Namaz Vakitleri

20 Cemâziye'l-Evvel 1446
22 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:52
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

Cennet Ehlinin Halleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

21 Zilka'de 1418 / 20.03.1998
AKRA- Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Cennet ve Cehennem Haktır, Cennet Ehlinin Gideceği Yeri Görmesi, Cennet Ehlinin Alimlere Danışması, Cennet Ehlinin Kur’an Dinlemesi, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Cennet Ehlinin Halleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

21 Zilka'de 1418 / 20.03.1998
AKRA- Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.
Cennet ve Cehennem Haktır, Cennet Ehlinin Gideceği Yeri Görmesi, Cennet Ehlinin Alimlere Danışması, Cennet Ehlinin Kur’an Dinlemesi, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Avustralya'dan hac hazırlıkları arasında size Cuma konuşmasını yapıyorum.Avustralya'dan hac hazırlıkları arasında size Cuma konuşmasını yapıyorum. Allah hepinizden razı olsun. Hepinize dünyanın ve âhiretin mutluluklarını dilerim.Allah hepinizden razı olsun. Hepinize dünyanın ve âhiretin mutluluklarını dilerim. Cenâb-ı Mevlâ gönlünüzde ne gibi muratlarınız varsa -herkesin kişisel, özel istekleri vardır muhakkak- Cenâb-ı Mevlâ gönlünüzde ne gibi muratlarınız varsa -herkesin kişisel, özel istekleri vardır muhakkak- güzel isteklerinize Allah erdirsin. İki cihanda aziz ve bahtiyar olun. güzel isteklerinize Allah erdirsin. İki cihanda aziz ve bahtiyar olun.

Üç tane hadîs-i şerîf okumak istiyorum. Bunlar müjdeli hadîs-i şerîfler olarak,Üç tane hadîs-i şerîf okumak istiyorum. Bunlar müjdeli hadîs-i şerîfler olarak, cennetlikleri, cennet ehlinin hallerini anlatan hadîs-i şerîfler olacak. cennetlikleri, cennet ehlinin hallerini anlatan hadîs-i şerîfler olacak.

Biliyorsunuz, cennet ve cehennem haktır. el-Cennetü hakkun ve'n-nâru hakkun. Biliyorsunuz, cennet ve cehennem haktır.

el-Cennetü hakkun ve'n-nâru hakkun.

Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri bu ikisinin hak olduğunu açıkça beyan ediyor.Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri bu ikisinin hak olduğunu açıkça beyan ediyor. Cennetin hallerini, durumlarını, güzelliklerini anlatan âyet-i kerîmeler çok. Cennetin hallerini, durumlarını, güzelliklerini anlatan âyet-i kerîmeler çok. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in de hadîs-i şerîflerinde cennetle ilgili bilgiler çok. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in de hadîs-i şerîflerinde cennetle ilgili bilgiler çok.

Bunları niçin söylüyorum? Bunları niçin söylüyorum?

Bazı insanlar doğrudan doğruya âhireti inkâr ederler, kâfir olurlar.Bazı insanlar doğrudan doğruya âhireti inkâr ederler, kâfir olurlar. Bazıları da dolaylı yoldan inkâr ediyorlar. Onlar da bir çeşit çok büyük hataya düşüyorlar.Bazıları da dolaylı yoldan inkâr ediyorlar. Onlar da bir çeşit çok büyük hataya düşüyorlar. Ben bir şey demek istemiyorum ama düzelmelerini dilerim. Ben bir şey demek istemiyorum ama düzelmelerini dilerim. "Cennet de cehennem de bu dünyada..." Yani âhirette başka bir şey yokmuş mânasına,"Cennet de cehennem de bu dünyada..." Yani âhirette başka bir şey yokmuş mânasına, öldükten sonra sanki dirilmek yokmuş gibi. "İnsan burada mutlu yaşarsa cennette gibi olur,öldükten sonra sanki dirilmek yokmuş gibi. "İnsan burada mutlu yaşarsa cennette gibi olur, mutsuz yaşarsa cehennemde gibi olur..."mutsuz yaşarsa cehennemde gibi olur..." Tabii bu da bir çeşit inkâr oluyor; kâfirlik, âhirete inanmamak oluyor. Tabii bu da bir çeşit inkâr oluyor; kâfirlik, âhirete inanmamak oluyor.

Âhiret vardır. Âhiret vardır.

Ve'l-ba'sü ba'de'l-mevti hakkun. "Öldükten sonra dirilmek haktır, muhakkak olacaktır." Ve'l-ba'sü ba'de'l-mevti hakkun. "Öldükten sonra dirilmek haktır, muhakkak olacaktır."

Orada mahkeme-i kübrâ olacakOrada mahkeme-i kübrâ olacak ve mahkeme-i kübrâda muhakeme edildikten yani yargılandıktan sonrave mahkeme-i kübrâda muhakeme edildikten yani yargılandıktan sonra iyi insanlar cennete girecekler, -cennet haktır, olacaktır- iyi insanlar cennete girecekler, -cennet haktır, olacaktır- kötü insanlar da cezalarını çekmek için cehenneme gidecekler. kötü insanlar da cezalarını çekmek için cehenneme gidecekler.

Cehenneme gidecek insanlar kimlerdir? Cehenneme gidecek insanlar kimlerdir?

Mü'minler cennete gidecek. Allah'ın has, salih, âbid, zahid, güzel kulları,Mü'minler cennete gidecek. Allah'ın has, salih, âbid, zahid, güzel kulları, peygamberler, ashâb-ı kirâmın tanıdığımız mübarek kişileri, tanıdığımız büyük zâtlar,peygamberler, ashâb-ı kirâmın tanıdığımız mübarek kişileri, tanıdığımız büyük zâtlar, sevgiyle andığımız kişiler, iyi insanlar cennete gidecek. Mü'min olup da günah işleyenler isesevgiyle andığımız kişiler, iyi insanlar cennete gidecek. Mü'min olup da günah işleyenler ise cezalarını çekecek kadar cehennemde yanacaklar.cezalarını çekecek kadar cehennemde yanacaklar. İnsan mü'min olur, yani "Ben Allah'a, peygambere, Kur'ân-ı Kerîm'e inanıyorum. İnsan mü'min olur, yani "Ben Allah'a, peygambere, Kur'ân-ı Kerîm'e inanıyorum. Ben müslümanım elhamdülillah..." derse o insan mutlaka cennete girecek. Ben müslümanım elhamdülillah..." derse o insan mutlaka cennete girecek.

Men kâle lâ ilâhe illallah dehale'l-cennete. Men kâle lâ ilâhe illallah dehale'l-cennete.

Cennete girecek ama cennete girişin iki şekli var: Cennete girecek ama cennete girişin iki şekli var:

Bir, doğrudan doğruya bi-gayri hisâbBir, doğrudan doğruya bi-gayri hisâb veyahut hesaptan sonra bi-gayri azâb azaba uğramadan cennete gitmek. veyahut hesaptan sonra bi-gayri azâb azaba uğramadan cennete gitmek.

En güzeli hesaba uğramadan, hesap bile sorulmadan doğrudan doğruya cennete gitmek.En güzeli hesaba uğramadan, hesap bile sorulmadan doğrudan doğruya cennete gitmek. Onun altındaki güzel olan şey, hesabı görülüp de hasenâtı seyyiâtından fazla olduğu için Onun altındaki güzel olan şey, hesabı görülüp de hasenâtı seyyiâtından fazla olduğu için cenneti hak edip cehenneme düşmeden cennete gitmek. İnsanlar böyle cennete gidecekler. cenneti hak edip cehenneme düşmeden cennete gitmek. İnsanlar böyle cennete gidecekler.

Mü'minlerin bir kısmı günahkâr olduğu için... Mesela namaz kılmadığı için günaha giriyor.Mü'minlerin bir kısmı günahkâr olduğu için... Mesela namaz kılmadığı için günaha giriyor. Mesela faiz yediği için günaha giriyor. Mesela yalan söylediği için günaha giriyor. Mesela faiz yediği için günaha giriyor. Mesela yalan söylediği için günaha giriyor. Hayatın çeşitli olayları... İnsanlar buralarda Allah'ın istediğine uygun hareket etmeyi, Hayatın çeşitli olayları... İnsanlar buralarda Allah'ın istediğine uygun hareket etmeyi, müslüman, mü'min oldukları halde, bazen başaramıyorlar. müslüman, mü'min oldukları halde, bazen başaramıyorlar.

Ben öylelerini tanıyorum, güzel meslekten,Ben öylelerini tanıyorum, güzel meslekten, çalıştığım yerlerden, üniversiteden dostlarım, mert insanlar vardı. Diyorlardı ki mesela; çalıştığım yerlerden, üniversiteden dostlarım, mert insanlar vardı. Diyorlardı ki mesela;

"Ben mü'minim hocam. Sizi seviyorum. İslâm'ı seviyorum ama işte alışamamışız,"Ben mü'minim hocam. Sizi seviyorum. İslâm'ı seviyorum ama işte alışamamışız, ibadetlerimizi yapamıyoruz. Namazımızı, niyazımızı ihmal ediyoruz. Bu bizim kusurumuz.ibadetlerimizi yapamıyoruz. Namazımızı, niyazımızı ihmal ediyoruz. Bu bizim kusurumuz. Kusurumuz olduğunu da biliyoruz." diyorlar. Kusurumuz olduğunu da biliyoruz." diyorlar.

Evet, kusur olduğunu bilmek de bir fazilettir ama kusuru terk etmek lazım,Evet, kusur olduğunu bilmek de bir fazilettir ama kusuru terk etmek lazım, kusura devam etmemek, yapmamak lazım. kusura devam etmemek, yapmamak lazım.

