Namaz Vakitleri
İstanbul
27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Cehennemin Haram Olduğu Kimseler

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

4 Cemâziye'l-Evvel 1416 / 29.09.1995
AKRA- İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh

Cumanız mübarek olsun.Cumanız mübarek olsun. Allah nice Cumalara, mutlu, mübarek, güzel günlereAllah nice Cumalara, mutlu, mübarek, güzel günlere sizleri sevdiklerinizle beraber sıhhat ve afiyetle, devlet ve saadetle eriştirsin. sizleri sevdiklerinizle beraber sıhhat ve afiyetle, devlet ve saadetle eriştirsin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz -Ahmed b. Hanbel'in, Taberânî'ninPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz -Ahmed b. Hanbel'in, Taberânî'nin ve Hâkim'in Müstedrek'inde rivayet ettiği üzere, bir hadîs-i şerîfinde dört çeşit gözden bahsetmiş.ve Hâkim'in Müstedrek'inde rivayet ettiği üzere, bir hadîs-i şerîfinde dört çeşit gözden bahsetmiş. Onları anlatmak istiyorum. Buyuruyor ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu rivayette; Onları anlatmak istiyorum. Buyuruyor ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu rivayette;

Hurrimeti'nnâru alâ aynin beket min haşyetillah ve hurrimeti'nnâru alâ aynin sehiret fî sebîlillahHurrimeti'nnâru alâ aynin beket min haşyetillah ve hurrimeti'nnâru alâ aynin sehiret fî sebîlillah ve hurrimeti'nnâru alâ aynin ğaddat an mahârimillah ev aynin fukıet fî sebîlillah. ve hurrimeti'nnâru alâ aynin ğaddat an mahârimillah ev aynin fukıet fî sebîlillah.

Dört tane rivayet var. İkisi bir kitapta, öbür ikisi öteki rivayetlerde var.Dört tane rivayet var. İkisi bir kitapta, öbür ikisi öteki rivayetlerde var. Ben hepsini açıklamak istiyorum. Birincisi; hurrimeti'nnâru alâ aynin beket min haşyetillah. Ben hepsini açıklamak istiyorum.

Birincisi; hurrimeti'nnâru alâ aynin beket min haşyetillah.

Nâr Arapça'da Türkçe'deki gibi değil. Nâr, en-nâr, elif-lam'lı yani, harf-i tarifli;Nâr Arapça'da Türkçe'deki gibi değil. Nâr, en-nâr, elif-lam'lı yani, harf-i tarifli; "cehennem", "ateş" demek. Genel mânasıyla "ateş" demek."cehennem", "ateş" demek. Genel mânasıyla "ateş" demek. Ama hadîs-i şerîflerde, âyet-i kerîmelerde en-nâr diye geçtiği zaman, ne ateşi? Cehennem ateşi…Ama hadîs-i şerîflerde, âyet-i kerîmelerde en-nâr diye geçtiği zaman, ne ateşi? Cehennem ateşi… Yani cehennem. Cehennemde en büyük azap ateşle olduğu için...Yani cehennem. Cehennemde en büyük azap ateşle olduğu için... -Allah korusun, Allah göstermesin- azapların çok çeşitleri var.-Allah korusun, Allah göstermesin- azapların çok çeşitleri var. Hatta insanların dünyadaki işledikleri suçlara göre azaplar değişiyor.Hatta insanların dünyadaki işledikleri suçlara göre azaplar değişiyor. Ona benzer bir şekilde azaplandırılıyor, suçunun cinsine göre; Ona benzer bir şekilde azaplandırılıyor, suçunun cinsine göre;

el-Cezâu min cinsi'l-amel denilmiş. "Karşılık, yapılan işin şekline göredir." demek.el-Cezâu min cinsi'l-amel denilmiş. "Karşılık, yapılan işin şekline göredir." demek. İş ne ise insan ona göre, işlediği işin cinsine göre karşılığını görür. İş ne ise insan ona göre, işlediği işin cinsine göre karşılığını görür. Türkçe'de güzel sözler vardır, atasözü; "Rüzgar eken fırtına biçer." diyorlar.Türkçe'de güzel sözler vardır, atasözü; "Rüzgar eken fırtına biçer." diyorlar. Tabi bunlar ekilmez ama [mânası] çok güzel; "Rüzgar eken fırtına biçer." Tabi bunlar ekilmez ama [mânası] çok güzel; "Rüzgar eken fırtına biçer."

Ateş, cehennem ateşi. En büyük azap onunla görülüyor.Ateş, cehennem ateşi. En büyük azap onunla görülüyor. Ama "Başka azaplar var." dedim, onu da biraz açıklamış olayım. Ama "Başka azaplar var." dedim, onu da biraz açıklamış olayım. Mesela mürâi, riyakâr; ihlâsla değil de, başkasına gösteriş içinMesela mürâi, riyakâr; ihlâsla değil de, başkasına gösteriş için yaptığı ibadeti halkın gözüne batacak tarzda yapan, halka göstermek için yapan riyakâr, mürâi insan.yaptığı ibadeti halkın gözüne batacak tarzda yapan, halka göstermek için yapan riyakâr, mürâi insan. Bunun nasıl azaplanacağına dair bir hadîs-i şerîfteBunun nasıl azaplanacağına dair bir hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki;

"Mürâî, riyakâr cennetin yanına kadar getirilir. Cennetin yanına yaklaştırılır."Mürâî, riyakâr cennetin yanına kadar getirilir. Cennetin yanına yaklaştırılır. Cennetin güzel kokularını duyar.Cennetin güzel kokularını duyar. Cennetin güzel manzarasını, köşklerini, içindeki nimetlerin ne kadar güzel olduğunu görür.Cennetin güzel manzarasını, köşklerini, içindeki nimetlerin ne kadar güzel olduğunu görür. Ondan sonra Allahu Teâlâ hazretleri; ‘Onu cehenneme götürün!' diye meleklerine emreder;Ondan sonra Allahu Teâlâ hazretleri; ‘Onu cehenneme götürün!' diye meleklerine emreder; döndürürler, götürürler cehenneme...döndürürler, götürürler cehenneme... O kişi; ‘Yâ Rabbi, beni cehenneme atıyorsun, bari cenneti göstermeden atsaydın.O kişi; ‘Yâ Rabbi, beni cehenneme atıyorsun, bari cenneti göstermeden atsaydın. Cenneti gördüm, şimdi içimin yanıklığı, oradan ayrılışım, oraya giremeyişimden dolayıCenneti gördüm, şimdi içimin yanıklığı, oradan ayrılışım, oraya giremeyişimden dolayı pişmanlık muazzam hâle geldi. İçim parça parça, cayır cayır yanıyor.pişmanlık muazzam hâle geldi. İçim parça parça, cayır cayır yanıyor. Ne kadar büyük yanlışlık yapmışım!' deyince, Allahu Teâlâ hazretleri; ‘Sen de böyle yaptın.Ne kadar büyük yanlışlık yapmışım!' deyince, Allahu Teâlâ hazretleri; ‘Sen de böyle yaptın. Yani gösterdin, gösteriş için yaptın. Onun için bu da sana bir çeşit böyle yaptığının karşılığı!'" Yani gösterdin, gösteriş için yaptın. Onun için bu da sana bir çeşit böyle yaptığının karşılığı!'"

Cehennemde hem ateş var hem de çok şiddetli soğuk şeklinde cezalandırılan insanlar var.Cehennemde hem ateş var hem de çok şiddetli soğuk şeklinde cezalandırılan insanlar var. Daha başka, cezalandırılış şekli farklı olan insanlar var. Daha başka, cezalandırılış şekli farklı olan insanlar var.

Mesela Peygamber Efendimiz Cebrail aleyhisselam'la giderken bir seferinde görüyor.Mesela Peygamber Efendimiz Cebrail aleyhisselam'la giderken bir seferinde görüyor. Bir adam öteki adamın başına -Riyâzü's-sâlihîn hadislerinde, sıhhatli, sağlam rivayet-Bir adam öteki adamın başına -Riyâzü's-sâlihîn hadislerinde, sıhhatli, sağlam rivayet- kocaman bir taşı almış, öteki adamın kafasına bir vuruş vuruyor ki mümkün değil,kocaman bir taşı almış, öteki adamın kafasına bir vuruş vuruyor ki mümkün değil, kocaman taş öyle o kadar şiddetle vurulunca adamın başı parça parça yerlere saçılıyor.kocaman taş öyle o kadar şiddetle vurulunca adamın başı parça parça yerlere saçılıyor. Ama tekrar başı bir araya geliyor, eski haline geliyor. Adam tekrar taşı kaldırıyor, yine vuruyor.Ama tekrar başı bir araya geliyor, eski haline geliyor. Adam tekrar taşı kaldırıyor, yine vuruyor. Başı tekrar dağılıyor. Tekrar, tekrar, tekrar… Başı tekrar dağılıyor. Tekrar, tekrar, tekrar… Cebrail aleyhisselam'a Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz sormuş ki; Cebrail aleyhisselam'a Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz sormuş ki;

"Yâ Cebrail, kardeşim, bunun bu şekilde azaplandırılışının sebebi ne?" "Yâ Cebrail, kardeşim, bunun bu şekilde azaplandırılışının sebebi ne?"

