Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Âhir 1446
24 Aralık 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Evlenmekte Hayır Var!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

13 Recep 1417 / 24.11.1996
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Cennet Hanımları, Allah Kullarını Cennete Çağırıyor, Kadınlara Dikkat Edin!, Haramdan Sakınanın Mükâfâtı, Murabıtın Mükâfâtı, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Evlenmekte Hayır Var!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

13 Recep 1417 / 24.11.1996
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Cennet Hanımları, Allah Kullarını Cennete Çağırıyor, Kadınlara Dikkat Edin!, Haramdan Sakınanın Mükâfâtı, Murabıtın Mükâfâtı, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzü billâhi mineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. el-Hamdulillâhi Rabbi'l-âlemîn.Eûzü billâhi mineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdulillâhi Rabbi'l-âlemîn.
Vessalâtu vesselâmu âlâ seyyidinâ muhammedin ve âlihi ve sahbihî ecma'în Vessalâtu vesselâmu âlâ seyyidinâ muhammedin ve âlihi ve sahbihî ecma'în ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'dü Fe'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullâh Emmâ ba'dü

Fe'lemû eyyühe'l-ihvân fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullâh
ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesetin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve şerra'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesetin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibehâ fî'n-nâr.ve külle dalâletin ve sâhibehâ fî'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl; Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl;

İnne'l-mer'ete min nisâi ehli'l-cenneti le-yürâ beyâdu sâkihâ minİnne'l-mer'ete min nisâi ehli'l-cenneti le-yürâ beyâdu sâkihâ min verâi seb'îne hulleten hattâ yerâ muhâ verâi seb'îne hulleten hattâ yerâ muhâ ve zâlike bi-ennellâhe teâlâ yekûlü: "ke-enne hünne'l-yâkûtü ve'l mercân."ve zâlike bi-ennellâhe teâlâ yekûlü: "ke-enne hünne'l-yâkûtü ve'l mercân." Fe-emme'l-yâkûtü fe-innehû hacerun lev edhalte fîhi silken sümme's-taytehû Fe-emme'l-yâkûtü fe-innehû hacerun lev edhalte fîhi silken sümme's-taytehû le-raeytehû min verâihî. le-raeytehû min verâihî.

Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz ve sevgili ve mübarek kardeşlerim, salih kardeşlerim! Aziz ve sevgili ve mübarek kardeşlerim, salih kardeşlerim!

Allah cümlenizden razı olsun. Allah cümlenizi iki cihanda taltif eylesin, Allah cümlenizden razı olsun. Allah cümlenizi iki cihanda taltif eylesin, cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. Peygamber-i zîşânımız Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerine komşu eylesin. Peygamber-i zîşânımız Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerine komşu eylesin.

Onun mübarek hadîs-i şerîflerini okumak, anlatmak, dinlemek, taallüm etmekOnun mübarek hadîs-i şerîflerini okumak, anlatmak, dinlemek, taallüm etmek ve teffeyyüz eylemek için toplanmış bulunuyoruz. ve teffeyyüz eylemek için toplanmış bulunuyoruz.

Bunların izahına başlamadan önce evvela Peygamber-i zîşânımız'ın ruhunaBunların izahına başlamadan önce evvela Peygamber-i zîşânımız'ın ruhuna biz ümmetlerinden bir hediye-i Kur'âniye olsun diye, sonra onun mübarek âline,biz ümmetlerinden bir hediye-i Kur'âniye olsun diye, sonra onun mübarek âline, ashâbına, ezvâcına, evlâdına, zürriyet-i tayyibesine, etbâına, ihvanına, ahbâbına, ashâbına, ezvâcına, evlâdına, zürriyet-i tayyibesine, etbâına, ihvanına, ahbâbına, hulefâsına, makâm-ı irşâdının vârisleri olan evliyâullah-ı mukarrabîn hulefâsına, makâm-ı irşâdının vârisleri olan evliyâullah-ı mukarrabîn ve mürşidîn-i kâmilîn-i mükemmilîn sâdât-ı meşâyih-i turuku aliyyemizin cümlesinin ruhlarına;ve mürşidîn-i kâmilîn-i mükemmilîn sâdât-ı meşâyih-i turuku aliyyemizin cümlesinin ruhlarına; Ebû Bekr-i Sıddîk ve Aliyyü'l-Mürtezâ'dan hocamız Muhammed Zahid-i Bursevî'ye kadar Ebû Bekr-i Sıddîk ve Aliyyü'l-Mürtezâ'dan hocamız Muhammed Zahid-i Bursevî'ye kadar gelmiş geçmiş bütün mürşid-i kâmillerimizin, evliyâullah büyüklerimizin ruhlarına; gelmiş geçmiş bütün mürşid-i kâmillerimizin, evliyâullah büyüklerimizin ruhlarına; uzaktan yakından bu dersi dinlemeye severek, koşarak, fedakârlık duyguları içinde,uzaktan yakından bu dersi dinlemeye severek, koşarak, fedakârlık duyguları içinde, aşk ile şevk ile gelmiş olan siz sevgili kardeşlerimin de âhirete göçmüş olan bütün müslümanaşk ile şevk ile gelmiş olan siz sevgili kardeşlerimin de âhirete göçmüş olan bütün müslüman âbâ u ümmühât, ecdâd ü ceddât, akrabâ u taallukât, evlâd-ı zürriyâtlarının ruhlarına hediye olsun, âbâ u ümmühât, ecdâd ü ceddât, akrabâ u taallukât, evlâd-ı zürriyâtlarının ruhlarına hediye olsun, cümlesinin ruhu şâd olsun, kabirleri nur dolsun, makamları yüksek olsun,cümlesinin ruhu şâd olsun, kabirleri nur dolsun, makamları yüksek olsun, Allahu Teâlâ hazretleri bizim dualarımızla onlara yeni mânevî lütuflar, Allahu Teâlâ hazretleri bizim dualarımızla onlara yeni mânevî lütuflar, ikramlarla ikrâm eylesin diye; bizler de Rabbimiz'in sevdiği, ikramlarla ikrâm eylesin diye; bizler de Rabbimiz'in sevdiği, razı olduğu kullar olabilelim, ömrünün rızasına uygun geçirelim, razı olduğu kullar olabilelim, ömrünün rızasına uygun geçirelim, sevdiği hayrât ü hasenâtı, ibâdât u tâati yapmağa muvaffak olalım diye; sevdiği hayrât ü hasenâtı, ibâdât u tâati yapmağa muvaffak olalım diye; Allahu Teâlâ hazretleri bizlere sıhhati âfiyet versin, Allahu Teâlâ hazretleri bizlere sıhhati âfiyet versin, güç kuvvet versin marifet muhabbet versin de sevdiği kul olalım diye;güç kuvvet versin marifet muhabbet versin de sevdiği kul olalım diye; Ümmet-i Muhammed'e umumî olarak Mevlamız rahmeylesin, lütfeylesin diye; Ümmet-i Muhammed'e umumî olarak Mevlamız rahmeylesin, lütfeylesin diye; hastalarımıza şifa, dertlilerimize devâ versin diye; hastalarımıza şifa, dertlilerimize devâ versin diye; gönüllerimizin muratlarını bizlere ihsan eylesin diye bir Fâtiha 11 İhlâs-ı Şerîf okuyalım,gönüllerimizin muratlarını bizlere ihsan eylesin diye bir Fâtiha 11 İhlâs-ı Şerîf okuyalım, ruhlarına bağışlayalım öyle başlayalım. Bismillâhirrahmânirrahîm. ruhlarına bağışlayalım öyle başlayalım. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Metnini, mübarek kelimelerini az önce okuduğumuz hadîs-i şerîf Râmûzü'l-ehâdîs'in Metnini, mübarek kelimelerini az önce okuduğumuz hadîs-i şerîf Râmûzü'l-ehâdîs'in 107. sayfasının sekizinci hadisidir. İbn Mes'ûd radıyallahu anh'dten Tirmizî rivayet eylemiştir,107. sayfasının sekizinci hadisidir. İbn Mes'ûd radıyallahu anh'dten Tirmizî rivayet eylemiştir, sahih hadis buyurmuş bu mübarek alim.sahih hadis buyurmuş bu mübarek alim. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu hadîs-i şerîfte cennetteki hûrîleri anlatıyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu hadîs-i şerîfte cennetteki hûrîleri anlatıyor.

Biliyorsunuz Kur'ân-ı Kerîm'de; Biliyorsunuz Kur'ân-ı Kerîm'de;

Hûrun maksûrâtun fi'l-hıyâm. "Gelin çadırlarında hûrî kızları var." [buyuruluyor. Hadîs-i şerîf de]Hûrun maksûrâtun fi'l-hıyâm. "Gelin çadırlarında hûrî kızları var." [buyuruluyor. Hadîs-i şerîf de] onların bir vasfını anlatıyor.onların bir vasfını anlatıyor. Allahu Teâlâ hazretleri mü'min kullarına hûrî kızlarını zevce olarak ihsan edecek. Allahu Teâlâ hazretleri mü'min kullarına hûrî kızlarını zevce olarak ihsan edecek.

İnne'l-mer'ete min nisâi ehli'l-cenneti. "Cennet ehli, cenneti kazanmış, İnne'l-mer'ete min nisâi ehli'l-cenneti. "Cennet ehli, cenneti kazanmış, cennete girmeye ermiş, o devlete, o saadete vâsıl olmuş olan kimselerin,cennete girmeye ermiş, o devlete, o saadete vâsıl olmuş olan kimselerin, cennet ehlinin hanımlarından bir kadın."cennet ehlinin hanımlarından bir kadın." Yani hûrîlerden bir hûrî. Le-yürâ beyâdu sâkihâ. Yani hûrîlerden bir hûrî. Le-yürâ beyâdu sâkihâ. "Baldırın beyazlığı, ayağının, bacağının beyazlığı muhakkak ki görülür.""Baldırın beyazlığı, ayağının, bacağının beyazlığı muhakkak ki görülür." Min verâi seb'îne hulleten.Min verâi seb'îne hulleten. "Yetmiş cennet elbisesinin altından, arkasından ayağının beyazlığı görülür." "Yetmiş cennet elbisesinin altından, arkasından ayağının beyazlığı görülür." Hattâ yerâ muhâ.Hattâ yerâ muhâ. "Ayağının cildi değil kemiğinin iliği görülür." "Ayağının cildi değil kemiğinin iliği görülür."

Hani insanın ayağı var, deri var üstünde. Derinin altında kasları, adaleleri var, Hani insanın ayağı var, deri var üstünde. Derinin altında kasları, adaleleri var, adalelerinin altında ayağının kemiği var, uyluk kemiği, baldır kemiği, kaval kemiği dediğimiz adalelerinin altında ayağının kemiği var, uyluk kemiği, baldır kemiği, kaval kemiği dediğimiz kemik yapısına ait kemikleri var, kemiğin de iliği var, iliği görülür, iliği! kemik yapısına ait kemikleri var, kemiğin de iliği var, iliği görülür, iliği!

Ve zâlike bi-ennellâhe teâlâ yekûlü. "Bu şurdan da anlaşılır, şundandır ki Ve zâlike bi-ennellâhe teâlâ yekûlü. "Bu şurdan da anlaşılır, şundandır ki Allahu Teâlâ hazretleri şöyle buyuruyor." Ke-enne hünne'l-yâkûtü ve'l mercân.Allahu Teâlâ hazretleri şöyle buyuruyor." Ke-enne hünne'l-yâkûtü ve'l mercân. "O cennetteki hûrî kızları sanki yakut mücevheri gibi mercan gibidir." diyor "O cennetteki hûrî kızları sanki yakut mücevheri gibi mercan gibidir." diyor Kur'ân-ı Kerîm'de. Yakut gibidir, mercan gibidir. Ke-enne hünne.Kur'ân-ı Kerîm'de. Yakut gibidir, mercan gibidir. Ke-enne hünne. "Sanki o kadınlar." el-Yâkûtü ve'l mercân. "Sanki yakut gibidir, mercan gibidir.""Sanki o kadınlar." el-Yâkûtü ve'l mercân. "Sanki yakut gibidir, mercan gibidir." Fe-emme'l-yâkûtü. "Yakut denilen kıymetli mücevher taş." Fe-innehû hacerun.Fe-emme'l-yâkûtü. "Yakut denilen kıymetli mücevher taş." Fe-innehû hacerun. "Bir kıymetli taştır." Lev edhalte fîhi silken. "Bir kıymetli taştır." Lev edhalte fîhi silken. "Sen onun içine deliğinden ipekten kıvrılmış bir ipi geçirsen.""Sen onun içine deliğinden ipekten kıvrılmış bir ipi geçirsen." Hani şöyle gerdanlık merdanlık filan takılacağı zaman düşmesin diye geçiriliyor ya. Hani şöyle gerdanlık merdanlık filan takılacağı zaman düşmesin diye geçiriliyor ya. İçinden öyle bir ipek iplik geçirsen... İçinden öyle bir ipek iplik geçirsen... Sümme's-taytehû. "Sonra onu geçirip ta dibine kadar götürsen."Sümme's-taytehû. "Sonra onu geçirip ta dibine kadar götürsen." Le-raeytehû min verâihî. "Dıştan görürsün." İşte bak iplik şuraya geldi, geçiyor filan diye. Le-raeytehû min verâihî. "Dıştan görürsün." İşte bak iplik şuraya geldi, geçiyor filan diye. Yakut şeffaftır ya, şeffaflığından görürsün, diyor. Yakut şeffaftır ya, şeffaflığından görürsün, diyor.

