Namaz Vakitleri

19 Cemâziye'l-Evvel 1446
21 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:51
Öğle
12:55
İkindi
15:26
Akşam
17:49
Yatsı
19:13
Detaylı Arama

Sünnet-i Seniyyeye Tâbî Olmak (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

29 Şa'bân 1405 / 19.05.1985

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Siz Camiye Geldiğinizde Cemaat Ayağa Kalkıyor. Cemaatin İçinde O Anda Kur'an Okuyan Ve Zikir Yapanlar Da Kalkıyor. Oysa Asr-ı | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Sünnet-i Seniyyeye Tâbî Olmak (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

29 Şa'bân 1405 / 19.05.1985

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Siz Camiye Geldiğinizde Cemaat Ayağa Kalkıyor. Cemaatin İçinde O Anda Kur'an Okuyan Ve Zikir Yapanlar Da Kalkıyor. Oysa Asr-ı | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Muhterem hocam, siz camiye geldiğinizde cemaat ayağa kalkıyor.Muhterem hocam, siz camiye geldiğinizde cemaat ayağa kalkıyor. Cemaatin içinde o anda Kur'an okuyan ve zikir yapanlar da kalkıyor.Cemaatin içinde o anda Kur'an okuyan ve zikir yapanlar da kalkıyor. Oysa asr-ı saadette Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem böyle bir şey yaptırmamış,Oysa asr-ı saadette Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem böyle bir şey yaptırmamış, bu hal bid'at değil mi? bu hal bid'at değil mi?

Bu hal bid'at değildir. Bu yazıyı yazan kardeşimizin bilgisi eksiktir.Bu hal bid'at değildir. Bu yazıyı yazan kardeşimizin bilgisi eksiktir. Peygamber Efendimiz, Sâ'd hazretleri mescide gelirken mescitteki şahıslara demiştir ki; Peygamber Efendimiz, Sâ'd hazretleri mescide gelirken mescitteki şahıslara demiştir ki;

"Efendiniz için ayağa kalkın!" O ensarın büyüklerinden bir zât idi. "Ayağa kalkın!" demiş. "Efendiniz için ayağa kalkın!"

O ensarın büyüklerinden bir zât idi. "Ayağa kalkın!" demiş.

Şimdi biz camiye önceden gelsek önde dursak ne âlâ, ama izdihamlı, kardeşlerimiz kalabalık,Şimdi biz camiye önceden gelsek önde dursak ne âlâ, ama izdihamlı, kardeşlerimiz kalabalık, ayağa kalkmazsalar ben buraya, kürsüye gelip konuşamam, kalkıyorlar. ayağa kalkmazsalar ben buraya, kürsüye gelip konuşamam, kalkıyorlar.

Sonra ulemâya hürmetten ayağa kalkmak vardır.Sonra ulemâya hürmetten ayağa kalkmak vardır. Peygamber Efendimiz kendi kızına Fatımatü'z-Zehrâ'ya kendisi bir şiltede minderde otururkenPeygamber Efendimiz kendi kızına Fatımatü'z-Zehrâ'ya kendisi bir şiltede minderde otururken kapıdan girdiği zaman ayağa kalkardı.kapıdan girdiği zaman ayağa kalkardı. Bu sevgiyle, saygıyla ilgili bir şeydir, onu bid'at diye tavsif etmesinler.Bu sevgiyle, saygıyla ilgili bir şeydir, onu bid'at diye tavsif etmesinler. İlme hürmet güzel bir şeydir. Ben ayrıca şahsım için demiyorum,İlme hürmet güzel bir şeydir. Ben ayrıca şahsım için demiyorum, başka yerde de aynı şeye yine başkaları için de bahis olabilir, bildiğim budur.başka yerde de aynı şeye yine başkaları için de bahis olabilir, bildiğim budur. O bakımdan bid'at değildir. O bakımdan bid'at değildir.

Müslüman müslümanı bir savaşta öldürme durumuna düşer mi? Müslüman müslümanı bir savaşta öldürme durumuna düşer mi?

Müslüman müslümanı öldürmez. Müslüman müslümanı öldürmez. İki müslüman silah çekip karşı karşıya geldiği zaman ikisi de cehenneme gider. Öyle şey yok! İki müslüman silah çekip karşı karşıya geldiği zaman ikisi de cehenneme gider. Öyle şey yok!

