Namaz Vakitleri

8 Cemâziye'l-Âhir 1446
09 Aralık 2024
İmsak
06:39
Güneş
08:10
Öğle
13:01
İkindi
15:22
Akşam
17:43
Yatsı
19:09
Detaylı Arama

Haccın Kıymeti, Farziyyeti ve Sevabı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

4 Zilhicce 1419 / 22.03.1999
Mekke

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın hac ve umre dolayısıyla Medine’de ve Mekke’de bulunduğu zamanlarda yaptığı sohbetlerdir. Bu sohbetler, çoğu zaman hacıların ve umrecilerin kaldığı otellerde, Mina’da ve Arafat’ta yapılmıştır.

Konuşmalarda hac ibadetinin faziletleri üzerinde durulmuş; Medine-i Münevvere, Mekke-i Mükerreme, Kâbe-i Müşerrefe, Mina, Arafat gibi mübârek yerler ve yapılabilecek sevaplı ameller anlatılmıştır. Çok rastlanan hatalı uygulamalar ve yanlış davranışlar örneklerle anlatılmış; haccın incelikleri, karşılıklı muamelelerde dikkat edilecek noktalar, sevgi ve saygıyı artıracak güzel davranışlar hatırlatılmıştır.

İhram, istîlâm, tavaf, vakfe, şeytan taşlama gibi hacda yapılan çeşitli görevlerin mânevî ve sembolik yönü üzerinde durulmuş; huzurlu, duygulu ve feyizli bir hac yapmanın yolları gösterilmiştir.

Hacı Kimlere, Kaç Kişiye Şefaat Eder?, Tevfik Fikret’in Hataları, Misafirin Kalbini Kırmak (Mehmed Zahit Kotku Rh.a Hikayesi), Peygamber | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Haccın Kıymeti, Farziyyeti ve Sevabı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

4 Zilhicce 1419 / 22.03.1999
Mekke

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın hac ve umre dolayısıyla Medine’de ve Mekke’de bulunduğu zamanlarda yaptığı sohbetlerdir. Bu sohbetler, çoğu zaman hacıların ve umrecilerin kaldığı otellerde, Mina’da ve Arafat’ta yapılmıştır.

Konuşmalarda hac ibadetinin faziletleri üzerinde durulmuş; Medine-i Münevvere, Mekke-i Mükerreme, Kâbe-i Müşerrefe, Mina, Arafat gibi mübârek yerler ve yapılabilecek sevaplı ameller anlatılmıştır. Çok rastlanan hatalı uygulamalar ve yanlış davranışlar örneklerle anlatılmış; haccın incelikleri, karşılıklı muamelelerde dikkat edilecek noktalar, sevgi ve saygıyı artıracak güzel davranışlar hatırlatılmıştır.

İhram, istîlâm, tavaf, vakfe, şeytan taşlama gibi hacda yapılan çeşitli görevlerin mânevî ve sembolik yönü üzerinde durulmuş; huzurlu, duygulu ve feyizli bir hac yapmanın yolları gösterilmiştir.

Hacı Kimlere, Kaç Kişiye Şefaat Eder?, Tevfik Fikret’in Hataları, Misafirin Kalbini Kırmak (Mehmed Zahit Kotku Rh.a Hikayesi), Peygamber | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

el-Hamdü li'l-lâhi rabbi'l-âlemîneel-Hamdü li'l-lâhi rabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn.hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn. Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirînVe's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn tâcı ruûsinâ ve tabîbi kulûbinâ ve üsvetine'l-haseneti Muhammedini'l-Mustafâtâcı ruûsinâ ve tabîbi kulûbinâ ve üsvetine'l-haseneti Muhammedini'l-Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ. Emmâ ba'd: ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ. Emmâ ba'd:

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Sizler elbette haccın kıymetini, farziyetini, sevabını bildiğiniz içinSizler elbette haccın kıymetini, farziyetini, sevabını bildiğiniz için buralara geldiniz ama kulaktan dolma bilgilerin, âyetlerle hadislerle izah edilmesi buralara geldiniz ama kulaktan dolma bilgilerin, âyetlerle hadislerle izah edilmesi ve delillendirilmesi, sahih kaynakların gösterilmesi daha iyi olduğundanve delillendirilmesi, sahih kaynakların gösterilmesi daha iyi olduğundan haccetmenin kıymetini gösteren hadîs-i şerîfleri okumaya devam ediyoruz. haccetmenin kıymetini gösteren hadîs-i şerîfleri okumaya devam ediyoruz.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuş ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuş ki:

el-Hâccu yeşfeu fî erbai-mietin min ehli beytihî. el-Hâccu yeşfeu fî erbai-mietin min ehli beytihî.

Münzirî'nin bu hadisi rivayetinde bir ilavesi daha varmış, onu da okuyalım. Münzirî'nin bu hadisi rivayetinde bir ilavesi daha varmış, onu da okuyalım.

Men câe hâccen yürîdü vecha'l-lâhi Teâlâ fekad ğufire lehûMen câe hâccen yürîdü vecha'l-lâhi Teâlâ fekad ğufire lehû mâ tekaddeme min zenbihî ve mâ teehhara ve yüşeffeu fî men deâ lehû. mâ tekaddeme min zenbihî ve mâ teehhara ve yüşeffeu fî men deâ lehû.

el-Hâccu "Haccı yapan kimse" yeşfeu "Şefaat edebilir."el-Hâccu "Haccı yapan kimse" yeşfeu "Şefaat edebilir." yahut da yüşeffeu "Allah tarafından kendisine şefaat etme hakkı ve salahiyeti lütfedilir."yahut da yüşeffeu "Allah tarafından kendisine şefaat etme hakkı ve salahiyeti lütfedilir." Kaç kişiye şefaat edermiş?Kaç kişiye şefaat edermiş? Fî erbai-mietin min ehli beytihî "Ehli beytinden dört yüz kişiye şefaat etme hakkı verilir." Fî erbai-mietin min ehli beytihî "Ehli beytinden dört yüz kişiye şefaat etme hakkı verilir."

İnsanın ehl-i beyti, baktığı, geçimi ile mükellef olduğu insanlardır.İnsanın ehl-i beyti, baktığı, geçimi ile mükellef olduğu insanlardır. Aile ne kadar kalabalık olsa da bu kadar olmaz. Ehl-i beytinden dört yüz kişiye şefaat ediyor.Aile ne kadar kalabalık olsa da bu kadar olmaz. Ehl-i beytinden dört yüz kişiye şefaat ediyor. Eşi dostu, akrabasından dört yüz kişiye şefaat edebiliyor, şefaat etme hakkı kazanıyor.Eşi dostu, akrabasından dört yüz kişiye şefaat edebiliyor, şefaat etme hakkı kazanıyor. Hacı; "Yâ Rabbi! Bu kusurlu, sen bunu cezalandırmaya karar vermişsin amaHacı; "Yâ Rabbi! Bu kusurlu, sen bunu cezalandırmaya karar vermişsin ama lütfediver, affediver." dediği zaman affoluyor. lütfediver, affediver." dediği zaman affoluyor. "Yâ Rabbi! Şu benim akrabam, o da cehenneme girmesin, kurtulsun. Lutfeyle, kerem eyle yâ Rabbi!""Yâ Rabbi! Şu benim akrabam, o da cehenneme girmesin, kurtulsun. Lutfeyle, kerem eyle yâ Rabbi!" Dört yüz kişiye şefaat hakkı doğuyor. Çok büyük bir rakam. Güzel bir şey.Dört yüz kişiye şefaat hakkı doğuyor. Çok büyük bir rakam. Güzel bir şey. İnsan şöyle bir defter alsa; "kimleri kurtarayım" diye deftere isim yazsa,İnsan şöyle bir defter alsa; "kimleri kurtarayım" diye deftere isim yazsa, dört yüz kişiyi kolay kolay dolduramaz. Geniş bir salahiyet, büyük bir mazhariyet.dört yüz kişiyi kolay kolay dolduramaz. Geniş bir salahiyet, büyük bir mazhariyet. Demek ki hacının yakınları da onun hacca gitmesinden istifade ediyorlar.Demek ki hacının yakınları da onun hacca gitmesinden istifade ediyorlar. Bal tutanın parmağını yaladığı gibi, mis dükkânına gidenin güzel kokularla koktuğu gibi;Bal tutanın parmağını yaladığı gibi, mis dükkânına gidenin güzel kokularla koktuğu gibi; hacı hacca gidince akrabaları bile istifade ediyor. hacı hacca gidince akrabaları bile istifade ediyor.

Münzirî rivayetinde nasıl gelmiş? Münzirî rivayetinde nasıl gelmiş?

Men câe hâccen. "Kim haccetmek niyeti ile bu mübarek diyarlara gelirse"Men câe hâccen. "Kim haccetmek niyeti ile bu mübarek diyarlara gelirse" Yürîdü vechallâh "Allah'ın vech-i pâkini dileyerek, Allah'ın rızasını kastederek"Yürîdü vechallâh "Allah'ın vech-i pâkini dileyerek, Allah'ın rızasını kastederek" Gufire lehû "Onun günahları mağfiret olunur."Gufire lehû "Onun günahları mağfiret olunur." ve şüffiâ fî men deâ lehû "Kime dua ederseve şüffiâ fî men deâ lehû "Kime dua ederse onun da afv u mağfiret olunması için buna şefaat salahiyeti verilir." onun da afv u mağfiret olunması için buna şefaat salahiyeti verilir."

Bir şart var. Yürîdü vechallâh "Allah'ın vech-i pâkini isteyerek gelen hacı."Bir şart var. Yürîdü vechallâh "Allah'ın vech-i pâkini isteyerek gelen hacı." Vech-i pâkini isteyerek gelmekten murad; sırf Allah rızası için gelmek demektir. Vech-i pâkini isteyerek gelmekten murad; sırf Allah rızası için gelmek demektir.

Buraya Allah rızası için isteyerek gelmeyen insanlar da olmuş mudur, var mıdır? Buraya Allah rızası için isteyerek gelmeyen insanlar da olmuş mudur, var mıdır?

Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinde böyle insanların olduğunu biliyoruz; bildiriyor.Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinde böyle insanların olduğunu biliyoruz; bildiriyor. Bir hadîs-i şerifinde diyor ki; "Âhir zamanda insanların bir kısmı buraya ticaret için gelecek." Bir hadîs-i şerifinde diyor ki; "Âhir zamanda insanların bir kısmı buraya ticaret için gelecek." Doğru mu? Doğru. Mal alıyorlar, malları yüklüyorlar, buraya getiriyorlar, satıyorlar. Doğru mu? Doğru. Mal alıyorlar, malları yüklüyorlar, buraya getiriyorlar, satıyorlar. Bazıları dilenmek için gelecek. Hakikaten öyle.Bazıları dilenmek için gelecek. Hakikaten öyle. Mısır'dan, Afrika'dan, Pakistan'dan;Mısır'dan, Afrika'dan, Pakistan'dan; "Gideyim de şurada kalabalıkta dileneyim." diye dilenmek için gelenler var. "Gideyim de şurada kalabalıkta dileneyim." diye dilenmek için gelenler var.

Birisi Mescid-i Haram'da namazı kılmış, dışarıya çıkmış.Birisi Mescid-i Haram'da namazı kılmış, dışarıya çıkmış. Birisi elini sarmış, sargının üstü de kıpkırmızı kan.Birisi elini sarmış, sargının üstü de kıpkırmızı kan. Böyle eli kanlı, sargılı dileniyor. Bizim hacı şüphelenmiş. Dilencinin durumunu beğenmemiş.Böyle eli kanlı, sargılı dileniyor. Bizim hacı şüphelenmiş. Dilencinin durumunu beğenmemiş. Yakasına yapışmış; "Sen sahtekârsın." demiş. Tabi ona da yaptıran Allah.Yakasına yapışmış; "Sen sahtekârsın." demiş. Tabi ona da yaptıran Allah. Kalbine şüphe düşüren, cesaret edip de onu yakasına yapıştıran, Allah.Kalbine şüphe düşüren, cesaret edip de onu yakasına yapıştıran, Allah. Elini açıyorlar; sargının altından ciğer çıkıyor. Ciğerciden ciğer almış, ciğerin üstüne sargı sarmış.Elini açıyorlar; sargının altından ciğer çıkıyor. Ciğerciden ciğer almış, ciğerin üstüne sargı sarmış. Elinde bir şey yok. Polise teslim edilmiş. Cebinden dört bin, beş bin riyal dilenme parası çıkmış. Elinde bir şey yok. Polise teslim edilmiş. Cebinden dört bin, beş bin riyal dilenme parası çıkmış. Kendisi hapse gitmiş, paralar da polise gitmiş. Topladığı paralar da kâr etmemiş. Kendisi hapse gitmiş, paralar da polise gitmiş. Topladığı paralar da kâr etmemiş.

