Namaz Vakitleri

20 Cemâziye'l-Evvel 1446
22 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:52
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

Tevhid ve Şirk: Allah’ın Ortaksızlığı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN


Melbourne/ Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Tevhid ve Şirk: Allah’ın Ortaksızlığı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN


Melbourne/ Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Elhamdülillâhirabbi'lâlemîn.Elhamdülillâhirabbi'lâlemîn. Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaînVe's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Ve an ebî hüreyrete ...


Ve an ebî hüreyrete ...


Emmâ ba’dü:


Emmâ ba’dü:
Ve an ebî hüreyrete radıyallahu anhu gâleVe an ebî hüreyrete radıyallahu anhu gâle semi’tü resûlallahi sallallahu aleyhi vessellem yekûlüsemi’tü resûlallahi sallallahu aleyhi vessellem yekûlü gâlellahu teâlâ ene ağne’ş-şürakâi ani’ş-şirkigâlellahu teâlâ ene ağne’ş-şürakâi ani’ş-şirki men amile amelen eşrake fîhi ma’î ğayrî teraktühû ve şirkehû.men amile amelen eşrake fîhi ma’î ğayrî teraktühû ve şirkehû.

Sadaka Resûlüllâh, fî mâ kâl, ev kemâ kâl.


Sadaka Resûlüllâh, fî mâ kâl, ev kemâ kâl.


Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den.


Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den.
Peygamber sallallahu aleyhi vessellem’in şöyle buyurduğu naklolunmuş.Peygamber sallallahu aleyhi vessellem’in şöyle buyurduğu naklolunmuş.

Gâlellahu Teâlâ.


Gâlellahu Teâlâ.
Allahu Teâlâ hazretleri buyurdu ki diyor Peygamber Efendimiz;Allahu Teâlâ hazretleri buyurdu ki diyor Peygamber Efendimiz; Ene ağne’ş-şürakâi ani’ş-şirki.Ene ağne’ş-şürakâi ani’ş-şirki. Ben ortakların, ortaklıktan en uzak olanıyım.Ben ortakların, ortaklıktan en uzak olanıyım. Yani insanlar şirketler kurarlar, işlerde birbirleriyle ortaklık yaparlar.Yani insanlar şirketler kurarlar, işlerde birbirleriyle ortaklık yaparlar. Benim ortağım, şerikim yoktur.Benim ortağım, şerikim yoktur. Ortaktan en uzak olan benim.Ortaktan en uzak olan benim. Yani ortağı olmak durumu, en bahis konusu olmayacak olan kişi benim.Yani ortağı olmak durumu, en bahis konusu olmayacak olan kişi benim. Yani ortağım olmaz benim.Yani ortağım olmaz benim. Ortağa ihtiyacı en olmayan benim.Ortağa ihtiyacı en olmayan benim. Eğer birisi, bir insan.Eğer birisi, bir insan. Amile amelen.Amile amelen. Bir ibadet, amel, bir iş yapar da.Bir ibadet, amel, bir iş yapar da.

Eşrake fîhi ma’î ğayrî.


Eşrake fîhi ma’î ğayrî.
Bu işin yapılmasında, benim yanıma, benden gayrısınıda ortak koyarak yaparsa bu işi.Bu işin yapılmasında, benim yanıma, benden gayrısınıda ortak koyarak yaparsa bu işi. Yani ben bunu hem Allah rızası için yapıyorum hem de filanın hatırı için yapıyorum,Yani ben bunu hem Allah rızası için yapıyorum hem de filanın hatırı için yapıyorum, keyfi için yapıyorum, filan diye, Allah için yapmaya,keyfi için yapıyorum, filan diye, Allah için yapmaya, ortaklık gibi bir şey yapmaya kalkışırsa.ortaklık gibi bir şey yapmaya kalkışırsa.

Teraktühû ve şirkehû. etmeyeceğini bildiriyor.


Teraktühû ve şirkehû. etmeyeceğini bildiriyor.
Ben onu ortak koştuğu şeyle bırakıveririm.Ben onu ortak koştuğu şeyle bırakıveririm. Yani bana ortak koştu mu amelini kabul etmem.Yani bana ortak koştu mu amelini kabul etmem. Benim yanımda başkasını da düşündü mü bir işi yaparken,Benim yanımda başkasını da düşündü mü bir işi yaparken, o zaman ben o ortağına ver derim, ben kabul etmem.o zaman ben o ortağına ver derim, ben kabul etmem. Ortak koştuğunun olsun o derim.Ortak koştuğunun olsun o derim. Onun da olmaz ya.Onun da olmaz ya. Adam onu öyle vehmediyor, ortak olsun falan diye.Adam onu öyle vehmediyor, ortak olsun falan diye. Yani kabul olmaz.Yani kabul olmaz. Her ameli Allah rızası için yapacak ve hiç bir şeyi katıştırmayacak işin içine.Her ameli Allah rızası için yapacak ve hiç bir şeyi katıştırmayacak işin içine. Yani başka hiçbir düşünce, ikinci bir niyet olmayacak altında.Yani başka hiçbir düşünce, ikinci bir niyet olmayacak altında. Hem şöyle yapacağım. Allah da sevap versin de birde işte şu olsun.Hem şöyle yapacağım. Allah da sevap versin de birde işte şu olsun. Birazda gelir olsun.Birazda gelir olsun. Birazda bilmem şu olsun.Birazda bilmem şu olsun. Öyle şey olmaz yani.Öyle şey olmaz yani. Bir işin Allah’ın rızasından ayrı bir şeyle beraber ortak olması bahis konusu değil.Bir işin Allah’ın rızasından ayrı bir şeyle beraber ortak olması bahis konusu değil. Öyle bir şeyi Cenâb-ı Hak kabul etmeyeceğini bildiriyor.Öyle bir şeyi Cenâb-ı Hak kabul etmeyeceğini bildiriyor.

Ve ‘anhu radıyallahu anhu.


Ve ‘anhu radıyallahu anhu.


Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den bir ikinci hadîs-i şerîf.


Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den bir ikinci hadîs-i şerîf.
Gâle semi’tü resûlallahi sallallahu aleyhi vessellem yekûlü.Gâle semi’tü resûlallahi sallallahu aleyhi vessellem yekûlü.

Ben Resûlullahın şöyle buyurduğunu işittim buyuruyor:


Ben Resûlullahın şöyle buyurduğunu işittim buyuruyor:


Bu hadîs-i şerîfi Müslim rivayet etmiş.


Bu hadîs-i şerîfi Müslim rivayet etmiş.
İmam Müslim rahmetullahi aleyh rivayet etmiş.İmam Müslim rahmetullahi aleyh rivayet etmiş. Kısaca mealini vererek bitirmeye çalışalım.Kısaca mealini vererek bitirmeye çalışalım.

İnne evvele’n-nâsi yugdâ yevme’l-gıyâmeti aleyhi


İnne evvele’n-nâsi yugdâ yevme’l-gıyâmeti aleyhi
racülün üstüşhide fe-ütiye bi-hî.racülün üstüşhide fe-ütiye bi-hî. Kıyamet gününde, aleyhine muhakemesi olup da hüküm verilecek olan insanların ilki,Kıyamet gününde, aleyhine muhakemesi olup da hüküm verilecek olan insanların ilki, harpte öldürülmüş bir kişidir.harpte öldürülmüş bir kişidir. Getirilir huzura.Getirilir huzura. Fe-‘arrafehû ni’metehû fe-‘arafehâ.Fe-‘arrafehû ni’metehû fe-‘arafehâ. Cenâb-ı Hak, o kuluna verdiği nimetlerini sayar, döker.Cenâb-ı Hak, o kuluna verdiği nimetlerini sayar, döker. Ben sana şu nimeti, şu nimeti hayatta şunu şunu vermedim mi?Ben sana şu nimeti, şu nimeti hayatta şunu şunu vermedim mi? Verdin Ya Rabbi! O da itiraf eder.Verdin Ya Rabbi! O da itiraf eder.

