Namaz Vakitleri
İstanbul
27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Bekledikleri Peygamberi İnkâr Etmeleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

28 Rebîü'l-Âhir 1420 / 10.08.1999
Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Kur'ân-ı Kerîm âyetleri üzerindeki sohbetlerimizdenAllah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Kur'ân-ı Kerîm âyetleri üzerindeki sohbetlerimizden Bakara sûresinin 89. âyeti ve devam eden âyetlerini okuyarak onlar üzerinde açıklamalar yapacağım. Bakara sûresinin 89. âyeti ve devam eden âyetlerini okuyarak onlar üzerinde açıklamalar yapacağım.

Bismillâhirrahmânirrahîm. Velemmâ câehüm kitâbün min indillâhi musaddikün limâ meahümBismillâhirrahmânirrahîm.

Velemmâ câehüm kitâbün min indillâhi musaddikün limâ meahüm
ve kânû min kablü yesteftihûne alellezîne keferû felemmâ câehümve kânû min kablü yesteftihûne alellezîne keferû felemmâ câehüm mâ arafû keferû bihî fe la'netullâhi ale'l-kâfirîne. mâ arafû keferû bihî fe la'netullâhi ale'l-kâfirîne.

Bu âyet-i kerîme bize; Peygamber Efendimiz'in zamanında [Medine'ye] yerleşmiş,Bu âyet-i kerîme bize; Peygamber Efendimiz'in zamanında [Medine'ye] yerleşmiş, Medine'de yaşamakta bulunan yahudilerle ilgili bilgiler veriyor. Kısaca şöyle: Medine'de yaşamakta bulunan yahudilerle ilgili bilgiler veriyor. Kısaca şöyle:

"Onlara Allah yanından indirilen bir kitap, kendi yanındakini tasdik edici bir kitap geldiği zaman"Onlara Allah yanından indirilen bir kitap, kendi yanındakini tasdik edici bir kitap geldiği zaman ve onlar bu kitabın gelmesinden önce; Araplar'ın müşrik olanlarına,ve onlar bu kitabın gelmesinden önce; Araplar'ın müşrik olanlarına, bir âhir zaman peygamberine böyle bir kitabın geleceğini söyleyip bir âhir zaman peygamberine böyle bir kitabın geleceğini söyleyip onlara karşı kendilerinin bununla destekleneceğini, bu işin açılmasını isteyip duruyorlardı.onlara karşı kendilerinin bununla destekleneceğini, bu işin açılmasını isteyip duruyorlardı. Ama bu kitap, bu peygamber gelince bu bildikleri [bir] konu [olduğu hâlde] ona kâfir oldular, Ama bu kitap, bu peygamber gelince bu bildikleri [bir] konu [olduğu hâlde] ona kâfir oldular, inkâr ettiler, kabul etmediler, imana gelmediler. inkâr ettiler, kabul etmediler, imana gelmediler.

Fe la'netullâhi ale'l-kâfirîne. "Allah'ın laneti kâfirlerin üzerinedir." veya "Üzerine olsun." Fe la'netullâhi ale'l-kâfirîne. "Allah'ın laneti kâfirlerin üzerinedir." veya "Üzerine olsun."

Ve lemmâ. Lemmâ, izâ gibi zaman bildiren bir edattır. Ve lemmâ.

Lemmâ, izâ gibi zaman bildiren bir edattır.

Ve lemmâ, lemmâ diye şeddeli olunca "Vakta ki, o zaman ki…" mânasına geliyor. Ve lemmâ, lemmâ diye şeddeli olunca "Vakta ki, o zaman ki…" mânasına geliyor.

Ve lemmâ câehüm. "Onlara geldiği zaman, vaktaki onlara geldi." Ve lemmâ câehüm. "Onlara geldiği zaman, vaktaki onlara geldi."

Hüm zamiri: Medine'nin yahudileri. Kitâbün. "Bir kitap." Bu kastedilen hangi kitap? Hüm zamiri: Medine'nin yahudileri.

Kitâbün. "Bir kitap."

Bu kastedilen hangi kitap?

Kur'ân-ı Kerîm, Peygamber Efendimiz'e indirilen,Kur'ân-ı Kerîm, Peygamber Efendimiz'e indirilen, âhir zaman peygamberine indirilen Allah'ın kitabı Kur'ân-ı Kerîm! âhir zaman peygamberine indirilen Allah'ın kitabı Kur'ân-ı Kerîm!

"Bir kitap yahudilere geldiği zaman…" Bu kitap nedir? "Bir kitap yahudilere geldiği zaman…"

Bu kitap nedir?

Min indillâhi. "Allahu Teâlâ hazretlerinin indinden geliyor.Min indillâhi. "Allahu Teâlâ hazretlerinin indinden geliyor. O'nun katından, O'nun tarafından geliyor, O gönderiyor!" O'nun katından, O'nun tarafından geliyor, O gönderiyor!"

Tabii burada bir açıklama yapmam gerekiyor: Tabii burada bir açıklama yapmam gerekiyor:

Kur'ân-ı Kerîm Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sözü değildir.Kur'ân-ı Kerîm Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sözü değildir. Kendisinin, ortaya koyduğu bir eser değildir. Peygamber Efendimiz'in sözleri hadîs-i şerîftir.Kendisinin, ortaya koyduğu bir eser değildir. Peygamber Efendimiz'in sözleri hadîs-i şerîftir. Bu, Kur'ân-ı Kerîm'den ayrı bir şey.Bu, Kur'ân-ı Kerîm'den ayrı bir şey. Peygamber Efendimiz'in kendi sözleri hadîs-i şerîftir, hadîs-i şerîflerdir.Peygamber Efendimiz'in kendi sözleri hadîs-i şerîftir, hadîs-i şerîflerdir. Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesidir; sözleridir, hareketleridir, tavsiyeleridir,Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesidir; sözleridir, hareketleridir, tavsiyeleridir, takrirleridir, ikrarlarıdır, kabulleridir, susmaları veya müdahale etmemeleridir. O ayrı! takrirleridir, ikrarlarıdır, kabulleridir, susmaları veya müdahale etmemeleridir. O ayrı!

Ama Kur'ân-ı Kerîm bariz bir şekilde hadîs-i şerîflerden farklıdır. Ama Kur'ân-ı Kerîm bariz bir şekilde hadîs-i şerîflerden farklıdır. Hem çok açık seçik bir şekilde üslup bakımından farklılık vardırHem çok açık seçik bir şekilde üslup bakımından farklılık vardır hem de Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e hem de Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e [hem de] geliş tarzı [bakımından] çok farklıdır. [hem de] geliş tarzı [bakımından] çok farklıdır.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e vahiy geldiği zaman çevredeki başka insanların da hissedebileceği değişiklikler oluyordu.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e vahiy geldiği zaman çevredeki başka insanların da hissedebileceği değişiklikler oluyordu. Mesela devenin üstündeyken deve ayakta duramıyor, çökmek zorunda kalıyordu.Mesela devenin üstündeyken deve ayakta duramıyor, çökmek zorunda kalıyordu. Bazen vahiy geldiği zaman arı vızıltısına benzeyen bir uğultuyuBazen vahiy geldiği zaman arı vızıltısına benzeyen bir uğultuyu Efendimiz'in etrafındaki ashâb-ı kirâm vahyin gelişini duyabiliyorlardı. Bu ayrı bir şey! Efendimiz'in etrafındaki ashâb-ı kirâm vahyin gelişini duyabiliyorlardı. Bu ayrı bir şey!

Min indillâhi. "Allah'ın vahyettiği, gönderdiği kitap." Min indillâhi. "Allah'ın vahyettiği, gönderdiği kitap."

Yirminci yüzyılın birtakım insanlarında da belki Avrupalılar'danYirminci yüzyılın birtakım insanlarında da belki Avrupalılar'dan veyahut tamamen dine karşı olan insanlardan gelme bir figür olarak sanabilir kiveyahut tamamen dine karşı olan insanlardan gelme bir figür olarak sanabilir ki Hz. Muhammed de bir kitap yazdı, ortaya koydu!.. Hayır!Hz. Muhammed de bir kitap yazdı, ortaya koydu!..

Hayır!
Kitabın kendisinin olmadığını Allah tarafından geldiğini gösteren çok kuvvetli deliller var. Kitabın kendisinin olmadığını Allah tarafından geldiğini gösteren çok kuvvetli deliller var. Çünkü o kitabın içinde Peygamber Efendimiz'e de ikazlar, Çünkü o kitabın içinde Peygamber Efendimiz'e de ikazlar, hatırlatmalar hatta hatalı bir şey yaptığı zaman uyarılar var. hatırlatmalar hatta hatalı bir şey yaptığı zaman uyarılar var. Her yönden gün gibi aşikâr, uzmanların bildiği, alimlerin kabul ettiği bir şey! Her yönden gün gibi aşikâr, uzmanların bildiği, alimlerin kabul ettiği bir şey!

Min indillâhi. "Allah tarafından, Allah katından, Allah yanından, Allah'tan gelen bir kitap!" Min indillâhi. "Allah tarafından, Allah katından, Allah yanından, Allah'tan gelen bir kitap!"

Kur'ân-ı Kerîm Allah'ın kelamıdır, onun için çok şereflidir, çok kıymetlidir.Kur'ân-ı Kerîm Allah'ın kelamıdır, onun için çok şereflidir, çok kıymetlidir. Onun için bütün müslümanların, bütün mü'minlerin ve -çok kesin konuşuyorum-Onun için bütün müslümanların, bütün mü'minlerin ve -çok kesin konuşuyorum- bütün insanların, Kur'ân-ı Kerîm'i dikkatle okuması lazım!bütün insanların, Kur'ân-ı Kerîm'i dikkatle okuması lazım! Çünkü insanları, yeri göğü yaradan Allah'ın kelamıdır. Çünkü insanları, yeri göğü yaradan Allah'ın kelamıdır. Amerikalı'nın da okuması lazım, İngiliz'in de Avrupalının da Fransız'ın da Çinli'nin deAmerikalı'nın da okuması lazım, İngiliz'in de Avrupalının da Fransız'ın da Çinli'nin de Japon'un da okuması lazım. Çünkü Allah'ın kelamıdır.Japon'un da okuması lazım. Çünkü Allah'ın kelamıdır. Ta başından insanı yakalar, gönlüne hitap eder ve hizaya getirir. Ta başından insanı yakalar, gönlüne hitap eder ve hizaya getirir.

