Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Evvel 1446
24 Kasım 2024
İmsak
06:24
Güneş
07:54
Öğle
12:55
İkindi
15:24
Akşam
17:47
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Amellerde İhlâsın Önemi

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

16 Recep 1405 / 07.04.1985
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Riya İle Yapılan İbadet Gizli Şirktir, Tenhada Kılınan Namazın Mükâfatı, Resim ve Heykel Yapmanın Vebali, Diline ve Şehvetine | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Amellerde İhlâsın Önemi

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

16 Recep 1405 / 07.04.1985
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Riya İle Yapılan İbadet Gizli Şirktir, Tenhada Kılınan Namazın Mükâfatı, Resim ve Heykel Yapmanın Vebali, Diline ve Şehvetine | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracim. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzubillahimineşşeytânirracim. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Elhamdulillâhi Rabbi'l-âlemîn. Vesselâtu vesselâmu âlâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn seyyidinâ muhammedinElhamdulillâhi Rabbi'l-âlemîn. Vesselâtu vesselâmu âlâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn seyyidinâ muhammedin ve âlihi ve sahbihî ecmaîn ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmid-dîn. ve âlihi ve sahbihî ecmaîn ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmid-dîn.

Emma ba'dü fe'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullâhEmma ba'dü fe'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullâh ve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve şerra'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibehâ fî'n-nâr.ve külle dalâletin ve sâhibehâ fî'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl; Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl;

Men sallâ ve hüve yurâ'î fe-kad eşrake ve men sâme ve hüve yurâ'î fe-kad eşrakeMen sallâ ve hüve yurâ'î fe-kad eşrake ve men sâme ve hüve yurâ'î fe-kad eşrake ve men tesaddaka ve hüve yurâ'î fe-kad eşrake. ve men tesaddaka ve hüve yurâ'î fe-kad eşrake.

Sadaka Resûlullah fî-mâ kâl ev ke-mâ kâl. Aziz ve muhterem kardeşlerim! Sadaka Resûlullah fî-mâ kâl ev ke-mâ kâl.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selâmı, rahmeti, bereketi cümlenizin üzerine olsun.Allahu Teâlâ hazretlerinin selâmı, rahmeti, bereketi cümlenizin üzerine olsun. Allahu Teâlâ hazretleri yaptığınız ibadet ve tâatleri kabul eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri yaptığınız ibadet ve tâatleri kabul eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini Râmûzül-ehâdîs isimli kitaptan,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini Râmûzül-ehâdîs isimli kitaptan, 428'inci sayfadan okumaya başlamazdan önce evvelen ve hâsseten Peygamber Efendimiz428'inci sayfadan okumaya başlamazdan önce evvelen ve hâsseten Peygamber Efendimiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin rûh-u pâkine hediye olsun diye,Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin rûh-u pâkine hediye olsun diye, sonra onun cümle âlinin, ashabının, etbâının, ahbabının ruhlarına ayrı ayrı hediye olması için,sonra onun cümle âlinin, ashabının, etbâının, ahbabının ruhlarına ayrı ayrı hediye olması için, bilhassa Ümmet-i Muhammed'in mürşit ve mürebbileri olan sâdât ve meşâyih-i turûk-u aliyyemizinbilhassa Ümmet-i Muhammed'in mürşit ve mürebbileri olan sâdât ve meşâyih-i turûk-u aliyyemizin ve hulefasının, mürîdânının ruhlarına hediye olması için, eseri telif eylemiş olanve hulefasının, mürîdânının ruhlarına hediye olması için, eseri telif eylemiş olan Gümüşhaneli Ahmed Ziyaeddin hocamızın ruhu için, bu eserin içindeki hadîs-i şerîflerinGümüşhaneli Ahmed Ziyaeddin hocamızın ruhu için, bu eserin içindeki hadîs-i şerîflerin ve bilgilerin bize kadar gelmesine emek sarfetmiş olan râvilerin ve ulemanın ruhları için, ve bilgilerin bize kadar gelmesine emek sarfetmiş olan râvilerin ve ulemanın ruhları için, hocamız Muhammed Zahid Bursevî'nin ruhu için, uzaktan yakından bu hadîs-i şerîflerihocamız Muhammed Zahid Bursevî'nin ruhu için, uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemeye gelen siz kardeşlerimizin âhirete göçmüş bütün sevdiklerinin, akrabasının, dostlarının,dinlemeye gelen siz kardeşlerimizin âhirete göçmüş bütün sevdiklerinin, akrabasının, dostlarının, yakınlarının ruhları için, içinde şu ibadetleri yapabildiğimiz mescidin bu ana kadar yaşamasında,yakınlarının ruhları için, içinde şu ibadetleri yapabildiğimiz mescidin bu ana kadar yaşamasında, böyle ayakta işler vaziyette kalmasında emeği geçmiş bütün banîsinin ve yardımcılarının,böyle ayakta işler vaziyette kalmasında emeği geçmiş bütün banîsinin ve yardımcılarının, imar edicilerin geçmişlerinin ruhları için, kendilerinin ruhları için, biz yaşayan müslümanların da imar edicilerin geçmişlerinin ruhları için, kendilerinin ruhları için, biz yaşayan müslümanların da Allahu Teâlâ hazretlerinin rızasına uygun ömür sürüp Resûlullah Efendimiz'inAllahu Teâlâ hazretlerinin rızasına uygun ömür sürüp Resûlullah Efendimiz'in şu okuduğumuz hadîslerine uygun tarzda ahlaklanarak sünnet-i seniyye yolunda yürüyüpşu okuduğumuz hadîslerine uygun tarzda ahlaklanarak sünnet-i seniyye yolunda yürüyüp Huzûr-u Rabbi-l İzzet'e sevdiği ve razı olduğu bir kul olarak varmamıza vesile olması için Huzûr-u Rabbi-l İzzet'e sevdiği ve razı olduğu bir kul olarak varmamıza vesile olması için buyurun bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf hediye edip ondan sonra başlayalım. buyurun bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf hediye edip ondan sonra başlayalım.

Mukaddimede metnini okumuş olduğumuz hadîs-i şerîf riyâ ve mürâîlik hakkındadır. Mukaddimede metnini okumuş olduğumuz hadîs-i şerîf riyâ ve mürâîlik hakkındadır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Şeddad b. Evs radıyallahu anh'ten [rivayet edilen ve] Ahmed b. Hanbel, Taberânî ve Müstedrek'te Şeddad b. Evs radıyallahu anh'ten [rivayet edilen ve] Ahmed b. Hanbel, Taberânî ve Müstedrek'te kaydedildiğine göre buyurmuşlar ki; kaydedildiğine göre buyurmuşlar ki;

Men sallâ ve hüve yurâ'î fe-kad eşrake.Men sallâ ve hüve yurâ'î fe-kad eşrake. "Her kim namaz kılar ama riyâ ile kılarsa, riyâkarlık ederek kılarsa, mürâîce kılarsa şirk koşmuş olur.""Her kim namaz kılar ama riyâ ile kılarsa, riyâkarlık ederek kılarsa, mürâîce kılarsa şirk koşmuş olur." Ve men sâme ve hüve yurâ'î fe-kad eşrake.Ve men sâme ve hüve yurâ'î fe-kad eşrake. "Her kim oruç tutar ama riyâ ile tutarsa, mürâîce tutarsa şirk koşmuş olur.""Her kim oruç tutar ama riyâ ile tutarsa, mürâîce tutarsa şirk koşmuş olur." Ve men tesaddaka ve hüve yurâ'î fe-kad eşrake.Ve men tesaddaka ve hüve yurâ'î fe-kad eşrake. "Her kim malından bağışta bulunur, tasadduk ederse ama mürâîce, riyâ ile yaparsa"Her kim malından bağışta bulunur, tasadduk ederse ama mürâîce, riyâ ile yaparsa bu verdiği şeyi, şirk koşmuş olur." bu verdiği şeyi, şirk koşmuş olur."

Biliyorsunuz bir vücudun yaptığı işler var, onlara zâhir ameller diyoruz;Biliyorsunuz bir vücudun yaptığı işler var, onlara zâhir ameller diyoruz; namaz kılıyoruz, oruç tutuyoruz, abdest alıyoruz, dışa dair, dışta olan, gözle görülebilen işlerimiz var.namaz kılıyoruz, oruç tutuyoruz, abdest alıyoruz, dışa dair, dışta olan, gözle görülebilen işlerimiz var. Bir de iç dünyamız, kalbimiz ve niyetlerimiz var.Bir de iç dünyamız, kalbimiz ve niyetlerimiz var. Bu kalbe ait niyette hadîs-i şerîflerde çok büyük tavsiyeler ve ikazlar gelmiştir.Bu kalbe ait niyette hadîs-i şerîflerde çok büyük tavsiyeler ve ikazlar gelmiştir. Biz müslümanlar bir güzel işi sadece dış görünüşünün güzelliği ile değerlendirilmeyecek diye biliyoruz.Biz müslümanlar bir güzel işi sadece dış görünüşünün güzelliği ile değerlendirilmeyecek diye biliyoruz. Büyüklerimiz, Peygamber Efendimiz bize öğretmiş. Büyüklerimiz, Peygamber Efendimiz bize öğretmiş. Niyet güzel olacak; ameller niyetlere göredir, bunu her zaman söylüyoruz. Niyet güzel olacak; ameller niyetlere göredir, bunu her zaman söylüyoruz.

Bir hırsız çocuğu dolandırmak, kandırmak için ilk başta bir şeyler veriyorsaBir hırsız çocuğu dolandırmak, kandırmak için ilk başta bir şeyler veriyorsa bu verdiği şeyden sevap kazanır mı? Kazanmaz. Çünkü maksadı onu sonunda kandırmaktır. bu verdiği şeyden sevap kazanır mı?

Kazanmaz. Çünkü maksadı onu sonunda kandırmaktır.

Bir başka adam bir güzel işi, namaz kılma işini mesela, bir adama şirin görünüp deBir başka adam bir güzel işi, namaz kılma işini mesela, bir adama şirin görünüp de ondan bir menfaat koparmak için yapıyorsa sevap kazanır mı? Kazanmaz. ondan bir menfaat koparmak için yapıyorsa sevap kazanır mı?

Kazanmaz.
Çünkü riyâ olur, gösteriş olur, âhiret amelini insanlar görsün beğensinler, alkışlasınlar, Çünkü riyâ olur, gösteriş olur, âhiret amelini insanlar görsün beğensinler, alkışlasınlar, bana avantaj sağlasınlar diye yapmaz müslüman.bana avantaj sağlasınlar diye yapmaz müslüman. Bunu çok iyi biliyoruz. Öyle yaparsa ne olur? Bunu çok iyi biliyoruz.

Öyle yaparsa ne olur?

Âhiret amelini dünyada insanlar görsün beğensinler, alkışlasınlar daÂhiret amelini dünyada insanlar görsün beğensinler, alkışlasınlar da ben de bir takım şeylerden faydalanayım, sebepleneyim diye, faydalanmak için ince, hasis,ben de bir takım şeylerden faydalanayım, sebepleneyim diye, faydalanmak için ince, hasis, menfaat duygularıyla hesap yapan bir kimseye mürâî derler, yaptığı işe riyâ derler,menfaat duygularıyla hesap yapan bir kimseye mürâî derler, yaptığı işe riyâ derler, "Sus mürâî, çekil." derler. Yani makbul bir şey değil, amelleri makbul olmaz. "Sus mürâî, çekil." derler. Yani makbul bir şey değil, amelleri makbul olmaz. Allahu Teâlâ hazretleri riyâkarlıkla yapılan ameli sevmez. Riyâ müşriklik gibidir.Allahu Teâlâ hazretleri riyâkarlıkla yapılan ameli sevmez. Riyâ müşriklik gibidir. Ona şirk-i hafî demişler, gizli şirktir. Neden gizli şirk? Ona şirk-i hafî demişler, gizli şirktir.

Neden gizli şirk?

Öteki adam puta tapıyor, Allah'ı bırakmış Allah'ın yanında puta tapıyor, müşrik. Öteki adam puta tapıyor, Allah'ı bırakmış Allah'ın yanında puta tapıyor, müşrik. Bu da dünyadaki bir insanın menfaatini celb etmek için âdeta onun hatırını Bu da dünyadaki bir insanın menfaatini celb etmek için âdeta onun hatırını Allah'ın hatırana ortak koşmuş oluyor. Olur mu hiç? Allah'ın hatırana ortak koşmuş oluyor.

Olur mu hiç?

Bir şey Allah rızası için yapılırsa yapılır, filanca adam beğensin,Bir şey Allah rızası için yapılırsa yapılır, filanca adam beğensin, filanca adam hoş görsün diye yapılır mı?filanca adam hoş görsün diye yapılır mı? O, o bakımdan sanki Allah'ın varlığının yanında bir başka güç kuvvet varmış da,O, o bakımdan sanki Allah'ın varlığının yanında bir başka güç kuvvet varmış da, kendisine fayda zarar sağlayacakmış da, ondan menfaat gelecekmiş de diye düşündüğünden kendisine fayda zarar sağlayacakmış da, ondan menfaat gelecekmiş de diye düşündüğünden bir çeşit şirk içindedir ama bu şirk, yaptığı mürâîlik gizli olduğundan gizli bir şirktir. bir çeşit şirk içindedir ama bu şirk, yaptığı mürâîlik gizli olduğundan gizli bir şirktir.

Mürâîlik gizli, herkes anlayamaz, ancak basîret sahibi bir insan bakar, ciğerinin köşesini okur;Mürâîlik gizli, herkes anlayamaz, ancak basîret sahibi bir insan bakar, ciğerinin köşesini okur; "Seni mürâî seni." der ama ötekisi onun tatlı sözüne aldanabilir, aldatmasına aldanabilir. "Seni mürâî seni." der ama ötekisi onun tatlı sözüne aldanabilir, aldatmasına aldanabilir. Herkes anlayamadığından gizli bir şeydir bu mürâîlik, kalbe ait bir ameldir, amel-i kalbîdir.Herkes anlayamadığından gizli bir şeydir bu mürâîlik, kalbe ait bir ameldir, amel-i kalbîdir. İşte tasavvufun yani ilm-i ahlâk'ın, tezkiye-i bâtın'ın ilk başta düzeltmeyi, İşte tasavvufun yani ilm-i ahlâk'ın, tezkiye-i bâtın'ın ilk başta düzeltmeyi, tedavi etmeyi esas aldığı hastalıklardan birisidir riyâ. tedavi etmeyi esas aldığı hastalıklardan birisidir riyâ.

Derviş, yani has, halis, hakiki müslüman, yani işi lafta bırakmayıp da tatbikatını da yapan,Derviş, yani has, halis, hakiki müslüman, yani işi lafta bırakmayıp da tatbikatını da yapan, İslâm'ı yaşayan insan ilk önce neye dikkat edecek? Amelinin Allah rızası için olmasına dikkat edecek.İslâm'ı yaşayan insan ilk önce neye dikkat edecek?

Amelinin Allah rızası için olmasına dikkat edecek.
Amelini gösteriş için başkası görsün beğensin diye riyâ ile yapmayacak.Amelini gösteriş için başkası görsün beğensin diye riyâ ile yapmayacak. Riyâ ile yaparsa gizli şirke düşmüş olur. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Riyâ ile yaparsa gizli şirke düşmüş olur. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

"Bundan sonra artık şeytan ümidi kesmiştir, Suudi Arabistan yarımadasında artık puta tapılmaz,"Bundan sonra artık şeytan ümidi kesmiştir, Suudi Arabistan yarımadasında artık puta tapılmaz, geçti o Lat'ın, Uzza'nın zamanı, devri, artık ona tapılmaz. geçti o Lat'ın, Uzza'nın zamanı, devri, artık ona tapılmaz. Şeytan ümidi kesmiştir, bir daha burada puta taptıramayacağını biliyor, Şeytan ümidi kesmiştir, bir daha burada puta taptıramayacağını biliyor, bu Müslümanlık geldikten sonra insanların puta tapmayacağına, puta tapmaya geri dönmeyeceğinebu Müslümanlık geldikten sonra insanların puta tapmayacağına, puta tapmaya geri dönmeyeceğine kani ama ben ümmetim hakkında şirk-i hafîye düşmelerinden, kani ama ben ümmetim hakkında şirk-i hafîye düşmelerinden, riyâkarlığa düşmelerinden korkarım." demiş. O halde kalbimiz pâk olacak.riyâkarlığa düşmelerinden korkarım." demiş.

O halde kalbimiz pâk olacak.
Şöyle hür olacağız, dini bakımdan, niyet bakımdan efe olacağız.Şöyle hür olacağız, dini bakımdan, niyet bakımdan efe olacağız. "Cümle cihan halkı karşıma yığılsa, dikilse Allah istemedi mi onların hiçbirisi"Cümle cihan halkı karşıma yığılsa, dikilse Allah istemedi mi onların hiçbirisi bana zarar veremez, kılıma dokunamaz!bana zarar veremez, kılıma dokunamaz! Cümle cihan haklı önüme himaye için gerilseler Allah bana bir zarar vermek murad ettiği zaman daCümle cihan haklı önüme himaye için gerilseler Allah bana bir zarar vermek murad ettiği zaman da hiçbir faydası olmaz, Allah'ın darbesi, zararı gelir beni bulur da beni kahreder." diyebilecek insan. hiçbir faydası olmaz, Allah'ın darbesi, zararı gelir beni bulur da beni kahreder." diyebilecek insan. Zulmü, hayrı şerri Allah'tan bilip, Allah'a sımsıkı bağlanacak, biraz şöyle efe olacak, müstağni olacak.Zulmü, hayrı şerri Allah'tan bilip, Allah'a sımsıkı bağlanacak, biraz şöyle efe olacak, müstağni olacak. "İstemez sizin dünyalık menfaatleriniz, ben Rabbimin rızasını isterim, "İstemez sizin dünyalık menfaatleriniz, ben Rabbimin rızasını isterim, her işimi ona göre yaparım." diyecek. Böyle derse kurtarır.her işimi ona göre yaparım." diyecek.

