Namaz Vakitleri

23 Şevvâl 1445
02 Mayıs 2024
İmsak
04:16
Güneş
05:55
Öğle
13:06
İkindi
16:57
Akşam
20:08
Yatsı
21:40
Detaylı Arama

Vâkıa Sûresi 57. Ayet ve Allah’ı C.C. Coşkulu Sevmek

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

27 Cemâziye'l-Evvel 1420 / 08.09.1999

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in daha iyi anlaşılması için yaptığı sohbetler Ak-Radyo’da başladı (29. 09. 1998).

Bu sohbetler bir saat kadar sürüyordu ve salı akşamları Ak-Radyodan yayınlanıyordu. 4 Şubat 2001 günü elim bir trafik kazası sonucu vefat edinceye kadar devam etti. Vefat etmeden önce yaptıkları son sohbette, Bakara Sûresi’nin 223. ayeti anlatılmıştır.

Hocamız bu sohbetlerinde İbn-i Kesir tefsirini takip ediyordu. Zaman zaman Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır tefsirinden ve İsmâil Hakkı Bursevî Hazretleri’nin tefsirinden nakiller yaptığı da oluyordu. Fâtiha’dan başlayıp, sırayla her sohbette birkaç ayet okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 30 Ocak 2001 günü yaptığı son tefsir sohbetinde, Bakara Sûresi’nin 224. ayetine kadar gelmişti.

Derslerde, önce o gün izah edilecek ayet-i kerimelerin metinleri okunuyor, kısaca meali veriliyor. Sonra ayetlerin sebeb-i nüzûlü hadis-i şeriflerle izah ediliyor. Ondan sonra, ilgili diğer ayetlerle ve hadis-i şeriflerle ayeti kerimelerin açıklaması yapılıyor. Ashaptan, tabiinden görüşler naklediliyor. Sohbetin sonunda da çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyor.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm. el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhiBismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi
alâ külli hâlin ve fî külli hîn. Kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânihî.alâ külli hâlin ve fî külli hîn. Kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânihî. Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyinâ muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihîVe's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyinâ muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-din. Emmâ ba'du: ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-din. Emmâ ba'du:

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Kur'ân-ı Kerîm'in 27. cüzündeki Vâkıa sûresinde,Kur'ân-ı Kerîm'in 27. cüzündeki Vâkıa sûresinde, Cenâb-ı Hak kâfirlerin cehenneme atılıp orada ceza çekecekleriniCenâb-ı Hak kâfirlerin cehenneme atılıp orada ceza çekeceklerini âyeti kerîmelerle anlattıktan sonra onların oradaki cezalarının, âyeti kerîmelerle anlattıktan sonra onların oradaki cezalarının, azaplarının neler olduğunu belirttikten sonra 57. âyeti kerîmede buyuruyor ki; azaplarının neler olduğunu belirttikten sonra 57. âyeti kerîmede buyuruyor ki;

Bismillâhirrahmânirrahîm. Nahnu halaknâküm fe-levlâ tusaddikûne. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Nahnu halaknâküm fe-levlâ tusaddikûne.

Nahnu, Arapça "biz" demek ama azamet sigası ile yani, "Ben azîmüşşân."Nahnu, Arapça "biz" demek ama azamet sigası ile yani, "Ben azîmüşşân." Halaknâküm. "Sizi yarattık." Yani "Ben azîmüşşân sizi yarattım." Niye "biz yarattık" buyuruyor? Halaknâküm. "Sizi yarattık." Yani "Ben azîmüşşân sizi yarattım."

Niye "biz yarattık" buyuruyor?

Azamet ifadesi olduğu için. Yoksa Allahu Teâlâ hazretleri Vâhid ü Ehad ü Ferd ü Samedtir,Azamet ifadesi olduğu için. Yoksa Allahu Teâlâ hazretleri Vâhid ü Ehad ü Ferd ü Samedtir, şerîki nazîri yoktur. Vahdehû lâ şerîke lehû. Kesin. şerîki nazîri yoktur. Vahdehû lâ şerîke lehû. Kesin.

"Sizi ben yarattım, ben azîmüşşân, alemlerin Rabbi, yarattım.""Sizi ben yarattım, ben azîmüşşân, alemlerin Rabbi, yarattım." Fe-levlâ tusaddikûne. "Beni tasdik etmeli değil miydiniz?" Tasdik etmemeniz olur mu? Fe-levlâ tusaddikûne. "Beni tasdik etmeli değil miydiniz?"

Tasdik etmemeniz olur mu?

Yani ben yarattım, bu kesin. Kendi kendinizi meydana getirmediğiniz ortada. Yani ben yarattım, bu kesin. Kendi kendinizi meydana getirmediğiniz ortada.

Beni tasdik etmeniz gerekmez miydi? Bu çok önemli bir nokta.Beni tasdik etmeniz gerekmez miydi?

Bu çok önemli bir nokta.
Maalesef Allah'ın yaratığı olan kullar, mahluk, mahlukât ve mahlukâtın en gelişmişi olan; Maalesef Allah'ın yaratığı olan kullar, mahluk, mahlukât ve mahlukâtın en gelişmişi olan; en ileri, yüksek, gelişmiş mahlukâtı olan insanoğlu maalesef ibadeti ite kaka yapıyor, zorla yapıyor,en ileri, yüksek, gelişmiş mahlukâtı olan insanoğlu maalesef ibadeti ite kaka yapıyor, zorla yapıyor, direte direte yapıyor, istemeye istemeye yapıyor.direte direte yapıyor, istemeye istemeye yapıyor. Halbuki severek, isteyerek, müteşekkiren, memnun,Halbuki severek, isteyerek, müteşekkiren, memnun, mesrur, aşk ile şevk ile ibadet etmesi lazım. mesrur, aşk ile şevk ile ibadet etmesi lazım. Çünkü yaratan Mevlâ, bütün varlığımızı veren Cenâb-ı Hak, bütün nimetleri veren O,Çünkü yaratan Mevlâ, bütün varlığımızı veren Cenâb-ı Hak, bütün nimetleri veren O, her şeyimiz O'ndan. Âşık olmamız lazım, sevgi içine, sevgi deryasının içine dalmamız lazım. her şeyimiz O'ndan. Âşık olmamız lazım, sevgi içine, sevgi deryasının içine dalmamız lazım. İliklerimize kadar Cenâb-ı Hakk'ın sevgisi, muhabbeti, aşkullah, muhabbetullah işlemeli. İliklerimize kadar Cenâb-ı Hakk'ın sevgisi, muhabbeti, aşkullah, muhabbetullah işlemeli.

Yani bir insan en çok neyi sever? Yani bir insan en çok neyi sever?

Babasını anasını sever; sevgili babacağım, sevgili anneciğim.Babasını anasını sever; sevgili babacağım, sevgili anneciğim. Veya eşini, hanımını sever veya çoluğunu çocuğunu sever. Niye sever? Veya eşini, hanımını sever veya çoluğunu çocuğunu sever.

Niye sever?

Sevginin neden olduğunu bir araştırsın, bütün sevilecek şeylerin hepsini veren Cenâb-ı HakSevginin neden olduğunu bir araştırsın, bütün sevilecek şeylerin hepsini veren Cenâb-ı Hak ve bütün sevilen şeylerin sevilmesi için ortada olan sebeplerin hepsinin tamamı Cenâb-ı Hakk'tan.ve bütün sevilen şeylerin sevilmesi için ortada olan sebeplerin hepsinin tamamı Cenâb-ı Hakk'tan. Sevilmesi için bütün sebepler mevcut ama; Haydi ibadet et!.. Haydi ibadet et!..Sevilmesi için bütün sebepler mevcut ama;

Haydi ibadet et!.. Haydi ibadet et!..
İte kaka, dürte dürte, zar zor ibadet ediyor. Halbuki yaratan Mevlâ. İte kaka, dürte dürte, zar zor ibadet ediyor. Halbuki yaratan Mevlâ.

Yani bu çok mühim bir nokta.Yani bu çok mühim bir nokta. Bu âyet-i kerîmeyi bööyle gözümüzün önüne kocaman yazıp da hep bunu düşünmemiz lazım;Bu âyet-i kerîmeyi bööyle gözümüzün önüne kocaman yazıp da hep bunu düşünmemiz lazım; "Biz ne biçim insanlarız ki nedir bu bizim halimiz, gafletimiz, duygusuzluğumuz, hissizliğimiz,"Biz ne biçim insanlarız ki nedir bu bizim halimiz, gafletimiz, duygusuzluğumuz, hissizliğimiz, anlayışsızlığımız, sevgisizliğimiz, kabalığımız, nezaketsizliğimiz...anlayışsızlığımız, sevgisizliğimiz, kabalığımız, nezaketsizliğimiz... Ya ne biçim halimiz var bizim!?" deyip insanın kendisini sorgulaması lazım. Ya ne biçim halimiz var bizim!?" deyip insanın kendisini sorgulaması lazım.