O zaman Cebrail aleyhisselam buyurmuş ki; O zaman Cebrail aleyhisselam buyurmuş ki;

"Yâ Resûlallah, bu dünyadayken Allah ona akıl verdi, fikir verdi, beyin verdi,"Yâ Resûlallah, bu dünyadayken Allah ona akıl verdi, fikir verdi, beyin verdi, muhakeme kabiliyeti verdi, söyleneni anlama kabiliyeti verdi, gözü görüyor, kulağı işitiyor,muhakeme kabiliyeti verdi, söyleneni anlama kabiliyeti verdi, gözü görüyor, kulağı işitiyor, her şeyi biliyor, her şeyi sağlam. Bu kafayla Allah'a ibadet etmedi, namazları kılmadı.her şeyi biliyor, her şeyi sağlam. Bu kafayla Allah'a ibadet etmedi, namazları kılmadı. İşte bunun için cezalandırılıyor." İşte bunun için cezalandırılıyor."

Sen bu kafanı kullanmadın da Allah'ın emirlerini tutmadın mı, namazı kılmadın mı?Sen bu kafanı kullanmadın da Allah'ın emirlerini tutmadın mı, namazı kılmadın mı? Al bakalım ceza böyle... Demek ki cezalar çeşitli... Al bakalım ceza böyle...

Demek ki cezalar çeşitli...

Hurrimeti'nnâr. Nâr burada "cehennem" mânasına.Hurrimeti'nnâr. Nâr burada "cehennem" mânasına. Çünkü bazı şeyler içindeki en önemli özelliği dolayısıyla o ismi alabilir. Çünkü bazı şeyler içindeki en önemli özelliği dolayısıyla o ismi alabilir.

Hurrimeti'nnâru alâ aynin. "Cehennem bir göze haram kılınmıştır ki."Hurrimeti'nnâru alâ aynin. "Cehennem bir göze haram kılınmıştır ki." Beket min haşyetillah. "O göz Allah korkusundan ağlamıştır." Beket min haşyetillah. "O göz Allah korkusundan ağlamıştır."

Bizim kendi dil yapımızla, cümle yapımızla Türkçe'ye tercüme edecek olursak;Bizim kendi dil yapımızla, cümle yapımızla Türkçe'ye tercüme edecek olursak; "Allah korkusundan, haşyetullahtan, havfullahtan"Allah korkusundan, haşyetullahtan, havfullahtan ağlayan bir insanın gözü cehenneme haram kılınmıştır."ağlayan bir insanın gözü cehenneme haram kılınmıştır." Yani o kimsenin gözü cehennemi görmeyecek. O kişi cehenneme girmeyecek, cennetlik olacak.Yani o kimsenin gözü cehennemi görmeyecek. O kişi cehenneme girmeyecek, cennetlik olacak. Bu tarzda bir ifade.Bu tarzda bir ifade. Hadîs-i şerîfleri okuyanlar, dinleyenler böyle özel anlatım şekillerini hatırlarlar, bilirler.Hadîs-i şerîfleri okuyanlar, dinleyenler böyle özel anlatım şekillerini hatırlarlar, bilirler. Demek ki Allah korkusundan ağlayan kimseyi Allah seviyor da cehenneme sokmayacak, cennetlik edecek. Demek ki Allah korkusundan ağlayan kimseyi Allah seviyor da cehenneme sokmayacak, cennetlik edecek.

"Bu ağlamak olur mu? Erkek adam ağlar mı?" deriz. "Bu ağlamak olur mu? Erkek adam ağlar mı?" deriz.

Evet, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den,Evet, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den, sahâbe-i kirâmı rıdvanullâhi teâlâ aleyhim ecmaîn'den rivayetler var.sahâbe-i kirâmı rıdvanullâhi teâlâ aleyhim ecmaîn'den rivayetler var. O koca Hz. Ömer'in gözyaşlarının yüzünde iz yaptığını biliyoruz.O koca Hz. Ömer'in gözyaşlarının yüzünde iz yaptığını biliyoruz. Hz. Ebû Bekr-i Sıddîk'ın, muhasara altına alınıp da iki-üç sene tazyik altındaHz. Ebû Bekr-i Sıddîk'ın, muhasara altına alınıp da iki-üç sene tazyik altında Mekke'deki müslümanların çok sıkıntılar çektiği zamanda evinin bahçesinde namaz kılarken,Mekke'deki müslümanların çok sıkıntılar çektiği zamanda evinin bahçesinde namaz kılarken, dışarı çıkartmıyorlar, müşrikler ezâ ediyorlar, baskı yapıyorlar. Kâbe'ye gitmek istiyor, göndermiyorlar.dışarı çıkartmıyorlar, müşrikler ezâ ediyorlar, baskı yapıyorlar. Kâbe'ye gitmek istiyor, göndermiyorlar. İşte orada namaz kılarken ağlaya ağlaya gözyaşları içinde nasıl ibadet ettiğini, çocuklar seyrederlermiş.İşte orada namaz kılarken ağlaya ağlaya gözyaşları içinde nasıl ibadet ettiğini, çocuklar seyrederlermiş. Gelirlermiş mahallenin çocukları, "Bu zât ne yapıyor?" diye hayretle seyrederlermiş.Gelirlermiş mahallenin çocukları, "Bu zât ne yapıyor?" diye hayretle seyrederlermiş. Demek ki Ebû Bekr-i Sıddîk'ın gözü yaşlı. Demek ki Hz. Ömer gibi bahadır bir insanın gözü yaşlı.Demek ki Ebû Bekr-i Sıddîk'ın gözü yaşlı. Demek ki Hz. Ömer gibi bahadır bir insanın gözü yaşlı. Allah korkusundan, mânevî duygularından, imanının kuvvetinden olan şeyler. Allah korkusundan, mânevî duygularından, imanının kuvvetinden olan şeyler.

Peygamber Efendimiz de... Peygamber Efendimiz bir keresinde sahabeden bir zâta,Peygamber Efendimiz de... Peygamber Efendimiz bir keresinde sahabeden bir zâta, sanıyorum Abdullah b. Mes'ûd radıyallahu anh'a Kur'ân-ı Kerîm okumasını söylüyor. sanıyorum Abdullah b. Mes'ûd radıyallahu anh'a Kur'ân-ı Kerîm okumasını söylüyor.

"Yâ Resûlallah, sana indirilmişken ben sana nasıl Kur'an okuyabilirim?" "Yâ Resûlallah, sana indirilmişken ben sana nasıl Kur'an okuyabilirim?"

"Olsun, oku, ben başkasından da dinlemeyi severim."Olsun, oku, ben başkasından da dinlemeyi severim. Oku bakalım." buyurunca Peygamber Efendimiz pür-dikkat, haşyetle, havf ile,Oku bakalım." buyurunca Peygamber Efendimiz pür-dikkat, haşyetle, havf ile, edeple Kur'ân-ı Kerîm'i dinliyor, dinliyor, dinliyor... Bir âyet-i kerîmeye geliyor ki; edeple Kur'ân-ı Kerîm'i dinliyor, dinliyor, dinliyor... Bir âyet-i kerîmeye geliyor ki;

"Ne olacak o günde ki bütün ümmetler hesaba çekilmek üzere ortalığa getirilecek,"Ne olacak o günde ki bütün ümmetler hesaba çekilmek üzere ortalığa getirilecek, sen de onların karşısına getirileceksin, şahit olarak…" sen de onların karşısına getirileceksin, şahit olarak…"

Yani Allah Peygamber Efendimiz'i şahit olarak getirecek.Yani Allah Peygamber Efendimiz'i şahit olarak getirecek. "Ey insanlar! Ben size kitap gönderdim mi? Haber gönderdim mi?"Ey insanlar! Ben size kitap gönderdim mi? Haber gönderdim mi? Cennetin, cehennemin bilgisini hayattayken size tebliğ ettim mi, bildirdim mi?" diye soracak.Cennetin, cehennemin bilgisini hayattayken size tebliğ ettim mi, bildirdim mi?" diye soracak. O zaman Peygamber Efendimiz şahit olacak, "Evet yâ Rabbi!" diye. O zaman Peygamber Efendimiz şahit olacak, "Evet yâ Rabbi!" diye.

