Namaz Vakitleri

20 Cemâziye'l-Evvel 1446
22 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:52
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

Anne-Babaya İyilik ve Sıla-İ Rahim

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

22 Şa'bân 1420 / 30.11.1999

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Anne-Babaya İyilik Ve Sıla-İ Rahim’in Önemi Ve Mükafatı, Ehli Beyti ve Sahabeyi Seven Kimse Kıyamette Peygamberimiz İle Beraber | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Anne-Babaya İyilik ve Sıla-İ Rahim

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

22 Şa'bân 1420 / 30.11.1999

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Anne-Babaya İyilik Ve Sıla-İ Rahim’in Önemi Ve Mükafatı, Ehli Beyti ve Sahabeyi Seven Kimse Kıyamette Peygamberimiz İle Beraber | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

el-Hamdü li'l-lâhi Rabbi'l-âlemîn, hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh,el-Hamdü li'l-lâhi Rabbi'l-âlemîn, hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh, alâ külli hâlin ve fî külli hîn. es-Salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ alâ külli hâlin ve fî külli hîn. es-Salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ila yevmid din.Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ila yevmid din. Emma ba'dü fe kâle-rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem. Emma ba'dü fe kâle-rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.

Men ehabbe en yümedde lehû fî umrihî ve en yüzâde fî rizkihî fe'l-yeteberra vâlideyhi ve'l-yasil rahimehû. Men ehabbe en yümedde lehû fî umrihî ve en yüzâde fî rizkihî fe'l-yeteberra vâlideyhi ve'l-yasil rahimehû.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

İmam Buhârî, İmam Müslim, İmam Ebû Davud, İmam Neseî ve İbn Cerir'in,İmam Buhârî, İmam Müslim, İmam Ebû Davud, İmam Neseî ve İbn Cerir'in, Enes radıyallahu anh'ten rıdvanullahi aleyhim ecmaîn rivayet ettiklerine göre Enes radıyallahu anh'ten rıdvanullahi aleyhim ecmaîn rivayet ettiklerine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki;

Men ehabbe en yümedde lehû fî umrihî ve en yüzâde fî rizkihî fe'l-yeteberra vâlideyhi. "Kim ömründe uzatılma istiyorsa,Men ehabbe en yümedde lehû fî umrihî ve en yüzâde fî rizkihî fe'l-yeteberra vâlideyhi. "Kim ömründe uzatılma istiyorsa, ömrünün Allah tarafından uzatılmasını kim istiyorsa ve rızkının da bollaştırılmasını kim istiyorsa; ömrünün Allah tarafından uzatılmasını kim istiyorsa ve rızkının da bollaştırılmasını kim istiyorsa; ömrüm uzun olsun, rızkım bol olsun diye kim istiyorsa, böyle bir arzu besliyorsa ömrüm uzun olsun, rızkım bol olsun diye kim istiyorsa, böyle bir arzu besliyorsa anne babasına hayırlı evlatlık yapsın, itaatli iyi bir evlat olsun!"anne babasına hayırlı evlatlık yapsın, itaatli iyi bir evlat olsun!" Ve'l-yasil rahimehû. "Ve akrabasına, eşine, dostuna sıla-i rahim eylesin!" Ve'l-yasil rahimehû. "Ve akrabasına, eşine, dostuna sıla-i rahim eylesin!"

Demek ki ana babaya itaat etmek, güzel evlatlık yapmak,Demek ki ana babaya itaat etmek, güzel evlatlık yapmak, akrabayı kollayıp gözetip ziyaret etmek iki şeye sebep oluyor: Bir; ömrün uzamasına sebep oluyor.akrabayı kollayıp gözetip ziyaret etmek iki şeye sebep oluyor: Bir; ömrün uzamasına sebep oluyor. İki; rızkın bollaşmasına sebep oluyor. İki; rızkın bollaşmasına sebep oluyor.

