Namaz Vakitleri
İstanbul
27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Duaların Kabul Edildiği Özel Geceler

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

12 Recep 1418 / 13.11.1997
Sincan/ Ankara

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Konuşma Metni

Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi kemâ yenbağî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih.Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi kemâ yenbağî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn ve şefî'i'l-müznibînVessalâtü vesselâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn ve şefî'i'l-müznibîn el-mahmûdü'l-mustafa'l-müctebe'l-murtade'l-emîn ve alâ âlihî ve sahbihîel-mahmûdü'l-mustafa'l-müctebe'l-murtade'l-emîn ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd: ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'd:

Aziz ve muhterem cemaat-i müslimîn, sevgili kardeşlerim! Şu mübarek cuma gecesindeAziz ve muhterem cemaat-i müslimîn, sevgili kardeşlerim!

Şu mübarek cuma gecesinde
bizi ibadethanesinde toplayan, bir araya getiren Allahu Teâlâ hazretlerine hamd ü senâlar olsun. bizi ibadethanesinde toplayan, bir araya getiren Allahu Teâlâ hazretlerine hamd ü senâlar olsun.

Yeryüzünde Allah'ın en sevdiği yerler ibadethanelerdir, mescidlerdir,Yeryüzünde Allah'ın en sevdiği yerler ibadethanelerdir, mescidlerdir, kendisine ibadet edilen mübarek mekanlardır. Haftanın günleri içinde en mübarek gün de cuma günüdür,kendisine ibadet edilen mübarek mekanlardır. Haftanın günleri içinde en mübarek gün de cuma günüdür, en mübarek gece cuma gecesidir. en mübarek gece cuma gecesidir.

Yalnız eskilerin malumudur ama yeniler bilmezler, sanır ki yeniler, gençler;Yalnız eskilerin malumudur ama yeniler bilmezler, sanır ki yeniler, gençler; daha bugün perşembe günü.daha bugün perşembe günü. Yeni usule göre [gece] 12'ye kadar perşembe ya, sanır ki cuma gecesi gelmedi.Yeni usule göre [gece] 12'ye kadar perşembe ya, sanır ki cuma gecesi gelmedi. Aslında cuma gecesi şimdi başladı. Akşam namazını kılar kılmaz perşembe bitti, cuma başladı.Aslında cuma gecesi şimdi başladı. Akşam namazını kılar kılmaz perşembe bitti, cuma başladı. Şimdi perşembeyi cumaya bağlayan gecede cumanın yatsısını kıldık.Şimdi perşembeyi cumaya bağlayan gecede cumanın yatsısını kıldık. Yarın sabah, cuma sabah namazını kılacağız, öğlen namazını kılacağız,Yarın sabah, cuma sabah namazını kılacağız, öğlen namazını kılacağız, cumanın ikindi namazını kılacağız. Ondan sonra [akşam] ezan okunduğu zaman cumartesi girecek.cumanın ikindi namazını kılacağız. Ondan sonra [akşam] ezan okunduğu zaman cumartesi girecek. Yani cumanın gecesi şimdiden başladı. Gündüzü sabah namazında başlayacak.Yani cumanın gecesi şimdiden başladı. Gündüzü sabah namazında başlayacak. Gündüzünün bitişi de yarın akşam ezanı okununca bitecek. En hayırlı gece cuma gecesidir.Gündüzünün bitişi de yarın akşam ezanı okununca bitecek.

En hayırlı gece cuma gecesidir.
Peygamber Efendimiz cuma gecesine el-leyletü'l-ğarrâ diye isimlendiriyor, yani isim veriyor. Peygamber Efendimiz cuma gecesine el-leyletü'l-ğarrâ diye isimlendiriyor, yani isim veriyor.

Garrâ ne demek? Yani pırıl pırıl nurlu demek.Garrâ ne demek?

Yani pırıl pırıl nurlu demek.
el-Leyletü'l-ğarrâ, pırıl pırıl nurlu gece cuma gecesi. Gündüzü de nurlu bir gündüzdür. el-Leyletü'l-ğarrâ, pırıl pırıl nurlu gece cuma gecesi. Gündüzü de nurlu bir gündüzdür.

Bu cuma gecesinin mübarekliği hakkında önce Kur'ân-ı Kerîm şahit,Bu cuma gecesinin mübarekliği hakkında önce Kur'ân-ı Kerîm şahit, Kur'ân-ı Kerîm sûreleri arasında Cuma sûresi var.Kur'ân-ı Kerîm sûreleri arasında Cuma sûresi var. Cumanın şânına, hakkında bir sûre inmiş olması yeter, ne kadar kıymetli olduğunu gösterir.Cumanın şânına, hakkında bir sûre inmiş olması yeter, ne kadar kıymetli olduğunu gösterir. Cuma gecesiyle ilgili sayısız hadîs-i şerîfler var. Yalnız bir tanesini size hatırlatmak istiyorum şimdi.Cuma gecesiyle ilgili sayısız hadîs-i şerîfler var. Yalnız bir tanesini size hatırlatmak istiyorum şimdi. Arapçasını da mübarek olsun, bereketlensin, onu duymaktan kulaklarımız şenlensin diye okuyacağım. Arapçasını da mübarek olsun, bereketlensin, onu duymaktan kulaklarımız şenlensin diye okuyacağım.

Hamsu leyâlin lâ raddü fî-hinne'd:Hamsu leyâlin lâ raddü fî-hinne'd: evvelü leyletin min receb ve leyletü'n-nısfi min şa'bânevvelü leyletin min receb ve leyletü'n-nısfi min şa'bân ve leyletü'l-cumu'ati ve leyletü'l-fıtri ve leyletü'n-nahri. ve leyletü'l-cumu'ati ve leyletü'l-fıtri ve leyletü'n-nahri.

İbn Asâkir'in Ebû Umâme radıyallahu anh'ten rivayet ettiği hadîs-i şerîfe göreİbn Asâkir'in Ebû Umâme radıyallahu anh'ten rivayet ettiği hadîs-i şerîfe göre Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; "Yılda beş gece vardır ki,Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

"Yılda beş gece vardır ki,
bu beş gecede yapılan duaları Allah geri çevirmez." Boşa döndürmez, duaları kabul eder. bu beş gecede yapılan duaları Allah geri çevirmez." Boşa döndürmez, duaları kabul eder. Bir tanesi; Evvelü leyletin min receb. "Receb ayının ilk gecesi." O geçti.Bir tanesi;

Evvelü leyletin min receb. "Receb ayının ilk gecesi."

O geçti.
Şimdi Receb'in ortasına geldik. Bugün Receb'in 13'üdür.Şimdi Receb'in ortasına geldik. Bugün Receb'in 13'üdür. Yarın işte mehtap ortalığı aydınlatıyor, yarısı olmuş. Artık Receb ayının iki haftası geçti.Yarın işte mehtap ortalığı aydınlatıyor, yarısı olmuş. Artık Receb ayının iki haftası geçti. Ama ilk haftasında perşembeyi cumaya bağlayan gece Regaib kandiliydi. Ama ilk haftasında perşembeyi cumaya bağlayan gece Regaib kandiliydi. Elhamdülillah, işte artık istifade eden istifade ediyor.Elhamdülillah, işte artık istifade eden istifade ediyor. Mübarek günlerin, gecelerin mübarekliği istifade edenlere göredir.Mübarek günlerin, gecelerin mübarekliği istifade edenlere göredir. İstifade eden eder, edemeyene bir şey yok. Bârân yerine dürr ü güher yağsa semâdan. İstifade eden eder, edemeyene bir şey yok.

Bârân yerine dürr ü güher yağsa semâdan.

Bîbaht olanın bağına bir katresi düşmez. Ziya Paşa böyle söylemiş.Bîbaht olanın bağına bir katresi düşmez.

Ziya Paşa böyle söylemiş.
Gökyüzünden mücevher yağsa, adam bahtsız oldu mu onun bağına düşmez. Gökyüzünden mücevher yağsa, adam bahtsız oldu mu onun bağına düşmez.

Adamın bahtsızlığı nereden başlar? İmansızlığından, ibadetsizliğinden başlar.Adamın bahtsızlığı nereden başlar?

İmansızlığından, ibadetsizliğinden başlar.
Nasipsizliği iyi müslüman olmamasından başlar. İyi müslüman oldu mu bir insan ne mutlu!Nasipsizliği iyi müslüman olmamasından başlar. İyi müslüman oldu mu bir insan ne mutlu! Ne mutlu ki cennetin yolu kendisine açılmış. Yani yol açık, kapalı değil.Ne mutlu ki cennetin yolu kendisine açılmış. Yani yol açık, kapalı değil. Ama insan müslüman olamadı mı ne yazık! Ama insan müslüman olamadı mı ne yazık! En büyük zavallılık, en büyük fakirlik o ki hem dünyası hem âhireti perişan olacak. En büyük zavallılık, en büyük fakirlik o ki hem dünyası hem âhireti perişan olacak.

Onun için üzerimizde Allah'ın nimetleri sayılamayacak kadar çoktur amaOnun için üzerimizde Allah'ın nimetleri sayılamayacak kadar çoktur ama en büyük nimeti bizim müslüman olmamızdır.en büyük nimeti bizim müslüman olmamızdır. Elhamdülillah müslümanız, elhamdülillah mü'miniz, elhamdülillah Allah'ın sevdiği dine sahibiz,Elhamdülillah müslümanız, elhamdülillah mü'miniz, elhamdülillah Allah'ın sevdiği dine sahibiz, Allah'ın hak kitabına bağlıyız, Allah'ın habîbi Muhammed-i Mustafâ'sına ümmetiz.Allah'ın hak kitabına bağlıyız, Allah'ın habîbi Muhammed-i Mustafâ'sına ümmetiz. Elhamdülillah, bundan büyük nimet olmaz. Bu bir. Elhamdülillah, bundan büyük nimet olmaz. Bu bir.

Böyle mübarek geceler herkesin gecesi, herkesin gündüzü olmuyor.Böyle mübarek geceler herkesin gecesi, herkesin gündüzü olmuyor. Sadece istifade edenler ediyor. Bir kere istifade etmek için ilk şart mü'min olmak lazım geliyor.Sadece istifade edenler ediyor. Bir kere istifade etmek için ilk şart mü'min olmak lazım geliyor. Mü'min olmayan bunlardan hiç istifade edemiyor. Çünkü Allah kendisini tanıyamayanı affetmiyor. Mü'min olmayan bunlardan hiç istifade edemiyor. Çünkü Allah kendisini tanıyamayanı affetmiyor.

İnnellâhe lâ yağfiru en yüşrake bihî ve yağfiru mâ dûne zâlike l-men yeşâü. İnnellâhe lâ yağfiru en yüşrake bihî ve yağfiru mâ dûne zâlike l-men yeşâü.

İlle kendisini tanıyacak kul. Tanımazsa veya yanlış tanırsa [affetmez.] Senin rabbın kim? İlle kendisini tanıyacak kul. Tanımazsa veya yanlış tanırsa [affetmez.]

Senin rabbın kim?

Şu karşıdaki dağ. Hâşâ, sümme hâşâ.. Sümme hâşâ.. Ya o dağ gibi binlerce dağ var. Dağa tapılır mı? Şu karşıdaki dağ. Hâşâ, sümme hâşâ.. Sümme hâşâ.. Ya o dağ gibi binlerce dağ var. Dağa tapılır mı?

Sen kime tapınıyorsun? "Ben buzağıya tapınıyorum." diyor Hintliler.Sen kime tapınıyorsun?

"Ben buzağıya tapınıyorum." diyor Hintliler.
Hâşâ sümme hâşâ.. Ya biz o buzağıları, inekleri kesiyoruz, etini pizzacılar kullanıyor, Hâşâ sümme hâşâ.. Ya biz o buzağıları, inekleri kesiyoruz, etini pizzacılar kullanıyor, derisini de ben pabuç yapıyorum tepe tepe kullanıyorum. Sen bunun nesine tapıyorsun?derisini de ben pabuç yapıyorum tepe tepe kullanıyorum. Sen bunun nesine tapıyorsun? Yazık değil mi! Onun gibi Allah'ın nice mahlukları var.Yazık değil mi! Onun gibi Allah'ın nice mahlukları var. Amerika'da bufalolar, bizonlar var, Arabistan'da develer, Afrika'da zürafalar, filler var. Amerika'da bufalolar, bizonlar var, Arabistan'da develer, Afrika'da zürafalar, filler var.

Yani bunun büyüklüğüne mi hayran kaldın, boynuzuna mı hayran kaldın, kuyruğuna mı hayran kaldın?..Yani bunun büyüklüğüne mi hayran kaldın, boynuzuna mı hayran kaldın, kuyruğuna mı hayran kaldın?.. Nesine hayran kaldın bunun? Bu zavallı mahlukun nesine tapıyorsun ya? Öküze tapılır mı? Nesine hayran kaldın bunun? Bu zavallı mahlukun nesine tapıyorsun ya? Öküze tapılır mı?

"Ben öküze tapmıyorum da ben güneşe tapınıyorum." diyor Japonlar. Güneşe tapınıyormuş."Ben öküze tapmıyorum da ben güneşe tapınıyorum." diyor Japonlar.

Güneşe tapınıyormuş.
Peki güneşin nesine tapınıyorsun sen?Peki güneşin nesine tapınıyorsun sen? Güneş gibi gökyüzünde binlerce güneş olduğunu ilim söylemiyor mu?Güneş gibi gökyüzünde binlerce güneş olduğunu ilim söylemiyor mu? Niye sen ötekileri bıraktın, bıraktın, bıraktın da küçücük bir tanesine,Niye sen ötekileri bıraktın, bıraktın, bıraktın da küçücük bir tanesine, bizim dünyamıza yakın diye o güneşe tapınıyorsun? bizim dünyamıza yakın diye o güneşe tapınıyorsun?

Senin demek ki hiç astronomi bilgin de yokmuş, çağdaş bilgin de yokmuş, senin her şeyin boşmuş demek ki... Senin demek ki hiç astronomi bilgin de yokmuş, çağdaş bilgin de yokmuş, senin her şeyin boşmuş demek ki...

Hem de imparatora güneşin oğlu diyorsun, olur mu? Niye yanmamış bu güneşin oğluysa?Hem de imparatora güneşin oğlu diyorsun, olur mu?

Niye yanmamış bu güneşin oğluysa?
Niye veyahut bu da güneş gibi yakmıyor babası gibi, babası güneşse, güneşin oğluysa?! Saçma! Niye veyahut bu da güneş gibi yakmıyor babası gibi, babası güneşse, güneşin oğluysa?!

Saçma!

Sen saçma bir dine sahipsin, çekil! Aklını başına topla da benim huzuruma öyle gel!Sen saçma bir dine sahipsin, çekil! Aklını başına topla da benim huzuruma öyle gel! Allah kabul etmiyor. Güneşe tapınanı kabul etmiyor. Buzağıya tapınanı kabul etmiyor.Allah kabul etmiyor. Güneşe tapınanı kabul etmiyor. Buzağıya tapınanı kabul etmiyor. Haça, puta, ağaca, yaprağa, denize, yıldıza, eliyle yapılmış mahluklara tapanı Allah hiç affetmiyor! Haça, puta, ağaca, yaprağa, denize, yıldıza, eliyle yapılmış mahluklara tapanı Allah hiç affetmiyor!

E ondan sonraki günahlar? Onları affedebilir. Ama ilk önce müslüman olacak.E ondan sonraki günahlar?

Onları affedebilir. Ama ilk önce müslüman olacak.
Bu mübarek gecelerden de istifade etmek için önce müslüman olacak, bir. Sonra? Yolunda olacak.Bu mübarek gecelerden de istifade etmek için önce müslüman olacak, bir.

Sonra?

Yolunda olacak.
Meyhanede durana bu gecenin bereketi gitmez. Gafil durana bu gecenin bereketi gitmez.Meyhanede durana bu gecenin bereketi gitmez. Gafil durana bu gecenin bereketi gitmez. Cahil olana bu gecenin bereketi gitmez. Yani kıymetini bilecek, Allah'ın yoluna gelecek.Cahil olana bu gecenin bereketi gitmez. Yani kıymetini bilecek, Allah'ın yoluna gelecek. Bu bereketten faydalanacak yere gelecek.Bu bereketten faydalanacak yere gelecek. Kasap dükkânına girip de bana iki tane ekmek ver desen adama gülerlerKasap dükkânına girip de bana iki tane ekmek ver desen adama gülerler veya fırıncı dükkânına girip de burada kızartma makinesi alabilir miyim desen gülerler,veya fırıncı dükkânına girip de burada kızartma makinesi alabilir miyim desen gülerler, ya bunu yeri burası değil derler. Bereketin alındığı yer de ibadethanelerdir. ya bunu yeri burası değil derler. Bereketin alındığı yer de ibadethanelerdir.

