Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Evvel 1446
24 Kasım 2024
İmsak
06:24
Güneş
07:54
Öğle
12:55
İkindi
15:24
Akşam
17:47
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Yöneticiye İtaatta Ölçü

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

1 Rebîü'l-Âhir 1408 / 22.11.1987
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Üç Yanlış Adet, Abbasîlerin Yönetici Olacağı, Zorlukta da, Kolaylıkta da İtaat Et!, Allah’a İsyanda İtaat Olmaz!, Mehdî’nin Hz. | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Yöneticiye İtaatta Ölçü

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

1 Rebîü'l-Âhir 1408 / 22.11.1987
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Üç Yanlış Adet, Abbasîlerin Yönetici Olacağı, Zorlukta da, Kolaylıkta da İtaat Et!, Allah’a İsyanda İtaat Olmaz!, Mehdî’nin Hz. | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdulillâhi rabbi'l-âlemin. Ves-Salâtu ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîneel-Hamdulillâhi rabbi'l-âlemin. Ves-Salâtu ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîne Muhammedini'l Mustafâ ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ.

Muhammedini'l Mustafâ ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ.

Emmâ bâ'd:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân. Fe inne efdale'l-hadîsi kitâbullah
Emmâ bâ'd:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân. Fe inne efdale'l-hadîsi kitâbullah
ve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhdasâtuhâ ve külle muhtesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün.ve şerre'l-umûri muhdasâtuhâ ve külle muhtesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün. Ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr.Ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Yâ Abbâs! Selâsün lâ yedauhünne kavmüke etta'nu fi'n-nesebi ve'n-niyâhatü ve'l-istimtâru bi'l-envâ'

Yâ Abbâs! Selâsün lâ yedauhünne kavmüke etta'nu fi'n-nesebi ve'n-niyâhatü ve'l-istimtâru bi'l-envâ'

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Çok aziz ve muhterem cemaat-i müslimîn!

Çok aziz ve muhterem cemaat-i müslimîn!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Rabbimiz sizleri ve bizleri dünya ve âhiretin hayırlarına nail eylesin.Rabbimiz sizleri ve bizleri dünya ve âhiretin hayırlarına nail eylesin. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinden bir demetPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinden bir demet taallüm edip tefeyyüz etmek üzere oturmuş toplaşmış bulunuyoruz.

taallüm edip tefeyyüz etmek üzere oturmuş toplaşmış bulunuyoruz.

Hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına başlamadan önceHadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına başlamadan önce Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e bağlılığımızın,Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e bağlılığımızın, sevgimizin, saygımızın, ümmetliğimizin bir nişanesi olmak üzere onun rûh-u pâkine hediye olsun diyesevgimizin, saygımızın, ümmetliğimizin bir nişanesi olmak üzere onun rûh-u pâkine hediye olsun diye ve onun cümle âl'inin, ashâbının, etbâının ve ahbâbının ruhlarına hediye olsun diyeve onun cümle âl'inin, ashâbının, etbâının ve ahbâbının ruhlarına hediye olsun diye ve sâir enbiyâ ve mürselîn ve cümle evliyâullah u mukarrebînin ruhlarınave sâir enbiyâ ve mürselîn ve cümle evliyâullah u mukarrebînin ruhlarına ve bilhassa Ümmet-i Muhammed'in mürşitleri, hakiki ulemâ, verese-i Nebîve bilhassa Ümmet-i Muhammed'in mürşitleri, hakiki ulemâ, verese-i Nebî sallallahu aleyhi ve sellem sadât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemizin ruhlarına hediye olsun diye,sallallahu aleyhi ve sellem sadât ve meşâyih-i turuk-u aliyyemizin ruhlarına hediye olsun diye, okuduğumuz hadis kitabını cem eylemiş olan Gümüşhaneli Ahmed Ziyâeddin Hocamız'ınokuduğumuz hadis kitabını cem eylemiş olan Gümüşhaneli Ahmed Ziyâeddin Hocamız'ın ve kendisinden feyiz aldığımız Muhammed Zâhid Kotku b. İbrahim el-Bursevî Hocamız'ınve kendisinden feyiz aldığımız Muhammed Zâhid Kotku b. İbrahim el-Bursevî Hocamız'ın ruhuna hediye olsun diye, bu hadîs-i şerîfleri bize nakil ve rivayet etmiş olan hadis alimlerinin,ruhuna hediye olsun diye, bu hadîs-i şerîfleri bize nakil ve rivayet etmiş olan hadis alimlerinin, râvilerin, şârihlerin ruhlarına hediye olsun diye,râvilerin, şârihlerin ruhlarına hediye olsun diye, bu beldeleri Allah Allah diye diye her türlü sıkıntıyı göze alarak,bu beldeleri Allah Allah diye diye her türlü sıkıntıyı göze alarak, canlarını mallarını ortaya koyarak dîn-i mübîne hizmet aşkıyla cihat ederek fethetmiş olancanlarını mallarını ortaya koyarak dîn-i mübîne hizmet aşkıyla cihat ederek fethetmiş olan ecdadımızın, Fatih Sultan Mehmed Hân'ın askerlerinin ve sâir muvahhid askerlerin,ecdadımızın, Fatih Sultan Mehmed Hân'ın askerlerinin ve sâir muvahhid askerlerin, şehitlerin, gazilerin, ruhlarına hediye olsun diye,şehitlerin, gazilerin, ruhlarına hediye olsun diye, cümle hayrât u hasenât sahiplerinin ve bilhassa içinde toplandığımız mescidicümle hayrât u hasenât sahiplerinin ve bilhassa içinde toplandığımız mescidi bina etmiş olan İskender Paşa'nın ve bu mescidi zaman zamanbina etmiş olan İskender Paşa'nın ve bu mescidi zaman zaman tecdid ve tamir ve tevsi eylemiş olanların kendilerinin ve geçmişlerinin ruhlarının şâd olması için,tecdid ve tamir ve tevsi eylemiş olanların kendilerinin ve geçmişlerinin ruhlarının şâd olması için, şu camiden güzerân eylemiş olan imamların, hatiplerin, müezzinlerin,şu camiden güzerân eylemiş olan imamların, hatiplerin, müezzinlerin, vaizlerin, cemaatlerin ve bu caminin çevresinde medfun bulunanların ruhlarına hediye olsun diye,vaizlerin, cemaatlerin ve bu caminin çevresinde medfun bulunanların ruhlarına hediye olsun diye, beldemizin medâr-ı iftihârı Yûşâ aleyhisselam'ın, Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretlerinin,beldemizin medâr-ı iftihârı Yûşâ aleyhisselam'ın, Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretlerinin, sâir sahabenin ve evliyâullahın ruhlarına hediye olsun diye,sâir sahabenin ve evliyâullahın ruhlarına hediye olsun diye, uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere gelmiş bulunan sizlerinuzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere gelmiş bulunan sizlerin âhirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına da hediye olsun diye,âhirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına da hediye olsun diye, ve biz yaşayan müslümanlar da Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasına uygun ömür sürelim,ve biz yaşayan müslümanlar da Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasına uygun ömür sürelim, Kur'ân-ı Kerîm'in ahkâmına uyalım, ehl-i Kur'an olalım,Kur'ân-ı Kerîm'in ahkâmına uyalım, ehl-i Kur'an olalım, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sünnet-i seniyyesine sarılalım,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sünnet-i seniyyesine sarılalım, sünneti ihya eyleyip şehit sevaplarına nail olalım diye sünneti ihya eyleyip şehit sevaplarına nail olalım diye bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyup ruhlarına hediye edip öyle başlayalım.

bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyup ruhlarına hediye edip öyle başlayalım.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

Okuduğumuz hadîs-i şerîfler Gümüşhaneli Hocamızın telif etmiş olduğuOkuduğumuz hadîs-i şerîfler Gümüşhaneli Hocamızın telif etmiş olduğu Râmûzü'l- ehâdîs isimli hadis kitabının 497. sayfasındaki sekizinci hadîs-i şerîf ve devamıdır.

Râmûzü'l- ehâdîs isimli hadis kitabının 497. sayfasındaki sekizinci hadîs-i şerîf ve devamıdır.

Metnini az önce okuduğumuz bu hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri,Metnini az önce okuduğumuz bu hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri, amcası Hz. Abbas'a hitap etmiş ve buyurmuş ki;

amcası Hz. Abbas'a hitap etmiş ve buyurmuş ki;

Yâ Abbâs! Selâsün lâ yedauhünne kavmüke.Yâ Abbâs! Selâsün lâ yedauhünne kavmüke. "Ey Abbas! Senin kavmin şu üç şeyi terk etmeyecek:"

"Ey Abbas! Senin kavmin şu üç şeyi terk etmeyecek:"

Amcasına hitaben; "Yanlış olduğu, kusur, günah olduğu halde senin kavmin bu üç şeyi yapmaya devam edecek." demiş,Amcasına hitaben; "Yanlış olduğu, kusur, günah olduğu halde senin kavmin bu üç şeyi yapmaya devam edecek." demiş, sonra terk etmeyecekleri yanlış şeyler nelermiş? Onları sıralamış:

sonra terk etmeyecekleri yanlış şeyler nelermiş? Onları sıralamış:

Etta'nu fi'n-nesebi. "Karşısındaki muhalif insanın nesebine ileri-geri söz söyleyip onu kötülemek!"

Etta'nu fi'n-nesebi. "Karşısındaki muhalif insanın nesebine ileri-geri söz söyleyip onu kötülemek!"

"Senin nesebin iyi değil, şerefli değil, sen iyi bir soydan değilsin…" diye"Senin nesebin iyi değil, şerefli değil, sen iyi bir soydan değilsin…" diye onun nesebine dil uzatmak kötü bir şey ama senin kavmin bunu bırakmaz, yapmaya devam ederler.onun nesebine dil uzatmak kötü bir şey ama senin kavmin bunu bırakmaz, yapmaya devam ederler. Çünkü bu işe iyice bulaşmışlar, bu kötü âdet iliklerine işlemiş, terk etmeleri zordur." demek gibi.

Çünkü bu işe iyice bulaşmışlar, bu kötü âdet iliklerine işlemiş, terk etmeleri zordur." demek gibi.

Ve'n-niyâhatü.

Hâ harfiyle; bizim nihayet dediğimiz kelime değil, hâ harfiyle

Ve'n-niyâhatü.

Hâ harfiyle; bizim nihayet dediğimiz kelime değil, hâ harfiyle

Niyâhe-nevhâ: Feryat figan etmek, öldüğü zaman ölünün başına üşüşüp,Niyâhe-nevhâ: Feryat figan etmek, öldüğü zaman ölünün başına üşüşüp, "Ah ne kahramandı, ne iyiydi, ne cesurdu, ne cömertti…" diye ağlamak, feryat etmek;"Ah ne kahramandı, ne iyiydi, ne cesurdu, ne cömertti…" diye ağlamak, feryat etmek; birtakım kafiyeli-vezinli sözler söylemek. Kendisi sun'î olarak ağlamak, herkesi ağlatmak.

birtakım kafiyeli-vezinli sözler söylemek. Kendisi sun'î olarak ağlamak, herkesi ağlatmak.

Bu bir merasim. Alıştıkları için bunu da bırakmazlar, bu da kötü bir şey; yapmamaları lazım!

Bu bir merasim. Alıştıkları için bunu da bırakmazlar, bu da kötü bir şey; yapmamaları lazım!

Çünkü ölü kötü de olsa "Kör ölünce kömür gözlü olur." dedikleri gibiÇünkü ölü kötü de olsa "Kör ölünce kömür gözlü olur." dedikleri gibi arkasından ölünün yakınlarının keyfi nasıl istiyorsa o tarzda söylerler.arkasından ölünün yakınlarının keyfi nasıl istiyorsa o tarzda söylerler. Kötü insana iyi demek filan tarzında da olur.Kötü insana iyi demek filan tarzında da olur. O bakımdan nevhâ-nihâye; ölünün arkasından ağıtlar, mersiyeler vs.O bakımdan nevhâ-nihâye; ölünün arkasından ağıtlar, mersiyeler vs. düzerek yaka paça yırtarak, saçını başını yolarak, göğsünü, dizini döverek üzüntü izharı merasimi;düzerek yaka paça yırtarak, saçını başını yolarak, göğsünü, dizini döverek üzüntü izharı merasimi; merasim haline, âdet haline gelmiş olan şey, makbul bir şey değil!

merasim haline, âdet haline gelmiş olan şey, makbul bir şey değil!

Bizim memleketimizde de bazı bölgelerde görülüyor.Bizim memleketimizde de bazı bölgelerde görülüyor. Ölüyü getiriyorlar, tabutunu koyuyorlar, başında saatlerce, artık insanıÖlüyü getiriyorlar, tabutunu koyuyorlar, başında saatlerce, artık insanı bıktıracak ve İslâm'a uymayacak tarzda yapıyorlar. Efendimiz; bunu da bırakmazlar, diyor.

bıktıracak ve İslâm'a uymayacak tarzda yapıyorlar. Efendimiz; bunu da bırakmazlar, diyor.

Ve'l-istimtâru bi'l-envâ'.Ve'l-istimtâru bi'l-envâ'. "Yıldızlardan, yıldızların batışından, batarken onlara yönelip dua etmekten yağmur ummak!"

"Yıldızlardan, yıldızların batışından, batarken onlara yönelip dua etmekten yağmur ummak!"

Suudi Arabistan'da yağmur az olduğundan batmaya meyletmiş olan yıldızlardan yağmur istemek âdeti!Suudi Arabistan'da yağmur az olduğundan batmaya meyletmiş olan yıldızlardan yağmur istemek âdeti! "Şu yıldız şuraya batıyor, şöyle diyelim böyle diyelim, yağmur yağsın! gibi "Şu yıldız şuraya batıyor, şöyle diyelim böyle diyelim, yağmur yağsın! gibi kötü âdetleri bırakmazlar, maalesef yaparlar." demiş oluyor Peygamber Efendimiz.

kötü âdetleri bırakmazlar, maalesef yaparlar." demiş oluyor Peygamber Efendimiz.

Bizim memleketimizde bunlardan hangisi vardır?

Bizim memleketimizde bunlardan hangisi vardır?

Öncelikle karşısındakini kötülemek yaygındır. Son derece çirkin bir şey!Öncelikle karşısındakini kötülemek yaygındır. Son derece çirkin bir şey! Bir kere bir insanın asıl asaleti takvâsındadır!Bir kere bir insanın asıl asaleti takvâsındadır! Takvâ ehliyse, Allah'tan korkan bir kimseyse, basit bir aileden basit bir meslektenTakvâ ehliyse, Allah'tan korkan bir kimseyse, basit bir aileden basit bir meslekten fukaracık bir kimse de olsa Allah'ın sevgili kulu olabilir!fukaracık bir kimse de olsa Allah'ın sevgili kulu olabilir! Kendisi iyi insan değilse; sülalesinin ağa olması, paşa, padişah veyaKendisi iyi insan değilse; sülalesinin ağa olması, paşa, padişah veya vaiz, müftü, hoca olması kendisine bir fayda sağlamaz.vaiz, müftü, hoca olması kendisine bir fayda sağlamaz. Eğer kendisi iyi yolda değilse soyunun asaleti kendisine bir fayda sağlamaz.

Eğer kendisi iyi yolda değilse soyunun asaleti kendisine bir fayda sağlamaz.

Soy ile övünmek doğru değildir. Babayiğit ise kişinin kendisinin iyi müslüman olması gerekiyor.Soy ile övünmek doğru değildir. Babayiğit ise kişinin kendisinin iyi müslüman olması gerekiyor. Bu çok yapılıyor. Hususî bir şekli de tasavvuf ve tarikat vadisinde Bu çok yapılıyor. Hususî bir şekli de tasavvuf ve tarikat vadisinde birtakım tarikatlerin taraftarları öteki tarafa ta'n ederler: birtakım tarikatlerin taraftarları öteki tarafa ta'n ederler: "Şu şöyledir bu böyledir…" filan diye haksız, yalan yanlış, bilmeden konuşurlar.

