Namaz Vakitleri

2 Cemâziye'l-Âhir 1446
03 Aralık 2024
İmsak
06:33
Güneş
08:04
Öğle
12:59
İkindi
15:22
Akşam
17:43
Yatsı
19:09
Detaylı Arama

Tasavvuf ve Mutasavvıflar: Mehmed Zahid Kotku (K.S.) Hazretleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

19 Cemâziye'l-Âhir 1416 / 12.11.1995

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Mehmed Zahid Kotku (k.s.) Hazretleri; Gerçek Salih Bir Kuldur, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Tasavvuf ve Mutasavvıflar: Mehmed Zahid Kotku (K.S.) Hazretleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

19 Cemâziye'l-Âhir 1416 / 12.11.1995

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Mehmed Zahid Kotku (k.s.) Hazretleri; Gerçek Salih Bir Kuldur, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Çok muhterem, çok değerli misafirlerimiz! Çok muhterem, çok değerli misafirlerimiz!

Allah cümlenizden razı olsun. Allah cümlenizden razı olsun.

Bir talebenin hocasını sevmesi ve sayması dinimizin üzerinde çok durduğu bir edeptir.Bir talebenin hocasını sevmesi ve sayması dinimizin üzerinde çok durduğu bir edeptir. İslâm'da bütün talebeler hocalarına karşı büyük bir edep ve saygı içindedir.İslâm'da bütün talebeler hocalarına karşı büyük bir edep ve saygı içindedir. Ama tabi öğretilen ilimlerin cinsiyle bilgilerin mahiyetiyle ilgili olarak hocaların da kadri kıymeti değişir, artar; faziletleri birbirinden farklı olur. Ama tabi öğretilen ilimlerin cinsiyle bilgilerin mahiyetiyle ilgili olarak hocaların da kadri kıymeti değişir, artar; faziletleri birbirinden farklı olur. İlimlerin en yükseği; Allahu Teâlâ hazretlerini bilme, O'nun sevgili kulu olabilme yollarını gösteren ilim olduğu içinİlimlerin en yükseği; Allahu Teâlâ hazretlerini bilme, O'nun sevgili kulu olabilme yollarını gösteren ilim olduğu için şüphesiz ki tasavvuf ilmi de ilimlerin en yükseği durumundadır ve bunları öğreten bir ehliyetli, selahiyetli şüphesiz ki tasavvuf ilmi de ilimlerin en yükseği durumundadır ve bunları öğreten bir ehliyetli, selahiyetli hakiki mürşit gerçekten ne kadar hürmet edilse, ne kadar anılsa, ne kadar sayılsa sevilse az gelecek bir müstesna mevkidedir. hakiki mürşit gerçekten ne kadar hürmet edilse, ne kadar anılsa, ne kadar sayılsa sevilse az gelecek bir müstesna mevkidedir. Salih kimseleri, Allah'ın sevdiği kulları anmak Kur'ân-ı Kerîm'in edebidir.Salih kimseleri, Allah'ın sevdiği kulları anmak Kur'ân-ı Kerîm'in edebidir. Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de pek çok âyet-i kerîmede evvelce yaşamış olan mübarek şahsiyetlerin anılmasını, zikredilmesini emrediyor. Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de pek çok âyet-i kerîmede evvelce yaşamış olan mübarek şahsiyetlerin anılmasını, zikredilmesini emrediyor.

Ve'zkür fi'l-kitâbi Meryem. "Kur'ân-ı Kerîm'de Meryem aleyhesselam'ı da an, ey Resûlüm!" Ve'zkür fi'l-kitâbi Meryem. "Kur'ân-ı Kerîm'de Meryem aleyhesselam'ı da an, ey Resûlüm!"

Ve'zkür fi'l-kitâbi İdrîs, innehû kâne sıddîke'n-nebiyyâ. Ve'zkür fi'l-kitâbi İdrîs, innehû kâne sıddîke'n-nebiyyâ.

