Namaz Vakitleri

9 Zilka'de 1445
17 Mayıs 2024
İmsak
03:51
Güneş
05:38
Öğle
13:05
İkindi
17:01
Akşam
20:23
Yatsı
22:02
Detaylı Arama

Güzel Alışkanlıkları Sürdürelim!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

4 Şevvâl 1419 / 22.01.1999
AKRA- Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtühû. es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtühû.

Allah'ın selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun, devam etsin, daimi olsun.Allah'ın selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun, devam etsin, daimi olsun. Allah rahmetinden mahrum etmesin. Rızasının dairesinin dışına adım attırmasın.Allah rahmetinden mahrum etmesin. Rızasının dairesinin dışına adım attırmasın. Sevdiği kul olmayı nasip etsin. Sevdiği kul olmayı nasip etsin. Ramazan geçti; Ramazan'da kazanılan güzel vasıfları Ramazan'dan sonra kaybetmemeyi nasip etsin. Ramazan geçti; Ramazan'da kazanılan güzel vasıfları Ramazan'dan sonra kaybetmemeyi nasip etsin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, sahih kaynakların yazdığına göre buyurmuş ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, sahih kaynakların yazdığına göre buyurmuş ki;

Men sâme Ramazâne fe-arefe hudûdehû ve yetehaffezu mimmâ yenbağîMen sâme Ramazâne fe-arefe hudûdehû ve yetehaffezu mimmâ yenbağî en yetehaffeza minhü küffire mâ kablehû. en yetehaffeza minhü küffire mâ kablehû. "Kim Ramazan orucunu tutarsa ve onun sınırlarını, ahkâmını, yasaklarını, orucun inceliklerini bilirse "Kim Ramazan orucunu tutarsa ve onun sınırlarını, ahkâmını, yasaklarını, orucun inceliklerini bilirse ve kendisini sakınması gereken noktalardan -yemek içmekten ayrı gözünü, kulağını,ve kendisini sakınması gereken noktalardan -yemek içmekten ayrı gözünü, kulağını, diğer azalarını günahlardan- sakınmasını becerebilirse geçmiş günahlarına diğer azalarını günahlardan- sakınmasını becerebilirse geçmiş günahlarına bu Ramazan orucu kefaret olur, hepsini sildirir." bu Ramazan orucu kefaret olur, hepsini sildirir."

Müjde var! Ramazan'ın geçmiş günahlara kefaret olduğu kesin bir [bilgi!] Müjde var! Ramazan'ın geçmiş günahlara kefaret olduğu kesin bir [bilgi!]

Mühim olan bir insanın güzel bir vasfı kazandıktan sonra kaybetmemesi...Mühim olan bir insanın güzel bir vasfı kazandıktan sonra kaybetmemesi... Bir güzel vasfı kazanmak kolay olmuyor.Bir güzel vasfı kazanmak kolay olmuyor. Güzel bir sıfat, güzel bir unvan, Allah indinde makbul olan bir huy,Güzel bir sıfat, güzel bir unvan, Allah indinde makbul olan bir huy, bir güzel alışkanlık kazanmak kolay değil.bir güzel alışkanlık kazanmak kolay değil. İnsanların kötü alışkanlıklara kayması kolay oluyor da iyi alışkanlıkları alması, benimsemesi kolay değil. İnsanların kötü alışkanlıklara kayması kolay oluyor da iyi alışkanlıkları alması, benimsemesi kolay değil.

Ama Ramazan bereketli bir ay olduğu için çok şeyler kazandık.Ama Ramazan bereketli bir ay olduğu için çok şeyler kazandık. Bunu en büyük ölçüde oruç ibadetinin yapısı sağlıyor.Bunu en büyük ölçüde oruç ibadetinin yapısı sağlıyor. Oruç kendisine hâkim olmayı, iradeyi kuvvetlendiriyor, nefsi yenmeyi sağlıyor.Oruç kendisine hâkim olmayı, iradeyi kuvvetlendiriyor, nefsi yenmeyi sağlıyor. İnsan bir şeyi istese, canı çekse bile kendisine "dur" demesini biliyor. İnsan bir şeyi istese, canı çekse bile kendisine "dur" demesini biliyor. Böylece günah olan şeylerden korunacak bir güzel alışkanlık kazanmış oluyor. Böylece günah olan şeylerden korunacak bir güzel alışkanlık kazanmış oluyor.

Tabii, bu alışkanlığın devam etmesi lazım! Öğrenilmiş olan şeyin hayatta uygulanması lazım!Tabii, bu alışkanlığın devam etmesi lazım! Öğrenilmiş olan şeyin hayatta uygulanması lazım! Ramazan'da öğrendi, Ramazan'dan sonra uygulamadı; o zaman kıymeti yok.Ramazan'da öğrendi, Ramazan'dan sonra uygulamadı; o zaman kıymeti yok. Fakülte'yi bitirmiş, diplomayı almış ama o mesleği yapmıyor, uygulamıyorFakülte'yi bitirmiş, diplomayı almış ama o mesleği yapmıyor, uygulamıyor veya mesleğinin gereğini yapmıyor gibi oluyor. Ramazan'ın sonunda Allah bize bir bayram lütfetmiş.veya mesleğinin gereğini yapmıyor gibi oluyor.

Ramazan'ın sonunda Allah bize bir bayram lütfetmiş.
Elhamdülillah, O'nun lütfuyla bayram ediyoruz. Bayramın sonuna geldik.Elhamdülillah, O'nun lütfuyla bayram ediyoruz. Bayramın sonuna geldik. Allah nice bayramlara bizleri sıhhat ve afiyetle eriştirsin.Allah nice bayramlara bizleri sıhhat ve afiyetle eriştirsin. Sizlere, çoluk çocuğunuzla; kimleri seviyorsanız, istiyorsanız onlar da yanınızda olarak, Sizlere, çoluk çocuğunuzla; kimleri seviyorsanız, istiyorsanız onlar da yanınızda olarak, mutlu nice nice yıllara, nice Ramazan'lara erişmeyi nasip etsin. mutlu nice nice yıllara, nice Ramazan'lara erişmeyi nasip etsin. Kadir gecelerini yakalayıp, ona tesadüf edip onu ihyâ etmeyi nasip etsin. Kadir gecelerini yakalayıp, ona tesadüf edip onu ihyâ etmeyi nasip etsin.

Bayramdan sonra, Ramazan'daki durumun korunması lazım!Bayramdan sonra, Ramazan'daki durumun korunması lazım! Korunmak için de Ramazan'dan öteki aylara yumuşak bir geçiş gerekiyor. Ben öyle düşünüyorum.Korunmak için de Ramazan'dan öteki aylara yumuşak bir geçiş gerekiyor. Ben öyle düşünüyorum. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, oruçlu devreden oruçsuz devreye Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, oruçlu devreden oruçsuz devreye "pat" diye geçmek yerine, başka bir şey tavsiye buyurmuş. Bakın, dinleyin! "pat" diye geçmek yerine, başka bir şey tavsiye buyurmuş. Bakın, dinleyin!

Sahih kaynakların bize naklettiğine göre buyuruyor ki... Sahih kaynaklar kimler? Sahih kaynakların bize naklettiğine göre buyuruyor ki...

Sahih kaynaklar kimler?

Ahmed İbn Hanbel, Hanbelî mezhebinin imamı, büyük hadis alimi,Ahmed İbn Hanbel, Hanbelî mezhebinin imamı, büyük hadis alimi, Müsned-i Ahmed İbn Hanbel diye eserini duymuşsunuzdur. İmam Müslim, Sahîh-i Müslim'in sahibi...Müsned-i Ahmed İbn Hanbel diye eserini duymuşsunuzdur. İmam Müslim, Sahîh-i Müslim'in sahibi... İmam Ebû Dâvud, Neseî, İmam Tirmizî, İmam İbn Mâce... Yani Sıhah-ı Sitte'den epeyce var.İmam Ebû Dâvud, Neseî, İmam Tirmizî, İmam İbn Mâce... Yani Sıhah-ı Sitte'den epeyce var. Ebû Eyyûb hazretlerinden ve Sevban hazretlerinden rivayet etmişler. Ebû Eyyûb hazretlerinden ve Sevban hazretlerinden rivayet etmişler.

Ebû Eyyûb hazretleri; sanırım baba adı ve diğer ismini geniş olarak bilmemize yarayacak bilgilerEbû Eyyûb hazretleri; sanırım baba adı ve diğer ismini geniş olarak bilmemize yarayacak bilgiler burada, önümdeki kaynakta kayıtlı değil ama sanırım Halid İbn Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretleridir.burada, önümdeki kaynakta kayıtlı değil ama sanırım Halid İbn Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretleridir. Peygamber Efendimiz'in çok sevdiği, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem EfendimizPeygamber Efendimiz'in çok sevdiği, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Medine'ye geldiği zaman Efendimiz'i evinde misafir etmiş olan,Medine'ye geldiği zaman Efendimiz'i evinde misafir etmiş olan, onun için Mihmandâr-ı Peygamberî diye tanınan sahabidir. Mihman, Farsça "misafir" demek…onun için Mihmandâr-ı Peygamberî diye tanınan sahabidir.

Mihman, Farsça "misafir" demek…
Mihmandar da misafiri alıp evinde misafir eden demek...Mihmandar da misafiri alıp evinde misafir eden demek... Mihmandâr-ı Peygamberî yani Hz. Peygamber'e ev sahipliği yapmış olan... Mihmandâr-ı Peygamberî yani Hz. Peygamber'e ev sahipliği yapmış olan...

Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretleri medâr-ı iftiharımız, İstanbul'umuzun başının tacı...Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretleri medâr-ı iftiharımız, İstanbul'umuzun başının tacı... Her sahabi, vefat ettikleri yerdeki müslümanların mahşer günündeHer sahabi, vefat ettikleri yerdeki müslümanların mahşer gününde önderi olarak mahşer yerine gidecekler.önderi olarak mahşer yerine gidecekler. Tabii mahşerin en güzel yeri de Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'inTabii mahşerin en güzel yeri de Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in yanı ve Livâü'l-Hamd isimli Hamd Sancağı'nın altı. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; yanı ve Livâü'l-Hamd isimli Hamd Sancağı'nın altı.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Hz. Âdem dahil bütün peygamberler o Hamd Sancağı'nın altında toplanacaklar." "Hz. Âdem dahil bütün peygamberler o Hamd Sancağı'nın altında toplanacaklar."

Peygamber Efendimiz'in elinde Hamd Sancağı olacak. Salihler, sıddıklar, şehitler orada toplanacaklar.Peygamber Efendimiz'in elinde Hamd Sancağı olacak. Salihler, sıddıklar, şehitler orada toplanacaklar. Her beldenin müslümanları da o beldedeki sahabinin; oralara cihat için ne zaman gelmiş,Her beldenin müslümanları da o beldedeki sahabinin; oralara cihat için ne zaman gelmiş, nasıl cihat etmiş, nasıl vefat etmişse, türbesi orada olan o mübareklerinnasıl cihat etmiş, nasıl vefat etmişse, türbesi orada olan o mübareklerin önderliğinde Peygamber Efendimiz'in yanına gidecekler. önderliğinde Peygamber Efendimiz'in yanına gidecekler. Yani ümit ediyoruz ki İstanbul'daki kardeşlerimiz, mihmandâr-ı peygamberîYani ümit ediyoruz ki İstanbul'daki kardeşlerimiz, mihmandâr-ı peygamberî Hâlid İbn Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretlerinin arkasından bir kafile,Hâlid İbn Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretlerinin arkasından bir kafile, bir zümre olarak mahşer yerine, Peygamber Efendimiz'in yanına gidecekler. O mübarek nakletmiş. bir zümre olarak mahşer yerine, Peygamber Efendimiz'in yanına gidecekler.