Demek ki bu güzel gecelerde, dualar kabul oluyormuş bu beş gecede.Demek ki bu güzel gecelerde, dualar kabul oluyormuş bu beş gecede. Bu güzel geceleri sayalım şimdi ama evvela bundan istifade etmek için insanın mü'min olması lazım,Bu güzel geceleri sayalım şimdi ama evvela bundan istifade etmek için insanın mü'min olması lazım, bir de Allah'ın yolunda olması lazım. Bu berekete talip olup,bir de Allah'ın yolunda olması lazım. Bu berekete talip olup, gelip nerede satılıyorsa bu bereket, nerede dağıtılıyorsa gelip oradan almak lazım. gelip nerede satılıyorsa bu bereket, nerede dağıtılıyorsa gelip oradan almak lazım.

E Receb ayının birinci günü geçti. O gecede dua etmek çok kıymetliymiş, kaçırdık.E Receb ayının birinci günü geçti. O gecede dua etmek çok kıymetliymiş, kaçırdık. Bari bir dahaki senenin Receb ayına not alalım da, yazalım takvime, önceden yazalım da kaçırmayalım böyle. Bari bir dahaki senenin Receb ayına not alalım da, yazalım takvime, önceden yazalım da kaçırmayalım böyle.

Tren kaçtı mı arkasından nasıl koşuyor insan? Tren kaçtı mı arkasından nasıl koşuyor insan?

"Dur! Yahu! Eyvah iki dakika yüzünden treni kaçırdık, hay Allah!.." Koş bakalım yetişebilirsen."Dur! Yahu! Eyvah iki dakika yüzünden treni kaçırdık, hay Allah!.." Koş bakalım yetişebilirsen. Tren Bonn'a vardı. Kaçırdın treni. İki dakika geç kaldın, tren kaçtı. Şimdi bizim birinci gece kaçmış.Tren Bonn'a vardı. Kaçırdın treni. İki dakika geç kaldın, tren kaçtı.

Şimdi bizim birinci gece kaçmış.
İstifade edebilen etmiştir, dua edebilen o gece duası kabul olmuşsa olmuştur. İstifade edebilen etmiştir, dua edebilen o gece duası kabul olmuşsa olmuştur. Receb'in birinci gecesi imiş. Bu senenin Receb'i geçti, 14 gün, 15 gün geçti.Receb'in birinci gecesi imiş. Bu senenin Receb'i geçti, 14 gün, 15 gün geçti. Bir dahaki seneye bari takvimlere yazalım, yazın da bana da hatırlatın, bir dahaki sene telefon edin;Bir dahaki seneye bari takvimlere yazalım, yazın da bana da hatırlatın, bir dahaki sene telefon edin; hocam, Receb'in birinci gecesi diye söyleyin. Bu bir. O gitmiş... hocam, Receb'in birinci gecesi diye söyleyin. Bu bir. O gitmiş...

Ve leyletü'n-nısfi min şa'ban. "Şaban ayının yarısının gecesi." Bu daha gelmedi.Ve leyletü'n-nısfi min şa'ban. "Şaban ayının yarısının gecesi."

Bu daha gelmedi.
Bunun gelmesine daha bir ay var.Bunun gelmesine daha bir ay var. Şaban ayının [yarısına,] bu duaların kabul olduğu ikinci geceye bir ay var. Şaban ayının [yarısına,] bu duaların kabul olduğu ikinci geceye bir ay var.

O ne gecesi hocam? O gecenin bizim Türklerin bildiği bir adı var mı? Var.O ne gecesi hocam? O gecenin bizim Türklerin bildiği bir adı var mı?

Var.
Şaban'ın yarısı gecesinin adına Berat gecesi, Berat kandili derler.Şaban'ın yarısı gecesinin adına Berat gecesi, Berat kandili derler. Çünkü Allah'tan berat verilir kulların eline, günahlardan berat eden, beraat eder.Çünkü Allah'tan berat verilir kulların eline, günahlardan berat eden, beraat eder. Onun için çok mühimdir. Bir ay kalmış. Onu yazarsınız takviminize.Onun için çok mühimdir. Bir ay kalmış. Onu yazarsınız takviminize. İsterseniz caminin takvimine yazın. Zaten caminin takviminde vardır.İsterseniz caminin takvimine yazın. Zaten caminin takviminde vardır. Yarın, öbür gün neyse Beraat kandili diye yazar. Hutbede de herhalde hoca söyler.Yarın, öbür gün neyse Beraat kandili diye yazar. Hutbede de herhalde hoca söyler. "Ey mü'minler, önümüzdeki falanca gün Beraat kandilidir, camide toplantı olacak,"Ey mü'minler, önümüzdeki falanca gün Beraat kandilidir, camide toplantı olacak, çoluk çocuğunuzu alıp gelin." filan diye herhalde onu bildirirler. çoluk çocuğunuzu alıp gelin." filan diye herhalde onu bildirirler. Biz Fazlı kardeşimize rica edelim, onu ikaz etsin herkese. İkinci geceyi kaçırmayabiliriz.Biz Fazlı kardeşimize rica edelim, onu ikaz etsin herkese. İkinci geceyi kaçırmayabiliriz. Allah ömür verirse, Allah ömür versin, nice yıllar sıhhat ve afiyetle yaşamak nasip etsin, ona yetişebiliriz. İki.Allah ömür verirse, Allah ömür versin, nice yıllar sıhhat ve afiyetle yaşamak nasip etsin, ona yetişebiliriz. İki. Üçüncüsü; Ve leyletü'l-cumu'ati.Üçüncüsü;

Ve leyletü'l-cumu'ati.
Ohoo, yaşadık! "Her hafta cuma gecesi duaların kabul olduğu geceymiş." Elhamdülillah.Ohoo, yaşadık! "Her hafta cuma gecesi duaların kabul olduğu geceymiş."

Elhamdülillah.
Hocam işte buna sevindim. Receb'in birinci gecesinin kaçtığına üzülmüştüm ama Hocam işte buna sevindim. Receb'in birinci gecesinin kaçtığına üzülmüştüm ama şimdi bu haberine sevindim, ağzın dert görmesin. Peygamber Efendimiz söylüyor. şimdi bu haberine sevindim, ağzın dert görmesin. Peygamber Efendimiz söylüyor.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz müjdelemiş. Neymiş? Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz müjdelemiş. Neymiş?

Leyletü'l-cumu'ati. Cuma gecesi duaların kabul olduğu geceymiş muhterem kardeşlerim. Hangi gece bu? Leyletü'l-cumu'ati. Cuma gecesi duaların kabul olduğu geceymiş muhterem kardeşlerim.

Hangi gece bu?

İşte şu gece. İşte şu anda cuma gecesindeyiz. Ne zamana kadar? İşte şu gece. İşte şu anda cuma gecesindeyiz.

Ne zamana kadar?

Hiye hattâ matlai'l-fecr. "İmsak kesilinceye kadar." Şu anda bu gecenin içindeyiz.Hiye hattâ matlai'l-fecr. "İmsak kesilinceye kadar." Şu anda bu gecenin içindeyiz. Takvimdeki imsak kesilme saati 5'i 20 geçe midir, 5'i 25 geçe midir... Takvimdeki imsak kesilme saati 5'i 20 geçe midir, 5'i 25 geçe midir... Benim saatime göre 5:57 diyor, benim saatim biraz Arap usulüdür, biraz farklı olabilir Benim saatime göre 5:57 diyor, benim saatim biraz Arap usulüdür, biraz farklı olabilir ama demek ki epeyce bir zaman var. Bu geceyi dualı geçirmek için elimizde fırsat var. ama demek ki epeyce bir zaman var. Bu geceyi dualı geçirmek için elimizde fırsat var.

İyi, buna da sevindik. Bir ay sonraki Şaban'ın yarısı gecesine de sevindik.İyi, buna da sevindik. Bir ay sonraki Şaban'ın yarısı gecesine de sevindik. Ama Receb'i kaçırdığımıza üzüldük de şimdi buna çok sevindik çünkü bu her hafta var.Ama Receb'i kaçırdığımıza üzüldük de şimdi buna çok sevindik çünkü bu her hafta var. Her hafta cuma gecesi duaların kabul olduğu geceymiş. Üç. Dördüncüsü; Ve leyletü'l-fıtr. "Fıtır gecesi." Her hafta cuma gecesi duaların kabul olduğu geceymiş. Üç. Dördüncüsü;

Ve leyletü'l-fıtr. "Fıtır gecesi."

Hocam ben fıtır kelimesini bilmem, sen bunun Türkçesini söyle, fıtır gecesi hangisi? Hocam ben fıtır kelimesini bilmem, sen bunun Türkçesini söyle, fıtır gecesi hangisi?

Fıtır gecesi, Ramazan'ın bayramının gecesi. Ramazan'ın arefesini bayramına bağlayan son gece.Fıtır gecesi, Ramazan'ın bayramının gecesi. Ramazan'ın arefesini bayramına bağlayan son gece. Hani herkes artık yarın bayram diye bir telaşa düşüyor ya, o gece teravih de yok artık,Hani herkes artık yarın bayram diye bir telaşa düşüyor ya, o gece teravih de yok artık, yarın oruç olmadığından teravih kılınmayacak, yarın bayram, Ramazan bayramı...yarın oruç olmadığından teravih kılınmayacak, yarın bayram, Ramazan bayramı... İyi ama, teravih yok ama o gece dualar makbul. İyi ama, teravih yok ama o gece dualar makbul.

Ya! Şimdi millet, tamam artık teravih yok diye yan gelir yatar, bilmez bu işin kıymetini.Ya! Şimdi millet, tamam artık teravih yok diye yan gelir yatar, bilmez bu işin kıymetini. Ama Ramazan'ın son gecesi, ertesi gün bayram olan gece,Ama Ramazan'ın son gecesi, ertesi gün bayram olan gece, arefeyi bayrama bağlayan gece duaların makbul olduğu gecedir. O ne zaman olacak? arefeyi bayrama bağlayan gece duaların makbul olduğu gecedir.

O ne zaman olacak?

Herhalde Ocak'ın sonunda olacak. Yani Ocak'ın başında Ramazan başlayacak.Herhalde Ocak'ın sonunda olacak. Yani Ocak'ın başında Ramazan başlayacak. Sonlarında Ramazan bayramı gelecek. Arefeyi bayrama bağlayan gece.Sonlarında Ramazan bayramı gelecek. Arefeyi bayrama bağlayan gece. Elinize kocaman kalın fırça alın, kırmızı bir boyaya batırın, takvimin orasını kırmızı boyayın.Elinize kocaman kalın fırça alın, kırmızı bir boyaya batırın, takvimin orasını kırmızı boyayın. O gece, yani millet bilsin, çoluk çocuğa da müjdeleyin; bu gece duaların kabul olduğu gecedir.O gece, yani millet bilsin, çoluk çocuğa da müjdeleyin; bu gece duaların kabul olduğu gecedir. Dört. Ve beşincisi; Leyletü'n-nahri. "Nahr gecesi." Hocam bunu da bilemedik.Dört. Ve beşincisi;

Leyletü'n-nahri. "Nahr gecesi."

Hocam bunu da bilemedik.
Arapça öğrenmemişiz, imam-hatibe gitmemişiz, leyletü'n-nahr ne demek,Arapça öğrenmemişiz, imam-hatibe gitmemişiz, leyletü'n-nahr ne demek, onu da bilemedim, ağzına sağlık, sen şunu da söyleyiver bana. Azıcık yalvarırsanız söylerim. onu da bilemedim, ağzına sağlık, sen şunu da söyleyiver bana.

Azıcık yalvarırsanız söylerim.
Bu da, leyletü'n-nahr da Kurban bayramı gecesi.Bu da, leyletü'n-nahr da Kurban bayramı gecesi. Bu da Kurban arefesini Kurban bayramına bağlayan gece. O da çok sevap. Hacıların hacca gittiği zaman. Bu da Kurban arefesini Kurban bayramına bağlayan gece. O da çok sevap. Hacıların hacca gittiği zaman.

Hacıların hacca gittiği zaman ne zaman oluyor bu gece? Hacıların hacca gittiği zaman ne zaman oluyor bu gece?

Arafat'tan Müzdelife'ye indiği gece oluyor. Bak ne kadar kıymetli.Arafat'tan Müzdelife'ye indiği gece oluyor. Bak ne kadar kıymetli. Hacılar gündüz akşama kadar Arafat meydanında dua ettiler, gözyaşı döktüler,Hacılar gündüz akşama kadar Arafat meydanında dua ettiler, gözyaşı döktüler, aman yâ Rabbi, affet yâ Rabbi dediler, akşam olunca bütün hacılar yollara döküldü,aman yâ Rabbi, affet yâ Rabbi dediler, akşam olunca bütün hacılar yollara döküldü, tozlara bulandı, lebbeyk allahümme lebbeyk diye diye gidiyorlar. Nereye gidiyorlar? Müzdelife'ye. tozlara bulandı, lebbeyk allahümme lebbeyk diye diye gidiyorlar.

Nereye gidiyorlar?

Müzdelife'ye.

İşte o gece, işte o saatler.. İşte o akşam ezanından sonra,İşte o gece, işte o saatler.. İşte o akşam ezanından sonra, işte Müzdelife'de sabah namazı kılınıncaya kadar, o şeytan taşlama taşlarının toplandığı o gece yok mu;işte Müzdelife'de sabah namazı kılınıncaya kadar, o şeytan taşlama taşlarının toplandığı o gece yok mu; işte o gece de çok kıymetli, duaların makbul olduğu gecelerden biri. işte o gece de çok kıymetli, duaların makbul olduğu gecelerden biri.

Benim bu akşamki konuşmamda bu müjdeler size yeter. Çıkın paraları... Bu müjdeler yeter, neden? Benim bu akşamki konuşmamda bu müjdeler size yeter. Çıkın paraları...

Bu müjdeler yeter, neden?

Bir, her hafta perşembenin cumaya bağlandığı şu gece duaların kabul olduğu gece imiş.Bir, her hafta perşembenin cumaya bağlandığı şu gece duaların kabul olduğu gece imiş. Daha ne istiyorsunuz? Ondan sonra önümüzdeki, bir ay sonra Şaban'ın ortası gecesi,Daha ne istiyorsunuz?

Ondan sonra önümüzdeki, bir ay sonra Şaban'ın ortası gecesi,
Berat kandili gecesi, dualar makbulmüş. Daha ne istiyorsunuz? Berat kandili gecesi, dualar makbulmüş. Daha ne istiyorsunuz?

Ondan sonra Ocak'ın sonundaki Ramazan arefesini bayramına bağlayan geceOndan sonra Ocak'ın sonundaki Ramazan arefesini bayramına bağlayan gece duaların kabul olduğu geceymiş, üç. duaların kabul olduğu geceymiş, üç.

Ondan sonra iki ay on gün geçecek, Şubat, Mart, Nisan'ın bir yerlerinde Kurban bayramı olacak.Ondan sonra iki ay on gün geçecek, Şubat, Mart, Nisan'ın bir yerlerinde Kurban bayramı olacak. Kurban'ın arefesini gündüzüne bağlayan, bayramına bağlayan gece de çok kıymetli,Kurban'ın arefesini gündüzüne bağlayan, bayramına bağlayan gece de çok kıymetli, duaların kabul olduğu gecelermiş. duaların kabul olduğu gecelermiş.

Dört tane gece, senede bir defa, beşincisi cuma gecesi her hafta bir defa,Dört tane gece, senede bir defa, beşincisi cuma gecesi her hafta bir defa, her hafta bir defa, her hafta bir defa… Elhamdülillah.her hafta bir defa, her hafta bir defa… Elhamdülillah. Allah'ın lütfu çok, her hafta cuma gecesi duaların makbul olduğu geceymiş. Allah'ın lütfu çok, her hafta cuma gecesi duaların makbul olduğu geceymiş.

