Namaz Vakitleri

19 Cemâziye'l-Evvel 1446
21 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:51
Öğle
12:55
İkindi
15:26
Akşam
17:49
Yatsı
19:13
Detaylı Arama

Ümmetin Helâk Olması

Mehmed Zahid KOTKU

1 Safer 1396 / 01.02.1976
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Av Köpeğiyle Avlanmak, Avlanmanın İncelikleri, Kapıda İzin İstenmesi, Komşunun Kirişine İzin Verilmesi, Camiye Gitmek İçin Hanımınıza | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Ümmetin Helâk Olması

Mehmed Zahid KOTKU

1 Safer 1396 / 01.02.1976
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Av Köpeğiyle Avlanmak, Avlanmanın İncelikleri, Kapıda İzin İstenmesi, Komşunun Kirişine İzin Verilmesi, Camiye Gitmek İçin Hanımınıza | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn.el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullahİ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri.ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

İzâ erselte kelbeke'l-mükellebe ve zekerte ve semmeyte fe kül mâ emseke aleyke İzâ erselte kelbeke'l-mükellebe ve zekerte ve semmeyte fe kül mâ emseke aleyke kelbüke'l-mükellebü ve in katele ve in erselte kelbeke'l-lezî leyse bi-mükellebin. kelbüke'l-mükellebü ve in katele ve in erselte kelbeke'l-lezî leyse bi-mükellebin. Ve edrakte zekâtehu fe kül ve kül mâ radde aleyke sehmüke ve in katele ve semmillâhe. Ve edrakte zekâtehu fe kül ve kül mâ radde aleyke sehmüke ve in katele ve semmillâhe.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl. Her şeyin bir usûlü var. Sadaka Resûlullah fî mâ kâl.

Her şeyin bir usûlü var.
Matlup olan karnını doyurmak değil, lokmanın helal olmasına dikkat etmektir. Matlup olan karnını doyurmak değil, lokmanın helal olmasına dikkat etmektir.

Şimdi, avcılık hususunda avı vurmak kolaydır.Şimdi, avcılık hususunda avı vurmak kolaydır. Fakat vurulan av besmelesiz vurulursa o besmelesiz kesilen hayvan gibidir.Fakat vurulan av besmelesiz vurulursa o besmelesiz kesilen hayvan gibidir. Besmelesiz kesilen hayvanın hali ne olursa besmelesiz vurulan kuş vesaire onun da hâli aynıdır. Besmelesiz kesilen hayvanın hali ne olursa besmelesiz vurulan kuş vesaire onun da hâli aynıdır.

Onun için nasıl ki bir koyunu alırken veya götürürken besmele çekmeniz kâfi değildir. Onun için nasıl ki bir koyunu alırken veya götürürken besmele çekmeniz kâfi değildir. Onu ne zaman keseceksiniz o zaman yatırır, bismillahi Allahuekber der kesersek o bismillah makbuldür.Onu ne zaman keseceksiniz o zaman yatırır, bismillahi Allahuekber der kesersek o bismillah makbuldür. Binâenaleyh avcıların silah doldururken bismillah demeleri kâfi değildir. Ya? Binâenaleyh avcıların silah doldururken bismillah demeleri kâfi değildir.

Ya?

Onu atacağı zamanda bismillahı çekip atması lazımdır. Onu atacağı zamanda bismillahı çekip atması lazımdır. Böyle yapmadığı takdirde besmelesiz kesilen hayvanlar gibi olur da. Böyle yapmadığı takdirde besmelesiz kesilen hayvanlar gibi olur da.

Şimdi bu avlar bir köpekle tutuluyor. Bir de tabi böyle vurularak tazılarla olan avcılıkta Efendimiz buyuruyor ki; Şimdi bu avlar bir köpekle tutuluyor. Bir de tabi böyle vurularak tazılarla olan avcılıkta Efendimiz buyuruyor ki;

İzâ erselte kelbeke. "Köpeğini işaret verdin yolladın. Köpek gidiyor ama." İzâ erselte kelbeke. "Köpeğini işaret verdin yolladın. Köpek gidiyor ama." el-Mükelleb. "Usta köpek." Her köpek olmaz. Her köpeğin işi değil, usta, ustalaşmış. el-Mükelleb. "Usta köpek."

Her köpek olmaz. Her köpeğin işi değil, usta, ustalaşmış.
Bu da hiç olmazsa üç tecrübe geçirir.Bu da hiç olmazsa üç tecrübe geçirir. Üç tecrübede hayvan avını yemeden getirirse bu demek artık usta olmuştur. Üç tecrübede hayvan avını yemeden getirirse bu demek artık usta olmuştur.

Ve zekarte ve semmeyte bismillah. "Hayvana gösteriyorsun avı gidip getiriyor." Ve zekarte ve semmeyte bismillah. "Hayvana gösteriyorsun avı gidip getiriyor." Fe-kül mâ emseke aleyke. "Onun getirdiği avı sen yersin." Fe-kül mâ emseke aleyke. "Onun getirdiği avı sen yersin."

Salarken bismillah diyeceksin. Onu dedikten sonra köpeğin tutup getirdiği senin için helaldir. Salarken bismillah diyeceksin. Onu dedikten sonra köpeğin tutup getirdiği senin için helaldir.

Ve in katele. "Hayvan yedi, katletti öldürdü. Ve in katele. "Hayvan yedi, katletti öldürdü. Öldürse de getirdi." Ve in erselte kelbeke'l-lezî leyse bi-mükellebin.Öldürse de getirdi." Ve in erselte kelbeke'l-lezî leyse bi-mükellebin. "Usta değil, ustalığı taahhuk etmemiş köpeğin." Yani terbiyelemiş daha. "Usta değil, ustalığı taahhuk etmemiş köpeğin."

Yani terbiyelemiş daha.
Avı getirmiyor sahibine. Bu köpeği gönderdiğimiz vakitte; Avı getirmiyor sahibine. Bu köpeği gönderdiğimiz vakitte;

Leyse bi-mükellebin ve edrakte zekâtehu. "Fakat getirdi ama diri hayvan.Leyse bi-mükellebin ve edrakte zekâtehu. "Fakat getirdi ama diri hayvan. Diri olduğu için hemen bismillah deyip kestik hayvanı. Kestiğimiz vakitte."Diri olduğu için hemen bismillah deyip kestik hayvanı. Kestiğimiz vakitte." Fe-kül. "Bunu da ye, bu da senin için helal." Ve kül mâ radde aleyke sehmüke.Fe-kül. "Bunu da ye, bu da senin için helal."

Ve kül mâ radde aleyke sehmüke.
"Ok attık, attığımız okla da vurduğumuz kuşu, o da bizim için helaldir, onu da yeriz.""Ok attık, attığımız okla da vurduğumuz kuşu, o da bizim için helaldir, onu da yeriz." Ve in katele ve semmillâhe. "Allahu Teâlâ'nın ismini anarak yaptığımız bu avlardaVe in katele ve semmillâhe. "Allahu Teâlâ'nın ismini anarak yaptığımız bu avlarda vurulsalar da ölseler de bu kesilmiş gibi olur, yani yemesi caizdir." vurulsalar da ölseler de bu kesilmiş gibi olur, yani yemesi caizdir."

Buhârî ve Müslim'de bu müşterek [rivayet edilmiş.] İkinci bir hadiste yine; Buhârî ve Müslim'de bu müşterek [rivayet edilmiş.]

İkinci bir hadiste yine;

İzâ erselte kilâbeke'l-muallemete ve zekerte'smallâhi fe kül mimmâ emsekne aleyke ve in katelne illâ en ye'küle'l-kelbü fe innî ehâfü en yekûne innemâ emsekehu alâ nefsihi ve in hâletehâ kilâbün min ğayrihâ fe lâ te'kül fe inneke lâ tedrî eyyühâ katele ve in rameyte's-sayde fe vecedtehu ba'de yevmin ev yevmeyni leyse bihi illâ eseru sehmike fe kül ve in vekaa fi'l-mâi fe lâ te'kül. İzâ erselte kilâbeke'l-muallemete ve zekerte'smallâhi fe kül mimmâ emsekne aleyke ve in katelne illâ en ye'küle'l-kelbü fe innî ehâfü en yekûne innemâ emsekehu alâ nefsihi ve in hâletehâ kilâbün min ğayrihâ fe lâ te'kül fe inneke lâ tedrî eyyühâ katele ve in rameyte's-sayde fe vecedtehu ba'de yevmin ev yevmeyni leyse bihi illâ eseru sehmike fe kül ve in vekaa fi'l-mâi fe lâ te'kül.

Yukarıdaki hadiste mükelleb dedi, buradaki hadiste daha açık olarak da kilâbeke'l-muallemete. Yukarıdaki hadiste mükelleb dedi, buradaki hadiste daha açık olarak da kilâbeke'l-muallemete. "Öğrenmiş köpek." Öğrenmiş köpeğin, yani usta köpek. "Öğrenmiş köpek."

Öğrenmiş köpeğin, yani usta köpek.
Bu da üç defa avı sana getirmekle belli olacak. Bu da üç defa avı sana getirmekle belli olacak.

Ve zekerte'smallâhi. "Allahu Teâlâ'nın da ismini andın, bismillah dedin köpeği yolladın."Ve zekerte'smallâhi. "Allahu Teâlâ'nın da ismini andın, bismillah dedin köpeği yolladın." Fe-kül mimmâ emsekne aleyke. "Bunun getirdiği sana helaldir, yersin."Fe-kül mimmâ emsekne aleyke. "Bunun getirdiği sana helaldir, yersin." Ve in katelne illâ en ye'küle'l-kelbü. "Öldürdü ama kendi yemek için öldürdü köpek."Ve in katelne illâ en ye'küle'l-kelbü. "Öldürdü ama kendi yemek için öldürdü köpek." Fe-innî ehâfü en yekûne innemâ emsekehu alâ nefsihi.Fe-innî ehâfü en yekûne innemâ emsekehu alâ nefsihi. "O zaman onu kendi için tutmuş demek ki, senin için tutmamış ki yiyor." "O zaman onu kendi için tutmuş demek ki, senin için tutmamış ki yiyor."

Kendi için tutmuş yiyor, onu sen yiyemezsin artık. Kendi için tutmuş yiyor, onu sen yiyemezsin artık.

Ve in hâletehâ kilâbün min ğayrihâ. Ve in hâletehâ kilâbün min ğayrihâ. "Avcılar çok, köpekler de çok yani köpekler hepsi birden gitti bir yere.""Avcılar çok, köpekler de çok yani köpekler hepsi birden gitti bir yere." Fe-lâ te'kül. "O köpeğin getirdiğini yeme sen artık." Fe-lâ te'kül. "O köpeğin getirdiğini yeme sen artık."

Çünkü kimin köpeği getirdi onu, hangisinin köpeği olduğu belli olamayacak. Çünkü kimin köpeği getirdi onu, hangisinin köpeği olduğu belli olamayacak.

Ve in hâletehâ kilâbün min ğayrihâ fe-lâ te'kül. "Onu yeme."Ve in hâletehâ kilâbün min ğayrihâ fe-lâ te'kül. "Onu yeme." Fe-inneke lâ tedrî eyyühâ katele. "Bilmiyoruz ki hangi köpek onu tuttu da kopardı." Fe-inneke lâ tedrî eyyühâ katele. "Bilmiyoruz ki hangi köpek onu tuttu da kopardı."

Onun ağzından mı aldı, nasıl aldıysa... Bu da öyle. Ve in rameyte's-sayde. "Oku attık kuşa."Onun ağzından mı aldı, nasıl aldıysa... Bu da öyle.

