Namaz Vakitleri

20 Safer 1447
14 August 2025
İmsak
04:28
Güneş
06:06
Öğle
13:14
İkindi
17:03
Akşam
20:11
Yatsı
21:41
Detaylı Arama

Şifa Kaynağı Olarak Kur’an-ı Kerim

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Şifa Kaynağı Olarak Kur’an-ı Kerim

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Euzubillahimineşşeytanirracim.Euzubillahimineşşeytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim.Bismillahirrahmanirrahim. Kitabın efdalı Allahu Teâlâ'nın kitabı olan Kur'an-ı azimüşşan.

Kitabın efdalı Allahu Teâlâ'nın kitabı olan Kur'an-ı azimüşşan.
Yolun en iyisi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in gösterdiği yol.Yolun en iyisi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in gösterdiği yol. Kötülüklerin en kötüsü bid'atlara uymaktır.Kötülüklerin en kötüsü bid'atlara uymaktır. Okuduğum duanın şerhidir.Okuduğum duanın şerhidir. Fâtihatü’l-kitâbi şifâün mine’s-semmi.

Fâtihatü’l-kitâbi şifâün mine’s-semmi.
Fâtihatü’l-kitâb, Elham.Fâtihatü’l-kitâb, Elham. Elhamı okumak, Elhamın okuması, zehirlere bile şifadır.

Elhamı okumak, Elhamın okuması, zehirlere bile şifadır.
Yani Kur'an-ı Azimuşşan,Yani Kur'an-ı Azimuşşan, her şeye şifa olduğu gibi, bahusus Fâtihatü’l-kitâb,her şeye şifa olduğu gibi, bahusus Fâtihatü’l-kitâb, bütün dertlere de devadır.bütün dertlere de devadır. Bahusus en kuvvetlisi olan zehir.Bahusus en kuvvetlisi olan zehir. Zehre şifa olduktan sonra artık başkalarının sözü kalmaz.Zehre şifa olduktan sonra artık başkalarının sözü kalmaz. Ama biz içersek Fâtihatü’l-kitâb okusak ölürüz.Ama biz içersek Fâtihatü’l-kitâb okusak ölürüz. Hiç şifasını bulmayız.Hiç şifasını bulmayız. Aradaki farkı bulmak lazım.Aradaki farkı bulmak lazım. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onun şifa olduğunu söylüyor.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onun şifa olduğunu söylüyor. Biz şifasını göremiyoruz.Biz şifasını göremiyoruz. İçersek ölürüz, muhakkak.İçersek ölürüz, muhakkak. Çünkü biz o Fâtihatü’l-kitâbla amil değiliz.Çünkü biz o Fâtihatü’l-kitâbla amil değiliz. Amil olmadığımız gün, papaz okursa ne olur?Amil olmadığımız gün, papaz okursa ne olur? Papaza fayda eder mi?Papaza fayda eder mi? Papaz dininde noksan, dinsiz adam.

Papaz dininde noksan, dinsiz adam.
Dinsiz okuduğu için hiç fayda vermez.Dinsiz okuduğu için hiç fayda vermez. Biz de okuduğumuz halde bir şifayı bulamıyorsakBiz de okuduğumuz halde bir şifayı bulamıyorsak dinde ne kadar zayıf olduğumuz anlaşılır.dinde ne kadar zayıf olduğumuz anlaşılır. Dinde ne kadar zayıf bir insan olduğumuz meydana çıkar.Dinde ne kadar zayıf bir insan olduğumuz meydana çıkar. Çünkü Peygamber'in söylediği muhakkak doğrudur.Çünkü Peygamber'in söylediği muhakkak doğrudur. Muhakkak olduğu da bizde onun bulunmayışıMuhakkak olduğu da bizde onun bulunmayışı bizim ne kadar kusurlu, günahkâr olduğumuzu ispat eder.bizim ne kadar kusurlu, günahkâr olduğumuzu ispat eder. Çünkü Hz. Ömer radıyallahu anh.Çünkü Hz. Ömer radıyallahu anh. Humus muhasara olundu, Humus bunun için muharebe ettiler.Humus muhasara olundu, Humus bunun için muharebe ettiler. Kale teslim olmuyor.Kale teslim olmuyor. Kale teslim olmuyor amma muhasara devam ediyor.Kale teslim olmuyor amma muhasara devam ediyor. Papazlar haber yolladılar.Papazlar haber yolladılar. Sıkıştılar biraz.Sıkıştılar biraz. Dediler ki bize bir keramet göstersin.Dediler ki bize bir keramet göstersin. Biz onun kerametini görünce, inanırsak teslim oluruz, dediler.Biz onun kerametini görünce, inanırsak teslim oluruz, dediler. Kaleyi teslim ederiz.Kaleyi teslim ederiz. Ne istiyoruz diye sorduk.Ne istiyoruz diye sorduk. Gel bizden biraz zehrimiz var, o zehrimizden biraz içsin.Gel bizden biraz zehrimiz var, o zehrimizden biraz içsin. Hazreti Ömer topunu içti fincanla.Hazreti Ömer topunu içti fincanla. Hepsini birden içti.Hepsini birden içti. Ha şimdi ölecek dediler, ha şimdi ölecek dediler.Ha şimdi ölecek dediler, ha şimdi ölecek dediler. Baktılar ki hiç tesiri yok.Baktılar ki hiç tesiri yok. Hepsi Lâ İlâhe İllallah, Muhammedürresulullah diye.Hepsi Lâ İlâhe İllallah, Muhammedürresulullah diye. Hem Müslüman oldular hem de kaleyi de teslim ettiler Hazreti Ömer'e.Hem Müslüman oldular hem de kaleyi de teslim ettiler Hazreti Ömer'e. Hz. Ömer tesirini bu Fâtihatü’l-kitâb, şifalığını gösterdi orada.Hz. Ömer tesirini bu Fâtihatü’l-kitâb, şifalığını gösterdi orada. Bunu biliyor Hz. Ömer.Bunu biliyor Hz. Ömer. Bildiği için onu içti Fâtihatü’l-kitâb.Bildiği için onu içti Fâtihatü’l-kitâb. Bu Fatiha’nın tefsirinde,Bu Fatiha’nın tefsirinde, besmelenin tefsirinde kütüphanelerde yazılır.besmelenin tefsirinde kütüphanelerde yazılır. Allah hepimize böyle bir iman versin.Allah hepimize böyle bir iman versin. Elhamı mı okumuştu?

Elhamı mı okumuştu?
Elhamı okudu.Elhamı okudu. Besmele ‘de kâfi bu şey yani.Besmele ‘de kâfi bu şey yani. Besmele ‘de kâfi.Besmele ‘de kâfi. Çünkü Kur'an'ın hülasasıdır Fâtiha.Çünkü Kur'an'ın hülasasıdır Fâtiha. Fâtiha'nın hülasasıdır besmele.Fâtiha'nın hülasasıdır besmele. Besmelenin de hülasası B'dir.Besmelenin de hülasası B'dir. B'deki ne?B'deki ne? B'nin de noktası.

B'nin de noktası.
B'de nedir o?B'de nedir o? İlsak manası var yani kul Allah'a Rab eder.İlsak manası var yani kul Allah'a Rab eder. Kulun Allah'a Rab olması.Kulun Allah'a Rab olması. Allah'ın fermanından dışarıya çıkmaması.Allah'ın fermanından dışarıya çıkmaması. Emri İlahi, yani imtisali.Emri İlahi, yani imtisali. Onun için Fâtihatü’l-kitâb.Onun için Fâtihatü’l-kitâb. İkinci bir hadîs:

İkinci bir hadîs:
Fâtihatü’l-kitâbi şifâün min külli dâin.

Fâtihatü’l-kitâbi şifâün min külli dâin.
Dâin, dert.

Dâin, dert.
Ne kadar dert varsa, onların iç ve dış derdi, dert iki kısım.Ne kadar dert varsa, onların iç ve dış derdi, dert iki kısım. Birisi zahiri, birisi batıni.Birisi zahiri, birisi batıni. Birisi doktorluk dert.Birisi doktorluk dert. Birisi de hocalık derdi mesela.Birisi de hocalık derdi mesela. Ahlâk-ı mezmumeler de derttir.Ahlâk-ı mezmumeler de derttir. Ahlâk-ı mezmumeler, haset,Ahlâk-ı mezmumeler, haset, kibir, riya, ucub, neyse bunlara iç derdi derler.kibir, riya, ucub, neyse bunlara iç derdi derler. Bunun iç dertlerine de şifa olan Fâtihatü’l-kitâb.Bunun iç dertlerine de şifa olan Fâtihatü’l-kitâb. Allah bunlarla amel etmek cümlemize nasip etsin.Allah bunlarla amel etmek cümlemize nasip etsin. Onun şifalı üzerimizde görülen kullarından etsin.Onun şifalı üzerimizde görülen kullarından etsin. Yani Fâtihatü’l-kitâb şifa değil de

Yani Fâtihatü’l-kitâb şifa değil de
Kur'an'ın her âyeti, her kelimesi de şifadır.Kur'an'ın her âyeti, her kelimesi de şifadır. Yalnız umulan, onu Allah rızası için okuyacağızYalnız umulan, onu Allah rızası için okuyacağız ve Allah rızası için onun gösterdiği yoldan gideceğiz.ve Allah rızası için onun gösterdiği yoldan gideceğiz. O ne diyor bize?