Müslümanlıkta başka dinlerde olmayan güzel, müstesna,Müslümanlıkta başka dinlerde olmayan güzel, müstesna, müslümanlara mahsus güzel törelerden birisi evladın;müslümanlara mahsus güzel törelerden birisi evladın; anne-babaya saygılı, sevgili, hürmetli, hizmetli olmasıdır anne-babaya saygılı, sevgili, hürmetli, hizmetli olmasıdır Biz müslümanlar annenin babanın hakkı ödenmez, diye biliriz.Biz müslümanlar annenin babanın hakkı ödenmez, diye biliriz. Annemiz ve babamıza hayatları boyunca her türlü güzel muameleyi yapıp duasını almaya çalışırız.Annemiz ve babamıza hayatları boyunca her türlü güzel muameleyi yapıp duasını almaya çalışırız. Her türlü hizmeti yaparız. Her türlü hizmeti yaparız. Ama başka insanlara bakıyoruz bu devirde bu yüzyılda yirminci-yirmibirinci yüzyılda başka milletlere,Ama başka insanlara bakıyoruz bu devirde bu yüzyılda yirminci-yirmibirinci yüzyılda başka milletlere, Batı medeniyetlerine bakıyoruz; anne babaya böyle yakınlık, böyle ilgi, böyle hizmet yapılmıyor. Batı medeniyetlerine bakıyoruz; anne babaya böyle yakınlık, böyle ilgi, böyle hizmet yapılmıyor.

Münih'te bir arkadaşım vardı. Karşısında yaşlı bir komşusu vardı.Münih'te bir arkadaşım vardı. Karşısında yaşlı bir komşusu vardı. Aynı apartmanda oturuyorlardı. Karşıda yaşlı bir komşusu vardı. Aynı apartmanda oturuyorlardı. Karşıda yaşlı bir komşusu vardı. O komşu yaşlı kadıncağızı kendi oğlu, kendi kızı aldılar. Düşkünlerevine götürüp teslim ettiler.O komşu yaşlı kadıncağızı kendi oğlu, kendi kızı aldılar. Düşkünlerevine götürüp teslim ettiler. Ona bakmadılar. Eşyalarını da sağa sola dağıttılar. Ev kirasından kurtuldular!Ona bakmadılar. Eşyalarını da sağa sola dağıttılar. Ev kirasından kurtuldular! Anne de düşkünlerevinde, ihtiyarlar yurdunda kaldı. Oraya çıkarıverdiler. Müslümanlıkta böyle yapılmaz. Anne de düşkünlerevinde, ihtiyarlar yurdunda kaldı. Oraya çıkarıverdiler. Müslümanlıkta böyle yapılmaz.

Müslüman; annesine-babasına ömrü boyunca hizmet eder, izzet itibar eder. Sevgi gösterir, saygı gösterir.Müslüman; annesine-babasına ömrü boyunca hizmet eder, izzet itibar eder. Sevgi gösterir, saygı gösterir. Duasını almaya çalışır. Baş tacı eder. Başköşeye oturtur. Her türlü iyiliği yapar.Duasını almaya çalışır. Baş tacı eder. Başköşeye oturtur. Her türlü iyiliği yapar. Evladın anne babaya yaptığı bu iyiliğe birrü'l-vâlideyn denilir. Ana babaya iyilik yapmak! Evladın anne babaya yaptığı bu iyiliğe birrü'l-vâlideyn denilir. Ana babaya iyilik yapmak!

Bir insanın hayırlı bir müslüman olmasının, yüksek dereceli bir müslüman olmasının yollarından birisi,Bir insanın hayırlı bir müslüman olmasının, yüksek dereceli bir müslüman olmasının yollarından birisi, o müslümanın anne babasına iyilik yapmasıdır. o müslümanın anne babasına iyilik yapmasıdır. Cennetlik olmanın şartlarından, yollarından birisi anne ve babanın hayır duasını almaktır.Cennetlik olmanın şartlarından, yollarından birisi anne ve babanın hayır duasını almaktır. Hatta hadîs-i şerîfte okumuştuk: Peygamber Efendimiz; "Bir insan hizmet edecek zamanında,Hatta hadîs-i şerîfte okumuştuk:

Peygamber Efendimiz; "Bir insan hizmet edecek zamanında,
elinde fırsatı varken anne babası sağsa, anne babasına hizmet etmek;elinde fırsatı varken anne babası sağsa, anne babasına hizmet etmek; ya ikisine birden ya da bir tanesi sağsa bir tanesine hizmet etmek imkânını elde etmiş;ya ikisine birden ya da bir tanesi sağsa bir tanesine hizmet etmek imkânını elde etmiş; o fırsatı elde ettiği halde iyi hizmet yapmamış, cenneti kazanamamışsa Allah onu rahmetinden uzaklaştırsın,o fırsatı elde ettiği halde iyi hizmet yapmamış, cenneti kazanamamışsa Allah onu rahmetinden uzaklaştırsın, sürüm sürüm yüzüstü süründürsün!" diyor. sürüm sürüm yüzüstü süründürsün!" diyor.

