Namaz Vakitleri
İstanbul
29 Cemâziye'l-Evvel 1447
20 November 2025
İmsak
06:21
Güneş
07:51
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:49
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. Demet Râmûzü'l-ehâdîs kitabının 136. sayfasına tesadüf eden

Demet Râmûzü'l-ehâdîs kitabının 136. sayfasına tesadüf eden
hadîs-i şerîfleri okuyup izah etmeyehadîs-i şerîfleri okuyup izah etmeye geçmeden öncegeçmeden önce Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'ePeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e sevgimizin, bağlılığımızın bir nişanesi olmak üzeresevgimizin, bağlılığımızın bir nişanesi olmak üzere ve cümle âl'inin, ashâbının, etbâının vs. enbiyâ ve mürselin ve evliyâullahınve cümle âl'inin, ashâbının, etbâının vs. enbiyâ ve mürselin ve evliyâullahın ve bilhassa Ümmet-i Muhammed'in mürşitleri olan,ve bilhassa Ümmet-i Muhammed'in mürşitleri olan, verese-i enbiyâ olan sâdât-ı meşâyih-i turuk-u aliyyemizin ervâhına,verese-i enbiyâ olan sâdât-ı meşâyih-i turuk-u aliyyemizin ervâhına, eseri telif eylemiş olan Gümüşhaneli Ahmed Ziyâeddineseri telif eylemiş olan Gümüşhaneli Ahmed Ziyâeddin Efendi hocamızın ruhuna,Efendi hocamızın ruhuna, kendisinden feyiz aldığımızkendisinden feyiz aldığımız Mehmet Zâhid Kotku hocamızın ruhuna hediye olsun diye,Mehmet Zâhid Kotku hocamızın ruhuna hediye olsun diye, uzaktan ve yakından bu hadîsleri dinlemek üzereuzaktan ve yakından bu hadîsleri dinlemek üzere buraya toplanmış bulunan sizlerinburaya toplanmış bulunan sizlerin ve bu konuşmayı sonradan, bantlardan dinleyenve bu konuşmayı sonradan, bantlardan dinleyen sair kardeşlerimizin geçmişlerininsair kardeşlerimizin geçmişlerinin ruhlarına hediye olsun diye.ruhlarına hediye olsun diye. Yaşayan müslümanların da Rabbimizin rızasına vasıl olması,Yaşayan müslümanların da Rabbimizin rızasına vasıl olması, iki cihanda aziz ve bahtiyar olmasına vesile olması içiniki cihanda aziz ve bahtiyar olmasına vesile olması için bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım,bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım, öyle başlayalım bunların izahına, buyurun.öyle başlayalım bunların izahına, buyurun. BismillâhirrahmânirrahîmBismillâhirrahmânirrahîm Birinci hadîs-i şerîf

Birinci hadîs-i şerîf
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet olunmuş.Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet olunmuş. Bundan sonra gelecek hadîs-i şerîf'te de aynı manaBundan sonra gelecek hadîs-i şerîf'te de aynı mana ifade edilmiş.ifade edilmiş. Bu hadîs-i şerîfi ilk önce okuyuverelim.Bu hadîs-i şerîfi ilk önce okuyuverelim. Mealini söyleyiverelim.Mealini söyleyiverelim. 136. sayfanın birinci hadîs-i şerîfi.136. sayfanın birinci hadîs-i şerîfi. İnneküm.

İnneküm.
Ey Ashâbım!Ey Ashâbım! Sizler bugün, yevme fî zemânin.Sizler bugün, yevme fî zemânin. Öyle bir zamandasınız ki,Öyle bir zamandasınız ki, men terake uşra mâ ümira bihî heleke.men terake uşra mâ ümira bihî heleke. Kendisine emrolunmuş olan şeylerinKendisine emrolunmuş olan şeylerin onda birini terk etse,onda birini terk etse, terk eden kimse helâk olacak bir zamandasınız.terk eden kimse helâk olacak bir zamandasınız. Tamamını yapması lazım.Tamamını yapması lazım. Onda birini bile terk etse, onda dokuzunu yapıpOnda birini bile terk etse, onda dokuzunu yapıp o zaman bile helâk olur.o zaman bile helâk olur. Öyle bir zamanda yaşıyorsunuz.Öyle bir zamanda yaşıyorsunuz. Burada matbaada ümir diye harekelenmiş.Burada matbaada ümir diye harekelenmiş. İkinci ötüre yanlıştır, ümire olur.İkinci ötüre yanlıştır, ümire olur. Ketebe, kütibe gibi meçhul sigasıyla.Ketebe, kütibe gibi meçhul sigasıyla. Orasını, metni takip eden kardeşlerimiz düzeltiversinler.Orasını, metni takip eden kardeşlerimiz düzeltiversinler. Sümme ye’tî zemânün.

Sümme ye’tî zemânün.
Ama bundan sonra ileride bir zaman gelecek ki,Ama bundan sonra ileride bir zaman gelecek ki, men amile minhüm bi uşri mâ ümira bihî necâ.men amile minhüm bi uşri mâ ümira bihî necâ. Emrolunan şeylerin onda birini yapabilse,Emrolunan şeylerin onda birini yapabilse, o zaman da o insan kurtulacak, öyle bir zaman gelecek.o zaman da o insan kurtulacak, öyle bir zaman gelecek. Şimdi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemŞimdi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin zamanı asrı saadettir.Efendimizin zamanı asrı saadettir. Peygamber Efendimizin cemalini gören,Peygamber Efendimizin cemalini gören, onun sözünü işiten,onun sözünü işiten, onun icraatına şahit olan insanınonun icraatına şahit olan insanın normalinde hayran olmaması, mest olmaması mümkün değil.normalinde hayran olmaması, mest olmaması mümkün değil. Her şeyini ona uydurmaya çalışması lazım.Her şeyini ona uydurmaya çalışması lazım. Gönlündeki ufak bir şey, ufak bir gölge,Gönlündeki ufak bir şey, ufak bir gölge, bir hatalı hareket, onu çok büyük zararlara uğratabilir.bir hatalı hareket, onu çok büyük zararlara uğratabilir. Eskiler demişler ki, Farsça bir söz;

Eskiler demişler ki, Farsça bir söz;
''Kurbi sultân âteşi sûzan büvet''

''Kurbi sultân âteşi sûzan büvet''
Sultanların yakın mevkine gelmek,

Sultanların yakın mevkine gelmek,
onların meclislerinde bulunmak,onların meclislerinde bulunmak, evet sultanın yakınlığıdır, birazevet sultanın yakınlığıdır, biraz tantana, debdebe, şâşâ, zenginlik,tantana, debdebe, şâşâ, zenginlik, ikram vs. vardır ama çok da tehlikelidir.ikram vs. vardır ama çok da tehlikelidir. Yakıcı bir ateş gibidir yani oraya vardığı zamanYakıcı bir ateş gibidir yani oraya vardığı zaman bakarsın sultan kızıverir,bakarsın sultan kızıverir, atın şunu hapse, kesin şunun kellesini,atın şunu hapse, kesin şunun kellesini, cezalandırın şunu deyiverir.cezalandırın şunu deyiverir. Büyüklerin yanında edebe çok riayet etmesi lazım.Büyüklerin yanında edebe çok riayet etmesi lazım. Bizim kitaplarımızda da yazılmış kiBizim kitaplarımızda da yazılmış ki yani bir büyüğünün, hocasının yanına geldiği zamanyani bir büyüğünün, hocasının yanına geldiği zaman edebe son derece riayetkâr olması lazım.edebe son derece riayetkâr olması lazım. Gönlüne sahip olması lazım.Gönlüne sahip olması lazım. Kötü şeyleri geçirmemesi lazım diye.Kötü şeyleri geçirmemesi lazım diye. Peygamber Efendimizin bu mübarek zamanında

Peygamber Efendimizin bu mübarek zamanında
her şey ayan beyan âşikârken, küfürher şey ayan beyan âşikârken, küfür yıkılmış, ayaklar altına alınmışken,yıkılmış, ayaklar altına alınmışken, müşriklerin artık söz söylemeye mecali kalmamışken,müşriklerin artık söz söylemeye mecali kalmamışken, onların inançları darmadağın, tarumar olmuşken,onların inançları darmadağın, tarumar olmuşken, o zaman herkesin tam tamınao zaman herkesin tam tamına hâlis müslüman olması lazım.hâlis müslüman olması lazım. O devir o kadar hâlis insanın arasındaO devir o kadar hâlis insanın arasında bozukluk çok fena olur.bozukluk çok fena olur. Yani beyazın yanında küçücük bir gaz yağı damlasa bileYani beyazın yanında küçücük bir gaz yağı damlasa bile onun o ıslaklık gibi görünüşü bile leke olur beyazın üzerinde.onun o ıslaklık gibi görünüşü bile leke olur beyazın üzerinde. Beyazın içinde, beyaza mukayese edildiği zamanBeyazın içinde, beyaza mukayese edildiği zaman o kötü görünür.o kötü görünür. Peygamber Efendimiz'in ashâbı da kar gibi ak pâk,Peygamber Efendimiz'in ashâbı da kar gibi ak pâk, lekesiz, temiz insanlar iken o devirde insanlekesiz, temiz insanlar iken o devirde insan onda birini yapmasa, emrolunan şeylerin, vazifelerinonda birini yapmasa, emrolunan şeylerin, vazifelerin o zaman büyük bir günah olmuş olur, mahvolurlar.o zaman büyük bir günah olmuş olur, mahvolurlar. Ama bir zaman gelecekAma bir zaman gelecek onda birini yapabilirse kurtulacak diyor Peygamber Efendimiz.onda birini yapabilirse kurtulacak diyor Peygamber Efendimiz. Sanki onun misali de bizim zamanımız.Sanki onun misali de bizim zamanımız. Sanki bizim bu zamanımız.Sanki bizim bu zamanımız. Çünkü insanların çoğu şaşırmış.Çünkü insanların çoğu şaşırmış. Açıktan açığa Allahu Teâlâ Hazretleri'nin varlığına dil uzatanlar var.Açıktan açığa Allahu Teâlâ Hazretleri'nin varlığına dil uzatanlar var. Açıktan açığa Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'eAçıktan açığa Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e karşı çıkanlar var.karşı çıkanlar var. Açıktan açığa her türlü edepsizliği, yüzü kızarmadan,Açıktan açığa her türlü edepsizliği, yüzü kızarmadan, utanmadan, arlanmadan iftihar ediyor gibi yapıp dautanmadan, arlanmadan iftihar ediyor gibi yapıp da yapıyorum ne var, bir şey mi diyeceksin,yapıyorum ne var, bir şey mi diyeceksin, ne yapabilirsin, hürriyet var gibine yapabilirsin, hürriyet var gibi bir kabadayılık edası içindebir kabadayılık edası içinde her türlü alçaklığın, rezaletin, mazarratın, muzurluğunher türlü alçaklığın, rezaletin, mazarratın, muzurluğun yapıldığı bir zaman.yapıldığı bir zaman. Şimdi her sabah akşam insan gezdiği yerlerde,

Şimdi her sabah akşam insan gezdiği yerlerde,
eğer bir de konuşacağı insanları iyi seçmezse,eğer bir de konuşacağı insanları iyi seçmezse, bir sürü küfür elfazı,bir sürü küfür elfazı, yani insanı küfre düşürenyani insanı küfre düşüren bir sürü tehlikeli söz, bir sürü bozuk akide,bir sürü tehlikeli söz, bir sürü bozuk akide, bir sürü saçma lakırdı.bir sürü saçma lakırdı. Bir sürü hücum,Bir sürü hücum, bir sürü şey görebilir.bir sürü şey görebilir. Sonra o devirde Allahu Teâlâ HazretleriSonra o devirde Allahu Teâlâ Hazretleri o ihlâslara göre müminleri aziz etmişti.o ihlâslara göre müminleri aziz etmişti. Kâfirlerin gık diyecek hali yoktu.Kâfirlerin gık diyecek hali yoktu. Bu devirde kâfirler hakim olmuşlardır dünyaya.Bu devirde kâfirler hakim olmuşlardır dünyaya. Uzaylara uydular fırlatmaktalar.Uzaylara uydular fırlatmaktalar. Dünyanın her yeriyle çok güzel haberleşiyorlar.Dünyanın her yeriyle çok güzel haberleşiyorlar. Buradan telefonu açıyor, tık Amerika'ylaBuradan telefonu açıyor, tık Amerika'yla belki bizim bu şehir içi telefonu konuşmasındanbelki bizim bu şehir içi telefonu konuşmasından daha rahat bir tarzda konuşabiliyor.daha rahat bir tarzda konuşabiliyor. Çeşitli cihazlar, aletler, edevât yani çok gelişmiş bir devir,Çeşitli cihazlar, aletler, edevât yani çok gelişmiş bir devir, bizden üstünler ve bizden çokbizden üstünler ve bizden çok üstün olmalarını teknolojik bakımdanüstün olmalarını teknolojik bakımdan bizim dinimize zarar vermek için de kullanıyorlar.bizim dinimize zarar vermek için de kullanıyorlar. Bizi aldatmak için, bizi şaşırtmak için,Bizi aldatmak için, bizi şaşırtmak için, dinden çıkartmak için, kendi dinlerine döndürmek için,dinden çıkartmak için, kendi dinlerine döndürmek için, misyonerlik propagandasını yapmak içinmisyonerlik propagandasını yapmak için harıl harıl çalışıyorlar bütün imkanlarıyla.harıl harıl çalışıyorlar bütün imkanlarıyla. Yani para mı istiyorsun?

