Namaz Vakitleri

27 Cemâziye'l-Âhir 1446
28 Aralık 2024
İmsak
06:49
Güneş
08:21
Öğle
13:11
İkindi
15:29
Akşam
17:50
Yatsı
19:17
Detaylı Arama

Azap Umumî Gelir (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

7 Zilka'de 1412 / 10.05.1992
İskenderpaşa Camii / İstanbul

İçerik

Teheccüd namazına kalkamıyorum, ne yapayım?

Hizmet işlerinde sözü özünü tutmayan birisiyle dargın durabilir miyiz? Veya aramızdaki ilişkilerimizi asgariye indirmemiz caiz olur mu?

Naylon çorap giyiyorlar, tenlerini gösteriyor. Uygun mu?

İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî cümlesinin açıklamasını yapar mısınız?

Babam ve annemle 1988 yılından beri dargınız. Üç defa aracı gönderdim, barışmak istemediler. Dargınlığın günah olduğunu bildiğim için rahatsız oluyorum

Günümüzde "İslâmî kaset" diye piyasaya birçok kaset sürülmüş bulunmakta. Bu kasetlerin içinde her türlü çalgı mevcut. Böyle kasetler dinlenir mi? İslâm'da müziğin ölçüsü nedir?

Çok sevdiğimiz birinin bütün kusur ve günahlarını yüklenip tüm sevap ve hayırlarımızı ona hediye etmek nasıl bir şeydir?

Nefsi uysallaştırmanın yolu nedir?

Evimize nafakayı gücümüze göre götürüyoruz. Ama hatun kızdı mı "Senden hiçbir şey görmedim." diyerek nankörlük yapıyor. Buna da sabretmek zor oluyor.

Yaptığı iş helal olan ama işlemlerine faiz bulaşan bir şirkete ortak olmak caiz midir? Bir şirket, mesela demir çelik şirketi. Bunun hisse senetlerini alıyorsunuz. Fakat bu şirket faiz alıyor, kredi alıyor vesaire. Buna ortak olmanın hükmü nedir?

Hatm-i hâcegândan sonra 10 defa yavaş yavaş lâ ilâhe illallah demek hatm-i hâcegânın bir parçası mıdır?

Çocuğum dünyaya gelecek. İsim istiyorum.

Üniversiteyi bitirdim. Ailem beni evlendirmek istiyor. Fakat ben ilim öğrenmek istiyorum. İlim mi öğreneyim? Ailemizin durumu güzel. Yoksa evleneyim mi?

Camilerde "tesbihlik" diye haç şeklinde sehpalar, teneke şeyler kullanılıyor. Alt tabanları yuvarlak. Üstü yuvarlak olamaz mı? Tabi sahibinin niyeti iyiyse.

Babam bir faiz müessesinde çalışıyor. Bunun yanında bir miktar arazimiz de mevcut. Haram yiyenlerin 40 gün ibadetinin kabul olmayacağını duydum. Ben babamın getirdiği parayla fakültede okuyorum. Ne dersiniz?

Başı tıraş etmek sünnet mi, değil mi? Bir sahih hadiste bunun üzerine bir açıklama var mı?

Kitaplarda okuyoruz; az yemek tavsiye edilmekte. Fakat buna riayet ettiğimde ailemin, çevremin tepkisini çekiyorum. "Çok zayıf" olduğumu söylüyorlar. Acaba ne yapmalıyım?

Bir insan haram para kazanıyorsa bundan hediye kabul edilir mi? Edilmek zorunda bırakılmışsa karşılık hediye vererek caiz hale getirilebilir mi?

Kalbimize kötü düşüncelerin gelmemesi için ne yapmamız lazım?

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Teheccüd namazına kalkamıyorum, ne yapayım?, Hizmet işlerinde sözü özünü tutmayan birisiyle dargın durabilir | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Azap Umumî Gelir (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

7 Zilka'de 1412 / 10.05.1992
İskenderpaşa Camii / İstanbul

İçerik

Teheccüd namazına kalkamıyorum, ne yapayım?

Hizmet işlerinde sözü özünü tutmayan birisiyle dargın durabilir miyiz? Veya aramızdaki ilişkilerimizi asgariye indirmemiz caiz olur mu?

Naylon çorap giyiyorlar, tenlerini gösteriyor. Uygun mu?

İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî cümlesinin açıklamasını yapar mısınız?

Babam ve annemle 1988 yılından beri dargınız. Üç defa aracı gönderdim, barışmak istemediler. Dargınlığın günah olduğunu bildiğim için rahatsız oluyorum

Günümüzde "İslâmî kaset" diye piyasaya birçok kaset sürülmüş bulunmakta. Bu kasetlerin içinde her türlü çalgı mevcut. Böyle kasetler dinlenir mi? İslâm'da müziğin ölçüsü nedir?