Ticaret için gelen var, dilenmek için gelen var.Ticaret için gelen var, dilenmek için gelen var. Tenezzüh, gezinti için gelen de olacakmış.Tenezzüh, gezinti için gelen de olacakmış. "Avrupa'ya, Alpler'e gittim, İsviçre'de kayak yaptım, Fransız sahillerinde gezdim, dolaştım;"Avrupa'ya, Alpler'e gittim, İsviçre'de kayak yaptım, Fransız sahillerinde gezdim, dolaştım; şurayı da bir göreyim." diye turistik seyahat amaçlı gelecekler olacakmış.şurayı da bir göreyim." diye turistik seyahat amaçlı gelecekler olacakmış. Zenginler gezmek için, fakirler dilenmek için, orta sınıf ticaret için.Zenginler gezmek için, fakirler dilenmek için, orta sınıf ticaret için. Demek ki başka maksatlarla gelenler var. Hadîs-i şerîften böyle anlaşılıyor. Demek ki başka maksatlarla gelenler var. Hadîs-i şerîften böyle anlaşılıyor.

Yürîdü vechallâh. "Allah'ın vech-i pâkini, rızasını isteyerek gelmek şartıyla."Yürîdü vechallâh. "Allah'ın vech-i pâkini, rızasını isteyerek gelmek şartıyla." "Ben haccedeceğim, Allah emretmiş, Kur'ân-ı Kerîm'de buyurmuş, "Ben haccedeceğim, Allah emretmiş, Kur'ân-ı Kerîm'de buyurmuş, İslâm'ın beş mühim ibadetinden, en önemlilerinden birisi;İslâm'ın beş mühim ibadetinden, en önemlilerinden birisi; Şu ibadeti yapayım da Rabbimin rızasını kazanayım." diyeŞu ibadeti yapayım da Rabbimin rızasını kazanayım." diye Allah rızası için gelen kimsenin günahları mağfiret olurAllah rızası için gelen kimsenin günahları mağfiret olur ve dua ettiği kimseler için de kendisine şefaat hakkı verilir.ve dua ettiği kimseler için de kendisine şefaat hakkı verilir. "Hadi bakalım, istediğini cehenneme düşmekten kurtar." denilir. "Hadi bakalım, istediğini cehenneme düşmekten kurtar." denilir.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Tekke olarak, tarikat olarak, tasavvuf olarak, mânevî terbiye olarakTekke olarak, tarikat olarak, tasavvuf olarak, mânevî terbiye olarak bizim büyüklerimizden öğrendiğimiz neydi? İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî.bizim büyüklerimizden öğrendiğimiz neydi? İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî. Hatta "Allah, Allah, Allah, Allah" derken bile her yüz defada bir duracak, bu sözü söyleyeceğiz.Hatta "Allah, Allah, Allah, Allah" derken bile her yüz defada bir duracak, bu sözü söyleyeceğiz. İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî.İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî. "Yâ Rabbi! Benim asıl düşüncem, amacım, maksudum, muradım sensin;"Yâ Rabbi! Benim asıl düşüncem, amacım, maksudum, muradım sensin; ben senin rızanı kazanmak istiyorum." diyeceğiz. ben senin rızanı kazanmak istiyorum." diyeceğiz. Neden? Aklımıza yanlış şeyler sokmasın, şeytan bizi gayemizden saptırmasın,Neden? Aklımıza yanlış şeyler sokmasın, şeytan bizi gayemizden saptırmasın, fikrimiz bulanmasın, zihnimiz karışmasın; her şeyi tam olarak Allah'ın rızası için yapalım. fikrimiz bulanmasın, zihnimiz karışmasın; her şeyi tam olarak Allah'ın rızası için yapalım. Aldığımız terbiye, büyüklerimizin tavsiyesi bu; yaptığımız her işi Allah için yapacağız. Aldığımız terbiye, büyüklerimizin tavsiyesi bu; yaptığımız her işi Allah için yapacağız.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki;

"Kim verdiğini Allah için verirse aldığını Allah için alırsa;"Kim verdiğini Allah için verirse aldığını Allah için alırsa; kim sevdiğini Allah için severse kızdığına Allah için kızarsa" kim sevdiğini Allah için severse kızdığına Allah için kızarsa"

"Ben şu adama çok kızıyorum." "Neden kızıyorsun hacım?" "Ben şu adama çok kızıyorum."

"Neden kızıyorsun hacım?"

"Adam lıkır lıkır içki içiyor; ondan kızıyorum."Adam lıkır lıkır içki içiyor; ondan kızıyorum. Tek ayağının üstünde kırk tane yalan söylüyor, elli tane yemin ediyor,Tek ayağının üstünde kırk tane yalan söylüyor, elli tane yemin ediyor, topuğunun üstünde fıldır fıldır dönüyor; ondan sevmiyorum." Tamam.topuğunun üstünde fıldır fıldır dönüyor; ondan sevmiyorum."

Tamam.
Peygamber Efendimiz; "Kızdığına Allah için kızan, sevdiğini Allah için seven, aldığını Allah için alan,Peygamber Efendimiz; "Kızdığına Allah için kızan, sevdiğini Allah için seven, aldığını Allah için alan, verdiğini Allah için veren imanını kuvvetlendirmiş, tamamlamıştır, kemâle erdirmiştir." diyor. verdiğini Allah için veren imanını kuvvetlendirmiş, tamamlamıştır, kemâle erdirmiştir." diyor.

Her işimizi öyle yapacağız; her işimizi! Sözümüzü de Allah için söyleyeceğiz.Her işimizi öyle yapacağız; her işimizi! Sözümüzü de Allah için söyleyeceğiz. Susarsak da Allah için susacağız. Namazı Allah için kılacağız; gösteriş için değil. Susarsak da Allah için susacağız. Namazı Allah için kılacağız; gösteriş için değil.

"Köyde bizim emsalimiz, akranımız, herkes hacca gitti."Köyde bizim emsalimiz, akranımız, herkes hacca gitti. Herkes yamuk yamuk bana bakmaya başladı. ‘Sen de zenginsin, niye hacca gitmedin?' diyorlar.Herkes yamuk yamuk bana bakmaya başladı. ‘Sen de zenginsin, niye hacca gitmedin?' diyorlar. Şimdi gitmesek olmayacak, köylünün önünde ayıp oluyor; şu hacca bir gidelim." Şimdi gitmesek olmayacak, köylünün önünde ayıp oluyor; şu hacca bir gidelim."

Olmadı! "Başkası hacı desin diye, ayıp oluyor diye, gitmesek şimdi bunlar söylenirler,Olmadı! "Başkası hacı desin diye, ayıp oluyor diye, gitmesek şimdi bunlar söylenirler, dırdır ederler, vır vır ederler, tenkit ederler." diye hacca gelinmez. Namaz Allah rızası için kılınır. dırdır ederler, vır vır ederler, tenkit ederler." diye hacca gelinmez. Namaz Allah rızası için kılınır.

"Şimdi koca sakalımla ben kılmazsam, kahvede oturmaya devam edersem ayıp olur; gideyim kılayım." "Şimdi koca sakalımla ben kılmazsam, kahvede oturmaya devam edersem ayıp olur; gideyim kılayım."

Olmadı. Allah için kılacaksın. Olmadı. Allah için kılacaksın.

Babam söyledi. Süleymaniye Camii'nin yan tarafında meydanlık, güzel yerler var.Babam söyledi. Süleymaniye Camii'nin yan tarafında meydanlık, güzel yerler var. Kahvehaneler de var. Süleymaniye Camii'nde müezzin ezan okuyor, orada kahvehanede oturan oturuyor. Kahvehaneler de var. Süleymaniye Camii'nde müezzin ezan okuyor, orada kahvehanede oturan oturuyor. Hem de sıradan turistler, seyyahlar otursa neyse. Tanınmış bir hoca oturuyor. Hem de sıradan turistler, seyyahlar otursa neyse. Tanınmış bir hoca oturuyor. Bugün okuduğum bir kitapta da gördüm. Bugün okuduğum bir kitapta da gördüm. Ramazan'da evde öğle yemeği yiyorlar sonra mevlit okumaya gidiyorlar. Ramazan'da evde öğle yemeği yiyorlar sonra mevlit okumaya gidiyorlar. Cebinde kaç tane eve gideceğine dair liste var. Cebinde kaç tane eve gideceğine dair liste var.

Daha acısını söyleyeyim; duyunca ağzım açık kaldı, hayretten küçük dilimi yutacaktım.Daha acısını söyleyeyim; duyunca ağzım açık kaldı, hayretten küçük dilimi yutacaktım. Adam cemaatten utanmasın diye, kalabalıktan kendisine ürküntü gelmesin diye bir iki kadeh atıyormuş.Adam cemaatten utanmasın diye, kalabalıktan kendisine ürküntü gelmesin diye bir iki kadeh atıyormuş. Bir iki kadeh atmak demek; kafayı çekmek, içkiyi ağzına boşaltmak demek.Bir iki kadeh atmak demek; kafayı çekmek, içkiyi ağzına boşaltmak demek. Bir iki tek atmak demek, bir iki kadehi ağzına boşaltmak demek. Tabir öyle.Bir iki tek atmak demek, bir iki kadehi ağzına boşaltmak demek. Tabir öyle. Bir iki tek atıyormuş, ondan sonra gidiyormuş.Bir iki tek atıyormuş, ondan sonra gidiyormuş. Bülbül gibi şakıyor, bangır bangır bağırıyor, gümbür gümbür gümbürdüyormuş. Bülbül gibi şakıyor, bangır bangır bağırıyor, gümbür gümbür gümbürdüyormuş. İçkiden biraz çakırkeyif olduğu için artık utanmıyor. İçkiden biraz çakırkeyif olduğu için artık utanmıyor. Utanması, arlanması, freni kalmayınca bangır bangır bağırıyormuş. Duydum bunu.Utanması, arlanması, freni kalmayınca bangır bangır bağırıyormuş. Duydum bunu. Söyleyen de iftira olsun diye söylemedi, isimle, "Falanca adam." diye söyledi. Söyleyen de iftira olsun diye söylemedi, isimle, "Falanca adam." diye söyledi.

Demek ki âdemoğullarından şeytanın aldattığı, kandırdığı insanlar çok oluyor.Demek ki âdemoğullarından şeytanın aldattığı, kandırdığı insanlar çok oluyor. Biz şeytandan Allah'a sığınalım. Şeytan aldatmasın, şaşırtmasın. Biz şeytandan Allah'a sığınalım. Şeytan aldatmasın, şaşırtmasın. Nefis insanı tembelleştirir, ibadeti yaptırtmak istemez; uykuyu, eğlenceyi bırakmak istemez. Nefis insanı tembelleştirir, ibadeti yaptırtmak istemez; uykuyu, eğlenceyi bırakmak istemez.

"Filmin en heyecanlı yerinde müezzin yatsı ezanını okuyor. Şimdi ben bu filmi nasıl bırakayım?" "Filmin en heyecanlı yerinde müezzin yatsı ezanını okuyor. Şimdi ben bu filmi nasıl bırakayım?"

Nefis, filmi bıraktırmıyor. Bu adamı kim öldürdü? Polis yakalayacak mı yakalayamayacak mı?Nefis, filmi bıraktırmıyor. Bu adamı kim öldürdü? Polis yakalayacak mı yakalayamayacak mı? Hepsi uydurma, derme çatma şeyler. Allah seni ibadetine, huzuruna çağırıyor.Hepsi uydurma, derme çatma şeyler. Allah seni ibadetine, huzuruna çağırıyor. Böyle şaka yollu söylediğime bakmayın,Böyle şaka yollu söylediğime bakmayın, Televizyon dolayısıyla cemaate gitmeyen sadece ben değil siz de çok insan bilirsiniz.Televizyon dolayısıyla cemaate gitmeyen sadece ben değil siz de çok insan bilirsiniz. televizyondaki meraklı programdan, açık oturumdan, yarışma programından dolayıtelevizyondaki meraklı programdan, açık oturumdan, yarışma programından dolayı cemaate gitmeyip camiyi asan çok insanlar bilirsiniz; benim söylememe lüzum yok.cemaate gitmeyip camiyi asan çok insanlar bilirsiniz; benim söylememe lüzum yok. Şeytan kandırıyor, nefis tembelleştiriyor. Şeytan kandırıyor, nefis tembelleştiriyor.

