Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Belâlar ve Allah’ın Yardımı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

19 Muharrem 1419 / 15.05.1998
AKRA- Sydney/ Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Cumanız mübarek olsun. Cumanız mübarek olsun.

Allahu Teâlâ hazretleri güzel günün mânevî ikramlarından, sevaplarından,Allahu Teâlâ hazretleri güzel günün mânevî ikramlarından, sevaplarından, lütuflarından sizleri de faydalandırsın. Bu günü güzel, kârlı, faydalı geçirmeyi nasip eylesin. lütuflarından sizleri de faydalandırsın. Bu günü güzel, kârlı, faydalı geçirmeyi nasip eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in Ebû Hüreyre radıyallâhu anh'ten rivayet olunmuş bir hadîs-i şerîfi ile başlıyorum. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in Ebû Hüreyre radıyallâhu anh'ten rivayet olunmuş bir hadîs-i şerîfi ile başlıyorum.

Bu hadîs-i şerîfi Ahmed b. Hanbel ve daha başka kaynaklar kaydetmişler.Bu hadîs-i şerîfi Ahmed b. Hanbel ve daha başka kaynaklar kaydetmişler. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Lâ yezâlü'l-belâü bi'l-mü'mini ve'l-mü'mineti fî cesedihî

Lâ yezâlü'l-belâü bi'l-mü'mini ve'l-mü'mineti fî cesedihî
ve mâlihî ve fî veledihî hattâ yelgallâhe ve mâ aleyhi min hatîeh. ve mâlihî ve fî veledihî hattâ yelgallâhe ve mâ aleyhi min hatîeh.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Bu hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz müslümanın Bela ne demek? Bu hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz müslümanın
Bela ne demek?

dünyada bazı sıkıntılara, imtihanlara uğrayabileceğini, mâruz kalabileceğini amadünyada bazı sıkıntılara, imtihanlara uğrayabileceğini, mâruz kalabileceğini ama sabrederse bunun âhireti için faydalı olacağını bildirmiş oluyor. Şöyle açıklayalım: sabrederse bunun âhireti için faydalı olacağını bildirmiş oluyor. Şöyle açıklayalım:

Lâ yezâlü'l-belâü bi'l-mü'mini ve'l-mü'mineti.Lâ yezâlü'l-belâü bi'l-mü'mini ve'l-mü'mineti. Lâ yezâlü; "zâil olmadan, devamlı" demek. Lâ yezâlü; "zâil olmadan, devamlı" demek.

"Daima, hiç gitmeden, mü'min erkeğe, "Daima, hiç gitmeden, mü'min erkeğe, mü'min kadına bela gelir. Bela onun başına gelir, onun yanında olur; o, bela ile karşılaşır." mü'min kadına bela gelir. Bela onun başına gelir, onun yanında olur; o, bela ile karşılaşır."

Bela ne demek? Bela ne demek?

Allahu Teâlâ hazretlerinin imtihan için kula musallat ettiği bir olay, bir hadise.Allahu Teâlâ hazretlerinin imtihan için kula musallat ettiği bir olay, bir hadise. İnsan ondan üzülür, onunla karşılaşınca üzülür. Ama bu bir imtihan! Allahu Teâlâ hazretleriİnsan ondan üzülür, onunla karşılaşınca üzülür. Ama bu bir imtihan! Allahu Teâlâ hazretleri imtihan için yarattı ya, bütün Âdemoğullarını dünyaya göndermesi imtihan için ya… imtihan için yarattı ya, bütün Âdemoğullarını dünyaya göndermesi imtihan için ya…

Li yebluveküm eyyuküm ahsenu amelâ. "İmtihanı hanginiz başaracak,Li yebluveküm eyyuküm ahsenu amelâ. "İmtihanı hanginiz başaracak, hanginiz daha güzel işler yapacak?.." İmtihan etmek için gönderdi, bunu âyetlerdenhanginiz daha güzel işler yapacak?.."

İmtihan etmek için gönderdi, bunu âyetlerden
ve hadîs-i şerîflerden kesin olarak biliyoruz. Burası imtihan yeri, dünya hayatı imtihan zamanı.ve hadîs-i şerîflerden kesin olarak biliyoruz. Burası imtihan yeri, dünya hayatı imtihan zamanı. İnsanın mükellef olduğu zamandan, ruhunu Rabbine teslim ettiği emaneti,İnsanın mükellef olduğu zamandan, ruhunu Rabbine teslim ettiği emaneti, sahibine iade ettiği zamana kadar imtihan içinde, insan her an imtihanda ve her an imtihanda olduğusahibine iade ettiği zamana kadar imtihan içinde, insan her an imtihanda ve her an imtihanda olduğu için her an dikkatli olması, uyanık olması lazım. İmtihanı güzel karşılaması, başarması lazım. için her an dikkatli olması, uyanık olması lazım. İmtihanı güzel karşılaması, başarması lazım.

Bu imtihanlar nereden gelebilir, neler olabilir? Bu imtihanlar nereden gelebilir, neler olabilir?

İmtihanların bir kısmı bela şeklinde olur, yani insanın istemediği olaylar başına gelir.İmtihanların bir kısmı bela şeklinde olur, yani insanın istemediği olaylar başına gelir. Misal olarak söyleyelim, farz edelim: Hastalık gelir; insanı üzer, sıkıntılara düşürür. Misal olarak söyleyelim, farz edelim: Hastalık gelir; insanı üzer, sıkıntılara düşürür. Başı ağrır, vücudu, dişi ağrır, bir âzâsı ağrır. Başı ağrır, vücudu, dişi ağrır, bir âzâsı ağrır. Perişan olur, yataklara düşer, cayır cayır yanar. Ziyaretçiler gelir... Bir imtihan bela. Perişan olur, yataklara düşer, cayır cayır yanar. Ziyaretçiler gelir... Bir imtihan bela.

Veyahut komşusu, veyahut karşısına çıkan birisi veya yolda belalı bir adam gelir, sataşır. Veyahut komşusu, veyahut karşısına çıkan birisi veya yolda belalı bir adam gelir, sataşır.

"Sübhanallah, ben buna bir şey yapmadım! Bu adam niye bana sataşıyor?" İşte imtihan! "Sübhanallah, ben buna bir şey yapmadım! Bu adam niye bana sataşıyor?"

İşte imtihan!

Ne yapması lazım? İmtihan olduğunu bilip sabretmesi, imtihanı güzel vermeye gayret etmesi lazım.Ne yapması lazım?

İmtihan olduğunu bilip sabretmesi, imtihanı güzel vermeye gayret etmesi lazım.
Kötülüğe iyilikle karşılık vermesi lazım. Sabretmesi, sabr-ı cemîl göstermesi, Kötülüğe iyilikle karşılık vermesi lazım. Sabretmesi, sabr-ı cemîl göstermesi, Allah'ın sevdiği tarzda hareket etmeye gayret etmesi lazım. Allah'ın sevdiği tarzda hareket etmeye gayret etmesi lazım.

Bazen imtihan iyi şeylerden gelir: Allah zenginlik verir.Bazen imtihan iyi şeylerden gelir: Allah zenginlik verir. Adam öyle zengin, öyle parası pulu var öyle imkânları var, evi, Adam öyle zengin, öyle parası pulu var öyle imkânları var, evi, arabası o kadar güzel ki herkes imreniyor. O da bir imtihan.arabası o kadar güzel ki herkes imreniyor. O da bir imtihan. Bakalım bu zenginliği ile bu kazancıyla Allah'ın emirlerini yapacak mı? Zekâtını verecek mi? Bakalım bu zenginliği ile bu kazancıyla Allah'ın emirlerini yapacak mı? Zekâtını verecek mi? Hayır hasenat yapacak mı? Allah'ın dinine yardımcı olacak mı?.. Hayır hasenat yapacak mı? Allah'ın dinine yardımcı olacak mı?..

Bu zenginlik de bir imtihan. Daha tehlikeli, çünkü zenginlikte insanBu zenginlik de bir imtihan. Daha tehlikeli, çünkü zenginlikte insan dünyanın keyfine, zevkine aldanır, dalar, gider; unutur. İnsan fakirken Allah'ı daha çok anar:dünyanın keyfine, zevkine aldanır, dalar, gider; unutur.

İnsan fakirken Allah'ı daha çok anar:
Hiç namaz kılmayan insanlar belaya uğradığı, hastalandığı zaman namaza başlar. Hiç namaz kılmayan insanlar belaya uğradığı, hastalandığı zaman namaza başlar. Yakını ölen bir insan tevbekâr olur. Ölümü, belayı, musibeti, üzüntüyü gördü, Yakını ölen bir insan tevbekâr olur. Ölümü, belayı, musibeti, üzüntüyü gördü, işin acılığının farkına vardı; tevbekâr olur, namaza başlar... işin acılığının farkına vardı; tevbekâr olur, namaza başlar...

Benim tanıdığım böyle insanlar var. Önceden ibadetlerini yapmayan gevşek bir kimseykenBenim tanıdığım böyle insanlar var. Önceden ibadetlerini yapmayan gevşek bir kimseyken hatta İslâm'a, Müslümanlığa karşı iken ölümden sonra birden bir değişiklik oluyor.hatta İslâm'a, Müslümanlığa karşı iken ölümden sonra birden bir değişiklik oluyor. Bazen bir hapiste… İnsan suçlu, mücrim; hapse girer, cezasını çeker, çıkar.Bazen bir hapiste… İnsan suçlu, mücrim; hapse girer, cezasını çeker, çıkar. Hapiste ıslah olur, iyi bir insan olarak dışarıya çıkar. Böyle şeyler olabilir.Hapiste ıslah olur, iyi bir insan olarak dışarıya çıkar. Böyle şeyler olabilir. İnsanın Allah'a yönelmesi fakirlikte, ıstırapta daha çok olur. Bana telefon ediyor. İnsanın Allah'a yönelmesi fakirlikte, ıstırapta daha çok olur.

Bana telefon ediyor.
Diyor ki: "Hocam dua edin, annem ağır hasta, ameliyat oldu, doktorlar Diyor ki: "Hocam dua edin, annem ağır hasta, ameliyat oldu, doktorlar ‘Durumu çok tehlikeli!' diyorlar, kendisinde değil. Ne olur dua edin…" ‘Durumu çok tehlikeli!' diyorlar, kendisinde değil. Ne olur dua edin…"

Tabi müslümanın müslüman kardeşine duasını Allah kabul eder, biz de dua ediyoruz.Tabi müslümanın müslüman kardeşine duasını Allah kabul eder, biz de dua ediyoruz. Kendi annemiz, kendi kardeşimiz gibi yakınımız olarak onların iyiliğini istiyoruz. Kendi annemiz, kendi kardeşimiz gibi yakınımız olarak onların iyiliğini istiyoruz.

Telefon ediyorlar: "Hocam Allah razı olsun, duanız berakâtıyla elhamdülillah bugün daha iyi." Telefon ediyorlar: "Hocam Allah razı olsun, duanız berakâtıyla elhamdülillah bugün daha iyi."

Biz karşılaştığımız zaman soruyoruz veya telefon ediyoruz, soruyoruz: Biz karşılaştığımız zaman soruyoruz veya telefon ediyoruz, soruyoruz:

"Nasıl oldu? Hastanın durumu amansız gibiydi, ümitsiz gibiydi? Allah'tan ümit kesilmez…" "Nasıl oldu? Hastanın durumu amansız gibiydi, ümitsiz gibiydi? Allah'tan ümit kesilmez…"

"Hocam! Çok şükür, elhamdülillah. Şu anda iyi…" diyorlar. "Hocam! Çok şükür, elhamdülillah. Şu anda iyi…" diyorlar.

Demek ki insan hastayken, beladayken, sıkıntıdayken, muhtaçkenDemek ki insan hastayken, beladayken, sıkıntıdayken, muhtaçken Allah'ı daha çok anıyor ama zengin oldu mu çok unutur. Zenginler çok unutur. Zenginlik unutturur: Allah'ı daha çok anıyor ama zengin oldu mu çok unutur. Zenginler çok unutur. Zenginlik unutturur:

İnne'l-insâne le yetğâ. En raâhustağnâ. İnne'l-insâne le yetğâ. En raâhustağnâ.

Hepimiz insanoğlu olarak paranın gücünü görüyoruz.Hepimiz insanoğlu olarak paranın gücünü görüyoruz. Parayla çok şeyler yapıldığını, rahat edildiğini görüyoruz; parayı istiyoruz. AmaParayla çok şeyler yapıldığını, rahat edildiğini görüyoruz; parayı istiyoruz. Ama Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki; "Ey Âdemoğlu!Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

"Ey Âdemoğlu!
Senin yanında sana yetecek, ihtiyacını karşılayacak kadar maddiyât, Senin yanında sana yetecek, ihtiyacını karşılayacak kadar maddiyât, para pul, mal mülk var, sen seni azdıracak kadarını istiyorsun!" para pul, mal mülk var, sen seni azdıracak kadarını istiyorsun!"