Gâle fe-mâ ‘amilte fî-hâ.


Gâle fe-mâ ‘amilte fî-hâ.
Peki, bu verdiğim nimetlere karşılık, kulluk olarak neler yaptın sen?Peki, bu verdiğim nimetlere karşılık, kulluk olarak neler yaptın sen? Söyle bakalım, senin yaptığın şeyleri.Söyle bakalım, senin yaptığın şeyleri. Gâle gâteltü fî-ke hadde’s-tüşhidtü.Gâle gâteltü fî-ke hadde’s-tüşhidtü. Senin yolunda çarpıştım savaşta.Senin yolunda çarpıştım savaşta. Hatta sonunda şehit oldum.Hatta sonunda şehit oldum. Gâle kezebte.Gâle kezebte. Yalan söyledin şimdi işte.Yalan söyledin şimdi işte. Velâkinneke gâtelte li-en yugâle cerîün fe-gad gîle.Velâkinneke gâtelte li-en yugâle cerîün fe-gad gîle. Sen kahramanlık için çarpıştın.Sen kahramanlık için çarpıştın. Kahramansın desinler diye çarpıştın.Kahramansın desinler diye çarpıştın. O da dünyada iken sana denildi.O da dünyada iken sana denildi. Ne kahraman adam denildi.Ne kahraman adam denildi. Ama sen benim rızam için yapmadın onu.Ama sen benim rızam için yapmadın onu. Kahramanlık duyguları ile cesaret, bilmem böbürlenme,Kahramanlık duyguları ile cesaret, bilmem böbürlenme, insanlar harbe katılmazsam korkak derler,insanlar harbe katılmazsam korkak derler, katılayım kahraman desinler.katılayım kahraman desinler. Olmaz ayıp olur, ölsek bile yiğitliğe gölge düşürmemek lazım.Olmaz ayıp olur, ölsek bile yiğitliğe gölge düşürmemek lazım. Şu harbe gitmemiz lazım, kaçarsak kadın mısın sen?Şu harbe gitmemiz lazım, kaçarsak kadın mısın sen? Derler, bilmem falan.Derler, bilmem falan. Haa niyeti Allah rızası için değil.Haa niyeti Allah rızası için değil. Yani korkak diyecekler ya da gittiği zaman bir şeyler yaparsa,Yani korkak diyecekler ya da gittiği zaman bir şeyler yaparsa, belki de ölmeden döner, amma kahraman adam derler.belki de ölmeden döner, amma kahraman adam derler. Pek çok kabadayı sonunda belki bıçaklanır ama kavgaya gider.Pek çok kabadayı sonunda belki bıçaklanır ama kavgaya gider.

Neden?


Neden?


Artık o kabadayılığın şanındandır mecburen gidecek, gitmezse olmaz yani.


Artık o kabadayılığın şanındandır mecburen gidecek, gitmezse olmaz yani.
İşin ucunda bıçaklanmak, ölmek bile olur yani.İşin ucunda bıçaklanmak, ölmek bile olur yani. Morgda soluğu vermekte olabilir yani.Morgda soluğu vermekte olabilir yani.

Velâkinneke gâtelte li-en yugâle cerîün.


Velâkinneke gâtelte li-en yugâle cerîün.
İşte buna da sana kahraman, cüretli, cesaretli desinler diye çarpıştın ve denildi.İşte buna da sana kahraman, cüretli, cesaretli desinler diye çarpıştın ve denildi. Sümme ümira bi-hî ve suhibe ‘alâ vechihî hattâ ülkıye fi’n-nâri.Sümme ümira bi-hî ve suhibe ‘alâ vechihî hattâ ülkıye fi’n-nâri. Sonra Allah emreder.Sonra Allah emreder. Atın bu kulu cehenneme diye.Atın bu kulu cehenneme diye. Yüz üstü sürüklene sürüklene, öyle kollarından tutularak falan değil,Yüz üstü sürüklene sürüklene, öyle kollarından tutularak falan değil, yüzü yerlerde sürüklene sürüklene, hor, pis,yüzü yerlerde sürüklene sürüklene, hor, pis, hakir, zelil bir şekilde cehenneme atılır.hakir, zelil bir şekilde cehenneme atılır. Ve racülün.Ve racülün. Yine aleyhine hüküm verilecek, cehenneme atılacak kişilerden bir ikincisi.Yine aleyhine hüküm verilecek, cehenneme atılacak kişilerden bir ikincisi. Mahkeme-i kübra da getirilir.Mahkeme-i kübra da getirilir.

Te’alleme’l-ilme. İlim öğrenmiş.


Te’alleme’l-ilme. İlim öğrenmiş.
Ve ‘allemehû. Başkalarına da öğretmiş. Ve ‘allemehû. Başkalarına da öğretmiş. Ve karae’l-kur’âne. Kur’an okumuş filan bir kimse.Ve karae’l-kur’âne. Kur’an okumuş filan bir kimse. Ve ütiye bi-hî. Huzura getirilir.Ve ütiye bi-hî. Huzura getirilir. Fe-‘arrafehû ni’amehû fe-‘arafehâ.Fe-‘arrafehû ni’amehû fe-‘arafehâ. Allah ona nimetlerini sayar bir bir.Allah ona nimetlerini sayar bir bir. Bunları sana vermedim mi?Bunları sana vermedim mi? Şunları sana vermedim mi? Evet, Ya Rabbi. Evet, Ya Rabbi.Şunları sana vermedim mi? Evet, Ya Rabbi. Evet, Ya Rabbi. Hepsini itiraf eder.Hepsini itiraf eder. Gâle fe-mâ ‘amilte fîhâ.Gâle fe-mâ ‘amilte fîhâ. Bu nimetlere karşılık kulluk olarak ne yaptın bakalım sen?Bu nimetlere karşılık kulluk olarak ne yaptın bakalım sen? Cenâb-ı Hak sorar ona.Cenâb-ı Hak sorar ona. Gâl cevab olarak der ki: Ya Rabbi!Gâl cevab olarak der ki: Ya Rabbi! Te’allemtü’l-‘ılme ve ‘allemtühû. vechihî hattâ ülkıye fi’n-nâri. Buda yüzüstü emrolunur Allah tarafından. Sürüklene sürüklene cehenneme atılır.Te’allemtü’l-‘ılme ve ‘allemtühû. vechihî hattâ ülkıye fi’n-nâri. Buda yüzüstü emrolunur Allah tarafından. Sürüklene sürüklene cehenneme atılır. İlimi kendim öğrendim, ondan sonra da başkalarına da öğrettim.İlimi kendim öğrendim, ondan sonra da başkalarına da öğrettim. Talebe yetiştirdim.Talebe yetiştirdim.

Ve kara’tü fî-ke’l-kur’âne.


