Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Cuma Gününün Faziletleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN


Akçakoca/ Sakarya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Konuşma Metni

el-Hamdü lillahi Rabbi'l-âlemîn ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin.el-Hamdü lillahi Rabbi'l-âlemîn ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin. Ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Ve men tebi'ahu bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Ve men tebi'ahu bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Muhterem kardeşlerim Cumanız mübarek olsun. Allah ibadetlerinizi kabul eylesin.Muhterem kardeşlerim Cumanız mübarek olsun. Allah ibadetlerinizi kabul eylesin. Dualarınızı, taleplerinizi, niyazlarınızı, isteklerinizi ihsan eylesin.Dualarınızı, taleplerinizi, niyazlarınızı, isteklerinizi ihsan eylesin. Sevdiklerinizle beraber cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.Sevdiklerinizle beraber cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. Men lem yeşküri'n-nâse lem yeşkürillah. Men lem yeşküri'n-nâse lem yeşkürillah. Kula şükretmesini bilmeyen Allah'a şükretmeyi hiç bilmez.Kula şükretmesini bilmeyen Allah'a şükretmeyi hiç bilmez. Onun için yapılan iyiliğin kadrini kıymetini bilmek lazım. Onun için yapılan iyiliğin kadrini kıymetini bilmek lazım.

Konuşmama başlamadan önce bu mübarek beldeye ismini veren,Konuşmama başlamadan önce bu mübarek beldeye ismini veren, buralara canını malını her bir imkânını feda ederek Allah yoluna girip buralara canını malını her bir imkânını feda ederek Allah yoluna girip Allah yolunda cihat ederek fethetmiş olan fatihlerin, şehitlerin gazilerin,Allah yolunda cihat ederek fethetmiş olan fatihlerin, şehitlerin gazilerin, başta Akçakoca hazretleri olmak üzere ve uzaktan yakından şu Cuma gecesinde başta Akçakoca hazretleri olmak üzere ve uzaktan yakından şu Cuma gecesinde yatsı namazını bu camide kılmak için şu camiye toplanan siz Müslüman kardeşlerimizin deyatsı namazını bu camide kılmak için şu camiye toplanan siz Müslüman kardeşlerimizin de cümle geçmişlerinin ruhları için; ruhları şâd olsun, makamları âlâ, dereceleri yüksek olsun diyecümle geçmişlerinin ruhları için; ruhları şâd olsun, makamları âlâ, dereceleri yüksek olsun diye bir Fâtiha 11 İhlâs-ı Şerîf ruhlarına hediye edelim, öyle başlayalım.bir Fâtiha 11 İhlâs-ı Şerîf ruhlarına hediye edelim, öyle başlayalım. Onlar bizden cuma günleri hediye beklerler. Onlar bizden cuma günleri hediye beklerler.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurur ki bir hadîs-i şerîfinde.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurur ki bir hadîs-i şerîfinde. Bizim işlediğimiz iyilikler kötülükler, yaptığımız işler, a'mâl-i ibâd, salih, Bizim işlediğimiz iyilikler kötülükler, yaptığımız işler, a'mâl-i ibâd, salih, her çeşit amellerimiz pazartesi ve perşembe günleri Allahu Teâlâ hazretlerinin dergâhına arz olunur,her çeşit amellerimiz pazartesi ve perşembe günleri Allahu Teâlâ hazretlerinin dergâhına arz olunur, kulların bunları işlediler diye.kulların bunları işlediler diye. Onun için ben de pazartesi perşembe günleri yaptığım işler, fiiller, amellerOnun için ben de pazartesi perşembe günleri yaptığım işler, fiiller, ameller Rabbimin dergahına arz olunma günü olduğu için oruçlu olmayı severim, buyuruyor Peygamber Efendimiz.Rabbimin dergahına arz olunma günü olduğu için oruçlu olmayı severim, buyuruyor Peygamber Efendimiz. Yani pazartesi perşembe oruçları tutmasının sebebini öyle bildiriyor. Yani pazartesi perşembe oruçları tutmasının sebebini öyle bildiriyor.