Böyle derse kurtarır.
Yoksa ince ince hesaplar yapar da, dünya menfaati devşirmek içinYoksa ince ince hesaplar yapar da, dünya menfaati devşirmek için dinini istismar eder, kullanırsa hali harap olur. dinini istismar eder, kullanırsa hali harap olur.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi hâlis müslüman etsin, riyâkar etmesin,Allahu Teâlâ hazretleri bizi hâlis müslüman etsin, riyâkar etmesin, âhiret amelini dünya için yapanlardan eylemesin, dünya için dinini satanlardan eylemesin. âhiret amelini dünya için yapanlardan eylemesin, dünya için dinini satanlardan eylemesin.

Bu devirde çok kimse bilirim kaymak gibi tıraş olmuş, boynuna kravat takmış,Bu devirde çok kimse bilirim kaymak gibi tıraş olmuş, boynuna kravat takmış, jilet gibi keskin ütülü, dinini satıp duruyor. Onun için değmez!jilet gibi keskin ütülü, dinini satıp duruyor. Onun için değmez! Yani iki paralık dünya menfaati için insanın âhiretini harap etmesine lüzum yoktur,Yani iki paralık dünya menfaati için insanın âhiretini harap etmesine lüzum yoktur, bu hesap akıllıca bir hesap değildir, çok aptalca bir hesaptır.bu hesap akıllıca bir hesap değildir, çok aptalca bir hesaptır. İnsan Allahu Teâlâ hazretlerinin yoluna sarılmalı, rızasının eteğine yapışmalı, rızasını gözetmeli. İnsan Allahu Teâlâ hazretlerinin yoluna sarılmalı, rızasının eteğine yapışmalı, rızasını gözetmeli. Allahu Teâlâ hazretleri böyle yapanın dünyasını da âhiretini de mamur eder. Allahu Teâlâ hazretleri böyle yapanın dünyasını da âhiretini de mamur eder.

Kendi hayatımdan yaşadığım misallere dayanarak söylüyorum ki;Kendi hayatımdan yaşadığım misallere dayanarak söylüyorum ki; "Yahu sen bunu böyle yaptın binaenaleyh artık başına şöyle gelir böyle gelir,"Yahu sen bunu böyle yaptın binaenaleyh artık başına şöyle gelir böyle gelir, işte o elde edeceğin şeyi elde edemezsin." filan dediler bana çok şeyleri. işte o elde edeceğin şeyi elde edemezsin." filan dediler bana çok şeyleri. Mevlâm nasip etti elde ettim, hiç kimse mâni olamadı.Mevlâm nasip etti elde ettim, hiç kimse mâni olamadı. Ama kuldan beklediğim zaman da her zaman mahrum oldum, kendi hayatımdan biliyorum. Ama kuldan beklediğim zaman da her zaman mahrum oldum, kendi hayatımdan biliyorum.

Dağın başında arabam bozuldu, Ramazan gününde, sıcağın altında yokuş aşağı yokuş yukarıDağın başında arabam bozuldu, Ramazan gününde, sıcağın altında yokuş aşağı yokuş yukarı arabayı iterek kakarak, neyse, bir şehre yakın bir yere [geldik.] Düşündüm ki; arabayı iterek kakarak, neyse, bir şehre yakın bir yere [geldik.] Düşündüm ki;

"O şehirde filanca ahbabım var ona giderim, o bana yardım eder." "O şehirde filanca ahbabım var ona giderim, o bana yardım eder."

O yardımların bütün kanalları kurudu, hiçbir yerden yardım gelmedi.O yardımların bütün kanalları kurudu, hiçbir yerden yardım gelmedi. Perişan olayazdım, ama bir ders oldu bana, iyi oldu.Perişan olayazdım, ama bir ders oldu bana, iyi oldu. Allah'tan gayriden ne zaman bir yerden bir şey ummuşsam bütün umduğum dağlara kar yağmıştır,Allah'tan gayriden ne zaman bir yerden bir şey ummuşsam bütün umduğum dağlara kar yağmıştır, bütün tutunacağım dallar kurumuştur, dayanacağım duvarlar yıkılmıştır.bütün tutunacağım dallar kurumuştur, dayanacağım duvarlar yıkılmıştır. Benden size tecrübeye dayanan şey [nasihat]; Allah'a dayan, Allah'a tevekkül et, Allah'tan iste. Benden size tecrübeye dayanan şey [nasihat]; Allah'a dayan, Allah'a tevekkül et, Allah'tan iste. Olmayacak şey olur. Ve men yetevekkel 'alalellahi fe-hüve hasbühû. Âyet var, delil!Olmayacak şey olur.

Ve men yetevekkel 'alalellahi fe-hüve hasbühû.

Âyet var, delil!
İşte o tevekkülü, Allah'a dayanmayı, bağlanmayı öğrensek,İşte o tevekkülü, Allah'a dayanmayı, bağlanmayı öğrensek, "hakkıyla tevekkül etsek Allah bizi kuşların yuvasında beslediği gibi besler.""hakkıyla tevekkül etsek Allah bizi kuşların yuvasında beslediği gibi besler." Hadîs-i şerîfte böyle geçiyor ben demiyorum. İfade Resûlullah Efendimiz'in!Hadîs-i şerîfte böyle geçiyor ben demiyorum. İfade Resûlullah Efendimiz'in! Kuşa nasıl anası geliyor yiyeceği ağzına tutu-tutuveriyor, öyle besler Allahu Teâlâ hazretleri. Kuşa nasıl anası geliyor yiyeceği ağzına tutu-tutuveriyor, öyle besler Allahu Teâlâ hazretleri. Onun için; bu beslenme için maaş için geçim için, riyâ yok, değmez; değmez ve çirkin, ayıp. Onun için; bu beslenme için maaş için geçim için, riyâ yok, değmez; değmez ve çirkin, ayıp.

Bu kadar nimeti Rabbimiz veriyor ondan sonra biz ona öyle mi muamele etmeliyiz,Bu kadar nimeti Rabbimiz veriyor ondan sonra biz ona öyle mi muamele etmeliyiz, öyle mi kulluk etmeliyiz? Çok ayıp, çok çirkin bir şeydir.öyle mi kulluk etmeliyiz?

Çok ayıp, çok çirkin bir şeydir.
Yakışmaz yani, erkek adama yakışmaz, mert kadına da yakışmaz, kadına da yakışmaz erkeğe de yakışmaz;Yakışmaz yani, erkek adama yakışmaz, mert kadına da yakışmaz, kadına da yakışmaz erkeğe de yakışmaz; halis, dürüst insan, dobra dobra, pâk gönüllü olur. Biz gittik, Ankara'da mahallemizde camimiz yok. halis, dürüst insan, dobra dobra, pâk gönüllü olur.

Biz gittik, Ankara'da mahallemizde camimiz yok.
Bir arkadaşımız vaat etti; "Şu kadarının ben parasını veririm." ötekisi vaat etti; Bir arkadaşımız vaat etti;

"Şu kadarının ben parasını veririm." ötekisi vaat etti;

"Bu kadarını da ben veririm." Ölçüyoruz, biçiyoruz, topluyoruz; yapacağımız işin onda biri bile etmiyor."Bu kadarını da ben veririm."

Ölçüyoruz, biçiyoruz, topluyoruz; yapacağımız işin onda biri bile etmiyor.
Dediler ki; "Filanca yerde bir Hacı teyze var, Ankara'ya yakın bir köyde, tarlalarını filan çok sattı,Dediler ki;

"Filanca yerde bir Hacı teyze var, Ankara'ya yakın bir köyde, tarlalarını filan çok sattı,
çok para geçti eline, hayırsever bir kadınmış, ona gidelim." çok para geçti eline, hayırsever bir kadınmış, ona gidelim."

Güçlü, kuvvetli vâizlerden bir grup teşkil ettik, gittik kadına.Güçlü, kuvvetli vâizlerden bir grup teşkil ettik, gittik kadına. Böyle sakallı, güçlü, ağzı söz yapan insanlar filan. Böyle sakallı, güçlü, ağzı söz yapan insanlar filan.

"Hacı teyze bizim camimiz yapılacak mahallemizde, bize yardım et." diyeceğiz ama "Hacı teyze bizim camimiz yapılacak mahallemizde, bize yardım et." diyeceğiz ama şimdi vâiz efendi söz aldı; "Hacı teyze, cami yapmak çok iyidir." dedi, aldı böyle konuşuyor. şimdi vâiz efendi söz aldı;

"Hacı teyze, cami yapmak çok iyidir." dedi, aldı böyle konuşuyor.

"İşte, biz camiye sizin isminizi veririz." bilmem ne filan deyince Hacı teyze hemen; "İşte, biz camiye sizin isminizi veririz." bilmem ne filan deyince Hacı teyze hemen;

"Dur dur dur evladım! Yok, ben isim misim istemem." dedi. Köylü kadın!"Dur dur dur evladım! Yok, ben isim misim istemem." dedi. Köylü kadın! "İsim filan istemem, Allah bilsin, Allah sevsin razıyım. Yardım edeceğim, isme filan lüzum yok." dedi."İsim filan istemem, Allah bilsin, Allah sevsin razıyım. Yardım edeceğim, isme filan lüzum yok." dedi. Köylü kadın vâiz efendiye ders verdi. İşte o ihlâs! Ötekisi? Ötekisi gösteriş. Allah bilsin! Köylü kadın vâiz efendiye ders verdi. İşte o ihlâs!

Ötekisi?

Ötekisi gösteriş. Allah bilsin!

Allah her şeyimizi hâlis temiz kalple rızası için yapmayı nasip etsin, rızasına aykırı şeylerde de erkekçe,Allah her şeyimizi hâlis temiz kalple rızası için yapmayı nasip etsin, rızasına aykırı şeylerde de erkekçe, mertçe, hâlisâne, istiğna göstermeyi; "İstemem eksik olsun,mertçe, hâlisâne, istiğna göstermeyi; "İstemem eksik olsun, Rabbim razı olmadıktan sonra bana dünyayı verseniz istemem." diyecek bir olgunluğa eriştirsin cümlemizi. Rabbim razı olmadıktan sonra bana dünyayı verseniz istemem." diyecek bir olgunluğa eriştirsin cümlemizi.

Men sallâ rek'ateyni fî-halâin lâ yerâhu illâllahu ve'l-melâ'iketu kütibe le-hû berâetün mine'n-nâri. Men sallâ rek'ateyni fî-halâin lâ yerâhu illâllahu ve'l-melâ'iketu kütibe le-hû berâetün mine'n-nâri.

Bu ikinci hadîs-i şerîf. Bu da yine yukarıdaki hadîs-i şerîf gibi riyâ,Bu ikinci hadîs-i şerîf. Bu da yine yukarıdaki hadîs-i şerîf gibi riyâ, gösteriş ile ibadet meselesine gelen bir hadîs-i şerîftir.gösteriş ile ibadet meselesine gelen bir hadîs-i şerîftir. Câbir b. Abdullah radıyallahu anh'tan rivayet edilmiş. Efendimiz buyuruyor ki; Câbir b. Abdullah radıyallahu anh'tan rivayet edilmiş. Efendimiz buyuruyor ki;

Men sallâ rek'ateyni fî-halâin. "Her kim ki tenha bir yerde iki rekât namaz kılarsa…" Men sallâ rek'ateyni fî-halâin. "Her kim ki tenha bir yerde iki rekât namaz kılarsa…"

Niye tenhalığı zikretti? Yani kimsenin görmediği bir yerde, kimsenin görmesine,Niye tenhalığı zikretti?

Yani kimsenin görmediği bir yerde, kimsenin görmesine,
bakmasına aldırmadan, namaz kılmayı sevmiş gönlü,bakmasına aldırmadan, namaz kılmayı sevmiş gönlü, Rabbine ibadet etmeye iştiyak duymuş da tenha bir yerde iki rekât namaz kılıyor.Rabbine ibadet etmeye iştiyak duymuş da tenha bir yerde iki rekât namaz kılıyor. Kim iki rekât böyle namaz kılarsa; Lâ yerâhu illâllahu ve'l-melâiketü.Kim iki rekât böyle namaz kılarsa;

Lâ yerâhu illâllahu ve'l-melâiketü.
"Onu Allah'tan ve meleklerden gayrısı görmüyor, insanlar görmüyor…" "Onu Allah'tan ve meleklerden gayrısı görmüyor, insanlar görmüyor…"

Melekler nasıl görür? Vücudumuzda müvekkel melekler var, Kirâmen Kâtibîn,Melekler nasıl görür?

Vücudumuzda müvekkel melekler var, Kirâmen Kâtibîn,
amellerimizi yazanlar var, onlar görüyorlar ama insanlar görmüyor.amellerimizi yazanlar var, onlar görüyorlar ama insanlar görmüyor. Öyle Allah'ın ve meleklerin gayrısının görmediği bir tenha yerde bir kimse iki rekât namaz kılarsa; Öyle Allah'ın ve meleklerin gayrısının görmediği bir tenha yerde bir kimse iki rekât namaz kılarsa;

Kütibe le-hû berâetün mine'n-nâri. "Ona cehennemden bir beraat kağıdı verilir, yazılır." Kütibe le-hû berâetün mine'n-nâri. "Ona cehennemden bir beraat kağıdı verilir, yazılır."

"Sen riyâkar kul değilsin, tenhada yaptın bu işi, insanlar görsün diye yapmadın, buyur." diye,"Sen riyâkar kul değilsin, tenhada yaptın bu işi, insanlar görsün diye yapmadın, buyur." diye, cennetlik olacağının garantisi cehenneme düşmeyeceğinin bir garantisi olmuş oluyor. cennetlik olacağının garantisi cehenneme düşmeyeceğinin bir garantisi olmuş oluyor.

Bu da nereye çıkıyor? Gösteriş yapmamaya, riyâkarlık etmemeye çıkıyor. Bu da nereye çıkıyor?

Gösteriş yapmamaya, riyâkarlık etmemeye çıkıyor.

Yukarıdaki hadîs-i şerîfle bir bakıma uygun düşmüş oldu.Yukarıdaki hadîs-i şerîfle bir bakıma uygun düşmüş oldu. Demek ki biz yapacağımız ibadeti, böyle hâlisen yapacağız, başkalarının görmesine aldırmayacağız. Demek ki biz yapacağımız ibadeti, böyle hâlisen yapacağız, başkalarının görmesine aldırmayacağız.

Yalnız şeytanın bir oyunu, insanı kandırmak için şeytanın oyunları çoktur da, bir oyunu da şöyledir ki;Yalnız şeytanın bir oyunu, insanı kandırmak için şeytanın oyunları çoktur da, bir oyunu da şöyledir ki; her güzel tavsiyenin arkasından yine yanına yanaşır fıs fıs fıs vesvese verir, her güzel tavsiyenin arkasından yine yanına yanaşır fıs fıs fıs vesvese verir, o güzel nasihati bir başka tarafa saptırmaya çalışır. o güzel nasihati bir başka tarafa saptırmaya çalışır.

Mesela Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; "Namazı cemaatle kılın." Mesela Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; "Namazı cemaatle kılın."

"İşte kılma, evinde kıl." filan, camiye gelmesin diye insana bin bir tane vesvese verir. "İşte kılma, evinde kıl." filan, camiye gelmesin diye insana bin bir tane vesvese verir.

"Yook, Peygamber Efendimiz 'Namazı cemaatle kılın.' buyurdu, o sünneti tutacağım, "Yook, Peygamber Efendimiz 'Namazı cemaatle kılın.' buyurdu, o sünneti tutacağım, çekil önümden." dedi geldi namaza, o zaman der ki; çekil önümden." dedi geldi namaza, o zaman der ki;

"Bak, sen iyi bir müslümansın, sen şöyle herkesin önünde bir anlı şanlı ölçülü, güzel,"Bak, sen iyi bir müslümansın, sen şöyle herkesin önünde bir anlı şanlı ölçülü, güzel, okkalı bir güzel namaz kıl, herkese ibret-i âlem olsun, numune olsun, 'İşte namaz böyle kılınır.' desinler.okkalı bir güzel namaz kıl, herkese ibret-i âlem olsun, numune olsun, 'İşte namaz böyle kılınır.' desinler. Şöyle bir boynunu bük, gözünü hafif kapat, böyle bir el pençe divan dur, bütün herkes beğensin."Şöyle bir boynunu bük, gözünü hafif kapat, böyle bir el pençe divan dur, bütün herkes beğensin." Camiye gelmekten alıkoyamadı bu sefer de mürâîlik yaptırtmak istiyor.Camiye gelmekten alıkoyamadı bu sefer de mürâîlik yaptırtmak istiyor. O zaman da diyecek ki; "Melun, benim başka insanlarla işim yok, ben Rabbimin divanında durur,O zaman da diyecek ki;

"Melun, benim başka insanlarla işim yok, ben Rabbimin divanında durur,
namazı O'nun için kılarım, öyle başkası beğensin beğenmesin o benim aklıma bile gelmez."namazı O'nun için kılarım, öyle başkası beğensin beğenmesin o benim aklıma bile gelmez." Böyle derse o zaman da şeytan der ki; Böyle derse o zaman da şeytan der ki;

"Aferin ya, sen benim umduğumdan daha da iyiymişsin, gel buyur, riyâ hakikaten de kötü bir şeydir,"Aferin ya, sen benim umduğumdan daha da iyiymişsin, gel buyur, riyâ hakikaten de kötü bir şeydir, hiç kimsenin görmediği bir yerde, evin köşesinde kıl, camiye gitme, orada herkes görüyor."hiç kimsenin görmediği bir yerde, evin köşesinde kıl, camiye gitme, orada herkes görüyor." O zaman da öyle aldatır. O zaman da diyeceksin ki; O zaman da öyle aldatır. O zaman da diyeceksin ki;

"Allahu Teâlâ hazretlerinin Resûlü'nün 'Camide kılın.' dediği namazı camide kılarım,"Allahu Teâlâ hazretlerinin Resûlü'nün 'Camide kılın.' dediği namazı camide kılarım, ondan sonra da 'Gizli kılın.' dediği namazı da şeyde kılarım. Emir onun, senin değil.ondan sonra da 'Gizli kılın.' dediği namazı da şeyde kılarım. Emir onun, senin değil. Senin dediğini yapmak değil maksat.Senin dediğini yapmak değil maksat. Farz camide kılınacak, ona tâbi sünnetler de orada kılınır, orada riya olmaz.Farz camide kılınacak, ona tâbi sünnetler de orada kılınır, orada riya olmaz. Ama evimde de nafile ibadetlerimi yaparım." diyeceksin. Ama evimde de nafile ibadetlerimi yaparım." diyeceksin.