O ne diyor bize?
İşte o kadar.İşte o kadar. Hırçın olmayın, diyor.Hırçın olmayın, diyor. Bir adam geldi, Resûlullah'a dedi ki, bana bir şey öğret.

Bir adam geldi, Resûlullah'a dedi ki, bana bir şey öğret.
Lâ tağdab.Lâ tağdab. Kızma, kızma, hırçın olma.Kızma, kızma, hırçın olma. Tekrar bu taraftan sordu, tekrardan sordu, tekrar sordu, dört defa sordu.Tekrar bu taraftan sordu, tekrardan sordu, tekrar sordu, dört defa sordu. Dördünde de Resûlullah: Lâ tağdab.Dördünde de Resûlullah: Lâ tağdab. Kızma. Kızgınlık bir ateş.Kızma. Kızgınlık bir ateş. Çocuklar topu ayaklarına nasıl oynarsa

Çocuklar topu ayaklarına nasıl oynarsa
şeytan da o adamla öyle oynar.şeytan da o adamla öyle oynar. Ondan sonra Fâtihatü’l-kitâb'ı okusa ne fayda edecek ya?Ondan sonra Fâtihatü’l-kitâb'ı okusa ne fayda edecek ya? Şeytanın oyuncağı olan bir adamın ağzından çıkardığıŞeytanın oyuncağı olan bir adamın ağzından çıkardığı o Allah kitabının faydası olur mu? Olmaz.o Allah kitabının faydası olur mu? Olmaz. Onun için evvela ahlâkların düzelmesi için

Onun için evvela ahlâkların düzelmesi için
başta tağdabın ortadan kazması lazım.başta tağdabın ortadan kazması lazım. Arkadan kibrin vs. bütün ahlâklarının kalkması lazım.Arkadan kibrin vs. bütün ahlâklarının kalkması lazım. Ne zaman ki o ahlâklar kalkar,Ne zaman ki o ahlâklar kalkar, iyileri onun yerine o zaman kaim olur.iyileri onun yerine o zaman kaim olur. Kötüler durdukça şifa gelmiyor, hastalık gitmez.Kötüler durdukça şifa gelmiyor, hastalık gitmez. Şifa, hastalık gittikten sonra geliyor.Şifa, hastalık gittikten sonra geliyor. İlacını içiyorsun, perhizini yapıyorsun,İlacını içiyorsun, perhizini yapıyorsun, hastalık gidiyor, ondan sonra arkasından şifa geliyor.hastalık gidiyor, ondan sonra arkasından şifa geliyor. Yoksa hastalık gitmeden şifa gelmez o zaman.Yoksa hastalık gitmeden şifa gelmez o zaman. Fâtimetü bed’atün minnî.

Fâtimetü bed’atün minnî.
Fâtıma, Resûlullah Efendimiz'in kızları.Fâtıma, Resûlullah Efendimiz'in kızları. Ayrıca şimdi bunun kitabında yazmışlar, Hazreti Fâtıma'ya ait kitaplarda.Ayrıca şimdi bunun kitabında yazmışlar, Hazreti Fâtıma'ya ait kitaplarda. Bunları okumak para da etmiyor.Bunları okumak para da etmiyor. Okuyor herkes biliyor.Okuyor herkes biliyor. Fakat onunla amil kimse yok.Fakat onunla amil kimse yok. Kimse yok.Kimse yok. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin o kızının gelinliğini bilmeyen yoktur.Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin o kızının gelinliğini bilmeyen yoktur. Fakat öyle bir gelini bulmak bu gün imkânı yoktur.Fakat öyle bir gelini bulmak bu gün imkânı yoktur. Ne öyle güvey bulunur, ne öyle gelin bulunur.Ne öyle güvey bulunur, ne öyle gelin bulunur. Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hazretleriBir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri bir adamla kızının evine gitti.bir adamla kızının evine gitti. Evlendikten sonra.Evlendikten sonra. Kızı, buyrun babacığım dedi.Kızı, buyrun babacığım dedi. Kızım yanımda filan da var ama dedi, namahrem.Kızım yanımda filan da var ama dedi, namahrem. Baba dedi, başımı örtecek bir şeyim yok.Baba dedi, başımı örtecek bir şeyim yok. Başımı örtersem, eteklerim açılıyor dedi,Başımı örtersem, eteklerim açılıyor dedi, eteğimi örtersem başım açılıyor, yok başımı örtecek bir şeyim.eteğimi örtersem başım açılıyor, yok başımı örtecek bir şeyim. Onun üzerine de Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemOnun üzerine de Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ona bir örtüye benzer bir şey verdi deona bir örtüye benzer bir şey verdi de başını örttü de öyle aldılar misafiri içeriye.başını örttü de öyle aldılar misafiri içeriye. O kızı bendendir, benim parçamdır yani.O kızı bendendir, benim parçamdır yani. Yakbiduni ma yakbiduha.

Yakbiduni ma yakbiduha.
Onun üzüntüsü banadır.Onun üzüntüsü banadır. Ben üzülürüm, o üzüldüğü şeylerle ben üzülürüm.Ben üzülürüm, o üzüldüğü şeylerle ben üzülürüm. Ve yebsütunî mâ yebsütuhâ.

Ve yebsütunî mâ yebsütuhâ.
Onun sevinci ferahı, benim de sevincim, ferahım.Onun sevinci ferahı, benim de sevincim, ferahım. Binâenaleyh ehli beyt denildi miydi, onun çocukları da ona dahil,

Binâenaleyh ehli beyt denildi miydi, onun çocukları da ona dahil,
onları rahatsız edecek sözü ağza almamak lazım.onları rahatsız edecek sözü ağza almamak lazım. Kabahatli, kusurlu, günahlı görüyorsun.Kabahatli, kusurlu, günahlı görüyorsun. E bizim kendi kabahatimiz hepsinden çok.E bizim kendi kabahatimiz hepsinden çok. Sen kendininki gör, ona karışma.Sen kendininki gör, ona karışma. Çünkü bugünün, bakarsın insanların haliÇünkü bugünün, bakarsın insanların hali hiçbir gün bir devam etmiyor yani.hiçbir gün bir devam etmiyor yani. İlk gençliği başka, orta yaşı başka, son yaşı başka.İlk gençliği başka, orta yaşı başka, son yaşı başka. Bir gün bakıyorsun, çok çirkin.Bir gün bakıyorsun, çok çirkin. Bir gün bakıyorsun ki, ıslahına tutmuş, tövbe etmiş.Bir gün bakıyorsun ki, ıslahına tutmuş, tövbe etmiş. Bir gün bakıyorsun, çok iyi.Bir gün bakıyorsun, çok iyi. Ertesi gün bakıyorsun, çok kötü bir adam olmuş.Ertesi gün bakıyorsun, çok kötü bir adam olmuş. Ve inne’l-ensâbe.

Ve inne’l-ensâbe.
Ensâb, nesep.Ensâb, nesep. Tenkati’u yevme’l-kiyâmeh.