Muhterem kardeşlerim! Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ashabıyla otururdu, Muhterem kardeşlerim!

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ashabıyla otururdu,
sohbet ederlerdi, doyulmazdı sohbetine... sohbet ederlerdi, doyulmazdı sohbetine... Ashâb-ı kirâm, başlarının üstüne kuş konmuş da kaçacakmış gibi dinlerlerdi Resûlullah Efendimiz'i. Ashâb-ı kirâm, başlarının üstüne kuş konmuş da kaçacakmış gibi dinlerlerdi Resûlullah Efendimiz'i. Kıpırdamazlardı; ayak değiştireyim, uzatayım, bilmem ne yapayım, yok...Kıpırdamazlardı; ayak değiştireyim, uzatayım, bilmem ne yapayım, yok... Böyle başının üstüne kuş konmuş gibi... Edep var! Edep!.. Terbiye var!Böyle başının üstüne kuş konmuş gibi... Edep var! Edep!.. Terbiye var! Terbiye çok mühim bir şey... Edep bir mânevî taçtır.Terbiye çok mühim bir şey...

Edep bir mânevî taçtır.
Allah o manevî tacı müslümanların hepisinin başına nasip etsin!.. Allah o manevî tacı müslümanların hepisinin başına nasip etsin!..

Öyle dinlerlerdi doyamazlardı ama Peygamber Efendimiz çok uzun konuşmayı istemezdi.Öyle dinlerlerdi doyamazlardı ama Peygamber Efendimiz çok uzun konuşmayı istemezdi. Çünkü uzun konuşsa da birisi yahu bitirse dese; çünkü hastası var... Çünkü uzun konuşsa da birisi yahu bitirse dese; çünkü hastası var... Mesela şeker hastaları biraz oturdular mı ihtiyaç beliriyor, hasta adamcağız ne yapsın. Mesela şeker hastaları biraz oturdular mı ihtiyaç beliriyor, hasta adamcağız ne yapsın. Soruyor, "Kardeşim bir yüznumara filan var mı burada? diye araştırmaya başlıyor. Soruyor, "Kardeşim bir yüznumara filan var mı burada? diye araştırmaya başlıyor.

Neden? Hasta zavallı, sıkıştırıyor, duramıyor, patlayacak gibi oluyor. Neden?

Hasta zavallı, sıkıştırıyor, duramıyor, patlayacak gibi oluyor.
E öksürük olur, midesi bozulmuş olan olur, hani vesaire... E öksürük olur, midesi bozulmuş olan olur, hani vesaire... Yahu bitirse dese mahvolur! Öyle şey olur mu!?Yahu bitirse dese mahvolur! Öyle şey olur mu!? [Konuşan] Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem! Mahvolur... [Konuşan] Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem! Mahvolur... Efendimiz onları güç durumda bırakmazdı, kısa keserdi. "Bir insanın konuşmasının,Efendimiz onları güç durumda bırakmazdı, kısa keserdi. "Bir insanın konuşmasının, hutbesinin kısalığı ama namazının uzunluğu onun dini iyi bildiğine,hutbesinin kısalığı ama namazının uzunluğu onun dini iyi bildiğine, dinde o adamın iyice bir fakih olduğunu gösterir." buyururdu. dinde o adamın iyice bir fakih olduğunu gösterir." buyururdu.

Neden? E bakana kısa kesiyor konuşmayı. Kısa kesiyor, halkın ihtiyacını düşünüyor, Neden?

E bakana kısa kesiyor konuşmayı. Kısa kesiyor, halkın ihtiyacını düşünüyor,
halkı müşkül durumda bırakmıyor, halkı nefret ettirmiyor. halkı müşkül durumda bırakmıyor, halkı nefret ettirmiyor.

Beşşirû ve lâ tüneffirû. "Yahu sevindirin milleti, neşelendirin, müjdeleyin, nefret ettirtmeyin!" Beşşirû ve lâ tüneffirû. "Yahu sevindirin milleti, neşelendirin, müjdeleyin, nefret ettirtmeyin!"

Ne yapacağız? Sevdireceğiz, anlatacağız... Ne yapacağız?

Sevdireceğiz, anlatacağız...
Sevdireceğiz yeni tanıyan, "Yahu İslâm ne güzelmiş!Sevdireceğiz yeni tanıyan, "Yahu İslâm ne güzelmiş! Yahu şu müslümanlar ne mübarek ne kadar iyi insanlar! Allah Allah!Yahu şu müslümanlar ne mübarek ne kadar iyi insanlar! Allah Allah! Şunlara bak! Yahu ben de ömrümde dünyanın birçok ülkesini dolaştım Şunlara bak! Yahu ben de ömrümde dünyanın birçok ülkesini dolaştım bu kadar hoş insanlar görmedim!" diyecek.bu kadar hoş insanlar görmedim!" diyecek. İkram edeceksin, iltifat edeceksin, yardım edeceksin, gönül alacaksın, duasını alacaksın...İkram edeceksin, iltifat edeceksin, yardım edeceksin, gönül alacaksın, duasını alacaksın... Gönül yapmak Kâbe yapmak gibi sevap. Gönül yapmak Kâbe yapmak gibi sevap.

Müjdeleyin nefret ettirmeyin, onun için kısa kesmek lazım.Müjdeleyin nefret ettirmeyin, onun için kısa kesmek lazım. Ama sen kendin namaz kılıyorsun, buyur sultanım, buyur aslanım!Ama sen kendin namaz kılıyorsun, buyur sultanım, buyur aslanım! Sen aslansın, paşasın, paşalar paşasın, sultansın... Sen aslansın, paşasın, paşalar paşasın, sultansın... Buyur, evinde istediğin kadar kıl! Müsaade sana, haydi bakalım yatsı namazından sonra Buyur, evinde istediğin kadar kıl! Müsaade sana, haydi bakalım yatsı namazından sonra gece yarısına kadar kıl, gece yarısından sonra sabaha kadar kıl. gece yarısına kadar kıl, gece yarısından sonra sabaha kadar kıl. Senin kendi özel şahsî durumun. Kıl o zaman!Senin kendi özel şahsî durumun. Kıl o zaman! Ama başkalarıyla ilgili olduğu zaman onları da düşün; işi var gücü var, Ama başkalarıyla ilgili olduğu zaman onları da düşün; işi var gücü var, onu da düşünmek lazım. onu da düşünmek lazım.

Efendimiz tatlı tatlı anlatırdı umumiyetle kısa keserdi, bazen de o kadar tatlı olurdu kiEfendimiz tatlı tatlı anlatırdı umumiyetle kısa keserdi, bazen de o kadar tatlı olurdu ki ne Resûlullah Efendimiz konuşmayı keserdi ne de dinleyenler kesilmesini isterdi, ne Resûlullah Efendimiz konuşmayı keserdi ne de dinleyenler kesilmesini isterdi, Peygamber Efendimiz'in mescid-i saadetinde sabahladıkları olurdu. Peygamber Efendimiz'in mescid-i saadetinde sabahladıkları olurdu. Ashâb-ı suffe toplanmışlar Resûlullah konuşuyor, haydii sabah vakti oluvermiş! Ashâb-ı suffe toplanmışlar Resûlullah konuşuyor, haydii sabah vakti oluvermiş!

Zamanın nasıl geçtiği anlaşılamamış, neden? Zamanın nasıl geçtiği anlaşılamamış, neden?

Tatlı vakit çabuk geçer de ondan, nasıl geçtiği anlaşılmaz. Tatlı vakit çabuk geçer de ondan, nasıl geçtiği anlaşılmaz. Acı vakit zor geçer. Adamın ağrısı var hastanede kıvranıyor, Acı vakit zor geçer. Adamın ağrısı var hastanede kıvranıyor, aah doktor gelse de bu derdimi söylesem! Aahh! Eyvaah! aah doktor gelse de bu derdimi söylesem! Aahh! Eyvaah! Ahh sancıdı, bilmem ne sabah olmaz, olmaz ya! Saate bakar üçü iki geçiyor,Ahh sancıdı, bilmem ne sabah olmaz, olmaz ya! Saate bakar üçü iki geçiyor, biraz sabreder bilmem ne, kaç oldu acaba diye bakar üçü dört geçiyor. biraz sabreder bilmem ne, kaç oldu acaba diye bakar üçü dört geçiyor. Hay Allah, iki dakika geçmiş. Biraz sonra yine bakar üçü yedi geçiyor. Hay Allah, iki dakika geçmiş. Biraz sonra yine bakar üçü yedi geçiyor. Yahu dönmüyor saatin akrebi yelkovanı, tembelleşti! Neden? Yahu dönmüyor saatin akrebi yelkovanı, tembelleşti!

Neden?

Acı vakit geçmez, uzunmuş gibi gelir, tatlı vaktin de nasıl geçtiği anlaşılmaz. Acı vakit geçmez, uzunmuş gibi gelir, tatlı vaktin de nasıl geçtiği anlaşılmaz. Bitiverdi hay Allah! Ne tatlıydı sohbet bitiverdi, olur. Bitiverdi hay Allah! Ne tatlıydı sohbet bitiverdi, olur.

Peygamber Efendimiz bazen soru soranlardı cevap verirdi, bazen de kendiliğinden anlatırdı.Peygamber Efendimiz bazen soru soranlardı cevap verirdi, bazen de kendiliğinden anlatırdı. Cennet şöyle olacak, cennette şunlar olacak; kıyâmet şöyle olacak, kıyâmetin kopmasından önceCennet şöyle olacak, cennette şunlar olacak; kıyâmet şöyle olacak, kıyâmetin kopmasından önce millet böyle olacak, huyları şöyle değişecek böyle bozulacak, millet böyle olacak, huyları şöyle değişecek böyle bozulacak, ahlâksızı şöyle rezil olacak böyle kepaze olacak... ahlâksızı şöyle rezil olacak böyle kepaze olacak... Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'i bööyle canla aşkla şevkle dinlerlerdi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'i bööyle canla aşkla şevkle dinlerlerdi.

Peygamber Efendimiz çok şeyler anlattı, ciltlerle hazineler bıraktı. Peygamber Efendimiz çok şeyler anlattı, ciltlerle hazineler bıraktı. Anlattı bize, çok şeyler anlattı ve biz okumuyoruz!Anlattı bize, çok şeyler anlattı ve biz okumuyoruz! Biz ne biçim insanlarız, ne biçim müslümanlarız ki sayfaları içer gibi cart cart bitirmemişiz,Biz ne biçim insanlarız, ne biçim müslümanlarız ki sayfaları içer gibi cart cart bitirmemişiz, Resûlullah Efendimiz hadislerini yutmamışız... Resûlullah Efendimiz hadislerini yutmamışız... Kendime söyleyeyim ben size ne karışıyorum, yutmamışım, o ciltler kütüphanede duruyor, Kendime söyleyeyim ben size ne karışıyorum, yutmamışım, o ciltler kütüphanede duruyor, Resûlullah'ın sözleri! Biz de Allah Allah! Şunu okuyoruz bunu okuyoruz,Resûlullah'ın sözleri! Biz de Allah Allah! Şunu okuyoruz bunu okuyoruz, vakti öyle geçiriyoruz böyle geçiriyoruz. vakti öyle geçiriyoruz böyle geçiriyoruz. Resûlullah'ın hazineleri orada! Sübhanallah!.. Nasıl müslümanız, nasıl zayıfız!Resûlullah'ın hazineleri orada! Sübhanallah!.. Nasıl müslümanız, nasıl zayıfız! Pilimiz mi bitiyor ne oluyor, akü mü zayıfladı, şarj mı olmuyor, bozukluk mu var,Pilimiz mi bitiyor ne oluyor, akü mü zayıfladı, şarj mı olmuyor, bozukluk mu var, kondensetör mü bozuk, hatlarda mı bir şey var, kutup başları mı küflendi!?kondensetör mü bozuk, hatlarda mı bir şey var, kutup başları mı küflendi!? Ne oldu bize ki bir aşk bir şevk bir heyecan bir şey yok... Ne oldu bize ki bir aşk bir şevk bir heyecan bir şey yok...

Böyle dinlerlerdi, kelimesi kelimesine ezberlerdi. Bak, Böyle dinlerlerdi, kelimesi kelimesine ezberlerdi. Bak, "Peygamber Efendimiz şöyle dedi." diye söylüyor. "Peygamber Efendimiz şöyle dedi." diye söylüyor. İnsan aşkla ile dinledi mi ezberler. Bööyle, aşk ile candan dinledi mi [ezberler...] İnsan aşkla ile dinledi mi ezberler. Bööyle, aşk ile candan dinledi mi [ezberler...]

"Bugün gibi gözümün önünde hocamız şöyle demişti, aynen şöyle demişti." [diyoruz mesela.] "Bugün gibi gözümün önünde hocamız şöyle demişti, aynen şöyle demişti." [diyoruz mesela.]

Neden? Aşk ile şevk ile dinledi. İnsanın aklında başka bir şeyler varken Neden?

