoruz ki şehit oluyor.Peygamber Efendimiz'in şehadetiyle, garantisiyle, bildirmesiyle biliyoruz ki şehit oluyor. Cennete giriyor, cennetlik oluyor.Cennete giriyor, cennetlik oluyor. Daha müşriklikten yeni çıkmış, imana yeni girmiş, daha bir namaz kılmaya bile vakti olmamış;Daha müşriklikten yeni çıkmış, imana yeni girmiş, daha bir namaz kılmaya bile vakti olmamış; savaşa girmiş, şehit oluyor. Canını verdiği için cennetlik oluyor. savaşa girmiş, şehit oluyor. Canını verdiği için cennetlik oluyor.

Bir müslümanın içinde Allahu Teâlâ hazretleri için şehit olma arzusu,Bir müslümanın içinde Allahu Teâlâ hazretleri için şehit olma arzusu, Allahu Teâlâ hazretlerinin yoluna can verme arzusu olmazsa kâmil bir mü'min olamıyor.Allahu Teâlâ hazretlerinin yoluna can verme arzusu olmazsa kâmil bir mü'min olamıyor. İçinde münafıklıktan bir parça kalmış oluyor, eksikli olmuş oluyor. İçinde münafıklıktan bir parça kalmış oluyor, eksikli olmuş oluyor. Onun için hepimizin içinde Rabbimiz'in bize emanet olarak verdiği canı O'nun yoluna feda edebilecek;Onun için hepimizin içinde Rabbimiz'in bize emanet olarak verdiği canı O'nun yoluna feda edebilecek; malımızı, mülkümüzü, canımızı, varımızı verebilecek bir duygu yerleşmesi lazım. malımızı, mülkümüzü, canımızı, varımızı verebilecek bir duygu yerleşmesi lazım.

Cânı Cânân dilemiş, vermemek olmaz ey dil. Ne nîza eyleyelim, ol ne senindir ne benim. Cânı Cânân dilemiş, vermemek olmaz ey dil.

Ne nîza eyleyelim, ol ne senindir ne benim.

dediği gibi şairin, canımızı verebilecek bir sıfata, bir hâlet-i rûhiyeye sahip olmalıyız. dediği gibi şairin, canımızı verebilecek bir sıfata, bir hâlet-i rûhiyeye sahip olmalıyız.

"Eğer bir insan içinde ‘Rabbim için canım da feda olsun' diye gerçekten Allah yolunda"Eğer bir insan içinde ‘Rabbim için canım da feda olsun' diye gerçekten Allah yolunda canını feda etme ve şehit olma arzusu taşıyorsa,canını feda etme ve şehit olma arzusu taşıyorsa, Allah onu yumuşak yatağında ölse de şehitler mertebesine eriştirir." diyeAllah onu yumuşak yatağında ölse de şehitler mertebesine eriştirir." diye Peygamber Efendimiz'in müjdesi var. Peygamber Efendimiz'in müjdesi var. İsterse yumuşak döşeğinde, yastığında ruh teslim etmiş olsun; mademki içinde o arzu vardı, İsterse yumuşak döşeğinde, yastığında ruh teslim etmiş olsun; mademki içinde o arzu vardı, ondan dolayı o mükâfatı alır ve şehit mertebesini bulur.ondan dolayı o mükâfatı alır ve şehit mertebesini bulur. Bir de ümmetin bozulduğu, fesada uğradığı zamanda Peygamber Efendimiz'inBir de ümmetin bozulduğu, fesada uğradığı zamanda Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesine sarılan, ona göre yaşayan insana da şehit sevapları verilecek.sünnet-i seniyyesine sarılan, ona göre yaşayan insana da şehit sevapları verilecek. Hatta "yüzlerce şehit sevabı verilecek" diye rivayetler var. Hatta "yüzlerce şehit sevabı verilecek" diye rivayetler var.

O bakımdan hepimiz de şehit olmayı cân u gönülden isteyelim.O bakımdan hepimiz de şehit olmayı cân u gönülden isteyelim. Bir de Resûlullah Efendimiz'in sünnetine ittibâ etmeyi kararlaştıralım.Bir de Resûlullah Efendimiz'in sünnetine ittibâ etmeyi kararlaştıralım. "Her halimizde, her tavrımızda, giyimimizde, yemek yememizde, selamlaşmamızda, ev hayatımızda,"Her halimizde, her tavrımızda, giyimimizde, yemek yememizde, selamlaşmamızda, ev hayatımızda, iş hayatımızda, her şeyimizde Resûlullah Efendimiz'in izinden gideceğiz, sünnetine uyacağız.iş hayatımızda, her şeyimizde Resûlullah Efendimiz'in izinden gideceğiz, sünnetine uyacağız. Bid'atlerden uzak duracağız. Has, öz, sahâbe-i kirâm Müslümanlığını,Bid'atlerden uzak duracağız. Has, öz, sahâbe-i kirâm Müslümanlığını, Asr-ı Saadet Müslümanlığını yaşayacağız." diye karar verelim.Asr-ı Saadet Müslümanlığını yaşayacağız." diye karar verelim. Ve öğrendiğimiz hadîs-i şerîfleri uygulamak maksadıyla öğrenelim.Ve öğrendiğimiz hadîs-i şerîfleri uygulamak maksadıyla öğrenelim. Bu asırda sünnet-i seniyye-i nebeviyyeyi ihya edeceğiz, yaşatacağız, cihana göstereceğiz;Bu asırda sünnet-i seniyye-i nebeviyyeyi ihya edeceğiz, yaşatacağız, cihana göstereceğiz; "Bak, sünnet-i seniyyeye dayalı has Müslümanlık nasıl olur, görün." diye"Bak, sünnet-i seniyyeye dayalı has Müslümanlık nasıl olur, görün." diye sünnet-i seniyyeyi ihya edeceğiz. sünnet-i seniyyeyi ihya edeceğiz. Bu niyeti taşırsak, Rabbimiz dileriz bizi de o şehit mertebelerine nâil eder. Bu niyeti taşırsak, Rabbimiz dileriz bizi de o şehit mertebelerine nâil eder.