Her şeyde bir ters taraftan alıp da saptırmaya çalışır, şeytanın oyununa gelmemek lazım.Her şeyde bir ters taraftan alıp da saptırmaya çalışır, şeytanın oyununa gelmemek lazım. Farz ibadetler aleni olur, aleni olmasında riyâ olmaz ve aleni olmasında faydalar vardır.Farz ibadetler aleni olur, aleni olmasında riyâ olmaz ve aleni olmasında faydalar vardır. Sen; "Benim namaz vaktim geldi, bir dakika bana müsaade, şu namazımı eda edeyim geleyim." dersin.Sen;

"Benim namaz vaktim geldi, bir dakika bana müsaade, şu namazımı eda edeyim geleyim." dersin.
Ötekisi de düşünür kara kara; "Yahu benim anam babam da namaz kılan insanlardı,Ötekisi de düşünür kara kara;

"Yahu benim anam babam da namaz kılan insanlardı,
küçükken bana ne kadar tavsiye ederlerdi, hatta öğretmişlerdi, ben ne insanım kiküçükken bana ne kadar tavsiye ederlerdi, hatta öğretmişlerdi, ben ne insanım ki bak bu kardeşim işi gücü arada bıraktı camiye gidiyor da ben namaz kılmıyorum,bak bu kardeşim işi gücü arada bıraktı camiye gidiyor da ben namaz kılmıyorum, hadi bende kılayım." der, utanır, ibret alır o da gelir. hadi bende kılayım." der, utanır, ibret alır o da gelir.

"Al kardeşim şu zekâtımı." diye verirsin yanında, düşünür adam; "Al kardeşim şu zekâtımı." diye verirsin yanında, düşünür adam;

"Ya bu zengin zekât veriyor, ben de zenginim, ben niye zekât vermiyorum?"Ya bu zengin zekât veriyor, ben de zenginim, ben niye zekât vermiyorum? Ben müslüman değil miyim?" o da verir. Farz ibadetler âşikâre yapılır, nafile ibadetler gizli yapılır.Ben müslüman değil miyim?" o da verir.

Farz ibadetler âşikâre yapılır, nafile ibadetler gizli yapılır.
Sevap kazanmak için boynumuza borç olmayan yazılı olmayan şeyleri, onları gizli yaparsın,Sevap kazanmak için boynumuza borç olmayan yazılı olmayan şeyleri, onları gizli yaparsın, söylemezsen iyi olur, saklarsan iyi olur. Herkesin seni, şey bilmesine böyle, gösterişe kaçmamak gerekiyor. söylemezsen iyi olur, saklarsan iyi olur. Herkesin seni, şey bilmesine böyle, gösterişe kaçmamak gerekiyor.

Burada da yine şeytanın bir oyunu vardır. O oyun vardır demiştim de bir misal hatırıma geldi.Burada da yine şeytanın bir oyunu vardır. O oyun vardır demiştim de bir misal hatırıma geldi. Bazı insanlar da demişler ki; "Yahu bir ibadet yaptığımız zamanBazı insanlar da demişler ki;

"Yahu bir ibadet yaptığımız zaman
başkalarının yanında konuşmaktan zevk duyuyoruz ."başkalarının yanında konuşmaktan zevk duyuyoruz ." İşte; "Allah kabul eylesin, dün gece nasip oldu da kalktım da teheccüde,İşte;

"Allah kabul eylesin, dün gece nasip oldu da kalktım da teheccüde,
Allah nasip ettiği miktarda namaz kılıverdim, biraz da oturdum Allah nasip ettiği miktarda namaz kılıverdim, biraz da oturdum tesbih vazifemi çekiverdim, biraz da Kur'ân'ı Kerîm'den bir miktar okudum derken gözlerimi kapadım,tesbih vazifemi çekiverdim, biraz da Kur'ân'ı Kerîm'den bir miktar okudum derken gözlerimi kapadım, şöyle gördüm böyle gördüm filan." Öyle gördün ama gördüklerini hep kaybettin sen.şöyle gördüm böyle gördüm filan."

Öyle gördün ama gördüklerini hep kaybettin sen.
O gizli ibadetlerini açtın. Niye söyledin? Başkaları beğensin diye.O gizli ibadetlerini açtın.

Niye söyledin?

Başkaları beğensin diye.
Sen farkında değilsin ama için beğenmekten hoşlandığı için söyledin. Sen farkında değilsin ama için beğenmekten hoşlandığı için söyledin.

Ha demek başkalarının ibadetlerini görmesini, beğenmesini insanoğlunun içi istiyormuş,Ha demek başkalarının ibadetlerini görmesini, beğenmesini insanoğlunun içi istiyormuş, nefsinin hoşuna gidiyormuş. Bazı insanlar, "Vay! Seni nefis seni! nefsinin hoşuna gidiyormuş.

Bazı insanlar, "Vay! Seni nefis seni!
Ben de senin kabahatlerini de insanlara söylerim. Yaptığın kabahatleri de insanlara söylerim,Ben de senin kabahatlerini de insanlara söylerim. Yaptığın kabahatleri de insanlara söylerim, sen ibadeti söylemekten hoşlanıyorsun ha, ben de kabahatlerini de ortaya yayayım da gör." demişler. sen ibadeti söylemekten hoşlanıyorsun ha, ben de kabahatlerini de ortaya yayayım da gör." demişler. Bu sefer kabahatlerini yaymaya, söylemeye başlamışlar veyahut saklamamaya başlamışlar. Bu sefer kabahatlerini yaymaya, söylemeye başlamışlar veyahut saklamamaya başlamışlar.

O da doğru değil, çünkü Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerinde bildiriyor ki; O da doğru değil, çünkü Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerinde bildiriyor ki; "Bir insan gizlide bir kusur işlese, sonra tevbe etse Allah affeder, ama yayıp söylediği zaman "Bir insan gizlide bir kusur işlese, sonra tevbe etse Allah affeder, ama yayıp söylediği zaman artık âşikâre oldu, affolmaz!" Onun yapılmasından sonra kanunî işlem başlar, bu da yanlış. artık âşikâre oldu, affolmaz!" Onun yapılmasından sonra kanunî işlem başlar, bu da yanlış.

Kimisi de meyhaneye gidermiş, yani içki içmiyor da halkın nazarından düşeyim diye filan böyle,Kimisi de meyhaneye gidermiş, yani içki içmiyor da halkın nazarından düşeyim diye filan böyle, Melâmî diyorlar, kötü durumda gösterirmiş kendini, kötü yerde gösterirmiş. Melâmî diyorlar, kötü durumda gösterirmiş kendini, kötü yerde gösterirmiş.

Canım ne ona lüzum var ne buna lüzum var.Canım ne ona lüzum var ne buna lüzum var. Çizginin ne bu tarafına sapmaya lüzum var ne bu tarafına sapmaya lüzum var.Çizginin ne bu tarafına sapmaya lüzum var ne bu tarafına sapmaya lüzum var. Hadîs-i şerîflerin gösterdiği hudutları çiğnemeden, yolunca dümdüz gitmesi lazım,Hadîs-i şerîflerin gösterdiği hudutları çiğnemeden, yolunca dümdüz gitmesi lazım, o taraf da bu taraf da doğru değil. Cadde-i kübrâyı bırakmamak gerekiyor. o taraf da bu taraf da doğru değil. Cadde-i kübrâyı bırakmamak gerekiyor.

Üçüncü hadîs-i şerîf resim, heykel yapmakla ilgili bir hadîs-i şerîf; Üçüncü hadîs-i şerîf resim, heykel yapmakla ilgili bir hadîs-i şerîf;

Men savvere sûraten fi'd-dünyâ küllüfe en yehfuha fî-ha'r-rûha yevme'l-kıyâmeti ve leyse bi-nâfihin. Men savvere sûraten fi'd-dünyâ küllüfe en yehfuha fî-ha'r-rûha yevme'l-kıyâmeti ve leyse bi-nâfihin.

Bu da Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde, Müslim'in, Nesâî'nin sahih kitaplarındaBu da Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde, Müslim'in, Nesâî'nin sahih kitaplarında İbn Abbas ve Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet olunmuş İbn Abbas ve Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet olunmuş bir hadîs-i şerîftir yani kaynakları sağlamdır. Bu hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;bir hadîs-i şerîftir yani kaynakları sağlamdır.

Bu hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;
"Her kim bu dünyada bir sûret yaparsa…" İster kâğıt üzerine portre, şekil olarak yapmış olsun,"Her kim bu dünyada bir sûret yaparsa…" İster kâğıt üzerine portre, şekil olarak yapmış olsun, isterse heykel tarzında mücessem, gölgesi yere düşen bir tarzda yapmış olsun, isterse heykel tarzında mücessem, gölgesi yere düşen bir tarzda yapmış olsun, yani satıhta değil de mücessem, üç boyutlu olarak yani nasıl olursa olsun;yani satıhta değil de mücessem, üç boyutlu olarak yani nasıl olursa olsun; "Ona kıyamet gününde, bunun içine ruh ver bakalım, ruh üfür bakalım diye ibram edilir, "Ona kıyamet gününde, bunun içine ruh ver bakalım, ruh üfür bakalım diye ibram edilir, onun boynuna yük yüklenir." Sen bunun resmini yaptın hadi bakalım canı da ver! onun boynuna yük yüklenir." Sen bunun resmini yaptın hadi bakalım canı da ver!

Ve leyse bi-nâfihin. "Can da verecek durumda değil ki o adam." Neden öyle deniliyor? Ve leyse bi-nâfihin. "Can da verecek durumda değil ki o adam."

Neden öyle deniliyor?

Sen bunu neden yaptın, canını veremeyeceğin şeyi niye tasvir ettin, niye bunu böyle yaptın? diye...Sen bunu neden yaptın, canını veremeyeceğin şeyi niye tasvir ettin, niye bunu böyle yaptın? diye... Tabii ruhunu da veremeyecek böyle azabı devam edip duracak.Tabii ruhunu da veremeyecek böyle azabı devam edip duracak. Demek ki İslâm resim, heykel hakkında böyle bir edebe sahiptir. Demek ki İslâm resim, heykel hakkında böyle bir edebe sahiptir.

Hücre-i saadetine geldiği zaman Peygamber Efendimiz'in gözüne bir perde ilişti,Hücre-i saadetine geldiği zaman Peygamber Efendimiz'in gözüne bir perde ilişti, üstünde bir hayvan resmi, deseni olan, hani oyalar moyalar yapıyorlar ya kadınlar, üstünde bir hayvan resmi, deseni olan, hani oyalar moyalar yapıyorlar ya kadınlar, öyle desenli bir perde gördü, onu hemen kaldırttı. Hem de asabîleşti, kızdı. öyle desenli bir perde gördü, onu hemen kaldırttı. Hem de asabîleşti, kızdı.

E Peygamber Efendimiz'in evinde puta, taşa tapılır mı? E Peygamber Efendimiz'in evinde puta, taşa tapılır mı?

Tapılmaz ama Peygamber Efendimiz numune bir insan. O bir yol açarsa ümmeti arkasından gider. Tapılmaz ama Peygamber Efendimiz numune bir insan. O bir yol açarsa ümmeti arkasından gider. Kötü bir yol açsa, açmaz ya, o zaman kötü şey olacağından hemen kaldırttı Peygamber Efendimiz.Kötü bir yol açsa, açmaz ya, o zaman kötü şey olacağından hemen kaldırttı Peygamber Efendimiz. Çünkü içinde sûret, resim, heykel olan eve melek girmez. Çünkü içinde sûret, resim, heykel olan eve melek girmez.

Melek girmediğine göre biz müslümanlar o zaman resmi, heykeli evimize sokmayacağız. Melek girmediğine göre biz müslümanlar o zaman resmi, heykeli evimize sokmayacağız.

"Filanca adamın köşkünün bahçesinde çok güzel heykeller var, sanat eseri!" "Filanca adamın köşkünün bahçesinde çok güzel heykeller var, sanat eseri!"

O Yunanistan'dan gelme bir âdet var, Yunanlılar güzel heykeltıraşlık yapmışlar, kaç tane de putları var, O Yunanistan'dan gelme bir âdet var, Yunanlılar güzel heykeltıraşlık yapmışlar, kaç tane de putları var, her putlarına da, ayrı bir heykel yapmışlar; Artemis heykeli, Zeus heykeli, bilmem ne bilmem ne... her putlarına da, ayrı bir heykel yapmışlar; Artemis heykeli, Zeus heykeli, bilmem ne bilmem ne... Onlar putperest bir kavim, bizim örfümüz töremiz böyle değil.Onlar putperest bir kavim, bizim örfümüz töremiz böyle değil. Bizim töremizde dedelerimiz o Anadolu'ya geldiği zaman böyle bir heykel filan gördüğü zamanBizim töremizde dedelerimiz o Anadolu'ya geldiği zaman böyle bir heykel filan gördüğü zaman bile kafasını kırıvermişler, bizim işimiz böyle değil diye, boynunu koparıvermişler. bile kafasını kırıvermişler, bizim işimiz böyle değil diye, boynunu koparıvermişler. Bizim yolumuz başka. E şimdi her taraf resim, her taraf resim olmaz, olmaz. Bizim yolumuz başka. E şimdi her taraf resim, her taraf resim olmaz, olmaz.

"Bu benim babam, İstiklal harbinde tüfeğiyle çekilmiş resmi." Yahu babana zarar veriyorsun."Bu benim babam, İstiklal harbinde tüfeğiyle çekilmiş resmi."

Yahu babana zarar veriyorsun.
Albümünde dursun, kapat. Duvara ne asıyorsun, eve melek gelmiyor.Albümünde dursun, kapat. Duvara ne asıyorsun, eve melek gelmiyor. Veyahut heykel veyahut büst. Olmaz! Peki, böyle birisi bir şey yapıyor, ne olacak?Veyahut heykel veyahut büst. Olmaz!

Peki, böyle birisi bir şey yapıyor, ne olacak?
Öyle yapan kimseye de kıyamet gününde; "Haydi yaptığın şeye can ver bakalım!" denilecek,Öyle yapan kimseye de kıyamet gününde;

"Haydi yaptığın şeye can ver bakalım!" denilecek,
Allahu Teâlâ hazretleri öyle itap edecek ona. "Canı veren alan ben değil miyim,Allahu Teâlâ hazretleri öyle itap edecek ona. "Canı veren alan ben değil miyim, yaratan ben değil miyim, nedir bu senin yaptığın?" diye itap edecek. yaratan ben değil miyim, nedir bu senin yaptığın?" diye itap edecek. O halde biz bu şeye yanaşmayacağız. O halde biz bu şeye yanaşmayacağız.

"Efendim Avrupa'da şu kadar, heykel sanatı gelişmiş, resim sanatı..." "Efendim Avrupa'da şu kadar, heykel sanatı gelişmiş, resim sanatı..."

Yahu onlarda o sanat gelişmiş ama bizde de daha güzel edepler ahlaklar gelişmiş.Yahu onlarda o sanat gelişmiş ama bizde de daha güzel edepler ahlaklar gelişmiş. Yani her şeyin aynı olması şart değil ki! Bizim böyle olmamız daha büyük süs,Yani her şeyin aynı olması şart değil ki! Bizim böyle olmamız daha büyük süs, daha büyük ziynet, daha büyük kıymet.daha büyük ziynet, daha büyük kıymet. Bu dünyadan herkes gelip geçecek, Allah'a âsi olup gittikten sonra ne yapayım ben! Bu dünyadan herkes gelip geçecek, Allah'a âsi olup gittikten sonra ne yapayım ben!

Sonra süsün çeşidi eksik mi? Bak bizim camimiz de süslü, duvarları, cam kenarları...Sonra süsün çeşidi eksik mi?

Bak bizim camimiz de süslü, duvarları, cam kenarları...
Bak mihrabını da ne kadar süslemişler. Heykelsiz süslemek mümkün, heykelsiz süsleyiver sen de.Bak mihrabını da ne kadar süslemişler. Heykelsiz süslemek mümkün, heykelsiz süsleyiver sen de. Haram yere girmeden yürü. Şurası mayınlı tarla deseler girer misin oraya? Girmez! Haram yere girmeden yürü.

Şurası mayınlı tarla deseler girer misin oraya?

Girmez!
Bastığı zaman patlayac ak canı yanacak, ölecek. "Oraya girme kenarından dolaş." Bastığı zaman patlayac ak canı yanacak, ölecek.

"Oraya girme kenarından dolaş."

"Tamam." İşte burası mayınlı sahadır şuradan yürüyeceksin, mayınlı yerden yürümek yok,"Tamam."

İşte burası mayınlı sahadır şuradan yürüyeceksin, mayınlı yerden yürümek yok,
tehlikeli yerden yürümek yok. Yapmayacağız, kendimiz imal etmeyeceğiz, yapılanı da evimize almayacağız. tehlikeli yerden yürümek yok.

Yapmayacağız, kendimiz imal etmeyeceğiz, yapılanı da evimize almayacağız.

Bizim evimizin duvarını ne süsler? Bizim evimizin duvarını ne süsler?

Ooo, ne güzel sanat eserleri vardır; ebru sanatı, tezhib sanatı, hüsn-ü hat sanatı.Ooo, ne güzel sanat eserleri vardır; ebru sanatı, tezhib sanatı, hüsn-ü hat sanatı. Ne güzel, ne güzel şeyler yazmışlardır dedelerimiz, altın yaldızlarla ne güzel süslemişlerdir;Ne güzel, ne güzel şeyler yazmışlardır dedelerimiz, altın yaldızlarla ne güzel süslemişlerdir; duvarlarda antika olur, gayet güzel olur. Benim Avrupalı'ya benzeme lüzum yok ki!duvarlarda antika olur, gayet güzel olur. Benim Avrupalı'ya benzeme lüzum yok ki! Avrupa heykelle süsler ben de güzel yazıyla, Peygamber Efendimiz'in nasihatiyle,Avrupa heykelle süsler ben de güzel yazıyla, Peygamber Efendimiz'in nasihatiyle, hadîsiyle süslerim duvarı, âyet-i kerîmeyle süslerim. Her yiğidin yoğurt yiyiş tarzı vardır;hadîsiyle süslerim duvarı, âyet-i kerîmeyle süslerim.