O mübarek nakletmiş.

Onun evi Peygamber Efendimiz'in Mescid-i Nebevî'sinin, türbesininOnun evi Peygamber Efendimiz'in Mescid-i Nebevî'sinin, türbesinin hemen karşı tarafında biraz solda idi. Şimdi oraları meydan oldu, mermer döşendi, hiçbir şey kalmadı.hemen karşı tarafında biraz solda idi. Şimdi oraları meydan oldu, mermer döşendi, hiçbir şey kalmadı. Evinin yeri mescit oldu, mescit hâline geldi.Evinin yeri mescit oldu, mescit hâline geldi. Ama eskiden Peygamber Efendimiz'in türbesinin karşısında biraz sol tarafta idi.Ama eskiden Peygamber Efendimiz'in türbesinin karşısında biraz sol tarafta idi. Karşısında Şeyhülislam Arif Hikmet Efendi hazretlerinin çok kıymetli kütüphanesi vardı.Karşısında Şeyhülislam Arif Hikmet Efendi hazretlerinin çok kıymetli kütüphanesi vardı. Mimârî bakımdan da, içindeki yazma eserler bakımından da güzeldi. Mimârî bakımdan da, içindeki yazma eserler bakımından da güzeldi. Hakkında makaleler yazılmış güzel ve değerli bir sanat eseriydi.Hakkında makaleler yazılmış güzel ve değerli bir sanat eseriydi. Kıbleye baktığımız zaman onun biraz daha solunda idi. Kıbleye baktığımız zaman onun biraz daha solunda idi.

Ebû Eyyûb el-Ensârî, Peygamber Efendimiz'in sevdiği, biraz da akrabalığı olan bir kimse.Ebû Eyyûb el-Ensârî, Peygamber Efendimiz'in sevdiği, biraz da akrabalığı olan bir kimse. Hâfızu'l-Kur'ân, Kur'ân-ı Kerîm hafızı ve kurrâ, hıfzı iyi...Hâfızu'l-Kur'ân, Kur'ân-ı Kerîm hafızı ve kurrâ, hıfzı iyi... Peygamber Efendimiz'in mescidinde imamlık yapmış. İstanbullular bilsin!Peygamber Efendimiz'in mescidinde imamlık yapmış.

İstanbullular bilsin!
Hani Eyüp semtindeki, o camideki, türbedeki mübarek sahabinin kim olduğunu...Hani Eyüp semtindeki, o camideki, türbedeki mübarek sahabinin kim olduğunu... Medine valiliği yapmış, sonra birçok cihatlara katılmış;Medine valiliği yapmış, sonra birçok cihatlara katılmış; sahabenin de kendisine çok izzet ve itibar ettiği, saygın bir kimse... sahabenin de kendisine çok izzet ve itibar ettiği, saygın bir kimse... Sahabe de onu çok sever ve sayarlardı. Sahabe de onu çok sever ve sayarlardı.

Bu kadar izahtan sonra ne rivayet ettiğini söyleyeyim. O rivayet etmiş ki; Bu kadar izahtan sonra ne rivayet ettiğini söyleyeyim. O rivayet etmiş ki;

Men sâme Ramazâne ve etbeahû sitten min Şevvâlin, kâne ke-savmi'd-dehr. Men sâme Ramazâne ve etbeahû sitten min Şevvâlin, kâne ke-savmi'd-dehr.

"Kim Ramazan orucunu tutarsa..." Elhamdülillâh, tutanlar tuttu."Kim Ramazan orucunu tutarsa..."

Elhamdülillâh, tutanlar tuttu.
Mazereti olanların mazeretini Allah kabul etsin. Sebep yokken tutmayanlar büyük fırsatlar kaçırdılar.Mazereti olanların mazeretini Allah kabul etsin. Sebep yokken tutmayanlar büyük fırsatlar kaçırdılar. Allah ıslah etsin, hidayet versin.Allah ıslah etsin, hidayet versin. İnşaallah ömürleri olur, önümüzdeki Ramazan'da akılları başlarına gelir deİnşaallah ömürleri olur, önümüzdeki Ramazan'da akılları başlarına gelir de İslâm'ın güzelliğini kavrarlar, anlarlar. İnşaallah o Ramazan'ı ihyâ ederler.İslâm'ın güzelliğini kavrarlar, anlarlar. İnşaallah o Ramazan'ı ihyâ ederler. Şimdi kazanan kazandı, imtihanın o safhası bitti. "Kim Ramazan orucunu tutarsa…" Sonra? Şimdi kazanan kazandı, imtihanın o safhası bitti.

"Kim Ramazan orucunu tutarsa…"

Sonra?

Ve etbeahû sitten min Şevvâlin. "Bunun arkasına Şevval ayından altı günü de eklerse..." Ve etbeahû sitten min Şevvâlin. "Bunun arkasına Şevval ayından altı günü de eklerse..."

Şevval ayında altı günlük oruç var. Şevval ayı hangisi? Ramazan'dan sonraki ay...Şevval ayında altı günlük oruç var.

Şevval ayı hangisi?

Ramazan'dan sonraki ay...
Bayramın birinci günü Şevval'in biridir. Biz şimdi Şevval'in dördündeyiz. Bayramın birinci günü Şevval'in biridir. Biz şimdi Şevval'in dördündeyiz. Bayram günlerinde oruç tutulmaz, o bitti. Önümüzdeki günlerden itibaren artık oruç tutulabilir. Bayram günlerinde oruç tutulmaz, o bitti. Önümüzdeki günlerden itibaren artık oruç tutulabilir.

"Kim Ramazan ayını tutarsa, ondan sonra buna Şevval ayından altı günlük orucu da eklerse…" "Kim Ramazan ayını tutarsa, ondan sonra buna Şevval ayından altı günlük orucu da eklerse…"

Kâne ke-savmi'd-dehr. "Dehr orucu gibi olur." Savmü'd-dehr ne demek? Dinî bir tabir…Kâne ke-savmi'd-dehr. "Dehr orucu gibi olur."

Savmü'd-dehr ne demek?

Dinî bir tabir…
Savmü'd-dehr, hep oruçlu olmak demek. Eğer bir insan her gün oruç tutsa...Savmü'd-dehr, hep oruçlu olmak demek. Eğer bir insan her gün oruç tutsa... Senede haram olan günler var; bayram günlerinde oruç tutmayı Allah yasaklamış.Senede haram olan günler var; bayram günlerinde oruç tutmayı Allah yasaklamış. "Bayram yapacaksınız!" buyurmuş. Onun dışında her gün oruçlu..."Bayram yapacaksınız!" buyurmuş. Onun dışında her gün oruçlu... Bir insan her gün oruç tutmuşsa onun tuttuğu oruca savmü'd-dehr derler.Bir insan her gün oruç tutmuşsa onun tuttuğu oruca savmü'd-dehr derler. Yani tüm zamanını, tüm günlerini oruçlu geçiriyor. Bundan aşağı mertebede oruç nedir? Yani tüm zamanını, tüm günlerini oruçlu geçiriyor.

Bundan aşağı mertebede oruç nedir?

Savmu Dâvûdî, Dâvud aleyhisselam'ın tuttuğu şekilde oruç tutmak... O nasıl tutarmış? Savmu Dâvûdî, Dâvud aleyhisselam'ın tuttuğu şekilde oruç tutmak...

O nasıl tutarmış?

Aleyhi ve alâ nebiyyîne's-salâtü ve's-selâm.Aleyhi ve alâ nebiyyîne's-salâtü ve's-selâm. Dâvud aleyhisselâm da başımızın tacı peygamberlerden birisi...Dâvud aleyhisselâm da başımızın tacı peygamberlerden birisi... O bir gün oruç tutarmış, bir gün tutmazmış; bir gün tutarmış, bir gün tutmazmış...O bir gün oruç tutarmış, bir gün tutmazmış; bir gün tutarmış, bir gün tutmazmış... Bu, bir gün tutup bir gün tutmama şekline savmu Dâvûdî derler;Bu, bir gün tutup bir gün tutmama şekline savmu Dâvûdî derler; Dâvud aleyhisselam'ın oruç tutuşu gibi oruç demek. Dâvud aleyhisselam'ın oruç tutuşu gibi oruç demek.

Savmu dehr, hep oruçlu olmak; savmu Dâvûdî, bir gün tutup bir gün tutmamak… Savmu dehr, hep oruçlu olmak; savmu Dâvûdî, bir gün tutup bir gün tutmamak…

Peygamber Efendimiz hep oruçlu olmayı tavsiye buyurmamış. Çünkü o zaman orucun anlamı kalmaz.Peygamber Efendimiz hep oruçlu olmayı tavsiye buyurmamış. Çünkü o zaman orucun anlamı kalmaz. Hep oruç tutuyor, hep oruç tutuyor; oruç denilen şeyin ayrıcalığı kalmıyor. Hep oruç tutuyor, hep oruç tutuyor; oruç denilen şeyin ayrıcalığı kalmıyor. Hayatı oruç olmuş oluyor.Hayatı oruç olmuş oluyor. Aslında başka zamanları yiyecek de oruç tuttuğu zaman biraz bayılacak, biraz halsizleşecek, baygınlaşacak.Aslında başka zamanları yiyecek de oruç tuttuğu zaman biraz bayılacak, biraz halsizleşecek, baygınlaşacak. Açlığı ve fakirin halini anlayacak. Sonra midesi dinlenecek ve sair… Açlığı ve fakirin halini anlayacak. Sonra midesi dinlenecek ve sair…

Peygamber Efendimiz'in tavsiye ettiği oruçlar şunlar: Peygamber Efendimiz'in tavsiye ettiği oruçlar şunlar:

1. Haftanın pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmak... Kendisi tutardı ve tavsiye ederdi.1. Haftanın pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmak... Kendisi tutardı ve tavsiye ederdi. O hususta hadîs-i şerîfler var. O hususta hadîs-i şerîfler var.

2. Her ayın başında, ortasında, sonunda oruç tutmayı tavsiye etmiş.2. Her ayın başında, ortasında, sonunda oruç tutmayı tavsiye etmiş. İyilikler en aşağı on misli mükâfatla mükâfatlandırıldığı için başında,İyilikler en aşağı on misli mükâfatla mükâfatlandırıldığı için başında, ortasında, sonunda üç gün oruç tutunca… Bir aylık, üç; on kat fazlası, 30 gün gibi oluyor.ortasında, sonunda üç gün oruç tutunca… Bir aylık, üç; on kat fazlası, 30 gün gibi oluyor. "30 gün oruç tutmuş gibi olur." diye onu tavsiye etmiştir."30 gün oruç tutmuş gibi olur." diye onu tavsiye etmiştir. Bununla ilgili hadîs-i şerîfler var. Bununla ilgili hadîs-i şerîfler var.

3. Her Arabî ayın ortasında… Niye Arabî ay diyorum? 3. Her Arabî ayın ortasında…

Niye Arabî ay diyorum?

