Namaz Vakitleri

19 Cemâziye'l-Evvel 1446
21 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:51
Öğle
12:55
İkindi
15:26
Akşam
17:49
Yatsı
19:13
Detaylı Arama

Yunus Emre’nin Şiirleri ile Akaidi ve Allah C.C. Aşkı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

24 Cemâziye'l-Evvel 1416 / 19.10.1995

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Mürid Nedir?, Muhabbetullaha Ermenin Yolu, Dervişlerin Değeri, Yunus’a Göre Müslümanların Dört Grup Olması ve | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Yunus Emre’nin Şiirleri ile Akaidi ve Allah C.C. Aşkı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

24 Cemâziye'l-Evvel 1416 / 19.10.1995

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Mürid Nedir?, Muhabbetullaha Ermenin Yolu, Dervişlerin Değeri, Yunus’a Göre Müslümanların Dört Grup Olması ve | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

[Ölüm haberi gelmeden Ecel yakamız almadan Azrail hamle kılmadan Gel dosta gidelim gönül.] Yani Allah'tan haber gelecek,[Ölüm haberi gelmeden

Ecel yakamız almadan

Azrail hamle kılmadan

Gel dosta gidelim gönül.]

Yani Allah'tan haber gelecek,
hadi bakalım vaden yetti, ölüm haberi gelmeden, ecel yakamız almadan;hadi bakalım vaden yetti, ölüm haberi gelmeden, ecel yakamız almadan; ecel gelip yakamızı tutmadan, Azrail hamle kılmadan;ecel gelip yakamızı tutmadan, Azrail hamle kılmadan; Azrail gelip de canını almak için hamle etmeden dosta gidelim.Azrail gelip de canını almak için hamle etmeden dosta gidelim. Yani ölmeden evvel bu işi başaralım. Gerçek erene varalım Hakk'ın haberin soralım Yani ölmeden evvel bu işi başaralım.

Gerçek erene varalım

Hakk'ın haberin soralım

Yunus Emre'yi alalım Gel dosta gidelim gönül. Yunus Emre'yi alalım

Gel dosta gidelim gönül.

Bu işte Yunus'un şeyini [düşüncesini] gösteren şiirlerden bir tanesi. Bu işte Yunus'un şeyini [düşüncesini] gösteren şiirlerden bir tanesi.

Tabii bu şiirde de gördüğünüz gibi Yunus'un gözü dünyayı görmüyor. Tabii bu şiirde de gördüğünüz gibi Yunus'un gözü dünyayı görmüyor. Dünya fanidir diye ona önem vermiyor. Dünyaya karşı zâhidâne duygularla dolu.Dünya fanidir diye ona önem vermiyor. Dünyaya karşı zâhidâne duygularla dolu. Fedakarlığı, feragatini görüyoruz. Dervişlik için de bir şiiri var, onu okumak istiyorum. Fedakarlığı, feragatini görüyoruz.

Dervişlik için de bir şiiri var, onu okumak istiyorum.
Onu da izah edelim, kendi şiirinden fikirleri anlaşılsın. Bu dervişlik durağı bir acayip duraktır Onu da izah edelim, kendi şiirinden fikirleri anlaşılsın.

Bu dervişlik durağı bir acayip duraktır

Derviş olan kişiye evvel dirlik gerektir. Derviş olan kişiye evvel dirlik gerektir.

Durak, makam demek. Bu dervişlik durağı, bu dervişlik makamı bir acayip duraktır.Durak, makam demek. Bu dervişlik durağı, bu dervişlik makamı bir acayip duraktır. Acayip bir makamdır bu dervişlik. Derviş olan kişiye evvel dirlik gerektir. Acayip bir makamdır bu dervişlik. Derviş olan kişiye evvel dirlik gerektir. Derviş olmak isteyen kimseye evvela hayat lazımdır. Canlı olacak, ölü olmayacak. Derviş olmak isteyen kimseye evvela hayat lazımdır. Canlı olacak, ölü olmayacak.

Eski Türkçe'de "dirlik" hayat demek. Durak makam demek, dirlik hayat demek.Eski Türkçe'de "dirlik" hayat demek. Durak makam demek, dirlik hayat demek. Onlar olmayınca veya onların bu mânaya geldiği bilinmeyince şiirin mânası çözümlenmiyor. Onlar olmayınca veya onların bu mânaya geldiği bilinmeyince şiirin mânası çözümlenmiyor.

Dervişlik en güzel yol, onu biliyor da ama bu dervişlik acayip bir makamdır.Dervişlik en güzel yol, onu biliyor da ama bu dervişlik acayip bir makamdır. Derviş olan kimsede önce hayat olacak, yani ölmüşse kalbi, hayat yoksa;Derviş olan kimsede önce hayat olacak, yani ölmüşse kalbi, hayat yoksa; aşk, şevk, arzu, bu işi başarmak için böyle davranacak bir canlılık yoksa olmaz.aşk, şevk, arzu, bu işi başarmak için böyle davranacak bir canlılık yoksa olmaz. Önce bir istek olacak. Onun için tasavvufta kemâlâta ermek isteyen insana ne deniyor? Önce bir istek olacak.

Onun için tasavvufta kemâlâta ermek isteyen insana ne deniyor?

Mürit. İstiyor. Önce bir hayatı olacak ki isteyecek. İradesi olacak, isteği olacak. Mürit.

İstiyor. Önce bir hayatı olacak ki isteyecek. İradesi olacak, isteği olacak.

Sonra; Çün anda dirlik ola, Hak ile birlik ola Varlığı elden koyup, ere kulluk gerektir. Sonra;

Çün anda dirlik ola, Hak ile birlik ola

Varlığı elden koyup, ere kulluk gerektir.

Eğer tâlip olan kimsede, sâlik olan kimsede, mürit olan kimsede bir hayatiyet varsa, dirlik varsa,Eğer tâlip olan kimsede, sâlik olan kimsede, mürit olan kimsede bir hayatiyet varsa, dirlik varsa, canlılık varsa o Hak ile birlik olacak, varlığını elden koyacak bir tarafa ere kulluk edecek. canlılık varsa o Hak ile birlik olacak, varlığını elden koyacak bir tarafa ere kulluk edecek. Varlığı elden koymak varlıktan geçmek demektir. Yani terk-i dünya, terk-i ukbâ, terk-i hestî,Varlığı elden koymak varlıktan geçmek demektir. Yani terk-i dünya, terk-i ukbâ, terk-i hestî, terk-i terk diyor biliyorsunuz şâirler. İnsanın kâmil bir insan olması lazım, terk-i terk diyor biliyorsunuz şâirler. İnsanın kâmil bir insan olması lazım, olması için şu dört şeyi bırakması lazım: olması için şu dört şeyi bırakması lazım:

Terk-i dünya; dünya sevgisi ile dünya ilgisi ile dünya çalışması ile olmaz.Terk-i dünya; dünya sevgisi ile dünya ilgisi ile dünya çalışması ile olmaz. Terk-i dünya, dünyayı kafasından, gözünden çıkaracak. Terk-i ukbâ; âhiret hesabıyla endişesiyleTerk-i dünya, dünyayı kafasından, gözünden çıkaracak. Terk-i ukbâ; âhiret hesabıyla endişesiyle telaşıyla bezirgânlığıyla da kemâlât olmaz, onu da gözünden çıkartacak. Terk-i hestî;telaşıyla bezirgânlığıyla da kemâlât olmaz, onu da gözünden çıkartacak. Terk-i hestî; tüm varlığından geçecek. Varlıktan geçmek nasıl olur? Nesi var varlık olarak? İlmi var.tüm varlığından geçecek.

Varlıktan geçmek nasıl olur?

Nesi var varlık olarak?

İlmi var.
İlmini bir tarafa koyacak. Nesi var? Malı var. Zenginliğini bir tarafa koyacak. Nesi var? İlmini bir tarafa koyacak.

Nesi var?

Malı var. Zenginliğini bir tarafa koyacak.

Nesi var?

Gücü kuvveti var, bir tarafa koyacak. Makamı var, bir tarafa koyacak. Gücü kuvveti var, bir tarafa koyacak. Makamı var, bir tarafa koyacak.

Yani nesi varsa, "var" dediği nesi varsa kendisinin, onlardan kurtulacak, hiçbir şeyim yok diyecek, Yani nesi varsa, "var" dediği nesi varsa kendisinin, onlardan kurtulacak, hiçbir şeyim yok diyecek, bomboşum diyecek. Burada da bir hikâye anlatayım. bomboşum diyecek.

Burada da bir hikâye anlatayım.

Derler ki, Necmeddîn-i Kübrâ hazretlerine Fahreddîn-i Râzî gitmiş, elini öpmüş. Derler ki, Necmeddîn-i Kübrâ hazretlerine Fahreddîn-i Râzî gitmiş, elini öpmüş. Necmeddîn-i Kübrâ bizim Kübreviyye tarikatımızın pîri, büyüğümüz, evliyaullahtan çok mübarek, Necmeddîn-i Kübrâ bizim Kübreviyye tarikatımızın pîri, büyüğümüz, evliyaullahtan çok mübarek, kerametleri aşikâr olan bir kimse. Fahreddîn-i Râzî kim? Fahreddîn-i Râzî de Tefsîr-i Kebîr'in müellifi,kerametleri aşikâr olan bir kimse.

Fahreddîn-i Râzî kim?

Fahreddîn-i Râzî de Tefsîr-i Kebîr'in müellifi,
büyük müfessir, büyük alim. Fahreddîn-i Râzî Necmeddîn-i Kübrâ hazretlerine gitmiş;büyük müfessir, büyük alim.

