Namaz Vakitleri

25 Cemâziye'l-Âhir 1446
26 Aralık 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:48
Yatsı
19:15
Detaylı Arama

Üç Önemli Görev

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

8 Cemâziye'l-Âhir 1415 / 11.11.1994
AKRA

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Ashabın Güzel Durumu, Cahillik ve Dünya Sevgisi, Emr-i Ma’ruf ve Cihadın Terki, Kitap ve Sünnete Uyan Kimsenin | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Üç Önemli Görev

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

8 Cemâziye'l-Âhir 1415 / 11.11.1994
AKRA

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Ashabın Güzel Durumu, Cahillik ve Dünya Sevgisi, Emr-i Ma’ruf ve Cihadın Terki, Kitap ve Sünnete Uyan Kimsenin | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bugün size Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'denBugün size Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'den Muâz b. Cebel radıyallahu anh tarafından rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf üzerinde konuşmak istiyorum.Muâz b. Cebel radıyallahu anh tarafından rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf üzerinde konuşmak istiyorum. Önce hadîs-i şerîfin güzel kelimeleriniÖnce hadîs-i şerîfin güzel kelimelerini "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mübarek dilinden, "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mübarek dilinden, ağzından çıkmıştır." diyerek okuyalım. ağzından çıkmıştır." diyerek okuyalım.

Peygamber sallallahu aleyhi vesellem hazretleri buyuruyor ki: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem hazretleri buyuruyor ki:

Entümü'l-yevme alâ beyyinetin min rabbiküm.Entümü'l-yevme alâ beyyinetin min rabbiküm. Te'murûne bi'l-mağrûfi ve tenhevne ani'l-münkeri ve tücâhidûne fî fillah.Te'murûne bi'l-mağrûfi ve tenhevne ani'l-münkeri ve tücâhidûne fî fillah. Sümme't-tezharu fîkümü's- sekretân.Sümme't-tezharu fîkümü's- sekretân. Sekretü'l-cehli ve sekretu hubbi'l-ayş Sekretü'l-cehli ve sekretu hubbi'l-ayş ve setühâvvelûne an zâlike fe-lâ te'murûne bi'l-ma'rûf ve lâ tenhevne an münker.ve setühâvvelûne an zâlike fe-lâ te'murûne bi'l-ma'rûf ve lâ tenhevne an münker. Ve lâ tücâhidûne fillah. El-kâimûne yevmeizin bi'l-kitabi ve's-sünneh. Lehû ecru hamsîne sıddıkan. Ve lâ tücâhidûne fillah. El-kâimûne yevmeizin bi'l-kitabi ve's-sünneh. Lehû ecru hamsîne sıddıkan.

Kâlû: "Yâ Resûllah, minnâ ev minhüm. Kâle. "Lâ. Bel minküm. Kâlû: "Yâ Resûllah, minnâ ev minhüm.

Kâle. "Lâ. Bel minküm.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bizim dilimizle tercüme etmek gerekirsePeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bizim dilimizle tercüme etmek gerekirse sahâbe-i kirâm rıdvanullahi aleyhim ecmain'e hitaben diyor ki: sahâbe-i kirâm rıdvanullahi aleyhim ecmain'e hitaben diyor ki:

Entümü'l-yevme alâ beyyinetin min rabbiküm.Entümü'l-yevme alâ beyyinetin min rabbiküm. "Siz bugün Rabbinizden size gönderilmiş, apaçık, ayan beyan belli olan bir durum üzerindesiniz." "Siz bugün Rabbinizden size gönderilmiş, apaçık, ayan beyan belli olan bir durum üzerindesiniz."

Yani sizin için tereddüt bahis konusu değil.Yani sizin için tereddüt bahis konusu değil. Hakkı görebiliyorsunuz, yapabiliyorsunuz; Hakkı görebiliyorsunuz, yapabiliyorsunuz; bâtılı görebiliyorsunuz, anlayabiliyorsunuz ondan sakınabiliyorsunuz.bâtılı görebiliyorsunuz, anlayabiliyorsunuz ondan sakınabiliyorsunuz. Güzel bir toplum, çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in toplumu,Güzel bir toplum, çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in toplumu, etrafındakiler sahabeleri. Asr-ı saâdet, bütün mânevî şartlar son derece güzel. etrafındakiler sahabeleri. Asr-ı saâdet, bütün mânevî şartlar son derece güzel.

"Siz ey ashabım! Bugün böyle apaçık,"Siz ey ashabım! Bugün böyle apaçık, çok kesin hatlarla belli olan bir durum üzerinde bulunuyorsunuz,çok kesin hatlarla belli olan bir durum üzerinde bulunuyorsunuz, bu size Rabbinizden gönderilmiş güzel âşikâr bir durumdur."bu size Rabbinizden gönderilmiş güzel âşikâr bir durumdur." Dinin ortaya çıktığı ilk zamanındaki asıl, pırıl pırıl netliği ve şeffaflığı. Dinin ortaya çıktığı ilk zamanındaki asıl, pırıl pırıl netliği ve şeffaflığı.

Te'murûne bi'l-mağrûfi ve tenhevne ani'l-münkeri ve tücâhidûne fillah.Te'murûne bi'l-mağrûfi ve tenhevne ani'l-münkeri ve tücâhidûne fillah. "Siz ey ashabım! Bu açık seçik durum dolayısıyla"Siz ey ashabım! Bu açık seçik durum dolayısıyla emr-i mârûf ve nehy-i münker, Allah yolunda cihat yapıyorsunuz."emr-i mârûf ve nehy-i münker, Allah yolunda cihat yapıyorsunuz." Dinin gerçeklerini çeşitli sebeplerle kaybetmiş değilsiniz.Dinin gerçeklerini çeşitli sebeplerle kaybetmiş değilsiniz. Dinin en önemli olan bir takım emirlerini çok rahatlıkla anlıyorsunuz,Dinin en önemli olan bir takım emirlerini çok rahatlıkla anlıyorsunuz, bunların sizin kendi görevleriniz olduğunu çok iyi idrak edebiliyorsunuz ve yapıyorsunuz. bunların sizin kendi görevleriniz olduğunu çok iyi idrak edebiliyorsunuz ve yapıyorsunuz.

Nedir bu çok mühim olan üç görev? Nedir bu çok mühim olan üç görev?

Bu hadîs-i şerîfte, Efendimiz onlara beyan etmiş.Bu hadîs-i şerîfte, Efendimiz onlara beyan etmiş. Dinin emirleri çok da olsa en önemli ana görevler olduğu için öncelikle bunları saymış:Dinin emirleri çok da olsa en önemli ana görevler olduğu için öncelikle bunları saymış: Emr-i mârûf ve nehy-i münker yapmak, Allah için cihat etmek. Emr-i mârûf ve nehy-i münker yapmak, Allah için cihat etmek.

Biliyorsunuz emr-i mârûf; dinin ve akl-ı selîmin, mantığın doğru gördüğü şeyi emretmek,Biliyorsunuz emr-i mârûf; dinin ve akl-ı selîmin, mantığın doğru gördüğü şeyi emretmek, uygulatmaya, yaptırmaya çalışmak, yapılmasına yardımcı olmak demek. uygulatmaya, yaptırmaya çalışmak, yapılmasına yardımcı olmak demek.