Ve kara’tü fî-ke’l-kur’âne.
Senin rızan için Kur’an-ı Kerîm okudum.Senin rızan için Kur’an-ı Kerîm okudum. Gâle kezebte. Yalan söylüyorsun.Gâle kezebte. Yalan söylüyorsun. Sen bu maksatla yapmadın, bunu benim için yapmadın.Sen bu maksatla yapmadın, bunu benim için yapmadın. Velâkinneke te’allemte li-yügâle âlimün.Velâkinneke te’allemte li-yügâle âlimün. Öğrendin âlim desinler sana diye.Öğrendin âlim desinler sana diye. Ve gara’te’l-kur’âne li yügâle hüve kâriün.Ve gara’te’l-kur’âne li yügâle hüve kâriün. Kur’an’ı okuyuşunda da işte ne güzel hafız, sesi ne güzel bilmem ne,Kur’an’ı okuyuşunda da işte ne güzel hafız, sesi ne güzel bilmem ne, büyük hafız filan desinler diye yaptın bu işi.büyük hafız filan desinler diye yaptın bu işi. Fe-gad gîle. Bunlar denildi dünyada, şöhrete kavuştun,Fe-gad gîle. Bunlar denildi dünyada, şöhrete kavuştun, tamam âlim dediler, büyük hafız dediler falan.tamam âlim dediler, büyük hafız dediler falan. Sümme ümira bi-hî ve suhibe ‘alâ vechihî hattâ ülkıye fi’n-nâri.Sümme ümira bi-hî ve suhibe ‘alâ vechihî hattâ ülkıye fi’n-nâri. Bu da yüzüstü emrolunur Allah tarafından.Bu da yüzüstü emrolunur Allah tarafından. Sürüklene sürüklene cehenneme atılır.Sürüklene sürüklene cehenneme atılır.

Neden? Bu güzel şeyleri ilim öğrenmeyi, Kur’an öğrenmeyi, öğretmeyi,


Neden? Bu güzel şeyleri ilim öğrenmeyi, Kur’an öğrenmeyi, öğretmeyi,
okumayı, Allah rızası için yapmadı.okumayı, Allah rızası için yapmadı. Başka duygular, başka hesaplar düşüncelerle yaptı diye.Başka duygular, başka hesaplar düşüncelerle yaptı diye. O da cehenneme atılır. Niyeti kötü.O da cehenneme atılır. Niyeti kötü. Niyeti halîs değil. İhlâslı değil diye.Niyeti halîs değil. İhlâslı değil diye.

Ve raculün.


Ve raculün.
Üçüncü böyle aleyhine hüküm verilipte cehennemlik olanlardan üçüncüsü.Üçüncü böyle aleyhine hüküm verilipte cehennemlik olanlardan üçüncüsü. Ve racülün vesse’allâhu ‘aleyhi ve a’tâhu min esnâfi’l-mâli.Ve racülün vesse’allâhu ‘aleyhi ve a’tâhu min esnâfi’l-mâli. Kendisine türlü türlü nimetler vererekKendisine türlü türlü nimetler vererek Allahu Teâlâ hazretlerinin zengin kıldığı bir kişi getirilir huzura.Allahu Teâlâ hazretlerinin zengin kıldığı bir kişi getirilir huzura. Fe-‘arrafehû ni’amehû fe-‘arafehâ.Fe-‘arrafehû ni’amehû fe-‘arafehâ. Nimetlerini Allah ona bir bir ben sana kulum;Nimetlerini Allah ona bir bir ben sana kulum; Sıhhat vermedim mi?Sıhhat vermedim mi? Mal vermedim mi?Mal vermedim mi? Konak vermedim mi?Konak vermedim mi? Çoluk çocuk vermedim mi?Çoluk çocuk vermedim mi?

Nimetleri hepsini sayar.


Nimetleri hepsini sayar.
O da itiraf eder, evet ya Rabbi evet, tamam, hepsini vermiştin ya Rabbi der.O da itiraf eder, evet ya Rabbi evet, tamam, hepsini vermiştin ya Rabbi der. Gâle fe-mâ ‘amilte fîhâ.Gâle fe-mâ ‘amilte fîhâ. Buyurur Allah. sarfiyat yaptım. Senin rızan için.Buyurur Allah. sarfiyat yaptım. Senin rızan için. Peki, bunlara karşılık ne yaptın bakalım sen?Peki, bunlara karşılık ne yaptın bakalım sen? Gâle ma teraktü min sebîlin tuhibbü en yünfeka fî-hâGâle ma teraktü min sebîlin tuhibbü en yünfeka fî-hâ illâ enfagtü fî-hâ leke.illâ enfagtü fî-hâ leke. Hiçbir senin seveceğin konu bırakmadım,Hiçbir senin seveceğin konu bırakmadım, yer bırakmadım, iş çeşidi bırakmadım,yer bırakmadım, iş çeşidi bırakmadım, senin rızan için o işlerin her türlüsüne, malı sarf ettim,senin rızan için o işlerin her türlüsüne, malı sarf ettim, parayı verdim, senin rızan için.parayı verdim, senin rızan için. Paraları cami yapmaya harcadım, Kur’an kursu yapmaya harcadım,Paraları cami yapmaya harcadım, Kur’an kursu yapmaya harcadım, fakirlere vermeye harcadım, Kızılay çadır alsın diye harcadım,fakirlere vermeye harcadım, Kızılay çadır alsın diye harcadım, her çeşit işe harcadım gibi yani.her çeşit işe harcadım gibi yani. Seni seveceğin her konuda sarfiyat yaptım.Seni seveceğin her konuda sarfiyat yaptım. Senin rızan için.Senin rızan için.

Gâle kezebte. Yalan söyledin buyurur Allah ona.


Gâle kezebte. Yalan söyledin buyurur Allah ona.
Velâkinneke fe’alte li-yügâle hüve cevâdün fe-kad gîle.Velâkinneke fe’alte li-yügâle hüve cevâdün fe-kad gîle. Hayır, sen sırf nefsini tatmin etmek için,Hayır, sen sırf nefsini tatmin etmek için, amma cömert adam ha diye böyle övülmek hoşuna gittiğinden verdin bunları.amma cömert adam ha diye böyle övülmek hoşuna gittiğinden verdin bunları. Benim rızamı düşünerek vermedin.Benim rızamı düşünerek vermedin. Ayıp olur vermezsem, verirsem herkesin şu tavrına bak bana karşı,Ayıp olur vermezsem, verirsem herkesin şu tavrına bak bana karşı, amma eğilip büzülüyorlar, iki kat oluyorlar ha, amma hürmet ediyorlar.amma eğilip büzülüyorlar, iki kat oluyorlar ha, amma hürmet ediyorlar. Hoşuna gidiyor.Hoşuna gidiyor. Ondan yaptın sen bunları, bunlarda oldu.Ondan yaptın sen bunları, bunlarda oldu. Sümme ümira bi-hî ve suhibe ‘alâ vechihî sümme ülkıye fi’n-nâri.Sümme ümira bi-hî ve suhibe ‘alâ vechihî sümme ülkıye fi’n-nâri. Sonra bu da, atın bunu cehenneme diye Allah emreder.Sonra bu da, atın bunu cehenneme diye Allah emreder. Sürüklene sürüklene yüzü üstü cehenneme atılır.Sürüklene sürüklene yüzü üstü cehenneme atılır.

Üçüncü hadîs-i şerîfi okuyarak konuyu bitiriyorum.


