Namaz Vakitleri
İstanbul
27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Allah’a Tevekkül Edin!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

27 Rebîü'l-Evvel 1421 / 30.06.2000
AKRA- Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi dünyada âhirette üzerinize olsun. Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi dünyada âhirette üzerinize olsun. Cenâb-ı Hak cümlenizi, sevdiklerinizle beraber iki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin. Cenâb-ı Hak cümlenizi, sevdiklerinizle beraber iki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin.

Deylemî'nin İmran radıyallahu anh vasıtasıyla rivayet ettiği Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in Deylemî'nin İmran radıyallahu anh vasıtasıyla rivayet ettiği Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hadisi şerifi ile sohbetime başlamak istiyorum. Önce hadisi şerifin mübarek metnini okuyalım:hadisi şerifi ile sohbetime başlamak istiyorum. Önce hadisi şerifin mübarek metnini okuyalım: Men tevekkele alellâhi kefâhullâhu meûnetehû ve razekahû min haysü lâ yahtesibMen tevekkele alellâhi kefâhullâhu meûnetehû ve razekahû min haysü lâ yahtesib ve meninkataa iled-dünyâ vekelehullâhu ileyhâ. ve meninkataa iled-dünyâ vekelehullâhu ileyhâ.

Sadaka Resûlullâh fî mâ kâl, ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullâh fî mâ kâl, ev kemâ kâl.

Allah'a dayanmak, Allah'ı vekil edinmek, Allah'a güvenmek, Allah'a dayanmak, Allah'ı vekil edinmek, Allah'a güvenmek, işlerini yaparken işlerini Allah'a ısmarlamak mânasına, tevekkül üzerine bir hadis-i şerif. işlerini yaparken işlerini Allah'a ısmarlamak mânasına, tevekkül üzerine bir hadis-i şerif.

Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de pek çok âyet-i kerîmedeAllahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de pek çok âyet-i kerîmede kendisine tevekkül edilmesini emrediyor, tavsiye ediyor. kendisine tevekkül edilmesini emrediyor, tavsiye ediyor. Binâenaleyh, bizim öğrenmemiz gereken önemli işlerden birisi de Cenâb-ı Hakk'a tevekkül etmektir. Binâenaleyh, bizim öğrenmemiz gereken önemli işlerden birisi de Cenâb-ı Hakk'a tevekkül etmektir.

Cenâb-ı Hakk'ın varlığını, birliğini, kudretini; her şeyin sahibi, hâkimi olduğunu; Cenâb-ı Hakk'ın varlığını, birliğini, kudretini; her şeyin sahibi, hâkimi olduğunu; bütün gücün, kuvvetin O'nda olduğunu bilen tabii ki Cenâb-ı Hak'tan yardım ister,bütün gücün, kuvvetin O'nda olduğunu bilen tabii ki Cenâb-ı Hak'tan yardım ister, tabii ki Cenâb-ı Hakk'a dayanır, işlerini Cenâb-ı Hakk'a ısmarlar, havale eder.tabii ki Cenâb-ı Hakk'a dayanır, işlerini Cenâb-ı Hakk'a ısmarlar, havale eder. Tabii ki O'na güvenir, O'nun kendisine yardım edeceğine inanır. Tabii ki O'na güvenir, O'nun kendisine yardım edeceğine inanır. Allahu Teâlâ hazretleri de yardım eder. Allahu Teâlâ hazretleri de yardım eder.

Tevekkül etmeyi çok dikkatli bir şekilde hayatımıza uygulamalıyız.Tevekkül etmeyi çok dikkatli bir şekilde hayatımıza uygulamalıyız. Yalnız tevekkül edilecek konularda tevekkülü yanlış anlamamak lazım.Yalnız tevekkül edilecek konularda tevekkülü yanlış anlamamak lazım. Elimizden gelen her türlü çalışmayı yapmalıyız.Elimizden gelen her türlü çalışmayı yapmalıyız. Görev olarak, vazife olarak bizim yapmamız gereken her şeyi yapmalıyız.Görev olarak, vazife olarak bizim yapmamız gereken her şeyi yapmalıyız. Tevekkülü tembellik, tedbir almamak mânasına anlamamalıyız. Tevekkülü tembellik, tedbir almamak mânasına anlamamalıyız. Boş durmayı, gayret göstermemeyi, çalışmamayı tevekkül diye isimlendirmemeliyiz. Boş durmayı, gayret göstermemeyi, çalışmamayı tevekkül diye isimlendirmemeliyiz.

Onlar tembellik, sorumsuzluk, vazife şuuruna sahip olmamak; Onlar tembellik, sorumsuzluk, vazife şuuruna sahip olmamak; onlar Cenâb-ı Hakk'ın sevmediği bir şey! onlar Cenâb-ı Hakk'ın sevmediği bir şey! Tevekkül Cenâb-ı Hakk'ın sevdiği bir şey; bütün gücün, kuvvetin Cenâb-ı Hak'ta olduğunu bilip, Tevekkül Cenâb-ı Hakk'ın sevdiği bir şey; bütün gücün, kuvvetin Cenâb-ı Hak'ta olduğunu bilip, O'na dayanmak, O'na güvenmek, işlerini öyle yapmak. O'na dayanmak, O'na güvenmek, işlerini öyle yapmak.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki;

Men tevekkele alellâh kefâhullâhu meûnetehû. Men tevekkele alellâh kefâhullâhu meûnetehû. "Kim Cenâb-ı Hakk'a dayanırsa, güvenirse, işlerini ona ısmarlarsa; "Kim Cenâb-ı Hakk'a dayanırsa, güvenirse, işlerini ona ısmarlarsa; çalışmalarında, gayretlerinde Cenâb-ı Hakk'a dayanırsa, çalışmalarında, gayretlerinde Cenâb-ı Hakk'a dayanırsa, onun kendisine yardım edeceğini dilerse; yardım ettiği takdirde deonun kendisine yardım edeceğini dilerse; yardım ettiği takdirde de mutlaka başaracağına inanır, bilir ve Cenâb-ı Hakk'a, mutlaka başaracağına inanır, bilir ve Cenâb-ı Hakk'a, 'Yâ Rabbi ben sana tevekkül ettim, sana dayandım!' derse'Yâ Rabbi ben sana tevekkül ettim, sana dayandım!' derse kefâhullâhu meûnetehûkefâhullâhu meûnetehû AllahuTeâlâ hazretleri onun kendisinden imdat istediği, AllahuTeâlâ hazretleri onun kendisinden imdat istediği, meded umduğu sıkıntılı zamanında onun sıkıntısına kifayet eder, yardımcı olur, sıkıntısını giderir. meded umduğu sıkıntılı zamanında onun sıkıntısına kifayet eder, yardımcı olur, sıkıntısını giderir. Onu umduğu gibi korur ve istediği şeyi ona nasip eder." Onu umduğu gibi korur ve istediği şeyi ona nasip eder."