Kur'ân-ı Kerîm Allah'ın kelamı olduğu için olağanüstü tesiri vardır.Kur'ân-ı Kerîm Allah'ın kelamı olduğu için olağanüstü tesiri vardır. Kur'ân-ı Kerîm okuyup müslüman olan Amerikalılar vardır. İsmen söyleyebilirim. Kur'ân-ı Kerîm okuyup müslüman olan Amerikalılar vardır. İsmen söyleyebilirim. Uzun uzun hayat hikâyelerini anlatabilirim.Uzun uzun hayat hikâyelerini anlatabilirim. Müslüman olan Amerikalılar'dan, senatörlerden, gazetecilerden, profesörlerden,Müslüman olan Amerikalılar'dan, senatörlerden, gazetecilerden, profesörlerden, alimlerden müslüman olan Avrupalılar'dan, şarklılardan,alimlerden müslüman olan Avrupalılar'dan, şarklılardan, garplılardan dünyanın her yerinde çok misaller vardır. garplılardan dünyanın her yerinde çok misaller vardır.

Ramazan geldi mi cazip bir konu olduğu için bütün gazeteler bunlarıRamazan geldi mi cazip bir konu olduğu için bütün gazeteler bunları hep zaman zaman efkâr-ı umumiyeye zaten sunuyorlar:hep zaman zaman efkâr-ı umumiyeye zaten sunuyorlar: "Falanca adam müslüman oldu, önce şöyleydi…" filan."Falanca adam müslüman oldu, önce şöyleydi…" filan. Elhamdülillah benim dinim hak dinmiş diye sevinmelerine vesile olduğu için neşrettikleri bir şey! Elhamdülillah benim dinim hak dinmiş diye sevinmelerine vesile olduğu için neşrettikleri bir şey!

Ama yine de biliyoruz, ben tabii bilgisayardan daAma yine de biliyoruz, ben tabii bilgisayardan da daha başka yollardan da Türkiye'deki haberleri takip ediyorum. Televizyon da gelmiş.daha başka yollardan da Türkiye'deki haberleri takip ediyorum. Televizyon da gelmiş. Çanak anten konulursa international, uluslararası televizyondan da izlenebilecek. Çanak anten konulursa international, uluslararası televizyondan da izlenebilecek.

Türkiye'de bazı kimseler, bazı kaynaklar, bazı sorumlu makamlar, bazı okullar,Türkiye'de bazı kimseler, bazı kaynaklar, bazı sorumlu makamlar, bazı okullar, bazı müesseselerde milletvekillerinin çıkarıp ta mecliste gösterdiği belgelerden anlıyoruz ki bazı müesseselerde milletvekillerinin çıkarıp ta mecliste gösterdiği belgelerden anlıyoruz ki açıkça Kur'ân-ı Kerîme, Peygamber Efendimiz'e, İslâm dinine hakaret eden, ona iftira eden,açıkça Kur'ân-ı Kerîme, Peygamber Efendimiz'e, İslâm dinine hakaret eden, ona iftira eden, onu tanımadığını çok güzel bir şekilde gösteren ifadeler okuyorum, şaşırıyorum.onu tanımadığını çok güzel bir şekilde gösteren ifadeler okuyorum, şaşırıyorum. Demek ki İslâm'a düşman, Kur'an'a düşman, Peygamber Efendimiz'e düşman insanlar var!Demek ki İslâm'a düşman, Kur'an'a düşman, Peygamber Efendimiz'e düşman insanlar var! Onlar artık nasılsa yirminci yüzyılda çok çağdışı bir durum! Onlar artık nasılsa yirminci yüzyılda çok çağdışı bir durum!

Ben Avustralya hükümetine bakıyorum, Avrupa, Amerika hükümetlerine bakıyorum,Ben Avustralya hükümetine bakıyorum, Avrupa, Amerika hükümetlerine bakıyorum, onlar kendi dinlerine, mâzîlerine, örflerine, inançlarına çok destek oluyorlar. onlar kendi dinlerine, mâzîlerine, örflerine, inançlarına çok destek oluyorlar. Din adamlarına çok saygı gösteriyorlar, çok yüce makam veriyorlar ve çok çalışma kolaylıkları sunuyorlar.Din adamlarına çok saygı gösteriyorlar, çok yüce makam veriyorlar ve çok çalışma kolaylıkları sunuyorlar. Televizyonlar, radyolar, mektepler, hastaneler… her şeyleri var. Televizyonlar, radyolar, mektepler, hastaneler… her şeyleri var.

Bu, Türkiye'de çok çağdışı bir durum ve çok bilim dışı bir durum.Bu, Türkiye'de çok çağdışı bir durum ve çok bilim dışı bir durum. Diyanet İşleri Başkanlığı hiçe sayılıyor, ilâhiyat fakülteleri hiçe sayılıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı hiçe sayılıyor, ilâhiyat fakülteleri hiçe sayılıyor.

[İnsanlar] kendi bildiğini yapmaya devam ediyor ve bazı insanlar dinsiz yetişiyor.[İnsanlar] kendi bildiğini yapmaya devam ediyor ve bazı insanlar dinsiz yetişiyor. Kur'an'a karşı, İslâm'a karşı hakaretlerle dolu kitapları okuyarak yetişiyor,Kur'an'a karşı, İslâm'a karşı hakaretlerle dolu kitapları okuyarak yetişiyor, tek taraflı yetişiyor, bilemiyor. Bizim sözümüzü duyamıyor.tek taraflı yetişiyor, bilemiyor. Bizim sözümüzü duyamıyor. Bizim savunmamızı, bizim izahlarımızı duysa belki anlayacak. Bize belki itibar etmez. Bizim savunmamızı, bizim izahlarımızı duysa belki anlayacak. Bize belki itibar etmez. Çünkü biz müslümanız, taraf tutuyoruz diye düşünür ama müslüman olmuş Avrupalılar'ı,Çünkü biz müslümanız, taraf tutuyoruz diye düşünür ama müslüman olmuş Avrupalılar'ı, Amerikalılar'ı filan duyunca filozofları, feylesofları, yazarları,Amerikalılar'ı filan duyunca filozofları, feylesofları, yazarları, yüksek tahsil görmüş ilim adamlarını filan görünce akıllanmaları lazım. yüksek tahsil görmüş ilim adamlarını filan görünce akıllanmaları lazım.

Bir de herkes; Yunanlılar, Sırplar, Bulgarlar, Almanlar, İngilizler,Bir de herkes; Yunanlılar, Sırplar, Bulgarlar, Almanlar, İngilizler, İspanyollar, İtalyanlar dinine sarılıyor. İspanyollar, İtalyanlar dinine sarılıyor. Papalığın bir din hükümeti var, dünya üzerinde büyükelçilikler atanıyor vs. Papalığın bir din hükümeti var, dünya üzerinde büyükelçilikler atanıyor vs.

Nedir bu müslümanların bazı insanlardan çektikleri?!..Nedir bu müslümanların bazı insanlardan çektikleri?!.. İnancına göre yaşayamıyor, hareket edemiyor. Kur'ân-ı Kerîm'i okuyamıyor, çocuğuna okutamıyor.İnancına göre yaşayamıyor, hareket edemiyor. Kur'ân-ı Kerîm'i okuyamıyor, çocuğuna okutamıyor. Kurduğu müesseselerin önü kesiliyor… Bunların hepsi çok çağdışı uygulamalar!Kurduğu müesseselerin önü kesiliyor…

Bunların hepsi çok çağdışı uygulamalar!
Tabii ilgililerin bunları düzeltmeye çalışması lazım. Tabii ilgililerin bunları düzeltmeye çalışması lazım. Bu yanlışlıkları yapanların da karşılarına doğruyu koymak lazımBu yanlışlıkları yapanların da karşılarına doğruyu koymak lazım ve doğrunun hâkim olması için çalışmak lazım. Min indillâhi. "Allah'ın indinden gelen bir kitap." ve doğrunun hâkim olması için çalışmak lazım.

Min indillâhi. "Allah'ın indinden gelen bir kitap."

Ve lemmâ câehüm kitâbün min indillâhi. "Allah'ın huzurundan, Allah'tan gelen,Ve lemmâ câehüm kitâbün min indillâhi. "Allah'ın huzurundan, Allah'tan gelen, vahiyle gelen, Allah'ın emirlerini ihtiva eden bir kitap onlara geldiği zaman…" vahiyle gelen, Allah'ın emirlerini ihtiva eden bir kitap onlara geldiği zaman…"

Ama bu kitabın o zamanki yahudiler için bir özelliği var. Ama bu kitabın o zamanki yahudiler için bir özelliği var.

Müsaddikün limâ meahüm. "Yanlarındakini tasdik edici." "Yanlarındaki" sözünden kasıt: Tevrat! Müsaddikün limâ meahüm. "Yanlarındakini tasdik edici."

"Yanlarındaki" sözünden kasıt: Tevrat!

Nasıl onlar Tevrat'ın Allah'ın kelamı olduğunu biliyorlar, Musa aleyhisselam'a geldiğini biliyorlar…Nasıl onlar Tevrat'ın Allah'ın kelamı olduğunu biliyorlar, Musa aleyhisselam'a geldiğini biliyorlar… Gözlerinin önünde geldi. Bir kısmı da vahyi Tur dağında, Tûr-ı Sînâ'da duydular.Gözlerinin önünde geldi. Bir kısmı da vahyi Tur dağında, Tûr-ı Sînâ'da duydular. Besbelli Allah'ın kelamı! Ama asıl Tevrat'ta yok da bazı yerler çıkartılmış, Besbelli Allah'ın kelamı! Ama asıl Tevrat'ta yok da bazı yerler çıkartılmış, bazı yerler tahrif edilmiş, ayrı; ama yanlarındaki kitabı tasdik edici! bazı yerler tahrif edilmiş, ayrı; ama yanlarındaki kitabı tasdik edici!

"Evet, bu Musa'ya indirilen vahiydir." diye tasdik edici. "Evet, bu Musa'ya indirilen vahiydir." diye tasdik edici.

