Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Evvel 1446
24 Kasım 2024
İmsak
06:24
Güneş
07:54
Öğle
12:55
İkindi
15:24
Akşam
17:47
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Ezanı Duyan Kimse

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Cemâziye'l-Âhir 1405 / 03.03.1985
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Ezanı Duyan Camiye Gelecek, Müezzini Tekrarlamanın Sevabı, Herkes Yaptığının Karşılığını Görür, Riyâ İçin Amel İşlemek, Zâlim | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Ezanı Duyan Kimse

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

11 Cemâziye'l-Âhir 1405 / 03.03.1985
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Ezanı Duyan Camiye Gelecek, Müezzini Tekrarlamanın Sevabı, Herkes Yaptığının Karşılığını Görür, Riyâ İçin Amel İşlemek, Zâlim | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm

el-Hamdülillahi rabbi'l-âlemîn ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evveline ve'l-ahirînel-Hamdülillahi rabbi'l-âlemîn ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evveline ve'l-ahirîn seyyidinâ ve senedinâ ve mededinâ Muhhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaînseyyidinâ ve senedinâ ve mededinâ Muhhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-din. Emmâ ba'd: ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-din.

Emmâ ba'd:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe inne efdale'l-hadîsi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâFa'lemû eyyühe'l-ihvân fe inne efdale'l-hadîsi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l- umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetinMuhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l- umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'ah külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibihâ fi'n-nâr. bid'ah külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibihâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve seleme ennehû kâl: Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve seleme ennehû kâl:

et-Tâibu mine'z-zenbi ke mellâ zenbeleh estağfirullah. Sadaka Resûlullah fi mâ kâl ev kemâ kâl: et-Tâibu mine'z-zenbi ke mellâ zenbeleh estağfirullah.

Sadaka Resûlullah fi mâ kâl ev kemâ kâl:

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti,Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti,
bereketi lütfu, ikramı, ihsanı üzerinize olsun. bereketi lütfu, ikramı, ihsanı üzerinize olsun. Peygamber sallallahu aleyhi ve selem hazretlerinin hadislerini Râmûzü'l-ehâdis isimli Peygamber sallallahu aleyhi ve selem hazretlerinin hadislerini Râmûzü'l-ehâdis isimli hadis kitabından hadîs-i şerîflerin okunmasına başlamazdan önce evvela hadis kitabından hadîs-i şerîflerin okunmasına başlamazdan önce evvela Peygamber Efendimiz'in ruh-i pâki için; sonra onun cümle âl'inin, ashâbının, etbâının,Peygamber Efendimiz'in ruh-i pâki için; sonra onun cümle âl'inin, ashâbının, etbâının, ahbâbının ruhları için; ve sâir enbiyâ ve mürselînin; cümle evliyânın ruhları için; ahbâbının ruhları için; ve sâir enbiyâ ve mürselînin; cümle evliyânın ruhları için; mürşit ve mürebbîleri için; sâdât ve meşâyih-i turuk-ı aliyyemizin, halifelerinin,mürşit ve mürebbîleri için; sâdât ve meşâyih-i turuk-ı aliyyemizin, halifelerinin, müridlerinin, muhiblerinin, müntesiplerinin ruhu için; okuduğumuz kitabı cem etmiş olan Hocamızmüridlerinin, muhiblerinin, müntesiplerinin ruhu için; okuduğumuz kitabı cem etmiş olan Hocamız [Ahmed Ziyâüddin] Gümüşhanevî hazretlerinin ruhu için; kendisinden feyiz aldığımız[Ahmed Ziyâüddin] Gümüşhanevî hazretlerinin ruhu için; kendisinden feyiz aldığımız Muhammed Zahid Koktu Hocamız'ın ruhu için; bu beldeleri fetheden şehitlerin, gazilerin, Muhammed Zahid Koktu Hocamız'ın ruhu için; bu beldeleri fetheden şehitlerin, gazilerin, fatihlerin, mücahitlerin; bu beldelerde meftun bulunan sahâbe-i kirâmın, tabiinin, evliyaullahın,fatihlerin, mücahitlerin; bu beldelerde meftun bulunan sahâbe-i kirâmın, tabiinin, evliyaullahın, hayır ve hasenât sahibi kişilerin ruhları için; şu camiyi yaptıran, tamir ettiren,hayır ve hasenât sahibi kişilerin ruhları için; şu camiyi yaptıran, tamir ettiren, bu hâle kadar gelmesine yaşamasına, devamına sebep olanların geçmişlerinin ruhları için; bu hâle kadar gelmesine yaşamasına, devamına sebep olanların geçmişlerinin ruhları için; uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şuuzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şu meclise gelmiş olan siz kardeşlerimizin de âhirete göçmüş olanmeclise gelmiş olan siz kardeşlerimizin de âhirete göçmüş olan bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhları için; bizim de Mevlâmızın rızasına uygun ömür sürüp,bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhları için; bizim de Mevlâmızın rızasına uygun ömür sürüp, huzuruna sevdiği razı olduğu bir kul olarak varmamıza vesile olması için bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım. huzuruna sevdiği razı olduğu bir kul olarak varmamıza vesile olması için bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuş ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuş ki;

Men semia'n-nidâe fe lem ye'tihî fe lâ salâte lehû illâ min üzrin. Men semia'n-nidâe fe lem ye'tihî fe lâ salâte lehû illâ min üzrin.

İbn Abbas radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. İbn Abbas radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş.

Men semia'n-nidâe fe lem ye'tîhi.Men semia'n-nidâe fe lem ye'tîhi. "Her kim ki çağrıyı, nidâyı duyar" fe lem ye'tîhi "duyduğu hâlde gelmezse" fe lâ salâte lehû"Her kim ki çağrıyı, nidâyı duyar" fe lem ye'tîhi "duyduğu hâlde gelmezse" fe lâ salâte lehû "onun hiçbir namazı yoktur." illâ min özr "ancak özür sebebiyle gelmemesi hariç!" "onun hiçbir namazı yoktur." illâ min özr "ancak özür sebebiyle gelmemesi hariç!"

Buradan anladığımıza göre çağırmak ne oluyor? Buradan anladığımıza göre çağırmak ne oluyor?

Ezan! Farz olan namaza müezzin ezanla çağırıyor.Ezan! Farz olan namaza müezzin ezanla çağırıyor. Minareden, yüksek bir yerden, kapının dışından veyahut da caminin içinden sesleniyor;Minareden, yüksek bir yerden, kapının dışından veyahut da caminin içinden sesleniyor; o şahıs da gelmiyor. Müezzin Hayye ale's-salah,o şahıs da gelmiyor. Müezzin Hayye ale's-salah, "Haydi namaza!" Hayye ile'l-felah. "Kurtuluşa gel!" diyor; o şahıs ezanı duyduğu hâlde gelmiyor. "Haydi namaza!" Hayye ile'l-felah. "Kurtuluşa gel!" diyor; o şahıs ezanı duyduğu hâlde gelmiyor.

O nedir? Fe-lâ salâte lehû. "Namazı yok!" O nedir?

Fe-lâ salâte lehû. "Namazı yok!"

Evinde kılıyor olduğu yerde kılıyor, camiye gelmiyor; "Onun namazı yok!"Evinde kılıyor olduğu yerde kılıyor, camiye gelmiyor; "Onun namazı yok!" Peygamber Efendimiz öyle buyurmuş. İllâ min üzrin. "Mazereti müstesna!" Peygamber Efendimiz öyle buyurmuş.

İllâ min üzrin. "Mazereti müstesna!"

Ayağı tutmuyor, hasta; gelemeyecek, gelse duramayacak.Ayağı tutmuyor, hasta; gelemeyecek, gelse duramayacak. Yolda bir tehlike var veyahut buraya geldiğinde küçük çocuk evde yalnız kalacak gibiYolda bir tehlike var veyahut buraya geldiğinde küçük çocuk evde yalnız kalacak gibi bir mazeret olursa mazeret müstesna! "Onun hiçbir namazı yoktur!" ne demek? bir mazeret olursa mazeret müstesna!

"Onun hiçbir namazı yoktur!" ne demek?

Namazdan kâmil bir sevap alamaz!Namazdan kâmil bir sevap alamaz! Boynundan öğle namazı, ikindi, yatsı namazı borcu düşer ama kâmil bir sevaba nail olamaz,Boynundan öğle namazı, ikindi, yatsı namazı borcu düşer ama kâmil bir sevaba nail olamaz, mânasına olabilir veyahut evinde kıldığı namazı kabul olmaz [mânasına olabilir]! mânasına olabilir veyahut evinde kıldığı namazı kabul olmaz [mânasına olabilir]!

Mevlâ bazı ibadetleri kabul ediyor, bazılarını kabul etmiyor. Hadis-i şeriflerde geçiyor: Mevlâ bazı ibadetleri kabul ediyor, bazılarını kabul etmiyor. Hadis-i şeriflerde geçiyor:

Mesela birisi namaz kılmış, tesbih çekmiş, ibadetler, Kur'anlar vs…Mesela birisi namaz kılmış, tesbih çekmiş, ibadetler, Kur'anlar vs… Melekler onları dergâh-ı izzete götürüyorlar. Birinci semada melek durduruyor; "Dur!" Melekler onları dergâh-ı izzete götürüyorlar. Birinci semada melek durduruyor; "Dur!"

Semanın kapıları var. Nasıl? Semanın kapıları var.

Nasıl?

Miraca çıkarken Cebrail'le beraber Peygamber Efendimiz'i durdurmuşlar. Cebrail'e soruyor: Miraca çıkarken Cebrail'le beraber Peygamber Efendimiz'i durdurmuşlar. Cebrail'e soruyor:

"Sen kimsin?" "Ben Cebrail'im." "Yanındaki kim?" "Sen kimsin?"

"Ben Cebrail'im."

"Yanındaki kim?"

"Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem." "Peki, o zaman geçin!" "Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem."

"Peki, o zaman geçin!"

Demek ki bizim bilmediğimiz bir şeyler var! Kapıda melekler durduruyor; sevaplar bekliyor, duruyor. Demek ki bizim bilmediğimiz bir şeyler var!

Kapıda melekler durduruyor; sevaplar bekliyor, duruyor.

"Bu sevapları nereye götürüyorsunuz?" "Bu sevapları nereye götürüyorsunuz?"

"Filanca namaz kıldı, oruç tuttu, tesbih çekti, zikir etti…" "Filanca namaz kıldı, oruç tuttu, tesbih çekti, zikir etti…"

"Bu ibadetleri götür, o herifin yüzüne çal, yüzüne çal!"Bu ibadetleri götür, o herifin yüzüne çal, yüzüne çal! Çünkü Allah gösterişle yapılan ibadeti kabul etmez!Çünkü Allah gösterişle yapılan ibadeti kabul etmez! Öyle ibadetleri ben buradan geçirmemekle emrolundum!" der. Öyle ibadetleri ben buradan geçirmemekle emrolundum!" der.

Her semanın meleğinin kendine göre bir vazifesi var; süzgeç gibi!Her semanın meleğinin kendine göre bir vazifesi var; süzgeç gibi! [İbadetlerin] hepsi çıkmıyor, dergâh-ı izzete kadar ulaşmıyor, kabul olmuyor. [İbadetlerin] hepsi çıkmıyor, dergâh-ı izzete kadar ulaşmıyor, kabul olmuyor. Dilediğini kabul eder, dilediğini kabul etmez. Dilediğini kabul eder, dilediğini kabul etmez.

İnnemâ yetekabbelullâhu mine'l-müttakîn. "Allah takvâ ehli insanlardan kabul eder!" İnnemâ yetekabbelullâhu mine'l-müttakîn. "Allah takvâ ehli insanlardan kabul eder!"

Başka özürlü şeylerden kabul etmeyebilir, kabul olmaz mânasına da gelir.Başka özürlü şeylerden kabul etmeyebilir, kabul olmaz mânasına da gelir. O hâlde insan ezanı duyunca camiye gelecek, bu oyuncak değil. O hâlde insan ezanı duyunca camiye gelecek, bu oyuncak değil.

Cami ciddi bir yerdir; Allah'ın evi, Beytullah, bu yerler Allahu Teâlâ'ya ibadet edilen yerdir.Cami ciddi bir yerdir; Allah'ın evi, Beytullah, bu yerler Allahu Teâlâ'ya ibadet edilen yerdir. Bu ezan oyuncak değil.Bu ezan oyuncak değil. Ezan okunurken sus bakalım; edebini takın, hizaya gir, intizama gel! Ezan okunurken sus bakalım; edebini takın, hizaya gir, intizama gel!

Sonra o ne söylerse ona kulak verecek, can kulağıyla dinleyecek ve iştirak edecek! Sonra o ne söylerse ona kulak verecek, can kulağıyla dinleyecek ve iştirak edecek!

İki gözü âmâ Abdullah b. Ümmi Mektûm geldi. Resûlullah'a dedi ki; İki gözü âmâ Abdullah b. Ümmi Mektûm geldi. Resûlullah'a dedi ki;

"Yâ Resûlallah iki gözüm görmüyor, yerim uzakta; gecesi var gündüzü var,"Yâ Resûlallah iki gözüm görmüyor, yerim uzakta; gecesi var gündüzü var, yatsı namazı var sabah namazı var,yatsı namazı var sabah namazı var, bazen beni kolumdan tutup getirecek insan bulunmuyor…bazen beni kolumdan tutup getirecek insan bulunmuyor… Mescide gelmesem olur mu?" "Peygamber Efendimiz; Mescide gelmesem olur mu?"