Çünkü mukadderât Cenâb-ı Hakk'ın takdiriyle oluyor. Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh! Çünkü mukadderât Cenâb-ı Hakk'ın takdiriyle oluyor.

Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh!

Asıl iman, bütün gücün kuvvetin Allah'ta olduğunu iyice idrak etmektir!Asıl iman, bütün gücün kuvvetin Allah'ta olduğunu iyice idrak etmektir! Biz kullar olarak, mü'min kullar olarak bu duygunun ne kadar önemli bir duygu olduğunu bilmeliyiz. Biz kullar olarak, mü'min kullar olarak bu duygunun ne kadar önemli bir duygu olduğunu bilmeliyiz.

Bazı önemli duygular var. İnsan, o duygularla iyi bir müslüman oluyor Bazı önemli duygular var. İnsan, o duygularla iyi bir müslüman oluyor ve o duygularla Cenâb-ı Hakk'ın sevgisini, rızasını kazanıyor. ve o duygularla Cenâb-ı Hakk'ın sevgisini, rızasını kazanıyor.

O duygulardan bir tanesi nedir? Tevekkül duygusudur. O duygulardan bir tanesi nedir?

Tevekkül duygusudur.
Cenâb-ı Hakk'a dayanmak, yardımı ondan istemek, işini ona ısmarlamak;Cenâb-ı Hakk'a dayanmak, yardımı ondan istemek, işini ona ısmarlamak; dilerse onun yardım edeceğini bilmek duygusudur. dilerse onun yardım edeceğini bilmek duygusudur.

Bir kul böyle bir düşünce ile samimi bir bağlılık ile sıkıntılarında, dertlerinde, Bir kul böyle bir düşünce ile samimi bir bağlılık ile sıkıntılarında, dertlerinde, boyunu aşan meselelerde, her meselesinde Cenâb-ı Hakk'a tevekkül ederseboyunu aşan meselelerde, her meselesinde Cenâb-ı Hakk'a tevekkül ederse Cenâb-ı Hak onun sıkıntısını giderir, istediğini verir, yardımını gönderir ve bu elle tutulurCenâb-ı Hak onun sıkıntısını giderir, istediğini verir, yardımını gönderir ve bu elle tutulur gözle görülür bir şekilde, anlaşılır bir olay olarak hayret edilecek bir şekilde tahakkuk eder. gözle görülür bir şekilde, anlaşılır bir olay olarak hayret edilecek bir şekilde tahakkuk eder.

Ve razekahu min haysu lâ yahtesib.Ve razekahu min haysu lâ yahtesib. "Ve Cenâb-ı Hak onu ummadığı, tahmin etmediği, beklemediği yönden, yerden, "Ve Cenâb-ı Hak onu ummadığı, tahmin etmediği, beklemediği yönden, yerden, vesilelerle rızıklandırır, nimetine mazhar eder.vesilelerle rızıklandırır, nimetine mazhar eder. Hem geçim için gerekli maaşı ve rızkı verir hem daha başka nimetleri ihsan eder!" Hem geçim için gerekli maaşı ve rızkı verir hem daha başka nimetleri ihsan eder!"

Mesela, insan, "Lâ ilâhe illallah, Allahu Teâlâ hazretleri var; Mesela, insan, "Lâ ilâhe illallah, Allahu Teâlâ hazretleri var; şerîki, nazîri, ortağı, benzeri ve dengi yok!" deyince Allah'ın eşsiz, şerîksiz, nazîrsiz, şerîki, nazîri, ortağı, benzeri ve dengi yok!" deyince Allah'ın eşsiz, şerîksiz, nazîrsiz, tek mâbud olduğunu bilince bununla cenneti kazanıyor.tek mâbud olduğunu bilince bununla cenneti kazanıyor. Önemli duygulardan birisi bu! Önemli duygulardan birisi bu!

Subhânallah deyince hiçbir noksanı olmadığını, hiçbir işi eksikli, kusurlu yapmadığını, Subhânallah deyince hiçbir noksanı olmadığını, hiçbir işi eksikli, kusurlu yapmadığını, her türlü güzel [sıfatlara], en güzel sıfatlara, en büyük, kıymetli vasıflara sahip olduğunu, her türlü güzel [sıfatlara], en güzel sıfatlara, en büyük, kıymetli vasıflara sahip olduğunu, her işinin güzel olduğunu anlamak insanı çok yüksek derecelere çıkartır. her işinin güzel olduğunu anlamak insanı çok yüksek derecelere çıkartır.

Elhamdülillah; kendisine gelen bütün nimetlerin, Elhamdülillah; kendisine gelen bütün nimetlerin, rızıkların Allah tarafından gönderildiğini bilip O'na teşekkür,rızıkların Allah tarafından gönderildiğini bilip O'na teşekkür, [O'na] hamd, O'nu medh ve senâ duyguları içinde, bu nimetlerin O'ndan geldiğini bilerek[O'na] hamd, O'nu medh ve senâ duyguları içinde, bu nimetlerin O'ndan geldiğini bilerek minnettarlık duygusu içinde söylenen bir söz. minnettarlık duygusu içinde söylenen bir söz. Bu da çok büyük [derece] kazandırıyor. Bu da çok büyük [derece] kazandırıyor.

Tevekkeltü alellah; "Allah'a dayandım, Allah'a tevekkül ettim, evelallah..." diyoruz, Tevekkeltü alellah; "Allah'a dayandım, Allah'a tevekkül ettim, evelallah..." diyoruz, "Allah'ın izniyle bu işi yaparım, başaracağım" diyoruz."Allah'ın izniyle bu işi yaparım, başaracağım" diyoruz. O zaman çok büyük bir neşe ile aşk ile şevk ile atılıyoruz.O zaman çok büyük bir neşe ile aşk ile şevk ile atılıyoruz. Hakikaten de bu inancımızın çok kıymetli bir inanç olması dolayısıylaHakikaten de bu inancımızın çok kıymetli bir inanç olması dolayısıyla Cenâb-ı Hak insanı umduğuna nail ediyor. Cenâb-ı Hak insanı umduğuna nail ediyor.

İnsanın acele etmemesi lazım! İnsanın acele etmemesi lazım! Bir geminin kaptanı bile dümeni kıvırdığı zaman gemi birden olduğu yerde çark etmez.Bir geminin kaptanı bile dümeni kıvırdığı zaman gemi birden olduğu yerde çark etmez. Bir taraftan mesafe alarak, yönü yavaş yavaş değişerek döner. Bir taraftan mesafe alarak, yönü yavaş yavaş değişerek döner.

