Namaz Vakitleri

13 Zilka'de 1445
21 Mayıs 2024
İmsak
03:45
Güneş
05:35
Öğle
13:06
İkindi
17:02
Akşam
20:27
Yatsı
22:08
Detaylı Arama

Tasavvuf ve Nefis Terbiyesi

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

20 Şa'bân 1417 / 31.12.1996
Toowoomba / Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbimiz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde veya yurt dışında gerçekleştirilen Aile Eğitim Kamplarındaki konuşmalarından oluşmaktadır.

Konuşma Metni

el-Hamdü li'llahi rabbi'l-âlemîn. Kema yenbegî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih.el-Hamdü li'llahi rabbi'l-âlemîn. Kema yenbegî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih. Ve's-salâtu ve's-selâmu ala seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn,Ve's-salâtu ve's-selâmu ala seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn, Muhammedini'l-Mustafâ ve ala âlihi ve sahbihî ve men-tebiahu bi-ihsânin ila yevmi'd-dîn. Muhammedini'l-Mustafâ ve ala âlihi ve sahbihî ve men-tebiahu bi-ihsânin ila yevmi'd-dîn.

Emma ba'd; Aziz ve muhterem kardeşlerim! Emma ba'd;

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

"En mühim iş imandır. İman olmazsa hiçbir şeyin kıymeti olmuyor."En mühim iş imandır. İman olmazsa hiçbir şeyin kıymeti olmuyor. İnsanın hayattaki en büyük amacı iman sahibi bir kimse olarak Allah'ı tanımak, marifetullah'a ermektir." dedik.İnsanın hayattaki en büyük amacı iman sahibi bir kimse olarak Allah'ı tanımak, marifetullah'a ermektir." dedik. İlk gün bunu anlattık. Ondan sonraki gün de muhabbetullah konusunu anlattık.İlk gün bunu anlattık. Ondan sonraki gün de muhabbetullah konusunu anlattık. "İnsan Allah'ı tanıyınca onun en güzel sıfatlara, esmâ'ya sahip olduğunu,"İnsan Allah'ı tanıyınca onun en güzel sıfatlara, esmâ'ya sahip olduğunu, her şeyinin güzel olduğunu anlar ve Allah'a âşık olur. Âşık-ı sâdık olur, muhabbetullah'a erer." dedik. her şeyinin güzel olduğunu anlar ve Allah'a âşık olur. Âşık-ı sâdık olur, muhabbetullah'a erer." dedik.

"Muhabbetullah'a erer ama eğer insanın imanında, İslâm'ında,"Muhabbetullah'a erer ama eğer insanın imanında, İslâm'ında, Allah'ın emirlerini uygulayışında eksikleri kusurları varsaAllah'ın emirlerini uygulayışında eksikleri kusurları varsa o zaman muhabbetullah da insanın gönlünde tam teşekkül edemiyor. Allah sevgisi tam yerleşemiyor.o zaman muhabbetullah da insanın gönlünde tam teşekkül edemiyor. Allah sevgisi tam yerleşemiyor. Ama onun da tedavi edilmesi lazım.Ama onun da tedavi edilmesi lazım. Tam teşekkül etmemişse bile bir mü'min de onun sağlanması gerekir. Bunun yolu da kısaca tasavvuftur." dedik. Tam teşekkül etmemişse bile bir mü'min de onun sağlanması gerekir. Bunun yolu da kısaca tasavvuftur." dedik.

Şimdi; Tasavvuf denilen bu önemli, sevimli ve değerli konuyu anlatmak istiyorum. Önemli konu.Şimdi; Tasavvuf denilen bu önemli, sevimli ve değerli konuyu anlatmak istiyorum. Önemli konu. Çünkü mârifetullah, muhabbetullah, dünya ve âhirette mesut ve bahtiyar olmak ona bağlı.Çünkü mârifetullah, muhabbetullah, dünya ve âhirette mesut ve bahtiyar olmak ona bağlı. Bu bakımdan önemli. Sevimli diyorum, çünkü insan sevgiye gark oluyor.Bu bakımdan önemli. Sevimli diyorum, çünkü insan sevgiye gark oluyor. Tasavvuf sayesinde dünyada da âhirette de mutlu oluyor. Tasavvuf sayesinde dünyada da âhirette de mutlu oluyor. Hatta mutasavvıfları görünce, menakıbını duyunca bile mutlu oluyor.Hatta mutasavvıfları görünce, menakıbını duyunca bile mutlu oluyor. Adını duyduğu zaman yüzüne sevgi ve tebessüm yayılıyor.Adını duyduğu zaman yüzüne sevgi ve tebessüm yayılıyor. Hayatımız için son derece önemli bir konu olması dolayısıyla bu konu tarih boyunca ilgi çekmiştir.Hayatımız için son derece önemli bir konu olması dolayısıyla bu konu tarih boyunca ilgi çekmiştir. Dünyanın her yerinde ve her milletinde, her zamanda ve her çağda tasavvuf ilgi uyandırmıştır. Dünyanın her yerinde ve her milletinde, her zamanda ve her çağda tasavvuf ilgi uyandırmıştır.

Diyebilirim ki Osmanlı Devlet-i Aliyyesi, koca üç kıtaya hâkim olan devletin ana vasfıDiyebilirim ki Osmanlı Devlet-i Aliyyesi, koca üç kıtaya hâkim olan devletin ana vasfı padişahından çobanına, askerinden komutanına, âlimlerinden talebesine kadarpadişahından çobanına, askerinden komutanına, âlimlerinden talebesine kadar herkesin tasavvufla ilişkili, bağlantılı ve tasavvuf terbiyesi ile yetişmiş olmasındandır.herkesin tasavvufla ilişkili, bağlantılı ve tasavvuf terbiyesi ile yetişmiş olmasındandır. Osmanlı'nın belki büyüklüğü buradadır. Onun için çok önemli, sevimli, tatlı ve ilginç bir konudur.Osmanlı'nın belki büyüklüğü buradadır. Onun için çok önemli, sevimli, tatlı ve ilginç bir konudur. Bizim bu konuyu iyice bilmemiz gerekiyor. Bizim bu konuyu iyice bilmemiz gerekiyor.

Tasavvufun gayesi mârifetullah ve muhabbetullah'tır.Tasavvufun gayesi mârifetullah ve muhabbetullah'tır. Yani Allah'ı tanımak, Allah'ı sevmek ve Allah tarafından sevilmektir. Yani Allah'ı tanımak, Allah'ı sevmek ve Allah tarafından sevilmektir.

Tasavvufu kısaca tarif etmek gerekirse ne diyeceğiz? Tasavvufu kısaca tarif etmek gerekirse ne diyeceğiz?

[Tasavvuf;] Allah tarafından sevilmek ve Allah aşkına,[Tasavvuf;] Allah tarafından sevilmek ve Allah aşkına, Allah sevgisine sahip olmanın yollarını öğrenmek sanatıdır. Onun için bu ilimlerin en yükseğidir. Allah sevgisine sahip olmanın yollarını öğrenmek sanatıdır. Onun için bu ilimlerin en yükseğidir.

Tefsir ilminden de mi daha yüksek, hadis ilminden de mi daha yüksek, fıkıh ilminden de mi daha yüksek? Tefsir ilminden de mi daha yüksek, hadis ilminden de mi daha yüksek, fıkıh ilminden de mi daha yüksek?

Evet. Hepsinden daha yüksek.Evet. Hepsinden daha yüksek. Çünkü hepsinin içinde bulunan o güzel malzemeyi derleyip toplayıpÇünkü hepsinin içinde bulunan o güzel malzemeyi derleyip toplayıp en mühim gayeye doğru insanı yetiştiriyor.en mühim gayeye doğru insanı yetiştiriyor. Tefsirden de faydalanıyor, fıkıhtan da faydalanıyor, hadisten de faydalanıyor.Tefsirden de faydalanıyor, fıkıhtan da faydalanıyor, hadisten de faydalanıyor. Bütün ulûm-u diniyyeden faydalanıyor. Ama çok mühim bir gayeye götürüyor. O bakımdan çok önemlidir.Bütün ulûm-u diniyyeden faydalanıyor. Ama çok mühim bir gayeye götürüyor. O bakımdan çok önemlidir. Tasavvuf Allah'ı sevme ve Allah tarafından sevilme yolunun usûlü, sanatıdır. Tasavvuf Allah'ı sevme ve Allah tarafından sevilme yolunun usûlü, sanatıdır.

Allah tarafından sevilmeyen bir insan, Allah'ın kızdığı bir insan, Allah'ın gazab ettiği bir insan,Allah tarafından sevilmeyen bir insan, Allah'ın kızdığı bir insan, Allah'ın gazab ettiği bir insan, Allah'ın nefret ettiği bir insan olmak çok korkunç bir şeydir.Allah'ın nefret ettiği bir insan olmak çok korkunç bir şeydir. Allah tarafından sevilmeyen insan. Allah tarafından sevilmeyen insan. Hani dünyadaki ufacık tefecik bir kimse insanı sevmezse,Hani dünyadaki ufacık tefecik bir kimse insanı sevmezse, "herkesin dostu vardır düşmanı vardır" der, insan omuz silker. "herkesin dostu vardır düşmanı vardır" der, insan omuz silker. Ama kainatın yaratanı, alemlerin rabbi bir insanı sevmezse bundan daha büyük felaket olmaz.Ama kainatın yaratanı, alemlerin rabbi bir insanı sevmezse bundan daha büyük felaket olmaz. Onun için mutlaka bu sevilmeme durumundan kurtulmak lazım. Allah kimi sevmez? Onun için mutlaka bu sevilmeme durumundan kurtulmak lazım.

Allah kimi sevmez?

Asi, itaatsiz, dik başlı, edepsiz kulları sevmez. Kesin. Bu anlaşılmayacak bir sır değil.Asi, itaatsiz, dik başlı, edepsiz kulları sevmez. Kesin. Bu anlaşılmayacak bir sır değil. Kavranılmayacak bir yüksek ilmi hakikat değil. Basit bir şey.Kavranılmayacak bir yüksek ilmi hakikat değil. Basit bir şey. Onun için ibadet, taat ve itaat lazımdır.Onun için ibadet, taat ve itaat lazımdır. "Marifetullah'a ve muhabbetullah'a ermek için itaat, ibadet ve taat lazım." dedik, sözü oraya bağladık. "Marifetullah'a ve muhabbetullah'a ermek için itaat, ibadet ve taat lazım." dedik, sözü oraya bağladık.

İnsanın bu işi yapması da kolay değil. "Allah'a itaat edin!İnsanın bu işi yapması da kolay değil. "Allah'a itaat edin! Allah'a ibadet edin!" dediğimiz zaman sözümüz tam tutulmuyor.Allah'a ibadet edin!" dediğimiz zaman sözümüz tam tutulmuyor. Veyahut kendimiz; "İtaat edeyim, ibadet edeyim." dediğimiz zaman kendimiz bile yapamıyoruz,Veyahut kendimiz; "İtaat edeyim, ibadet edeyim." dediğimiz zaman kendimiz bile yapamıyoruz, âciz kalıyoruz, geri kalıyoruz, kendi kendimizi yenemiyoruz, aşamıyoruz.âciz kalıyoruz, geri kalıyoruz, kendi kendimizi yenemiyoruz, aşamıyoruz. Evet Allah'ın sevgisini kazanmak yolu, itaat yolu ama gel de itaat et bakalım. Evet Allah'ın sevgisini kazanmak yolu, itaat yolu ama gel de itaat et bakalım.

Peki, Allah'a itaat etmeye, ibadet etmeye mâni ne var? Peki, Allah'a itaat etmeye, ibadet etmeye mâni ne var?

Allah'a itaat ve ibadet etmeye en büyük mâni insanın kendi nefsidir.Allah'a itaat ve ibadet etmeye en büyük mâni insanın kendi nefsidir. Kendisi isterse, insan kendisi istedi mi her şeyi yapar. İsteyen insan her şeyi yapar.Kendisi isterse, insan kendisi istedi mi her şeyi yapar. İsteyen insan her şeyi yapar. İstemiyor, nefsi istemiyor. O halde en büyük mâni insanın kendisidir. İstemiyor, nefsi istemiyor. O halde en büyük mâni insanın kendisidir.

Namaz kılmayan insan niye kılmıyor? Namaz kılmayan insan niye kılmıyor?