Tenkati’u yevme’l-kiyâmeh.
Bir gün gelecek ki, kıyamet kopacak.Bir gün gelecek ki, kıyamet kopacak. Bütün nesepler bitecek.Bütün nesepler bitecek. Nesep, bir insanın anasına, babasına olan intisabı.Nesep, bir insanın anasına, babasına olan intisabı. İntisabın kime diyorlar.İntisabın kime diyorlar. Nesep, intisaptan geliyor.Nesep, intisaptan geliyor. İntisabın kime?İntisabın kime? Filan tarikata müntesip, filan şeyhe müntesip,

Filan tarikata müntesip, filan şeyhe müntesip,
filan aileye müntesip, filan kabileye müntesip,filan aileye müntesip, filan kabileye müntesip, müntesip, intisap demek.müntesip, intisap demek. Ha bir insanın intisabı Allah'adır.Ha bir insanın intisabı Allah'adır. Allah'a olan intisabını temin edemedi miAllah'a olan intisabını temin edemedi mi ötekine intisap etmişsin, berikine intisap etmişsin.ötekine intisap etmişsin, berikine intisap etmişsin. Tenkati’u, hepsi geçicidir.Tenkati’u, hepsi geçicidir. Hepsi kesilecek.Hepsi kesilecek. Senin Allah ile olan ünsiyetin,Senin Allah ile olan ünsiyetin, Allah ile olan ünsiyetin ne dereceyseAllah ile olan ünsiyetin ne dereceyse o derece sende bir insanlık var demektir.o derece sende bir insanlık var demektir. Allah'la ünsiyet, Allah'ın yolunda gitmekle olur.Allah'la ünsiyet, Allah'ın yolunda gitmekle olur. Allah'ın yolunda gidişin ne kadarsa,Allah'ın yolunda gidişin ne kadarsa, Allah'la ünsiyetin o kadar demektir.Allah'la ünsiyetin o kadar demektir. Ünsiyet, Kur'an'da olan ünsiyet,Ünsiyet, Kur'an'da olan ünsiyet, zikrullah ile olan ünsiyet,zikrullah ile olan ünsiyet, ibadat u taat ile olan ünsiyet, bunlar ünsiyet.ibadat u taat ile olan ünsiyet, bunlar ünsiyet. İnsan da ona karşı bir iktidar, bir teveccüh yoksaİnsan da ona karşı bir iktidar, bir teveccüh yoksa kendiliğinden hasıl olmaz tabi.kendiliğinden hasıl olmaz tabi. İçeriden bir aşk gelecek, bir şevk gelecek,İçeriden bir aşk gelecek, bir şevk gelecek, gece kalkacaksın, namaz kılacaksın, gündüzgece kalkacaksın, namaz kılacaksın, gündüz zikrullahla Kur’an’la ibadetle meşgul olacaksın,zikrullahla Kur’an’la ibadetle meşgul olacaksın, hayr u hasenatlarla meşgul olacaksın.hayr u hasenatlarla meşgul olacaksın. Bunlar tabi ünsiyeti temin eder.Bunlar tabi ünsiyeti temin eder. Senin intisabın kime?

Senin intisabın kime?
Filana.Filana. Filanı ne kadar seviyorsun sen?Filanı ne kadar seviyorsun sen? İntisap ettim, canım gibi severim seni.İntisap ettim, canım gibi severim seni. O adamı canım gibi seviyorsun daO adamı canım gibi seviyorsun da o canları yaratan Allah'a karşı nasılsın?o canları yaratan Allah'a karşı nasılsın? Bütün eşyayı yaratan sahibi Allah.Bütün eşyayı yaratan sahibi Allah. Asıl intisap O'na olacak ve asıl canı O'na vereceksin.Asıl intisap O'na olacak ve asıl canı O'na vereceksin. O'nun şehidin, O'nun için şeysi yok, kıymeti çok büyük, neden?O'nun şehidin, O'nun için şeysi yok, kıymeti çok büyük, neden? Canını Allah'a veriyor.

Canını Allah'a veriyor.
Canına hiç geliyor, canını feda ediyor o sırada.Canına hiç geliyor, canını feda ediyor o sırada. Canını feda edilmişinden dolayıCanını feda edilmişinden dolayı şehitlik mertebesi olaraktanşehitlik mertebesi olaraktan çok büyük mertebelere nail oluyor.çok büyük mertebelere nail oluyor. Onun için başka yere intisap etme, Allah'a intisap et.Onun için başka yere intisap etme, Allah'a intisap et. İntisabın Allah'a olsun.İntisabın Allah'a olsun. Yani gözün Allah'tan gayrısını görmesin.Yani gözün Allah'tan gayrısını görmesin. Tabi bu da sıralarla olacak.Tabi bu da sıralarla olacak. O sıralar seni oraya kadar götürecek,O sıralar seni oraya kadar götürecek, her sıra biter arkasına Allah'ın şeysi gelir,her sıra biter arkasına Allah'ın şeysi gelir, her şeyi unutursun.her şeyi unutursun. O derece ki kendini de unutursun.O derece ki kendini de unutursun. Şiblî rahmetullahi aleyh, Cüneyd rahmetullahi aleyh'in devri.

Şiblî rahmetullahi aleyh, Cüneyd rahmetullahi aleyh'in devri.
Ziyaretine gitmiş.Ziyaretine gitmiş. Cüneyd, hanımı ile beraber oturuyor.Cüneyd, hanımı ile beraber oturuyor. Gelirken hanım kaçmak istemiş.Gelirken hanım kaçmak istemiş. Kaçma demiş.Kaçma demiş. E canım geliyor işte.E canım geliyor işte. Gözü görmez ki demiş.Gözü görmez ki demiş. Gözü görmüyor, neden görmüyor?Gözü görmüyor, neden görmüyor? Allah'a bağlı içi.

Allah'a bağlı içi.
Allah'la alakası göz perdelenmiş.Allah'la alakası göz perdelenmiş. Bütün varlıkları Allah'ın varlığıdır diyerekten görüyor.Bütün varlıkları Allah'ın varlığıdır diyerekten görüyor. Karşıdakinin erkek mi, dişi mi, insan mı,Karşıdakinin erkek mi, dişi mi, insan mı, ağaç mı farkında değil adam.ağaç mı farkında değil adam. İntisaba bak.İntisaba bak. Bu intisabın bir örneği.Bu intisabın bir örneği. İşte onun için diyorum ya,İşte onun için diyorum ya, bizim Allah kusurlarımızı affetsin.bizim Allah kusurlarımızı affetsin. Hep bu, ta bin sene, bin beş yüz sene evvel geçen insanlarlaHep bu, ta bin sene, bin beş yüz sene evvel geçen insanlarla ömrümüz geçiyor.ömrümüz geçiyor. Cüneyd böyle demiş,Cüneyd böyle demiş, Fudayl böyle demiş,Fudayl böyle demiş, Şibli böyle demiş,Şibli böyle demiş, Bâyezîd böyle demiş.Bâyezîd böyle demiş. Yok mu bizim içimizde ya böyle bir diyici bir insan?Yok mu bizim içimizde ya böyle bir diyici bir insan? Yok ya, niçin?Yok ya, niçin? İntisabımız yok Allah'a.

İntisabımız yok Allah'a.
Onlar ömürlerini Allah'a vermişler.Onlar ömürlerini Allah'a vermişler. Allah da gönüllerini açmış.Allah da gönüllerini açmış. Gönüllerini açınca her şey hakikata meydana çıkmış.Gönüllerini açınca her şey hakikata meydana çıkmış. Size bir açık misal.

Size bir açık misal.
Kars da yatıyor.Kars da yatıyor. Hz. Ebü’l-Hasen Harakānî okumak, yazmak bilmez.Hz. Ebü’l-Hasen Harakānî okumak, yazmak bilmez. Ümmi.Ümmi. Fakat Bâyezîd'e aşık.Fakat Bâyezîd'e aşık. O da ölmüş.O da ölmüş. Ahirette girmiş.Ahirette girmiş. Her gün mezarına gidiyor.

Her gün mezarına gidiyor.
Ya Rabbi! Bu zata verdiğin irfandanYa Rabbi! Bu zata verdiğin irfandan bir nebze de bana ver diyor.bir nebze de bana ver diyor. Yaz kış.Yaz kış. Bıkmıyor, bıkmıyor yani biz babamıza gitmiyoruz.Bıkmıyor, bıkmıyor yani biz babamıza gitmiyoruz. Üstazlarımıza gitmiyoruz.Üstazlarımıza gitmiyoruz. Hz. Eyyûb şurada da gitmiyoruz karşısına.Hz. Eyyûb şurada da gitmiyoruz karşısına. Bir ayda, yılda bir aklımıza gelecekte gideceğiz.Bir ayda, yılda bir aklımıza gelecekte gideceğiz. Çünkü şeyimiz, irfanımız yok.Çünkü şeyimiz, irfanımız yok. Oradaki feyzin nasıl alınacağından ilgimiz yok.Oradaki feyzin nasıl alınacağından ilgimiz yok. Resûlullah'ın mekanına gitmiş de olsak,