Aşk ile şevk ile dinledi. İnsanın aklında başka bir şeyler varken
aklına öbür bilgiler girmez.aklına öbür bilgiler girmez. Girmek ister, aklında başka şeyler var.Girmek ister, aklında başka şeyler var. Girecek, itiyor itiyor [giremiyor...] Dolmuş beyler zorlamayın!..Girecek, itiyor itiyor [giremiyor...] Dolmuş beyler zorlamayın!.. Otobüs gibi, halk otobüsü gibi, ucuz otobüsü gibi doldu içerisi. E bilgi girecek giremiyor.Otobüs gibi, halk otobüsü gibi, ucuz otobüsü gibi doldu içerisi. E bilgi girecek giremiyor. Haydi bir dahaki otobüse, bir dahaki adama kaldı. Haydi bir dahaki otobüse, bir dahaki adama kaldı. Senin kafanda futbol, ayak topu var, siyaset var, bilmem ticaret var, şunu var bunu var… Senin kafanda futbol, ayak topu var, siyaset var, bilmem ticaret var, şunu var bunu var… Ama olması gereken şey yok! Her türlü şey, her türlü bilgi var bizde.Ama olması gereken şey yok! Her türlü şey, her türlü bilgi var bizde. Bizim bilgilerimizi, hani şu kadar kilobayt diyorlar, her basışına bir bayt deniliyor.Bizim bilgilerimizi, hani şu kadar kilobayt diyorlar, her basışına bir bayt deniliyor. Bir bilgisayarın hacmi ne kadar şey, [kilobayt bilgi] aldığı [ile ölçülüyor.] Şu kadar kilo bayt...Bir bilgisayarın hacmi ne kadar şey, [kilobayt bilgi] aldığı [ile ölçülüyor.] Şu kadar kilo bayt... Vayy! Demek o kadar ha! Her bastığın harf bir bilgi oluyor oraya giriyor.Vayy! Demek o kadar ha! Her bastığın harf bir bilgi oluyor oraya giriyor. Bizim de kafamızda ne bilgiler var ama işe yaramaz, hepsini toplasan incir çekirdeğine doldurmaz.Bizim de kafamızda ne bilgiler var ama işe yaramaz, hepsini toplasan incir çekirdeğine doldurmaz. Kaç tane futbol takımının 11'lerini yedekleriyle beraber gözü kapalı sayar. Kaç tane futbol takımının 11'lerini yedekleriyle beraber gözü kapalı sayar.

Ne olacak bundan, ne çıkacak bundan yahu? Ne olacak bundan, ne çıkacak bundan yahu?

Hangi partinin bilmem ne yaptığını da, bilmem ne ettiğini de, ne zaman ne oldğunu da... Hangi partinin bilmem ne yaptığını da, bilmem ne ettiğini de, ne zaman ne oldğunu da...

E ne olacak bunlar, hayır ola? İşe yaramaz bir sürü bilgi dolmuş E ne olacak bunlar, hayır ola?

İşe yaramaz bir sürü bilgi dolmuş
işe yarayan bilgi girmek istiyor, müsaade edin beyler ben de gireyim. işe yarayan bilgi girmek istiyor, müsaade edin beyler ben de gireyim.

Yer yok, öbür otobüse... Kafa boş şeyle dolunca iyi bilgiye yer yok. Yer yok, öbür otobüse...

Kafa boş şeyle dolunca iyi bilgiye yer yok.

O halde insan kafasını da boş şeylerle doldurmamalı, hafızasını boş şeylere harcamamalı, O halde insan kafasını da boş şeylerle doldurmamalı, hafızasını boş şeylere harcamamalı, hayırlı şeylere harcamalı, hadisleri âyetleri öğrenmeye çalışmalı, hayırlı şeylere harcamalı, hadisleri âyetleri öğrenmeye çalışmalı, kafasını da korumalı. Adam mesela yatağını ipe sarmış sucuk gibi,kafasını da korumalı. Adam mesela yatağını ipe sarmış sucuk gibi, otobüse gireceğim [diye] işaret ediyor, otobüs diyor ki; otobüse gireceğim [diye] işaret ediyor, otobüs diyor ki;

Yoo! Olmaz! Neye? E bu yatak bu buraya girerse ötekisi iki kişi yatak getirdi mi yolcu giremez.Yoo! Olmaz!

Neye?

E bu yatak bu buraya girerse ötekisi iki kişi yatak getirdi mi yolcu giremez.
Olmaz diyor, boş otobüsü doldurmuyor. Olmaz diyor, boş otobüsü doldurmuyor.

Bizim otobüs şoförü kadar kafamıza acımamız yok mu? Bizim otobüs şoförü kadar kafamıza acımamız yok mu?

Gazeteleri alıyoruz bir tanesi yetmiyor, iki tanesi yetmiyor, paramızın gücüne göre beş tane,Gazeteleri alıyoruz bir tanesi yetmiyor, iki tanesi yetmiyor, paramızın gücüne göre beş tane, on tane, 15 tane, Sabah, Akşam gazetesi, bilmem Günaydın,on tane, 15 tane, Sabah, Akşam gazetesi, bilmem Günaydın, tünaydın gazetesi vesaire vesaire... tünaydın gazetesi vesaire vesaire...

Eeh, ne oluyor? O öyle demiş de bu böyle demiş de, ötekisi böyle demiş de,Eeh, ne oluyor?

O öyle demiş de bu böyle demiş de, ötekisi böyle demiş de,
falanca bilmem ne yapmış da o ona şöyle demiş de... falanca bilmem ne yapmış da o ona şöyle demiş de...

Ne olacak? Aziz ömür, aziz ömrün zamanı boşa gidiyor,Ne olacak?

Aziz ömür, aziz ömrün zamanı boşa gidiyor,
kafa saman çuvallarıyla doluyor, mücevherat dışarıda... kafa saman çuvallarıyla doluyor, mücevherat dışarıda... Mücevherat alacak, saman çuvalları dolu olduğundan içeri girmiyor... Mücevherat alacak, saman çuvalları dolu olduğundan içeri girmiyor...

Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; "Cennet ehlinin kadınlarından bir kadının ayağının beyazlığı 70 kat elbisesinin, "Cennet ehlinin kadınlarından bir kadının ayağının beyazlığı 70 kat elbisesinin, cennet elbisesinin altından görünür." cennet elbisesinin altından görünür."

Tabii bu sadece bir anlatım... Cennette köşkler var da, ırmaklar var da, Tabii bu sadece bir anlatım... Cennette köşkler var da, ırmaklar var da, nehirler sütten, baldan, cennet şaraplarından, vesaireden...nehirler sütten, baldan, cennet şaraplarından, vesaireden... Ağaçlar var da, meyveler var da, [meyveler] sarkıyor da, hulleler, elbiseler var, vesaire vesaire...Ağaçlar var da, meyveler var da, [meyveler] sarkıyor da, hulleler, elbiseler var, vesaire vesaire... cennetin nimetleri, manzaraları saymakla bitmez. cennetin nimetleri, manzaraları saymakla bitmez. Ben bile epeyce sayarım; akşam namazı okunur, yatsı okunur, sabah okunur yani... Ben bile epeyce sayarım; akşam namazı okunur, yatsı okunur, sabah okunur yani... Çok şeyler, çok bilgiler var ama eh biraz biraz, azıcık azıcık anlatmak lazım. Çok şeyler, çok bilgiler var ama eh biraz biraz, azıcık azıcık anlatmak lazım.

Cennette hûrîler var, hûrîler de böyle güzel. Böyle güzel! Cennette hûrîler var, hûrîler de böyle güzel. Böyle güzel! Bu kadar güzel! Neye bunları anlatıyor? Bu kadar güzel!

Neye bunları anlatıyor?

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Hûrî kızlarından bir tanesi serçe parmağını dünyaya gösterse, Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Hûrî kızlarından bir tanesi serçe parmağını dünyaya gösterse, cennetteki hûrî kızı şu serçe parmağını dünyaya gösterse bütün dünya nura gark olurdu." cennetteki hûrî kızı şu serçe parmağını dünyaya gösterse bütün dünya nura gark olurdu." Işıl ışıl, öyle nurlu öyle güzel... Allah'ın orada gözlerin görmediği, kulakların işitmediği,Işıl ışıl, öyle nurlu öyle güzel... Allah'ın orada gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, insanların hayal bile edemediği kadar çok nimetleri var kullarına, insanların hayal bile edemediği kadar çok nimetleri var kullarına, mü'min kullarına! Mü'min kullarına ikramı olarak çok nimetleri var.mü'min kullarına! Mü'min kullarına ikramı olarak çok nimetleri var. Bir nimetin bir bölümünün bir kaç cümleyle anlatımı bu, o kadarcık! Nimetler çok!... Bir nimetin bir bölümünün bir kaç cümleyle anlatımı bu, o kadarcık! Nimetler çok!...

Aman hocam, aman! Biraz yüreğim hoplamaya başladı, zıplamaya başladı içeride şimdi. Aman hocam, aman! Biraz yüreğim hoplamaya başladı, zıplamaya başladı içeride şimdi. Bu cennete acaba ben de girebilir miyim? Bu cennete acaba ben de girebilir miyim?

Allah celle celaluhû cennete hepinizi, hepimizi çağırıyor... Allah celle celaluhû cennete hepinizi, hepimizi çağırıyor...

Nereden bildin hoca, yüksek perdeden yüksek yerden konuşuyorsun? Nereden bildin hoca, yüksek perdeden yüksek yerden konuşuyorsun?

Bismilallahirrahmanirrahim. Bismilallahirrahmanirrahim.

Vallâhu yed'û ilâ dâri's-selâm. Ne demek? Yed'û ne demek? De'â, yed'û, da'veten. Vallâhu yed'û ilâ dâri's-selâm. Ne demek?

Yed'û ne demek? De'â, yed'û, da'veten.
"Davet eder!" Allahu Teâlâ hazretleri davet ediyor; "Davet eder!" Allahu Teâlâ hazretleri davet ediyor; Vallâhu yed'û ilâ dâri's-selâm. "Selam yurdu olan cennete davet ediyor."Vallâhu yed'û ilâ dâri's-selâm. "Selam yurdu olan cennete davet ediyor." Hepinizi devat ediyor, bütün insanları, herkesi çağırıyor, bir de peygamber göndermiş... Hepinizi devat ediyor, bütün insanları, herkesi çağırıyor, bir de peygamber göndermiş...

Peygamber ne demek? Haber getiren demek. Nebi ne demek? Peygamber ne demek?

Haber getiren demek.

Nebi ne demek?

Nebe', o da haber demek, o da haber getiren demek.Nebe', o da haber demek, o da haber getiren demek. Peygamber Farsçası, nebi Arapçası. Nebi, çok haber bilip çok haber getiren demek.Peygamber Farsçası, nebi Arapçası. Nebi, çok haber bilip çok haber getiren demek. Peygamber Efendimiz çok şeyler biliyor, haber getiriyor bize.Peygamber Efendimiz çok şeyler biliyor, haber getiriyor bize. Âhiretten haber getiriyor, olacaktan, istikbalden haber getiriyor, cenneti şimdiden anlatıyor. Âhiretten haber getiriyor, olacaktan, istikbalden haber getiriyor, cenneti şimdiden anlatıyor.

E neye anlatıyor şimdiden? Neye anlatıyor? E neye anlatıyor şimdiden? Neye anlatıyor?

Cennet için çalışın diye, aşkınız şevkiniz coşsun diye, ona heves edin diye... Cennet için çalışın diye, aşkınız şevkiniz coşsun diye, ona heves edin diye...

Cehennemi de anlatıyor, e neye anlatıyor cehennemi? Cehennemi de anlatıyor, e neye anlatıyor cehennemi?

Oraya düşmemeniz, oradan korunmanız için.Oraya düşmemeniz, oradan korunmanız için. Herkesi Allah cennete çağırıyor, peygamber göndermiş, elçi göndermiş.Herkesi Allah cennete çağırıyor, peygamber göndermiş, elçi göndermiş. Resûl, elçi demek, gönderilen kişi demek. Bir kimsenin bir kimseye gönderdiği aracıya resûl derler. Resûl, elçi demek, gönderilen kişi demek. Bir kimsenin bir kimseye gönderdiği aracıya resûl derler. Allah resûl göndermiş, onun göndermesi dolayısıylaAllah resûl göndermiş, onun göndermesi dolayısıyla gönderilen kişi mânasına "resûl" diye adlandırılıyor, haber getirmesi dolayısıyla "nebi" deniyor. gönderilen kişi mânasına "resûl" diye adlandırılıyor, haber getirmesi dolayısıyla "nebi" deniyor. Haber getiriyor âhiretten, Allah'tan, Allah'ın emirlerinden yasaklarından haber getiriyor. Haber getiriyor âhiretten, Allah'tan, Allah'ın emirlerinden yasaklarından haber getiriyor.

Biz de resûllerin elçiliğini dikkate almıyoruz, getirdikleri haberleri dinlemiyoruz, Biz de resûllerin elçiliğini dikkate almıyoruz, getirdikleri haberleri dinlemiyoruz, dinlediklerimizi de uygulayalım inşallah, uygulamıyoruz demeyeyim. dinlediklerimizi de uygulayalım inşallah, uygulamıyoruz demeyeyim.