Her yiğidin yoğurt yiyiş tarzı vardır;
dünyada da çok insan var giyimleri, örfleri adetleri farklı, bizim örfümüz böyle. dünyada da çok insan var giyimleri, örfleri adetleri farklı, bizim örfümüz böyle. İşte biz bu benliğe sahip olacağız, böyle boyun bükmeye lüzum yok, bizim yaptığımız daha doğru. İşte biz bu benliğe sahip olacağız, böyle boyun bükmeye lüzum yok, bizim yaptığımız daha doğru.

Peki, hocam niye böyle bu heykele, resme böyle hasım olmuş İslâmiyet, niye bunu yasaklamış? Peki, hocam niye böyle bu heykele, resme böyle hasım olmuş İslâmiyet, niye bunu yasaklamış?

Allahu âlem. Çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki, eski ümmetler bu böyle heykellerinAllahu âlem. Çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki, eski ümmetler bu böyle heykellerin resimlerini yaparak sonradan onlara tapınmışlar, heykelle resminiresimlerini yaparak sonradan onlara tapınmışlar, heykelle resmini yaptığı şeylere tapınma hâline gelmişler. yaptığı şeylere tapınma hâline gelmişler.

İslâm bir şeyi haram, kötü kılınca ona giden öteki yolların hepsini de tıkar, kapatır.İslâm bir şeyi haram, kötü kılınca ona giden öteki yolların hepsini de tıkar, kapatır. İslâm'ın kaidesi böyledir. Yani içki insanın aklını başından alıp da İslâm'ın kaidesi böyledir. Yani içki insanın aklını başından alıp da cinayete vesaireye sebep olduğundan yasaklandı; kötülükler, fuhşiyat,cinayete vesaireye sebep olduğundan yasaklandı; kötülükler, fuhşiyat, insanın aklı başından gidince içkiden olduğundan, içki ondan yasaklandı. insanın aklı başından gidince içkiden olduğundan, içki ondan yasaklandı. Çünkü içki bütün kötülüklerin anasıdır, kötülükler oradan doğar. O kötülükler olmasın diye içkiyi yasakladı;Çünkü içki bütün kötülüklerin anasıdır, kötülükler oradan doğar. O kötülükler olmasın diye içkiyi yasakladı; içkiyi yasakladığı için de içkinin taşımasını, imalatını, sunmasını, içilmesini vesairesini, içkiyi yasakladığı için de içkinin taşımasını, imalatını, sunmasını, içilmesini vesairesini, azını çoğunu hepsini yasakladı. azını çoğunu hepsini yasakladı. İslâm'ın ruhu, çalışma tarzı böyledir, İslâm bir şeyi kötü diye belirtti mi ona giden yolları da kapatır. İslâm'ın ruhu, çalışma tarzı böyledir, İslâm bir şeyi kötü diye belirtti mi ona giden yolları da kapatır.

Temsil, mesela yolda bir tehlike var, mâil-i inhidam, yıkılmak üzere bir apartman var, ne yapar belediye? Temsil, mesela yolda bir tehlike var, mâil-i inhidam, yıkılmak üzere bir apartman var, ne yapar belediye?

Yolun bu tarafına bu tarafına, "Bu yol tehlikelidir, yasaktır, girmeyin!" diye levha koyar. Neden? Yolun bu tarafına bu tarafına, "Bu yol tehlikelidir, yasaktır, girmeyin!" diye levha koyar.

Neden?

Oraya bir girdi mi yaklaştı mı şöyle olur böyle olur. Evvelden tedbirini alıyor. Oraya bir girdi mi yaklaştı mı şöyle olur böyle olur. Evvelden tedbirini alıyor.

İslâm da insanlar putperestliğe gitmesin diye Allahu âlem böyle tedbirler almıştır.İslâm da insanlar putperestliğe gitmesin diye Allahu âlem böyle tedbirler almıştır. Onun için bizim dinimizde sûret yapmak, mücessem heykel yapmak, resim yapmak yok. Onun için bizim dinimizde sûret yapmak, mücessem heykel yapmak, resim yapmak yok.

Cansız şeylerin resmini yapabilirsin, buyur çiçeklerin, ağaçların, manzaranın resmini yap,Cansız şeylerin resmini yapabilirsin, buyur çiçeklerin, ağaçların, manzaranın resmini yap, daha başka sanatlar açık. Allah'ın helalleri o kadar çok ki ille gelip bu harama mı toslayacaksın?daha başka sanatlar açık.

Allah'ın helalleri o kadar çok ki ille gelip bu harama mı toslayacaksın?
Bu kadar helal var, ne inatçı adamsın!? Bu kadar helal var, ye, iç, yan gel keyfine bak.Bu kadar helal var, ne inatçı adamsın!?

Bu kadar helal var, ye, iç, yan gel keyfine bak.
Bu kadar Allah'ın nimeti var ille gidip de şu içkiyi mi içeceksin hiç başka içilecek şey mi kalmadı? Bu kadar Allah'ın nimeti var ille gidip de şu içkiyi mi içeceksin hiç başka içilecek şey mi kalmadı? Meyve suyu, ayran helal, limonata hoş, maden suyu güzel, süt, bilmem ne güzel. Meyve suyu, ayran helal, limonata hoş, maden suyu güzel, süt, bilmem ne güzel. Sayılamayacak kadar şey var, geliyor burada ille içki içecek... "Çok keyif veriyor." Sayılamayacak kadar şey var, geliyor burada ille içki içecek...

"Çok keyif veriyor."

Yahu bunlar da keyif verir. Sonra Allah'ın yoluna gitmekte de çok keyifler var.Yahu bunlar da keyif verir.

Sonra Allah'ın yoluna gitmekte de çok keyifler var.
Bir namazı kılarsın tadına doyum olmaz, birisine bir iyilik yaparsın tadına doyum olmazBir namazı kılarsın tadına doyum olmaz, birisine bir iyilik yaparsın tadına doyum olmaz paranla bir çeşme yaparsın içenleri, su dolduranları şöyle uzaktan seyredersin tadına doyum olmaz,paranla bir çeşme yaparsın içenleri, su dolduranları şöyle uzaktan seyredersin tadına doyum olmaz, o iyiliklerin tadına doyum olmaz. o iyiliklerin tadına doyum olmaz.

Bir de bir akşam bir kötülük yaparsın nedameti, pişmanlığı yüreğine yer eder,Bir de bir akşam bir kötülük yaparsın nedameti, pişmanlığı yüreğine yer eder, "Keşke şu kötülüğü yapmasaydım." diye burnundan getirir fitil fitil. "Keşke şu kötülüğü yapmasaydım." diye burnundan getirir fitil fitil. Demek ki kötülüklerde aslında zarar var, elem var, iyiliklerde meşakkat bile olsaDemek ki kötülüklerde aslında zarar var, elem var, iyiliklerde meşakkat bile olsa sonunda tat ve lezzet var. O lezzetlerin peşine gitmemiz lazım.sonunda tat ve lezzet var. O lezzetlerin peşine gitmemiz lazım. Ama işin en kestirmesi Allah'ın emrettiğini yaparım yasak ettiğinden kaçarım;Ama işin en kestirmesi Allah'ın emrettiğini yaparım yasak ettiğinden kaçarım; Resûlullah'ın tavsiye ettiğini tutarım, yasak ettiğinin yanına, semtine uğramam.Resûlullah'ın tavsiye ettiğini tutarım, yasak ettiğinin yanına, semtine uğramam. Kolay işte, bu kadar basit! Kolay işte, bu kadar basit!

Men dabeta hâzâ ve hâzâ ve eşâra ilâ lisânihî ve vasatihî damintü le-hü'l-cennete. Men dabeta hâzâ ve hâzâ ve eşâra ilâ lisânihî ve vasatihî damintü le-hü'l-cennete.

İbn Mesud radıyallahu anh'ten [rivayet edilen] yeni bir hadîs-i şerîfe geldik.İbn Mesud radıyallahu anh'ten [rivayet edilen] yeni bir hadîs-i şerîfe geldik. Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki; "Her kim şuna ve şuna sahip olursa, Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki; "Her kim şuna ve şuna sahip olursa, zapt ederse bunu, hâkim olabilirse, ben de ona cenneti vaat ediyorum, tekeffül ediyorum,zapt ederse bunu, hâkim olabilirse, ben de ona cenneti vaat ediyorum, tekeffül ediyorum, kefil oluyorum cennete girecek." Neymiş o şu şu dediği? kefil oluyorum cennete girecek."

Neymiş o şu şu dediği?

Eşâra ilâ lisânihî ve vasatihî. "Ağzına, diline işaret etti bir de şöyle belinden aşağı işaret etti." Eşâra ilâ lisânihî ve vasatihî. "Ağzına, diline işaret etti bir de şöyle belinden aşağı işaret etti." Peygamber Efendimiz; "Şuna ve şuna sahip olana cenneti vaat ediyorum, tekeffül, Peygamber Efendimiz; "Şuna ve şuna sahip olana cenneti vaat ediyorum, tekeffül, garanti ediyorum, girecek cennete." dedi. Bu mevzuda başka hadîs-i şerîfler çoktur. garanti ediyorum, girecek cennete." dedi. Bu mevzuda başka hadîs-i şerîfler çoktur.

İnsanları günaha sokan azâların bir tanesi de dildir, dil.İnsanları günaha sokan azâların bir tanesi de dildir, dil. [Adam] iyi niyetlidir, hoştur ama gevezedir, lambur lambur konuşur, bir hatalı söz söyler,[Adam] iyi niyetlidir, hoştur ama gevezedir, lambur lambur konuşur, bir hatalı söz söyler, boyundan büyük günahlara dalar gider durduğu yerde. boyundan büyük günahlara dalar gider durduğu yerde. Hatta imana aykırı bir söz söylese okun yaydan fırlayıp çıktığı gittiği gibiHatta imana aykırı bir söz söylese okun yaydan fırlayıp çıktığı gittiği gibi dinden imandan çıkar farkına varmaz. "Canım bunda ne var, der, ne var ne olacak?" dinden imandan çıkar farkına varmaz.

"Canım bunda ne var, der, ne var ne olacak?"

Sen bu dilinle ne çamlar devirdin farkında mısın? Ne hatalar işledin? Sen bu dilinle ne çamlar devirdin farkında mısın? Ne hatalar işledin?

Bilmez. Onun için bu dile çok sahip olmak gerekiyor. Bilmez. Onun için bu dile çok sahip olmak gerekiyor.

Eskiden bakla filan okuyup üfleyip böyle dilinin altına koydurturlarmış hoca efendiler.Eskiden bakla filan okuyup üfleyip böyle dilinin altına koydurturlarmış hoca efendiler. "Al bakalım evladım bunu ağzına." Çünkü bakla ağzında tıkır tıkır, sert olur erimediği için kolay da erimez."Al bakalım evladım bunu ağzına." Çünkü bakla ağzında tıkır tıkır, sert olur erimediği için kolay da erimez. Konuşacak, ağzından bakla tıkırdayınca hocasının nasihati hatırına gelecek. Konuşacak, ağzından bakla tıkırdayınca hocasının nasihati hatırına gelecek. Hani "Çıkar ağzından baklayı." sözü de var ya, söyleyemiyor o zaman, lisana sahip oluyor.Hani "Çıkar ağzından baklayı." sözü de var ya, söyleyemiyor o zaman, lisana sahip oluyor. Öyle tedbirler düşünmüşler. Bu dil, bu dil bize çok zararlar yapar, dikkat etmemiz lazım.Öyle tedbirler düşünmüşler.

Bu dil, bu dil bize çok zararlar yapar, dikkat etmemiz lazım.
Ya hayır söylemek lazım ya susmak lazım.Ya hayır söylemek lazım ya susmak lazım. Gazzâlî'nin İhyâu ulûm kitabından dilin, lisanın afetleri bölümünü okuyun.Gazzâlî'nin İhyâu ulûm kitabından dilin, lisanın afetleri bölümünü okuyun. Bunun çok hastalıkları vardır, mânevî hastalıkları, onlara ekseriyetle düşer.Bunun çok hastalıkları vardır, mânevî hastalıkları, onlara ekseriyetle düşer. Gıybet eder insan günaha girer, yalan söyler büyük günaha girer, yalan şahitlik eder,Gıybet eder insan günaha girer, yalan söyler büyük günaha girer, yalan şahitlik eder, cemiyetin nizamını mahveder alt üst eder, karşısındakine küfreder başını belaya sokar.cemiyetin nizamını mahveder alt üst eder, karşısındakine küfreder başını belaya sokar. Allahu Teâlâ hazretlerine kâfir olur diliyle, söyler mahvolur, kalp kırar veyahut vaat eder... Allahu Teâlâ hazretlerine kâfir olur diliyle, söyler mahvolur, kalp kırar veyahut vaat eder...

"Tüh keşke vaat etmeseydim!" Dilini tutsaydın da vaat etmeseydin. "Tüh keşke vaat etmeseydim!"

Dilini tutsaydın da vaat etmeseydin.

Vaat etti sonra pişman oldu ama iş işten geçti yani vaat etti bir kere. Vaat etti sonra pişman oldu ama iş işten geçti yani vaat etti bir kere.

"Aah ah şu dilim kopsaydı da söylemeseydim." "Aah ah şu dilim kopsaydı da söylemeseydim."

Ya! Önceden düşüncesiydin işte bu başına gelmezdi. Ya! Önceden düşüncesiydin işte bu başına gelmezdi.

Onun için bir dile sahip olmak bir de belden aşağısını işaret etti Peygamber Efendimiz.Onun için bir dile sahip olmak bir de belden aşağısını işaret etti Peygamber Efendimiz. O da insanların başını derde sokan azânın en başında gelir, bir numaralı. O da insanların başını derde sokan azânın en başında gelir, bir numaralı. Peygamber Efendimiz insanın şehevî hislerine işaret etmek istiyor, o işareti ona emâredir. Peygamber Efendimiz insanın şehevî hislerine işaret etmek istiyor, o işareti ona emâredir.

Bu insanların çoğunu günahlara batıran çıkaran, yoldan çıkartan,Bu insanların çoğunu günahlara batıran çıkaran, yoldan çıkartan, saptıran işte o şehevî duygular; kızı da erkeği de, kadını da adamı da, yaşlıyı da genci de.saptıran işte o şehevî duygular; kızı da erkeği de, kadını da adamı da, yaşlıyı da genci de. Yaşlı olunca da şeyi ölmüyor. "Gönül ihtiyarlamaz." derdi hocamız, "Gönül ihtiyarlamaz." derdi. Yaşlı olunca da şeyi ölmüyor. "Gönül ihtiyarlamaz." derdi hocamız, "Gönül ihtiyarlamaz." derdi.

"Evli barklı adamsın, utanmıyor musun sağa sola bakmaya!?" "Evli barklı adamsın, utanmıyor musun sağa sola bakmaya!?"

Bakar, bir de laf söyler; "Güzele bakmak sevaptır!" Bakar, bir de laf söyler; "Güzele bakmak sevaptır!"

"Güzele bakmak sevap." diye bu mânada söylersen küfre kadar gider bu söz. "Güzele bakmak sevap." diye bu mânada söylersen küfre kadar gider bu söz.

Allah'ın hükmüne aykırı hüküm mü söyleyeceksin? Allah'ın hükmüne aykırı hüküm mü söyleyeceksin?

Güzele bakmak günahtır, o mânada harama bakmak günahtır, sevaptır dersen küfre kadar gider. Güzele bakmak günahtır, o mânada harama bakmak günahtır, sevaptır dersen küfre kadar gider.

"Güzele bakmak sevaptır." Çamlıca tepesine çık, boğazın mavi sularına bak,"Güzele bakmak sevaptır." Çamlıca tepesine çık, boğazın mavi sularına bak, Çamlıca'nın çamlarına bak, havanın nefasetini içine çek al; Çamlıca'nın çamlarına bak, havanın nefasetini içine çek al;

"Allah yâ Rabbim! Ne güzel yerler yaratmışsın yâ Rabbi! Çok şükür!"Allah yâ Rabbim! Ne güzel yerler yaratmışsın yâ Rabbi! Çok şükür! Bizim dedelerimizden Allah razı olsun, Allah Allah dediler buraları fethettiler,Bizim dedelerimizden Allah razı olsun, Allah Allah dediler buraları fethettiler, haydi ruhlarına Fâtiha okuyayım." Tamam, bak güzel şeylere bakıp güzel şeyler düşününce tamam,haydi ruhlarına Fâtiha okuyayım."

Tamam, bak güzel şeylere bakıp güzel şeyler düşününce tamam,
bu mânada güzele bakmak sevap. Sen elin karısına tepeden tırnağa bak bu mânada güzele bakmak sevap. Sen elin karısına tepeden tırnağa bak veyahut elin adamına tepeden tırnağa bak, "Güzele bakmak sevaptır!.." Dinle alay mı ediyorsun? veyahut elin adamına tepeden tırnağa bak, "Güzele bakmak sevaptır!.."

Dinle alay mı ediyorsun?

Çeşitli felsefeler var. Göze kapak varsa yasakta mı var? Çeşitli felsefeler var. Göze kapak varsa yasakta mı var?

Evet, o kapak yasak olduğu için konmuş oraya.Evet, o kapak yasak olduğu için konmuş oraya. Evet zaman zaman kapatılsın diye Allah kapaklı yapmış bu gözü.Evet zaman zaman kapatılsın diye Allah kapaklı yapmış bu gözü. Zaman gelecek kapatacaksın bakmayacaksın.Zaman gelecek kapatacaksın bakmayacaksın. Bu şehevi duygular çok kuvvetli duygulardır, insanı mahveder, aklını başından alır insanın,Bu şehevi duygular çok kuvvetli duygulardır, insanı mahveder, aklını başından alır insanın, deli divane eder, her türlü melaneti işlettirir. Allah bu duyguların şerrinden cümlemizi korusun. deli divane eder, her türlü melaneti işlettirir.