Cenâb-ı Hak dilerse bir şeyi yok etmeye, var etmeye, döndürmeye,Cenâb-ı Hak dilerse bir şeyi yok etmeye, var etmeye, döndürmeye, yüz seksen derece çevirmeye, halk etmeye, icat etmeye kâdirdir amayüz seksen derece çevirmeye, halk etmeye, icat etmeye kâdirdir ama işlerin oluşumunun da bir hikmetle, birçok hikmetlerle belirli bir zaman içinde işlerin oluşumunun da bir hikmetle, birçok hikmetlerle belirli bir zaman içinde oluşacağını bilip acele etmemeyi de Cenâb-ı Hak bize emrediyor,oluşacağını bilip acele etmemeyi de Cenâb-ı Hak bize emrediyor, Peygamber Efendimiz bize tavsiye buyuruyor. Peygamber Efendimiz bize tavsiye buyuruyor.

Bundan dolayı acele etmeden, sonucu alacak noktaya kadar çalışmaya devam etmek lazım! Bundan dolayı acele etmeden, sonucu alacak noktaya kadar çalışmaya devam etmek lazım!

Buna ne diyoruz? Sabr u sebat diyoruz. Allah sabredenleri de çok seviyor. Buna ne diyoruz?

Sabr u sebat diyoruz. Allah sabredenleri de çok seviyor.
Bu da çok güzel bir ahlâk, çok güzel bir davranış, çok güzel bir duygu... Bunlara sahip olmalıyız. Bu da çok güzel bir ahlâk, çok güzel bir davranış, çok güzel bir duygu... Bunlara sahip olmalıyız.

Güzel bir amacı düşünmeliyiz, düşündüğümüz için sevap alırız. Onu yapmak için işe girişmeliyiz.Güzel bir amacı düşünmeliyiz, düşündüğümüz için sevap alırız. Onu yapmak için işe girişmeliyiz. Giriştiğimiz zaman başarsak da başarmasak da mükâfatı alırız. Giriştiğimiz zaman başarsak da başarmasak da mükâfatı alırız. İşin oluşu, meyvenin husule gelmesi, hâsıl olması için de sabretmeliyiz, sebat etmeliyiz.İşin oluşu, meyvenin husule gelmesi, hâsıl olması için de sabretmeliyiz, sebat etmeliyiz. Allah sabr u sebâtı da sever.Allah sabr u sebâtı da sever. Bir de Allahu Teâlâ hazretlerine dayanmalı, güvenmeli, tevekkül etmeliyiz.Bir de Allahu Teâlâ hazretlerine dayanmalı, güvenmeli, tevekkül etmeliyiz. Allah tevekkül edenleri de çok sever. Allah tevekkül edenleri de çok sever.

Onun için çok güzel duyguları oturun düşünün, yatın, yürüyün düşünün, toplanın düşünün, Onun için çok güzel duyguları oturun düşünün, yatın, yürüyün düşünün, toplanın düşünün, arkadaşlarınızla, sevdiklerinizle, gönüldaşlarınızla düşünün; arkadaşlarınızla, sevdiklerinizle, gönüldaşlarınızla düşünün; onun yapılmasına girişin ve Cenâb-ı Hakk'a tevekkül edin, edelim! onun yapılmasına girişin ve Cenâb-ı Hakk'a tevekkül edin, edelim! Ben, kenarda durup da sağa sola söz söylemeyi de uygun görmüyorum. Ben, kenarda durup da sağa sola söz söylemeyi de uygun görmüyorum. İstisnasız herkesin fiilen çalışması, elinden gelen her türlü gayreti göstermesi lazım! İstisnasız herkesin fiilen çalışması, elinden gelen her türlü gayreti göstermesi lazım!

İşler, hedef alınan güzellikler, güzel amaçlar ne kadar zor olsa da İşler, hedef alınan güzellikler, güzel amaçlar ne kadar zor olsa da Allah'a tevekkül edince Allah'ın yardım edeceğini, Allah'a tevekkül edince Allah'ın yardım edeceğini, o sonucu bir zaman sonra ihsan edeceğini bilmemiz lazım! o sonucu bir zaman sonra ihsan edeceğini bilmemiz lazım!

Kendi hayatınızda dikkat edin, hafızanızı yoklayın, hatıralarınızı karıştırın; Kendi hayatınızda dikkat edin, hafızanızı yoklayın, hatıralarınızı karıştırın; neler istemişseniz zaman içinde Cenâb-ı Hakk'ın verdiğini göreceksiniz. neler istemişseniz zaman içinde Cenâb-ı Hakk'ın verdiğini göreceksiniz. Cenâb-ı Hak duaları kabul ediyor, isteyene istediğini veriyor.Cenâb-ı Hak duaları kabul ediyor, isteyene istediğini veriyor. Ben başta en belirgin şahitlerden biriyim. Ben başta en belirgin şahitlerden biriyim. Cenâb-ı Hak umulmayan bir noktadan çok yüksek nimetlere nail ediyor. Cenâb-ı Hak umulmayan bir noktadan çok yüksek nimetlere nail ediyor.

Onun için tevekkül etmeye alışmalıyız. Onun için tevekkül etmeye alışmalıyız. Bunun sonunda da hem bize Allah'ın yardımı gelirBunun sonunda da hem bize Allah'ın yardımı gelir hem sıkıntılar gider hem Cenâb-ı Hakk'ın rızkı ve nimeti gelir hem sıkıntılar gider hem Cenâb-ı Hakk'ın rızkı ve nimeti gelir hem de insan ummadığı yerlerden rızıklara nail olur. Ne kadar güzel! hem de insan ummadığı yerlerden rızıklara nail olur. Ne kadar güzel!

Demek ki tevekkülü öğrenmeliyiz ve uygulamalıyız, uygulamaya çalışmalıyız! Demek ki tevekkülü öğrenmeliyiz ve uygulamalıyız, uygulamaya çalışmalıyız!

Tevekkülün aksi nedir, Allah'a tevekkül etmemek ne demek? Tevekkülün aksi nedir, Allah'a tevekkül etmemek ne demek?

Ve men inkataa ile'd-dünyâ. "Kim dünyaya bel bağlarsa, yalnız dünyalığa, dünyaya dayanırsa..." Ve men inkataa ile'd-dünyâ. "Kim dünyaya bel bağlarsa, yalnız dünyalığa, dünyaya dayanırsa..."

"Bu işin başı paradır, para olursa olur, parasız olmaz." veyahut"Bu işin başı paradır, para olursa olur, parasız olmaz." veyahut "Bu işin başı şu âlettir, şu vasıtadır, şunlar şunlardır; onlar olmayınca olmaz!" vs."Bu işin başı şu âlettir, şu vasıtadır, şunlar şunlardır; onlar olmayınca olmaz!" vs. Gayeleri bu dünyaya yönelik, kısır, ahirete yönelik değil, Allah'ın rızasını kazanmaya yönelik değil;Gayeleri bu dünyaya yönelik, kısır, ahirete yönelik değil, Allah'ın rızasını kazanmaya yönelik değil; emelleri sadece dünyevî, maddî, geçici hevesler, emeller mânasına da gelir. emelleri sadece dünyevî, maddî, geçici hevesler, emeller mânasına da gelir.