"Şu şöyledir bu böyledir…" filan diye haksız, yalan yanlış, bilmeden konuşurlar.

Dün akşam birisi bana nakletti ki;

Dün akşam birisi bana nakletti ki;

"Filanca insanlar falanca insan hakkında şöyle şöyle ileri geri konuşmuşlar."Filanca insanlar falanca insan hakkında şöyle şöyle ileri geri konuşmuşlar. Hocası ona el vermedi!" demişler.

Hocası ona el vermedi!" demişler.

Nasıl yalan! Nasıl cüret eder, nasıl cesaret eder, ne yüzle, ne hakla söyler?!..

Nasıl yalan! Nasıl cüret eder, nasıl cesaret eder, ne yüzle, ne hakla söyler?!..

Öteki ikisi bir yerde baş başa buluştular da o adam bir sözü söylemişse sen nereden bileceksin?

Öteki ikisi bir yerde baş başa buluştular da o adam bir sözü söylemişse sen nereden bileceksin?

Bir başka şehirdeki bir insan bu taraftaki insanların şöyle bir konuşma yapmadığınıBir başka şehirdeki bir insan bu taraftaki insanların şöyle bir konuşma yapmadığını ne cüretle, nasıl bir yalana cesaret edip de söyleyebilir?ne cüretle, nasıl bir yalana cesaret edip de söyleyebilir? Hem de "Tarikat erbabıyım." dediği halde bu gıybeti, dedikoduyu, bu iftirayı nasıl yapıyorlar?..

Hem de "Tarikat erbabıyım." dediği halde bu gıybeti, dedikoduyu, bu iftirayı nasıl yapıyorlar?..

O adam onu âhirette bırakır mı?

Bu yalan sözden dolayı davacı olacak!

O adam onu âhirette bırakır mı?

Bu yalan sözden dolayı davacı olacak!

Bir de yanılttığı kimselerin günahı boynuna gelmez mi?

Gelir.
Bir de yanılttığı kimselerin günahı boynuna gelmez mi?

Gelir.
Taraf tutmaktan, kendi tarafını sevmekten,Taraf tutmaktan, kendi tarafını sevmekten, öbür tarafa rekabet ve haset hissinden veryansın ediyorlar.

öbür tarafa rekabet ve haset hissinden veryansın ediyorlar.

Buradaki bir arkadaşımız söylemişti, kendisi filan kasabadan;Buradaki bir arkadaşımız söylemişti, kendisi filan kasabadan; o kasabadaki şahıs da tasavvuf erbabı, güya iyi, dindar kimseler,o kasabadaki şahıs da tasavvuf erbabı, güya iyi, dindar kimseler, Hocamız rahmetullahi aleyh'in aleyhinde atıp tutuyorlarmış.

Hocamız rahmetullahi aleyh'in aleyhinde atıp tutuyorlarmış.

"Tasavvufta böyle edepsizlik var mı?" dedim!

"Tasavvufta böyle edepsizlik var mı?" dedim!

Bu edepsizlik tasavvufa uyar mı, yakışır mı?Bu edepsizlik tasavvufa uyar mı, yakışır mı? Vefat etmiş bir kimseye böyle ileri geri söz söylenir mi?

Vefat etmiş bir kimseye böyle ileri geri söz söylenir mi?

Hayatta olana bile söylenmez! Hatta iftira olması çok büyük vebal!Hayatta olana bile söylenmez! Hatta iftira olması çok büyük vebal! Doğru olan bir şeyi bile onun gıyabında söylese gıybet oluyor.Doğru olan bir şeyi bile onun gıyabında söylese gıybet oluyor. Müslümanlar olarak dilimizi başkasının ırzına, namusuna, haysiyetine, şerefine tecavüz etmekten tutmasını öğreneceğiz.

Müslümanlar olarak dilimizi başkasının ırzına, namusuna, haysiyetine, şerefine tecavüz etmekten tutmasını öğreneceğiz.

Peygamber Efendimiz diyor ki; "Bir kimsenin aleyhinde konuşmak gıybettir ve büyük günahtır."Peygamber Efendimiz diyor ki; "Bir kimsenin aleyhinde konuşmak gıybettir ve büyük günahtır." Diyorlar ki; "Ya o kusurlar onda varsa?.."

Diyorlar ki; "Ya o kusurlar onda varsa?.."

"Kusurlar onda varsa gıybettir, kusurlar onda yoksa iftiradır!" buyuruyor.

"Kusurlar onda varsa gıybettir, kusurlar onda yoksa iftiradır!" buyuruyor.

Olsa da söylemeyeceksin olmasa da söylemeyeceksin, demek.Olsa da söylemeyeceksin olmasa da söylemeyeceksin, demek. Millet maalesef bu meseleyi bilmiyor.

Millet maalesef bu meseleyi bilmiyor.

Demek ki bu soya sopa çatmak meselesi cahiliye âdeti, maalesef dünyanın her yerinde var.Demek ki bu soya sopa çatmak meselesi cahiliye âdeti, maalesef dünyanın her yerinde var. Karşısındaki adamı kötülemek için dilini nerelere kadar; babasına, dedesine kadar uzatırlar, Karşısındaki adamı kötülemek için dilini nerelere kadar; babasına, dedesine kadar uzatırlar, onun aleyhinde konuşurlar.onun aleyhinde konuşurlar. Eğer kendisi erbâb-ı tasavvuf ise karşısındaki hocasına, silsilesine, şeceresine dil uzatırlar.Eğer kendisi erbâb-ı tasavvuf ise karşısındaki hocasına, silsilesine, şeceresine dil uzatırlar. Aynı cahiliyettir, hiç fark etmez; belki daha büyük ayıp da olmuş oluyor!

Aynı cahiliyettir, hiç fark etmez; belki daha büyük ayıp da olmuş oluyor!

Allah ıslah eylesin, güzel huylar nasip eylesin.Allah ıslah eylesin, güzel huylar nasip eylesin. Allah bütün müslümanları muhabbetle Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sünneti yolundaAllah bütün müslümanları muhabbetle Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sünneti yolunda birbirlerine has, halis kardeş olan ve birbirlerini destekleyen, samimi dost eylesin.

birbirlerine has, halis kardeş olan ve birbirlerini destekleyen, samimi dost eylesin.

Yıldızlardan medet ummak, yağmuru yıldızdan beklemek cahiliye âdeti.Yıldızlardan medet ummak, yağmuru yıldızdan beklemek cahiliye âdeti. Yağmuru Allah yağdırır, kuraklığı Allah gönderir, ceza veya mükâfat olarakYağmuru Allah yağdırır, kuraklığı Allah gönderir, ceza veya mükâfat olarak bütün bunlar ve daha her şey Allahu Teâlâ hazretlerinin kudretinde!bütün bunlar ve daha her şey Allahu Teâlâ hazretlerinin kudretinde! Yapan Allah, yaptırmayan Allah; veren Allah, alan Allah; öldüren Allah, yaşatan Allah!..

Yapan Allah, yaptırmayan Allah; veren Allah, alan Allah; öldüren Allah, yaşatan Allah!..

Müslümanın bunu anlaması lazım.Müslümanın bunu anlaması lazım. Bu mânada geniş olarak düşünecek olursak bugün memleketimizde bu cahiliye zihniyeti hâlâ vardır.Bu mânada geniş olarak düşünecek olursak bugün memleketimizde bu cahiliye zihniyeti hâlâ vardır. Bazı kimseler hâlâ yıldız falına inanır.Bazı kimseler hâlâ yıldız falına inanır. Koskoca güya kültürün öncülüğünü yapan büyük büyük tirajlı gazetelerde yıldız falları köşeleri vardır.Koskoca güya kültürün öncülüğünü yapan büyük büyük tirajlı gazetelerde yıldız falları köşeleri vardır. Yalan yanlış atarlar tutarlar:Yalan yanlış atarlar tutarlar: "Bugün sana bir ziyaretçi gelecek, bugün kötü bir hadiseyle karşılaşacaksın, bugün şu olacak bu olacak,"Bugün sana bir ziyaretçi gelecek, bugün kötü bir hadiseyle karşılaşacaksın, bugün şu olacak bu olacak, bir kısmet ayağına gelecek…" gibi atmasyon, uydurmasyon şeylerle milleti kandırırlar.

bir kısmet ayağına gelecek…" gibi atmasyon, uydurmasyon şeylerle milleti kandırırlar.

Bir taraftan insanları, dinimizin en güzel ahkâmına yanaştıramazsın:

Bir taraftan insanları, dinimizin en güzel ahkâmına yanaştıramazsın:

"Allah celle celâlüh böyle emrediyor, ne kadar güzel!.."

"Allah celle celâlüh böyle emrediyor, ne kadar güzel!.."

Bir türlü yanaştıramazsın, keçi gibi inat eder.Bir türlü yanaştıramazsın, keçi gibi inat eder. Bir taraftan da millet; cahiliyenin, putperestliğin âdetlerinin devamını bu devirde güle oynaya takip ediyor.Bir taraftan da millet; cahiliyenin, putperestliğin âdetlerinin devamını bu devirde güle oynaya takip ediyor. Mesela Afrika'daki yamyamların dansını taklit ediyor da namaz kılmaya gelmiyor, Mesela Afrika'daki yamyamların dansını taklit ediyor da namaz kılmaya gelmiyor, bu kadar garip şeyler oluyor!

bu kadar garip şeyler oluyor!

Demek ki her şeyi Allah'tan bilmek, her şeyin Allah'tan olduğunu anlamak,Demek ki her şeyi Allah'tan bilmek, her şeyin Allah'tan olduğunu anlamak, Allah'a yönelmek, Allah'a bağlanmak, gayrıya bir şey isnat etmemek, vehmetmemek,Allah'a yönelmek, Allah'a bağlanmak, gayrıya bir şey isnat etmemek, vehmetmemek, gayrıda bir kudret olduğunu vehmetmemek İslâm'ın temel, ana esaslarından biridir!

gayrıda bir kudret olduğunu vehmetmemek İslâm'ın temel, ana esaslarından biridir!

Dervişlikte, tarikatta da ilk önce fail-i muhtârın fa'alü limâ yürîdDervişlikte, tarikatta da ilk önce fail-i muhtârın fa'alü limâ yürîd sıfatına sahip Allahu Teâlâ hazretleri olduğunu bilmek için;sıfatına sahip Allahu Teâlâ hazretleri olduğunu bilmek için; Allah'tan bilmek, Allah'tan istemek, ummak, Allah'a dua etmek, yalvarmak;Allah'tan bilmek, Allah'tan istemek, ummak, Allah'a dua etmek, yalvarmak; gayrıya bel bükmemek, el açmamak, serfürû etmemek, tabasbus etmemek,gayrıya bel bükmemek, el açmamak, serfürû etmemek, tabasbus etmemek, doğru doğru, dobra dobra konuşabilmek, hakkı söyleyebilmek,doğru doğru, dobra dobra konuşabilmek, hakkı söyleyebilmek, zalim sultanın karşısında hakkı müdafaa edebilmek, mazlumun yanında yer alabilmek...zalim sultanın karşısında hakkı müdafaa edebilmek, mazlumun yanında yer alabilmek... Bütün bunlar hep o sıfattan kaynaklanır.

Bütün bunlar hep o sıfattan kaynaklanır.

Her şeyin Allah'tan olduğunu bilen insan kahraman insan olur, dobra dobra konuşur.Her şeyin Allah'tan olduğunu bilen insan kahraman insan olur, dobra dobra konuşur. "Bu adam mert bir adam, kahraman bir adam, dobra dobra konuşuyor; hiçbir şeyden korkmuyor, aferin!" diye erbabı anlar."Bu adam mert bir adam, kahraman bir adam, dobra dobra konuşuyor; hiçbir şeyden korkmuyor, aferin!" diye erbabı anlar. Allah da sever.

Ama bazı kimseler doğru söyleyeni sevmezlermiş.
Allah da sever.

Ama bazı kimseler doğru söyleyeni sevmezlermiş.
Onun için dedelerimiz; "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar." demiş.Onun için dedelerimiz; "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar." demiş. Dokuz köyden kovarlar, doğru!Dokuz köyden kovarlar, doğru! Gerçekten insanlarda böyle bir sıfat vardır, doğru konuşan insanı sevmezler.Gerçekten insanlarda böyle bir sıfat vardır, doğru konuşan insanı sevmezler. Eğri işlerinde, günahlarında devam etmek isterler.Eğri işlerinde, günahlarında devam etmek isterler. Birisi kalkıp da; "Bu yaptığınız doğru değil!" deyince kan tepelerine sıçrar.Birisi kalkıp da; "Bu yaptığınız doğru değil!" deyince kan tepelerine sıçrar. Horozibiği gibi yüzleri kıpkırmızı kızarır. Kızarlar ama yanlıştır.Horozibiği gibi yüzleri kıpkırmızı kızarır. Kızarlar ama yanlıştır. Bir insan haklı bir şeyi bir kimseye ihtar ettiği zaman;Bir insan haklı bir şeyi bir kimseye ihtar ettiği zaman; "Bu yaptığın doğru değil, bunu yapma!" dediği zaman,"Bu yaptığın doğru değil, bunu yapma!" dediği zaman, "Sen kendi işine bak" derse bu ona günah olarak yeter.

"Sen kendi işine bak" derse bu ona günah olarak yeter.

Hazmedecek, haksızlığını anlayacak, eğri yoldan doğru yola gelecek; bunları yapmalıyız.Hazmedecek, haksızlığını anlayacak, eğri yoldan doğru yola gelecek; bunları yapmalıyız. Hepimiz mert, doğru insan olmalıyız, dobra dobra olmalıyız, hakkı söylemeliyiz.Hepimiz mert, doğru insan olmalıyız, dobra dobra olmalıyız, hakkı söylemeliyiz. Batıl yolda yürüyene, yanlış işler yapana, günah işleyene alkış tutmamalıyız,Batıl yolda yürüyene, yanlış işler yapana, günah işleyene alkış tutmamalıyız, prim vermemeliyiz, destek olmamalıyız; gülmemeliyiz ki yapmasın! prim vermemeliyiz, destek olmamalıyız; gülmemeliyiz ki yapmasın! Gülersek, alkışlarsak, "Mâşaallah, inşaallah…" dersek, desteklersek, peşinden gidersek,Gülersek, alkışlarsak, "Mâşaallah, inşaallah…" dersek, desteklersek, peşinden gidersek, pabucunu yalarsak, kuyruğunu takip edersek olmaz. O zaman cemiyetin nizamı altüst olur!pabucunu yalarsak, kuyruğunu takip edersek olmaz. O zaman cemiyetin nizamı altüst olur! Cemiyetler, topluluklar mert insanların sayesinde, fazilet sahibi insanlar ile yükselir!Cemiyetler, topluluklar mert insanların sayesinde, fazilet sahibi insanlar ile yükselir! Rezalet sahibi kötü insanlarla mahvolur, tefessüh eder; rezil insanlarla koca imparatorluklar çöker!

Rezalet sahibi kötü insanlarla mahvolur, tefessüh eder; rezil insanlarla koca imparatorluklar çöker!

Bizim Osmanlı İmparatorluğunun neden çöktüğünü niye düşünmüyoruz?

Bizim Osmanlı İmparatorluğunun neden çöktüğünü niye düşünmüyoruz?

Belgrad'tan, Avusturya'dan Basra körfezine kadar;Belgrad'tan, Avusturya'dan Basra körfezine kadar; Atlas Okyanusu'ndan, Fas'tan, Hint Okyanusu'na kadar topraklar bizimdi.

Atlas Okyanusu'ndan, Fas'tan, Hint Okyanusu'na kadar topraklar bizimdi.

Yüreğimiz niye sızlamıyor?

"Bunu neden elden kaçırdık?" demiyoruz.
Yüreğimiz niye sızlamıyor?