Allah bu duyguların şerrinden cümlemizi korusun.

Peki, nasıl korunacağız? Bizim dinimiz tabiata uygun bir dindir, bizim dinimizde Peygamber EfendimizPeki, nasıl korunacağız?

Bizim dinimiz tabiata uygun bir dindir, bizim dinimizde Peygamber Efendimiz
evlenmeyi teşvik etmiş, "Evlenin çoluk çocuk sahibi olunevlenmeyi teşvik etmiş, "Evlenin çoluk çocuk sahibi olun ben sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim." buyurmuş, kendisi de evlenmiş. ben sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim." buyurmuş, kendisi de evlenmiş.

Peygamber evlenir mi? Evlenir tabii, numune bize o. Peygamber evlenir mi?

Evlenir tabii, numune bize o.

Allahu Teâlâ hazretleri kadını kadın erkeği erkek abes yere mi yarattı? Allahu Teâlâ hazretleri kadını kadın erkeği erkek abes yere mi yarattı?

Elbette evlenme olacak, çoluk çocuk sahibi olacaklar. Normal bir şey.Elbette evlenme olacak, çoluk çocuk sahibi olacaklar. Normal bir şey. O zaman Peygamber de evlenecek elbette. "Evlenmeye gücüm yok." O zaman Peygamber de evlenecek elbette.

"Evlenmeye gücüm yok."

O zaman oruç tut! Oruç tutarsın kendine hâkim olursun.O zaman oruç tut! Oruç tutarsın kendine hâkim olursun. Çünkü gelsin baklava tepsisi, gitsin kebap bilmem ne filan derken karnını tıka basa doyurdun mu,Çünkü gelsin baklava tepsisi, gitsin kebap bilmem ne filan derken karnını tıka basa doyurdun mu, midenden vücuduna enerji geldi mi, kanın iyice doldu mu, bu sefer zapt edemezsin. midenden vücuduna enerji geldi mi, kanın iyice doldu mu, bu sefer zapt edemezsin. Gemi azıya alır at, artık koşturur durur, yani dizgini çeksen bile azı dişine taktığı içinGemi azıya alır at, artık koşturur durur, yani dizgini çeksen bile azı dişine taktığı için o ağzı acımaz artık onu durduramazsın. En iyisi önceden engellemek. o ağzı acımaz artık onu durduramazsın.

En iyisi önceden engellemek.
Oruç tutarsın, az yemek yersin, harama bakmazsın, yasak yerlere varmazsın, Oruç tutarsın, az yemek yersin, harama bakmazsın, yasak yerlere varmazsın, dini kitapları çokça okursun Allah'a çokça sığınırsın işte o da öyle gider. dini kitapları çokça okursun Allah'a çokça sığınırsın işte o da öyle gider.

Bizim zamane insanlarımızın çoğunu o şehevî duygular mahvediyor.Bizim zamane insanlarımızın çoğunu o şehevî duygular mahvediyor. Bunları da müstehcen neşriyat harıl harıl körüklüyor. Bunları da müstehcen neşriyat harıl harıl körüklüyor. Boy boy çıplak resimler, sonra böyle başlıklarına baktığı zaman insanın başlığından utanacağı sözler...Boy boy çıplak resimler, sonra böyle başlıklarına baktığı zaman insanın başlığından utanacağı sözler... Aileye nasıl girer o söz! Aman yâ Rabbi! Ne kadar müstehcen şeylerAileye nasıl girer o söz! Aman yâ Rabbi! Ne kadar müstehcen şeyler ne kadar umumi ahlâkı tahrip edici dinamitler, atom bombaları... ne kadar umumi ahlâkı tahrip edici dinamitler, atom bombaları...

İki kadın el ele tutuşmuş fotoğrafını çekmiş,İki kadın el ele tutuşmuş fotoğrafını çekmiş, "Bunların arasındaki gizli ilişki nedir, bu muhabbet nedir? diyor."Bunların arasındaki gizli ilişki nedir, bu muhabbet nedir? diyor. Böyle bir gazete eve alınır mı, böyle bir gazete ele alınır mı? Ne teşvik ediyor, neler öğretiyor! Böyle bir gazete eve alınır mı, böyle bir gazete ele alınır mı? Ne teşvik ediyor, neler öğretiyor!

Allah şu müstehcen neşriyat, umumi ahlâkı bozan bu fasid neşriyattan bu milleti kurtarsın.Allah şu müstehcen neşriyat, umumi ahlâkı bozan bu fasid neşriyattan bu milleti kurtarsın. Âmin ama biz de almayacağız. Yani marifet iltifata tabidir, arz ve talep, arzu,Âmin ama biz de almayacağız. Yani marifet iltifata tabidir, arz ve talep, arzu, iştiha çok olunca onlarda şey yapıyorlar. iştiha çok olunca onlarda şey yapıyorlar.

Peygamber Efendimiz'in zamanında bir doktor gelmiş. Bir kaç ay durmuş tası tarağı toplamış gitmiş.Peygamber Efendimiz'in zamanında bir doktor gelmiş. Bir kaç ay durmuş tası tarağı toplamış gitmiş. Müslümanlar hiç müracaat etmemişler. Tedavi edecek bir kimse bulamayınca gitmiş.Müslümanlar hiç müracaat etmemişler. Tedavi edecek bir kimse bulamayınca gitmiş. Peygamber Efendimiz'in yanında, dua etse duası bereketiyle iyi oluyor, orada doktorluk söker mi?Peygamber Efendimiz'in yanında, dua etse duası bereketiyle iyi oluyor, orada doktorluk söker mi? Bir şey olmayınca, hiç kimse müracaat etmeyince doktor gitmiş oradan.Bir şey olmayınca, hiç kimse müracaat etmeyince doktor gitmiş oradan. Bir icrâ-i sanat edememiş. Yani bu milletin de hepsinde kusur var. Bir icrâ-i sanat edememiş. Yani bu milletin de hepsinde kusur var.

Sonra içkiyi satmak haram! Müstehcen neşriyat? O helal mi? O da doğru değil.Sonra içkiyi satmak haram! Müstehcen neşriyat? O helal mi?

O da doğru değil.
İçkiyi sen satıyorsun bir kadeh içki içiyor biraz sarhoş oluyor. İçkiyi sen satıyorsun bir kadeh içki içiyor biraz sarhoş oluyor. Bunu alan, bu da günaha giriyor, günaha girmesine vesile oluyorsun.Bunu alan, bu da günaha giriyor, günaha girmesine vesile oluyorsun. Her yerden düşüneceğiz, her taraftan kötülüğü dinimiz nasıl engellemeyi düşünmüşseHer yerden düşüneceğiz, her taraftan kötülüğü dinimiz nasıl engellemeyi düşünmüşse bizde öyle düşüneceğiz. bizde öyle düşüneceğiz.

Men dahhâ tayyibeten bi-hâ nefsühû muhtesiben li-udhiyetihî kânet le-hû hicâben mine'n-nâri. Men dahhâ tayyibeten bi-hâ nefsühû muhtesiben li-udhiyetihî kânet le-hû hicâben mine'n-nâri.

Taberânî'den Hz. Ali Efendimiz'in rivayetiyle gelmiş bir hadîs-i şerîf.Taberânî'den Hz. Ali Efendimiz'in rivayetiyle gelmiş bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; "Her kim ki gönlünden isteyerek, Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; "Her kim ki gönlünden isteyerek, gönlü hoş bir halde kurban keserse…" Muhtesiben li-udhiyetihî.gönlü hoş bir halde kurban keserse…" Muhtesiben li-udhiyetihî. "Kestiği kurbandan da Allah'tan ecir sevap bekleyerek, içinden de hoşnut, razı olarak"Kestiği kurbandan da Allah'tan ecir sevap bekleyerek, içinden de hoşnut, razı olarak 'Allah'ın emrini tutuyorum.' diyerek kurbanını keserse…" Kânet le-hû hicâben mine'n-nâri.'Allah'ın emrini tutuyorum.' diyerek kurbanını keserse…" Kânet le-hû hicâben mine'n-nâri. "Bu kestiği kurban ona cehennemle arasında perde olur, mâni olur, "Bu kestiği kurban ona cehennemle arasında perde olur, mâni olur, cehenneme düşmesine engel olur, cehenneme düşmekten onu tutar." cehenneme düşmesine engel olur, cehenneme düşmekten onu tutar."

Onun için kurban kesiyoruz. Kurbanın çok fazileti var, sevabı var. Hacda da kesilir.Onun için kurban kesiyoruz. Kurbanın çok fazileti var, sevabı var. Hacda da kesilir. Hacda da sevaplar çok çok katlanıyor, yani Mekke-i Mükerreme'de yapılan sevaplar çok. Hacda da sevaplar çok çok katlanıyor, yani Mekke-i Mükerreme'de yapılan sevaplar çok.

Burada da bir şeye işaret edelim. Adam hacca niyet edecek. Üç çeşit hac vardır.Burada da bir şeye işaret edelim.

Adam hacca niyet edecek. Üç çeşit hac vardır.
Hacc-ı ifrâd, tek başına hac; hacc-ı temettü, önce umre yapıp ihramdan çıkmak,Hacc-ı ifrâd, tek başına hac; hacc-ı temettü, önce umre yapıp ihramdan çıkmak, ondan sonra vakti gelince tekrar haccetmek, orada bir arada eğlendikten sonraondan sonra vakti gelince tekrar haccetmek, orada bir arada eğlendikten sonra hac günleri gelince tekrar ihrama girip hac ve umreyi yapmak ama araya fasıla koyarak yapmak;hac günleri gelince tekrar ihrama girip hac ve umreyi yapmak ama araya fasıla koyarak yapmak; hacc-ı kırân, umreyi yapıp ihramlı durmak, o ihramla bekleyip, sabredip haccı da çıkartmak, hacc-ı kırân, umreyi yapıp ihramlı durmak, o ihramla bekleyip, sabredip haccı da çıkartmak, yani hac ve umreyi birlikte, bir çırpıda çıkartmak. Bizim mezhebimize göre en sevaplısı hacc-ı kırândır.yani hac ve umreyi birlikte, bir çırpıda çıkartmak.

Bizim mezhebimize göre en sevaplısı hacc-ı kırândır.
Çünkü meşakkati, külfeti çoktur, hata ettiği zaman cezası iki mislidir, onun için sevabı çoktur.Çünkü meşakkati, külfeti çoktur, hata ettiği zaman cezası iki mislidir, onun için sevabı çoktur. Hem hacı hem umreyi bir ihramda çıkarttı diye. Bizim mezhebimize göre en sevaplı budur. Hem hacı hem umreyi bir ihramda çıkarttı diye. Bizim mezhebimize göre en sevaplı budur.

O zaman vazifeliler ne diyecek? "Ey hacı kardeşler! En sevaplısı budur,O zaman vazifeliler ne diyecek?

"Ey hacı kardeşler! En sevaplısı budur,
siz buraya sevap kazanmaya geldiniz ya, Allah'tan sevap kazanmaya, en sevaplısı budur."siz buraya sevap kazanmaya geldiniz ya, Allah'tan sevap kazanmaya, en sevaplısı budur." İkinci derecede olanı umre yapıp ihramdan çıkıp ondan sonra zamanı gelince haccetmektir, İkinci derecede olanı umre yapıp ihramdan çıkıp ondan sonra zamanı gelince haccetmektir, arada bir hafta on gün, neyse, böyle normal gezip haccetmektir, bu da sevaplıdırarada bir hafta on gün, neyse, böyle normal gezip haccetmektir, bu da sevaplıdır ama hacc-ı kırân kadar sevabı yoktur, derece bakımından onun bir altındadır.ama hacc-ı kırân kadar sevabı yoktur, derece bakımından onun bir altındadır. Hacc-ı ifrâd umresiz bir hac olduğu için tek hac olduğundan onun sevabıHacc-ı ifrâd umresiz bir hac olduğu için tek hac olduğundan onun sevabı en aşağı mertebededir demiş imamlarımız, değil mi, mezhebimizin büyükleri,en aşağı mertebededir demiş imamlarımız, değil mi, mezhebimizin büyükleri, ulemamız böyle demiş, bunu böyle söyleyecek. ulemamız böyle demiş, bunu böyle söyleyecek.

Duyuyoruz, duyduk bazı hacılardan diyorlarmış ki; "Hacc-ı kırânda ve hacc-ı temettüdeDuyuyoruz, duyduk bazı hacılardan diyorlarmış ki; "Hacc-ı kırânda ve hacc-ı temettüde şükrane olarak kurban kesiliyor, yani 'Yâ Rabbi! Bana hem haccı hem umreyi nasip eyledin.' diyeşükrane olarak kurban kesiliyor, yani 'Yâ Rabbi! Bana hem haccı hem umreyi nasip eyledin.' diye orada kurban kesiliyor. "Kurban kesme olmasın aman hacc-ı ifrâda niyet edin,orada kurban kesiliyor. "Kurban kesme olmasın aman hacc-ı ifrâda niyet edin, aman hacc-ı ifrâda niyet edin." diye hacılara böyle tavsiye ediyorlarmış. aman hacc-ı ifrâda niyet edin." diye hacılara böyle tavsiye ediyorlarmış.

Yahu bırak sevabı daha çok kazansın, en sevaplısı budur diye sevaplısını göster.Yahu bırak sevabı daha çok kazansın, en sevaplısı budur diye sevaplısını göster. Kurbandan kaçmak için hacc-ı ifrâda niyet! Güzel bir şey olmuyor. Kurbandan kaçmak için hacc-ı ifrâda niyet! Güzel bir şey olmuyor. Sonra hacc-ı ifrâda niyet eden insan isterse yine kurban da keser sevabı çok işte. Sonra hacc-ı ifrâda niyet eden insan isterse yine kurban da keser sevabı çok işte. Kim Allah'tan sevabı bekleyerek gönül hoşluğuyla kurban keserseKim Allah'tan sevabı bekleyerek gönül hoşluğuyla kurban keserse bak cehennemden arasına perde engel oluyor da kurtulmasına sebep oluyor.bak cehennemden arasına perde engel oluyor da kurtulmasına sebep oluyor. Bu din adamlarına çok büyük vazifeler düşüyor sözlerine de çok dikkat etmek gerekiyor,Bu din adamlarına çok büyük vazifeler düşüyor sözlerine de çok dikkat etmek gerekiyor, teki insanlar da niyetlerine çok dikkat etmeli... teki insanlar da niyetlerine çok dikkat etmeli...

Men darabe 'abdehû fî-ğayri haddin hattâ yesîle demuhû fe-keffâratühû 'ıtkuhû. Men darabe 'abdehû fî-ğayri haddin hattâ yesîle demuhû fe-keffâratühû 'ıtkuhû.

Bu hadîs-i şerîf Hatib-i Bağdâdî ve İbnü'n-Neccâr tarafından yazılmışBu hadîs-i şerîf Hatib-i Bağdâdî ve İbnü'n-Neccâr tarafından yazılmış İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan rivayet edilmiş. İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan rivayet edilmiş.

"Her kim kölesini şer'î bir had, şer'î bir ceza gerektirmediği halde kızdığı için döver de kanını akıtırsa"Her kim kölesini şer'î bir had, şer'î bir ceza gerektirmediği halde kızdığı için döver de kanını akıtırsa yani kanı akıncaya kadar döverse…" Vurdu, patlattı yüzü yarıldı, burnu kanadı,yani kanı akıncaya kadar döverse…" Vurdu, patlattı yüzü yarıldı, burnu kanadı, kanı aktı, yani şiddetli dövdü. "Her kim kölesini şer'î bir mesnet olmadığı halde,kanı aktı, yani şiddetli dövdü. "Her kim kölesini şer'î bir mesnet olmadığı halde, hadd-i şer'î dolayısıyla olmadığı halde kanı akıncaya dek döverse..." hadd-i şer'î dolayısıyla olmadığı halde kanı akıncaya dek döverse..." Fe-keffâratühû 'ıtkuhû. "Bu kölenin bu haksız yere dövülmesinin günahının kefaretiFe-keffâratühû 'ıtkuhû. "Bu kölenin bu haksız yere dövülmesinin günahının kefareti onun âzat edilmesidir, başka çare yoktur." O kadar döver misin, haydi bakalım âzat et. onun âzat edilmesidir, başka çare yoktur." O kadar döver misin, haydi bakalım âzat et. Şimdi köle yok tabii, efendilik-kölelik yok. Men darabe memlukehû zâlimen ukîde minhu yevme'l-kıyâmeti. Şimdi köle yok tabii, efendilik-kölelik yok.

Men darabe memlukehû zâlimen ukîde minhu yevme'l-kıyâmeti.

Bu ikinci hadîs-i şerîf de yine Taberânî'de yine aynı mevzuda. Onu da okuyuverelim. Bu ikinci hadîs-i şerîf de yine Taberânî'de yine aynı mevzuda. Onu da okuyuverelim.

"Her kim kölesini zalim olarak döverse..." Zulmen yani haksız yere döverse,"Her kim kölesini zalim olarak döverse..." Zulmen yani haksız yere döverse, bir sebep yokken zulmen döverse, Ukîde minhu yevme'l-kıyâmeti. bir sebep yokken zulmen döverse, Ukîde minhu yevme'l-kıyâmeti. "Kıyamet gününde o dövmesinden dolayı bağlanır, cezaya uğrar, kısas olunur." "Kıyamet gününde o dövmesinden dolayı bağlanır, cezaya uğrar, kısas olunur." Bir ikinci rivayette uktısse, "Kısas olunur." diye geçmiş. Bir ikinci rivayette uktısse, "Kısas olunur." diye geçmiş. Sen misin köleni döven köle de seni şimdi dövecek... Ondan dolayı dövülür. Sen misin köleni döven köle de seni şimdi dövecek... Ondan dolayı dövülür.

Demek ki şimdi kölelik yok ama bizim buradan alacağımız ibret şudur ki köle senin malınsa da,Demek ki şimdi kölelik yok ama bizim buradan alacağımız ibret şudur ki köle senin malınsa da, elindeyse, elinin altındaysa da haksız yere dövdüğün zaman âhirette başın belaya girer. elindeyse, elinin altındaysa da haksız yere dövdüğün zaman âhirette başın belaya girer. Köle yok ama evlatlarımız var, köle yok ama hanımımız var. Köle yok ama evlatlarımız var, köle yok ama hanımımız var.