Vasıtaları da hep dünyevî vasıtalar olarak düşünürse; Vasıtaları da hep dünyevî vasıtalar olarak düşünürse; "Kardeşim yapacaksın, çalışacaksın; çalışırsan başarırsın, yapacaksan sen yaparsın..." filan. "Kardeşim yapacaksın, çalışacaksın; çalışırsan başarırsın, yapacaksan sen yaparsın..." filan. Öyle değil! İnsanın takatinin çok üstündeki sonuçları Cenâb-ı Hak veriyor.Öyle değil!

İnsanın takatinin çok üstündeki sonuçları Cenâb-ı Hak veriyor.
İnsan çalışıyor ama çalıştığından çok çok büyüklerini, fazlasını Cenâb-ı Hak veriyor. İnsan çalışıyor ama çalıştığından çok çok büyüklerini, fazlasını Cenâb-ı Hak veriyor.

Burada Allah'ın rızasını düşünmeyip dünya menfaatini düşünmek gibiBurada Allah'ın rızasını düşünmeyip dünya menfaatini düşünmek gibi emellerini, amaçlarını sırf dünyaya hasretmek mânası da var.emellerini, amaçlarını sırf dünyaya hasretmek mânası da var. Hem de âlet ve vasıtaları hep maddî âlet ve vasıta olarak düşünmek, mânevî yardımları, Hem de âlet ve vasıtaları hep maddî âlet ve vasıta olarak düşünmek, mânevî yardımları, Cenâb-ı Hakk'ın lütfunu, ihsanını hiç nazara katmamak da var. Cenâb-ı Hakk'ın lütfunu, ihsanını hiç nazara katmamak da var.

"Böyle düşüncelerle, kim kendisini dünyaya hasrederse, dünyalığa bağlarsa,"Böyle düşüncelerle, kim kendisini dünyaya hasrederse, dünyalığa bağlarsa, sırf o zihniyete sahip olursa, o kafada olursa vekelehullâhu ileyhâsırf o zihniyete sahip olursa, o kafada olursa vekelehullâhu ileyhâ Cenâb-ı Hak da 'Sen böyle mi düşünüyorsun?' der, Cenâb-ı Hak da 'Sen böyle mi düşünüyorsun?' der, onu dünyaya döndürüverir, kendi hâline salıverir, dünya ile baş başa bırakır!" onu dünyaya döndürüverir, kendi hâline salıverir, dünya ile baş başa bırakır!"

Ama eline hiçbir şey geçmez. Çünkü sonuçları aldıran, ihsan eden, nimetleri veren,Ama eline hiçbir şey geçmez. Çünkü sonuçları aldıran, ihsan eden, nimetleri veren, sıkıntıları gideren, başarılara ulaştıran Allah'tır. sıkıntıları gideren, başarılara ulaştıran Allah'tır.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi sevdiği işleri yapmaya muvaffak eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri bizi sevdiği işleri yapmaya muvaffak eylesin. Cenâb-ı Hak sevdiği işleri yapan, sevdiği bir kuluna yardım eder. Cenâb-ı Hak sevdiği işleri yapan, sevdiği bir kuluna yardım eder.

Misalleri var mı? Başta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Misalleri var mı?

Başta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz
ve diğer enbiyâullah misaldir.ve diğer enbiyâullah misaldir. Çok az sayıda oldukları hâlde, çok nâmüsait durumda görüldükleri hâlde,Çok az sayıda oldukları hâlde, çok nâmüsait durumda görüldükleri hâlde, Cenâb-ı Hak onları muvaffak etmiştir.Cenâb-ı Hak onları muvaffak etmiştir. Çünkü onlar Allah'a tevekkülü en güzel tarzda yapan kimselerdir. Çünkü onlar Allah'a tevekkülü en güzel tarzda yapan kimselerdir.

Peygamberler ve Peygamber-i Zîşânımız bizim en güzel örneklerimizdir. Peygamberler ve Peygamber-i Zîşânımız bizim en güzel örneklerimizdir. Peygamber Efendimiz de en büyük örneğimizdir, her şeyimizi onun davranışlarına bakarak,Peygamber Efendimiz de en büyük örneğimizdir, her şeyimizi onun davranışlarına bakarak, ibret alarak yapmaya çalışmalıyız! ibret alarak yapmaya çalışmalıyız!

Musa aleyhisselam ile Firavun'un macerasını, hepimizin bildiği olayları düşünelim:Musa aleyhisselam ile Firavun'un macerasını, hepimizin bildiği olayları düşünelim: Musa aleyhisselam'ın imkânları neydi, Firavun'un gücü neydi?.. Kıyas bile kabul etmez. Musa aleyhisselam'ın imkânları neydi, Firavun'un gücü neydi?.. Kıyas bile kabul etmez. Gülerler, "Sen nasıl bu işe kalkışıyorsun?" derler. Ama Allahu Teâlâ hazretleri; Gülerler, "Sen nasıl bu işe kalkışıyorsun?" derler. Ama Allahu Teâlâ hazretleri;

İzheb ente ve ehûke. "Sen ve kardeşin gidin Firavun'a!" diye emretti. İzheb ente ve ehûke. "Sen ve kardeşin gidin Firavun'a!" diye emretti.

Tabii onlar da peygamberlik vazifesini alınca, canları tehlikede de olsa Allah'ın emrini tuttular. Tabii onlar da peygamberlik vazifesini alınca, canları tehlikede de olsa Allah'ın emrini tuttular. Ama Allah sonunda onları galip eyledi. Ama Allah sonunda onları galip eyledi.

Peygamber Efendimiz de çok zayıf olarak başladı, müslümanlar ilk başta çok zayıf olarak başladılar.Peygamber Efendimiz de çok zayıf olarak başladı, müslümanlar ilk başta çok zayıf olarak başladılar. Çok mağdur edilmek istendiler, çok zulme uğratıldılar; başardılar. Çok mağdur edilmek istendiler, çok zulme uğratıldılar; başardılar. Diğer peygamberlerin hayatları da öyledir… Diğer peygamberlerin hayatları da öyledir…

Onun için anlattığım sıra ile güzel şeyleri düşünelim, güzel amaçlar edinelim!Onun için anlattığım sıra ile güzel şeyleri düşünelim, güzel amaçlar edinelim! O amaçları elde etme etmek için her türlü imkânı ortaya koyarak malımızla,O amaçları elde etme etmek için her türlü imkânı ortaya koyarak malımızla, canımızla çalışalım, gayret gösterelim ve Cenâb-ı Hakk'tan yardım, nusret dileyelim, canımızla çalışalım, gayret gösterelim ve Cenâb-ı Hakk'tan yardım, nusret dileyelim, Cenâb-ı Hakk'a tevekkül edelim!Cenâb-ı Hakk'a tevekkül edelim! Zafer, nusret, muvaffakiyet, başarı gelinceye kadar sabr ü sebat edelim! Zafer, nusret, muvaffakiyet, başarı gelinceye kadar sabr ü sebat edelim!