Çok sevdiğimiz birinin bütün kusur ve günahlarını yüklenip tüm sevap ve hayırlarımızı ona hediye etmek nasıl bir şeydir?

Nefsi uysallaştırmanın yolu nedir?

Evimize nafakayı gücümüze göre götürüyoruz. Ama hatun kızdı mı "Senden hiçbir şey görmedim." diyerek nankörlük yapıyor. Buna da sabretmek zor oluyor.

Yaptığı iş helal olan ama işlemlerine faiz bulaşan bir şirkete ortak olmak caiz midir? Bir şirket, mesela demir çelik şirketi. Bunun hisse senetlerini alıyorsunuz. Fakat bu şirket faiz alıyor, kredi alıyor vesaire. Buna ortak olmanın hükmü nedir?

Hatm-i hâcegândan sonra 10 defa yavaş yavaş lâ ilâhe illallah demek hatm-i hâcegânın bir parçası mıdır?

Çocuğum dünyaya gelecek. İsim istiyorum.

Üniversiteyi bitirdim. Ailem beni evlendirmek istiyor. Fakat ben ilim öğrenmek istiyorum. İlim mi öğreneyim? Ailemizin durumu güzel. Yoksa evleneyim mi?

Camilerde "tesbihlik" diye haç şeklinde sehpalar, teneke şeyler kullanılıyor. Alt tabanları yuvarlak. Üstü yuvarlak olamaz mı? Tabi sahibinin niyeti iyiyse.

Babam bir faiz müessesinde çalışıyor. Bunun yanında bir miktar arazimiz de mevcut. Haram yiyenlerin 40 gün ibadetinin kabul olmayacağını duydum. Ben babamın getirdiği parayla fakültede okuyorum. Ne dersiniz?

Başı tıraş etmek sünnet mi, değil mi? Bir sahih hadiste bunun üzerine bir açıklama var mı?

Kitaplarda okuyoruz; az yemek tavsiye edilmekte. Fakat buna riayet ettiğimde ailemin, çevremin tepkisini çekiyorum. "Çok zayıf" olduğumu söylüyorlar. Acaba ne yapmalıyım?

Bir insan haram para kazanıyorsa bundan hediye kabul edilir mi? Edilmek zorunda bırakılmışsa karşılık hediye vererek caiz hale getirilebilir mi?

Kalbimize kötü düşüncelerin gelmemesi için ne yapmamız lazım?

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Teheccüd namazına kalkamıyorum, ne yapayım?, Hizmet işlerinde sözü özünü tutmayan birisiyle dargın durabilir | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Soru: Teheccüd namazına kalkamıyorum, ne yapayım? Soru: Teheccüd namazına kalkamıyorum, ne yapayım?

Cevap: Teheccüd namazına kalkmak için akşam abdestli yatmak lazımdır. Abdest alacak.Cevap: Teheccüd namazına kalkmak için akşam abdestli yatmak lazımdır. Abdest alacak. Ondan sonra iki rekât, dört rekât namaz kılacak. Abdestli yatacak.Ondan sonra iki rekât, dört rekât namaz kılacak. Abdestli yatacak. Akşam yemeğini de az yemek lazımdır.Akşam yemeğini de az yemek lazımdır. Evliyâullahtan İbrahim b. Edhem hazretlerinden nasihat istiyorlar. Diyor ki; Evliyâullahtan İbrahim b. Edhem hazretlerinden nasihat istiyorlar. Diyor ki;

"Karnın tokken gece ibadetini yapmayı hiç umma. Mümkün olmaz." "Karnın tokken gece ibadetini yapmayı hiç umma. Mümkün olmaz."

Akşam hafif yiyecek ki gece uykusu hafif olsun. Teheccüde kalkabilsin.Akşam hafif yiyecek ki gece uykusu hafif olsun. Teheccüde kalkabilsin. Onun için akşam yemeklerini sebze olarak, hafif olarak, erken olarak yersiniz;Onun için akşam yemeklerini sebze olarak, hafif olarak, erken olarak yersiniz; bir de abdestli yatmaya, namaz kılıp yatmaya dikkat edersiniz. bir de abdestli yatmaya, namaz kılıp yatmaya dikkat edersiniz.

Bir de; Allâhümme eykiznî fi ehabbi's-sâati ileykeBir de; Allâhümme eykiznî fi ehabbi's-sâati ileyke ve'stağminhu bi'l-ehabbi'l-a'mâli ledeyk diye tavsiye edilen duası vardır. Bunu da okuyun. ve'stağminhu bi'l-ehabbi'l-a'mâli ledeyk diye tavsiye edilen duası vardır.

Bunu da okuyun.