Ve'zkür fi'l-kitâbi Mûsâ gibi âyet-i kerimelerle salih insanların, peygamberlerin, mübarek şahsiyetlerin hayatlarıVe'zkür fi'l-kitâbi Mûsâ gibi âyet-i kerimelerle salih insanların, peygamberlerin, mübarek şahsiyetlerin hayatları ve mübarek icraatlarıyla ilgili Kur'ân-ı Kerîm'de bize bilgiler veriliyor, hatırlatılıyor.ve mübarek icraatlarıyla ilgili Kur'ân-ı Kerîm'de bize bilgiler veriliyor, hatırlatılıyor. Bu bir Kur'ân-ı Kerîm edebidir.Bu bir Kur'ân-ı Kerîm edebidir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri de hadîs-i şerîflerinde aynı şekilde bize geçmiş ümmetlerin Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri de hadîs-i şerîflerinde aynı şekilde bize geçmiş ümmetlerin salihlerinden ibret alınacak, hisse çıkarılacak kıssalar nakletmiştir. Bunlar hadîs-i şerîf kitaplarında vardır. salihlerinden ibret alınacak, hisse çıkarılacak kıssalar nakletmiştir. Bunlar hadîs-i şerîf kitaplarında vardır.

Hocamız, zamanımızın en mühim şahsiyetlerinden biriydi.Hocamız, zamanımızın en mühim şahsiyetlerinden biriydi. Bursalı Mehmed Tahir Efendi Osmanlı Müellifleri isimli kitabını neşrettiği zaman ön sözüne bazı kıymetli vecize ve sözler koymuş. Bursalı Mehmed Tahir Efendi Osmanlı Müellifleri isimli kitabını neşrettiği zaman ön sözüne bazı kıymetli vecize ve sözler koymuş. Orada bir sözünde; "Kadir bilen milletlerin içinden kadri bilinecek büyük insanlar çıkar." diyor.Orada bir sözünde; "Kadir bilen milletlerin içinden kadri bilinecek büyük insanlar çıkar." diyor. Onun için milletimizin yetiştirmiş olduğu kadir kıymet sahibi insanları anmamızın, kadri bilinecek insanların yetişmesine deOnun için milletimizin yetiştirmiş olduğu kadir kıymet sahibi insanları anmamızın, kadri bilinecek insanların yetişmesine de ayrıca faydası vardır; onlara rehberlik edecektir, numune olacaktır. ayrıca faydası vardır; onlara rehberlik edecektir, numune olacaktır. Önde çok güzel numuneler ve müşahhas misaller yenilerin yetişmesinde de çok büyük fayda sağlayacaktır.Önde çok güzel numuneler ve müşahhas misaller yenilerin yetişmesinde de çok büyük fayda sağlayacaktır. En büyük numune-i imtisâlimiz üsve-i hasenemiz hiç şüphesiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleridir. En büyük numune-i imtisâlimiz üsve-i hasenemiz hiç şüphesiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleridir. Onun sünnet-i seniyyesiyle şemâil-i şerîfesiyle ve ehâdîs-i şerîfesiyle çok şeyler kazanıyoruz, çok istifadeler ediyoruz. Onun sünnet-i seniyyesiyle şemâil-i şerîfesiyle ve ehâdîs-i şerîfesiyle çok şeyler kazanıyoruz, çok istifadeler ediyoruz. Bir de çok büyük muvaffakiyetle Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in izinden giderek Bir de çok büyük muvaffakiyetle Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in izinden giderek fenâ fi'r-Resûl makamlarını ihraz eyleyip daha yüksek makamlara yükselen insanlar var.fenâ fi'r-Resûl makamlarını ihraz eyleyip daha yüksek makamlara yükselen insanlar var. O insanların da aramızda başımızda, başımızın tâcı olarak yaşaması elbette dinimizi tanımak, ahlâk-ı hamîdeyi öğrenmek; O insanların da aramızda başımızda, başımızın tâcı olarak yaşaması elbette dinimizi tanımak, ahlâk-ı hamîdeyi öğrenmek; güzel halleri, güzel huyları fiilen gözümüzün önünde cereyan eden olayların içinde görmek bizler için çok büyük bir bahtiyarlık, çok büyük bir fırsat. güzel halleri, güzel huyları fiilen gözümüzün önünde cereyan eden olayların içinde görmek bizler için çok büyük bir bahtiyarlık, çok büyük bir fırsat.

