Namaz Vakitleri

19 Cemâziye'l-Evvel 1446
21 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:51
Öğle
12:55
İkindi
15:26
Akşam
17:49
Yatsı
19:13
Detaylı Arama

Yemek Yemekte Ölçü

Mehmed Zahid KOTKU

3 Rebîü'l-Evvel 1392 / 16.04.1972
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Müslümanın ve Kâfirin Yemek Yeyişi, Mideyi Doldurmanın Zararı, Çok Yemenin Zararı, Ümmete İlk Gelen Belâ | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Yemek Yemekte Ölçü

Mehmed Zahid KOTKU

3 Rebîü'l-Evvel 1392 / 16.04.1972
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Müslümanın ve Kâfirin Yemek Yeyişi, Mideyi Doldurmanın Zararı, Çok Yemenin Zararı, Ümmete İlk Gelen Belâ | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn... Ve’l-àkıbetü li’l-müttakîn...El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn... Ve’l-àkıbetü li’l-müttakîn... Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn...Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn... İ’lemû eyyühe’l-ihvân...

İ’lemû eyyühe’l-ihvân...
İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh...İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh... Ve enne efdale’l-hedyi hedyü muhammedin salla’llàhu aleyhi ve sellem...Ve enne efdale’l-hedyi hedyü muhammedin salla’llàhu aleyhi ve sellem... Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ...Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ... Ve külle muhdesin bid’ah...Ve külle muhdesin bid’ah... Ve külle bid’atin dalâleh...Ve külle bid’atin dalâleh... Ve külle dalâletin fi’n-nâr...Ve külle dalâletin fi’n-nâr... Ve bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyi salla’llàhu aleyhi ve selleme ennehû kàl:Ve bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyi salla’llàhu aleyhi ve selleme ennehû kàl: RE. 230/5 El-mü’minü ye’külü fî miàin vâhidin,

RE. 230/5 El-mü’minü ye’külü fî miàin vâhidin,
ve’l-kâfirü ye’külü fî seb’ati em’àin.ve’l-kâfirü ye’külü fî seb’ati em’àin. Ravâhü't-Taberânî.

Ravâhü't-Taberânî.
Beraber bir istiğfar edelim:

Beraber bir istiğfar edelim:
Estağfiru’llàh… Estağfiru’llàh...

Estağfiru’llàh… Estağfiru’llàh...
Estağfiru’llàh… El-azîm el-kerîm ellezî lâ ilâhe illâ hû,Estağfiru’llàh… El-azîm el-kerîm ellezî lâ ilâhe illâ hû, el-hayye’l-kayyûme ve etûbü ileyh…el-hayye’l-kayyûme ve etûbü ileyh… Ve es’elühüt-tevbete ve’l-mağfirete ve’l-hidâyete lenâVe es’elühüt-tevbete ve’l-mağfirete ve’l-hidâyete lenâ innehû hüve't-tevvâbü’r-rahîm…innehû hüve't-tevvâbü’r-rahîm… Tevbete abdin zàlimin li-nefsihî,Tevbete abdin zàlimin li-nefsihî, lâ yemlikü li nefsihî, mevten ve lâ hayâten ve lâ nüşûrâ…lâ yemlikü li nefsihî, mevten ve lâ hayâten ve lâ nüşûrâ… Cenâb-ı Hak tevbemizi kabul eylesin…

Cenâb-ı Hak tevbemizi kabul eylesin…
Bir de salevât-ı şerife okuyalım Peygamber Efendimiz’e:

Bir de salevât-ı şerife okuyalım Peygamber Efendimiz’e:
Es-salâtü ve’s-selâmü aleyke yâ rasûla’llàh…Es-salâtü ve’s-selâmü aleyke yâ rasûla’llàh… Es-salâtü ve’s-selâmü aleyke yâ habîba’llàh…Es-salâtü ve’s-selâmü aleyke yâ habîba’llàh… Es-salâtü ve’s-selâmü aleyke yâ seyyide’l-evvelîne ve’l-âhirîn…Es-salâtü ve’s-selâmü aleyke yâ seyyide’l-evvelîne ve’l-âhirîn… Cenâb-ı Hak yardım eylesin…

Cenâb-ı Hak yardım eylesin…
Bu okuyacağım hadisin râvilerini dinlediniz. Çok mühim. Kısacık bir söz.

Bu okuyacağım hadisin râvilerini dinlediniz. Çok mühim. Kısacık bir söz.
Hem tıbbın, hem dünyanın hem ahiretinHem tıbbın, hem dünyanın hem ahiretin şu ufacık kelime içerisinde toplanmasıdır.şu ufacık kelime içerisinde toplanmasıdır. Mânâ itibariyle tabi çok geniş.Mânâ itibariyle tabi çok geniş. Bunları okuyup geçmek faydadan hâlî değilse de,

Bunları okuyup geçmek faydadan hâlî değilse de,
biz bunları (Râmûzü’l-Ehàdîs’i) altı ayda okuyorduk, bitiriyorduk.biz bunları (Râmûzü’l-Ehàdîs’i) altı ayda okuyorduk, bitiriyorduk. Şimdi kaç sene oldu burada daha yarısına gelmedik.Şimdi kaç sene oldu burada daha yarısına gelmedik. Tabi bu da çok değil.Tabi bu da çok değil. Dünkü okuduğum hadisle bugünkü hadis…Dünkü okuduğum hadisle bugünkü hadis… Okumak bir şey değil okuruz,Okumak bir şey değil okuruz, bellemek de bir şey değil bellenir, ezberlenir.bellemek de bir şey değil bellenir, ezberlenir. Hafızlar nasıl koca mushafı ezberliyorlar, ezberlenir.Hafızlar nasıl koca mushafı ezberliyorlar, ezberlenir. Lafzı üzerinde durmanın kıymeti yok.Lafzı üzerinde durmanın kıymeti yok. Sevabı var, başka.Sevabı var, başka. Fakat maksat kendimizi ona tatbik etmektir.

Fakat maksat kendimizi ona tatbik etmektir.
Okuduğumuzun bizde nesi var bakalım?Okuduğumuzun bizde nesi var bakalım? Bizimle ilgisi nedir okuduğumuzun?Bizimle ilgisi nedir okuduğumuzun? Şurada mü’mini tarif ediyor.Şurada mü’mini tarif ediyor. Bakalım o müminlikle ilgimiz ne kadardır.Bakalım o müminlikle ilgimiz ne kadardır. Ölçüyoruz, kendimizi teraziye koyuyoruz.Ölçüyoruz, kendimizi teraziye koyuyoruz. Ben bakıyorum kendim için, ben oradan çok uzağım.Ben bakıyorum kendim için, ben oradan çok uzağım. İslam tabirine bakıyorum oradan da uzağım.İslam tabirine bakıyorum oradan da uzağım. Muhacir tabirine bakıyorum, oradan da uzağım.Muhacir tabirine bakıyorum, oradan da uzağım. Komşu hukukuna bakıyorum, buradan da uzağım.Komşu hukukuna bakıyorum, buradan da uzağım. Şimdi bugünkü (hadis-i şerif) de müslümanın yiyişiyle gavurun yiyişini tarif ediyor bize.

Şimdi bugünkü (hadis-i şerif) de müslümanın yiyişiyle gavurun yiyişini tarif ediyor bize.
Müslümanın yiyişi nasıl olacak, gâvurun yiyişi nasıl olacak?Müslümanın yiyişi nasıl olacak, gâvurun yiyişi nasıl olacak? Şimdi bakalım müslümanca mı yiyoruz, nasıl yiyoruz? Bu ölçüye göre ölçün işte...Şimdi bakalım müslümanca mı yiyoruz, nasıl yiyoruz? Bu ölçüye göre ölçün işte... Bakın kaç tane ravi okudum size.Bakın kaç tane ravi okudum size. Buharîsi, Müslimi de içinde olduğu halde.Buharîsi, Müslimi de içinde olduğu halde. Bu kadar kuvvetli bir hadisle müslüman nasıl yermiş,Bu kadar kuvvetli bir hadisle müslüman nasıl yermiş, gâvur nasıl yermiş?gâvur nasıl yermiş? Bizim kendimizi tatbik edeceğimiz (bir hadistir)...Bizim kendimizi tatbik edeceğimiz (bir hadistir)... Ben bakıyorum, çok fersah fersah uzağız.

Ben bakıyorum, çok fersah fersah uzağız.
Çok uzağız yani. Nasıl olmuş? Alışmışız.Çok uzağız yani. Nasıl olmuş? Alışmışız. Nasıl olmuş bilmem. Ne karnımız doyuyor ne de gözümüz doyuyor.Nasıl olmuş bilmem. Ne karnımız doyuyor ne de gözümüz doyuyor. Evvela çorba olacak, arkasından etli olacak,Evvela çorba olacak, arkasından etli olacak, arkasından tuzlu olacak, turşusu olacak, hoşafı olacak…arkasından tuzlu olacak, turşusu olacak, hoşafı olacak… Olacak da olacak. Tatlısı bilmem nesi…Olacak da olacak. Tatlısı bilmem nesi… Bu kadar yemekleri yemekle telezzüz ediyor,

Bu kadar yemekleri yemekle telezzüz ediyor,
nefisleniyoruz, kuvvetleniyoruz, canlanıyoruz.nefisleniyoruz, kuvvetleniyoruz, canlanıyoruz. Alt tarafı ne oluyor yani? Kuvvetleniyoruz, canlanıyoruz…Alt tarafı ne oluyor yani? Kuvvetleniyoruz, canlanıyoruz… İyi. İyi ama ne oluyor alt tarafı?İyi. İyi ama ne oluyor alt tarafı? Camiler boş...

Camiler boş...
Müslümanlıktan fersah fersah uzaklaşmış bir hayatın adamı oluyoruz.Müslümanlıktan fersah fersah uzaklaşmış bir hayatın adamı oluyoruz. O hayat her mahlûkta var.O hayat her mahlûkta var. En güzeli horozda.En güzeli horozda. Bilmem hangi hayvandan daha çok müreffeh bir hayat yaşıyorlar.Bilmem hangi hayvandan daha çok müreffeh bir hayat yaşıyorlar. Mes’uliyetleri yok, korkuları yok.Mes’uliyetleri yok, korkuları yok. Yer içer yatarlar işte.Yer içer yatarlar işte. Bizimki de öyle mi ya?

Bizimki de öyle mi ya?
Allah muhafaza etsin hepimizi…Allah muhafaza etsin hepimizi… RE. 230/5 El-mü’min ... İstenilen mümin,

RE. 230/5 El-mü’min ... İstenilen mümin,
hakiki iman sahibi olan, lafzıyla değil,hakiki iman sahibi olan, lafzıyla değil, kendisini iman içerisine sokmak isteyen,kendisini iman içerisine sokmak isteyen, “Ben iman sahibi bir mü’minim!” demek isteyen bir insanın yiyiş tarzı (nasıldır)?“Ben iman sahibi bir mü’minim!” demek isteyen bir insanın yiyiş tarzı (nasıldır)? RE. 230/5 ... Ye’külü ... yer o adam. Ne ile?RE. 230/5 ... Ye’külü ... yer o adam. Ne ile? RE. 230/5 ... fî mian vâhidinRE. 230/5 ... fî mian vâhidin Bir bağırsakla yer.Bir bağırsakla yer. Canım! (İnsan) bir bağırsakla yer, içer.

Canım! (İnsan) bir bağırsakla yer, içer.
İki bağırsak, gâvurun da o, bizim de o...İki bağırsak, gâvurun da o, bizim de o... Hepsinde teşkilat aynı teşkilat.Hepsinde teşkilat aynı teşkilat. Aynı teşkilat olduğu halde biz biriyle yiyelim,Aynı teşkilat olduğu halde biz biriyle yiyelim, aç tarafımız diyor ki; ben kafirim ya, yedi tane midem var bende.aç tarafımız diyor ki; ben kafirim ya, yedi tane midem var bende. O yedi tanesiyle yerim.O yedi tanesiyle yerim. Tabii burada maksat diyorlar kelime değil.

Tabii burada maksat diyorlar kelime değil.
Lafzi değil. 1-7 değil.Lafzi değil. 1-7 değil. Müminin kanaatkâr oluşunu izah (eder).Müminin kanaatkâr oluşunu izah (eder). Mümin olanın kanaatkar oluşunu (izah eder).Mümin olanın kanaatkar oluşunu (izah eder). ...... Böyle bir teşbih ile Efendimiz bize bunun lüzumunu duyurmak istiyor.Böyle bir teşbih ile Efendimiz bize bunun lüzumunu duyurmak istiyor. Ne yapar? Az ile iktifa eder.Ne yapar? Az ile iktifa eder. Yedi misli fazla yer bizden gavur.Yedi misli fazla yer bizden gavur. Biz ondan yedi defa daha az yemek suretiyleBiz ondan yedi defa daha az yemek suretiyle aynı kuvveti muhafaza ederiz.aynı kuvveti muhafaza ederiz. Belki daha fazlasını…Belki daha fazlasını… Şimdi burada laf lafı açıyor.

Şimdi burada laf lafı açıyor.
Bedir’e geldi bu müslümanlar.

Bedir’e geldi bu müslümanlar.
Bu bir bağırsağıyla yiyen müslümanlar Bedir’e geldiler.Bu bir bağırsağıyla yiyen müslümanlar Bedir’e geldiler. 313 tane (mümin)...313 tane (mümin)... Topu yok, tüfeği yok, atı yok,Topu yok, tüfeği yok, atı yok, arabası yok, muntazam değil.arabası yok, muntazam değil. Ama 313 tane... Kısmen de çocuklar içerisinde.Ama 313 tane... Kısmen de çocuklar içerisinde. 15 yaşındaki çocuklar da dahil olmak üzere içerisinde.15 yaşındaki çocuklar da dahil olmak üzere içerisinde. Ancak sayı 313.Ancak sayı 313. Karşısına gelmiş 1.000 kişi...