Allah uygulamak nasip etsin Çok güzel, çok güzel şeyleri verecek Allah, kimlere? Allah uygulamak nasip etsin

Çok güzel, çok güzel şeyleri verecek Allah, kimlere?

Mü'min kullarına, ibadet, itaat eden kullarına, emirlerini tutan kullarına. Mü'min kullarına, ibadet, itaat eden kullarına, emirlerini tutan kullarına.

Ne emrediyor Allah? Hırsızlık yapmayın diyor, faiz yemeyin, içki içmeyin,Ne emrediyor Allah?

Hırsızlık yapmayın diyor, faiz yemeyin, içki içmeyin,
zulüm yapmayın, cana kıymayın, sıralıyor... zulüm yapmayın, cana kıymayın, sıralıyor...

Başka ne diyor? Kibirlilik yapmayın, vefasızlık yapmayın, ahdinizi bozmayın, gıybet etmeyin... Başka ne diyor?

Kibirlilik yapmayın, vefasızlık yapmayın, ahdinizi bozmayın, gıybet etmeyin...
O da emir bu da emir, hepsi emir. Gıybet yapıyor muyuz? O da emir bu da emir, hepsi emir.

Gıybet yapıyor muyuz?

Tonlarla, binlerle... E ne oldu Allah'ın emri? Tonlarla, binlerle...

E ne oldu Allah'ın emri?

Allah'ın emirlerini tutmalıyız, yasaklarını yasak bilip onlardan uzak durmalıyız, Allah'ın emirlerini tutmalıyız, yasaklarını yasak bilip onlardan uzak durmalıyız, kaçınlamıyız, bu kadar kolay. kaçınlamıyız, bu kadar kolay.

Allah'ın emirleri de belli yasakları da belli, bu kadar kolay ama insanlarAllah'ın emirleri de belli yasakları da belli, bu kadar kolay ama insanlar bu mantığa yanaşmıyorlar. Bu bir bilgilenme meselesi, önce bilecek. bu mantığa yanaşmıyorlar. Bu bir bilgilenme meselesi, önce bilecek. Ben şimdi size anlatıyorum sizde biliyorsunuz, yüzde yüz kânisiniz, Ben şimdi size anlatıyorum sizde biliyorsunuz, yüzde yüz kânisiniz, tamam, hoca doğru söylüyor diyorsunuz, hakkı söylüyor hoca diyorsunuz,tamam, hoca doğru söylüyor diyorsunuz, hakkı söylüyor hoca diyorsunuz, doğru söylüyor diyorsunuz. doğru söylüyor diyorsunuz. Tamam, ilk önce duyacak, aklı yatacak... Kimisi bunu duymuyor, bilmiyor onun için karşı çıkıyor. Tamam, ilk önce duyacak, aklı yatacak... Kimisi bunu duymuyor, bilmiyor onun için karşı çıkıyor.

Nasıl karşı çıkıyor? Bir tahsil görmüş; eğitim görmüş, İngilizce öğrenmiş, Nasıl karşı çıkıyor?

Bir tahsil görmüş; eğitim görmüş, İngilizce öğrenmiş,
Amerika'ya gitmiş, mühendis olmuş veya içtimaâ ilimleri öğrenmiş, Amerika'ya gitmiş, mühendis olmuş veya içtimaâ ilimleri öğrenmiş, bilmem ihtisas yapmış, doktora yapmış, geliyor filan, [ondan sonra] diyor [ki];bilmem ihtisas yapmış, doktora yapmış, geliyor filan, [ondan sonra] diyor [ki]; "Ben ne ülkeler gördüm, ne medenî ülkeler gördüm!"Ben ne ülkeler gördüm, ne medenî ülkeler gördüm! Bizimkiler geri, bizimkiler gerici, bizimkiler anlamaz bu işi.Bizimkiler geri, bizimkiler gerici, bizimkiler anlamaz bu işi. Bizimkiler yobaz, bizimkiler 1400 yıl evvel çölde uygulanan şeyleri uygulamak istiyorlar.Bizimkiler yobaz, bizimkiler 1400 yıl evvel çölde uygulanan şeyleri uygulamak istiyorlar. Bunları gerici, bunların aklı ermiyor, bunlar çağdışı..." Bunları gerici, bunların aklı ermiyor, bunlar çağdışı..." Bilmiyor, içeriğini bilmiyor, bizim bilgilerimizin içinde ne olduğu bilmiyor, okumamış. Bilmiyor, içeriğini bilmiyor, bizim bilgilerimizin içinde ne olduğu bilmiyor, okumamış.

Kelime-i şahadet getir bakalım! "O ne demek?" diye bakınıyor. Kelime-i şahadet getir bakalım!

"O ne demek?" diye bakınıyor.

Yahu, eşhedü enlâ ilâhe illallâh ve eşhedü enneYahu, eşhedü enlâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluhû. Muhammeden abduhû ve resûluhû. De bakayım? Diyemiyor, dili dönmüyor ama İngilizceyi çok güzel kıvırttırıyor;De bakayım?

Diyemiyor, dili dönmüyor ama İngilizceyi çok güzel kıvırttırıyor;
İngiliz'den, Amerikalı'dan farklı olmayacak şekilde kıvırttırıyor. İngiliz'den, Amerikalı'dan farklı olmayacak şekilde kıvırttırıyor. Zaten giyimi de ona benziyor; blucin pantolon, saçlar böyle, bıyık sakal mâfî, yok yani.Zaten giyimi de ona benziyor; blucin pantolon, saçlar böyle, bıyık sakal mâfî, yok yani. Mâfî Arapça'da "yok" demek. Bu kim? Bu olsa olsa Amerikalı filan galiba. Mâfî Arapça'da "yok" demek.

Bu kim?

Bu olsa olsa Amerikalı filan galiba.

Yok canım, bizim Nevşehir'den, Kırşehir'den, Kars'tan,Yok canım, bizim Nevşehir'den, Kırşehir'den, Kars'tan, Karadeniz'den, Tokat'tan, Amasya'dan... Ama işte o tahsili görmüşKaradeniz'den, Tokat'tan, Amasya'dan... Ama işte o tahsili görmüş bundan haberi yok, bu bilgileri bilmiyor.bundan haberi yok, bu bilgileri bilmiyor. İnsan bilmediği şeyi tabii uygulayamaz, uzaktan da bilmediği şeye de düşman olur. İnsan bilmediği şeyi tabii uygulayamaz, uzaktan da bilmediği şeye de düşman olur.

Barolar Birliği Başkanı düşman, Anayasa Mahkemesi Başkanı bilmem ne, Barolar Birliği Başkanı düşman, Anayasa Mahkemesi Başkanı bilmem ne, falanca ilerici kadınlar derneği başkanları çok iyi şeyler yapıyoruz diye falanca ilerici kadınlar derneği başkanları çok iyi şeyler yapıyoruz diye halkla mücadele ediyorlar. halkla mücadele ediyorlar. Bu şeyler yanlış, bunları atsın, bunlar şucu olsun, bunlar bucu olsun! Bu şeyler yanlış, bunları atsın, bunlar şucu olsun, bunlar bucu olsun! Bunlar yanlış yoldalar, bunlar gericiler diyorlar.Bunlar yanlış yoldalar, bunlar gericiler diyorlar. Farkında değiller, bunlardan haberdar değiller. Farkında değiller, bunlardan haberdar değiller. Sonuçtan, âkibetten haberleri yok, âhiretten haberleri yok! Sonuçtan, âkibetten haberleri yok, âhiretten haberleri yok! Allah ile çatıştıklarından haberleri yok,Allah ile çatıştıklarından haberleri yok, Allah ile harp edenlerin ordusunda kullanıldıklarının farkında değiller,Allah ile harp edenlerin ordusunda kullanıldıklarının farkında değiller, aldatıldıklarının farkında değiller!aldatıldıklarının farkında değiller! Dünyada bir Allah'ın ordusu var, hizbullah; bir de şeytanın ordusu var,Dünyada bir Allah'ın ordusu var, hizbullah; bir de şeytanın ordusu var, hizbüşşeytan. Şeytanın ordusunda yer alıyorlar da hizbüşşeytan. Şeytanın ordusunda yer alıyorlar da Rahman'ın ordusuna tüfek atıyorlar,Rahman'ın ordusuna tüfek atıyorlar, kurşun sallıyorlar bir de kendilerini iyi bir şey yaptık sanıyorlar! kurşun sallıyorlar bir de kendilerini iyi bir şey yaptık sanıyorlar!

Kul hel nünebbiüküm bi'l-ahserîne e'amâlan. Kul hel nünebbiüküm bi'l-ahserîne e'amâlan. "Yaptığı işler bakımından en çok zararda, ziyanda olanları haber vereyim mi?" buyuruyor "Yaptığı işler bakımından en çok zararda, ziyanda olanları haber vereyim mi?" buyuruyor Allahu Teâlâ hazretleri. Allahu Teâlâ hazretleri.

En çok ziyanda olan kim? En çok ziyanda olan; En çok ziyanda olan kim?

En çok ziyanda olan;

Ellezîne dalle sa'yühüm fi'l-hayâti'd-dünyâ ve hüm yahsebûne ennehüm yuhsinûne sun'â. Ellezîne dalle sa'yühüm fi'l-hayâti'd-dünyâ ve hüm yahsebûne ennehüm yuhsinûne sun'â. "Dünyadaki yaptığı işler sapık istikamettedir, yanlıştır, hatalıdır.""Dünyadaki yaptığı işler sapık istikamettedir, yanlıştır, hatalıdır." Dalle, sapıtmıştır, dalâlettedir yaptıkları işler. Ve hüm yahsebûne ennehüm yuhsinûne sun'â.Dalle, sapıtmıştır, dalâlettedir yaptıkları işler. Ve hüm yahsebûne ennehüm yuhsinûne sun'â. "Hâlâ iyi bir şey yaptıklarını sanıyorlar." Yani kendilerine göre iyi bir yaptık sanıyorlar. "Hâlâ iyi bir şey yaptıklarını sanıyorlar." Yani kendilerine göre iyi bir yaptık sanıyorlar.

Birisi geliyor bizimle tanışıyor, ben Allah'ın âciz nâçiz bir kuluyum, Birisi geliyor bizimle tanışıyor, ben Allah'ın âciz nâçiz bir kuluyum, yüzüm de kara biraz, sakalım da kara, böyle yaratmış Mevlâ, ne yapalım. yüzüm de kara biraz, sakalım da kara, böyle yaratmış Mevlâ, ne yapalım. Kâdir Mevlâ nasıl isterse öyle yaratır. Konuşuyor bizimle filan. Kâdir Mevlâ nasıl isterse öyle yaratır. Konuşuyor bizimle filan.

Aa, hocam, özür dilerim. Hayrola!? Aa, hocam, özür dilerim.

Hayrola!?

"Ben seni böyle sanmıyordum, ben seni gerici sanıyordum." diyor. "Ben seni böyle sanmıyordum, ben seni gerici sanıyordum." diyor.

Ben gericilerin şâhıyım, evelallah, elhamdülillah, kartvizit de bastırabilirim. Ben gericilerin şâhıyım, evelallah, elhamdülillah, kartvizit de bastırabilirim.

Ne sandın? Gericiler böyle insanlar, ne sandın sen? Ne sandın? Gericiler böyle insanlar, ne sandın sen?

Gericiler temizdir, orman diker, gericiler kimseye zarar vermez, hayır yapar, hasenât yapar.Gericiler temizdir, orman diker, gericiler kimseye zarar vermez, hayır yapar, hasenât yapar. Gericiler insanlara iyilik yapar, affeder, bağışlar, zekât verir... Gericiler insanlara iyilik yapar, affeder, bağışlar, zekât verir...

Ne sandın sen gericileri! Ne sandın? Sırp mı sandın, Ne sandın sen gericileri! Ne sandın?

Sırp mı sandın,
Yunan mı sandın, Rus mu sandın, Bulgar mı sandın, ne sandın sen gericileri!Yunan mı sandın, Rus mu sandın, Bulgar mı sandın, ne sandın sen gericileri! İşte İngilizleri gör, Amerikalıları gör... İngiltere'de demokrasi var,İşte İngilizleri gör, Amerikalıları gör... İngiltere'de demokrasi var, halkın idaresi halkın iradesine göre yönetim... Neyse, külahımı çeviriyim de sen anlat da, neyse... halkın idaresi halkın iradesine göre yönetim... Neyse, külahımı çeviriyim de sen anlat da, neyse...

Bizim arkadaşlar bir ülkeye gidecekler, soruyorlarmış; Bizim arkadaşlar bir ülkeye gidecekler, soruyorlarmış;

Siz tarikatçı mısınız? Evet ehli tarikim, ne var? Sana ne? Siz tarikatçı mısınız?

Evet ehli tarikim, ne var? Sana ne?

Eh, oraya gidip de İslâm'ı mı yayacaksınız, müslümanlara İslâm'ı mı öğreteceksiniz, Eh, oraya gidip de İslâm'ı mı yayacaksınız, müslümanlara İslâm'ı mı öğreteceksiniz, onları serbest bıraksanız da uyumları tamamlansa...onları serbest bıraksanız da uyumları tamamlansa... Entegrasyon, uyum. Yani bizim buradan giden kardeşlerimiz onlara uyacak. Entegrasyon, uyum. Yani bizim buradan giden kardeşlerimiz onlara uyacak.