"Yazıklar olsun ki elinde fırsat varken anne babasına iyilik yapıp da cenneti kazanamadı."Yazıklar olsun ki elinde fırsat varken anne babasına iyilik yapıp da cenneti kazanamadı. Burnu yerde sürtsün. Her türlü şeye müstahaktır!" diyor Peygamber Efendimiz. Burnu yerde sürtsün. Her türlü şeye müstahaktır!" diyor Peygamber Efendimiz.

Demek ki anne ve babalarımıza çok iyi muamele edeceğiz. Dualarını almaya çalışacağız.Demek ki anne ve babalarımıza çok iyi muamele edeceğiz. Dualarını almaya çalışacağız. Böylece Allah'ın rızasını elde edeceğiz, cennete gireceğiz. Ömrümüz uzun olacak. Böylece Allah'ın rızasını elde edeceğiz, cennete gireceğiz. Ömrümüz uzun olacak. Rızkımız da kazancımız, geçimimiz bol olacak. Bolluk bereket olacak. Rızkımız da kazancımız, geçimimiz bol olacak. Bolluk bereket olacak.

Müslüman, sadece anne-babaya iyilikle kalmayacak. Akrabasına da! Müslüman, sadece anne-babaya iyilikle kalmayacak. Akrabasına da!

Tabii akrabası da nereden akraba oluyor? Annesinden babasından oluyor. Üç yerden akrabalık olur.Tabii akrabası da nereden akraba oluyor?

Annesinden babasından oluyor. Üç yerden akrabalık olur.
Anneden; annesinin kardeşi, dayıları, teyzeleri.Anneden; annesinin kardeşi, dayıları, teyzeleri. Babasının kardeşleri; amcaları, halaları, dedeler, onların çocukları… Buralardan olur.Babasının kardeşleri; amcaları, halaları, dedeler, onların çocukları… Buralardan olur. Bir de hanımla evlendikten sonra akrabalar ikiye katlanır. Bir de hanımla evlendikten sonra akrabalar ikiye katlanır. Çünkü hanımın bütün akrabası da ailenin müşterek akrabası olur. Çocukları müşterek akrabası oluyor.Çünkü hanımın bütün akrabası da ailenin müşterek akrabası olur. Çocukları müşterek akrabası oluyor. Böylece üç yerden insanlarla neseb bağlarıyla bağlanmış olur. Böylece üç yerden insanlarla neseb bağlarıyla bağlanmış olur.

Neseb bağlarıyla bağlılık İslâm'da riayet edilmesi gereken güzel bir şeydir. Neseb bağlarıyla bağlılık İslâm'da riayet edilmesi gereken güzel bir şeydir.

İnsan komşusuna yakınında oturuyor diye iyilik yapacak.İnsan komşusuna yakınında oturuyor diye iyilik yapacak. Neseb bağlarıyla bağlı olduğu yakınlarına, akrabasıdır diye iyilik yapacak, akrabasıyla ilgili olacak.Neseb bağlarıyla bağlı olduğu yakınlarına, akrabasıdır diye iyilik yapacak, akrabasıyla ilgili olacak. Bunlara iyilik önceliklidir. Ama ayrıca bütün müslümanlara iyilik yapacak. Demek ki iyilikler halka halkadır.Bunlara iyilik önceliklidir. Ama ayrıca bütün müslümanlara iyilik yapacak. Demek ki iyilikler halka halkadır. En başta anne-babaya iyilik geliyor. Ondan sonra akrabaya iyilik. Ondan sonra komşulara iyilik.En başta anne-babaya iyilik geliyor. Ondan sonra akrabaya iyilik. Ondan sonra komşulara iyilik. Ondan sonra bütün müslümanlara iyilik.Ondan sonra bütün müslümanlara iyilik. İyilik yapa yapa, sevapları kazana kazana Cenâb-ı Hakk'ın rızasını elde edecek. İyilik yapa yapa, sevapları kazana kazana Cenâb-ı Hakk'ın rızasını elde edecek.