Tabii bu tasdik edici olmak İslâm'ın çok önemli güzel bir yanıdır, vasfıdır. Çok önemlidir.Tabii bu tasdik edici olmak İslâm'ın çok önemli güzel bir yanıdır, vasfıdır. Çok önemlidir. Başka dinlerde bu yok! Başka dinler; daha öncekileri, daha sonrakileri inkâr durumuna düşmüş, Başka dinlerde bu yok! Başka dinler; daha öncekileri, daha sonrakileri inkâr durumuna düşmüş, ofsayta düşmüş. Futbol, ayaktopu tabiriyle söylersek sınırın ötesine düşmüş.ofsayta düşmüş. Futbol, ayaktopu tabiriyle söylersek sınırın ötesine düşmüş. Yanlış yere, girmemesi gereken cezalı yere girmiş oluyor. Yanlış yere, girmemesi gereken cezalı yere girmiş oluyor. Ama İslâm, eski peygamberlerin hak olanlarını, "Bunlar peygamberdir." diye tasdik ediyor.Ama İslâm, eski peygamberlerin hak olanlarını, "Bunlar peygamberdir." diye tasdik ediyor. Tasdik etmeseydi nice insanlar çıkardı, "Yahu bunların hepsi safsatadır!" diyebilirdi.Tasdik etmeseydi nice insanlar çıkardı, "Yahu bunların hepsi safsatadır!" diyebilirdi. Komünistlerin dediği gibi; Komünistlerin dediği gibi;

"Din afyondur, bunların hepsini kendileri uydurmuşlardır." diyebilirdi. "Din afyondur, bunların hepsini kendileri uydurmuşlardır." diyebilirdi. Kimse de bir şey yapamazdı, cevap veremezdi. Ama Kur'ân-ı Kerîm diyor ki; Kimse de bir şey yapamazdı, cevap veremezdi. Ama Kur'ân-ı Kerîm diyor ki;

"Evet! Eski kitaplar da hak kitaptır, o peygamberler de Allah'ın gönderdiği peygamberlerdir,"Evet! Eski kitaplar da hak kitaptır, o peygamberler de Allah'ın gönderdiği peygamberlerdir, Âdem aleyhisselam peygamberdir, Nuh aleyhisselam da!.." Âdem aleyhisselam peygamberdir, Nuh aleyhisselam da!.."

İşte Tufan olayları sonuçlarıyla yeryüzünde biliniyor, kazılarda [ortaya] çıkıyor.İşte Tufan olayları sonuçlarıyla yeryüzünde biliniyor, kazılarda [ortaya] çıkıyor. Tufan olmuş, kitabelerden anlaşılıyor. Tarihî, o eski çağlara ait belgelerden anlaşılıyor.Tufan olmuş, kitabelerden anlaşılıyor. Tarihî, o eski çağlara ait belgelerden anlaşılıyor. Nuh diye bir zât gelmiş, o da bir peygamber. Musa diye bir zât gelmiş.Nuh diye bir zât gelmiş, o da bir peygamber. Musa diye bir zât gelmiş. Ondan evvel Yusuf aleyhisselam diye bir zât gelmiş, Mısır'da yaşamış, şu işleri yapmış…Ondan evvel Yusuf aleyhisselam diye bir zât gelmiş, Mısır'da yaşamış, şu işleri yapmış… Kitabelerden belli. İbrahim aleyhisselam'ın varlığı ve faaliyetleri belli, belli, belli!Kitabelerden belli. İbrahim aleyhisselam'ın varlığı ve faaliyetleri belli, belli, belli! Onların hepsini İslâm tasdik ediyor, böylece beraat etmiş oluyor.Onların hepsini İslâm tasdik ediyor, böylece beraat etmiş oluyor. Şüpheden, şaibeden, iftiradan beraat etmiş oluyor. Şüpheden, şaibeden, iftiradan beraat etmiş oluyor. İslâm onların hepsini sâhil-i selâmete çıkartıyor.İslâm onların hepsini sâhil-i selâmete çıkartıyor. Hepsinin medyûn-u şükrân olması, cümle dinlerin sahiplerinin, -hak dinlerin, ilâhî dinlerin,Hepsinin medyûn-u şükrân olması, cümle dinlerin sahiplerinin, -hak dinlerin, ilâhî dinlerin, bir peygamber tarafından öğretilmiş dinlerin sahiplerinin- Kur'ân-ı Kerîm'e,bir peygamber tarafından öğretilmiş dinlerin sahiplerinin- Kur'ân-ı Kerîm'e, İslâm'a ve Peygamber Efendimiz'e şükran borçları var.İslâm'a ve Peygamber Efendimiz'e şükran borçları var. "Allah senden razı olsun." diye teşekkür borçları var, vefa borçları var. Çünkü onları tasdik ediyor. "Allah senden razı olsun." diye teşekkür borçları var, vefa borçları var. Çünkü onları tasdik ediyor.

Bu tasdikten murad nedir? Tefsir kitaplarında açıklamalarda deniliyor ki; Musaddikün limâ meahüm. Bu tasdikten murad nedir?

Tefsir kitaplarında açıklamalarda deniliyor ki;

Musaddikün limâ meahüm.

Kendi kitaplarında Peygamber Efendimiz'in âhir zaman peygamberi diyeKendi kitaplarında Peygamber Efendimiz'in âhir zaman peygamberi diye bir peygamber geleceğine dair bilgiler var. bir peygamber geleceğine dair bilgiler var. Bu peygamber de çıkıyor, işte o kitabın söylediği istikbale ait olacak dediği bir olay vuku buldu.Bu peygamber de çıkıyor, işte o kitabın söylediği istikbale ait olacak dediği bir olay vuku buldu. Böyle anlayanlar da var. "Çıktı! İşte, tamam, âhir zaman peygamberi.Böyle anlayanlar da var.

"Çıktı! İşte, tamam, âhir zaman peygamberi.
Demek ki Tevrat'ın o cümlesi, ihbarı, verdiği haber tahakkuk etti." diye o mânaya da anlayanlar var.Demek ki Tevrat'ın o cümlesi, ihbarı, verdiği haber tahakkuk etti." diye o mânaya da anlayanlar var. Bütünüyle Tevrat'ın bozulmamış, tahrif edilmemiş gerçek kısımlarında olan gerçekleri,Bütünüyle Tevrat'ın bozulmamış, tahrif edilmemiş gerçek kısımlarında olan gerçekleri, hakikatleri, ahlâkî düsturları, kanunları; "Yalan söylemeyin, adam öldürmeyin!.." [var].hakikatleri, ahlâkî düsturları, kanunları; "Yalan söylemeyin, adam öldürmeyin!.." [var]. Kur'ân-ı Kerîm o emirlere yahudilerin uymasını söylüyor: Kur'ân-ı Kerîm o emirlere yahudilerin uymasını söylüyor:

"Uysanıza! Kitabınızda böyle yazıyor, niye yaptınız?.." Bundan sonraki âyetlerde de gelecek! "Uysanıza! Kitabınızda böyle yazıyor, niye yaptınız?.."

Bundan sonraki âyetlerde de gelecek!

"Allah, 'Şöyle yapın!' dedi. Niye tutmadınız?"Allah, 'Şöyle yapın!' dedi. Niye tutmadınız? 'Böyle yapmayın!' dedi niye yaptınız?" diye onlar da Allah'ın kelamının bazı cümleleri,'Böyle yapmayın!' dedi niye yaptınız?" diye onlar da Allah'ın kelamının bazı cümleleri, parçaları olduğu için ahkâmının parçaları olduğu için onlara uymaları lazım, diye Kur'ân-ı Kerîm buyuruyor: parçaları olduğu için ahkâmının parçaları olduğu için onlara uymaları lazım, diye Kur'ân-ı Kerîm buyuruyor:

Niye yapmıyorsunuz? Yapmayınca da kusur olduğunu beyan ediyor. Niye yapmıyorsunuz?

Yapmayınca da kusur olduğunu beyan ediyor.

Musaddikün limâ meahüm. "Yanlarındaki tasdik ediyor." Musaddikün limâ meahüm. "Yanlarındaki tasdik ediyor."

Ve bundan sonra bu âyet-i kerîmeden çok önemli bir haberi öğreniyoruz: Ve bundan sonra bu âyet-i kerîmeden çok önemli bir haberi öğreniyoruz:

Ve kânû min kablü yesteftihûne ale'l-lezîne keferû.Ve kânû min kablü yesteftihûne ale'l-lezîne keferû. "Daha önceden, Kur'an inmeden önce Peygamber Efendimiz peygamber olarak görevlendirilmeden,"Daha önceden, Kur'an inmeden önce Peygamber Efendimiz peygamber olarak görevlendirilmeden, ortaya vazifeyle atılmadan önce bu yahudiler fetih istiyorlardı, açılmasını istiyorlardı." ortaya vazifeyle atılmadan önce bu yahudiler fetih istiyorlardı, açılmasını istiyorlardı."

Ale'l-lezîne keferû. "Kâfirlere karşı kendilerine bir fetih, açılma, bir yardım gelmesini bekliyorlardı." Ale'l-lezîne keferû. "Kâfirlere karşı kendilerine bir fetih, açılma, bir yardım gelmesini bekliyorlardı."

Ale'l-lezîne keferû'dan murad; kâfir olanlara karşı kendilerinin yardım almasını,Ale'l-lezîne keferû'dan murad; kâfir olanlara karşı kendilerinin yardım almasını, bir fütuhatın kendilerine verilmesini bekliyorlardı. Bir kapının açılmasını bekliyorlardı. bir fütuhatın kendilerine verilmesini bekliyorlardı. Bir kapının açılmasını bekliyorlardı.

Bu kâfirler kimler? Araplar'ın müşrik olanları, puta tapanları!Bu kâfirler kimler?

Araplar'ın müşrik olanları, puta tapanları!
Bu hususta haberlerde geçiyor: Yahudiler komşularına diyorlardı kiBu hususta haberlerde geçiyor: Yahudiler komşularına diyorlardı ki işte Gatafan kabilesi var.Çevrelerinde Esed kabilesi var. Müşrik diğer Arap kabileleri var.işte Gatafan kabilesi var.Çevrelerinde Esed kabilesi var. Müşrik diğer Arap kabileleri var. Onlar sıkıştırıyorlar, çarpışıyorlar. Çevredeki, çöldeki bu yahudi kavimlerini üzüyorlar.Onlar sıkıştırıyorlar, çarpışıyorlar. Çevredeki, çöldeki bu yahudi kavimlerini üzüyorlar. Saldırıyorlar, yağmalıyorlar. Onlara karşı Allah'tan fütuhât istiyorlardı. Saldırıyorlar, yağmalıyorlar. Onlara karşı Allah'tan fütuhât istiyorlardı.

Tabii Medine'de Evs ve Hazrec kabilesi de o zaman müşrikti.Tabii Medine'de Evs ve Hazrec kabilesi de o zaman müşrikti. Peygamber Efendimiz de daha gelmemişti. Diyorlardı ki; Peygamber Efendimiz de daha gelmemişti. Diyorlardı ki;

"Siz bize böyle zulmediyorsunuz, Tevrat'ta bize geleceği bildirilen o âhir zaman peygamberi gelsin yâ Rabbi!"Siz bize böyle zulmediyorsunuz, Tevrat'ta bize geleceği bildirilen o âhir zaman peygamberi gelsin yâ Rabbi! O gelsin de bu -kâfirlere karşı gelecek peygamber şirki yenecek ya- O gelsin de bu -kâfirlere karşı gelecek peygamber şirki yenecek ya- bu müşrikleri yenelim!" diye bekliyorlardı ve onlara da söylüyorlardı. bu müşrikleri yenelim!" diye bekliyorlardı ve onlara da söylüyorlardı.