Cuma günleri de âhirete göçmüş olan annelerin, babaların ruhlarına arz olunurCuma günleri de âhirete göçmüş olan annelerin, babaların ruhlarına arz olunur geride kalanların yaptığı işler, evlatlarının yaptıkları.geride kalanların yaptığı işler, evlatlarının yaptıkları. Onlar da o evlatların yaptığı işleri öğrenince "Vay bizim oğlan cami yapmış.Onlar da o evlatların yaptığı işleri öğrenince "Vay bizim oğlan cami yapmış. Vay bizim kız şu hayrı işlemiş." gibi yapılan iyiliklerden sevinirler, Vay bizim kız şu hayrı işlemiş." gibi yapılan iyiliklerden sevinirler, hem nurları artar, ziyadeleşir hem de sevinçleri artar. hem nurları artar, ziyadeleşir hem de sevinçleri artar. Kötülük yapmışsa dünyadakiler onlar arz olununca da eza görürler. Kötülük yapmışsa dünyadakiler onlar arz olununca da eza görürler. Hani deniliyor ya yarın kabirde atalarının kemiklerini sızlatıyor falan diye.Hani deniliyor ya yarın kabirde atalarının kemiklerini sızlatıyor falan diye. Hakikaten eza görür yapılan kötülüklerden dolayı.Hakikaten eza görür yapılan kötülüklerden dolayı. Onun için Allah'tan korkun da âhirete göçmüş mevtanızı ezalandıracak işler yapmayın, Onun için Allah'tan korkun da âhirete göçmüş mevtanızı ezalandıracak işler yapmayın, iyi kul olun diye Peygamber Efendimiz bildiriyor. iyi kul olun diye Peygamber Efendimiz bildiriyor.

Onun için bu Cuma günleri geçmişlerimize yaptıklarımızın arz olunduğu gün olarak önemli.Onun için bu Cuma günleri geçmişlerimize yaptıklarımızın arz olunduğu gün olarak önemli. Camide böyle yatsı namazı kılmak güzel.Camide böyle yatsı namazı kılmak güzel. Yatsıyı cemaatle kılan, sabahı cemaatle kılan bütün gecesini gündüzünü ibadetle geçirmiş gibi oluyor.Yatsıyı cemaatle kılan, sabahı cemaatle kılan bütün gecesini gündüzünü ibadetle geçirmiş gibi oluyor. İki mühim vakti camide kıldığı için.İki mühim vakti camide kıldığı için. Peygamber Efendimiz; sabah namazına, yatsı namazına gayret edinPeygamber Efendimiz; sabah namazına, yatsı namazına gayret edin çünkü münafıklar bu namazlara gelmeye gayret gösteremezler diyor.çünkü münafıklar bu namazlara gelmeye gayret gösteremezler diyor. Çünkü gevşektirler, soğuktan korkarlar, karanlıktan korkarlar. Tembellenirler, uykuları gelir falan.Çünkü gevşektirler, soğuktan korkarlar, karanlıktan korkarlar. Tembellenirler, uykuları gelir falan. Gündüz kılabilirler de bu namazlara gelemezler buyuruluyor.Gündüz kılabilirler de bu namazlara gelemezler buyuruluyor. Elhamdülillah yatsı namazını camide kılmamız nasip oldu. İnşaallah sabahı da kılmak nasip olsun.Elhamdülillah yatsı namazını camide kılmamız nasip oldu. İnşaallah sabahı da kılmak nasip olsun. Gecemiz gündüzümüz ibadet gibi olsun. Gecemiz gündüzümüz ibadet gibi olsun.

Tabii Cuma günü akşam ezanı ile beraber girdi.Tabii Cuma günü akşam ezanı ile beraber girdi. Gündüze kadar devam edecek, Cuma namazını kılacağız. Gündüze kadar devam edecek, Cuma namazını kılacağız. Akşam ikindiden sonraya kadar bu mübarek gece, gündüz devam edecek.Akşam ikindiden sonraya kadar bu mübarek gece, gündüz devam edecek. Üzerine güneşin doğduğu zaman parçaları olarak en hayırlı gün Cuma günüdür. Üzerine güneşin doğduğu zaman parçaları olarak en hayırlı gün Cuma günüdür. En hayırlı gece Cuma gecesidir.En hayırlı gece Cuma gecesidir. Mevlid kandilleri senenin belli günlerinde zar zor insan görüyor, geliyorMevlid kandilleri senenin belli günlerinde zar zor insan görüyor, geliyor ama Cuma geceleri her zaman olduğundan bu cuma gecelerinin kadrini bilenlere ne mutlu.ama Cuma geceleri her zaman olduğundan bu cuma gecelerinin kadrini bilenlere ne mutlu. Bu gecelerde tabii cuma namazı için hazırlanın. Cuma namazı için hazırlanmanın şekli gusül abdesti almaktır.Bu gecelerde tabii cuma namazı için hazırlanın. Cuma namazı için hazırlanmanın şekli gusül abdesti almaktır. Gusül abdesti alırsa bir insan, Gusül abdesti alırsa bir insan,

men iğtesele yevme'l-cumu'ati. men iğtesele yevme'l-cumu'ati.

