Namaz Vakitleri
İstanbul
27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Çocuğun Baba Üzerindeki Hakları

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

24 Recep 1408 / 13.03.1988
Coburg Camii Melbourne/ Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemin.el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemin. Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihîVe's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd: Fe-kâle'n-Nebiyyü sallallahu aleyhi ve sellem: Emmâ ba'd:

Fe-kâle'n-Nebiyyü sallallahu aleyhi ve sellem:

Hakku'l-veledi alâ vâlidihî en yuhsine'smehû ve edebuhû Hakku'l-veledi alâ vâlidihî en yuhsine'smehû ve edebuhû ve en yuallimehu'l-kitâbete ve's-sibâhate ve'r-rimâyete ve en lâ yerzukehû illâ tayyibenve en yuallimehu'l-kitâbete ve's-sibâhate ve'r-rimâyete ve en lâ yerzukehû illâ tayyiben ve yüzevvicehû izâ edreke. ve yüzevvicehû izâ edreke.

Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz ve muhterem kardeşlerimiz! Aziz ve muhterem kardeşlerimiz!

Allah ibadetlerinizi, taatlerinizi kabul eylesin. Allah ibadetlerinizi, taatlerinizi kabul eylesin. Namazlarınızı, niyazlarınızı kabul eylesin. Namazlarınızı, niyazlarınızı kabul eylesin. Dünya ve âhirete ait dileklerinizi, muradlarınızı ihsân eyleyip sizleri ve bizleri iki cihanda aziz,Dünya ve âhirete ait dileklerinizi, muradlarınızı ihsân eyleyip sizleri ve bizleri iki cihanda aziz, bahtiyar ve mesut eylesin. bahtiyar ve mesut eylesin.

Kararlaştırdığımız üzere, yatsı namazlarından sonraKararlaştırdığımız üzere, yatsı namazlarından sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mübarek hadîs-i şerîflerinden birkaç tane okuyarakPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in mübarek hadîs-i şerîflerinden birkaç tane okuyarak tefeyyüz etmek istiyorduk. tefeyyüz etmek istiyorduk. Bu kararımıza uygun olarak hadis kitabımızdan bir sayfa açtık, karşımıza gelen hadîs-i şerîfi okuduk.Bu kararımıza uygun olarak hadis kitabımızdan bir sayfa açtık, karşımıza gelen hadîs-i şerîfi okuduk. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri bu hadîs-i şerîfinde şöyle buyurmuş oluyorlar: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri bu hadîs-i şerîfinde şöyle buyurmuş oluyorlar:

Hakku'l-veledi alâ vâlidihî. "Evlâdın, çocuğun babası üzerinde hakkı şunlardır..." Hakku'l-veledi alâ vâlidihî. "Evlâdın, çocuğun babası üzerinde hakkı şunlardır..."

Peygamber Efendimiz evlâdın baba üzerinde hakkını söylüyor. Peygamber Efendimiz evlâdın baba üzerinde hakkını söylüyor. Şaşırtıcı, ilk anda aklımıza gelecek olanın aksine... Şaşırtıcı, ilk anda aklımıza gelecek olanın aksine... Elbette baba çocuğunu yetiştirmiştir, onun üzerinde çok hakkı vardır, hukuku vardır.Elbette baba çocuğunu yetiştirmiştir, onun üzerinde çok hakkı vardır, hukuku vardır. Elbette çocuk babasına saygı gösterecek.Elbette çocuk babasına saygı gösterecek. Tamam; ama bu hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz başka şey söylüyor. Tamam; ama bu hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz başka şey söylüyor.

Evlâdın babası üzerinde hakları nelerdir? Dikkat edilirse, "vâlidesine" demiyor, vâlidi diyor. Evlâdın babası üzerinde hakları nelerdir?

Dikkat edilirse, "vâlidesine" demiyor, vâlidi diyor.
Yani "annesi" üzerinde demiyor, "Babasının üzerinde hakkı vardır." diyor.Yani "annesi" üzerinde demiyor, "Babasının üzerinde hakkı vardır." diyor. Çoluk çocuk sahibi olan sizlere burada bir hitap var. Çoluk çocuk sahibi olan sizlere burada bir hitap var. Çocuğunuz varsa, bir baba olarak sorumluluğunuzu bu hadîs-i şerîf size anlatıyor. Çocuğunuz varsa, bir baba olarak sorumluluğunuzu bu hadîs-i şerîf size anlatıyor. Ben de bir çocuk babasıyım. Onun için ben de, sizler de dikkatle dinleyelimBen de bir çocuk babasıyım. Onun için ben de, sizler de dikkatle dinleyelim ve mûcibince amel eyleyelim inşaallah. ve mûcibince amel eyleyelim inşaallah.

Peygamber Efendimiz diyor ki; "Çocuğun babası üzerindeki hakları:" Peygamber Efendimiz diyor ki;

"Çocuğun babası üzerindeki hakları:"

En yuhsine'smehû ve edebuhû. Evvelâ zikredilen; adını güzel koyacak. En yuhsine'smehû ve edebuhû. Evvelâ zikredilen; adını güzel koyacak. Olmadık bir isim koymayacak. Gidip bir müşrikin ismini koymayacak. Olmadık bir isim koymayacak. Gidip bir müşrikin ismini koymayacak. Mânası ters bir isim koymayacak. İşi yanlış yapmayacak. Çünkü ömür boyu o ismi o çocukMânası ters bir isim koymayacak. İşi yanlış yapmayacak. Çünkü ömür boyu o ismi o çocuk taşıyacağı için ismi güzel bir isim olacak.taşıyacağı için ismi güzel bir isim olacak. Çocuk utanmasın, ondan arlanmasın; Çocuk utanmasın, ondan arlanmasın; "Hay Allah, koymaz olsaydı!" demesin. "Hay Allah, koymaz olsaydı!" demesin.

Dün akşam birisi bize geldi, hoca olduğumuzu duymuş; Dün akşam birisi bize geldi, hoca olduğumuzu duymuş; "Hastamız var, dua ediverin!" diye... "Hastamız var, dua ediverin!" diye... Pekâlâ, ben de olurum, siz de olursunuz; müslümanın müslüman kardeşine duasınıPekâlâ, ben de olurum, siz de olursunuz; müslümanın müslüman kardeşine duasını Allah kabul eder. Allah kabul eder. Biz de; "Peki, dua edelim. Ne olacak, dua etmek bizden, Biz de; "Peki, dua edelim. Ne olacak, dua etmek bizden, şifa Allah'tan... Sakın şifayı benden sanmayın!" diye de söyledim. şifa Allah'tan... Sakın şifayı benden sanmayın!" diye de söyledim.

Şifayı Allah veriyor. Allah'ın isimlerinden bir tanesi Şâfî, şifa verici... Şifayı Allah veriyor. Allah'ın isimlerinden bir tanesi Şâfî, şifa verici... Hastalığı da veren O, şifayı da veren O...Hastalığı da veren O, şifayı da veren O... Şifayı ne ilaçta, ne doktorda, ne duada aramak lazım; onlar asıl şifanın sebebi değil,Şifayı ne ilaçta, ne doktorda, ne duada aramak lazım; onlar asıl şifanın sebebi değil, şifa Allah'tan. Ama bazen doktoru sebep eder, bazen ilacı sebep eder, bazen duayı sebep eder... şifa Allah'tan. Ama bazen doktoru sebep eder, bazen ilacı sebep eder, bazen duayı sebep eder...

Rivayete göre Hz. İsa hastalanmış. Niye Hz. İsa'dan bahsediliyor? Rivayete göre Hz. İsa hastalanmış. Niye Hz. İsa'dan bahsediliyor?

Çünkü Hz. İsa zamanında tıp çok ileriymiş ve Hz. İsa aleyhisselam iyi olmayacak [hastalara] eliyle Çünkü Hz. İsa zamanında tıp çok ileriymiş ve Hz. İsa aleyhisselam iyi olmayacak [hastalara] eliyle meshederek dua ettiği zaman hastalığı geçermiş.meshederek dua ettiği zaman hastalığı geçermiş. Allah onun has peygamber olduğunu, hak peygamber olduğunu göstermek için Allah onun has peygamber olduğunu, hak peygamber olduğunu göstermek için o mucizeyi ona bahşetmiş. o mucizeyi ona bahşetmiş. Cüzzam illetine tutulmuş, artık ölmek üzere olan, Cüzzam illetine tutulmuş, artık ölmek üzere olan, insanların yanına bile sokulmadığı kimseye elini sürse; insanların yanına bile sokulmadığı kimseye elini sürse;

Ve übriü'l-ekmehe ve'l-ebrasa ve uhyi'l-mevtâ bi-iznillâh. Ve übriü'l-ekmehe ve'l-ebrasa ve uhyi'l-mevtâ bi-iznillâh.

Allah'ın izniyle o hastalığı iyi ettiğini Kur'ân-ı Kerîm'de bildiriyor. Allah'ın izniyle o hastalığı iyi ettiğini Kur'ân-ı Kerîm'de bildiriyor.

İsa aleyhisselam kendisi hastalanmış. Doktorlar hastalanmaz mı? İsa aleyhisselam kendisi hastalanmış. Doktorlar hastalanmaz mı?