"Peygamber Efendimiz;

"Pekâlâ, madem getirecek kimse yok, madem iki gözün de görmüyor; olabilir!" diye müsaade etti."Pekâlâ, madem getirecek kimse yok, madem iki gözün de görmüyor; olabilir!" diye müsaade etti. O da ayrıldı birkaç adım gittikten sonra, Peygamber Efendimiz arkasından dedi ki; O da ayrıldı birkaç adım gittikten sonra, Peygamber Efendimiz arkasından dedi ki;

"Ezanı duyuyor musun?" Yeri uzak ya. "Ezanı duyuyor musun?" Yeri uzak ya.

"Duyuyorum yâ Resûlallah." "O zaman geleceksin!" dedi. "Duyuyorum yâ Resûlallah."

"O zaman geleceksin!" dedi.

Ezanı duyup da gelmemek olmaz, oyuncak değil. Yücelerin yücesi Allahu Teâlâ hazretlerinin daveti. Ezanı duyup da gelmemek olmaz, oyuncak değil. Yücelerin yücesi Allahu Teâlâ hazretlerinin daveti.

Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfte buyurmuş ki; Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfte buyurmuş ki;

"Herkes cennete girecek, reddedenler müstesna!" Demişler ki; "Herkes cennete girecek, reddedenler müstesna!" Demişler ki;

"Yâ Resûlallah, insan cenneti reddeder mi?" "Yâ Resûlallah, insan cenneti reddeder mi?"

"Bana tâbi olan, benim çağrıma icabet eden, benim yoluma gelen kabul etmiştir."Bana tâbi olan, benim çağrıma icabet eden, benim yoluma gelen kabul etmiştir. Gelmeyen reddetmiş demektir!" Hayye ale's-selah diyor.Gelmeyen reddetmiş demektir!"


Hayye ale's-selah diyor.
Bu hadîs-i şerîfteki mânaya göre; "Haydi namaza gel, haydi felaha gel!" diyor, gelmiyor. Bu hadîs-i şerîfteki mânaya göre; "Haydi namaza gel, haydi felaha gel!" diyor, gelmiyor. Onun için istemiyor gibi oluyor. Onun için istemiyor gibi oluyor.

Hadis-i şeriflerde geçer ki; cami komşusu [olanın, camiye yakın] bir yerde oturan bir insanınHadis-i şeriflerde geçer ki; cami komşusu [olanın, camiye yakın] bir yerde oturan bir insanın ancak camide namazı kabul olur, öteki türlü kabul olmaz.ancak camide namazı kabul olur, öteki türlü kabul olmaz. Ya fazileti gider, boynundan bir borcu düşmüş olur ama bir işe yaramaz veyahut da Allah hiç kabul etmez.Ya fazileti gider, boynundan bir borcu düşmüş olur ama bir işe yaramaz veyahut da Allah hiç kabul etmez. "Benim davetime icabet etmedi, kabul etmiyorum!" deyiverir. "Benim davetime icabet etmedi, kabul etmiyorum!" deyiverir.

Onun için ezanlar mühim, bunlara kulak verelim, hazırlıklı olalım.Onun için ezanlar mühim, bunlara kulak verelim, hazırlıklı olalım. Çağrıldığımız zaman gelelim; abdestli olalım, hazırlıklı olalım.Çağrıldığımız zaman gelelim; abdestli olalım, hazırlıklı olalım. Bazen de insan abdest alıncaya kadar vakit geçiveriyor. Abdest alacak, hazırlık olmak daha iyi. Bazen de insan abdest alıncaya kadar vakit geçiveriyor. Abdest alacak, hazırlık olmak daha iyi.

Gidenler bilirler, Suudi Arabistan'da hoşuma giden bir [uygulama] var:Gidenler bilirler, Suudi Arabistan'da hoşuma giden bir [uygulama] var: Ezan okunduğunda insan uyuyor bile olsa -onlar gündüz, öğle, öğleden sonra filan sıcakta uyurlar,Ezan okunduğunda insan uyuyor bile olsa -onlar gündüz, öğle, öğleden sonra filan sıcakta uyurlar, uykuya yatarlar- ezanla uyandı mı kalkıyor, abdest alıyor,uykuya yatarlar- ezanla uyandı mı kalkıyor, abdest alıyor, yürüyor camiye geliyor, oturuyor, ondan sonra namaz kılınıyor.yürüyor camiye geliyor, oturuyor, ondan sonra namaz kılınıyor. Vakit koymuşlar, demişler ki; "Öğlen namazının farzı ezan okunduktan 25 dakika sonra kılınacak,Vakit koymuşlar, demişler ki; "Öğlen namazının farzı ezan okunduktan 25 dakika sonra kılınacak, ikindi namazı 20 dakika sonra kılınacak, akşam namazı 5 dakika sonra kılınacak, ikindi namazı 20 dakika sonra kılınacak, akşam namazı 5 dakika sonra kılınacak, yatsı namazı 15 dakika sonra kılınacak…" Şartları var, caminin duvarına cetvel hâlinde yazmış. yatsı namazı 15 dakika sonra kılınacak…"

Şartları var, caminin duvarına cetvel hâlinde yazmış.
Ezanı duyduktan sonra bile akşam namazına rahatyetişiyorsun. Ezanı duyduktan sonra bile akşam namazına rahatyetişiyorsun. Bizim bu memleketlerde ezan okunuyor, içeride bir sünnet kılacak kadar vakit var yok,Bizim bu memleketlerde ezan okunuyor, içeride bir sünnet kılacak kadar vakit var yok, insan yürüyüp gelinceye, onu kılıncaya kadar farz bile bitmiş oluyor. insan yürüyüp gelinceye, onu kılıncaya kadar farz bile bitmiş oluyor. Biraz beklemek insanların yetişmesi bakımından iyi oluyor. Biraz beklemek insanların yetişmesi bakımından iyi oluyor.

Ama bizim tarafımızdan yapılacak şey hazırlık olmak!Ama bizim tarafımızdan yapılacak şey hazırlık olmak! Abdestimizin olması, ezan okunmadan mümkünse camiye gelinmesi;Abdestimizin olması, ezan okunmadan mümkünse camiye gelinmesi; onun fazileti çok fazla, daha ezan okunmadan camiye gelmeye çalışmak lazım. onun fazileti çok fazla, daha ezan okunmadan camiye gelmeye çalışmak lazım.

Men semia'l-müezzine fe kâle misle mâ yekûlü fe lehû mislü ecrihî. Men semia'l-müezzine fe kâle misle mâ yekûlü fe lehû mislü ecrihî.

Bu da Taberânî'de rivayet edilmiş. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Bu da Taberânî'de rivayet edilmiş. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

"Her kim ki müezzini duyarsa" fe kâle misle mâ yekûlü "onun her dediğini tekrar ederse""Her kim ki müezzini duyarsa" fe kâle misle mâ yekûlü "onun her dediğini tekrar ederse" Allahu ekber Allahu Ekber diyor, o da Allahu Ekber Allahu Ekber diyor; Allahu ekber Allahu Ekber diyor, o da Allahu Ekber Allahu Ekber diyor; Lâ ilâhe illallah diyor, o da Lâ ilâhe illallah diyor; Eşhedü en lâ ilâhe illallah,Lâ ilâhe illallah diyor, o da Lâ ilâhe illallah diyor; Eşhedü en lâ ilâhe illallah, Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah diyor, tekrar ediyor…Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah diyor, tekrar ediyor… fe lehû mislü ecrihî "o müezzinin ecri kadar o da ecir alır!" Tekrar ettiği için. fe lehû mislü ecrihî "o müezzinin ecri kadar o da ecir alır!" Tekrar ettiği için.

Müezzinin ecri ne? Müezzinin sesinin ulaştığı yerde ne kadar taş, ağaç, canlı, böcek,Müezzinin ecri ne?

Müezzinin sesinin ulaştığı yerde ne kadar taş, ağaç, canlı, böcek,
yaprak, çiçek varsa hepsi ona şehadet edecek, dua edecek. yaprak, çiçek varsa hepsi ona şehadet edecek, dua edecek. Müezzinler kıyamet gününde çok şerefli olacak, boylu poslu olacak öteki insanlardan fark edecek. Müezzinler kıyamet gününde çok şerefli olacak, boylu poslu olacak öteki insanlardan fark edecek.

Neden? İnsanları Allah'ın yoluna, Allah'ın ibadetine çağırdı.Neden?

İnsanları Allah'ın yoluna, Allah'ın ibadetine çağırdı.
Hayra vesile ve vasıta oldu diye onun şerefi çok olacak.Hayra vesile ve vasıta oldu diye onun şerefi çok olacak. Ezanı yukarıda müezzin okuyor, sen de tekrar ediverdin mi o kadar ecri sen de alacaksın!Ezanı yukarıda müezzin okuyor, sen de tekrar ediverdin mi o kadar ecri sen de alacaksın! Onun için ezana kulak vereceksin, konuşmayı, başka işi keseceksin,Onun için ezana kulak vereceksin, konuşmayı, başka işi keseceksin, tekrar edeceksin ki o sevabı alabilesin! tekrar edeceksin ki o sevabı alabilesin!

Hayye ale's-selâh hayye ale'l-felâh taraflarına gelince ne olur? Hayye ale's-selâh hayye ale'l-felâh taraflarına gelince ne olur?

Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh denilir. Hayye ale's-selâh ne demek? Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh denilir.

Hayye ale's-selâh ne demek?

"Namaza gel!" demek. Hay'ale mastar olarak, hayy'aletün, hayye ale's-selah derler. "Namaza gel!" demek. Hay'ale mastar olarak, hayy'aletün, hayye ale's-selah derler.

Lâ havle ve lâ kuvvete illa billâh demeye Arapça'da havkale derler.Lâ havle ve lâ kuvvete illa billâh demeye Arapça'da havkale derler. Onun gibi buna da hay'ale deniliyor. O zaman ne diyecek? Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh. Onun gibi buna da hay'ale deniliyor.

O zaman ne diyecek?

Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh.

İnsanın gücü kuvveti yok ki!..İnsanın gücü kuvveti yok ki!.. İbadete güç yetirmek de Allah'tan, günahtan sıyrılmak da Allah'tan! İbadete güç yetirmek de Allah'tan, günahtan sıyrılmak da Allah'tan! Adam kalkamaz, hele hele içinde bir kusur, kabahat varsa o ibadete gelemez, o sevabı kazanamaz.Adam kalkamaz, hele hele içinde bir kusur, kabahat varsa o ibadete gelemez, o sevabı kazanamaz. Allah getirtmez, nasip etmez. Böyle hisseder, kalkıp ibadete gitsem sanki ökse otuna oturda da, Allah getirtmez, nasip etmez. Böyle hisseder, kalkıp ibadete gitsem sanki ökse otuna oturda da, sanki kuş ökseli dalın üstüne kondu da pır pır uçamıyor, yapıştı gibi yerinden kalkamaz.sanki kuş ökseli dalın üstüne kondu da pır pır uçamıyor, yapıştı gibi yerinden kalkamaz. Her şey Allah'tan! Her şey Allah'tan!

Hayye ale's-selâh, "Namaza gel!" diyor. Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh, "Güç kuvvet yok ki!Hayye ale's-selâh, "Namaza gel!" diyor. Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh, "Güç kuvvet yok ki! Ancak Allah verirse olur!" Allah hayırlara muvaffak etsin, şerlerden elimizi çeksin, demek oluyor. Ancak Allah verirse olur!"

Allah hayırlara muvaffak etsin, şerlerden elimizi çeksin, demek oluyor.

Hayye ale'l-felâh'ta da öyle denilecek, ötekiler aynen tekrar edilecek.Hayye ale'l-felâh'ta da öyle denilecek, ötekiler aynen tekrar edilecek. Bundan sonra ezana saygı duyalım, saygımızı güzel yapalım inşallah. Bundan sonra ezana saygı duyalım, saygımızı güzel yapalım inşallah.

Men semmea semmeallahu bihî ve men râyâ râyallâhu bihî ve men şâkka şakkallâhu aleyhi yevme'l-kıyâme. Men semmea semmeallahu bihî ve men râyâ râyallâhu bihî ve men şâkka şakkallâhu aleyhi yevme'l-kıyâme.

Buhârî'de dâhi, Müslim'de dâhi olan bir hadîs-i şerîftir.Buhârî'de dâhi, Müslim'de dâhi olan bir hadîs-i şerîftir. İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan rivayet edilmiş. İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan rivayet edilmiş.

Bu hadîs-i şerîfin manası şu; Bu hadîs-i şerîfin manası şu;

Men semmea semmeallahu bihî. "Her kim ki, süm'a yaparsa Allah da ona süm'a yapar!" Men semmea semmeallahu bihî. "Her kim ki, süm'a yaparsa Allah da ona süm'a yapar!"

Süm'a ne demek? Yaptığı işi, kendisini şöhretlendirecek gibi ortaya ortaya atıyor,Süm'a ne demek?

Yaptığı işi, kendisini şöhretlendirecek gibi ortaya ortaya atıyor,
yaptığı ibadetleri söylüyor, hayırları, hasenâtı belli ediyor. yaptığı ibadetleri söylüyor, hayırları, hasenâtı belli ediyor.

İnsanlar duysun, benim namım yürüsün insanlar bilsin gibilerden ortaya atmasına süm'a derler.İnsanlar duysun, benim namım yürüsün insanlar bilsin gibilerden ortaya atmasına süm'a derler. İnsan; namım yürüsün, yaptığım hayırlar hasenatlâr kulaklarda duyulsun daİnsan; namım yürüsün, yaptığım hayırlar hasenatlâr kulaklarda duyulsun da oradan bazı menfaatler gelir elbette diye [hareket ederse] o zaman Allah da onun şöhretinioradan bazı menfaatler gelir elbette diye [hareket ederse] o zaman Allah da onun şöhretini mahşer halkına duyurur, ondan sonra ecri vermez, öyle cezalandırır! Çünkü süm'a yaptı. mahşer halkına duyurur, ondan sonra ecri vermez, öyle cezalandırır! Çünkü süm'a yaptı.