Bir evlat sırf anne babaya iyilikten cennete girer. Bir evlat sırf anne babaya iyilikten cennete girer.

Berren bi-vâlideyhi. Anne babasına iyi bir evlat olarak! Berren bi-vâlideyhi. Anne babasına iyi bir evlat olarak!

Akrabaya sıla-i rahim yaptığı zaman da cenneti kazanır. Akrabaya sıla-i rahim yaptığı zaman da cenneti kazanır.

Eski kitaplardan hatırladığım kadarıyla bir peygambere Cebrail aleyhisselam göstermiş ki;Eski kitaplardan hatırladığım kadarıyla bir peygambere Cebrail aleyhisselam göstermiş ki; "Şu adamın yarın canını alacağım. Yarın bunun ömrü bitecek."Şu adamın yarın canını alacağım. Yarın bunun ömrü bitecek. Yarın ben bunun canını, ruhunu kabzedeceğim, alacağım."Yarın ben bunun canını, ruhunu kabzedeceğim, alacağım." Peygamber, bakalım yarın ölecek mi diye o zata dikkat etmiş.Peygamber, bakalım yarın ölecek mi diye o zata dikkat etmiş. O peygamber aleyhisselam galiba Musa aleyhisselam. Ertesi gün bakmış, adam ölmemiş.O peygamber aleyhisselam galiba Musa aleyhisselam. Ertesi gün bakmış, adam ölmemiş. Daha ertesi gün bakmış, adam ölmemiş. Daha ertesi gün bakmış, ölmemiş…Daha ertesi gün bakmış, adam ölmemiş. Daha ertesi gün bakmış, ölmemiş… Melek kendisinin yanına geldiği zaman demiş ki; Melek kendisinin yanına geldiği zaman demiş ki;

"Sen bana bu zatın canını alacağını söylemiştin. Ama o ertesi gün canını almadın! Hâlâ yaşıyor!" Demiş ki; "Sen bana bu zatın canını alacağını söylemiştin. Ama o ertesi gün canını almadın! Hâlâ yaşıyor!" Demiş ki;

"Evet alacaktım. Ama o akrabasına sıla-i rahim yaptı. Ondan Allah ömrünü uzattı." "Evet alacaktım. Ama o akrabasına sıla-i rahim yaptı. Ondan Allah ömrünü uzattı."

Demek ki mükâfatları böyle! Ömrü uzuyor. Rızkı da bol oluyor. Hanesi şenleniyor. Kesesi bereketleniyor. Demek ki mükâfatları böyle! Ömrü uzuyor. Rızkı da bol oluyor. Hanesi şenleniyor. Kesesi bereketleniyor.

O halde derece derece yakınlıkları göz önünde bulundurarakO halde derece derece yakınlıkları göz önünde bulundurarak haklarımızı, vazifelerimizi bilelim ve iyiliklerimizi yapalım. haklarımızı, vazifelerimizi bilelim ve iyiliklerimizi yapalım. Anamıza-babamıza, akrabalarımıza, teyzemize, halamıza, amcamıza, dayımıza, konumuza komşumuza,Anamıza-babamıza, akrabalarımıza, teyzemize, halamıza, amcamıza, dayımıza, konumuza komşumuza, öteki müslümanlara iyilik yapmaya gayret edelim. öteki müslümanlara iyilik yapmaya gayret edelim.

Böyle yapmanın bir başka faydası da hadîs-i şerîflerde bildiriliyor kiBöyle yapmanın bir başka faydası da hadîs-i şerîflerde bildiriliyor ki kötü bir akıbetle âhirete göçmekten de emin olur. Kötü bir akıbetle âhirete göçmekten de kurtulur.kötü bir akıbetle âhirete göçmekten de emin olur. Kötü bir akıbetle âhirete göçmekten de kurtulur. Bu da çok önemli bir şey! Bir de duası makbul olur. Bu da çok güzel bir şey. Bu da çok önemli bir şey! Bir de duası makbul olur. Bu da çok güzel bir şey.