Resûlullah'ın mekanına gitmiş de olsak,
Medine de olsak yine halimiz yok.Medine de olsak yine halimiz yok. Gidip de Resûlullah'ın karşısına işte ben geldim diye biz orada oturamayız.Gidip de Resûlullah'ın karşısına işte ben geldim diye biz orada oturamayız. Sıkılırız çabucak.Sıkılırız çabucak. Çünkü münasebet yok, münasebet olursa otururuz.Çünkü münasebet yok, münasebet olursa otururuz. Şimdi bir insan, bir dostu gelir yanına,Şimdi bir insan, bir dostu gelir yanına, fakat bakarsın ki onlar ilgili değil, canı sıkılır adamın.fakat bakarsın ki onlar ilgili değil, canı sıkılır adamın. Ama arada münasebet olursa kalkmak istemez yanından.Ama arada münasebet olursa kalkmak istemez yanından. İşte bundan dolayı 12 sene devam etmiş.İşte bundan dolayı 12 sene devam etmiş. 12 sene, azme bak efendi 12 gün değil,12 sene, azme bak efendi 12 gün değil, 12 ay değil, 12 sene.12 ay değil, 12 sene. Son senesinde kar yağmış, ortalık karmış.Son senesinde kar yağmış, ortalık karmış. Soğuk memleket tabii.Soğuk memleket tabii. Kar doldurmuş ortalığı.Kar doldurmuş ortalığı. Yine azmi karları yara yara gitmiş.Yine azmi karları yara yara gitmiş. Mezarlığın olduğu tarafa.Mezarlığın olduğu tarafa. Ama mezarlığı bulmuş da mezarı bulamamış.Ama mezarlığı bulmuş da mezarı bulamamış. Dümdüz karda.Dümdüz karda. Üzülmüş, üzülmüş dönüyor artık.Üzülmüş, üzülmüş dönüyor artık. Dönerken Cenâb-ı Hakk'ın tecellisine mazhar olmuş.Dönerken Cenâb-ı Hakk'ın tecellisine mazhar olmuş. Bâyezîd'in yeri belli olmuş kendisine.Bâyezîd'in yeri belli olmuş kendisine. Ama onun da gönlünü Cenâb-ı HakAma onun da gönlünü Cenâb-ı Hak bu kadar da açmış.bu kadar da açmış. Sen hakikaten buna layıksın yani.Sen hakikaten buna layıksın yani. Azmin yerinde bak, böyle havada herkes evinden bile çıkamıyor.Azmin yerinde bak, böyle havada herkes evinden bile çıkamıyor. Sen buraya kadar gelmişsin de bu Bâyezîd'i benden istiyorsun.Sen buraya kadar gelmişsin de bu Bâyezîd'i benden istiyorsun. Al bakalım demiş.Al bakalım demiş. Bu ümmi olan adam memleketini dönünceye kadar Kur'an'ı hatmetmiş.Bu ümmi olan adam memleketini dönünceye kadar Kur'an'ı hatmetmiş. Hafız olmuş yani.Hafız olmuş yani. Sonra insan ölmekle de bitmiyor hiç canım.Sonra insan ölmekle de bitmiyor hiç canım. Bugün Harakānî şey der, işte Kars'ın bir içinde bilmem neresinde.

Bugün Harakānî şey der, işte Kars'ın bir içinde bilmem neresinde.
Git bugün, dokuz yüz sene evvel ahirete göçmüş adam.Git bugün, dokuz yüz sene evvel ahirete göçmüş adam. Elini diyor mezarını üstüne koy, de ki Ya RabElini diyor mezarını üstüne koy, de ki Ya Rab benim şu işimi bu adamın hürmetine ver.benim şu işimi bu adamın hürmetine ver. Bak diyor, olacak mı olmayacak mı diyor.Bak diyor, olacak mı olmayacak mı diyor. Tecrübesini meydanda koyuyor adam.Tecrübesini meydanda koyuyor adam. Allah kusurlarınızı affetsin.Allah kusurlarınızı affetsin. Yani insan ölmekle çürüyüp gitmiyor.

Yani insan ölmekle çürüyüp gitmiyor.
İnsan olarak geçersen bu tarafa, ama insan olarak gitmezsenİnsan olarak geçersen bu tarafa, ama insan olarak gitmezsen elbette çürüyüp gideceksin.elbette çürüyüp gideceksin. İnsan işi bu.İnsan işi bu. İnsan oldun muydu, yaşadın gittin.İnsan oldun muydu, yaşadın gittin. Onun için dünyada Allah bu ömrü bize vermiş,Onun için dünyada Allah bu ömrü bize vermiş, insan olmak için, paralara sahip olmak için,insan olmak için, paralara sahip olmak için, mülklere sahip olmak için değildir bu verilen rızık.mülklere sahip olmak için değildir bu verilen rızık. Binâenaleyh paraların peşindeBinâenaleyh paraların peşinde bu ömrü ziyan edenlerin akıbetleri çok acıdır.bu ömrü ziyan edenlerin akıbetleri çok acıdır. Allah, bu en kıymetli şeyimiz ya, ömür bu,Allah, bu en kıymetli şeyimiz ya, ömür bu, saniyesini kaçıramazsın bunu.saniyesini kaçıramazsın bunu. Binâenaleyh Allah ile meşgul ol ki,Binâenaleyh Allah ile meşgul ol ki, bu ömrün sana faydası olsun, gözünü yumduktan sonra.bu ömrün sana faydası olsun, gözünü yumduktan sonra. Ğayra nesebî ve sebebî ve sıhrî.

Ğayra nesebî ve sebebî ve sıhrî.
Ama benim nesebim bakidir diyor.Ama benim nesebim bakidir diyor. Çünkü Allah'a intisap peygamber yoluyladır.Çünkü Allah'a intisap peygamber yoluyladır. Onun için "efdalü’l-hedyi hedyü Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem."Onun için "efdalü’l-hedyi hedyü Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem." En iyi yol peygamber sallallahu aleyhi ve sellem.En iyi yol peygamber sallallahu aleyhi ve sellem. Binâenaleyh her yol kesilecek benim yolum kesilmez.Binâenaleyh her yol kesilecek benim yolum kesilmez. Binâenaleyh peygambere olan intisabın,Binâenaleyh peygambere olan intisabın, nasıl olacak peygambere intisabın?nasıl olacak peygambere intisabın? Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin sünnetine

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin sünnetine
olduğun bağlılık nispetinde peygamberle ünsiyetin olur.olduğun bağlılık nispetinde peygamberle ünsiyetin olur. Salât u selâmı ne kadar getiriyorsun peygambere?Salât u selâmı ne kadar getiriyorsun peygambere? Canım ben işte ara sıra.

Canım ben işte ara sıra.
Ara sıra intisap olmaz insan da.Ara sıra intisap olmaz insan da. Peygamberle ünsiyet ikisinin birleşmesiyle olur.Peygamberle ünsiyet ikisinin birleşmesiyle olur. Siz demiri bilirsiniz.Siz demiri bilirsiniz. Demirdir, bir de mıknatıs vardır.Demirdir, bir de mıknatıs vardır. Mıknatıs caziptir, çekicidir.Mıknatıs caziptir, çekicidir. Demirde çekicilik yoktur.Demirde çekicilik yoktur. Fakat sürüyorsun, bakıyorsun senin demirde çekiyor.Fakat sürüyorsun, bakıyorsun senin demirde çekiyor. Neyle çekti?Neyle çekti? O mıknatısla olan ünsiyetinden dolayı çekti.

O mıknatısla olan ünsiyetinden dolayı çekti.
Ona intisap etti, süründü süründü.Ona intisap etti, süründü süründü. Bakıyorsun iğneleri o da topluyor.Bakıyorsun iğneleri o da topluyor. Neden topluyor?Neden topluyor? O çelik mıknatısla olan ünsiyetinden.O çelik mıknatısla olan ünsiyetinden. Sen de Allah'ın Rasûlü'ne olan intisabın,Sen de Allah'ın Rasûlü'ne olan intisabın, ünsiyetinin dolayısıyla ondaki çekicilik,ünsiyetinin dolayısıyla ondaki çekicilik, sendeki çekicilik bakarsın ikinizi birleştirir.sendeki çekicilik bakarsın ikinizi birleştirir. İşte demirci bizim demirleri dövüyor orada.İşte demirci bizim demirleri dövüyor orada. Kara demir, soğuk demir ama ateşin altında ne yapıyor?Kara demir, soğuk demir ama ateşin altında ne yapıyor? Kıpkırmızı oluyor, o da bir ateş oluyor.

Kıpkırmızı oluyor, o da bir ateş oluyor.
O da oluyor pamuk gibi o zaman.O da oluyor pamuk gibi o zaman. İstediği gibi, istediği şekle çeviriyor o zaman.İstediği gibi, istediği şekle çeviriyor o zaman. İntisap nispetinde.İntisap nispetinde. Allah bizi de o Resûlullah'a müntesip olan kullarından eylesin.Allah bizi de o Resûlullah'a müntesip olan kullarından eylesin. Onun için bu intisapOnun için bu intisap dünyanın neresinde olursa olsun, şarkında ol, garbında ol,dünyanın neresinde olursa olsun, şarkında ol, garbında ol, Mekke'de, Medine'de olmak şart değil.Mekke'de, Medine'de olmak şart değil. Bu intisabı temin etmek şart.Bu intisabı temin etmek şart. Bu intisap nerede olursan, orada icra et.Bu intisap nerede olursan, orada icra et. Mekke'de olur da bu intisabı yapamazsan,Mekke'de olur da bu intisabı yapamazsan, Medine'de olur da bu intisabı yapamazsın, yine ömründe hava alırsın.Medine'de olur da bu intisabı yapamazsın, yine ömründe hava alırsın. Allah korusun.Allah korusun. Ahmed b. Hanbel'in,Taberânî'nin, Hâkim'in, Beyhakî’nin rivayeti.