Biz de bu akşam, onun için bu perşembe gecesi, perşembeyi cumaya bağlayan geceBiz de bu akşam, onun için bu perşembe gecesi, perşembeyi cumaya bağlayan gece arkadaşlarımıza haber saldık, cami yöneticilerinden izin aldık, burada toplandık. Elhamdülillah...arkadaşlarımıza haber saldık, cami yöneticilerinden izin aldık, burada toplandık. Elhamdülillah... Dua edeceğiz. Hatim indirdik. Cüzleri dağıttık, hatim indirdik. Dua edeceğiz. Hatim indirdik. Cüzleri dağıttık, hatim indirdik. Bir de Türkiye'ye hatim cüzleri ısmarladık.Bir de Türkiye'ye hatim cüzleri ısmarladık. Onu bulsaydık dağıtacaktık şimdi size, bir hatim de burada indirecektik.Onu bulsaydık dağıtacaktık şimdi size, bir hatim de burada indirecektik. Çünkü Allah'ın kelamı okunduktan sonra; Çünkü Allah'ın kelamı okunduktan sonra;

Manası şu ki; "Hatim indirildi mi, bitirildi mi, Kul euzu birabbi'n-nâs.Manası şu ki; "Hatim indirildi mi, bitirildi mi,

Kul euzu birabbi'n-nâs.
okundu da sadakallahü'l-azîm [denilince hatim] bitti mi,okundu da sadakallahü'l-azîm [denilince hatim] bitti mi, "Her hatim indirildiği zaman yapılan dualar makbuldür." diyor Peygamber Efendimiz."Her hatim indirildiği zaman yapılan dualar makbuldür." diyor Peygamber Efendimiz. Her hatme'de müstecâb olur dualar. Müstecâb dua vardır. Her hatme'de müstecâb olur dualar. Müstecâb dua vardır. Onun için bir de hatim indiriyoruz ki, indirecektik ki cüzler olsaydı, dağıtacaktık, okuyacaktık,Onun için bir de hatim indiriyoruz ki, indirecektik ki cüzler olsaydı, dağıtacaktık, okuyacaktık, hatim indirecektik ama cüzler Türkiye'ye ısmarlanıp gelmedi buraya.hatim indirecektik ama cüzler Türkiye'ye ısmarlanıp gelmedi buraya. Ama biz arkadaşlara dağıttık, herkes okudular üç cüz, beş cüz, buraya okunmuş olarak geldi,Ama biz arkadaşlara dağıttık, herkes okudular üç cüz, beş cüz, buraya okunmuş olarak geldi, bu konuşmayı bitirdikten sonra hatim duamızı yapacağız, yani dua edeceğiz. Hocam niye dua ediyorsun? bu konuşmayı bitirdikten sonra hatim duamızı yapacağız, yani dua edeceğiz.

Hocam niye dua ediyorsun?

Çünkü cuma gecesi yapılan dualar makbul de ondan.Çünkü cuma gecesi yapılan dualar makbul de ondan. Fırsatı yakaladık, pazar varmış, mânevî pazar varmış, mükâfat, bereket, hayır,Fırsatı yakaladık, pazar varmış, mânevî pazar varmış, mükâfat, bereket, hayır, sevap dağıtılıyormuş, dualar kabulmüş. Biz de Allah'ın fukarası, Allah'ın evine geldik, dua edeceğiz.sevap dağıtılıyormuş, dualar kabulmüş. Biz de Allah'ın fukarası, Allah'ın evine geldik, dua edeceğiz. Cenâb-ı Hakk'tan isteyeceğiz muhterem kardeşlerim. Bu tamam. Cenâb-ı Hakk'tan isteyeceğiz muhterem kardeşlerim. Bu tamam.

Beş tane hadîs-i şerîf okumayı yazmıştım buraya, onları okuyacağım şimdi. Beş tane hadîs-i şerîf okumayı yazmıştım buraya, onları okuyacağım şimdi.

Birincisi, Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Birincisi, Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

İza mâte'l-insânü inkata'a amelühû illâ min selâs sadakaİza mâte'l-insânü inkata'a amelühû illâ min selâs sadaka câriye ev ilm yüntefe'u bihî ev veled sâlih yed'û lehû.câriye ev ilm yüntefe'u bihî ev veled sâlih yed'û lehû. Sadaka Resûlullah fîma kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah fîma kâl ev kemâ kâl.

Buhârî gibi İmam Müslim var; Müslim b. Kuteybe en-Nîşâbûrî.Buhârî gibi İmam Müslim var; Müslim b. Kuteybe en-Nîşâbûrî. Çok büyük, en büyük hadis alimlerinden. İslâm tarihinin en büyük hadis alimlerinden birisi.Çok büyük, en büyük hadis alimlerinden. İslâm tarihinin en büyük hadis alimlerinden birisi. O rivayet etmiş ki, Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuş; "İnsan öldü mü?" "Öldü." O rivayet etmiş ki, Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuş;

"İnsan öldü mü?"

"Öldü."

İnkata'a amelühû. Ameli kesildi, bitti. İşi biter." İnsan öldü mü saat durur, hesap durur, işi biter. İnkata'a amelühû. Ameli kesildi, bitti. İşi biter." İnsan öldü mü saat durur, hesap durur, işi biter.

İllâ min selâsin. "Ama üç kişi hariç." Üç durum hariç. İllâ min selâsin. "Ama üç kişi hariç." Üç durum hariç.

Sadakatün cariyetün. "Eğer ölen insan arka da carî bir sadaka bırakmışsa…" Ne demek carî sadaka? Sadakatün cariyetün. "Eğer ölen insan arka da carî bir sadaka bırakmışsa…"

Ne demek carî sadaka?

Yani sen sadakayı götürüp fakire veriyorsun, "Al kardeşim, ben sana acıdım,Yani sen sadakayı götürüp fakire veriyorsun, "Al kardeşim, ben sana acıdım, bu mübarek günde al sana sadaka veriyorum, üç mark, beş mark, on mark.. bu mübarek günde al sana sadaka veriyorum, üç mark, beş mark, on mark.. O da; "Allah razı olsun." diyor. Burada pek yoktur böyle dilenen ama Türkiye'de olur.O da; "Allah razı olsun." diyor.

Burada pek yoktur böyle dilenen ama Türkiye'de olur.
Türkiye'de "Allah rızası için ver!" diye kapışıyorlar...Türkiye'de "Allah rızası için ver!" diye kapışıyorlar... Kamyonla yiyecek dağıtmaya gidiyorsun, yiyecek alacağız diye çamurlara bulanıyorlar.Kamyonla yiyecek dağıtmaya gidiyorsun, yiyecek alacağız diye çamurlara bulanıyorlar. Fukaracık çok Türkiye'de. Sadakayı bir defa veriyorsun, bitiyor. Tık, bitiyor.Fukaracık çok Türkiye'de.

Sadakayı bir defa veriyorsun, bitiyor. Tık, bitiyor.
Tüfeğe barutu ağzından doldur, paçavarayı tık, ondan sonra sıkıştır, tetiği çek,Tüfeğe barutu ağzından doldur, paçavarayı tık, ondan sonra sıkıştır, tetiği çek, dolma tüfekle bir atış yapılır, bom... Bitti. Bir tane. Amma sadaka carî olursa... Carî ne demek? dolma tüfekle bir atış yapılır, bom... Bitti. Bir tane. Amma sadaka carî olursa...

Carî ne demek?

Cereyan eden demek. Sadaka-i câriye olursa, o zaman sevap devam ediyor.Cereyan eden demek. Sadaka-i câriye olursa, o zaman sevap devam ediyor. O zaman tıkır tıkır, tıkır tıkır, tıkır tıkır makine gibi sevap devam ediyor. O zaman tıkır tıkır, tıkır tıkır, tıkır tıkır makine gibi sevap devam ediyor.

Arkada böyle bir devam eden sadaka bırakan birisi varsa onun defteri kapanmaz, sevabı yazılır durur. Arkada böyle bir devam eden sadaka bırakan birisi varsa onun defteri kapanmaz, sevabı yazılır durur.

Neden? Sadaka-i câriye bırakmış. Tıkır tıkır makine gibi çalışan bir sadaka bırakmış.Neden?

Sadaka-i câriye bırakmış. Tıkır tıkır makine gibi çalışan bir sadaka bırakmış.
Altın yumurtlayan tavuk gibi bir şey. Sadaka-i câriye ne demek, Türkçesi ne? Altın yumurtlayan tavuk gibi bir şey.

Sadaka-i câriye ne demek, Türkçesi ne?

Altın yumurtlayan tavuk demek. Altın yumurtlayan tavuk demek.

Senin bir tavuğun olsa, her gün bir tane altın yumurta yumurtlasa ne yaparsın?Senin bir tavuğun olsa, her gün bir tane altın yumurta yumurtlasa ne yaparsın? Ne haber, keyfin yerine gelir mi? Ne haber, keyfin yerine gelir mi? Gıd gıdak, gıd gıdak diyor, beyaz yumurta değil de altından bir yumurta yumurtluyor,Gıd gıdak, gıd gıdak diyor, beyaz yumurta değil de altından bir yumurta yumurtluyor, o büyüklükte bir altın yumurta, ne yaparsın? o büyüklükte bir altın yumurta, ne yaparsın?

Kimse görmeden meydanda şıkıdım şıkıdım oynarsın. Sevincinden oynarsın. Neden? Kimse görmeden meydanda şıkıdım şıkıdım oynarsın. Sevincinden oynarsın.

Neden?

Benim tavuğum altın yumurta yumurtluyor diye.Benim tavuğum altın yumurta yumurtluyor diye. Bir insan arkasında öteki insancıkların istifade ettiği bir hayır bırakırsa, ona hep sevap gelir.Bir insan arkasında öteki insancıkların istifade ettiği bir hayır bırakırsa, ona hep sevap gelir. Altın yumurta yumurtlayan tavuk gibi. Bir misal ver hocam! Sen gittin köyüne çeşme yaptırdın.Altın yumurta yumurtlayan tavuk gibi.

Bir misal ver hocam!

Sen gittin köyüne çeşme yaptırdın.
Senin köylün eskinden suyu ta uzaktan getirirdi. Evlerde su yoktu.Senin köylün eskinden suyu ta uzaktan getirirdi. Evlerde su yoktu. Sırtta taşınırdı veya hayvanla, binekle veya traktörle taşınırdı. Su yoktu. Sırtta taşınırdı veya hayvanla, binekle veya traktörle taşınırdı. Su yoktu. Sen bir çeşme yaptın, güldür güldür su getirdin boyuna akıyor.Sen bir çeşme yaptın, güldür güldür su getirdin boyuna akıyor. Herkes dolduruyor dolduruyor, içiyor; dolduruyor dolduruyor, götürüyor.Herkes dolduruyor dolduruyor, içiyor; dolduruyor dolduruyor, götürüyor. Tarlasını suluyor, evinde bulaşığını yıkıyor, abdestini alıyor, gusül abdestini alıyor filan. Tarlasını suluyor, evinde bulaşığını yıkıyor, abdestini alıyor, gusül abdestini alıyor filan. Ha, senin hayrın devam ediyor. Sen o çeşmeden dolayı boyuna sevap kazanırsın. Ha, senin hayrın devam ediyor. Sen o çeşmeden dolayı boyuna sevap kazanırsın.

İyi hocam, çeşme olursa çeşme yaptırayım. Tamam, başka bir çeşidi var mı bunun? İyi hocam, çeşme olursa çeşme yaptırayım. Tamam, başka bir çeşidi var mı bunun?

Var. Mesela senin köyüne giden yolda sarp bir iniş, sarp bir çıkış vardı,Var. Mesela senin köyüne giden yolda sarp bir iniş, sarp bir çıkış vardı, bir dereden geçmek çok zor oluyordu.bir dereden geçmek çok zor oluyordu. Sular azgın olduğu zaman, paçaları sıvayıp geçerken tehlike oluyordu.Sular azgın olduğu zaman, paçaları sıvayıp geçerken tehlike oluyordu. Bir iki defa da kaza oldu da falanca adam devrildi, filanca şöyle oldu, falanca böyle oldu... Bir iki defa da kaza oldu da falanca adam devrildi, filanca şöyle oldu, falanca böyle oldu...

Biz edebiyat okurken orada geçmişti. Kızılırmak'ı geçerken gelin alayı devrilmiş.Biz edebiyat okurken orada geçmişti. Kızılırmak'ı geçerken gelin alayı devrilmiş. Sal mı devrildi, atın üstünden mi devrildi ne olduysa, gelin sulara kapılmış.Sal mı devrildi, atın üstünden mi devrildi ne olduysa, gelin sulara kapılmış. Kimse de kurtaramamış, yakma yakmışlar, hakkında ağıt düzmüşler;Kimse de kurtaramamış, yakma yakmışlar, hakkında ağıt düzmüşler; "Kızılırmak nettin allık gelini, nasıl aldın allı pullu gelini?" diye yakma, yani ağıt söylemişler. "Kızılırmak nettin allık gelini, nasıl aldın allı pullu gelini?" diye yakma, yani ağıt söylemişler.

Haa! Vay be!.. Sular azgın olduğu zaman demek ki götürüyormuş insanları.Haa! Vay be!.. Sular azgın olduğu zaman demek ki götürüyormuş insanları. Ölüm oluyormuş. Koyunlar, atlar gidiyormuş. Ölüm oluyormuş. Koyunlar, atlar gidiyormuş. Mesela Osmanlı Devleti'nin kurucusunun, Ertuğrul Gâzî'nin babası Süleyman Şah,Mesela Osmanlı Devleti'nin kurucusunun, Ertuğrul Gâzî'nin babası Süleyman Şah, Suriye'de Câber'de sudan geçerken boğuldu. O [Fırat nehrinden] geçerken ne oldu? Suriye'de Câber'de sudan geçerken boğuldu.

O [Fırat nehrinden] geçerken ne oldu?

Askerlerinin, adamlarının gözü önünde suya boğuldu gitti. Oluyor demek ki böyle şeyler. Askerlerinin, adamlarının gözü önünde suya boğuldu gitti. Oluyor demek ki böyle şeyler.

Peki, birisi öyle bir köprü yapsa;Peki, birisi öyle bir köprü yapsa; üstünden herkes emniyetle geçse, arabalar, insanlar geçse dua etmezler mi? üstünden herkes emniyetle geçse, arabalar, insanlar geçse dua etmezler mi?

Ya eskiden burada senede kaç kişi ölürdü, şimdi bu köprünün üstünden emniyetle geçiyoruz. Tamam.Ya eskiden burada senede kaç kişi ölürdü, şimdi bu köprünün üstünden emniyetle geçiyoruz. Tamam. Onun üstünden insanlar geçtikçe yaptırana sevap yazılır. Sadaka-i câriye işte!Onun üstünden insanlar geçtikçe yaptırana sevap yazılır. Sadaka-i câriye işte! Altın yumurta yumurtlayan tavuk gibi bu da, sahibine boyuna sevap kazandırıyor. Altın yumurta yumurtlayan tavuk gibi bu da, sahibine boyuna sevap kazandırıyor.

Veyahut ağaç dikmiş adam. Çeşmenin başına boş zamanında kazmayı eline almış, bir dut ağacı dikmiş.Veyahut ağaç dikmiş adam. Çeşmenin başına boş zamanında kazmayı eline almış, bir dut ağacı dikmiş. Etrafını da, keçiler gelmesin, yapraklarını yemesin, çocuklar dallarını kırmasın diye şöyle koruyucu şeylerle korumuş.Etrafını da, keçiler gelmesin, yapraklarını yemesin, çocuklar dallarını kırmasın diye şöyle koruyucu şeylerle korumuş. Ağaç kuvvetlenmiş, köklenmiş, koca bir dut ağacı olmuş. Şimdi herkes üstüne çıkıyor dutlarını yiyor. Ağaç kuvvetlenmiş, köklenmiş, koca bir dut ağacı olmuş. Şimdi herkes üstüne çıkıyor dutlarını yiyor.

Kimsenin haberi yok, kim dikmiş bunu? Olsun, Allah biliyor. Allah biliyor.Kimsenin haberi yok, kim dikmiş bunu?

Olsun, Allah biliyor. Allah biliyor.
Onun üstüne çıkıp da oradan dut yedikçe herkes, çoluk çocuk, aman şuradaki dut olgunlaşmış,Onun üstüne çıkıp da oradan dut yedikçe herkes, çoluk çocuk, aman şuradaki dut olgunlaşmış, aman şunu koparayım, aman silkele aşağıdan ben toplayayım... Hah, o dudu yedikçe dikene sevap gider. aman şunu koparayım, aman silkele aşağıdan ben toplayayım... Hah, o dudu yedikçe dikene sevap gider.

Hocam insanlar gelmiyor da üst dallarına kuşlar geliyor, onlar gagalıyor. Hocam insanlar gelmiyor da üst dallarına kuşlar geliyor, onlar gagalıyor.

Kuşlar yese ona da sevap var. Hiç kimse yemiyor da altında ağacın gölgeleniyor. Kuşlar yese ona da sevap var.

Hiç kimse yemiyor da altında ağacın gölgeleniyor.

Gölgelenmesinden bile sevap var. Dalı kırılmış da, ocak yakmış da ısınmış. Gölgelenmesinden bile sevap var.

Dalı kırılmış da, ocak yakmış da ısınmış.

Isınmasından bile sevap var. Isınmasından bile sevap var.

Demek ki herkes öldü mü işi bitiyor ama arkasından carî hayır bırakan, sadaka bırakanın işi bitmiyor. Demek ki herkes öldü mü işi bitiyor ama arkasından carî hayır bırakan, sadaka bırakanın işi bitmiyor.

O zaman ne yapacağız? O zaman ne yapacağız?

Aklımız varsa elimizden geldiğince iyi işler yapıp arkada eser bırakmaya çalışacağız.Aklımız varsa elimizden geldiğince iyi işler yapıp arkada eser bırakmaya çalışacağız. Ya cami, ya mektep, ya kurs, ya köprü, ya çeşme, ya ağaç, ya kuyu, ya yol...Ya cami, ya mektep, ya kurs, ya köprü, ya çeşme, ya ağaç, ya kuyu, ya yol... neyse bir hayır, bir şey yapmaya çalışacağız. Sonra hocam? Hoşuma gitti bu iş. neyse bir hayır, bir şey yapmaya çalışacağız.