Fahreddîn-i Râzî Necmeddîn-i Kübrâ hazretlerine gitmiş;
"Efendim, ben tefsir ilminde Tefsîr-i Kebîr'i yazdım, Fıkıh ilminde falanca kitabı yazdım, "Efendim, ben tefsir ilminde Tefsîr-i Kebîr'i yazdım, Fıkıh ilminde falanca kitabı yazdım, falanca ilimde şu eseri yazdım. Elhamdülillah, bütün ilimlerden şöyle bir takım bilgileri elde ettim.falanca ilimde şu eseri yazdım. Elhamdülillah, bütün ilimlerden şöyle bir takım bilgileri elde ettim. Elhamdülillah, gönlüm mutmain, bayağı bir şeyler biliyorum.Elhamdülillah, gönlüm mutmain, bayağı bir şeyler biliyorum. Ama tasavvuftan soruyorlar bazen bana, bunu bilmiyorum. Bu konu benim saham değil.Ama tasavvuftan soruyorlar bazen bana, bunu bilmiyorum. Bu konu benim saham değil. Benim sahamın dışında diyorum. Bunu da öğrenmek de istiyorum Efendim, lütfedin bendenizi müritliğe kabul edin,Benim sahamın dışında diyorum. Bunu da öğrenmek de istiyorum Efendim, lütfedin bendenizi müritliğe kabul edin, dervişliğe kabul edin, bu ilmi de bana öğretin." demiş. "Hay hay evladım, teşekkür ederim." demiş.dervişliğe kabul edin, bu ilmi de bana öğretin." demiş.

"Hay hay evladım, teşekkür ederim." demiş.
"Hay hay, olur, peki. Ama bir şey söyleyeceğim, kabul edersen olur. Şimdi sen bana mürit olunca, "Hay hay, olur, peki. Ama bir şey söyleyeceğim, kabul edersen olur. Şimdi sen bana mürit olunca, dervişliğe girer girmez kafandaki bilgilerin hepsi silinir." –Kompüterin pili çıkmış gibi yani.-dervişliğe girer girmez kafandaki bilgilerin hepsi silinir." –Kompüterin pili çıkmış gibi yani.- "Bütün yüklediğin şeyler hepsi silinir, hiçbir şey kalmaz kafanda. Ne ilmin kalır, ne tefsir bilgin kalır,"Bütün yüklediğin şeyler hepsi silinir, hiçbir şey kalmaz kafanda. Ne ilmin kalır, ne tefsir bilgin kalır, ne hadis bilgin kalır, hafızan bomboş kalır. Bizim yolumuza girdin mi kafan böyle bomboş kalır,ne hadis bilgin kalır, hafızan bomboş kalır. Bizim yolumuza girdin mi kafan böyle bomboş kalır, hepsi silinir evladım bu yola girince." demiş. Ne! Hepsi silinir. hepsi silinir evladım bu yola girince." demiş.

Ne!

Hepsi silinir.

Bu kadar ilimler, bunca yıl çalışıp da elde ettiğim ilimler silinir mi? Bu kadar ilimler, bunca yıl çalışıp da elde ettiğim ilimler silinir mi?

"Silinir evladım, silinmeden olmaz. Biz sileriz hepsini, silmemiz lazım,"Silinir evladım, silinmeden olmaz. Biz sileriz hepsini, silmemiz lazım, ondan sonra dervişliği sana öyle öğretebiliriz. Silmemiz lazım, silinir. Yani bunları sileceğiz,ondan sonra dervişliği sana öyle öğretebiliriz. Silmemiz lazım, silinir. Yani bunları sileceğiz, şartımız o." demiş. Hani ameliyatta ne diyor? "Karnını açacağız,şartımız o." demiş.

Hani ameliyatta ne diyor?

"Karnını açacağız,
ondan sonra oradan şunu şöyle yapacağız bunu böyle yapacağız, dikeceğiz sonra; razı mısın?ondan sonra oradan şunu şöyle yapacağız bunu böyle yapacağız, dikeceğiz sonra; razı mısın? Bak at şuraya imzayı." Tamam razıyım diyor adam, ne yapsın. Bak at şuraya imzayı."

Tamam razıyım diyor adam, ne yapsın.
Sancıdan ölüyor veyahut ameliyat olmazsa daha fena olacak. Tamam, karnımın kesilmesine razıyım diyor. Sancıdan ölüyor veyahut ameliyat olmazsa daha fena olacak. Tamam, karnımın kesilmesine razıyım diyor. Veya diyorlar ki kangren olmuş parmaklarını keseceğiz diyor Allah saklasın, ne yapalım kes diyor. Veya diyorlar ki kangren olmuş parmaklarını keseceğiz diyor Allah saklasın, ne yapalım kes diyor. Olmazsa bu defa üremesin diyor mesela. Ona da öyle demiş Necmeddîn-i Kübrâ. Demiş ki:Olmazsa bu defa üremesin diyor mesela.

Ona da öyle demiş Necmeddîn-i Kübrâ. Demiş ki:
"Evladım bütün ilimler silinir, sileceğiz. Sileriz yani keramet yoluyla sileriz, hiç bilgin kalmaz; razıysan gel." "Evladım bütün ilimler silinir, sileceğiz. Sileriz yani keramet yoluyla sileriz, hiç bilgin kalmaz; razıysan gel."

"Ya öyle mi? Başka çaresi yok mu?" "Yok!" demiş. Hakikaten de yoktur. "Ya öyle mi? Başka çaresi yok mu?"

"Yok!" demiş.

Hakikaten de yoktur.
Yani sen öteki bilgilerle gelirsen şeyhe itiraz edersin her şeyde. Her şeyde itiraz eden de helak olur.Yani sen öteki bilgilerle gelirsen şeyhe itiraz edersin her şeyde. Her şeyde itiraz eden de helak olur. Olmaz yani, teslim olması zor olur, doğru söylüyor Necmeddîn-i Kübrâ Efendimiz. Olmaz yani, teslim olması zor olur, doğru söylüyor Necmeddîn-i Kübrâ Efendimiz.

"Efendim, ben bu meseleyi bir düşüneyim müsaade ederseniz, Allahaısmarladık." demiş, bir daha uğramamış. "Efendim, ben bu meseleyi bir düşüneyim müsaade ederseniz, Allahaısmarladık." demiş, bir daha uğramamış.

Kolay mı o kadar bilgilerin hepsini bırakacak? İşte bak varlığını bırak diyor. İlmini bırakacak. Kolay mı o kadar bilgilerin hepsini bırakacak?

İşte bak varlığını bırak diyor. İlmini bırakacak.

Kimisi ilmini bırakamaz, kimisi unvanını bırakamaz, kimisi parasını bırakamaz, kimisi gücünü kuvvetini,Kimisi ilmini bırakamaz, kimisi unvanını bırakamaz, kimisi parasını bırakamaz, kimisi gücünü kuvvetini, hatırlı olduğunu bırakamaz. Yani bir hiç olarak kendisini görmek istemez.hatırlı olduğunu bırakamaz. Yani bir hiç olarak kendisini görmek istemez. Varlığı tamamen soyup sıfır olmak istemez. Yani bir yerden zorlanır. Kendisi profesör bir arkadaş diyor ki ; Varlığı tamamen soyup sıfır olmak istemez. Yani bir yerden zorlanır.

Kendisi profesör bir arkadaş diyor ki ;
"Ben hiçbir yerde iki insan olmaya razı olmadım. Huyum böyle." İşte bu o zaman olmaz. "Ben hiçbir yerde iki insan olmaya razı olmadım. Huyum böyle."

İşte bu o zaman olmaz.
"Huyun öyle" oldu mu olmaz. Bırakamıyor, unvanları bırakamıyor, unvanından geçemiyor. "Huyun öyle" oldu mu olmaz. Bırakamıyor, unvanları bırakamıyor, unvanından geçemiyor. Bak o kadılıktan geçmiş, yüznumara temizlemiş. Ama herkes bırakamaz. Ne diyor? Bak o kadılıktan geçmiş, yüznumara temizlemiş. Ama herkes bırakamaz.

Ne diyor?

Varlığı elden koyup ere kulluk gerektir. Er dediği ne? Varlığı elden koyup ere kulluk gerektir.

Er dediği ne?

Şeyhi, evliyaullah, mürşid-i kâmil. Yani eğer hayatiyet varsa, ilmini tâatini kadılığını mevkiiniŞeyhi, evliyaullah, mürşid-i kâmil. Yani eğer hayatiyet varsa, ilmini tâatini kadılığını mevkiini makamını parasını varlığını bırakacak, ere kulluk edecek. Kulluk eyle erene, şarktan garbı görene makamını parasını varlığını bırakacak, ere kulluk edecek.

Kulluk eyle erene, şarktan garbı görene

Senden haber sorana key miskinlik gerektir. Nasihat ediyor Yunus.Senden haber sorana key miskinlik gerektir.

Nasihat ediyor Yunus.
Kulluk eyle erene, ermiş olan kişiye güzel hizmet eyle, dervişliğini güzel eyle. Kulluk eyle erene, ermiş olan kişiye güzel hizmet eyle, dervişliğini güzel eyle. Şarktan garbı görene, yani doğudan baktı mı batıyı görebiliyor. Nasıl görür onu hocam, olur mu? Şarktan garbı görene, yani doğudan baktı mı batıyı görebiliyor.

Nasıl görür onu hocam, olur mu?

Hz. Ömer gibi. Hz. Ömer'in Medine-i Münevvere'den minberden İran'daki komutanını görmesi gibi.Hz. Ömer gibi. Hz. Ömer'in Medine-i Münevvere'den minberden İran'daki komutanını görmesi gibi. Yâ sâriye ile'l-cebel dediği gibi. Nasıl gördü? Kerametle gördü. Kulluk eyle erene,Yâ sâriye ile'l-cebel dediği gibi.

Nasıl gördü?

Kerametle gördü.