Yani para mı istiyorsun?
Al, yığınla böyle kucağına para.Al, yığınla böyle kucağına para. Bizim Heybeli AdaBizim Heybeli Ada Ruhban okulunda, hristiyan okulunda,Ruhban okulunda, hristiyan okulunda, papazların okulunda bir tamirat yapılacakmış.papazların okulunda bir tamirat yapılacakmış. Amerika'ya bir şey yazmışlar.Amerika'ya bir şey yazmışlar. İşte ihtiyacımız var, para gönderin diye.İşte ihtiyacımız var, para gönderin diye. 10 mislini göndermiş Amerika'dan bağlı oldukları teşkilat.10 mislini göndermiş Amerika'dan bağlı oldukları teşkilat. Bunlar da burada biz bu kadar gönderin demedik diyeBunlar da burada biz bu kadar gönderin demedik diye bir itâbname göndermişler.bir itâbname göndermişler. Bu kadar fazlasını ne gönderiyorsunuz diye.Bu kadar fazlasını ne gönderiyorsunuz diye. Yani azarlamışlar o tarafı.Yani azarlamışlar o tarafı. İstediğimiz kadar gönderin, niye bu kadar çok gönderiyorsunuz diye.İstediğimiz kadar gönderin, niye bu kadar çok gönderiyorsunuz diye. Biz bugün Allah Allah diyoruz.Biz bugün Allah Allah diyoruz. Aman biraz para olsa şu kursu tamamlasak.Aman biraz para olsa şu kursu tamamlasak. Aman biraz para olsa şu camiyi tamamlasak.Aman biraz para olsa şu camiyi tamamlasak. Aman biraz para olsa gazete çıkarsak.Aman biraz para olsa gazete çıkarsak. Aman biraz para olsa mecmua çıkarsak.Aman biraz para olsa mecmua çıkarsak. Aman paramız olsa ansiklopedi çıkarsak.Aman paramız olsa ansiklopedi çıkarsak. Aman şöyle olsa, aman böyle olsa, yurt açsak,Aman şöyle olsa, aman böyle olsa, yurt açsak, okul açsak, özel üniversite açsak,okul açsak, özel üniversite açsak, parası olanın özel üniversite açma imkanı var bu devirde.parası olanın özel üniversite açma imkanı var bu devirde. Ve bizim özel üniversite açacak kapasitemiz var.Ve bizim özel üniversite açacak kapasitemiz var. Müslüman kardeşlerimiz var, profesörlerimiz var,Müslüman kardeşlerimiz var, profesörlerimiz var, çok iyi yetişmiş kimseler var, yabancı dilleri gayet güzel bilençok iyi yetişmiş kimseler var, yabancı dilleri gayet güzel bilen kimseler var yani yapabiliriz hepsini ama,kimseler var yani yapabiliriz hepsini ama, hepsi fakirlik, fukaralık yüzünden yapılamıyor.hepsi fakirlik, fukaralık yüzünden yapılamıyor. Yani paramız yetmediği için yapamıyoruz.Yani paramız yetmediği için yapamıyoruz. Gücümüzün yettiğine, ancakGücümüzün yettiğine, ancak mali gücümüzün yettiğine girişiyoruz.mali gücümüzün yettiğine girişiyoruz. Ötekisinde eh dur bakalım Allah bir günÖtekisinde eh dur bakalım Allah bir gün inşallah bunun da imkanını verir deinşallah bunun da imkanını verir de şunu da yaparız, bunu da yaparız diyoruz.şunu da yaparız, bunu da yaparız diyoruz. Aslında her şeyi yapacak elhamdülillahAslında her şeyi yapacak elhamdülillah kıymetli bir müslümankıymetli bir müslüman tabaka dünya üzerinde teşekkül etmiş durumda.tabaka dünya üzerinde teşekkül etmiş durumda. Atom âlimi var,Atom âlimi var, teknik üniversite profesörü var,teknik üniversite profesörü var, bilmem hukukçusu var, şusu var, busu var.bilmem hukukçusu var, şusu var, busu var. Her bakımdan elhamdülillah

Her bakımdan elhamdülillah
dünyanın en kuvvetlidünyanın en kuvvetli elemanlarına sahip bulunuyoruz ama işteelemanlarına sahip bulunuyoruz ama işte o parasızlıktan, şeylikten biz yapamıyoruz.o parasızlıktan, şeylikten biz yapamıyoruz. Düşmanlar bize bütün güçleriyle saldırıyorlar,Düşmanlar bize bütün güçleriyle saldırıyorlar, her yerden kıskaca almışlar.her yerden kıskaca almışlar. Bulgaristan'da sıkıntıdayız, Rusya'da sıkıntıdayız,Bulgaristan'da sıkıntıdayız, Rusya'da sıkıntıdayız, Orta Asya'da sıkıntıdayız, Afganistan'da sıkıntıdayız,Orta Asya'da sıkıntıdayız, Afganistan'da sıkıntıdayız, Afrika'da sıkıntıdayız.Afrika'da sıkıntıdayız. Yani dünyanın neresinde bir kurşun patlasa neredeyse gelipYani dünyanın neresinde bir kurşun patlasa neredeyse gelip bizden bir tanesini zarara uğratıyor gibibizden bir tanesini zarara uğratıyor gibi bir sıkıntılı durumdayız.bir sıkıntılı durumdayız. Bunlar keşke sadece canımıza kastetseler,Bunlar keşke sadece canımıza kastetseler, ölürsek şehit oluruz, yaralanırsak gazi oluruz,ölürsek şehit oluruz, yaralanırsak gazi oluruz, sevap kazanırız amasevap kazanırız ama bizim çocuğumuzu bizden alıp da kâfir yaptığı zaman,bizim çocuğumuzu bizden alıp da kâfir yaptığı zaman, inançsız yaptığı zaman,inançsız yaptığı zaman, ahlâksız yaptığı zaman, doğru yoldan çıkardığı zamanahlâksız yaptığı zaman, doğru yoldan çıkardığı zaman en büyük zarara uğramış oluyoruz.en büyük zarara uğramış oluyoruz. Böyle bir fitneli, fesatlı, cadı kazanlarının kaynadığı,

Böyle bir fitneli, fesatlı, cadı kazanlarının kaynadığı,
mikropların her tarafı alıp götürdüğümikropların her tarafı alıp götürdüğü bir asırda, insanların adam akıllı şaşırdığı bir asırda,bir asırda, insanların adam akıllı şaşırdığı bir asırda, firavunlardan daha beter olduğu, nemrutlardan daha kâfir olduğu bir devirde,firavunlardan daha beter olduğu, nemrutlardan daha kâfir olduğu bir devirde, adam akıllı yüzsüzleştikleri, adam akıllı Allah'ınadam akıllı yüzsüzleştikleri, adam akıllı Allah'ın nimetlerine karşı geldikleri bir devirde,nimetlerine karşı geldikleri bir devirde, bu kadar menfi şartlara rağmen o kadarbu kadar menfi şartlara rağmen o kadar alkışladıkları ittikleri halde, yanlış yola gitmiyor daalkışladıkları ittikleri halde, yanlış yola gitmiyor da gençlik imana geliyor.gençlik imana geliyor. Zenginlerin çocukları, para var pul var her türlü eğlence yapabilir,Zenginlerin çocukları, para var pul var her türlü eğlence yapabilir, hayır onlardan şey yapıyor, müslüman oluyor.hayır onlardan şey yapıyor, müslüman oluyor. Anası babası kızıyor, oğlum al parayı gez biraz,Anası babası kızıyor, oğlum al parayı gez biraz, hovardalık yap, dolaş, eğlen, hayır.hovardalık yap, dolaş, eğlen, hayır. Anasına babasına yol gösteriyor.Anasına babasına yol gösteriyor. Anası babası lokantaya içki koyuyor, evlat koydurtmuyor.Anası babası lokantaya içki koyuyor, evlat koydurtmuyor. Evlat ana babayı terbiye ediyor.Evlat ana babayı terbiye ediyor. Koyarsan ben burada çalışmam,Koyarsan ben burada çalışmam, senin evinde yemem diyenleri duydum.senin evinde yemem diyenleri duydum. Adapazarı'nda başka yerde.Adapazarı'nda başka yerde. Yani anasına babasına yol gösteren şeyler oluyor.Yani anasına babasına yol gösteren şeyler oluyor. Allah'ın bir lütfudur bu, vaadidir de.Allah'ın bir lütfudur bu, vaadidir de. Kur'an-ı Kerîm'de vadediyor ki;

Kur'an-ı Kerîm'de vadediyor ki;
Onlar Allah'ın nurunu söndürmek için ne kadar uğraşsalarOnlar Allah'ın nurunu söndürmek için ne kadar uğraşsalar Allah nurunu tamamlayacak.Allah nurunu tamamlayacak. Ve biliyoruz ki kıyamete kadar has müslümanlar daimaVe biliyoruz ki kıyamete kadar has müslümanlar daima mevcut olacak.mevcut olacak. Şimdi geçtiğimiz devrelerde 19. yüzyılŞimdi geçtiğimiz devrelerde 19. yüzyıl küfrün adam akıllı şahlandığı bir asırdır.küfrün adam akıllı şahlandığı bir asırdır. Artık dine lüzum kalmadı demişlerdir birçok ideolojiler.Artık dine lüzum kalmadı demişlerdir birçok ideolojiler. Rusya'nın benimsediği komünizm ideolojisiRusya'nın benimsediği komünizm ideolojisi din afyondur demiştir.din afyondur demiştir. Sömürme vasıtasıdır demiştir amaSömürme vasıtasıdır demiştir ama 21. yüzyıla yaklaştığımız şu sırada21. yüzyıla yaklaştığımız şu sırada neredeyse Rusları bile dinsiz tutamayacak duruma gelmiştir.neredeyse Rusları bile dinsiz tutamayacak duruma gelmiştir. Avrupa'da hesaplıyorlar kiAvrupa'da hesaplıyorlar ki Fransa'da yüzde bilmem kaçı bulacak?Fransa'da yüzde bilmem kaçı bulacak? Geçen gün yüzde 48 mi dediler, ne dediler?Geçen gün yüzde 48 mi dediler, ne dediler? Yani 2000 yılında Fransa'nın bayağı yarısı

Yani 2000 yılında Fransa'nın bayağı yarısı
müslüman olacakmış bu gidişle, bu hesapla.müslüman olacakmış bu gidişle, bu hesapla. Dünya üzerindeki bütün öteki dinlerin gelişmesini,Dünya üzerindeki bütün öteki dinlerin gelişmesini, birkaç yıllık gelişmesini, istatistik mevzuyu yapmışlar.birkaç yıllık gelişmesini, istatistik mevzuyu yapmışlar. İslâmiyet yüzde 248 gelişmiş.İslâmiyet yüzde 248 gelişmiş. Dünyada patlama tarzında gelişiyor.Dünyada patlama tarzında gelişiyor. Amerika dahil Dünyanın birçok yerleri dahilAmerika dahil Dünyanın birçok yerleri dahil misyonersiz, mağdur,misyonersiz, mağdur, tazyik altında olmasına rağmen İslâm gelişiyor.tazyik altında olmasına rağmen İslâm gelişiyor. Öteki dinler geriliyor.Öteki dinler geriliyor. Sadece o dinin mensubu, ananın, babanın, evladıSadece o dinin mensubu, ananın, babanın, evladı bir iki tanesi kalırsa o dinde kalıyor ötekiler,bir iki tanesi kalırsa o dinde kalıyor ötekiler, onlar bile muhafaza edemiyorlar.onlar bile muhafaza edemiyorlar. Ama İslâm %248.Ama İslâm %248. Yani 100 kişiyken 248 kişi olmuş,Yani 100 kişiyken 248 kişi olmuş, 1000 kişiyken 2480 kişi olmuş gibi yani.1000 kişiyken 2480 kişi olmuş gibi yani. Allah'ın bir şeyidir.Allah'ın bir şeyidir. İşte böyle bir fitneli devirdeİşte böyle bir fitneli devirde kusurlu da olsa, ilim az olduğundan, fitne çok olduğundan,kusurlu da olsa, ilim az olduğundan, fitne çok olduğundan, küfür şahlanmış olduğundan, dalgalanmakta olduğundan, insanınküfür şahlanmış olduğundan, dalgalanmakta olduğundan, insanın gerçekleri öğrenme imkanı az olduğundan,gerçekleri öğrenme imkanı az olduğundan, ihlâsla az düşe kalkaihlâsla az düşe kalka bildiğini, duyduğunu yapmaya çalışan insanbildiğini, duyduğunu yapmaya çalışan insan necat buluyor, kurtuluyor.necat buluyor, kurtuluyor. Rabbimiz bizi necat bulanlardan eylesin,Rabbimiz bizi necat bulanlardan eylesin, dinimizi tam tatbik etmeyi de nasip eylesin.dinimizi tam tatbik etmeyi de nasip eylesin. Biz onda birine razı değiliz,Biz onda birine razı değiliz, tam müslüman olmak istiyoruz.tam müslüman olmak istiyoruz. Rabbimiz bizi has müslüman eylesin.