Allah'a sığınırız. Allah bizi şeytanın maskarası, oyuncağı,Allah'a sığınırız. Allah bizi şeytanın maskarası, oyuncağı, nefsin esiri etmesin, her işimizi Allah rızası için yapma şuuruna erdirsin. nefsin esiri etmesin, her işimizi Allah rızası için yapma şuuruna erdirsin.

"Uyku tatlı ama kalkacağım namaz kılacağım."Uyku tatlı ama kalkacağım namaz kılacağım. Baklavayı böreği, kaymaklı kadayıfı yemek iyi ama Allah rızası için orucumu tutacağım.Baklavayı böreği, kaymaklı kadayıfı yemek iyi ama Allah rızası için orucumu tutacağım. Susmak iyi başım dinç olacak ama Allah rızası için hakkı söyleyeceğim." Susmak iyi başım dinç olacak ama Allah rızası için hakkı söyleyeceğim."

"Çocuğumu şuraya göndersem iyi ama iyi müslüman yetişmesi için şuraya göndereceğim." "Çocuğumu şuraya göndersem iyi ama iyi müslüman yetişmesi için şuraya göndereceğim."

Herkes çocuğunun istikbalini düşünüyor; "Çocuğum okusun da büyük adam olsun." diye uğraşıyor.Herkes çocuğunun istikbalini düşünüyor; "Çocuğum okusun da büyük adam olsun." diye uğraşıyor. "Benim oğlum büyüyünce paşa olacak." "Benim oğlum büyüyünce paşa olacak." "Benim oğlum Allah'ın sevgili kulu olacak, olması için yetiştireceğim." diye"Benim oğlum Allah'ın sevgili kulu olacak, olması için yetiştireceğim." diye tedbir alıp çocuğu öyle yönlendiren kaç kişi var? "Hangi meslekte daha çok para kazanılıyor?"tedbir alıp çocuğu öyle yönlendiren kaç kişi var? "Hangi meslekte daha çok para kazanılıyor?" "Doktorlukta." "Tamam; tıp fakültesini yaz evladım." "Başka?" "Mühendislikte.""Doktorlukta." "Tamam; tıp fakültesini yaz evladım." "Başka?" "Mühendislikte." "Tamam, teknik üniversiteyi yaz evladım." "Başka?" "Yabancı dil öğrenirse filan.." "Tamam, teknik üniversiteyi yaz evladım." "Başka?" "Yabancı dil öğrenirse filan.." "İngiliz Filolojisi, Alman Filolojisi, İngiliz Dili ve Edebiyatı, "İngiliz Filolojisi, Alman Filolojisi, İngiliz Dili ve Edebiyatı, Alman Dili ve Edebiyatı, Fransız Dili ve Edebiyatı."Alman Dili ve Edebiyatı, Fransız Dili ve Edebiyatı." Yabancı dili iyi öğrendi mi; How are you Jony? dedi mi parası çok oluyor; "koleje göndereyim" diyor. Yabancı dili iyi öğrendi mi; How are you Jony? dedi mi parası çok oluyor; "koleje göndereyim" diyor.

Geçen gün birisi soru sormuş, bana ulaşmadı. Yarı yolda sansüre uğramış. Geçen gün birisi soru sormuş, bana ulaşmadı. Yarı yolda sansüre uğramış. Yarı yolda sansür yok! Soruyu bana gönderin, sansür edeceksem ben edeyim. Yarı yolda sansür yok! Soruyu bana gönderin, sansür edeceksem ben edeyim.

Avustralya'da iken birisi bana telefon açtı;Avustralya'da iken birisi bana telefon açtı; hem de ihvanımızdan hem de iyi bir insan; kendisini seviyorum da. hem de ihvanımızdan hem de iyi bir insan; kendisini seviyorum da. "Hocam! Çocuğumu Katolik okuluna verebilir miyim?"Hocam! Çocuğumu Katolik okuluna verebilir miyim? "Niye? Orada papazlar Katoliklik öğretmek istemezler mi?"Niye? Orada papazlar Katoliklik öğretmek istemezler mi? Çünkü katolikler kendileri için kurmuştur, çocuklarını da öyle yetiştirmek isterler.Çünkü katolikler kendileri için kurmuştur, çocuklarını da öyle yetiştirmek isterler. Senin çocuğuna da kendi dinlerini telkin etmek istemezler mi?" "Ederler hocam.Senin çocuğuna da kendi dinlerini telkin etmek istemezler mi?" "Ederler hocam. Zaten derslerin arasında Katoliklik dersi de var." diyor. "O zaman neden vereceksin oraya?" dedim.Zaten derslerin arasında Katoliklik dersi de var." diyor. "O zaman neden vereceksin oraya?" dedim. Daha iyi eğitim varmış. Olur mu hiç? Olacak iş mi? Allah saklasın. Daha iyi eğitim varmış. Olur mu hiç? Olacak iş mi? Allah saklasın.

Tevfik Fikret Tanzimat Edebiyatı'nda büyük bir şairmiş. Oğlu Haluk Papaz olmuş.Tevfik Fikret Tanzimat Edebiyatı'nda büyük bir şairmiş. Oğlu Haluk Papaz olmuş. Bu hata nereden başlıyor? Gitmiş bir Rum kızıyla evlenmiş. Bu hata nereden başlıyor? Gitmiş bir Rum kızıyla evlenmiş. Elin Rum kızı çocuğunu müslüman mı yetiştirir? İlk önce orada yanlış yapmış.Elin Rum kızı çocuğunu müslüman mı yetiştirir? İlk önce orada yanlış yapmış. İkincisi, çocuğunu misyonerlerin kolejinde okutmuş. Onlar da çocuğu ele almışlar, okutmuşlar. İkincisi, çocuğunu misyonerlerin kolejinde okutmuş. Onlar da çocuğu ele almışlar, okutmuşlar. Çocuk hocası kadar bir şey bilmez ki. Okuya okuya sonunda Tevfik Fikret'in çocuğu papaz olmuş.Çocuk hocası kadar bir şey bilmez ki. Okuya okuya sonunda Tevfik Fikret'in çocuğu papaz olmuş. Başka ne kusurları var Tevfik Fikret'in? Başka ne kusurları var Tevfik Fikret'in? "Haluk'un Amentüsü" diye bir Amentü koymaya kalkmış. Hani bizim amentümüz nerede? "Haluk'un Amentüsü" diye bir Amentü koymaya kalkmış. Hani bizim amentümüz nerede?

Amentü billahi. "Ben Allah'a iman ettim."Amentü billahi. "Ben Allah'a iman ettim." Ve melâiketihi " Ve meleklerine"Ve melâiketihi " Ve meleklerine" Ve kütübihî "Ve kitaplarına" ve rusülihî "Ve peygamberlerine"Ve kütübihî "Ve kitaplarına" ve rusülihî "Ve peygamberlerine" vel yevmil âhiri "Ve âhiret gününe" ve bi'l kaderi "Ve kadere"vel yevmil âhiri "Ve âhiret gününe" ve bi'l kaderi "Ve kadere" hayrihî ve şerrihî minellâhi Teâlâ "Hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna"hayrihî ve şerrihî minellâhi Teâlâ "Hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna" ve'l-ba'sü ba'de'l-mevti "Öldükten sonra dirilmeye" hakkun "Haktır, gerçektir."ve'l-ba'sü ba'de'l-mevti "Öldükten sonra dirilmeye" hakkun "Haktır, gerçektir." eşhedü en lâ ilâhe illlallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh.eşhedü en lâ ilâhe illlallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh. Müslümanların amentüsü çok önemli.Müslümanların amentüsü çok önemli. İman edilecek şeyleri o kadar mantıklı, o kadar düzgün, o kadar güzel ifade ediyor ki… İman edilecek şeyleri o kadar mantıklı, o kadar düzgün, o kadar güzel ifade ediyor ki… Başka dinlerin amentüleri ile karşılaştırıyorsun;Başka dinlerin amentüleri ile karşılaştırıyorsun; adam, "Şaraba inandım, vaftize inandım." diyor.adam, "Şaraba inandım, vaftize inandım." diyor. Şarabın, vaftizin inanılacak nesi var? Şaşkın! Şarabın, vaftizin inanılacak nesi var? Şaşkın! Bak müslümanın amentüsünde; "Yeri göğü yaratan Allah'a inandım." diyor. Bak müslümanın amentüsünde; "Yeri göğü yaratan Allah'a inandım." diyor. "Onun peygamber gönderdiğine, peygamberlere vahyedip kitap indirdiğine,"Onun peygamber gönderdiğine, peygamberlere vahyedip kitap indirdiğine, meleklerine inandım." diyor, "Öldükten sonra dirilmek haktır, âhiret haktır." diyor.meleklerine inandım." diyor, "Öldükten sonra dirilmek haktır, âhiret haktır." diyor. Müslümanın amentüsü çok güzel. Müslümanın amentüsü çok güzel.

"Haluk'un Amentüsü" diye amentü yazmış. Bu işe Allah razı gelir mi? Gelmez."Haluk'un Amentüsü" diye amentü yazmış. Bu işe Allah razı gelir mi? Gelmez. "Sen benimle yarışa mı kalktın da amentümün yanında sen de bir amentü ortaya koydun." der."Sen benimle yarışa mı kalktın da amentümün yanında sen de bir amentü ortaya koydun." der. Neye inanmış? Tekniğe inanmış.Neye inanmış? Tekniğe inanmış. Bizim müslümanlar da tekniğin âlâsını senin Haluk'undan daha güzel yapıyor. Bizim müslümanlar da tekniğin âlâsını senin Haluk'undan daha güzel yapıyor. Bizim nice güzel, dört başı mâmur, eli tesbihli mühendis, profesör kardeşlerimiz var.Bizim nice güzel, dört başı mâmur, eli tesbihli mühendis, profesör kardeşlerimiz var. Amerika'da bile Amerikalılar'a parmak ısırtan buluşlar yapan fizikçilerimiz, kimyacılarımız var.Amerika'da bile Amerikalılar'a parmak ısırtan buluşlar yapan fizikçilerimiz, kimyacılarımız var. Müslümanın amentüsü yerine "Tekniğe inandım." laf mı? Tabi zaten oralardan kendisinin ayağı kaymış.Müslümanın amentüsü yerine "Tekniğe inandım." laf mı? Tabi zaten oralardan kendisinin ayağı kaymış. Kendisi zaten yamulmuş, hanımı zaten başka bir milletten. Çocuk da papaz olmuş. Kendisi zaten yamulmuş, hanımı zaten başka bir milletten. Çocuk da papaz olmuş.

Bize de, "Türk edebiyatının en büyük adamlarından." diye, "adam" diye Tevfik Fikret'i okutuyorlar.Bize de, "Türk edebiyatının en büyük adamlarından." diye, "adam" diye Tevfik Fikret'i okutuyorlar. Kurban Bayramı'nın aleyhine de şiir yazmış. "Nedir bu çektiğimiz" gibilerden,Kurban Bayramı'nın aleyhine de şiir yazmış. "Nedir bu çektiğimiz" gibilerden, Gel bakayım buraya, sen kurban kesmenin aleyhinde misin?Gel bakayım buraya, sen kurban kesmenin aleyhinde misin? Sen hiç et yemiyor musun, köfte, kızartma yemiyor musun? Hiç piliç yemiyor musun, balık, tavuk yemiyor musun?Sen hiç et yemiyor musun, köfte, kızartma yemiyor musun? Hiç piliç yemiyor musun, balık, tavuk yemiyor musun? Allah onların hepsini insanlara nimet olarak yaratmış. Allah onların hepsini insanlara nimet olarak yaratmış.