"Bunu neden elden kaçırdık?" demiyoruz.
Niye bu yeniçerilerin isyanlarını düşünmüyoruz?Niye bu yeniçerilerin isyanlarını düşünmüyoruz? Niye memurlarının rüşvetlerinin ne kadar büyük zararlara yol açtığını düşünmüyoruz?Niye memurlarının rüşvetlerinin ne kadar büyük zararlara yol açtığını düşünmüyoruz? Niye birtakım yüksek devlet ricalinin yabancı cemiyetlere girip,Niye birtakım yüksek devlet ricalinin yabancı cemiyetlere girip, kötü işler yapıp yabancılara ajanlık edip de memleketi içten çökerttiklerini düşünmüyoruz?..

kötü işler yapıp yabancılara ajanlık edip de memleketi içten çökerttiklerini düşünmüyoruz?..

Öyle hainler var ki hâlâ alkışlanıyor, hâlâ millete kahramanmış gibi yalan yanlış tanıtılıyor.Öyle hainler var ki hâlâ alkışlanıyor, hâlâ millete kahramanmış gibi yalan yanlış tanıtılıyor. Hâlbuki hain, memleketi satmış; dış ülkelere öyle tavizler vermiş ki hâlâ temizleyemiyoruz.

Hâlbuki hain, memleketi satmış; dış ülkelere öyle tavizler vermiş ki hâlâ temizleyemiyoruz.

O bakımdan dobra dobra olmayı öğrenmeliyiz.

"Zarar gelir..."

O bakımdan dobra dobra olmayı öğrenmeliyiz.

"Zarar gelir..."

Zarar Allah'tan gelir.

"Ama böyle yaparsam faydalardan olurum."

Zarar Allah'tan gelir.

"Ama böyle yaparsam faydalardan olurum."

Faydayı da Allah verir.Faydayı da Allah verir. Yanlış hesap yapma, mü'minsen hesabını doğru yap! Fayda ve zarar Allah'tandır; sen doğru ol.

Yanlış hesap yapma, mü'minsen hesabını doğru yap! Fayda ve zarar Allah'tandır; sen doğru ol.

Müstakîm ol, Hz. Allah utandırmaz seni

Nef'in için zâlimi bî-rahma imdâd eyleme.

Müstakîm ol, Hz. Allah utandırmaz seni

Nef'in için zâlimi bî-rahma imdâd eyleme.

Korkma düşmandan ki âteş olsa yandırmaz seni

"Kendi menfaatin için merhametsiz zalime yardım etme.
Korkma düşmandan ki âteş olsa yandırmaz seni

"Kendi menfaatin için merhametsiz zalime yardım etme.
Düşmandan korkma, ateş seni yakamaz!"

Çünkü Allah'ın dostunu ateş yakamaz.

Düşmandan korkma, ateş seni yakamaz!"

Çünkü Allah'ın dostunu ateş yakamaz.

"Hocam, ben elimi ateşe uzattım, yandı."

"Hocam, ben elimi ateşe uzattım, yandı."

O mânaya alma; İbrahim aleyhisselam'ı yakmadı! Allah seni ateşin yanına sokmaz, ateşe düşürmez.O mânaya alma; İbrahim aleyhisselam'ı yakmadı! Allah seni ateşin yanına sokmaz, ateşe düşürmez. Öteki mânasını, doğru mânasını al.

Öteki mânasını, doğru mânasını al.

O bakımdan Allah hepimize güzel ahlâk nasip eylesin.O bakımdan Allah hepimize güzel ahlâk nasip eylesin. 55 milyon güzel ahlâklı insan, evelallah dünyayı düzeltiriz!55 milyon güzel ahlâklı insan, evelallah dünyayı düzeltiriz! Çünkü güzel ahlâk demek dine dayalı, imana dayalı [hâl] demek.Çünkü güzel ahlâk demek dine dayalı, imana dayalı [hâl] demek. 55 milyon has mü'min dünyaya ferman okutur.

55 milyon has mü'min dünyaya ferman okutur.

Kânûnî Süleyman Fransa kralına bir mektup yazmış, demiş ki;

Kânûnî Süleyman Fransa kralına bir mektup yazmış, demiş ki;

"Duydum ki sizin memleketinizde kadın erkeğe sarılır dans ederlermiş, buna dans denirmiş."Duydum ki sizin memleketinizde kadın erkeğe sarılır dans ederlermiş, buna dans denirmiş. Bu ne biçim edepsizliktir! Bundan sonra yapılmasın!" diye bir mektup yazmış.Bu ne biçim edepsizliktir! Bundan sonra yapılmasın!" diye bir mektup yazmış. Fransa'da adamlar korkularından danstan vazgeçmişler.Fransa'da adamlar korkularından danstan vazgeçmişler. Ne güzel! Kânûnî Süleyman mektup yazmış, fermân-ı âlişânını oraya göndermiş.

Ne güzel! Kânûnî Süleyman mektup yazmış, fermân-ı âlişânını oraya göndermiş.

Birisine mektup yazıyor, diyor ki; "Filanca prensi hapsetmişsiniz, onu hemen hapisten çıkartın!"

Birisine mektup yazıyor, diyor ki; "Filanca prensi hapsetmişsiniz, onu hemen hapisten çıkartın!"

Hemen apar topar çıkartıyorlar.

Neden?

Hemen apar topar çıkartıyorlar.

Neden?

Allah celle celâlüh; kendisi has, halis iman eden kimselere yardım eder,Allah celle celâlüh; kendisi has, halis iman eden kimselere yardım eder, onları aziz kılar, onları yeryüzüne hâkim kılar.onları aziz kılar, onları yeryüzüne hâkim kılar. İnsanlar Allah'ın yolundan dönerlerse, Allah'a hıyanet ederler, dinine âsi gelirler,İnsanlar Allah'ın yolundan dönerlerse, Allah'a hıyanet ederler, dinine âsi gelirler, günahlara dalarlarsa Allah yardımını çeker; o zaman perişan olurlar.

günahlara dalarlarsa Allah yardımını çeker; o zaman perişan olurlar.

Bugünkü müslümanların perişanlıkları düşmanın hünerinden değildir,Bugünkü müslümanların perişanlıkları düşmanın hünerinden değildir, müslümanların zaafındandır, günahındandır! müslümanların zaafındandır, günahındandır! Müslümanlar günahlarının belalarını çekiyorlar, Allah cezalandırıyor.Müslümanlar günahlarının belalarını çekiyorlar, Allah cezalandırıyor. Eğer müslümanlar iyi kimseler olsa bir müslümanı kimse hor ve zelil edemez.Eğer müslümanlar iyi kimseler olsa bir müslümanı kimse hor ve zelil edemez. Allah'ın aziz kıldığını kimse zelil edemez!Allah'ın aziz kıldığını kimse zelil edemez! Onun için cahiliye âdetlerini bırakalım, İslâmî âdetlere sarılalım!Onun için cahiliye âdetlerini bırakalım, İslâmî âdetlere sarılalım! Allah'tan gayrıdan fayda ve zarar gelmeyeceğinin imanımızın gereği olduğunu bilelim,Allah'tan gayrıdan fayda ve zarar gelmeyeceğinin imanımızın gereği olduğunu bilelim, Allah'tan korkalım gayrıdan korkmayalım! Allah'a itaat edelim, kınayanın kınamasına aldırmayalım,Allah'tan korkalım gayrıdan korkmayalım! Allah'a itaat edelim, kınayanın kınamasına aldırmayalım, hak yolda yürüyelim, batıl ehlinin ulumasına, bağırmasına, çağırmasına aldırmayalım.hak yolda yürüyelim, batıl ehlinin ulumasına, bağırmasına, çağırmasına aldırmayalım. İt ürür kervan yürür, diye yolumuzca dosdoğru yürüyelim.İt ürür kervan yürür, diye yolumuzca dosdoğru yürüyelim. Onlara uyup da kendi âhiretimizi de berbat etmeyelim.

Onlara uyup da kendi âhiretimizi de berbat etmeyelim.

İkinci hadîs-i şerîf:

İkinci hadîs-i şerîf:

Yâ Abbâs! Ente ammî ve sınvu ebî ve hayru men uhallifu ba'dî min ehlî.Yâ Abbâs! Ente ammî ve sınvu ebî ve hayru men uhallifu ba'dî min ehlî. İzâ kânet senetu hamsin ve selâsîne ve mietin fe-hiye leke ve veledikeİzâ kânet senetu hamsin ve selâsîne ve mietin fe-hiye leke ve veledike minhümü'sseffâhu ve minhümü'l-mansûru ve minhümü'l-mehdiyyü.

minhümü'sseffâhu ve minhümü'l-mansûru ve minhümü'l-mehdiyyü.

Bu hadîs-i şerîfi Hatîb-i Bağdadî, İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan;Bu hadîs-i şerîfi Hatîb-i Bağdadî, İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan; o da annesi Ümmü'l-Fazl'dan rivayet etmiş.

o da annesi Ümmü'l-Fazl'dan rivayet etmiş.

Peygamber Efendimiz amcası Abbas radıyallahu anh'a demiş ki;

Peygamber Efendimiz amcası Abbas radıyallahu anh'a demiş ki;

"Ya Abbas! Sen benim amcamsın; babamın eşisin, bir parçasısın."Ya Abbas! Sen benim amcamsın; babamın eşisin, bir parçasısın. Ve benden sonra yerime halef olarak bırakacağım kimselerin en hayırlısı,Ve benden sonra yerime halef olarak bırakacağım kimselerin en hayırlısı, ehlimden yerime bırakabileceğim kimselerden en hayırlısı sensin!ehlimden yerime bırakabileceğim kimselerden en hayırlısı sensin! 135. sene olduğu zaman bu hilafet sana ve senin evladına nasip olacak.135. sene olduğu zaman bu hilafet sana ve senin evladına nasip olacak. Bu evlatların içinden kimisi seffâh; kan dökücü olacak, kimisi mansûr;Bu evlatların içinden kimisi seffâh; kan dökücü olacak, kimisi mansûr; Allah tarafından nusrete mazhar olacak, kimisi mehdî; doğru, hidayet üzere olacak!"

Allah tarafından nusrete mazhar olacak, kimisi mehdî; doğru, hidayet üzere olacak!"

İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan rivayet olunmuş.

İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan rivayet olunmuş.

Gerçekten de Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'den sonraGerçekten de Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'den sonra Yezid b. Muaviye zamanında Hz. Hüseyin Efendimiz;Yezid b. Muaviye zamanında Hz. Hüseyin Efendimiz; Peygamber Efendimiz'in yerine hilafet makamına kayyım olmak üzere Irak'a davet olunmuşken, giderkenPeygamber Efendimiz'in yerine hilafet makamına kayyım olmak üzere Irak'a davet olunmuşken, giderken yolda şehit edildiği için hilafet Yezid isimli zalime geçti.yolda şehit edildiği için hilafet Yezid isimli zalime geçti. Peygamber Efendimiz'in torunlarını çocuklarıyla, hanımlarıyla, ailesiyle insaf etmeden, şehit eden,Peygamber Efendimiz'in torunlarını çocuklarıyla, hanımlarıyla, ailesiyle insaf etmeden, şehit eden, öldüren, katleden bir sülaleye geçti.

öldüren, katleden bir sülaleye geçti.

Hilafet hakları mıydı?

Asla ve kat'a!
Hilafet hakları mıydı?

Asla ve kat'a!
Katiyen hakları değildi! Devletin başına mafya, eşkıyâ çetesi gibi çöreklendiler.Katiyen hakları değildi! Devletin başına mafya, eşkıyâ çetesi gibi çöreklendiler. Müslümanları kılıç, kırbaç zoruyla, zalimlerin kalabalığı gücüyle zalimleri mescidin kapılarına dikipMüslümanları kılıç, kırbaç zoruyla, zalimlerin kalabalığı gücüyle zalimleri mescidin kapılarına dikip "Ya bey'at edersiniz ya da bey'at etmediğiniz takdirde hepinizi burada öldürürüz!" diye "Ya bey'at edersiniz ya da bey'at etmediğiniz takdirde hepinizi burada öldürürüz!" diye Kâbe-i Müşerrefe'yi topa tutarak Abdullah b. Zübeyr radıyallahu anhümâ'yıKâbe-i Müşerrefe'yi topa tutarak Abdullah b. Zübeyr radıyallahu anhümâ'yı şehit ederek devleti ele geçirdiler. Bir sülale olarak devam etti.şehit ederek devleti ele geçirdiler. Bir sülale olarak devam etti. İslâmî raydan çıktılar, günahlı işler işlediler! Aralarından bir iki tane salih kimse de yetişti.

İslâmî raydan çıktılar, günahlı işler işlediler! Aralarından bir iki tane salih kimse de yetişti.

Sonra bu hadîs-i şerîfte bildirildiği gibi Emevîler yıkılarak hilafet,Sonra bu hadîs-i şerîfte bildirildiği gibi Emevîler yıkılarak hilafet, Hz. Abbas radıyallahu anh'ın soyundan olan Abbasî denilen devletin eline geçti mi?

Geçti.

Hz. Abbas radıyallahu anh'ın soyundan olan Abbasî denilen devletin eline geçti mi?

Geçti.

Tarihen sabit! Bu hadîs-i şerîfteki durum tahakkuk etti!Tarihen sabit! Bu hadîs-i şerîfteki durum tahakkuk etti! Onların içinden kimisi gerçekten kan dökücü oldu; hınçta, hırsta, cezalandırmada aşırı gitti.Onların içinden kimisi gerçekten kan dökücü oldu; hınçta, hırsta, cezalandırmada aşırı gitti. Hz. Hüseyin'i öldüren insanlar öldüler gittiler, âhirette cezalarını buldular, defterleri dürüldü.Hz. Hüseyin'i öldüren insanlar öldüler gittiler, âhirette cezalarını buldular, defterleri dürüldü. Ondan sonra masum insanları öldürmek zulüm oldu. Onlar yapmadı ki!Ondan sonra masum insanları öldürmek zulüm oldu. Onlar yapmadı ki! Bir kimsenin yaptığı suçu ötekisine ödetmek İslâm'da adalete sığmayan bir şey,Bir kimsenin yaptığı suçu ötekisine ödetmek İslâm'da adalete sığmayan bir şey, insanlıkta olmayan bir şey! Kimisi aşırı gittiği için kan dökücü olarak anıldı.insanlıkta olmayan bir şey! Kimisi aşırı gittiği için kan dökücü olarak anıldı. Kimisi âdilane hareket etti. Fütuhata önem verdiler, İslâm âlemi genişledi.Kimisi âdilane hareket etti. Fütuhata önem verdiler, İslâm âlemi genişledi. Birçok ülkeler İslâm diyarına katıldı. Orta Asya'dan Atlas Okyanusu'na kadar geniş arazilerBirçok ülkeler İslâm diyarına katıldı. Orta Asya'dan Atlas Okyanusu'na kadar geniş araziler müslümanların emrine girdi ve İslâm; dünyaya, üç kıtaya hâkim oldu.

müslümanların emrine girdi ve İslâm; dünyaya, üç kıtaya hâkim oldu.

Bir kısmı doğru yol üzerinde yürüdüler. Artık Allahu Teâlâ hazretleri hesaplarını âhirette görecek.Bir kısmı doğru yol üzerinde yürüdüler. Artık Allahu Teâlâ hazretleri hesaplarını âhirette görecek. Ama Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, amcasına;Ama Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, amcasına; "Senin sülalenden çocuklarına hilafete geçecekler!" diye bildirmiş.

"Senin sülalenden çocuklarına hilafete geçecekler!" diye bildirmiş.

Aklen bildirebilir mi?

Bildirir. Çünkü her şeyi bilen;
Aklen bildirebilir mi?

Bildirir. Çünkü her şeyi bilen;
gelmişi, geleceği bilen Allahu Teâlâ hazretlerinin hak peygamberi olunca bildirir ve bildirmiştir.

gelmişi, geleceği bilen Allahu Teâlâ hazretlerinin hak peygamberi olunca bildirir ve bildirmiştir.

Peygamber Efendimiz İstanbul'un alınacağını bildirdi!Peygamber Efendimiz İstanbul'un alınacağını bildirdi! Hadîs-i şerîflerde, kendisinden sonra neler olacağına dair birçok bilgiler verdi.Hadîs-i şerîflerde, kendisinden sonra neler olacağına dair birçok bilgiler verdi. Yokluk yoksulluk içindeyken, "Öyle günler gelecek ki şu kadar paraya mazhar olacaksınız,Yokluk yoksulluk içindeyken, "Öyle günler gelecek ki şu kadar paraya mazhar olacaksınız, şu kadar zenginliğe sahip olacaksınız!" diye söyledi.

