Namaz Vakitleri
İstanbul
27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Zînetin Terk Edilmesi

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn. el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullahİ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ahve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri.ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl kâle; Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl kâle;

el-Bezâzetü mine'l-îmân el-bezâzetü mine'l-îmâni el-bezâzetü mine'l-îmâni. el-Bezâzetü mine'l-îmân el-bezâzetü mine'l-îmâni el-bezâzetü mine'l-îmâni.

Sadaka Resûlullah fimâ kâl. Ravâhu Ahmed b. Hanbel, İbn Mâce, Taberânî,Sadaka Resûlullah fimâ kâl.

Ravâhu Ahmed b. Hanbel, İbn Mâce, Taberânî,
Hâkim Müstedrek'te, Beyhaki, Ziyâ el-Makdisî, an Abdillahi b. Ebî Umâme. Hâkim Müstedrek'te, Beyhaki, Ziyâ el-Makdisî, an Abdillahi b. Ebî Umâme.

Bu hadîs-i şerîfi bir kere daha tekrarlamayı arzu ediyorum. Bu hadîs-i şerîfi bir kere daha tekrarlamayı arzu ediyorum.

Malum söylenip geçmek başka, söylenen sözün üzerinde durup onun içeriye işlemek başka.Malum söylenip geçmek başka, söylenen sözün üzerinde durup onun içeriye işlemek başka. Her gün tabii yeni yeni manâlar belirmektedir.Her gün tabii yeni yeni manâlar belirmektedir. Bir kere Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu sözü burada Bir kere Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu sözü burada el-bezâzetü mine'l-îmân diyerekten üç defa tekrar ediyor. el-bezâzetü mine'l-îmân diyerekten üç defa tekrar ediyor.

Bir kere kafi değil mi ya! Bunu üç kere söylemesinde bir maksat var tabii.Bir kere kafi değil mi ya! Bunu üç kere söylemesinde bir maksat var tabii. Onu anlatmaya çalışıyoruz yine. Onu anlatmaya çalışıyoruz yine.

İman lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah demekle hasıl olur. İman lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah demekle hasıl olur. Bir insan bu kelimeyi söyledi mi mü'min olur. Bu [imanın] ilk derecesi.Bir insan bu kelimeyi söyledi mi mü'min olur. Bu [imanın] ilk derecesi. İman, bu verdiği söz ile ahkamı ilahiyeye ve ahkamı süneni Resûlullah'a uyarsa,İman, bu verdiği söz ile ahkamı ilahiyeye ve ahkamı süneni Resûlullah'a uyarsa, orta iman olur, evsat.orta iman olur, evsat. Lâ ilâhe illallah der iman sahibi olur. İmanıyla amel ederse ortaya geçer. Lâ ilâhe illallah der iman sahibi olur. İmanıyla amel ederse ortaya geçer. İmanda cihat ala mertebedir. O da üçüncü üstün mertebedir.İmanda cihat ala mertebedir. O da üçüncü üstün mertebedir. Bu el-bezâzetü mine'l-îmân nefs ile cihada [işaret eder]. Bu el-bezâzetü mine'l-îmân nefs ile cihada [işaret eder].

Şimdi burada yeni öğrendiklerimizi, bilgileri şimdi size duyuracağım. Şimdi burada yeni öğrendiklerimizi, bilgileri şimdi size duyuracağım. Siz de tabii bunları bizden evvel belki duymuşsunuzdur. Siz de tabii bunları bizden evvel belki duymuşsunuzdur.

Dünyada İslam'dan başka bir çok milletler de var.Dünyada İslam'dan başka bir çok milletler de var. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hayatı ve ashâb-ı kirâmın hayatı hepimizce malum. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hayatı ve ashâb-ı kirâmın hayatı hepimizce malum.

Onlar dünyaya neden iltifat etmediler? Onlar dünyaya neden iltifat etmediler?

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem niçin evini döşemedi? Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem niçin evini döşemedi?

Niçin odasını süslemedi? Niçin odasını süslemedi?

Niçin kendisine çeşit çeşit esvaplar yapıp da meydana çıkmadı? Niçin kendisine çeşit çeşit esvaplar yapıp da meydana çıkmadı?

Bunu hiçbir düşünenimiz var mıdır? Bunu hiçbir düşünenimiz var mıdır?

Biz hayatı dünyada, hemen şu 30-40-50 senelik bir hayatımızda Biz hayatı dünyada, hemen şu 30-40-50 senelik bir hayatımızda ancak dünya yaşamasını gaye edinmiş insanlarız. ancak dünya yaşamasını gaye edinmiş insanlarız. Bu dünyanın içersinde âhiretin olduğunu hesaba katamıyoruz. Bu dünyanın içersinde âhiretin olduğunu hesaba katamıyoruz. Bu dünya bize âhiret için verilmiştir. Bu dünyada biz âhireti kazanacak,Bu dünya bize âhiret için verilmiştir. Bu dünyada biz âhireti kazanacak, o âhiretin saadetine ulaşacak insanlarız.o âhiretin saadetine ulaşacak insanlarız. Yoksa bu dünyada çeşitli mahluklar yaşıyor.Yoksa bu dünyada çeşitli mahluklar yaşıyor. O çeşitli mahlukların yaşayışı gibi yaşayıpta ölürsek tabiatıyla yazık olur bize.O çeşitli mahlukların yaşayışı gibi yaşayıpta ölürsek tabiatıyla yazık olur bize. Binaenaleyh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in hayatını kendimize örnek edinmedikçeBinaenaleyh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in hayatını kendimize örnek edinmedikçe bizim imanımız sağlam bir iman olmaz, hakiki bir iman olmaz. bizim imanımız sağlam bir iman olmaz, hakiki bir iman olmaz. Dilimizde vardır imanımız, içimize işlememiştir. Ne zaman işler? Dilimizde vardır imanımız, içimize işlememiştir.

Ne zaman işler?

Ne zaman ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i kendimize örnek ediniriz, Ne zaman ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i kendimize örnek ediniriz, onun harekatını kendimizde tatbik edebilirsek işte o zaman imanımız kamil olur, kemale ulaşır. onun harekatını kendimizde tatbik edebilirsek işte o zaman imanımız kamil olur, kemale ulaşır.

Bunun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in şu sözü: Bunun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in şu sözü: el-bezâzetü mine'l-îmân. el-bezâzetü mine'l-îmân.

Bezâze, ziynetin terki. "Terki ziynet, ziynetin terki imandandır." diyor Bezâze, ziynetin terki.

"Terki ziynet, ziynetin terki imandandır." diyor
şimdi ve bunu üç defa tekrar ediyor. şimdi ve bunu üç defa tekrar ediyor.

Ziynet nedir şimdi? Ziynetin hududu yok değil mi? Ziynet nedir şimdi?

Ziynetin hududu yok değil mi?

Ne kadar gidebilirsen gidersin. Ziynet her şey; giydiğin, kuşandığın, üstünde, başında, Ne kadar gidebilirsen gidersin. Ziynet her şey; giydiğin, kuşandığın, üstünde, başında, evinde nelerin varsa... evinde nelerin varsa...

Bir insanın yaşamak için ne ihtiyacı vardır? Yemeye ihtiyacı vardır. Bir insanın yaşamak için ne ihtiyacı vardır?

Yemeye ihtiyacı vardır.

Yemeğin ne kadarıyla insan yaşayabilir? Yemeğin ne kadarıyla insan yaşayabilir?

Bir gün bir öğün yemek insana yeter. Aa hocaefendi öyle şey mi olur? Bir gün bir öğün yemek insana yeter.

Aa hocaefendi öyle şey mi olur?
Bir öğün yemek [yeter mi?] Ramazanda nasıl yetiyor bize? Bir öğün yemek [yeter mi?]

Ramazanda nasıl yetiyor bize?

Ramazanda yani bir şey mi oluyoruz, ufalıyor muyuz? Ramazanda yani bir şey mi oluyoruz, ufalıyor muyuz?

Hayır, daha güzel oluyoruz. Bununla beraber Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'inHayır, daha güzel oluyoruz.

Bununla beraber Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in
zamanı ve eshabın hayatını gözümüzün önüne getireceğiz.zamanı ve eshabın hayatını gözümüzün önüne getireceğiz. Getirince bazen doyarlar,Getirince bazen doyarlar, bazen de açlığın hissini biraz teskin edebilmek için karınlarına taş bağlarlar. bazen de açlığın hissini biraz teskin edebilmek için karınlarına taş bağlarlar. Açlıklarının verdiği ızdırabı teskin edebilmek için taş bağlama mecburiyetinde kalırlar,Açlıklarının verdiği ızdırabı teskin edebilmek için taş bağlama mecburiyetinde kalırlar, yani kuşaklarını sıkma. Kuşaklarını sıkmak mecburiyetini hissederlerdi. yani kuşaklarını sıkma. Kuşaklarını sıkmak mecburiyetini hissederlerdi.

Şimdi gel. Biz üç öğün yiyoruz, evimiz gayet muntazam; Şimdi gel. Biz üç öğün yiyoruz, evimiz gayet muntazam; kaloriferimiz, sobamız her şeyimiz yerinde, üstümüz de çok kavi. kaloriferimiz, sobamız her şeyimiz yerinde, üstümüz de çok kavi. Sabah namazına camiye gel, ancak ihtiyar ve zuafalar[ı görürsün].Sabah namazına camiye gel, ancak ihtiyar ve zuafalar[ı görürsün]. Parası çok olan, vakti yerinde olan sobasının başından kımıldamaz, rahatını feda etmez. Parası çok olan, vakti yerinde olan sobasının başından kımıldamaz, rahatını feda etmez.

Camideki fazilet? Camideki fazilet?

Onu ölçecek iktidarımız da yok. Ama deriz, işte namaz değil mi ben evde kılıyorum kafi deriz. Onu ölçecek iktidarımız da yok. Ama deriz, işte namaz değil mi ben evde kılıyorum kafi deriz. "Şimdi bu soğukta üşüyüpte hasta olmaktansa evde kılmak benim için daha evladır." der, "Şimdi bu soğukta üşüyüpte hasta olmaktansa evde kılmak benim için daha evladır." der, sabah namazına gelemez. sabah namazına gelemez.

Bunun zararı nedendir biliyor musunuz? Para para!.. Bunun zararı nedendir biliyor musunuz?

Para para!..

Bu paranın zararıdır bu. Seni camiye getirmeyen şey, parayı sevmenin,Bu paranın zararıdır bu. Seni camiye getirmeyen şey, parayı sevmenin, yaşamayı sevmenin, hayatı sevmenin neticesi... yaşamayı sevmenin, hayatı sevmenin neticesi...

Bu hayat nasıl olsa bize muvakkat, nasıl olsa alacaklar elimizden. Bu hayat nasıl olsa bize muvakkat, nasıl olsa alacaklar elimizden. Saati geldi mi bir dakika bile durdurmuyorlar. Saati geldi mi bir dakika bile durdurmuyorlar. Saati geldi mi bir dakika bile durdurmadan elimizden alacaklar bu hayatı. Saati geldi mi bir dakika bile durdurmadan elimizden alacaklar bu hayatı.

Bu hayata bu kadar kıymet vermenin ne manası var yani? Bu hayata bu kadar kıymet vermenin ne manası var yani?

Allah'ın emrini, Peygamber'in sünnetini nasıl feda edebiliyorsun sen hayatına? Allah'ın emrini, Peygamber'in sünnetini nasıl feda edebiliyorsun sen hayatına?

Hayatını sevdiğinden dolayı. Allah'ı sevse, hayatını sevdiği kadarHayatını sevdiğinden dolayı.