Hocamız Mehmed Zahid-i Bursevî hazretleri bu şahsiyetlerin en mühimlerinden biri.Hocamız Mehmed Zahid-i Bursevî hazretleri bu şahsiyetlerin en mühimlerinden biri. Bizim onu anmamız dışarıdan bir grup arzusu, bir grup sevgisi, taassubu gibi görülebilir. Fakat durum öyle değildir.Bizim onu anmamız dışarıdan bir grup arzusu, bir grup sevgisi, taassubu gibi görülebilir. Fakat durum öyle değildir. Hocamız'ın hayatını bilenler, onu tanıyanlar, onunla müşerref olmuş olanlar her gün her sözünde, her halinde sayısız kerametini görmüşlerdir. Hocamız'ın hayatını bilenler, onu tanıyanlar, onunla müşerref olmuş olanlar her gün her sözünde, her halinde sayısız kerametini görmüşlerdir.

Hocamız hakiki bir salih kuldur, hakiki bir velîdir, hakiki bir mübarek şahsiyettir.Hocamız hakiki bir salih kuldur, hakiki bir velîdir, hakiki bir mübarek şahsiyettir. İnsanların böyle yüksek mertebeleri kazanmaları kolay olmuyor.İnsanların böyle yüksek mertebeleri kazanmaları kolay olmuyor. Aynı yolda yürüdüğü halde herkes böyle yüksek makamlara ulaşamıyor. Aynı yolda yürüdüğü halde herkes böyle yüksek makamlara ulaşamıyor.

Hocamız rahmetullahi aleyh'in hayatında bir vakıa olarak söylüyorum.Hocamız rahmetullahi aleyh'in hayatında bir vakıa olarak söylüyorum. Hocamız'ın yanına çok şeyhler gelirdi.Hocamız'ın yanına çok şeyhler gelirdi. Çok büyük hürmet ederlerdi, bu bir makam üstünlüğünden dolayı idi. Hocamız onlara gitmezdi.Çok büyük hürmet ederlerdi, bu bir makam üstünlüğünden dolayı idi. Hocamız onlara gitmezdi. Ama onlar Hocamız'a gelirlerdi, diz çöküp otururlardı.Ama onlar Hocamız'a gelirlerdi, diz çöküp otururlardı. Hatta ben Hocamız'ın bazılarına tavırlarını, dışarıdan müşahede eden bir insan olarak hayret içinde kalmışımdır.Hatta ben Hocamız'ın bazılarına tavırlarını, dışarıdan müşahede eden bir insan olarak hayret içinde kalmışımdır. Makam üstünlüğü hareketlerden belli oluyordu. Makam üstünlüğü hareketlerden belli oluyordu.

Biz yirminci yüzyılda ilahiyat tahsili de görsek, dinî terbiye alarak yetişsek de çevremizde çok çeşitli kültürlerden etkiler almış nesilleriz.Biz yirminci yüzyılda ilahiyat tahsili de görsek, dinî terbiye alarak yetişsek de çevremizde çok çeşitli kültürlerden etkiler almış nesilleriz. Bir kere Avrupa kültürüyle karşılaşmış olduğumuz için etrafımızda her zaman kendi kültürümüzün bir yargılaması, yoğun tenkidi cereyan etmektedir. Bir kere Avrupa kültürüyle karşılaşmış olduğumuz için etrafımızda her zaman kendi kültürümüzün bir yargılaması, yoğun tenkidi cereyan etmektedir. Bu arada bazılarımız Avrupa'ya gitmiştir, Amerika'da tahsil görmüştür.Bu arada bazılarımız Avrupa'ya gitmiştir, Amerika'da tahsil görmüştür. Onların arasında doktora yapmıştır, doçent olmuştur, profesör olmuştur. Onların arasında doktora yapmıştır, doçent olmuştur, profesör olmuştur. Bu tenkitlerin yanı sıra ayrıca içten, müslüman olan insanlardan da çeşitli tenkitler vardır; çeşitli konularda çeşitli davranışlar vardır.Bu tenkitlerin yanı sıra ayrıca içten, müslüman olan insanlardan da çeşitli tenkitler vardır; çeşitli konularda çeşitli davranışlar vardır. Hacca gittiğimiz zaman bunları görüyoruz. Hacca gittiğimiz zaman bunları görüyoruz. Çeşitli mezheplerin birbirlerine karşı bakışları, mukayese fikri meydana getiriyor. Çeşitli mezheplerin birbirlerine karşı bakışları, mukayese fikri meydana getiriyor. Mesela Ezher'den veya Ümmü'l-Kurâ Üniversitesi'nden mezun bir kimsenin veya bir başka yüksek tahsil müessesesindenMesela Ezher'den veya Ümmü'l-Kurâ Üniversitesi'nden mezun bir kimsenin veya bir başka yüksek tahsil müessesesinden mezun bir kimsenin bizim asırlar boyu münakaşasız kabul ettiğimiz, gönlümüze yerleştirdiğimiz,mezun bir kimsenin bizim asırlar boyu münakaşasız kabul ettiğimiz, gönlümüze yerleştirdiğimiz, doğru olduğuna inandığımız bir çok şeyi sarsacak karşı fikirler ileri sürdüğünü görürüz. doğru olduğuna inandığımız bir çok şeyi sarsacak karşı fikirler ileri sürdüğünü görürüz.