Arabî ay mehtaba, kamere göre ayarlı olduğundan kamerî ay denilir.Arabî ay mehtaba, kamere göre ayarlı olduğundan kamerî ay denilir. Kamerî ayın ortası da mehtaplı gecelerdir. Şevval'in 13'ü, Şevval'in 14'ü, Şevval'in 15'i…Kamerî ayın ortası da mehtaplı gecelerdir. Şevval'in 13'ü, Şevval'in 14'ü, Şevval'in 15'i… Ondan sonra gelen Zilkade'nin 13'ü, 14'ü, 15'i… Ondan sonra gelen Zilhicce'nin 13'ü, 14'ü, 15'i…Ondan sonra gelen Zilkade'nin 13'ü, 14'ü, 15'i… Ondan sonra gelen Zilhicce'nin 13'ü, 14'ü, 15'i… Her ayın ortası, mehtabın olduğu, yusyuvarlak olduğu dolunay olan zaman oluyor. Her ayın ortası, mehtabın olduğu, yusyuvarlak olduğu dolunay olan zaman oluyor. 13'ünde kenarından hafif bir eksiklik vardır, 14'ünde tamdır,13'ünde kenarından hafif bir eksiklik vardır, 14'ünde tamdır, 15'inde öbür kenarında hafif bir eksiklik vardır. Ama göz çok zor fark eder.15'inde öbür kenarında hafif bir eksiklik vardır. Ama göz çok zor fark eder. Ancak uzman, usta insan bakınca; "Biraz kenarında eksiklik var." der. Ötekisi yuvarlak sanır. Ancak uzman, usta insan bakınca; "Biraz kenarında eksiklik var." der. Ötekisi yuvarlak sanır.

Geceleri aydınlık ve mehtapla pırıl pırıl, nurlu olduğu için bugünlereGeceleri aydınlık ve mehtapla pırıl pırıl, nurlu olduğu için bugünlere yani kamerî ayların 13, 14 ve 15. günlerine eyyâm-ı biyz derler.yani kamerî ayların 13, 14 ve 15. günlerine eyyâm-ı biyz derler. Arapça'da biyz de ebyaz kelimesinin çoğuludur. Eyyâm, yevm kelimesinin çoğulu...Arapça'da biyz de ebyaz kelimesinin çoğuludur. Eyyâm, yevm kelimesinin çoğulu... Eyyâm-ı biyz, yevm-i ebyazlar yani "beyaz günler" demek.Eyyâm-ı biyz, yevm-i ebyazlar yani "beyaz günler" demek. Gecesi mehtaplı, gündüzü de güneşli oluyor. Hep beyaz, aydınlık oluyor. Gecesi mehtaplı, gündüzü de güneşli oluyor. Hep beyaz, aydınlık oluyor.

İşte o günlerde Peygamber Efendimiz hep oruç tutar, hiç ihmal etmezmiş.İşte o günlerde Peygamber Efendimiz hep oruç tutar, hiç ihmal etmezmiş. Eyyâm-ı biyz oruçlarını hiç kaçırmamış.Eyyâm-ı biyz oruçlarını hiç kaçırmamış. Onu yani her ayın başında, ortasında, sonunda oruç tutmayı tavsiye ediyor. Onu yani her ayın başında, ortasında, sonunda oruç tutmayı tavsiye ediyor.

Her haftanın pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmayı tavsiye ediyor.Her haftanın pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmayı tavsiye ediyor. Bunlar kendisinin mûtadı…Bunlar kendisinin mûtadı… Bunun dışında bir de "arada yapılsın" diye tavsiye ettiği bazı oruç şekilleri var. Bunun dışında bir de "arada yapılsın" diye tavsiye ettiği bazı oruç şekilleri var.

Yani müslüman oruçtan tamamen kopmuyor.Yani müslüman oruçtan tamamen kopmuyor. Zaman zaman oruç tutuyor, sadece Ramazan'a münhasır kalmıyor. Zaman zaman oruç tutuyor, sadece Ramazan'a münhasır kalmıyor. Müslümanın oruç tuttuğu zamanlar sadece Ramazan değil.Müslümanın oruç tuttuğu zamanlar sadece Ramazan değil. Ramazan'ın dışında da Allah rızası için oruç tutuyor. Şevval'in altı gününü tutunca…Ramazan'ın dışında da Allah rızası için oruç tutuyor.

Şevval'in altı gününü tutunca…
Kâne ke-savmi'd-dehr. Allah bütün senesini, her gününü oruçlu tutmuş gibi sevap verecek. Neden? Kâne ke-savmi'd-dehr. Allah bütün senesini, her gününü oruçlu tutmuş gibi sevap verecek.

Neden?

Çünkü Ramazan 30 gündür. On misli mükâfatıyla 300 gün eder. Şevval'in altısı da altı gündür.Çünkü Ramazan 30 gündür. On misli mükâfatıyla 300 gün eder. Şevval'in altısı da altı gündür. On misli mükâfatıyla 60 eder. 300 + 60 = 360 eder. On misli mükâfatıyla 60 eder. 300 + 60 = 360 eder. Zaten kamerî yıl 360 gün bile değildir, 354 gündür. 355 gün bile değildir.Zaten kamerî yıl 360 gün bile değildir, 354 gündür. 355 gün bile değildir. Demek ki beş gün fazlasıyla bütün seneyi oruç tutmuş gibi oluyor. Demek ki beş gün fazlasıyla bütün seneyi oruç tutmuş gibi oluyor.

O halde sevgili izleyiciler ve dinleyiciler!O halde sevgili izleyiciler ve dinleyiciler! Şevval ayı içinde, önümüzdeki günlerde size altı gün oruç tutmanın kârlı, sevaplı,Şevval ayı içinde, önümüzdeki günlerde size altı gün oruç tutmanın kârlı, sevaplı, faydalı olduğunu, Peygamber Efendimiz'in bu hususta tavsiyede bulunduğunu nakletmiş oluyorum.faydalı olduğunu, Peygamber Efendimiz'in bu hususta tavsiyede bulunduğunu nakletmiş oluyorum. Dilerim ki bu altı gün orucunu da tutarsınız. Dilerim ki bu altı gün orucunu da tutarsınız.

Altı gün orucunu tutarken isterseniz yarından itibaren başlarsınız,Altı gün orucunu tutarken isterseniz yarından itibaren başlarsınız, altı günü peş peşe tamamlarsınız. altı günü peş peşe tamamlarsınız. İsterseniz aralıklı aralıklı atlayarak tutabilirsiniz;İsterseniz aralıklı aralıklı atlayarak tutabilirsiniz; pazartesi perşembeleri tutarak altı günü öyle tamamlarsınız. pazartesi perşembeleri tutarak altı günü öyle tamamlarsınız. İsterseniz takvime bakarsınız, Şevval'in 13, 14, 15'i ne zamana rastlıyorsaİsterseniz takvime bakarsınız, Şevval'in 13, 14, 15'i ne zamana rastlıyorsa eyyâm-ı biyz'de başlayıp onun sonuna üç gün daha ilave ederek tamamlarsınız.eyyâm-ı biyz'de başlayıp onun sonuna üç gün daha ilave ederek tamamlarsınız. Bir taşla birkaç kuş vurmak, sevabı daha çok almak, iki sevaplı işiBir taşla birkaç kuş vurmak, sevabı daha çok almak, iki sevaplı işi beraber götürmüş olmak bakımından kârlı olur diye… Sevap kazanın diye ben size bunu hatırlatıyorum. beraber götürmüş olmak bakımından kârlı olur diye… Sevap kazanın diye ben size bunu hatırlatıyorum.

Oruç güzel bir ibadettir. Oruç çok güzel bir ibadettir. Oruç güzel bir ibadettir. Oruç çok güzel bir ibadettir.

1. Ruhun ve nefsin terbiyesi bakımından çok güzeldir.1. Ruhun ve nefsin terbiyesi bakımından çok güzeldir. İnsanın iradesinin kuvvetlenip kendisine, nefsine hâkim olması bakımından çok güzeldir. İnsanın iradesinin kuvvetlenip kendisine, nefsine hâkim olması bakımından çok güzeldir.

2. Sıhhî ve bedenî bakımdan çok güzeldir.2. Sıhhî ve bedenî bakımdan çok güzeldir. Biz yiye yiye adeta vücudumuzu zorluyoruz, tazyik altında tutuyoruz. Biz yiye yiye adeta vücudumuzu zorluyoruz, tazyik altında tutuyoruz. Biraz yememeyi öğrenerek midemizi, karaciğerimizi, sindirim cihazlarımızı rahatlattırmış olacağız. Biraz yememeyi öğrenerek midemizi, karaciğerimizi, sindirim cihazlarımızı rahatlattırmış olacağız. Her şey dinlenecek, hafifleyecek, rahatlayacak. Hem sevabı hem sıhhî faydası var. Her şey dinlenecek, hafifleyecek, rahatlayacak.

Hem sevabı hem sıhhî faydası var.
Maddî ve mânevî faydası var. Rûhî ve irâdî faydası var. Çok kıymeti var. Maddî ve mânevî faydası var. Rûhî ve irâdî faydası var. Çok kıymeti var. Ahlâkî faydası var; çünkü insan nefsine hâkim olduğu zaman [ahlâkı güzelleşiyor.] Ahlâkî faydası var; çünkü insan nefsine hâkim olduğu zaman [ahlâkı güzelleşiyor.] Ahlâk dediğimiz şey insanın kendi nefsine hâkim olmasıyla olabiliyor.Ahlâk dediğimiz şey insanın kendi nefsine hâkim olmasıyla olabiliyor. Yoksa insan nefsine yenildi mi ahlâksızca işleri yapıveriyor. Nefsi yenmek…Yoksa insan nefsine yenildi mi ahlâksızca işleri yapıveriyor.

Nefsi yenmek…
Kim nefsini yenerse o felâh bulur.Kim nefsini yenerse o felâh bulur. Kim nefsini yenemezse, engelleyemezse, dizginleyemezse, frenleyemezse o da mahvolur. Kim nefsini yenemezse, engelleyemezse, dizginleyemezse, frenleyemezse o da mahvolur. Nefsi insanı çok kötülüklere bulaştırır: içki içirir, kumar oynattırır,Nefsi insanı çok kötülüklere bulaştırır: içki içirir, kumar oynattırır, para kaybettirtir, hırsızlık yaptırtır, rüşvet aldırtır… Gözlerini hırs bürür.para kaybettirtir, hırsızlık yaptırtır, rüşvet aldırtır… Gözlerini hırs bürür. Canı bir şeyi çektiği zaman haram, günah, yasak tanımaz, onu yapmaya yönelir,Canı bir şeyi çektiği zaman haram, günah, yasak tanımaz, onu yapmaya yönelir, büyük günahlara girer. Sonunda çok fena olur. Onun için oruç çok güzel bir ibadet. büyük günahlara girer. Sonunda çok fena olur.

Onun için oruç çok güzel bir ibadet.
Bugünlerde bayram bitiyor. Yarından itibaren başlayabilirsiniz. Altı gün orucunu tavsiye ediyorum. Bugünlerde bayram bitiyor. Yarından itibaren başlayabilirsiniz. Altı gün orucunu tavsiye ediyorum.

Gelelim Peygamber Efendimiz'in oruçla ilgili diğer hadîs-i şerîflerini okumaya...Gelelim Peygamber Efendimiz'in oruçla ilgili diğer hadîs-i şerîflerini okumaya... Böylece söylediğim sözleri delillendirmiş olacağım. Sahih kaynakların rivayet ettiğine göre… Böylece söylediğim sözleri delillendirmiş olacağım.

Sahih kaynakların rivayet ettiğine göre…

Bu "sahih kaynaklar" sözünü niye tekrarlıyorum? Bu "sahih kaynaklar" sözünü niye tekrarlıyorum?

Bazı kimseler, kendilerine bir hadîs-i şerîf söylendiği zaman diyorlar ki: Bazı kimseler, kendilerine bir hadîs-i şerîf söylendiği zaman diyorlar ki:

"Bunun kaynağı ne? Bu hadis zayıf mı, sağlam mı?" "Bunun kaynağı ne? Bu hadis zayıf mı, sağlam mı?"