Üçüncü hadîs-i şerîfi okuyarak konuyu bitiriyorum.


Ve an ibni Umara radıyallahu anhumâ enne ünâsen gâlû lehû


Ve an ibni Umara radıyallahu anhumâ enne ünâsen gâlû lehû
innâ nedhulü alâ sultâninâ fe-nekûlü le-hüm bi-hilâfi mâinnâ nedhulü alâ sultâninâ fe-nekûlü le-hüm bi-hilâfi mâ netekellemü izâ haracnâ min ındihimnetekellemü izâ haracnâ min ındihim gâle ibni Umara radıyallahu anhumâ künnâ ne’uddü hâzâ nifâkangâle ibni Umara radıyallahu anhumâ künnâ ne’uddü hâzâ nifâkan alâ ahdi resûlillahi sallallahu aleyhi vessellem.alâ ahdi resûlillahi sallallahu aleyhi vessellem.

İman Buhârî’nin rivayet ettiği bir hadîs-i şerîf.


İman Buhârî’nin rivayet ettiği bir hadîs-i şerîf.
Abdullah İbn Ömer radıyallahu anhumaya birileri gelmiş.Abdullah İbn Ömer radıyallahu anhumaya birileri gelmiş. Peygamber Efendimizin irtihali, dâr-ı vaka etmesinden bir devrede.Peygamber Efendimizin irtihali, dâr-ı vaka etmesinden bir devrede.

Demişler ki; Ya Ömer’in oğlu Abdullah!


Demişler ki; Ya Ömer’in oğlu Abdullah!
Biz sultanlarımızın, emirlerimizin, kabile reislerimizin, başkanlarımızın yanına,Biz sultanlarımızın, emirlerimizin, kabile reislerimizin, başkanlarımızın yanına, valilerinizin, kimlerse, yanına gidiyoruz, onlara bir şeyler söylüyoruz.valilerinizin, kimlerse, yanına gidiyoruz, onlara bir şeyler söylüyoruz. Medih, yalan dolan, neyse bir şeyler söylüyoruz.Medih, yalan dolan, neyse bir şeyler söylüyoruz.

Neden?


Neden?


Bi hilâfi mâ netekellemü izâ haracnâ min ındihim.


Bi hilâfi mâ netekellemü izâ haracnâ min ındihim.
Yanlarından çıktığımız zaman, huzurdan çıktıktan sonraYanlarından çıktığımız zaman, huzurdan çıktıktan sonra kendi aramızda konuştuklarımızın tam aksini söylüyoruz.kendi aramızda konuştuklarımızın tam aksini söylüyoruz. Huzurunda onun yüzüne karşı.Huzurunda onun yüzüne karşı. Artık yani yağcılık, balcılık, dalkavukluk yapıyorlar demek ki.Artık yani yağcılık, balcılık, dalkavukluk yapıyorlar demek ki. Çıkınca da iyi, herif ammada yuttu bizim lafımızı, bilmem ne falan.Çıkınca da iyi, herif ammada yuttu bizim lafımızı, bilmem ne falan. Dışarı çıkınca da ciğeri beş para etmez herif ama işte ne yapacaksın, bilmem ne,Dışarı çıkınca da ciğeri beş para etmez herif ama işte ne yapacaksın, bilmem ne, ammada şey yaptı falan.ammada şey yaptı falan. Dışarda başka konuşuyorlar aleyhte, içeri girdikleri zaman,Dışarda başka konuşuyorlar aleyhte, içeri girdikleri zaman, o zamanda, yüze karşı dalkavukluk, başka konuşuyorlar.o zamanda, yüze karşı dalkavukluk, başka konuşuyorlar.

Kibarca cevap vermiş Abdullah İbni Ömer.


Kibarca cevap vermiş Abdullah İbni Ömer.
Biz demiş Hazreti Peygamber Efendimizin zamanında,Biz demiş Hazreti Peygamber Efendimizin zamanında, bu yaptığınız şeye münafıklık adını veriyorduk demiş.bu yaptığınız şeye münafıklık adını veriyorduk demiş. Yani münafıklık yapıyormuşsunuz.Yani münafıklık yapıyormuşsunuz. Yaptığınızı birde gelip söylüyorsunuz.Yaptığınızı birde gelip söylüyorsunuz. Ya gittiğin zaman yüzüne karşıda dobra dobra, mertçe,Ya gittiğin zaman yüzüne karşıda dobra dobra, mertçe, senin hatan şu, şöyle yap diye konuş.senin hatan şu, şöyle yap diye konuş. Ya da tabii şekilde, fazla abartmadan konuş.Ya da tabii şekilde, fazla abartmadan konuş. Çıktığın zamanda ya da dilini tut, aleyhinde konuşma.Çıktığın zamanda ya da dilini tut, aleyhinde konuşma. Yani için başka dışın başka, onun yüzüne karşı başka, arkasından başka.Yani için başka dışın başka, onun yüzüne karşı başka, arkasından başka. Bunun adı halîs münafıklık.Bunun adı halîs münafıklık. Münafıkları da sevmez Allah.Münafıkları da sevmez Allah. Riyakârları sevmez, münafıkları sevmez.Riyakârları sevmez, münafıkları sevmez. Yapılan bir işin, kendisinin rızasından başka bir maksatla yapılmasını da sevmez.Yapılan bir işin, kendisinin rızasından başka bir maksatla yapılmasını da sevmez.

Peki, hem Allah’ın rızasını düşünüyorum hem de bir başka maksadım daha var.


Peki, hem Allah’ın rızasını düşünüyorum hem de bir başka maksadım daha var.
Onun da olmasını düşünüyorum.Onun da olmasını düşünüyorum. İkiliği de kabul etmez.İkiliği de kabul etmez. Çünkü ikileme, ortaklık oldu mu Allah,Çünkü ikileme, ortaklık oldu mu Allah, verin bunu ortağa der, ben istemiyorum der.verin bunu ortağa der, ben istemiyorum der. Kendisi ortak istemediği için onu da kabul etmez.Kendisi ortak istemediği için onu da kabul etmez.

Nasıl olacak?


Nasıl olacak?

Her şey sırf Allah rızası için olacak.

Her şey sırf Allah rızası için olacak.
Namaz kılıyorsun Allah rızası için.Namaz kılıyorsun Allah rızası için. Sadaka veriyorsun Allah rızası için.Sadaka veriyorsun Allah rızası için. Başkasını hesaba katmak yok.Başkasını hesaba katmak yok. Zekât veriyorsun Allah rızası için.Zekât veriyorsun Allah rızası için. Hayır, yapıyorsun Allah rızası için.Hayır, yapıyorsun Allah rızası için.

Eski devirde, zengin bir ailenin çocuğu, çok zengin, bir tekkeye gelmiş.


Eski devirde, zengin bir ailenin çocuğu, çok zengin, bir tekkeye gelmiş.
O zamanın meşhur bir mübarek şeyhine demiş ki;O zamanın meşhur bir mübarek şeyhine demiş ki; Efendim şu kadar para buyur.Efendim şu kadar para buyur. Şu kadar 1.000 altın, 4.000 altın mesela.Şu kadar 1.000 altın, 4.000 altın mesela. Bunu işte tekkeye gelen fukaraya şeye harcarsınız.Bunu işte tekkeye gelen fukaraya şeye harcarsınız. Buyurun hayratım falan.Buyurun hayratım falan. Çok tabi makbule geçmiş.Çok tabi makbule geçmiş.