Müslümanın çok önemli sosyal görevlerinden birisi budur.Müslümanın çok önemli sosyal görevlerinden birisi budur. Doğru, güzel, mantıklı ve akla uygun olan dinimiz,Doğru, güzel, mantıklı ve akla uygun olan dinimiz, zaten akıl ve mantık istikametindedir, bütün emirleri güzeldir. zaten akıl ve mantık istikametindedir, bütün emirleri güzeldir.

Mü'min, dinin esaslarına uygun olan her şeyi yaptırmaya gayret edecek.Mü'min, dinin esaslarına uygun olan her şeyi yaptırmaya gayret edecek. Bizlerin de görevi bu. Allah'ın emirlerini yaymaya, yapmaya, yaptırmaya çalışacağız. Bizlerin de görevi bu. Allah'ın emirlerini yaymaya, yapmaya, yaptırmaya çalışacağız. Gücümüz yetiyorsa; çoluk çocuğumuza, ailemize, çevremize bir âmirliğimiz,Gücümüz yetiyorsa; çoluk çocuğumuza, ailemize, çevremize bir âmirliğimiz, selâhiyetimiz, bir mevki, makamı yönetme hakkımız varsa, selâhiyetimiz, bir mevki, makamı yönetme hakkımız varsa, emrimizin altındaki insanlara bunları yaptırmaya çalışmamız gerekiyor. emrimizin altındaki insanlara bunları yaptırmaya çalışmamız gerekiyor.

Sahabe-i kirâma diyor ki; "Siz emr-i mârûf yapıyorsunuz." Yani o görev bakımından durumunuz iyi. Sahabe-i kirâma diyor ki; "Siz emr-i mârûf yapıyorsunuz." Yani o görev bakımından durumunuz iyi.

Ve tenhevne ani'l-münker. Münker de mârûfun zıttıdır, aksidir.Ve tenhevne ani'l-münker. Münker de mârûfun zıttıdır, aksidir. Yani aklın akl-ı selîmin, mantığın, dinin doğru görmediği şeylerin hepsiYani aklın akl-ı selîmin, mantığın, dinin doğru görmediği şeylerin hepsi münker bâbındandır, onlara münkerât diyoruz. Akıl, kalp, gönül inkâr ediyor.münker bâbındandır, onlara münkerât diyoruz. Akıl, kalp, gönül inkâr ediyor. İnsanın kalb-i selîmi, akl-ı selimi, "Böyle şey olmaz, bu güzel bir şey değil." diye, kabul edemiyor.İnsanın kalb-i selîmi, akl-ı selimi, "Böyle şey olmaz, bu güzel bir şey değil." diye, kabul edemiyor. Bu gibi şeylere hep münker denir. Bu gibi şeylere hep münker denir. Bu durumda olan her olay, iş ve fiili de mü'min engellemeye, yaptırmamaya çalışacak. Bu durumda olan her olay, iş ve fiili de mü'min engellemeye, yaptırmamaya çalışacak. Bu da önemli bir vazife. Mârufu emretmek güzel ama birde münkeri yasaklamak,Bu da önemli bir vazife. Mârufu emretmek güzel ama birde münkeri yasaklamak, yaptırmamak, engellemek, yapılmasını ortadan kaldırmaya çalışmak lazım.yaptırmamak, engellemek, yapılmasını ortadan kaldırmaya çalışmak lazım. Kötülük kalkmalı, pislik temizlenmeli, iyilikler hâkim olmalı, her taraf gül gülistan olmalı,Kötülük kalkmalı, pislik temizlenmeli, iyilikler hâkim olmalı, her taraf gül gülistan olmalı, toplum manevî bakımdan bakıldığı zaman gül bahçesi gibi güzel olmalı. toplum manevî bakımdan bakıldığı zaman gül bahçesi gibi güzel olmalı.

Ve tücâhidûne fillah. Fî sebilillah buyurmamış, fillah buyurmuş.Ve tücâhidûne fillah. Fî sebilillah buyurmamış, fillah buyurmuş. "Allah için, Allah yolunda cihat ediyorsunuz.""Allah için, Allah yolunda cihat ediyorsunuz." Zaman zaman sohbetlerimde açıklıyorum, cihadın kelime mânasını biliyorsunuz. Zaman zaman sohbetlerimde açıklıyorum, cihadın kelime mânasını biliyorsunuz.

Cihat deyince bizim halkımız önce savaşı, orduyu, silahlı iki tarafın mücadelesini anlayabilir.Cihat deyince bizim halkımız önce savaşı, orduyu, silahlı iki tarafın mücadelesini anlayabilir. Ama cihat aslında; "cehd sarf etmek" yani "gayret sarf etmek" demek oluyor.Ama cihat aslında; "cehd sarf etmek" yani "gayret sarf etmek" demek oluyor. Karşılıklı gayret sarf etmek; "müslümanların İslâm için gayret sarf etmesi,Karşılıklı gayret sarf etmek; "müslümanların İslâm için gayret sarf etmesi, buna karşılık da İslâm'ı sevmeyen, karşı, şeytanın tarafında olan,buna karşılık da İslâm'ı sevmeyen, karşı, şeytanın tarafında olan, küfür, inkâr, haksızlık ve kötülük tarafındaki insanların daküfür, inkâr, haksızlık ve kötülük tarafındaki insanların da İslâm'a karşı düşmanlığı ve onunla gayret edip savaşması, uğraşması" demek.İslâm'a karşı düşmanlığı ve onunla gayret edip savaşması, uğraşması" demek. Karşılıklı böyle bir mücadele var.Karşılıklı böyle bir mücadele var. Cihan yaratıldığı, insanoğlu cihana gönderildiği zamandan beri Cihan yaratıldığı, insanoğlu cihana gönderildiği zamandan beri -bunları tarih ve din kitaplarından öğreniyoruz- -bunları tarih ve din kitaplarından öğreniyoruz- insanların arasında, iyilerle kötülerin, iyilikle kötülüğün çarpışması var. insanların arasında, iyilerle kötülerin, iyilikle kötülüğün çarpışması var.

Bu iyilikle kötülüğün çarpışmasında, mü'min olan insan iyi tarafı tutacak,Bu iyilikle kötülüğün çarpışmasında, mü'min olan insan iyi tarafı tutacak, iyiyi destekleyecek ve o hususta gayret sarf edecek, ter dökecek.iyiyi destekleyecek ve o hususta gayret sarf edecek, ter dökecek. Sadece bir kenara çekilip oturup da meselelere uzaktan bakmayacak.Sadece bir kenara çekilip oturup da meselelere uzaktan bakmayacak. Özellikle kendisi de işin içine girerek, ter dökerek,Özellikle kendisi de işin içine girerek, ter dökerek, güzelliği hâkim kılmaya, çirkinliği yok etmeye çalışacak. Buna cihat diyoruz. güzelliği hâkim kılmaya, çirkinliği yok etmeye çalışacak. Buna cihat diyoruz.

Bu çeşitli şekillerde olur. Gayret sarf etmenin en önemlisi, en değerlisi;Bu çeşitli şekillerde olur. Gayret sarf etmenin en önemlisi, en değerlisi; insanın kendisinin içindeki kötülüklerle, kendi nefsinin hevâsı, arzuları, insanın kendisinin içindeki kötülüklerle, kendi nefsinin hevâsı, arzuları, çirkin, tembelce istekleri ile mücadele etmesi.çirkin, tembelce istekleri ile mücadele etmesi. O halde insanın ilk önce kendisiyle bir uğraşı, bir gayretli, mücadelesi, didişmesi, çatışması vardırO halde insanın ilk önce kendisiyle bir uğraşı, bir gayretli, mücadelesi, didişmesi, çatışması vardır ve burada kendisini yenmesi lazım. ve burada kendisini yenmesi lazım.