Ve men râyâ râyallâhu bihî. "Kim riyakârlık yaparsa, yaptığı işi gösteriş için yaparsa,Ve men râyâ râyallâhu bihî. "Kim riyakârlık yaparsa, yaptığı işi gösteriş için yaparsa, 'Görsünler de aferin desinler, ben de ondan dünyevi bazı faydalar sağlayayım…' diye'Görsünler de aferin desinler, ben de ondan dünyevi bazı faydalar sağlayayım…' diye insanların görmesini isterse Allah da ona riya yapar!" Riya ile muamele eder.insanların görmesini isterse Allah da ona riya yapar!"

Riya ile muamele eder.
Cenneti gösterir, "Cennete giriyorum!" dedirtir, cehenneme döndürür! Diyecekmiş ki; Cenneti gösterir, "Cennete giriyorum!" dedirtir, cehenneme döndürür! Diyecekmiş ki;

Bu hadis değil başka hadisten bunu anlıyoruz: Bu hadis değil başka hadisten bunu anlıyoruz:

"Yâ Rabbi! Evet, kabahatim var cehenneme gireceğim ama cenneti bana göstermeseydin."Yâ Rabbi! Evet, kabahatim var cehenneme gireceğim ama cenneti bana göstermeseydin. Hasretim içimden daha arttı. Hasretim içimden daha arttı. Onu gördükten sonra cehenneme gitmek daha beter azap oldu, daha fena oldu,Onu gördükten sonra cehenneme gitmek daha beter azap oldu, daha fena oldu, keşke onu görmeseydim de hiç olmazsa görmeden yansaydım!.." keşke onu görmeseydim de hiç olmazsa görmeden yansaydım!.."

"Sen de dünyada amellerini başkalarına gösterdin ama güzel amel etmedin;"Sen de dünyada amellerini başkalarına gösterdin ama güzel amel etmedin; aslında riyakârlık, gösteriş yaptın. Bu da sana gösteriş!.." aslında riyakârlık, gösteriş yaptın. Bu da sana gösteriş!.."

Sanki sevabı varmış, sevap kazanılıyormuş gibi gösteriliyor, Allah vermiyor.Sanki sevabı varmış, sevap kazanılıyormuş gibi gösteriliyor, Allah vermiyor. İnsan âhirette yaptığı kabahatin cinsine göre ceza buluyor. İnsan âhirette yaptığı kabahatin cinsine göre ceza buluyor.

Ve men şâkka. "Her kim Ümmet-i Muhammed'e meşakkat verirse, zorluk çıkartırsa, başını daraltırsa,Ve men şâkka. "Her kim Ümmet-i Muhammed'e meşakkat verirse, zorluk çıkartırsa, başını daraltırsa, sıkıntı yüklerse" şakkallâhu aleyhi yevme'l-kıyâme. "Kıyamet gününde Allah ona meşakkat yükler!" sıkıntı yüklerse" şakkallâhu aleyhi yevme'l-kıyâme. "Kıyamet gününde Allah ona meşakkat yükler!"

Bu hadîs-i şerîfte; el-Cezâu min cinsi'l-amel, kaidesi görülüyor. "Karşılık, yapılan amele göredir!" Bu hadîs-i şerîfte;

el-Cezâu min cinsi'l-amel, kaidesi görülüyor.

"Karşılık, yapılan amele göredir!"

Riyakârlıksa nimetleri görür, mahrum kalır; gösteriş ise, şöhretlenmekse,Riyakârlıksa nimetleri görür, mahrum kalır; gösteriş ise, şöhretlenmekse, lafını, namını yürütmek ise Allah kıyamet ehline namını başka türlü duyurtur, ondan sonra yine cezalandırır. lafını, namını yürütmek ise Allah kıyamet ehline namını başka türlü duyurtur, ondan sonra yine cezalandırır.

Ali oğlu Veli; adı duyuldu ama ondan sonra mahşer halkına rezil rüsva oldu! Ali oğlu Veli; adı duyuldu ama ondan sonra mahşer halkına rezil rüsva oldu!

Bu hadisten ne anlıyoruz? Dilimizin döndüğü kadar anlatmaya çalıştık.Bu hadisten ne anlıyoruz?

Dilimizin döndüğü kadar anlatmaya çalıştık.
İnsan yaptığı şeyi Allah rızası için yapacak.İnsan yaptığı şeyi Allah rızası için yapacak. Gösteriş için yapmayacak, şöhretlenmek için, namı yürüsün diye yapmayacak.Gösteriş için yapmayacak, şöhretlenmek için, namı yürüsün diye yapmayacak. Başkasına meşakkat vermeyecek, müslümanların başını daraltmayacak, Başkasına meşakkat vermeyecek, müslümanların başını daraltmayacak, başını sıkmayacak, onlara eza cefa etmeyecek... başını sıkmayacak, onlara eza cefa etmeyecek... Yaparsa âhirette yaptığının mukabelesinde aynı tarzda ceza görür, bu anlaşılıyor. Yaparsa âhirette yaptığının mukabelesinde aynı tarzda ceza görür, bu anlaşılıyor.

Abdullah b. Amr b. Âs rivayet etmiş. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Abdullah b. Amr b. Âs rivayet etmiş. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Men semeannâse bi-amelihî semmeallâhu bihî sâmia halkihî ve hakkarahû ve sağğarahû. Men semeannâse bi-amelihî semmeallâhu bihî sâmia halkihî ve hakkarahû ve sağğarahû.

"Kim yaptığı ameli insanlar duysun diye yaparsa, kendisinin reklamını yaparsa,"Kim yaptığı ameli insanlar duysun diye yaparsa, kendisinin reklamını yaparsa, propaganda yaparsa Allah da onu mahlûkatın kulaklarında şöhretlendirir!"propaganda yaparsa Allah da onu mahlûkatın kulaklarında şöhretlendirir!" Ve hakkarahû ve sağğarahû. "Sonra onu hakaretlere uğratıp küçültür de küçültür,Ve hakkarahû ve sağğarahû. "Sonra onu hakaretlere uğratıp küçültür de küçültür, mahşer halkının huzurunda hakarete uğratır, tahkir ve tasgir eder, alçaltır!" mahşer halkının huzurunda hakarete uğratır, tahkir ve tasgir eder, alçaltır!"

Onun için riya ve süm'a denilen şey; reklam yapmak ve gösteriş yapmak,Onun için riya ve süm'a denilen şey; reklam yapmak ve gösteriş yapmak, kendisinin âhiret amelini başkaları görsün diye, alkışlasın, beğensinler;kendisinin âhiret amelini başkaları görsün diye, alkışlasın, beğensinler; ben dünya menfaati celbedeyim diye bir şey yapmak çok büyük kusurlardan birisi.ben dünya menfaati celbedeyim diye bir şey yapmak çok büyük kusurlardan birisi. Kalbe ait, insanın gönlüne ait hastalıklardan bir korkunç hastalıktır, kötü hastalıktır.Kalbe ait, insanın gönlüne ait hastalıklardan bir korkunç hastalıktır, kötü hastalıktır. İnsan bunu yaptığı zaman riyakârlıkla yaptığı ameli Allah kabul etmez. İnsan bunu yaptığı zaman riyakârlıkla yaptığı ameli Allah kabul etmez.

İnsan hâlisen li-vechillâh amel etmeyi öğrenecek!İnsan hâlisen li-vechillâh amel etmeyi öğrenecek! Sırf Allah sevsin diye, Allah'ın rızasını kazanmak için hareket etmeye kendimizi alıştıracağız.Sırf Allah sevsin diye, Allah'ın rızasını kazanmak için hareket etmeye kendimizi alıştıracağız. Varsın halk bilmesin! Eskilerin tekerlemeleri vardır, güzel sözler söylemişler: İyilik yap, denize at… Varsın halk bilmesin! Eskilerin tekerlemeleri vardır, güzel sözler söylemişler:

İyilik yap, denize at…

Sen iyiliği yap da isterse hiç kimse bilmesin, dalgalar arasında sular içinde kaybolsun, dibe gitsin. Sen iyiliği yap da isterse hiç kimse bilmesin, dalgalar arasında sular içinde kaybolsun, dibe gitsin.

İyilik yap, denize at; balık bilmezse de Hâlık bilir! Varsın mahlûkat bilmesin, Allah bilmiyor mu?! İyilik yap, denize at; balık bilmezse de Hâlık bilir!

Varsın mahlûkat bilmesin, Allah bilmiyor mu?!

Gösterişe lüzum yok! Gösterişe riya derler.Gösterişe lüzum yok!

Gösterişe riya derler.
Kendisini reklam yapmaya, kendisini provoke etmeye, şöhretlenmeye, böbürlenmeye de süm'a derler. Kendisini reklam yapmaya, kendisini provoke etmeye, şöhretlenmeye, böbürlenmeye de süm'a derler.

Süm'a: Semia'dan geliyor; kendi meziyetlerini güya kulaklara işittirmek. Süm'a: Semia'dan geliyor; kendi meziyetlerini güya kulaklara işittirmek.

Riya: reâ; görmekten, başkalarına göstermekten geliyor, Türkçe'de gösteriş diyoruz. Riya: reâ; görmekten, başkalarına göstermekten geliyor, Türkçe'de gösteriş diyoruz.

et-Tergib ve't-Terhib adlı hadis kitabından bir hadis aklıma geldi: et-Tergib ve't-Terhib adlı hadis kitabından bir hadis aklıma geldi:

Bir kimse bir iyilik yapsa diyelim ki bir misal olarak geceleyin kalktı gönlüne bir yumuşaklık geldi,Bir kimse bir iyilik yapsa diyelim ki bir misal olarak geceleyin kalktı gönlüne bir yumuşaklık geldi, o gece ne olduysa artık abdestli yattı. "Hadi gece kalkayım, Mevlâma tesbih çekeyim, ibadet edeyim." dedi.o gece ne olduysa artık abdestli yattı. "Hadi gece kalkayım, Mevlâma tesbih çekeyim, ibadet edeyim." dedi. Kalktı, tesbih çekti, gözü yaşardı, ağladı, Kur'an okudu, tatlı bir gece geçirdi. Hoş, tadı damağında… Kalktı, tesbih çekti, gözü yaşardı, ağladı, Kur'an okudu, tatlı bir gece geçirdi. Hoş, tadı damağında…

Şeytan onun sevap kazandığını kıskanıyor ya onun yanına gelir, damarından girer.Şeytan onun sevap kazandığını kıskanıyor ya onun yanına gelir, damarından girer. Bir insan böyle bir iyilik yaptı, Allah buna en aşağı on misli sevap verirBir insan böyle bir iyilik yaptı, Allah buna en aşağı on misli sevap verir veya yedi yüz misli verir veya bigayri hisâb verir!veya yedi yüz misli verir veya bigayri hisâb verir! Allah'ın işine akıl ermez, hesaba gelmez tarzda çok da sevap verebilir.Allah'ın işine akıl ermez, hesaba gelmez tarzda çok da sevap verebilir. Kalbinin paklığına göre çok sevap verebilir. Eğer bu yaptığını başka yerde söylerse… Kalbinin paklığına göre çok sevap verebilir.

Eğer bu yaptığını başka yerde söylerse…

Mesela insan bazen kendisinin gösteriş yaptığının, riyakârlık yaptığının farkında olmaz,Mesela insan bazen kendisinin gösteriş yaptığının, riyakârlık yaptığının farkında olmaz, yaptığı iyi şeyleri söylediğinin farkına varmayabilir. Çünkü içinden bir his ona "Söyle, söyle…" diyor.yaptığı iyi şeyleri söylediğinin farkına varmayabilir. Çünkü içinden bir his ona "Söyle, söyle…" diyor. Mesela akşam tesbihinin, teheccüt namazının tadını duydu ya, içinden bir ses söyle şimdi [der.]Mesela akşam tesbihinin, teheccüt namazının tadını duydu ya, içinden bir ses söyle şimdi [der.] Bazıları öyle diyor: "Allah riya etmesin, gösteriş olmasın; Bazıları öyle diyor:

"Allah riya etmesin, gösteriş olmasın;
dün gece kalktım da buz gibi suyla abdest aldım da bir saat Allah ne verdiyse ibadet ettik… dün gece kalktım da buz gibi suyla abdest aldım da bir saat Allah ne verdiyse ibadet ettik… Tam o sırada telefon çaldı…" Öbür tarafı bırakıp da şu telefonu doğrudan söylesene!Tam o sırada telefon çaldı…"

Öbür tarafı bırakıp da şu telefonu doğrudan söylesene!
Hayır, maksat oradaki o yaptığı ibadeti de söylüyor, gitti.Hayır, maksat oradaki o yaptığı ibadeti de söylüyor, gitti. Bir insan yaptığı güzel ibadeti, hayrı söylerse Allah onun yedi yüz mislisini, on mislisini silermiş;Bir insan yaptığı güzel ibadeti, hayrı söylerse Allah onun yedi yüz mislisini, on mislisini silermiş; bir sevap kalırmış! Katları gitti, eyvah. Mükâfatı kat kat alacaktı ama bir mükâfatı kaldı. bir sevap kalırmış! Katları gitti, eyvah. Mükâfatı kat kat alacaktı ama bir mükâfatı kaldı.

Onunla da tatmin olmadı, gitti başka bir yerde daha söyledi: Onunla da tatmin olmadı, gitti başka bir yerde daha söyledi:

"Ya dün gece Allah bana bir hafiflik verdi, kalktım bir ibadet ettim bir ibadet ettim,"Ya dün gece Allah bana bir hafiflik verdi, kalktım bir ibadet ettim bir ibadet ettim, gözyaşlarımdan secde mahalli ıslandı, Allah kalbime [rikkat] verdi, gözyaşlarımdan secde mahalli ıslandı, Allah kalbime [rikkat] verdi, Allah cümleye kalp inceliği versin…" filan. Seni riyakâr seni!Allah cümleye kalp inceliği versin…" filan.