Burada mahşer gününün sıkıntılarının anlatımı çıktı karşımıza;Burada mahşer gününün sıkıntılarının anlatımı çıktı karşımıza; altındaki hadîs-i şerîfte de tevafuken bu hadîs-i şerîf çıktı: altındaki hadîs-i şerîfte de tevafuken bu hadîs-i şerîf çıktı:

"Ey Ümmet-i Muhammed!"Ey Ümmet-i Muhammed! Mahşer gününün dehşeti size, içinize korku saldı ise siz deMahşer gününün dehşeti size, içinize korku saldı ise siz de Allah yolunda can vermeye niyet edin ki o korkulardan Allah sizi emin eylesin." Allah yolunda can vermeye niyet edin ki o korkulardan Allah sizi emin eylesin."

Allahu Teâlâ hazretleri hepimize yolunda canımızı, başımızıAllahu Teâlâ hazretleri hepimize yolunda canımızı, başımızı varımızı vermeyi, şehitlik mertebesine ermeyi nasip eylesin. varımızı vermeyi, şehitlik mertebesine ermeyi nasip eylesin.

"Kanının ilk damlasında bütün günahları affolunacak, gözünden perde kaldırılıp"Kanının ilk damlasında bütün günahları affolunacak, gözünden perde kaldırılıp kendisine cennetteki yeri gösterilecek, hûri kızlarıyla evlendirilecek,kendisine cennetteki yeri gösterilecek, hûri kızlarıyla evlendirilecek, o büyük korku gününün korkusundan emniyette olacak, kabir azabı görmeyecek,o büyük korku gününün korkusundan emniyette olacak, kabir azabı görmeyecek, iman hullesi kendisine giydirilecek ve nice nice ikramlara nâil olacak." iman hullesi kendisine giydirilecek ve nice nice ikramlara nâil olacak."

Bunların hepsi büyük işler, çok büyük mükâfatlar. Bunların hepsi büyük işler, çok büyük mükâfatlar.

İnsan kabre girdiği zaman kim bilir ne olacak? İnsan kabre girdiği zaman kim bilir ne olacak?

Mü'minlerden bir tanesi kabre girer girmez azap melekleri kafasına müthiş bir darbe vurmuşlar,Mü'minlerden bir tanesi kabre girer girmez azap melekleri kafasına müthiş bir darbe vurmuşlar, o darbenin şiddetinden kabrin içi ateş dolmuş. Adam o korku, o acı içinde; o darbenin şiddetinden kabrin içi ateş dolmuş. Adam o korku, o acı içinde;

"Ben Allah'ın mü'min kuluydum, Allah'ın imanlı kullarındandım."Ben Allah'ın mü'min kuluydum, Allah'ın imanlı kullarındandım. Bana niçin vuruyorsunuz?" deyince; Bana niçin vuruyorsunuz?" deyince;

Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfinde bildiriliyor. Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfinde bildiriliyor.

"Sen bir gün zalimler bir mazluma zulmederlerken oradan geçtin de"Sen bir gün zalimler bir mazluma zulmederlerken oradan geçtin de mazluma yardımcı olmadın; bu onun cezasıdır." diyecekler. mazluma yardımcı olmadın; bu onun cezasıdır." diyecekler.

İslâm'ı iyi öğrenmezsek bir yerden bir felâkete uğrarız. İslâm'ı iyi öğrenmeliyiz.İslâm'ı iyi öğrenmezsek bir yerden bir felâkete uğrarız. İslâm'ı iyi öğrenmeliyiz. Kendimizi, "iyi bir şey yapıyoruz" sandığımız haldeKendimizi, "iyi bir şey yapıyoruz" sandığımız halde bazı sebeplerden cezaya uğrama tehlikesine mâruz kalabiliriz. İslâm'ı iyi öğrenelim.bazı sebeplerden cezaya uğrama tehlikesine mâruz kalabiliriz. İslâm'ı iyi öğrenelim. Bak insan, "mazlumun yardımına koşmadı" diye mü'min olduğu halde kabir azabı görebiliyor. Bak insan, "mazlumun yardımına koşmadı" diye mü'min olduğu halde kabir azabı görebiliyor.

Mesela duaların kabul olması için şartlar vardır.Mesela duaların kabul olması için şartlar vardır. Ferahlık zamanında Allah'a dua ve ibadet eden insan, daraldığı zaman da dua ederse kabul ediliyorFerahlık zamanında Allah'a dua ve ibadet eden insan, daraldığı zaman da dua ederse kabul ediliyor ama genişlik, ferahlık ve rahat zamanında dua etmez de başı sıkışınca dua ederse Allah kabul etmiyor.ama genişlik, ferahlık ve rahat zamanında dua etmez de başı sıkışınca dua ederse Allah kabul etmiyor. Duanın kabulünün bazı şartlara bağlı olduğunu bilelim. Duanın kabulünün bazı şartlara bağlı olduğunu bilelim.

İnnemâ yetekabbelu'l-lâhu mine'l-muttakîn. "Allah ancak muttakî kulların ibadetlerini kabul eder." İnnemâ yetekabbelu'l-lâhu mine'l-muttakîn. "Allah ancak muttakî kulların ibadetlerini kabul eder."

Hz. Âdem'in iki oğlu da kurban kesti; birisi kabul oldu, birisi olmadı. Hz. Âdem'in iki oğlu da kurban kesti; birisi kabul oldu, birisi olmadı.

"Allah ancak muttakîlerin ibadetlerini kabul eder." "Allah ancak muttakîlerin ibadetlerini kabul eder."

