Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Evvel 1446
24 Kasım 2024
İmsak
06:24
Güneş
07:54
Öğle
12:55
İkindi
15:24
Akşam
17:47
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Ağız ve Vücut Temizliği

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

21 Şa'bân 1402 / 13.06.1982
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Tırnaklarınızı Kesin, Dişlerinizi Misvaklayın!, Bıyıklarınızı Kısaltın!, İhlâs Sûresi’nin Fazileti, Bazı | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Ağız ve Vücut Temizliği

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

21 Şa'bân 1402 / 13.06.1982
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Tırnaklarınızı Kesin, Dişlerinizi Misvaklayın!, Bıyıklarınızı Kısaltın!, İhlâs Sûresi’nin Fazileti, Bazı | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

el-Hamdulillahi Rabbi'l-âlemîn.el-Hamdulillahi Rabbi'l-âlemîn. Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ hayra halkıhî Muhammedin ve âlihi ve sahbihîVe's-salâtu ve's-selâmu alâ hayra halkıhî Muhammedin ve âlihi ve sahbihî ve men tebiahu bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. ve men tebiahu bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'du. Fa'lemû eyyühe'l-ihvân.Emmâ ba'du.

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân.
Fe-inne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve selem.Fe-inne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve selem. Ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün.Ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün. Ve külle bid'atin dalâletün. Ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr.Ve külle bid'atin dalâletün. Ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Aziz ve muhterem müslüman kardeşlerim! Aziz ve muhterem müslüman kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi hepinizin üzerine olsun.Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi hepinizin üzerine olsun. Peygamberimiz, Efendimiz, Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerininPeygamberimiz, Efendimiz, Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek ve şerîf hadislerinden paylaşmaya gayret edeceğim. mübarek ve şerîf hadislerinden paylaşmaya gayret edeceğim.

Hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına geçmeden önce boynumuzun borcu Hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına geçmeden önce boynumuzun borcu ve gönlümüzün vazifesi olmak üzereve gönlümüzün vazifesi olmak üzere Peygamberimiz Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek rûh-u için,Peygamberimiz Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek rûh-u için, sonra sâir enbiyâ ve mürselîn, bütün evliyâullahın, cümle sâdât-ı meşâyih-i turuk-ı aliyyemizinsonra sâir enbiyâ ve mürselîn, bütün evliyâullahın, cümle sâdât-ı meşâyih-i turuk-ı aliyyemizin ve eserin müellifi hocamıızın hocası Gümüşhaneli Ahmed Ziyaüddin Efendive eserin müellifi hocamıızın hocası Gümüşhaneli Ahmed Ziyaüddin Efendi rahmetullahi aleyh hazretlerinin ruhu için, onun hocalarının, talebelerinin ruhları içinrahmetullahi aleyh hazretlerinin ruhu için, onun hocalarının, talebelerinin ruhları için hocamız, üstâdımız Muhammed Zâhid-i Bursevi hazretlerinin ruhu için,hocamız, üstâdımız Muhammed Zâhid-i Bursevi hazretlerinin ruhu için, bu kitabın içindeki hadîs-i şerîflerin vebu kitabın içindeki hadîs-i şerîflerin ve bilgilerin bize kadar ulaşmasında emeği olan tüm ulemânın, râvilerin ruhları içinbilgilerin bize kadar ulaşmasında emeği olan tüm ulemânın, râvilerin ruhları için ve uzaktan yakında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e sevgilerinden ve ilme rağbetlerinden nâşive uzaktan yakında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e sevgilerinden ve ilme rağbetlerinden nâşi şuraya cem olmuş olan siz kardeşlerimizinşuraya cem olmuş olan siz kardeşlerimizin âhirete intikal ve irtihal eylemiş olan bütün yakınlarının sevdiklerinin ruhları için;âhirete intikal ve irtihal eylemiş olan bütün yakınlarının sevdiklerinin ruhları için; bir Fâtihâ üç İhlâs-ı Şerîf kıraat edip ruhlarını mesrur eyleyelim. bir Fâtihâ üç İhlâs-ı Şerîf kıraat edip ruhlarını mesrur eyleyelim.

Peygamberimiz'in sallallahu aleyhi ve sellem'in okuduğum bu hadîs-i şerîfiPeygamberimiz'in sallallahu aleyhi ve sellem'in okuduğum bu hadîs-i şerîfi çok modern bir anlayışa, temizliğe dair.çok modern bir anlayışa, temizliğe dair. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri bundan 1400 sene evvel;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri bundan 1400 sene evvel; suyun, daha başka imkânların çok kıt olduğu bir devirde,suyun, daha başka imkânların çok kıt olduğu bir devirde, çamurdan, hurma dallarından yapılan evlerin bulunduğu diyardan, o devirden buyuruyor ki; çamurdan, hurma dallarından yapılan evlerin bulunduğu diyardan, o devirden buyuruyor ki;

Kassû ezâfireküm ve ve'dhenû kulâmâtiküm. "Tırnaklarınızı kesin,Kassû ezâfireküm ve ve'dhenû kulâmâtiküm. "Tırnaklarınızı kesin, kestiğiniz tırnak parçalarını da gömün." kestiğiniz tırnak parçalarını da gömün."

Tırnakların kesilmesinin sebebi aşikâr:Tırnakların kesilmesinin sebebi aşikâr: Tırnak uzadığı zaman insanın derisini yırtar, karşısındakine ve kendisine zarar verir,Tırnak uzadığı zaman insanın derisini yırtar, karşısındakine ve kendisine zarar verir, altına kirler, mikroplar toplanır,altına kirler, mikroplar toplanır, çeşit çeşit mikropların barındığı ve insana zarar verdiği bir mıntıka olur.çeşit çeşit mikropların barındığı ve insana zarar verdiği bir mıntıka olur. Erimeyen bir madde olduğu için kesilen şeylerin de orada burada bırakılmasıyla yemeğin,Erimeyen bir madde olduğu için kesilen şeylerin de orada burada bırakılmasıyla yemeğin, daha başka şeylerin arasına karışabilir.daha başka şeylerin arasına karışabilir. İnsanda çeşitli hastalıklar yapar, kansere sebep olur, diye söylerler. İnsanda çeşitli hastalıklar yapar, kansere sebep olur, diye söylerler.

Sonra o kesilen parçaların bazı kimseler tarafından çeşitliSonra o kesilen parçaların bazı kimseler tarafından çeşitli büyü işlerinde kullanılma durumu olduğundan şeytanın ve büyücülerin oyuncağı olmaması meselesi var.büyü işlerinde kullanılma durumu olduğundan şeytanın ve büyücülerin oyuncağı olmaması meselesi var. Onun için gömülmesi isteniyor. Onun için gömülmesi isteniyor.

Temeldeki düşünce de; insanoğlu muhteremdir.Temeldeki düşünce de; insanoğlu muhteremdir. İslâmiyet insanoğluna en yüksek pâyeyi vermiştir.İslâmiyet insanoğluna en yüksek pâyeyi vermiştir. İnsanoğlu o kadar muhteremdir ki tırnağına dahi hürmet etmek lazım.İnsanoğlu o kadar muhteremdir ki tırnağına dahi hürmet etmek lazım. Nasıl insan vefat ettiği zaman götürüp gömüyoruz? Tırnağını dahi orada burada bırakamayız!Nasıl insan vefat ettiği zaman götürüp gömüyoruz? Tırnağını dahi orada burada bırakamayız! Şu insanın kafatası, vur bir tekme geç. Öyle şey yok. Şu insanın kemiği.Şu insanın kafatası, vur bir tekme geç. Öyle şey yok. Şu insanın kemiği. Eskden mezarlık varmış burada. Çoluk çocuk oynasın…Eskden mezarlık varmış burada. Çoluk çocuk oynasın… Öyle şey yok. İnsanın her şeyi gayetle muhteremdir,Öyle şey yok. İnsanın her şeyi gayetle muhteremdir, dinimiz bu muhteremlikten, bu hürmetten dolayı bize böyle emrediyor. dinimiz bu muhteremlikten, bu hürmetten dolayı bize böyle emrediyor.

Ve nakkû berâcimeküm.Ve nakkû berâcimeküm. "Parmaklarınızın aralarını, eklem yerlerini, uçlarını güzelce temizleyin." "Parmaklarınızın aralarını, eklem yerlerini, uçlarını güzelce temizleyin."

Tırnak kestikten sonra ellerin yıkanması uygundurTırnak kestikten sonra ellerin yıkanması uygundur çünkü kesilen yerin altında ancak yıkandığı zaman gidecek pislikler de vardır. çünkü kesilen yerin altında ancak yıkandığı zaman gidecek pislikler de vardır.

Ve nazzifû lisâseküm mine't-taâm.Ve nazzifû lisâseküm mine't-taâm. "Ağzınızın etlerini yemek artıklarından temizleyin.""Ağzınızın etlerini yemek artıklarından temizleyin." Vestâkû. "Ve dişlerinizi misvaklayın; ağzınızı güzelce temizleyin, sonra da misvaklayın." Vestâkû. "Ve dişlerinizi misvaklayın; ağzınızı güzelce temizleyin, sonra da misvaklayın."

Misvak meselesinde iki-üç söz söylemek istiyorum: Misvak meselesinde iki-üç söz söylemek istiyorum:

Mâlum, esas olan dişlerin temiz olması.Mâlum, esas olan dişlerin temiz olması. Bu temizlik çeşitli şekillerde sağlanabilir, insanın misvakı yoksa ağzını çalkalar,Bu temizlik çeşitli şekillerde sağlanabilir, insanın misvakı yoksa ağzını çalkalar, parmağıyla da dişlerini sürterek birikintileri giderebilir.parmağıyla da dişlerini sürterek birikintileri giderebilir. O parmak da insana misvak sevabını kazandırır.O parmak da insana misvak sevabını kazandırır. Parmağıyla da dişlerini temizlemesi aynı sevabı verir. Parmağıyla da dişlerini temizlemesi aynı sevabı verir.

Fakat misvakta bazı özellikler vardır.Fakat misvakta bazı özellikler vardır. Doktorlar o özellikleri yirminci yüzyılda laboratuvarlarda mikroskoplarlaDoktorlar o özellikleri yirminci yüzyılda laboratuvarlarda mikroskoplarla yaptıkları araştırmalarla anlayabiliyorlar. yaptıkları araştırmalarla anlayabiliyorlar.

Ankara'da bir araştırmacı ile görüştüm. Diyor ki; Ankara'da bir araştırmacı ile görüştüm. Diyor ki;

"İnsanların %85'inin diş etlerinde bir hastalık vardır,"İnsanların %85'inin diş etlerinde bir hastalık vardır, bu hastalık dişlerin kökünde bulunur ve dişlerin çürüyüp, kökünün gevşeyip çıkmasına sebep olur.bu hastalık dişlerin kökünde bulunur ve dişlerin çürüyüp, kökünün gevşeyip çıkmasına sebep olur. İnsanların %85'inde bu hastalık vardır." İnsanların %85'inde bu hastalık vardır."

Adını söyledi, şu anda o hastalığın adını nakledemeyeceğim. Adını söyledi, şu anda o hastalığın adını nakledemeyeceğim.

"Bu hastalık sadece ve sadece misvak kullananlarda olmuyor!" dedi. "Bu hastalık sadece ve sadece misvak kullananlarda olmuyor!" dedi.

Deneylerden tecrübe ederek fark etmişler. Deneylerden tecrübe ederek fark etmişler.

Ben de dişlerimi söktürmek için bir dişçiye gitmiştim. Orada birisiyle tanıştık.Ben de dişlerimi söktürmek için bir dişçiye gitmiştim. Orada birisiyle tanıştık. Diş doktoru, dişleri misvaklamanınDiş doktoru, dişleri misvaklamanın sıhhî bakımından çok faydalı olduğunu zikretti de orada bulunan bir arkadaş; sıhhî bakımından çok faydalı olduğunu zikretti de orada bulunan bir arkadaş;

"Ben 1976'ya kadar bilmem kaç tane dişimi çektirdim."Ben 1976'ya kadar bilmem kaç tane dişimi çektirdim. Sonra misvak kullanmaya başladım.Sonra misvak kullanmaya başladım. Elhamdülillah diş çektirmem de dişlerimin çürümesi de geçti." dedi. Elhamdülillah diş çektirmem de dişlerimin çürümesi de geçti." dedi.