İşte bu âyet-i kerîmeye geldiği zaman "Yeter artık, okuduğun miktar kâfi." buyurmuş.İşte bu âyet-i kerîmeye geldiği zaman "Yeter artık, okuduğun miktar kâfi." buyurmuş. Bakmış ki sahabeden olan, Kur'ân-ı Kerîm'i okuyan o şahıs,Bakmış ki sahabeden olan, Kur'ân-ı Kerîm'i okuyan o şahıs, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz inci gibi gözlerinden yaşlar döküyor, ağlıyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz inci gibi gözlerinden yaşlar döküyor, ağlıyor.

Demek ki ağlamak duygunun güzelliğinden, kuvvetinden, dindarlığın sağlamlığından,Demek ki ağlamak duygunun güzelliğinden, kuvvetinden, dindarlığın sağlamlığından, kalbin tertemizliğinden olan bir şey.kalbin tertemizliğinden olan bir şey. Böyle olunca da, böyle ağlayan göz ne cehennemi görecek ne cehennemde yanacak.Böyle olunca da, böyle ağlayan göz ne cehennemi görecek ne cehennemde yanacak. Tabi burada da göz denmiş, yani maksat adamın gözü çıkartılacak da bir tarafta duracak değil tabi.Tabi burada da göz denmiş, yani maksat adamın gözü çıkartılacak da bir tarafta duracak değil tabi. İnsan gözüyle beraber bir bütün.İnsan gözüyle beraber bir bütün. O gözün sahibi insan cehenneme girmeyecek, cehennemi görmeyecek, o azabı çekmeyecek demek. O gözün sahibi insan cehenneme girmeyecek, cehennemi görmeyecek, o azabı çekmeyecek demek.

Onun için biz de bu duygulara sahip olmaya çalışmalıyız. Mü'min Allah'ı sevecek, sevgiden ağlayacak.Onun için biz de bu duygulara sahip olmaya çalışmalıyız. Mü'min Allah'ı sevecek, sevgiden ağlayacak. Allah'ın âhirette suçlulara, kâfirlere adaletinin, kahrının gereğiAllah'ın âhirette suçlulara, kâfirlere adaletinin, kahrının gereği verdiği cezaları okudukça onlardan Allah'a sığınacak, ağlayacak.verdiği cezaları okudukça onlardan Allah'a sığınacak, ağlayacak. Tabi gösteriş için değil, Allah rızası için.Tabi gösteriş için değil, Allah rızası için. Hatta belki tenhalarda -bazı hadîs-i şerîflerde bu da bildiriliyor- mesela geceleyin kimse yok,Hatta belki tenhalarda -bazı hadîs-i şerîflerde bu da bildiriliyor- mesela geceleyin kimse yok, seccadesini yaymış, hiç kimsenin görmediği, hatta ışıkların da olmadığı karanlık yerde seccadesini yaymış, hiç kimsenin görmediği, hatta ışıkların da olmadığı karanlık yerde Allah'ın azametini düşünüyor, nimetlerini düşünüyor, âhireti düşünüyor, cenneti düşünüyor,Allah'ın azametini düşünüyor, nimetlerini düşünüyor, âhireti düşünüyor, cenneti düşünüyor, kendisinin mâzisini, hatalarını, kulluktaki eksikliklerini düşünüyor; ağlıyor. Tamam.kendisinin mâzisini, hatalarını, kulluktaki eksikliklerini düşünüyor; ağlıyor. Tamam. İşte böyle bir duyguyla, tertemiz bir kalp ile müslüman olan, imanı böyle olan bir kimse ve bundan dolayıİşte böyle bir duyguyla, tertemiz bir kalp ile müslüman olan, imanı böyle olan bir kimse ve bundan dolayı gözlerinden yaşlar boşalan bir kimse cennetlik olacak, cehennemi görmeyecek diye müjde... gözlerinden yaşlar boşalan bir kimse cennetlik olacak, cehennemi görmeyecek diye müjde...

Cehenneme düşmemek çok büyük bir müjde. Cehennemde yanmamak çok büyük bir müjde.Cehenneme düşmemek çok büyük bir müjde. Cehennemde yanmamak çok büyük bir müjde. Çünkü cehennemin azabı tasvir olunamayacak, tarif olunamayacak kadar korkunçÇünkü cehennemin azabı tasvir olunamayacak, tarif olunamayacak kadar korkunç ve insanlar bu dünyada onun dehşetini tam mânasıyla anlayamazlar. ve insanlar bu dünyada onun dehşetini tam mânasıyla anlayamazlar.

Cehennemden kurtulmak bir nimet. Cennetlik olmak daha büyük bir devlet ve saadet.Cehennemden kurtulmak bir nimet. Cennetlik olmak daha büyük bir devlet ve saadet. Hem cehenneme girmiyor, azap görmüyor hem de cennetin nimetlerine,Hem cehenneme girmiyor, azap görmüyor hem de cennetin nimetlerine, izzetlerine, Allah'ın rahmetine nâil oluyor. Allah cümlemizi nâil eylesin. izzetlerine, Allah'ın rahmetine nâil oluyor. Allah cümlemizi nâil eylesin.

Peş peşe gelen dört cümlenin ikincisi; ve hurrimeti'nnâru alâ aynin sehiret fî sebîlillah.Peş peşe gelen dört cümlenin ikincisi; ve hurrimeti'nnâru alâ aynin sehiret fî sebîlillah. "Cehennem ateşi haram kılınmıştır." Aynin. "Öyle bir göze ki.""Cehennem ateşi haram kılınmıştır." Aynin. "Öyle bir göze ki." Sehiret fî sebîlillah. "Allah yolunda uykusuz kalmıştır." Sehiret fî sebîlillah. "Allah yolunda uykusuz kalmıştır."

Yine Türkçe muntazam bir cümle haline döndürelim. Kırık tercüme deniliyor böyle tercümeye.Yine Türkçe muntazam bir cümle haline döndürelim. Kırık tercüme deniliyor böyle tercümeye. O da güzel oluyor; Arapça'nın cümle akışındaki yapısını duymuş, anlamış, öğrenmiş oluyor insan. O da güzel oluyor; Arapça'nın cümle akışındaki yapısını duymuş, anlamış, öğrenmiş oluyor insan.

"Allah yolunda uykusuz kalmış bir göze de cehennem ateşi değmeyecek." "Allah yolunda uykusuz kalmış bir göze de cehennem ateşi değmeyecek."

Sehere iki gözlü ‘he' ile, yani "güzel he" derler.Sehere iki gözlü ‘he' ile, yani "güzel he" derler. ‘He'ler üç tane Arap alfabesinde; bir elif, be, te, se, cim,‘He'ler üç tane Arap alfabesinde; bir elif, be, te, se, cim, cim'den sonra gelen ‘ha', bu biraz kalın bir ‘he'dir.cim'den sonra gelen ‘ha', bu biraz kalın bir ‘he'dir. Onun arkasından gelen, bizim ‘hı' dediğimiz harf var, o daha kalın ve boğazdan çıkan hırıltılı,Onun arkasından gelen, bizim ‘hı' dediğimiz harf var, o daha kalın ve boğazdan çıkan hırıltılı, Almanlar'ın "ach" dediği zamanki bu ‘c' ve ‘h' harfiyle yazdıkları ‘ha' gibidir.Almanlar'ın "ach" dediği zamanki bu ‘c' ve ‘h' harfiyle yazdıkları ‘ha' gibidir. Bir de bu "güzel he" dediğimiz iki gözlü ‘he', "vav, he, lam elif, ye" diyoruz, ‘he' diye adlandırıyoruz. Bir de bu "güzel he" dediğimiz iki gözlü ‘he', "vav, he, lam elif, ye" diyoruz, ‘he' diye adlandırıyoruz.

Seheret, uykusuz demek. Uykusuz gecelemek, geceyi uykusuz geçirmek demek.Seheret, uykusuz demek. Uykusuz gecelemek, geceyi uykusuz geçirmek demek. Fî sebîlillah. Allah yolunda.Fî sebîlillah. Allah yolunda. Daha ziyade anlaşılıyor ki savaş yerinde, ordunun içinde,Daha ziyade anlaşılıyor ki savaş yerinde, ordunun içinde, düşmana karşı gidilmişken uyku uyumayan bir göz.düşmana karşı gidilmişken uyku uyumayan bir göz. Fî sebîlillah cihat yapılırken ordunun bir kısmı ne yapar?Fî sebîlillah cihat yapılırken ordunun bir kısmı ne yapar? Tabi dinlenmeden de olmaz, dinlenmek ertesi günün çalışmasınaTabi dinlenmeden de olmaz, dinlenmek ertesi günün çalışmasına veya uyandıktan sonraki çalışmaya enerji depolamak demektir.veya uyandıktan sonraki çalışmaya enerji depolamak demektir. İnsan yorulur, yorulur, yatar uyur, derin uykularda, ondan sonra kalkar, yine çalışır. Dinlenir. İnsan yorulur, yorulur, yatar uyur, derin uykularda, ondan sonra kalkar, yine çalışır. Dinlenir.