Sabr ü sebat ve takvâ, güzel başarının iki önemli şartıdır. Sabr ü sebat ve takvâ, güzel başarının iki önemli şartıdır. Hem sabr ü sebatlı olacak, sabırlı olacak hem de takvalı olacak, müttakî kul olacak.Hem sabr ü sebatlı olacak, sabırlı olacak hem de takvalı olacak, müttakî kul olacak. Günah işleyip dururken Cenâb-ı Hak yardım etmez; yardımı bile keser, rızkı da yardımı da keser. Günah işleyip dururken Cenâb-ı Hak yardım etmez; yardımı bile keser, rızkı da yardımı da keser. Onun için Cenâb-ı Hakk'a tevekkül etmeyi öğrenelim! Onun için Cenâb-ı Hakk'a tevekkül etmeyi öğrenelim!

Peygamber Efendimiz Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ın rivayet ettiğine göre Peygamber Efendimiz Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ın rivayet ettiğine göre ve Tayâlisî ve diğer kaynakların kaydettiğine göre buyurmuş ki; ve Tayâlisî ve diğer kaynakların kaydettiğine göre buyurmuş ki;

Men câa ev ihtâce fe ketemehün-nâse hattâ efdâ bihî ilallâhi azze ve celleMen câa ev ihtâce fe ketemehün-nâse hattâ efdâ bihî ilallâhi azze ve celle fe tehallâhu lehû rızka senetin min halâl. fe tehallâhu lehû rızka senetin min halâl.

Bu da yukarıdaki gibi rızkın manevi bakımdan ne suretle insana geleceğiniBu da yukarıdaki gibi rızkın manevi bakımdan ne suretle insana geleceğini gösteren bir diğer hadisi şerif. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:gösteren bir diğer hadisi şerif. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Men câa; 'câa'nın sonundaki ayın harfi Türkçe'de olmayan bir harf. Men câa; 'câa'nın sonundaki ayın harfi Türkçe'de olmayan bir harf.

Cû', masdar "açlık" demek; [câa] mâzisi, "Kim acıkırsa..." demek. Cû', masdar "açlık" demek; [câa] mâzisi, "Kim acıkırsa..." demek.

İhtâc; "ihtiyaç duymak" demek. İhtâc; "ihtiyaç duymak" demek.

"Kim ki karnı acıktı veya ihtiyaçları belirdi, muhtaç duruma düştü...""Kim ki karnı acıktı veya ihtiyaçları belirdi, muhtaç duruma düştü..." Yemesi lazım, giymesi lazım, eve yakacak lazım, çoluk çocuğa şu bu lazım… İhtiyaçlar. Yemesi lazım, giymesi lazım, eve yakacak lazım, çoluk çocuğa şu bu lazım… İhtiyaçlar.

Men câa ev ihtâce feketemehün-nâse. "Kim acıkır veya ihtiyaca düşer deMen câa ev ihtâce feketemehün-nâse. "Kim acıkır veya ihtiyaca düşer de bu açlığını, muhtaçlığını insanlardan, halktan saklarsa, ketmederse..." bu açlığını, muhtaçlığını insanlardan, halktan saklarsa, ketmederse..."

Neden ketmediyor, onlara niye söylemiyor? İstemek, söylemek; dilenmektir, halktan beklemektir. Neden ketmediyor, onlara niye söylemiyor?

İstemek, söylemek; dilenmektir, halktan beklemektir.
O bunu imanına yediremiyor, uygun görmüyor. Açlığını da muhtaçlığını da söylemiyor. O bunu imanına yediremiyor, uygun görmüyor. Açlığını da muhtaçlığını da söylemiyor.

Ne yapıyor? Hattâ efdâ bihî ilallâhi azze ve celle fetehallâhu lehû rizka senetin min halâlin. Ne yapıyor?

Hattâ efdâ bihî ilallâhi azze ve celle fetehallâhu lehû rizka senetin min halâlin.
"Aziz ve Celil olan Rabbine sırrını anlatmak, derdini bildirmek, "Aziz ve Celil olan Rabbine sırrını anlatmak, derdini bildirmek, tabii O her şeyi biliyor, O'na yalvarmak ve hâlini O'na arz etmek için saklarsatabii O her şeyi biliyor, O'na yalvarmak ve hâlini O'na arz etmek için saklarsa "Yâ Rabbi! Karnım aç, çoluk çocuğum aç, ihtiyaçlar belirdi, aman Allah'ım, yâ Rabbi!.." diye"Yâ Rabbi! Karnım aç, çoluk çocuğum aç, ihtiyaçlar belirdi, aman Allah'ım, yâ Rabbi!.." diye Cenâb-ı Hakk'a tazarru ve niyaz edip Cenâb-ı Hakk'a sırrını açar, Cenâb-ı Hakk'a tazarru ve niyaz edip Cenâb-ı Hakk'a sırrını açar, meselesini, ihtiyacını Cenâb-ı Mevlâ'sına, Aziz ve Celîl olan Allahu Teâlâ hazretlerine naklederse, meselesini, ihtiyacını Cenâb-ı Mevlâ'sına, Aziz ve Celîl olan Allahu Teâlâ hazretlerine naklederse, O'na arz ederse fe tehallâhu lehu Cenâb-ı Hak onun için rızka senetin min halâlinO'na arz ederse fe tehallâhu lehu Cenâb-ı Hak onun için rızka senetin min halâlin bir senelik rızkın, hem de helâlden gelme rızkın kapısını açar! bir senelik rızkın, hem de helâlden gelme rızkın kapısını açar!

Neden? Cenâb-ı Hak'tan istediği için, beklediği için! Burada tevekkül kelimesi geçmiyor ama Neden?

Cenâb-ı Hak'tan istediği için, beklediği için! Burada tevekkül kelimesi geçmiyor ama
tevekkülün bir çeşidi, hâlini Allah'a arz etmek, tevekkülün bir çeşidi, hâlini Allah'a arz etmek, Allah'tan istemek durumu misal olarak gösteriliyor. Allah'tan istemek durumu misal olarak gösteriliyor.

