Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Allah’ın Sevdiği Davranışlar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

3 Recep 1419 / 23.10.1998
AKRA- Nürnberg/ Almanya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh

İbn Abbas radıyallahu anh'ın Peygamber Efendimizden rivayet ettiğiİbn Abbas radıyallahu anh'ın Peygamber Efendimizden rivayet ettiği bir hadîs-i şerîf ile başlamak istiyorum. bir hadîs-i şerîf ile başlamak istiyorum.

Kâle Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem. Kâle Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.

Rahime'llâhu men hafize lisânehû ve arafe zemânehû ve'stekâmet tarîkatehû. Rahime'llâhu men hafize lisânehû ve arafe zemânehû ve'stekâmet tarîkatehû.

Sadaka rasûlullàh, fî mâ kàl, ev kemâ kàl. Sadaka rasûlullàh, fî mâ kàl, ev kemâ kàl.

Efendimiz bu hadis-i şerifinde dua ile başlıyor.Efendimiz bu hadis-i şerifinde dua ile başlıyor. Rahime'llâhu diyor, yani "Allah rahmetine erdirsin!" mânasına...Rahime'llâhu diyor, yani "Allah rahmetine erdirsin!" mânasına... Rahime aslında mâzi sîgasıdır ama Arapça'da mâzi sîgası dua makamında da kullanılır.Rahime aslında mâzi sîgasıdır ama Arapça'da mâzi sîgası dua makamında da kullanılır. Düz olarak düşünülse rahimallâhu "Allah rahmet etti." mânasına gelir. Buyuruyor ki Efendimiz; Düz olarak düşünülse rahimallâhu "Allah rahmet etti." mânasına gelir. Buyuruyor ki Efendimiz;

Rahime'llâhu men hafize lisânehû. "Lisanını koruyabilene Allah rahmet etti." Rahime'llâhu men hafize lisânehû. "Lisanını koruyabilene Allah rahmet etti."

Etmesi garantilidir, "rahmet etsin!" demek. Etmesi garantilidir, "rahmet etsin!" demek.

Ve arafe zemânehû. "Ve zamanını bildi." Ve arafe zemânehû. "Ve zamanını bildi."

"Her kim ki lisanını koruyabildi, zamanını bilebildi,"Her kim ki lisanını koruyabildi, zamanını bilebildi, vestekâmet tarîkatehû yolu da düz oldu; işte buna Allah rahmet etsin!" vestekâmet tarîkatehû yolu da düz oldu; işte buna Allah rahmet etsin!"

"Etti" denirse tercümesi yanlış gibi olur. "Rahmet eylesin böyle kimseye..." demek daha uygun. "Etti" denirse tercümesi yanlış gibi olur. "Rahmet eylesin böyle kimseye..." demek daha uygun.

Efendimiz dua etmiş oluyor ama böylece teşvik de etmiş oluyor.Efendimiz dua etmiş oluyor ama böylece teşvik de etmiş oluyor. "Böyle yaparsanız, Allah sizi rahmetine erdirsin..."Böyle yaparsanız, Allah sizi rahmetine erdirsin... Böyle yapın da Allah'ın rahmetine erin!" mânasını anlamamız lazım.Böyle yapın da Allah'ın rahmetine erin!" mânasını anlamamız lazım. Bu sözleri Efendimiz'in emri gibi telakki etmemiz lazım. Kısa sözler... Ben açıklayayım: Bu sözleri Efendimiz'in emri gibi telakki etmemiz lazım. Kısa sözler...

Ben açıklayayım:

[Peygamber Efendimiz'in] Allah'ın rahmetine erdirmesini istediği kimseler kimler?[Peygamber Efendimiz'in] Allah'ın rahmetine erdirmesini istediği kimseler kimler? [Bir insan] neler yaparsa "Allah rahmetine erdirsin!" diye temenni ediyor, Peygamber Efendimiz? [Bir insan] neler yaparsa "Allah rahmetine erdirsin!" diye temenni ediyor, Peygamber Efendimiz?

Rahime'llâhu men hafize lisânehû.Rahime'llâhu men hafize lisânehû. "Lisanını hıfzedene, koruyana Allah rahmet eylesin, rahmetine onu erdirsin!" "Lisanını hıfzedene, koruyana Allah rahmet eylesin, rahmetine onu erdirsin!"

Burada lisan yabancı dil mânasına değil, boğazındaki konuşma vasıtası olan dil demek...Burada lisan yabancı dil mânasına değil, boğazındaki konuşma vasıtası olan dil demek... "Dilini tutana, diline hâkim olana, diline sahip olana,"Dilini tutana, diline hâkim olana, diline sahip olana, dilini günahlardan koruyana Allah rahmeylesin!" demek. Muhterem kardeşlerim! dilini günahlardan koruyana Allah rahmeylesin!" demek.

Muhterem kardeşlerim!

İnsanlar konuşa konuşa anlaşıyorlar ve dilleriyle sevap kazanıyorlar.İnsanlar konuşa konuşa anlaşıyorlar ve dilleriyle sevap kazanıyorlar. Dilleriyle zikir yaparlarsa sevap kazanırlar. Dilleriyle zikir yaparlarsa sevap kazanırlar. Birisinin gönlünü hoş edecek tatlı sözler söylerlerse sevap kazanırlar. Birisinin gönlünü hoş edecek tatlı sözler söylerlerse sevap kazanırlar. Bülbüller gibi Kur'an okurlarsa sevap kazanırlar.Bülbüller gibi Kur'an okurlarsa sevap kazanırlar. Hayırlı işler yaparlarsa, doğru şahitlik yaparlarsa, hakkı söylerlerse sevap kazanırlar.Hayırlı işler yaparlarsa, doğru şahitlik yaparlarsa, hakkı söylerlerse sevap kazanırlar. Cihat etmiş gibi büyük mükâfatlara nâil olurlar. Cihat etmiş gibi büyük mükâfatlara nâil olurlar.

Ama dilleriyle yalan söylerlerse, dilleriyle küfrederlerse, onun bunun kalbini kırarlarsa, can yakıcı,Ama dilleriyle yalan söylerlerse, dilleriyle küfrederlerse, onun bunun kalbini kırarlarsa, can yakıcı, bir insanın zararına sebep olan sözler söylerlerse, mahkemede yalancı şahitlik yaparlarsa, bir insanın zararına sebep olan sözler söylerlerse, mahkemede yalancı şahitlik yaparlarsa, meydanlarda yalan yanlış sözler söylerlerse, kahvelerde günahlı boş sözler söylerlerse... meydanlarda yalan yanlış sözler söylerlerse, kahvelerde günahlı boş sözler söylerlerse...

Oflu Hoca fıkrası... "Kah kah kah, kih kih kih..." Oflu Hoca fıkrası...

"Kah kah kah, kih kih kih..."

Nasrettin Hoca fıkrası... "Kah kah kah, kih kih kih..." Nasrettin Hoca fıkrası...

"Kah kah kah, kih kih kih..."

"Rindin birisi cennete girmiş de sofuların arasında orayı beğenmemiş..." "Rindin birisi cennete girmiş de sofuların arasında orayı beğenmemiş..."

"Kah kah kah, kih kih kih..." "Kah kah kah, kih kih kih..."

Ama bunlar oyuncak değil! Cennetle alay edilmez! Cehennemle dalga geçilmez, istihza edilmez! Ama bunlar oyuncak değil! Cennetle alay edilmez! Cehennemle dalga geçilmez, istihza edilmez!

Lisanıyla günaha giriyor. Yalan sölüyor, günaha giriyor.Lisanıyla günaha giriyor. Yalan sölüyor, günaha giriyor. Küfrediyor, ağır, hakâretâmiz söz söylüyor, kalp kırıyor, günaha giriyor.Küfrediyor, ağır, hakâretâmiz söz söylüyor, kalp kırıyor, günaha giriyor. Veyahut da insanı dinden imandan çıkartacak sözler söylüyor, günaha giriyor. Veyahut da insanı dinden imandan çıkartacak sözler söylüyor, günaha giriyor.

Lisan, insanı cehenneme sokan, cehenneme götürecek pek çok suçların işlendiği bir âlet de olabilir,Lisan, insanı cehenneme sokan, cehenneme götürecek pek çok suçların işlendiği bir âlet de olabilir, Allah'ın rızasını kazanmaya sebep olacak güzel bir vesile de olabilir. Bir âlet, bir konuşma âleti...Allah'ın rızasını kazanmaya sebep olacak güzel bir vesile de olabilir. Bir âlet, bir konuşma âleti... Konuşan neyi konuşursa lisan onu söyler; neyi düşünürse lisan onu söyler.Konuşan neyi konuşursa lisan onu söyler; neyi düşünürse lisan onu söyler. İşte ona göre dilin sahibi, lisanın sahibi,İşte ona göre dilin sahibi, lisanın sahibi, konuşmanın yapıcısı sevap kazanır veya günaha girer; kendisi bilir. konuşmanın yapıcısı sevap kazanır veya günaha girer; kendisi bilir.

"İnsanlar ekseriyetle dilinden -bir de cinsel duyguların kontrolsüzlüğünden- günaha girer." diye"İnsanlar ekseriyetle dilinden -bir de cinsel duyguların kontrolsüzlüğünden- günaha girer." diye [Peygamber] sallallahu aleyhi ve selem Efendimiz'in hadîs-i şerîfi [var.] [Peygamber] sallallahu aleyhi ve selem Efendimiz'in hadîs-i şerîfi [var.]

Demek ki Efendimiz bu hadîs-i şerîfte lisanımıza, dilimize sahip olmamızı,Demek ki Efendimiz bu hadîs-i şerîfte lisanımıza, dilimize sahip olmamızı, konuşmamızı ölçüp biçip söylememizi, dilimizle günah işlemekten sakınmamızı,konuşmamızı ölçüp biçip söylememizi, dilimizle günah işlemekten sakınmamızı, sevaplı işlere gayretli olmamızı tavsiye etmiş oluyor. Lisanı korumak tavsiyesinde bulunuyor.sevaplı işlere gayretli olmamızı tavsiye etmiş oluyor. Lisanı korumak tavsiyesinde bulunuyor. O halde biz de dilimizle Allah'ı zikredelim! O halde biz de dilimizle Allah'ı zikredelim!

Allah diyelim dâim, Yolda duralım kâim. Allah diyelim dâim,

Yolda duralım kâim.

Cenâb-ı Mevlâ'nın adını andıkça: Bir kez Allah dese aşk ile lisân Cenâb-ı Mevlâ'nın adını andıkça:

Bir kez Allah dese aşk ile lisân

Dökülür cümle günah misl-i hazân. Dökülür cümle günah misl-i hazân.

Tevbe edelim, istiğfar eyleyelim, af dileyelim; hayır söyleyelim, sevap kazanalım! Tevbe edelim, istiğfar eyleyelim, af dileyelim; hayır söyleyelim, sevap kazanalım!

Ve arafe zemânehû. "Zamanını bileni de Allah rahmetine erdirsin!" Ve arafe zemânehû. "Zamanını bileni de Allah rahmetine erdirsin!"

Belki üçü bir arada, belki tek tek de yeterli... Belki üçü bir arada, belki tek tek de yeterli...

Allah dilini tutana rahmetini ihsan eylesin, onu rahmetine mazhar eylesin...Allah dilini tutana rahmetini ihsan eylesin, onu rahmetine mazhar eylesin... Allah zamanını bilene rahmet eylesin...Allah zamanını bilene rahmet eylesin... Veyahut hem dilini tutmasını bilip hem de zamanının kıymetini bilmek;Veyahut hem dilini tutmasını bilip hem de zamanının kıymetini bilmek; hepsini bir arada da düşünmüş olabilir Peygamber Efendimiz. hepsini bir arada da düşünmüş olabilir Peygamber Efendimiz.

Zamanını bilmek ne demek? Zamanını bilmek ne demek?

Arafe zemânehû. Zaman; iki olay arasındaki geçen süre. Zaman bu ve geçiyor, daima çalışıyor.Arafe zemânehû. Zaman; iki olay arasındaki geçen süre. Zaman bu ve geçiyor, daima çalışıyor. Biz durduğumuz zaman, zaman durmuyor. Biz dursak da, uyusak da zaman akıp gidiyor. Ömür bitiyor. Biz durduğumuz zaman, zaman durmuyor. Biz dursak da, uyusak da zaman akıp gidiyor. Ömür bitiyor. Sayılı nefesler sayıca azalıyor, tükenmeye doğru gidiyor.Sayılı nefesler sayıca azalıyor, tükenmeye doğru gidiyor. Onun için "Zaman çok kıymetli bir sermayedir." denmiş. Onun için "Zaman çok kıymetli bir sermayedir." denmiş.

Almanya'da dolaşıyoruz. Almanca'sını söyleyelim: Zeit ist geld.Almanya'da dolaşıyoruz. Almanca'sını söyleyelim: Zeit ist geld. Yani, "Zaman para gibidir, zaman çok kıymetlidir." diyorlar.Yani, "Zaman para gibidir, zaman çok kıymetlidir." diyorlar. Para nasıl kıymetliyse; 100 marklar, 500 marklar, 1000 marklar, cepleri doldurduğu zamanPara nasıl kıymetliyse; 100 marklar, 500 marklar, 1000 marklar, cepleri doldurduğu zaman insanın göğsünü kabartan kocaman kocaman paralar nasıl kıymetliyse zaman da kıymetli... insanın göğsünü kabartan kocaman kocaman paralar nasıl kıymetliyse zaman da kıymetli...

Zaman herkeste var ama zamanı boşa harcıyoruz. Zamanın kıymetini bilmiyor çoğu kimse...Zaman herkeste var ama zamanı boşa harcıyoruz. Zamanın kıymetini bilmiyor çoğu kimse... Zaman kahvelerde gidiyor. Zaman stadyumlarda gidiyor. Zaman boş şeylerle geçiyor, elden kaçıyor.Zaman kahvelerde gidiyor. Zaman stadyumlarda gidiyor. Zaman boş şeylerle geçiyor, elden kaçıyor. Ömür bitiyor, ortada bir şey yok... Dönüp baktığın zaman koca bir ömr-ü heder, boşa geçmiş bir ömür...Ömür bitiyor, ortada bir şey yok... Dönüp baktığın zaman koca bir ömr-ü heder, boşa geçmiş bir ömür... Sonra çok kederleniyor insan, üzülüyor; "ah!" ediyor, "vah!" ediyorSonra çok kederleniyor insan, üzülüyor; "ah!" ediyor, "vah!" ediyor ama zaman bir daha geri gelmiyor. Zamanının kıymetini bilecek. ama zaman bir daha geri gelmiyor. Zamanının kıymetini bilecek.

