Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Çeşitli Ayet Tefsirleri 1

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

21 Şa'bân 1415 / 22.01.1995

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in daha iyi anlaşılması için yaptığı sohbetler Ak-Radyo’da başladı (29. 09. 1998).

Bu sohbetler bir saat kadar sürüyordu ve salı akşamları Ak-Radyodan yayınlanıyordu. 4 Şubat 2001 günü elim bir trafik kazası sonucu vefat edinceye kadar devam etti. Vefat etmeden önce yaptıkları son sohbette, Bakara Sûresi’nin 223. ayeti anlatılmıştır.

Hocamız bu sohbetlerinde İbn-i Kesir tefsirini takip ediyordu. Zaman zaman Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır tefsirinden ve İsmâil Hakkı Bursevî Hazretleri’nin tefsirinden nakiller yaptığı da oluyordu. Fâtiha’dan başlayıp, sırayla her sohbette birkaç ayet okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 30 Ocak 2001 günü yaptığı son tefsir sohbetinde, Bakara Sûresi’nin 224. ayetine kadar gelmişti.

Derslerde, önce o gün izah edilecek ayet-i kerimelerin metinleri okunuyor, kısaca meali veriliyor. Sonra ayetlerin sebeb-i nüzûlü hadis-i şeriflerle izah ediliyor. Ondan sonra, ilgili diğer ayetlerle ve hadis-i şeriflerle ayeti kerimelerin açıklaması yapılıyor. Ashaptan, tabiinden görüşler naklediliyor. Sohbetin sonunda da çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyor.

Konuşma Metni

Ashâb-ı cennetin cennette ne güzel nimetlerle mütena'im olacağınıAshâb-ı cennetin cennette ne güzel nimetlerle mütena'im olacağını anlattıktan sonra Rabbimiz onlara söz olarak da; anlattıktan sonra Rabbimiz onlara söz olarak da;

Selâmün kavlen min Rabbi'r-rahîm.Selâmün kavlen min Rabbi'r-rahîm. "O rahmeti engin ve sonsuz olan Rabden kullara söz olarak da selam verilecek." "O rahmeti engin ve sonsuz olan Rabden kullara söz olarak da selam verilecek."

Nasıl bir selamsa Allah cümlemizi mazhar eylesin, muhatap eylesin; o şerefle şerefyâb eylesin. Nasıl bir selamsa Allah cümlemizi mazhar eylesin, muhatap eylesin; o şerefle şerefyâb eylesin.

Ve'mtâzü'l yevme eyyühe'l mücrimûn. denildi. "Ey mücrimler! Bugün ayrılın bakalım!" Ve'mtâzü'l yevme eyyühe'l mücrimûn. denildi. "Ey mücrimler! Bugün ayrılın bakalım!"

Mücrim, "cürüm işleyen" demek. Bütün günahkârlar Allah'a karşı cürüm işlemişlerdir,Mücrim, "cürüm işleyen" demek.

Bütün günahkârlar Allah'a karşı cürüm işlemişlerdir,
günahlara dalmışlardır, emirlerini dinlememişlerdir, tutmamışlardır, yasaklarından kaçınmamışlardır. günahlara dalmışlardır, emirlerini dinlememişlerdir, tutmamışlardır, yasaklarından kaçınmamışlardır.

Binâenaleyh, hepsi cürümlüdür, mücrimdir. Binâenaleyh, hepsi cürümlüdür, mücrimdir.

"Ey mücrimler! Siz başka tarafa ayrılın bakalım!" denilecek. "Ey mücrimler! Siz başka tarafa ayrılın bakalım!" denilecek.

Onlar cehennemlikler olarak ayrılacakOnlar cehennemlikler olarak ayrılacak ve Allahu Teâlâ hazretleri onlara hitâb-ı itâb ile azarlayıcı bir hitap ile buyuracak ki; ve Allahu Teâlâ hazretleri onlara hitâb-ı itâb ile azarlayıcı bir hitap ile buyuracak ki;

Elem a'hed ileyküm yâ benî Âdem. "Ey Ademoğulları! Ben sizinle ahit yapmamış mıydım?" Elem a'hed ileyküm yâ benî Âdem. "Ey Ademoğulları! Ben sizinle ahit yapmamış mıydım?"

Ellâ ta'büdü'ş-şeytân. "'Şeytana tapmayasınız.' diye ben sizinle ahit yapmamış mıydım?" Ellâ ta'büdü'ş-şeytân. "'Şeytana tapmayasınız.' diye ben sizinle ahit yapmamış mıydım?"

İnnehû leküm adüvvün mübîn. "O sizin için aşikâr bir düşmandır." İnnehû leküm adüvvün mübîn. "O sizin için aşikâr bir düşmandır."