"Beni en mübarek zamanda uyandır yâ Rabbi!"Beni en mübarek zamanda uyandır yâ Rabbi! En sevdiğin ibadeti işlemeye muvaffak eyle yâ Rabbi!" demek. En sevdiğin ibadeti işlemeye muvaffak eyle yâ Rabbi!" demek.

Soru: Hizmet işlerinde sözü özünü tutmayan birisiyle dargın durabilir miyiz?Soru: Hizmet işlerinde sözü özünü tutmayan birisiyle dargın durabilir miyiz? Veya aramızdaki ilişkilerimizi asgariye indirmemiz caiz olur mu? Veya aramızdaki ilişkilerimizi asgariye indirmemiz caiz olur mu?

Cevap: Dargın durdu mu kepenkler kapanıyor, hiç konuşma olmuyor; o doğru değil.Cevap: Dargın durdu mu kepenkler kapanıyor, hiç konuşma olmuyor; o doğru değil. Ama "Bak, sen böyle yapıyorsun." diye hakkı söylemek lazım. Ama "Bak, sen böyle yapıyorsun." diye hakkı söylemek lazım. Tabi bir de iyilerle arkadaş olmak lazım. Denenmiş. Kötü olduğu zaman onların da derecesi kaçıyor. Tabi bir de iyilerle arkadaş olmak lazım. Denenmiş. Kötü olduğu zaman onların da derecesi kaçıyor.

Soru: Naylon çorap giyiyorlar, tenlerini gösteriyor. Uygun mu? Soru: Naylon çorap giyiyorlar, tenlerini gösteriyor. Uygun mu?

Cevap: Muhterem kardeşlerim! Altı gösteren kıyafet, örtünme sayılmaz.Cevap: Muhterem kardeşlerim! Altı gösteren kıyafet, örtünme sayılmaz. İsterse on santim kalınlığında olsun, altı göründü mü örtünme sayılmaz. İsterse on santim kalınlığında olsun, altı göründü mü örtünme sayılmaz.

Altı görünmeyecek, bir. İkincisi, şeklini belli eden kıyafet de örtünme sayılmaz. Altı görünmeyecek, bir.

İkincisi, şeklini belli eden kıyafet de örtünme sayılmaz.

Diyelim ki kot pantolon giyiyorlar farz edelim "misal olsun" diye söylüyoruz. Kot altını göstermiyor.Diyelim ki kot pantolon giyiyorlar farz edelim "misal olsun" diye söylüyoruz. Kot altını göstermiyor. Mavi renkli veya siyah renkli. Altını göstermiyor ama her tarafı patates gibi belli oluyor.Mavi renkli veya siyah renkli. Altını göstermiyor ama her tarafı patates gibi belli oluyor. O zaman da olmaz. Bol olacak, şekil belli olmayacak. Altını da göstermeyecek şekilde olacak.O zaman da olmaz. Bol olacak, şekil belli olmayacak. Altını da göstermeyecek şekilde olacak. Çorap, elbise, bluz, başörtü vs. Tesettüre çok dikkat edelim, ettirelim.Çorap, elbise, bluz, başörtü vs. Tesettüre çok dikkat edelim, ettirelim. Tabi burada umumiyetle erkekler dinliyor. Aşağıda kadınlar dinliyor.Tabi burada umumiyetle erkekler dinliyor. Aşağıda kadınlar dinliyor. Bizimkiler örtülüdür elhamdülillah da başkalarına da söyleyelim. Bizimkiler örtülüdür elhamdülillah da başkalarına da söyleyelim.

Soru: İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî cümlesinin açıklamasını yapar mısınız?Soru: İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî cümlesinin açıklamasını yapar mısınız? Cevap: İlâhî ente maksûdî; "Yâ Rabbi! Benim hedefim, muradım, maksudum sensin." demek.Cevap: İlâhî ente maksûdî; "Yâ Rabbi! Benim hedefim, muradım, maksudum sensin." demek. Ve rıdâke matlûbî; "Yâ Rabbi! Benim bütün talep ettiğim, istediğim şey senin rızana ermek." Ve rıdâke matlûbî; "Yâ Rabbi! Benim bütün talep ettiğim, istediğim şey senin rızana ermek."

"Ben senden razı olayım, sen benden razı ol, istiyorum." demek. "Ben senden razı olayım, sen benden razı ol, istiyorum." demek.

Birincisi mârifetullaha işaret ediyor. Birincisi mârifetullaha işaret ediyor.

"Ben mârifetullaha sahip olmak istiyorum. Allah'ın ârif kulu olmak istiyorum." demek. "Ben mârifetullaha sahip olmak istiyorum. Allah'ın ârif kulu olmak istiyorum." demek.