"Zamanın kıymetini bilmek" sözünden ben, birincisi;"Zamanın kıymetini bilmek" sözünden ben, birincisi; zamanın kadrini kıymetini, önemini bilmek diye anlıyorum.zamanın kadrini kıymetini, önemini bilmek diye anlıyorum. Zamanın çok kıymetli olduğunu, saniyesinin boş geçirilmemesi gerektiğini düşünüyorum, bir bu...Zamanın çok kıymetli olduğunu, saniyesinin boş geçirilmemesi gerektiğini düşünüyorum, bir bu... Bir de her zamanda, müslümanın o zamana uygun olarak yapması gereken uygun bir iş vardır.Bir de her zamanda, müslümanın o zamana uygun olarak yapması gereken uygun bir iş vardır. Mesela Ramazan'da oruç tutması lazım. Cuma vaktinde Cuma namazına gitmesi lazım. Mesela Ramazan'da oruç tutması lazım. Cuma vaktinde Cuma namazına gitmesi lazım.

Cuma namazına gitmiyor, "Dükkânım açık, çalışıyorum." diyor.Cuma namazına gitmiyor, "Dükkânım açık, çalışıyorum." diyor. Allah "Cuma vaktinde ticareti bırakın, camiye gelin!" diye buyurmuş.Allah "Cuma vaktinde ticareti bırakın, camiye gelin!" diye buyurmuş. Haram işliyor, Allah'ın emrine aykırı iş yapmış oluyor. O zamanda Cuma namazına gitmek lazım.Haram işliyor, Allah'ın emrine aykırı iş yapmış oluyor. O zamanda Cuma namazına gitmek lazım. Cuma namazı kendisine farz olmuş olan, erkek ve hür bir insanın Cuma'ya gitmesi lazım! Cuma namazı kendisine farz olmuş olan, erkek ve hür bir insanın Cuma'ya gitmesi lazım!

Sabahleyin güneş doğmadan önce kalkıp sabah namazını kılması lazım!Sabahleyin güneş doğmadan önce kalkıp sabah namazını kılması lazım! Mümkünse camide kılması lazım [çünkü] evde kılmasından 27 kat daha sevaplı... Mümkünse camide kılması lazım [çünkü] evde kılmasından 27 kat daha sevaplı... Cuma namazı kılınan bir camide namazı kılarsa 50 kat sevap var. Cuma namazı kılınan bir camide namazı kılarsa 50 kat sevap var.

Zamanın kıymetini bilmek önemli.Zamanın kıymetini bilmek önemli. Bir de "İçinde bulunduğu zamanda yapması gereken en önemli iş hangisi?" diye düşünüp onu yapmak lazım! Bir de "İçinde bulunduğu zamanda yapması gereken en önemli iş hangisi?" diye düşünüp onu yapmak lazım!

İçinde bulunduğun zamanı düşüneceksin: "Bugün günlerden ne? Günün hangi saati?İçinde bulunduğun zamanı düşüneceksin: "Bugün günlerden ne? Günün hangi saati? Şu sırada ne yapmalıyım? Bu vakit namazını kıldım mı? Şu sırada ne yapmalıyım? Bu vakit namazını kıldım mı? Şu anda ben vaktimi neyle geçiriyorum, aslında neyle geçirmek lazımdı?" diye,Şu anda ben vaktimi neyle geçiriyorum, aslında neyle geçirmek lazımdı?" diye, insan zamanını böyle de bilebilir. insan zamanını böyle de bilebilir.

Efendimiz'in tavsiye buyurduğu zamanı bilmek konusu böyle de olabilir.Efendimiz'in tavsiye buyurduğu zamanı bilmek konusu böyle de olabilir. Hem zamanın kıymetini bilmek hem de hangi zamanda hangi sevaplı işi yapacağını bilip onu kaçırmamak... Hem zamanın kıymetini bilmek hem de hangi zamanda hangi sevaplı işi yapacağını bilip onu kaçırmamak...

Seher vakti tevbe ve istiğfar zamanıdır.Seher vakti tevbe ve istiğfar zamanıdır. Seher vakti, imsak kesilmeden önceki zaman, gecenin son bölümleri,Seher vakti, imsak kesilmeden önceki zaman, gecenin son bölümleri, sahura kalkıp da oruç tutacakların namaz kıldığı vakitler...sahura kalkıp da oruç tutacakların namaz kıldığı vakitler... O vakitler kalkıp abdest alıp, namaz kılıp, dua edip tevbe ve istiğfar etme zamanı... O vakitler kalkıp abdest alıp, namaz kılıp, dua edip tevbe ve istiğfar etme zamanı...

Sabah namazı vaktinde sabah namazına gitmek lazım!Sabah namazı vaktinde sabah namazına gitmek lazım! Cuma namazının vakti gelince cumaya gitmek lazım!Cuma namazının vakti gelince cumaya gitmek lazım! Akşamı, yatsıyı, ikindiyi zamanı gelince kaçırmamak lazım. Bunların hepsi önemli. Akşamı, yatsıyı, ikindiyi zamanı gelince kaçırmamak lazım. Bunların hepsi önemli.

Zamanının içinde o anda ne yapması gerektiğini bilmiyorsa bilenlere bakmalı, sormalı, öğrenmeli.Zamanının içinde o anda ne yapması gerektiğini bilmiyorsa bilenlere bakmalı, sormalı, öğrenmeli. Eski büyüklerimizin yazdığı bazı güzel kitaplar vardır.Eski büyüklerimizin yazdığı bazı güzel kitaplar vardır. Günün içinde 24 saatin hangi saatini neyle geçirmesi gerektiğini anlatan kitaplar vardır.Günün içinde 24 saatin hangi saatini neyle geçirmesi gerektiğini anlatan kitaplar vardır. Bir günün, bir gecenin ameli diye bunları yazan kitaplar vardır. Ne kadar güzel...Bir günün, bir gecenin ameli diye bunları yazan kitaplar vardır. Ne kadar güzel... İnsan onları okumalı ve zamanının kıymetini bilerek,İnsan onları okumalı ve zamanının kıymetini bilerek, günün o saatinde hangi işi yapması gerektiğini bilerek zamanını değerlendirmeli, sevapları kazanmalı!günün o saatinde hangi işi yapması gerektiğini bilerek zamanını değerlendirmeli, sevapları kazanmalı! İslâm için çalışmalı. Âhireti için çalışmalı. Allah'ın rızasını kazanmak için çalışmalı. İslâm için çalışmalı. Âhireti için çalışmalı. Allah'ın rızasını kazanmak için çalışmalı. Hayırlı işte koşturmalı, şerli işten uzak durmaya gayret etmeli. Zamanını boşa harcamamalı. Hayırlı işte koşturmalı, şerli işten uzak durmaya gayret etmeli. Zamanını boşa harcamamalı.

Efendimiz böyle tasviye etmiş oluyor. Efendimiz böyle tasviye etmiş oluyor.

Üçüncü cümlecik, ana cümledeki üçüncü bölüm: Üçüncü cümlecik, ana cümledeki üçüncü bölüm:

Ve'stekâmet tarîkatuhû. "Allah, yolu düzgün olana da rahmet eylesin,Ve'stekâmet tarîkatuhû. "Allah, yolu düzgün olana da rahmet eylesin, rahmetine onu da mazhar eylesin!" diye, [Peygamber] sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yolu düzgün,rahmetine onu da mazhar eylesin!" diye, [Peygamber] sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yolu düzgün, tarikati istikamet üzere olan, müstakîm olana da dua ediyor. tarikati istikamet üzere olan, müstakîm olana da dua ediyor.

Bizim ülkemizde, Türkiye'de "tarikat" deyince "tasavvufî tarikat" anlaşılır.Bizim ülkemizde, Türkiye'de "tarikat" deyince "tasavvufî tarikat" anlaşılır. "Nakşî tarikati", "Kâdirî tarikati", "Mevlevî tarikati", "Bektâşî tarikati" deniliyor."Nakşî tarikati", "Kâdirî tarikati", "Mevlevî tarikati", "Bektâşî tarikati" deniliyor. Burada "tarikat" doğrudan doğruya kişinin gittiği, yöneldiği yol mânasına... Burada "tarikat" doğrudan doğruya kişinin gittiği, yöneldiği yol mânasına... Ve'stekâmet tarîkatuhû. "Yollandığı yol, yürümekte olduğu yol,Ve'stekâmet tarîkatuhû. "Yollandığı yol, yürümekte olduğu yol, hayatını yöneltmiş olduğu istikamet doğru olana ne mutlu!hayatını yöneltmiş olduğu istikamet doğru olana ne mutlu! Yürüdüğü yol doğru yol olana ne mutlu!" diye, Efendimiz ona da dua ediyor. Yürüdüğü yol doğru yol olana ne mutlu!" diye, Efendimiz ona da dua ediyor.

Bu da tavsiye ediliyor. Demek ki insan yürüdüğü yola da dikkat etmeli.Bu da tavsiye ediliyor. Demek ki insan yürüdüğü yola da dikkat etmeli. Zamanını boşa geçirmemeye de dikkat etmeli. Zamanını boşa geçirmemeye de dikkat etmeli.

Günü hangi istikamette geçiyor, ömrü hangi istikamette geçiyor? Adam ne iş yapıyor, hangi işle meşgul?Günü hangi istikamette geçiyor, ömrü hangi istikamette geçiyor? Adam ne iş yapıyor, hangi işle meşgul? Kumarla mı meşgul, gafletle mi meşgul, ticaretle mi meşgul?Kumarla mı meşgul, gafletle mi meşgul, ticaretle mi meşgul? Günahla mı meşgul, haramla mı meşgul, zulümle mi meşgul? Günahla mı meşgul, haramla mı meşgul, zulümle mi meşgul?

Zamanın kıymetini bilecek, yürüdüğü yolun düzgün olmasına dikkat edecek. Zamanın kıymetini bilecek, yürüdüğü yolun düzgün olmasına dikkat edecek.

İhdine's-sırâta'l-müstakîmMüslüman her gün 40 rekât namaz kılıyorsa; İhdine's-sırâta'l-müstakîmMüslüman her gün 40 rekât namaz kılıyorsa;

"Bizi doğru yola ilet!" diye, günde 40 defa doğru yolu düşünüyor ve Allah'tan istiyor."Bizi doğru yola ilet!" diye, günde 40 defa doğru yolu düşünüyor ve Allah'tan istiyor. Doğru yolun ne olduğunu Fâtiha'dan da herkes az çok bilir. Doğru yolun ne olduğunu Fâtiha'dan da herkes az çok bilir.

Sırâta'llezîne en'amte aleyhim. "Kendilerine Allah'ın lütfettiği, in'am ettiği, ihsan ettiği, sevdiği,Sırâta'llezîne en'amte aleyhim. "Kendilerine Allah'ın lütfettiği, in'am ettiği, ihsan ettiği, sevdiği, beğendiği, mükâfatlandırdığı iyi insanların yoluna" gidecek.beğendiği, mükâfatlandırdığı iyi insanların yoluna" gidecek. Mü'min olacak ve iyi insan olacak.Mü'min olacak ve iyi insan olacak. Allah'ın nimetine, lütfuna, ikramına mazhar olmuş kişilerin yoluna gidecek. Allah'ın nimetine, lütfuna, ikramına mazhar olmuş kişilerin yoluna gidecek.

Ğayri'l-mağdûbi aleyhim vele'd-dâllîn.Ğayri'l-mağdûbi aleyhim vele'd-dâllîn. "Allah'ın kendilerine gazap ettiği insanların yoluna değil, sapıtmışların yoluna değil..." "Allah'ın kendilerine gazap ettiği insanların yoluna değil, sapıtmışların yoluna değil..."

Dünyada herkes bir yolda yürüyor ama demek ki bazı yolları Allah seviyor,Dünyada herkes bir yolda yürüyor ama demek ki bazı yolları Allah seviyor, o yolda yürüyenlere rahmet ediyor; bazı yolda yürüyenlere gazap ediyor.o yolda yürüyenlere rahmet ediyor; bazı yolda yürüyenlere gazap ediyor. "Bak bu edepsiz yanlış yolda yürüyor, bu kulumu sevmedim!" diye kızıyor, gazap ediyor."Bak bu edepsiz yanlış yolda yürüyor, bu kulumu sevmedim!" diye kızıyor, gazap ediyor. Bazıları da sapıkların yolu oluyor. Bazıları da sapıkların yolu oluyor.

Demek ki çevremizdeki ve dünyadaki, içimizdeki ve dışımızdaki insanlarınDemek ki çevremizdeki ve dünyadaki, içimizdeki ve dışımızdaki insanların yaşam tarzlarını iman gözüyle incelemeliyiz.yaşam tarzlarını iman gözüyle incelemeliyiz. "Bu yol hangi cins yollar grubuna girer?"Bu yol hangi cins yollar grubuna girer? Benim yürüdüğüm yol Allah'ın kendilerine ihsanda, ikramda bulunduğu insanların yolu mudur;Benim yürüdüğüm yol Allah'ın kendilerine ihsanda, ikramda bulunduğu insanların yolu mudur; yoksa Allah'ın gazap ettiği kişilerin, sapıtmışların yolu mudur?" diye kendi yolunu insan bir denemeli... yoksa Allah'ın gazap ettiği kişilerin, sapıtmışların yolu mudur?" diye kendi yolunu insan bir denemeli...

İnsan kendi kendisini kontrol edebilir, teftiş edebilir, araştırabilir, soruşturabilir.İnsan kendi kendisini kontrol edebilir, teftiş edebilir, araştırabilir, soruşturabilir. Kendi durumuna bakabilir, kendi durumunu ölçüp tartabilir. Kendi durumuna bakabilir, kendi durumunu ölçüp tartabilir.