Çeşitli insanlar böyle kusurlar işledikleri için cezayı çekecekler.Çeşitli insanlar böyle kusurlar işledikleri için cezayı çekecekler. Hani insan bir seyrüsefer suçu işlese, arabasını kullanırken büyük bir yanlışlık yapsa,Hani insan bir seyrüsefer suçu işlese, arabasını kullanırken büyük bir yanlışlık yapsa, polis çevirse elbet ceza yazar. Yanlış yaptı diye o cezayı ödeyecek.polis çevirse elbet ceza yazar. Yanlış yaptı diye o cezayı ödeyecek. Müslümanlardan hatalı olanlar cezasını çekecek, ondan sonra cennete girecekler. Müslümanlardan hatalı olanlar cezasını çekecek, ondan sonra cennete girecekler.

Cehenneme doğrudan doğruya gidecekler, mü'min olmayanlar.Cehenneme doğrudan doğruya gidecekler, mü'min olmayanlar. Yani bu devirde bir insan Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah dememişse... Yani bu devirde bir insan Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah dememişse... Çünkü devir, Peygamber Efendimiz'in çağı, devri... Peygamber Efendimiz peygamber olduktan sonraÇünkü devir, Peygamber Efendimiz'in çağı, devri... Peygamber Efendimiz peygamber olduktan sonra artık Allah'ın evvelce göndermiş olduğu peygamberlere tâbi olan insanların daartık Allah'ın evvelce göndermiş olduğu peygamberlere tâbi olan insanların da en son gönderdiği peygambere uyması lazım. Devir, devr-i Muhammedî oluyor.en son gönderdiği peygambere uyması lazım. Devir, devr-i Muhammedî oluyor. Peygamber Efendimiz peygamber olduktan sonra dinî devre değişiyor, Peygamber Efendimiz peygamber olduktan sonra dinî devre değişiyor, Peygamber Efendimiz'in, Hz. Muhammed-i Mustafâ'nın devresi başlıyor. Peygamber Efendimiz'in, Hz. Muhammed-i Mustafâ'nın devresi başlıyor.

Peki, Musa aleyhisselam'a inananlar ne olacak? Peki, Musa aleyhisselam'a inananlar ne olacak?

Peygamber Efendimiz'e inanacak. Peygamber Efendimiz'e inanacak.

Musa aleyhisselam gelse Peygamber Efendimiz'e tâbi olacak.Musa aleyhisselam gelse Peygamber Efendimiz'e tâbi olacak. "Hz. İsa aleyhisselam gelecek, inecek, Peygamber Efendimiz'e tâbi olacak,"Hz. İsa aleyhisselam gelecek, inecek, Peygamber Efendimiz'e tâbi olacak, Peygamber Efendimiz'in ümmetinden olacak." diye rivâyetler var. Peygamber Efendimiz'in ümmetinden olacak." diye rivâyetler var.

O halde Hz. İsa'ya tâbi İsevîler de -yani hıristiyanların-O halde Hz. İsa'ya tâbi İsevîler de -yani hıristiyanların- Hz. Musa'ya tâbi Musevîler de -yani Yahudiler- ne yapması lazım? Hz. Musa'ya tâbi Musevîler de -yani Yahudiler- ne yapması lazım?

Allah'ın kitap ehli kulları oldukları için kendilerine kitap gönderilmiş,Allah'ın kitap ehli kulları oldukları için kendilerine kitap gönderilmiş, peygamber gönderilmiş kulları olarak en son habere, en son peygambere tâbi olması lazım. peygamber gönderilmiş kulları olarak en son habere, en son peygambere tâbi olması lazım.

Eğer bir insan Allah'a inanıyor da Peygamber Efendimiz'e tâbi olmuyorsa,Eğer bir insan Allah'a inanıyor da Peygamber Efendimiz'e tâbi olmuyorsa, onların da mü'min olmadığı Kur'ân-ı Kerîm'de ifade ediliyor. Kesin âyet-i kerîmeler var: onların da mü'min olmadığı Kur'ân-ı Kerîm'de ifade ediliyor. Kesin âyet-i kerîmeler var:

Lekad kefere'llezîne kâlû inne'llâhe hüve'l-mesîhü'bnü Meryem. Lekad kefere'llezîne kâlû inne'llâhe hüve'l-mesîhü'bnü Meryem.

Mesela Hz. İsa'yı tanrı sananlar kâfir olmuş oluyor. Trinite, "Allah üçtür. Üç birdir. Üçün biridir."Mesela Hz. İsa'yı tanrı sananlar kâfir olmuş oluyor. Trinite, "Allah üçtür. Üç birdir. Üçün biridir." gibi teslis inancına inananların kâfir olduğu bildiriliyor.gibi teslis inancına inananların kâfir olduğu bildiriliyor. Binâenaleyh, maalesef böyle düşünenler de doğru inancı bulamadıkları içinBinâenaleyh, maalesef böyle düşünenler de doğru inancı bulamadıkları için cehenneme girip orada ebediyen kalacaklar. cehenneme girip orada ebediyen kalacaklar.

Niçin? Niçin?

Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri bildiriyor ki; Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri bildiriyor ki;

İnne'llâhe lâ yağfiru en yüşreke bihî şey'en ve yağfirû mâ dûne zâlike li-men yeşâ'. İnne'llâhe lâ yağfiru en yüşreke bihî şey'en ve yağfirû mâ dûne zâlike li-men yeşâ'.

Allah kendisine şirk koşmayı da çok büyük suç olarak kabul ediyor.Allah kendisine şirk koşmayı da çok büyük suç olarak kabul ediyor. Tabii hiç inanmamak, kapkara, simsiyah, kaskatı dinsiz olmak, inançsız olmak, hiç inanca sahip olmamak Tabii hiç inanmamak, kapkara, simsiyah, kaskatı dinsiz olmak, inançsız olmak, hiç inanca sahip olmamak en aşağı durumu ama bir inancı olup da yanlış inancı olmak, müşrik olmak daen aşağı durumu ama bir inancı olup da yanlış inancı olmak, müşrik olmak da insanı cezadan kurtarmıyor. Onlar da cehennemlik olacaklar. insanı cezadan kurtarmıyor. Onlar da cehennemlik olacaklar.

Bir de bazı insanlar var, diyorlar ki; Bir de bazı insanlar var, diyorlar ki;

"Biz müslümanız." "Biz müslümanız."

Ama kaliteli müslüman değil. Veyahut yaptıkları işlerden, söyledikleri sözlerden dolayıAma kaliteli müslüman değil. Veyahut yaptıkları işlerden, söyledikleri sözlerden dolayı İslâm'dan kendileri istemeseler, farkında olmasalar bile çıkmış oluyorlar.İslâm'dan kendileri istemeseler, farkında olmasalar bile çıkmış oluyorlar. Yani trenden düşmüş gibi, vapurdan denize düşmüş gibi oluyorlar. Yani trenden düşmüş gibi, vapurdan denize düşmüş gibi oluyorlar. İstemedi ama söylediği sözle, yaptığı işle artık o vapurda değil, o trende değil; İstemedi ama söylediği sözle, yaptığı işle artık o vapurda değil, o trende değil; o kurtuluş treninde, o kurtuluş vapurunda değil... o kurtuluş treninde, o kurtuluş vapurunda değil... Gitti, dalgaların arasında köpek balıklarının arasına düştü gitti... Öyle oluyor. Gitti, dalgaların arasında köpek balıklarının arasına düştü gitti... Öyle oluyor.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"İnsan farkına varmadan bir söz söyler, cehennemin uçurumlarına o söz onu uçurur, götürür." "İnsan farkına varmadan bir söz söyler, cehennemin uçurumlarına o söz onu uçurur, götürür."

Demek ki bir insan "mü'minim" dediği zaman imanına göre yaşamalı.Demek ki bir insan "mü'minim" dediği zaman imanına göre yaşamalı. Eğer diliyle söylüyor da kalbiyle inanmıyorsa ona da "münafık" deniliyor. Eğer diliyle söylüyor da kalbiyle inanmıyorsa ona da "münafık" deniliyor. Diliyle söylemesi de kurtarmıyor. Onlar da ebediyen cehennemde kalacak. Diliyle söylemesi de kurtarmıyor. Onlar da ebediyen cehennemde kalacak.

İnne'l-münâfıkîne fi'd-derki'l-esfeli mine'n-nâri. İnne'l-münâfıkîne fi'd-derki'l-esfeli mine'n-nâri.

Bakın ne kadar tehlikeli istikbale uğrayacak, cezaya mâruz kalacak,Bakın ne kadar tehlikeli istikbale uğrayacak, cezaya mâruz kalacak, tehlikeli durumlarla karşılaşacak insanlar, sınıflar var. tehlikeli durumlarla karşılaşacak insanlar, sınıflar var. Bunlardan, bu cinsten, bu türden olmamaya çok dikkat etmek lazım. Bunlardan, bu cinsten, bu türden olmamaya çok dikkat etmek lazım.

Münafıklar hakkında bir âyet-i kerîmede Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki...Münafıklar hakkında bir âyet-i kerîmede Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki... Peygamber Efendimiz'in zamanında mesela, Peygamber Efendimiz'i görmüşler, Peygamber Efendimiz'in zamanında mesela, Peygamber Efendimiz'i görmüşler, mübarek yüzünü görmüşler, mübarek sözünü duymuşlar, vahyin geldiğini görmüşler, mübarek yüzünü görmüşler, mübarek sözünü duymuşlar, vahyin geldiğini görmüşler, mucizelerini görmüşler, "Biz müslümanız." diyorlar ama kalpleri inanmamış. mucizelerini görmüşler, "Biz müslümanız." diyorlar ama kalpleri inanmamış.

Onlar ne olacak? Onlar ne olacak?