Ve in rameyte's-sayde. "Oku attık kuşa."
Fe-vecedtehu ba'de yevmin. "Bugün değil de ertesi gün."Fe-vecedtehu ba'de yevmin. "Bugün değil de ertesi gün." Ev yevmeyni. "Yahut daha ertesi gün avı bulduk." Ev yevmeyni. "Yahut daha ertesi gün avı bulduk."

Orman bir yerde bulamadık, bir iki gün sonra bulduk. Orman bir yerde bulamadık, bir iki gün sonra bulduk.

Leyse bihi illâ eseru sehmike. "Baktık ki bizim attığımız ok bu hayvanın üzerinde. Bu bizimdir öyleyse." Leyse bihi illâ eseru sehmike. "Baktık ki bizim attığımız ok bu hayvanın üzerinde. Bu bizimdir öyleyse." Fe-kül. "Onu ye." Eğer göl gibi bir yerdeyse, deniz gibi bir yerde ise; Fe-kül. "Onu ye."

Eğer göl gibi bir yerdeyse, deniz gibi bir yerde ise;

Ve in vekaa fi'l-mâi. "Eğer hayvan oku yedikten sonra suya düşerse."Ve in vekaa fi'l-mâi. "Eğer hayvan oku yedikten sonra suya düşerse." Fe-lâ te'kül. "Onu yeme artık." Belki suda boğularaktan [ölmüş olabilir.] Fe-lâ te'kül. "Onu yeme artık."

Belki suda boğularaktan [ölmüş olabilir.]
Onun için kendisinin içi rahat olmaz. Allah kusurlarımızı affetsin. Onun için kendisinin içi rahat olmaz.

Allah kusurlarımızı affetsin.

Yani avcılıkta en mühim olan şey, gerek tazısında gerek silahında ava atacağı vakitte besmeleyi unutmamak. Yani avcılıkta en mühim olan şey, gerek tazısında gerek silahında ava atacağı vakitte besmeleyi unutmamak. Buna insanın kendisini alıştırmakla olur. Buna insanın kendisini alıştırmakla olur. Ağzına zikrullaha ve besmeleye alıştıran insan hiçbir zaman bundan gaflet etmezAğzına zikrullaha ve besmeleye alıştıran insan hiçbir zaman bundan gaflet etmez fakat bundan kafil ise attığı vakitte hiç haberi bile olmaz.fakat bundan kafil ise attığı vakitte hiç haberi bile olmaz. O daima hemen gözü avdadır onun, hiç aklına Allah ismi gelmez. Onun için o câiz olmaz. O daima hemen gözü avdadır onun, hiç aklına Allah ismi gelmez. Onun için o câiz olmaz.

Onun için bu av hayvanları satılırken bazı insanlar özenir de alır. Bunlara dikkat edilmeli. Onun için bu av hayvanları satılırken bazı insanlar özenir de alır. Bunlara dikkat edilmeli. Et çok her yerde elhamdülillah, eskisi gibi değil ki.Et çok her yerde elhamdülillah, eskisi gibi değil ki. Eskiden bulunmazmış da bir insan nafakası için bir av ararmış. E şimdi öyle değil elhamdülillah.Eskiden bulunmazmış da bir insan nafakası için bir av ararmış. E şimdi öyle değil elhamdülillah. Onun için avcının avına tenezzül etmemeli. Kendin yapabilirsen ne âlâ.Onun için avcının avına tenezzül etmemeli. Kendin yapabilirsen ne âlâ. Halbuki kendinin yapmasına da müsaade yoktur bugün.Halbuki kendinin yapmasına da müsaade yoktur bugün. Bugün çünkü bol, o hayvanın canını yakmaya lüzum yok. Olmasa neyse.Bugün çünkü bol, o hayvanın canını yakmaya lüzum yok. Olmasa neyse. Onu büyüklerimiz yapmış ama misafirler gelmiş gıda bulamamışlar. Onu büyüklerimiz yapmış ama misafirler gelmiş gıda bulamamışlar.

Onun için Selman-ı Farisi için derler.Onun için Selman-ı Farisi için derler. Çağırmış, "Ey hayvanlar misafir geldi, gelin de sizin bir tanenizi yakalayalım.Çağırmış, "Ey hayvanlar misafir geldi, gelin de sizin bir tanenizi yakalayalım. Alalım da misafirlerimize yedirelim." diyerekten böyle avcılığın şeklini öyle yapmışlar. Alalım da misafirlerimize yedirelim." diyerekten böyle avcılığın şeklini öyle yapmışlar.

Onun için zaruret olmadıkça boşu boşuna dolaşmak var. Saatlerce dolaşırsın.Onun için zaruret olmadıkça boşu boşuna dolaşmak var. Saatlerce dolaşırsın. Saatlerce dolaşmak iyi, idman yaparsın ama vakit de geçer, namaz vakti geçer.Saatlerce dolaşmak iyi, idman yaparsın ama vakit de geçer, namaz vakti geçer. İbadet vakti geçer abdesti vakti geçer. İbadet vakti geçer abdesti vakti geçer. Karın içerisinde, soğuğun içerisinde bu akıl işi değil ama Allah göstermesin.Karın içerisinde, soğuğun içerisinde bu akıl işi değil ama Allah göstermesin. Bir kere bunlara müptela olunca insan terk edemiyor. Ama avda her zaman nasip olmaz ki insana.Bir kere bunlara müptela olunca insan terk edemiyor. Ama avda her zaman nasip olmaz ki insana. Birgün akşama kadar dolaşacaksın da. Birgün akşama kadar dolaşacaksın da.

Bir sefer bana bir hac yolunda bir efendi yanıma düştü. Adanalı imiş.Bir sefer bana bir hac yolunda bir efendi yanıma düştü. Adanalı imiş. Bilgin bir efendi, yaşlı başlı. Evlat dedi sana bir nasihatım olsun iyi dinle dedi.Bilgin bir efendi, yaşlı başlı. Evlat dedi sana bir nasihatım olsun iyi dinle dedi. Üç şeyi dedi insanlar bırakamaz. Avcılık bir, dilencilik iki, siyaset üç dedi.Üç şeyi dedi insanlar bırakamaz. Avcılık bir, dilencilik iki, siyaset üç dedi. Bunların içine girdin mi bu bataktan kendini kurtaramazsın dedi.Bunların içine girdin mi bu bataktan kendini kurtaramazsın dedi. Onun birisini unuttuydum da, neydi acaba diye düşünüyordum, şimdi aklıma geldi. Onun birisini unuttuydum da, neydi acaba diye düşünüyordum, şimdi aklıma geldi.

İze'ste'zene ehadüküm selâsen fe-lem yü'zen lehû fe'l-yerci'. İze'ste'zene ehadüküm selâsen fe-lem yü'zen lehû fe'l-yerci'.

Kapıyı çaldık tak tak tak, yahut zile bastık bir. Ses yok. Bir daha bastık ses yok. Kapıyı çaldık tak tak tak, yahut zile bastık bir. Ses yok. Bir daha bastık ses yok. Bir daha bastık ses yok, döneriz artık.Bir daha bastık ses yok, döneriz artık. Dördüncü çalmaya yahut zırrrrr... diye uzun boylu çalmaya lüzum yok. Üç defa izin istedik izin çıkmadı. Dördüncü çalmaya yahut zırrrrr... diye uzun boylu çalmaya lüzum yok. Üç defa izin istedik izin çıkmadı. Belki bir ihtiyacı var, haceti var, bir şeysi var, falanı filanı var. Belki bir ihtiyacı var, haceti var, bir şeysi var, falanı filanı var. Üç defadan sonra artık tekrar çalmaya lüzum yok. Bunun ravileri uzun.Üç defadan sonra artık tekrar çalmaya lüzum yok.

Bunun ravileri uzun.
İmam Malik, Ahmed b. Hanbel, Buhârî, Müslim, İbn Hibban Hz Ebû Musa'dan ve Ebû Sa'îd'den;İmam Malik, Ahmed b. Hanbel, Buhârî, Müslim, İbn Hibban Hz Ebû Musa'dan ve Ebû Sa'îd'den; Taberani ve Ziyâ el-Makdisî Cündüb hazretlerinden rivayet etmişler. Taberani ve Ziyâ el-Makdisî Cündüb hazretlerinden rivayet etmişler.

Onun için kapıları çalarken hem de acele etmemeli. Onun için kapıları çalarken hem de acele etmemeli. Çalıyor, sanki kapının önünde adam bekçiymiş gibi açıversin kapıyı [diye istiyor].Çalıyor, sanki kapının önünde adam bekçiymiş gibi açıversin kapıyı [diye istiyor]. Canım biraz bekle bakalım! Arkasından zır, arkasından zır, arkasından zır... Canım biraz bekle bakalım! Arkasından zır, arkasından zır, arkasından zır...

Yahu burada bekçi mi var? Kapının önünde nöbetçi mi bekliyor da sana kapıyı hemen şıp diye açsın! Yahu burada bekçi mi var? Kapının önünde nöbetçi mi bekliyor da sana kapıyı hemen şıp diye açsın! Biraz sabırlı ol bakalım, belki abdesttedir, belki helâdadır.Biraz sabırlı ol bakalım, belki abdesttedir, belki helâdadır. Belki yatıyordur, dinleniyordur, her çeşitli hâli var evin.Belki yatıyordur, dinleniyordur, her çeşitli hâli var evin. Belki evin içerisi dağınıktır hemen açmaya imkân olmaz.Belki evin içerisi dağınıktır hemen açmaya imkân olmaz. Teennî [itiyatlı ve akıllıca davranmak] her şeyde iyidir. Teennî [itiyatlı ve akıllıca davranmak] her şeyde iyidir.

İze'ste'zene ehadüküm ehâhu en yağrize haşebetehu fî cidârihi fe lâ yemna'hu. İze'ste'zene ehadüküm ehâhu en yağrize haşebetehu fî cidârihi fe lâ yemna'hu.

Hepimizin ihtiyaçları olan duvarlar araya girdi. Hepimizin ihtiyaçları olan duvarlar araya girdi. Komşu bizim duvara bir tünek koyacak, altına gölgelik yapacak kümes yapacak,Komşu bizim duvara bir tünek koyacak, altına gölgelik yapacak kümes yapacak, oda yapacak ama direklerini bizim duvarın altına koyacak. "Sakın buna siz mâni olmayın." oda yapacak ama direklerini bizim duvarın altına koyacak.

"Sakın buna siz mâni olmayın."

"Bu duvar benim. Ne hakkın var senin benim duvarımın üzerine bu direği koymaya. "Bu duvar benim. Ne hakkın var senin benim duvarımın üzerine bu direği koymaya. Yap bir duvar kendin, koy üzerine." [diyerek] sakın buna tenezzül etmeyin.Yap bir duvar kendin, koy üzerine." [diyerek] sakın buna tenezzül etmeyin. Koysun, duvar orada boş duruyor. O duvarın üzerine komşundur, kardeşindir,Koysun, duvar orada boş duruyor. O duvarın üzerine komşundur, kardeşindir, koysun direğini yapsın yapacağı bir şeyini. Ondan sana bir zarar gelmez. koysun direğini yapsın yapacağı bir şeyini. Ondan sana bir zarar gelmez.

Onun için; İze'ste'zene ehadüküm. "Rica ediyor, ben böyle bir şeye ihtiyacım var. Onun için;

İze'ste'zene ehadüküm. "Rica ediyor, ben böyle bir şeye ihtiyacım var.
Senin şu duvarın üzerine direklerimi koyayım yapayım." Fe-lâ yemna'hu. "Ona mâni olma." Senin şu duvarın üzerine direklerimi koyayım yapayım." Fe-lâ yemna'hu. "Ona mâni olma."

İze'ste'zenet ehadeküm imraetühu ile'l-mescidi fe-lâ yemna'hâ. İze'ste'zenet ehadeküm imraetühu ile'l-mescidi fe-lâ yemna'hâ.