Rabbimiz bizi has müslüman eylesin.
Kendisine böyle gel kulum diye davet ettiği,Kendisine böyle gel kulum diye davet ettiği, müminlerin en yüksek zümrelerinden,müminlerin en yüksek zümrelerinden, en ileri gelenlerinden olmayı cümlemize Rabbimiz nasip eylesin.en ileri gelenlerinden olmayı cümlemize Rabbimiz nasip eylesin. İkinci hadîs-i şerîfte aynı mevzudaydı dedim.

İkinci hadîs-i şerîfte aynı mevzudaydı dedim.
Onu da okuyuvereyim, metnini teberrüken.Onu da okuyuvereyim, metnini teberrüken. “İnneküm fî zemânin ulemâühû kesîrun hutabâühû kalîlün.

“İnneküm fî zemânin ulemâühû kesîrun hutabâühû kalîlün.
Men terake fîhi uşra mâ ye’lemü hevâMen terake fîhi uşra mâ ye’lemü hevâ ve seye’tî ale’n-nâsi zemânünve seye’tî ale’n-nâsi zemânün yekillü ulemâühû ve yeksüru hutbâühû.yekillü ulemâühû ve yeksüru hutbâühû. Men temesseke fîhi bi uşri mâ ye’lemü necâ.”Men temesseke fîhi bi uşri mâ ye’lemü necâ.” Ebû Zer el-Gifârî Hazretlerinden Ahmed b. Hanbel

Ebû Zer el-Gifârî Hazretlerinden Ahmed b. Hanbel
müsnedine kaydetmiş bu hadîsi.müsnedine kaydetmiş bu hadîsi. İfadesi şöyle bu hadîs-i şerîfin.İfadesi şöyle bu hadîs-i şerîfin. Siz öyle bir zamandasınız ki, bu zamanın âlimleri fazladır.Siz öyle bir zamandasınız ki, bu zamanın âlimleri fazladır. İlim isteyenleri azdır.İlim isteyenleri azdır. Hutabâühû, burada ilim isteyen demek yani hatip burada,

Hutabâühû, burada ilim isteyen demek yani hatip burada,
istemek manasına.istemek manasına. Âlimleri çoktur, ilmi talep edip ver bana ilim,Âlimleri çoktur, ilmi talep edip ver bana ilim, ilim öğret bana diyen insan azdır, çünkü herkes biliyor.ilim öğret bana diyen insan azdır, çünkü herkes biliyor. Herkes bilgili bu hususta.Herkes bilgili bu hususta. Siz böyle bir zamandasınız, âlimler çok,Siz böyle bir zamandasınız, âlimler çok, isteyenler, talebeler az.isteyenler, talebeler az. Burada, bugün de, o zamanda, bu zamanda,Burada, bugün de, o zamanda, bu zamanda, kim bildiğinin onda birini terk ederse, hevâ fî cehennem.kim bildiğinin onda birini terk ederse, hevâ fî cehennem. Cehenneme fî cehennem yok, yani cehenneme uçar gider.Cehenneme fî cehennem yok, yani cehenneme uçar gider. Cehennemin uçurumuna yuvarlanır gider.Cehennemin uçurumuna yuvarlanır gider. Yani onda birini terk etse, tıpatıp yapacak.Yani onda birini terk etse, tıpatıp yapacak. Gece mutlaka teheccüde kalkacak,Gece mutlaka teheccüde kalkacak, ibadetler edecek, haram yememeye dikkat edecek,ibadetler edecek, haram yememeye dikkat edecek, hakkı söylemek hususunda gayretli olacak.hakkı söylemek hususunda gayretli olacak. Kale gibi olacak böyle.Kale gibi olacak böyle. Azıcık bir şey yaptı mı helâk olur gider.Azıcık bir şey yaptı mı helâk olur gider. Amma ve seye’tî ale’n-nâsi zemânün.

Amma ve seye’tî ale’n-nâsi zemânün.
Bu insanların başına öyle bir kara bulutlu,Bu insanların başına öyle bir kara bulutlu, uğursuz günler gelecek ki,uğursuz günler gelecek ki, o günlerde İslâm unutulacak dao günlerde İslâm unutulacak da âlimler azalacak.âlimler azalacak. Yekillü ulemâühû.Yekillü ulemâühû. Âlimleri azalacak.Âlimleri azalacak. Ve yeksiru hutbâühû.

Ve yeksiru hutbâühû.
İlim isteyen insanlar çok olacak ama öğreten nerede?İlim isteyen insanlar çok olacak ama öğreten nerede? Burada o zamanda kim bildiğinin onda birini tutar,

Burada o zamanda kim bildiğinin onda birini tutar,
temessük eder, icra eder, yaparsa, yaşarsa necat bulacak.temessük eder, icra eder, yaparsa, yaşarsa necat bulacak. Şimdi kardeşlerim bir misali size söyleyeyim.Şimdi kardeşlerim bir misali size söyleyeyim. İstanbul'da bir doktor bize müracaat etmiş.İstanbul'da bir doktor bize müracaat etmiş. Biz oradaki İskender Paşa Camii'nde konuşurken haberi geldi.Biz oradaki İskender Paşa Camii'nde konuşurken haberi geldi. Kur'an-ı Kerîm öğrenmek istiyorum, demiş.Kur'an-ı Kerîm öğrenmek istiyorum, demiş. Karısı da doktormuş, o da öğrenmek istiyor.Karısı da doktormuş, o da öğrenmek istiyor. Dedim, bundan kolay bir şey yok.Dedim, bundan kolay bir şey yok. Benim ilahiyat fakültesinden talebelerim,Benim ilahiyat fakültesinden talebelerim, tanıdıklarımdan birisine söylerim,tanıdıklarımdan birisine söylerim, evine gider o doktorun, Elif budur, Be budur,evine gider o doktorun, Elif budur, Be budur, Cim budur, Dal budur, öğretir diye düşündüm.Cim budur, Dal budur, öğretir diye düşündüm. Kolay dedim, birisini göndeririz, Kur'an'ı öğretiriz.Kolay dedim, birisini göndeririz, Kur'an'ı öğretiriz. Yok, Kur'an-ı Kerîm'in okumasını istemiyor.Yok, Kur'an-ı Kerîm'in okumasını istemiyor. Kur'an-ı Kerîm'in tefsirini istiyor dediler.Kur'an-ı Kerîm'in tefsirini istiyor dediler. O zaman onlara Kur'an-ı Kerîm'in tefsirini verecek.O zaman onlara Kur'an-ı Kerîm'in tefsirini verecek. Neresi var, neresi var?Neresi var, neresi var? Sordum, soruşturdum.Sordum, soruşturdum. 5-6 milyonluk koca İstanbul ki,5-6 milyonluk koca İstanbul ki, bir zamanlar Dar-ü Saltanat-ül Aliyye hilafet merkezi idi.bir zamanlar Dar-ü Saltanat-ül Aliyye hilafet merkezi idi. İslâm'ın kalbi küt küt küt küt orada atıyordu.İslâm'ın kalbi küt küt küt küt orada atıyordu. Orada bir böyle istekliyeOrada bir böyle istekliye Kur'an-ı Kerîm'i öğretecek müessese yok.Kur'an-ı Kerîm'i öğretecek müessese yok. Burada da yok, başka yerde de yok, biliyorum.Burada da yok, başka yerde de yok, biliyorum. Biz müslümanlar dinimizi öğretmek hususundaBiz müslümanlar dinimizi öğretmek hususunda teşkilatlarımızı tamamlayamamışız,teşkilatlarımızı tamamlayamamışız, 20. yüzyıla uyduramamışız.20. yüzyıla uyduramamışız. Yani bizim her şehirde en aşağıYani bizim her şehirde en aşağı bir tane Kur'an-ı Kerîm'in tıkır tıkır öğretildiği,bir tane Kur'an-ı Kerîm'in tıkır tıkır öğretildiği, gürül gürül okunduğu, güzel güzel izah edildiğigürül gürül okunduğu, güzel güzel izah edildiği Kur'an evleri olması lazım, Dâru'l Kur'anlar olması lazımdı.Kur'an evleri olması lazım, Dâru'l Kur'anlar olması lazımdı. Seneler seneler öncesi ben İstanbul'da hatırlıyorum,Seneler seneler öncesi ben İstanbul'da hatırlıyorum, Eşref Efendi diye bir baba dostu, yakınımızEşref Efendi diye bir baba dostu, yakınımız orada Dâru'l Kur'an tesis edeceğim diye bir geniş arsa aldı.orada Dâru'l Kur'an tesis edeceğim diye bir geniş arsa aldı. Ve o arsanın üzerinde binayı yapmak üzere sizin gibi gençlerVe o arsanın üzerinde binayı yapmak üzere sizin gibi gençler tezkereyle harç taşıdılar, tuğla taşıdılar,tezkereyle harç taşıdılar, tuğla taşıdılar, ustalık amelelik yaptılar Dârü'l Kur'an olacak diye.ustalık amelelik yaptılar Dârü'l Kur'an olacak diye. Yaptılar, koca binayı ortaya koydular amaYaptılar, koca binayı ortaya koydular ama Dârü'l Kur'an olarak çalışmadı.Dârü'l Kur'an olarak çalışmadı. Yani Kur'ani ilimlerinYani Kur'ani ilimlerin okutulduğu, öğretildiği insanlaraokutulduğu, öğretildiği insanlara verildiği bir şey olarak çalışmadı.verildiği bir şey olarak çalışmadı. Bugün de hiçbir yerde böyle halka da açık olan,

Bugün de hiçbir yerde böyle halka da açık olan,
esnafa da, tüccara da, memura daesnafa da, tüccara da, memura da istediği zaman Kur'an derslerini verecek,istediği zaman Kur'an derslerini verecek, tefsir verecek müesseselerimiz yok.tefsir verecek müesseselerimiz yok. Kurmalıyız bunları.Kurmalıyız bunları. Saatleri belli olmalı.Saatleri belli olmalı. Gittiği zaman broşürü aldığı zamanGittiği zaman broşürü aldığı zaman memurlar için, gündüz çalışanlar içinmemurlar için, gündüz çalışanlar için gece saat 8'den 11'e kadar, 3 saat.gece saat 8'den 11'e kadar, 3 saat. İlk başlayanlar için pazartesi, perşembe.İlk başlayanlar için pazartesi, perşembe. Biraz ileriler için salı, cuma.Biraz ileriler için salı, cuma. Daha ileriler için bilmem ne, bilmem ne.Daha ileriler için bilmem ne, bilmem ne. Kadınlar için gündüz saat 10 ile 12 arasında.Kadınlar için gündüz saat 10 ile 12 arasında. Talebeler için öğleden sonra 4 ile 6 arasında.Talebeler için öğleden sonra 4 ile 6 arasında. Kur'an-ı Kerîm'in tefsiri burada verilir diye müesseseler kurmalıyız.Kur'an-ı Kerîm'in tefsiri burada verilir diye müesseseler kurmalıyız. Mesela benim istediğim, benim beklediğim temenni ettiğimMesela benim istediğim, benim beklediğim temenni ettiğim İslâm diyarı böyle olur.İslâm diyarı böyle olur. Çünkü bizim asıl işimiz Kur'an-ı Kerîm'i öğretmek insanlara.Çünkü bizim asıl işimiz Kur'an-ı Kerîm'i öğretmek insanlara. Peygamber Efendimiz'in ömrü boyunca yaptığı şey

