Namaz Vakitleri
İstanbul
27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Din ve Akıl İlişkisi

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

10 Cemâziye'l-Âhir 1421 / 08.09.2000

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm Elhamdülillahirabbi'l-âlemîn.Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm

Elhamdülillahirabbi'l-âlemîn.
Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî küllihîn. Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî küllihîn. es-Salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîne Muhammedini'l-Mustafâ es-Salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîne Muhammedini'l-Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd: ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd:

Fe kâle Resûlullah sallallahu aleyhi ve âlihî sellem: Fe kâle Resûlullah sallallahu aleyhi ve âlihî sellem:

Lâ takîsü'd-dîne fe-inne'd-dîne lâ yukâsü ve evvelü men kâse iblîsü. Lâ takîsü'd-dîne fe-inne'd-dîne lâ yukâsü ve evvelü men kâse iblîsü.

Revâhü'd-Deylemî an Aliyyin radıyallahu anhü ve kerramallâhü vecheh. Revâhü'd-Deylemî an Aliyyin radıyallahu anhü ve kerramallâhü vecheh.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri hadîs-i şerîfte buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri hadîs-i şerîfte buyuruyor ki;

Lâ takîsü'd-dîne. "Kıyasla, kendi aklınızla kıyaslayarak mukayese ederekLâ takîsü'd-dîne. "Kıyasla, kendi aklınızla kıyaslayarak mukayese ederek hüküm çıkartmaya çalışarak dini bozmayın!" Fe-inne'd-dîne lâ yukâsü.hüküm çıkartmaya çalışarak dini bozmayın!" Fe-inne'd-dîne lâ yukâsü. "Çünkü din şöyle kendi aklına göre insanın çözümleyeceği basit bir şey değildir!" "Çünkü din şöyle kendi aklına göre insanın çözümleyeceği basit bir şey değildir!"

Devirler geçer, ilimler bile değişir. Kitaplar değişir, bilgiler değişirDevirler geçer, ilimler bile değişir. Kitaplar değişir, bilgiler değişir ama yeri göğü yaratan Âlemlerin Rabbi Allahu Teâlâ hazretleri,ama yeri göğü yaratan Âlemlerin Rabbi Allahu Teâlâ hazretleri, Hz. Âdem zamanından beri o zamanda, gelecekte her şeyi bildiği içinHz. Âdem zamanından beri o zamanda, gelecekte her şeyi bildiği için dinin hükümlerini Allahu Teâlâ hazretleri verir!dinin hükümlerini Allahu Teâlâ hazretleri verir! Kullar kendi akıllarına, mantıklarına, kendi kıyaslamalarına göre ölçerekKullar kendi akıllarına, mantıklarına, kendi kıyaslamalarına göre ölçerek benzeterek teşbih yaparak hüküm ileri sürmeye kalkmasınlar! benzeterek teşbih yaparak hüküm ileri sürmeye kalkmasınlar! Din böyle oyuna gelmez.Din böyle oyuna gelmez. Çünkü kıyas yaparlarsa mukayese yaparlarsa kendi kendilerine kendi akıllarıylaÇünkü kıyas yaparlarsa mukayese yaparlarsa kendi kendilerine kendi akıllarıyla hüküm çıkarmaya çalışırlarsa bir hata ettiler mi bu hatayı âhiretlerini mahvederek öderler! hüküm çıkarmaya çalışırlarsa bir hata ettiler mi bu hatayı âhiretlerini mahvederek öderler!

Uçurumun kenarında hiç oyun olur mu?! Bir kaydımı ayağı, uçuruma bir gitti mi hayatı kayar, hayatı biter. Uçurumun kenarında hiç oyun olur mu?! Bir kaydımı ayağı, uçuruma bir gitti mi hayatı kayar, hayatı biter.

"Bana göre bana göre…" diyen insana ben çok kızıyorum. Bir kere babamın evinde birisi geldi: "Bana göre bana göre…" diyen insana ben çok kızıyorum. Bir kere babamın evinde birisi geldi:

"Bana göre şu bu şöyle…" Baktım: Bre adam!"Bana göre şu bu şöyle…"

Baktım: Bre adam!
Sen Arapça bilmezsin, dinî tahsil yapmadın!Sen Arapça bilmezsin, dinî tahsil yapmadın! Ben kimseyi hor hakir görmek istemiyorum ama sen kim oluyorsun ki; "Bana göre böyle…" diyorsun.Ben kimseyi hor hakir görmek istemiyorum ama sen kim oluyorsun ki; "Bana göre böyle…" diyorsun. Başkasından duyduğunu bile doğru düzgün anlayamazsın sen! Başkasından duyduğunu bile doğru düzgün anlayamazsın sen!

"Bana göre bu böyle…" deyince bir canım sıkıldı! Babamın evinde olduğundan da batırıp çıkartmadım."Bana göre bu böyle…" deyince bir canım sıkıldı! Babamın evinde olduğundan da batırıp çıkartmadım. Evimizde misafir, babamın evinde misafir. Sustum, cevap vermedim. Kız kardeşimin beyi, damat da diyor ki; Evimizde misafir, babamın evinde misafir. Sustum, cevap vermedim. Kız kardeşimin beyi, damat da diyor ki;

"Esad abi, bir şey söylesene! Sana göre nasıl?" Sustum bir ses çıkartmadım, ne diyeyim?.. "Esad abi, bir şey söylesene! Sana göre nasıl?"

Sustum bir ses çıkartmadım, ne diyeyim?..

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Ve evvelü men kâse iblîsü. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Ve evvelü men kâse iblîsü.

İlk defa dinde mukayese yapan, mantık, akıl yürütmeye kalkışan kimdir? İlk defa dinde mukayese yapan, mantık, akıl yürütmeye kalkışan kimdir?