Sonra hocam? Hoşuma gitti bu iş.

Ev ilmun yüntefe'u bihî. "Yahut adam alim imiş, ilim öğretmiş, o ilimden istifade ediliyor." Ev ilmun yüntefe'u bihî. "Yahut adam alim imiş, ilim öğretmiş, o ilimden istifade ediliyor."

Bu adamın da defteri kapanmaz. Ona da sevap yazılır.Bu adamın da defteri kapanmaz. Ona da sevap yazılır. Mesela; adam tefsir kitabı yazmış, herkes okuyor.Mesela; adam tefsir kitabı yazmış, herkes okuyor. Mesela Seyyid Ahmed el-Hâşimî isminde birisi bu hadisleri, Muhtârü'l-ehâdîs diye toplamış,Mesela Seyyid Ahmed el-Hâşimî isminde birisi bu hadisleri, Muhtârü'l-ehâdîs diye toplamış, ben şimdi burada hadisleri bu kitaptan seçtim. Şimdi bu adam ölmüş, çoktan ölmüş bu adamcağız.ben şimdi burada hadisleri bu kitaptan seçtim. Şimdi bu adam ölmüş, çoktan ölmüş bu adamcağız. Ama ben bunun kitabından okudum da size vaaz ediyorum diye şimdi bu adama sevap yazılıyor.Ama ben bunun kitabından okudum da size vaaz ediyorum diye şimdi bu adama sevap yazılıyor. Bu adam Mekke'de ölmüş. Belki kemikleri bile çürüdü. Bu adam Mekke'de ölmüş. Belki kemikleri bile çürüdü. Belki çürümedi, evliyânın kemikleri, etleri çürümezmiş. Ama sevap yazılıyor. Belki çürümedi, evliyânın kemikleri, etleri çürümezmiş. Ama sevap yazılıyor.

Ya da tıp kitabı yazmış, filanca hastalık şöyle tedavi olunur.Ya da tıp kitabı yazmış, filanca hastalık şöyle tedavi olunur. Veya şifalı otlar kitabı yazmış; şu otu alır kaynatırsan şu hastalığın geçer.Veya şifalı otlar kitabı yazmış; şu otu alır kaynatırsan şu hastalığın geçer. Adam da onu yapıyor; "Haa bu derdim geçti ya, karnım ağrıyordu, geçti."Adam da onu yapıyor; "Haa bu derdim geçti ya, karnım ağrıyordu, geçti." Allah razı olsun, tamam. Faydalanılan bir ilim bırakan insanın da okundukça sevabı yazılır durur. Allah razı olsun, tamam. Faydalanılan bir ilim bırakan insanın da okundukça sevabı yazılır durur.

Medineli bir Hacı Osman Efendi vardı, Şifalı Otlar diye bir kitap yazdı.Medineli bir Hacı Osman Efendi vardı, Şifalı Otlar diye bir kitap yazdı. Evliyâullahtan birisiydi Allahuâlem. Şimdi o kitabı okundukça ona hep sevap yazılıyordur.Evliyâullahtan birisiydi Allahuâlem. Şimdi o kitabı okundukça ona hep sevap yazılıyordur. Bu kitabı yazana sevap yazılıyor. İmam Gazzâlî'ye, İmam Buhârî'ye, İmam Müslim'e sevap yazılıyor.Bu kitabı yazana sevap yazılıyor. İmam Gazzâlî'ye, İmam Buhârî'ye, İmam Müslim'e sevap yazılıyor. Demek ki insan faydalanılan bir ilim bıraktı mı sevap yazılıyor. Demek ki insan faydalanılan bir ilim bıraktı mı sevap yazılıyor.

Ya da hoca talebe yetiştirmiş, talebeleri şimdi hoca olmuşlar. Onlar ilim öğretiyorlar.Ya da hoca talebe yetiştirmiş, talebeleri şimdi hoca olmuşlar. Onlar ilim öğretiyorlar. Tamam, o hocaya da sevap yazılır. Neden? Tamam, o hocaya da sevap yazılır.

Neden?

İlmi kitap şeklinde bırakmadı da talebe yetiştirdi, talebe bıraktırdı, ondan istifade ediliyor. İlmi kitap şeklinde bırakmadı da talebe yetiştirdi, talebe bıraktırdı, ondan istifade ediliyor.

Bu arada bu biraz bana yaradı. Şimdi ben ilâhiyat fakültesinden emekli profesörüm.Bu arada bu biraz bana yaradı. Şimdi ben ilâhiyat fakültesinden emekli profesörüm. Birçok talebe yetiştirdim, geldi geçti. Herhalde onların hocası sayılırım. Okuttum. Yetiştirdim.Birçok talebe yetiştirdim, geldi geçti. Herhalde onların hocası sayılırım. Okuttum. Yetiştirdim. Tamam. Şimdi bunların hepsi profesör oldu. Hepsi değil de yani bazısı profesör oldu… Tamam. Şimdi bunların hepsi profesör oldu. Hepsi değil de yani bazısı profesör oldu…

bu nedir? Bu sopa gibi ucu kancalı elif, tamam. Harf bile öğretmek sevap. bu nedir?

Bu sopa gibi ucu kancalı elif, tamam. Harf bile öğretmek sevap.

Bu nedir, böyle yapıp karnına bir nokta koyuyorsun? Cim. Cim, karnında bir nokta. Bu nedir, böyle yapıp karnına bir nokta koyuyorsun?

Cim. Cim, karnında bir nokta.

Bu nedir böyle ağzı açık havaya doğru, aşağısında da küpü var? Bu nedir böyle ağzı açık havaya doğru, aşağısında da küpü var?

Ayn. Ayn.

Şu kuzu gibi ne böyle? Fe. Şu koyun gibi, koç gibi olan ne? Kaf. Şu kuzu gibi ne böyle?

Fe.

Şu koyun gibi, koç gibi olan ne?

Kaf.

Şu orak gibi olan ne? Lam.Şu orak gibi olan ne?

Lam.
Tamam, bak orak gibi şöyle sapından tutuyorsun, otu da şöyle tutuyorsun, cırt. Tamam işte o lam harfi. Tamam, bak orak gibi şöyle sapından tutuyorsun, otu da şöyle tutuyorsun, cırt. Tamam işte o lam harfi.

Tamam, harf öğretse bile sevap var.Tamam, harf öğretse bile sevap var. Demek ki hayır bırakanın defterine sevap yazılıyor, ilim bırakanın defterine sevap yazılıyor. Demek ki hayır bırakanın defterine sevap yazılıyor, ilim bırakanın defterine sevap yazılıyor.

Ev veledün salihun yed'û lehû. "Kendisine dua eden bir evlat bırakanın da defterine sevap yazılır." Ev veledün salihun yed'û lehû. "Kendisine dua eden bir evlat bırakanın da defterine sevap yazılır."

Evladın var mı? Var hocam. Müslüman yetiştirdin mi? Yetiştirdim hocam. Evladın var mı?

Var hocam.

Müslüman yetiştirdin mi?

Yetiştirdim hocam.

Namazlarını kılar mı? Kılar hocam. Kur'an'ı bilir mi? Su gibi okur hocam. Namazlarını kılar mı?

Kılar hocam.

Kur'an'ı bilir mi?

Su gibi okur hocam.

Tesbih çeker mi? Çeker hocam.Tesbih çeker mi?

Çeker hocam.
Tamam, sen öldün mü o çocuk ibadet ettikçe, sana dua ettikçe sana sevap yazılır. Neden? Tamam, sen öldün mü o çocuk ibadet ettikçe, sana dua ettikçe sana sevap yazılır.

Neden?

Sen yetiştirdin, senin evladın, senin oğlun.Sen yetiştirdin, senin evladın, senin oğlun. Başkaları başka şey yetiştirmeye çalıştırıyor çocuğunu,Başkaları başka şey yetiştirmeye çalıştırıyor çocuğunu, para nereden çok gelecek diye yetiştirmeye çalışıyor, sen müslüman yetiştirmişsin. Elhamdülillah. para nereden çok gelecek diye yetiştirmeye çalışıyor, sen müslüman yetiştirmişsin. Elhamdülillah.

Kimisi kızı olunca bale dersleri veriyor. Kimisi şan dersleri veriyor. Şan dersleri ne demek? Kimisi kızı olunca bale dersleri veriyor. Kimisi şan dersleri veriyor.

Şan dersleri ne demek?

Sesi güzel çıksın diye, ha yi hu... diye notalar bilmem neler filan. Ona heves ediyor.Sesi güzel çıksın diye, ha yi hu... diye notalar bilmem neler filan. Ona heves ediyor. Kimisi dans öğretiyor. Dans dershanesi; samba, rumba.. başka neler var, abidik gubidik şeyler...Kimisi dans öğretiyor. Dans dershanesi; samba, rumba.. başka neler var, abidik gubidik şeyler... İşte onları öğretiyor. Onu seviyor kimisi. Hula hoop... Vals... bilmem ne...İşte onları öğretiyor. Onu seviyor kimisi. Hula hoop... Vals... bilmem ne... Herkes ona heves ederken bu, evladını Allah'ın sevdiği kul olarak yetiştirmiş, o da ona dua ediyor.Herkes ona heves ederken bu, evladını Allah'ın sevdiği kul olarak yetiştirmiş, o da ona dua ediyor. Tamam, onun da defteri kesilmez, dürülmez. Demek ki buradan, bu hadisten çıkacak ders nedir? Tamam, onun da defteri kesilmez, dürülmez.

Demek ki buradan, bu hadisten çıkacak ders nedir?

Arkamızda eser bırakacağız. Alimsek ya kitap yazacağız, ya ilim adamı yetiştireceğiz,Arkamızda eser bırakacağız. Alimsek ya kitap yazacağız, ya ilim adamı yetiştireceğiz, onlar bize dua edecek; ya da babaysak, anaysak, hayırlı evlat yetiştireceğiz. onlar bize dua edecek; ya da babaysak, anaysak, hayırlı evlat yetiştireceğiz.

"Hocam, benim bu öksüzümün babası küçük yaşta ölmüştü, ben kadınlık halimle"Hocam, benim bu öksüzümün babası küçük yaşta ölmüştü, ben kadınlık halimle bu çocuğu ben yetiştirdim, öksüz öksüz yetiştirdim.bu çocuğu ben yetiştirdim, öksüz öksüz yetiştirdim. Kendim çamaşır yıkadım, el işi yaptım, örgü ördüm, dantel sattım,Kendim çamaşır yıkadım, el işi yaptım, örgü ördüm, dantel sattım, bu çocuğumu yetiştirdim, büyük adam oldu." bu çocuğumu yetiştirdim, büyük adam oldu."

Bazen böyle oluyor; bir kadın, bir çocuk yetiştiriyor. Tamam, Allah razı olsun.Bazen böyle oluyor; bir kadın, bir çocuk yetiştiriyor. Tamam, Allah razı olsun. İşte o sevap ona gidecek. İyi müslüman yetiştirdiği zaman sevap ona gidecek.İşte o sevap ona gidecek. İyi müslüman yetiştirdiği zaman sevap ona gidecek. Evlatlarımızı müslüman yetiştirelim. Evladın iyi ve müslüman yetiştiği nereden belli olur? Evlatlarımızı müslüman yetiştirelim.

Evladın iyi ve müslüman yetiştiği nereden belli olur?

Sen olmadığın zaman evladının peşine hafiye tak, polis, gizli polis tak.Sen olmadığın zaman evladının peşine hafiye tak, polis, gizli polis tak. Takip et bakalım, sen olmadığın zaman bu çocuk nereye gidiyor? Takip et bakalım, sen olmadığın zaman bu çocuk nereye gidiyor? Namaz vakti olunca ne yapıyor? Cuma olunca ne yapıyor? Namaz vakti olunca ne yapıyor? Cuma olunca ne yapıyor? Bir incele bakalım, sen yokken bu çocuk ne yapacak?Bir incele bakalım, sen yokken bu çocuk ne yapacak? Senin baskın yokken, sen höt demediğin zaman, baston göstermediğin zaman,Senin baskın yokken, sen höt demediğin zaman, baston göstermediğin zaman, "darılırım bak ha!" demediğin zaman, senin hatırın bahis konusu olmadığı zaman senin çocuk ne yapacak? "darılırım bak ha!" demediğin zaman, senin hatırın bahis konusu olmadığı zaman senin çocuk ne yapacak?

Boş ver namazı mı diyecek? Caminin yolunu mu unutacak? Futbola mı koşacak? Ne yapacak?Boş ver namazı mı diyecek? Caminin yolunu mu unutacak? Futbola mı koşacak? Ne yapacak? Nereye gidecek? Yani bir Biergarten'a mı gidecek?Nereye gidecek? Yani bir Biergarten'a mı gidecek? Nasıl yetiştiriyorsan, işte o çok önemli. Evladımızı hayırlı yetiştirmeye çalışalım. Nasıl yetiştiriyorsan, işte o çok önemli. Evladımızı hayırlı yetiştirmeye çalışalım.

Üçüncü hadîs-i şerîf. el-Keyyüsü men dâne nefsehûÜçüncü hadîs-i şerîf.

el-Keyyüsü men dâne nefsehû
ve amile limâ ba'de'l-mevti ve'l-âcizü men etbe'a nefsehû hevâhâ ve temennâ alellâhi'l-emânî. ve amile limâ ba'de'l-mevti ve'l-âcizü men etbe'a nefsehû hevâhâ ve temennâ alellâhi'l-emânî.

Bunu da İmam Tirmizî rivayet etmiş.Bunu da İmam Tirmizî rivayet etmiş. Biraz kısa keseceğim çünkü dua da edeceğiz, işi de fazla uzatmak istemiyorum. Biraz kısa keseceğim çünkü dua da edeceğiz, işi de fazla uzatmak istemiyorum. Peygamber Efendimiz akıllı insanın tarifini yapıyor.Peygamber Efendimiz akıllı insanın tarifini yapıyor. Akıllı insan, zeki insan kimdir, bunun tarifini yapıyor. Kim yapıyor? Akıllı insan, zeki insan kimdir, bunun tarifini yapıyor.

Kim yapıyor?

Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri. Akıllı insanı bize anlatıyor. Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri. Akıllı insanı bize anlatıyor.

Nasılmış akıllı insan? el-Keyyüsü. "Zeki insan."Nasılmış akıllı insan?

el-Keyyüsü. "Zeki insan."
Men dâne nefsehû ve amile limâ ba'de'l-mevti.Men dâne nefsehû ve amile limâ ba'de'l-mevti. "Zeki insan nefsine hakim olup âhirete hazırlanan insandır." Ve'l-âcizü. "Âciz kimse." "Zeki insan nefsine hakim olup âhirete hazırlanan insandır." Ve'l-âcizü. "Âciz kimse."

Hiç elinden bir iş gelmeyen, aklı hiçbir şeye ermeyen âciz insan da kimdir? Hiç elinden bir iş gelmeyen, aklı hiçbir şeye ermeyen âciz insan da kimdir?

Men etbe'a nefsehû hevâhâ. "Nefsini hevâ-i nefsinin, şehevâtının peşine salıveren."Men etbe'a nefsehû hevâhâ. "Nefsini hevâ-i nefsinin, şehevâtının peşine salıveren." Ve temennâ alellâhi'l-emâniyye. "Allah'tan da yine beni affeder, mağfiret eder diyeVe temennâ alellâhi'l-emâniyye. "Allah'tan da yine beni affeder, mağfiret eder diye bu hâline rağmen ümit besleyen kimsedir." diyor. Muhterem kardeşlerim! Şimdi bunu biraz açıklayalım.bu hâline rağmen ümit besleyen kimsedir." diyor.

Muhterem kardeşlerim!

Şimdi bunu biraz açıklayalım.
Herkes ölecek ama defteri şu üç kişinin kapanmayacak dedik. Herkes ölecek ama defteri şu üç kişinin kapanmayacak dedik. Müslüman ölümü unutmayacak, ölümden sonrası için hazırlanacak.Müslüman ölümü unutmayacak, ölümden sonrası için hazırlanacak. Akıllı insan, nefsine sahip olup ölümden sonrasına hazırlanan insandır. Nefsine hakim olacak. Akıllı insan, nefsine sahip olup ölümden sonrasına hazırlanan insandır. Nefsine hakim olacak.

Peygamber Efendimiz nefsine hakim olmayı niçin söylüyor? Peygamber Efendimiz nefsine hakim olmayı niçin söylüyor?

Nefis nerede? Nefis kim? Nasıl hakim olunur bu nefse? Nefis nerede? Nefis kim? Nasıl hakim olunur bu nefse?

İnsanın içinden melek insana der ki; "Bugün cuma gecesidir, haydi git camiye.İnsanın içinden melek insana der ki; "Bugün cuma gecesidir, haydi git camiye. Namazını, yatsı namazını camide kıl da sevap kazan." Bunu kim söylüyor? Melek söylüyor.Namazını, yatsı namazını camide kıl da sevap kazan."

Bunu kim söylüyor?