Güzel; bir bilginin kaynağını öğrenmek herkesin hakkıdır.Güzel; bir bilginin kaynağını öğrenmek herkesin hakkıdır. Ama biz de sağlam kaynaklı bir şeyi söyleyince karşı tarafın dinlemesini, tutmasını isteriz.Ama biz de sağlam kaynaklı bir şeyi söyleyince karşı tarafın dinlemesini, tutmasını isteriz. Bu da bizim hakkımız. Yani karşı taraf; "Sahih mi?" diye soruyor ya; Bu da bizim hakkımız. Yani karşı taraf; "Sahih mi?" diye soruyor ya; "Tamam sahih, hadi bakalım, tut!" diyoruz. "Zikirle ilgili hadisler sahih mi?" "Tamam sahih, hadi bakalım, tut!" diyoruz.

"Zikirle ilgili hadisler sahih mi?"

Öyle sahih ki sapasağlam! Bu konuda âyetler bile var.Öyle sahih ki sapasağlam! Bu konuda âyetler bile var. Hadi bakalım, al eline tesbihi, sen de Peygamber Efendimiz'in tavsiye ettiği zikirleri yap! Hadi bakalım, al eline tesbihi, sen de Peygamber Efendimiz'in tavsiye ettiği zikirleri yap!

"Hocam! O zaman bana derviş derler, tarikatçı derler, hûcu derler..." "Hocam! O zaman bana derviş derler, tarikatçı derler, hûcu derler..."

Peygamber Efendimiz "bunları yapın" diye tavsiye ediyor, kim ne derse desin!Peygamber Efendimiz "bunları yapın" diye tavsiye ediyor, kim ne derse desin! Bunun faydası olduğu için, sevap olduğu için Peygamber Efendimiz tavsiye ediyor. Bunun faydası olduğu için, sevap olduğu için Peygamber Efendimiz tavsiye ediyor. Müslümanın vasıflarından bir tanesi sapasağlam insan olmak, sapasağlam yürümektir. Müslümanın vasıflarından bir tanesi sapasağlam insan olmak, sapasağlam yürümektir. Sağdan soldan gelen sözlerle, rüzgârla yalpalamamak, yıkılmamaktır. Kınayanın kınamasına aldırmamaktır. Sağdan soldan gelen sözlerle, rüzgârla yalpalamamak, yıkılmamaktır. Kınayanın kınamasına aldırmamaktır.

Ve lâ yehâfûne levmete lâimin. "Müslüman hak bildiği, doğru bildiği, dürüst bildiği,Ve lâ yehâfûne levmete lâimin. "Müslüman hak bildiği, doğru bildiği, dürüst bildiği, güzel bildiği şeyi yaparken birisi ayıplasa, tenkit etse ona kulak vermez, korkmaz, aldırmaz." güzel bildiği şeyi yaparken birisi ayıplasa, tenkit etse ona kulak vermez, korkmaz, aldırmaz."

Müslüman biraz efedir. Müslüman kahramandır, kabadayıdır, babayiğittir.Müslüman biraz efedir. Müslüman kahramandır, kabadayıdır, babayiğittir. Sağdan soldan laf atmalara, sataşmalara hiç kulak asmaz.Sağdan soldan laf atmalara, sataşmalara hiç kulak asmaz. Çünkü yaptığı şey doğrudur ve doğru bildiği şeyi yapar. İnsanın nelerini tenkit ediyorlar! Çünkü yaptığı şey doğrudur ve doğru bildiği şeyi yapar.

İnsanın nelerini tenkit ediyorlar!

Dürüstlüğünü tenkit ediyorlar. İnsana, "Bu devirde dürüst olunur mu, enayi?" diyorlar.Dürüstlüğünü tenkit ediyorlar. İnsana, "Bu devirde dürüst olunur mu, enayi?" diyorlar. Yani dürüst olmamaya teşvik ediyorlar. İnsanların değer hükümleri o kadar kaybolmuşYani dürüst olmamaya teşvik ediyorlar. İnsanların değer hükümleri o kadar kaybolmuş ve o kadar tepetaklak olmuşlar ki baş üstlerine, el üstlerine amuda kalkmış, öyle bakıyorlar.ve o kadar tepetaklak olmuşlar ki baş üstlerine, el üstlerine amuda kalkmış, öyle bakıyorlar. Ayak üstünde, doğru düzgün bakmıyorlar. Her şeyi ters görüyorlar.Ayak üstünde, doğru düzgün bakmıyorlar. Her şeyi ters görüyorlar. Çünkü kendileri tepetaklak... Onun için onlara bakılmaz. Çünkü kendileri tepetaklak... Onun için onlara bakılmaz.

Gelelim, sahih hadislerden Peygamber Efendimiz'in oruçla ilgili sözlerine... Gelelim, sahih hadislerden Peygamber Efendimiz'in oruçla ilgili sözlerine...

Ebû Zer-i Gıfârî radıyallahu anh'ten sahih kaynakların rivayet ettiğiEbû Zer-i Gıfârî radıyallahu anh'ten sahih kaynakların rivayet ettiği ve Tirmizî'nin "hasen hadis" dediği bir hadîs-i şerîf; ve Tirmizî'nin "hasen hadis" dediği bir hadîs-i şerîf;

Men sâme selâsete eyyâmin min külli şehrin fe-kad sâme'd-dehra küllehû.Men sâme selâsete eyyâmin min külli şehrin fe-kad sâme'd-dehra küllehû. "Her kim her ayın içinde üç gün oruç tutarsa bütün zamanı, bütün ömrü,"Her kim her ayın içinde üç gün oruç tutarsa bütün zamanı, bütün ömrü, bütün seneyi hep oruçlu geçirmiş gibi olur." Tamam, bunu da anlıyoruz.bütün seneyi hep oruçlu geçirmiş gibi olur."

Tamam, bunu da anlıyoruz.
Bizim bildiğimiz bir hesap var; iyilikler en aşağı on misli mükâfatlanacaktı. Bizim bildiğimiz bir hesap var; iyilikler en aşağı on misli mükâfatlanacaktı. Her aydan üç gün olunca, on misli 30 edecek.Her aydan üç gün olunca, on misli 30 edecek. Her aydan üçer üçer tutunca bütün sene oruçlu gibi olacak.Her aydan üçer üçer tutunca bütün sene oruçlu gibi olacak. Peygamber Efendimiz'in bu sözünü anlıyoruz. İlâhî mükâfat kuralı işliyor.Peygamber Efendimiz'in bu sözünü anlıyoruz. İlâhî mükâfat kuralı işliyor. Üç gün tutunca 30 gün sevabı verdiği için, bütün seneyi tutmuş gibi sevap kazanıyor. Üç gün tutunca 30 gün sevabı verdiği için, bütün seneyi tutmuş gibi sevap kazanıyor.

Demek ki her aydan üç gün tutacak. "Hangi üç günü tutayım?" Demek ki her aydan üç gün tutacak.

"Hangi üç günü tutayım?"

Bu hususta çeşitli tavsiyeler var. Başında, ortasında, sonunda tutarsan olabilir.Bu hususta çeşitli tavsiyeler var. Başında, ortasında, sonunda tutarsan olabilir. Tam ortasında 13, 14, 15'inde tutarsan daha güzel olur. Tam ortasında 13, 14, 15'inde tutarsan daha güzel olur. Aralıklı aralıklı, istediğin zaman tutarsan, o da olur. Çünkü, "Mutlak ıtlâkı üzere bırakılır."Aralıklı aralıklı, istediğin zaman tutarsan, o da olur. Çünkü, "Mutlak ıtlâkı üzere bırakılır." Mecelle'nin kaidesi bu... Yani Peygamber Efendimiz herhangi bir şart koşmadan söylemişse, Mecelle'nin kaidesi bu... Yani Peygamber Efendimiz herhangi bir şart koşmadan söylemişse, "Bir ayda üç gün oruç tutan bütün senesini, ömrünü oruçlu geçirmiş gibi olur." diyorsa, öyledir. "Bir ayda üç gün oruç tutan bütün senesini, ömrünü oruçlu geçirmiş gibi olur." diyorsa, öyledir. Artık "hangi gün"ü kalmaz. Teferruat söylenmemiş, şart koşulmamışsa Artık "hangi gün"ü kalmaz. Teferruat söylenmemiş, şart koşulmamışsa o umûmî hükme uyan her çeşit tavır olabilir. o umûmî hükme uyan her çeşit tavır olabilir.

Bir keresinde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; Bir keresinde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

"Ey insanlar! Allah size bu mübarek Kâbe-i Müşerrefe'yi, Beyt-i Muazzama'yı,"Ey insanlar! Allah size bu mübarek Kâbe-i Müşerrefe'yi, Beyt-i Muazzama'yı, Mescid-i Haram'ı belirli zamanda, belirli kurallara, Mescid-i Haram'ı belirli zamanda, belirli kurallara, farzlarına riayet ederek ziyaret etmeyi, haccetmeyi farz kıldı." farzlarına riayet ederek ziyaret etmeyi, haccetmeyi farz kıldı."

Hac âyetleri, emirleri gelince cemaate, etrafındaki kalabalığa böyle duyurdu.Hac âyetleri, emirleri gelince cemaate, etrafındaki kalabalığa böyle duyurdu. Bir zât kalktı o sorunun, o açıklamanın üzerine Peygamber Efendimiz'e dedi ki; Bir zât kalktı o sorunun, o açıklamanın üzerine Peygamber Efendimiz'e dedi ki;

"Yâ Resûlallah! Her sene mi haccedeceğiz?" "Yâ Resûlallah! Her sene mi haccedeceğiz?"

Efendimiz hiç cevap vermedi. O, Peygamber Efendimiz'i duymadı sandı. Tekrar; Efendimiz hiç cevap vermedi. O, Peygamber Efendimiz'i duymadı sandı. Tekrar;

"Yâ Resûlallah! Allah her sene mi haccetmeyi emrediyor? Her sene mi haccedeceğiz?" "Yâ Resûlallah! Allah her sene mi haccetmeyi emrediyor? Her sene mi haccedeceğiz?"

Efendimiz yine bir şey demedi. Bir şey dememesinden yine anlamadı, bir kere daha sordu.Efendimiz yine bir şey demedi. Bir şey dememesinden yine anlamadı, bir kere daha sordu. Peygamber Efendimiz içeri girdi, bir müddet sonra çıktı. Dedi ki; Peygamber Efendimiz içeri girdi, bir müddet sonra çıktı. Dedi ki;

"Ey insanlar! Ben size bir söz söyledim mi benim söylediğimle yetinin."Ey insanlar! Ben size bir söz söyledim mi benim söylediğimle yetinin. Fazla soru sorup da kendinizi tehlikeye atmayın! Fazla soru sorup da kendinizi tehlikeye atmayın! Çünkü eğer 'her sene mi' dediği zaman ben cevap verseydim, 'her sene' deseydim Allah,Çünkü eğer 'her sene mi' dediği zaman ben cevap verseydim, 'her sene' deseydim Allah, ben O'nun peygamberi olduğum için benim hatırımaben O'nun peygamberi olduğum için benim hatırıma haccetmeyi her sene farz ederdi. Her sene de gidemezdiniz, hepiniz günahkâr olurdunuz." haccetmeyi her sene farz ederdi. Her sene de gidemezdiniz, hepiniz günahkâr olurdunuz."

Her sene hacca kaç kişi gidebilir? Belki Hicaz'dakiler gidebilir ama uzaktakiler gidemez. Her sene hacca kaç kişi gidebilir?