Onun üzerine dişçi; bizim gözümüzün önünde,Onun üzerine dişçi; bizim gözümüzün önünde, "Gel bakalım, şuraya otur." dedi, arkadaşı oturtturdu."Gel bakalım, şuraya otur." dedi, arkadaşı oturtturdu. Ağzını bir açtı ki ağzı gül bahçesi gibi;Ağzını bir açtı ki ağzı gül bahçesi gibi; o kadar güzel, dişleri pırıl pırıl, diş etlerinden sıhhat fışkırıyor.o kadar güzel, dişleri pırıl pırıl, diş etlerinden sıhhat fışkırıyor. Diş doktoru hayran kaldı, "Mâşaallah, dişleriniz gayet sıhhatli…" dedi. Diş doktoru hayran kaldı, "Mâşaallah, dişleriniz gayet sıhhatli…" dedi.

Misvakın böyle özellikleri var, gafil olmayın! Misvakın böyle özellikleri var, gafil olmayın!

Parmakla da olur, fırçayla da olur ama misvaktaki güzellik ötekilerde olmuyor. Parmakla da olur, fırçayla da olur ama misvaktaki güzellik ötekilerde olmuyor.

İlmî bakımından nasıl izah edelim? İlmî bakımından nasıl izah edelim?

Misvakın içindeki maddelerde asitleri tahrip eden baz özelliğinde bazı maddeler var.Misvakın içindeki maddelerde asitleri tahrip eden baz özelliğinde bazı maddeler var. Dişleri asitler çürütüyor.Dişleri asitler çürütüyor. Yemek kırıntıları orada kaldı mı kokuşuyor, asit oluşuyor.Yemek kırıntıları orada kaldı mı kokuşuyor, asit oluşuyor. Diş etlerini ve dişleri bozan asit.Diş etlerini ve dişleri bozan asit. Misvakın içindeki maddeler o asidi söndürecek bir malzeme teşkil ediyormuş. Misvakın içindeki maddeler o asidi söndürecek bir malzeme teşkil ediyormuş.

Onun için onu kullanan ve daha önce dişlerini söktürdüğü haldeOnun için onu kullanan ve daha önce dişlerini söktürdüğü halde sonradan dişleri sağlamlaşan insanların tecrübeleriyle ve laboratuvar deneyleriyle de sabit... sonradan dişleri sağlamlaşan insanların tecrübeleriyle ve laboratuvar deneyleriyle de sabit...

Misvak kullanmanın hem Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasını kazanmada faydası vardırMisvak kullanmanın hem Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasını kazanmada faydası vardır hem namazın ecrini artırır.hem namazın ecrini artırır. Misvakla kılınan namaz misvaksız kılınan namazdan 70 kat daha sevaplıdır. Misvakla kılınan namaz misvaksız kılınan namazdan 70 kat daha sevaplıdır. Misvaklanıp namaza gelirseniz 70 kat daha sevaplı! Nasıl isterseniz onu yapın artık! Misvaklanıp namaza gelirseniz 70 kat daha sevaplı! Nasıl isterseniz onu yapın artık!

Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

"Diş etlerinizi yemek kırklarından temizleyin ve misvak kullanın." "Diş etlerinizi yemek kırklarından temizleyin ve misvak kullanın."

Ve lâ tedhulû aleyye fuhran ve buhrâ.Ve lâ tedhulû aleyye fuhran ve buhrâ. "Benim karşıma dişleri sararmış ve ağzı pis pis kokan insanlar olarak gelmeyin." "Benim karşıma dişleri sararmış ve ağzı pis pis kokan insanlar olarak gelmeyin."

İnsan birkaç gün dişlerini fırçalamadı mı dişleri sararıverir.İnsan birkaç gün dişlerini fırçalamadı mı dişleri sararıverir. Bir şeyle kazıttırsa birikmiş sarımsı bir madde çıkar.Bir şeyle kazıttırsa birikmiş sarımsı bir madde çıkar. O dişi sarartan maddenin çok zararları var.O dişi sarartan maddenin çok zararları var. Peygamber Efendimiz; "Ağzı sararmış, kokan bir şekilde gelmeyin!" diyor. Peygamber Efendimiz; "Ağzı sararmış, kokan bir şekilde gelmeyin!" diyor. Allahu Teâlâ hazretleri bize temizliğin her çeşidi hususunda numune olmak nimetini ihsan eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri bize temizliğin her çeşidi hususunda numune olmak nimetini ihsan eylesin. 1400 sene önce, dile kolay, on dört asır geçmiş,1400 sene önce, dile kolay, on dört asır geçmiş, o zamandan diş sağlığından bahsetmek kolay bir şey değildir! o zamandan diş sağlığından bahsetmek kolay bir şey değildir!

Bir-iki mecmuada okudum bu vesileyle onu da söyleyeyim: Bir-iki mecmuada okudum bu vesileyle onu da söyleyeyim:

Avrupa'da Maurice Bucaille isimli tıp profesörü, yahudilerin kitabı Tevrat'ı;Avrupa'da Maurice Bucaille isimli tıp profesörü, yahudilerin kitabı Tevrat'ı; hıristiyanların kitabı İncil'i -daha doğrusu, bugün piyasada bulunan Tevrat, İncil denilen kitapları- incelemiş hıristiyanların kitabı İncil'i -daha doğrusu, bugün piyasada bulunan Tevrat, İncil denilen kitapları- incelemiş ve Kur'an'ı incelemiş.ve Kur'an'ı incelemiş. Sonunda bakmış ki İncil Allah kelamı olmaz, bozulmuş.Sonunda bakmış ki İncil Allah kelamı olmaz, bozulmuş. Fransız [Profesör Maurice Bucaille] söylüyor. Kitabı da neşredildi, kitabıFransız [Profesör Maurice Bucaille] söylüyor. Kitabı da neşredildi, kitabı Erzurum'dan Suat Yıldırım isimli bir doçent Tevrat, İncil ve Kur'an diye terceme etti;Erzurum'dan Suat Yıldırım isimli bir doçent Tevrat, İncil ve Kur'an diye terceme etti; o kitabı alıp okumanızı da tavsiye ederim. o kitabı alıp okumanızı da tavsiye ederim.

Sonra Kur'ân-ı Kerîm'in ilme tamamen muvafık beyanlara sahip olduğunu daSonra Kur'ân-ı Kerîm'in ilme tamamen muvafık beyanlara sahip olduğunu da gözleriyle görünce hayran kalmış, müslüman olmuş!gözleriyle görünce hayran kalmış, müslüman olmuş! Fransız Profesör müslüman olmuş;Fransız Profesör müslüman olmuş; Fransızlar'ın büyük ilmî akademilerinde cenin ilmi -insan yavrusu ana karnında nasıl büyüyor,Fransızlar'ın büyük ilmî akademilerinde cenin ilmi -insan yavrusu ana karnında nasıl büyüyor, ona cenin diyoruz- hususunda bir konferans vermiş. ona cenin diyoruz- hususunda bir konferans vermiş.

Orada konferans vermek de kolay değilmiş; önce incelerlermiş,Orada konferans vermek de kolay değilmiş; önce incelerlermiş, uygun görürlerse "Bu konferansı verebilirsin." derlermiş. Konferansı vermiş: uygun görürlerse "Bu konferansı verebilirsin." derlermiş. Konferansı vermiş:

"Bakın, Kur'ân-ı Kerîm 1400 yıl önceden tıp ilimlerini nasıl anlatıyor!"Bakın, Kur'ân-ı Kerîm 1400 yıl önceden tıp ilimlerini nasıl anlatıyor! Bugünkü ilimlere tamamen muvafık mı?.." Dinledikten sonra hepsi; "Muvafık!" demişler. Bugünkü ilimlere tamamen muvafık mı?.."

Dinledikten sonra hepsi;

"Muvafık!" demişler.

"O halde Kur'ân-ı Kerîm'in Allah kelamı olduğunu kabul edin!" demiş. "O halde Kur'ân-ı Kerîm'in Allah kelamı olduğunu kabul edin!" demiş.

Fransız, Fransızlar'a Müslümanlığı öğretiyor! Fransız, Fransızlar'a Müslümanlığı öğretiyor!

Sonra televizyonda "Yaşayan Deniz" diye bir dizi vardı.Sonra televizyonda "Yaşayan Deniz" diye bir dizi vardı. Kaptan Cousto denilen bir şahsın ilmî araştırmalarını anlatıyormuş. Kaptan Cousto denilen bir şahsın ilmî araştırmalarını anlatıyormuş.

O şahıs, denizlerdeki tetkiklerinde denizlerin bazı bölgeleri arasında sudan perdeler olduğunu,O şahıs, denizlerdeki tetkiklerinde denizlerin bazı bölgeleri arasında sudan perdeler olduğunu, bir taraftaki suyun diğer tarafa karışmadığını anlatmış.bir taraftaki suyun diğer tarafa karışmadığını anlatmış. Cebelitarık boğazında, Aden körfezinde, daha başka yerlerde tespit etmiş ki arada bir şey yok amaCebelitarık boğazında, Aden körfezinde, daha başka yerlerde tespit etmiş ki arada bir şey yok ama sanki sudan bir duvar varmış gibi bir taraftaki tuzlu su diğer taraftaki tatlı suya karışmıyor. sanki sudan bir duvar varmış gibi bir taraftaki tuzlu su diğer taraftaki tatlı suya karışmıyor. Bir tarafın sıcak suyu diğer tarafın soğuk suyuna karışmıyor.Bir tarafın sıcak suyu diğer tarafın soğuk suyuna karışmıyor. Yaptığı sondajlarla, araştırmalarla öyle bir esrarengiz hususu keşfetmiş, gelmiş bunu söylemiş. Yaptığı sondajlarla, araştırmalarla öyle bir esrarengiz hususu keşfetmiş, gelmiş bunu söylemiş.

Profesör Maurice Bucaille demiş ki; Profesör Maurice Bucaille demiş ki;

"Bu yeni bir şey değil ki; 1400 sene önce Kur'ân-ı Kerîm bunu söylüyor!" "Bu yeni bir şey değil ki; 1400 sene önce Kur'ân-ı Kerîm bunu söylüyor!"

Kur'ân-ı Kerîm'den bu Rahman sûresinde; Kur'ân-ı Kerîm'den bu Rahman sûresinde;

Merace'l-bahreyni yeltekiyâni beynehumâ berzahun lâ yebğiyân.Merace'l-bahreyni yeltekiyâni beynehumâ berzahun lâ yebğiyân. âyet-i kerîmesini göstermiş, onun üzerine Kaptan Custo da müslüman olmuşâyet-i kerîmesini göstermiş, onun üzerine Kaptan Custo da müslüman olmuş ve onun Müslümanlığını Profesör Maurice Bucaille "Müslüman oldu, haberiniz olsun!" diye ilan etmiş. ve onun Müslümanlığını Profesör Maurice Bucaille "Müslüman oldu, haberiniz olsun!" diye ilan etmiş.

Allah bizim ondokuzuncu yüzyılda yaşayan modern geçinen zavallı şaşkınlara hidayet eylesin.Allah bizim ondokuzuncu yüzyılda yaşayan modern geçinen zavallı şaşkınlara hidayet eylesin. Bir asır önce yaşıyorlar! Bizim şu dinsizler Avrupa'yı bir asır geriden takip ediyorlar!Bir asır önce yaşıyorlar! Bizim şu dinsizler Avrupa'yı bir asır geriden takip ediyorlar! Bir asır daha yaşarlarsa 150 yaşlarına filan geldikleri zamanBir asır daha yaşarlarsa 150 yaşlarına filan geldikleri zaman o zaman "Müslümanlık hak dinmiş!" diye anlayacaklar, müslüman olacaklar; yaşarlarsa! o zaman "Müslümanlık hak dinmiş!" diye anlayacaklar, müslüman olacaklar; yaşarlarsa! Allah akıl fikir versin! Allah akıl fikir versin!