"Ben bir şeyler yapıyorum ama ortada kimse yok, şimdi tek başıma bir kendimi düşüneyim:"Ben bir şeyler yapıyorum ama ortada kimse yok, şimdi tek başıma bir kendimi düşüneyim: Benim ömrüm nereye gidiyor? Ne yapıyorum, hangi yolda yürüyorum? Benim bu yaptığım iyi bir yol mu? Benim ömrüm nereye gidiyor? Ne yapıyorum, hangi yolda yürüyorum? Benim bu yaptığım iyi bir yol mu? Yani iş mi benim yaptığım? Yaptığım Allah'ın hoşuna gider mi? Allah'ın gazabını mı çekerim?Yani iş mi benim yaptığım? Yaptığım Allah'ın hoşuna gider mi? Allah'ın gazabını mı çekerim? Sonuçta zarar mı ederim, kâr mı ederim?" diye insan kendi kendisini bir yoklamalı. Sonuçta zarar mı ederim, kâr mı ederim?" diye insan kendi kendisini bir yoklamalı.

Kendisini tenkit hedefi olarak karşısına alıp gittiği yolu hakkında kendisine not vermeli.Kendisini tenkit hedefi olarak karşısına alıp gittiği yolu hakkında kendisine not vermeli. Hani "Kendin pişir, kendin ye." dedikleri gibi...Hani "Kendin pişir, kendin ye." dedikleri gibi... Gelip geçeni lokantasına davet için yollarda "Buyur gel; eti ben vereyim, mangalı al, köşeye çekil,Gelip geçeni lokantasına davet için yollarda "Buyur gel; eti ben vereyim, mangalı al, köşeye çekil, şu çayırda, şu gölgeliğin altında, şu masada, şu ocakta kendin pişir, kendin ye." [yazdıkları] gibi... şu çayırda, şu gölgeliğin altında, şu masada, şu ocakta kendin pişir, kendin ye." [yazdıkları] gibi...

Bir de insanın kendi kendisinin notunu vermesi lazım. Bir de insanın kendi kendisinin notunu vermesi lazım.

"Benim karnem nasıl olur? Acaba ben iyi bir müslüman mıyım? Kendime bir not vereyim." diye"Benim karnem nasıl olur? Acaba ben iyi bir müslüman mıyım? Kendime bir not vereyim." diye insan kendisini düşünmeli, kendisini yoklamalı. Bu önemli bir şey. insan kendisini düşünmeli, kendisini yoklamalı. Bu önemli bir şey.

Sabahleyin kapıdan çıkarken nasıl çıkacağız? Sabahleyin kapıdan çıkarken nasıl çıkacağız?

"Bugün Allah için neler yapabilirim?" diye düşünerek çıkacağız. "Bugün Allah için neler yapabilirim?" diye düşünerek çıkacağız.

Çıkmadan önce kendi kendine sormalı; "Ben bugün evden çıkıp gideceğim.Çıkmadan önce kendi kendine sormalı;

"Ben bugün evden çıkıp gideceğim.
Bugün Allah için ne yapmalıyım?" demeli ve akşamleyin de eve geldiği zaman; Bugün Allah için ne yapmalıyım?" demeli ve akşamleyin de eve geldiği zaman;

"Ben döndüm dolaştım, geldim, koca bir gün geçirdim."Ben döndüm dolaştım, geldim, koca bir gün geçirdim. Bu gün Allah için neler yaptım?" diye kendisini yoklamalı, bir not vermeli! Bu gün Allah için neler yaptım?" diye kendisini yoklamalı, bir not vermeli!

"Bu gün sıfır aldın?" "Neden?" "Namazları kılmadın. Cuma'ya gitmedin."Bu gün sıfır aldın?"

"Neden?"

"Namazları kılmadın. Cuma'ya gitmedin.
Haram yedin, gıybet ettin. Günahlı işlere bulaştın. Sıfır... Çok fenâ!.." Haram yedin, gıybet ettin. Günahlı işlere bulaştın. Sıfır... Çok fenâ!.."

Belki sıfır bile az gelir. Belki mânevî bakımdan eksi notlar da vardır. Çünkü sıfır, hiçbir şey demek.Belki sıfır bile az gelir. Belki mânevî bakımdan eksi notlar da vardır. Çünkü sıfır, hiçbir şey demek. Hâlbuki eksi notlar sıfırın da altında demek... Yani daha beter de olabilir. Hâlbuki eksi notlar sıfırın da altında demek... Yani daha beter de olabilir.

Onun için ne yapmamız gerekiyor? Onun için ne yapmamız gerekiyor?

Yolumuzun ne yol olduğunu kendi kendimize sormamız gerekiyor. Yolumuzun ne yol olduğunu kendi kendimize sormamız gerekiyor.

Başkası söylese insan bazen kızar. "Sen yanlış bir yoldasın!" deyince nefsi kabarır,Başkası söylese insan bazen kızar. "Sen yanlış bir yoldasın!" deyince nefsi kabarır, kibrinden dolayı karşı tarafın haklı sözünü kabul etmez; "Sen kendine bak! Sen bana ne karışıyorsun? kibrinden dolayı karşı tarafın haklı sözünü kabul etmez; "Sen kendine bak! Sen bana ne karışıyorsun? Sen benden daha mı bilgilisin? Ben bu işleri senden daha iyi bilirim.Sen benden daha mı bilgilisin? Ben bu işleri senden daha iyi bilirim. Falanca yere gittim, filanca yeri bitirdim, falanca yerde okudum..." diyebilir.Falanca yere gittim, filanca yeri bitirdim, falanca yerde okudum..." diyebilir. İyi ama yolun yanlış işte... İyi ama yolun yanlış işte... Küçük de söylese, çocuk da söylese, deli bile söylese doğru söylüyorsa doğru... Küçük de söylese, çocuk da söylese, deli bile söylese doğru söylüyorsa doğru...

Eskiden delilerin, divânelerin tedavi edildiği bir yere evliyâullahtan, alimlerden birisi gitmiş.Eskiden delilerin, divânelerin tedavi edildiği bir yere evliyâullahtan, alimlerden birisi gitmiş. Orada delilerden sözler duymuş. Diyor ki; Orada delilerden sözler duymuş. Diyor ki;

"Akıllıdan çıkmayan söz çıkıyor divâneden..." "Akıllıdan çıkmayan söz çıkıyor divâneden..."

Bazen ummadığın insanlar akıllının söylemediği kadar doğru düzgün laf söyleyebilirler.Bazen ummadığın insanlar akıllının söylemediği kadar doğru düzgün laf söyleyebilirler. Onun için başkasını dinlemek lazım ama dinlemek zor. Onun için başkasını dinlemek lazım ama dinlemek zor.

Peki, madem başkasından hatalarını duymak, dinlemek nefsine ağır geliyor,Peki, madem başkasından hatalarını duymak, dinlemek nefsine ağır geliyor, o halde sen de kendi kendini sorgula. Kendi kendini yargıla. Kendi kendine bir not ver.o halde sen de kendi kendini sorgula. Kendi kendini yargıla. Kendi kendine bir not ver. İyi bir adam mısın, iyi bir matah mısın? İyi bir adam mısın, iyi bir matah mısın? Allah'ın rızasını kazanacak gibi mi görünüyorsun, yoksa belanı bulacak gibi mi görünüyorsun?Allah'ın rızasını kazanacak gibi mi görünüyorsun, yoksa belanı bulacak gibi mi görünüyorsun? Allah sevecek mi, sevmeyecek mi? Kendi kendini kontrol et! Allah sevecek mi, sevmeyecek mi? Kendi kendini kontrol et!

"Allahu Teâlâ hazretleri dilini hıfzedene, zamanının kadr ü kıymetini bilip uygun işi yapana"Allahu Teâlâ hazretleri dilini hıfzedene, zamanının kadr ü kıymetini bilip uygun işi yapana ve de yolu doğru olana rahmeylesin!" diye Efendimiz tavsiye[dua] buyuruyor. ve de yolu doğru olana rahmeylesin!" diye Efendimiz tavsiye[dua] buyuruyor.

Tasavvufî tarikatler de "yol" demek.Tasavvufî tarikatler de "yol" demek. Yani onlar da Allah'a götüren yollar olduğu için veyahut Allah'ın rızasını kazanmanın,Yani onlar da Allah'a götüren yollar olduğu için veyahut Allah'ın rızasını kazanmanın, nefsi terbiyenin usulleri olduğundan o ismi almış oluyorlar.nefsi terbiyenin usulleri olduğundan o ismi almış oluyorlar. Onun da "tarikat" diye isimlendirilmesi yanlış değil. Onun da "tarikat" diye isimlendirilmesi yanlış değil.

Bu hadîs-i şerîften anlaşıldığına göre, demek ki bir tarikate girmiş de olsak girmemiş de olsak,Bu hadîs-i şerîften anlaşıldığına göre, demek ki bir tarikate girmiş de olsak girmemiş de olsak, intisablı da olsak intisabsız da olsak, hepimiz aslında bir tarikat tutturmuş gidiyoruz. intisablı da olsak intisabsız da olsak, hepimiz aslında bir tarikat tutturmuş gidiyoruz. Efendimiz'in bu ifadesi benim hoşuma gitti doğrusu...Efendimiz'in bu ifadesi benim hoşuma gitti doğrusu... Bazıları tasavvufa, tarikate karşı ama o da tarikatte, tasavvufa karşı tarikatte gidiyor.Bazıları tasavvufa, tarikate karşı ama o da tarikatte, tasavvufa karşı tarikatte gidiyor. Yani o da bir tarikatte gidiyor ama yamuk tarikatte gidiyor. Kimisi de İslâm'a karşı yolda gidiyor. Yani o da bir tarikatte gidiyor ama yamuk tarikatte gidiyor. Kimisi de İslâm'a karşı yolda gidiyor.

Millet karşısındakinin tasavvufî tarikatine, ilim irfan yoluna karışıyor. Hâlbuki karışmaması lazım!Millet karşısındakinin tasavvufî tarikatine, ilim irfan yoluna karışıyor. Hâlbuki karışmaması lazım! Hani ülkede laiklik var, kimse kimsenin inancına karışamazdı?Hani ülkede laiklik var, kimse kimsenin inancına karışamazdı? Güya Anayasa'nın teminatı altında... Karışmaması lazım!Güya Anayasa'nın teminatı altında... Karışmaması lazım! Karışıyor da kendi tarikatinin dinsizlik, edepsizlik, imansızlık, inkâr tarikati olduğu,Karışıyor da kendi tarikatinin dinsizlik, edepsizlik, imansızlık, inkâr tarikati olduğu, memlekete muzır, umûmî ahlâka, âdâba aykırı batıl tarikat olduğumemlekete muzır, umûmî ahlâka, âdâba aykırı batıl tarikat olduğu veyahut eşkiyâlık, hırsızlık tarikati olduğu hiç aklına gelmiyor. veyahut eşkiyâlık, hırsızlık tarikati olduğu hiç aklına gelmiyor.

Ama [Peygamber] sallallahu aleyhi ve sellem EfendimizAma [Peygamber] sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde herkesin bir yolu olduğunu beyan etmiş oldu. bu hadîs-i şerîfinde herkesin bir yolu olduğunu beyan etmiş oldu.

Herkes tarikatini ölçsün biçsin bakalım: Herkes tarikatini ölçsün biçsin bakalım:

Kendi tarikati hak tarikat mi, batıl tarikat mi?Kendi tarikati hak tarikat mi, batıl tarikat mi? İmanlı tarikat mi, yoksa zararlı tarikat mi? Allah'ın rızasına uygun mu, aykırı mı? İmanlı tarikat mi, yoksa zararlı tarikat mi? Allah'ın rızasına uygun mu, aykırı mı?

Şerîat, tarîkat yoldur varana, Mârifet, hakîkat andan içeru. Şerîat, tarîkat yoldur varana, Mârifet, hakîkat andan içeru.

Yunus Emre'nin dediği gibi herkes bir yolda yürüyor ama yolun güzel olması lazım! Yunus Emre'nin dediği gibi herkes bir yolda yürüyor ama yolun güzel olması lazım!

"Allahu Teâlâ hazretleri hepimize dilimizi tutmayı, zamanımızın kıymetini bilmeyi,"Allahu Teâlâ hazretleri hepimize dilimizi tutmayı, zamanımızın kıymetini bilmeyi, doğru yolda yürümeyi nasip etsin." diye bu hadîs-i şerîflerden aldığımız bilgilerle dua ediyoruz. doğru yolda yürümeyi nasip etsin." diye bu hadîs-i şerîflerden aldığımız bilgilerle dua ediyoruz.

İkinci hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz dua ediyor.İkinci hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz dua ediyor. Benim çok sevdiğim alimlerden biri olan Abdullah b. Mübârek'in Halid b. Ebî İmran radıyallahu anh'tenBenim çok sevdiğim alimlerden biri olan Abdullah b. Mübârek'in Halid b. Ebî İmran radıyallahu anh'ten rivayet ettiğine göre [Peygamber Efendimiz] şöyle buyurmuş: rivayet ettiğine göre [Peygamber Efendimiz] şöyle buyurmuş:

Rahime'llâhu abden kâle hayran fe-ğanime ev sekete an sûin fe-selime.Rahime'llâhu abden kâle hayran fe-ğanime ev sekete an sûin fe-selime. "Allah şol kula rahmet eylesin ki şol kulu rahmetine mazhar buyursun ki..." "Allah şol kula rahmet eylesin ki şol kulu rahmetine mazhar buyursun ki..."

"Kul" dediği yaratığı, Allah'ın müslüman kulu demek, yani köle mânasına değil."Kul" dediği yaratığı, Allah'ın müslüman kulu demek, yani köle mânasına değil. "Allah şu kuluna rahmetini ihsan eylesin ki, kâle hayren fe-ğanime hayır söz söyledi"Allah şu kuluna rahmetini ihsan eylesin ki, kâle hayren fe-ğanime hayır söz söyledi ve böylece kendisine kazanç sağladı, kazançlı çıktı." ve böylece kendisine kazanç sağladı, kazançlı çıktı."

"Hayır söz söyleyip kazançlı çıkan kula Allah rahmetini ihsân eylesin." "Hayır söz söyleyip kazançlı çıkan kula Allah rahmetini ihsân eylesin."