İkincisi de; "Allah'ın rızasına ermek istiyorum. Rızâ-ı ilâhîye ermek istiyorum." demek. İkincisi de; "Allah'ın rızasına ermek istiyorum. Rızâ-ı ilâhîye ermek istiyorum." demek.

Soru: Babam ve annemle 1988 yılından beri dargınız. Üç defa aracı gönderdim, barışmak istemediler.Soru: Babam ve annemle 1988 yılından beri dargınız. Üç defa aracı gönderdim, barışmak istemediler. Dargınlığın günah olduğunu bildiğim için rahatsız oluyorum. Dargınlığın günah olduğunu bildiğim için rahatsız oluyorum.

Cevap: Peygamber Efendimiz; "dargınlık günah" buyuruyor.Cevap: Peygamber Efendimiz; "dargınlık günah" buyuruyor. Ama birisi barışmak istiyor da öbür taraf barışmıyorsa günah barışmayana döner.Ama birisi barışmak istiyor da öbür taraf barışmıyorsa günah barışmayana döner. Barışmak isteyen kurtulur. Elini uzatan kurtulur, el vermeyen cezayı çeker.Barışmak isteyen kurtulur. Elini uzatan kurtulur, el vermeyen cezayı çeker. Vebal onun üzerine kalır. Onun için yine bu iyi niyetine sahip olsun.Vebal onun üzerine kalır. Onun için yine bu iyi niyetine sahip olsun. Arada hediye göndersin, mektup göndersin, tebrik göndersin.Arada hediye göndersin, mektup göndersin, tebrik göndersin. "Bayramdır, seyrandır." diye vesile edip barışmaya çalışsın. Halkımızın çoğu cahildir, bilmiyor. "Bayramdır, seyrandır." diye vesile edip barışmaya çalışsın. Halkımızın çoğu cahildir, bilmiyor.

Kardeşlerimizden birisi hacca gidecekmiş. Abisine gitmiş, helallik istemiş; vermemiş.Kardeşlerimizden birisi hacca gidecekmiş. Abisine gitmiş, helallik istemiş; vermemiş. Bu adam öldürmedi ki senin kardeşin.Bu adam öldürmedi ki senin kardeşin. Nihayet ufak tefek bir şey varsa da işte helallik istiyor, hacca gidecek; vermemiş.Nihayet ufak tefek bir şey varsa da işte helallik istiyor, hacca gidecek; vermemiş. "Beni affetmedi, helallik vermedi." diyor."Beni affetmedi, helallik vermedi." diyor. "O affetmezse Allah affeder." dedim ben de kızdım. Öyle geldi içimden. Niye affetmiyor? "O affetmezse Allah affeder." dedim ben de kızdım. Öyle geldi içimden.

Niye affetmiyor?

Varsa bir şey söylesin. "Sen mirastan bir tarla fazla aldın. Onu verirsen barışırım." desin. Yok. Varsa bir şey söylesin. "Sen mirastan bir tarla fazla aldın. Onu verirsen barışırım." desin.

Yok.

Öyle bir şey yoksa neden helal etmiyorsun? "Etmiyorum işte!" Öyle bir şey yoksa neden helal etmiyorsun?

"Etmiyorum işte!"

Etmiyorsan sen bilirsin. Allah affeder o zaman. Allah zalimi sevmez, haksızı sevmez. Etmiyorsan sen bilirsin. Allah affeder o zaman. Allah zalimi sevmez, haksızı sevmez.

Soru: Günümüzde "İslâmî kaset" diye piyasaya birçok kaset sürülmüş bulunmakta.Soru: Günümüzde "İslâmî kaset" diye piyasaya birçok kaset sürülmüş bulunmakta. Bu kasetlerin içinde her türlü çalgı mevcut.Bu kasetlerin içinde her türlü çalgı mevcut. Böyle kasetler dinlenir mi? İslâm'da müziğin ölçüsü nedir? Böyle kasetler dinlenir mi? İslâm'da müziğin ölçüsü nedir?

Cevap: Bu hususta ulemânın çeşitli kavilleri vardır.Cevap: Bu hususta ulemânın çeşitli kavilleri vardır. İmam Gazzâlî'nin İhyâ'sında bu bahse, Semâ bahsine bakın. İmam Gazzâlî'nin İhyâ'sında bu bahse, Semâ bahsine bakın.

Soru: Çok sevdiğimiz birinin bütün kusur ve günahlarını yüklenipSoru: Çok sevdiğimiz birinin bütün kusur ve günahlarını yüklenip tüm sevap ve hayırlarımızı ona hediye etmek nasıl bir şeydir? tüm sevap ve hayırlarımızı ona hediye etmek nasıl bir şeydir?