Vaaz da, Hoca Efendi demiş ki;


Vaaz da, Hoca Efendi demiş ki;


Genç kardeşimiz Allah kabul etsin, Allah razı olsun, 4.000 altın getirdi.


Genç kardeşimiz Allah kabul etsin, Allah razı olsun, 4.000 altın getirdi.
Sizlere şey yapmak üzere, işte kullanılmak üzere,Sizlere şey yapmak üzere, işte kullanılmak üzere, fukaranın ihtiyaçlarına sarf edilmek üzere. Allah razı olsun.fukaranın ihtiyaçlarına sarf edilmek üzere. Allah razı olsun. İşte bu kadar şeyi verdi falan.İşte bu kadar şeyi verdi falan. Teşekkür ederiz deyince.Teşekkür ederiz deyince. Çocuk kalkmış arkadan.Çocuk kalkmış arkadan.

Delikanlı demiş;


Delikanlı demiş;


Hocam kusura bakmayın.


Hocam kusura bakmayın.
Ben onu size verdim.Ben onu size verdim. Sonra anam bir kızdı, darıldı, evde çok kızdı.Sonra anam bir kızdı, darıldı, evde çok kızdı. Onun için annem razı olmadığından, ben o parayı geri istiyorum demiş.Onun için annem razı olmadığından, ben o parayı geri istiyorum demiş. E al evladım.E al evladım. Şeyi vermiş geriye, keseyi geriye vermiş.Şeyi vermiş geriye, keseyi geriye vermiş. Ondan sonra cemaat dağılmış falan.Ondan sonra cemaat dağılmış falan. Genç, en geçe kalmış.Genç, en geçe kalmış. Hoca Efendinin, şeyh Efendinin yanına gene gelmiş.Hoca Efendinin, şeyh Efendinin yanına gene gelmiş.

Demiş ki; Hocam. Ben bunu Allah rızası için veriyorum.


Demiş ki; Hocam. Ben bunu Allah rızası için veriyorum.
Şöhret için vermiyorum.Şöhret için vermiyorum. Başkası duysun diye değil.Başkası duysun diye değil. Siz böyle herkese söyleyince, şöhret olacak, riya olacak, gösteriş olacak.Siz böyle herkese söyleyince, şöhret olacak, riya olacak, gösteriş olacak. Onun için ben öyle dedim demiş.Onun için ben öyle dedim demiş. Annem falan darılmış değil.Annem falan darılmış değil. Bu parayı alın, kimseye söylemeyin. Ne olur beni fahşetmeyin demiş.Bu parayı alın, kimseye söylemeyin. Ne olur beni fahşetmeyin demiş. Yani adını, adının verilmesini istememiş.Yani adını, adının verilmesini istememiş. Hani adının söylenmesi istenmeyen bir kimse,Hani adının söylenmesi istenmeyen bir kimse, şu camiye şu kadar 1.000 dolar verdi, söylenmesini istemiyor.şu camiye şu kadar 1.000 dolar verdi, söylenmesini istemiyor. Kimisi de falanca oğullarından filanca bu minareyi yaptırmıştır, kitabe koydurtuyor.Kimisi de falanca oğullarından filanca bu minareyi yaptırmıştır, kitabe koydurtuyor.

Şöhret olmaması önemli yani.


Şöhret olmaması önemli yani.
Allahu Teâlâ hazretleri riyasız, halîs, gösterişsiz,Allahu Teâlâ hazretleri riyasız, halîs, gösterişsiz, münafıklık olmadan, her yaptığımız işi rızasına uygun güzel yapmayı nasib etsin.münafıklık olmadan, her yaptığımız işi rızasına uygun güzel yapmayı nasib etsin. Çünkü gösteriş ile riya ile olursa, ihlâslı olmazsa Allah kabul etmez.Çünkü gösteriş ile riya ile olursa, ihlâslı olmazsa Allah kabul etmez. Allah’ın kabul ettiği bütün ibadetler,Allah’ın kabul ettiği bütün ibadetler, ihlâslı olan, halîs muhlis olan ibadetlerdir.ihlâslı olan, halîs muhlis olan ibadetlerdir.

Oruçlarımızı, namazlarımızı, zekâtlarımızı, hayratımızı,


Oruçlarımızı, namazlarımızı, zekâtlarımızı, hayratımızı,
hasenatımızı hep öyle yapmaya, vermeye Allah bizi muvaffak eylesin.hasenatımızı hep öyle yapmaya, vermeye Allah bizi muvaffak eylesin. Allah hepinizden razı olsun.Allah hepinizden razı olsun. Cumayı kıldıktan sonra hatmimizi tamamlayacağız.Cumayı kıldıktan sonra hatmimizi tamamlayacağız. Çok hatimler var.Çok hatimler var. Dualarını yapacağız.Dualarını yapacağız. Ondan sonra buyurun ezanı okuyalım.Ondan sonra buyurun ezanı okuyalım.

Soruyorlar yani neden gibi.


Soruyorlar yani neden gibi.
İşte iyi hatırlayamadığım için, yanlış bir şeyde söylemekten korkuyorum.İşte iyi hatırlayamadığım için, yanlış bir şeyde söylemekten korkuyorum. Yalnız diyor ki; tam çalışanlar, çalışmasını bitirdiği zaman ücret alırlar.Yalnız diyor ki; tam çalışanlar, çalışmasını bitirdiği zaman ücret alırlar. Artık işleri bittiği zaman, onun gibi, ona benzetiyor Peygamber Efendimiz.Artık işleri bittiği zaman, onun gibi, ona benzetiyor Peygamber Efendimiz. Artık oruçta bittiği için.Artık oruçta bittiği için. Oruç ve teravih bitti.Oruç ve teravih bitti. Tam işin sonu, tam ecrin, sevabın, ücretin, mükâfatın verileceği gece olmuş oluyor.Tam işin sonu, tam ecrin, sevabın, ücretin, mükâfatın verileceği gece olmuş oluyor.

Onun için bu geceyi, öteki geceler gibi değerlendirmeye,


Onun için bu geceyi, öteki geceler gibi değerlendirmeye,
onlardan daha çok gayret etmeye çalışalım inşallah.onlardan daha çok gayret etmeye çalışalım inşallah. Teberrüken gene vaazımız da geri kalmasın.Teberrüken gene vaazımız da geri kalmasın. Şuradan bir tanecikte olsa bir hadîs okuyalım.Şuradan bir tanecikte olsa bir hadîs okuyalım.

Bismillâhirrahmânirrahîm.


Bismillâhirrahmânirrahîm.


Elhamdülillâhi Rabbi'l-âlemîn.


Elhamdülillâhi Rabbi'l-âlemîn.
Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

An ebî bekrini’s-sıddîk radıyallahu anh.


An ebî bekrini’s-sıddîk radıyallahu anh.
Ebû Bekir Sıddîk Efendimizden.Ebû Bekir Sıddîk Efendimizden. Gâle. Kendisi Ebu Bekir Sıddık Efendimiz şöyle buyurmuş.Gâle. Kendisi Ebu Bekir Sıddık Efendimiz şöyle buyurmuş. Yâ eyyühe’n-nâsü.Yâ eyyühe’n-nâsü. Ey ahali! Ey Müslümanlar! Ey insanlar!Ey ahali! Ey Müslümanlar! Ey insanlar! İnneküm takraûne hâzihi’l-âyete.İnneküm takraûne hâzihi’l-âyete. Siz Kur’an-ı Kerîm de şu âyeti okuyorsunuz.Siz Kur’an-ı Kerîm de şu âyeti okuyorsunuz.

