Namaz Vakitleri

24 Cemâziye'l-Âhir 1446
25 Aralık 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:48
Yatsı
19:15
Detaylı Arama

Allah İşitir ve Görür

Mehmed Zahid KOTKU

24 Zilhicce 1387 / 24.03.1968
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Bir Münafığa Efendim Demek, Kelime-i Şehadet Getirmenin Karşılığı, Amellerin Boşa Gitmesi, Namazda Sakin Durun!, Allah’ın Kuluna | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Allah İşitir ve Görür

Mehmed Zahid KOTKU

24 Zilhicce 1387 / 24.03.1968
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Bir Münafığa Efendim Demek, Kelime-i Şehadet Getirmenin Karşılığı, Amellerin Boşa Gitmesi, Namazda Sakin Durun!, Allah’ın Kuluna | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

İzâ kâle'r-racül li'l-münâfıki yâ seyyidî fe-kad eğdabe rabbehû. İzâ kâle'r-racül li'l-münâfıki yâ seyyidî fe-kad eğdabe rabbehû.

Buna çok çok dikkat edin ama.Buna çok çok dikkat edin ama. Münafık diyerekten; imanı sağlam olmayan, imanı dilinde olan, imanını içine işlememiş olan, gösterişçi…Münafık diyerekten; imanı sağlam olmayan, imanı dilinde olan, imanını içine işlememiş olan, gösterişçi… Bunun gibi gösterişçi ama gene müslümanım diyor. Müslümanım diyor ama diliyle diyor içinde itikadı yok. Bunun gibi gösterişçi ama gene müslümanım diyor. Müslümanım diyor ama diliyle diyor içinde itikadı yok.

Bu münafık beşeriyet iktizası, cemiyet iktizası iki de bir önünde, "Bu münafık beşeriyet iktizası, cemiyet iktizası iki de bir önünde, " Efendim hazretleri, efendim hazretleri!" demek mecburiyetindeyiz.Efendim hazretleri, efendim hazretleri!" demek mecburiyetindeyiz. Onu taltif ediyoruz, ona ikram edip tebasbus ediyoruz, müdâhane ediyoruz;Onu taltif ediyoruz, ona ikram edip tebasbus ediyoruz, müdâhane ediyoruz; "Aman efendi hazretleri!" deyiveriyoruz. Bak buna karşı diyor ki: "Aman efendi hazretleri!" deyiveriyoruz.

Bak buna karşı diyor ki:

"Her kim bir münafıka 'Yâ seyyidî!"Her kim bir münafıka 'Yâ seyyidî! Ey efendim!' diye ona bir kıymet pâye vererekten böyle bir lakap ona takarsa…"Ey efendim!' diye ona bir kıymet pâye vererekten böyle bir lakap ona takarsa…" Fe-kad eğdabe rabbehû. "Rabbisi'ni kızdırmış, gazaplandırmış olur." Fe-kad eğdabe rabbehû. "Rabbisi'ni kızdırmış, gazaplandırmış olur."

Yani bu hitaba layık bir adam değilken sen ona nasıl öyle hitap ediyorsun. Diyeceksin ki; Yani bu hitaba layık bir adam değilken sen ona nasıl öyle hitap ediyorsun. Diyeceksin ki;

"Politika icabı, ne yapayım mahiyetindeyim, demesem olmaz." "Politika icabı, ne yapayım mahiyetindeyim, demesem olmaz."

Ama insanlar Allah'a bel bağlayamadıklarından dolayıAma insanlar Allah'a bel bağlayamadıklarından dolayı sanki rızık buradaymış gibi [bellerini] beşere bağlamışlardır.sanki rızık buradaymış gibi [bellerini] beşere bağlamışlardır. Bu adamın uzun zaman mahiyetinde politika edeceğim de şey alacam diyerekten bunu diyor.Bu adamın uzun zaman mahiyetinde politika edeceğim de şey alacam diyerekten bunu diyor. Halbuki öte taraftan da Rabbisi'ni kızdırıyor, Rabbisi'nin gazabına mucip olacak harekette bulunuyor. Halbuki öte taraftan da Rabbisi'ni kızdırıyor, Rabbisi'nin gazabına mucip olacak harekette bulunuyor.