Cevap: Allahu Teala hazretleri ekremü'l-ekremîn'dir.Cevap: Allahu Teala hazretleri ekremü'l-ekremîn'dir. Allah'tan onun da kendinizin de hayırlara ermenizi isterseniz daha uygun olur. Allah'tan onun da kendinizin de hayırlara ermenizi isterseniz daha uygun olur.

Soru: Nefsi uysallaştırmanın yolu nedir? Soru: Nefsi uysallaştırmanın yolu nedir?

Cevap: Az yemektir, az konuşmaktır, az uyumaktır, çok zikretmektir. Cevap: Az yemektir, az konuşmaktır, az uyumaktır, çok zikretmektir.

Soru: Evimize nafakayı gücümüze göre götürüyoruz.Soru: Evimize nafakayı gücümüze göre götürüyoruz. Ama hatun kızdı mı "Senden hiçbir şey görmedim." diyerek nankörlük yapıyor.Ama hatun kızdı mı "Senden hiçbir şey görmedim." diyerek nankörlük yapıyor. Buna da sabretmek zor oluyor. Buna da sabretmek zor oluyor.

Cevap: Doğru. Peygamber Efendimiz kadınlara dobra dobra böyle söylemiş; Cevap: Doğru. Peygamber Efendimiz kadınlara dobra dobra böyle söylemiş;

"Ey kadınlar! Siz biraz kızdınız mı hemen küfrân-ı nimette bulunursunuz." demiş. "Ey kadınlar! Siz biraz kızdınız mı hemen küfrân-ı nimette bulunursunuz." demiş.

Bizim hanımlarımız, Efendimiz'in belirttiği o hatayı yapmasınlar.Bizim hanımlarımız, Efendimiz'in belirttiği o hatayı yapmasınlar. "Elhamdülillah." desinler. "Allah razı olsun." desinler. Böyle ters. "Elhamdülillah." desinler. "Allah razı olsun." desinler.

Böyle ters.

"Senden hiç güzel gün görmedim."Senden hiç güzel gün görmedim. Anamın babamın evinden buraya geldiğimden beri hep bahtım kara." vesaire. Halbuki doğru değil. Anamın babamın evinden buraya geldiğimden beri hep bahtım kara." vesaire.

Halbuki doğru değil.

Soru: Yaptığı iş helal olan ama işlemlerine faiz bulaşan bir şirkete ortak olmak caiz midir?Soru: Yaptığı iş helal olan ama işlemlerine faiz bulaşan bir şirkete ortak olmak caiz midir? Bir şirket, mesela demir çelik şirketi. Bunun hisse senetlerini alıyorsunuz.Bir şirket, mesela demir çelik şirketi. Bunun hisse senetlerini alıyorsunuz. Fakat bu şirket faiz alıyor, kredi alıyor vesaire. Buna ortak olmanın hükmü nedir? Fakat bu şirket faiz alıyor, kredi alıyor vesaire. Buna ortak olmanın hükmü nedir?

Cevap: Ortak olmak, aynen o mesuliyete katılmak demek oluyor.Cevap: Ortak olmak, aynen o mesuliyete katılmak demek oluyor. O bakımdan daha büyük günah yöneticilere de olsa faizin bir takım zararı ortak olana bulaşmış oluyor. O bakımdan daha büyük günah yöneticilere de olsa faizin bir takım zararı ortak olana bulaşmış oluyor.

Yalnız ben bir hususu size söyleyeyim. Yalnız ben bir hususu size söyleyeyim.

Birisi "Düşük faizli devlet yatırım bankasındanBirisi "Düşük faizli devlet yatırım bankasından (DESİYAB) enflasyonun altında da kredi alabilir miyiz?" diye sordu. (DESİYAB) enflasyonun altında da kredi alabilir miyiz?" diye sordu.

"Ben fetva vermiyorum. Yalnız seni bir takvâ ehli müftüye götüreceğim. Konuyu soracağız."Ben fetva vermiyorum. Yalnız seni bir takvâ ehli müftüye götüreceğim. Konuyu soracağız. Onun cevabına göre hareket et." dedim. Onun cevabına göre hareket et." dedim.

O müftü, bir Kur'an kursunda ders yapıyormuş. Oraya gittik. Derse girmişken dışarı çıkardık. Anlattık. O müftü, bir Kur'an kursunda ders yapıyormuş. Oraya gittik. Derse girmişken dışarı çıkardık. Anlattık.

"Faiz miktarı, enflasyon oranından aşağıda. Buradan, bankadan kredi alabilir mi?"Faiz miktarı, enflasyon oranından aşağıda. Buradan, bankadan kredi alabilir mi? Şirketimiz, işçi şirketidir. Kredi almaya hakkı var. Alabilir mi?" diye sordu. Şirketimiz, işçi şirketidir. Kredi almaya hakkı var. Alabilir mi?" diye sordu.