"Ey müşrikler! Siz şimdi bize saldırıyorsunuz ama o âhir zaman peygamberi geldiği zaman"Ey müşrikler! Siz şimdi bize saldırıyorsunuz ama o âhir zaman peygamberi geldiği zaman biz sizi yeneceğiz, şirki yok edeceğiz!" diye söylüyorlardı. Dualarında öyle söylüyorlardı. biz sizi yeneceğiz, şirki yok edeceğiz!" diye söylüyorlardı. Dualarında öyle söylüyorlardı.

Hatta rivayetlerde geçiyor ki Muaz b. Cebel -meşhur sahabî,Hatta rivayetlerde geçiyor ki Muaz b. Cebel -meşhur sahabî, hadîs-i şerîf rivayetleri çok- ve Bişr b. Berâ b. Ma'rûr ve Davud b. Seleme gibihadîs-i şerîf rivayetleri çok- ve Bişr b. Berâ b. Ma'rûr ve Davud b. Seleme gibi Medine'nin Ensar'dan olan mü'minleri onlara diyorlardı ki; Medine'nin Ensar'dan olan mü'minleri onlara diyorlardı ki;

Yâ ma'şare yahud. "Ey yahudiler topluluğu, ey yahudi milleti, ey siz yahudiler!"Yâ ma'şare yahud. "Ey yahudiler topluluğu, ey yahudi milleti, ey siz yahudiler!" İttekullah. "Allah'tan korkun!" Ve eslimû. "İslâm'a gelin!" İttekullah. "Allah'tan korkun!" Ve eslimû. "İslâm'a gelin!" Fe kad küntüm testeftihûne aleynâ bi-Muhammedin ve nahnü ehli şirkin.Fe kad küntüm testeftihûne aleynâ bi-Muhammedin ve nahnü ehli şirkin. "Biz henüz müşrikken İslâm'ı tanımadan önceki zamanda;"Biz henüz müşrikken İslâm'ı tanımadan önceki zamanda; 'Âhir zaman peygamberi Muhammed gelecek, bize karşı zafer kazanacaksınız!' diye bize söylüyordunuz.'Âhir zaman peygamberi Muhammed gelecek, bize karşı zafer kazanacaksınız!' diye bize söylüyordunuz. Biz bunu duyuyorduk. Biz bunu duyuyorduk. 'Böyle bir peygamber gelecek, sıfatları şöyle olacak,'Böyle bir peygamber gelecek, sıfatları şöyle olacak, müşriklerle şöyle savaşacak böyle savaşacak…' diye bize bunları bildiriyordunuz.müşriklerle şöyle savaşacak böyle savaşacak…' diye bize bunları bildiriyordunuz. Şimdi Allah'tan korkun, böyle diyordunuz. İşte geldi, şimdi müslüman olmuyorsunuz!" Şimdi Allah'tan korkun, böyle diyordunuz. İşte geldi, şimdi müslüman olmuyorsunuz!"

Onlara bu sözlerin karşısında cevap olarak Selâm b. Mişken -benî Nadr'ın adamı- yan çizmiş: Onlara bu sözlerin karşısında cevap olarak Selâm b. Mişken -benî Nadr'ın adamı- yan çizmiş:

Mâ câene bi-şey'in nârifühû. "Bildiğimiz bir şey getirmedi."Mâ câene bi-şey'in nârifühû. "Bildiğimiz bir şey getirmedi." Ve mâ hüve billezî künnâ nezkürü leküm.Ve mâ hüve billezî künnâ nezkürü leküm. "Bizim söylediğimiz bu değil, daha sonra gelecek!.." gibi sözler söylemişler. "Bizim söylediğimiz bu değil, daha sonra gelecek!.." gibi sözler söylemişler.

Evet, yahudilerde bir mesih, bir peygamber, bir kurtarıcı gelecek inancı [var].Evet, yahudilerde bir mesih, bir peygamber, bir kurtarıcı gelecek inancı [var]. Tabii Peygamber Efendimiz'i kabul etmeyince ta kıyamet kopuncaya kadarTabii Peygamber Efendimiz'i kabul etmeyince ta kıyamet kopuncaya kadar gelecek gelecek diye bekleme durumunda! gelecek gelecek diye bekleme durumunda!

İlginçtir, ben Türk edebiyatıyla ilgili eski metinleri incelerken Orta Asya'da, Tibet'te,İlginçtir, ben Türk edebiyatıyla ilgili eski metinleri incelerken Orta Asya'da, Tibet'te, Turfan'da kazılar yapılmış.Turfan'da kazılar yapılmış. Oralarda budistlere ait Türkçe bazı dini kitaplar -tabii Türk dilinin kaynakları oluyor,Oralarda budistlere ait Türkçe bazı dini kitaplar -tabii Türk dilinin kaynakları oluyor, eski kaynaklar oluyor- onlar bulunmuş.eski kaynaklar oluyor- onlar bulunmuş. Oralarda da Maitrisimit diye ilerde gelecek bir kurtarıcıdan bahsediliyor. Oralarda da Maitrisimit diye ilerde gelecek bir kurtarıcıdan bahsediliyor. Budizm'de de demek ki kalıntılar hâlindeBudizm'de de demek ki kalıntılar hâlinde "Âhir zaman peygamberi gelecek, kurtarıcı gelecek!.." diye bilgiler var. Dikkatimi çekmişti. "Âhir zaman peygamberi gelecek, kurtarıcı gelecek!.." diye bilgiler var. Dikkatimi çekmişti. Yahudiler de de var. Zaman zaman; "Ben mesihim, ben kurtarıcıyım!.." diyeYahudiler de de var. Zaman zaman; "Ben mesihim, ben kurtarıcıyım!.." diye bazı kimseler ortaya çıkıyor. Sonra yalancı olduğu anlaşılıyor falan filan. bazı kimseler ortaya çıkıyor. Sonra yalancı olduğu anlaşılıyor falan filan.

Türkiye'de de bu dönmelerin kökü böyle bir şeyle ortaya atılmıştı.Türkiye'de de bu dönmelerin kökü böyle bir şeyle ortaya atılmıştı. Sonra Osmanlılar zamanında hükümet erkânı çağırdılar. O da baktı, sıkışınca; "Yok!" dedi. Sonra Osmanlılar zamanında hükümet erkânı çağırdılar. O da baktı, sıkışınca; "Yok!" dedi. Ama bu inanca devam ettiler. Tabii Tevrat'ta Allah'ın kendilerine bildirdiği âhir zaman peygamberiniAma bu inanca devam ettiler. Tabii Tevrat'ta Allah'ın kendilerine bildirdiği âhir zaman peygamberini kabul etmeyince arayıp duracaklar, bekleyip duracaklar.kabul etmeyince arayıp duracaklar, bekleyip duracaklar. Ama gerçeği anlayıp kabul eden yahudi alimleri de vardı.Ama gerçeği anlayıp kabul eden yahudi alimleri de vardı. "Evet tamam, evsafını duyduğumuz, gelme zamanı da aşağı yukarı yaklaştı…" diye"Evet tamam, evsafını duyduğumuz, gelme zamanı da aşağı yukarı yaklaştı…" diye zaman olarak biliyorlardı. Böyle gecikecek bir zaman da değildi.zaman olarak biliyorlardı. Böyle gecikecek bir zaman da değildi. Zamanında ne kadar zaman geçtikten sonra geleceği hakkında kendi kitaplarında işaretleri vardı. Zamanında ne kadar zaman geçtikten sonra geleceği hakkında kendi kitaplarında işaretleri vardı.

"Gelmesi yaklaştı!" diye söylüyorlardı. "Gelmesi yaklaştı!" diye söylüyorlardı. Arap kavimlerine, kabilelerine, müşriklerine de;Arap kavimlerine, kabilelerine, müşriklerine de; "Gelmesi yakınlaştı, geldiği zaman biz size göstereceğiz, şirki yok edeceğiz, sizi tepeleyeceğiz."Gelmesi yakınlaştı, geldiği zaman biz size göstereceğiz, şirki yok edeceğiz, sizi tepeleyeceğiz. Allah'ın Ad ve İrem kavmini yok ettiği gibi biz de sizi yok edeceğiz, yok olacaksınız!" diyorlardı. Allah'ın Ad ve İrem kavmini yok ettiği gibi biz de sizi yok edeceğiz, yok olacaksınız!" diyorlardı.

Böyle deyip dururken; Felemmâ câehüm mâ arafû. Böyle deyip dururken;

Felemmâ câehüm mâ arafû.

Böyle bildikleri bu konu, bu bekledikleri bu peygamber,Böyle bildikleri bu konu, bu bekledikleri bu peygamber, ineceğini bildikleri bu Kur'ân-ı Kerîm onlara gelince; Keferû bihî. "Ona kâfir oldular!" ineceğini bildikleri bu Kur'ân-ı Kerîm onlara gelince;

Keferû bihî. "Ona kâfir oldular!"

Onu inkâr ettiler. Kabul etmediler, mü'min olmadılar, deniliyor. Onu inkâr ettiler. Kabul etmediler, mü'min olmadılar, deniliyor.

İnsan niye kâfir oluyor? Bilip dururken bekleyip dururken niye kâfir oluyor? İnsan niye kâfir oluyor? Bilip dururken bekleyip dururken niye kâfir oluyor?

Küfrün çeşitleri var, insanın kâfir olmasının çeşitleri var:Küfrün çeşitleri var, insanın kâfir olmasının çeşitleri var: Kâfir bir anneden babadan doğar, müşrik bir anneden babadan doğar, müşrik bir muhitte yetişir, bilmez.Kâfir bir anneden babadan doğar, müşrik bir anneden babadan doğar, müşrik bir muhitte yetişir, bilmez. Bilmediği için örf ve âdetin içinde yuvarlanarak gider durur. Bilmediği için örf ve âdetin içinde yuvarlanarak gider durur. Ama onların da gerçeği bulması lazım.Ama onların da gerçeği bulması lazım. Amazonlar'da bile yaşasa Himalaya dağlarının tepesinde bile yaşasaAmazonlar'da bile yaşasa Himalaya dağlarının tepesinde bile yaşasa hiç medeniyet görmemiş bir Okyanusya adasında bile yaşasa gemi parçalanmış,hiç medeniyet görmemiş bir Okyanusya adasında bile yaşasa gemi parçalanmış, kayalara çarpmış, uçak düşmüş de bir çocuk adaya düşmüş, orada büyümüş dekayalara çarpmış, uçak düşmüş de bir çocuk adaya düşmüş, orada büyümüş de hiçbir şey bilmiyor bile olsa hiçbir medenî bilgisi olmasa bile o insanın yaratanını bilmesi, hiçbir şey bilmiyor bile olsa hiçbir medenî bilgisi olmasa bile o insanın yaratanını bilmesi, Allah'ın varlığını bulması kendisine farzdır!Allah'ın varlığını bulması kendisine farzdır! Tabii namazı bilemez, zekâtı bilemez, ibadetlerin teferruatını bilemez ama Allah'ı bilmesi, bulması lazım. Tabii namazı bilemez, zekâtı bilemez, ibadetlerin teferruatını bilemez ama Allah'ı bilmesi, bulması lazım.