Ve ente tatlubu mâ yutğîke. "Seni tuğyana sevkedeceği, azdıracağı istiyorsun!" Ve ente tatlubu mâ yutğîke. "Seni tuğyana sevkedeceği, azdıracağı istiyorsun!"

İnsan "Allah bana versin de ben azmam, sapmam, tuğyan etmem…" diye düşünüyor.İnsan "Allah bana versin de ben azmam, sapmam, tuğyan etmem…" diye düşünüyor. Parayı, malı, mülkü ondan istiyor ama azıyor. Kendisi azmazsa çocuğu sapıtıyor, şımarıyor.Parayı, malı, mülkü ondan istiyor ama azıyor. Kendisi azmazsa çocuğu sapıtıyor, şımarıyor. Allah'ı unutuyor, keyfe, zevke dalıyor, içkiye alışıyor. Gösterişe, kibre, ucuba Allah'ı unutuyor, keyfe, zevke dalıyor, içkiye alışıyor. Gösterişe, kibre, ucuba paralar sarf ediyor, tantanaya, israfa gidiyor… Allah bunları hiç sevmez! paralar sarf ediyor, tantanaya, israfa gidiyor… Allah bunları hiç sevmez!

Onun için ârif insanlar, mü'min-i kâmil insanlar, hâlis insanlar; "Yâ Rabbî!Onun için ârif insanlar, mü'min-i kâmil insanlar, hâlis insanlar; "Yâ Rabbî! Her şeyin hayırlısını ver bana; paranın hayırlısını ver, evladın hayırlısını ver,Her şeyin hayırlısını ver bana; paranın hayırlısını ver, evladın hayırlısını ver, işin hayırlısını ver, ilmin hayırlısını ver, her şeyin hayırlısını ver…" diye istiyor.işin hayırlısını ver, ilmin hayırlısını ver, her şeyin hayırlısını ver…" diye istiyor. O zenginliğin tehlikelerini anlamak biraz daha zor, zenginken Allah'a yönelmek biraz daha zor. O zenginliğin tehlikelerini anlamak biraz daha zor, zenginken Allah'a yönelmek biraz daha zor.

Ben şimdi hazır elime fırsat geçmişken, fırsatı yakalamışken sözümü söyleyeyim: Ben şimdi hazır elime fırsat geçmişken, fırsatı yakalamışken sözümü söyleyeyim: Bosna'dan, -Herzegovina diyorlar- Hersek'ten, Arnavutluk'tan, Tiran'dan, İşkodra'dan,Bosna'dan, -Herzegovina diyorlar- Hersek'ten, Arnavutluk'tan, Tiran'dan, İşkodra'dan, Kosova'dan, Sancak'tan, Bulgaristan'dan, Yunanistan'dan, Gümülcine'den, Romanya'dan,Kosova'dan, Sancak'tan, Bulgaristan'dan, Yunanistan'dan, Gümülcine'den, Romanya'dan, Kafkasya'dan gelmiş kardeşlerime bakıyorum. Bursa'da, Adapazarı'nda yerleşmişler,Kafkasya'dan gelmiş kardeşlerime bakıyorum. Bursa'da, Adapazarı'nda yerleşmişler, kimisi İzmir'e gelmiş, Girit'ten vesaireden Antalya'ya gelmiş yerleşmişler… kimisi İzmir'e gelmiş, Girit'ten vesaireden Antalya'ya gelmiş yerleşmişler…

Ben bunlardan rica ediyorum: Lütfen! Allah aşkına, Allah rızası içinBen bunlardan rica ediyorum: Lütfen! Allah aşkına, Allah rızası için geldikleri diyarları unutmasınlar. Oralara karşı görevleri olduğunu unutmasınlar.geldikleri diyarları unutmasınlar. Oralara karşı görevleri olduğunu unutmasınlar. Orada kalan, buraya gelemeyen akrabaları, hemşerileri ile ilgilerini devam ettirsinler,Orada kalan, buraya gelemeyen akrabaları, hemşerileri ile ilgilerini devam ettirsinler, onlara yardımcı olsunlar. Onların iyi yetişmesi için okullar açsınlar,onlara yardımcı olsunlar. Onların iyi yetişmesi için okullar açsınlar, iyi müslüman olarak kalmaları, erimemeleri, kaybolmamaları için hocalar göndersinler... iyi müslüman olarak kalmaları, erimemeleri, kaybolmamaları için hocalar göndersinler...

Ben biliyorum; Türkiye'de oralardan gelmiş çok zengin var.Ben biliyorum; Türkiye'de oralardan gelmiş çok zengin var. Fabrika sahipleri var, milyonerler, milyarderler var. Eğer onlar o ülkelerleFabrika sahipleri var, milyonerler, milyarderler var. Eğer onlar o ülkelerle yardımlaşma, hizmet ve hayır hasenât ilgilerini devam ettirmiyorlarsa onları çok ayıplıyorum. yardımlaşma, hizmet ve hayır hasenât ilgilerini devam ettirmiyorlarsa onları çok ayıplıyorum.

Şimdi biz kardeşlerimizle bir Bosna Derneği kurduk. Bosna ile ilgili olan kardeşlere de söylüyorum:Şimdi biz kardeşlerimizle bir Bosna Derneği kurduk. Bosna ile ilgili olan kardeşlere de söylüyorum: "Bak adresini ver, bizim o derneğe kayıt ol!" Neden? "Bak adresini ver, bizim o derneğe kayıt ol!"

Neden?

Çünkü oraya yardımcı olmamız lazım. Bosna bizim canımız,Çünkü oraya yardımcı olmamız lazım. Bosna bizim canımız, Kosova, Sancak, Batı Trakya, Tuna vilayeti, Kırım eyaleti, Kafkasya bizim canımız…Kosova, Sancak, Batı Trakya, Tuna vilayeti, Kırım eyaleti, Kafkasya bizim canımız… Bunları derken yüreğimiz sızlıyor! Tarihi hatırlıyoruz, oradaki kardeşlerimizinBunları derken yüreğimiz sızlıyor! Tarihi hatırlıyoruz, oradaki kardeşlerimizin çektiği sıkıntıları düşünüyoruz... İnsafsız düşmanların gaddarlıklarını düşünüyoruz,çektiği sıkıntıları düşünüyoruz... İnsafsız düşmanların gaddarlıklarını düşünüyoruz, onların çektikleri eziyetleri düşünüyoruz, onların yerine kendimizi koyuyoruz; kan ağlıyoruz,onların çektikleri eziyetleri düşünüyoruz, onların yerine kendimizi koyuyoruz; kan ağlıyoruz, ağlıyoruz, üzülüyoruz, yalvarıyoruz… Lütfen oradan gelenler, oranın dilini bilenler oraya gitsinler. ağlıyoruz, üzülüyoruz, yalvarıyoruz… Lütfen oradan gelenler, oranın dilini bilenler oraya gitsinler.

Ben soruyorum: "Nerelisin?" "Kırımlıyım." "Kırım'a gittin mi?" Ben soruyorum:

"Nerelisin?"

"Kırımlıyım."

"Kırım'a gittin mi?"

"Sen nerelisin?" "Ben Bulgaristan'ın falanca şehrinde doğmuşum." "Oraya gittin mi? Git!" "Sen nerelisin?"

"Ben Bulgaristan'ın falanca şehrinde doğmuşum."

"Oraya gittin mi? Git!"

"Benim annem Boşnak kökenli." "Bosna'ya gittin mi? Arnavutluk'a gittin mi?"Benim annem Boşnak kökenli."

"Bosna'ya gittin mi? Arnavutluk'a gittin mi?
Orayı unuttun mu yoksa." Unutulmaz! Hubbu'l-vatan mine'l-îmân Orayı unuttun mu yoksa."

Unutulmaz!

Hubbu'l-vatan mine'l-îmân

İnsanın doğduğu yerleri hatırlaması, orayı sevmesi, oraya karşı içinde bir duygu bulunmasıİnsanın doğduğu yerleri hatırlaması, orayı sevmesi, oraya karşı içinde bir duygu bulunması güzel bir şey. Bu imandandır. Mesela Yahya Kemal; Rakofça kırlarının gür havasını ben duydumgüzel bir şey. Bu imandandır.

Mesela Yahya Kemal;

Rakofça kırlarının gür havasını ben duydum
diye şiirleri var, hoşuma gidiyor. O oraları unutmamış; şiirlerinde yâd etmiş, hasretle anmış. diye şiirleri var, hoşuma gidiyor. O oraları unutmamış; şiirlerinde yâd etmiş, hasretle anmış.

Kimse unutmamalı, hiçbirimiz unutmamalıyız.Kimse unutmamalı, hiçbirimiz unutmamalıyız. Oralarla ilgimizi, sevgimizi, tarihi bağlarımızı canlı tutmalıyız. Oralarla ilgimizi, sevgimizi, tarihi bağlarımızı canlı tutmalıyız.

Birçok yerde; birçok ilçede, şehirde Tarih ve Medeniyet Derneği kurduk.Birçok yerde; birçok ilçede, şehirde Tarih ve Medeniyet Derneği kurduk. Onlar harıl harıl çalışmalı! Bu dış ülkelerle de ilgili dernekler kuruyoruz kiOnlar harıl harıl çalışmalı! Bu dış ülkelerle de ilgili dernekler kuruyoruz ki oralarla kardeşlerimiz ilgilensin. Boşnak olan kardeşlerimiz mutlaka Bosna ile ilgilensin,oralarla kardeşlerimiz ilgilensin. Boşnak olan kardeşlerimiz mutlaka Bosna ile ilgilensin, yardımlaşsın; Arnavut olan kardeşlerimiz mutlaka Arnavutluk'la ilgilensin, yardımlaşsın;yardımlaşsın; Arnavut olan kardeşlerimiz mutlaka Arnavutluk'la ilgilensin, yardımlaşsın; Sancaklı, Kosovalı, Gümülcineli, Batı Trakyalı, Moralı, Giritli… Sancaklı, Kosovalı, Gümülcineli, Batı Trakyalı, Moralı, Giritli…

Hiç unutmayalım! Burada, Sydney'de Ermeniler iki tane milletvekili ile meclise girmişler,Hiç unutmayalım!

Burada, Sydney'de Ermeniler iki tane milletvekili ile meclise girmişler,
"Burada Türkler'in Ermeniler'i öldürdüğüne dair anıt dikilsin!" diye dilekçe vermişler. "Burada Türkler'in Ermeniler'i öldürdüğüne dair anıt dikilsin!" diye dilekçe vermişler.

Neden? O anıt dikilince bütün görenler Türkler'e kin duyacaklar, hınç duyacaklar.Neden?

O anıt dikilince bütün görenler Türkler'e kin duyacaklar, hınç duyacaklar.
Çocuklar Türkler'in düşmanlığıyla yetişecek! Böyle şey olur mu? Çocuklar Türkler'in düşmanlığıyla yetişecek!

Böyle şey olur mu?

Avustralya hükümeti çok medeniyetli, değişik örflere, âdetlere sahipAvustralya hükümeti çok medeniyetli, değişik örflere, âdetlere sahip insanlar bir arada muhabbetle yaşasınlar diye ortamı öyle hazırlamaya çalışıyor. insanlar bir arada muhabbetle yaşasınlar diye ortamı öyle hazırlamaya çalışıyor.

"Biz multicultural bir eğitim ve sosyal program uyguluyoruz." diyor. "Biz multicultural bir eğitim ve sosyal program uyguluyoruz." diyor.

Yani "Hint kültürü, İslâm kültürü, Arap kültürü, Türk kültürü medeniyeti vs. hepsiYani "Hint kültürü, İslâm kültürü, Arap kültürü, Türk kültürü medeniyeti vs. hepsi bir arada kardeşçe bulunsun; birbirlerini desteklesinler, zenginleşsinler…" diyor.bir arada kardeşçe bulunsun; birbirlerini desteklesinler, zenginleşsinler…" diyor. Bir taraftan da kinlerin tazelenmesine, bilenmesine sebep olacak bir şeye müsaade ediyor! Bir taraftan da kinlerin tazelenmesine, bilenmesine sebep olacak bir şeye müsaade ediyor!

Tabi bu bir yanlış hareket! Bunu neden yapıyorlar? Neden bu kadar önem veriyorlar? Tabi bu bir yanlış hareket!

Bunu neden yapıyorlar? Neden bu kadar önem veriyorlar?