Nefsi istemiyor, nefsi kalkamıyor, nefsi zahmeti çekemiyor,Nefsi istemiyor, nefsi kalkamıyor, nefsi zahmeti çekemiyor, nefsi o ibadetin şartlarını yerine getirmeye üşeniyor. En büyük düşman, en büyük engel nefsi.nefsi o ibadetin şartlarını yerine getirmeye üşeniyor. En büyük düşman, en büyük engel nefsi. Onun için Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;Onun için Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; "Senin en büyük düşmanın -hiç başka yerde arama, dışarılarda filan değil-"Senin en büyük düşmanın -hiç başka yerde arama, dışarılarda filan değil- a'dâ adüvvüke nefsüke'lleti beyne cenbeyke- şu içinde olan nefsin senin en büyük düşmanındır." a'dâ adüvvüke nefsüke'lleti beyne cenbeyke- şu içinde olan nefsin senin en büyük düşmanındır."

"Sabahleyin namaza kalkmadım." "Niye kalkmadın?" "Sabahleyin namaza kalkmadım."

"Niye kalkmadın?"

"Ne bileyim bırakamadım uykuyu, nefsim şey yapamadı."Ne bileyim bırakamadım uykuyu, nefsim şey yapamadı. Nefsimin uyku arzusunu yenemedim, kalkamadım." "İçkiyi bırakamadım." "Niye bırakamadın?" Nefsimin uyku arzusunu yenemedim, kalkamadım." "İçkiyi bırakamadım."

"Niye bırakamadın?"

"Valla tevbe etmiştim. Bana yemin ettirmişlerdi. 'Tamam, bir daha içmeyeceğim.' demiştim."Valla tevbe etmiştim. Bana yemin ettirmişlerdi. 'Tamam, bir daha içmeyeceğim.' demiştim. Ama ne yapayım, kendimi geri tutamadım." deniliyor. Ama ne yapayım, kendimi geri tutamadım." deniliyor.

Buralardan görülüyor ki nefsin terbiye edilmesi lazım.Buralardan görülüyor ki nefsin terbiye edilmesi lazım. Bunun için tasavvuf, nefsi terbiye etmeyi amaç ediniyor.Bunun için tasavvuf, nefsi terbiye etmeyi amaç ediniyor. Tasavvufun yaptığı işlerden, faaliyetlerden en başta geleni nefsi terbiye etme çalışmalarıdır. Büyük bir kısmı…Tasavvufun yaptığı işlerden, faaliyetlerden en başta geleni nefsi terbiye etme çalışmalarıdır. Büyük bir kısmı… Tasavvufta budur. Nefsi terbiye etme çalışmaları ana fikir olarak hangi mantığa dayanıyor? Tasavvufta budur.

Nefsi terbiye etme çalışmaları ana fikir olarak hangi mantığa dayanıyor?

"Ben nefsi terbiye edeceğim, şu nefis ıslah olmalı…" Hangi mantığa dayanıyor? "Ben nefsi terbiye edeceğim, şu nefis ıslah olmalı…"

Hangi mantığa dayanıyor?

Nefsi zayıflatmaya dayanıyor.Nefsi zayıflatmaya dayanıyor. Nefsi zayıflatacaksın ki yenebilesin, düşman zayıf olacak ki yenebilesin.Nefsi zayıflatacaksın ki yenebilesin, düşman zayıf olacak ki yenebilesin. Düşman kuvvetli olursa baş edemezsin. Düşman kuvvetli olursa baş edemezsin.

Diyelim ki zavallı bir mecnun, bir deli, aklını kaybetmiş bir zavallı…Diyelim ki zavallı bir mecnun, bir deli, aklını kaybetmiş bir zavallı… Bir kriz gelmiş, çok büyük bir olaydan sonra aklını oynatmış, aklını kaybetmiş.Bir kriz gelmiş, çok büyük bir olaydan sonra aklını oynatmış, aklını kaybetmiş. Ama adam pehlivan gibi güçlü kuvvetli. Beş tane 10 tane adam zapt edemiyor. Niye? Kuvvetli.Ama adam pehlivan gibi güçlü kuvvetli. Beş tane 10 tane adam zapt edemiyor.

Niye?

Kuvvetli.
Kuvvetli bir deliyi zapt [etmek kolay değildir.] Ama çok zayıf, ufak tefek bir şeyi kıskıvrak yakalar, tutar.Kuvvetli bir deliyi zapt [etmek kolay değildir.] Ama çok zayıf, ufak tefek bir şeyi kıskıvrak yakalar, tutar. Ama kuvvetli [ise] zapt edemez insan.Ama kuvvetli [ise] zapt edemez insan. Onun için nefsin arzularını yenebilmemiz, onu aşabilmemiz, Onun için nefsin arzularını yenebilmemiz, onu aşabilmemiz, nefsimizi zapturapt altına alabilmemiz için ana fikir; nefsi kuvvetlendiren,nefsimizi zapturapt altına alabilmemiz için ana fikir; nefsi kuvvetlendiren, kabartan şeylerden onu mahrum etmektir. Nefis terbiyesinde ana fikir budur. kabartan şeylerden onu mahrum etmektir. Nefis terbiyesinde ana fikir budur.

Nefis nelerden kuvvetlenir? Nefis çok yedi mi kuvvetlenir. Nefis nelerden kuvvetlenir?

Nefis çok yedi mi kuvvetlenir.
Oturduğu zaman kollarını sıvıyor, bir kuzuyu bitiriyor. Bir tepsi baklavayı yiyor. Tamam. Oturduğu zaman kollarını sıvıyor, bir kuzuyu bitiriyor. Bir tepsi baklavayı yiyor. Tamam. Şimdi bu insan, bu adam nefsini zapt edemez. Çünkü kuvvetleniyor nefsi.Şimdi bu insan, bu adam nefsini zapt edemez. Çünkü kuvvetleniyor nefsi. Kuvvetlendiği zaman kendisini tutamaz, engel olamaz, kendisine mâni olamaz, kötülükleri yapar. Kuvvetlendiği zaman kendisini tutamaz, engel olamaz, kendisine mâni olamaz, kötülükleri yapar.

Onun için Osmanlıların padişahları aynı zamanda şiir yazmış adamlar.Onun için Osmanlıların padişahları aynı zamanda şiir yazmış adamlar. Zerafet tarafları da estetik tarafları da var.Zerafet tarafları da estetik tarafları da var. Kanûnî Süleyman bir şiirinde diyor ki; kendisinin şiirdeki adı, mahlası Muhibbî.Kanûnî Süleyman bir şiirinde diyor ki; kendisinin şiirdeki adı, mahlası Muhibbî. Şiirde kendisine Kanûnî demiyor, Muhibbî diyor.Şiirde kendisine Kanûnî demiyor, Muhibbî diyor. Şiir Yazarken en sonunda Muhibbî mahlasını kullanıyor. Şiir Yazarken en sonunda Muhibbî mahlasını kullanıyor.

Nefs hazzın ey Muhibbî vermegil hayvân-sıfat. Zabt-ı nefs et, ârif ol, âlemde insânlık budur. Nefs hazzın ey Muhibbî vermegil hayvân-sıfat.

Zabt-ı nefs et, ârif ol, âlemde insânlık budur.

"Ey Muhibbî! Ey padişah! Ey Kanûni! Ey Süleyman!" Kendisine hitap ediyor."Ey Muhibbî! Ey padişah! Ey Kanûni! Ey Süleyman!" Kendisine hitap ediyor. Nefs hazzın ey Muhibbî vermegil hayvân-sıfat. "Nefsin isteklerini verme nefsine.Nefs hazzın ey Muhibbî vermegil hayvân-sıfat. "Nefsin isteklerini verme nefsine. Verme de verilmemesine alışsın." Hayvan gibi arpasını…Verme de verilmemesine alışsın."

Hayvan gibi arpasını…
Mesela atın arpasını fazla kaçırırsan, önüne fazla arpa koyarsan gemi azıya alırmış,Mesela atın arpasını fazla kaçırırsan, önüne fazla arpa koyarsan gemi azıya alırmış, üstündekini de yere atarmış, laf dinlemezmiş, yerinde duramazmış…üstündekini de yere atarmış, laf dinlemezmiş, yerinde duramazmış… Köpeğin de öyle. Köpek terbiyesinde… Biz bir [süre] dağ başından ev tuttuk.Köpeğin de öyle. Köpek terbiyesinde… Biz bir [süre] dağ başından ev tuttuk. Bir de köpek [aldık.] Dediler ki; "Tam beslemeyin.Bir de köpek [aldık.] Dediler ki; "Tam beslemeyin. Tam beslediğin zaman zapt edilmez, sahibine bile zarar verir."Tam beslediğin zaman zapt edilmez, sahibine bile zarar verir." "Hayvan gibi nefsine her istediğini verme ey Süleyman, ey Muhibbî!"Hayvan gibi nefsine her istediğini verme ey Süleyman, ey Muhibbî! Böylece; Zabt-ı nefs et, ârif ol, âlemde insânlık budur." diyor.Böylece; Zabt-ı nefs et, ârif ol, âlemde insânlık budur." diyor. Padişah, Kanûnî Süleyman bile nefsi muhalefet etmek gerektiğini, nefsi zayıflatmak gerektiğini biliyor. Padişah, Kanûnî Süleyman bile nefsi muhalefet etmek gerektiğini, nefsi zayıflatmak gerektiğini biliyor.

Ne yapar? Ne yapar?

İnsanın nefsini terbiye etmek için tasavvufi usullerden, iki anayoldan birisi şudur: İnsanın nefsini terbiye etmek için tasavvufi usullerden, iki anayoldan birisi şudur: Bir, oruç tutturur. Yemek yedirmez, yemeği az yedirir.Bir, oruç tutturur. Yemek yedirmez, yemeği az yedirir. Hakikaten Ramazan'da göreceksiniz, insan aç olduğu zaman nefsi zayıflıyor, nefsine laf geçirmek mümkün oluyor.Hakikaten Ramazan'da göreceksiniz, insan aç olduğu zaman nefsi zayıflıyor, nefsine laf geçirmek mümkün oluyor. Nefsin arzuları da sönük oluyor, taşkın olmuyor, kuvvetli olmuyor, azgın olmuyor.Nefsin arzuları da sönük oluyor, taşkın olmuyor, kuvvetli olmuyor, azgın olmuyor. Nefis, kabarmış olmuyor. Bir çare açlık. Nefis, kabarmış olmuyor. Bir çare açlık.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki; "Bütün ibadetlerin giriş noktası, kapısı oruçtur.""Bütün ibadetlerin giriş noktası, kapısı oruçtur." Oruç tuttun mu aç durdun mu bir kere nefis oradan beslenmiyor. Buna derler taklîl-i taâm; yemeği azaltmak. Oruç tuttun mu aç durdun mu bir kere nefis oradan beslenmiyor. Buna derler taklîl-i taâm; yemeği azaltmak.

Yemeği azaltmak iki türlü olur. Bir; sofradaki yediğin miktarını azaltmak. İki; oruç tutmak.Yemeği azaltmak iki türlü olur. Bir; sofradaki yediğin miktarını azaltmak. İki; oruç tutmak. Hiç yememek suretiyle oruç tutmak. Bir de oruçtan sonra akşam orucun acısını çıkartıyoruz.Hiç yememek suretiyle oruç tutmak. Bir de oruçtan sonra akşam orucun acısını çıkartıyoruz. Sahurda oruca hazırlanıyoruz, akşam da gündüz tuttuğumuz orucun acısını kat kat çıkartıyoruz.Sahurda oruca hazırlanıyoruz, akşam da gündüz tuttuğumuz orucun acısını kat kat çıkartıyoruz. Miktar olarak toplarsak, Ramazan'dan önce yediğimizin fazlasını Ramazan'da yiyoruz.Miktar olarak toplarsak, Ramazan'dan önce yediğimizin fazlasını Ramazan'da yiyoruz. O zaman dengeleniyor iş. İmâm Gazâlî diyor ki; "Evet, sahuru yap ama çok kuvvetli yeme.O zaman dengeleniyor iş. İmâm Gazâlî diyor ki; "Evet, sahuru yap ama çok kuvvetli yeme. Evet, iftar yap ama çok yeme." Biz elhamdü lillah hanımlardan Allah razı olsun.Evet, iftar yap ama çok yeme."