Çünkü kendisi yaratıktır, yaratanını bulması lazım.Çünkü kendisi yaratıktır, yaratanını bulması lazım. Kendisinin dışında bu kâinata bu güzel nizamı veren Rabbü'l-âlemîni bulması farzdır, mecburîdir,Kendisinin dışında bu kâinata bu güzel nizamı veren Rabbü'l-âlemîni bulması farzdır, mecburîdir, herkes bununla yükümlüdür.herkes bununla yükümlüdür. Vahşi de olsa zenci de olsa hiç medeniyet duymamış bir tek kişi bile olsa!..Vahşi de olsa zenci de olsa hiç medeniyet duymamış bir tek kişi bile olsa!.. O zaman iman edecek ama toplumu onu yanıltıyor: "Şu heykel tanrı!" diyorO zaman iman edecek ama toplumu onu yanıltıyor: "Şu heykel tanrı!" diyor veya "Tanrının timsali, sembolü!.." diyorlar, karşısına geçiyorlar.veya "Tanrının timsali, sembolü!.." diyorlar, karşısına geçiyorlar. Biliyorlar ki heykel, biliyorlar ki filanca usta bunu yonttu, yaptı veya madense kalıba döktü.Biliyorlar ki heykel, biliyorlar ki filanca usta bunu yonttu, yaptı veya madense kalıba döktü. Kıpırdamaz bir şey yapmaz ama önündeki tabaklara meyvalar koyuyorlar. Kıpırdamaz bir şey yapmaz ama önündeki tabaklara meyvalar koyuyorlar.

Biz budist mabetlerine gittik. Tabaklar koyuyorlar.Biz budist mabetlerine gittik. Tabaklar koyuyorlar. Hatta bir kadın bize bir torbanın içinde pirinçler verdi, uzatıyor. Hatta bir kadın bize bir torbanın içinde pirinçler verdi, uzatıyor.

Görelim diye ibret için ziyaret ediyoruz. "Bunlar ne olacak, ne olacak bu pirinçler?" dedim. Görelim diye ibret için ziyaret ediyoruz.

"Bunlar ne olacak, ne olacak bu pirinçler?" dedim.

Parayla veriyor. Şu kadar dolar vereceğiz, o pirinci alacağız.Parayla veriyor. Şu kadar dolar vereceğiz, o pirinci alacağız. Şeffaf, küçük torbacığın, poşetin içinde; beş gram kadar bir şey! Ne olacak bu? Şeffaf, küçük torbacığın, poşetin içinde; beş gram kadar bir şey!

Ne olacak bu?

"Puta sunacaksınız!" diyor. Delirdim mi ben, aklımı mı kaçırdım!.."Puta sunacaksınız!" diyor.

Delirdim mi ben, aklımı mı kaçırdım!..
Onun bâtıl olduğunu ben biliyorum. "Yok, hayır." dedim Onun bâtıl olduğunu ben biliyorum.

"Yok, hayır." dedim

Biz ibret için onların yaptıkları ne kadar yanlıştır bakalım, anlayalım diye geziyoruz.Biz ibret için onların yaptıkları ne kadar yanlıştır bakalım, anlayalım diye geziyoruz. Heykelin önüne meyveler koymuşlar! Ne olacak o meyveler? Heykelin önüne meyveler koymuşlar!

Ne olacak o meyveler?
O heykel canlı değil ki! Onları yiyecek değil ki!.. Yanlış şeylerle insanı oyalıyorlar.O heykel canlı değil ki! Onları yiyecek değil ki!..

Yanlış şeylerle insanı oyalıyorlar.
Cahillikten, bilmezlikten küfür, şirk olabilir. Ama bir de bildiği hâlde olabiliyor. Cahillikten, bilmezlikten küfür, şirk olabilir.

Ama bir de bildiği hâlde olabiliyor.

Felemmâ câehüm mâ arafû keferu bihî. Felemmâ câehüm mâ arafû keferu bihî.

Bildikleri şey kendilerine geldiği zaman, bilip dururken ona kâfir olmak ayrı bir şey! Bildikleri şey kendilerine geldiği zaman, bilip dururken ona kâfir olmak ayrı bir şey!

Bu neye benziyor? Bu neye benziyor?

Şeytanın âlemlerin Rabbini bilmesine rağmen, Allah'ın emrine itaatin gerekli olduğunu bilmesine,Şeytanın âlemlerin Rabbini bilmesine rağmen, Allah'ın emrine itaatin gerekli olduğunu bilmesine, itaat etmediği zaman cezanın ne kadar büyük olduğunu bilmesine rağmen,itaat etmediği zaman cezanın ne kadar büyük olduğunu bilmesine rağmen, Rabbü'l-âlemîn; "Âdem'e secde et!" dediği zaman "Secde etmem!" demesi gibi bir şey!Rabbü'l-âlemîn; "Âdem'e secde et!" dediği zaman "Secde etmem!" demesi gibi bir şey! Cennette görüyor, olayları biliyor, Allah'ın emrini duyuyor, kendisi doğrudan doğruya Âdem'i görüyor. Cennette görüyor, olayları biliyor, Allah'ın emrini duyuyor, kendisi doğrudan doğruya Âdem'i görüyor.

"Niye bu 'Secde et!' dediğim Âdem'e secde etmedin ey İblis?" denince diyor ki; "Niye bu 'Secde et!' dediğim Âdem'e secde etmedin ey İblis?" denince diyor ki;

Ene hayrün minhü. "Ben ondan daha hayırlıyım, sen beni ateşten yarattın yâ Rabbi!" Ene hayrün minhü. "Ben ondan daha hayırlıyım, sen beni ateşten yarattın yâ Rabbi!"

Yaratanını biliyor, Allah'ın yarattığını da biliyor. Onu topraktan yarattın, diyor.Yaratanını biliyor, Allah'ın yarattığını da biliyor. Onu topraktan yarattın, diyor. Ateşi topraktan üstün sayıyor, kendine göre bir temele [dayandırıyor]. Temeli bu. Ateşi topraktan üstün sayıyor, kendine göre bir temele [dayandırıyor]. Temeli bu.

"Ateş topraktan daha üstün…" Ya değilse ya toprak daha üstünse?.."Ateş topraktan daha üstün…"

Ya değilse ya toprak daha üstünse?..
Ki öyle, işte oradan inatla, küfr-ü inadî ile kâfir oluyor.Ki öyle, işte oradan inatla, küfr-ü inadî ile kâfir oluyor. Şeytan inadından, hasedinden aynı duyguları insanlara da aşılıyor.Şeytan inadından, hasedinden aynı duyguları insanlara da aşılıyor. İnsanoğluna küfrü öğreten şeytan! İnsanoğluna küfrü öğreten şeytan! Mü'minleriede bir peygamber gelmiş, "Allah'a ibadet edin!" diye onlara öğretmişkenMü'minleriede bir peygamber gelmiş, "Allah'a ibadet edin!" diye onlara öğretmişken sonradan tapınma yönlerini saptırtan da yine şeytan!sonradan tapınma yönlerini saptırtan da yine şeytan! Bak işte onun şekli şöyledir, filan diye saptırtıyor. Mü'minleri de inancından saptırtıyor.Bak işte onun şekli şöyledir, filan diye saptırtıyor. Mü'minleri de inancından saptırtıyor. Çünkü görevi saptırtmak! İşte bunlar da bildikleri hakikati kabul etmediler.Çünkü görevi saptırtmak! İşte bunlar da bildikleri hakikati kabul etmediler. O zaman bunlara söylenecek bir şey yok! Biliyorlar! İçlerinden bazıları; O zaman bunlara söylenecek bir şey yok! Biliyorlar!

İçlerinden bazıları;

"Evet, sen haklısın yâ Resûlallah!" diyorlar. "Evet, sen haklısın yâ Resûlallah!" diyorlar.

Peygamber Efendimiz Medine-i Münevvere'ye gelince Abdullah b. Selâm;Peygamber Efendimiz Medine-i Münevvere'ye gelince Abdullah b. Selâm; "Şunun gittiği toplantıya bir gideyim, bakayım bu şahıs kimin nesi?.." diye gitti."Şunun gittiği toplantıya bir gideyim, bakayım bu şahıs kimin nesi?.." diye gitti. Ve orada Peygamber Efendimiz konuşuyorken kalabalıkta uzaktan baktı.Ve orada Peygamber Efendimiz konuşuyorken kalabalıkta uzaktan baktı. Bu Abdullah b. Selâm henüz daha yahudi alimi, hahamı, görevlisi, Tevrat'ı bilen bir kimse. Diyor ki; Bu Abdullah b. Selâm henüz daha yahudi alimi, hahamı, görevlisi, Tevrat'ı bilen bir kimse. Diyor ki;

Fe izâ vechühû leyse bi-vechi kezzâbin.Fe izâ vechühû leyse bi-vechi kezzâbin. "Medine'ye gelen 'Resûlullah' denen kişinin yüzüne bir de baktım, hiç öyle yalan söyleyecek bir insan yüzü değil."Medine'ye gelen 'Resûlullah' denen kişinin yüzüne bir de baktım, hiç öyle yalan söyleyecek bir insan yüzü değil. Yalandan 'Ben peygamberim.' diyecek bir insan yüzü değil, nur saçıyor!" Yalandan 'Ben peygamberim.' diyecek bir insan yüzü değil, nur saçıyor!"

Keza çok mübarek bir yüzü var. Çünkü akıllı insanlar, basiretli insanlar iyi insanların yüzlerindeki alametlerden anlarlar.Keza çok mübarek bir yüzü var.

