Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Dünya ve Ahiret Dengesi (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

15 Safer 1413 / 14.08.1992
Medine

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın hac ve umre dolayısıyla Medine’de ve Mekke’de bulunduğu zamanlarda yaptığı sohbetlerdir. Bu sohbetler, çoğu zaman hacıların ve umrecilerin kaldığı otellerde, Mina’da ve Arafat’ta yapılmıştır.

Konuşmalarda hac ibadetinin faziletleri üzerinde durulmuş; Medine-i Münevvere, Mekke-i Mükerreme, Kâbe-i Müşerrefe, Mina, Arafat gibi mübârek yerler ve yapılabilecek sevaplı ameller anlatılmıştır. Çok rastlanan hatalı uygulamalar ve yanlış davranışlar örneklerle anlatılmış; haccın incelikleri, karşılıklı muamelelerde dikkat edilecek noktalar, sevgi ve saygıyı artıracak güzel davranışlar hatırlatılmıştır.

İhram, istîlâm, tavaf, vakfe, şeytan taşlama gibi hacda yapılan çeşitli görevlerin mânevî ve sembolik yönü üzerinde durulmuş; huzurlu, duygulu ve feyizli bir hac yapmanın yolları gösterilmiştir.

Konuşma Metni

Şimdi soruları cevaplandıralım eğer bildiğimiz bir şey ise; Şimdi soruları cevaplandıralım eğer bildiğimiz bir şey ise;

Soru: Bazı cemaatlerdeki kardeşlerimiz emr-i bil mâruf konusundaki emirlerinSoru: Bazı cemaatlerdeki kardeşlerimiz emr-i bil mâruf konusundaki emirlerin günümüzdeki müesseselerce yerine getirilebileceğini söylüyorlar.günümüzdeki müesseselerce yerine getirilebileceğini söylüyorlar. Söz konusu ayetin günümüzde uygulaması tasavvufî açıdan nasıl değerlendirirsiniz? Söz konusu ayetin günümüzde uygulaması tasavvufî açıdan nasıl değerlendirirsiniz?

Cevap: Şimdi emri maruf nehyi münker bütün Müslümanlara farzdır, bütün Müslümanlara istisnası yoktur.Cevap: Şimdi emri maruf nehyi münker bütün Müslümanlara farzdır, bütün Müslümanlara istisnası yoktur. Birçok âyet-i kerîmeler de bu geçer. Sayısını şu anda söyleyecek durumda değiliz. Birçok âyet-i kerîmeler de bu geçer. Sayısını şu anda söyleyecek durumda değiliz.

Ümmet-i Muhammed'in umumî vasfıdır bu, genel övgüsüdür emr-i mâruf yaparlar, nehy-i münker yaparlar.Ümmet-i Muhammed'in umumî vasfıdır bu, genel övgüsüdür emr-i mâruf yaparlar, nehy-i münker yaparlar. Emr-i mâruf ne demek? Arapçası; el emr-i bil mâruf vel nehyi anil münker. Emr-i mâruf ne demek? Arapçası; el emr-i bil mâruf vel nehyi anil münker.

Farsçası emr-ü maruf, nehy-i münker diyoruz.Farsçası emr-ü maruf, nehy-i münker diyoruz. İyiliği emretmek, kötülüğü nehyetmek, yaptırtmamak ve yasaklamak.İyiliği emretmek, kötülüğü nehyetmek, yaptırtmamak ve yasaklamak. Şimdi müslüman genel yapı olarak, zihniyet olarak, bir kötülüğü gördü mü onu düzeltmeye çalışacak.Şimdi müslüman genel yapı olarak, zihniyet olarak, bir kötülüğü gördü mü onu düzeltmeye çalışacak. Hadîs-i şerîfte bu üç kademede belirtiliyor. Hadîs-i şerîfte bu üç kademede belirtiliyor.