Dua ediyor yani, Efendimiz öyle olmayı bize tavsiye ediyor.Dua ediyor yani, Efendimiz öyle olmayı bize tavsiye ediyor. Hayır söyleyeceğiz, böylece kazançlı çıkacağız. Çünkü hayır sözün kazancı vardır.Hayır söyleyeceğiz, böylece kazançlı çıkacağız. Çünkü hayır sözün kazancı vardır. Hayır söylediği zaman ganimet elde etmiş gibi kazançlı çıkar. Hayır söylediği zaman ganimet elde etmiş gibi kazançlı çıkar.

Ev sekete an sûin. Ev sekete an sûin. "Veyahut da kötü, çirkin bir sözü söyleyecekken söylemezse,"Veyahut da kötü, çirkin bir sözü söyleyecekken söylemezse, kendisini tutarsa, kötülükten dilini tutarsa..." O zaman da ne oluyor? kendisini tutarsa, kötülükten dilini tutarsa..."

O zaman da ne oluyor?

Fe-selime. "Selâmette oluyor." Fe-selime. "Selâmette oluyor."

Kötülüğü söyleseydi başı derde, belaya girecekti; günaha, cezaya çarpılacaktı. Kötülüğü söyleseydi başı derde, belaya girecekti; günaha, cezaya çarpılacaktı.

Söylemeyince ne oldu? Söylemeyince ne oldu?

Sâlim oldu, selâmette oldu; cezadan, beladan kurtuldu.Sâlim oldu, selâmette oldu; cezadan, beladan kurtuldu. Yanlışlığı yapmadığı için "oh, elhamdülillah..." selâmete erdi. Yanlışlığı yapmadığı için "oh, elhamdülillah..." selâmete erdi.

Efendimiz bize burada yine lisanla ilgili tavsiyede bulunmuş oluyor.Efendimiz bize burada yine lisanla ilgili tavsiyede bulunmuş oluyor. Birinci hadîs-i şerîfte de lisanla ilgili tavsiye vardı.Birinci hadîs-i şerîfte de lisanla ilgili tavsiye vardı. Diline sahip olmak, dilini hıfzetmek, korumak vardı. Diline sahip olmak, dilini hıfzetmek, korumak vardı. Burada dili iki türlü kullanacağımızı anlıyoruz: İnsan diliyle hayır söylerse ganimet kazanır,Burada dili iki türlü kullanacağımızı anlıyoruz: İnsan diliyle hayır söylerse ganimet kazanır, sevap kazanır, mükâfat kazanır, kâr eder. sevap kazanır, mükâfat kazanır, kâr eder. Dilini kötü şeyi söylemekten tutarsa, o zaman da selâmete erer, onun da faydasını görür. Dilini kötü şeyi söylemekten tutarsa, o zaman da selâmete erer, onun da faydasını görür.

Demek ki hayır söyleyeceğiz. Ya da kötü söz söylemek ağzımıza kadar gelmişse, içimiz kabarmış,Demek ki hayır söyleyeceğiz. Ya da kötü söz söylemek ağzımıza kadar gelmişse, içimiz kabarmış, boğazımızdan neredeyse söyleyecek kadar kızmışız, heyecanlanmışız ama söz kötü olacak;boğazımızdan neredeyse söyleyecek kadar kızmışız, heyecanlanmışız ama söz kötü olacak; tutuyoruz kendimizi, sükût ediyoruz, söylemiyoruz.tutuyoruz kendimizi, sükût ediyoruz, söylemiyoruz. Kötü sözü söylemekten kendimizi tutuyoruz, o zaman da yine selâmette oluyoruz, selâmet buluyoruz.Kötü sözü söylemekten kendimizi tutuyoruz, o zaman da yine selâmette oluyoruz, selâmet buluyoruz. Kendimiz de selâmet buluruz, başkası da... Biz kötü söz söylemediğimiz için selâmet buluruz.Kendimiz de selâmet buluruz, başkası da... Biz kötü söz söylemediğimiz için selâmet buluruz. Kötü söz söyleyip karşımızdakini zarara uğratmadığımız için o da selâmette olur. Kötü söz söyleyip karşımızdakini zarara uğratmadığımız için o da selâmette olur.

Zaten müslümanın tarifinde, [Peygamber] sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'inZaten müslümanın tarifinde, [Peygamber] sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hepimizin bildiği bir ifadesi var.hepimizin bildiği bir ifadesi var. Ne yapacağız? Müslüman başka insanlara eliyle diliyle zarar vermeyecek. Ne yapacağız?

Müslüman başka insanlara eliyle diliyle zarar vermeyecek.

el-Müslimü men selime'l-müslimûne min lisânihî ve yedihî. el-Müslimü men selime'l-müslimûne min lisânihî ve yedihî.

Bu hadîs-i şerîfi herkes duymuştur diye tahmin ediyorum: Bu hadîs-i şerîfi herkes duymuştur diye tahmin ediyorum:

Ya hayır söyleyeceğiz ya susacağız. Hayır söylemek de sevap susmak da kârlı...Ya hayır söyleyeceğiz ya susacağız. Hayır söylemek de sevap susmak da kârlı... Ama susmayıp da kötü şeyi söylerse,Ama susmayıp da kötü şeyi söylerse, o da artık insanı cehenneme kadar düşürebilecek tehlikelerin çığırını açmış oluyor. o da artık insanı cehenneme kadar düşürebilecek tehlikelerin çığırını açmış oluyor.

Ağzını açtığı zaman kötü şey söylemekten Allah korusun, Allah kurtarsın, Allah hıfzeylesin...Ağzını açtığı zaman kötü şey söylemekten Allah korusun, Allah kurtarsın, Allah hıfzeylesin... Allah o duruma düşürmesin... Allah o duruma düşürmesin...

Açtığımız sayfada bu sefer hem dili tutmakla, zamanın kıymetini bilmekle,Açtığımız sayfada bu sefer hem dili tutmakla, zamanın kıymetini bilmekle, doğru yürümekle ilgili tavsiyeler geldi. Bunun bir hikmeti vardır.doğru yürümekle ilgili tavsiyeler geldi. Bunun bir hikmeti vardır. Demek ki sözümüze dikkat edeceğiz, dilimize çok dikkat edeceğiz. Demek ki sözümüze dikkat edeceğiz, dilimize çok dikkat edeceğiz.

Başka konuya, başka hadîs-i şerîfe geçmeden önce bir şeyi üstüne bastıra bastıra hatırlatayım. Başka konuya, başka hadîs-i şerîfe geçmeden önce bir şeyi üstüne bastıra bastıra hatırlatayım.

Ne yapmamız gerekiyor? Ne yapmamız gerekiyor?

Hak sözü söylememiz gerekiyor.Hak sözü söylememiz gerekiyor. Hak sözü, haklı sözü, gerçek sözü, doğru sözü, birisinin mağdur olmasını engelleyecek sözü,Hak sözü, haklı sözü, gerçek sözü, doğru sözü, birisinin mağdur olmasını engelleyecek sözü, İslâm'ın savunmasına yarayacak sözü, güzel sözü, İslâm'ın savunmasına yarayacak sözü, güzel sözü, bir zâlimi zulmünden engelleyecek cesur sözü de mutlaka söylemek gerekiyor.bir zâlimi zulmünden engelleyecek cesur sözü de mutlaka söylemek gerekiyor. "Cihadın en faziletlisi budur." diye Efendimiz hadîs-i şerîflerde bildirmiş."Cihadın en faziletlisi budur." diye Efendimiz hadîs-i şerîflerde bildirmiş. Onun için sakın dili tutmayı uygunsuz yerde yapmayın! Onun için sakın dili tutmayı uygunsuz yerde yapmayın!

Şeyh Sâdî-i Şirâzî İran'ın en büyük şairlerinden;Şeyh Sâdî-i Şirâzî İran'ın en büyük şairlerinden; Gülistan, Bostan isimli kitapları kütüphanelerinizde vardır.Gülistan, Bostan isimli kitapları kütüphanelerinizde vardır. Çok ârif, çok hakim bir şair; aynı zamanda çok mükemmel bir sanatkâr, çok da derin bir bilge kişi.Çok ârif, çok hakim bir şair; aynı zamanda çok mükemmel bir sanatkâr, çok da derin bir bilge kişi. Yani feylesof. Sözleri de çok derin anlamlar taşıyor. Diyor ki; Yani feylesof. Sözleri de çok derin anlamlar taşıyor. Diyor ki;

"İki şey insanı çileden, çığırından çıkartır, isyana sevk eder: "İki şey insanı çileden, çığırından çıkartır, isyana sevk eder:

"1. Susulacak yerde konuşmak. "2. Konuşulacak yerde susmak." "1. Susulacak yerde konuşmak.

"2. Konuşulacak yerde susmak."

Demek ki susulacak yer var, konuşulacak yer var... Demek ki susulacak yer var, konuşulacak yer var...

Küçük bir çocuğun büyüklerin meclisinde susması lazım.Küçük bir çocuğun büyüklerin meclisinde susması lazım. Büyükler konuşuyor, küçük konuşmasın;ayıp, büyükleri dinlesin! Büyükler konuşuyor, küçük konuşmasın;ayıp, büyükleri dinlesin! Kendisinin bilmediği konulara burnunu sokup, karışıp edepsizlik etmesin! Kendisinin bilmediği konulara burnunu sokup, karışıp edepsizlik etmesin!

Veyahut cahil bir insan alimlerin meclisinde ileri geri konuşup "Bana göre bu böyle..." vesaire demesin!Veyahut cahil bir insan alimlerin meclisinde ileri geri konuşup "Bana göre bu böyle..." vesaire demesin! Kendisinin hakkı yok, selâhiyeti yok, tahsili yok, bilgisi yok, görgüsü yok... Ne olacak? Kendisinin hakkı yok, selâhiyeti yok, tahsili yok, bilgisi yok, görgüsü yok...

Ne olacak?

Konuşmayacak, dinleyecek, öğrenecek. Bilmediği hususu konuşmayacak.Konuşmayacak, dinleyecek, öğrenecek. Bilmediği hususu konuşmayacak. Alimler konuşacak, o meclisin bilginleri konuşacak; ötekiler edeple onu dinleyecek. Alimler konuşacak, o meclisin bilginleri konuşacak; ötekiler edeple onu dinleyecek. Konuşulacak yerde de susmamak lazım. Konuşulacak yerde de susmamak lazım.

Susulacak yerde konuşmamak lazım! Kişi küçükse veya çocuksa büyüklerin yanında susacak.Susulacak yerde konuşmamak lazım! Kişi küçükse veya çocuksa büyüklerin yanında susacak. Büyüklerin konuştuğu mevzulara pattadak bilmeden karışmayacak.Büyüklerin konuştuğu mevzulara pattadak bilmeden karışmayacak. Cahilse alimlerin tenkidine kalkışmayacak, ortaya atılmayacak. Bu bir. Cahilse alimlerin tenkidine kalkışmayacak, ortaya atılmayacak. Bu bir.

İkincisi; konuşulacak yerde susmak. Bu da insanı çileden çıkartır.İkincisi; konuşulacak yerde susmak. Bu da insanı çileden çıkartır. Allah da sevmez, kullar da sevmez. Konuşulacak yerde de konuşmak lazım! Allah da sevmez, kullar da sevmez. Konuşulacak yerde de konuşmak lazım!

Adam bir olaya şahit olmuş, suçlu şu; söylemiyor, susuyor. Öyle şey olur mu? Adam bir olaya şahit olmuş, suçlu şu; söylemiyor, susuyor.

Öyle şey olur mu?

"Ben şahidim, gördüm ki şu şuna vurdu. Suçlu olan, kabahatli olan şu!" diye söylemesi lazım."Ben şahidim, gördüm ki şu şuna vurdu. Suçlu olan, kabahatli olan şu!" diye söylemesi lazım. Şahitlik istenmeden, Allah rızası için söylemek lazım. Şahitlik istenmeden, Allah rızası için söylemek lazım.

Veyahut kendisinin bildiği bir konuda birileri yalan yanlış konuşuyor, ileri geri konuşuyor. Veyahut kendisinin bildiği bir konuda birileri yalan yanlış konuşuyor, ileri geri konuşuyor.

"Olmaz, siz bunu bilmiyorsunuz! Susun bakalım, işin doğrusu budur."Olmaz, siz bunu bilmiyorsunuz! Susun bakalım, işin doğrusu budur. Senin bu konuda hiç bir bilgin olmadığı anlaşılıyor.Senin bu konuda hiç bir bilgin olmadığı anlaşılıyor. Falanca alim şöyle demiştir, falanca kitap böyle yazar. İlim adamları şöyle demiştir.Falanca alim şöyle demiştir, falanca kitap böyle yazar. İlim adamları şöyle demiştir. Ansiklopedilerde şöyledir." filan diye, insan söylemesi gereken şeyi söylemeli. Ansiklopedilerde şöyledir." filan diye, insan söylemesi gereken şeyi söylemeli.

Bazen de susması korkmasından kaynaklanıyor. Bazen de susması korkmasından kaynaklanıyor.

"Bu adam yüksek mevkiden bir adamdır."Bu adam yüksek mevkiden bir adamdır. Şimdi ben bunun yanında konuşursam, bunlara karşı konuşursamŞimdi ben bunun yanında konuşursam, bunlara karşı konuşursam işimden, aşımdan, başımdan, rahatımdan olurum... Kafamı keserler, hapse tıkarlar..." işimden, aşımdan, başımdan, rahatımdan olurum... Kafamı keserler, hapse tıkarlar..."

Öyle şey yok! Hak sözü söyleyecek insan... Hakkı söyleyecek.Öyle şey yok! Hak sözü söyleyecek insan... Hakkı söyleyecek. Hak neredeyse hakkın yanına gidecek. Hak neredeyse hakkın yanına gidecek. Firavun'un karşısında olsa, Musa aleyhisselam gibi hakkı söyleyecek. Firavun'un karşısında olsa, Musa aleyhisselam gibi hakkı söyleyecek. Nemrut'un karşısında olsa, İbrahim aleyhisselam gibi hakkı söyleyecek. Nemrut'un karşısında olsa, İbrahim aleyhisselam gibi hakkı söyleyecek. Zalimin karşısında olsa, kellesi gidecek bile olsa hakkı söyleyecek. Zalimin karşısında olsa, kellesi gidecek bile olsa hakkı söyleyecek.