Bismillâhirrahmânirrahîm.


Bismillâhirrahmânirrahîm.


Yâ eyyühellezîne âmenû aleyküm e füseküm lâ yedurruküm men dalle ize’h-tedeytüm.


Yâ eyyühellezîne âmenû aleyküm e füseküm lâ yedurruküm men dalle ize’h-tedeytüm.


Neymiş bu âyetin ifadesi, meali?


Neymiş bu âyetin ifadesi, meali?
Ey iman edenler!Ey iman edenler! Siz, aleyküm e füseküm.Siz, aleyküm e füseküm. Kendinize bakın.Kendinize bakın. Kendi nefsinizi ıslaha gayret edin.Kendi nefsinizi ıslaha gayret edin. Kendinize yönelin.Kendinize yönelin. Aleyküm e füseküm.Aleyküm e füseküm. Nefsinizi gözetmek sizin göreviniz olsun.Nefsinizi gözetmek sizin göreviniz olsun. Kendinize bakın.Kendinize bakın. Lâ yedurruküm men dalle.Lâ yedurruküm men dalle. Sapıtmış olan insan size zarar veremez.Sapıtmış olan insan size zarar veremez. İze’h-tedeytüm.İze’h-tedeytüm. Siz kendinizi kollayıp doğru yolda olduğunuz zaman, öteki size zarar veremez.Siz kendinizi kollayıp doğru yolda olduğunuz zaman, öteki size zarar veremez. Mâide suresinin 105 inci âyeti.Mâide suresinin 105 inci âyeti. Bunu okuyorsun Kur’an-ı Kerîmden.Bunu okuyorsun Kur’an-ı Kerîmden. Tabi o zaman bizden daha çok okuyorlardı o mübarekler.Tabi o zaman bizden daha çok okuyorlardı o mübarekler.

Ve innî semi’tü resâlallahi sallallahu aleyhi vessellem yekûlü.


Ve innî semi’tü resâlallahi sallallahu aleyhi vessellem yekûlü.
Ben de Peygamber Efendimizden işittim ki şöyle buyurdu;Ben de Peygamber Efendimizden işittim ki şöyle buyurdu; İnne’n-nâse.İnne’n-nâse. İnsanlar, ahali, halk.İnsanlar, ahali, halk. İzâ raevü’z-zâlime.İzâ raevü’z-zâlime. Zalimi gördükleri zaman.Zalimi gördükleri zaman. Fe-lem ye’huzû ‘alâ yedeyhi.Fe-lem ye’huzû ‘alâ yedeyhi. Onun iki elini tutmadıkları zaman, zulmü engellemedikleri zaman,Onun iki elini tutmadıkları zaman, zulmü engellemedikleri zaman, zalimin iki elini tutup da yaptırtmama işini yapmadıkları zaman,zalimin iki elini tutup da yaptırtmama işini yapmadıkları zaman, zalimin iki elini zulüm yapmasın diye tutmadıkları zaman.zalimin iki elini zulüm yapmasın diye tutmadıkları zaman.

Evşeke en ye’ummehümullahu bi-‘ıkâbin minhü.


Evşeke en ye’ummehümullahu bi-‘ıkâbin minhü.
Az zaman sonra, Cenâb-ı Hakk’ın hepsine birden azab vermesi gecikmez.Az zaman sonra, Cenâb-ı Hakk’ın hepsine birden azab vermesi gecikmez. Hepsine birden azab gelir.Hepsine birden azab gelir. Zalimi görüpte, zalimin zulmünü engellemeyip,Zalimi görüpte, zalimin zulmünü engellemeyip, elini tutmadıkları zaman,elini tutmadıkları zaman, çok geçmez, kısa bir zaman sonra, umumi bir azab gelir onlara.çok geçmez, kısa bir zaman sonra, umumi bir azab gelir onlara. Böyle dedi Peygamber Efendimiz.Böyle dedi Peygamber Efendimiz.

Onun için o âyet-i kerîmeye bakıp da,


Onun için o âyet-i kerîmeye bakıp da,
ben kendimi düzelteyim, başkası beni ilgilendirmez demeyin demiş oluyor Ebu Bekir Sıddîk.ben kendimi düzelteyim, başkası beni ilgilendirmez demeyin demiş oluyor Ebu Bekir Sıddîk. Yani o âyet-i kerîmeye yanlış anlam vererek, kendi kabuğunuza çekilmeyin.Yani o âyet-i kerîmeye yanlış anlam vererek, kendi kabuğunuza çekilmeyin. Tamam, kendinize bakacaksınız.Tamam, kendinize bakacaksınız. Kendinizin imanı sağlam oldu mu evet başkası size zarar veremez amma,Kendinizin imanı sağlam oldu mu evet başkası size zarar veremez amma, dışarda gördüğünüz zalimi de, zulmü de,dışarda gördüğünüz zalimi de, zulmü de, haksızlığı da münkeratı da, fuhşiyatı dahaksızlığı da münkeratı da, fuhşiyatı da dirayetinizi kullanacaksınız,dirayetinizi kullanacaksınız, gücünüzü kullanacaksınız, engelleyeceksiniz.gücünüzü kullanacaksınız, engelleyeceksiniz. Engellemezseniz, Cenâb-ı Hak hepinize birden azab verir.Engellemezseniz, Cenâb-ı Hak hepinize birden azab verir. Hem zalime verir.Hem zalime verir. Hem de siz zalimi engellemediniz diye size verir dedi Peygamber Efendimiz.Hem de siz zalimi engellemediniz diye size verir dedi Peygamber Efendimiz. Bu manada konuştu.Bu manada konuştu. Bunu da bilin diyor Ebû Bekir Sıddîk Efendimiz.Bunu da bilin diyor Ebû Bekir Sıddîk Efendimiz.

Şimdi dinde asıl önemli olan incelikleri bilmektir.


Şimdi dinde asıl önemli olan incelikleri bilmektir.
Yani bir âyeti yanlış yorumlayıp da ters bir istikamete yönlenmemektir.Yani bir âyeti yanlış yorumlayıp da ters bir istikamete yönlenmemektir. Tamam, böyle diyor ben kendime bakayım.Tamam, böyle diyor ben kendime bakayım. Hayır, işte burada Ebû Bekir Sıddîk Efendimiz,Hayır, işte burada Ebû Bekir Sıddîk Efendimiz, tecrübesini, bilgisini, dindeki derin bilgisini, anlayışını, anlayın.tecrübesini, bilgisini, dindeki derin bilgisini, anlayışını, anlayın.

Ebû Eyyûb el- Ensârî hazretleri de böyle bir ikaz yapmıştı.


Ebû Eyyûb el- Ensârî hazretleri de böyle bir ikaz yapmıştı.
Savaşta birisi ya Allah dedi düşmana bir saldırdı, girdi aralarına,Savaşta birisi ya Allah dedi düşmana bir saldırdı, girdi aralarına, çarpıştı çarpıştı çarpıştı çarpıştı, şehit düştü.çarpıştı çarpıştı çarpıştı çarpıştı, şehit düştü. Ahali dediler ki bak bu kendi kendini tehlikeye attı.Ahali dediler ki bak bu kendi kendini tehlikeye attı. Hâlbuki Kur’an-ı Kerimde Allahu Teâlâ hazretleri;Hâlbuki Kur’an-ı Kerimde Allahu Teâlâ hazretleri;

Ve lâ tulkû bi-eydîküm ile’t-tehlüketi.