Yani ne demek? Benzeyecek! Integration, benzeme, ona ayarının tamamen uyması. Yani ne demek?

Benzeyecek! Integration, benzeme, ona ayarının tamamen uyması.

Yani ne olacak? Fransız olacak, Alman olacak, İngiliz olacak... Yani ne olacak?

Fransız olacak, Alman olacak, İngiliz olacak...

Vay akıllım vay! Öyle yağma mı var! Peygamber Efendimiz ne diyor? Vay akıllım vay! Öyle yağma mı var! Peygamber Efendimiz ne diyor?

Ve lâ teşebbehû bi'l-yahûdi ve'n-nasârâ. "Yahudilere, hıristiyanlara benzemeyin." diyor, Ve lâ teşebbehû bi'l-yahûdi ve'n-nasârâ. "Yahudilere, hıristiyanlara benzemeyin." diyor, ben onlara benzer miyim! Benim uyumum evliyâullah ile!ben onlara benzer miyim! Benim uyumum evliyâullah ile! Benim uyumum enbiyâullah ile! Ben onlara uymaya çalışırım,Benim uyumum enbiyâullah ile! Ben onlara uymaya çalışırım, Resûlullah'ın sünnetine uymaya çalışırım ben! Evliyâullahın yolunda yürürüm... Resûlullah'ın sünnetine uymaya çalışırım ben! Evliyâullahın yolunda yürürüm...

Rahat bıraksanız da uysunlar... Rahat bıraksanız da uysunlar...

Yaa! Onları boş bırakayım, onlara irşat ve tebliğ vazifemi yapmayım, Yaa! Onları boş bırakayım, onlara irşat ve tebliğ vazifemi yapmayım, onlarda gâvurlaşsınlar, öyle istiyorsun değil mi? onlarda gâvurlaşsınlar, öyle istiyorsun değil mi? Gâvur olsunlar, dinsiz olsunlar veyahut haça tapsınlar, puta tapsınlar, öyle mi? Gâvur olsunlar, dinsiz olsunlar veyahut haça tapsınlar, puta tapsınlar, öyle mi?

Öyle yağma yok... Neyse... Aziz ve muhterem kardeşlerim! Öyle yağma yok... Neyse...

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretleri cennetin nimetlerini anlatıyor ki bilin, Allahu Teâlâ hazretleri cennetin nimetlerini anlatıyor ki bilin, Allah yolunda gitmezseniz neler kaçıracağınızı, elinizden neler gideceğini bilin!Allah yolunda gitmezseniz neler kaçıracağınızı, elinizden neler gideceğini bilin! Allah yolunda yürürseniz ne nimetlere nâil olacağınızı bilin!Allah yolunda yürürseniz ne nimetlere nâil olacağınızı bilin! [Bu anlatılanlar] onların bir kısa ikazı ve ihtarıdır. Adam diyor ki; [Bu anlatılanlar] onların bir kısa ikazı ve ihtarıdır. Adam diyor ki;

"Bir yarışma açtık, bu yarışmayı kazanan birinciye 100 milyon lira mükâfat vereceğiz." "Bir yarışma açtık, bu yarışmayı kazanan birinciye 100 milyon lira mükâfat vereceğiz."

Vuu, herkes o yarışmaya katılır, neden? Vuu, herkes o yarışmaya katılır, neden?

Sonunda mükâfat var alayım diye yarış. Hayat da bir yarıştır. Sonunda mükâfat var alayım diye yarış. Hayat da bir yarıştır.

Sâbikû ile'l-hayrâti. "Hayırlara müsâbaka edin, hayırlarda yarışın!"Sâbikû ile'l-hayrâti. "Hayırlara müsâbaka edin, hayırlarda yarışın!" Daha çok hayır yapmaya yarışın, öyle olacak. Daha çok hayır yapmaya yarışın, öyle olacak.

İkinci hadîs-i şerîf, sayfadaki dokuzuncu hadîs-i şerîf. İkinci hadîs-i şerîf, sayfadaki dokuzuncu hadîs-i şerîf.

İnne'l-mer'ete tukbilu fî sûreti şeytânin İnne'l-mer'ete tukbilu fî sûreti şeytânin ve tüdbiru fî sûreti şeytânin fe-izâ raê ehadükümü'm-raeten ve tüdbiru fî sûreti şeytânin fe-izâ raê ehadükümü'm-raeten fe-e'acebethü fe'l-ye'ti ehlehû fe-inne zâlike yeruddü mâ fî nefsihî. fe-e'acebethü fe'l-ye'ti ehlehû fe-inne zâlike yeruddü mâ fî nefsihî.

Câbir radıyallahu anh'ten ikinci bir hadîs-i şerîf. Bu da dünyadaki kadınlarla ilgili bir hadis. Câbir radıyallahu anh'ten ikinci bir hadîs-i şerîf. Bu da dünyadaki kadınlarla ilgili bir hadis. Ötekisi cennetteki hûrîlerle ilgili idi bu da dünyadaki kadınlarla Ötekisi cennetteki hûrîlerle ilgili idi bu da dünyadaki kadınlarla ilgili bir bilgi veriyor Peygamber Efendimiz. ilgili bir bilgi veriyor Peygamber Efendimiz.

İnne'l-mer'ete. "Kadın, kadın kısmı, kadın cinsi." İnne'l-mer'ete. "Kadın, kadın kısmı, kadın cinsi." Tukbilu fî sûreti şeytânin. "Şeytan sûretinde gelir, karşıdan şeytan görünümünde gelir."Tukbilu fî sûreti şeytânin. "Şeytan sûretinde gelir, karşıdan şeytan görünümünde gelir." Ve tüdbiru fî sûreti şeytânin. "Ve şeytan görünümünde arkası dönük gider." Ve tüdbiru fî sûreti şeytânin. "Ve şeytan görünümünde arkası dönük gider."

Şeytan görünümde gelir şeytan görünümde gider. Tık tık tık tık geliyor... Şeytan görünümde gelir şeytan görünümde gider. Tık tık tık tık geliyor...

Tek tek basaraktan Bâde süzerekten İnci dizerekten Tek tek basaraktan

Bâde süzerekten

İnci dizerekten

Gel cânım gel amman. Şarkısı var. Tık tık, tek tek basaraktan... Gel cânım gel amman.

Şarkısı var. Tık tık, tek tek basaraktan...

Bâde süzmek ne demek? Gözler bâde gibi sarhoş ediyor, kendisi de baygın, Bâde süzmek ne demek?

Gözler bâde gibi sarhoş ediyor, kendisi de baygın,
öyle süzülerek büzülerek inci dizerekten...öyle süzülerek büzülerek inci dizerekten... Yani ağzından inci gibi sözler söyleyerekten gel canım gel amman. Yani ağzından inci gibi sözler söyleyerekten gel canım gel amman.

Ha, geliyor ama şeytan gibi, neden? Günaha götüren bir vâsıta. Ha, geliyor ama şeytan gibi, neden?

Günaha götüren bir vâsıta.

Sen ona bakacaksın, hayal mi? Değil Nikahlın mı? Sen ona bakacaksın, hayal mi?

Değil

Nikahlın mı?

Değil. Nikahlın olsa bak, istediğin kadar bak, helâl olsun. Değil. Nikahlın olsa bak, istediğin kadar bak, helâl olsun. Helâlim, helali... falancanın helali, halîlesi. Helâlim, helali... falancanın helali, halîlesi.

Tamam, ona bir şey yok ama yabancıya niye bakıyorsun? Tamam, ona bir şey yok ama yabancıya niye bakıyorsun?

O yabancı ya birisinin karısı, ya birisinin kızı ya da birisinin anası, ayıp değil mi? O yabancı ya birisinin karısı, ya birisinin kızı ya da birisinin anası, ayıp değil mi? Neye bakıyorsun? Başkasının karasına baksan bir edepsizlik, sahibi var! Neye bakıyorsun?

Başkasının karasına baksan bir edepsizlik, sahibi var!
Başkasının anasına baksan evlatları nasıl üzülür, nasıl kızar! Bulsa ne yapar seni?!Başkasının anasına baksan evlatları nasıl üzülür, nasıl kızar! Bulsa ne yapar seni?! Ya da birisinin kızı, anne baba ister mi kızının böyle bir duruma düşmesini!? Ya da birisinin kızı, anne baba ister mi kızının böyle bir duruma düşmesini!?

Üçten başka ihtimal var mı? Ya karısı, ya kızı ya anası... Başka bir ihtimal yok. Üçten başka ihtimal var mı?

Ya karısı, ya kızı ya anası... Başka bir ihtimal yok.
O halde insan bir başka kadına nasıl bakar günah olacak şekilde! Bakmaması lazım! O halde insan bir başka kadına nasıl bakar günah olacak şekilde! Bakmaması lazım!

Onun için bizim yolumuzda, bizim tasavvuf kaidelerimizden birisi, Onun için bizim yolumuzda, bizim tasavvuf kaidelerimizden birisi, "Gözü pabucunun ucunda olmak." Nazar ber kadem kâidesi vardır, etrafa bakmaz."Gözü pabucunun ucunda olmak." Nazar ber kadem kâidesi vardır, etrafa bakmaz. Yani gözüyle nâmahreme, haramlara bakıp da günaha girmemek için Yani gözüyle nâmahreme, haramlara bakıp da günaha girmemek için konulmuş bir kâide, bir tavsiye bu. Baktın mı günaha girersin!konulmuş bir kâide, bir tavsiye bu. Baktın mı günaha girersin! Şeytan da baktırır, şeytan da beğendirir...Şeytan da baktırır, şeytan da beğendirir... Bak şurası ne kadar şöyle, burası ne kadar böyle diye beğendirir. Bak şurası ne kadar şöyle, burası ne kadar böyle diye beğendirir.

Aksi de olur. Bir delikanlı gelir selvi boylu, fidan boylu, levent gibi, kaytan bıyıklı,Aksi de olur. Bir delikanlı gelir selvi boylu, fidan boylu, levent gibi, kaytan bıyıklı, hilal kaşlı, ayyüzlü bir delikanlı gelir, bu taraftan camdan o zaman kız bakar ona, o da günah. hilal kaşlı, ayyüzlü bir delikanlı gelir, bu taraftan camdan o zaman kız bakar ona, o da günah.

Kul li'l-mü'minîne yağuddû min ebsârihim ve yahfezû furûcehum. Kul li'l-mü'minîne yağuddû min ebsârihim ve yahfezû furûcehum. "Mü'minlere söyle ey Resûlüm! Ayaklarını denk alsınlar, gözlerini yumsunlar,"Mü'minlere söyle ey Resûlüm! Ayaklarını denk alsınlar, gözlerini yumsunlar, namuslarını korusunlar, günaha düşmesinler." namuslarını korusunlar, günaha düşmesinler."

Kadınlara da söyle! Ve kul mü'minât... Kadınlara da söyle!

Ve kul mü'minât...
"Mü'min kadınlara da söyle, imanları var madem, imanlarına göre hitap et onlara, söyle, "Mü'min kadınlara da söyle, imanları var madem, imanlarına göre hitap et onlara, söyle, onlar da gözlerini yumsunlar, onlar da nâmahreme, harama bakmasınlar, onlar da gözlerini yumsunlar, onlar da nâmahreme, harama bakmasınlar, namuslarını onlar da korusunlar." Yani erkek kadına bakmayacak diye yasak var da, namuslarını onlar da korusunlar."

Yani erkek kadına bakmayacak diye yasak var da,
kadın erkeğe bakabilir mi? Kadın da erkeğe bakamaz, o da bakmayacak. kadın erkeğe bakabilir mi?

Kadın da erkeğe bakamaz, o da bakmayacak.

Neden? Bu iş bakıştan başlar, kaş göz işaretinden başlar. Neden?

Bu iş bakıştan başlar, kaş göz işaretinden başlar.
Bakış şeytanın zehirli oklarından bir oktur, insanın kalbine saplanır. Bakış şeytanın zehirli oklarından bir oktur, insanın kalbine saplanır. Şeytan nişan alır, bir salar, "Zınk!" kalbine zehirli ok saplanır. Şeytan nişan alır, bir salar, "Zınk!" kalbine zehirli ok saplanır.

Ne olur kalbi? Ölür, bir bakar ölür. Harama bir bakar ölür. Ne olur kalbi?

Ölür, bir bakar ölür. Harama bir bakar ölür.

Kadın nasıl giyiniyor, nasıl giyinmesi lazım? Örtünmesi lazım. Kadın nasıl giyiniyor, nasıl giyinmesi lazım?

Örtünmesi lazım.

Yüdnîne 'aleyhinne min celâbîbihinne. "Üzerlerine örtülerini alsınlar." Yüdnîne 'aleyhinne min celâbîbihinne. "Üzerlerine örtülerini alsınlar." Başından aşağı örtünecek kadın. Boynunu göstermeyecek, kulağını göstermeyecek, Başından aşağı örtünecek kadın. Boynunu göstermeyecek, kulağını göstermeyecek, göğsünü belli etmeyecek, kalçasını belli etmeyecek, örtecek, tepeden tırnağa örtünecek kadınlar! göğsünü belli etmeyecek, kalçasını belli etmeyecek, örtecek, tepeden tırnağa örtünecek kadınlar! Örtünmüyor, aksine açılıyor, saçılıyor, donanıyor, boyanıyor, sayın bayan soyunuyor, boyanıyor. Örtünmüyor, aksine açılıyor, saçılıyor, donanıyor, boyanıyor, sayın bayan soyunuyor, boyanıyor. Sayını soyun anlıyor, bayanı boyan anlıyor, soyunuyor boyanıyor, soyunuyor boyanıyor. Sayını soyun anlıyor, bayanı boyan anlıyor, soyunuyor boyanıyor, soyunuyor boyanıyor.