şu kadar zenginliğe sahip olacaksınız!" diye söyledi.

Bizanslılar İranlılar'a mağlup olmuşken; "Bizanslılar yine galip olacak!" diye söyledi.Bizanslılar İranlılar'a mağlup olmuşken; "Bizanslılar yine galip olacak!" diye söyledi. Hatta kıyametin nasıl olacağını, kimlerin geleceğini,Hatta kıyametin nasıl olacağını, kimlerin geleceğini, ne gibi hadiseler olacağını hadîs-i şerîflerde tek tek söyledi.

ne gibi hadiseler olacağını hadîs-i şerîflerde tek tek söyledi.

Demek ki Allah'ın emretmesiyle, bildirmesiyle söylemesi mümkündür.Demek ki Allah'ın emretmesiyle, bildirmesiyle söylemesi mümkündür. Bu hadîs-i şerîfte de o rivayet olarak Hocamız karşımıza koymuş, ki kendisi hadis alimidir,Bu hadîs-i şerîfte de o rivayet olarak Hocamız karşımıza koymuş, ki kendisi hadis alimidir, sıraya bunu da koyduğuna göre demek ki bunun böylesıraya bunu da koyduğuna göre demek ki bunun böyle sıhhatli hadîs-i şerîf olduğundan da kendisinin kanaati tam.

sıhhatli hadîs-i şerîf olduğundan da kendisinin kanaati tam.

Yâ Ubâde! Esme' ve etı' fî usrike ve yüsrike ve menşatike ve mekrikeYâ Ubâde! Esme' ve etı' fî usrike ve yüsrike ve menşatike ve mekrike ve eseretin aleyke ve in ekelû mâleke ve darabû zahreke illâ en tekûne fî masiyetin bevâhâ.

ve eseretin aleyke ve in ekelû mâleke ve darabû zahreke illâ en tekûne fî masiyetin bevâhâ.

Râvisi, Ubâdet ibnü's-Sâmit b. Kays el-Ensârî el-Hazrecî;Râvisi, Ubâdet ibnü's-Sâmit b. Kays el-Ensârî el-Hazrecî; kendisine söylenen sözü bize de rivayet etmiş oluyor.kendisine söylenen sözü bize de rivayet etmiş oluyor. Medine-i Münevvere'nin Hazrec kabilesinden olan Ubâde hazretleri;Medine-i Münevvere'nin Hazrec kabilesinden olan Ubâde hazretleri; Bedir'de bulunmuş olan Remle'de, 34 senesinde vefat etmiş olan büyük sahabidir.

Bedir'de bulunmuş olan Remle'de, 34 senesinde vefat etmiş olan büyük sahabidir.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Ubâdet ibnü's-Sâmit b. Kays el-Ensârî el-Hazrecî hazretlerine hitaben diyor ki;

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Ubâdet ibnü's-Sâmit b. Kays el-Ensârî el-Hazrecî hazretlerine hitaben diyor ki;

Esme ve etı'. "Ey Ubâde! Söz dinle ve itaat et!"

Esme ve etı'. "Ey Ubâde! Söz dinle ve itaat et!"

Ne zaman?

Fi usrike ve yüsrike. "Zorluğunda da kolaylığında da!"

Ne zaman?

Fi usrike ve yüsrike. "Zorluğunda da kolaylığında da!"

Senin zor zamanında da kolay zamanında da.

Senin zor zamanında da kolay zamanında da.

Ve menşatike ve mekrike.Ve menşatike ve mekrike. "Neşeli, ferah olduğun zamanda da, hoşlanmadığın razı gelmediğin, ikrah ettiğin zamanda da itaat et!""Neşeli, ferah olduğun zamanda da, hoşlanmadığın razı gelmediğin, ikrah ettiğin zamanda da itaat et!" Ve eseretin aleyke. "Kendi tercihin şöyle olsa böyle olsa bile başına gelmiş olan kimseye itaat et!"Ve eseretin aleyke. "Kendi tercihin şöyle olsa böyle olsa bile başına gelmiş olan kimseye itaat et!" Ve in ekelû mâleke.Ve in ekelû mâleke. "Eğer senin malını yeseler bile, şu şöyledir bu böyledir istimlak ettim filan gibi şeylerle gasp edip alsalar;"Eğer senin malını yeseler bile, şu şöyledir bu böyledir istimlak ettim filan gibi şeylerle gasp edip alsalar; ve darabû zahreke.ve darabû zahreke. Sırtını kamçılasalar, kırbaçlasalar, sopalasalar, vursalar bile itaat et!"Sırtını kamçılasalar, kırbaçlasalar, sopalasalar, vursalar bile itaat et!" İllâ en tekûne fî masiyetin bevâhâ. "Açıkça bir günah konusu müstesna olmak üzere itaat et!"

İllâ en tekûne fî masiyetin bevâhâ. "Açıkça bir günah konusu müstesna olmak üzere itaat et!"

Müslümanın her işinde temizlik vardır;Müslümanın her işinde temizlik vardır; kalbi temizdir, elbisesi, ağzı, eli, işi, niyeti temizdir,kalbi temizdir, elbisesi, ağzı, eli, işi, niyeti temizdir, müslümanın her şeyi temizdir, her şeyinde intizam vardır, müslümanın işi muntazamdır;müslümanın her şeyi temizdir, her şeyinde intizam vardır, müslümanın işi muntazamdır; dağınık, derbeder değildir. Namaz kılacağı vakitler bellidir. İbadetin şekli bellidir.dağınık, derbeder değildir. Namaz kılacağı vakitler bellidir. İbadetin şekli bellidir. Topluca namaz kılacakları zaman darmadağın kılmazlar;Topluca namaz kılacakları zaman darmadağın kılmazlar; başlarına bir imam geçer, arkasında saf bağlarlar. başlarına bir imam geçer, arkasında saf bağlarlar. Safın intizamı namazın ikamesinden, tamamındandır.

Safın intizamı namazın ikamesinden, tamamındandır.

Onun için imam gelir; sıra muntazam olacak diye öne gideni iter, geride kalanı çeker.Onun için imam gelir; sıra muntazam olacak diye öne gideni iter, geride kalanı çeker. Arada boşluk bırakmamayı tavsiye eder, "Aman!" der, ikaz eder.Arada boşluk bırakmamayı tavsiye eder, "Aman!" der, ikaz eder. Çünkü Peygamber Efendimiz intizama alıştırmak için ikaz etmiş.

Çünkü Peygamber Efendimiz intizama alıştırmak için ikaz etmiş.

İnsan şekle önem vermeye dikkat ede ede her işinde intizamlı olacağındanİnsan şekle önem vermeye dikkat ede ede her işinde intizamlı olacağından Peygamber Efendimiz safların arasına girerek tanzim ederdi:

Peygamber Efendimiz safların arasına girerek tanzim ederdi:

"Sen geride kalmışsın, öne çık; sen fazla ileri gitmişsin, biraz geriye gel."Sen geride kalmışsın, öne çık; sen fazla ileri gitmişsin, biraz geriye gel. Hizaya dikkat et, omuzlarınızdan birbirinize bakın…" diyeHizaya dikkat et, omuzlarınızdan birbirinize bakın…" diye safın çizgi gibi muntazam olmasına, arada boşluk kalmamasına itina ederdi.

safın çizgi gibi muntazam olmasına, arada boşluk kalmamasına itina ederdi.

Şimdi gerilirler, -bilhassa yaz günlerinde- araya kimseyi sokmazlar.Şimdi gerilirler, -bilhassa yaz günlerinde- araya kimseyi sokmazlar. Sen de orada biraz boşluk görürsün, girmek istersin;Sen de orada biraz boşluk görürsün, girmek istersin; "Buraya ne geldin…" gibilerden bir ters ters, tepeden bakar. Senin gelmeni istemiyor."Buraya ne geldin…" gibilerden bir ters ters, tepeden bakar. Senin gelmeni istemiyor. Sen de aldırmadan "Ben de şuraya sığayım…" filan dersenSen de aldırmadan "Ben de şuraya sığayım…" filan dersen sana bir sinirlenir, safı bırakır arkaya gider.

sana bir sinirlenir, safı bırakır arkaya gider.

Nereye gidersen git! Peygamber Efendimiz safların sıklaştırılmasını tavsiye ediyor,Nereye gidersen git! Peygamber Efendimiz safların sıklaştırılmasını tavsiye ediyor, boş bırakılmamasını tavsiye ediyor ben de onun için buraya giriyorum.boş bırakılmamasını tavsiye ediyor ben de onun için buraya giriyorum. Arada boşluk olursa şeytan girer! Bak şeytanın girdiği belli!Arada boşluk olursa şeytan girer! Bak şeytanın girdiği belli! Adam öyle geniş geniş kurulmuş, sen yanına sokuldum mu şeytan onu damarından kızıştırıyor,Adam öyle geniş geniş kurulmuş, sen yanına sokuldum mu şeytan onu damarından kızıştırıyor, püskürtüyor, kışkırtıyor; kızıp geriye gidiyor. Kendisi zarar eder, sevabı az olur.püskürtüyor, kışkırtıyor; kızıp geriye gidiyor. Kendisi zarar eder, sevabı az olur. İntizam her şeyimizde vardır.

İntizam her şeyimizde vardır.

"Üç kişi yola gitse bir tanesi imam olacak!"

"Üç kişi yola gitse bir tanesi imam olacak!"

İmam olmak ne demek?

Kafilenin başkanı olacak, son söz onda olacak!

İmam olmak ne demek?

Kafilenin başkanı olacak, son söz onda olacak!

"Bu gece şurada mı geceleyelim burada mı geceleyelim, şurada mı kalalım burada mı kalalım?"Bu gece şurada mı geceleyelim burada mı geceleyelim, şurada mı kalalım burada mı kalalım? Yemeği şu vakitte mi yiyelim şöyle mi yapalım? Önce yemek mi yiyelim istirahat mı edelim?.."Yemeği şu vakitte mi yiyelim şöyle mi yapalım? Önce yemek mi yiyelim istirahat mı edelim?.." Son söz onda olacak. Emir; kafilenin başkanı, emiri; sözü dinlenecek!

Son söz onda olacak. Emir; kafilenin başkanı, emiri; sözü dinlenecek!

Daha büyük kafileler olsa…

Daha büyük kafileler olsa…

Peygamber Efendimiz 10-20 kişi seriyye denilen askerî birlikler gönderirdi:Peygamber Efendimiz 10-20 kişi seriyye denilen askerî birlikler gönderirdi: "Filanca kabileye gidin, oradaki edepsizlere cezayı verin!"Filanca kabileye gidin, oradaki edepsizlere cezayı verin! Yol kesmişler, müslümanları öldürmüşler; siz de onların cezasını verin!"

Yol kesmişler, müslümanları öldürmüşler; siz de onların cezasını verin!"

Mesela 15-20 kişi deveyle, atla bir kafile gönderir.Mesela 15-20 kişi deveyle, atla bir kafile gönderir. Bir tanesini başlarına reis seçerdi; "Buna itaat edin!" derdi.Bir tanesini başlarına reis seçerdi; "Buna itaat edin!" derdi. Onun için Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

Onun için Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

"Eğer sizin başınıza üzüm kurusu gibi siyah,"Eğer sizin başınıza üzüm kurusu gibi siyah, buruşuk bir Habeşî köle bile emir tayin edilse ona itaat edin!" Çünkü itaat başarının özüdür!

buruşuk bir Habeşî köle bile emir tayin edilse ona itaat edin!" Çünkü itaat başarının özüdür!

Herkes kendi bildiğini hareket ederse ve her kafadan bir ses çıkarsa düzen olmaz.Herkes kendi bildiğini hareket ederse ve her kafadan bir ses çıkarsa düzen olmaz. Bugün de böyle! Bugün de İslâm'ın bu prensibi bütün toplantılarda tatbik ediliyor.Bugün de böyle! Bugün de İslâm'ın bu prensibi bütün toplantılarda tatbik ediliyor. Bir dernek toplantısı, yıllık kongre yapacaksınız: İlan edersiniz;Bir dernek toplantısı, yıllık kongre yapacaksınız: İlan edersiniz; kongreye şahıslar gelir, ilk önce kongrenin başkanı seçilir, sonra divan heyeti seçilir, kâtipler…kongreye şahıslar gelir, ilk önce kongrenin başkanı seçilir, sonra divan heyeti seçilir, kâtipler… Ondan sonra toplantı açılır. Artık başkandan söz istenir:

Ondan sonra toplantı açılır. Artık başkandan söz istenir:

"Sayın başkan, söz istiyorum."

Söz verirse konuşursun vermezse konuşamazsın.

"Sayın başkan, söz istiyorum."

Söz verirse konuşursun vermezse konuşamazsın.

Neden?

Bir kere başkan seçtin!

"Canım ben zorla konuşurum…" diyemezsin.
Neden?

Bir kere başkan seçtin!

"Canım ben zorla konuşurum…" diyemezsin.
Dışarıya attırtır, konuşturmaz. O bakımdan İslâm'ın bu intizamı,Dışarıya attırtır, konuşturmaz. O bakımdan İslâm'ın bu intizamı, düzeni demek ki sivil hayatta da vardır, ibadette de, devlet düzeninde de vardır.

düzeni demek ki sivil hayatta da vardır, ibadette de, devlet düzeninde de vardır.

Müslümanın devlet başkanına öteki müslümanların itaat etmesi lazımdır.Müslümanın devlet başkanına öteki müslümanların itaat etmesi lazımdır. Ama başına bir İngiliz gelmişse ona itaat etsin mânasına değil!Ama başına bir İngiliz gelmişse ona itaat etsin mânasına değil! Bir hain gelmişse itaat etsin mânasına değil!Bir hain gelmişse itaat etsin mânasına değil! Ulu'l-emri minhüm, müslümanın kendilerinden olan kimse geldiği zaman!Ulu'l-emri minhüm, müslümanın kendilerinden olan kimse geldiği zaman! Yoksa müslüman kuzu gibi değildir.

Yoksa müslüman kuzu gibi değildir.

Hz. Ömer halife olduğu zaman ne yaptı? Minbere çıktı, konuşurken bir tanesi kalktı, dedi ki;

Hz. Ömer halife olduğu zaman ne yaptı? Minbere çıktı, konuşurken bir tanesi kalktı, dedi ki;

"Yâ Ömer! Eğer sen yanlış hareket edersen seni kılıçlarımızla düzeltiriz!"

"Yâ Ömer! Eğer sen yanlış hareket edersen seni kılıçlarımızla düzeltiriz!"

Dikkat ederseniz bu hadîs-i şerîfin sonunda "Şöyle de olsa böyle de olsa itaat et itaat et..."

Dikkat ederseniz bu hadîs-i şerîfin sonunda "Şöyle de olsa böyle de olsa itaat et itaat et..."

İllâ en tekûne fî masiyetin bevâhâ.İllâ en tekûne fî masiyetin bevâhâ. "Apaşikâr günah emrediliyorsa o zaman itaat etmek yok, o müstesna!" diye bildiriyor.

"Apaşikâr günah emrediliyorsa o zaman itaat etmek yok, o müstesna!" diye bildiriyor.

Masiyette, günahta itaat olmaz.Masiyette, günahta itaat olmaz. Günah olmadığı takdirde ufak tefek kusurlardan, fikir farkındanGünah olmadığı takdirde ufak tefek kusurlardan, fikir farkından itaatsizlik yaparsa itaatsizlik yapan günaha girer.

itaatsizlik yaparsa itaatsizlik yapan günaha girer.