O halde muttakî kul olmamız lazım. Takvâ ehli kul olmamız lazım. O halde muttakî kul olmamız lazım. Takvâ ehli kul olmamız lazım.

Bunun şekli, şemaili nedir? Yalanla, dolanla olur mu? Bunun şekli, şemaili nedir? Yalanla, dolanla olur mu?

Bursa'ya gittim, orada bir rivayet duydum. Başka tarikatin mensupları, rekabet yoluyla demişler ki; Bursa'ya gittim, orada bir rivayet duydum. Başka tarikatin mensupları, rekabet yoluyla demişler ki;

"Es'ad Hoca'nın kalbi açılmıştır. Onun kalbi gafil bulunmuştur."Es'ad Hoca'nın kalbi açılmıştır. Onun kalbi gafil bulunmuştur. Onun için onun yoluna gitmeyin, bizim yolumuza gelin." Onun için onun yoluna gitmeyin, bizim yolumuza gelin."

Bre insafsız! Âhiret yoluna adam kandırarak, yalanla, dolanla insan çağrılır mı?Bre insafsız! Âhiret yoluna adam kandırarak, yalanla, dolanla insan çağrılır mı? Ondan hayır, bereket gelir mi? İftira etmeye utanmaz mısın? Ondan hayır, bereket gelir mi? İftira etmeye utanmaz mısın?

Onun için Allahu Teâlâ hazretleri bizi "iyi bir şey yapıyoruz" sanıp daOnun için Allahu Teâlâ hazretleri bizi "iyi bir şey yapıyoruz" sanıp da yanlış işler yapmaktan korusun, sevmediği amellerden korusun;yanlış işler yapmaktan korusun, sevmediği amellerden korusun; sevmediği işlerden, sözlerden, hallerden, kişilerden korusun.sevmediği işlerden, sözlerden, hallerden, kişilerden korusun. Allah her türlü şerlinin şerrinden bizi emin eylesin. Bize lütfuyla muamele eylesin.Allah her türlü şerlinin şerrinden bizi emin eylesin. Bize lütfuyla muamele eylesin. Şehitlik mertebesine nail olmak için nelere muhtaçsak bizi onlara sahip eylesin. Şehitlik mertebesine nail olmak için nelere muhtaçsak bizi onlara sahip eylesin.

Yu'zamu ehlü'n-nâri fi'n-nâri hattâ inne beyne şahmeti üzüni ehadihim ilâ âtikihîYu'zamu ehlü'n-nâri fi'n-nâri hattâ inne beyne şahmeti üzüni ehadihim ilâ âtikihî mesîretü seb'i mieti âmin ve inne ğılaza cildihî seb'ûne zirâan ve inne'd-dırsehû mislü uhudin. mesîretü seb'i mieti âmin ve inne ğılaza cildihî seb'ûne zirâan ve inne'd-dırsehû mislü uhudin.

Cehennem ehlinin feci halini anlatan bir hadîs-i şerîf karşımıza çıktı.Cehennem ehlinin feci halini anlatan bir hadîs-i şerîf karşımıza çıktı. Üçüncü hadîs-i şerîfte cehennemin ahvâlini anlatıyor.Üçüncü hadîs-i şerîfte cehennemin ahvâlini anlatıyor. Bu hadîs-i şerîf Abdullah b. Ömer radıyallahu anhumâ'dan rivayet edilmiş.Bu hadîs-i şerîf Abdullah b. Ömer radıyallahu anhumâ'dan rivayet edilmiş. Ahmed b. Hanbel rahmetullahi aleyh'in kitabında kayıtlı. Başka hadîs-i şerîflerden de okumuştum.Ahmed b. Hanbel rahmetullahi aleyh'in kitabında kayıtlı. Başka hadîs-i şerîflerden de okumuştum. Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:

"Cehennemde, cehennem ehlinin vücutları büyütülür."Cehennemde, cehennem ehlinin vücutları büyütülür. Ebat olarak çok büyük boyutlara getirilir. Ebat olarak çok büyük boyutlara getirilir. Hatta o kadar büyütülür ki o cehennem ehlinden bir herif-i nâ-şerifin kulağının yağından,Hatta o kadar büyütülür ki o cehennem ehlinden bir herif-i nâ-şerifin kulağının yağından, yumuşak kısmından, küpe takılan aşağı kısmındanyumuşak kısmından, küpe takılan aşağı kısmından omzuna kadar olan mesafe, 700 yıllık yol kadar büyük olur." omzuna kadar olan mesafe, 700 yıllık yol kadar büyük olur."

Yani ebat büyütülüyor. Nasıl büyütülüyor? Yani ebat büyütülüyor.

Nasıl büyütülüyor?

Demek ki "her hücresi azabı tatsın, her birine azap ulaşsın." diye bu hücrelerin araları,Demek ki "her hücresi azabı tatsın, her birine azap ulaşsın." diye bu hücrelerin araları, moleküllerin araları açılıyor. Allahu Teâlâ hazretlerinin hikmetinden sual olunmaz. moleküllerin araları açılıyor. Allahu Teâlâ hazretlerinin hikmetinden sual olunmaz.

"Ve cildinin kalınlığı 70 zirâ haline getirilir. Ve bir dişi Uhud dağı kadar büyütülür." "Ve cildinin kalınlığı 70 zirâ haline getirilir. Ve bir dişi Uhud dağı kadar büyütülür."

Gayet büyük ebatlar haline getiriliyor.Gayet büyük ebatlar haline getiriliyor. O muazzam ebatlar halinde cehennem kütüğü olarak harıl harıl yanıyor. O muazzam ebatlar halinde cehennem kütüğü olarak harıl harıl yanıyor.