Seni riyakâr seni!
Allah o sevabı da silermiş, riyakârlıktan dolayı günah yazarmış.Allah o sevabı da silermiş, riyakârlıktan dolayı günah yazarmış. Bunun için insanın iyiliğini de çok söylememesi lazım, dilini tutması lazım. Bunun için insanın iyiliğini de çok söylememesi lazım, dilini tutması lazım.

Ebû Süleyman ed-Dârânî rahmetullahi aleyh galiba bir talebesinin, bir müridinin evine gitmiş.Ebû Süleyman ed-Dârânî rahmetullahi aleyh galiba bir talebesinin, bir müridinin evine gitmiş. Şeyh efendi bizim eve geldi, diye müridi tabii bayram yapıyor. Şeyh efendi bizim eve geldi, diye müridi tabii bayram yapıyor. Başköşeye oturtmuş. Şeyh efendiye yemek çıkartacak, sofra koymuş, içeriye seslenmiş:Başköşeye oturtmuş. Şeyh efendiye yemek çıkartacak, sofra koymuş, içeriye seslenmiş: "Hatun, sofraya getirdiğin en güzel tabakları koy, ikinci hacdan getirdiğimiz tabaklar var ya"Hatun, sofraya getirdiğin en güzel tabakları koy, ikinci hacdan getirdiğimiz tabaklar var ya güzel, işte o tabaklara koy…" deyince, hoca efendi kaşlarını çatmış: güzel, işte o tabaklara koy…" deyince, hoca efendi kaşlarını çatmış:

"Mürai, senin yaptığın iki hac da bâtıl oldu, yeniden hac et!" İki hacda bâtıl oldu, demiş."Mürai, senin yaptığın iki hac da bâtıl oldu, yeniden hac et!"

İki hacda bâtıl oldu, demiş.
"İkinci hacdan getirdiğimiz tabaklara koy…" dediğin zaman oradan anlaşılıyor ki iki kere hacca gitmiş. "İkinci hacdan getirdiğimiz tabaklara koy…" dediğin zaman oradan anlaşılıyor ki iki kere hacca gitmiş.

"Seni yalancı, seni mürâî, gösterçi!" demiş, azarlamış."Seni yalancı, seni mürâî, gösterçi!" demiş, azarlamış. "Bütün iki haccın da bâtıl oldu; var yeniden hac eyle!" demiş. "Bütün iki haccın da bâtıl oldu; var yeniden hac eyle!" demiş.

Eski insanların hâli başka türlü!Eski insanların hâli başka türlü! Bir mübarek de -galiba Süfyan-ı Sevrî hazretleri rahmetullahi aleyh- evinden dışarıya çıkarkenBir mübarek de -galiba Süfyan-ı Sevrî hazretleri rahmetullahi aleyh- evinden dışarıya çıkarken sırtına cübbeyi geçirmiş, çıkmış gidiyor. Selam vermişler: sırtına cübbeyi geçirmiş, çıkmış gidiyor. Selam vermişler:

"Hocamız, efendimiz, cübbeyi ters giymişsiniz, elbiseyi üzerinize ters giymişsiniz!" demişler. "Hocamız, efendimiz, cübbeyi ters giymişsiniz, elbiseyi üzerinize ters giymişsiniz!" demişler.

Bakmış, dikişinden filan anlaşılıyor, ters giymiş. "Çıkart "demişler. Bakmış, dikişinden filan anlaşılıyor, ters giymiş.

"Çıkart "demişler.

"Yok, ben Allah rızası için giydiğim şeyi insanlar için çıkarmam!" "Yok, ben Allah rızası için giydiğim şeyi insanlar için çıkarmam!"

"Varsın ters olsun! Ben bunu niye giydim?" "Allah rızası için giydim!" "Varsın ters olsun! Ben bunu niye giydim?"

"Allah rızası için giydim!"

İnsan niye giyiniyor? Bak her şeyde neyi düşünüyor? Arkadaşlar, neden giyiniyorsunuz? İnsan niye giyiniyor? Bak her şeyde neyi düşünüyor? Arkadaşlar, neden giyiniyorsunuz?

"Üşümüyorum filan diye!" Hayır, Allah "Örtün!" demiş, ondan!"Üşümüyorum filan diye!"

Hayır, Allah "Örtün!" demiş, ondan!
Çünkü başka türlü giyinirdim.Çünkü başka türlü giyinirdim. Giyinmenin şekli şemaili, sebebi var; biz Allah emrettiği için giyiniyoruz. Giyinmenin şekli şemaili, sebebi var; biz Allah emrettiği için giyiniyoruz.

Allah bize örtünmeyi emretmiş; erkeğe de kadına da, kapatmamız gereken yerler var.Allah bize örtünmeyi emretmiş; erkeğe de kadına da, kapatmamız gereken yerler var. Evet, erkeğin kapatacağı yerler daha az, kadının daha çok! Niye yemek yiyorsun? Evet, erkeğin kapatacağı yerler daha az, kadının daha çok!

Niye yemek yiyorsun?

Efendim vücuduma karşı borçluyum, vücudum da benden hesap sorar:Efendim vücuduma karşı borçluyum, vücudum da benden hesap sorar: "Yâ Rabbi! Bu bana hakkım olan gıdayı vermedi!" der. "Yâ Rabbi! Bu bana hakkım olan gıdayı vermedi!" der. "Ben bu vücuda bakmasam, ihmalimden dolayı verem olsam bu vücut benden davacı olur. "Ben bu vücuda bakmasam, ihmalimden dolayı verem olsam bu vücut benden davacı olur. Ben ondan yiyorum…" Niye çalışıyorsun? Ben ondan yiyorum…"

Niye çalışıyorsun?

"Helalinden para kazanayım, evdeki çoluk çocuğa helal lokma yedireyim."Helalinden para kazanayım, evdeki çoluk çocuğa helal lokma yedireyim. Hayır yapayım, ben de bir sofra açayım.Hayır yapayım, ben de bir sofra açayım. Gelsinler; ihvânımız, kardeşlerimiz benim de soframda yemek yesin, sevap kazanayım. Gelsinler; ihvânımız, kardeşlerimiz benim de soframda yemek yesin, sevap kazanayım. Elimden geldiğince şuna buna da yardım edeyim…" Böyle olacak. Elimden geldiğince şuna buna da yardım edeyim…" Böyle olacak.

İnsan her yaptığı şeyi bu niyetle yapacak. İnsan her yaptığı şeyi bu niyetle yapacak.

O adamcağız da öyle demiş.O adamcağız da öyle demiş. Mezhep kurdu da mezhebi sonradan devam etmedi, taraftarları bu zamana kadar yaşamadı. Mezhep kurdu da mezhebi sonradan devam etmedi, taraftarları bu zamana kadar yaşamadı. Süfyân-ı Sevrî; "Allah rızası için giydiğim libası insanların rızası, hatırı için değiştirmem!" demiş.Süfyân-ı Sevrî; "Allah rızası için giydiğim libası insanların rızası, hatırı için değiştirmem!" demiş. Varsın öyle dursun; insanlardan korktuğu yok, Allah'tan korkuyor, Allah'ı düşünüyor. Varsın öyle dursun; insanlardan korktuğu yok, Allah'tan korkuyor, Allah'ı düşünüyor.

Hoşuma giden şeylerden birisi: Bâyezîd-i Bistâmî evliâullahın büyüklerinden,Hoşuma giden şeylerden birisi:

Bâyezîd-i Bistâmî evliâullahın büyüklerinden,
çok meşhur mübarek bir zât. Otuz defa yaya hac yapmış. Nefsi kendisine demiş ki; çok meşhur mübarek bir zât. Otuz defa yaya hac yapmış. Nefsi kendisine demiş ki;

"Epeyce hac ettin, Allah indinde mevkiin makamın yüksektir. Bu kadar haccın ne kadar sevabı vardır…" "Epeyce hac ettin, Allah indinde mevkiin makamın yüksektir. Bu kadar haccın ne kadar sevabı vardır…"

Şöyle bakmış, nefsi içinden ibadetlerini beğeniyor ve onlardan dolayı böbürlenmek hissi geliyor.Şöyle bakmış, nefsi içinden ibadetlerini beğeniyor ve onlardan dolayı böbürlenmek hissi geliyor. Oradaki çörekçinin yanına gitmiş, demiş ki; Oradaki çörekçinin yanına gitmiş, demiş ki;

"Otuz defa yaya hac ettim, param yok; bu otuz haccın sevabını vereyim,"Otuz defa yaya hac ettim, param yok; bu otuz haccın sevabını vereyim, bana bir çörek verir misin?" demiş. Adamın gözleri açılmış: "Tabii, al çöreği!" bana bir çörek verir misin?" demiş.

Adamın gözleri açılmış: "Tabii, al çöreği!"

Çöreği almış ve hac sevabını vermiş. Sevaplar alınır verilir mi? Çöreği almış ve hac sevabını vermiş.

Sevaplar alınır verilir mi?

Evet, alınır verilir, şakaya gelmez! Evet, alınır verilir, şakaya gelmez!

Biz küçükken -Allah rahmet eylesin- hemşerilerimizden birisi geldi: Biz küçükken -Allah rahmet eylesin- hemşerilerimizden birisi geldi:

"Şu kıldığın namazın, tuttuğun orucun sevabını bana verir misin?" dedi. "Şu kıldığın namazın, tuttuğun orucun sevabını bana verir misin?" dedi.

Yutkundum, düşündüm, taşındım filan. Sonra rahmetli anam dedi ki; "İyi ki 'Verdim.' demedin.Yutkundum, düşündüm, taşındım filan. Sonra rahmetli anam dedi ki;

"İyi ki 'Verdim.' demedin.
'Verdim.' deseydin giderdi!" O gittikten sonra öyle dedi. Öyle aldım-verdim, şakaya gelmez! 'Verdim.' deseydin giderdi!" O gittikten sonra öyle dedi. Öyle aldım-verdim, şakaya gelmez!

Bâyezîd-i Bistâmî; "Otuz haccın sevabını verdim!" demiş, ondan sonra çöreği almış.Bâyezîd-i Bistâmî; "Otuz haccın sevabını verdim!" demiş, ondan sonra çöreği almış. Bir çörek aldı. Götürmüş, oradaki köpeğin önüne de "Al bunu ye!" diye çöreği koymuş. Bir çörek aldı. Götürmüş, oradaki köpeğin önüne de "Al bunu ye!" diye çöreği koymuş. Köpek onu bir çırpıda yuttu. Nefsine dönmüş: "Ey nefis! Seni melun seni!Köpek onu bir çırpıda yuttu. Nefsine dönmüş:

"Ey nefis! Seni melun seni!
Şimdi ne ile övüneceksin, şimdi tutunacak dalın kaldı mı?Şimdi ne ile övüneceksin, şimdi tutunacak dalın kaldı mı? Allah'ın rahmetinden gayri dayanacak bir şeyin kaldı mı?.." demiş, böbürlenmesini kırmış. Allah'ın rahmetinden gayri dayanacak bir şeyin kaldı mı?.." demiş, böbürlenmesini kırmış.

O adamların işlerine akıl ermez, anlayamayız.O adamların işlerine akıl ermez, anlayamayız. Ne kadar ince düşünüyorlar; o nefsin o böbürlenmesine çareyi öyle bulmuş. Ne kadar ince düşünüyorlar; o nefsin o böbürlenmesine çareyi öyle bulmuş. Yoksa insan böbürlenip duracak! Öyle insanlar var ki günah küpü, içi dolu, günah küpü! Yoksa insan böbürlenip duracak!

Öyle insanlar var ki günah küpü, içi dolu, günah küpü!

"Allah beni cennetine sokmayacak da başkasını mı sokacak?!.." diyor. "Allah beni cennetine sokmayacak da başkasını mı sokacak?!.." diyor.

Sokmazsa yakasına mı yapışacaksın?! Ne biçim laf! Dünya kadar kabahati de var! Sokmazsa yakasına mı yapışacaksın?! Ne biçim laf! Dünya kadar kabahati de var!

"Sen benim kalbime bak!" [diyor]. "Sen benim kalbime bak!" [diyor].

Senin kalbin çirkeflik dolu, görünmüyor diye şey yapıyorsun ama berbat!Senin kalbin çirkeflik dolu, görünmüyor diye şey yapıyorsun ama berbat! Ne sanıyorsun sen kendini?! Edepsiz edepsiz konuşuyorlar… Ne sanıyorsun sen kendini?! Edepsiz edepsiz konuşuyorlar…

Allahu Teâlâ hazretleri bizi riyakârlıktan, iç hastalıklardan; dâhilî hastalıklarından,Allahu Teâlâ hazretleri bizi riyakârlıktan, iç hastalıklardan; dâhilî hastalıklarından, dışarıdan görünmez gönül hastalıklarından korusun.dışarıdan görünmez gönül hastalıklarından korusun. Allah bu çeşit hastalıklardan korusun çünkü bunlar haricî hastalıklardan daha beterdir! Allah bu çeşit hastalıklardan korusun çünkü bunlar haricî hastalıklardan daha beterdir!

Kolunda bir çıban çıkar, tedavi ettirirsin; kolun kırılır, sardırırsın…Kolunda bir çıban çıkar, tedavi ettirirsin; kolun kırılır, sardırırsın… İçindeki o hastalık güzel bir tabîbin eline geçmezse ömrünün sonuna kadar gider ahiretinide mahveder.İçindeki o hastalık güzel bir tabîbin eline geçmezse ömrünün sonuna kadar gider ahiretinide mahveder. Onun için amelü'l-kalb, kalp ameli, gönül işleri gönle ait meseleler zâhir işlerinden daha önemlidir. Onun için amelü'l-kalb, kalp ameli, gönül işleri gönle ait meseleler zâhir işlerinden daha önemlidir.