Peygamber Efendimiz onu ne bize kadar güzel nasihat etmiş, bildirmiş ki;

Peygamber Efendimiz onu ne bize kadar güzel nasihat etmiş, bildirmiş ki;

"Ya Ubâde! Dinle, itaat et; zorluk zamanında da kolaylık zamanında da;"Ya Ubâde! Dinle, itaat et; zorluk zamanında da kolaylık zamanında da; sevinçli ferahlık zamanında da sevinmediğin istemediğin, kerih gördüğün zamanda da,sevinçli ferahlık zamanında da sevinmediğin istemediğin, kerih gördüğün zamanda da, senin tercihin başka türlü olduğu zamanda da itaat et!"

senin tercihin başka türlü olduğu zamanda da itaat et!"

Farklı düşünebilirsin ama başkan böyle dedi.

Pekâlâ, bitti.

Farklı düşünebilirsin ama başkan böyle dedi.

Pekâlâ, bitti.

Ne kadar güzel! Bu, içtimai işlerin yürütülmesi için sağlam, çok sağlam bir düzendir.Ne kadar güzel! Bu, içtimai işlerin yürütülmesi için sağlam, çok sağlam bir düzendir. Müslümanlar bundan gafil, derbeder. Müslümanların başkanı kimdir belli değil!

Müslümanlar bundan gafil, derbeder. Müslümanların başkanı kimdir belli değil!

Bugün dünya üzerinde müslümanların başkanı kim?

Bugün dünya üzerinde müslümanların başkanı kim?

Yok ki! Yıkılmış gitmiş!Yok ki! Yıkılmış gitmiş! Bina yıkılmış, caminin kubbesi çökmüş, minaresi devrilmiş; İslâm'ın binası harap, yok!Bina yıkılmış, caminin kubbesi çökmüş, minaresi devrilmiş; İslâm'ın binası harap, yok! Hilafet-i Kübrâ denilirdi; en büyük emirlik, emîrü'l-mü'minînlik. O makam şu anda yok!

Hilafet-i Kübrâ denilirdi; en büyük emirlik, emîrü'l-mü'minînlik. O makam şu anda yok!

Suudi Arabistan'ın da dinleyeceği, Suriye'nin de, Lübnan'ın da, Mısır'ın da dinleyeceği;Suudi Arabistan'ın da dinleyeceği, Suriye'nin de, Lübnan'ın da, Mısır'ın da dinleyeceği; bütün dünya üzerindeki müslümanların dinleyeceği müslümanların en büyük reisi var mı?

Yok!

bütün dünya üzerindeki müslümanların dinleyeceği müslümanların en büyük reisi var mı?

Yok!

Müslümanların içinde adam mı yok?

Müslümanların içinde adam mı yok?

Estağfirullah, ne demek!Estağfirullah, ne demek! Nice alimler var, nice fazıllar var. Velev öyle olmasa bile içlerinden birini seçme mecburiyeti var.

Nice alimler var, nice fazıllar var. Velev öyle olmasa bile içlerinden birini seçme mecburiyeti var.

"Üç kişi yola gitse…" İlla hepsinin alim olması şart değil ki!"Üç kişi yola gitse…" İlla hepsinin alim olması şart değil ki! Üçü de köylü, çiftçi amcalar: Köyden kasabaya gidiyorlar; birisini imam seçecekler, o kadar.Üçü de köylü, çiftçi amcalar: Köyden kasabaya gidiyorlar; birisini imam seçecekler, o kadar. İlle sipariş verip de fabrikadan, tornadan çıkma bir şey olacak değiller ki!İlle sipariş verip de fabrikadan, tornadan çıkma bir şey olacak değiller ki! Mevcudun içinden bir tane seçme mecburiyeti var.

Mevcudun içinden bir tane seçme mecburiyeti var.

Burada namaz kıldığımız zaman imam efendi yok; gelmemiş, hastalanıvermişBurada namaz kıldığımız zaman imam efendi yok; gelmemiş, hastalanıvermiş veyahut bir yere gitmiş de yolda, trafik sıkışıklığından buraya yetişememiş.

veyahut bir yere gitmiş de yolda, trafik sıkışıklığından buraya yetişememiş.

Ne yapacağız?

"İmam gelmedi, hadi bakalım başınızın çaresine bakın!" mı denilecek?

Ne yapacağız?

"İmam gelmedi, hadi bakalım başınızın çaresine bakın!" mı denilecek?

Hayır, bu cemaatin içinden bir tanesi öne geçecek; Allahu ekber, namazı kıldıracak.

Hayır, bu cemaatin içinden bir tanesi öne geçecek; Allahu ekber, namazı kıldıracak.

Ona bir hal oldu, birden başı dönüverdi, yıkıldı, yığıldı kaldı. Ötekisi imam olacak.Ona bir hal oldu, birden başı dönüverdi, yıkıldı, yığıldı kaldı. Ötekisi imam olacak. İmam; "Bana bir mazeret ârız oldu." diye arkasındaki şahsı yakasından tutacak,İmam; "Bana bir mazeret ârız oldu." diye arkasındaki şahsı yakasından tutacak, onu yerine geçirecek, namaz yine devam edecek. Orada imam değişir, müslümanın namazı bile bozulmaz.onu yerine geçirecek, namaz yine devam edecek. Orada imam değişir, müslümanın namazı bile bozulmaz. İslâm bu kadar muntazam!

İslâm bu kadar muntazam!

Kimin seçileceği, nasıl seçileceği belli. İmamın arkası önemli!Kimin seçileceği, nasıl seçileceği belli. İmamın arkası önemli! İmamın arkası şarjörün üstündeki fişek gibidir, imam gittiği zaman yerine o gelecek. İmamın arkası şarjörün üstündeki fişek gibidir, imam gittiği zaman yerine o gelecek. Tık, nasıl tetiği çekti mi, bom, patladı mı alttaki şarjördenTık, nasıl tetiği çekti mi, bom, patladı mı alttaki şarjörden bir kurşun daha, bir tane daha geliyor, bir tane daha geliyor; onun gibi.

bir kurşun daha, bir tane daha geliyor, bir tane daha geliyor; onun gibi.

İmamın arkasındaki, imamlık mesleğini bilen, imamlık yapabilecek kimse olacak;İmamın arkasındaki, imamlık mesleğini bilen, imamlık yapabilecek kimse olacak; her önüne gelen olmayacak, meseleyi bilen kimse olacak!her önüne gelen olmayacak, meseleyi bilen kimse olacak! Bu itaat önemli olduğu için Peygamber Efendimiz tavsiye etmiş.Bu itaat önemli olduğu için Peygamber Efendimiz tavsiye etmiş. İnsanları kendi keyfine bırakırsan her kafadan bir ses çıkar, curcuna olur.İnsanları kendi keyfine bırakırsan her kafadan bir ses çıkar, curcuna olur. Af edersiniz iş kadınlar hamamına döner.

Nasıl olacak?

Af edersiniz iş kadınlar hamamına döner.

Nasıl olacak?

Son söz bir kimsede olacak, o da bir şey yaptı mı "Canım, hatalı ediyorsun, kusur ediyorsun."Son söz bir kimsede olacak, o da bir şey yaptı mı "Canım, hatalı ediyorsun, kusur ediyorsun." Tamam, biraz da kusurlu olur; iş yürürken kusursuz gitmez, illa birtakım hatalar olur.Tamam, biraz da kusurlu olur; iş yürürken kusursuz gitmez, illa birtakım hatalar olur. Senin fikrin başka olabilir ama itaat edeceksin. Ama reis olan, başkan olan kimse günahı emredemez.

Senin fikrin başka olabilir ama itaat edeceksin. Ama reis olan, başkan olan kimse günahı emredemez.

"Ben şimdi sizin başkanınız oldum ya,"Ben şimdi sizin başkanınız oldum ya, Peygamber Efendimiz de; 'Sevsen de sevmesen de itaat et!' dedi ya, emrediyorum:Peygamber Efendimiz de; 'Sevsen de sevmesen de itaat et!' dedi ya, emrediyorum: Her biriniz gideceksiniz, şarap alacaksınız, kadehe dolduracaksınız,Her biriniz gideceksiniz, şarap alacaksınız, kadehe dolduracaksınız, birer tane devireceksiniz." diyebilir mi?

Diyemez!

birer tane devireceksiniz." diyebilir mi?

Diyemez!

Neden?

Allah'ın emrini değiştirmeye salahiyeti yok!

Neden?

Allah'ın emrini değiştirmeye salahiyeti yok!

"Ben emirdim, komutandım?"

Hiçbir şey değilsin. Günahı emrettiğin zaman olmaz.

"Ben emirdim, komutandım?"

Hiçbir şey değilsin. Günahı emrettiğin zaman olmaz.

La tâate li-mahlûkin fî ma'siyeti'l-hâlık. "Allah'a isyanda kula itaat olmaz!"

La tâate li-mahlûkin fî ma'siyeti'l-hâlık. "Allah'a isyanda kula itaat olmaz!"

Peki, insana babası emretse?

Babası da dinlenmez!

Peki, insana babası emretse?

Babası da dinlenmez!

Anası emretse?

Anası da dinlenmez!

Anası emretse?

Anası da dinlenmez!

Sahabeden öyle mübarek kimseler vardı, Mus'ab radıyallahu anh gibi.Sahabeden öyle mübarek kimseler vardı, Mus'ab radıyallahu anh gibi. Anası, oğlunu canı gibi seviyor.Anası, oğlunu canı gibi seviyor. Anası müşrike, imana gelmemiş; delikanlı ay parçası gibi güzel bir kimse.Anası müşrike, imana gelmemiş; delikanlı ay parçası gibi güzel bir kimse. Bir ailenin zengin bir oğlu, müslüman olmuş. Annesi müslüman olmasını istemiyor.

Bir ailenin zengin bir oğlu, müslüman olmuş. Annesi müslüman olmasını istemiyor.

"O adamların arasında ne yapacaksın?"

"O adamların arasında ne yapacaksın?"

Para pul var, asalet var, şu bu var. İstiyor ki oğlu kendi yanına gelsin.Para pul var, asalet var, şu bu var. İstiyor ki oğlu kendi yanına gelsin. Oğlu da İslâm'ı bırakmıyor. Peygamber Efendimiz'in sallallahu aleyhi ve sellem cemalini görmüş,Oğlu da İslâm'ı bırakmıyor. Peygamber Efendimiz'in sallallahu aleyhi ve sellem cemalini görmüş, itaat etmiş, bey'at etmiş, bağlanmış, iman getirmiş.

Döner mi?

itaat etmiş, bey'at etmiş, bağlanmış, iman getirmiş.

Döner mi?

"Gel oğlum; yanıma gelmezsen bundan sonra hiç yemek yemem, açlıktan ölürüm!" diyor.

"Gel oğlum; yanıma gelmezsen bundan sonra hiç yemek yemem, açlıktan ölürüm!" diyor.

Diyor ki; "Sen bu işi yapma.Diyor ki; "Sen bu işi yapma. Sen böyle yemesen yemesen ölsen, bir daha ölsen bir daha ölsen bir daha ölsen ben bu yolu terk etmem!"

Sen böyle yemesen yemesen ölsen, bir daha ölsen bir daha ölsen bir daha ölsen ben bu yolu terk etmem!"

Terk edilmez çünkü Allah'ın yoludur; anası da emretse, babası da emretse terk edilmez!Terk edilmez çünkü Allah'ın yoludur; anası da emretse, babası da emretse terk edilmez! Bu devirde bu maalesef çok.

Bu devirde bu maalesef çok.

Bu devirde anasını-babasını cebinden çıkartacak kadar Müslümanlığı kavi evlatlar var!

Bu devirde anasını-babasını cebinden çıkartacak kadar Müslümanlığı kavi evlatlar var!

Subhânallah. Hâlbuki analar-babalar müslüman olacaktı,Subhânallah. Hâlbuki analar-babalar müslüman olacaktı, evlatlar havailik edince onları doğru yola çağıracaklardı.evlatlar havailik edince onları doğru yola çağıracaklardı. "Evladım etme, günaha dalma, doğru yola gel!" diyeceklerdi.

"Evladım etme, günaha dalma, doğru yola gel!" diyeceklerdi.

Evlat; anasını babasını doğru yola çekmeye çalışıyor, o gelmiyor.Evlat; anasını babasını doğru yola çekmeye çalışıyor, o gelmiyor. Çok misalleri var: Kız müslüman, mütedeyyin; anası babası o yolda değil.Çok misalleri var: Kız müslüman, mütedeyyin; anası babası o yolda değil. Oğlan dört başı mâmur müslüman, babası ona düşman!..

Oğlan dört başı mâmur müslüman, babası ona düşman!..

Niye?

Müslüman oldu diye!

"Niye bu kadar müslümansın?"

Niye?

Müslüman oldu diye!

"Niye bu kadar müslümansın?"

Azıcık Müslümanlık olmaz ki; azıcık Müslümanlık diye bir şey olmaz, insan tam müslüman olur.

Azıcık Müslümanlık olmaz ki; azıcık Müslümanlık diye bir şey olmaz, insan tam müslüman olur.

Babası şehirlerarası bir yolda lokanta işletiyor.Babası şehirlerarası bir yolda lokanta işletiyor. Göl kenarında çok [güzel] manzaralı bir yer. Müşterisi az. İçki koymaya kalkıyor.

Göl kenarında çok [güzel] manzaralı bir yer. Müşterisi az. İçki koymaya kalkıyor.

"İçki koyalım o zaman müşteri çoğalır."İçki koyalım o zaman müşteri çoğalır. Millet gelir; göle karşı içki de içer, yemek de yer, paralar kazanılır…"

Millet gelir; göle karşı içki de içer, yemek de yer, paralar kazanılır…"

Çocuk diyor ki; "İçkiyi koyarsan evi terk eder giderim!Çocuk diyor ki; "İçkiyi koyarsan evi terk eder giderim! Çünkü içki satmakla kazancın haram olur, ben o zaman senin kazancını yiyemem, evi terk ederim!"

Çünkü içki satmakla kazancın haram olur, ben o zaman senin kazancını yiyemem, evi terk ederim!"

Oğlunun zorundan içki koyamıyor.Oğlunun zorundan içki koyamıyor. Allah'ın emri olduğu için değil de oğlunun zorundan içki koyamıyor. Subhânallah, imtihan dünyası!

Allah'ın emri olduğu için değil de oğlunun zorundan içki koyamıyor. Subhânallah, imtihan dünyası!

Nasıl Peygamber Efendimiz'in zamanında evlat müslüman olmuş ana-baba kâfir kalmışsaNasıl Peygamber Efendimiz'in zamanında evlat müslüman olmuş ana-baba kâfir kalmışsa bu devirde de subhânallah böyle oluyor. Her devirde de belki böyleydi.bu devirde de subhânallah böyle oluyor. Her devirde de belki böyleydi. Onun için herkes gözünü açsın, herkes insafa, herkes imana gelsin.Onun için herkes gözünü açsın, herkes insafa, herkes imana gelsin. Allah cümlemizi yanlış yollardan hıfz eylesin, korusun.

Allah cümlemizi yanlış yollardan hıfz eylesin, korusun.

Demek ki biz de itaat edeceğiz.

Peki, müslümanların cihan üzerinde bir başkanı yok.
Demek ki biz de itaat edeceğiz.

Peki, müslümanların cihan üzerinde bir başkanı yok.
Halîfe-i rûy-i zemîn yok. Eskiden bizim Osmanlı padişahları halife imişler,Halîfe-i rûy-i zemîn yok. Eskiden bizim Osmanlı padişahları halife imişler, sonra cumhuriyetin ilk yıllarında hilafet kaldırılmış.sonra cumhuriyetin ilk yıllarında hilafet kaldırılmış. Kaldırılmasaydı bütün İslâm ülkelerinin; Araplar, Pakistan Hindistan, Endonezya, Japonya…Kaldırılmasaydı bütün İslâm ülkelerinin; Araplar, Pakistan Hindistan, Endonezya, Japonya… nerede müslüman varsa hepsi yine hilafetin merkezi burası diye az çok burada bağlı kalacaklardı.nerede müslüman varsa hepsi yine hilafetin merkezi burası diye az çok burada bağlı kalacaklardı. Çünkü asırlarca bağlı kaldılar.

Kaldırılmış.
Çünkü asırlarca bağlı kaldılar.