Karşısına gelmiş 1.000 kişi...
313 nerde bin küsur nerde…313 nerde bin küsur nerde… Ama her techizatı yerinde.Ama her techizatı yerinde. Yani bugünkü modern teşkilatlaYani bugünkü modern teşkilatla karşısındaki zayıf bir teşkilat.karşısındaki zayıf bir teşkilat. Ama neticeye bakın...Ama neticeye bakın... Az zaman içerisinde, o 313 (kişi karşısında) o binler kaçacak delik aradılar.Az zaman içerisinde, o 313 (kişi karşısında) o binler kaçacak delik aradılar. İçlerinde Ebû Cehil denilen azılısı da dâhil olduğu haldeİçlerinde Ebû Cehil denilen azılısı da dâhil olduğu halde orada canını cehenneme yuvarladı.orada canını cehenneme yuvarladı. İbn Mes'ud RA ufak çocuktu o zamanlar daha.İbn Mes'ud RA ufak çocuktu o zamanlar daha. Gelmiş, ölüler arasında onu görmüş.Gelmiş, ölüler arasında onu görmüş. Ama daha ölmemiş. Kafasını kesivermiş çocuk haliyle.Ama daha ölmemiş. Kafasını kesivermiş çocuk haliyle. Takmış arkasına, Rasûlüllah’ın huzuruna getirmiş.Takmış arkasına, Rasûlüllah’ın huzuruna getirmiş. Demiş ki: "Ya Rasûlüllah, ben getirdim sana" diyerektenDemiş ki: "Ya Rasûlüllah, ben getirdim sana" diyerekten bir övünme yapıyor çocukluk haliyle.bir övünme yapıyor çocukluk haliyle. O müslümanın karnı yarı yarıya aç.

O müslümanın karnı yarı yarıya aç.
Belki daha ziyade aç, çok aç.Belki daha ziyade aç, çok aç. O karşısındaki tok mu, tok...O karşısındaki tok mu, tok... Zahireler getirmişler develer dolusu. Her şeyleri çok mükemmel.Zahireler getirmişler develer dolusu. Her şeyleri çok mükemmel. Fakat bu 313’ün onların canına okuduğunu tarih bize her yerde gösteriyor.Fakat bu 313’ün onların canına okuduğunu tarih bize her yerde gösteriyor. Azların çokları nasıl mağlup ettiğini orada göstermiş.Azların çokları nasıl mağlup ettiğini orada göstermiş. Şimdi burada belki biraz acı gelecek ama,

Şimdi burada belki biraz acı gelecek ama,
bizim hâlimiz çok acınacak bir durumdadır.bizim hâlimiz çok acınacak bir durumdadır. İzahlarda rast geliyor görüyorsunuz ki,İzahlarda rast geliyor görüyorsunuz ki, bu hususta şarihler uzun boylu şerh yapmışlar.bu hususta şarihler uzun boylu şerh yapmışlar. Bu "bir bağırsakla yedi bağırsak ne demek?” diyerekten.Bu "bir bağırsakla yedi bağırsak ne demek?” diyerekten. Tıpta eski usül üzerine olsa gerek

Tıpta eski usül üzerine olsa gerek
yediye bölmüş bağırsakları.yediye bölmüş bağırsakları. İnce bağırsak, kalın bağırsak, düz bağırsak, şu bağırsak, bu bağırsak diyeİnce bağırsak, kalın bağırsak, düz bağırsak, şu bağırsak, bu bağırsak diye yediye bölme tabiri varmış eskiden.yediye bölme tabiri varmış eskiden. Belki ona işarettir.Belki ona işarettir. Fakat ekseriyetle demişler ki:Fakat ekseriyetle demişler ki: “—Hayır! Bu bağırsağın yediliğinden değildir.

“—Hayır! Bu bağırsağın yediliğinden değildir.
Bu, yedi azaya bedel” demişler.Bu, yedi azaya bedel” demişler. İki göz, iki kulak, ağız, burun, el, ayak.İki göz, iki kulak, ağız, burun, el, ayak. “Bu yedidir maksat” demişler.“Bu yedidir maksat” demişler. Yani “Haris olarak atılır yemeğe.Yani “Haris olarak atılır yemeğe. Gözüyle iştahlı, ağzıyla iştahlı, elleriyle iştahlı,Gözüyle iştahlı, ağzıyla iştahlı, elleriyle iştahlı, kazanmaya iştahı çok.kazanmaya iştahı çok. Bu yedi azasıyla birden böyle hücum eder yemeğe…” (demişler).Bu yedi azasıyla birden böyle hücum eder yemeğe…” (demişler). Çeşit çeşitli sözler.

Çeşit çeşitli sözler.
Onların çoğu da bize lazım değil.Onların çoğu da bize lazım değil. Bize lazım olan şey Efendimizin SAS şu kısacık sözü:Bize lazım olan şey Efendimizin SAS şu kısacık sözü: Bir bağırsakla yemek, az yemek yani (müslümana mahsustur).

Bir bağırsakla yemek, az yemek yani (müslümana mahsustur).
Öteki yedi bağırsağını, yani midesinin tamamını doldurarak yemek; gâvura mahsus…Öteki yedi bağırsağını, yani midesinin tamamını doldurarak yemek; gâvura mahsus… Tıka basa karnını doyurmuş,Tıka basa karnını doyurmuş, “Oh! Yarabbi şükür…” dese, neyse ama o olmadı.“Oh! Yarabbi şükür…” dese, neyse ama o olmadı. Müslümanın yiyişi, adeti, an’anesi değil.Müslümanın yiyişi, adeti, an’anesi değil. Şimdi buna, bugünün fenleri dediğimiz

Şimdi buna, bugünün fenleri dediğimiz
adetleri, fenleri demeyelim de adet ve usüllerini...adetleri, fenleri demeyelim de adet ve usüllerini... Masalarda yemek, çatal kaşıkla yemek…Masalarda yemek, çatal kaşıkla yemek… Bunlar da israfın içine girmekle beraberBunlar da israfın içine girmekle beraber insanları ayrıca bir de masrafa sokar veinsanları ayrıca bir de masrafa sokar ve sıkıntıya da sokar. İş artar.sıkıntıya da sokar. İş artar. Ama yerde oturarak müslüman yiyişinde sağ diz dikilir.Ama yerde oturarak müslüman yiyişinde sağ diz dikilir. Sağ diz dikilir sol ayak üzerine.Sağ diz dikilir sol ayak üzerine. Sol taraf üzerine oturulur. Mide sıkıştırılır.Sol taraf üzerine oturulur. Mide sıkıştırılır. Bacakların arası ile göbek arasına mide sıkıştırılır.Bacakların arası ile göbek arasına mide sıkıştırılır. Fazla genişleme imkânını bulamaz bu şekilde.Fazla genişleme imkânını bulamaz bu şekilde. Bunu böyle yiyince zaten mecburi olarak fazla doyuramaz.Bunu böyle yiyince zaten mecburi olarak fazla doyuramaz. Ama masada mide tamamıyla serbesttir.

Ama masada mide tamamıyla serbesttir.
İstediği kadar yemek imkânını insan bulur.İstediği kadar yemek imkânını insan bulur. İştahlı bir insan da istediği kadar yiyebilir.İştahlı bir insan da istediği kadar yiyebilir. Ama müslümana, müslüman usülüne, adabına aykırıdır.Ama müslümana, müslüman usülüne, adabına aykırıdır. Çünkü çok yemenin çok zararları var.

Çünkü çok yemenin çok zararları var.
Bugün doktorlara çok ihtiyaç var, hastanelere çok ihtiyaç var,Bugün doktorlara çok ihtiyaç var, hastanelere çok ihtiyaç var, işte eczanelere çok ihtiyaç var, kliniklere çok ihtiyaç var…işte eczanelere çok ihtiyaç var, kliniklere çok ihtiyaç var… Açalım açalım… Ne kadar açarsan aç efendim.Açalım açalım… Ne kadar açarsan aç efendim. Her kapının önüne bir tane açsan faydası yok.Her kapının önüne bir tane açsan faydası yok. Çünkü bu midelerin dolgunluğuyla, baskınlığıyla,Çünkü bu midelerin dolgunluğuyla, baskınlığıyla, ...... Tahammülsüzlüğü dolayısıyla çeşitli arızaları olacaktır.Tahammülsüzlüğü dolayısıyla çeşitli arızaları olacaktır. Bu arızaların önüne geçmek içinBu arızaların önüne geçmek için Avrupa’dan gelecek şunun veya bunun verdiği ilaçlarla tedavi zaten hatalıdır.Avrupa’dan gelecek şunun veya bunun verdiği ilaçlarla tedavi zaten hatalıdır. Ondan fayda beklemek zehirden şifa beklemek gibidir.Ondan fayda beklemek zehirden şifa beklemek gibidir. İnsan muhtaç kalıyor da alıyoruz başka…İnsan muhtaç kalıyor da alıyoruz başka… Fakat asıl olan, müslümanın kendi kendisini tedavi etmesidir.Fakat asıl olan, müslümanın kendi kendisini tedavi etmesidir. Neden geliyor bu?Neden geliyor bu? Ya soğuktan geldi, ya çok yemekten geldi, ya sıcaktan geldi.Ya soğuktan geldi, ya çok yemekten geldi, ya sıcaktan geldi. Bunların önüne geçtiği takdirde hastalık tabiatıyla eğer bir maraz hâlde değilseBunların önüne geçtiği takdirde hastalık tabiatıyla eğer bir maraz hâlde değilse tabiatıyla kendiliğinden geçer.tabiatıyla kendiliğinden geçer. ...... Fakat bu çok çeşitliliğin zaralarından bir tanesi;Fakat bu çok çeşitliliğin zaralarından bir tanesi; Ben şimdi size bir şey söyleyeceğim:

Ben şimdi size bir şey söyleyeceğim:
Bizim eniştemiz vardı rahmetlik,

Bizim eniştemiz vardı rahmetlik,
Bakırköy’de oturuyordu bir vakit.Bakırköy’de oturuyordu bir vakit. Bursa’daki Cami-i Kebîr’in imamıydı.Bursa’daki Cami-i Kebîr’in imamıydı. İsmail Hakkı Dergâhı’nın da şeyhiydi vaktiyle.İsmail Hakkı Dergâhı’nın da şeyhiydi vaktiyle. Bir efendi geldi. Şikâyet ediyor ona,Bir efendi geldi. Şikâyet ediyor ona, mütemadiyen de doktorlara gidip gelmekte...mütemadiyen de doktorlara gidip gelmekte... Enişte ona sordu:Enişte ona sordu: “—Evlat, şu yediğini bana bir anlatır mısın?

“—Evlat, şu yediğini bana bir anlatır mısın?
Neler yiyorsun bakayım? Nedir senin derdin?”Neler yiyorsun bakayım? Nedir senin derdin?” “—İşte sabahleyin efendim şunu yiyoruz bunu yiyoruz,

“—İşte sabahleyin efendim şunu yiyoruz bunu yiyoruz,
yağı, balı, tatlısı filan.yağı, balı, tatlısı filan. Ha! Ona işte bir de öğlen. Arkasına ikindi kahvaltısı, bir de akşam.”Ha! Ona işte bir de öğlen. Arkasına ikindi kahvaltısı, bir de akşam.” “—Oğlum! Senin hastalığın senin kendi boğazından geliyor sana" diyor.

“—Oğlum! Senin hastalığın senin kendi boğazından geliyor sana" diyor.
"Sen doktora gideceğine bunları kes!”"Sen doktora gideceğine bunları kes!” Hakikaten adam keser kesmez, tabiatıyla kendi kendine düzeliverdi.

Hakikaten adam keser kesmez, tabiatıyla kendi kendine düzeliverdi.
Bugünkü bizim dertlerimizin kökü de burada.Bugünkü bizim dertlerimizin kökü de burada. Şimdi bakın izahları iyi dinleyin şimdi.

Şimdi bakın izahları iyi dinleyin şimdi.
Bu tabii kısa bir söz.Bu tabii kısa bir söz. Ama her türlü manayı ifade ediyor. İlk tabiri şöyle:Ama her türlü manayı ifade ediyor. İlk tabiri şöyle: Efendimiz'e SAS bir misafir geliyor.

Efendimiz'e SAS bir misafir geliyor.
Hadisin sebebi olaraktan (naklediliyor). Bir misafir geliyor diyor.Hadisin sebebi olaraktan (naklediliyor). Bir misafir geliyor diyor. Gelen misafir gâvur… Süt veriyor buna en büyük peygamberi üzerine.Gelen misafir gâvur… Süt veriyor buna en büyük peygamberi üzerine. Bu gâvur ancak yedi tane koyunun sütünü içtikten sonra doyuyor ve yatıyor.Bu gâvur ancak yedi tane koyunun sütünü içtikten sonra doyuyor ve yatıyor. Sabahleyin de İslamiyet ile müşerref olarak ortaya çıkıyor.Sabahleyin de İslamiyet ile müşerref olarak ortaya çıkıyor. Yine süt veriyorlar. Bu sefer bir koyunun sütüyle (doyuyor),Yine süt veriyorlar. Bu sefer bir koyunun sütüyle (doyuyor), “El-hamdü li’llâh!” (diyor).“El-hamdü li’llâh!” (diyor). “—Yahu sen akşam yedi tane koyunun sütünü içtin de

“—Yahu sen akşam yedi tane koyunun sütünü içtin de
şimdi aynı adam sensin ya.şimdi aynı adam sensin ya. Bugün neden bir tane koyunun sütüyle iktifa ediyorsun?”Bugün neden bir tane koyunun sütüyle iktifa ediyorsun?” “—Doydum el-hamdü lillâh!”

“—Doydum el-hamdü lillâh!”
Bunun üzerine Efendimiz SAS bunu buyuruyor.

Bunun üzerine Efendimiz SAS bunu buyuruyor.
Müslüman, bir kere zaten haddi zatında imanın kendisi

Müslüman, bir kere zaten haddi zatında imanın kendisi
insanı böyle bol yemeye sevk etmez.insanı böyle bol yemeye sevk etmez. Daha var iştahı, yiyecek ama, imanı yeter diyor.Daha var iştahı, yiyecek ama, imanı yeter diyor. Onun için hiç hasta olmazOnun için hiç hasta olmaz ...... Onun için diyor ki Efendimiz SAS:

Onun için diyor ki Efendimiz SAS:
TT. 3234 Mâ melee âdemiyyün viàen şerren min batnin ...