İblis aleyhilla'ne! İblis aleyhilla'ne ne yaptı, nasıl mukayese yaptı, nasıl akıl mantık yürüttü? İblis aleyhilla'ne!

İblis aleyhilla'ne ne yaptı, nasıl mukayese yaptı, nasıl akıl mantık yürüttü?

Allahu Teâlâ hazretleri Âdem aleyhisselam'ı yaratınca melekler secde ettiler.Allahu Teâlâ hazretleri Âdem aleyhisselam'ı yaratınca melekler secde ettiler. İblis aleyhilla'ne secde etmekten geri durdu. Allahu Teâlâ hazretleri her şeyi bildiği hâlde ona sordu: İblis aleyhilla'ne secde etmekten geri durdu. Allahu Teâlâ hazretleri her şeyi bildiği hâlde ona sordu:

Mâ menaeke entescüde limâ halaktü bi-yedeyye estekberte em künte mine'l-âlîne.Mâ menaeke entescüde limâ halaktü bi-yedeyye estekberte em künte mine'l-âlîne. "Ey iblis! Ben 'Secde edin!' diye emrettim de ben sana emrettiğim hâlde sen niye secde etmedin?"Ey iblis! Ben 'Secde edin!' diye emrettim de ben sana emrettiğim hâlde sen niye secde etmedin? Ey iblis! Söyle bakalım; derdin ne, karnının ağrısı ne?" Ey iblis! Söyle bakalım; derdin ne, karnının ağrısı ne?"

Âyette öyle demiyor da böyle Allahu Teâlâ hazretleri sorgu açtı. Âyette öyle demiyor da böyle Allahu Teâlâ hazretleri sorgu açtı.

O da ilk kıyası, ilk mukayeseyi ilk akıl yürütmeyi, abuk sabuk lafı söyledi. O da ilk kıyası, ilk mukayeseyi ilk akıl yürütmeyi, abuk sabuk lafı söyledi.

Ene hayrun minhü. "Ben ondan daha hayırlıyım!" dedi. Ene hayrun minhü. "Ben ondan daha hayırlıyım!" dedi.

İblis Âdem aleyhisselam'a bakarak diyor ki; "Ben ondan daha hayırlıyım!" İblis Âdem aleyhisselam'a bakarak diyor ki; "Ben ondan daha hayırlıyım!"

Vay be! Neye göre sen ondan daha hayırlısın?!.. Vay be! Neye göre sen ondan daha hayırlısın?!..

Ene hayrun minhü halaktenî min nârin ve halaktehû min turâbi.Ene hayrun minhü halaktenî min nârin ve halaktehû min turâbi. "Beni ateşten yarattın, onu topraktan yarattın!" "Beni ateşten yarattın, onu topraktan yarattın!"

Bre iblis! Nereden çıkartın ateşten yaratılanın topraktan yaratılandan üstün olduğunu! Bre iblis! Nereden çıkartın ateşten yaratılanın topraktan yaratılandan üstün olduğunu!

Kıyas etti, kendisi bir mukayese yaptı: Kıyas etti, kendisi bir mukayese yaptı:

"Beni ateşten yarattın, onu topraktan yarattın; ben daha hayırlıyım!" "Beni ateşten yarattın, onu topraktan yarattın; ben daha hayırlıyım!"

Peki, ateşin topraktan daha hayırlı olduğunu kim söyledi sana? Onu nereden çıkartıyorsun?.. Peki, ateşin topraktan daha hayırlı olduğunu kim söyledi sana? Onu nereden çıkartıyorsun?..

Gitti! Allah'ın emrini dinlemeyip akıl yürütmeyi ilk yapan şeytan, iblis! Gitti! Allah'ın emrini dinlemeyip akıl yürütmeyi ilk yapan şeytan, iblis!

Onun için dinde; "Bana göre böyle, benim aklım öyle almaz…" Onun için dinde; "Bana göre böyle, benim aklım öyle almaz…"

Yahu senin aklın ne, senin akıl dediğin şey ne? "Höt!" desem aklın başından gider! Senin aklın ne?!.. Yahu senin aklın ne, senin akıl dediğin şey ne? "Höt!" desem aklın başından gider! Senin aklın ne?!..

Arafat'ta çeşmenin başına geçmiş, aynayı koymuş, ihramlı.Arafat'ta çeşmenin başına geçmiş, aynayı koymuş, ihramlı. Herkes Arafat'ta vakfede; adam aynayı koymuş, vaziyeti ayarlamış.Herkes Arafat'ta vakfede; adam aynayı koymuş, vaziyeti ayarlamış. Yüzünü sabunlamış, cart cart tıraş oluyor! Yüzünü sabunlamış, cart cart tıraş oluyor!

Hâlbuki Arafat'ta ihramlı olan kimsenin saçının kılını bile kopartması yasak!Hâlbuki Arafat'ta ihramlı olan kimsenin saçının kılını bile kopartması yasak! Çünkü ihram hâli tevazu hâlidir. Süslenme hâli değildir, ziynet hâli değildir.Çünkü ihram hâli tevazu hâlidir. Süslenme hâli değildir, ziynet hâli değildir. Baş açık, yalın ayak; Allah öyle emretmiş. Bu işin "Çünkü"sü de yok!Baş açık, yalın ayak; Allah öyle emretmiş. Bu işin "Çünkü"sü de yok! Çünkü din; kıyasla, akılla herkesin kavrayacağı bir şey değildir. Çünkü din; kıyasla, akılla herkesin kavrayacağı bir şey değildir. Tıraş olmayacak, tırnak kesmeyecek, kıllarını yolmayacak, koku sürünmeyecek… Tıraş olmayacak, tırnak kesmeyecek, kıllarını yolmayacak, koku sürünmeyecek…

Koku sürünmek de yasak, sürünürse kurban kesmesi gerekiyor! Haccın ahkâmı öyle değil mi? Koku sürünmek de yasak, sürünürse kurban kesmesi gerekiyor!