"Sen yanlış yapıyorsun, işin doğrusu bu değildir, şudur!" diyecek. En büyük cihat bu! "Sen yanlış yapıyorsun, işin doğrusu bu değildir, şudur!" diyecek.

En büyük cihat bu!

Birisine yanlışından dolayı alkış tutmayacak.Birisine yanlışından dolayı alkış tutmayacak. Yanlış sözü söyleyenin, yanlış işi yapanın yardakçısı, şakşakçısı, dalkavuğu olmayacak.Yanlış sözü söyleyenin, yanlış işi yapanın yardakçısı, şakşakçısı, dalkavuğu olmayacak. Bu da çok önemli... Yani hakkı söylemek, hem de korkmadan, cesaretle söylemek... Bu da çok önemli... Yani hakkı söylemek, hem de korkmadan, cesaretle söylemek...

Yaptırım gücü varsa [da] yaptırmak lazım!Yaptırım gücü varsa [da] yaptırmak lazım! Gücü yeterse kötülüğü fiilen engelleyecek, gücü yetmezseGücü yeterse kötülüğü fiilen engelleyecek, gücü yetmezse sadece nasihat olarak söyleyecek, ona da gücü yetmiyorsa hiç olmazsa içinden; sadece nasihat olarak söyleyecek, ona da gücü yetmiyorsa hiç olmazsa içinden;

"Yâ Rabbi! Ben bunların karşısında bir şey yapamadım. Sen beni affet!" diye dua edecek."Yâ Rabbi! Ben bunların karşısında bir şey yapamadım. Sen beni affet!" diye dua edecek. Ötekisinin iflâh olmasına dua edecek,Ötekisinin iflâh olmasına dua edecek, Allah'ın kendisini cezaya çarptırmamasına dua edecek. Bu da önemli... Allah'ın kendisini cezaya çarptırmamasına dua edecek. Bu da önemli...

Ben Türkiye'de bakıyorum; halkımızın, gençlerimizin terbiyesi sadedindeBen Türkiye'de bakıyorum; halkımızın, gençlerimizin terbiyesi sadedinde dergilerimizde de zaman zaman yazdım: dergilerimizde de zaman zaman yazdım:

Herhangi bir toplantıda, herhangi bir konuda konuşma yapıldığı zaman bilginiz varsa katılın, susmayın!Herhangi bir toplantıda, herhangi bir konuda konuşma yapıldığı zaman bilginiz varsa katılın, susmayın! Bildiğiniz konuyu anlatın.Bildiğiniz konuyu anlatın. Eğer bir yerde, bir toplantıda birisi doğru bir sözü söylemişse doğruyu destekleyin.Eğer bir yerde, bir toplantıda birisi doğru bir sözü söylemişse doğruyu destekleyin. Yanlış bir sözü söylemişse yanlışı engelleyin. Yanlışın karşısına çıkanı destekleyin.Yanlış bir sözü söylemişse yanlışı engelleyin. Yanlışın karşısına çıkanı destekleyin. Yanlış söyleyene "Yanlış söylüyorsunuz!" deyin! Böylece yanlış söyleyenler korksun, çekinsin, azalsın...Yanlış söyleyene "Yanlış söylüyorsunuz!" deyin! Böylece yanlış söyleyenler korksun, çekinsin, azalsın... "Bu ülkede tereciye tere satılmaz, müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz." deyip ayağını denk alsın... "Bu ülkede tereciye tere satılmaz, müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz." deyip ayağını denk alsın...

Susmak da insana vebal yükler. Allah "Niye sustun?" diye cezalandırır.Susmak da insana vebal yükler. Allah "Niye sustun?" diye cezalandırır. Hadîs-i şerîf var, Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Hadîs-i şerîf var, Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Hakkı söylemek zamanında susan, dilsiz şeytan durumuna düşer, şeytan gibi muamele görür." "Hakkı söylemek zamanında susan, dilsiz şeytan durumuna düşer, şeytan gibi muamele görür."

Yani "Şeytan derekesine düşer, o mertebede mütâlâa edilir." diye tehlikeli bir durum meydana geliyor. Yani "Şeytan derekesine düşer, o mertebede mütâlâa edilir." diye tehlikeli bir durum meydana geliyor.

İmam Beyhakî'nin rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfi,İmam Beyhakî'nin rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfi, bu arada işin başka bir yönü aydınlansın diye okumak istiyorum.bu arada işin başka bir yönü aydınlansın diye okumak istiyorum. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuşlar ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuşlar ki;

Re'sü'l-akli ba'de'l-îmâni billâhi etteveddüdü ile'nnâsi vastınâu'l-hayri ilâ külli berrin ve fâcir.Re'sü'l-akli ba'de'l-îmâni billâhi etteveddüdü ile'nnâsi vastınâu'l-hayri ilâ külli berrin ve fâcir. Ve inne ehle'l-ma'rûfi fi'ddünyâ hüm ehlü'l-ma'rûfi fi'l-âhireh.Ve inne ehle'l-ma'rûfi fi'ddünyâ hüm ehlü'l-ma'rûfi fi'l-âhireh. Ve inne ehle'l-münkeri fi'ddünyâ hüm ehlü'l-münkeri fi'l-âhireh. Ve inne ehle'l-münkeri fi'ddünyâ hüm ehlü'l-münkeri fi'l-âhireh.

Sadaka rasûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl. Efendimiz buyuruyor ki; Sadaka rasûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl.

Efendimiz buyuruyor ki;

Re'sü'l-akl. "Aklın başı..." Re'sü'l-akl. "Aklın başı..."

"Aklın başı" demek en akıllıca hareket, en başta gelen akıl demek. "Aklın başı" demek en akıllıca hareket, en başta gelen akıl demek.

Ba'de'l-îmâni billâhi. "Allah'a imandan sonra en başta gelen akıllılık..." Nedir? Ba'de'l-îmâni billâhi. "Allah'a imandan sonra en başta gelen akıllılık..."

Nedir?

et-Teveddüdü ile'nnâs.et-Teveddüdü ile'nnâs. "İnsanlara karşı kendisinin sevgi toplamasını sağlayacak,"İnsanlara karşı kendisinin sevgi toplamasını sağlayacak, insanlara kendisini sevdirmeyi sağlayacak şekilde davranmak,insanlara kendisini sevdirmeyi sağlayacak şekilde davranmak, konuşmak ve insanların sevgisini kazanmaktır." konuşmak ve insanların sevgisini kazanmaktır."

Bu cümlede bir-iki noktaya işaret etmek istiyorum. Bu cümlede bir-iki noktaya işaret etmek istiyorum.

Re'sü'l-akli "en başta gelen akıllılık", ba'de'l-îmâni billâh "Allah'a imandan sonra" diyor. Re'sü'l-akli "en başta gelen akıllılık", ba'de'l-îmâni billâh "Allah'a imandan sonra" diyor.

Demek ki en büyük akıl neymiş?Demek ki en büyük akıl neymiş? Peygamber Efendimiz'e göre dünyada en önde gelen akıllılık, en zekilik, en alimlik, en bilginlik neymiş? Peygamber Efendimiz'e göre dünyada en önde gelen akıllılık, en zekilik, en alimlik, en bilginlik neymiş?

el-Îmânu bi'llâh, Allah'a inanmakmış. Her şeyden önce bu geliyor. el-Îmânu bi'llâh, Allah'a inanmakmış. Her şeyden önce bu geliyor.

Eğer bir insan Allah'a inanmıyorsa; Eğer bir insan Allah'a inanmıyorsa;

"Ben Allah'a inanmıyorum, inancım yok. Ben ateistim, inançsızım, dinsizim..."Ben Allah'a inanmıyorum, inancım yok. Ben ateistim, inançsızım, dinsizim... Bunların hepsi burjuvazinin işçi sınıfını sömürmek için uydurduğu şeylerdir." Bunların hepsi burjuvazinin işçi sınıfını sömürmek için uydurduğu şeylerdir."

Veyahut Batılılar komünistlerin dediği gibi demese bile, onların da bir kısmı diyorlar ki; Veyahut Batılılar komünistlerin dediği gibi demese bile, onların da bir kısmı diyorlar ki;

"Bu kilise ilim dışı şeyler söylüyor. İlimle bunlar çatışıyor."Bu kilise ilim dışı şeyler söylüyor. İlimle bunlar çatışıyor. Ben ilim adamıyım, bunlara inanamam, bunlar safsata..." Ben ilim adamıyım, bunlara inanamam, bunlar safsata..."

Herkes bir yol tutturmuş. Ben mesela İngiltere'deydim.Herkes bir yol tutturmuş. Ben mesela İngiltere'deydim. Orada [insanların] gerçek mânasıyla kiliseyle bağı kalmamıştır. Almanya'da da öyle diyorlar.Orada [insanların] gerçek mânasıyla kiliseyle bağı kalmamıştır. Almanya'da da öyle diyorlar. İsveç'te de öyle demişlerdi. Bunların çoğu ateisttir. Çoğu kiliseye bile devam etmez.İsveç'te de öyle demişlerdi. Bunların çoğu ateisttir. Çoğu kiliseye bile devam etmez. Kiliseden bile bağlarını koparmıştır.Kiliseden bile bağlarını koparmıştır. Çünkü "İlim bir şey diyor, kilise başka bir şey diyor. Artık onlar eskimiş." diye bırakıyor. Çünkü "İlim bir şey diyor, kilise başka bir şey diyor. Artık onlar eskimiş." diye bırakıyor.

Ama bizim dinimiz öyle değil. Bizim dinimiz hak din.Ama bizim dinimiz öyle değil. Bizim dinimiz hak din. Bizim dinimiz bozulmamış, su katılmamış, halis, muhlis din.Bizim dinimiz bozulmamış, su katılmamış, halis, muhlis din. Bizim dinimiz ilim dini, irfan dini. Alimlerin hepsinin hayran kalıp, gelip müslüman olduğu din. Bizim dinimiz ilim dini, irfan dini. Alimlerin hepsinin hayran kalıp, gelip müslüman olduğu din.

En mühim, en büyük akıl Allah'a iman etmek, Allah'ı bulmak, mârifetullaha ermek...En mühim, en büyük akıl Allah'a iman etmek, Allah'ı bulmak, mârifetullaha ermek... Allah'a iman etti mi bir insan âhiretini kurtarıyor; cehennemde ebedî kalmaktan kurtuluyor,Allah'a iman etti mi bir insan âhiretini kurtarıyor; cehennemde ebedî kalmaktan kurtuluyor, saadet yurdu olan cennete dahil olmayı garantiliyor. En büyük akıl bu. saadet yurdu olan cennete dahil olmayı garantiliyor. En büyük akıl bu.

"Ben şu kadar yükseldim, bu kadar makamlara sahip oldum."Ben şu kadar yükseldim, bu kadar makamlara sahip oldum. Oxford'dan diploma aldım. Amerika'nın falanca üniversitesinde doktora yaptım..." Oxford'dan diploma aldım. Amerika'nın falanca üniversitesinde doktora yaptım..."

İyi ama sen âhiretini kurtaramıyorsun. Sen Allah'ın gazabına uğrayacak yolda yürüyorsun.İyi ama sen âhiretini kurtaramıyorsun. Sen Allah'ın gazabına uğrayacak yolda yürüyorsun. Sen ebediyen cehennemde yanacak şekilde gidiyorsun. Sen hayatı anlayamamışsın!Sen ebediyen cehennemde yanacak şekilde gidiyorsun. Sen hayatı anlayamamışsın! Sen kendini orada doktora yaptın diye bir şey sanıyorsunSen kendini orada doktora yaptın diye bir şey sanıyorsun ama gel bakalım şu alim dindarlarla biraz bir konuş, eksiklerini bir anla...ama gel bakalım şu alim dindarlarla biraz bir konuş, eksiklerini bir anla... Gerçek ilim adamlarına kulak ver. Gerçek ilim adamlarına kulak ver. Hatta Türkiye'deki değil, Avrupa'daki gerçek ilim adamlarına bir kulak ver,Hatta Türkiye'deki değil, Avrupa'daki gerçek ilim adamlarına bir kulak ver, büyük filozofları bir araştır. Senin gibi dinsiz değiller... büyük filozofları bir araştır. Senin gibi dinsiz değiller...

Dinsiz olanların da neden dinsiz olduğunu bir incele...Dinsiz olanların da neden dinsiz olduğunu bir incele... Göreceksin ki bulundukları ülkedeki dinî inançlar bozuk iseGöreceksin ki bulundukları ülkedeki dinî inançlar bozuk ise onlar onlara inanamadıkları için o yola sapmışlardır. Hatta Avrupalılar'ın içinde Volter gibiler onlar onlara inanamadıkları için o yola sapmışlardır. Hatta Avrupalılar'ın içinde Volter gibiler

"Ey Muhammed! Senin dininin ne kadar yüce olduğunu görüyorum, biliyorum." demişlerdir. "Ey Muhammed! Senin dininin ne kadar yüce olduğunu görüyorum, biliyorum." demişlerdir.

Bismarck gibi kişiler Peygamber Efendimiz'i methetmişler.Bismarck gibi kişiler Peygamber Efendimiz'i methetmişler. Geothe gibi şair ve feylesof olan kişilerin müslüman olduğu, İslâm'ı methettiği söyleniyor.Geothe gibi şair ve feylesof olan kişilerin müslüman olduğu, İslâm'ı methettiği söyleniyor. Yani bu sadece Türkler'in tarih sevgisi, nostaljisi,Yani bu sadece Türkler'in tarih sevgisi, nostaljisi, kendi indî, tarafgirâne böbürlenmesi değil; gerçekler böyle... kendi indî, tarafgirâne böbürlenmesi değil; gerçekler böyle...

Demek ki en büyük akıl neymiş? Demek ki en büyük akıl neymiş?

el-Îmânu billâh, önce Allah'a inanmak... el-Îmânu billâh, önce Allah'a inanmak...

Bir insan Allah'a inanamıyorsa ki bazen inanamıyorlar... Bir insan Allah'a inanamıyorsa ki bazen inanamıyorlar...