Ve sahhara leküm mâ fî's-semâvâti ve ma fi'l-ardi cemîan minhu. "Her şeyi insanoğlu için yaratmış."Ve sahhara leküm mâ fî's-semâvâti ve ma fi'l-ardi cemîan minhu. "Her şeyi insanoğlu için yaratmış." Balık yemekte bir mahzur yok. Allah müsaade etmiş, bizim için yaratmış. Kuzu yemekte bir mahzur yok.Balık yemekte bir mahzur yok. Allah müsaade etmiş, bizim için yaratmış. Kuzu yemekte bir mahzur yok. Sen niye onun kesilmesine karşı çıkıyorsun? Ya ot yiyeceksin ya et yiyeceksin. Otun da canı var.Sen niye onun kesilmesine karşı çıkıyorsun? Ya ot yiyeceksin ya et yiyeceksin. Otun da canı var. Yediğimiz bütün otların, hepsinin canı var. Yediğimiz bütün otların, hepsinin canı var. Nerden belli?Nerden belli? O meyveyi yeme, toprağa göm; ağaç çıkıyor. Yediğimiz her şeyin; buğdayın, arpanın, kirazın, incirin,O meyveyi yeme, toprağa göm; ağaç çıkıyor. Yediğimiz her şeyin; buğdayın, arpanın, kirazın, incirin, üzümün, elmanın, armudun, karpuzun canı var. Yemediğimiz, toprağa gömdüğümüz zaman büyümüyor mu?üzümün, elmanın, armudun, karpuzun canı var. Yemediğimiz, toprağa gömdüğümüz zaman büyümüyor mu? Demek ki canlı şeyleri yiyoruz. Allah hububatı bize gıda olarak yarattığı gibiDemek ki canlı şeyleri yiyoruz.

Allah hububatı bize gıda olarak yarattığı gibi
öteki mahlûkatın da helal olanları var. "Bunları yiyin." demiş; haram olanı var, "Bunu da yemeyin." demiş. öteki mahlûkatın da helal olanları var. "Bunları yiyin." demiş; haram olanı var, "Bunu da yemeyin." demiş. Mesela; "Domuzu yemeyin." demiş. Allah'ın hikmeti. Ona itiraz etmiş. Mesela; "Domuzu yemeyin." demiş. Allah'ın hikmeti. Ona itiraz etmiş.

Kurbana karşıymış! Peki senin daha karşı geleceğin önünde neler neler vardı, onları niye görmezlikten geliyorsun?Kurbana karşıymış! Peki senin daha karşı geleceğin önünde neler neler vardı, onları niye görmezlikten geliyorsun? Nice katliamlar, haksızlıklar, zulümler, gaddarlıklar, alçaklıklar, namussuzluklar var;Nice katliamlar, haksızlıklar, zulümler, gaddarlıklar, alçaklıklar, namussuzluklar var; niye onların karşısına çıkmıyorsun? Bula bula kurban kesmeyi mi buldun karşı çıkacak? niye onların karşısına çıkmıyorsun? Bula bula kurban kesmeyi mi buldun karşı çıkacak?

İşte öyle şeylerden sapıtmışlar. "Sapıtır." dedim, "Delirdin mi, şaşırdın mı, sakın ha çocuğunu oraya verme,İşte öyle şeylerden sapıtmışlar. "Sapıtır." dedim, "Delirdin mi, şaşırdın mı, sakın ha çocuğunu oraya verme, Katolik okuluna verme!" dedim. Müslümanın ne yapması lazım? Kendisi Müslüman okulunu kurması lazım.Katolik okuluna verme!" dedim. Müslümanın ne yapması lazım? Kendisi Müslüman okulunu kurması lazım. Kuramıyorsa hoca tutup okuldan sonra çocuğuna akşamları dinini öğretmesi lazım.Kuramıyorsa hoca tutup okuldan sonra çocuğuna akşamları dinini öğretmesi lazım. "Benim tek başıma bir hoca tutacak halim yok." "Siz de beş kişi birleşin öyle tutun." "Benim tek başıma bir hoca tutacak halim yok." "Siz de beş kişi birleşin öyle tutun." Sonra sen çocuğunu okutmaya razı ol, Allah rızası için onu karşılıksız okutacak hoca bile bulunur.Sonra sen çocuğunu okutmaya razı ol, Allah rızası için onu karşılıksız okutacak hoca bile bulunur. İlk önce sen razı ol bakalım. "Hocam işin doğrusunu istersen,İlk önce sen razı ol bakalım.

"Hocam işin doğrusunu istersen,
ben çocuğumun biraz çağdaş yetişmesini de istiyorum. O kadar da sofu olmasını istemiyorum.ben çocuğumun biraz çağdaş yetişmesini de istiyorum. O kadar da sofu olmasını istemiyorum. Zamanı gelince eğlenmeli, zamanı gelince dinlenmeli, zamanı gelince oynamalı,Zamanı gelince eğlenmeli, zamanı gelince dinlenmeli, zamanı gelince oynamalı, zamanı gelince ibadet etmeli." diyor. Babasının kafası yamuk. Evladını tam müslüman yetiştirmek istemiyor ki.zamanı gelince ibadet etmeli." diyor. Babasının kafası yamuk. Evladını tam müslüman yetiştirmek istemiyor ki. Tam müslümanı sevmiyor ki; "Aman aman! O kadarı da fazla." diyor.Tam müslümanı sevmiyor ki; "Aman aman! O kadarı da fazla." diyor. Müslümanlığı yüzde on, yüzde beş, yüzde on beş istiyor; yüzde yüz Müslümanlığa razı değil. Müslümanlığı yüzde on, yüzde beş, yüzde on beş istiyor; yüzde yüz Müslümanlığa razı değil. Söylediğimiz zaman bize kızıyorlar. "Müslümanlık parçalanma, bölünme, yarımlık kabul etmez;Söylediğimiz zaman bize kızıyorlar. "Müslümanlık parçalanma, bölünme, yarımlık kabul etmez; tam olması lazım." diyoruz, bizi tenkit ediyorlar. Biz de onları tenkit ediyoruz, aşağı kalmıyoruz. tam olması lazım." diyoruz, bizi tenkit ediyorlar. Biz de onları tenkit ediyoruz, aşağı kalmıyoruz. Ama tam Müslümanlığı istemiyorlar. Hacıbaba da istemiyor.Ama tam Müslümanlığı istemiyorlar.

Hacıbaba da istemiyor.
Hacıbabanın birisi, Hocamız [Mehmed Zahid Kotku] rahmetullahi aleyh'i çağırmış.Hacıbabanın birisi, Hocamız [Mehmed Zahid Kotku] rahmetullahi aleyh'i çağırmış. Bilmem hangi safalı tepede, çamların altında, zümrüt gibi çimenli geniş bir yeri var. Hacıbaba zengin.Bilmem hangi safalı tepede, çamların altında, zümrüt gibi çimenli geniş bir yeri var. Hacıbaba zengin. İçinden bir de su çıkıyor; tatlı, güzel, memba suyu. Hocamız'ı seviyor. Oraya çağırmış Hocamız'ı.İçinden bir de su çıkıyor; tatlı, güzel, memba suyu. Hocamız'ı seviyor. Oraya çağırmış Hocamız'ı. Ben de Ankara'dan Hocamız'a gelmiştim. Hocam benim kayınpederim.Ben de Ankara'dan Hocamız'a gelmiştim. Hocam benim kayınpederim. Biz de davetlinin davetlisi olarak Hocamız'ın yanında oraya gittik.Biz de davetlinin davetlisi olarak Hocamız'ın yanında oraya gittik. Arabadan inerken valide hanımı gördü, Hocamız'a dedi ki; "Aa! Hesapta kadınlar yoktu."Arabadan inerken valide hanımı gördü, Hocamız'a dedi ki; "Aa! Hesapta kadınlar yoktu." Ben yerin dibine girdim. Hacıbaba, Hocamız'ın, valide hanımını yanında getirmesine itiraz etti.Ben yerin dibine girdim. Hacıbaba, Hocamız'ın, valide hanımını yanında getirmesine itiraz etti. Hocamız da gayet sakin; "O zaman gidelim." dedi. "Yok, madem gelmiş, kalsın." dedi.Hocamız da gayet sakin; "O zaman gidelim." dedi. "Yok, madem gelmiş, kalsın." dedi. O da bir başka çam devirme. Hem de yetmiş küsur yaşında bir hacıbaba. O da bir başka çam devirme. Hem de yetmiş küsur yaşında bir hacıbaba.

Tabi ben çok üzüldüm, çok kızdım. Sonra diyor ki; "Hocam nasıl, yer güzel değil mi?"Tabi ben çok üzüldüm, çok kızdım. Sonra diyor ki; "Hocam nasıl, yer güzel değil mi?" "Güzel" dedi Hocamız. Hocamız cemaatin çok kahrını çekti, çok. Hocalar çok kahır çekiyor."Güzel" dedi Hocamız.

Hocamız cemaatin çok kahrını çekti, çok. Hocalar çok kahır çekiyor.
Çok defa, "Ben Bursa'ya gideyim." dediğini biliyorum; cemaatten kaçmak istedi. Böyle denir mi ya? Çok defa, "Ben Bursa'ya gideyim." dediğini biliyorum; cemaatten kaçmak istedi. Böyle denir mi ya? "Aa hesapta hanımlar yoktu." Misafire kapıda, "gelme" denir mi? Benim terbiyem, aklım bunu almıyor."Aa hesapta hanımlar yoktu." Misafire kapıda, "gelme" denir mi? Benim terbiyem, aklım bunu almıyor. Adam öldü gitti ama o lafları hâlâ şuramda. Sanki buraya bir ok saplanmış gibi duruyor.Adam öldü gitti ama o lafları hâlâ şuramda. Sanki buraya bir ok saplanmış gibi duruyor. "Burası çok güzel olduğundan bizim torun da kız arkadaşlarını alır gelir." dedi. "Burası çok güzel olduğundan bizim torun da kız arkadaşlarını alır gelir." dedi. Torunu üniversite talebesiymiş, kız arkadaşlarını alır gelirmiş.Torunu üniversite talebesiymiş, kız arkadaşlarını alır gelirmiş. Orası çayırlık, çimenlik, çamlık, manzaralı, havadar, iyi; memba suyu da var.Orası çayırlık, çimenlik, çamlık, manzaralı, havadar, iyi; memba suyu da var. Torun dedesinin yerine kız arkadaşlarıyla beraber gelir, eğlenirmiş. Şimdi daha beter kızdım.Torun dedesinin yerine kız arkadaşlarıyla beraber gelir, eğlenirmiş. Şimdi daha beter kızdım. Bir de ne diyor arkasından: "Genç tabi; yapacaklar." Bir de ne diyor arkasından: "Genç tabi; yapacaklar."

Peygamber Efendimiz; "Gençler yapsın." diye bir müsaade mi vermiş?Peygamber Efendimiz; "Gençler yapsın." diye bir müsaade mi vermiş? Ben çok hadis okudum ama cahil mi kaldım, ne oldu?Ben çok hadis okudum ama cahil mi kaldım, ne oldu? İhtiyarlar zaten yapmak istese yapamaz. İhtiyarların işi bitmiş.İhtiyarlar zaten yapmak istese yapamaz. İhtiyarların işi bitmiş. Bu edepsizlikleri asıl gençlerin yapmaması lazım. Bu ne biçim mantık? Bu ne biçim hacılık?Bu edepsizlikleri asıl gençlerin yapmaması lazım.

Bu ne biçim mantık? Bu ne biçim hacılık?
Bu ne biçim yetmiş yaşlılık? Bu ne biçim söz? Bu ne biçim ahlâk? Bu ne biçim anlayış?Bu ne biçim yetmiş yaşlılık? Bu ne biçim söz? Bu ne biçim ahlâk? Bu ne biçim anlayış? Bu ne biçim zihniyet? Bu ne biçim Müslümanlık? Bu ne biçim zihniyet? Bu ne biçim Müslümanlık?