Acıktı. O zaman, "Bana yiyecek verin!" diye elini avucunu açabilir, dilenebilir.Acıktı. O zaman, "Bana yiyecek verin!" diye elini avucunu açabilir, dilenebilir. İhtiyacı oldu, sağa sola başvurup, "Para ver, borç ver, şunu ver, bunu ver..." diye İhtiyacı oldu, sağa sola başvurup, "Para ver, borç ver, şunu ver, bunu ver..." diye ihtiyacını onlardan isteyebilir ama öyle yapmıyor; ihtiyacını onlardan isteyebilir ama öyle yapmıyor; Rabbine hâlini arz etmek için insanlardan saklıyor.Rabbine hâlini arz etmek için insanlardan saklıyor. Sesini çıkartmıyor, dişini sıkıyor, yalvarıyor, yakarıyor... Ne olur? Sesini çıkartmıyor, dişini sıkıyor, yalvarıyor, yakarıyor...

Ne olur?

Aziz ve celil olan Allah ona bir senelik helâlden kazanılan rızkın kapısını açar! Aziz ve celil olan Allah ona bir senelik helâlden kazanılan rızkın kapısını açar!

Cenâb-ı Hakk'a dayanmak, tevekkül etmek,Cenâb-ı Hakk'a dayanmak, tevekkül etmek, Cenâb-ı Hakk'tan istemek ne sonuçlara götürüyor, onu gösteren bir hadis-i şerif. Cenâb-ı Hakk'tan istemek ne sonuçlara götürüyor, onu gösteren bir hadis-i şerif.

O hâlde bizler de beliren hacetlerimizi, ihtiyaçlarımızı, dileklerimizi, O hâlde bizler de beliren hacetlerimizi, ihtiyaçlarımızı, dileklerimizi, taleplerimizi samimi olarak Cenâb-ı Hakk'a arz edelim. taleplerimizi samimi olarak Cenâb-ı Hakk'a arz edelim.

Arz etmek nasıl olur? Dua ile olur, tazarru, niyaz, yalvarma ile olur. Arz etmek nasıl olur?

Dua ile olur, tazarru, niyaz, yalvarma ile olur.

Dua nasıl olur? Duanın, Cenâb-ı Hak'tan bir şeyi istemenin güzel şekilleri var. Dua nasıl olur?

Duanın, Cenâb-ı Hak'tan bir şeyi istemenin güzel şekilleri var.
Peygamber Efendimiz nasıl yapmışsa biz de öyle yapmaya çalışmalıyız. Peygamber Efendimiz nasıl yapmışsa biz de öyle yapmaya çalışmalıyız.

İnsan abdest alır, abdest alanı Allah sever. Abdest alınca günahları dökülür. İnsan abdest alır, abdest alanı Allah sever. Abdest alınca günahları dökülür. İki rekât namaz kılar, namaz kılanı Allah sever. İki rekât namaz kılar, namaz kılanı Allah sever. Sonra Peygamber Efendimiz'e salât u selâm getirir. Tesbih çeker. Geceleyin teheccüde kalkar. Sonra Peygamber Efendimiz'e salât u selâm getirir. Tesbih çeker. Geceleyin teheccüde kalkar. Duaların kabul olduğu güzel zamanları gözler, güzel işleri yapar. Duaların kabul olduğu güzel zamanları gözler, güzel işleri yapar. Sonra da boynunu büker, bütün kalbinin açıklığıyla, sevgisiyle, Sonra da boynunu büker, bütün kalbinin açıklığıyla, sevgisiyle, saygısıyla Cenâb-ı Hakk'a tazarru eder, niyaz eder. saygısıyla Cenâb-ı Hakk'a tazarru eder, niyaz eder.

Sinan Paşa -Fatih zamanın, o zamanların meşhur Sinan Paşa'sı- rahmetullahi aleyh'in Tazarruât'ı var,Sinan Paşa -Fatih zamanın, o zamanların meşhur Sinan Paşa'sı- rahmetullahi aleyh'in Tazarruât'ı var, Tazarruât-ı Sinan Paşa veya Tazarrûnâme'si. Ne kadar güzel dualar, niyazlar ile dolu güzel bir kitap. Tazarruât-ı Sinan Paşa veya Tazarrûnâme'si. Ne kadar güzel dualar, niyazlar ile dolu güzel bir kitap.

Sonra Gümüşhâneli Ahmed Ziyâüddin Hocamız rahmetullahi aleyh'inSonra Gümüşhâneli Ahmed Ziyâüddin Hocamız rahmetullahi aleyh'in üç ciltlik Mecmuatü'l-ahzâb [kitabı]! Bütün ârif, kâmil, mübarek insanların dualarının, üç ciltlik Mecmuatü'l-ahzâb [kitabı]! Bütün ârif, kâmil, mübarek insanların dualarının, her gün okudukları evrâdın, ezkârın, ahzâbın, hizblerin hepsini toplamış,her gün okudukları evrâdın, ezkârın, ahzâbın, hizblerin hepsini toplamış, çok muazzam bir ansiklopedi, derya gibi bir eser meydana getirmiş. çok muazzam bir ansiklopedi, derya gibi bir eser meydana getirmiş. Herkes ondan faydalanıyor, istifade ediyor. İşte Cevşen duası, işte şu dua,Herkes ondan faydalanıyor, istifade ediyor. İşte Cevşen duası, işte şu dua, işte bu dua… Falanca yayınevleri şu kadarını yayımlıyor, işte bu dua… Falanca yayınevleri şu kadarını yayımlıyor, işte filanca zât oralardan seçme yapmış, bir dua kitabı yayımlıyor… işte filanca zât oralardan seçme yapmış, bir dua kitabı yayımlıyor… Ama mübarek, hepsini toplamış. Allah razı olsun, makamını âlâ etsin.Ama mübarek, hepsini toplamış. Allah razı olsun, makamını âlâ etsin. Himmet ve teveccühlerine cümlemizi nail eylesin. Ne kadar güzel hazırlamış! Himmet ve teveccühlerine cümlemizi nail eylesin. Ne kadar güzel hazırlamış!

Duaya âdabıyla, erkânıyla, güzel, tatlı bir şekilde hazırlanıp zamanını kollayıp tazarru ve niyaz eder,Duaya âdabıyla, erkânıyla, güzel, tatlı bir şekilde hazırlanıp zamanını kollayıp tazarru ve niyaz eder, tevekkül eder ve Cenâb-ı Hak'tan isterse Cenâb-ı Hak verir. tevekkül eder ve Cenâb-ı Hak'tan isterse Cenâb-ı Hak verir.

Hatta Cenâb-ı Hakk'ın kullarına; "Yok mu benden bir şey isteyen? Hatta Cenâb-ı Hakk'ın kullarına; "Yok mu benden bir şey isteyen? Haydi, kalksın, istesin, istediğini vereceğim!" dediği zamanlar vardır. Haydi, kalksın, istesin, istediğini vereceğim!" dediği zamanlar vardır. Gece zamanları, seher vakitleri, sahur vakitleri Gece zamanları, seher vakitleri, sahur vakitleri Cenâb-ı Hakk'ın kullarına kendisinin öyle seslendiği zamanlardır. Cenâb-ı Hakk'ın kullarına kendisinin öyle seslendiği zamanlardır. "Haydi! Bir isteği olan varsa gelsin, istesin. İstediğini vereceğim." "Haydi! Bir isteği olan varsa gelsin, istesin. İstediğini vereceğim."

