Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Din Giderse Toplum Çöker

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

30 Recep 1419 / 20.11.1998
AKRA- Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh

Allah'ın rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Allah'ın rahmeti, bereketi üzerinize olsun.

Allah nice mübarek günlere, aylara, yıllara, gecelere, kandillere erdirsin.Allah nice mübarek günlere, aylara, yıllara, gecelere, kandillere erdirsin. Dünya ve âhiret saadetine cümlenizi nâil eylesin. Dünya ve âhiret saadetine cümlenizi nâil eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'den Abdullah b. Ömer radıyallahu anh'ınPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'den Abdullah b. Ömer radıyallahu anh'ın rivayet ettiği ve hadis alimi Deylemî'nin Müsnedü'l-Firdevs adlı kitabına kaydettiğine görerivayet ettiği ve hadis alimi Deylemî'nin Müsnedü'l-Firdevs adlı kitabına kaydettiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuşlar ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuşlar ki;

Vellezî beasenî bi'l-hakki le-yekûnenne ba'dî fetretün fî ümmetîVellezî beasenî bi'l-hakki le-yekûnenne ba'dî fetretün fî ümmetî yübteğâ fîhe'l-mâlü min ğayri hıllihî ve yüsfekü fîhe'ddimâu ve yüstebdelü bihe'şşi'ru mine'l-Kur'ân. yübteğâ fîhe'l-mâlü min ğayri hıllihî ve yüsfekü fîhe'ddimâu ve yüstebdelü bihe'şşi'ru mine'l-Kur'ân.

Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz istikbalde, kendisinin zamanından sonraPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz istikbalde, kendisinin zamanından sonra Ümmet-i Muhammed'in üzerinde, içinde olacak bazı olayları haber vermiştir.Ümmet-i Muhammed'in üzerinde, içinde olacak bazı olayları haber vermiştir. Allah evveli âhiri, geçmişi geleceği bildiği için,Allah evveli âhiri, geçmişi geleceği bildiği için, sevgili kulu Muhammed-i Mustafâ'sına bildirdiği için,sevgili kulu Muhammed-i Mustafâ'sına bildirdiği için, Peygamber Efendimiz de ibret olsun, tedbir alalım, dikkat edelim diye bize bildirmiştir. Peygamber Efendimiz de ibret olsun, tedbir alalım, dikkat edelim diye bize bildirmiştir.

Lâ ya'lemü men fi'ssemâvâti ve'l-arzi'l-ğaybe illallâh.1 "Gaybı Allah'tan başka kimse bilmez." Lâ ya'lemü men fi'ssemâvâti ve'l-arzi'l-ğaybe illallâh.1 "Gaybı Allah'tan başka kimse bilmez."

Ama Allah kime ihsân etmişse, bildirdikleri bilirler.Ama Allah kime ihsân etmişse, bildirdikleri bilirler. Peygamberlere mucizeler vermiştir, evliyâlara da kerametler vermiştir. Peygamberlere mucizeler vermiştir, evliyâlara da kerametler vermiştir.

Kerâmâtü'l-evliyâi hakkun. "Allah'ın evliyâsının kerameti de haktır",Kerâmâtü'l-evliyâi hakkun. "Allah'ın evliyâsının kerameti de haktır", olağanüstü olaylardır; onlar da bilirler. olağanüstü olaylardır; onlar da bilirler.

Nasıl bilir, kendiliğinden mi? Nasıl bilir, kendiliğinden mi?

Hayır, Allah bildirdiği için biliyor. Allah bildirmişse bilir, öğretirse öğrenir. Hayır, Allah bildirdiği için biliyor. Allah bildirmişse bilir, öğretirse öğrenir.

Buyurmuş ki Peygamber Efendimiz; Buyurmuş ki Peygamber Efendimiz;

Vellezî beasenî bi'l-hakkı. "Beni hak bir görevle, hak peygamberlik vazifesi ileVellezî beasenî bi'l-hakkı. "Beni hak bir görevle, hak peygamberlik vazifesi ile insanlara Allah'ın emirlerini ileteyim diye görevlendirerek peygamber tayin etmiş,insanlara Allah'ın emirlerini ileteyim diye görevlendirerek peygamber tayin etmiş, seçmiş ve insanlığa göndermiş olana and olsun ki..." seçmiş ve insanlığa göndermiş olana and olsun ki..."

Allah'a and içiyor, "vallahi" demiş oluyor, yemin ediyor.Allah'a and içiyor, "vallahi" demiş oluyor, yemin ediyor. "Kendisini Allah'ın gönderdiği" cümlesi ile yemin ediyor. "Kendisini Allah'ın gönderdiği" cümlesi ile yemin ediyor.

Onu peygamber gönderen Allah... Allah Peygamber Efendimiz'i elbette kendi emirleriniOnu peygamber gönderen Allah... Allah Peygamber Efendimiz'i elbette kendi emirlerini tebliğ etmek için âhir zaman peygamberi olarak, hakkı tebliğ etsin diye, Kur'an'ı bildirsin diye,tebliğ etmek için âhir zaman peygamberi olarak, hakkı tebliğ etsin diye, Kur'an'ı bildirsin diye, Allah'ın emirlerini, yasaklarını kullara tebliğ eylesin diye göndermiştir. Allah'ın emirlerini, yasaklarını kullara tebliğ eylesin diye göndermiştir.

"Beni hak ile ba's edene, gönderene and olsun ki"Beni hak ile ba's edene, gönderene and olsun ki le-yekûnenne ba'dî fetretün fî ümmetî benden sonra mutlaka ve mutlaka ümmetimde bir fetret olacak." le-yekûnenne ba'dî fetretün fî ümmetî benden sonra mutlaka ve mutlaka ümmetimde bir fetret olacak."

Fetret devri ne demek? Fetret devri ne demek?

Bir gevşeme devri... Osmanlılarda da Timur ile Yıldırım Bayezid arasındaki savaştan sonraBir gevşeme devri... Osmanlılarda da Timur ile Yıldırım Bayezid arasındaki savaştan sonra devlet bir şaşırdı, cihat işleri aksadı, fütûhât bir asır geriledi, çok ziyanlar, zararlar oldu.devlet bir şaşırdı, cihat işleri aksadı, fütûhât bir asır geriledi, çok ziyanlar, zararlar oldu. İki müslüman, hatta aynı ırktan iki ordunun çarpışması bir fetrete sebep oldu. İki müslüman, hatta aynı ırktan iki ordunun çarpışması bir fetrete sebep oldu.

Peygamber Efendimiz de Hz. İsa'dan sonra uzunca zaman devam eden bir fetret devresinden sonraPeygamber Efendimiz de Hz. İsa'dan sonra uzunca zaman devam eden bir fetret devresinden sonra peygamber gönderildi. Yani peygambersiz, bulanık, karışık gevşeme devresi... peygamber gönderildi. Yani peygambersiz, bulanık, karışık gevşeme devresi...

Peygamber Efendimiz de bu kelimeyi kullanıyor.Peygamber Efendimiz de bu kelimeyi kullanıyor. "Benden sonra ümmetimin içinde bir gevşeme, bir boşluk, bir fütur olacak." diyor."Benden sonra ümmetimin içinde bir gevşeme, bir boşluk, bir fütur olacak." diyor. Nasıl bir fütur, bu füturun şartlarını söylüyor: Nasıl bir fütur, bu füturun şartlarını söylüyor:

Yübteğâ fîhe'l-mâlü min ğayri hıllihî.Yübteğâ fîhe'l-mâlü min ğayri hıllihî. "İleride, benden sonra, Asr-ı Saadet geçtikten sonra gelecek"İleride, benden sonra, Asr-ı Saadet geçtikten sonra gelecek bu gevşeme devresinde, İslâm'dan uzaklaşma devresinde,bu gevşeme devresinde, İslâm'dan uzaklaşma devresinde, mal helal olmayan kaynaklardan kazanılmaya çalışılacak, oradan elde edilecek.mal helal olmayan kaynaklardan kazanılmaya çalışılacak, oradan elde edilecek. O devirde helal olmayan yerlerden, haram yerlerden, rüşvetle, hırsızlıkla, aldatmakla, zulümle;O devirde helal olmayan yerlerden, haram yerlerden, rüşvetle, hırsızlıkla, aldatmakla, zulümle; Allah'ın yasak kıldığı çeşitli gayrimeşru kazanç yollarıyla mal kazanılmaya başlayacak." Allah'ın yasak kıldığı çeşitli gayrimeşru kazanç yollarıyla mal kazanılmaya başlayacak."

Ve yüsfekü fîhe'ddimâu. "Bu fetret devrinde yine haksız yere çok kanlar dökülecek;Ve yüsfekü fîhe'ddimâu. "Bu fetret devrinde yine haksız yere çok kanlar dökülecek; kâtillikler olacak, çarpışmalar, vuruşmalar, çatışmalar olacak..." kâtillikler olacak, çarpışmalar, vuruşmalar, çatışmalar olacak..."

Ve yüstebdelü bihe'şşi'ru mine'l-Kur'ân. "O devirde Kur'an'ın yerine millet şiiri tercih edecek,Ve yüstebdelü bihe'şşi'ru mine'l-Kur'ân. "O devirde Kur'an'ın yerine millet şiiri tercih edecek, şiir okuyacak. Kur'an'ı kenara bırakacak da şiirle meşgul olacak.şiir okuyacak. Kur'an'ı kenara bırakacak da şiirle meşgul olacak. Kur'an yerine şiir geçecek, Kur'an'a şiir bedel tutulacak." buyuruyor. Kur'an yerine şiir geçecek, Kur'an'a şiir bedel tutulacak." buyuruyor.

Bunların hepsi çok kötü şeyler tabii...Bunların hepsi çok kötü şeyler tabii... Haramdan mal kazanmak çok kötü, Allah'ın cezalandıracağı çok yanlış bir şey..Yiyen de hayrını görmez.Haramdan mal kazanmak çok kötü, Allah'ın cezalandıracağı çok yanlış bir şey..Yiyen de hayrını görmez. Böyle haramdan mal kazanılan toplum da bir çöküş içinde demektir, o da kötü bir şey... Böyle haramdan mal kazanılan toplum da bir çöküş içinde demektir, o da kötü bir şey...

Haksız yere kanlar dökülecek. Demek ki insanlar Allah'tan korkmayacaklar,Haksız yere kanlar dökülecek. Demek ki insanlar Allah'tan korkmayacaklar, cana kıymaktan çekinmeyecekler. Birbirlerine saldıracaklar, vuracaklar, kıracaklar.cana kıymaktan çekinmeyecekler. Birbirlerine saldıracaklar, vuracaklar, kıracaklar. Kan davası, yol kesme, haydutluk, hırsızlık, çeşitli şekillerle müslüman müslümanın kanını dökemez,Kan davası, yol kesme, haydutluk, hırsızlık, çeşitli şekillerle müslüman müslümanın kanını dökemez, olmaz, haram!.. Ama döküyor, öldürüyor, kâtillik yapıyor. olmaz, haram!.. Ama döküyor, öldürüyor, kâtillik yapıyor.