Peygamber Efendimiz'in ömrü boyunca yaptığı şey
insanlara Allah'ın kelâmını tebliğ etmek idi.insanlara Allah'ın kelâmını tebliğ etmek idi. Bu asırda yapılmıyor.Bu asırda yapılmıyor. Herkes okusun.Herkes okusun. Canım herkes okusun usulüyle din öğretilecek olsaydıCanım herkes okusun usulüyle din öğretilecek olsaydı Peygamber göndermezdi Allahu Teâlâ Hazretleri.Peygamber göndermezdi Allahu Teâlâ Hazretleri. Kitap gönderirdi, kitabı herkes okurdu.Kitap gönderirdi, kitabı herkes okurdu. Fiilen göstermek gerekiyor.Fiilen göstermek gerekiyor. Onun için tasavvufi terbiye,

Onun için tasavvufi terbiye,
fiili terbiye olması dolayısıyla şart oluyor.fiili terbiye olması dolayısıyla şart oluyor. Peygamber Efendimiz günlük yaşayışı içinde İslâm'ı öğrettiği içinPeygamber Efendimiz günlük yaşayışı içinde İslâm'ı öğrettiği için en uygun eğitim sistemi öyle günlük hayatın içinde göstererek,en uygun eğitim sistemi öyle günlük hayatın içinde göstererek, yaşatarak, yaşayarak İslâm'ı öğretmek oluyor.yaşatarak, yaşayarak İslâm'ı öğretmek oluyor. Allahu Teâlâ Hazretleri bizi dinimizin yaşaması için,Allahu Teâlâ Hazretleri bizi dinimizin yaşaması için, yayılması için gerekli müesseseleri kurmak,yayılması için gerekli müesseseleri kurmak, icap eden tedbirleri almak hususunda gayretli eylesin.icap eden tedbirleri almak hususunda gayretli eylesin. 20. yüzyıldayız, yenilikler yapmalıyız İslâm'ı öğretmek için herkese,20. yüzyıldayız, yenilikler yapmalıyız İslâm'ı öğretmek için herkese, dinimize öğretmek için çalışmalıyız,dinimize öğretmek için çalışmalıyız, hocalarımızı organize etmeliyiz,hocalarımızı organize etmeliyiz, talebeleri organize etmeliyiz,talebeleri organize etmeliyiz, güzel mekanlar koymalıyız ortaya,güzel mekanlar koymalıyız ortaya, zamanlar hazırlamalıyız ve bunlar öğretilmeli.zamanlar hazırlamalıyız ve bunlar öğretilmeli. Allahu Teâlâ Hazretleri böyle çalıştığımız zamanAllahu Teâlâ Hazretleri böyle çalıştığımız zaman çok büyük hayırlar ihsan eder,çok büyük hayırlar ihsan eder, çok büyük hayırlara ereriz.çok büyük hayırlara ereriz. Allahu Teâlâ Hazretleri bizi yine çok büyükAllahu Teâlâ Hazretleri bizi yine çok büyük mükâfatlarla mükâfatlandırıp iki cihanda aziz eder.mükâfatlarla mükâfatlandırıp iki cihanda aziz eder. İslâm'ı en umulmadık yerlere yayarız.İslâm'ı en umulmadık yerlere yayarız. Bakarsınız Fransa müslüman olmuş, bakarsınız Almanya müslüman olmuş,Bakarsınız Fransa müslüman olmuş, bakarsınız Almanya müslüman olmuş, bakarsınız Amerika şıp diye müslüman olmuş.bakarsınız Amerika şıp diye müslüman olmuş. Eskiden öyle olmadı mı?

Eskiden öyle olmadı mı?
Bizans müslüman mıydı, İran müslüman mıydı?

Bizans müslüman mıydı, İran müslüman mıydı?
Suriye müslüman mıydı?Suriye müslüman mıydı? Yani Arabistan'ın biraz kuzeyinde bir Gassani Devleti vardı.

Yani Arabistan'ın biraz kuzeyinde bir Gassani Devleti vardı.
Öbür tarafında biraz kuzey doğusunda bir Hire Devleti vardı.Öbür tarafında biraz kuzey doğusunda bir Hire Devleti vardı. Öbür tarafında bir Sasani Devleti vardı.Öbür tarafında bir Sasani Devleti vardı. Daha öteki tarafında bir başka devlet vardı.Daha öteki tarafında bir başka devlet vardı. Hatta Arap Yarımadası'nın Bahreyn ve sair tarafları bile müslüman değildi amaHatta Arap Yarımadası'nın Bahreyn ve sair tarafları bile müslüman değildi ama her yere gittiler İslâm'ı götürdüler, öğrettiler.her yere gittiler İslâm'ı götürdüler, öğrettiler. Bizans'ın olduğu yerlerde yaşıyoruz şimdi bak.Bizans'ın olduğu yerlerde yaşıyoruz şimdi bak. İslâm diyarı, bir ara Balkanlar müslüman diyarıydı,İslâm diyarı, bir ara Balkanlar müslüman diyarıydı, bir ara İspanya müslüman diyarıydı,bir ara İspanya müslüman diyarıydı, bir ara Kırım müslüman diyarıydı, Kafkasya müslüman diyarıydı.bir ara Kırım müslüman diyarıydı, Kafkasya müslüman diyarıydı. Gene müslüman diyarı ama başkalarının altında.Gene müslüman diyarı ama başkalarının altında. Başkalarının tazyiki altında.Başkalarının tazyiki altında. Yani çalışırsak ve çalışmalıyızYani çalışırsak ve çalışmalıyız ve o kardeşlerimize ulaşmalıyızve o kardeşlerimize ulaşmalıyız ve dünyanın öteki insanlarına İslâm'ı ulaştırmalıyız.ve dünyanın öteki insanlarına İslâm'ı ulaştırmalıyız. Bir eskiden anlattığım fıkra var ki belki bu toplantıdaBir eskiden anlattığım fıkra var ki belki bu toplantıda bulunan kardeşlerimiz bu hadîseyi bilmiyorlar.bulunan kardeşlerimiz bu hadîseyi bilmiyorlar. Pakistan'dan bir grup kardeşimizPakistan'dan bir grup kardeşimiz Amerika'ya İslâm'ı tebliğ etmeye gitmişler.Amerika'ya İslâm'ı tebliğ etmeye gitmişler. Amerika'ya gitmişler, Washington Camii'ndeAmerika'ya gitmişler, Washington Camii'nde konuşmaya başlamışlar, mikrofonları kurmuşlar,konuşmaya başlamışlar, mikrofonları kurmuşlar, hoparlörleri dışarıya vermişler,hoparlörleri dışarıya vermişler, dışarıdan geçenler de kulakları duysun diye.dışarıdan geçenler de kulakları duysun diye. Hristiyanlık budur.Hristiyanlık budur. Hazreti İsa hak peygamberdir.Hazreti İsa hak peygamberdir. Ama zamanı doldu.Ama zamanı doldu. Hz. İsa gibiHz. İsa gibi ondan sonra Allahu Teâlâ Hazretleri Hz. Muhammed aleyhisselam'ı gönderdi.ondan sonra Allahu Teâlâ Hazretleri Hz. Muhammed aleyhisselam'ı gönderdi. O da İslâm'ı tebliğ etti.O da İslâm'ı tebliğ etti. Hepsinin tebliğ ettiği ilahi hakikatlerdir.Hepsinin tebliğ ettiği ilahi hakikatlerdir. Ey Hristiyanlar! Ey Yahudiler!

Ey Hristiyanlar! Ey Yahudiler!
Gelin müslümanlık hak dindir gibiGelin müslümanlık hak dindir gibi sözler söylemeye başlayıncasözler söylemeye başlayınca oradan geçen bir Amerikalı mühendis takılmış kulağı, dinlemiş.oradan geçen bir Amerikalı mühendis takılmış kulağı, dinlemiş. Dinlemiş, dinlemiş, enteresan bulmuş.Dinlemiş, dinlemiş, enteresan bulmuş. Şunu içeriden dinleyeyim demiş böyle kapıda,Şunu içeriden dinleyeyim demiş böyle kapıda, sokakta durup da dinleyeceğime.sokakta durup da dinleyeceğime. Kapıdan içeri gelmiş, konuşmacıKapıdan içeri gelmiş, konuşmacı güzel, Pakistanlı, İngilizce konuşuyor.güzel, Pakistanlı, İngilizce konuşuyor. Konuşmasını bitirince yanına varmış.Konuşmasını bitirince yanına varmış. Demiş, sözlerinizin hepsine katılıyorum, doğruyu söylüyorsunuz.Demiş, sözlerinizin hepsine katılıyorum, doğruyu söylüyorsunuz. Tamam, dedikleriniz haktır, gerçektir.Tamam, dedikleriniz haktır, gerçektir. Benim de aklıma, mantığıma uydu.Benim de aklıma, mantığıma uydu. Peki demiş, ben müslüman olmak istiyorum, ne yapayım?

Peki demiş, ben müslüman olmak istiyorum, ne yapayım?
Hiç yapılacak bir şey yok demişler.

Hiç yapılacak bir şey yok demişler.
Kelime-i şehâdet getirirsin.Kelime-i şehâdet getirirsin. Şehâdeteyn.Şehâdeteyn. Eşhedü en lâ ilâhe illallâhEşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlühü.ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlühü. Şehadet ederim ki,Şehadet ederim ki, Allah-u Teâlâ Hazretlerinden gayri ilah, tanrı yoktur.Allah-u Teâlâ Hazretlerinden gayri ilah, tanrı yoktur. Sadece O vardır ve Hz. Muhammed aleyhisselamSadece O vardır ve Hz. Muhammed aleyhisselam O'nun gönderdiği hak elçidir, peygamberdir.O'nun gönderdiği hak elçidir, peygamberdir. Bunu kabul edersin, müslüman oldun, tamam.Bunu kabul edersin, müslüman oldun, tamam. Bir de gusül abdesti alırsın ki cünüplükten çıkasın diye,Bir de gusül abdesti alırsın ki cünüplükten çıkasın diye, temiz olasın diye, o lazımdır.temiz olasın diye, o lazımdır. Gerisi tamam demişler.Gerisi tamam demişler. Peki demiş, kelime-i şehâdetiPeki demiş, kelime-i şehâdeti getirmiş, şehâdeteyni vegetirmiş, şehâdeteyni ve siz demiş benim böyle imana gelmeme vesile olduğunuz,siz demiş benim böyle imana gelmeme vesile olduğunuz, kalbimi yıkadınız, evime de varayım,kalbimi yıkadınız, evime de varayım, elbisemi yıkayayım demiş, yani bedenimi yıkayayım demiş,elbisemi yıkayayım demiş, yani bedenimi yıkayayım demiş, gitmiş evinde banyo almış, gelmiş bunlarıngitmiş evinde banyo almış, gelmiş bunların meclisine oturmuş, katılmış, kafilesine girmiş,meclisine oturmuş, katılmış, kafilesine girmiş, onlarla beraber diyar diyar, onlar İslâm'ı tebliğ etmeye gittikleri içinonlarla beraber diyar diyar, onlar İslâm'ı tebliğ etmeye gittikleri için şehir şehir gezmiş.şehir şehir gezmiş. Onlarla beraber Orta Doğu'ya gelmiş.Onlarla beraber Orta Doğu'ya gelmiş. Kuveyt, Bahreyn, Irak, Suriye, Ürdün buraları dolaşmış.Kuveyt, Bahreyn, Irak, Suriye, Ürdün buraları dolaşmış. Hac mevsimi gelmiş, hacı olmuş.Hac mevsimi gelmiş, hacı olmuş. Hicaz'da Mekke-i Mükerreme, Medine-i Münevvere ziyaretleriHicaz'da Mekke-i Mükerreme, Medine-i Münevvere ziyaretleri derken atlamışlar bu cemaatle beraber Pakistan'a veya Hindistan'a.derken atlamışlar bu cemaatle beraber Pakistan'a veya Hindistan'a. Orada bir büyük mescit varmış ki,Orada bir büyük mescit varmış ki, dünyanın her yerine giden tebliğ cemaatleridünyanın her yerine giden tebliğ cemaatleri orada toplanırlarmış.orada toplanırlarmış. Toplanmışlar.Toplanmışlar. Her gelen de hatıralarını anlatırmış orada.Her gelen de hatıralarını anlatırmış orada. Günlerce yanlarına çayları koyarlarmış,Günlerce yanlarına çayları koyarlarmış, yiyecekleri koyarlarmış.yiyecekleri koyarlarmış. Piknik gibi açık böyle zaten sıcak ülke.Piknik gibi açık böyle zaten sıcak ülke. Çok da büyük bir cami.Çok da büyük bir cami. Orada o şeyleri anlatırlarmış.Orada o şeyleri anlatırlarmış. Sıra bu Amerikalı'ya da gelmiş.Sıra bu Amerikalı'ya da gelmiş. Konuşma sırası çok enteresan.Konuşma sırası çok enteresan. Çok önemli.Çok önemli. Hepimizin ibretle dinlemesi ve başkalarına anlatması lazım.Hepimizin ibretle dinlemesi ve başkalarına anlatması lazım. Bu Amerikalı da söz almış.Bu Amerikalı da söz almış. Demiş ki; Ey müslüman kardeşlerim,Demiş ki; Ey müslüman kardeşlerim, Hindistanlılar, Pakistanlılar,Hindistanlılar, Pakistanlılar, sizin bu faaliyetinizi çok beğendim.sizin bu faaliyetinizi çok beğendim. Allah sizden razı olsun.Allah sizden razı olsun. Aktif müslümanlarsınız.Aktif müslümanlarsınız. Olduğunuz yerde durmamışsınız.Olduğunuz yerde durmamışsınız. Her tarafa İslâm'ı yaymak için heyetler halinde dağılmışsınız.Her tarafa İslâm'ı yaymak için heyetler halinde dağılmışsınız. Nihayet bir grubunuz da Amerika'ya gelmiş.Nihayet bir grubunuz da Amerika'ya gelmiş. Benim de hidayete ermeme vesile oldu bu kardeşlerim.Benim de hidayete ermeme vesile oldu bu kardeşlerim. Allah onlardan razı olsun.Allah onlardan razı olsun. Yani ne kadar teşekkür etsem azdır.Yani ne kadar teşekkür etsem azdır. Duacıyım, müteşekkirim demiş.Duacıyım, müteşekkirim demiş. Ama demiş arkasından.Ama demiş arkasından. Bu sefer meraklanmışlar.Bu sefer meraklanmışlar. Hem teşekkür ediyor hem arkasından.Hem teşekkür ediyor hem arkasından. Ama iki elim iki yakanızda olacak demiş.Ama iki elim iki yakanızda olacak demiş. Teşekkürün arkasından.Teşekkürün arkasından. Tabi o zaman neden iki eli iki yakasında olacak?