Biz elhamdü lillah hanımlardan Allah razı olsun.
Bütün gün hazırlanıyorlar, misafir de gelecek iftara diye.Bütün gün hazırlanıyorlar, misafir de gelecek iftara diye. Tatlılar, ekşiler, turşular, iştah açıcılar, salatalar, çorbalar, pilavlar, börekler, çörekler, pastalar…Tatlılar, ekşiler, turşular, iştah açıcılar, salatalar, çorbalar, pilavlar, börekler, çörekler, pastalar… En âlâsı, bütün okulda okuduğu şeyleri hanım yapıyor. En âlâsı, bütün okulda okuduğu şeyleri hanım yapıyor. Pastalar [vesaireler.]Pastalar [vesaireler.] Sofraya bir oturuyoruz, bir kalkıyoruz, mide [tıkabasa] dolmuş. Sofraya bir oturuyoruz, bir kalkıyoruz, mide [tıkabasa] dolmuş.

Avrupalının birisi bizim Osmanlı diyarına gelmiş.Avrupalının birisi bizim Osmanlı diyarına gelmiş. Akşamleyin iftar edildiği zaman onların nasıl yemek yediğine bir bakmış, adamın aklı başından gitmiş.Akşamleyin iftar edildiği zaman onların nasıl yemek
yediğine bir bakmış, adamın aklı başından gitmiş.
Demiş ki; "Bunların hepsi biraz sonra kıvranacaklar, bunların hepsi ölecekler.Demiş ki; "Bunların hepsi biraz sonra kıvranacaklar, bunların hepsi ölecekler. Amma tıktılar midelerine yemekleri! Bunlar biraz sonra hepsi ölür." Öyle bekliyor.Amma tıktılar midelerine yemekleri! Bunlar biraz sonra hepsi ölür." Öyle bekliyor. Biraz vakit geçmiş, ezan okunmuş, Teravih namazına başlamışlar. 33 rekât…Biraz vakit geçmiş, ezan okunmuş, Teravih namazına başlamışlar. 33 rekât… Yat kalk, yat kalk, yat kalk... "Tamam, bunların neden ölmediğini anladım." demiş. Yat kalk, yat kalk, yat kalk... "Tamam, bunların neden ölmediğini anladım." demiş.

Allahu Teâlâ hazretleri yarattığı kulunun halini biliyor.Allahu Teâlâ hazretleri yarattığı kulunun halini biliyor. Ramazan'dan başka zaman Teravih namazı yok, Ramazan'da var; 33 rekât. Ramazan'dan başka zaman Teravih namazı yok, Ramazan'da var; 33 rekât. İyi ki var, yoksa midelerimiz patlayacak. Birazcık oradan bir şey oluyor. Nasıl yapmak lazım aslında? İyi ki var, yoksa midelerimiz patlayacak. Birazcık oradan bir şey oluyor.

Nasıl yapmak lazım aslında?

Yiyeceği miktarı yemeden önce tabağına almak lazım, doktorun söylediği kadar veya alması gerektiği kadarı.Yiyeceği miktarı yemeden önce tabağına almak lazım, doktorun söylediği kadar veya alması gerektiği kadarı. "Bundan sonrakini benim önümden kaçırın. Dayanamam ben bunlara yine saldırırım."Bundan sonrakini benim önümden kaçırın. Dayanamam ben bunlara yine saldırırım. Bunları kaldırın buradan. Gözüm görmesin. Göz görmeyince gönül katlanır." demek lazım. Bunları kaldırın buradan. Gözüm görmesin. Göz görmeyince gönül katlanır." demek lazım. O kadarını yemek lazım ki biraz yağlar erisin, karaciğer, mide dinlensin. O kadarını yemek lazım ki biraz yağlar erisin, karaciğer, mide dinlensin.

Hâsılı bir çare oruç tutmaktır. Bu da dini bir çaredir.Hâsılı bir çare oruç tutmaktır. Bu da dini bir çaredir. Peygamber Efendimiz'in, Allah'ın buyurduğu bir çaredir. Tamam, yemek az yenilecek.Peygamber Efendimiz'in, Allah'ın buyurduğu bir çaredir. Tamam, yemek az yenilecek. Hakikaten insan oruçlu olduğu zaman ikindi de melek gibi olur.Hakikaten insan oruçlu olduğu zaman ikindi de melek gibi olur. Böyle süzülür, sakinleşir, sinirlenmez, sinirlenemez. Sinirlenecek hali kalmaz. Böyle süzülür, sakinleşir, sinirlenmez, sinirlenemez. Sinirlenecek hali kalmaz. İtsen kaksan oruçlu olduğu için uymaz sana. Orucun bu faydası var. Bir; oruç, taklîl-i taâm. İtsen kaksan oruçlu olduğu için uymaz sana. Orucun bu faydası var. Bir; oruç, taklîl-i taâm.

İkincisi; nefis uykudan çok beslenir. İnsan yemek yemese uyusa, yeşil salatalık gibi büyür.İkincisi; nefis uykudan çok beslenir. İnsan yemek yemese uyusa, yeşil salatalık gibi büyür. Hani salatalığı suladığın zaman dün çiçek halinde olan salatalık, bahçede pıtır pıtır sesi duyulur.Hani salatalığı suladığın zaman dün çiçek halinde olan salatalık, bahçede pıtır pıtır sesi duyulur. Kocaman.Kocaman. Çarçabuk büyür. İnsan da uyuduğu zaman nefsi çok büyür, nefsi çok kabarır.Çarçabuk büyür. İnsan da uyuduğu zaman nefsi çok büyür, nefsi çok kabarır. İnsanın nefsini en çok kabartan şeylerden birisi yemekten sonra uykudur.İnsanın nefsini en çok kabartan şeylerden birisi yemekten sonra uykudur. Onun için uykuyu da makaslamak, iki ucundan azaltmak lazım.Onun için uykuyu da makaslamak, iki ucundan azaltmak lazım. O azalmazsa insanın nefsi yine beslenir, şehevât-ı nefsâniyesi yine azgın olur.O azalmazsa insanın nefsi yine beslenir, şehevât-ı nefsâniyesi yine azgın olur. Onun için uykuyu da azaltmak lazım. Buna ne derler? Onun için uykuyu da azaltmak lazım.

Buna ne derler?

Taklîl-i menâm. Menâm veya nevm uyku demek. Uykuyu azaltmak… Taklîl-i menâm. Menâm veya nevm uyku demek. Uykuyu azaltmak…

Sonra, Allah'ın sevmediği bir durum en çok nasıl olur, neden dolayı olur? Sonra, Allah'ın sevmediği bir durum en çok nasıl olur, neden dolayı olur?

Bu taklîl-i ta'âm ve taklîl-i menâmla insanın nefsi, azgınlığı frenleniyor. Bu taklîl-i ta'âm ve taklîl-i menâmla insanın nefsi, azgınlığı frenleniyor.

Bir de insan en çok nereden zarar görür? Dilinden. Konuşmayı da azaltması lazım.Bir de insan en çok nereden zarar görür?

Dilinden. Konuşmayı da azaltması lazım.
İslâm'da sükut ibadettir. Tefekkür ibadettir. Fazla konuşmak cehalettir ve vebaldir.İslâm'da sükut ibadettir. Tefekkür ibadettir. Fazla konuşmak cehalettir ve vebaldir. Çok konuşmak doğru değil. Kuli'l-hayra ve la fe's-kut. "Ya hayır söyle ya da sus."Çok konuşmak doğru değil. Kuli'l-hayra ve la fe's-kut. "Ya hayır söyle ya da sus." Öyle olur olmaz, mâlâyâni, faydasız, lüzumsuz, aşırı, fazla konuşmamak lazım. Öyle olur olmaz, mâlâyâni, faydasız, lüzumsuz, aşırı, fazla konuşmamak lazım.

Bizim bir profesör vardı. Fakültede dekanlık yapmış, felsefeci adam konuşurdu.Bizim bir profesör vardı. Fakültede dekanlık yapmış, felsefeci adam konuşurdu. Benim yanımda, bizim kürsüde vazifeli bir edebiyat hocası, yaşlı hanım vardı:Benim yanımda, bizim kürsüde vazifeli bir edebiyat hocası, yaşlı hanım vardı: "Ne kadar çok konuşuyor.Adeta fikir ishali." derdi. Bak ötekisi profesör, bakanlık bile yapmış adam."Ne kadar çok konuşuyor.Adeta fikir ishali." derdi. Bak ötekisi profesör, bakanlık bile yapmış adam. Bu kadar konuşmak olmaz ki! İnsan az ve öz konuşmalı. Bu kadar konuşmak olmaz ki! İnsan az ve öz konuşmalı.

Peygamber Efendimiz diyor ki; "Bir insanın namazının uzunluğu,Peygamber Efendimiz diyor ki; "Bir insanın namazının uzunluğu, hutbesinin kısalığı onun dini iyi bildiğine, dinde fakih olduğuna alamettir." Çok konuşmayacak.hutbesinin kısalığı onun dini iyi bildiğine, dinde fakih olduğuna alamettir." Çok konuşmayacak. Az ve öz konuşacak, bitirecek işi. Onun için az konuşmak da önemli.Az ve öz konuşacak, bitirecek işi. Onun için az konuşmak da önemli. Çok konuştu mu hatası çok olur. Allah'ın kızacağı sözler söyler. Derken ipin ucu kaçar.Çok konuştu mu hatası çok olur. Allah'ın kızacağı sözler söyler. Derken ipin ucu kaçar. Onun için az konuşmak da önemli.Onun için az konuşmak da önemli. İnsanların yanındayken az konuştuğun zaman insanı iteklerler; "Ya konuşsana!" İnsanların yanındayken az konuştuğun zaman insanı iteklerler; "Ya konuşsana!"

"Niye susuyorsun? Canın bir şeye mi sıkıldı?" "Hayır bir şey yok. Bırakın, sıkıştırmayın." "Niye susuyorsun? Canın bir şeye mi sıkıldı?"

"Hayır bir şey yok. Bırakın, sıkıştırmayın."

Bir de uzlet-i enâm. İnsanlardan ayrı olmak da lazım gelir.Bir de uzlet-i enâm. İnsanlardan ayrı olmak da lazım gelir. Onun için nefsi terbiye etmek maksadıyla yine Kur'ân-ı Kerîm'den,Onun için nefsi terbiye etmek maksadıyla yine Kur'ân-ı Kerîm'den, hadîs-i şerîften alınma olarak, itikâf ve halvet yaptırılır. İtikafa girer. Oruç tutacak zaten.hadîs-i şerîften alınma olarak, itikâf ve halvet yaptırılır. İtikafa girer. Oruç tutacak zaten. Akşamları az uyuyacak. Az yemek, az uyumak, bir de insanlarla konuşmayacak.Akşamları az uyuyacak. Az yemek, az uyumak, bir de insanlarla konuşmayacak. Ve de insanlardan da ayrılacak.Ve de insanlardan da ayrılacak. Caminin bir kenarını böyle perde ile çevirecek veyahut daha tenha bir odaya girecek.Caminin bir kenarını böyle perde ile çevirecek veyahut daha tenha bir odaya girecek. İşte böylece nefsin kuvvetlenmesine sebep olan yollar kesildikten sonra tefekkürle,İşte böylece nefsin kuvvetlenmesine sebep olan yollar kesildikten sonra tefekkürle, zikirle, namazla, Kur'an'la insanın nefsi ıslah olacak.zikirle, namazla, Kur'an'la insanın nefsi ıslah olacak. Nefsi ıslah oldu mu insanın edebini de takınması mümkün olacak. Çünkü insanı nefsi azdırıyor. Nefsi ıslah oldu mu insanın edebini de takınması mümkün olacak. Çünkü insanı nefsi azdırıyor.

Bir de şeytan var.Bir de şeytan var. Şeytan, insanın nefsinin yanına yardımcı olarak insanı kandırıyor, Şeytan, insanın nefsinin yanına yardımcı olarak insanı kandırıyor, nefsine hitap ediyor, nefsini ayartıyor, nefsini körüklüyor, öyle yapıyor.nefsine hitap ediyor, nefsini ayartıyor, nefsini körüklüyor, öyle yapıyor. Yoksa doğrudan doğruya bir şey yapamıyor, nefsi vasıtasıyla yapıyor.Yoksa doğrudan doğruya bir şey yapamıyor, nefsi vasıtasıyla yapıyor. Onun için bir insanın nefsi ıslah oldu mu hayrın kapıları açılmış demektir.Onun için bir insanın nefsi ıslah oldu mu hayrın kapıları açılmış demektir. İyi bir durum meydana gelmiş demektir. Tasavvufta, insanın tasavvufi eğitiminde yol odur. İyi bir durum meydana gelmiş demektir. Tasavvufta, insanın tasavvufi eğitiminde yol odur.