Şu fecaati düşünün, şu azabı düşünün.Şu fecaati düşünün, şu azabı düşünün. Ve Allah'ın cehennemde mücrimler için hazırladığı daha nice azaplar varsa onları düşünün!Ve Allah'ın cehennemde mücrimler için hazırladığı daha nice azaplar varsa onları düşünün! Bir de şu dünyadaki mücrim insanların, cehennemi hak etmelerineBir de şu dünyadaki mücrim insanların, cehennemi hak etmelerine sebep olacak küçücük zevk parçalarını düşünün! Değer mi? sebep olacak küçücük zevk parçalarını düşünün!

Değer mi?
Şu dünyadaki iki paralık, bir akşamlık, bir kadehlik, bir anlık bir zevk;Şu dünyadaki iki paralık, bir akşamlık, bir kadehlik, bir anlık bir zevk; âhiretin o kadar büyük belasına değer mi?âhiretin o kadar büyük belasına değer mi? Bir yalan dolan, bir aldatma, bir hırsızlık, bir arsızlık, bir namussuzluk; değer mi? Bir yalan dolan, bir aldatma, bir hırsızlık, bir arsızlık, bir namussuzluk; değer mi?

Namussuz insanlar hep yaşıyorlar da namuslular ölüyorlar mı? Namussuz insanlar hep yaşıyorlar da namuslular ölüyorlar mı?

Namuslular da yaşıyor, namuslular da mutlu oluyor.Namuslular da yaşıyor, namuslular da mutlu oluyor. Dürüst insanlar da dünya hayatında rahat ediyor. Dürüst insanlar da dünya hayatında rahat ediyor.

Ne olmuş yani?Ne olmuş yani? Dünya hayatının zevkini, safasını sürmek içinDünya hayatının zevkini, safasını sürmek için edepsiz, arsız, yüzsüz, namussuz, haysiyetsiz mi olmak lazım? edepsiz, arsız, yüzsüz, namussuz, haysiyetsiz mi olmak lazım?

Hayır! Dünyada da en büyük mutluluk, yine imanlı insanlarda.Hayır! Dünyada da en büyük mutluluk, yine imanlı insanlarda. İmansız insan mutsuz oluyor, endişeler içinde yaşıyor, intihar ediyor. İmansız insan mutsuz oluyor, endişeler içinde yaşıyor, intihar ediyor.

Şeker hastalığı hakkında konuşuluyordu. Bu hastalığa en çok gangsterler tutulurlarmış. Neden? Şeker hastalığı hakkında konuşuluyordu. Bu hastalığa en çok gangsterler tutulurlarmış.

Neden?

Çünkü her an korku içindeler. Bellerinde çifte tabanca ile geziyorlar.Çünkü her an korku içindeler. Bellerinde çifte tabanca ile geziyorlar. "Acaba hasmım beni köşe başında vurur mu?" diye korkusundan,"Acaba hasmım beni köşe başında vurur mu?" diye korkusundan, o sinir gerginliğinden karaciğer filan tahrip oluyor. o sinir gerginliğinden karaciğer filan tahrip oluyor.

Mutluluk dediğimiz şey başka bir şey.Mutluluk dediğimiz şey başka bir şey. Bu ehl-i dünya; bir dervişin, bir çobanın, bir köylünün, mü'min bir kimsenin,Bu ehl-i dünya; bir dervişin, bir çobanın, bir köylünün, mü'min bir kimsenin, bir oduncunun, Yunus Emre gibi bir mübareğin veyahut daha başka bir zâtın,bir oduncunun, Yunus Emre gibi bir mübareğin veyahut daha başka bir zâtın, dağ başında boynu bükük bir dervişin, abası yamalı bir mü'min-i kâmil kulun tattığı zevklerin,dağ başında boynu bükük bir dervişin, abası yamalı bir mü'min-i kâmil kulun tattığı zevklerin, safaların yüzde biri, binde biri, milyonda birine bile sahip değil! Ne olmuş? safaların yüzde biri, binde biri, milyonda birine bile sahip değil!

Ne olmuş?

Bir lüks arabaya kurulmuş geziyor, Boğaz'da volta atıyor.Bir lüks arabaya kurulmuş geziyor, Boğaz'da volta atıyor. Kotraya binmiş de Marmara'ya açılmış, Marmaris'e kadar gitmiş. Kotraya binmiş de Marmara'ya açılmış, Marmaris'e kadar gitmiş.

Gitmesen ne olur? Ben gitmedim, öldüm mü? Gitmesen ne olur? Ben gitmedim, öldüm mü?

İnsan mutluluğu Allah'ın rızası yolunda aramalı. Mutluluğun çeşitleri var.İnsan mutluluğu Allah'ın rızası yolunda aramalı. Mutluluğun çeşitleri var. Önüne zevkli gibi görünen ama günah olan, zevksiz olan ama sevaplı olan iki iş geldiği zaman müslüman;Önüne zevkli gibi görünen ama günah olan, zevksiz olan ama sevaplı olan iki iş geldiği zaman müslüman; Allah rızası için merdâne, meşakkatli tarafı seçebilmeli.Allah rızası için merdâne, meşakkatli tarafı seçebilmeli. Erkeksen, mertsen Allah rızası için fedakârlık göster, meşakkatli tarafı seç, hadi bakalım. Erkeksen, mertsen Allah rızası için fedakârlık göster, meşakkatli tarafı seç, hadi bakalım.

"Allah'ı seviyorum!" "Allah'ı seviyorum!"

Seviyorsan göster. Cennet yolu biraz zorcadır, yokuşçadır. Cehennem yolu kolaydır; tıkır tıkır.Seviyorsan göster. Cennet yolu biraz zorcadır, yokuşçadır. Cehennem yolu kolaydır; tıkır tıkır. Bıraksan insan yuvarlana yuvarlana gider.Bıraksan insan yuvarlana yuvarlana gider. Cehennemin yolu gayet kolaydır, düz arazide basılmış asfalt yol gibidir.Cehennemin yolu gayet kolaydır, düz arazide basılmış asfalt yol gibidir. Cennetin yolu biraz zorcadır. Cennetin yolu biraz zorcadır.