Belki Hicaz'dakiler gidebilir ama uzaktakiler gidemez.

"Ben umûmî söylemişsem umûmî haliyle bırakın. 'Her sene mi, şartı var mı, şurtu var mı?' diye sormayın."Ben umûmî söylemişsem umûmî haliyle bırakın. 'Her sene mi, şartı var mı, şurtu var mı?' diye sormayın. Sorarsanız, zorlaşır." Kur'ân-ı Kerîm'in ikinci ve en büyük sûresi Bakara sûresinde Sorarsanız, zorlaşır."

Kur'ân-ı Kerîm'in ikinci ve en büyük sûresi Bakara sûresinde
yahudilerin bir inek kurban kesme macerası vardır. Allahu Teâlâ hazretleri onlara; yahudilerin bir inek kurban kesme macerası vardır. Allahu Teâlâ hazretleri onlara;

"Bir inek kurban edin!" dedi. Onlar bu sefer dediler ki; "Bir inek kurban edin!" dedi. Onlar bu sefer dediler ki;

"Nasıl bir inek? Rengi nasıl olacak? Şöyle mi, böyle mi?" "Nasıl bir inek? Rengi nasıl olacak? Şöyle mi, böyle mi?"

Onlar sordukça Allah da, "Şöyle olacak, böyle olacak." diye şartlar vahyetti.Onlar sordukça Allah da, "Şöyle olacak, böyle olacak." diye şartlar vahyetti. Bu sefer o cins ineği bulmakta zorluk çektiler. Bu sefer o cins ineği bulmakta zorluk çektiler. Kestiler ama neredeyse kesmeyeceklerdi, günahkâr olacaklardı,Kestiler ama neredeyse kesmeyeceklerdi, günahkâr olacaklardı, Allah'ın kahrına, gazabına uğrayacak duruma geleceklerdi. Demek ki "üç gün tutmak" diyor.Allah'ın kahrına, gazabına uğrayacak duruma geleceklerdi.

Demek ki "üç gün tutmak" diyor.
Tamam! Artık, "Bunun hangi günüydü, hangi tarihleriydi?" filan diye karıştırmaya lüzum yok...Tamam! Artık, "Bunun hangi günüydü, hangi tarihleriydi?" filan diye karıştırmaya lüzum yok... Bir ayın içinde kendisine uygun gelen üç gün oruç tutarsa o sevabı alır. Bir ayın içinde kendisine uygun gelen üç gün oruç tutarsa o sevabı alır.

Bir başka hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Hatîb-i Bağdâdî'ninBir başka hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Hatîb-i Bağdâdî'nin Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet ettiğine göre,Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet ettiğine göre, bir de Sehl İbn Saad radıyallahu anh'ten rivayet var, diyor ki; bir de Sehl İbn Saad radıyallahu anh'ten rivayet var, diyor ki;

Men sâme yevmen tetavvuan lem yettali' aleyhi ehadün,Men sâme yevmen tetavvuan lem yettali' aleyhi ehadün, lem yerdallâhu lehû bi-sevâbin dûne'l-cenneti. lem yerdallâhu lehû bi-sevâbin dûne'l-cenneti.

Ne kadar güzel! Ne kadar güzel!

"Bir insan Ramazan'ın dışında, farz olmayan bir zamanda…" Mecbur değil,"Bir insan Ramazan'ın dışında, farz olmayan bir zamanda…" Mecbur değil, farz değil ama "Sevap kazanayım." diye… Buna tav'an veya tetavvuan deniliyor.farz değil ama "Sevap kazanayım." diye… Buna tav'an veya tetavvuan deniliyor. Yani, "İtaat olsun, Allah'a kurbiyet olsun, yakınlığa vesile olsun, sevap kazanayım." diyeYani, "İtaat olsun, Allah'a kurbiyet olsun, yakınlığa vesile olsun, sevap kazanayım." diye kim bir gün nafile oruç tutarsa... kim bir gün nafile oruç tutarsa...

Nafile, bizde boşuna mânasına da geliyor da onu kullanmak istemiyorum.Nafile, bizde boşuna mânasına da geliyor da onu kullanmak istemiyorum. "Nafile uğraşma" yani boş yere uğraşma gibi anlaşılıyor. Tetavvuan güzel!"Nafile uğraşma" yani boş yere uğraşma gibi anlaşılıyor. Tetavvuan güzel! "Bir insan Allah'a itaat kastıyla, iyi kulluk yapmak maksadıyla bir gün oruç tutarsa…" "Bir insan Allah'a itaat kastıyla, iyi kulluk yapmak maksadıyla bir gün oruç tutarsa…"

Ama nasıl, şart? Lem yettali' aleyhi ehadün.Ama nasıl, şart?

Lem yettali' aleyhi ehadün.
"Onun oruç tuttuğuna kimse vakıf olmayacak.""Onun oruç tuttuğuna kimse vakıf olmayacak." Kimse anlamayacak, kimseyi bilgilendirmeyecek, kimseye açmayacak,Kimse anlamayacak, kimseyi bilgilendirmeyecek, kimseye açmayacak, "Ben oruçluyum." diye ifşâ etmeyecek. Kimse de bu adamın oruçlu olduğunu anlamayacak. "Ben oruçluyum." diye ifşâ etmeyecek. Kimse de bu adamın oruçlu olduğunu anlamayacak. Yani delikanlı tabiriyle söyleyelim, çaktırmadan, sezdirmeden orucu tutacak. Yani delikanlı tabiriyle söyleyelim, çaktırmadan, sezdirmeden orucu tutacak.

Lem yettali' aleyhi ehadün. "Kimse bunun oruçlu olduğunu anlayamadı." Lem yettali' aleyhi ehadün. "Kimse bunun oruçlu olduğunu anlayamadı."

Öyle bir oruç tutarsa Allahu Teâlâ hazretleri onun mükâfatı olarakÖyle bir oruç tutarsa Allahu Teâlâ hazretleri onun mükâfatı olarak cennetten başka bir şeye razı olmaz. Yani, "Bu orucun mükâfatı cennettir, der; cenneti verir." demek. cennetten başka bir şeye razı olmaz. Yani, "Bu orucun mükâfatı cennettir, der; cenneti verir." demek.

Demek ki aziz ve sevgili dinleyiciler! Demek ki aziz ve sevgili dinleyiciler!

Oruçları Allah rızası için tutacağız ve "Oruçluyum, oruçluyum." diye deOruçları Allah rızası için tutacağız ve "Oruçluyum, oruçluyum." diye de herkese söylemeyeceğiz, saklamaya çalışacağız. "Ben ne adamım, ne kadar dindarım!herkese söylemeyeceğiz, saklamaya çalışacağız. "Ben ne adamım, ne kadar dindarım! Bak, ne kadar âbid ve zahidim! Görüyor musunuz, işte oruçluyum, oruçluyum..." derseBak, ne kadar âbid ve zahidim! Görüyor musunuz, işte oruçluyum, oruçluyum..." derse o zaman riyaya, gösterişe, süm'aya girer. Allah'ın sevmediği şeyler bunlar. o zaman riyaya, gösterişe, süm'aya girer. Allah'ın sevmediği şeyler bunlar.

Gösteriş için, başkası beğensin, alkışlasın veya takdir etsin diyeGösteriş için, başkası beğensin, alkışlasın veya takdir etsin diye böyle şeyler yapmak doğru değil; onlardan kaçınacağız.böyle şeyler yapmak doğru değil; onlardan kaçınacağız. İbadetin, nafile ibadetin yani tatavvu, farz, mecburî olmayan, sevap kazanmak maksadıylaİbadetin, nafile ibadetin yani tatavvu, farz, mecburî olmayan, sevap kazanmak maksadıyla yapılan ibadetlerin saklı olmasını Allah seviyor. yapılan ibadetlerin saklı olmasını Allah seviyor. Riya olmasın, gösteriş olmasın, şöhret olmasın, alkış olmasın, caf caf olmasın,Riya olmasın, gösteriş olmasın, şöhret olmasın, alkış olmasın, caf caf olmasın, fiyaka olmasın, adam onu kullanmasın… fiyaka olmasın, adam onu kullanmasın… Âhiret işi yapıp da dünyalık nüfuz ve alkış toplamak gibi çirkin işler tahakkuk etmesin diye Âhiret işi yapıp da dünyalık nüfuz ve alkış toplamak gibi çirkin işler tahakkuk etmesin diye saklamayı dinimiz uygun buluyor. O zaman ne olur? Sessiz sedasız olursa mükâfat alır. saklamayı dinimiz uygun buluyor.

O zaman ne olur?

Sessiz sedasız olursa mükâfat alır.
Alkışlı, davullu, zurnalı, "Ben oruçluyum! Ben oruçluyum! Ben oruçluyum!.." derse sevabı gider. Alkışlı, davullu, zurnalı, "Ben oruçluyum! Ben oruçluyum! Ben oruçluyum!.." derse sevabı gider. Anlıyoruz ki ibadetler sessiz sedasız, Allah rızası için yapılacak. Anlıyoruz ki ibadetler sessiz sedasız, Allah rızası için yapılacak.

Oruçla ilgili bir iki hadîs-i şerîf daha okuyalım.Oruçla ilgili bir iki hadîs-i şerîf daha okuyalım. Nafile oruçların mükâfatları hakkında çeşitli hadîs-i şerîfler var Nafile oruçların mükâfatları hakkında çeşitli hadîs-i şerîfler var ama başka başka zamanlarda tutulan oruçları anlatmak istiyorum; ama başka başka zamanlarda tutulan oruçları anlatmak istiyorum;

Men sâme yevme arefete ğaferallâhu lehû seneteyni; seneten emâmehû ve seneten halfehû. Men sâme yevme arefete ğaferallâhu lehû seneteyni; seneten emâmehû ve seneten halfehû.

Hatırınızda kalsın istediğim, kalmasını temenni ettiğim hadîs-i şerîflerden birisidir.Hatırınızda kalsın istediğim, kalmasını temenni ettiğim hadîs-i şerîflerden birisidir. İbn Asâkir, Ebû Said hazretlerinden Taberânî ve İbn Mâce,İbn Asâkir, Ebû Said hazretlerinden Taberânî ve İbn Mâce, Katâde hazretlerinden rivayet etmişler. Başka kaynaklarda da var. Arefe gününde oruç tutmak. Katâde hazretlerinden rivayet etmişler. Başka kaynaklarda da var.

Arefe gününde oruç tutmak.

Arefe günü hangi gündür? Karışıklığa sebep olmasın diye belirtmem lazım!Arefe günü hangi gündür?

Karışıklığa sebep olmasın diye belirtmem lazım!
Yevm-i arefete dediği, hacıların Arafat'a çıktığı gün demek.Yevm-i arefete dediği, hacıların Arafat'a çıktığı gün demek. Biz her güzel bayram gününün bir gün evveline arefe diyoruz; öyle değil.Biz her güzel bayram gününün bir gün evveline arefe diyoruz; öyle değil. Burada maksat hacılar hacca gittiğinde Kurban bayramından bir gün önce Arafat'a çıkıyorlar, Burada maksat hacılar hacca gittiğinde Kurban bayramından bir gün önce Arafat'a çıkıyorlar, işte o Arafat'a çıkma günü… Yani Zilhicce kamerî ayının dokuzuncu günü; tarih bu… işte o Arafat'a çıkma günü… Yani Zilhicce kamerî ayının dokuzuncu günü; tarih bu…

"Kim arefe günü oruç tutarsa Allah onun iki senelik günahını bağışlar." "Kim arefe günü oruç tutarsa Allah onun iki senelik günahını bağışlar."