"Hocam ben hanımımı pataklarım, çocukları da pataklarım." "Hocam ben hanımımı pataklarım, çocukları da pataklarım."

Pataklarsan bu köle hadîs-i şerîfi hatırında olsun!Pataklarsan bu köle hadîs-i şerîfi hatırında olsun! Bu köle hadîs-i şerîfi hatırında olsun, haksız yere köle dövüldüğü zamanBu köle hadîs-i şerîfi hatırında olsun, haksız yere köle dövüldüğü zaman ne geliyor insanın başına onu düşünüver.ne geliyor insanın başına onu düşünüver. Çünkü sen bugün onun büyüğüsün döversin ama yarın, yarın mahşer günü oluncaÇünkü sen bugün onun büyüğüsün döversin ama yarın, yarın mahşer günü olunca insanlar hesaba çağırıldığı zaman orada onun eline fırsat geçer;insanlar hesaba çağırıldığı zaman orada onun eline fırsat geçer; "Yâ Rabbi! Bu beni haksız dövmüştür." der. Bu dünyada helalleş,"Yâ Rabbi! Bu beni haksız dövmüştür." der. Bu dünyada helalleş, bir daha öyle haksızlıklar yapmamaya çalış. bir daha öyle haksızlıklar yapmamaya çalış.

Çocuk namaz kılmadığı zaman dövülür; "Kıl!" denir, kılmadığı zaman usulüyle dövülür.Çocuk namaz kılmadığı zaman dövülür; "Kıl!" denir, kılmadığı zaman usulüyle dövülür. Başına vurulmaz, münasip yerlerine vurulur, namaza alışsın diye biraz tehdit gösterilir.Başına vurulmaz, münasip yerlerine vurulur, namaza alışsın diye biraz tehdit gösterilir. Kadın da çok serkeşlik, haksızlık, asîlik ederse onun da kitapta bir yeri vardır amaKadın da çok serkeşlik, haksızlık, asîlik ederse onun da kitapta bir yeri vardır ama ben kazak bir erkeğim diye gücünü kuvvetini orada gösteren insanları,ben kazak bir erkeğim diye gücünü kuvvetini orada gösteren insanları, çok haksız yere döven insanları çok duyuyoruz, ona hiç hakkı yoktur.çok haksız yere döven insanları çok duyuyoruz, ona hiç hakkı yoktur. Hem de müslüman hem de derviş haksız yere dövüyor.Hem de müslüman hem de derviş haksız yere dövüyor. O karşısındaki de bir ana kuzusu, evlâdı, pataklıyor, sokağa atıyor.O karşısındaki de bir ana kuzusu, evlâdı, pataklıyor, sokağa atıyor. O gitse kötü bir yola sapsa daha mı iyi olur sen sokağa atıyorsun!?O gitse kötü bir yola sapsa daha mı iyi olur sen sokağa atıyorsun!? Onun için bu dövme, haksızlık, vurma kırma işlerinde çok dikkat etmek lazım.Onun için bu dövme, haksızlık, vurma kırma işlerinde çok dikkat etmek lazım. Şu anda senin gücün yetiyor ama sonra karışmam. Şu anda senin gücün yetiyor ama sonra karışmam.

Men damme yetîmen le-hû ev li-ğayrihî hattâ yuğniyehullâhu anhu vecebet le-hü'l-cennetü. Men damme yetîmen le-hû ev li-ğayrihî hattâ yuğniyehullâhu anhu vecebet le-hü'l-cennetü.

Bu hadîs-i şerîfi Taberânî Evsat'ında Adiyy b. Hâtim'den rivayet etmiş, kaydetmiş, yetim hakkındadır. Bu hadîs-i şerîfi Taberânî Evsat'ında Adiyy b. Hâtim'den rivayet etmiş, kaydetmiş, yetim hakkındadır.

Yetim ne demek? Babası olmayan, öksüz demek. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki;Yetim ne demek?

Babası olmayan, öksüz demek.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki;
"Her kim kendisine ait bir yetimi veyahut başkasının yetimini bağrına basarsa…" Bağ ne? "Her kim kendisine ait bir yetimi veyahut başkasının yetimini bağrına basarsa…"

Bağ ne?

Böyle kucaklamak demek; kucaklamak, bağrına basmak demek. Kendisinin yetimi nasıl olacak? Böyle kucaklamak demek; kucaklamak, bağrına basmak demek.

Kendisinin yetimi nasıl olacak?

Mesela bazen insan dede oluyor, oğlu vefat ediyor, torunları kendisine kalıyor.Mesela bazen insan dede oluyor, oğlu vefat ediyor, torunları kendisine kalıyor. O zaman o onun kendisinin yetimi olur veyahut yeğeni kalıyor başkası kalıyor filan o bakıyor.O zaman o onun kendisinin yetimi olur veyahut yeğeni kalıyor başkası kalıyor filan o bakıyor. Böyle akrabasından bir yetimi veyahut hiç akrabalık bağı olmadığı halde filanca kimse ölüverdi,Böyle akrabasından bir yetimi veyahut hiç akrabalık bağı olmadığı halde filanca kimse ölüverdi, geride yedi tane çocuk kaldı, komşuların her birisi "Tamam biz buna bakalım." diye bir tanesini aldı.geride yedi tane çocuk kaldı, komşuların her birisi "Tamam biz buna bakalım." diye bir tanesini aldı. Böyle ailenin, evet babası gitti, komşularının Müslümanlığı dolayısıyla bu sarsıntı kolay atlatıldı,Böyle ailenin, evet babası gitti, komşularının Müslümanlığı dolayısıyla bu sarsıntı kolay atlatıldı, çocuklar açıkta kalmadı.çocuklar açıkta kalmadı. Kendisinin yetimine veyahut başkasının yetimine kim kucak açar, onu bağrına basarsa..." Kendisinin yetimine veyahut başkasının yetimine kim kucak açar, onu bağrına basarsa..."

Ne zamana kadar? Hattâ yuğniyehullâhu anhu.Ne zamana kadar?

Hattâ yuğniyehullâhu anhu.
"O yetime bakam kimseden, o yetimi Allah bir zaman gelecek tabii o da büyüyecek,"O yetime bakam kimseden, o yetimi Allah bir zaman gelecek tabii o da büyüyecek, müstağni kılınıncaya kadar." Amcacığım Allah senden razı olsun küçükken beni okuttun, evlendirdin. müstağni kılınıncaya kadar."

Amcacığım Allah senden razı olsun küçükken beni okuttun, evlendirdin.
Elhamdülillah şimdi iş güç sahibi oldum. Onun bakmasına muhtaç durumda değil artık... Elhamdülillah şimdi iş güç sahibi oldum. Onun bakmasına muhtaç durumda değil artık...

O hâle gelinceye yani muhtaç durumdan çıkıncaya, kendini kollayacak,O hâle gelinceye yani muhtaç durumdan çıkıncaya, kendini kollayacak, yürütecek hâle gelinceye kadar kim bir yetime bakarsa; Vecebet le-hü'l-cennetü.yürütecek hâle gelinceye kadar kim bir yetime bakarsa; Vecebet le-hü'l-cennetü. "O yetime bakan kimseye cennet vacib olur." "O yetime bakan kimseye cennet vacib olur."

O zaman hemen çevreden, etraftan yetim gözleyelim, yakalayalım da cennet bize vacib olsun.O zaman hemen çevreden, etraftan yetim gözleyelim, yakalayalım da cennet bize vacib olsun. Yani mecburi demek, başka çare yook illa cennete gidecek! "Cennet vacib olur." diyor. Yani mecburi demek, başka çare yook illa cennete gidecek! "Cennet vacib olur." diyor.

Başka bir hadîs-i şerîf vardır, bunu duymuşsunuzdur.Başka bir hadîs-i şerîf vardır, bunu duymuşsunuzdur. "Yetime bakan, onu tekeffül eden kimse ile ben cennette böyle olacağız." buyurmuş, "Yetime bakan, onu tekeffül eden kimse ile ben cennette böyle olacağız." buyurmuş, Peygamber Efendimiz iki parmağını şöyle yakınlaştırmış, işaret etmiş.Peygamber Efendimiz iki parmağını şöyle yakınlaştırmış, işaret etmiş. yani yan yana olacağız demek. Cennette Resûlullah'a yetime bakmaktan dolayı komşu olmak var... yani yan yana olacağız demek. Cennette Resûlullah'a yetime bakmaktan dolayı komşu olmak var...

Men dayyeka menzilen ev kata'a tarîkan ev ezâ mü'minen veyahut ev âzâ mü'minen fe-lâ cihâde le-hû. Men dayyeka menzilen ev kata'a tarîkan ev ezâ mü'minen veyahut ev âzâ mü'minen fe-lâ cihâde le-hû.

Bu hadîs-i şerîfi Muâz b. Enes babası Enes'ten rivayet etmiş, radıyallahu anhüm ecmaîn. Bu hadîs-i şerîfi Muâz b. Enes babası Enes'ten rivayet etmiş, radıyallahu anhüm ecmaîn.

Müslümanlar bir cihada gitmişler.Müslümanlar bir cihada gitmişler. Tabii ordu gelmiş bir yere, ordunun bazı askerleri evlere tazyike başlamış.Tabii ordu gelmiş bir yere, ordunun bazı askerleri evlere tazyike başlamış. Ondan sonra yolları kapatmışlar; güçlü, kuvvetli, silahlı ya.Ondan sonra yolları kapatmışlar; güçlü, kuvvetli, silahlı ya. Onun üzerine Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfi nida ettirmiş; Onun üzerine Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfi nida ettirmiş;

"Her kim bir eve tazyikte bulunursa yahut yolu keserse…" "Her kim bir eve tazyikte bulunursa yahut yolu keserse…"

Yol kesmek iki mânaya gelir; bir, yolun üstüne yerleşir oturur, gelen geçene mâni olur;Yol kesmek iki mânaya gelir; bir, yolun üstüne yerleşir oturur, gelen geçene mâni olur; iki, durur yolda, gelenin geçenin yakasına yapışır; "Çık bakalım, sökül paraları." der. iki, durur yolda, gelenin geçenin yakasına yapışır; "Çık bakalım, sökül paraları." der. Yani ondan bir şey sızdırmak, para almak, o da yol kesmektir. Yani ondan bir şey sızdırmak, para almak, o da yol kesmektir.

Öyle kimselere eski tabirler kâtıu't-tarîk derler, "yol keseci" demek.Öyle kimselere eski tabirler kâtıu't-tarîk derler, "yol keseci" demek. Bir yan kesici var mâlum, bir yol kesici var. Yan kesici jiletle cırt cebi yırtar, parayı çalar; Bir yan kesici var mâlum, bir yol kesici var. Yan kesici jiletle cırt cebi yırtar, parayı çalar; yol kesici, harami, yolda silahla çıkar maskeli; "Ver paraları, ver malları..."yol kesici, harami, yolda silahla çıkar maskeli; "Ver paraları, ver malları..." Soyar soğana çevirir ondan sonra kaçar. İşte bunlar fena. Soyar soğana çevirir ondan sonra kaçar. İşte bunlar fena.

Bir de Hocamız derdi ki; "Bir de âhiret yolunun yol kesicileri, haramileri var." O nasıl? Bir de Hocamız derdi ki; "Bir de âhiret yolunun yol kesicileri, haramileri var."

O nasıl?

O da kendisi mürşit olmadığı, selahiyetli olmadığı, sahih eli olmadığı halde ortaya çıkıp daO da kendisi mürşit olmadığı, selahiyetli olmadığı, sahih eli olmadığı halde ortaya çıkıp da mürşitlik taslayan kimsedir, o da âhiret yolunun haramisidir. Çünkü selahiyetli değil. mürşitlik taslayan kimsedir, o da âhiret yolunun haramisidir. Çünkü selahiyetli değil. İnsanları kendisine bağlıyor ve yoldan çıkartıyor. Neyse...İnsanları kendisine bağlıyor ve yoldan çıkartıyor.

Neyse...
Peygamber Efendimiz; "Her kim evi tazyik ederse veyahut yol keserse…" diye nida ettirmiş. Peygamber Efendimiz; "Her kim evi tazyik ederse veyahut yol keserse…" diye nida ettirmiş.

Artık yol kesmenin iki mânası da olabilir, yani yolu işgal etmek, kapatmak mânasında olabilir,Artık yol kesmenin iki mânası da olabilir, yani yolu işgal etmek, kapatmak mânasında olabilir, gelen geçenden tazyik etmek mânasında da olabilir. gelen geçenden tazyik etmek mânasında da olabilir.

Ev âzâ mü'minen. "Veyahut bir mü'mini, bir mü'min kulu ezalandırırsa…" Ev âzâ mü'minen. "Veyahut bir mü'mini, bir mü'min kulu ezalandırırsa…" Fe-lâ cihâde le-hû."Ona cihad yoktur." E cihad kâfire karşı olur, mü'min kulu ezalandırmak nasıl? Fe-lâ cihâde le-hû."Ona cihad yoktur."

E cihad kâfire karşı olur, mü'min kulu ezalandırmak nasıl?

Canım, belki orada iman etmiş olan vardır,Canım, belki orada iman etmiş olan vardır, yani o gittiğin yerde iman etmişlere dokunmak olmaz, mü'minlere.yani o gittiğin yerde iman etmişlere dokunmak olmaz, mü'minlere. Veyahut da sen cihada beraber gittiğin arkadaşlar mü'min kimseler onlara eza, cefa eder.Veyahut da sen cihada beraber gittiğin arkadaşlar mü'min kimseler onlara eza, cefa eder. O da olabilir, ordu arkadaşlarına eza cefa etmekten dolayı söylenmiş olabilir.O da olabilir, ordu arkadaşlarına eza cefa etmekten dolayı söylenmiş olabilir. Fe-lâ cihâde le-hû."Onun cihad sevabı yok." Peygamber Efendimiz; "Hiçbir cihad sevabı yok." diyor. Fe-lâ cihâde le-hû."Onun cihad sevabı yok." Peygamber Efendimiz; "Hiçbir cihad sevabı yok." diyor.

İslâm'da cihadın örfü, âdeti, töresi vardır, öyle oyuncak değil.İslâm'da cihadın örfü, âdeti, töresi vardır, öyle oyuncak değil. Peygamber Efendimiz gidecek orduları; "Haydi bakalım Allah'ın adıyla yola çıkın." diye uğurlardı.Peygamber Efendimiz gidecek orduları; "Haydi bakalım Allah'ın adıyla yola çıkın." diye uğurlardı. "Çok yaşlı kimseye saldırmayın, küçük çocukları, kadınları öldürmeyin, "Çok yaşlı kimseye saldırmayın, küçük çocukları, kadınları öldürmeyin, haksızlık etmeyin." diye söylerdi, tavsiye ederdi. Bizim dinimizin her şeyi ölçülü. haksızlık etmeyin." diye söylerdi, tavsiye ederdi. Bizim dinimizin her şeyi ölçülü.

Savaşı neden yapıyor? Mecburiyet. Savaşı neden yapıyor?

Mecburiyet.

Hücum etmiş savaş etmeyelim mi, müslümanları talan etmiş cezasını vermeyelim mi? Hücum etmiş savaş etmeyelim mi, müslümanları talan etmiş cezasını vermeyelim mi?

O zaman gerekir. Savaş olacak da, savaşta bile, müslümanın savaşında bile bir asalet vardır.O zaman gerekir. Savaş olacak da, savaşta bile, müslümanın savaşında bile bir asalet vardır. Orada Müslümanlığın asaletini tarihi inceleyen görür. Orada Müslümanlığın asaletini tarihi inceleyen görür. Biz geçtiğimiz ülkelerden üzüm kopardığımız zaman üzüm kütüğüne Biz geçtiğimiz ülkelerden üzüm kopardığımız zaman üzüm kütüğüne üzümün bedelini bağlamış bir kavmin torunlarıyız, haksızlık etmemişiz. üzümün bedelini bağlamış bir kavmin torunlarıyız, haksızlık etmemişiz.

Sonra insan harp ediyor, harp ettiği zaman toplanan ganimeti kendisi cebine koyamaz.Sonra insan harp ediyor, harp ettiği zaman toplanan ganimeti kendisi cebine koyamaz. Bir yere yığılacak, ganimet gaziler arasında usulüyle bölüştürülecek. Bir yere yığılacak, ganimet gaziler arasında usulüyle bölüştürülecek. Taksimden bir şey saklarsa, taksimden evvel cebine atarsa cehennemdenTaksimden bir şey saklarsa, taksimden evvel cebine atarsa cehennemden bir şey atmış olur cebine, velev bir ayakkabı bağcığı bile olsa... İslâm böyledir.bir şey atmış olur cebine, velev bir ayakkabı bağcığı bile olsa...

İslâm böyledir.
Hırsızlık, yağmacılık, usulsüzlük, idaresizlik, itaatsizlik... yok. Hırsızlık, yağmacılık, usulsüzlük, idaresizlik, itaatsizlik... yok. Onun için bizim ordularımız başarı sağladı bu vakte kadar.Onun için bizim ordularımız başarı sağladı bu vakte kadar. İslâm'ı gönüllerden bir çekiver bakalım o zaman ne olur?İslâm'ı gönüllerden bir çekiver bakalım o zaman ne olur? Bizim şu anda şurada rahat yaşayışımızın sebebi ecdadımızdır, onların dürüstlüğüdür, Bizim şu anda şurada rahat yaşayışımızın sebebi ecdadımızdır, onların dürüstlüğüdür, onların cihad ruhudur, onların Müslümanlığıdır. Biz onlara borçluyuz, bu borcu hiç unutmayacağız. onların cihad ruhudur, onların Müslümanlığıdır. Biz onlara borçluyuz, bu borcu hiç unutmayacağız.

Şimdi rahata çıktık, köprünün bu tarafına geçtik, tamam bitti. Şimdi rahata çıktık, köprünün bu tarafına geçtik, tamam bitti.

O vefasızlık olur ama Allah bunu insanın burnundan fitil fitil getirir. Onlara vefa borcumuz var. O vefasızlık olur ama Allah bunu insanın burnundan fitil fitil getirir. Onlara vefa borcumuz var.