Rabbimiz zâhirî geçici güzelliklere, aldatıcı fâni güzelliklere aldanmamayı; şuurlu olupRabbimiz zâhirî geçici güzelliklere, aldatıcı fâni güzelliklere aldanmamayı; şuurlu olup bâki güzellikleri tercih etmeyi bize nasip eylesin. bâki güzellikleri tercih etmeyi bize nasip eylesin.

İşte cehennem böyle kötü, şehitlik böyle tatlı,İşte cehennem böyle kötü, şehitlik böyle tatlı, mahşer günü böyle korkulu! Hadîs-i şerîflerde görüyorsunuz. mahşer günü böyle korkulu! Hadîs-i şerîflerde görüyorsunuz.

Yuakku mine'l-ğulâmi şâtâni mükâfeetâni ve ani'l-câriyeti şâtün izbahû ale'smihî ve kûlû:Yuakku mine'l-ğulâmi şâtâni mükâfeetâni ve ani'l-câriyeti şâtün izbahû ale'smihî ve kûlû: Bismillâhi vallâhu ekber. Allahümme leke ve ileyke hâzihî akîkatü fülân. Bismillâhi vallâhu ekber. Allahümme leke ve ileyke hâzihî akîkatü fülân.

Hz. Âişe validemizden rivayet edilmiş. Hz. Âişe validemizden rivayet edilmiş.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, bu hadîs-i şerîfte doğan çocuk için kesilecek kurbanı anlatıyor: bu hadîs-i şerîfte doğan çocuk için kesilecek kurbanı anlatıyor:

Yuakku. "Akîka kurbanı kesilir." Mine'l-ğulâmi.Yuakku. "Akîka kurbanı kesilir." Mine'l-ğulâmi. "Erkek çocuk için akîka kurbanı." Şâtâni. "İki koyun olarak kesilir.""Erkek çocuk için akîka kurbanı." Şâtâni. "İki koyun olarak kesilir." Ve ani'l-câriyeti. "Kız çocuk için." Şâtun. "Bir koyun kesilir."Ve ani'l-câriyeti. "Kız çocuk için." Şâtun. "Bir koyun kesilir." İzbehû ale'smihi. "Keserken Allah'ın adıyla ve kimin adına kesildiğini söyleyerek kesin." İzbehû ale'smihi. "Keserken Allah'ın adıyla ve kimin adına kesildiğini söyleyerek kesin." "Bismillâhi Allahu ekber dedikten sonra adını da söyleyin.""Bismillâhi Allahu ekber dedikten sonra adını da söyleyin." Ve kûlû Bismillâhi." "Ve Bismillah deyin." Ve kûlû Bismillâhi." "Ve Bismillah deyin."

Besmele çekilecek; Allah'ın adı anılmadan kesilen kurban yenmez, haram olur. Besmele çekilecek; Allah'ın adı anılmadan kesilen kurban yenmez, haram olur.

"Hocam biz sadece domuzu haram sanıyorduk." "Hocam biz sadece domuzu haram sanıyorduk."

Allah'ın adı anılmazsa her şey haram olur.Allah'ın adı anılmazsa her şey haram olur. Bismillahi Allahu Ekber denilecek, Allah'ın adıyla kesilecek ve Allahu Ekber denilecek. Bismillahi Allahu Ekber denilecek, Allah'ın adıyla kesilecek ve Allahu Ekber denilecek.

Bismillâhi, vallâhu ekber. Allahümme leke ve ileyke.Bismillâhi, vallâhu ekber. Allahümme leke ve ileyke. ‘"Yâ Rabbi! Sen emrettiğin için senin rızan için bu kurbanı kesiyoruz ve sevabını senden bekliyoruz.‘"Yâ Rabbi! Sen emrettiğin için senin rızan için bu kurbanı kesiyoruz ve sevabını senden bekliyoruz. Bu kesilen hayvan şu doğan çocuğun, yavrunun akîkasıdır.' diye bildirin." diyor. Bu kesilen hayvan şu doğan çocuğun, yavrunun akîkasıdır.' diye bildirin." diyor.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz duasını da öğretiyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz duasını da öğretiyor.

Bu akîkayı bilmeyenler olabilir. Doğan çocuklar için bir akîka kurbanı kesilecek.Bu akîkayı bilmeyenler olabilir. Doğan çocuklar için bir akîka kurbanı kesilecek. Erkekse iki tane kesilmesi uygun, kızsa bir tanesi kâfi geliyor. Bunu keseceksiniz. Erkekse iki tane kesilmesi uygun, kızsa bir tanesi kâfi geliyor. Bunu keseceksiniz. Keserken de ismillâhi vallâhu ekber, Allahümme leke ve ileykeKeserken de ismillâhi vallâhu ekber, Allahümme leke ve ileyke hâzihi'l-akîkatü fülân diye kimse onun adı söylenerek kesilecek. hâzihi'l-akîkatü fülân diye kimse onun adı söylenerek kesilecek.

Akîkası kesilmeyen çocuğun problemleri olur. Akîkasını kesmek lazım.Akîkası kesilmeyen çocuğun problemleri olur. Akîkasını kesmek lazım. Halkı toplayıp, dostları toplayıp onlara ziyafet çekipHalkı toplayıp, dostları toplayıp onlara ziyafet çekip "çocuğun ondan sonraki hayatında hayır berekete nail olması için" dualarını almak lazım."çocuğun ondan sonraki hayatında hayır berekete nail olması için" dualarını almak lazım. Akîka kurbanı hakkında ilmihallerde teferruatlı bilgi vardır. Akîka kurbanı hakkında ilmihallerde teferruatlı bilgi vardır. Çocuklarınız için şimdiye kadar akîka kurbanı kesmemişseniz bu hadisten sonra kesinÇocuklarınız için şimdiye kadar akîka kurbanı kesmemişseniz bu hadisten sonra kesin ve o ziyafeti çekin ki hayır ve berekete nâil olasınız. ve o ziyafeti çekin ki hayır ve berekete nâil olasınız.