Allah uykuyu çok güzel yaratmış. İnsan vücudunu ve insan hayatını ne kadar güzel tanzim etmiş.Allah uykuyu çok güzel yaratmış. İnsan vücudunu ve insan hayatını ne kadar güzel tanzim etmiş. Uyku denen bir olay insanın başına geliyor, uyku insanı sarıyor;Uyku denen bir olay insanın başına geliyor, uyku insanı sarıyor; etrafı gören, düşünen bütün uzuvlar tatile giriyor, dinlenmeye giriyor.etrafı gören, düşünen bütün uzuvlar tatile giriyor, dinlenmeye giriyor. İnsan şöyle 6-7-8 saat, zamanına göre dinleniyor, vücut dinçleşiyor, ne kadar güzel...İnsan şöyle 6-7-8 saat, zamanına göre dinleniyor, vücut dinçleşiyor, ne kadar güzel... Yani Allah'ın koyduğu nizam; insan vücuduna verdiği bu kabiliyet, uyuma... Uyumak da büyük bir nimet. Yani Allah'ın koyduğu nizam; insan vücuduna verdiği bu kabiliyet, uyuma... Uyumak da büyük bir nimet.

Yaşlı bir zât söylemişti; "İhtiyarlıkta insanın elinden alınan nimetlerden birisi uykudur." diyordu. Yaşlı bir zât söylemişti;

"İhtiyarlıkta insanın elinden alınan nimetlerden birisi uykudur." diyordu.

İnsan o ihtiyar zâtın bu sözündeki derin mânayı anlayamaz. Uyku da bir nimet.İnsan o ihtiyar zâtın bu sözündeki derin mânayı anlayamaz. Uyku da bir nimet. Bir çocuk mışıl mışıl uyuyor. Küçük bebek uyuya uyuya büyüyor.Bir çocuk mışıl mışıl uyuyor. Küçük bebek uyuya uyuya büyüyor. Saatlerce uyuyor ama yavaş yavaş büyüyor, dinleniyor.Saatlerce uyuyor ama yavaş yavaş büyüyor, dinleniyor. Yaramaz çocuk okuldan gelir, hoplar, zıplar, oynar, -hakkıdır tabi-Yaramaz çocuk okuldan gelir, hoplar, zıplar, oynar, -hakkıdır tabi- ondan sonra yatar, derin derin uyur. Bazen ağzında şekerle uyur.ondan sonra yatar, derin derin uyur. Bazen ağzında şekerle uyur. Bazen üstündeki elbiseyi çıkartmadan koltuğun kenarında uyur kalır.Bazen üstündeki elbiseyi çıkartmadan koltuğun kenarında uyur kalır. Uyku da onun dinlenme hâli. İhtiyarlıkta bu alınıyor.Uyku da onun dinlenme hâli. İhtiyarlıkta bu alınıyor. İnsan uyku uyuyamıyor; saatler geçiyor, çatlayacak, patlayacak,İnsan uyku uyuyamıyor; saatler geçiyor, çatlayacak, patlayacak, yorgun, beyin çalışıyor, âzâlar çalışıyor... Uyuyamamak, o da bir şey.yorgun, beyin çalışıyor, âzâlar çalışıyor... Uyuyamamak, o da bir şey. Bilmeyen, tatmayan uykunun kıymetini anlayamaz. Bilmeyen, tatmayan uykunun kıymetini anlayamaz.

Ordu uyudu, birileri uyudu, ötekiler ne yapacak? Nöbet tutacak. Çünkü bir söz var; Ordu uyudu, birileri uyudu, ötekiler ne yapacak?

Nöbet tutacak. Çünkü bir söz var;

"Su uyur, düşman uyumaz." "Su uyur, düşman uyumaz."

Buradaki "su"yu herkes sanıyor ki içtiğimiz su, maden suyu, "memba suyu" diyoruz, öyle sanıyor.Buradaki "su"yu herkes sanıyor ki içtiğimiz su, maden suyu, "memba suyu" diyoruz, öyle sanıyor. Hâlbuki "su" burada "sü" aslında, ‘ü' ile de söyleyebiliriz "sü" diye, "asker" demek.Hâlbuki "su" burada "sü" aslında, ‘ü' ile de söyleyebiliriz "sü" diye, "asker" demek. Eski devirde komutana "subaşı" diyoruz.Eski devirde komutana "subaşı" diyoruz. Nasrettin Hoca fıkralarında duymuşsunuzdur, "Nasrettin Hoca subaşıylaNasrettin Hoca fıkralarında duymuşsunuzdur, "Nasrettin Hoca subaşıyla -yani askerbaşıyla, çeribaşıyla- karşılaştı." diye. "Sü uyur, düşman uyumaz." -yani askerbaşıyla, çeribaşıyla- karşılaştı." diye. "Sü uyur, düşman uyumaz."

"Ey komutan, sü uyur, senin askerin yorulur."Ey komutan, sü uyur, senin askerin yorulur. Yürümüştür, yürümüştür, yürümüştür, senin askerin yorulur, uyur. Ama düşman uyumaz.Yürümüştür, yürümüştür, yürümüştür, senin askerin yorulur, uyur. Ama düşman uyumaz. Düşman senin ordunun, askerinin en gafil olduğu zamanı kollar, saldırır. Baskın yapar, perişan eder." Düşman senin ordunun, askerinin en gafil olduğu zamanı kollar, saldırır. Baskın yapar, perişan eder."

Onun için askerlikte kaide nedir? Askerler nöbet tutar.Onun için askerlikte kaide nedir?

Askerler nöbet tutar.
Asker uyuduğu zaman da uyumadığı zaman da etrafta gözcüler vardır, ileri karakollar vardır;Asker uyuduğu zaman da uyumadığı zaman da etrafta gözcüler vardır, ileri karakollar vardır; düşmanı gözetlerler, etraftan bir baskın olmasın, haber verirler,düşmanı gözetlerler, etraftan bir baskın olmasın, haber verirler, gelen varsa bilgi verirler, ihtar ederler. Nöbetçiler vardır. gelen varsa bilgi verirler, ihtar ederler. Nöbetçiler vardır.

Şimdi ötekiler uyudu, bu zât nöbet tutuyor, uyumuyor. Bu nedir? Şimdi ötekiler uyudu, bu zât nöbet tutuyor, uyumuyor. Bu nedir?

Çok sevaptır.Çok sevaptır. Allah yolunda, cihat yolunda, öteki mü'minler dinlensinler, vazifelerini rahat yapsınlar,Allah yolunda, cihat yolunda, öteki mü'minler dinlensinler, vazifelerini rahat yapsınlar, yemek yiyorlarsa yesinler, dinleniyorlarsa dinlensinler.yemek yiyorlarsa yesinler, dinleniyorlarsa dinlensinler. Bu sırada ötekisinin vazife başında olması, kulede, sınırda, hudutta nöbet tutması,Bu sırada ötekisinin vazife başında olması, kulede, sınırda, hudutta nöbet tutması, uykusuz kalması; işte bu göze de cehennem ateşi değmeyecek.uykusuz kalması; işte bu göze de cehennem ateşi değmeyecek. Onun için insan mü'min olunca ne kadar büyük mükâfatlara eriyor,Onun için insan mü'min olunca ne kadar büyük mükâfatlara eriyor, askerlik yaparken ne kadar büyük sevaplar kazanıyor... askerlik yaparken ne kadar büyük sevaplar kazanıyor...

Askerde nöbet çizelgesi yaparlar, ikişer saat, üçer saat yerine göre, zamana göre,Askerde nöbet çizelgesi yaparlar, ikişer saat, üçer saat yerine göre, zamana göre, havanın sıcaklığına soğukluğuna göre, askerler sıra ile nöbet tutar.havanın sıcaklığına soğukluğuna göre, askerler sıra ile nöbet tutar. Kimisi kaytarmak ister, kaçırmak ister, geçirmek ister, gitmemek ister, bahane uydurmak ister.Kimisi kaytarmak ister, kaçırmak ister, geçirmek ister, gitmemek ister, bahane uydurmak ister. Ama işte bak, İslâm'da Allah rızası için nöbet tutmak ne kadar sevap! Ama işte bak, İslâm'da Allah rızası için nöbet tutmak ne kadar sevap!