Çok acayip, çok ayıp yani! Fevkalade ayıp bir şey! Çok acayip, çok ayıp yani! Fevkalade ayıp bir şey!

En küçük, en küçük bir tavırdan dolayı teşekkür ediyoruz.En küçük, en küçük bir tavırdan dolayı teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun diyoruz, dualar ediyoruz. En küçük şeyden dolayı.Allah razı olsun diyoruz, dualar ediyoruz. En küçük şeyden dolayı. Hem de içten yapıyoruz, yani birisi bir küçük hediye verse, bir çiçek, bir koku sunsaHem de içten yapıyoruz, yani birisi bir küçük hediye verse, bir çiçek, bir koku sunsa bayağı içten severek teşekkür ediyoruz.bayağı içten severek teşekkür ediyoruz. O benim samimi arkadaşım diyoruz, ben onu severim diyoruz. Sağolsun diyoruz, cömert diyoruz. O benim samimi arkadaşım diyoruz, ben onu severim diyoruz. Sağolsun diyoruz, cömert diyoruz.

E cömertlerin cömerti Cenâb-ı Hak! Her şeyi veren O, her şeyimiz O'ndan.E cömertlerin cömerti Cenâb-ı Hak! Her şeyi veren O, her şeyimiz O'ndan. O'ndan geldik O'na gideceğiz, O'nun huzuruna varacağız, O'nun nimetiyle yaşıyoruz. O'ndan geldik O'na gideceğiz, O'nun huzuruna varacağız, O'nun nimetiyle yaşıyoruz.

İsteyerek, yani böyle coşkulu bir tarzda sevmemiz lazım.İsteyerek, yani böyle coşkulu bir tarzda sevmemiz lazım. Yunus Emre, Mevlânâ gibi mübarekler şiirlerinde hep bu sevgiyi işlemişler. Yunus Emre, Mevlânâ gibi mübarekler şiirlerinde hep bu sevgiyi işlemişler. Yani aşkullah, muhabbetullah, sevmek, Cenâb-ı Hakk'ı özlemek, istemek, kavuşmak arzusu... Yani aşkullah, muhabbetullah, sevmek, Cenâb-ı Hakk'ı özlemek, istemek, kavuşmak arzusu...

Yunus'un şiirlerindeki, ilahilerindeki işlediği konular nedir? Yunus'un şiirlerindeki, ilahilerindeki işlediği konular nedir?

Hep [sevgi...] Ama isteyerek yapıyor, hem de, "Her türlü cevr ü cefâ bana vız gelir." diyor.Hep [sevgi...] Ama isteyerek yapıyor, hem de, "Her türlü cevr ü cefâ bana vız gelir." diyor. "Beni öldürseler, yaksalar, kül etseler, küllerimi havada savursalar yine de ben seni isterim." diyor. "Beni öldürseler, yaksalar, kül etseler, küllerimi havada savursalar yine de ben seni isterim." diyor.

"Yunus öldü derlerse sakın inanmayın, seven âşıklar ölür mü?" diyor. "Yunus öldü derlerse sakın inanmayın, seven âşıklar ölür mü?" diyor.

Ölmez, ne demek, ölmek ne demek, öyle şey mi olurmuş?" diyor. Ölmez, ne demek, ölmek ne demek, öyle şey mi olurmuş?" diyor.

Her sözünden [sevgi] fışkırıyor, yani böyle içten sevdiği ve hiçbir cevr ü cefâ veyahut olay,Her sözünden [sevgi] fışkırıyor, yani böyle içten sevdiği ve hiçbir cevr ü cefâ veyahut olay, hadise, sıkıcı hadise ona tesir etmeyecek diye hissediyoruz. hadise, sıkıcı hadise ona tesir etmeyecek diye hissediyoruz.

Her ne olursa olsun hoştur, hoş gelir, tatlı gelir diye şey yapıyor.Her ne olursa olsun hoştur, hoş gelir, tatlı gelir diye şey yapıyor. Yani evliyaullah bunu anlayabilmişler yani.Yani evliyaullah bunu anlayabilmişler yani. İşin doğrusu da bu ama insanların çoğu da; "Kalk namaza, tut orucu, haydi sahur vakti,İşin doğrusu da bu ama insanların çoğu da; "Kalk namaza, tut orucu, haydi sahur vakti, haydi teravihe gel, haydi zekâtını ver, haydi hayrını yap, haydi camiye yardım et, haydi teravihe gel, haydi zekâtını ver, haydi hayrını yap, haydi camiye yardım et, haydi biraz işte şu kadar tesbih çek!" filan. haydi biraz işte şu kadar tesbih çek!" filan.

Yani şeytan bizi nasıl kandırıyor, nasıl başarıyor şeytan? Yani şeytan bizi nasıl kandırıyor, nasıl başarıyor şeytan?

Bu kadar nimetin içinde nasıl oluyor da şükrünü yaptırtmıyor?Bu kadar nimetin içinde nasıl oluyor da şükrünü yaptırtmıyor? Nasıl bu nezaketsizliğe, kabalığa, gaflete, cahilliğe düşürüyor şeytan? Nasıl bu nezaketsizliğe, kabalığa, gaflete, cahilliğe düşürüyor şeytan?

Düşünecek olursak hayret edilecek bir şey! Çok hayret edilecek bir şey! Düşünecek olursak hayret edilecek bir şey! Çok hayret edilecek bir şey!

Bu âyet-i kerîme'den sonra Cenâb-ı Hak kendisinin varlığını, birliğini, ikramını, ihsanını,Bu âyet-i kerîme'den sonra Cenâb-ı Hak kendisinin varlığını, birliğini, ikramını, ihsanını, in'âmını, nimetlerini, rahmetlerini neler olduğunu hatırlatacak âyeti kerîmeleri îrâd buyuruyor, sıralıyor; in'âmını, nimetlerini, rahmetlerini neler olduğunu hatırlatacak âyeti kerîmeleri îrâd buyuruyor, sıralıyor;

Bu sizin çocuğunuz oluyor bunu siz mi yarattınız? Evleniyorsunuz, çoluk çocuk sahibi oluyorsunuz. Bu sizin çocuğunuz oluyor bunu siz mi yarattınız? Evleniyorsunuz, çoluk çocuk sahibi oluyorsunuz.

Toprağa ziraat yapıyorsunuz, ekin ekiyorsunuz bitiyor, bunu siz mi bitiriyorsunuz? Toprağa ziraat yapıyorsunuz, ekin ekiyorsunuz bitiyor, bunu siz mi bitiriyorsunuz?

İçtiğiniz suyu gökten siz mi yağdırıyorsunuz? Yaktığınız odunun ağacını siz mi halk ediyorsunuz? İçtiğiniz suyu gökten siz mi yağdırıyorsunuz?

Yaktığınız odunun ağacını siz mi halk ediyorsunuz?

E bunların hepsi benim nimetlerim değil mi? diye Cenâb-ı Hak hepsini bir bir sıralıyor, diyor ki; E bunların hepsi benim nimetlerim değil mi? diye Cenâb-ı Hak hepsini bir bir sıralıyor, diyor ki;

Eğer biz bu ziraati bitirmeseydik ne yapacaktınız?Eğer biz bu ziraati bitirmeseydik ne yapacaktınız? Ekinler bitmeyiverse, ağaçlar kuruyuverse, tohumlar filizlenmeyiverse ne yapacaksınız? Ekinler bitmeyiverse, ağaçlar kuruyuverse, tohumlar filizlenmeyiverse ne yapacaksınız?

Eğer içtiğiniz su yağmasa veya acı su olsa, deniz suyu olsa? Eğer içtiğiniz su yağmasa veya acı su olsa, deniz suyu olsa?

Kayıkta kalıyor da adam, gemi batıyor kayıkla kurtuluyor, başka bir tehlike başlıyor bu sefer.Kayıkta kalıyor da adam, gemi batıyor kayıkla kurtuluyor, başka bir tehlike başlıyor bu sefer. Yani kayığa çıktı tamam, gemiden kurtuldu batmadıYani kayığa çıktı tamam, gemiden kurtuldu batmadı ama kayıkta ama yemeği bitti, suyu bitti, ne yapacak şimdi? ama kayıkta ama yemeği bitti, suyu bitti, ne yapacak şimdi?

İçsin, işte koca denizin ortasında, deniz suyunu içsin. Olmuyor. Denizin suyu içilmiyor.İçsin, işte koca denizin ortasında, deniz suyunu içsin.

Olmuyor. Denizin suyu içilmiyor.
İçilirse öldürüyor insanı, çıldırtıyor. Yani deniz suyunu içemez zaten, içse bile şey yapıyor. İçilirse öldürüyor insanı, çıldırtıyor. Yani deniz suyunu içemez zaten, içse bile şey yapıyor.