Âyet-i kerîmede bildiriliyor ki; Âyet-i kerîmede bildiriliyor ki;

İzâ câeke'l-münâfikûn kâlû inneke le-resûlullah. "Münafıklar sana geldikleri zaman ey Resûlüm,İzâ câeke'l-münâfikûn kâlû inneke le-resûlullah. "Münafıklar sana geldikleri zaman ey Resûlüm, dediler ki; inneke le-resûlullah 'Hiç şüphe yok ki yâ Muhammed, sen Allah'ın resûlüsün.'" dediler ki; inneke le-resûlullah 'Hiç şüphe yok ki yâ Muhammed, sen Allah'ın resûlüsün.'"

Güzel demişler, tamam, bu sözü söylemişler. Güzel demişler, tamam, bu sözü söylemişler.

Ne buyuruyor arkasından Allahu Teâlâ, Münâfıkûn sûresinde bu olayı bildirdikten sonra? Ne buyuruyor arkasından Allahu Teâlâ, Münâfıkûn sûresinde bu olayı bildirdikten sonra?

Bu olayın değerlendirilmesini oradan anlayacağız. Bu olayın değerlendirilmesini oradan anlayacağız.

Vallâhu ya'lemu inneke le-resûluhû. "Tamam, Allah biliyor ki sen Allah'ın gönderdiği hak peygambersin.Vallâhu ya'lemu inneke le-resûluhû. "Tamam, Allah biliyor ki sen Allah'ın gönderdiği hak peygambersin. Tamam, doğru, senin hak peygamber olduğun kesin." Tamam, doğru, senin hak peygamber olduğun kesin."

Vallâhu yeşhedü inne'l-münâfıkîne le-kâzibûn.Vallâhu yeşhedü inne'l-münâfıkîne le-kâzibûn. "Ama Allah da şehadet eder ki münafıklar yalan söylüyorlar!" "Ama Allah da şehadet eder ki münafıklar yalan söylüyorlar!"

Âyet-i kerîmede bir nükte var. Âyet-i kerîmede bir nükte var.

Münafıklar geliyorlar, neşhedü inneke le-resûlullah,Münafıklar geliyorlar, neşhedü inneke le-resûlullah, "Şehadet ederiz ki muhakkak sen Allah'ın resûlüsün." diyorlar."Şehadet ederiz ki muhakkak sen Allah'ın resûlüsün." diyorlar. Vallâhu yeşhedü inne'l-münâfıkîne le-kâzibûn. "Allah da şehadet eder ki münafıklar yalan söylüyorlar!" Vallâhu yeşhedü inne'l-münâfıkîne le-kâzibûn. "Allah da şehadet eder ki münafıklar yalan söylüyorlar!"

"Yalan söylüyorlar" deyince tabii"Yalan söylüyorlar" deyince tabii bir insan "Ha, yalan söylüyorlar, demek ki acaba sözleri doğru değil mi?" diyebilir. bir insan "Ha, yalan söylüyorlar, demek ki acaba sözleri doğru değil mi?" diyebilir.

Sözleri doğru... Sözleri doğru...

Vallâhu ya'lemu inneke le-resûluhû.Vallâhu ya'lemu inneke le-resûluhû. "Senin Allah'ın peygamberi olduğun doğru ama içleri inanmadığı için yalan söylüyorlar." "Senin Allah'ın peygamberi olduğun doğru ama içleri inanmadığı için yalan söylüyorlar."

İşte böyle de olmamak lazım. Yani kâfir olmamak lazım. Tamamen dinsiz olmamak lazım. İşte böyle de olmamak lazım. Yani kâfir olmamak lazım. Tamamen dinsiz olmamak lazım.

Neden olmamak lazım? Neden olmamak lazım?

Cehennemde ebedî yanar da ondan. Müthiş azaplara uğrar, çok pişman olur ama hiç fayda etmez;Cehennemde ebedî yanar da ondan. Müthiş azaplara uğrar, çok pişman olur ama hiç fayda etmez; Firavunlarla, Nemrutlarla, şeytanlarla cehennemde ebedî kalır. Firavunlarla, Nemrutlarla, şeytanlarla cehennemde ebedî kalır.

Kâfir olmamak lazım. Müşrik de olmamak lazım. İnancı olup da çarpık, sapık, ortak koşarak,Kâfir olmamak lazım. Müşrik de olmamak lazım. İnancı olup da çarpık, sapık, ortak koşarak, böyle inançlı insanlar da kötü, onlar da cehennemde ebediyen kalacaklar. böyle inançlı insanlar da kötü, onlar da cehennemde ebediyen kalacaklar.

Münafık da olmamak lazım. Çünkü diliyle söylediği zaman kurtarmıyor.Münafık da olmamak lazım. Çünkü diliyle söylediği zaman kurtarmıyor. Kalbiyle inanacak ve ondan sonra iyi bir müslüman olacak.Kalbiyle inanacak ve ondan sonra iyi bir müslüman olacak. Demek ki insan düşünmeli, taşınmalı, bu durumlarda olmamaya dikkat etmeli. Demek ki insan düşünmeli, taşınmalı, bu durumlarda olmamaya dikkat etmeli.

Ben üniversite profesörüyüm.Ben üniversite profesörüyüm. Bu konular bizim kendi mesleğimizin icabı olarak çok iyi bildiğimiz konular.Bu konular bizim kendi mesleğimizin icabı olarak çok iyi bildiğimiz konular. Bütün filozoflar bu meseleler üzerinde düşünmüşler.Bütün filozoflar bu meseleler üzerinde düşünmüşler. Büyük çoğunluğu, hıristiyan olsun, yahudi olsun, hatta hiçbir inanca bağlı olmayan hür insanlar olsun,Büyük çoğunluğu, hıristiyan olsun, yahudi olsun, hatta hiçbir inanca bağlı olmayan hür insanlar olsun, bilimsel araştırma yapan insanlar olsun, hepsinin vardığı sonuç; bu kâinatı yaratan, yöneten,bilimsel araştırma yapan insanlar olsun, hepsinin vardığı sonuç; bu kâinatı yaratan, yöneten, bu güzel düzeni, nizamı veren âlemlerin Rabbi'ne hepsi inanıyorlar. bu güzel düzeni, nizamı veren âlemlerin Rabbi'ne hepsi inanıyorlar.

Ama "rab" deyince O'nun mahiyeti hakkında yalan yanlış, eğri büğrü şeyler söyleyince olmaz.Ama "rab" deyince O'nun mahiyeti hakkında yalan yanlış, eğri büğrü şeyler söyleyince olmaz. Batı'da çok çok güzel filozoflar, feylesoflar, hâkimler, düşünürler var;Batı'da çok çok güzel filozoflar, feylesoflar, hâkimler, düşünürler var; Allah'ın varlığını, birliğini güzel kitaplar yazarak ispat etmişler.Allah'ın varlığını, birliğini güzel kitaplar yazarak ispat etmişler. Diyanet İşleri Başkanlığı da onların bazı makalelerini Amerika'dan, Avrupa'danDiyanet İşleri Başkanlığı da onların bazı makalelerini Amerika'dan, Avrupa'dan mecmualardan-dergilerden alarak terceme etmişler. Güzel şeyler var. Kesin yani;mecmualardan-dergilerden alarak terceme etmişler. Güzel şeyler var. Kesin yani; Allah'ın varlığında tereddüt yok. Allah'ın varlığında tereddüt yok. Hz. Muhammed'in Allah'ın peygamberi olduğunda da tereddüt yok, o da çok kesin ispat ediliyor.Hz. Muhammed'in Allah'ın peygamberi olduğunda da tereddüt yok, o da çok kesin ispat ediliyor. Kur'ân-ı Kerîm'in Allah kelâmı olduğu da kesin, çok güzel ispat ediliyor. Kur'ân-ı Kerîm'in Allah kelâmı olduğu da kesin, çok güzel ispat ediliyor. O halde insan Allah'a inanmalı, Resûlullah'a uymalı, Kur'ân-ı Kerîm'in emirlerini tutmalı. O halde insan Allah'a inanmalı, Resûlullah'a uymalı, Kur'ân-ı Kerîm'in emirlerini tutmalı.

Bu kadar basit. Böyle yapmayınca tabii sonuç korkunç, dâimî, ebedî bir felaket oluyor. Bu kadar basit. Böyle yapmayınca tabii sonuç korkunç, dâimî, ebedî bir felaket oluyor.

Bunları onun için söylüyoruz. Peygamberler bunları söylemek için gelmiş.Bunları onun için söylüyoruz. Peygamberler bunları söylemek için gelmiş. Bizim gibi Peygamber Efendimiz'in nâçiz bendeleri, ayağının tozu toprağı olmayı şeref kabul eden Bizim gibi Peygamber Efendimiz'in nâçiz bendeleri, ayağının tozu toprağı olmayı şeref kabul eden âciz, nâçiz kimseler de Peygamber Efendimiz'in sözlerini sizlere, sizin iyiliğiniz için naklediyoruz. âciz, nâçiz kimseler de Peygamber Efendimiz'in sözlerini sizlere, sizin iyiliğiniz için naklediyoruz.

Çocuklarınızı has mü'min yetiştirin. İman en kıymetli cevherdir. İslâm en doğru yoldur.Çocuklarınızı has mü'min yetiştirin. İman en kıymetli cevherdir. İslâm en doğru yoldur. İyi mü'min, iyi müslüman olmaya var gücünüzle gayret edin. İyi mü'min, iyi müslüman olmaya var gücünüzle gayret edin. Asıl saadet budur. Böyle olunca insan cennete girecek. Asıl saadet budur. Böyle olunca insan cennete girecek.

Şimdi cennetle ilgili üç hadîs-i şerîfi okuyayım. Şimdi cennetle ilgili üç hadîs-i şerîfi okuyayım.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

İnne ehle'l-cenneti men lâ yemûtu hattâ yemle'allâhu mesâmiahû mimmâ yuhibbuİnne ehle'l-cenneti men lâ yemûtu hattâ yemle'allâhu mesâmiahû mimmâ yuhibbu ve ehle'n-nâri men lâ yemûtu hattâ yemlea mesâmiahû mimmâ yekrahu. ve ehle'n-nâri men lâ yemûtu hattâ yemlea mesâmiahû mimmâ yekrahu.