Kulluk eyle erene,
şarktan garbı görene, senden haber sorana key miskinlik gerektir. Sana birisi haber sorarsa, şarktan garbı görene, senden haber sorana key miskinlik gerektir. Sana birisi haber sorarsa, "nicesin, nasılsın, nesin ya sen"; çok mütevazi olmak gerektir. Şimdi bizim burada 40 tane işimizi saydılar,"nicesin, nasılsın, nesin ya sen"; çok mütevazi olmak gerektir.

Şimdi bizim burada 40 tane işimizi saydılar,
bu işleri yapan hep bizim kardeşlerimiz. Ben tek başıma ne yapabilirdim? bu işleri yapan hep bizim kardeşlerimiz.

Ben tek başıma ne yapabilirdim?

Yani o kadar dernek, vakıf, çalışma vesaire… Bunlar işte Hocamızın hayatı mayatı diye hepsini bana yüklediler.Yani o kadar dernek, vakıf, çalışma vesaire… Bunlar işte Hocamızın hayatı mayatı diye hepsini bana yüklediler. Bunları hep yapan kardeşlerimiz. Ben oturuyorum, yatıyorum, kalkıyorum; arkadaşlar yapıyor.Bunları hep yapan kardeşlerimiz. Ben oturuyorum, yatıyorum, kalkıyorum; arkadaşlar yapıyor. Sonra bize faturası, faturası değil de öncülüğü bize yüklenmek isteniyor. Sonra bize faturası, faturası değil de öncülüğü bize yüklenmek isteniyor.

Allah razı olsun hizmet eden kardeşlerden. Miskin olagör bari, benlikten ırak yürü Allah razı olsun hizmet eden kardeşlerden.

Miskin olagör bari, benlikten ırak yürü

Gönlünde benlik olan dervişlikten ıraktır. Ne diyor? Gönlünde benlik olan dervişlikten ıraktır.

Ne diyor?

Miskin ol, yani bir hani kıyıda oturmuş bir fakir gibi ol, benlik kalmasın içinde, benlikten uzak olarakMiskin ol, yani bir hani kıyıda oturmuş bir fakir gibi ol, benlik kalmasın içinde, benlikten uzak olarak seyr-i sülûkünde ilerle. Gönlünde benlik olan dervişlikten ıraktır,seyr-i sülûkünde ilerle. Gönlünde benlik olan dervişlikten ıraktır, gönlünde benlik varsa bir insan kâmil derviş olamaz. Hak ere benim dedi, varlığın erde kodu gönlünde benlik varsa bir insan kâmil derviş olamaz.

Hak ere benim dedi, varlığın erde kodu

Erenlerin himmeti yerden göğe direktir. Bak, mürşid-i kâmile saygısına bak, ifadesine bak.Erenlerin himmeti yerden göğe direktir.

Bak, mürşid-i kâmile saygısına bak, ifadesine bak.
Hak ere, -yani mürşid-i kâmile er diyor- Allah ne dedi? Benim dedi, benim bu kul dedi. Hak ere, -yani mürşid-i kâmile er diyor-

Allah ne dedi?

Benim dedi, benim bu kul dedi.

Ne zaman diyor? Evliyâî diyor, benim velilerim diyor. Mesela bir hadîs-i kutsîde; Ne zaman diyor?

Evliyâî diyor, benim velilerim diyor.

Mesela bir hadîs-i kutsîde;

Evliyâî. "Benim velilerim, benim erenlerim." Tahte kıbâbî. "Kıbâbımın altındadırlar."Evliyâî. "Benim velilerim, benim erenlerim." Tahte kıbâbî. "Kıbâbımın altındadırlar." Lâ ya'rifühüm ğayrî. "Benden gayrısı onları bilmez." Lâ ya'rifühüm ğayrî. "Benden gayrısı onları bilmez."

Kıbâb; kubbetü'l-arus derler, gelin çadırı demek. Gelinin özene bezene yapılmış büyük çadırı olurmuş eskiden,Kıbâb; kubbetü'l-arus derler, gelin çadırı demek. Gelinin özene bezene yapılmış büyük çadırı olurmuş eskiden, süslü, otağ gibi yani. Gelin otağı diyelim. Kıbâb bu, gelin çadırı.süslü, otağ gibi yani. Gelin otağı diyelim. Kıbâb bu, gelin çadırı. Gelini kimse görmesin diye her tarafı kapalı olur, örtülü olur ama çok süslü olur. Gelini kimse görmesin diye her tarafı kapalı olur, örtülü olur ama çok süslü olur.

Evliyâî tahte kıbâbî. "Benim sevgili kullarım, evliyam, benim gelin otağlarımın içindedir,Evliyâî tahte kıbâbî. "Benim sevgili kullarım, evliyam, benim gelin otağlarımın içindedir, gelin otağı gibi çadırlarımın altındadır." Lâ ya'rifühüm ğayrî. "Benden gayrısı bilmez hepsini." gelin otağı gibi çadırlarımın altındadır." Lâ ya'rifühüm ğayrî. "Benden gayrısı bilmez hepsini."

Bazısını işte herkes biliyor, görüyor, bazısını bilmez, kim olduğunu anlayamaz. İşte Hak ere benim dedi,Bazısını işte herkes biliyor, görüyor, bazısını bilmez, kim olduğunu anlayamaz. İşte Hak ere benim dedi, benim kulum, benim evliyam dedi, sevdi, ona öyle dedi. Varlığın erde kodu, yani Allah kendi varlığını ere,benim kulum, benim evliyam dedi, sevdi, ona öyle dedi. Varlığın erde kodu, yani Allah kendi varlığını ere, erde koydu, yani varlığını birliğini erene iyice duyurdu, onu halife yaptı. Varlığın erde kodu ne demek? erde koydu, yani varlığını birliğini erene iyice duyurdu, onu halife yaptı.

Varlığın erde kodu ne demek?

Hilâfet-i uzmâ makamı demek. Erenlerin himmeti yerden göğe direktir,Hilâfet-i uzmâ makamı demek.

Erenlerin himmeti yerden göğe direktir,
erenlerin himmetleri, gayretleri çok önemlidir. Yerden göğe direktir, göğü kaldıran, erenlerin himmetleri, gayretleri çok önemlidir. Yerden göğe direktir, göğü kaldıran, göğü tutan direk gibidir, çok kıymetlidir. Erenler himmet etti mi taşı kimya yapar. göğü tutan direk gibidir, çok kıymetlidir. Erenler himmet etti mi taşı kimya yapar. Bir lahzada muhabbetullaha erdirir müridi demişler. Bu dervişlik beratın okumadı müftüler Bir lahzada muhabbetullaha erdirir müridi demişler.

Bu dervişlik beratın okumadı müftüler

Kim ne biliser bunu, bir acayip varaktır. Çok güzel, yani şiir olarak da çok güzel, Kim ne biliser bunu, bir acayip varaktır.

Çok güzel, yani şiir olarak da çok güzel,
sanatlar bakımından da çok güzel. Bu dervişlik beratını, kitabını, yazısını, fermanını müftüler okumadılar.sanatlar bakımından da çok güzel.

Bu dervişlik beratını, kitabını, yazısını, fermanını müftüler okumadılar.
Kim bilecek bu dervişlik bilgilerini, bu bir acayip bir yapraktır. Varak yani bu yaprak acayip bir yaprak, Kim bilecek bu dervişlik bilgilerini, bu bir acayip bir yapraktır. Varak yani bu yaprak acayip bir yaprak, öyle her yerde okutulmaz, herkes bilmez bunu. Bu dervişlik beratın okumadı müftüler öyle her yerde okutulmaz, herkes bilmez bunu.

Bu dervişlik beratın okumadı müftüler

Kim ne biliser bunu, bir acayip varaktır. Ey Yunus ârif isen anladım bildim deme Kim ne biliser bunu, bir acayip varaktır.

Ey Yunus ârif isen anladım bildim deme

Tut miskinlik eteğin, âhir sana gerektir. Ârif isen anladım, bildim deme, öyle övünüp ortalarda gezinme,Tut miskinlik eteğin, âhir sana gerektir.

Ârif isen anladım, bildim deme, öyle övünüp ortalarda gezinme,
miskinlik eteğini tut, miskinliğe yapış. En son sana lazım olacak,miskinlik eteğini tut, miskinliğe yapış. En son sana lazım olacak, sana fayda verecek miskinliktir, tevazudur diyor. Bestelenmiştir bu. sana fayda verecek miskinliktir, tevazudur diyor.

Bestelenmiştir bu.
Yani konferansın tatlı olması için bir de burada teyp olması lazımdı; Yani konferansın tatlı olması için bir de burada teyp olması lazımdı;

Ey Yunus ârif isen anladım bildim deme, Ey Yunus ârif isen anladım bildim deme,

Tut miskinlik eteğin, âhir sana gerektir diye ondan bestesiyle okumamız lazımdı. Tut miskinlik eteğin, âhir sana gerektir

diye ondan bestesiyle okumamız lazımdı.

İşte böyle Yunus dervişliği güzel böyle şeylerle çok hoş anlatıyor. Sonra dervişleri çok seviyor.İşte böyle Yunus dervişliği güzel böyle şeylerle çok hoş anlatıyor.

Sonra dervişleri çok seviyor.
Onları da okuyacağım. Çünkü bana 12'ye kadar vakit verdiler, kimse kalmayıncaya kadar okurum ben de. Onları da okuyacağım. Çünkü bana 12'ye kadar vakit verdiler, kimse kalmayıncaya kadar okurum ben de. Bir başka şiirini okuyorum.Bir başka şiirini okuyorum. Yunus'un nasıl bir anlayışa sahip olduğunu anlatan şiirlerden birisi. Ne diyor? Yunus'un nasıl bir anlayışa sahip olduğunu anlatan şiirlerden birisi.

Ne diyor?

Hakikate bakar isen nefsin sana düşman yeter Var imdi ol nefsin ile vuruş tokuş savaş yürü. Hakikate bakar isen nefsin sana düşman yeter

Var imdi ol nefsin ile vuruş tokuş savaş yürü.