Bu ilk zamanlarda, bir hanım gece namazlarında, gündüz namazlarında değil, Bu ilk zamanlarda, bir hanım gece namazlarında, gündüz namazlarında değil, gece namazlarında camiye gitmiş. Caminin yanında evi. gece namazlarında camiye gitmiş. Caminin yanında evi.

"Camiye gitmek için efendisinden izin isterse.""Camiye gitmek için efendisinden izin isterse." Fe-lâ yemna'hâ. "Ona 'Hayır, otur. Olmaz!' demeyin,Fe-lâ yemna'hâ. "Ona 'Hayır, otur. Olmaz!' demeyin, gitsin camide namazını kılsın." demişler ama bu o devirde imiş.gitsin camide namazını kılsın." demişler ama bu o devirde imiş. Bu devirde ise geceleri değil gündüzleri bile hanımların evlerinde namaz kılmalarıBu devirde ise geceleri değil gündüzleri bile hanımların evlerinde namaz kılmaları gitmelerinden daha efdaldir. Kerahati tenzihiyedir demişler. gitmelerinden daha efdaldir. Kerahati tenzihiyedir demişler.

İze'stecmera ehadüküm fe'l-yûtir. İze'stecmera ehadüküm fe'l-yûtir.

Evvelce tabi sular yokmuş.Evvelce tabi sular yokmuş. Taharet etmek için taşlarla istinca edilirmiş, edep yerleri onlarla silinirmiş.Taharet etmek için taşlarla istinca edilirmiş, edep yerleri onlarla silinirmiş. Su olmadığı için [temizlik] onlarla yapılırmış. "Bunu yapacağınız vakitte tek olarak yapınız." Su olmadığı için [temizlik] onlarla yapılırmış.

"Bunu yapacağınız vakitte tek olarak yapınız."

Şimdi geçen bizim bir arkadaş geldi. İmam hatip veyahut vâiz efendilere seminer veriyorlar. Şimdi geçen bizim bir arkadaş geldi. İmam hatip veyahut vâiz efendilere seminer veriyorlar. Şimdi şarklı kardeşler, onlar bu hadise riayeten taşla istinca etmek için taşlar yanlarında taşıyorlar.Şimdi şarklı kardeşler, onlar bu hadise riayeten taşla istinca etmek için taşlar yanlarında taşıyorlar. Halbuki yapılan bina gayet güzel fayanslarla yapılmış, bizim evlerin helâları gibi.Halbuki yapılan bina gayet güzel fayanslarla yapılmış, bizim evlerin helâları gibi. Taşı kabul etmez. Helâların içerisi taşlarla üç günde dolmuş. Taşı kabul etmez. Helâların içerisi taşlarla üç günde dolmuş.

Taşın yeri var tabi. Taşın yeri de, kır da olursan o zaman su bulamadığın vakitte taşlarla, Taşın yeri var tabi. Taşın yeri de, kır da olursan o zaman su bulamadığın vakitte taşlarla, kumlarla taharetlenebilirsin. kumlarla taharetlenebilirsin. Fakat bugünkü evlerimizde bunu yapmana imkân yok çünkü helâlarımız buna imkân vermez.Fakat bugünkü evlerimizde bunu yapmana imkân yok çünkü helâlarımız buna imkân vermez. Bozulur çabucaktan, bir sürü masrafa sokar bizleri. Bozulur çabucaktan, bir sürü masrafa sokar bizleri.

Bu ihtiyaç halinde dışarılarda mesela yolculuk halinde filan bunlarla taharet edildiği vakitte Bu ihtiyaç halinde dışarılarda mesela yolculuk halinde filan bunlarla taharet edildiği vakitte 3, 5, 7 gibi tek taş kullanmalı. Niçin böyle? Fe-innallâhe teâlâ vitrun.3, 5, 7 gibi tek taş kullanmalı.

Niçin böyle?

Fe-innallâhe teâlâ vitrun.
"Çünkü Allah tektir." Yuhibbü'l-vitra. "Teki sever.""Çünkü Allah tektir." Yuhibbü'l-vitra. "Teki sever." Emâ tera's-semâvâti seb'an? "Görmüyor musun gökler yedi." Ve'l-eradîne seb'an? "Yerler yedi." Emâ tera's-semâvâti seb'an? "Görmüyor musun gökler yedi." Ve'l-eradîne seb'an? "Yerler yedi." Ve'l-eyyâme seb'an? "Günler yedi."Ve'l-eyyâme seb'an? "Günler yedi." Ve't-tavâfe ve'l-cimâra? "Tavaf yedi defa dönüyoruz, taş atıyoruz yedi tane atıyoruz." Ve't-tavâfe ve'l-cimâra? "Tavaf yedi defa dönüyoruz, taş atıyoruz yedi tane atıyoruz."

Sekiz atsak olmaz mı, altı atsak olmaz mı? Yok, onu yedi atıyoruz. Sekiz atsak olmaz mı, altı atsak olmaz mı?

Yok, onu yedi atıyoruz.

Dönerken altı dönsek? Yok, yedi döneceğiz. İşte gök yedi, yer yedi. Dönerken altı dönsek?

Yok, yedi döneceğiz.

İşte gök yedi, yer yedi.

Binâenaleyh bu yedide bir hikmet var demek. Binâenaleyh bu yedide bir hikmet var demek. Onun için Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem de böyle yapılmasını bizlere tavsiye buyurmuşlar. Onun için Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem de böyle yapılmasını bizlere tavsiye buyurmuşlar.

İze'stehallet hâzihi'l-ümmetü'l-hamra. İze'stehallet hâzihi'l-ümmetü'l-hamra.

Hamr, mâlum içki, şarap. Yalnız bu hamr burada söyleniyor da, insanı sarhoş eden her şey. Hamr, mâlum içki, şarap. Yalnız bu hamr burada söyleniyor da, insanı sarhoş eden her şey. Neden olursa olsun, bugün cinsini, ismini bilmediğimiz bir sürü insanı sarhoş eden şeyler var.Neden olursa olsun, bugün cinsini, ismini bilmediğimiz bir sürü insanı sarhoş eden şeyler var. Bunların hangisi olursa olsun, "Bu helaldir." diyerekten insan bunu içerse. Bunların hangisi olursa olsun, "Bu helaldir." diyerekten insan bunu içerse.

Bi'n-nebîzi. "Üzümün suyu, hurmanın suyu, hangisi olursa." Böyle bir laf ediyor. Bi'n-nebîzi. "Üzümün suyu, hurmanın suyu, hangisi olursa."

Böyle bir laf ediyor.

Ve'r-ribâ. "Faiz haramdır." Faiz dediğin yahu alışverişidir bu, bunsuz iş olur mu? Ve'r-ribâ. "Faiz haramdır."

Faiz dediğin yahu alışverişidir bu, bunsuz iş olur mu?

Nasıl eşyayı satıyorsan beşe alıyorsun yediye satıyorsun. Nasıl eşyayı satıyorsan beşe alıyorsun yediye satıyorsun. Bunu da ben böyle alacağım böyle satacağım. Bundan da kazanacağım diyor. Bunu da ben böyle alacağım böyle satacağım. Bundan da kazanacağım diyor.

Ve'r-ribâ bi'l-bey'i. "Onun [faizin] adını da bey', alışveriş koyuyor."Ve'r-ribâ bi'l-bey'i. "Onun [faizin] adını da bey', alışveriş koyuyor." Ve's-sühte bi'l-hediyyeti. "Rüşvetin adına da hediye diyor." Ve's-sühte bi'l-hediyyeti. "Rüşvetin adına da hediye diyor."

Rüşveti de alıyor onun adına da hediyedir diyor. "Bunlari böyle benim ümmetim yapmaya başlarsa."Rüşveti de alıyor onun adına da hediyedir diyor.

"Bunlari böyle benim ümmetim yapmaya başlarsa."
Ve't-tecerû bi'z-zekâti. "Zekâtı vermiyor ondan da cimrilik yapıyor." Ve't-tecerû bi'z-zekâti. "Zekâtı vermiyor ondan da cimrilik yapıyor." Fe-inde zâlike helâkühüm li-yezdâdü ismen. "İşte artık onların helaklarının vakti gelmiştir." Fe-inde zâlike helâkühüm li-yezdâdü ismen. "İşte artık onların helaklarının vakti gelmiştir."

Helaklarının vakti gelmiştir. Onun için derler ki; "Bu kavim nereden çıktı acaba?" Helaklarının vakti gelmiştir. Onun için derler ki;

"Bu kavim nereden çıktı acaba?"

Böyle kendi kendine vursun öldürsün, memleketi alt üst etsin karıştırsın filan. Böyle kendi kendine vursun öldürsün, memleketi alt üst etsin karıştırsın filan.

Ha, bunlara aklımız ermez. Ha, bunlara aklımız ermez. Cenâb-ı Hak her kavmin cezasını vermek için envai çeşit esbaplar [sebepler] halk eder. Cenâb-ı Hak her kavmin cezasını vermek için envai çeşit esbaplar [sebepler] halk eder.

Sen dersin ki; "İşte terbiye olmamış. Anası vermemiş terbiye, mektepte de terbiye olmamış.Sen dersin ki;

"İşte terbiye olmamış. Anası vermemiş terbiye, mektepte de terbiye olmamış.
Şu olmuş bu olmuş." Yok, Allah'ın yarattığı bir mahluktur da, aslanı nasıl yarattıysa, Şu olmuş bu olmuş."

Yok, Allah'ın yarattığı bir mahluktur da, aslanı nasıl yarattıysa,
yılanı nasıl yarattıysa, insandan da arslan gibi yılan gibi mahlukları yaratır. yılanı nasıl yarattıysa, insandan da arslan gibi yılan gibi mahlukları yaratır. Bize de ceza olur, ders olur. Onun için bize düşen, tevbe edip Allah'ın emrine mutî, Bize de ceza olur, ders olur.

Onun için bize düşen, tevbe edip Allah'ın emrine mutî,
Peygamber'in emrine mutî, haramlardan sakınmak. Peygamber'in emrine mutî, haramlardan sakınmak.

Şimdi bugün faiz kullanmayan tüccarı yüzde bir, iki çıkar mı bilmem?Şimdi bugün faiz kullanmayan tüccarı yüzde bir, iki çıkar mı bilmem? Yahut binde bir çıkar mı? Herkes bundan olmaz başka türlü diyor, kurtuluş yok diyor.Yahut binde bir çıkar mı?

Herkes bundan olmaz başka türlü diyor, kurtuluş yok diyor.
Selamet'e [Partisi] hepsi düşman şimdi. Neden? Selamet'e [Partisi] hepsi düşman şimdi.

Neden?

"Faizi kaldıracakmış, olur mu böyle şey yahu?" diyor. Olur mu? Deli, bu adam deli! "Faizi kaldıracakmış, olur mu böyle şey yahu?" diyor. Olur mu? Deli, bu adam deli! Hiç böyle şey olur mu? Allah'ın yasağı bu? Ama para kazanacağız? Hiç böyle şey olur mu?

Allah'ın yasağı bu?

Ama para kazanacağız?

İşte böyle bir yanar 15 milyon birden gider, milyarlar birden gider. İşte böyle bir yanar 15 milyon birden gider, milyarlar birden gider.

İze'stehallet ümmetî hamsen fe-aleyhimü'd-demâru.İze'stehallet ümmetî hamsen fe-aleyhimü'd-demâru. "Yine beş şey var ki ümmetim bu beş şeye helal ittihaz ettikleri vakitte.""Yine beş şey var ki ümmetim bu beş şeye helal ittihaz ettikleri vakitte." Fe-aleyhi'd-demâru. "Onlara da helak olur." Fe-aleyhi'd-demâru. "Onlara da helak olur."