Bu ilahiyat fakültelerinde de vardır. Kimisi tasavvufa karşıdır, kimisi mezheplere karşıdır.Bu ilahiyat fakültelerinde de vardır. Kimisi tasavvufa karşıdır, kimisi mezheplere karşıdır. Kimisi çok rahat bir şekilde bizim çok büyük olarak tanıdığımız kimselerin tenkidini yapmaktadır.Kimisi çok rahat bir şekilde bizim çok büyük olarak tanıdığımız kimselerin tenkidini yapmaktadır. Bu, bizi şaşırtmakta, bazen kızdırmaktadır. Ama vakıa budur. Bu, bizi şaşırtmakta, bazen kızdırmaktadır. Ama vakıa budur. Yani hem içten, müslümanlardan hem dıştan, gayrimüslimlerden; kültürümüzün yargılanması hayatımızda bizim her an gördüğümüz bildiğimiz bir olay. Yani hem içten, müslümanlardan hem dıştan, gayrimüslimlerden; kültürümüzün yargılanması hayatımızda bizim her an gördüğümüz bildiğimiz bir olay. Her şey münakaşa mevzusu oldu. Her şey münakaşa mevzusu oldu.

Acaba keramet var mı? Acaba keramet var mı?

Acaba tasavvuf hak yol mu? Acaba tasavvuf hak yol mu?

Acaba Hanefî mezhebi doğru bir mezhep mi? Acaba Hanefî mezhebi doğru bir mezhep mi?

Acaba yaptıklarımız bid'at mi? Acaba yaptıklarımız bid'at mi?

Acaba sünnet-i seniyyeye uygun mu, değil mi? Acaba sünnet-i seniyyeye uygun mu, değil mi?

Her gün bunların bin bir çeşit münakaşasıyla sorusuyla karşı karşıyayız. Her gün bunların bin bir çeşit münakaşasıyla sorusuyla karşı karşıyayız.

Allah razı olsun, Allahu Teâlâ hazretleri makamını âlâ eylesin.Allah razı olsun, Allahu Teâlâ hazretleri makamını âlâ eylesin. Ben şahsen Hocamız'ın çevresinde bulunmaktan dolayı son derece istifade etmiş, mutlu bir kimseyim. Ben şahsen Hocamız'ın çevresinde bulunmaktan dolayı son derece istifade etmiş, mutlu bir kimseyim. Çünkü kendim İlâhiyat Fakültesi'ndeydim. Bu anlattığım hava içindeydim.Çünkü kendim İlâhiyat Fakültesi'ndeydim. Bu anlattığım hava içindeydim. Çeşitli arkadaşlarımızın çeşitli görüşleriyle çeşitli kitaplardaki çeşitli tenkitlerle her an karşı karşıya idik. Çeşitli arkadaşlarımızın çeşitli görüşleriyle çeşitli kitaplardaki çeşitli tenkitlerle her an karşı karşıya idik. Eğer Hocamız olmasaydı belki biz de bazı yanlış fikirlere kapılabilirdik ama bizzat Hocamız'ın hayatından çok güzel dersler aldık.Eğer Hocamız olmasaydı belki biz de bazı yanlış fikirlere kapılabilirdik ama bizzat Hocamız'ın hayatından çok güzel dersler aldık. Pek çok yolun yanlışlığını fiilen gördük. Pek çok yolun yanlışlığını fiilen gördük. Doğru olan fikirleri gönlümüzde mahfuz tutabildik. Bu bizim için Allah'ın çok büyük bir lütfu. Doğru olan fikirleri gönlümüzde mahfuz tutabildik. Bu bizim için Allah'ın çok büyük bir lütfu.