Melek söylüyor.
Sevap kazansın diye melek söylüyor. "Haydi git camiye.Sevap kazansın diye melek söylüyor. "Haydi git camiye. Zaten Königswinter'de bir tane cami var, kalk git, namazını camide kıl ya,Zaten Königswinter'de bir tane cami var, kalk git, namazını camide kıl ya, sevap kazan mübarek cuma gecesi." Şimdi adam bu sesi içinden duyuyor, birisi buna içinden camiye git dedi. sevap kazan mübarek cuma gecesi." Şimdi adam bu sesi içinden duyuyor, birisi buna içinden camiye git dedi.

Nefsi ne diyor? İnsanın içinde nefsi emmâresi var ya, nefsi...Nefsi ne diyor?

İnsanın içinde nefsi emmâresi var ya, nefsi...
Nefsi diyor ki; "Ya, sabahtan akşama kadar çalıştın yoruldun, çekiç salladın, kaynak yaptın,Nefsi diyor ki; "Ya, sabahtan akşama kadar çalıştın yoruldun, çekiç salladın, kaynak yaptın, fabrikada yük taşıdın, yoruldun; otur aşağıya, keyfine bak." diyor.fabrikada yük taşıdın, yoruldun; otur aşağıya, keyfine bak." diyor. "Şimdi yemek yedin, biraz üstüne çay içersin, namazı evde kılarsın." diyor. Nefsi ne yapıyor? "Şimdi yemek yedin, biraz üstüne çay içersin, namazı evde kılarsın." diyor.

Nefsi ne yapıyor?

Rahatı istediği için camiye göndermek istemiyor, camiye gitme diyor.Rahatı istediği için camiye göndermek istemiyor, camiye gitme diyor. Hayırlı işe, camiye gitme diyor nefsi. Nefis, insanı iyiliklerden engeller, günahlara koşturur. Hayırlı işe, camiye gitme diyor nefsi.

Nefis, insanı iyiliklerden engeller, günahlara koşturur.

"Camiye gidip ne yapacaksın ya, orada sakallı sakallı, sofu sofu insanlar var."Camiye gidip ne yapacaksın ya, orada sakallı sakallı, sofu sofu insanlar var. Sen öbür taraftaki eğlence yerine gitsen; orada çalgı, eğlence, Sen öbür taraftaki eğlence yerine gitsen; orada çalgı, eğlence, tavla, kağıt, poker, bilardo, bilmem ne var...tavla, kağıt, poker, bilardo, bilmem ne var... Ya kahvehanenin keyfi zevki varken camiye gidip ne yapacaksın o sofuların arasında? Gitme!" Ya kahvehanenin keyfi zevki varken camiye gidip ne yapacaksın o sofuların arasında? Gitme!"

Ne diyor, kim diyor bunu içeriden? Nefis diyor. "O taraf daha tatlı.Ne diyor, kim diyor bunu içeriden?

Nefis diyor. "O taraf daha tatlı.
Orada arkadaşların var, seni bekliyorlar. Onlar da ne tatlı arkadaş!" diyor; Orada arkadaşların var, seni bekliyorlar. Onlar da ne tatlı arkadaş!" diyor; "bedavadan insana sigara verirler, 'Yak benden bir sigara…"bedavadan insana sigara verirler, 'Yak benden bir sigara… Gel seni bugün bir eğlence yerine götüreyim, paraları ben çekeceğim' bilmem ne...Gel seni bugün bir eğlence yerine götüreyim, paraları ben çekeceğim' bilmem ne... Ne iyi arkadaş bak... Eğlenceye götürüyor." Ne iyi arkadaş bak... Eğlenceye götürüyor."

O zaman nefis camiye gelmek istemez, eğlenceye gitmek ister. O zaman nefis camiye gelmek istemez, eğlenceye gitmek ister.

"Ya bir sirk gelmiş, gel şu sirke bir gidelim, şu hokkabazı seyredelim,"Ya bir sirk gelmiş, gel şu sirke bir gidelim, şu hokkabazı seyredelim, şu arslan oynatıcısının arslanı nasıl ateşin üstünden atlattığına bakalım. Çok keyifliymiş.şu arslan oynatıcısının arslanı nasıl ateşin üstünden atlattığına bakalım. Çok keyifliymiş. Adam çok numaralar yapıyormuş ipin üstünde, bir taraftan öbür tarafa bisikletle geçiyormuş,Adam çok numaralar yapıyormuş ipin üstünde, bir taraftan öbür tarafa bisikletle geçiyormuş, üstüne de birisi çıkıyormuş, o da şöyle yapıyormuş, böyle yapıyormuş.. Ne numaralar ya..üstüne de birisi çıkıyormuş, o da şöyle yapıyormuş, böyle yapıyormuş.. Ne numaralar ya.. Gel oraya gidelim." "Çok meraklandım ya, hadi gidelim!" E cami?.. Gel oraya gidelim."

"Çok meraklandım ya, hadi gidelim!"

E cami?..

Melek de camiye gidelim demişti. Meleğin sesi zayıf kalır, insan nefsin istediği tarafa gidebilir.Melek de camiye gidelim demişti. Meleğin sesi zayıf kalır, insan nefsin istediği tarafa gidebilir. Çünkü nefis zevkli, keyifli, tatlı, eğlenceli, rahat tarafı ister.Çünkü nefis zevkli, keyifli, tatlı, eğlenceli, rahat tarafı ister. Halbuki sevaplarda bazen zahmet vardır. Bazen de masraf vardır. Bazen de tehlike vardır. Halbuki sevaplarda bazen zahmet vardır. Bazen de masraf vardır. Bazen de tehlike vardır.

Mesela cihad tehlikeli değil mi? Can pazarı. Mesela hac zahmetli değil mi? Mesela cihad tehlikeli değil mi?

Can pazarı.

Mesela hac zahmetli değil mi?

Hocam hem zahmetli hem masraflı.Hocam hem zahmetli hem masraflı. Dünya kadar paracığı biriktireceksin, onları harcayacaksın, hacca öyle gideceksin.Dünya kadar paracığı biriktireceksin, onları harcayacaksın, hacca öyle gideceksin. Bir de orası sıkışıkmış, izdiham varmış, ezilen oluyormuş vesaire vesaire... Zahmetli, bak. Bir de orası sıkışıkmış, izdiham varmış, ezilen oluyormuş vesaire vesaire... Zahmetli, bak.

Namaz da zahmetli. Abdest almak da zor.Namaz da zahmetli. Abdest almak da zor. Oruç da zahmetli; sabahtan akşama ağzı kuruyor insanın, yaz günü var, kış günü var. Zor...Oruç da zahmetli; sabahtan akşama ağzı kuruyor insanın, yaz günü var, kış günü var. Zor... İbadetler [zahmetli...] Tamam, ibadetler zor, şehvetler, günahlar kolay olduğundanİbadetler [zahmetli...]

Tamam, ibadetler zor, şehvetler, günahlar kolay olduğundan
nefis şehvetli tarafı ister; sevaplı tarafı melek söylese bilenefis şehvetli tarafı ister; sevaplı tarafı melek söylese bile insan nefsin tarafına gittiği için Peygamber Efendimiz diyor ki; insan nefsin tarafına gittiği için Peygamber Efendimiz diyor ki;

"Akıllı insan nefsine hakim olup, âhirete hazırlanandır." Neden? "Akıllı insan nefsine hakim olup, âhirete hazırlanandır."

Neden?

Nefis engel oluyor da ondan. Nefsini yen demek istiyor. İçinden gelen duyguları yen. Kendine hakim ol. Nefis engel oluyor da ondan. Nefsini yen demek istiyor. İçinden gelen duyguları yen. Kendine hakim ol.

Sabah namazını camide kıl. "Hocam yapma ya, evimizde kılıyorduk işte şimdiye kadar." Sabah namazını camide kıl.

"Hocam yapma ya, evimizde kılıyorduk işte şimdiye kadar."

Ama camide kılarsan 27 kat daha fazla sevap var. Ama camide kılarsan 27 kat daha fazla sevap var.

İyi ama yani bu sabahın erken vaktinde camiye gitmek de zor. İşte nefis zorluğu istemez.İyi ama yani bu sabahın erken vaktinde camiye gitmek de zor.

İşte nefis zorluğu istemez.
Zahmeti biraz çekmek lazım. Nefsi yenip camiye gelmek lazım. Nefsi yenip hacca gitmek lazım.Zahmeti biraz çekmek lazım. Nefsi yenip camiye gelmek lazım. Nefsi yenip hacca gitmek lazım. Nefse hakim olup oruç tutmak lazım. Nefse hakim olup günahlardan kaçınmak lazım.Nefse hakim olup oruç tutmak lazım. Nefse hakim olup günahlardan kaçınmak lazım. Nefse hakim olup sevaplı işleri yapmak lazım. Nefse hakim olup sevaplı işleri yapmak lazım.

Akıllı insan nefsine hakim olup âhirete hazırlanandır. Âciz insan da nefsin peşinde gidendir. Akıllı insan nefsine hakim olup âhirete hazırlanandır. Âciz insan da nefsin peşinde gidendir.

Niye âciz? Nefisini yenemiyor da ondan. Niye âciz?

Nefisini yenemiyor da ondan.

"Hacı baba sen sigara içiyor musun?" diyorum, "içiyorum" diyor."Hacı baba sen sigara içiyor musun?" diyorum, "içiyorum" diyor. Ben de takılıyorum, biraz şakacılığım var. Ben de takılıyorum, biraz şakacılığım var. Diyorum ki; "Şu kadarcık sigara senin gibi pehlivan adamı yeniyor." diyorum. Diyorum ki; "Şu kadarcık sigara senin gibi pehlivan adamı yeniyor." diyorum.

Şu kadar sigara, koca pehlivanı yeniyor, neden? Şu kadar sigara, koca pehlivanı yeniyor, neden?

Bu adamın dediği olmuyor, bu sigaranın dediği oluyor. Sigara bu adamı yeniyor, tuşa getiriyor.Bu adamın dediği olmuyor, bu sigaranın dediği oluyor. Sigara bu adamı yeniyor, tuşa getiriyor. Bıraktım diyor, bırakamıyor, yine yakıyor. Sigarayı bırakamıyor, neden? Âciz de ondan. Bıraktım diyor, bırakamıyor, yine yakıyor.

Sigarayı bırakamıyor, neden?

Âciz de ondan.

Âciz insan nefsinin arzusu peşinde gider. Zeki insan nefsini yener. Zor bir şey.Âciz insan nefsinin arzusu peşinde gider. Zeki insan nefsini yener. Zor bir şey. Bunu ben söylemiyorum. Zor şeyi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz söylüyor. Bunu ben söylemiyorum. Zor şeyi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz söylüyor.

Ne yapacağız? Aklımızı kullanacağız, meleğin sözünü dinleyeceğiz, Kur'an'ın sözünü dinleyeceğiz,Ne yapacağız?

Aklımızı kullanacağız, meleğin sözünü dinleyeceğiz, Kur'an'ın sözünü dinleyeceğiz,
hocanın sözünü dinleyeceğiz, dinin sözünü dinleyeceğiz, sevaplı işler yapacağız;hocanın sözünü dinleyeceğiz, dinin sözünü dinleyeceğiz, sevaplı işler yapacağız; zahmetli bile olsa. Günahlı işlere gitmeyeceğiz; keyifli, zevkli bile olsa. zahmetli bile olsa. Günahlı işlere gitmeyeceğiz; keyifli, zevkli bile olsa.

Peygamber Efendimiz; "Akıllı insan nefsine hakim olup âhirete hazırlanandır;Peygamber Efendimiz; "Akıllı insan nefsine hakim olup âhirete hazırlanandır; âciz insan da nefsinin hevâsının, arzusunun peşinde koşupâciz insan da nefsinin hevâsının, arzusunun peşinde koşup ondan sonra da 'Allah affeder' diye ümit edendir." diyor. ondan sonra da 'Allah affeder' diye ümit edendir." diyor.

Muhterem kardeşlerim! Demek ki çalışmamız lazım. Demek ki nefsi yenmemiz lazım.Muhterem kardeşlerim!

Demek ki çalışmamız lazım. Demek ki nefsi yenmemiz lazım.
Bunu da anladık mı, etti üç hadîs-i şerîf. Bunu da anladık mı, etti üç hadîs-i şerîf.

Gelelim dördüncü hadîs-i şerîfe. Kefâ bi'l-mevti müzehhiden fi'd-dünyâ ve murağğıben fi'l-âhirati. Gelelim dördüncü hadîs-i şerîfe.

Kefâ bi'l-mevti müzehhiden fi'd-dünyâ ve murağğıben fi'l-âhirati.

Bu dördüncü hadîs-i şerîfi de Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş. Ne demek? "Ölüm insana yeter." Bu dördüncü hadîs-i şerîfi de Ahmed b. Hanbel rivayet etmiş.

Ne demek?

"Ölüm insana yeter."

Ne olarak yeter? Müzehhiden fi'd-dünyâ.Ne olarak yeter?

Müzehhiden fi'd-dünyâ.
"Şu dünyanın kıymetini, beş para etmediğini anlatmak bakımından yeter ölüm.""Şu dünyanın kıymetini, beş para etmediğini anlatmak bakımından yeter ölüm." Ve murağğıben fi'l-âhirati. "Âhiretin kıymetli olduğunu anlayıp daVe murağğıben fi'l-âhirati. "Âhiretin kıymetli olduğunu anlayıp da âhireti kazanmaya çalıştırmak için ölüm yeter insana." Ölüm insanı uyandırır. Nasıl uyandırır? âhireti kazanmaya çalıştırmak için ölüm yeter insana." Ölüm insanı uyandırır.

Nasıl uyandırır?

Bu dünyanın boş olduğunu, kıymetsiz olduğunu, âhiretin önemli olduğunu anlattırır,Bu dünyanın boş olduğunu, kıymetsiz olduğunu, âhiretin önemli olduğunu anlattırır, âhirete koşturur, dünyadan zühd üzere yaşamaya sevk eder. âhirete koşturur, dünyadan zühd üzere yaşamaya sevk eder. Ölümün böyle bir özelliği vardır. İnsan gider bakar ki; "Vay be!. Ölümün böyle bir özelliği vardır. İnsan gider bakar ki;

"Vay be!.
Bu benim sınıf arkadaşımdı, bak benden önce ölüverdi." Bu benim sınıf arkadaşımdı, bak benden önce ölüverdi."

"Vay be! Bu benim talebemdi, yaşça benden daha küçüktü, benden önce öldü." "Vay be! Bu benim talebemdi, yaşça benden daha küçüktü, benden önce öldü."

Benim kaç tane talebem var, benden önce öldüler ya... Sırayla olmuyor bu ölüm.Benim kaç tane talebem var, benden önce öldüler ya... Sırayla olmuyor bu ölüm. Yaş haddine göre de olmuyor. Bakıyorsun, Allah Allah... Talebesi ölüyor, hocası yaşıyor.Yaş haddine göre de olmuyor. Bakıyorsun, Allah Allah... Talebesi ölüyor, hocası yaşıyor. Hasta yaşıyor, hastanın başında bekleyen ölüyor. Fesübhanallah!..Hasta yaşıyor, hastanın başında bekleyen ölüyor. Fesübhanallah!.. Torun ölüyor veya oğul ölüyor, torunlar dedeye kalıyor, dede bakıyor. Sübhanallah!..Torun ölüyor veya oğul ölüyor, torunlar dedeye kalıyor, dede bakıyor. Sübhanallah!.. Ha, ölüm böyle ansızın gelebiliyormuş, demek ki bana da gelebilir,Ha, ölüm böyle ansızın gelebiliyormuş, demek ki bana da gelebilir, âhirete hazırlanayım diyecek insan, âhireti kazanmaya çalışacak. Dünyanın boşluğunu anlayacak. âhirete hazırlanayım diyecek insan, âhireti kazanmaya çalışacak. Dünyanın boşluğunu anlayacak.

Yahu falanca adam dünyalık için koşturdu, koşturdu, koşturdu...Yahu falanca adam dünyalık için koşturdu, koşturdu, koşturdu... daha tadını tadamadan, kazandıklarını yiyemeden öldü. Bazen öyle oluyor.daha tadını tadamadan, kazandıklarını yiyemeden öldü.

Bazen öyle oluyor.
Çok görüyorum ben. Adam çok güzel bir köşk yaptırıyor. Çok görüyorum ben. Adam çok güzel bir köşk yaptırıyor. Özene bezene dünyanın masrafını harcıyor böyle, deniz kenarında yalı, Özene bezene dünyanın masrafını harcıyor böyle, deniz kenarında yalı, dağ başında bahçeli köşk, kocaman şey yaptırıyor, içine giremiyor.dağ başında bahçeli köşk, kocaman şey yaptırıyor, içine giremiyor. Allah böyle çok özenene böyle bir şey de yapıyor. Kaderin bir oyunu da oluyor, ölüyor.Allah böyle çok özenene böyle bir şey de yapıyor. Kaderin bir oyunu da oluyor, ölüyor. Hayata doyamadan, kazandıklarını yiyemeden, sefâsını süremeden ölüveriyor insan. Hayata doyamadan, kazandıklarını yiyemeden, sefâsını süremeden ölüveriyor insan.