Çünkü akıllı insanlar, basiretli insanlar iyi insanların yüzlerindeki alametlerden anlarlar.
İnsanların iyiliği-kötülüğü bazen yüzlerine, çizgilerine akseder, belli olur. İnsanların iyiliği-kötülüğü bazen yüzlerine, çizgilerine akseder, belli olur. Bir baktın mı "Bu adamı gözüm tutmadı." dersin. Neden? Yüzünde meymenet yok! Bir baktın mı "Bu adamı gözüm tutmadı." dersin.

Neden?

Yüzünde meymenet yok!

Nereden anladın? Bu bir tahmin ama bazen tecrübeli insanlar sezer, onu anlayabilir. Nereden anladın?

Bu bir tahmin ama bazen tecrübeli insanlar sezer, onu anlayabilir.

Ankara'ya bir Fransız profesör gelmiş, bizim fakülteden de bir arkadaş ona Ankara'yı gezdiriyor. Ankara'ya bir Fransız profesör gelmiş, bizim fakülteden de bir arkadaş ona Ankara'yı gezdiriyor.

Kendisi anlattı: Müzeye gitmişler. [Fransız profesör], bizim arkadaşa demiş ki; Kendisi anlattı:

Müzeye gitmişler. [Fransız profesör], bizim arkadaşa demiş ki;

"Şu karşıdaki adam -halktan birisini gösteriyor, halkı tanıyabildiğini göstermek için-"Şu karşıdaki adam -halktan birisini gösteriyor, halkı tanıyabildiğini göstermek için- mutasavvıf derviş, tarikat ehli, git istersen sor." demiş. İddia ediyor. mutasavvıf derviş, tarikat ehli, git istersen sor." demiş. İddia ediyor.

Daha hiç tanımadığı uzaktaki bir adama nereden iddia ediyor? Daha hiç tanımadığı uzaktaki bir adama nereden iddia ediyor?

Yüzünden, yüzünün hatlarından bu adam mü'min adam diye sezinliyor! Yüzünden, yüzünün hatlarından bu adam mü'min adam diye sezinliyor!

Çünkü hakikaten Kur'ân-ı Kerîm'de de geçer: Çünkü hakikaten Kur'ân-ı Kerîm'de de geçer:

Sîmâhüm fî vücûhihim min eseri's-sucûdi.Sîmâhüm fî vücûhihim min eseri's-sucûdi. "Secdeden yüzlerinde alametler hâsıl olur, nurlar hâsıl olur, mü'min insanların hâli belli olur." "Secdeden yüzlerinde alametler hâsıl olur, nurlar hâsıl olur, mü'min insanların hâli belli olur."

Mü'min bir kadın, mü'min bir erkek, bir mübarek teyze, bir mübarek dede hemen belli olur.Mü'min bir kadın, mü'min bir erkek, bir mübarek teyze, bir mübarek dede hemen belli olur. Bu mü'min, bu değil; hemen belli olur. Bu şarlatan, bu hilekâr; tipinden belli olur. Bu mü'min, bu değil; hemen belli olur. Bu şarlatan, bu hilekâr; tipinden belli olur.

Arkadaş gitmiş sormuş: "Hemşerim merhaba, nasılsın?Arkadaş gitmiş sormuş:

"Hemşerim merhaba, nasılsın?
Ben ilahiyattan falancayım, seninle tanışmak istiyorum. Nerelisin?.." Ben ilahiyattan falancayım, seninle tanışmak istiyorum. Nerelisin?.."

Böyle çeşitli sorularla yumuşattıktan sonra; "Buraya niye geldin, müzeyi beğendin mi?.." Böyle çeşitli sorularla yumuşattıktan sonra;

"Buraya niye geldin, müzeyi beğendin mi?.."

Neler dediyse artık, tahminen söylüyorum. Çünkü herkes bu şeyleri hemen, herkese söylemez.Neler dediyse artık, tahminen söylüyorum. Çünkü herkes bu şeyleri hemen, herkese söylemez. İyice yumuşattıktan sonra; Aziz kardeşim, bir yere intisabın var mı, sen tarikat ehli misin?.." İyice yumuşattıktan sonra;

Aziz kardeşim, bir yere intisabın var mı, sen tarikat ehli misin?.."

Fransız'ın dediği gibi misin, diye onu yoklamak istiyor. Ama böyle yolunca yöntemince yaklaşıyor. Fransız'ın dediği gibi misin, diye onu yoklamak istiyor. Ama böyle yolunca yöntemince yaklaşıyor.

"Bir yere intisabın var mı?" demiş. O da; "Evet var."Bir yere intisabın var mı?" demiş. O da;

"Evet var.
Falanca zât-ı muhtereme bağlıyım, ondan feyz alıyorum…" demiş. Dediği çıkmış. Çünkü belli olur. Falanca zât-ı muhtereme bağlıyım, ondan feyz alıyorum…" demiş.

Dediği çıkmış. Çünkü belli olur.

Fe izâ vechuhû leyse bi-vechi kezzâbin. "Yüzüne bir de baktım ki yalancı bir insan yüzü değil!" Fe izâ vechuhû leyse bi-vechi kezzâbin. "Yüzüne bir de baktım ki yalancı bir insan yüzü değil!"

Şöyle şöyle, tatlı, güzel nasihatleri oldu, diye söylüyor. Şöyle şöyle, tatlı, güzel nasihatleri oldu, diye söylüyor.

Sonradan Peygamber Efendimiz yahudilerin havrasına gitti, dedi ki; Sonradan Peygamber Efendimiz yahudilerin havrasına gitti, dedi ki;

"Ey yahudiler! Sizin kitabınız Tevrat'ta 'Bir âhir zaman peygamberi gelecek!"Ey yahudiler! Sizin kitabınız Tevrat'ta 'Bir âhir zaman peygamberi gelecek! Evsafı şöyle şöyle!..' deniliyor. Hatta ismi hakkında ipuçları veriliyor.Evsafı şöyle şöyle!..' deniliyor. Hatta ismi hakkında ipuçları veriliyor. Hatta yapacağı, hayatındaki önemli olaylarla ilgili bilgiler veriliyor. İşte o benim!" Hatta yapacağı, hayatındaki önemli olaylarla ilgili bilgiler veriliyor. İşte o benim!"

"Bana iman edin! Siz ehl-i Kitâbsınız, size peygamber gelmiş, bu işi bilirsiniz."Bana iman edin! Siz ehl-i Kitâbsınız, size peygamber gelmiş, bu işi bilirsiniz. Kitap inmiş, siz müşrik değilsiniz; bana iman edin! Kitap inmiş, siz müşrik değilsiniz; bana iman edin! İmana gelin, Kur'an'a gelin, İslâm'a gelin!.." diye teklif etti. Onlar ses çıkarmadılar.İmana gelin, Kur'an'a gelin, İslâm'a gelin!.." diye teklif etti. Onlar ses çıkarmadılar. Peygamber Efendimiz yanındaki kişilerle -ashabıyla- çıktı, tebliğ etmiş oldu. Peygamber Efendimiz yanındaki kişilerle -ashabıyla- çıktı, tebliğ etmiş oldu. Vazifeyi yapmış oldu, çıktı. Kim kaybetti, kim kazandı? Vazifeyi yapmış oldu, çıktı.

Kim kaybetti, kim kazandı?

Peygamber Efendimiz vazifesini yaptı, ötekilerde dinlemediler. Âhirette tabii ki cezasını çekecekler! Peygamber Efendimiz vazifesini yaptı, ötekilerde dinlemediler. Âhirette tabii ki cezasını çekecekler!

Peygamber Efendimiz uzaklaşırken arkasından Abdullah b. Selâm koştu: Peygamber Efendimiz uzaklaşırken arkasından Abdullah b. Selâm koştu:

"Yâ Resûlallah, ben şehadet ederim ki senin sözlerin doğrudur. Tevrat'ta o âyetler vardır!" "Yâ Resûlallah, ben şehadet ederim ki senin sözlerin doğrudur. Tevrat'ta o âyetler vardır!"

Muhterem kardeşlerim! Tevrat'ta da var İncil'de de var. Başka kutsal kitaplarda da var.Muhterem kardeşlerim!

Tevrat'ta da var İncil'de de var. Başka kutsal kitaplarda da var.
Ben bunu size zaman zaman sohbetlerimde de delilleriyle gösteriyorum.Ben bunu size zaman zaman sohbetlerimde de delilleriyle gösteriyorum. Hatta fotoğraflarını bile [paylaşabilirim]. Hatta fotoğraflarını bile [paylaşabilirim].

"Bunlar, kıskandıklarından birtakım çarpık duygulardan 'Evet.' diyemediler!" dedi. "Bunlar, kıskandıklarından birtakım çarpık duygulardan 'Evet.' diyemediler!" dedi.

İnsanı Allah'ın emrini tutmaktan alıkoyan çarpık duygular bu duygular,İnsanı Allah'ın emrini tutmaktan alıkoyan çarpık duygular bu duygular, gerçeği gördüğü hâlde gerçeğe uydurtmayan duygular! Bunlar çok önemli! gerçeği gördüğü hâlde gerçeğe uydurtmayan duygular! Bunlar çok önemli! Hiçbir insanın, böyle duyguların esiri olmaması lazım.Hiçbir insanın, böyle duyguların esiri olmaması lazım. Çünkü bu dünya hayatı fanidir, kısadır, hiçtir, sıfırdır. Âhiretin hayatı, ebedîdir, bâkîdir.Çünkü bu dünya hayatı fanidir, kısadır, hiçtir, sıfırdır. Âhiretin hayatı, ebedîdir, bâkîdir. Âhirette cennete gitmek varken cenneti kaçırmak,Âhirette cennete gitmek varken cenneti kaçırmak, ebedî cehennemde yanmaya sebep olacak bir duygusuzluk, ilgisizlik, karşı geliş, ebedî cehennemde yanmaya sebep olacak bir duygusuzluk, ilgisizlik, karşı geliş, küfür veya inkâr içinde olmak çok yanlıştır. küfür veya inkâr içinde olmak çok yanlıştır.

Var, tarihte de böyle olmuş şimdiki zamanda da dünyanın her yerinde var:Var, tarihte de böyle olmuş şimdiki zamanda da dünyanın her yerinde var: Mü'minler de var imana gelenler de var bildiği hâlde gelmeyenler de var! Mü'minler de var imana gelenler de var bildiği hâlde gelmeyenler de var! Tabii haset duygusu olabiliyor, şeytanî bir inat duygusu olabiliyor.Tabii haset duygusu olabiliyor, şeytanî bir inat duygusu olabiliyor. Kıskanıyor veyahut insanlarda bir şey var.Kıskanıyor veyahut insanlarda bir şey var. Peygamber olduğunu bilse bile "Sizin peygamberiniz!.." diyor,Peygamber olduğunu bilse bile "Sizin peygamberiniz!.." diyor, "Bizim peygamberimiz, hepimizin peygamberi…" demiyor. "Bizim peygamberimiz, hepimizin peygamberi…" demiyor.