Yani ufacık bir şey, su var. İşte su.Yani ufacık bir şey, su var. İşte su. Uçsuz bucaksız Pasifik Okyanusu, koca deniz, buyur, iç içebildiğin kadar. İçilmiyor.Uçsuz bucaksız Pasifik Okyanusu, koca deniz, buyur, iç içebildiğin kadar.

İçilmiyor.
Tatlı olması lazım suyun. Tatlı olmadığı zaman hapı yutuyor.Tatlı olması lazım suyun. Tatlı olmadığı zaman hapı yutuyor. O kadar suyun içinde insan ölüp gidiyor, yani ölüyor. O kadar suyun içinde insan ölüp gidiyor, yani ölüyor.

O bakımdan yani bunların hepsi nimet değil mi? O bakımdan yani bunların hepsi nimet değil mi?

Bunları düşünüp de ona göre Cenâb-ı Hakk'ın nimetlerini anlayıp da müteşekkir olmalı değil miyiz?Bunları düşünüp de ona göre Cenâb-ı Hakk'ın nimetlerini anlayıp da müteşekkir olmalı değil miyiz? Cenâb-ı Hakk'a aşk ile şevk ile teşekküren, teşekkür olarak, nezaket icabı, içten;Cenâb-ı Hakk'a aşk ile şevk ile teşekküren, teşekkür olarak, nezaket icabı, içten; dürterek, iterek, kakarak, arkasından zorlayarak, çekerek, halatlara bağlayarak değil dedürterek, iterek, kakarak, arkasından zorlayarak, çekerek, halatlara bağlayarak değil de aşkın zinciri boynuna takılmış olarak, aşk ile şevk ile ibadet etmeli değil mi insanoğlu? aşkın zinciri boynuna takılmış olarak, aşk ile şevk ile ibadet etmeli değil mi insanoğlu?

Bütün bunları sıraladıktan sonra buyuruyor ki; Bütün bunları sıraladıktan sonra buyuruyor ki;

Fe-sebbih bi's-mi rabbike'l-azîmi.Fe-sebbih bi's-mi rabbike'l-azîmi. "O halde bütün nimetleri veren, senin azamet sahibi, çok,"O halde bütün nimetleri veren, senin azamet sahibi, çok, tek, sonsuz derecede azamet sahibi, ululuk sahibi Rabbinin adını tesbih eyle." tek, sonsuz derecede azamet sahibi, ululuk sahibi Rabbinin adını tesbih eyle."

Tesbih eyle Rabbinin adını, yani Cenâb-ı Hakk'a sübhanallah demek en kısacası.Tesbih eyle Rabbinin adını, yani Cenâb-ı Hakk'a sübhanallah demek en kısacası. Ve bu emir burada böyle geçtiği için, fe-sebbih bi's-mi rabbike'l-azîm. Ve bu emir burada böyle geçtiği için, fe-sebbih bi's-mi rabbike'l-azîm. Biz namazın içinde bu vazifeyi yapıyoruz. Namazın içinde bu emrin yapılışı, ifâsı var. Biz namazın içinde bu vazifeyi yapıyoruz. Namazın içinde bu emrin yapılışı, ifâsı var.

Allahu Ekber, rükuya vardığımız zaman ne diyoruz? Allahu Ekber, rükuya vardığımız zaman ne diyoruz?

Sübhâne rabbiye'l-azîm, sübhâne rabbiye'l-azîm, sübhâne rabbiye'l-azîm.Sübhâne rabbiye'l-azîm, sübhâne rabbiye'l-azîm, sübhâne rabbiye'l-azîm. Yaradanımızın önünde eğiliyoruz, ibadet ederken eğiliyoruz,Yaradanımızın önünde eğiliyoruz, ibadet ederken eğiliyoruz, Rabbimizin adını anarak onu tesbih ediyoruz. Sübhâne rabbiye'l-azîm.Rabbimizin adını anarak onu tesbih ediyoruz. Sübhâne rabbiye'l-azîm. "Azamet sahibi, ulu, tek ulu, sonsuz derecede ulu olan Rabbimi tesbih eylerim." diyoruz. "Azamet sahibi, ulu, tek ulu, sonsuz derecede ulu olan Rabbimi tesbih eylerim." diyoruz.

Tesbih eylemek ne demek? Tesbih eyleriz, tesbih eyleriz, tesbih eyleriz ne demek? Tesbih eylemek ne demek?

Tesbih eyleriz, tesbih eyleriz, tesbih eyleriz ne demek?

"Yâ Rabbi! Hissediyorum ki, anlıyorum ki, bildim ki, şu gerçeği sezdim ki hiçbir eksiğin, kusurun yok."Yâ Rabbi! Hissediyorum ki, anlıyorum ki, bildim ki, şu gerçeği sezdim ki hiçbir eksiğin, kusurun yok. Her şeyin çok güzel yâ Rabbi!" demek. Sübhanallah ne demek? Her şeyin çok güzel yâ Rabbi!" demek.

Sübhanallah ne demek?

"Her şeyin tam, her şeyin eksiksiz, her işin çok güzel yâ Rabbi!" demek. "Her şeyin tam, her şeyin eksiksiz, her işin çok güzel yâ Rabbi!" demek.

Onun için "tesbih" çok kıymetli bir davranış, yani bunu düşünmekOnun için "tesbih" çok kıymetli bir davranış, yani bunu düşünmek ve bunu dille söylemek çok büyük sevaplı bir iş oluyor. ve bunu dille söylemek çok büyük sevaplı bir iş oluyor. Yeri göğü dolduran, teraziyi, mizanı dolduran, ki terazi, mizan âhirette amellerin tartıldığı teraziYeri göğü dolduran, teraziyi, mizanı dolduran, ki terazi, mizan âhirette amellerin tartıldığı terazi ve mizan o kadar büyük ki melekler, o terazi kurulupta,ve mizan o kadar büyük ki melekler, o terazi kurulupta, mahşer günü sevapların günahların tartılacağı terazi kurulup ortaya konulduğu zaman, mahşer günü sevapların günahların tartılacağı terazi kurulup ortaya konulduğu zaman, o terazinin azametinden tir tir titreyecekler melekler. Böyle korkudan tir tir titreyecekler.o terazinin azametinden tir tir titreyecekler melekler. Böyle korkudan tir tir titreyecekler. O kadar muazzam bir terazi. Onu dolduruyor sübhanallah.O kadar muazzam bir terazi. Onu dolduruyor sübhanallah. Yeri göğü dolduruyor, onu dolduruyor.Yeri göğü dolduruyor, onu dolduruyor. Çünkü kul anlamış oluyor, Cenâb-ı Hakk'ın kudretini anlamış oluyor, sanatını anlamış oluyor,Çünkü kul anlamış oluyor, Cenâb-ı Hakk'ın kudretini anlamış oluyor, sanatını anlamış oluyor, sanatındaki inceliği anlamış oluyor, güzelliği anlamış oluyor, kainatın esrarını sezmiş oluyor. sanatındaki inceliği anlamış oluyor, güzelliği anlamış oluyor, kainatın esrarını sezmiş oluyor.

Yani sübhanallah demek evliyaların sözü. Evliyalık sözü, bu çok mühim bir söz.Yani sübhanallah demek evliyaların sözü. Evliyalık sözü, bu çok mühim bir söz. Anlayarak söyledi mi tamam, kazandı, yaşadı. Dünya ve âhirette bahtiyarlığa erdi. Çok önemli.Anlayarak söyledi mi tamam, kazandı, yaşadı. Dünya ve âhirette bahtiyarlığa erdi. Çok önemli. Bütün varlıklar eksiksiz, istisnasız bütün varlıklar Cenâb-ı Hakk'ı tesbih ediyormuş. Bütün varlıklar eksiksiz, istisnasız bütün varlıklar Cenâb-ı Hakk'ı tesbih ediyormuş.

Nereden biliyorsun, nereden söylüyorsun bunu hocam? Nereden biliyorsun, nereden söylüyorsun bunu hocam?

Kur'ân-ı Kerîm'den, Cenâb-ı Hak söylüyor, buyuruyor. Buyuruyor ki; Kur'ân-ı Kerîm'den, Cenâb-ı Hak söylüyor, buyuruyor. Buyuruyor ki;

Ve in min şey'in illâ yüsebbihu bi-hamdihî... "Hiçbir varlık yoktur ki Allah'ı zikretmesin.Ve in min şey'in illâ yüsebbihu bi-hamdihî... "Hiçbir varlık yoktur ki Allah'ı zikretmesin. İlle hepsi zikreder." Velâkin lâ tefkahûne tesbîhahüm.İlle hepsi zikreder." Velâkin lâ tefkahûne tesbîhahüm. "Yalnız siz onların tesbih ediş tarzını anlayamazsınız." "Yalnız siz onların tesbih ediş tarzını anlayamazsınız."

