Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Alim Olmak ve İlmin Değeri (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

16 Cemâziye'l-Âhir 1410 / 13.01.1990
Sapanca / Sakarya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Konuşma Metni

Yaklaşık sekiz senedir evliyim. Üç ay önce tam dönüş yaptım. Hanımım da kapandı. Yaklaşık sekiz senedir evliyim. Üç ay önce tam dönüş yaptım. Hanımım da kapandı. Fakat ben sakal bırakınca "Sakalını kesinceye kadar bu eve geri dönmem!" Fakat ben sakal bırakınca "Sakalını kesinceye kadar bu eve geri dönmem!" diyerek yedi yaşındaki çocuğumuzu da alıp gitti. Öz anam babam bile bana karşı.diyerek yedi yaşındaki çocuğumuzu da alıp gitti. Öz anam babam bile bana karşı. Şu an sakalımı kesip ailem ile birleşeyim mi, yoksa böyle sürsün mü? Şu an sakalımı kesip ailem ile birleşeyim mi, yoksa böyle sürsün mü?

Sakalını kesme. Ailene mektup yaz, de ki; "Peygamber Efendimiz 'Sakalı bırakın.' diyor. Sakalını kesme. Ailene mektup yaz, de ki;

"Peygamber Efendimiz 'Sakalı bırakın.' diyor.
Alimlerimiz 'Sakalı kazımak haramdır.' diyor. Sen dönüş yaptın, ben dönüş yaptım.Alimlerimiz 'Sakalı kazımak haramdır.' diyor. Sen dönüş yaptın, ben dönüş yaptım. 'Âhireti kazanalım. Allah'ın rızasını kazanalım.' diye uğraşıyoruz. O yola girmişiz.'Âhireti kazanalım. Allah'ın rızasını kazanalım.' diye uğraşıyoruz. O yola girmişiz. Sen şimdi böyle sakaldan dolayı kalkıp evine gittiğin için, bir; kocaya âsi olduğun için, iki; Sen şimdi böyle sakaldan dolayı kalkıp evine gittiğin için, bir; kocaya âsi olduğun için, iki; eğer bu böyle devam ederse yuvayı yıkarsan cennetin kokusunu bile koklayamayacağın için...eğer bu böyle devam ederse yuvayı yıkarsan cennetin kokusunu bile koklayamayacağın için... Çünkü kendisi kocasından ayrılmak isteyen -hem de sakaldan dolayı ayrılıyorsa artık Çünkü kendisi kocasından ayrılmak isteyen -hem de sakaldan dolayı ayrılıyorsa artık ne kadar kötü bir sebepten ayrıldığı belli- bir insan cennete girmek değil,ne kadar kötü bir sebepten ayrıldığı belli- bir insan cennete girmek değil, cennetin kokusunu bile koklayamayacak. Hâlbuki cennetin kokusu 500 yıllık mesafeden duyulacak. cennetin kokusunu bile koklayamayacak. Hâlbuki cennetin kokusu 500 yıllık mesafeden duyulacak. Yani iğde ağaçlarının etrafına koku yaydığı gibi cennetin kokusu 500 yıllık mesafeden duyulduğu halde,Yani iğde ağaçlarının etrafına koku yaydığı gibi cennetin kokusu 500 yıllık mesafeden duyulduğu halde, bir kadın kendi arzusuyla böyle bir şeyle kocasından ayrılmaya kalkarsa cennetin kokusunu bile koklayamaz..."bir kadın kendi arzusuyla böyle bir şeyle kocasından ayrılmaya kalkarsa cennetin kokusunu bile koklayamaz..." diye bunları hadîs-i şerîflere dayanarak yazarsın.diye bunları hadîs-i şerîflere dayanarak yazarsın. "Benim bir kötü niyetim yok. Allah'ın rızasını kazanmak istiyorum. "Benim bir kötü niyetim yok. Allah'ın rızasını kazanmak istiyorum. Sen bu inadından vazgeç." dersin. "Sakalı kesemeyeceğim. Sen bilirsin." dersin. Sen bu inadından vazgeç." dersin. "Sakalı kesemeyeceğim. Sen bilirsin." dersin.