Kim Allah'a inanarak, sevabını Allah'tan bekleyerek gusül abdesti alırsa,Kim Allah'a inanarak, sevabını Allah'tan bekleyerek gusül abdesti alırsa, camiye gelir cuma namazı kılarsa 7 günlük günahı, 3 gün de ilavesi ile yani 10 günlük günahı silinir.camiye gelir cuma namazı kılarsa 7 günlük günahı, 3 gün de ilavesi ile yani 10 günlük günahı silinir. 10 günlük günahı affoluyor.10 günlük günahı affoluyor. Onun için yarın güzelce abdest alarak, güzel kokular sürünerek, Onun için yarın güzelce abdest alarak, güzel kokular sürünerek, temiz elbiselerle camiye erken gelmek cuma için, böyle itibar etmek, hazırlık yapmak uygundur. temiz elbiselerle camiye erken gelmek cuma için, böyle itibar etmek, hazırlık yapmak uygundur.

Ayrıca cuma günü Kehf sûresi vardır. Ayrıca cuma günü Kehf sûresi vardır.

On beşinci cüzdeki Kur'ân-ı Kerîm'in tam ortasıdır orası.On beşinci cüzdeki Kur'ân-ı Kerîm'in tam ortasıdır orası. Kehf sûresini okumak yine 10 günlük günahın affına sebeptir. Onun için o sûreyi de okumalı.Kehf sûresini okumak yine 10 günlük günahın affına sebeptir. Onun için o sûreyi de okumalı. O sûrenin faziletinden de mükâfatından da istifade etmeli. Cuma günü hasta ziyareti çok sevaptır.O sûrenin faziletinden de mükâfatından da istifade etmeli. Cuma günü hasta ziyareti çok sevaptır. Geçmişlerimizin kabirlerini ziyaret çok sevaptır. Fukaraya sadaka vermek çok sevaptır. Geçmişlerimizin kabirlerini ziyaret çok sevaptır. Fukaraya sadaka vermek çok sevaptır. Onları da ihmal etmezsiniz. Allah cumanızı mübarek etsin. Onları da ihmal etmezsiniz. Allah cumanızı mübarek etsin.

Ben yanımda iki kitap gezdiriyorum. Konuları kendim seçersem yanlış anlaşılır,Ben yanımda iki kitap gezdiriyorum. Konuları kendim seçersem yanlış anlaşılır, diye böyle kura ile çektirdim, şu sayfayı çektiler hacı amcalar, okuyorum çıkan hadisi. diye böyle kura ile çektirdim, şu sayfayı çektiler hacı amcalar, okuyorum çıkan hadisi.

Revâhu'l-Hâkim. Darü'l-Hadis isimli kitaptan 54. sayfada çıktı.Revâhu'l-Hâkim. Darü'l-Hadis isimli kitaptan 54. sayfada çıktı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kaderinize çıkan bu hadis-i şerifte diyor ki;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kaderinize çıkan bu hadis-i şerifte diyor ki; iki tane günah vardır ki, bâb kapı demek ama, yani iki kapı vardır ki cezası acele olarak verilir kula.iki tane günah vardır ki, bâb kapı demek ama, yani iki kapı vardır ki cezası acele olarak verilir kula. Kapıdan maksat: cins, çeşit. Yani günahın iki çeşidi vardır ki bazı günahlara Allah hemen cezasını vermez.Kapıdan maksat: cins, çeşit. Yani günahın iki çeşidi vardır ki bazı günahlara Allah hemen cezasını vermez. Tehir eder, belki tevbe edince affeder, pişmanlık duyunca silebilir. Tehir eder, belki tevbe edince affeder, pişmanlık duyunca silebilir. Ama iki tane günahın cezası hızla acele olarak verilir, iki cins günahın birisi el-bağyü ikincisi ve'l-ukûk.Ama iki tane günahın cezası hızla acele olarak verilir, iki cins günahın birisi el-bağyü ikincisi ve'l-ukûk. Bağyün, bağâ yebğî, bir kimseye haksızlık etmek, tecavüz etmek, onun hakkını çiğnemek,Bağyün, bağâ yebğî, bir kimseye haksızlık etmek, tecavüz etmek, onun hakkını çiğnemek, ona eza cefa vermek mânâsına geliyor. Asi olmak, yol kesmek gibi şeyler bunun içine giriyor.ona eza cefa vermek mânâsına geliyor. Asi olmak, yol kesmek gibi şeyler bunun içine giriyor. Hatta o gibi insanlara bâğî giderler. Hatta o gibi insanlara bâğî giderler. Yani böyle kötü işler yapan insana mesela namusunu satana falan da bâğî derler. Yani böyle kötü işler yapan insana mesela namusunu satana falan da bâğî derler. Demek ki böyle bağy, yasak. Tabii bunun yapılmaması lazım. Demek ki böyle bağy, yasak. Tabii bunun yapılmaması lazım.