Allah'ı sevse, hayatını sevdiği kadar
Allah'ını sevse, hayatını sevdiği kadar Peygamber'in sünnetini sevse feda edemez onları.Allah'ını sevse, hayatını sevdiği kadar Peygamber'in sünnetini sevse feda edemez onları. İşte bu, zînetü'l-hayâti'd-dünyâ. İşte bu, zînetü'l-hayâti'd-dünyâ.

Ziynetü'l-hayâti'd-dünyâ ve'l-bâkiyâtü's-sâlihâtü hayrun inde rabbike sevâben ve hayrun emelâ. Ziynetü'l-hayâti'd-dünyâ ve'l-bâkiyâtü's-sâlihâtü hayrun inde rabbike sevâben ve hayrun emelâ.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hayatı malum. Ebû Bekr-i Sıddîk'in hayatı malum,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hayatı malum. Ebû Bekr-i Sıddîk'in hayatı malum, Hz. Ömeru'l-Fâruk'un hayatı malum, Osman-ı zinnûreyn'in hayatı malum,Hz. Ömeru'l-Fâruk'un hayatı malum, Osman-ı zinnûreyn'in hayatı malum, Hz. Ali'nin de hayatı malum.Hz. Ali'nin de hayatı malum. Dört emir... Onlar bu dünyaya katiyen iltifat etmediler. Dört emir... Onlar bu dünyaya katiyen iltifat etmediler.

Evlerinde, Cenâb-ı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem peygamber iken,Evlerinde, Cenâb-ı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem peygamber iken, hasırın üzerinde, başının altına şey kor hasırın üzerinde yatar idiler.hasırın üzerinde, başının altına şey kor hasırın üzerinde yatar idiler. O hasırın üzerinde yatar idiler, o mübarek vücutlarına da hazır iz yapmış. O hasırın üzerinde yatar idiler, o mübarek vücutlarına da hazır iz yapmış. Hz. Ömer yanına gittiği vakit de o izleri görmüşte acımış, demiş; Hz. Ömer yanına gittiği vakit de o izleri görmüşte acımış, demiş;

Yâ Resûlallah! Ne olur! Bak şu gavurların hükümdarları nasıl yaşıyorlar. Yâ Resûlallah! Ne olur! Bak şu gavurların hükümdarları nasıl yaşıyorlar. Müsaade et de sana da bir yatak yapalım, karyola yapalım, Müsaade et de sana da bir yatak yapalım, karyola yapalım, şöyle yapalım böyle yapalım siz de rahat edesiniz. şöyle yapalım böyle yapalım siz de rahat edesiniz.

Nedir bu yanınızda böyle [hasır izleri?] Nedir bu yanınızda böyle [hasır izleri?]

Peygamber olmanızla beraber hasırın üzerinde yatmışınız daPeygamber olmanızla beraber hasırın üzerinde yatmışınız da hasır böyle iz yapmış vücudunuza, vücudu âlinize. hasır böyle iz yapmış vücudunuza, vücudu âlinize.

"Yâ Ömer! Onlara hayatı dünya, bize hayatı âhiret!" diyen"Yâ Ömer! Onlara hayatı dünya, bize hayatı âhiret!" diyen peygamberin sözünü duymadık mı biz? peygamberin sözünü duymadık mı biz?

Kaç defa... Ama uyamıyoruz. Neden? Kaç defa...

Ama uyamıyoruz.

Neden?

Canımızı sevdiğimiz, yaşamayı sevdiğimizi için. O Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem. Canımızı sevdiğimiz, yaşamayı sevdiğimizi için.

O Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem.
Şimdi sana bugünü ben söyleyeceğim. Bugün karşımızda çeşitli milletler var. Şimdi sana bugünü ben söyleyeceğim.

Bugün karşımızda çeşitli milletler var.
Bunların arasında bir de Japon denilen bir millet var, hepimiz adını duyuyoruz. Bunların arasında bir de Japon denilen bir millet var, hepimiz adını duyuyoruz. Dün bir arkadaşımız oradan geldi. Dün bir arkadaşımız oradan geldi. Biz onun tarihte şeylerini okuyorduk ama Biz onun tarihte şeylerini okuyorduk ama tabii bil-fiil görüp de gelenin ağzından dinlemek daha başka oluyor. tabii bil-fiil görüp de gelenin ağzından dinlemek daha başka oluyor.

Japonlar bugün dünya iktisadında hemen dünyaya Japonlar bugün dünya iktisadında hemen dünyaya okur derecede ilerlemiş.okur derecede ilerlemiş. Dün yandı idi, yıkıldı idi, mağlup idi fakat bugün yine insanların arasındaDün yandı idi, yıkıldı idi, mağlup idi fakat bugün yine insanların arasında en mümtaz bir tabaka olarak meydana çıktı. en mümtaz bir tabaka olarak meydana çıktı.

Bu arkadaş tarifi vech ile, bir iş adamı, onlarla iş birliği yapmak için, Bu arkadaş tarifi vech ile, bir iş adamı, onlarla iş birliği yapmak için, "Gel bizim memleketimize de konuşalım anlaşalım seninle" diyerekten davet etmişler. "Gel bizim memleketimize de konuşalım anlaşalım seninle" diyerekten davet etmişler.

Buradan gitti. Gayet büyük bir fabrika. Buradan gitti. Gayet büyük bir fabrika. Yani bizim Koç'lar filan hiç kalıyormuş onun yanında. Fabrika mümessili ile konuşuyor. Yani bizim Koç'lar filan hiç kalıyormuş onun yanında. Fabrika mümessili ile konuşuyor. Derken bir gün de demiş; Buyurun bizim evimize.Derken bir gün de demiş;

Buyurun bizim evimize.
Bu akşam bizim evimizi de bir görün, Japon evleri bak nasıldır? Bu akşam bizim evimizi de bir görün, Japon evleri bak nasıldır?

Bu fabrikanın sahibi, mümessili olan zât, çok yüksek bir mevkii var, parası da çok. Bu fabrikanın sahibi, mümessili olan zât, çok yüksek bir mevkii var, parası da çok.

Gittim diyor, evi gayet basit, ufak, 40 metreyi geçmeyen evler, ufak ufak. Gittim diyor, evi gayet basit, ufak, 40 metreyi geçmeyen evler, ufak ufak. Aynı zamanda evinin içersinde mobilya denilen bir şey yok; birer kilim halı, o kadar.Aynı zamanda evinin içersinde mobilya denilen bir şey yok; birer kilim halı, o kadar. Demiş; "Biz Japonlar, -dikkat edin- biz Japonlar yatakta yatmayız.Demiş;

"Biz Japonlar, -dikkat edin- biz Japonlar yatakta yatmayız.
İşte bizim yatağımız bu halının üzeri.İşte bizim yatağımız bu halının üzeri. Buraya bir yastık koyarız, üstümüze de yorgan battaniye neyimiz varsa onu çekeriz.Buraya bir yastık koyarız, üstümüze de yorgan battaniye neyimiz varsa onu çekeriz. Çocuğum da böyle yatar, hanımım da böyle yatar, ben de böyle yatarım.Çocuğum da böyle yatar, hanımım da böyle yatar, ben de böyle yatarım. Japon, hakiki Japonların evinde israf denilen fazla bir şey katiyen bulunmaz." demiş. Japon, hakiki Japonların evinde israf denilen fazla bir şey katiyen bulunmaz." demiş. Bu gavur. Yemek teşkilatını anlatacağım. Bu gavur.

Yemek teşkilatını anlatacağım.
Şimdi adam gördüğünü anlatıyor bize, ben de size anlatıyorum. Şimdi adam gördüğünü anlatıyor bize, ben de size anlatıyorum. Bu ders ama, ibret diyerekten anlatıyorum, tabii bir hikaye değil. Bu ders ama, ibret diyerekten anlatıyorum, tabii bir hikaye değil.

Ev gayet basit diyor. Evin ortasında bir çukur var, çukurun içine ateş yakılmış, Ev gayet basit diyor. Evin ortasında bir çukur var, çukurun içine ateş yakılmış, -aygaz yahut neyse- üzerine bir demir levha konmuş. -aygaz yahut neyse- üzerine bir demir levha konmuş. O alttaki ateşin tesiriyle kızıyor, hanımefendi hazırlanmış etleri, O alttaki ateşin tesiriyle kızıyor, hanımefendi hazırlanmış etleri, sair sebzeleri getirdi o demirin üzerinde pişirdi. sair sebzeleri getirdi o demirin üzerinde pişirdi. Pişirirken tabii onu çevirmek için şimdi bir takım aletler var ya...Pişirirken tabii onu çevirmek için şimdi bir takım aletler var ya... Baktım bir tahta parçası, o tahta parçasıyla alıyor işte koyuyor getirdi önümüze koydu,Baktım bir tahta parçası, o tahta parçasıyla alıyor işte koyuyor getirdi önümüze koydu, bir kap yemek; et met hep içinde. bir kap yemek; et met hep içinde.

Çatal kullanmaz mısınız? Hayır, demiş. Çatal kullanmaz mısınız?

Hayır, demiş.
Bu kadar Japon çatala bu kadar para verirse,Bu kadar Japon çatala bu kadar para verirse, Avrupa'ya bu kadar milyon lira gider demiş.Avrupa'ya bu kadar milyon lira gider demiş. Çatal kullanmayız. Parmaklarımız var ya, çatala ne lüzum var? demiş. Çatal kullanmayız.

Parmaklarımız var ya, çatala ne lüzum var? demiş.

Çatal kullanmayız demiş. Çok zengin adamlar, yani bizi toptan satın alırlar. Çatal kullanmayız demiş.

Çok zengin adamlar, yani bizi toptan satın alırlar.

O adam çatal kullanmıyor. Biliyorsunuz bizim de bazı ziyafetlere rast geliyoruz, O adam çatal kullanmıyor. Biliyorsunuz bizim de bazı ziyafetlere rast geliyoruz, ne debdebe, ne saltanat! ne debdebe, ne saltanat! Tabak tabak üstünde, çatal çatal, kaşık bıçak hepsi ayrı ayrı.Tabak tabak üstünde, çatal çatal, kaşık bıçak hepsi ayrı ayrı. Meyvaları şusu busu. Oooh masadaki israf ona göre. Meyvaları şusu busu. Oooh masadaki israf ona göre.

Allah affetsin bizi! Şimdi kendi durumumuzu onların durumu ile bir kıyas etsek, Allah affetsin bizi!

Şimdi kendi durumumuzu onların durumu ile bir kıyas etsek,
biz ne kadar bugün zayıfız.biz ne kadar bugün zayıfız. Zayıfız, yani onlara muhtacız. Para verirlerse yaşayabiliriz vermezlerse yaşayamayız bugün.Zayıfız, yani onlara muhtacız. Para verirlerse yaşayabiliriz vermezlerse yaşayamayız bugün. Teyyareyi ondan alacağız, otomobilleri onlardan alacağız,Teyyareyi ondan alacağız, otomobilleri onlardan alacağız, yiyeceğimiz onlardan giyeceğimiz onlardan, her şeyimiz onlardan. yiyeceğimiz onlardan giyeceğimiz onlardan, her şeyimiz onlardan.

Paramız? Gidiyor. Aziz kardeş! Ziynet helaldir. Buradaki ziynet denilen helal olan şey. Paramız?

Gidiyor.

Aziz kardeş!

Ziynet helaldir. Buradaki ziynet denilen helal olan şey.

Kul men harrame zînetallahi. "Allah'ın verdiği ziyneti kimse haram edemez." Kul men harrame zînetallahi. "Allah'ın verdiği ziyneti kimse haram edemez."