Bir kötülüğü gördüğü zaman bir müslüman mümkünse fiilen müdahale edip, yaptırtmayacak.Bir kötülüğü gördüğü zaman bir müslüman mümkünse fiilen müdahale edip, yaptırtmayacak. Birisi birini dövüyordu; elini tutacak, ayıracak mesela.Birisi birini dövüyordu; elini tutacak, ayıracak mesela. Birisi birisine bir zulüm yapmak istiyordu, yaptırtmayacak.Birisi birisine bir zulüm yapmak istiyordu, yaptırtmayacak. Birisi birisinin cebine eline sokup çalmak istiyordu cüzdanını, tutacak; çaldırtmayacak filan.Birisi birisinin cebine eline sokup çalmak istiyordu cüzdanını, tutacak; çaldırtmayacak filan. Yani fiilen müdahale. Fiilen şerri engellemek, yaptırtmamak. Yani fiilen müdahale. Fiilen şerri engellemek, yaptırtmamak.

En kıymetlisi en sevaplısı bu.En kıymetlisi en sevaplısı bu. Doğrudan doğruya iyiliği yaptırmak, kötülüğü engellemek, yaptırtmamak.Doğrudan doğruya iyiliği yaptırmak, kötülüğü engellemek, yaptırtmamak. Bunu yapamıyorsa, bazen yapamaz.Bunu yapamıyorsa, bazen yapamaz. Mesela on tane pala bıyıklı kabadayı serseri, ayyaş, sarhoş, külhanî bir adamı dövüyorlar.Mesela on tane pala bıyıklı kabadayı serseri, ayyaş, sarhoş, külhanî bir adamı dövüyorlar. Sen de acıyorsun ama sen de bir şey yapsan, on tane, baş edemeyeceksin mesela. Sen de acıyorsun ama sen de bir şey yapsan, on tane, baş edemeyeceksin mesela.

O zaman "Ya ayıptır, yapmayın." filan diye sözle söyleyecek.O zaman "Ya ayıptır, yapmayın." filan diye sözle söyleyecek. Bu işin doğru olmadığını, günah olduğunu belirtecek ve söyleyeceksiniz.Bu işin doğru olmadığını, günah olduğunu belirtecek ve söyleyeceksiniz. Bu orta derecesi. Fiilen engelleyemiyor ama doğru olmadığını hatırlatıyor, söylüyor, yaptırmamaya çalışıyor. Bu orta derecesi. Fiilen engelleyemiyor ama doğru olmadığını hatırlatıyor, söylüyor, yaptırmamaya çalışıyor.

Çünkü gücü yetmiyor; ya ihtiyar, ya kadın, ya çocuk, ya zayıf filan. Gücü yetmiyor.Çünkü gücü yetmiyor; ya ihtiyar, ya kadın, ya çocuk, ya zayıf filan. Gücü yetmiyor. Zalimi durdurmaya fiilen takati yetmiyor. Zalimi durdurmaya fiilen takati yetmiyor. Bunu da yapamazsa söylediği zaman o da dayak yiyecek filan. O zaman içinden buğz edecek.Bunu da yapamazsa söylediği zaman o da dayak yiyecek filan. O zaman içinden buğz edecek. "Ya çok kötü bir şey oluyor, hiç razı değilim ama müdahale de edemiyorum, söyleyemiyorum da."Ya çok kötü bir şey oluyor, hiç razı değilim ama müdahale de edemiyorum, söyleyemiyorum da. Herifler belalı." Susuyor korkusundan.Herifler belalı."

Susuyor korkusundan.
Bu da imanın en zayıf derecesi ama içinden yine buğz edecek. Bu da imanın en zayıf derecesi ama içinden yine buğz edecek. Razı değil, Allah'a yalvaracak "Yâ Rabbi, ben bu işe razı değilim ama ne yapayım gücüm yetmiyor." filan diyecek.Razı değil, Allah'a yalvaracak "Yâ Rabbi, ben bu işe razı değilim ama ne yapayım gücüm yetmiyor." filan diyecek. Şimdi bu dereceler üzere bütün müslümanlar kendi iktidarı dairesinde iyiliği yaptırmaya,Şimdi bu dereceler üzere bütün müslümanlar kendi iktidarı dairesinde iyiliği yaptırmaya, kötülüğü yaptırmamaya çalışacak. kötülüğü yaptırmamaya çalışacak.