İşte böyle! Müslümanlar çocuğunun tam müslüman olmasını istemiyor. İşte böyle! Müslümanlar çocuğunun tam müslüman olmasını istemiyor. Adam müslüman ama karısının tam örtünmesini istemiyor. Muhalif. "Senden utanıyorum. Adam müslüman ama karısının tam örtünmesini istemiyor. Muhalif. "Senden utanıyorum. Şu mantoyu giyme. Başını örtme." diyor. "Ne olacak?" "Saçının güzelliğine başkası bakacak." Şu mantoyu giyme. Başını örtme." diyor. "Ne olacak?" "Saçının güzelliğine başkası bakacak." Bunun gibi misalleri duymuyor musunuz, bilmiyor musunuz? Bunun gibi misalleri duymuyor musunuz, bilmiyor musunuz? Ben hep bana söylenen veya benim kendi gördüklerimden söylüyorum. Ben hep bana söylenen veya benim kendi gördüklerimden söylüyorum. Koca, karısının tam müslüman olmasını istemiyor. Kendisinin de tam müslüman olmasını istemiyor.Koca, karısının tam müslüman olmasını istemiyor. Kendisinin de tam müslüman olmasını istemiyor. Bayramdan bayrama bir Müslümanlık istiyor. Çoluk çocuğu alıp bayramdan bayrama namaza gitti mi,Bayramdan bayrama bir Müslümanlık istiyor. Çoluk çocuğu alıp bayramdan bayrama namaza gitti mi, kendisini iyi bir müslüman sanıyor. Kimisi cumadan cumaya Müslümanlık istiyor.kendisini iyi bir müslüman sanıyor. Kimisi cumadan cumaya Müslümanlık istiyor. "Haftada bir namaz kılarsa iyi." diye düşünüyor. Hıristiyanlar da pazar günü gidiyor." diyor."Haftada bir namaz kılarsa iyi." diye düşünüyor. Hıristiyanlar da pazar günü gidiyor." diyor. Hıristiyanlar da atlamalı, zıplamalı Hıristiyan onlar.Hıristiyanlar da atlamalı, zıplamalı Hıristiyan onlar. Asıl hıristiyanların da günlük ibadetleri var ama onlar da yapmıyorlar. O misal olur mu?Asıl hıristiyanların da günlük ibadetleri var ama onlar da yapmıyorlar. O misal olur mu? Sonra senin peygamberin ne demiş, Kur'ân-ı Kerîm ne demiş, düşünsene!Sonra senin peygamberin ne demiş, Kur'ân-ı Kerîm ne demiş, düşünsene! Beş vakit namaza "çok" diyor; pazarlık yapmak istiyor. Beş vakit namazı çok bulan müslüman az mı?Beş vakit namaza "çok" diyor; pazarlık yapmak istiyor. Beş vakit namazı çok bulan müslüman az mı? Çok buluyorlar. "Günde bir tane olsa neyse ne ama…" diyor, "Beş vakit olunca çok." diyor, kâfir oluyor.Çok buluyorlar. "Günde bir tane olsa neyse ne ama…" diyor, "Beş vakit olunca çok." diyor, kâfir oluyor. Sayısını inkâr etti mi itiraz etti mi kâfir oluyor. Sayısını inkâr etti mi itiraz etti mi kâfir oluyor.

Biz bunları söylediğimiz zaman mutaassıp, dar kafalı, müsamahasız oluyoruz. Biz bunları söylediğimiz zaman mutaassıp, dar kafalı, müsamahasız oluyoruz. Müsamahanın Türkçesi hoşgörü? Hoşgörüsüz oluyoruz çünkü böyle şeyleri hoş görmüyoruz.Müsamahanın Türkçesi hoşgörü? Hoşgörüsüz oluyoruz çünkü böyle şeyleri hoş görmüyoruz. Vallahi, billahi hoş görmüyorum. Hepiniz şahit olun ki, Allah şahit olsun ki hoş görmüyorum. Görür müyüm?Vallahi, billahi hoş görmüyorum. Hepiniz şahit olun ki, Allah şahit olsun ki hoş görmüyorum. Görür müyüm? Allah'ın hoş görmediği, Resûlullah'ın hoş görmediği şeyi ben hoş görür müyüm? Allah'ın hoş görmediği, Resûlullah'ın hoş görmediği şeyi ben hoş görür müyüm?

Birisi kızını almış gelmiş. Ben de kızımın evindeyim, Ankara'da beni ziyarete gelmiş. Diyor ki; Birisi kızını almış gelmiş. Ben de kızımın evindeyim, Ankara'da beni ziyarete gelmiş. Diyor ki;

"Kızım senin kitaplarını çok okuyor, senin sözünü dinliyor. Senin sözünden dolayı başını örttü."Kızım senin kitaplarını çok okuyor, senin sözünü dinliyor. Senin sözünden dolayı başını örttü. Söyle de başını açsın, biz laf geçiremiyoruz." Söyle de başını açsın, biz laf geçiremiyoruz."

"Kızı benim sözümü dinliyor." diye, bana söylettirecek; "Aç kız başını!" diyeceğim ben."Kızı benim sözümü dinliyor." diye, bana söylettirecek; "Aç kız başını!" diyeceğim ben. "Ben diyemem. Baş örtmeyi ben söylemedim ki Allah emretti. "Ben diyemem. Baş örtmeyi ben söylemedim ki Allah emretti. Allah böyle dedikten sonra ‘Başını aç.' demeye benim hakkım, salahiyetim yok." dedim.Allah böyle dedikten sonra ‘Başını aç.' demeye benim hakkım, salahiyetim yok." dedim. Adam Milli Eğitim'de müfettişmiş. Yeşilimsi bir takım elbise giymiş,Adam Milli Eğitim'de müfettişmiş. Yeşilimsi bir takım elbise giymiş, yeşile uygun bir de kırmızılı kravat takmış.yeşile uygun bir de kırmızılı kravat takmış. Güzel, yakışıklı, pantolonun ütüsü jilet gibi, elini sürsen keser belki; öyle. Güzel, yakışıklı, pantolonun ütüsü jilet gibi, elini sürsen keser belki; öyle.

"Sen müfettiş misin?" dedim. "Müfettişim." dedi. "Sen müfettiş misin?" dedim.

"Müfettişim." dedi.

"Sen müfettiş olduğuna göre her şeyin hakka, hukuka, hakkaniyete uygun olmasını istersin."Sen müfettiş olduğuna göre her şeyin hakka, hukuka, hakkaniyete uygun olmasını istersin. Birisine zorbalıkla inancına aykırı bir şey yaptırmayı hoş görüyor musun?" dedim. Birisine zorbalıkla inancına aykırı bir şey yaptırmayı hoş görüyor musun?" dedim.

"Görmüyorum." dedi. "Görmüyorum." dedi.

"Zorbalık yapılmak istenen senin kızın, onun hukukunu korusuna!" dedim."Zorbalık yapılmak istenen senin kızın, onun hukukunu korusuna!" dedim. Hukukunu korumadığın gibi bir de kızının aleyhinde benimle pazarlık yapmaya geliyorsun. Hukukunu korumadığın gibi bir de kızının aleyhinde benimle pazarlık yapmaya geliyorsun.

Müslümanlar İslâm'ı bilmiyor.Müslümanlar İslâm'ı bilmiyor. "Müslümanım" diyenler; anadan babadan, sülaleden bulaşık müslüman, tam değil."Müslümanım" diyenler; anadan babadan, sülaleden bulaşık müslüman, tam değil. İmanı da, Kur'an'ı da, ahkâmı da, âdâbı da, hiçbir şeyi bilmiyor.İmanı da, Kur'an'ı da, ahkâmı da, âdâbı da, hiçbir şeyi bilmiyor. Tam Müslümanlık istemiyor. Öyle olmaz.Tam Müslümanlık istemiyor. Öyle olmaz. Her yaptığı şeyi Allah rızası için yapacak, Allah'a teslim olacak. Her yaptığı şeyi Allah rızası için yapacak, Allah'a teslim olacak. Allah'ın emrine, hükmüne razı olacak. Allah'ın hükmüne rızan yoksa olmaz.Allah'ın emrine, hükmüne razı olacak. Allah'ın hükmüne rızan yoksa olmaz. "Razı değilim bu işe." İtiraz mı edeceksin?"Razı değilim bu işe." İtiraz mı edeceksin? Çık git, defol! Allah'ı beğenmiyorsan Allah'ın mülkünden başka bir mülke git! Öyle şey olur mu?Çık git, defol! Allah'ı beğenmiyorsan Allah'ın mülkünden başka bir mülke git! Öyle şey olur mu? İnsanların çoğu bunları düşünmüyor; yaptığı işin ne kadar yanlış olduğunu,İnsanların çoğu bunları düşünmüyor; yaptığı işin ne kadar yanlış olduğunu, devirdiği çamın ne kadar büyük olduğunu, hatanın ne kadar çirkin olduğunu anlamıyor. devirdiği çamın ne kadar büyük olduğunu, hatanın ne kadar çirkin olduğunu anlamıyor.

Her işi Allah rızası için yapacak.Her işi Allah rızası için yapacak. Allah rızası için, Allah'ın rızasını düşünerek, gelirse hacının da günahları affolunur Allah rızası için, Allah'ın rızasını düşünerek, gelirse hacının da günahları affolunur ve dua ettiği kimselere, istediği kimselere şefaat hakkı olur. ve dua ettiği kimselere, istediği kimselere şefaat hakkı olur.

Ömer radıyallahu anh'den bir şey okuyayım.Ömer radıyallahu anh'den bir şey okuyayım. Yuğferu li'l-huccâci ve limeni'steğfera lehü'l-huccâcu.Yuğferu li'l-huccâci ve limeni'steğfera lehü'l-huccâcu. Okuduğumuz mana ile bağlantılı olduğundanOkuduğumuz mana ile bağlantılı olduğundan Hz. Ömer Efendimiz radıyallahu anh'ın sözünü naklediyorum.Hz. Ömer Efendimiz radıyallahu anh'ın sözünü naklediyorum. Yuğferu li'l-huccâci. "Hacıların günahları mağfiret olunur." Ve limeni'steğfera lehü'l-huccâci. Yuğferu li'l-huccâci. "Hacıların günahları mağfiret olunur." Ve limeni'steğfera lehü'l-huccâci. "Hacının kendisine dua ettiği kimse de afv u mağfiret olunur.""Hacının kendisine dua ettiği kimse de afv u mağfiret olunur." Kim için dua ediyorsanız o da afv u mağfiret olunur.Kim için dua ediyorsanız o da afv u mağfiret olunur. Bakiyyete zî'l-hicce ve'l-muharrem ve's-safer ve aşrin min rebî'i'l-evvel.Bakiyyete zî'l-hicce ve'l-muharrem ve's-safer ve aşrin min rebî'i'l-evvel. "Zilhicce'nin hacdan sonraki günlerinde ve ondan sonra gelen ay olan, yılbaşı olan Muharrem'de, "Zilhicce'nin hacdan sonraki günlerinde ve ondan sonra gelen ay olan, yılbaşı olan Muharrem'de, ikinci ayı olan Safer'de, üçüncü ay olan Rebîülevvel'in on günlük bölümünde afv u mağfiret olunur."ikinci ayı olan Safer'de, üçüncü ay olan Rebîülevvel'in on günlük bölümünde afv u mağfiret olunur." O kadar zaman söylemiş. Herhalde duyduğu, bildiği bir şey var ki söylemiş. O kadar zaman söylemiş. Herhalde duyduğu, bildiği bir şey var ki söylemiş.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem arefe günü akşamleyin elini açmış, dua eylemiş.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem arefe günü akşamleyin elini açmış, dua eylemiş. Allahu Teâlâ hazretlerinden ümmetinin afv u mağfiret olunmasını istemiş.Allahu Teâlâ hazretlerinden ümmetinin afv u mağfiret olunmasını istemiş. Duası kabul olunmuş, icabet olunmuş ki Cenab-ı Hak şöyle buyurmuş: Duası kabul olunmuş, icabet olunmuş ki Cenab-ı Hak şöyle buyurmuş:

İnnî kad ğafertü lehüm mâ halâ'z-zâlime.İnnî kad ğafertü lehüm mâ halâ'z-zâlime. "Ey Resûlüm! Senin duan üzerine ümmetinden zulmedenler hariç ötekileri afv u mağfiret ettim.""Ey Resûlüm! Senin duan üzerine ümmetinden zulmedenler hariç ötekileri afv u mağfiret ettim." Fe innî âhizu li'l-mazlûmi minhü. "Mazlumun âhını zalimden alacağım. Onu affetmedim, ötekileri affettim." Fe innî âhizu li'l-mazlûmi minhü. "Mazlumun âhını zalimden alacağım. Onu affetmedim, ötekileri affettim."