"O faizin enflasyonla alakasına bakılmaz. Fazla verilen miktar, faizdir."O faizin enflasyonla alakasına bakılmaz. Fazla verilen miktar, faizdir. Cinsi aynı olduğu zaman enflasyon tesiri bahis konusu değildir." Cinsi aynı olduğu zaman enflasyon tesiri bahis konusu değildir."

İsmini de söyleyebilirim.İsmini de söyleyebilirim. Takvâ ehli, ehl-i tarik, bizim dergâhımıza bağlı değil ama Mısır'da okumuş, müftülük yapmış bir kimse. Takvâ ehli, ehl-i tarik, bizim dergâhımıza bağlı değil ama Mısır'da okumuş, müftülük yapmış bir kimse.

"Böyle sebeplerle çekile çekile çekile müslümanların ortada hiçbir müessesi kalmıyor"Böyle sebeplerle çekile çekile çekile müslümanların ortada hiçbir müessesi kalmıyor ve müslümanlar genel bir kötü duruma gidiyorlar. Ben bu yönden alınmasına fetva veriyorum. ve müslümanlar genel bir kötü duruma gidiyorlar. Ben bu yönden alınmasına fetva veriyorum. Bir beldede müslümanların genel durumunun kötüye gitmesi sebebiyle veriyorum." dedi. Bir beldede müslümanların genel durumunun kötüye gitmesi sebebiyle veriyorum." dedi.

Bunu hatırlatırım. Başka bir şey demiyorum. Bunu hatırlatırım. Başka bir şey demiyorum.

Soru: Hatm-i hâcegândan sonra 10 defa yavaş yavaşSoru: Hatm-i hâcegândan sonra 10 defa yavaş yavaş lâ ilâhe illallah demek hatm-i hâcegânın bir parçası mıdır? Cevap: Hayır. lâ ilâhe illallah demek hatm-i hâcegânın bir parçası mıdır?

Cevap: Hayır.
Hatm-i hâcegân; 7 Fâtiha, 100 salavât-ı şerîfe; başta ve sonda.Hatm-i hâcegân; 7 Fâtiha, 100 salavât-ı şerîfe; başta ve sonda. Ortada da 79 Elem neşrah leke, İnşirah sûresi, 1001 İhlâs-ı şerîften oluşur. Ortada da 79 Elem neşrah leke, İnşirah sûresi, 1001 İhlâs-ı şerîften oluşur.

Bu, hatm-i hâcegân-ı kebîrdir.Bu, hatm-i hâcegân-ı kebîrdir. 10 kez lâ ilâhe illallah'ı uzatarak söylemek, bir hadîs-i şerîfteki müjdeye ermek için onun arkasından söylenen bir şeydir. 10 kez lâ ilâhe illallah'ı uzatarak söylemek, bir hadîs-i şerîfteki müjdeye ermek için onun arkasından söylenen bir şeydir.

"Bir insan medlerini uzata uzata 10 defa laaa ilâhe illallah derse"Bir insan medlerini uzata uzata 10 defa laaa ilâhe illallah derse 4 bin adet büyük günahı silinir." diye müjde var. 4 bin adet büyük günahı silinir." diye müjde var.

Soru: Çocuğum dünyaya gelecek. İsim istiyorum. Soru: Çocuğum dünyaya gelecek. İsim istiyorum.

Cevap: Kız veya erkek oluşuna göre Rahim veya Rahime olsun. Cevap: Kız veya erkek oluşuna göre Rahim veya Rahime olsun.

Soru: Üniversiteyi bitirdim. Ailem beni evlendirmek istiyor.Soru: Üniversiteyi bitirdim. Ailem beni evlendirmek istiyor. Fakat ben ilim öğrenmek istiyorum. İlim mi öğreneyim? Ailemizin durumu güzel. Yoksa evleneyim mi? Fakat ben ilim öğrenmek istiyorum. İlim mi öğreneyim? Ailemizin durumu güzel. Yoksa evleneyim mi?

Cevap: Kendisinin ilim öğrenmesine mâni olmayacak bir hanımla evlensin.Cevap: Kendisinin ilim öğrenmesine mâni olmayacak bir hanımla evlensin. -Herkesin hoşuna gitti bu iş.- -Herkesin hoşuna gitti bu iş.- O da öğrensin. Beraberce öğrensinler.O da öğrensin. Beraberce öğrensinler. Beraber hafız olsunlar, beraber Arapça öğrensinler. Beraber hafız olsunlar, beraber Arapça öğrensinler.