Adam anasından-babasından müslüman doğmamış, hıristiyan doğmuş;Adam anasından-babasından müslüman doğmamış, hıristiyan doğmuş; inceliyor, inceliyor, inceliyor… İncelemesinin sonunda teslim oluyor. inceliyor, inceliyor, inceliyor… İncelemesinin sonunda teslim oluyor.

"İlim Kur'ân-ı Kerîm'in gerisinden gidiyor." diyormuş. "İlim Kur'ân-ı Kerîm'in gerisinden gidiyor." diyormuş.

İlme aykırılık ne demek? İlme aykırılık ne demek?

İlmin keşfetmediği şeyleri söylüyor, ilim Kur'ân-ı Kerîm'in arkasından gidiyor, diyormuş.İlmin keşfetmediği şeyleri söylüyor, ilim Kur'ân-ı Kerîm'in arkasından gidiyor, diyormuş. Allahu Teâlâ hazretleri elimizde bulunan cevherlerin kadrini kıymetini bilenlerden eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri elimizde bulunan cevherlerin kadrini kıymetini bilenlerden eylesin. Cevheri fes sanan gafillerden eylemesin. Cevheri fes sanan gafillerden eylemesin.

Kassu'ş-şâribe mea'ş-şefâh. "Bıyıklarınızı dudağınız hizasından kısaltınız." Kassu'ş-şâribe mea'ş-şefâh. "Bıyıklarınızı dudağınız hizasından kısaltınız."

Bıyıkla ilgili bir tavsiye! Bıyıkla ilgili bir tavsiye!

Bazı kimseler vardır bıyıklarını babayiğit bir şekilde bırakır.Bazı kimseler vardır bıyıklarını babayiğit bir şekilde bırakır. Pos bıyık, kıvrılır; bir şey yerken, yemek yerken filan da ağzının içine girer. Pos bıyık, kıvrılır; bir şey yerken, yemek yerken filan da ağzının içine girer. Bazıları sigara da içiyorlar; uçları sapsarı sararır, ağzını kapatır vs.Bazıları sigara da içiyorlar; uçları sapsarı sararır, ağzını kapatır vs. Bazılarının yanında da böyle olması makbulmüş.Bazılarının yanında da böyle olması makbulmüş. Ama Peygamber Efendimiz'in yanında makbul değil! Ama Peygamber Efendimiz'in yanında makbul değil!

Buyuruyor ki; "Bıyıklarınızı dudağınız hizasından kesin!" Buyuruyor ki;

"Bıyıklarınızı dudağınız hizasından kesin!"

Dudaktan aşağıya sarkmasın. Bıyıklar çok bol olup da ağzı kapamayacak.Dudaktan aşağıya sarkmasın. Bıyıklar çok bol olup da ağzı kapamayacak. Akıl mantık da bunun böyle olduğunu gösteriyor. Akıl mantık da bunun böyle olduğunu gösteriyor.

İnsanın ağzına kılların girmesi mi iyi tertemiz olması mı iyi! İnsanın ağzına kılların girmesi mi iyi tertemiz olması mı iyi!

Kassû şâribeküm fe-inne Benî İsrâîle lem yef'alû zâlike fe-zenet nisâühüm.Kassû şâribeküm fe-inne Benî İsrâîle lem yef'alû zâlike fe-zenet nisâühüm. "Bıyıklarınızı kısaltınız. Çünkü Benî İsrail eskiden bunu yapmadılar."Bıyıklarınızı kısaltınız. Çünkü Benî İsrail eskiden bunu yapmadılar. Kendilerinin güzelliğinee dikkat etmediler, uzayan kılları tanzim etmediler de Kendilerinin güzelliğinee dikkat etmediler, uzayan kılları tanzim etmediler de kadınları kocalarından hoşlanmadıkları için zinaya kaydı!" kadınları kocalarından hoşlanmadıkları için zinaya kaydı!"

İslâmiyet insanın hiçbir cephesini boş bırakmıyor.İslâmiyet insanın hiçbir cephesini boş bırakmıyor. İnsanın her tarafını tanzim ediyor, insanı her yönden kâmil insan yapıyor. İnsanın her tarafını tanzim ediyor, insanı her yönden kâmil insan yapıyor. Temizlik bakımından da öyle; Peygamberimiz'in imanla ilgili hakikatleri söylediği kadarTemizlik bakımından da öyle; Peygamberimiz'in imanla ilgili hakikatleri söylediği kadar -görüyorsunuz- bıyıkla, sakalla ve diş fırçalamakla ilgili tavsiyeler var.-görüyorsunuz- bıyıkla, sakalla ve diş fırçalamakla ilgili tavsiyeler var. Hiçbirisi ötekinden ayrılmaz. Hiçbirisi ötekinden ayrılmaz. Müslümanlık sadece namaz kılmak değil, sadece hacca gitmek değil; Müslümanlık bir hayat tarzıdır. Müslümanlık sadece namaz kılmak değil, sadece hacca gitmek değil; Müslümanlık bir hayat tarzıdır.

Müslümanlık nedir? Müslümanlık nedir?

Bir yaşayış tarzıdır! Bir müslüman; yatağında yatışından kalkışına,Bir yaşayış tarzıdır! Bir müslüman; yatağında yatışından kalkışına, gündüz yaşayışına tekrar yatışına kadar müslümanca yaşar.gündüz yaşayışına tekrar yatışına kadar müslümanca yaşar. Müslümanın edebî tavrı vardır, yüz görünüşü başka türlü olur, Müslümanın edebî tavrı vardır, yüz görünüşü başka türlü olur, işi başka türlüdür, kıyafeti, konuşması, oturması kalkması, yemesi içmesi, işi başka türlüdür, kıyafeti, konuşması, oturması kalkması, yemesi içmesi, topluluğun yanına girmesi çıkması başka türlüdür.topluluğun yanına girmesi çıkması başka türlüdür. Kendisine kötülük yapana muamelesi başka türlüdür, dünyaya bakışı başka türlüdür… Kendisine kötülük yapana muamelesi başka türlüdür, dünyaya bakışı başka türlüdür…

Müslümanlık sistemdir! Müslümanlık derbederlik değildir.Müslümanlık sistemdir! Müslümanlık derbederlik değildir. Müslümanlık her yönden, her bakımdan intizam demektir. Müslümanlık her yönden, her bakımdan intizam demektir. Tek bir gücün tanzimi altında her şeyin sıra sıra muntazam olması demektir.Tek bir gücün tanzimi altında her şeyin sıra sıra muntazam olması demektir. Hiçbir şeyinde eksiklik yoktur! Bizdeki eksiklik nedir? Hiçbir şeyinde eksiklik yoktur!

Bizdeki eksiklik nedir?

Yapmıyoruz! İslâmiyet'i yaşamıyoruz, bilmiyoruz! Bir kere Müslümanlık nedir, bilmiyoruz.Yapmıyoruz! İslâmiyet'i yaşamıyoruz, bilmiyoruz! Bir kere Müslümanlık nedir, bilmiyoruz. Müslümanlığın gereği nedir, bilmiyoruz. Öğrenmemişiz, takip etmemişiz, unutmuşuz. Müslümanlığın gereği nedir, bilmiyoruz. Öğrenmemişiz, takip etmemişiz, unutmuşuz. Namaz kılarız; namazdan haberimiz yok, Fâtiha'yı okuruz mânasından haberimiz yok. Namaz kılarız; namazdan haberimiz yok, Fâtiha'yı okuruz mânasından haberimiz yok. Babadan, dededen müslüman olduğumuz için şuursuzca oturup kalkarız, eğiliriz; idrakine erememişiz! Babadan, dededen müslüman olduğumuz için şuursuzca oturup kalkarız, eğiliriz; idrakine erememişiz!

Müslümanlık temizlik dinidir. Nasıl temizlik? Müslümanlık temizlik dinidir.

Nasıl temizlik?

Tabiate uygun, ölçülü, rahat bir temizlik. Tabiate uygun, ölçülü, rahat bir temizlik.

Müslümanlık süslenme dinidir!Müslümanlık süslenme dinidir! İnsan kendisine çeki düzen verecek, dişleri sapsarı olmayacak,İnsan kendisine çeki düzen verecek, dişleri sapsarı olmayacak, ağzı kokmayacak, güzel koku sürünecek, taranacak, tıraşlanacak, ağzı kokmayacak, güzel koku sürünecek, taranacak, tıraşlanacak, koltuğunun altındaki, başka yerlerindeki kılları giderecek. koltuğunun altındaki, başka yerlerindeki kılları giderecek. Terli olmayacak, ikide bir de yıkanacak, günde beş defa elini ayağını yıkayacak,Terli olmayacak, ikide bir de yıkanacak, günde beş defa elini ayağını yıkayacak, pırıl pırıl, tertemiz, rahat, ferah bir müslüman olacak; her bakımdan böyle olacak. pırıl pırıl, tertemiz, rahat, ferah bir müslüman olacak; her bakımdan böyle olacak.

"Canım boş ver dünyayı…" "Canım boş ver dünyayı…"

Bu, dünyaya boş vermek vermemek meselesi değil, Allah'ın emirleri neyse hepsini tutarız. Bu, dünyaya boş vermek vermemek meselesi değil, Allah'ın emirleri neyse hepsini tutarız.

Sen askerlik yapmadın mı? Sen askerlik yapmadın mı?

Askerde komutan "Düşmana hücum!" derse tutarım da,Askerde komutan "Düşmana hücum!" derse tutarım da, "Eğitim alanını tanzim et!" derse tutmam diyebilir misin? "Eğitim alanını tanzim et!" derse tutmam diyebilir misin?

Diyemezsin, eğitim alanında "Otur, kalk!" der,Diyemezsin, eğitim alanında "Otur, kalk!" der, "Taşları kenara atın, otları yolun…" der, ne derse yapacaksın. "Taşları kenara atın, otları yolun…" der, ne derse yapacaksın.

Müslümanlık da öyle!Müslümanlık da öyle! Müslümanlıkta da müslümanız diye işi ihmal mi edelim, saçı bıyığı ihmal mi edelim? Müslümanlıkta da müslümanız diye işi ihmal mi edelim, saçı bıyığı ihmal mi edelim?

Hayır, her şeyine ait hüküm vardır.Hayır, her şeyine ait hüküm vardır. Onu bilip yaptı mı insan rahat eder, İslâmiyet insanın tabiatine uygundur.Onu bilip yaptı mı insan rahat eder, İslâmiyet insanın tabiatine uygundur. Mesela kâfirler, başka dinlerin mensupları din nâmına çeşit çeşit uydurma şeyler çıkartmışlar. Mesela kâfirler, başka dinlerin mensupları din nâmına çeşit çeşit uydurma şeyler çıkartmışlar.

Kimisi "Kadınlarla evlenmeyelim." demiş. Kimisi "Kadınlarla evlenmeyelim." demiş.

Allah kadını, erkeği neden yarattı? Allah kadını, erkeği neden yarattı?

Hikmeti var; nesiller üreyecek, aileler, yuvalar kurulacak, insan nesli devam edecek.Hikmeti var; nesiller üreyecek, aileler, yuvalar kurulacak, insan nesli devam edecek. Allah'ın yarattığı hiçbir şeyde bir lüzumsuzluk, boşluk yoktur!Allah'ın yarattığı hiçbir şeyde bir lüzumsuzluk, boşluk yoktur! Binaenaleyh bu olacak, evlilik kötü bir şey değil ki!Binaenaleyh bu olacak, evlilik kötü bir şey değil ki! Evlenmek günah, ayıp bir şey değil ki!..Evlenmek günah, ayıp bir şey değil ki!.. Bilakis evlenmeyip de gayrimeşru yollara, yanlış yollara sapması fena! Bilakis evlenmeyip de gayrimeşru yollara, yanlış yollara sapması fena!