Ne yapmak lazım? Uyanık olmak lazım. Âhirete çalışmak lazım. Ne yapmak lazım?

Uyanık olmak lazım. Âhirete çalışmak lazım.

Dördüncü hadîs-i şerîf de bitti, konuşmamızın sonuna geldik. Dördüncü hadîs-i şerîf de bitti, konuşmamızın sonuna geldik.

Bu sonuncu hadîs-i şerîfi de İbn Mâce rahmetullahi aleyh rivayet etmiş.Bu sonuncu hadîs-i şerîfi de İbn Mâce rahmetullahi aleyh rivayet etmiş. Bu da büyük hadis üstatlarından birisidir. Onu da okuyacağım, bitireceğim. Bu da büyük hadis üstatlarından birisidir. Onu da okuyacağım, bitireceğim.

Yeşfe'u yevme'l-kıyâmeti el-enbiyâü sümme'l-ulemâü sümme'ş-şühedâü. Yeşfe'u yevme'l-kıyâmeti el-enbiyâü sümme'l-ulemâü sümme'ş-şühedâü.

Kıyamet gününde insanlar hesaba çekilecek, sevaplar, günahlar tartılacak. Tamam.Kıyamet gününde insanlar hesaba çekilecek, sevaplar, günahlar tartılacak. Tamam. Arkada sevap kazanmamıza sebep olacak eserler bırakmayı demin söyledik. Arkada sevap kazanmamıza sebep olacak eserler bırakmayı demin söyledik.

Bir de bazı insanlar bazı insanlara şefaat edecek. Şefaat var mı? Var.Bir de bazı insanlar bazı insanlara şefaat edecek.

Şefaat var mı?

Var.
Âyete'l-Kürsî'de bile okuyoruz her gün. Menzellezî yeşfe'u indehû illâ bi-iznihî. Âyete'l-Kürsî'de bile okuyoruz her gün.

Menzellezî yeşfe'u indehû illâ bi-iznihî.

Demek ki Allah'ın izni olduğu zaman bazıları şefaat ediyormuş.Demek ki Allah'ın izni olduğu zaman bazıları şefaat ediyormuş. Âyete'l-Kürsî'den bile biliyoruz ki iyi kulların bazı kullara şefaat etmesi var. Şefaat etmek ne demek? Âyete'l-Kürsî'den bile biliyoruz ki iyi kulların bazı kullara şefaat etmesi var.

Şefaat etmek ne demek?

"Yâ Rabbi! Bu kulunu affediver. Nolursun yâ Rabbi, bağışla bu kulunu."Yâ Rabbi! Bu kulunu affediver. Nolursun yâ Rabbi, bağışla bu kulunu. Bu cehenneme düşecek gibi olmuştu ama affediver yâ Rabbi! Bu cehenneme düşecek gibi olmuştu ama affediver yâ Rabbi! Erhamü'r-râhimîn'sin yâ Rabbi, affediver." İşte bu şefaat. Kim şefaatçilerin başı? Erhamü'r-râhimîn'sin yâ Rabbi, affediver." İşte bu şefaat.

Kim şefaatçilerin başı?

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz. Ne yapacak Peygamber Efendimiz? Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz.

Ne yapacak Peygamber Efendimiz?

Secde-i Rahman'a kapanacak, ümmetinin affını isteyecek.Secde-i Rahman'a kapanacak, ümmetinin affını isteyecek. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bizim affedilmemizi isteyecek. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bizim affedilmemizi isteyecek.

Şefî'u'l-müznibîn. Şefâ'atî li-ehli'l-kebâiri min ümmetî.Şefî'u'l-müznibîn.

Şefâ'atî li-ehli'l-kebâiri min ümmetî.
"Benim şefaatim ümmetimin günahkârlarına olacak. Şefaat edeceğim." "Benim şefaatim ümmetimin günahkârlarına olacak. Şefaat edeceğim."

Peygamber Efendimiz'in bir sıfatı nedir? Şâfi', şefaat edici. Bir sıfatı nedir? el-Müşeffa'. Peygamber Efendimiz'in bir sıfatı nedir?

Şâfi', şefaat edici.

Bir sıfatı nedir?

el-Müşeffa'.

Hocam ama o ikincisi ne öyle, kocaman kocaman 'ayn' çatlata çatlata? el-Müşeffa', ne demek o? Hocam ama o ikincisi ne öyle, kocaman kocaman 'ayn' çatlata çatlata?

el-Müşeffa', ne demek o?

Şefaati kabul olunan demek. Şefaati kabul olunan demek.

Şâfi' "şefaat eden" demek ama her şefaat edenin, her rica edenin ricası kabul olmaz. Kabul olur mu? Şâfi' "şefaat eden" demek ama her şefaat edenin, her rica edenin ricası kabul olmaz.

Kabul olur mu?

Gidersin, "ne olur şu işi yapıver" dersin. "Yok" der bazı makamlar. "Olmaz, yassakh hemşerim!" Gidersin, "ne olur şu işi yapıver" dersin. "Yok" der bazı makamlar. "Olmaz, yassakh hemşerim!"

Haydi bakalım yap şimdi. Yassakh dedi mi haydi geç bakalım! "Ya etme, şuradan geçiverelim işte." Haydi bakalım yap şimdi. Yassakh dedi mi haydi geç bakalım!

"Ya etme, şuradan geçiverelim işte."

"Olmaz! Yassakh!" Süngüyü bir doğrultur Mehmetçik, geçemezsin. Neden? Yassakh dedi. "Olmaz! Yassakh!"

Süngüyü bir doğrultur Mehmetçik, geçemezsin.

Neden?

Yassakh dedi.

"Ya şu geçiversin işte, çok dolaşacak, şuradan geçiversin, şuraya varır..." Yassakh!.. "Ya şu geçiversin işte, çok dolaşacak, şuradan geçiversin, şuraya varır..."

Yassakh!..

Haa, her şefaat sökmüyor, tutmuyor. Bazılarının da şefaatini kabul etmiyor makam. Haa, her şefaat sökmüyor, tutmuyor. Bazılarının da şefaatini kabul etmiyor makam.

Amma Peygamber Efendimiz nasıl bir kimseymiş muhterem kardeşlerim? eş-Şâfi', şefaat edici.Amma Peygamber Efendimiz nasıl bir kimseymiş muhterem kardeşlerim?

eş-Şâfi', şefaat edici.
el-Müşeffa', şefaati makbul. Şefaati Allah tarafından kabul edilen. Şefaati muteber.el-Müşeffa', şefaati makbul. Şefaati Allah tarafından kabul edilen. Şefaati muteber. Şefaati geçerli. Al eline beratı, kağıdı, göster meleklere, Resûlullah'ın şefaatı bu; vızt, geçersin.Şefaati geçerli. Al eline beratı, kağıdı, göster meleklere, Resûlullah'ın şefaatı bu; vızt, geçersin. Peygamber Efendimiz'in imzası oldu mu, şefaati oldu mu, ricası oldu mu,Peygamber Efendimiz'in imzası oldu mu, şefaati oldu mu, ricası oldu mu, duası oldu mu yaşadı insan, kurtulur gider!.. duası oldu mu yaşadı insan, kurtulur gider!..

Allah bizi Peygamber Efendimiz'in sevgisine, şefaatine, iltifatına, teveccühüne erdirsin... Allah bizi Peygamber Efendimiz'in sevgisine, şefaatine, iltifatına, teveccühüne erdirsin...

Peygamber Efendimiz Şâfi' ve Müşeffa', "şefaati kabul olunan" demek. Peygamber Efendimiz Şâfi' ve Müşeffa', "şefaati kabul olunan" demek.

Kıyamet gününde en önce Peygamber Efendimiz şefaat edecek.Kıyamet gününde en önce Peygamber Efendimiz şefaat edecek. Hem de birkaç defa, birkaç yerde, birkaç makamda, birkaç türlü şefaat olacak. Hem de birkaç defa, birkaç yerde, birkaç makamda, birkaç türlü şefaat olacak. O uzun bir iş, onu [anlatmak] bu akşamın zamanına sığmaz. Dinleyenleri de bıktırmamak lazım.O uzun bir iş, onu [anlatmak] bu akşamın zamanına sığmaz. Dinleyenleri de bıktırmamak lazım. Tabii biz bıkmayın diye şimdi şeker meker hazırladık, haberiniz olsun.Tabii biz bıkmayın diye şimdi şeker meker hazırladık, haberiniz olsun. Şeker de dağıtacağız iş tatlı olsun diye, gül suyu da dağıtacağız bıkmayın diye.Şeker de dağıtacağız iş tatlı olsun diye, gül suyu da dağıtacağız bıkmayın diye. Şekerin tadı ağzınıza gelsin, kaçmayın sakın. İşin sonunda şeker var, çocuklar kaçmasın. Şekerin tadı ağzınıza gelsin, kaçmayın sakın. İşin sonunda şeker var, çocuklar kaçmasın.

Kıyâmet gününde şefaat var mı? Var. Kim edecek? Kıyâmet gününde şefaat var mı?

Var.

Kim edecek?

Başta Peygamber Efendimiz. Peygamberlerin şefaati var. Başta Peygamber Efendimiz. Peygamberlerin şefaati var.

Yeşfe'u yevme'l-kıyameti el-enbiyâü. "Önce peygamberler şefaat edecek." Yeşfe'u yevme'l-kıyameti el-enbiyâü. "Önce peygamberler şefaat edecek."

Peygamber Efendimiz şefaat ettikten sonra peygamberler çıkacaklar ümmetinin ihlaslı,Peygamber Efendimiz şefaat ettikten sonra peygamberler çıkacaklar ümmetinin ihlaslı, imanlı, bağlı fertlerine şefaat edecekler; imanlı, bağlı fertlerine şefaat edecekler;

"Yâ Rabbi bu benim ümmetimden, bu da geçiversin, bu da kurtuluversin,"Yâ Rabbi bu benim ümmetimden, bu da geçiversin, bu da kurtuluversin, haydi bunu da affet yâ Rabbi!" Geçecek. Peygamberler şefaat edecek, tamam mı? haydi bunu da affet yâ Rabbi!"

Geçecek.

Peygamberler şefaat edecek, tamam mı?

Başta Peygamber Efendimiz. Peygamber Efendimiz bize şefaat edecek,Başta Peygamber Efendimiz. Peygamber Efendimiz bize şefaat edecek, özel özel özel kişilere şefaat edecek. Öteki peygamberler kendi ümmetlerine şefaat edecekler. Tamam. özel özel özel kişilere şefaat edecek. Öteki peygamberler kendi ümmetlerine şefaat edecekler. Tamam.

Yeşfe'u yevme'l-kıyâmeti el-enbiyâü. "Peygamberler şefaat edecek." Bir. Sonra kim? Tahmin edin.Yeşfe'u yevme'l-kıyâmeti el-enbiyâü. "Peygamberler şefaat edecek." Bir.

Sonra kim?

Tahmin edin.
Ben okudum gerçi ama…Ben okudum gerçi ama… el-Ulemâü. "Alimler şefaat edecek." Tabii arkadaşımız evliyâ dedi.el-Ulemâü. "Alimler şefaat edecek."

Tabii arkadaşımız evliyâ dedi.
Doğru, evliyâ olan alimler. Çünkü alimlerin bir kısmı makbul değildir. Allah bazı alimleri sevmez.Doğru, evliyâ olan alimler. Çünkü alimlerin bir kısmı makbul değildir. Allah bazı alimleri sevmez. Hatta cezalandırır. Hatta ilk evvel onları cezalandırır. Sen ne biçim alimdin? Hatta cezalandırır. Hatta ilk evvel onları cezalandırır.

Sen ne biçim alimdin?
Sen niye alimliğini güzel yapmadın!.. Sen niye alimliğini güzel yapmadın!.. Gel bakalım, sana hışmım, gazabım çok diye önce alimleri cezalandırabilir. Gel bakalım, sana hışmım, gazabım çok diye önce alimleri cezalandırabilir.

Alimin iyi alim olması lazım. İyi alim ne demek? Evliyâ alim olacak. Evliyâ alim olacak. Alimin iyi alim olması lazım.

İyi alim ne demek?

Evliyâ alim olacak. Evliyâ alim olacak.

İlmi kendisine fayda vermemiş. Başkasına öğretmiş de kendisi yalnız kaldığı zaman günah işlemiş. Tamam. İlmi kendisine fayda vermemiş. Başkasına öğretmiş de kendisi yalnız kaldığı zaman günah işlemiş. Tamam.

O neye benzer öyle alim? Muma, şamdana benzer, şamdandaki muma benzer. O neye benzer öyle alim?

Muma, şamdana benzer, şamdandaki muma benzer.

Neresi benzer hocam? Mum şöyledir, adam böyle...Neresi benzer hocam?

Mum şöyledir, adam böyle...
Mumun kolu yok, bacağı yok, gözü yok, kaşı yok, boynu yok, beli yok. Mum, alime nasıl benziyor?Mumun kolu yok, bacağı yok, gözü yok, kaşı yok, boynu yok, beli yok. Mum, alime nasıl benziyor? Mum, kendisi yanmıyor mu? Yanar mı? Yanar. Yanınca etrafı aydınlatır mı? Aydınlatır. Mum, kendisi yanmıyor mu?

Yanar mı?

Yanar.

Yanınca etrafı aydınlatır mı?

Aydınlatır.

Ama kendisi biter mi? Biter. Haa...Ama kendisi biter mi?

Biter.

Haa...
Bildiğini uygulamayan alim o muma benzer ki kendisini yakıyor yakıyor,Bildiğini uygulamayan alim o muma benzer ki kendisini yakıyor yakıyor, etrafı aydınlatıyor ama kendisi yanıyor, kendisi bitiyor.etrafı aydınlatıyor ama kendisi yanıyor, kendisi bitiyor. Bak, ilmi ile âmil olmazsa, ilmini uygulamazsa kendisine faydası yok. Yalan söylemek günah! Bak, ilmi ile âmil olmazsa, ilmini uygulamazsa kendisine faydası yok.

Yalan söylemek günah!

E sen yalan söylemenin günah olduğunu biliyorsun da niye yalan söylüyorsun? Telefonda bak seni soruyor; E sen yalan söylemenin günah olduğunu biliyorsun da niye yalan söylüyorsun? Telefonda bak seni soruyor;

"Falanca bey evde mi?" Karına diyorsun ki; "Ben evde yokum." [de.] "Falanca bey evde mi?" Karına diyorsun ki;

"Ben evde yokum." [de.]

Niye yalan söylüyorsun? Hani yalan söylemek günahtı? Niye yalan söylüyorsun? Hani yalan söylemek günahtı?

Valla da şöyle de böyle de bilmem ne de.. Satıcı diyor ki; "İdare etmez vallahi.Valla da şöyle de böyle de bilmem ne de.. Satıcı diyor ki;

"İdare etmez vallahi.
Senden önce daha çok verdiler de vermedim. Ama sana vereyim." Senden önce daha çok verdiler de vermedim. Ama sana vereyim."

Peki benim ne kıymetim var ki sen ona vermedin de bana veriyorsun? Yalan söylüyorsun!Peki benim ne kıymetim var ki sen ona vermedin de bana veriyorsun?

Yalan söylüyorsun!
Ben seninle tanışmıyorum, senin dükkânına ilk defa geldim. Ben seninle tanışmıyorum, senin dükkânına ilk defa geldim. Senden önce daha fazla verdiler de vermedim diyor, ondan sonra daha azına bana veriyor. Yalan.Senden önce daha fazla verdiler de vermedim diyor, ondan sonra daha azına bana veriyor.

Yalan.
Yalanla iman bir arada eğlenmez. Dürüst olacak, yalan söylemeyecek. Bildiğini uygulayacak.Yalanla iman bir arada eğlenmez. Dürüst olacak, yalan söylemeyecek. Bildiğini uygulayacak. Çok misalleri vardır bu işlerin. Alimin evliyâsı... Alimin evliyâsı şefaat edecek. Çok misalleri vardır bu işlerin.

Alimin evliyâsı... Alimin evliyâsı şefaat edecek.

Bak, peygamberden sonra alim gelir, neden? Bak, peygamberden sonra alim gelir, neden?

Peygamberlerle alimler arasında bir derece farkı vardır; peygamberlik derecesi.Peygamberlerle alimler arasında bir derece farkı vardır; peygamberlik derecesi. Allah alimleri sever. Peygamberlerin vazifesini alimler devam ettirir. Öyle alimlere can kurban!Allah alimleri sever. Peygamberlerin vazifesini alimler devam ettirir. Öyle alimlere can kurban! Öyle evliyâullaha can kurban! Neden? Evliyâ da ondan. İlmiyle amil de ondan.Öyle evliyâullaha can kurban!

Neden?