Haccın ahkâmı öyle değil mi?

Demişler ki; "Ya sen ihramlısın, niye tıraş oluyorsun?" "Benim aklım öyle şeye ermez!" demiş. Demişler ki; "Ya sen ihramlısın, niye tıraş oluyorsun?"

"Benim aklım öyle şeye ermez!" demiş.

Senin aklın yerin dibine batsın bre şaşkın, bre gafil, bre cahil! Sen şeytanın yolundan gidiyorsun! Senin aklın yerin dibine batsın bre şaşkın, bre gafil, bre cahil! Sen şeytanın yolundan gidiyorsun!

"Benim aklım öyle şeye ermez." ne demek? Sen o zaman hacca niye geldin, niye ihrama girdin?!.. "Benim aklım öyle şeye ermez." ne demek? Sen o zaman hacca niye geldin, niye ihrama girdin?!..

"Benim elbiseyi çıkartmayı aklım almaz…" Çıkartma elbiseyi, ihrama girme! "Benim elbiseyi çıkartmayı aklım almaz…"

Çıkartma elbiseyi, ihrama girme!

"Benim aklım Mekke'ye, tozlu topraklı yere gitmeye yatmaz." O zaman gelme! Senin aklın ne?"Benim aklım Mekke'ye, tozlu topraklı yere gitmeye yatmaz."

O zaman gelme!

Senin aklın ne?
Monte Carlo'ya mı gitmek istersin sen?Monte Carlo'ya mı gitmek istersin sen? Hacca gitmek istemezsin, Monte Carlo'ya mı gitmek istersin? Hacca gitmek istemezsin, Monte Carlo'ya mı gitmek istersin? Ne yapacaksın, kumar mı oynayacaksın? Riviera sahillerine mi gideceksin?Ne yapacaksın, kumar mı oynayacaksın? Riviera sahillerine mi gideceksin? Yoksa Haiti adasına gideceksin de çıplak kızlar senin boynuna çiçeklerden çelenk mi takacak?.. Yoksa Haiti adasına gideceksin de çıplak kızlar senin boynuna çiçeklerden çelenk mi takacak?..

Senin "akıl" dediğin ne? Senin nefsin! Şeytan seni kandırıyor! Senin "akıl" dediğin ne?

Senin nefsin! Şeytan seni kandırıyor!

"Benim aklım öyle şeye ermez." ne demek? Arafat'ta kaymak gibi tıraş olacak! "Benim aklım öyle şeye ermez." ne demek?

Arafat'ta kaymak gibi tıraş olacak!

"Kimsin?" diye sormuşlar: "Albayım." demiş. Din kıyasla yürütülmez! "Kimsin?" diye sormuşlar:

"Albayım." demiş.

Din kıyasla yürütülmez!

Dinde esas, bizim dinimizde esas nedir? Allah'ın kelamıdır, Allah'ın kelamı! Dinde esas, bizim dinimizde esas nedir?

Allah'ın kelamıdır, Allah'ın kelamı!

Sonra Peygamber Efendimiz'in sünnetidir. Neden? Allah onu vazifelendirmiş.Sonra Peygamber Efendimiz'in sünnetidir.

Neden?

Allah onu vazifelendirmiş.
Peygamberimiz'e Kur'ân-ı Kerîm'i indirmiş. Peygamberimiz'e Kur'ân-ı Kerîm'i indirmiş. "Sen bu Kur'an'ı insanlara yirmi üç yılda öğret!" diye ona imkân vermiş, görev vermiş. "Sen bu Kur'an'ı insanlara yirmi üç yılda öğret!" diye ona imkân vermiş, görev vermiş.

Peygamber Efendimiz görevli değil mi, vazifeli değil mi? Âhir zaman peygamberi değil mi?Peygamber Efendimiz görevli değil mi, vazifeli değil mi? Âhir zaman peygamberi değil mi? Kullara Allah'ın emrini öğretmiyor mu? Resûlullah Efendimiz'in söylemediği şeyi nasıl söylersin?!.. Kullara Allah'ın emrini öğretmiyor mu? Resûlullah Efendimiz'in söylemediği şeyi nasıl söylersin?!..

"Peygamber Efendimiz'in öyle demiş ama Kur'ân-ı Kerîm şöyle demiş ama…" "Peygamber Efendimiz'in öyle demiş ama Kur'ân-ı Kerîm şöyle demiş ama…"

"Ama"sı ne yahu?!. Dilinin altından baklayı çıkart bakalım. "Ben profesörüm de dekanım da…" "Ama"sı ne yahu?!. Dilinin altından baklayı çıkart bakalım.

"Ben profesörüm de dekanım da…"

Senden daha büyük, ne kadar koca kafalı herifler geçti,Senden daha büyük, ne kadar koca kafalı herifler geçti, kafası öküzün kafasından daha büyük insanlar geçti bu dünyadan! kafası öküzün kafasından daha büyük insanlar geçti bu dünyadan!

Hac senenin her mevsiminde olmalıymış, insanlar çok kalabalık oluyormuş, her mevsimde hac olmalıymış… Hac senenin her mevsiminde olmalıymış, insanlar çok kalabalık oluyormuş, her mevsimde hac olmalıymış…

Allahu Teâlâ hazretleri; el-Haccu eşhurün ma'lûmâtün, "Hacc belirli aylarda!" demiş. Allahu Teâlâ hazretleri;

el-Haccu eşhurün ma'lûmâtün, "Hacc belirli aylarda!" demiş.

