Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Evvel 1446
24 Kasım 2024
İmsak
06:24
Güneş
07:54
Öğle
12:55
İkindi
15:24
Akşam
17:47
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Ümmetin Hayırlıları (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

3 Rebîü'l-Âhir 1414 / 19.09.1993
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Alafranga tuvalet kullanmanın mahzuru var mı?, İki seneden beri cebimde bin dolar var. Bozdurduğum zaman fark almam caiz olur mu?, Bir hanım | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Ümmetin Hayırlıları (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

3 Rebîü'l-Âhir 1414 / 19.09.1993
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Alafranga tuvalet kullanmanın mahzuru var mı?, İki seneden beri cebimde bin dolar var. Bozdurduğum zaman fark almam caiz olur mu?, Bir hanım | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Birisi işaretli bir kağıt vermiş üzerinde rakamlar var; "Bunu üzerinde taşırsanız iyi olur." diyor. Birisi işaretli bir kağıt vermiş üzerinde rakamlar var; "Bunu üzerinde taşırsanız iyi olur." diyor.

Böyle şeyleri taşımaya lüzum yoktur. Allah'a tevekkül edersiniz, Allah'a sığınırsınız. Böyle şeyleri taşımaya lüzum yoktur. Allah'a tevekkül edersiniz, Allah'a sığınırsınız. Allah'a tevekkül edenin yaveri Hak'tır; öyle muskalar boncuklar vesaireler taşımalar iyi olmuyor Allah'a tevekkül edenin yaveri Hak'tır; öyle muskalar boncuklar vesaireler taşımalar iyi olmuyor

Alafranga tuvalet kullanmanın mahzuru var mı? Alafranga tuvalet kullanmanın mahzuru var mı?

Mahzuru yoktur, belki faydası vardır.Mahzuru yoktur, belki faydası vardır. Çünkü alaturkada şimdiki taşlar usulüne uygun yapılmadığındanÇünkü alaturkada şimdiki taşlar usulüne uygun yapılmadığından küçük abdestini yaparken etrafa çok sıçrıyor. küçük abdestini yaparken etrafa çok sıçrıyor. Eskiden o küçük abdest yeri de delik olduğundan aşağı gidiyordu, çarpma ve sıçrama olmuyordu.Eskiden o küçük abdest yeri de delik olduğundan aşağı gidiyordu, çarpma ve sıçrama olmuyordu. Mühim olan idrarın, pisliğin insana bulaşmamasıdır. Şimdi arka tarafta küçücük bir delik yapıyorlar.Mühim olan idrarın, pisliğin insana bulaşmamasıdır. Şimdi arka tarafta küçücük bir delik yapıyorlar. Bu tarafa şar şar şar fışkırdığı zaman her taraf berbat oluyor.Bu tarafa şar şar şar fışkırdığı zaman her taraf berbat oluyor. Bacaklarnı, belden aşağısını çocuğu banyo yaptırır gibi yıkamak lazım geliyor.Bacaklarnı, belden aşağısını çocuğu banyo yaptırır gibi yıkamak lazım geliyor. O da olmayınca pis oluyor.O da olmayınca pis oluyor. Ama alafranga yüz numarada oturduğu zaman hiç olmazsa öyle bir durum olmuyor.Ama alafranga yüz numarada oturduğu zaman hiç olmazsa öyle bir durum olmuyor. Bunun alafranga alaturka bir şeyi yoktur.Bunun alafranga alaturka bir şeyi yoktur. Eskilerin lazımlığı, altına sürgü sürmeleri falan şimdinin alafranga tuvaleti gibidir.Eskilerin lazımlığı, altına sürgü sürmeleri falan şimdinin alafranga tuvaleti gibidir. Mühim olan bu pisliğin vücuttan çıkması esnasında başka yerin pislenmemesiMühim olan bu pisliğin vücuttan çıkması esnasında başka yerin pislenmemesi ve insanın yıkanıp temizlenmesidir. Mühim olan odur. ve insanın yıkanıp temizlenmesidir. Mühim olan odur. Yoksa Peygamber Efendimiz'in zamanında ne alaturkası vardı ne alafrangası vardı;Yoksa Peygamber Efendimiz'in zamanında ne alaturkası vardı ne alafrangası vardı; şöyle açılıp tenhada işini görüyordu millet, ne yapsın;şöyle açılıp tenhada işini görüyordu millet, ne yapsın; o zaman kültür, imar, bina durumu bu kadar bile değildi o zaman kültür, imar, bina durumu bu kadar bile değildi

İki seneden beri cebimde bin dolar var. Bozdurduğum zaman fark almam caiz olur mu? İki seneden beri cebimde bin dolar var. Bozdurduğum zaman fark almam caiz olur mu?