İmâm-ı Âzam Efendimiz'in; lev lâ senetân le-heleke Nu'mân "Eğer iki sene olmasaydı Numan helâk olurdu." sözü vardır. İmâm-ı Âzam Efendimiz'in; lev lâ senetân le-heleke Nu'mân "Eğer iki sene olmasaydı Numan helâk olurdu." sözü vardır.

İnsan bunları görmediği zaman belki kendi âciz nâçiz aklıyla yanlış kararlar verebilir.İnsan bunları görmediği zaman belki kendi âciz nâçiz aklıyla yanlış kararlar verebilir. Celal Hocamız rahmetullahi aleyh'in yaşı Hocamız'dan büyüktü, Hocamız'a intisap etmişti.Celal Hocamız rahmetullahi aleyh'in yaşı Hocamız'dan büyüktü, Hocamız'a intisap etmişti. Bir ilm-i kelâm alimi olarak, Osmanlı devresinin o derin ilim terbiyesini, bilgilerini almış bir kimse olarak,Bir ilm-i kelâm alimi olarak, Osmanlı devresinin o derin ilim terbiyesini, bilgilerini almış bir kimse olarak, dini çok iyi bilen bir insan olarak, bu konuda eserler yazmış bir kimse olarak Hocamız'a intisap etmişti.dini çok iyi bilen bir insan olarak, bu konuda eserler yazmış bir kimse olarak Hocamız'a intisap etmişti. Ben arkadaşlarımızdan duydum ki Celal Hoca bizim profesör kardeşlerimize şöyle söylemiş: Ben arkadaşlarımızdan duydum ki Celal Hoca bizim profesör kardeşlerimize şöyle söylemiş:

"Hocanızın kıymetini iyi bilin. Çok büyük bir zât, hakiki bir velî."Hocanızın kıymetini iyi bilin. Çok büyük bir zât, hakiki bir velî. Eğer hocanızla tanışmamış olsaydım bazı itikâdî konularda yanlış bir kanaate sahip olarak yanlış bir itikatla ölmüş olmaktan korkardım." Eğer hocanızla tanışmamış olsaydım bazı itikâdî konularda yanlış bir kanaate sahip olarak yanlış bir itikatla ölmüş olmaktan korkardım."

Celal Hoca gibi bir zâtın bu sözü çok önemli. Celal Hoca gibi bir zâtın bu sözü çok önemli. Yüksek İslâm Enstitüsü binasının temeli atıldığı zaman Hocamız oraya davet olunmuş. Yüksek İslâm Enstitüsü binasının temeli atıldığı zaman Hocamız oraya davet olunmuş. Davetiye geldiği zaman bizim arkadaşlardan birisine; Davetiye geldiği zaman bizim arkadaşlardan birisine;

"Ben gidemem, bunu sen al götür. Beni temsilen oraya sen git."Ben gidemem, bunu sen al götür. Beni temsilen oraya sen git. Hem de orada bir konuşma yaparsın." demiş. O da; Hem de orada bir konuşma yaparsın." demiş. O da;

"Efendim, oraya İstanbul'un en güzide alimleri gelir."Efendim, oraya İstanbul'un en güzide alimleri gelir. Müftü efendiler, hoca efendiler gelir, müderrisler, çok büyük zâtlar gelir.Müftü efendiler, hoca efendiler gelir, müderrisler, çok büyük zâtlar gelir. Benim gibi bir mühendis kalkıp da orada nasıl konuşabilir?" deyince Hocamız keramet yoluyla şöyle demiş: Benim gibi bir mühendis kalkıp da orada nasıl konuşabilir?" deyince Hocamız keramet yoluyla şöyle demiş:

"Celal Hoca'nın size söylediklerini söylersiniz." Halbuki Celal Hoca bu sözleri arkadaşlarımıza söylediği zaman; "Celal Hoca'nın size söylediklerini söylersiniz." Halbuki Celal Hoca bu sözleri arkadaşlarımıza söylediği zaman;

"Ben ölünceye kadar bunu kimseye söylemeyin, aramızda sır olarak kalsın." demiş ve o arkadaşlar da kimseye söylememiş. "Ben ölünceye kadar bunu kimseye söylemeyin, aramızda sır olarak kalsın." demiş ve o arkadaşlar da kimseye söylememiş.

Söylenmediği halde Hocamız; Söylenmediği halde Hocamız;

"Celal Hoca'nın size söylediği sözleri söylersiniz." demiş. Onun da sebebi şu: "Celal Hoca'nın size söylediği sözleri söylersiniz." demiş. Onun da sebebi şu:

Bir Yüksek İslâm Enstitüsü açılıyor.Bir Yüksek İslâm Enstitüsü açılıyor. İmam Hatip okulundan mezun olan şahıslar orada yüksek tahsillerini yapacaklar, din alimi olacaklar. Yani Hocamız; İmam Hatip okulundan mezun olan şahıslar orada yüksek tahsillerini yapacaklar, din alimi olacaklar. Yani Hocamız;

"Zahirî ilimlerle beraber bâtınî ilimleri de öğrensinler."Zahirî ilimlerle beraber bâtınî ilimleri de öğrensinler. Şer'î bilgileri öğrenmenin yanında takvâyı da elde etsinler, mârifetullaha da çalışsınlar." diye işaret etmiş oluyor, Celal Hoca'yı misal veriyor. Şer'î bilgileri öğrenmenin yanında takvâyı da elde etsinler, mârifetullaha da çalışsınlar." diye işaret etmiş oluyor, Celal Hoca'yı misal veriyor.

Hocamız böyle bir kimseydi.Hocamız böyle bir kimseydi. Bilmeyen, Hocamız'ı tanımayan kimseler onunla ilgili bazı şeylere itiraz ettiler, hazmedemediler. Bilmeyen, Hocamız'ı tanımayan kimseler onunla ilgili bazı şeylere itiraz ettiler, hazmedemediler. Mesela hatırlıyorum; ben Hocamız'la ilgili müşahedelerime dayanarak Hocamız'ın hayatından bahsederken; "Gönüllerden geçeni bilirdi. Mesela hatırlıyorum; ben Hocamız'la ilgili müşahedelerime dayanarak Hocamız'ın hayatından bahsederken; "Gönüllerden geçeni bilirdi. Gittiği yerlerde bereket hâsıl olurdu. Rüyalara tasarrufu vardı." demiştim. Gittiği yerlerde bereket hâsıl olurdu. Rüyalara tasarrufu vardı." demiştim. Bunların hepsinin sebebi var, müşahedelerim var, gördüğümüz şeyler var. Bunların hepsinin sebebi var, müşahedelerim var, gördüğümüz şeyler var. Sadece benim değil Hocamız'ı tanıyan herkesin gördüğü pek çok şey var.Sadece benim değil Hocamız'ı tanıyan herkesin gördüğü pek çok şey var. Bunlara dayanarak söylemiştim ama bunları görmeyen bir kimse itiraz ediyor. Bunlara dayanarak söylemiştim ama bunları görmeyen bir kimse itiraz ediyor.

"Olur mu böyle şey?" diyor. "Gaybı Allah bilir." "Olur mu böyle şey?" diyor. "Gaybı Allah bilir."