Tabii o esnada birçok kimse uyku daha tatlı geldiği için uyuyor, o fırsatlar kaçıyor. Tabii o esnada birçok kimse uyku daha tatlı geldiği için uyuyor, o fırsatlar kaçıyor. Pazar kuruluyor; alınan alınıyor, verilen veriliyor, bitiyor.Pazar kuruluyor; alınan alınıyor, verilen veriliyor, bitiyor. Artık pazarın sonunda, sabahleyin uyandığı zaman pazar bitmiş, Artık pazarın sonunda, sabahleyin uyandığı zaman pazar bitmiş, malların arkada döküntüleri kalmış. malların arkada döküntüleri kalmış. İnsan Pazar yerine bir şey almak için geliyor, pazarın vakti geçti! İnsan Pazar yerine bir şey almak için geliyor, pazarın vakti geçti!

Gerçi Cenâb-ı Hakk'a niyazın, ilticanın, tevekkülün her zaman olması da vardır. Gerçi Cenâb-ı Hakk'a niyazın, ilticanın, tevekkülün her zaman olması da vardır. Kapısı kapanmaz, daima olur; her yerde, her zaman olur. Kapısı kapanmaz, daima olur; her yerde, her zaman olur. Her zaman yapmalı, ama en güzel zamanları, fırsatları daHer zaman yapmalı, ama en güzel zamanları, fırsatları da değerlendirmeli, kaçırmamalı, istifade etmeli! değerlendirmeli, kaçırmamalı, istifade etmeli!

Abdullah b. Abbas radıyallahu anh'ten bizi harekete geçirici, hızlandırıcı, teşvik edici,Abdullah b. Abbas radıyallahu anh'ten bizi harekete geçirici, hızlandırıcı, teşvik edici, yönlendirici, -sizin beklediğiniz kelimeyi nihayet söyleyeyim- motive edici; yönlendirici, -sizin beklediğiniz kelimeyi nihayet söyleyeyim- motive edici; uyuyan, duran insanı canlandırıp teşvik edici bir hadis-i şerif. uyuyan, duran insanı canlandırıp teşvik edici bir hadis-i şerif.

Men câehû ecelühû ve hüve yatlubü'l-ilme li-yuhyiye bihi'l-islâmeMen câehû ecelühû ve hüve yatlubü'l-ilme li-yuhyiye bihi'l-islâme lem yefdulhün-nebiyyûne illâ bi-derecetin. lem yefdulhün-nebiyyûne illâ bi-derecetin.

Peygamber Efendimiz'in bu konuda başka kaynaklardan rivayet edilmiş, Peygamber Efendimiz'in bu konuda başka kaynaklardan rivayet edilmiş, başka güzel kelimelerle örülmüş hadis-i şerifleri de var.başka güzel kelimelerle örülmüş hadis-i şerifleri de var. Bu hadisi onlardan birisi. Bu konudaki hadisi şeriflerden birisi.Bu hadisi onlardan birisi. Bu konudaki hadisi şeriflerden birisi. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Men câehû ecelühû. "Bir kimse ki eceli ona gelir…" Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Men câehû ecelühû. "Bir kimse ki eceli ona gelir…"

Ama nasıl bir vaziyette gelir? Ve hüve yatlubü'l-ilme "İlim öğreniyorken..." Ama nasıl bir vaziyette gelir?

Ve hüve yatlubü'l-ilme "İlim öğreniyorken..."

Ve hüve yatlubul-ilme, hâl cümlesidir; Ve hüve yatlubul-ilme, hâl cümlesidir; "İlim öğrenme hâlinde iken, ilim öğreniyorken bir kimseye eceli gelirse..." "İlim öğrenme hâlinde iken, ilim öğreniyorken bir kimseye eceli gelirse..."

Eceli gelmek ne demek? Eceli gelmek ne demek?

Hayatının müddetinin sonu gelirse; hayatı bitecek, artık ölecek, demek.Hayatının müddetinin sonu gelirse; hayatı bitecek, artık ölecek, demek. Ecel, "müddet" demek ama hayat müddetinin sonuEcel, "müddet" demek ama hayat müddetinin sonu ölüm olduğu için ölüm mânasına tercüme edebiliriz. ölüm olduğu için ölüm mânasına tercüme edebiliriz.

"Kime ölümü gelirse..." Ne haldeyken? Ve hüve yatlubü'l-ilme. "Kime ölümü gelirse..."

Ne haldeyken?

Ve hüve yatlubü'l-ilme.
"İlim talep ediyorken, öğreniyorken…" Ne maksatla ilim öğreniyor? "İlim talep ediyorken, öğreniyorken…"

Ne maksatla ilim öğreniyor?

Li-yuhyiye bihi'l-islâme. Li-yuhyiye bihi'l-islâme. "Öğrendiği ilimle İslâm'ı canlandırmak için ilim öğrenip duruyorken bir kimseye eceli gelirse..." "Öğrendiği ilimle İslâm'ı canlandırmak için ilim öğrenip duruyorken bir kimseye eceli gelirse..."

İslâm zaten canlı, şanlı, kıymetli… Bu ne demek? İlim İslâm'ın hayatıdır, canıdır!İslâm zaten canlı, şanlı, kıymetli… Bu ne demek?

İlim İslâm'ın hayatıdır, canıdır!
Bazı hadis-i şeriflerde böyle bildiriliyor: İlim varsa İslâm canlıdır.Bazı hadis-i şeriflerde böyle bildiriliyor: İlim varsa İslâm canlıdır. İslâm'ın kendisi değil de kişinin Müslümanlığı, kişinin İslâm'ı, kendisindeki,İslâm'ın kendisi değil de kişinin Müslümanlığı, kişinin İslâm'ı, kendisindeki, İslâm'daki akis, nasip! Bir insanın İslâm'dan nasibi, ilim varsa tamamdır, canlıdır; İslâm'daki akis, nasip! Bir insanın İslâm'dan nasibi, ilim varsa tamamdır, canlıdır; iim yoksa ölüdür, bu kişinin gönlünde ölüdür. iim yoksa ölüdür, bu kişinin gönlünde ölüdür. İslâm dışarıda canlı ama bu adamın İslâm'ında hayat yok, ölmüş. Neden? İslâm dışarıda canlı ama bu adamın İslâm'ında hayat yok, ölmüş. Neden? İlim yok, hiç bilgisi yok. Namaz bilmez, oruç bilmez, usul bilmez, âdâb, terbiye bilmez...İlim yok, hiç bilgisi yok. Namaz bilmez, oruç bilmez, usul bilmez, âdâb, terbiye bilmez... O zaman ölmüş oluyor. İlimle İslâm canlanır, O zaman ölmüş oluyor.