Hastalanır. Çünkü şifayı doktor vermiyor ki kendisine şifa sağlasın. Hastalanır. Çünkü şifayı doktor vermiyor ki kendisine şifa sağlasın. Şifayı Allah veriyor. Onun bir delili bu. Eğer şifayı doktorlar verecek olmuş olsaydı, Şifayı Allah veriyor. Onun bir delili bu. Eğer şifayı doktorlar verecek olmuş olsaydı, "Kelin merhemi olsa başına sürer." demiş dedelerimiz. "Kelin merhemi olsa başına sürer." demiş dedelerimiz. Yani kendisi hasta olmazdı. Madem ki kendisi hasta oluyor, demek ki onda çok büyük bir şey yokmuş. Yani kendisi hasta olmazdı. Madem ki kendisi hasta oluyor, demek ki onda çok büyük bir şey yokmuş.

İsa aleyhisselam da peygamber; elini sürdüğü zaman iyi olmayacak hastalıklar iyi oluyor, İsa aleyhisselam da peygamber; elini sürdüğü zaman iyi olmayacak hastalıklar iyi oluyor, çok büyük mucizeler görülüyor. Ama kendisi hastalanmış. Çaresini bulamamış.çok büyük mucizeler görülüyor. Ama kendisi hastalanmış. Çaresini bulamamış. Demiş ki; "Yâ Rabbi! Hastalandım. Ben senin kulunum, sen benim Rabbimsin, şifa senden..." Demiş ki;

"Yâ Rabbi! Hastalandım. Ben senin kulunum, sen benim Rabbimsin, şifa senden..."

Allahu Teâlâ demiş ki; "Yâ İsa, şöyle dua et!" Öyle dua etmiş, geçmiş. Allahu Teâlâ demiş ki;

"Yâ İsa, şöyle dua et!"

Öyle dua etmiş, geçmiş.

Bir başka zaman hastalanmış. Demiş ki; Bir başka zaman hastalanmış. Demiş ki;

"Yâ İsâ, dağdaki filanca otları topla, onu iç, iyi olursun." "Yâ İsâ, dağdaki filanca otları topla, onu iç, iyi olursun."

Hakikaten o otları toplamış, içmiş, iyi olmuş. Hakikaten o otları toplamış, içmiş, iyi olmuş.

Aradan bir zaman geçtikten sonra, bir kere daha hastalamış. Aradan bir zaman geçtikten sonra, bir kere daha hastalamış. Otları toplamış, kaynatmış, içmiş, bu sefer iyi olmamış. Demiş ki; Otları toplamış, kaynatmış, içmiş, bu sefer iyi olmamış. Demiş ki;

"Yâ Rabbi! Aynı otu topladım, kaynattım, içtim, bu sefer iyi olmadım." "Yâ Rabbi! Aynı otu topladım, kaynattım, içtim, bu sefer iyi olmadım."

"Yâ İsa, şifanın benden olduğunu bilesin diye işte böyle yapıyorum." "Yâ İsa, şifanın benden olduğunu bilesin diye işte böyle yapıyorum."

Yani şifa otta değil, doktorda değil; Allah'ta... Şifayı Allah veriyor. Yani şifa otta değil, doktorda değil; Allah'ta... Şifayı Allah veriyor.

O kardeşimiz hastalanmış, benden şifa istiyor. Ben dua ederim, siz de edersiniz;O kardeşimiz hastalanmış, benden şifa istiyor. Ben dua ederim, siz de edersiniz; "Allah şifa versin, sıhhat âfiyet versin..." Ben de bu mantıkla, bu muhakemeyle dedim ki; "Allah şifa versin, sıhhat âfiyet versin..." Ben de bu mantıkla, bu muhakemeyle dedim ki;

"Namaz kılıyor musun?" "Kılmanın karşısında değilim, muhabbetim var; ama kılmıyorum." dedi. "Namaz kılıyor musun?"

"Kılmanın karşısında değilim, muhabbetim var; ama kılmıyorum." dedi.

Yarım yamalak Türkçe biliyor, Yugoslav... Dedim ki; "Ben şimdi senin için Allah'a dua edeceğim.Yarım yamalak Türkçe biliyor, Yugoslav... Dedim ki;

"Ben şimdi senin için Allah'a dua edeceğim.
Ama ya Rabbim bana; 'Benim sevmediğin herife ne diye dua ettin? Ben ona bela verdim, Ama ya Rabbim bana; 'Benim sevmediğin herife ne diye dua ettin? Ben ona bela verdim, sen ona iyi olsun diye dua ediyorsun?' derse... sen ona iyi olsun diye dua ediyorsun?' derse... Namaz kıl da Allah sevsin, bizim de dua etmeye yüzümüz olsun." Namaz kıl da Allah sevsin, bizim de dua etmeye yüzümüz olsun."

Artık ne yapacak, bilmiyorum. Adını sordum: "Adın ne?" Söyledi. "Ne?" Artık ne yapacak, bilmiyorum.

Adını sordum:

"Adın ne?"

Söyledi.

"Ne?"

Bir daha söyledi. Şaşırdım. "İstersen yazayım." dedi. "E yaz bakalım." dedim. Bir daha söyledi. Şaşırdım.

"İstersen yazayım." dedi.

"E yaz bakalım." dedim.

Yazdı: Zâni... Adı Zâni! "Fesübhânallah! Yanlış olmasın?" Zânî: Z-a-n-i. Yazdı: Zâni... Adı Zâni!

"Fesübhânallah! Yanlış olmasın?"

Zânî: Z-a-n-i.

Do you know what is the meaning of your name?Do you know what is the meaning of your name? "Senin adının mânasının ne demek olduğunu biliyor musun?" dedim. "Senin adının mânasının ne demek olduğunu biliyor musun?" dedim.

"Bilmiyorum." dedi. "Bu ismi kim koydu sana? Anan mı koydu, deden mi koydu?"Bilmiyorum." dedi.

"Bu ismi kim koydu sana? Anan mı koydu, deden mi koydu?
Dostun mu koydu, düşmanın mı koydu?" Çünkü zâni, "zina eden" demek...Dostun mu koydu, düşmanın mı koydu?"

Çünkü zâni, "zina eden" demek...
Böyle isim konulur mu? Ya cahilin birisi koydu... This name is wrong. Böyle isim konulur mu?

Ya cahilin birisi koydu...

This name is wrong.
"Bu isim yanlış. Senin bunu değiştirmen lazım! "Bu isim yanlış. Senin bunu değiştirmen lazım! Hiç olmazsa başındaki Z'yi, S yaparsın; Sâni olur, the second mânasına gelir.Hiç olmazsa başındaki Z'yi, S yaparsın; Sâni olur, the second mânasına gelir. Yoksa ananın babanın ikinci oğlu musun?" dedim. Yoksa ananın babanın ikinci oğlu musun?" dedim.

No, seventh. "Yedinciyim." dedi. Sekiz kardeşlermiş, yedinciymiş. Oradan tutmadı ama... No, seventh. "Yedinciyim." dedi.

Sekiz kardeşlermiş, yedinciymiş. Oradan tutmadı ama...

"Neyse hiç olmazsa 's' yap dedim. Bu isim yanlış." dedim. "Neyse hiç olmazsa 's' yap dedim. Bu isim yanlış." dedim.

Ne diyor Peygamber Efendimiz? "İsmini güzel koyun." diyor. Ne diyor Peygamber Efendimiz?

"İsmini güzel koyun." diyor.

Çocuk ömür boyu kullanacak. Çocuk ömür boyu kullanacak. Adam farkında değil, Arapça bilmiyor; ama biz ismini duyar duymaz şoke olduk.Adam farkında değil, Arapça bilmiyor; ama biz ismini duyar duymaz şoke olduk. Siz de kıs kıs güldünüz. Öyle isim mi olur? Siz de kıs kıs güldünüz. Öyle isim mi olur?

İsmini güzel yapacak. Annesi babası ismi güzel koyacak. İsmini güzel yapacak. Annesi babası ismi güzel koyacak.

Kimisi Yağmur ismi koyuyor, kimisi Toprak ismi koyuyor, kimisi Bora ismi koyuyor, Kimisi Yağmur ismi koyuyor, kimisi Toprak ismi koyuyor, kimisi Bora ismi koyuyor, Fırtına ismi koyuyor... Kimisi Atilla ismi koyuyor, kimisi Cengiz ismi koyuyor. Fırtına ismi koyuyor... Kimisi Atilla ismi koyuyor, kimisi Cengiz ismi koyuyor.

Sen Cengiz'in neler yaptığından haberin var mı, Cengiz ismini koyuyorsun? Sen Cengiz'in neler yaptığından haberin var mı, Cengiz ismini koyuyorsun?

Cengiz müslüman değildi. Ordular topladı, müslümanlara saldırdı,Cengiz müslüman değildi. Ordular topladı, müslümanlara saldırdı, müslüman diyarının altını üstüne getirdi.müslüman diyarının altını üstüne getirdi. Cengiz'in çocukları Bağdat'a kadar geldiler, hilafeti mahvettiler.Cengiz'in çocukları Bağdat'a kadar geldiler, hilafeti mahvettiler. Müslümanları kestiler, Dicle kıpkırmızı aktı. Koskoca nehir Dicle, bir ucundan öbür ucuna gidilmez;Müslümanları kestiler, Dicle kıpkırmızı aktı. Koskoca nehir Dicle, bir ucundan öbür ucuna gidilmez; koca nehir kıpkırmızı aktı... koca nehir kıpkırmızı aktı... Müslümanların kütüphanelerine saldırdılar, bütün kitapları suların içine [attılar;] Müslümanların kütüphanelerine saldırdılar, bütün kitapları suların içine [attılar;] Dicle mürekkepten bir müddet simsiyah aktı. Dicle mürekkepten bir müddet simsiyah aktı.