Kardeşim, bir insanın gönlündeki şey gayb değil. Gaybın da çeşitleri var.Kardeşim, bir insanın gönlündeki şey gayb değil. Gaybın da çeşitleri var. Allahu Teâlâ hazretleri bildirdikten sonra kulu da bilir. Allah her şeyi bilir, bildirir.Allahu Teâlâ hazretleri bildirdikten sonra kulu da bilir. Allah her şeyi bilir, bildirir. Bildirdikten sonra kulu da bilir. Bildirdikten sonra kulu da bilir. Biz bunu Hocamız'da müşahhas olarak müşahede edip kitaplarda da bunun tasdikini gördüğümüz için rahat inanıyoruz ama karşıdaki şahıs bunu inkâr ediyor. Biz bunu Hocamız'da müşahhas olarak müşahede edip kitaplarda da bunun tasdikini gördüğümüz için rahat inanıyoruz ama karşıdaki şahıs bunu inkâr ediyor. Kerameti inkâr ediyor. Diğer hususları inkâr ediyor. Kerameti inkâr ediyor. Diğer hususları inkâr ediyor. Elhamdülillah biz Hocamız'dan hakiki bir velînin nasıl olduğunu gördük.Elhamdülillah biz Hocamız'dan hakiki bir velînin nasıl olduğunu gördük. Tasavvufun gerçek bir ilim, sağlam bir ilim olduğunu gördük.Tasavvufun gerçek bir ilim, sağlam bir ilim olduğunu gördük. Ve elhamdülillah gerçek tasavvufun nasıl bir yol olduğunu gördük. Hani; Ve elhamdülillah gerçek tasavvufun nasıl bir yol olduğunu gördük. Hani;

Dervişlik olaydı tâc ile hırka. Alırdık biz dahi otuza kırka. dediği gibi bu işin şekil olmadığını, Dervişlik olaydı tâc ile hırka. Alırdık biz dahi otuza kırka. dediği gibi bu işin şekil olmadığını, öz olduğunu, insanın kalbiyle ilgili bir mesele olduğunu ama bunun da çok sağlam bir şekilde şer'î ilimlere, şeriatin ilimlerine dayandığını, öz olduğunu, insanın kalbiyle ilgili bir mesele olduğunu ama bunun da çok sağlam bir şekilde şer'î ilimlere, şeriatin ilimlerine dayandığını, şeriatin dışında tasavvufun olmadığını, takvâya dayalı bir yol olduğunuşeriatin dışında tasavvufun olmadığını, takvâya dayalı bir yol olduğunu ve insanın asıl iç âlemini güzelleştirerek gerçek bir velî olabileceğini öğrenmiş olduk. ve insanın asıl iç âlemini güzelleştirerek gerçek bir velî olabileceğini öğrenmiş olduk.

Hocamız pek çok kimseyi halvete alarak o esrarengiz tasavvufî bilgileri de talebelerine öğretti.Hocamız pek çok kimseyi halvete alarak o esrarengiz tasavvufî bilgileri de talebelerine öğretti. Hatta başka bir takım yolların başında bulunan bazı kimselerin de Hocamız'a gelerek; Hatta başka bir takım yolların başında bulunan bazı kimselerin de Hocamız'a gelerek;

"Efendim, benim seyr ü sülûküm eksik kalmıştı."Efendim, benim seyr ü sülûküm eksik kalmıştı. Sizin yanınıza gelsem tamamlasam olur mu?" dediklerini naklettiler. Sizin yanınıza gelsem tamamlasam olur mu?" dediklerini naklettiler.

Ankara'da geçen gün bahsi geçti.Ankara'da geçen gün bahsi geçti. Ben duymamıştım, tabi ben her zaman Hocamız'ın yanında değildim ama o isimleri duyunca ben de hayretler içinde kaldım. Ben duymamıştım, tabi ben her zaman Hocamız'ın yanında değildim ama o isimleri duyunca ben de hayretler içinde kaldım.

Hocamız böyle bir şahsiyet idi ve çok enteresan kerametleri vardı.Hocamız böyle bir şahsiyet idi ve çok enteresan kerametleri vardı. Ben bir tanesini anlatmak istiyorum. Kitaplarda misallerini görmediğim için çok enteresan buldum. Ben bir tanesini anlatmak istiyorum. Kitaplarda misallerini görmediğim için çok enteresan buldum.