Her şey! Her şey olunca ne giriyor işin içine? Her şey! Her şey olunca ne giriyor işin içine?

Bütün maddeler, bütün atomlar, bütün elektronlar, bütün canlılar, bütün böcekler,Bütün maddeler, bütün atomlar, bütün elektronlar, bütün canlılar, bütün böcekler, bütün çiçekler, ağaçlar, bulutlar, her şey... Her şey Allah Allah, Cenâb-ı Hakk'ı zikrediyor. bütün çiçekler, ağaçlar, bulutlar, her şey... Her şey Allah Allah, Cenâb-ı Hakk'ı zikrediyor.

Nasıl bir zikir bu? Nasıl bir tesbih bu? Nasıl bir zikir bu? Nasıl bir tesbih bu?

Yâ Rabbi! Sen, senin her şeyin, her işin çok mükemmel, her şeyi anladım.Yâ Rabbi! Sen, senin her şeyin, her işin çok mükemmel, her şeyi anladım. Hepsi zikrediyor, hepsi tesbih ediyor da; beğenmediğimiz böcekler,Hepsi zikrediyor, hepsi tesbih ediyor da; beğenmediğimiz böcekler, sinekler bile zikrediyor da koca öküz gibi, koca adam kâfir Cenâb-ı Hakk'ı zikretmiyor,sinekler bile zikrediyor da koca öküz gibi, koca adam kâfir Cenâb-ı Hakk'ı zikretmiyor, Cenâb-ı Hakk'ı tesbih etmiyor. Sinek kadar olamamış! Bir zerre kadar idraki yok ki.Cenâb-ı Hakk'ı tesbih etmiyor. Sinek kadar olamamış! Bir zerre kadar idraki yok ki. Kocaman olmuş, fil gibi olmuş, deve gibi olmuş da hâlâ Cenâb-ı Hakk'ın varlığından, kudretinden,Kocaman olmuş, fil gibi olmuş, deve gibi olmuş da hâlâ Cenâb-ı Hakk'ın varlığından, kudretinden, sanatından, sanatının güzelliğinden, inceliğinden haberdar değil! sanatından, sanatının güzelliğinden, inceliğinden haberdar değil!

Bir denizaltı manzarasını gösteriyorlar televizyonda.Bir denizaltı manzarasını gösteriyorlar televizyonda. Kendim dalmadım ama daldıysam bile o kadar derinlere dalmadım, Kendim dalmadım ama daldıysam bile o kadar derinlere dalmadım, gördüysem bile o kadarını görmedim. O mahlukâtın o çeşitleri, o renkler, o faaliyetler.gördüysem bile o kadarını görmedim. O mahlukâtın o çeşitleri, o renkler, o faaliyetler. Sübhanallah! Şu kudretin güzelliğine bak, tezahürüne bak, Cenâb-ı Hakk'ın kudretine bak,Sübhanallah! Şu kudretin güzelliğine bak, tezahürüne bak, Cenâb-ı Hakk'ın kudretine bak, hayran kalıyor insan. Bir bahçeye gidiyorsun, birazcık tanzim edilmiş,hayran kalıyor insan. Bir bahçeye gidiyorsun, birazcık tanzim edilmiş, düzenlenmiş güzel bir bahçeyse, güzel bitkiler varsa, "Aman!" diyorsun, düzenlenmiş güzel bir bahçeyse, güzel bitkiler varsa, "Aman!" diyorsun, "Şu çiçekler ne kadar güzel! Aman yâ Rabbi! Renklere bak, bayıldım!" diyorsun."Şu çiçekler ne kadar güzel! Aman yâ Rabbi! Renklere bak, bayıldım!" diyorsun. Bir çiçekçiye gittiğin zaman, böyle bir bahçıvanlık malzemesi satan büyük yerlere gittiğin zaman Bir çiçekçiye gittiğin zaman, böyle bir bahçıvanlık malzemesi satan büyük yerlere gittiğin zaman o çiçeklerin kokularını duyduğun zaman bayılıyorsun, kuşların seslerini duyduğun zaman bayılıyorsun. o çiçeklerin kokularını duyduğun zaman bayılıyorsun, kuşların seslerini duyduğun zaman bayılıyorsun.

Sonra Cenâb-ı Hak and içerek, yıldızların mevkilerine and içerek, yemin ederek yani.Sonra Cenâb-ı Hak and içerek, yıldızların mevkilerine and içerek, yemin ederek yani. Ki bu çok muazzam, muhteşem, önemli bir yemin. Bildiriyor ki, Cenâb-ı Hak yeminle bildiriyor ki;Ki bu çok muazzam, muhteşem, önemli bir yemin. Bildiriyor ki, Cenâb-ı Hak yeminle bildiriyor ki; "Resûlüne indirdiği vahiyler kendisinin sözüdür, kelamıdır, Kur'ânı Kerîm'idir."Resûlüne indirdiği vahiyler kendisinin sözüdür, kelamıdır, Kur'ânı Kerîm'idir. Bunu ancak temiz insanlar tutabilir." Bunu ancak temiz insanlar tutabilir."

Lâ yemessühû ille'l-mutahherûne. "Ancak buna temiz insanlar el değdirebilir." Lâ yemessühû ille'l-mutahherûne. "Ancak buna temiz insanlar el değdirebilir."

Temas edebilir, tutabilir. Temiz insanlar, temiz varlıklar. Temas edebilir, tutabilir. Temiz insanlar, temiz varlıklar.

Tenzîlün mi'r-rabbi'l-âlemîne. "Alemlerin Rabbi olan Allah'tan indirilmiştir."Tenzîlün mi'r-rabbi'l-âlemîne. "Alemlerin Rabbi olan Allah'tan indirilmiştir." Bu Kur'ânı Kerîm Allah tarafından indirilmiştir. Bu Kur'ânı Kerîm Allah tarafından indirilmiştir.

Ne mutlu ki Cenâb-ı Hakk'ın Resûlüne indirdiği Kur'ânı Kerîm elimizde.Ne mutlu ki Cenâb-ı Hakk'ın Resûlüne indirdiği Kur'ânı Kerîm elimizde. Ne devlet, ne saadet, ne nimet, ne kıymet, ne muhteşem bir şey ki Ne devlet, ne saadet, ne nimet, ne kıymet, ne muhteşem bir şey ki Cenâb-ı Hakk'ın böyle yeminle bildirdiği, and içerek beyan ettiği,Cenâb-ı Hakk'ın böyle yeminle bildirdiği, and içerek beyan ettiği, kendisinin kulu Muhammed-i Mustafâ'sına indirdiğini bildirdiği Kur'ân-ı Kerîm elimizde. kendisinin kulu Muhammed-i Mustafâ'sına indirdiğini bildirdiği Kur'ân-ı Kerîm elimizde. Elhamdülillah, işte! İşte burada Arapça hakiki kelimeleri. Elhamdülillah, işte! İşte burada Arapça hakiki kelimeleri. İşte kenarda o kelimelerin ne anlama geldiğini belirten Türkçe ifadeler.İşte kenarda o kelimelerin ne anlama geldiğini belirten Türkçe ifadeler. Ama tabii bunların hepsi, böyle ben kısaca dokunup geçip gittiğim âyetlerin her birisi kaç saat,Ama tabii bunların hepsi, böyle ben kısaca dokunup geçip gittiğim âyetlerin her birisi kaç saat, kaç gün konuşma mevzuu olabilecek kadar ince. kaç gün konuşma mevzuu olabilecek kadar ince.

Dün akşam üç âyet-i kerîme üzerinde telefondan konuşma yaptık.Dün akşam üç âyet-i kerîme üzerinde telefondan konuşma yaptık. Kur'ân-ı Kerîm sohbeti diye gönderdik. Konuş konuşabildiğin kadar, o kadar derin. Kur'ân-ı Kerîm sohbeti diye gönderdik. Konuş konuşabildiğin kadar, o kadar derin. Oku okuyabildiğin kadar tefsir kitaplarından, o kadar çok bilgiler var, sayfalar dolusu.Oku okuyabildiğin kadar tefsir kitaplarından, o kadar çok bilgiler var, sayfalar dolusu. O kadar çok rivayetler var. Ne mutlu elimizde. O kadar çok rivayetler var. Ne mutlu elimizde. E elimizde olduğuna göre biz Allah'a inanan; E elimizde olduğuna göre biz Allah'a inanan; Amentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusulihî ve'l-yevmi'l-âhiri ve bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihîAmentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusulihî ve'l-yevmi'l-âhiri ve bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihî minellahi teâlâ ve'l-ba'su ba'de'l-mevti hakkun diyen;minellahi teâlâ ve'l-ba'su ba'de'l-mevti hakkun diyen; öldükten sonra dirilmek haktır, âhiret günü haktır, âhirette biz Allah'ın huzuruna gideceğiz,öldükten sonra dirilmek haktır, âhiret günü haktır, âhirette biz Allah'ın huzuruna gideceğiz, amellerimizin hesabını vereceğiz, dünyadaki yaşamımızın muhakemesi olacak,amellerimizin hesabını vereceğiz, dünyadaki yaşamımızın muhakemesi olacak, sevaplarımız, günahlarımız tartılacak. sevaplarımız, günahlarımız tartılacak. Allahu Teâlâ hazretlerine inanıyorum, meleklerine inanıyorum, gönderdiği peygamberlere,Allahu Teâlâ hazretlerine inanıyorum, meleklerine inanıyorum, gönderdiği peygamberlere, peygamberlere indirdiği kitaplara inanıyorum diyen bizler Allah'ın bu kelamını öğrenmiyoruz, okumuyoruz. peygamberlere indirdiği kitaplara inanıyorum diyen bizler Allah'ın bu kelamını öğrenmiyoruz, okumuyoruz.