Peygamber Efendimiz'in halini anlayın.Peygamber Efendimiz'in halini anlayın. Peygamber Efendimiz bu hitabı sezince, anlayınca; Peygamber Efendimiz bu hitabı sezince, anlayınca; Allahu Teâlâ hazretlerinin zalimi affetmeyeceğini,Allahu Teâlâ hazretlerinin zalimi affetmeyeceğini, mazlumun hakkını zalimden alacağını anlayınca buyurmuş ki: Ey Rab, "Yâ Rabbi!" demek.mazlumun hakkını zalimden alacağını anlayınca buyurmuş ki: Ey Rab, "Yâ Rabbi!" demek. Arapça'da ey ‘yâ' mânasına kullanılır. İn şi'te a'tayte'l-mazlûme mine'l-hayri ve ğaferte li'z-zâlimi.Arapça'da ey ‘yâ' mânasına kullanılır. İn şi'te a'tayte'l-mazlûme mine'l-hayri ve ğaferte li'z-zâlimi. "Yâ Rabbi! Sen dilersen mazluma istediğin kadar, onun memnun olacağı kadar hayırları verirsin, "Yâ Rabbi! Sen dilersen mazluma istediğin kadar, onun memnun olacağı kadar hayırları verirsin, mazlumunun gönlünü alırsın, zulme uğrayanı razı edersin; zalimi de onun elinden kurtarırsın, affedersin."mazlumunun gönlünü alırsın, zulme uğrayanı razı edersin; zalimi de onun elinden kurtarırsın, affedersin." Zalimin bile bağışlanmasını istemiş. Kardeşine zulmeden zalim kişinin de affını istemiş. Zalimin bile bağışlanmasını istemiş. Kardeşine zulmeden zalim kişinin de affını istemiş.

Çok zalimler var. Müslüman olduğu halde çok zulmedenler var.Çok zalimler var. Müslüman olduğu halde çok zulmedenler var. Bir kere adam köyde güçlü kuvvetliyse zayıfları ezer.Bir kere adam köyde güçlü kuvvetliyse zayıfları ezer. Hem döverek hem söverek; hem tarlasını, bağını, bahçesini gasp ederek ezer.Hem döverek hem söverek; hem tarlasını, bağını, bahçesini gasp ederek ezer. Mazlumlar, zayıflar okkanın altına gider. Pazusu kuvvetli olan, ağa, zengin; ezebilir.Mazlumlar, zayıflar okkanın altına gider. Pazusu kuvvetli olan, ağa, zengin; ezebilir. Kendisi müslümandır ötekisi de müslümandır ama yaparlar. Çok zulümler olur.Kendisi müslümandır ötekisi de müslümandır ama yaparlar. Çok zulümler olur. Kardeş kardeşe zulmeder. Kendi hakkına razı olmaz, kardeşinin hakkını da yutar.Kardeş kardeşe zulmeder. Kendi hakkına razı olmaz, kardeşinin hakkını da yutar. Acayip işler olur. Çok misalleri var. "Müslümanın zalimi olabilir." demek istiyorum.Acayip işler olur. Çok misalleri var. "Müslümanın zalimi olabilir." demek istiyorum. Yapmaması lazım ama zalim müslümanlar olabiliyor.Yapmaması lazım ama zalim müslümanlar olabiliyor. Peygamber Efendimiz diyor ki; "Yâ Rabbi! Mazlumu memnun edersin, zalimi de affedersin."Peygamber Efendimiz diyor ki; "Yâ Rabbi! Mazlumu memnun edersin, zalimi de affedersin." Fe-lem yücib. "Allahu Teâlâ hazretleri onun bu duasına, bu isteğine cevap vermemiş." Fe-lem yücib. "Allahu Teâlâ hazretleri onun bu duasına, bu isteğine cevap vermemiş."

Fe-lemmâ asbaha bi'l-Müzdelifeti ve âde't-duâe.Fe-lemmâ asbaha bi'l-Müzdelifeti ve âde't-duâe. Arafat'ın akşamından sonra Müzdelife'ye geçiliyor.Arafat'ın akşamından sonra Müzdelife'ye geçiliyor. Müzdelife'de geceledikten, sabah kalktıktan sonra Müzdelife'de vakfe yapılıyor, dua ediliyor.Müzdelife'de geceledikten, sabah kalktıktan sonra Müzdelife'de vakfe yapılıyor, dua ediliyor. Orada duayı tekrarlamış. "Yâ Rabbi! Ümmetimi affeyle, zalimini de affet, mazlumunu da affet.Orada duayı tekrarlamış. "Yâ Rabbi! Ümmetimi affeyle, zalimini de affet, mazlumunu da affet. Mazlumu da razı et, zalimin elinden kurtar!" Mazlumu da razı et, zalimin elinden kurtar!"

Fe-ücîbe ilâ mâ seele. "İstediği verilmiş. Allah tarafından isteği kabul olunmuş." Fe-ücîbe ilâ mâ seele. "İstediği verilmiş. Allah tarafından isteği kabul olunmuş." Fe-dahike Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem. "Ve Peygamber Efendimiz o zaman gülmüş. Fe-dahike Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem. "Ve Peygamber Efendimiz o zaman gülmüş. Duası icabet bulunca, kabul olunca gülmüş." Ev kâle tebesseme. Duası icabet bulunca, kabul olunca gülmüş." Ev kâle tebesseme. "Râvî; ‘Güldü veya tebessüm etti.' diyor; Peygamber Efendimiz tebessüm etmiş." "Râvî; ‘Güldü veya tebessüm etti.' diyor; Peygamber Efendimiz tebessüm etmiş."

Ve kâle lehû Ebû Bekrun ve Omeru.Ve kâle lehû Ebû Bekrun ve Omeru. "Ebû Bekir es-Sıddîk ve Ömerü'l-Fâruk Peygamber Efendimiz'e demişler ki."Ebû Bekir es-Sıddîk ve Ömerü'l-Fâruk Peygamber Efendimiz'e demişler ki. Bunlar Peygamber Efendimiz'in kayınpederleri.Bunlar Peygamber Efendimiz'in kayınpederleri. İkisi de Peygamber Efendimiz'e kızını verdiği için kayınpeder durumuna geldiler. İkisi de Peygamber Efendimiz'e kızını verdiği için kayınpeder durumuna geldiler. Tabi yine sevgi, saygı, hürmette bir eksiklik yok da öteki insanlardan daha yakın.Tabi yine sevgi, saygı, hürmette bir eksiklik yok da öteki insanlardan daha yakın. Zaten kabirleri de Peygamber Efendimiz'in türbesindedir. Zaten kabirleri de Peygamber Efendimiz'in türbesindedir.

Bu ikisi dediler ki; bi ebî ente ve ummî yâ resûlallâh.Bu ikisi dediler ki; bi ebî ente ve ummî yâ resûlallâh. "Anam, babam sana feda olsun ey Allah'ın Resûlü!" Neden böyle deniliyor?"Anam, babam sana feda olsun ey Allah'ın Resûlü!" Neden böyle deniliyor? Çünkü insan anası babası için kendisini bile feda eder. Çünkü insan anası babası için kendisini bile feda eder. "Canım feda olsun!" dese bir türlü ama anasını ve babasını kurtarmak için kendisini bile feda eder."Canım feda olsun!" dese bir türlü ama anasını ve babasını kurtarmak için kendisini bile feda eder. Ana babaya daha çok hürmet eder. "Anam babam bile feda olsun." demek; Ana babaya daha çok hürmet eder. "Anam babam bile feda olsun." demek; daha yüksek bir şey olduğundan böyle söylüyorlar. "Anam babam sana feda olsun yâ Resûlallah!" daha yüksek bir şey olduğundan böyle söylüyorlar. "Anam babam sana feda olsun yâ Resûlallah!" İnne hâzihî le-sâatün mâ künte tedhakü fîhâ. İnne hâzihî le-sâatün mâ künte tedhakü fîhâ. "Böyle bir zamanda sen böyle gülmezdin, olağanüstü bir gülüş bu. "Böyle bir zamanda sen böyle gülmezdin, olağanüstü bir gülüş bu. Güleceğin bir zaman değildi, niye güldün?" Fe-me'l-lezî edhakeke.Güleceğin bir zaman değildi, niye güldün?" Fe-me'l-lezî edhakeke. "Seni ne güldürdü yâ Resûlallah?" diye sormuşlar. "Seni ne güldürdü yâ Resûlallah?" diye sormuşlar.

Başkaları soru sormaya cesaret edemiyor; Peygamber Efendimiz'e her şeyi soramazlar.Başkaları soru sormaya cesaret edemiyor; Peygamber Efendimiz'e her şeyi soramazlar. Hatta hücre-i saadetin kapısını açıp mescide girdiği zaman herkesin başı önünde olurmuş.Hatta hücre-i saadetin kapısını açıp mescide girdiği zaman herkesin başı önünde olurmuş. Hürmetinden, saygısından dolayı başlarını kaldırıp Resûlullah'a bakamazlarmış.Hürmetinden, saygısından dolayı başlarını kaldırıp Resûlullah'a bakamazlarmış. Sadece Ebû Bekir es-Sıddîk Efendimiz, Ömerü'l-Fâruk Efendimiz bakabilirmiş. Sadece Ebû Bekir es-Sıddîk Efendimiz, Ömerü'l-Fâruk Efendimiz bakabilirmiş. Peygamber Efendimiz onlara tebessüm edermiş. Hürmetten ötekilerin başları önde.Peygamber Efendimiz onlara tebessüm edermiş. Hürmetten ötekilerin başları önde. Herkes soru da soramıyor. Herkes soru da soramıyor.

Bunlar sormuşlar: "Sen bu vakitte pek gülmezdin, niye güldün yâ Resûlallah!"Bunlar sormuşlar: "Sen bu vakitte pek gülmezdin, niye güldün yâ Resûlallah!" Bir de arkasından sözleri şu: Adhaka'l-lâhu sinneke. "Allah dişlerini her zaman güldürsün."Bir de arkasından sözleri şu: Adhaka'l-lâhu sinneke. "Allah dişlerini her zaman güldürsün." Her zaman tebessüm et; her zaman dişlerin böyle görünecek gibi gül. Allah seni daima güldürsün. Her zaman tebessüm et; her zaman dişlerin böyle görünecek gibi gül. Allah seni daima güldürsün.

Kâle. "Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;" Kâle. "Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;"

İnne aduvva'l-lâhi iblîse lemmâ alime enna'l-lâhe azze ve celle kad istecâbe duâiİnne aduvva'l-lâhi iblîse lemmâ alime enna'l-lâhe azze ve celle kad istecâbe duâi ve ğafera li-ümmetî ehaze't-türâbe fe-ceâle yahsûhü alâ re'sihî ve ğafera li-ümmetî ehaze't-türâbe fe-ceâle yahsûhü alâ re'sihî ve yed'û bi'l-veyli ve's-sübûri fe-edhakenî mâ raeytü min cezeıhî. ve yed'û bi'l-veyli ve's-sübûri fe-edhakenî mâ raeytü min cezeıhî.

Bu hadîs-i şerîfi İbn Mâce rivayet etmiş. Altı hadis kitabından birisini yazan mühim alim.Bu hadîs-i şerîfi İbn Mâce rivayet etmiş. Altı hadis kitabından birisini yazan mühim alim. Peygamber Efendimiz diyor ki; "Allah'ın düşmanı İblis"Peygamber Efendimiz diyor ki; "Allah'ın düşmanı İblis" Adüvva'l-lâhi, adüv düşman, adüvvallah Allah'ın düşmanı demek.Adüvva'l-lâhi, adüv düşman, adüvvallah Allah'ın düşmanı demek. "Adüvvallah olan, Allah'ın düşmanı olan iblis." "Adüvvallah olan, Allah'ın düşmanı olan iblis."