Sen kalkıyorsun, çocuğun adını Hülâgü koyuyorsun, Cengiz koyuyorsun...Sen kalkıyorsun, çocuğun adını Hülâgü koyuyorsun, Cengiz koyuyorsun... Yani onlar gibi kan dökücü, kesici, biçici olmasını mı istiyorsun çocuğunun?.. Yani onlar gibi kan dökücü, kesici, biçici olmasını mı istiyorsun çocuğunun?..

Onun için, güzel bir isim koymak lazım. Müslüman bir isim koymak lazım.Onun için, güzel bir isim koymak lazım. Müslüman bir isim koymak lazım. Mânası hoş olan bir isim koymak lazım. "İsmini güzel yapın." diyor Peygamber Efendimiz. Mânası hoş olan bir isim koymak lazım. "İsmini güzel yapın." diyor Peygamber Efendimiz. Çocuğun babası üzerinde hakkı... Çocuk babaya gidecek;Çocuğun babası üzerinde hakkı... Çocuk babaya gidecek; "Sen benim hakkımı çiğnemişsin, niye bana böyle kötü ismi koydun?" diyebilecek. "Sen benim hakkımı çiğnemişsin, niye bana böyle kötü ismi koydun?" diyebilecek. Bu hadîs-i şerîften o anlaşılıyor. Tamam, ismini güzel koyduk.Bu hadîs-i şerîften o anlaşılıyor.

Tamam, ismini güzel koyduk.
Alimlere danıştık, saçma bir isim koymadık, mânasız bir isim koymadık, iyi bir isim koyduk. Alimlere danıştık, saçma bir isim koymadık, mânasız bir isim koymadık, iyi bir isim koyduk.

Mesela, Rânâ kelimesi... Edebiyatçı olduğumuz için, Mesela, Rânâ kelimesi... Edebiyatçı olduğumuz için, Osmanlı edebiyatından gazeller, kasideler vesaireler okuyoruz.Osmanlı edebiyatından gazeller, kasideler vesaireler okuyoruz. Yazmış; "Ey gül-i rânâ..." gibi şiirler... Yazmış; "Ey gül-i rânâ..." gibi şiirler... Rânâ ne demek? Rânâ ne demek?

-Rânâ diye kadına söylüyor.- Arapça lugata bakıyorsun, ne demekmiş:-Rânâ diye kadına söylüyor.- Arapça lugata bakıyorsun, ne demekmiş: "Ahmak ve bön" demekmiş. Şimdi bu isim konulur mu? Kadına [ahmak] denilir mi? "Ahmak ve bön" demekmiş. Şimdi bu isim konulur mu? Kadına [ahmak] denilir mi?

Kadın mânasını bilse terliği söyleyenin kafasına geçirir. Kadın mânasını bilse terliği söyleyenin kafasına geçirir.

Rânâ... Biz onu beğeniyoruz, kullanıyoruz. Rânâ... Biz onu beğeniyoruz, kullanıyoruz. Bir lugatı aç, bak; ne mânaya geldiğine dikkat et. Bir lugatı aç, bak; ne mânaya geldiğine dikkat et.

İsmini güzel koyacak, bir. İkincisi? En yuhsin ismehû ve edebehû.İsmini güzel koyacak, bir.

İkincisi?

En yuhsin ismehû ve edebehû.
"Terbiyesini güzel verecek." Veremedi; baba mesul."Terbiyesini güzel verecek."

Veremedi; baba mesul.
"Anne" demiyor bakın; babası mesul! Yani sizler mesulsünüz, ben mesulüm. "Anne" demiyor bakın; babası mesul! Yani sizler mesulsünüz, ben mesulüm.

Bu çocuğun terbiyesini güzel veremedik, Kur'an öğretemedik, ilim öğretemedik, Bu çocuğun terbiyesini güzel veremedik, Kur'an öğretemedik, ilim öğretemedik, namaz öğretemedik, oruç öğretemedik, Allah'tan korkmayı öğretemedik... namaz öğretemedik, oruç öğretemedik, Allah'tan korkmayı öğretemedik... Geldi 18 yaşına, Avustralya kanunlarına göre hürriyetini elde etti. Geldi 18 yaşına, Avustralya kanunlarına göre hürriyetini elde etti. Evden çıktı, gitti, bir yerde bir daire tuttu.Evden çıktı, gitti, bir yerde bir daire tuttu. Babasını da dinlemiyor, anasını da dinlemiyor. Var böyleleri... Babasını da dinlemiyor, anasını da dinlemiyor. Var böyleleri...

Geçen gün söyledi bir tanesi, dert yandı: "Bizim oğlan kafese girmez, kaçtı gitti." dedi. Geçen gün söyledi bir tanesi, dert yandı:

"Bizim oğlan kafese girmez, kaçtı gitti." dedi.

Neden? Edebini güzel yapamadık. Ama neden yapamadık? Avustralya'da para mı yok? Neden?

Edebini güzel yapamadık. Ama neden yapamadık? Avustralya'da para mı yok?

Var. Önemini bilmedik, bu hadisleri önceden duymadık.Var. Önemini bilmedik, bu hadisleri önceden duymadık. Bize ekmek lazım olduğu zaman arabaya atlayıp nereye kadar gideriz...Bize ekmek lazım olduğu zaman arabaya atlayıp nereye kadar gideriz... "Ekmek lazım bize, Lebanese bread lazım..." Hadi bakalım dolaş..."Ekmek lazım bize, Lebanese bread lazım..." Hadi bakalım dolaş... Orası kapalıymış, hadi atla arabaya, öbür tarafa... Ekmek lazım... Orası kapalıymış, hadi atla arabaya, öbür tarafa... Ekmek lazım...

"Bugün ekmek yemesen, pilav yesen olmaz mı?" "Hocam ekmeksiz olmaz, ekmek lazım." "Bugün ekmek yemesen, pilav yesen olmaz mı?"

"Hocam ekmeksiz olmaz, ekmek lazım."

Halbuki pilavla da olur, ne olacak... Sadece süt içip de yatmak da olur. Halbuki pilavla da olur, ne olacak... Sadece süt içip de yatmak da olur. Peygamber Efendimiz'in zamanda bir hurma yer yatarlarmış. O da olur. Peygamber Efendimiz'in zamanda bir hurma yer yatarlarmış. O da olur. Ama biz alışmışız keyfe, safâya... Olmaz, ille masanın üstünde 9-10 çeşit yemek olacak,Ama biz alışmışız keyfe, safâya... Olmaz, ille masanın üstünde 9-10 çeşit yemek olacak, o zaman keyfimiz yerine gelecek.o zaman keyfimiz yerine gelecek. Bolluk içindeyiz. Onu ihtiyaç olarak bildiğimiz için arabaya atlar gideriz de,Bolluk içindeyiz.

Onu ihtiyaç olarak bildiğimiz için arabaya atlar gideriz de,
muhterem kardeşlerim; dinin, edebin, hocanın bir ihtiyaç olduğunu çok kimseler anlamaz, muhterem kardeşlerim; dinin, edebin, hocanın bir ihtiyaç olduğunu çok kimseler anlamaz, onları sağlamaya hiç çalışmaz da çocuklar kelime-i şehadet getirmesini bile bilmeden yetişirler, onları sağlamaya hiç çalışmaz da çocuklar kelime-i şehadet getirmesini bile bilmeden yetişirler, Türkçe bir kelime konuşmadan yetişirler; 17, 18 yaşına gelirler... Türkçe bir kelime konuşmadan yetişirler; 17, 18 yaşına gelirler...

Bana Geelong'da söylüyor arkadaşlardan bir tanesi: Bana Geelong'da söylüyor arkadaşlardan bir tanesi:

"Bizim çocuklar evlenme yaşına gelir, yıkanmasını bilmez!" diyor. "Bizim çocuklar evlenme yaşına gelir, yıkanmasını bilmez!" diyor.

Yani "gusül" demek istiyor. Yıkanmasını bilir, âlâsını bilir, Yani "gusül" demek istiyor. Yıkanmasını bilir, âlâsını bilir, balık gibi yüzer de "Gusül abdesti almasını bilmiyor." demek... balık gibi yüzer de "Gusül abdesti almasını bilmiyor." demek...

O bakımdan babalar -yani sizler, ben- vebal altındayız.O bakımdan babalar -yani sizler, ben- vebal altındayız. Çocuğumuza İslâmî edebi, usûlü, erkânı öğretmekle görevliyiz.Çocuğumuza İslâmî edebi, usûlü, erkânı öğretmekle görevliyiz. Yapmadık; o çocuk rûz-ı mahşerde bizim yakamıza yapışır: Yapmadık; o çocuk rûz-ı mahşerde bizim yakamıza yapışır:

"İşte bu benim babam yâ Rabbi! Sor buna, niye bana edebimi güzel verdirtmemiş? "İşte bu benim babam yâ Rabbi! Sor buna, niye bana edebimi güzel verdirtmemiş? Niye beni güzel yetiştirtmemiş?" diye çeker, sürürler, götürür. Niye beni güzel yetiştirtmemiş?" diye çeker, sürürler, götürür.

Götürür mü? Götürür. Neden? Bismillâhirrahmânirrahîm. Götürür mü?

Götürür.

Neden?

Bismillâhirrahmânirrahîm.

Yevme yefirru'l-mer'u min ahîhi. Ve ümmihî ve ebîhi. Ve sâhibetihî ve benîhi. Yevme yefirru'l-mer'u min ahîhi. Ve ümmihî ve ebîhi. Ve sâhibetihî ve benîhi. Li-külli'mriin minhüm yevmeizin şe'nün yuğnîhi. Li-külli'mriin minhüm yevmeizin şe'nün yuğnîhi.