Allah öyle dediği hâlde sen bütün aylara nasıl dağıtırsın? Allah öyle dediği hâlde sen bütün aylara nasıl dağıtırsın?

Birçok kimse de, saçı uzun, boyalı kadın da peşinden gidiyor: Birçok kimse de, saçı uzun, boyalı kadın da peşinden gidiyor:

"Aman bu çok büyük alim, çok büyük alim!.."Aman bu çok büyük alim, çok büyük alim!.. Hiç eski hocalar gibi; 'O yasak bu yasak!' demiyor. Her şeyi serbest bırakıyor.Hiç eski hocalar gibi; 'O yasak bu yasak!' demiyor. Her şeyi serbest bırakıyor. Çok büyük alim! Yazın sıcağında hacca gideceğime kışın serininde giderim, olur biter.Çok büyük alim! Yazın sıcağında hacca gideceğime kışın serininde giderim, olur biter. Kalabalıkta gitmem, tenhada giderim…" Kalabalıkta gitmem, tenhada giderim…"

Lâ takîsü'd-dîne fe-inne'd-dîne lâ yukâsü ve evvelü men kâse iblîsü. "Dini kendi mantığınızla,Lâ takîsü'd-dîne fe-inne'd-dîne lâ yukâsü ve evvelü men kâse iblîsü. "Dini kendi mantığınızla, kıyaslamalarla yorumlamaya, uygulamaya kalkmayın.kıyaslamalarla yorumlamaya, uygulamaya kalkmayın. Çünkü din Allah'ın emridir. Öyle kıyas işi, akıl işi değildir!" Neden? Çünkü din Allah'ın emridir. Öyle kıyas işi, akıl işi değildir!"

Neden?

Çünkü senin aklın sapıktır, çarpıktır, yamuktur.Çünkü senin aklın sapıktır, çarpıktır, yamuktur. Ayna güzel dökülmezse görüntüyü bozuk gösterir.Ayna güzel dökülmezse görüntüyü bozuk gösterir. Aynanın düzgün göstermesi, düzgünlüğünün nispetindedir.Aynanın düzgün göstermesi, düzgünlüğünün nispetindedir. Bazı aynanın karşısına geçersin, seni zayıf gösterir; bazı aynanın karşısına geçersin, şişman gösterir. Bazı aynanın karşısına geçersin, seni zayıf gösterir; bazı aynanın karşısına geçersin, şişman gösterir. Aynalarla öyle komik şeyler var ya panayırlarda vs.Aynalarla öyle komik şeyler var ya panayırlarda vs. İçeri girenler kahkahadan bayılıyor, gülmekten kasıkları patlıyor.İçeri girenler kahkahadan bayılıyor, gülmekten kasıkları patlıyor. ünkü aynaların [yapısından dolayı farklı görünüyor.] İşte senin aklın öyledir. Yamuksa yamuk şey çıkar. ünkü aynaların [yapısından dolayı farklı görünüyor.] İşte senin aklın öyledir. Yamuksa yamuk şey çıkar.

Bu puta tapanlar puta niye taptılar? Bu puta tapanlar puta niye taptılar?

Hâ ülâi şüfa'âünâ indallâhi. "Bu putlar bizim Allah yanında şefaatçimiz olacak!" Hâ ülâi şüfa'âünâ indallâhi. "Bu putlar bizim Allah yanında şefaatçimiz olacak!"

Bu putun ne şefaat hakkı var? Bu putun ne şefaat hakkı var?

İbrahim aleyhisselam kafasına baltayı, balyozu indirdi; bunu kırdı. Gık diyemedi! İbrahim aleyhisselam kafasına baltayı, balyozu indirdi; bunu kırdı. Gık diyemedi!

Bundan ne medet umuyorsun? Öyle mantık mı olur, öyle kıyas mı olur? Öyle saçma şey mi olur?!.. Bundan ne medet umuyorsun? Öyle mantık mı olur, öyle kıyas mı olur? Öyle saçma şey mi olur?!..

Büyüklerimiz Kur'ân-ı Kerîm'e sımsıkı sarılmışlardır, dinin temeli Kur'ân-ı Kerîm'dir.Büyüklerimiz Kur'ân-ı Kerîm'e sımsıkı sarılmışlardır, dinin temeli Kur'ân-ı Kerîm'dir. Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılmışlardır, bu işi çok ciddi tutmuşlardır.Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılmışlardır, bu işi çok ciddi tutmuşlardır. Kendi kendine bir laf söylemekten tir tir titremişlerdir. Kendi kendine bir laf söylemekten tir tir titremişlerdir.

Adam; "Hac her mevsimde olmalı! Bana kalırsa güneş doğuncaya kadar sahur yenilmeli…" Adam; "Hac her mevsimde olmalı! Bana kalırsa güneş doğuncaya kadar sahur yenilmeli…"

Sen kim oluyorsun yahu? "Sana kalırsa…" ne demek? Sen kim oluyorsun yahu? "Sana kalırsa…" ne demek?

Sana kalırsa, senin peşine takılırsa milletin hepsi cehenneme gider! Sen kim oluyorsun?!.. Sana kalırsa, senin peşine takılırsa milletin hepsi cehenneme gider!

Sen kim oluyorsun?!..

"Ben profesörüm." Sen sapık bir profesörsün! Profesör olmak çok zor bir şey değil!"Ben profesörüm."