Şu Fatih Sultan Mehmed burayı aldı, o gaziler buraları aldılar, mezarları kıyıda köşede ziyan zebil... Şu Fatih Sultan Mehmed burayı aldı, o gaziler buraları aldılar, mezarları kıyıda köşede ziyan zebil...

Olmaz! Onların bizim velinimetimiz, yani kadir bilmemiz lazım. Burayı almasaydı biz burada olmazdık. Olmaz! Onların bizim velinimetimiz, yani kadir bilmemiz lazım. Burayı almasaydı biz burada olmazdık.

Şimdi Belgrat'ta mıyız, Sofya'da mıyız, Atina'da mıyız? Değiliz.Şimdi Belgrat'ta mıyız, Sofya'da mıyız, Atina'da mıyız?

Değiliz.
Burası da giderdi, burası da elimizde olmayabilirdi. Burası da giderdi, burası da elimizde olmayabilirdi. Bir ara Kırım, Kafkasya bizimdi, petrol mıntıkalarının hepsi bizimdi bir ara biliyor musunuz? Bir ara Kırım, Kafkasya bizimdi, petrol mıntıkalarının hepsi bizimdi bir ara biliyor musunuz?

Şimdi petrol sıkıntısı çekiyoruz.Şimdi petrol sıkıntısı çekiyoruz. Bakü, Kafkasya petrolleri, Irak petrolleri bizimdi, Suudi Arabistan bizimdi.Bakü, Kafkasya petrolleri, Irak petrolleri bizimdi, Suudi Arabistan bizimdi. İşte böyle muhabbetsizlikten, biribirimizi bilmemekten, çelmelemekten,İşte böyle muhabbetsizlikten, biribirimizi bilmemekten, çelmelemekten, düşmanı takip etmemekten, düşmana [karşı] müşterek çalışmamaktan;düşmanı takip etmemekten, düşmana [karşı] müşterek çalışmamaktan; bazılarının hıyanetinden, bazılarının gafletinden, cehaletinden bunlar gitti.bazılarının hıyanetinden, bazılarının gafletinden, cehaletinden bunlar gitti. Yine devam et gaflete, yine devam et dinden imandan uzak yaşamaya Allah korusun bu da gider.Yine devam et gaflete, yine devam et dinden imandan uzak yaşamaya Allah korusun bu da gider. Bizi ayakta tutan dinimiz, imanımızdır; bu gitti mi hiçbir şey kalmaz. Bizi ayakta tutan dinimiz, imanımızdır; bu gitti mi hiçbir şey kalmaz.

Efendim Müslümanlık da bazılarına ağır geliyor. Kadınlara örtünmek ağır geliyor.Efendim Müslümanlık da bazılarına ağır geliyor.

Kadınlara örtünmek ağır geliyor.
Hanımzâdelere, sultan efendilere örtünmek ağır geliyor.Hanımzâdelere, sultan efendilere örtünmek ağır geliyor. Beylere namaz kılmak zor geliyor, pantolonunun ütüsü bozulurmuş.Beylere namaz kılmak zor geliyor, pantolonunun ütüsü bozulurmuş. Kimisine oruç tutmak zor geliyor, herkes bir telden çalıyor. Şu anda rahat ya,Kimisine oruç tutmak zor geliyor, herkes bir telden çalıyor. Şu anda rahat ya, şu anda sanki Allah'a ihtiyaçları yok! Haşa, sümme haşa öyle şey olur mu! şu anda sanki Allah'a ihtiyaçları yok! Haşa, sümme haşa öyle şey olur mu! Ama başı bir sıkışacak, o zaman yalvaracak. Ama başı bir sıkışacak, o zaman yalvaracak. O zaman da genişlik zamanında Allah'a mutî olmayan, dua etmeyen,O zaman da genişlik zamanında Allah'a mutî olmayan, dua etmeyen, bağlanmayan kimseye darlık zamanında duasına icabet yoktur.bağlanmayan kimseye darlık zamanında duasına icabet yoktur. Sen şimdi başın sıkıştı geliyorsun istemeye tabii; tabii geleceksin ama geçmiş ola... Sen şimdi başın sıkıştı geliyorsun istemeye tabii; tabii geleceksin ama geçmiş ola...

İşte şimdi bu hazır, şimdi en iyi Müslümanlık yapma zamanı! Şimdi en iyi Müslümanlığı yapacağız.İşte şimdi bu hazır, şimdi en iyi Müslümanlık yapma zamanı! Şimdi en iyi Müslümanlığı yapacağız. Yemeğimiz, sıhhatimiz var, memleketimiz güzel, hürriyetimiz var, elhamdülillah şu var bu var,Yemeğimiz, sıhhatimiz var, memleketimiz güzel, hürriyetimiz var, elhamdülillah şu var bu var, haydi bakalım göreyim seni! Dedelerimiz harplerden darplardan neler çekti, haydi bakalım göreyim seni!

Dedelerimiz harplerden darplardan neler çekti,
süngülerin ucunda kaç tane çocuk can verdi! Memleketimizin dışında Bulgaristan'da, süngülerin ucunda kaç tane çocuk can verdi! Memleketimizin dışında Bulgaristan'da, Yunanistan'da, Rusya'da bilmem nerede neler oluyor. Yunanistan'da, Rusya'da bilmem nerede neler oluyor. Onun için bu nimetin kadrini dua ederek, şükrederek, kadrini bilip böyle yaşamımız lazım. Onun için bu nimetin kadrini dua ederek, şükrederek, kadrini bilip böyle yaşamımız lazım.

Kadrini bilmezsen? Bilmezsen zarar edersin. Allahu Teâlâ hazretleri âlemlerden müstağnîdir.Kadrini bilmezsen?

Bilmezsen zarar edersin. Allahu Teâlâ hazretleri âlemlerden müstağnîdir.
Allahu Teâlâ hazretlerinin bizim ibadetlerimize de ihtiyacı yok.Allahu Teâlâ hazretlerinin bizim ibadetlerimize de ihtiyacı yok. Muhtaç olan, borçlu olan medyûn-u şükrân olan biziz.Muhtaç olan, borçlu olan medyûn-u şükrân olan biziz. Bu nimetlere, verdiği nimetlere adamsak, nankör değilsek şükretmemiz lazım. Bu nimetlere, verdiği nimetlere adamsak, nankör değilsek şükretmemiz lazım.

Düşünün, 40 yıl bir adamı beslemişsiniz, size hıyanet etmiş! "Vay nankör vay!Düşünün, 40 yıl bir adamı beslemişsiniz, size hıyanet etmiş! "Vay nankör vay! Yahu ben seni baktım, besledim, büyüttüm!" deriz. Yahu ben seni baktım, besledim, büyüttüm!" deriz. E Allahu Teâlâ hazretleri bakıyor, besliyor, büyütüyor, yaşatıyor, öldürüyor bizi!E Allahu Teâlâ hazretleri bakıyor, besliyor, büyütüyor, yaşatıyor, öldürüyor bizi! O'na karşı bir teşekkür duygusunu taşımaz mı insan ya?O'na karşı bir teşekkür duygusunu taşımaz mı insan ya? Hiç teşekküre değmez mi şu hayatın şu nimetleri, şu izzetleri, şu lezzetleri? Ne kadar şaşkın insanlar! Hiç teşekküre değmez mi şu hayatın şu nimetleri, şu izzetleri, şu lezzetleri? Ne kadar şaşkın insanlar!

Bir hadîs-i şerîf daha, bu da hacla ilgili. Bir hadîs-i şerîf daha, bu da hacla ilgili.

Men tâfe bi'l-beyti hamsîne merraten harace min zunûbihî ke-yevmi veledethü ümmühû. Men tâfe bi'l-beyti hamsîne merraten harace min zunûbihî ke-yevmi veledethü ümmühû.

İbn Abbas radıyallahu anhümâ rivayet etmiş, Tirmizî'de sahih hadîs diye de zikri kaydedilmiş. İbn Abbas radıyallahu anhümâ rivayet etmiş, Tirmizî'de sahih hadîs diye de zikri kaydedilmiş.

"Her kim Beytullah'ı 50 kere tavaf ederse günahlarından anasından doğduğu gün gibi sıyrılır çıkar." "Her kim Beytullah'ı 50 kere tavaf ederse günahlarından anasından doğduğu gün gibi sıyrılır çıkar."

Biliyorsunuz Beyt, el-Beyt Kâbe'nin adıdır. Kâbe'ye el-Beyt de denir Kur'ân-ı Kerîm'de, Biliyorsunuz Beyt, el-Beyt Kâbe'nin adıdır. Kâbe'ye el-Beyt de denir Kur'ân-ı Kerîm'de, Kâbe diye de geçmiş böyle de geçmiş. Ce'ale'llâhu'l-ka'bete'l-beyte'l-harâme kıyâmen li'n-nâsi. diyeKâbe diye de geçmiş böyle de geçmiş.

Ce'ale'llâhu'l-ka'bete'l-beyte'l-harâme kıyâmen li'n-nâsi. diye
ikisi bir âyet-i kerîmede de var, sadece Beyt diye de geçmiş yani bizim Beytullah dediğimiz. ikisi bir âyet-i kerîmede de var, sadece Beyt diye de geçmiş yani bizim Beytullah dediğimiz.

O nedir? Şu kara örtüyle işlemeli âyetlerle örtülmüş olan o altın kapılı o mübarek bina.O nedir?

Şu kara örtüyle işlemeli âyetlerle örtülmüş olan o altın kapılı o mübarek bina.
Beytullah orası. Onun etrafındaki o geniş avlusuyla beraber Harem-i Şerîf, Mescid-i Haram. Beytullah orası. Onun etrafındaki o geniş avlusuyla beraber Harem-i Şerîf, Mescid-i Haram.

O Beytullah tavaf edilir, o tavafın çok derin manaları, çok ince ruhanî esrarı var.O Beytullah tavaf edilir, o tavafın çok derin manaları, çok ince ruhanî esrarı var. O Beytullah Hz. Âdem atamızın ilk geldiği, çadır kurduğu yerdir.O Beytullah Hz. Âdem atamızın ilk geldiği, çadır kurduğu yerdir. Orası peygamberler yatağıdır, insan orada tavaf ederken gökteki meleklere benzer,Orası peygamberler yatağıdır, insan orada tavaf ederken gökteki meleklere benzer, Beyt-i Ma'mur'u tavaf eden melekler gibi olur insan. Beyt-i Ma'mur'u tavaf eden melekler gibi olur insan.

Orada Hacer-i Esved tarafından başlanır, şöyle dönülür yani sağdan yukarıya sola,Orada Hacer-i Esved tarafından başlanır, şöyle dönülür yani sağdan yukarıya sola, sağdan yukarıya sola doğru şöyle, dönüş şekli öyledir. sağdan yukarıya sola doğru şöyle, dönüş şekli öyledir. Hacer-i Esved köşesinden başlanır, kuzeye Makâm-ı İbrahim tarafına doğru, Hacer-i Esved köşesinden başlanır, kuzeye Makâm-ı İbrahim tarafına doğru, Kâbe'nin kapısının olduğu tarafa doğru çıkılır, oradan şöyle yarım daire şeklinde bir duvar vardırKâbe'nin kapısının olduğu tarafa doğru çıkılır, oradan şöyle yarım daire şeklinde bir duvar vardır ona Hatim veya Hicr-i İsmail derler, onun dışında dönülür. ona Hatim veya Hicr-i İsmail derler, onun dışında dönülür. Ondan sonra Rükn-i Şâmî'den tekrar aşağıya doğru, güneye doğru dönülürOndan sonra Rükn-i Şâmî'den tekrar aşağıya doğru, güneye doğru dönülür oradan Hacer-i Esved köşesine tekrar gelinir. Bir gelişe bir şavt derler, şavt. oradan Hacer-i Esved köşesine tekrar gelinir.

Bir gelişe bir şavt derler, şavt.
Yedi tane şavt olursa ona bir tavaf derler, yedi defa şavt edilerek bir tavaf [yapılmış] olur.Yedi tane şavt olursa ona bir tavaf derler, yedi defa şavt edilerek bir tavaf [yapılmış] olur. "Her kim Beytullah'ı 50 defa tavaf ederse, o zaman anasından doğduğu gün gibi günahlardan pâk olur." "Her kim Beytullah'ı 50 defa tavaf ederse, o zaman anasından doğduğu gün gibi günahlardan pâk olur." Tabii kolay değil! Hem kalabalıktan kolay değil, hem de 50 rakamını tutturmak,Tabii kolay değil! Hem kalabalıktan kolay değil, hem de 50 rakamını tutturmak, 50x7= 350 defa dönmek. 50x7= 350 defa dönmek. Zaman zaman gelerek giderek, devam ederek buna gayret etmek lazım,Zaman zaman gelerek giderek, devam ederek buna gayret etmek lazım, 50 defa tavaf yapanın bütün günahları çıkar, sıyrılır gider. 50 defa tavaf yapanın bütün günahları çıkar, sıyrılır gider.

Diğer bir hadîs-i şerîf de yine bu işle ilgili. Diğer bir hadîs-i şerîf de yine bu işle ilgili.

Men tâfe bi'l-beyti seb'an ve sallâ halfe'l-makâmi rek'ateyni ve şeribe min mâ'i zemzemeMen tâfe bi'l-beyti seb'an ve sallâ halfe'l-makâmi rek'ateyni ve şeribe min mâ'i zemzeme ğafera'llâhu'z-zunûbehû küllehâ bâliğeten mâ belağat. ğafera'llâhu'z-zunûbehû küllehâ bâliğeten mâ belağat.

Bu Deylemî tarafından rivayet edilmiş, râvisi Câbir b. Abdullah radıyallahu anh. Bu Deylemî tarafından rivayet edilmiş, râvisi Câbir b. Abdullah radıyallahu anh.

"Her kim Beytullah'ı tavaf ederse…" Seb'an. "Yedi defa..." Sonra;"Her kim Beytullah'ı tavaf ederse…" Seb'an. "Yedi defa..." Sonra; Sallâ halfe'l-makâmi rek'ateyni. "Makâm-ı İbrahim'in arka tarafında iki rekât namaz kılarsa…"Sallâ halfe'l-makâmi rek'ateyni. "Makâm-ı İbrahim'in arka tarafında iki rekât namaz kılarsa…" Sonra; Ve şeribe min mâ'i zemzeme... "Gidip zemzem suyundan içerse Allahu Teâlâ hazretleriSonra; Ve şeribe min mâ'i zemzeme... "Gidip zemzem suyundan içerse Allahu Teâlâ hazretleri onun günahlarının hepsini bağışlar, ne miktara bâliğ olursa olsun, ne kadar günahı çok olursa olsun." onun günahlarının hepsini bağışlar, ne miktara bâliğ olursa olsun, ne kadar günahı çok olursa olsun."

Üçüncü hadîs-i şerîf de yine tavafla ilgili. Üçüncü hadîs-i şerîf de yine tavafla ilgili.

Men tâfe bi'l-beyti usbû'an yuhsîhi kütibe le-hû bi-külli hatvetin haseneMen tâfe bi'l-beyti usbû'an yuhsîhi kütibe le-hû bi-külli hatvetin hasene ve küffirat 'anhu seyyi'e ve rufi'at le-hû derace ve kâne le-hû dlu rakabetin. ve küffirat 'anhu seyyi'e ve rufi'at le-hû derace ve kâne le-hû dlu rakabetin.

İbn Ömer radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş.İbn Ömer radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfte de buyurmuş ki; Men tâfe bi-hâzel-beyti.Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfte de buyurmuş ki; Men tâfe bi-hâzel-beyti. "Her kim ki şu Beytullah'ı tavaf ederse…" Üsbû'an yuhsîhi, "Yedi defa…""Her kim ki şu Beytullah'ı tavaf ederse…" Üsbû'an yuhsîhi, "Yedi defa…" Üsbû' hem yedi günden ibaret olduğu için hafta mânasına gelir hem de yedi defa demek oluyor.Üsbû' hem yedi günden ibaret olduğu için hafta mânasına gelir hem de yedi defa demek oluyor. Araplar haftaya da üsbû' demişler. Neden? Yedi günü olduğundan. Araplar haftaya da üsbû' demişler.

Neden?

Yedi günü olduğundan.

Buradaki üsbû' sözü "yedi defa" demektir. "Kim Beytullah'ı yedi defa tavaf ederse..." Ama nasıl? Buradaki üsbû' sözü "yedi defa" demektir. "Kim Beytullah'ı yedi defa tavaf ederse..."

Ama nasıl?

Yuhsîhi. "Tavafa riayet ederek, hatırını kollayarak..." Tavafın âdabını kollayarak demek bu. Yuhsîhi. "Tavafa riayet ederek, hatırını kollayarak..." Tavafın âdabını kollayarak demek bu.

Tavaf namaz gibidir. Namaz gibidir ama gel gör ki insanlar birbirleriyle itişir, kakışır,Tavaf namaz gibidir. Namaz gibidir ama gel gör ki insanlar birbirleriyle itişir, kakışır, söylenir, münakaşa eder. Cahil oldu mu insan ne huzur bilir ne huzûr-u Rabbi'l-âleminde söylenir, münakaşa eder. Cahil oldu mu insan ne huzur bilir ne huzûr-u Rabbi'l-âleminde olduğunu düşünür, ne ibadette olduğunu düşünür; olduğunu düşünür, ne ibadette olduğunu düşünür; itişir kakışırlar, çatışırlar, çekişirler kavga ederler. Olmadı, burada ne şartı var? itişir kakışırlar, çatışırlar, çekişirler kavga ederler.

Olmadı, burada ne şartı var?

Yuhsîhi. "Âdabına riayet ederek, âdabını kollayıp koruyarak yedi defa kim tavaf ederse..." Yuhsîhi. "Âdabına riayet ederek, âdabını kollayıp koruyarak yedi defa kim tavaf ederse..."

Sonra ne olur? Kütibe le-hû bi-külli hatvetin hasenetSonra ne olur?