O sonunda mecburen gelecek. Yumuşak davranırsın, yumuşak mektuplar yazarsınO sonunda mecburen gelecek.

Yumuşak davranırsın, yumuşak mektuplar yazarsın
ama sakalı kesmezsin, kesemezsin. Böyle bir kapris yüzünden kesilmez. ama sakalı kesmezsin, kesemezsin. Böyle bir kapris yüzünden kesilmez.

Evlenmeden önce kendime ait olan bazı maddî değerlerim var. Evlenmeden önce kendime ait olan bazı maddî değerlerim var. Bunları kocamdan izinsiz harcayabilir, vakfedebilir, kullanabilir miyim? Bunları kocamdan izinsiz harcayabilir, vakfedebilir, kullanabilir miyim?

Kullanabilir. Çünkü kadınların da mal mülkiyet hakkı vardır. Kullanabilir. Çünkü kadınların da mal mülkiyet hakkı vardır.

Bu parayı kullanmamdan hoşnut olmayacağını tahmin ettiğimdenBu parayı kullanmamdan hoşnut olmayacağını tahmin ettiğimden "kaybettim" diye yalan söylemek câiz midir? "kaybettim" diye yalan söylemek câiz midir?

Yalan söylemek uygun olmaz. Hiç söylememek, susmak daha iyidir.Yalan söylemek uygun olmaz. Hiç söylememek, susmak daha iyidir. Onun hoşnut olmamaya hakkı yoktur çünkü başkasının malı.Onun hoşnut olmamaya hakkı yoktur çünkü başkasının malı. Mal sahibi malını istediği gibi tasarruf eder. İdare etmek daha uygundur. Mal sahibi malını istediği gibi tasarruf eder. İdare etmek daha uygundur. Eğer geçimsizliğe, yuva yıkılmasına varacak bir nokta Eğer geçimsizliğe, yuva yıkılmasına varacak bir nokta varsa o zamanlar idare-i kelâm etmek olabiliyor, varsa o zamanlar idare-i kelâm etmek olabiliyor, yani yuvanın yıkılmaması için. Ama o durumu böyle bir geniş müsaade gibi düşünmemek lazım. yani yuvanın yıkılmaması için. Ama o durumu böyle bir geniş müsaade gibi düşünmemek lazım.

Kocamla evlenmeden önce sigara içiyordum. Şimdi bırakmak istediğim halde ara ara içiyorum. Kocamla evlenmeden önce sigara içiyordum. Şimdi bırakmak istediğim halde ara ara içiyorum. Kocam "Sigara içmene razı değilim." diyor. "Hakkımı helal etmem." filan demiyor.Kocam "Sigara içmene razı değilim." diyor. "Hakkımı helal etmem." filan demiyor. Acaba benim üzerimde bu noktadan hak talep edebilir mi? Acaba benim üzerimde bu noktadan hak talep edebilir mi?

"Razı değilim." demesi yeter. Yani bir kadından kocasının razı olmaması kötü bir durumdur."Razı değilim." demesi yeter. Yani bir kadından kocasının razı olmaması kötü bir durumdur. Razı olmaması fena bir durumdur.Razı olmaması fena bir durumdur. Peygamber Efendimiz'in bildirdiğine göre kadının kocasına itaat etmesi lazım. Peygamber Efendimiz'in bildirdiğine göre kadının kocasına itaat etmesi lazım. Hele böyle bir mekruhâtı işlemekte itaat etmezse,Hele böyle bir mekruhâtı işlemekte itaat etmezse, o da "Razı değilim." dediği zaman bunun zararını çeker.o da "Razı değilim." dediği zaman bunun zararını çeker. Onun için sigarayı bıraksın. Öyle kendisini teselli etmeye çalışmasın. Onun için sigarayı bıraksın. Öyle kendisini teselli etmeye çalışmasın. "Razı değilim." demesi, "Hakkımı helal etmem." demek gibi tehlikeli bir şey. "Razı değilim." demesi, "Hakkımı helal etmem." demek gibi tehlikeli bir şey. Bırakıversin. Zaten yanlış bir şey. Bırakıversin. Zaten yanlış bir şey.