Sen sapık bir profesörsün! Profesör olmak çok zor bir şey değil!
Şimdiye kadar dünyanın birçok ülkesinde de İslâm ülkelerinde deŞimdiye kadar dünyanın birçok ülkesinde de İslâm ülkelerinde de senden daha çok büyük profesörler yetişti. Kitaplar neşrettiler, hiç öyle bir şey demedi.senden daha çok büyük profesörler yetişti. Kitaplar neşrettiler, hiç öyle bir şey demedi. Sen böyle bir tipsin ki dünyada senin benzerin yok!Sen böyle bir tipsin ki dünyada senin benzerin yok! Şimdiye kadar hiç kimse senin dediğini demedi. A şaşkın! Şimdiye kadar hiç kimse senin dediğini demedi. A şaşkın!

"Bu yolda tersine herkes Mersin'e giderken ben niye bu tarafa gidiyorum?" diye bir düşünsene!"Bu yolda tersine herkes Mersin'e giderken ben niye bu tarafa gidiyorum?" diye bir düşünsene! Girmiş bir yola, kırmızı levhayı da görmemiş. Wrong way go back, diye onu da görmemiş.Girmiş bir yola, kırmızı levhayı da görmemiş. Wrong way go back, diye onu da görmemiş. Boyna bu tarafa doğru gidiyor! Yahu bu yol gidilecek yol değil, bu tarafa gidilecek. Boyna bu tarafa doğru gidiyor!

Yahu bu yol gidilecek yol değil, bu tarafa gidilecek.

"Bunlar ters gitmiş diye hepsi şaşkın! Bu arabalara bak, hepsi tersten geliyorlar!" diyor. "Bunlar ters gitmiş diye hepsi şaşkın! Bu arabalara bak, hepsi tersten geliyorlar!" diyor.

Sen ters geliyorsun, bre şaşkın! Bu çok önemli, bunu hiç unutmamak lazım. Sen ters geliyorsun, bre şaşkın!

Bu çok önemli, bunu hiç unutmamak lazım.

Allah'ın emri nedir, Peygamberin emri nedir diye sormak lazım.Allah'ın emri nedir, Peygamberin emri nedir diye sormak lazım. Bu hususta Rabbimiz ne buyurmuş, Resûlullah Efendimiz ne emretmiş diye bakmak lazım. Bu hususta Rabbimiz ne buyurmuş, Resûlullah Efendimiz ne emretmiş diye bakmak lazım.

Öyle kendinin aklına, senin mantığına kalırsa sen küçük çocuğa; Öyle kendinin aklına, senin mantığına kalırsa sen küçük çocuğa;

"Ziyan yok." dersin, donu görünecek şekilde kısa giydirirsin! Peygamber Efendimiz diyor ki; "Ziyan yok." dersin, donu görünecek şekilde kısa giydirirsin!

Peygamber Efendimiz diyor ki;

"Çocuğun avreti de büyüğün avreti gibidir!" "Çocuğun avreti de büyüğün avreti gibidir!"

"Hayvanlar çıplak geziyor, insanlar da çıplak gezse ne olur?.." Hayvan gibi olur!"Hayvanlar çıplak geziyor, insanlar da çıplak gezse ne olur?.."

Hayvan gibi olur!
Böyle diyenler var, kulüp kuranlar var. Hayvan gibi olur, hayvanlar gibi olur. Böyle diyenler var, kulüp kuranlar var. Hayvan gibi olur, hayvanlar gibi olur.

"Efendim bu elbise nereden çıkmış?.." "Efendim bu elbise nereden çıkmış?.."

Allahu Teâlâ hazretleri emretmiş, örtünmeyi emretmiş! Avret mahallerini örtmeyi emretmiş! Allahu Teâlâ hazretleri emretmiş, örtünmeyi emretmiş! Avret mahallerini örtmeyi emretmiş!

İşi kıyasa vurdun mu şeytanın oyunu başlar.İşi kıyasa vurdun mu şeytanın oyunu başlar. Yirminci yüzyılda din tanımaz, ateist, dinsiz imansız birçok insanı işte o sakat mantıkları aldatıyor,Yirminci yüzyılda din tanımaz, ateist, dinsiz imansız birçok insanı işte o sakat mantıkları aldatıyor, hepsini cehennem odunu yapıyor. Allah korusun. Allah yolundan ayırmasın.hepsini cehennem odunu yapıyor.

Allah korusun. Allah yolundan ayırmasın.
Allah'ın hükmü, Allah'ın bilgisi, Allah'ın emri; her şeyi güzeldir. Emri de güzeldir, yasağı da güzeldir. Allah'ın hükmü, Allah'ın bilgisi, Allah'ın emri; her şeyi güzeldir. Emri de güzeldir, yasağı da güzeldir.

"Nikâh helal de zina neden haram oluyormuş?.." Nikâh helal, zina haram! "Nikâh helal de zina neden haram oluyormuş?.."

Nikâh helal, zina haram!

"Alışveriş helal de niye faiz haram oluyormuş?.." Alışveriş helal, faiz haram; var mı bir diyeceğin? "Alışveriş helal de niye faiz haram oluyormuş?.."

Alışveriş helal, faiz haram; var mı bir diyeceğin?

Böyle diyeceğiz. Çünkü Allah'ın emri bilindikten sonra git işine!Böyle diyeceğiz. Çünkü Allah'ın emri bilindikten sonra git işine! Gerisi konuşmaya değmez. Ancak; "Allah sana akıl fikir versin, aklını başına topla,Gerisi konuşmaya değmez. Ancak; "Allah sana akıl fikir versin, aklını başına topla, cehenneme gidiyorsun." diye ikaz etmek lazım. cehenneme gidiyorsun." diye ikaz etmek lazım.