Kim anladı? İnsanın hakikatte, şöyle bir gerçeklere dikkatli baksa en büyük düşmanı kimdir? Kim anladı?

İnsanın hakikatte, şöyle bir gerçeklere dikkatli baksa en büyük düşmanı kimdir?

Nefsidir. Kim söylüyor bunu? Nefsidir.

Kim söylüyor bunu?

Hadiste Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'den rivayet edilmiş; Hadiste Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'den rivayet edilmiş;

A'dâ adüvvüke nefsüke'lletî beyne cenbeyke. "Şu senin içindeki nefsin en büyük düşmanındır." diyor. A'dâ adüvvüke nefsüke'lletî beyne cenbeyke.

"Şu senin içindeki nefsin en büyük düşmanındır." diyor.

Hakikate bakar isen nefsin sana düşman yeter. Hakikate bakar isen nefsin sana düşman yeter. Var imdi ol nefsin ile, sen şimdi kalk git o nefsinle vuruş tokuş, nefsinle kavga et, vuruş tokuş savaş yürü.Var imdi ol nefsin ile, sen şimdi kalk git o nefsinle vuruş tokuş, nefsinle kavga et, vuruş tokuş savaş yürü. Yani nefsinle, kendinle mücadele et. Yani nedir bu? Mücahedetü'l-mer'i bi-nefsihi,Yani nefsinle, kendinle mücadele et.

Yani nedir bu?

Mücahedetü'l-mer'i bi-nefsihi,
kişinin nefsiyle cihad etmesi. Sonra; Nefstir eri yolda koyan, yolda kalır nefse uyan kişinin nefsiyle cihad etmesi.

Sonra;

Nefstir eri yolda koyan, yolda kalır nefse uyan

Ne işin var kimse ile, nefsine kakı buş yürü. Kişiyi yolda koyan nefsidir. İyi derviş yapmayan,Ne işin var kimse ile, nefsine kakı buş yürü.

Kişiyi yolda koyan nefsidir. İyi derviş yapmayan,
sınıfı geçirmeyen, hayatta başarı kazandırmayan, günahlara bulaştıran nefsidir.sınıfı geçirmeyen, hayatta başarı kazandırmayan, günahlara bulaştıran nefsidir. Nefstir eri yolda koyan, yolda kalır nefse uyan; nefse uyan insan yolda kalır.Nefstir eri yolda koyan, yolda kalır nefse uyan; nefse uyan insan yolda kalır. Ne işin var kimse ile, nefsine kakı buş yürü. Başkasıyla ne işin var senin, nefsine kakı. Ne işin var kimse ile, nefsine kakı buş yürü. Başkasıyla ne işin var senin, nefsine kakı.

Kakımak ne demek? Kızmak demek. Nefsine kız. Buş; o da öfkelenmek demek.Kakımak ne demek?

Kızmak demek.

Nefsine kız.

Buş; o da öfkelenmek demek.
Nefsine kız, nefsine öfkelen öyle yürü. Sonra; Diler isen bu dünyanın şerrinden olasın emin, Nefsine kız, nefsine öfkelen öyle yürü.

Sonra;

Diler isen bu dünyanın şerrinden olasın emin,

Terk eyle bu kibr ü kîni, hırkaya gir derviş yürü. Terk eyle bu kibr ü kîni, hırkaya gir derviş yürü.

Eğer bu dünyanın şerrinden emin olmak istiyorsan bu kibr ü kîni bırak, hırkayı giy, derviş olarak yürü. Eğer bu dünyanın şerrinden emin olmak istiyorsan bu kibr ü kîni bırak, hırkayı giy, derviş olarak yürü.

İster isen bu dünyada ebedi sarhoş olasın Işk kadehin dolu götür yıl on iki ay sarhoş yürü. İster isen bu dünyada ebedi sarhoş olasın

Işk kadehin dolu götür yıl on iki ay sarhoş yürü.

Yani bu dünyada ilahi aşkın mesti olmak istiyorsan bu Allah aşkı kadehini iç,Yani bu dünyada ilahi aşkın mesti olmak istiyorsan bu Allah aşkı kadehini iç, daima hayatın hep o ilahi sermestlikle geçsin. Kimse bağına girmegil, kimse gülüne dermegil daima hayatın hep o ilahi sermestlikle geçsin.

Kimse bağına girmegil, kimse gülüne dermegil

Var kendi maşukun ile bahçede al alış yürü. Var kendi maşukun ile bahçede al alış yürü.

Kimsenin bağına girme, kimsenin gülünü koparma, kendi maşukun olanKimsenin bağına girme, kimsenin gülünü koparma, kendi maşukun olan Allahu Teâlâ hazretleri ile bahçede al alış yürü. Yani onunla meşgul ol, Allah ile meşgul ol. Allahu Teâlâ hazretleri ile bahçede al alış yürü. Yani onunla meşgul ol, Allah ile meşgul ol.

Gönüllerde iğ olmagil, mahfillerde çiğ olmagil Çiğ nesnenin ne tadı var, gel ışk oduna piş yürü. Gönüllerde iğ olmagil, mahfillerde çiğ olmagil

Çiğ nesnenin ne tadı var, gel ışk oduna piş yürü.

Gönüllerde iğne olma, gönüllere batıp kimseyi üzme. Mahfillerde çiğ olma, toplantılarda çiğ bir insan olma.Gönüllerde iğne olma, gönüllere batıp kimseyi üzme. Mahfillerde çiğ olma, toplantılarda çiğ bir insan olma. Çiğ nesnenin ne tadı var, gel aşk oduna piş, öyle yürü bu hayat yolunda. Çiğ nesnenin ne tadı var, gel aşk oduna piş, öyle yürü bu hayat yolunda.

Yunus şimdi hoş söylersin, dilin ile şerh eylersin Halka nasihat satınca, er ol yolunca hoş yürü. Yunus şimdi hoş söylersin, dilin ile şerh eylersin

Halka nasihat satınca, er ol yolunca hoş yürü.

Yani halka nasihat edeceğine sen kendin adam ol, hoşça yürü diyor, kendisine böyle söylüyor. Yani halka nasihat edeceğine sen kendin adam ol, hoşça yürü diyor, kendisine böyle söylüyor.

Evet, tabii fazla da uzatmak şey olmaz. Evet, tabii fazla da uzatmak şey olmaz. Dervişleri, dervişliği nasıl önemli gördüğüne dair bir şiirini okuyacağım,Dervişleri, dervişliği nasıl önemli gördüğüne dair bir şiirini okuyacağım, ondan sonra sözü toparlayalım kapatalım. Çünkü ne yapsak tam anlatamayız ama bunlar da ondan sonra sözü toparlayalım kapatalım. Çünkü ne yapsak tam anlatamayız ama bunlar da Yunus ile ilgili biraz bilgi vermiş oldu. Dinin imanın var ise hor görmegil dervişleri Yunus ile ilgili biraz bilgi vermiş oldu.

Dinin imanın var ise hor görmegil dervişleri

Cümle âlem müştak durur görmekliğe dervişleri Cümle âlem müştak durur görmekliğe dervişleri

Ay u güneş müştak durur dervişlerin sohbetine Ferişteler tesbih okur, zikir eder dervişleri Ay u güneş müştak durur dervişlerin sohbetine

Ferişteler tesbih okur, zikir eder dervişleri

Ferişte melek demek. Anlıyorsunuz, bunları izaha lüzum görmüyorum. Ferişte melek demek. Anlıyorsunuz, bunları izaha lüzum görmüyorum.

Tersalar tapuya gelir, hükm ısları zebun olur Dağlar taşlar secde kılur, göriceğez dervişleri Tersalar tapuya gelir, hükm ısları zebun olur

Dağlar taşlar secde kılur, göriceğez dervişleri

Ol Fahr-i âlem Mustafa, o ma'den-i ışk u safa İster isen andan vefa, incitmegil dervişleri Ol Fahr-i âlem Mustafa, o ma'den-i ışk u safa

İster isen andan vefa, incitmegil dervişleri

İncidesin âh edeler, ömrün gülün kurutalar Gözsüz olasın yedeler tâ bilesin dervişleri İncidesin âh edeler, ömrün gülün kurutalar

Gözsüz olasın yedeler tâ bilesin dervişleri

Yani dervişi incitirsen âh ederler, sonra kör olursun. Ömrünün gülü kurur,Yani dervişi incitirsen âh ederler, sonra kör olursun. Ömrünün gülü kurur, gözsüz kör olursun da elinden tutup seni yürütürler. Yani incitme bu dervişleri. gözsüz kör olursun da elinden tutup seni yürütürler. Yani incitme bu dervişleri.

Derviş oku ırak atar, hey demeden cana batar Gafil olma yeter tutar, hor görmegil dervişleri Derviş oku ırak atar, hey demeden cana batar

Gafil olma yeter tutar, hor görmegil dervişleri

Derviş attığı oku uzağa atar, yani derviş dediği evliya derviş bunlar sıradan şey değil.Derviş attığı oku uzağa atar, yani derviş dediği evliya derviş bunlar sıradan şey değil. Hey demeden, kaçamadan gelir insanın canına zıp diye saplanır.Hey demeden, kaçamadan gelir insanın canına zıp diye saplanır. Gafil olma yeter tutar, gafil olma, derviş yetişir seni yakalar, hor görme sen dervişleri. Gafil olma yeter tutar, gafil olma, derviş yetişir seni yakalar, hor görme sen dervişleri.