Neden? Neden?

Allah korkusu kalmıyor, fetret devri çünkü... Haramdan mal alıyor, neden? Çünkü Allah'tan korkmuyor.Allah korkusu kalmıyor, fetret devri çünkü... Haramdan mal alıyor, neden? Çünkü Allah'tan korkmuyor. Hesabının sorulacağını, âhirette burnundan fitil fitil geleceğini,Hesabının sorulacağını, âhirette burnundan fitil fitil geleceğini, hatta dünyada da haramdan bir kârı olmayacağını düşünmüyor.hatta dünyada da haramdan bir kârı olmayacağını düşünmüyor. Kur'an'ı bırakıyor da millet şiirle, edebiyatla, boş şeylerle, lehviyatla, eğlencelerle,Kur'an'ı bırakıyor da millet şiirle, edebiyatla, boş şeylerle, lehviyatla, eğlencelerle, keyifli şeylerle meşgul oluyor. keyifli şeylerle meşgul oluyor.

Hâlbuki Kur'ân-ı Kerîm Allah'ın kelâmı, Allah'ın emirleri var içinde, ciddi bir iş;Hâlbuki Kur'ân-ı Kerîm Allah'ın kelâmı, Allah'ın emirleri var içinde, ciddi bir iş; onu herkesin öğrenmesi lazım! Allah'ın kelâmını öğrenmek her müslümanın boynunun borcu,onu herkesin öğrenmesi lazım! Allah'ın kelâmını öğrenmek her müslümanın boynunun borcu, farzlardan önce farz...farzlardan önce farz... Allah'ın emirlerini öğrenecek de emrini tutacak; yasaklarını öğrenecek de yasaklarından kaçacak. Allah'ın emirlerini öğrenecek de emrini tutacak; yasaklarını öğrenecek de yasaklarından kaçacak.

"Müslümanım" diyor, İslâm'dan hiç haberi yok... "Müslümanım" diyor, İslâm'dan hiç haberi yok...

Haramdan kazanıldığı zaman mal hayır etmez.Haramdan kazanıldığı zaman mal hayır etmez. Âhirette Allah haram yiyeni mutlaka cehenneme atar, cayır cayır cehennemde yakar.Âhirette Allah haram yiyeni mutlaka cehenneme atar, cayır cayır cehennemde yakar. Ama dünyada da hayır görmez; ya çocuğunda, ya malında, ya evinde, ya ailesinde ya kendi vücudundaAma dünyada da hayır görmez; ya çocuğunda, ya malında, ya evinde, ya ailesinde ya kendi vücudunda haramdan dolayı bir zarar olur.haramdan dolayı bir zarar olur. Amansız hastalığa tutulur, yangın olur, işyeri yanar, hırsız girer, bir zararı olur. Amansız hastalığa tutulur, yangın olur, işyeri yanar, hırsız girer, bir zararı olur.

Bunun bir misali olarak kardeşlerimizden birisinin hatırasını dinledik.Bunun bir misali olarak kardeşlerimizden birisinin hatırasını dinledik. İbretli geldi, hepimiz "Allah Allah" dedik.İbretli geldi, hepimiz "Allah Allah" dedik. Size de bilgi olarak, bu hadîs-i şerîften misal olsun diye anlatayım.Size de bilgi olarak, bu hadîs-i şerîften misal olsun diye anlatayım. Yani haramdan mal kazanılınca hem âhirette cezası olacak ama dünyada da faydası olmayacak,zararı olacak. Yani haramdan mal kazanılınca hem âhirette cezası olacak ama dünyada da faydası olmayacak,zararı olacak.

Burada [Avustralya'da] hocalık yapan bir kardeşimiz bir zaman Türkiye'de bizim talebemizdi.Burada [Avustralya'da] hocalık yapan bir kardeşimiz bir zaman Türkiye'de bizim talebemizdi. Ben [onu] buraya [Avustralya'ya] hocalık yapsın, İslâm'ın emirlerini öğretsin,Ben [onu] buraya [Avustralya'ya] hocalık yapsın, İslâm'ın emirlerini öğretsin, İslâm'ın yayılmasına vesile olsun, diye göndermiştim. İslâm'ın yayılmasına vesile olsun, diye göndermiştim.

Allah rahmet eylesin, Ârif Nihat Asya'nın ne kadar güzel bir şiiri var: Allah rahmet eylesin, Ârif Nihat Asya'nın ne kadar güzel bir şiiri var:

Yürü: Hâlâ ne diye oyunda oynaştasın? Yürü: Hâlâ ne diye oyunda oynaştasın?

Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın! Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!

Ne güzel bir söz! Rahmetli aynı zamanda Mevlevî dervişi idi. Kendisiyle tanışmıştık, şerefyâb olmuştuk.Ne güzel bir söz! Rahmetli aynı zamanda Mevlevî dervişi idi. Kendisiyle tanışmıştık, şerefyâb olmuştuk. Çok güzel söylemiş. Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaş, 22 yaş; insanın genç olduğu bir zaman. Çok güzel söylemiş. Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaş, 22 yaş; insanın genç olduğu bir zaman.

Onlar Türkiye'de öğrenci iken, yaz tatillerini boşa geçirmeyelim, eğlenceyle geçirmeyelim,Onlar Türkiye'de öğrenci iken, yaz tatillerini boşa geçirmeyelim, eğlenceyle geçirmeyelim, ilim öğrenelim diye; tefsir okunsun, hadis okunsun, fıkıh öğrenilsin,ilim öğrenelim diye; tefsir okunsun, hadis okunsun, fıkıh öğrenilsin, bilmeyen gençler namaz kılmayı öğrensin diye deniz kenarında bir yer tutmuşlar.bilmeyen gençler namaz kılmayı öğrensin diye deniz kenarında bir yer tutmuşlar. Gençler, aynı yaşta insanlar toplanmışlar. Genç hocalar da "İşte namaz şöyle kılınır.Gençler, aynı yaşta insanlar toplanmışlar. Genç hocalar da "İşte namaz şöyle kılınır. Hadisler böyle, âyetler böyle..."diye tatil zamanında deniz kenarında dinini güzel bir şekilde öğretiyor.Hadisler böyle, âyetler böyle..."diye tatil zamanında deniz kenarında dinini güzel bir şekilde öğretiyor. Ne güzel, ne iyi bir şey... Ne güzel, ne iyi bir şey...

Bu gibi şeyleri Avustralya hükümeti burada gençlere bedava yapıyor.Bu gibi şeyleri Avustralya hükümeti burada gençlere bedava yapıyor. Tahsisat veriyor, teşvik ediyor, derneklere yardımcı oluyor. Bizimkiler kendiliklerinden yapmışlar.Tahsisat veriyor, teşvik ediyor, derneklere yardımcı oluyor. Bizimkiler kendiliklerinden yapmışlar. Bizim vakıflarımız, derneklerimiz yapmış; sebep olanlardan Allah razı olsun... Bizim vakıflarımız, derneklerimiz yapmış; sebep olanlardan Allah razı olsun...

Orada deniz kenarında yerleşmişler. Kimsesiz, hazine arazisi, taşlık, kayalık, evsiz barksız bir yer...Orada deniz kenarında yerleşmişler. Kimsesiz, hazine arazisi, taşlık, kayalık, evsiz barksız bir yer... Oraya gitmişler, çadır kurmuşlar. Tabiatla başbaşa, mahrumiyetli ama tatlı bir hayat...Oraya gitmişler, çadır kurmuşlar. Tabiatla başbaşa, mahrumiyetli ama tatlı bir hayat... Gençler bunu biliyorlar. Gençler bunu biliyorlar.

Onların bulunduğu mıntıkada komşu arazi birisinin bağıymış.Onların bulunduğu mıntıkada komşu arazi birisinin bağıymış. Bizim kardeşlerimiz müslüman, mütedeyyin; kimsenin malına yan bakmaz, kimsenin malını ağzına atmaz,Bizim kardeşlerimiz müslüman, mütedeyyin; kimsenin malına yan bakmaz, kimsenin malını ağzına atmaz, yemez, yutmaz müslüman çocuklar. Ama bağın sahibi iftira etmiş,yemez, yutmaz müslüman çocuklar. Ama bağın sahibi iftira etmiş, "Benim bağımdan üzümleri çalıyor bu gençler!" diye şikayet etmiş."Benim bağımdan üzümleri çalıyor bu gençler!" diye şikayet etmiş. Yok öyle bir şey, kesinlikle yapmazlar. Aç kalırlar ama yine yapmazlar.Yok öyle bir şey, kesinlikle yapmazlar. Aç kalırlar ama yine yapmazlar. Zan üzerine, tahmin üzerine veya yapmasınlar diye engellemek için,Zan üzerine, tahmin üzerine veya yapmasınlar diye engellemek için, "Orada durmasınlar, böyle bir iftira atayım da gitsinler."Orada durmasınlar, böyle bir iftira atayım da gitsinler. Neme lazım, bağım emniyette olsun!" diye jandarmaya şikayet etmiş.Neme lazım, bağım emniyette olsun!" diye jandarmaya şikayet etmiş. "Burada işte şöyle faaliyetler oluyor, böyle faaliyetler oluyor... Bağımdan üzümleri çalıyorlar!""Burada işte şöyle faaliyetler oluyor, böyle faaliyetler oluyor... Bağımdan üzümleri çalıyorlar!" diye kimbilir nasıl yalanlar söyledi... diye kimbilir nasıl yalanlar söyledi...

"Hâlbuki bir üzüm almayız. Haram olduğu için almayız."Hâlbuki bir üzüm almayız. Haram olduğu için almayız. Zaten bizim tanıdığımız kardeşlerimizin babaları var; onların bağları var,Zaten bizim tanıdığımız kardeşlerimizin babaları var; onların bağları var, sepet sepet getiriyorlar. Bir ihtiyacımız yok. Kıtlık, yokluk da yok." diyor. sepet sepet getiriyorlar. Bir ihtiyacımız yok. Kıtlık, yokluk da yok." diyor.

"Jandarma geldi, etrafı çevirdi,"Jandarma geldi, etrafı çevirdi, ‘Bakalım siz aldınız mı almadınız mı?' diye sorgu sual açacak tabii..." diyor. ‘Bakalım siz aldınız mı almadınız mı?' diye sorgu sual açacak tabii..." diyor.

Şu Allah'ın hikmetli işine bakın ki gelen jandarma bir girmiş bu şikayetçinin bağına,Şu Allah'ın hikmetli işine bakın ki gelen jandarma bir girmiş bu şikayetçinin bağına, "Biz jandarmayız, ne olacak..." diye bütün üzümleri koparmışlar, harap etmişler."Biz jandarmayız, ne olacak..." diye bütün üzümleri koparmışlar, harap etmişler. Sonra da bizim arkadaşların bir şey yapmadığı anlaşılmış ama bağın sahibi korktuğunaSonra da bizim arkadaşların bir şey yapmadığı anlaşılmış ama bağın sahibi korktuğuna fazlasıyla uğramış, üzümleri daha çok berbat olmuş. fazlasıyla uğramış, üzümleri daha çok berbat olmuş.