Haram değil bu fakat bunun terki mübah, mübahın üstünde müstahsen. Haram değil bu fakat bunun terki mübah, mübahın üstünde müstahsen. Ona biz müstehab diyoruz. Müstehab diyoruz ki haram değil yani.Ona biz müstehab diyoruz. Müstehab diyoruz ki haram değil yani. Bunu yersen mesul de olmazsın. Bunu yersen mesul de olmazsın. Fakat imanın ve İslam'ın icabı olaraktan bu ziynetin terki lazım, terki lazım!Fakat imanın ve İslam'ın icabı olaraktan bu ziynetin terki lazım, terki lazım! Bunu Efendimiz'in üç defa söylemesin de hikmet var. Terki lazım bu ziynetin. Bunu Efendimiz'in üç defa söylemesin de hikmet var. Terki lazım bu ziynetin.

Şimdi bu lokmamızı yani helal olan lokmamızı, on lokmada doyuyorsak Şimdi bu lokmamızı yani helal olan lokmamızı, on lokmada doyuyorsak dokuz lokma yemek, sekiz lokma yemek.dokuz lokma yemek, sekiz lokma yemek. Üç [öğün] yiyorsak iki defa yemek suretiyle, helalden olandan bu iktisada mecburuz. Üç [öğün] yiyorsak iki defa yemek suretiyle, helalden olandan bu iktisada mecburuz.

Halbuki şimdi bizim bir sigaraya alışkanlığımız var. Sigara!..Halbuki şimdi bizim bir sigaraya alışkanlığımız var. Sigara!.. Bugün 36 milyon müslümanız diyoruz, Türküz diyoruz. Bugün 36 milyon müslümanız diyoruz, Türküz diyoruz.

Muhakkak bunu 15 milyonu içiyor mudur? Muhakkak [içiyordur] değil mi? Muhakkak bunu 15 milyonu içiyor mudur?

Muhakkak [içiyordur] değil mi?

On beş milyon insanın yevmiye [günlük] sigara parası. On beş milyon insanın yevmiye [günlük] sigara parası. Yevmiye sigara parası, üçer liradan hesap etseniz, 5-6-7-8 liraya kadar da içiliyormuş. Yevmiye sigara parası, üçer liradan hesap etseniz, 5-6-7-8 liraya kadar da içiliyormuş.

Bırak bunları, üç liradan hesap ederseniz, sırf sigara parasından 45 milyon lira Bırak bunları, üç liradan hesap ederseniz, sırf sigara parasından 45 milyon lira bir günde havaya gidiyor.bir günde havaya gidiyor. Biz bugün 45 kuruşa muhtacız! 45 milyon paraya değil, 45 kuruşa muhtaç olan bir insanız. Biz bugün 45 kuruşa muhtacız! 45 milyon paraya değil, 45 kuruşa muhtaç olan bir insanız. Biz bugün 45 milyon lirayı hiçbir faydası olmadığı halde "Püff!.." diye havaya uçuruyoruz.Biz bugün 45 milyon lirayı hiçbir faydası olmadığı halde "Püff!.." diye havaya uçuruyoruz. Şu kadarcık bir faydası varsa söyleyin emin olunuz. Hiçbir faydası yok. Şu kadarcık bir faydası varsa söyleyin emin olunuz. Hiçbir faydası yok.

İşte bugün Amerika yeni öğrenmiş daha bunun zararını da propagandalarını yasak ediyor.İşte bugün Amerika yeni öğrenmiş daha bunun zararını da propagandalarını yasak ediyor. Halbuki bu Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in zamanı saadetlerinde tabii yoktu daHalbuki bu Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in zamanı saadetlerinde tabii yoktu da sonradan icat olunmuş, meydana gelmiş bir şeydir.sonradan icat olunmuş, meydana gelmiş bir şeydir. Fakat haram da dememişler de kerahattir demişler. Çünkü faydasından çok zararı var. Fakat haram da dememişler de kerahattir demişler. Çünkü faydasından çok zararı var. Faydası bir kere yok. Bir kere hiç yoktan 45 milyon liramızı uçuruyor. Faydası bir kere yok. Bir kere hiç yoktan 45 milyon liramızı uçuruyor.

Biliyormusunuz bu 45, 50 milyon de, iki günde 100 milyon eder. Biliyormusunuz bu 45, 50 milyon de, iki günde 100 milyon eder.

İki günde 100 milyon eder, senede? Ooo!.. Senedeİki günde 100 milyon eder, senede?

Ooo!.. Senede
Ne bu? Zarar. Şimdi Japon milleti o kadar üstün bir millet iken,Ne bu?

Zarar.

Şimdi Japon milleti o kadar üstün bir millet iken,
çok para kazanıyor, her şeyi yapıyor beceriyor. çok para kazanıyor, her şeyi yapıyor beceriyor. O, israfın önüne geçmeye çalışıyor da çatalı bile kullanmıyor, kaşığı kullanmıyor;O, israfın önüne geçmeye çalışıyor da çatalı bile kullanmıyor, kaşığı kullanmıyor; "Elim yeter bana!" diyor. Biz bu kadar yoksuzluğumuzla, "Elim yeter bana!" diyor. Biz bu kadar yoksuzluğumuzla, zaruretlerimizle beraber böyle su gibi paralarımızı akıtmaktan kaçınamıyoruz. zaruretlerimizle beraber böyle su gibi paralarımızı akıtmaktan kaçınamıyoruz.

el-Bezâzetü mine'l-îmân. İktisada riayet, ziynetin terki aynı zamanda ne oluyor? el-Bezâzetü mine'l-îmân.

İktisada riayet, ziynetin terki aynı zamanda ne oluyor?

İktisat oluyor. Ziynetin terki iktisada, ziyneti yapmak da israfa giriyor. İktisat oluyor.

Ziynetin terki iktisada, ziyneti yapmak da israfa giriyor.
Ziynet insanı israflara sürüklüyor. E bu da lazım, bu da lazım, bu da lazım. Ziynet insanı israflara sürüklüyor.

E bu da lazım, bu da lazım, bu da lazım.
Zamanın biribirlerini göre göre, biribirlerimizi taklit ede edeZamanın biribirlerini göre göre, biribirlerimizi taklit ede ede icabında altından çıkılmaz bir yükün altına da giriliyor.icabında altından çıkılmaz bir yükün altına da giriliyor. Bunun sebebi? Bu ziynete müptela oluşumuzun zararı ve cezasıdır.

Bunun sebebi?

Bu ziynete müptela oluşumuzun zararı ve cezasıdır.

Onun için bize en çok dikkat edilecek şey, Onun için bize en çok dikkat edilecek şey, bu zararın neresinden dönülürse orası kârdır derler ya!bu zararın neresinden dönülürse orası kârdır derler ya! Zararın neresinden dönülürse o kârdır. Zararın neresinden dönülürse o kârdır. Binâenaleyh bunun önünden dönmenin çaresini bulmamız lazım. Ne yapalım? Binâenaleyh bunun önünden dönmenin çaresini bulmamız lazım.

Ne yapalım?

El birliği yapmak lazım. Nasıl? O Japonken, o kadar parası varken El birliği yapmak lazım.

Nasıl?

O Japonken, o kadar parası varken
kaşığa çatala para vermiyor da, biz Avrupa mallarına verdiğimiz paraları hesap etsek, kaşığa çatala para vermiyor da, biz Avrupa mallarına verdiğimiz paraları hesap etsek, hele o kadınlarımızın israflarını hesap etsek ne büyük muazzam rakamlarla karşı karşıya kalırız. hele o kadınlarımızın israflarını hesap etsek ne büyük muazzam rakamlarla karşı karşıya kalırız.

E bu bizim için ne büyük acı! Şimdi en acısı! E bu bizim için ne büyük acı! Şimdi en acısı!

Şimdi hacı efendilerimiz hacca gidecekler. Herkeste bir sürü dedikodu; Şimdi hacı efendilerimiz hacca gidecekler. Herkeste bir sürü dedikodu;

"Yahu bu kadar [fazla,] bir kere gitti, yetmiyor mu hâlâ? "Yahu bu kadar [fazla,] bir kere gitti, yetmiyor mu hâlâ? Boyuna gidiyor her sene yahu. İşte bir kere gitti, [yetmez mi?] Boyuna gidiyor her sene yahu. İşte bir kere gitti, [yetmez mi?]

Şimdi ben diyeyim aziz kardeş! Sen bir kere sinemaya gittin, Şimdi ben diyeyim aziz kardeş!

Sen bir kere sinemaya gittin,
ertesi gün bir daha niçin gidiyorsun sinemaya? ertesi gün bir daha niçin gidiyorsun sinemaya?

Öğrendin işte, sinemayı gördün işte burada... Yetmiyor mu sana bir kere sinema? Öğrendin işte, sinemayı gördün işte burada... Yetmiyor mu sana bir kere sinema?

Yoo. Her gün gideceksin. Yoo. Her gün gideceksin.

Bir sigara içiyorsun, yetmiyor mu sana niçin her gün boyuna içiyorsun? Bir sigara içiyorsun, yetmiyor mu sana niçin her gün boyuna içiyorsun?

E bir namaz kılıyorsun yetmiyor mu bir namaz? Yeter işte. E bir namaz kılıyorsun yetmiyor mu bir namaz?

Yeter işte.

Her gün hergün niçin kılıyorsun bu namazı? Haa!..Her gün hergün niçin kılıyorsun bu namazı?

Haa!..
Demek ki ibadetlerin her günündeki tecelliler, her andaki tecelliler ayrı ayrıdır.Demek ki ibadetlerin her günündeki tecelliler, her andaki tecelliler ayrı ayrıdır. Bu andaki tecelli bir an sonra bulunmaz. Bu andaki tecelli bir an sonra bulunmaz. Bu andaki tecelli bir an sonra bulunmaz, bir an sonraki tecelli bir an sonra yine bulunmaz.Bu andaki tecelli bir an sonra bulunmaz, bir an sonraki tecelli bir an sonra yine bulunmaz. Dünyada her anda ayrı ayrı tecelli var. Dünyada her anda ayrı ayrı tecelli var. Bu tecellilere mazhariyet o tecellilerin kıymetini bilmekle olur. Şimdi hacca gideceğiz.Bu tecellilere mazhariyet o tecellilerin kıymetini bilmekle olur.

Şimdi hacca gideceğiz.
Geçen sene gittik, biliyoruz işte, orada Kâbe-i Muazzama var,Geçen sene gittik, biliyoruz işte, orada Kâbe-i Muazzama var, işte etrafında döneceğiz, sa'yını yapacağız. işte etrafında döneceğiz, sa'yını yapacağız. Bu bildiğimiz bir şey, basit bir şey. Ama iş bundan ibaret değil ki. Bunun canı var, ruhu var. Bu bildiğimiz bir şey, basit bir şey. Ama iş bundan ibaret değil ki. Bunun canı var, ruhu var.

Niçin? Orada Cenâb-ı Hakk'ın o tecellilerine bir mazhar olabildin miydi Niçin?

Orada Cenâb-ı Hakk'ın o tecellilerine bir mazhar olabildin miydi
dünya da senin âhiret de senin! dünya da senin âhiret de senin!

Dünyada senin âhirette senin. E bunu bulabilmek için de elbette bir çaba harcayacaksın. Dünyada senin âhirette senin. E bunu bulabilmek için de elbette bir çaba harcayacaksın. O tecelliye mazhar olabilmek için paranı harcayacaksın, gideceksin orada meşakkatlere katlanacaksın O tecelliye mazhar olabilmek için paranı harcayacaksın, gideceksin orada meşakkatlere katlanacaksın

Niçin? Tecellinin [sana da gelmesi için]. Niçin?