Ben Arapça bilmiyorum hocam, benim tahsilim başka;Ben Arapça bilmiyorum hocam, benim tahsilim başka; ben bilgisayar okudum, ben iktisat okudum, ben ziraat okudum, ben tıp okudum... ben bilgisayar okudum, ben iktisat okudum, ben ziraat okudum, ben tıp okudum...

İyi ama yanında Türkçe açıklaması var, Türkçe tefsir kitapları var. İyi ama yanında Türkçe açıklaması var, Türkçe tefsir kitapları var.

Sonra [Arapça bilmiyorsan] öğren. İngilizce öğrenmedin mi? Almanca öğrenmedin mi? Sonra [Arapça bilmiyorsan] öğren.

İngilizce öğrenmedin mi? Almanca öğrenmedin mi?

İki dil bilen, üç dil bilen kardeşlerimiz var.İki dil bilen, üç dil bilen kardeşlerimiz var. Her şeyi öğreniyor, her oyunu öğreniyor, her hüneri öğreniyor. Bilgisayarı, vesaireyi öğreniyor.Her şeyi öğreniyor, her oyunu öğreniyor, her hüneri öğreniyor. Bilgisayarı, vesaireyi öğreniyor. Yani Kur'ân-ı Kerîm'e gelince mi duruyor. Kur'ân-ı Kerîm'i de öğrenecek. Yani Kur'ân-ı Kerîm'e gelince mi duruyor. Kur'ân-ı Kerîm'i de öğrenecek.

Kim öğrensin hocam, kim öğrenecek? Kim öğrensin hocam, kim öğrenecek?

Hocalar öğrensin, İmam Hatip mezunları öğrensin, bize dokunma. Hocalar öğrensin, İmam Hatip mezunları öğrensin, bize dokunma.

E, "İmam Hatip okulları öğrencilerine ve mezunlarına mahsusE, "İmam Hatip okulları öğrencilerine ve mezunlarına mahsus Kur'ân-ı Kerîm'dir." diye yazıyor mu bunun üstünde? Kur'ân-ı Kerîm'dir." diye yazıyor mu bunun üstünde?

Sadece Kur'an'ı İmam Hatip okullarına gidenler, sadece Yüksek İslâm Enstitüsü'ne gidenler,Sadece Kur'an'ı İmam Hatip okullarına gidenler, sadece Yüksek İslâm Enstitüsü'ne gidenler, İlahiyat Fakültesi'ne gidenlere hitap eden Kur'ân-ı Kerîm mi yazıyor bunun üstünde? İlahiyat Fakültesi'ne gidenlere hitap eden Kur'ân-ı Kerîm mi yazıyor bunun üstünde?

Yoo. Bütün kulların, okumuş okumamış, alim cahil, köylü şehirli, işçi patron...Yoo. Bütün kulların, okumuş okumamış, alim cahil, köylü şehirli, işçi patron... bütün kulların hepsine inmiş olan bir kitap. Bir çok âyet-i kerîmesinde, yâ eyyühennâs.bütün kulların hepsine inmiş olan bir kitap. Bir çok âyet-i kerîmesinde, yâ eyyühennâs. "Ey insanlar!" diye hitap ediyor."Ey insanlar!" diye hitap ediyor. Bir çok âyet-i kerîmesinde de; yâ eyyühellezîne âmenû.Bir çok âyet-i kerîmesinde de; yâ eyyühellezîne âmenû. "Ey iman ettim diyenler!" "Ey o iman edenler! Hani nerdesiniz?" diye hepimize hitap ediyor."Ey iman ettim diyenler!" "Ey o iman edenler! Hani nerdesiniz?" diye hepimize hitap ediyor. Meslek ne olursa olsun hepimizin Cenâb-ı Hakk'ın Kur'ân-ı Kerîm'ini öğrenmesi lazım, Meslek ne olursa olsun hepimizin Cenâb-ı Hakk'ın Kur'ân-ı Kerîm'ini öğrenmesi lazım, öğretmesi lazım, ezberlemesi lazım. öğretmesi lazım, ezberlemesi lazım. Ve mânasını anladıktan sonra mânasına göre de hayatını ayarlaması, düzenlemesi,Ve mânasını anladıktan sonra mânasına göre de hayatını ayarlaması, düzenlemesi, ona göre yaşaması lazım. İşin özü o zaten. Oku oku, [hayatını okuduklarına göre yaşamadıktan sonra...] ona göre yaşaması lazım. İşin özü o zaten. Oku oku, [hayatını okuduklarına göre yaşamadıktan sonra...]

Bu Kur'ân-ı Kerîm'i Avrupalılar, oryantalistler yani müsteşrikler çok iyi okuyorlar.Bu Kur'ân-ı Kerîm'i Avrupalılar, oryantalistler yani müsteşrikler çok iyi okuyorlar. Vatikan'daki papazlar da okuyorlar. Vatikan'daki papazlar da okuyorlar. Müslümanları nasıl kandırabiliriz, nereden kafalarını karıştırabiliriz diye çok yahudi alimlerinden,Müslümanları nasıl kandırabiliriz, nereden kafalarını karıştırabiliriz diye çok yahudi alimlerinden, papazlardan bu Kur'ân-ı Kerîm'i okumuşta Almanca, Fransızca, İngilizce kitap yazmış çook Avrupalılar var.papazlardan bu Kur'ân-ı Kerîm'i okumuşta Almanca, Fransızca, İngilizce kitap yazmış çook Avrupalılar var. Kur'ân-ı Kerîm'i Fransızca'ya, İngilizce'ye, Almanca'ya tercüme edenler var ama kendisi müslüman olmamış. Kur'ân-ı Kerîm'i Fransızca'ya, İngilizce'ye, Almanca'ya tercüme edenler var ama kendisi müslüman olmamış.

Okuyorlar, tabii okurken okurken dayanamayıp imana gelenler de var, tüm hayatını değiştiren var.Okuyorlar, tabii okurken okurken dayanamayıp imana gelenler de var, tüm hayatını değiştiren var. Bir insanın hayatının tamamını, istikametini, her şeyini,Bir insanın hayatının tamamını, istikametini, her şeyini, çevresini etkileyecek bir karar vermesi kolay değil. çevresini etkileyecek bir karar vermesi kolay değil. Bir Avrupalının, "Ben müslüman oldum." diyebilmesi çok zor.Bir Avrupalının, "Ben müslüman oldum." diyebilmesi çok zor. Anası babası darılacak, akrabaları ilgiyi kesecek, toplumda yalnız kalacak.Anası babası darılacak, akrabaları ilgiyi kesecek, toplumda yalnız kalacak. Bilmem alıştığı, birçok doğru bildiği her şeyden vazgeçecek, yanlış olduğunu anlayacak filan.Bilmem alıştığı, birçok doğru bildiği her şeyden vazgeçecek, yanlış olduğunu anlayacak filan. Çok zor bir olay ama mü'min olanlar da var. Bir kısmı da kâfir olarak okuyor. Çok zor bir olay ama mü'min olanlar da var. Bir kısmı da kâfir olarak okuyor.

Okumak yetmiyor, ne yapmak gerekiyor? Okumak yetmiyor, ne yapmak gerekiyor?

Okuduğuna göre Cenâb-ı Hak ne buyurduysa onu tutmak gerekiyor. Ne emrettiyse onu yapması gerekiyor. Okuduğuna göre Cenâb-ı Hak ne buyurduysa onu tutmak gerekiyor. Ne emrettiyse onu yapması gerekiyor.

Onun için nasıl okumak lazım bu kitabı? Onun için nasıl okumak lazım bu kitabı?