Neden hayrola? Sen reklam şeyi misin, kâğıdı mısın, nesin sen? Neden hayrola? Sen reklam şeyi misin, kâğıdı mısın, nesin sen? Dikkati çekmek için neye boyandın, hayrola? Ayıp değil mi, günah değil mi? Dikkati çekmek için neye boyandın, hayrola? Ayıp değil mi, günah değil mi?

O dikkat çekmek istiyor ötekisi de şeytan kışkırtıyor, bir dürtüyor, ne oldu ya!? O dikkat çekmek istiyor ötekisi de şeytan kışkırtıyor, bir dürtüyor, ne oldu ya!?

Bak şuraya bak kim geliyor! Bak kim geliyor! Bak şuraya bak kim geliyor! Bak kim geliyor!

Vay be, Allah Allah! Bir de diyor ki, "Güzele bakmak sevap!" Vay be, Allah Allah! Bir de diyor ki, "Güzele bakmak sevap!"

Seni mendebur seni! Bir de böyle söylüyor. İnsan bu laftan dolayı kâfir bile olur. Seni mendebur seni! Bir de böyle söylüyor. İnsan bu laftan dolayı kâfir bile olur. Allah nâmahreme bakmayın diyor, bu da diyor ki burada, dalga geçiyor; Allah nâmahreme bakmayın diyor, bu da diyor ki burada, dalga geçiyor;

Hoca hoca sen işine bak! Bacak bacak üstüne de atıyor,Hoca hoca sen işine bak!

Bacak bacak üstüne de atıyor,
burada yer yok atamıyorum ben, mesafe dar yetmiyor. burada yer yok atamıyorum ben, mesafe dar yetmiyor. Bacak bacak üstüne de atıyor ondan sonrada ağzını eğerek bükerek; hocam hocam...Bacak bacak üstüne de atıyor ondan sonrada ağzını eğerek bükerek; hocam hocam... yamuk yamuk, eğri büğrü, eze büze döyor ki; "Güzele bakmak sevap!" yamuk yamuk, eğri büğrü, eze büze döyor ki; "Güzele bakmak sevap!"

Şimdi gelirsem senin ensende boza pişiririm, Vefa bozasından daha güzel olur! Şimdi gelirsem senin ensende boza pişiririm, Vefa bozasından daha güzel olur! Bir patlatırım kıpkırmızı olur, pişer, Vefa bozasından daha güzel olur! Bir patlatırım kıpkırmızı olur, pişer, Vefa bozasından daha güzel olur!

Sen utanmıyor musun Allah'ın haram dediğinden haram demeye? Ayıp değil mi? Sen utanmıyor musun Allah'ın haram dediğinden haram demeye? Ayıp değil mi?

Güzele bakmak sevapmış!.. Yani günah, günah yapabilirsin, yap yap diyor. Güzele bakmak sevapmış!.. Yani günah, günah yapabilirsin, yap yap diyor. Sen şeytan mısın!?. Böyle başlar, bakıştan başlar. Sen şeytan mısın!?.

Böyle başlar, bakıştan başlar.

Bakışını korumayanın kalbi nurlu olmaz, neden? Kalbine şeytan nişan alır, zehirli bir ok saplar, Bakışını korumayanın kalbi nurlu olmaz, neden?

Kalbine şeytan nişan alır, zehirli bir ok saplar,
kalbine zehirli bir ok saplanmış bir insanın da kalbi yaşamaz, ölür. kalbine zehirli bir ok saplanmış bir insanın da kalbi yaşamaz, ölür.

Boş ver ya! Şunun peşine takılayım bakalım nereye kadar gidiyor. Boş ver ya! Şunun peşine takılayım bakalım nereye kadar gidiyor. Tık tık tık, tık tık tık filan... Böyle gider bu, önce bakıştan sonra takipten,Tık tık tık, tık tık tık filan... Böyle gider bu, önce bakıştan sonra takipten, ondna sonra şöyle olur böyle olur... ondna sonra şöyle olur böyle olur...

Ne olacak? İnsan şeytana uymayacak. Ne olacak?

İnsan şeytana uymayacak.

Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde diyor ki; Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde diyor ki; "Kadın şeytan gibi, şeytan sûretinde gelir şeytan sûretinde döner gider.""Kadın şeytan gibi, şeytan sûretinde gelir şeytan sûretinde döner gider." Gelişi gisişi sanki kadın değil, sanki şeytan... Gelişi gisişi sanki kadın değil, sanki şeytan... Özellikle hele hele bu zamanın soyun boyanları, sayın bayan değil soyun boyanları... Özellikle hele hele bu zamanın soyun boyanları, sayın bayan değil soyun boyanları...

Neye bu yırtmacı yaptın kız? Gel buraya, cadoloz! Bu yırtmaç ne? Neye bu yırtmacı yaptın kız? Gel buraya, cadoloz! Bu yırtmaç ne? Eteğin uzun, bu yırtmaç ne? Şuradan şuraya kadar görünsün diye... Eteğin uzun, bu yırtmaç ne?

Şuradan şuraya kadar görünsün diye...

Ne olacak? Karşı tarafın yüreği hoplayacak. E burayı neye açtın, hava soğuk? Ne olacak?

Karşı tarafın yüreği hoplayacak.

E burayı neye açtın, hava soğuk?

Soğuk havada mini mini mini etek giyiyor, dizleri mosmor oluyor. Soğuk havada mini mini mini etek giyiyor, dizleri mosmor oluyor.

Neye böyle şey yaptın? Başkası ona baktıkça, laf attıkça hoşuna gidiyor da ondan. Neye böyle şey yaptın?

Başkası ona baktıkça, laf attıkça hoşuna gidiyor da ondan.

Beğeniliyorum diye seviniyor ama Allah beğenmiyor ki, Allah sevmiyor ki! Beğeniliyorum diye seviniyor ama Allah beğenmiyor ki, Allah sevmiyor ki! Meleklerin ağlıyor, Allah sevmiyor, şeytan gülüyor... [Anne baba] anlatamıyor...Meleklerin ağlıyor, Allah sevmiyor, şeytan gülüyor... [Anne baba] anlatamıyor... Kızım örtün diyorsun; Örtünemem! Kızım başörtü ört! Kızım örtün diyorsun;

Örtünemem!

Kızım başörtü ört!

Hayır! Ağlarım, utanırım, arkadaşlarım bana ne der!? Hayır! Ağlarım, utanırım, arkadaşlarım bana ne der!?

Allah ne diyecek yarın rûz-ı mahşerde, Allah ne diyecek mahkeme-i kübrâda?Allah ne diyecek yarın rûz-ı mahşerde, Allah ne diyecek mahkeme-i kübrâda? Düşün sana, Allah ne diyecek, Allah'a ne diyeceksin sen? Düşün sana, Allah ne diyecek, Allah'a ne diyeceksin sen?

"Ey kulum! Sen benim emirlerimi duymadın mı? Neye dinledin beni?" derse"Ey kulum! Sen benim emirlerimi duymadın mı? Neye dinledin beni?" derse ne cevap verecek bunları düşünmüyor.ne cevap verecek bunları düşünmüyor. Düşünmüyor, yani nefsinin eline esir olmuş, şeytanın eline esir olmuş onun dediğini yapıyor. Düşünmüyor, yani nefsinin eline esir olmuş, şeytanın eline esir olmuş onun dediğini yapıyor. Esir, şeytanın esiri, nefsinin esiri... Tasavvuf ne? Esir, şeytanın esiri, nefsinin esiri...

Tasavvuf ne?

Tasavvuf nefsine muhalefet etmek, muhalefet etmeyi öğrenmek, Tasavvuf nefsine muhalefet etmek, muhalefet etmeyi öğrenmek, nefsinin hevâsına, heveslerine şehevâtına karşı durabilmek yolu. nefsinin hevâsına, heveslerine şehevâtına karşı durabilmek yolu.

Duramıyor!... Demek ki tasavvuftan kabiliyetin notun düşük. Duramıyor!...

Demek ki tasavvuftan kabiliyetin notun düşük.
Duracaksın, sabredeceksin, Allah rızası için duracaksın. Duracaksın, sabredeceksin, Allah rızası için duracaksın.

"Bir kadın şeytan sûretinde karşıdan gelir, şeytan sûretinde döner gider." "Bir kadın şeytan sûretinde karşıdan gelir, şeytan sûretinde döner gider."

Fe-izâ raê ehadüküm. "Sizden biriniz gözü rastlarsa görürse." İmraeten e'acebethü. Fe-izâ raê ehadüküm. "Sizden biriniz gözü rastlarsa görürse." İmraeten e'acebethü. "Bir kadın görür de hoşlanırsa." "Bir kadın görür de hoşlanırsa." Kadın onun hoşuna giderse, kadın onu cezbederse, aklını alırsa, gönlünü çelerse... Kadın onun hoşuna giderse, kadın onu cezbederse, aklını alırsa, gönlünü çelerse...

Fe'l-ye'ti ehlehû.Fe'l-ye'ti ehlehû. "Ailesinin yanına dönsün gitsin, ailesinin yanına varsın, evli hanımın yanına varsın.""Ailesinin yanına dönsün gitsin, ailesinin yanına varsın, evli hanımın yanına varsın." Fe-inne zâlike yeruddü mâ fî nefsihî.Fe-inne zâlike yeruddü mâ fî nefsihî. "Çünkü böyle hareket etmesi onun gönlünde başlayan günaha meyil kıpırtısını defeder." "Çünkü böyle hareket etmesi onun gönlünde başlayan günaha meyil kıpırtısını defeder." Vartaya düşecekken, uçuruma yuvarlanacakken yuvarlanmaktan kurtulur. Vartaya düşecekken, uçuruma yuvarlanacakken yuvarlanmaktan kurtulur.

Peki hocam, bu evliler için güzel bir tavsiye, bekârlar ne yapacak?Peki hocam, bu evliler için güzel bir tavsiye, bekârlar ne yapacak? Evliler böyle de bekârlar ne yapacak? Evliler böyle de bekârlar ne yapacak?

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki;Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki; "Evlenin, erken evlenin, çoluk çocuk sahibi olun, ben sizin çoluk çocuğunuzun,"Evlenin, erken evlenin, çoluk çocuk sahibi olun, ben sizin çoluk çocuğunuzun, benim ümmetimin sayısının çok olmasıyla övüneceğim, iftihar edeceğim. benim ümmetimin sayısının çok olmasıyla övüneceğim, iftihar edeceğim. Evlenin çoluk çocuk sahibi olun." diyor. Evlenin çoluk çocuk sahibi olun." diyor. E bu devirde de diyorlar ki; "Evlenme! Bekârlık sultanlıktır! E bu devirde de diyorlar ki;

"Evlenme! Bekârlık sultanlıktır!
Aklını başına topla, kendini cendereye sokma, sıkıntının altına girme!Aklını başına topla, kendini cendereye sokma, sıkıntının altına girme! Şöyle 40 yaşına 50 yaşına kadar gez dolaş, zevk ü sefâna bak, ye iç yan gel keyfine bak! Şöyle 40 yaşına 50 yaşına kadar gez dolaş, zevk ü sefâna bak, ye iç yan gel keyfine bak! Vur patlasın çal oynasın, hem oyna hem oynat! Şıkıdım şıkıdım şıkıdım... Vur patlasın çal oynasın, hem oyna hem oynat! Şıkıdım şıkıdım şıkıdım... Aman Allah, yandım Allah!.. Böyle geçsin..." E sonra? Aman Allah, yandım Allah!.. Böyle geçsin..."

E sonra?

Sonra evlenirsin Peki o evleneceği zamana kadar ne olacak, 40-45 yaşına kadar ne olacak? Sonra evlenirsin

Peki o evleneceği zamana kadar ne olacak, 40-45 yaşına kadar ne olacak?

Günaha devam. Bu devir öyle diyor. Dur evlenme daha! Neye? Günaha devam. Bu devir öyle diyor.

Dur evlenme daha!

Neye?

Üniversite var, sonra master var, sonra doktora var, sonra askerlik var, Üniversite var, sonra master var, sonra doktora var, sonra askerlik var, sonra meslek var, sonra şunu var sonra bunu var... adamın şakaklarına aklar düşüyor,sonra meslek var, sonra şunu var sonra bunu var... adamın şakaklarına aklar düşüyor, ondan sonra evlenecek de... filan. ondan sonra evlenecek de... filan.

Bu devir İslâm'ın anlatımlarına isteklerine aykırı şey yapıyor, erken evlenecek. Bu devir İslâm'ın anlatımlarına isteklerine aykırı şey yapıyor, erken evlenecek.

Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyurmuş, ben size zaman zaman söyledim bunu. Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyurmuş, ben size zaman zaman söyledim bunu. Çünkü benim vazifem de nihayet size anlatmak. Diyor ki; Çünkü benim vazifem de nihayet size anlatmak. Diyor ki;

"Birisinin yanında yetişkin evlâdı olur da evlendirmezse, "Birisinin yanında yetişkin evlâdı olur da evlendirmezse, evlat da delikanlılıktan dolayı bir günaha dalarsa,evlat da delikanlılıktan dolayı bir günaha dalarsa, bir kusur işlerse günah ana babanın olur, ebeveynin olur." bir kusur işlerse günah ana babanın olur, ebeveynin olur."

Evlendirecek. Evladım evlendireyim seni, namuslu bir aile kur, günaha hiç bulaşma,Evlendirecek. Evladım evlendireyim seni, namuslu bir aile kur, günaha hiç bulaşma, Allah'ın sevgili kulu ol." diyecek evlendirecek. Allah'ın sevgili kulu ol." diyecek evlendirecek.

Hocam evlenecek durumumuz yok, paramız pulumuz yok. Allah kolaylık verir. Hocam evlenecek durumumuz yok, paramız pulumuz yok.

Allah kolaylık verir.
Evlenene, ev yapana Allah yardım eder. E hocam tahsil bitmeden evlenme olur mu? Evlenene, ev yapana Allah yardım eder.

E hocam tahsil bitmeden evlenme olur mu?

Olur, ne olacak, daha iyi olur. Hanımı çay yapar o ders çalışır.Olur, ne olacak, daha iyi olur. Hanımı çay yapar o ders çalışır. Ondan sonra [okula] gider, hanım çoluk çocuk var diye haylazlık etmez, Ondan sonra [okula] gider, hanım çoluk çocuk var diye haylazlık etmez, dersleri dinler, imtihanları iyi hazırlanır, daha iyi olur. dersleri dinler, imtihanları iyi hazırlanır, daha iyi olur.

Hocam biz bunu hiç duymadık, görmedik, şimdi yok da. Hocam biz bunu hiç duymadık, görmedik, şimdi yok da. Lise çağında evlenen hiç yok, üniversitede yok gibi, az, çok az. Lise çağında evlenen hiç yok, üniversitede yok gibi, az, çok az. Üniversiteden sonra da bir hayli evlilik yaşı ileriye doğru gidiyor... Üniversiteden sonra da bir hayli evlilik yaşı ileriye doğru gidiyor...

O zaman günahlar olur, o zaman günahlar çok oluyor. O zaman günahlar olur, o zaman günahlar çok oluyor. Zaten çok, günahlar o kadar kolaydır ki cehennemin yolu çok kolaydır.Zaten çok, günahlar o kadar kolaydır ki cehennemin yolu çok kolaydır. Cehennemin yolu düz bir vadide böyle basılmış, muntazam, rahat gidilen yol gibidir, Cehennemin yolu düz bir vadide böyle basılmış, muntazam, rahat gidilen yol gibidir, yani asfalt gibidir veya otoyol, hızyolu gibidir. yani asfalt gibidir veya otoyol, hızyolu gibidir.

Kolaydır, vızt diye gider insan, sonu ne? Cump cehennem!Kolaydır, vızt diye gider insan, sonu ne?

Cump cehennem!
Cayır cayır, cayır cayır yanar insan! Cennetin yolu? Cayır cayır, cayır cayır yanar insan!

Cennetin yolu?

Cennetin yolu dağdaki sarp meşakkatli yol gibidir; yürüyeceksin de,Cennetin yolu dağdaki sarp meşakkatli yol gibidir; yürüyeceksin de, terleyeceksin de, ayağın yamulacak, dikenli, taşlı... cennetin yolu zordur.terleyeceksin de, ayağın yamulacak, dikenli, taşlı... cennetin yolu zordur. Sabredecek cennete öyle girecek, ibadet edecek cennete öyle girecek,Sabredecek cennete öyle girecek, ibadet edecek cennete öyle girecek, fedakârlık yapacak cennete öyle girecek. Bu dünyanın imtihanı bu işte! İmtihanın özü bu! fedakârlık yapacak cennete öyle girecek. Bu dünyanın imtihanı bu işte! İmtihanın özü bu! Keyfine tâbi olursan, nefse şeytana uyarsan cehennem;Keyfine tâbi olursan, nefse şeytana uyarsan cehennem; Allah'ın emrini tutarsan, meşakkate zahmete kaplanırsan cennet. İmtihanın aslı bu! Allah'ın emrini tutarsan, meşakkate zahmete kaplanırsan cennet. İmtihanın aslı bu!

Hocam ibadetten zevk almıyorum! Almazsan alma! İbadet zevk için, keyif için değil ki!Hocam ibadetten zevk almıyorum!

Almazsan alma! İbadet zevk için, keyif için değil ki!
Allah'ın emri olduğundan yapıyorsun. Şeytan bazen zevk verdirtmez, olmazsa da yapacaksın.Allah'ın emri olduğundan yapıyorsun. Şeytan bazen zevk verdirtmez, olmazsa da yapacaksın. "Seni hınzır mendebur seni!" diyeceksin, "Sen beni ayırtmaya çalışıyorsun!" diyeceksin. "Seni hınzır mendebur seni!" diyeceksin, "Sen beni ayırtmaya çalışıyorsun!" diyeceksin.

E hocam işte öyle böyle ama ben senin konuşmanı babama da söyledim anama da söyledim, E hocam işte öyle böyle ama ben senin konuşmanı babama da söyledim anama da söyledim, "Ana beni eversene!" dedim, o da babama söylemiş, kendi aralarında konuşmuşlar, "Ana beni eversene!" dedim, o da babama söylemiş, kendi aralarında konuşmuşlar, "Dur daha erken!" demişler filan. E ben de evlenmek istiyorum. "Dur daha erken!" demişler filan. E ben de evlenmek istiyorum.

Ha, o zaman orucu tavsiye ediyor Peygamber Efendimiz. Ha, o zaman orucu tavsiye ediyor Peygamber Efendimiz. Çünkü oruç insanın arzularını tutmasına yardımcı olur.Çünkü oruç insanın arzularını tutmasına yardımcı olur. Oruç tutacak ki delilik divânelik yapmasın diye orucu tavsiye ediyor. Oruç tutacak ki delilik divânelik yapmasın diye orucu tavsiye ediyor.

Muhterem kardeşlerim! Tabii oruç insanı böyle engeller. Muhterem kardeşlerim!

Tabii oruç insanı böyle engeller.
Bir de öğrenciyse derslere kendisini verirse, aman bunu iyi çalışayım, o neydi,Bir de öğrenciyse derslere kendisini verirse, aman bunu iyi çalışayım, o neydi, ansiklopediye bakayım, kütüphaneye gideyim, biraz daha araştırayım... ansiklopediye bakayım, kütüphaneye gideyim, biraz daha araştırayım... kendini ona kaptırırsa o kaptırmada evlilik ihtiyacını unutur. kendini ona kaptırırsa o kaptırmada evlilik ihtiyacını unutur. Ona kaptırdığı zaman unutur. Yani ders çalışsın bir an önce mesleğini bitirmeye çalışsın, evlensin.Ona kaptırdığı zaman unutur. Yani ders çalışsın bir an önce mesleğini bitirmeye çalışsın, evlensin. Ondan sonra iş güç sahibi olunca evlensin. Ondan sonra iş güç sahibi olunca evlensin.

İnne'l–mer'ete sehmün min sihâmi iblîse fe-men raê imraeten zâte cemâlin İnne'l–mer'ete sehmün min sihâmi iblîse fe-men raê imraeten zâte cemâlin fe-ğadda basarahû anhâ ibtiğâe mertâtillâhi e'akabehullâhü ibâdeten yecidü lezzetehâ. fe-ğadda basarahû anhâ ibtiğâe mertâtillâhi e'akabehullâhü ibâdeten yecidü lezzetehâ.

Bu hadîs-i şerîf Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten. Bu hadîs-i şerîf Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten.

"Kadın iblisin oklarından bir oktur." Saplanır, zehirli. İblisin oklarından bir oktur kadın. "Kadın iblisin oklarından bir oktur." Saplanır, zehirli. İblisin oklarından bir oktur kadın. "Sizden birisi güzellik sahibi, zât-ı cemâl,"Sizden birisi güzellik sahibi, zât-ı cemâl, -cemâl "güzel" demek.- güzellik sahibi bir kadın görürse." -cemâl "güzel" demek.- güzellik sahibi bir kadın görürse." Fe-ğadda basarahû anhâ. "Ama gözünü kapatırsa." Allah harama bakmayın demiş dedi gözünü kapattı. Fe-ğadda basarahû anhâ. "Ama gözünü kapatırsa." Allah harama bakmayın demiş dedi gözünü kapattı.

Gözünü kapatırsa, neden? İbtiğâe mertâtillâhi. Gözünü kapatırsa, neden?

İbtiğâe mertâtillâhi.
"Allah'ın rızasını elde etmek için yaparsa bunu." Ben şimdi buna bakarsam şeytanın hoşuna gidecek."Allah'ın rızasını elde etmek için yaparsa bunu." Ben şimdi buna bakarsam şeytanın hoşuna gidecek. Yok, Allah sevmeyecek, ben gözümü kapatayım Allah'ın rızasını kazanayım, diye Yok, Allah sevmeyecek, ben gözümü kapatayım Allah'ın rızasını kazanayım, diye Allah'ın rızasını kazanmak için gözünü kapatırsa, güzel kadına bakmaktan gözünü kapatırsa.Allah'ın rızasını kazanmak için gözünü kapatırsa, güzel kadına bakmaktan gözünü kapatırsa. E'akabehullâhü ibâdeten. "Allah ona onun arkasından öyle bir güzel kulluk, ibadet nasip eder ki."E'akabehullâhü ibâdeten. "Allah ona onun arkasından öyle bir güzel kulluk, ibadet nasip eder ki." Yecidü lezzetehâ. "Allah ona tadını duyduğu, iyice zevkine vardığı kulluk nasip eder." Yecidü lezzetehâ. "Allah ona tadını duyduğu, iyice zevkine vardığı kulluk nasip eder."

Bu bir umumî, İslâmî, imanî kaidedir ki kim nefsine hâkim olur, bir haramdan kendini çekerse, Bu bir umumî, İslâmî, imanî kaidedir ki kim nefsine hâkim olur, bir haramdan kendini çekerse, frenlerse kendisini, nefsi istiyor ama yine frenliyor, frenlerse o zamanfrenlerse kendisini, nefsi istiyor ama yine frenliyor, frenlerse o zaman Allah ona ibadetin zevkini verir. Haramdan kaçana Allah ibadetin zevkini verir!Allah ona ibadetin zevkini verir. Haramdan kaçana Allah ibadetin zevkini verir! Tatlı, zevkli, şevkli kulluk yapmaya başlar, tat verir. Tatlı, zevkli, şevkli kulluk yapmaya başlar, tat verir. Onun için haramdan kaçınmaya çok dikkat edin, gözünüze sahip olun, dilinize sahip olun,Onun için haramdan kaçınmaya çok dikkat edin, gözünüze sahip olun, dilinize sahip olun, her işinize dikkat edin, haram günah işlememeye çalışın. her işinize dikkat edin, haram günah işlememeye çalışın. O zaman lezzetini bulursunuz bu işin. Demek ki ne yapacakmışız? O zaman lezzetini bulursunuz bu işin.

Demek ki ne yapacakmışız?

Gözümüzü kapatacakmışız. Hocam ben sokakta bakmıyorum amma televizyona bayılıyorum. Gözümüzü kapatacakmışız.

Hocam ben sokakta bakmıyorum amma televizyona bayılıyorum.
Televizyona bayılıyorum, televizyonun karşısından ayrılamıyorum. Televizyona bayılıyorum, televizyonun karşısından ayrılamıyorum. Akşam yemeğini yedik mi, koltuğumuza rahatça bir oturduk mu gelsin çaylar, kahvede de olsan,Akşam yemeğini yedik mi, koltuğumuza rahatça bir oturduk mu gelsin çaylar, kahvede de olsan, Cine5'ler, bilmem neler oynatılan bir kahvehane, bilmem ne... Cine5'ler, bilmem neler oynatılan bir kahvehane, bilmem ne...

Aman Allahım! Ne güzel futbol maçı var! Aman Allahım! Bilmem ne filmi varmış ki şahaneymiş,Aman Allahım! Ne güzel futbol maçı var! Aman Allahım! Bilmem ne filmi varmış ki şahaneymiş, bilmem ne ödülü kazanmış.bilmem ne ödülü kazanmış. Aman bilmem ne filan, ben televizyona dayanamıyorum onu seyrediyorum. Aman bilmem ne filan, ben televizyona dayanamıyorum onu seyrediyorum.

Hapı yuttun, hapı yuttun arkadaş! Neden? Hapı yuttun, hapı yuttun arkadaş!

Neden?

Televizyonun haberinde, reklamın da bile var bu Allah'ın yasakladığı şey! Televizyonun haberinde, reklamın da bile var bu Allah'ın yasakladığı şey! Reklamının içinde bile pattadak karşına çıkar. Bir kadın çıkar, bilmem ne halıları... Reklamının içinde bile pattadak karşına çıkar. Bir kadın çıkar, bilmem ne halıları... Aman şöyle böyle, halının üstüne yatar, yayılır, açılır. Aman şöyle böyle, halının üstüne yatar, yayılır, açılır.