Birisi; İzâ zahera fîhimü't-telâunu. "Birbirlerine lanet ediyorlar." Birisi;

İzâ zahera fîhimü't-telâunu. "Birbirlerine lanet ediyorlar."

Allah belasını versin şu herifin de... O ona diyor o ona diyor. Allah belasını versin şu herifin de... O ona diyor o ona diyor.

Ve lebisû el-harîra. "İpekli elbiseler giyiyorlar."Ve lebisû el-harîra. "İpekli elbiseler giyiyorlar." Ve't-tehazü'l-kaynâti. "Çalgıcılar herkesin evinde." Ve't-tehazü'l-kaynâti. "Çalgıcılar herkesin evinde."

Kurtulmanın çaresi yok. Herkesin evine çalgıcı girmiş. Kaynan, şarkıcılar. Kurtulmanın çaresi yok. Herkesin evine çalgıcı girmiş. Kaynan, şarkıcılar.

Ve şeribü'l-humûra. "Herkes şarap içmeye başladığı vakitte."Ve şeribü'l-humûra. "Herkes şarap içmeye başladığı vakitte." Ve'ktefâ er-ricâlü bi'r-ricâli ve'n-nisâü bi'n-nisâi.Ve'ktefâ er-ricâlü bi'r-ricâli ve'n-nisâü bi'n-nisâi. "Allah esirgeyen bu da kavmi Lut'un hareketleri gibi bir hareketler ümmetim de zuhur ettiği vakitte"Allah esirgeyen bu da kavmi Lut'un hareketleri gibi bir hareketler ümmetim de zuhur ettiği vakitte helak bunlara hazırdır." Kurtulmanın çaresi olmaz. Kurtulmanın çaresi tevbekâr olmak. helak bunlara hazırdır."

Kurtulmanın çaresi olmaz. Kurtulmanın çaresi tevbekâr olmak.

Onun için alttaki bir hadiste; İze'stağnâ'n-nisâi ve'r-ricâlu bi'r-ricâli.Onun için alttaki bir hadiste;

İze'stağnâ'n-nisâi ve'r-ricâlu bi'r-ricâli.
"Evlenmiyorlar böyle gayrimeşru surette, kadın kadınla erkek erkekle"Evlenmiyorlar böyle gayrimeşru surette, kadın kadınla erkek erkekle muamelatı cinsinin diğer bir nevi ile vakitlerini geçiriyorlar." Çirkin bir hal. Bugün derste geçti.muamelatı cinsinin diğer bir nevi ile vakitlerini geçiriyorlar."

Çirkin bir hal. Bugün derste geçti.
Bir adam lutîlik yaparsa cezası yakmak. Diğer dört arkadaşının kavilleri ile yakılır dediler.Bir adam lutîlik yaparsa cezası yakmak. Diğer dört arkadaşının kavilleri ile yakılır dediler. İbn Abbas dedi ki, "Yok. İbn Abbas dedi ki, "Yok. Allahu Teâlâ'nın yaptığı gibi yüksekten atılır, üzeri de taşlanır öyle öldürülür." dedi.Allahu Teâlâ'nın yaptığı gibi yüksekten atılır, üzeri de taşlanır öyle öldürülür." dedi. Mesela zina yapan recm ediliyor, bu recmin mukabilin de böyle lutî bir amel işleyenlerMesela zina yapan recm ediliyor, bu recmin mukabilin de böyle lutî bir amel işleyenler bu cezaya çarptırılır dediler. En kötü bir şey.bu cezaya çarptırılır dediler. En kötü bir şey. Onun için Cenâb-ı Hak bu Lut Kavmi'nin olduğu, Lut Gölü olduğu yer[in altını üstüne getirdi.] Onun için Cenâb-ı Hak bu Lut Kavmi'nin olduğu, Lut Gölü olduğu yer[in altını üstüne getirdi.]

Otuzüç kişiymiş bunlar. 33 kişi imişler bu edepsizler, 80 bin teheccüd de o gün âbitler varmış.Otuzüç kişiymiş bunlar. 33 kişi imişler bu edepsizler, 80 bin teheccüd de o gün âbitler varmış. Cenâb-ı Hak altüst etmesini emretmiş, [melek] demiş; Cenâb-ı Hak altüst etmesini emretmiş, [melek] demiş;

"Yâ Rabbi! Bak bu kadar teheccüd kılan var burada?" "Yâ Rabbi! Bak bu kadar teheccüd kılan var burada?"

"Çevir!" demiş, "Vazifelerini yapmıyorlar o teheccütte olanlar. "Çevir!" demiş, "Vazifelerini yapmıyorlar o teheccütte olanlar. Onları men etmeye kadirdiler, edemiyorlar, etmiyorlar, alakadar olmuyorlar.Onları men etmeye kadirdiler, edemiyorlar, etmiyorlar, alakadar olmuyorlar. Kötülüklerle alakadar olmuyorlar, benim neyime lazım diyorlar." Kötülüklerle alakadar olmuyorlar, benim neyime lazım diyorlar."

Onun için âhirette ayrılırlar fakat dünyada cezasını çekerler. Onun için âhirette ayrılırlar fakat dünyada cezasını çekerler.

"Onun için kadın kadınla erkek erkekle böyle pislikler yapmaya başladıkları vakitte.""Onun için kadın kadınla erkek erkekle böyle pislikler yapmaya başladıkları vakitte." Fe-beşşirhüm bi-rîhin hamrâe. "Kırmızı bir rüzgar bulut gibi."Fe-beşşirhüm bi-rîhin hamrâe. "Kırmızı bir rüzgar bulut gibi." Tahrucu min kıbeli'l-meşriki. "Şark tarafından ki âhir zamanda olacak bir şeymiş bu."Tahrucu min kıbeli'l-meşriki. "Şark tarafından ki âhir zamanda olacak bir şeymiş bu." Fe-yümsehu ba'duhüm ve yuhsefü bi-ba'din. Zâlike bimâ asav ve kânû ya'tedûne.Fe-yümsehu ba'duhüm ve yuhsefü bi-ba'din. Zâlike bimâ asav ve kânû ya'tedûne. "O artık işte kimisini yok edecek, kimisini batıracak, şöyle olacak böyle olacak."O artık işte kimisini yok edecek, kimisini batıracak, şöyle olacak böyle olacak. Yaptıklarının cezasını görecekler." Allah muhafaza etsin. Yaptıklarının cezasını görecekler."

Allah muhafaza etsin.

Milletin bu fena halleri hiçbir hayır yoktur. Milletin bu fena halleri hiçbir hayır yoktur.

Bunlardan Cenâb-ı Hak cümlemizi muhafaza etsin yani. Bunlardan Cenâb-ı Hak cümlemizi muhafaza etsin yani.

Bu hallere de dünkü derste bakmak haramdır dedi.Bu hallere de dünkü derste bakmak haramdır dedi. Bakmak, gençlere gözün bakması, gerek kadın gerek erkek gerek çocuklara şâb-ı emred dedikleri Bakmak, gençlere gözün bakması, gerek kadın gerek erkek gerek çocuklara şâb-ı emred dedikleri güzel çocuklara bakmak haram, yani büyük haram, günah-ı kebairdendir dedi. Neden? güzel çocuklara bakmak haram, yani büyük haram, günah-ı kebairdendir dedi.

Neden?

Bu gözler elçidir, bakmak suretiyle insan da şehvetler uyanır, derken temaslar hâsıl olur.Bu gözler elçidir, bakmak suretiyle insan da şehvetler uyanır, derken temaslar hâsıl olur. Derken günahlara girilir. El sıkmalar da oradan doğar. Her çeşit şeyler oradan doğar.Derken günahlara girilir. El sıkmalar da oradan doğar. Her çeşit şeyler oradan doğar. Bunun için Allah bize "Gözünüzü yumun, bakmayın." demiş. Bunun için Allah bize "Gözünüzü yumun, bakmayın." demiş.

Yağuddû min ebsârihim ve yahfezû fürûcehüm. Ne için? Yağuddû min ebsârihim ve yahfezû fürûcehüm.

Ne için?

Baktığınız zaman da insanın içerisinde olan o şehvetin meydana gelmesi elimizde değil. Baktığınız zaman da insanın içerisinde olan o şehvetin meydana gelmesi elimizde değil. O kudreti Allah vermiş. O kudret, o kipriti yaktığın vakitte nasıl yakacaksa ateşi,O kudreti Allah vermiş. O kudret, o kipriti yaktığın vakitte nasıl yakacaksa ateşi, bu bakış da o kibrit gibi içerdeki hararetleri yakıyor, gayrimeşru şeylerin vukuuna sebep oluyor.bu bakış da o kibrit gibi içerdeki hararetleri yakıyor, gayrimeşru şeylerin vukuuna sebep oluyor. Onun için bakma; gerek kadın erkeğe gerek erkek kadına... Onun için bakma; gerek kadın erkeğe gerek erkek kadına...

Onun için kadınlarla teması mümkün mertebe azaltmanın çaresine bak. Onun için kadınlarla teması mümkün mertebe azaltmanın çaresine bak. Onlarla temas oldu mu onlar da bir cazibe vardır. Allah esirgesin. Onlarla temas oldu mu onlar da bir cazibe vardır.

Allah esirgesin.

O cazibeden insanın kendisini kurtarması, o cazibeden daha üstün bir cazibesi olsun ki onu kurtarsın.O cazibeden insanın kendisini kurtarması, o cazibeden daha üstün bir cazibesi olsun ki onu kurtarsın. O cazibeden üstün cazibesi yoksa onun cazibesine kendini kaptırır gider orada.O cazibeden üstün cazibesi yoksa onun cazibesine kendini kaptırır gider orada. Onun için onlarla mümkün mertebe teması uzak etmesi lazım. Onun için onlarla mümkün mertebe teması uzak etmesi lazım.

Hatta vâiz efendilerimizin bile onlara vaaz etmeleri doğru bir şey olamaz kiHatta vâiz efendilerimizin bile onlara vaaz etmeleri doğru bir şey olamaz ki onların içerisinde çok çeşit mahlukları vardır. O çok çeşit mahluklarına sualler sorarlar.onların içerisinde çok çeşit mahlukları vardır. O çok çeşit mahluklarına sualler sorarlar. Şunu yaparlar bunu yaparlar hediyeler verirler kendisine. Bakarsın iş çığırından çıkar gider vesselam. Şunu yaparlar bunu yaparlar hediyeler verirler kendisine. Bakarsın iş çığırından çıkar gider vesselam.

İnsanda zayıf, âciz bir mahluk. İnsanda zayıf, âciz bir mahluk.

Allah cümlemize nasip etsin inşallah. İze'stekarra ehlü'l-cenneti. "Cennete girdik. Allah cümlemize nasip etsin inşallah.

İze'stekarra ehlü'l-cenneti. "Cennete girdik.
Girdiğimiz vakitte herkes yerine oturdu."Girdiğimiz vakitte herkes yerine oturdu." İştâka'l-ihvânü ba'duhum ilâ ba'din. "Ahmet bey, bir görseydim şunu." İştâka'l-ihvânü ba'duhum ilâ ba'din. "Ahmet bey, bir görseydim şunu."

Ahmet beyi [görmeyi] arzu etti. Mehmet beyi [görmeyi] arzu etti. Dostlarını hatırlıyor yani. Ahmet beyi [görmeyi] arzu etti. Mehmet beyi [görmeyi] arzu etti. Dostlarını hatırlıyor yani. İstiyor onlarla konuşsun görüşsün, iştâk. İstiyor onlarla konuşsun görüşsün, iştâk.