İnnellahe ye'mürü bi'l-adl. Allah adaleti emrediyor, ve'l-ihsân, iyilik yapmayı emrediyor.İnnellahe ye'mürü bi'l-adl. Allah adaleti emrediyor, ve'l-ihsân, iyilik yapmayı emrediyor. Ve îtâi zi'l-kurbâ. Akrabayı gözetip onlara maddî mânevî yardımda bulunmayı emrediyor. Ve îtâi zi'l-kurbâ. Akrabayı gözetip onlara maddî mânevî yardımda bulunmayı emrediyor. Ve yenhâ. Üç şeyi sıralıyor âyet-i kerîme.Ve yenhâ. Üç şeyi sıralıyor âyet-i kerîme. Ani'l-fahşâi. Fuhşiyat, kötü şeylerden, ve'l-münkeri ve'l-bağyi, yani aklın ve şeriatın hoş görmediğiAni'l-fahşâi. Fuhşiyat, kötü şeylerden, ve'l-münkeri ve'l-bağyi, yani aklın ve şeriatın hoş görmediği ve bir de başka insanları ezalandıran, onları zarara uğratan şeyleri yapmayı da yasaklamış Allah.ve bir de başka insanları ezalandıran, onları zarara uğratan şeyleri yapmayı da yasaklamış Allah. Başkasına zarar veren, başkasının canını yakan zulüm gibi şeyler, onun cezası hemen gelir. Başkasına zarar veren, başkasının canını yakan zulüm gibi şeyler, onun cezası hemen gelir.

Neden? Şahsî bir iş değil, şahsî bir kusur değil.Neden? Şahsî bir iş değil, şahsî bir kusur değil. İnsan şahsî kendi başına bir kusur işlese belki tehir edilecek cevabı,İnsan şahsî kendi başına bir kusur işlese belki tehir edilecek cevabı, belki affedilecek ama başka insanlara gidince zararı o zaman işin içine kul hakkı giriyor.belki affedilecek ama başka insanlara gidince zararı o zaman işin içine kul hakkı giriyor. Kulun âhı geliyor, kulun mazlumluğu ortaya çıkıyor. Mazlumun duasını Allah çabuk kabul ediyor.Kulun âhı geliyor, kulun mazlumluğu ortaya çıkıyor. Mazlumun duasını Allah çabuk kabul ediyor. Hemen kabul eder. Alma mazlumun âhını çıkar aheste aheste.Hemen kabul eder. Alma mazlumun âhını çıkar aheste aheste. Mutlaka Allah zalimden mazlumun âhını çıkartır. Âhını yani cezasını verir onun. Mutlaka Allah zalimden mazlumun âhını çıkartır. Âhını yani cezasını verir onun. Mutlaka burnundan fitil fitil gelir. Mutlaka burnundan fitil fitil gelir.

Onun için muhterem kardeşlerim günahların hiçbirini yapmamaya çalışalım ama başkasına zarar veren,Onun için muhterem kardeşlerim günahların hiçbirini yapmamaya çalışalım ama başkasına zarar veren, zararı başkasını da ilgilendiren,zararı başkasını da ilgilendiren, şahsın kendisinde kalmayan günahları yapmamaya daha da dikkat etmeli.şahsın kendisinde kalmayan günahları yapmamaya daha da dikkat etmeli. Çünkü işin içine bu sefer o kulla helalleşmek meselesi de giriyor. Kolay değil.Çünkü işin içine bu sefer o kulla helalleşmek meselesi de giriyor. Kolay değil. Onu ya bulursun ya bulamazsın. Adam ya helal eder ya helal etmez.Onu ya bulursun ya bulamazsın. Adam ya helal eder ya helal etmez. Canı yanmıştır, âhirette seninle hesaplaşırım ben der.Canı yanmıştır, âhirette seninle hesaplaşırım ben der. Allah şöyle yapsın böyle yapsın, yani beddua eder falan.Allah şöyle yapsın böyle yapsın, yani beddua eder falan. Ama kul hakkı üzerinize almayın, kulları ezalandırmayın, cefalandırmayın. Ama kul hakkı üzerinize almayın, kulları ezalandırmayın, cefalandırmayın. Üzmeyin, zulmetmeyin, haksızlık etmeyin. Şahsen yapılan kusurlar gibi değildir bunlar. Üzmeyin, zulmetmeyin, haksızlık etmeyin. Şahsen yapılan kusurlar gibi değildir bunlar.