Bu kitabı büyüklerimiz, selef-i sâlihînimiz yani bizden önce İslâm'ı tanımış olan, yaşamış olan,Bu kitabı büyüklerimiz, selef-i sâlihînimiz yani bizden önce İslâm'ı tanımış olan, yaşamış olan, şimdi âhirete göçmüş olan insanlar. Onların tecrübelerinden biz yararlanabiliriz. şimdi âhirete göçmüş olan insanlar. Onların tecrübelerinden biz yararlanabiliriz.

Nasıl okurlarmış? Birkaç âyet birkaç âyet.Nasıl okurlarmış?

Birkaç âyet birkaç âyet.
Öyle okurlarmış, anlayabileceği, hazmedebileceği kadar birkaç âyet okurmuş. Öyle okurlarmış, anlayabileceği, hazmedebileceği kadar birkaç âyet okurmuş. Sonra ben bunu nasıl tatbik edebilirim, uygulayabilirim diye düşünürmüş, uygulamasını yaparmış.Sonra ben bunu nasıl tatbik edebilirim, uygulayabilirim diye düşünürmüş, uygulamasını yaparmış. Hem okudu, hem anladı, hem de tatbikatını yaptı, iyice hazmetti.Hem okudu, hem anladı, hem de tatbikatını yaptı, iyice hazmetti. Ondan sonra öteki âyetlere geçermiş.Ondan sonra öteki âyetlere geçermiş. Ondan sonra onları da öğrendi, ezberledi, uyguladı, hayatına tatbik etti. Ondan sonra ötekisine geçermiş. Ondan sonra onları da öğrendi, ezberledi, uyguladı, hayatına tatbik etti. Ondan sonra ötekisine geçermiş.

Şimdi ben bakıyorum, bizim örfümüzde yani köyde, Anadolu'da, dağda,Şimdi ben bakıyorum, bizim örfümüzde yani köyde, Anadolu'da, dağda, yaylada söylediğimiz sözler, ve örfümüz ve âdetimiz olarak şuursuzca bizim yaptığımız yaylada söylediğimiz sözler, ve örfümüz ve âdetimiz olarak şuursuzca bizim yaptığımız pek çok şeyin aslını, esasını inceledikçe bakıyorum,pek çok şeyin aslını, esasını inceledikçe bakıyorum, aaa burada, vayy dedelerimiz bu âyeti okumuşlar onu tatbik ediyorlar demek ki diye hayret içinde kalıyorum. aaa burada, vayy dedelerimiz bu âyeti okumuşlar onu tatbik ediyorlar demek ki diye hayret içinde kalıyorum.

Bir misal! Bir misalle söyleyeyim.Bir misal! Bir misalle söyleyeyim. Türkiye'de adet değil midir, fakirin birisi gelir de, dilenci bir şey isterse ne deriz? Ne der bir çokları? Türkiye'de adet değil midir, fakirin birisi gelir de, dilenci bir şey isterse ne deriz? Ne der bir çokları?

"Allah versin!" der. "Allah versin." ne demek? "Allah versin!" der.

"Allah versin." ne demek?

Defol karşımdan, sana kızıyorum, sana bir şey vermeyeceğim demek gibi bir şey.Defol karşımdan, sana kızıyorum, sana bir şey vermeyeceğim demek gibi bir şey. Benden ne istiyorsun Allah versin! O mânaya kullanıyoruz. Öyle değil. Benden ne istiyorsun Allah versin! O mânaya kullanıyoruz. Öyle değil.

Kur'ân-ı Kerîm'de Cenâb-ı Hak Peygamber Efendimiz'e bir âyet-i kerîmede buyuruyor ki;Kur'ân-ı Kerîm'de Cenâb-ı Hak Peygamber Efendimiz'e bir âyet-i kerîmede buyuruyor ki; "Sana birisi bir şey isteyip geldiği zaman, senin yanında da ona verecek bir şey yoksa,"Sana birisi bir şey isteyip geldiği zaman, senin yanında da ona verecek bir şey yoksa, hiç olmazsa ona dua edip güzel sözler söyle." buyuruyor Cenâb-ı Hak. hiç olmazsa ona dua edip güzel sözler söyle." buyuruyor Cenâb-ı Hak. Yani, "Yok verecek bir şeyim ama aziz kardeşim, işte benim kusuruma bakma,Yani, "Yok verecek bir şeyim ama aziz kardeşim, işte benim kusuruma bakma, Allahu Teâlâ hazretleri sana ihsan etsin filan diye Allahu Teâlâ hazretleri sana ihsan etsin filan diye hiç olmazsa güzel sözle ona dua ederek karşıla." diyor âyeti kerîme.hiç olmazsa güzel sözle ona dua ederek karşıla." diyor âyeti kerîme. Aslında o "Allah versin." sözü o. Dedelerimiz işin aslını tam anlamış, doğru anlamış doğru uyguluyor.Aslında o "Allah versin." sözü o. Dedelerimiz işin aslını tam anlamış, doğru anlamış doğru uyguluyor. Biz işi tersine çevirmişiz, adamı kovma kelimesi olarak kullanıyoruz.Biz işi tersine çevirmişiz, adamı kovma kelimesi olarak kullanıyoruz. Anlam bakımından çok kaymış, uygulama bakımından çok ters noktaya gelmiş. Anlam bakımından çok kaymış, uygulama bakımından çok ters noktaya gelmiş. Birisin de geleni, isteyeni sevmek [var]. Olsa verecek ama [yok].Birisin de geleni, isteyeni sevmek [var]. Olsa verecek ama [yok]. Çünkü Peygamber Efendimiz diyor ki; "İsteyen bir at üzerinde bile gelse boş çevirmeyin,Çünkü Peygamber Efendimiz diyor ki; "İsteyen bir at üzerinde bile gelse boş çevirmeyin, yani birazcık verin neyiniz varsa." buyuruyor. Yani vermek esas. yani birazcık verin neyiniz varsa." buyuruyor. Yani vermek esas.

Efendimiz hiç, hiç reddetmemiş, olmadığı zaman demiş ki;Efendimiz hiç, hiç reddetmemiş, olmadığı zaman demiş ki; "Yanımda yok bir şey, verdim bir şeyim kalmadı. Olsaydı verirdim. Beni affedin."Yanımda yok bir şey, verdim bir şeyim kalmadı. Olsaydı verirdim. Beni affedin. İşte Allahu Teâlâ hazretleri lütfeylesin, yardım eylesin." vesaire filan.İşte Allahu Teâlâ hazretleri lütfeylesin, yardım eylesin." vesaire filan. Peygamber Efendimiz'in hayatı böyle, uygulaması böyle. Peygamber Efendimiz'in hayatı böyle, uygulaması böyle.

Biz unutmuşuz ama ecdadımız şahitlik ederim ki yani Osmanlıcayı bilen bir profesör olarak,Biz unutmuşuz ama ecdadımız şahitlik ederim ki yani Osmanlıcayı bilen bir profesör olarak, ecdadımızın kitaplarını okuyan, anlayan bir mütehassıs olarak, uzman kişi olarak;ecdadımızın kitaplarını okuyan, anlayan bir mütehassıs olarak, uzman kişi olarak; Arapça bilen, Kur'ân-ı Kerîm'i bilen bir kimse olarak, tarihi biraz bilen bir kimse olarak şehadet ederim kiArapça bilen, Kur'ân-ı Kerîm'i bilen bir kimse olarak, tarihi biraz bilen bir kimse olarak şehadet ederim ki Kur'ân-ı Kerîm'i satır satır, kelime kelime iyice öğrenmişler, uygulamışlar,Kur'ân-ı Kerîm'i satır satır, kelime kelime iyice öğrenmişler, uygulamışlar, her şeyleriyle hayatta uygulamışlar. Çok temiz insanlarmış. her şeyleriyle hayatta uygulamışlar. Çok temiz insanlarmış. Ama sonradan bu yok olasıca cahillik, cahillik, gafillik... Ama sonradan bu yok olasıca cahillik, cahillik, gafillik... Dedelerimizin o yolu bırakmışız, gafletle, cahillikle, zevkle sefayla biz unutmuşuz.Dedelerimizin o yolu bırakmışız, gafletle, cahillikle, zevkle sefayla biz unutmuşuz. Yoksa dedelerimiz çok güzel yaşamış. Hayatını değiştirmiş dedemiz!Yoksa dedelerimiz çok güzel yaşamış.

Hayatını değiştirmiş dedemiz!
Oturduğu yeri değiştirmiş, rahatını terk etmiş! Oturduğu yeri değiştirmiş, rahatını terk etmiş! Horasan'da rahat yaşıyorken, Allah rızası için cihad yapacağım diye, Anadoluya gelmiş.Horasan'da rahat yaşıyorken, Allah rızası için cihad yapacağım diye, Anadoluya gelmiş. Şeyh efendi göndermiş; Ahmed-i Yesevî hazretleri kaddesellahu sırrahu'l-aziz dervişlerine işaret etmiş,Şeyh efendi göndermiş; Ahmed-i Yesevî hazretleri kaddesellahu sırrahu'l-aziz dervişlerine işaret etmiş, "Gidin o diyâr-ı Rûm'a." Diyâr-ı Rûm ne demek? Romalıların memleketi demek."Gidin o diyâr-ı Rûm'a."