Ahmed b. Hanbel'in,Taberânî'nin, Hâkim'in, Beyhakî’nin rivayeti.
Onun için, bikavlihi Teâlâ:

Onun için, bikavlihi Teâlâ:
Feizâ nufiha fi’s-sûri felâ ensâbe beynehüm.

Feizâ nufiha fi’s-sûri felâ ensâbe beynehüm.
Ensâb bitiyor orada.

Ensâb bitiyor orada.
Diye bir üfürme olacak.Diye bir üfürme olacak. O üfürmede canlı kalmayacak.O üfürmede canlı kalmayacak. Kıyametin kopuş alameti.Kıyametin kopuş alameti. O zaman herkes intisap edip.O zaman herkes intisap edip. Yevme-izin ve lâ yetesâelûn.

Yevme-izin ve lâ yetesâelûn.
Fâtimetü seyyidetü nisâi’l-âlemîn.

Fâtimetü seyyidetü nisâi’l-âlemîn.
Benim kızım, âleminin, kadınların seyyidesidir.

Benim kızım, âleminin, kadınların seyyidesidir.
Ama İmran'ın kızı Meryem, Firavun'un karısı Asiye,Ama İmran'ın kızı Meryem, Firavun'un karısı Asiye, bir de Hatice radıyallahu anh validelerimizden gayrı.bir de Hatice radıyallahu anh validelerimizden gayrı. Bunlar daha ileride, niçin?Bunlar daha ileride, niçin? Hazreti Meryem, İsa'ya ana olmuş.

Hazreti Meryem, İsa'ya ana olmuş.
Hazreti Asiye, Firavun'un o kadar mezahimine,Hazreti Asiye, Firavun'un o kadar mezahimine, meşakkatine tahammül ederekten İslâmiyet'i isar etmiş, kabul etmiş.meşakkatine tahammül ederekten İslâmiyet'i isar etmiş, kabul etmiş. Üzerine yatırmış, koca bir taşı koymuş,Üzerine yatırmış, koca bir taşı koymuş, yağlı taşlarla sürmüş, sineklerin bütün haşarat toplanmış.yağlı taşlarla sürmüş, sineklerin bütün haşarat toplanmış. Dön diyor İslam'dan kurtarayım seni.Dön diyor İslam'dan kurtarayım seni. Diyor ölürüm kurtulmam.Diyor ölürüm kurtulmam. Ben müminim.Ben müminim. Yahu bir kadın bu kadar ezaya tahammül ediyor da,Yahu bir kadın bu kadar ezaya tahammül ediyor da, bir Müslüman bana bir laf gelecek diye tirim tirim titriyor.bir Müslüman bana bir laf gelecek diye tirim tirim titriyor. Bizim Müslümanlığımız nerde şimdi?Bizim Müslümanlığımız nerde şimdi? Allah ya Rabbi.Allah ya Rabbi. Fe eyne salâtühû ba’de salâtihî,

Fe eyne salâtühû ba’de salâtihî,
ve savmühû ba’de savmihî,ve savmühû ba’de savmihî, ve amelühû ba’de amelihî.ve amelühû ba’de amelihî. İnne beynehümâ kemâ beyne’s-semâi ve’l-erdi.İnne beynehümâ kemâ beyne’s-semâi ve’l-erdi. Ravahu Taberânî, Ahmed b. Hanbel, Dâvud,Ravahu Taberânî, Ahmed b. Hanbel, Dâvud, Neseî, Taberânî, Beyhakî, Übeyd b. Halid Sülemi.Neseî, Taberânî, Beyhakî, Übeyd b. Halid Sülemi. Diyor ki, Kâle ehan-nebiyyü aleyhi’s-salâtü ve’s-selâmü beyne racüleyni.

Diyor ki, Kâle ehan-nebiyyü aleyhi’s-salâtü ve’s-selâmü beyne racüleyni.
Mekke'den muhacir olarak geldikten sonra Resûl-i Ekrem,Mekke'den muhacir olarak geldikten sonra Resûl-i Ekrem, Medine'lilerle Mekke'liler arasında kardeşlik.Medine'lilerle Mekke'liler arasında kardeşlik. Bu Buhârî'nin bir sayfasında bu kardeşlerin isimleri de yazılıdır,Bu Buhârî'nin bir sayfasında bu kardeşlerin isimleri de yazılıdır, filan filanlan, filan filanlan, filan filanlanfilan filanlan, filan filanlan, filan filanlan kardeş olmuşlardır.kardeş olmuşlardır. Şey kardeşi.Şey kardeşi. Ahiret kardeşleri.Ahiret kardeşleri. Bu kardeşlerden birisi vefat etmiş.Bu kardeşlerden birisi vefat etmiş. Bir hafta sonra da diğeri vefat etmiş.Bir hafta sonra da diğeri vefat etmiş. Bir cuma diyor, vefat etmiş.Bir cuma diyor, vefat etmiş. Ve kulnâ: Allâhümme elhikhü bi sâhibihî.Ve kulnâ: Allâhümme elhikhü bi sâhibihî. Resûl-i Ekrem sormuş.Resûl-i Ekrem sormuş. Ne dua ettin cenaze namazında bu adam için.Ne dua ettin cenaze namazında bu adam için. Demiş ki: Ya Rabbi Allahümme mağfirli.Demiş ki: Ya Rabbi Allahümme mağfirli. Bunu affet sen Ya Rabbi.Bunu affet sen Ya Rabbi. Ve elhikhu bi sâhibihi.Ve elhikhu bi sâhibihi. Bunlar kardeştiler ya orada buluşsunlar yine.Bunlar kardeştiler ya orada buluşsunlar yine. Bunlar birbirine ilhak eder, demişler.Bunlar birbirine ilhak eder, demişler. Demiş ki Resûlullah, nerde, nerde?Demiş ki Resûlullah, nerde, nerde? Fe eyne salâtühû.

Fe eyne salâtühû.
Öldü bir hafta.Öldü bir hafta. Bir hafta bu namaz kıldı.Bir hafta bu namaz kıldı. Bir hafta daha oruç tuttu.Bir hafta daha oruç tuttu. Bir hafta şu ameli etti, bu ameli etti.Bir hafta şu ameli etti, bu ameli etti. Bunların arası yerle gök kadar.Bunların arası yerle gök kadar. Bir namazı sen ne yapıyorsun efendi?Bir namazı sen ne yapıyorsun efendi? Bir namaz, insanları bak ne kadar ayırıyor birbirinden.Bir namaz, insanları bak ne kadar ayırıyor birbirinden. Sonra sen namazsızla olan ünsiyetini,Sonra sen namazsızla olan ünsiyetini, namazıyla olan alakanı arada olsun.namazıyla olan alakanı arada olsun. Bizim bey çok iyidir efendim.

Bizim bey çok iyidir efendim.
Ne kadar iyi?Ne kadar iyi? O kadar iyi.O kadar iyi. Fakirlere şöyle acır,Fakirlere şöyle acır, yetimlere böyle acır, şunlara böyle acır,yetimlere böyle acır, şunlara böyle acır, namaz kılamıyor mu?namaz kılamıyor mu? Yok.Yok. Allah Allah.Allah Allah. İsterse bütün servetini yedirsin içirsin.İsterse bütün servetini yedirsin içirsin. Allah' muhtaç mı servete.Allah' muhtaç mı servete. Evvela iman, arkasından amel.Evvela iman, arkasından amel. İmansız ney ki yani.İmansız ney ki yani. Fetehallâhü bâben li’t-tevbeti mine’l-mağribi,

Fetehallâhü bâben li’t-tevbeti mine’l-mağribi,
‘arduhû mesîratü seb’îne âmen,‘arduhû mesîratü seb’îne âmen, lâ yüğleku hattâ tetlüu’ş-şemsü min nahvihî.lâ yüğleku hattâ tetlüu’ş-şemsü min nahvihî. Allah, tevbe kapısını açmıştır, mağrib tarafından.