TT. 3234 Mâ melee âdemiyyün viàen şerren min batnin ...
“İnsanoğlu karnından daha şerli bir şeyi doldurmamıştır.”“İnsanoğlu karnından daha şerli bir şeyi doldurmamıştır.” En çok doldurduğu kabı karnıdır.En çok doldurduğu kabı karnıdır. Birçok kaplara birçok şeyler konur yaBirçok kaplara birçok şeyler konur ya en çok şerli olarak doldurduğu kap karnıdır.en çok şerli olarak doldurduğu kap karnıdır. Karnının doluşu şer olarak ona kâfidir yani.Karnının doluşu şer olarak ona kâfidir yani. Karnını dolduruşu...Karnını dolduruşu... Ne ile doldurursa doldursun.Ne ile doldurursa doldursun. TT. 3234 ... Bi-hasebi’bni âdeme ükülâtün yukimne sulbehû ...TT. 3234 ... Bi-hasebi’bni âdeme ükülâtün yukimne sulbehû ... “Âdem oğluna, mü’min olan insana birkaç lokma,“Âdem oğluna, mü’min olan insana birkaç lokma, biraz ekmek, biraz yemek, su yeter;biraz ekmek, biraz yemek, su yeter; TT. 3234 ... yukimne sulbehû ... onu ayakta tutar.TT. 3234 ... yukimne sulbehû ... onu ayakta tutar. Onu ayakta tutacak kadar bir şey,Onu ayakta tutacak kadar bir şey, ... ükeylâtün ... Tasğir sigasıyla söylüyor, az buyuruyor.... ükeylâtün ... Tasğir sigasıyla söylüyor, az buyuruyor. Az bir nimet ona kâfidir.”Az bir nimet ona kâfidir.” TT. 3234 ... Fein kâne lâ mehâlete ...TT. 3234 ... Fein kâne lâ mehâlete ... Fakat işçidir adam, doktor adam.Fakat işçidir adam, doktor adam. Uğraş lazım kendisine, onun mecburiyeti var.Uğraş lazım kendisine, onun mecburiyeti var. Öyleyse onun içinÖyleyse onun için TT. 3234 ... fesülüsün li-taàmihî ...TT. 3234 ... fesülüsün li-taàmihî ... Mideyi üçe bölecek.Mideyi üçe bölecek. Bir kısmını taâm ileBir kısmını taâm ile TT. 3234 ... fesülüsün li-şerâbihî ...TT. 3234 ... fesülüsün li-şerâbihî ... bir kısmını da su ilebir kısmını da su ile TT. 3234 ... fesülüsün li-nefesihî ...TT. 3234 ... fesülüsün li-nefesihî ... bir ksımını da boşluk olarak bırakır.bir ksımını da boşluk olarak bırakır. Bunu Tirmizî Hazretleri rivayet etmiş.

Bunu Tirmizî Hazretleri rivayet etmiş.
İbn-i Mâce Hazretleri de buna ilaveten demiş ki:İbn-i Mâce Hazretleri de buna ilaveten demiş ki: Fein galebeti’l-ademiyye nefsühû ...

Fein galebeti’l-ademiyye nefsühû ...
“Eğer insanın yemek ihtiyacı böyle galip gelirse kendisine,“Eğer insanın yemek ihtiyacı böyle galip gelirse kendisine, o da aynen TT. 3234 ... fesülüsün li-taàmi, fesülüsün li-şerâbi, fesülüsün li’n-nefesio da aynen TT. 3234 ... fesülüsün li-taàmi, fesülüsün li-şerâbi, fesülüsün li’n-nefesi O da içerideki nefes boşluğu olarak bırakmak mecburiyetindedir.O da içerideki nefes boşluğu olarak bırakmak mecburiyetindedir. Demişler de, "Peygamber SAS'den tıp sâdır oldu mu?" demişler.Demişler de, "Peygamber SAS'den tıp sâdır oldu mu?" demişler. ...... “—Kur’an’da var mı tıp?” demişler.

“—Kur’an’da var mı tıp?” demişler.
“—Var.”

“—Var.”
“—Nedir?

“—Nedir?
"Vellâhu lâ yuhibbu'l-müsrifîn."

"Vellâhu lâ yuhibbu'l-müsrifîn."
"Her şeyde Allah israfı sevmez!”"Her şeyde Allah israfı sevmez!” En büyük israf mide...

En büyük israf mide...
Doldur doldur bitmez.Doldur doldur bitmez. Doldur doldur dolmaz. Dünyayı yer!Doldur doldur dolmaz. Dünyayı yer! Ebû Cuhayfe isimli bir zât, ashâb-ı kiramdan (anlatıyor):Ebû Cuhayfe isimli bir zât, ashâb-ı kiramdan (anlatıyor): Fein kâle: TT. 3235 Ekeltü serideten min hubzin ve lahmin ...Fein kâle: TT. 3235 Ekeltü serideten min hubzin ve lahmin ... serîd, et suyuyla yapılmış (içerisine) ekmek ve et doğranarak yapılanserîd, et suyuyla yapılmış (içerisine) ekmek ve et doğranarak yapılan bizim ‘papara’ dediğimiz bir çeşit yemek...bizim ‘papara’ dediğimiz bir çeşit yemek... Böyle yemeyeceğim ama çokça yemiş.Böyle yemeyeceğim ama çokça yemiş. TT. 3235 ... Sümme eteytü’n-nebiyye SAS ...TT. 3235 ... Sümme eteytü’n-nebiyye SAS ... Geldim Rasûlullah Efendimiz'in huzuruna.Geldim Rasûlullah Efendimiz'in huzuruna. Geldim ama TT. 3235 ... Fecealtü etecesseü ...Geldim ama TT. 3235 ... Fecealtü etecesseü ... Geğirme olur ya insanda. Tokluktan dolayı geğitme oluyor, içerde hazım olmuyor.Geğirme olur ya insanda. Tokluktan dolayı geğitme oluyor, içerde hazım olmuyor. Geğirme mecburiyeti hasaıl oluyor.Geğirme mecburiyeti hasaıl oluyor. Böyle geğiriyorum, geğirirken Cenab-ı Peygamber'imiz (şöyle buyurdu):Böyle geğiriyorum, geğirirken Cenab-ı Peygamber'imiz (şöyle buyurdu): Fekâle: Yâ hâzâ! ... Ey Adam!

Fekâle: Yâ hâzâ! ... Ey Adam!
TT. 3235 ... küffe annâ min cüşâike ...TT. 3235 ... küffe annâ min cüşâike ... "Bu şeyi bizden uzak et (Yanımızda geğirme). Kes bunu."Bu şeyi bizden uzak et (Yanımızda geğirme). Kes bunu. Uzaklaş benden, böyle geğirip durma yanımda benim." diyeUzaklaş benden, böyle geğirip durma yanımda benim." diye Peygamber SAS bana bu hitapta bulundu.Peygamber SAS bana bu hitapta bulundu. Dedi ki arakasından:

Dedi ki arakasından:
TT. 3235 ... Feinne eksere’n-nâsi ... Bu insanların en çoğuTT. 3235 ... Feinne eksere’n-nâsi ... Bu insanların en çoğu TT. 3235 ... şibean fi’d-dünyâ ... Dünyada doyuruyorlar karınlarını ya.TT. 3235 ... şibean fi’d-dünyâ ... Dünyada doyuruyorlar karınlarını ya. İşte bu dünyada karınlarını doyurmak üzere uğraşan insanların çoğuİşte bu dünyada karınlarını doyurmak üzere uğraşan insanların çoğu TT. 3235 ... ekseruhüm cûan yevme’l- kıyâmeti.TT. 3235 ... ekseruhüm cûan yevme’l- kıyâmeti. Kıyamet günü en çok aç olacak bunlardır.Kıyamet günü en çok aç olacak bunlardır. Bugün çok doyuruyorlar karınlarını amaBugün çok doyuruyorlar karınlarını ama yarın en aç olacak bunlardır yine” dedi.yarın en aç olacak bunlardır yine” dedi. Ebu Cuhâfe denilen zat diyor ki:

Ebu Cuhâfe denilen zat diyor ki:
"Mâ ekele Ebû Cuheyfe min batnihî hattâ ârafetnî""Mâ ekele Ebû Cuheyfe min batnihî hattâ ârafetnî" Ondan sonra ölünceye kadar bir daha bu zât karnımı doyurmadı.Ondan sonra ölünceye kadar bir daha bu zât karnımı doyurmadı. Sabah yerse akşam yemezmiş.

Sabah yerse akşam yemezmiş.
Akşam yerse sabah yemezmiş.Akşam yerse sabah yemezmiş. "Ve fî rivâyetin" Bir rivayette,"Ve fî rivâyetin" Bir rivayette, "Vemâ mele'tü batnî münzü selâsiîne seneten"

"Vemâ mele'tü batnî münzü selâsiîne seneten"
Ondan sonra otuz sene yaşamış,Ondan sonra otuz sene yaşamış, otuz sene karnını doyurmamış.otuz sene karnını doyurmamış. Burada da bu adam bu adam 120 sene yaşamış.

Burada da bu adam bu adam 120 sene yaşamış.
“—50’sini hıristiyanlık âleminde yaşadım, cahiliye devrinde…

“—50’sini hıristiyanlık âleminde yaşadım, cahiliye devrinde…
70’ini de İslamiyet hayatında yaşadım.70’ini de İslamiyet hayatında yaşadım. İslam olduktan sonra 30 senesi de bu emirden sonra geçti.”İslam olduktan sonra 30 senesi de bu emirden sonra geçti.” Selmân-ı Fârisî var ya ashâb-ı kirâmdan...

Selmân-ı Fârisî var ya ashâb-ı kirâmdan...
Selman-i Farisi’nin tercüme-i hâli de hepinizin hatırındadır.Selman-i Farisi’nin tercüme-i hâli de hepinizin hatırındadır. Kıymetli bir hatıradır yani.Kıymetli bir hatıradır yani. Müslümanların İslamiyet’e olan gayretini, şevkini (gösterir).Müslümanların İslamiyet’e olan gayretini, şevkini (gösterir). Bu adam bir ateşperestin evladı.

Bu adam bir ateşperestin evladı.
Ateşperest bir idare amiri.Ateşperest bir idare amiri. Krallığa kadar çıkaranlar var.Krallığa kadar çıkaranlar var. Yahut o muhitin beyi.Yahut o muhitin beyi. Bu oğlunu çok sevdiği için sarayından bile çıkarmamış.Bu oğlunu çok sevdiği için sarayından bile çıkarmamış. Muallimler hususi suretle eve geliyorlar,Muallimler hususi suretle eve geliyorlar, evde hususi odasında bunu okutuyorlar.evde hususi odasında bunu okutuyorlar. Dışarıyla temas ettirmiyor ki, zihni bozulmasın çocuğun papazlardan falan.Dışarıyla temas ettirmiyor ki, zihni bozulmasın çocuğun papazlardan falan. Rahat ettirmiyor.Rahat ettirmiyor. Fakat bir iş dolayısıyla, yaşı 18’i geçtikten sonra

Fakat bir iş dolayısıyla, yaşı 18’i geçtikten sonra
serbest bırakıyor babası bir işine nezaret etmek üzere.serbest bırakıyor babası bir işine nezaret etmek üzere. O zaman papazlarla olan görüşmesi, konuşmasıylaO zaman papazlarla olan görüşmesi, konuşmasıyla kendi ateşperestliğinin yanlış olduğunu anlayarak hırıstiyanlığa dönüyor.kendi ateşperestliğinin yanlış olduğunu anlayarak hırıstiyanlığa dönüyor. Hıristiyanlardan da aldığı tavsiye üzerine,Hıristiyanlardan da aldığı tavsiye üzerine, nihayet İslamiyet’le müşerref olmak üzerenihayet İslamiyet’le müşerref olmak üzere Medine-i Münevvere'ye kadar o çölü yayan yayan gidip geliyor.Medine-i Münevvere'ye kadar o çölü yayan yayan gidip geliyor. Müslümanlığa da hizmeti çok.Müslümanlığa da hizmeti çok. Orada buna derlermiş ki:

Orada buna derlermiş ki:
“—Ye ya, Selman ye ye!”

“—Ye ya, Selman ye ye!”
Hani bizde zorladıkları gibi. Dermiş ki:Hani bizde zorladıkları gibi. Dermiş ki: Hasbî... —Yeter yahu zorlamayın!

Hasbî... —Yeter yahu zorlamayın!
Liennî semi'tü Rasûlallah SAS... Ben Rasûlullah SAS'den duydum ki:Liennî semi'tü Rasûlallah SAS... Ben Rasûlullah SAS'den duydum ki: İnne eksera'n-nâsi şibean fi'd-dünyâ

İnne eksera'n-nâsi şibean fi'd-dünyâ
ekseruhüm cûan yevme’l- kıyâmeti.ekseruhüm cûan yevme’l- kıyâmeti. "Dünyada çok yiyip karınlarını doyuranlar,"Dünyada çok yiyip karınlarını doyuranlar, ahirette en çok aç olacak kimseler bunlardır.”ahirette en çok aç olacak kimseler bunlardır.” Sonra da demiş ki:

Sonra da demiş ki:
"Ed-dünyâ sicnü’l-mü’mini, ve cennetü’l-kâfir""Ed-dünyâ sicnü’l-mü’mini, ve cennetü’l-kâfir" Sen kâfirin cenneti olan dünyanın nesine özeniyorsun yani.

Sen kâfirin cenneti olan dünyanın nesine özeniyorsun yani.
Şimdi bir de Hz. Aişe Validemiz’in bu husustaki bir rivayetini dinleyelim.

Şimdi bir de Hz. Aişe Validemiz’in bu husustaki bir rivayetini dinleyelim.
Diyor ki: Bak!

Diyor ki: Bak!
TT. 3239 Evvelü belâin ...

TT. 3239 Evvelü belâin ...
“İlk belâ” olarak tavsif ediyor Hz. Aişe validemiz. Bela bela...“İlk belâ” olarak tavsif ediyor Hz. Aişe validemiz. Bela bela... TT. 3239 Evvelü belâin hadese fî hâzihi’l-ümmeti ...TT. 3239 Evvelü belâin hadese fî hâzihi’l-ümmeti ... Bu ümmetteki ilk bela;Bu ümmetteki ilk bela; TT. 3239 ... ba’de nebiyyihâ ...TT. 3239 ... ba’de nebiyyihâ ... Efendimiz'in dünyadan ahirete göçüşünden sonra bu ümmette (çıkan) ilk belâ,Efendimiz'in dünyadan ahirete göçüşünden sonra bu ümmette (çıkan) ilk belâ, eş-şiba'... tokluk olmuştur.”eş-şiba'... tokluk olmuştur.” Hep bayıldığımız o tokluğu Hz. Aişe ilk belâ olarak tavsif ediyor.