Gazetelerde zaman zaman duyarız: Paris'te, Amerika'da, falanca ülkede Ermeniler böyle bir anıtınGazetelerde zaman zaman duyarız: Paris'te, Amerika'da, falanca ülkede Ermeniler böyle bir anıtın yapılmasını istemişler. Kimisinde engellenmiş, kimisinde engellenememiş; anıt yapılmış… yapılmasını istemişler. Kimisinde engellenmiş, kimisinde engellenememiş; anıt yapılmış…

Dünyada katliama uğrayan, ıstırap çeken asıl bizleriz. Kırım'da katliam, Bulgaristan'da katliam,Dünyada katliama uğrayan, ıstırap çeken asıl bizleriz. Kırım'da katliam, Bulgaristan'da katliam, Dirina köprüsünden öldürülüp öldürülüp atılan insanlar, son Sırp vahşeti,Dirina köprüsünden öldürülüp öldürülüp atılan insanlar, son Sırp vahşeti, Yunanlılar'ın Mora katliamı, Girit katliamı!.. Asıl mağdur olan biziz ve biz bunları unutuyoruz.Yunanlılar'ın Mora katliamı, Girit katliamı!.. Asıl mağdur olan biziz ve biz bunları unutuyoruz. Ne kitaplarımıza yazıyoruz ne çocuklarımıza öğretiyoruz! Ne kitaplarımıza yazıyoruz ne çocuklarımıza öğretiyoruz!

Çocuklarımız da; "Vay! Bizim dedelerimiz Ermeniler'i kesmiş galiba.Çocuklarımız da; "Vay! Bizim dedelerimiz Ermeniler'i kesmiş galiba. Gaddarmış, canavarmış galiba…" filan diye aşağılık duygusu içinde kalıyor. Hâlbuki iş öyle değil! Gaddarmış, canavarmış galiba…" filan diye aşağılık duygusu içinde kalıyor. Hâlbuki iş öyle değil!

Ben şimdi bir Ermeni'yle karşılaştım. "Sizin dedeleriniz bizim dedelerimizi kesti?" dedi. Ben şimdi bir Ermeni'yle karşılaştım.

"Sizin dedeleriniz bizim dedelerimizi kesti?" dedi.

Ben de onun ağzıyla bir şeyler söylemesini istediğim için bilmiyormuş gibi; "Nerede kesmiş, ne zaman kesmiş?" dedim. Ben de onun ağzıyla bir şeyler söylemesini istediğim için bilmiyormuş gibi;

"Nerede kesmiş, ne zaman kesmiş?" dedim.

"Kesmişler 50 yıl önce, 40 yıl önce filan..." "Nerede kesmişler?" dedim. "Kesmişler 50 yıl önce, 40 yıl önce filan..."

"Nerede kesmişler?" dedim.

"Türkiye'de kesmişler." "Dedeleriniz niye oraya gitmişler?" dedim. "Türkiye'de kesmişler."

"Dedeleriniz niye oraya gitmişler?" dedim.

"Gitmemişler! Orada kalmışlar; oranın ahalisi, zaten tarih boyunca orada bulunmuşlar." dedi. "Gitmemişler! Orada kalmışlar; oranın ahalisi, zaten tarih boyunca orada bulunmuşlar." dedi.

"Tamam. Tarih boyunca orada bulunmuşlar da yedi asır bizim dedelerimiz oralara hâkim"Tamam. Tarih boyunca orada bulunmuşlar da yedi asır bizim dedelerimiz oralara hâkim olduğu zaman Anadolu'da bunlara hiçbir şey yapmamış! Yedi asır niçin bir şey yapmamış?" dedim. olduğu zaman Anadolu'da bunlara hiçbir şey yapmamış! Yedi asır niçin bir şey yapmamış?" dedim.

Sustu kaldı. Yedi asır bunları vezir yapmış; Marco Paşa'yı sağlık bakanı yapmış,Sustu kaldı. Yedi asır bunları vezir yapmış; Marco Paşa'yı sağlık bakanı yapmış, hariciyede, elçiliklerimizde görevlendirmiş. Kardeş demiş, komşu demiş, kilisesini korumuş,hariciyede, elçiliklerimizde görevlendirmiş. Kardeş demiş, komşu demiş, kilisesini korumuş, ırzına, namusuna bekçilik yapmış. Hudutlarda kendisi çarpışmış, onları askere bile almamış!ırzına, namusuna bekçilik yapmış. Hudutlarda kendisi çarpışmış, onları askere bile almamış! Yedi asır esenlik içinde yaşamışlar ve zengin olmuşlar. Yedi asır esenlik içinde yaşamışlar ve zengin olmuşlar.

Mesela Kayseri'de Ermeni mahalleleri var, kesme taştan çok güzel konakları var.Mesela Kayseri'de Ermeni mahalleleri var, kesme taştan çok güzel konakları var. Ankara Keçiören'de Ermeni konakları var; havuzlu konaklar, muhteşem eserler… Boğazlayan'da, başkaAnkara Keçiören'de Ermeni konakları var; havuzlu konaklar, muhteşem eserler… Boğazlayan'da, başka yerlerde bunları görüyoruz. Rahat yaşamışlar. Hatta ben bir Ermeni'nin şöyle söylediğini duydum: yerlerde bunları görüyoruz. Rahat yaşamışlar. Hatta ben bir Ermeni'nin şöyle söylediğini duydum:

Bu olay seneler önce… Bu olay seneler önce…

Amerika'ya gidiyormuş, çalışıyormuş, para kazanıp geliyormuş ama ailesi Erzincan'da kalıyormuş, Erzincanlılar'mış. Amerika'ya gidiyormuş, çalışıyormuş, para kazanıp geliyormuş ama ailesi Erzincan'da kalıyormuş, Erzincanlılar'mış.

Birisi demiş ki; "Hanımını da götürsene." "Ben oraya hanımı götürür müyüm, ben deli miyim?!Birisi demiş ki; "Hanımını da götürsene."

"Ben oraya hanımı götürür müyüm, ben deli miyim?!
Burada hanımım emniyetli, orada namusu korunur mu korunmaz mı Burada hanımım emniyetli, orada namusu korunur mu korunmaz mı bilmiyorum, burada emniyet içinde duruyor!" demiş. bilmiyorum, burada emniyet içinde duruyor!" demiş.

Emniyet içinde yedi asır huzur içinde yaşamış da hiçbir şeyine dokunulmamış.Emniyet içinde yedi asır huzur içinde yaşamış da hiçbir şeyine dokunulmamış. Hatta dinî kimliklerine, millî kimliklerine bile müdahale etmemişiz. Onları eritmeyi bile düşünmemişiz.Hatta dinî kimliklerine, millî kimliklerine bile müdahale etmemişiz. Onları eritmeyi bile düşünmemişiz. Ermeni, Ermeni olarak kalmış; Yunanlı, Yunanlı olarak kalmış; hiç bir şey yapmamışız. Ermeni, Ermeni olarak kalmış; Yunanlı, Yunanlı olarak kalmış; hiç bir şey yapmamışız. Çok medenî bir yönetim ile bunları korumuşuz. Çok medenî bir yönetim ile bunları korumuşuz.

Sonra; "Bizim dedelerimiz sizinkileri niye kesmiş?" dedim. Sustu. Sonra;

"Bizim dedelerimiz sizinkileri niye kesmiş?" dedim.

Sustu.

"Kestiyse bile neden kestiğini ben söyleyeyim." dedim. "Kestiyse bile neden kestiğini ben söyleyeyim." dedim.

"Batı'dan düşmanlar hücum edince, Balkanlar'da savaş olunca, Yunan "Batı'dan düşmanlar hücum edince, Balkanlar'da savaş olunca, Yunan İzmir'e asker çıkarınca, biz zayıf duruma düşünce siz bu zayıf durumdan istifade etmeye çalıştınız,İzmir'e asker çıkarınca, biz zayıf duruma düşünce siz bu zayıf durumdan istifade etmeye çalıştınız, köyleri basmaya ve bizleri kesmeye başladınız… "Ruslar Kars'tan,köyleri basmaya ve bizleri kesmeye başladınız…

"Ruslar Kars'tan,
Gümrü'den girdiler, Erzurum'a kadar geldiler. Kılavuzluk ettiniz ve müslümanları kestirdiniz.Gümrü'den girdiler, Erzurum'a kadar geldiler. Kılavuzluk ettiniz ve müslümanları kestirdiniz. Katliamları sizler yaptınız. Ermeni katliamlarının mezarları çıkıyor! SonraKatliamları sizler yaptınız. Ermeni katliamlarının mezarları çıkıyor! Sonra her yapılan hareketin bir karşılığı olur. Siz bu hareketi yapınca,her yapılan hareketin bir karşılığı olur. Siz bu hareketi yapınca, karşı taraf da kendisini savunmaya geçmişse o zaman ilk başlatan zalim olur..." karşı taraf da kendisini savunmaya geçmişse o zaman ilk başlatan zalim olur..."

el-Bâdî azlemu denir. Atasözü veya bir hadîs-i şerîften alınmadır, şu anda onu bilmiyorum. el-Bâdî azlemu denir. Atasözü veya bir hadîs-i şerîften alınmadır, şu anda onu bilmiyorum.

"İşi başlatandır asıl suçlu!" Katliamı o başlatmış, onlar da savunmuşlar."İşi başlatandır asıl suçlu!"

Katliamı o başlatmış, onlar da savunmuşlar.
Ama yedi asır bir şey yapmadığına göre demek ki suç bizde değil!Ama yedi asır bir şey yapmadığına göre demek ki suç bizde değil! Demek yedi asır biz onları yaşatmışız; kesmemişiz, yok etmemişiz. Demek yedi asır biz onları yaşatmışız; kesmemişiz, yok etmemişiz.

Osmanlı'nın, Balkanlar'dan çekilmesinin üzerinden daha bir asır geçmedi;Osmanlı'nın, Balkanlar'dan çekilmesinin üzerinden daha bir asır geçmedi; şu Sırplar'ın, Bulgarlar'ın, Romenler'in, Yunanlılar'ın yaptıklarına bakın! Ne kilise bıraktılar,şu Sırplar'ın, Bulgarlar'ın, Romenler'in, Yunanlılar'ın yaptıklarına bakın! Ne kilise bıraktılar, ne köprü bıraktılar… Sanat eserlerini bile bırakmıyorlar ve insanları katliam ettiler. ne köprü bıraktılar… Sanat eserlerini bile bırakmıyorlar ve insanları katliam ettiler.

Aziz ve sevgili kardeşlerim! Bunları nereden açtık? Hadîs-i şerîfi okurken...Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Bunları nereden açtık?

Hadîs-i şerîfi okurken...
Müslümanın başına çeşitli musibetler geliyor; zenginlikten de musibet geliyor, Müslümanın başına çeşitli musibetler geliyor; zenginlikten de musibet geliyor, fakirlikten de geliyor. İyi, mutlu olaylar gibi bir şeylerden de başına imtihan geliyor, fakirlikten de geliyor. İyi, mutlu olaylar gibi bir şeylerden de başına imtihan geliyor, üzücü olaylar gibi sebeplerden de başına imtihan geliyor. Mü'mine bunlar gelir. üzücü olaylar gibi sebeplerden de başına imtihan geliyor. Mü'mine bunlar gelir.

Bazı insanlar; "Ben Allah'ın sevgili kulu olduğuma, mü'min kulu olduğuma göreBazı insanlar; "Ben Allah'ın sevgili kulu olduğuma, mü'min kulu olduğuma göre herhalde bana hiç bela gelmemeli, ben huzur içinde el bebek, gül bebek yaşamalıyım!.." sanır. herhalde bana hiç bela gelmemeli, ben huzur içinde el bebek, gül bebek yaşamalıyım!.." sanır.

Hâlbuki Peygamber Efendimiz'in hayatı öyle mi geçmiş? Hâlbuki Peygamber Efendimiz'in hayatı öyle mi geçmiş?

Peygamber Efendimiz'in Allah'ın en sevgili kulu olduğunu biliyoruz, Peygamber Efendimiz'in Allah'ın en sevgili kulu olduğunu biliyoruz, ne kadar sıkıntı çektiğini de biliyoruz. Peygamber Efendimiz'in parası mı olmamış? ne kadar sıkıntı çektiğini de biliyoruz.

Peygamber Efendimiz'in parası mı olmamış?

Hayır! Peygamber Efendimiz'in eline milyonlar, milyarlar geçti.Hayır! Peygamber Efendimiz'in eline milyonlar, milyarlar geçti. Bazen sofra örtüsünü ortaya koyardı; onun üstü altın dolu, yığınla mal dolu olurdu.Bazen sofra örtüsünü ortaya koyardı; onun üstü altın dolu, yığınla mal dolu olurdu. Avuç avuç herkese dağıtırdı. Gündüz geleni akşama bırakmazdı, akşam geleni sabaha bırakmazdı;Avuç avuç herkese dağıtırdı. Gündüz geleni akşama bırakmazdı, akşam geleni sabaha bırakmazdı; fukaraya dağıtırdı. Yani Peygamber Efendimiz biriktirmeyi düşünseydi saraylar yaptırırdı,fukaraya dağıtırdı. Yani Peygamber Efendimiz biriktirmeyi düşünseydi saraylar yaptırırdı, çok zengin olurdu ama hepsini dağıttı. Çok sıkıntı çekti.çok zengin olurdu ama hepsini dağıttı.