Kim yenecek insanın içindeki nefsini, aklını, kalbini, vicdanını? Kim yenecek insanın içindeki nefsini, aklını, kalbini, vicdanını?

Nefsine galip gelecek. İnsanın içinde akıl ve mantık hâkim olacak. Büyük ve en büyük savaş bu. Nefsine galip gelecek. İnsanın içinde akıl ve mantık hâkim olacak. Büyük ve en büyük savaş bu.

Ondan sonra çeşit çeşit mücadeleler; mesela bir toplulukta görev almışsınızdır,Ondan sonra çeşit çeşit mücadeleler; mesela bir toplulukta görev almışsınızdır, bir yönetim kurulu vardır,karşı tarafta olanlar vardır.bir yönetim kurulu vardır,karşı tarafta olanlar vardır. Siz hakkı tutacaksınız. Mücadele böyle devam eder. Siz hakkı tutacaksınız. Mücadele böyle devam eder.

Biz de çeşitli devlet müesseselerinde, yönetim kurullarında bulunduk.Biz de çeşitli devlet müesseselerinde, yönetim kurullarında bulunduk. Hakikaten gündem maddesini aldığınız, masanın başına oturduğunuz zaman,Hakikaten gündem maddesini aldığınız, masanın başına oturduğunuz zaman, karşınızda o konuda ne kadar menfi niyetli insanlar olduğunu görürsünüz ve canla başlakarşınızda o konuda ne kadar menfi niyetli insanlar olduğunu görürsünüz ve canla başla o kötülükler yapılmasın, madde güzel geçsin,o kötülükler yapılmasın, madde güzel geçsin, topluluk, o dernek, o müessese, iyiye doğru gitsin diye uğraşırsınız.topluluk, o dernek, o müessese, iyiye doğru gitsin diye uğraşırsınız. Ama kötü niyetli insanlar da; kimisi rüşvet alarak, kimisi menfaatini düşünerek,Ama kötü niyetli insanlar da; kimisi rüşvet alarak, kimisi menfaatini düşünerek, kimisi inadından, kimisi mensup olduğu bir grubun taassubunu "illa yerine getireceğim" diye,kimisi inadından, kimisi mensup olduğu bir grubun taassubunu "illa yerine getireceğim" diye, yalan yanlış işler yapar, yapmak ister. Siz de onunla mücadele edersiniz.yalan yanlış işler yapar, yapmak ister. Siz de onunla mücadele edersiniz. Bu da bir mücadele, bu da bir cihat... Bu da bir mücadele, bu da bir cihat...

Basında cihat var.Basında cihat var. Çeşitli kurumlarda, kuruluşlarla müesseselerde, derneklerde böyle mücadeleler, cihatlar olabilir.Çeşitli kurumlarda, kuruluşlarla müesseselerde, derneklerde böyle mücadeleler, cihatlar olabilir. Partiler arasında olduğu gibi mecliste de olur. Partiler arasında olduğu gibi mecliste de olur.

Bir de İslâm toplumu ile İslâm olmayan, İslâm'a erememiş,Bir de İslâm toplumu ile İslâm olmayan, İslâm'a erememiş, İslâm'ın düşmanı, rakibi, hasmı, hasetçisi guruplar arasında olabilir.İslâm'ın düşmanı, rakibi, hasmı, hasetçisi guruplar arasında olabilir. O sonunda silahlı bir çatışmaya da dönüşebilir. İki ordu arasında gerçek bir savaş da olabilir.O sonunda silahlı bir çatışmaya da dönüşebilir. İki ordu arasında gerçek bir savaş da olabilir. O da olduğu zaman, silahını alıp cepheye koşup vatanı korumak,O da olduğu zaman, silahını alıp cepheye koşup vatanı korumak, o hakkı tutup desteklemek gerekiyor ve bunu ecdadımız asırlar boyu çok güzel yapmışlar.o hakkı tutup desteklemek gerekiyor ve bunu ecdadımız asırlar boyu çok güzel yapmışlar. İslâm tarihi böyle büyük mücahitlerin, çok şahane cihatlarıyla süslenmiş durumdadır.İslâm tarihi böyle büyük mücahitlerin, çok şahane cihatlarıyla süslenmiş durumdadır. Onları rahmetle yâd ediyoruz. Allah razı olsun.Onları rahmetle yâd ediyoruz. Allah razı olsun. Kafkasya'da, Balkanlar'da, Avrupa'da, dünyanın bildiğimiz bilmediğimiz şu andaKafkasya'da, Balkanlar'da, Avrupa'da, dünyanın bildiğimiz bilmediğimiz şu anda sayılamayacak kadar çok yerlerinde bu çeşit mücadeleler yapılmış. sayılamayacak kadar çok yerlerinde bu çeşit mücadeleler yapılmış.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Ey ashabım!Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:

"Ey ashabım!
Siz bugün çok kesin gerçekleri görebilecek, apaçık bir durumdasınız,Siz bugün çok kesin gerçekleri görebilecek, apaçık bir durumdasınız, Allah size bu görüş açıklığını nasip etmiş,Allah size bu görüş açıklığını nasip etmiş, onun için Allah'ın rızasını kazanmanıza yarayacak olan güzel şeylerionun için Allah'ın rızasını kazanmanıza yarayacak olan güzel şeyleri doğru tespit edip yapabiliyorsunuz, emr-i mârûf yapıyorsunuz. Bu güzel ve çok önemli." doğru tespit edip yapabiliyorsunuz, emr-i mârûf yapıyorsunuz. Bu güzel ve çok önemli."

Bizim de vazifemiz olan bu vazifeyi, onların çok güzel yaptığını Peygamber Efendimiz bildiriyor: Bizim de vazifemiz olan bu vazifeyi, onların çok güzel yaptığını Peygamber Efendimiz bildiriyor:

"Nehy-i münker, kötülükleri engelleme ve Allah için cihat vazifenizi yapıyorsunuz."Nehy-i münker, kötülükleri engelleme ve Allah için cihat vazifenizi yapıyorsunuz. Hem şahsen, yani ruhunuzla, nefsinizle cihat; hem toplumun içindeki faaliyetlerdeHem şahsen, yani ruhunuzla, nefsinizle cihat; hem toplumun içindeki faaliyetlerde düşman gruplarla olan çatışma ve savaşlarda görev yaparak cihat yapıyorsunuz." düşman gruplarla olan çatışma ve savaşlarda görev yaparak cihat yapıyorsunuz."