Gıybet bile böyledir. Gıybet eden kimse gıybet ettiği kimseyle helalleşecek.Gıybet bile böyledir. Gıybet eden kimse gıybet ettiği kimseyle helalleşecek. "Yâ Rabbi! Affet!" falan demekle olmaz gidecek ona bildirecek. "Yâ Rabbi! Affet!" falan demekle olmaz gidecek ona bildirecek. Helalleşecek, aleyhinde konuşuyor onu zarara uğratıyor, haberi yok.Helalleşecek, aleyhinde konuşuyor onu zarara uğratıyor, haberi yok. "Ben tevbe ettim." Tevbe ettin ama zarar ona ulaştı, sen konuştun aleyhte,"Ben tevbe ettim." Tevbe ettin ama zarar ona ulaştı, sen konuştun aleyhte, zarar hâsıl oldu sen şimdi tevbe ediyorsun. Zarar ne olacak? Kırılan dökülen ne olacak, ortadaki zarar?zarar hâsıl oldu sen şimdi tevbe ediyorsun. Zarar ne olacak? Kırılan dökülen ne olacak, ortadaki zarar? O adamın namusuna gölge düştü, hakkında yanlış şeyler düşünüldü.O adamın namusuna gölge düştü, hakkında yanlış şeyler düşünüldü. Herkes ona kızdı bağırdı çağırdı, o ne olacak? İşte ne yapalım ettik bir kere… Herkes ona kızdı bağırdı çağırdı, o ne olacak? İşte ne yapalım ettik bir kere… Git bakalım helalleş. Bir helalliğini al bakalım. Ya verir ya vermez. Git bakalım helalleş. Bir helalliğini al bakalım. Ya verir ya vermez.

Ben akrabadan birisini hatırlıyorum. Küçükken çok dövermiş yeğenini. Sonra yaşlandı anladı hanyayı konyayı.Ben akrabadan birisini hatırlıyorum. Küçükken çok dövermiş yeğenini. Sonra yaşlandı anladı hanyayı konyayı. Ondan sonra o dövdüğü yeğeninden özür dilemeye gidiyor. O da vermedi helalliğini, vermem dedi.Ondan sonra o dövdüğü yeğeninden özür dilemeye gidiyor. O da vermedi helalliğini, vermem dedi. Ben onu sokağın öbür başında görünce, korkumdan altımı ıslatıyordum dedi affedersiniz.Ben onu sokağın öbür başında görünce, korkumdan altımı ıslatıyordum dedi affedersiniz. O kadar dövermiş yani o kadar korkutmuş. Şimdi helal etmem dedi. O kadar dövermiş yani o kadar korkutmuş. Şimdi helal etmem dedi. O zaman dövdü dövdü, şimdi aklı başına geldi, helal et. Etmem, âhirette hesabını istiyorum dedi. O zaman dövdü dövdü, şimdi aklı başına geldi, helal et. Etmem, âhirette hesabını istiyorum dedi. Onun için kul hakkı çok mühimdir aman aziz ve muhterem kardeşlerim. Bu nasihat çıktı size.Onun için kul hakkı çok mühimdir aman aziz ve muhterem kardeşlerim. Bu nasihat çıktı size. Hiç günah işlememek en iyisi ama başkasına zarar veren günahı işlememek daha önemli.Hiç günah işlememek en iyisi ama başkasına zarar veren günahı işlememek daha önemli. Kul hakkı almamak, başkasını zarara uğratmamak çok önemli, bu bir. Bilmiyorum anlatabildim mi. Kul hakkı almamak, başkasını zarara uğratmamak çok önemli, bu bir. Bilmiyorum anlatabildim mi.

İkincisi de ukûk. Ukûk anneye babaya âsi olmak demek.İkincisi de ukûk. Ukûk anneye babaya âsi olmak demek. Ukûku'l-vâlideyn derler, ana babaya karşı gelmek. Evlat nasıl olacak?Ukûku'l-vâlideyn derler, ana babaya karşı gelmek. Evlat nasıl olacak? Elini öpecek, ayağını öpecek, anasına babasına hizmet edecek. Duasını almaya çalışacak. Elini öpecek, ayağını öpecek, anasına babasına hizmet edecek. Duasını almaya çalışacak. Öyle yapmıyor, âsi olmuş bayrak açmış, karşı gelmiş, anasının babasının kalbini kırmış, üzmüş. Öyle yapmıyor, âsi olmuş bayrak açmış, karşı gelmiş, anasının babasının kalbini kırmış, üzmüş. Bunun da cezası hemen gelir. Pattadak gelir ceza, yıldırım gibi kafasına iner. Bunun da cezası hemen gelir. Pattadak gelir ceza, yıldırım gibi kafasına iner. Ukûku'l-vâlideyn de çok büyük bir şey. Ukûku'l-vâlideyn de çok büyük bir şey. Bir kulun annesinin babasının hayatına yetişip de cenneti kazanamaması çok büyük bir mahrumiyettir. Bir kulun annesinin babasının hayatına yetişip de cenneti kazanamaması çok büyük bir mahrumiyettir.