"Yanınızda dolar gezdirmeyin, mark gezdirmeyin, döviz işi yapmayın." diye biz dergimizde yazdık. "Yanınızda dolar gezdirmeyin, mark gezdirmeyin, döviz işi yapmayın." diye biz dergimizde yazdık. Bin doları varmış. Bir senede doların enflasyonu dolayısıyla 980 dolara indi. Bin doları varmış. Bir senede doların enflasyonu dolayısıyla 980 dolara indi. İki senede daha da indi.İki senede daha da indi. Bu hacı efendi Amerikan hükümetine iki senede aşağı yukarı 200 dolar kadar yardımcı olmuş oldu. Bu hacı efendi Amerikan hükümetine iki senede aşağı yukarı 200 dolar kadar yardımcı olmuş oldu.

O yardımı nereye yaptın? Amerika'ya. Altının olsaydı öyle bir yardım olmayacaktı.O yardımı nereye yaptın?

Amerika'ya.

Altının olsaydı öyle bir yardım olmayacaktı.
"Türk parasının değeri düşüyor." diye millet dolar alıyor ama sanki onun değeri düşmüyor mu?"Türk parasının değeri düşüyor." diye millet dolar alıyor ama sanki onun değeri düşmüyor mu? Cebinde bir sene beklettiği zaman %12 yardım etmiş oluyorsun. Ben bunu dergilerimize yazdım.Cebinde bir sene beklettiği zaman %12 yardım etmiş oluyorsun. Ben bunu dergilerimize yazdım. Millet bunu bilmiyor. Aradaki fark nedir? Millet bunu bilmiyor.

Aradaki fark nedir?

Aradaki fark, Türk parasıyla doların şu andaki değerleridir. Aradaki fark, Türk parasıyla doların şu andaki değerleridir. Fark yoktur, ziyandadır. Fark yoktur, ziyandadır. Bu doları tutan arkadaşımız, Türk lirası da olsaydı dolar da olsaydı enflasyondan dolayı ziyandadır. Bu doları tutan arkadaşımız, Türk lirası da olsaydı dolar da olsaydı enflasyondan dolayı ziyandadır.

Bunun iyisi nedir? Parayı işletmek. İşletemediğin zaman iyisi nedir? Bunun iyisi nedir?

Parayı işletmek.

İşletemediğin zaman iyisi nedir?

Altın olarak tutmak. Altın veyahut bozulmayan bir şey olarak tutmak.Altın olarak tutmak. Altın veyahut bozulmayan bir şey olarak tutmak. Mesela arsa almak vesaire gibi şeylerdir. İnşaallah bizim o hazırlıklarımız da var.Mesela arsa almak vesaire gibi şeylerdir. İnşaallah bizim o hazırlıklarımız da var. Tasarrufu olan kardeşlerimizin tasarrufunu çalıştıracak şirketler kurmamız lazım kiTasarrufu olan kardeşlerimizin tasarrufunu çalıştıracak şirketler kurmamız lazım ki para atıl durup da Amerikalı'ya, Alman'a, İngiliz'e, İsviçreli'ye gitmesin. para atıl durup da Amerikalı'ya, Alman'a, İngiliz'e, İsviçreli'ye gitmesin. O bakımdan farkı olabilir ama iki senede çok zarara uğramış. O bakımdan farkı olabilir ama iki senede çok zarara uğramış.

Şimdi iki yüz dolar kaç para ediyor? Şimdi iki yüz dolar kaç para ediyor?