Soru: Camilerde "tesbihlik" diye haç şeklinde sehpalar, teneke şeyler kullanılıyor. Alt tabanları yuvarlak.Soru: Camilerde "tesbihlik" diye haç şeklinde sehpalar, teneke şeyler kullanılıyor. Alt tabanları yuvarlak. Üstü yuvarlak olamaz mı? Tabi sahibinin niyeti iyiyse. Üstü yuvarlak olamaz mı? Tabi sahibinin niyeti iyiyse.

Cevap: Bazı şeyler çok önemli değildir. O niyetle yapılmamış şeyler çok önemli değildir.Cevap: Bazı şeyler çok önemli değildir. O niyetle yapılmamış şeyler çok önemli değildir. Mesela bazıları şuradaki nakışa takılmışlardı. Bu doğrudan doğruya haç olarak yapılmış değil. Mesela bazıları şuradaki nakışa takılmışlardı. Bu doğrudan doğruya haç olarak yapılmış değil. Desen olarak yapılmış ama biraz ona benziyor gibi.Desen olarak yapılmış ama biraz ona benziyor gibi. Halıda veya başka şeylerde özellikle haç olarak yapılmadığı için buna benzer şeyler çok mühim değildir.Halıda veya başka şeylerde özellikle haç olarak yapılmadığı için buna benzer şeyler çok mühim değildir. Tesbihlik olarak yapılmış. Tabi sanatkârlardan temennimiz;Tesbihlik olarak yapılmış. Tabi sanatkârlardan temennimiz; yaptıkları eserlerin şekline, motifine, desenine dikkat etsinler.yaptıkları eserlerin şekline, motifine, desenine dikkat etsinler. Onu temenni ediyoruz ama o niyetle yapılmadığı için bunlar çok mühim şeyler değildir. Onu temenni ediyoruz ama o niyetle yapılmadığı için bunlar çok mühim şeyler değildir.

Soru: Babam bir faiz müessesinde çalışıyor. Bunun yanında bir miktar arazimiz de mevcut.Soru: Babam bir faiz müessesinde çalışıyor. Bunun yanında bir miktar arazimiz de mevcut. Haram yiyenlerin 40 gün ibadetinin kabul olmayacağını duydum.Haram yiyenlerin 40 gün ibadetinin kabul olmayacağını duydum. Ben babamın getirdiği parayla fakültede okuyorum. Ne dersiniz? Ben babamın getirdiği parayla fakültede okuyorum. Ne dersiniz?

Cevap: O müessesede çalışan insan ne işi yapıyor? O da biraz önemlidir.Cevap: O müessesede çalışan insan ne işi yapıyor? O da biraz önemlidir. Mesela aşçıysa yemek yapıyordur, normal bir şeydir. Peygamber Efendimiz; Mesela aşçıysa yemek yapıyordur, normal bir şeydir. Peygamber Efendimiz;

"Faizi alan, veren, o işi yazan kâtipler ve şahitleri, hepsi de günaha girer." diye bildirmiş."Faizi alan, veren, o işi yazan kâtipler ve şahitleri, hepsi de günaha girer." diye bildirmiş. Bunun dışında normal bir işlem yapıyorsa mesela şofördür. Ne yapsın? Bunun dışında normal bir işlem yapıyorsa mesela şofördür.

Ne yapsın?

Veya aşçıdır. Veya başka bu işle ilgili bir iş yapıyorsa normaldir. Veya aşçıdır.

Veya başka bu işle ilgili bir iş yapıyorsa normaldir.

Bir babanın kazancı haramlı helâlli karışıksaBir babanın kazancı haramlı helâlli karışıksa vebali kendisine olur, çocuğu kurtulur.Tamamen haramsa yenmez. vebali kendisine olur, çocuğu kurtulur.Tamamen haramsa yenmez.

Allah tamamen helâl kazanmak ve yemek nasip etsin. Kendilerine helâl kazançlar nasip etsin.Allah tamamen helâl kazanmak ve yemek nasip etsin. Kendilerine helâl kazançlar nasip etsin. Soru: Başı tıraş etmek sünnet mi, değil mi? Bir sahih hadiste bunun üzerine bir açıklama var mı? Soru: Başı tıraş etmek sünnet mi, değil mi? Bir sahih hadiste bunun üzerine bir açıklama var mı?