Bir gün dolaşın; deniz kenarlarından, kalabalık yerlerden,Bir gün dolaşın; deniz kenarlarından, kalabalık yerlerden, Beyoğlu'ndan bir gelin bakalım insanlar nasıl vakit geçiriyorlar!Beyoğlu'ndan bir gelin bakalım insanlar nasıl vakit geçiriyorlar! O mu daha iyi, İslâmiyet'in çizdiği dümdüz cadde-i kübrâ mı daha iyi!O mu daha iyi, İslâmiyet'in çizdiği dümdüz cadde-i kübrâ mı daha iyi! İnsanlığın birbirlerini aldatması, birbirlerini eşya yerine koyması, İnsanlığın birbirlerini aldatması, birbirlerini eşya yerine koyması, birbirlerine hürmet etmemesi, birbirlerini hunharca parçalaması,birbirlerine hürmet etmemesi, birbirlerini hunharca parçalaması, izzetini, şerefini, haysiyetini ayakaltına alması mı daha güzel yoksa sıcacık yuva mı daha güzel!.. izzetini, şerefini, haysiyetini ayakaltına alması mı daha güzel yoksa sıcacık yuva mı daha güzel!..

Kadın efendisine hürmet eder, efendi karısına hürmet eder; baba çocuklarını sever sayar;Kadın efendisine hürmet eder, efendi karısına hürmet eder; baba çocuklarını sever sayar; evlatlar çocuklara, babalarına, büyüklerine hürmetkâr, karşılarında el pençe divan dururlar. evlatlar çocuklara, babalarına, büyüklerine hürmetkâr, karşılarında el pençe divan dururlar. Havlusunu tutarlar, terliğini çevirirler… Hangisi daha güzel? Havlusunu tutarlar, terliğini çevirirler…

Hangisi daha güzel?

İslâmiyet daha güzel! İslâmiyet daha güzel!

Allahu Teâlâ hazretleri İslâmiyet'in güzelliklerine bizi erdirsin,Allahu Teâlâ hazretleri İslâmiyet'in güzelliklerine bizi erdirsin, sarılıp, onu sımsıkı tutup hıfzetmek nasip eylesin. sarılıp, onu sımsıkı tutup hıfzetmek nasip eylesin.

Dünyada yaşamayı sadece kâfirler mi biliyor, zevkini onlar mı sürüyor? Dünyada yaşamayı sadece kâfirler mi biliyor, zevkini onlar mı sürüyor?

Elhamdülillah, onlar bizim zevkimizin milyonda birine eremez.Elhamdülillah, onlar bizim zevkimizin milyonda birine eremez. Her günahtan hâsıl olan zevkin arkasından bir yığın pişmanlık, bir yığın perişanlık vardır!Her günahtan hâsıl olan zevkin arkasından bir yığın pişmanlık, bir yığın perişanlık vardır! Her içki içmenin, içki âleminin, kumar âleminin arkasından bir sürü pişmanlık vardır.Her içki içmenin, içki âleminin, kumar âleminin arkasından bir sürü pişmanlık vardır. Ama her ibadetin meşakkatinin altında bir sürü lezzet vardır. Ama her ibadetin meşakkatinin altında bir sürü lezzet vardır.

Müslümanlar Ramazan'ı çıkartsınlar, bak bayrama nasıl çıkarlar!Müslümanlar Ramazan'ı çıkartsınlar, bak bayrama nasıl çıkarlar! Oruç tuttular, aç kaldılar ama nasıl çıkarlar? Oruç tuttular, aç kaldılar ama nasıl çıkarlar?

Günahlardan arınmış, tertemiz olarak…Günahlardan arınmış, tertemiz olarak… Onun için saadet, dünyanın mutluluğu da Müslümanlıkta, her şey Müslümanlıkta! Onun için saadet, dünyanın mutluluğu da Müslümanlıkta, her şey Müslümanlıkta!

Kul hüvallâhu ehadün ta'dilü sülüse'l-Kur'an. Kul hüvallâhu ehadün ta'dilü sülüse'l-Kur'an.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyorlar ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyorlar ki;

"Kul hüvallâhu ehad sûreciği -küçücük dört âyetlik bir sûredir- "Kul hüvallâhu ehad sûreciği -küçücük dört âyetlik bir sûredir- Kur'ân-ı Kerîm'in üçte birine muadildir." Kur'ân-ı Kerîm'in üçte birine muadildir."

Kul hüvallâhu ehad Allahü's-samed lem yelid ve lem yûled ve lem yekün lehû küfüven ehad. Kul hüvallâhu ehad Allahü's-samed lem yelid ve lem yûled ve lem yekün lehû küfüven ehad.

Her çocuğun ilk önce ezberlediği sûredir.Her çocuğun ilk önce ezberlediği sûredir. Küçük sûre ama Kur'an'ın üçte birine muadildir. Küçük sûre ama Kur'an'ın üçte birine muadildir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuş ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuş ki;

E ya'cizû ehaduküm en yekra'a fî külli leyletin sülise'l-Kur'ân.E ya'cizû ehaduküm en yekra'a fî külli leyletin sülise'l-Kur'ân. "Sizden biriniz bir gece de Kur'ân-ı Kerîm'in üçte birini okumaktan aciz kalır mı?" "Sizden biriniz bir gece de Kur'ân-ı Kerîm'in üçte birini okumaktan aciz kalır mı?"

Kâlu ve keyfe. "Yâ Resûlallah nasıl olur?" Kâlu ve keyfe. "Yâ Resûlallah nasıl olur?"

Her gece Kur'ân-ı Kerîm'in üçte birini nasıl okuyalım, kolay bir şey değil!Her gece Kur'ân-ı Kerîm'in üçte birini nasıl okuyalım, kolay bir şey değil! O zaman buyurmuş ki; O zaman buyurmuş ki;

Kul hüvallâhu ehadün ta'dilü sülüse'l-Kur'ân.Kul hüvallâhu ehadün ta'dilü sülüse'l-Kur'ân. "Kul hüvallâhu ehad sûresi Kur'ân-ı Kerîm'in üçte birine muadildir!" "Kul hüvallâhu ehad sûresi Kur'ân-ı Kerîm'in üçte birine muadildir!"

Allah, o kadar sevap veriyor.Allah, o kadar sevap veriyor. Çünkü zayıf kavî, akıllı cahil, ileri geri, yüksek alçak Çünkü zayıf kavî, akıllı cahil, ileri geri, yüksek alçak her müslümanın dilinin döndüğü küçük bir sûredir. her müslümanın dilinin döndüğü küçük bir sûredir. Ama kıymetini bilmek lazım. Sevabı o kadar çok. Ama kıymetini bilmek lazım. Sevabı o kadar çok. Üçte birine muadil olması meselesinin başka başka izahları da var: Üçte birine muadil olması meselesinin başka başka izahları da var:

Bazıları da diyor ki; Bazıları da diyor ki;

"Evet bu sûre küçüktür ama bize Allahu Teâlâ hazretlerinin varlığını, birliğini anlatıyor"Evet bu sûre küçüktür ama bize Allahu Teâlâ hazretlerinin varlığını, birliğini anlatıyor ve her şeyin Allahu Teâlâ hazretlerine boyun büküp, ihtiyacını ona arz ettiğini,ve her şeyin Allahu Teâlâ hazretlerine boyun büküp, ihtiyacını ona arz ettiğini, onun dergâhının hâcetlerin reva olduğu, görüldüğü dergâh olduğunu anlatıyor.onun dergâhının hâcetlerin reva olduğu, görüldüğü dergâh olduğunu anlatıyor. O bakımdan Kur'ân-ı Kerîm'in muhtevası üç gurupta toplanır.O bakımdan Kur'ân-ı Kerîm'in muhtevası üç gurupta toplanır. Allah'ın vahdaniyetine ait, kudretine ve sıfatına ait ifade ettiğinden denmiştir."Allah'ın vahdaniyetine ait, kudretine ve sıfatına ait ifade ettiğinden denmiştir." diye izahlar da vardır. diye izahlar da vardır.

Hâsılı bu sûrenin sevabı pek çoktur,Hâsılı bu sûrenin sevabı pek çoktur, insan fırsat buldukça bunun mânasını da okudukça çok derecelere nâil olur. insan fırsat buldukça bunun mânasını da okudukça çok derecelere nâil olur. Ciddi bir tefsir kitabı olan Kurtubî Tefsiri'nde el-Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân Ciddi bir tefsir kitabı olan Kurtubî Tefsiri'nde el-Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân isimli eserde -senediyle rivayet etmiş- okudum ki; isimli eserde -senediyle rivayet etmiş- okudum ki;

"Her sabah insan 10 defa Kul hüvallâhu ehad'ı okusa Allah cennette bir köşk bina eder." "Her sabah insan 10 defa Kul hüvallâhu ehad'ı okusa Allah cennette bir köşk bina eder."

Bu hadîs-i şerîf Tirmizî'de de var,Bu hadîs-i şerîf Tirmizî'de de var, Ebû Hüreyre radıyallahu anh nakletmiş, burada sahih diye zikredilmiş. Ebû Hüreyre radıyallahu anh nakletmiş, burada sahih diye zikredilmiş.

Kul yâ eyyühe'l-kâfirûne ta'dılü rubue'l-Kur'ânKul yâ eyyühe'l-kâfirûne ta'dılü rubue'l-Kur'ân "Kul yâ eyyühe'l-kâfirûn sûresi de Kur'ân-ı Kerîm'in dörtte birine muadildir."Kul yâ eyyühe'l-kâfirûn sûresi de Kur'ân-ı Kerîm'in dörtte birine muadildir. Ve izâ zülzilet ta'dılü rubue'l-Kur'ân. Ve izâ zülzilet ta'dılü rubue'l-Kur'ân. "İzâ zülzileti'l-ardi zilzâlehâ sûresi de Kur'ân-ı Kerîm'in dörtte birine muadildir.""İzâ zülzileti'l-ardi zilzâlehâ sûresi de Kur'ân-ı Kerîm'in dörtte birine muadildir." Ve izâ câe nasrullâhi ve'l-fethi rubue'l-kur'ân.Ve izâ câe nasrullâhi ve'l-fethi rubue'l-kur'ân. "İzâ câe nasrullâhi sûresi de Kur'ân-ı Kerîm'in dörtte birine muadildir." diye"İzâ câe nasrullâhi sûresi de Kur'ân-ı Kerîm'in dörtte birine muadildir." diye Hz. Enes radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Hz. Enes radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş.

Kul yâ eyyuhe'l-kâfirûn, İzâ zülzileti'l-ardu zilzâlehâ,Kul yâ eyyuhe'l-kâfirûn, İzâ zülzileti'l-ardu zilzâlehâ, İzâ câe nasrullâhi ve'l-feth; güzeli bunların mânasını bilmektir. İzâ câe nasrullâhi ve'l-feth; güzeli bunların mânasını bilmektir.

İnsan İzâ câeyı, İzâ zülzileti'l-arduyu okuduktan sonra kıyametin o dehşet halini,İnsan İzâ câeyı, İzâ zülzileti'l-arduyu okuduktan sonra kıyametin o dehşet halini, hesabın inceliğini okuduktan sonra kendisine nasıl çekidüzen vermez! hesabın inceliğini okuduktan sonra kendisine nasıl çekidüzen vermez!

"Zerre kadar hayır işleyen karşılığını görecek,"Zerre kadar hayır işleyen karşılığını görecek, zerre kadar şer işleyen kötülüğü görecek!" diye bildirilen sûre. zerre kadar şer işleyen kötülüğü görecek!" diye bildirilen sûre.

Allah cümlemizi, Allah Teâlâ tarafından bize hitaben gönderilmiş olan kitabımızAllah cümlemizi, Allah Teâlâ tarafından bize hitaben gönderilmiş olan kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'i sevip, merak edip, okuyup öğrenip mucebince amel edenlerden eylesin. Kur'ân-ı Kerîm'i sevip, merak edip, okuyup öğrenip mucebince amel edenlerden eylesin.