Deccalin bir tane değil de belli bir sayıda olması, en son deccal gelmeden önce Deccalin bir tane değil de belli bir sayıda olması, en son deccal gelmeden önce ara deccaller tarzında Süfyan Deccal'in gelmesi doğru mudur? Bu hadîs-i şerîf var mıdır? ara deccaller tarzında Süfyan Deccal'in gelmesi doğru mudur? Bu hadîs-i şerîf var mıdır?

Bu hususta hadîs-i şerîf vardır. "Asıl büyük deccalin gelmesinden önce Bu hususta hadîs-i şerîf vardır. "Asıl büyük deccalin gelmesinden önce nice nice deccaller gelip geçecek."diye Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfte bildirmiştir. Doğrudur. nice nice deccaller gelip geçecek."diye Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfte bildirmiştir. Doğrudur. Büyük deccalden önce küçük deccaller, çeşit çeşit deccaller var. Büyük deccalden önce küçük deccaller, çeşit çeşit deccaller var.

Kıyamet alâmetlerinden birisi olarak gösterilen Fırat hadisesini açıklayabilir misiniz?Kıyamet alâmetlerinden birisi olarak gösterilen Fırat hadisesini açıklayabilir misiniz? Lâ tekûmu's-saah. "Kıyamet kopmaz." Hattâ yahsüle'l-fıratu an kenzin. Lâ tekûmu's-saah. "Kıyamet kopmaz." Hattâ yahsüle'l-fıratu an kenzin. "Fırat nehri bir hazinenin üstünü açmadıkça... Yani Fırat nehri kuruyup da bir hazine, "Fırat nehri bir hazinenin üstünü açmadıkça... Yani Fırat nehri kuruyup da bir hazine, bir altın dağı, böyle bir kıymetli şey ortaya çıkmadıkçabir altın dağı, böyle bir kıymetli şey ortaya çıkmadıkça kıyamet kopmaz." diye bir hadîs-i şerîf var. kıyamet kopmaz." diye bir hadîs-i şerîf var.

Tabii bu sözün üzerinde alimler çeşit çeşit ifadelerde bulunmuşlar.Tabii bu sözün üzerinde alimler çeşit çeşit ifadelerde bulunmuşlar. "Fırat nehri tutulacak, kuruyacak. "Fırat nehri tutulacak, kuruyacak. Yatağında belki altın madeni bulunacak." diye ilk anlayış böyle olabilir. Yatağında belki altın madeni bulunacak." diye ilk anlayış böyle olabilir. Hadîs-i şerîfin ifadesine göre, "Hazine bulunacak, altın bulunacak." diye anlaşılabilir. Hadîs-i şerîfin ifadesine göre, "Hazine bulunacak, altın bulunacak." diye anlaşılabilir. Daha başka belki yorumları vardır. Bu sahih hadis kitaplarında,Daha başka belki yorumları vardır. Bu sahih hadis kitaplarında, yani kıyamet alâmetlerini anlatan hadisler içinde "Fırat nehri kuruyacak da böylece bir hazineyi, yani kıyamet alâmetlerini anlatan hadisler içinde "Fırat nehri kuruyacak da böylece bir hazineyi, bir altın dağını meydana çıkartmış olacak. bir altın dağını meydana çıkartmış olacak. Ondan sonra kıyamet kopacak. İnsanlar onun üzerinde savaşacaklar.Ondan sonra kıyamet kopacak. İnsanlar onun üzerinde savaşacaklar. Mücadele olacak." diye böyle bir hadîs-i şerîf var.Mücadele olacak." diye böyle bir hadîs-i şerîf var. Hadîs-i şerîfin içindeki esrarın ne olduğunu Allah bilir. Hadîs-i şerîfin içindeki esrarın ne olduğunu Allah bilir.