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Sümme't-tezharu fîkümü's- sekretân.Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:

Sümme't-tezharu fîkümü's- sekretân.
İstikbale ait bir şeyi haber veriyor, bizi heyecanlandırıyor. Bu bizim için önemli; İstikbale ait bir şeyi haber veriyor, bizi heyecanlandırıyor. Bu bizim için önemli; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz,Allah'ın gerçek sevgili kulu,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz,Allah'ın gerçek sevgili kulu, peygamberi olduğundan, Allah O'nun kalbini pırıl pırıl eylediğinden,peygamberi olduğundan, Allah O'nun kalbini pırıl pırıl eylediğinden, O'na geçmişin ve geleceğin ilimlerini lutfedip öğrettiğinden, gösterdiğinden,O'na geçmişin ve geleceğin ilimlerini lutfedip öğrettiğinden, gösterdiğinden, Peygamber Efendimiz hem mâzî ile ilgili, eski ümmetlerin ihtilaf ettiği konularla ilgiliPeygamber Efendimiz hem mâzî ile ilgili, eski ümmetlerin ihtilaf ettiği konularla ilgili bilgileri, onların ihtilaflarını çözümleyecek şekilde açıklamıştır. bilgileri, onların ihtilaflarını çözümleyecek şekilde açıklamıştır.

Ehl-i kitâb; yahudiler, hristiyanlar için yanıldıkları noktaları göstermiştir,Ehl-i kitâb; yahudiler, hristiyanlar için yanıldıkları noktaları göstermiştir, ışık tutmuştur, onların ihtilaflı meselelerinde doğruyu göstermiştir. ışık tutmuştur, onların ihtilaflı meselelerinde doğruyu göstermiştir.

Peygamber Efendimiz hem de istikbale ait emirler, tavsiyeler vermiştir.Peygamber Efendimiz hem de istikbale ait emirler, tavsiyeler vermiştir. "İstikbalde şu olacak" diye bilgiler söylemiştir. İstikbal, basit insanlar için gaybtır."İstikbalde şu olacak" diye bilgiler söylemiştir. İstikbal, basit insanlar için gaybtır. Basit insanlar gaybı bilemez ama Allah'ın bildirdiği kimseler bilir.Basit insanlar gaybı bilemez ama Allah'ın bildirdiği kimseler bilir. Peygamber Efendimize bildirdiği için; "Ahir zaman olacak, ümmetin durumu değişecek,Peygamber Efendimize bildirdiği için; "Ahir zaman olacak, ümmetin durumu değişecek, şu şu negatif, kötü şeylerde meydana gelecek." diye istikbale ait bildirdiği pek çok bilgiler var.şu şu negatif, kötü şeylerde meydana gelecek." diye istikbale ait bildirdiği pek çok bilgiler var. Mesela İstanbul'un fethedileceğini çok önceden müjdelediği,Mesela İstanbul'un fethedileceğini çok önceden müjdelediği, o orduyu ve komutanı methettiği için, Emevîler zamanında İstanbul'u almak içino orduyu ve komutanı methettiği için, Emevîler zamanında İstanbul'u almak için ordular Şam'dan kalkmışlar, kara yoluyla, deniz yoluyla, aradaki yerleri bırakarak,ordular Şam'dan kalkmışlar, kara yoluyla, deniz yoluyla, aradaki yerleri bırakarak, "Peygamber Efendimizin methettiği o kişiler biz olabilelim." diye"Peygamber Efendimizin methettiği o kişiler biz olabilelim." diye Ebû Eyyûb el-Ensârî Efendimiz de, yirmi yedi kadar sahabe de İstanbul'u fethetmeye, İstanbul'a kadar gelmişler.Ebû Eyyûb el-Ensârî Efendimiz de, yirmi yedi kadar sahabe de İstanbul'u fethetmeye, İstanbul'a kadar gelmişler. Burada kabri bile var onun için bu işlerin böyle olduğunu kesinlikle, çok net biliyoruz.Burada kabri bile var onun için bu işlerin böyle olduğunu kesinlikle, çok net biliyoruz. İşte bu, istikbale ait haberler de vermek sevgili Peygamberimizin vasfı. İşte bu, istikbale ait haberler de vermek sevgili Peygamberimizin vasfı.

Burada da bir haber veriyor. Buyuruyor ki: Burada da bir haber veriyor. Buyuruyor ki:

Sümme't-tezharu fîkümü's- sekretân.Sümme't-tezharu fîkümü's- sekretân. "Sonra ey Ümmet-i Muhammed,sizin içinizde"Sonra ey Ümmet-i Muhammed,sizin içinizde iki çeşit sarhoşluk zahir olacak, meydana çıkacak, belirecek." iki çeşit sarhoşluk zahir olacak, meydana çıkacak, belirecek."

Sarhoşluk maddî mânasıyla; insanın aklını alan bir takım içkiler veSarhoşluk maddî mânasıyla; insanın aklını alan bir takım içkiler ve maddeler kullanarak aklını ve dengesini kaybetmesi, düşünemez duruma gelmesi.maddeler kullanarak aklını ve dengesini kaybetmesi, düşünemez duruma gelmesi. İçki içmiş bir insana "Sarhoş olmuş." diyoruz. Bu maddî sarhoşluk. İçki içmiş bir insana "Sarhoş olmuş." diyoruz. Bu maddî sarhoşluk.

Bir de mânevî sarhoşluklar olabilir.Bir de mânevî sarhoşluklar olabilir. Mesela bir insan bazen mevkiinin, makamının sarhoşu olur. Mesela bir insan bazen mevkiinin, makamının sarhoşu olur. Bir mevkiye gelmiştir onu hazmedemez, onun sarhoşluğu içindedir.Bir mevkiye gelmiştir onu hazmedemez, onun sarhoşluğu içindedir. Zenginliğinin sarhoşluğu içinde olur. Allah biraz para vermiştir, aklı başından gitmiştirZenginliğinin sarhoşluğu içinde olur. Allah biraz para vermiştir, aklı başından gitmiştir ne yaptığını bilmez bir durumdadır. Sarhoşluk böyle mânevî şekilde de oluyor. ne yaptığını bilmez bir durumdadır. Sarhoşluk böyle mânevî şekilde de oluyor.

Peygamber Efendimiz burada bir mânevî duruma işaret için böyle buyurmuş;Peygamber Efendimiz burada bir mânevî duruma işaret için böyle buyurmuş; "İçinizde iki tane, evvelce olmayan, mânevî sarhoşluk belirecek, meydana çıkacak.""İçinizde iki tane, evvelce olmayan, mânevî sarhoşluk belirecek, meydana çıkacak." Ve bunları açıklıyor. Sekretü'l-cehli ve sekretü hubbi'l-ayşi.Ve bunları açıklıyor.

Sekretü'l-cehli ve sekretü hubbi'l-ayşi.
"Birisi cahillik sarhoşluğu, ikincisi de dünya hayatını çok sevmek sarhoşluğu." "Birisi cahillik sarhoşluğu, ikincisi de dünya hayatını çok sevmek sarhoşluğu."

İslâm'ın olaya bakış tarzı çok önemli, çok güzel.İslâm'ın olaya bakış tarzı çok önemli, çok güzel. İslâm cahilliği bir sarhoşluk olarak; ilmi, bir ayıklık, bir güzel durum olarak görüyor.İslâm cahilliği bir sarhoşluk olarak; ilmi, bir ayıklık, bir güzel durum olarak görüyor. Bilmeyi, bilgiyi seviyor ve teşvik ediyor, cahilliği de kötü bir şey veBilmeyi, bilgiyi seviyor ve teşvik ediyor, cahilliği de kötü bir şey ve bir çeşit sarhoşluk olarak görüyor. Gerçekten de sarhoş da, cahil de ne yaptığını bilmez.bir çeşit sarhoşluk olarak görüyor. Gerçekten de sarhoş da, cahil de ne yaptığını bilmez. Cahillik bir çeşit mânevî sarhoşluk oluyor. Cahillik bir çeşit mânevî sarhoşluk oluyor.