Yer gök eydür hırka hakı, himmetleri olsun baki Çün padişah oldu sâki, esridiser dervişleri Yer gök eydür hırka hakı, himmetleri olsun baki

Çün padişah oldu sâki, esridiser dervişleri

Yer gök der ki bunların, bu dervişlerin, erenlerin himmetleri dâimî olsun. Yer gök der ki bunların, bu dervişlerin, erenlerin himmetleri dâimî olsun. Mademki onlara Allah bu aşkullahı, marifetullah şarabını vermiş, dervişler ondan sarhoş olurlar diyor. Mademki onlara Allah bu aşkullahı, marifetullah şarabını vermiş, dervişler ondan sarhoş olurlar diyor.

Gökten inen dört kitabı günde bin kez okurısan Vallah didar görmeyesin sevmez isen dervişleri Gökten inen dört kitabı günde bin kez okurısan

Vallah didar görmeyesin sevmez isen dervişleri

Devletliler sever bizi, her dem sorar halimizi Kördür münkirlerin gözü, görmeyiser dervişleri Devletliler sever bizi, her dem sorar halimizi

Kördür münkirlerin gözü, görmeyiser dervişleri

Yunus eydür bu ışk geldi, ölmüş canım diri kıldı Sen ben demek dilden kaldı, göreceğiz dervişleri Yunus eydür bu ışk geldi, ölmüş canım diri kıldı

Sen ben demek dilden kaldı, göreceğiz dervişleri

Buradaki derviş dediği işte böyle kâmil insanlardır. Onlar tabii o devirde Anadolu'ya gelmiş insanlar bunlar.Buradaki derviş dediği işte böyle kâmil insanlardır. Onlar tabii o devirde Anadolu'ya gelmiş insanlar bunlar. Orta Asya'dan geldiler, Anadolu'yu fethettiler, Balkanlar'a geçtiler, İslâm'ı Balkanlar'a yaydılar. Orta Asya'dan geldiler, Anadolu'yu fethettiler, Balkanlar'a geçtiler, İslâm'ı Balkanlar'a yaydılar. Bu mütevazı mübarek insanlar Osmanlı İmparatorluğu'nu kurdular.Bu mütevazı mübarek insanlar Osmanlı İmparatorluğu'nu kurdular. Yani çok kıymetli insanlar. Onun için onlara diyorlar ki: İşitin ey yârenler eve dervişler geldi Yani çok kıymetli insanlar. Onun için onlara diyorlar ki:

İşitin ey yârenler eve dervişler geldi

Can şükrane verelim, eve dervişler geldi O mübarekler bir yerden evine misafir gelmişler. Can şükrane verelim, eve dervişler geldi

O mübarekler bir yerden evine misafir gelmişler.
Canını şükrane verelim; canını feda edecek yani teşekkür makamında canını feda edecek dervişler geldi diye. Canını şükrane verelim; canını feda edecek yani teşekkür makamında canını feda edecek dervişler geldi diye.

Her kim gördü yüzünü, indirir kendözünü İlmi batından öter, eve dervişler geldi Her kim gördü yüzünü, indirir kendözünü

İlmi batından öter, eve dervişler geldi

Dervişler uçar kuşlar, deniz kenarın kışlar Zihi devletli başlar, eve dervişler geldi Dervişler uçar kuşlar, deniz kenarın kışlar

Zihi devletli başlar, eve dervişler geldi

Ne kadar kıymetli insanlar dervişler. Seydi Balım ilinden, şeker damlar dilinden, Ne kadar kıymetli insanlar dervişler.

Seydi Balım ilinden, şeker damlar dilinden,

Dost bahçesi yolundan eve dervişler geldi Seydi Balım ilinden gelmişler misafirleri.Dost bahçesi yolundan eve dervişler geldi

Seydi Balım ilinden gelmişler misafirleri.
Orası da Seydişehir dediğimiz yer. Yani onun olduğu yere o taraftan grup halinde arif kimseler gelmiş,Orası da Seydişehir dediğimiz yer. Yani onun olduğu yere o taraftan grup halinde arif kimseler gelmiş, Eve Dervişler Geldi diye şiir yazıyor. Yunus kulun öğürsüz, kimsesi yok yalınız Eve Dervişler Geldi diye şiir yazıyor.

Yunus kulun öğürsüz, kimsesi yok yalınız

Fidye olsun canımız, eve dervişler geldi Canımız feda olsun eve dervişler geldi diyor. Fidye olsun canımız, eve dervişler geldi

Canımız feda olsun eve dervişler geldi diyor.

Evet, fazla şey yapmadan kısaca tamamladım. Tabii mürşid-i kâmil pek mübarek bir insandır. Evet, fazla şey yapmadan kısaca tamamladım. Tabii mürşid-i kâmil pek mübarek bir insandır. Yunus'un bu tasavvuf şeyi şudur; -Hacı Bektaş'ta da aynıdır,Yunus'un bu tasavvuf şeyi şudur; -Hacı Bektaş'ta da aynıdır, Mevlana'ya da benzer, biraz üslup farklı ama Hacı Bektaş'a daha çok yakın-Mevlana'ya da benzer, biraz üslup farklı ama Hacı Bektaş'a daha çok yakın- Yunus'a göre Müslümanlar dört tabakadır: Yunus'a göre Müslümanlar dört tabakadır:

Şeriat tabakası şeriat ehli, tarikat ehli, marifet ehli, hakikat ehli. Dört tabaka. Şeriat tabakası şeriat ehli, tarikat ehli, marifet ehli, hakikat ehli. Dört tabaka.

Şeriat ehli namaz kılarlar, oruç tutarlar, abdest alırlar, ibadetlerini yaparlar amaŞeriat ehli namaz kılarlar, oruç tutarlar, abdest alırlar, ibadetlerini yaparlar ama tam İslâm'ı hazmetmiş insanlar değil. Tarikat ehli; tamam tarikata girmişler, zikir çekiyorlar,tam İslâm'ı hazmetmiş insanlar değil. Tarikat ehli; tamam tarikata girmişler, zikir çekiyorlar, bir şeyleri yapmaya başlamışlar, güzel. Marifet ehli; bunlar tarikatta ilerlemişler, marifetullaha ermişler, bir şeyleri yapmaya başlamışlar, güzel. Marifet ehli; bunlar tarikatta ilerlemişler, marifetullaha ermişler, Allah'ı tanımışlar, Allah'ın sıfatlarını öğrenmişler. Allah'ın istediği bir kul olma seviyesindeAllah'ı tanımışlar, Allah'ın sıfatlarını öğrenmişler. Allah'ın istediği bir kul olma seviyesinde iyi bir derece elde etmişler. Ondan sonra hakikat ehli, ehl-i hakîkat;iyi bir derece elde etmişler. Ondan sonra hakikat ehli, ehl-i hakîkat; onlar da üst tabaka yani işin hakikatine vâkıf olmuşlar, Allah'ın tam sevdiği kulları haline gelmişler. onlar da üst tabaka yani işin hakikatine vâkıf olmuşlar, Allah'ın tam sevdiği kulları haline gelmişler.

Bunlarla ilgili bir şiiri söyleyerek bu tasavvuf görüşünü iyice gösterebiliriz. Şöyle; Bunlarla ilgili bir şiiri söyleyerek bu tasavvuf görüşünü iyice gösterebiliriz. Şöyle;

Sualim var tapuna ey dervişler ecesi Meşayıh ne buyurur yol haberi nicesi Sualim var tapuna ey dervişler ecesi

Meşayıh ne buyurur yol haberi nicesi

Sana bir sorum var ey dervişlerin sultanı. Ece sultan demek. Sana bir sorum var ey dervişlerin sultanı.

Ece sultan demek.

Sualim var tapuna ey dervişler ecesi, Meşayıh ne buyurur yol haberi nicesi. Sualim var tapuna ey dervişler ecesi,

Meşayıh ne buyurur yol haberi nicesi.

Meşayıh bu konuda, eski sofiler, evliyaullah neler söylemişler, yolun haberi nasıl? Meşayıh bu konuda, eski sofiler, evliyaullah neler söylemişler, yolun haberi nasıl?

Ver bir suale cevap, tutalım olsun sevap Şule kime gösterir ışk evinin bacası Ver bir suale cevap, tutalım olsun sevap

Şule kime gösterir ışk evinin bacası

Benim sorduğum soruya cevap ver ey efendim, biz o verdiğin cevabı tutalım da sevap kazanalım.Benim sorduğum soruya cevap ver ey efendim, biz o verdiğin cevabı tutalım da sevap kazanalım. Bu aşk evinin bacası kime ışık gösterir anlat. Anlatıyor şimdi, soruyu kendisi soruyor, anlatmaya başlıyor. Bu aşk evinin bacası kime ışık gösterir anlat.

Anlatıyor şimdi, soruyu kendisi soruyor, anlatmaya başlıyor.

Evvel kapı şeriat, emr ü nehyi bildirir Yuya günahlarını her bir Kur'an hecesi Evvel kapı şeriat, emr ü nehyi bildirir

Yuya günahlarını her bir Kur'an hecesi

Her Kur'an'ın okudukça bir hecesi günahlarını yıkar. Evvel kapı şeriattır, emr ü nehyi buradan öğrenirsinHer Kur'an'ın okudukça bir hecesi günahlarını yıkar. Evvel kapı şeriattır, emr ü nehyi buradan öğrenirsin Allah şunları yasaklamış, bunları emretmiş diye. Ve günahların yıkanır Kur'an okurken. Allah şunları yasaklamış, bunları emretmiş diye. Ve günahların yıkanır Kur'an okurken.

İkincisi tarikat kulluğa bel bağlaya Yolu doğru varanı yarlıgaya hocası İkincisi tarikat kulluğa bel bağlaya

Yolu doğru varanı yarlıgaya hocası

İkinci makamı tarikattır, kulluğa bel bağlayacak, tarikata giren insan iyi bir kul olmaya gayrete gelecek.İkinci makamı tarikattır, kulluğa bel bağlayacak, tarikata giren insan iyi bir kul olmaya gayrete gelecek. Ve yola doğru vardığı zaman hocası onu yargılar. Hocası Allah'tır. Hocalar hocası Allah.Ve yola doğru vardığı zaman hocası onu yargılar. Hocası Allah'tır. Hocalar hocası Allah. O devrin Türkçesinde "Hoca" efendi demektir. Üçüncüsü marifet can gözün gönül açar O devrin Türkçesinde "Hoca" efendi demektir.