Âhir zamanda Hz. İsa'nın gelmesini hıristiyanların İslâm'a girişi olarak yorumlayanlar var. Âhir zamanda Hz. İsa'nın gelmesini hıristiyanların İslâm'a girişi olarak yorumlayanlar var.

Tabii bu bir yorumdur. Hadîs-i şerîfte doğrudan doğruya söylenen;Tabii bu bir yorumdur. Hadîs-i şerîfte doğrudan doğruya söylenen; nüzûl-u İsa. "İsa aleyhisselâm nâzil olacak, inecek. nüzûl-u İsa. "İsa aleyhisselâm nâzil olacak, inecek. Peygamber Efendimiz'in dinine girip Peygamber Efendimiz'in ahkâmıyla hükmedecek." Peygamber Efendimiz'in dinine girip Peygamber Efendimiz'in ahkâmıyla hükmedecek." diye hadîs-i şerîflerde öyle bildiriliyor. Tabii bu onun muhipleri olan,diye hadîs-i şerîflerde öyle bildiriliyor. Tabii bu onun muhipleri olan, onu sevmekte olan hıristiyanların da İslâm'a girmesi demek olabilir.onu sevmekte olan hıristiyanların da İslâm'a girmesi demek olabilir. Kendisinin de gerçekten gelmesi olabilir. Kendisinin de gerçekten gelmesi olabilir.

Peygamber Efendimiz'in "Sakalları uzatın, bıyıklarınızı kısaltın." hadisi sahih midir? Peygamber Efendimiz'in "Sakalları uzatın, bıyıklarınızı kısaltın." hadisi sahih midir?

Sahihtir. Evet, "Sakallarınızı uzatın, bıyıklarınızı kısaltın." diyor Sahihtir. Evet, "Sakallarınızı uzatın, bıyıklarınızı kısaltın." diyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz. Sakalların kazınması bütün mezheplere göre haramdır. Sakalların kazınması bütün mezheplere göre haramdır. Yani sakal kazıyanlar o haramı mecburen veya ihtiyarî olarak yapmış oluyorlar. Yani sakal kazıyanlar o haramı mecburen veya ihtiyarî olarak yapmış oluyorlar.

İkindi namazından sonra geçmiş yılların kaza namazı kılınabilir mi? İkindi namazından sonra geçmiş yılların kaza namazı kılınabilir mi?

"Kılınabilir." diyen alimler var. Bir hocası bu soruyu soran kimselere demiş ki; "Kılınabilir." diyen alimler var.

Bir hocası bu soruyu soran kimselere demiş ki;
"Cebrail aleyhisselâm şu anda başka gezegenlerde." Yani başka peygamberlere "Cebrail aleyhisselâm şu anda başka gezegenlerde." Yani başka peygamberlere vahiy getirebileceğini ihtimal olarak söylemiş. vahiy getirebileceğini ihtimal olarak söylemiş.

Tabii Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in Tabii Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in peygamberlerin sonuncusu olduğunu hatırlatmışlar. peygamberlerin sonuncusu olduğunu hatırlatmışlar. Kâinata, âlemlere, inse, cinne peygamber olduğunu söylemişler de o demiş ki;Kâinata, âlemlere, inse, cinne peygamber olduğunu söylemişler de o demiş ki; "Kâinat bu dünyadır." Değil. Kâinat bu dünyadan ibaret değildir. "Kâinat bu dünyadır."

Değil. Kâinat bu dünyadan ibaret değildir.
Bu dünyanın seması vardır. Semada görünen yıldızlar vardır. Onlarla beraberdir. Bu dünyanın seması vardır. Semada görünen yıldızlar vardır. Onlarla beraberdir.

O bakımdan hocanın yorumu şimdiye kadar din kitaplarında çıkan bir yorum değildir. O bakımdan hocanın yorumu şimdiye kadar din kitaplarında çıkan bir yorum değildir. Kendisinin bir zannıdır.Kendisinin bir zannıdır. "Başka gezegenlerde başka hadiseler oluyor..." diye belki filmlerden etkilenmesidir. "Başka gezegenlerde başka hadiseler oluyor..." diye belki filmlerden etkilenmesidir.