Kim bir kuyu kazarsa kazdığı kuyuya kendisi düşer. Kim haram lokma yerse burnundan fitil fitil gelir.Kim bir kuyu kazarsa kazdığı kuyuya kendisi düşer. Kim haram lokma yerse burnundan fitil fitil gelir. Bu bir kesin kâidedir. Benim ömrüm boyunca tecrübelerle, misallerle öğrendiğim bir husustur.Bu bir kesin kâidedir. Benim ömrüm boyunca tecrübelerle, misallerle öğrendiğim bir husustur. Size de kesin olarak söylüyorum, kalın harflerle böyle yazılsın, başlık atılsın diye söylüyorum: Size de kesin olarak söylüyorum, kalın harflerle böyle yazılsın, başlık atılsın diye söylüyorum:

Haram mal dünyada da fayda vermez; insanı sonunda hapse götürür, mahkemeye götürür,Haram mal dünyada da fayda vermez; insanı sonunda hapse götürür, mahkemeye götürür, yüce divana götürür. Ya hastalık olur, ya çoluk çocuğuna tesir eder, ya evinde yangın olur,yüce divana götürür. Ya hastalık olur, ya çoluk çocuğuna tesir eder, ya evinde yangın olur, ya işyerine hırsız girer, bir şey olur. Tecrübeler çok, belki sizin de bildiğiniz çok misaller vardır. ya işyerine hırsız girer, bir şey olur. Tecrübeler çok, belki sizin de bildiğiniz çok misaller vardır.

Müslüman haram yemez ama bir gün gelecek fetret olacak, o zaman bazı insanlar haramdan mal kazanacak. Müslüman haram yemez ama bir gün gelecek fetret olacak, o zaman bazı insanlar haramdan mal kazanacak.

Neden? Neden?

İslâm öğretilmediği için... İslâm öğretilmediği için...

İslâm toplumun ilacıdır. İlaç verilmezse o zaman haşerat çoğalır.İslâm toplumun ilacıdır. İlaç verilmezse o zaman haşerat çoğalır. İnsanları terbiye etmezseniz insanlar terbiyesiz olur. Terbiye edilmeyen toplum terbiyesiz olur.İnsanları terbiye etmezseniz insanlar terbiyesiz olur. Terbiye edilmeyen toplum terbiyesiz olur. Dindar yetiştirilmeyen toplum dinsiz olur. Allah'tan korkmayan toplum kanundan da korkmaz,Dindar yetiştirilmeyen toplum dinsiz olur. Allah'tan korkmayan toplum kanundan da korkmaz, hiçbir şeyden korkmaz; fırsatını buldu mu her türlü haramı irtikâb eder.hiçbir şeyden korkmaz; fırsatını buldu mu her türlü haramı irtikâb eder. İslâm dünyadaki hayatın da mutlu, düzenli ve güzel olması için şarttır. İslâm dünyadaki hayatın da mutlu, düzenli ve güzel olması için şarttır.

Melbourne'deki üniversiteli kardeşlerimiz beni toplantılarına çağırdılar.Melbourne'deki üniversiteli kardeşlerimiz beni toplantılarına çağırdılar. Üniversite idaresi bizim buradaki [Avustralya'daki] müslüman kardeşlerimize yardımcı oluyor,Üniversite idaresi bizim buradaki [Avustralya'daki] müslüman kardeşlerimize yardımcı oluyor, mescit açıveriyor. "Aman sizin adediniz çoğalsın!" diyor. Çünkü ötekiler iyi değil.mescit açıveriyor. "Aman sizin adediniz çoğalsın!" diyor. Çünkü ötekiler iyi değil. İdare müslümanların İslâm terbiyesi görmemiş öteki öğrencilerden çok farklı olduğunu görüyor;İdare müslümanların İslâm terbiyesi görmemiş öteki öğrencilerden çok farklı olduğunu görüyor; teşvik ediyor, "Aman sizin sayınız artsın! Buyurun, derneğinizi destekliyorum." diyor,teşvik ediyor, "Aman sizin sayınız artsın! Buyurun, derneğinizi destekliyorum." diyor, malî yardım yapıyor, mescit açıyor. malî yardım yapıyor, mescit açıyor.

Neden? Neden?

Çünkü çocuk müslüman oldu mu dersine çalışıyor, birinci oluyor.Çünkü çocuk müslüman oldu mu dersine çalışıyor, birinci oluyor. Çocuk müslüman oldu mu uyuşturucu kullanmıyor, düzensiz iş yapmıyor, saygılı oluyor. Çocuk müslüman oldu mu uyuşturucu kullanmıyor, düzensiz iş yapmıyor, saygılı oluyor.

Ben hatırlıyorum, bizim Adapazarı Akademisi'nde dersimiz olurdu.Ben hatırlıyorum, bizim Adapazarı Akademisi'nde dersimiz olurdu. Haftada bir gün Ankara'daki üniversiteden izin alırdı Akademi, bizim orada hocalığımız olurduHaftada bir gün Ankara'daki üniversiteden izin alırdı Akademi, bizim orada hocalığımız olurdu -cumartesi günleri başka yerlerde tatil, orada ders var- ben derse giderdim.-cumartesi günleri başka yerlerde tatil, orada ders var- ben derse giderdim. Başka hocalar da öyle; Hukuk fakültesinden, İstanbul Teknik Üniversitesi'nden hocalar gelirdi,Başka hocalar da öyle; Hukuk fakültesinden, İstanbul Teknik Üniversitesi'nden hocalar gelirdi, Sakarya DMMA [Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi]'de ders verirlerdi. Sakarya DMMA [Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi]'de ders verirlerdi.

Orada bir hukuk profesörü bizimle sohbet ederken söyledi, hiç unutmuyorum.Orada bir hukuk profesörü bizimle sohbet ederken söyledi, hiç unutmuyorum. Bunlar bilinsin,bunlar gerçekler,vakıalar,olgular bunlar;hayal değil...Profesör bana anlatıyor,dedi ki; Bunlar bilinsin,bunlar gerçekler,vakıalar,olgular bunlar;hayal değil...Profesör bana anlatıyor,dedi ki;

"Hocam, ben Ankara'da filanca fakültede profesörüm."Hocam, ben Ankara'da filanca fakültede profesörüm. Hem Erzincan'a gidiyorum, hem Isparta'ya gidiyorum hem Adapazarı'na geliyorum; böyle ek derslerim var.Hem Erzincan'a gidiyorum, hem Isparta'ya gidiyorum hem Adapazarı'na geliyorum; böyle ek derslerim var. Burada çocuk kapıyı çalıyor sabahleyin, kapıda; ‘Hocam kusura bakmayın, tren arıza yaptı,Burada çocuk kapıyı çalıyor sabahleyin, kapıda; ‘Hocam kusura bakmayın, tren arıza yaptı, geciktiği için dersin başlangıcında yetişemedim. İzin verirseniz girebilir miyim?' diyor.geciktiği için dersin başlangıcında yetişemedim. İzin verirseniz girebilir miyim?' diyor. Ben çocuğun kibarlığına hayran kalıyorum, ‘Buyur evladım!' diyorum, içeri giriyor." dedi. Ben çocuğun kibarlığına hayran kalıyorum, ‘Buyur evladım!' diyorum, içeri giriyor." dedi.

Bunlar müslüman çocuklar... Sakarya Akademisi'nin çocukları Müslümanlığıyla tanınmış, dillere destan...Bunlar müslüman çocuklar... Sakarya Akademisi'nin çocukları Müslümanlığıyla tanınmış, dillere destan... Vukuatları var, Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah diye pankartlarla yürüyüşler yapmışlar,Vukuatları var, Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah diye pankartlarla yürüyüşler yapmışlar, resimleri çekilmiş. Akademi'de mescitleri vardı, biliniyordu. resimleri çekilmiş. Akademi'de mescitleri vardı, biliniyordu.

"Ama ben falanca şehre gittiğim zaman, ders esnasında kapıya bir tekme vuruluyor, kapı açılıyor."Ama ben falanca şehre gittiğim zaman, ders esnasında kapıya bir tekme vuruluyor, kapı açılıyor. Bir haydut, ceketi yanında... Böyle ceketini yanından sallaya sallaya, ne selam ne sabah,Bir haydut, ceketi yanında... Böyle ceketini yanından sallaya sallaya, ne selam ne sabah, ne saygı ne sevgi; gidiyor, oturuyor. Bu da anarşist..." diyor. Sonra tabii çeşitli eylemler yaptılar. ne saygı ne sevgi; gidiyor, oturuyor. Bu da anarşist..." diyor. Sonra tabii çeşitli eylemler yaptılar.

İslâm olunca insan müeddeb oluyor, hocasına saygılı oluyor. Topluma yararlı oluyor. Çalışkan oluyor.İslâm olunca insan müeddeb oluyor, hocasına saygılı oluyor. Topluma yararlı oluyor. Çalışkan oluyor. Dürüst oluyor. Hırsızlık yapmıyor. Dürüst oluyor. Hırsızlık yapmıyor.

İslâm gittiği zaman [kötü] şeyler oluyor... Kan dökülmesi İslâm gittiği için oluyor.İslâm gittiği zaman [kötü] şeyler oluyor... Kan dökülmesi İslâm gittiği için oluyor. Haram yenilmesi İslâmî terbiye olmadığından oluyor.Haram yenilmesi İslâmî terbiye olmadığından oluyor. Milletin Kur'an'ı bırakması, şiiri daha çok sevmesi ondan oluyor. Milletin Kur'an'ı bırakması, şiiri daha çok sevmesi ondan oluyor.

Hâlbuki Kur'an'ı okusa; Kur'ân-ı Kerîm insanı yetiştirir, Kur'ân-ı Kerîm insanı doğru yola çeker.Hâlbuki Kur'an'ı okusa; Kur'ân-ı Kerîm insanı yetiştirir, Kur'ân-ı Kerîm insanı doğru yola çeker. Kur'ân-ı Kerîm'i okuyan insanın gözleri yaşarır. Kur'ân-ı Kerîm'i okuyan insan hizaya gelir.Kur'ân-ı Kerîm'i okuyan insanın gözleri yaşarır. Kur'ân-ı Kerîm'i okuyan insan hizaya gelir. Kur'ân-ı Kerîm hidayet rehberidir çünkü... Kur'ân-ı Kerîm hidayet rehberidir çünkü...

İşte onlar olmadığı için; Kur'an öğretilmediği, din öğretilmediği için, haram-helal öğretilmediği,İşte onlar olmadığı için; Kur'an öğretilmediği, din öğretilmediği için, haram-helal öğretilmediği, haram-helal fikri verilmediği için bu kötülükler oluyor. haram-helal fikri verilmediği için bu kötülükler oluyor.