Allah muhafaza etsin. Allah muhafaza etsin.

İzâ kâle'l-abdü eşhedü en lâ ilâhe illallahİzâ kâle'l-abdü eşhedü en lâ ilâhe illallah kâlallahu yâ melâiketî alime abdî ennehû leyse lehû rabbun gayrî üşhidüküm ennî kad ğafertü lehû. kâlallahu yâ melâiketî alime abdî ennehû leyse lehû rabbun gayrî üşhidüküm ennî kad ğafertü lehû.

Bir şehadetin mükafatına bakın!Bir şehadetin mükafatına bakın! Hatmelerimizde diyoruz ya! "Yâ Rabbi son nefeste bize de kelime-i şahadet nasip et!" diyerektenHatmelerimizde diyoruz ya! "Yâ Rabbi son nefeste bize de kelime-i şahadet nasip et!" diyerekten bir şahadet kelimesi getiriveriyoruz biz de. Bunun mükafatı neymiş bak! bir şahadet kelimesi getiriveriyoruz biz de.

Bunun mükafatı neymiş bak!

"Eşhedü en lâ ilâhe illallah dedik." Kâlallahu. "Hazreti Allah diyor." Yâ melâiketî. "Ey meleklerim!""Eşhedü en lâ ilâhe illallah dedik." Kâlallahu. "Hazreti Allah diyor." Yâ melâiketî. "Ey meleklerim!" Alime abdî ennehû leyse lehû rabbun ğayrî. "Benim bu kulum anladı ki benden gayrı Allah yok." Alime abdî ennehû leyse lehû rabbun ğayrî. "Benim bu kulum anladı ki benden gayrı Allah yok."

Biliyor bu kulum, bildi; benden gayrı Allah olmadığından dolayı bana şehadet getiriyor.Biliyor bu kulum, bildi; benden gayrı Allah olmadığından dolayı bana şehadet getiriyor. Üşhidüküm ennî kad ğafertü lehû. "Siz şahit olun ey meleklerim. Ben onu mağfiret ettim." Üşhidüküm ennî kad ğafertü lehû. "Siz şahit olun ey meleklerim. Ben onu mağfiret ettim."

Cenâb-ı Hak kulunu affettiğine dair meleklerini şahit kılıyor. Cenâb-ı Hak kulunu affettiğine dair meleklerini şahit kılıyor.

Allah cümlemizi mağfûrîn zümresine ilhak etsin. Allah cümlemizi mağfûrîn zümresine ilhak etsin.

Güzel bir kadın! İzâ kâleti'l-mer'etü. "Kadın kocasına diyor ki." Vehiye merîzatün. "Kadın hasta." Güzel bir kadın!

İzâ kâleti'l-mer'etü. "Kadın kocasına diyor ki." Vehiye merîzatün. "Kadın hasta."

Bu hasta haliyle efendisine diyor ki: Bu hasta haliyle efendisine diyor ki:

Teraktü mehrî aleyke. "Efendi, benim sende alacağım olan mehrimi ben sana bağışladım." Teraktü mehrî aleyke. "Efendi, benim sende alacağım olan mehrimi ben sana bağışladım."

Nikah kıyarken bir mehir takdir ediyoruz ya; 10 lira, 50 lira, 100 lira...Nikah kıyarken bir mehir takdir ediyoruz ya; 10 lira, 50 lira, 100 lira... Kadın diyor ki, "Bu mehri ben sana terkettim, bağışladım." Kadın diyor ki, "Bu mehri ben sana terkettim, bağışladım." Hakikaten hanımların da bunu yapması efdal-i amâldir. Hakikaten hanımların da bunu yapması efdal-i amâldir.

Fe-in mâtet. "Takdiri ilahi âhirete gidecek olursa, vefat ederse."Fe-in mâtet. "Takdiri ilahi âhirete gidecek olursa, vefat ederse." Lem yekün şey'en. "Hiçbirşey lazım gelmez, artık o adam borç ödemez."Lem yekün şey'en. "Hiçbirşey lazım gelmez, artık o adam borç ödemez." Ve in âşet fe-kad madâ mâ kâlet. Ve in âşet fe-kad madâ mâ kâlet. "Eğer yaşayacak olursa da sözü artık câri durumdadır, mehrini terk etmiştir, istemeye hakkı yoktur." "Eğer yaşayacak olursa da sözü artık câri durumdadır, mehrini terk etmiştir, istemeye hakkı yoktur."