Bir tanıdığım, temyiz mahkemesi hâkimi vardı.Bir tanıdığım, temyiz mahkemesi hâkimi vardı. Sevdiği bir akrabasına ziyarete gitmiş, o da hâkim, çok yüksek bir şahıs. Anlatmış, anlatmış...Sevdiği bir akrabasına ziyarete gitmiş, o da hâkim, çok yüksek bir şahıs. Anlatmış, anlatmış... Çok okumuş, çok bilen, çok bilgili, gerçekten çok değerli bir şahsiyet.Çok okumuş, çok bilen, çok bilgili, gerçekten çok değerli bir şahsiyet. Vefat ettiyse Allah rahmet eylesin, sağsa Allah uzun ömür versin, hayırlı hizmetler nasip etsin.Vefat ettiyse Allah rahmet eylesin, sağsa Allah uzun ömür versin, hayırlı hizmetler nasip etsin. Yıllardır görüşmüyoruz.Yıllardır görüşmüyoruz. Ötekisi buna demiş ki; Ötekisi buna demiş ki;

"Yeğenim doğru söylüyorsun, doğru söylüyorsun ama şuram [kalbim] inanmıyor!" demiş. "Yeğenim doğru söylüyorsun, doğru söylüyorsun ama şuram [kalbim] inanmıyor!" demiş.

Allah imanı nasip etmiyor.Allah imanı nasip etmiyor. Yaptığı zulümlerden, haksızlıklardan, mahkemelerdeki kıvırtmalarından, mazlumları suçlamasından dolayıYaptığı zulümlerden, haksızlıklardan, mahkemelerdeki kıvırtmalarından, mazlumları suçlamasından dolayı cezalandırıldığı için Allah kalbine iman vermiyor... Hidayet Allah'tan.cezalandırıldığı için Allah kalbine iman vermiyor... Hidayet Allah'tan. İşte o imansızlık Allah'ın ona nasip etmemesinden... Nasipsizlik demek. İşte o imansızlık Allah'ın ona nasip etmemesinden... Nasipsizlik demek.

Onun için yakınlarınıza söyleyin; Onun için yakınlarınıza söyleyin;

"Sen Allah'a inanamıyorsan bir nasipsizliğin var kardeşim, kendini bir kontrol et!" deyin. "Sen Allah'a inanamıyorsan bir nasipsizliğin var kardeşim, kendini bir kontrol et!" deyin.

Eğer beni doğrudan doğruya dinleyen bir kişiyse bu inançsız kimse, kendisini kontrol etsin; Eğer beni doğrudan doğruya dinleyen bir kişiyse bu inançsız kimse, kendisini kontrol etsin;

"Benim Allah'ın gazabına uğramama sebep olacak bir edepsizliğim var da Allah bana bunu nasip etmiyor mu?"Benim Allah'ın gazabına uğramama sebep olacak bir edepsizliğim var da Allah bana bunu nasip etmiyor mu? Büyük filozoflar, büyük alimler Allah'ın varlığını, birliğini söylemişler.Büyük filozoflar, büyük alimler Allah'ın varlığını, birliğini söylemişler. İslâm'ın yüceliğinden, büyüklüğünden Şark'daki, Garp'taki herkes bahsetmiş de ben niye bunu bilmiyorum?İslâm'ın yüceliğinden, büyüklüğünden Şark'daki, Garp'taki herkes bahsetmiş de ben niye bunu bilmiyorum? Bende acaba bir nasipsizlik mi var?" diye kendi kendine sorsun. Bende acaba bir nasipsizlik mi var?" diye kendi kendine sorsun.

Re'sü'l-akli ba'de'l-îmâni bi'llâh. Re'sü'l-akli ba'de'l-îmâni bi'llâh.

Allah'a imandan sonra en yüksek derecedeki akıllılık, en başta gelen akıllılık neymiş? Allah'a imandan sonra en yüksek derecedeki akıllılık, en başta gelen akıllılık neymiş?

et-Teveddüdü ile'nnâs İnsanlara kendisini sevdirmekmiş. et-Teveddüdü ile'nnâs İnsanlara kendisini sevdirmekmiş.

Müslüman sevimli olur, kendisini sevdirir. Yunus Emre'yi hepimiz seviyoruz.Müslüman sevimli olur, kendisini sevdirir. Yunus Emre'yi hepimiz seviyoruz. Mevlânâ'yı Avrupalılar bile seviyor, Batılılar seviyor, sünnîler seviyor, şiîler seviyor...Mevlânâ'yı Avrupalılar bile seviyor, Batılılar seviyor, sünnîler seviyor, şiîler seviyor... Herkes seviyor. Ben de çok seviyorum.Herkes seviyor.

Ben de çok seviyorum.
Mevlânâ hazretleri benim de şeyhim, rüyada beni de Mevlevî yaptıkları için...Mevlânâ hazretleri benim de şeyhim, rüyada beni de Mevlevî yaptıkları için... Mekke'de Mevlevî tarikatine aldılar, ben de Mevlevîyim. İlan ediyorum:Mekke'de Mevlevî tarikatine aldılar, ben de Mevlevîyim. İlan ediyorum: Mevlânâ hazretlerini ben de seviyorum! Mevlânâ hazretlerini ben de seviyorum!

Asırlar geçmiş; seviyorum, seviyoruz.Asırlar geçmiş; seviyorum, seviyoruz. Demek ki, [Peygamber] sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in bu tavsiyesini tutmuşlar mübarekler...Demek ki, [Peygamber] sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in bu tavsiyesini tutmuşlar mübarekler... İnsanlara kendilerini sevdirmişler. İnsanlara kendilerini sevdirmişler.

Dalkavuklukla mı? Hayır, asla ve kat'â! Doğru söyleyerek ama doğruyu tatlı söyleyerek... Dalkavuklukla mı?

Hayır, asla ve kat'â! Doğru söyleyerek ama doğruyu tatlı söyleyerek...

Mesela Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Efendimiz'in dalkavukluk yapmadığının bir misalini söyleyeyim: Mesela Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Efendimiz'in dalkavukluk yapmadığının bir misalini söyleyeyim:

Büyük bir komutan huzuruna gelmiş. İzin istemiş, girmiş.Büyük bir komutan huzuruna gelmiş. İzin istemiş, girmiş. Hiç konuşmamış Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretleri, yüzüne bakmamış.Hiç konuşmamış Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretleri, yüzüne bakmamış. Başını önüne eğmiş, gözlerini kapamış durmuş. Komutan beklemiş. Bekle Allah'ım, bekle Allah'ım...Başını önüne eğmiş, gözlerini kapamış durmuş. Komutan beklemiş. Bekle Allah'ım, bekle Allah'ım... Mübarek Mevlânâ hazretlerinin heybeti de var,Mübarek Mevlânâ hazretlerinin heybeti de var, huzurunda bir şey de yapamamış, sıkılmış, sıkılmış, terlemeye başlamış. Sonra ezile büzüle demiş ki; huzurunda bir şey de yapamamış, sıkılmış, sıkılmış, terlemeye başlamış. Sonra ezile büzüle demiş ki;

"Efendim bana bir nasihat buyursanız?" Mevlânâ hazretleri gözünü açmış, acıyarak bakmış; "Efendim bana bir nasihat buyursanız?"

Mevlânâ hazretleri gözünü açmış, acıyarak bakmış;

"A evladım, ben sana ne diyeyim? Seni Rahman yarattı, sen şeytana hizmet ediyorsun."A evladım, ben sana ne diyeyim? Seni Rahman yarattı, sen şeytana hizmet ediyorsun. Hâlbuki Rahman'a hizmet etmen lazım!Hâlbuki Rahman'a hizmet etmen lazım! Allah seni insanlara hizmet için görevlendirdi, komutan yaptı, sultan yaptı, bey yaptı, reis yaptı. Allah seni insanlara hizmet için görevlendirdi, komutan yaptı, sultan yaptı, bey yaptı, reis yaptı. Senin halka rahmetmen, merhamet etmen, hizmet etmen lazım;Senin halka rahmetmen, merhamet etmen, hizmet etmen lazım; sen halka zulmediyorsun!" diye bir açmış ağzını, bir güzel sözler söylemiş... sen halka zulmediyorsun!" diye bir açmış ağzını, bir güzel sözler söylemiş...

Acı söylemiş ama hiç dalkavukluk değil. Adam hüngür hüngür ağlamış, öyle gitmiş. Acı söylemiş ama hiç dalkavukluk değil. Adam hüngür hüngür ağlamış, öyle gitmiş.

Dalkavuk değiller. Kat'iyyen dalkavuk değil.Dalkavuk değiller. Kat'iyyen dalkavuk değil. Kafası kesilse hakkı söylüyor ama güzel söylediği için seviliyor.Kafası kesilse hakkı söylüyor ama güzel söylediği için seviliyor. Mevlânâ güzel söylediği için seviliyor, fikirlerinden dolayı seviliyor.Mevlânâ güzel söylediği için seviliyor, fikirlerinden dolayı seviliyor. Yunus güzel söylediği için seviliyor. Yunus güzel söylediği için seviliyor.

Bir de, lütfen müslümanız diye kendimizi pahalıya satmaya kalkıp halkı İslâm'dan nefret ettirmeyelim! Bir de, lütfen müslümanız diye kendimizi pahalıya satmaya kalkıp halkı İslâm'dan nefret ettirmeyelim!

"Bana ne, ben müslümanım. O da bana tahammül etsin!" Öyle şey olur mu?! "Bana ne, ben müslümanım. O da bana tahammül etsin!"

Öyle şey olur mu?!

Sen tahammül edilecek gibi tatlı bir insan olmakla da vazifelisin.Sen tahammül edilecek gibi tatlı bir insan olmakla da vazifelisin. Tatlı bir müslüman olmakla vazifelisin. İslâm'ı seni sevince sevecek insanlar...Tatlı bir müslüman olmakla vazifelisin. İslâm'ı seni sevince sevecek insanlar... Sen müslümansın, sakallısın, hacısın, hocasın diye sevecek. Halk sana bakıyor, inceliyor.Sen müslümansın, sakallısın, hacısın, hocasın diye sevecek. Halk sana bakıyor, inceliyor. Sen halkı kendinden nefret ettirirsen, sana nefretle beraber dinden de nefret ederse cezaya uğrar.Sen halkı kendinden nefret ettirirsen, sana nefretle beraber dinden de nefret ederse cezaya uğrar. Sevdireceksin kendini, Allah için sevdireceksin. Sevdireceksin kendini, Allah için sevdireceksin.

Ben onun için arkadaşlarıma diyordum bazen: Ben onun için arkadaşlarıma diyordum bazen:

"Allah rızası için güzel giyinin!"Allah rızası için güzel giyinin! Nefis için değil, fiyaka yapayım, caka satayım diye değil; Allah rızası için güzel giyinin! Nefis için değil, fiyaka yapayım, caka satayım diye değil; Allah rızası için güzel giyinin! Allah rızası için tıraşlı olun! Allah rızası için sevimli şeyler yapın;Allah rızası için tıraşlı olun! Allah rızası için sevimli şeyler yapın; güzel koku sürünün, taranın, donanın, temiz, pâk olun! Dişleriniz fırçalanmış olsun!" Neden? güzel koku sürünün, taranın, donanın, temiz, pâk olun! Dişleriniz fırçalanmış olsun!"

Neden?

Bu da önemli bir şey... İslâm'ı kendinizle sevdireceğinizi düşünün.Bu da önemli bir şey... İslâm'ı kendinizle sevdireceğinizi düşünün. Davranışlarınıza dikkat edin.Davranışlarınıza dikkat edin. Umumî vasıtalarda büyüklere yer verin, küçüklere şefkat gösterin. Güleç yüzlü olun. Umumî vasıtalarda büyüklere yer verin, küçüklere şefkat gösterin. Güleç yüzlü olun.

"Şu adama bak, ne kadar asık suratlı!"Şu adama bak, ne kadar asık suratlı! Şu kadar yıldır önümden geçer, görürüm, hiç kaşlarının kalktığını, yüzünün güldüğünü görmedim.Şu kadar yıldır önümden geçer, görürüm, hiç kaşlarının kalktığını, yüzünün güldüğünü görmedim. Hep çatık kaşlı... Kaşlarını yıkmış geçer." demesin insanlar. Hep çatık kaşlı... Kaşlarını yıkmış geçer." demesin insanlar.

İnsanlara kendimizi sevdirmenin mânevî sebepleri var, Efendimiz böyle buyurmuş.İnsanlara kendimizi sevdirmenin mânevî sebepleri var, Efendimiz böyle buyurmuş. Efendimiz'i de herkes sevmiş; dostu düşmanı sevmiş. Düşmanı dost olmuş.Efendimiz'i de herkes sevmiş; dostu düşmanı sevmiş. Düşmanı dost olmuş. Azılı düşmanları, kendisini öldürmeye kalkışan insanlar emrine girmiş, yolunda canını fedâ etmiş.Azılı düşmanları, kendisini öldürmeye kalkışan insanlar emrine girmiş, yolunda canını fedâ etmiş. Bu noktaya çok dikkat etmemiz lazım, insanlara kendimizi sevdirmemiz lazım.Bu noktaya çok dikkat etmemiz lazım, insanlara kendimizi sevdirmemiz lazım. Her müslümanın sevdirmesi lazım. Her müslümanın sevdirmesi lazım.

Sonra, akıllılık olarak ne tavsiye ediyor Efendimiz? Sonra, akıllılık olarak ne tavsiye ediyor Efendimiz?

Vastınâu'l-hayri ilâ külli berrin ve fâcir. "Hayır yapmak..." Ama kime? Vastınâu'l-hayri ilâ külli berrin ve fâcir. "Hayır yapmak..."

Ama kime?

Külli berrin ve fâcir. "Her iyi insana da kötü insana da..." Külli berrin ve fâcir. "Her iyi insana da kötü insana da..."