Hep bayıldığımız o tokluğu Hz. Aişe ilk belâ olarak tavsif ediyor.
İlk bela tokluk...İlk bela tokluk... Çünkü her bela onun arkasından gelir.Çünkü her bela onun arkasından gelir. TT. 3239 ... Feinne’l-kavme lemâ şebiat bütùnühüm ...TT. 3239 ... Feinne’l-kavme lemâ şebiat bütùnühüm ... ...... Yerken kalplerimiz kuvvetleniyor diyorYerken kalplerimiz kuvvetleniyor diyor ...... “Şu maddeleri, bu maddeleri yemişsin de senin kanındaki yağlar artmış.“Şu maddeleri, bu maddeleri yemişsin de senin kanındaki yağlar artmış. Kalbine sıkıntı veriyor." diyorlar.Kalbine sıkıntı veriyor." diyorlar. O farklı bir rahatsızlıktır.O farklı bir rahatsızlıktır. Asıl buradaki zayıflıktan muratAsıl buradaki zayıflıktan murat ruh zayıflığı, iman zayıflığı.ruh zayıflığı, iman zayıflığı. Kalpler zayıfladığında imanlar zayıflar,Kalpler zayıfladığında imanlar zayıflar, itikatlar zayıflar, ameller zayıflar.itikatlar zayıflar, ameller zayıflar. Çünkü yiyip de öyle semiren insan,Çünkü yiyip de öyle semiren insan, tok namaz kılamaz, tok zikrullah yapamaz.tok namaz kılamaz, tok zikrullah yapamaz. ...... Canı kıymetlenir yani.Canı kıymetlenir yani. Canı kıymetlendiği için kendisini tehlikeli işlerin içine atamaz.Canı kıymetlendiği için kendisini tehlikeli işlerin içine atamaz. “Başkası ölsün!” der,“Başkası ölsün!” der, Şehitlik... “Başkası şehid olsun!” der.Şehitlik... “Başkası şehid olsun!” der. "Benim açıkçası maneviyatım var" der, çeşit çeşit..."Benim açıkçası maneviyatım var" der, çeşit çeşit... TT. 3239 ... fedaufet kulûbühüm ...TT. 3239 ... fedaufet kulûbühüm ... Kalpleri zayıflar.Kalpleri zayıflar. Ama TT. 3239 ... fecemehat şehevâtühüm.Ama TT. 3239 ... fecemehat şehevâtühüm. Şehvetler de canlanır, süratlenir.

Şehvetler de canlanır, süratlenir.
Kalp bir taraftan zayıflıyorKalp bir taraftan zayıflıyor bir taraftan da şehvetler artıyor.bir taraftan da şehvetler artıyor. Aziz kardeş! Şehvet acı bir belâ, büyük bir belâ...Aziz kardeş! Şehvet acı bir belâ, büyük bir belâ... Hz. Aişe Validemiz'in dediği bela belki büyük ama,Hz. Aişe Validemiz'in dediği bela belki büyük ama, o beladan daha büyük bela şehvet belâsıdır.o beladan daha büyük bela şehvet belâsıdır. Şehvet belâsının önüne geçmenin imkânı yok.Şehvet belâsının önüne geçmenin imkânı yok. Ateş yakar mı yakmaz mı?

Ateş yakar mı yakmaz mı?
Ateşin muhakkak yakıcı olduğuna hepimizin imanı vardır.Ateşin muhakkak yakıcı olduğuna hepimizin imanı vardır. Elini uzatırsın yakar.Elini uzatırsın yakar. Bunun yakıcı olduğunu bildiğimiz hâldeBunun yakıcı olduğunu bildiğimiz hâlde bunu açık bırakmak önümüzde, odamızda mümkün mü?bunu açık bırakmak önümüzde, odamızda mümkün mü? Bırakamayız çünkü yangın yapar.Bırakamayız çünkü yangın yapar. ...... Malın mülkün yanarsa kaçarsın, kurtulursun.Malın mülkün yanarsa kaçarsın, kurtulursun. Fakar bu (şehvet) canı yakıyor, canı...Fakar bu (şehvet) canı yakıyor, canı... İnsanı Allah’tan ayırıyor,İnsanı Allah’tan ayırıyor, peygamberinden ayırıyor, kitabından ayırıyor,peygamberinden ayırıyor, kitabından ayırıyor, dininden ayırıyor, imanından ayırıyor,dininden ayırıyor, imanından ayırıyor, her şeyinden ayırıyor. Çok fena…her şeyinden ayırıyor. Çok fena… Onun için kalplerin temizliği iyi…

Onun için kalplerin temizliği iyi…
Bedenin temizliği iyi.Bedenin temizliği iyi. Fakat kalpleri öyle iman ile,Fakat kalpleri öyle iman ile, o 313 ashabın imanı gibi tutabilmeko 313 ashabın imanı gibi tutabilmek ne bahtiyarlık o…ne bahtiyarlık o… Bugün 700 milyon Müslümanız diyoruz, 700 para etmez 700 milyonumuz.Bugün 700 milyon Müslümanız diyoruz, 700 para etmez 700 milyonumuz. Bugün 700 milyon müslüman,Bugün 700 milyon müslüman, o 313 müslümanın yaptığını yapamıyor işte. Yapamıyor.o 313 müslümanın yaptığını yapamıyor işte. Yapamıyor. Acılı halde her taraf.

Acılı halde her taraf.
“Ne yapacağız?” diyor.“Ne yapacağız?” diyor. ...... “Bana para lazım!” diyor, öteki “Bana da para lazım!” diyor.“Bana para lazım!” diyor, öteki “Bana da para lazım!” diyor. ...... Bugün yemelerimizden, içmelerimizden, zevklerimizden, sefalarımızdan,Bugün yemelerimizden, içmelerimizden, zevklerimizden, sefalarımızdan, hatta sigaralarımızın parasından, içtiğimiz meşrubatın parasından artırsak,hatta sigaralarımızın parasından, içtiğimiz meşrubatın parasından artırsak, gökler tayyare ile dolar, denizler gemiyle dolar.gökler tayyare ile dolar, denizler gemiyle dolar. Cenâb-ı Hak bütün mahlûkatın hepsine nimet veriyor.

Cenâb-ı Hak bütün mahlûkatın hepsine nimet veriyor.
Neden? O bir tane ehl-i imanın hürmetinedir.Neden? O bir tane ehl-i imanın hürmetinedir. Allah-u Teàlâ kullarına o bir kimse dolayısıyla veriyor vereceğini…Allah-u Teàlâ kullarına o bir kimse dolayısıyla veriyor vereceğini… Bir gün Rasûlüllah SAS, ashab-ı kirama şöyle bir bakmışlar.

Bir gün Rasûlüllah SAS, ashab-ı kirama şöyle bir bakmışlar.
Bakmışlar ki yüzleri sararmış, benizleri sararmış,Bakmışlar ki yüzleri sararmış, benizleri sararmış, vücutları incecik. Yani acımış, o sırada demiş ki:vücutları incecik. Yani acımış, o sırada demiş ki: Ebşirû ... “Tebşir edin, siz de birbirlerinizi tebşir edin!Ebşirû ... “Tebşir edin, siz de birbirlerinizi tebşir edin! ... Feinnehû seye’tî aleyküm zemânün ...... Feinnehû seye’tî aleyküm zemânün ... Yakında size bir bolluk devri gelecek;Yakında size bir bolluk devri gelecek; ... seye’tî aleyküm zemânün ...... seye’tî aleyküm zemânün ... Yakında bir bolluğa, ferahlığa erişeceksiniz.Yakında bir bolluğa, ferahlığa erişeceksiniz. Öyle ki ... Yuğdâ alâ ehadiküm bi’l-kas’ati mine’s-serîd ...Öyle ki ... Yuğdâ alâ ehadiküm bi’l-kas’ati mine’s-serîd ... Sabahleyin bir güzel yemek...Sabahleyin bir güzel yemek... O zaman tirit meşhurmuş da onu söylüyor.O zaman tirit meşhurmuş da onu söylüyor. ... Ve yürâhu aleyhi bi-mislihâ ...... Ve yürâhu aleyhi bi-mislihâ ... Akşam tekrar bir daha, çeşitli (yemekler yiyeceksiniz).Akşam tekrar bir daha, çeşitli (yemekler yiyeceksiniz). Kàlû, Yâ rasûla’llah, nahnü yevmeizin hayrun!

Kàlû, Yâ rasûla’llah, nahnü yevmeizin hayrun!
"O gün bizim için ne kadar mübarek ve hayırlı bir gündür ya Rasûlallah."O gün bizim için ne kadar mübarek ve hayırlı bir gündür ya Rasûlallah. Sabahleyin karnımız doyacak, akşam karnımız doyacak.Sabahleyin karnımız doyacak, akşam karnımız doyacak. İbadete bol zaman bulacağız.İbadete bol zaman bulacağız. Daha kuvvetli ve canlı ibadetler edebileceğiz.”Daha kuvvetli ve canlı ibadetler edebileceğiz.” Yok demiş.Yok demiş. Bel entümü’l-yevme hayrun minküm yevmeizin.Bel entümü’l-yevme hayrun minküm yevmeizin. “Sizin bu gününüz, o gününüzden çok hayırlıdır.”“Sizin bu gününüz, o gününüzden çok hayırlıdır.” Bunlar ne güzel derstir aziz kardeşlerim!

Bunlar ne güzel derstir aziz kardeşlerim!
Allah bize kulak versin...Allah bize kulak versin... Bu sözleri içimize işletip de bununla ameller nasib etsin Cebâb-ı Hak…Bu sözleri içimize işletip de bununla ameller nasib etsin Cebâb-ı Hak… Yine bunu Hz. Ali Efendimiz yine başka bir rivayetinde diyor ki:

Yine bunu Hz. Ali Efendimiz yine başka bir rivayetinde diyor ki:
Entümü’l-yevm hayrun, em izâ gadâ alâ ehadüküm bi cuhfetin min hubzin, ve lahmin

Entümü’l-yevm hayrun, em izâ gadâ alâ ehadüküm bi cuhfetin min hubzin, ve lahmin
Yine ashabına soruyor: “Bugün mü siz daha hayırlısınız;Yine ashabına soruyor: “Bugün mü siz daha hayırlısınız; yoksa bir gün gelecek kiyoksa bir gün gelecek ki o gün hem sabah, hem akşam çeşitli yemekler yiyeceksiniz.o gün hem sabah, hem akşam çeşitli yemekler yiyeceksiniz. Tabağın birisi kalkacak, birisi gelecek.Tabağın birisi kalkacak, birisi gelecek. Sahanın birisi kalkacak, birisi gelecek.Sahanın birisi kalkacak, birisi gelecek. Ve gaden fî hulletin, ve râhin fî uhrâ.

Ve gaden fî hulletin, ve râhin fî uhrâ.
Elbiseleriniz de sabahleyin bir çeşit giyeceksiniz, akşama başka çeşit giyeceksiniz.Elbiseleriniz de sabahleyin bir çeşit giyeceksiniz, akşama başka çeşit giyeceksiniz. Sabah giydiğinizi, akşama giymeyeceksiniz.Sabah giydiğinizi, akşama giymeyeceksiniz. Bolluk içerisindesiniz. Daima esvablarınızı da böyle değiştireceksiniz.Bolluk içerisindesiniz. Daima esvablarınızı da böyle değiştireceksiniz. ... Ve setertüm büyûteküm ...... Ve setertüm büyûteküm ... evlerinizi süsleyeceksiniz.evlerinizi süsleyeceksiniz. ... kemâ testürü’l- ka’betü ...... kemâ testürü’l- ka’betü ... Kâbe’ye örtüler örtüp süsledikleri gibiKâbe’ye örtüler örtüp süsledikleri gibi siz de evlerinizi böyle süsleyeceksiniz, bollukların iktizası dolayısıyla.”siz de evlerinizi böyle süsleyeceksiniz, bollukların iktizası dolayısıyla.” "Bugün mü hayırlısınız, yarın mı hayırlısınız?" (sorusuna) cevap cevap olarak demiştir."Bugün mü hayırlısınız, yarın mı hayırlısınız?" (sorusuna) cevap cevap olarak demiştir. Yevmeizin hayrun neteferrağu li’l-ibâd.

Yevmeizin hayrun neteferrağu li’l-ibâd.
“Elbette o gün bizim için hayırlıdır ki,“Elbette o gün bizim için hayırlıdır ki, ibadete biz o gün çok zaman buluruz, vakit buluruz, kuvvet buluruz.”ibadete biz o gün çok zaman buluruz, vakit buluruz, kuvvet buluruz.” Ama bak ne diyor:

Ama bak ne diyor:
Bel entümü’l-yevme hayrun.Bel entümü’l-yevme hayrun. “Hayır, hayır! Belki bugünkü bu haliniz, sizin o halinizden daha hayırlıdır.”

“Hayır, hayır! Belki bugünkü bu haliniz, sizin o halinizden daha hayırlıdır.”
O ashabın yüzüne bakıp da onlara acıyıp tebşir ederken,

O ashabın yüzüne bakıp da onlara acıyıp tebşir ederken,
bir vaka daha var orada.bir vaka daha var orada. Şimdi bakmış açlar, kendileri de mübarek, kendileri de acıkmışlar.Şimdi bakmış açlar, kendileri de mübarek, kendileri de acıkmışlar. Onlara taltif, teskin sadedinden söylenerektenOnlara taltif, teskin sadedinden söylenerekten kendileri de fazla acıkmışlar.kendileri de fazla acıkmışlar. Ve bu açlık ıstırabını teskin için orada olan bir taşı almışlar,Ve bu açlık ıstırabını teskin için orada olan bir taşı almışlar, mübarek midelerinin üzerine şöyle bastırmışlar.mübarek midelerinin üzerine şöyle bastırmışlar. Aziz kardeş! Muhterem, güzel kardeş!

Aziz kardeş! Muhterem, güzel kardeş!
Bu Allah’ın sevgilisi, kâinatın padişahı,Bu Allah’ın sevgilisi, kâinatın padişahı, yerin göğün hilkatinin sebebi, Allah’ın sevgili habîbi…yerin göğün hilkatinin sebebi, Allah’ın sevgili habîbi… Bak şu hayatına! Bu yokluktan değil ha!Bak şu hayatına! Bu yokluktan değil ha! Sakın zannetme ki bulamıyorlardı da yemiyorlardı.Sakın zannetme ki bulamıyorlardı da yemiyorlardı. Hayır, Allah onu isteseydi kâinatı altın yaratırdı.Hayır, Allah onu isteseydi kâinatı altın yaratırdı. Her taraf altın olurdu onun için.Her taraf altın olurdu onun için. Zaten söylerler de:

Zaten söylerler de:
Mekke'nin dağları taşları kendilerine

Mekke'nin dağları taşları kendilerine
...... “—İstemem!” demiş. "Bir gün aç olayım, Allah’a tazarru ve niyaz edeyim.

“—İstemem!” demiş. "Bir gün aç olayım, Allah’a tazarru ve niyaz edeyim.
Bir gün tok olayım, Allah’a kulluk edeyim!”Bir gün tok olayım, Allah’a kulluk edeyim!” diyerekten o varlıkları istememişler.diyerekten o varlıkları istememişler. Onu karınlarına bastırmışlar da demişler ki:

Onu karınlarına bastırmışlar da demişler ki:
Elâ ... Dikkat edin!