İblis neden adüvvallah? Çünkü Allah celle celâlüh; "Âdem'e secde et!" dedi;İblis neden adüvvallah? Çünkü Allah celle celâlüh; "Âdem'e secde et!" dedi; "Secde etmem!" dedi, diklendi. "Secde etmem!" dedi, diklendi. "Beni ateşten, onu topraktan yarattın; ben ondan daha hayırlıyım, secde etmem!" dedi, karşı geldi."Beni ateşten, onu topraktan yarattın; ben ondan daha hayırlıyım, secde etmem!" dedi, karşı geldi. Onun için Allah'ın düşmanı. Hem Allah tarafından yaratılmış bir mahluk hem de Allah'a dikleniyor.Onun için Allah'ın düşmanı. Hem Allah tarafından yaratılmış bir mahluk hem de Allah'a dikleniyor. İblis, Allah'ın düşmanı, insanların da düşmanı.İblis, Allah'ın düşmanı, insanların da düşmanı. İnne'ş-şeytâne leküm adüvvün fe'ttehizûhü adüvvâ. İnne'ş-şeytâne leküm adüvvün fe'ttehizûhü adüvvâ. "Ey Müslümanlar! Şeytan sizin düşmanınızdır, o size düşmanlık yapmaya çalışıyor, uğraşıp duruyor, "Ey Müslümanlar! Şeytan sizin düşmanınızdır, o size düşmanlık yapmaya çalışıyor, uğraşıp duruyor, siz de onu düşman belleyin, düşman bilin." diyor.siz de onu düşman belleyin, düşman bilin." diyor. Bu sözleri size naklederken şimdi aklıma geldi de; şeytana şaşıyoruz değil mi?Bu sözleri size naklederken şimdi aklıma geldi de; şeytana şaşıyoruz değil mi? "Allah'a nasıl karşı geldi?" diye düşünüyoruz."Allah'a nasıl karşı geldi?" diye düşünüyoruz. Şaşmıyor muyuz? "Âdem'e Secde et!" demiş de "Etmem." demiş. Aynı isyanı insanlar da yapmıyor mu?Şaşmıyor muyuz? "Âdem'e Secde et!" demiş de "Etmem." demiş. Aynı isyanı insanlar da yapmıyor mu? "Namaz kılın." diyor; kılmıyorlar. "Oruç tutun." diyor; tutmuyorlar. "Namaz kılın." diyor; kılmıyorlar. "Oruç tutun." diyor; tutmuyorlar. "Hacca gelin." diyor; gelmiyor. "Zekât verin. Ben size kırk bölük servet vereceğim; "Hacca gelin." diyor; gelmiyor. "Zekât verin. Ben size kırk bölük servet vereceğim; otuz dokuz bölüğü yanınızda kalsın, bir bölüğünü fukaracık kardeşlerinize verin; otuz dokuz bölüğü yanınızda kalsın, bir bölüğünü fukaracık kardeşlerinize verin; biraz merhamete gelin." diyor; vermiyorlar. "Edepli olun." diyor; edepsizlik yapıyorlar.biraz merhamete gelin." diyor; vermiyorlar. "Edepli olun." diyor; edepsizlik yapıyorlar. "Muti olun, itaatli olun." diyor; isyan ediyorlar. Şeytanın yolu. Şeytan gibi. "Muti olun, itaatli olun." diyor; isyan ediyorlar. Şeytanın yolu. Şeytan gibi.

Allah, bizi yaptığımız edepsizliğin ne kadar fena olduğunun şuuruna erdirsin.Allah, bizi yaptığımız edepsizliğin ne kadar fena olduğunun şuuruna erdirsin. İnsanoğulları şeytan gibi işler yapıyor. Nasıl olur? İnsan yaratanına nasıl isyan eder?İnsanoğulları şeytan gibi işler yapıyor. Nasıl olur? İnsan yaratanına nasıl isyan eder? Kendisini besleyen, yaratan, yaşatan, her an nimetlerine gark eden Allah'a insan nasıl isyan eder? Kendisini besleyen, yaratan, yaşatan, her an nimetlerine gark eden Allah'a insan nasıl isyan eder? Şeytanı ayıplamaya gelince ayıplıyor, hayret etmeye gelince hayret ediyor ama kendisi de isyan ediyor.Şeytanı ayıplamaya gelince ayıplıyor, hayret etmeye gelince hayret ediyor ama kendisi de isyan ediyor. Allahu Ekber. Şu insanoğlunun işi çok fena. Allahu Ekber. Şu insanoğlunun işi çok fena. Allah bizi itaatinden ayırmasın, şeytanın durumuna düşürmesin, Allah'a isyan ettirmesin. Allah bizi itaatinden ayırmasın, şeytanın durumuna düşürmesin, Allah'a isyan ettirmesin.

"Allah'ın düşmanı İblis, aziz ve celil olan Allah'ın, benim duama icabet ettiğini anlayınca;"Allah'ın düşmanı İblis, aziz ve celil olan Allah'ın, benim duama icabet ettiğini anlayınca; ‘Zalimleri de, ümmetimin hepsini de affet.' diye ikinci defa ettiğim duamın kabul olunduğunu‘Zalimleri de, ümmetimin hepsini de affet.' diye ikinci defa ettiğim duamın kabul olunduğunu ve benim bu duam üzerine ümmetimin afv u mağfiret olunduğunu anlayıncave benim bu duam üzerine ümmetimin afv u mağfiret olunduğunu anlayınca toprağı yerden alıp başına toprak saçmaya başladı." Ve yed'û bi'l-veyli ve's-sübûr.toprağı yerden alıp başına toprak saçmaya başladı." Ve yed'û bi'l-veyli ve's-sübûr. "Yazıklar olsun, vay bana, mahvoldum, helak oldum! diye veyl ve sübûr çağırmağa başladı.""Yazıklar olsun, vay bana, mahvoldum, helak oldum! diye veyl ve sübûr çağırmağa başladı." Veyl ‘vay bana' manasına gelir, bir de cehennemde bir çukurun adıdır. Sübûr da helak demek.Veyl ‘vay bana' manasına gelir, bir de cehennemde bir çukurun adıdır. Sübûr da helak demek. "Mahvoldum, helak oldum, helak bana, veyl bana!" demek. "Mahvoldum, helak oldum, helak bana, veyl bana!" demek. Araplar başına toprak saçmayı çok kederlendiği zaman,Araplar başına toprak saçmayı çok kederlendiği zaman, acı bir durumla karşılaştığı zaman, üzüntüden yaparlarmış.acı bir durumla karşılaştığı zaman, üzüntüden yaparlarmış. Şeytan da "Peygamber Efendimiz'in duasını Allah kabul etti." diye duyunca Şeytan da "Peygamber Efendimiz'in duasını Allah kabul etti." diye duyunca nasıl üzülmüş, başlamış başına toprak saçmaya.nasıl üzülmüş, başlamış başına toprak saçmaya. "Mahvoldum, vay bana, yazık bana!" diye feryad u figâna başlamış."Mahvoldum, vay bana, yazık bana!" diye feryad u figâna başlamış. Peygamber Efendimiz; "Onun bu telaşına, üzüntüsüne bu manzaraya güldüm." demiş. Gülme sebebi bu. Peygamber Efendimiz; "Onun bu telaşına, üzüntüsüne bu manzaraya güldüm." demiş. Gülme sebebi bu.

Demek ki Arafat'ta insanlar affolunacak. Müzdelife‘de hacılar affolunacak.Demek ki Arafat'ta insanlar affolunacak. Müzdelife‘de hacılar affolunacak. Başka kayıtlardan biliyoruz ki o zamana kadar affolunmayanlar da Mina'da affolunacak.Başka kayıtlardan biliyoruz ki o zamana kadar affolunmayanlar da Mina'da affolunacak. "Allah kul hakkı olanları da affedecek." "Nasıl affedecek?""Allah kul hakkı olanları da affedecek." "Nasıl affedecek?" Hak sahibini memnun edecek, borçlu olanı kurtaracak. Hak sahibini memnun edecek, borçlu olanı kurtaracak.

Bir hadîs-i şerîften bunun hikâyesini anlatayım. Bir hadîs-i şerîften bunun hikâyesini anlatayım.

-Uykunuz gelmediyse, vaktiniz müsaitse, işiniz yoksa; treni, otobüsü kaçırmayacaksanız;-Uykunuz gelmediyse, vaktiniz müsaitse, işiniz yoksa; treni, otobüsü kaçırmayacaksanız; hanım; "Şu saatte eve gel." demediyse.hanım; "Şu saatte eve gel." demediyse. Hanım tembihlediyse söyleyin yoksa aile saadeti tehlikeye girmesin.Hanım tembihlediyse söyleyin yoksa aile saadeti tehlikeye girmesin. Hanımı burada olanlar korkmaz da hanımı başka yerde olanlar korkar. Hanımı burada olanlar korkmaz da hanımı başka yerde olanlar korkar. Hanım, "Nerede kaldın?" diye elini beline koydu mu vaziyet fena! Süpürge sopası da yanındaysa...Hanım, "Nerede kaldın?" diye elini beline koydu mu vaziyet fena! Süpürge sopası da yanındaysa... Elektrikli süpürgenin tadı nasıl bilmiyorum.- Elektrikli süpürgenin tadı nasıl bilmiyorum.-

Bu bir hadîs-i şerîf ama metnini okumayacağım. Allah kulları nasıl affettiriyor?Bu bir hadîs-i şerîf ama metnini okumayacağım. Allah kulları nasıl affettiriyor? "Bu iş nasıl olacak?" diye merak etmişsinizdir. Mahşer günü herkes diz çöküp başı yerde duracakmış."Bu iş nasıl olacak?" diye merak etmişsinizdir. Mahşer günü herkes diz çöküp başı yerde duracakmış. Kimse bakamıyor, başını kaldıramıyor. Öyle etrafı seyretmek yok. Diz çökecek. Kimse bakamıyor, başını kaldıramıyor. Öyle etrafı seyretmek yok. Diz çökecek.

Ve terâ külle ümmetin câsiye. "Herkes diz çökmüş vaziyette, başı yerde, etrafa bakamıyor.Ve terâ külle ümmetin câsiye. "Herkes diz çökmüş vaziyette, başı yerde, etrafa bakamıyor. Herkesin hesabı görülüyor." Hesap görülüyor, defterler açılıyor; sevaplar günahlar teraziye konuluyor. Herkesin hesabı görülüyor." Hesap görülüyor, defterler açılıyor; sevaplar günahlar teraziye konuluyor.

Öyle bir terazi ki kefesine semâvât ve arz konulsa alacak kadar büyük.Öyle bir terazi ki kefesine semâvât ve arz konulsa alacak kadar büyük. Melekler o teraziyi görünce titremeye başlarlar. Siz ne titriyorsunuz, insanlar titresin.Melekler o teraziyi görünce titremeye başlarlar. Siz ne titriyorsunuz, insanlar titresin. Meleklere azap yok ki. Melekler Allah'ın itaatli varlıkları. Onların isyanları yok. Meleklere azap yok ki. Melekler Allah'ın itaatli varlıkları. Onların isyanları yok.

Lâ ya'sûna'l-lâhe mâ emerahüm yef'alûne mâ yü'merûn "Allah'ın emrettiğini yaparlar.Lâ ya'sûna'l-lâhe mâ emerahüm yef'alûne mâ yü'merûn "Allah'ın emrettiğini yaparlar. Onlar korkudan dehşete düşüyorlar, manzaranın azametinden böyle titremeye başlıyorlar."Onlar korkudan dehşete düşüyorlar, manzaranın azametinden böyle titremeye başlıyorlar." İşte Artık ne kadar günah varsa o terazinin kefesi hepsini alacak. İşte Artık ne kadar günah varsa o terazinin kefesi hepsini alacak. Ne kadar sevap varsa onu da alacak. Öyle bir terazi. Ne kadar sevap varsa onu da alacak. Öyle bir terazi. "Sığmadı, almadı, yarım kaldı; iki defa tartalım, dört defa tartalım." yok."Sığmadı, almadı, yarım kaldı; iki defa tartalım, dört defa tartalım." yok. Muazzam bir terazi. Muazzam bir terazi.

Bir adamın sevapları, günahları tartılıyor. Az bir farkla sevapları biraz daha yukarıda. Ucu ucuna.Bir adamın sevapları, günahları tartılıyor. Az bir farkla sevapları biraz daha yukarıda. Ucu ucuna. Birazcı k sevabı fazla, ağır bastırmış. Sağ taraf azıcık ağır basmış ama vaziyet tehlikeli. Birazcı k sevabı fazla, ağır bastırmış. Sağ taraf azıcık ağır basmış ama vaziyet tehlikeli. Tam o sırada son hak sahibi geliyor. Demek ki daha hesabı bitmedi. Diyor ki; Tam o sırada son hak sahibi geliyor. Demek ki daha hesabı bitmedi. Diyor ki;

"Yâ Rabbi! Benim de bunda hakkım var, hakkımı isterim." "Nedir?" "Yâ Rabbi! Benim de bunda hakkım var, hakkımı isterim."

"Nedir?"

"Bana dünyada zulüm, haksızlık yapmıştı. Şimdi hakkımı isterim." "Bana dünyada zulüm, haksızlık yapmıştı. Şimdi hakkımı isterim."