Enes radıyallahu anh'ten bazı kaynaklar nakletmiş. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Enes radıyallahu anh'ten bazı kaynaklar nakletmiş. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Cennet ehli yani dünyadaki insanlardan cennetlik olacak insanlar öyle kimselerdir ki.""Cennet ehli yani dünyadaki insanlardan cennetlik olacak insanlar öyle kimselerdir ki." Lâ yemûtu hattâ yemle'allâhu mesâmiahû mimmâ yuhibbu.Lâ yemûtu hattâ yemle'allâhu mesâmiahû mimmâ yuhibbu. "Allah onların kulaklarını hoşlarına gidecek sözlerle doldurmadıkça ölmezler, can vermezler." "Allah onların kulaklarını hoşlarına gidecek sözlerle doldurmadıkça ölmezler, can vermezler."

Bu ne demek, burada ne mâna kastediliyor? Bu ne demek, burada ne mâna kastediliyor?

Ölmeden evvel Allahu Teâlâ hazretleri onlara "Siz cennetliksiniz." diye müjdeler,Ölmeden evvel Allahu Teâlâ hazretleri onlara "Siz cennetliksiniz." diye müjdeler, sevinirler, memnun olurlar; aşk ile, şevk ile hatta o ölümün telaşını, azabını,sevinirler, memnun olurlar; aşk ile, şevk ile hatta o ölümün telaşını, azabını, sıkıntılarını bile görmezler. Bir gül bahçesine girercesine sevinç içinde ruhlarını teslim ederler. sıkıntılarını bile görmezler. Bir gül bahçesine girercesine sevinç içinde ruhlarını teslim ederler.

Neden? Neden?

Allah kulaklarına fısıldar, söyler, kulaklarını sevecekleri sözlerle doldurur.Allah kulaklarına fısıldar, söyler, kulaklarını sevecekleri sözlerle doldurur. "Siz cennetliksiniz, peygamberlerin yanında yer alacaksınız. Azaptan kurtuldunuz. "Siz cennetliksiniz, peygamberlerin yanında yer alacaksınız. Azaptan kurtuldunuz. Dünyada yaşadığınız güzel müslümanca yaşamdan dolayı mükâfatlandırıldınız." gibi Dünyada yaşadığınız güzel müslümanca yaşamdan dolayı mükâfatlandırıldınız." gibi şeyleri duya duya, güle güle, sevine sevine ruhlarını teslim ederler. şeyleri duya duya, güle güle, sevine sevine ruhlarını teslim ederler.

"Ve cehennem ehli ise öyle kimselerdir ki"Ve cehennem ehli ise öyle kimselerdir ki Allah hoşlanmayacakları şeyleri kulaklarına doldurmadıkça onların canlarını almaz." Allah hoşlanmayacakları şeyleri kulaklarına doldurmadıkça onların canlarını almaz."

Bu ne demek? Bu ne demek?

Cehennemlikler de ölmeden evvel kulaklarına bilgiler doldurulacak; Cehennemlikler de ölmeden evvel kulaklarına bilgiler doldurulacak;

"Siz cehennemlik oldunuz. Siz Allah'ın istediği gibi yaşamadınız. Kur'an'a uymadınız."Siz cehennemlik oldunuz. Siz Allah'ın istediği gibi yaşamadınız. Kur'an'a uymadınız. Dünyayı anlamadınız, âhireti anlamadınız. Nasihatleri tutmadınız. Kafanız çalışmadı.Dünyayı anlamadınız, âhireti anlamadınız. Nasihatleri tutmadınız. Kafanız çalışmadı. Siz cezaya mâruz kötü insanlarsınız. Cayır cayır yanacaksınız. Cehennemlik olacaksınız." diye Siz cezaya mâruz kötü insanlarsınız. Cayır cayır yanacaksınız. Cehennemlik olacaksınız." diye ölmeden evvel kulakları bununla dolar, cehennemlik olduklarını görür.ölmeden evvel kulakları bununla dolar, cehennemlik olduklarını görür. Hatta cennet ehli cennetteki kalacağı yerleri görür, cehennem ehli de cehennemde yanacağı yerleri görür. Hatta cennet ehli cennetteki kalacağı yerleri görür, cehennem ehli de cehennemde yanacağı yerleri görür.

Allah bizi cennetlik eylesin. Son nefeste gülerek, cennetteki yerlerimizi göre göre,Allah bizi cennetlik eylesin. Son nefeste gülerek, cennetteki yerlerimizi göre göre, Resûlullah Efendimiz'in cemalini göre göre, Allahu Teâlâ hazretlerinin müjdelerini duya duya,Resûlullah Efendimiz'in cemalini göre göre, Allahu Teâlâ hazretlerinin müjdelerini duya duya, mü'min-i kâmiller olarak ölmeyi nasip eylesin. Ama bunun için çalışmak şart. mü'min-i kâmiller olarak ölmeyi nasip eylesin. Ama bunun için çalışmak şart.

Bu iş oyuncak değil. Bu küçük bir iş değil; hayatın en mühim işi!Bu iş oyuncak değil. Bu küçük bir iş değil; hayatın en mühim işi! Din-iman konusu hayatın en mühim konusudur. Sizin için de öyledir, hanımınız için de öyledir,Din-iman konusu hayatın en mühim konusudur. Sizin için de öyledir, hanımınız için de öyledir, hanımsanız kocanız için de öyledir, çocuklarınız için de öyledir.hanımsanız kocanız için de öyledir, çocuklarınız için de öyledir. Herkes için en önemli konu, önce âhireti kazanmaktır. Herkes için en önemli konu, önce âhireti kazanmaktır.

Millet bunu önemli görmüyor. İnanmayanlar önemli görmez. İnananlar buna çok önem veriyor,Millet bunu önemli görmüyor. İnanmayanlar önemli görmez. İnananlar buna çok önem veriyor, bunun için canını veriyorlar. Eğer sen önem vermiyorsan aman inanmayanlardan olmayasın. bunun için canını veriyorlar. Eğer sen önem vermiyorsan aman inanmayanlardan olmayasın. Ya da müslümanım sanıp da İslâm gemisinden köpek balıklı azgın denize düşenlerden olmayasın!Ya da müslümanım sanıp da İslâm gemisinden köpek balıklı azgın denize düşenlerden olmayasın! Ona çok dikkat etmek lazım. Ona çok dikkat etmek lazım.

Acıdığımız için hatırlatma olarak söylüyoruz. Kendi sözlerimizi söylemiyoruz,Acıdığımız için hatırlatma olarak söylüyoruz. Kendi sözlerimizi söylemiyoruz, Peygamber Efendimiz'in sözlerini karşımıza alıyoruz, size onları naklediyoruz, yansıtıyoruz. Peygamber Efendimiz'in sözlerini karşımıza alıyoruz, size onları naklediyoruz, yansıtıyoruz. Hani uzaydan gelen titreşimleri kasabaya, şehre yansıtan, Hani uzaydan gelen titreşimleri kasabaya, şehre yansıtan, kasabadaki aletlerden de sesi ve görüntüyü alıp dinleyen insanlar gibikasabadaki aletlerden de sesi ve görüntüyü alıp dinleyen insanlar gibi biz de Resûlullah'tan, Kur'ân-ı Kerîm'den aldığımızı size hatırlatıyoruz. biz de Resûlullah'tan, Kur'ân-ı Kerîm'den aldığımızı size hatırlatıyoruz. Sözler Allah'ın sözleri, Peygamber Efendimiz'in sözleri olduğu için çok ciddiye almak lazım.Sözler Allah'ın sözleri, Peygamber Efendimiz'in sözleri olduğu için çok ciddiye almak lazım. Cennet ehli olmaya çalışmak lazım.Cennet ehli olmaya çalışmak lazım. Cehennem ehli olmamaya çok dikkat etmek lazım. Hayatın en mühim işi bu... Cehennem ehli olmamaya çok dikkat etmek lazım. Hayatın en mühim işi bu...

Hayatın işi kazanç değil. Kazançlar da mirasçılara kalıyor. Allah inanan insanlara da kazanç veriyor.Hayatın işi kazanç değil. Kazançlar da mirasçılara kalıyor. Allah inanan insanlara da kazanç veriyor. Yani inananlar ille fakir olacak diye bir şey yok. Nice nice servetler ihsan ediyor... Yani inananlar ille fakir olacak diye bir şey yok. Nice nice servetler ihsan ediyor...

Gelelim ikinci müjdeli hadîs-i şerîfe... Cennetle ilgili olduğu için bu da müjdeli.Gelelim ikinci müjdeli hadîs-i şerîfe... Cennetle ilgili olduğu için bu da müjdeli. Cabir radıyallahu anh'ten birkaç kaynak tarafından rivayet edilmiş. Cabir radıyallahu anh'ten birkaç kaynak tarafından rivayet edilmiş.

İnne ehle'l-cenneti le-yahtâcûne ile'l-ulemâi fi'l-cennetiİnne ehle'l-cenneti le-yahtâcûne ile'l-ulemâi fi'l-cenneti ve zâlike ennehüm yezûrune'llâhe fî külli cumu'atin fe-yekûlu lehüm temennev aleyye mâ şi'tümve zâlike ennehüm yezûrune'llâhe fî külli cumu'atin fe-yekûlu lehüm temennev aleyye mâ şi'tüm fe-yeltefitûne ile'l-ulemâi fe-yekûlûne mâzâ netemennâ alâ rabbinâ fe-yeltefitûne ile'l-ulemâi fe-yekûlûne mâzâ netemennâ alâ rabbinâ fe-yekûlûne temennev aleyhi kezâ ve kezâfe-yekûlûne temennev aleyhi kezâ ve kezâ fehüm yahtâcûne ileyhim fi'l-cenneti kemâ yahtâcûne ileyhim fi'd-dünyâ. fehüm yahtâcûne ileyhim fi'l-cenneti kemâ yahtâcûne ileyhim fi'd-dünyâ.