Çok sıkıntı çekti.
İslâm'ı yerleştirmek, insanlara hak yolu göstermek için çok sıkıntılar çekti.İslâm'ı yerleştirmek, insanlara hak yolu göstermek için çok sıkıntılar çekti. Müslümanlar çok mağduriyetlere uğradı. Şehit oldular, işkenceye mâruz oldular, askerler,Müslümanlar çok mağduriyetlere uğradı. Şehit oldular, işkenceye mâruz oldular, askerler, ordular öldürmek için üzerlerine geldi. Savaşlar, savunma savaşları yapmak zorunda kaldılar. ordular öldürmek için üzerlerine geldi. Savaşlar, savunma savaşları yapmak zorunda kaldılar.

Bu hadîs-i şerîfin kelimelerine tekrar dönelim: Lâ yezâlü'l-belâü bi'l-mü'mini ve'l-mü'mineti.Bu hadîs-i şerîfin kelimelerine tekrar dönelim:

Lâ yezâlü'l-belâü bi'l-mü'mini ve'l-mü'mineti.
"Mü'min erkeğe, mü'min kadına, erkek-kadın farkı yok, ikisine de bela gelir, daima gelir." "Mü'min erkeğe, mü'min kadına, erkek-kadın farkı yok, ikisine de bela gelir, daima gelir."

Hangi konularda? Fî cesedihî. "Bazen vücuduna gelir; hasta olur, bir yeri ağrır, sızlar, hastalanır… Hangi konularda?

Fî cesedihî. "Bazen vücuduna gelir; hasta olur, bir yeri ağrır, sızlar, hastalanır…

Mesela ben Araplar'ın oradaki camisini ziyaret ettiğim zaman Stockholmlü bir Arap kardeşle tanışmıştım, selamlaşmıştım.Mesela ben Araplar'ın oradaki camisini ziyaret ettiğim zaman Stockholmlü bir Arap kardeşle tanışmıştım, selamlaşmıştım. Birkaç sene sonra bir yerde karşılaştık, birisi bana; Birkaç sene sonra bir yerde karşılaştık, birisi bana;

"Selamun aleyküm Hocam." dedi. "Aleyküm selam." "Beni tanıdınız mı?" "Selamun aleyküm Hocam." dedi.

"Aleyküm selam."

"Beni tanıdınız mı?"

"Pek tanıyamadım." dedim. "Ben Stockholm'de sizinle tanışmış olan falanca yerde kardeşinizim…" "Pek tanıyamadım." dedim.

"Ben Stockholm'de sizinle tanışmış olan falanca yerde kardeşinizim…"

Arabistan'dan, Suriye'den veya başka yerden bir şehir adı söyledi... Arabistan'dan, Suriye'den veya başka yerden bir şehir adı söyledi...

Baktım; bir ayağını kaybetmiş, bir ayağı kesik, yok! "Ne oldu?" dedim. Baktım; bir ayağını kaybetmiş, bir ayağı kesik, yok!

"Ne oldu?" dedim.

"Afganistan'a gittim, orada böyle oldu…" dedi. Bak işte onun bir imtihanı vücudundan…"Afganistan'a gittim, orada böyle oldu…" dedi.

Bak işte onun bir imtihanı vücudundan…
Bomba gelmiş, bir ayağı parçalamış. Topal kaldı. Ve mâlihi. "Bazen malına gelir." Bomba gelmiş, bir ayağı parçalamış. Topal kaldı.

Ve mâlihi. "Bazen malına gelir."

Bazen malına bir telef gelir, zarar gelir, hasar gelir.Bazen malına bir telef gelir, zarar gelir, hasar gelir. Bağına bahçesine, kamyonuna, dükkânına, yangın vs. Bağına bahçesine, kamyonuna, dükkânına, yangın vs.

Ve veledihi. "Bazen çoluk çocuğuna gelir." Hattâ yelgallahe.Ve veledihi. "Bazen çoluk çocuğuna gelir." Hattâ yelgallahe. "Allah'a kavuşuncaya kadar bu üzücü olaylar gelir, gelir durur." "Allah'a kavuşuncaya kadar bu üzücü olaylar gelir, gelir durur."

Allah'a kavuşuncaya kadar ama nasıl kavuşuncaya kadar? Allah'a kavuşuncaya kadar ama nasıl kavuşuncaya kadar?

Hattâ yelgallâhe ve mâ aleyhi hatîetün. "Üzerinde hiçbir günah kalmamış,Hattâ yelgallâhe ve mâ aleyhi hatîetün. "Üzerinde hiçbir günah kalmamış, hepsi bağışlanmış, affedilmiş, tertemiz olarak Rabbine kavuşuncaya kadar bu belalar gelir." hepsi bağışlanmış, affedilmiş, tertemiz olarak Rabbine kavuşuncaya kadar bu belalar gelir."

Bu cümleden neyi anlıyoruz? Demek ki mü'min gelen belalara sabredince derece kazanıyor,Bu cümleden neyi anlıyoruz?

Demek ki mü'min gelen belalara sabredince derece kazanıyor,
sevap kazanıyor, mertebesi yükseliyor. Yükseliyor yükseliyor; sevap kazanıyor, mertebesi yükseliyor. Yükseliyor yükseliyor; yapmış olduğu hataları, günahları af oluyor, af oluyor, af oluyor...yapmış olduğu hataları, günahları af oluyor, af oluyor, af oluyor... Rabbinin huzuruna vardığı zaman dünyadaki hatalarının, kusurlarının hepsi affedilmiş olduğu içinRabbinin huzuruna vardığı zaman dünyadaki hatalarının, kusurlarının hepsi affedilmiş olduğu için kusursuz günahsız tertemiz sevgili bir kul olarak Rabbinin huzuruna varıyor. kusursuz günahsız tertemiz sevgili bir kul olarak Rabbinin huzuruna varıyor.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Demek ki bizler de Allah'ın sevgili mü'min kulları olarakAziz ve muhterem kardeşlerim!

Demek ki bizler de Allah'ın sevgili mü'min kulları olarak
her gün kaymaklı kadayıf beklemeyelim! Hayat bir imtihan olduğundanher gün kaymaklı kadayıf beklemeyelim! Hayat bir imtihan olduğundan insan üzücü olaylar ile karşılaşabilir. Üzülür, ağlar, sızlar, ıstırap çekerinsan üzücü olaylar ile karşılaşabilir. Üzülür, ağlar, sızlar, ıstırap çeker ama mü'min olduğundan din yolunda böyle şeylerde sabrederseama mü'min olduğundan din yolunda böyle şeylerde sabrederse bunları Allah da ona imtihan diye göndermiş yazmış, "Alnımın yazısı, herkesin başına geliyor.bunları Allah da ona imtihan diye göndermiş yazmış, "Alnımın yazısı, herkesin başına geliyor. Bunlar hayatın doğal, tabii, olağan olayları…" diye sabrederse mükâfat alır,Bunlar hayatın doğal, tabii, olağan olayları…" diye sabrederse mükâfat alır, sevap kazanır, üzerinde günah kalmaz. Sabredecek, imtihan olduğunu bilecek ve imtihanına karşı,sevap kazanır, üzerinde günah kalmaz. Sabredecek, imtihan olduğunu bilecek ve imtihanına karşı, imtihanı başarmaya karşı azimli, dikkatli, sabırlı olacak. imtihanı başarmaya karşı azimli, dikkatli, sabırlı olacak.

Mü'minin iki tane kazanç kaynağı vardır. Birisi sabır: Olayla karşılaşır sabreder, sevap kazanır. Mü'minin iki tane kazanç kaynağı vardır.

Birisi sabır: Olayla karşılaşır sabreder, sevap kazanır.

Birisi şükür: Nimetle karşılaştığı zaman, saadetle mutlulukla karşılaştığı zamanBirisi şükür: Nimetle karşılaştığı zaman, saadetle mutlulukla karşılaştığı zaman "Çok şükür Yâ Rabbi! Hamdolsun sana Yâ Rabbi! Şükürler olsun…" der, oradan sevap kazanır. "Çok şükür Yâ Rabbi! Hamdolsun sana Yâ Rabbi! Şükürler olsun…" der, oradan sevap kazanır.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Onun için, mü'min; kadere inanmış insandır! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Onun için, mü'min; kadere inanmış insandır!

Ve bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihî minallâhi Teâlâ. Ve bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihî minallâhi Teâlâ.

Hayrın da, şerrin de Allah'tan geldiğini, imtihan olduğunu bilir, ondan dolayıHayrın da, şerrin de Allah'tan geldiğini, imtihan olduğunu bilir, ondan dolayı kadere inanan bir insan, sapasağlam olur, kale gibi, heykel gibi olur. Hiçbir şey tesir etmez,kadere inanan bir insan, sapasağlam olur, kale gibi, heykel gibi olur. Hiçbir şey tesir etmez, yağmur, rüzgâr vs. sarsmaz. Yalçın bir kaya gibi, dağ gibi durur ve imtihanları başarır. yağmur, rüzgâr vs. sarsmaz. Yalçın bir kaya gibi, dağ gibi durur ve imtihanları başarır.

Bu dünya hayatında aslında teraziye koyup ölçecek olsak mutluluklarımızın miktarı,Bu dünya hayatında aslında teraziye koyup ölçecek olsak mutluluklarımızın miktarı, üzüntülerimizin miktarından çok fazladır. Bütün ömür boyu sağlıklı yaşarız daüzüntülerimizin miktarından çok fazladır. Bütün ömür boyu sağlıklı yaşarız da bazı günler hasta oluveririz. Adam; "Şu güne kadar başım bile ağrımadı…" der,bazı günler hasta oluveririz. Adam; "Şu güne kadar başım bile ağrımadı…" der, bir gün hasta olur; o az. Yemek yeriz; nimet. Uyku uyuruz; nimet! Evleniriz; nimet!bir gün hasta olur; o az. Yemek yeriz; nimet. Uyku uyuruz; nimet! Evleniriz; nimet! Çocuğumuz olur; nimet! Tahsili bitiririz, diploma alırız, başarı kazanırız…Çocuğumuz olur; nimet! Tahsili bitiririz, diploma alırız, başarı kazanırız… Bunlar nimet, nimet, nimet! Bunların miktarları, şen, esenBunlar nimet, nimet, nimet!

Bunların miktarları, şen, esen
mutlu ve sakin yaşadığımız zamanlar daha fazladır. Eşit bile değildir, yarı yarıya bile değildir!mutlu ve sakin yaşadığımız zamanlar daha fazladır. Eşit bile değildir, yarı yarıya bile değildir! Mutlu zamanlar çok fazla olduğu halde bazı insanlar mutsuz ve üzüntülü zamanları gözünde büyütüpMutlu zamanlar çok fazla olduğu halde bazı insanlar mutsuz ve üzüntülü zamanları gözünde büyütüp bunları hazmedemeyip isyana kalkıştığı zaman imtihanı kaybetmiş oluyor. bunları hazmedemeyip isyana kalkıştığı zaman imtihanı kaybetmiş oluyor.

Bunların geçici olduğunu, az olduğunu bileceğiz. Allah'tan geldiğini bileceğiz, Bunların geçici olduğunu, az olduğunu bileceğiz. Allah'tan geldiğini bileceğiz, "Kaderin, hayrına ve şerrine biz inandık!" diyeceğiz, çalışacağız."Kaderin, hayrına ve şerrine biz inandık!" diyeceğiz, çalışacağız. Bazen insanın dinine imtihan geliyor: Mesela Balkanlar'daki kardeşlerimizin imtihanlarıBazen insanın dinine imtihan geliyor: Mesela Balkanlar'daki kardeşlerimizin imtihanları Türkiye'deki kardeşlerimizin imtihanlarından çok daha fazla.Türkiye'deki kardeşlerimizin imtihanlarından çok daha fazla. Orada karşısında Sırp var ve canına kastediyor, evini yakıyor.Orada karşısında Sırp var ve canına kastediyor, evini yakıyor. Hatta cenaze merasimini yaparken kurşun yağdırıyor. Ölüsünü gömerkenHatta cenaze merasimini yaparken kurşun yağdırıyor. Ölüsünü gömerken ortaya birkaç ölü daha çıkıyor. Adamlar bir de televizyona çıkıp;ortaya birkaç ölü daha çıkıyor. Adamlar bir de televizyona çıkıp; "Şu kadar müslüman öldürdüm… Öldürdüğüm müslüman sayısınca tüfeğimin kabzasına çentik attım, iftihar ediyorum…" diye övünüyorlar."Şu kadar müslüman öldürdüm… Öldürdüğüm müslüman sayısınca tüfeğimin kabzasına çentik attım, iftihar ediyorum…" diye övünüyorlar. Almanya'da filan çıkıp adam öldürmek sanki hünermiş gibi edepsizce, küstahça konuşuyorlar.Almanya'da filan çıkıp adam öldürmek sanki hünermiş gibi edepsizce, küstahça konuşuyorlar. Ama biz orada yedi asır kalmışız, hiç öldürmemişiz, aynı bırakmışız,Ama biz orada yedi asır kalmışız, hiç öldürmemişiz, aynı bırakmışız, onu düşünmüyorlar! Yani bizim hareket ettiğimiz gibi etmiyorlar. onu düşünmüyorlar! Yani bizim hareket ettiğimiz gibi etmiyorlar.