Tecellinin [sana da gelmesi için].

Şimdi su ne kadar çok olursa faydası o kadar çok oluyor. Şimdi su ne kadar çok olursa faydası o kadar çok oluyor. Su ne kadar çok olursa [faydası o kadar çok]. Su ne kadar çok olursa [faydası o kadar çok].

Mesela şimdi o Fırat'taki barajı yapacaklar, çok su. Mesela şimdi o Fırat'taki barajı yapacaklar, çok su. Suyun çokluğu nispetinde ne kadar fayda olacak... Az suda oluyor mu bu? Suyun çokluğu nispetinde ne kadar fayda olacak...

Az suda oluyor mu bu?

Olmuyor. Binâenaleyh cemaat ne kadar çok olursa onun fedâili,Olmuyor.

Binâenaleyh cemaat ne kadar çok olursa onun fedâili,
sevabı, bereketi de o nispette çok olur. sevabı, bereketi de o nispette çok olur.

Şimdi buradaki cemaate benzer mi oradaki cemaat? Şimdi buradaki cemaate benzer mi oradaki cemaat?

Orada milyonla insan cemaat oluyorsun.Orada milyonla insan cemaat oluyorsun. O Arafat Dağı'nda bir milyon, bir buçuk milyon, iki milyon insan toplanmış O Arafat Dağı'nda bir milyon, bir buçuk milyon, iki milyon insan toplanmış hepsi "Lebbeyk... Allah!.." diyor. hepsi "Lebbeyk... Allah!.." diyor. Orası inler. O inleyiş anında senin ne kadar katı kalbin olsa elbette yumuşayacak.Orası inler. O inleyiş anında senin ne kadar katı kalbin olsa elbette yumuşayacak. Elbette!.. Orada sana fedâili ilahiyesi, tecelliyâtı ilahiye, Elbette!..

Orada sana fedâili ilahiyesi, tecelliyâtı ilahiye,
bir şey isabet ediverdi miydi insanın üzerine, aaa!..bir şey isabet ediverdi miydi insanın üzerine, aaa!.. bakarsın ki o sert adam, katı adam, bakarsın ki o sert adam, katı adam, hiç beğenmediğin adam melekiyet sıfatlarını kazanabiliyor an an. hiç beğenmediğin adam melekiyet sıfatlarını kazanabiliyor an an.

Onun için sen oraya gidene katiyen dil uzatma. Onun için sen oraya gidene katiyen dil uzatma.

Bizim imamımız var ya, adına İmâm-ı Âzam diyoruz.Bizim imamımız var ya, adına İmâm-ı Âzam diyoruz. İmâm-ı Âzam'ımız, mezhebimizin sahibi. İmâm-ı Âzam'ımız, mezhebimizin sahibi. O hiçbir senesini terk etmeden her sene gitmiş. O hiçbir senesini terk etmeden her sene gitmiş.

Yâ İmam! Sen imamsın, ne işin var her sene gidiyorsun? Bağdat senin memleketin? Yâ İmam! Sen imamsın, ne işin var her sene gidiyorsun? Bağdat senin memleketin?

Bağdat'tan o zaman otomobil de yok; Bağdat'tan o zaman otomobil de yok; ya deveyle gidecek ya merkeple gidecek.ya deveyle gidecek ya merkeple gidecek. Kimbilir ne kadar zamanda gidiyor. Kimbilir ne kadar zamanda gidiyor.

O kadar meşakkate tahammül ederek yine her sene o gitmiş iken, O kadar meşakkate tahammül ederek yine her sene o gitmiş iken, o gitmiş iken sana bana ne oluyor? o gitmiş iken sana bana ne oluyor?

Şimdi üç saat sonra ordasın. Bir meşakkati de yok, üç saat sonra ordasın. Şimdi üç saat sonra ordasın. Bir meşakkati de yok, üç saat sonra ordasın. Bu kadar kolaylıkla beraber oraya gidipte orada tecelliyi ilahiyelere mani olaraktan; Bu kadar kolaylıkla beraber oraya gidipte orada tecelliyi ilahiyelere mani olaraktan;

"Adam gittin ya bir kere, yazık değil mi? Bu memlekette parayı verecek yer mi yok yani? "Adam gittin ya bir kere, yazık değil mi? Bu memlekette parayı verecek yer mi yok yani?

Şimdi 50 bin hacı gidiyor diyorsun. 50 bin hacı şu kadar para götürür diyorsun.Şimdi 50 bin hacı gidiyor diyorsun. 50 bin hacı şu kadar para götürür diyorsun. Bu paraları memleketimize versek şöyle olur da [böyle olurda..]. Bu paraları memleketimize versek şöyle olur da [böyle olurda..].

Hiç sigara içene, içki içene niçin demiyorsun, Hiç sigara içene, içki içene niçin demiyorsun, "Sen bunu üfüreceğine bu paraları versen de devlete?" "Sen bunu üfüreceğine bu paraları versen de devlete?"

Bu kadar milyar. Milyar oluyor. Bu kadar milyarla biz nasıl kalkınmayız? Bu kadar milyar. Milyar oluyor. Bu kadar milyarla biz nasıl kalkınmayız?

Senin yalnız sigara paran, sigara parasıyla. İçki parasını da üzerine katarsan,Senin yalnız sigara paran, sigara parasıyla. İçki parasını da üzerine katarsan, evdeki mobilyaları da katarsan, o kadar israfı kaldır, dünyanın eli tutulmaz bir milleti oluruz biz. evdeki mobilyaları da katarsan, o kadar israfı kaldır, dünyanın eli tutulmaz bir milleti oluruz biz.

Japon evinde bir koltuk konmuyor da bizim evlerimizde gözlerimizi kamaştıracak şekilde Japon evinde bir koltuk konmuyor da bizim evlerimizde gözlerimizi kamaştıracak şekilde ne mobilyalar var!ne mobilyalar var! Bunlar hep paralarımızı uçurup gidiyor. Bunlar hep paralarımızı uçurup gidiyor.

İşte bu ziynetin terki imandan iken, biz bunu niçin yapamıyoruz? İmansız mıyız? İşte bu ziynetin terki imandan iken, biz bunu niçin yapamıyoruz? İmansız mıyız?

Hayır, elhamdülillah hepimiz mü'miniz. Hayır, elhamdülillah hepimiz mü'miniz. Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah demiş imanı kabul etmişiz, Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah demiş imanı kabul etmişiz, Allah'ın yolunu kabul etmişiz ama tatbikte kusurluyuz.Allah'ın yolunu kabul etmişiz ama tatbikte kusurluyuz. Tatbikte peygamberi taklit değil Avrupa'yı taklit ediyoruz.Tatbikte peygamberi taklit değil Avrupa'yı taklit ediyoruz. Taklitte peygamberi taklit etsek, ashabı kiramı taklit etsek, imanımız onların imanı gibi olacak. Taklitte peygamberi taklit etsek, ashabı kiramı taklit etsek, imanımız onların imanı gibi olacak. Fakat taklitte Avrupa'yı taklit ettiğimiz için, mobilya düşkünü ziynet düşkünü Fakat taklitte Avrupa'yı taklit ettiğimiz için, mobilya düşkünü ziynet düşkünü yaşama düşkünü hayat düşkünü.... yaşama düşkünü hayat düşkünü.... Allah esirgeye bir de bunun içersinden günahlara düşkünler. Allah esirgeye bir de bunun içersinden günahlara düşkünler. Bilmediğimiz içkiler, meşrubatlar, şunlar bunlar Avrupa'dan gelir,Bilmediğimiz içkiler, meşrubatlar, şunlar bunlar Avrupa'dan gelir, onları içmeye de insan çeşitli kıymetli paralarını verir verir harcar. onları içmeye de insan çeşitli kıymetli paralarını verir verir harcar.

E bunlar müslümana yakışır mı? Yakışmaz. E bunlar müslümana yakışır mı?

Yakışmaz.

Ama bu gün Müslümanlık davasını yapan biz camiye gelenler, camiye gelmeyenleri demeyeceğiz, Ama bu gün Müslümanlık davasını yapan biz camiye gelenler, camiye gelmeyenleri demeyeceğiz, camiye gelen müslümanlar bile bugün nefislerine hakim değil.camiye gelen müslümanlar bile bugün nefislerine hakim değil. Hepimiz sigara içiyoruz; ben içiyorum, hanım içiyor, çocuk içiyor.Hepimiz sigara içiyoruz; ben içiyorum, hanım içiyor, çocuk içiyor. Ben 45 milyonluğu içiyorum, ötekisi de, o da, o da, o da, o da... Ben 45 milyonluğu içiyorum, ötekisi de, o da, o da, o da, o da...

E bu yazık değil mi canım? Ne var bunda? İşte böyle alışılmış bu. E bu yazık değil mi canım?

Ne var bunda? İşte böyle alışılmış bu.

Bu alışkanlığın terki, alışkanlığın terki işte imanın kuvvetinden ileri gelir. Bu alışkanlığın terki, alışkanlığın terki işte imanın kuvvetinden ileri gelir. İmanın kuvvetliyse onu terk edersin, değilse o alışkanlık üzerinde gidersin. İmanın kuvvetliyse onu terk edersin, değilse o alışkanlık üzerinde gidersin.

İnsan da yaşadığı şekil üzerine ölür. İnsanın ölüşü yaşadığı hal üzerinedir.İnsan da yaşadığı şekil üzerine ölür. İnsanın ölüşü yaşadığı hal üzerinedir. Hangi hal üzerinde yaşıyorsan o hal üzerine öleceksin, o hal üzerine de kalkacaksın. Hangi hal üzerinde yaşıyorsan o hal üzerine öleceksin, o hal üzerine de kalkacaksın. Öldüğün hal üzerine de kalkacaksın. E yaşayışını peygambere benzeterek yaşayanlar,Öldüğün hal üzerine de kalkacaksın. E yaşayışını peygambere benzeterek yaşayanlar, peygamberlerin ve ashabın ölümü gibi ölürler. peygamberlerin ve ashabın ölümü gibi ölürler. Yaşayışını gavurlara benzeterek, onları taklit ederek yaşarlarsa onlar da onun gibiYaşayışını gavurlara benzeterek, onları taklit ederek yaşarlarsa onlar da onun gibi -Allah esirgeye- tehlikeli bir ölüm olur. -Allah esirgeye- tehlikeli bir ölüm olur.

Onun için bu terkü'z-ziyne denilen hadisi siz de söyleyin bakalım: Onun için bu terkü'z-ziyne denilen hadisi siz de söyleyin bakalım:

el-Bezâzetü mine'l-îmân. İki kelime. el-Bezâzetü mine'l-îmân.. el-Bezâzetü mine'l-îmân. İki kelime. el-Bezâzetü mine'l-îmân.. İki kelimedir: Bezâzet ve iman. Bezâzet demek terkü'z-ziyne, "ziynetin terki" demek. İki kelimedir: Bezâzet ve iman.

Bezâzet demek terkü'z-ziyne, "ziynetin terki" demek.

Ezberleyiniz, çok bir şey değil. el-Bezâzetü mine'l-îmân. Ezberleyiniz, çok bir şey değil.

el-Bezâzetü mine'l-îmân.

Bu hadisin ravisi İbn Mâce Kütüb-ü Sitte'den biridir. Bu hadisin ravisi İbn Mâce Kütüb-ü Sitte'den biridir. Kütübü Sitte'den birisi İbn Mâce hazretleri diğer kitap sahipleriyle beraber; Kütübü Sitte'den birisi İbn Mâce hazretleri diğer kitap sahipleriyle beraber; "Ben Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in bunu buyurduğunu duydum." diyerekten bunu rivayet ediyor. "Ben Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in bunu buyurduğunu duydum." diyerekten bunu rivayet ediyor.