Diyâr-ı Rûm ne demek?

Romalıların memleketi demek.
Gidin oraya demiş, oraya bir salmış dervişlerini, onlar da boynu bükük, başı külahlı,Gidin oraya demiş, oraya bir salmış dervişlerini, onlar da boynu bükük, başı külahlı, beli kuşaklı gariban kimseler, "Başüstüne efendim!" demişler.beli kuşaklı gariban kimseler, "Başüstüne efendim!" demişler. "Şeyhimizin bir bildiği vardır." [demişler,] yürümüşler Anadolu'ya gelmişler. "Şeyhimizin bir bildiği vardır." [demişler,] yürümüşler Anadolu'ya gelmişler.

Orada düşman var boş değil ki. Silahlı, zırhlı, Romenus Diyejonesin ne kadardı ordusu,Orada düşman var boş değil ki. Silahlı, zırhlı, Romenus Diyejonesin ne kadardı ordusu, 200 küsur bindi. Şakır şakır demir, kılıç, zırh...200 küsur bindi. Şakır şakır demir, kılıç, zırh... Yani şeyh efendi "Şuraya gidin!" diyor ama gitmek kolay mı?Yani şeyh efendi "Şuraya gidin!" diyor ama gitmek kolay mı? Orası boş değil ki orada da insanlar var, oranın sahipleri var, kafirler var.Orası boş değil ki orada da insanlar var, oranın sahipleri var, kafirler var. Anadolunun fethi kolay olmamış... Ama rahatlarını terk etmişler, ölmeye, şehit olmaya gitmişler.Anadolunun fethi kolay olmamış... Ama rahatlarını terk etmişler, ölmeye, şehit olmaya gitmişler. "Yâ Rabbi! Ben senin rızan için evimi barkımı, çoluk çocuğu terk ettim,"Yâ Rabbi! Ben senin rızan için evimi barkımı, çoluk çocuğu terk ettim, onları sana ısmarladım, havale ettim. Senin yolunda şehit olmaya niyet ettim.onları sana ısmarladım, havale ettim. Senin yolunda şehit olmaya niyet ettim. Yâ Rabbi! Şu şehitlik rütbesini nasip et!" diye ölmeye gitmişler, dua ederek gitmişler. Yâ Rabbi! Şu şehitlik rütbesini nasip et!" diye ölmeye gitmişler, dua ederek gitmişler.

Köyünden davullarla, şenlikle uğurlamış köyün ahalisi.Köyünden davullarla, şenlikle uğurlamış köyün ahalisi. Onlar da Allah yolunda cihad ediyoruz diye gelmişler. Onlar da Allah yolunda cihad ediyoruz diye gelmişler. Yani yaşamını değiştirmiş, semtini değiştirmiş, mesleğini değiştirmiş, hayatını vermiş İslâm'a. Yani yaşamını değiştirmiş, semtini değiştirmiş, mesleğini değiştirmiş, hayatını vermiş İslâm'a.

Durup dururken insana bir yeri verirler mi? Balkanlar fethedilir mi? Kolay mı fethedildi? Durup dururken insana bir yeri verirler mi?

Balkanlar fethedilir mi?

Kolay mı fethedildi?

Taa Kırım'a kadar, Kafkasya, Romanya, Bosna, Macaristan, Almanya'nın içleri,Taa Kırım'a kadar, Kafkasya, Romanya, Bosna, Macaristan, Almanya'nın içleri, İtalya'nın bir kısmı, adalar madalar, İspanya... İtalya'nın bir kısmı, adalar madalar, İspanya...

Arabın İspanya'da işi ne? Arabistan neresi, İspanya neresi? Arabın İspanya'da işi ne? Arabistan neresi, İspanya neresi?

Koca Afrika'yı geçiyor; Mısır, Libya, Tunus, Cezayir, Fas yani muazzam rakamlar.Koca Afrika'yı geçiyor; Mısır, Libya, Tunus, Cezayir, Fas yani muazzam rakamlar. O zamanın vasıtası jet uçağı değil ki. Yaya veyahut zengin savaşçıysa, varlıklı savaşçıysa binek. O zamanın vasıtası jet uçağı değil ki. Yaya veyahut zengin savaşçıysa, varlıklı savaşçıysa binek. Tıpış tıpış... Yani bineğinde çok rahat olduğunu sanmayın. Tıpış tıpış... Yani bineğinde çok rahat olduğunu sanmayın.

Burada içinizde meraklı olup ata binen var mı bilmiyorum? Burada içinizde meraklı olup ata binen var mı bilmiyorum?

Ata bindiği zaman insan rahat ediyor sanmayın. Ben hiç rahat bulmadım atı.Ata bindiği zaman insan rahat ediyor sanmayın. Ben hiç rahat bulmadım atı. Atın üstüne bindiğin zaman at bir yürümeye kalktı mı insanı üstünde hoplata hoplata,Atın üstüne bindiğin zaman at bir yürümeye kalktı mı insanı üstünde hoplata hoplata, vura vura vura insanın oturduğu yeri yara ediyor. Bunun rahatlık neresinde? vura vura vura insanın oturduğu yeri yara ediyor.

Bunun rahatlık neresinde?

Ama onlar onu rahat saymışlar, konfor saymışlar, ata binmişler. Deve? Ama onlar onu rahat saymışlar, konfor saymışlar, ata binmişler.

Deve?

Deveye binmek bir ölüm, inmek bir ölüm, üstünde yürümek bir ölüm.Deveye binmek bir ölüm, inmek bir ölüm, üstünde yürümek bir ölüm. Löngüdük löngüdük, sarsıla sarsıla sarsıla insanın midesi, ciğeri ağzına gelir, geliyor. Löngüdük löngüdük, sarsıla sarsıla sarsıla insanın midesi, ciğeri ağzına gelir, geliyor. Yani gidin binin, buradaki şeylerde kiralık atlara bir binin. Yani gidin binin, buradaki şeylerde kiralık atlara bir binin.

Bizim bir zengin arkadaş var Türkiye'de. At merakına düşmüş.Bizim bir zengin arkadaş var Türkiye'de. At merakına düşmüş. Evi barkı var, arazisi var, bir de at almış.Evi barkı var, arazisi var, bir de at almış. Hayatında bir de derecelere filan ulaşmış, tuttuğu şeyi sağlam yapıyor. Hayatında bir de derecelere filan ulaşmış, tuttuğu şeyi sağlam yapıyor. Hayatındaki en zayıf durumuna gelmiş. Başka hiçbir türlü zayıflayamadığı duruma gelmiş. Neden? Hayatındaki en zayıf durumuna gelmiş. Başka hiçbir türlü zayıflayamadığı duruma gelmiş.

Neden?

Elek eler gibi eliyor insanı [ata binmek]. Hoppala hoppala hoppala hoppala hoppala...Elek eler gibi eliyor insanı [ata binmek]. Hoppala hoppala hoppala hoppala hoppala... ne yağ kalıyor ne bir şey kalıyor. Her seferinde sinir, adaleler, kaslar kasıla kasıla kasıla...ne yağ kalıyor ne bir şey kalıyor. Her seferinde sinir, adaleler, kaslar kasıla kasıla kasıla... eriyor, böyle zayıflıyor insan. Kolay değil. Onun için bunlar bu idmanı yapıyorlar. eriyor, böyle zayıflıyor insan. Kolay değil. Onun için bunlar bu idmanı yapıyorlar.

Bu ata binme idmanı neden? Zayıflamak için. Şimdi atın ne hükmü kaldı.Bu ata binme idmanı neden?

Zayıflamak için.

Şimdi atın ne hükmü kaldı.
Şimdi artık devir hiç olmazsa motosiklet devri. Yani motosikletli saldıracaksa onunla saldırır.Şimdi artık devir hiç olmazsa motosiklet devri. Yani motosikletli saldıracaksa onunla saldırır. Atın şimdi ne şeyi var.Atın şimdi ne şeyi var. At canlı bir mahluk, kocaman bir mahluk; ne kadar arpa ister, ne kadar saman ister, ne kadar su ister.At canlı bir mahluk, kocaman bir mahluk; ne kadar arpa ister, ne kadar saman ister, ne kadar su ister. Ben kendimle mi uğraşacağım onunla mı uğraşacağım. At şimdi çekilmez ki savaşta... Ben kendimle mi uğraşacağım onunla mı uğraşacağım. At şimdi çekilmez ki savaşta...