Ümmetin içinde cahilliğin meydana gelmesi ne demek? Ümmetin içinde cahilliğin meydana gelmesi ne demek?

Allah'ın emirlerini bilmeyen insanlar durumuna gelmeleri demek.Allah'ın emirlerini bilmeyen insanlar durumuna gelmeleri demek. Kur'ân var, Kur'ân-ı Kerîm'i bilmiyorlar.Kur'ân var, Kur'ân-ı Kerîm'i bilmiyorlar. Peygamber Efendimiz yirmi üç yıllık peygamberlik hayatı boyunca,Peygamber Efendimiz yirmi üç yıllık peygamberlik hayatı boyunca, Ümmet-i Muhammed'e neler öğretmiş neler.Ümmet-i Muhammed'e neler öğretmiş neler. Her şey hakkında hadis kitaplarında bilgiler var ve bu güzel kitaplar dilimize de çevrilmiş.Her şey hakkında hadis kitaplarında bilgiler var ve bu güzel kitaplar dilimize de çevrilmiş. Bu hadîs-i şerîflerin güzel açıklamaları yapılmış ama okuyan, bilen yok.Bu hadîs-i şerîflerin güzel açıklamaları yapılmış ama okuyan, bilen yok. Böylece Peygamber Efendimizin hayatı ve talimatı da, dinin emirleri yasakları bilinmemiş oluyor.Böylece Peygamber Efendimizin hayatı ve talimatı da, dinin emirleri yasakları bilinmemiş oluyor. Bu bir sarhoşluk işte. Bu bir sarhoşluk işte.

"Ey Ümmet-i Muhammed! İleride, sizin aranızda böyle bir durum meydana gelecek" "Ey Ümmet-i Muhammed! İleride, sizin aranızda böyle bir durum meydana gelecek"

İkincisi sekretü hubbi'l-ayşi.İkincisi sekretü hubbi'l-ayşi. "Dünya hayatını yaşamanın sevgisi, dünyaya sımsıkı sarılmak, o hayatı çok sevmek sarhoşluğu." "Dünya hayatını yaşamanın sevgisi, dünyaya sımsıkı sarılmak, o hayatı çok sevmek sarhoşluğu."

Dünya hayatını sevmek; eğlenceler, keyifler, zevkler, paralar, köşkler,Dünya hayatını sevmek; eğlenceler, keyifler, zevkler, paralar, köşkler, zevk ü sefâlar, yiyecekler, içecekler, meşrubatlar, çalgılar, eğlenceler…zevk ü sefâlar, yiyecekler, içecekler, meşrubatlar, çalgılar, eğlenceler… Tarih boyunca bu böyle olmuştur; insanların bir kısmı eline imkân geçince,Tarih boyunca bu böyle olmuştur; insanların bir kısmı eline imkân geçince, parası pulu olunca hemen bu tarafa kayarlar, hayatı ve eğlenceyi, lüksü, keyifli hayatı severler.parası pulu olunca hemen bu tarafa kayarlar, hayatı ve eğlenceyi, lüksü, keyifli hayatı severler. Bu da insana sarhoşluk verir. Bu da insana sarhoşluk verir.

Bu zevkler, eğlenceler, keyifler insanın dinî görevlerini yapmasını,Bu zevkler, eğlenceler, keyifler insanın dinî görevlerini yapmasını, öteki insanlara karşı sorumluluklarını unutturur.öteki insanlara karşı sorumluluklarını unutturur. İyi insan olarak yapması gereken fedakârlıkları yaptırmaz,İyi insan olarak yapması gereken fedakârlıkları yaptırmaz, başkalarının haklarını çiğnetir, başkaları ağlarken kendisi güler,başkalarının haklarını çiğnetir, başkaları ağlarken kendisi güler, başkalarının haklarını çatır çatır yer, başkaları aç dururken, kendisi tok yaşar. başkalarının haklarını çatır çatır yer, başkaları aç dururken, kendisi tok yaşar.

Hâlbuki Peygamber Efendimiz "Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir." buyuruyor.Hâlbuki Peygamber Efendimiz "Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir." buyuruyor. Bu gibi ilgisizlikleri, duygusuzlukları, densizlikleri şiddetle reddediyor dinimiz.Bu gibi ilgisizlikleri, duygusuzlukları, densizlikleri şiddetle reddediyor dinimiz. Evet, bu [dünya] sevgi[si] insanın içinde gaye haline gelirse, İslâmî duygu ölür. Evet, bu [dünya] sevgi[si] insanın içinde gaye haline gelirse, İslâmî duygu ölür. İslâmî duygunun ana esası, temeli; âhiret inancıdır ve mükâfatların ahirette görüleceğidir.İslâmî duygunun ana esası, temeli; âhiret inancıdır ve mükâfatların ahirette görüleceğidir. Bu dünya hayatında iyi insan olarak yaşamak, düşünüldüğü zaman,Bu dünya hayatında iyi insan olarak yaşamak, düşünüldüğü zaman, bu gaye olarak alındığı zaman, insanın başına bazı şeyler gelebilir. bu gaye olarak alındığı zaman, insanın başına bazı şeyler gelebilir.

Oruç tutması gerekir; açlıktır. Namaz kılması gerekir; uykusunu bırakması gerekir.Oruç tutması gerekir; açlıktır. Namaz kılması gerekir; uykusunu bırakması gerekir. Parasını çıkartıp hayra vermesi gerekir; Parasını çıkartıp hayra vermesi gerekir; o sıcacık paraların cepten çıkıpta başkasının eline verilmesi zor gelir.o sıcacık paraların cepten çıkıpta başkasının eline verilmesi zor gelir. Uykuyu, rahatı terk etmek zor gelir, malını, canını vermek büyük insanların işi.Uykuyu, rahatı terk etmek zor gelir, malını, canını vermek büyük insanların işi. Mal ve can verilmeyince rahat terk edilmeyince o zaman toplum gelişmez.Mal ve can verilmeyince rahat terk edilmeyince o zaman toplum gelişmez. Toplum böyle fedakâr insanların hadsiz hesapsız, sayısız, sonsuz fedakârlıklarının birikmesiyleToplum böyle fedakâr insanların hadsiz hesapsız, sayısız, sonsuz fedakârlıklarının birikmesiyle yükseliyor ve güzel eserlere sahip oluyor. Dünyayı seven insanlar bunu yapamıyorlar.yükseliyor ve güzel eserlere sahip oluyor. Dünyayı seven insanlar bunu yapamıyorlar. Âhireti sevenler, ahirette mükâfata ereceklerini bilen insanlar,Âhireti sevenler, ahirette mükâfata ereceklerini bilen insanlar, bir gül bahçesine girercesine kara toprağa girmeye, şehitliğe razı oluyor,bir gül bahçesine girercesine kara toprağa girmeye, şehitliğe razı oluyor, cepheye gidiyor, çarpışıyor, al kanlar içinde şehit düşmeyi bir gaye olarak bilebiliyor. cepheye gidiyor, çarpışıyor, al kanlar içinde şehit düşmeyi bir gaye olarak bilebiliyor.