Bunların verilmemesi ilericilik değil, çağdaşlık değil; çağdışılık!..Bunların verilmemesi ilericilik değil, çağdaşlık değil; çağdışılık!.. Ben şimdi Avustralya'dayım. Daha önce Almanya'daydım, daha evvelki sene Amerika'ya gittim.Ben şimdi Avustralya'dayım. Daha önce Almanya'daydım, daha evvelki sene Amerika'ya gittim. Her tarafı biliyorum. Bu ileri toplumlar bizden çok daha fazla dinlerine bağlı... Her tarafı biliyorum. Bu ileri toplumlar bizden çok daha fazla dinlerine bağlı...

Muhterem kardeşlerim! Muhterem kardeşlerim!

Bu ileri toplumlar vallahi Türkiye'den dinlerine daha bağlı!..Bu ileri toplumlar vallahi Türkiye'den dinlerine daha bağlı!.. Kiliseleri var. Din adamlarına saygıları var. Din adamlarının toplantıları var.Kiliseleri var. Din adamlarına saygıları var. Din adamlarının toplantıları var. Kiliselerin kreşleri var, ilkokulları var, ortaokulları var, üniversiteleri var,Kiliselerin kreşleri var, ilkokulları var, ortaokulları var, üniversiteleri var, geniş geniş kolejleri var... Pahalı yerlerde paralı, yüksek, güzel eğitim yapan müesseseleri var...geniş geniş kolejleri var... Pahalı yerlerde paralı, yüksek, güzel eğitim yapan müesseseleri var... Hastaneleri var, her türlü teşkilatları var. Hastaneleri var, her türlü teşkilatları var.

Neden? Neden?

Dindar toplum, dine bağlı toplum, onun için... Dindar toplum, dine bağlı toplum, onun için...

Kendilerini ilerici sananlar, devrimci sananlar, dine karşı olanlar çok yanlış hareket ediyorlar.Kendilerini ilerici sananlar, devrimci sananlar, dine karşı olanlar çok yanlış hareket ediyorlar. Dünyayı bilmiyorlar, ileri toplumları bilmiyorlar, Batı'yı bilmiyorlar.Dünyayı bilmiyorlar, ileri toplumları bilmiyorlar, Batı'yı bilmiyorlar. "Batıcıyız" diyorlar, Batı'ya karar verdiriyorlar, "Batı"nın ne olduğunu bilmiyorlar. "Batıcıyız" diyorlar, Batı'ya karar verdiriyorlar, "Batı"nın ne olduğunu bilmiyorlar.

Ben içlerindeyim, görüyorum. Üniversite hocasıyım, inceliyorum, hayret ediyorum.Ben içlerindeyim, görüyorum. Üniversite hocasıyım, inceliyorum, hayret ediyorum. Bizimkiler hiç mi Avrupa'yı görmemiş, hiç mi Amerika görmemiş,Bizimkiler hiç mi Avrupa'yı görmemiş, hiç mi Amerika görmemiş, hiç mi bunların nasıl dine saygılı olduğunu görmemiş?! hiç mi bunların nasıl dine saygılı olduğunu görmemiş?!

Clinton Rusya'ya gidince niye kiliseye gitti? Clinton Rusya'ya gidince niye kiliseye gitti?

De Gaulle Türkiye'ye geldiği zaman niye doğrudan doğruya Fransız kilisesine gidiyor? De Gaulle Türkiye'ye geldiği zaman niye doğrudan doğruya Fransız kilisesine gidiyor?

Bunların sebepleri var; toplumu dindarlığa çekmeye çalışıyorlar.Bunların sebepleri var; toplumu dindarlığa çekmeye çalışıyorlar. Çünkü dindarlıktan ayrıldığı zaman [insanlarıntoplumun] esrarkeş olduğunu biliyorlar,Çünkü dindarlıktan ayrıldığı zaman [insanlarıntoplumun] esrarkeş olduğunu biliyorlar, felakete uğradıklarını biliyorlar. Bu toplumları ilerleten, bu toplumlarda hayır yapan,felakete uğradıklarını biliyorlar. Bu toplumları ilerleten, bu toplumlarda hayır yapan, iyilik yapan insanların büyük çoğunluğu dinî duygularla yapıyor. iyilik yapan insanların büyük çoğunluğu dinî duygularla yapıyor.

Onun için din giderse her türlü felaket gelir; her türlü toplumsal, kişisel,Onun için din giderse her türlü felaket gelir; her türlü toplumsal, kişisel, ahlâkî hastalık gelir, toplum batar. ahlâkî hastalık gelir, toplum batar.

Bu hadîs-i şerîften ne anlıyoruz? Bu hadîs-i şerîften ne anlıyoruz?

Demek ki böyle şeyler olacakmış. Demek ki böyle şeyler olacakmış.

Olacakmış ama bu sadece bir haber mi? Olacakmış ama bu sadece bir haber mi?

Haber bile olsa biz bundan tedbirimizi, ibretimizi almalıyız: Dinimize sarılmalıyız.Haber bile olsa biz bundan tedbirimizi, ibretimizi almalıyız: Dinimize sarılmalıyız. Allah'tan korkmalıyız. Çocuklarımızı Allah'tan korkan insanlar olarak yetiştirmeliyiz.Allah'tan korkmalıyız. Çocuklarımızı Allah'tan korkan insanlar olarak yetiştirmeliyiz. Kur'an'ı baş tâcı etmeliyiz. Ahlâklı toplum kurmak için herkes elinden gelen bütün gayreti göstermeli,Kur'an'ı baş tâcı etmeliyiz. Ahlâklı toplum kurmak için herkes elinden gelen bütün gayreti göstermeli, önüne koymalı; boş durmamalı, "Neme lazım, beni ilgilendirmez!" dememeli!önüne koymalı; boş durmamalı, "Neme lazım, beni ilgilendirmez!" dememeli! Çünkü toplumlar kişilerin güzel faaliyetleriyle ilerler.Çünkü toplumlar kişilerin güzel faaliyetleriyle ilerler. Kişiler güzel faaliyet yapmayınca ortaya güzellik çıkmaz. Kişiler güzel faaliyet yapmayınca ortaya güzellik çıkmaz.

Vellezî nefsî bi-yedihî le-yahrucenne min ümmetî min kubûrihim fî sureti'l-kıradetiVellezî nefsî bi-yedihî le-yahrucenne min ümmetî min kubûrihim fî sureti'l-kıradeti ve'l-hanâzîri bi-müdâhanetihim fi'l-meâsî ve keffihim ani'nnehyi ve hüm yestetîûn. ve'l-hanâzîri bi-müdâhanetihim fi'l-meâsî ve keffihim ani'nnehyi ve hüm yestetîûn.

Bu da Ebû Nuaym el-İsfehânî'den nakledilmiş bir rivayet.Bu da Ebû Nuaym el-İsfehânî'den nakledilmiş bir rivayet. Abdurrahman radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Abdurrahman radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş.

Peygamber Efendimiz yine yemin ederek başlıyor sözüne. Peygamber Efendimiz yine yemin ederek başlıyor sözüne.

Niçin yemin ederdi Peygamber Efendimiz? Niçin yemin ederdi Peygamber Efendimiz?

Sözünün önemli olduğunu belirtmek için. Sözünün önemli olduğunu belirtmek için.

Vellezî nefsî bi-yedihî. Vellezî nefsî bi-yedihî.

Nefsî ne demek? Nefsî ne demek?

Benim canım, hayatım, nefsim demek. Benim canım, hayatım, nefsim demek.

Bi-yedihî ne demek? Bi-yedihî ne demek?

O'nun elinde demek.O'nun elinde demek. "Şu canım, şu hayatım, şu ruhum, şu nefsim elinde olana yemin olsun ki..." "Şu canım, şu hayatım, şu ruhum, şu nefsim elinde olana yemin olsun ki..."

İnsanın hayatı, nefsi, canı kimin elindedir? İnsanın hayatı, nefsi, canı kimin elindedir?

Allah'ın elindedir. Dilerse yaşatır, dilerse öldürür.Allah'ın elindedir. Dilerse yaşatır, dilerse öldürür. Varlığımız O'ndan, hayatımız O'ndan, yaşamamız, her şeyimiz O'ndan. Varlığımız O'ndan, hayatımız O'ndan, yaşamamız, her şeyimiz O'ndan.

"Nefsim elinde olana, yani Allah'a yeminler olsun ki"Nefsim elinde olana, yani Allah'a yeminler olsun ki le-yahrucenne min ümmetî min kubûrihim ümmetimden bazı kimseler kabirlerinden çıkacaklar..." le-yahrucenne min ümmetî min kubûrihim ümmetimden bazı kimseler kabirlerinden çıkacaklar..."

Öldükten sonra İsrâfil aleyhisselam Allah'ın emriyle kıyamet kopmasının işareti olan sûra üfürünceÖldükten sonra İsrâfil aleyhisselam Allah'ın emriyle kıyamet kopmasının işareti olan sûra üfürünce insanlar kabirlerinden kalkmayacak mı, mahşer yerinde toplanmayacak mı? insanlar kabirlerinden kalkmayacak mı, mahşer yerinde toplanmayacak mı?

Ve'l-ba'sü ba'de'l-mevti hakkun. Ve'l-ba'sü ba'de'l-mevti hakkun.

Kabirlerinden kalkacaklar. Kabirlerinden kalkacaklar.

"Ümmetimden bazı kimseler kabirlerinden kalkacaklar" ama nasıl kalkacaklar? "Ümmetimden bazı kimseler kabirlerinden kalkacaklar" ama nasıl kalkacaklar?

Fî sureti'l-kıredeti ve'l-hanâzîr.Fî sureti'l-kıredeti ve'l-hanâzîr. "Kabirlerinden maymunlar ve hınzırlar şeklinde-suretinde kalkacaklar."Kabirlerinden maymunlar ve hınzırlar şeklinde-suretinde kalkacaklar. Mutlaka ve muhakkak ki bu tarzda kalkacaklar.Mutlaka ve muhakkak ki bu tarzda kalkacaklar. Benim ümmetimden bazıları kıyamet kopup da kabirlerinden kalkarken insan suretinde kalkmayacaklar,Benim ümmetimden bazıları kıyamet kopup da kabirlerinden kalkarken insan suretinde kalkmayacaklar, maymunlar ve hınzırlar suretinde kalkacaklar." maymunlar ve hınzırlar suretinde kalkacaklar."

Neden? Neden?

Bi-müdâhanetihim fi'l-meâsî. Bi-müdâhanetihim fi'l-meâsî.