Ama [şimdi yine biniyor] biniyorlar, neden? İdman diye. Ama [şimdi yine biniyor] biniyorlar, neden?

İdman diye.

O atlarla o kıtaları geçmişler, oraları fethetmişler. Denizleri geçmişler.O atlarla o kıtaları geçmişler, oraları fethetmişler. Denizleri geçmişler. Hem de o denizi geçme olayı hepiniz belki biliyorsunuzdur, çok ilginç. Hem de o denizi geçme olayı hepiniz belki biliyorsunuzdur, çok ilginç. Cebelitarık boğazını geçince İspanya'ya mücahidler. Müslümanlar yani İspanyaya geçtiler.Cebelitarık boğazını geçince İspanya'ya mücahidler. Müslümanlar yani İspanyaya geçtiler. İspanya hıristiyanların elinde. İspanya tarafına geçtiler gemilerle. Komutan ne yapmış? İspanya hıristiyanların elinde. İspanya tarafına geçtiler gemilerle.

Komutan ne yapmış?

"Yakın gemileri!" demiş. Birbirlerine bakmışlar, şaşırmışlar, hayret etmişler. "Yakın gemileri!" demiş.

Birbirlerine bakmışlar, şaşırmışlar, hayret etmişler.

"Yakın gemileri!" Çatır çatır, çatır çatır gemileri yakmışlar. "Yakın gemileri!" Çatır çatır, çatır çatır gemileri yakmışlar.

Geriye dönüş imkânı kalmadı, bitti. Geriye dönmek yok. Karara bak!Geriye dönüş imkânı kalmadı, bitti. Geriye dönmek yok.

Karara bak!
Yani acaba düşman çok bastırırsa, kuvvetli hücum ederse gemiye binip geriye gider miyiz?Yani acaba düşman çok bastırırsa, kuvvetli hücum ederse gemiye binip geriye gider miyiz? Cebelitarık boğazının öteki tarafına gider miyiz? diye bir ihtimal yok. Cebelitarık boğazının öteki tarafına gider miyiz? diye bir ihtimal yok.

Düşmanın yenmekten başka çare yok. Ya yenecek, ya yenecek!Düşmanın yenmekten başka çare yok. Ya yenecek, ya yenecek! "Ya yenecek!"ten sonra"Ya da yenemeyecek!" yok. Ya yenecek, ya da yine yenecek! "Ya yenecek!"ten sonra"Ya da yenemeyecek!" yok. Ya yenecek, ya da yine yenecek! Yine yenecek, başka çare yok. Geri dönmek yok, geri gitmek yok. Yine yenecek, başka çare yok. Geri dönmek yok, geri gitmek yok.

[Gemileri] yakmış, [İspanya'yı] fethetmişler. Kaç kişidir, oraya geçen kaç kişidir? Kaç insandır? [Gemileri] yakmış, [İspanya'yı] fethetmişler.

Kaç kişidir, oraya geçen kaç kişidir? Kaç insandır?

Koca İspanya'yı fethetmişler, koca bir devlet! Koca İspanya'yı fethetmişler, koca bir devlet!

Yani bayağı büyük, hatırlı bir Avrupa devleti, arazisi geniş. Hâlâ onların izleri var.Yani bayağı büyük, hatırlı bir Avrupa devleti, arazisi geniş.

Hâlâ onların izleri var.
Bu gün İspanyol dediğimiz adamların çoğunun kökenini kurcalasan, Bu gün İspanyol dediğimiz adamların çoğunun kökenini kurcalasan, ırkını, genlerini karıştırsan çoğu Arap çıkar. Tipleri Avrupalılara benzemiyor ki. Arap tipi.ırkını, genlerini karıştırsan çoğu Arap çıkar. Tipleri Avrupalılara benzemiyor ki. Arap tipi. Ama tarih işte. İspanya, Endülüs elden çıkmış... Ama tarih işte. İspanya, Endülüs elden çıkmış...

Onlar öyle fethetmişler ondan sonrakilerde gafletle kaptırmışlar. Onlar öyle fethetmişler ondan sonrakilerde gafletle kaptırmışlar.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi gaflete düşürmesin. Çok korkunç bir hastalık.Allahu Teâlâ hazretleri bizi gaflete düşürmesin.

Çok korkunç bir hastalık.
Dünyanın en korkunç hastalığı ne AİDStir, ne AİDS hastalığıdır ne veremdir, ne kanserdir.Dünyanın en korkunç hastalığı ne AİDStir, ne AİDS hastalığıdır ne veremdir, ne kanserdir. Müslüman için en tehlikeli hastalık gaflettir. Gafil. Müslüman için en tehlikeli hastalık gaflettir. Gafil. Gaflete düşmüş; Kur'an'dan haberi yok, imandan haberi yok, âhiretten haberi yok.Gaflete düşmüş; Kur'an'dan haberi yok, imandan haberi yok, âhiretten haberi yok. Allah'ın emrinden yasağından haberi yok. Gaflet. Habersizlik. Allah'ın emrinden yasağından haberi yok.

Gaflet. Habersizlik.

Gafletle araba sürülür mü? Sürülmez. Niye? Hemen bir kaza yapar insan.Gafletle araba sürülür mü?

Sürülmez.

Niye?

Hemen bir kaza yapar insan.
Her an uyanık olması lazım. Gaflet ile araba sürücülüğü bir arada olmaz. Her an uyanık olması lazım. Gaflet ile araba sürücülüğü bir arada olmaz. Bir an dikkat etmezse [kaza yapar.] Bir an dikkat etmezse [kaza yapar.]

Ben arabayı kullanıyorum, Mehmet Ali benim yanıma geliyor, ön tarafa oturuyor;Ben arabayı kullanıyorum, Mehmet Ali benim yanıma geliyor, ön tarafa oturuyor; "Aman hocam, aman hocam!" diye diye yağları eriyor, ondan böyle zayıfladı zavallı."Aman hocam, aman hocam!" diye diye yağları eriyor, ondan böyle zayıfladı zavallı. "Aman hocam hızlı girme, aman hocam sağa dikkat et, aman hocam sola dikkat. "Aman hocam hızlı girme, aman hocam sağa dikkat et, aman hocam sola dikkat. Şöyle yapma böyle yapma." Çünkü gafletle araba sürmek felaket getirir, kaza yaptırır. Şöyle yapma böyle yapma." Çünkü gafletle araba sürmek felaket getirir, kaza yaptırır. Ama gafletle ömür sürüyoruz biz. Bir anlık gaflet değil, gafletle koca bir ömrü tüketiyoruz.Ama gafletle ömür sürüyoruz biz. Bir anlık gaflet değil, gafletle koca bir ömrü tüketiyoruz. Gafilce! Ne kadar, ne kadar acı bir durum! Gafilce! Ne kadar, ne kadar acı bir durum!

Allahu Teâlâ hazretleri yardım etsin bizi gaflet uykusundan uyandırsın.Allahu Teâlâ hazretleri yardım etsin bizi gaflet uykusundan uyandırsın. Uyanık, dikkatli, has, hakiki müslüman eylesin. Rızasına uygun yaşamayı nasip etsin.Uyanık, dikkatli, has, hakiki müslüman eylesin. Rızasına uygun yaşamayı nasip etsin. Huzuruna sevdiği kul olarak varmayı nasip etsin. Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. Huzuruna sevdiği kul olarak varmayı nasip etsin. Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.

Hayat, çok büyük bir fırsat, kaçıyor.Hayat, çok büyük bir fırsat, kaçıyor. Hayatımızda, yaşamamız çok büyük bir imkân, şu dakikalar, şu günler çok büyük bir fırsat ve gidiyor.Hayatımızda, yaşamamız çok büyük bir imkân, şu dakikalar, şu günler çok büyük bir fırsat ve gidiyor. Ömür sermayesi tükeniyor, kaçıyor elimizden, hâlâ biz gaflete abone,Ömür sermayesi tükeniyor, kaçıyor elimizden, hâlâ biz gaflete abone, gaflete müdâvim, gafletle ömür sürüyoruz... gaflete müdâvim, gafletle ömür sürüyoruz...

Cenâb-ı Hak yardım eylesin. Tevfikini refik eylesin. Cenâb-ı Hak yardım eylesin. Tevfikini refik eylesin.

Sübhâneke lâ ilmenâ illâ mâ allemtenâ inneke ente'l-alîmün hakîm.Sübhâneke lâ ilmenâ illâ mâ allemtenâ inneke ente'l-alîmün hakîm. Sübhâne rabbinâ rabbi'l-izzeti ammâ yasifûnSübhâne rabbinâ rabbi'l-izzeti ammâ yasifûn ve selâmün ale'l-mürselîn ve'l-hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîne el-Fâtiha. ve selâmün ale'l-mürselîn ve'l-hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîne el-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2