İlimle İslâm canlanır,
kişinin kendisinin Müslümanlığı ziynetlenir, güzelleşir. kişinin kendisinin Müslümanlığı ziynetlenir, güzelleşir. Müslümanlığı güzel olmaya başlar. Müslümanlığı güzel olmaya başlar.

Bir ülkede böyle ilim öğrenen insanlar çoğalırsa o ülke yükselir.Bir ülkede böyle ilim öğrenen insanlar çoğalırsa o ülke yükselir. Çünkü iyi insanların çoğalması gayretiyle işler düzelir.Çünkü iyi insanların çoğalması gayretiyle işler düzelir. Cahiller çoğalırsa o ülke felâkete gider. Ekseriyetin durumuna göre akış olur. Cahiller çoğalırsa o ülke felâkete gider. Ekseriyetin durumuna göre akış olur. İnsanlar ekseriyetle iyi müslüman olurlarsa o ülke canlı olur. İnsanlar ekseriyetle iyi müslüman olurlarsa o ülke canlı olur.

İslâm ölmez. Kıyamete kadar Allah'ın nuru sönmeyecek. İslâm ölmez. Kıyamete kadar Allah'ın nuru sönmeyecek. Kur'ân-ı Kerîm, Kur'ân-ı Kerîm olarak kalacak. Kur'ân-ı Kerîm, Kur'ân-ı Kerîm olarak kalacak.

"Bir insan İslâm'ı diriltmek, İslâm'a yardımcı olmak, kendisinin Müslümanlığını sağlamlaştırmak;"Bir insan İslâm'ı diriltmek, İslâm'a yardımcı olmak, kendisinin Müslümanlığını sağlamlaştırmak; bir de topluma da yardımcı olmak için ilim öğrenirken kendi bilgisini yükseltirkenbir de topluma da yardımcı olmak için ilim öğrenirken kendi bilgisini yükseltirken hazinesini zenginleştirirken ona ölümü, vadesi gelirse lem yefdulhün-nebiyyûn hazinesini zenginleştirirken ona ölümü, vadesi gelirse lem yefdulhün-nebiyyûn peygamberler ondan üstün olamazlar, illâ bi-derecetin sadece bir dereceyle üstün olurlar!" peygamberler ondan üstün olamazlar, illâ bi-derecetin sadece bir dereceyle üstün olurlar!"

Peygamberlerin derecesi en yüksek derece. Peygamberlerin derecesi en yüksek derece. Onun hemen bir altındaki derece, peygamberlere en yakın,Onun hemen bir altındaki derece, peygamberlere en yakın, peygamber olmayan insanların en yükseği ama peygamber değil!peygamber olmayan insanların en yükseği ama peygamber değil! Peygamberlerin bir altındaki derece ulemânın derecesidir. Peygamberlerin bir altındaki derece ulemânın derecesidir. İlim öğrenirken, öğretirken ama İslâm'ı kalkındıracağım diye öğrenirkenİlim öğrenirken, öğretirken ama İslâm'ı kalkındıracağım diye öğrenirken Allah o dereceye nail ediyor, mazhar ediyor, yükseltiyor. Allah o dereceye nail ediyor, mazhar ediyor, yükseltiyor.

İslâm'da niyet çok önemli! İyi niyetle olacak, İslâm'ı yükseltmek niyetiyle olacak!İslâm'da niyet çok önemli! İyi niyetle olacak, İslâm'ı yükseltmek niyetiyle olacak! "Para kazanacağım, satacağım, alacağım, çalacağım, çırpacağım..." diye"Para kazanacağım, satacağım, alacağım, çalacağım, çırpacağım..." diye maddî menfaat niyetiyle gösteriş için mücadele, kavga, hırs için olmayacak...maddî menfaat niyetiyle gösteriş için mücadele, kavga, hırs için olmayacak... Tabii birçok incelikleri var. Tabii birçok incelikleri var.

Samimî bir niyetle İslâm'a faydalı olmak, İslâm'ı kalkındırmak, müslümanlara yardımcı olmak,Samimî bir niyetle İslâm'a faydalı olmak, İslâm'ı kalkındırmak, müslümanlara yardımcı olmak, İslâm'ı savunmak, geliştirmek için çalışan insan peygamberlere yakın bir dereceye kadar çıkıyor,İslâm'ı savunmak, geliştirmek için çalışan insan peygamberlere yakın bir dereceye kadar çıkıyor, hemen altındaki dereceyi kazanmış oluyor! hemen altındaki dereceyi kazanmış oluyor!

Allahu Teâlâ hazretleri hepimizi ölünceye kadar ilim öğrene öğrene Allahu Teâlâ hazretleri hepimizi ölünceye kadar ilim öğrene öğrene zamanları geçirip ilim öğreterek, zamanları geçirip ilim öğreterek, İslâm'ı yayarak, sevapları kazanıp hayatımızı rızasına uygun geçirmeye muvaffak eylesin.İslâm'ı yayarak, sevapları kazanıp hayatımızı rızasına uygun geçirmeye muvaffak eylesin. Sonunda da hüsn-ü hâtime ile iyi bir son, iyi bir âkıbet ile ahirete göçüp Sonunda da hüsn-ü hâtime ile iyi bir son, iyi bir âkıbet ile ahirete göçüp Cenâb-ı Hakk'ın huzuruna sevdiği, razı olduğu kulu olarak varmayı nasip eylesin.Cenâb-ı Hakk'ın huzuruna sevdiği, razı olduğu kulu olarak varmayı nasip eylesin. Rıdvân-ı ekberine vasıl eylesin. Peygamber Efendimiz'e cennette komşu olupRıdvân-ı ekberine vasıl eylesin. Peygamber Efendimiz'e cennette komşu olup orada onunla beraber olmayı nasip eylesin. orada onunla beraber olmayı nasip eylesin.

Allah hepinizden razı olsun. Allah hepinize tevfîkını refîk eylesin. Allah hepinizden razı olsun. Allah hepinize tevfîkını refîk eylesin. Allah küçüklü, büyüklü, erkekli, kadınlı hepinizi muvaffakıyetlere erdirsin. Allah küçüklü, büyüklü, erkekli, kadınlı hepinizi muvaffakıyetlere erdirsin.

Üzülmeyin, mahzun olmayın; Allahu Teâlâ hazretlerine tevekkül edin, Üzülmeyin, mahzun olmayın; Allahu Teâlâ hazretlerine tevekkül edin, ilim öğrenin, ihtiyaçlarınızı Cenâb-ı Hakk'a arz edin, Cenâb-ı Hakk'ın yardımını bekleyin! ilim öğrenin, ihtiyaçlarınızı Cenâb-ı Hakk'a arz edin, Cenâb-ı Hakk'ın yardımını bekleyin!

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2