Allah, tevbe kapısını açmıştır, mağrib tarafından.
Batı'da, açmıştır.Batı'da, açmıştır. Ama o kadar büyüktür ki o kapı,Ama o kadar büyüktür ki o kapı, bizim tasavvurlarımızın haricinde.bizim tasavvurlarımızın haricinde. Diyor ki, yetmiş senelik bir mesafe varDiyor ki, yetmiş senelik bir mesafe var o kapıların büyüklüğü, genişliği,o kapıların büyüklüğü, genişliği, ki bu kapı katiyen kapanmaz.ki bu kapı katiyen kapanmaz. Daima açıktır.Daima açıktır. Hattâ tetlüu’ş-şemsü min nahvihî.Hattâ tetlüu’ş-şemsü min nahvihî. Ne zaman güneş garpten doğacak,Ne zaman güneş garpten doğacak, battığı yerden güneşin doğması olacak,battığı yerden güneşin doğması olacak, o zaman bu kapı kapanır.o zaman bu kapı kapanır. Bu kapının kapanması bir orada,Bu kapının kapanması bir orada, bir de hulkuma can gelir, gidiyor artık.bir de hulkuma can gelir, gidiyor artık. O zamana kadar da aklı başına gelmez.O zamana kadar da aklı başına gelmez. O zaman gider bu baştan.O zaman gider bu baştan. O zaman onun güneşi batmıştır, batıdan doğuyor artık.O zaman onun güneşi batmıştır, batıdan doğuyor artık. Tevbe kapısı kapanmıştır.Tevbe kapısı kapanmıştır. Onun için Allah, bu kapının ne zaman kapanacağını kimse bilmez.Onun için Allah, bu kapının ne zaman kapanacağını kimse bilmez. Azrail ne zaman gelecek, hiç kimse bilmez.Azrail ne zaman gelecek, hiç kimse bilmez. Bazen pek çabuk alıveriyor.Bazen pek çabuk alıveriyor. Pek çabuk.Pek çabuk. Bir anda gidiyor insan.Bir anda gidiyor insan. Ne tövbeye meydan kalıyor,Ne tövbeye meydan kalıyor, ne vasiyete meydan kalıyor, ne bir şey.ne vasiyete meydan kalıyor, ne bir şey. Ne olmuş? Efendim, işte kalp gelmiş.

Ne olmuş? Efendim, işte kalp gelmiş.
Adını ne diyorlar ya? Efendim?Adını ne diyorlar ya? Efendim? Sekte-i kalp diyorlar, gidiyor işte.Sekte-i kalp diyorlar, gidiyor işte. Ama tekde-i kalp nasıl biliyorsun ki?Ama tekde-i kalp nasıl biliyorsun ki? Azrail'in onu alışının emri.

Azrail'in onu alışının emri.
Hatta bu o kadar şeydir ki,Hatta bu o kadar şeydir ki, yani bakın şimdi burada, aşağıda gelecek zannedersem.yani bakın şimdi burada, aşağıda gelecek zannedersem. Yani bu bizim nefeslerimizin sayısı var.Yani bu bizim nefeslerimizin sayısı var. Bu sayı bitmedikçe sekte-i kalp gelmez.Bu sayı bitmedikçe sekte-i kalp gelmez. Azrail de gelmez.Azrail de gelmez. Bu sayı ne zaman tükenir, o zaman Azrail gelir, alır gider.Bu sayı ne zaman tükenir, o zaman Azrail gelir, alır gider. Sen buna ister tekde-i kalp de istersin ne dersen de.Sen buna ister tekde-i kalp de istersin ne dersen de. Onun için o güneş, garbdan doğmadan evvel,Onun için o güneş, garbdan doğmadan evvel, tevbe etmenin çaresine bakmak, o nefestir.tevbe etmenin çaresine bakmak, o nefestir. Nefesin bittiği an, güneşin doğmuştur batıdan.Nefesin bittiği an, güneşin doğmuştur batıdan. Fitnetü’r-racüli fî ehlihî ve mâlihî ve nefsihî

Fitnetü’r-racüli fî ehlihî ve mâlihî ve nefsihî
ve veledihî ve cârihî,ve veledihî ve cârihî, yükeffiruhe’s-sıyâmüyükeffiruhe’s-sıyâmü ve’s-salâtü ve’s-sadekatü ve’l-emru bi’l-ma’rûfive’s-salâtü ve’s-sadekatü ve’l-emru bi’l-ma’rûfi ve’n-nehyü ‘ani’l-münkeri.ve’n-nehyü ‘ani’l-münkeri. Buhârî ve Müslim Hazreti Huzeyfe'den.Buhârî ve Müslim Hazreti Huzeyfe'den. Fitnetü’r-racüli.

Fitnetü’r-racüli.
Fitne.Fitne. Biliyorsunuz fitne işleri.Biliyorsunuz fitne işleri. Çünkü Türkçemiz de kullanılan bir kelime.Çünkü Türkçemiz de kullanılan bir kelime. Belalere düşüşü,Belalere düşüşü, masiyetlere düşüşü insanın,masiyetlere düşüşü insanın, karısı yüzünden olur bir, malı yüzünden olur iki,karısı yüzünden olur bir, malı yüzünden olur iki, kendi nefsinden olur üç, çocuklarından olur dört,kendi nefsinden olur üç, çocuklarından olur dört, komşusundan olur beş.komşusundan olur beş. Bunların fitnelerine insan kapılır,Bunların fitnelerine insan kapılır, bu masiyetlerin içerisine o dalaletlerin içerisine maazallah düşüverir.bu masiyetlerin içerisine o dalaletlerin içerisine maazallah düşüverir. Bunları, bunların kefareti namazdır,Bunları, bunların kefareti namazdır, oruçtur, sadakadır, emr-i bi’l mâ'ruftur,oruçtur, sadakadır, emr-i bi’l mâ'ruftur, nehy-i ani’l münkerdir.nehy-i ani’l münkerdir. Bunlar yapılınca bu gibi durumlarda Allahu Teâlâ insanı korur.Bunlar yapılınca bu gibi durumlarda Allahu Teâlâ insanı korur. Şeyin nispetinde, münasebetin nispetinde.Şeyin nispetinde, münasebetin nispetinde. Şimdi bak.

Şimdi bak.
Firâşün li’r-racüli.

Firâşün li’r-racüli.
Bir yatak adam için.Bir yatak adam için. Şimdi bizim evlerle Peygamber'in sözünü karşılaştıralım bakalım.Şimdi bizim evlerle Peygamber'in sözünü karşılaştıralım bakalım. Bizim Müslümanlıkla olan ilgimiz neredee?Bizim Müslümanlıkla olan ilgimiz neredee? Firâşün li’r-racüli.Firâşün li’r-racüli. Bir yatak efendiye lazım.Bir yatak efendiye lazım. Ve firâşün li’mraetihî.Ve firâşün li’mraetihî. Bir yatak da karısına lazım.Bir yatak da karısına lazım. Ve’s-sâlisü li’d-dayfi.Ve’s-sâlisü li’d-dayfi. Bir yatak da misafir için lazım.Bir yatak da misafir için lazım. Üç oldu.Üç oldu. Ve’r-râbi’u.Ve’r-râbi’u. Dördüncü yatak, li’ş-şeytâni.Dördüncü yatak, li’ş-şeytâni. Revaihu Ahmed b. Habnel, Müslim,Revaihu Ahmed b. Habnel, Müslim, Nesaî, Dâvûd, Hibban,Nesaî, Dâvûd, Hibban, Ebû Avâne, an Cabir radıyallâhu anh.Ebû Avâne, an Cabir radıyallâhu anh. Onun için kanaat, El-kanâ'atü kenzun lâ-yefnâ,

Onun için kanaat, El-kanâ'atü kenzun lâ-yefnâ,
bitmez hazine bir kanaattir.bitmez hazine bir kanaattir. Kanaatle beraber iktisada riayet de mecburiyetindedir.Kanaatle beraber iktisada riayet de mecburiyetindedir. O evlerimizdeki saltanat bizim perişanlığımız için kâfi.O evlerimizdeki saltanat bizim perişanlığımız için kâfi. Avrupa'nın avizesi, Avrupa'nın bilmem şu camı bu camı kiAvrupa'nın avizesi, Avrupa'nın bilmem şu camı bu camı ki 500 bin lira, birkaç bin liraymış bir cam ortada duruyor ama500 bin lira, birkaç bin liraymış bir cam ortada duruyor ama parıl parıl, kaç bin lira para veriyor.parıl parıl, kaç bin lira para veriyor. Ne yazık buna.Ne yazık buna. Bunu biz cemiyetlerimizin teşekkülü, tekemmülü içinBunu biz cemiyetlerimizin teşekkülü, tekemmülü için toplayıp da bir araya koyup da Müslümanlarıntoplayıp da bir araya koyup da Müslümanların kalkınmasına yardımcı olsak, buraya gelince.kalkınmasına yardımcı olsak, buraya gelince. Allah affetsin kusurlarımızı.Allah affetsin kusurlarımızı. Ferağallâhü ilâ külli ‘abdin min hamsin.