Neden? Duasını aldı mı Allah onun duasını kabul eder. Cennete sokar, fırsatı kaçırıyor.Neden? Duasını aldı mı Allah onun duasını kabul eder. Cennete sokar, fırsatı kaçırıyor. Kolay bir şeyi kaçırıyor. Ana baba evladını sevmez mi? Sever. Her türlü fedakârlığı yapar.Kolay bir şeyi kaçırıyor. Ana baba evladını sevmez mi? Sever. Her türlü fedakârlığı yapar. Kuzguna yavrusu şirin görünürmüş. Kuzgun ama anası onu güzel görür. Babası onu güzel görür, sever.Kuzguna yavrusu şirin görünürmüş. Kuzgun ama anası onu güzel görür. Babası onu güzel görür, sever. Tarafgirdir yani objektif değildir ona karşı.Tarafgirdir yani objektif değildir ona karşı. Zaten sevme durumunda olan bir insanın bile sevgisini kazanamamışsa o zaman burnu yerde sürter o adamın. Zaten sevme durumunda olan bir insanın bile sevgisini kazanamamışsa o zaman burnu yerde sürter o adamın.

Annemiz varsa babamız sağsa dua edeceksiniz.Annemiz varsa babamız sağsa dua edeceksiniz. Gönlünü alacaksınız, hizmet edeceksiniz, ikram edeceksiniz.Gönlünü alacaksınız, hizmet edeceksiniz, ikram edeceksiniz. Hediye vereceksiniz, nağme yapacaksınız, politika yapacaksınız.Hediye vereceksiniz, nağme yapacaksınız, politika yapacaksınız. Ne yapıp yapıp annenizin babanızın rızasını alacaksınız.Ne yapıp yapıp annenizin babanızın rızasını alacaksınız. Bir evlat annesinin babasının hayır duasını aldı mı babasına şöyle bir rıza gözüyle baktırsa Bir evlat annesinin babasının hayır duasını aldı mı babasına şöyle bir rıza gözüyle baktırsa bir köle âzâd ettirmiş gibi sevap alır. Onun için çok önemlidir bu nokta.bir köle âzâd ettirmiş gibi sevap alır. Onun için çok önemlidir bu nokta. Anne ve babaya itaatli evlat olmak, duasını almak. Anne ve babaya itaatli evlat olmak, duasını almak.

Anneye babaya âsi olmak en büyük, en şiddetli,Anneye babaya âsi olmak en büyük, en şiddetli, hemen belasını bulmaya sebeptir Allah'ın tokadının, şamarının gelmesine sebeptir. hemen belasını bulmaya sebeptir Allah'ın tokadının, şamarının gelmesine sebeptir. Güzel hizmet etmek de en güzel dereceleri almaya ve cennete girmeye sebeptir. Onun için denilmiş, Güzel hizmet etmek de en güzel dereceleri almaya ve cennete girmeye sebeptir. Onun için denilmiş,

Annelerin ayağı altındadır cennet. Kaldır bakayım ayağını nasılmış cennet, öyle değil.Annelerin ayağı altındadır cennet. Kaldır bakayım ayağını nasılmış cennet, öyle değil. Yani ayağının altı gibi olacaksın. Ayağına kapanacaksın.Yani ayağının altı gibi olacaksın. Ayağına kapanacaksın. İşte orada cennet, o kadar hizmet ve hürmet ettiğin zaman olacak. İşte orada cennet, o kadar hizmet ve hürmet ettiğin zaman olacak.

Tabii muhterem kardeşlerim Peygamber Efendimiz mi daha kıymetliydiTabii muhterem kardeşlerim Peygamber Efendimiz mi daha kıymetliydi Peygamber Efendimiz'in ashabının gözünde, kendi anneleri babaları mı? Peygamber Efendimiz'in ashabının gözünde, kendi anneleri babaları mı? Şek ve şüphe yok Peygamber Efendimiz daha kıymetliydi. Hoca mı daha kıymetlidir, anne baba mı? Şek ve şüphe yok Peygamber Efendimiz daha kıymetliydi. Hoca mı daha kıymetlidir, anne baba mı? Kendisine din yolunu öğreten hoca anne babadan daha kıymetlidir.Kendisine din yolunu öğreten hoca anne babadan daha kıymetlidir. Onun için İmam Ali radıyallahu anh ve kerremallahu vecheh Onun için İmam Ali radıyallahu anh ve kerremallahu vecheh bana bir harf öğreten beni kendisine köle eder buyurmuş.bana bir harf öğreten beni kendisine köle eder buyurmuş. Köle yapar beni kendisine, kölesi olurum demek yani bana harf öğretenin.Köle yapar beni kendisine, kölesi olurum demek yani bana harf öğretenin. Tabii anne babaya hürmetten daha âlâsı, daha üstünü hocaya hürmettir. Tabii anne babaya hürmetten daha âlâsı, daha üstünü hocaya hürmettir. Bu hürmetlerde dikkatli olalım. Kusurlu olmayalım. Bu hürmetlerde dikkatli olalım. Kusurlu olmayalım.