Efendimiz'in bu hadîs-i şerîfinde bu ifadeye dikkat buyurun lütfen!Efendimiz'in bu hadîs-i şerîfinde bu ifadeye dikkat buyurun lütfen! İyi insana iyilik yapmayı herkes sever. İyi insana iyilik yapmayı herkes sever. Aksakallı mübarek insan; elinden tutarsın, yükünü taşırsın, karşıya geçirirsin, arabana alırsın;Aksakallı mübarek insan; elinden tutarsın, yükünü taşırsın, karşıya geçirirsin, arabana alırsın; "Hacı baba gel şuraya otur, nereye gideceksen götüreyim." dersin. Neden? "Hacı baba gel şuraya otur, nereye gideceksen götüreyim." dersin.

Neden?

Sevimli, aksakallı, nur yüzlü... Bakıyorsun, için gidiyor, ılık duygular yayılıyor.Sevimli, aksakallı, nur yüzlü... Bakıyorsun, için gidiyor, ılık duygular yayılıyor. İyi insana iyilik yapmak, tamam... Ama bak, Efendimiz buyuruyor ki; İyi insana iyilik yapmak, tamam... Ama bak, Efendimiz buyuruyor ki;

İlâ külli berrin ve fâcir. "İyi ve kötü her insana iyilik yapmak, kötüye de iyilik yapmak." İlâ külli berrin ve fâcir. "İyi ve kötü her insana iyilik yapmak, kötüye de iyilik yapmak."

Buyrun bunun üzerine düşünelim: Kötüye iyilik yapmak ne demek? Buyrun bunun üzerine düşünelim:

Kötüye iyilik yapmak ne demek?

Kötüye iyiliği öğretmek demek. "Bak kötü yapıyorsun sen; fısk u fücurla meşgulsün, kötülükle meşgulsün!Kötüye iyiliği öğretmek demek. "Bak kötü yapıyorsun sen; fısk u fücurla meşgulsün, kötülükle meşgulsün! Öyle yapma, böyle yap..." demek oluyor.Öyle yapma, böyle yap..." demek oluyor. Adam bir de kendisine iyilik yapıldıkça toparlar kendisini, insafa gelir.Adam bir de kendisine iyilik yapıldıkça toparlar kendisini, insafa gelir. Nice kötü insanlar vardır kiNice kötü insanlar vardır ki mübarek insanlar kendisine iyi muamele ettiğinden iyi insan safına gelmiştir. mübarek insanlar kendisine iyi muamele ettiğinden iyi insan safına gelmiştir.

Sarhoşun birisi elinde şişe, yalpalayarak bizim Hasib Efendimiz'in karşısına çıkmış.Sarhoşun birisi elinde şişe, yalpalayarak bizim Hasib Efendimiz'in karşısına çıkmış. Yani Hocamız'ın arkadaşı olan, Hocamız'dan iki evvel vazife yapmış olan Yani Hocamız'ın arkadaşı olan, Hocamız'dan iki evvel vazife yapmış olan Hasib Efendimiz'in Şehzâdebaşı'nda karşısına sarhoş çıkmış, önünü kesmiş: Hasib Efendimiz'in Şehzâdebaşı'nda karşısına sarhoş çıkmış, önünü kesmiş:

"Hocaefendi, bu şişenin içinde ne var?" demiş. "Hocaefendi, bu şişenin içinde ne var?" demiş.

Sallanıyor, sarhoş, ağzı leş gibi içki kokuyormuş. Hasib Efendimiz adamın gözünün içine bakmış; Sallanıyor, sarhoş, ağzı leş gibi içki kokuyormuş. Hasib Efendimiz adamın gözünün içine bakmış;

"Allah..." demiş. Ondan sonra adam bir fenâ olmuş, bir değişmiş."Allah..." demiş.

Ondan sonra adam bir fenâ olmuş, bir değişmiş.
Ertesi gün gelmiş, ağlaya ağlaya Hasib Efendi'nin ellerine ayaklarına kapanmış. Ertesi gün gelmiş, ağlaya ağlaya Hasib Efendi'nin ellerine ayaklarına kapanmış.

"Evliyâullah'ın bir nazarı kimyâdır." derler, bak nasıl değiştiriyor sarhoşu!.. "Evliyâullah'ın bir nazarı kimyâdır." derler, bak nasıl değiştiriyor sarhoşu!..

"Pis sarhoş, çekil yolumdan! Edepsiz, yıkıl karşımdan!"Pis sarhoş, çekil yolumdan! Edepsiz, yıkıl karşımdan! Şu kadar içmişsin de, bir de utanmadan bilmem ne yapıyorsun!" filan diyeŞu kadar içmişsin de, bir de utanmadan bilmem ne yapıyorsun!" filan diye bazısı azarlayabilir, kaşlarını çatabilir. Ama sonunda iyi bir derviş olmuş o zât, diye duymuştum.bazısı azarlayabilir, kaşlarını çatabilir. Ama sonunda iyi bir derviş olmuş o zât, diye duymuştum. Allah rahmet eylesin, şefaatlerine erdirsin o mübareklerin... Allah rahmet eylesin, şefaatlerine erdirsin o mübareklerin...

Kötü insanı iyi yapmanın yolu nedir? Ona iyilik yapmaktır. Kötü insanı iyi yapmanın yolu nedir?

Ona iyilik yapmaktır.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz iyi ve kötü herkese iyilik yapmamızı da tavsiye buyurdu.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz iyi ve kötü herkese iyilik yapmamızı da tavsiye buyurdu. İnsanlara kendimizi sevdirmemizi de tavsiye buyurdu. Sonra bir gerçeği anlatıyor: İnsanlara kendimizi sevdirmemizi de tavsiye buyurdu. Sonra bir gerçeği anlatıyor:

Ve inne ehle'l-ma'rûfi fi'ddünyâ hüm ehlü'l-ma'rûfi fi'l-âhireh.Ve inne ehle'l-ma'rûfi fi'ddünyâ hüm ehlü'l-ma'rûfi fi'l-âhireh. "Dünyada iyilik erbabı olan kişiler âhirette de iyilik erbabı olacaklar." el-Ma'rûf ne demek? "Dünyada iyilik erbabı olan kişiler âhirette de iyilik erbabı olacaklar."

el-Ma'rûf ne demek?

Aklın ve şeriatin güzel gördüğü iyi şeyler demek.Aklın ve şeriatin güzel gördüğü iyi şeyler demek. Dünyada bu iyi şeyleri yapanlar âhirette de ehl-i mâruf olacak. Ne demek? Dünyada bu iyi şeyleri yapanlar âhirette de ehl-i mâruf olacak.

Ne demek?

"Âhirette mükâfat alacak, orada iyiliklere erecek." demek. Bir anladığım mâna bu... "Âhirette mükâfat alacak, orada iyiliklere erecek." demek.

Bir anladığım mâna bu...

İkinci mâna da: "Allah âhirette de onlara selâhiyet verecek, şefaat hakkı verecek.İkinci mâna da: "Allah âhirette de onlara selâhiyet verecek, şefaat hakkı verecek. Dünyada iyilik yaptıkları gibi âhirette de muhtaç bazı kimselere iyilik yapacaklar." Dünyada iyilik yaptıkları gibi âhirette de muhtaç bazı kimselere iyilik yapacaklar."

Şeyh efendiler, mürşid-i kâmiller, evliyâullah, ulemâ-yı âmilîn cennetin kapısında durdurulupŞeyh efendiler, mürşid-i kâmiller, evliyâullah, ulemâ-yı âmilîn cennetin kapısında durdurulup "İstediğini cennete sok." diye kendilerine selâhiyet verildiği için "İstediğini cennete sok." diye kendilerine selâhiyet verildiği için bazı insanları cehennemden kurtaracaklar. Hadîs-i şerîflerde var bunlar.bazı insanları cehennemden kurtaracaklar. Hadîs-i şerîflerde var bunlar. "Şehitler şefaat edecek, büyük alimler şefaat edecek, "Şehitler şefaat edecek, büyük alimler şefaat edecek, peygamberler şefaat edecek..." diye hadîs-i şerîfler bildiriyor. peygamberler şefaat edecek..." diye hadîs-i şerîfler bildiriyor.

Demek ki dünyadaki iyilik sahibi insanlarDemek ki dünyadaki iyilik sahibi insanlar âhirette de iyilikler yapabilecek veyahut iyiliklere mazhar olacak. âhirette de iyilikler yapabilecek veyahut iyiliklere mazhar olacak.

Ve inne ehle'l-münkeri fi'ddünyâ hüm ehlü'l-münkeri fi'l-âhireh. Ve inne ehle'l-münkeri fi'ddünyâ hüm ehlü'l-münkeri fi'l-âhireh. "Dünyadaki kötülük yapan insanlar, münkerâtın ehli olan, erbabı olan,"Dünyadaki kötülük yapan insanlar, münkerâtın ehli olan, erbabı olan, münkerât işleyen insanlar âhirette münkerât işleyecekler."münkerât işleyen insanlar âhirette münkerât işleyecekler." "Âhirette kötü şeylere uğrayacaklar, cezalara uğrayacaklar, cehennemde yanacaklar." demek."Âhirette kötü şeylere uğrayacaklar, cezalara uğrayacaklar, cehennemde yanacaklar." demek. Veyahut da, "Âhirette de başkalarına zararları olacak." demek. Veyahut da, "Âhirette de başkalarına zararları olacak." demek. Başkalarına zararları olabilir, âhirette de başkalarının cehenneme düşmelerine sebep olabilirler. Başkalarına zararları olabilir, âhirette de başkalarının cehenneme düşmelerine sebep olabilirler.

Bazı şeylerden dolayı cehennemde de birbirleriyle ceng ü cidâl edecekler: Bazı şeylerden dolayı cehennemde de birbirleriyle ceng ü cidâl edecekler:

"Senin yüzünden cehenneme düştük. Sen olmasaydın biz böyle olmazdık!" Ötekisi de; "Senin yüzünden cehenneme düştük. Sen olmasaydın biz böyle olmazdık!"

Ötekisi de;

"Sen aklını kullansaydın!" diyecek, böyle münakaşalar olacak. "Sen aklını kullansaydın!" diyecek, böyle münakaşalar olacak.

Bazı insanların da cehenneme düşmesine sebep oldukları için âhirette de öyle olacaklar. Bazı insanların da cehenneme düşmesine sebep oldukları için âhirette de öyle olacaklar.

Bu hadîs-i şerîf Taberânî isimli alim tarafından Abdullah b. Ömer'den rivayet edilmiş. Bu hadîs-i şerîf Taberânî isimli alim tarafından Abdullah b. Ömer'den rivayet edilmiş.

Rubbe hâmili fıkhin ğayru fakîhin ve men lem yenfa'hü ilmühû darrahû cehlühû.Rubbe hâmili fıkhin ğayru fakîhin ve men lem yenfa'hü ilmühû darrahû cehlühû. İkrâi'l-Kur'âne mâ nehâke fe-in lem yenheke fe-leste takrauh. İkrâi'l-Kur'âne mâ nehâke fe-in lem yenheke fe-leste takrauh.

Bu çok önemli konuları ihtiva eden bir hadîs-i şerîftir. Efendimiz buyuruyor ki; Bu çok önemli konuları ihtiva eden bir hadîs-i şerîftir. Efendimiz buyuruyor ki;

Rubbe hâmili fıkhin ğayru fakîhin.Rubbe hâmili fıkhin ğayru fakîhin. "Nice dinî bilgi, İslâmî bilgi sahibi kişi vardır, aslında bilgin değildir, fakih değildir." "Nice dinî bilgi, İslâmî bilgi sahibi kişi vardır, aslında bilgin değildir, fakih değildir."

Neden? Biliyor ama bilseydi hayatında uygulayacaktı; uygulamadığı için fakih sayılmaz.Neden?

Biliyor ama bilseydi hayatında uygulayacaktı; uygulamadığı için fakih sayılmaz.
İlmiyle âmil olmayana değer verilmiyor İslâm'da, o alim sayılmıyor. İlmiyle âmil olmayana değer verilmiyor İslâm'da, o alim sayılmıyor. Bilgiyi taşıyor ama papağan gibi taşıyor veyahut teyp gibi taşıyor, başkalarına anlatıyor.Bilgiyi taşıyor ama papağan gibi taşıyor veyahut teyp gibi taşıyor, başkalarına anlatıyor. Veyahut bazı insanlar duymuştur, "Efendimiz şöyle buyurdu." diyeVeyahut bazı insanlar duymuştur, "Efendimiz şöyle buyurdu." diye ama derinliğine mânasını yorumlayacak zihin seviyesinde, genişliğinde değildir. Ötekisine anlatır. ama derinliğine mânasını yorumlayacak zihin seviyesinde, genişliğinde değildir. Ötekisine anlatır.

"Resûlullah Efendimiz böyle mi buyurdu?" "Evet böyle buyurdu." "Resûlullah Efendimiz böyle mi buyurdu?"

"Evet böyle buyurdu."

O kendisine bilgi nakledilen kişi daha ârif olduğundanO kendisine bilgi nakledilen kişi daha ârif olduğundan derinlemesine daha çok mânalar çıkartıp anlayabilir. Bunun misalleri çok, o mânaya da gelir. derinlemesine daha çok mânalar çıkartıp anlayabilir. Bunun misalleri çok, o mânaya da gelir.

Demek ki bildiğimiz bilgileri derinlemesine düşünmeliyiz, iyi anlamaya çalışmalayız.Demek ki bildiğimiz bilgileri derinlemesine düşünmeliyiz, iyi anlamaya çalışmalayız. İlmimizle âmil olmalıyız, bildiğimizi uygulamalıyız.İlmimizle âmil olmalıyız, bildiğimizi uygulamalıyız. Öyle ilmiyle âmil olamayan, özü başka, sözü başka insanlar olmamalı ilimle uğraşan kişiler... Öyle ilmiyle âmil olamayan, özü başka, sözü başka insanlar olmamalı ilimle uğraşan kişiler...

Ve men lem yenfa'hü ilmühû. Ve men lem yenfa'hü ilmühû. "İlmi kendisine fayda vermeyen kişi, darrahû cehlühû cehlinin zararına uğrar, cehli ona zarar verir." "İlmi kendisine fayda vermeyen kişi, darrahû cehlühû cehlinin zararına uğrar, cehli ona zarar verir."

İlmini uygulayamıyorsa cahil demektir.İlmini uygulayamıyorsa cahil demektir. O cahillik onun başınını derde sokar, belaya uğratır. Onun için ilimden istifade etmeye çalışmalı! O cahillik onun başınını derde sokar, belaya uğratır. Onun için ilimden istifade etmeye çalışmalı!