Sadaka Resûlullah. Sadaka Resûlullah.

Bu hadîs-i şerîflerin Arapçalarını, hem Arapça bilenler işin mahiyetini iyi anlasınlar diyeBu hadîs-i şerîflerin Arapçalarını, hem Arapça bilenler işin mahiyetini iyi anlasınlar diye hem de bereket olsun, kulaklarınıza mübareklik yağsın diye okuyorum. hem de bereket olsun, kulaklarınıza mübareklik yağsın diye okuyorum. Her şeyin aslı bilinsin diye; konuşmamız bilimsel olsun, köklü olsun, temelli olsun diye okuyorum. Her şeyin aslı bilinsin diye; konuşmamız bilimsel olsun, köklü olsun, temelli olsun diye okuyorum.

Sevgili kardeşlerim. Sevgili kardeşlerim.

Buyuruyor ki bu hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem; Buyuruyor ki bu hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem;

"Hiç şüphe yok ki cennet ehli, cennete girecek insanlar." "Hiç şüphe yok ki cennet ehli, cennete girecek insanlar."

Le-yahtâcûne ile'l-ulemâi fi'l-cenneti. "Cennette alimlere yine muhtaç olacaklar." Le-yahtâcûne ile'l-ulemâi fi'l-cenneti. "Cennette alimlere yine muhtaç olacaklar."

Mürşid-i kâmillere, büyük alimlere, büyük müctehitlere,Mürşid-i kâmillere, büyük alimlere, büyük müctehitlere, kendilerine tâbi oldukları mübarek din büyüklerine orada da muhtaç olacaklar. kendilerine tâbi oldukları mübarek din büyüklerine orada da muhtaç olacaklar.

Nasıl olacak? Nasıl olacak?

Ve zâlike ennehüm yezûrune'llâhe fî külli cumu'atin.Ve zâlike ennehüm yezûrune'llâhe fî külli cumu'atin. "Her cuma günü Allahu Teâlâ hazretlerini makamında ziyaret edecekler." "Her cuma günü Allahu Teâlâ hazretlerini makamında ziyaret edecekler."

Nasıl olacak, ne türlü olacak bu ziyaret? Nasıl olacak, ne türlü olacak bu ziyaret?

Çok güzel bir şey olacak, Allah hepinize nasip etsin.Çok güzel bir şey olacak, Allah hepinize nasip etsin. Her cuma vaktine denk olan bir zamanda Allahu Teâlâ hazretlerini cennet ehli ziyaret edecekler. Her cuma vaktine denk olan bir zamanda Allahu Teâlâ hazretlerini cennet ehli ziyaret edecekler. Ne kadar büyük şeref... Cuma, orada da demek ki itibarlı bir gün oluyor, nasıl oluyorsa...Ne kadar büyük şeref... Cuma, orada da demek ki itibarlı bir gün oluyor, nasıl oluyorsa... Ve Allahu Teâlâ hazretleri onlara buyuracak ki; Ve Allahu Teâlâ hazretleri onlara buyuracak ki;

Temennev aleyye mâ şi'tüm. "Ne istiyorsanız hadi bakalım benden isteyinTemennev aleyye mâ şi'tüm. "Ne istiyorsanız hadi bakalım benden isteyin ey benim sevgili, mübarek, dindar, mü'min, halis, has kullarım." Fe-yeltefitûne ile'l-ulemâ. ey benim sevgili, mübarek, dindar, mü'min, halis, has kullarım." Fe-yeltefitûne ile'l-ulemâ.

Bunlar bu sefer alimlerine -alimlerinin yüzlerine, gözlerine- bakacaklar ve diyecekleri ki; Bunlar bu sefer alimlerine -alimlerinin yüzlerine, gözlerine- bakacaklar ve diyecekleri ki;

"Ne isteyelim Rabbimiz'den? Bak bize teklif eyledi, 'İsteyin bakalım.' dedi. Ne isteyelim?" diye"Ne isteyelim Rabbimiz'den? Bak bize teklif eyledi, 'İsteyin bakalım.' dedi. Ne isteyelim?" diye alimlerine soracaklar. Onlar da diyecekler ki; alimlerine soracaklar. Onlar da diyecekler ki;

"Allah'tan şunu isteyin, şunu isteyin, şunu isteyin..." "Allah'tan şunu isteyin, şunu isteyin, şunu isteyin..."

Kezâ kezâ demek, "şunu şunu..." demek. "Şunu şunu isteyin..." diyeKezâ kezâ demek, "şunu şunu..." demek. "Şunu şunu isteyin..." diye alimler orada kendilerine tâbi olan dervişlerine, talebelerine, mü'minlere öğretecekler. alimler orada kendilerine tâbi olan dervişlerine, talebelerine, mü'minlere öğretecekler.

Fe-hüm yahtâcûne ileyhim fi'l-cenneti kemâ yahtâcûne ileyhim fi'd-dünyâ.Fe-hüm yahtâcûne ileyhim fi'l-cenneti kemâ yahtâcûne ileyhim fi'd-dünyâ. "Dünyada alimlere muhtaç oldukları gibi cennette de"Dünyada alimlere muhtaç oldukları gibi cennette de o bilgili mübarek, ârif, kâmil, yüksek zâtlara ihtiyaçları olacak." buyuruyor Peygamber Efendimiz. o bilgili mübarek, ârif, kâmil, yüksek zâtlara ihtiyaçları olacak." buyuruyor Peygamber Efendimiz.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Hadîs-i şerîfin bir ana mânasını düşünelim, bir de ara mânaları çıkartalım, ibret alalım. Hadîs-i şerîfin bir ana mânasını düşünelim, bir de ara mânaları çıkartalım, ibret alalım.

Alimlere dünyada insanlar muhtaç mı? Alimlere dünyada insanlar muhtaç mı?

Muhtaç, bu hadîs-i şerîfte öyle buyuruyor. Dünyada muhtaç oldukları gibi âhirette de muhtaç olacaklar. Muhtaç, bu hadîs-i şerîfte öyle buyuruyor. Dünyada muhtaç oldukları gibi âhirette de muhtaç olacaklar.

Şimdi Türkiye'deki müslümanlar düşünsün bakalım,Şimdi Türkiye'deki müslümanlar düşünsün bakalım, hangi alime ihtiyaç duyuyorlar da kime gidip ne soruyorlar? hangi alime ihtiyaç duyuyorlar da kime gidip ne soruyorlar? Dinî meselelerini öğreniyorlar mı, öğrenmiyorlar mı?Dinî meselelerini öğreniyorlar mı, öğrenmiyorlar mı? Tanıdıkları bir alim var mı yoksa kendi başlarına televizyonlarının karşısında Tanıdıkları bir alim var mı yoksa kendi başlarına televizyonlarının karşısında işten eve, evden işe hiç kimseyi tanımadan bir acayip tarzda yaşamaya devam mı ediyorlar? işten eve, evden işe hiç kimseyi tanımadan bir acayip tarzda yaşamaya devam mı ediyorlar?

Kendi kendilerine sorsunlar. Kendi kendilerine sorsunlar.

Bak, alimler çok büyük bir ihtiyaç. Bak, alimler çok büyük bir ihtiyaç.

Şimdi ben Avustralya'da dolaşıyorum.Şimdi ben Avustralya'da dolaşıyorum. Avustralya'da İslâmî faaliyetlerin olmadığı şehirlerdeAvustralya'da İslâmî faaliyetlerin olmadığı şehirlerde İslâmî faaliyetleri canlandırmak için gayret ediyoruz. Arkadaşlarımla konuşma yaparken diyorum ki; İslâmî faaliyetleri canlandırmak için gayret ediyoruz. Arkadaşlarımla konuşma yaparken diyorum ki;

"Havaya ihtiyacınız var mı?" "Havaya ihtiyacınız var mı?"

Tabii var, temiz havaya büyük ihtiyaç var, onsuz yaşanmaz. Tabii var, temiz havaya büyük ihtiyaç var, onsuz yaşanmaz.

"Suya ihtiyacınız var mı?" Var. "Suya ihtiyacınız var mı?"

Var.

"Gıdaya ihtiyacınız var mı?" Var. "Gıdaya ihtiyacınız var mı?"

Var.

Yaşam için bunlar gerekli. Yaşam için bunlar gerekli.

"Tamam, bunların hepsinden daha ziyade sizin alimlere ihtiyacınız var!" "Tamam, bunların hepsinden daha ziyade sizin alimlere ihtiyacınız var!"

Ama nasıl alim? Ama nasıl alim?

Kur'an'ı söyleyen, hadîs-i şerîfi söyleyen, Allah'tan korkan, dini iyi bilen,Kur'an'ı söyleyen, hadîs-i şerîfi söyleyen, Allah'tan korkan, dini iyi bilen, doğruyu söylemekten çekinmeyen, dinini satmayan, siyasete, siyasîlere boyun eğmeyen,doğruyu söylemekten çekinmeyen, dinini satmayan, siyasete, siyasîlere boyun eğmeyen, baskılara boyun eğmeden hakkı söyleyen alimlere ihtiyaç var. baskılara boyun eğmeden hakkı söyleyen alimlere ihtiyaç var.

Onun için diyorum "Aranızda para toplayın, bir cami yapın.Onun için diyorum "Aranızda para toplayın, bir cami yapın. Bir evi alın, ne yaparsanız yapın bir caminiz olsun. Bir evi alın, ne yaparsanız yapın bir caminiz olsun. Böyle derbeder, ibadetsiz, Cumasız yaşamayın. Ve bir hoca getirin..." Böyle derbeder, ibadetsiz, Cumasız yaşamayın. Ve bir hoca getirin..."