Şeytanın bâriz ve âşikâr bir düşman olduğunu söyleyip de;Şeytanın bâriz ve âşikâr bir düşman olduğunu söyleyip de; "Ey Âdemoğulları! Bana ibadet edin, itaat edin, diye ben sizinle ahit yapmamış mıydım?" diye"Ey Âdemoğulları! Bana ibadet edin, itaat edin, diye ben sizinle ahit yapmamış mıydım?" diye Allahu Teâlâ hazretleri mücrimlere hitâb-ı itâb ile serzenişte bulunacak. Allahu Teâlâ hazretleri mücrimlere hitâb-ı itâb ile serzenişte bulunacak.

Ve eni'büdûnî hâzâ sırâtun müstakîm. "Bana ibadet etmek doğru yoldur,Ve eni'büdûnî hâzâ sırâtun müstakîm. "Bana ibadet etmek doğru yoldur, bu doğru yolda yürüyüp bana ibadet edin, diye sizinle ahit yapmamış mıydım?" diyecek. bu doğru yolda yürüyüp bana ibadet edin, diye sizinle ahit yapmamış mıydım?" diyecek.

Ve lekad edalle minküm cibillen kesîrâ. "Siz benimle ahit yapmıştınız;Ve lekad edalle minküm cibillen kesîrâ. "Siz benimle ahit yapmıştınız; ama şeytan yine sizden büyük bir gurubu dalâlete çekti, düşürdü, sapıttı." ama şeytan yine sizden büyük bir gurubu dalâlete çekti, düşürdü, sapıttı."

E fe-lem tekûnû ta'kılûn. "Şeytanın bu oyunlarını akıl edemediniz mi?" E fe-lem tekûnû ta'kılûn. "Şeytanın bu oyunlarını akıl edemediniz mi?"

Şeytanın hilelerini, oyunlarını anlayamamış mıydınız;Şeytanın hilelerini, oyunlarını anlayamamış mıydınız; akıl edip de ona muhalefet edemediniz, günahlara düştünüz. Madem öyle yaptınız; akıl edip de ona muhalefet edemediniz, günahlara düştünüz. Madem öyle yaptınız;

Hâzihî cehennemü'l-letî küntüm tûadûn.Hâzihî cehennemü'l-letî küntüm tûadûn. "Mücrimlere, sizin gibi kâfir, mücrim olanlara hazırlanmış, "Mücrimlere, sizin gibi kâfir, mücrim olanlara hazırlanmış, vaadedilmiş olan cehenneme hadi girin bakalım!" vaadedilmiş olan cehenneme hadi girin bakalım!"

İslav he'l-yevme bimâ küntüm tekfürûn.İslav he'l-yevme bimâ küntüm tekfürûn. "İşte bu cehennem; Allah'a kâfir olduğunuz, âsi olduğunuz için." "İşte bu cehennem; Allah'a kâfir olduğunuz, âsi olduğunuz için."

Hâzihî cehennemü'l-letî küntüm tûadûn.Hâzihî cehennemü'l-letî küntüm tûadûn. "Size vaadedilmiş olan cehennem budur, hadi girin buraya!" denilecek. "Size vaadedilmiş olan cehennem budur, hadi girin buraya!" denilecek.

Cehennem, melekler tarafından mahşer yerine getirilecek.Cehennem, melekler tarafından mahşer yerine getirilecek. Cehennem, getirilebilen bir şey, muazzam bir şey.Cehennem, getirilebilen bir şey, muazzam bir şey. Ama melekler de muazzam. Allah'ın melekleri de, kudreti de sonsuz. Ama melekler de muazzam. Allah'ın melekleri de, kudreti de sonsuz.

Hadîs-i şerîflerde bildirildiğine göre melekler, zincirlerle cehennemi mahşer yerine getirecekler.Hadîs-i şerîflerde bildirildiğine göre melekler, zincirlerle cehennemi mahşer yerine getirecekler. Cehennem her tarafa ateşleriyle sataşıp saldırarak, kükreyerek Cehennem her tarafa ateşleriyle sataşıp saldırarak, kükreyerek böyle yerinde durmaz bir vaziyette olacak. Korkunç bir manzara! böyle yerinde durmaz bir vaziyette olacak. Korkunç bir manzara!

Cehennem mahşer halkının karşısına getirilince, görecekleri bir duruma gelince; Cehennem mahşer halkının karşısına getirilince, görecekleri bir duruma gelince;

Hâzihî cehennemü'lletî küntüm tûadûn. "İşte size tehdit yoluyla önceden vaadedilmiş,Hâzihî cehennemü'lletî küntüm tûadûn. "İşte size tehdit yoluyla önceden vaadedilmiş, haber edilmiş olan cehennem bu, girin bakalım buraya!" denilecek. haber edilmiş olan cehennem bu, girin bakalım buraya!" denilecek.