Amerikan hükümetine iki buçuk milyar lira para vermis. Yazık! Cahillik zor!Amerikan hükümetine iki buçuk milyar lira para vermis. Yazık! Cahillik zor! Cahillik münevverlerde de var. Şimdi herkes dolarla iş yapıyor;Cahillik münevverlerde de var. Şimdi herkes dolarla iş yapıyor; "Alıyorum, satıyorum." diyor, kâr ettim sanıyor. Ama yanında dolar bulundurdukça enflasyonundan"Alıyorum, satıyorum." diyor, kâr ettim sanıyor. Ama yanında dolar bulundurdukça enflasyonundan dolayı bütün dünya Amerika'ya vergi veriyor gibi oluyor. Ne lüzumu var?dolayı bütün dünya Amerika'ya vergi veriyor gibi oluyor. Ne lüzumu var? Ben kendi paramı kullansam o zaman o onu almak zorunda kalsa ben ondan o kadar kâr etmiş olacağım.Ben kendi paramı kullansam o zaman o onu almak zorunda kalsa ben ondan o kadar kâr etmiş olacağım. Eskiden beynelmilel kıymet birimi altındı. Amerika'da bir şehirde bir toplantı yaptılar;Eskiden beynelmilel kıymet birimi altındı. Amerika'da bir şehirde bir toplantı yaptılar; "Altın olmasın, dolar olsun." dediler şimdi her sene dünyayı %10- 12 oranında haraca kesiyorlar."Altın olmasın, dolar olsun." dediler şimdi her sene dünyayı %10- 12 oranında haraca kesiyorlar. Millet bunun farkında değil. Dünyada dolar kullanan herkes, Amerika'ya yardım ediyor,Millet bunun farkında değil. Dünyada dolar kullanan herkes, Amerika'ya yardım ediyor, mark kullanan herkes Alman'a yardım ediyor. Ne lüzumu var? mark kullanan herkes Alman'a yardım ediyor. Ne lüzumu var?

Bir takım uygunsuz hatıralar zihnimi çokça meşgul ediyor, sebebi nedir?Bir takım uygunsuz hatıralar zihnimi çokça meşgul ediyor, sebebi nedir? Kovmak istediğim halde bir türlü kovamıyorum.Kovmak istediğim halde bir türlü kovamıyorum. Rabıta ve zikir sırasında vücuduma hareket gelmesi, sallanması neye alamettir? Rabıta ve zikir sırasında vücuduma hareket gelmesi, sallanması neye alamettir? Hatıraları, vesvese ve vehimleri kovmak için ne yapmalıyım? Dualarınıza muhtacım. Hatıraları, vesvese ve vehimleri kovmak için ne yapmalıyım? Dualarınıza muhtacım.

Bu bir kaç sebepten olur. Bir sebebi lokma ile ilgilidir. Bu bir kaç sebepten olur. Bir sebebi lokma ile ilgilidir. Lokma helal olmadığı zaman insanın zihnini böyle vesveseler sarar. Lokma helal olmadığı zaman insanın zihnini böyle vesveseler sarar. Lokmanın helal olmasına dikkat etmek lazım.Lokmanın helal olmasına dikkat etmek lazım. İkincisi de güzel şeyler okuyup güzel şeyleri söyleyip zikre kuvvet verip bunu bastırmak lazımdır.İkincisi de güzel şeyler okuyup güzel şeyleri söyleyip zikre kuvvet verip bunu bastırmak lazımdır. Abdestli gezmek lazımdır. Abdestli olduğu zaman şeytan yanına sokulamaz.Abdestli gezmek lazımdır. Abdestli olduğu zaman şeytan yanına sokulamaz. Zikirde vücuda hareket gelmesi normaldir, zikrin tesirindendir Zikirde vücuda hareket gelmesi normaldir, zikrin tesirindendir

Bir hanım teyze hanımları toplayıp umreye götürüyor, kocası da yok, şer-i şerîf'e uygun mu? Bir hanım teyze hanımları toplayıp umreye götürüyor, kocası da yok, şer-i şerîf'e uygun mu?

Bizim mezhebimize göre uygun değildir. Bizim mezhebimize göre uygun değildir. Kadınlar sefer mesafesine gidemezler, böyle bir şeyi yapamazlar.Kadınlar sefer mesafesine gidemezler, böyle bir şeyi yapamazlar. Umre ve hac zengin bile olsalar kendilerini götürecek kimse olmadığı için üzerlerine farz bile olmaz;Umre ve hac zengin bile olsalar kendilerini götürecek kimse olmadığı için üzerlerine farz bile olmaz; onun için yapılan şey yanlıştır! onun için yapılan şey yanlıştır!