Bursalı bir doçent kardeşimiz var, Amerika'da tahsil yapıyordu. Şöyle anlatıyor: Bursalı bir doçent kardeşimiz var, Amerika'da tahsil yapıyordu. Şöyle anlatıyor:

"Ben ortaokul çağından beri namaz kılardım. O zamanlar bir çeşit mânevî oyun aklıma geldi."Ben ortaokul çağından beri namaz kılardım. O zamanlar bir çeşit mânevî oyun aklıma geldi. ‘Sıkıldığım zaman gözümü kapatayım, hayalimde gözümün önüne bir aksakallı şahıs getireyim.‘Sıkıldığım zaman gözümü kapatayım, hayalimde gözümün önüne bir aksakallı şahıs getireyim. Onunla konuşayım, dertleşeyim. Onunla konuşayım, dertleşeyim. Derdimi anlatayım, deşarj olayım' dedim ve bunu uygulamaya başladım. Ortaokul geçti, lise geçti. Derdimi anlatayım, deşarj olayım' dedim ve bunu uygulamaya başladım. Ortaokul geçti, lise geçti. Hayalimdeki o şahısla da daima bu oyunu devam ettirdim.Hayalimdeki o şahısla da daima bu oyunu devam ettirdim. Üzüldüğüm zaman, sıkıldığım zaman, bir meselem olduğu zaman gözümü kapatıyorum hayalimdeki o sakallı, sevimli şahsı gözümün önüne getiriyorum. Üzüldüğüm zaman, sıkıldığım zaman, bir meselem olduğu zaman gözümü kapatıyorum hayalimdeki o sakallı, sevimli şahsı gözümün önüne getiriyorum. Yıllar geçtikten sonra Teknik Üniversite'ye girdim, İstanbul'a geldim.Yıllar geçtikten sonra Teknik Üniversite'ye girdim, İstanbul'a geldim. Nihayet arkadaşlar delalet ettiler, beni Mehmed Zahid-i Bursevî Efendimiz'in yanına götürdüler.Nihayet arkadaşlar delalet ettiler, beni Mehmed Zahid-i Bursevî Efendimiz'in yanına götürdüler. Hocamız'ı görmüş, tanımış oldum. Onu gördüğüm zaman hayretler içinde kaldım.Hocamız'ı görmüş, tanımış oldum. Onu gördüğüm zaman hayretler içinde kaldım. Yıllarca kendi hayalimde, kendimin kurduğunu sandığım zât karşımda. Meğer o Mehmed Zahid Efendi'ymiş." Yıllarca kendi hayalimde, kendimin kurduğunu sandığım zât karşımda. Meğer o Mehmed Zahid Efendi'ymiş."

Ben bu çeşit bir kerameti hiçbir kitapta görmemiştim. Çok değişik bir olay.Ben bu çeşit bir kerameti hiçbir kitapta görmemiştim. Çok değişik bir olay. Kaç yıl önceden hiç tanımamış olduğu bir şahsın gönlüne hayalini düşürüyor, hayalinle onunla irtibat kuruyor; bu çok değişik bir hal. Kaç yıl önceden hiç tanımamış olduğu bir şahsın gönlüne hayalini düşürüyor, hayalinle onunla irtibat kuruyor; bu çok değişik bir hal. Daha başka pek çok kerametleri var. Daha başka pek çok kerametleri var.

Osman Çataklı kardeşimiz diyor ki; "Binlerce kerameti var, yazmakla bitmez." Osman Çataklı kardeşimiz diyor ki; "Binlerce kerameti var, yazmakla bitmez."

Allahu Teâlâ hazretleri şefaatine erdirsin. Allah hepinizden razı olsun.Allahu Teâlâ hazretleri şefaatine erdirsin. Allah hepinizden razı olsun. Hocamız'ın çeşitli konulardaki görüşlerini mütehassıs kardeşlerimiz sizlere anlatacaklar. Hocamız'ın çeşitli konulardaki görüşlerini mütehassıs kardeşlerimiz sizlere anlatacaklar. Allah onlardan da razı olsun. Allah onlardan da razı olsun.

es-Selamü aleyküm ve rahmetullah. es-Selamü aleyküm ve rahmetullah.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2