Lâ tüksiri'l-kelâme bi-gayri zikrillâhi fe-inne kesrete'l-kelâmi bi-gayri zikrillâhi kasvetü'l-kalbi Lâ tüksiri'l-kelâme bi-gayri zikrillâhi fe-inne kesrete'l-kelâmi bi-gayri zikrillâhi kasvetü'l-kalbi ve inne eb'ade'n-nâsi min allahi'l-kalbü'l-kâsî. ve inne eb'ade'n-nâsi min allahi'l-kalbü'l-kâsî.

İbn Ömer radıyallahu anhümâ'dan -Abdullah b. amr da olabilir, diye bir rivayet var-İbn Ömer radıyallahu anhümâ'dan -Abdullah b. amr da olabilir, diye bir rivayet var- Tirmizî rivayet ettiğine göre Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Tirmizî rivayet ettiğine göre Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Lâ tüksiri'l-kelâme bi-gayri zikrillâhi. "Allah'ın zikri olmayan lafları çok söyleme!" Lâ tüksiri'l-kelâme bi-gayri zikrillâhi. "Allah'ın zikri olmayan lafları çok söyleme!"

Allah'ın zikri tamam, zikret; lâ ilâhe illallah, subhanallah, elhamdülillah,Allah'ın zikri tamam, zikret; lâ ilâhe illallah, subhanallah, elhamdülillah, Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammed, Allahu ekber, sübhanallah, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah de… Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammed, Allahu ekber, sübhanallah, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah de…

"Allah'ın zikrini de ama Allah'ın zikrinden gayri lafı çok söyleme, çoğaltma,"Allah'ın zikrini de ama Allah'ın zikrinden gayri lafı çok söyleme, çoğaltma, çok laf ebesi olma çok geveze olma!" çok laf ebesi olma çok geveze olma!"

Fe-inne kesrete'l-kelâmi bi-gayri zikrillâhi kasvetü'l-kalbi.Fe-inne kesrete'l-kelâmi bi-gayri zikrillâhi kasvetü'l-kalbi. "Çünkü Allah'ın zikrinden gayri çok konuşmak kalbin kasvetidir, karalığıdır."Çünkü Allah'ın zikrinden gayri çok konuşmak kalbin kasvetidir, karalığıdır. Kalbin karalığından, gönlün karalığındandır!" Kalbin karalığından, gönlün karalığındandır!"

Gönül çalışmıyor da ondan çok konuşuyor.Gönül çalışmıyor da ondan çok konuşuyor. Gönlü çalışsa zikrullahla meşgul olacak, gönlü çalışsa tefekküre dalacak.Gönlü çalışsa zikrullahla meşgul olacak, gönlü çalışsa tefekküre dalacak. Gönlü çalışsa abuk sabuk konuşmayacak, malayaniden kaçınacak. Gönlü çalışsa abuk sabuk konuşmayacak, malayaniden kaçınacak.

Ve inne eb'ade'n-nâsi min allahi'l-kalbü'l-kâsî.Ve inne eb'ade'n-nâsi min allahi'l-kalbü'l-kâsî. "Çünkü Allah'tan en uzak insan kara kalptir, kasvetli kalbin sahibi olan kimsedir!" "Çünkü Allah'tan en uzak insan kara kalptir, kasvetli kalbin sahibi olan kimsedir!"

Kalbi kasvetli oldu mu, ölü oldu mu, hasta, kararmış, taşlaşmış oldu mu Allah'tan en uzak insan odur işte! Kalbi kasvetli oldu mu, ölü oldu mu, hasta, kararmış, taşlaşmış oldu mu Allah'tan en uzak insan odur işte!

Onun için kasveti meydana getireceği için ne yapmak lazım? Onun için kasveti meydana getireceği için ne yapmak lazım?

"Zikrullahı çok et ama zikrullahtan gayri şeyle meşgul olma, çok konuşma!" diyor. "Zikrullahı çok et ama zikrullahtan gayri şeyle meşgul olma, çok konuşma!" diyor.

Müslümanın önemli vasıflarından biri az ve öz konuşmasıdır.Müslümanın önemli vasıflarından biri az ve öz konuşmasıdır. dır dır vır vır konuşma! dır dır vır vır konuşma!

[Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'la meclislere, davetlere giderdik.[Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'la meclislere, davetlere giderdik. Evin sahibi -sağ olsun- [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'ı seviyor sayıyor. Evin sahibi -sağ olsun- [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'ı seviyor sayıyor. Davet etmiş, giderdik. Biraz sessizlik oldu mu; "Yahu mübarekler, konuşsanıza!.." Davet etmiş, giderdik. Biraz sessizlik oldu mu;

"Yahu mübarekler, konuşsanıza!.."

Fesubhanallah! Konuşacak olsa [Mehmed Zahid Kotku] Hocaefendi konuşur!Fesubhanallah! Konuşacak olsa [Mehmed Zahid Kotku] Hocaefendi konuşur! Evliyâullah mübarek zât; alim, fâzıl kimse. Sen bekle! "Peki konuşmazsa olur mu?" Olur.Evliyâullah mübarek zât; alim, fâzıl kimse. Sen bekle!

"Peki konuşmazsa olur mu?"

Olur.
Evliyâullahın sükûtu insana, konuşmasından daha çok tesir eder!Evliyâullahın sükûtu insana, konuşmasından daha çok tesir eder! O konuşmadığı zaman gelen füyûzât anlayana çok daha tesirli olur. O konuşmadığı zaman gelen füyûzât anlayana çok daha tesirli olur.

Sen başını eğ, mübarek bir zatın önünde olduğunu bil, evliyâullah hepsinin gönlüyle oynar.Sen başını eğ, mübarek bir zatın önünde olduğunu bil, evliyâullah hepsinin gönlüyle oynar. Hepsinin gönlüne cevabı verir, hepsinin isteğini yerine getirir. Sorusunun cevabını verir. Hepsinin gönlüne cevabı verir, hepsinin isteğini yerine getirir. Sorusunun cevabını verir.