Allahu Teâlâ hazretleri başka âyet-i kerîmelerde cehenneme de hitap edeceğini buyuruyor: Allahu Teâlâ hazretleri başka âyet-i kerîmelerde cehenneme de hitap edeceğini buyuruyor:

Yevme nekûlu li cehenneme heli'm-tele'ti. "Doldun mu ey cehennem?Yevme nekûlu li cehenneme heli'm-tele'ti. "Doldun mu ey cehennem? Mücrimler içine atıldıkça için doldu mu ey cehennem?" dedikçe cehennem de cevap verecek: Mücrimler içine atıldıkça için doldu mu ey cehennem?" dedikçe cehennem de cevap verecek:

Hel min mezid. "Var mı daha fazlası?" Daha fazlası varsa hepsini de alabilecek gibi. Hel min mezid. "Var mı daha fazlası?"

Daha fazlası varsa hepsini de alabilecek gibi.

"Onun üzerine Allahu Teâlâ hazretleri, -tabi hadîs-i şerîflerde esrarengiz kelimeler var-"Onun üzerine Allahu Teâlâ hazretleri, -tabi hadîs-i şerîflerde esrarengiz kelimeler var- ayağını cehennemin ağzına koyup bastıracak." diyorayağını cehennemin ağzına koyup bastıracak." diyor ve o zaman cehennem kattu, kattu, "tamam, tamam" diyecek.ve o zaman cehennem kattu, kattu, "tamam, tamam" diyecek. Allahu Teâlâ hazretlerinin kudreti karşısında "tamam, tamam" diyecek. Allahu Teâlâ hazretlerinin kudreti karşısında "tamam, tamam" diyecek.

Cehennemin azaplarını, hitaplarını, itaplarını, cezalarını, belalarınıCehennemin azaplarını, hitaplarını, itaplarını, cezalarını, belalarını Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem muhtelif hadîs-i şerîflerde anlatıyor ki müthiş şeyler. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem muhtelif hadîs-i şerîflerde anlatıyor ki müthiş şeyler.

Muhterem kardeşlerim! Melekler, cehennemdeki zebaniler cehenneme giren insanlara şaşıracaklar: Muhterem kardeşlerim!

Melekler, cehennemdeki zebaniler cehenneme giren insanlara şaşıracaklar:

"Siz bu cehennemin haberini almamış mıydınız? Sizin bu korkunç yerden malumatınız yok muydu?"Siz bu cehennemin haberini almamış mıydınız? Sizin bu korkunç yerden malumatınız yok muydu? Önceden, bu müthiş azaptan sizi haberdar etmemişler miydi?Önceden, bu müthiş azaptan sizi haberdar etmemişler miydi? Nasıl geldiniz, buraya nasıl düştünüz? Nasıl geldiniz, buraya nasıl düştünüz? Bu kadar müthiş, bu kadar korkunç bir şeyin haberini alır da insan tedbirini almaz mı? Bu kadar müthiş, bu kadar korkunç bir şeyin haberini alır da insan tedbirini almaz mı? Buraya girmemek için çalışmaz, çabalamaz mı? Buradan kaçmanın çarelerini aramaz mı?Buraya girmemek için çalışmaz, çabalamaz mı? Buradan kaçmanın çarelerini aramaz mı? Buraya düşmemenin yollarını düşünmez mi?" diye… Buraya düşmemenin yollarını düşünmez mi?" diye…

el-Yevme nahtimü alâ efvâhihim ve tükellimûnâ eydîhim ve teşhedü ercülühüm bimâ kânû yeksibûn. el-Yevme nahtimü alâ efvâhihim ve tükellimûnâ eydîhim ve teşhedü ercülühüm bimâ kânû yeksibûn.

"Bugün" buyuruyor Mevlâmız; nahtimü. "Müherleriz, kapatırız.""Bugün" buyuruyor Mevlâmız; nahtimü. "Müherleriz, kapatırız." Alâ efvâhihim. "Ağızlarına mühür vururuz." Alâ efvâhihim. "Ağızlarına mühür vururuz."

Hani dükkânın kepengi, kilidi kapatılıyor, mühür dökülüyor, mühür vuruluyor.Hani dükkânın kepengi, kilidi kapatılıyor, mühür dökülüyor, mühür vuruluyor. Eskiden, kıymetli malzeme, önemli malzeme, posta malzemesi, ferman, padişahın bir yerden bir yere götüreceği şey, ne konulacaksa torbanın içine doldurulur,Eskiden, kıymetli malzeme, önemli malzeme, posta malzemesi, ferman, padişahın bir yerden bir yere götüreceği şey, ne konulacaksa torbanın içine doldurulur, ağzı iyice kapanır, mum dökülür, mühürlenirmiş. ağzı iyice kapanır, mum dökülür, mühürlenirmiş.

Mühür açıldı mı tecavüz edilmiş, demektir, yapılmaması gereken bir şey yapılmış, demektir;Mühür açıldı mı tecavüz edilmiş, demektir, yapılmaması gereken bir şey yapılmış, demektir; onu taşıyan insan mahvolur. onu taşıyan insan mahvolur.

Mühürleme bu; torbalar mühürlenir, dükkânlar mühürlenir,Mühürleme bu; torbalar mühürlenir, dükkânlar mühürlenir, bazı açılmaması gereken şeyler kapatılıp mühürlenir. bazı açılmaması gereken şeyler kapatılıp mühürlenir.