Elâ ... Dikkat edin!
Elâ ... Bu "elâ" edât-ı âgah.Elâ ... Bu "elâ" edât-ı âgah. “Uyan, aklını başına al, iyi dinle!”“Uyan, aklını başına al, iyi dinle!” tabirlerine muadil olaraktan...tabirlerine muadil olaraktan... Elâ ... harf-i tenbihtir yani.Elâ ... harf-i tenbihtir yani. ... rubbe nefsin tàimetin nâimetin fi’d-dünyâ ...... rubbe nefsin tàimetin nâimetin fi’d-dünyâ ... Rubbe ... Çok alametlidir yani.Rubbe ... Çok alametlidir yani. Rubbe tâlin yelanühü'l-Kur'ânRubbe tâlin yelanühü'l-Kur'ân İrab okuturlarken ilk öğrendiğimiz şey,İrab okuturlarken ilk öğrendiğimiz şey, Rubbe tâlin ... Çok tilavet edenler vardır ki okurlar daRubbe tâlin ... Çok tilavet edenler vardır ki okurlar da ... yel’anühü’l-kur’ân.... yel’anühü’l-kur’ân. ...... Kur’an kendi ağzıyla, kendisi kendisine lanet eder.

Kur’an kendi ağzıyla, kendisi kendisine lanet eder.
Neden? Allah yalanı sevmez, hıyaneti sevmez, zalimi sevmez.Neden? Allah yalanı sevmez, hıyaneti sevmez, zalimi sevmez. Sende bunlar üzerinde duruyor.Sende bunlar üzerinde duruyor. Bununla beraber Allah bunlara lanet ederkenBununla beraber Allah bunlara lanet ederken sen kendin o lanete düşüyorsun.sen kendin o lanete düşüyorsun. Burada da diyor ki:

Burada da diyor ki:
Rubbe nefsin ... Çok nefisler vardır ki

Rubbe nefsin ... Çok nefisler vardır ki
tâimetin ... Yerler taamdan (yemekten).tâimetin ... Yerler taamdan (yemekten). Nâimen ... Nimetleri de bol. Fi'd-dünya ... (dünyada)Nâimen ... Nimetleri de bol. Fi'd-dünya ... (dünyada) Yemek, içmek nimetleri mecbur, rahat içerisindedirler.Yemek, içmek nimetleri mecbur, rahat içerisindedirler. Fekâle; câiatün, âriyetün yevme'l-kıyâmeti ...Fekâle; câiatün, âriyetün yevme'l-kıyâmeti ... Kıyamet gününde hem aç hem de çıplak olacaklardır.Kıyamet gününde hem aç hem de çıplak olacaklardır. Açlık ve çıplaklıkla bu cezalanacak.Açlık ve çıplaklıkla bu cezalanacak. Bunun için diyor ki:

Bunun için diyor ki:
Elâ ... Yine, dikkat edin.

Elâ ... Yine, dikkat edin.
Âgah olun, mütenebbih olun kiÂgah olun, mütenebbih olun ki ... rubbe mükrimin li-nefsihî ...... rubbe mükrimin li-nefsihî ... Çok kimseler vardır ki nefislerine ikram ederler, mükrim.Çok kimseler vardır ki nefislerine ikram ederler, mükrim. İkram ediyor nefsine.İkram ediyor nefsine. ... ve hüve leha mühînün.... ve hüve leha mühînün. ama hadd-i zatında o da hıyanetlik ediyor.ama hadd-i zatında o da hıyanetlik ediyor. bir taraftan ikram söylüyor.bir taraftan ikram söylüyor. Fakat aynı zamanda o ikram, ona ihanetlik sayılıyor.Fakat aynı zamanda o ikram, ona ihanetlik sayılıyor. Niçin? Çünkü o doyduğu vakitte isyana gidiyor.

Niçin? Çünkü o doyduğu vakitte isyana gidiyor.
O doyduğu vakitte isyana gidecek olan bir nefsi besliyorsun sen.O doyduğu vakitte isyana gidecek olan bir nefsi besliyorsun sen. Senin nefsinden daha çok besleyeceğin kalbin olacak,Senin nefsinden daha çok besleyeceğin kalbin olacak, gönlün olacaktı.gönlün olacaktı. Sen gönlünü, kalbini, ruhunu, aklını bırakıyorsun;Sen gönlünü, kalbini, ruhunu, aklını bırakıyorsun; karnına veriyorsun gücü.karnına veriyorsun gücü. Karnına olan ikramın aynı zamanda işte demin de Hz. Aişe validemizin dediği gibiKarnına olan ikramın aynı zamanda işte demin de Hz. Aişe validemizin dediği gibi o tokluk dolayısıyla çeşitli musibetlere düşüyor.o tokluk dolayısıyla çeşitli musibetlere düşüyor. Ruh zayıflıyor, gönül zayıflıyor.Ruh zayıflıyor, gönül zayıflıyor. Hayırlardan uzaklaşıyor. Hristiyanlığa doğru insanlar gidiyor.Hayırlardan uzaklaşıyor. Hristiyanlığa doğru insanlar gidiyor. İkra Sûresi’ni hep söylerler,

İkra Sûresi’ni hep söylerler,
Allah "Oku!" diye emretti derler.Allah "Oku!" diye emretti derler. İkra’ bismi rabbike’llezî haleka.

İkra’ bismi rabbike’llezî haleka.
Cenâb-ı Hakk’ın ilk emri okumak...Cenâb-ı Hakk’ın ilk emri okumak... Bu okuma sûrenin altındaki tabiri kimse söylemez.Bu okuma sûrenin altındaki tabiri kimse söylemez. Kellâ inne’l-insâne leyetgà. En raahü’stağnâ.

Kellâ inne’l-insâne leyetgà. En raahü’stağnâ.
Bu İkra' suresinin yanıbaşında ikinci fasılda diyor ki Cenâb-ı Allah:Bu İkra' suresinin yanıbaşında ikinci fasılda diyor ki Cenâb-ı Allah: İnne’l-insân ... Cibiliyyet-i insâniye...

İnne’l-insân ... Cibiliyyet-i insâniye...
Hilkat var ya insanda, bir yaratılma, tabiat-ı insaniyye denilen bir şey...Hilkat var ya insanda, bir yaratılma, tabiat-ı insaniyye denilen bir şey... O cibiliyyet-i tabiat-ı insâniye iktizası böyle varlıkları görünce,O cibiliyyet-i tabiat-ı insâniye iktizası böyle varlıkları görünce, ... leyetgà ...... leyetgà ... Mesela; nefis yaratmış Cenâb-ı Hak.Mesela; nefis yaratmış Cenâb-ı Hak. Cehennemi de yaratmış bin sene.Cehennemi de yaratmış bin sene. Demiş ki: “—Sen kim ben kim”

Demiş ki: “—Sen kim ben kim”
“—Sen sensin, ben benim!” demiş, cehennem hiç gelmiş ona.“—Sen sensin, ben benim!” demiş, cehennem hiç gelmiş ona. Zemherir denilen soğuk kısma atmış.Zemherir denilen soğuk kısma atmış. Bin sene yandıktan sonraBin sene yandıktan sonra “—Sen kim ben kim”; “—Sen sensin, ben benim!” demiş.“—Sen kim ben kim”; “—Sen sensin, ben benim!” demiş. Açlık hapishanesine atmış.Açlık hapishanesine atmış. Çıkarmış, “—Sen Hàlik, ben mahlûk!” demiş (nefis).Çıkarmış, “—Sen Hàlik, ben mahlûk!” demiş (nefis). Demek ki insanlara insanlığı tattıran açlık oluyor.

Demek ki insanlara insanlığı tattıran açlık oluyor.
Tokluk tuğyana götürüyor, açlık yola getiriyor insanları.Tokluk tuğyana götürüyor, açlık yola getiriyor insanları. Onun için koşu atlarımız var ya koşmaya giderler.

Onun için koşu atlarımız var ya koşmaya giderler.
O koşu hayvanlarını evvela bir açlığa çekerler.O koşu hayvanlarını evvela bir açlığa çekerler. Yemeğinden, içmesinden keserler.Yemeğinden, içmesinden keserler. ...... Şimdi demek ki; ona ikram diyerekten nefsini şartlar.Şimdi demek ki; ona ikram diyerekten nefsini şartlar. “—Aman çocuk gıdasını alsın.

“—Aman çocuk gıdasını alsın.
Yavrum yesin! Balını yesin, yumurtasını yesin, etini yesin, besleyelim!”Yavrum yesin! Balını yesin, yumurtasını yesin, etini yesin, besleyelim!” İyi ama ikram yapıyoruz sözde çocuğa.

İyi ama ikram yapıyoruz sözde çocuğa.
Kendimemize de öyle, çocuk da olsun, kim olursa olsun.Kendimemize de öyle, çocuk da olsun, kim olursa olsun. Ve hüve leha mühînün. Aynı zamanda bu ona bir ihanetliktir.

Ve hüve leha mühînün. Aynı zamanda bu ona bir ihanetliktir.
Şimdi aklımıza da geliyor ya,Şimdi aklımıza da geliyor ya, bugünkü beşeriyat iktizasında yetişen nesil, tuğyankâr yetişiyor.bugünkü beşeriyat iktizasında yetişen nesil, tuğyankâr yetişiyor. Bunun tuğyankar yetişmesinin sebebiBunun tuğyankar yetişmesinin sebebi ne ana baba tanıyor, ne devlet millet tanıyor.ne ana baba tanıyor, ne devlet millet tanıyor. Herkes her şeye çekiyor çocuğu... Sebebi?Herkes her şeye çekiyor çocuğu... Sebebi? Bu yapılan ikramların cezasını bize Cenâb-ı Hak bi’l-fiil gösteriyor.Bu yapılan ikramların cezasını bize Cenâb-ı Hak bi’l-fiil gösteriyor. Bizim yetişme devirlerimizde ekmek de bulamazdık.

Bizim yetişme devirlerimizde ekmek de bulamazdık.
O zaman Yunan harbi çıkmış, arkasından Balkan harbi çıkmış,O zaman Yunan harbi çıkmış, arkasından Balkan harbi çıkmış, arkasında seferberlik çıkmış.arkasında seferberlik çıkmış. Ekmeği şu kadarcık verirler. Onu da ya buluruz ya bulamayız.Ekmeği şu kadarcık verirler. Onu da ya buluruz ya bulamayız. Şekerin kendisi yok. Et böyle bulunmaz.Şekerin kendisi yok. Et böyle bulunmaz. Zorluk içerisinde yetişmişiz. Ne isyan edecek hali vardı,Zorluk içerisinde yetişmişiz. Ne isyan edecek hali vardı, ne bağıracak çağıracak hali vardı insanın.ne bağıracak çağıracak hali vardı insanın. Ama bugün öyle mi ya?Ama bugün öyle mi ya? Elâ rubbe mühînün li-nefsihî ...

Elâ rubbe mühînün li-nefsihî ...
“Yine agâh ve mütenebbih olun, iyi dinleyin, dikkat edin.“Yine agâh ve mütenebbih olun, iyi dinleyin, dikkat edin. O nefislerine ihanet değil, onu perhize çekiyor,O nefislerine ihanet değil, onu perhize çekiyor, onu riyazete çekiyor, ona istediği her şeyi vermiyor.onu riyazete çekiyor, ona istediği her şeyi vermiyor. Sabret diyor, tahammül et diyor.Sabret diyor, tahammül et diyor. ... Ve hüve lehâ mükrim.... Ve hüve lehâ mükrim. Ama aynı zamanda bu onun terbiyesi,Ama aynı zamanda bu onun terbiyesi, ona bir ikramdır ki arkasından o güzel bir ağaç olacak.ona bir ikramdır ki arkasından o güzel bir ağaç olacak. Ağacın dallarını böyle budarlar, güzel yetişsin diyerekten.

Ağacın dallarını böyle budarlar, güzel yetişsin diyerekten.
Onu böyle çıkan dallarıyla bırakırsan,Onu böyle çıkan dallarıyla bırakırsan, o zaman iyi yetişemez o ağaç.o zaman iyi yetişemez o ağaç. Onun için Cellâc isminde bir zat diyor ki:

Onun için Cellâc isminde bir zat diyor ki:
Mâ mele'tü batnî ... Ben karnımı doyurmadım.Mâ mele'tü batnî ... Ben karnımı doyurmadım. ... taâmen ... Yemeklerle...... taâmen ... Yemeklerle... ... münzü eslemtü mea Rasûlullah SAS.... münzü eslemtü mea Rasûlullah SAS. Rasûlullah ile beraber yaşadığım müddette, İslam olduktan sonraRasûlullah ile beraber yaşadığım müddette, İslam olduktan sonra bu Peygamber SAS'in tenbihine riayeten karnımı doyurmadım.bu Peygamber SAS'in tenbihine riayeten karnımı doyurmadım. Yokluktan değil yani, Efendimiz'in emri...Yokluktan değil yani, Efendimiz'in emri... Ancak beni ayakta tutabilecek kadar bir şey yiyebildim.” diyor.Ancak beni ayakta tutabilecek kadar bir şey yiyebildim.” diyor. Cenâb-ı Peygamber bir gün Hz. Aişe Vâlidemiz’i görmüş ki,
Cenâb-ı Peygamber bir gün Hz. Aişe Vâlidemiz’i görmüş ki,
mutfağa girmiş,mutfağa girmiş, Yedikleri zannetme ki bizim gibi etten, kavurmadan, yağdan, baldan…Yedikleri zannetme ki bizim gibi etten, kavurmadan, yağdan, baldan… İçeride olan ya süttür, ya hurmadır.İçeride olan ya süttür, ya hurmadır. Bu iki şeyden başka bir şey bulunmazdı.Bu iki şeyden başka bir şey bulunmazdı. Ya süt veya hurmadır.Ya süt veya hurmadır. Bir iki hurma ya atmıştır, ya atmamıştır ağzına.Bir iki hurma ya atmıştır, ya atmamıştır ağzına. Yahut biraz süt içmiştir.Yahut biraz süt içmiştir. Bunu gören Cenab-ı Peygamber SAS ona diyor ki:Bunu gören Cenab-ı Peygamber SAS ona diyor ki: Yâ Âişe, ittehazte’d-dünyâ batneke!

Yâ Âişe, ittehazte’d-dünyâ batneke!
“Ya Aişe, sen karnını dünya mı yaptın?“Ya Aişe, sen karnını dünya mı yaptın? Senin karnın dünya mıdır, nedir bu?Senin karnın dünya mıdır, nedir bu? Sabahleyin yemedik mi beraber?Sabahleyin yemedik mi beraber? Bir de şimdi bu ne?” gibi...Bir de şimdi bu ne?” gibi... Ekseru min ekletin külle yevmin ...