Uçakta yanıma birisi oturmuştu: "Sizin peygamberiniz şöyle der!.." diye söylüyor. Uçakta yanıma birisi oturmuştu: "Sizin peygamberiniz şöyle der!.." diye söylüyor.

Hepimizin peygamberi! O peygamber sadece bana gelmiş değil ki!Hepimizin peygamberi! O peygamber sadece bana gelmiş değil ki! Hepimize gelmiş durumda!Hepimize gelmiş durumda! Ama maalesef insanlar kendilerinden, kendi aralarından çıkmamışsa pek sevgi saygı göstermiyorlar. Ama maalesef insanlar kendilerinden, kendi aralarından çıkmamışsa pek sevgi saygı göstermiyorlar.

"Bu bizim hemşerimiz!" derler, kötü bir insan bile olsa hemşerilik gayretiyle desteklerler."Bu bizim hemşerimiz!" derler, kötü bir insan bile olsa hemşerilik gayretiyle desteklerler. "Bu bizim ırkımızdan!" derler, ırkçılık, kavmiyet güderler. Hâlbuki yanlış iş yapıyordur, yapmaması lazım. "Bu bizim ırkımızdan!" derler, ırkçılık, kavmiyet güderler. Hâlbuki yanlış iş yapıyordur, yapmaması lazım.

"Bu bizim peygamberimiz değil!" derler."Bu bizim peygamberimiz değil!" derler. Hatta; "Bu kitap Arapça, Arap'ın kitabı, Arap'ın peygamberi!.." derler.Hatta; "Bu kitap Arapça, Arap'ın kitabı, Arap'ın peygamberi!.." derler. Maalesef şimdi de aynı şey var. Hatta bazı meşhur kişilerden bilmem çeşit çeşit hatalı sözler de duyuyoruz. Maalesef şimdi de aynı şey var. Hatta bazı meşhur kişilerden bilmem çeşit çeşit hatalı sözler de duyuyoruz.

Hâlbuki İslâm birdir, İslâm bir kavme inmemiştir. Cihanşümuldür, bütün insanlara [inmiştir.] Hâlbuki İslâm birdir, İslâm bir kavme inmemiştir. Cihanşümuldür, bütün insanlara [inmiştir.]

İllâ kâffeten li'n-nâsî beşîran ve nezîrâ.İllâ kâffeten li'n-nâsî beşîran ve nezîrâ. "Peygamber Efendimiz bütün insanlara bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderilmiştir." "Peygamber Efendimiz bütün insanlara bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderilmiştir."

Ama kitap Arapça diye soğukluk duyarlar, çölde çıkmış diye soğukluk duyarlar.Ama kitap Arapça diye soğukluk duyarlar, çölde çıkmış diye soğukluk duyarlar. "Bizim ırkımız başka, dilimiz başka!.." derler. "Bizim ırkımız başka, dilimiz başka!.." derler.

Şeytan, insanları çok çeşitli sakat duygularla aldatıyor, gerçeklerden uzaklaştırıyor. Şeytan, insanları çok çeşitli sakat duygularla aldatıyor, gerçeklerden uzaklaştırıyor.

Sonuç ne olacak? Allahu Teâlâ hazretlerinin bir insanın müslüman olmasına ihtiyacı var mı? Sonuç ne olacak?

Allahu Teâlâ hazretlerinin bir insanın müslüman olmasına ihtiyacı var mı?

Hayır, ihtiyacı yok!Hayır, ihtiyacı yok! Cümle cihan halkı isterse kâfir olsa ta mâzîden ta istikbale kadar tüm insanlar kâfir olsaCümle cihan halkı isterse kâfir olsa ta mâzîden ta istikbale kadar tüm insanlar kâfir olsa Allahu Teâlâ hazretlerinin kudreti yanında hiçbir şey ifade etmez.Allahu Teâlâ hazretlerinin kudreti yanında hiçbir şey ifade etmez. Tavşan dağa küsmüş de dağın haberi bile olmamış, diye bir atasözü vardır. Tavşan dağa küsmüş de dağın haberi bile olmamış, diye bir atasözü vardır.

Karıncalarla bizim ne [işimiz] var, karıncayı ne kadar sayarız? Karıncalarla bizim ne [işimiz] var, karıncayı ne kadar sayarız?

Yüzlerce binlerce, milyonlarca karınca var! Cenâb-ı Hakk'ın ihtiyacı yok!Yüzlerce binlerce, milyonlarca karınca var!

Cenâb-ı Hakk'ın ihtiyacı yok!
Kulların İslâm'a şiddetle ihtiyacı var. İslâm bir ilaçtır, hastalar çoktur; o ilaca ihtiyacı vardır.Kulların İslâm'a şiddetle ihtiyacı var. İslâm bir ilaçtır, hastalar çoktur; o ilaca ihtiyacı vardır. Kişinin ihtiyacı var. Ruh hastalıklarının ilacı! Beklentiler var.Kişinin ihtiyacı var. Ruh hastalıklarının ilacı! Beklentiler var. Korkular var, ümitler var, onların cevaplarını [insana veriyor]. Korkular var, ümitler var, onların cevaplarını [insana veriyor].

"İnsanoğlu nasıl yaratıldı? Nerden geldi, nereye gidiyor, bu hayat nedir?.." Bunların cevapları var. "İnsanoğlu nasıl yaratıldı? Nerden geldi, nereye gidiyor, bu hayat nedir?.." Bunların cevapları var.

İslâm bunların hepsinin sadra şifa verici cevaplarını sunuyor, gösteriyor, bildiriyor.İslâm bunların hepsinin sadra şifa verici cevaplarını sunuyor, gösteriyor, bildiriyor. İnsanlara bu dünyada nasıl yaşayacağını gösteren bir rehberdir. İslâm, dünya hayatını yaşama kılavuzudur. İnsanlara bu dünyada nasıl yaşayacağını gösteren bir rehberdir. İslâm, dünya hayatını yaşama kılavuzudur.

"Şöyle yaşayacaksın, temiz yaşayacaksın…" "Şöyle yaşayacaksın, temiz yaşayacaksın…"

İslâm'ın hakkında bir sürü kötü söz söyleyen insanların ne kadar yanlış olduğunuİslâm'ın hakkında bir sürü kötü söz söyleyen insanların ne kadar yanlış olduğunu bir üniversite profesörü olarak o kadar iyi biliyorum ki!.. bir üniversite profesörü olarak o kadar iyi biliyorum ki!.. İslâm, "Temiz yaşayacaksın!" diyor ve bunu teferruatıyla söylüyor: İslâm, "Temiz yaşayacaksın!" diyor ve bunu teferruatıyla söylüyor: Tırnaklarını keseceksin, terleyen yerlerin kıllarını kazıyacaksın, bedenen temiz olduğun gibiTırnaklarını keseceksin, terleyen yerlerin kıllarını kazıyacaksın, bedenen temiz olduğun gibi aklen de kalben, ahlâken de temiz olacaksın, niyetin iyi olacak… Temizlik, ondan sonra ne diyor? aklen de kalben, ahlâken de temiz olacaksın, niyetin iyi olacak…

Temizlik, ondan sonra ne diyor?

İyilik diyor, olayların karşısında sabır diyor.İyilik diyor, olayların karşısında sabır diyor. Çünkü insan dünya hayatında tatlı ve acı olaylarla karşılaşır.Çünkü insan dünya hayatında tatlı ve acı olaylarla karşılaşır. Nimetlere şükür diyor, nimetleri göndereni bilmek diyor, bütün güzel duygular İslâm'da!Nimetlere şükür diyor, nimetleri göndereni bilmek diyor, bütün güzel duygular İslâm'da! Bu bir reçete, bir hazine! Bu bir reçete, bir hazine!

Ama şimdi ne biçim hınçlarla İslâm'a, Peygamberimiz'e, Kur'an'a, dine,Ama şimdi ne biçim hınçlarla İslâm'a, Peygamberimiz'e, Kur'an'a, dine, Kur'an Kurslarına, İmam-Hatiplere ve sairelere karşı duygular var?!..Kur'an Kurslarına, İmam-Hatiplere ve sairelere karşı duygular var?!.. Bu nasıl oluşuyor, bunu incelemek lazım. Kimlerde oluşuyor? Bu nasıl oluşuyor, bunu incelemek lazım.

Kimlerde oluşuyor?

Tabii kökeni gayrimüslimse mesela başka dindendi deTabii kökeni gayrimüslimse mesela başka dindendi de şu anda tabii Türkiye'de dine dayalı bir ayrım olmadığı için işte bir görevin başına gelmiş şu anda tabii Türkiye'de dine dayalı bir ayrım olmadığı için işte bir görevin başına gelmiş şöyle olmuş, böyle olmuş ve o görevdeyken o yanlış yola girilmiş, o cemiyete, o dine kaydolmuş olabilir. şöyle olmuş, böyle olmuş ve o görevdeyken o yanlış yola girilmiş, o cemiyete, o dine kaydolmuş olabilir.

Tamam, bu ayrı ama bazen de annesi babası mü'min, mütedeyyin insan,Tamam, bu ayrı ama bazen de annesi babası mü'min, mütedeyyin insan, diyanet işleri başkanının torunu, falancanın bilmem nesi diyanet işleri başkanının torunu, falancanın bilmem nesi

Kayabiliyor, yanlış yollara gidebiliyor.Kayabiliyor, yanlış yollara gidebiliyor. O yanlış yoldakiler imana gelirken; Roger Garaudy müslüman olurkenO yanlış yoldakiler imana gelirken; Roger Garaudy müslüman olurken feylesoflar müslüman olurken Tevfik Fikret'in çocuğu Haluk papaz oluyor,feylesoflar müslüman olurken Tevfik Fikret'in çocuğu Haluk papaz oluyor, Şimdi hayatta [olanların], yaşayanların da bazılarının çocuklarının, torunlarının ne olduğunu söyleyebilirim.Şimdi hayatta [olanların], yaşayanların da bazılarının çocuklarının, torunlarının ne olduğunu söyleyebilirim. Dinden imandan çıkabiliyor. Tabii bu bir eğitim!Dinden imandan çıkabiliyor.

Tabii bu bir eğitim!
Yanlış eğitimi engellemek lazım. Yanlışlıktır, yirminci yüzyıl insanlarını kurtaracak,Yanlış eğitimi engellemek lazım. Yanlışlıktır, yirminci yüzyıl insanlarını kurtaracak, inancını bırakıp ta bâtıl, eski, muharref, bozuk, hurafelerle dolu şeylere kaymak çok büyük bir kayıptır! inancını bırakıp ta bâtıl, eski, muharref, bozuk, hurafelerle dolu şeylere kaymak çok büyük bir kayıptır!