"Cumhuriyet devrinde de camiler mühürlenmiştir." diyorlar."Cumhuriyet devrinde de camiler mühürlenmiştir." diyorlar. İslâm ülkesi olan Türkiye maalesef o devreyi de yaşadı.İslâm ülkesi olan Türkiye maalesef o devreyi de yaşadı. İslâm ülkelerinin hepsi bu fırtınayı, bu kasırgayı tattı.İslâm ülkelerinin hepsi bu fırtınayı, bu kasırgayı tattı. 1917'lerde Sovyetler Birliği'nde Bolşevik isyanı oldu; ona paralel şekilde Türkiye'de zulüm devam etti. 1917'lerde Sovyetler Birliği'nde Bolşevik isyanı oldu; ona paralel şekilde Türkiye'de zulüm devam etti.

Sovyetler Birliği'nde İslâm'a karşı ne zulüm yapılmışsaSovyetler Birliği'nde İslâm'a karşı ne zulüm yapılmışsa İslâm ülkelerinin hepsinde buna benzer zulümler yapıldı. İslâm ülkelerinin hepsinde buna benzer zulümler yapıldı. Burada da oldu, başka yerlerde de oldu maalesef. Burada da oldu, başka yerlerde de oldu maalesef.

Evet, "Mühürleriz." buyuruyor, Allahu Teâlâ hazretleri; Evet, "Mühürleriz." buyuruyor, Allahu Teâlâ hazretleri;

el-Yevme nahtimü alâ efvâhihim. "Ağızlarını mühürleriz." el-Yevme nahtimü alâ efvâhihim. "Ağızlarını mühürleriz."

Konuşamazlar. Ağız konuşmak içindir, dil konuşmak içindir, ama "O gün ağızlarına mühür vururuz." Konuşamazlar. Ağız konuşmak içindir, dil konuşmak içindir, ama "O gün ağızlarına mühür vururuz."

Ve tükellimûnâ eydîhim ve teşhedü ercülühüm bimâ kânû yeksibûn.Ve tükellimûnâ eydîhim ve teşhedü ercülühüm bimâ kânû yeksibûn. "Elleri konuşur bize; ayakları, işlediklerinin şahitliğini yapar." "Elleri konuşur bize; ayakları, işlediklerinin şahitliğini yapar."

Allahu Teâlâ hazretleri; şahitlik etmek için elleri konuşturacak, ayakları konuşturacak,Allahu Teâlâ hazretleri; şahitlik etmek için elleri konuşturacak, ayakları konuşturacak, günahın işlendiği toprakları, mekânları konuşturacak, eşyayı konuşturacak. günahın işlendiği toprakları, mekânları konuşturacak, eşyayı konuşturacak.

"Evet, yâ Rabbi! Bu içkiyi burada içti, ben sandalyesiyim, benim üzerime oturdu, içti."Evet, yâ Rabbi! Bu içkiyi burada içti, ben sandalyesiyim, benim üzerime oturdu, içti. Ben masasıyım, şahidim, oturdu, içkiyi benim üzerime koydu, içti." Ben masasıyım, şahidim, oturdu, içkiyi benim üzerime koydu, içti."

Kadeh diyecek ki, "Ben cam kadehim; içkiyi benimle içti." Kadeh diyecek ki, "Ben cam kadehim; içkiyi benimle içti."

Allahu Teâlâ hazretleri şahit olarak eşyaları, mekânları, azaları konuşturacak.Allahu Teâlâ hazretleri şahit olarak eşyaları, mekânları, azaları konuşturacak. Ağızlarını mühürletecek, eşyalar konuşacak, âzâlar konuşacak. Ağızlarını mühürletecek, eşyalar konuşacak, âzâlar konuşacak.

Bu da Allah'ın bir hikmeti ve dehşeti ki Allahu Teâlâ hazretlerinden hiçbir şey gizli kalmayacak. Bu da Allah'ın bir hikmeti ve dehşeti ki Allahu Teâlâ hazretlerinden hiçbir şey gizli kalmayacak.

Hatta bir âyet-i kerîmede bildiriliyor; insanoğlu kendi âzâsına şaşıracak, diyecek ki; Hatta bir âyet-i kerîmede bildiriliyor; insanoğlu kendi âzâsına şaşıracak, diyecek ki;

Lime şehidtüm aleynâ. "Niye aleyhimize şahitlik ettiniz?" O da diyecek ki: Lime şehidtüm aleynâ. "Niye aleyhimize şahitlik ettiniz?"

O da diyecek ki:

Entakana'llâhu'llezî entaka külle şey'.Entakana'llâhu'llezî entaka külle şey'. "Her şeyi konuşturma kudretine sahip olan Allahu Teâlâ hazretleri bizi de konuşturdu." "Her şeyi konuşturma kudretine sahip olan Allahu Teâlâ hazretleri bizi de konuşturdu."