Meâsî, ma'sıyetin çoğulu, yani Allah'a isyanlar, günahlar [demek.]Meâsî, ma'sıyetin çoğulu, yani Allah'a isyanlar, günahlar [demek.] "Allah'a isyanlara yumuşak davranmaları, alttan almaları, yağ çekmeleri;"Allah'a isyanlara yumuşak davranmaları, alttan almaları, yağ çekmeleri; Allah'a isyanlara aldırmamaları, önemsememeleri, göz yummalarından dolayı;Allah'a isyanlara aldırmamaları, önemsememeleri, göz yummalarından dolayı; ve keffihim ani'nnehyi günahlardan insanları alıkoymaktan,ve keffihim ani'nnehyi günahlardan insanları alıkoymaktan, nehy-i münkerden kendilerini geri çekmeleri dolayısıyla kabirlerinden maymunlar gibi,nehy-i münkerden kendilerini geri çekmeleri dolayısıyla kabirlerinden maymunlar gibi, hınzırlar gibi, o surette kalkacaklar." hınzırlar gibi, o surette kalkacaklar."

Ve hüm yestetîûn. "İnsanları engellemeye güçleri yettikleri, yapsalar yapabilecekleri haldeVe hüm yestetîûn. "İnsanları engellemeye güçleri yettikleri, yapsalar yapabilecekleri halde yapmayıp geri durduklarından dolayı, günahlara göz yumduklarından, aldırmadıklarından dolayı,yapmayıp geri durduklarından dolayı, günahlara göz yumduklarından, aldırmadıklarından dolayı, günahları yapanları engellemeye güçleri yettiği halde onları engellemediklerinden dolayıgünahları yapanları engellemeye güçleri yettiği halde onları engellemediklerinden dolayı kabirlerinden maymunlar, hınzırlar, domuzlar suretinde kalkacaklar, insan suretinde kalkmayacaklar." kabirlerinden maymunlar, hınzırlar, domuzlar suretinde kalkacaklar, insan suretinde kalkmayacaklar."

Bu nedir? Bu nedir?

Allah'ın bir cezasıdır. İnsanlık en büyük şereftir. İnsan gibi kalkmıyor, maymun gibi kalkıyor.Allah'ın bir cezasıdır. İnsanlık en büyük şereftir. İnsan gibi kalkmıyor, maymun gibi kalkıyor. İnsan gibi kalkmıyor, domuz suretinde kalkıyor. İnsan gibi kalkmıyor, domuz suretinde kalkıyor.

Maymunların büyük özelliği nedir; domuzların büyük, bariz, belirgin özelliği nedir, diye düşünelim. Maymunların büyük özelliği nedir; domuzların büyük, bariz, belirgin özelliği nedir, diye düşünelim.

Maymunlar taklitçidir, oyun oynarlar, hoplarlar, zıplarlar, taklidi çok yaparlar.Maymunlar taklitçidir, oyun oynarlar, hoplarlar, zıplarlar, taklidi çok yaparlar. Demek ki bazıları Allah'ın emirleri karşısında mertçe, insanca davranmıyor.Demek ki bazıları Allah'ın emirleri karşısında mertçe, insanca davranmıyor. [Onlar] maymun gibi oyun oynama, atlama, zıplama, başka kavimleri taklit etme suretinde olduklarından,[Onlar] maymun gibi oyun oynama, atlama, zıplama, başka kavimleri taklit etme suretinde olduklarından, "Siz misiniz öyle maymun gibi davranan, sizi maymun suretine soktum!" diyor Allah, öyle kaldırtıyor."Siz misiniz öyle maymun gibi davranan, sizi maymun suretine soktum!" diyor Allah, öyle kaldırtıyor. Amellerinin çirkinliğine göre suretleri çirkinleşiyor. Amellerinin çirkinliğine göre suretleri çirkinleşiyor.

Hınzırın ana vasfı nedir? Hınzırın ana vasfı nedir?

Çok yemesi, şehvetine çok düşkün olması, hırs küpü olmasıdır.Çok yemesi, şehvetine çok düşkün olması, hırs küpü olmasıdır. Onlar da dünyada iken günahlara niye göz yumdular?Onlar da dünyada iken günahlara niye göz yumdular? "Canım işte yapsın, ben de yapmıştım." gibi hoş görüyor, engellemiyor. "Canım işte yapsın, ben de yapmıştım." gibi hoş görüyor, engellemiyor.

Neden? Neden?

Rahatlarına düşkün, şehvetlerine düşkün...Rahatlarına düşkün, şehvetlerine düşkün... Günahlar, çalgılar, türküler, zinalar, kumarlar, içkiler engellenmesin istiyorlar.Günahlar, çalgılar, türküler, zinalar, kumarlar, içkiler engellenmesin istiyorlar. İşte bu engel tanımaz hırstan dolayı domuz suretinde; o taklitçi denilen şaklabanlıklarından,İşte bu engel tanımaz hırstan dolayı domuz suretinde; o taklitçi denilen şaklabanlıklarından, oyunlarından dolayı da maymun suretinde ceza olarak kabirlerinden öyle kalkacaklar. oyunlarından dolayı da maymun suretinde ceza olarak kabirlerinden öyle kalkacaklar.

Ama iyi insanlar nasıl kalkacak?Ama iyi insanlar nasıl kalkacak? Peygamber Efendimiz'in bir hadîs-i şerîfini hemen bunların karşısında insanlar güzeli görsün,Peygamber Efendimiz'in bir hadîs-i şerîfini hemen bunların karşısında insanlar güzeli görsün, bilsin diye söyleyelim: bilsin diye söyleyelim:

"Bazı insanlar mahşer yerine yüzleri dolunay gibi parlayarak, pür-nûr, mehtap gibi"Bazı insanlar mahşer yerine yüzleri dolunay gibi parlayarak, pür-nûr, mehtap gibi nur saçarak gelecekler. Günde 100 defa lâ ilâhe illallah diyen insan mahşer yerinenur saçarak gelecekler. Günde 100 defa lâ ilâhe illallah diyen insan mahşer yerine yüzü mehtap gibi nur saçarak, dolunay gibi gelir.yüzü mehtap gibi nur saçarak, dolunay gibi gelir. Kimse onlar kadar nurlu olamaz; onlar kadar zikir yapan, ondan fazla zikir yapan müstesnâ..." diyor. Kimse onlar kadar nurlu olamaz; onlar kadar zikir yapan, ondan fazla zikir yapan müstesnâ..." diyor.

Demek ki günde 100 defa lâ ilâhe illlah demek insanı dolunay gibi pür-nûr olarak,Demek ki günde 100 defa lâ ilâhe illlah demek insanı dolunay gibi pür-nûr olarak, nur yüzlü olarak getirtiyor. Ne güzel... Öyle yapalım. nur yüzlü olarak getirtiyor. Ne güzel... Öyle yapalım.

Günahlara göz yummak maymun ve hınzır suretine getiriyor. Günahları engellememek bu duruma düşürüyor. Günahlara göz yummak maymun ve hınzır suretine getiriyor. Günahları engellememek bu duruma düşürüyor.

Demek ki müslümanın bu hadîs-i şerîften çıkartacağı, anlayacağı ders nedir? Demek ki müslümanın bu hadîs-i şerîften çıkartacağı, anlayacağı ders nedir?

Müslüman günahları yaptırmaz; çocuğuna yaptırmaz, hanımına yaptırmaz, komşusuna yaptırmaz,Müslüman günahları yaptırmaz; çocuğuna yaptırmaz, hanımına yaptırmaz, komşusuna yaptırmaz, kendisine yaptırmaz, toplumuna yaptırmaz... kendisine yaptırmaz, toplumuna yaptırmaz...

Ben hayret ettim: [Avustralya'da] Russell Adası diye bir ada var, Brisbane diye bir şehrin karşısında.Ben hayret ettim: [Avustralya'da] Russell Adası diye bir ada var, Brisbane diye bir şehrin karşısında. Biz ona -mahsustan adını değiştiriyoruz- şaka, latife yollu "Resul Adası" diyoruz.Biz ona -mahsustan adını değiştiriyoruz- şaka, latife yollu "Resul Adası" diyoruz. Resul Adası,Resul Adası, güzel, büyük, tertemiz bir ada...güzel, büyük, tertemiz bir ada... Resul Adası'nın sakinleri kendi adalarına meyhane açtırmamışlar. Resul Adası'nın sakinleri kendi adalarına meyhane açtırmamışlar.

Karşı tarafta bir başka ada var; araba vapuru ilk önce o adaya uğruyor,Karşı tarafta bir başka ada var; araba vapuru ilk önce o adaya uğruyor, ondan sonra bizim "Resul" adını verdiğimiz adaya uğruyor. ondan sonra bizim "Resul" adını verdiğimiz adaya uğruyor.

Birinci adadakiler de orada bir meyhane açılmasına rıza göstermişler.Birinci adadakiler de orada bir meyhane açılmasına rıza göstermişler. Halkın içinden bazıları "Açılmasın, berbat olur buraları!" demiş ama "açılsın" diyenler galip gelmiş,Halkın içinden bazıları "Açılmasın, berbat olur buraları!" demiş ama "açılsın" diyenler galip gelmiş, o adada bir meyhane açılmış. o adada bir meyhane açılmış.

Zaten bu hıristiyanlar dinî bakımdan da şarabı haram görmüyorlar, içiyorlar.Zaten bu hıristiyanlar dinî bakımdan da şarabı haram görmüyorlar, içiyorlar. Yani dinlerinde bir yasak yok ama akılları, ilimleri yirminci yüzyılın çağı;Yani dinlerinde bir yasak yok ama akılları, ilimleri yirminci yüzyılın çağı; bunun zararlı olduğunu, karaciğere, pankreasa, mideye zarar verdiğini, siroz yaptığını,bunun zararlı olduğunu, karaciğere, pankreasa, mideye zarar verdiğini, siroz yaptığını, hastalık yaptığını, sarhoşluk yaptığını, zararlı olduğunu biliyor. Bir çok yerde içirtmiyorlar.hastalık yaptığını, sarhoşluk yaptığını, zararlı olduğunu biliyor. Bir çok yerde içirtmiyorlar. Bazı şehirlerde "Bu şehrin bu mıntıkasında içki içmek yasaktır!" diye levhalar gördüm, şaşırdım. Bazı şehirlerde "Bu şehrin bu mıntıkasında içki içmek yasaktır!" diye levhalar gördüm, şaşırdım.

Türkiye'de biz bunu koyamayız. Koysak, "Vay seni gerici seni!" derler.Türkiye'de biz bunu koyamayız. Koysak, "Vay seni gerici seni!" derler. Avustralya'daki İngilizler'in hepsi gerici demek! Şehirde "İçki içemezsin burada!" diyor.Avustralya'daki İngilizler'in hepsi gerici demek! Şehirde "İçki içemezsin burada!" diyor. Çünkü içki içince kanun dinlemeyecek. Kanun dinlemeyince polis gelse de anlamayacak.Çünkü içki içince kanun dinlemeyecek. Kanun dinlemeyince polis gelse de anlamayacak. Başından "Burada içki içme; içeceksen git evinde iç!" diyor. Başından "Burada içki içme; içeceksen git evinde iç!" diyor.