Ve lâ tulkû bi-eydîküm ile’t-tehlüketi.


Bir âyet-i kerîme var.


Bir âyet-i kerîme var.
Kendi elinizle kendinizi atmayın buyuruyor.Kendi elinizle kendinizi atmayın buyuruyor. Bu kendi eliyle kendini tehlikeye attı gibi,Bu kendi eliyle kendini tehlikeye attı gibi, o âyeti böyle söylediler, onu tenkit ettiler yani.o âyeti böyle söylediler, onu tenkit ettiler yani.

Ebû Eyyûb el- Ensârî hazretleri dedi ki;


Ebû Eyyûb el- Ensârî hazretleri dedi ki;


Ey ahali!


Ey ahali!


Biz bu âyeti Resûlullah’ın zamanında sizin bu anladığınız şekilde anlamıyorduk.


Biz bu âyeti Resûlullah’ın zamanında sizin bu anladığınız şekilde anlamıyorduk.
Elinizdeki mallarınızı zekât vermeyip,Elinizdeki mallarınızı zekât vermeyip, sadaka vermeyip, cihada ayırmayıp, cimrilik yapıp tutmak suretiylesadaka vermeyip, cihada ayırmayıp, cimrilik yapıp tutmak suretiyle kendinizi tehlikeye atmayın.kendinizi tehlikeye atmayın. Sonra sizi Allah cezalandırır manasına anlıyorduk.Sonra sizi Allah cezalandırır manasına anlıyorduk. Yoksa savaşta düşmana saldırmak,Yoksa savaşta düşmana saldırmak, yanlış bir hareket değil.yanlış bir hareket değil. Siz yanlış yorum yapıyorsunuz dedi.Siz yanlış yorum yapıyorsunuz dedi. İşte dini tam anlamak çok önemli.İşte dini tam anlamak çok önemli. Yani yorumları ters yapmamak çok önemli.Yani yorumları ters yapmamak çok önemli. Allah gafûrdur, rahîmdir, affeder.Allah gafûrdur, rahîmdir, affeder.

E ne olacak?


E ne olacak?
Namazı kılmasak da affeder, orucu tutmasak ta affeder.Namazı kılmasak da affeder, orucu tutmasak ta affeder. Sen hava alırsın.Sen hava alırsın. Öyle bir şamar yersin ki Cenâb-ı Hak’tan.Öyle bir şamar yersin ki Cenâb-ı Hak’tan. Öyleleri var.Öyleleri var. Allah gafurdur, rahîmdir, benim günahıma mı bakacak. Bakacak tabi.Allah gafurdur, rahîmdir, benim günahıma mı bakacak. Bakacak tabi. Zerre kadar hayır işleyenin hayrını verecek,Zerre kadar hayır işleyenin hayrını verecek, zerre kadar şer işleyenin cezasını verecek.zerre kadar şer işleyenin cezasını verecek. Allah affeder lıkır lıkır lıkır.Allah affeder lıkır lıkır lıkır. Meyhanede git sarhoşlarla bir sohbete geç bak.Meyhanede git sarhoşlarla bir sohbete geç bak. Ne felsefeler, ne laflar, ne laflar bulurlar, kendilerini mazur göstermek için.Ne felsefeler, ne laflar, ne laflar bulurlar, kendilerini mazur göstermek için. Neler neler.Neler neler.

Bir gün İstanbul da vaazı verdim. Pazar vaazını.


Bir gün İstanbul da vaazı verdim. Pazar vaazını.
Yeşilköy de son uçağa bindim Ankara’ya dönüyorum.Yeşilköy de son uçağa bindim Ankara’ya dönüyorum. Pazartesi günü şey var, fakülte var, göreve yetişeceğim.Pazartesi günü şey var, fakülte var, göreve yetişeceğim. En son uçaktan bilet alıyorum.En son uçaktan bilet alıyorum. Vaazı verdikten sonra dönüyorum. Vaazı verdikten sonra dönüyorum. Uçağa girdim.Uçağa girdim. Tıklım tıklım dolu uçak.Tıklım tıklım dolu uçak. Bende en ön sıradayım.Bende en ön sıradayım. Üç kişilik koltukta.Üç kişilik koltukta. Bir benim yanımda boş yer var.Bir benim yanımda boş yer var. Her taraf dolu.Her taraf dolu. Dur bakalım Cenâb-ı Hak yanıma kimi getirecek? Dedim.Dur bakalım Cenâb-ı Hak yanıma kimi getirecek? Dedim. Biraz sonra sallana sallana, zil zurna bir sarhoş gelmedi mi.Biraz sonra sallana sallana, zil zurna bir sarhoş gelmedi mi. Gelmesin. Leş gibi içki kokuyor.Gelmesin. Leş gibi içki kokuyor. Geldi yanıma oturdu, bende sakallıyım.Geldi yanıma oturdu, bende sakallıyım. Bir baktı bana şöyle selamı aleyküm hocam dedi.Bir baktı bana şöyle selamı aleyküm hocam dedi. Hocam dedi sen benim bu halime bakma dedi.Hocam dedi sen benim bu halime bakma dedi. Elhamdûlillah bende Müslümanım dedi.Elhamdûlillah bende Müslümanım dedi. Sarhoş şeyi ile.Sarhoş şeyi ile. Yani dedi bu herifler dedi bir açtı ağzını bir yumdu gözünü bu,Yani dedi bu herifler dedi bir açtı ağzını bir yumdu gözünü bu, bütün uçak dinliyor, en yüksek sesle bağırıyor.bütün uçak dinliyor, en yüksek sesle bağırıyor. En güzel şeyleri söylüyor sarhoş.En güzel şeyleri söylüyor sarhoş. Artık beni gördü ya, coştu, alt şuurunda artık sarhoş olmanın verdiği eziklik mi var neyse.Artık beni gördü ya, coştu, alt şuurunda artık sarhoş olmanın verdiği eziklik mi var neyse.

Birinci sınıf mütehassıs vaizlerden daha güzel konuştu.


Birinci sınıf mütehassıs vaizlerden daha güzel konuştu.
Bütün uçak dinliyor, çın çın ötüyor.Bütün uçak dinliyor, çın çın ötüyor. 167 kişilik uçak herkes dinliyor.167 kişilik uçak herkes dinliyor. Ankara’ya kadar konuştu konuştu bende hı mı bilmem neAnkara’ya kadar konuştu konuştu bende hı mı bilmem ne falan diye böyle şey yaparak Ankara’ya gittim.falan diye böyle şey yaparak Ankara’ya gittim. Neler bahaneler buluyorlar yani.Neler bahaneler buluyorlar yani. Bende Müslümanım diyor. Bakma sen benim böyle içtiğime falan hocam diyor,Bende Müslümanım diyor. Bakma sen benim böyle içtiğime falan hocam diyor, bilmem ne diyor falan, kendisini temize çıkartmaya çalışıyor.bilmem ne diyor falan, kendisini temize çıkartmaya çalışıyor. Belli söylediği şeylerden, kulağı dolgun.Belli söylediği şeylerden, kulağı dolgun.