Kul hüvallâhu ehadün ve'l-muavvizeteyni hîne tumsîKul hüvallâhu ehadün ve'l-muavvizeteyni hîne tumsî ve hîne tusbihu selâse merrâtin tekfike min külli şey'in. ve hîne tusbihu selâse merrâtin tekfike min külli şey'in.

"Sabahleyin, akşamleyin; akşama erdiğin zaman, sabaha çıktığın zaman"Sabahleyin, akşamleyin; akşama erdiğin zaman, sabaha çıktığın zaman üç defa Kul hüvallâhu ehad, Kul eûzü bi-rabbi'l-felak,üç defa Kul hüvallâhu ehad, Kul eûzü bi-rabbi'l-felak, Kul eûzü bi-rabbi'n-nâs sûresini okursan her şeye karşı sana yeter!" Kul eûzü bi-rabbi'n-nâs sûresini okursan her şeye karşı sana yeter!"

Her türlü derde, sıkıntıya, belaya karşı seni korumaya yeter. Her türlü derde, sıkıntıya, belaya karşı seni korumaya yeter.

Gayet kolay; sabah kalktığınız zaman ve akşama geç vakte erdiğiniz zamanGayet kolay; sabah kalktığınız zaman ve akşama geç vakte erdiğiniz zaman üç Kul hüvallâhu ehad, üç Kul eûzü bi-rabbi'l-felak, üç Kul eûzü bi-rabbi'n-nâs okuyacaksınız. üç Kul hüvallâhu ehad, üç Kul eûzü bi-rabbi'l-felak, üç Kul eûzü bi-rabbi'n-nâs okuyacaksınız. Her şeye; her türlü sıkıntıya, belaya, düşmanlara, bildiğimiz bilmediğimiz zararlara karşı kâfi. Her şeye; her türlü sıkıntıya, belaya, düşmanlara, bildiğimiz bilmediğimiz zararlara karşı kâfi.

Mânalarını siz okuyun! Yalnız sabah akşam üçer defa bunları okumayı ihmal etmeyin! Mânalarını siz okuyun! Yalnız sabah akşam üçer defa bunları okumayı ihmal etmeyin!

Koruyor, hepimiz korunmak istemiyor muyuz?Koruyor, hepimiz korunmak istemiyor muyuz? Allahu Teâlâ hazretlerine yalvarıp yakarıyoruz. Allahu Teâlâ hazretlerine yalvarıp yakarıyoruz. Üç Kul hüvallâhu ehad, üç Kul eûzü bi-rabbi'l-felak, üç Kul eûzü bi-rabbi'n-nâs sabah, akşam… Üç Kul hüvallâhu ehad, üç Kul eûzü bi-rabbi'l-felak, üç Kul eûzü bi-rabbi'n-nâs sabah, akşam…

Kulillâhümme innî eûzü bike min şerri sem'î ve min şerri basarîKulillâhümme innî eûzü bike min şerri sem'î ve min şerri basarî ve min şerri lisânî ve min şerri kalbî ve min şerri meniyyi. ve min şerri lisânî ve min şerri kalbî ve min şerri meniyyi.

Sadaka Resûlullah. Sadaka Resûlullah.

Bu hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: Bu hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

Kul. "De ki;" Allâhümme. "Ey benim Rabbim, Allah'ım!" İnnî eûzü bike min şerri sem'î.Kul. "De ki;" Allâhümme. "Ey benim Rabbim, Allah'ım!" İnnî eûzü bike min şerri sem'î. "Ben kulağımın şerrinden sana sığınırım." Ve min şerri basarî."Ben kulağımın şerrinden sana sığınırım." Ve min şerri basarî. "Gözümün de şerrinden sana sığınırım." Ve min şerri lisânî. "Dilimin de şerrinden sana sığınırım." "Gözümün de şerrinden sana sığınırım." Ve min şerri lisânî. "Dilimin de şerrinden sana sığınırım."

Bunların şerlerinin ne olduğunu hepimiz aşağı yukarı anlamışızdır. Bunların şerlerinin ne olduğunu hepimiz aşağı yukarı anlamışızdır.

İnsanın kulağının insana ne şerri, zararı olur? İnsanın kulağının insana ne şerri, zararı olur?

Yalan, gıybet, iftira, isyankâr sözleri dinlerYalan, gıybet, iftira, isyankâr sözleri dinler veyahut da kendisine hak söz söylendiği halde kulağı almaz, kabul etmez. veyahut da kendisine hak söz söylendiği halde kulağı almaz, kabul etmez. Hak söz söylenir, nasihat çekilir. Dinlemez, emr-i mârûfu almaz,Hak söz söylenir, nasihat çekilir. Dinlemez, emr-i mârûfu almaz, nehy-i münkeri duyup kötülükten kendisini men etmez… O zaman o kulak insana düşman olur. nehy-i münkeri duyup kötülükten kendisini men etmez… O zaman o kulak insana düşman olur. Zarar veriyor, çünkü kötülüklerin günahların kazanılmasına bir alet olmuş oluyor. Zarar veriyor, çünkü kötülüklerin günahların kazanılmasına bir alet olmuş oluyor.

Göz de öyle oluyor. Hele bu günlerde!Göz de öyle oluyor. Hele bu günlerde! İnsanlar kışın soğuğundan kurtuldular, kışın tir tir titriyorlardı.İnsanlar kışın soğuğundan kurtuldular, kışın tir tir titriyorlardı. "Aman hava biraz güneşli geçse de kalorifer yakıtını az harcasak, "Aman hava biraz güneşli geçse de kalorifer yakıtını az harcasak, aman kömürümüz bitmek üzere…" diye yalvarıp yakarıyor, temenni ediyorlardı. aman kömürümüz bitmek üzere…" diye yalvarıp yakarıyor, temenni ediyorlardı.

Şimdi Allah güzel günleri getirdi, sıcaklar başladı, meyveler çıktı; isyan da,Şimdi Allah güzel günleri getirdi, sıcaklar başladı, meyveler çıktı; isyan da, isyanlar da başladı! Deniz kenarlarında giyimler kuşamlar, etekler, kollar… her şey kısaldı. isyanlar da başladı! Deniz kenarlarında giyimler kuşamlar, etekler, kollar… her şey kısaldı. Şimdi soğuklar başlayana, tir tir titremeye başladıkları zamana kadar Allah hiç hatırlarına gelmez. Şimdi soğuklar başlayana, tir tir titremeye başladıkları zamana kadar Allah hiç hatırlarına gelmez.

Şu insanoğlu ne kadar zalim! Ve min şerri lisânî. "Dil de insana çok kötülükler yaptırtır." Şu insanoğlu ne kadar zalim!

Ve min şerri lisânî.

"Dil de insana çok kötülükler yaptırtır."

Yalan söyler, yalan şahitlik yapar, küfür söyler, daha başka şeyler; Yalan söyler, yalan şahitlik yapar, küfür söyler, daha başka şeyler;

"Bunların hepsinden sana sığınırım yâ Rabbi." "Bunların hepsinden sana sığınırım yâ Rabbi."

Ve min şerri kalbî. "Kalbimin şerrinden de sana sığınırım." Ve min şerri kalbî. "Kalbimin şerrinden de sana sığınırım."

Kalp insanın duygularının merkezidir, duygularını idare eden iç merkezdir.Kalp insanın duygularının merkezidir, duygularını idare eden iç merkezdir. Oradan idare ediliyor. Nasıl havaalanında inişler çıkışlar kontrol kulesinden yapılıyorsa, Oradan idare ediliyor. Nasıl havaalanında inişler çıkışlar kontrol kulesinden yapılıyorsa, nasıl bir memleket, başşehrinden, hükümet merkezinden yönetiliyorsa, hükümet konağından nasıl bir memleket, başşehrinden, hükümet merkezinden yönetiliyorsa, hükümet konağından idare ediliyorsa onun gibi kalp de oradan idare ediliyor, orası bizim hükümet merkezimiz. idare ediliyorsa onun gibi kalp de oradan idare ediliyor, orası bizim hükümet merkezimiz. Orası berbat oldu mu, bütün beden şerre koşar, şerre ait olur. Orası berbat oldu mu, bütün beden şerre koşar, şerre ait olur.

Kötülüğünden de gafil olmasından, Allah'ın emri dışında istikametlerde kullanmasından,Kötülüğünden de gafil olmasından, Allah'ın emri dışında istikametlerde kullanmasından, içine yanlış fikirler gelmesinden, hınç, kin gibi yanlış duygular taşımasından,içine yanlış fikirler gelmesinden, hınç, kin gibi yanlış duygular taşımasından, kötü ahlâk sahibi olmasından Allah'a sığınırız. kötü ahlâk sahibi olmasından Allah'a sığınırız.

Ve min şerri meniyyi. "Ve menimin şerrinden de sana sığınırım yâ Rabbi." Ve min şerri meniyyi. "Ve menimin şerrinden de sana sığınırım yâ Rabbi."

Bu kelime üzerinde iki izah var: Bu kelime üzerinde iki izah var:

Birisi: "Benim temennilerimin, emellerimin, arzularımın kötülüğünden de sana sığınırım…" Birisi: "Benim temennilerimin, emellerimin, arzularımın kötülüğünden de sana sığınırım…"

İnsan çeşit çeşit şeyleri istiyor, arzuluyor; çeşitli arzuları var, insan yanlış şey arzularsa… İnsan çeşit çeşit şeyleri istiyor, arzuluyor; çeşitli arzuları var, insan yanlış şey arzularsa…

"Ah bu akşam arkadaşlarla bir araya gelsek de felekten bir gece çalsak da eğlensek, yesek içsek…" "Ah bu akşam arkadaşlarla bir araya gelsek de felekten bir gece çalsak da eğlensek, yesek içsek…"

Kötü bir arzu. "Bu kötü arzulardan da sana sığınırım." demek mânasına. Kötü bir arzu.

"Bu kötü arzulardan da sana sığınırım." demek mânasına.

"Bu mâna daha doğrudur." demiş."Bu mâna daha doğrudur." demiş. Çünkü dua umumîdir, kadına erkeğe de şamildir." diye oradan o delili çıkarmış. Çünkü dua umumîdir, kadına erkeğe de şamildir." diye oradan o delili çıkarmış.

Bir kısım alimler de: "Buradan murad insanın çocuk yapma kabiliyetidir." Bir kısım alimler de: "Buradan murad insanın çocuk yapma kabiliyetidir."

"Bunun şerrinden de sana sığınırım." demek bunu haram yollarda;"Bunun şerrinden de sana sığınırım." demek bunu haram yollarda; "Kötülükler, zina gibi şeyler yapmak suretiyle beni günahlara, "Kötülükler, zina gibi şeyler yapmak suretiyle beni günahlara, isyanlara bulaştırmasından sana sığınırım yâ Rabbi." diye dua şeklinde izah edenler var. isyanlara bulaştırmasından sana sığınırım yâ Rabbi." diye dua şeklinde izah edenler var.

Demek ki Peygamber Efendimiz muhatabına -biz de muhatabıyız biz de onun ümmetiyiz- diyor ki; Demek ki Peygamber Efendimiz muhatabına -biz de muhatabıyız biz de onun ümmetiyiz- diyor ki;

İnni eûzü bike min şerri nefsî. İnni eûzü bike min şerri nefsî.

"Yâ Rabbi! Ben kulağımın şerrinden, gözümün, dilimin, kalbimin,"Yâ Rabbi! Ben kulağımın şerrinden, gözümün, dilimin, kalbimin, gönlümün şerrinden ve çeşitli arzularımın şerrinden -veyahut da cinsî isteklerimin şerrinden gönlümün şerrinden ve çeşitli arzularımın şerrinden -veyahut da cinsî isteklerimin şerrinden - sana sığınırım." diye dua etmeyi tavsiye eylemiş. - sana sığınırım." diye dua etmeyi tavsiye eylemiş.