Fıkh-ı bâtın, fıkh-ı zahirden daha önce gelir.Fıkh-ı bâtın, fıkh-ı zahirden daha önce gelir. Dış şekli itibariyle insan namazı dosdoğru kılar ama niyeti fasit olunca,Dış şekli itibariyle insan namazı dosdoğru kılar ama niyeti fasit olunca, riya olunca sevap alamaz, günaha girer. Onun için bunların da öğretilmesi lazım.riya olunca sevap alamaz, günaha girer. Onun için bunların da öğretilmesi lazım. Bunları öğreten ilim de ilm-i bâtındır, ilm-i tasavvuftur. Onun için o şart, onu öğrenmek herkese farzdır. Bunları öğreten ilim de ilm-i bâtındır, ilm-i tasavvuftur. Onun için o şart, onu öğrenmek herkese farzdır.

Men sevvede's-mehû mea imâmin câirin huşira meahû yevme'l-kıyâmeti. Men sevvede's-mehû mea imâmin câirin huşira meahû yevme'l-kıyâmeti.

Hatib el-Bağdadi ve Darekutnî'den rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf,Hatib el-Bağdadi ve Darekutnî'den rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf, Mücahid mürsel olarak [rivayet etmiş]. Mücahid mürsel olarak [rivayet etmiş].

Men sevvede's-mehû mea imâmin câirin huşira meahû yevme'l-kıyâmeti.Men sevvede's-mehû mea imâmin câirin huşira meahû yevme'l-kıyâmeti. "Her kim ki ismini zalim bir hükümdarla kaydettirir, onun yanında olursa, "Her kim ki ismini zalim bir hükümdarla kaydettirir, onun yanında olursa, ismi onun yanı başında olursa kıyamet gününde onunla beraber haşr olur!" Bu ne demek? ismi onun yanı başında olursa kıyamet gününde onunla beraber haşr olur!"

Bu ne demek?

İnsanların her yaptığı şey yazılıyor! Nasıl yazılıyor? Kurşun kalemle mi mürekkepli kalemle mi?İnsanların her yaptığı şey yazılıyor!

Nasıl yazılıyor? Kurşun kalemle mi mürekkepli kalemle mi?
Çıkan mürekkeple mi çıkmayan mürekkeple mi? Beyaz kâğıda mı sarı kâğıda mı?.. Çıkan mürekkeple mi çıkmayan mürekkeple mi? Beyaz kâğıda mı sarı kâğıda mı?..

Ona aklımız ermez. Ama; İnnâ künnâ nestensihu mâ küntüm ta'melûn.Ona aklımız ermez. Ama;

İnnâ künnâ nestensihu mâ küntüm ta'melûn.
"Biz sizin her işlediğinizi kopya yapıp yazmaktayız!" deniliyor. Olur mu? Olur. "Biz sizin her işlediğinizi kopya yapıp yazmaktayız!" deniliyor.

Olur mu?

Olur.

Olabilir mi? Niye olmasın! Olabilir mi?

Niye olmasın!

"Hocam şimdi şuraya bir video kamerası koysalar, yarım saat sonra ben senin vaazını dinletirim."Hocam şimdi şuraya bir video kamerası koysalar, yarım saat sonra ben senin vaazını dinletirim. Oradan alırım, kaseti koyarım, [falanca kimseye] dinletirim…" Oradan alırım, kaseti koyarım, [falanca kimseye] dinletirim…"

İnsanlar sesiyle, görüntüsüyle böyle tespit ediyor da Allah celle celâlüh ve amme nevâluh.İnsanlar sesiyle, görüntüsüyle böyle tespit ediyor da Allah celle celâlüh ve amme nevâluh. Her şeye kâdir olan âciz mi?! Hep her şeyimiz yazılıyor.Her şeye kâdir olan âciz mi?! Hep her şeyimiz yazılıyor. Bir insan gitti, bir zalim adama yardakçı oldu, destekçi oldu, onun safına katıldı, Bir insan gitti, bir zalim adama yardakçı oldu, destekçi oldu, onun safına katıldı, onunla beraber çalışıyor ama adam zalim! Zalim gelmiş, mesela Kâbe'ye savaş açmış, öyle insanlar var.onunla beraber çalışıyor ama adam zalim!

Zalim gelmiş, mesela Kâbe'ye savaş açmış, öyle insanlar var.
Kâbe-i Müşerrefe'ye ordu çekmiş, muhasara etmiş, Kâbe'ye mancınıkla taş atmış.Kâbe-i Müşerrefe'ye ordu çekmiş, muhasara etmiş, Kâbe'ye mancınıkla taş atmış. Öyle insanlar var ki Medine'ye gelmişler sahâbe-i kirâmı kahren, zulmen öldürmüşler. Öyle insanlar var ki Medine'ye gelmişler sahâbe-i kirâmı kahren, zulmen öldürmüşler. Tek başına öldüremezdi, bir adamın iki tane eli var, bir şey yapamazdı.Tek başına öldüremezdi, bir adamın iki tane eli var, bir şey yapamazdı. Etrafında toplanan adamlara dayanarak yaptı.Etrafında toplanan adamlara dayanarak yaptı. Orduyla geldi, pürsilah mızraklı adamlar geldiler, zavallı cami cemaati bir şeyler yapamadı.Orduyla geldi, pürsilah mızraklı adamlar geldiler, zavallı cami cemaati bir şeyler yapamadı. İstediğini astı, istediğini dövdü, istediğine sövdü, istediğinin malını aldı, boynunu vurdu…İstediğini astı, istediğini dövdü, istediğine sövdü, istediğinin malını aldı, boynunu vurdu… Bir şeyler yaptı. Neye dayanarak yapıyor? Etrafındaki aveneye, tayfaya dayanıyor.Bir şeyler yaptı.

Neye dayanarak yapıyor?

Etrafındaki aveneye, tayfaya dayanıyor.
Etrafındaki yardakçılara, şakşakçılara, destekçilere dayanıyor.Etrafındaki yardakçılara, şakşakçılara, destekçilere dayanıyor. Her kim ki ismini bir zalim hükümdarın isminin yanına kayıt ettirirse,Her kim ki ismini bir zalim hükümdarın isminin yanına kayıt ettirirse, mânevî bakımdan onunla beraber olursa melekler, 'Bu adam filanca zalimin avenesi.' diye yazarlarsamânevî bakımdan onunla beraber olursa melekler, 'Bu adam filanca zalimin avenesi.' diye yazarlarsa ismi o grupta olursa o zaman zalimlerle beraber olur, ayrılmaz olur, cehenneme beraber giderler. ismi o grupta olursa o zaman zalimlerle beraber olur, ayrılmaz olur, cehenneme beraber giderler.

Onun için insanın kimi tutup kimi desteklediğini çok iyi düşünmesi lazım.Onun için insanın kimi tutup kimi desteklediğini çok iyi düşünmesi lazım. Hatta insanın oğlu, kızı, torunu bir kabahat yaptığı zaman kabahatine gülmesi bile doğru olmaz: Hatta insanın oğlu, kızı, torunu bir kabahat yaptığı zaman kabahatine gülmesi bile doğru olmaz:

"Küçük çocuktur canım, aldırma!"Küçük çocuktur canım, aldırma! Bak küçücük, dört yaşında çocuk ne kadar güzel sigara içiyor… Kah kah kih kih…" Sen gülmeyi görürsün! Bak küçücük, dört yaşında çocuk ne kadar güzel sigara içiyor… Kah kah kih kih…"

Sen gülmeyi görürsün!
Ondan sonra on dört yaşına gelir, yirmi dört yaşına gelir;Ondan sonra on dört yaşına gelir, yirmi dört yaşına gelir; o sigaranın içine afyon da koyar, öyle içer. Sen küçük yaşta onu kah kah gülerek teşvik edersin: o sigaranın içine afyon da koyar, öyle içer. Sen küçük yaşta onu kah kah gülerek teşvik edersin:

"Vay bacaksız mâşaallah!" [dersin], yanağını şapur şupur öpersin, oradan sigarayı, içkiyi matah sanır. "Vay bacaksız mâşaallah!" [dersin], yanağını şapur şupur öpersin, oradan sigarayı, içkiyi matah sanır.

"Gel bakalım, otur yanıma iç…" "Gel bakalım, otur yanıma iç…"

Alıştırırsın, ondan sonra ayıkla pirincin taşını!Alıştırırsın, ondan sonra ayıkla pirincin taşını! Peygamber Efendimiz; "Zalim, münafık, fasık, günahı aşikâr bir kimseye,Peygamber Efendimiz;

"Zalim, münafık, fasık, günahı aşikâr bir kimseye,
'Ey efendim!' denince arş titrer!" diyor. Taviz yok, hakkı dobra dobra söyleyeceksin! 'Ey efendim!' denince arş titrer!" diyor. Taviz yok, hakkı dobra dobra söyleyeceksin! Zalimse zulmünü engellemek ona yardımdır. Asıyor, kesiyor, vuruyor, kırıyor…Zalimse zulmünü engellemek ona yardımdır. Asıyor, kesiyor, vuruyor, kırıyor… Onun yapmasına yardımcı oldun mu ortak olursun, cehenneme beraber gidersin;Onun yapmasına yardımcı oldun mu ortak olursun, cehenneme beraber gidersin; onu engellemeye çalışacaksın. onu engellemeye çalışacaksın.

Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde;Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde; "Müslüman kardeşin zalim de olsa yardım et, mazlum da olsa yardım et!" buyurmadı mı? "Müslüman kardeşin zalim de olsa yardım et, mazlum da olsa yardım et!" buyurmadı mı?

"Yâ Resûlullah, mazlum kardeşe yardım etmeyi anladık, yatırılmış pataklıyorlar, kesiyorlar,"Yâ Resûlullah, mazlum kardeşe yardım etmeyi anladık, yatırılmış pataklıyorlar, kesiyorlar, vuruyorlar, kırıyorlar, mazluma yardım edeceğiz. Zalime yardım [nasıl olacak?]" Dedi ki; vuruyorlar, kırıyorlar, mazluma yardım edeceğiz. Zalime yardım [nasıl olacak?]" Dedi ki;

"Zalimi zulmünden alıkoyarsın, yaptırtmazsın, elini kolunu tutarsın, mâni olursun;"Zalimi zulmünden alıkoyarsın, yaptırtmazsın, elini kolunu tutarsın, mâni olursun; o da ona yardımdır!" Neden, o nasıl yardım? o da ona yardımdır!"

Neden, o nasıl yardım?

O zulmü yapmadığı zaman günaha girmez, yaptığı zaman âhireti mahvolur.O zulmü yapmadığı zaman günaha girmez, yaptığı zaman âhireti mahvolur. Yaptırtmamak ona yardım. Onun için müslümansa müslüman, seviyorsan sevYaptırtmamak ona yardım. Onun için müslümansa müslüman, seviyorsan sev o zaman muhabbetin devam etsin. Zulüm yaptırma, zalimliğine mâni ol, engelle; o ona yardımdır. o zaman muhabbetin devam etsin. Zulüm yaptırma, zalimliğine mâni ol, engelle; o ona yardımdır. Yoksa gidip safında yer alırsan o zaman onunla beraber cehenneme yuvarlanırsın. Allah korusun. Yoksa gidip safında yer alırsan o zaman onunla beraber cehenneme yuvarlanırsın. Allah korusun.

Etrafımızdaki hadiselerden misaller verelim: Saddam Hüseyin İran'a saldırdı.Etrafımızdaki hadiselerden misaller verelim:

Saddam Hüseyin İran'a saldırdı.
Etrafında adamlar var. İki komşu ülke; saldırmasaydınız, gül gülistan olsaydı,Etrafında adamlar var. İki komşu ülke; saldırmasaydınız, gül gülistan olsaydı, geçinseydiniz, işbirliği yapsaydınız, aranızda yollar yapsaydınız, barajlar yapsaydınız,geçinseydiniz, işbirliği yapsaydınız, aranızda yollar yapsaydınız, barajlar yapsaydınız, suyunun yarısı oraya yarısı buraya gitseydi.suyunun yarısı oraya yarısı buraya gitseydi. Avrupa devletleri birbirlerine gümrüksüz geliyorlar gidiyorlar, bunun gibi hoş olsaydı… Avrupa devletleri birbirlerine gümrüksüz geliyorlar gidiyorlar, bunun gibi hoş olsaydı… Fena mı olurdu? Hiç saldıracak şey bulamadın mı?! Saldırdılar, o da karşı koydu. Fena mı olurdu? Hiç saldıracak şey bulamadın mı?! Saldırdılar, o da karşı koydu. O ona top atıyor, o ona atıyor; müslümana yakışıyor mu?! İnsanın yüreği kan ağlıyor. O ona top atıyor, o ona atıyor; müslümana yakışıyor mu?! İnsanın yüreği kan ağlıyor.

Nasıl yapıyor? Destekçisi var. Ona evet demiş, tâbi olmuş insanlar var, öyle yapıyor. Nasıl yapıyor?

Destekçisi var. Ona evet demiş, tâbi olmuş insanlar var, öyle yapıyor.

Kim desteklerse, kim ismini o grupta yazarsa o da onunla beraber olacak. Zalime destek olmak yok! Kim desteklerse, kim ismini o grupta yazarsa o da onunla beraber olacak. Zalime destek olmak yok!

Men şeribe'l-hamra fe'clidûhu fe-in âde's-sâniyete fe'clidûhu fe-in ade's-sâlisateMen şeribe'l-hamra fe'clidûhu fe-in âde's-sâniyete fe'clidûhu fe-in ade's-sâlisate fe'clidûhu fe-in âde'r-râbiate faktülûhu. fe'clidûhu fe-in âde'r-râbiate faktülûhu.

Bu hadisi şerif de içki içmekle ilgili! Bu hadisi şerif de içki içmekle ilgili!