"Dur bakalım, şu adam Allah'ın velî kulu mu değil mi? Gidince hiç söylemeyim de bu konuda cevap versin…" "Dur bakalım, şu adam Allah'ın velî kulu mu değil mi? Gidince hiç söylemeyim de bu konuda cevap versin…"

Aldın mı cevabı? Sohbetten çıkarsın, aldın. "Tam tamına tam benim [aradığımı] söyledi…" Aldın mı cevabı? Sohbetten çıkarsın, aldın.

"Tam tamına tam benim [aradığımı] söyledi…"

[Mahmud] Sami [Ramazanoğlu] Efendi'nin dervişlerinden bir tanesi Fatih Camii'nde namaz kılmış.[Mahmud] Sami [Ramazanoğlu] Efendi'nin dervişlerinden bir tanesi Fatih Camii'nde namaz kılmış. İsmi bende mahfuz, bir mühendis. Bana anlatıyor, diyor ki; İsmi bende mahfuz, bir mühendis. Bana anlatıyor, diyor ki;

[Mahmud] Sami [Ramazanoğlu] Efendi'nin dervişi ama Fatih Camii'nde namazını kılmış.[Mahmud] Sami [Ramazanoğlu] Efendi'nin dervişi ama Fatih Camii'nde namazını kılmış. Arkasından cenaze namazında bir hata yapmış, şaşırmış. Ondan sonra da; Arkasından cenaze namazında bir hata yapmış, şaşırmış. Ondan sonra da;

"Bugün pazar. İskenderpaşa'ya da uğrayım,"Bugün pazar. İskenderpaşa'ya da uğrayım, mübarek Mehmet Zahid Efendi'nin de bir sohbetini dinleyim." demiş. mübarek Mehmet Zahid Efendi'nin de bir sohbetini dinleyim." demiş.

Gelmiş; hadisten hoşlanmamış, sohbetten hoşlanmamış. Bir kere de benim başıma geldi: Gelmiş; hadisten hoşlanmamış, sohbetten hoşlanmamış.

Bir kere de benim başıma geldi:

Ankara'da ben sırayla hadîs-i şerîfleri okuyorum. Rüya ile [ilgili] hadîs-i şerîfler geldi. Ankara'da ben sırayla hadîs-i şerîfleri okuyorum. Rüya ile [ilgili] hadîs-i şerîfler geldi.

"Biz burada rüya ile uğraşmaya gelmedik!" diye birisi bir kâğıt göndermiş, deli! "Biz burada rüya ile uğraşmaya gelmedik!" diye birisi bir kâğıt göndermiş, deli!

Yahu biz bir kere hadisleri sırayla okuyoruz!Yahu biz bir kere hadisleri sırayla okuyoruz! İllaki senin istediğin konuyu konuşacağız, diye bir şey yok!İllaki senin istediğin konuyu konuşacağız, diye bir şey yok! Ama rüyanın ne olduğunu da hadisten öğren! Karşına bu sefer bu gelmiş, isteğe göre yapmıyoruz. Ama rüyanın ne olduğunu da hadisten öğren! Karşına bu sefer bu gelmiş, isteğe göre yapmıyoruz.

[Mahmud] Sami [Ramazanoğlu] Efendi'nin müridi hadislerden hoşlanmamış. Tat almamış, feyiz almamış. [Mahmud] Sami [Ramazanoğlu] Efendi'nin müridi hadislerden hoşlanmamış. Tat almamış, feyiz almamış. [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız laf arasında, vaazı esnasında demiş ki; [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız laf arasında, vaazı esnasında demiş ki;

"Adam cenaze namazını doğru düzgün kılmaz, hata eder; gelir hadis dinlemeye, vaaz beğenmez!" "Adam cenaze namazını doğru düzgün kılmaz, hata eder; gelir hadis dinlemeye, vaaz beğenmez!"

Hâlbuki arkada oturuyor, gelip de konuşması filan yok! Neden? Hâlbuki arkada oturuyor, gelip de konuşması filan yok!

Neden?

Evliyâullah gönüllerden geçenleri Allah bildirdiği için bilir, cevabı verir. Onu şıp diye [biliyor]. Evliyâullah gönüllerden geçenleri Allah bildirdiği için bilir, cevabı verir. Onu şıp diye [biliyor].

Hadîs-i şerîf sevilmez mi? Bir hafız şurada Allah kelamı okuduğu zaman erir insan, sevilmez mi? Hadîs-i şerîf sevilmez mi? Bir hafız şurada Allah kelamı okuduğu zaman erir insan, sevilmez mi? Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfi sevilmez mi?!.. Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfi sevilmez mi?!..

Tenkit ediyor, onun hatasını [bulmaya çalışıyor]. Tenkit ediyor, onun hatasını [bulmaya çalışıyor].

[Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'la camiden çıkarken ben ve başkalarının başına çok gelmiştir.[Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'la camiden çıkarken ben ve başkalarının başına çok gelmiştir. Çıkıyoruz, namaz bitti, Allah kabul etsin. Dua edildi. Pabuçlar alındı, dışarı çıkılıyor.Çıkıyoruz, namaz bitti, Allah kabul etsin. Dua edildi. Pabuçlar alındı, dışarı çıkılıyor. [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız önde, cemaat arkada.[Mehmed Zahid Kotku] Hocamız önde, cemaat arkada. Camiden çıkarken dönüp; "Olur mu öyle şey!.." filan diye Camiden çıkarken dönüp; "Olur mu öyle şey!.." filan diye aklımdan geçenin cevabını verdiğini bilirim ben! Bana başkaları da söylediler. aklımdan geçenin cevabını verdiğini bilirim ben! Bana başkaları da söylediler.