Diğer bir dua; öbür hadîs-i şerîfte: Diğer bir dua; öbür hadîs-i şerîfte:

Kuli'llâhümme. "De ki ey Allah'ım!" İnnî es'elüke nefsen bike mutma'inneten.Kuli'llâhümme. "De ki ey Allah'ım!" İnnî es'elüke nefsen bike mutma'inneten. "Ben senden öyle bir nefis istiyorum ki seninle huzur kesp etsin,"Ben senden öyle bir nefis istiyorum ki seninle huzur kesp etsin, sana kulluk etmekten zevk duysun, sükûnet bulsun, rahata ersin, huzura kavuşsun, sana kulluk etmekten zevk duysun, sükûnet bulsun, rahata ersin, huzura kavuşsun, bana seninle huzura kavuşan bir nefis nasip eyle." Tü'minû bi-likâike. bana seninle huzura kavuşan bir nefis nasip eyle." Tü'minû bi-likâike. "Bir gün gelip senin huzuruna çıkacağına inanmış olsun." Ve terdâ bi-kadâike. "Bir gün gelip senin huzuruna çıkacağına inanmış olsun." Ve terdâ bi-kadâike. "Senin hükmüne razı olsun. Ve takdau bi-atâike."Senin hükmüne razı olsun. Ve takdau bi-atâike. "Ve lütfuna, ihsanına, bağışına da kanaat göstersin." "Ve lütfuna, ihsanına, bağışına da kanaat göstersin."

"Lütfetmiş; bana bugün bu yiyeceği, bu giyeceği bu nimeti nasip etmiş…" diye nimetine razı,"Lütfetmiş; bana bugün bu yiyeceği, bu giyeceği bu nimeti nasip etmiş…" diye nimetine razı, hükmüne razı ve bir gün gelip de muhakkak huzuruna çıkacağına kâni. hükmüne razı ve bir gün gelip de muhakkak huzuruna çıkacağına kâni. Allahu Teâlâ hazretlerine kullukta huzur bulan bir nefis istiyor. Allahu Teâlâ hazretlerine kullukta huzur bulan bir nefis istiyor.

"Yâ Rabbi! Ben senden öyle bir nefis isterim ki seninle sükûna, huzura ersin,"Yâ Rabbi! Ben senden öyle bir nefis isterim ki seninle sükûna, huzura ersin, senin likâna, seninle mülâkâta, huzuruna geleceğine inansın, senin likâna, seninle mülâkâta, huzuruna geleceğine inansın, senin hükmüne razı olsun ve senin atiyyene, ihsanına kanaat eylesin. senin hükmüne razı olsun ve senin atiyyene, ihsanına kanaat eylesin. Gözünü başka tarafın elindekine dikip haset etmesin." Gözünü başka tarafın elindekine dikip haset etmesin."

Başkasının eline bir şey geçince bazı insanların illa onu almaya çalışması; "Benim olsun." diye gözü onda olması… Başkasının eline bir şey geçince bazı insanların illa onu almaya çalışması; "Benim olsun." diye gözü onda olması…

Müslüman öyle olmayacak! Müslüman öyle olmayacak!

Diğer bir dua: Diğer bir dua:

Kul Subhâne'l-Meliki'l-Kuddûs. "De ki her türlü noksandan münezzeh, pâk, yüksek olanKul Subhâne'l-Meliki'l-Kuddûs. "De ki her türlü noksandan münezzeh, pâk, yüksek olan hüküm sahibi Allahu Teâlâ hazretlerini tesbih ederim. hüküm sahibi Allahu Teâlâ hazretlerini tesbih ederim. " Rabbu'l-melâiketi ve'r-Rûh. "O, meleklerin ve rûhu'l âzâmın Rabbi'dir."" Rabbu'l-melâiketi ve'r-Rûh. "O, meleklerin ve rûhu'l âzâmın Rabbi'dir." Cüllileti's-semâvâti ve'l-ardu bi'l-izzeti ve'l-ceberût. Cüllileti's-semâvâti ve'l-ardu bi'l-izzeti ve'l-ceberût. "Semâlar ve yer O'nun izzet ve ceberutuyla yüce kılındı." diye tesbih etmesini tavsiye etmiş. "Semâlar ve yer O'nun izzet ve ceberutuyla yüce kılındı." diye tesbih etmesini tavsiye etmiş.

Kime tavsiye etmiş? İnne raculen iştekâ ileyhi'l-vahşete. Kime tavsiye etmiş?

İnne raculen iştekâ ileyhi'l-vahşete.

Ashâb-ı kirâmdan adamcağızın birisi Peygamber Efendimiz'e;Ashâb-ı kirâmdan adamcağızın birisi Peygamber Efendimiz'e; "Yâ Resûlallah! Bir yalnızlık hissediyorum, kendimi bir boşlukta yapayalnız hissediyorum,"Yâ Resûlallah! Bir yalnızlık hissediyorum, kendimi bir boşlukta yapayalnız hissediyorum, huzursuzum…" gibi bir şikâyette bulunmuş. Peygamber Efendimiz onun üzerine bu duayı tavsiye ediyor. huzursuzum…" gibi bir şikâyette bulunmuş. Peygamber Efendimiz onun üzerine bu duayı tavsiye ediyor.

Subhâne'l-Meliki'l-Kuddûs, Rabbu'l-melâiketi ve'r-Rûh, cüllileti's-semâvâtiSubhâne'l-Meliki'l-Kuddûs, Rabbu'l-melâiketi ve'r-Rûh, cüllileti's-semâvâti ve'l-ardu bi'l-izzeti ve'l-ceberût, diye bu duayı tavsiye etmiş. ve'l-ardu bi'l-izzeti ve'l-ceberût, diye bu duayı tavsiye etmiş.

Fe-kâlehâ. "O şahıs da bu duayı etmiş." Fe-zehebet anhü'l-vahşetü.Fe-kâlehâ. "O şahıs da bu duayı etmiş." Fe-zehebet anhü'l-vahşetü. "Bu dua üzerine o yalnızlık duygusu, ürperti, mânevî huzursuzluğu kendisinden gitmiş." "Bu dua üzerine o yalnızlık duygusu, ürperti, mânevî huzursuzluğu kendisinden gitmiş."

Mümkün olsa da bu duayı herkes yazsa da ezberlese! Mümkün olsa da bu duayı herkes yazsa da ezberlese!

Enne Hâlide'bne'l-Velîde kâle. "Hâlid b. Velîd radıyallahu anh dedi ki"Enne Hâlide'bne'l-Velîde kâle. "Hâlid b. Velîd radıyallahu anh dedi ki" Yâ Resûlallah inne kâiden mine'l-cinni yekiddünî.Yâ Resûlallah inne kâiden mine'l-cinni yekiddünî. "Yâ Resûlallah! Cinlerden bir hilekâr bana hile ediyor, benimle meşgul oluyor,"Yâ Resûlallah! Cinlerden bir hilekâr bana hile ediyor, benimle meşgul oluyor, bana musallat oldu, rahatsız ediyor." bana musallat oldu, rahatsız ediyor."

Halid b. Velid ismindeki bir sahabî cin musallat olmasından Peygamber Efendimiz'e şikâyet etmiş. Halid b. Velid ismindeki bir sahabî cin musallat olmasından Peygamber Efendimiz'e şikâyet etmiş.

"Cinlerden bir hilekâr bana musallat oldu yâ Resûlallah, beni zarara,"Cinlerden bir hilekâr bana musallat oldu yâ Resûlallah, beni zarara, sıkıntılara sokuyor, uğraştırıyor…" diye şikâyet edince Peygamber Efendimiz ona demiş ki; sıkıntılara sokuyor, uğraştırıyor…" diye şikâyet edince Peygamber Efendimiz ona demiş ki;

Kul eûzu bi-kelîmâtillâhi't-tâmmâti. "De ki Allah'ın tam olan kelimeleri ile Allah'a sığınırım!" Kul eûzu bi-kelîmâtillâhi't-tâmmâti. "De ki Allah'ın tam olan kelimeleri ile Allah'a sığınırım!"

Nasıl kelimelerle Allah'a sığınırım? Bi-kelîmâtillâhi't-tâmmâti. "Tam olan kelimelerle." Nasıl kelimelerle Allah'a sığınırım?

Bi-kelîmâtillâhi't-tâmmâti. "Tam olan kelimelerle."

Bu tam olan kelimelerden maksat Allahu Teâlâ hazretlerinin Esmâ-i Hüsnâsı mânasınaBu tam olan kelimelerden maksat Allahu Teâlâ hazretlerinin Esmâ-i Hüsnâsı mânasına veyahut hiçbir eksiği olmayan eksiksiz bir dua ile gibi... veyahut hiçbir eksiği olmayan eksiksiz bir dua ile gibi...

Sonra Allahu Teâlâ hazretlerinin insanlar yaratıldığı zamandan beri her peygambere gönderilmiş olanSonra Allahu Teâlâ hazretlerinin insanlar yaratıldığı zamandan beri her peygambere gönderilmiş olan kitapları, onun kelimeleri Allah'ın kelamı; "Onların hepsini şefaatçi ederek dua ediyorum…" kitapları, onun kelimeleri Allah'ın kelamı; "Onların hepsini şefaatçi ederek dua ediyorum…" mânasına da gelebilir, demişler. Mânası çok önemli! mânasına da gelebilir, demişler. Mânası çok önemli!

İnsan eûzu bi-kelîmâtillâhi't-tâmmâti dedi mi, Allah'ın bütün kelimeleriyle tüm kelimeleriyleİnsan eûzu bi-kelîmâtillâhi't-tâmmâti dedi mi, Allah'ın bütün kelimeleriyle tüm kelimeleriyle Allah'a sığınırım demiş oluyor ki onun mânası çok geniş. Neden sığınıyor? Allah'a sığınırım demiş oluyor ki onun mânası çok geniş.

Neden sığınıyor?

Bi-kelîmâtillâhi't-tammati'l-letî lâ yücâvizühünne birrun ve lâ fâcirun.Bi-kelîmâtillâhi't-tammati'l-letî lâ yücâvizühünne birrun ve lâ fâcirun. "Ne iyi insan, ne kötü insan, hiç kimse Allah'ın mukaddes kelamının hududunu geçemez." "Ne iyi insan, ne kötü insan, hiç kimse Allah'ın mukaddes kelamının hududunu geçemez."

O söz söylendi mi kalır. O söz söylendi mi kalır.

Bir de Allah'ın iyi kulu ve fâcir, kötü kulu; iyi kul zaten o söz söylenince gitmez orada durur;Bir de Allah'ın iyi kulu ve fâcir, kötü kulu; iyi kul zaten o söz söylenince gitmez orada durur; kötüsü de o sözün duvarına toslar kalır, bir şey yapamaz. O sözün karşısında; kötüsü de o sözün duvarına toslar kalır, bir şey yapamaz. O sözün karşısında;

Eûzü bi-kelîmâtillâhi't-tammâti'l-letî lâ yücâvizühünne birrün ve lâ fâcirun.Eûzü bi-kelîmâtillâhi't-tammâti'l-letî lâ yücâvizühünne birrün ve lâ fâcirun. "Fısk u fücûr sahibi insanın da, salih iyi kimsenin de tecavüz edemediği, hükmünü aşamadığı, "Fısk u fücûr sahibi insanın da, salih iyi kimsenin de tecavüz edemediği, hükmünü aşamadığı, çiğneyemediği Allah'ın tam kelimeleriyle Allah'a sığınırım." Nereden? çiğneyemediği Allah'ın tam kelimeleriyle Allah'a sığınırım."

Nereden?