Ahmed b. Hanbel'de, Taberânî'de, Müstedrek'te zikredilmiş.Ahmed b. Hanbel'de, Taberânî'de, Müstedrek'te zikredilmiş. Abdullah b. Ömer'den, Abdullah b. Amr b. Âs'tan, Câbir radıyallahu anhüm ecmaîn'den; mânası şu: Abdullah b. Ömer'den, Abdullah b. Amr b. Âs'tan, Câbir radıyallahu anhüm ecmaîn'den; mânası şu:

Men şeribe'l-hamra. "Kim içki içerse…" Sarhoşluk veren içki demek anlaşılıyor.Men şeribe'l-hamra. "Kim içki içerse…"

Sarhoşluk veren içki demek anlaşılıyor.
Cinsi ne olursa olsun, adı ne olursa olsun sarhoşluk verdi mi hepsi içkidir.Cinsi ne olursa olsun, adı ne olursa olsun sarhoşluk verdi mi hepsi içkidir. İçtin; kafan dumanlandı, yürüyüşün sendelemeye başladı mı hepsi içkidir.İçtin; kafan dumanlandı, yürüyüşün sendelemeye başladı mı hepsi içkidir. İster votka de, ister cin de, ister vermut, ister likör, ister şarap, ister bira, ister beyaz,İster votka de, ister cin de, ister vermut, ister likör, ister şarap, ister bira, ister beyaz, ister kırmızı de, ister hurmadan yapılmış olsun, ister arpadan, ister mısırdan yapılmış olsun; ister kırmızı de, ister hurmadan yapılmış olsun, ister arpadan, ister mısırdan yapılmış olsun; nerede yapılırsa yapılsın sarhoşluk veren her şey içkidir! nerede yapılırsa yapılsın sarhoşluk veren her şey içkidir!

Men şeribe'l-hamra fe'clidûhu. "Sarhoşluk veren içkilerden kim içerse sopayla dövün!" Men şeribe'l-hamra fe'clidûhu. "Sarhoşluk veren içkilerden kim içerse sopayla dövün!"

İslâm'da bir sopayla dövme cezası vardır,İslâm'da bir sopayla dövme cezası vardır, seksen değnek vurulacak! İmâm-ı Âzam hazretlerine göre değnek kaldırılacak, pat vurulacak. seksen değnek vurulacak! İmâm-ı Âzam hazretlerine göre değnek kaldırılacak, pat vurulacak.

İçki içene hür ise 80 değnek, köle ise 40 değnek vurulur. İçki içene hür ise 80 değnek, köle ise 40 değnek vurulur.

Fe-in âde's-sâniyete fe'clidûhu. "İkinci defa yine içerse yine değnekleyin, sopalayın, dövün!" Fe-in âde's-sâniyete fe'clidûhu. "İkinci defa yine içerse yine değnekleyin, sopalayın, dövün!"

Ama belli bir şekle göre; değneği nasıl kaldıracak, hangi hızla vuracak,Ama belli bir şekle göre; değneği nasıl kaldıracak, hangi hızla vuracak, hepsi adaletli belli bir ölçüde olacak. Ceza meydan dayağı; şahit olacak, diğerleri içmesin. hepsi adaletli belli bir ölçüde olacak. Ceza meydan dayağı; şahit olacak, diğerleri içmesin. Canı yansın, öbürleri de baksın. Meydan dayağı var, sopayı yiyor. Vazgeçsinler! Canı yansın, öbürleri de baksın. Meydan dayağı var, sopayı yiyor. Vazgeçsinler!

Fe-in ade's-sâlisate fe'clidûhu. "Üçüncü defa içerse yine sopalayın!"Fe-in ade's-sâlisate fe'clidûhu. "Üçüncü defa içerse yine sopalayın!" Fe in âde'r-râbiate faktülûhu. "Dördüncü defa içerse o zaman öldürün!" Fe in âde'r-râbiate faktülûhu. "Dördüncü defa içerse o zaman öldürün!"

Gümüşhanevî [Ahmed Ziyâüddin] Hocamız uzun izahat vermiş, yazmış, kaydetmiş:Gümüşhanevî [Ahmed Ziyâüddin] Hocamız uzun izahat vermiş, yazmış, kaydetmiş: "Bu hadîs-i şerîfin mevzuunda başka hadis-i şerifler var. Onlar da mütalaa edilmeli!"Bu hadîs-i şerîfin mevzuunda başka hadis-i şerifler var. Onlar da mütalaa edilmeli! Peygamber Efendimiz'e üçten fazla içki içeni getirdiler de öldürmedi. Peygamber Efendimiz'e üçten fazla içki içeni getirdiler de öldürmedi. Binâenaleyh önceden öyle demişti, sonradan bu hüküm kaldırıldı!Binâenaleyh önceden öyle demişti, sonradan bu hüküm kaldırıldı! İslâm'da dördüncü de içerse öldürme cezası kaldırıldı!" diye kaydediyor. İzahat veriyor. İslâm'da dördüncü de içerse öldürme cezası kaldırıldı!" diye kaydediyor. İzahat veriyor.

Tabii fıkhın ahkâmı neyse odur! Tabii fıkhın ahkâmı neyse odur!

Men şeribe'l-hamra sabâhan kâne ke'l-müşriki ve kezâlike in şeribehâ leylenkâneMen şeribe'l-hamra sabâhan kâne ke'l-müşriki ve kezâlike in şeribehâ leylenkâne ke'l-müşriki billâhi hattâ yüsbiha. Ve men şeribehâ hattâ yüskera lem yekbelillâhü salâtenke'l-müşriki billâhi hattâ yüsbiha. Ve men şeribehâ hattâ yüskera lem yekbelillâhü salâten erbaîne sabâhan ve men mâte ve fî urûkihî minhâ şey'ün mâte mîteten câhiliyyeten. erbaîne sabâhan ve men mâte ve fî urûkihî minhâ şey'ün mâte mîteten câhiliyyeten.

Hadîs-i şerîf içkiyle ilgili. Taberânî'de ve başka kaynaklarda kaydedilmiş.Hadîs-i şerîf içkiyle ilgili. Taberânî'de ve başka kaynaklarda kaydedilmiş. Peygamber Efendimiz içki hakkında buyuruyor ki; "Kim içkiyi içerse…" Peygamber Efendimiz içki hakkında buyuruyor ki;

"Kim içkiyi içerse…"

İzahatta; "Sarhoşluk veren içkiyi az da olsa çok da olsa, ağzına alıp da tükürecek kadar daİzahatta; "Sarhoşluk veren içkiyi az da olsa çok da olsa, ağzına alıp da tükürecek kadar da olsa oldu mu 80 değneği hak ettirir!" diyor. olsa oldu mu 80 değneği hak ettirir!" diyor. Bir ağız içimliği de olsa, daha sarhoş olmasa da olsun içmeyecekti,Bir ağız içimliği de olsa, daha sarhoş olmasa da olsun içmeyecekti, kabahati tahakkuk etmiş oluyor, bir ağız dolusu olsa bile! kabahati tahakkuk etmiş oluyor, bir ağız dolusu olsa bile!

Men şeribe'l-hamra sabâhan "Kim sabahleyin içki içerse"Men şeribe'l-hamra sabâhan "Kim sabahleyin içki içerse" kâne ke'l-müşriki. "o sarhoşluğundan dolayı müşrik kişi gibi, şirk koşan kişi gibi olur!kâne ke'l-müşriki. "o sarhoşluğundan dolayı müşrik kişi gibi, şirk koşan kişi gibi olur! Allah o mevkie, o derekeye indirir, onu makamından aşağıya düşürür!"Allah o mevkie, o derekeye indirir, onu makamından aşağıya düşürür!" Ve kezâlike in şeribehâ leylen "Gece içerse" kâne ke'l-müşriki billâhi hattâ yüsbiha.Ve kezâlike in şeribehâ leylen "Gece içerse" kâne ke'l-müşriki billâhi hattâ yüsbiha. "sabahlayıncaya kadar Allah'a şirk koşmuş insan gibi olur; "sabahlayıncaya kadar Allah'a şirk koşmuş insan gibi olur; dakikaları, zamanları o şekilde müşrik gibi, o sıfatla geçer!" dakikaları, zamanları o şekilde müşrik gibi, o sıfatla geçer!"

Sonra? Sonra?

Ve men şeribehâ hattâ yüskera "Kim bunu sarhoşlanıncaya kadar fazla miktarda içerse"Ve men şeribehâ hattâ yüskera "Kim bunu sarhoşlanıncaya kadar fazla miktarda içerse" lem yekbelillâhü salâten erbaîne sabâhan. "Allah onun kırk sabahlık namazını kabul etmez!" lem yekbelillâhü salâten erbaîne sabâhan. "Allah onun kırk sabahlık namazını kabul etmez!"

Bir ay on günlük ibadeti gümbürtüye gidiyor, namaz kılsa bile kabul olmaz! Bir ay on günlük ibadeti gümbürtüye gidiyor, namaz kılsa bile kabul olmaz!

Ve men mâte ve fî urûkihî minhâ şey'ün. "Kim damarlarında bu içkiden bir şey kalarak ölürse…" Ve men mâte ve fî urûkihî minhâ şey'ün. "Kim damarlarında bu içkiden bir şey kalarak ölürse…"

İçti, daha içki damarlarında dolaşıyor. Mâte mîteten câhiliyyeten.İçti, daha içki damarlarında dolaşıyor.

Mâte mîteten câhiliyyeten.
"Cahiliye devrinde ölmüş [biri gibi ölür]." "Cahiliye devrinde ölmüş [biri gibi ölür]."

Bir müslüman bu hadisi duydu mu içkinin olduğu yere gitmemesi lazım. Bir müslüman bu hadisi duydu mu içkinin olduğu yere gitmemesi lazım.

"Ben içmiyorum hocam, dükkânımda satıyorum…" Satamazsın!"Ben içmiyorum hocam, dükkânımda satıyorum…"

Satamazsın!
İçilmesi yasak olan şeyi satamazsın da!İçilmesi yasak olan şeyi satamazsın da! Çünkü senin vasıtanla o şahıs o naneyi yiyecek, o haltı yapacak; onun için satamazsın! Çünkü senin vasıtanla o şahıs o naneyi yiyecek, o haltı yapacak; onun için satamazsın!

"Hocam, ben satmıyorum, yalnız kasasını sırtımda taşıyorum?" Taşıyamazsın! "Hocam, ben satmıyorum, yalnız kasasını sırtımda taşıyorum?"

Taşıyamazsın!

"Otomobilimde taşıyorum, sırtımda değil. Benim kamyonetim var, arkasına yükleyeyim?.." Taşıyamazsın! "Otomobilimde taşıyorum, sırtımda değil. Benim kamyonetim var, arkasına yükleyeyim?.."

Taşıyamazsın!

"Hocam, ben içmiyorum da bazen arkadaşlar geliyorlar."Hocam, ben içmiyorum da bazen arkadaşlar geliyorlar. Kendimde hiç [dokunmuyorum], hizmetçiyi çağırıyorum.Kendimde hiç [dokunmuyorum], hizmetçiyi çağırıyorum. Amerikan bardan, dolaptan kıymetli içkiyi, viskiyi vs. çıkartıyorum;Amerikan bardan, dolaptan kıymetli içkiyi, viskiyi vs. çıkartıyorum; gözleri açılmış misafirlerin hepsinin kadehlerine hizmetçi döküyor, o ikram ediyor;gözleri açılmış misafirlerin hepsinin kadehlerine hizmetçi döküyor, o ikram ediyor; ben hiç karışmıyorum?.." Sundurmak da yasak!ben hiç karışmıyorum?.."

Sundurmak da yasak!
Ne sunabilirsin ne sundurabilirsin, ne içebilirsin ne taşıyabilirsin, ne satabilirsin ne alabilirsin!..Ne sunabilirsin ne sundurabilirsin, ne içebilirsin ne taşıyabilirsin, ne satabilirsin ne alabilirsin!.. Allah hepsine lanet etmiş, içkinin yapıldığı yere de lanet etmiş. Bu kadar şiddet neden? Allah hepsine lanet etmiş, içkinin yapıldığı yere de lanet etmiş.

Bu kadar şiddet neden?

Bir kış geçirdik, şiddetli kış; karlar yağdı, buzlar camlardan, damlardan kol boyu,Bir kış geçirdik, şiddetli kış; karlar yağdı, buzlar camlardan, damlardan kol boyu, bacak boyu buzlar sarktı; ne yaptın? bacak boyu buzlar sarktı; ne yaptın?

"Ne yapacağız; kapıyı pencereyi sımsıkı kapattık,"Ne yapacağız; kapıyı pencereyi sımsıkı kapattık, biraz hava alan yerler olursa oraya kauçuk köpüğü gibi bir şeyler sıkıştırdık. biraz hava alan yerler olursa oraya kauçuk köpüğü gibi bir şeyler sıkıştırdık. Hatta rüzgârın fazla geldiği yere içeriye soğuk gelmesin diye dışarıdan bir naylon çektik…" Hatta rüzgârın fazla geldiği yere içeriye soğuk gelmesin diye dışarıdan bir naylon çektik…"

Oradan ibret al! Bir şey fenaysa İslâm da onun her deliğini tıkar, hiçbir yerden fırsat vermez! Oradan ibret al! Bir şey fenaysa İslâm da onun her deliğini tıkar, hiçbir yerden fırsat vermez!

Sen soğuğu istemiyordun değil mi?! Sen soğuğu istemiyordun değil mi?!

"İstenir mi hocam; evde çocuk var; bebek hasta olsun, zatürre olsun ölsün mü?.." "İstenir mi hocam; evde çocuk var; bebek hasta olsun, zatürre olsun ölsün mü?.."

Nasıl kıyıyı köşeyi tıkıyorsan İslâm'da öyle yapıyor. İçki fena! Neden fena? Nasıl kıyıyı köşeyi tıkıyorsan İslâm'da öyle yapıyor.