Ya'kidü'ş-şeytânü alâ kâfiyeti re'si ehadüküm izâ hüve nâme selâse ukad.Ya'kidü'ş-şeytânü alâ kâfiyeti re'si ehadüküm izâ hüve nâme selâse ukad. Yadribu mekâne külli ukdetin aleyke leylün tavîlün ferkud.Yadribu mekâne külli ukdetin aleyke leylün tavîlün ferkud. Fe-in isteykaza fe-zekera'l-lâhe'n-hallet ukdetün ve in tevaddaa'n-hallet ukdetün, Fe-in isteykaza fe-zekera'l-lâhe'n-hallet ukdetün ve in tevaddaa'n-hallet ukdetün, fe-in salla'n-hallet ukdetühû küllühâ. fe-in salla'n-hallet ukdetühû küllühâ. Fe-asbaha neşîtan tayyibe'n-nefse ve illâ asbaha habîse'n-nefsi keslân. Fe-asbaha neşîtan tayyibe'n-nefse ve illâ asbaha habîse'n-nefsi keslân.

Ahmed b. Hanbel, Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Neseî, İbn Mâce, İbn Hibbân,Ahmed b. Hanbel, Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Neseî, İbn Mâce, İbn Hibbân, bu hadîs-i şerîfi Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet etmişler. bu hadîs-i şerîfi Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet etmişler.

Bu hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz,Bu hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz, insan uyuduğu zaman şeytanın ona ne oyunlar ettiğini anlatıyor: insan uyuduğu zaman şeytanın ona ne oyunlar ettiğini anlatıyor:

Ya'kidu'ş-şeytânü alâ kâfiyeti re'si ehadiküm.Ya'kidu'ş-şeytânü alâ kâfiyeti re'si ehadiküm. "Şeytan sizden birinizin başının arka tarafına, ense tarafına üç tane düğüm atar, düğümler.""Şeytan sizden birinizin başının arka tarafına, ense tarafına üç tane düğüm atar, düğümler." İzâ hüve nâme. "Uyuduğu zaman." İzâ hüve nâme. "Uyuduğu zaman."

Yani kişi yatıp uyuduğu zaman şeytan onun kafasının arka tarafınaYani kişi yatıp uyuduğu zaman şeytan onun kafasının arka tarafına üç tane düğüm atııyor, mânevî düğüm bağlıyor. üç tane düğüm atııyor, mânevî düğüm bağlıyor.

Bağladığı zaman da der ki: Bağladığı zaman da der ki:

Yadribü mekâne külli ukdetin. "Her düğümün yerine bir tane vurur."Yadribü mekâne külli ukdetin. "Her düğümün yerine bir tane vurur." Aleyke leylün tavîlün ferkud. "Sana uzun bir gece olsun, hadi uyu." der. Aleyke leylün tavîlün ferkud. "Sana uzun bir gece olsun, hadi uyu." der.

Üç kere böyle yapar.Üç kere böyle yapar. "Eğer uyku arasında gürültüden veya başka bir sebeple uyanır da; "Eğer uyku arasında gürültüden veya başka bir sebeple uyanır da;

Fe-zekerallah, Allah'ı zikrederse." Fe-zekerallah, Allah'ı zikrederse."

Yani Allah, lâ ilâhe illallâh, sübhânallâh, elhamdülillâh,Yani Allah, lâ ilâhe illallâh, sübhânallâh, elhamdülillâh, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh, gibi bir mübarek kelime ile zikrederse. lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh, gibi bir mübarek kelime ile zikrederse.

İn hallet ukdetün. "Gözünü açtığı zaman şeytanın düğümlediği düğümlerden bir tanesi çözülür."İn hallet ukdetün. "Gözünü açtığı zaman şeytanın düğümlediği düğümlerden bir tanesi çözülür." Fe-in tevadda'a. "Kalkıp abdest alırsa öteki düğüm de çözülür. Fe-in tevadda'a. "Kalkıp abdest alırsa öteki düğüm de çözülür. Eğer kalkıp namaz da kılarsa, bütün düğümler o kişinin ensesinden, kafasının arkasından çözülmüş olur."Eğer kalkıp namaz da kılarsa, bütün düğümler o kişinin ensesinden, kafasının arkasından çözülmüş olur." Fe-asbaha neşîtan tayyibe'n-nefsi. "Neşeli, hoş halli, içi ferah bir şekilde kalkar." Fe-asbaha neşîtan tayyibe'n-nefsi. "Neşeli, hoş halli, içi ferah bir şekilde kalkar."

Uyanıp Allah'ı zikrederse, abdest alırsa, namaz kılarsa; ferah, tatlı, neşeli bir şekilde uyanır. Uyanıp Allah'ı zikrederse, abdest alırsa, namaz kılarsa; ferah, tatlı, neşeli bir şekilde uyanır.

Ve illâ asbaha habîse'n-nefsi keslân.Ve illâ asbaha habîse'n-nefsi keslân. "Böyle yapmazsa berbat bir vaziyette ve tembel bir şekilde kalkar." "Böyle yapmazsa berbat bir vaziyette ve tembel bir şekilde kalkar."

Artık esnemekten çeneleri ayrılır, gerilmekten kolları acır; bir türlü uyanamaz. Artık esnemekten çeneleri ayrılır, gerilmekten kolları acır; bir türlü uyanamaz.

Neden? Şeytan mânevî düğümleri vurdu, bağladı, arka tarafa düğümledi; onlardan kurtulamıyor. Neden?