"E hocam biz o hocanın maaşını nasıl verelim?" "E hocam biz o hocanın maaşını nasıl verelim?"

Maaşınızdan kesin. Nasıl eğlenceye, seyahate para ayırıyorsunuz?Maaşınızdan kesin. Nasıl eğlenceye, seyahate para ayırıyorsunuz? Ne yaparsanız yapın, dininizi öğretecek hocayı bulun. "İthal edin." diyorum, şaka yapıyorum.Ne yaparsanız yapın, dininizi öğretecek hocayı bulun. "İthal edin." diyorum, şaka yapıyorum. Tabii hocalar ithal-ihraç metaı değildir ama Tabii hocalar ithal-ihraç metaı değildir ama "Uzaktan da olsa arayıp, bulup, getirip dininizi öğrenin." demek istiyorum. "Uzaktan da olsa arayıp, bulup, getirip dininizi öğrenin." demek istiyorum.

Elhamdülillah birçok şehirde böyle şeyler oldu. Bizim kardeşlerimizden bazılarını çağırdılar. Elhamdülillah birçok şehirde böyle şeyler oldu. Bizim kardeşlerimizden bazılarını çağırdılar.

İşte bazıları da, bazı ülkeler de alimlerin kıymetini bilmiyor.İşte bazıları da, bazı ülkeler de alimlerin kıymetini bilmiyor. Bizim Türkiye'de din aliminin kıymetini bilen insanlar da var, bir de bilmeyen insanlar türedi.Bizim Türkiye'de din aliminin kıymetini bilen insanlar da var, bir de bilmeyen insanlar türedi. Alime itibar yok, herkes din konusunda konuşuyor. Dişçiye itibar var, herkes diş çekmeye kalkmıyor.Alime itibar yok, herkes din konusunda konuşuyor. Dişçiye itibar var, herkes diş çekmeye kalkmıyor. Doktora itibar var, herkes tedaviye kalkışmıyor. Zaten yasak. Doktora itibar var, herkes tedaviye kalkışmıyor. Zaten yasak. Mimara itibar var, herkes plan çizmeye çalışmıyor. Zaten yasak;Mimara itibar var, herkes plan çizmeye çalışmıyor. Zaten yasak; mimarlık odasından belgeli birisi imza atmadan belediyeden evin planları bile geçmez.mimarlık odasından belgeli birisi imza atmadan belediyeden evin planları bile geçmez. Ama din konusunda bilen de bilmeyen de konuşuyor!Ama din konusunda bilen de bilmeyen de konuşuyor! Hatta kötü niyetli olan insanlar dini saptırmak için konuşuyor.Hatta kötü niyetli olan insanlar dini saptırmak için konuşuyor. Hatta din düşmanları İslâm'ı tahrif etmek, eğip bükmek, kendi emellerine alet etmek,Hatta din düşmanları İslâm'ı tahrif etmek, eğip bükmek, kendi emellerine alet etmek, müslümanları kandırmak için konuşuyorlar. O zaman hakiki alimlere çok büyük ihtiyaç var;müslümanları kandırmak için konuşuyorlar. O zaman hakiki alimlere çok büyük ihtiyaç var; dünyada da ihtiyaç var, âhirette de ihtiyaç var. dünyada da ihtiyaç var, âhirette de ihtiyaç var.

Ama nasıl alim? Ama nasıl alim?

Ehlullah, Allah ehli olan, ârif billâh, Allah'ı bilen, Allah'tan korkan, Allah'ın sevdiği,Ehlullah, Allah ehli olan, ârif billâh, Allah'ı bilen, Allah'tan korkan, Allah'ın sevdiği, hakkı söyleyen, dosdoğru söyleyen alimleri arayıp, bulup onlara tâbi olmalı. hakkı söyleyen, dosdoğru söyleyen alimleri arayıp, bulup onlara tâbi olmalı.

Fakültedeyken çok sevdiğim mesai arkadaşımız bir zât bana dedi ki; Fakültedeyken çok sevdiğim mesai arkadaşımız bir zât bana dedi ki;

"Hocam, bazı kitaplar şöyle yazıyor, bazı kitaplar böyle yazıyor."Hocam, bazı kitaplar şöyle yazıyor, bazı kitaplar böyle yazıyor. İslâm'da resmin, tasvirin hükmü nedir? İslâm'da resmin, tasvirin hükmü nedir? Bazısı bunu 'meşrudur, caizdir' demeye getirmek istiyor. Ne dersiniz?" Bazısı bunu 'meşrudur, caizdir' demeye getirmek istiyor. Ne dersiniz?"

Ben de dedim ki; Ben de dedim ki;

"Hadîs-i şerîfler var kesin olarak;"Hadîs-i şerîfler var kesin olarak; Allahu Teâlâ hazretleri musavvirlere, tasvir yapanlara, resim yapanlara lanet ediyor. Allahu Teâlâ hazretleri musavvirlere, tasvir yapanlara, resim yapanlara lanet ediyor. Bunun olmaması lazım çünkü insanlar bu resimden, heykelden dolayı eski devirlerde dinlerini bozmuşlar,Bunun olmaması lazım çünkü insanlar bu resimden, heykelden dolayı eski devirlerde dinlerini bozmuşlar, insanlara tapmışlar. Biz tabii âyetleri, hadisleri yok da farz edemeyiz, tahrif de edemeyiz, insanlara tapmışlar. Biz tabii âyetleri, hadisleri yok da farz edemeyiz, tahrif de edemeyiz, değiştiremeyiz. Peygamber Efendimiz ne dediyse dinin aslı odur. Peygamber Efendimiz uygun görmüyor. değiştiremeyiz. Peygamber Efendimiz ne dediyse dinin aslı odur. Peygamber Efendimiz uygun görmüyor.

Nasıl uygun görmüyor? Nasıl uygun görmüyor?

Bir gün evine girdiği zaman bir desenli perde asılmış,Bir gün evine girdiği zaman bir desenli perde asılmış, üstünde hayvan -kuş- deseni, -şimdi de birçok yerde var- onu kaldırtmış. üstünde hayvan -kuş- deseni, -şimdi de birçok yerde var- onu kaldırtmış. Yani nihayet peygamber evi, nihayet kumaşın üstünde bir desen. Demek ki uygun değil. Yani nihayet peygamber evi, nihayet kumaşın üstünde bir desen. Demek ki uygun değil.

Ben bunu dobra dobra söyledim, teşekkür etti, memnun oldu.Ben bunu dobra dobra söyledim, teşekkür etti, memnun oldu. "Hah" dedi, "tamam." Yani dinin ahkâmını eğip bükmek doğru değil. Aynen söylemek lazım."Hah" dedi, "tamam." Yani dinin ahkâmını eğip bükmek doğru değil. Aynen söylemek lazım. Seven sever, sevmeyen gitsin Allahu Teâlâ hazretlerine müracaat etsin,Seven sever, sevmeyen gitsin Allahu Teâlâ hazretlerine müracaat etsin, Peygamber Efendimiz'e müracaat etsin. Ben onun sözünü aynen aktarmakla vazifeliyim. Peygamber Efendimiz'e müracaat etsin. Ben onun sözünü aynen aktarmakla vazifeliyim.

Bir başka profesör mesai arkadaşı da bana dedi ki; Bir başka profesör mesai arkadaşı da bana dedi ki;

"Ramazan bayramında ben şimdi bir arkadaşımın evine bayram tebriğine gitmiştim."Ramazan bayramında ben şimdi bir arkadaşımın evine bayram tebriğine gitmiştim. Küçücük bir kadehin içine birazcık likör koysa, ikram etse onu da mı içmeyeceğim, o da mı haram yani?" Küçücük bir kadehin içine birazcık likör koysa, ikram etse onu da mı içmeyeceğim, o da mı haram yani?"

Canı haram olmasın istiyor, onun caiz olmasını temenni ediyor. Canı haram olmasın istiyor, onun caiz olmasını temenni ediyor.

"Tabii, o da haram." dedim. "Ama az miktarda?" "Tabii, o da haram." dedim.

"Ama az miktarda?"

"Olsun, 'Bir şeyin çoğu haramsa azı da haram.' buyuruyor Peygamber Efendimiz." "Olsun, 'Bir şeyin çoğu haramsa azı da haram.' buyuruyor Peygamber Efendimiz."

"Ama efendim, bayramda?.." "Ama efendim, bayramda?.."

"Olsun, Ramazan bayramı dinî bir bayram, günah işleyerek kutlanır mı?!" "Olsun, Ramazan bayramı dinî bir bayram, günah işleyerek kutlanır mı?!"

Uzun boylu böyle anlattım... Demek ki bazıları bu şeyleri değiştirmek de isteyebiliyorlar.Uzun boylu böyle anlattım... Demek ki bazıları bu şeyleri değiştirmek de isteyebiliyorlar. Hakiki alimlere, eğip bükmeden dosdoğru söylemek vazifesi düşüyor.Hakiki alimlere, eğip bükmeden dosdoğru söylemek vazifesi düşüyor. Bazen bir siyasî rüzgâr esiyor, bazen bir baskı geliyor, Bazen bir siyasî rüzgâr esiyor, bazen bir baskı geliyor, bazen bir "Biz devrimbazız, biz düzenbazız" diyen insanların [baskısı] oluyor. bazen bir "Biz devrimbazız, biz düzenbazız" diyen insanların [baskısı] oluyor. Onların baskısı üzerine din değişmez ki! Dinin aslı neyse o... Onların baskısı üzerine din değişmez ki! Dinin aslı neyse o...

"Başörtüyü siyasî bir simge olarak örtüyorlar." "Başörtüyü siyasî bir simge olarak örtüyorlar."