Min şerri mâ zerae fi'l-ard.Min şerri mâ zerae fi'l-ard. "Yeryüzünde yaratmış olduğu mahlûkların her birinin şerrinden bu sözlerle, "Yeryüzünde yaratmış olduğu mahlûkların her birinin şerrinden bu sözlerle, bu kelimelerle Allah'a sığınırım." Ve min şerri mâ yahrucu minhâ. bu kelimelerle Allah'a sığınırım." Ve min şerri mâ yahrucu minhâ. "Yerden çıkacak şeylerin şerrinden de Allah'a sığınırım." Ve min şerri mâ ya'rucu fi's-semâ."Yerden çıkacak şeylerin şerrinden de Allah'a sığınırım." Ve min şerri mâ ya'rucu fi's-semâ. "Göğe çıkan şeylerin şerrinden de Allah'a sığınırım." Ve mâ yenzilu minhâ. "Göğe çıkan şeylerin şerrinden de Allah'a sığınırım." Ve mâ yenzilu minhâ. "Gökten inen şeylerin şerrinden de Allah'a sığınırım." Ve min şerri külli târikin."Gökten inen şeylerin şerrinden de Allah'a sığınırım." Ve min şerri külli târikin. "İnsana geceleyin ansızın, birdenbire geliveren her şeyin şerrinden de Allah'a sığınırım. "İnsana geceleyin ansızın, birdenbire geliveren her şeyin şerrinden de Allah'a sığınırım. " İllâ târikan yatruku bi-hayrin. "Ancak hayır ile gelen müstesna." Yâ Rahmân." İllâ târikan yatruku bi-hayrin. "Ancak hayır ile gelen müstesna." Yâ Rahmân. "Ey benim Rahman olan Mevlâ'm!" diye dua etmesini söylemiş. "Ey benim Rahman olan Mevlâ'm!" diye dua etmesini söylemiş.

Cinlerin musallat olmasına, insanlara zarar vermesine karşı bu dua. Cinlerin musallat olmasına, insanlara zarar vermesine karşı bu dua.

Kul; eûzü bi-kelîmâtillâhi't-tâmmâti'l-letî lâ yücâvizühünne birrunKul; eûzü bi-kelîmâtillâhi't-tâmmâti'l-letî lâ yücâvizühünne birrun ve lâ fâcirun min şerri mâ zerae fi'l-ard ve min şerri mâ yahrucu minhâ ve lâ fâcirun min şerri mâ zerae fi'l-ard ve min şerri mâ yahrucu minhâ ve min şerri mâ ya'rucu fi's-semâi ve mâ yenzilu minhâ ve min şerri mâ ya'rucu fi's-semâi ve mâ yenzilu minhâ ve min şerri külli târikin illâ târikan yatruku bi-hayrin yâ Rahmân diyeve min şerri külli târikin illâ târikan yatruku bi-hayrin yâ Rahmân diye dua etmesini tavsiye eylemiş. dua etmesini tavsiye eylemiş. İnsan böyle yaparsa kendisine cinden, insandan, hayvanâttan, haşerâttan, İnsan böyle yaparsa kendisine cinden, insandan, hayvanâttan, haşerâttan, böceklerden herhangi bir şekilde bir zararın gelmesi mümkün değildir. böceklerden herhangi bir şekilde bir zararın gelmesi mümkün değildir.

Bu hususta bir de olmuş iki hadise nakledeyim: Bu hususta bir de olmuş iki hadise nakledeyim:

An Ebî Hüreyrete. "Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet olunmuş ki;"An Ebî Hüreyrete. "Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet olunmuş ki;" Ennehû câe raculin ile'n-Nebî sallallahu aleyhi ve sellem.Ennehû câe raculin ile'n-Nebî sallallahu aleyhi ve sellem. "Bir zât Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerine geldi."Bir zât Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerine geldi. Fe-kâle yâ Resûlallah. "Dedi ki ey Allah'ın Resûlü!Fe-kâle yâ Resûlallah. "Dedi ki ey Allah'ın Resûlü! " Mâle feytün min akrabin hattâ lebakatni el-bârihate." Mâle feytün min akrabin hattâ lebakatni el-bârihate. "Dün gece karşılaştığım her akrep beni soktu." "Dün gece karşılaştığım her akrep beni soktu."

Oralarda da akrepler büyük olur.Oralarda da akrepler büyük olur. Rutubetli bir yerde mi kaldı karanlık bir yerde mi kaldı zavallı, nasıl olduysa; Rutubetli bir yerde mi kaldı karanlık bir yerde mi kaldı zavallı, nasıl olduysa; "Akrepler beni soktu…" diye Resûlullah Efendimiz'e söylemiş. Onun üzerine; "Akrepler beni soktu…" diye Resûlullah Efendimiz'e söylemiş. Onun üzerine;

İmmâ lev kulte hîne emseyte. "Eğer sen akşama erdiğin zaman, akşam olduğu zaman deseydin ki…İmmâ lev kulte hîne emseyte. "Eğer sen akşama erdiğin zaman, akşam olduğu zaman deseydin ki… " Eûzü bi-kelîmâtillâhi't-tâmmâti' mâ halaka." Eûzü bi-kelîmâtillâhi't-tâmmâti' mâ halaka. "Allah'ın yarattıklarından Allah'ın tam kelimelerine sığınırım." Lem yedurruke."Allah'ın yarattıklarından Allah'ın tam kelimelerine sığınırım." Lem yedurruke. "Sana onların hiçbirisi zarar veremezdi." diye söylemiş. "Sana onların hiçbirisi zarar veremezdi." diye söylemiş.

Onun için bu duayı da ezberleyin! Onun için bu duayı da ezberleyin!

İnsan yazın köyüne gider, harman yerine çıkar, barakada, kulübede, çadırda oturur.İnsan yazın köyüne gider, harman yerine çıkar, barakada, kulübede, çadırda oturur. Deniz kenarında olur, dağda olur, kampta olur… Bu duayı okursunuz. Deniz kenarında olur, dağda olur, kampta olur… Bu duayı okursunuz.

Eûzü bi-kelîmâtillâhi't-tammati'l-letî lâ yücâvizühünne birrunEûzü bi-kelîmâtillâhi't-tammati'l-letî lâ yücâvizühünne birrun ve lâ fâcirun min şerri mâ zerae fi'l-ard ve min şerri mâ yahrucu minhâ ve lâ fâcirun min şerri mâ zerae fi'l-ard ve min şerri mâ yahrucu minhâ ve min şerri mâ ya'rucu fi's-semâi ve mâ yenzilu minhâve min şerri mâ ya'rucu fi's-semâi ve mâ yenzilu minhâ ve min şerri külli târikin illâ târikan yatruku bi-hayrin yâ Rahmân diye dua edecek. ve min şerri külli târikin illâ târikan yatruku bi-hayrin yâ Rahmân diye dua edecek.

Bilemezseniz; unuttunuz, hatırınıza gelmedi: Bilemezseniz; unuttunuz, hatırınıza gelmedi:

"Allah'ın tam olan bütün kelimeleriyle şunlardan şunlardan Allah'a sığınırım…" diye"Allah'ın tam olan bütün kelimeleriyle şunlardan şunlardan Allah'a sığınırım…" diye hulus-i kalb ile iltica edersiniz. İnşaallah yine tesiri olur. hulus-i kalb ile iltica edersiniz. İnşaallah yine tesiri olur.

Kalbü'l-mü'mini hulvun yuhibbu'l-halâvete. "Müslümanın gönlü tatlıdır, tatlı şeyler sever." Kalbü'l-mü'mini hulvun yuhibbu'l-halâvete.

"Müslümanın gönlü tatlıdır, tatlı şeyler sever."

"Müslümanın gönlü tatlıdır." "Tatlı şeyler sever.""Müslümanın gönlü tatlıdır." "Tatlı şeyler sever." Müslümanın gönlü neden tatlıdır? Müslümanın gönlü neden tatlıdır?

İmandan dolayı tatlıdır. İmanın verdiği tatlılıktan dolayı da sözü tatlıdır,İmandan dolayı tatlıdır. İmanın verdiği tatlılıktan dolayı da sözü tatlıdır, hareketi, arkadaşlığı, tahammülü tatlıdır; müslümanın her şeyi güzeldir.hareketi, arkadaşlığı, tahammülü tatlıdır; müslümanın her şeyi güzeldir. İçerideki membaından her hareketine, her sözüne tatlılık dağılır. İçerideki membaından her hareketine, her sözüne tatlılık dağılır.

Kalbün leyse fîhi şey'un mine'l-hikmeti ke-beytin harbin.Kalbün leyse fîhi şey'un mine'l-hikmeti ke-beytin harbin. "Bir gönül ki hikmetten bir nasibi yoksa, onun içinde hikmetten bir şey mevcut değil ise,"Bir gönül ki hikmetten bir nasibi yoksa, onun içinde hikmetten bir şey mevcut değil ise, bir kalp ki içinde hikmet yok; yıkık bir virâne ev gibidir.bir kalp ki içinde hikmet yok; yıkık bir virâne ev gibidir. Bir kalp ki içinde hikmetten bir nasip yok, yıkık harap bir ev gibidir." Hikmet nedir? Bir kalp ki içinde hikmetten bir nasip yok, yıkık harap bir ev gibidir."

Hikmet nedir?

Hikmet, çok kıymetli bir sözdür, mânası da çok geniştir: Hikmet, çok kıymetli bir sözdür, mânası da çok geniştir:

Kur'ân-ı Kerîm'de şu kadar söyleniyor ki; Kur'ân-ı Kerîm'de şu kadar söyleniyor ki;

Bismillâhirrahmânirrahîm. Ve men yu'tel hikmeti fe-kad ûtiye hayran kesîrâ.Bismillâhirrahmânirrahîm. Ve men yu'tel hikmeti fe-kad ûtiye hayran kesîrâ. "Allah kime hikmet vermişse çok büyük bir hayır vermiş demektir." "Allah kime hikmet vermişse çok büyük bir hayır vermiş demektir." Çok kıymetli bir şeydir. Çok kıymetli bir şeydir.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hikmet sahibi bir insan.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hikmet sahibi bir insan. Lokman aleyhisselam'ın hikmet sahibi bir kimse olduğu Kur'ân-ı Kerîm'de bildiriliyor. Lokman aleyhisselam'ın hikmet sahibi bir kimse olduğu Kur'ân-ı Kerîm'de bildiriliyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hadîs-i şerîfleri de hikmetli insandan çıkmış, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hadîs-i şerîfleri de hikmetli insandan çıkmış, şerefli, hikmetli sözlerdir. şerefli, hikmetli sözlerdir.

Hikmetin düz tarifi de şu: Hikmetin düz tarifi de şu:

Hikmet: Her şeyi yerli yerince yapmak kabiliyeti. Konuşulacak zaman konuşmak,Hikmet: Her şeyi yerli yerince yapmak kabiliyeti. Konuşulacak zaman konuşmak, susulacak zaman susmak, söylediğin zaman söyleyişinin tarzını bilmek, susulacak zaman susmak, söylediğin zaman söyleyişinin tarzını bilmek, en münasip tarzda söylemek, karşı tarafı ikna etmek, en münasip tarzda söylemek, karşı tarafı ikna etmek, söylediği sözlerin hepsinin gerçek olması, hoş olması gibi hususlar… söylediği sözlerin hepsinin gerçek olması, hoş olması gibi hususlar…

İnsanın içinde, kalbinde hikmet yoksa; hakkı münasip bir zamanda münasip bir şekildeİnsanın içinde, kalbinde hikmet yoksa; hakkı münasip bir zamanda münasip bir şekilde söyleme duygusu, kabiliyeti, melekesi, alışkanlığı yoksa o gönül harap bir ev gibidir. söyleme duygusu, kabiliyeti, melekesi, alışkanlığı yoksa o gönül harap bir ev gibidir.

O zaman ne olacak? Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; O zaman ne olacak?

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Fe-teallemû. "Binaenaleyh ilim öğrenin!" Demek ki hikmet ilimle oluyor! Fe-teallemû. "Binaenaleyh ilim öğrenin!"

Demek ki hikmet ilimle oluyor!

İnnemâ yahşellâhe min ibâdihi'l-ulemâ. "Allah'tan ancak alim kulları korkar." İnnemâ yahşellâhe min ibâdihi'l-ulemâ. "Allah'tan ancak alim kulları korkar."

Profesör Maurice Bucaille bu incelemeyi yapmasaydı müslüman olur muydu? Profesör Maurice Bucaille bu incelemeyi yapmasaydı müslüman olur muydu?