Avustralya'dan Gelibolu'ya, Çanakkale'ye, savaşa gelenlerden yaşlı bir muharibiAvustralya'dan Gelibolu'ya, Çanakkale'ye, savaşa gelenlerden yaşlı bir muharibi burada konuşturmuşlar: "Çok yanlış bir iş yaptık! Dünyanın en asil insanlarına karşı çarpıştık.burada konuşturmuşlar:

"Çok yanlış bir iş yaptık! Dünyanın en asil insanlarına karşı çarpıştık.
En faziletli, en güzel ahlâklı insanlarına karşı savaş ettik. Ve hiçbir anlamı da yoktu!En faziletli, en güzel ahlâklı insanlarına karşı savaş ettik. Ve hiçbir anlamı da yoktu! Çok kibar insanlardı, iyi insanlardı!.." demiş. Burada duydum. Dedelerimize Allah rahmet eylesin,Çok kibar insanlardı, iyi insanlardı!.." demiş. Burada duydum.

Dedelerimize Allah rahmet eylesin,
dostu düşmanı kendilerine böyle hayran bırakmışlar. Nur içinde yatsınlar.dostu düşmanı kendilerine böyle hayran bırakmışlar. Nur içinde yatsınlar. Biz de inşaallah öyle yapalım. Allah bizi yolundan ayırmasın. Biz de inşaallah öyle yapalım. Allah bizi yolundan ayırmasın.

Bu hadisin üzerinde neden bu kadar durduk? Bu hadisin üzerinde neden bu kadar durduk?

Türkiye'de bazı üzücü olayların olduğunu görüyoruz; başörtüsü olayı,Türkiye'de bazı üzücü olayların olduğunu görüyoruz; başörtüsü olayı, inançla ilgili kısıtlayıcı birtakım uygulamalar vs. İnşaallah bunlar geçecek.inançla ilgili kısıtlayıcı birtakım uygulamalar vs. İnşaallah bunlar geçecek. Hukukumuzu kanunî ve insanî haklarımızı -insan hakları diyoruz- ibadet hürriyeti,Hukukumuzu kanunî ve insanî haklarımızı -insan hakları diyoruz- ibadet hürriyeti, inanç hürriyeti, inancına göre yaşamak serbestliği bunlar için tabi çalışacağız. Sıkıntılar olabilir.inanç hürriyeti, inancına göre yaşamak serbestliği bunlar için tabi çalışacağız. Sıkıntılar olabilir. Karşı taraf İslâm'ı, müslümanı, müslümanın iyi niyetini bilmiyor. Muhayyel bir tehlikeden; Karşı taraf İslâm'ı, müslümanı, müslümanın iyi niyetini bilmiyor.

Muhayyel bir tehlikeden;
"Müslümanlar şöyle yaparsa bizi asacak, kesecek galiba, o halde şimdiden ben onu keseyim…" "Müslümanlar şöyle yaparsa bizi asacak, kesecek galiba, o halde şimdiden ben onu keseyim…"

Böyle saçma şey mi olur?! Yedi asır kesmiş mi? Kesmemiş! Nereden çıkarıyorsun? Böyle saçma şey mi olur?!

Yedi asır kesmiş mi?

Kesmemiş!

Nereden çıkarıyorsun?

Niye sen kesiyorsun? Yani muhayyel bir "Kesecek!" vehminden bu şeyler yanlış oluyor, Niye sen kesiyorsun?

Yani muhayyel bir "Kesecek!" vehminden bu şeyler yanlış oluyor,
inşaallah düzelecek. İkinci hadîs-i şerîfe geçiyorum: inşaallah düzelecek.

İkinci hadîs-i şerîfe geçiyorum:

Lâ yezâlu kavlü lâ ilâhe illallâh yedfe‘u sahatallâhi ani'l-ibâdi hattâ izâLâ yezâlu kavlü lâ ilâhe illallâh yedfe‘u sahatallâhi ani'l-ibâdi hattâ izâ nezelû bi'l-menzil ellezî lâ yubâlûne mâ nakasa min dînihim izâ selimet lehümnezelû bi'l-menzil ellezî lâ yubâlûne mâ nakasa min dînihim izâ selimet lehüm dünyâhum fe-kâlû inde zâlike kâlallâhu lehüm kezebtüm. dünyâhum fe-kâlû inde zâlike kâlallâhu lehüm kezebtüm.

Bu hadîs-i şerîf Enes radıyallâhu anh'ten. Bu ikinci hadîs-i şerîfi de şu bakımdan okuyorum. Bu hadîs-i şerîf Enes radıyallâhu anh'ten.

Bu ikinci hadîs-i şerîfi de şu bakımdan okuyorum.

Mü'minin başına bazen bela geliyor. Bela gelmesinin, üzüntü gelmesinin iki hikmeti vardır: Mü'minin başına bazen bela geliyor. Bela gelmesinin, üzüntü gelmesinin iki hikmeti vardır:

Hikmetlerden birisi imtihandır. Müslüman belaya sabrederse ecir kazansın, diyedir.Hikmetlerden birisi imtihandır. Müslüman belaya sabrederse ecir kazansın, diyedir. Peygamberlere belalar ondan geliyor, evliyâullaha ondan geliyor.Peygamberlere belalar ondan geliyor, evliyâullaha ondan geliyor. O belalara sabrediyorlar, imtihanları kazanıyorlar, yüksek dereceleri elde ediyorlar; Allah'ınO belalara sabrediyorlar, imtihanları kazanıyorlar, yüksek dereceleri elde ediyorlar; Allah'ın sevgili kulu, evliyâsı oluyorlar. İkinci bir sebep de kul azdığı, günah işlediği zamansevgili kulu, evliyâsı oluyorlar.

İkinci bir sebep de kul azdığı, günah işlediği zaman
Allah onu cezalandırır. O da bir bela olarak karşısına gelir. Allah onu cezalandırır. O da bir bela olarak karşısına gelir.

İnsanın başına gelen bela azgınlığından, kusurundan, dindeki ihmalinden bir ceza mıdır?İnsanın başına gelen bela azgınlığından, kusurundan, dindeki ihmalinden bir ceza mıdır? Yoksa kaderin bir cilvesi, derecesi artsın diye Allah'ın gönderdiği bir imtihan mıdır? Yoksa kaderin bir cilvesi, derecesi artsın diye Allah'ın gönderdiği bir imtihan mıdır?

İkisi de olabilir ama ben bazen düşünüyorum ki müslümanlar çok kusurlu! Çok kusurlu oldukları için… İkisi de olabilir ama ben bazen düşünüyorum ki müslümanlar çok kusurlu! Çok kusurlu oldukları için…

Mesela çoğu "Müslümanım." diyor, namaz kılmıyor! "Müslümanız ama Allah affetsin, ibadetlerimiziMesela çoğu "Müslümanım." diyor, namaz kılmıyor! "Müslümanız ama Allah affetsin, ibadetlerimizi yapamıyoruz." diyorlar. Cuma'ya gitmiyor, Ramazan'da oruç tutmuyor, sigara tüttürüyor… yapamıyoruz." diyorlar. Cuma'ya gitmiyor, Ramazan'da oruç tutmuyor, sigara tüttürüyor…

"Doktor müsaade etmedi." diyor. Peki, doktor sigaraya müsaade etti mi?! Onu niye içiyorsun? "Doktor müsaade etmedi." diyor.

Peki, doktor sigaraya müsaade etti mi?! Onu niye içiyorsun?

İçiyor. İşine geldiği zaman doktoru dinliyor, işine gelmediği zamanİçiyor. İşine geldiği zaman doktoru dinliyor, işine gelmediği zaman veya işine gelse bile anlamadığında o zaman doktoru filan dinlemiyor.veya işine gelse bile anlamadığında o zaman doktoru filan dinlemiyor. Yani kusurlu; günah işliyor. Kumar oynuyor, yalan söylüyor.Yani kusurlu; günah işliyor. Kumar oynuyor, yalan söylüyor. Allah'ın yasakladığı bütün işleri yapıyor. Rüşvet alıyor, rüşvet veriyor,Allah'ın yasakladığı bütün işleri yapıyor. Rüşvet alıyor, rüşvet veriyor, kaytarıyor, beleşten bedavadan geçimin yollarına kayıyor. Helalini aramıyor, düşünmüyor. kaytarıyor, beleşten bedavadan geçimin yollarına kayıyor. Helalini aramıyor, düşünmüyor.

O zaman ne olur? Öyle haram yiyen, günah işleyen insanlara da Allah ceza gönderir, bela gönderir. O zaman ne olur?

Öyle haram yiyen, günah işleyen insanlara da Allah ceza gönderir, bela gönderir.

Mesela bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki; "Emr-i mâruf nehy-i münker yapın;Mesela bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

"Emr-i mâruf nehy-i münker yapın;
kötülükleri engellemeye çalışın, iyilikleri yaygınlaştırmaya, icra etmeye çalışın.kötülükleri engellemeye çalışın, iyilikleri yaygınlaştırmaya, icra etmeye çalışın. Bunu yapmadığınız zaman, Allah başınıza öyle bir bela musallat eder ki içinizdeki salih,Bunu yapmadığınız zaman, Allah başınıza öyle bir bela musallat eder ki içinizdeki salih, evliyâ kullar dua etseler bile o bela kalkmaz!" Çünkü emr-i mâruf nehy-i münker yapmakevliyâ kullar dua etseler bile o bela kalkmaz!"

Çünkü emr-i mâruf nehy-i münker yapmak
bir içtimaî görev! İnsanın topluma karşı bir görevi. Kötülüğü yaptırmayacak, iyiliği yaptıracak.bir içtimaî görev! İnsanın topluma karşı bir görevi. Kötülüğü yaptırmayacak, iyiliği yaptıracak. İyiliklerin yapılmasına çalışacak, kötülüklerin engellenmesine çalışacak. İyiliklerin yapılmasına çalışacak, kötülüklerin engellenmesine çalışacak.

Mesela biz, "Bira içilmesin!" diyoruz. Çünkü bira sarhoş ediyor.Mesela biz, "Bira içilmesin!" diyoruz. Çünkü bira sarhoş ediyor. Bira içen insan arabayı direğe vuruyor. Kavga ediyor… Bira sarhoş ediyor. Bira içen insan arabayı direğe vuruyor. Kavga ediyor… Bira sarhoş ediyor. Almanya'da görüyoruz, bira su gibi içilir ve adam zilzurna sarhoş gezer. Almanya'da görüyoruz, bira su gibi içilir ve adam zilzurna sarhoş gezer.

Şimdi "Bira içki sayılmaz!" diye hüküm çıkarttılar. Hâlbuki içki! Şimdi "Bira içki sayılmaz!" diye hüküm çıkarttılar. Hâlbuki içki!

Çocuklar bile, çıraklar bile öğle yemeğinde sandviç alıyor bir de bira alıyor, bira içiyor.Çocuklar bile, çıraklar bile öğle yemeğinde sandviç alıyor bir de bira alıyor, bira içiyor. Pazarda sebze; patlıcan, biber satan adam birayı yanına koymuş, bir taraftan bira içiyorPazarda sebze; patlıcan, biber satan adam birayı yanına koymuş, bir taraftan bira içiyor bir taraftan alışveriş yapıyor. bir taraftan alışveriş yapıyor.

Bunu "İçki değildir!" diye serbest bırakırsan millet içerse sarhoş olur,Bunu "İçki değildir!" diye serbest bırakırsan millet içerse sarhoş olur, kaza olur, kavga olur, çeşitli şeyler olur. Biz iyilikleri yaygınlaştırmaya çalışıyoruz,kaza olur, kavga olur, çeşitli şeyler olur. Biz iyilikleri yaygınlaştırmaya çalışıyoruz, birileri de kötülükleri -herhalde ticarî menfaati olduğu için- yerleştirmeye çalışıyor.birileri de kötülükleri -herhalde ticarî menfaati olduğu için- yerleştirmeye çalışıyor. Bu bir mücadele! Buranın -Avustralya'nın- Brisbane diye bir şehri var.Bu bir mücadele!