Ama bu en uzunu… Mesela itikâf 10 gün sürer, halvet 40 gün sürer.Ama bu en uzunu… Mesela itikâf 10 gün sürer, halvet 40 gün sürer. Hadi bir daha halvete soktun, bir daha halvete soktun diyelim, birkaç ay içinde bu iş biter.Hadi bir daha halvete soktun, bir daha halvete soktun diyelim, birkaç ay içinde bu iş biter. Halbuki imtihan bitmiyor. İnsanın ömür imtihanı bitmiyor. Her anda imtihandayız.Halbuki imtihan bitmiyor. İnsanın ömür imtihanı bitmiyor. Her anda imtihandayız. Nereye gitsek imtihandayız. Her zaman imtihandayız. Nereye gitsek imtihandayız. Her zaman imtihandayız.

Peki, o zaman bu muvakkat halvetler, itikaflar, çalışmalar, tesbihler, zikirler ne oluyor? Peki, o zaman bu muvakkat halvetler, itikaflar, çalışmalar, tesbihler, zikirler ne oluyor?

Bunlar, her zamanki davranışlarımızda sağlam bir temel sağlamak için çalışmalardır.Bunlar, her zamanki davranışlarımızda sağlam bir temel sağlamak için çalışmalardır. İnsan idman yaptığı zaman sabahtan akşama her gün idman yapamıyor. İnsan idman yaptığı zaman sabahtan akşama her gün idman yapamıyor.

Ama idman yaptığı zaman neyi amaçlıyor? Ama idman yaptığı zaman neyi amaçlıyor?

Vücudumun kondisyonu, yani şartları, dik dursun, sağlam dursun daVücudumun kondisyonu, yani şartları, dik dursun, sağlam dursun da ben her zaman her şeyi rahat yapabileyim.ben her zaman her şeyi rahat yapabileyim. Yoksa insan her an jimnastik yapmıyor, her an idman yapmıyor.Yoksa insan her an jimnastik yapmıyor, her an idman yapmıyor. İdmanlı olmak suretiyle vücudun kabiliyetlerini canlı tutuyor. Büyük zamanı, idmanın dışındaki zaman.İdmanlı olmak suretiyle vücudun kabiliyetlerini canlı tutuyor. Büyük zamanı, idmanın dışındaki zaman. Ama İdman yapmakla vücudunun kabiliyetlerini işletmiş ve canlı, çalışır vaziyette tutmuş oluyor.Ama İdman yapmakla vücudunun kabiliyetlerini işletmiş ve canlı, çalışır vaziyette tutmuş oluyor. Tasavvufi eğitim de böyledir. "Tasavvufi eğitimi gördü mü sen? 40 gün halvete girdin mi?" Tasavvufi eğitim de böyledir.

"Tasavvufi eğitimi gördü mü sen? 40 gün halvete girdin mi?"

"Girdim." "İtikafa girdin mi?" "Girdim." "Girdim."

"İtikafa girdin mi?"

"Girdim."

"Tasavvufta anlatılan şeyleri duydun mu?" "Duydum." "Tamam."Tasavvufta anlatılan şeyleri duydun mu?"

"Duydum." "Tamam.
Bir eğitim görmüşsün ama o eğitimin -zaman olarak- uygulama sahası çok geniş.Bir eğitim görmüşsün ama o eğitimin -zaman olarak- uygulama sahası çok geniş. Bunun dışındaki zamanda ve ömür boyu bunu uygulayacaksın." Bunun dışındaki zamanda ve ömür boyu bunu uygulayacaksın."

Birisi sana geldiği zaman çattığı zaman sabırlı olacaksın, kızmayacaksın.Birisi sana geldiği zaman çattığı zaman sabırlı olacaksın, kızmayacaksın. Sinirlenecek olayla karşılaştığın zaman sinirlenmeyeceksin, aklını, mantığını kaybetmeyeceksin.Sinirlenecek olayla karşılaştığın zaman sinirlenmeyeceksin, aklını, mantığını kaybetmeyeceksin. Bir muamele yaparken nefsinin esiri olmayacaksın.Bir muamele yaparken nefsinin esiri olmayacaksın. Birileri ile iş yaparken şartlara riayet edeceksin, dürüst olacaksın.Birileri ile iş yaparken şartlara riayet edeceksin, dürüst olacaksın. Hayatın her safhasında yapılacak işler var.Hayatın her safhasında yapılacak işler var. Bu kısa eğitimler bu işlerdeki davranışlarının sağlam olmasını sağlıyor. Bu kısa eğitimler bu işlerdeki davranışlarının sağlam olmasını sağlıyor.

Tahsil de öyle. İnsan bir müddet tahsil görüyor ondan sonra hayata hazırlanıyor.Tahsil de öyle. İnsan bir müddet tahsil görüyor ondan sonra hayata hazırlanıyor. Hayatı boyunca çalışıyor. Tahsil niçindir? Hayattaki başarısı içindir.Hayatı boyunca çalışıyor.

Tahsil niçindir?

Hayattaki başarısı içindir.
Hayatta başarı kazanmak için bir meslek sahibi oluyor.Hayatta başarı kazanmak için bir meslek sahibi oluyor. Ondan sonra hayatta faaliyete devam ediyor. Bunu iyi anlamak lazım. Ondan sonra hayatta faaliyete devam ediyor. Bunu iyi anlamak lazım.

Dervişlik halvet demek değildir. Halvette dervişlik çok kolaydır.Dervişlik halvet demek değildir. Halvette dervişlik çok kolaydır. Halvete girersin, itikafa girersin, cennet bahçesi gibidir.Halvete girersin, itikafa girersin, cennet bahçesi gibidir. Gayet kolaydır, hiçbir kötülük yoktur.Gayet kolaydır, hiçbir kötülük yoktur. Zaten oruçlusun, zaten Allah'ın evindesin, camidesin, zaten zikir yapıyorsun, zaten Kur'an okuyorsun…Zaten oruçlusun, zaten Allah'ın evindesin, camidesin, zaten zikir yapıyorsun, zaten Kur'an okuyorsun… Ballı kaymaklı, böyle tatlı bir vakittir. Bu bir şey değil.Ballı kaymaklı, böyle tatlı bir vakittir. Bu bir şey değil. Sen erkeksen, mertsen, babayiğitsen gel bakalım çarşıda Müslüman ol.Sen erkeksen, mertsen, babayiğitsen gel bakalım çarşıda Müslüman ol. Göreyim seni, gel bakalım. Hadi bakalım Victoria markette Müslümanlığını yürüt bakalım.Göreyim seni, gel bakalım. Hadi bakalım Victoria markette Müslümanlığını yürüt bakalım. Hadi bakalım Brisbane çarşısında Müslümanlığı sapasağlam dimdik ayakta tut bakalım.Hadi bakalım Brisbane çarşısında Müslümanlığı sapasağlam dimdik ayakta tut bakalım. Hadi bakalım Sydney'de, deniz kenarında Müslümanlığını koru. Yani Tehlikelerin içindeyken belli olacak. Hadi bakalım Sydney'de, deniz kenarında Müslümanlığını koru. Yani Tehlikelerin içindeyken belli olacak.

Bunun fıkrası vardır. Yazıcıoğulları diye iki tane evliyaullah kardeş varmış.Bunun fıkrası vardır. Yazıcıoğulları diye iki tane evliyaullah kardeş varmış. Bizim Çanakkaleli, Gelibolu'ya yerleşmişler. "Onlar hakkındadır…" derler.Bizim Çanakkaleli, Gelibolu'ya yerleşmişler. "Onlar hakkındadır…" derler. Birisi dağda çobanlık yaparmış; evliyâ, kerametleri var.Birisi dağda çobanlık yaparmış; evliyâ, kerametleri var. Ötekisi de şehirde ayakkabı tamirciliği yaparmış. O da evliyâ, onun da kerametleri var.Ötekisi de şehirde ayakkabı tamirciliği yaparmış. O da evliyâ, onun da kerametleri var. İkisi de evliyâ, ikisi de birbirini seviyor. İkisi de evliyâ, ikisi de birbirini seviyor. İkisi de güzel ibadet ediyor, ikisi de hoş insan, ikisi de meşhur insan, ikisi de mübarek insan.İkisi de güzel ibadet ediyor, ikisi de hoş insan, ikisi de meşhur insan, ikisi de mübarek insan. Bunlar ya olmuştur, ya da olmasa bile çok istifade edilecek hikâyelerdir, ibretlik kıssalardır.Bunlar ya olmuştur, ya da olmasa bile çok istifade edilecek hikâyelerdir, ibretlik kıssalardır. Hadi diyelim ki bunlar Yazıcıoğlu değil de başka kimseler, iki kardeş. Hadi diyelim ki bunlar Yazıcıoğlu değil de başka kimseler, iki kardeş.

Bir tanesi dağdaki çoban, mendilin içine süt sağmış. Mendilin dört ucunu bağlamış, mendile süt sağmış. Bir tanesi dağdaki çoban, mendilin içine süt sağmış. Mendilin dört ucunu bağlamış, mendile süt sağmış.

Mendile süt sağılır mı Allah aşkına? Sağılmaz. Mendile süt sağılır mı Allah aşkına?

Sağılmaz.

Sağılsa mendilin içinde süt durur mu? Durmaz.Sağılsa mendilin içinde süt durur mu?

Durmaz.
Bu tarafından aşağıya damlar, süzülür gider. Bezde durmaz ki!Bu tarafından aşağıya damlar, süzülür gider. Bezde durmaz ki! Bezde süt durmaz ama kerâmet yoluyla mendilin içine süt sağmış.Bezde süt durmaz ama kerâmet yoluyla mendilin içine süt sağmış. Mendilin uçları bağlı, sallaya sallaya abisine süt getirmiş. Keramet gösteriyor. Mendilin uçları bağlı, sallaya sallaya abisine süt getirmiş. Keramet gösteriyor. Gösteriş olsun diye yapmıyor da başka bir şeyi yok garibanın.Gösteriş olsun diye yapmıyor da başka bir şeyi yok garibanın. Kırbası yok, bakracı yok, süt koyacak kabı kacağı yok… Ne yapsın, bir mendil var. Tamam. Kırbası yok, bakracı yok, süt koyacak kabı kacağı yok… Ne yapsın, bir mendil var. Tamam. Mendilin dört ucunu bağlamış, "Yâ Rabbi! Sen sütü bunun içinden akıtma." demiş.Mendilin dört ucunu bağlamış, "Yâ Rabbi! Sen sütü bunun içinden akıtma." demiş. Sütü sağmış, ondan sonra sallaya sallaya gidiyor. Allah'ın lütfuyla, kerâmet olarak süt akmıyor. Sütü sağmış, ondan sonra sallaya sallaya gidiyor. Allah'ın lütfuyla, kerâmet olarak süt akmıyor.

Getirmiş; "Selamünaleyküm ağabeyciğim." demiş. Ötekisi; "Aleykümselam kardeşim." demiş.Getirmiş; "Selamünaleyküm ağabeyciğim." demiş. Ötekisi; "Aleykümselam kardeşim." demiş. "Bizim hayvanlardan süt sağdım, sana taze süt getirdim." demiş. Tamam."Bizim hayvanlardan süt sağdım, sana taze süt getirdim." demiş. Tamam. Bakmış, süt mendilin içinde. Anlamış bir olağanüstülük var. "Tamam.Bakmış, süt mendilin içinde. Anlamış bir olağanüstülük var. "Tamam. Şu direkteki çiviye sütü as." demiş. Mendilin içindeki sütü götürmüş, direkteki çiviye asmış.Şu direkteki çiviye sütü as." demiş. Mendilin içindeki sütü götürmüş, direkteki çiviye asmış. Öyle duruyor; akmıyor, damlamıyor. Oturmuşlar, konuşuyorlar. Öyle duruyor; akmıyor, damlamıyor.

Oturmuşlar, konuşuyorlar.

"Nasılsın, iyi misin, hoş musun, neler yapıyorsun?" O sırada çarşaflı bir kadın gelmiş."Nasılsın, iyi misin, hoş musun, neler yapıyorsun?"

O sırada çarşaflı bir kadın gelmiş.
Abisine: "Hacı baba ayakkabının kenarı yırtıldı, ökçesi bozuldu.Abisine: "Hacı baba ayakkabının kenarı yırtıldı, ökçesi bozuldu. Şunu tamir ediver, çivileyiver, dikiver." demiş. "Olur kızım, ver." demiş.Şunu tamir ediver, çivileyiver, dikiver." demiş. "Olur kızım, ver." demiş. O da ayakkabısını çıkartmış, abisine veriyor.O da ayakkabısını çıkartmış, abisine veriyor. Fakat çarşaflı, örtülü kadın da şöyle uzatırken şurası görünmüş. Şöyle uzatırken…Fakat çarşaflı, örtülü kadın da şöyle uzatırken şurası görünmüş. Şöyle uzatırken… Elinin şurasından yukarısının görünmemesi lazım.Elinin şurasından yukarısının görünmemesi lazım. İslâm'da bir kadının yüzü, elleri [ve] ayaklarından başka bir yeri görünmemeli.İslâm'da bir kadının yüzü, elleri [ve] ayaklarından başka bir yeri görünmemeli. Görünürse örtünmesi gereken yeri örtmemiş oluyor. İslâm'da kadın için tesettürün [ölçüsü] nedir? Görünürse örtünmesi gereken yeri örtmemiş oluyor.