Gücü yettiğince aile reisi ise aile içinde, mahallenin muhtarı ise mahallesinde, şehrin valisi ise şehirde,Gücü yettiğince aile reisi ise aile içinde, mahallenin muhtarı ise mahallesinde, şehrin valisi ise şehirde, belediye başkanı ise belediye hudutları içinde, kabadayıysa,belediye başkanı ise belediye hudutları içinde, kabadayıysa, ağaysa, paşaysa kabilesi arasında yaptırmaya çalışacak. ağaysa, paşaysa kabilesi arasında yaptırmaya çalışacak.

İyiliği yaptırmaya çalışacak, kötülüğü engellemeye çalışacak.İyiliği yaptırmaya çalışacak, kötülüğü engellemeye çalışacak. Buna gücü yetmiyorsa "Bu ayıptır, günahtır." diye söyleyecek, söylemezse kendisi mesul olur. Buna gücü yetmiyorsa "Bu ayıptır, günahtır." diye söyleyecek, söylemezse kendisi mesul olur.

Çünkü bir âyet-i kerîme de buyuruluyor ki; Benî İsrâil'den edepsizler, günahkârlar, haramları,Çünkü bir âyet-i kerîme de buyuruluyor ki; Benî İsrâil'den edepsizler, günahkârlar, haramları, günahları işlerken, bazı mübarek insanlar da "Bu ayıptır, günahtır, yapmayın." diye söylüyorlarmışgünahları işlerken, bazı mübarek insanlar da "Bu ayıptır, günahtır, yapmayın." diye söylüyorlarmış ama ötekilerin de aldırdığı yok. Yine günahı yapmaya devam ediyorlar. ama ötekilerin de aldırdığı yok. Yine günahı yapmaya devam ediyorlar.

Sonra Allah o günahkârları helak etmiş. Ama bu nasihat edenleri kurtarmış. Neden? Sonra Allah o günahkârları helak etmiş. Ama bu nasihat edenleri kurtarmış.

Neden?

İstemediler, nasihat ettiler, vazifesini yaptı. İstemediler, nasihat ettiler, vazifesini yaptı.

Niye bu laf dinlemez, akıllarına girmez heriflere bu nasihati yapıp duruyor? Niye bu laf dinlemez, akıllarına girmez heriflere bu nasihati yapıp duruyor?

Rabbinize karşı bir mazeret olsun diye ve belki de sakınırlar da düzelirler diye. Rabbinize karşı bir mazeret olsun diye ve belki de sakınırlar da düzelirler diye.

Rabbinize mazeret olsun ne demek? Rabbinize mazeret olsun ne demek?

Biz söylemezsek Allah bizi cezalandırır, hiç olmazsa söyleyelim de biz vebalden kurtulalım demek.Biz söylemezsek Allah bizi cezalandırır, hiç olmazsa söyleyelim de biz vebalden kurtulalım demek. Onun içi emr-i maruf, nehy-i münker derece derece, her iktidar sahibi,Onun içi emr-i maruf, nehy-i münker derece derece, her iktidar sahibi, güç kuvvet sahibi insanın boynuna borçtur. güç kuvvet sahibi insanın boynuna borçtur.

İsterse ailenin reisi olsun, isterse mahallenin efendisi, ağası, paşası olsun isterseİsterse ailenin reisi olsun, isterse mahallenin efendisi, ağası, paşası olsun isterse kabilenin başkanı olsun iyiliği yaptıracak, kötülüğü yaptırtmayacak, engelleyecek. kabilenin başkanı olsun iyiliği yaptıracak, kötülüğü yaptırtmayacak, engelleyecek.

O ya çelmeleyecek, mani olacak yapılmasına.O ya çelmeleyecek, mani olacak yapılmasına. Set çekecek ama tabii bazıları şöyle bir sıralama yapıyorlar o doğru değildir. Set çekecek ama tabii bazıları şöyle bir sıralama yapıyorlar o doğru değildir. Fiilî müdahale devletindir, sözle müdahale âlimlerindir. Ötekisi susmak da ahalindir. Fiilî müdahale devletindir, sözle müdahale âlimlerindir. Ötekisi susmak da ahalindir.