Demek ki; dünyayı sevip âhireti unutmak da bir çeşit sarhoşluk.Demek ki; dünyayı sevip âhireti unutmak da bir çeşit sarhoşluk. Bu iki şeyin hâkim olması halinde toplumu bozar, toplumdaki fedakârca çalışmaları kurutur.Bu iki şeyin hâkim olması halinde toplumu bozar, toplumdaki fedakârca çalışmaları kurutur. Birisi cahillik, dinin emirlerini bilmemek, Allah'ın yapın dediği şeyleri yapmamak,Birisi cahillik, dinin emirlerini bilmemek, Allah'ın yapın dediği şeyleri yapmamak, yasakladığı şeylere de düşmek, o çamurlara batmak. yasakladığı şeylere de düşmek, o çamurlara batmak.

İkincisi de keyfini, zevkini, sefâsını, dünya hayatını sevmek,İkincisi de keyfini, zevkini, sefâsını, dünya hayatını sevmek, ahireti düşünmemek, âhireti kazanacak tedbirlere, fedakârlıklara girişmemek. ahireti düşünmemek, âhireti kazanacak tedbirlere, fedakârlıklara girişmemek.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem "İşte sizin aranızda bu iki sarhoşluk doğacak." diyor. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem "İşte sizin aranızda bu iki sarhoşluk doğacak." diyor.

O zaman bunlar doğunca ne olacak? O zaman bunlar doğunca ne olacak?

Ve setühâvvelûne an zâlike.Ve setühâvvelûne an zâlike. "Bugünkü apaşikar, pırıl pırıl, nurlu durumunuzdan başka bir duruma döneceksiniz!"Bugünkü apaşikar, pırıl pırıl, nurlu durumunuzdan başka bir duruma döneceksiniz! Ey İslâm toplumu, ey İslâm ümmeti!" buyuruyor. Ey İslâm toplumu, ey İslâm ümmeti!" buyuruyor.

fe-lâ te'murûne bi'l-ma'rûf ve lâ tenhevne an münker..fe-lâ te'murûne bi'l-ma'rûf ve lâ tenhevne an münker.. "Hiçbir mârûfu emretmemeye, hiçbir münkerden men etmemeye başlayacaksınız.""Hiçbir mârûfu emretmemeye, hiçbir münkerden men etmemeye başlayacaksınız." Hepsini bir yapmak bahis konusu değil, herhangi bir tanesini bile yapma durumuna Hepsini bir yapmak bahis konusu değil, herhangi bir tanesini bile yapma durumuna artık aldırmamaya başlayacaksınız. Emr-i mârûf, iyilikleri teşvik ve yaptırım için çalışmak,artık aldırmamaya başlayacaksınız. Emr-i mârûf, iyilikleri teşvik ve yaptırım için çalışmak, nehy-i münker, kötülükleri engelleme arzusu ve gayreti yok. nehy-i münker, kötülükleri engelleme arzusu ve gayreti yok.

Ve lâ tücâhidûne fillah. "Ve Allah yolunda cihat etmeyeceksiniz."Ve lâ tücâhidûne fillah. "Ve Allah yolunda cihat etmeyeceksiniz." Böyle bir duruma düşecek.Böyle bir duruma düşecek. Bu da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in kötü bir durumu anlatmak için söylenmiş cümleleri. Bu da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in kötü bir durumu anlatmak için söylenmiş cümleleri.

Demek ki iyi bir toplum ve iyi insanlar nasıl olacak? Demek ki iyi bir toplum ve iyi insanlar nasıl olacak?

Emr-i mârûf, nehy-i münker yapacak, din için cihat edecek, mücahit kimseler olacak. Emr-i mârûf, nehy-i münker yapacak, din için cihat edecek, mücahit kimseler olacak.

Kötü insanlar nasıl olur? Kötü insanlar nasıl olur?

Emr-i mârûf, nehy-i münker yapmaz Allah için çalışmaz, fî sebîlillâh cihat etmez. Emr-i mârûf, nehy-i münker yapmaz Allah için çalışmaz, fî sebîlillâh cihat etmez.

Bu kötülük, o iyilik. Bu kötülük, o iyilik.

Böyle bir durum olunca, toplum genel yapısı itibariyle gevşedi, bozuldu,Böyle bir durum olunca, toplum genel yapısı itibariyle gevşedi, bozuldu, çözüldü, çürüdü, dejenere oldu, ifsad oldu.çözüldü, çürüdü, dejenere oldu, ifsad oldu. Böyle bir durumda siz gerçekleri görüyorsunuz, yüreğiniz parçalanıyor. Böyle bir durumda siz gerçekleri görüyorsunuz, yüreğiniz parçalanıyor. İmanınız kuvvetli, Allah'ın emrini tutmak, rızasını kazanmak istiyorsunuz. İmanınız kuvvetli, Allah'ın emrini tutmak, rızasını kazanmak istiyorsunuz.

Ne yapacaksınız o zaman? Ne yapacaksınız o zaman?

Siz kendi başınıza da olsanız, toplum bir tarafa gitse bile siz hak yolda; yanlış yola gitse bileSiz kendi başınıza da olsanız, toplum bir tarafa gitse bile siz hak yolda; yanlış yola gitse bile her türlü meşakkate sabrederek, göğüs gererek siz doğru yolda devam edeceksiniz. her türlü meşakkate sabrederek, göğüs gererek siz doğru yolda devam edeceksiniz.

Peygamber Efendimiz: El-kâimûne yevmeizin bi'l-kitabi ve's-sünneh.Peygamber Efendimiz:

El-kâimûne yevmeizin bi'l-kitabi ve's-sünneh.
"O günde, o durumdayken Kur'ân-ı Kerîm'e ve Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyyesine; "O günde, o durumdayken Kur'ân-ı Kerîm'e ve Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyyesine; kitaba ve sünnete uygun hareket eden ve onları uygulayan, onlara yapışan, kitaba ve sünnete uygun hareket eden ve onları uygulayan, onlara yapışan, sarılan insanlar." Lehû ecru hamsîne sıddıkan. "Büyük mükâfatlara nail olacaklar." sarılan insanlar." Lehû ecru hamsîne sıddıkan. "Büyük mükâfatlara nail olacaklar."

Ne kadar büyük mükâfat? "Onlara elli sıddîk kulun sevabı, mükâfatı verilecek." diyor.Ne kadar büyük mükâfat?

"Onlara elli sıddîk kulun sevabı, mükâfatı verilecek." diyor.
Çünkü toplum başka yere gitmiş, topluma muhalefet etmek zor.Çünkü toplum başka yere gitmiş, topluma muhalefet etmek zor. Toplum şaşırmış, sapıtmış, herkesle beraber insan yuvarlanıp gidebilir.Toplum şaşırmış, sapıtmış, herkesle beraber insan yuvarlanıp gidebilir. Onlar öyle yapmıyorlar, doğru olan yolu tercih edip tutuyorlarOnlar öyle yapmıyorlar, doğru olan yolu tercih edip tutuyorlar o zaman onlara çok büyük sevaplar veriliyor, sıddîk sevabı veriliyor. o zaman onlara çok büyük sevaplar veriliyor, sıddîk sevabı veriliyor.

Sıddîk ne demek? Sıddîkların en meşhuru kimdir? Sıddîk ne demek?

Sıddîkların en meşhuru kimdir?