Ferağallâhü ilâ külli ‘abdin min hamsin.
Bakın iyi dinle.Bakın iyi dinle. Ferağallâhü bitmiştir.Ferağallâhü bitmiştir. Külli ‘abdin min hamsin.Külli ‘abdin min hamsin. Şu beş şey vakti ezelde bitirilmiştir.Şu beş şey vakti ezelde bitirilmiştir. Birisi min ecelihî,Birisi min ecelihî, bu ecel vaktiyle kesilmiş.bu ecel vaktiyle kesilmiş. Kesilmiş, bu adam şu kadar gün, saat, dakika.Kesilmiş, bu adam şu kadar gün, saat, dakika. Başka bir şey yok.Başka bir şey yok. Ve rizkihî.Ve rizkihî. Bunun yiyeceği ekmek de kesilmiştir.Bunun yiyeceği ekmek de kesilmiştir. Ekmeğin yanında suyu da içinde, havası da içinde.Ekmeğin yanında suyu da içinde, havası da içinde. Ve eserihî.

Ve eserihî.
Yaptığı, gideceği yerler,Yaptığı, gideceği yerler, yaptığı eserler,yaptığı eserler, yaptığı eserler de kesilmiş,yaptığı eserler de kesilmiş, yolu da kesilmiş, nerelere gidip nerelere geleceği, o da tespit edilmiştir.yolu da kesilmiş, nerelere gidip nerelere geleceği, o da tespit edilmiştir. Ve medce’ihi.Ve medce’ihi. Nerede yatacak, nerede ölecek, bu da belli,Nerede yatacak, nerede ölecek, bu da belli, bu da yazılmıştır.bu da yazılmıştır. Ve şekiyyin ev se’îdin.Ve şekiyyin ev se’îdin. İyi veya kötülüğü de o da bellidir yani.İyi veya kötülüğü de o da bellidir yani. Allah kusurumuzu affetsin.Allah kusurumuzu affetsin. Yine bak.

Yine bak.
Ferağallâhü min erbe’in:

Ferağallâhü min erbe’in:
Mine’l-halki.Mine’l-halki. Hılkat, beyaz, kara, uzun, kısa,Hılkat, beyaz, kara, uzun, kısa, şöyle böyle bir tür yaratılış.şöyle böyle bir tür yaratılış. Ve’l-hulüki, ahlâklar, iyi, kötü, nasıl olursa.Ve’l-hulüki, ahlâklar, iyi, kötü, nasıl olursa. Ve’r-rizki, rızık da öyle.Ve’r-rizki, rızık da öyle. Şu kadar rızkı var.Şu kadar rızkı var. Ve’l-ecel, ecel de böyle.

Ve’l-ecel, ecel de böyle.
Ne kadar beslenirsen beslen, korkma.Ne kadar beslenirsen beslen, korkma. Ne kadar aç kalırsan ka, korkma.Ne kadar aç kalırsan ka, korkma. Ecelin gelmedikçe bir şey olmaz.Ecelin gelmedikçe bir şey olmaz. Müslüman, onun için eski muharebelerdeki MüslümanlarınMüslüman, onun için eski muharebelerdeki Müslümanların muzafferiyetlerini, yegâne sebeplerinden birisimuzafferiyetlerini, yegâne sebeplerinden birisi ölümden korkmuyor.ölümden korkmuyor. Çünkü biliyor ki ölüm saatsiz gelmez adama.Çünkü biliyor ki ölüm saatsiz gelmez adama. Binâenaleyh atılıyor.Binâenaleyh atılıyor. Bir şey okumuştum vaktiyle hikâye.

Bir şey okumuştum vaktiyle hikâye.
Adamcağızın birisi Süleyman aleyhisselamın ziyaretineAdamcağızın birisi Süleyman aleyhisselamın ziyaretine gitmiş vaktiyle.gitmiş vaktiyle. Azrail aleyhisselam da Süleyman aleyhisselam'ı ziyarete gelmiş.

Azrail aleyhisselam da Süleyman aleyhisselam'ı ziyarete gelmiş.
Bakmış ki o bir yabancı ile oturuyor.Bakmış ki o bir yabancı ile oturuyor. Fakat bu yabancının defterinde ismiFakat bu yabancının defterinde ismi ta Himalaya dağlarının bilmem neresinde alınacak canı bu adamın.ta Himalaya dağlarının bilmem neresinde alınacak canı bu adamın. Alınacak yere bir sebep olacak.Alınacak yere bir sebep olacak. Gideceksin de orada alınacak can.Gideceksin de orada alınacak can. Burada senin canını almaz Azrail aleyhisselam.Burada senin canını almaz Azrail aleyhisselam. Eğer canın başka yerdeyse, mutlaka orada alacak.Eğer canın başka yerdeyse, mutlaka orada alacak. Adam şöyle bir bakmış, adamın yüreğine bir korku düşmüş.Adam şöyle bir bakmış, adamın yüreğine bir korku düşmüş. O gitmiş tabi.O gitmiş tabi. Demiş, kimdi bu ya?Demiş, kimdi bu ya? Azrail aleyhisselam'dı demiş.

Azrail aleyhisselam'dı demiş.
Ama ben ondan pek korktum demiş.Ama ben ondan pek korktum demiş. Bana emredip rüzgârına demiş.Bana emredip rüzgârına demiş. Götürsün beni filan yere.Götürsün beni filan yere. Çok uzak bir yere demiş.Çok uzak bir yere demiş. Azrail aleyhisselam bakmış adam orada.Azrail aleyhisselam bakmış adam orada. Of ya! Ben de korktuydum demiş.Of ya! Ben de korktuydum demiş. Bu adamın canını nasıl alacam diye diyeBu adamın canını nasıl alacam diye diye düşünüyordum Süleyman aleyhisselam'ın yanında bu adam.düşünüyordum Süleyman aleyhisselam'ın yanında bu adam. Canını da alır mısın ta filan yerde olacak.Canını da alır mısın ta filan yerde olacak. Ben de düşünmekteydim.Ben de düşünmekteydim. Halbuki Allahu Teâlâ denk getiriyor.Halbuki Allahu Teâlâ denk getiriyor. Ferağallâhü mine’l-mekâdiri.

Ferağallâhü mine’l-mekâdiri.
Mekâdir, kaderler yani.Mekâdir, kaderler yani. Cenâb-ı Hak bu kaderlerden bitmiştir.Cenâb-ı Hak bu kaderlerden bitmiştir. Ve ümûri’d-dünyâ kable en yehlüka’s-semâvâti ve’l-erda

Ve ümûri’d-dünyâ kable en yehlüka’s-semâvâti ve’l-erda
bi hamsîne elfe senetin.bi hamsîne elfe senetin. Yer ve gök yaratılmadan elli bin sene evvel bu işler bitmiştir.Yer ve gök yaratılmadan elli bin sene evvel bu işler bitmiştir. Bu bir takdirdir yani.Bu bir takdirdir yani. 50 bin sene demek ki, yani çok evvelki zamanlarda50 bin sene demek ki, yani çok evvelki zamanlarda Cenâb-ı Hak bu takdirini yapmış.Cenâb-ı Hak bu takdirini yapmış. bizim ne soyumuz var ne sopumuz var,bizim ne soyumuz var ne sopumuz var, ne adımız var, ne sanımız var.ne adımız var, ne sanımız var. Hatta yerin kendisi yok, göğün kendisi de yok.Hatta yerin kendisi yok, göğün kendisi de yok. Öyleyken o zamanda bu aleme gelecekler, gidecekler,Öyleyken o zamanda bu aleme gelecekler, gidecekler, neler olacaklar, hepsi onların işteneler olacaklar, hepsi onların işte yarın günkü berat gecesi gününde hepsi çıkmış.yarın günkü berat gecesi gününde hepsi çıkmış. Faslün mâ beyne’l-halâli ve’l-harâmi

Faslün mâ beyne’l-halâli ve’l-harâmi
darbü’d-düffi, ve’s-savtü fi’n-nikâhi.darbü’d-düffi, ve’s-savtü fi’n-nikâhi. Helal olan evlenme ile haram olan evlenmeler arasındaki fark,

Helal olan evlenme ile haram olan evlenmeler arasındaki fark,
mesela insan ''ben sana vardım'' der,mesela insan ''ben sana vardım'' der, ''ben de seni aldım'' der.''ben de seni aldım'' der. İki kişi birbirleriyle mutabık olur.İki kişi birbirleriyle mutabık olur. Biz mutabık olduk ya, iyi, oldu işte, evlenelim, olmaz.Biz mutabık olduk ya, iyi, oldu işte, evlenelim, olmaz. Evlenme için darbü’d-düffi, def çalınacak.