Buranın -Avustralya'nın- Brisbane diye bir şehri var.
Burada McCrae Adası diye bir adaya gittik. Feribotla gidiyorsunuz; arabanızla oraya gidiyorsunuz.Burada McCrae Adası diye bir adaya gittik. Feribotla gidiyorsunuz; arabanızla oraya gidiyorsunuz. Ada da görelim diye o adayı görmeye gittik. Ada da görelim diye o adayı görmeye gittik.

Bizim hanımlar yolda İngilizler'den bir hanımla tanıştı. Russell Adası diye başka bir adadaymış. Bizim hanımlar yolda İngilizler'den bir hanımla tanıştı. Russell Adası diye başka bir adadaymış.

"Aman bizim adaya buyurun. Sizi misafir edelim…" dedi. "Aman bizim adaya buyurun. Sizi misafir edelim…" dedi.

O hanımefendinin misafirperverliğine ben hayran kaldım. Tanımadığı halde başka dinden,O hanımefendinin misafirperverliğine ben hayran kaldım. Tanımadığı halde başka dinden, kültürden, medeniyetten bir grubu, zümreyi çağırması hoşuma gitti.kültürden, medeniyetten bir grubu, zümreyi çağırması hoşuma gitti. Teşekkür ediyorum, onu da açıklıyorum; böyle kibar insanlar var. Teşekkür ediyorum, onu da açıklıyorum; böyle kibar insanlar var.

Dedi ki; "Bizim adamız -Russell Adası- daha güzel!" Dedi ki;

"Bizim adamız -Russell Adası- daha güzel!"

Sesler benziyor diye ben mahsustan "Resul" Adası diyorum. Sesler benziyor diye ben mahsustan "Resul" Adası diyorum.

"Russell adası daha güzel! Orada asayiş var, kibarlık var, sessizlik var, intizam var."Russell adası daha güzel! Orada asayiş var, kibarlık var, sessizlik var, intizam var. Bu McCrae Adası iyi değil" dedi. Biz dedik ki; "Burada mülkler nasıl? Ucuz mu pahalı mı?Bu McCrae Adası iyi değil" dedi. Biz dedik ki;

"Burada mülkler nasıl? Ucuz mu pahalı mı?
Ucuz diye duyduk, çok ucuz evler varmış…" "Bizim adadan alın, bizim adada asayiş berkemal,Ucuz diye duyduk, çok ucuz evler varmış…"

"Bizim adadan alın, bizim adada asayiş berkemal,
her şey güzel, efendi insanları var, ahalisi var, diğer tarafta her gün olay oluyor." dedi. her şey güzel, efendi insanları var, ahalisi var, diğer tarafta her gün olay oluyor." dedi.

Bakın nasıl anlattı. İngiliz bu; Türk değil, gerici değil, devrim düşmanı değil.Bakın nasıl anlattı. İngiliz bu; Türk değil, gerici değil, devrim düşmanı değil. Bizi böyle suçlayanlar bilsin diye söylüyorum! İngiliz dedi ki; Bizi böyle suçlayanlar bilsin diye söylüyorum!

İngiliz dedi ki;

"Biz bu McCrae adasında bir pub yani meyhane açılmasın diye uğraştık ama açtılar." "Biz bu McCrae adasında bir pub yani meyhane açılmasın diye uğraştık ama açtılar."

Bakın İngilizler adada meyhane açılmasın diye diretmişler, uğraşmışlar. HâlbukiBakın İngilizler adada meyhane açılmasın diye diretmişler, uğraşmışlar. Hâlbuki onların dinlerinde içki haram değil. Ama içkinin kötülüklerini biliyorlar. onların dinlerinde içki haram değil. Ama içkinin kötülüklerini biliyorlar.

Bizim dinimizde içki haram! Meyhane açılmasın diye diretmişler, diretmişler, "Açılsın!" diyenlerBizim dinimizde içki haram! Meyhane açılmasın diye diretmişler, diretmişler, "Açılsın!" diyenler galip gelmiş; McCrae Adası'nda meyhane açılmış. galip gelmiş; McCrae Adası'nda meyhane açılmış.

"McCrae Adası'nda her gün üzücü olaylar; kavga, gürültü, hırsızlık vs. oluyor."McCrae Adası'nda her gün üzücü olaylar; kavga, gürültü, hırsızlık vs. oluyor. O ada kötü. Bizim adamız Russell Adası daha iyi. Gelin bizden mülk alın." diyor. O ada kötü. Bizim adamız Russell Adası daha iyi. Gelin bizden mülk alın." diyor.

Haritada bakıyoruz, daha büyük ada. Bakın İngiliz, işi sonucu itibariyle biliyor,Haritada bakıyoruz, daha büyük ada.

Bakın İngiliz, işi sonucu itibariyle biliyor,
içki içmenin kötü olduğunu biliyor; engelliyor. Biz içki içmenin kötü olduğunu söylediğimiz zaman bize,içki içmenin kötü olduğunu biliyor; engelliyor. Biz içki içmenin kötü olduğunu söylediğimiz zaman bize, "Sus! Gerici!" diyorlar. İngilizler de mi gerici? Onlara göre İngilizler gerici değil."Sus! Gerici!" diyorlar.

İngilizler de mi gerici?

Onlara göre İngilizler gerici değil.
İngiliz, Amerikalı niye böyle yapıyor? Amerika'da bir ara içki yasaklandı.İngiliz, Amerikalı niye böyle yapıyor?

Amerika'da bir ara içki yasaklandı.
Ben senesini iyi bilmiyorum; 1930'lu yıllardaymış galiba, içki tamamen yasaklanmış. Ben senesini iyi bilmiyorum; 1930'lu yıllardaymış galiba, içki tamamen yasaklanmış.

Adamlar neredeyse müslüman olacaklar, İslâm'ın emirlerini uyguluyorlar! Adamlar neredeyse müslüman olacaklar, İslâm'ın emirlerini uyguluyorlar!

İçki yasaklanmış, tabi sonra ahali dinlememiş. Onlar içkiye çok alışkın,İçki yasaklanmış, tabi sonra ahali dinlememiş. Onlar içkiye çok alışkın, sabah-akşam içerler, her gün sofralarında şaraplar, içkiler bulunur. sabah-akşam içerler, her gün sofralarında şaraplar, içkiler bulunur.

Bizde böyle bir şey söylesen işi hemen devrimciliğe, inkılâp düşmanlığına vesaireye getiriyorlar.Bizde böyle bir şey söylesen işi hemen devrimciliğe, inkılâp düşmanlığına vesaireye getiriyorlar. Hayır, İngiliz bunu, meyhane açılmasını toplumun faydası-zararı noktasından ele alıyor ve engellemeye çalışıyor. Hayır, İngiliz bunu, meyhane açılmasını toplumun faydası-zararı noktasından ele alıyor ve engellemeye çalışıyor.

Bakın ne kadar gerçekçi düşünüyorlar. Liselerde uyuşturucu kullanma yaygınmış,Bakın ne kadar gerçekçi düşünüyorlar. Liselerde uyuşturucu kullanma yaygınmış, buralarda çok genç kullanıyormuş. İngiliz çocukları, Avustralya çocukları uyuşturucu kullanıyorlarmış.buralarda çok genç kullanıyormuş. İngiliz çocukları, Avustralya çocukları uyuşturucu kullanıyorlarmış. Bizden de tabi dinî terbiye almayanlar kullanıyor, o kötü alışkanlıklara sapmış oluyor.Bizden de tabi dinî terbiye almayanlar kullanıyor, o kötü alışkanlıklara sapmış oluyor. Ama dindar çocuklar içki ve uyuşturucu kullanmıyorlar diye üniversitelerde ve liselerdeAma dindar çocuklar içki ve uyuşturucu kullanmıyorlar diye üniversitelerde ve liselerde bizim dindar çocuklara salahiyet veriyorlarmış, imkân veriyorlarmış.bizim dindar çocuklara salahiyet veriyorlarmış, imkân veriyorlarmış. Mescit açmalarına müsaade ediyorlarmış. Çünkü inceliyorlarmış; Mescit açmalarına müsaade ediyorlarmış. Çünkü inceliyorlarmış; dindar çocuklar daha terbiyeli, daha olumlu, daha çalışkan oluyor. dindar çocuklar daha terbiyeli, daha olumlu, daha çalışkan oluyor.

Türkiye'de çalışkan çocuk; fakültenin birincisi, üniversitenin birincisi;Türkiye'de çalışkan çocuk; fakültenin birincisi, üniversitenin birincisi; başörtülü diye merasime çağrılmıyor. Bunların yaptıkları medeniyet değil! Çok yanlış bir şey.başörtülü diye merasime çağrılmıyor. Bunların yaptıkları medeniyet değil! Çok yanlış bir şey. Türkiye'de yapılan medeniyet değil. Bu İngilizlerin yaptığı medeniyet! Türkiye'de yapılan medeniyet değil. Bu İngilizlerin yaptığı medeniyet!

Burada, müslümanın namazlısının-niyazlısının daha iyi öğrenci olduğunu gördüğü içinBurada, müslümanın namazlısının-niyazlısının daha iyi öğrenci olduğunu gördüğü için lisede mescit açıyor, üniversitede mescit açıyor. "Buyurun." diyor, kolaylık gösteriyor.lisede mescit açıyor, üniversitede mescit açıyor. "Buyurun." diyor, kolaylık gösteriyor. Ve "Ben sizi her bakımdan desteklerim." diyor. İşte böyle yapanlar ileri gidiyor, Ve "Ben sizi her bakımdan desteklerim." diyor.

İşte böyle yapanlar ileri gidiyor,
aksini yapanlar geri kalıyor! İnsan haklarına saygılı olanlar ilerliyor,aksini yapanlar geri kalıyor! İnsan haklarına saygılı olanlar ilerliyor, akla mantığa gerçekçi olarak yaklaşanlar ilerliyor; taassup gösterenler geri kalıyor. akla mantığa gerçekçi olarak yaklaşanlar ilerliyor; taassup gösterenler geri kalıyor.

Bizde taassubu müslümana yüklediler, bir ara "Müslüman mutaassıp, gerici!" dediler,Bizde taassubu müslümana yüklediler, bir ara "Müslüman mutaassıp, gerici!" dediler, bu sefer devrimciler, gericilik yapmaya başladı. Ve buna kendi hocaları -Amerika'da okuyanbu sefer devrimciler, gericilik yapmaya başladı. Ve buna kendi hocaları -Amerika'da okuyan sosyologları filan- razı gelmiyor: "Devrimleri ortaokul seviyesi zihniyetindekisosyologları filan- razı gelmiyor: "Devrimleri ortaokul seviyesi zihniyetindeki mutaassıp öğretmenlerin kafasına bıraktınız." diyor. İtiraz ediyor, bunları televizyonda dinledik. mutaassıp öğretmenlerin kafasına bıraktınız." diyor. İtiraz ediyor, bunları televizyonda dinledik.

Bunu söylemek bizim görevimiz; medeniyet böyle değil, Batı böyle değil.Bunu söylemek bizim görevimiz; medeniyet böyle değil, Batı böyle değil. Batı anlayışlı, insan haklarına saygılı. Lâ ilâhe illallâh sözüyle ilgili bir hadîs-i şerîfi okudum,Batı anlayışlı, insan haklarına saygılı.

Lâ ilâhe illallâh sözüyle ilgili bir hadîs-i şerîfi okudum,
bunun açıklamasını yapmak için insana gelen bela bazen derecesi artsın diye, bunun açıklamasını yapmak için insana gelen bela bazen derecesi artsın diye, imtihan diye gelir; bazen de işlediği bir suçtan dolayı gelir diye anlattım. imtihan diye gelir; bazen de işlediği bir suçtan dolayı gelir diye anlattım. Bu hadîs-i şerîfin iyi anlaşılması için bu açıklamayı yaptım, şimdi kelimelerini izah edeyim: Bu hadîs-i şerîfin iyi anlaşılması için bu açıklamayı yaptım, şimdi kelimelerini izah edeyim:

Peygamber Efendimiz; Lâ yezâlu kavlü lâ ilâhe illallâh yedfe‘u sahatallâhi ani'l-ibâdi.Peygamber Efendimiz; Lâ yezâlu kavlü lâ ilâhe illallâh yedfe‘u sahatallâhi ani'l-ibâdi. "Kulların üzerinden, Allah'ın gazabını, kızgınlığını, kahrını lâ ilâhe illallâh söylemek,"Kulların üzerinden, Allah'ın gazabını, kızgınlığını, kahrını lâ ilâhe illallâh söylemek, lâ ilâhe illallâh demek def eder. Kullar lâ ilâhe illallâh dedikleri için korunurlar,lâ ilâhe illallâh demek def eder. Kullar lâ ilâhe illallâh dedikleri için korunurlar, Allah lâ ilâhe illallâh diyenlere gazap etmez. Lâ ilâhe illallâh sözü Allah'ın gazabından kulları korur,Allah lâ ilâhe illallâh diyenlere gazap etmez. Lâ ilâhe illallâh sözü Allah'ın gazabından kulları korur, Allah'ın kulları üzerine gelmekten def eder." diyor. Allah'ın kulları üzerine gelmekten def eder." diyor.