Ebû Bekr-i Sıddîk efendimizdir ki; ümmetin en faziletli ferdi idi.Ebû Bekr-i Sıddîk efendimizdir ki; ümmetin en faziletli ferdi idi. Peygamber Efendim'iz hadîs-i şerîfleriyle Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'i methetmiş.Peygamber Efendim'iz hadîs-i şerîfleriyle Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'i methetmiş. Hakkında onu metheden, âyet-i kerîmeler inmiş.Hakkında onu metheden, âyet-i kerîmeler inmiş. Ebu Bekr-i Sıddîk'ın şânından ve onun ne kadar kıymetli kimse olduğundan bahseden. Ebu Bekr-i Sıddîk'ın şânından ve onun ne kadar kıymetli kimse olduğundan bahseden.

Sıddîk; "İmanı sapasağlam, Resûlullah'ı doğrulaması, onu tasdiki,Sıddîk; "İmanı sapasağlam, Resûlullah'ı doğrulaması, onu tasdiki, şeksiz, şüphesiz ve dinde çok sağlam bir durumda olan kimse." demek. şeksiz, şüphesiz ve dinde çok sağlam bir durumda olan kimse." demek.

"Elli sıddîk sevabı verilecek.""Elli sıddîk sevabı verilecek." Sahâbe-i kirâm anlaşılan hayran hayran Sahâbe-i kirâm anlaşılan hayran hayran Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz'i dinlemişler ve soruyorlar: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz'i dinlemişler ve soruyorlar:

Kâlû: "Yâ Resûllah, minnâ ev minhüm."Kâlû: "Yâ Resûllah, minnâ ev minhüm." Sıddîkların da dereceleri var.Sıddîkların da dereceleri var. "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in asr-ı saadetindeki sıddîklardan"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in asr-ı saadetindeki sıddîklardan elli sıddîk sevabı mı verilecek, yoksa onların çağındaki insanlarınelli sıddîk sevabı mı verilecek, yoksa onların çağındaki insanların sıddîklarından mı elli sıddîk sevabı verilecek?" sıddîklarından mı elli sıddîk sevabı verilecek?"

Sahâbe-i kirâm ümmetin en yüksek tabakasıdır onların mânevî mertebesine hiçbir kimse ulaşamaz.Sahâbe-i kirâm ümmetin en yüksek tabakasıdır onların mânevî mertebesine hiçbir kimse ulaşamaz. Ama işte Peygamber Efendimiz bu meraklı sahabenin bu güzel sorusu üzerine buyuruyor ki: Ama işte Peygamber Efendimiz bu meraklı sahabenin bu güzel sorusu üzerine buyuruyor ki:

Kâle. "Lâ. Bel minküm." "Hayır, onlardan değil."Kâle. "Lâ. Bel minküm." "Hayır, onlardan değil." Onlar, ümmetin sonradan gelen fertleri olduğu için Onlar, ümmetin sonradan gelen fertleri olduğu için dinî konularda sizin mertebenize çıkabilmiş kimseler değildir.dinî konularda sizin mertebenize çıkabilmiş kimseler değildir. Sizin gibi olan, sizin aranızdaki sıddîklardan elli sıddîk sevabı verilecek.Sizin gibi olan, sizin aranızdaki sıddîklardan elli sıddîk sevabı verilecek. Mükâfat çok büyük oluyor; elli sıddîk sevabı. Ne yapana? Mükâfat çok büyük oluyor; elli sıddîk sevabı.

Ne yapana?

Ümmetin bozulduğu zamanda Kur'ân-ı Kerîm'eÜmmetin bozulduğu zamanda Kur'ân-ı Kerîm'e Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılıp dinin özüne uygun, tertemiz, bozulmadan,Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılıp dinin özüne uygun, tertemiz, bozulmadan, dejenere olmadan hayatını ve faaliyetlerinidejenere olmadan hayatını ve faaliyetlerini Kur'ân-ı Kerîm'in, sünneti seniyenin ışığında yapan kimseye. Kur'ân-ı Kerîm'in, sünneti seniyenin ışığında yapan kimseye.

Sevgili kardeşlerim! Elli sıddîk sevabı çok büyük mükâfattır.Sevgili kardeşlerim! Elli sıddîk sevabı çok büyük mükâfattır. Onu kazanmak için var gücümüzle çalışmamız, gayret göstermemiz gerekiyor. Onu kazanmak için var gücümüzle çalışmamız, gayret göstermemiz gerekiyor.

Ne yapmamız gerekiyor? Ne yapmamız gerekiyor?

Kur'ân-ı Kerîmi ve Kur'ân-ı Kerîm'in tefsirini okumamız gerekiyor, Kur'ân-ı Kerîmi ve Kur'ân-ı Kerîm'in tefsirini okumamız gerekiyor, en güzel çalışmalarımızın, faaliyetlerimizin Kur'ân üzerinde yoğunlaşması gerekiyor.en güzel çalışmalarımızın, faaliyetlerimizin Kur'ân üzerinde yoğunlaşması gerekiyor. Mahallemizde toplanmamız, derneklerimizde, vakıflarımızda, Kur'ân-ı Kerîm'le ilgiliMahallemizde toplanmamız, derneklerimizde, vakıflarımızda, Kur'ân-ı Kerîm'le ilgili bir-iki toplantı değil de halkı devamlı yetiştiren seri toplantılar yapılması gerekiyor.bir-iki toplantı değil de halkı devamlı yetiştiren seri toplantılar yapılması gerekiyor. Kur'ân-ı Kerim'i ayet ayet, aşır aşır okuyup anlatan ve halkı bilgilendiren, teşvik eden Kur'ân-ı Kerim'i ayet ayet, aşır aşır okuyup anlatan ve halkı bilgilendiren, teşvik eden ve Kur'ân'a göre yaşamı özendiren, anlatan toplantılar yapmamız gerekiyor. ve Kur'ân'a göre yaşamı özendiren, anlatan toplantılar yapmamız gerekiyor.

Kur'ân-ı Kerîm'i, Kur'ân-ı Kerîm'in okumasını, tefsirini, ahkâmını bilmiyoruz.Kur'ân-ı Kerîm'i, Kur'ân-ı Kerîm'in okumasını, tefsirini, ahkâmını bilmiyoruz. Onun için iyi niyetli olsak da, istesek de hareketlerimizi iyi bir müslüman gibi yapamıyoruz.Onun için iyi niyetli olsak da, istesek de hareketlerimizi iyi bir müslüman gibi yapamıyoruz. Hem Türkiye'deki halk olarak hem de dünyanın başka yerlerindeki İslâm toplumları olarak çok kusurlar olabiliyor.Hem Türkiye'deki halk olarak hem de dünyanın başka yerlerindeki İslâm toplumları olarak çok kusurlar olabiliyor. Buna büyük ihtiyacımız var. Kur'ân-ı Kerîm hamlesi yapmamız lazım.Buna büyük ihtiyacımız var.

Kur'ân-ı Kerîm hamlesi yapmamız lazım.
Yeniden Kur'ân-ı Kerîm'e, bir Kur'ân-ı Kerîm zevk ve şevki ile sarılmalıyız. Yeniden Kur'ân-ı Kerîm'e, bir Kur'ân-ı Kerîm zevk ve şevki ile sarılmalıyız.