"O gün öyle bir acayip gündür ki -Peygamber Efendimiz o günü anlatırken gözyaşı dökülüyordu.- "O gün öyle bir acayip gündür ki -Peygamber Efendimiz o günü anlatırken gözyaşı dökülüyordu.- o gün kişi kardeşinden kaçar, anasından babasından kaçar, eşinden kaçar, o gün kişi kardeşinden kaçar, anasından babasından kaçar, eşinden kaçar, çoluk çocuğundan kaçar..." çoluk çocuğundan kaçar..."

el-Ahillâu yevmeizin ba'duhum li-ba'dın adüvvun. "O günel-Ahillâu yevmeizin ba'duhum li-ba'dın adüvvun. "O gün samimi dostlar birbirine düşman olurlar." samimi dostlar birbirine düşman olurlar."

Fe-izâ nüfiha fi's-sûri fe-lâ ensâbe beynehüm yevmeizin ve lâ yetesâelûn. Fe-izâ nüfiha fi's-sûri fe-lâ ensâbe beynehüm yevmeizin ve lâ yetesâelûn.

İsrafil aleyhisselam kıyamet için Sur'a üfürdüğü zaman nesep, akrabalık, bir şey kalmaz. İsrafil aleyhisselam kıyamet için Sur'a üfürdüğü zaman nesep, akrabalık, bir şey kalmaz. Kimsenin kimseye bakacak hâli kalmaz. Ve lâ yetesâelûn. Birbirlerini sormazlar bile... Kimsenin kimseye bakacak hâli kalmaz. Ve lâ yetesâelûn. Birbirlerini sormazlar bile...

Ben dün sabah bir rüya gördüm, ter içinde uyandım.Ben dün sabah bir rüya gördüm, ter içinde uyandım. Bizim hanım uçağa binmiş, başka yere gitmiş; "Acaba nereye gitti?" diye telaşımdan... Bizim hanım uçağa binmiş, başka yere gitmiş; "Acaba nereye gitti?" diye telaşımdan... Dünyada insan soruyor. Nereye gittiğini, ne olduğunu, ne yaptığını sorarız.Dünyada insan soruyor. Nereye gittiğini, ne olduğunu, ne yaptığını sorarız. Kardeşlerimizden bir tanesi iki gün gelmese camiye; Kardeşlerimizden bir tanesi iki gün gelmese camiye; "Nerede kaldı bizim mübarek kardeşimiz?" diye merak ederiz."Nerede kaldı bizim mübarek kardeşimiz?" diye merak ederiz. Orada ne diyor Allahu Teâlâ hazretleri? Ve lâ yetesâelûn. "Birbirlerini arayıp sormazlar." Orada ne diyor Allahu Teâlâ hazretleri?

Ve lâ yetesâelûn. "Birbirlerini arayıp sormazlar."

Akıllarına gelmez ki, akılları başlarından gider! Herkes; nefsî, nefsî... Akıllarına gelmez ki, akılları başlarından gider! Herkes; nefsî, nefsî... "Benim canım, kendim, halim ne olacak?" diye"Benim canım, kendim, halim ne olacak?" diye herkes kendisinin telaşına düştüğü için muhterem kardeşlerim,herkes kendisinin telaşına düştüğü için muhterem kardeşlerim, o gün bir baba evlâdı tarafından yakasından tutulup da Rabbü'l-âlemîn'in huzuruna sürüklenebilir. o gün bir baba evlâdı tarafından yakasından tutulup da Rabbü'l-âlemîn'in huzuruna sürüklenebilir.

Allah etmesin... Bize babalık vazifelerini güzel yapmayı nasip eylesin. Allah etmesin... Bize babalık vazifelerini güzel yapmayı nasip eylesin.

Geelong'daki kardeşler diyorlar ki: "Hocam, bizim hiçbir şeyimiz yok; bilgimiz yok,Geelong'daki kardeşler diyorlar ki:

"Hocam, bizim hiçbir şeyimiz yok; bilgimiz yok,
mektebimiz yok, doğru düzgün camimiz yok, hocamız yok..." mektebimiz yok, doğru düzgün camimiz yok, hocamız yok..."

Yugoslavlar'a gittik; oradaki Yugoslavlar da öyle... Yugoslavlar'a gittik; oradaki Yugoslavlar da öyle... Haftada bir buradaki hoca gidiyormuş da, onlara birkaç kelime söyleyecek de...Haftada bir buradaki hoca gidiyormuş da, onlara birkaç kelime söyleyecek de... Taşıma suyla değirmen dönmez. Değirmenin çarkının devamlı, hızlı dönmesi lazım.Taşıma suyla değirmen dönmez. Değirmenin çarkının devamlı, hızlı dönmesi lazım. Taşıma suyla dönmez de Melbourne'den haftada bir Geelong'a nasihat götürmekle insanların edeb,Taşıma suyla dönmez de Melbourne'den haftada bir Geelong'a nasihat götürmekle insanların edeb, erkân çarkı döner mi? erkân çarkı döner mi?

Hiç dönmez. Her gün yanında olacaksın. Her gün öğreteceksin. Hiç dönmez. Her gün yanında olacaksın. Her gün öğreteceksin.

Neden anne baba terbiyesi en önemli oluyor? Neden anne baba terbiyesi en önemli oluyor?

Çünkü çocuk annesinin, babasının her zaman yanındadır. Çünkü çocuk annesinin, babasının her zaman yanındadır.

Niye okuldaki çocuklar yetiştiği zaman tam yetişiyor, Niye okuldaki çocuklar yetiştiği zaman tam yetişiyor, çocuk okula gidince bayağı bir değişikliğe uğruyor? çocuk okula gidince bayağı bir değişikliğe uğruyor?

Çünkü sabahtan akşama her gün öğretmeninin karşısında.Çünkü sabahtan akşama her gün öğretmeninin karşısında. "Yan oturdun, şöyle yaptın, böyle yaptın, kalemi aldın, silgiyi verdin... "Yan oturdun, şöyle yaptın, böyle yaptın, kalemi aldın, silgiyi verdin... Arkadaşının defterini çizdin, kitabının yırttın. Gel bakalım, aç avucunu!.." 'Çat' cetvel...Arkadaşının defterini çizdin, kitabının yırttın. Gel bakalım, aç avucunu!.." 'Çat' cetvel... Çocuk böyle her gün her gün yetişiyor. Haftada bir, "İyi ol." demekle bir insan iyi olur mu? Çocuk böyle her gün her gün yetişiyor.

Haftada bir, "İyi ol." demekle bir insan iyi olur mu?

Etrafta bir sürü şeytan var... Etrafta bir sürü şeytan var... İnsanın gözünden perdeyi şöyle bir çekseler, açsalar; şeytanlar kaynaşıyor.İnsanın gözünden perdeyi şöyle bir çekseler, açsalar; şeytanlar kaynaşıyor. Bu tarafa baksan, günah. "Aman o tarafa bakmayayım, bu tarafa bakayım!" diyeBu tarafa baksan, günah. "Aman o tarafa bakmayayım, bu tarafa bakayım!" diye bu tarafa çevirsen, burada da şeytan var, burası da günah... bu tarafa çevirsen, burada da şeytan var, burası da günah... Buraya baksan, günah... Başını önüne eğsen, gelir sana toslar.Buraya baksan, günah... Başını önüne eğsen, gelir sana toslar. Onun için, taşıma suyla değirmen dönmez. En büyük ihtiyaç iman ihtiyacıdır. Onun için, taşıma suyla değirmen dönmez.

En büyük ihtiyaç iman ihtiyacıdır.
İmanı, edebi, erkânı, ahlâkı sağlayacak malzemeyi bulmak müslümanların ilk vazifesidir.İmanı, edebi, erkânı, ahlâkı sağlayacak malzemeyi bulmak müslümanların ilk vazifesidir. Yapmıyor; yapmazsa kendisi bilir, belâsını bulur, cezasını çeker,Yapmıyor; yapmazsa kendisi bilir, belâsını bulur, cezasını çeker, yakasına yapışırlar, hesabı sorarlar.yakasına yapışırlar, hesabı sorarlar. Hem de öyle bir günde sorarlar ki cevabını veremeyeceği, çaresini bulamayacağı bir zamanda sorarlar. Hem de öyle bir günde sorarlar ki cevabını veremeyeceği, çaresini bulamayacağı bir zamanda sorarlar.

"Para bizde çok." diyor Geelonglular. Para çok, para sıkıntısı yok."Para bizde çok." diyor Geelonglular. Para çok, para sıkıntısı yok. O işe ihtiyaç duymuşlar yine... Kimisi o ihtiyacı da duymuyor.O işe ihtiyaç duymuşlar yine... Kimisi o ihtiyacı da duymuyor. Kimisi; "Ver parayı da çocuklarımıza diskotek açalım.Kimisi; "Ver parayı da çocuklarımıza diskotek açalım. Başkasının diskoteğine gideceğine bizim diskoteğe gelsin." diyormuş. Öylesini de duyduk... Başkasının diskoteğine gideceğine bizim diskoteğe gelsin." diyormuş. Öylesini de duyduk...

Onun için, evlâdın baba üzerindeki haklarından birisi; isminin kendisine güzel konulmasıOnun için, evlâdın baba üzerindeki haklarından birisi; isminin kendisine güzel konulması ve kendisine babası tarafından güzel edeb, terbiye verilmesi. ve kendisine babası tarafından güzel edeb, terbiye verilmesi.

İslâm'da bir erkek bir ehli kitab kadını alabiliyor da İslâm'da bir erkek bir ehli kitab kadını alabiliyor da bir müslüman kadın bir ehli kitaba gidemiyor, evlenemiyor. bir müslüman kadın bir ehli kitaba gidemiyor, evlenemiyor.