Üçüncüsü marifet can gözün gönül açar

Bak mâna sarayına Arş'a değin yücesi Üçüncü makam marifet makamıdır, gönül gözü o zaman açılır.Bak mâna sarayına Arş'a değin yücesi

Üçüncü makam marifet makamıdır, gönül gözü o zaman açılır.
Mâni sarayına bir bak ki arşa kadar yükselir orası. Dördüncüsü hakikat ere eksik bakmaya Mâni sarayına bir bak ki arşa kadar yükselir orası.

Dördüncüsü hakikat ere eksik bakmaya

Bayram ola gündüzü Kadir ola gecesi Dördüncü makama eren kimse artık tam hakikate âşık-ı sâdık olan,Bayram ola gündüzü Kadir ola gecesi

Dördüncü makama eren kimse artık tam hakikate âşık-ı sâdık olan,
has, kâmil müslüman ere eksik bakmaya. Kimseyi hor görmez, kimseye eksiktir demez, herkesi hoş görür.has, kâmil müslüman ere eksik bakmaya. Kimseyi hor görmez, kimseye eksiktir demez, herkesi hoş görür. Bayram ola gündüzü Kadir ola gecesi. O makama erdi ise bir insanın gündüzü bayram gibi olur,Bayram ola gündüzü Kadir ola gecesi. O makama erdi ise bir insanın gündüzü bayram gibi olur, her gecesi Kadir gibi olur. Bu şeriat güç olur; şeriatı tutmak, emirleri dinlemek kolay değil. her gecesi Kadir gibi olur.

Bu şeriat güç olur; şeriatı tutmak, emirleri dinlemek kolay değil.

Bu şeriat güç olur tarikat yokuş olur Marifet sarplık durur hakikattir yücesi Bu şeriat güç olur tarikat yokuş olur

Marifet sarplık durur hakikattir yücesi

Dervişin dört yanında dört ulu kapı gerek Kancaru bakar ise gündüz ola gecesi Dervişin dört yanında dört ulu kapı gerek

Kancaru bakar ise gündüz ola gecesi

İşte dervişin dört yanında bu dördü olması lazım, gecesi o zaman gündüz olur. İşte dervişin dört yanında bu dördü olması lazım, gecesi o zaman gündüz olur.

Ana eren dervişe iki cihan keşf olur Anın sıfatın över ol hocalar hocası Ana eren dervişe iki cihan keşf olur

Anın sıfatın över ol hocalar hocası

Bu dördüne birden sahip olan bir müslüman iki cihanı keşfen görecek hale gelir. Keşif keramet sahibi olur.Bu dördüne birden sahip olan bir müslüman iki cihanı keşfen görecek hale gelir. Keşif keramet sahibi olur. O hocalar hocası Allahu Teâlâ hazretleri onu sever, över. Dört hal içinde derviş gerek siyaset çeke O hocalar hocası Allahu Teâlâ hazretleri onu sever, över.

Dört hal içinde derviş gerek siyaset çeke

Menzile ermez kalır yol eri yuvacası Bu dört şeriat tarikat marifet hakikat makamlarındaMenzile ermez kalır yol eri yuvacası

Bu dört şeriat tarikat marifet hakikat makamlarında
derviş gerek ki siyaset çeker. "Siyaset çekmek" demek, zahmet çekip,derviş gerek ki siyaset çeker. "Siyaset çekmek" demek, zahmet çekip, çalışıp o eğitimi görmesi lazım. Bunları görmez ise menzile ermez, kalır yol eri yuvacası.çalışıp o eğitimi görmesi lazım. Bunları görmez ise menzile ermez, kalır yol eri yuvacası. Tembel olan insan kalır, yani çalışmazsa erişemez. Kırk kişi bir ağacı dağdan indiremeye Tembel olan insan kalır, yani çalışmazsa erişemez.

Kırk kişi bir ağacı dağdan indiremeye

Ya bunca mürid muhib sırat nice geçesi Büyük olunca ağaç 40 kişi bir ağacı dağdan indiremez, Ya bunca mürid muhib sırat nice geçesi

Büyük olunca ağaç 40 kişi bir ağacı dağdan indiremez,
bunca mürid muhib sıratı nasıl geçecek? Küfür okun atarken imanın vurma sakın bunca mürid muhib sıratı nasıl geçecek?

Küfür okun atarken imanın vurma sakın

Yelip sıyasın güçin sebl ola güvecesi Dört kapıdır kırk makam yüz altmış menzili var Yelip sıyasın güçin sebl ola güvecesi

Dört kapıdır kırk makam yüz altmış menzili var

Ana erene açılır vilayet derecesi Âşık Yunus sözlerin muhal diye söylemez Ana erene açılır vilayet derecesi

Âşık Yunus sözlerin muhal diye söylemez

Mâna yüzün gösterir bu şairler kocası Bu iki son beyitlerde önemli şu var; 40 makamdan bahsediyor,Mâna yüzün gösterir bu şairler kocası

Bu iki son beyitlerde önemli şu var; 40 makamdan bahsediyor,
dört kapıdan, 160 menzilden bahsediyor. O zaman insana velilik derecesinin açıldığını söylüyor.dört kapıdan, 160 menzilden bahsediyor. O zaman insana velilik derecesinin açıldığını söylüyor. Âşık Yunus bu sözleri boş yere söylemiyor, mânileri anlatıyor,Âşık Yunus bu sözleri boş yere söylemiyor, mânileri anlatıyor, gizli esrarengiz şeyleri söylüyor bu şairler kocası diyor. gizli esrarengiz şeyleri söylüyor bu şairler kocası diyor.

Muhterem kardeşlerim! Demek ki ihtiyarlık zamanında şeyh iken söylediği sözler olduğu anlaşılıyor. Muhterem kardeşlerim!

Demek ki ihtiyarlık zamanında şeyh iken söylediği sözler olduğu anlaşılıyor.

Evet, işte böylece insan yani bu hayatta yalan yanlış şeylere takılmayacak, şeriati öğrenecek,Evet, işte böylece insan yani bu hayatta yalan yanlış şeylere takılmayacak, şeriati öğrenecek, tarikatta çalışacak, marifet yollarında gidecek, tembel olmayacak.tarikatta çalışacak, marifet yollarında gidecek, tembel olmayacak. Tembel olursa menzile ulaşamaz, yarı yolda kalır. Hakikate erecek, velayet derecesi tamam olacak,Tembel olursa menzile ulaşamaz, yarı yolda kalır. Hakikate erecek, velayet derecesi tamam olacak, gözü açılacak diye bu yolu şey olarak anlatıyor. Gayet aşikar olarak şiddetle, hararetlegözü açılacak diye bu yolu şey olarak anlatıyor. Gayet aşikar olarak şiddetle, hararetle bunun böyle yapılması gerektiğini bildiriyor. Öyledir, doğrudur, eskimemiş gerçeklerdir.bunun böyle yapılması gerektiğini bildiriyor.

Öyledir, doğrudur, eskimemiş gerçeklerdir.
Bu devirde de böyledir. Bu devirde de insanların aynı şekilde aynı merhalelelerden geçmesi lazım.Bu devirde de böyledir. Bu devirde de insanların aynı şekilde aynı merhalelelerden geçmesi lazım. Nefsini yenmezse, şeriati bilmezse, tarikatın eğitiminden geçmezse,Nefsini yenmezse, şeriati bilmezse, tarikatın eğitiminden geçmezse, marifetullaha hakikate ulaşamazsa olmaz. Yani bu eğitimlerin olması lazım. marifetullaha hakikate ulaşamazsa olmaz. Yani bu eğitimlerin olması lazım.

Yunus Emre bunları hararetle ve çok ileri bir tarzda anlattığı için asırlar boyu müessir olmuştur.Yunus Emre bunları hararetle ve çok ileri bir tarzda anlattığı için asırlar boyu müessir olmuştur. Bir çok insanının tasavvufu sevmesine ve bu çalışmaları yapıp Hakk'a ermesine onun sözlerinin,Bir çok insanının tasavvufu sevmesine ve bu çalışmaları yapıp Hakk'a ermesine onun sözlerinin, teşvikinin, çalışmalarının faydası olmuştur, onun yolunda yürüyen insanlara faydası olmuştur. teşvikinin, çalışmalarının faydası olmuştur, onun yolunda yürüyen insanlara faydası olmuştur.

Bir-iki temas ettiğimiz şeyi söyleyerek sözümü kapatıyorum. Bir-iki temas ettiğimiz şeyi söyleyerek sözümü kapatıyorum.

Yunus Alevi değildir. Yani bizim bugünkü mânada şu bildiğimiz Alevilik Sünnilik meselesi, Yunus Alevi değildir. Yani bizim bugünkü mânada şu bildiğimiz Alevilik Sünnilik meselesi, Anadolu'da işte Gazi Mahallesi olayları, kavgalar, gürültüler, cem evleri vesaire filanAnadolu'da işte Gazi Mahallesi olayları, kavgalar, gürültüler, cem evleri vesaire filan yani bu mânada Alevi. Aslında Alevi Hz. Ali'ye mensup demek.yani bu mânada Alevi. Aslında Alevi Hz. Ali'ye mensup demek. Yani kelime bunlara verilmemeli çünkü bunların bir kısmı ben ateistim diyor, inançsızım diyor.Yani kelime bunlara verilmemeli çünkü bunların bir kısmı ben ateistim diyor, inançsızım diyor. Bu aslında Alevi filan olamaz. Bu aslında Alevi filan olamaz.