O adam hakkını isteyene kadar sevaplar azıcık ağır basıyordu.O adam hakkını isteyene kadar sevaplar azıcık ağır basıyordu. O hakkını istediği zaman vaziyet tersine dönüyor. Adam cehenneme gidecek.O hakkını istediği zaman vaziyet tersine dönüyor. Adam cehenneme gidecek. Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfte böyle anlatıyor ama ben mealini söylüyorum.Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfte böyle anlatıyor ama ben mealini söylüyorum. Cehenneme gidecek duruma düşüyor. Zaten uç ucaydı, şimdi cehenneme gidecek.Cehenneme gidecek duruma düşüyor. Zaten uç ucaydı, şimdi cehenneme gidecek. Allahu Teâlâ hazretleri hak sahibine, o koşa koşa gelip de hakkını isteyen kuluna diyecekmiş ki; Allahu Teâlâ hazretleri hak sahibine, o koşa koşa gelip de hakkını isteyen kuluna diyecekmiş ki;

"Ey kulum! Kaldır başını!" Başlar eğilmiş durumda; etrafa bakamıyor."Ey kulum! Kaldır başını!" Başlar eğilmiş durumda; etrafa bakamıyor. O manzarayı düşündükçe insan ürperiyor. "Kaldır başını!" Emir üzerine başını kaldırıyor.O manzarayı düşündükçe insan ürperiyor. "Kaldır başını!" Emir üzerine başını kaldırıyor. Karşıda cennetin köşklerini görüyor. Daha önce baksaydı ya!Karşıda cennetin köşklerini görüyor. Daha önce baksaydı ya! Allah'ın "bakma" dediği yere bakmak mümkün mü?Allah'ın "bakma" dediği yere bakmak mümkün mü? Daha önce bakamıyordu; "Kaldır başını." deyince kaldırdı. Karşıda cennetin köşklerini görüyor.Daha önce bakamıyordu; "Kaldır başını." deyince kaldırdı. Karşıda cennetin köşklerini görüyor. Böyle uzaktan; kerpiçleri altın, gümüş.Böyle uzaktan; kerpiçleri altın, gümüş. Yaradan ne hoş yaratmış, misk ü amberle donatmış, kokar Allah deyu deyu.Yaradan ne hoş yaratmış, misk ü amberle donatmış, kokar Allah deyu deyu. Yunus Emre nasıl anlatıyor; bilgileri nerelerden almışsa. Cennetin köşklerini görüyor.Yunus Emre nasıl anlatıyor; bilgileri nerelerden almışsa. Cennetin köşklerini görüyor. Mücevherle yapılmış; taşları mücevherden, kenarlarına inciler dizilmiş. Mücevherle yapılmış; taşları mücevherden, kenarlarına inciler dizilmiş.

Hak sahibi o köşklerin güzelliği karşısında hayran kalıyor Hesabı unutuyor.Hak sahibi o köşklerin güzelliği karşısında hayran kalıyor Hesabı unutuyor. Tabii biraz da samimiyet durumu oluyor. Tabii biraz da samimiyet durumu oluyor.

"Yâ Rabbi! Bu köşkler kimin? Peygamberlerin mi, şehitlerin mi?" diye soruyor. "Yâ Rabbi! Bu köşkler kimin? Peygamberlerin mi, şehitlerin mi?" diye soruyor.

Cidde'de, Mekke'de gezdiniz mi?Cidde'de, Mekke'de gezdiniz mi? Yoksa sizi hemen torbaya doldurup buraya mı getirdiler, yığın halinde depoya mı tıktılar, istif mi ettiler? Yoksa sizi hemen torbaya doldurup buraya mı getirdiler, yığın halinde depoya mı tıktılar, istif mi ettiler? Bir fırsat olur da buralarda gezersenizBir fırsat olur da buralarda gezerseniz her tarafı ışıklarla donatılmış çok güzel binalar var. her tarafı ışıklarla donatılmış çok güzel binalar var. her tarafı ışıklarla donatılmış çok güzel binalar olduğunu görürsünüz. her tarafı ışıklarla donatılmış çok güzel binalar olduğunu görürsünüz. Tabi dünya binasının kıymeti yok. O cennet; cennet köşkleri kim bilir ne kadar güzeldir.Tabi dünya binasının kıymeti yok. O cennet; cennet köşkleri kim bilir ne kadar güzeldir. Adam hayranlığından hesabı unutuyor. "Yâ Rabbi! Bunlar peygamberlerin mi, şehitlerin mi; kimin?" diye soruyor.Adam hayranlığından hesabı unutuyor. "Yâ Rabbi! Bunlar peygamberlerin mi, şehitlerin mi; kimin?" diye soruyor. Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki; Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki;

"Bu köşkler bedelini verenindir." Parasını kim verirse onun."Bu köşkler bedelini verenindir." Parasını kim verirse onun. Henüz sahibi yok. Bedelini kim verirse onun köşkü olacak. Diyor ki; Henüz sahibi yok. Bedelini kim verirse onun köşkü olacak. Diyor ki;

"Yâ Rabbi! Bu mücevherli, zümrütlü, incili, elmaslı,"Yâ Rabbi! Bu mücevherli, zümrütlü, incili, elmaslı, yakutlu köşklere sahip olmaya kim güç yetirebilir?" Cennet köşkü bu, dünya köşkü değil.yakutlu köşklere sahip olmaya kim güç yetirebilir?" Cennet köşkü bu, dünya köşkü değil. İstanbul'daki Dolmabahçe Sarayı'nı, Topkapı Sarayı'nı alabilir misin? Alamazsın. İstanbul'daki Dolmabahçe Sarayı'nı, Topkapı Sarayı'nı alabilir misin? Alamazsın. Göksu Kasrı'nı, Küçüksu Kasrı'nı alabilir misin? Alamazsın. O cennet köşkü. Göksu Kasrı'nı, Küçüksu Kasrı'nı alabilir misin? Alamazsın. O cennet köşkü. "Yâ Rabbi! Bunu kim alabilir?" diyor. Allahu Teâlâ hazretleri o kuluna diyor ki; "Yâ Rabbi! Bunu kim alabilir?" diyor. Allahu Teâlâ hazretleri o kuluna diyor ki;

"Bunu sen alabilirsin. Bunun bedeli affedenlerindir." "Bunu sen alabilirsin. Bunun bedeli affedenlerindir."

Ellezîne yünfikûne fî's-serrâi ve'd-darrâi ve'l-kâzimine'l-ğayza ve'l-âfîne ani'n-nâs.Ellezîne yünfikûne fî's-serrâi ve'd-darrâi ve'l-kâzimine'l-ğayza ve'l-âfîne ani'n-nâs. Vallâhu yuhibbu'l-muhsinîn. "Bu affedenlerin köşkleridir." diyor. Vallâhu yuhibbu'l-muhsinîn. "Bu affedenlerin köşkleridir." diyor. "Bu köşk affedenlere verilecek. Sen de şu kardeşini affedersen bu köşkü alabilirsin." diyor. "Bu köşk affedenlere verilecek. Sen de şu kardeşini affedersen bu köşkü alabilirsin." diyor.

"Affettim yâ Rabbi! Affettim yâ Rabbi!" diyor. "Affettim yâ Rabbi! Affettim yâ Rabbi!" diyor.

Bir kere köşk onun olacak; cennetlik olacağı kesin.Bir kere köşk onun olacak; cennetlik olacağı kesin. "Affettim yâ Rabbi! Affettim! Hakkımı istemiyorum, almıyorum!" diyor."Affettim yâ Rabbi! Affettim! Hakkımı istemiyorum, almıyorum!" diyor. Hemen köşke doğru koşmaya başlıyor. Çünkü köşk çok güzel; cennet köşkü.Hemen köşke doğru koşmaya başlıyor. Çünkü köşk çok güzel; cennet köşkü. Hepsi dayalı döşeli yetmiş bin odası olacakmış. Yetmiş bini say bakalım.Hepsi dayalı döşeli yetmiş bin odası olacakmış. Yetmiş bini say bakalım. Şimdi başla; yarın akşam seninle burada buluşalım. Şimdi başla; yarın akşam seninle burada buluşalım. Yetmiş bin kelime-i tevhid; lâ ilâhe illallâh, lâ ilâhe illallah. Çek bakalım! Kolay mı? Yetmiş bin kelime-i tevhid; lâ ilâhe illallâh, lâ ilâhe illallah. Çek bakalım! Kolay mı?

Oraya koşmaya başlayınca Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki; Oraya koşmaya başlayınca Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki;

"Ey kulum! Ne oluyor, nereye koşuyorsun?" "Ey kulum! Ne oluyor, nereye koşuyorsun?"

"Yâ Rabbi! Sen bu köşkü bana vermedin mi? Köşküme doğru koşuyorum." "Yâ Rabbi! Sen bu köşkü bana vermedin mi? Köşküme doğru koşuyorum."

"Dur! Sen onu affedince o da cehenneme düşmekten kurtuldu."Dur! Sen onu affedince o da cehenneme düşmekten kurtuldu. Affettiğin için o kardeşin de cehenneme düşmeyecek. Onun elinden tut da cennete beraber gidin." diyor.Affettiğin için o kardeşin de cehenneme düşmeyecek. Onun elinden tut da cennete beraber gidin." diyor. Peygamber Efendimiz bunu söylerken ağlamış. Benim de şu anda gözlerim ıslandı. Peygamber Efendimiz bunu söylerken ağlamış. Benim de şu anda gözlerim ıslandı. Peygamber Efendimiz ağlamış ve şöyle buyurmuş; "Ey Müslümanlar!Peygamber Efendimiz ağlamış ve şöyle buyurmuş; "Ey Müslümanlar! Allah'tan korkun; dargınların arasını bulun, barıştırmaya çalışın.Allah'tan korkun; dargınların arasını bulun, barıştırmaya çalışın. Bak Allahu Teâlâ hazretleri bile âhirette iki hasmı nasıl barıştırıyor.Bak Allahu Teâlâ hazretleri bile âhirette iki hasmı nasıl barıştırıyor. Nasıl affettiriyor, el ele tutuşturuyor, cennete nasıl beraber sokturtuyor, barıştırıyor. Nasıl affettiriyor, el ele tutuşturuyor, cennete nasıl beraber sokturtuyor, barıştırıyor. Siz de arayı düzeltin, insanları birbirleriyle barıştırın." Siz de arayı düzeltin, insanları birbirleriyle barıştırın."

Benim de çok kızdığım adamlar vardı. Çok kızıyorum. Ben de sinirliyim ya biraz.Benim de çok kızdığım adamlar vardı. Çok kızıyorum. Ben de sinirliyim ya biraz. Size geçen gün açıkça söyledim; sabırsızım, sinirliyim. Çok kızdığım adamlar vardı.Size geçen gün açıkça söyledim; sabırsızım, sinirliyim. Çok kızdığım adamlar vardı. Ama şimdi hadîs-i şerîfleri görünce benim vidalar gevşedi, sinirler yumuşadı.Ama şimdi hadîs-i şerîfleri görünce benim vidalar gevşedi, sinirler yumuşadı. "Affedenlere o köşkler verilecek." diye ben de o çok kızdığım adamları affetmeye başladım. "Affedenlere o köşkler verilecek." diye ben de o çok kızdığım adamları affetmeye başladım. Arada bir içime pişmanlık geliyor; "Köşk alacaksın daha bunun pişmanlığı mı olur?" diyorum. Affettim. Arada bir içime pişmanlık geliyor; "Köşk alacaksın daha bunun pişmanlığı mı olur?" diyorum. Affettim. İyi mi yaptım? İnşaallah, muhakkak iyi yaptım. İyi mi yaptım? İnşaallah, muhakkak iyi yaptım. Eğer Rabbimiz bizi affedenlerden sayarsa affettik ama gene deEğer Rabbimiz bizi affedenlerden sayarsa affettik ama gene de yeri gelince aleyhinde konuşmaktan geri durmuyoruz. Dilimizi de tutalım, ağzımızı da fermuarlayalım.yeri gelince aleyhinde konuşmaktan geri durmuyoruz. Dilimizi de tutalım, ağzımızı da fermuarlayalım. Allah kusurlarımızı affetsin. Çok kusurlarımız, çok hatalarımız, var. Allah kusurlarımızı affetsin. Çok kusurlarımız, çok hatalarımız, var.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2