Öbür tarafta "içki içilmesin" diye meyhane açtırmamak isteyenler de olmuş amaÖbür tarafta "içki içilmesin" diye meyhane açtırmamak isteyenler de olmuş ama "açılsın" diyenler galip gelmiş. Vapurda konuşuyoruz, bize diyor ki; "açılsın" diyenler galip gelmiş. Vapurda konuşuyoruz, bize diyor ki;

"Burada meyhaneyi açtılar, her gün kaç tane vukuat oluyor."Burada meyhaneyi açtılar, her gün kaç tane vukuat oluyor. Bizim adamız güzeldir, bizim adamıza gelin, sizi misafir edelim!" Bizim adamız güzeldir, bizim adamıza gelin, sizi misafir edelim!"

O Russell Adası dedikleri yerde meyhane yokmuş. Bakın, yani ibret alın!O Russell Adası dedikleri yerde meyhane yokmuş. Bakın, yani ibret alın! Bizim Türkiye'nin "ilericiyim" diyen tutucuları, softaları, devrim softaları, yobazlarıBizim Türkiye'nin "ilericiyim" diyen tutucuları, softaları, devrim softaları, yobazları Batı'yı bilmiyorlar. Doğruyu da bilmiyorlar. İçki zararlıysa içtirme, öğretme, sattırma, azalt!Batı'yı bilmiyorlar. Doğruyu da bilmiyorlar. İçki zararlıysa içtirme, öğretme, sattırma, azalt! Biz mesela bu bira satışı biraz azalsın, millet, çoluk çocuk alışmasın,Biz mesela bu bira satışı biraz azalsın, millet, çoluk çocuk alışmasın, alkolikliğe doğru gitmesin diye usuller, yasaklar koymaya çalışırken,alkolikliğe doğru gitmesin diye usuller, yasaklar koymaya çalışırken, "Büfelerde satılmasın, hiç olmazsa belli yerlerde satılsın!" derken bazıları bunu şiddetle engellediler."Büfelerde satılmasın, hiç olmazsa belli yerlerde satılsın!" derken bazıları bunu şiddetle engellediler. İçmeyi seviyorlar, yaygınlaştırmaya çalışıyorlar ama çok vukuat oluyor, çok zarar oluyor. İçmeyi seviyorlar, yaygınlaştırmaya çalışıyorlar ama çok vukuat oluyor, çok zarar oluyor.

Demek ki müslüman kötü olan şeyleri, günahları, isyanları yaptırmamaya çalışacak.Demek ki müslüman kötü olan şeyleri, günahları, isyanları yaptırmamaya çalışacak. Çocuğuna yaptırmayacak, "Evladım içme, yapma!" diyecek.Çocuğuna yaptırmayacak, "Evladım içme, yapma!" diyecek. Konu komşusuna yaptırmayacak, talebesine yaptırmayacak, sözü geçen insanlara yaptırmayacak... Konu komşusuna yaptırmayacak, talebesine yaptırmayacak, sözü geçen insanlara yaptırmayacak...

Mesela ben imtihana girerdim. Sorarlardı: Mesela ben imtihana girerdim. Sorarlardı:

"Hocam sigara içmek serbest mi?" "Hocam sigara içmek serbest mi?"

"Yasak!" derdim. "Yasak!" derdim.

"Hocam işte kafamızı toparlayamıyoruz da bilmem ne de..." "Hocam işte kafamızı toparlayamıyoruz da bilmem ne de..."

"Yanındaki arkadaşın içmiyor. Bu sefer o da senin dumanından rahatasız olur. İçme!" derdim. "Yanındaki arkadaşın içmiyor. Bu sefer o da senin dumanından rahatasız olur. İçme!" derdim.

"Sonra ben sana hoca olarak iç diyemem çünkü sigara zararlı."Sonra ben sana hoca olarak iç diyemem çünkü sigara zararlı. Sigara zararlıysa talebeme de ‘sen içebilirsin' demem.Sigara zararlıysa talebeme de ‘sen içebilirsin' demem. İçme kardeşim, içmemeni tavsiye ediyorum." derdim, biraz gülerdim. İçme kardeşim, içmemeni tavsiye ediyorum." derdim, biraz gülerdim.

Onlar da ah vah edip, kalemi ellerine alıp imtihana devam ederlerdi.Onlar da ah vah edip, kalemi ellerine alıp imtihana devam ederlerdi. Benim üniversite hocalığı hatıralarımdan... Benim üniversite hocalığı hatıralarımdan...

Demek ki kötülüğü yaptırmayacağız, bir. Bir de onları engellemeye gücümüz yetiyorsa engelleyeceğiz.Demek ki kötülüğü yaptırmayacağız, bir. Bir de onları engellemeye gücümüz yetiyorsa engelleyeceğiz. Yapamaz. Bak İngiliz "Burada meyhane açamazsın!" demiş, açtırmamış kendi adasına...Yapamaz. Bak İngiliz "Burada meyhane açamazsın!" demiş, açtırmamış kendi adasına... Öbür adada öteki "açabilir" diyenler açtırmışlar ama pişman olmuşlar.Öbür adada öteki "açabilir" diyenler açtırmışlar ama pişman olmuşlar. "Şimdi çok pişmanlar. Adada rahat yok, huzur yok! Her gün bir kaç vukuat oluyor."Şimdi çok pişmanlar. Adada rahat yok, huzur yok! Her gün bir kaç vukuat oluyor. Hırsızlık, yüzsüzlük, arsızlık, kavga, gürültü, kaza vesaire her gün oluyor." diyor. Hırsızlık, yüzsüzlük, arsızlık, kavga, gürültü, kaza vesaire her gün oluyor." diyor.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

İyilikten yana olacağız. Her yerde tarafsız olmak iyi değildir.İyilikten yana olacağız. Her yerde tarafsız olmak iyi değildir. Hak ile batılın mücadelesinde tarafsız kalamazsınız; haktan yana olacaksınız!Hak ile batılın mücadelesinde tarafsız kalamazsınız; haktan yana olacaksınız! Şer ile hayrın mücadelesinde tarafsız kalamazsınız; hayırdan yana olacaksınız,Şer ile hayrın mücadelesinde tarafsız kalamazsınız; hayırdan yana olacaksınız, şerrin karşısına çıkacaksınız! Taraf olacaksınız. Arkadaş ben tarafgirim, taraf tutarım.şerrin karşısına çıkacaksınız! Taraf olacaksınız. Arkadaş ben tarafgirim, taraf tutarım. Hangi tarafı tutarım? Hak tarafı, güzel tarafı, tatlı tarafı, faydalı tarafı, merhametli tarafı tutarım...Hangi tarafı tutarım? Hak tarafı, güzel tarafı, tatlı tarafı, faydalı tarafı, merhametli tarafı tutarım... Vatanıma, milletime faydalı tarafı tutarım. Onları kötü yollara sevk etmemeye çalışırım. Vatanıma, milletime faydalı tarafı tutarım. Onları kötü yollara sevk etmemeye çalışırım.

Ben çirkin mecmualar hatırlıyorum; çocuklara müstehcen şeyleri "Şöyle yapılır, böyle yapılır..."Ben çirkin mecmualar hatırlıyorum; çocuklara müstehcen şeyleri "Şöyle yapılır, böyle yapılır..." diye bir de tarif ediyorlardı utanmadan... Onlara ceza yok veya varsa bile az bir şey.diye bir de tarif ediyorlardı utanmadan... Onlara ceza yok veya varsa bile az bir şey. Ama dinden imandan bahsedince millet hop oturup hop kalkıyor, "Vay gerici, vay yobaz!" diyorlar.Ama dinden imandan bahsedince millet hop oturup hop kalkıyor, "Vay gerici, vay yobaz!" diyorlar. Asıl yobaz onlar... Çünkü Batı'da böyle değil.Asıl yobaz onlar... Çünkü Batı'da böyle değil. Bak, Avustralya'da Müslümanlığını daha rahat yapıyor bizim kardeşlerimiz.Bak, Avustralya'da Müslümanlığını daha rahat yapıyor bizim kardeşlerimiz. Avrupa'da, Almanya'da, Amerika'da çok daha rahat yapıyor.Avrupa'da, Almanya'da, Amerika'da çok daha rahat yapıyor. Hem de devlet "yapabilir" diye serbestlik veriyor.Hem de devlet "yapabilir" diye serbestlik veriyor. "Kimse kimseye karışamaz. Karışanı cezalandırırım!" da diyor. Laiklik bu ama kimisi anlayamıyor. "Kimse kimseye karışamaz. Karışanı cezalandırırım!" da diyor. Laiklik bu ama kimisi anlayamıyor.

Bu iki hadîs-i şerîften sonra okurken yüzüme çok tebessümler yayılmasına sebep olan,Bu iki hadîs-i şerîften sonra okurken yüzüme çok tebessümler yayılmasına sebep olan, içindeki konuları tatlı, ballı, kaymaklı bir hadîs-i şerîfi de okuyalım. içindeki konuları tatlı, ballı, kaymaklı bir hadîs-i şerîfi de okuyalım.

Peygamber Efendimiz Abdullah b. Amr b. el-Âs radıyallahu anh'ın rivayet ettiğine göre buyurmuşlar ki; Peygamber Efendimiz Abdullah b. Amr b. el-Âs radıyallahu anh'ın rivayet ettiğine göre buyurmuşlar ki;

Vellezî nefsü Muhammedin bi-yedihî inne mesele'l-mü'mini ke-meseli'l-kıt'ati mine'zzehebVellezî nefsü Muhammedin bi-yedihî inne mesele'l-mü'mini ke-meseli'l-kıt'ati mine'zzeheb yenfuhu aleyhâ sâhibuhâ fe-lem teteğayyer ve lem tenkus.yenfuhu aleyhâ sâhibuhâ fe-lem teteğayyer ve lem tenkus. Vellezî nefsî bi-yedihî inne mesele'l-mü'mini ke-meseli'nnahletiVellezî nefsî bi-yedihî inne mesele'l-mü'mini ke-meseli'nnahleti ekelet tayyiben ve vadaat tayyiben ve vakaat felem tüksir ve lem tüfsid. ekelet tayyiben ve vadaat tayyiben ve vakaat felem tüksir ve lem tüfsid.

Ne kadar tatlı... Keşke bunu yazsanız, ezberleseniz! Ne kadar tatlı... Keşke bunu yazsanız, ezberleseniz!

"Şu Muhammed'in canı elinde olana yemin olsun ki..." "Şu Muhammed'in canı elinde olana yemin olsun ki..."

Kendisinin adını, kendi mübarek diliyle telaffuz ederek söylüyor:Kendisinin adını, kendi mübarek diliyle telaffuz ederek söylüyor: "Şu Muhammed'in nefsi, canı elinde olan Rabbü'l-âlemîn Mevlâma yemin olsun ki..." demek istiyor yani. "Şu Muhammed'in nefsi, canı elinde olan Rabbü'l-âlemîn Mevlâma yemin olsun ki..." demek istiyor yani.