Öyle yağma yok. Bazen öyle durum oluyor ki tek başına kalıyorsun.Öyle yağma yok. Bazen öyle durum oluyor ki tek başına kalıyorsun. İki kişi orada kavga yapıyor, zayıfa yardım edeceksin. Başka çaresi yok.İki kişi orada kavga yapıyor, zayıfa yardım edeceksin.

Başka çaresi yok.
Adam bıçağı çekmiş, adamın üstüne yürüyor. Adam bıçağı çekmiş, adamın üstüne yürüyor. Dağ başında ne polis var ne hükümet var ne kanun var ne hâkim var bir sen varsın işte yardım edecek.Dağ başında ne polis var ne hükümet var ne kanun var ne hâkim var bir sen varsın işte yardım edecek. "Hey, defol!" bilmem ne…"Hey, defol!" bilmem ne… Taşı alıp üstüne yürüdüğün zaman adam bakıyor kiTaşı alıp üstüne yürüdüğün zaman adam bakıyor ki öldürmek istediği kimsenin yanına bir yardımcı geliyor, kaçıyor mesela.öldürmek istediği kimsenin yanına bir yardımcı geliyor, kaçıyor mesela. Bundan başka bir çaresi yok ki bu işin. Bundan başka bir çaresi yok ki bu işin.

O bakımdan sıralama yakışıklı bir sıralama gibi görünüyor ama doğru değil.O bakımdan sıralama yakışıklı bir sıralama gibi görünüyor ama doğru değil. Belki umumî ve nispet bakımından, yoğunluk bakımından hakikaten devlete büyük ölçüde düşer.Belki umumî ve nispet bakımından, yoğunluk bakımından hakikaten devlete büyük ölçüde düşer. Doğrudur ama devlete düşer de fertlere düşmez diye bir şey yoktur.Doğrudur ama devlete düşer de fertlere düşmez diye bir şey yoktur. Alime düşer de alim olmayana düşmez, o da doğru değil.Alime düşer de alim olmayana düşmez, o da doğru değil. Bazen bir küçük çocuk öyle doğru düzgün bir laf söylüyor ki karşındaki koca adamlarıBazen bir küçük çocuk öyle doğru düzgün bir laf söylüyor ki karşındaki koca adamları Dosdoğru söylüyor, bunu yaptığın doğru değil, diye. Haklı. Dosdoğru söylüyor, bunu yaptığın doğru değil, diye. Haklı.

Öbürü de haksız, diyemiyor. Hakkı bilen hakkı söyleyecek, hiç geri durmayacak.Öbürü de haksız, diyemiyor. Hakkı bilen hakkı söyleyecek, hiç geri durmayacak. Hakkı bildiği halde söylemeyen, dilsiz şeytandır. Biz dergilerimizde bangır bangır yazıyoruz, bağırıyoruz.Hakkı bildiği halde söylemeyen, dilsiz şeytandır. Biz dergilerimizde bangır bangır yazıyoruz, bağırıyoruz. Konuşmalarımızda söylüyoruz, bir toplantıya gitttiğimiz zamanKonuşmalarımızda söylüyoruz, bir toplantıya gitttiğimiz zaman güzel bir şey konuşuluyorsa "Beğendim." deyin.güzel bir şey konuşuluyorsa "Beğendim." deyin. Yanlış bir şey konuşuluyorsa kalkın, "Beğenmedim bunu." deyin. Yanlış bir şey konuşuluyorsa kalkın, "Beğenmedim bunu." deyin.

Hiçbir şey diyemeseniz bile "Beğenmedim." deyin, hiç olmazsa.Hiçbir şey diyemeseniz bile "Beğenmedim." deyin, hiç olmazsa. "Arkadaş senin konuşmanı hiç beğenmedim." deyin. Adamın morali bozulsun hiç olmazsa. "Arkadaş senin konuşmanı hiç beğenmedim." deyin. Adamın morali bozulsun hiç olmazsa.

"Yaptığın iş hiç hoşuma gitmedi." deyin, hiç olmazsa."Yaptığın iş hiç hoşuma gitmedi." deyin, hiç olmazsa. On kişi böyle derse vay be burada biz bu salyangozu satamayacağızOn kişi böyle derse vay be burada biz bu salyangozu satamayacağız bu müslüman mahallesinde' diye tası tarağı toplayıp gider, hiç olmazsa. bu müslüman mahallesinde' diye tası tarağı toplayıp gider, hiç olmazsa.