İçki fena!

Neden fena?

İçkinin fenalığı hakkında bir tereddüdün var mı? Hiç tereddüt yok, resmen belli! Nereden belli? İçkinin fenalığı hakkında bir tereddüdün var mı?

Hiç tereddüt yok, resmen belli!

Nereden belli?

İş ciddi olduğu zaman belli oluyor: İş ciddi olduğu zaman belli oluyor:

"Mesela asker nöbette; yanında şişe, üşümeyeyim diye arada kafayı çekiyor; yapabilir mi?" "Mesela asker nöbette; yanında şişe, üşümeyeyim diye arada kafayı çekiyor; yapabilir mi?"

Tozunu çıkartırlar alimallah, nöbette hele bir yapsın! Askerlik oyuncak mı?!Tozunu çıkartırlar alimallah, nöbette hele bir yapsın! Askerlik oyuncak mı?! Canını çıkartırlar, divan-ı harbe verirler: "Vay kerata, sen nöbette içki içiyorsun!.." Canını çıkartırlar, divan-ı harbe verirler:

"Vay kerata, sen nöbette içki içiyorsun!.."

"Peki, askerde içilmez orada olmaz. Araba kullanırken içilir mi?"Peki, askerde içilmez orada olmaz. Araba kullanırken içilir mi? Kendi arabamı kullanıyorum, çarparsam kendi arabam!.." Kendi arabamı kullanıyorum, çarparsam kendi arabam!.."

Polis bir yakaladı mı canına okur, elinden ehliyeti alır. Bir daha araba kullanmak yok, der.Polis bir yakaladı mı canına okur, elinden ehliyeti alır. Bir daha araba kullanmak yok, der. Polisle sabit, askerle sabit, kanunla sabit ki doğru değil! Polisle sabit, askerle sabit, kanunla sabit ki doğru değil!

Doğru değil, sâir zamanlarda dayanamıyorlar, içiyorlar. Bu dünya imtihan dünyası!Doğru değil, sâir zamanlarda dayanamıyorlar, içiyorlar. Bu dünya imtihan dünyası! Allah rızası için canı çekse de hâkim olacak, yapmayacak.Allah rızası için canı çekse de hâkim olacak, yapmayacak. İslâm'da insanların zayıf yönlerini biliyor, Mevlâmız bizi Allah yaratmış, İslâm'ı bize emreden O.İslâm'da insanların zayıf yönlerini biliyor, Mevlâmız bizi Allah yaratmış, İslâm'ı bize emreden O. En hayırlısını bildiğinden; "Bunlara biraz fırsat tanısam bunlar yine nefislerine yenilirler, En hayırlısını bildiğinden;

"Bunlara biraz fırsat tanısam bunlar yine nefislerine yenilirler,
onun için imalini yasaklayım, taşınmasını yasaklayım, satmasını yasaklayım,onun için imalini yasaklayım, taşınmasını yasaklayım, satmasını yasaklayım, şusunu busunu yasaklayım…" [diyor], her deliği tıkıyor ki şusunu busunu yasaklayım…" [diyor], her deliği tıkıyor ki bu zayıf müslüman zavallıcıklar onu görüp de ayılıp bayılıp, dayanamayıp almasınlar. bu zayıf müslüman zavallıcıklar onu görüp de ayılıp bayılıp, dayanamayıp almasınlar.

Her tarafta bol bol olursa o zaman senin çocuğun bile senin gözünü avlar,Her tarafta bol bol olursa o zaman senin çocuğun bile senin gözünü avlar, bir gafil zamanını yakalar gider haylazbir gafil zamanını yakalar gider haylaz arkadaşlarıyla içebilir. Çünkü bol, her yerde, istemediğin kadar! arkadaşlarıyla içebilir. Çünkü bol, her yerde, istemediğin kadar!

Keşke petrol yerine alkolle çalışan arabalar yapsalardı da hepsini oraya harcasaydık!Keşke petrol yerine alkolle çalışan arabalar yapsalardı da hepsini oraya harcasaydık! O zaman hem petrole de para vermezdik! Yapılabilirmiş, her çeşit şeyden otomobil çalıştırılabilirmiş.O zaman hem petrole de para vermezdik! Yapılabilirmiş, her çeşit şeyden otomobil çalıştırılabilirmiş. Motorunu ona göre yapacaksın, alkolle çalışan şey yaparsın veya üçte bir nispetine katarsın oh! Motorunu ona göre yapacaksın, alkolle çalışan şey yaparsın veya üçte bir nispetine katarsın oh! Bizim memlekette arpa kıtlığı mı var?! Bizim memlekette arpa kıtlığı mı var?! Arpadan, mısırdan, buğdaydan; bazen buğdaylar kurtlandı diye denize döküyoruz. Arpadan, mısırdan, buğdaydan; bazen buğdaylar kurtlandı diye denize döküyoruz. Nişastasını çıkar, alkolünü al, yakıtın içine kat, motoru çalıştır ama insanlara içirme! Neden? Nişastasını çıkar, alkolünü al, yakıtın içine kat, motoru çalıştır ama insanlara içirme!

Neden?

İçersen arabayı çarpmak millî bir zarar!İçersen arabayı çarpmak millî bir zarar! Kafası, aklı başından gider, olmadık yere kızar, en sevdiği can ciğer arkadaşını bıçaklar!Kafası, aklı başından gider, olmadık yere kızar, en sevdiği can ciğer arkadaşını bıçaklar! Aklı başına geldiği zaman; "Hâkim Bey! Ne yapalım, içmiştim, hiç farkında değilim, Aklı başına geldiği zaman;

"Hâkim Bey! Ne yapalım, içmiştim, hiç farkında değilim,
çok da severdim, canım ciğerim kardeşimdi…" der. Bıçakladı gitti, katil oldu gitti. çok da severdim, canım ciğerim kardeşimdi…" der. Bıçakladı gitti, katil oldu gitti. İçkiden dolayı şunu yapar bunu yapar, her türlü şeyi yapar; işte bunu bırakacağız. İçkiden dolayı şunu yapar bunu yapar, her türlü şeyi yapar; işte bunu bırakacağız.

Alkolik olanların halini biliyorsunuz.Alkolik olanların halini biliyorsunuz. Almanya'da filan gördüm; adamlar biracı, alkolik oluyor, şişiyor,Almanya'da filan gördüm; adamlar biracı, alkolik oluyor, şişiyor, artık sokaklarda kenarlara yatıyorlar, çok fena hâle geliyorlar. artık sokaklarda kenarlara yatıyorlar, çok fena hâle geliyorlar.

O gibi adamlara bakan yerler var. Orada yurtların önünde sabahları 10 mark,O gibi adamlara bakan yerler var. Orada yurtların önünde sabahları 10 mark, 5 mark yevmiye veriliyor, onları alıyorlar, tekrar içkiye yatırıyorlar. 5 mark yevmiye veriliyor, onları alıyorlar, tekrar içkiye yatırıyorlar. İçki insanlığı mahvediyor. Bak İslâm 1400 yıl evvelden onu yasaklamış, "İçmeyeceksin!" demiş. İçki insanlığı mahvediyor. Bak İslâm 1400 yıl evvelden onu yasaklamış, "İçmeyeceksin!" demiş.

Ben, sen, öteki arkadaşımız içmiyor; sıhhatimizde bir eksiklik mi var?! İçilecek başka şey yok mu?! Ben, sen, öteki arkadaşımız içmiyor; sıhhatimizde bir eksiklik mi var?! İçilecek başka şey yok mu?!

Nice şeyler var. Nice şeyler var.

Zaten içmiyoruz, bu lafı niye bu kadar uzattım? Zaten içmiyoruz, bu lafı niye bu kadar uzattım?

Sen içmiyorsun ama sen kaç kişisin, benim karşımda üç yüz kişi, beş yüz kişi, yedi yüz kişi…Sen içmiyorsun ama sen kaç kişisin, benim karşımda üç yüz kişi, beş yüz kişi, yedi yüz kişi… Bu memlekette ne kadar içki istihlak ediliyor sen biliyor musun?Bu memlekette ne kadar içki istihlak ediliyor sen biliyor musun? Küplerle içki istihlak ediliyor, kullanılıyor.Küplerle içki istihlak ediliyor, kullanılıyor. Şu bizim dışımızdaki insanlar...Şu bizim dışımızdaki insanlar... Biz cemiyetin %3'ü, %5'iyiz.Bizim resmî rakamımız, böyle Allah'ın emrini tutmaya çalışanBiz cemiyetin %3'ü, %5'iyiz.Bizim resmî rakamımız, böyle Allah'ın emrini tutmaya çalışan insan sayısı aşağı yukarı %3'tür; %97'yi hiç sorma! insan sayısı aşağı yukarı %3'tür; %97'yi hiç sorma!

İçki de içer, kumar da oynar, zina da yapar, hırsızlık da yapar, rüşvet de alır…İçki de içer, kumar da oynar, zina da yapar, hırsızlık da yapar, rüşvet de alır… Her türlü haltı karıştırır. Çünkü imanı zayıf! Her türlü haltı karıştırır. Çünkü imanı zayıf! Küçükken âhiret inancı öğretilmemiş, ahlâk öğretilmemiş, iyi yetişmemiş. Küçükken âhiret inancı öğretilmemiş, ahlâk öğretilmemiş, iyi yetişmemiş. Bazı iyi ailelerin çocukları iyi yetişmeyince öyle oluyor, bazı cemiyetlerde de arkadaşları ayartıyorlar. Bazı iyi ailelerin çocukları iyi yetişmeyince öyle oluyor, bazı cemiyetlerde de arkadaşları ayartıyorlar. Adam sigarayı çıkartıyor: "Yak benden bir sigara!" Adam sigarayı çıkartıyor:

"Yak benden bir sigara!"

Başına çalınsın senin sigaran, bana iyilik mi yaptın? Başına çalınsın senin sigaran, bana iyilik mi yaptın?

"Hadi gel, bu akşam ben ısmarlıyorum; birahaneye gidelim, kafayı çekelim…" Güya arkadaşlık yapıyor."Hadi gel, bu akşam ben ısmarlıyorum; birahaneye gidelim, kafayı çekelim…"

Güya arkadaşlık yapıyor.
Şerre oldu mu keselerin de ağzını açıyorlar.Şerre oldu mu keselerin de ağzını açıyorlar. Camiye biraz para ver, desen vermezler ama o şerre onu alıştıracak, o zaman yapıyor. Camiye biraz para ver, desen vermezler ama o şerre onu alıştıracak, o zaman yapıyor.

Yaygın bir hastalık! Çocuklarınıza sahip olun! Müptela olmuş olanları da kurtarmaya çalışın!Yaygın bir hastalık! Çocuklarınıza sahip olun! Müptela olmuş olanları da kurtarmaya çalışın! Ama çok zor oluyor, bu iş bir meyhane köşesinde çatlamaya kadar gidiyor. Ama çok zor oluyor, bu iş bir meyhane köşesinde çatlamaya kadar gidiyor.

Allah bizi bu şeylere bulaştırmasın, bulaşanlardan da şifa nasip etsin,Allah bizi bu şeylere bulaştırmasın, bulaşanlardan da şifa nasip etsin, kurtulmayı, ayrılmayı nasip eylesin. Kurtarsın, alsın defetsin,kurtulmayı, ayrılmayı nasip eylesin. Kurtarsın, alsın defetsin, dünyanın öteki ucuna, görünmeyen yerlere gitsin. dünyanın öteki ucuna, görünmeyen yerlere gitsin.

Men şerike fî demin harâmin bi-şatri kelimetin câe yevme'l-kıyâmetiMen şerike fî demin harâmin bi-şatri kelimetin câe yevme'l-kıyâmeti mektûbün beyne ayneyhi âyisün mi'r-rahmetillâh. mektûbün beyne ayneyhi âyisün mi'r-rahmetillâh.

İbn Abbas radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf. İbn Abbas radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve selem ne buyurmuş? Mevzu, zulüm edene yardım etmek. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve selem ne buyurmuş?

Mevzu, zulüm edene yardım etmek.

Men şerike fî demin harâmin. "Haram bir kanda kim ortak olursa…" Men şerike fî demin harâmin. "Haram bir kanda kim ortak olursa…"

Haram bir kanda ortak olmak ne demek? Haram bir kanda ortak olmak ne demek?

Haksız bir yere adam öldürülüyor. Kanını akıtmak haram ya; "Kim onun akıtmasına ortak olursa…" [demek]. Haksız bir yere adam öldürülüyor. Kanını akıtmak haram ya; "Kim onun akıtmasına ortak olursa…" [demek].

Nasıl? Bi-şatri kelimetin. "Yarım kelimeyle!" Nasıl?

Bi-şatri kelimetin. "Yarım kelimeyle!"

Eliyle yardım etmemiş, destekçi olmamış; diliyle, yarım kelimeyle bile haram olarak dökülmüş kanaEliyle yardım etmemiş, destekçi olmamış; diliyle, yarım kelimeyle bile haram olarak dökülmüş kana kim ortak olmuşsa, haram olarak kanın dökülmesine,kim ortak olmuşsa, haram olarak kanın dökülmesine, haksız olarak bir mü'minin kanının dökülmesine ortak olursahaksız olarak bir mü'minin kanının dökülmesine ortak olursa -velev diliyle destekleme babından bile olsa - ne olur? -velev diliyle destekleme babından bile olsa - ne olur?

Câe yevme'l-kıyâmeti "Kıyamet gününde o yarım kelimeyle iştirak etmiş olan, biraz bulaşmış olan şahıs"Câe yevme'l-kıyâmeti "Kıyamet gününde o yarım kelimeyle iştirak etmiş olan, biraz bulaşmış olan şahıs" mektûbün beyne ayneyhi "iki gözünün arasına şu yazı yazılmış olarak gelir"mektûbün beyne ayneyhi "iki gözünün arasına şu yazı yazılmış olarak gelir" âyisün mi'r-rahmetillâh. "Bu adam Allah'ın rahmetinden ümidi kesmiş, Allah'ın rahmetine ermesi mümkün olmayan kişi!" âyisün mi'r-rahmetillâh. "Bu adam Allah'ın rahmetinden ümidi kesmiş, Allah'ın rahmetine ermesi mümkün olmayan kişi!"