Kur'ân-ı Kerîm'in ifadesi böyle değil. Kur'ân-ı Kerîm'in ifadesinden çıkan;Kur'ân-ı Kerîm'in ifadesi böyle değil. Kur'ân-ı Kerîm'in ifadesinden çıkan; Peygamber Efendimiz'in Allah'ın en sevgili kulu olduğu. Peygamber Efendimiz'in Allah'ın en sevgili kulu olduğu. Gelmişlerin, geleceklerin Efendisi olduğudur. Gelmişlerin, geleceklerin Efendisi olduğudur. Yani "Dünyaya geleceklerin" diye herhangi bir tahdit yapılmamıştır. Yani "Dünyaya geleceklerin" diye herhangi bir tahdit yapılmamıştır. "Başka gezegenlerde gelecekler başka" denmemiştir. "Başka gezegenlerde gelecekler başka" denmemiştir.

O bakımdan bu, bizim dinî bilgilerimizin dışında bir mezhebe dayanmayan söz olmuş oluyor. O bakımdan bu, bizim dinî bilgilerimizin dışında bir mezhebe dayanmayan söz olmuş oluyor.

İlâhi söylemenin kuvvetli bir bid'at olduğu söyleniyor.İlâhi söylemenin kuvvetli bir bid'at olduğu söyleniyor. Bazı gruplar ilâhilerle coşuyorlar. Bu doğru mu? Bazı gruplar ilâhilerle coşuyorlar. Bu doğru mu?

İlâhinin kuvvetli bir bid'at olması doğru değildir. İlâhinin kuvvetli bir bid'at olması doğru değildir. Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in kendi zamanında,Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in kendi zamanında, kendisinin yanında ilahiye mukabil, ilahi sayılabilecek şeylerkendisinin yanında ilahiye mukabil, ilahi sayılabilecek şeyler söylenmiştir ve Peygamber Efendimiz onları hoş karşılamıştır. söylenmiştir ve Peygamber Efendimiz onları hoş karşılamıştır.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Medine-i Münevvere'ye gelirkenPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Medine-i Münevvere'ye gelirken damların üzerinde defler çalarak Medine ahalisi ilahiler okuyorlar. "İlahi" demiyor, damların üzerinde defler çalarak Medine ahalisi ilahiler okuyorlar. "İlahi" demiyor, "neşide" deniliyor veyahut Araplar'ın kendi tabirleri olarak söyleniyor. "neşide" deniliyor veyahut Araplar'ın kendi tabirleri olarak söyleniyor. Ama makamlı, ahenkli şiirler söyleyerek öyle karşılanmıştır.Ama makamlı, ahenkli şiirler söyleyerek öyle karşılanmıştır. Ve Peygamber Efendimiz'in bayramlarda vesairede böyle bu tarzda def çalmalarına Ve Peygamber Efendimiz'in bayramlarda vesairede böyle bu tarzda def çalmalarına mâni olmak isteyenlere "Dokunmayın." dediği de vardır. mâni olmak isteyenlere "Dokunmayın." dediği de vardır.

Demek ki ilâhi, şiir gibidir. Şiirin makbulü makbul olduğu gibi,Demek ki ilâhi, şiir gibidir. Şiirin makbulü makbul olduğu gibi, Peygamber Efendimiz'in bazı şairlere; Peygamber Efendimiz'in bazı şairlere; "Sen şiir yaz, İslâm'ı koru. Kâfirlere, müşriklere cevap ver." dediği gibidir. İyisi iyidir."Sen şiir yaz, İslâm'ı koru. Kâfirlere, müşriklere cevap ver." dediği gibidir. İyisi iyidir. Şiirin iyisinin iyi olduğu gibi ilâhinin de mânası itibariyle,Şiirin iyisinin iyi olduğu gibi ilâhinin de mânası itibariyle, mânası iyi olması halinde şiir makamına kâim olur, şiirin hükmüne tâbi olur. mânası iyi olması halinde şiir makamına kâim olur, şiirin hükmüne tâbi olur. O bakımdan bu güzel mânalı ilâhiler O bakımdan bu güzel mânalı ilâhiler dinî mercîlerde söylenegelmiştir. Arap âleminde de söylenegelmiştir. dinî mercîlerde söylenegelmiştir. Arap âleminde de söylenegelmiştir. Şimdi de vardır. Bunların hakikaten bir tesiri oluyor. Çocukları yetiştirici etkisi oluyor. Şimdi de vardır. Bunların hakikaten bir tesiri oluyor. Çocukları yetiştirici etkisi oluyor.