Evliyâ da ondan. İlmiyle amil de ondan.
Dürüst de ondan. Halkın malında gözü yok da ondan. Halkın iyiliğini istiyor da ondan. Dürüst de ondan. Halkın malında gözü yok da ondan. Halkın iyiliğini istiyor da ondan. Doğruyu söylüyor da ondan. Dalkavukluk yapmıyor da ondan. Kıymeti var. Önce peygamberler şefaat edecek. Doğruyu söylüyor da ondan. Dalkavukluk yapmıyor da ondan. Kıymeti var. Önce peygamberler şefaat edecek.

Sümme el-ulemâü. "Evliyâ alimler." Herkes değil, evliyâ alimler. Sümme el-ulemâü. "Evliyâ alimler." Herkes değil, evliyâ alimler.

Hocam zamanımızda da evliyâ alim olur mu? Her zamanda vardır.Hocam zamanımızda da evliyâ alim olur mu?

Her zamanda vardır.
Kimisi saklıdır, kimisi ortadadır. Bazen bilinir, bazen bilinmez. Kimisi saklıdır, kimisi ortadadır. Bazen bilinir, bazen bilinmez. Bazen adam kendisinin evliyâ olduğunu bilmez ama evliyâdır. Bazen kendisi de bilir halk da bilir.Bazen adam kendisinin evliyâ olduğunu bilmez ama evliyâdır. Bazen kendisi de bilir halk da bilir. Bazen halk bilmez, sevmez ama evliyâdır. Doğruyu söyledi diye dokuz köyden kovarlar. Bazen halk bilmez, sevmez ama evliyâdır. Doğruyu söyledi diye dokuz köyden kovarlar.

Bugün Rize'den telefon geldi. Hocam, Rize'deki bir arkadaşımız bir köyde imam.Bugün Rize'den telefon geldi. Hocam, Rize'deki bir arkadaşımız bir köyde imam. Arkadaşımız imam imam! Caminin imamı! Onu ziyarete sakallı arkadaşları gitmiş. Kimler gitmiş? Arkadaşımız imam imam! Caminin imamı! Onu ziyarete sakallı arkadaşları gitmiş.

Kimler gitmiş?

Bizim arkadaşlar. Bak, buraya da geldi bu[nlar].Bizim arkadaşlar. Bak, buraya da geldi bu[nlar]. Fazlı Efendi, bak sizin cami sakallı arkadaşlarla dolu. Böyle sakallı arkadaşlar gitmiş bizim imamın yanına.Fazlı Efendi, bak sizin cami sakallı arkadaşlarla dolu. Böyle sakallı arkadaşlar gitmiş bizim imamın yanına. Halk bir kızmış buna, tabanca göstermişler.Halk bir kızmış buna, tabanca göstermişler. Bir daha bu arkadaşların gelmesin diye İmama tabanca çekmişler... Bir daha bu arkadaşların gelmesin diye İmama tabanca çekmişler...

"E yahu Fatih Sultan Mehmed Han da gitseydi, onu da mı almayacaklardı?" dedim, o da sakallıydı."E yahu Fatih Sultan Mehmed Han da gitseydi, onu da mı almayacaklardı?" dedim, o da sakallıydı. Barbaros Hayreddin gitseydi, onu da mı almayacaklardı? O da sakallıydı.Barbaros Hayreddin gitseydi, onu da mı almayacaklardı? O da sakallıydı. İstiklal harbi şehitleri gitseydi, onları da mı almayacaklardı?!. İstiklal harbi şehitleri gitseydi, onları da mı almayacaklardı?!. Onlara da mı tabanca çekeceklerdi? Bu ne!? Bu ne gaflet! Bu ne cahillik! Bu ne dalalet!Onlara da mı tabanca çekeceklerdi? Bu ne!? Bu ne gaflet! Bu ne cahillik! Bu ne dalalet! Bu ne felaket ya!.. Ya bu adamlar ne yaptılar? Anlat bakalım, bu sakallılar ne yaptılar? Bu ne felaket ya!..

Ya bu adamlar ne yaptılar? Anlat bakalım, bu sakallılar ne yaptılar?

Hocam köyümüze geldiler, caminin içi sakallı doldu. Ya ne yaptılar bu sakallı adamlar? Hocam köyümüze geldiler, caminin içi sakallı doldu.

Ya ne yaptılar bu sakallı adamlar?

Sakal sünnet değil mi? Sakal sünnet değil mi, sünnet. Sakal kazımak haram değil mi? Haram. Sakal sünnet değil mi?

Sakal sünnet değil mi, sünnet.

Sakal kazımak haram değil mi?

Haram.

E sen kazımışsın, haramı işlemişsin...E sen kazımışsın, haramı işlemişsin... E Allah affederse affetsin, mazeretin varsa bilmiyoruz belki memursun, belki askersin filan...E Allah affederse affetsin, mazeretin varsa bilmiyoruz belki memursun, belki askersin filan... Bu da sünneti tutmuş, yani sen bunun nesine kızıyorsun?Bu da sünneti tutmuş, yani sen bunun nesine kızıyorsun? Sonra bunların hepsi yüksek tahsilli, ilâhiyat fakültesi mezunu. Daha ne istiyorsun? Tahsilli. Sonra bunların hepsi yüksek tahsilli, ilâhiyat fakültesi mezunu.

Daha ne istiyorsun?

Tahsilli.

Sonra sen bu imamı camiye getirmişsin, imam yapmışsın. İnsan din adamına hürmet etmez mi? Sonra sen bu imamı camiye getirmişsin, imam yapmışsın. İnsan din adamına hürmet etmez mi?

Şu Almanya'da görmüyor musun din adamlarının kıymetini, hürmetini?Şu Almanya'da görmüyor musun din adamlarının kıymetini, hürmetini? Var mı böyle din adamına yan bakan bir Alman? Herkes hürmet ediyor.Var mı böyle din adamına yan bakan bir Alman?

Herkes hürmet ediyor.
Televizyonlara bakıyorum ben, gazetelere bakıyorum; din adamı itibarlı burada. Bizim Türkiye'de itibarsız. Televizyonlara bakıyorum ben, gazetelere bakıyorum; din adamı itibarlı burada. Bizim Türkiye'de itibarsız.

Şimdi ben de sakallıyım ya... Birisi bana vapurda bir yerde sordu.Şimdi ben de sakallıyım ya... Birisi bana vapurda bir yerde sordu. Tam nerede olduğunu unuttum ya. Güleceğim geliyor. Tam nerede olduğunu unuttum ya. Güleceğim geliyor.

"Hafız!.." Sesinin [tonu] böyle [kaba ve kalın] yani. "Hafız!.." Sesinin [tonu] böyle [kaba ve kalın] yani.

"Hafız! Nerede vazife görüyorsun bakalım? Hangi camide vazifelisin?" Yani nasıl bir edâ ile konuşuyor?"Hafız! Nerede vazife görüyorsun bakalım? Hangi camide vazifelisin?"

Yani nasıl bir edâ ile konuşuyor?
Âmir, patron, işçisiyle konuşur gibi; hizmetçisiyle konuşur gibi; hoca, öğrenciyle konuşur gibi.Âmir, patron, işçisiyle konuşur gibi; hizmetçisiyle konuşur gibi; hoca, öğrenciyle konuşur gibi. Hangi memlekettensin evladım filan der hiç olmazsa.Hangi memlekettensin evladım filan der hiç olmazsa. Hoca, talebeye sorarken bir şefkat de gösterir. Bu öyle de yapmıyor; Hoca, talebeye sorarken bir şefkat de gösterir. Bu öyle de yapmıyor;

"Hafız, hangi camide görevlisin?" "Hafız, hangi camide görevlisin?"

Edâ ve sedâ, sesinin tonu ve kafasındaki mantığı garibanı hor görüyor. Hor görüyor.Edâ ve sedâ, sesinin tonu ve kafasındaki mantığı garibanı hor görüyor. Hor görüyor. Tamam, olabilir. Ne yapalım, hor görüyor. Ben de; Tamam, olabilir. Ne yapalım, hor görüyor. Ben de;

"Efendim dedim, ben camide vazifeli değilim." E nerede vazifelisin o zaman? "Efendim dedim, ben camide vazifeli değilim."

E nerede vazifelisin o zaman?

İlk önce bir sorarlar, sorabilir miyim, müsaade eder misin?İlk önce bir sorarlar, sorabilir miyim, müsaade eder misin? Herkesin özel hayatına bu kadar burun sokulmaz ki... Neyse...Herkesin özel hayatına bu kadar burun sokulmaz ki... Neyse... Müsaadenle, sorabilir miyim, ne iş yapıyorsun diye filan sorarlar ama hafız oldu mu Müsaadenle, sorabilir miyim, ne iş yapıyorsun diye filan sorarlar ama hafız oldu mu öyle hürmet etmeye lüzum yok. Hoca oldu mu, hocaya da hürmet etmeye lüzum yok. öyle hürmet etmeye lüzum yok. Hoca oldu mu, hocaya da hürmet etmeye lüzum yok. Vâiz oldu mu, vaize de hürmet etmeye lüzum yok.Vâiz oldu mu, vaize de hürmet etmeye lüzum yok. Adam kravatlı olmalı, sinekkaydı tıraşlı olmalı, elinde pipo olursa daha kıymetli olur,Adam kravatlı olmalı, sinekkaydı tıraşlı olmalı, elinde pipo olursa daha kıymetli olur, sigara olursa iyi olur, ütülü pantolonlu olmalı, mercedesten inmeli.sigara olursa iyi olur, ütülü pantolonlu olmalı, mercedesten inmeli. O zaman herkes can vermeye hazır, iki tarafa dizilir herkes. "Efendim ben camide görevli değilim." O zaman herkes can vermeye hazır, iki tarafa dizilir herkes.

"Efendim ben camide görevli değilim."

"Peki nerede görevlisin o zaman?" Yine sert, yine komutanın eratla konuşması gibi konuşuyor. "Peki nerede görevlisin o zaman?"

Yine sert, yine komutanın eratla konuşması gibi konuşuyor.

"Üniversitede görevliyim efendim." "Ya, öyle mi?" "Öyle efendim." "Eh, müstahdem misin orada?" "Üniversitede görevliyim efendim."

"Ya, öyle mi?"

"Öyle efendim."

"Eh, müstahdem misin orada?"

Müstahdemler Allah'ın kulu değil mi?Müstahdemler Allah'ın kulu değil mi? Çobanlar, işçiler, köylüler, müstahdemler Allah'ın kulu değil mi?Çobanlar, işçiler, köylüler, müstahdemler Allah'ın kulu değil mi? Bunlar şey mi, alt sınıf mı? Bunların kıymeti yok mu? "Hayır efendim, ben müstahdem değilim." Bunlar şey mi, alt sınıf mı? Bunların kıymeti yok mu?

"Hayır efendim, ben müstahdem değilim."

"Peki ne yapıyorsun üniversitede?" "Profesörüm efendim." "Ya öyle mi!.. hay..." "Peki ne yapıyorsun üniversitede?"

"Profesörüm efendim."

"Ya öyle mi!.. hay..."

Profesörüm deyince adam başladı ceketini, pantolonunu, her şeyini iliklemeye.Profesörüm deyince adam başladı ceketini, pantolonunu, her şeyini iliklemeye. İyi ki profesör olmuşuz, yani yanlış bir iş yapmamışız. İyi ki profesör olmuşuz, yani yanlış bir iş yapmamışız. İyi ki üniversitede profesör olmuşuz, yoksa hapı yuttuyduk. Müezzin olsaydık hapı yuttuyduk. İyi ki üniversitede profesör olmuşuz, yoksa hapı yuttuyduk. Müezzin olsaydık hapı yuttuyduk.

Hocaya tabanca çekiyor bak. Rizeli kardeşler var, hepsinin tabancası vardır ha...Hocaya tabanca çekiyor bak. Rizeli kardeşler var, hepsinin tabancası vardır ha... Rizeliler efedir, Tonyalılar daha efedir. Trabzonlular nasıldır bilmiyorum Ali.Rizeliler efedir, Tonyalılar daha efedir. Trabzonlular nasıldır bilmiyorum Ali. Hepsi tabancalıdır, biliyorum, evvelallah tabancasız gezmezler. Hocaya tabanca göstermişler, neden? Hepsi tabancalıdır, biliyorum, evvelallah tabancasız gezmezler.

Hocaya tabanca göstermişler, neden?

Hocanın kıymeti yok. Öyle şey olur mu ya! Öyle şey olur mu?.. Din adamı... Hocanın kıymeti yok.

Öyle şey olur mu ya! Öyle şey olur mu?.. Din adamı...

Önce peygamberler şefaat edecek. Sonra evliyâ alimler şefaat edecek. Önce peygamberler şefaat edecek. Sonra evliyâ alimler şefaat edecek.

Ha, kimin evliyâ olduğu da belli olmaz. Evliyâ olmak için de para pul lazım değildir.Ha, kimin evliyâ olduğu da belli olmaz. Evliyâ olmak için de para pul lazım değildir. Kalbi temiz olması lazımdır. Bazen dağdaki çoban evliyâ olur. Kalbi temiz olması lazımdır. Bazen dağdaki çoban evliyâ olur.

Tarihte Halil Ata diye bir evliyânın hayatını okudum. Birkaç kişi şehirden yola çıkmışlar.Tarihte Halil Ata diye bir evliyânın hayatını okudum. Birkaç kişi şehirden yola çıkmışlar. Semerkand'a mı gideceklermiş, Orta Asya'nın meşhur bir ilim merkezine doğru gidiyorlarmış yolda.Semerkand'a mı gideceklermiş, Orta Asya'nın meşhur bir ilim merkezine doğru gidiyorlarmış yolda. Bu Halil Ata mı, Çoban Ata mı, evliyâya rastlamışlar yolda. Kitap [böyle] yazıyor.Bu Halil Ata mı, Çoban Ata mı, evliyâya rastlamışlar yolda. Kitap [böyle] yazıyor. Ondan sonra sormuş onlara mübarek; "Nereye gidiyorsunuz böyle üç beş kişi?" Demişler ki; Ondan sonra sormuş onlara mübarek;

"Nereye gidiyorsunuz böyle üç beş kişi?" Demişler ki;

"Biz ana baba diyarını terk ettik, büyük bir şehre gidip ilim tahsil etmek istiyoruz."Biz ana baba diyarını terk ettik, büyük bir şehre gidip ilim tahsil etmek istiyoruz. Bir evliyâ alim bulup hizmetine girmek istiyoruz. Ondan marifetullahı, edebî, ahlâkı öğrenmek istiyoruz." Bir evliyâ alim bulup hizmetine girmek istiyoruz. Ondan marifetullahı, edebî, ahlâkı öğrenmek istiyoruz."

O mübarek de şöyle bir bu tarafa bakmış, şöyle bir bu tarafa bakmış; O mübarek de şöyle bir bu tarafa bakmış, şöyle bir bu tarafa bakmış;

"Mağripte, maşrıkta size o istediğiniz bilgileri verecek benden daha uygun bir kimse göremedim." demiş."Mağripte, maşrıkta size o istediğiniz bilgileri verecek benden daha uygun bir kimse göremedim." demiş. Çoban ya!.. Dağda!.. Allah bazen çobanı evliyâ yapar.Çoban ya!.. Dağda!..

Allah bazen çobanı evliyâ yapar.
Zaten peygamberlerin hepsi çobanlık yapmıştır. Çobanları garip görme. Zaten peygamberlerin hepsi çobanlık yapmıştır. Çobanları garip görme. Çünkü insan okuma yazma bilmeden de Veysel Karanî gibi cennetlik olur. O da şart değil.Çünkü insan okuma yazma bilmeden de Veysel Karanî gibi cennetlik olur. O da şart değil. Allah'ın sevgili kulu olmak için insanın kalbinin güzel olması lazım.Allah'ın sevgili kulu olmak için insanın kalbinin güzel olması lazım. Kalbi fesat olmasın, kalbi temiz olsun, niyeti halis olsun. Allah bazen çobanken verir evliyâlığı. Kalbi fesat olmasın, kalbi temiz olsun, niyeti halis olsun. Allah bazen çobanken verir evliyâlığı. Bazen köylüyken verir. Yunus Emre oduncuymuş galiba. Bazen köylüyken verir. Yunus Emre oduncuymuş galiba. Kırk sene odun kesmiş dağdan, tekkeye odun taşımış galiba. Oduncuymuş galiba. Allahu Ekber!..Kırk sene odun kesmiş dağdan, tekkeye odun taşımış galiba. Oduncuymuş galiba. Allahu Ekber!.. Bazen oduncu evliyâ olur, bazen çoban. Yani bu iş parayla pulla da değildir, hatta bilgiyle de değildir.Bazen oduncu evliyâ olur, bazen çoban. Yani bu iş parayla pulla da değildir, hatta bilgiyle de değildir. Bilgisini uygulamakladır, kalbinin temizliğiyledir, ahlâkının güzelliğiyledir, takvasıyladır. Bilgisini uygulamakladır, kalbinin temizliğiyledir, ahlâkının güzelliğiyledir, takvasıyladır.