Kötü akıbetle âhirete göçmek nasıl olur? İnsanın sonunun nasıl biteceği belli olmaz.Kötü akıbetle âhirete göçmek nasıl olur?

İnsanın sonunun nasıl biteceği belli olmaz.
Ömrü boyunca hatalar, günahlar işleyen bir insan ömrünün sonunda tevbekâr olur. Namazlı niyazlı olur.Ömrü boyunca hatalar, günahlar işleyen bir insan ömrünün sonunda tevbekâr olur. Namazlı niyazlı olur. Hacca, umreye gider. Derken güzel bir müslüman olarak ölür, cennetlik olur. Hacca, umreye gider. Derken güzel bir müslüman olarak ölür, cennetlik olur. Veyahut Peygamber Efendimiz'in zamanında misaller var: Adam müşrik ve kâfir olarak ömrünü geçirmiş. Veyahut Peygamber Efendimiz'in zamanında misaller var: Adam müşrik ve kâfir olarak ömrünü geçirmiş. Sonra savaşta Peygamber Efendimiz'in yanına geliyor. Sonra savaşta Peygamber Efendimiz'in yanına geliyor. "Yâ Resûlallah! Ben şimdi sana iman etsem bu savaşa girsem ölsem şehit olur muyum?"Yâ Resûlallah! Ben şimdi sana iman etsem bu savaşa girsem ölsem şehit olur muyum? Cennete gider miyim?" diye Peygamber Efendimiz'e soruyor.Cennete gider miyim?" diye Peygamber Efendimiz'e soruyor. Peygamber Efendimiz de buyuruyor ki; "Gidersin. Evet, cennetlik olursun." Peygamber Efendimiz de buyuruyor ki; "Gidersin. Evet, cennetlik olursun."

Bir insan Allah yolunda çarpışınca cennetlik olur. Bir insan Allah yolunda çarpışınca cennetlik olur.

O da; "Şehadet ederim ki sen Allah'ın Resûlüsün!O da; "Şehadet ederim ki sen Allah'ın Resûlüsün! Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûlühû diyor, imana geliyor. Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûlühû diyor, imana geliyor.

Ondan sonra kenara oturuyor. Torbasından hurmaları çıkartıp yiyor. "Biraz yiyeyim de takatsizlik olmasın.Ondan sonra kenara oturuyor. Torbasından hurmaları çıkartıp yiyor. "Biraz yiyeyim de takatsizlik olmasın. Açlıktan dolayı dermansızlık olmasın. Yiyeyim de kuvvetleneyim." diyor. Torbadan biraz böyle yiyor.Açlıktan dolayı dermansızlık olmasın. Yiyeyim de kuvvetleneyim." diyor. Torbadan biraz böyle yiyor. Savaş bir taraftan öbür tarafta devam ediyor. Bu kenarda atıştırıyor. Sonra diyor ki; Savaş bir taraftan öbür tarafta devam ediyor. Bu kenarda atıştırıyor. Sonra diyor ki;

"Yahu ben ölürsem cennete gireceğim. Hâlâ burada hurma tıkıştırıyorum…" diyor."Yahu ben ölürsem cennete gireceğim. Hâlâ burada hurma tıkıştırıyorum…" diyor. Hurma torbasını atıyor kenara. Kılıcını sıyırıyor. Savaşa giriyor. Şehit oluyor.Hurma torbasını atıyor kenara. Kılıcını sıyırıyor. Savaşa giriyor. Şehit oluyor. Daha orada müslüman olduğu için daha adamcağız ne gusül abdesti almış ne bir namaz kılmış Daha orada müslüman olduğu için daha adamcağız ne gusül abdesti almış ne bir namaz kılmış ne bir Ramazan geçirmiş ne hacca gitmiş…ne bir Ramazan geçirmiş ne hacca gitmiş… Ama orada Peygamber Efendimiz'e inandı, müslüman oldu ve Allah yolunda şehit oldu.Ama orada Peygamber Efendimiz'e inandı, müslüman oldu ve Allah yolunda şehit oldu. Bir saatlik Müslümanlığı, birkaç saatlik Müslümanlığı var. Müslüman oldu, öldü. Cennete gidiyor. Olabilir. Bir saatlik Müslümanlığı, birkaç saatlik Müslümanlığı var. Müslüman oldu, öldü. Cennete gidiyor. Olabilir.