Avustralya'da, Sivas olayları olduğu zaman televizyondan radyodanAvustralya'da, Sivas olayları olduğu zaman televizyondan radyodan Kur'ân-ı Kerîm'e, ehl-i sünnete, şeriate, İslâm'a çok çatmışlar.Kur'ân-ı Kerîm'e, ehl-i sünnete, şeriate, İslâm'a çok çatmışlar. Gazetelerde, televizyonda çok çatmışlar, radyoda çok aleyhte konuşmuşlar Aleviler. Gazetelerde, televizyonda çok çatmışlar, radyoda çok aleyhte konuşmuşlar Aleviler.

Ben de Avustralya'ya gittim. Dediler ki kimse de cevap veremedi. O Sivas olayları oldu ya, Ben de Avustralya'ya gittim. Dediler ki kimse de cevap veremedi. O Sivas olayları oldu ya, Madımak Oteli'nin yanması filan. Ondan dolayı çok olaylar oldu ve burada artık hıncını bizden çıkarttılar,Madımak Oteli'nin yanması filan. Ondan dolayı çok olaylar oldu ve burada artık hıncını bizden çıkarttılar, çok aleyhte konuştular, dine imana çok sövdüler, kimse de cevap veremedi burada dedi.çok aleyhte konuştular, dine imana çok sövdüler, kimse de cevap veremedi burada dedi. Olmaz dedim, burada bunların cevapsız kalması doğru değil. Ne yapacağız? Olmaz dedim, burada bunların cevapsız kalması doğru değil.

Ne yapacağız?

Bu Aleviler nerede çoksa oraya gideceğiz dedim. "Nerede çok?" dedim. Bu Aleviler nerede çoksa oraya gideceğiz dedim.

"Nerede çok?" dedim.

Sidney'den 600-700 kilometre mesafede, Mildura şehrinde dediler. Sidney'den 600-700 kilometre mesafede, Mildura şehrinde dediler.

Hadi bindik arabalara, gittik. Alevilerin derneklerini bulduk.Hadi bindik arabalara, gittik. Alevilerin derneklerini bulduk. Önceden haber verdik biz size geliyoruz konuşmaya diye. Gittik oturduk. Böyle salon dolu.Önceden haber verdik biz size geliyoruz konuşmaya diye. Gittik oturduk. Böyle salon dolu. Alevilerin münevverleri, kalem tutanları, şairleri, gençleri yaşlıları, şeyleri hepsi oturmuşlar. Alevilerin münevverleri, kalem tutanları, şairleri, gençleri yaşlıları, şeyleri hepsi oturmuşlar.

Karşılarına geçtim dedim ki: Bu Sivas Olayları dolayısıyla çok ağır konuşmalar yapmışsınız.Karşılarına geçtim dedim ki:

Bu Sivas Olayları dolayısıyla çok ağır konuşmalar yapmışsınız.
Kur'ân-ı Kerîm'e, İslâm'a çatmışsınız, şeriata çatmışsınız. Şöyle şöyle yapmışsınız.Kur'ân-ı Kerîm'e, İslâm'a çatmışsınız, şeriata çatmışsınız. Şöyle şöyle yapmışsınız. Bunlar doğru değil. Bunları konuşmaya geldim ben buraya dedim. Bunlar doğru değil. Bunları konuşmaya geldim ben buraya dedim. Yani siz böyle yaptığınız takdirde böyle yaptıysanız siz Alevi değilsiniz, siz dinsizsiniz dedim.Yani siz böyle yaptığınız takdirde böyle yaptıysanız siz Alevi değilsiniz, siz dinsizsiniz dedim. Siz Alevi demeyin, ben Aleviyim dedim, ben Hz. Ali Efendimizin soyundanım,Siz Alevi demeyin, ben Aleviyim dedim, ben Hz. Ali Efendimizin soyundanım, o benim dedem, binâenaleyh ona mensubum. Ben İmam Câfer-i Sâdık Efendimizin tarikattao benim dedem, binâenaleyh ona mensubum. Ben İmam Câfer-i Sâdık Efendimizin tarikatta silsilemizde yeri var, onun silsilesine bağlayayım, binâenaleyh ehl-i beyt imamlarına bağlıyım.silsilemizde yeri var, onun silsilesine bağlayayım, binâenaleyh ehl-i beyt imamlarına bağlıyım. Ama Kur'an'a bağlıyım, hadîs-i şerîflere bağlıyım. Sizin bu yaptığınız doğru değildir diyeAma Kur'an'a bağlıyım, hadîs-i şerîflere bağlıyım. Sizin bu yaptığınız doğru değildir diye onların her şeylerini açık açık konuştum. Üç-dört saat konuştuk. Söyleyin ne söyleyeceksiniz dedim,onların her şeylerini açık açık konuştum. Üç-dört saat konuştuk. Söyleyin ne söyleyeceksiniz dedim, ben ilahiyat fakültesi profesörüyüm. Hacı Bektâş-ı Velî hakkında doktora tezi, doçentlik tezi yaptım.ben ilahiyat fakültesi profesörüyüm. Hacı Bektâş-ı Velî hakkında doktora tezi, doçentlik tezi yaptım. Bu meseleleri biliyorum, buyurun konuşalım dedim.Bu meseleleri biliyorum, buyurun konuşalım dedim. İsterseniz Hacı Bektâş-ı Velî'den size bir şeyler okuyayım, isterseniz Hz. Ali Efendimizden okuyayım.İsterseniz Hacı Bektâş-ı Velî'den size bir şeyler okuyayım, isterseniz Hz. Ali Efendimizden okuyayım. Yani neye hürmet ediyorsanız, neyi şey yapıyorsanız konuşalım.Yani neye hürmet ediyorsanız, neyi şey yapıyorsanız konuşalım. Sizin bu yaptığınız yanlıştır, Alevilik değildir dedim. Yani siz gerçek Alevi isenizSizin bu yaptığınız yanlıştır, Alevilik değildir dedim. Yani siz gerçek Alevi iseniz Hz. Ali Efendimize uymanız gerekiyor; uymuyorsunuz, dinden imandan çıkıyorsunuz.Hz. Ali Efendimize uymanız gerekiyor; uymuyorsunuz, dinden imandan çıkıyorsunuz. Sizinki açıkça dinsizliktir filan diye bunu böyle anlattım.Sizinki açıkça dinsizliktir filan diye bunu böyle anlattım. Sonra da İstanbul'a geldiğimiz zaman da birkaç konferans verdik.Sonra da İstanbul'a geldiğimiz zaman da birkaç konferans verdik. Bazı konferanslarımızda da bu meseleyi açıkça beyan ettim. Bazı konferanslarımızda da bu meseleyi açıkça beyan ettim.

Şimdi Aleviler diyorlar ki Yunus bizdendir. Alevidir demek istiyorlar, yani şeriata karşıdır,Şimdi Aleviler diyorlar ki Yunus bizdendir. Alevidir demek istiyorlar, yani şeriata karşıdır, şeriat taraftarı değildir, ehl-i sünnete karşıdır demek istiyorlar. Bunun doğru olmadığınışeriat taraftarı değildir, ehl-i sünnete karşıdır demek istiyorlar. Bunun doğru olmadığını Yunus'un şiirlerinden söylemem lazım. Kısaca okuyabilirim de, kısaca notlarımdan da söyleyebilirim. Yunus'un şiirlerinden söylemem lazım. Kısaca okuyabilirim de, kısaca notlarımdan da söyleyebilirim.

Bir kere Yunus Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimizi övüyor. Alevi övmez. Bir kere Yunus Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimizi övüyor. Alevi övmez. Ömer Efendimizi, Osman Efendimizi övüyor, Alevi övmez. Nasıl övüyor? Ömer Efendimizi, Osman Efendimizi övüyor, Alevi övmez.

Nasıl övüyor?

Yerini şey yapabilirim, burada kısaca okuyalım. Ömer ü Osman Ali, Mustafa yarenleri Yerini şey yapabilirim, burada kısaca okuyalım.

Ömer ü Osman Ali, Mustafa yarenleri

Ömer, Osman, Ali. Bak hem Ömer diyor Osman diyor, Hz. Ali Efendimizi üçüncü sayıyor. Ömer, Osman, Ali. Bak hem Ömer diyor Osman diyor, Hz. Ali Efendimizi üçüncü sayıyor.

Ömer ü Osman Ali, Mustafa yarenleri Yani Hz. Muhammed Mustafa'nın has sahabesi diyor. Ömer ü Osman Ali, Mustafa yarenleri

Yani Hz. Muhammed Mustafa'nın has sahabesi diyor.

Bu dördünün Ulusu Ebû Bekr-i Sıddîktır Der mi şimdi bir Alevi böyle? Demez. Bu dördünün Ulusu Ebû Bekr-i Sıddîktır

Der mi şimdi bir Alevi böyle?

Demez.

Demek ki Alevi değil. Önceden söylemedi, Ebu Bekir Ömer Osman Ali sıralamasında Ömer'den başladı; Demek ki Alevi değil. Önceden söylemedi, Ebu Bekir Ömer Osman Ali sıralamasında Ömer'den başladı;

Ömer ü Osman Ali, Mustafa yarenleri Bu dördünün ulusu Ebû Bekr-i Sıddîk'tır. Ömer ü Osman Ali, Mustafa yarenleri

Bu dördünün ulusu Ebû Bekr-i Sıddîk'tır.

Bu ne demek? Bangır bangır ben Alevi değilim ey Aleviler, böyle değildir bu iş. Bu ne demek?

Bangır bangır ben Alevi değilim ey Aleviler, böyle değildir bu iş.

Bu dördünün en yüksek olduğunu söylemek ehl-i sünnet inancıdır. Demek ki Yunus ehl-i sünnet. Bu dördünün en yüksek olduğunu söylemek ehl-i sünnet inancıdır. Demek ki Yunus ehl-i sünnet.