Cevap: Mâlum hac veya umre yapan insanlar, haccını umresini tamamladığı zamanCevap: Mâlum hac veya umre yapan insanlar, haccını umresini tamamladığı zaman ya saçlarını kısaltırlar ya da tıraş ederler.ya saçlarını kısaltırlar ya da tıraş ederler. O âyet-i kerîme onunla ilgilidir; umre yapılıp ondan sonra tıraş olacağıyla ilgilidir.O âyet-i kerîme onunla ilgilidir; umre yapılıp ondan sonra tıraş olacağıyla ilgilidir. Bir insanın saçını kesmesi veya uzatması serbesttir.Bir insanın saçını kesmesi veya uzatması serbesttir. Peygamber Efendimiz'den ikisi de rivayet edilmiş.Peygamber Efendimiz'den ikisi de rivayet edilmiş. "Bazı kereler kulağının ucu hizasına kadar uzattığı" rivayeti var."Bazı kereler kulağının ucu hizasına kadar uzattığı" rivayeti var. Bazılarında da "tıraş ettiği" rivayeti var. Olabilir. Bazılarında da "tıraş ettiği" rivayeti var. Olabilir.

Soru: Kitaplarda okuyoruz; az yemek tavsiye edilmekte.Soru: Kitaplarda okuyoruz; az yemek tavsiye edilmekte. Fakat buna riayet ettiğimde ailemin, çevremin tepkisini çekiyorum.Fakat buna riayet ettiğimde ailemin, çevremin tepkisini çekiyorum. "Çok zayıf" olduğumu söylüyorlar. Acaba ne yapmalıyım? "Çok zayıf" olduğumu söylüyorlar. Acaba ne yapmalıyım?

Cevap: Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem;Cevap: Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem; "Kuvvetli Müslüman, zayıf müslümandan daha hayırlıdır."Kuvvetli Müslüman, zayıf müslümandan daha hayırlıdır. Hepsi hayırlıdır ama o daha hayırlıdır." buyuruyor. Hepsi hayırlıdır ama o daha hayırlıdır." buyuruyor.

O halde vücudun zaafa düşmemesi önemli.O halde vücudun zaafa düşmemesi önemli. Gerçekten zayıfsan verem olacağına, ağzın kokacağına Allah rızası için yemek ye. Gerçekten zayıfsan verem olacağına, ağzın kokacağına Allah rızası için yemek ye. "Kuvvetli olayım da iyi müslüman olayım." diye ye. Yemeğin azaltılması şu sebeptendir."Kuvvetli olayım da iyi müslüman olayım." diye ye. Yemeğin azaltılması şu sebeptendir. Çok yediği zaman insanın nefsi kuvvetlenir, insanı haramlara, günahlara sevk eder.Çok yediği zaman insanın nefsi kuvvetlenir, insanı haramlara, günahlara sevk eder. Oruçlu olduğu zaman az yediğinde, o zaman bu kuvvet olmaz, nefsi kuvvetlenmez.Oruçlu olduğu zaman az yediğinde, o zaman bu kuvvet olmaz, nefsi kuvvetlenmez. Bunun ölçüsü, vücudun zayıf düşmemesidir. Bunun ölçüsü, vücudun zayıf düşmemesidir.

Soru: Bir insan haram para kazanıyorsa bundan hediye kabul edilir mi?Soru: Bir insan haram para kazanıyorsa bundan hediye kabul edilir mi? Edilmek zorunda bırakılmışsa karşılık hediye vererek caiz hale getirilebilir mi? Edilmek zorunda bırakılmışsa karşılık hediye vererek caiz hale getirilebilir mi?

Cevap: Hediye helâldir. Adamın mutlaka bir taraftan helâl bir taraftan haram şeyleri vardır.Cevap: Hediye helâldir. Adamın mutlaka bir taraftan helâl bir taraftan haram şeyleri vardır. Helâlinden olabilir. Ama hediyeye hediye ile mukabele etmek zaten vardır.Helâlinden olabilir. Ama hediyeye hediye ile mukabele etmek zaten vardır. Ayrıca siz de öyle yaparsanız daha garantili olmuş olur. Ayrıca siz de öyle yaparsanız daha garantili olmuş olur.

Soru: Birisi daha çocuğu için isim istedi bu sefer. Cevap: O da Şerif veya Şerife olsun. Soru: Birisi daha çocuğu için isim istedi bu sefer.

Cevap: O da Şerif veya Şerife olsun.

Soru: Kalbimize kötü düşüncelerin gelmemesi için ne yapmamız lazım? Soru: Kalbimize kötü düşüncelerin gelmemesi için ne yapmamız lazım?

Cevap: Bu kötü düşünceler ya şeytandan gelir ya nefisten gelir.Cevap: Bu kötü düşünceler ya şeytandan gelir ya nefisten gelir. Nefsin vesvesesi veya şeytanın vesvesesi olarak gelir.Nefsin vesvesesi veya şeytanın vesvesesi olarak gelir. Abdestli olursanız, zikrullahla meşgul olursanız, zikr-i kalbîye müdavim olursanız gelmez. Abdestli olursanız, zikrullahla meşgul olursanız, zikr-i kalbîye müdavim olursanız gelmez.

Allah hepinizden razı olsun. es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâh! Allah hepinizden razı olsun. es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2