Tabi o zaman neden iki eli iki yakasında olacak?
Bu müslümanların niye yakasını tutacak da davacı olacak diyeBu müslümanların niye yakasını tutacak da davacı olacak diye merak etmişler.merak etmişler. Demiş ki siz bu güzel işi niye daha önce yapmadınız?Demiş ki siz bu güzel işi niye daha önce yapmadınız? 10 sene önce gelseydiniz benim babam sağdı,10 sene önce gelseydiniz benim babam sağdı, o da makul bir insandı,o da makul bir insandı, o da müslüman olurdu halbukio da müslüman olurdu halbuki müslümanlığı tanıyamadan hristiyan olarak öldü,müslümanlığı tanıyamadan hristiyan olarak öldü, ebedi cehennemlik olacak.ebedi cehennemlik olacak. Niye 4 sene önce gelmediniz?Niye 4 sene önce gelmediniz? O zaman benim annem sağdı, o da iyi bir kadıncağızdı, dindardı.O zaman benim annem sağdı, o da iyi bir kadıncağızdı, dindardı. Yanlış bir yolda batıl bir akideyle ömrünü geçirdi, öldü gitti,Yanlış bir yolda batıl bir akideyle ömrünü geçirdi, öldü gitti, o da cehennemde olacak.o da cehennemde olacak. Bunların hesabını size soracağım demiş.Bunların hesabını size soracağım demiş. Niye daha erken gelmediniz Amerika'ya?Niye daha erken gelmediniz Amerika'ya? Niye daha önceden İslâm'ı tebliğ etmediniz?" demiş.

Niye daha önceden İslâm'ı tebliğ etmediniz?" demiş.
Bu çok önemli. Her birimizin bu fıkrayı,Bu çok önemli. Her birimizin bu fıkrayı, bu ihtarı, bu yaka tutmayı,bu ihtarı, bu yaka tutmayı, bu hesap sormayı hatırından çıkarmaması lazım.bu hesap sormayı hatırından çıkarmaması lazım. Efendim Amerika'ya biz gidemeyiz,Efendim Amerika'ya biz gidemeyiz, parayı nereden bulacağız?parayı nereden bulacağız? Uçak parası şu kadar tutuyor, tren parası bu kadar,Uçak parası şu kadar tutuyor, tren parası bu kadar, vapur parası şöyle.vapur parası şöyle. Türkiye'de bile Türkiye'de bile gezmiyoruz.Türkiye'de bile Türkiye'de bile gezmiyoruz. Türkiye'de bile öyle kasabalar, öyle köyler var ki,Türkiye'de bile öyle kasabalar, öyle köyler var ki, yüz numarası yok.yüz numarası yok. Öyle kasabalar, öyle yerler, öyle şehirler, köyler var ki,Öyle kasabalar, öyle yerler, öyle şehirler, köyler var ki, gusülü bilmiyor.gusülü bilmiyor. Gusül ne demek?Gusül ne demek? Gusülü bilmeyince nasıl gezdiğini düşünün.Gusülü bilmeyince nasıl gezdiğini düşünün. Gusülü bilmiyor, namazı bilmiyor,Gusülü bilmiyor, namazı bilmiyor, ölüsünü gömmesini bilmiyor.ölüsünü gömmesini bilmiyor. Yani ben de hayret ettim, ben de görmedim öyle yerleri.Yani ben de hayret ettim, ben de görmedim öyle yerleri. Çünkü ben ancak tanıdığım yerlere gidiyorum.Çünkü ben ancak tanıdığım yerlere gidiyorum. Böyle yerlere, netameli yerlere kolay kolay da gidemez insan.Böyle yerlere, netameli yerlere kolay kolay da gidemez insan. Ama böyle yerler varmış, duydum.Ama böyle yerler varmış, duydum. Yani adını da verebilirim, vermiyorum.Yani adını da verebilirim, vermiyorum. Demek ki çalışmamız lazım.Demek ki çalışmamız lazım. Demek ki tatlı tatlı İslâm'ı anlatmayaDemek ki tatlı tatlı İslâm'ı anlatmaya gayret etmemiz lazım.gayret etmemiz lazım. Allah bizi İslâm için yüreği yanan gayretli müslümanlardan eylesin.Allah bizi İslâm için yüreği yanan gayretli müslümanlardan eylesin. Gelelim üçüncü hadîs-i şerîfe.

Gelelim üçüncü hadîs-i şerîfe.
“İnnekümü’l-yevme alâ dînin

“İnnekümü’l-yevme alâ dînin
ve innî mükâsirun bikümü’l-ümeme.ve innî mükâsirun bikümü’l-ümeme. Fe lâ temşû be’di’l-kahkarâ.”Fe lâ temşû be’di’l-kahkarâ.” Câbir radıyallahu anh'den Ahmed b. Hanbel

Câbir radıyallahu anh'den Ahmed b. Hanbel
rahmetullahi aleyh rivayet eylemiş.rahmetullahi aleyh rivayet eylemiş. Efendimiz buyuruyor ki; İnnekümü’l-yevme.Efendimiz buyuruyor ki; İnnekümü’l-yevme. Siz bugün, alâ dînin, dindarlık üzeresiniz.Siz bugün, alâ dînin, dindarlık üzeresiniz. Tamam, oturmuş bir Allah tarafından gönderilmiş akide,Tamam, oturmuş bir Allah tarafından gönderilmiş akide, amel ve sistem.amel ve sistem. Dininiz gayet güzel.Dininiz gayet güzel. Bu din üzeresiniz.Bu din üzeresiniz. Ama bu din üzeresiniz ve innî mükâsirun bikümü’l-ümeme.Ama bu din üzeresiniz ve innî mükâsirun bikümü’l-ümeme. Ben sizinle başka ümmetlereBen sizinle başka ümmetlere “bak benim ümmetim daha çok” diye“bak benim ümmetim daha çok” diye övüneceğim, sevineceğim, kıvanacağım.övüneceğim, sevineceğim, kıvanacağım. Yani başka ümmetlere mübahat edeceğim.Yani başka ümmetlere mübahat edeceğim. Ben sizin çokluğunuzla sevinç duyacağım.Ben sizin çokluğunuzla sevinç duyacağım. Siz çoksunuz, öteki ümmetlerin hepsinden daha kalabalıksınız.Siz çoksunuz, öteki ümmetlerin hepsinden daha kalabalıksınız. Cennet ehlinin büyük ekseriyetiniCennet ehlinin büyük ekseriyetini siz teşkil edeceksiniz diye sevineceğim.siz teşkil edeceksiniz diye sevineceğim. Fe lâ temşû be’di’l-kahkarâ.

Fe lâ temşû be’di’l-kahkarâ.
Sakın benden sonra dönüp ardınızı geri geri gitmeyin.Sakın benden sonra dönüp ardınızı geri geri gitmeyin. Sakın benden sonra geri geri gitmeyinSakın benden sonra geri geri gitmeyin diye tembih etmiş Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem.diye tembih etmiş Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem. Allah-u Teâlâ Hazretleri bizi imandan sonra küfre düşürmesin.Allah-u Teâlâ Hazretleri bizi imandan sonra küfre düşürmesin. Hz. Âişe validemizden Ebû Davûd,

Hz. Âişe validemizden Ebû Davûd,
Müstedrek ve Beyhakî'deMüstedrek ve Beyhakî'de kayıtlı bir hadîs-i şerîf ile karşı karşıyayız.kayıtlı bir hadîs-i şerîf ile karşı karşıyayız. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;
İnneküm şekevtüm cedbe diyâriküm.İnneküm şekevtüm cedbe diyâriküm. Siz, beldelerinizin kuraklığından müştekî oldunuz.Siz, beldelerinizin kuraklığından müştekî oldunuz. Ve isti’hâra’l-metari an ibbâni zemânihî.Ve isti’hâra’l-metari an ibbâni zemânihî. Zamanı geldiği halde yağmurun yağmayıp,Zamanı geldiği halde yağmurun yağmayıp, susuzluğun, kuraklığın devam etmesindensusuzluğun, kuraklığın devam etmesinden ve her tarafın kuraklığa uğramasından,ve her tarafın kuraklığa uğramasından, kaht-u galâ olmasından,kaht-u galâ olmasından, kıtlık olmasından müştekî duruma geldiniz.kıtlık olmasından müştekî duruma geldiniz. Görüyorum, biliyorum.Görüyorum, biliyorum. Demek ki kıtlık olmuş o devirde.Demek ki kıtlık olmuş o devirde. Onu söylüyor.Onu söylüyor. Ve kad emerakümüllâhü azze ve celle bi’d-dü’âi,

Ve kad emerakümüllâhü azze ve celle bi’d-dü’âi,
ve veadeküm en yestecîbe leküm.ve veadeküm en yestecîbe leküm. Halbuki Allahu Teâlâ HazretleriHalbuki Allahu Teâlâ Hazretleri Kur'an-ı Kerîm'de size dua etmenizi,Kur'an-ı Kerîm'de size dua etmenizi, duacı kullar olmanızı başınız dara geldiği zamanduacı kullar olmanızı başınız dara geldiği zaman ona el açıp, yalvarıp yakarmanızı emretmiştir.ona el açıp, yalvarıp yakarmanızı emretmiştir. Ve üstelik de eğer siz dua ederseniz,Ve üstelik de eğer siz dua ederseniz, duanıza isticabe edeceğini, yani duanızı karşılıksız bırakmayacağını,duanıza isticabe edeceğini, yani duanızı karşılıksız bırakmayacağını, dileklerinizi dünya ahirette ihsan edeceğini bildirmiştir.dileklerinizi dünya ahirette ihsan edeceğini bildirmiştir. Onun için bu kıtlıktan kurtulmak üzereOnun için bu kıtlıktan kurtulmak üzere dua edelim demiş oluyor Peygamber Efendimiz.dua edelim demiş oluyor Peygamber Efendimiz. Duası da şöyle, Elhamdülillâhi rabbi'l-âlemîn.

Duası da şöyle, Elhamdülillâhi rabbi'l-âlemîn.
Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah'ındır.Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah'ındır. Er-Rahmâni'r-rahîm.Er-Rahmâni'r-rahîm. O, Rahman ve Rahim'dir.O, Rahman ve Rahim'dir. Rahmeti çok geniştir.Rahmeti çok geniştir. Merhameti, lütfu ihsanı mümin kullarınaMerhameti, lütfu ihsanı mümin kullarına dünya ve ahirette erişir.dünya ve ahirette erişir. Mâliki yevmi'd-dîn.Mâliki yevmi'd-dîn. İnsanların yaptıkları amellerin karşılığının görüldüğü,İnsanların yaptıkları amellerin karşılığının görüldüğü, mükâfatların ve cezaların verildiği günün mâlikidir.mükâfatların ve cezaların verildiği günün mâlikidir. Lâ ilâhe illallâh.Lâ ilâhe illallâh. Allah'tan gayri ilah tanrı yoktur, sadece o vardır.Allah'tan gayri ilah tanrı yoktur, sadece o vardır. Yef’alü mâ yürîdü.