Burada şiirin daha uzununu da okuyabilirim. Başka bir şiiri; Burada şiirin daha uzununu da okuyabilirim.

Başka bir şiiri;

Ebû Bekrile Ömer yüzlerinden nur damar Damar damlar demek. Yüzlerinden nur damlar diyelim. Ebû Bekrile Ömer yüzlerinden nur damar

Damar damlar demek. Yüzlerinden nur damlar diyelim.

Sinesi dolu Kur'an Osmân-ı Affân kanı? Göğsü Kur'an dolu olan Hz. Osman nerede.Sinesi dolu Kur'an Osmân-ı Affân kanı?

Göğsü Kur'an dolu olan Hz. Osman nerede.
Bir şiirinde de böyle hep göçenleri sayıyor. Mübarek insanların hepsi göçtü göçtü, sen de göçeceksin.Bir şiirinde de böyle hep göçenleri sayıyor. Mübarek insanların hepsi göçtü göçtü, sen de göçeceksin. Yani ölümü işlediği bir şiiri; Ebû Bekrile Ömer, yüzlerinden nur damar Yani ölümü işlediği bir şiiri;

Ebû Bekrile Ömer, yüzlerinden nur damar

Sinesi dolu Kur'an Osmân-ı Affân kanı? Nasıl yüzünden nur damladığını söylüyor. Sinesi dolu Kur'an Osmân-ı Affân kanı?

Nasıl yüzünden nur damladığını söylüyor.

Ömer-i Hattâb ile çok adl ü dâd işledüm Oğlığa fısk içinde hadde basılan benem Ömer-i Hattâb ile çok adl ü dâd işledüm

Oğlığa fısk içinde hadde basılan benem

Bir başka şiirinde de Ömer-i Hattâb ile çok adl ü dâd işledim diyor, Hz. Ömer'i övüyor. Bu bir.Bir başka şiirinde de Ömer-i Hattâb ile çok adl ü dâd işledim diyor, Hz. Ömer'i övüyor. Bu bir. Yunus'un yerli yerine oturması, tam tanınması için bu. İkincisi Yunus namazlı niyazlı ibadetli tâatli.Yunus'un yerli yerine oturması, tam tanınması için bu.

İkincisi Yunus namazlı niyazlı ibadetli tâatli.
Oruç hakkında medihleri vardır, hac, ibadet, zekât hakkında [medihlerisözleri] vardır.Oruç hakkında medihleri vardır, hac, ibadet, zekât hakkında [medihlerisözleri] vardır. Yerleri belli ama gittikçe herkes tabii işi var gücü var şey yapıyor, kısa kesmek zorundayız. Yerleri belli ama gittikçe herkes tabii işi var gücü var şey yapıyor, kısa kesmek zorundayız. Bid'atlara karşıdır, Kur'ân-ı Kerîm'in yolundadır, şiirlerinde böyle. Sünni. Bid'atlara karşıdır, Kur'ân-ı Kerîm'in yolundadır, şiirlerinde böyle. Sünni. Şimdi en can alıcı şeyleri onları biraz okuyalım. Dört mezhebin âşıkıyem, yedi mezhep geçti canım Şimdi en can alıcı şeyleri onları biraz okuyalım.

Dört mezhebin âşıkıyem, yedi mezhep geçti canım

Dört mezhep ne? Hanefî, Şâfiî, Mâlikî, Hanbelî. Yunus ne diyor? Dört mezhebin aşığıyım. Dört mezhep ne?

Hanefî, Şâfiî, Mâlikî, Hanbelî.

Yunus ne diyor?

Dört mezhebin aşığıyım.
Tamam mı, ispatlı bizim işimiz. Yani taraf tutmak şöyle böyle değil. Tamam mı, ispatlı bizim işimiz. Yani taraf tutmak şöyle böyle değil.

Başka bir şiir: Bir söz geldi dilime, eydem ölüm üstüne Başka bir şiir:

Bir söz geldi dilime, eydem ölüm üstüne

Gerek sünni müselman, gerek zalim üstüne Yani zalimin karşıtını sünni müslüman olarak şey yapıyor.Gerek sünni müselman, gerek zalim üstüne

Yani zalimin karşıtını sünni müslüman olarak şey yapıyor.
Yani sünni müslüman iyi, zıttını zalim diye zikrediyor, sünni müslümanı methediyor. Yani sünni müslüman iyi, zıttını zalim diye zikrediyor, sünni müslümanı methediyor.

Kimde ki şevkat vardır rahmet dahi andadır Şimdi bir gönlü açık sünni müselman kanı? Kimde ki şevkat vardır rahmet dahi andadır

Şimdi bir gönlü açık sünni müselman kanı?

Bir şiirinde de böyle diyor. Kimde şefkat varsa rahmet de vardır. Şimdi artık böyle gönül gözü açılmış,Bir şiirinde de böyle diyor. Kimde şefkat varsa rahmet de vardır. Şimdi artık böyle gönül gözü açılmış, evliyalık makamına ermiş, yani güzel müslüman nerede diye sünni müselman kanı diye şey yapıyor. evliyalık makamına ermiş, yani güzel müslüman nerede diye sünni müselman kanı diye şey yapıyor.

Demek ki Yunus Emre'nin hayatını kısaca söyledik, zamanımızın şey yaptığı kadar tasavvufi yönünü açıkladık,Demek ki Yunus Emre'nin hayatını kısaca söyledik, zamanımızın şey yaptığı kadar tasavvufi yönünü açıkladık, birkaç tane Yunus olduğunu açıkladık, Yunus'un nasıl bir insan olduğunu açıkladık.birkaç tane Yunus olduğunu açıkladık, Yunus'un nasıl bir insan olduğunu açıkladık. Yani söylenecek çok daha güzel, uzun şeyler olabilir. Hepsi bir seferde bitmez. Yani söylenecek çok daha güzel, uzun şeyler olabilir. Hepsi bir seferde bitmez.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz anlatırken kısa anlatırdı, az ve öz anlatırdı, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz anlatırken kısa anlatırdı, az ve öz anlatırdı, her şeyi bitirmeye şey yapmazdı, birkaç tane söylerdi ondan sonra bir kısmını da başka zamana bırakırdı. her şeyi bitirmeye şey yapmazdı, birkaç tane söylerdi ondan sonra bir kısmını da başka zamana bırakırdı.

İşte Yunus Emre böyle Sünni, dört halifeye hürmet eden, Kur'an okumayı seven,İşte Yunus Emre böyle Sünni, dört halifeye hürmet eden, Kur'an okumayı seven, seherlerde dağlarla taşlarla ağaçlarla kuşlarla zikir yapan, nefis terbiyesine önem veren,seherlerde dağlarla taşlarla ağaçlarla kuşlarla zikir yapan, nefis terbiyesine önem veren, tevazuu esas alan, güzel ahlakı hem kendisi benimseyip hem de öğreten,tevazuu esas alan, güzel ahlakı hem kendisi benimseyip hem de öğreten, kendisine intisap edenleri velayet makamına ulaştıran bir büyük zattır.kendisine intisap edenleri velayet makamına ulaştıran bir büyük zattır. Tasavvufun büyük önderlerinden biridir. Bizim dilimizde yazmış,Tasavvufun büyük önderlerinden biridir. Bizim dilimizde yazmış, bizim anlayacağımız bir kişi olması bakımından önemlidir. bizim anlayacağımız bir kişi olması bakımından önemlidir. O bakımdan Tasavvuf ve Yunus Emre diye bu konuyu işledik. O bakımdan Tasavvuf ve Yunus Emre diye bu konuyu işledik.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi de sevdiği kullarından eylesin. Bizi de sevmediği sıfatlardan,Allahu Teâlâ hazretleri bizi de sevdiği kullarından eylesin. Bizi de sevmediği sıfatlardan, hallerden, huylardan, işlerden kurtarsın. Bizim de gönül gözümüzü güşâd eylesin, açsın, basiretimizi açsın.hallerden, huylardan, işlerden kurtarsın. Bizim de gönül gözümüzü güşâd eylesin, açsın, basiretimizi açsın. Nefsimizi ıslah etmemizi nasip eylesin. Marifetullaha erdirsin.Nefsimizi ıslah etmemizi nasip eylesin. Marifetullaha erdirsin. Bizim de gönlümüze aşkullahı marifetullahı yerleştirsin. Bizim de gönlümüze aşkullahı marifetullahı yerleştirsin.

Tabii Yunus'un şiirlerinin çok büyük bir kısmı Allah aşkı ile ilgili şiirlerdir. Tabii Yunus'un şiirlerinin çok büyük bir kısmı Allah aşkı ile ilgili şiirlerdir. Haftaya da inşallah Yunus'ta Marifetullah konusu diye bir başka konuda işleriz. Haftaya da inşallah Yunus'ta Marifetullah konusu diye bir başka konuda işleriz.

Allahu Teâlâ hazretleri ömrümüzü uzun eylesin, amellerimizi salih amel eylesin, Allahu Teâlâ hazretleri ömrümüzü uzun eylesin, amellerimizi salih amel eylesin, hüsn-i hâtimeler nasip eylesin. Bizi evliyasına hayru'l-halef eylesin.hüsn-i hâtimeler nasip eylesin. Bizi evliyasına hayru'l-halef eylesin. Cennette dünyada sevdiği kullarla beraber eylesin. Cennette Peygamber Efendimize,Cennette dünyada sevdiği kullarla beraber eylesin. Cennette Peygamber Efendimize, evliyasına komşu eylesin, cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin. evliyasına komşu eylesin, cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin.

Soru: "Nakşî yolunda gidenler cehrî zikre katılamazlar, katıldıkları vakitte de imanları gider"Soru: "Nakşî yolunda gidenler cehrî zikre katılamazlar, katıldıkları vakitte de imanları gider"
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2