Fe-yesîru serîru zâ ilâ serîri zâ ve serîru zâ ilâ serîri zâ. "Bakarsın onun köşkü, hiç istediği vakitteFe-yesîru serîru zâ ilâ serîri zâ ve serîru zâ ilâ serîri zâ. "Bakarsın onun köşkü, hiç istediği vakitte hemen Ahmet Bey'in evinin önüne gitmiş.hemen Ahmet Bey'in evinin önüne gitmiş. Ahmet Bey'in köşkü de kalkmış onun kapısının önüne gelmiş, ikisi karşılaşır." Ahmet Bey'in köşkü de kalkmış onun kapısının önüne gelmiş, ikisi karşılaşır."

Bu arzu olur olmaz tayyare mi dersin, televizyon gibi burada resim görüyorsun. Bu arzu olur olmaz tayyare mi dersin, televizyon gibi burada resim görüyorsun. Burada da aynı karşına geliyor, o orada bu burada. Bir düğmeye basmanın kâfi geldiği gibi. Burada da aynı karşına geliyor, o orada bu burada. Bir düğmeye basmanın kâfi geldiği gibi.

Hattâ yeltekıyâ. "Karşılaşırlar."Hattâ yeltekıyâ. "Karşılaşırlar." Fe-yettekiü zâ ve yettekiü zâ. "Karşılıklı güzelce otururlar, o ona o da ona karşı." Fe-yettekiü zâ ve yettekiü zâ. "Karşılıklı güzelce otururlar, o ona o da ona karşı."

Fe-yetehaddesâni mâ kâne beynehümâ fî dâri'd-dünyâ. Fe-yetehaddesâni mâ kâne beynehümâ fî dâri'd-dünyâ.

Dünyada işte şöyle İskenderpaşa Camisi'nde gidiyorduk da hani oturuyorduk da yemeklerde yiyorduk da,Dünyada işte şöyle İskenderpaşa Camisi'nde gidiyorduk da hani oturuyorduk da yemeklerde yiyorduk da, işte ne güzel muhabbet ediyorduk. Zikirler yapıyorduk, şu oluyordu bu oluyordu.işte ne güzel muhabbet ediyorduk. Zikirler yapıyorduk, şu oluyordu bu oluyordu. Onlar o hatıraları orada bir bir tekrarlıyorlar.Onlar o hatıraları orada bir bir tekrarlıyorlar. O da filan yerde şöyle yaptıydık, falan yerde böyle yaptıydık diye bir güzel güzel hatıralarını anlatıyorlar. O da filan yerde şöyle yaptıydık, falan yerde böyle yaptıydık diye bir güzel güzel hatıralarını anlatıyorlar.

Fe-yekûlu yâ ahî tezekker yevme künnâ fî dâri'd-dünyâ fî meclisi kezâ. "Diyor, Ey kardeş!Fe-yekûlu yâ ahî tezekker yevme künnâ fî dâri'd-dünyâ fî meclisi kezâ. "Diyor, Ey kardeş! Hatırlıyor musun filan zamanındaki filan mecliste şöyle olduydu böyle olduydu. Hatırlıyor musun?" Hatırlıyor musun filan zamanındaki filan mecliste şöyle olduydu böyle olduydu. Hatırlıyor musun?"

Soruyor şimdi buna. Fe-deavnallâhe. "Yalvarmaya başladık Cenâb-ı Hakk'a."Soruyor şimdi buna.

Fe-deavnallâhe. "Yalvarmaya başladık Cenâb-ı Hakk'a."
Fe-ğafera lenâ. "O da bize mağfiret etti." Fe-ğafera lenâ. "O da bize mağfiret etti."

"Hatırlıyor musun?" diye bu arkadaşlar birbirlerine anlatabiliyorlar. "Hatırlıyor musun?" diye bu arkadaşlar birbirlerine anlatabiliyorlar. Demek ki orada gitmekle yani ölmekle bu hatıralar sönmüyor.Demek ki orada gitmekle yani ölmekle bu hatıralar sönmüyor. Sönmüyor, bunlar orada icap ettikçe tazeleniyor, çeşitleri. Allah hepimizi affetsin.Sönmüyor, bunlar orada icap ettikçe tazeleniyor, çeşitleri.

Allah hepimizi affetsin.
Tevfikatı samadaniyesine mazhar etsin. Bu iman kadar büyük lütuf yok.Tevfikatı samadaniyesine mazhar etsin.

Bu iman kadar büyük lütuf yok.
İman lütfuna mazhar olan bizler, kusurlarımız olmamak mümkün değil. İman lütfuna mazhar olan bizler, kusurlarımız olmamak mümkün değil. Bu kusurlarımız inşallah rahmet-i ilâhiyenin karşısında eriyip gidecek Bu kusurlarımız inşallah rahmet-i ilâhiyenin karşısında eriyip gidecek ve bu sebeple bu cennetine nâil olacağız. Orada bu günlerimizi hatırlayacağız inşaallah. ve bu sebeple bu cennetine nâil olacağız. Orada bu günlerimizi hatırlayacağız inşaallah.

İze'stehelle's-sabiyyü sulliye aleyhi ve vürrise. Çocuk doğdu. Doğdu ama hıf dedi. İze'stehelle's-sabiyyü sulliye aleyhi ve vürrise.

Çocuk doğdu. Doğdu ama hıf dedi.
Bir hıf dedi öldü, yaşamadı çocuk ama hıf dedi, bir ses çıkardı. Bir hıf dedi öldü, yaşamadı çocuk ama hıf dedi, bir ses çıkardı.

"Bu çocuk doğduktan sonra bu şekilde ölürse." Sulliye aleyhi. "Onun namazı kılınır." "Bu çocuk doğduktan sonra bu şekilde ölürse." Sulliye aleyhi. "Onun namazı kılınır."

Yıkanır güzelce, namazı kılınır. Sonra anasından babasından neyse vâris de olur bu çocuk.Yıkanır güzelce, namazı kılınır. Sonra anasından babasından neyse vâris de olur bu çocuk. Mirasçıları taksim ederken mirasçıların içinde bunun kimin var kimin yok çok dikkat ederler.Mirasçıları taksim ederken mirasçıların içinde bunun kimin var kimin yok çok dikkat ederler. Bu ölüyü saklarlarsa onun mirasını da saklamış olurlar.Bu ölüyü saklarlarsa onun mirasını da saklamış olurlar. Çocuğu oradan, anasından mı babasından mı nereden ne kadar düşecekseÇocuğu oradan, anasından mı babasından mı nereden ne kadar düşecekse o miras geride kalanlara düşecek tabi. Onun için hakkı oluyor.o miras geride kalanlara düşecek tabi. Onun için hakkı oluyor. Ama seslenmeden hiç öyle olarak doğmuş, hiçbir hayat alameti kendisinde yok.Ama seslenmeden hiç öyle olarak doğmuş, hiçbir hayat alameti kendisinde yok. Onun mirasçısı da olmaz, o bir bezle sarılır gömülüverir. Onun mirasçısı da olmaz, o bir bezle sarılır gömülüverir.

İze'steykaza'r-raculu mine'l-leyli. İze'steykaza'r-raculu mine'l-leyli.

Yattık akşamdan, ona hep tembellik ederiz. Allah hepimizi affetsin. Yattık akşamdan, ona hep tembellik ederiz.

Allah hepimizi affetsin.

Yatarken uyanık olarak yatmaktan yani gafletle yatmamak lazım. Yatarken uyanık olarak yatmaktan yani gafletle yatmamak lazım. Onun için geceleri çok oturmak iyi değildir.Onun için geceleri çok oturmak iyi değildir. Yatsı namazının arkasından bazı zaruretler olur, özel şeyler olur nadiren. Yatsı namazının arkasından bazı zaruretler olur, özel şeyler olur nadiren. Oturursun birkaç saat. Fakat mümkün oldukça yatsı namazının arkasından Oturursun birkaç saat. Fakat mümkün oldukça yatsı namazının arkasından daima yatmaya alışmak lazım ki gece oldu mu kalkarsın gece yarısında,daima yatmaya alışmak lazım ki gece oldu mu kalkarsın gece yarısında, abdestini alır namazını kılar, bir şeyler yaparsın. abdestini alır namazını kılar, bir şeyler yaparsın.

Şimdi; İze'steykaza'r-raculu mine'l-leyli. "Adam uyandı gece."Şimdi;

İze'steykaza'r-raculu mine'l-leyli. "Adam uyandı gece."
Ve eykaza ehlehu. "Uyandıktan sonra, 'Hanım hadi bakalım. Sen de kalk.' Ve eykaza ehlehu. "Uyandıktan sonra, 'Hanım hadi bakalım. Sen de kalk.' Dedi, onu da uyandırdı." Fe-kâmâ fe-salleyâ rak'ateyni. "İkisi birden kalktılar. Dedi, onu da uyandırdı." Fe-kâmâ fe-salleyâ rak'ateyni. "İkisi birden kalktılar. İkisi birden iki rekât namaz kıldılar."İkisi birden iki rekât namaz kıldılar." Kütibâ mine'z-zâkirînallâhe kesîran ve'z-zâkirâti. "Bunlar mine'z-zâkirînallâhe kesîran ve'z-zâkirâti olanlardan yazılır." Kütibâ mine'z-zâkirînallâhe kesîran ve'z-zâkirâti. "Bunlar mine'z-zâkirînallâhe kesîran ve'z-zâkirâti olanlardan yazılır."

Allahu Teâlâ; Yâ eyyühe'l-lezîne âmenü'zkürullâhe zikran kesîran diyor ya, Allahu Teâlâ;

Yâ eyyühe'l-lezîne âmenü'zkürullâhe zikran kesîran diyor ya,
bu zikri kesîre nâil olur. O gece kalkıp karı koca iki rekât namaz kıldıkları vakittebu zikri kesîre nâil olur. O gece kalkıp karı koca iki rekât namaz kıldıkları vakitte Allahu Teâlâ'yı çok zikredenlerden olmuş olurlar. Allahu Teâlâ'yı çok zikredenlerden olmuş olurlar.

Onun için Allahu celle ve alâ hepimize tevfik versin, hidayet versin. Onun için Allahu celle ve alâ hepimize tevfik versin, hidayet versin. Bu gibi ibadetleri yapabilmek şerefine nâil eylesin. Bu gibi ibadetleri yapabilmek şerefine nâil eylesin.

Bu dünya biliyorsunuz işte hepimiz muhakkak buradan çıkıp gidici insanlarız. Bu dünya biliyorsunuz işte hepimiz muhakkak buradan çıkıp gidici insanlarız. Dünyaya böyle fazla meyli muhabbetle gece ibadetinden mahrum kalmak çok acı bir şey olur.Dünyaya böyle fazla meyli muhabbetle gece ibadetinden mahrum kalmak çok acı bir şey olur. Onun için Efendimiz, "Bir koyun sağacak kadar olsa dahi"Onun için Efendimiz, "Bir koyun sağacak kadar olsa dahi" geceleri kalkıp namaz kılmaya bizi teşvik etmiştir. Fadâili de çoktur.geceleri kalkıp namaz kılmaya bizi teşvik etmiştir. Fadâili de çoktur. Sevabı da çok olmakla beraber sıhhate de faydası çoktur. Sevabı da çok olmakla beraber sıhhate de faydası çoktur. İnsan bütün gece yata yata şey olur, abdest alıp tazelenip oturduğu vakitteİnsan bütün gece yata yata şey olur, abdest alıp tazelenip oturduğu vakitte diri bir şekilde kendine gelir. diri bir şekilde kendine gelir.

İze'steykaza ehadüküm min nevmihi. İze'steykaza ehadüküm min nevmihi.

"İnsan uykudan uyandığı vakitte." Fe-lâ yüdhilü yedehu fi'l-inâi."İnsan uykudan uyandığı vakitte."