Ekseru min ekletin külle yevmin ...
Her gün birden fazla yemek yemek...Her gün birden fazla yemek yemek... "serefün". İsraftır."serefün". İsraftır. Va’llàhi lâ yuhibbü’l-müsrifîn.Va’llàhi lâ yuhibbü’l-müsrifîn. Allah da müsrifleri sevmez!”Allah da müsrifleri sevmez!” Şimdi tansiyon aleti mi getireceksin,

Şimdi tansiyon aleti mi getireceksin,
kantar mı getireceksin, ne getirirsen getir.kantar mı getireceksin, ne getirirsen getir. Ölç bakalım bizim hayatımızı.Ölç bakalım bizim hayatımızı. Bu hayatın, bizimle ne ilgisi var?Bu hayatın, bizimle ne ilgisi var? Biz bu hayattan ne kadar zaman evvel uzaklaşmışız.Biz bu hayattan ne kadar zaman evvel uzaklaşmışız. Ama bugün müslümanlığı kimseye de vermiyoruz.Ama bugün müslümanlığı kimseye de vermiyoruz. Allah affetsin kusurlarımızı…Allah affetsin kusurlarımızı… Ve mine'l isrâf ...

Ve mine'l isrâf ...
Hz. Enes RA şimdi israfı bize tarif ediyor:Hz. Enes RA şimdi israfı bize tarif ediyor: Mine’l-israf ... İsraftan ma'duttur, israftan sayırlır.Mine’l-israf ... İsraftan ma'duttur, israftan sayırlır. ... en te’küle külle me’şteheyte.... en te’küle külle me’şteheyte. Her canının istediğini yemek israfın kendisidir.Her canının istediğini yemek israfın kendisidir. Yemek yediniz, doydunuz mu?

Yemek yediniz, doydunuz mu?
Meyve getir yâhu! Portakal, elma, ne varsa…Meyve getir yâhu! Portakal, elma, ne varsa… Hani bunun arkasından çayı, kahvesi?Hani bunun arkasından çayı, kahvesi? Allah affetsin…Allah affetsin… Canının istediği her şeyi yemek,Canının istediği her şeyi yemek, israftan ma’dud olunca şimdi alt tarafına bak!israftan ma’dud olunca şimdi alt tarafına bak! İnnemâ ahşâ aleyküm şehevâti’l-gayyi fî butùniküm ...

İnnemâ ahşâ aleyküm şehevâti’l-gayyi fî butùniküm ...
Cenâb-ı Peygamber diyor ki:

Cenâb-ı Peygamber diyor ki:
En çok korktuğum şey sizden sizin ...

En çok korktuğum şey sizden sizin ...
... şehevâti’l-gayyi fî butùniküm ...... şehevâti’l-gayyi fî butùniküm ... şu karınlarınızın şehveti...şu karınlarınızın şehveti... Yeme içme arzusu, karınlarınızı doyurma arzusu...Yeme içme arzusu, karınlarınızı doyurma arzusu... En çok korktuğum şey budur sizden.En çok korktuğum şey budur sizden. Sizi en çok tehlikeye sürükleyen budur.

Sizi en çok tehlikeye sürükleyen budur.
Ne Rus’tan kork, ne başkasından kork.Ne Rus’tan kork, ne başkasından kork. Korkacaksan karnından kork.Korkacaksan karnından kork. Karnın seni her şeye sürüklüyor yani.Karnın seni her şeye sürüklüyor yani. Emin ol bu eski müslümanın 313 tanesi bugün olsun,

Emin ol bu eski müslümanın 313 tanesi bugün olsun,
Rus’a da duman attırır, Amerika’ya da duman attırır, dünyaya da duman attırır yani.Rus’a da duman attırır, Amerika’ya da duman attırır, dünyaya da duman attırır yani. Bu çıplaklıklarıyla, iman kuvvetiyle…Bu çıplaklıklarıyla, iman kuvvetiyle… İkincisi ... ve furûciküm ...:

İkincisi ... ve furûciküm ...:
...... Karınlarınızın tokluğu, kuvvetinizin artması...Karınlarınızın tokluğu, kuvvetinizin artması... Tabiatıyla içerideki madde çoğalacak.Tabiatıyla içerideki madde çoğalacak. O da çıkmak isteyen bir madde, durmaz içeride…O da çıkmak isteyen bir madde, durmaz içeride… Tetiği çektiğin vakitte kurşun atmaz mı içindeki kurşunu?Tetiği çektiğin vakitte kurşun atmaz mı içindeki kurşunu? Nasıl içerisindeki kurşunu atıyorsa,Nasıl içerisindeki kurşunu atıyorsa, yayı çektiği vakitte oku nasıl fırlatıyorsa;yayı çektiği vakitte oku nasıl fırlatıyorsa; bu içeride biriken kuvvet, o da dışarıya çıkmak isteyecek.bu içeride biriken kuvvet, o da dışarıya çıkmak isteyecek. Gücün yetmezse artık fenalıkların hepsi gözünün önünde…Gücün yetmezse artık fenalıkların hepsi gözünün önünde… Ve mudillâti’l-hevâ ...

Ve mudillâti’l-hevâ ...
Ondan sonra tuğyan yolları...Ondan sonra tuğyan yolları... Zina ayrı, tuğyan yolları da ayrı ayrı.Zina ayrı, tuğyan yolları da ayrı ayrı. En çok korktuğum sizin için bunlardır demiş Cenab-ı Peygamber SAS.En çok korktuğum sizin için bunlardır demiş Cenab-ı Peygamber SAS. Şimdi şunu da dinleyelim.

Şimdi şunu da dinleyelim.
Hz. Câbir RA (anlatıyor):

Hz. Câbir RA (anlatıyor):
Lakıyenî umeru’bnü’l-hattab RA ...

Lakıyenî umeru’bnü’l-hattab RA ...
“Hz. Ömer ile karşılaştık.“Hz. Ömer ile karşılaştık. ... Ve kadibteat lahmen bi-dirhemin ...... Ve kadibteat lahmen bi-dirhemin ... Ben de bir dirhemlik et almıştım.”Ben de bir dirhemlik et almıştım.” Bir dirhemlik, o gün ne ediyorsa...Bir dirhemlik, o gün ne ediyorsa... But mu ediyordu, daha az mı ediyordu, daha çok mu?But mu ediyordu, daha az mı ediyordu, daha çok mu? ... Fekàle umeru ...... Fekàle umeru ... Hz. Ömer bunu görünce:Hz. Ömer bunu görünce: ... Mâ hâzâ yâ câbir ...

... Mâ hâzâ yâ câbir ...
"Ne bu?" dedi."Ne bu?" dedi. O zaman da biraz kıtlık devri de var.O zaman da biraz kıtlık devri de var. Öyle herkesin bol et yemesine Hz. Ömer izin vermiyor.Öyle herkesin bol et yemesine Hz. Ömer izin vermiyor. "Ne o?" dedi. Dedi ki:"Ne o?" dedi. Dedi ki: ... Kultü: Karmün ehli ...

... Kultü: Karmün ehli ...
“Çoluk çocuk et arzu ettiler.“Çoluk çocuk et arzu ettiler. Çoktan beri de yedikleri yok da.Çoktan beri de yedikleri yok da. Onlar et arzu ettiler.Onlar et arzu ettiler. ... Ve kadibteat lahmen bi- dirhemin ...... Ve kadibteat lahmen bi- dirhemin ... Ben de bir dirhemlik bunlara bir et alıverdim de götürüyorum.”Ben de bir dirhemlik bunlara bir et alıverdim de götürüyorum.” ... Feceale Ömer yureddedu karmin ehlî ...

... Feceale Ömer yureddedu karmin ehlî ...
Bu sözü tekrarlıyor.Bu sözü tekrarlıyor. “Vay, sen demek çocukların et istedi diyerekten et aldın, götürüyorsun?“Vay, sen demek çocukların et istedi diyerekten et aldın, götürüyorsun? Senin çocukların et istedi diyerek et alıp götürüyorsun ha?Senin çocukların et istedi diyerek et alıp götürüyorsun ha? O kadar çok tekrarladı ki bu sözü,O kadar çok tekrarladı ki bu sözü, ... hatta temenneytü ...... hatta temenneytü ... ben öyle istedim ki,ben öyle istedim ki, ... enne’d-dirheme sakata minnî ...... enne’d-dirheme sakata minnî ... keşke o para elimden düşseydi dekeşke o para elimden düşseydi de ... ve lem elka ömer ...... ve lem elka ömer ... Ben bu eti almayaydım da, Ömer’e de rast gelmeyeydim.”Ben bu eti almayaydım da, Ömer’e de rast gelmeyeydim.” O kadar üzülmüş yani Hz. Ömer'in onunla böyle, istihza değil de

O kadar üzülmüş yani Hz. Ömer'in onunla böyle, istihza değil de
onu uyandırma ile böyle deyişi onun çok ağırına gitmiş.onu uyandırma ile böyle deyişi onun çok ağırına gitmiş. Çünkü bunları yiyenlere diyor: "Mâlet nefsehû ilâ'd-dünyâ ...

Çünkü bunları yiyenlere diyor: "Mâlet nefsehû ilâ'd-dünyâ ...
Nefisler dünyaya fazla meyleder.Nefisler dünyaya fazla meyleder. Felem yüemmin en yeltekibe fi'ş-şehevât

Felem yüemmin en yeltekibe fi'ş-şehevât
Ondan sonra onun önüne geçmeye imkân olmaz.Ondan sonra onun önüne geçmeye imkân olmaz. Şehvetlerin, arzuların önüne geçmek mümkün olmaz.Şehvetlerin, arzuların önüne geçmek mümkün olmaz. Küllemâ ecâbe nefsehû ilâ vahidin minhâ.Küllemâ ecâbe nefsehû ilâ vahidin minhâ. “Hadi bugün şunu, hadi bugün de bunu alalım!”“Hadi bugün şunu, hadi bugün de bunu alalım!” diye böyle nefsin istediklerine daima böyle icabet edersen,diye böyle nefsin istediklerine daima böyle icabet edersen, onu hoşlandırıyorsun, memnun ediyorsun.onu hoşlandırıyorsun, memnun ediyorsun. Deathâ ilâ ğayrihâ ... O nefis de orada daima başkasını ister.Deathâ ilâ ğayrihâ ... O nefis de orada daima başkasını ister. O da olsun, bu da olsun, şu da olsun diye ister.O da olsun, bu da olsun, şu da olsun diye ister. ...... Artık o nefsin isyanını engellemek mümkün olmaz ki ona isyan etmesin.Artık o nefsin isyanını engellemek mümkün olmaz ki ona isyan etmesin. Bu kadar şehvetin içerisinde.Bu kadar şehvetin içerisinde. ...... İsyandan başka bir de ibadet kapılarını kapar.İsyandan başka bir de ibadet kapılarını kapar. Bizim gönüllerin kapılarının kapanışı gibi.Bizim gönüllerin kapılarının kapanışı gibi. Gönüllerde bugün bizim hiçbir şey yok.Gönüllerde bugün bizim hiçbir şey yok. Bir ölünün yahut makineleşmiş bir şeyi böyle kaldırırlar,Bir ölünün yahut makineleşmiş bir şeyi böyle kaldırırlar, robot mu diyorlar. Bir robot gibi bunlar.robot mu diyorlar. Bir robot gibi bunlar. Vakit geliyor, Allah-u Ekber yatıp kalkıyoruz.Vakit geliyor, Allah-u Ekber yatıp kalkıyoruz. Allah gene bundan da ayırmasın yani.Allah gene bundan da ayırmasın yani. Bu da gene bir büyük devlettir.Bu da gene bir büyük devlettir. Ama asıl gaye, bu gönlü orada tutmak.Ama asıl gaye, bu gönlü orada tutmak. Kâbe’ye gittik el-hamdü lillâh.

Kâbe’ye gittik el-hamdü lillâh.
Cenâb-ı Hak tekrarlarını da nasib etsin...Cenâb-ı Hak tekrarlarını da nasib etsin... Yeri gelmişken bunu da izah edeyim:Yeri gelmişken bunu da izah edeyim: Geçen bir kardeş bana bir mektup yazmış, ayın yirmi dördünde…

Geçen bir kardeş bana bir mektup yazmış, ayın yirmi dördünde…
Mart’ın yirmi dördüncü günü takviminde bir hadise olaraktan:Mart’ın yirmi dördüncü günü takviminde bir hadise olaraktan: Ömer ibn-i Abdülaziz Arafat’taymış o sene.Ömer ibn-i Abdülaziz Arafat’taymış o sene. Hz. Ömer’in oğullarından birisi karşısına çıkmış. Demiş ki:Hz. Ömer’in oğullarından birisi karşısına çıkmış. Demiş ki: “—Ya Ömer ibn-i Abdülaziz,

“—Ya Ömer ibn-i Abdülaziz,
sen vazifelerini bırakıp da niye geliyorsun buraya her sene?sen vazifelerini bırakıp da niye geliyorsun buraya her sene? Ne işin var senin? Senin devlet işin, millet işin sana daha mühim.”Ne işin var senin? Senin devlet işin, millet işin sana daha mühim.” Nasıl sözler söylediyse, Hz. Ömer ağlamış orada;
Nasıl sözler söylediyse, Hz. Ömer ağlamış orada;
Ömer ibn-i Abdülaziz yani...Ömer ibn-i Abdülaziz yani... Meşhur olan zât ağlamış:Meşhur olan zât ağlamış: “—Keşke bir emir olmasaydım da ben,

“—Keşke bir emir olmasaydım da ben,
bana da böyle demeselerdi bu adamlar,bana da böyle demeselerdi bu adamlar, benim ibadetime mâni olmasalardı.” demiş.benim ibadetime mâni olmasalardı.” demiş. Bu adam bu takvimi koymuş bir kağıdın (zarfın) içerisine, bir mektup da bana.

Bu adam bu takvimi koymuş bir kağıdın (zarfın) içerisine, bir mektup da bana.
Şunu oku demiş ve altına da şöyle demiştir:Şunu oku demiş ve altına da şöyle demiştir: “—Siz az gelirli insanlar olduğunuz halde,

“—Siz az gelirli insanlar olduğunuz halde,
böyle her sene hacca gidiyorsunuz.böyle her sene hacca gidiyorsunuz. Bu hacca giderken de milleti teşvik de ediyorsunuz.Bu hacca giderken de milleti teşvik de ediyorsunuz. İmam-ı Azam bu kadar defa hacca gitmiş, hadi biz de gidelim diyerekten…İmam-ı Azam bu kadar defa hacca gitmiş, hadi biz de gidelim diyerekten… Bu olur mu?” demiş.Bu olur mu?” demiş. Tabi ben cevap vermem, vermeme de imkan yok da...