Evlenme için darbü’d-düffi, def çalınacak.
Ve’s-savtü fi’n-nikâhi.Ve’s-savtü fi’n-nikâhi. Biz evleniyoruz diye aleme haber vereceğiz.Biz evleniyoruz diye aleme haber vereceğiz. Herkes bilecek ki bunlar evleniyorlar.Herkes bilecek ki bunlar evleniyorlar. Gizli kapaklı iş yok.Gizli kapaklı iş yok. Evvela biz şimdi mesela yazılar çıkıyor, yazılar yazılıyor.Evvela biz şimdi mesela yazılar çıkıyor, yazılar yazılıyor. Herkes filan filan evlenecek diye öğreniyor.Herkes filan filan evlenecek diye öğreniyor. E onun başka talibi varsa,E onun başka talibi varsa, yoo bu benim istediğim, sen buna nasıl talip olacan der.yoo bu benim istediğim, sen buna nasıl talip olacan der. Bu bizim yahut akrabalık olarak sen bunu alamazsın der.Bu bizim yahut akrabalık olarak sen bunu alamazsın der. Şimdi geçenlerde Bulgarya'dan gelmiş bir adam.

Şimdi geçenlerde Bulgarya'dan gelmiş bir adam.
Burada bir kadınla evlenmişler.Burada bir kadınla evlenmişler. Dört tane de çocuk ya da üç tane de çocukları olmuş.Dört tane de çocuk ya da üç tane de çocukları olmuş. Birisi gelmiş Bulgarya'dan büyük kadınlardan.Birisi gelmiş Bulgarya'dan büyük kadınlardan. Siz nasıl evlendiniz demiş.Siz nasıl evlendiniz demiş. Siz süt kardeşsiniz.Siz süt kardeşsiniz. Siz süt kardeşsiniz, anan seni bunlan emzirdiydi demiş.Siz süt kardeşsiniz, anan seni bunlan emzirdiydi demiş. Süt kardeş alınır mı?Süt kardeş alınır mı? Ama ne bilsin adam.Ama ne bilsin adam. Test yapılmamış.Test yapılmamış. Test yapılmayınca, bilmezdi.Test yapılmayınca, bilmezdi. Onun için bu ilanlar bundan ileri gidiyor.Onun için bu ilanlar bundan ileri gidiyor. Faslün mâ beyne siyâminâ ve siyâmi ehli’l-kitâbi

Faslün mâ beyne siyâminâ ve siyâmi ehli’l-kitâbi
ekletü’s-sehari.ekletü’s-sehari. Şimdi, Yahudilerin de oruçları var,

Şimdi, Yahudilerin de oruçları var,
Hristiyanların da bir orucu var, perhiz diyorlar onlar onun adına.Hristiyanların da bir orucu var, perhiz diyorlar onlar onun adına. Oruç değil mi?Oruç değil mi? Biz gece kalkar, sahur yeriz.

Biz gece kalkar, sahur yeriz.
Onlar sahura kalkmazlar.Onlar sahura kalkmazlar. Binâenaleyh MüslümanınBinâenaleyh Müslümanın tembellik yapıp da akşamdan yiyip de yatması caiz değil.tembellik yapıp da akşamdan yiyip de yatması caiz değil. Yarına ben oruç niyet ettim diye kalk ye yav.Yarına ben oruç niyet ettim diye kalk ye yav. İki rekâtta namaz kılarsın, bir abdest alırsın.İki rekâtta namaz kılarsın, bir abdest alırsın. Hem erken vakti sabahın seherinden istifade edersin.Hem erken vakti sabahın seherinden istifade edersin. Hem de orucunu Peygamber'in sünneti üzerine tutmuş olursun.Hem de orucunu Peygamber'in sünneti üzerine tutmuş olursun. Ama bir bardak su içeceksin yahut bir bardak süt içeceksin, kâfi.Ama bir bardak su içeceksin yahut bir bardak süt içeceksin, kâfi. Yalnız o vakitte kalkıp bir iki lokma yemen lazım.Yalnız o vakitte kalkıp bir iki lokma yemen lazım. Fadlü’l-âlimi ale’l-âbidi kefadli alâ ednâküm.

Fadlü’l-âlimi ale’l-âbidi kefadli alâ ednâküm.
Fadlü’l-âlimi ale’l-âbid.Fadlü’l-âlimi ale’l-âbid. İnsanlar âlim ve âbid olmak üzere iki kısımdır.İnsanlar âlim ve âbid olmak üzere iki kısımdır. Âbid, ibadetle meşgul.Âbid, ibadetle meşgul. Âlim de, ilimle meşgul.Âlim de, ilimle meşgul. Şimdi ilimle meşgul olan insanla,Şimdi ilimle meşgul olan insanla, ibadetle meşgul olan adamın arasındaki fark?ibadetle meşgul olan adamın arasındaki fark? Kefadli alâ ednâküm.

Kefadli alâ ednâküm.
Benimle diyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem.Benimle diyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem. Benimle en ufak,Benimle en ufak, en adi gördüğümüz bir adamın arasındaki fark neyseen adi gördüğümüz bir adamın arasındaki fark neyse âlim ile âbidin arasındaki fark da böyledir.âlim ile âbidin arasındaki fark da böyledir. Binâenaleyh ilme çalışmış.Binâenaleyh ilme çalışmış. İlme çalışmış.İlme çalışmış. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem zaman-ı saadetlerindePeygamber sallallahu aleyhi ve sellem zaman-ı saadetlerinde mühim olan ibadet idi.mühim olan ibadet idi. Çünkü herkeste ilim var, peygamber de ortada.Çünkü herkeste ilim var, peygamber de ortada. Sen o zaman ancak bildiklerini yapmakla memursun.Sen o zaman ancak bildiklerini yapmakla memursun. Bugün ise ilim lazım.Bugün ise ilim lazım. İlimle kurtaracaksın kendini.İlimle kurtaracaksın kendini. İlmin olmazsa şeytanlara maskara olursun Allah esirgeye.İlmin olmazsa şeytanlara maskara olursun Allah esirgeye. İnnellâhe ve melâiketehû ve ehle’s-semâvâti ve’l-erdîne.

İnnellâhe ve melâiketehû ve ehle’s-semâvâti ve’l-erdîne.
Bak, Allah ve melekleri celle ve alâ ve melekleri.Bak, Allah ve melekleri celle ve alâ ve melekleri. Ve semâvât ehli.Ve semâvât ehli. Ne kadar semâvâtta melekler varsa.Ne kadar semâvâtta melekler varsa. Ve’l-erdîn.Ve’l-erdîn. Yeryüzünde ne kadar mahluklar varsa.Yeryüzünde ne kadar mahluklar varsa. Hatte’n-nemlete.Hatte’n-nemlete. Hatta karıncaya varıncaya kadar.Hatta karıncaya varıncaya kadar. Ve hatta, fî hucrihâ, karıncalar, yuvalarındaki karıncalar.Ve hatta, fî hucrihâ, karıncalar, yuvalarındaki karıncalar. Ve hatte’l-hûte.Ve hatte’l-hûte. Hatta denizdeki balıklar bile.Hatta denizdeki balıklar bile. Le yüsallûne alâ mü’allimi’n-nâsi’l-hayra.

Le yüsallûne alâ mü’allimi’n-nâsi’l-hayra.
Nâs'a hayır talim eden, dinlerini öğreten kimselere dua eder.Nâs'a hayır talim eden, dinlerini öğreten kimselere dua eder. Buradaki salât namaz manasında değil,Buradaki salât namaz manasında değil, salâtın beş manası vardır.salâtın beş manası vardır. Beş manasının buradaki le yüsallûne manası, duacıdırlar.Beş manasının buradaki le yüsallûne manası, duacıdırlar. Melekler, Allahu Teâlâ, yerdeki mahluklar, gökteki mahluklar,Melekler, Allahu Teâlâ, yerdeki mahluklar, gökteki mahluklar, karıncalarına varıncaya kadar, balıklarına varıncaya kadar,karıncalarına varıncaya kadar, balıklarına varıncaya kadar, insanlara hayır talim eden insanlara duacı oluyorlar.insanlara hayır talim eden insanlara duacı oluyorlar. Ne büyük bahtiyarlık bu.Ne büyük bahtiyarlık bu. O yatağında yatıyor, bütün mahlukat ona hayır dua ediyor.O yatağında yatıyor, bütün mahlukat ona hayır dua ediyor. Selamet ediyorlar.Selamet ediyorlar. Allah cümlemizi mağrifet zümresine ilhak etsin.

Allah cümlemizi mağrifet zümresine ilhak etsin.
Tevfîkat-ı samedâniyesine mazhar eylesin.Tevfîkat-ı samedâniyesine mazhar eylesin. Hakiki müslümanların zümresine de kabul buyursun inşallah.Hakiki müslümanların zümresine de kabul buyursun inşallah. O Müslümanların yolunda da yaşayıp gitmek nasip etsin.O Müslümanların yolunda da yaşayıp gitmek nasip etsin. El Fâtiha.

El Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2