Alimler Müslümanlığın kadrini kıymetini daha iyi biliyor daAlimler Müslümanlığın kadrini kıymetini daha iyi biliyor da kâfir diyarında kâfirlerin baskısına rağmen etrafındaki duvarları yırtıyor, yıkıyor;kâfir diyarında kâfirlerin baskısına rağmen etrafındaki duvarları yırtıyor, yıkıyor; Müslümanlığa kavuşuyor, çünkü alim. Müslümanlığa kavuşuyor, çünkü alim. Cahil de bizim memleketimizde camilerimizin içinde, camilerin arasında kâfir kalıyor. Cahil de bizim memleketimizde camilerimizin içinde, camilerin arasında kâfir kalıyor. Semtlerimizi saysanız kaç tane cami vardır! Semtlerimizi saysanız kaç tane cami vardır! Çevre çevre evinin her bir köşesinde bir cami vardır ama cahillikten kâfir kalıyor. Çevre çevre evinin her bir köşesinde bir cami vardır ama cahillikten kâfir kalıyor.

Onun için Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Onun için Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Fe-teallemû ve allimû. "Öğrenin, öğrendiğinizi de başkalarına öğretin." Fe-teallemû ve allimû. "Öğrenin, öğrendiğinizi de başkalarına öğretin."

"Ben de mi hocalık yapacağım?.." Sen de hocalık yapacaksın."Ben de mi hocalık yapacağım?.."

Sen de hocalık yapacaksın.
Sen burada öğrendiğini evde hanımına söyleyeceksin, çocuğuna, komşuna söyleyeceksin; Sen burada öğrendiğini evde hanımına söyleyeceksin, çocuğuna, komşuna söyleyeceksin; kahvede otururken, yolda giderken, iş yerinde, dükkânda vs.de kahvede otururken, yolda giderken, iş yerinde, dükkânda vs.de ne diye boş konuşma yapacaksın! İnsan ölüp gidiyor. ne diye boş konuşma yapacaksın! İnsan ölüp gidiyor.

"Suudi Arabistan kralı ölmüş." dediler, geçen gün okudum:"Suudi Arabistan kralı ölmüş." dediler, geçen gün okudum: Oğluna 727 Boing, 727 bir altınlı tayyare hediye etmiş, masası altın, tokmağı altın…Oğluna 727 Boing, 727 bir altınlı tayyare hediye etmiş, masası altın, tokmağı altın… Hesabını nasıl verecek, diye onun nâmına kara kara düşünüyorum, ömür bitti. Hesabını nasıl verecek, diye onun nâmına kara kara düşünüyorum, ömür bitti.

Fe-teallemû ve allimû. "Öğrenin, bildiğinizi de öğretin!" Fe-teallemû ve allimû. "Öğrenin, bildiğinizi de öğretin!"

Boş yere vakit geçirmeyin; ne zaman ömrümüz yetecek, bilmiyoruz ki!Boş yere vakit geçirmeyin; ne zaman ömrümüz yetecek, bilmiyoruz ki! Sizin sözünüzden karşınızdaki istifade eder de tutarsa ne mutlu size! Sizin sözünüzden karşınızdaki istifade eder de tutarsa ne mutlu size! Onun sevabı size aynen verilecektir. Boş konuşacağınıza öğretin. Onun sevabı size aynen verilecektir. Boş konuşacağınıza öğretin.

Ve tafakkahû. "Dinde anlayış sahibi olun." Ve tafakkahû. "Dinde anlayış sahibi olun."

Dinin inceliklerine, esrârına vâkıf olun! Namazın esrârı, haccın esrârı, orucun esrârı nedir?Dinin inceliklerine, esrârına vâkıf olun! Namazın esrârı, haccın esrârı, orucun esrârı nedir? Şu sözlerin esrârı var. Her hadîs-i şerîfin altında yatan mânalar var, çeşit çeşit incelikler var;Şu sözlerin esrârı var. Her hadîs-i şerîfin altında yatan mânalar var, çeşit çeşit incelikler var; esrârına nüfuz etmeye çalışın, zekânızı kullanın, gözünüzü açın, dinde anlayış sahibi, esrârına nüfuz etmeye çalışın, zekânızı kullanın, gözünüzü açın, dinde anlayış sahibi, ince zevk sahibi olun bir zevk-i dînîniz olsun! ince zevk sahibi olun bir zevk-i dînîniz olsun!

Ve lâ temûtû cuhâlâ. "Sakın cahil kimseler olarak ölmeyin!" Ve lâ temûtû cuhâlâ. "Sakın cahil kimseler olarak ölmeyin!"

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"İçinde hikmet olmayan kalp harap bir ev gibidir; binaenaleyh öğrenin,"İçinde hikmet olmayan kalp harap bir ev gibidir; binaenaleyh öğrenin, ilim tahsil edin, öğrendiğinizi başkasına öğretin; dinde fıkıh sahibi olun, ilim tahsil edin, öğrendiğinizi başkasına öğretin; dinde fıkıh sahibi olun, incelik, sezgi, anlayış sahibi olun; sakın ha cahil kimseler olarak ölmeyin!" incelik, sezgi, anlayış sahibi olun; sakın ha cahil kimseler olarak ölmeyin!"

Fe-innallâhe lâ yü'ziru ale'l-cehli. "Çünkü cahile mazeret tanınmaz!" Fe-innallâhe lâ yü'ziru ale'l-cehli. "Çünkü cahile mazeret tanınmaz!"

Allahu Teâlâ hazretleri cahile hiç mazeret tanımayacak!Allahu Teâlâ hazretleri cahile hiç mazeret tanımayacak! İlim öğrenin, dinde anlayış sahibi olun çünkü Allahu Teâlâ hazretleri İlim öğrenin, dinde anlayış sahibi olun çünkü Allahu Teâlâ hazretleri cahile bir mazeret tanımayacak. cahile bir mazeret tanımayacak.

Ben eskiden sanıyordum ki insan cahil oldu mu kurtulur, çünkü bilmiyor,Ben eskiden sanıyordum ki insan cahil oldu mu kurtulur, çünkü bilmiyor, "Bilmiyordum." deyince kurtulur… "Bilmiyordum." deyince kurtulur…

Hayır, öyle değilmiş! Zaten kanunlarda da öyledir.Hayır, öyle değilmiş! Zaten kanunlarda da öyledir. "Ben bu kanunu bilmiyordum." desen trafik polisi cezadan vaz mı geçer! "Ben bu kanunu bilmiyordum." desen trafik polisi cezadan vaz mı geçer!

"Şu işaret oldu mu yapmaman gerekiyordu, 1000 lirayı verince öğrenirsin, bundan sonra yapma!" der, gene cezayı alır. "Şu işaret oldu mu yapmaman gerekiyordu, 1000 lirayı verince öğrenirsin, bundan sonra yapma!" der, gene cezayı alır.

Hadîs-i şerîfte okudum ki Allahu Teâlâ hazretleri cahile iki kat azap edecek: Hadîs-i şerîfte okudum ki Allahu Teâlâ hazretleri cahile iki kat azap edecek:

Birincisi; cahilliğinden ne hatalar işlediyse o karıştırdığı haltlardan, hatalardan dolayıBirincisi; cahilliğinden ne hatalar işlediyse o karıştırdığı haltlardan, hatalardan dolayı ikincisi de cahilliğini izale etmek için ilim yoluna koşup öğrenmediğinden dolayı. ikincisi de cahilliğini izale etmek için ilim yoluna koşup öğrenmediğinden dolayı.

Suçu iki kat oluyor. Suçu iki kat oluyor.

Bizim için başka hiçbir çare yoktur, ilim öğreneceğiz!Bizim için başka hiçbir çare yoktur, ilim öğreneceğiz! Ya geleceğiz camide öğreneceğiz, ya boş zamanımızda kütüphanemizdeki o güzel, Ya geleceğiz camide öğreneceğiz, ya boş zamanımızda kütüphanemizdeki o güzel, ciltli kitaplardan çekeceğiz, ya öğreneceğiz ya öğreteceğiz… ciltli kitaplardan çekeceğiz, ya öğreneceğiz ya öğreteceğiz… Allahu Teâlâ hazretleri cahile mazeret tanımıyor. Allahu Teâlâ hazretleri cahile mazeret tanımıyor.

Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizi anlayışlı müslüman eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizi anlayışlı müslüman eylesin. Bizi, yirminci yüzyılda yaşayıp da onbeşinci yüzyıl kafası taşıyan cahillerden eylemesin. Bizi, yirminci yüzyılda yaşayıp da onbeşinci yüzyıl kafası taşıyan cahillerden eylemesin. Yirminci yüzyılda yirminci yüzyıla yakışan Müslümanlık nasip etsin. Yirminci yüzyılda yirminci yüzyıla yakışan Müslümanlık nasip etsin.

Her devrin insanı kendi devrine göre Müslümanlık yapmış,Her devrin insanı kendi devrine göre Müslümanlık yapmış, elinden geldiği kadar zamanın ilimlerini öğrenmişler; o ilimlerle Allah'a has, elinden geldiği kadar zamanın ilimlerini öğrenmişler; o ilimlerle Allah'a has, halis kulluk etmeye çalışmışlar.halis kulluk etmeye çalışmışlar. Açarsınız Fahreddin-i Râzî'nin tefsir kitabını okursunuz; tıptan, Açarsınız Fahreddin-i Râzî'nin tefsir kitabını okursunuz; tıptan, astronomiden her şeyden bahseder. Neden? astronomiden her şeyden bahseder.

Neden?

Öğrendiğini İslâm yoluna koyup aktarmak için hepsini öğreniyor. Öğrendiğini İslâm yoluna koyup aktarmak için hepsini öğreniyor.

Biz yirminci yüzyılda ikisinin arasını koparmışız;Biz yirminci yüzyılda ikisinin arasını koparmışız; Müslümanlığımız onbeşinci asırdan kalma antika bir Müslümanlık,Müslümanlığımız onbeşinci asırdan kalma antika bir Müslümanlık, günlük yaşayışımız yirminci yüzyıl Müslümanlığı! günlük yaşayışımız yirminci yüzyıl Müslümanlığı!

Radyo var, televizyon var, telefon var, teleks var her türlü şey var;Radyo var, televizyon var, telefon var, teleks var her türlü şey var; ticarî bakımdan yirminci yüzyıl Müslümanlığıyız. Âhiret ticareti bakımdan geriyiz. Olmaz,ticarî bakımdan yirminci yüzyıl Müslümanlığıyız. Âhiret ticareti bakımdan geriyiz. Olmaz, böyle âhiret kârı edilmez. böyle âhiret kârı edilmez.

Dünya kârı için onbeşinci yüzyıl metotlarını kullanıyor musun? Dünya kârı için onbeşinci yüzyıl metotlarını kullanıyor musun?

Ziraati karasabanla yapıyor musun? Öküze deh, diyerek ucuna çivi çaktığın şeyiZiraati karasabanla yapıyor musun? Öküze deh, diyerek ucuna çivi çaktığın şeyi dürterek mi tarla ziraatini yapıyorsun yoksa traktörle mi yapıyorsun? dürterek mi tarla ziraatini yapıyorsun yoksa traktörle mi yapıyorsun?

Traktörle yapıyorsun, "Öküz devri geçti. Karasaban devri geçti…" diyorsun.Traktörle yapıyorsun, "Öküz devri geçti. Karasaban devri geçti…" diyorsun. O zaman yirminci yüzyılda Müslümanlığını da o kadar güzel yap bakalım, her şeyini ona göre uydur.O zaman yirminci yüzyılda Müslümanlığını da o kadar güzel yap bakalım, her şeyini ona göre uydur. Allahu Teâlâ hazretleri nevm-i gafletten cümlemizi îkâz eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri nevm-i gafletten cümlemizi îkâz eylesin.

Fâtihâ-yı şerîfe mea'l-besmele. Fâtihâ-yı şerîfe mea'l-besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2