Mahsustan bacağını açar, neden? Sen günaha girersin diye, seni günaha sokmak için! Mahsustan bacağını açar, neden?

Sen günaha girersin diye, seni günaha sokmak için!
Hay Allah! Tuh! Allah müstehakkını versin. Bre mendebur, ben haberleri dinliyordum, Hay Allah! Tuh! Allah müstehakkını versin. Bre mendebur, ben haberleri dinliyordum, firma araya reklam koydu.firma araya reklam koydu. Reklamın içinde de sen çıktın karşıma! Hah, işte böyle olur! Tuzak! Bubi tuzağı... Reklamın içinde de sen çıktın karşıma! Hah, işte böyle olur! Tuzak! Bubi tuzağı...

Bubi tuzağı ne demek? Toprağın altına saklanmış olan, bastığın zamanBubi tuzağı ne demek?

Toprağın altına saklanmış olan, bastığın zaman
"Güm!" diye paytlayan bomba. "Güm!" diye paytlayan bomba. Tuzak, patlatır alimallah! İnsanı havaya uçurur. Tuzak, patlatır alimallah! İnsanı havaya uçurur.

Ne yapacak? Aklını başına toplayacak, benden söylemesi! Ne yapacak?

Aklını başına toplayacak, benden söylemesi!

Hepiniz biliyorsunuz, bildiğiniz şeyi neye söylüyorum? Biliyorsun da, "Yapma!" diye söylüyorum, Hepiniz biliyorsunuz, bildiğiniz şeyi neye söylüyorum?

Biliyorsun da, "Yapma!" diye söylüyorum,
aklını başına topla diye söylüyorum. aklını başına topla diye söylüyorum. Müteyakkız ol, aklını başına topla diye söylüyorum... Müteyakkız ol, aklını başına topla diye söylüyorum...

İnne'l-murâbıta fî-sebîlillâhi a'zamu ecran min raculin ceme'a ka'beyhi yertâdü İnne'l-murâbıta fî-sebîlillâhi a'zamu ecran min raculin ceme'a ka'beyhi yertâdü sâmehû ve kâmehû. sâmehû ve kâmehû.

Murâbıt, rıbat kelimesiyle ilgilidir. Murâbıt, rıbat kelimesiyle ilgilidir. Bir yere rabt olmak, sımsıkı orada durmak kelimesiyle ilgili...Bir yere rabt olmak, sımsıkı orada durmak kelimesiyle ilgili... Rabtiye diyoruz ya, duvara birşeyi rabtediyoruz, bir yere bağlıyoruz. Rabtiye diyoruz ya, duvara birşeyi rabtediyoruz, bir yere bağlıyoruz. [Murâbıt,] "bir yere bağlı olan kimse" demek. [Murâbıt,] "bir yere bağlı olan kimse" demek. Hudutlarda, müslümanları korumak için kalelerde duran, oraya kendisini yerleştirmiş,Hudutlarda, müslümanları korumak için kalelerde duran, oraya kendisini yerleştirmiş, bağlamış olan gözcü mücahide derler. Mücahid, "cihat eden" demektir. bağlamış olan gözcü mücahide derler. Mücahid, "cihat eden" demektir. Murâbıt, cihat olmasa bile kalede bekliyor ya düşman gelirse diye.Murâbıt, cihat olmasa bile kalede bekliyor ya düşman gelirse diye. Bekliyor ya daha savaş yok, mücahit değil. Ha, murâbıt işte hudut kalesinde,Bekliyor ya daha savaş yok, mücahit değil. Ha, murâbıt işte hudut kalesinde, rıbatta düşman gelmesin diye bekleyen kimse. rıbatta düşman gelmesin diye bekleyen kimse.

Fî-sebilillah. "Allah rızası için hudut kalelerinde düşman gelmesin diye nöbet tutan, Fî-sebilillah. "Allah rızası için hudut kalelerinde düşman gelmesin diye nöbet tutan, murabıt olan, hudutta bekçilik yapan,murabıt olan, hudutta bekçilik yapan, Allah rızası için düşmanlardan müslüman ülkeyi koruyan kimseler, kişi." A'zamu ecran.Allah rızası için düşmanlardan müslüman ülkeyi koruyan kimseler, kişi." A'zamu ecran. "Sevap bakımından daha yüksek durumdadır." "Sevap bakımından daha yüksek durumdadır."

Kimden? Min raculin ceme'a ka'beyhi yertâdüKimden?

Min raculin ceme'a ka'beyhi yertâdü
sâmehû ve kâmehû. "Kendisini derleyip toparlayıp ibadet etmek içinsâmehû ve kâmehû. "Kendisini derleyip toparlayıp ibadet etmek için uykusuz kalmayı göze alarak gündüzleri oruç tutup geceleri kalkıp uykusuz kalmayı göze alarak gündüzleri oruç tutup geceleri kalkıp namaz kılan insandan sevap bakımından daha üstündür." namaz kılan insandan sevap bakımından daha üstündür."

Kim? Murâbıt. Bekleyen, hudut kalelerinde bekleyen... Kim?

Murâbıt. Bekleyen, hudut kalelerinde bekleyen...
Düşman gelirse çarpışacak, gelmezse bekliyor.Düşman gelirse çarpışacak, gelmezse bekliyor. Düşmandan ondan korkar oradan gelmez, bekliyorlar diye gelmez. Düşmandan ondan korkar oradan gelmez, bekliyorlar diye gelmez. [Bekleyen] olmazsa gelir, sızar, huduttan sızar, olursa gelmez. İşte murâbıt bu. [Bekleyen] olmazsa gelir, sızar, huduttan sızar, olursa gelmez. İşte murâbıt bu.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Tabii bu hudutlarda beklemek tarih boyunca yapılmıştır. Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Tabii bu hudutlarda beklemek tarih boyunca yapılmıştır.
Hatta Afrika'da Murâbıtîn devleti vardı, Murâbıtlar devleti vardı. Afrika'da İslâm yayıldı, Hatta Afrika'da Murâbıtîn devleti vardı, Murâbıtlar devleti vardı. Afrika'da İslâm yayıldı, İspanya'da yayıldı, Fransa'nın ortasına kadar gitti. İspanya'da yayıldı, Fransa'nın ortasına kadar gitti. Yedi asır Endülüs beldesi, İspanya İberik yarımadası müslüman olarak yaşadı, Yedi asır Endülüs beldesi, İspanya İberik yarımadası müslüman olarak yaşadı, Sicilya adası asırlarca müslüman olarak yaşadı. Palermo limanı filan var ya hani, Sicilya adası asırlarca müslüman olarak yaşadı. Palermo limanı filan var ya hani, Etna yanardağı filan bum, güm patlayan... İşte o Sicilya müslümandı, Etna yanardağı filan bum, güm patlayan... İşte o Sicilya müslümandı, Tunus'un karşısında idi. Malta adası müslümünların olmuştu,Tunus'un karşısında idi. Malta adası müslümünların olmuştu, Balkanlar müslümanlarındı, Tuna vilayeti, Mora vilayeti, Romanya müslümanlardı,Balkanlar müslümanlarındı, Tuna vilayeti, Mora vilayeti, Romanya müslümanlardı, Beserabya müslümanlarındı, yani Beyaz Rusların olduğu yerler. Beserabya müslümanlarındı, yani Beyaz Rusların olduğu yerler. Kırım müslümanlarındı, Kazan müslümanlarındı, Kafkasya müslümanlarındı... Kırım müslümanlarındı, Kazan müslümanlarındı, Kafkasya müslümanlarındı...

Ne oldu? İnnâ llillah ve innâ ileyhi râci'ûn. Elden gitti, gidiyor... Ne oldu?

İnnâ llillah ve innâ ileyhi râci'ûn.

Elden gitti, gidiyor...
Gidiyor boyuna, boyuna gidiyor ve bizde aldanmakla meşgulüz,Gidiyor boyuna, boyuna gidiyor ve bizde aldanmakla meşgulüz, dünyayla uğraşmakla meşgulüz. dünyayla uğraşmakla meşgulüz. İslâm için çalışan az! İslâm için hayatını vakfeden, İslâm için parasını veren az!İslâm için çalışan az! İslâm için hayatını vakfeden, İslâm için parasını veren az! Çocuğuna sünnet yaptıracağım diye en lüks oteli kapatıyor, şu kadar milyon harcıyor,Çocuğuna sünnet yaptıracağım diye en lüks oteli kapatıyor, şu kadar milyon harcıyor, Allah rızası için hizmet yapan az. Allah rızası için hizmet yapan az.

Eğer bütün müslümanlar sulh u sükûn zamanında Allah'ın dinine yardımcı olmayı düşünüpEğer bütün müslümanlar sulh u sükûn zamanında Allah'ın dinine yardımcı olmayı düşünüp çalışsalardı masraf etselerdi yedi asır İslâm diyarı olarak yaşamış olan Kurtuba'nın, çalışsalardı masraf etselerdi yedi asır İslâm diyarı olarak yaşamış olan Kurtuba'nın, Gırnata'nın camilerini yapan o ahâli kâfirlerin karşısında mağlup olmazdı, Gırnata'nın camilerini yapan o ahâli kâfirlerin karşısında mağlup olmazdı, orası İslâm diyarı olarak kalırdı. orası İslâm diyarı olarak kalırdı.

Anadolu nedir? Yüzde 99'u müslüman laik Türkiye! Laik ama yüzde 99'u müslüman Türkiye. Anadolu nedir?

Yüzde 99'u müslüman laik Türkiye! Laik ama yüzde 99'u müslüman Türkiye.
Müslüman... Müslüman değil mi, müslüman... Müslüman... Müslüman değil mi, müslüman...

Ee, İspanya? İspanya hıristiyan devleti. E değildi, yedi asır müslümandı!? Ee, İspanya?

İspanya hıristiyan devleti.

E değildi, yedi asır müslümandı!?

Hıristiyanlar derlendiler, toparlandılar, saldırdılar... Hıristiyanlar derlendiler, toparlandılar, saldırdılar... İspanya'nın filanca kralı Katolik Ferdinand ile bilmem hangi devletin başındakiİspanya'nın filanca kralı Katolik Ferdinand ile bilmem hangi devletin başındaki kraliçe İzabel ile evlendi, güçlerini birleştirdilerkraliçe İzabel ile evlendi, güçlerini birleştirdiler ama onların karşısındaki müslümanlar birleşmediler, ama onların karşısındaki müslümanlar birleşmediler, hatta hıristiyanlarla ittifak yapıp hınç duyduğu, düşman olduğu müslüman devlete saldırdılar.hatta hıristiyanlarla ittifak yapıp hınç duyduğu, düşman olduğu müslüman devlete saldırdılar. Hatta hıristiyanlarla ittifak yaparak yaptılar bunları... Hatta hıristiyanlarla ittifak yaparak yaptılar bunları... Müslümanlar böyle gaflet ile biribirlerine saldıra saldıra o onu yıktı, o onu yıktı.Müslümanlar böyle gaflet ile biribirlerine saldıra saldıra o onu yıktı, o onu yıktı. Ondan sonra da hıristiyanlar hepsini yıktı. İspanya'dan İslâm gitti, Müslümanlık kalmadı. Ondan sonra da hıristiyanlar hepsini yıktı. İspanya'dan İslâm gitti, Müslümanlık kalmadı.

Yedi asır, Anadolu kadar müslümandı, çok büyük alimler yetişmişti. Yedi asır, Anadolu kadar müslümandı, çok büyük alimler yetişmişti.

En büyük tefsir kitaplarından birisi kim yazmıştır? En büyük tefsir kitaplarından birisi kim yazmıştır?

el-İmam Kurtubî! Üff, öyle bir eser yazmış ki şâheser!el-İmam Kurtubî! Üff, öyle bir eser yazmış ki şâheser! Muazzam bir tefsir yaşmış, Kurtuba'da yetişmiş, yani İspanya'da... Muazzam bir tefsir yaşmış, Kurtuba'da yetişmiş, yani İspanya'da...

Hani nerede? Kabri nerede, kendisi nerede, İspanya'nın Müslümanlığı nerede? Hani nerede? Kabri nerede, kendisi nerede, İspanya'nın Müslümanlığı nerede?

Ha, var orada. Kurtuba sarayı var, el-Hamrâ sarayı var, vesaire var. Ha, var orada. Kurtuba sarayı var, el-Hamrâ sarayı var, vesaire var. Köşkler kalmış, içine kilise kurmuşlar oraya şey yapanlar... Köşkler kalmış, içine kilise kurmuşlar oraya şey yapanlar...

Bu gafletten müslümanların uyanması lazım. Bu gafletten müslümanların uyanması lazım,Bu gafletten müslümanların uyanması lazım. Bu gafletten müslümanların uyanması lazım, bu gafleti müslümanların bırakması lazım. bu gafleti müslümanların bırakması lazım. Müslümanların dinlerine dönmesi lazım, müslümanların dinlerine canlarıyla, Müslümanların dinlerine dönmesi lazım, müslümanların dinlerine canlarıyla, mallarıyla hizmet etmeleri lazım. mallarıyla hizmet etmeleri lazım.

Fâtiha-i şerîfe mea'l-Besmele. Fâtiha-i şerîfe mea'l-Besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2