Lâ yezâlu. "Daima def eder durur." Lâ ilâhe illallâh sözü Allah'ın gazabınınLâ yezâlu. "Daima def eder durur." Lâ ilâhe illallâh sözü Allah'ın gazabının kullara gelmesini def eder durur. Daima def eder durur. Allah'ın gazabı gelirse ne olur? kullara gelmesini def eder durur. Daima def eder durur.

Allah'ın gazabı gelirse ne olur?

İşte Pompei, Vezüv yanardağı patladı, lavların altında kaldı; bütün şehir mahvoldu.İşte Pompei, Vezüv yanardağı patladı, lavların altında kaldı; bütün şehir mahvoldu. İşte Allah'ın gazabı! Çünkü onlar kötü işler yapıyorlardı, müstehcen işler yapıyorlardı.İşte Allah'ın gazabı! Çünkü onlar kötü işler yapıyorlardı, müstehcen işler yapıyorlardı. Allah bir anda mahvetti. Biliyorsunuz geçtiğimiz senelerde Güney Amerika'da birAllah bir anda mahvetti.

Biliyorsunuz geçtiğimiz senelerde Güney Amerika'da bir
yanardağ patladı, onbinlerce insan lavlar altında kaldı. Hayvanlar, insanlar öldü;yanardağ patladı, onbinlerce insan lavlar altında kaldı. Hayvanlar, insanlar öldü; köyler, şehirler mahvoldu. Allah'ın gazabı geldi mi fena! Lâ ilâhe illallâh Allah'ın gazabınıköyler, şehirler mahvoldu. Allah'ın gazabı geldi mi fena! Lâ ilâhe illallâh Allah'ın gazabını def eder durur; engeller, mâni olur, Allah'ın gazabı gelmez. def eder durur; engeller, mâni olur, Allah'ın gazabı gelmez.

Hattâ izâ nezelû bi'l-menzilillezî lâ yubâlûne mâ nakasa min dînihim izâ selimet lehüm dünyâhum. Hattâ izâ nezelû bi'l-menzilillezî lâ yubâlûne mâ nakasa min dînihim izâ selimet lehüm dünyâhum. Lâ ilâhe illallâh demek hangi noktaya gelinceye kadar kulları korur? Lâ ilâhe illallâh demek hangi noktaya gelinceye kadar kulları korur?

"Şu noktaya gelinceye kadar ki kullar dinlerinden kayıplara uğradıkları zaman aldırmıyorlar,"Şu noktaya gelinceye kadar ki kullar dinlerinden kayıplara uğradıkları zaman aldırmıyorlar, dünyalıkları yerindeyse hiç oralı olmuyorlar; o noktaya gelinceye kadar!" dünyalıkları yerindeyse hiç oralı olmuyorlar; o noktaya gelinceye kadar!"

"Dinleri gidiyor, dindarlıkları zarara uğruyor, ibadetlerini yapmaz oluyorlar."Dinleri gidiyor, dindarlıkları zarara uğruyor, ibadetlerini yapmaz oluyorlar. Paraları yerindeyse, maddiyâtları tıkırında ise, dünyalıkları iyi durumdaysaParaları yerindeyse, maddiyâtları tıkırında ise, dünyalıkları iyi durumdaysa dinlerinin gerilemesine aldırmayacak duruma geldikleri zamana kadardinlerinin gerilemesine aldırmayacak duruma geldikleri zamana kadar lâ ilâhe illallâh sözü kulları korur, korur, korur. Ama o duruma geldiler mi artık korumaz!" demek. lâ ilâhe illallâh sözü kulları korur, korur, korur. Ama o duruma geldiler mi artık korumaz!" demek.

Fekâlû inde zâlike. "O duruma geldikleri zaman yine lâ ilâhe illallâh derler." Fekâlû inde zâlike. "O duruma geldikleri zaman yine lâ ilâhe illallâh derler."

Hangi duruma geldikleri zaman? Düşünelim, hangi duruma geldikleri zaman? Hangi duruma geldikleri zaman?

Düşünelim, hangi duruma geldikleri zaman?

Dinlerinde gerileme olduğuna aldırmadıkları zaman!Dinlerinde gerileme olduğuna aldırmadıkları zaman! Dünyalıkları yerindeyse, keyifleri tıkırındaysa, mutlulukları yerindeyse, başları şen ve esenseDünyalıkları yerindeyse, keyifleri tıkırındaysa, mutlulukları yerindeyse, başları şen ve esense dinlerindeki gerilemeye aldırmadıkları zamana kadar... O duruma düştüler mi o zaman; dinlerindeki gerilemeye aldırmadıkları zamana kadar... O duruma düştüler mi o zaman;

Fe-kâlû inde zâlike. "O zaman da lâ ilâhe illallâh derler ama…"Fe-kâlû inde zâlike. "O zaman da lâ ilâhe illallâh derler ama…" Kâlallâhu lehüm. "Allah onlara der ki;" Kezebtüm. "Yalancılar, yalan söylüyorsunuz!" Kâlallâhu lehüm. "Allah onlara der ki;" Kezebtüm. "Yalancılar, yalan söylüyorsunuz!"

Lâ ilâhe illallâh diyorsunuz ama dininizin elden gitmesine aldırmıyorsunuz,Lâ ilâhe illallâh diyorsunuz ama dininizin elden gitmesine aldırmıyorsunuz, dindarlığınızın gerilemesinden, ibrenin tehlikeli kırmızı noktaya gelmesinden hiç endişe etmiyorsunuz.dindarlığınızın gerilemesinden, ibrenin tehlikeli kırmızı noktaya gelmesinden hiç endişe etmiyorsunuz. Yalancılar, yalan söylüyorsunuz. Siz lâ ilâhe illallâh'ı içten söylemiyorsunuz!Yalancılar, yalan söylüyorsunuz. Siz lâ ilâhe illallâh'ı içten söylemiyorsunuz! İçten söyleseydiniz dinlerinizin gerilemesine karşı tedbir alır, derlenir, toparlanırdınız…İçten söyleseydiniz dinlerinizin gerilemesine karşı tedbir alır, derlenir, toparlanırdınız… demek yani bu. Muhterem kardeşlerim! Tito zamanını düşünelim.demek yani bu.

Muhterem kardeşlerim!

Tito zamanını düşünelim.
Bosna'yı, Hersek'i, Yugoslavya'yı düşünelim. O zamanlar harp yoktu.Bosna'yı, Hersek'i, Yugoslavya'yı düşünelim. O zamanlar harp yoktu. Tito, çeşitli ırklar arasında biraz dengeyi kurdurmuş, bir rahatlık devresi olmuş. Tito, çeşitli ırklar arasında biraz dengeyi kurdurmuş, bir rahatlık devresi olmuş.

O zaman müslümanların Müslümanlığı ne kadardı? İslâm'a bağlılıkları ne kadardı?O zaman müslümanların Müslümanlığı ne kadardı? İslâm'a bağlılıkları ne kadardı? O sulh ve sükûn zamanında ibadetlerini yapıyorlar mıydı?O sulh ve sükûn zamanında ibadetlerini yapıyorlar mıydı? Oruçlarını tutuyorlar mıydı, zekâtlarını veriyorlar mıydı, dinlerini öğreniyorlar mıydı,Oruçlarını tutuyorlar mıydı, zekâtlarını veriyorlar mıydı, dinlerini öğreniyorlar mıydı, Kur'an'ı okuyorlar mıydı, çocuklarını müslüman yetiştiriyorlar mıydı?.. Kur'an'ı okuyorlar mıydı, çocuklarını müslüman yetiştiriyorlar mıydı?..

Hayır! O zaman gevşemişlerdi, ondan sonra bela geldi. Türkiye'de de öyle! Şimdi geniş bir zaman,Hayır! O zaman gevşemişlerdi, ondan sonra bela geldi.

Türkiye'de de öyle! Şimdi geniş bir zaman,
büyük imkânlar var. Dinî vazifeleri hizmetleri yapacak, çocukları güzel yetiştirecek imkânlar var. büyük imkânlar var. Dinî vazifeleri hizmetleri yapacak, çocukları güzel yetiştirecek imkânlar var.

Türkiye gelişti, ilerledi, yükseldi; herkes zenginledi.Türkiye gelişti, ilerledi, yükseldi; herkes zenginledi. Millet köşkü olunca, arabası, parası, fabrikası olunca dindarlığı geriye attı.Millet köşkü olunca, arabası, parası, fabrikası olunca dindarlığı geriye attı. Namazı boşladı, orucu boşladı… "Sosyetede de böyle şeyler olur mu?.." demeye başladı.Namazı boşladı, orucu boşladı… "Sosyetede de böyle şeyler olur mu?.." demeye başladı. "Biz zenginledik…" demeye başladı. Olmaz! Allahu Teâlâ hazretleri o zaman; "Biz zenginledik…" demeye başladı.

Olmaz!

Allahu Teâlâ hazretleri o zaman;
"Yalan söylüyorsunuz!" der. Lâ ilâhe illallâh ne yapıyordu? "Yalan söylüyorsunuz!" der.

Lâ ilâhe illallâh ne yapıyordu?

Gazab-ı ilâhînin, kahr-ı ilâhînin gelmesini engelliyordu. Gazab-ı ilâhînin, kahr-ı ilâhînin gelmesini engelliyordu.

Allah onların lâ ilâhe illallah [sözlerini] "Yalan söylüyorsunuz!" diye kabul etmeyinceAllah onların lâ ilâhe illallah [sözlerini] "Yalan söylüyorsunuz!" diye kabul etmeyince gazab-ı ilâhî gelecek demektir. gazab-ı ilâhî gelecek demektir.

Ben dünya üzerindeki müslümanların durumlarına bakıyorum: Ben dünya üzerindeki müslümanların durumlarına bakıyorum:

Üç defa Cakarta'da bulunduk, Cakarta'yı gördük. Cakarta 200 milyon nüfuslu bir ülkenin başşehri.Üç defa Cakarta'da bulunduk, Cakarta'yı gördük. Cakarta 200 milyon nüfuslu bir ülkenin başşehri. Oranın durumuna baktık ve hatta arkadaşlara; "Cakarta'yla ilgilenin, dernek kurun.Oranın durumuna baktık ve hatta arkadaşlara; "Cakarta'yla ilgilenin, dernek kurun. Dostluk derneği olsun, buralarla gerekirse ticaret yapın!" dedik. Şimdi karmakarış karıştı.Dostluk derneği olsun, buralarla gerekirse ticaret yapın!" dedik.

Şimdi karmakarış karıştı.
Cakarta'da insanlar ölüyor. Polislerle öğrenciler çatışıyor, süpermarketler yağmalanıyor... Cakarta'da insanlar ölüyor. Polislerle öğrenciler çatışıyor, süpermarketler yağmalanıyor...

Neden oluyor? Bilmiyoruz. Allah bilir, olayların hikmetlerini Allah bilir. Neden oluyor?

Bilmiyoruz. Allah bilir, olayların hikmetlerini Allah bilir.

Ama her şey tıkırındayken, müslümanların güzel çalışmalarını tam yapmaları lazımdı. Ama her şey tıkırındayken, müslümanların güzel çalışmalarını tam yapmaları lazımdı.

Ben orada üzülmüştüm, çünkü gördüğüm üç üniversitenin üçü de hırıstiyan üniversitesi idi.Ben orada üzülmüştüm, çünkü gördüğüm üç üniversitenin üçü de hırıstiyan üniversitesi idi. Müslüman üniversitesi yoktu. 200 milyonluk müslüman bir ülkeydi ama müslüman üniversite[si] yoktu. Müslüman üniversitesi yoktu. 200 milyonluk müslüman bir ülkeydi ama müslüman üniversite[si] yoktu.

Olmaz! Türkiye'de de öyle, başka yerde de öyle! Bakın Avrupalılar; Türkiye'de ilk önceOlmaz! Türkiye'de de öyle, başka yerde de öyle!