Savaşta da bu böyle olur. Savaş olmayan zamanda da hudutlarda daima bekçiler bulunuyor.Savaşta da bu böyle olur. Savaş olmayan zamanda da hudutlarda daima bekçiler bulunuyor. İşte hudutta bir şey olmadığı zaman beklenmesi de sevap.İşte hudutta bir şey olmadığı zaman beklenmesi de sevap. Arkadaki müslümanlar, o nöbetçiler oraları bekliyorlar,Arkadaki müslümanlar, o nöbetçiler oraları bekliyorlar, düşman gelirse tedbir alacaklar diye bütün hayat normal devam ediyor, halk rahat ediyor.düşman gelirse tedbir alacaklar diye bütün hayat normal devam ediyor, halk rahat ediyor. Onun için onların ibadetlerinden, yaptıkları hayırlı işlerden hep o bekçilere sevaplar verilir.Onun için onların ibadetlerinden, yaptıkları hayırlı işlerden hep o bekçilere sevaplar verilir. O bakımdan Allah yolunda nöbet tutmak son derece sevap.O bakımdan Allah yolunda nöbet tutmak son derece sevap. Böyle bir insanın gözlerine cehennem ateşi haramdır.Böyle bir insanın gözlerine cehennem ateşi haramdır. Yani o cehenneme girmeyecek, cehennemi görmeyecek, cennete girecek, Allah'ın lütfuna erecek.Yani o cehenneme girmeyecek, cehennemi görmeyecek, cennete girecek, Allah'ın lütfuna erecek. Bu da güzel bir şey. Özellikle hudutlarda, askerde nöbet tutan insanlar için bir müjde bu. Bu da güzel bir şey. Özellikle hudutlarda, askerde nöbet tutan insanlar için bir müjde bu.

Birincisi de Allah sevgisi ile gönlü dolmuş olan, Allah korkusuyla ağlayan insanlarınBirincisi de Allah sevgisi ile gönlü dolmuş olan, Allah korkusuyla ağlayan insanların bu duygusal durumları, güzel incelikleri, zerafetleri, hassaslıkları, -tabi imanın kuvvetinden oluyor-bu duygusal durumları, güzel incelikleri, zerafetleri, hassaslıkları, -tabi imanın kuvvetinden oluyor- o da hepimiz için bir müjde. Biraz da teşvik. Yani gönlümüzü çalıştırmayı öğrenmeliyiz.o da hepimiz için bir müjde. Biraz da teşvik. Yani gönlümüzü çalıştırmayı öğrenmeliyiz. Hani insanın gönlü de çalışmalı, gönlü de katı, taşlaşmış olmamalı, ölmüş bir gönül olmamalı;Hani insanın gönlü de çalışmalı, gönlü de katı, taşlaşmış olmamalı, ölmüş bir gönül olmamalı; bu güzel duyguları bilen, tadan, yaşayan bir gönül olmalı. Gönül çok önemli! bu güzel duyguları bilen, tadan, yaşayan bir gönül olmalı. Gönül çok önemli!

Hocamız rahmetullahi aleyh Mehmed Zahid Koktu hazretleriHocamız rahmetullahi aleyh Mehmed Zahid Koktu hazretleri o kadar uzun uzun dururdu ki bu gönül meselesi üzerine...o kadar uzun uzun dururdu ki bu gönül meselesi üzerine... "Allah'ın insana en büyük nimeti gönlüdür." derdi."Allah'ın insana en büyük nimeti gönlüdür." derdi. Hani "gönlüm kırıldı" diyoruz ya, "gönlümden şöyle geçti" diyoruz ya, içi yani.Hani "gönlüm kırıldı" diyoruz ya, "gönlümden şöyle geçti" diyoruz ya, içi yani. İnsanın bu iç âlemi, iç dünyası koca bir âlem, koca bir dünya, çok büyük bir nimet.İnsanın bu iç âlemi, iç dünyası koca bir âlem, koca bir dünya, çok büyük bir nimet. Allah'ın verdiği enteresan bir kabiliyet bu insanın iç dünyası;Allah'ın verdiği enteresan bir kabiliyet bu insanın iç dünyası; böyle düşünebilmesi, böyle duygularının olması. Gönlünün olması en büyük nimetlerinden birisi.böyle düşünebilmesi, böyle duygularının olması. Gönlünün olması en büyük nimetlerinden birisi. İşte o gönlün hassas olması, o hassaslığın gözyaşlarına dönüşmesi onun cennetlik olduğunu gösteriyor.İşte o gönlün hassas olması, o hassaslığın gözyaşlarına dönüşmesi onun cennetlik olduğunu gösteriyor. O kimsenin Allah tarafından büyük mükâfatlara ereceğini gösteriyor. O kimsenin Allah tarafından büyük mükâfatlara ereceğini gösteriyor.

Üçüncüsü; ve hurrimeti'nnâru alâ aynin ğaddat an mahârimillah.Üçüncüsü; ve hurrimeti'nnâru alâ aynin ğaddat an mahârimillah. Bir göz ki Allah'ın haram kılmış olduğu şeyleri görmemek, oraya bakmamak için gözünü kapatıyor,Bir göz ki Allah'ın haram kılmış olduğu şeyleri görmemek, oraya bakmamak için gözünü kapatıyor, göz kapaklarını kapatıyor, o tarafa bakmıyor. İşte böyle bir göze de cehennem ateşi değmeyecek.göz kapaklarını kapatıyor, o tarafa bakmıyor. İşte böyle bir göze de cehennem ateşi değmeyecek. Yani o şahıs cehenneme girmeyecek. Bu da çok önemli. Yani o şahıs cehenneme girmeyecek. Bu da çok önemli.

Ben dün Kadıköy'e gittim. Kadıköy'de çok sevdiğimiz bir kardeşimizin nikâhına çağrılmıştım.Ben dün Kadıköy'e gittim. Kadıköy'de çok sevdiğimiz bir kardeşimizin nikâhına çağrılmıştım. İstiyorlardı, ben gitmesem olmayacaktı, ricaları vardı.İstiyorlardı, ben gitmesem olmayacaktı, ricaları vardı. Kadıköy'ün kenarında arabamızı park ettik, oraya kadar yürüdük.Kadıköy'ün kenarında arabamızı park ettik, oraya kadar yürüdük. Kılık kıyafet, Kadıköy'ün o iş hayatının canlı olduğu çarşılarında, sokaklarında insanlar...Kılık kıyafet, Kadıköy'ün o iş hayatının canlı olduğu çarşılarında, sokaklarında insanlar... Tabi müslümanlar var, imanı kuvvetli olan insanlar var, imanı bilmeyen,Tabi müslümanlar var, imanı kuvvetli olan insanlar var, imanı bilmeyen, İslâm'ı bilmeyen insanlar var, belki gayrimüslimler de var. Tabi o bölge biraz karışık bir bölge...İslâm'ı bilmeyen insanlar var, belki gayrimüslimler de var. Tabi o bölge biraz karışık bir bölge... Ama beni üzen bir başka şey de; yani gayrimüslimle müslümanın giyimde, kuşamda farkı kalmamış.Ama beni üzen bir başka şey de; yani gayrimüslimle müslümanın giyimde, kuşamda farkı kalmamış. O da İslâmî bakımdan ölçülere uymuyor. Çünkü gayrimüslim tamam, onun dini başka.O da İslâmî bakımdan ölçülere uymuyor. Çünkü gayrimüslim tamam, onun dini başka. Aslında onların dininde de yok. Mesela Hıristiyanlık'ta rahibelerin nasıl kapandığını bilirsiniz.Aslında onların dininde de yok. Mesela Hıristiyanlık'ta rahibelerin nasıl kapandığını bilirsiniz. Onların dininde de yok aslında bu açıklık saçıklık ama dinlememişler, öyle gidiyorlar. Ama müslüman? Onların dininde de yok aslında bu açıklık saçıklık ama dinlememişler, öyle gidiyorlar.

Ama müslüman?

Müslüman da dinlemiyor.Müslüman da dinlemiyor. Demek ki eski ümmetlerin durumuna Ümmet-i Muhammed'in fertleri maalesef düşüyor. Demek ki eski ümmetlerin durumuna Ümmet-i Muhammed'in fertleri maalesef düşüyor. Eski ümmetleri Peygamber Efendimiz çok anlatmış. Kur'ân-ı Kerîm'de onlarla ilgili çok âyet-i kerîme var.Eski ümmetleri Peygamber Efendimiz çok anlatmış. Kur'ân-ı Kerîm'de onlarla ilgili çok âyet-i kerîme var. Onlara benzememek, onlar gibi olmamak, onların düştüğü hatalara düşmemek lazım.Onlara benzememek, onlar gibi olmamak, onların düştüğü hatalara düşmemek lazım. Onlardan ibret alalım diye Allah bize Kur'ân-ı Kerîm'de onların kıssalarını anlatıyor.Onlardan ibret alalım diye Allah bize Kur'ân-ı Kerîm'de onların kıssalarını anlatıyor. İbret alınsın, kıssadan hisse alınsın diye bunlar tabi.İbret alınsın, kıssadan hisse alınsın diye bunlar tabi. Ama onların düştükleri hataların hepsine düşmüşler. Ama onların düştükleri hataların hepsine düşmüşler.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem diyor ki bir hadîs-i şerîfinde; Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem diyor ki bir hadîs-i şerîfinde;

"Eski ümmetlerin âdetleri sizlere de bulaşacak, siz onları taklit edeceksiniz."Eski ümmetlerin âdetleri sizlere de bulaşacak, siz onları taklit edeceksiniz. Öyle taklit edeceksiniz ki insanlar bir keler -kertenkele, yani bir çöl hayvanı,Öyle taklit edeceksiniz ki insanlar bir keler -kertenkele, yani bir çöl hayvanı, bir sürüngen cinsi- deliğine girse insanlar âdettir, modadır diyebir sürüngen cinsi- deliğine girse insanlar âdettir, modadır diye siz de arkasından onlar gibi oraya girmeye kalkacaksınız." siz de arkasından onlar gibi oraya girmeye kalkacaksınız."