Konuşmamak mümkün mü? Allahu Teâlâ hazretleri; "konuş" desin de konuşmaması,Konuşmamak mümkün mü? Allahu Teâlâ hazretleri; "konuş" desin de konuşmaması, "ol" desin de olmaması mümkün mü? Konuşacak."ol" desin de olmaması mümkün mü? Konuşacak. Kendi âzâsı, gözü, kulağı, dili, eli, ayağı, aklı, fikri, hafızası, insanın her şeyi, Kendi âzâsı, gözü, kulağı, dili, eli, ayağı, aklı, fikri, hafızası, insanın her şeyi, mücrimin işlediği günahın şahitliğini yapacak, aleyhinde konuşacak. mücrimin işlediği günahın şahitliğini yapacak, aleyhinde konuşacak.

Allahu Teâlâ hazretleri bizleri, şeytana uymayanlardan eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri bizleri, şeytana uymayanlardan eylesin.

Şeytan, Âdem aleyhisselam atamızı nasıl kandırdı? Şeytan, Âdem aleyhisselam atamızı nasıl kandırdı?

Hel edullüküm alâ şecereti'l-huldi ve mülkin lâ yebnâ.Hel edullüküm alâ şecereti'l-huldi ve mülkin lâ yebnâ. "Sizi ebediyet ağacına götüreyim mi ve bitmeyecek, tükenmeyecek,"Sizi ebediyet ağacına götüreyim mi ve bitmeyecek, tükenmeyecek, sona ermeyecek bir egemenlik sahibi olmanızı sağlayayım mı?" dedi. sona ermeyecek bir egemenlik sahibi olmanızı sağlayayım mı?" dedi.

Âdem aleyhiselam ile Havva validemiz de, cenneti çok sevdiklerindenÂdem aleyhiselam ile Havva validemiz de, cenneti çok sevdiklerinden ve orada ebedî olarak kalmak istediklerinden bu ebediyyet ağacını istediler.ve orada ebedî olarak kalmak istediklerinden bu ebediyyet ağacını istediler. Şeytan öyle kandırdı. İster. Cennette durmayı istemez mi?Şeytan öyle kandırdı. İster. Cennette durmayı istemez mi? Sona ermeyen bir egemenlik ellerinde kalsın istediler. Sona ermeyen bir egemenlik ellerinde kalsın istediler.

Fe-dellâhümâ bi-ğurûr. Ve şeytan kılavuzluk edip onları aldattı." Fe-dellâhümâ bi-ğurûr. Ve şeytan kılavuzluk edip onları aldattı."

Ve lâ takrabâ hazihi'ş-şecerete fe-tekûnâ mine'z-zâlimîn.Ve lâ takrabâ hazihi'ş-şecerete fe-tekûnâ mine'z-zâlimîn. "Bu ağaca sakın yaklaşmayın, yaklaşırsanız asilerden olursunuz." diye"Bu ağaca sakın yaklaşmayın, yaklaşırsanız asilerden olursunuz." diye Allah'ın evvelce yaklaşmamalarını söylediği ağaca yaklaştı. Burada ne var? Allah'ın evvelce yaklaşmamalarını söylediği ağaca yaklaştı.

Burada ne var?

Allah; "Yapmayın." buyurmuş, "Şu ağaca yaklaşmayın." buyurmuş.Allah; "Yapmayın." buyurmuş, "Şu ağaca yaklaşmayın." buyurmuş. Âdem Atamız ile Havva Anamız o ağaca yaklaşmışlar. Ama neden? Âdem Atamız ile Havva Anamız o ağaca yaklaşmışlar.

Ama neden?

Neden yaklaşmışlar? Şeytan diyor ki; Neden yaklaşmışlar?

Şeytan diyor ki;

"Sizi, ebediyyen cennette kalmanıza sebep olacak bir ağaca götüreyim mi?"Sizi, ebediyyen cennette kalmanıza sebep olacak bir ağaca götüreyim mi? Size elinizden çıkmayacak bir sonsuz egemenlik, bir güzelik imkânı sağlayayım mı?" Size elinizden çıkmayacak bir sonsuz egemenlik, bir güzelik imkânı sağlayayım mı?"

Bu güzel bir vaad. "Ebedi kalacağız." diye o ağacın meyvelerinden yediler.Bu güzel bir vaad. "Ebedi kalacağız." diye o ağacın meyvelerinden yediler. O ağaca yaklaşmamaları gerekiyordu, yaklaştılar ve o ağacın meyvelerinden yediler. O ağaca yaklaşmamaları gerekiyordu, yaklaştılar ve o ağacın meyvelerinden yediler.

Muhterem kardeşlerim! Onun için Allahu Teâlâ hazretlerininMuhterem kardeşlerim!