Fe-lâ yüdhilü yedehu fi'l-inâi.
Ne güzel şimdi elhamdülillah çeşmeler evimizde akıyor şarıl şarıl, sularımız bol.Ne güzel şimdi elhamdülillah çeşmeler evimizde akıyor şarıl şarıl, sularımız bol. Eski zamanda nerede bu su. Hz. Ali kerremallahu veche, esirler gelmiş, Hz. Fatıma'ya demiş ki; Eski zamanda nerede bu su.

Hz. Ali kerremallahu veche, esirler gelmiş, Hz. Fatıma'ya demiş ki;

"Git hanım, babana söyle de bize bir esir versin de bizim hizmetimizde bulunsun. "Git hanım, babana söyle de bize bir esir versin de bizim hizmetimizde bulunsun. Bak sen bilmem taa nereden su taşıyorsun da omzunu ip şeysi kesmiş. Bak sen bilmem taa nereden su taşıyorsun da omzunu ip şeysi kesmiş. Orası nasır olmuş, bir hizmetkar versin de gelsin de bu evin işlerini görsün." Orası nasır olmuş, bir hizmetkar versin de gelsin de bu evin işlerini görsün."

Bu evin çocuğu yıkanacak, çocukları yıkanacak, yemekler yapılacak, çamaşırlar yıkanacak,Bu evin çocuğu yıkanacak, çocukları yıkanacak, yemekler yapılacak, çamaşırlar yıkanacak, temizlik olacak bunlara hep su lazım. Bu su da akmıyor, ta bilmem nerede ki kuyudan gelecek. temizlik olacak bunlara hep su lazım. Bu su da akmıyor, ta bilmem nerede ki kuyudan gelecek. Ya atınla getireceksin yahut sırtınla getireceksin.Ya atınla getireceksin yahut sırtınla getireceksin. Hz. Fatıma annemiz de, Peygamberimizin kızı olduğu halde, sırtı ile getiriyormuş suyu. Hz. Fatıma annemiz de, Peygamberimizin kızı olduğu halde, sırtı ile getiriyormuş suyu.

Şimdi bizim bugün hanımlarımızın evinde çeşmelerimiz akıyor, çamaşır dolabı yanında, Şimdi bizim bugün hanımlarımızın evinde çeşmelerimiz akıyor, çamaşır dolabı yanında, buzdolabı yanında, şusu yanında busu yanında.buzdolabı yanında, şusu yanında busu yanında. Yine yanlarında sokulmak için dört defa selam vereceksin, ne yapacaksın bilmem.Yine yanlarında sokulmak için dört defa selam vereceksin, ne yapacaksın bilmem. Bu kadar da zor halimiz yani. Allah muhafaza buyursun. Bu kadar da zor halimiz yani.

Allah muhafaza buyursun.

Nimetler çoğaldıkça burunlar da büyüyor. Eski bu halleri düşünen kalmamış. Nimetler çoğaldıkça burunlar da büyüyor. Eski bu halleri düşünen kalmamış.

Şimdi bunun için diyor ki Cenab-ı Peygamber, Uykudan kalktık, e o zaman ne olacak? Şimdi bunun için diyor ki Cenab-ı Peygamber,

Uykudan kalktık, e o zaman ne olacak?

Akşamdan bir parça su geldiyse bir kazana konacak, bir leğene konacak,Akşamdan bir parça su geldiyse bir kazana konacak, bir leğene konacak, o su burada saklanacak ki sabahleyin yıkanalım, abdest alalım bir şeyler yapalım. o su burada saklanacak ki sabahleyin yıkanalım, abdest alalım bir şeyler yapalım.

"Binâenaleyh uykudan kalktığınız vakitte hemen elinizi o suya sokmayın.""Binâenaleyh uykudan kalktığınız vakitte hemen elinizi o suya sokmayın." "Çünkü eliniz şuralarınıza buralarınıza dokanmuştur, pislenmiştir o eliniz." "Çünkü eliniz şuralarınıza buralarınıza dokanmuştur, pislenmiştir o eliniz."

O pisli elinizi o suya sokup da o suyu da pislemeyin. Ya n'apın? O pisli elinizi o suya sokup da o suyu da pislemeyin.

Ya n'apın?

Hattâ yağsilehâ selâsen. "Üç defa o eli yıkayacaksın." ...... Hattâ yağsilehâ selâsen. "Üç defa o eli yıkayacaksın."

......

Tarada'l-melekü'ş-şeytâne. "Melek şeytanı tam oradan tard eder."Tarada'l-melekü'ş-şeytâne. "Melek şeytanı tam oradan tard eder." Ve zalle yekleühû. "O zaman meleğin hıfz u himayesinde kalır o adam." Ve zalle yekleühû. "O zaman meleğin hıfz u himayesinde kalır o adam."

Ama bu duayı okuyamazsa da buna göre, "Yâ Rabbi hamd ü senâlar olsun sana. Ama bu duayı okuyamazsa da buna göre, "Yâ Rabbi hamd ü senâlar olsun sana. Benim ruhumu bana iade ettin. Bütün varlıklar senindir. Ben de senin âciz günahkar bir kulunum.Benim ruhumu bana iade ettin. Bütün varlıklar senindir. Ben de senin âciz günahkar bir kulunum. Beni hıfz u himayende dâim eyle. Beni bana bırakma!" gibi böyle çeşitli, kendi bildiğimiz, Beni hıfz u himayende dâim eyle. Beni bana bırakma!" gibi böyle çeşitli, kendi bildiğimiz, lisanımızın döndüğü gibi çeşitli şeyler söylemek elbette elimizden gelir inşaallah. lisanımızın döndüğü gibi çeşitli şeyler söylemek elbette elimizden gelir inşaallah.

Bunu yapamazsak en-Nazaru sehmün min sihâmi iblîse. Bunu yapamazsak

en-Nazaru sehmün min sihâmi iblîse.

O bakmalar şeytan aleyhillanenin zehirli oklarından birer oktur kiO bakmalar şeytan aleyhillanenin zehirli oklarından birer oktur ki baktığın vakitte tak diye o ok işler içeriye." Nereye? Gönüle işler.baktığın vakitte tak diye o ok işler içeriye."

Nereye?

Gönüle işler.
Gönül şeytanın okunu yedikten sonra o gönülde hayır kalmaz,Gönül şeytanın okunu yedikten sonra o gönülde hayır kalmaz, o gözde hayır kalmaz, o kulakta da hayır kalmaz. Onun arkasından ne yapmalı? o gözde hayır kalmaz, o kulakta da hayır kalmaz.

Onun arkasından ne yapmalı?

"Aman yârabbi, tevbe yârabbi, estağfurullah yârabbi. Nasıl oldu da baktım!" "Aman yârabbi, tevbe yârabbi, estağfurullah yârabbi. Nasıl oldu da baktım!"

Göze kapak koymuş Cenâb-ı Hak. Yumarsın o kapağı, istiğfarlarla beraber kurtulursun onun şerrinden.Göze kapak koymuş Cenâb-ı Hak. Yumarsın o kapağı, istiğfarlarla beraber kurtulursun onun şerrinden. Ama bunları yapmaz da bakarsın hoşuna gider, bir daha bakarsın, bir daha bakarsın derkenAma bunları yapmaz da bakarsın hoşuna gider, bir daha bakarsın, bir daha bakarsın derken oklar mütemadiyen işler. Ondan sonra kendisinde hayır kalmaz işte insanın. oklar mütemadiyen işler. Ondan sonra kendisinde hayır kalmaz işte insanın.

Allah esirgesin. Onun için bu dua, bu yaptığımız dua mecmuaları çok iyidir. Allah esirgesin.

Onun için bu dua, bu yaptığımız dua mecmuaları çok iyidir.

Allah onu yapanlardan razı olsun. Hazırlamışlar bizim elimize, bize düşen bir okumak oluyor.Allah onu yapanlardan razı olsun.

Hazırlamışlar bizim elimize, bize düşen bir okumak oluyor.
Ne olacak, sabahleyin 5-10 dakika okuyoruz, onunla meşgul oluyoruz. Ne olacak, sabahleyin 5-10 dakika okuyoruz, onunla meşgul oluyoruz. Arkasından da iki rekât işrak namazı kılıyoruz. Bir hac sevabına nâil oluyoruz. Arkasından da iki rekât işrak namazı kılıyoruz. Bir hac sevabına nâil oluyoruz.

Bir hac sevabı kolay mı oluyor? Bu kadar masraf, bu kadar emek hep gidiyor,Bir hac sevabı kolay mı oluyor?

Bu kadar masraf, bu kadar emek hep gidiyor,
arkasından biz sevap alıyoruz. O sevabı da bedavadan yine veriyor Cenab-ı Hak.arkasından biz sevap alıyoruz. O sevabı da bedavadan yine veriyor Cenab-ı Hak. Ne olacak yarım saat oturacaksın da Allah'la meşgul olacaksın. Ne olacak yarım saat oturacaksın da Allah'la meşgul olacaksın.

Onun için dün akşam bir kardeş [geldi,] umreye gitmek istiyor; "Müsaade eder misin?" dedi. Onun için dün akşam bir kardeş [geldi,] umreye gitmek istiyor;

"Müsaade eder misin?" dedi.

"Ben." dedim, "Senin yalnız başına Allah'la kalmaklığın umreye gitmeden efdaldir." "Ben." dedim, "Senin yalnız başına Allah'la kalmaklığın umreye gitmeden efdaldir."

Nafileye gidiyor. Nafile olan umreye gitmekten tek başına kal, Nafileye gidiyor. Nafile olan umreye gitmekten tek başına kal, 20 gün 30 gün halvete gir, orada Allah'la baş başa kal. Fakat bu kimsenin işine gelmez. 20 gün 30 gün halvete gir, orada Allah'la baş başa kal.

Fakat bu kimsenin işine gelmez.

Ramazanlarda 10 günü itikâf vardır. Bu itikafı da yapan pek nâdirdir. Ne için canım? Ramazanlarda 10 günü itikâf vardır. Bu itikafı da yapan pek nâdirdir.

Ne için canım?

On gün Allah'la başbaşa kal. Bırak şu dünyayı. Nasıl olsa bir gün götürüp koyacaklar oraya işte.On gün Allah'la başbaşa kal. Bırak şu dünyayı. Nasıl olsa bir gün götürüp koyacaklar oraya işte. Buna girmeden evvel Allah'la kal bakalım nasıl olacak halin. Allah kusurlarımızı affetsin. Buna girmeden evvel Allah'la kal bakalım nasıl olacak halin.

Allah kusurlarımızı affetsin.

Onun için bunu ben dedim ama kendimden demedim Rahmetli hocam da öyle dedi de Onun için bunu ben dedim ama kendimden demedim Rahmetli hocam da öyle dedi de bana kulağımda öyle kalmış. Onun için bunu da tekrar et. Bir tanecik daha hoşuma gitti. bana kulağımda öyle kalmış. Onun için bunu da tekrar et.

Bir tanecik daha hoşuma gitti.

İze'skenallâhu teâlâ ehle'l-cenneti'l-cennete. "Ehli cenneti, cennete koydu Cenâb-ı Hak."İze'skenallâhu teâlâ ehle'l-cenneti'l-cennete. "Ehli cenneti, cennete koydu Cenâb-ı Hak." Bakıye fi'l-cenneti mekânün efyahu. "Çok geniş yer kaldı cennette." Bakıye fi'l-cenneti mekânün efyahu. "Çok geniş yer kaldı cennette."

Herkese köşkler verildi, saraylar verildi fakat bir tarafı bomboş kaldı cennetin. Herkese köşkler verildi, saraylar verildi fakat bir tarafı bomboş kaldı cennetin.