Oraya girmeye ne lüzum var? Yani insanın orada ne işi var? Hâlbuki girmemesi lazım. Oraya girmeye ne lüzum var? Yani insanın orada ne işi var? Hâlbuki girmemesi lazım.

"Öyle takip edeceksiniz, öyle modaya uyacaksınız,"Öyle takip edeceksiniz, öyle modaya uyacaksınız, öyle şuursuzca taklit edeceksiniz âhir zamanda." diye Efendimiz bu durumları bildirmiş. öyle şuursuzca taklit edeceksiniz âhir zamanda." diye Efendimiz bu durumları bildirmiş.

Ben manzarayı bir din adamı olarak, bir ilim mensubu olarak,Ben manzarayı bir din adamı olarak, bir ilim mensubu olarak, bu hadisleri, âyetleri bilen bir kardeşiniz olarak hatırlıyorum ve üzülüyorum.bu hadisleri, âyetleri bilen bir kardeşiniz olarak hatırlıyorum ve üzülüyorum. Şimdi kadınlar özellikle -ayrı bir sanayi bu- kendilerine baktırmak için çalışıyor.Şimdi kadınlar özellikle -ayrı bir sanayi bu- kendilerine baktırmak için çalışıyor. Yani yüzünün boyası, makyajı, kıyafeti, kılığı, eteğinin yırtmacı, göğsü, kolu, her şeyi âdetâYani yüzünün boyası, makyajı, kıyafeti, kılığı, eteğinin yırtmacı, göğsü, kolu, her şeyi âdetâ "Ben ne yaparım, ne ederim, nasıl giyinirim, nasıl donanırım ki karşımdakinin dikkatini çekebilirim? "Ben ne yaparım, ne ederim, nasıl giyinirim, nasıl donanırım ki karşımdakinin dikkatini çekebilirim? Karşımdakinin dikkati bana dönsün, herkes bana baksın." diye, -bir zihniyet bu- buna göre ayarlanmış. Karşımdakinin dikkati bana dönsün, herkes bana baksın." diye, -bir zihniyet bu- buna göre ayarlanmış.

Biz müslümanlar öyle değiliz. Biz ayrı bir ümmetiz. Ayrı bir terbiyemiz var. Ayrı bir anlayışımız var.Biz müslümanlar öyle değiliz. Biz ayrı bir ümmetiz. Ayrı bir terbiyemiz var. Ayrı bir anlayışımız var. Allah'ın emirlerine uyuyoruz. Biz açılmayız, saçılmayız.Allah'ın emirlerine uyuyoruz. Biz açılmayız, saçılmayız. Allah'ın "Kapatın, örtün." dediği uzuvlarımızı örteriz.Allah'ın "Kapatın, örtün." dediği uzuvlarımızı örteriz. Hanımlar da, hanım efendiler de, beyefendiler de Allah'ın emrini dinlerler. Hanımlar da, hanım efendiler de, beyefendiler de Allah'ın emrini dinlerler.

Peki, dinlemiyor. Mesela gayrimüslim bir ülkeye gittiniz veya bir gayrimüslimi gördünüz,Peki, dinlemiyor. Mesela gayrimüslim bir ülkeye gittiniz veya bir gayrimüslimi gördünüz, İslâmî emirlere uymayan bir kimseyi gördünüz. Bir manzara, yani görülmemesi gereken bir manzara.İslâmî emirlere uymayan bir kimseyi gördünüz. Bir manzara, yani görülmemesi gereken bir manzara. Böyle bir manzara, bazen mesela camdan içeri bakarsınız, ev halinde görürsünüz.Böyle bir manzara, bazen mesela camdan içeri bakarsınız, ev halinde görürsünüz. Bakmaması lazım. Kapıdan içeri bakar insan, içerideki ev halindeki kimseyi görür. Bakmaması lazım.Bakmaması lazım. Kapıdan içeri bakar insan, içerideki ev halindeki kimseyi görür. Bakmaması lazım. Camdan kapıdan bakan insan evinin içine izinsiz girmiş gibi günah işliyor.Camdan kapıdan bakan insan evinin içine izinsiz girmiş gibi günah işliyor. Sokakta giderken baksanız kapıdan içeriye, sanki kapıdan içeriye izinsiz girmiş gibi...Sokakta giderken baksanız kapıdan içeriye, sanki kapıdan içeriye izinsiz girmiş gibi... Polis bir şey demez ama ilâhî polis diyor. Bu ceza oluyor, günah oluyor; bakmaması lazım.Polis bir şey demez ama ilâhî polis diyor. Bu ceza oluyor, günah oluyor; bakmaması lazım. Hani bazen farkında olmaz, oturuşundan, kalkışındanHani bazen farkında olmaz, oturuşundan, kalkışından karşısındaki fark etmeden olur, sen yine bakmayacaksın.karşısındaki fark etmeden olur, sen yine bakmayacaksın. Bazen bir insan örtündüğü halde açılır; uyurken açılır, oradan oraya dönerken, olabilir bunlar. Bazen bir insan örtündüğü halde açılır; uyurken açılır, oradan oraya dönerken, olabilir bunlar.

Ne yapacak? İşte dün Kadıköy'ün çarşısına, pazarına baktım;Ne yapacak?

İşte dün Kadıköy'ün çarşısına, pazarına baktım;
bu hadîs-i şerîfin bu kısmını okurken o hatırıma geliyor. Ne yapacak müslüman? bu hadîs-i şerîfin bu kısmını okurken o hatırıma geliyor.

Ne yapacak müslüman?

Haram olan şeye bakmayacak. Nâmahreme bakmayacak. Günaha bakmayacak.Haram olan şeye bakmayacak. Nâmahreme bakmayacak. Günaha bakmayacak. Açıklığa, saçıklığa bakmayacak. Bakmaması gereken yere, gözünü tutacak, bakmayacak. Gözünü örtecek. Açıklığa, saçıklığa bakmayacak. Bakmaması gereken yere, gözünü tutacak, bakmayacak. Gözünü örtecek.

Ğaddat an mahârimillah. Ğaddü'l-basar. Bu ‘ğayın' ve ‘dat' harfiyle yazılıyor.Ğaddat an mahârimillah. Ğaddü'l-basar. Bu ‘ğayın' ve ‘dat' harfiyle yazılıyor. Ğad, gözü kapatmak demek. Gözün, bir kendisi var, bir de kapağı var. Allah ne güzel yaratmış!Ğad, gözü kapatmak demek. Gözün, bir kendisi var, bir de kapağı var. Allah ne güzel yaratmış! O da bir ibretli yaratılışı, Allah'ın gözü yaratma şekli...O da bir ibretli yaratılışı, Allah'ın gözü yaratma şekli... Bizde bir göz var, görücü alet, bir de onun kapağı var;Bizde bir göz var, görücü alet, bir de onun kapağı var; alttan üstten, ikide bir kapanıyor, hatta saniyede bilmem kaç sefer otomatik kapanıyor.alttan üstten, ikide bir kapanıyor, hatta saniyede bilmem kaç sefer otomatik kapanıyor. Gözün üstünü sulandırıyor, ıslatıyor, gözün sıhhatini sağlıyor, görüşü sağlıyor.Gözün üstünü sulandırıyor, ıslatıyor, gözün sıhhatini sağlıyor, görüşü sağlıyor. Bir taraftan da koruyor, sinek gelse hemen kendiliğinden kapanıyor.Bir taraftan da koruyor, sinek gelse hemen kendiliğinden kapanıyor. Bir şey insanın gözüne doğru, yüzüne doğru uçsa, göz otomatik olarak refleks dediğimiz şeyle kapanıyor. Bir şey insanın gözüne doğru, yüzüne doğru uçsa, göz otomatik olarak refleks dediğimiz şeyle kapanıyor.

Ne kadar güzel yaratmış Allah! Her şeyimizi ne kadar mükemmel yaratmış! Ne kadar konfor var...Ne kadar güzel yaratmış Allah! Her şeyimizi ne kadar mükemmel yaratmış! Ne kadar konfor var... Hani bir Amerikan arabası, lüks otomobile biniyorsunuz, "full aksesuar" diyorlar.Hani bir Amerikan arabası, lüks otomobile biniyorsunuz, "full aksesuar" diyorlar. Aman şusu var, aman busu var; şu düğmeye basıyorsun şöyle oluyor, şurada şu ışık var,Aman şusu var, aman busu var; şu düğmeye basıyorsun şöyle oluyor, şurada şu ışık var, şurada şu gösterge var, aman ne konfor...şurada şu gösterge var, aman ne konfor... Asıl insanoğlunun vücudunda ne kadar konfor var, Allah nasıl, ne güzel yaratmış! Asıl insanoğlunun vücudunda ne kadar konfor var, Allah nasıl, ne güzel yaratmış!