Neden? Kadın zayıftır, onun tesiri altında kalır; ailenin reisi erkek olduğundan baskı yapar,Neden?

Kadın zayıftır, onun tesiri altında kalır; ailenin reisi erkek olduğundan baskı yapar,
çocuk böyle yetişir, şöyle yetişir diye.çocuk böyle yetişir, şöyle yetişir diye. Beri tarafta erkek güçlü olduğundan çocuğuna hâkim olur diye... Beri tarafta erkek güçlü olduğundan çocuğuna hâkim olur diye...

Barbaros Hayrettin Paşa'yı alalım. Kale gibi sağlam, dindar insanlarmış.Barbaros Hayrettin Paşa'yı alalım. Kale gibi sağlam, dindar insanlarmış. Anası Rum... Bizim Çanakkale'nin karşısındaki Midilli adasının ahâlisinden Rum kızı...Anası Rum... Bizim Çanakkale'nin karşısındaki Midilli adasının ahâlisinden Rum kızı... Çünkü padişah emretmiş: Çünkü padişah emretmiş:

"Sipahiler bulundukları ülkelerin temiz ailelerinin kızlarını nikâhlayabilirler. "Sipahiler bulundukları ülkelerin temiz ailelerinin kızlarını nikâhlayabilirler. Nikâhlasınlar da bir kaynaşma olsun." demiş. Nikâhlasınlar da bir kaynaşma olsun." demiş.

Barbaros Hayrettin'in de babası Midilli adasındaymış. Barbaros Hayrettin'in de babası Midilli adasındaymış. Midilli adasını eşrâfından birisinin kızını almış. Midilli adasını eşrâfından birisinin kızını almış. Kadın ehli kitab, Rum... Baba Osmanlı sipahisi, tertemiz, pırıl pırıl müslüman...Kadın ehli kitab, Rum... Baba Osmanlı sipahisi, tertemiz, pırıl pırıl müslüman... Çocuk babaya çekmiş. Şimdi nasıl oluyor? Çocuk babaya çekmiş.

Şimdi nasıl oluyor?

Babanın terbiye gücü yok ki; çocuk anasına çekiyor.Babanın terbiye gücü yok ki; çocuk anasına çekiyor. Eğer bir ehli kitapla evlenmişse yandı... Eğer bir ehli kitapla evlenmişse yandı...

Bizim Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak, yahudi karısıyla evlenmiş. Başbakanlık da yaptı, tıp profesörü... Bizim Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak, yahudi karısıyla evlenmiş. Başbakanlık da yaptı, tıp profesörü... Bizim arkadaşlar gidiyorlarmış, konuşuyorlarmış da; Bizim arkadaşlar gidiyorlarmış, konuşuyorlarmış da;

"Ben demokrat adamım; cuma günü çocuğumu camiye götürüyorum,"Ben demokrat adamım; cuma günü çocuğumu camiye götürüyorum, cumartesi günü sinagoga götürüyorum." diyormuş, anası yahudi olduğu için... cumartesi günü sinagoga götürüyorum." diyormuş, anası yahudi olduğu için...

Sen o çocuktan hayır bekle... Edebini güzel yapacak. Sonra? Sen o çocuktan hayır bekle...

Edebini güzel yapacak.

Sonra?

Ve en yuallimehu'l-kitâbete ve's-sibâhate ve'r-rimâyete. Ve en yuallimehu'l-kitâbete ve's-sibâhate ve'r-rimâyete. "Evlâdın hakkıdır, çocuğun babası şunları da öğretecek:" "Evlâdın hakkıdır, çocuğun babası şunları da öğretecek:"

el-Kitâbete. "Katipliği, yazı yazmayı, güzel yazmayı, kompozisyonu, güzel konuşmayı,el-Kitâbete. "Katipliği, yazı yazmayı, güzel yazmayı, kompozisyonu, güzel konuşmayı, yani edebi bilgileri [öğretecek.]" yani edebi bilgileri [öğretecek.]"

Ve's-sibâhate. "Yüzmeyi öğretecek." Ve's-sibâhate. "Yüzmeyi öğretecek."

Dinimizin ne kadar ileri görüşlü olduğunu,Dinimizin ne kadar ileri görüşlü olduğunu, Peygamber Efendimiz'in bize ne kadar güzel tavsiyelerde bulunduğunu görün. Peygamber Efendimiz'in bize ne kadar güzel tavsiyelerde bulunduğunu görün. Suudi Arabistan'da Suudi Arabistan'da "Çocuklarınıza yüzmeyi öğretin." diyor. Endonezya olsa anlarız, binlerce adadan müteşekkil..."Çocuklarınıza yüzmeyi öğretin." diyor. Endonezya olsa anlarız, binlerce adadan müteşekkil... Ama orada diyor ki; "Çocuğunuza okuma yazma öğretin, yüzmeyi öğretin." İleriye dönük...Ama orada diyor ki; "Çocuğunuza okuma yazma öğretin, yüzmeyi öğretin." İleriye dönük... Müslümanların nasıl böyle ileri görüşlü olduğunu, Müslümanların nasıl böyle ileri görüşlü olduğunu, çocuklarını nasıl ileriye göre yetiştirdiklerini gösteriyor. çocuklarını nasıl ileriye göre yetiştirdiklerini gösteriyor.

Sonra? Ve'r-rimâyete. "Atıcılığı öğretin." Çocuk nişancı olsun. Sonra?

Ve'r-rimâyete. "Atıcılığı öğretin."

Çocuk nişancı olsun.
Atıcılık; ok zamanında ok atmaktı, mızrak zamanında mızrak atmaktı, Atıcılık; ok zamanında ok atmaktı, mızrak zamanında mızrak atmaktı, cirit zamanınıda cirit atmaktı... cirit zamanınıda cirit atmaktı...

Bir kere Malazgirt'te cirit oyununu seyrettim.Bir kere Malazgirt'te cirit oyununu seyrettim. İki tane takım karşı karşıya, atların üstüne biniyorlar. İki tane takım karşı karşıya, atların üstüne biniyorlar. Bir taraftan sahanın ortasına kadar geliyor. Öbür taraftan da bir tanesi bir saldırıyor ona... Bir taraftan sahanın ortasına kadar geliyor. Öbür taraftan da bir tanesi bir saldırıyor ona... Öbürü geri kaçıyor, o onu arkasından kovalıyor. Öbürü geri kaçıyor, o onu arkasından kovalıyor. O ona bir cirit atıyor havada, vurabilirse kazanıyor galiba... O ona bir cirit atıyor havada, vurabilirse kazanıyor galiba... Ötekisi bir taraftan arkaya bakarken bazen atın altına saklanıyor vurulmamak için,Ötekisi bir taraftan arkaya bakarken bazen atın altına saklanıyor vurulmamak için, çeşitli şeyler yapıyor, atını hızlı sürmesi lazım vesaire...çeşitli şeyler yapıyor, atını hızlı sürmesi lazım vesaire... Hele atılan mızrak ve ciriti havada yakalayabilirse bu sefer o kazanmış oluyor,Hele atılan mızrak ve ciriti havada yakalayabilirse bu sefer o kazanmış oluyor, hünerli olmuş oluyor. Yani atıcılık...hünerli olmuş oluyor. Yani atıcılık... Bir taraftan atı sürüp dururken karşı taraftaki adama bir atacak, saplayacak. Bir taraftan atı sürüp dururken karşı taraftaki adama bir atacak, saplayacak.

Tabii şimdi ciritin zamanı geçti, atın zamanı geçti, okun zaman geçti. Tabii şimdi ciritin zamanı geçti, atın zamanı geçti, okun zaman geçti. Şimdi geldi, silahın zamanı; şimdi geldi, araba kullanmanın,Şimdi geldi, silahın zamanı; şimdi geldi, araba kullanmanın, helikopter kullanmanın, uçak kullanmanın zamanı... helikopter kullanmanın, uçak kullanmanın zamanı... Araba kullanmaya yükseldik ama helikopter, uçak kullanması bilen[in] içimizde olduğunu sanmam. Araba kullanmaya yükseldik ama helikopter, uçak kullanması bilen[in] içimizde olduğunu sanmam. Uçak kullanmayı [bilmiyoruz.] Zaten pilot kabinine girince oradaki saatlerin Uçak kullanmayı [bilmiyoruz.] Zaten pilot kabinine girince oradaki saatlerin [göstergelerin] çokluğundan [şaşırıyoruz...] Bir kere soktular beni oraya, afalladım. Bin tane[göstergelerin] çokluğundan [şaşırıyoruz...] Bir kere soktular beni oraya, afalladım. Bin tane [gösterge] var belki, yukarıdan aşağı her tarafı [dolu...][gösterge] var belki, yukarıdan aşağı her tarafı [dolu...] Onların her birisi bir işe yarıyor. Pilot bazen onu çekiyor, bunu indiriyor filan...Onların her birisi bir işe yarıyor. Pilot bazen onu çekiyor, bunu indiriyor filan... Ama öğrenmemiz lazım. "Hepimiz pilot olalım." demiyorum da,Ama öğrenmemiz lazım. "Hepimiz pilot olalım." demiyorum da, asrın ilmi neyse [onları öğrenmek lazım.] asrın ilmi neyse [onları öğrenmek lazım.] Bakın Peygamber Efendimiz o zaman için "okuma-yazma" demiş, "yüzme" demiş, "atıcılık" demiş;Bakın Peygamber Efendimiz o zaman için "okuma-yazma" demiş, "yüzme" demiş, "atıcılık" demiş; biz de bugünün önemli ilimleri nelerse çocuklarımıza onu öğreteceğiz. biz de bugünün önemli ilimleri nelerse çocuklarımıza onu öğreteceğiz.