Önce peygamberler şefaat edecek, sonra evliyâ alimler şefaat edecek. Önce peygamberler şefaat edecek, sonra evliyâ alimler şefaat edecek.

Sümme'ş-şühedâü. Sonra kimler şefaat edecekmiş? "Şehitler şefaat edecekmiş." Sümme'ş-şühedâü. Sonra kimler şefaat edecekmiş? "Şehitler şefaat edecekmiş."

Ben yaşadım, darısı başınıza. Neden? Benim dedem şehit, amcam şehit, dayım şehit...Ben yaşadım, darısı başınıza.

Neden?

Benim dedem şehit, amcam şehit, dayım şehit...
Biz Çanakkaleliyiz. Çok şehit gitmiş bizim aileden. Herhalde şefaat edecekse şehitler, biz yaşadık.Biz Çanakkaleliyiz. Çok şehit gitmiş bizim aileden. Herhalde şefaat edecekse şehitler, biz yaşadık. Elhamdülillah. Allah yolunda canlarını verdiler. Elhamdülillah. Allah yolunda canlarını verdiler.

Köyün çıkış yolunda vedalaşmışlar geride kalanlarla, "Hakkınızı helal edin." demişler.Köyün çıkış yolunda vedalaşmışlar geride kalanlarla, "Hakkınızı helal edin." demişler. "Haydi Allah'a ısmarladık." demişler. "Biz bir daha görüşemeyiz." demişler. "Haydi Allah'a ısmarladık." demişler. "Biz bir daha görüşemeyiz." demişler. "Bugün sizinle şu musafaha ettiğimiz eller yarın kanlara bulanacak." demişler. "Bugün sizinle şu musafaha ettiğimiz eller yarın kanlara bulanacak." demişler. "Hakkınızı helal edin, selâmun aleyküm..." "Aleyküm selam." Ertesi gün şehit haberi gelmiş. "Hakkınızı helal edin, selâmun aleyküm..."

"Aleyküm selam." Ertesi gün şehit haberi gelmiş.

Onlar da şefaat edecekler ama Allahu Ekber, evliyâ alimlerin şefaati daha önce. Gördün mü işi? Onlar da şefaat edecekler ama Allahu Ekber, evliyâ alimlerin şefaati daha önce.

Gördün mü işi?

Şehitten daha önce geliyor evliyâ alim. Allah'ın sevdiği alim, evliyâ alim şehitten önce şefaat ediyor. Şehitten daha önce geliyor evliyâ alim. Allah'ın sevdiği alim, evliyâ alim şehitten önce şefaat ediyor.

Önceliğini nereden çıkarttın hocam? Arapça'da sümme sonra demek. Önceliğini nereden çıkarttın hocam?

Arapça'da sümme sonra demek.

Yeşfe'u yevme'l-kıyâmeti. "Kıyamet gününde şefaat edecek." el-Enbiyâü.Yeşfe'u yevme'l-kıyâmeti. "Kıyamet gününde şefaat edecek." el-Enbiyâü. "Önce peygamberler." Sümme. "Sonra..." Sırayla, sümme var. Sümme'l-ulemâü."Önce peygamberler." Sümme. "Sonra..." Sırayla, sümme var. Sümme'l-ulemâü. "Sonra evliyâ alimler şefaat edecek." Sümme.. Sümme ne demek? Sonra demek. "Sonra evliyâ alimler şefaat edecek." Sümme..

Sümme ne demek?

Sonra demek.

Alimlerden sonra şehitler şefaat edecek. Yaa! Alimler şehitlerden önce geliyor. Alimlerden sonra şehitler şefaat edecek. Yaa! Alimler şehitlerden önce geliyor.

Allahu Teâlâ hazretleri öyle alimleri bulup öyle alimlere talebe olmayı hepimize nasip etsin. Allahu Teâlâ hazretleri öyle alimleri bulup öyle alimlere talebe olmayı hepimize nasip etsin.

Bizim bir hocamız vardı. 1980 yılında, yani bundan 17 yıl önce, şu 13 Kasım günü vefat etmişti.Bizim bir hocamız vardı. 1980 yılında, yani bundan 17 yıl önce, şu 13 Kasım günü vefat etmişti. Bak şimdi 13 kasım perşembe ya, 1980 yılının 13 kasımı da perşembe idi. Bak şimdi 13 kasım perşembe ya, 1980 yılının 13 kasımı da perşembe idi. Perşembe günü öğleye doğru hocamız vefat etmişti. Biz hatmi onun için indirdik. Perşembe günü öğleye doğru hocamız vefat etmişti. Biz hatmi onun için indirdik. Ama evliyâ idi, evliyâ alim idi. Birkaç şeyini anlatayım müsaade ederseniz.Ama evliyâ idi, evliyâ alim idi.

Birkaç şeyini anlatayım müsaade ederseniz.
Evliyâların hikayesini anlatmak da sevap olduğundan,Evliyâların hikayesini anlatmak da sevap olduğundan, oraya rahmet indiğinden hocamızın olmuş birkaç hadisesini anlatayım. oraya rahmet indiğinden hocamızın olmuş birkaç hadisesini anlatayım. Yani evliyâlığını gösteren, veliliğini gösteren birkaç olay anlatayım. Yani evliyâlığını gösteren, veliliğini gösteren birkaç olay anlatayım. Bir tanesi beni çok etkileyen olaylardan birisi. Vehbi Vakkasoğlu diye bir yazar var.Bir tanesi beni çok etkileyen olaylardan birisi.

Vehbi Vakkasoğlu diye bir yazar var.
Son Devir Evliyâsı filan diye kitapları var. Bu Vehbi Vakkasoğlu o kitabı yazmadan önce,Son Devir Evliyâsı filan diye kitapları var. Bu Vehbi Vakkasoğlu o kitabı yazmadan önce, "Ben böyle bir evliyâ kitabı yazayım." [diye] karar vermiş."Ben böyle bir evliyâ kitabı yazayım." [diye] karar vermiş. Eski devirlerin evliyâsını yazan kitaplar var, Eski devirlerin evliyâsını yazan kitaplar var, ben de cumhuriyet devrinin evliyâsını yazayım diye bir kitap planlamış.ben de cumhuriyet devrinin evliyâsını yazayım diye bir kitap planlamış. Planlayınca arkadaşı olan bir astsubay arkadaşına anlatmış, demiş ki; Planlayınca arkadaşı olan bir astsubay arkadaşına anlatmış, demiş ki;

"Ben böyle bir kitap yazmak istiyorum." Astsubay da demiş ki; "Ben böyle bir kitap yazmak istiyorum." Astsubay da demiş ki;

"Ben de o kitabı daktilo ederim sana, yardım ederim sana ya.."Ben de o kitabı daktilo ederim sana, yardım ederim sana ya.. Güzel bir iş yapacaksın, temize çekmekte yardımcı olurum.Güzel bir iş yapacaksın, temize çekmekte yardımcı olurum. Sen okursun, ben hızlı yazarım, tıkır tıkır, tıkır tıkır temize çekeriz, ondan sonra da basılır." demiş. Sen okursun, ben hızlı yazarım, tıkır tıkır, tıkır tıkır temize çekeriz, ondan sonra da basılır." demiş.

"Olur, tamam..." Anlaşmışlar. Ama astsubay bu, orduda çalışıyor. Dilekçe verecek, izin alacak. "Olur, tamam..."

Anlaşmışlar. Ama astsubay bu, orduda çalışıyor. Dilekçe verecek, izin alacak.

"Ben demiş, şu aylarda izin alacağım." Dilekçeyi vermiş."Ben demiş, şu aylarda izin alacağım."

Dilekçeyi vermiş.
İzin alacak, Vehbi Vakkasoğlu ile kitabı temize çekecekler. Olmuş hadise bu.İzin alacak, Vehbi Vakkasoğlu ile kitabı temize çekecekler. Olmuş hadise bu. Vehbi Vakkasoğlu da sağ, İstanbul'da, mektupla, telefonla sorarsınız. Vehbi Vakkasoğlu da sağ, İstanbul'da, mektupla, telefonla sorarsınız.

Tam temize çekecekleri zaman gelmiş, astsubay iznini alamamış.Tam temize çekecekleri zaman gelmiş, astsubay iznini alamamış. Komutan izinleri kaldırmış, askerlik hali kaldırmış. Komutan izinleri kaldırmış, askerlik hali kaldırmış. Çünkü Alemdağ füze taburunda görevliymiş, o füzeler de atom başlıklıymış.Çünkü Alemdağ füze taburunda görevliymiş, o füzeler de atom başlıklıymış. Yani Rusya ile harp olursa o füzeler patlatılacak, Rusya'ya doğru yerleştirilmiş. Yani Rusya ile harp olursa o füzeler patlatılacak, Rusya'ya doğru yerleştirilmiş. Konuşlandırılma deniliyor ya... Konuşlandırılma deniliyor ya... Yani Alemdağ sırtlarına yerleştirilmiş, atom başlığı bir patladı mı gidecek Rusya'yı bombalayacak.Yani Alemdağ sırtlarına yerleştirilmiş, atom başlığı bir patladı mı gidecek Rusya'yı bombalayacak. Atom. Önemli yer yani. Atom başlığını fırlatan, füzeyi fırlatan cihaz arızalanmış.Atom. Önemli yer yani.

Atom başlığını fırlatan, füzeyi fırlatan cihaz arızalanmış.
Arızalanmış, tamir edememişler. Uzmanlar gelmiş, mütehassıslar gelmiş,Arızalanmış, tamir edememişler. Uzmanlar gelmiş, mütehassıslar gelmiş, Amerikalılar gelmiş, bulamamışlar; çalışmıyor. Tam da o günlerde teftiş varmış,Amerikalılar gelmiş, bulamamışlar; çalışmıyor. Tam da o günlerde teftiş varmış, paşa gelecekmiş, teftiş edecekmiş orayı. Çalışmıyor. Yani harp olsa patlamayacak, füze gitmeyecek.paşa gelecekmiş, teftiş edecekmiş orayı. Çalışmıyor. Yani harp olsa patlamayacak, füze gitmeyecek. Tabii komutan bütün izinleri kaldırmış. Çok da sinirli, telaşlı...Tabii komutan bütün izinleri kaldırmış. Çok da sinirli, telaşlı... Tam şimdi teftiş olacak, ben böyle iyi sicil alamayacağım filan diye üzülmüş, izinleri kaldırmış. Tam şimdi teftiş olacak, ben böyle iyi sicil alamayacağım filan diye üzülmüş, izinleri kaldırmış.

Bizim bu astsubayın rüyasına aksakallı, pembe yanaklı mübarek bir zât girmiş. Rüyada; Bizim bu astsubayın rüyasına aksakallı, pembe yanaklı mübarek bir zât girmiş. Rüyada;

"Evladım demiş, sizin füzenin arızası bak şuradadır, gel... şuradadır." diye cihazda bozuk yeri göstermiş."Evladım demiş, sizin füzenin arızası bak şuradadır, gel... şuradadır." diye cihazda bozuk yeri göstermiş. Rüyada şurası bozuk demiş. Astsubay da kalkmış, ertesi gün komutana; Rüyada şurası bozuk demiş. Astsubay da kalkmış, ertesi gün komutana;

"Komutanım demiş, ben bu füzenin arızasını gidereceğim. Bulacağım ve gidereceğim." "Komutanım demiş, ben bu füzenin arızasını gidereceğim. Bulacağım ve gidereceğim."

"Nasıl bulacaksın ya, Amerikalılar geldi, uzmanlar geldi, mühendisler geldi, bu işi yapanlar, "Nasıl bulacaksın ya, Amerikalılar geldi, uzmanlar geldi, mühendisler geldi, bu işi yapanlar, iyi bilenler geldi, arızayı bulamadılar, sen nasıl bulacaksın?" "Ben demiş bulacağım. iyi bilenler geldi, arızayı bulamadılar, sen nasıl bulacaksın?"

"Ben demiş bulacağım.
Bana müsaade edin, fırsat verin, ben bulacağım, arızayı düzelteceğim." Bana müsaade edin, fırsat verin, ben bulacağım, arızayı düzelteceğim."

Rüyayı gördü ya, güveniyor rüyadaki [gördüğüne]. Rüyayı gördü ya, güveniyor rüyadaki [gördüğüne].

"Ama demiş, düzeltirsem komutanım, ben, izin istiyordum ya,"Ama demiş, düzeltirsem komutanım, ben, izin istiyordum ya, şu ayda izinli olacaktım ya, düzeltirsem iznimi vereceksiniz." demiş. İzinleri kaldırdınız ya. şu ayda izinli olacaktım ya, düzeltirsem iznimi vereceksiniz." demiş.

İzinleri kaldırdınız ya.
"İznimi isterim bak! Mükâfat olarak iznimi isterim." demiş. "İznimi isterim bak! Mükâfat olarak iznimi isterim." demiş.

"Sen düzelt de demiş, ben sana iki misli izin veririm. Sen yeter ki bu arızayı gider." "Sen düzelt de demiş, ben sana iki misli izin veririm. Sen yeter ki bu arızayı gider."

Astsubay gitmiş, günlerce, haftalarca mütehassısların arızayı arayıp bulamadığı makinenin,Astsubay gitmiş, günlerce, haftalarca mütehassısların arızayı arayıp bulamadığı makinenin, cihazların başına... Nasıl cihazlarsa, karmaşık, elektronik midir neyin nesidir...cihazların başına... Nasıl cihazlarsa, karmaşık, elektronik midir neyin nesidir... Herhalde öyle bir şeylerdir, ben bilmiyorum. Orayı açmış, burayı çıkartmış,Herhalde öyle bir şeylerdir, ben bilmiyorum.

Orayı açmış, burayı çıkartmış,
o rüyada gösterilen yeri düzeltmiş. Mekanizmayı çalıştırmış. Komutan da ona o izni vermiş. o rüyada gösterilen yeri düzeltmiş. Mekanizmayı çalıştırmış. Komutan da ona o izni vermiş.

Rüyada bir evliyâ, bir mübarek zât; "Evladım sizin bulunmayan arıza şuradadır." diyor,Rüyada bir evliyâ, bir mübarek zât; "Evladım sizin bulunmayan arıza şuradadır." diyor, astsubay da gerçekte gidiyor, o arızayı orada buluyor; astsubay da gerçekte gidiyor, o arızayı orada buluyor; haftalardır çözülmeyen düğüm çözülüyor ve cihaz çalışıyor. Anlatabildim mi olayı? haftalardır çözülmeyen düğüm çözülüyor ve cihaz çalışıyor.

Anlatabildim mi olayı?

Sonra bu astsubay bizim bu 1980, 13 Kasım'da ölen hocamızın resmini bizim dergide görmüş.Sonra bu astsubay bizim bu 1980, 13 Kasım'da ölen hocamızın resmini bizim dergide görmüş. Biz bir boy resmini basmıştık; sarıklı, cübbeli halini basmıştık. Orada görmüş; Biz bir boy resmini basmıştık; sarıklı, cübbeli halini basmıştık. Orada görmüş;

"İşte, rüyada bana arızayı gösteren buydu." demiş. Bizim hocamız. Hocamız niye öyle himmet ediyor? "İşte, rüyada bana arızayı gösteren buydu." demiş. Bizim hocamız.

Hocamız niye öyle himmet ediyor?

Çünkü onlar evliyânın kitabını yazmaya karar verdiler, hocamızın da ismini yazmışlar.Çünkü onlar evliyânın kitabını yazmaya karar verdiler, hocamızın da ismini yazmışlar. Ondan, sevdiği için onları böyle himmet ediyor. Vefat etmişti halbuki. Ölümünden sonra, kaç yıl sonra...Ondan, sevdiği için onları böyle himmet ediyor. Vefat etmişti halbuki. Ölümünden sonra, kaç yıl sonra... O kitaba bakın, kaç yıl sonra basılmıştır. İşte böyle.O kitaba bakın, kaç yıl sonra basılmıştır.

İşte böyle.
Allah bir kulu sevdi mi, evliyâ etti mi onun böyle ölümünden sonra da himmeti olur. Allah bir kulu sevdi mi, evliyâ etti mi onun böyle ölümünden sonra da himmeti olur.

Âhirette de nesi olur? Şefaati olur.Âhirette de nesi olur?

Şefaati olur.
Daha başka şeyler de anlatabilirim ama uzatmayacağım işi. Daha başka şeyler de anlatabilirim ama uzatmayacağım işi.

Şimdi yaptığımız şeylerin duasını yapacağım. Ama bir hatim var. Bir hatim daha var. İki hatim.Şimdi yaptığımız şeylerin duasını yapacağım. Ama bir hatim var. Bir hatim daha var. İki hatim. Daha başka şeyler var. Onun için ihlasları okumaya başlayalım.Daha başka şeyler var. Onun için ihlasları okumaya başlayalım. Hatim duasını yapmaya geçiyoruz. Vaazımız bitti… Hatim duasını yapmaya geçiyoruz. Vaazımız bitti…

Bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-fâtiha. Bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2