Evet, işte Allah'ın haram kıldığı şeylere o göz bakmazsa,Evet, işte Allah'ın haram kıldığı şeylere o göz bakmazsa, kapağını kapatırsa, başını o taraftan çevirirse, gözünü yumarsa, o zaman nedir? kapağını kapatırsa, başını o taraftan çevirirse, gözünü yumarsa, o zaman nedir?

İşte böyle bir göze, böyle bir gözün sahibine de cehennem haramdır.İşte böyle bir göze, böyle bir gözün sahibine de cehennem haramdır. O kimse de cehenneme girmeyecek. Bu da bizler için çok güzel bir cümle.O kimse de cehenneme girmeyecek. Bu da bizler için çok güzel bir cümle. Hadisin bir cümlesi, bir parçası. Çünkü bu devirde bizim bunu çok yapmamız lazım.Hadisin bir cümlesi, bir parçası. Çünkü bu devirde bizim bunu çok yapmamız lazım. Göz yummak, haram olan şeye, nâmahreme, günaha bakmamak çok önemli. Göz yummak, haram olan şeye, nâmahreme, günaha bakmamak çok önemli.

Onun için biz de ne yapacağız? Bu hadisin bu cümlesindeki bu edebi unutmayacağız.Onun için biz de ne yapacağız?

Bu hadisin bu cümlesindeki bu edebi unutmayacağız.
Hani gözün kapağı var, demek ki bazı şeylere bakınmak yasağı var. Zamanı gelince kapanacak.Hani gözün kapağı var, demek ki bazı şeylere bakınmak yasağı var. Zamanı gelince kapanacak. Lazım ki kapak yaratmış Allah. O bakımdan haram olan şeylere bakmamak zihniyetine sahip olmalıyız. Lazım ki kapak yaratmış Allah. O bakımdan haram olan şeylere bakmamak zihniyetine sahip olmalıyız.

Biz Edebiyat Fakültesi'nde okuduğumuz zaman mecnun birisi vardı.Biz Edebiyat Fakültesi'nde okuduğumuz zaman mecnun birisi vardı. Bir keresinde -şimdi profesör olan- bir arkadaşın yanında oturuyoruz, o da fakültede asistandı.Bir keresinde -şimdi profesör olan- bir arkadaşın yanında oturuyoruz, o da fakültede asistandı. Mecnun tabi; "Allah razı olsun şu mini eteği icat edenden." dedi.Mecnun tabi;

"Allah razı olsun şu mini eteği icat edenden." dedi.
Tabi ben kaşlarımı çattım, dedim ki; Tabi ben kaşlarımı çattım, dedim ki;

"Bak, bu Allah'ın ahkâmı böyle mizah konusu, şaka konusu, alay konusu yapılmaz."Bak, bu Allah'ın ahkâmı böyle mizah konusu, şaka konusu, alay konusu yapılmaz. Yani Allah'ın yasakladığı bir şeyi böyle ‘Allah razı olsun.' diyerek söylemek küstahlıktır.Yani Allah'ın yasakladığı bir şeyi böyle ‘Allah razı olsun.' diyerek söylemek küstahlıktır. Bunun cezası olur." Baktım samimi adam, yani vaziyetten fevkalâde memnun.Bunun cezası olur."

Baktım samimi adam, yani vaziyetten fevkalâde memnun.
Tabi mecnun, aklı yerinde değil, aklî dengesi tam değil, onun için söylüyor bunu. Ne yapacağız biz? Tabi mecnun, aklı yerinde değil, aklî dengesi tam değil, onun için söylüyor bunu.

Ne yapacağız biz?

Biz nefsin hoşuna gitse bile haram olan şeye bakmamaya çok dikkat edeceğiz.Biz nefsin hoşuna gitse bile haram olan şeye bakmamaya çok dikkat edeceğiz. Bu çok önemli bir husus oluyor bu devirde; bütün müslümanlar için önemli. Bu çok önemli bir husus oluyor bu devirde; bütün müslümanlar için önemli.

Özellikle erkekler hatıra geliyor ilk başta, haram olan nâmahremlere bakmayacakÖzellikle erkekler hatıra geliyor ilk başta, haram olan nâmahremlere bakmayacak ama kadınlar için de aynı şey bahis konusudur.ama kadınlar için de aynı şey bahis konusudur. Hatta Kadıköy'ün işlek caddesine, çarşısına, pazarına gitmeye lüzum yok; evin içinde de öyle.Hatta Kadıköy'ün işlek caddesine, çarşısına, pazarına gitmeye lüzum yok; evin içinde de öyle. Televizyonda karşısına bir müstehcen sahne geliverir insana; bakmamak lazım, gözü korumak lazım.Televizyonda karşısına bir müstehcen sahne geliverir insana; bakmamak lazım, gözü korumak lazım. Böyle Allah rızası için nefsi istese bile kendisine hakim olan kimsenin demek ki sevabı çok oluyor.Böyle Allah rızası için nefsi istese bile kendisine hakim olan kimsenin demek ki sevabı çok oluyor. O kimse cehenneme girmeyecek. Allah tarafından mükâfat olarak cennete sokulacak demek.O kimse cehenneme girmeyecek. Allah tarafından mükâfat olarak cennete sokulacak demek. Bu da güzel bir şey. Buradan da, bu cümleden de bir güzel şey öğreniyoruz.Bu da güzel bir şey. Buradan da, bu cümleden de bir güzel şey öğreniyoruz. Hepsi gözle ilgili dikkat ederseniz. Birer birer bazı şeyleri öğreniyoruz. Hepsi gözle ilgili dikkat ederseniz. Birer birer bazı şeyleri öğreniyoruz.

Ev diyor, yani rivayet ya öyle ya da şöyle, bir de böyle rivayet var veyahut.Ev diyor, yani rivayet ya öyle ya da şöyle, bir de böyle rivayet var veyahut. Aynin fukıet fî sebîlillah. "Allah yolunda kazaya uğramış, kör olmuş bir göz." Aynin fukıet fî sebîlillah. "Allah yolunda kazaya uğramış, kör olmuş bir göz."

Bu kimse de cehenneme düşmeyecek. Neden? Bu kimse de cehenneme düşmeyecek.

Neden?

Allah yolunda savaşta gözünü kaybetti, gazi oldu.Allah yolunda savaşta gözünü kaybetti, gazi oldu. Mermi geldi, patladı, yüzüne geldi veyahut hararetinden şöyle oldu, böyle oldu; gözü görmez oldu.Mermi geldi, patladı, yüzüne geldi veyahut hararetinden şöyle oldu, böyle oldu; gözü görmez oldu. Zaten insanın gözüne Arapça'da "kerîmesi" derler. Çok muhterem bir ikram, çok değerli bir uzuv… Zaten insanın gözüne Arapça'da "kerîmesi" derler. Çok muhterem bir ikram, çok değerli bir uzuv…

Peygamber Efendimiz'in bir hadîs-i şerîfi var. Peygamber Efendimiz'in bir hadîs-i şerîfi var.

"Cebrail geldi, âlemlerin Rabbi Allahu Teâlâ hazretlerinden bana bilgi getirdi. Buyurdu ki;"Cebrail geldi, âlemlerin Rabbi Allahu Teâlâ hazretlerinden bana bilgi getirdi. Buyurdu ki; ‘Gözü gitmiş, gözü körelmiş olan, gözü görmeyen bir insanın‘Gözü gitmiş, gözü körelmiş olan, gözü görmeyen bir insanın mükâfatı benim cennetime girmekten başka bir şey değildir. Yani cennetlik olacak.mükâfatı benim cennetime girmekten başka bir şey değildir. Yani cennetlik olacak. Ve'n-nazaru ilâ vechî. Âhirette benim cemalimi seyretmekle taltif olunacak.'" Ve'n-nazaru ilâ vechî. Âhirette benim cemalimi seyretmekle taltif olunacak.'"

Cennetin içindeki nimetlerin en muazzamı, en muhteşemi, en güzeliCennetin içindeki nimetlerin en muazzamı, en muhteşemi, en güzeli insanın Cemâlullah'ı seyretmesidir, Allah'ın vech-i pâkine nazar etmesidir, müşâhede-yi Cemâlullah'tır. insanın Cemâlullah'ı seyretmesidir, Allah'ın vech-i pâkine nazar etmesidir, müşâhede-yi Cemâlullah'tır. Mükâfat olarak gözü görmeyen kimseye o verilecek. Mükâfat olarak gözü görmeyen kimseye o verilecek.