Çok hoşuma gitti, bir kardeşim [bana dedi] ki; Çok hoşuma gitti, bir kardeşim [bana dedi] ki;

"Ben para kazandım, malî durumum iyi, iş durumum şöyle..."Ben para kazandım, malî durumum iyi, iş durumum şöyle... Ben iki sene işimden ayrılıp derinlemesine İslâm'ı öğrenmek, ibadetlerimi yapmak, iyi müslüman olmak;Ben iki sene işimden ayrılıp derinlemesine İslâm'ı öğrenmek, ibadetlerimi yapmak, iyi müslüman olmak; biraz da İslâm'ı tanıyan bir alim kişi olmak istiyorum. Ne dersiniz?" biraz da İslâm'ı tanıyan bir alim kişi olmak istiyorum. Ne dersiniz?"

"Çok güzel, Allah'ın sevdiği bir işi yaparsın!" dedim. O da ona göre kendisini hazılayacak. "Çok güzel, Allah'ın sevdiği bir işi yaparsın!" dedim. O da ona göre kendisini hazılayacak.

Efendimiz bu hadîs-i şerîfin sonunda buyurmuş ki; Efendimiz bu hadîs-i şerîfin sonunda buyurmuş ki;

"Nice ilim, fıkıh taşıyan kişi vardır ama fakih değildir, alim değildir.""Nice ilim, fıkıh taşıyan kişi vardır ama fakih değildir, alim değildir." Kafasına [başkasına] naklettiği, diliyle söylediği şeyin anlamını anlayamıyor Kafasına [başkasına] naklettiği, diliyle söylediği şeyin anlamını anlayamıyor veya uygulamadığı için anlamamış sayılıyor, alim sayılmıyor.veya uygulamadığı için anlamamış sayılıyor, alim sayılmıyor. İlmi kendisine fayda vermeyen insana o cahilliği elbette bir zarar verir, belasını bulur. İlmi kendisine fayda vermeyen insana o cahilliği elbette bir zarar verir, belasını bulur.

Ondan sonra Efendimiz buyuruyor ki; Ondan sonra Efendimiz buyuruyor ki;

İkrai'l-Kur'âne mâ nehâke. "Kur'an'ı oku, seni günahlardan alıkoyduğu müddetçe..." İkrai'l-Kur'âne mâ nehâke. "Kur'an'ı oku, seni günahlardan alıkoyduğu müddetçe..."

Yani Kur'an'ı okuyor, Yani Kur'an'ı okuyor,

"Bak, Allah şunu yasaklamış, yapmayayım! Şunu günah kılmış, etmeyeyim!"Bak, Allah şunu yasaklamış, yapmayayım! Şunu günah kılmış, etmeyeyim! Şunu sevap demiş, şunu yapayım!" diyecek. Kur'ân-ı Kerîm'e uyacak. Şunu sevap demiş, şunu yapayım!" diyecek. Kur'ân-ı Kerîm'e uyacak.

"Kur'ân-ı Kerîm'e uyduğun müddetçe,"Kur'ân-ı Kerîm'e uyduğun müddetçe, Kur'ân-ı Kerîm seni günahlardan alıkoyduğu müddetçe Kur'ân-ı Kerîm'i oku." Kur'ân-ı Kerîm seni günahlardan alıkoyduğu müddetçe Kur'ân-ı Kerîm'i oku."

Fe-in lem yenheke. "Eğer Kur'an seni günahlardan alıkoymuyorsa,Fe-in lem yenheke. "Eğer Kur'an seni günahlardan alıkoymuyorsa, fe-leste takrauh o zaman sen Kur'an'ı okumuyorsun demektir." Bu da çok mühim... fe-leste takrauh o zaman sen Kur'an'ı okumuyorsun demektir."

Bu da çok mühim...

"Ne demek okumuyorum? Okuyorum işte, ben hafızım!" veyahut "Kur'an'ı hızlı okuyan bir kimseyim!" "Ne demek okumuyorum? Okuyorum işte, ben hafızım!" veyahut "Kur'an'ı hızlı okuyan bir kimseyim!"

Kur'an okuyorsun ama kardeşim şu hallerine bak, şu günlük yaşantına bak!Kur'an okuyorsun ama kardeşim şu hallerine bak, şu günlük yaşantına bak! Şu yaptığın işlere, şu söylediğin sözlere, şu ticaretine, şu aile yaşantına, şu ictimâî hayatına bak!Şu yaptığın işlere, şu söylediğin sözlere, şu ticaretine, şu aile yaşantına, şu ictimâî hayatına bak! Rezil ettin sen Müslümanlığı, mahvettin!.. "Kur'an okuyorum." diyorsun ama ne bu halin? Rezil ettin sen Müslümanlığı, mahvettin!..

"Kur'an okuyorum." diyorsun ama ne bu halin?

"Eğer Kur'ân-ı Kerîm kişiyi günahlardan, yanlışlıklardan alıkoymuyorsa,"Eğer Kur'ân-ı Kerîm kişiyi günahlardan, yanlışlıklardan alıkoymuyorsa, fe-leste takrauh sen Kur'an'ı okumuyor sayılırsın!" diyor Peygamber Efendimiz. fe-leste takrauh sen Kur'an'ı okumuyor sayılırsın!" diyor Peygamber Efendimiz.

Demek ki öyle kuru kuruya okumanın bir değeri yok, okumuyor sayılacak. Okuyor ama okumuyor sayılacak. Demek ki öyle kuru kuruya okumanın bir değeri yok, okumuyor sayılacak. Okuyor ama okumuyor sayılacak.

Neden? Halini düzeltmedi.Neden?

Halini düzeltmedi.
Halini düzeltmediği için Kur'ân-ı Kerîm okuduğu halde okumuyormuş muamelesi görecek. Halini düzeltmediği için Kur'ân-ı Kerîm okuduğu halde okumuyormuş muamelesi görecek.

O halde ne yapmak lazım? O halde ne yapmak lazım?

Kur'an'ı okurken mânasını tedebbür ve tefekkür ederek okumak lazım.Kur'an'ı okurken mânasını tedebbür ve tefekkür ederek okumak lazım. Yasaklarını anlayıp yasaklarından kaçınmak lazım.Yasaklarını anlayıp yasaklarından kaçınmak lazım. Emirlerini anlayıp emirlerini tutmak lazım. Kur'ân-ı Kerîm'e uymak lazım. Emirlerini anlayıp emirlerini tutmak lazım. Kur'ân-ı Kerîm'e uymak lazım.

Kur'ân-ı Kerîm'e uyulmadan müslüman olunmaz. "Efendim ben müslümanım.Kur'ân-ı Kerîm'e uyulmadan müslüman olunmaz.

"Efendim ben müslümanım.
Bak, görüyor musun sakal da bıraktım. Altın köstekli saatim de var.Bak, görüyor musun sakal da bıraktım. Altın köstekli saatim de var. Görüyorsun kocaman göbeğim de var. Üç defa, beş defa da hacca gittim..." Görüyorsun kocaman göbeğim de var. Üç defa, beş defa da hacca gittim..."

İyi ama hacı baba, senin halin, tavrın, işin, muamelâtın hiç İslâmî değil...İyi ama hacı baba, senin halin, tavrın, işin, muamelâtın hiç İslâmî değil... Senin ticarethânende yapılanlar rezâlet, felâket, fecaat... Ne olacak o zaman? Ne demek o? Senin ticarethânende yapılanlar rezâlet, felâket, fecaat...

Ne olacak o zaman? Ne demek o?

Kur'ân-ı Kerîm'i okumamış gibi sayılıyor. Zikir de böyle.Kur'ân-ı Kerîm'i okumamış gibi sayılıyor.

Zikir de böyle.
Bir insan eğer zikrediyor, Allah'ı anıyor da, "Allah, Allah... Lâ ilâhe illallah..." diyor daBir insan eğer zikrediyor, Allah'ı anıyor da, "Allah, Allah... Lâ ilâhe illallah..." diyor da günahlardan kendisini çekiyorsa iyi derviş demektir. günahlardan kendisini çekiyorsa iyi derviş demektir. Tamam, zikrediyor ve günahlardan da kaçınıyor.Tamam, zikrediyor ve günahlardan da kaçınıyor. "Eğer zikretmesine rağmen günahlara devam ediyorsa, isyanda, itaatsizlikte, günahta berdevam ise,"Eğer zikretmesine rağmen günahlara devam ediyorsa, isyanda, itaatsizlikte, günahta berdevam ise, devam etmekte ise o zaman Allah'ı zikretmiyor sayılır." diye Efendimiz hadîs-i şerîfinde buyurmuş. devam etmekte ise o zaman Allah'ı zikretmiyor sayılır." diye Efendimiz hadîs-i şerîfinde buyurmuş.

Buradan da anlıyoruz ki zikir bir bakıma "Allah'a itaat" demek.Buradan da anlıyoruz ki zikir bir bakıma "Allah'a itaat" demek. Allah'ı anan, hatırlayan, itaat eden zikrediyor demektir;Allah'ı anan, hatırlayan, itaat eden zikrediyor demektir; Allah'ı anmayan, Allah'ı anıp da itaat etmeyen anmıyor, demek gibi olur.Allah'ı anmayan, Allah'ı anıp da itaat etmeyen anmıyor, demek gibi olur. Onun için bu inceliklere dikkat edelim. "Ben dervişim." Onun için bu inceliklere dikkat edelim.

"Ben dervişim."

"Dervişsen Allah yolunda yürü." "Ben müslümanım, Kur'an okuyorum." "Dervişsen Allah yolunda yürü."

"Ben müslümanım, Kur'an okuyorum."

"Okuyorsan Kur'an'ın emirlerini tut." Böyle hareket etmek lazım. Yapmıyor... "Okuyorsan Kur'an'ın emirlerini tut."

Böyle hareket etmek lazım. Yapmıyor...

"Yapamıyoruz hocam, ne yapalım?" "Yapamıyoruz hocam, ne yapalım?"

Yapamıyorsan sen Kur'an okumuyor sayılırsın, sen zikir yapmıyor sayılırsın. Muamele böyle olur sana...Yapamıyorsan sen Kur'an okumuyor sayılırsın, sen zikir yapmıyor sayılırsın. Muamele böyle olur sana... O bakımdan, boşa gitmiş olur. Nitekim Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; O bakımdan, boşa gitmiş olur. Nitekim Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

"Nice nice gece kalkıp namaz kılan insan vardır ki uykusuzluktan başka eline bir şey geçmez."Nice nice gece kalkıp namaz kılan insan vardır ki uykusuzluktan başka eline bir şey geçmez. Nice nice gündüz oruç tutan vardır ki akşam aç ve susuz kalmaktan başka eline bir şey geçmez." Nice nice gündüz oruç tutan vardır ki akşam aç ve susuz kalmaktan başka eline bir şey geçmez."

Bir şeyi sadece yapmak yetmiyor, kabul edilecek şekilde yapmak lazım.Bir şeyi sadece yapmak yetmiyor, kabul edilecek şekilde yapmak lazım. Zikri kabul edilecek bir zikir olarak yapmak lazım.Zikri kabul edilecek bir zikir olarak yapmak lazım. Kur'an'ı kabul edilebilecek bir kıraat olarak okumak lazım.Kur'an'ı kabul edilebilecek bir kıraat olarak okumak lazım. Namazı kabul edilebilecek bir namaz olarak kılmak lazım.Namazı kabul edilebilecek bir namaz olarak kılmak lazım. Orucu kabul olunabilecek bir oruç olarak tutmak lazım.Orucu kabul olunabilecek bir oruç olarak tutmak lazım. Haccı kabul olunabilecek bir hac olarak yapmak lazım.Haccı kabul olunabilecek bir hac olarak yapmak lazım. Kabul olunabilecek, Allah'ın rızasını kazanabilecek bir Müslümanlığı sürdürmek lazım.Kabul olunabilecek, Allah'ın rızasını kazanabilecek bir Müslümanlığı sürdürmek lazım. Günahlardan, haramlardan kaçınmak lazım. Günahlardan, haramlardan kaçınmak lazım.

Aziz ve sevgili kardeşlerim, değerli kardeşlerim, mü'min kardeşlerim! Aziz ve sevgili kardeşlerim, değerli kardeşlerim, mü'min kardeşlerim!

Aman Resûlullah'ın sünnetine sımsıkı sarılalım. Kur'ân-ı Kerîm'e sımsıkı sarılalım. Gözümüzü açalım!Aman Resûlullah'ın sünnetine sımsıkı sarılalım. Kur'ân-ı Kerîm'e sımsıkı sarılalım. Gözümüzü açalım! Hayat bir anda geçiverir. Bizim şimdiye kadar uğraştığımız şeyler boş ise bırakalım.Hayat bir anda geçiverir. Bizim şimdiye kadar uğraştığımız şeyler boş ise bırakalım. Boş şeylerle, malâyaniyle, fayda vermeyen, sevap kazandırmayan, günah kazandıran şeylerleBoş şeylerle, malâyaniyle, fayda vermeyen, sevap kazandırmayan, günah kazandıran şeylerle artık ilgimizi şu vaazdan sonra, şu hadisleri dinledikten sonra keselim.artık ilgimizi şu vaazdan sonra, şu hadisleri dinledikten sonra keselim. Allah'ın iyi bir kulu olmaya azm ü cezm ü kasd eyleyelim! Allah'ın iyi bir kulu olmaya azm ü cezm ü kasd eyleyelim!

Allah tevfîkini refîk etsin. Sevdiği kul eylesin, evliyâsından eylesin.Allah tevfîkini refîk etsin. Sevdiği kul eylesin, evliyâsından eylesin. Mübarek kullarından eylesin. Dünyada âhirette aziz eylesin, şerefli eylesin, şerif eylesin, bahtiyar eylesin. Mübarek kullarından eylesin. Dünyada âhirette aziz eylesin, şerefli eylesin, şerif eylesin, bahtiyar eylesin. Cennetiyle cemâliyle cümlenizi müşerref eylesin. Cennetiyle cemâliyle cümlenizi müşerref eylesin.

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!.. es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!..

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2