Bakın, bir günlük oruçla iki senelik günahını bağışlıyor. Seneten emâmehû.Bakın, bir günlük oruçla iki senelik günahını bağışlıyor. Seneten emâmehû. "Önündeki bir yılın günahını bağışlar." Ve seneten halfehû."Önündeki bir yılın günahını bağışlar." Ve seneten halfehû. "Geçirmiş olduğu, mazide kalmış olan senenin günahını bağışlar." "Geçirmiş olduğu, mazide kalmış olan senenin günahını bağışlar."

Çok ilginç! Bu o kadar ilginç ki ben buradan şu anlamı sezinliyorum, inşaallah yanlış değildir: Çok ilginç! Bu o kadar ilginç ki ben buradan şu anlamı sezinliyorum, inşaallah yanlış değildir:

Yani bu orucu tutanı Allah önündeki senede de yaşatacak da o sene yapacağı günahları da affedecek.Yani bu orucu tutanı Allah önündeki senede de yaşatacak da o sene yapacağı günahları da affedecek. Bir sene daha yaşamasını insan bilmez ki önündeki senesinin günahları affolsun. Ne demek? Bir sene daha yaşamasını insan bilmez ki önündeki senesinin günahları affolsun.

Ne demek?

Yaşatacak… Allah ömür verecek de hatası, günahı da olursa bağışlayacak, mânasını seziyorum. Yaşatacak… Allah ömür verecek de hatası, günahı da olursa bağışlayacak, mânasını seziyorum.

"O zaman aman bunu yazalım hocam!" Zilhiccenin dokuzu..."O zaman aman bunu yazalım hocam!"

Zilhiccenin dokuzu...
Açın takvimi, Zilhicce'nin dokuzunu kırmızı boya ile boyayın, fırçayla kocaman çarpı işareti koyun.Açın takvimi, Zilhicce'nin dokuzunu kırmızı boya ile boyayın, fırçayla kocaman çarpı işareti koyun. Not olarak da isterseniz, "Kurban bayramından bir gün önceki arefe günü oruç tutmak!" diye yazın. Not olarak da isterseniz, "Kurban bayramından bir gün önceki arefe günü oruç tutmak!" diye yazın.

Yalnız burada bir şeyi hatırlatayım: Yalnız burada bir şeyi hatırlatayım:

Hacılar, hacca gitmiş olan Hacı babalar, hacca gidecek olan hacı namzedleri, hacı valideler,Hacılar, hacca gitmiş olan Hacı babalar, hacca gidecek olan hacı namzedleri, hacı valideler, teyzeler Arafat'a çıktıkları gün oruç tutmazlar. Yani oraya hacca gitmiş olanlar tutmazlar.teyzeler Arafat'a çıktıkları gün oruç tutmazlar. Yani oraya hacca gitmiş olanlar tutmazlar. Orada mekruh, pek makbul değil, uygun değil. Neden? Orada mekruh, pek makbul değil, uygun değil.

Neden?

Çünkü orada ibadet edecek; sefer hali, seyahat hali var. Ev yok, bark yok, sıkıntı var...Çünkü orada ibadet edecek; sefer hali, seyahat hali var. Ev yok, bark yok, sıkıntı var... Mina'dan sabahleyin Arafat'a gidecek, akşama kadar orada çadırda kalacak.Mina'dan sabahleyin Arafat'a gidecek, akşama kadar orada çadırda kalacak. Oradan akşamleyin Müzdelife'ye gelecek. Müzdelife'de ikamet yeri yok, çadır bile yok; açıkta kalacak.Oradan akşamleyin Müzdelife'ye gelecek. Müzdelife'de ikamet yeri yok, çadır bile yok; açıkta kalacak. Yürüyecek, yürümezse vasıtaların içinde bekleyecek, pişecek, yorulacak...Yürüyecek, yürümezse vasıtaların içinde bekleyecek, pişecek, yorulacak... İşte o gün hacılara tavsiye edilmiyor. Hacca gitmeyenler yazsınlar. İşte o gün hacılara tavsiye edilmiyor.

Hacca gitmeyenler yazsınlar.
Gidemeyecek veya gitmiş olanlar, Kurban bayramının arefesinde oruç tutmayı takvimlerine,Gidemeyecek veya gitmiş olanlar, Kurban bayramının arefesinde oruç tutmayı takvimlerine, "Bugün de çok sevapmış." diye işaretlesinler. "Bugün de çok sevapmış." diye işaretlesinler. İki ay sonraki bir günün orucunu şimdiden size bildirmiş, müjdelemiş oldum; tutasınız diye... İki ay sonraki bir günün orucunu şimdiden size bildirmiş, müjdelemiş oldum; tutasınız diye...

Bir başka hadîs-i şerîfi daha okumak istiyorum: Bir başka hadîs-i şerîfi daha okumak istiyorum:

Men sâme yevme'l-erbiâi ve'l-hamîsi ve'l-cumuati sümme tesaddaka yevme'l-cumuatiMen sâme yevme'l-erbiâi ve'l-hamîsi ve'l-cumuati sümme tesaddaka yevme'l-cumuati bi-mâ kalle min mâlihî ev kesüra gufire lehû küllü zenbin amilehû hattâ yasîra ke-yevmebi-mâ kalle min mâlihî ev kesüra gufire lehû küllü zenbin amilehû hattâ yasîra ke-yevme veledethü ümmühû mine'l-hatâyâ. veledethü ümmühû mine'l-hatâyâ.

Birçok kaynaklardan; Taberânî'den vesaireden İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan rivayet edilmiş.Birçok kaynaklardan; Taberânî'den vesaireden İbn Abbas radıyallahu anhümâ'dan rivayet edilmiş. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Kim yevm-i erbiâda ve hamîs'te oruç tutarsa..." Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Kim yevm-i erbiâda ve hamîs'te oruç tutarsa..."

Yevm-i erbiâ ve hamîs ne demek? Yevm-i erbiâ ve hamîs ne demek?

Mahsustan kullanıyorum bu kelimeleri, biraz Arapça öğrenin diye…Mahsustan kullanıyorum bu kelimeleri, biraz Arapça öğrenin diye… Yevm-i erbiâ, çarşamba günü; yevm-i hamîs de perşembe günü demek...Yevm-i erbiâ, çarşamba günü; yevm-i hamîs de perşembe günü demek... Erbiâ dört kelimesiyle ilgili, hamîs de beş kelimesiyle ilgili.Erbiâ dört kelimesiyle ilgili, hamîs de beş kelimesiyle ilgili. Zaten çarşamba derken, çar da dört demek; biz Farsçasını kullanıyoruz. Zaten çarşamba derken, çar da dört demek; biz Farsçasını kullanıyoruz. Perşembe derken, penç şenbe diyoruz; penç de beş demek. Yani aynı şeyi kullanmışız ama Farsçasını... Perşembe derken, penç şenbe diyoruz; penç de beş demek. Yani aynı şeyi kullanmışız ama Farsçasını...

"Çarşamba ve perşembe günü kim Allah rızası için, mecburiyet olmadan,"Çarşamba ve perşembe günü kim Allah rızası için, mecburiyet olmadan, sevap kazanmak maksadıyla oruç tutarsa…" Ve'l-cumuati. "Bir de cumayı eklerse..."sevap kazanmak maksadıyla oruç tutarsa…" Ve'l-cumuati. "Bir de cumayı eklerse..." Biliyorsunuz cuma günü tek başına oruç tutmak doğru görülmüyor Biliyorsunuz cuma günü tek başına oruç tutmak doğru görülmüyor ama çarşamba, perşembe, cuma; üçünü birbirine eklerse… Sümme tesaddaka yevme'l-cumuati.ama çarşamba, perşembe, cuma; üçünü birbirine eklerse… Sümme tesaddaka yevme'l-cumuati. "Cuma günü de olunca tasadduk ederse…" "Cuma günü de olunca tasadduk ederse…" Yani cüzdanı açıp para veyahut ambarı açıp mal, yiyecek, içecek bir sadaka verirse... Yani cüzdanı açıp para veyahut ambarı açıp mal, yiyecek, içecek bir sadaka verirse...

Sadaka para ile de, bir torba, bir çuval pirinçle de, bir teneke zeytinyağı ile de,Sadaka para ile de, bir torba, bir çuval pirinçle de, bir teneke zeytinyağı ile de, elbise vermekle de yani malla da herhangi bir şekilde olur. elbise vermekle de yani malla da herhangi bir şekilde olur. "Cuma günü tasadduk eder, sadaka olsun diye bir şey verirse…""Cuma günü tasadduk eder, sadaka olsun diye bir şey verirse…" Bi-mâ kalle min mâlihî ev kesüra. "Malından az veya çok bir sadaka verirse..." Bi-mâ kalle min mâlihî ev kesüra. "Malından az veya çok bir sadaka verirse..."

Burada da, "Şu miktardan az olursa kabul etmem." diye bir şart yok. Az veya çok!Burada da, "Şu miktardan az olursa kabul etmem." diye bir şart yok. Az veya çok! Yalnız cuma günü sadaka verecek. Çarşamba, perşembe, cuma oruç tutacak; cuma günü de sadaka verecek. Yalnız cuma günü sadaka verecek. Çarşamba, perşembe, cuma oruç tutacak; cuma günü de sadaka verecek.

Ne olurmuş? Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Ne olurmuş?

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

Gufire lehû küllü zenbin amilehû. "İşlediği bütün günahları affolunur."Gufire lehû küllü zenbin amilehû. "İşlediği bütün günahları affolunur." Hattâ yasîra ke-yevme veledethü ümmühû mine'l-hatâyâ. Hattâ yasîra ke-yevme veledethü ümmühû mine'l-hatâyâ. Hatalardan o kadar temizlenir ki anasının doğurduğu ve dünyaya getirdiği gün,Hatalardan o kadar temizlenir ki anasının doğurduğu ve dünyaya getirdiği gün, "ınga" dediği zaman nasıl masum bir yavru idi! Annesinden doğduğu gün hiç günahı var mı?"ınga" dediği zaman nasıl masum bir yavru idi! Annesinden doğduğu gün hiç günahı var mı? Yok… Yeni doğmuş bir çocuk! Defterinde hiç günah yazılı değil; sıfır, tertemiz! Yok… Yeni doğmuş bir çocuk! Defterinde hiç günah yazılı değil; sıfır, tertemiz! "Anasından doğduğu günkü gibi olur, hataları silinip tertemiz olur." "Anasından doğduğu günkü gibi olur, hataları silinip tertemiz olur."

Duyan, "Ben bunu yaparım!" diyecek. Bu kaçırılmaz! Duyan, "Ben bunu yaparım!" diyecek. Bu kaçırılmaz!

Hem de bakın bunları ne münasebetle söylüyoruz? Hem de bakın bunları ne münasebetle söylüyoruz?

Önümüzdeki günlerde altı gün oruç tutacağız ya…Önümüzdeki günlerde altı gün oruç tutacağız ya… "Ben çarşamba, perşembe, cumayı denk getiririm, bunu kazanırım." demeniz için söylüyorum,"Ben çarşamba, perşembe, cumayı denk getiririm, bunu kazanırım." demeniz için söylüyorum, Sizin sevap kazanmanıza delalet etmek istiyorum. Bunda benim kârım ne? Sizin sevap kazanmanıza delalet etmek istiyorum.

Bunda benim kârım ne?