İslâm'da kadın için tesettürün [ölçüsü] nedir?

El, yüz, ayaklar hariç bütün vücudu örtmek. Nasıl örtmek? El, yüz, ayaklar hariç bütün vücudu örtmek.

Nasıl örtmek?

Şeffaf olmayan, dar olmayan, vücut hatlarını belli etmeyen bir kıyafetle belli olmayacak şekilde örtmektir. Şeffaf olmayan, dar olmayan, vücut hatlarını belli etmeyen bir kıyafetle belli olmayacak şekilde örtmektir.

Şurası görünmüş. Orası da dağdaki çoban kardeşin gözüne takılmış.Şurası görünmüş. Orası da dağdaki çoban kardeşin gözüne takılmış. Direkteki süt başlamış [şıp,şıp] damlamaya. Mendildeki süt damlamaya başlamış.Direkteki süt başlamış [şıp,şıp] damlamaya. Mendildeki süt damlamaya başlamış. Ağabey bir süte bakmış, bir kardeşine bakmış; "Kardeşim, aman kardeşim dikkat et!Ağabey bir süte bakmış, bir kardeşine bakmış; "Kardeşim, aman kardeşim dikkat et! Şehirde yaşamak dağdaki çobanlığa benzemez." demiş. Şehirde yaşamak dağdaki çobanlığa benzemez." demiş.

Dağda çobanlık yaparken Müslümanlık kolaydı. Kimse yok. Şeytan yok. Varsa bile bir tane yanında.Dağda çobanlık yaparken Müslümanlık kolaydı. Kimse yok. Şeytan yok. Varsa bile bir tane yanında. Ama şehirde şeytanlar kaynıyor, en fazla çarşı pazarda kaynıyor.Ama şehirde şeytanlar kaynıyor, en fazla çarşı pazarda kaynıyor. Peygamber Efendimiz'in bildirdiğine göre şeytan çarşı pazara ilk gelen insanla beraber Peygamber Efendimiz'in bildirdiğine göre şeytan çarşı pazara ilk gelen insanla beraber bayrağıyla alayıyla, taburuyla gelirmiş. bayrağıyla alayıyla, taburuyla gelirmiş. Şeytan ilk gelenle beraber merasimli, böyle bandolu, mızıkalı, ilk önce gelirmiş,Şeytan ilk gelenle beraber merasimli, böyle bandolu, mızıkalı, ilk önce gelirmiş, çarşı pazardan en son giden insanla beraber ayrılırmış.çarşı pazardan en son giden insanla beraber ayrılırmış. Çarşı pazardaki insanlar üzerinde fevkalâde faaliyet yaparmış.Çarşı pazardaki insanlar üzerinde fevkalâde faaliyet yaparmış. Eksik tarttırır, eksik ölçtürür, yalan yere yemin ettirir, hile yaptırır, hepsini günaha sokarmış.Eksik tarttırır, eksik ölçtürür, yalan yere yemin ettirir, hile yaptırır, hepsini günaha sokarmış. Çarşı pazara alayıyla, bayrağıyla, merasimiyle gider, insana çok zarar verirmiş. Çarşı pazara alayıyla, bayrağıyla, merasimiyle gider, insana çok zarar verirmiş.

Onun için Müslüman çarşıya pazara girerken Allah'a sığınmalıdır.Onun için Müslüman çarşıya pazara girerken Allah'a sığınmalıdır. "Yâ Rabbi! Ben şeytanın şerrinden sana sığınıyorum."Yâ Rabbi! Ben şeytanın şerrinden sana sığınıyorum. Sen beni bu çarşıda pazarda, her türlü maddî mânevî şerden koru yâ Rabbi!" demek lazım.Sen beni bu çarşıda pazarda, her türlü maddî mânevî şerden koru yâ Rabbi!" demek lazım. Yoksa mahvolur insan. Yani bu hikayeden hatırımız da ne kalacak? Yoksa mahvolur insan.

Yani bu hikayeden hatırımız da ne kalacak?

Camideyken Müslümanlık kolaydır. Hadi bakalım gel. Erkeksen çık dışarı, hadi. Gel bakalım çarşıya.Camideyken Müslümanlık kolaydır. Hadi bakalım gel. Erkeksen çık dışarı, hadi. Gel bakalım çarşıya. Gel bakalım kalabalığın içine. Senin ne kadar kuvvetli Müslüman olduğunu burada göreyim.Gel bakalım kalabalığın içine. Senin ne kadar kuvvetli Müslüman olduğunu burada göreyim. Hadi bakalım, gel bakalım, orada belli olacak. Hadi bakalım, gel bakalım, orada belli olacak.

Onun için bizim Nakşî Tarikatımızda çok önemli bir söz vardır, bir kâide vardır. Halvet der encümen. Onun için bizim Nakşî Tarikatımızda çok önemli bir söz vardır, bir kâide vardır. Halvet der encümen.

Biz Nakşiler nasıl olmalıyız? Çarşı pazarda, camide itikaftaki halimiz gibi olmalıyız.Biz Nakşiler nasıl olmalıyız?

Çarşı pazarda, camide itikaftaki halimiz gibi olmalıyız.
Çarşı pazarda iken halvetteymiş gibi olmalıyız. Çünkü halvette iken Müslüman olmak kolay.Çarşı pazarda iken halvetteymiş gibi olmalıyız. Çünkü halvette iken Müslüman olmak kolay. Ramazan'da Müslüman olmak kolaydır. Camide Müslüman olmak kolaydır.Ramazan'da Müslüman olmak kolaydır. Camide Müslüman olmak kolaydır. Müslümanların arasında Müslüman olmak kolaydır. Öbür tarafta zordur.Müslümanların arasında Müslüman olmak kolaydır. Öbür tarafta zordur. Şeytanın çok olduğu yerde zordur. Biliyorsunuz şeytan iki çeşittir. Allah Kur'ân-ı Kerîm'de bildiriyor.Şeytanın çok olduğu yerde zordur.

Biliyorsunuz şeytan iki çeşittir. Allah Kur'ân-ı Kerîm'de bildiriyor.
Şeyâtînü'l-insi ve'l-cinni. İnsanların da şeytanları vardır cinlerin de şeytanları vardır.Şeyâtînü'l-insi ve'l-cinni. İnsanların da şeytanları vardır cinlerin de şeytanları vardır. İnsanların şeytanları insanı yoldan azdırır,İnsanların şeytanları insanı yoldan azdırır, cinlerin şeytanları da içinden dışından vesvese verir, onlar da günaha daldırır. İkisi de şeytan. cinlerin şeytanları da içinden dışından vesvese verir, onlar da günaha daldırır. İkisi de şeytan.

Şeyâtînü'l-insi ve'l-cinni. Yûhî ba'duhum ila ba'din zuhrufe'l-kavli gurûrâ. Şeyâtînü'l-insi ve'l-cinni. Yûhî ba'duhum ila ba'din zuhrufe'l-kavli gurûrâ.

"Bunlar birbirleri ile yardımlaşır. Yalan yanlış işleri insanlara yaptırırlar.""Bunlar birbirleri ile yardımlaşır. Yalan yanlış işleri insanlara yaptırırlar." Onun için kısa eğitimler, ömür boyu iyi Müslüman olarak yaşayabilmek içindir. Onun için kısa eğitimler, ömür boyu iyi Müslüman olarak yaşayabilmek içindir.

Adama böyle oruç tutturup, az uyutup, ibadet ettirip, zikir yaptırıp, kitap okutup,Adama böyle oruç tutturup, az uyutup, ibadet ettirip, zikir yaptırıp, kitap okutup, namaz kıldırıp, sevaplı işler yaptırıp burada muhafaza ettin. Sonra saldın.namaz kıldırıp, sevaplı işler yaptırıp burada muhafaza ettin. Sonra saldın. Halkın içinde edepli edepsiz insanlarla, çeşit çeşit hayat şartları ile karşı karşıya yaşayacak bu adam.Halkın içinde edepli edepsiz insanlarla, çeşit çeşit hayat şartları ile karşı karşıya yaşayacak bu adam. İşte orada zorluk başlıyor. Onun için halini orada da devam ettirmesi lazım. İşte orada zorluk başlıyor. Onun için halini orada da devam ettirmesi lazım.

Bu hali orada devam ettirmenin yolu, çaresi nedir?Bu hali orada devam ettirmenin yolu, çaresi nedir? Tamam, halvette iken kolaymış da o zor yerde nasıl kolay olur? Orada iki maddî çare vardır.Tamam, halvette iken kolaymış da o zor yerde nasıl kolay olur?

Orada iki maddî çare vardır.
Bir; abdestli olmak.Bir; abdestli olmak. İnsan dışarıda iken abdestli gezdi mi, namaz kılacak gibi abdest almış abdestli gezdi mi şeytan onu kandıramaz.İnsan dışarıda iken abdestli gezdi mi, namaz kılacak gibi abdest almış abdestli gezdi mi şeytan onu kandıramaz. Bir şeyler söyler ama zayıf bir ses gelir. "Hadi oradan! Git!" İnsan şeytanı tersleyebilir. Bir şeyler söyler ama zayıf bir ses gelir. "Hadi oradan! Git!" İnsan şeytanı tersleyebilir.

Neden? Sesi, vız vız sivrisinek vızıltısı gibi geliyor. Neden? Abdestli.Neden?

Sesi, vız vız sivrisinek vızıltısı gibi geliyor.

Neden?

Abdestli.
Abdestli oldu mu şeytanın tesirinden korunur bu bir. Abdestli olmak sizi de korur.Abdestli oldu mu şeytanın tesirinden korunur bu bir. Abdestli olmak sizi de korur. Onun için biz size diyoruz ki; "Devamlı abdestli gezin."Onun için biz size diyoruz ki; "Devamlı abdestli gezin." Şeytandan korunmanın, şeytana karşı mücadele etmekte galip çıkmanın yollarından birisi budur. Bu bir. Şeytandan korunmanın, şeytana karşı mücadele etmekte galip çıkmanın yollarından birisi budur. Bu bir.

İkincisi; zikru'llah, zikretmek. O da insanı korur.İkincisi; zikru'llah, zikretmek. O da insanı korur. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; "Zikru'llah kaledir." Kale…Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; "Zikru'llah kaledir." Kale… Çanakkale Kalesi gibidir. Anadolu Hisarı, Rumeli Hisarı gibi, Ankara Kalesi, Afyon Kalesi gibi kaledir. Çanakkale Kalesi gibidir. Anadolu Hisarı, Rumeli Hisarı gibi, Ankara Kalesi, Afyon Kalesi gibi kaledir. Zikrullah yapan düşmandan korunur.Zikrullah yapan düşmandan korunur. Zikir esnasında en büyük düşman olan, en büyük düşmanlardan birisi olan şeytan insana zarar veremez. Zikir esnasında en büyük düşman olan, en büyük düşmanlardan birisi olan şeytan insana zarar veremez.

Demek ki derviş olarak, evet bir dervişlik eğitimi göreceğiz ama, Demek ki derviş olarak, evet bir dervişlik eğitimi göreceğiz ama, bileceğiz ki dervişlik esnasındaki kısa zamana mahsus değil işimiz. Ömür boyu ve her yerde olacak. bileceğiz ki dervişlik esnasındaki kısa zamana mahsus değil işimiz. Ömür boyu ve her yerde olacak. Asıl o her yerde ve her zamanda derviş olmak lazım. Halvet der encümen olmak lazım.Asıl o her yerde ve her zamanda derviş olmak lazım. Halvet der encümen olmak lazım. Halkın içinde Hak'la olabilmek lazım. Tehlikelerin içindeyken selamette olabilmek lazım. Halkın içinde Hak'la olabilmek lazım. Tehlikelerin içindeyken selamette olabilmek lazım. Onun için de bir çare abdestli gezmektir. Bir çare de zikirli halde olmaktır. Onun için de bir çare abdestli gezmektir. Bir çare de zikirli halde olmaktır.