Öyle bile örtse başörtü dinî bir simge aslında, dindar olanlar örtüyor.Öyle bile örtse başörtü dinî bir simge aslında, dindar olanlar örtüyor. Babalarımızın, dedelerimizin albümlerde resimlerine baktığımız zaman hiç görüyor muyuz Babalarımızın, dedelerimizin albümlerde resimlerine baktığımız zaman hiç görüyor muyuz -yani büyüklerimizin anneannelerinin, babalarının eşlerinin resimlerine bakılsın--yani büyüklerimizin anneannelerinin, babalarının eşlerinin resimlerine bakılsın- hiç başı açık var mı? Hep başörtülü. Bizim hem töremizde var hem dinimizde var.hiç başı açık var mı? Hep başörtülü. Bizim hem töremizde var hem dinimizde var. Binâenaleyh, bir parti de onu yapıyorsa, dinî töre o yapıyor diye de kaldırılmaz. Yanlış. Binâenaleyh, bir parti de onu yapıyorsa, dinî töre o yapıyor diye de kaldırılmaz. Yanlış. Başörtüsü Allah'ın emridir, örtülecek, o kadar! Doğruyu söylemek lazım. Başörtüsü Allah'ın emridir, örtülecek, o kadar! Doğruyu söylemek lazım. Alimlere bu vazife düşüyor.Alimlere bu vazife düşüyor. Eğip bükenler, lafı evirip çevirenler de ilme, dine hıyanet etmiş oluyorlar. Eğip bükenler, lafı evirip çevirenler de ilme, dine hıyanet etmiş oluyorlar.

Üçüncü hadîs-i şerîfe gelelim. Bu hadîs-i şerîf de cennet ehliyle ilgili.Üçüncü hadîs-i şerîfe gelelim. Bu hadîs-i şerîf de cennet ehliyle ilgili. Büreyde radıyallahu anh'ten rivâyet olunmuş. Büreyde radıyallahu anh'ten rivâyet olunmuş. Allahu Teâlâ hazretlerinin Resûlü Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Allahu Teâlâ hazretlerinin Resûlü Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

İnne ehle'l-cenneti yedhulûne ale'l-Cebbâri külle yevmin merrateyniİnne ehle'l-cenneti yedhulûne ale'l-Cebbâri külle yevmin merrateyni fe-yakrau aleyhimü'l-Kur'ânefe-yakrau aleyhimü'l-Kur'âne ve kad celese külli'mriin minhüm meclisehü'llezî hüve meclisühû alâ menâbiri'dürri ve'l-yâkûtive kad celese külli'mriin minhüm meclisehü'llezî hüve meclisühû alâ menâbiri'dürri ve'l-yâkûti ve'z-zümrûdü ve'z-zehebe ve'l-fıddati bi'l-a'mâlive'z-zümrûdü ve'z-zehebe ve'l-fıddati bi'l-a'mâli felâ takarru a'yûnuhum kattu kemâ takarru bi-zâlike ve lem yesmeû şey'en a'zamâ minhü velâ ahsene minhüfelâ takarru a'yûnuhum kattu kemâ takarru bi-zâlike ve lem yesmeû şey'en a'zamâ minhü velâ ahsene minhü sümme yansarifûne ilâ rihâlihim ve karret a'yûnuhum nâimine ilâ mislihâ mine'l-ğad. sümme yansarifûne ilâ rihâlihim ve karret a'yûnuhum nâimine ilâ mislihâ mine'l-ğad.

Bu da cennetten bir sahneyi anlatan bir hadîs-i şerîf. Ben de tabii konuların tükenmesini istemiyorum.Bu da cennetten bir sahneyi anlatan bir hadîs-i şerîf. Ben de tabii konuların tükenmesini istemiyorum. Biraz da -tabii hadîs-i şerîflerde bir yerde bırakıyor- sözün kâfi miktarda olması gerekiyor,Biraz da -tabii hadîs-i şerîflerde bir yerde bırakıyor- sözün kâfi miktarda olması gerekiyor, ötekilerini de başka zaman söyleriz inşaallah. ötekilerini de başka zaman söyleriz inşaallah.

"Cennet ehli Cebbâr olan Allahu Teâlâ hazretlerinin dergâh-ı ilâhîsine günde iki defa girerler." "Cennet ehli Cebbâr olan Allahu Teâlâ hazretlerinin dergâh-ı ilâhîsine günde iki defa girerler."

Fe-yakrau aleyhimü'l-Kur'âne. "Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'i onlara okur." Fe-yakrau aleyhimü'l-Kur'âne. "Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'i onlara okur."

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Şu evinizdeki Kur'ân-ı Kerîm, şu karşınızdaki, şu raftaki Kur'ân-ı Kerîm...Şu evinizdeki Kur'ân-ı Kerîm, şu karşınızdaki, şu raftaki Kur'ân-ı Kerîm... Bak, o Kur'ân-ı Kerîm Allah'ın kelâmı.Bak, o Kur'ân-ı Kerîm Allah'ın kelâmı. Allahu Teâlâ hazretleri cennette kendisini günde iki defa ziyarete gelen mü'minlereAllahu Teâlâ hazretleri cennette kendisini günde iki defa ziyarete gelen mü'minlere Kur'ân-ı Kerîm'i bizzat kendisi okuyacak,Kur'ân-ı Kerîm'i bizzat kendisi okuyacak, mü'minlerin kulakları Kur'ân-ı Kerîm'i Allahu Teâlâ hazretlerinin okuyuşundan dinleyecekler. mü'minlerin kulakları Kur'ân-ı Kerîm'i Allahu Teâlâ hazretlerinin okuyuşundan dinleyecekler.

Ve kad celese külli'mriin minhüm meclisehü'llezî hüve meclisühû.Ve kad celese külli'mriin minhüm meclisehü'llezî hüve meclisühû. "Muayyen, kendi yeri olan, oturması için kendisine ayrılmış olan yere hepsi oturmuş olacaklar." "Muayyen, kendi yeri olan, oturması için kendisine ayrılmış olan yere hepsi oturmuş olacaklar." Alâ menâbiru'd-durri ve'l-yâkûti ve'z-zümrûdi ve'z-zehebi ve'l-fidda bi'l-a'mâli. Alâ menâbiru'd-durri ve'l-yâkûti ve'z-zümrûdi ve'z-zehebi ve'l-fidda bi'l-a'mâli. "Amellerine göre inciden, yakuttan, zümrütten, altından, gümüşten"Amellerine göre inciden, yakuttan, zümrütten, altından, gümüşten kürsülerine, koltuklarına, sedirlerine, minberlerine oturmuş bir vaziyetteykenkürsülerine, koltuklarına, sedirlerine, minberlerine oturmuş bir vaziyetteyken Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'i onlara okuyacak."Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'i onlara okuyacak." Fe-lâ takarru ayûnuhum kattu kemâ takarru bi-zâlike. "Bu olay kadar onları şenlendiren, Fe-lâ takarru ayûnuhum kattu kemâ takarru bi-zâlike. "Bu olay kadar onları şenlendiren, gözlerini serinleten, hoşlarına giden daha güzel bir şey katiyen olmayacak." gözlerini serinleten, hoşlarına giden daha güzel bir şey katiyen olmayacak."

Kur'ân-ı Kerîm'i Allahu Teâlâ hazretlerinin okuyup onların dinlemesi, çok hoş bir hal olacak. Kur'ân-ı Kerîm'i Allahu Teâlâ hazretlerinin okuyup onların dinlemesi, çok hoş bir hal olacak.

"Zümrütten, yakuttan, inciden, altından, gümüşten koltuklarda amellerine göre oturacaklar." "Zümrütten, yakuttan, inciden, altından, gümüşten koltuklarda amellerine göre oturacaklar."

Çok iyi amelli çok güzel koltukta oturacak, biraz gevşek olanlar daha düşük süstekiÇok iyi amelli çok güzel koltukta oturacak, biraz gevşek olanlar daha düşük süsteki veya güzellikteki yerlerde oturacaklar. Amel işlemek, icraat, ibadet çok önemli. veya güzellikteki yerlerde oturacaklar. Amel işlemek, icraat, ibadet çok önemli. İnsanlar orada ibadetlerine göre yükselecek. Çok memnun olacaklar, gözleri çok şenlenecek. İnsanlar orada ibadetlerine göre yükselecek. Çok memnun olacaklar, gözleri çok şenlenecek.

Ve lem yesmeû şey'en a'zama minhü ve lâ ahsene.Ve lem yesmeû şey'en a'zama minhü ve lâ ahsene. "Cennette bundan daha muazzam, daha güzel bir şey işitmemiş olacaklar." "Cennette bundan daha muazzam, daha güzel bir şey işitmemiş olacaklar."

O ses, o Kur'an'ın Allah'tan dinlenmesi, o sesin güzelliği, başka o kadar güzel hiçbir şey olmayacak.O ses, o Kur'an'ın Allah'tan dinlenmesi, o sesin güzelliği, başka o kadar güzel hiçbir şey olmayacak. Mest olacaklar, mesrur olacaklar, memnun olacaklar, rahmete gark olacaklar. Mest olacaklar, mesrur olacaklar, memnun olacaklar, rahmete gark olacaklar.

Sümme yansarifûne ilâ rihâlihim. "Sonra kendilerinin olduğu yerlerine gidecekler." Sümme yansarifûne ilâ rihâlihim. "Sonra kendilerinin olduğu yerlerine gidecekler."

Rihâl demek, "eşyalarının olduğu yer" demek. Meskenlerine gidecekler. Rihâl demek, "eşyalarının olduğu yer" demek. Meskenlerine gidecekler.