Demek ki çocuğumuza epeyce bilgiler vermemiz gerekiyormuş,Demek ki çocuğumuza epeyce bilgiler vermemiz gerekiyormuş, spor da yaptırmamız gerekiyormuş, biraz mücadele sanatını da öğretmemiz gerekiyormuş.spor da yaptırmamız gerekiyormuş, biraz mücadele sanatını da öğretmemiz gerekiyormuş. Çünkü atıcılık biraz karşılıklı mücadele, silah kullanma demektir. Çünkü atıcılık biraz karşılıklı mücadele, silah kullanma demektir.

Şimdi Peygamber Efendimiz'in hadisi bir noktaya geldi: Ve en lâ yerzukehû illâ tayyiben. "Şimdi Peygamber Efendimiz'in hadisi bir noktaya geldi:

Ve en lâ yerzukehû illâ tayyiben. "
Çocuğunu ancak helal, temiz rızıkla beslemesi..." Çocuğunu ancak helal, temiz rızıkla beslemesi..."

Çünkü çocuk küçükken bilmez ki babasının ne getirdiğini...Çünkü çocuk küçükken bilmez ki babasının ne getirdiğini... Çaldı mı getirdi, rüşvetten mi getirdi, hırsızlıktan mı getirdi,Çaldı mı getirdi, rüşvetten mi getirdi, hırsızlıktan mı getirdi, arsızlıktan mı getirdi, nereden kazandı? arsızlıktan mı getirdi, nereden kazandı? İçki mi sattı? Kumarda mı yuttu? Paranın, gelen rızkın helal olması lazım. İçki mi sattı? Kumarda mı yuttu?

Paranın, gelen rızkın helal olması lazım.

Baba evlâda helal yedirmedi... Evlat babasının yarın davacısı olur;Baba evlâda helal yedirmedi... Evlat babasının yarın davacısı olur; "Bana helal yedirmedi yâ Rabbi!" diye... Onun için helal rızık kazanmaya, "Bana helal yedirmedi yâ Rabbi!" diye... Onun için helal rızık kazanmaya, Allah'ın sevdiği yoldan kazanmaya çok itina ve ihtimam eylememiz gerekiyor. Allah'ın sevdiği yoldan kazanmaya çok itina ve ihtimam eylememiz gerekiyor.

Ve sonuncusu, tabii buradaki gençlerin hepsinin hoşuna gidecek: Ve sonuncusu, tabii buradaki gençlerin hepsinin hoşuna gidecek:

Ve yüzevvicehû izâ edreke. "Buluğa erdiği zaman da babanın onu evlendirmesi lazım." Ve yüzevvicehû izâ edreke. "Buluğa erdiği zaman da babanın onu evlendirmesi lazım."

Baba onu evlendirecek. Neden? Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Baba onu evlendirecek.

Neden?

Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Şırâruküm uzzâbüküm. "Sizin en kötüleriniz, bekârlarınızdır." Neden? Şırâruküm uzzâbüküm. "Sizin en kötüleriniz, bekârlarınızdır."

Neden?

Kanı kaynar, delikanlıdır, sağa bakar, sola bakar, günaha girer.Kanı kaynar, delikanlıdır, sağa bakar, sola bakar, günaha girer. Dosdoğru bir şey... Şimdi bunu gençler darılacak diye söylemeyelim mi? Dosdoğru bir şey... Şimdi bunu gençler darılacak diye söylemeyelim mi?

Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri içinde var. Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri içinde var.

Evlinin namazı bekârın namazından 82 kat daha sevaplı olur." diyor Peygamber Efendimiz... Evlinin namazı bekârın namazından 82 kat daha sevaplı olur." diyor Peygamber Efendimiz...

Neden? Evlinin bir derdi yoktur, durumu bekâr gibi değildir.Neden?

Evlinin bir derdi yoktur, durumu bekâr gibi değildir.
O tabii huzur içinde Allahu ekber dedi mi,O tabii huzur içinde Allahu ekber dedi mi, Allahu Teâlâ hazretlerinin huzurunda olduğunu bilir.Allahu Teâlâ hazretlerinin huzurunda olduğunu bilir. Ötekisinin aklı bir karış havadadır. "Delikanlı, başında kavak yelleri esiyor." derler.Ötekisinin aklı bir karış havadadır. "Delikanlı, başında kavak yelleri esiyor." derler. Kavak uzun olduğu için, "Yukarılardan neler neler esiyor..." derler. Kavak uzun olduğu için, "Yukarılardan neler neler esiyor..." derler.

Onun için, çocuğu suçlu duruma düşürmeden, günahlara düşürmeden, haram yedirtmeden, Onun için, çocuğu suçlu duruma düşürmeden, günahlara düşürmeden, haram yedirtmeden, zina ettirtmeden evlendirmek lazım. zina ettirtmeden evlendirmek lazım.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Eller de zina eder." Nasıl? Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Eller de zina eder."

Nasıl?

Elin zinası tokalaşmaktır vesairedir... "Gözler de zina eder." diyor Peygamber Efendimiz.Elin zinası tokalaşmaktır vesairedir...

"Gözler de zina eder." diyor Peygamber Efendimiz.
Bakar, günaha girer. Zaten buradaki ahâlinin işi, kendisine baktırtmaktır. Bakar, günaha girer.

Zaten buradaki ahâlinin işi, kendisine baktırtmaktır.
Zaten süslenme sanayii, kozmetik sanayii nedir? Zaten süslenme sanayii, kozmetik sanayii nedir?

Kadını süsleyip püsleyip "başkası baksın" diyedir. İslâm öyle değil. Kadını süsleyip püsleyip "başkası baksın" diyedir.

İslâm öyle değil.
İslâm kadını kapatmıştır, sokakta kadını süslememeyi tercih etmiştir. İslâm kadını kapatmıştır, sokakta kadını süslememeyi tercih etmiştir.

Yirminci yüzyıl kadını süslemeyi esas alıyor, arz etmeyi esas alıyor. Yirminci yüzyıl kadını süslemeyi esas alıyor, arz etmeyi esas alıyor. Adam zengin, parası var, pulu var, kumaş almaya gücü yeter;Adam zengin, parası var, pulu var, kumaş almaya gücü yeter; mini mini etek... mini mini etek...

Yahu bu fukaracak aşağı tarafını örtecek kumaş mı bulamadı? Yahu bu fukaracak aşağı tarafını örtecek kumaş mı bulamadı?

Hayır, teşhir etmek esas olduğundan [yapıyor.] Pekâlâ, baloda uzun etekli [elbise] giyiyor. Hayır, teşhir etmek esas olduğundan [yapıyor.]

Pekâlâ, baloda uzun etekli [elbise] giyiyor.
Önünden bakıyorsun; nispeten güzel, eteği uzun... Arkasına bakıyorsun, [beline] kadar açık... Önünden bakıyorsun; nispeten güzel, eteği uzun... Arkasına bakıyorsun, [beline] kadar açık...

Neden? İlle bir yerini gösterecek. Bakıyorsun orası kapalı, burası kapalı; yandan yırtık... Neden?

İlle bir yerini gösterecek.

Bakıyorsun orası kapalı, burası kapalı; yandan yırtık...
Niye? Gösterecek veya ön tarafı V yaka gibi açık... Veya göbeğine kadar açık...Niye? Gösterecek veya ön tarafı V yaka gibi açık... Veya göbeğine kadar açık... Çünkü İslâmî zihniyet yok. Çünkü esas olan göstermek, teşhir etmek oluyor. Çünkü İslâmî zihniyet yok. Çünkü esas olan göstermek, teşhir etmek oluyor.

Burada teşhir etmek olunca tabii o zaman günah ihtimali de çok olur. Burada teşhir etmek olunca tabii o zaman günah ihtimali de çok olur.

Bizim dinimiz dobra dobradır, dinde utanma yoktur. Bizim dinimiz dobra dobradır, dinde utanma yoktur. Allah'ın emrini söylerken, "Utanıyorum, sıkılıyorum, söylemeyeyim bari, Allah'ın emrini söylerken, "Utanıyorum, sıkılıyorum, söylemeyeyim bari, yutkunayım, işaretle [anlatayım...]" denmez.yutkunayım, işaretle [anlatayım...]" denmez. Çocuklarınızı erken evlendirin, erkence evlendirin, bitsin.Çocuklarınızı erken evlendirin, erkence evlendirin, bitsin. İnsanın en mühim meselelerinden birisi evlenmektir.İnsanın en mühim meselelerinden birisi evlenmektir. Evlendirin, olsun bitsin. Ciddi işlerle meşgul olsunlar. Havâilikle vakti geçmesin. Evlendirin, olsun bitsin. Ciddi işlerle meşgul olsunlar. Havâilikle vakti geçmesin.

Çocuğunuzu evlendirin; kızınızı da evlendirin, erkeği de evlendirin.Çocuğunuzu evlendirin; kızınızı da evlendirin, erkeği de evlendirin. Dinine, imanına, ahlâkına güvendiğiniz bir kimse gördünüz mü kızınızı siz teklif edin. Dinine, imanına, ahlâkına güvendiğiniz bir kimse gördünüz mü kızınızı siz teklif edin. "Ben seni beğendim; benim kızım var, gel, istersen vereyim!" deyin."Ben seni beğendim; benim kızım var, gel, istersen vereyim!" deyin. Çünkü; "Eğer o isterse, hele vermezseniz büyük fesat olur, Çünkü; "Eğer o isterse, hele vermezseniz büyük fesat olur, çok bozgunculuk olur." diyor Peygamber Efendimiz... çok bozgunculuk olur." diyor Peygamber Efendimiz...