Kütibe le-hû bi-külli hatvetin hasenet
ve küffirat'anhu seyyi'etve küffirat'anhu seyyi'et ve rufi'at le-hû deracetve rufi'at le-hû deracet "Her adımı için bir hasene, sevap verilir, bir günahı affolunur ve bir derecesi yükseltilir.""Her adımı için bir hasene, sevap verilir, bir günahı affolunur ve bir derecesi yükseltilir." Her adımına... İnsan orada tavafa başladı mı dua ede ede, vakar ileHer adımına... İnsan orada tavafa başladı mı dua ede ede, vakar ile kimseyi incitmeden şöyle vakur vakur dönecek. kimseyi incitmeden şöyle vakur vakur dönecek. Dıştan dönüverecek, kalabalıksa biraz daha dıştan şey yapacak...Dıştan dönüverecek, kalabalıksa biraz daha dıştan şey yapacak... Demek ki itmeden, kakmadan şey yapacak. Demek ki itmeden, kakmadan şey yapacak.

Sonra, Ve kâne lehûSonra, Ve kâne lehû lu rakabetin. "Böyle bir tavafı sanki bir köle âzat etmek gibi o kula sevap kazandırır."lu rakabetin. "Böyle bir tavafı sanki bir köle âzat etmek gibi o kula sevap kazandırır." İşte bu gibi büyük ecirlerden, mükâfatlardan dolayı bu hac vazifesiİşte bu gibi büyük ecirlerden, mükâfatlardan dolayı bu hac vazifesi boynuna borç olanlar bunu kaçırmasın, dikkat etsin, haccını yapsın. boynuna borç olanlar bunu kaçırmasın, dikkat etsin, haccını yapsın. Haccını yapmış olanlar tekrar tekrar haccetsin çünkü sevap var. Haccını yapmış olanlar tekrar tekrar haccetsin çünkü sevap var.

"Efendim, hacca gitmesem de çeşme yaptırsam?" "Efendim, hacca gitmesem de çeşme yaptırsam?"

Sen niye Allah'ın güzel ibadetlerini biribirine tokuşturuyorsun?Sen niye Allah'ın güzel ibadetlerini biribirine tokuşturuyorsun? Hacca gitmek bir güzel iş, çeşme yapmak da bir güzel iştir. Hacca git, gelince de çeşme yap. Hacca gitmek bir güzel iş, çeşme yapmak da bir güzel iştir. Hacca git, gelince de çeşme yap.

Onu ona ne diye düşman, hasım ediyorsun da;Onu ona ne diye düşman, hasım ediyorsun da; "Yok hacca gitmeyeyim de şunu şöyle yapayım bunu böyle yapayım." [diyosun.] "Yok hacca gitmeyeyim de şunu şöyle yapayım bunu böyle yapayım." [diyosun.]

Öyle şey yok, bu sevapları umuyorsan gidersin. "Efendi, pis Arap'a para mı yedireceğim." Öyle şey yok, bu sevapları umuyorsan gidersin.

"Efendi, pis Arap'a para mı yedireceğim."

Kimin pis olduğunu Allah bilir bir kere de, sen oraya Beytullah'ı ziyarete,Kimin pis olduğunu Allah bilir bir kere de, sen oraya Beytullah'ı ziyarete, Allah'ın ibadetini yapmaya gidiyorsun! Gözün onları görmeyecek.Allah'ın ibadetini yapmaya gidiyorsun! Gözün onları görmeyecek. Herkes, herkes kendi içyapısına göre görür; kimisi gider güller sümbüller görür, kimisi pislikler görür gelir.Herkes, herkes kendi içyapısına göre görür; kimisi gider güller sümbüller görür, kimisi pislikler görür gelir. Herkes kendi kafa yapısına göre görür. Herkes kendi kafa yapısına göre görür. Sen orada edepli edepli ibadetini yap neler görürsün ne nimetlere erersin. Sen orada edepli edepli ibadetini yap neler görürsün ne nimetlere erersin.

Bir tanesi güzel bir hac etmiş galiba rüyada Resûlullah Efendimiz'i görmüş,Bir tanesi güzel bir hac etmiş galiba rüyada Resûlullah Efendimiz'i görmüş, demiş ki Resûlullah Efendimiz; "Evladım kağıt kalem getir de senin şu haccını da kağıda yazıvereyim." demiş ki Resûlullah Efendimiz;

"Evladım kağıt kalem getir de senin şu haccını da kağıda yazıvereyim."

Böyle yapmalı yaptığı zaman insan.Böyle yapmalı yaptığı zaman insan. Orası kavga gürültü yeri değil ki, sen git sevap kazan, Resûlullah'ın iltifatına ermeye bak! Orası kavga gürültü yeri değil ki, sen git sevap kazan, Resûlullah'ın iltifatına ermeye bak!

Men talebe'd-dünyâ halâlen isti'fâfen 'ani'l-mes'eleti ve sâ'yen 'alâ ehlihî ve ta'attufenMen talebe'd-dünyâ halâlen isti'fâfen 'ani'l-mes'eleti ve sâ'yen 'alâ ehlihî ve ta'attufen 'alâ cârihî be'asehu'llâhu te'âlâ yevme'l-kıyâmeti ve vechühû mislu'l-kameri leylete'l-bedri 'alâ cârihî be'asehu'llâhu te'âlâ yevme'l-kıyâmeti ve vechühû mislu'l-kameri leylete'l-bedri ve men talebehâ harâmen mukâsiren bi-hâ mufâhiren lakiye'llâhe 'azze ve celle ve hüve 'aleyhi ğadbânü. ve men talebehâ harâmen mukâsiren bi-hâ mufâhiren lakiye'llâhe 'azze ve celle ve hüve 'aleyhi ğadbânü.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten bir hadîs-i şerîf.Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten bir hadîs-i şerîf. Bununla hadîs-i şerîflerimizi, okuyacaklarımızı tamamlıyoruz.Bununla hadîs-i şerîflerimizi, okuyacaklarımızı tamamlıyoruz. Kazançla, çalışmakla ilgili bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Kazançla, çalışmakla ilgili bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Men talebe'd-dünyâ. "Her kim ki dünyalık talep ederse…" Yani geçim, para pul, kazanç.Men talebe'd-dünyâ. "Her kim ki dünyalık talep ederse…" Yani geçim, para pul, kazanç. Şu ölümlü dünyada ne yapalım dünyalık bir şeyler kazanmak gerekiyor ya, dünya dediği o.Şu ölümlü dünyada ne yapalım dünyalık bir şeyler kazanmak gerekiyor ya, dünya dediği o. "Her kim ki dünyalık talep ederse..." Halâlen. "Helalinden..." "Her kim ki dünyalık talep ederse..." Halâlen. "Helalinden..." Haram yok, helalinden alnının teriyle veyahut ticaretle, helal minellah,Haram yok, helalinden alnının teriyle veyahut ticaretle, helal minellah, o tarzda helal kazanç peşine düşerse. İsti'fâfen 'ani'l-mes'eleti. o tarzda helal kazanç peşine düşerse.

İsti'fâfen 'ani'l-mes'eleti.
"Kimseye muhtaç düşüp el açmamak için…""Kimseye muhtaç düşüp el açmamak için…" Çalışmasa muhtaç olacak, başkasının yardımına muhtaç olacak, "Kimseye muhtaç olmayayım, Çalışmasa muhtaç olacak, başkasının yardımına muhtaç olacak, "Kimseye muhtaç olmayayım, dilenmek iyi bir şey değil, iffetli onurlu müslüman olayım." diye düşünerek çalışırsa,dilenmek iyi bir şey değil, iffetli onurlu müslüman olayım." diye düşünerek çalışırsa, ikinci şartı bu. Üçüncüsü; Ve sâ'yen 'alâ ehlihî. "Ailesine, aile efradına da iyi bakmak gayretiyle…"ikinci şartı bu. Üçüncüsü;

Ve sâ'yen 'alâ ehlihî. "Ailesine, aile efradına da iyi bakmak gayretiyle…"
Çünkü onlarda sana bağlı, sen onların babasın, hanımın kocasısın, çocukların da senin, Çünkü onlarda sana bağlı, sen onların babasın, hanımın kocasısın, çocukların da senin, onları ele güne muhtaç etmemen lazım.onları ele güne muhtaç etmemen lazım. "Ailem muhtaç olmasın, kimseye el açma durumuna düşmeyim." diye"Ailem muhtaç olmasın, kimseye el açma durumuna düşmeyim." diye helalinden çalışmaya kim dünyalık kazanmaya girişirse… helalinden çalışmaya kim dünyalık kazanmaya girişirse…

Ve te'attufen 'alâ cârihî. Bir şart daha var; "Konu komşusuna da ikramda bulunmak düşüncesiyle…"Ve te'attufen 'alâ cârihî. Bir şart daha var; "Konu komşusuna da ikramda bulunmak düşüncesiyle…" Ben kazanayım da komşularıma da ikram ederim tabii, onlara da hediye,Ben kazanayım da komşularıma da ikram ederim tabii, onlara da hediye, tabakla şeyle gönderirim diyerek komşusuna da iyiliği, ikramı düşünerek tabakla şeyle gönderirim diyerek komşusuna da iyiliği, ikramı düşünerek kim böyle çalışmaya kalkarsa, kalkışırsa, girişirse dünyalık kazanmaya… kim böyle çalışmaya kalkarsa, kalkışırsa, girişirse dünyalık kazanmaya…

Be'asehu'llâhu te'âlâ yevme'l-kıyâmeti. "Allahu Teâlâ hazretleri onu kıyamet gününde ba's eder, kaldırır."Be'asehu'llâhu te'âlâ yevme'l-kıyâmeti. "Allahu Teâlâ hazretleri onu kıyamet gününde ba's eder, kaldırır." Ve vechühû mislu'l-kameri leylete'l-bedri.Ve vechühû mislu'l-kameri leylete'l-bedri. "Yüzü mehtaplı gecede ayın olduğu gibi pırıl pırıl parlak bir şekilde kaldırır o kimseyi." "Yüzü mehtaplı gecede ayın olduğu gibi pırıl pırıl parlak bir şekilde kaldırır o kimseyi." Yani yüzü nuranî bir kimse olarak kalkar. Neden? Yani yüzü nuranî bir kimse olarak kalkar.

Neden?

"Dilenmek zorunda kalmayım, helal kazanç olsun harama, hırsızlık vesaire durumuna düşmeyeyim,"Dilenmek zorunda kalmayım, helal kazanç olsun harama, hırsızlık vesaire durumuna düşmeyeyim, çoluk çocuğum rahat etsin, konu komşuma da ikram edeyim." diye iyi bir şeyler düşündü onun içinçoluk çocuğum rahat etsin, konu komşuma da ikram edeyim." diye iyi bir şeyler düşündü onun için Allah onun yüzünü kıyamet gününde pırıl pırıl ayın on dördü gibi parlar bir vaziyette kaldırır. Allah onun yüzünü kıyamet gününde pırıl pırıl ayın on dördü gibi parlar bir vaziyette kaldırır. Ama bunun aksine; Ve men talebehâ harâmen. "Her kim ki dünyalığı haramdan kazanırsa …" Ama bunun aksine;

Ve men talebehâ harâmen. "Her kim ki dünyalığı haramdan kazanırsa …"
Hırsızlık, dolandırıcılık, aldatmaca vesaire haramla, neyse... Mükâsiren bi-hâ.Hırsızlık, dolandırıcılık, aldatmaca vesaire haramla, neyse... Mükâsiren bi-hâ. "Malım daha çok olsun diye." "Malım daha çok olsun diye."

Ya kerata şu kadar paran var, şu kadar apartmanın var bu harama neye saparsın? Ya kerata şu kadar paran var, şu kadar apartmanın var bu harama neye saparsın?

"Daha çok olsun." Çok olmasını heves ederek. Mufâhiren. "Bir de 'Zenginim ben.' diye övünecek.""Daha çok olsun." Çok olmasını heves ederek.

Mufâhiren. "Bir de 'Zenginim ben.' diye övünecek."
Övünmek maksadıyla, malı artırmak niyetiyle kim haramdan dünyalığını elde etmeye kalkışırsa;Övünmek maksadıyla, malı artırmak niyetiyle kim haramdan dünyalığını elde etmeye kalkışırsa; Lakiya'llâhe 'azze ve celle. "Aziz ve celil olan Allahu Teâlâ hazretlerininLakiya'llâhe 'azze ve celle. "Aziz ve celil olan Allahu Teâlâ hazretlerinin huzuruna çıkacak ya âhirette..." Çıkar ama, Ve hüve 'aleyhi ğadbânü.huzuruna çıkacak ya âhirette..." Çıkar ama, Ve hüve 'aleyhi ğadbânü. "Allahu Teâlâ hazretleri ona gazaplı bir halde çıkar." Severek değil sevdiği bir durumda çıkmaz, "Allahu Teâlâ hazretleri ona gazaplı bir halde çıkar." Severek değil sevdiği bir durumda çıkmaz, Allah ona gazap ediyor durumda varır Allah'ın karşısına. Allah ona gazap ediyor durumda varır Allah'ın karşısına. O gazaplı durumda vardığı için de işiteceklerini, başına gelecekleri düşünsün. O gazaplı durumda vardığı için de işiteceklerini, başına gelecekleri düşünsün.

Bu hadîs-i şerîfte güzel, bu hadîs-i şerîfin de kulağımıza girmesi iyi oldu. Bu hadîs-i şerîfte güzel, bu hadîs-i şerîfin de kulağımıza girmesi iyi oldu. Demek ki Müslümanlık dünyalığı reddetmiyormuş, hani çalışmayı reddetmiyormuş bilakis dilenmemek için,Demek ki Müslümanlık dünyalığı reddetmiyormuş, hani çalışmayı reddetmiyormuş bilakis dilenmemek için, çoluk çocuğu rahat etsin diye, konu komşuya hayır yapıyım diye dinimiz helalinden çalışmayı teşvik ediyor.çoluk çocuğu rahat etsin diye, konu komşuya hayır yapıyım diye dinimiz helalinden çalışmayı teşvik ediyor. Gördünüz işte hadîs-i şerîfte! Gördünüz işte hadîs-i şerîfte! Herkese söyleyin ki Müslümanlığı iftira ediyorlar, yanlış tanıtmaya çalışıyorlar. Herkese söyleyin ki Müslümanlığı iftira ediyorlar, yanlış tanıtmaya çalışıyorlar.

"Müslümanlık miskinlik, tembellik dinidir, bir lokma bir hırkadır!" "Müslümanlık miskinlik, tembellik dinidir, bir lokma bir hırkadır!"

Sen hadîs bilmiyorsun ki, sen Müslümanlık hakkında dinden haberin yok ki ne konuşuyorsun?Sen hadîs bilmiyorsun ki, sen Müslümanlık hakkında dinden haberin yok ki ne konuşuyorsun? Onlara, [Müslümanlığı iftira edenlere] söyleyin ki işte dinimiz her şeyi böyle yapıyor. Onlara, [Müslümanlığı iftira edenlere] söyleyin ki işte dinimiz her şeyi böyle yapıyor.

Demek ki insan da sabahleyin işine giderken ne diyecek? Demek ki insan da sabahleyin işine giderken ne diyecek?

"Yâ Rabbi! Bana helal kazanç nasip et. Ki bu helal kazançla dilenmekten,"Yâ Rabbi! Bana helal kazanç nasip et. Ki bu helal kazançla dilenmekten, başkasına muhtaç olmaktan kendimi koruyayım; çoluk çocuğuma helal rızık getireyim, başkasına muhtaç olmaktan kendimi koruyayım; çoluk çocuğuma helal rızık getireyim, onları rahat ettireyim; konu komşuma da faydam olur iyi kazancımla.onları rahat ettireyim; konu komşuma da faydam olur iyi kazancımla. Yâ Rabbi! Sen bana helal kazanç nasip et." desin bu hadîs-i şerîfe göre,Yâ Rabbi! Sen bana helal kazanç nasip et." desin bu hadîs-i şerîfe göre, öyle çıksın, her işi ibadet olur. Yani iyi niyetli olduğu için ticareti de ibadet olur,öyle çıksın, her işi ibadet olur. Yani iyi niyetli olduğu için ticareti de ibadet olur, kıyamet gününde de dolunay gibi mehtap gibi yüzü pırıl pırıl nurlu, öyle gelir huzûr-u Rabbi'l-izzete. kıyamet gününde de dolunay gibi mehtap gibi yüzü pırıl pırıl nurlu, öyle gelir huzûr-u Rabbi'l-izzete.

Ötekisi, öteki nasıl gelir? Haramdan kazanan, çok mal elde edeyim diyeÖtekisi, öteki nasıl gelir?

Haramdan kazanan, çok mal elde edeyim diye
hırsla çalışan ve övünmek için çalışan, o da Allah kendisine gazap etmiş bir halde hırsla çalışan ve övünmek için çalışan, o da Allah kendisine gazap etmiş bir halde huzûr-u Rabbi'l-izzete varır, o gazabında arkasındanhuzûr-u Rabbi'l-izzete varır, o gazabında arkasından başına neler geleceğini insan şöyle düşünüveriyor tabii. başına neler geleceğini insan şöyle düşünüveriyor tabii.

Allah bizi kendisinin azabından, ikabından, gazabından, sahatından uzak eylesin, Allah bizi kendisinin azabından, ikabından, gazabından, sahatından uzak eylesin, sevdiği razı olduğu kul eylesin. Dünyada âhirette mesut bahtiyar eylesin. sevdiği razı olduğu kul eylesin. Dünyada âhirette mesut bahtiyar eylesin. Helal kazançlar, bol kazançlar versin cümlenize, o bol kazançlarınızla hayrât u hasenât yapmayı nasip etsin,Helal kazançlar, bol kazançlar versin cümlenize, o bol kazançlarınızla hayrât u hasenât yapmayı nasip etsin, ölmeden, iş işten geçmeden iş mirasçıya kalmadan hayrât-u hasenâtınızı da yapın da ölmeden, iş işten geçmeden iş mirasçıya kalmadan hayrât-u hasenâtınızı da yapın da arkanızdan defterinize sevaplar yağsın gelsin. Fâtiha-ı şerîfe mea'l-Besmele. arkanızdan defterinize sevaplar yağsın gelsin.

Fâtiha-ı şerîfe mea'l-Besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2