Biz bir yabancı gazeteye abone olduk; ücretini ödemedik, ödemeyeceğiz. Biz bir yabancı gazeteye abone olduk; ücretini ödemedik, ödemeyeceğiz. Dergi bize muntazaman geliyor, acaba bunun vebali olur mu? Dergi bize muntazaman geliyor, acaba bunun vebali olur mu?

Müslüman yaptığı işi usulüne uygun yapan kimsedir. Müslüman zımmînin hakkına da riayet eder. Müslüman yaptığı işi usulüne uygun yapan kimsedir. Müslüman zımmînin hakkına da riayet eder. Anlaşmalıların anlaşmalarına da uyar. O dergiyi gönderin diye kendisi istemiş, onlar da göndermişler.Anlaşmalıların anlaşmalarına da uyar. O dergiyi gönderin diye kendisi istemiş, onlar da göndermişler. Bu ahde riayet etmediği zaman ahd bozmuş olur, karşıdaki kâfir de olsa hakkını alır.Bu ahde riayet etmediği zaman ahd bozmuş olur, karşıdaki kâfir de olsa hakkını alır. Yapmaması uygundur. Yapmaması uygundur.

Annemin nefes darlığı var. Annemin nefes darlığı var. Nefes daraldığı zaman ağzına hava gibi bir şey sıkıyor, bu orucuna mani olur mu? Nefes daraldığı zaman ağzına hava gibi bir şey sıkıyor, bu orucuna mani olur mu?

Hava gibi olduğu için kendisinin de sıhhî durumu mecbur kıldığı için Hava gibi olduğu için kendisinin de sıhhî durumu mecbur kıldığı için aslında onun oruç tutmayıp yerine fidye vermeye hakkı vardır.aslında onun oruç tutmayıp yerine fidye vermeye hakkı vardır. Çünkü hastadır, hastanın hakkı vardır.Çünkü hastadır, hastanın hakkı vardır. Oruç tutarsa zarar vermez, o böyle ağzına fıslattığı koku gibi bir şeydir. Oruç tutarsa zarar vermez, o böyle ağzına fıslattığı koku gibi bir şeydir.

Benim üzerimde kul hakkı var mı bilmiyorum.Benim üzerimde kul hakkı var mı bilmiyorum. Eğer unuttuğum hatırıma gelmeyen kul hakkı varsa ne yapayım? Eğer unuttuğum hatırıma gelmeyen kul hakkı varsa ne yapayım?

Hakkı götürecek, sahibine ödeyecek. Unutmakla kime ödesin!Hakkı götürecek, sahibine ödeyecek. Unutmakla kime ödesin! Bilmeden yaptıklarım varsa diye tevbe etsin, istiğfar eylesin. Başka hatırladığı zaman ödesin. Bilmeden yaptıklarım varsa diye tevbe etsin, istiğfar eylesin. Başka hatırladığı zaman ödesin.

Şaban ayının sonunda birden fazla gün oruç tutmak Şaban ile öteki orucu birleştirmek mahzurlu mudur? Şaban ayının sonunda birden fazla gün oruç tutmak Şaban ile öteki orucu birleştirmek mahzurlu mudur?

Birden fazla olunca ben şöyle yapıyorum filan diye kendisinin mutadı varsaBirden fazla olunca ben şöyle yapıyorum filan diye kendisinin mutadı varsa veyahut üç ayları tutuyorsa o zaman mekruh olmaz.veyahut üç ayları tutuyorsa o zaman mekruh olmaz. Ama Peygamber Efendimiz Ramazan'ı karşılayıcı oruçları istememiş. Tamam biter.Ama Peygamber Efendimiz Ramazan'ı karşılayıcı oruçları istememiş. Tamam biter. İlla oradan bir sevap kazanacağım diye işi kurcalayıp mekruh işler yapmaya lüzum yok.İlla oradan bir sevap kazanacağım diye işi kurcalayıp mekruh işler yapmaya lüzum yok. Ramazan'da oruç tutarsın, hevesini Ramazan'da alırsın. Tutmamışsın tutmamışsın.... Ramazan'da oruç tutarsın, hevesini Ramazan'da alırsın. Tutmamışsın tutmamışsın....

Eğer Ramazansa? Ramazansa tut, Ramazan değilse tutma. Öyle ikili şey yapmaya lüzum yoktur. Eğer Ramazansa?

Ramazansa tut, Ramazan değilse tutma. Öyle ikili şey yapmaya lüzum yoktur.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2