Bizim dinimiz evlilik hususunda çok serbesttir, çok hürdür, gayet büyük kolaylıklar [getirmiştir.] Bizim dinimiz evlilik hususunda çok serbesttir, çok hürdür, gayet büyük kolaylıklar [getirmiştir.] Çok büyük sevaplar vermiştir. Onun için, çocuklarınıza ömrünün yarısını bekâr geçirttirmeyin!Çok büyük sevaplar vermiştir. Onun için, çocuklarınıza ömrünün yarısını bekâr geçirttirmeyin! 30 yaşına, 35 yaşına, 37 yaşına geliyor... "Amerika'ya da gideceğim, doktora da yapacağım, 30 yaşına, 35 yaşına, 37 yaşına geliyor... "Amerika'ya da gideceğim, doktora da yapacağım, falan da edeceğim..."falan da edeceğim..." E ne oldu; bu kartaldı, tohuma kaçtı, hâlâ evlenecek... 15 yaşında evlendirseydin evlenirdi,E ne oldu; bu kartaldı, tohuma kaçtı, hâlâ evlenecek... 15 yaşında evlendirseydin evlenirdi, 40 yaşına geldi; 25 senesi [geçti,] yazık değil mi?.. 40 yaşına geldi; 25 senesi [geçti,] yazık değil mi?..

Olmaz. Eğer bir baba çocuğunu evlendirmezse,Olmaz.

Eğer bir baba çocuğunu evlendirmezse,
o çocuk da bir edepsizlik yaparsa vebal babayadır.o çocuk da bir edepsizlik yaparsa vebal babayadır. Peygamber Efendimiz söylüyor, ben söylemiyorum. Peygamber Efendimiz söylüyor, ben söylemiyorum.

Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde böyle söylüyor: Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde böyle söylüyor:

"Çocuk büyüdüğü halde ana baba onu evlendirmez de çocuk bir edepsizlik yaparsa vebal babayadır." "Çocuk büyüdüğü halde ana baba onu evlendirmez de çocuk bir edepsizlik yaparsa vebal babayadır."

Onun için anneler, babalar çocuklarını evlendirmekte acele etsinler. Onun için anneler, babalar çocuklarını evlendirmekte acele etsinler. Ciddi olsun, evlensin; tamam, bitti. Yuvası kuruldu, problemi kalmadı, işine gücüne gitsin,Ciddi olsun, evlensin; tamam, bitti. Yuvası kuruldu, problemi kalmadı, işine gücüne gitsin, doğan çocuklarına baksın. Tamam, problem olmasın. doğan çocuklarına baksın. Tamam, problem olmasın.

Ve en yüzevvicehû izâ edreke. "Buluğa erdiği zaman evlendirmek de babanın görevidir." Ve en yüzevvicehû izâ edreke. "Buluğa erdiği zaman evlendirmek de babanın görevidir."

Evlendirmediği takdirde çocuğun da ona sorması, Evlendirmediği takdirde çocuğun da ona sorması, yakasından tutup da hesap sorması hakkı olmuş oluyor.yakasından tutup da hesap sorması hakkı olmuş oluyor. O bakımdan bu hususta siz de dinimizin gösterdiği serbestlikte olun. O bakımdan bu hususta siz de dinimizin gösterdiği serbestlikte olun. Çocuklarınızı evlendirin. Böyle uzun zaman [bekâr] bırakmayın. Çocuklarınızı evlendirin. Böyle uzun zaman [bekâr] bırakmayın.

Hatırlıyorum; analarımız, babalarımız, nenelerimiz genç evlenirlermiş. Hatırlıyorum; analarımız, babalarımız, nenelerimiz genç evlenirlermiş. Buluğa erdikten sonra köylerde uzun zaman böyle [bekâr] kalmaz.Buluğa erdikten sonra köylerde uzun zaman böyle [bekâr] kalmaz. Bu şehirlerin modası... Soruyorum: "Evli misin?" "Yok, evli değilim." Bu şehirlerin modası... Soruyorum:

"Evli misin?"

"Yok, evli değilim."

"Kaç yaşındasın?" "35 yaşındayım." "E ne yaptın şimdiye kadar?.." "Kaç yaşındasın?"

"35 yaşındayım."

"E ne yaptın şimdiye kadar?.."

40 yaşında, 45 yaşında, hâlâ evlenmemiş... 45 yaşında bir insan evlenmezse 40 yaşında, 45 yaşında, hâlâ evlenmemiş... 45 yaşında bir insan evlenmezse nasıl müslüman kalmış o? nasıl müslüman kalmış o? Yani kusur işlemeden nasıl kalmış? Zor biraz... Yani kusur işlemeden nasıl kalmış?

Zor biraz...

O bakımdan, çocukları genç yaşta evlendirmeli. Evlendirirsin; o ona çayını hazırlar,O bakımdan, çocukları genç yaşta evlendirmeli. Evlendirirsin; o ona çayını hazırlar, imtihana çalışırken yardım eder, okulu da daha iyi bitirir. imtihana çalışırken yardım eder, okulu da daha iyi bitirir.

Okul çağında evlendirirsin, olur biter.Okul çağında evlendirirsin, olur biter. Benim kanaatim bu. 12 yaşından sonra evlendirmeli. Hadi 14 diyelim, 15 diyelim... Benim kanaatim bu. 12 yaşından sonra evlendirmeli. Hadi 14 diyelim, 15 diyelim... Fazla uzatmayı, 20'yi geçirmeyi pek uygun görmüyorum ben...Fazla uzatmayı, 20'yi geçirmeyi pek uygun görmüyorum ben... Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinden onu anlıyorum. Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinden onu anlıyorum.

Şimdi bu Batılılar da diyorlar ki; "Çocukları çabuk evlendirmeyin!" Şimdi bu Batılılar da diyorlar ki;

"Çocukları çabuk evlendirmeyin!"

Çünkü onlarda flört serbest... Onların kızına birisi gelip de; Çünkü onlarda flört serbest... Onların kızına birisi gelip de; "Bu akşam seni dansa götüreceğim, benimle bu akşam yemeğe çıkar mısın?" dediği zaman, "Bu akşam seni dansa götüreceğim, benimle bu akşam yemeğe çıkar mısın?" dediği zaman, ananın babanın ağzı kulaklarına varıyor, memnun oluyorlar. ananın babanın ağzı kulaklarına varıyor, memnun oluyorlar. "Vay, bizim kızı birisi artık lokantaya götürdü, dansa çağırdı!" diye..."Vay, bizim kızı birisi artık lokantaya götürdü, dansa çağırdı!" diye... Onların dünyası başka dünya, bizimki başka... Diyorlar ki; Onların dünyası başka dünya, bizimki başka...

Diyorlar ki;

"Çocuğu erken evlendirirsen olmaz. Çocukların delikanlılık çağı altın çağdır, "Çocuğu erken evlendirirsen olmaz. Çocukların delikanlılık çağı altın çağdır, ne kadar uzun olursa o kadar iyi..." ne kadar uzun olursa o kadar iyi..."

Ne kadar uzun olursa günahı o kadar çok olur; işin doğrusu bu! Ne kadar uzun olursa günahı o kadar çok olur; işin doğrusu bu! Ne kadar uzadıysa günahı o kadar çok olur. Onun için çocuklarınızı erken evlendirin ki;Ne kadar uzadıysa günahı o kadar çok olur. Onun için çocuklarınızı erken evlendirin ki; gözler de zina eder, bakar, günaha girer. Evet, bakmasa çok sevap ama...gözler de zina eder, bakar, günaha girer. Evet, bakmasa çok sevap ama... Şurada günahlı bir şey var, kendi nefsine hâkim olup da bu tarafa baksa;Şurada günahlı bir şey var, kendi nefsine hâkim olup da bu tarafa baksa; bir haramdan Allah korkusu için gözünü çeviren insana Allah öyle bir iman tadı,bir haramdan Allah korkusu için gözünü çeviren insana Allah öyle bir iman tadı, lezzeti verir ki o tadı o kişi damağında hisseder, güzel müslüman olur. lezzeti verir ki o tadı o kişi damağında hisseder, güzel müslüman olur. Bir kere böyle bir haramdan başını çevirse çok büyük lezzet duyar, çok büyük kâr eder.Bir kere böyle bir haramdan başını çevirse çok büyük lezzet duyar, çok büyük kâr eder. Ama tabii bu riskli bir iş, herkes bunu yapamaz. Onun için çocuklar anaya babaya âsi oluyor.Ama tabii bu riskli bir iş, herkes bunu yapamaz. Onun için çocuklar anaya babaya âsi oluyor. Onun için 18 yaşına geldi mi kopuyor gidiyor. Muhitin [tesirinden] dolayı...Onun için 18 yaşına geldi mi kopuyor gidiyor. Muhitin [tesirinden] dolayı... Bu hususta realist olun, çocuklarınızı erkenden evlendirin ki günah kapıları kapansın, Bu hususta realist olun, çocuklarınızı erkenden evlendirin ki günah kapıları kapansın, günah ihtimali kalmasın. günah ihtimali kalmasın.