Peygamber Efendimiz diyor ki; "Çarşıda pazarda şeytan çoktur. Peygamber Efendimiz diyor ki; "Çarşıda pazarda şeytan çoktur. Çarşıya pazara girerken Şu şu şu tesbihleri söyleyerek girin. Çarşıya pazara girerken Şu şu şu tesbihleri söyleyerek girin. Sübhâna'llahi ve'l-hamdü li'llahi velâ ilâhe illa'llahu va'llahu ekber Sübhâna'llahi ve'l-hamdü li'llahi velâ ilâhe illa'llahu va'llahu ekber ve lâ havle velâ kuvvete illa billahi'l-aliyyi'l-azîm. diyerek girin. ve lâ havle velâ kuvvete illa billahi'l-aliyyi'l-azîm. diyerek girin. Çünkü şeytan çok. Zikirle meşgul oldukça şeytan insandan uzaklaşır. Şeytanın özelliği odur. Çünkü şeytan çok. Zikirle meşgul oldukça şeytan insandan uzaklaşır. Şeytanın özelliği odur.

Şeytan ezan okunmaya başladığı zaman ezanın duyulmadığı yere kadar kaçar,Şeytan ezan okunmaya başladığı zaman ezanın duyulmadığı yere kadar kaçar, duramaz ezan okunan yerden sesin duyulmayacağı yere kadar kaçar.duramaz ezan okunan yerden sesin duyulmayacağı yere kadar kaçar. Ezan kesildikten sonra gelir, adamın etrafında yine dolaşır;Ezan kesildikten sonra gelir, adamın etrafında yine dolaşır; "İki rekât kıldın, daha üç rekât olmadı, oturdun, oturmadın…" namazı ile oynar, vesvese verir içine."İki rekât kıldın, daha üç rekât olmadı, oturdun, oturmadın…" namazı ile oynar, vesvese verir içine. Aklına çarşıyı pazarı getirir, başka şeyler getirir. Onun için ne yapıyoruz? Allahu ekber.Aklına çarşıyı pazarı getirir, başka şeyler getirir.

Onun için ne yapıyoruz?

Allahu ekber.
Sübhâneke allahümme ve bi-hamdik ve tebâra kesmük ve te'âlâ ceddük ve lâ ilâhe gayrük.Sübhâneke allahümme ve bi-hamdik ve tebâra kesmük ve te'âlâ ceddük ve lâ ilâhe gayrük. Eûzü billahi mineşşeytânirracîm, Bismillâhirrahmânirrahîm.Eûzü billahi mineşşeytânirracîm, Bismillâhirrahmânirrahîm. Allah'a sığınıp öyle yapıyoruz. Demek ki dışarıda abdestli olacağız, zikirli olacağız.Allah'a sığınıp öyle yapıyoruz. Demek ki dışarıda abdestli olacağız, zikirli olacağız. Çok mühim iki tedbirdir, iki çaredir. Eskiden insan ne yapıyordu? Zırh giyiniyordu.Çok mühim iki tedbirdir, iki çaredir.

Eskiden insan ne yapıyordu?

Zırh giyiniyordu.
Birisi kılıç vursa kesmiyordu. Başına miğfer geçiriyordu. Vücudu zırhlı oluyordu, harbe öyle giriyordu.Birisi kılıç vursa kesmiyordu. Başına miğfer geçiriyordu. Vücudu zırhlı oluyordu, harbe öyle giriyordu. Ok saplanmıyor, kılıç işlemiyor, mızrak batmıyor, kalkan kullanıyordu.Ok saplanmıyor, kılıç işlemiyor, mızrak batmıyor, kalkan kullanıyordu. Zırh, miğfer, kalkan gibi şeyler kullanıyordu. İşte zikrullah ve abdestli olmak…Zırh, miğfer, kalkan gibi şeyler kullanıyordu. İşte zikrullah ve abdestli olmak… Abdestli olmak kalkan gibidir, zırh gibidir. Zikrullah da kale gibidir.Abdestli olmak kalkan gibidir, zırh gibidir. Zikrullah da kale gibidir. Kalenin içinde insan zırhlı gibi olur. Kalenin içinde insan zırhlı gibi olur.

Fakat dervişin asıl riayet etmesi gereken şey, dikkat etmesi gereken edeptir.Fakat dervişin asıl riayet etmesi gereken şey, dikkat etmesi gereken edeptir. E't-turuku küllüha âdâbun. buyurmuştur büyüklerimiz. Ne demek? E't-turuku küllüha âdâbun. buyurmuştur büyüklerimiz.

Ne demek?

Bütün hak tarikatlar, Nakşî, Kâdiri, Mevlevi, Halveti, Celveti…Bütün hak tarikatlar, Nakşî, Kâdiri, Mevlevi, Halveti, Celveti… Bütün tarikatlar, e't-turuku küllüha, hepsi, âdâbun, edeptir.Bütün tarikatlar, e't-turuku küllüha, hepsi, âdâbun, edeptir. Edeplerden meydana gelmiş, usullerden meydana gelmiş yaşam, davranış tarzıdır.Edeplerden meydana gelmiş, usullerden meydana gelmiş yaşam, davranış tarzıdır. E't-turuku küllüha âdâbun. "Tarikatlar tamamen adaptan ibarettir." Adap nedir, edep nedir? Neye derler edep? E't-turuku küllüha âdâbun. "Tarikatlar tamamen adaptan ibarettir."

Adap nedir, edep nedir? Neye derler edep?

İnsanın herhangi bir işte yanlış ve hata yapmamasını sağlayan kurallara edep derler.İnsanın herhangi bir işte yanlış ve hata yapmamasını sağlayan kurallara edep derler. "Yok evladım öyle yapma. Yok, tornavidayı öyle tutma. Yok ayakkabı öyle giyilmez."Yok evladım öyle yapma. Yok, tornavidayı öyle tutma. Yok ayakkabı öyle giyilmez. Yok o iş öyle yapılmaz. Kızım patlıcan öyle soyulmaz, şurasından tutup böyle yapacaksın…" vesaire.Yok o iş öyle yapılmaz. Kızım patlıcan öyle soyulmaz, şurasından tutup böyle yapacaksın…" vesaire. Bir işi başarırken yanlış ve hata yapmaktan insanı koruyan kurallara âdâb derler.Bir işi başarırken yanlış ve hata yapmaktan insanı koruyan kurallara âdâb derler. E't-turuku küllüha âdâbun. Hepsi, âdâbun, edeptir. Neden? E't-turuku küllüha âdâbun. Hepsi, âdâbun, edeptir.

Neden?

İnsan edebe riayet ederse Allah'ın sevgili kulu olur.İnsan edebe riayet ederse Allah'ın sevgili kulu olur. Edebe riayet etmezse, edepsizlik ederse Allah'ın gözünden düşer, gözden düşer.Edebe riayet etmezse, edepsizlik ederse Allah'ın gözünden düşer, gözden düşer. Edepsizlik etmeyecek edebe riayet edecek. Edep nedir? Edepsizlik etmeyecek edebe riayet edecek.

Edep nedir?

Her şeyin adabı vardır, o işin erbabı bilir. Mesela pilav pişirmenin bir usûlü vardır, adabı vardır.Her şeyin adabı vardır, o işin erbabı bilir. Mesela pilav pişirmenin bir usûlü vardır, adabı vardır. O ustalığı bilen güzel pilav pişirir. Ayran yapmanın bir usûlü, adabı vardır.O ustalığı bilen güzel pilav pişirir. Ayran yapmanın bir usûlü, adabı vardır. O inceliği bilen güzel ayran yapar. Ben Türkiye'deki ayranları beğenmiyorum.O inceliği bilen güzel ayran yapar. Ben Türkiye'deki ayranları beğenmiyorum. O Medine'deki, Silivrili şahsın aksine Medine'nin ayranlarını beğeniyorum ben,O Medine'deki, Silivrili şahsın aksine Medine'nin ayranlarını beğeniyorum ben, Türkiye'dekini beğenmiyorum. Bizim Ömer Efendi ile konuştum.Türkiye'dekini beğenmiyorum. Bizim Ömer Efendi ile konuştum. "Oranın ayranları çok tatlı. Bizimkiler biraz ekşi oluyor, biraz sulu oluyor, biraz tatsız oluyor." dedim."Oranın ayranları çok tatlı. Bizimkiler biraz ekşi oluyor, biraz sulu oluyor, biraz tatsız oluyor." dedim. Dedi ki; "Bizimkiler de eskiden tatlı olurdu." "Ne yapardınız?" Dedi ki; "Bizimkiler de eskiden tatlı olurdu."

"Ne yapardınız?"

"Yoğurdu suyla değil de sütle inceltirdik, sütle çırpardık." Öyle değil mi? "Yoğurdu suyla değil de sütle inceltirdik, sütle çırpardık."

Öyle değil mi?

Yoğurdu alıyorsun, içine biraz su katıp çırpıyorsun, ayran oluyor.Yoğurdu alıyorsun, içine biraz su katıp çırpıyorsun, ayran oluyor. Baktın götürür, doldur içine suyu, doldur içine suyu… Bulaşık suyu içer gibi al sana ayran. Baktın götürür, doldur içine suyu, doldur içine suyu… Bulaşık suyu içer gibi al sana ayran.

Kaç kişi var burada? İki bakraç daha su ilave et. Biraz kalabalık gördüm. Ondan sonra ayran. Kaç kişi var burada?

İki bakraç daha su ilave et. Biraz kalabalık gördüm. Ondan sonra ayran.

Ama neymiş usûlü? Adabı neymiş bunun? Ama neymiş usûlü? Adabı neymiş bunun?

Yoğurdu sütle çırparsan o zaman tatlı oluyor, o zaman ağzına layık, âfiyet olsun, güzel oluyor.Yoğurdu sütle çırparsan o zaman tatlı oluyor, o zaman ağzına layık, âfiyet olsun, güzel oluyor. Tamam. Bu işin maddî tarafı; ayran yapma usûlü, pilav yapma usûlü, çorba yapma usûlü, Tamam. Bu işin maddî tarafı; ayran yapma usûlü, pilav yapma usûlü, çorba yapma usûlü, sarma yapma usûlü, dolma yapma usûlü kadınların. Erkeklerin de böyle şeyleri vardır. sarma yapma usûlü, dolma yapma usûlü kadınların. Erkeklerin de böyle şeyleri vardır.

Hayat boyu insanın her zaman riayet etmesi gereken kaideler vardır.Hayat boyu insanın her zaman riayet etmesi gereken kaideler vardır. Onlara, onların adabına da uyması lazım ki Allah sevsin, Allah'ın huzurunda edepsiz bir kul olmasın. Onlara, onların adabına da uyması lazım ki Allah sevsin, Allah'ın huzurunda edepsiz bir kul olmasın.

Onun için dervişin en çok düşüneceği şey nedir? Edeptir. Onun için dervişin en çok düşüneceği şey nedir?

Edeptir.

Onun için bizim hocamızın salonunda, oturduğu sofasında, minderinin üstünde,Onun için bizim hocamızın salonunda, oturduğu sofasında, minderinin üstünde, başının üstünde kocaman bir levha vardı. Orada ilk satır; Edep yahu! idi. Edep yahu!başının üstünde kocaman bir levha vardı. Orada ilk satır; Edep yahu! idi. Edep yahu! "Ey buraya giren kişi! Aman edebe dikkat et! Aman derviş edebe riayet et!" "Ey buraya giren kişi! Aman edebe dikkat et! Aman derviş edebe riayet et!"

Kime karşı edep vardır, nerede edep vardır, hangi işte edep vardır? Kime karşı edep vardır, nerede edep vardır, hangi işte edep vardır?

Her şeyde edep vardır. Mesela yemek yemenin adabı vardır. Yemek yemenin İslâmî adabı vardır. Her şeyde edep vardır. Mesela yemek yemenin adabı vardır. Yemek yemenin

İslâmî

adabı vardır.

Nedir? Bir; lokmanın, yemeğin helal olması. İlk adaptır bu.Nedir?

Bir; lokmanın, yemeğin helal olması. İlk adaptır bu.
Haram yersen istediğin kadar usulüne, adabına uygun ye mahvolursun,Haram yersen istediğin kadar usulüne, adabına uygun ye mahvolursun, cehenneme gidersin, cehennemde yanarsın. cehenneme gidersin, cehennemde yanarsın. İlk lokmanın helalinden kazanılması, helalinden pişirilmesi, helal malzeme olması, helal olması. İlk lokmanın helalinden kazanılması, helalinden pişirilmesi, helal malzeme olması, helal olması.