Kaldırılmış.
Şimdi müslümanların dünya üzerinde merkezî bir teşkilatı yok. Şimdi müslümanların dünya üzerinde merkezî bir teşkilatı yok. Onun için düşmanlar hepsini parça parça, ayrı ayrı bir köşede kıstırıp tepeliyor.Onun için düşmanlar hepsini parça parça, ayrı ayrı bir köşede kıstırıp tepeliyor. Afganistan'da birisi başka türlü tepeliyor, Afrika'da bir başka türlü tepeliyorlar,Afganistan'da birisi başka türlü tepeliyor, Afrika'da bir başka türlü tepeliyorlar, Balkanlar'da başka türlü, Trakya'da, Kırım'da, Kafkasya'da başka türlü…

Balkanlar'da başka türlü, Trakya'da, Kırım'da, Kafkasya'da başka türlü…

Müslümanların birlik beraberlik olmamalarının büyük zararlarını her zaman görüyorlar.Müslümanların birlik beraberlik olmamalarının büyük zararlarını her zaman görüyorlar. Biz Kıbrıs işinde yalnız kalıyoruz.Biz Kıbrıs işinde yalnız kalıyoruz. Düşmanlar bize oyun ediyorlar, müttefiklerimiz hile yapıyorlar,Düşmanlar bize oyun ediyorlar, müttefiklerimiz hile yapıyorlar, atlatıyorlar, aldatıyorlar, kandırıyorlar, dolandırıyorlar.

Neden?

atlatıyorlar, aldatıyorlar, kandırıyorlar, dolandırıyorlar.

Neden?

Birlik yok, beraberlik yok. Yaparlar. Parça parça, tek tek yakaladılar mı tek tek haklarlar!

Birlik yok, beraberlik yok. Yaparlar. Parça parça, tek tek yakaladılar mı tek tek haklarlar!

O zaman ne olacak?

O zaman ne olacak?

Bir arkadaşımız; "Biz bir düşman arazisinde ordumuz dağıldığı için bir grup kalmışBir arkadaşımız; "Biz bir düşman arazisinde ordumuz dağıldığı için bir grup kalmış ordu mensupları gibiyiz." diyor. O grup hemen bir araya gelecek ordu mensupları gibiyiz." diyor. O grup hemen bir araya gelecek kendilerinin en yüksek rütbelisi kimse onu başkan seçecek.

kendilerinin en yüksek rütbelisi kimse onu başkan seçecek.

Diyelim ki harp darp oldu; cephede sekiz tane asker dağıldılar,Diyelim ki harp darp oldu; cephede sekiz tane asker dağıldılar, nerede olduklarını bilemediler, baktılar ki bir çalılıkların arasındalar.nerede olduklarını bilemediler, baktılar ki bir çalılıkların arasındalar. Bir baktılar, bir arkadaşları daha var. Tamam, sekiz tane bizim asker.Bir baktılar, bir arkadaşları daha var. Tamam, sekiz tane bizim asker. Bir tanesinin iki tane pırpırı var, çavuş; o başkan!Bir tanesinin iki tane pırpırı var, çavuş; o başkan! Vadide biraz yürürken, ellerinde silahlar, korka korka, acaba düşman var mı derkenVadide biraz yürürken, ellerinde silahlar, korka korka, acaba düşman var mı derken bir de baktılar, karşılarına yine onlardan bir de yüzbaşı çıktı.

bir de baktılar, karşılarına yine onlardan bir de yüzbaşı çıktı.

Şimdi başkan kim?

Yüzbaşı.

Şimdi başkan kim?

Yüzbaşı.

Aradan 3-5 kişi daha geldi, daha büyük bir birliğe katıldılar.Aradan 3-5 kişi daha geldi, daha büyük bir birliğe katıldılar. Baktılar ki orada kendi askerlerimizden 50-60 kişi daha var; aralarında binbaşı var.Baktılar ki orada kendi askerlerimizden 50-60 kişi daha var; aralarında binbaşı var. Tamam, bunlar da onlara iltihak ederler. Başkan binbaşı!

Tamam, bunlar da onlara iltihak ederler. Başkan binbaşı!

Düşman arazisinde perakende, darmadağın, çil yavrusu gibi dağılmış küçük birlikler gibi[yiz]!

Düşman arazisinde perakende, darmadağın, çil yavrusu gibi dağılmış küçük birlikler gibi[yiz]!

Peki, bizden sonra hilafet Peygamber Efendimiz'in torunlarını öldüren kimselere geçmiş.Peki, bizden sonra hilafet Peygamber Efendimiz'in torunlarını öldüren kimselere geçmiş. O zaman müslümanlar ne yaptılar? O zaman ulu'l- emr kim oldu?

O zaman müslümanlar ne yaptılar? O zaman ulu'l- emr kim oldu?

O zaman asıl ulu'l- emr, ulemâ oldu.O zaman asıl ulu'l- emr, ulemâ oldu. Gümüşhaneli Ahmed Ziyâüddin Efendimiz kitabında açıkça, sarahaten bildiriyor:Gümüşhaneli Ahmed Ziyâüddin Efendimiz kitabında açıkça, sarahaten bildiriyor: Ulu'l- emr, ulemâdır. Allah'ın kitabını bilen, ahkâmını, hadîs-i şerîfleri bilen kimsedir.Ulu'l- emr, ulemâdır. Allah'ın kitabını bilen, ahkâmını, hadîs-i şerîfleri bilen kimsedir. Ona itaat edilecek. Onun için tarikatlardaki o bey'at da işte o intizamın bir gereği olmuş oluyor.Ona itaat edilecek. Onun için tarikatlardaki o bey'at da işte o intizamın bir gereği olmuş oluyor. Allah müslümanları birlik beraberlik içinde eylesin, dünyalarını düzenli eylesin.Allah müslümanları birlik beraberlik içinde eylesin, dünyalarını düzenli eylesin. Hiçbirimizi hiçbir kâfirin karşısında zelil, mağlup ve mahcup etmesin.Hiçbirimizi hiçbir kâfirin karşısında zelil, mağlup ve mahcup etmesin. Hem dünyada hem âhirette cümlemizi aziz eylesin.

Hem dünyada hem âhirette cümlemizi aziz eylesin.

Yâ Abbâs! İnnallâhe bedee fetha hâze'l-emri bî.Yâ Abbâs! İnnallâhe bedee fetha hâze'l-emri bî. Ve se-yahtimuhû bi-gulâmin min veledike yemleuhâ adlen kemâ müliet çevren.Ve se-yahtimuhû bi-gulâmin min veledike yemleuhâ adlen kemâ müliet çevren. Ve hüvellezî yusallî bi- Îsâ aleyhisselâm.

Ve hüvellezî yusallî bi- Îsâ aleyhisselâm.

Bu hadîs-i şerîf Ammâr b. Yâsir radıyallahu anhümâ'dan rivayet edilmiş,Bu hadîs-i şerîf Ammâr b. Yâsir radıyallahu anhümâ'dan rivayet edilmiş, Abbas radıyallahu anh'a söylenmiş. Diyor ki;

Abbas radıyallahu anh'a söylenmiş. Diyor ki;

"Ey Abbas! Allah bu işi benimle açtı."

"Ey Abbas! Allah bu işi benimle açtı."

Peygamber Efendimiz kendisini söylüyor: Hz. Muhammed ile bu iş açıldı;Peygamber Efendimiz kendisini söylüyor: Hz. Muhammed ile bu iş açıldı; hilafet, müslümanların yeryüzüne gelmeleri, İslâm dininin, Müslümanlığın başlamasıhilafet, müslümanların yeryüzüne gelmeleri, İslâm dininin, Müslümanlığın başlaması Peygamber Efendimizle başladı.

Peygamber Efendimizle başladı.

"Ve senin ailenden bir çocuk ile bu iş tamamlanacak!"

"Ve senin ailenden bir çocuk ile bu iş tamamlanacak!"

Hilafet, müslümanların başkanlığı o aileden kimseyle tamamlanacak.

Hilafet, müslümanların başkanlığı o aileden kimseyle tamamlanacak.

"O senin evladından son halife olan kişi yeryüzünü adaletle dolduracak."O senin evladından son halife olan kişi yeryüzünü adaletle dolduracak. Eskiden zulümle dolmuş olan yeryüzüne adalet getirecek. Ve o İsa aleyhisselam'a namaz kıldıracak."

Eskiden zulümle dolmuş olan yeryüzüne adalet getirecek. Ve o İsa aleyhisselam'a namaz kıldıracak."

Bu kıyametin ahvalini anlatan hadîs-i şerîflerden bir tanesidir.Bu kıyametin ahvalini anlatan hadîs-i şerîflerden bir tanesidir. Biliyorsunuz Allahu Teâlâ hazretleri müslümanları mutlaka yeryüzüne yeniden hâkim edecek!Biliyorsunuz Allahu Teâlâ hazretleri müslümanları mutlaka yeryüzüne yeniden hâkim edecek! Mehdi gelecek, o mehdinin Peygamber Efendimiz'in sülalesinden olduğu, ismi kendisinin ismi gibi,Mehdi gelecek, o mehdinin Peygamber Efendimiz'in sülalesinden olduğu, ismi kendisinin ismi gibi, babasının ismi Peygamber Efendimiz'in babasının ismi gibi olduğu hadîs-i şerîflerde bildiriliyor.

babasının ismi Peygamber Efendimiz'in babasının ismi gibi olduğu hadîs-i şerîflerde bildiriliyor.

Bu hadîs-i şerîflerde de bildiriliyor ki Hz. Abbas'ın sülalesiyle de alakalı.Bu hadîs-i şerîflerde de bildiriliyor ki Hz. Abbas'ın sülalesiyle de alakalı. İki sülale belki birleşecek; Mehdi aleyhisselam sülale olarak bir taraftan Peygamber Efendimiz'eİki sülale belki birleşecek; Mehdi aleyhisselam sülale olarak bir taraftan Peygamber Efendimiz'e bağlı olacak, bir taraftan da Hz. Abbas ilebağlı olacak, bir taraftan da Hz. Abbas ile sülalesinin akrabalık bağlarının bulunacak olduğu anlaşılıyor.sülalesinin akrabalık bağlarının bulunacak olduğu anlaşılıyor. Ammâr b. Yâsir böyle rivayet etmiş. Hatîb-i Bağdadî ve Dârekutnî böyle rivayet etmişler.Ammâr b. Yâsir böyle rivayet etmiş. Hatîb-i Bağdadî ve Dârekutnî böyle rivayet etmişler. Mehdilikle ilgili müstakil kitaplar çıkmıştır. Mehdilik meselesi bu günlerin canlı konularındandır.Mehdilikle ilgili müstakil kitaplar çıkmıştır. Mehdilik meselesi bu günlerin canlı konularındandır. Mehdilikle ilgili konuları anlatan, özel o konuya tahsis edilmiş kitaplar vardır.Mehdilikle ilgili konuları anlatan, özel o konuya tahsis edilmiş kitaplar vardır. Detaylı bilgi isteyenler oraya bakabilirler.

Detaylı bilgi isteyenler oraya bakabilirler.

Yalnız şunu söyleyeyim ki hadîs-i şerîflerde Mehdi aleyhisselam çıktığı zamanYalnız şunu söyleyeyim ki hadîs-i şerîflerde Mehdi aleyhisselam çıktığı zaman bütün müslümanların onun bayrağı altında toplanması emrolunuyor.

bütün müslümanların onun bayrağı altında toplanması emrolunuyor.

Hem de nasıl emrolunuyor?

Hem de nasıl emrolunuyor?

Yerler kar yağmış, buz olmuş olsa, dizi üstünde veya yere oturarakYerler kar yağmış, buz olmuş olsa, dizi üstünde veya yere oturarak -Allah göstermesin- hani ayağı olmayan insanlar filan yürürler de yerde.-Allah göstermesin- hani ayağı olmayan insanlar filan yürürler de yerde. Velev habben ale's-selce. Buzun üstünde emekleyerek veya böyle oturmuş vaziyetteVelev habben ale's-selce. Buzun üstünde emekleyerek veya böyle oturmuş vaziyette elleriyle gelmek şeklinde bile olsa oraya koşup gelecek.

elleriyle gelmek şeklinde bile olsa oraya koşup gelecek.

Çünkü müslümanların kâfirlerle büyük savaşı bahis konusu.Çünkü müslümanların kâfirlerle büyük savaşı bahis konusu. O savaşta müslümanların safında yer almak için dünyanın neresinde olursa olsunO savaşta müslümanların safında yer almak için dünyanın neresinde olursa olsun mehdinin ordusuna gidip toplanmaları hadîs-i şerîflerde emrediliyor.mehdinin ordusuna gidip toplanmaları hadîs-i şerîflerde emrediliyor. Bizi ilgilendiren tarafı budur.Bizi ilgilendiren tarafı budur. Bu bilince vakıf olacağız ki böyle bir şey olduğu zaman bir kenarda kalmak,Bu bilince vakıf olacağız ki böyle bir şey olduğu zaman bir kenarda kalmak, "Tamam ben burada selametteyim." diye durmak yok."Tamam ben burada selametteyim." diye durmak yok. Müslümanlar; uzaklardan da olsa, dağlardan da olsa, karlardan, buzlardan geçmek de olsaMüslümanlar; uzaklardan da olsa, dağlardan da olsa, karlardan, buzlardan geçmek de olsa oraya gidecek ve onun ordusunda vazifesini alacak!

oraya gidecek ve onun ordusunda vazifesini alacak!

Allahu Teâlâ hazretleri İslâm beldelerini her türlü afetlerden korusun.Allahu Teâlâ hazretleri İslâm beldelerini her türlü afetlerden korusun. Kıyameti başımıza koparmasın! Kıyametin zamanını daha uzak zamanlara ileri zamanlara tehir eylesin!Kıyameti başımıza koparmasın! Kıyametin zamanını daha uzak zamanlara ileri zamanlara tehir eylesin! Bizlere salah u hâl nasip eylesin. Çünkü savaş zordur.Bizlere salah u hâl nasip eylesin. Çünkü savaş zordur. Çünkü böyle büyük işler koptuğu zaman insanların işi zordur.

Çünkü böyle büyük işler koptuğu zaman insanların işi zordur.

Muhterem kardeşlerim!

İçinde yaşadığımız günlerin kıymetini bilelim.
Muhterem kardeşlerim!

İçinde yaşadığımız günlerin kıymetini bilelim.
Sulhun, sükûnun, asudeliğin, rahatlığın, keyfin karnımızın tokluğunun,Sulhun, sükûnun, asudeliğin, rahatlığın, keyfin karnımızın tokluğunun, sırtımızın berkliliğinin, sağlamlığının şükrünü eda edelim. Allah'ın yoluna sımsıkı sarılalım.sırtımızın berkliliğinin, sağlamlığının şükrünü eda edelim. Allah'ın yoluna sımsıkı sarılalım. Allahu Teâlâ hazretleri bizleri, bu güzel günleri arattıracak kötü durumlara düşürmesin!

Allahu Teâlâ hazretleri bizleri, bu güzel günleri arattıracak kötü durumlara düşürmesin!

Bizim beldemizde durum güzel, başka İslâm beldelerinde durum çok fena:Bizim beldemizde durum güzel, başka İslâm beldelerinde durum çok fena: Suriye'de, lrak'ta, Afganistan'da daha başka diyarlarda çok sıkıntılı durumlar var.Suriye'de, lrak'ta, Afganistan'da daha başka diyarlarda çok sıkıntılı durumlar var. Allahu Teâlâ hazretleri oraları da güzelleştirsin.Allahu Teâlâ hazretleri oraları da güzelleştirsin. Oradaki müslümanları, mücahit kardeşlerimizi de kâfirlere galip eylesin.Oradaki müslümanları, mücahit kardeşlerimizi de kâfirlere galip eylesin. İslâm beldelerini zalimlerin istilasından korusun, kurtarsın.İslâm beldelerini zalimlerin istilasından korusun, kurtarsın. İnsan Allahu Teâlâ hazretlerine ferahlık zamanında mutî olursa, ibadetinde olursa, İnsan Allahu Teâlâ hazretlerine ferahlık zamanında mutî olursa, ibadetinde olursa, vazifelerini yaparsa dara geldiği zaman yaptığı duaları Allah kabul eder.vazifelerini yaparsa dara geldiği zaman yaptığı duaları Allah kabul eder. Genişlik, ferahlık zamanlarında, rahatlık devrelerinde Allah'ı anmazsa,Genişlik, ferahlık zamanlarında, rahatlık devrelerinde Allah'ı anmazsa, dua etmezse, ibadetinde kusur yaparsa başına bir bela gelip çattığı zaman dua etse duası kabul olmaz.dua etmezse, ibadetinde kusur yaparsa başına bir bela gelip çattığı zaman dua etse duası kabul olmaz. Hadîs-i şerîfte bildiriliyor.