Onun için aziz kardeş! Bunların tabii içinden çıkılmaz, kusurada bakmayın ama, Onun için aziz kardeş!

Bunların tabii içinden çıkılmaz, kusurada bakmayın ama,
biz hakikaten hepimiz, ben de içinizde yani ben sizden dışarıda değilim. biz hakikaten hepimiz, ben de içinizde yani ben sizden dışarıda değilim. Ben de içinize dahil olduğum halde bu israfın önüne geçemezsek bizim için selamet zor olur.Ben de içinize dahil olduğum halde bu israfın önüne geçemezsek bizim için selamet zor olur. İsrafın önüne geçemezsek ibadetlerimizi layıkı vechile yapamayız. İsrafın önüne geçemezsek ibadetlerimizi layıkı vechile yapamayız. Çünkü paralarımız hazır geliyor, kazançlarımız yollarında,Çünkü paralarımız hazır geliyor, kazançlarımız yollarında, maaşlarımız yollarında, Allah'a ihtiyacımız yok!..maaşlarımız yollarında, Allah'a ihtiyacımız yok!.. "Yâ Rab! Bana benim rızkımı geniş et. Bana biraz rahatlık ver!" demeye ihtiyaç yok "Yâ Rab! Bana benim rızkımı geniş et. Bana biraz rahatlık ver!" demeye ihtiyaç yok çünkü rahatlık içersindeyiz.çünkü rahatlık içersindeyiz. Bu rahatlık içersinde olduğumuz için namaza gelmeye de zorlanıyoruz.Bu rahatlık içersinde olduğumuz için namaza gelmeye de zorlanıyoruz. Sabah namazına gelmekte külfet var, ağırlık var, o ağırlığa tahammül edemiyoruz. Sabah namazına gelmekte külfet var, ağırlık var, o ağırlığa tahammül edemiyoruz. Uyku hoşumuza gidiyor, geceleri sabahlara kadar çene çalması hoşumuza gidiyor,Uyku hoşumuza gidiyor, geceleri sabahlara kadar çene çalması hoşumuza gidiyor, sabah namazında camiye gelmekten mahrum kalıyoruz. sabah namazında camiye gelmekten mahrum kalıyoruz.

Bu acı yetmez mi bize aziz kardeş, bu ceza yetmez mi bize? Bu acı yetmez mi bize aziz kardeş, bu ceza yetmez mi bize?

En büyük ceza, sabah namazına camiye gelemediğinin cezası yeter de artar da insana!En büyük ceza, sabah namazına camiye gelemediğinin cezası yeter de artar da insana! Ama bunu bir türlü kafalarımıza da sokamıyoruz, zihnimize de... Ama bunu bir türlü kafalarımıza da sokamıyoruz, zihnimize de...

Adam hoca, bu aptal hoca da söyler de söyler bunu söyler. Adam hoca, bu aptal hoca da söyler de söyler bunu söyler. Neyine lazım, ne derse desin. Herkese bir şey der yani. Neyine lazım, ne derse desin. Herkese bir şey der yani.

Ama bunun içinde hakikat var, bunun içinde saadet var, bunun içinde selamet var. Ama bunun içinde hakikat var, bunun içinde saadet var, bunun içinde selamet var. Binâenaleyh hacca gidene sakın darılma! Hacca giden, keşke elimizden gelse de Binâenaleyh hacca gidene sakın darılma! Hacca giden, keşke elimizden gelse de hepimiz her gün gitsek. hepimiz her gün gitsek.

Niçin? Sigara parasına acımıyorsun aziz kardeş! Senede şu kadar para tutar, Niçin?

Sigara parasına acımıyorsun aziz kardeş! Senede şu kadar para tutar,
hacca vereceğin parayı kıyamıyorsun.hacca vereceğin parayı kıyamıyorsun. Halbuki senin sigara paran seni her sene hacca götürür.Halbuki senin sigara paran seni her sene hacca götürür. Senin sigara paran hiç tasarruf etmesen bile seni her sene hacca götürür, Senin sigara paran hiç tasarruf etmesen bile seni her sene hacca götürür, dünya kadar da sevap alır gelirsin. dünya kadar da sevap alır gelirsin.

Sonra bu sözler, gavurlar şaşırtmak için gavurların attığı bir tohumdur bu. Sonra bu sözler, gavurlar şaşırtmak için gavurların attığı bir tohumdur bu.

Bu bizim aramıza girmiş de bazen işte bunu hep söyleriz ama kökü nerden gelmiştir bu sözün? Bu bizim aramıza girmiş de bazen işte bunu hep söyleriz ama kökü nerden gelmiştir bu sözün?

Kökü, gavur bize bunu fışkırıyor; "Canım bir kere hacca gittin mi yeter!" diyor,Kökü, gavur bize bunu fışkırıyor;

"Canım bir kere hacca gittin mi yeter!" diyor,
bir şüphe koyuyor. bir şüphe koyuyor.

Canım benim burada yapacağım ufacık bir sevapla haccın sevabı bir olur mu? Canım benim burada yapacağım ufacık bir sevapla haccın sevabı bir olur mu?

Mesela şurada bir inşaat yapıyoruz. Bu inşaata da tabii bir yardım lazım. Mesela şurada bir inşaat yapıyoruz. Bu inşaata da tabii bir yardım lazım.

Ben bu seneki hac paralarımı tutsam da bu inşaata versem de hacca gitmesem? Ben bu seneki hac paralarımı tutsam da bu inşaata versem de hacca gitmesem?

Buradan alacağın sevap ile hactaki vazifeleri yaparken alacağın sevabı bir mi tutarsın sen? Buradan alacağın sevap ile hactaki vazifeleri yaparken alacağın sevabı bir mi tutarsın sen?

Bir mi tutarsın? Hatta bunun on mislini de versen,Bir mi tutarsın?

Hatta bunun on mislini de versen,
Allah'ın rızasının kazanılacağı o yerdeki sevapla buradaki sevap bir olur mu? Allah'ın rızasının kazanılacağı o yerdeki sevapla buradaki sevap bir olur mu?

Yani hac o kadar ufak bir şey mi ki buraya yapacağın bir hayır ona muadil olsun? Yani hac o kadar ufak bir şey mi ki buraya yapacağın bir hayır ona muadil olsun?

Efdalü'l-'amâli ehmazuhâ. "En efdal amel hangisi zorsa odur." Efdalü'l-'amâli ehmazuhâ. "En efdal amel hangisi zorsa odur."

Şimdi burada parayı verip de oturmak mı iyidir yoksa oradaki meşakkati çekmek mi iyidir? Şimdi burada parayı verip de oturmak mı iyidir yoksa oradaki meşakkati çekmek mi iyidir?

Elbetteki oradaki meşakkatte sevap daha çok. Hele bu sene de.Elbetteki oradaki meşakkatte sevap daha çok. Hele bu sene de. Şimdi hastalıkta var diyorlar, garantinada tutacağız sizi diyorlar.Şimdi hastalıkta var diyorlar, garantinada tutacağız sizi diyorlar. Gelirseniz bak ananızı nasıl ağlatırız sizin. Herkesi korkutuyorlar, "Vay!.. Gelirseniz bak ananızı nasıl ağlatırız sizin. Herkesi korkutuyorlar, "Vay!.. Garantina da varmış be. Canım bu sene dursun öyleyse." deyip korkanlar daGarantina da varmış be. Canım bu sene dursun öyleyse." deyip korkanlar da kaçanlar da olacak bu işin içinden.kaçanlar da olacak bu işin içinden. Ama imanı sahih olan insan, "Allah insanın canını ne zaman alacaksa ve nerede alacaksa Ama imanı sahih olan insan, "Allah insanın canını ne zaman alacaksa ve nerede alacaksa orada o saatte, o dakikada alır. orada o saatte, o dakikada alır. O dakikadan sonra insan bir dakika da yaşayamaz bir şey de yapamaz."O dakikadan sonra insan bir dakika da yaşayamaz bir şey de yapamaz." [der,] iman sahibi böyle inanır. [der,] iman sahibi böyle inanır.

Oun için eski dedelerimizin muharebelerdeki galibiyetlerinin sebebi, ölümden korkmadıklarındandır. Oun için eski dedelerimizin muharebelerdeki galibiyetlerinin sebebi, ölümden korkmadıklarındandır. Ölümden korkmaz, "Allahu Teâlâ'nın verdiği can onun dediği dakikadanÖlümden korkmaz, "Allahu Teâlâ'nın verdiği can onun dediği dakikadan bir an evvel çıkmaz." [der,] onun için düşmanın karşısına fedakarca atılır. bir an evvel çıkmaz." [der,] onun için düşmanın karşısına fedakarca atılır.

Niçin? 100 bin kişinin içersinde de olsa Allah canımı alacaksa alır, Niçin?

100 bin kişinin içersinde de olsa Allah canımı alacaksa alır,
almayacaksa hiç bir şey olmaz.almayacaksa hiç bir şey olmaz. Numunesi pek çok. Numunesi de pek çoktur. Atom varmış. Numunesi pek çok. Numunesi de pek çoktur.

Atom varmış.

Atom da para etmez. Allahu Teâlâ canınızı alacaksa o an mukadderse ne alâ, değilse; Atom da para etmez. Allahu Teâlâ canınızı alacaksa o an mukadderse ne alâ, değilse;

Ve in yemseskellahu bi-durrin fe-lâ kâşife lehû illâ hûVe in yemseskellahu bi-durrin fe-lâ kâşife lehû illâ hû ve in yüridke bi-hayrin fe-lâ râdde li-fadlihî. ve in yüridke bi-hayrin fe-lâ râdde li-fadlihî.

"Ne kötüsüne ne iyisine kimse mani olamaz, gelecek gelir gelmeyecek gelmez. "Ne kötüsüne ne iyisine kimse mani olamaz, gelecek gelir gelmeyecek gelmez. Hepsi Allahu Teâlâ'nın elindedir." Allah kusurlarımızı affetsin. Hepsi Allahu Teâlâ'nın elindedir."

Allah kusurlarımızı affetsin.

Onun için el-bezâzetü mine'l-îmân. "Ziynetin terki imandandır." Onun için el-bezâzetü mine'l-îmân. "Ziynetin terki imandandır."

Şimdi aziz kardeş! Dert çok canım. Bizim hanım bir çarşaf giyerdi.Şimdi aziz kardeş!

Dert çok canım. Bizim hanım bir çarşaf giyerdi.
Çarşafın [kumaşının] metresi işte 5 lira 10 lira, alırsın 3-5 metre, onu her hanım kendisi dikebilir.Çarşafın [kumaşının] metresi işte 5 lira 10 lira, alırsın 3-5 metre, onu her hanım kendisi dikebilir. Çarşafı dikmek her hanımın elinden gelir, terzi lazım değil. Fakat şimdi manto... Çarşafı dikmek her hanımın elinden gelir, terzi lazım değil. Fakat şimdi manto... Bir manto alacaksın, kumaşı derecesine göre. Bir manto alacaksın, kumaşı derecesine göre.

Dikiş? Dikiş, bir terzi var 100 liraya dikiyor, bir terzi var 500 liraya dikiyor, Dikiş?