Tabi ben cevap vermem, vermeme de imkan yok da...
Bizim gidişlerimizi o adam bilemiyor.Bizim gidişlerimizi o adam bilemiyor. Kendi paramızla gitmiş değiliz.Kendi paramızla gitmiş değiliz. Bize hacca gidemeden borç olmuş insan, farz olmuş, ölmüş.Bize hacca gidemeden borç olmuş insan, farz olmuş, ölmüş. Ama babasını borçlu bırakmamak için,Ama babasını borçlu bırakmamak için, işte şuna buna diyorlar, bize de diyorlar:işte şuna buna diyorlar, bize de diyorlar: “—Hocaefendi! Babamız için gider misin bir hacca?

“—Hocaefendi! Babamız için gider misin bir hacca?
Masrafını biz verelim de sen git,Masrafını biz verelim de sen git, babamın yerine şu hac vazifesini yap,babamın yerine şu hac vazifesini yap, babam da ondan kurtulsun.babam da ondan kurtulsun. Eh sen de mecbur olursun orada...” derler, biz de "pekiyi" deriz, gideriz.Eh sen de mecbur olursun orada...” derler, biz de "pekiyi" deriz, gideriz. Sonra buradan vazifeyi de bırakmış değilizdir. Vazifeni bırakıp da diyor…

Sonra buradan vazifeyi de bırakmış değilizdir. Vazifeni bırakıp da diyor…
Devlet her sene bir ay izin veriyor. Bu meşru bir hak.Devlet her sene bir ay izin veriyor. Bu meşru bir hak. Sonra daha şimdi bollandı bizim izinler.Sonra daha şimdi bollandı bizim izinler. Haftada da bir gün iznimiz var gene.Haftada da bir gün iznimiz var gene. Bu senede elli küsür gün yapar.Bu senede elli küsür gün yapar. Her gün de sekiz vakit itibariyle dört yüz vakit bizim hakkımız var.Her gün de sekiz vakit itibariyle dört yüz vakit bizim hakkımız var. Halbuki biz bunların hiç birisini ziyan etmeyiz el-hamdülillah.Halbuki biz bunların hiç birisini ziyan etmeyiz el-hamdülillah. Oralarına dikkat vermemiş de…Oralarına dikkat vermemiş de… Bazen şuraya buraya gittik de, üç beş namaz ancak kalır.

Bazen şuraya buraya gittik de, üç beş namaz ancak kalır.
Onu da arkadaşlarımız telafi ediyorlar el-hamdü lillah.Onu da arkadaşlarımız telafi ediyorlar el-hamdü lillah. Şimdi bak şimdi bunu da dinleyelim de:

Şimdi bak şimdi bunu da dinleyelim de:
Hz. Ömer'i davet etmiş birisi yemeğe.

Hz. Ömer'i davet etmiş birisi yemeğe.
İşterâ mine'l-lahmi'l-mehzûlİşterâ mine'l-lahmi'l-mehzûl O zaman böyle yağlı mağlı etler de yok da,O zaman böyle yağlı mağlı etler de yok da, Zayıf bir hayvan... Bir parça misafir için almış adamcağız.Zayıf bir hayvan... Bir parça misafir için almış adamcağız. Fakat bakmışlar ki pek yağsız, tatsız, tuzsuz olacak.Fakat bakmışlar ki pek yağsız, tatsız, tuzsuz olacak. Demiş, "Biraz yağ kat bunun içerisine."Demiş, "Biraz yağ kat bunun içerisine." ... ve ceale aleyhi semenen ...... ve ceale aleyhi semenen ... Ona da biraz yağ katmış ki, daha tatlı tuzlu olsun diye.Ona da biraz yağ katmış ki, daha tatlı tuzlu olsun diye. Hz. Ömer de görmüş yapılırken onu.Hz. Ömer de görmüş yapılırken onu. ... ve refea Ömer yedehû ...... ve refea Ömer yedehû ... Elini çekmiş, "Ben bundan yemem!" demiş.Elini çekmiş, "Ben bundan yemem!" demiş. Şimdi bakın, Hz. Ömer’in şu sözüne dikkat edin:

Şimdi bakın, Hz. Ömer’in şu sözüne dikkat edin:
... Vallâhi mectemea inde Rasûlillah SAS kattun ...

... Vallâhi mectemea inde Rasûlillah SAS kattun ...
“—Kat'iyyen, biz Rasûlüllah’ın zaman-ı saadetlerinde“—Kat'iyyen, biz Rasûlüllah’ın zaman-ı saadetlerinde böyle iki çeşit yemeği bir arada bulamazdık;böyle iki çeşit yemeği bir arada bulamazdık; ... İllâ ekele ehadühümâ ve tesaddeka bi'l-âhar ...... İllâ ekele ehadühümâ ve tesaddeka bi'l-âhar ... Birini yesek, birini tasadduk ederdik.Birini yesek, birini tasadduk ederdik. Etini yiyiyor, yağını da tasadduk eder.Etini yiyiyor, yağını da tasadduk eder. Hem et, hem yağ... Ey Yâ Rab.Hem et, hem yağ... Ey Yâ Rab. Hz. Ömer gelse, bugün hepimizi kırar geçirir bizi sopadan.Hz. Ömer gelse, bugün hepimizi kırar geçirir bizi sopadan. Hepimizi geçirir yani. Evvela bizi...Hepimizi geçirir yani. Evvela bizi... Şimdi birakaç tane kaldı.

Şimdi birakaç tane kaldı.
Muaz ibn-i Cebel RA’ı Efendimiz SAS, Yemen’e vali yolluyor.Muaz ibn-i Cebel RA’ı Efendimiz SAS, Yemen’e vali yolluyor. Vali yolladığı sırada diyor ki:Vali yolladığı sırada diyor ki: İyyâke ve’t-tena’um ...

İyyâke ve’t-tena’um ...
“Sakın ha yemeklere düşkünlük yapma!”“Sakın ha yemeklere düşkünlük yapma!” Vali oldum diyerekten sana şuradan buradan birçok şeyler gelir.

Vali oldum diyerekten sana şuradan buradan birçok şeyler gelir.
Belki kendin de ondan istifade edersin.Belki kendin de ondan istifade edersin. Çok yemeğe içmeye meyledersin.Çok yemeğe içmeye meyledersin. Sakın ha! İyyâke ... Uzak ol, uzak olSakın ha! İyyâke ... Uzak ol, uzak ol Bu çok yemekleri yemekten uzak ol, çok yemekten de uzak ol.Bu çok yemekleri yemekten uzak ol, çok yemekten de uzak ol. ... Feinne ibada’llàhi ...

... Feinne ibada’llàhi ...
“Allah’ın halis ve sevgili kulları…”“Allah’ın halis ve sevgili kulları…” Buraya dikkat ediniz izah ediyor:Buraya dikkat ediniz izah ediyor: ... Feinne ibada’llàhi ...... Feinne ibada’llàhi ... Allah'ın sevgili kulları...Allah'ın sevgili kulları... İbâdallah'tan murat hepsi değil yani.İbâdallah'tan murat hepsi değil yani. Sevgili Allah-u Teâlâ'nın hâlis kullarıSevgili Allah-u Teâlâ'nın hâlis kulları ... Leysû bi’l-mütena’imîn.

... Leysû bi’l-mütena’imîn.
Öyle Allah-u Teàlâ’nın verdikleri şeylerleÖyle Allah-u Teàlâ’nın verdikleri şeylerle telezzüz edip de yaşamak istemezler.”telezzüz edip de yaşamak istemezler.” Halbuki bugün bizim bildiğimize göre

Halbuki bugün bizim bildiğimize göre
Allah-u Teàlâ yeryüzündeki tüm eşyayı bizim için yaratmıştır.Allah-u Teàlâ yeryüzündeki tüm eşyayı bizim için yaratmıştır. Hepsi bizim hakkımızdır.Hepsi bizim hakkımızdır. Fakat hakkımız olmakla, hepsinin de helal olan kısımları hakkımızdır ama,Fakat hakkımız olmakla, hepsinin de helal olan kısımları hakkımızdır ama, işte bu sebepler vardır ki insan bunları yiyip de, telezzüz edip de yaşayıncaişte bu sebepler vardır ki insan bunları yiyip de, telezzüz edip de yaşayınca nefisler tuğyan ediyor.nefisler tuğyan ediyor. Bu nefislerin tuğyan etmemesi,Bu nefislerin tuğyan etmemesi, sakın bu da yaşlarla sınırlı değil ha!sakın bu da yaşlarla sınırlı değil ha! “—Benim yaşım artık yetmişi, sekseni geçmiş de

“—Benim yaşım artık yetmişi, sekseni geçmiş de
benim için artık şehvet mevz-u bahis olamaz.”benim için artık şehvet mevz-u bahis olamaz.” Yok yok. Can çıkmadıkça, nefis şehvet insandan eksik olmuyor.

Yok yok. Can çıkmadıkça, nefis şehvet insandan eksik olmuyor.
Can varken hepsini ister insan.Can varken hepsini ister insan. Ama gücü yetmez, kuvveti yetmez o ayrı mesele…Ama gücü yetmez, kuvveti yetmez o ayrı mesele… Şimdi Ebû Ümâme RA’ın şu sözüne de bakalım:

Şimdi Ebû Ümâme RA’ın şu sözüne de bakalım:
Seyekûnü ricâlün min ümmetî ...

Seyekûnü ricâlün min ümmetî ...
Yine Allah'a çok şükür ki bizi ümmetlikten atmıyor.Yine Allah'a çok şükür ki bizi ümmetlikten atmıyor. Yine "Ümmetî" diyor. "Benim ümmetimden" diyor.Yine "Ümmetî" diyor. "Benim ümmetimden" diyor. O da yeter bize inşallah. Ne yapalım...O da yeter bize inşallah. Ne yapalım... Biz de günahkâr, asi, bugünün zevkine, sefasına düşmüş insanlarız.Biz de günahkâr, asi, bugünün zevkine, sefasına düşmüş insanlarız. Ama ümmetiyiz gene de… Yâ Rasûlallah bizi affet!Ama ümmetiyiz gene de… Yâ Rasûlallah bizi affet! Seyekûnü ricâlün min ümmetî ...

Seyekûnü ricâlün min ümmetî ...
Ümmetî deyince, Hz. Ali Efendimiz'in Şam valisinin adı neydi?Ümmetî deyince, Hz. Ali Efendimiz'in Şam valisinin adı neydi? “—Muaviye" Muaviye ile muharebesinde iki taraftan da maktüller oldu, şehitler oldu.“—Muaviye" Muaviye ile muharebesinde iki taraftan da maktüller oldu, şehitler oldu. "Ne yapalım?" diye sordular da;"Ne yapalım?" diye sordular da; “—Kardeşlerinizdir" dedi, "Kardeşlerinizdir, isyan etmişlerdir."“—Kardeşlerinizdir" dedi, "Kardeşlerinizdir, isyan etmişlerdir." Yine imandan ve kardeşlikten atmıyor.Yine imandan ve kardeşlikten atmıyor. "Beşeriyet iktizası hata etmişlerdir."Beşeriyet iktizası hata etmişlerdir. Hatalarından dolayı günahkardırlar, ama müminlerdir,Hatalarından dolayı günahkardırlar, ama müminlerdir, imadan çıkmamışlardır bu gühları dolayısıyla." demek istemişler.imadan çıkmamışlardır bu gühları dolayısıyla." demek istemişler. Burda da yine Cenâb-ı Peygamber elhamdülillah bize öyle bir iltifatta bulunmuş kiBurda da yine Cenâb-ı Peygamber elhamdülillah bize öyle bir iltifatta bulunmuş ki ümmetimden diyor...ümmetimden diyor... ... ye’külûne elvâne’t-taàm ...... ye’külûne elvâne’t-taàm ... çeşit çeşit yemekler yerler,çeşit çeşit yemekler yerler, ... yeşrebûne elvâne’ş-şerâb ...... yeşrebûne elvâne’ş-şerâb ... çeşitli şurûblar (içecekler) içerler.çeşitli şurûblar (içecekler) içerler. Akşam bir mevzu geldi de, insan müteessir oluyor.

Akşam bir mevzu geldi de, insan müteessir oluyor.
Şimdi çeşit meyve suları var ya,

Şimdi çeşit meyve suları var ya,
adlarını pek bilemeyeceğim ben onların.adlarını pek bilemeyeceğim ben onların. Bunlar çok büyük paralarla tesis olunuş şeylerdir, makinelerdir.Bunlar çok büyük paralarla tesis olunuş şeylerdir, makinelerdir. Yüz milyona tesis, daha fazlaya tesis olunan şeyler var.Yüz milyona tesis, daha fazlaya tesis olunan şeyler var. Bunun yaptığı hüner, alt tarafta bize bir cihetten yardımcı.Bunun yaptığı hüner, alt tarafta bize bir cihetten yardımcı. Tuğyan cihetinde yani.Tuğyan cihetinde yani. El-hamdü lillah memleketimizde yaz kış meyve dolu.

El-hamdü lillah memleketimizde yaz kış meyve dolu.
Biz bunların kendisini yemek suretiyle idare oluyoruz el-hamdü lillah.Biz bunların kendisini yemek suretiyle idare oluyoruz el-hamdü lillah. Ya bunun bir şişesine yüz elli kuruş verip deYa bunun bir şişesine yüz elli kuruş verip de Evde dört beş tane çocuğa yüz elli kuruştan ne kadar para tutar?Evde dört beş tane çocuğa yüz elli kuruştan ne kadar para tutar? Birçok para tutar.Birçok para tutar. Bununla geçiecceğim de. Yoksa elma armut her zaman, her mevsimde bulunan şeyler elhamdülillah.Bununla geçiecceğim de. Yoksa elma armut her zaman, her mevsimde bulunan şeyler elhamdülillah. Cenâb-ı Hak da bizi cennette yaratır gibi, dünyanın en güzel yerinde yaratmış.Cenâb-ı Hak da bizi cennette yaratır gibi, dünyanın en güzel yerinde yaratmış. Bu paraları insanlar böyleBu paraları insanlar böyle nefislerinin, şehvetlerinin tahrikine sebep olacak şeylere harcayacaklarınanefislerinin, şehvetlerinin tahrikine sebep olacak şeylere harcayacaklarına memleketin daha büyük dertlerine deva olacak yerlere harcasalardımemleketin daha büyük dertlerine deva olacak yerlere harcasalardı daha iyi olmaz mıydı acaba dersiniz.daha iyi olmaz mıydı acaba dersiniz. Elbette...Elbette... ... yeşrebûne elvâne’ş-şerâb, ve yelbesûne elvâne’s-siyâb.... yeşrebûne elvâne’ş-şerâb, ve yelbesûne elvâne’s-siyâb. Kumaşlardan da çok çeşitli elbiseler giyerler.Kumaşlardan da çok çeşitli elbiseler giyerler. Ah aziz kardeşim.Ah aziz kardeşim. Eski devirleri bilmiyoruz da…Eski devirleri bilmiyoruz da… Şimdi bugünkü bizim hayatımız, acı olacak söylemesi de,Şimdi bugünkü bizim hayatımız, acı olacak söylemesi de, söylemesi zor bir şey yani.söylemesi zor bir şey yani. İslâmî an’aneleri tamamiyle terk etmiş,İslâmî an’aneleri tamamiyle terk etmiş, başka bir an'anenin usulünü benimsemiş durumdayız.başka bir an'anenin usulünü benimsemiş durumdayız. İslâm’daki giyiş, içiş, yiyişle hiçbir ilgimiz kalmamış.İslâm’daki giyiş, içiş, yiyişle hiçbir ilgimiz kalmamış. Hatta bu geçen söylemek de istemiyorum amaHatta bu geçen söylemek de istemiyorum ama mevular denk geliyor da söylüyorum.mevular denk geliyor da söylüyorum. Bu ... meselesi de çok mühim bir meseledir.Bu ... meselesi de çok mühim bir meseledir. Cenâb-ı Hakk’ın bir yaratma hulkiyeti vardır.