Hadîs-i şerîfte bildiriliyor.

Onun için şu güzel günlerinizde Allah'a güzel kulluk edin, Allah'a iyi bağlanın.Onun için şu güzel günlerinizde Allah'a güzel kulluk edin, Allah'a iyi bağlanın. Kendiniz ve diğer müslümanlar için hayır düşünün, hayır işleyin,Kendiniz ve diğer müslümanlar için hayır düşünün, hayır işleyin, kazancınızın fazlasıyla hayır yapın ki bir gün gelir hayır yapmaya fırsat bile kalmayabilir!kazancınızın fazlasıyla hayır yapın ki bir gün gelir hayır yapmaya fırsat bile kalmayabilir! Paranızın fazlasını Allah yolunda sarf edin, Allah'ın dinini takviye edin.Paranızın fazlasını Allah yolunda sarf edin, Allah'ın dinini takviye edin. Allah'ın dininin güçlenmesi, Müslümanlığın gelişmesi için canla başla çalışın.Allah'ın dininin güçlenmesi, Müslümanlığın gelişmesi için canla başla çalışın. Çünkü "Keşke yapsaydım…" dersiniz, fırsat geçiverir!

Çünkü "Keşke yapsaydım…" dersiniz, fırsat geçiverir!

Bir de bir hadîs-i şerîfi hatırlatayım,Bir de bir hadîs-i şerîfi hatırlatayım, temenni olarak istiyoruz ki başımıza böyle büyük belalar patlamasın.

temenni olarak istiyoruz ki başımıza böyle büyük belalar patlamasın.

İzâ mâte'l-insânu fe-kad kâmet kıyâmetuhû. "İnsan öldü mü onun kıyameti kopmuş demektir."

İzâ mâte'l-insânu fe-kad kâmet kıyâmetuhû. "İnsan öldü mü onun kıyameti kopmuş demektir."

Zamanı gelenin aramızdan birer ikişer ölüm gittiğini görüyoruz.Zamanı gelenin aramızdan birer ikişer ölüm gittiğini görüyoruz. Azrail aleyhisselam gelip alıp gidiyor canını, ayrılıyor.Azrail aleyhisselam gelip alıp gidiyor canını, ayrılıyor. Ölüm aramızdan bazı tanıdıklarımızı alıp duruyor, görüyoruz, bir gün sıra bize de gelecek.

Ölüm aramızdan bazı tanıdıklarımızı alıp duruyor, görüyoruz, bir gün sıra bize de gelecek.

Hep uzak bir zamanda diyoruz ama belli olmaz, genç de gidiyor yaşlı da gidiyor.Hep uzak bir zamanda diyoruz ama belli olmaz, genç de gidiyor yaşlı da gidiyor. Sıhhatli insan da trafik kazası oluyor, ölebiliyorSıhhatli insan da trafik kazası oluyor, ölebiliyor veyahut sıhhatli gibi göründüğü halde birden vefat edebiliyor.veyahut sıhhatli gibi göründüğü halde birden vefat edebiliyor. Ölüm gelmeden tevbeye, hayır yapmaya acele etmeliyiz.

Ölüm gelmeden tevbeye, hayır yapmaya acele etmeliyiz.

Kıyamet inşallah 100 sene sonra 200 sene, 500, 1000 sene sonra olsun ama ya biz ölürsek?..

Kıyamet inşallah 100 sene sonra 200 sene, 500, 1000 sene sonra olsun ama ya biz ölürsek?..

Biz öldük mü bizim kıyametimiz koptu demektir.Biz öldük mü bizim kıyametimiz koptu demektir. Onun için hemen yarın ölecekmiş gibi tevbe edin, hemen yarın ölecekmiş gibi hayırları yapın!

Onun için hemen yarın ölecekmiş gibi tevbe edin, hemen yarın ölecekmiş gibi hayırları yapın!

Size bir şeyi ihtar edeyim:

Size bir şeyi ihtar edeyim:

İhvanımızdan çok sevdiğimiz kardeşlerimiz vardı, hayır yapmak istiyorlardı.İhvanımızdan çok sevdiğimiz kardeşlerimiz vardı, hayır yapmak istiyorlardı. Hayatlarında yapamadılar, vasiyetlerinde yerine gelmiyor!Hayatlarında yapamadılar, vasiyetlerinde yerine gelmiyor! Çeşitli mâniler çıkıyor; hukukî pürüzler, tapuda pürüzler, miras hukukundan meseleler çıkıyor.Çeşitli mâniler çıkıyor; hukukî pürüzler, tapuda pürüzler, miras hukukundan meseleler çıkıyor. Mirasçılar o kadar verilmesine razı gelmiyorlar vs. derken hayır yapılamıyor.Mirasçılar o kadar verilmesine razı gelmiyorlar vs. derken hayır yapılamıyor. Hayrı sıhhatli iken, aklın başında, paran pulun, iktidarın varken kendi gözünün önünde yap, işi bitir.Hayrı sıhhatli iken, aklın başında, paran pulun, iktidarın varken kendi gözünün önünde yap, işi bitir. Hayrın tıkır tıkır çalıştığını gör: Çeşme yaptıracaksan suyun şırıl şırıl aktığını gör.Hayrın tıkır tıkır çalıştığını gör: Çeşme yaptıracaksan suyun şırıl şırıl aktığını gör. Köprü yaptıracaksan üstünden insanların geçtiğini,Köprü yaptıracaksan üstünden insanların geçtiğini, cami yaptıracaksan ezan okunduğunu, namaz kılındığını,cami yaptıracaksan ezan okunduğunu, namaz kılındığını, Kur'an kursu yaptıracaksan içinde cıvıl cıvıl çocukların Kur'an okuduğunu gör.

Kur'an kursu yaptıracaksan içinde cıvıl cıvıl çocukların Kur'an okuduğunu gör.

Daha başka bir hayır yapacaksan paranı ver, bu iş bitsin.

Daha başka bir hayır yapacaksan paranı ver, bu iş bitsin.

"Vereceğim, dur bakalım, hele bakalım…" demek; tehir, şeytanın işidir."Vereceğim, dur bakalım, hele bakalım…" demek; tehir, şeytanın işidir. Hayrı tehir etmek şeytanın işidir. Buna tesvif derler.Hayrı tehir etmek şeytanın işidir. Buna tesvif derler. Sevfe ef'alu. "İnşallah ilerde şöyle yapacağım."

Sevfe ef'alu. "İnşallah ilerde şöyle yapacağım."

"Hele dur bakalım, dur biraz acele etme bakalım…" filan, buna tesvif derler."Hele dur bakalım, dur biraz acele etme bakalım…" filan, buna tesvif derler. Peygamber Efendimiz diyor ki;

Peygamber Efendimiz diyor ki;

Heleke'l-müsevvifûn. "Tesvif yapanlar, ileriye atanlar helak oldular."

Heleke'l-müsevvifûn. "Tesvif yapanlar, ileriye atanlar helak oldular."

"Hele durun, yapacağım! Bekle biraz, sabret, ne acele ediyorsun be adam?.."

"Hele durun, yapacağım! Bekle biraz, sabret, ne acele ediyorsun be adam?.."

"Onlar helak olur!" buyruluyor.

Hayrı acele edin. Bakarsın kıyamet hemen kopuverir.
"Onlar helak olur!" buyruluyor.

Hayrı acele edin. Bakarsın kıyamet hemen kopuverir.
Amerika'yla İran burun buruna kadar gelmediler mi? Borsalar alt üst oldu.Amerika'yla İran burun buruna kadar gelmediler mi? Borsalar alt üst oldu. Adamların Basra Körfezi'nde hâlâ gemileri dolaşmıyor mu?

Gemileri dolaşıyor.

Adamların Basra Körfezi'nde hâlâ gemileri dolaşmıyor mu?

Gemileri dolaşıyor.

Birbirlerini bombalayıp durmuyorlar mı?

Birbirlerini bombalayıp durmuyorlar mı?

Bir tarafın kafası kızacak! Adamakıllı bıçak kemiğe dayandı mı, kedi sıkıştı mı köpeğin üstüne atlar.

Bir tarafın kafası kızacak! Adamakıllı bıçak kemiğe dayandı mı, kedi sıkıştı mı köpeğin üstüne atlar.

Atlar mı?

Atlar.

Tavuk civcivini kaptırmamak için insanın üstüne sıçrar.
Atlar mı?

Atlar.

Tavuk civcivini kaptırmamak için insanın üstüne sıçrar.
Kaz insanın tepesine çıkar, gagalar. Kaz insanın tepesine çıkar, gagalar. Kendisi insandan çok küçüktür ama kızdığı zaman başka şeyler olabilir.

Kendisi insandan çok küçüktür ama kızdığı zaman başka şeyler olabilir.

Bir harbe tutuşsalar ne olur?

Senin paran geçmez! Bitti!
Bir harbe tutuşsalar ne olur?

Senin paran geçmez! Bitti!
O kadar, deste deste kâğıt paran vardı, tam kasaya yerleştirmiştin, Kur'an Kursu yapacaktın…

O kadar, deste deste kâğıt paran vardı, tam kasaya yerleştirmiştin, Kur'an Kursu yapacaktın…

Sen şimdi onlarla soba tutuştur, hiçbir işe yaramaz hale gelir.Sen şimdi onlarla soba tutuştur, hiçbir işe yaramaz hale gelir. Mademki harp olmadı, sulh var, mademki bir zaman açıldı; hayrını çarçabuk yap! Çünkü [şair];

Mademki harp olmadı, sulh var, mademki bir zaman açıldı; hayrını çarçabuk yap! Çünkü [şair];

Bir bitmeyecek zevk verirken beste

Bir tel kopar ahenge ebediyen kesilir.

Bir bitmeyecek zevk verirken beste

Bir tel kopar ahenge ebediyen kesilir.

diyor. Yahya Kemal'in de işi anlatışı saz usulü ile olmuş.diyor. Yahya Kemal'in de işi anlatışı saz usulü ile olmuş. Hayatın teli dımbır dımbır çalıp dururken bir tel kopar, iş biter.

Hayatın teli dımbır dımbır çalıp dururken bir tel kopar, iş biter.

Sazın teli koptu mu ses çıkar mı?

Dımbırtı biter.

Sazın teli koptu mu ses çıkar mı?

Dımbırtı biter.

Onun için bir tel kopup da dımbırtı bitmeden hayra acele etmemiz lazım.Onun için bir tel kopup da dımbırtı bitmeden hayra acele etmemiz lazım. Ben şahsen bu endişedeyim: Tevbe edelim, hayrı alelacele, çarçabuk yapalım.

Ben şahsen bu endişedeyim: Tevbe edelim, hayrı alelacele, çarçabuk yapalım.

Ağır oluyor!Ağır oluyor! Ben çıkıyor, burada bir şey söylüyorum; zaman geçiyor, aylar geçiyor, ben ter döküyorum…

Ben çıkıyor, burada bir şey söylüyorum; zaman geçiyor, aylar geçiyor, ben ter döküyorum…

Neden sonra oluyor?

Olmuyor.

Neden sonra oluyor?

Olmuyor.

İki sene önce, "Bir gazete kuralım!" dedim.İki sene önce, "Bir gazete kuralım!" dedim. Bir akşam beni çağırdılar, tüccardan bazı kimseler bana sürpriz yaptılar:

Bir akşam beni çağırdılar, tüccardan bazı kimseler bana sürpriz yaptılar:

"Hocam, siz vaazda 'Gazete kuralım!' dediniz."Hocam, siz vaazda 'Gazete kuralım!' dediniz. Biz 'Tamam.' dedik.Biz 'Tamam.' dedik. Ben beş yüz bin koyuyorum, o bilmem ne koyuyor gazeteyi kuruyoruz…"

Ben beş yüz bin koyuyorum, o bilmem ne koyuyor gazeteyi kuruyoruz…"

İki sene geçti, gazete kurulmadı! Halbuki gazete kurulsa bizim de söyleyeceğimiz sözler var.İki sene geçti, gazete kurulmadı! Halbuki gazete kurulsa bizim de söyleyeceğimiz sözler var. Başkaları çıplak kadın resmi basıyorlar, müstehcen neşriyat, bize uymayan şeyler yapıyorlar.Başkaları çıplak kadın resmi basıyorlar, müstehcen neşriyat, bize uymayan şeyler yapıyorlar. Biz de müslümanca bir gazete nasıl çıkar onu gösterelim.

Olmuyor!

Biz de müslümanca bir gazete nasıl çıkar onu gösterelim.

Olmuyor!

Yapacak olan kimse hayrı çarçabuk yapsın! Uzun uzun tehir etmeye vakit müsait değil!Yapacak olan kimse hayrı çarçabuk yapsın! Uzun uzun tehir etmeye vakit müsait değil! Kıyamet kopacak gibi oluyor gidiyor, benim yüreğim ağzına gelip gelip tekrar yerine oturuyor.Kıyamet kopacak gibi oluyor gidiyor, benim yüreğim ağzına gelip gelip tekrar yerine oturuyor. Sizin nasıl oluyor, bilmiyorum.

Sizin nasıl oluyor, bilmiyorum.

Yâ Abdallah! Lâ tekün misle fülânin kâne yekûmu mine'l-leyli fe-tereke kıyâme'lleyl.

Yâ Abdallah! Lâ tekün misle fülânin kâne yekûmu mine'l-leyli fe-tereke kıyâme'lleyl.

Bu hadîs-i şerîf Buharî'den.

Bu hadîs-i şerîf Buharî'den.

Peygamber Efendimiz'in Abdallah dediği Abdullah b. Amr b. Âs radıyallahu anhümâ.Peygamber Efendimiz'in Abdallah dediği Abdullah b. Amr b. Âs radıyallahu anhümâ. Bu zatın babası da, kendisi de sahabidir.Bu zatın babası da, kendisi de sahabidir. Abdullah b. Amr b. Âs; dört meşhur Abdullah'tan birisidir, hadis ve ilim sahasında şöhret kazanmıştır.Abdullah b. Amr b. Âs; dört meşhur Abdullah'tan birisidir, hadis ve ilim sahasında şöhret kazanmıştır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona da diyor ki;

"Ey Abdullah, filanca gibi olma!.."

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona da diyor ki;

"Ey Abdullah, filanca gibi olma!.."

İsim söylemiyor; Ahmet gibi, Mehmet gibi falan demiyor.

İsim söylemiyor; Ahmet gibi, Mehmet gibi falan demiyor.

"Ey Abdullah! Filanca gibi olma;"Ey Abdullah! Filanca gibi olma; o geceleyin namaza kalkardı, gece kalkışını terk etti, sen öyle yapma!" diyor.

o geceleyin namaza kalkardı, gece kalkışını terk etti, sen öyle yapma!" diyor.