Vellezî nefsü Muhammedin bi-yedihî. "Muhammed'in nefsi elinde olana and olsun, yemin olsun ki, Vellezî nefsü Muhammedin bi-yedihî. "Muhammed'in nefsi elinde olana and olsun, yemin olsun ki, inne mesele'l-mü'mini mü'minin misali, ke-meseli'l-kıt'ati mine'zzeheb altından bir parçaya benzer.inne mesele'l-mü'mini mü'minin misali, ke-meseli'l-kıt'ati mine'zzeheb altından bir parçaya benzer. Mü'min bir altın parçasına benzer." Mü'min bir altın parçasına benzer."

Eğri olsun, buruşuk olsun, toprak altından çıksın, levha olsun, kırık olsun, dökük olsun, her neyse...Eğri olsun, buruşuk olsun, toprak altından çıksın, levha olsun, kırık olsun, dökük olsun, her neyse... "Altından bir parçaya benzer." Zeheb, Arapça'da altın demek. "Altından bir parçaya benzer." "Altından bir parçaya benzer." Zeheb, Arapça'da altın demek. "Altından bir parçaya benzer."

Nasıl olur altın, nasıl bir madendir? Nasıl olur altın, nasıl bir madendir?

Soy madendir, soylu madendir. Öyle okside olmaz, küflenmez, bozulmaz. Soy madendir, soylu madendir. Öyle okside olmaz, küflenmez, bozulmaz.

Yenfuhu aleyhâ sâhibuhâ. "O altının sahibi, üzerine körükle üfler, ateşte eritir,Yenfuhu aleyhâ sâhibuhâ. "O altının sahibi, üzerine körükle üfler, ateşte eritir, fe-lem teteğayyer altın bozulmaz." fe-lem teteğayyer altın bozulmaz."

Altın yine sapsarı durur. Hatta içinde katışıkları varsa o ayrılır, sâfîleşir. Altın yine sapsarı durur. Hatta içinde katışıkları varsa o ayrılır, sâfîleşir.

Lem teteğayyer. "Altınlığı bozulmaz." Ve lem tenkus. "Miktarı da azalmaz." Lem teteğayyer. "Altınlığı bozulmaz." Ve lem tenkus. "Miktarı da azalmaz."

Başka madenleri ateşte, fırında erittiğin zaman ne olur? Başka madenleri ateşte, fırında erittiğin zaman ne olur?

Cürûfu ayrılır, azalır. Altın sâfî olduğundan hiçbir şey olmaz. Ne eksilir, ne bozulur.Cürûfu ayrılır, azalır. Altın sâfî olduğundan hiçbir şey olmaz. Ne eksilir, ne bozulur. Pırıl pırıl altındır. Yıllarca toprağın altında durur, bozulmaz.Pırıl pırıl altındır. Yıllarca toprağın altında durur, bozulmaz. Ama bakır dursa, bakır kırmızıyken yemyeşil olur. Kurşun dursa bozulur, gümüş dursa bozulur...Ama bakır dursa, bakır kırmızıyken yemyeşil olur. Kurşun dursa bozulur, gümüş dursa bozulur... Ama altın bozulmaz. Altın onun için kıymetli, onun için mücevher yapılıyor. Ama altın bozulmaz. Altın onun için kıymetli, onun için mücevher yapılıyor.

"Muhammed'in canı, nefsi elinde olan âlemlerin Rabbi Mevlâma yemin ederim ki"Muhammed'in canı, nefsi elinde olan âlemlerin Rabbi Mevlâma yemin ederim ki mü'min bir altın parçası gibidir.mü'min bir altın parçası gibidir. Sahibi onu potaya koyup da körükle üflediği halde, kızdırıp erittiği halde ne bozulur ne de eksilir." Sahibi onu potaya koyup da körükle üflediği halde, kızdırıp erittiği halde ne bozulur ne de eksilir."

Mü'min böyledir. Maddesi altın gibi olduğundan hiçbir zor şart altında, erise, ezilse,Mü'min böyledir. Maddesi altın gibi olduğundan hiçbir zor şart altında, erise, ezilse, ne olursa olsun bozulmaz. Müslüman sâfî, tertemiz, işte bu altın gibidir.ne olursa olsun bozulmaz. Müslüman sâfî, tertemiz, işte bu altın gibidir. Peygamber Efendimiz müslümanı altına benzetiyor. Peygamber Efendimiz müslümanı altına benzetiyor.

Allah sizi altın gibi müslümanlar eylesin. Allah sizi altın gibi müslümanlar eylesin.

İkinci bir söz daha ekliyor hadîs-i şerîfine Efendimiz: İkinci bir söz daha ekliyor hadîs-i şerîfine Efendimiz:

Vellezî nefsî bi-yedihî. "Nefsim elinde olana yemin olsun ki..." Vellezî nefsî bi-yedihî. "Nefsim elinde olana yemin olsun ki..."

Burada ismini söylemedi, "Benim nefsim" dedi bu sefer. "Nefsim elinde olana yemin olsun ki;Burada ismini söylemedi, "Benim nefsim" dedi bu sefer. "Nefsim elinde olana yemin olsun ki; yani canım, hayatım, ruhum -nefs, o mânalara gelen bir kelime- elinde olan Allah'a yemin olsun ki..."yani canım, hayatım, ruhum -nefs, o mânalara gelen bir kelime- elinde olan Allah'a yemin olsun ki..." Bir de ikinci yemin yapıyor sözünün ortasında. İkinci bir cümleye de yine yeminle başlıyor.Bir de ikinci yemin yapıyor sözünün ortasında. İkinci bir cümleye de yine yeminle başlıyor. Ortasında da yemin var. İşin önemine binâen... Ortasında da yemin var. İşin önemine binâen...

İnne mesele'l-mü'mini ke-meseli'nnahleh. İnne mesele'l-mü'mini ke-meseli'nnahleh.

Mü'min bir de neye benzer? Mü'min bir de neye benzer?

"Bal arısına benzer." "Bal arısına benzer."

Nahle, noktasız "ha" ile. Eğer noktalı "hı" ile olsaydı, o zaman hurma ağacı demek olurdu.Nahle, noktasız "ha" ile. Eğer noktalı "hı" ile olsaydı, o zaman hurma ağacı demek olurdu. Nahle, arı demek. Kur'ân-ı Kerîm'de de Sûretün-Nahl var.Nahle, arı demek. Kur'ân-ı Kerîm'de de Sûretün-Nahl var. Allahu Teâlâ hazretleri arıya kabiliyet vermiş, emreylemiş:Allahu Teâlâ hazretleri arıya kabiliyet vermiş, emreylemiş: "Her ağaçtan çiçekleri dolaş, malzemeyi topla da bal yap!" diye onu anlatan âyet var."Her ağaçtan çiçekleri dolaş, malzemeyi topla da bal yap!" diye onu anlatan âyet var. Burada da nahle, tekili... Burada da nahle, tekili...

"Mü'min bir arıya benzer." "Mü'min bir arıya benzer."

Arının vasfı nedir? Arının vasfı nedir?

Ekelet tayyiben. "Arı güzel şey yer." Ekelet tayyiben. "Arı güzel şey yer."

Çiçekten çiçeğe dolaşır, çiçeğin içine burnunu, hortumunu sokar, çiçeğin dibindeki balını çeker alır. Çiçekten çiçeğe dolaşır, çiçeğin içine burnunu, hortumunu sokar, çiçeğin dibindeki balını çeker alır.

Biz de küçükken, arsalarda ballı baba diye eflâtun, pembemsi çiçekler olurdu,Biz de küçükken, arsalarda ballı baba diye eflâtun, pembemsi çiçekler olurdu, onların dibini emdiğimiz zaman ağzımıza tat gelirdi. Çiçeğin dibinde tat var.onların dibini emdiğimiz zaman ağzımıza tat gelirdi. Çiçeğin dibinde tat var. Arılar da gelirdi aynı çiçeğe... Arılar da gelirdi aynı çiçeğe...

"Tatlı şey yer arı." "Tatlı şey yer arı."

Tayyib ne demek? Tayyib ne demek?

İyi, hoş, güzel demek. İyi, hoş, güzel demek.

"Tayyib, güzel şey yer. Yediği şey iyidir." "Tayyib, güzel şey yer. Yediği şey iyidir."

"Bir de hocam, madem arının böyle güzel şey yediğini söyledin,"Bir de hocam, madem arının böyle güzel şey yediğini söyledin, bir de güzel şey yemeyen bir başka mahlûk söylesene." bir de güzel şey yemeyen bir başka mahlûk söylesene."

Arıya benzeyen bir başka mahlûk; sinek. Sinek ne yapar? Leşe konar.Arıya benzeyen bir başka mahlûk; sinek. Sinek ne yapar? Leşe konar. Hadi... Onun yediğine bak, arının yediğine bak... Hadi... Onun yediğine bak, arının yediğine bak...

Ekelet tayyiben. "Arı hoş, güzel, temiz şey yer, ve vadaat tayyiben o yediğinden sonra da bal yapar." Ekelet tayyiben. "Arı hoş, güzel, temiz şey yer, ve vadaat tayyiben o yediğinden sonra da bal yapar."

Ortaya çıkardığı, koyduğu şey de baldır, o da güzeldir. Güzel bir şey ortaya koyar.Ortaya çıkardığı, koyduğu şey de baldır, o da güzeldir. Güzel bir şey ortaya koyar. Müslüman böyledir işte... Müslüman böyledir işte...

Lem tüksir veyahut lem teksir de olabilir. Bu "s" de "sin" ile, peltek "se" ile olsa mâna başka olur.Lem tüksir veyahut lem teksir de olabilir. Bu "s" de "sin" ile, peltek "se" ile olsa mâna başka olur. Lem teksir. "Kırmaz." Lem teksir. "Kırmaz."

Neyi kırmaz? Neyi kırmaz?

Bindiği dalı, çiçeğin sapını kırmaz.Bindiği dalı, çiçeğin sapını kırmaz. Çiçek bir eğilir, arı içine konduğu zaman bir sallanır. O da memnun olur. Çiçek bir eğilir, arı içine konduğu zaman bir sallanır. O da memnun olur.

Hatta arıları çiçek davet ediyor. Bilseniz, mânevî bakımdan görseniz; arıları çiçek davet ediyor.Hatta arıları çiçek davet ediyor. Bilseniz, mânevî bakımdan görseniz; arıları çiçek davet ediyor. Yalvarıyor arılara "Ne olur gel!" diye. Çünkü arı geldiği zaman arıdan istifade ediyor çiçek de...Yalvarıyor arılara "Ne olur gel!" diye. Çünkü arı geldiği zaman arıdan istifade ediyor çiçek de... Ücret olarak ona balını veriyor. Çiçek tozlarını arı alıyor, öteki çiçeğe götürüyor;Ücret olarak ona balını veriyor. Çiçek tozlarını arı alıyor, öteki çiçeğe götürüyor; böylece tozlaşma dediğimiz çiçeklerin üremesi, meyvelerin olması için gerekli bir olay,böylece tozlaşma dediğimiz çiçeklerin üremesi, meyvelerin olması için gerekli bir olay, tohumlama, aşılama olayı meydana geliyor. O da arıyı seviyor. tohumlama, aşılama olayı meydana geliyor. O da arıyı seviyor.