Ve karret a'yunuhum. "Gözleri şenlenmiş, içleri nurlanmış, şenlenmiş olarak."Ve karret a'yunuhum. "Gözleri şenlenmiş, içleri nurlanmış, şenlenmiş olarak." Nâimîne. "Nimetlere gark olmuş olarak." İlâ mislihâ mine'l-ğad.Nâimîne. "Nimetlere gark olmuş olarak." İlâ mislihâ mine'l-ğad. "Ertesi gün tekrar Rablerinin dergâh-ı ilâhîsini ziyaretlerine gidinceye kadar"Ertesi gün tekrar Rablerinin dergâh-ı ilâhîsini ziyaretlerine gidinceye kadar öyle memnun bir şekilde evlerine dönecekler." öyle memnun bir şekilde evlerine dönecekler."

Aziz ve sevgili kardeşlerim. Aziz ve sevgili kardeşlerim.

Cennette bir sahne bu, böyle güzel haller olacak... Daha nice nice güzellikler olacak.Cennette bir sahne bu, böyle güzel haller olacak... Daha nice nice güzellikler olacak. Ama günde iki defa dergâh-ı izzete giripAma günde iki defa dergâh-ı izzete girip Allahu Teâlâ hazretlerinden Kur'ân-ı Kerîm'i dinlemek çok güzel bir nimet. Allahu Teâlâ hazretlerinden Kur'ân-ı Kerîm'i dinlemek çok güzel bir nimet.

Kur'ân-ı Kerîm'in kıymetini bilin. Kur'ân-ı Kerîm'in kıymetini bilin.

Kur'ân-ı Kerîm'e izzet ve hürmet edin. Kur'ân-ı Kerîm'i okuyun.Kur'ân-ı Kerîm'e izzet ve hürmet edin. Kur'ân-ı Kerîm'i okuyun. Kur'ân-ı Kerîm raflara konulmak için inmedi; mânasını anlayasınız diye, Allah'ın emirleri olarak indi.Kur'ân-ı Kerîm raflara konulmak için inmedi; mânasını anlayasınız diye, Allah'ın emirleri olarak indi. Ezberlemeniz lazım. Mânasını öğrenmeniz lazım. Sevmeniz lazım. Ezberlemeniz lazım. Mânasını öğrenmeniz lazım. Sevmeniz lazım. Çoluk çocuğunuza öğretmeniz lazım. Hayatınızı Kur'an'a göre düzenlemeniz lazım. Çoluk çocuğunuza öğretmeniz lazım. Hayatınızı Kur'an'a göre düzenlemeniz lazım.

Ben Avustralya'da geziyorum, 5 bin km yaptım, şehir şehir dolaşıyorum.Ben Avustralya'da geziyorum, 5 bin km yaptım, şehir şehir dolaşıyorum. Az bir şey değil, büyük rakam bunlar... Az bir şey değil, büyük rakam bunlar...

Ne gördüm? Ne gördüm?

Her şehirde muazzam kiliseler, muazzam dinî binalar ve emlâk gördüm. Muazzam, muhteşem...Her şehirde muazzam kiliseler, muazzam dinî binalar ve emlâk gördüm. Muazzam, muhteşem... Yani o kadar dindar ki bu adamlar, o kadar dinî müesseseler kurmuşlar, o kadar dinlerine bağlılar ki...Yani o kadar dindar ki bu adamlar, o kadar dinî müesseseler kurmuşlar, o kadar dinlerine bağlılar ki... Ama tabii dinlerine bağlı olmayanları, edepsizlik yapanları veya açık saçık olanları vesaire ayrı amaAma tabii dinlerine bağlı olmayanları, edepsizlik yapanları veya açık saçık olanları vesaire ayrı ama her taraf kilise ve dinî bina dolu. her taraf kilise ve dinî bina dolu.

Bizimkiler alay ediyorlardı; Bizimkiler alay ediyorlardı;

İstanbul'da gelmiş turistin birisi de minareleri görünce "Bunlar fabrika bacası mı?" demiş,İstanbul'da gelmiş turistin birisi de minareleri görünce "Bunlar fabrika bacası mı?" demiş, "Yok, minare." demişler. İşte oradan biraz İslâm'a taş atmak istiyorlar, "Yok, minare." demişler. İşte oradan biraz İslâm'a taş atmak istiyorlar, fabrika yapmamışlar da minare yapmışlar diye... Halbuki onlar o devirde hem minare yaptılar,fabrika yapmamışlar da minare yapmışlar diye... Halbuki onlar o devirde hem minare yaptılar, hem cihat ettiler, hem de her türlü görevleri yaptılar. hem cihat ettiler, hem de her türlü görevleri yaptılar.

Bu devrin müslümanları görevlerini yapmıyor. Bu devrin müslümanları da ne yapması gerekiyorsa yapsın.Bu devrin müslümanları görevlerini yapmıyor. Bu devrin müslümanları da ne yapması gerekiyorsa yapsın. Yani fabrika kurmak için az mı gayret ettik... Motor fabrikaları kurduk, biz müslümanlar olarak... Yani fabrika kurmak için az mı gayret ettik... Motor fabrikaları kurduk, biz müslümanlar olarak... Biz İskenderpaşa câmiası olarak nice nice fabrikalar kurduk, Biz İskenderpaşa câmiası olarak nice nice fabrikalar kurduk, nice nice sanayi kuruluşuna sebep olduk, yaptık. Türkiye'nin sanayileşmesine nice katkılarda bulunduk.nice nice sanayi kuruluşuna sebep olduk, yaptık. Türkiye'nin sanayileşmesine nice katkılarda bulunduk. Ama işte taş atmak huyu olunca bazıları duramaz, böyle yaramazlar sataşırlar, taş atarlar. Ama işte taş atmak huyu olunca bazıları duramaz, böyle yaramazlar sataşırlar, taş atarlar.

Ama benim burada Avustralya'da gördüğüm kesin bir şey var: Avrupalılar dindar insanlar.Ama benim burada Avustralya'da gördüğüm kesin bir şey var: Avrupalılar dindar insanlar. Hatta siyasetlerini din üzerine oturtmuş durumdalar. Hatta siyasetlerini din üzerine oturtmuş durumdalar. Bugün Avrupa Birliği dediğimiz Almanya'nınBugün Avrupa Birliği dediğimiz Almanya'nın -siyasîleri- çekip götürdüğü hareketi yürütenler ve fikri ortaya atanların kimisi papaz, kimisi din adamı.-siyasîleri- çekip götürdüğü hareketi yürütenler ve fikri ortaya atanların kimisi papaz, kimisi din adamı. Yani bunlar bu şeyleri büyük bir hıristiyan devleti kurmak için yapıyorlar.Yani bunlar bu şeyleri büyük bir hıristiyan devleti kurmak için yapıyorlar. Papalıkla uyum içinde yapıyorlar. Papalık onları destekliyor, kiliseyle beraber çalışıyorlar. Papalıkla uyum içinde yapıyorlar. Papalık onları destekliyor, kiliseyle beraber çalışıyorlar. Kilisenin partileri var, itibarı var, milletvekilleri, okulları, üniversiteleri var; her şeyleri var. Kilisenin partileri var, itibarı var, milletvekilleri, okulları, üniversiteleri var; her şeyleri var.

Bizde dine karşı tutum çok yanlış. Bu, Avrupa'yı hiç anlamamak, milleti hiç anlamamak demek;Bizde dine karşı tutum çok yanlış. Bu, Avrupa'yı hiç anlamamak, milleti hiç anlamamak demek; hürriyeti, demokrasiyi, medeniyeti hiç anlamamak demek. Dışarıyı gezen anlıyor.hürriyeti, demokrasiyi, medeniyeti hiç anlamamak demek. Dışarıyı gezen anlıyor. Bunlar bizden çok daha dinlerine -Bunlar bizden çok daha dinlerine - batıl olduğu halde- bağlı. Bir de hak olarak bağlı olsa cihan değişecek. Çok güzel hizmet etmişler.batıl olduğu halde- bağlı. Bir de hak olarak bağlı olsa cihan değişecek. Çok güzel hizmet etmişler. Avustralya'nın her yerini geziyoruz. Hep dindarlar, toplanmışlar cemiyet kurmuşlar, hizmet etmişler. Avustralya'nın her yerini geziyoruz. Hep dindarlar, toplanmışlar cemiyet kurmuşlar, hizmet etmişler.

Şimdi ben Türkiye'ye gelirsem nice hizmet dernekleri kuracağım, neler yapacağız inşaallah.Şimdi ben Türkiye'ye gelirsem nice hizmet dernekleri kuracağım, neler yapacağız inşaallah. Burada gördüklerimden daha güzellerini yapmayı düşünüyorum.Burada gördüklerimden daha güzellerini yapmayı düşünüyorum. İnşaallah siz de bize yardımcı olursunuz. İnşaallah siz de bize yardımcı olursunuz.

Allah hepinizden razı olsun. Hepinizi Kur'ân-ı Kerîm'in ehli eylesin.Allah hepinizden razı olsun. Hepinizi Kur'ân-ı Kerîm'in ehli eylesin. Kur'ân-ı Kerîm'i cennette Allahu Teâlâ hazretlerinin okuyuşundan dinlemeyi size-bize nasip eylesin. Kur'ân-ı Kerîm'i cennette Allahu Teâlâ hazretlerinin okuyuşundan dinlemeyi size-bize nasip eylesin. Kur'ân-ı Kerîm'in ahkâmına uymayı nasip eylesin. İslâm'a güzel hizmet etmeyi nasip eylesin. Kur'ân-ı Kerîm'in ahkâmına uymayı nasip eylesin. İslâm'a güzel hizmet etmeyi nasip eylesin. Nice nice güzel hizmetler yapalım, arkamızda güzel eserler bırakalım, hayırla anılalım. Nice nice güzel hizmetler yapalım, arkamızda güzel eserler bırakalım, hayırla anılalım. Cennetlik olalım. Cemalullahı görelim. Allahu Teâlâ hazretlerinin rıdvân-ı ekberine erelim. Cennetlik olalım. Cemalullahı görelim. Allahu Teâlâ hazretlerinin rıdvân-ı ekberine erelim.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2