Onun için Allahu Teâlâ hazretlerinin
emrinde tereddütsüz, tavizsiz ve tevilsiz itaat lazım.emrinde tereddütsüz, tavizsiz ve tevilsiz itaat lazım. Tereddütsüz; "Acaba itaat edeyim mi etmeyeyim mi?" demek yok.Tereddütsüz; "Acaba itaat edeyim mi etmeyeyim mi?" demek yok. Tavizsiz; "Şöyle biraz tenzilat, şu kadarcık bir şey, Tavizsiz; "Şöyle biraz tenzilat, şu kadarcık bir şey, hepsini yapamayız da şöyle olsun, böyle olsun!" Taviz vermek de yok. hepsini yapamayız da şöyle olsun, böyle olsun!"

Taviz vermek de yok.

Tevilsiz; "Şu şöyledir de şundan dolayı ertelenmiştir de, böyledir de bilmem ne…" Tevilsiz; "Şu şöyledir de şundan dolayı ertelenmiştir de, böyledir de bilmem ne…"

Akıl yürütüp, mantık yürütüp işi kıvırttırmak, çığırından ve çizgisindenAkıl yürütüp, mantık yürütüp işi kıvırttırmak, çığırından ve çizgisinden saptırmak da olmadan Allah'a itaat etmek lazım. saptırmak da olmadan Allah'a itaat etmek lazım.

"Efendim, hikmeti neymiş ki?" diye beşer aklıyla, daha doğrusu beşer aklını kışkırtan"Efendim, hikmeti neymiş ki?" diye beşer aklıyla, daha doğrusu beşer aklını kışkırtan şeytanın kışkırtması ile Allah'ın emri karşısında başka söz söylememek lazım. şeytanın kışkırtması ile Allah'ın emri karşısında başka söz söylememek lazım.

İçki yasak mı? Yasak. Tamam, içme bitsin. Faiz haram mı? Haram. İçki yasak mı?

Yasak.

Tamam, içme bitsin.

Faiz haram mı?

Haram.

Tamam, yeme gitsin. Allah'ın bütün yasakları ve emirleri böyle. Tamam, yeme gitsin.

Allah'ın bütün yasakları ve emirleri böyle.

Allahu Teâlâ hazretleri şeytanın şerrinden cümlemizi korusun.Allahu Teâlâ hazretleri şeytanın şerrinden cümlemizi korusun. Şeytanın şerrinden Allah'a sığınırız.Şeytanın şerrinden Allah'a sığınırız. Şeytan; akıllıyı akıl yönünden, dindarı din yönünden, hırslıyı hırsı cihetinden aldatır. Şeytan; akıllıyı akıl yönünden, dindarı din yönünden, hırslıyı hırsı cihetinden aldatır.

Neyi heves ediyor, neyi arzu ediyorsa; "Onu elde edeceğim." diye,Neyi heves ediyor, neyi arzu ediyorsa; "Onu elde edeceğim." diye, "Elde edeceksin." diye vaad ederek kandırır. "Elde edeceksin." diye vaad ederek kandırır.

Onun için insanoğlu vaadlere aldanmamak, aklını iyi kullanmak durumundadır.Onun için insanoğlu vaadlere aldanmamak, aklını iyi kullanmak durumundadır. Allahu Teâlâ hazretleri bu mel'un ve tecrübeli şeytanın şerrinden cümlemizi korusun. Allahu Teâlâ hazretleri bu mel'un ve tecrübeli şeytanın şerrinden cümlemizi korusun.

Çok tecrübelidir, çok ustadır, çok kurnazdır, çok hilekârdır, çok düzenbazdır, çok korkunçturÇok tecrübelidir, çok ustadır, çok kurnazdır, çok hilekârdır, çok düzenbazdır, çok korkunçtur ve nice nice nice abidleri, zâhidleri, dindarları bile ve nice nice nice abidleri, zâhidleri, dindarları bile bir yerden, bir yönden, bir fırsatını bulup sapıtmıştır. bir yerden, bir yönden, bir fırsatını bulup sapıtmıştır.

Rivayet ediliyor ki Abdülkâdir-i Geylanî hazretleri tesbih çekip murakabede gözlerini kapatıpRivayet ediliyor ki Abdülkâdir-i Geylanî hazretleri tesbih çekip murakabede gözlerini kapatıp Allahu Teâlâ hazretlerinin kudretini, varlığını, hikmetini düşünürken,Allahu Teâlâ hazretlerinin kudretini, varlığını, hikmetini düşünürken, gözüne bir ışık görünmüş, bu ışıktan bir ses gelmiş: gözüne bir ışık görünmüş, bu ışıktan bir ses gelmiş:

"Ey Abdülkadir! Ben senden hoşnutum, razıyım, memnunum, sen iyi bir kulsun, ibadetinden hoşlandım."Ey Abdülkadir! Ben senden hoşnutum, razıyım, memnunum, sen iyi bir kulsun, ibadetinden hoşlandım. Artık tamam, sen dereceni buldun, yükseleceğin seviyeye yükseldin,Artık tamam, sen dereceni buldun, yükseleceğin seviyeye yükseldin, kâmil bir kul oldun, artık senden teklîfât-ı ilâhiyye'yi kaldırdım, yasakları kaldırdım, kâmil bir kul oldun, artık senden teklîfât-ı ilâhiyye'yi kaldırdım, yasakları kaldırdım, ibadet mecburiyetlerini kaldırdım, namaz kılman gerekmez. ibadet mecburiyetlerini kaldırdım, namaz kılman gerekmez. Çünkü sen artık oldun, olgunlaştın, böyle şeylere lüzum yok." Çünkü sen artık oldun, olgunlaştın, böyle şeylere lüzum yok."