Arı çiçeğin dalına konar. Sapı uzun bile olsa çiçek sallanır ama kırılmaz. Arı kırmaz.Arı çiçeğin dalına konar. Sapı uzun bile olsa çiçek sallanır ama kırılmaz. Arı kırmaz. Arı güzel yer, hoş malzeme yer. Hoş malzeme çıkartır ortaya. İmalâtı bal, o da hoş.Arı güzel yer, hoş malzeme yer. Hoş malzeme çıkartır ortaya. İmalâtı bal, o da hoş. Kırmaz; yani bindiği dalı, çiçeğin sapını kırmaz. Kırmaz; yani bindiği dalı, çiçeğin sapını kırmaz.

Ve lem tüfsid. "Bozmaz." Ve lem tüfsid. "Bozmaz."

Fesada uğratmaz, berbat etmez, kirletmez. Fesada uğratmaz, berbat etmez, kirletmez.

İşte mü'min böyledir. Ne mutlu mü'min olanlara! İşte mü'min böyledir. Ne mutlu mü'min olanlara!

Mü'min altın gibidir. Hiçbir hal, hiçbir olay, hiçbir vukuat, hiçbir tesir onun altınlığını bozmaz.Mü'min altın gibidir. Hiçbir hal, hiçbir olay, hiçbir vukuat, hiçbir tesir onun altınlığını bozmaz. Som altın, pırıl pırıl, her yerde, her zaman... Som altın, pırıl pırıl, her yerde, her zaman...

Mü'min arı gibidir. Güzel yer, ortaya güzel eser koyar. Kırmaz, bozmaz. Mü'min arı gibidir. Güzel yer, ortaya güzel eser koyar. Kırmaz, bozmaz.

Güzelleştirir, bozulanı düzeltir. İnsanların bozduklarını, hatta ifsat ettiklerini ıslah eder.Güzelleştirir, bozulanı düzeltir. İnsanların bozduklarını, hatta ifsat ettiklerini ıslah eder. Islah ettiğini burada söylemiyor Peygamber Efendimiz amaIslah ettiğini burada söylemiyor Peygamber Efendimiz ama ben başka hadîs-i şerîflerinden hatırladığım için söylüyorum; ben başka hadîs-i şerîflerinden hatırladığım için söylüyorum;

Mü'min ıslahçıdır, ıslah edicidir, ıslahatçıdır.Mü'min ıslahçıdır, ıslah edicidir, ıslahatçıdır. Kâfir yıkıcıdır, kırıcıdır, öldürücüdür, olay çıkartıcıdır, anarşisttir.Kâfir yıkıcıdır, kırıcıdır, öldürücüdür, olay çıkartıcıdır, anarşisttir. Mü'min yapıcıdır, acıyıcıdır, affedicidir, merhamet edicidir. Ondan ülkemiz esen kalıyor.Mü'min yapıcıdır, acıyıcıdır, affedicidir, merhamet edicidir. Ondan ülkemiz esen kalıyor. Yoksa müslümanın huyu kâfirlerin huyu gibi olsa ortalık karmakarışık olur... Yoksa müslümanın huyu kâfirlerin huyu gibi olsa ortalık karmakarışık olur...

Mü'min bal arısı gibidir. Mü'min som altın gibidir. Allah bizi imandan, İslâm'dan ayırmasın...Mü'min bal arısı gibidir. Mü'min som altın gibidir. Allah bizi imandan, İslâm'dan ayırmasın... Verdi; verdiğini almasın... Verdi; verdiğini almasın...

Yâ ilâhî saklagıl imânımız, Yâ ilâhî saklagıl imânımız,

Verelim imân ile tâ cânımız! Verelim imân ile tâ cânımız!

Süleyman Çelebi rahmetullahi aleyh Efendimiz'e çok hayranım.Süleyman Çelebi rahmetullahi aleyh Efendimiz'e çok hayranım. Miraç kandilinde de hep ruhu şâd olsun diye dualar eyliyoruz. Ne güzel söylemiş: Miraç kandilinde de hep ruhu şâd olsun diye dualar eyliyoruz. Ne güzel söylemiş:

Yâ ilâhî saklagıl imânımız. "Yâ Rabbi, imanımızı koru!" Yâ ilâhî saklagıl imânımız. "Yâ Rabbi, imanımızı koru!"

Eskiden emir sigasının sonuna "-gıl, -gil" takısı gelirdi. Emir takısıydı bu.Eskiden emir sigasının sonuna "-gıl, -gil" takısı gelirdi. Emir takısıydı bu. "Saklagil", sakla demek. Ama emir olduğundan "-gıl" takısı geliyor."Saklagil", sakla demek. Ama emir olduğundan "-gıl" takısı geliyor. Yâ ilâhî saklagıl imânımız. "Ey Mevlam, imanımızı koru, muhafaza et!"Yâ ilâhî saklagıl imânımız. "Ey Mevlam, imanımızı koru, muhafaza et!" Hani "Allah saklasın!" diyoruz. Öyle bir şey olmasın, Allah saklasın, yani korusun demek. Hani "Allah saklasın!" diyoruz. Öyle bir şey olmasın, Allah saklasın, yani korusun demek.

"Yâ Rabbi, imanımızı koru da zarara uğramasın! Kâfirler bizi aldatmasın,"Yâ Rabbi, imanımızı koru da zarara uğramasın! Kâfirler bizi aldatmasın, kafamızı çelmesin, kalbimizi karartmasın...kafamızı çelmesin, kalbimizi karartmasın... Şeytan bizi imandan sonra küfre çektirmesin, ayağımızı kaydırmasın da verelim imân ile tâ cânımız,Şeytan bizi imandan sonra küfre çektirmesin, ayağımızı kaydırmasın da verelim imân ile tâ cânımız, sakla da yâ Rabbi, canımızı mü'min-i kâmil olarak verelim!" sakla da yâ Rabbi, canımızı mü'min-i kâmil olarak verelim!"

Mü'min nasıl ölecek, muhterem kardeşlerim? Mü'min nasıl ölecek, muhterem kardeşlerim?

Peygamber Efendimiz'in bildirdiğine göre:Peygamber Efendimiz'in bildirdiğine göre: Gözünden perdeler kaldırılacak, cennetteki makamlarını görecek...Gözünden perdeler kaldırılacak, cennetteki makamlarını görecek... Köşklerini, hizmetçilerini, hûrîlerini, gılmânını görecek...Köşklerini, hizmetçilerini, hûrîlerini, gılmânını görecek... Allah'ın lütfunun kendisine mükâfat olarak verileceğinden memnun, mesrûr [olacak.] Allah'ın lütfunun kendisine mükâfat olarak verileceğinden memnun, mesrûr [olacak.]

"Miraç nedir?" diye soruyorlar Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e, buyuruyor ki; "Miraç nedir?" diye soruyorlar Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e, buyuruyor ki;

"Merdiven gibi nurdan çok güzel bir şeydir. Mü'min vefatı anında onu görür, ona bakar." "Merdiven gibi nurdan çok güzel bir şeydir. Mü'min vefatı anında onu görür, ona bakar."

Çünkü oradan o da miraç edecek. O göklere mü'minin ruhu da oradan gidecek. Çok güzel bir şey tabii...Çünkü oradan o da miraç edecek. O göklere mü'minin ruhu da oradan gidecek. Çok güzel bir şey tabii... Onu görür, cenneti görür, can ata ata gider. Bir gül bahçesine girercesine şehitliğe gider.Onu görür, cenneti görür, can ata ata gider. Bir gül bahçesine girercesine şehitliğe gider. Kelime-i şehâdet getirerek âhirete mü'min-i kâmil olarak gider. Kelime-i şehâdet getirerek âhirete mü'min-i kâmil olarak gider.

Allah bizi imandan ayırmasın. Mü'minlik çok güzel.Allah bizi imandan ayırmasın. Mü'minlik çok güzel. Herhangi bir hileyle, tuzakla, aldatmayla Allah bizi aldananlardan ve imanını kaçıranlardan,Herhangi bir hileyle, tuzakla, aldatmayla Allah bizi aldananlardan ve imanını kaçıranlardan, elden cevherini çaldıranlardan etmesin... elden cevherini çaldıranlardan etmesin...

"Dünyayı gezdiğin zaman en çok ne görüyorsun hocam?" diye bana soracak olursanız: "Dünyayı gezdiğin zaman en çok ne görüyorsun hocam?" diye bana soracak olursanız:

Dünyada mü'minlerin imanını çalmak için çok tuzakların olduğunu görüyorum.Dünyada mü'minlerin imanını çalmak için çok tuzakların olduğunu görüyorum. Bu hırsızların, iman hırsızlarının çok zengin, çok kurnaz, çok teşkilâtlı olduğunu görüyorum.Bu hırsızların, iman hırsızlarının çok zengin, çok kurnaz, çok teşkilâtlı olduğunu görüyorum. Çok teşkilâtlı; ışıklar, reklamlar, tanıtmalar, aldatmalar, propagandalar, neler neler...Çok teşkilâtlı; ışıklar, reklamlar, tanıtmalar, aldatmalar, propagandalar, neler neler... Hep mü'minin iman cevherini almak için şeytanın ordusu çalışıyor. Şeytan çalışıyor.Hep mü'minin iman cevherini almak için şeytanın ordusu çalışıyor. Şeytan çalışıyor. Mü'minlikten kopartıp kâfirliğe ayağını kaydırsın, mü'minin imanını çalsın diye. Mü'minlikten kopartıp kâfirliğe ayağını kaydırsın, mü'minin imanını çalsın diye.

Yâ ilâhî saklagıl imânımız, Yâ ilâhî saklagıl imânımız,

Verelim imân ile tâ cânımız! Verelim imân ile tâ cânımız!

Allah bizi mü'min-i kâmiller olarak yaşatsın. İslâm'a güzel hizmetler yapmamızı nasip eylesin.Allah bizi mü'min-i kâmiller olarak yaşatsın. İslâm'a güzel hizmetler yapmamızı nasip eylesin. Mü'min-i kâmiller olarak ruh teslim etmemizi nasip etsin.Mü'min-i kâmiller olarak ruh teslim etmemizi nasip etsin. Huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak varalım;Huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak varalım; cennetine girelim, cemâlini görelim, rıdvân-ı ekberine erelim... cennetine girelim, cemâlini görelim, rıdvân-ı ekberine erelim...

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2