İyi bir akıbet işte budur. Ömrünü öyle geçirdi ama sonu güzel oldu. İyi bir akıbet işte budur. Ömrünü öyle geçirdi ama sonu güzel oldu.

Bazen de bir insan müslüman anneden babadan doğar. Uzun ömürle yaşar.Bazen de bir insan müslüman anneden babadan doğar. Uzun ömürle yaşar. Sonra ihtiyarlığında şeytana uyar.Sonra ihtiyarlığında şeytana uyar. İbadetle geçirmişken ömrünü, bir günahlı bir şey yapar, o hâl üzere ölür, cehenneme gider. İbadetle geçirmişken ömrünü, bir günahlı bir şey yapar, o hâl üzere ölür, cehenneme gider.

Eski ümmetlerden bir rahip varmış. Dağın başında, mağarada ibadet edermiş.Eski ümmetlerden bir rahip varmış. Dağın başında, mağarada ibadet edermiş. Hep ömrünü ibadetle geçirirmiş. Bir gün ihtiyaçlarını görmek üzere şehre iniyor. Hep ömrünü ibadetle geçirirmiş. Bir gün ihtiyaçlarını görmek üzere şehre iniyor.

Bu hikâye eski kitaplarda yazar. Şehre inince orada içki içiyor. İçkiyi içince aklı gidiyor. Sarhoş oluyor.Bu hikâye eski kitaplarda yazar.

Şehre inince orada içki içiyor. İçkiyi içince aklı gidiyor. Sarhoş oluyor.
Sarhoş olunca birisiyle kavga ediyor. Bir adam öldürüyor… Derken bir sürü suçları işliyor.Sarhoş olunca birisiyle kavga ediyor. Bir adam öldürüyor… Derken bir sürü suçları işliyor. Orada da öldürülüyor. Rahiplik yaparak geçtiği halde sonunda da kötü bir insan olarak âhirete gidiveriyor.Orada da öldürülüyor. Rahiplik yaparak geçtiği halde sonunda da kötü bir insan olarak âhirete gidiveriyor. Onun için bir insanın akıbetinin hayırlı olması çok önemli. Sıla-i rahim yaptığı zaman akıbeti de hayırlı oluyor. Onun için bir insanın akıbetinin hayırlı olması çok önemli. Sıla-i rahim yaptığı zaman akıbeti de hayırlı oluyor.

Çünkü Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuş: Çünkü Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuş:

Men ehabbe en yümedde lehû fî umrihî ve yübsetu lehû fî rizkihî ve yüdfeu anhu mîtetü's-sûiMen ehabbe en yümedde lehû fî umrihî ve yübsetu lehû fî rizkihî ve yüdfeu anhu mîtetü's-sûi ve yüstecâbü duâühu fe'l-yettekıllâhe ve'l-yasil rahimehû. ve yüstecâbü duâühu fe'l-yettekıllâhe ve'l-yasil rahimehû.

Hz. Ali Efendimiz'den olan rivayette sahih bir hadîs-i şerîfte ifade böyle: Hz. Ali Efendimiz'den olan rivayette sahih bir hadîs-i şerîfte ifade böyle:

"Kim ömrünün uzatılmasını istiyorsa ve rızkının da bollaştırılmasını genişletilmesini istiyorsa"Kim ömrünün uzatılmasını istiyorsa ve rızkının da bollaştırılmasını genişletilmesini istiyorsa ve kötü bir akıbetle âhirete göçmesinin de kendisinden def edilmesini istiyor,ve kötü bir akıbetle âhirete göçmesinin de kendisinden def edilmesini istiyor, kötü bir ölümle ölmesinin başından def olmasını istiyorsa ve duasının da kabul olmasını istiyorsakötü bir ölümle ölmesinin başından def olmasını istiyorsa ve duasının da kabul olmasını istiyorsa sıla-i rahim yapsın, akrabalarını gözetsin!" sıla-i rahim yapsın, akrabalarını gözetsin!"