Yef’alü mâ yürîdü.
Allahu Teâlâ ne dilerse onu yapar.Allahu Teâlâ ne dilerse onu yapar. Kimse ona bir şey tazyik edemez.Kimse ona bir şey tazyik edemez. Ne murad ederse onu yapar Allahu Teâlâ Hazretleri,Ne murad ederse onu yapar Allahu Teâlâ Hazretleri, dedikten sonra dua olarak buyuruyor ki,dedikten sonra dua olarak buyuruyor ki, yani bunlar hamd ve şey olmuş oluyor,yani bunlar hamd ve şey olmuş oluyor, sena olmuş oluyor.sena olmuş oluyor. Allahu Teâlâ Hazretleri'nin güzel sıfatlarlaAllahu Teâlâ Hazretleri'nin güzel sıfatlarla temcid ve tahmid ve tebcil olmuş oluyor.temcid ve tahmid ve tebcil olmuş oluyor. Duası da şöyle;

Duası da şöyle;
Allâhümme ente’llâhü, lâ ilâhe illâ ente.Allâhümme ente’llâhü, lâ ilâhe illâ ente. Sen Ey Allah'ım!Sen Ey Allah'ım! Sen Ey Rabbimiz!Sen Ey Rabbimiz! Sen Allah'sın.Sen Allah'sın. Senden gayrı ilah yoktur.Senden gayrı ilah yoktur. Sen Ganî'sin, yani ganî, zengin demek amaSen Ganî'sin, yani ganî, zengin demek ama müstağni demek.müstağni demek. Yani hiçbir şeye muhtaç değilsin.Yani hiçbir şeye muhtaç değilsin. Her şeyin ihtiyacında olmakHer şeyin ihtiyacında olmak hususundan münezzehsin.hususundan münezzehsin. Hiçbir şeye muhtaçlığın yoktur.Hiçbir şeye muhtaçlığın yoktur. Ve nahnü’l-fükarâü.

Ve nahnü’l-fükarâü.
Halbuki bizler muhtaçlarız.Halbuki bizler muhtaçlarız. Sen ihtiyaçtan azadesin, ganîsin, müstağnisin.Sen ihtiyaçtan azadesin, ganîsin, müstağnisin. Bizler ise muhtaçlarız.Bizler ise muhtaçlarız. Enzil aleyne’l-ğayse.Enzil aleyne’l-ğayse. Yâ Rabbi! Bize yağmur indir.Yâ Rabbi! Bize yağmur indir. Vec’al mâ enzelte lenâ kuvveten ve belâğan ilâ hin.

Vec’al mâ enzelte lenâ kuvveten ve belâğan ilâ hin.
Ve indirdiğin bu rahmeti, bu yağmuruVe indirdiğin bu rahmeti, bu yağmuru bir muayyen zamana kadar bizim güçlenmemizebir muayyen zamana kadar bizim güçlenmemize ve sıhhat afiyetle o ikinci bir zamana kadarve sıhhat afiyetle o ikinci bir zamana kadar erişmemize vesile eyle Yâ Rabbi! diyeerişmemize vesile eyle Yâ Rabbi! diye dua etti Peygamber Efendimiz.dua etti Peygamber Efendimiz. Yağmur için duaya çıkılır.Yağmur için duaya çıkılır. Yağmur duası olur ve yağmur duasının faydası olur.Yağmur duası olur ve yağmur duasının faydası olur. Mekke-i Mükerreme'de namaz kılıyorduk.

Mekke-i Mükerreme'de namaz kılıyorduk.
Bir imam geçti, imamlık etti.Bir imam geçti, imamlık etti. Oradan bir kardeşimiz dedi ki, bu imam çok müttaki bir insan,Oradan bir kardeşimiz dedi ki, bu imam çok müttaki bir insan, çok takva ehli bir insan, çok hâlis bir insan dedi.çok takva ehli bir insan, çok hâlis bir insan dedi. Geçenlerde burada aşırı bir kuraklık oldu.Geçenlerde burada aşırı bir kuraklık oldu. Uzun zaman beklenildiği halde yağmur yağmadı dedi.Uzun zaman beklenildiği halde yağmur yağmadı dedi. Bu zat çıktı bir yağmur duası etti.Bu zat çıktı bir yağmur duası etti. Gökyüzü masmaviyken, hiç bulut yokken,Gökyüzü masmaviyken, hiç bulut yokken, daha dua bitmeden şakır şakır yağmur altında kaldık dedi.daha dua bitmeden şakır şakır yağmur altında kaldık dedi. Şakır şakır yağmur altında kaldık.Şakır şakır yağmur altında kaldık. Bu imamın ihlâsına bu işarettir. dedi.Bu imamın ihlâsına bu işarettir. dedi. Bu orada olmuş bir hadîse.Bu orada olmuş bir hadîse. Ben de Türkiye'de olmuş bir hadîseyi,

Ben de Türkiye'de olmuş bir hadîseyi,
hadîsenin kahramanından duyduğum gibi size anlatayım.hadîsenin kahramanından duyduğum gibi size anlatayım. Bir şehrin müftüsü ki bizim fakültedenBir şehrin müftüsü ki bizim fakülteden yaşlı bir zamanda okudu, mezun oldu, geçti.yaşlı bir zamanda okudu, mezun oldu, geçti. O şehrin müftüsü.O şehrin müftüsü. Adını söylemiyorum.Adını söylemiyorum. Mübarek bir kardeş, bir dost, bir ağabey, bir büyük neyseMübarek bir kardeş, bir dost, bir ağabey, bir büyük neyse iyi bir insan, ihlâslı bir insan.iyi bir insan, ihlâslı bir insan. Uzun zaman o beldede kuraklık olmuş.Uzun zaman o beldede kuraklık olmuş. Müftülük yaptığı yer, büyük böyle ziraatin olduğu, ovaların olduğu bir yer.Müftülük yaptığı yer, büyük böyle ziraatin olduğu, ovaların olduğu bir yer. Kuraklık olunca mahsul mahvolacak.Kuraklık olunca mahsul mahvolacak. Yani o kadar paralar hepsi heba olacak, her şey kuruyacak.Yani o kadar paralar hepsi heba olacak, her şey kuruyacak. Birisi gelmiş demiş ki, hocamBirisi gelmiş demiş ki, hocam bizim dinimizde yağmur duası var ya,bizim dinimizde yağmur duası var ya, bir yağmur duasına çıkalım.bir yağmur duasına çıkalım. Olur demiş.Olur demiş. Olur dedim diyor.Olur dedim diyor. Hangi gün yağmur duasına çıkalım, filanca cumartesi günü diyelim deHangi gün yağmur duasına çıkalım, filanca cumartesi günü diyelim de herkes de işinden gelebilsin.herkes de işinden gelebilsin. Yani tatil zamanı olsun.Yani tatil zamanı olsun. Cumartesi günü yağmur duasına çıkacağız diye ilan ettik diyor.Cumartesi günü yağmur duasına çıkacağız diye ilan ettik diyor. O gün oldu diyor, sözleştikleri yer şehrin dışında bir meydan.O gün oldu diyor, sözleştikleri yer şehrin dışında bir meydan. Şehrin uzağında bir çayırlık yer.Şehrin uzağında bir çayırlık yer. Dağın başında bir yer.Dağın başında bir yer. Oraya herkes minibüslerle,Oraya herkes minibüslerle, hatta civar kasabalardan gelmeye başladılar diyor.hatta civar kasabalardan gelmeye başladılar diyor. Fakat Müftü Efendi yağmur duası yapacağını ilan ettiFakat Müftü Efendi yağmur duası yapacağını ilan etti diye gazeteler almışlar konuyu işlemeye başlamışlar.diye gazeteler almışlar konuyu işlemeye başlamışlar. Bu devirde de yağmur duası olur mu?Bu devirde de yağmur duası olur mu? 20. yüzyıldayız.

20. yüzyıldayız.
Bakalım yağmur yağacak mı, yağmayacak mı?Bakalım yağmur yağacak mı, yağmayacak mı? İleri, geri, gericilikten, ilericilikten

İleri, geri, gericilikten, ilericilikten
herkes küfrünü, imanını ortaya koymuş.herkes küfrünü, imanını ortaya koymuş. Gazetelerde başlamış bu işin dedikodusu böyleGazetelerde başlamış bu işin dedikodusu böyle günlerce sürmüş gitmiş.günlerce sürmüş gitmiş. Cumartesi günü geldi diyor.Cumartesi günü geldi diyor. Dua edeceğiz, heyecanlıyız,Dua edeceğiz, heyecanlıyız, tenkit edenler var, bize böyle şey yapanlar var diyor.tenkit edenler var, bize böyle şey yapanlar var diyor. Bir de geldi diyor arkadaşlardan birisi,Bir de geldi diyor arkadaşlardan birisi, müftü efendi anlatıyor bana.müftü efendi anlatıyor bana. Hocam demiş,Hocam demiş, Örfî İdare Komutanı'ndan, generalden izin aldın mı?Örfî İdare Komutanı'ndan, generalden izin aldın mı? Bu kadar insanı buraya topluyorsun.

Bu kadar insanı buraya topluyorsun.
Yok demiş, hiç hatırıma gelmedi.Yok demiş, hiç hatırıma gelmedi. Beş kişiden fazla insanın toplanması yasak.Beş kişiden fazla insanın toplanması yasak. Oraya binlerce kişi toplanıyor.Oraya binlerce kişi toplanıyor. Eyvah! Hay Allah! Unuttuk.Eyvah! Hay Allah! Unuttuk. Yani hatrına gelmemiş.Yani hatrına gelmemiş. Din adamı olduğu için hani anarşi falan diye de bir şey hatrından geçmiyor.Din adamı olduğu için hani anarşi falan diye de bir şey hatrından geçmiyor. İzin almamış.İzin almamış. Ne yapayım?

Ne yapayım?
Atladım diyor otomobile.Atladım diyor otomobile. Dosdoğru Paşa'nın yanına gittim diyor.Dosdoğru Paşa'nın yanına gittim diyor. Bölgenin örfî idare komutanının yanına gittim diyor.Bölgenin örfî idare komutanının yanına gittim diyor. Müftü Efendi buyur demiş. İltifat etmiş Paşa.Müftü Efendi buyur demiş. İltifat etmiş Paşa. Makamına oturtmuş.Makamına oturtmuş. Çok oturmayayım demiş.Çok oturmayayım demiş. Ahali toplandı, sizi bekliyorlar demiş.Ahali toplandı, sizi bekliyorlar demiş. Yağmur Duasına çıkacağız demiş.Yağmur Duasına çıkacağız demiş. Çağırdık demiş, herkesi ilan ettik demiş.Çağırdık demiş, herkesi ilan ettik demiş. Siz de bizim beldemizin paşasısınız.Siz de bizim beldemizin paşasısınız. Yağmur duasına bekliyor ahali sizi demiş.Yağmur duasına bekliyor ahali sizi demiş. Kurnazlık yapmış aslında.Kurnazlık yapmış aslında. İzin alması lazım da ben izni almadım,İzin alması lazım da ben izni almadım, kusura bakma falan demiyor da.kusura bakma falan demiyor da. Usta hırsız ev sahibini bastırır misali gibi.Usta hırsız ev sahibini bastırır misali gibi. Paşa Hazretleri, hadi herkes toplandı,Paşa Hazretleri, hadi herkes toplandı, sizi yağmur duasına bekliyorlar deyincesizi yağmur duasına bekliyorlar deyince Paşa demiş ki çok işlerim var, ben nasıl ayırlayayım buradan?Paşa demiş ki çok işlerim var, ben nasıl ayırlayayım buradan? Sen bana vekaleten yapıver bu işi, demiş.