Dikiş, bir terzi var 100 liraya dikiyor, bir terzi var 500 liraya dikiyor,
bir terzi var 1000 liraya dikiyor. bir terzi var 1000 liraya dikiyor. Şimdi ziyneti seven insan onu diktirmek için 100 liralık terziye vermezŞimdi ziyneti seven insan onu diktirmek için 100 liralık terziye vermez ta gider 1000 liralık terziye daha pahalı diktirmeye çalışır. ta gider 1000 liralık terziye daha pahalı diktirmeye çalışır.

Canım bu da insaf mı, bu da Allah'tan reva mı? Canım bu da insaf mı, bu da Allah'tan reva mı?

Sen o zaman hacı efendinin parasını harcayacağına senin de fakirin yok mu.Sen o zaman hacı efendinin parasını harcayacağına senin de fakirin yok mu. Sen de o ziynete vereceğin parayı sen de 100 liraya diktireydin o mantonu, Sen de o ziynete vereceğin parayı sen de 100 liraya diktireydin o mantonu, üstünü de vereydin bir hayra!? üstünü de vereydin bir hayra!?

Ona hiç kimse dilini uzattırmıyor. Hele zenginler arasında bu budalalık [çok yaygın.] Ona hiç kimse dilini uzattırmıyor. Hele zenginler arasında bu budalalık [çok yaygın.] Onun için diyorlar ki "Zenginlik şaşkınlıktan ibarettir." Onun için diyorlar ki "Zenginlik şaşkınlıktan ibarettir."

Zenginlik şaşkınlıktan ibarettir, sana birkaç tane numunesini de söyleyeceğim şimdi. Zenginlik şaşkınlıktan ibarettir, sana birkaç tane numunesini de söyleyeceğim şimdi.

Bizim bu iktisat, ziyneti terke delalet eden kabahatlerimizden birisi de Bizim bu iktisat, ziyneti terke delalet eden kabahatlerimizden birisi de biz emlake çok para veririz.biz emlake çok para veririz. Paramız oldumuydu han alalım, dükkan alalım, ev alalım.Paramız oldumuydu han alalım, dükkan alalım, ev alalım. Bunların îradlarıyla rahat rahat geçiniriz der, alırız.Bunların îradlarıyla rahat rahat geçiniriz der, alırız. Paramız var ya, kimse buna mani de olamaz, günah da değil.Paramız var ya, kimse buna mani de olamaz, günah da değil. Günah da değil mani de olamaz ama ihtiyacımızın fazlası olan Günah da değil mani de olamaz ama ihtiyacımızın fazlası olan bu paraları biz evlerimize bağlayıpta, dükkanlarımıza bağlayıpta kendi menfaatlerimize bu paraları biz evlerimize bağlayıpta, dükkanlarımıza bağlayıpta kendi menfaatlerimize bir îrad getirirken, bunu menfaati âmme namına toplanıp da şirket kurup da fabrika kursak,bir îrad getirirken, bunu menfaati âmme namına toplanıp da şirket kurup da fabrika kursak, ben yalnızca yaşayacağıma, Almanya'ya gideceğine memleketin çocukları da orada çalışır. ben yalnızca yaşayacağıma, Almanya'ya gideceğine memleketin çocukları da orada çalışır. Ne lüzum var, işte memlekette fabrika dolu... Ne lüzum var, işte memlekette fabrika dolu... Orada çalışıp gitmez, ecnebi memlekette oranın ahlakını da öğrenmez, terbiyesi de bozulmaz.Orada çalışıp gitmez, ecnebi memlekette oranın ahlakını da öğrenmez, terbiyesi de bozulmaz. Memlekette güzel güzel herkes de rahat eder. Memlekette güzel güzel herkes de rahat eder.

Neden? Şimdi ben "Acaba Türkiye'de kiralık ne kadar ev vardır?" diyerekten hesapladım. Neden?

Şimdi ben "Acaba Türkiye'de kiralık ne kadar ev vardır?" diyerekten hesapladım.
Kira... Kendi oturduğun başka, ona pekala.Kira... Kendi oturduğun başka, ona pekala. Fakat bir de fazladan alıyoruz, ki bana kira getirsin diyerekten. Fakat bir de fazladan alıyoruz, ki bana kira getirsin diyerekten. İhtiyarlık devremizde çalışamayız, buradan aldığımız kiralarla İhtiyarlık devremizde çalışamayız, buradan aldığımız kiralarla işte geçinmemize medar olur diyoruz. işte geçinmemize medar olur diyoruz.

Bunları şöyle asgari bir şeyle [kiralık] 700 bin ev ve dükkanın olduğunu öğrendik. Bunları şöyle asgari bir şeyle [kiralık] 700 bin ev ve dükkanın olduğunu öğrendik.

Bunun asgari olarak da [aylık kirası] 100'er bin liradan kaç milyon ediyor Mahmut Bey? Bunun asgari olarak da [aylık kirası] 100'er bin liradan kaç milyon ediyor Mahmut Bey?

700 milyar ediyor arkadaş! Bu kadar parayı biz öldürüyoruz.700 milyar ediyor arkadaş! Bu kadar parayı biz öldürüyoruz. Ölüyor, bu para ölmüş paradır, menfaatı şahsidir. Ölüyor, bu para ölmüş paradır, menfaatı şahsidir.

İkincisi, ikinci zararı; "Benim babamın o kadar hanı var, İkincisi, ikinci zararı; "Benim babamın o kadar hanı var, bu kadar da hamamı var, bu kadar da dükkanı var.bu kadar da hamamı var, bu kadar da dükkanı var. Ölürse ah yaşadım ben! Ne yapacağım mektepte okumayı,Ölürse ah yaşadım ben! Ne yapacağım mektepte okumayı, ne yapacağım bir sanata gitmeyi, ne yapacağım bir işi, ticareti! ne yapacağım bir sanata gitmeyi, ne yapacağım bir işi, ticareti! Ben bununla çok yaşarım!" diyor. Ben bununla çok yaşarım!" diyor.

Bak sana bir tane gözümün gördüğü vakayı anlatacağım.Bak sana bir tane gözümün gördüğü vakayı anlatacağım. Bursa'da Çekirge denilen bir yer var ya. Kaplıcalar var orada. Bursa'da Çekirge denilen bir yer var ya. Kaplıcalar var orada. Bir gün geçerken bir hafız efendi kardeşimiz; Hafız abi, hafız abi! Bir gün geçerken bir hafız efendi kardeşimiz;

Hafız abi, hafız abi!

Efendim? "Gel benim hamamda da bir banyo yap." dedi. Efendim?

"Gel benim hamamda da bir banyo yap." dedi.

Kendisi de, camisinin adı aklıma gelmedi, o caminin müezzinidir.Kendisi de, camisinin adı aklıma gelmedi, o caminin müezzinidir. Camisi de şöyle şöhret almıştır. Altı şadırvan üstü minaredir.Camisi de şöyle şöhret almıştır. Altı şadırvan üstü minaredir. Şadırvanın üzerine minareyi oturtturmuşlar, Bursa'da meşhur bir şeydir.Şadırvanın üzerine minareyi oturtturmuşlar, Bursa'da meşhur bir şeydir. O minareli caminin müezzini. O minareli caminin müezzini.

Aynı zamanda da bu zât, testere Bursa'da meşhurdur ya, o testereyi de yapar. Aynı zamanda da bu zât, testere Bursa'da meşhurdur ya, o testereyi de yapar. Testerecilik sanatı da var. Eh belki 5-10 kuruşu oradan biriktirebilmiş. Testerecilik sanatı da var. Eh belki 5-10 kuruşu oradan biriktirebilmiş.

Hafız, dedim. Efendim. Sen bu hamamı nasıl aldın be? Hafız, dedim.

Efendim.

Sen bu hamamı nasıl aldın be?

Orada milyonlar lazım o hamamı alabilmek için şimdi. Orada milyonlar lazım o hamamı alabilmek için şimdi.

Ah hafız abi sorma dedi. Burası, bu mıntıka filan beyefendinindi. Ah hafız abi sorma dedi. Burası, bu mıntıka filan beyefendinindi. Bu değil bu mıntıka filan beyefendinindi. O efendi çok müslümandı.Bu değil bu mıntıka filan beyefendinindi. O efendi çok müslümandı. Sabah namazına evinden kalkar, arabasına biner Camii Kebir'e namaz kılmaya gelir. Sabah namazına evinden kalkar, arabasına biner Camii Kebir'e namaz kılmaya gelir. Fakat tabii çoluk çocuk yetiştirmiş. Şimdi bu kadar han hamam varken çoluk çocuk çalışır mı? Fakat tabii çoluk çocuk yetiştirmiş.

Şimdi bu kadar han hamam varken çoluk çocuk çalışır mı?

Çok gelir var, miras çok. E o tembel çocuklar, alışmışlar şimdi yaşamaya. Çok gelir var, miras çok. E o tembel çocuklar, alışmışlar şimdi yaşamaya. Yaşamak... Çok... Derken arada da kumarada alışmışlar. Kumar bir bela. Yaşamak... Çok... Derken arada da kumarada alışmışlar. Kumar bir bela.

Allah esirgeye. Derken, haydi bunu satalım, ertesi gün de bunu satalım, ama yok fiyatına... Allah esirgeye.

Derken, haydi bunu satalım, ertesi gün de bunu satalım, ama yok fiyatına...
Çünkü çalışıp da kazanmamış. Çalışıp da kazanmadığı için yok fiyatına satıyor. Çünkü çalışıp da kazanmamış. Çalışıp da kazanmadığı için yok fiyatına satıyor.

O sırada da bu da benim elime düştü, bu da bana nasip oldu dedi. O sırada da bu da benim elime düştü, bu da bana nasip oldu dedi.

Yani o adama da faydası olmadı, çocuklarına da faydası olmadı.Yani o adama da faydası olmadı, çocuklarına da faydası olmadı. Hayatındayken ne kadar geçindiyse geçindi.Hayatındayken ne kadar geçindiyse geçindi. Ama bu menfaati âmme namına, hiç olmazsa bunun bir tanesi yapamazsa, Ama bu menfaati âmme namına, hiç olmazsa bunun bir tanesi yapamazsa, üç beşi araya gelirler bu paralarla kocaman kocaman fabrikalar kurarlar.üç beşi araya gelirler bu paralarla kocaman kocaman fabrikalar kurarlar. Bu memleket de bu günkü ıstırabın içine düşüp de çocuklar da sokaklar da bağırmazlardı.Bu memleket de bu günkü ıstırabın içine düşüp de çocuklar da sokaklar da bağırmazlardı. Bu bizi bağırttıran israflardır. Fakat bunları zenginlerimize duyurmanın imkanı yok.Bu bizi bağırttıran israflardır. Fakat bunları zenginlerimize duyurmanın imkanı yok. İsraf âlâ, alır gider. Allah affetsin kusurlarımızı. İsraf âlâ, alır gider.

Allah affetsin kusurlarımızı.

Bak şimdi, el-bezâzetü mine'l-îmân denince bunun niçin olduğunu anlayabilir miyiz acaba? Bak şimdi, el-bezâzetü mine'l-îmân denince bunun niçin olduğunu anlayabilir miyiz acaba?

"Bezâzet imandadır." Sonra ikinci bir hatamız daha var bizim aziz kardeş! "Bezâzet imandadır."

Sonra ikinci bir hatamız daha var bizim aziz kardeş!

Ders buradayken onu da söyleyeyim. Biz hep okuruz değil mi? Niçin okuruz? Ders buradayken onu da söyleyeyim.

Biz hep okuruz değil mi?

Niçin okuruz?

İşte bir şey olalım, memur olalım da. Ee?.. İşte bir şey olalım, memur olalım da.

Ee?..