Benim kârım da tam sizin aldığınız sevap kadar sevap almak...Benim kârım da tam sizin aldığınız sevap kadar sevap almak... Sizden bir şey eksilmeyecek ama Allah size sevap kazandırdığım için,Sizden bir şey eksilmeyecek ama Allah size sevap kazandırdığım için, sizin sevabınız kadar da bana bir mislini verecek. Halbuki ben o orucu tutmadım, siz tuttunuz.sizin sevabınız kadar da bana bir mislini verecek. Halbuki ben o orucu tutmadım, siz tuttunuz. Ama sizin orucunuzun sevabı kadar [bana da]…Ama sizin orucunuzun sevabı kadar [bana da]… Çünkü ben söyledim, sizi heveslendirdim, siz de tuttunuz diye... Çünkü ben söyledim, sizi heveslendirdim, siz de tuttunuz diye...

Onun için beni tanıyan kardeşlerime, ihvanımıza rica ediyorum.Onun için beni tanıyan kardeşlerime, ihvanımıza rica ediyorum. Hayra delalet eden de hayrı işlemiş gibi sevap alır, diye bu fırsatları kaçırmasınlar!Hayra delalet eden de hayrı işlemiş gibi sevap alır, diye bu fırsatları kaçırmasınlar! Hadîs-i şerîflerde duydukları güzel şeyleri bir yere yazsınlar,Hadîs-i şerîflerde duydukları güzel şeyleri bir yere yazsınlar, hemen bir yerde uygulasınlar da o sevaplar ellerine geçsin. hemen bir yerde uygulasınlar da o sevaplar ellerine geçsin.

Şevvalin altı gününü söyledik, arefe orucunu söyledik, pazartesi-perşembe orucunu söyledik,Şevvalin altı gününü söyledik, arefe orucunu söyledik, pazartesi-perşembe orucunu söyledik, çarşamba-perşembe-cuma günü orucunu da söyledik. çarşamba-perşembe-cuma günü orucunu da söyledik.

"Bunların hepsi bir yerde toplanır mı?" diye bir vaaz bilmecesi sorsak… "Bunların hepsi bir yerde toplanır mı?" diye bir vaaz bilmecesi sorsak…

Toplanır! Eyyâm-ı biyz'leri işaretleriz.Toplanır! Eyyâm-ı biyz'leri işaretleriz. Eyyâm-ı biyz'ler yani Şevval'in 13'ü, 14'ü, 15'i hangi güne denk geliyorsa Eyyâm-ı biyz'ler yani Şevval'in 13'ü, 14'ü, 15'i hangi güne denk geliyorsa onun başındaki çarşambasını, perşembesini de eklerdik. Pazartesi'den başlardık…onun başındaki çarşambasını, perşembesini de eklerdik. Pazartesi'den başlardık… Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma… Hepsini birden tuttuk mu bu hadislerde Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma… Hepsini birden tuttuk mu bu hadislerde vaat edilen sevapların hepsi Allah'ın lütfuyla, inşaallah defterimize yazılırdı. vaat edilen sevapların hepsi Allah'ın lütfuyla, inşaallah defterimize yazılırdı.

Biz kuluz, her şeyimiz Cenâb-ı Hak'tan... Neyimiz varsa, O'ndan...Biz kuluz, her şeyimiz Cenâb-ı Hak'tan... Neyimiz varsa, O'ndan... Ömrümüz, hayatımız, sıhhatimiz O'ndan, imanımız O'nun lütfu… Aklımız O'nun verdiği bir akıl...Ömrümüz, hayatımız, sıhhatimiz O'ndan, imanımız O'nun lütfu… Aklımız O'nun verdiği bir akıl... Çoluk, çocuk, ev, bark, mal, mülk, bilgi, hafıza her şeyimiz O'ndan... Her şeyi veriyor.Çoluk, çocuk, ev, bark, mal, mülk, bilgi, hafıza her şeyimiz O'ndan... Her şeyi veriyor. İstemeden nice nice nimetleri vermiş. Nimetlerimiz az mı? İstemeden nice nice nimetleri vermiş. Nimetlerimiz az mı? Üzerimizdeki nimetleri saymak istesek sayamayız. Âyet-i kerîmede, "sayamazsınız" diyor. Üzerimizdeki nimetleri saymak istesek sayamayız. Âyet-i kerîmede, "sayamazsınız" diyor.

Kur'ân-ı Kerîm'de iki âyette geçiyor, birisi şöyle; Kur'ân-ı Kerîm'de iki âyette geçiyor, birisi şöyle;

Ve in teuddû ni'metallâhi lâ tühsûhâ, inne'l-insâne le-zalûmün keffârün.Ve in teuddû ni'metallâhi lâ tühsûhâ, inne'l-insâne le-zalûmün keffârün. "İnsanoğlu bu kadar nimetlerin kadrini, kıymetini bilmez. Allah sayılamayacak kadar nimet veriyor."İnsanoğlu bu kadar nimetlerin kadrini, kıymetini bilmez. Allah sayılamayacak kadar nimet veriyor. İnsanoğlu çok zalim ve küfrân-ı nimet edici bir mahlûktur." Öteki âyet-i kerîme; İnsanoğlu çok zalim ve küfrân-ı nimet edici bir mahlûktur."

Öteki âyet-i kerîme;

Ve in teuddû ni'metallâhi lâ tühsûhâ, innallâhe le-gafûrun rahîmün.Ve in teuddû ni'metallâhi lâ tühsûhâ, innallâhe le-gafûrun rahîmün. "Allah çok mağfiret edicidir, çok merhametlidir." diye devamında da bize rahmetini gösteriyor. "Allah çok mağfiret edicidir, çok merhametlidir." diye devamında da bize rahmetini gösteriyor. Yani, "Siz bu nimetlerin şükrünü edâdan âciz kalırsınız ama Allah afv u mağfiret eder." demiş oluyor. Yani, "Siz bu nimetlerin şükrünü edâdan âciz kalırsınız ama Allah afv u mağfiret eder." demiş oluyor.

Yoksa biz, Allah'ın bize verdiği nimetlerin bir tanesinin ücretini, dünya maaşlarımızla,Yoksa biz, Allah'ın bize verdiği nimetlerin bir tanesinin ücretini, dünya maaşlarımızla, servetlerimizle ödemeye kalksak, ödeyemeyiz. Ne gözü ödeyebiliriz, ne kulağı, ne aklı, ne sıhhati... servetlerimizle ödemeye kalksak, ödeyemeyiz. Ne gözü ödeyebiliriz, ne kulağı, ne aklı, ne sıhhati...

Zaten sıhhatin kenarından küçücük bir şey eksildiği zaman millet Almanya'yı, Amerika'yı boyluyor.Zaten sıhhatin kenarından küçücük bir şey eksildiği zaman millet Almanya'yı, Amerika'yı boyluyor. "Houston hastanesi, İsviçre'deki falanca klinik, vs." diyor."Houston hastanesi, İsviçre'deki falanca klinik, vs." diyor. Sıhhatinin bir parçasını oralarda bulmak için fabrikasını, evini, barkını, köşkünü satıyor.Sıhhatinin bir parçasını oralarda bulmak için fabrikasını, evini, barkını, köşkünü satıyor. İnsanlar sıhhatin bir parçasını almak için yardım olarak oradan bir şey umuyor. İnsanlar sıhhatin bir parçasını almak için yardım olarak oradan bir şey umuyor. "Sıhhatimi acaba ameliyatla sağlayabilir miyim?" diye sıhhatinin küçük bir parçası için servetini veriyor. "Sıhhatimi acaba ameliyatla sağlayabilir miyim?" diye sıhhatinin küçük bir parçası için servetini veriyor.

Cenâb-ı Hakk'ın hiçbir şeyini ödeyemeyiz. Bunu niçin söylüyorum? Cenâb-ı Hakk'ın hiçbir şeyini ödeyemeyiz.

Bunu niçin söylüyorum?

Cenâb-ı Hak zaten istemeden bize birçok nimet vermiş. Biz de böyle heveslenir de peşine düşersek…Cenâb-ı Hak zaten istemeden bize birçok nimet vermiş. Biz de böyle heveslenir de peşine düşersek… "Rabbimiz böyle ibadet etmemizi seviyormuş." diye severek, aşk ve şevk ile kulluk edersek... "Rabbimiz böyle ibadet etmemizi seviyormuş." diye severek, aşk ve şevk ile kulluk edersek...

Allah dua etmeyi de seviyor. "Yâ Rabbi! Ben bunu istiyorum!" İstemeyi seviyor.Allah dua etmeyi de seviyor.

"Yâ Rabbi! Ben bunu istiyorum!"

İstemeyi seviyor.
Dünyanın zenginleri isteyene kızmaya başlarlar. İlk önce sabırlıysa bir şey demez. Dünyanın zenginleri isteyene kızmaya başlarlar. İlk önce sabırlıysa bir şey demez. İkincide biraz yüzü kızarır. Üçüncüde daha kızarır. İkincide biraz yüzü kızarır. Üçüncüde daha kızarır. Dördüncüde, beşincide filan hep isterse, en sonunda; "Eeeh!" diye patlayarak,Dördüncüde, beşincide filan hep isterse, en sonunda; "Eeeh!" diye patlayarak, "Başka zengin yok mu ya? Git de biraz da başkasından iste! Yeter artık, vermiyorum." deyiverir. "Başka zengin yok mu ya? Git de biraz da başkasından iste! Yeter artık, vermiyorum." deyiverir.

Allah öyle demiyor. Allah dua eden kulunu seviyor.Allah öyle demiyor. Allah dua eden kulunu seviyor. Dua edenin duasını, niyaz edenin niyazını, tazarrû edenin (Tazarrû da Arapça niyaz mânasına… Dua edenin duasını, niyaz edenin niyazını, tazarrû edenin (Tazarrû da Arapça niyaz mânasına… Tazarrûat filan diye Sinan Paşa'yı edebiyat derslerinden duymuşsunuzdur.) Tazarrûat filan diye Sinan Paşa'yı edebiyat derslerinden duymuşsunuzdur.) tazarrûunu, yalvarmasını, istemesini seviyor ve "isteyin" diye kendisi emrediyor. tazarrûunu, yalvarmasını, istemesini seviyor ve "isteyin" diye kendisi emrediyor.

Ve kâle rabbükümü'd'ûnî estecib leküm. "Bana dua edin." diye kendisi emrediyor. Ve kâle rabbükümü'd'ûnî estecib leküm. "Bana dua edin." diye kendisi emrediyor.

Kul mâ ya'beü bi-küm rabbî levlâ duâüküm. "Duanız olmasaydı, Allah size hiç kıymet vermezdi." Kul mâ ya'beü bi-küm rabbî levlâ duâüküm. "Duanız olmasaydı, Allah size hiç kıymet vermezdi."

Kulun duası makbul Allah indinde...Kulun duası makbul Allah indinde... Allah istemeyene kızıyor... Men lem yedeıllâhe gadaballâhu aleyhi.Allah istemeyene kızıyor...

Men lem yedeıllâhe gadaballâhu aleyhi.
"Kim Allah'tan bir şey istemezse, dua etmek aklına gelmezse; Allah'ın yolu, caminin yolu,"Kim Allah'tan bir şey istemezse, dua etmek aklına gelmezse; Allah'ın yolu, caminin yolu, seccadenin yeri, kıblenin istikameti hiç hatırında değilse [Allah ona gazap eder.]" seccadenin yeri, kıblenin istikameti hiç hatırında değilse [Allah ona gazap eder.]"