"Nasıl düşünüyorsun, olur mu öyle şey!.." Konuşmuyor, aklından geçiriyor."Nasıl düşünüyorsun, olur mu öyle şey!.."

Konuşmuyor, aklından geçiriyor.
Evliyâullahın hâli böyledir. Evliyâullahın hâli böyledir. Sıradan insan, karşısındaki insanın aklından geçeni, kalbinden geçeni bilmez ama evliyâullah öyle olmuyor.Sıradan insan, karşısındaki insanın aklından geçeni, kalbinden geçeni bilmez ama evliyâullah öyle olmuyor. Peygamber Efendimiz'in yolundan giden insanlar öyle olmuyor. Peygamber Efendimiz'in yolundan giden insanlar öyle olmuyor.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e bir kabileden birkaç kişi geldi.Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e bir kabileden birkaç kişi geldi. Biraz Efendimiz'i üzecek, kızdıracak sözler söylediler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem celallendi: Biraz Efendimiz'i üzecek, kızdıracak sözler söylediler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem celallendi:

"Siz yolda şöyle konuştunuz, şöyle dediniz şöyle dediniz şöyle dediniz…" diye hepsini sıralayıverdi! "Siz yolda şöyle konuştunuz, şöyle dediniz şöyle dediniz şöyle dediniz…" diye hepsini sıralayıverdi!

Neden? Allah bildirdi! Lâ ya'lemü'l-gaybe illallah. Neden?

Allah bildirdi!

Lâ ya'lemü'l-gaybe illallah.

"Maşallah mâşaallah! İyi, dinden biraz bir cümle öğrenmişsin!.." "Maşallah mâşaallah! İyi, dinden biraz bir cümle öğrenmişsin!.."

Gaybı Allah'tan başka kimse bilmez, diye bunları inkâr ediyor! Gaybı Allah'tan başka kimse bilmez, diye bunları inkâr ediyor!

Hadîs-i şerîf var, sen nasıl inkâr edersin?!.. Allah bildirdiğine bildiriyor.Hadîs-i şerîf var, sen nasıl inkâr edersin?!.. Allah bildirdiğine bildiriyor. Ya rüyada gösteriyor, ya da rüyada olmadan açıkça bildiriyor. Bildirdiğine bildiriyor. A şaşkın!Ya rüyada gösteriyor, ya da rüyada olmadan açıkça bildiriyor. Bildirdiğine bildiriyor. A şaşkın! Allah'ın izin vermediği şeyleri tabii kimse bilmez, bildirmediğini de bilemez. Allah'ın izin vermediği şeyleri tabii kimse bilmez, bildirmediğini de bilemez.

Ama Allah bazı kullara bazı şeyleri bildirmez diye de bir kural var mı? "Bildirmeyecek, bildirmesin!.." Ama Allah bazı kullara bazı şeyleri bildirmez diye de bir kural var mı?

"Bildirmeyecek, bildirmesin!.."

Yasak mı, yasaklayacak mısın? Yasak mı, yasaklayacak mısın?

Çıkmış Süleymaniye Camii vaaz kürsüsüne; kerameti inkâr ediyor…Çıkmış Süleymaniye Camii vaaz kürsüsüne; kerameti inkâr ediyor… Vaiz diye geçiniyor, "Fetva başkanıyım, üyesiyim…" diye geçiniyor. Vaiz diye geçiniyor, "Fetva başkanıyım, üyesiyim…" diye geçiniyor.

Şaşkınlar, dini mahvettiler! Şaşkınlar, dini mahvettiler!

Lâ tüksir hemmeke mâ yukadder yekün ve mâ türzak. Lâ tüksir hemmeke mâ yukadder yekün ve mâ türzak.

Bu hadîs-i şerîf bu kadar! İbn Mes'ûd radıyallahu anhümâBu hadîs-i şerîf bu kadar! İbn Mes'ûd radıyallahu anhümâ ve daha başka pek çok râvileri var, pek çok kitaplarda zikredilmiş. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; ve daha başka pek çok râvileri var, pek çok kitaplarda zikredilmiş. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Lâ tüksir hemmeke. "Çok tasanı artırıp durma, çok kafanı yorup da üzülüp durma, tasalanma!" Neden? Lâ tüksir hemmeke. "Çok tasanı artırıp durma, çok kafanı yorup da üzülüp durma, tasalanma!"

Neden?

Mâ yukadder yekün. "Allah ne takdir etmişse takdir olunan olur."Mâ yukadder yekün. "Allah ne takdir etmişse takdir olunan olur." Ve mâ türzak yetike."Allah'ın sana rızık olarak yazdığı da gelir!" Ve mâ türzak yetike."Allah'ın sana rızık olarak yazdığı da gelir!"

Ne tasalanıyorsun, fazla tasalanma!Ne tasalanıyorsun, fazla tasalanma! Allah alnına mukadderatın ne yazısını yazmışsa o olurAllah alnına mukadderatın ne yazısını yazmışsa o olur ve Allah rızık olarak neyi murad etmiş, neyi nasip etmişse o gelir. Tasalanma!" diyor. ve Allah rızık olarak neyi murad etmiş, neyi nasip etmişse o gelir. Tasalanma!" diyor.

Mü'min, bu rahatlığa bir erebilse ne kadar iyi olur! Mü'min, bu rahatlığa bir erebilse ne kadar iyi olur!

Allah bizi kaderin kadere imanını sağlam yapıp da tasalanmayan ârif müslümanlardan eylesin. Allah bizi kaderin kadere imanını sağlam yapıp da tasalanmayan ârif müslümanlardan eylesin.

el-Fâtiha! el-Fâtiha!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2