Bakın Avrupalılar; Türkiye'de ilk önce
-şimdiki Boğaziçi Üniversitesi olan- Robert Koleji'ni kurdular, Galatasaray Sultanî'sini kurdular.-şimdiki Boğaziçi Üniversitesi olan- Robert Koleji'ni kurdular, Galatasaray Sultanî'sini kurdular. St. Benoit Lisesi'ni kurdular. Avusturya Lisesi'ni kurdular, Dam de Sion'u kurdular... YaniSt. Benoit Lisesi'ni kurdular. Avusturya Lisesi'ni kurdular, Dam de Sion'u kurdular... Yani kendilerini tanıtmak için, kendi dinlerini öğretmek, kendi medeniyetlerini sevdirmek için okul açtılar.kendilerini tanıtmak için, kendi dinlerini öğretmek, kendi medeniyetlerini sevdirmek için okul açtılar. Biz kendi medeniyetimizi öğrenmek ve öğretmek için okul açmazsakBiz kendi medeniyetimizi öğrenmek ve öğretmek için okul açmazsak o zaman çocuklarımız Fransız gibi yetişir, Alman gibi İngiliz gibi, Amerikan gibi yetişir… o zaman çocuklarımız Fransız gibi yetişir, Alman gibi İngiliz gibi, Amerikan gibi yetişir…

Kendimizi; Yunus'umuzu öğretmezsek, Mevlânâ'mızı öğretmezsek, Fatih'imizi sevdirmezsek,Kendimizi; Yunus'umuzu öğretmezsek, Mevlânâ'mızı öğretmezsek, Fatih'imizi sevdirmezsek, devlet adamlarımızın, ilim adamlarımızın büyüklüklerini, ortaya koydukları eserlerindevlet adamlarımızın, ilim adamlarımızın büyüklüklerini, ortaya koydukları eserlerin önemini anlatmazsak olmaz tabi! Onun için fırsatların geniş olduğu,önemini anlatmazsak olmaz tabi! Onun için fırsatların geniş olduğu, imkânların çok olduğu zamanlarda o zamanların kıymetini bilmek lazım. imkânların çok olduğu zamanlarda o zamanların kıymetini bilmek lazım.

Afganistan'ı düşünelim: Afganistan da bir zamanlar sulh ve sükûn içindeydi.Afganistan'ı düşünelim: Afganistan da bir zamanlar sulh ve sükûn içindeydi. Sonra ahali birbirine düştü. Sonra Ruslar geldi, şehirler yıkıldı, milyonlarca insan öldü. Sonra ahali birbirine düştü. Sonra Ruslar geldi, şehirler yıkıldı, milyonlarca insan öldü.

O ilk zamanlarda müslümanlar üniversiteler açsalardı, halkı eğitselerdi,O ilk zamanlarda müslümanlar üniversiteler açsalardı, halkı eğitselerdi, devlet yardım etseydi, ahali kendi millî benliğine bağlı olarak yetişseydi,devlet yardım etseydi, ahali kendi millî benliğine bağlı olarak yetişseydi, namuslu, dürüst insanlar başa geçseydi o zaman Afganistan'da Ruslar'ın istilası olmazdı, direnirdi.namuslu, dürüst insanlar başa geçseydi o zaman Afganistan'da Ruslar'ın istilası olmazdı, direnirdi. Basiretli idareler başta olsaydı güçlü olurdu. Basiretli idareler başta olsaydı güçlü olurdu.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Onun için ne yapacağız? Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Onun için ne yapacağız?

Lâ ilâhe illallâh'ı söylerken daima Allah'ın gazabını reddettiğini, def ettiğini biliyoruz amaLâ ilâhe illallâh'ı söylerken daima Allah'ın gazabını reddettiğini, def ettiğini biliyoruz ama dinimizin de iyi durumda olmasına dikkat edeceğiz.dinimizin de iyi durumda olmasına dikkat edeceğiz. Dünyamız iyi, dinimiz de iyi durumda olmalı. Dünyamız iyi, dinimiz de iyi durumda olmalı.

Dinimizde gevşeme gördük mü "Aman iş tehlikeli, kendimizi toparlayalım!" diyeceğiz. Dinimizde gevşeme gördük mü "Aman iş tehlikeli, kendimizi toparlayalım!" diyeceğiz.

Sabah namazına kalkmamaya başladık mı, namaz kılmamaya başladık mı,Sabah namazına kalkmamaya başladık mı, namaz kılmamaya başladık mı, fukaraya aldırmamaya, zekât vermemeye başladık mı, hayır işlerine koşmamaya başladık mıfukaraya aldırmamaya, zekât vermemeye başladık mı, hayır işlerine koşmamaya başladık mı ibre tehlike noktasına gelmiş, tehlike işareti sinyali -bip bip bip- vermeye başlamış demektir.ibre tehlike noktasına gelmiş, tehlike işareti sinyali -bip bip bip- vermeye başlamış demektir. Onun için Allah'ın sevgisini kazanmaya gayret edelim. Aziz, sevgili ve değerli kardeşlerim! Onun için Allah'ın sevgisini kazanmaya gayret edelim.

Aziz, sevgili ve değerli kardeşlerim!

Üçüncü hadîs-i şerîfi okuyup konuşmamı bitirmek istiyorum. Üçüncü hadîs-i şerîfÜçüncü hadîs-i şerîfi okuyup konuşmamı bitirmek istiyorum.

Üçüncü hadîs-i şerîf
Zeyd b. Sâbit ve Ebû Hüreyre radıyallâhu anh'ten rivayet edilmiş.Zeyd b. Sâbit ve Ebû Hüreyre radıyallâhu anh'ten rivayet edilmiş. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Lâ yezâlullâhu Teâlâ fî hâceti'l-abdi mâ dâme'l-abdü fî hâceti ahîhi.Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Lâ yezâlullâhu Teâlâ fî hâceti'l-abdi mâ dâme'l-abdü fî hâceti ahîhi.
"Allahu Teâlâ hazretleri kulun ihtiyacını görmek için ikram eder, lütfeder bahşeder durur." "Allahu Teâlâ hazretleri kulun ihtiyacını görmek için ikram eder, lütfeder bahşeder durur."

Ne zaman? Mâ dâme'l-abdü fî hâceti ahîhi. "Kul müslüman kardeşinin,Ne zaman?

Mâ dâme'l-abdü fî hâceti ahîhi. "Kul müslüman kardeşinin,
mü'min kardeşinin ihtiyacını görmek için koşturdukça." mü'min kardeşinin ihtiyacını görmek için koşturdukça."

Kul, mü'min kardeşinin ihtiyacını görmek, ona yardımcı olmak, destek olmak, ona iyilik yapmak içinKul, mü'min kardeşinin ihtiyacını görmek, ona yardımcı olmak, destek olmak, ona iyilik yapmak için koşturdukça Allah da ona destek olur. Allah da ona iyilikler verir, onun ihtiyaçlarını giderir. koşturdukça Allah da ona destek olur. Allah da ona iyilikler verir, onun ihtiyaçlarını giderir.

Şimdi biz ne yapıyoruz? El açıyoruz, Allah'tan istiyoruz: "Yâ Rabbi! Bana şunu ver, bunu ver…" Şimdi biz ne yapıyoruz?

El açıyoruz, Allah'tan istiyoruz:

"Yâ Rabbi! Bana şunu ver, bunu ver…"

Tabi dua da ibadettir. Yasak değil, isteyeceğiz. Tavsiye edilen bir şey, elbette isteyelim.Tabi dua da ibadettir. Yasak değil, isteyeceğiz. Tavsiye edilen bir şey, elbette isteyelim. "Yâ Rabbi! Benim hacetimi reva eyle, benim ihtiyacımı karşıla, benim borcumu ödettir vs." dua ediyoruz. Bu sözle yapılan;"Yâ Rabbi! Benim hacetimi reva eyle, benim ihtiyacımı karşıla, benim borcumu ödettir vs." dua ediyoruz. Bu sözle yapılan; el açıp dille söyleyip yapılan dua. Ama bir de fiilî dua var, o da neymiş? el açıp dille söyleyip yapılan dua. Ama bir de fiilî dua var, o da neymiş?

Burada görüyoruz; müslüman kardeşinin ihtiyacına koşmak imiş. Burada görüyoruz; müslüman kardeşinin ihtiyacına koşmak imiş.

Müslüman kardeşimizin ihtiyacına koşarsak,Müslüman kardeşimizin ihtiyacına koşarsak, onun gönlünü hoş etmeye çalışırsak, ona yardımcı olmaya çalışırsak ne olacakmış? onun gönlünü hoş etmeye çalışırsak, ona yardımcı olmaya çalışırsak ne olacakmış?

Allah bizim işlerimizi rast getirip bizim ihtiyacımızı görüp bize ikram edecekmiş. Bu da fiilî dua.Allah bizim işlerimizi rast getirip bizim ihtiyacımızı görüp bize ikram edecekmiş. Bu da fiilî dua. Ben kardeşime koşarım, müslüman kardeşime iyilik yaparım, Allah da bana iyilik yapar. Ben kardeşime koşarım, müslüman kardeşime iyilik yaparım, Allah da bana iyilik yapar.

Hayırsever bir kardeşim bana telefon ediyor. "İşlerin nasıl?" diyorum. Hayırsever bir kardeşim bana telefon ediyor.

"İşlerin nasıl?" diyorum.

"İyiye gidiyor hocam." diyor, "Duanız bereketiyle…" diyor. Neden? "İyiye gidiyor hocam." diyor, "Duanız bereketiyle…" diyor.

Neden?

Çünkü o hayır işlerine, vakıf işlerine koşturan bir kardeşimiz!Çünkü o hayır işlerine, vakıf işlerine koşturan bir kardeşimiz! Koşturduğu için Allah da öbür taraftan yardımcı oluyor. Aziz ve sevgili kardeşlerim! Koşturduğu için Allah da öbür taraftan yardımcı oluyor.

Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Onun için bu hayat kısadır, fânidir. Ölüm ne zaman gelecek bilinmez. Onun için bu hayat kısadır, fânidir. Ölüm ne zaman gelecek bilinmez.

Allah cümlenize hayırlı uzun ömür versin diye temenni ediyoruz ama fırsat geçmeden,Allah cümlenize hayırlı uzun ömür versin diye temenni ediyoruz ama fırsat geçmeden, ecel gelmeden, vade yetmeden, iş sona ulaşmadan şu hayatı değerlendiripecel gelmeden, vade yetmeden, iş sona ulaşmadan şu hayatı değerlendirip hayırlı işler, iyi işler, sevaplı işler yapıp insanları mutlu edecek;hayırlı işler, iyi işler, sevaplı işler yapıp insanları mutlu edecek; hem Allah'ı hem kulları razı edecek, kulların duasını alacak işler yapmaya çalışın.hem Allah'ı hem kulları razı edecek, kulların duasını alacak işler yapmaya çalışın. Allah'ın gazabını çekecek, kulların lanetine sebep olacak, bedduasına sebep olacak,Allah'ın gazabını çekecek, kulların lanetine sebep olacak, bedduasına sebep olacak, kötü işler yapmayın. Hiç kimse kötü işler yapmasın, hiç kimsenin ahını, mazlumun ahını almasın.kötü işler yapmayın. Hiç kimse kötü işler yapmasın, hiç kimsenin ahını, mazlumun ahını almasın. Kimse kimseye gadir ve zulüm etmesin. Herkes iyilik yapmaya çalışsın. Kimse kimseye gadir ve zulüm etmesin. Herkes iyilik yapmaya çalışsın.

ed-Dünya sâah fec'alhâ tâah. "Dünya bir saatçiktir, bir göz yumup açıncaya kadar hayat geçiverir.ed-Dünya sâah fec'alhâ tâah. "Dünya bir saatçiktir, bir göz yumup açıncaya kadar hayat geçiverir. Sen bu vaktini ibadet, taat, hayır, hasenatla geçir!" diyor büyüklerimiz. Sen bu vaktini ibadet, taat, hayır, hasenatla geçir!" diyor büyüklerimiz.

Sevgili kardeşlerim! Allah bizi uyanık müslümanlardan eylesin,Sevgili kardeşlerim!

Allah bizi uyanık müslümanlardan eylesin,
rızasına uygun ömür geçirmeye hepimizi muvaffak eylesin, tevfîkini hepimize refîk eylesin,rızasına uygun ömür geçirmeye hepimizi muvaffak eylesin, tevfîkini hepimize refîk eylesin, sonunda rızasını kazanıp huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak varmayı nasip eylesin.sonunda rızasını kazanıp huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak varmayı nasip eylesin. Hepinizi sevdiklerinizle beraber dünyada ve âhirette aziz ve bahtiyar eylesin. Hepinizi sevdiklerinizle beraber dünyada ve âhirette aziz ve bahtiyar eylesin.

es-Selamu aleyküm ve rahmetullahi ve berakatüh! es-Selamu aleyküm ve rahmetullahi ve berakatüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2