"Onun kuvvetli bir bid'at olduğu" sözü doğru değildir. Söylenilebilir. "Onun kuvvetli bir bid'at olduğu" sözü doğru değildir. Söylenilebilir.

Süt kardeşlik durumunu açıklar mısınız? İslâm'da bir süt kardeşliği meselesi vardır. Süt kardeşlik durumunu açıklar mısınız? İslâm'da bir süt kardeşliği meselesi vardır. Aynı kadından süt emzirme müddeti içinde Aynı kadından süt emzirme müddeti içinde süt emmiş iki kimse birbiriyle süt kardeşi oluyor, evlenemiyorlar. süt emmiş iki kimse birbiriyle süt kardeşi oluyor, evlenemiyorlar. Teferruâtını ilmihal kitaplarında geniş geniş okumak mümkündür.Teferruâtını ilmihal kitaplarında geniş geniş okumak mümkündür. Mesela Fikri Yavuz Hoca'nın Muamelatlı İslâm Fıkhı ve Hukuku kitabını geniş olarak orada okusunlar. Mesela Fikri Yavuz Hoca'nın Muamelatlı İslâm Fıkhı ve Hukuku kitabını geniş olarak orada okusunlar.

"İstanbul fetholunacak. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır."İstanbul fetholunacak. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır. Onu fetheden askerler ne güzel askerlerdir." sözü hadis midir? Onu fetheden askerler ne güzel askerlerdir." sözü hadis midir?

Hadistir. Bu hadîs-i şerîfin sıhhati üzerinde bir makale yazmışlar; Hadistir. Bu hadîs-i şerîfin sıhhati üzerinde bir makale yazmışlar; bundan 10 sene kadar önce Diyanet dergisinde neşredilmişti. bundan 10 sene kadar önce Diyanet dergisinde neşredilmişti. Diyanet İşleri Başkanlığı dergisinde uzunca, 5-10 sayfa, 15-20 sayfa kaynaklar Diyanet İşleri Başkanlığı dergisinde uzunca, 5-10 sayfa, 15-20 sayfa kaynaklar gösterilerek bir uzun makale yazılmıştı Sıhhatli bir hadis olduğunu ben şuradan söyleyebilirim ki; gösterilerek bir uzun makale yazılmıştı

Sıhhatli bir hadis olduğunu ben şuradan söyleyebilirim ki;

Peygamber Efendimiz'in zamanından beri Araplar Peygamber Efendimiz'in zamanından beri Araplar İstanbul'u fethetmek için İstanbul'a müteaddit defalar sefer yaptılar. İstanbul'u fethetmek için İstanbul'a müteaddit defalar sefer yaptılar. Emevîler zamanında da çok çeşitli seferler yapıldı. Bu seferlerin yapılması, Emevîler zamanında da çok çeşitli seferler yapıldı. Bu seferlerin yapılması, Arap âlemine yakın başka hıristiyan şehirleri varken hepsini atlayıp da taa İstanbul'a Arap âlemine yakın başka hıristiyan şehirleri varken hepsini atlayıp da taa İstanbul'a gidip de orayı fethetmeye çalışmalarıgidip de orayı fethetmeye çalışmaları bu hadîs-i şerîfin ta o zamanlarda bilinen hadîs-i şerîf olduğunu... bu hadîs-i şerîfin ta o zamanlarda bilinen hadîs-i şerîf olduğunu...

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2