Sen bana vekaleten yapıver bu işi, demiş.
Tamam, o içinden seviniyor.Tamam, o içinden seviniyor. Neyse, döndüm geldim diyor, iznin işini öyle hallettik diyor.Neyse, döndüm geldim diyor, iznin işini öyle hallettik diyor. Elini açmış, demiş ki, Yâ Rabbi!Elini açmış, demiş ki, Yâ Rabbi! Ben senin yüzü kara, kusurlu bir kulunum.Ben senin yüzü kara, kusurlu bir kulunum. Bana ne cezayı versen olur amaBana ne cezayı versen olur ama bu adamlar bu işi münakaşa mevzuu yaptılar.bu adamlar bu işi münakaşa mevzuu yaptılar. Gazetelerde münkirler, ters yazılar yazdılar.Gazetelerde münkirler, ters yazılar yazdılar. Bizimle alay ettiler.Bizimle alay ettiler. Aman Yâ Rabbi! Bizim yüzümüzü kara çıkarma,Aman Yâ Rabbi! Bizim yüzümüzü kara çıkarma, yüzümüzün karasına bakma, istediğimizi ihsan eyle derkenyüzümüzün karasına bakma, istediğimizi ihsan eyle derken yani ortalık masmaviyken dahayani ortalık masmaviyken daha bir bulutlar peydah olmuş, daha o dualar,bir bulutlar peydah olmuş, daha o dualar, dua eden cemaat oradan ayrılmadandua eden cemaat oradan ayrılmadan şakır şakır yağmur altında kalmışlar.şakır şakır yağmur altında kalmışlar. Olmuş bir hadîse, yılını ve yerini söylemiyorum.Olmuş bir hadîse, yılını ve yerini söylemiyorum. Bir takım sebeplerden dolayı bizzat şeyden.Bir takım sebeplerden dolayı bizzat şeyden. Ondan sonra da oranın valisi gazetecilere dönmüş, azarlamış onları.Ondan sonra da oranın valisi gazetecilere dönmüş, azarlamış onları. Gördünüz mü edepsizler demiş,Gördünüz mü edepsizler demiş, işte bak Allah dua edince nasıl yağdırıyor demiş yağmuru.işte bak Allah dua edince nasıl yağdırıyor demiş yağmuru. Allah dualara icabet eder.Allah dualara icabet eder. Allahu Teâlâ Hazretleri kadir-i mutlaktır.Allahu Teâlâ Hazretleri kadir-i mutlaktır. Güzel dua edersen, hâlisane dua edersen verir.Güzel dua edersen, hâlisane dua edersen verir. Ya istediğini verir ya istediğinden âlâsını verir.Ya istediğini verir ya istediğinden âlâsını verir. Ya dünyada verir ya ahirette verir, ama verir.Ya dünyada verir ya ahirette verir, ama verir. Onun için dua ehli olacağız, dua ediciler olacağız.Onun için dua ehli olacağız, dua ediciler olacağız. Allah bizi ağzı dualı, gönlü Rabbimize bağlı kimseler eylesin.Allah bizi ağzı dualı, gönlü Rabbimize bağlı kimseler eylesin. Beşinci hadîs-i şerîf.

Beşinci hadîs-i şerîf.
“İnneküm mensûrûne ve müsîbûne ve meftûhun leküm.

“İnneküm mensûrûne ve müsîbûne ve meftûhun leküm.
Fe men edrake zâlike minküm fe’lyettekillâhe ve’l-ye’mürFe men edrake zâlike minküm fe’lyettekillâhe ve’l-ye’mür bi’l-me’rûfi ve’lyenhe ani’l-münkeri ve’l-yesili’r-rahime.bi’l-me’rûfi ve’lyenhe ani’l-münkeri ve’l-yesili’r-rahime. Ve men kezebe aleyye müte’ammiden fe’lyetebevve’Ve men kezebe aleyye müte’ammiden fe’lyetebevve’ mek’adehû mine’n-nâri.”mek’adehû mine’n-nâri.” Ahmed b. Hanbel'in rivayet ettiği, Tirmizî'nin hasenun

Ahmed b. Hanbel'in rivayet ettiği, Tirmizî'nin hasenun
sahihun dediği, Beyhakî'nin kaydettiğisahihun dediği, Beyhakî'nin kaydettiği Abdullah İbn Mes'ûd'dan bir hadîs-i şerîf.Abdullah İbn Mes'ûd'dan bir hadîs-i şerîf. Beşinci hadîs-i şerîf.Beşinci hadîs-i şerîf. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki,

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki,
inneküm mansûrûne.inneküm mansûrûne. Siz nusreti ilahiyeye,Siz nusreti ilahiyeye, Allah'ın yardımına, zaferine mazhar olacaksınız Ey Ashâbım!Allah'ın yardımına, zaferine mazhar olacaksınız Ey Ashâbım! Ve müsîbûne.

Ve müsîbûne.
Çok hayırlara isabet edeceksiniz.Çok hayırlara isabet edeceksiniz. Başınıza çok şeyler gelecek.Başınıza çok şeyler gelecek. Çok şeylere kavuşacaksınız, alacaksınız.Çok şeylere kavuşacaksınız, alacaksınız. Ve meftûhun leküm.

Ve meftûhun leküm.
Size dünyanın arazileri, hayırları, imkanlarıSize dünyanın arazileri, hayırları, imkanları açılacak önünüze, siz onlara nail olacaksınız.açılacak önünüze, siz onlara nail olacaksınız. Fe men edrake zâlike minküm.

Fe men edrake zâlike minküm.
Ey Ashâbım! Şimdi fukaracıksınız,Ey Ashâbım! Şimdi fukaracıksınız, üzerinizde giyimleriniz yok,üzerinizde giyimleriniz yok, koyun postuna bürünmüş kiminiz, kiminizinkoyun postuna bürünmüş kiminiz, kiminizin dizinin altını zor örter kıyafeti, kiminizindizinin altını zor örter kıyafeti, kiminizin erkeğiniz üstüne örtüyü aldığı zaman evde hanımı namazerkeğiniz üstüne örtüyü aldığı zaman evde hanımı namaz kılacak kadar bir örtü bulamaz.kılacak kadar bir örtü bulamaz. Gider onu o giydiği zaman kılabilir.Gider onu o giydiği zaman kılabilir. Kıtlık çekersiniz, hurmayı biriniz alırsınız,Kıtlık çekersiniz, hurmayı biriniz alırsınız, biraz emersiniz, ötekisine verirsiniz, o biraz emer.biraz emersiniz, ötekisine verirsiniz, o biraz emer. Çeşitli mahrumiyetler çekiyorsunuz amaÇeşitli mahrumiyetler çekiyorsunuz ama ileride zenginleyeceksiniz.ileride zenginleyeceksiniz. Dünya size açılacak.Dünya size açılacak. Araziler, ülkeler size fetholunacak.Araziler, ülkeler size fetholunacak. Nusret-i ilâhiye'ye mazhar olacaksınız.Nusret-i ilâhiye'ye mazhar olacaksınız. Kim o zamana ulaşırsa sizden, fe’lyettekillâhe.Kim o zamana ulaşırsa sizden, fe’lyettekillâhe. Aman zenginlikten şımarmasın, Allah'tan korksun.Aman zenginlikten şımarmasın, Allah'tan korksun. Aman ele geçen imkanlardan şaşırmasın,Aman ele geçen imkanlardan şaşırmasın, hak yolu bırakmasın.hak yolu bırakmasın. Peygamber Efendimiz bir başka hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

Peygamber Efendimiz bir başka hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;
Vallahi ben sizin yoklukta olmanızdan ziyadeVallahi ben sizin yoklukta olmanızdan ziyade bollukta olmanızdan korkarım diyor, neden?bollukta olmanızdan korkarım diyor, neden? Bolluk oldu mu insanoğlu sapıtır, şaşırır, azar da ondan.Bolluk oldu mu insanoğlu sapıtır, şaşırır, azar da ondan. “Kellâ inne’l-insâne leyetğâ.

“Kellâ inne’l-insâne leyetğâ.
En raâ hü’s- tağnâ.”En raâ hü’s- tağnâ.” Zengin oldu mu?Zengin oldu mu? Cebinde parası var mı?Cebinde parası var mı? Ne yapacağını şaşırır.Ne yapacağını şaşırır. O parayla ne yapacağını şaşırır.O parayla ne yapacağını şaşırır. Olmadık edepsizlikler yapar.Olmadık edepsizlikler yapar. Olmadık şeylere parayı harcar.Olmadık şeylere parayı harcar. Olmadık lükse harcar.Olmadık lükse harcar. Olmadık böbürlenmeye, kibirlenmeye harcar.Olmadık böbürlenmeye, kibirlenmeye harcar. Olmadık şatafata harcar.Olmadık şatafata harcar. Günahlara harcar.Günahlara harcar. Yılbaşılarda gezer.Yılbaşılarda gezer. Öyle insanlar var ki bugün Türkiye'de,Öyle insanlar var ki bugün Türkiye'de, Afrika'ya cumartesi pazar günü özel uçağıyla avlanmaya gidiyor.Afrika'ya cumartesi pazar günü özel uçağıyla avlanmaya gidiyor. Keyif, avlanmaya gidiyor.Keyif, avlanmaya gidiyor. Ama biz yardım istemeye gittiğimiz zaman yardım vermiyor mesela.Ama biz yardım istemeye gittiğimiz zaman yardım vermiyor mesela. Şurada şu ihtiyaç var, burada bu ihtiyaç var diye.Şurada şu ihtiyaç var, burada bu ihtiyaç var diye. Onunla ilgilenmiyor.Onunla ilgilenmiyor. Yani zenginlik çok büyük bir imtihandır.Yani zenginlik çok büyük bir imtihandır. Hesabı da serttir.Hesabı da serttir. Efendimiz diyor ki o bolluk devresine sizdenEfendimiz diyor ki o bolluk devresine sizden kim erişirse Allah'tan korksun.kim erişirse Allah'tan korksun. Ve’l-ye’mür bi’l-me’rûfi, ve’lyenhe ani’l-münkeri.

Ve’l-ye’mür bi’l-me’rûfi, ve’lyenhe ani’l-münkeri.
Emr-i ma'ruf eylesin ve nehy-i münker eylesin.Emr-i ma'ruf eylesin ve nehy-i münker eylesin. Yani kendisi Allah'tan korksun, etrafına da nasihat etsin.Yani kendisi Allah'tan korksun, etrafına da nasihat etsin. Bunu böyle yapmayın, günahtır.Bunu böyle yapmayın, günahtır. Şunu şöyle yapın, sevaptır diye,Şunu şöyle yapın, sevaptır diye, iyi olan şeyi, aklın ve şeriatın uygun gördüğü şeyiiyi olan şeyi, aklın ve şeriatın uygun gördüğü şeyi destekleyip yaptırmaya çalışsın,destekleyip yaptırmaya çalışsın, aklın ve şeriatın uygun bulmadığı şeyi yaptırmasın.aklın ve şeriatın uygun bulmadığı şeyi yaptırmasın. Yani emr-i ma'ruf, nehy-i münker vazifesine sarılsın.Yani emr-i ma'ruf, nehy-i münker vazifesine sarılsın. Bu hepimizin boynuna borç olan mühim bir vazifedir.Bu hepimizin boynuna borç olan mühim bir vazifedir. Ve’l-yesili’r-rahime.

Ve’l-yesili’r-rahime.
Akrabasına ziyareti kesmesin, bağlantıları sürdürsün,Akrabasına ziyareti kesmesin, bağlantıları sürdürsün, yardımı esirgemesin, akrabasını korusun, kollasın.yardımı esirgemesin, akrabasını korusun, kollasın. Ve men kezebe aleyye müte’ammiden.

Ve men kezebe aleyye müte’ammiden.
Kim bana kasten yalan bir şey isnat ederse,Kim bana kasten yalan bir şey isnat ederse, benim söylemediğim bir sözü hadîsmiş gibi söylerse,benim söylemediğim bir sözü hadîsmiş gibi söylerse, Efendimiz böyle dedi deyip de aslındaEfendimiz böyle dedi deyip de aslında söylemediği bir şeyi halkı kandırmak,söylemediği bir şeyi halkı kandırmak, şey yapmak için öyle söylerse, o zaman;şey yapmak için öyle söylerse, o zaman; Fe’lyetebevve’ mek’adehû mine’n-nâri.

Fe’lyetebevve’ mek’adehû mine’n-nâri.
Cehennemde oturacağı yere hazırlansın.Cehennemde oturacağı yere hazırlansın. Kendisini hazırlasın bakalım cehennemdeKendisini hazırlasın bakalım cehennemde ne azaplı yerlere atılacak ve ne azaplar görecek diye hazırlansın.ne azaplı yerlere atılacak ve ne azaplar görecek diye hazırlansın. Bu da meşhurdur ki,Bu da meşhurdur ki, Peygamber Efendimiz'e kasten bilerek yanlış söz isnat eden,Peygamber Efendimiz'e kasten bilerek yanlış söz isnat eden, yalan isnat eden,yalan isnat eden, yalandan yani Peygamber Efendimiz'in halk arasındakiyalandan yani Peygamber Efendimiz'in halk arasındaki bağlılığını, sevgisini, nüfuzunubağlılığını, sevgisini, nüfuzunu istismar etmek için dinde olmayan bir şeyiistismar etmek için dinde olmayan bir şeyi hadîsmiş gibi söyleyip de istediğini yaptırmaya çalışan,hadîsmiş gibi söyleyip de istediğini yaptırmaya çalışan, tabi o yalancı, sahtekar, aldatıcı oluyor, istismarcı oluyor,tabi o yalancı, sahtekar, aldatıcı oluyor, istismarcı oluyor, onun cehenneme gireceğinin şeyidir bu hadîs-i şerîf.onun cehenneme gireceğinin şeyidir bu hadîs-i şerîf. Ondan sonraki hadîs-i şerîf.