Bir başka hadîs-i şerîfte böyle buyuruluyor.Bir başka hadîs-i şerîfte böyle buyuruluyor. Küçüklerimize merhamet etmeyen büyüklerimizin hakkını yerine getirmeyen bizden değildir.Küçüklerimize merhamet etmeyen büyüklerimizin hakkını yerine getirmeyen bizden değildir. Siliyor Resûlullah defterden. Büyüğe hürmet edecek, İslâm toplumu böyle muhabbetli bir toplum olacak.Siliyor Resûlullah defterden. Büyüğe hürmet edecek, İslâm toplumu böyle muhabbetli bir toplum olacak. Böyle olmadığı zaman Resûlullah defterden siliyor. Bizden değildir.Böyle olmadığı zaman Resûlullah defterden siliyor. Bizden değildir. Ne kadar kötü bir durum. Buna dikkat edelim bir. Ne kadar kötü bir durum. Buna dikkat edelim bir.

Ondan sonra öbür kitaptan açılmış bir büyüklerimizden evliyaullahtan birinin sözünü okuyacağım.Ondan sonra öbür kitaptan açılmış bir büyüklerimizden evliyaullahtan birinin sözünü okuyacağım. O da İbni Hâcer-i Askalânî'nin Münebbihât'ıdır. Güzel bir kitaptır. Birinci hadîs-i şerîf bu.O da İbni Hâcer-i Askalânî'nin Münebbihât'ıdır. Güzel bir kitaptır. Birinci hadîs-i şerîf bu. İlimle meşgul olmak sevap da ondan Cuma gecesinde sevaplı iş yapmış olmak için. İlimle meşgul olmak sevap da ondan Cuma gecesinde sevaplı iş yapmış olmak için. Yani gidince hemen yatacak mısınız, belki televizyonun karşısına geçersiniz.Yani gidince hemen yatacak mısınız, belki televizyonun karşısına geçersiniz. Öyle yapmak yerine hadis dinlemek daha iyi. Öyle yapmak yerine hadis dinlemek daha iyi.

İkinci hadîs-i şerîf. İkinci hadîs-i şerîf.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh. Peygamber Efendimiz anlatıyor. Bu'istü. Ben peygamber gönderildim.Ebû Hüreyre radıyallahu anh. Peygamber Efendimiz anlatıyor. Bu'istü. Ben peygamber gönderildim. Bi-cevami'i'l-kelim. Az, kısa, birkaç kelimeyle çok güzel sözler söyleme kabiliyetiyle gönderildim.Bi-cevami'i'l-kelim. Az, kısa, birkaç kelimeyle çok güzel sözler söyleme kabiliyetiyle gönderildim. Bu hadîs-i şerîflerde böyle birkaç kelime ile ne güzel mânâlar anlatıyor Peygamber Efendimiz. Bu hadîs-i şerîflerde böyle birkaç kelime ile ne güzel mânâlar anlatıyor Peygamber Efendimiz. Bu, Allah tarafından verilmiş bir meziyet, kabiliyet.Bu, Allah tarafından verilmiş bir meziyet, kabiliyet. Efendimiz Arab'ın, Acem'in en fasihi idi, en güzel konuşanı idi.Efendimiz Arab'ın, Acem'in en fasihi idi, en güzel konuşanı idi. Araplar şaşırırdı, "Bunları nereden öğrendin ya Resûlallah? Biz bu kelimeleri ilk defa senden duyuyoruz." derlerdi.Araplar şaşırırdı, "Bunları nereden öğrendin ya Resûlallah? Biz bu kelimeleri ilk defa senden duyuyoruz." derlerdi. Çok güzel konuşurdu. Ve çok tesirli konuşurdu tane tane konuşurdu, harfler sayılacak gibi konuşurdu. Çok güzel konuşurdu. Ve çok tesirli konuşurdu tane tane konuşurdu, harfler sayılacak gibi konuşurdu.

Bana bu kabiliyet verildi diyor Peygamber Efendimiz.Bana bu kabiliyet verildi diyor Peygamber Efendimiz. Âmennâ ve saddaknâ, hadîs-i şerîflerini biliyoruz, başımızın tacıdır.Âmennâ ve saddaknâ, hadîs-i şerîflerini biliyoruz, başımızın tacıdır. Hakikaten hayatımızın en güzel prensipleri, inciler gibi ağzından dökülmüş.Hakikaten hayatımızın en güzel prensipleri, inciler gibi ağzından dökülmüş. Torbalara doldurulan cevherler gibi kitaplara yazılmış. Bize kadar gelmiş elhamdülillah. Her birisi cevher. Torbalara doldurulan cevherler gibi kitaplara yazılmış. Bize kadar gelmiş elhamdülillah. Her birisi cevher.