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz akrabalarına saygı, sevgi, ilgi göstermektePeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz akrabalarına saygı, sevgi, ilgi göstermekte çok şâyân-ı dikkat davranışları olan bir kimsedir. çok şâyân-ı dikkat davranışları olan bir kimsedir. Bütün akrabasını, yakınlarını kollamış, gözetmiş; en son ömrüne kadar!Bütün akrabasını, yakınlarını kollamış, gözetmiş; en son ömrüne kadar! Hatta kendisine küçük bir yerde, bir defacık, bir iyilik yapmış olan insanı bile hiç unutmamıştır.Hatta kendisine küçük bir yerde, bir defacık, bir iyilik yapmış olan insanı bile hiç unutmamıştır. Küçükken süt içsin diye yaylaya, Benî Sa'd yurduna gönderilmiş.Küçükken süt içsin diye yaylaya, Benî Sa'd yurduna gönderilmiş. O sütannesini ömrünün sonuna kadar unutmamış. Hep ona bağışlar, iyilikler, ikramlar, hediyeler göndermiş. O sütannesini ömrünün sonuna kadar unutmamış. Hep ona bağışlar, iyilikler, ikramlar, hediyeler göndermiş.

Hicret ederken bir yerde bir kadın hayvanını sağıvermiş, süt ikram edivermiş.Hicret ederken bir yerde bir kadın hayvanını sağıvermiş, süt ikram edivermiş. İslâm kuvvetlendikten Mekke fethedildikten sonra o kadını buluyor. O kadını iyiliğe devam ediyor. İslâm kuvvetlendikten Mekke fethedildikten sonra o kadını buluyor. O kadını iyiliğe devam ediyor. Efendimiz'in vefası, akrabaya, eşe dosta ve yakınlara iyilik yapması emsalsiz.Efendimiz'in vefası, akrabaya, eşe dosta ve yakınlara iyilik yapması emsalsiz. Eşimiz, dostumuz, arkadaşlarımız, bize iyilik yapanlara biz de böyle olalım. Eşimiz, dostumuz, arkadaşlarımız, bize iyilik yapanlara biz de böyle olalım.

Bize en büyük iyiliği yapmış olan anamızdır, bizi ne zahmetlerle büyütmüştür.Bize en büyük iyiliği yapmış olan anamızdır, bizi ne zahmetlerle büyütmüştür. Babamızdır, bizi nasıl yetiştirmiştir, bizim için ne kadar zahmetler çekip para kazanmıştır. Babamızdır, bizi nasıl yetiştirmiştir, bizim için ne kadar zahmetler çekip para kazanmıştır. Onların hatırına akrabamız olan bazı kimseler, akraba olarak kıymetlidir. Onların hatırına akrabamız olan bazı kimseler, akraba olarak kıymetlidir. Bu iyilikleri yapmaya gayret edelim. Bu iyilikleri yapmaya gayret edelim.

İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfte de buyurmuş ki; İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfte de buyurmuş ki;

Men ehabbe ashâbî ve ezvâcî ve ehle beytî ve lem yat'an fî ehadin minhümMen ehabbe ashâbî ve ezvâcî ve ehle beytî ve lem yat'an fî ehadin minhüm ve harace mine'd-dünyâ alâ mahabbetihim kâne maî fî deracetî yevme'l-kıyâmeti. ve harace mine'd-dünyâ alâ mahabbetihim kâne maî fî deracetî yevme'l-kıyâmeti.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde de buyurmuş ki; Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde de buyurmuş ki;

Men ehabbe ashâbî. "Kim ashabımı severse…" Peygamber Efendimiz'in ashâbı kim? Men ehabbe ashâbî. "Kim ashabımı severse…"

Peygamber Efendimiz'in ashâbı kim?

Hayatında ona iman etmiş olan, ona bağlanmış, onu görmüş olan insanlar.Hayatında ona iman etmiş olan, ona bağlanmış, onu görmüş olan insanlar. Resûlullah'ı görme şerefine, sohbetine katılma şerefine ermiş olan mü'minler. Resûlullah'ı görme şerefine, sohbetine katılma şerefine ermiş olan mü'minler.