Güya Allahu Teâlâ hazretleri söylüyor gibi bir ses geldi. Güya Allahu Teâlâ hazretleri söylüyor gibi bir ses geldi.

"Tamam, ben senden hoşnutum, memnunum, artık namazla, ibadetle uğraşmana lüzum yok."Tamam, ben senden hoşnutum, memnunum, artık namazla, ibadetle uğraşmana lüzum yok. Sen daha yüksek bir seviyeye ulaştın!" gibi neler söylediyse mel'un, o böyle söyleyince; Sen daha yüksek bir seviyeye ulaştın!" gibi neler söylediyse mel'un, o böyle söyleyince;

"Defol!" demiş. "Defol!" demiş.

Güya ilâhî bir telkin geliyor, ama şeytanî olduğunu anlamış "Defol!" diye kovmuş ve o ışık kaybolmuş.Güya ilâhî bir telkin geliyor, ama şeytanî olduğunu anlamış "Defol!" diye kovmuş ve o ışık kaybolmuş. Sonra şeytan onun gözüne görünmüş de demiş ki; Sonra şeytan onun gözüne görünmüş de demiş ki;

"Ey Abdülkadir! Benim şeytan olduğumu nereden bildin?" O da demiş ki; "Ey Abdülkadir! Benim şeytan olduğumu nereden bildin?"

O da demiş ki;

"İnsanların en yükseği Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz idi."İnsanların en yükseği Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz idi. Ömrünün sonuna kadar iki koluna girip de camiye getirdiler, hiç abdesti, namazı terk etmedi.Ömrünün sonuna kadar iki koluna girip de camiye getirdiler, hiç abdesti, namazı terk etmedi. O hiç terk etmedi de yarım yamalak olan ben mi namazı, niyazı,O hiç terk etmedi de yarım yamalak olan ben mi namazı, niyazı, Allahu Teâlâ hazretlerine kulluğu terk edeceğim?" Allahu Teâlâ hazretlerine kulluğu terk edeceğim?"

Yanlış olduğunu buradan anladım. Çeşitli sebepler saymış, demiş ki; Yanlış olduğunu buradan anladım. Çeşitli sebepler saymış, demiş ki;

"Ey Abdülkadir, sen dini bilgilerdeki kuvvetine dua et, kurtuldun."Ey Abdülkadir, sen dini bilgilerdeki kuvvetine dua et, kurtuldun. Ben bu noktada nice nice alimleri, fâzılları, erbâb-ı tarikati kandırdım." demiş. Ben bu noktada nice nice alimleri, fâzılları, erbâb-ı tarikati kandırdım." demiş.

Hakikaten tarikat erbabı için de öyle sapık insanlar vardır kiHakikaten tarikat erbabı için de öyle sapık insanlar vardır ki "Artık biz olgunlaştık, bize ibadet gerekmez." diyenler vardır."Artık biz olgunlaştık, bize ibadet gerekmez." diyenler vardır. "Ötekiler ham ervahın işidir; olgunlaştıktan sonra namaz, niyaz ve oruca lüzum yoktur" diye"Ötekiler ham ervahın işidir; olgunlaştıktan sonra namaz, niyaz ve oruca lüzum yoktur" diye hâlâ Türkiye'de bile orada burada bu lafı söyleyen insan suretinde şeytanlar vardır. hâlâ Türkiye'de bile orada burada bu lafı söyleyen insan suretinde şeytanlar vardır.

Allah insanı şaşırtmasın. Tarikat kisvesi, perdesi altında içki içenler vardır.Allah insanı şaşırtmasın.

Tarikat kisvesi, perdesi altında içki içenler vardır.
Tarihte de kitaplarda da okuyoruz, günümüzde de görüyoruz, bizim memlekette de varmış. Tarihte de kitaplarda da okuyoruz, günümüzde de görüyoruz, bizim memlekette de varmış. Arnavutluk'a gitmiş olan bir Cumhuriyet gazetesi muhabiri, çok seneler önce,Arnavutluk'a gitmiş olan bir Cumhuriyet gazetesi muhabiri, çok seneler önce, daha Arnavutluk, Balkanlar, Sovyet Rusya dağılmadan, belki yirmi yıl önce bir röportaj yapmıştı. daha Arnavutluk, Balkanlar, Sovyet Rusya dağılmadan, belki yirmi yıl önce bir röportaj yapmıştı.