Adama soruyorsun, kıbleyi bile bilmiyor.Adama soruyorsun, kıbleyi bile bilmiyor. Bizim seyyar satıcı dostlardan birisi Anadolu'da bir kasabaya gitmiş. Bizim seyyar satıcı dostlardan birisi Anadolu'da bir kasabaya gitmiş. Müşterisine sattığı malları vermiş. Müşterisine sattığı malları vermiş. Akşam olduğu için, müşteri demiş ki; "Lütfen bize buyurun, misafir olun."Akşam olduğu için, müşteri demiş ki; "Lütfen bize buyurun, misafir olun." O da; "Tamam, olurum." demiş. Müşterisi iyi, paraları iyi... Tabii bizim seyyar satıcı müslüman...O da; "Tamam, olurum." demiş. Müşterisi iyi, paraları iyi... Tabii bizim seyyar satıcı müslüman... Seyyar satıcı ama Ankara'da, İstanbul'da -neredeyse- dükkânı var da malını pazarlamak için gidiyor. Seyyar satıcı ama Ankara'da, İstanbul'da -neredeyse- dükkânı var da malını pazarlamak için gidiyor.

Pazarlamak maksadıyla oraya gittiği zaman adamın evine misafir olmuş. Adama namaz vakti gelince demiş ki; Pazarlamak maksadıyla oraya gittiği zaman adamın evine misafir olmuş. Adama namaz vakti gelince demiş ki;

"Ben abdest alacağım, namaz kılacağım." "Ben abdest alacağım, namaz kılacağım."

"İşte musluk, işte havlu..." diye ev sahibi göstermiş. Orası tamam. Abdesti almış. "İşte musluk, işte havlu..." diye ev sahibi göstermiş. Orası tamam. Abdesti almış.

"Namaz kılacağım, kıble ne tarafta?" demiş. Ev sahibi ensesini kaşımaya başlamış."Namaz kılacağım, kıble ne tarafta?" demiş.

Ev sahibi ensesini kaşımaya başlamış.
Kıbleyi bilmiyor. Alnı secdeye gelmemiş, evinin kıble tarafından haberi yok. Namaz kılmıyor.Kıbleyi bilmiyor. Alnı secdeye gelmemiş, evinin kıble tarafından haberi yok. Namaz kılmıyor. Nasıl kızmış bizim satıcı, nasıl kızmış! Kızgınlığından kendisini tutamamış, yemini basmış; Nasıl kızmış bizim satıcı, nasıl kızmış! Kızgınlığından kendisini tutamamış, yemini basmış;

"Vallahi billahi, ben kıblenin yönünü bile bilmeyen bir insanın evinde"Vallahi billahi, ben kıblenin yönünü bile bilmeyen bir insanın evinde misafir kalmam." demiş, kapıdan çıkmış gitmiş. Adam da mahcup olmuş, "Yahu gel, öğrenirim...misafir kalmam." demiş, kapıdan çıkmış gitmiş.

Adam da mahcup olmuş, "Yahu gel, öğrenirim...
Yapma, tamam, bundan sonra öğreneceğim, kılacağım." filan demiş.Yapma, tamam, bundan sonra öğreneceğim, kılacağım." filan demiş. Yeminini bozmamış, gitmiş başka bir yerde yatmış.Yeminini bozmamış, gitmiş başka bir yerde yatmış. Ötekisi de kıblenin yönünü öğrenmiş, her halde alnı da ondan sonra secdeye gelmiş. Ötekisi de kıblenin yönünü öğrenmiş, her halde alnı da ondan sonra secdeye gelmiş.

Öyle insanlar var ki kıbleyi bilmiyor. Öyle insanlar var ki kelime-i şehâdet getirmeyi bilmiyor.Öyle insanlar var ki kıbleyi bilmiyor. Öyle insanlar var ki kelime-i şehâdet getirmeyi bilmiyor. Öyle insanlar var ki, "Senin peygamberin kim?" dediğin zamanÖyle insanlar var ki, "Senin peygamberin kim?" dediğin zaman aklına gelen, ağzına gelen meşhurlardan bir isim söylüyor.aklına gelen, ağzına gelen meşhurlardan bir isim söylüyor. Ne olduğunun da farkında değil, peygamberinin ismini bilmiyor. Bu nedir? Kim suçlu? Ne olduğunun da farkında değil, peygamberinin ismini bilmiyor.

Bu nedir? Kim suçlu?

Başta dini öğretecek insanlar suçlu! Başta devlet suçlu! İnsanları yöneten kim varsa onlar suçlu!Başta dini öğretecek insanlar suçlu! Başta devlet suçlu! İnsanları yöneten kim varsa onlar suçlu! Babalar, anneler, öğretmenler, devlet, millet, alimler suçlu... Neden? Babalar, anneler, öğretmenler, devlet, millet, alimler suçlu...

Neden?

Bu kadar cahil bıraktırılmaz ki! Bu kadar cahil kalınmaz ki!Bu kadar cahil bıraktırılmaz ki! Bu kadar cahil kalınmaz ki! Bunlara öğretmek lazımdı; annesi babası öğretecekti, onlar öğretmemiş.Bunlara öğretmek lazımdı; annesi babası öğretecekti, onlar öğretmemiş. Okulda öğretmen öğretecekti, o öğretmemiş. Toplum öğretecekti, toplum öğretmemiş.Okulda öğretmen öğretecekti, o öğretmemiş. Toplum öğretecekti, toplum öğretmemiş. Namazsız, niyazsız, teşekkürsüz… Namazsız, niyazsız, teşekkürsüz…

Bir arkadaş bir şey almak istemiş Avustralya'da, İngilizcesi biraz zayıf ki; Bir arkadaş bir şey almak istemiş Avustralya'da, İngilizcesi biraz zayıf ki;

"Bana yarım kilo şundan ver." demiş, İngilizce…"Bana yarım kilo şundan ver." demiş, İngilizce… Give me from this fruit filan diye İngilizce yarım yamalak söylemiş. Karşıdaki satıcı ne demiş? Give me from this fruit filan diye İngilizce yarım yamalak söylemiş.

Karşıdaki satıcı ne demiş?

Gülüyoruz biz, o bize anlatıyor, gülüyoruz. Ben de başkalarına anlatırken gülüyorum. Gülüyoruz biz, o bize anlatıyor, gülüyoruz. Ben de başkalarına anlatırken gülüyorum.

"Please demezsen vermem." demiş. Please, lütfen demek. "Please demezsen vermem." demiş. Please, lütfen demek.

İngilizler alışmış, "Lütfen şunu verir misin? Lütfen yarım kilo verir misin?" diyorlar.İngilizler alışmış, "Lütfen şunu verir misin? Lütfen yarım kilo verir misin?" diyorlar. Para alıyor, veriyor. Thank you, please… Bunlara toplum insanlarını alıştırmış.Para alıyor, veriyor. Thank you, please… Bunlara toplum insanlarını alıştırmış. Söyleyeceksin, "Please'siz olunca vermem." diyor adam. Bozuluyor, işe razı olmuyor, kızıyor. Söyleyeceksin, "Please'siz olunca vermem." diyor adam. Bozuluyor, işe razı olmuyor, kızıyor.

"Tamam, please." demiş, almış. "Tamam, please." demiş, almış.

Toplum bu kadar eğitimsiz olmaz ki! Allah'ın verdiği rızkı yiyip de Allah'ı bilmemek olmaz ki!.. Toplum bu kadar eğitimsiz olmaz ki! Allah'ın verdiği rızkı yiyip de Allah'ı bilmemek olmaz ki!..

Ben İlâhiyat Fakültesi profesörüyüm. Bu meseleleri ömür boyunca okudum, inceledim.Ben İlâhiyat Fakültesi profesörüyüm. Bu meseleleri ömür boyunca okudum, inceledim. Dinsizlik bir çıkar yol değil ki... Dinsizlik bilimsel veya mantıklı değil ki... İnkârcılık, çözümsüzlük...Dinsizlik bir çıkar yol değil ki... Dinsizlik bilimsel veya mantıklı değil ki... İnkârcılık, çözümsüzlük... İnkâr etmek, münkir olmak, kâfir olmak toplumu, tabiatı, yeri, göğü, bitkileri, varlığı izah edemiyor ki...İnkâr etmek, münkir olmak, kâfir olmak toplumu, tabiatı, yeri, göğü, bitkileri, varlığı izah edemiyor ki... Yani bütün o büyük filozoflar, bilim adamları büyük ölçüde bir dine inanıyorlar.Yani bütün o büyük filozoflar, bilim adamları büyük ölçüde bir dine inanıyorlar. Ama dinin en doğrusu İslâm... İnne'd-dîne indallâhi'l-İslâm. Ama dinin en doğrusu İslâm...

İnne'd-dîne indallâhi'l-İslâm.

İnsanın müslüman olması lazım! Öğretmeyenler sorumlu...İnsanın müslüman olması lazım! Öğretmeyenler sorumlu... Peygamber Efendimiz, "Hepiniz çobansınız, hepiniz sürünüzden sorumlusunuz, mesulsünüz." diyor.Peygamber Efendimiz, "Hepiniz çobansınız, hepiniz sürünüzden sorumlusunuz, mesulsünüz." diyor. Sorumlu olup da sorumluluğunun gereğini yapmayan herkesin Sorumlu olup da sorumluluğunun gereğini yapmayan herkesin Allah yakasına yapışıp çatır çatır sorar ve cezasını verir. Allah yakasına yapışıp çatır çatır sorar ve cezasını verir.

Allahu Teâlâ hazretleri sorumluluğumuzu idrak etmeyi cümlemize nasip etsin.Allahu Teâlâ hazretleri sorumluluğumuzu idrak etmeyi cümlemize nasip etsin. Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki; Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki;

"Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu, içinde taşların bile çatır çatır yandığı,"Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu, içinde taşların bile çatır çatır yandığı, taşların ve insanların yakıtı olduğu cehennem ateşinden koruyun." taşların ve insanların yakıtı olduğu cehennem ateşinden koruyun."

Çocuğun cehennemden korunması, cennetlik olarak yetiştirilmesiÇocuğun cehennemden korunması, cennetlik olarak yetiştirilmesi için ilk vazife annenin ve babanın vazifesi... O yapmayınca, toplum yapacak.için ilk vazife annenin ve babanın vazifesi... O yapmayınca, toplum yapacak. Çünkü ahlâkın, nefis terbiyesinin, dürüstlüğün, iyi vatandaşlığın kaynağı dindir.Çünkü ahlâkın, nefis terbiyesinin, dürüstlüğün, iyi vatandaşlığın kaynağı dindir. Ötekisi rüşvet alır, vatanı satar. Gerçekler böyle... Ötekisi rüşvet alır, vatanı satar. Gerçekler böyle...

Allah bizi gaflet uykusundan toplum olarak uyarsın, uyandırsın. Gerçekleri bilen bir toplum eylesin.Allah bizi gaflet uykusundan toplum olarak uyarsın, uyandırsın. Gerçekleri bilen bir toplum eylesin. Gerçeklerden uzaklaştırırsa cezası daha büyük olur, felaketler gelir.Gerçeklerden uzaklaştırırsa cezası daha büyük olur, felaketler gelir. Allah lütf u keremi ile gaflet uykusundan uyandırsın. Kendisine güzel kulluk yapmayı nasip etsin.Allah lütf u keremi ile gaflet uykusundan uyandırsın. Kendisine güzel kulluk yapmayı nasip etsin. Tevfikini refik eylesin. Sonunda hem dünyada hem âhirette bahtiyar olmayı,Tevfikini refik eylesin. Sonunda hem dünyada hem âhirette bahtiyar olmayı, felaketlere uğramamayı, cezalara çarpılmamayı nasip eylesin...felaketlere uğramamayı, cezalara çarpılmamayı nasip eylesin... Cümlemizi, cümlenizi cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin... Cümlemizi, cümlenizi cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin...

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtühû. es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtühû.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2