Düşmanımın kalbine korku salmakla mansur kılındım ben.Düşmanımın kalbine korku salmakla mansur kılındım ben. Yani Allah bana öyle bir meziyet verdi ki benim düşmanıma benim korkum gider.Yani Allah bana öyle bir meziyet verdi ki benim düşmanıma benim korkum gider. Onun kalbini tesir altına alır, titretir. Bu hadîs-i şerîfte söylenmiyor ama 1 aylık mesafedeki düşman.Onun kalbini tesir altına alır, titretir. Bu hadîs-i şerîfte söylenmiyor ama 1 aylık mesafedeki düşman. Peygamber Efendimiz burada duruyor; düşman bir aylık uzaklıkta, bir ay sonra gelinecek yolda.Peygamber Efendimiz burada duruyor; düşman bir aylık uzaklıkta, bir ay sonra gelinecek yolda. Peygamber Efendimiz'in heybeti, korkusu o herifin kalbini hoplatır, yüreğini ağzına getirir.Peygamber Efendimiz'in heybeti, korkusu o herifin kalbini hoplatır, yüreğini ağzına getirir. Efendimiz'in meziyeti bu. Efendimiz'in şevketi bu, Efendimiz'in mehabeti bu. Efendimiz'in meziyeti bu. Efendimiz'in şevketi bu, Efendimiz'in mehabeti bu.

Peygamber Efendimiz güzeller güzeli idi. Dünyanın en güzel insanı.Peygamber Efendimiz güzeller güzeli idi. Dünyanın en güzel insanı. Hepsi aşıktı Peygamber Efendimiz'e, sahabesinin hepsi aşıktı rıdvanullahi aleyhim ecmaîn. Hepsi aşıktı Peygamber Efendimiz'e, sahabesinin hepsi aşıktı rıdvanullahi aleyhim ecmaîn.

Onu anlatmak isteyen derdi ki; ondan önce de ondan sonra da onun gibisini hiç görmedim.Onu anlatmak isteyen derdi ki; ondan önce de ondan sonra da onun gibisini hiç görmedim. Öyle bir insandı yani emsalsiz bir insandı. Ama bir de heybeti vardı.Öyle bir insandı yani emsalsiz bir insandı. Ama bir de heybeti vardı. Kapıdan gelen Resûlullah Efendimiz'i bir gördü mü tir tir titremeye başlardı, var böyle misaller.Kapıdan gelen Resûlullah Efendimiz'i bir gördü mü tir tir titremeye başlardı, var böyle misaller. Kapıdan giriyor, Resûlullah karşısında eli ayağı titremeye başlıyor.Kapıdan giriyor, Resûlullah karşısında eli ayağı titremeye başlıyor. "Korkma, ben melik değilim, hükümdar değilim." filan diyor."Korkma, ben melik değilim, hükümdar değilim." filan diyor. Tabii ilk önce heybeti tesir ederdi Peygamber Efendimiz'in.Tabii ilk önce heybeti tesir ederdi Peygamber Efendimiz'in. Konuştukça da sözü sohbeti eritirdi insanları. Ve sonunda hepsi aşık olurdu. Hepsi hayran olurdu.Konuştukça da sözü sohbeti eritirdi insanları. Ve sonunda hepsi aşık olurdu. Hepsi hayran olurdu. İşte Peygamber Efendimiz'e verilen bir meziyet de düşmanı bir aylık mesafeden Efendimiz'den korkardı titrerdi.İşte Peygamber Efendimiz'e verilen bir meziyet de düşmanı bir aylık mesafeden Efendimiz'den korkardı titrerdi. Böyle heybeti vardı. Böyle heybeti vardı.

Bu heybet mü'min-i kâmillerde de vardır Peygamber Efendimiz'den miras olarak.Bu heybet mü'min-i kâmillerde de vardır Peygamber Efendimiz'den miras olarak. Onların da heybeti vardır, alimallah kimse gık diyemez. Onların da heybeti vardır, alimallah kimse gık diyemez. Heybetli ak sakalıyla, beyaz kavuğuyla yürür geçer kimse gık diyemez.Heybetli ak sakalıyla, beyaz kavuğuyla yürür geçer kimse gık diyemez. Ve müslüman mücahitlerden öyle korkar düşmanlar, ödleri patlar. Ve müslüman mücahitlerden öyle korkar düşmanlar, ödleri patlar.

Sübhâne Rabbike Rabbi'l-izzeti ammâ yesıfûn ve selamün ale'l-mürselîn.Sübhâne Rabbike Rabbi'l-izzeti ammâ yesıfûn ve selamün ale'l-mürselîn. Ve'l-hamdü lillahi Rabbi'l-âlemîn. el-Fâtiha. Ve'l-hamdü lillahi Rabbi'l-âlemîn. el-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2