Arnavutluk'a gitmiş. Arnavutluk'ta bir Bektâşî tekkesine uğramış, orada kendisine halisArnavutluk'a gitmiş. Arnavutluk'ta bir Bektâşî tekkesine uğramış, orada kendisine halis rakı ikram etmişler, bu da içmiş, Cumhuriyet gazetesinde ballandıra ballandıra anlatıyordu.rakı ikram etmişler, bu da içmiş, Cumhuriyet gazetesinde ballandıra ballandıra anlatıyordu. Tabi o ballandırıyor, ama ben de anlamış oldum ki o tekke denilen yerde içki sunulmuş, içki içmişler. Tabi o ballandırıyor, ama ben de anlamış oldum ki o tekke denilen yerde içki sunulmuş, içki içmişler.

Demek ki hâlâ o tarihte, kitaplarda okuduğumuz mel'anetleri yapan yerler var. Demek ki hâlâ o tarihte, kitaplarda okuduğumuz mel'anetleri yapan yerler var.

Allah saklasın. Allah Ümmet-i Muhammed'i şerlilerin şerrinden korusun.Allah saklasın. Allah Ümmet-i Muhammed'i şerlilerin şerrinden korusun. Bu tasavvufu, tarikati istismar edip de böyle mel'anet yapan sapık insanlar var. Bu tasavvufu, tarikati istismar edip de böyle mel'anet yapan sapık insanlar var.

Görüyorlar ki tasavvuf güzeldir, görüyorlar ki İslâm güzeldir,Görüyorlar ki tasavvuf güzeldir, görüyorlar ki İslâm güzeldir, görüyorlar ki insanlar böyle mâneviyata heves ediyor; insanları bu yönden aldatan,görüyorlar ki insanlar böyle mâneviyata heves ediyor; insanları bu yönden aldatan, çeşitli zahirî süslerle kandıran insanlar oluyor. çeşitli zahirî süslerle kandıran insanlar oluyor.

Denizlili bir kardeşimiz var, bilir. Denizli'de radyo yayını yapan, televizyon yayını yapan;Denizlili bir kardeşimiz var, bilir. Denizli'de radyo yayını yapan, televizyon yayını yapan; "Allah'tan bana emir geldi, sabah namazını kılmayın." diye söyleyen bir adamdan bahsettiler. "Allah'tan bana emir geldi, sabah namazını kılmayın." diye söyleyen bir adamdan bahsettiler.

Allah'tan emir gelmiş! Bakın neler olabiliyor. Allah'tan emir gelmiş!

Bakın neler olabiliyor.

Muhterem kardeşlerim! Onun için Allahu Teâlâ hazretlerinin lütfuna, hıfzına, himayesine çok sığınmak lazım.Muhterem kardeşlerim!

Onun için Allahu Teâlâ hazretlerinin lütfuna, hıfzına, himayesine çok sığınmak lazım.
"Aman yâ Rabbi!" diye, Kur'ân-ı Kerîm'e sımsıkı sarılmak lazım,"Aman yâ Rabbi!" diye, Kur'ân-ı Kerîm'e sımsıkı sarılmak lazım, Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesinden ayrılmamak lazım, Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesinden ayrılmamak lazım, şeriatin ahkâmından taviz vermemek lazım, takvâ yolundan ayrılmamak lazım,şeriatin ahkâmından taviz vermemek lazım, takvâ yolundan ayrılmamak lazım, dinî ilimleri iyi öğrenmek lazım ve bu gibi oyunlara gelmemek lazım. dinî ilimleri iyi öğrenmek lazım ve bu gibi oyunlara gelmemek lazım.

Allah bizi yolunda dâim eylesin, zikrinde kâim eylesin, rızasına vâsıl eylesin,Allah bizi yolunda dâim eylesin, zikrinde kâim eylesin, rızasına vâsıl eylesin, ömrümüzü rızasına uygun geçirmeyi nasip eylesin.ömrümüzü rızasına uygun geçirmeyi nasip eylesin. Şu dalgalı, fırtınalı, dehşetli, tehlikeli dünya hayatını, bir derya gibi,Şu dalgalı, fırtınalı, dehşetli, tehlikeli dünya hayatını, bir derya gibi, karanlık bir gecede fırtınalı bir okyanusta gemimiz parçalanmış dakaranlık bir gecede fırtınalı bir okyanusta gemimiz parçalanmış da etrafta köpek balıkları gezerken bir tahta parçasına tutunmuş, üstünde duruyoruz da,etrafta köpek balıkları gezerken bir tahta parçasına tutunmuş, üstünde duruyoruz da, ölüm tehlikesi içinde ter döküyoruz gibi bu dâr-ı dünyadaki imtihan hayatınıölüm tehlikesi içinde ter döküyoruz gibi bu dâr-ı dünyadaki imtihan hayatını güzel geçirip sâhil-i selamete sıhhat ve âfiyetle ulaşıpgüzel geçirip sâhil-i selamete sıhhat ve âfiyetle ulaşıp iman-ı kâmil ile âhirete göçenlerden eylesin. iman-ı kâmil ile âhirete göçenlerden eylesin.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2