"Günahı benim üzerime" diyor. Bu çok çirkin bir sözdür ve yalandır."Günahı benim üzerime" diyor.

Bu çok çirkin bir sözdür ve yalandır.
Kur'ân-ı Kerîm'de bildiriliyor ki birisi;Kur'ân-ı Kerîm'de bildiriliyor ki birisi; "Sen şunu şöyle yap; senin hatalarını biz yükleniriz, günahınız bizim üzerimize olsun."Sen şunu şöyle yap; senin hatalarını biz yükleniriz, günahınız bizim üzerimize olsun. Ve nahmil hatâyâküm dedikleri zamanVe nahmil hatâyâküm dedikleri zaman 'Onlar onların günahlarını yüklenemezler. O günaha yine girer.'" diye âyet-i kerîme bildiriyor. 'Onlar onların günahlarını yüklenemezler. O günaha yine girer.'" diye âyet-i kerîme bildiriyor.

Onun için "günahları bana" sözü çok edepsizce, Kur'ân-ı Kerîm'e aykırı bir sözdür; tevbe etsin. Onun için "günahları bana" sözü çok edepsizce, Kur'ân-ı Kerîm'e aykırı bir sözdür; tevbe etsin.

Ölmüş olan bir kişinin kadın vekili hanımlara tarikat dersi verebilir mi?Ölmüş olan bir kişinin kadın vekili hanımlara tarikat dersi verebilir mi? "Kendisinden mürşit olmaz, verdiği ders ise geçersizdir diyorlar." doğrusu ne? "Kendisinden mürşit olmaz, verdiği ders ise geçersizdir diyorlar." doğrusu ne?

Evet, bu sözler doğrudur. Bir kadının kendisinin şeyhlik yapması yoktur. Evet, bu sözler doğrudur. Bir kadının kendisinin şeyhlik yapması yoktur. Şeyh efendi öldüğü zaman müritlerin yaşamakta olan bir kimseye bağlanması gerekir. Neden? Şeyh efendi öldüğü zaman müritlerin yaşamakta olan bir kimseye bağlanması gerekir.

Neden?

Peygamber Efendimiz vefat edince ümmetin Ebû Bekir Sıddîk Efendimiz'e biat etmesi buna işarettir.Peygamber Efendimiz vefat edince ümmetin Ebû Bekir Sıddîk Efendimiz'e biat etmesi buna işarettir. Çünkü şeyh, onların işlerini çekip çevirecek bir başkandır. Çünkü şeyh, onların işlerini çekip çevirecek bir başkandır.

Müezzin kamet getirirken niyet ettim. İmamın tekbir getirmesini beklerken içime bir vesvese geldi.Müezzin kamet getirirken niyet ettim. İmamın tekbir getirmesini beklerken içime bir vesvese geldi. Yeniden niyet ederken imam tekbir getirdi.Yeniden niyet ederken imam tekbir getirdi. İftitah tekbirine yetişmek için ikinci niyeti yarıda kesip imama uydum; niyetim sahih midir? İftitah tekbirine yetişmek için ikinci niyeti yarıda kesip imama uydum; niyetim sahih midir?

Sahihtir. Niyet zaten insanın ne yaptığının dille ifadesidir; o, imama uymaya niyet etmiş oluyor. Sahihtir. Niyet zaten insanın ne yaptığının dille ifadesidir; o, imama uymaya niyet etmiş oluyor. Bir defa söylemiş; illa sözlerle söylemesine bile lüzum yoktur.Bir defa söylemiş; illa sözlerle söylemesine bile lüzum yoktur. Bir daha söylemiş, ikinci defa içine bir vesvese gelmiş. Vesveseye itibar etmemek lazım.Bir daha söylemiş, ikinci defa içine bir vesvese gelmiş. Vesveseye itibar etmemek lazım. Zaten imam tekbir getirince "Ona yetişeyim." diye Allahu ekber demiş, caizdir. Zaten imam tekbir getirince "Ona yetişeyim." diye Allahu ekber demiş, caizdir.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2