İsim zikretmiyor. Peygamber Efendimiz sözüne çok dikkat ederdi. Bazen remizli söylerdi.İsim zikretmiyor. Peygamber Efendimiz sözüne çok dikkat ederdi. Bazen remizli söylerdi. Bazen sevaplı bir şeyi "Kulun birisi şöyle yapmış böyle yapmış…" diye anlatırdı; Bazen sevaplı bir şeyi "Kulun birisi şöyle yapmış böyle yapmış…" diye anlatırdı; yapan kendisi, "Ben yaptım." demezdi.yapan kendisi, "Ben yaptım." demezdi. "Zamanın birinde kulun birisi şöyle yapmış…" derdi, kendisini öyle anlatırdı."Zamanın birinde kulun birisi şöyle yapmış…" derdi, kendisini öyle anlatırdı. Böyle isim zikretmeden söylüyor.Böyle isim zikretmeden söylüyor. Demek ki sahabeden birisi geceleyin namaza kalkarmış; sonra uyku bastırmış,Demek ki sahabeden birisi geceleyin namaza kalkarmış; sonra uyku bastırmış, keyif tarafı galip gelmiş, nefsi kendisini yenmiş, şeytana uymuş, gece ibadetini terk etmiş.

keyif tarafı galip gelmiş, nefsi kendisini yenmiş, şeytana uymuş, gece ibadetini terk etmiş.

Onu misal getiriyor, diyor ki;Onu misal getiriyor, diyor ki; "Ey Abdullah! Filanca geceleyin namaza kalkardı terk etti, sen öyle yapma; sen namazını kıl!"

"Ey Abdullah! Filanca geceleyin namaza kalkardı terk etti, sen öyle yapma; sen namazını kıl!"

Muhterem kardeşlerim!

Gece namazına kalkmak çok önemli! Gece, öyle bir mübarek zamandır ki;
Muhterem kardeşlerim!

Gece namazına kalkmak çok önemli! Gece, öyle bir mübarek zamandır ki;
"Yok mu benden bir şey isteyecek? İstediğini vereceğim!" diye"Yok mu benden bir şey isteyecek? İstediğini vereceğim!" diye Allahu Teâlâ hazretlerinin kullarına talip olduğu, kendisinin teşvik ettiği zamandır:Allahu Teâlâ hazretlerinin kullarına talip olduğu, kendisinin teşvik ettiği zamandır: "Hadi, dua edin; vereceğim!"

"Hadi, dua edin; vereceğim!"

Müslümanlar kedinin mangalın dibinde mırıl mırıl uyuduğu gibi uyursa olmaz! Uyanık olursa;

Müslümanlar kedinin mangalın dibinde mırıl mırıl uyuduğu gibi uyursa olmaz! Uyanık olursa;

"Yâ Rabbi! Senden cennetini, cemalini isterim, müslümanları hayra döndür, aziz eyle!.."

"Yâ Rabbi! Senden cennetini, cemalini isterim, müslümanları hayra döndür, aziz eyle!.."

Duasına nail olur.Duasına nail olur. Müslümanlara dua edeceğiz, kardeşlerimize, birbirimize dua edeceğiz.Müslümanlara dua edeceğiz, kardeşlerimize, birbirimize dua edeceğiz. Bir hadîs-i şerîf hatırıma geliyor:

Bir hadîs-i şerîf hatırıma geliyor:

"Ahir zamanda salih kimseler ümmetin umumu için dua ettikleri zaman"Ahir zamanda salih kimseler ümmetin umumu için dua ettikleri zaman Allahu Teâlâ hazretleri onlara; 'Sen kendine bak, ben onlara kızgınım!' der!"

Allahu Teâlâ hazretleri onlara; 'Sen kendine bak, ben onlara kızgınım!' der!"

O da beni çok korkutuyor.O da beni çok korkutuyor. Allahu Teâlâ hazretleri; "Sen kendine iste, başkasını karıştırma; ben onlara kızgınım!" der.Allahu Teâlâ hazretleri; "Sen kendine iste, başkasını karıştırma; ben onlara kızgınım!" der. Kendine bak.Kendine bak. Allahu Teâlâ hazretlerinin gazabını çekecek, onu kızdıracak işler yaptıklarından, ceza geldiğinden,Allahu Teâlâ hazretlerinin gazabını çekecek, onu kızdıracak işler yaptıklarından, ceza geldiğinden, "Yâ Rabbi, affet!" dedikçe, Allahu Teâlâ hazretleri "Affet." diyeni azarlıyor."Yâ Rabbi, affet!" dedikçe, Allahu Teâlâ hazretleri "Affet." diyeni azarlıyor. O bakımdan Allah bizlere güzel haller nasip eylesin.

O bakımdan Allah bizlere güzel haller nasip eylesin.

Yâ Abderrahmani'bne Semüre! Lâ tes'eli'l-imârete fe-inneke in ûtîtehâ an mes'eletinYâ Abderrahmani'bne Semüre! Lâ tes'eli'l-imârete fe-inneke in ûtîtehâ an mes'eletin vükilte ileyhâ ve in ûtîtehâ an gayri mes'eletin uinte aleyhâ ve-izâ halefte alâ yemîninvükilte ileyhâ ve in ûtîtehâ an gayri mes'eletin uinte aleyhâ ve-izâ halefte alâ yemînin fe-raeyte gayrahâ hayran minhâ fe-keffir an yemînike ve'tillezî hüve hayr.

fe-raeyte gayrahâ hayran minhâ fe-keffir an yemînike ve'tillezî hüve hayr.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sahabeden Abdurrahman b. Semüre'ye hitaben buyurdu ki;

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sahabeden Abdurrahman b. Semüre'ye hitaben buyurdu ki;

"Ey Abdurrahman! Kendi kendine, kendiliğinden emirlik, komutanlık, başkanlık, reislik isteme!"

"Ey Abdurrahman! Kendi kendine, kendiliğinden emirlik, komutanlık, başkanlık, reislik isteme!"

Müslümanlar bir gurup oldu mu ille o gurubun bir başkanı olacak,Müslümanlar bir gurup oldu mu ille o gurubun bir başkanı olacak, kendileri bir başkan seçecekler, demiştik. "Kendin başkanlık isteme!"

kendileri bir başkan seçecekler, demiştik. "Kendin başkanlık isteme!"

"Bana emirlik verin, ben falanca şehrin emiri, başkanı, komutanı olayım; bu işi iyi kıvırırım…"

"Bana emirlik verin, ben falanca şehrin emiri, başkanı, komutanı olayım; bu işi iyi kıvırırım…"

Peygamber Efendimiz "Kendin emirlik isteme!" diyor.

Neden?

Peygamber Efendimiz "Kendin emirlik isteme!" diyor.

Neden?

Eğer kendin emirlik, başkanlık, reislik, bir vazife; memuriyet, amirlik istersen,Eğer kendin emirlik, başkanlık, reislik, bir vazife; memuriyet, amirlik istersen, isteyerek bu sana verilirse vükkilte ileyhâ, "O işle kendin baş başa kalırsın,isteyerek bu sana verilirse vükkilte ileyhâ, "O işle kendin baş başa kalırsın, Allah sana yardım etmez; 'Ne derdin, ne işin varsa gör!' diye ortada cascavlak kalırsın!" demek.

Allah sana yardım etmez; 'Ne derdin, ne işin varsa gör!' diye ortada cascavlak kalırsın!" demek.

Çünkü kendin istedin, hadi yap bakalım görelim!

Sen kendin bir şey mi yapabilirsin?

Çünkü kendin istedin, hadi yap bakalım görelim!

Sen kendin bir şey mi yapabilirsin?

Yap bakalım! "Yüzüne gözüne bulaştırırsın, berbat edersin!" demek.Yap bakalım! "Yüzüne gözüne bulaştırırsın, berbat edersin!" demek. Hadiste bu yok ama çıkan mâna o:Hadiste bu yok ama çıkan mâna o: "Kendin istersen Allah'ın yardımı olmaz. Kendin onunla baş başa, yapayalnız kalıverirsin;"Kendin istersen Allah'ın yardımı olmaz. Kendin onunla baş başa, yapayalnız kalıverirsin; hiçbir şeyi de beceremezsin, başarıya ulaşamazsın!" demek.

hiçbir şeyi de beceremezsin, başarıya ulaşamazsın!" demek.

Ama istemeden sana verilirse, sen istemedin de ilgililer uygun gördüler:Ama istemeden sana verilirse, sen istemedin de ilgililer uygun gördüler: "Biz seni uygun bulduk, filanca işin başına geç bakalım." dediler.

"Biz seni uygun bulduk, filanca işin başına geç bakalım." dediler.

"Yapamam, beni affedin!" falan dedin ama;

"Yok, seni uygun gördük, bu işi yapacaksın!"

"Yapamam, beni affedin!" falan dedin ama;

"Yok, seni uygun gördük, bu işi yapacaksın!"

Uinte aleyhâ. "O zaman bu işi yapmaya mânevî bakımdan yardıma mazhar olursun, sana yardım olunur.Uinte aleyhâ. "O zaman bu işi yapmaya mânevî bakımdan yardıma mazhar olursun, sana yardım olunur. Allah yanlış işi yaptırtmaz; doğru işi yaptırtır, gösterir, ikaz eder, düzgün iş yaparsın!

Allah yanlış işi yaptırtmaz; doğru işi yaptırtır, gösterir, ikaz eder, düzgün iş yaparsın!

Bir arkadaşımız yüksek bir memuriyete gelmişti de bizzat kendi ağzından dinledim.Bir arkadaşımız yüksek bir memuriyete gelmişti de bizzat kendi ağzından dinledim. Kendisi istemedi, başına gittiler, çöktüler: "İlle bu işi yapacaksın!" dediler, o işin başına geldi.

Kendisi istemedi, başına gittiler, çöktüler: "İlle bu işi yapacaksın!" dediler, o işin başına geldi.

"Elhamdülillah; nice hatalı işler önüme gelmiş, Allah yaptırtmamış, yapmamışım."Elhamdülillah; nice hatalı işler önüme gelmiş, Allah yaptırtmamış, yapmamışım. Allah, nice hayırlı işleri yapmaya yardım etmiş, şimdi anlıyorum…" diyor.

Yardım eder.
Allah, nice hayırlı işleri yapmaya yardım etmiş, şimdi anlıyorum…" diyor.

Yardım eder.
Onun için istemeyin, istemeden verilirse Allah'ın yardımına mazhar olursunuz.

Onun için istemeyin, istemeden verilirse Allah'ın yardımına mazhar olursunuz.

Peygamber Efendimiz bir başka hususa geçiyor, diyor ki;

Peygamber Efendimiz bir başka hususa geçiyor, diyor ki;

Ve-izâ halefte alâ yemînin fe-raeyte gayrahâ.Ve-izâ halefte alâ yemînin fe-raeyte gayrahâ. "Bir şeye yemin ettiğin zaman eğer bir şeye böyle yemin etmişsen "Bir şeye yemin ettiğin zaman eğer bir şeye böyle yemin etmişsen yeminin kefaretini ver, hayırlı gördüğün işi yap!"yeminin kefaretini ver, hayırlı gördüğün işi yap!" "Vallahi şunu şöyle yapacağım, billahi bunu böyle yapacağım…""Vallahi şunu şöyle yapacağım, billahi bunu böyle yapacağım…" İnsan bazen yemini basar, bir şeyi yapmayı kendine mecburi kılar, yemin eder.

İnsan bazen yemini basar, bir şeyi yapmayı kendine mecburi kılar, yemin eder.

"Ben bunu böyle yapmasam da şöyle yapsam daha iyiymiş."Ben bunu böyle yapmasam da şöyle yapsam daha iyiymiş. Hay Allah! Ne diye böyle yemin ettim, tüh, yemin de etmiş bulundum..."

Hay Allah! Ne diye böyle yemin ettim, tüh, yemin de etmiş bulundum..."

Bir taraftan yemin ettin, bir taraftan da daha hayırlı olan şey o değil de buydu diye fikrin değişti.

Bir taraftan yemin ettin, bir taraftan da daha hayırlı olan şey o değil de buydu diye fikrin değişti.

Peygamber Efendimiz diyor ki; "Yeminin kefaretini ver, hayırlı gördüğün işi yap!Peygamber Efendimiz diyor ki; "Yeminin kefaretini ver, hayırlı gördüğün işi yap! Yanlış işte ısrar etme!

Yanlış işte ısrar etme!

Bundan seneler öncesi bizim arkadaşlarımız seçim çalışmaları için bir yere gitmişler.Bundan seneler öncesi bizim arkadaşlarımız seçim çalışmaları için bir yere gitmişler. Arkadaş, benimle aynı evde oturuyor. Kendi memleketine gitmiş.Arkadaş, benimle aynı evde oturuyor. Kendi memleketine gitmiş. Orada bir sakallı mübarek amca komünist partisine rey vermiş.Orada bir sakallı mübarek amca komünist partisine rey vermiş. O zaman, seksenden önce öyle partiler vardı.

O zaman, seksenden önce öyle partiler vardı.

Namazında niyazında, sakallı mübarek bir insan komünistlerin partisine nasıl rey verir?

Namazında niyazında, sakallı mübarek bir insan komünistlerin partisine nasıl rey verir?

Rey vermiş. "Ya amca, sen bu işi nasıl yaptın?"

Rey vermiş. "Ya amca, sen bu işi nasıl yaptın?"

"Torunum geldi, bana yemin ettirdi; ne yapayım!" demiş.

"Torunum geldi, bana yemin ettirdi; ne yapayım!" demiş.

Torunu anarşist! Anarşist torunu gelmiş;Torunu anarşist! Anarşist torunu gelmiş; "Dede yemin et; vallahi billahi ille şuraya rey vereceksin!" diye onu yeminle bağlamış, "Dede yemin et; vallahi billahi ille şuraya rey vereceksin!" diye onu yeminle bağlamış, yemin ettirmiş. Kendi partisine reyi öyle sağlamış.

yemin ettirmiş. Kendi partisine reyi öyle sağlamış.

Bizim arkadaşa; "Biliyorum evladım diyormuş, biliyorum söyledikleriniz doğru ama ne yapayım?Bizim arkadaşa; "Biliyorum evladım diyormuş, biliyorum söyledikleriniz doğru ama ne yapayım? Öbür tarafa bir kere yemin ettim." diyormuş.

Öbür tarafa bir kere yemin ettim." diyormuş.

Bu adamcağız cahilliğinin kurbanı oldu, yanlış yere rey verdi.

Neden?

Bu adamcağız cahilliğinin kurbanı oldu, yanlış yere rey verdi.

Neden?

Çünkü Peygamber Efendimiz'in bu hadisini bilseydi o hataya düşmeyecekti.Çünkü Peygamber Efendimiz'in bu hadisini bilseydi o hataya düşmeyecekti. Oraya rey vermemeyi kendisi sonradan uygun gördü amaOraya rey vermemeyi kendisi sonradan uygun gördü ama "Yemin ettim." diye yanlış yere yine rey veriyor.

Demek ne yapacaktı?

"Yemin ettim." diye yanlış yere yine rey veriyor.

Demek ne yapacaktı?

Yemininin kefaretini verecekti, oraya rey vermeyecekti. Doğru işi yapacaktı.

Yemininin kefaretini verecekti, oraya rey vermeyecekti. Doğru işi yapacaktı.

Bu çok olan bir meseledir. "Ne yapayım, bir kere yemin ettim…" filan derler.Bu çok olan bir meseledir. "Ne yapayım, bir kere yemin ettim…" filan derler. Yeminin kefaretini ver, doğru gördüğün işi yap! Hatada, yanlışta ısrar eyleme.Yeminin kefaretini ver, doğru gördüğün işi yap! Hatada, yanlışta ısrar eyleme. Allahu Teâlâ hazretleri bize daima hakkı, hayrı göstersin; hakkı hayrı işletsin.Allahu Teâlâ hazretleri bize daima hakkı, hayrı göstersin; hakkı hayrı işletsin. Yolunda daim, zikrinde kaim eylesin. Sevdiği kul eylesin.Yolunda daim, zikrinde kaim eylesin. Sevdiği kul eylesin. Ömrümüzün sonunda pişman olacağımız işlere bizi bulaştırmasın.Ömrümüzün sonunda pişman olacağımız işlere bizi bulaştırmasın. Ümmet-i Muhammed'e faideli olmamızı nasip eylesin.Ümmet-i Muhammed'e faideli olmamızı nasip eylesin. Cennetiyle cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin.

Bi hürmeti esrarı suretil Fatiha.

Cennetiyle cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin.

Bi hürmeti esrarı suretil Fatiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2