Fe yüskinallâhu sittîne ve selâse mietin âlemin. "Cenab-ı Hak 360 tane âlem halk eder buradan." Fe yüskinallâhu sittîne ve selâse mietin âlemin. "Cenab-ı Hak 360 tane âlem halk eder buradan." Küllü âlemin ekberu mine'd-dünyâ. "Ama her âlem dünyadan büyük." Küllü âlemin ekberu mine'd-dünyâ. "Ama her âlem dünyadan büyük."

Böyle 360 âlem, içinde ne kadar mahluk var Allah bilir. Bunları iskan eder orada. Böyle 360 âlem, içinde ne kadar mahluk var Allah bilir. Bunları iskan eder orada.

Münzü hulikat ilâ yevme yenkatıu. İki tanecik kaldı şurada söylemesem olmaz galiba. Münzü hulikat ilâ yevme yenkatıu.

İki tanecik kaldı şurada söylemesem olmaz galiba.

İzâ esleme'l-abdü. "Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah dedik müslüman olduk." İzâ esleme'l-abdü. "Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah dedik müslüman olduk." Fe-hasüne islâmühu. Fe-hasüne islâmühu. "İslâm'a da riayetkarız, emirlerini tatbik ediyoruz, yasaklarından kaçıyoruz, kurtuluyoruz.""İslâm'a da riayetkarız, emirlerini tatbik ediyoruz, yasaklarından kaçıyoruz, kurtuluyoruz." Keteballâhu külle hasenetin kâne ezlefehâ.Keteballâhu külle hasenetin kâne ezlefehâ. "Onun yaptıkları bütün haseneleri Cenâb-ı Hak 10 misli olaraktan yazar. Defterine yazılır." "Onun yaptıkları bütün haseneleri Cenâb-ı Hak 10 misli olaraktan yazar. Defterine yazılır." Ve muhiyet anhu küllü seyyietin.Ve muhiyet anhu küllü seyyietin. "Müslüman olduktan sonra evvelce yapmış olduğu ne kadar hatalar varsa onlar da silinir." "Müslüman olduktan sonra evvelce yapmış olduğu ne kadar hatalar varsa onlar da silinir."

İslâm'dan evvel yaptıkları fenalıkların hepsi silinir.İslâm'dan evvel yaptıkları fenalıkların hepsi silinir. Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah dediği vakitte, bak ne kadar büyük kelime-i tayyibe kiLâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah dediği vakitte, bak ne kadar büyük kelime-i tayyibe ki İslâm'dan evvel çok kabahatler yapmış ama siliniyor, hepsi siliniyor. İslâm'dan evvel çok kabahatler yapmış ama siliniyor, hepsi siliniyor.

Sümme kâne ba'de zâlike'l-kısâsu: el-hasenetü bi-aşri emsâlihâ. "Ondan sonra kısas var." Sümme kâne ba'de zâlike'l-kısâsu: el-hasenetü bi-aşri emsâlihâ. "Ondan sonra kısas var."

Bir kere müslüman oldun, ondan sonra hata yaparsan her yaptığın hatanın cezasını göreceksin. Bir kere müslüman oldun, ondan sonra hata yaparsan her yaptığın hatanın cezasını göreceksin. Hasenelerine de on mislinden 700 misline kadar [sevap].Hasenelerine de on mislinden 700 misline kadar [sevap]. On mislinden, herkesin demek yaptığı şeydeki hâlisâne niyetine göre kimisine 10 verilir, On mislinden, herkesin demek yaptığı şeydeki hâlisâne niyetine göre kimisine 10 verilir, kimisine 100 verilir. Aynı iştir, kimisine 700 verilir. Bunun ameli ona göre 10 verilmiştir. kimisine 100 verilir. Aynı iştir, kimisine 700 verilir.

Bunun ameli ona göre 10 verilmiştir.
Bu daha ihlasla yapmış, 100 verilir. Bu daha âlâ yapmış, 700 verilir. Aynı, ikisi de bir namaz kılıyorlar.Bu daha ihlasla yapmış, 100 verilir. Bu daha âlâ yapmış, 700 verilir. Aynı, ikisi de bir namaz kılıyorlar. Bir Fâtiha bir Kulhüvallah okudu. İkisi de, bu da bu da bu da...Bir Fâtiha bir Kulhüvallah okudu. İkisi de, bu da bu da bu da... Ama bu 10 aldı, bu 100 aldı, bu 700 aldı. Neden? Gönüllerinin Allah'a bağlanışı nispetinde. Ama bu 10 aldı, bu 100 aldı, bu 700 aldı.

Neden?

Gönüllerinin Allah'a bağlanışı nispetinde.

Bazısı da sıfır alır. Niçin? Namazı kılar hiçbir şeyden haberi olmaz. Bir de şu; Bazısı da sıfır alır.

Niçin?

Namazı kılar hiçbir şeyden haberi olmaz.

Bir de şu;

İzâ eşâra'l-müslimü alâ ahîhi. İzâ eşâra'l-müslimü alâ ahîhi.

Bak buna çok dikkat edelim. "Bir müslüman kardeşini korkutuyor." Bak buna çok dikkat edelim.

"Bir müslüman kardeşini korkutuyor."

İzâ eşâra'l-müslimü alâ ahîhi'l-müslimi bi's-silâhi.İzâ eşâra'l-müslimü alâ ahîhi'l-müslimi bi's-silâhi. "Müslüman kardeşini silahını çekmiş vururum." diyor. "Müslüman kardeşini silahını çekmiş vururum." diyor. Fe-hümâ alâ curufi cehenneme. "Cehennemin hemen yanı başındalar yani." Fe-hümâ alâ curufi cehenneme. "Cehennemin hemen yanı başındalar yani."

Bu korkutmakla cehennemin yanı başına gelmişlerdir bunlar, hemen itsen gidecekler. Bu korkutmakla cehennemin yanı başına gelmişlerdir bunlar, hemen itsen gidecekler.

Fe-izâ katelehu. "Attı silahını vurdu o adamı."Fe-izâ katelehu. "Attı silahını vurdu o adamı." Harrâ cemîan fîhi. "Vurunca ikisi birden cehenneme gider." Harrâ cemîan fîhi. "Vurunca ikisi birden cehenneme gider."

Canım katil öldürdü onun gitmesi lazım maktule ne oldu? Canım katil öldürdü onun gitmesi lazım maktule ne oldu?

Maktül de elinden gelseydi onu öldürecekti. Elinden gelmedi, beceremedi. Maktül de elinden gelseydi onu öldürecekti. Elinden gelmedi, beceremedi. Onun için kavgalar büyüdü. Sükut edivereydi, kaçıvereydi? Öyle önünde durulur mu? Onun için kavgalar büyüdü.

Sükut edivereydi, kaçıvereydi?

Öyle önünde durulur mu?

Ama baba yiğitlik yapacak, ben de ona gösteririm falan derken öldü gitti.Ama baba yiğitlik yapacak, ben de ona gösteririm falan derken öldü gitti. İkisi de cehenneme düştü. Cemî'an diyor. Ravileri de çok. Allah kusurlarımızı affetsin.İkisi de cehenneme düştü. Cemî'an diyor.

Ravileri de çok.

Allah kusurlarımızı affetsin.
Tevfikatı samadaniyesine mazhar eylesin.Tevfikatı samadaniyesine mazhar eylesin. Sevdiği ve razı olduğu kullarının arasına cümlemizi kabul etsin. Ha şunu da tekrar edeyim. Sevdiği ve razı olduğu kullarının arasına cümlemizi kabul etsin.

Ha şunu da tekrar edeyim.
Hacılık güzel, namaz güzel, oruç güzel, bütün ibadetler güzel.Hacılık güzel, namaz güzel, oruç güzel, bütün ibadetler güzel. Günahlardan kaçmak, o daha güzel ama altında Allahu Teâlâ'nın rızası şart. Günahlardan kaçmak, o daha güzel ama altında Allahu Teâlâ'nın rızası şart.

İlâhî ente maksûdî ve rızâke matlûbî. Bu umumi bir kaidedir, hiç değişmez.İlâhî ente maksûdî ve rızâke matlûbî.

Bu umumi bir kaidedir, hiç değişmez.
Her işin altında Allahu Teâlâ'nın rızasının gözetlenmesi lazımdır.Her işin altında Allahu Teâlâ'nın rızasının gözetlenmesi lazımdır. Onun için ben hacıya gittim bu kadar günahlarım döküldü ya oh.Onun için ben hacıya gittim bu kadar günahlarım döküldü ya oh. Şu kadar namaz kıldım, geceleri böyle yaptım. Şu kadar tesbihim var. Şu kadar namaz kıldım, geceleri böyle yaptım. Şu kadar tesbihim var.

İyi ama Rıza-i ilahi kazanabildi mi ya? İyi ama Rıza-i ilahi kazanabildi mi ya?

Allah senden razı oldu mu bakalım? Allahu Teâlâ'nın razı olduğu bir kul olabildin mi bakalım? Allah senden razı oldu mu bakalım?

Allahu Teâlâ'nın razı olduğu bir kul olabildin mi bakalım?

İster hacı ol, ister hoca ol ne olursan ol. [Maksat,] Allahu Teâlâ'nın razı olduğu bir kul olabilmek. İster hacı ol, ister hoca ol ne olursan ol. [Maksat,] Allahu Teâlâ'nın razı olduğu bir kul olabilmek.

Onun için çok rica edeceğim, çok okuyunuz. Onun için çok rica edeceğim, çok okuyunuz. Gazzalî'nin muhabbet kısımlarını güzel okuyunuz, tekrar tekrar okuyunuz. Gazzalî'nin muhabbet kısımlarını güzel okuyunuz, tekrar tekrar okuyunuz. "Okuduydum ben bunu." diye geçmeyin."Okuduydum ben bunu." diye geçmeyin. Diğer kitaplarını da okuyun, hepsinde ayrı ayrı fadail vardır.Diğer kitaplarını da okuyun, hepsinde ayrı ayrı fadail vardır. Gece günü dörde bölmek lazım diyorlar, bazısı altıya bölmüş mesela. Gece günü dörde bölmek lazım diyorlar, bazısı altıya bölmüş mesela. Hiç olmazsa bütün gün ömrünü yorgunlukla geçirme.Hiç olmazsa bütün gün ömrünü yorgunlukla geçirme. Geceleri hiç olmazsa yarım saat, bir saatte mutâlaa ile meşgul olur insan.Geceleri hiç olmazsa yarım saat, bir saatte mutâlaa ile meşgul olur insan. Bu mutâlaarda bilmediği birçok şeyleri insan öğrenir.Bu mutâlaarda bilmediği birçok şeyleri insan öğrenir. Hergün hocanın önünde vaazında bulunamaz ama e kitaplar da birer vâizdir. Hergün hocanın önünde vaazında bulunamaz ama e kitaplar da birer vâizdir. Onlar da elimizde oldukça onlardan büyük istifadeler edebiliriz. Onlar da elimizde oldukça onlardan büyük istifadeler edebiliriz.

Allah cümlemizi gaflet uykusundan uyandırsın. Allah cümlemizi gaflet uykusundan uyandırsın.

Hubbü'd-dünyâ ra'sü külli hatîetin. "Bütün hataların başı dünya sevgisinden ileri gelir." Hubbü'd-dünyâ ra'sü külli hatîetin. "Bütün hataların başı dünya sevgisinden ileri gelir."

Onun için Cenab-ı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in Onun için Cenab-ı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in ashab-ı kiramın büyüklüğü neden ileri geliyor? Fedâke ebî ve ümmî yâ Resûlallah.ashab-ı kiramın büyüklüğü neden ileri geliyor?

Fedâke ebî ve ümmî yâ Resûlallah.
"Canımız, anamız, babamız, her şeyimiz senin yolunda feda olsun!" diyebildiler de"Canımız, anamız, babamız, her şeyimiz senin yolunda feda olsun!" diyebildiler de o yüksek makama nâil oldular. Biz ise bugün bunların hiçbirisini yapmaktan aciziz yani. o yüksek makama nâil oldular. Biz ise bugün bunların hiçbirisini yapmaktan aciziz yani.