Ondan sonraki hadîs-i şerîf.
“İnneküm tuhşerûne ricâlen ve rukbânen

“İnneküm tuhşerûne ricâlen ve rukbânen
ve tücerrûne alâ vücûhiküm hâ hünâve tücerrûne alâ vücûhiküm hâ hünâ ve nehâ bi yedihî nehve’ş-şâmi.”ve nehâ bi yedihî nehve’ş-şâmi.” Bu hadîs-i şerîfte istikbale ait bir şeyi

Bu hadîs-i şerîfte istikbale ait bir şeyi
ifade etmiş Efendimiz.ifade etmiş Efendimiz. Ahmed b. Hanbel'de, Tirmizî'de var, Tirmizî hasen demiş.Ahmed b. Hanbel'de, Tirmizî'de var, Tirmizî hasen demiş. Müstedrek’te de kaydedilmiş.Müstedrek’te de kaydedilmiş. İnneküm tuhşerûne.

İnneküm tuhşerûne.
Siz haşrolunacaksınız.Siz haşrolunacaksınız. Ricâlen ve rukbânen.Ricâlen ve rukbânen. Ricâl Arapçada bir râcül kelimesinin çoğulu olur,Ricâl Arapçada bir râcül kelimesinin çoğulu olur, bir de râcil kelimesinin çoğulu olur.bir de râcil kelimesinin çoğulu olur. Râcül çoğulu rical olunca adamlar demek.Râcül çoğulu rical olunca adamlar demek. Râcilin çoğulu olunca yani yayan, yayalar demek.Râcilin çoğulu olunca yani yayan, yayalar demek. Siz haşrolacaksınız yaya olarak ve rukbânen, binekli olarak.Siz haşrolacaksınız yaya olarak ve rukbânen, binekli olarak. Yayalar ve binekliler olarak toplanacaksınız dedi.Yayalar ve binekliler olarak toplanacaksınız dedi. Ve tücerrûne alâ vücûhiküm hâ hünâ.

Ve tücerrûne alâ vücûhiküm hâ hünâ.
Yüzleriniz üzere burada toplanacaksınız diyeYüzleriniz üzere burada toplanacaksınız diye Şam tarafını işaret etti.Şam tarafını işaret etti. Peygamber Efendimiz eliyle Şam tarafını işaret etti.Peygamber Efendimiz eliyle Şam tarafını işaret etti. Yani mahşeri kastederekYani mahşeri kastederek böyle şey yaptı, bilgi verdi etrafındaki ashâbına.böyle şey yaptı, bilgi verdi etrafındaki ashâbına. Arkasındaki hadîs-i şerîfte de;

Arkasındaki hadîs-i şerîfte de;
“İnneküm setücennedûne ecnâden:

“İnneküm setücennedûne ecnâden:
Cünden bi’ş-Şâmi ve Mısra ve’l-Irâki ve’l-Yemeni. Kâlû:Cünden bi’ş-Şâmi ve Mısra ve’l-Irâki ve’l-Yemeni. Kâlû: Fehir lenâ yâ rasûlüllâh, kâle: Aleyküm bi’ş-Şâmi, Fe menFehir lenâ yâ rasûlüllâh, kâle: Aleyküm bi’ş-Şâmi, Fe men ebâ fe’l-yelhak bi yemenihî, fe’lyeskibi ğudûrihî,ebâ fe’l-yelhak bi yemenihî, fe’lyeskibi ğudûrihî, fe innellâhe kad tekellefe lî bi’ş-şâmi.”fe innellâhe kad tekellefe lî bi’ş-şâmi.” Ebû Derdâ radıyallahu anh'ten diyor ki;

Ebû Derdâ radıyallahu anh'ten diyor ki;
Sizler grup grup olacaksınız Ey AshâbımSizler grup grup olacaksınız Ey Ashâbım veya Ey ümmetim!veya Ey ümmetim! Bir grubunuz Şam'da olacak,Bir grubunuz Şam'da olacak, bir grubunuz Mısır'da, bir grubunuz Irak'ta, Yemen'de olacak.bir grubunuz Mısır'da, bir grubunuz Irak'ta, Yemen'de olacak. Fehir lenâ yâ rasûlüllâh?Fehir lenâ yâ rasûlüllâh? Bize hangisi hayırlıysa söyle de onu, orada toplanalım

Bize hangisi hayırlıysa söyle de onu, orada toplanalım
Ey Resûlallah dediler.Ey Resûlallah dediler. Buyurdu ki; Size Şam'ı tavsiye ederim.Buyurdu ki; Size Şam'ı tavsiye ederim. Fe men ebâ.Fe men ebâ. Kim Şam'a şey yapmazsa, yani gitmeyeKim Şam'a şey yapmazsa, yani gitmeye gücü yetmezse, onu kabul etmezse,gücü yetmezse, onu kabul etmezse, Fe’l-yelhak bi yemenihî.Fe’l-yelhak bi yemenihî. Yani bu Yemen tarafındakiYani bu Yemen tarafındaki yere o zaman gitsin veyere o zaman gitsin ve onun su birikintilerinde dursun.onun su birikintilerinde dursun. Yani orada sıkıntı vardır,Yani orada sıkıntı vardır, dağlarda su birikintilerinden şey yapar ama Şam tarafı iyidir,dağlarda su birikintilerinden şey yapar ama Şam tarafı iyidir, demiş oluyor.demiş oluyor. Fe innellâhe kad tekellefe lî bi’ş-Şâmi.

Fe innellâhe kad tekellefe lî bi’ş-Şâmi.
Çünkü Rabbim bana Şam'ı tekeffül eyledi.Çünkü Rabbim bana Şam'ı tekeffül eyledi. Yani Şam hususunda garanti verdi, buyuruyor.Yani Şam hususunda garanti verdi, buyuruyor. Şimdi bu Şam-Yemen meselesindeŞimdi bu Şam-Yemen meselesinde Arapların zihniyetini ben size anlatayım.Arapların zihniyetini ben size anlatayım. Araplar, Şam sol demek.Araplar, Şam sol demek. Yemen sağ demek aslında.Yemen sağ demek aslında. Yemin sağ demek, şimal sol demek.Yemin sağ demek, şimal sol demek. Araplar yüzünü güneşin doğduğu tarafa döndüklerine göreAraplar yüzünü güneşin doğduğu tarafa döndüklerine göre değerlendirirlerdi etrafındaki ülkeleri.değerlendirirlerdi etrafındaki ülkeleri. Yüzünü güneşe döndü, yani doğuya döndü.Yüzünü güneşe döndü, yani doğuya döndü. O zaman sağ tarafı, yani Yemen, Yemin tarafı,O zaman sağ tarafı, yani Yemen, Yemin tarafı, bu Yemen, Yedil, Yümna'dır bu, sağ eldir.bu Yemen, Yedil, Yümna'dır bu, sağ eldir. Sağ tarafı Yemen oluyor.Sağ tarafı Yemen oluyor. Yani cenup tarafı oluyor.Yani cenup tarafı oluyor. Güney tarafı oluyor.Güney tarafı oluyor. İşte o illere Yemen illeri demişler.İşte o illere Yemen illeri demişler. Burası şeyden başlar, Sana'dan başlar,Burası şeyden başlar, Sana'dan başlar, Hadr Mevte artık nerelere kadar gidiyorsa,Hadr Mevte artık nerelere kadar gidiyorsa, yani Hicaz kıtasının cenubu olmuş oluyor.yani Hicaz kıtasının cenubu olmuş oluyor. Şam, o da kuzey, yani sol taraf,Şam, o da kuzey, yani sol taraf, o da kuzey tarafı olmuş oluyor, yönümüzü doğuya döndüğümüze göre.o da kuzey tarafı olmuş oluyor, yönümüzü doğuya döndüğümüze göre. Efendimiz kuzeyi tavsiye etmiş oluyor yani.Efendimiz kuzeyi tavsiye etmiş oluyor yani. Şam deyince şehir adı hatıra gelmez Arapçada.Şam deyince şehir adı hatıra gelmez Arapçada. Bizim bugün Şam dediğimiz şehrin adı Dimaşk'dır Arapçada.Bizim bugün Şam dediğimiz şehrin adı Dimaşk'dır Arapçada. Avrupalılar Damascus derler.Avrupalılar Damascus derler. Araplar ''Dımaşk'' derler.Araplar ''Dımaşk'' derler. Şam denilince bir geniş bölge hatıra gelir.Şam denilince bir geniş bölge hatıra gelir. Yani Irak'ta, Suriye'de, Ürdün'de hepsi içine girer.Yani Irak'ta, Suriye'de, Ürdün'de hepsi içine girer. O tarafı kastetmiş oluyor Efendimiz.O tarafı kastetmiş oluyor Efendimiz. O tarafa tevcih etmiş oluyor.O tarafa tevcih etmiş oluyor. Ümmet de hakikaten daha ziyade o taraflara şey yaparakÜmmet de hakikaten daha ziyade o taraflara şey yaparak nice geniş hizmetler yaptılar.nice geniş hizmetler yaptılar. En sonuncu hadîs-i şerîfi de bitiriverelim.

En sonuncu hadîs-i şerîfi de bitiriverelim.
Vakit tamam oldu.Vakit tamam oldu. “İnneme’l-e’mâlü ke’l-vi’âi izâ tâbe esfeluhû

“İnneme’l-e’mâlü ke’l-vi’âi izâ tâbe esfeluhû
tâbe e’lâhü ve izâ fesede esfelühû fesede e’lâhü.”tâbe e’lâhü ve izâ fesede esfelühû fesede e’lâhü.” Bu hadîs-i şerîfi Ahmed b.Hanbel ve İbn Mâce

Bu hadîs-i şerîfi Ahmed b.Hanbel ve İbn Mâce
rivayet etmiş, kitaplarına almışlar.rivayet etmiş, kitaplarına almışlar. Efendimiz buyuruyor ki ameller, yapılan işlerEfendimiz buyuruyor ki ameller, yapılan işler kapların içindeki malzeme gibidir.kapların içindeki malzeme gibidir. Aşağısı iyi olunca yukarısı da iyi olur.Aşağısı iyi olunca yukarısı da iyi olur. Aşağısı fena olunca yukarısı da fena olur.Aşağısı fena olunca yukarısı da fena olur. Şimdi onların kullandığı kaplardaŞimdi onların kullandığı kaplarda bir kabın içindeki malzemenin ne olduğunu araştıracaksın.bir kabın içindeki malzemenin ne olduğunu araştıracaksın. Bir yanına açar bakarsın.Bir yanına açar bakarsın. Orası iyiyse o tarafı da iyi olur.Orası iyiyse o tarafı da iyi olur. Orası kötüyse öbür tarafı da kötü olur.Orası kötüyse öbür tarafı da kötü olur. Ameller de böyledir.Ameller de böyledir. Yani temeli, tabanı, dayanağı, niyeti,Yani temeli, tabanı, dayanağı, niyeti, aslı, başlangıcı iyi olunca ötesi de iyi gider.aslı, başlangıcı iyi olunca ötesi de iyi gider. Ama niyet kötü olunca,Ama niyet kötü olunca, dayanağı kötü olunca,dayanağı kötü olunca, maksat kötü olunca, onun işi demaksat kötü olunca, onun işi de sonunda, o amelin akıbeti de kötüye gider.sonunda, o amelin akıbeti de kötüye gider. Allahu Teâlâ Hazretleri cümlemizi iyi niyetli,

Allahu Teâlâ Hazretleri cümlemizi iyi niyetli,
amellerinin tabanı, temeli,amellerinin tabanı, temeli, esasa, hüsnü niyete dayalı olan,esasa, hüsnü niyete dayalı olan, salih amel işleyen, has, hâlis,salih amel işleyen, has, hâlis, sevdiği müttaki, salih müslümanlardan eylesin.sevdiği müttaki, salih müslümanlardan eylesin. Cennetini cemalini kazanmayı,Cennetini cemalini kazanmayı, cehennemine düşmemeyi,cehennemine düşmemeyi, iki cihanda aziz bahtiyar olmayı cümlemize nasip eylesin.iki cihanda aziz bahtiyar olmayı cümlemize nasip eylesin. Bi-hürmeti esrâr-ı sûreti’l-Fâtiha…

Bi-hürmeti esrâr-ı sûreti’l-Fâtiha…
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2