Demek ki iyi bir muhitte, iyi şeyler duymuş.


Demek ki iyi bir muhitte, iyi şeyler duymuş.
Ama içkiden de kesilmiyor. iyi hale getiriyor. Ona bir şey diyemeyiz ama öyle günahta ısrar ederken de olmuyor bu işler.Ama içkiden de kesilmiyor. iyi hale getiriyor. Ona bir şey diyemeyiz ama öyle günahta ısrar ederken de olmuyor bu işler. Öyle değil iş.Öyle değil iş. Kazın ayağı öyle değil. iyi insan oluyor tabi. Cenâb-ı Hakk’ın hidayeti, kalbini değiştirdi mi çokKazın ayağı öyle değil. iyi insan oluyor tabi. Cenâb-ı Hakk’ın hidayeti, kalbini değiştirdi mi çok Tir tir titrerdi en Allah’ın salîh kulları,Tir tir titrerdi en Allah’ın salîh kulları, Peygamberler, sahâbe-i kirâm, evliyâullah, o mübarekler tir tir titrerlerdi.Peygamberler, sahâbe-i kirâm, evliyâullah, o mübarekler tir tir titrerlerdi. Böyle bizimkiler gibi böyle efe efe kabadayı kabadayı rahat değillerdi.Böyle bizimkiler gibi böyle efe efe kabadayı kabadayı rahat değillerdi. En çok onlar korkarlardı cehennemde yanacağım diye.En çok onlar korkarlardı cehennemde yanacağım diye. Cehennemde en çok yanacak, cehennem kütükleri hiç korkmuyor.Cehennemde en çok yanacak, cehennem kütükleri hiç korkmuyor. Allah affeder.Allah affeder. Allah’ın affedeceği sen değilsin.Allah’ın affedeceği sen değilsin. Evet, belki senide affeder amaEvet, belki senide affeder ama bazen bir eşkıyaya tevbe nasib ediyor,bazen bir eşkıyaya tevbe nasib ediyor, bazen bir sarhoşa tevbe nasib ediyor,bazen bir sarhoşa tevbe nasib ediyor, çok iyi insan oluyor tabi.çok iyi insan oluyor tabi. Cenâb-ı Hakk’ın hidayeti, kalbini değiştirdi mi çok iyi hale getiriyor.Cenâb-ı Hakk’ın hidayeti, kalbini değiştirdi mi çok iyi hale getiriyor. Ona bir şey diyemeyiz ama öyle günahta ısrar ederken de olmuyor bu işler.Ona bir şey diyemeyiz ama öyle günahta ısrar ederken de olmuyor bu işler.

Allah hepinizden razı olsun.


Allah hepinizden razı olsun.
Allah hepimizi yolundan ayırmasın.Allah hepimizi yolundan ayırmasın. Gevşetmesin.Gevşetmesin. Rehavete düşürmesin.Rehavete düşürmesin. Şeytanın aldatmalarına kandırtmasın.Şeytanın aldatmalarına kandırtmasın. Dosdoğru yolunda yürütsün.Dosdoğru yolunda yürütsün. Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.

Yatsı namazlarını 8:30’ta kılıyoruz.


Yatsı namazlarını 8:30’ta kılıyoruz.
Sabah namazlarını 4:30’ta kılıyoruz.Sabah namazlarını 4:30’ta kılıyoruz. İnşallah önümüzdeki Çarşamba günü yola çıkıyoruz.İnşallah önümüzdeki Çarşamba günü yola çıkıyoruz. Çarşamba gecesi Morı’de geceliyoruzÇarşamba gecesi Morı’de geceliyoruz Perşembe günü inşallah Dubbo’ya ulaşıyoruz.Perşembe günü inşallah Dubbo’ya ulaşıyoruz. Cuma namazını Dubbo da kılma şeklindeCuma namazını Dubbo da kılma şeklinde başka yerden geleceklerde bilsin diye şey yapıyoruz.başka yerden geleceklerde bilsin diye şey yapıyoruz. Oradaki satın alınan mescidimize varıyoruz inşallah.Oradaki satın alınan mescidimize varıyoruz inşallah.

Kotku mescidi mi adı?


Kotku mescidi mi adı?


Pazar günüde açılış var Efendim


Pazar günüde açılış var Efendim
üç gün oradan oralarda bulunacağız.üç gün oradan oralarda bulunacağız. Yani oralarda gezilecek yerler var.Yani oralarda gezilecek yerler var. 120 metre kuzeyinde milli koru var.120 metre kuzeyinde milli koru var. National park var.National park var. Kınobarabram bilmem ne varrabımdi bilmem neKınobarabram bilmem ne varrabımdi bilmem ne milli parkı diye bir yeri var, çok güzel yerler.milli parkı diye bir yeri var, çok güzel yerler.

Aborjinlerin 5.000 yıllık şehirlerinin kalıntılarının olduğu yerler.


Aborjinlerin 5.000 yıllık şehirlerinin kalıntılarının olduğu yerler.
Sen görmedin oraları. yapacağız, yavaş yavaş geleceğiz. Sidney’e bir uğrarız. Uğrayacağımız kardeşlerimizi görürüz. Oradan da istediğiniz yere doğru gideriz.Sen görmedin oraları. yapacağız, yavaş yavaş geleceğiz. Sidney’e bir uğrarız. Uğrayacağımız kardeşlerimizi görürüz. Oradan da istediğiniz yere doğru gideriz. Biz neler gördük neler neler gördük arkadaşlar.Biz neler gördük neler neler gördük arkadaşlar. Kanguruların orada yumruklu maçlarını bile seyrettik.Kanguruların orada yumruklu maçlarını bile seyrettik. Birbirlerine böyle böyle böyle tekme tokat yumruk filmini çektik.Birbirlerine böyle böyle böyle tekme tokat yumruk filmini çektik. Dereye set yaptık.Dereye set yaptık. Mehmed Ali soğuk suda cup atladı yüzdü.Mehmed Ali soğuk suda cup atladı yüzdü. Çok billur gibi su.Çok billur gibi su. Bardağı doldur iç.Bardağı doldur iç. Çünkü şehir yok, bir şey yok, kirlenme yok, buz gibi su, tertemiz.Çünkü şehir yok, bir şey yok, kirlenme yok, buz gibi su, tertemiz. Çok güzel tavsiye ederim, tavsiye ederim.Çok güzel tavsiye ederim, tavsiye ederim. Hayırlısı ile oradan şeye bir uğrayacağız.Hayırlısı ile oradan şeye bir uğrayacağız. Kalindo gençlerin eğitim çalışmalarına.Kalindo gençlerin eğitim çalışmalarına. Tabi iki üç gün geçmiş olacak bizim vardığımız zaman.Tabi iki üç gün geçmiş olacak bizim vardığımız zaman. Bir ziyaret edeceğiz, bakacağız, davet ettiler, göreceğiz.Bir ziyaret edeceğiz, bakacağız, davet ettiler, göreceğiz. Oradan dönüş yapacağız, yavaş yavaş geleceğiz.Oradan dönüş yapacağız, yavaş yavaş geleceğiz. Sidney’e bir uğrarız.Sidney’e bir uğrarız. Uğrayacağımız kardeşlerimizi görürüz.Uğrayacağımız kardeşlerimizi görürüz. Oradan da istediğiniz yere doğru gideriz.Oradan da istediğiniz yere doğru gideriz.

El Fâtiha.


El Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2