Müemmen. Bir maaş sahibi olurum müemmen. Hayatımızı bu suretle kurtarırız. Müemmen. Bir maaş sahibi olurum müemmen. Hayatımızı bu suretle kurtarırız.

Sonra? İhtiyarlık devrimiz gelince tekavüt de ederler bizi, hazır bir para da verirler bize.Sonra?

İhtiyarlık devrimiz gelince tekavüt de ederler bizi, hazır bir para da verirler bize.
Biz de o hazır paraları tıkır tıkır yeriz, Allah'a da dua ederiz, devlete de dua ederiz.Biz de o hazır paraları tıkır tıkır yeriz, Allah'a da dua ederiz, devlete de dua ederiz. Allah razı olsun deriz gideriz bu dünyadan. Hayat bu mudur? Allah razı olsun deriz gideriz bu dünyadan.

Hayat bu mudur?

Allah'ı unutturan şey, insanın kendisini tahtı emniyete almasıdır. Allah'ı unutturan şey, insanın kendisini tahtı emniyete almasıdır.

Emniyete girmiş, aylık gelecek, ondan sonra benim korkacağım bir taraf yok. Emniyete girmiş, aylık gelecek, ondan sonra benim korkacağım bir taraf yok. Kaç yaş yaşarsam yaşayayım. Gidiyor aylık. Kaç yaş yaşarsam yaşayayım. Gidiyor aylık.

Allahım!.. diyerekten, yürekten yanarak diyemeyeceğim bir şey. Diyemeyeceğim bir şey. Allahım!.. diyerekten, yürekten yanarak diyemeyeceğim bir şey. Diyemeyeceğim bir şey.

Sonra bilirsin ki alnının teriyle kazanılan parayla, ama deyeceksin kiSonra bilirsin ki alnının teriyle kazanılan parayla, ama deyeceksin ki ben de bu kadar okudum, şimdi masanın başında oturuyorum ama,ben de bu kadar okudum, şimdi masanın başında oturuyorum ama, bu kadar çalıştım malıştım ama o demircinin demiri dövmesiyle bu kadar çalıştım malıştım ama o demircinin demiri dövmesiyle senin orada imza atman bir olur mu ya? senin orada imza atman bir olur mu ya?

Şimdi bir hikaye anlatayım da [dinle]. Şimdi bir hikaye anlatayım da [dinle].

Bayezid-i Bestâmi diyerekten büyük bir evliyayı duyarsınız. Bayezid-i Bestâmi diyerekten büyük bir evliyayı duyarsınız. Bu zât sormuş Cenâb-ı Hakk'a; "Yâ Rabbi! Bana bu zamandaki kutup kimdir Bu zât sormuş Cenâb-ı Hakk'a;

"Yâ Rabbi! Bana bu zamandaki kutup kimdir
şunu göster de göreyim." demiş. şunu göster de göreyim." demiş.

Zamanın kutbu yani evliyaların başı. Zamanın kutbu yani evliyaların başı.

Demiş, "Filan mahallede, filan çarşıda, filan adam." Demiş, "Filan mahallede, filan çarşıda, filan adam."

Aramış bulmuş, bakmış ki bir demirci. Demiri de, işte sanatı neyse, Aramış bulmuş, bakmış ki bir demirci. Demiri de, işte sanatı neyse, ateşte kızdırıp dövüyor onları. ateşte kızdırıp dövüyor onları.

Konuşmuş, bilgisi de yok. Dünyaya ait bilgisi de yok. Konuşmuş, bilgisi de yok. Dünyaya ait bilgisi de yok.

Şimdi bilgi deyince biz hepimiz diyoruz ki profesörün bilgisi en büyük bilgi.Şimdi bilgi deyince biz hepimiz diyoruz ki profesörün bilgisi en büyük bilgi. Çünkü profesör olmuş, yüksek bilgiye sahip, mevki almış, derece almış profesör olmuş. Çünkü profesör olmuş, yüksek bilgiye sahip, mevki almış, derece almış profesör olmuş. O değildir bilgi. Bilgi denince Allahu Teâlâ'yı bilmektir iş. O değildir bilgi. Bilgi denince Allahu Teâlâ'yı bilmektir iş. Allahu Teâlâ'yı bilemeyen insan dünyanın profesörü olsa on para etmez. Allahu Teâlâ'yı bilemeyen insan dünyanın profesörü olsa on para etmez. İş Allah'ı bilmektedir. Allah'ı bilmek de gönül işidir. İş Allah'ı bilmektedir. Allah'ı bilmek de gönül işidir. Gönlün Allah'ı tanıdıysa, onun böyle o Arafat'taki o zevkleri alabiliyorsan sen, Gönlün Allah'ı tanıdıysa, onun böyle o Arafat'taki o zevkleri alabiliyorsan sen, o Kâbe'yi tavaf ederken o zevki alabiliyorsan sen, gönlün varsa senin ne âlâsın,o Kâbe'yi tavaf ederken o zevki alabiliyorsan sen, gönlün varsa senin ne âlâsın, ne mutlu sana! ne mutlu sana!

İbadette de öyle. Onun için demin, biraz evvel bir efendi geldi. İçerde halini anlatırken; İbadette de öyle.

Onun için demin, biraz evvel bir efendi geldi. İçerde halini anlatırken;

"Ben her gün 200 rekât namaz kılmadan işe başlamam." dedi. "Ben her gün 200 rekât namaz kılmadan işe başlamam." dedi.

Adam, tanımadığım birisi. Bir rüya görmüş de rüyasından korkmuş, halini anlatmaya gelmiş.Adam, tanımadığım birisi. Bir rüya görmüş de rüyasından korkmuş, halini anlatmaya gelmiş. Anlatırken; "Ne yapıyorsun sen, ne işler yapıyorsun da böyle bu rüyaları görüyorsun?" dedim. Anlatırken;

"Ne yapıyorsun sen, ne işler yapıyorsun da böyle bu rüyaları görüyorsun?" dedim.

Benim dedi saydı işte, "Şu kadar Allah derim, bu kadar lâ ilâhe illallah derim, Benim dedi saydı işte, "Şu kadar Allah derim, bu kadar lâ ilâhe illallah derim, bu kadar da namaz kılarım." dedi. bu kadar da namaz kılarım." dedi.

"Okumak yazmak biliyor musun?" dedim. "Okumak yazmak biliyor musun?" dedim.

"Eski yazıyı bilmem. Kur'an yazısını bilmem fakat yeni yazıları okurum."Eski yazıyı bilmem. Kur'an yazısını bilmem fakat yeni yazıları okurum. Bu kadar da namaz kılarım." dedi. Yani bilgisi yok ama Allah'a olan aşkı muhabbeti,Bu kadar da namaz kılarım." dedi.

Yani bilgisi yok ama Allah'a olan aşkı muhabbeti,
Allah'a karşı bir sevgisi var. Allah'a karşı bir sevgisi var. O sevgisinden dolayı gecenin onikisinden sonra üçe kadar Allah'a namaz kılarım diyor. O sevgisinden dolayı gecenin onikisinden sonra üçe kadar Allah'a namaz kılarım diyor.

Bu başka iş. Bu parayı alan, rahatı alan bu işi yapabilir mi? Bu başka iş.

Bu parayı alan, rahatı alan bu işi yapabilir mi?

Yapamaz. Sonra memuriyetteki ikinci bir şey, memur olmak. Yapamaz.

Sonra memuriyetteki ikinci bir şey, memur olmak.
İnsan okumalı da, yine sen çık son mektepten. İnsan okumalı da, yine sen çık son mektepten. Çık da devlete köle olma. Devlete köle olma, işinin başına geç de iyi iş gör. Çık da devlete köle olma. Devlete köle olma, işinin başına geç de iyi iş gör.

Tabii bilmeyen insanın yapacağı işle bilen adamın yapacağı iş arasında fark vardır. Tabii bilmeyen insanın yapacağı işle bilen adamın yapacağı iş arasında fark vardır. Sen de işine mahir olursun, iyi bilgilere sahip olursun,Sen de işine mahir olursun, iyi bilgilere sahip olursun, yapacağın işi daha ucuza mal edersin, daha temize mal edersin, daha iyi yaparsın. yapacağın işi daha ucuza mal edersin, daha temize mal edersin, daha iyi yaparsın.

Memur olacaksın da ne olacak? Karnını doyuracaksın başka bir iş yok. Memur olacaksın da ne olacak?

Karnını doyuracaksın başka bir iş yok.

Memur olacaksın karnını doyuracaksın, başkasına faydan olur mu? Memur olacaksın karnını doyuracaksın, başkasına faydan olur mu?

Bizim aylığımız malum ne istiyorsun benden? Yok!.. Bizim aylığımız malum ne istiyorsun benden?

Yok!..

İşte bize ayda şu kadar veriyorlar anca bize yetiyor. İşte bize ayda şu kadar veriyorlar anca bize yetiyor. Bir de sen gelmişsin bizden bir şey istiyorsun. Ayıp, haydi defol git! dersin. Bir de sen gelmişsin bizden bir şey istiyorsun. Ayıp, haydi defol git! dersin. Fakat çalışırsan kazanırsan [isteyene yardım edebilirsin.] Fakat çalışırsan kazanırsan [isteyene yardım edebilirsin.] İşte kazananları görüyoruz. Rast gelince bakıyorsun az zamanda çok paranın sahibi oluyor insan.İşte kazananları görüyoruz. Rast gelince bakıyorsun az zamanda çok paranın sahibi oluyor insan. O zaman maiyetinde bir çok insanları çalıştırabilirsin. O zaman maiyetinde bir çok insanları çalıştırabilirsin. Onlar da nafakalanır [kazanır,] geçinir. Onlar da nafakalanır [kazanır,] geçinir.

Belki bunlar dünyaya ait şeyler ama dersin iktizadıdır,Belki bunlar dünyaya ait şeyler ama dersin iktizadıdır, müslümanlar böyle çalışmaya meyletmeli, kanaate meyletmeli. müslümanlar böyle çalışmaya meyletmeli, kanaate meyletmeli. Bizi kurtaracak kanaatla çalışmadır. Memurda ne çalışacaksın,Bizi kurtaracak kanaatla çalışmadır.

Memurda ne çalışacaksın,
memuriyette bir iş yok ki?memuriyette bir iş yok ki? Devletin sana verdiği vazife neyse vazifeni yapacaksın. Devletin sana verdiği vazife neyse vazifeni yapacaksın. O o vazifeyi yapmakla mükelleftir, ay gelince de aylığını alırsın. Rahat...O o vazifeyi yapmakla mükelleftir, ay gelince de aylığını alırsın. Rahat... Düşünmeye bile lüzum kalmaz. Çünkü istikbalinin temini için bir mecburiyet yok sende.Düşünmeye bile lüzum kalmaz. Çünkü istikbalinin temini için bir mecburiyet yok sende. Ama çalışmak için etrafında bir çok rakiplerin var.Ama çalışmak için etrafında bir çok rakiplerin var. Onlardan daha iyi iş yapmak mecburiyetindesin. Gece düşüneceksin, Onlardan daha iyi iş yapmak mecburiyetindesin. Gece düşüneceksin, "Yahu daha nasıl yapabileyim de bundan daha iyisini, daha ucuzunu çıkarayım da"Yahu daha nasıl yapabileyim de bundan daha iyisini, daha ucuzunu çıkarayım da daha çok satayım?" diyerekten bir düşünme mecburiyeti olacak. daha çok satayım?" diyerekten bir düşünme mecburiyeti olacak.