Şeytan mânevî düğümleri vurdu, bağladı, arka tarafa düğümledi; onlardan kurtulamıyor.

Onun için ne yapacağız? Onun için ne yapacağız?

Tedbirleri söylüyorum. Gece yatarken abdest alacağız,Tedbirleri söylüyorum. Gece yatarken abdest alacağız, o abdestle dört rekât namaz kılacağız. o abdestle dört rekât namaz kılacağız.

"Hocam, yatsı namazını kıldık ya." Ben demiyorum. Efendimiz söylüyor."Hocam, yatsı namazını kıldık ya."

Ben demiyorum. Efendimiz söylüyor.
Yatarken abdest almak iyi. Dört rekât da namaz kılacaksın.Yatarken abdest almak iyi. Dört rekât da namaz kılacaksın. Abdestli yatarsan melekler "bütün geceyi ibadetle geçirmişsin" gibi sevap yazacaklar. Abdestli yatarsan melekler "bütün geceyi ibadetle geçirmişsin" gibi sevap yazacaklar. Hadîs-i şerifte; "Etrafına melekler ve hûri kızları toplanır, izdiham ederler." diyor. Hadîs-i şerifte; "Etrafına melekler ve hûri kızları toplanır, izdiham ederler." diyor.

Böyle izdihamla, üst üste yığılarak etrafında melekler yer alırlar. Böyle izdihamla, üst üste yığılarak etrafında melekler yer alırlar.

Şeytan nereye sokulacak? Meleğin geldiği yere yaklaşamaz bile.Şeytan nereye sokulacak?

Meleğin geldiği yere yaklaşamaz bile.
Bir kere böyle yapmanın mânevî bir faydasını göreceksiniz. Bir kere böyle yapmanın mânevî bir faydasını göreceksiniz.

Kardeşlerimin çoğu yapıyordur ama içinizde yapmayan varsa bu gece denesin;Kardeşlerimin çoğu yapıyordur ama içinizde yapmayan varsa bu gece denesin; abdest alıp dört rekât bir nafile namaz kılıp öyle yatsın.abdest alıp dört rekât bir nafile namaz kılıp öyle yatsın. Etrafınıza melekler geleceği için, şeytan sokulamayacağı için, abdestli yattığınız içinEtrafınıza melekler geleceği için, şeytan sokulamayacağı için, abdestli yattığınız için bir kere namaza, ibadete kalkmanız çok kolay olacak. bir kere namaza, ibadete kalkmanız çok kolay olacak.

"Hocam benim uykum çok ağır; kalkamıyorum, uyanamıyorum." "Hocam benim uykum çok ağır; kalkamıyorum, uyanamıyorum."

Böyle yap, uyanırsın. Bu bir. Böyle yap, uyanırsın. Bu bir.

Geceleyin de insan arada bir uykudan uyanıyor veyahut caminin hocası,Geceleyin de insan arada bir uykudan uyanıyor veyahut caminin hocası, müezzin ezanı okuduğu için kulağına ses geliyor; müezzin ezanı okuduğu için kulağına ses geliyor; bir duyuyor, ondan sonra yorganı yukarıya çekti mi gitti gümbürtüye. Ondan sonra kalkamıyor.bir duyuyor, ondan sonra yorganı yukarıya çekti mi gitti gümbürtüye. Ondan sonra kalkamıyor. Ezan duyulmayan bir yer bile olsa uyandığı zaman; Ezan duyulmayan bir yer bile olsa uyandığı zaman;

Bismillâhirrahmânirrahîm, elhamdülillah, sübhânallâh, lâ ilâhe illallâh, Allah Allah diyeBismillâhirrahmânirrahîm, elhamdülillah, sübhânallâh, lâ ilâhe illallâh, Allah Allah diye bir zikrederse işte o zaman kalkması mümkün olur. bir zikrederse işte o zaman kalkması mümkün olur. Çünkü bir ip çözüldü, bir düğüm çözüldü. Şimdi ne yapacak? Çünkü bir ip çözüldü, bir düğüm çözüldü.

Şimdi ne yapacak?

Gidecek bir abdest alacak. Zaten abdesti sıkışmıştır. İnsan patlayacak gibi oluyor.Gidecek bir abdest alacak. Zaten abdesti sıkışmıştır. İnsan patlayacak gibi oluyor. Başka türlü uykudan kalkmıyor zaten. Tuvalete gidecek. Başka türlü uykudan kalkmıyor zaten. Tuvalete gidecek. İhtiyacını giderdikten sonra yatağın hasretine dayanamayıp tekrar yatarsa yine kaybeder. İhtiyacını giderdikten sonra yatağın hasretine dayanamayıp tekrar yatarsa yine kaybeder.

"Hocam birazcık, şöyle beş dakika bir uzanayım, kafamın sersemliği geçsin. Kalkacağım bak, söz!" "Hocam birazcık, şöyle beş dakika bir uzanayım, kafamın sersemliği geçsin. Kalkacağım bak, söz!"

Tamam, kalkacaksın ama 10'da kalkacaksın artık. Bir yattın mı, gittin gümbürtüye.Tamam, kalkacaksın ama 10'da kalkacaksın artık. Bir yattın mı, gittin gümbürtüye. O bitti, artık yatmayacaksın. Abdest alacaksın. O zaman ikinci düğüm çözülecek.O bitti, artık yatmayacaksın. Abdest alacaksın. O zaman ikinci düğüm çözülecek. Bak, Peygamber Efendimiz. hadîs-i şerîfte öyle bildiriyor. Abdest aldın, iki rekât da namaz kılıver.Bak, Peygamber Efendimiz. hadîs-i şerîfte öyle bildiriyor. Abdest aldın, iki rekât da namaz kılıver. Daha sabahın vakti girmemişse teheccüd namazı kılmış olursun, ne güzel olur! Peygamber Efendimiz; Daha sabahın vakti girmemişse teheccüd namazı kılmış olursun, ne güzel olur! Peygamber Efendimiz;

Rek'atâni mine'l-leyli hayrun mine'd-dünyâ ve mâ fîhâ.Rek'atâni mine'l-leyli hayrun mine'd-dünyâ ve mâ fîhâ. "Geceleyin kılınan iki rekât namaz -teheccüd namazı- "Geceleyin kılınan iki rekât namaz -teheccüd namazı- dünyadan ve dünyanın içindeki her şeyden daha hayırlıdır." diyor. dünyadan ve dünyanın içindeki her şeyden daha hayırlıdır." diyor.