Bu gözü görmemek çeşitli sebeplerden oluyor; hastalıktan oluyor,Bu gözü görmemek çeşitli sebeplerden oluyor; hastalıktan oluyor, küçükten oluyor, doğuştan oluyor veyahut bir kaza sonucu oluyor.küçükten oluyor, doğuştan oluyor veyahut bir kaza sonucu oluyor. Özellikle Allah yolunda olmuşsa, Allah yolunda feda olmuşsa,Özellikle Allah yolunda olmuşsa, Allah yolunda feda olmuşsa, cihada gitmişken olmuşsa, tabi o da daha büyük bir mertebe. O da cehennem ateşi görmeyecek. cihada gitmişken olmuşsa, tabi o da daha büyük bir mertebe. O da cehennem ateşi görmeyecek.

Allahu Teâlâ hazretleri, dileriz ki cümlemize sıhhat ve âfiyetler ihsan eylesin,Allahu Teâlâ hazretleri, dileriz ki cümlemize sıhhat ve âfiyetler ihsan eylesin, huzur ve saadetle, sulh ve sükûn içinde yaşamamızı nasip etsin.huzur ve saadetle, sulh ve sükûn içinde yaşamamızı nasip etsin. Ama Allah'ın imtihanı işte, huzur içinde yaşayıp dururken bir ülkede savaş çıkabiliyor maalesef. Ama Allah'ın imtihanı işte, huzur içinde yaşayıp dururken bir ülkede savaş çıkabiliyor maalesef. Alalım Bosna Hersek'i, alalım dünyada savaş olan diğer yerleri.Alalım Bosna Hersek'i, alalım dünyada savaş olan diğer yerleri. Hatta kendi ülkemizin bazı bölgelerini düşünelim.Hatta kendi ülkemizin bazı bölgelerini düşünelim. Hiç istemediğiniz halde etrafınızdaki olaylarla sarılmış olabiliyorsunuz.Hiç istemediğiniz halde etrafınızdaki olaylarla sarılmış olabiliyorsunuz. Çevrenizde bombalar patlamaya başlamış olabiliyor. İşte Kıbrıs gibi yerler… Çevrenizde bombalar patlamaya başlamış olabiliyor. İşte Kıbrıs gibi yerler…

Bu durumda mü'min ne yapar? Sulhu sever, sükûnu sever, savaşı istemez.Bu durumda mü'min ne yapar?

Sulhu sever, sükûnu sever, savaşı istemez.
Ama Allah rızası için de hakkını korumak için çalışır.Ama Allah rızası için de hakkını korumak için çalışır. Allah'ın emrettiği şekilde haksızlığa karşı direnir, zalimin önünden kaçmaz, "pes" demez,Allah'ın emrettiği şekilde haksızlığa karşı direnir, zalimin önünden kaçmaz, "pes" demez, zulme imkân vermez, destek vermez.zulme imkân vermez, destek vermez. Böylece cihat denilen, savaş denilen bir olay, istenmeyen bir olay ama olabiliyor.Böylece cihat denilen, savaş denilen bir olay, istenmeyen bir olay ama olabiliyor. Bu, devletler hukukunda da yeri olan bir durum.Bu, devletler hukukunda da yeri olan bir durum. İşte herkesin bildiği şekilde dünyanın her yerinde böyle şeyler olabiliyor.İşte herkesin bildiği şekilde dünyanın her yerinde böyle şeyler olabiliyor. Her milletin başına geliyor. Bunu şu bakımdan söylüyorum: Her milletin başına geliyor.

Bunu şu bakımdan söylüyorum:

İslâm'ı cihat duygusu dolayısıyla suçluyorlar. İslâm'ı cihat duygusu dolayısıyla suçluyorlar.

Canım Amerika'nın savaşması yok mu? Vietnam'da savaştı, şurada savaştı, burada savaştı...Canım Amerika'nın savaşması yok mu? Vietnam'da savaştı, şurada savaştı, burada savaştı... İkinci Cihan harbinde Normandiye çıkartması olmadı mı? Almanya falancayla çarpışmadı mı?İkinci Cihan harbinde Normandiye çıkartması olmadı mı? Almanya falancayla çarpışmadı mı? Fransa çarpışmadı mı? İngiltere savaşmadı mı, savaşmıyor mu? Afrika'ya çıkmadı mı?Fransa çarpışmadı mı? İngiltere savaşmadı mı, savaşmıyor mu? Afrika'ya çıkmadı mı? Onunla Afrika'da çeşitli savaşlar olmadı mı?Onunla Afrika'da çeşitli savaşlar olmadı mı? Atlas okyanusunda deniz savaşları olmadı mı, bu Avrupalılar'ın arasında? Atlas okyanusunda deniz savaşları olmadı mı, bu Avrupalılar'ın arasında?

Kimi suçluyorlar, ne hakla suçluyorlar, niye suçluyorlar? Kimi suçluyorlar, ne hakla suçluyorlar, niye suçluyorlar?

İslâm sulh ve sükûn dinidir ama hakkı çiğnenirse ne yapsın? İslâm sulh ve sükûn dinidir ama hakkı çiğnenirse ne yapsın?

Bosnalı kardeşlerimiz Yugoslavya taksim olunduğu zamanBosnalı kardeşlerimiz Yugoslavya taksim olunduğu zaman Bosna-Hersek "Tamam, biz de müstakil olacağız." demişler.Bosna-Hersek "Tamam, biz de müstakil olacağız." demişler. Hatta demişler ki; "Tamam, ayrı bir devletimiz oldu, artık bu silahları Türkiye'ye gönderelim,Hatta demişler ki; "Tamam, ayrı bir devletimiz oldu, artık bu silahları Türkiye'ye gönderelim, Türkiye'ye lazım olur, biz ne yapacağız silahı?" demişlerTürkiye'ye lazım olur, biz ne yapacağız silahı?" demişler ama işte bak kendilerini savaşın içinde buluverdiler. ama işte bak kendilerini savaşın içinde buluverdiler.

Evet, böyle savaş olunca da insan ya şehit olur, ya yaralanır,Evet, böyle savaş olunca da insan ya şehit olur, ya yaralanır, ya uzuvlarından birisini, birkaçını kaybeder, gazi olur, ya da sâlimen muzaffer olarak döner.ya uzuvlarından birisini, birkaçını kaybeder, gazi olur, ya da sâlimen muzaffer olarak döner. Hepsi kader. Allah'ın alnımıza ne yazdığını bilmiyoruz; hayırlara erdirsin, şerlerden korusun. Hepsi kader. Allah'ın alnımıza ne yazdığını bilmiyoruz; hayırlara erdirsin, şerlerden korusun.

Eğer böyle bir durumda bir âzâsı kaybolmuşsa, gözü çıkmış kör olmuşsa, onun da mükâfatı cennettir,Eğer böyle bir durumda bir âzâsı kaybolmuşsa, gözü çıkmış kör olmuşsa, onun da mükâfatı cennettir, cehenneme o kimse düşmeyecektir, diye hadîs-i şerîflerde bildiriliyor. cehenneme o kimse düşmeyecektir, diye hadîs-i şerîflerde bildiriliyor.

Allahu Teâlâ hazretleri bu güzel hadîs-i şerîften aldığımız derslere göre kendi dinî duygularımızıAllahu Teâlâ hazretleri bu güzel hadîs-i şerîften aldığımız derslere göre kendi dinî duygularımızı düzenlememizi, hareketlerimizi tanzim etmemizi,düzenlememizi, hareketlerimizi tanzim etmemizi, her işimizi Allah'ın rızasına uygun yapmamızı nasip eylesin. her işimizi Allah'ın rızasına uygun yapmamızı nasip eylesin. Her çeşit haramdan, günahtan korunupHer çeşit haramdan, günahtan korunup Allah'ın sevdiği her çeşit güzel işleri, hayrâtı, hasenâtı yapmayı nasip eylesin.Allah'ın sevdiği her çeşit güzel işleri, hayrâtı, hasenâtı yapmayı nasip eylesin. Ömrümüzü rızâ-yı Bârî'ye uygun geçirip verimli, hayırlı, sevaplı,Ömrümüzü rızâ-yı Bârî'ye uygun geçirip verimli, hayırlı, sevaplı, Ümmet-i Muhammed'e faydalı işler yaparak geçirip,Ümmet-i Muhammed'e faydalı işler yaparak geçirip, Allahu Teâlâ hazretlerinin huzuruna bu dünya hayatı bittikten sonra âhireteAllahu Teâlâ hazretlerinin huzuruna bu dünya hayatı bittikten sonra âhirete sevdiği, razı olduğu kul olarak varıp cennetiyle, cemaliyle müşerref olmayı nasip eylesin. sevdiği, razı olduğu kul olarak varıp cennetiyle, cemaliyle müşerref olmayı nasip eylesin.

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2