Bu düşünce mecburiyetinin arasında bir de Allah'ı düşün; Yâ Rabbi!Bu düşünce mecburiyetinin arasında bir de Allah'ı düşün; Yâ Rabbi! Sen de bana kolaylıklar ver de ben bu işi iyi becereyim." filan diyerekten ibadat sahasına daSen de bana kolaylıklar ver de ben bu işi iyi becereyim." filan diyerekten ibadat sahasına da böyle geçivereceksin. böyle geçivereceksin.

Allah kusurlarımızı afetsin. Kusura bakmayın, bu dünyaya ait bir şeyler ama bizim bu, Allah kusurlarımızı afetsin.

Kusura bakmayın, bu dünyaya ait bir şeyler ama bizim bu,
kaç tane çocuğumuz var kimbilir okuyan. kaç tane çocuğumuz var kimbilir okuyan. Bu kadar çocuk iş sahasına atılsa... İş sahasına atılsa memlekette ne büyük terakkiler olur. Bu kadar çocuk iş sahasına atılsa... İş sahasına atılsa memlekette ne büyük terakkiler olur. Fakat bu yavrularımız hep masabaşı oturmakla kendilerini emniyete almak istiyorlar kiFakat bu yavrularımız hep masabaşı oturmakla kendilerini emniyete almak istiyorlar ki bu da memlekete bir zarardan ibarettir. bu da memlekete bir zarardan ibarettir.

E hocaefendi o zaman bu işleri kim görecek? E hocaefendi o zaman bu işleri kim görecek?

Canım o işleri görecek adamlar yine bulunur. Fakat açıkta kalanları ne yapalım orasını da bilmem! Canım o işleri görecek adamlar yine bulunur. Fakat açıkta kalanları ne yapalım orasını da bilmem!

Onun için şimdi bugünkü dersimizden size bir tanesini daha okuyayım. Onun için şimdi bugünkü dersimizden size bir tanesini daha okuyayım.

el-Bereketü fî ekâbirinâ. "Bereket büyüklerle beraber olan hallerdedir." el-Bereketü fî ekâbirinâ. "Bereket büyüklerle beraber olan hallerdedir."

Bak şimdi yine burada, şimdi zaman icabı. Evde bir sofra kurulur, bir yemek yapılır. Bak şimdi yine burada, şimdi zaman icabı. Evde bir sofra kurulur, bir yemek yapılır. Oğlan çocuk gelir tabağını doldurur gider, yer gider.Oğlan çocuk gelir tabağını doldurur gider, yer gider. Öteden öteki gelin gelir, o da karnını doyurur gider.Öteden öteki gelin gelir, o da karnını doyurur gider. Öteden efendi gelir, o da karnını doyurur gider. Hanım doyurur, bir oturupta şöyle büyük,Öteden efendi gelir, o da karnını doyurur gider. Hanım doyurur, bir oturupta şöyle büyük, bismillahirrahmanirrahim [dedikten sonra] küçükler de arkasından birer bismillahirrahmanirrahim diye bismillahirrahmanirrahim [dedikten sonra] küçükler de arkasından birer bismillahirrahmanirrahim diye başlarlarsa o sofradaki o azıcık yemek hepsine yeter. başlarlarsa o sofradaki o azıcık yemek hepsine yeter. Hepsine yeter, ama herkes ayrı ayrı yerse, nasıl olur bilmem. Hepsine yeter, ama herkes ayrı ayrı yerse, nasıl olur bilmem.

Onun için "Bereket büyüklerinizle beraberdir." [buyurulmuş.] Onun için "Bereket büyüklerinizle beraberdir." [buyurulmuş.]

Yani şimdi büyük denince yaşta büyük olur, ilimde büyük olur, tecrübe sahibi olur.Yani şimdi büyük denince yaşta büyük olur, ilimde büyük olur, tecrübe sahibi olur. Bunlara iktidanın lüzumunu beyan etmiştir de şimdi bak; Bunlara iktidanın lüzumunu beyan etmiştir de şimdi bak;

Sallallahu aleyhi vessellem hazretleri dişlerini misvaklamış. Sallallahu aleyhi vessellem hazretleri dişlerini misvaklamış. Dişlerini misvaklamış, bak orada da çok büyük işler var ama oraya gitmeyelim. Dişlerini misvaklamış, bak orada da çok büyük işler var ama oraya gitmeyelim.

İşini bitirdikten sonra yanında da bekleyenler varmış. İşini bitirdikten sonra yanında da bekleyenler varmış. Misvakını birisine vermek istemiş. Bizim gibi öyle asılacak koyacak yerlerde yok o zaman. Misvakını birisine vermek istemiş. Bizim gibi öyle asılacak koyacak yerlerde yok o zaman. Cebrail aleyhisselam gelmiş, kebîran, kebîrahüm demiş.Cebrail aleyhisselam gelmiş, kebîran, kebîrahüm demiş. "Büyüğüne ver büyüğüne." demiş. Tabii etrafında bulunan insanlardan belki "Büyüğüne ver büyüğüne." demiş.

Tabii etrafında bulunan insanlardan belki
bir genç vardı ona vermek istiyordu amabir genç vardı ona vermek istiyordu ama Cenâb-ı Cebrail "Büyüğe!" demiş. Bel kebîr kebîr taâta'u'l-ekber.Cenâb-ı Cebrail "Büyüğe!" demiş. Bel kebîr kebîr taâta'u'l-ekber. Onun üzerine Cenâb-ı Peygamber de en büyük kimse, "Al tut diyerekten." ona vermiş. Onun üzerine Cenâb-ı Peygamber de en büyük kimse, "Al tut diyerekten." ona vermiş.

Fe-yükaddime alâ men hüve esenne minhü. Fe-yükaddime alâ men hüve esenne minhü. Daha kim sin [yaş] itibariyle yüksekse onun eline vermiş ki Daha kim sin [yaş] itibariyle yüksekse onun eline vermiş ki bunu böyle yapmamızın lazım olduğunu şurada bize bildirir. bunu böyle yapmamızın lazım olduğunu şurada bize bildirir.

Yine altındaki [hadîs-i şerîfte] der ki; el-Berekatü me'a ekâbiriküm ehli'l-ilmi.Yine altındaki [hadîs-i şerîfte] der ki;

el-Berekatü me'a ekâbiriküm ehli'l-ilmi.
"Bereket ehli ilimden olan büyüklerinizle beraberdir." "Bereket ehli ilimden olan büyüklerinizle beraberdir."

Ehli ilim... Ehli ilim hakkında şunu demiş: Li-enne'l-ilme sebebün bi-şerafi'd-dâreyn. Ehli ilim... Ehli ilim hakkında şunu demiş: Li-enne'l-ilme sebebün bi-şerafi'd-dâreyn.

Dünyaya ait dünya bilgisinin de faydası var fakat asıl âhiret bilgisi, Dünyaya ait dünya bilgisinin de faydası var fakat asıl âhiret bilgisi, Allah bilgisinin kıymetini ölçecek ölçümüz yok.Allah bilgisinin kıymetini ölçecek ölçümüz yok. Dünya bilgisine sahip olursan en nihayet bir vekil olursun, başvekil olursun, reisicumhur olursun, Dünya bilgisine sahip olursan en nihayet bir vekil olursun, başvekil olursun, reisicumhur olursun, son makam o.son makam o. Dünyaya ait ondan üstünü yok fakat o âhirete taalluk etmez. Dünyaya ait ondan üstünü yok fakat o âhirete taalluk etmez. Onun selameti ancak dünyadadır. Ama ilmi âhiret ilmi olan, ilmi Kur'an, ilmi hadis... Onun selameti ancak dünyadadır. Ama ilmi âhiret ilmi olan, ilmi Kur'an, ilmi hadis... Bunların [saadeti] saadeti dareyn; hem dünyaya aittir hem âhirete aittir. Bunların [saadeti] saadeti dareyn; hem dünyaya aittir hem âhirete aittir. Âhiretteki en büyük saadeti temin eden bu ilimdir. Onun için diyor ki; Âhiretteki en büyük saadeti temin eden bu ilimdir. Onun için diyor ki;

Sebebün bi-şerafi'd-dâreyn ve's-saadetü ve'l-izzu ve'd-derecât. Sebebün bi-şerafi'd-dâreyn ve's-saadetü ve'l-izzu ve'd-derecât. "Bütün izzet bütün dereceler bunun sayesiyle olur." "Bütün izzet bütün dereceler bunun sayesiyle olur." Fe-yekünü sahibühû müteberriken minhü. "Onunla da sahibi teberrük eder." Fe-yekünü sahibühû müteberriken minhü. "Onunla da sahibi teberrük eder."

Onun için şu kadar sizin şimdi Muaz b. Cebel radıyallahu anh var, onun kıssası uzun. Onun için şu kadar sizin şimdi Muaz b. Cebel radıyallahu anh var, onun kıssası uzun. Yalnız onun ilim hakkında söylediği sözleri nakledeceğim. Yalnız onun ilim hakkında söylediği sözleri nakledeceğim. Muaz b. Cebel radıyallahu anh diyor ki; Muaz b. Cebel radıyallahu anh diyor ki;

"Siz istediğiniz ilmi öğreniniz, -çok çeşitli ilim var ya- öğreniniz "Siz istediğiniz ilmi öğreniniz, -çok çeşitli ilim var ya- öğreniniz fakat âmil olmayınca faydası olmaz." fakat âmil olmayınca faydası olmaz."

İlmiyle âmil olmadıkça bildiğin ilim sana fayda vermez. İlmiyle âmil olmadıkça bildiğin ilim sana fayda vermez. Bildiğin ilmin sana fayda verebilmesi için o ilmi tatbik edebilmek lazım. İkinci; Bildiğin ilmin sana fayda verebilmesi için o ilmi tatbik edebilmek lazım. İkinci;

"Siz ilmi öğreniniz. İlmi öğreniniz, Allah için olursa size haşyet verir, "Siz ilmi öğreniniz. İlmi öğreniniz, Allah için olursa size haşyet verir, size Allah korkusunu içinize verir, namazınızda hudû ve huşû bulursunuz." size Allah korkusunu içinize verir, namazınızda hudû ve huşû bulursunuz."

Üçüncü sözü; "İlim müzakeresi müstehabtır." Üçüncü sözü;

"İlim müzakeresi müstehabtır."

İlmi arkadaşlar arasında konuşuyoruz, şöyledir böyledir diyoruz, bu konuşma sevap oluyor.İlmi arkadaşlar arasında konuşuyoruz, şöyledir böyledir diyoruz, bu konuşma sevap oluyor. Bu ilmin hakkındaki bu mubâhaseler, konuşmalar sevap olarak defterimize geçiyor. Bu ilmin hakkındaki bu mubâhaseler, konuşmalar sevap olarak defterimize geçiyor.

Nasıl kurban alırken de öyle değil mi? Kurban alırken, beşe ver ona ver, beşe ver ona ver,Nasıl kurban alırken de öyle değil mi?

Kurban alırken, beşe ver ona ver, beşe ver ona ver,
diye bir konuşma yapar insan.diye bir konuşma yapar insan. Yok, daha beş aşağı beş yukarı... Bu pazarlıkta insanın defterine sevap olarak geçiyor. Yok, daha beş aşağı beş yukarı... Bu pazarlıkta insanın defterine sevap olarak geçiyor.

Sebebi? Orada o konuşmalar Allah'ın rızası içindir. Sebebi?

Orada o konuşmalar Allah'ın rızası içindir.

Binâenaleyh ilim hakkındaki görüşler, mubâhaseler onlar da sevap defterine geçer. Binâenaleyh ilim hakkındaki görüşler, mubâhaseler onlar da sevap defterine geçer.

Lillâhi'l-Fâtiha. Lillâhi'l-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2