Geceleyin kıldığın iki rekât namaz dünyadan ve dünyanın içindekiGeceleyin kıldığın iki rekât namaz dünyadan ve dünyanın içindeki her şeyden daha hayırlıdır, hepsine sahip olmaktan daha kârlıdır. her şeyden daha hayırlıdır, hepsine sahip olmaktan daha kârlıdır.

O zaman teheccüd namazı kılmış olacaksın, dünyalar senin oluyor.O zaman teheccüd namazı kılmış olacaksın, dünyalar senin oluyor. Dünyadan ve içindeki her şeyden daha kıymetli şeylere sahip olmuş oluyorsun. Dünyadan ve içindeki her şeyden daha kıymetli şeylere sahip olmuş oluyorsun. Duaların kabul oluyor. Namazın içinde dua var; el-Hamdü li'l-lâhi Rabbi'l-âlemîn diyorsun. Duaların kabul oluyor. Namazın içinde dua var; el-Hamdü li'l-lâhi Rabbi'l-âlemîn diyorsun. İhdine's-sırâta'l-müstakîm diyorsun.İhdine's-sırâta'l-müstakîm diyorsun. O yaptığın dualar kabul olduğundan nice nice hayırlara, bereketlere eriyorsun. O yaptığın dualar kabul olduğundan nice nice hayırlara, bereketlere eriyorsun.

Ondan sonra da sabah namazının vakti gelince, evde sünneti kılıp camiye gidersin.Ondan sonra da sabah namazının vakti gelince, evde sünneti kılıp camiye gidersin. Oradan da sevaplar alırsın. Neşeli olursun, hafif olursun, rahat olursun.Oradan da sevaplar alırsın. Neşeli olursun, hafif olursun, rahat olursun. Öğrenciysen zihnin berrak olur, açık olur.Öğrenciysen zihnin berrak olur, açık olur. Hafız olacaksan okuduğun sayfa hemen, kolayca hatırına girer. Hafız olacaksan okuduğun sayfa hemen, kolayca hatırına girer.

"Yok hocam, uyku biraz az geldi, ben biraz daha yatacağım müsaadenle." diye"Yok hocam, uyku biraz az geldi, ben biraz daha yatacağım müsaadenle." diye gidip yattın mı insan ancak 10'da kalkıyor fakat kafası da kazan gibi oluyor, gözünü açmak istemiyor. gidip yattın mı insan ancak 10'da kalkıyor fakat kafası da kazan gibi oluyor, gözünü açmak istemiyor.

Hani dinlenmiştin, ilaveten beş saat daha uyumuştun? Hani dinlenmiştin, ilaveten beş saat daha uyumuştun?

Daha beter ağırlaştın. Bu tecrübeyle sabit, işte hadîs-i şerîflerle de belli olan bir durum. Daha beter ağırlaştın. Bu tecrübeyle sabit, işte hadîs-i şerîflerle de belli olan bir durum.

Gecenizi böyle başlatın; uykunuzu abdestli olarak, namaz kılarak başlatın;Gecenizi böyle başlatın; uykunuzu abdestli olarak, namaz kılarak başlatın; sabaha kalkışınızı da Allah'ı zikrederek yapın; o zaman çok hayırlara ereceksiniz. sabaha kalkışınızı da Allah'ı zikrederek yapın; o zaman çok hayırlara ereceksiniz. Aksi takdirde berbat bir vaziyette, araba çarpmış da hurdahaş olmuşsunuz gibi tembel, Aksi takdirde berbat bir vaziyette, araba çarpmış da hurdahaş olmuşsunuz gibi tembel, her tarafınız ağrır vaziyette kalkarsınız. Bu böyledir. her tarafınız ağrır vaziyette kalkarsınız. Bu böyledir.

Bak kaç tane mübarek hadis alimi bunu kitaplarında yazmışlar;Bak kaç tane mübarek hadis alimi bunu kitaplarında yazmışlar; Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Neseî, İbn Mâce. Sahih kitaplardan beş tanesi yazmış. Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Neseî, İbn Mâce. Sahih kitaplardan beş tanesi yazmış. Madem bunu duydun o halde artık buna göre davran. Madem bunu duydun o halde artık buna göre davran.

Allahu Teâlâ hazretleri gecemizi, gündüzümüzü, uykumuzu, uyanıklığımızı, her işimiziAllahu Teâlâ hazretleri gecemizi, gündüzümüzü, uykumuzu, uyanıklığımızı, her işimizi kendi rızasına uygun yapmaya bizleri muvaffak eylesin. kendi rızasına uygun yapmaya bizleri muvaffak eylesin. Rızasını kazanmayı, şeytanın şerrinden emin olarak salih ameller işleyerek ömür geçirmeyi, Rızasını kazanmayı, şeytanın şerrinden emin olarak salih ameller işleyerek ömür geçirmeyi, huzuruna sevdiği ve razı olduğu kullar olarak varmayı cümlemize lütfuyla keremiyle ihsan eylesin. huzuruna sevdiği ve razı olduğu kullar olarak varmayı cümlemize lütfuyla keremiyle ihsan eylesin.

Fâtiha-ı şerîfe mea'l-besmele. Fâtiha-ı şerîfe mea'l-besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2