Başka âdâb nedir? Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinde bahsettiği adaplar…Başka âdâb nedir?

Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinde bahsettiği adaplar…
Hatırlayalım: Yemeğe besmele ile başlamak. Başka âdâb nedir? Hatırlayalım: Yemeğe besmele ile başlamak.

Başka âdâb nedir?

Tabağın kendisine yakın olan kısmından yemek.Tabağın kendisine yakın olan kısmından yemek. Karşı tarafta et var, hop, güm, oradan alıyor yiyor. Olmaz.Karşı tarafta et var, hop, güm, oradan alıyor yiyor. Olmaz. Yemekte kendi önünden yiyecek. Kül bi-yemînike. "Sağ elinle ye." Yemekte kendi önünden yiyecek. Kül bi-yemînike. "Sağ elinle ye."

Kül ne demek Arapça'da? Kül, ye. Ekele – ye'külü – kül, ye. Kül bi-yemînike. "Sağ elinle ye." Kül ne demek Arapça'da?

Kül, ye. Ekele – ye'külü – kül, ye. Kül bi-yemînike. "Sağ elinle ye."

Sol eliyle yerse olur mu? Sol eliyle yerse olur mu?

Hocam şimdi adabı muaşeret kitaplarında diyorlar ki;Hocam şimdi adabı muaşeret kitaplarında diyorlar ki; "Sağ eline bıçağı alacaksın, sol eline çatalı alacaksın, keseceksin, böyle yiyeceksin.""Sağ eline bıçağı alacaksın, sol eline çatalı alacaksın, keseceksin, böyle yiyeceksin." Öyle yağma yok. O İngiliz adabı. Öyle yağma yok. O İngiliz adabı. Bizim adabımızda Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Kül bi-yemînike.Bizim adabımızda Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Kül bi-yemînike. "Sağ elinle ye." Birisine dedi ki; "Sağ elinle ye." O da dedi ki; "Yiyemiyorum." "Sağ elinle ye."

Birisine dedi ki; "Sağ elinle ye." O da dedi ki; "Yiyemiyorum."
Peygamber Efendimiz kızdı; "Yiyemez ol." dedi. Adam, eli tutuldu, yiyemez oldu. Öyle…Peygamber Efendimiz kızdı; "Yiyemez ol." dedi. Adam, eli tutuldu, yiyemez oldu. Öyle… Resûlullah bir şey dedikten sonra ona kibirinden, inadından; "Yiyemiyorum." denmezdi.Resûlullah bir şey dedikten sonra ona kibirinden, inadından; "Yiyemiyorum." denmezdi. O da onun üzerine; "Yiyemez ol." dedi. Sağ eliyle yiyecek. Sonra önünden yiyecek. O da onun üzerine; "Yiyemez ol." dedi. Sağ eliyle yiyecek. Sonra önünden yiyecek. Kül bi-yemînike ve mimma yelîke. Tabakta, tepside… Bazen siniyle getiriyor Araplar.Kül bi-yemînike ve mimma yelîke. Tabakta, tepside… Bazen siniyle getiriyor Araplar. Bizi ziyafete çağırdılar. Hala öyle, yirminci yüzyılda durum değişmemiş. Bizi ziyafete çağırdılar. Hala öyle, yirminci yüzyılda durum değişmemiş.

Cidde'de zengin bir mücevherci bizi çağırdı. Müslüman, mütedeyyin insan.Cidde'de zengin bir mücevherci bizi çağırdı. Müslüman, mütedeyyin insan. Evine gittik 25-30 kişi. Altı tane kuzu kesmiş. Altı tane sini içinde getirdi.Evine gittik 25-30 kişi. Altı tane kuzu kesmiş. Altı tane sini içinde getirdi. Kuzular yatıyor pilavın üstünde, kızarmış vaziyette. "Ya bunlar fazla! Biz 20 kişiyiz.Kuzular yatıyor pilavın üstünde, kızarmış vaziyette. "Ya bunlar fazla! Biz 20 kişiyiz. İki tanesini koy, yiyelim." dedik. "Olsun. Olmaz hocam." " [Ama] hepsini yiyemeyiz."İki tanesini koy, yiyelim." dedik. "Olsun. Olmaz hocam." " [Ama] hepsini yiyemeyiz." "Yediğinizi yiyin, yemediğiniz kalsın." dedi. Misafirin artığı onlar için şeref."Yediğinizi yiyin, yemediğiniz kalsın." dedi. Misafirin artığı onlar için şeref. "Kalsın hocam, hepsinden yiyin." dedi. "Ya bozmayalım şunu." "Bozun." dedi. Böyle koca şeyle getiriyorlar. "Kalsın hocam, hepsinden yiyin." dedi. "Ya bozmayalım şunu." "Bozun." dedi. Böyle koca şeyle getiriyorlar.

O zaman nereden yiyecek? Önünden yiyecek. O zaman nereden yiyecek?

Önünden yiyecek.

Sonra başkasının eline bakmayacak. Alıyor. Bu ne alıyor? Ya önüne bak, utandırma adamı.Sonra başkasının eline bakmayacak. Alıyor.

Bu ne alıyor?

Ya önüne bak, utandırma adamı.
Başkasının eline bakmayacak. Bunlar âdâb işte. Onu yapmadığı zaman adaba aykırı oluyor. Başkasının eline bakmayacak. Bunlar âdâb işte. Onu yapmadığı zaman adaba aykırı oluyor.

Nereden çıkıyor bu âdâb? Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in [hadis-i şeriflerinden].Nereden çıkıyor bu âdâb?

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in [hadis-i şeriflerinden].
Bu yemeğin adabı. Bu yemeğin adabı. Eve girmenin adabı, evden çıkmanın adabı, uykunun adabı, uyanmanın adabı, abdestin adabı,Eve girmenin adabı, evden çıkmanın adabı, uykunun adabı, uyanmanın adabı, abdestin adabı, namazın adabı, orucun adabı, evlenmenin adabı, düğünün adabı… Her şeyin adabı var. namazın adabı, orucun adabı, evlenmenin adabı, düğünün adabı… Her şeyin adabı var.

Dedik ki; "Kimde Mecmau'l-Âdâb var?" Dedik ki;

"Kimde Mecmau'l-Âdâb var?"

Bazı arkadaşlar olduğu halde tevazuan söylememişler.Bazı arkadaşlar olduğu halde tevazuan söylememişler. Kendilerinin evinde Mecmau'l-Âdâb kitabı varmış ama söylememişler. Kendilerinin evinde Mecmau'l-Âdâb kitabı varmış ama söylememişler. Sonra Mecmau'l-Âdâb kitabını kimler almış, bilmiyorum.Sonra Mecmau'l-Âdâb kitabını kimler almış, bilmiyorum. Kaç tane satılmış, bunu araştırmadım. Kimsenin ayıbını araştırmak doğru değil.Kaç tane satılmış, bunu araştırmadım. Kimsenin ayıbını araştırmak doğru değil. Hocamız bize: "Kimsenin ayıbını araştırma." dedi. Biz de; "Mecmau'l-Âdâb kitabını okuyun." dedik. Hocamız bize: "Kimsenin ayıbını araştırma." dedi. Biz de; "Mecmau'l-Âdâb kitabını okuyun." dedik.

Bakalım bunlar dinlediler mi dinlemediler mi? Araştırmıyoruz.Bakalım bunlar dinlediler mi dinlemediler mi?

Araştırmıyoruz.
Allah biliyor, siz biliyorsunuz, ben bilmiyorum. Mecmau'l-Âdâb güzel bir kitap, her şeyin İslâmi adabını anlatıyor. Allah biliyor, siz biliyorsunuz, ben bilmiyorum. Mecmau'l-Âdâb güzel bir kitap, her şeyin İslâmi adabını anlatıyor.

Bir de âdâb-ı muâşeret kitabı var.Bir de âdâb-ı muâşeret kitabı var. "Çatallı sol eline alacaksın, sağ elinle şey yapacaksın, thank you diyeceksin…" "Çatallı sol eline alacaksın, sağ elinle şey yapacaksın, thank you diyeceksin…" O, modern, çağdaş, münafık adabıdır. Orada bazen İslâm'a aykırı şeyler olur. O, modern, çağdaş, münafık adabıdır. Orada bazen İslâm'a aykırı şeyler olur. "İçki gelince şöyle olacak…""İçki gelince şöyle olacak…" Onlar kendi dünyalarına göre birtakım usuller koymuşlar, onlar bizim adabımız değil.Onlar kendi dünyalarına göre birtakım usuller koymuşlar, onlar bizim adabımız değil. Bizim adabımız; Mecmau'l-Âdâb, İhyâ-yı Ulûm, Tasavvufi Ahlâk gibi kitaplarda vardır. Bizim adabımız; Mecmau'l-Âdâb, İhyâ-yı Ulûm, Tasavvufi Ahlâk gibi kitaplarda vardır. Bizim kitaplarımızda bunlar yazılmış. Edepler kime karşıdır? Bizim kitaplarımızda bunlar yazılmış.

Edepler kime karşıdır?

Sıralanması gerekirse bir; tasavvufta edep maa'llah vardır. Kulun Allah'a karşı edebidir.Sıralanması gerekirse bir; tasavvufta edep maa'llah vardır. Kulun Allah'a karşı edebidir. Edep maa'llah, Edebin nasıl olması gerektiği… İki; edep mea'r-resûl. Resûlullah'a karşı edep. Edep maa'llah, Edebin nasıl olması gerektiği… İki; edep mea'r-resûl. Resûlullah'a karşı edep.

Ya hocam, iki gözüm! Peygamber Efendimiz 632 senesinde vefat etmedi mi? Ya hocam, iki gözüm!

Peygamber Efendimiz 632 senesinde vefat etmedi mi?

Olsun sen ondan daha sonraki zamanlarda dünyaya geldin ama yine de senin ümmet olarakOlsun sen ondan daha sonraki zamanlarda dünyaya geldin ama yine de senin ümmet olarak Peygamber Efendimiz'e karşı vazifelerin var, âdâb var. O adaba riayet etmelisin. Peygamber Efendimiz'e karşı vazifelerin var, âdâb var. O adaba riayet etmelisin.

Sonra edep mea'ş-şeyh, müridin şeyhine karşı edebî var.Sonra edep mea'ş-şeyh, müridin şeyhine karşı edebî var. Edep mea'l-ebeveyn, insanın ana babasına karşı edebî var. Edep mea'l-ebeveyn, insanın ana babasına karşı edebî var. Edep mea'z-zevc ev e'z-zevce, kişinin hanımına karşı veya hanımsa efendisine karşı edebî var.Edep mea'z-zevc ev e'z-zevce, kişinin hanımına karşı veya hanımsa efendisine karşı edebî var. Sonra edep mea's-sultân, hükümdara karşı âdâb var. Ne olacak ne yapması gerekiyor? Sonra edep mea's-sultân, hükümdara karşı âdâb var.

Ne olacak ne yapması gerekiyor?

Edep mea'l-ihvân, Müslüman kardeşleri ile ihvan kardeşleri ile edep var, âdâb var, nelere riayet edeceği…Edep mea'l-ihvân, Müslüman kardeşleri ile ihvan kardeşleri ile edep var, âdâb var, nelere riayet edeceği… Ve edep mea'n-nâs var. Çeşit çeşit insanlara karşı nasıl davranılması gerektiğine dair edep var. Ve edep mea'n-nâs var. Çeşit çeşit insanlara karşı nasıl davranılması gerektiğine dair edep var.

Bu hususta bizim tekkemizin neşriyatı vardır. Bunların yazıldığı kitaplar vardır.Bu hususta bizim tekkemizin neşriyatı vardır. Bunların yazıldığı kitaplar vardır. Kimisi eski harflerledir, kimisi manzumdur.Kimisi eski harflerledir, kimisi manzumdur. Eskiden bunlar böyle muntazaman okunurdu, herkes bilirdi. İnşallah…Eskiden bunlar böyle muntazaman okunurdu, herkes bilirdi. İnşallah… Başka kitaplarda da bunların ilk kitaplarında [ve] ahir kitaplarında bulunması mümkündür. Başka kitaplarda da bunların ilk kitaplarında [ve] ahir kitaplarında bulunması mümkündür.

İnsan bu adabın hepsine riayet ettiği zaman edepli bir insan olur ve edepten puan kazanır,İnsan bu adabın hepsine riayet ettiği zaman edepli bir insan olur ve edepten puan kazanır, not kazanır, sevap kazanır ve Allah'ın sevgili kulu olur.not kazanır, sevap kazanır ve Allah'ın sevgili kulu olur. Her yaptığı edepli hareketten dolayı Allah indinde sevgili bir kul olur. Her yaptığı edepli hareketten dolayı Allah indinde sevgili bir kul olur.