Nasıl Orta Asya'daki ecdadımız tarih içinde İslâmî ilimlere müslüman oldukları zaman sarılmışlar,Nasıl Orta Asya'daki ecdadımız tarih içinde İslâmî ilimlere müslüman oldukları zaman sarılmışlar, Arapları geçmişler. Birçok konularda dünyanın en büyük âlimlerini yetiştirmişler.Arapları geçmişler. Birçok konularda dünyanın en büyük âlimlerini yetiştirmişler. Hatta öyle âlimler çıkmış ki Arap dilini bile, Araplardan daha iyi öğrenmişler.Hatta öyle âlimler çıkmış ki Arap dilini bile, Araplardan daha iyi öğrenmişler. Mesela Zemahşerî Medine'de sesleniyor: Mesela Zemahşerî Medine'de sesleniyor:

"Ey Araplar! Gelin size atanızın dilini, lisanını öğreteyim." diye. "Ey Araplar! Gelin size atanızın dilini, lisanını öğreteyim." diye.

İmam Buhârî, İmam Tirmizî gibi en büyük hadis âlimleri yetişmiş,İmam Buhârî, İmam Tirmizî gibi en büyük hadis âlimleri yetişmiş, İmam Serahsî gibi en büyük fakîhler yetişmiş, İmam Mâtürîdî gibi akaid âlimleri yetişmiş. İmam Serahsî gibi en büyük fakîhler yetişmiş, İmam Mâtürîdî gibi akaid âlimleri yetişmiş.

İmam; önder demek. Bir ilmin en önde gelen en yüksek şahsiyetleri demek.İmam; önder demek. Bir ilmin en önde gelen en yüksek şahsiyetleri demek. İslâm ilimlerinde böyle önderler yetiştirmişiz. Neden? İslâm ilimlerinde böyle önderler yetiştirmişiz.

Neden?

Çünkü İslâm'ın hak din olduğunu anlayınca, ecdadımız İslâmî ilimlere şevk ile sarılmışlarÇünkü İslâm'ın hak din olduğunu anlayınca, ecdadımız İslâmî ilimlere şevk ile sarılmışlar ve çok yüksek gayret göstermişler, her birisi çok büyük âlim olmuşlar.ve çok yüksek gayret göstermişler, her birisi çok büyük âlim olmuşlar. Kur'ân ilimlerinde, dinî ilimlerde yüksek payeleri elde etmişler. Kur'ân ilimlerinde, dinî ilimlerde yüksek payeleri elde etmişler.

Bu şevki yeniden canlandırmamız, bu ateşi, meşaleyi yeniden yakmamız lazımBu şevki yeniden canlandırmamız, bu ateşi, meşaleyi yeniden yakmamız lazım ve bu meşalenin alevleri semaya kadar yükselmeli ışıl ışıl her tarafı aydınlatmalı.ve bu meşalenin alevleri semaya kadar yükselmeli ışıl ışıl her tarafı aydınlatmalı. Topluca ve fert olarak bir Kur'ân-ı Kerîm hamlesine girişmemiz gerekiyor.Topluca ve fert olarak bir Kur'ân-ı Kerîm hamlesine girişmemiz gerekiyor. Topluca böyle bir hamleyi girişmeyi beklemeden sizin bugünden itibarenTopluca böyle bir hamleyi girişmeyi beklemeden sizin bugünden itibaren Kur'ân-ı Kerim'e sarılıp Kur'ân-ı Kerîm'le ilgili çalışmalarınızı çoğaltmanızı tavsiye ederim. Kur'ân-ı Kerim'e sarılıp Kur'ân-ı Kerîm'le ilgili çalışmalarınızı çoğaltmanızı tavsiye ederim.

İkincisi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîflerineİkincisi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîflerine çok büyük değer verip o hadîs-i şerîflerden her gün okuyup açıklamaları çok güzel yazılmış olançok büyük değer verip o hadîs-i şerîflerden her gün okuyup açıklamaları çok güzel yazılmış olan kıymetli hadis kitaplarını -şerh diyoruz açıklamalara- okuyarak,kıymetli hadis kitaplarını -şerh diyoruz açıklamalara- okuyarak, Peygamber Efendimiz'in sünneti hakkında da çok sağlam bilgilere erişmemiz,Peygamber Efendimiz'in sünneti hakkında da çok sağlam bilgilere erişmemiz, hem sünnet-i seniyyedeki, hadîs-i şerîflerdeki hem Kur'ân-ı Kerîm'deki bilgilerihem sünnet-i seniyyedeki, hadîs-i şerîflerdeki hem Kur'ân-ı Kerîm'deki bilgileri içimize iyice sindirip tam kitaba ve sünnete uygun, onu tutan, destekleyen, içimize iyice sindirip tam kitaba ve sünnete uygun, onu tutan, destekleyen, onları hayatına rehber ve önder edinmiş insanlar olarak yaşamamız gerekiyor. onları hayatına rehber ve önder edinmiş insanlar olarak yaşamamız gerekiyor.

Böyle yaptığımız zaman kitap ve sünnete sarılıp onunla kâim olduğumuz,Böyle yaptığımız zaman kitap ve sünnete sarılıp onunla kâim olduğumuz, onunla yaşadığımız zaman her birimiz elli sıddîk sevabı alabileceğiz.onunla yaşadığımız zaman her birimiz elli sıddîk sevabı alabileceğiz. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu açıkladığımPeygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu açıkladığım Muâz radıyallahu anh'den rivâyet edilmiş olan hadîs-i şerîfte bunu müjdeliyor. Muâz radıyallahu anh'den rivâyet edilmiş olan hadîs-i şerîfte bunu müjdeliyor.

Allahu Teâlâ Hazretleri cümlemize aşk ve şevk, sıhhat afiyet, kalp temizliği, akıl berraklığı versin.Allahu Teâlâ Hazretleri cümlemize aşk ve şevk, sıhhat afiyet, kalp temizliği, akıl berraklığı versin. Dinimizi böyle aşk ile şevk ile canla başla yeniden ele alıp okuyup öğrenip takva yolunuDinimizi böyle aşk ile şevk ile canla başla yeniden ele alıp okuyup öğrenip takva yolunu tercih ederek hayatımızı yeniden tanzim ederek yaşamayı Allah cümlemize nasip eylesin. tercih ederek hayatımızı yeniden tanzim ederek yaşamayı Allah cümlemize nasip eylesin.

Rızasına ermeyi, bu çalışmalarla sevdiği razı olduğu bir kul durumuna ulaşmayı nasip eylesin.Rızasına ermeyi, bu çalışmalarla sevdiği razı olduğu bir kul durumuna ulaşmayı nasip eylesin. Ömrümüzü sıhhat afiyet içinde ecirli, sevaplı, faydalı, hayırlı tarzda geçiripÖmrümüzü sıhhat afiyet içinde ecirli, sevaplı, faydalı, hayırlı tarzda geçirip huzuruna sevdiği, razı olduğu yüzü ak, alnı açık kullar olarak varmamızı nasip eylesinhuzuruna sevdiği, razı olduğu yüzü ak, alnı açık kullar olarak varmamızı nasip eylesin ve cümlenizi sevdiğimiz yakınlarımızla, büyüklerimizle, babalarımız, evlatlarımız,ve cümlenizi sevdiğimiz yakınlarımızla, büyüklerimizle, babalarımız, evlatlarımız, dostlarımızla beraber cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. dostlarımızla beraber cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh. es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2