Fe mâzâ ba'de'l-hakki ille'd-dalâlü. İnsan hakkı bırakırsa ne olur?Fe mâzâ ba'de'l-hakki ille'd-dalâlü.

İnsan hakkı bırakırsa ne olur?
İnsan okyanusta gemiyi bırakıp da atlarsa kurtulma imkânı kalır mı? İnsan okyanusta gemiyi bırakıp da atlarsa kurtulma imkânı kalır mı?

Allah celle celâlüh gafletten uyandırsın, gaflete düşürmesin.Allah celle celâlüh gafletten uyandırsın, gaflete düşürmesin. Hakkı hak olarak görüp ona uymayı nasip eylesin, batılı bâtıl görüp anlayıp ondan korunmayı nasip etsin. Hakkı hak olarak görüp ona uymayı nasip eylesin, batılı bâtıl görüp anlayıp ondan korunmayı nasip etsin.

Fe la'netullâhi ale'l-kâfirîne. "Allah'ın laneti kâfirlerin üzerinedir." Fe la'netullâhi ale'l-kâfirîne. "Allah'ın laneti kâfirlerin üzerinedir."

Bu umumi bir kuraldır. İnsan kâfir oldu mu Allah'ın rahmetinden dışarıda kalır. Lanet ne demek? Bu umumi bir kuraldır. İnsan kâfir oldu mu Allah'ın rahmetinden dışarıda kalır.

Lanet ne demek?

"Hayırdan ve rahmetten mahrum hâle getirilmek" demek."Hayırdan ve rahmetten mahrum hâle getirilmek" demek. Melun olmak, lanete uğramak öyle demek.Melun olmak, lanete uğramak öyle demek. Rahmetten, lütuftan, esirgemeden, hayırdan mahrum bir duruma gelir. Rahmetten, lütuftan, esirgemeden, hayırdan mahrum bir duruma gelir.

"Allah'ın laneti kâfirlerin üzerine olur." "Allah'ın laneti kâfirlerin üzerine olur."

O kâfirler kâfir olarak hayırdan, rahmetten mahrum bir hâle düşerler. O kâfirler kâfir olarak hayırdan, rahmetten mahrum bir hâle düşerler.

"Allah'ın laneti kâfirlerin üzerinedir!" diye bu bir bilgi cümlesi, ihbar, ihbarî bir cümle de olabilir. "Allah'ın laneti kâfirlerin üzerinedir!" diye bu bir bilgi cümlesi, ihbar, ihbarî bir cümle de olabilir.

"Kâfirlere Allah'ın laneti olsun, Allah'ın lanetine uğrayasıcalar!.." mânasına bir beddua."Kâfirlere Allah'ın laneti olsun, Allah'ın lanetine uğrayasıcalar!.." mânasına bir beddua. Öyle kâfir olduklarından dolayı Allah'ın lanetine uğrayasıcalar, diye o mânaya da anlaşılabilir.Öyle kâfir olduklarından dolayı Allah'ın lanetine uğrayasıcalar, diye o mânaya da anlaşılabilir. Çünkü Arapça'da ihbarî cümle ile inşaî cümle arasında bazen ayırıcı bir şey,Çünkü Arapça'da ihbarî cümle ile inşaî cümle arasında bazen ayırıcı bir şey, mümeyyiz bir kelime yoktur. Ama bir haber cümlesi olarak da düşünsek: mümeyyiz bir kelime yoktur. Ama bir haber cümlesi olarak da düşünsek: Kâfirler lanete her zaman uğramışlardır ve hem dünyada hem âhirette uğrayacaktır!Kâfirler lanete her zaman uğramışlardır ve hem dünyada hem âhirette uğrayacaktır! Bir de; "Uğrasınlar niye böyle kâfirlik ediyorlar?" [şeklinde],Bir de; "Uğrasınlar niye böyle kâfirlik ediyorlar?" [şeklinde], bizim; "Allah kahretsin!.." dediğimiz gibi de olabilir. bizim; "Allah kahretsin!.." dediğimiz gibi de olabilir.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz çok halim halim, sakin sakin gerçekleri anlattı.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz çok halim halim, sakin sakin gerçekleri anlattı. İnananlar inandı, inanmayanlar inanmadı.İnananlar inandı, inanmayanlar inanmadı. Peygamber Efendimiz âhirete irtihal etti ama Kur'ân-ı Kerîm'in hakikatleri ortada!Peygamber Efendimiz âhirete irtihal etti ama Kur'ân-ı Kerîm'in hakikatleri ortada! İşte biz de Kur'ân-ı Kerîm'in âyetlerini okuyoruz, izah ediyoruz! Herkes bunu duymalı! İşte biz de Kur'ân-ı Kerîm'in âyetlerini okuyoruz, izah ediyoruz! Herkes bunu duymalı! Amerikalı'sı, Avrupalı'sı, Çinli'si, Japon'u, Hintlisi…Amerikalı'sı, Avrupalı'sı, Çinli'si, Japon'u, Hintlisi… Öküze Buda'ya tapma zamanı, güneşe aya tapma, haça puta tapma zamanı değildir! Öküze Buda'ya tapma zamanı, güneşe aya tapma, haça puta tapma zamanı değildir!

Ben geçen hafta başlattım. Onu söyleyerek sözümü tamamlamak istiyorum. Ben geçen hafta başlattım. Onu söyleyerek sözümü tamamlamak istiyorum.

Artık 1999'un yarısını da geçtik, 2000 yılına doğru gidiyoruz.Artık 1999'un yarısını da geçtik, 2000 yılına doğru gidiyoruz. 2000 yılı artık yeni bir rakam, yuvarlak bir rakam! Yeni bir yüzyılın başlangıcı olacak!2000 yılı artık yeni bir rakam, yuvarlak bir rakam! Yeni bir yüzyılın başlangıcı olacak! Yeni asırların -artık yüzyıllar ne kadar devam edecekse- başlangıcı olacak! Yeni asırların -artık yüzyıllar ne kadar devam edecekse- başlangıcı olacak!

Aziz ve sevgili dinleyiciler! Önümüzdeki 2000 yılını Tevhid Yılı olarak ilan ediyorum!Aziz ve sevgili dinleyiciler!

Önümüzdeki 2000 yılını Tevhid Yılı olarak ilan ediyorum!
Lütfen, hepiniz bana yardımcı olun, bu Tevhid Yılı [düşüncesini] yaygınlaştıralım. Lütfen, hepiniz bana yardımcı olun, bu Tevhid Yılı [düşüncesini] yaygınlaştıralım. Allah'tan başka ilah yoktur! Lâ ilâhe illallah! Âlemlerin Rabbi, yaratan, yeri göğü yaratan,Allah'tan başka ilah yoktur! Lâ ilâhe illallah! Âlemlerin Rabbi, yaratan, yeri göğü yaratan, yüce Mevlâ'nın kuluyuz ve ona kulluk etmemiz lazım. Hak yol İslâm'dır. İstikbal İslâm'ındır! yüce Mevlâ'nın kuluyuz ve ona kulluk etmemiz lazım. Hak yol İslâm'dır. İstikbal İslâm'ındır!

Çağımız, insanlık çok buhrandadır, ahlâkî düşkünlük içindedir!Çağımız, insanlık çok buhrandadır, ahlâkî düşkünlük içindedir! İnsanlığın kurtuluşu İslâm'la olacaktır! İnsanlığın kurtuluşu İslâm'la olacaktır! 2000 yılı bunun başlangıcı olsun, şimdiden bunu başlatalım!2000 yılı bunun başlangıcı olsun, şimdiden bunu başlatalım! Böyle geriye dönüş değil de irtica, bâtıl inançlara, putperestliğe, geriye dönüş değil deBöyle geriye dönüş değil de irtica, bâtıl inançlara, putperestliğe, geriye dönüş değil de istikbale yönelik nurlu ufuklara doğru! İstikbal İslâm'ındır ve yirmibirinci yüzyıl Tevhid Yılı'dır!istikbale yönelik nurlu ufuklara doğru! İstikbal İslâm'ındır ve yirmibirinci yüzyıl Tevhid Yılı'dır! 2000 yılı özellikle tevhid yılıdır! 2000 yılı özellikle tevhid yılıdır!

Hani her yılı bir [adlandırıyorlar]: Yunus Emre yılı, Ahmet Yesevi yılı, Osmanlı'nın 700. kuruluş yılı…Hani her yılı bir [adlandırıyorlar]: Yunus Emre yılı, Ahmet Yesevi yılı, Osmanlı'nın 700. kuruluş yılı… Bu yıl maalesef Osmanlı'ya layık olduğu şekilde gerekli çalışmalar çok yapılmadı.Bu yıl maalesef Osmanlı'ya layık olduğu şekilde gerekli çalışmalar çok yapılmadı. 700 yıl dünyaya hâkim olmuş adalet, insanlık, ahlâk, medeniyet, incelik, zarafet, edep getirmiş olan bir devlet!700 yıl dünyaya hâkim olmuş adalet, insanlık, ahlâk, medeniyet, incelik, zarafet, edep getirmiş olan bir devlet! Bizim dedelerimiz; onun güzel anılması, güzel tanıtılması lazım. Bizim dedelerimiz; onun güzel anılması, güzel tanıtılması lazım.

1999 Osmanlı'nın 700. yılı kutlama yılı, kuruluşunu kutlama yılı! 2000 yılı nedir? 1999 Osmanlı'nın 700. yılı kutlama yılı, kuruluşunu kutlama yılı!

2000 yılı nedir?

2000 yılı da "Tevhid Yılı"dır! Elbirliğiyle bunu anlatalım. Bu vesileyle tevhidi anlatalım.2000 yılı da "Tevhid Yılı"dır! Elbirliğiyle bunu anlatalım. Bu vesileyle tevhidi anlatalım. Lâ ilâhe illallah'ı anlatalım. Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh'ı anlatalım. Lâ ilâhe illallah'ı anlatalım. Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh'ı anlatalım. Allahu ekber'i, subhanallah'ı, elhamdülillah'ı anlatalım!Allahu ekber'i, subhanallah'ı, elhamdülillah'ı anlatalım! Cümle cihan halkı anlasın ve herkes hak yola, imana gelsin, Allah'ın rahmetine gelsin! Cümle cihan halkı anlasın ve herkes hak yola, imana gelsin, Allah'ın rahmetine gelsin!

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2