Allah, insan güzel bir şey yapınca razı olur, kötü bir şey yapınca razı olmaz, memnun olmaz.Allah, insan güzel bir şey yapınca razı olur, kötü bir şey yapınca razı olmaz, memnun olmaz. İnsanın yaptığı iyi şeyler çok olursa, Allah'ın razı olduğu şeyler çok olursaİnsanın yaptığı iyi şeyler çok olursa, Allah'ın razı olduğu şeyler çok olursa sonunda o Allah'ın sevgili kulu olur. sonunda o Allah'ın sevgili kulu olur. Allah'ın razı olmadığı işleri çok olursa o Allah'ın sevmediği kulu olur. Arada yaptığı iyi şeyler de vardır.Allah'ın razı olmadığı işleri çok olursa o Allah'ın sevmediği kulu olur. Arada yaptığı iyi şeyler de vardır. Namaza da geliyor camiye de geliyor… Namaza da geliyor camiye de geliyor… Tamam, gelebilir ama hayat sadece namaz demek değildir, hayat sadece camide değildir.Tamam, gelebilir ama hayat sadece namaz demek değildir, hayat sadece camide değildir. Hayat bir bütündür. Hayat uzundur. Hayatın çeşitli safhaları vardır.Hayat bir bütündür. Hayat uzundur. Hayatın çeşitli safhaları vardır. Çeşitli yerlerde, bütün her yerde adaba riayet etmesi lazım. Çeşitli yerlerde, bütün her yerde adaba riayet etmesi lazım.

Adaba riayet etmek için size hadis kitaplarını okumanızı tavsiye edeceğim.Adaba riayet etmek için size hadis kitaplarını okumanızı tavsiye edeceğim. Hadis kitapları okuyun.Hadis kitapları okuyun. Hangi hadis kitaplarını okuyalım derseniz; "Önce Râmûzü'l-ehâdîs kitabını okuyun, bitirin."Hangi hadis kitaplarını okuyalım derseniz; "Önce Râmûzü'l-ehâdîs kitabını okuyun, bitirin." Topluca okuyun, tek okuyun, hızlı okuyun, roman okur gibi önce bir okuyup bitirin,Topluca okuyun, tek okuyun, hızlı okuyun, roman okur gibi önce bir okuyup bitirin, ondan sonra biraz daha yavaş okuyun bitirin. Sonra derin derin düşüne düşüne okuyun. ondan sonra biraz daha yavaş okuyun bitirin. Sonra derin derin düşüne düşüne okuyun.

Eski sahâbe-i kirâm Kur'ân-ı Kerîm'i üç şekilde okurlarmış. Bir; hızlı okumak.Eski sahâbe-i kirâm Kur'ân-ı Kerîm'i üç şekilde okurlarmış. Bir; hızlı okumak. Ezberi kaçmasın, unutmasın diye.Ezberi kaçmasın, unutmasın diye. Üç günde hatmedenler, bir haftada hatmedenler, 10 günde hatmedenler var.Üç günde hatmedenler, bir haftada hatmedenler, 10 günde hatmedenler var. Yani 10 günde bitiriyor. Ama muntazam; 10 günde bitiriyor, haftada bitiriyor, üç günde bitiriyor.Yani 10 günde bitiriyor. Ama muntazam; 10 günde bitiriyor, haftada bitiriyor, üç günde bitiriyor. Bir ayda bitirenler var. Bir ayda bitirenler var.

Hz. Ömer, böyle çok hızlı okuyuşun yanında bir de çok derin derin,Hz. Ömer, böyle çok hızlı okuyuşun yanında bir de çok derin derin, her ayet üzerinde düşüne düşüne okurmuş.her ayet üzerinde düşüne düşüne okurmuş. Böyle kendisine sorulduğu sırada; "Daha Kuran'ın şurasındayım." dermiş.Böyle kendisine sorulduğu sırada; "Daha Kuran'ın şurasındayım." dermiş. Daha başlarında, henüz bitirmemiş. Bu da lazım. Daha başlarında, henüz bitirmemiş. Bu da lazım. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm hem hızlı okunmalı, hem ezberlenmeli, hem de derin derin düşünülerek okunmalı.Çünkü Kur'ân-ı Kerîm hem hızlı okunmalı, hem ezberlenmeli, hem de derin derin düşünülerek okunmalı. Onun için insan hızlı okursa umumi bir malumat sahip olur. Ama unutur. Onun için insan hızlı okursa umumi bir malumat sahip olur. Ama unutur. Bir daha hızlı okursa biraz hafızası tazelenir. Ama bir de yavaş yavaş okursa aklına yer eder. Bir daha hızlı okursa biraz hafızası tazelenir. Ama bir de yavaş yavaş okursa aklına yer eder.

Peygamber Efendimiz: "Ezan okunduğu zaman şöyle dua edin." demiş.Peygamber Efendimiz: "Ezan okunduğu zaman şöyle dua edin." demiş. Onu okuyoruz, sevap kazanıyoruz. İnsan yapın dediği şeyleri ezberler.Onu okuyoruz, sevap kazanıyoruz. İnsan yapın dediği şeyleri ezberler. Böylece iyi bir Müslüman, görgülü bir Müslüman, bilgili bir Müslüman olması mümkün olur. Böylece iyi bir Müslüman, görgülü bir Müslüman, bilgili bir Müslüman olması mümkün olur.

Râmûzü'l-ehâdîs'i okuyun. Riyâzü's-sâlihîn'i okuyun. Niye bunları söylüyorum? Râmûzü'l-ehâdîs'i okuyun. Riyâzü's-sâlihîn'i okuyun.

Niye bunları söylüyorum?

Bunlar büyük alimlerin yazmış olduğu önemli, derli toplu eserlerdir.Bunlar büyük alimlerin yazmış olduğu önemli, derli toplu eserlerdir. Râmûzü'l-ehâdîs'i yazan Gümüşhanevi hocamız hazretleri, rahmetullahi aleyh, diyor ki;Râmûzü'l-ehâdîs'i yazan Gümüşhanevi hocamız hazretleri, rahmetullahi aleyh, diyor ki; "Bu kitabı okuyun." Hızlı hızlı okuyun, tekrar tekrar okuyun. "Bu kitabı okuyun." Hızlı hızlı okuyun, tekrar tekrar okuyun.

Eskiden bizim tekkemiz de herkes Râmûzü'l-ehâdîs'i alırmış,Eskiden bizim tekkemiz de herkes Râmûzü'l-ehâdîs'i alırmış, Türkçe tercümesine lüzum kalmadan hızla okurlarmış. Hatmetmek için okurlarmış.Türkçe tercümesine lüzum kalmadan hızla okurlarmış. Hatmetmek için okurlarmış. Hepsi alim, hepsi sakallı, hepsi hoca, hepsi sarıklı, hepsi bilgili, ileri insanlar,Hepsi alim, hepsi sakallı, hepsi hoca, hepsi sarıklı, hepsi bilgili, ileri insanlar, hepsi sultanların hürmet ettiği kimseler, hızlı okurlarmış. Şimdi biz ne yapıyoruz? hepsi sultanların hürmet ettiği kimseler, hızlı okurlarmış.

Şimdi biz ne yapıyoruz?

Bir ayet, bir hadis, iki hadis, üç hadis okuyoruz. Bir vaazımız bitiyor. Bu da lazım.Bir ayet, bir hadis, iki hadis, üç hadis okuyoruz. Bir vaazımız bitiyor. Bu da lazım. Bu da bu zamanda gerekiyor. Ama bir taraftan da hızlı okumalıyız. Bu da bu zamanda gerekiyor. Ama bir taraftan da hızlı okumalıyız.

Bu Şaban ayının başında söyledim. Dedim ki; "Şaban ayı Peygamber Efendimiz'in ayı imiş.Bu Şaban ayının başında söyledim. Dedim ki; "Şaban ayı Peygamber Efendimiz'in ayı imiş. Binâenaleyh Peygamber Efendimiz'e çok salavat getirinBinâenaleyh Peygamber Efendimiz'e çok salavat getirin ve Peygamber Efendimiz'in bir hadis kitabını bu ay içinde hatmedin. ve Peygamber Efendimiz'in bir hadis kitabını bu ay içinde hatmedin. Râmûz'u hatmedin, Riyâzü's-sâlihîn'i hatmedin."Râmûz'u hatmedin, Riyâzü's-sâlihîn'i hatmedin." Bunları topluca bitirirseniz sonra unuttuğunuzu unutun, ziyanı yok. Bunları topluca bitirirseniz sonra unuttuğunuzu unutun, ziyanı yok. Tekrar okursunuz, geniş okursunuz, ağır ağır okursunuz, bilginiz böylece artar. Tekrar okursunuz, geniş okursunuz, ağır ağır okursunuz, bilginiz böylece artar.

Bir de bütün ayetleri, hadisleri, fıkhın ahkamını bilen büyük alimlerin yazmış olduğu eserler vardır.Bir de bütün ayetleri, hadisleri, fıkhın ahkamını bilen büyük alimlerin yazmış olduğu eserler vardır. İnsan onları okursa… Mesela Tasavvufi ahlâk, hocamızın hocalığının mahsulüdür, ömrünün mahsulüdür.İnsan onları okursa… Mesela Tasavvufi ahlâk, hocamızın hocalığının mahsulüdür, ömrünün mahsulüdür. Ömrü boyunca ki emeğinin, bilgisinin sonucunda yazdığı nasihatlerdir.Ömrü boyunca ki emeğinin, bilgisinin sonucunda yazdığı nasihatlerdir. Belki her satırının altında; "bu filanca ayetten alınmıştır, bu filanca hadisten alınmıştır." denmiyor. Belki her satırının altında; "bu filanca ayetten alınmıştır, bu filanca hadisten alınmıştır." denmiyor. Ama koca bir ömür, 80 küsur yıllık bir ömrün tecrübesi onun içinde belirtilmiş.Ama koca bir ömür, 80 küsur yıllık bir ömrün tecrübesi onun içinde belirtilmiş. Okuyan hayran kalıyor. "Ben okudum hayran kaldım." diye söylüyorum.Okuyan hayran kalıyor. "Ben okudum hayran kaldım." diye söylüyorum. Tamam, Tasavvufi ahlâk'ı okuyun. İmâm Gazâlî'nin İhyâu Ulûm'unu okuyun.Tamam, Tasavvufi ahlâk'ı okuyun. İmâm Gazâlî'nin İhyâu Ulûm'unu okuyun. Çok güzel bir kitaptır. Çok istifade edersiniz. Mübarek bir kitaptır. Böyle şeylerle adabı öğrenin. Çok güzel bir kitaptır. Çok istifade edersiniz. Mübarek bir kitaptır. Böyle şeylerle adabı öğrenin. Her anınızda edebe riayetkar olun. Her anınızda edebe riayetkar olun.

Nasıl sabahleyin söylediğim gibi horozla bile dalga geçince evliyanın keyfi kaçıyorsa,Nasıl sabahleyin söylediğim gibi horozla bile dalga geçince evliyanın keyfi kaçıyorsa, Dalga geçmeden, kalp kırmadan, gönül yıkmadan, kimseyi üzmeden, Dalga geçmeden, kalp kırmadan, gönül yıkmadan, kimseyi üzmeden, herkesin duasını alarak, herkesi hayra sevk ederek hareket etmek lazım.herkesin duasını alarak, herkesi hayra sevk ederek hareket etmek lazım. Her anda düşünmek lazım. "Acaba ben ne yapmalıyım? Her anda düşünmek lazım.

"Acaba ben ne yapmalıyım?
Bu anda nasıl yaparsam doğru olur?" diye düşünmesi lazım. Bu anda nasıl yaparsam doğru olur?" diye düşünmesi lazım.

Allahu Teâlâ hazretleri hepimizi adaba riayet eden, edepli, ârif, zarif, kâmil, olgun,Allahu Teâlâ hazretleri hepimizi adaba riayet eden, edepli, ârif, zarif, kâmil, olgun, sevimli, tatlı, has, halis, temiz Müslümanlar eylesin. Allah hepinizden razı olsun. sevimli, tatlı, has, halis, temiz Müslümanlar eylesin. Allah hepinizden razı olsun.

es-Selamu aleyküm ve rahmetu'llahi ve berekatühu… el-Fâtiha…es-Selamu aleyküm ve rahmetu'llahi ve berekatühu…

el-Fâtiha…
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2