Allah tevfikatı samadaniyesine mazhar eylesin. Ha şimdi bak yine bir şey geldi aklıma. Allah tevfikatı samadaniyesine mazhar eylesin.

Ha şimdi bak yine bir şey geldi aklıma.
Bizim damat geldi Almanya'dan. Almanya'dan geldi, Münih'te oturuyor.Bizim damat geldi Almanya'dan. Almanya'dan geldi, Münih'te oturuyor. İşte altı ay bir şeye yollamışlar oraya. Orada Mustafa Şeker isminde bir kardeşimiz var. İşte altı ay bir şeye yollamışlar oraya.

Orada Mustafa Şeker isminde bir kardeşimiz var.
Enstitü mezunu aynı zamanda avukattır da. Hukuku da bitirdi enstitüyü de bitirdi yani.Enstitü mezunu aynı zamanda avukattır da. Hukuku da bitirdi enstitüyü de bitirdi yani. Bu kardeşimiz de orada imam. Kaç lira aylık alıyor dersin, ne takdir edersiniz yani? Bu kardeşimiz de orada imam.

Kaç lira aylık alıyor dersin, ne takdir edersiniz yani?

Aylığı kaç paradır bu kardeşimizin? On beş bin lira veriyor orada ki cemiyet.Aylığı kaç paradır bu kardeşimizin?

On beş bin lira veriyor orada ki cemiyet.
Oradaki cemiyetin 15 bin lira aylık verdiğini damat söyledi.Oradaki cemiyetin 15 bin lira aylık verdiğini damat söyledi. Mükemmel bir ev, evinin her şeysi, altına da güzel bir otomobil. Camileri de buradan geniş. Mükemmel bir ev, evinin her şeysi, altına da güzel bir otomobil. Camileri de buradan geniş.

Neden bu? İlmin kıymetini takdir eden idarecilerin elinde iş. Neden bu?

İlmin kıymetini takdir eden idarecilerin elinde iş.
Onlar ona, "Bin lira, bin beşyüz lira, beş bin lira olur mu? diyorlar. Onlar ona, "Bin lira, bin beşyüz lira, beş bin lira olur mu? diyorlar.

Bugünkü hayat içerisinde bir din temsilcisi kardeşimiz böyle zaruret içerisinde kalsın, olur mu? Bugünkü hayat içerisinde bir din temsilcisi kardeşimiz böyle zaruret içerisinde kalsın, olur mu?

Olmaz. Maaş olarak 15.000 lira verelim. Yapmışlar da, bir de evi, arabası her şeysi üzerinde. Olmaz.

Maaş olarak 15.000 lira verelim.

Yapmışlar da, bir de evi, arabası her şeysi üzerinde.

Bizim bugün Allah esirgesin, devlete yine dua edelim diyeceğim.Bizim bugün Allah esirgesin, devlete yine dua edelim diyeceğim. Halkın eline kalsak çok zaruret de kalırız. Ahmet beş kuruş ver bakalım. Halkın eline kalsak çok zaruret de kalırız. Ahmet beş kuruş ver bakalım.

"Oo, ben camiye gelmiyorum ki. Gidenler versin." Ondan sonra Mehmet'e dersin, "Oo, ben camiye gelmiyorum ki. Gidenler versin."

Ondan sonra Mehmet'e dersin,

"Yahu benim gelirim yok bu kadar." der. Şuna dersin buna dersin; "Yahu benim gelirim yok bu kadar." der.

Şuna dersin buna dersin;

"İşte hocaefendi bu kadar toplayabildik kusura bakma. Sen de kanaatin yolunu bul. "İşte hocaefendi bu kadar toplayabildik kusura bakma. Sen de kanaatin yolunu bul. Peygamber, ashabı nasıl kanaatle geçirdiyse sen de öyle geçin." diyiverirler bize. Peygamber, ashabı nasıl kanaatle geçirdiyse sen de öyle geçin." diyiverirler bize. Yani nefesimiz kokar. Fakat o gâvur memleketinde işçilik yapan kardeşlerimiz temin ediyor bu parayı.Yani nefesimiz kokar.

Fakat o gâvur memleketinde işçilik yapan kardeşlerimiz temin ediyor bu parayı.
Gavur memleketinde işçilik yapan! Münevver tabaka değil! İşçi tabakası temin ediyor bu işi.Gavur memleketinde işçilik yapan! Münevver tabaka değil! İşçi tabakası temin ediyor bu işi. Kaç para alıyorsa alıyor, onun içinden "Şu kadar da hocaefendimize verilir." diyerektenKaç para alıyorsa alıyor, onun içinden "Şu kadar da hocaefendimize verilir." diyerekten cemiyetine veriyor. Allah kusurumuzu affetsin. Bizim böyle bir cemiyetimiz yok işte. cemiyetine veriyor.

Allah kusurumuzu affetsin.

Bizim böyle bir cemiyetimiz yok işte.

Memleket kocaman bizim ama bir cemiyetimiz var mı? Memleket kocaman bizim ama bir cemiyetimiz var mı?

Memleketin bazı gazetelerde okuyoruz, "Filan mahallenin zenginleri mahallelerinin fakirlerine şu kadarMemleketin bazı gazetelerde okuyoruz, "Filan mahallenin zenginleri mahallelerinin fakirlerine şu kadar ikramda bulunmuşlardır." filan diyerekten yazıyorlar ama devede kulak yani. ikramda bulunmuşlardır." filan diyerekten yazıyorlar ama devede kulak yani.

Bunlar eskiden bizim şeylerimizde bütün zenginlerini mahallelerinde listeleri vardı ellerinde,Bunlar eskiden bizim şeylerimizde bütün zenginlerini mahallelerinde listeleri vardı ellerinde, fakirlerini bilir. O fukarasına yapacağı yardımı yapar. fakirlerini bilir. O fukarasına yapacağı yardımı yapar.

Halbuki yahudi bugün bizden ileridedir bu hususta. Yahudi bizden ileridedir bu hususta. Halbuki yahudi bugün bizden ileridedir bu hususta. Yahudi bizden ileridedir bu hususta. Yahudi mahallesinin fakirlerini bilir. Hiçbir fakirin eline al şunu demez. Fakirin kapısı açıktır. Yahudi mahallesinin fakirlerini bilir. Hiçbir fakirin eline al şunu demez. Fakirin kapısı açıktır. Yahudi sırtına yüklenir vereceği erzakı, yahudinin kapısından içeriye koyar kaçar.Yahudi sırtına yüklenir vereceği erzakı, yahudinin kapısından içeriye koyar kaçar. Bilmez ki o yahudi bunu bana kim getirdi. Bu da bilmez bunun bana kimin getirdiğini bilmez. Bilmez ki o yahudi bunu bana kim getirdi. Bu da bilmez bunun bana kimin getirdiğini bilmez.

Ama bizim de böyle yapmamız lazımken... Bunu nereden duydum dersin? Ama bizim de böyle yapmamız lazımken...

Bunu nereden duydum dersin?

Bizim Bursa'da zenginlerimiz var tabii. Zekat vakti zekât dağıtırlar. Bizim Bursa'da zenginlerimiz var tabii. Zekat vakti zekât dağıtırlar. Hani dinimizce de bu gösteriş olarak yapılması meşrûdur.Hani dinimizce de bu gösteriş olarak yapılması meşrûdur. Siz de verin gibilerinden teşvik mahiyetinde. Siz de verin gibilerinden teşvik mahiyetinde.

Yahudi girmiş camiye, kontrol ediyor içerisini. Bakmış ki bir adam boyuna para dağıtıyor orada. Yahudi girmiş camiye, kontrol ediyor içerisini. Bakmış ki bir adam boyuna para dağıtıyor orada.

"Nedir bu?" demiş. Zekat dağıtıyoruz işte, filanın namına yahut kendisine."Nedir bu?" demiş.

Zekat dağıtıyoruz işte, filanın namına yahut kendisine.
Yahudi demiş; "Çok ayıp be, biz böyle yapmayız. Yahudinin usûlü [böyle değil.] Yahudi demiş;

"Çok ayıp be, biz böyle yapmayız. Yahudinin usûlü [böyle değil.]

Allah affetsin kusurlarımızı. Yani cemiyet hayatına alışmamışız.Allah affetsin kusurlarımızı.

Yani cemiyet hayatına alışmamışız.
Herkes bugün münevveri de kendi kaygısında, işçisi de kendi kaygısında, herkes kendi kaygısında.Herkes bugün münevveri de kendi kaygısında, işçisi de kendi kaygısında, herkes kendi kaygısında. Ölen ölsün varsın, o kadar. Allah cümlemizi affetsin. Tevfikat-ı samadaniyesine mazhar etsin. Ölen ölsün varsın, o kadar.

Allah cümlemizi affetsin. Tevfikat-ı samadaniyesine mazhar etsin.

Cemiyet hayatına alışmak lazım. Cemiyet, bir vücut bir cemiyettir. Cemiyet hayatına alışmak lazım. Cemiyet, bir vücut bir cemiyettir. Bir vücut yerinde ağrı oldu muydu bütün vücut muzdarip oluyor yahu. Bütün vücut muzdarip oluyor. Bir vücut yerinde ağrı oldu muydu bütün vücut muzdarip oluyor yahu. Bütün vücut muzdarip oluyor. Demek ki biz de bu ıstırabın olmaması bizim vücudumuz morfinlenmiş. Demek ki biz de bu ıstırabın olmaması bizim vücudumuz morfinlenmiş.

Elimiz kesiliyor haberimiz olmuyor, ayağımız kesiliyor haberimiz olmuyor, Elimiz kesiliyor haberimiz olmuyor, ayağımız kesiliyor haberimiz olmuyor, şunu yapıyorlar haberimiz olmuyor. Neden haberimiz olmasın yahu? şunu yapıyorlar haberimiz olmuyor.

Neden haberimiz olmasın yahu?

Bu vücut bak canlı kanlı hissediyor insan. Ama morfini vurunca kesiliyor çat çat çat..Bu vücut bak canlı kanlı hissediyor insan. Ama morfini vurunca kesiliyor çat çat çat.. Adam hissetmiyor. Neden? Adam morfini vurdu da ondan işte. Adam hissetmiyor.

Neden?

Adam morfini vurdu da ondan işte.

İslâm'ın aleyhindeki şeylerle gönüller doldu muydu o morfindir işte, yeter o morfin.İslâm'ın aleyhindeki şeylerle gönüller doldu muydu o morfindir işte, yeter o morfin. Şeytanın okları birer morfindir yani. Şeytanın okları birer morfindir yani.

Onun için günahlar zehirden ibarettir, günahlar zehirden ibarettir. Onun için günahlar zehirden ibarettir, günahlar zehirden ibarettir. Bal kaymak ne kadar yersen ye, şu kadar zehir yuttu mu nasıl yuvarlanabiliyorsa insan, Bal kaymak ne kadar yersen ye, şu kadar zehir yuttu mu nasıl yuvarlanabiliyorsa insan, günahlar da insanları öyle yuvarlar. Onun için en mühim şey günahlardan kaçmaktır. günahlar da insanları öyle yuvarlar. Onun için en mühim şey günahlardan kaçmaktır.

Allah cümlemizi affetsin. Tevfikat-ı samadaniyesine mazhar etsin.Allah cümlemizi affetsin. Tevfikat-ı samadaniyesine mazhar etsin. Günahlardan kaçınıp rızasını gözetleyen bahtiyar kullarının arasına kabul etsin. el-Fâtiha. Günahlardan kaçınıp rızasını gözetleyen bahtiyar kullarının arasına kabul etsin.

el-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2