Ama kimse gık demiyor, millet tasvip mi ediyor, beğeniyor mu beğenmiyor mu belli olmuyor iş.Ama kimse gık demiyor, millet tasvip mi ediyor, beğeniyor mu beğenmiyor mu belli olmuyor iş. Onun için o doğru değildir, yani herkesin boynunun borcudur. Yapması lazım. Onun için o doğru değildir, yani herkesin boynunun borcudur. Yapması lazım.

Soru: Devlet memurlarına uygulanan tasarrufu teşvik fonu faizli olarak veriliyor. Bu konuda ne dersiniz? Soru: Devlet memurlarına uygulanan tasarrufu teşvik fonu faizli olarak veriliyor. Bu konuda ne dersiniz?

Cevap: Faizdir. Fazlalığı kesilen haksız kesiliyor. Verilen de haksız veriliyor, faizdir.Cevap: Faizdir. Fazlalığı kesilen haksız kesiliyor. Verilen de haksız veriliyor, faizdir. Ondan dolayı alınmaz. Alınırsa hiç bir menfaat beklenmeden bir hayır yerine verilmesi gerekir. Ondan dolayı alınmaz. Alınırsa hiç bir menfaat beklenmeden bir hayır yerine verilmesi gerekir.

Çünkü alınmadığı zaman nereye gideceği de belli olmayabiliyor bazen.Çünkü alınmadığı zaman nereye gideceği de belli olmayabiliyor bazen. Hocamıza sormuştum bu tasarruf fonları vardı, eskiden bizden de kesmişlerdi. Hocamıza sormuştum bu tasarruf fonları vardı, eskiden bizden de kesmişlerdi.

On lira kesiyor, on sene sonra ödeyecek. On sene sonra on lira on kuruş ediyor.On lira kesiyor, on sene sonra ödeyecek. On sene sonra on lira on kuruş ediyor. Onun kıymeti kalmıyor ki yaniOnun kıymeti kalmıyor ki yani bir ortamda kıymeti kalmıyor. Ana parayı bile insan faizlerin hepsini alsa bile ana parayı bile kurtaramıyor.bir ortamda kıymeti kalmıyor. Ana parayı bile insan faizlerin hepsini alsa bile ana parayı bile kurtaramıyor. Bu düşüncelerle birisi sordu hocamıza. Dedi ki: Bu anaparayı bile tutmuyor, faizleri alabilir miyiz? Bu düşüncelerle birisi sordu hocamıza. Dedi ki:

Bu anaparayı bile tutmuyor, faizleri alabilir miyiz?

Hocamız takva yolunun yolcusu. "Onun adı nedir, o kesilen o kenardaki, o küçük parçaların adı nedir?" dedi. Hocamız takva yolunun yolcusu. "Onun adı nedir, o kesilen o kenardaki, o küçük parçaların adı nedir?" dedi.

Ötekisi "Hık mık, tasarruf bonosunun faiz kuponu." filan deyince,Ötekisi "Hık mık, tasarruf bonosunun faiz kuponu." filan deyince, "Madem faiz kuponu diyor, o zaman faizdir bal gibi de faizdir." "Madem faiz kuponu diyor, o zaman faizdir bal gibi de faizdir." Enflasyon vesaire filan hesaplanmaz, alınmaması, verilmemesi gerekir. Enflasyon vesaire filan hesaplanmaz, alınmaması, verilmemesi gerekir.

Devlet helal para yemesini istiyorsa milletin, parayı da illa alacaksa kesip maaşından;Devlet helal para yemesini istiyorsa milletin, parayı da illa alacaksa kesip maaşından; o zaman onu o kadar maaşla ortak etsin bir şeye, kazancını versin.o zaman onu o kadar maaşla ortak etsin bir şeye, kazancını versin. Kazanç helaldir, faiz haramdır bu kadar basit. Kazanç helaldir, faiz haramdır bu kadar basit.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2