İzâ kâleti'l-mer'etü li-zevcihâ mâ raeytü minke hayran kattu fe-kad habita amelühû. İzâ kâleti'l-mer'etü li-zevcihâ mâ raeytü minke hayran kattu fe-kad habita amelühû.

Yaşamış 10 sene 20 sene kocasıyla da aralarında bir gün nasılsa bir bozukluk olmuş, dargınlık olmuş.Yaşamış 10 sene 20 sene kocasıyla da aralarında bir gün nasılsa bir bozukluk olmuş, dargınlık olmuş. Diyor ki: "Adam senden ne hayır gördüm ki!" Diyor ki:

"Adam senden ne hayır gördüm ki!"
Fe-kad habita amelühû. "Bu kadın ne kadar amel ettiyse amellerinin hepsi silinivermiştir, mahvolmuştur." Fe-kad habita amelühû. "Bu kadın ne kadar amel ettiyse amellerinin hepsi silinivermiştir, mahvolmuştur."

İzâ kâme ehadüküm fî salâtihî fe'l-yüskin etrâfühûİzâ kâme ehadüküm fî salâtihî fe'l-yüskin etrâfühû ve lâ yetemeyyelü kemâ tetemeyyü'l-yehûdü fe-inne sükûne'l-etrâfi fi's-salâti min temami's-salâti. ve lâ yetemeyyelü kemâ tetemeyyü'l-yehûdü fe-inne sükûne'l-etrâfi fi's-salâti min temami's-salâti.

Bak ne güzel diyor. "Namaza durduğunuz vakitte iki tarafa sallanmayın. Bak ne güzel diyor.

"Namaza durduğunuz vakitte iki tarafa sallanmayın.
İki tarafa sallanmayın gayet huzur içerisinde edep üzere bulunun.İki tarafa sallanmayın gayet huzur içerisinde edep üzere bulunun. Yahudiler böyle iki tarafa meyledermiş, sallanırlarmış."Yahudiler böyle iki tarafa meyledermiş, sallanırlarmış." Fe-inne sükûne'l-etrâfi fi's-salâti min temami's-salâti. Fe-inne sükûne'l-etrâfi fi's-salâti min temami's-salâti. "Öyle sakin bir halde huzur-u ilahiye durmak namazın tamamına alamet." "Öyle sakin bir halde huzur-u ilahiye durmak namazın tamamına alamet."

İzâ kâle'l-abdü yusallî ekbalallahu azze ve celle aleyhi bi-vechihî.İzâ kâle'l-abdü yusallî ekbalallahu azze ve celle aleyhi bi-vechihî. "Namaza durur durmaz Allah celle ve alâ ben senin karşındayım." diyor. "Namaza durur durmaz Allah celle ve alâ ben senin karşındayım." diyor.

İkbal, yani yüzyüze geliyor.İkbal, yani yüzyüze geliyor. Karşılamak, hani bir dostumuz geldiğinde nasıl karşılıyoruz, onu kucaklaşıyoruz, karşılaşıyoruz.Karşılamak, hani bir dostumuz geldiğinde nasıl karşılıyoruz, onu kucaklaşıyoruz, karşılaşıyoruz. [Dostların böyle] karşılaştığı gibi; [Dostların böyle] karşılaştığı gibi;

Ekbalallahu azze ve celle aleyhi bi-vechihî. "Cenâb-ı Hak zâtıyla kul namaza durur durmaz ona karşı ikbal ediyor."Ekbalallahu azze ve celle aleyhi bi-vechihî. "Cenâb-ı Hak zâtıyla kul namaza durur durmaz ona karşı ikbal ediyor." Fe-lem yasrif anhu hattâ yensarife'l-abdü.Fe-lem yasrif anhu hattâ yensarife'l-abdü. "Tâ namazdan çıkıncaya kadar Hz Allah kulundan ayrılmıyor." Allah cümlemize intibahlar nasip etsin. "Tâ namazdan çıkıncaya kadar Hz Allah kulundan ayrılmıyor."

Allah cümlemize intibahlar nasip etsin.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2