Peki, Peygamber Efendimiz'i görmüş ama iman etmemişse? Peki, Peygamber Efendimiz'i görmüş ama iman etmemişse?

O ashabdan olmaz. Çünkü mü'min değil! İman etmişse ashabdandır. O ashabdan olmaz. Çünkü mü'min değil! İman etmişse ashabdandır.

Men ehabbe ashâbî ve ezvâcî ve ehle beytî. "Kim benim ashabımı severse, eşlerimi, zevcelerimi, hanımlarıma daMen ehabbe ashâbî ve ezvâcî ve ehle beytî. "Kim benim ashabımı severse, eşlerimi, zevcelerimi, hanımlarıma da hürmet eder, sever sayarsa ve ailemin efradını, aileme mensup olan kişileri de severse…" hürmet eder, sever sayarsa ve ailemin efradını, aileme mensup olan kişileri de severse…"

Ehl-i beyti kim oluyor? Ehl-i beyti kim oluyor?

Hz. Fatımatü'z-Zehrâ oluyor. Hasan oluyor, Hüseyin oluyor. Torunlar, evlatlar; bunlar ehl-i beytidir. Hz. Fatımatü'z-Zehrâ oluyor. Hasan oluyor, Hüseyin oluyor. Torunlar, evlatlar; bunlar ehl-i beytidir.

Ve lem yat'an fî ehadin minhüm. Onlardan herhangi birisine ta'n etmezse, yamuk söz söylemezse aleyhinde konuşmazsaVe lem yat'an fî ehadin minhüm. Onlardan herhangi birisine ta'n etmezse, yamuk söz söylemezse aleyhinde konuşmazsa Ve harace mine'd-dünyâ alâ mahabbetihim.Ve harace mine'd-dünyâ alâ mahabbetihim. Ve dünyadan onları sevmek hâli üzere ayrılırsa, hiçbirisine buğz etmeden, kızmadan, aleyhinde konuşmadan ayrılırsaVe dünyadan onları sevmek hâli üzere ayrılırsa, hiçbirisine buğz etmeden, kızmadan, aleyhinde konuşmadan ayrılırsa Kâne maî fî deracetî yevme'l-kıyâmeti.Kâne maî fî deracetî yevme'l-kıyâmeti. Kıyamet gününde benimle beraber, benim yanımda, benim derecemde beraber olur. Kıyamet gününde benimle beraber, benim yanımda, benim derecemde beraber olur.

Onun için biz ashâb-ı kirâmın hepsini hürmetle anarız.Onun için biz ashâb-ı kirâmın hepsini hürmetle anarız. Hiç birisine ta'n u teşnide bulunmayız, kötülemeyiz. Hepsine sevgi saygı gösteririz. Hiç birisine ta'n u teşnide bulunmayız, kötülemeyiz. Hepsine sevgi saygı gösteririz. Peygamber Efendimiz'in hanımlarına, çocuklarına, torunlarına, kendisini sevdiğimiz gibiPeygamber Efendimiz'in hanımlarına, çocuklarına, torunlarına, kendisini sevdiğimiz gibi onlara da sevgi ve saygıyı gösteririz.onlara da sevgi ve saygıyı gösteririz. Hz. Ali Efendimiz'e, diğer sahabe-i kirâma olsun, hepsine sevgi saygı gösteririz. Hz. Ali Efendimiz'e, diğer sahabe-i kirâma olsun, hepsine sevgi saygı gösteririz.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi sevgide, saygıda kusur etmeyenlerden,Allahu Teâlâ hazretleri bizi sevgide, saygıda kusur etmeyenlerden, rızasına uygun hareket eyleyenlerden eylesin. Bizi dünya âhiret saadetine nâil eylesin.rızasına uygun hareket eyleyenlerden eylesin. Bizi dünya âhiret saadetine nâil eylesin. Âhirette Peygamber Efendimiz'le beraber eylesin. Cemâliyle müşerref eylesin. Âhirette Peygamber Efendimiz'le beraber eylesin. Cemâliyle müşerref eylesin.

el-Fâtiha! el-Fâtiha!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2