Bu güzel nasihatlerle dolu hadîs-i şerîfi bir kere daha okuyalım, Bu güzel nasihatlerle dolu hadîs-i şerîfi bir kere daha okuyalım, bir kere daha mânasını derli toplu söyleyelim, hatırınızda kalsın: bir kere daha mânasını derli toplu söyleyelim, hatırınızda kalsın:

"Evlâdın baba üzerinde hakkı; isminin güzel konulması, edebinin güzel yapılması, "Evlâdın baba üzerinde hakkı; isminin güzel konulması, edebinin güzel yapılması, babasının o kimseye okuma-yazma, yüzme ve silah kullanmayı öğretmesi,babasının o kimseye okuma-yazma, yüzme ve silah kullanmayı öğretmesi, onu ancak helal gıda ile beslemesi ve büluğa erdiği zaman da onu evlendirmesidir." onu ancak helal gıda ile beslemesi ve büluğa erdiği zaman da onu evlendirmesidir."

Çocuğun bunlar hakkıdır. Çocuğun bunlar hakkıdır. "Geç evlendirdi!" dedi mi, anasından babasından davacı olabilir. "Geç evlendirdi!" dedi mi, anasından babasından davacı olabilir.

İkinci hadîs-i şerîf: İkinci hadîs-i şerîf:

Hakîkun bi'l-mer'i en tekûne lehû mecâlise yahlû fîhâHakîkun bi'l-mer'i en tekûne lehû mecâlise yahlû fîhâ ve yezküru zünûbehû ve yestağfiru'llâhe minhâ. ve yezküru zünûbehû ve yestağfiru'llâhe minhâ.

"Kişiye yakışık alan, yakışan, doğru olan şudur ki;"Kişiye yakışık alan, yakışan, doğru olan şudur ki; onun kendi kendine oturduğu zamanları olmalı. onun kendi kendine oturduğu zamanları olmalı. Yalnız, kimse olmayan bir yerde kendi kendine oturduğu zamanları olmalı.Yalnız, kimse olmayan bir yerde kendi kendine oturduğu zamanları olmalı. Bu zamanları içinde o kişi yaptığı günahları düşünmeli, onlar için tevbe ve istiğfar eyleyipBu zamanları içinde o kişi yaptığı günahları düşünmeli, onlar için tevbe ve istiğfar eyleyip Allah'tan affını istemeli." Allah'tan affını istemeli."

Bu hadîs-i şerîften anlıyoruz ki; bizim her gün şöyle bir zamanımızı, Bu hadîs-i şerîften anlıyoruz ki; bizim her gün şöyle bir zamanımızı, kendi kendimizi murakebe ve muhasebe edip, hatalarımızı, kusurlarımızı düşünüp; kendi kendimizi murakebe ve muhasebe edip, hatalarımızı, kusurlarımızı düşünüp; "Yine bugün şu işim yanlış oldu, yine bu işim yanlış oldu... Estağfirullah yâ Rabbi!"Yine bugün şu işim yanlış oldu, yine bu işim yanlış oldu... Estağfirullah yâ Rabbi! Affet yâ Rabbi!" diye kendimizi bir sorguya çekip hesabını düşündüğümüz;Affet yâ Rabbi!" diye kendimizi bir sorguya çekip hesabını düşündüğümüz; zikirle, tefekkürle meşgul olacağımız bir zamanın olması lazım. zikirle, tefekkürle meşgul olacağımız bir zamanın olması lazım.

Derviş olmayanlarda umumiyetle yoktur. Sabah kalkarlar, işe giderler; akşam gelirler, yemek yerler, Derviş olmayanlarda umumiyetle yoktur. Sabah kalkarlar, işe giderler; akşam gelirler, yemek yerler, televizyon seyrederler, uykuları gelince yatarlar; sabah yine işe giderler. televizyon seyrederler, uykuları gelince yatarlar; sabah yine işe giderler. Böyle bir fâsit dairenin içinde ömürleri tükenir gider.Böyle bir fâsit dairenin içinde ömürleri tükenir gider. Kendisini dinlemeye, içini anlamaya, duygularını tahlil etmeye zamanı olmaz. Kendisini dinlemeye, içini anlamaya, duygularını tahlil etmeye zamanı olmaz. Ama dervişlere hocaları diyor ki; "Siz şöyle bir zaman tenha, sakin bir yerde bir kenara çekilin. Ama dervişlere hocaları diyor ki; "Siz şöyle bir zaman tenha, sakin bir yerde bir kenara çekilin. Gözünüzü kapayın, tefekküre dalın, dünyayı, âhireti düşünün."Gözünüzü kapayın, tefekküre dalın, dünyayı, âhireti düşünün." Onlar belki biraz yapabilirler. Demek ki dervişliğin o hareketleriOnlar belki biraz yapabilirler. Demek ki dervişliğin o hareketleri Peygamber Efendimiz'in tavsiyelerine uygun imiş. Peygamber Efendimiz'in tavsiyelerine uygun imiş.

Üçüncü hadîs-i şerîfi okuyorum: Üçüncü hadîs-i şerîfi okuyorum: Hakkun alâ külli müsliminHakkun alâ külli müslimin en yağtesile fî külli seb'ati eyyâmin yevmen yağsilü fîhî re'sehû ve cesedehû. en yağtesile fî külli seb'ati eyyâmin yevmen yağsilü fîhî re'sehû ve cesedehû.

"En aşağı -nihayet- yedi günde bir yıkanmak her müslümanın boynuna borçtur." "En aşağı -nihayet- yedi günde bir yıkanmak her müslümanın boynuna borçtur."

Haftada bir yıkanmak boynuna borçtur. Haftada bir yıkanmak boynuna borçtur.

Nasıl yıkanmak? Yağsilü fîhî re'sehû ve cesedehû. Nasıl yıkanmak?

Yağsilü fîhî re'sehû ve cesedehû.
"Yıkandığında başını da yıkar, vücudunu da yıkar." "Yıkandığında başını da yıkar, vücudunu da yıkar."

"Haftada bir başını, vücudunu güzelce yıkaması müslümanın üzerine "Haftada bir başını, vücudunu güzelce yıkaması müslümanın üzerine borçtur." diyor Peygamber Efendimiz. borçtur." diyor Peygamber Efendimiz. Haftayı geçirmeyecek; çünkü o zaman borçlu oluyor. Haftayı geçirmeyecek; çünkü o zaman borçlu oluyor.

Tabii iki defa yıkanırsa veya her gün yıkanırsa daha iyi... Sizin burada şimdi şartlarınız güzeldir. Tabii iki defa yıkanırsa veya her gün yıkanırsa daha iyi... Sizin burada şimdi şartlarınız güzeldir. Çünkü evlerinizde sıcak su vardır, soğuk su vardır, su kesilmez.Çünkü evlerinizde sıcak su vardır, soğuk su vardır, su kesilmez. Bizim üç gün su gelmez İstanbul'da, sular kesilir. Ondan sonra bir açarsınızBizim üç gün su gelmez İstanbul'da, sular kesilir. Ondan sonra bir açarsınız bir [ses] çıkar.bir [ses] çıkar. Ondan sonra bakarsınız, bir çamur gelir. Ondan sonra bakarsınız, depolar dolmuş.Ondan sonra bakarsınız, bir çamur gelir. Ondan sonra bakarsınız, depolar dolmuş. Tencereyi kaynatırsınız, dibinde çamur birikir... Burada tabii yıkanma [imkânları] güzel.Tencereyi kaynatırsınız, dibinde çamur birikir... Burada tabii yıkanma [imkânları] güzel. Ama düşün Suudi Arabistan'ı, başka ülkeleri, fakir ülkeleri...Ama düşün Suudi Arabistan'ı, başka ülkeleri, fakir ülkeleri... Efendimiz'in koyduğu şartı görün: "Haftada bir yıkanması lazım." diyor, Efendimiz'in koyduğu şartı görün: "Haftada bir yıkanması lazım." diyor, "Daha fazla uzatmayın." diyor."Daha fazla uzatmayın." diyor. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bunu suyun az olduğu Suudi Arabistan'da söylemiş. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bunu suyun az olduğu Suudi Arabistan'da söylemiş. İpin kuyudan eller yara olacak şekilde, uğraşa uğraşa çekildiği zamanda söylemiş.İpin kuyudan eller yara olacak şekilde, uğraşa uğraşa çekildiği zamanda söylemiş. Bizim büyüklerimiz de elhamdülillah, ona göre evlerimize, mahallelerimize, Bizim büyüklerimiz de elhamdülillah, ona göre evlerimize, mahallelerimize, şehirlerimize hamamlar yapmışlar, şehirlerimize hamamlar yapmışlar, -Turkish Bath diyorlar- sıcacık, güzel, keselenerek, sabunlanarak yıkanmışlar. -Turkish Bath diyorlar- sıcacık, güzel, keselenerek, sabunlanarak yıkanmışlar.

Cuma günü yıkanırsa tabii sevabı daha çok olur. Cuma günü yıkanırsa tabii sevabı daha çok olur. Çünkü cuma günü yıkandığı zaman 10 günlük günahı affoluyor.Çünkü cuma günü yıkandığı zaman 10 günlük günahı affoluyor. Cuma günü hem de Cuma toplantısına temiz gelmiş oluyor. Cuma günü hem de Cuma toplantısına temiz gelmiş oluyor. Herhalde ondan sevabı çok oluyor. Herhalde ondan sevabı çok oluyor.

Onun için, hepimiz temizliğe mümkün olduğu kadar çokça dikkat edelim, Onun için, hepimiz temizliğe mümkün olduğu kadar çokça dikkat edelim, sevgili ve muhterem kardeşlerim! sevgili ve muhterem kardeşlerim!

Allah'ın selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Allah'ın selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Rabbimiz Teâlâ sizi iki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin. Rabbimiz Teâlâ sizi iki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin.

Fâtiha-i Şerîfe mea'l-Besmele. Fâtiha-i Şerîfe mea'l-Besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2