Cenâb-ı Hakk’ın bir yaratma hulkiyeti vardır.
Bu yaratma hulkiyetini tağyir sadedindeBu yaratma hulkiyetini tağyir sadedinde Sûre-i Nisa’nın 198. sayfasındaSûre-i Nisa’nın 198. sayfasında Sûre-i Nisa'da (şöyle buyruluyor):Sûre-i Nisa'da (şöyle buyruluyor): ... feleyugayyirenne halkı’llâhi ... diyerekten... feleyugayyirenne halkı’llâhi ... diyerekten Cenab-ı Allah hilkati tağyir edenleri,

Cenab-ı Allah hilkati tağyir edenleri,
şeytan-ı aleyhi’l-la’ne’nin telkinine uğramış insanlar olaraktan tavsif ediyor.şeytan-ı aleyhi’l-la’ne’nin telkinine uğramış insanlar olaraktan tavsif ediyor. Bunu Hamdi Efendi’nin tefsirinden okumanızı rica edeceğim.Bunu Hamdi Efendi’nin tefsirinden okumanızı rica edeceğim. İkinci cildindedir.İkinci cildindedir. Sure-i Nisa’yı açarsınız.Sure-i Nisa’yı açarsınız. Bu ayeti bulursanız,Bu ayeti bulursanız, bakın o çok geniş izahat vermiş.bakın o çok geniş izahat vermiş. Başka kitaplarda da daha çeşit izahları var.Başka kitaplarda da daha çeşit izahları var. Ama bu bizim hoşumuza gidiyor.Ama bu bizim hoşumuza gidiyor. Bizim hoşumuza gidiyor ama Allah’ın hoşuna gidiyor mu?Bizim hoşumuza gidiyor ama Allah’ın hoşuna gidiyor mu? Yahut Peygamberimiz’in hoşuna gidiyor mu onu herkes kendisi bilecek.Yahut Peygamberimiz’in hoşuna gidiyor mu onu herkes kendisi bilecek. Ve yelbesûne elvâne’s-siyâb ...

Ve yelbesûne elvâne’s-siyâb ...
Çok çeşitli esvaplar giyiyorsunuz. Nasıl?Çok çeşitli esvaplar giyiyorsunuz. Nasıl? Avrupalı nasıl giyiniyorsa siz de öyle giyiniyorsunuz.Avrupalı nasıl giyiniyorsa siz de öyle giyiniyorsunuz. ...... Çok güzel bir konuşma biliyorsunuz.Çok güzel bir konuşma biliyorsunuz. Edebiyat okumuşsunuz.Edebiyat okumuşsunuz. Fesahat, belağat, gayet güzel.Fesahat, belağat, gayet güzel. Söylerken herkesin ağzının suyu akıyor, imreniyor herkes.Söylerken herkesin ağzının suyu akıyor, imreniyor herkes. Fakat kantara koyuyoruz,Fakat kantara koyuyoruz, hiçbir dirhem almıyor kantar.hiçbir dirhem almıyor kantar. Kantar bir dirhem almıyor.Kantar bir dirhem almıyor. Ama bizim bir saatimizi işgal ediyor,Ama bizim bir saatimizi işgal ediyor, kafamıza da bir şeyler giriyor ama kantarda bir şey yok.kafamıza da bir şeyler giriyor ama kantarda bir şey yok. Ve ülâike şirâr-u ümmetîVe ülâike şirâr-u ümmetî “Bunlar benim ümmetimin şerlileridir, zararlılarıdır.” (buyuruyor).“Bunlar benim ümmetimin şerlileridir, zararlılarıdır.” (buyuruyor). Yine ümmetim diyor el-hamdü lillah.Yine ümmetim diyor el-hamdü lillah. Dahhak isminde yine ashabdan bir zat...

Dahhak isminde yine ashabdan bir zat...
Bu son..Bu son.. Rasûl-i Ekrem SAS buna soruyor:Rasûl-i Ekrem SAS buna soruyor: “—Yâ Dahhak!"

“—Yâ Dahhak!"
“—Buyur ya Rasûlallah!

“—Buyur ya Rasûlallah!
“—Mâ taâmüke" Bugün neler yedin?

“—Mâ taâmüke" Bugün neler yedin?
...... Kâle: el-lahmü ve'l-leben. Süt ve et yedim ya Rasûlallah.

Kâle: el-lahmü ve'l-leben. Süt ve et yedim ya Rasûlallah.
Kâle: Sümme yesîru ilâ mâ hâzâ?

Kâle: Sümme yesîru ilâ mâ hâzâ?
“—Sonra bu yediklerin ne oldu?“—Sonra bu yediklerin ne oldu? ...

...
Kâle: Feinnallâhe teâlâ darabe mâ yehrucu min ibn-i âdeme meselen li'd-dünyâKâle: Feinnallâhe teâlâ darabe mâ yehrucu min ibn-i âdeme meselen li'd-dünyâ “—İşte Cenab-ı Allah, sizin yeyip de çıkardıklarınızı

“—İşte Cenab-ı Allah, sizin yeyip de çıkardıklarınızı
dünyanın misali olarak önünüze koydu.dünyanın misali olarak önünüze koydu. Ne yaparsanız yapın şimdi!Ne yaparsanız yapın şimdi! Allah cümlemizi affetsin…

Allah cümlemizi affetsin…
Tevfikàt-ı samedâniyyesine mazhar eylesin…Tevfikàt-ı samedâniyyesine mazhar eylesin… Onun için İmam-ı Gazali’nin çok güzel bir sözü var.

Onun için İmam-ı Gazali’nin çok güzel bir sözü var.
Dört bin hadisten topladım der onu.Dört bin hadisten topladım der onu. Bazen dört yüz binden de söyler.Bazen dört yüz binden de söyler. Dört hadise indirmiş işi:Dört hadise indirmiş işi: “Dünyadaki ihtiyacın kadar dünyaya çalış;

“Dünyadaki ihtiyacın kadar dünyaya çalış;
ahirete olan ihtiyacın kadar da ahirete çalış!”ahirete olan ihtiyacın kadar da ahirete çalış!” Dünyaya olan ihtiyacımız, elli altmış, yetmiş seksen, bilemedin yüz.Dünyaya olan ihtiyacımız, elli altmış, yetmiş seksen, bilemedin yüz. Ahiret ebedi…Ahiret ebedi… “Ateşten korktuğun kadar, ibadete çalış.

“Ateşten korktuğun kadar, ibadete çalış.
Cenneti istediğin kadar da cennet için çalış!”Cenneti istediğin kadar da cennet için çalış!” Allah hakkımızda hayırlısını ihsan etsin...

Allah hakkımızda hayırlısını ihsan etsin...
Gönlümüzü, ruhumuzu uyanan,Gönlümüzü, ruhumuzu uyanan, kendisini seven ve rızasına muvafık ameller etmeye çalışankendisini seven ve rızasına muvafık ameller etmeye çalışan bahtiyar kullarının zümresine sizi de bizi de ilhak etsin…bahtiyar kullarının zümresine sizi de bizi de ilhak etsin… Şimdi bunu söyledik, siz de dinlediniz, biz de dinledik.

Şimdi bunu söyledik, siz de dinlediniz, biz de dinledik.
Kaç günden beri de okuyorum ben bunu.Kaç günden beri de okuyorum ben bunu. Bir türlü işin önüne geçecek, arzuları gemleyecek durumum da yok.Bir türlü işin önüne geçecek, arzuları gemleyecek durumum da yok. Misafir gelir, ikram lâzım.Misafir gelir, ikram lâzım. Çoluk çocuk şu olacak, bu olacak.Çoluk çocuk şu olacak, bu olacak. Bizi daima zevke doğru sürükler.Bizi daima zevke doğru sürükler. Ve bunu misafir geldiyse benim yediğim(den ikram edelim!)

Ve bunu misafir geldiyse benim yediğim(den ikram edelim!)
Peygambere misafir geldiği vakitte nasıl hurmayı koyuyordu,Peygambere misafir geldiği vakitte nasıl hurmayı koyuyordu, sütü de koyuyordu, buyurun diyordu.sütü de koyuyordu, buyurun diyordu. Tuzu koyarız, biberi koyarız…Tuzu koyarız, biberi koyarız… Ah ah... Ne derlerse desinler yâhu.

Ah ah... Ne derlerse desinler yâhu.
Sen işin doğrusuna bak, hakikatına bak,Sen işin doğrusuna bak, hakikatına bak, kendini kurtarmaya çalış.kendini kurtarmaya çalış. Alem sana çok iyi, çok güzel diyecek. Dese ne olacak, demese ne olacak.Alem sana çok iyi, çok güzel diyecek. Dese ne olacak, demese ne olacak. Sen kendini kurtarmaya çalış.Sen kendini kurtarmaya çalış. Kendimizin kurtulması nefsin hakimiyetinden paçayı kurtarmakla (olur).Kendimizin kurtulması nefsin hakimiyetinden paçayı kurtarmakla (olur). Nefis hakim bize...

Nefis hakim bize...
Nefis hakim olduğu için şehvet de galebe çalıyor.Nefis hakim olduğu için şehvet de galebe çalıyor. Nefisle şehvet birleşince, şeytan karşıdan seyre bakıyor artık.Nefisle şehvet birleşince, şeytan karşıdan seyre bakıyor artık. “—Tamam buldunuz belânızı" diyor,

“—Tamam buldunuz belânızı" diyor,
"Bana iş kalmadı!” diyor."Bana iş kalmadı!” diyor. Bir de o var işin içinde...

Bir de o var işin içinde...
Allah cümlemizin yardımcısı olsun…Allah cümlemizin yardımcısı olsun… Onun için bu yemek içmeye (dikkat edelim!)

Onun için bu yemek içmeye (dikkat edelim!)
Bu helalinden aziz kardeş, bu helalinden...Bu helalinden aziz kardeş, bu helalinden... Bunun içerisine haram karışırsa, hile karışırsa,Bunun içerisine haram karışırsa, hile karışırsa, irtikaplar karışırsa bunun altından nasıl çıkılır yani?irtikaplar karışırsa bunun altından nasıl çıkılır yani? Şimdi bize bir kardeş geldi. Gemlik'te.

Şimdi bize bir kardeş geldi. Gemlik'te.
Tavukçuluk yapar. Tavukları var.Tavukçuluk yapar. Tavukları var. Ama biraz da parası yetmiyor. Faizden para almış.Ama biraz da parası yetmiyor. Faizden para almış. “—Kardeş, sen buradan geçineceksin iyi ama

“—Kardeş, sen buradan geçineceksin iyi ama
bu faizler senin tavukların hepsini götürecek sonra…” (dedim).bu faizler senin tavukların hepsini götürecek sonra…” (dedim). “—Ne yapalım Hocaefendi şimdi?

“—Ne yapalım Hocaefendi şimdi?
Tavukları satsak biz de aç kalacağız.” dedi.Tavukları satsak biz de aç kalacağız.” dedi. E aç kal, ne olur? Ekmek ye.

E aç kal, ne olur? Ekmek ye.
Kocaman arazisi var, arazide çalışırsın;Kocaman arazisi var, arazide çalışırsın; Allah ne verdiyse, o araziden onunla iktifa edersin.Allah ne verdiyse, o araziden onunla iktifa edersin. Bu fazladan bir gelire,Bu fazladan bir gelire, refaha sebep olsun diyerekrefaha sebep olsun diyerek onu istiyor, istiyor amaonu istiyor, istiyor ama arkasından ne geleceğini (Allah bilir).arkasından ne geleceğini (Allah bilir). Allah kusurlarımızı affetsin…

Allah kusurlarımızı affetsin…
Tevfikàt-ı samedâniyyesine mazhar eylesin…Tevfikàt-ı samedâniyyesine mazhar eylesin… Şu nefsimizin, şehvetimizinŞu nefsimizin, şehvetimizin ıslahına bizim için yardım eylesin…ıslahına bizim için yardım eylesin… Biz kendimiz ne nefsin, ne de şehvetin hakkından gelecek gücümüz yok.

Biz kendimiz ne nefsin, ne de şehvetin hakkından gelecek gücümüz yok.
Kuvvetimiz yok.Kuvvetimiz yok. Cenâb-ı Hak fazl u keremiyle bizi kurtarırsa kurtaracak.Cenâb-ı Hak fazl u keremiyle bizi kurtarırsa kurtaracak. Ya Rabbi! Biz sana dehalet etmekten ve sana sığınmaktan başka çaremiz kalmadı.Ya Rabbi! Biz sana dehalet etmekten ve sana sığınmaktan başka çaremiz kalmadı. Sana sığınıyoruz ya Rabbi!..Sana sığınıyoruz ya Rabbi!.. Sen bizi hıfz u himâyendenSen bizi hıfz u himâyenden hiçbir göz yumup açacak kadar zaman da olsa bırakma ya Rabbi!hiçbir göz yumup açacak kadar zaman da olsa bırakma ya Rabbi! Bizi kendi halimize (bırakma yâ Rabbi!)..Bizi kendi halimize (bırakma yâ Rabbi!).. Allahümme innâ nes’elüke tamâmen ni’meh…

Allahümme innâ nes’elüke tamâmen ni’meh…
Ve devâme’l- àfiyeh… Bi-hürmeti’l-fâtihah!Ve devâme’l- àfiyeh… Bi-hürmeti’l-fâtihah!
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2