İki kaşı arasına [öyle] yazılmış, damgalanmış olarak gelir. Müslümana zulmetmek yok! İki kaşı arasına [öyle] yazılmış, damgalanmış olarak gelir.

Müslümana zulmetmek yok!

Dünyanın her yerinde müslüman kanı akıtılıyor. Bütün İslâm düşmanları birleşmişler.Dünyanın her yerinde müslüman kanı akıtılıyor. Bütün İslâm düşmanları birleşmişler. Hepsi birleşmiş! Bütün müslümanlar da darmadağın, içlerinden birinin ne birbirinden haberi var Hepsi birleşmiş! Bütün müslümanlar da darmadağın, içlerinden birinin ne birbirinden haberi var ne gönlünden üzüntüsü var ne yardım etmeye niyeti var! Hiçbir şey yapamazsa ne de elini açıp; ne gönlünden üzüntüsü var ne yardım etmeye niyeti var! Hiçbir şey yapamazsa ne de elini açıp; "Yâ Rabbi! Oradaki mazlum kardeşlerimizi kurtar!" diye dua ediyor. Hatırına gelmiyor ki! "Yâ Rabbi! Oradaki mazlum kardeşlerimizi kurtar!" diye dua ediyor. Hatırına gelmiyor ki!

Zaten akşam oldu mu bilmem kaçta televizyon açılır, insan onun başına geçer. Zaten akşam oldu mu bilmem kaçta televizyon açılır, insan onun başına geçer.

Telef-izyon; telef makinesi, zamanın telef makinesi, zamanları alıyor;Telef-izyon; telef makinesi, zamanın telef makinesi, zamanları alıyor; çarkları arasında çatır çutur eritiyor: çarkları arasında çatır çutur eritiyor:

"Şimdi haberler, şimdi hava raporu, şimdi film, şimdi bilmem ne yarışması, şimdi bilmem ne…""Şimdi haberler, şimdi hava raporu, şimdi film, şimdi bilmem ne yarışması, şimdi bilmem ne…" Sabaha kadar 3-4-5 saat geçiyor! Sanki muazzam çark, kocaman bir değirmen:Sabaha kadar 3-4-5 saat geçiyor! Sanki muazzam çark, kocaman bir değirmen: İnsanlar dane, zamanlar dane; telef makinası çatır çutur öğütüyor, un yapıyor! İnsanlar dane, zamanlar dane; telef makinası çatır çutur öğütüyor, un yapıyor!

Onun başına geçti mi zaten dünyadan haberi olmaz ki!.. Gündüz? Onun başına geçti mi zaten dünyadan haberi olmaz ki!..

Gündüz?

Gündüz adamın işi başından aşkın. Ticaret, aldım-verdim bilmem ne… O da öyle gidiyor. Gece? Gündüz adamın işi başından aşkın. Ticaret, aldım-verdim bilmem ne… O da öyle gidiyor.

Gece?

Zaten televizyondaki program geç bitmişti, uykusu geldi, zaten yemeği yiyince bir mahmurluk çökmüştü…" Zaten televizyondaki program geç bitmişti, uykusu geldi, zaten yemeği yiyince bir mahmurluk çökmüştü…"

Küt, yatıyor. Sabah ezan okunuyor! Hiç! Şeytan kulağına bilmem ne etmiş, kalkabilir mi? Küt, yatıyor. Sabah ezan okunuyor!

Hiç! Şeytan kulağına bilmem ne etmiş, kalkabilir mi?

Mümkün değil! Sonra ancak 07.30'da, 08.00'de kalkıyor; "Aman daireye geç kaldım, işyerine geç kaldım…"Mümkün değil! Sonra ancak 07.30'da, 08.00'de kalkıyor; "Aman daireye geç kaldım, işyerine geç kaldım…" Paldır küldür yüzünü yıkamadan, abdest almadan işe gidiyor. Kendisine faydası yok ki başkasına olsun! Paldır küldür yüzünü yıkamadan, abdest almadan işe gidiyor. Kendisine faydası yok ki başkasına olsun!

Allah cümlemizi ıslah etsin. Çok kötü müslümanlarız.Allah cümlemizi ıslah etsin.

Çok kötü müslümanlarız.
İyi bir müslüman kim var, bir seçim yapacak olsak hepimizin bir yeri sakattır. İyi bir müslüman kim var, bir seçim yapacak olsak hepimizin bir yeri sakattır.

İçki içenin hâli sarhoşluğundan belli oluyor, öteki günahları yapanlar belli olmuyor!İçki içenin hâli sarhoşluğundan belli oluyor, öteki günahları yapanlar belli olmuyor! Bir de onlar belli olsa sarhoşluk gibi, ortada o ayık dolaşan insan yok!Bir de onlar belli olsa sarhoşluk gibi, ortada o ayık dolaşan insan yok! Herkesin bir günahı var; kimisi faiz günahında, kimisi gıybet günahında,Herkesin bir günahı var; kimisi faiz günahında, kimisi gıybet günahında, kimisi tefrika günahında, kimisi tembellik günahında, kimisi şurada kimisi burada…kimisi tefrika günahında, kimisi tembellik günahında, kimisi şurada kimisi burada… Böyle bir perişanlık var. Âcizane benim incelemelerime göre düşmanlar başarılı değil! Böyle bir perişanlık var.

Âcizane benim incelemelerime göre düşmanlar başarılı değil!
Ne Rusya'sı, ne Amerikan'ı, ne Yunanistan'ı, Bulgaristan'ı, ne Avusturya'sı, Macaristan'ı ne şu ne bu…Ne Rusya'sı, ne Amerikan'ı, ne Yunanistan'ı, Bulgaristan'ı, ne Avusturya'sı, Macaristan'ı ne şu ne bu… Başımıza gelenler onların başarısı değil, bizim kusurumuz.Başımıza gelenler onların başarısı değil, bizim kusurumuz. Müslümanlar ne zaman iyi müslüman olmuşsa şuurlu, akıllı, idrakli, ciddi, temiz, pak, çalışkan,Müslümanlar ne zaman iyi müslüman olmuşsa şuurlu, akıllı, idrakli, ciddi, temiz, pak, çalışkan, insaflı, vicdanlı kale gibi oluyor. Hiç kimse yanına sokulamıyor, başarı oluyor, Allah ikram ediyor! insaflı, vicdanlı kale gibi oluyor. Hiç kimse yanına sokulamıyor, başarı oluyor, Allah ikram ediyor! Müslümanlar ne zaman İslâm'dan ayrılmış, kopmuş, uzaklaşmış zevke safaya dalmışsa, Müslümanlar ne zaman İslâm'dan ayrılmış, kopmuş, uzaklaşmış zevke safaya dalmışsa, nefse şeytana uymuşsa Allah oradan ceza veriyor! Düşmanın başarısı değil, bizim gafletimizden!nefse şeytana uymuşsa Allah oradan ceza veriyor! Düşmanın başarısı değil, bizim gafletimizden! Sen yine iyi müslüman ol, yine sen Allah'ın iyi kulu ol! Sen yine iyi müslüman ol, yine sen Allah'ın iyi kulu ol! Ahlâklı, temiz, dürüst, fedakâr, kardeşleri için can verecek kimselere Allah hayırlar ihsan eder. Ahlâklı, temiz, dürüst, fedakâr, kardeşleri için can verecek kimselere Allah hayırlar ihsan eder.

Biz çareyi bilemiyoruz: "Yahu bu Amerika ile nasıl başa çıkarız?Biz çareyi bilemiyoruz:

"Yahu bu Amerika ile nasıl başa çıkarız?
Adamın füzeleri var, uzay cihazları var, roketleri var… Bunla başa çıkılmaz!Adamın füzeleri var, uzay cihazları var, roketleri var… Bunla başa çıkılmaz! Rusya'yla nasıl başa çıkarız?Rusya'yla nasıl başa çıkarız? Türkiye'yi istilaya hazır bekleyen koca koca orduları var, koca koca tümenleri var…" Türkiye'yi istilaya hazır bekleyen koca koca orduları var, koca koca tümenleri var…"

Biz bunların hepsiyle başa çıkarız! Nasıl başa çıkarız? Sırrı bende!Biz bunların hepsiyle başa çıkarız!

Nasıl başa çıkarız?

Sırrı bende!
Biz bunların hepsiyle başa çıkarız. Allah'ın halis kulu ol, iyi müslüman ol; başa çıkarsın! Biz bunların hepsiyle başa çıkarız. Allah'ın halis kulu ol, iyi müslüman ol; başa çıkarsın!

Bir kere dua etsen Allah isterse kahretmez mi; oradan kıyas et!Bir kere dua etsen Allah isterse kahretmez mi; oradan kıyas et! Ondan sonra Allah sana rüyada gösterir, uyanıklıkta gösterir,Ondan sonra Allah sana rüyada gösterir, uyanıklıkta gösterir, onların bulduğundan daha âlâsını bulursun, onların yaptığından daha güzelini yaparsın! onların bulduğundan daha âlâsını bulursun, onların yaptığından daha güzelini yaparsın!

Neyin eksik? Aklın mı kıt? Gücün mü eksik? Memleketin mi dar? Madenin mi yok?.. Neyin eksik? Aklın mı kıt? Gücün mü eksik? Memleketin mi dar? Madenin mi yok?..

Her şeyin var, bir eksik olan Müslümanlığımız!Her şeyin var, bir eksik olan Müslümanlığımız! Onun için birbirimize hınç besliyoruz; kanunlar biraz zorlamasa, jandarma, polis zorlamasa Onun için birbirimize hınç besliyoruz; kanunlar biraz zorlamasa, jandarma, polis zorlamasa asker korkusu olmasa herkes birbirini köşe başında yakalayıp kıtır kıtır kör testere ile kesecek, düşman!asker korkusu olmasa herkes birbirini köşe başında yakalayıp kıtır kıtır kör testere ile kesecek, düşman! Sen o partiden, ben bu partiden, şu öyle bu böyle gidiyor. Sen o partiden, ben bu partiden, şu öyle bu böyle gidiyor.

Eksikliğimiz Müslümanlık, tedavimiz Müslümanlıkta! Eksikliğimiz Müslümanlık, tedavimiz Müslümanlıkta!

Ama gel de anlat, sen Bakırköy'deki delilere deliliğini anlat da ilacını içir bakalım!Ama gel de anlat, sen Bakırköy'deki delilere deliliğini anlat da ilacını içir bakalım! Deli, anlamıyor. Deli olduğu için ilacı kabul etmiyor ki! Deli, anlamıyor. Deli olduğu için ilacı kabul etmiyor ki!

Allah bizi bu hastalıklardan kurtarsın. Has, halis, kâmil müslüman olmayı nasip eylesin. Allah bizi bu hastalıklardan kurtarsın. Has, halis, kâmil müslüman olmayı nasip eylesin.

"Hocam, roketimiz yok, elektronik cihazımız yok…" "Hocam, roketimiz yok, elektronik cihazımız yok…"

Peygamber Efendimiz'in de yoktu, sahâbe-i kirâmın da yoktu,Peygamber Efendimiz'in de yoktu, sahâbe-i kirâmın da yoktu, İran ordularını yenen orduların da, Mısır ordularını yenen orduların da yoktu!.. İran ordularını yenen orduların da, Mısır ordularını yenen orduların da yoktu!..

Müslüman mücahitler 4 bin kişiyle İran ordusuna karşı çıktıkları zaman o zaman onların filleri vardı.Müslüman mücahitler 4 bin kişiyle İran ordusuna karşı çıktıkları zaman o zaman onların filleri vardı. İran ordusu Arap ordusunun üzerine pat küt pat küt gelinceİran ordusu Arap ordusunun üzerine pat küt pat küt gelince Arap atları dev gibi [filleri] görünce korkup kaçıyorlardı.Arap atları dev gibi [filleri] görünce korkup kaçıyorlardı. Bunların adedi 4 bin kişi, öbürlerinin adedi yüzbinlerce! Bir şey olmadı, olmaz gibi oldu!Bunların adedi 4 bin kişi, öbürlerinin adedi yüzbinlerce! Bir şey olmadı, olmaz gibi oldu! Ama o adamlar mü'min! O kadar az kuvvetle o filli orduyu mahvettiler. Ama o adamlar mü'min! O kadar az kuvvetle o filli orduyu mahvettiler.

O zamanın filleri gibi şimdinin tankları var, şimdinin uçakları var ama hepsini yaparız.O zamanın filleri gibi şimdinin tankları var, şimdinin uçakları var ama hepsini yaparız. Ben, dâhi, dehâ sahibi, icat sahibi arkadaşlar biliyorum.Ben, dâhi, dehâ sahibi, icat sahibi arkadaşlar biliyorum. Parayı ver, sana Amerika'nın roketinden daha güzelini yapar!Parayı ver, sana Amerika'nın roketinden daha güzelini yapar! Biraz aklını başına toplasın, atom bombasını yapar!Biraz aklını başına toplasın, atom bombasını yapar! Profesörümüz var, adamımız var; İslâm yok, gönlümüz harap! Profesörümüz var, adamımız var; İslâm yok, gönlümüz harap!

Allah gönül mâmurluğu versin. Has ve halis müslüman olmayı cümlemize nasip eylesin. Allah gönül mâmurluğu versin. Has ve halis müslüman olmayı cümlemize nasip eylesin.

Fâtiha-i şerîfe mea'l-Besmele… Fâtiha-i şerîfe mea'l-Besmele…

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2