Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Peygamber Efendimiz’in Endişesi

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

15 Safer 1421 / 19.05.2000
AKRA- Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh. es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh.

Allah cümlenizden razı olsun. Cumanız mübarek olsun. Allah cümlenizden razı olsun. Cumanız mübarek olsun. Cenâb-ı Hak nice hayırlara dünyada, âhirette hepinizi erdirsin. Cenâb-ı Hak nice hayırlara dünyada, âhirette hepinizi erdirsin. Sevdiği kul eylesin, mes'ud ve bahtiyar olun… Sevdiği kul eylesin, mes'ud ve bahtiyar olun…

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hz. Ebû Bekir radıyallahu anh'ınPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hz. Ebû Bekir radıyallahu anh'ın ve İbn-i Abbas radıyallahu anh'ten rivayet edildiğine göre buyurmuşlar ki: ve İbn-i Abbas radıyallahu anh'ten rivayet edildiğine göre buyurmuşlar ki:

Şeyyebetnî hûdün ve'l-vâkıatü ve'l-mürselâtü ve amme yetesâelûne ve ize'ş-şemsü küvvirat. Şeyyebetnî hûdün ve'l-vâkıatü ve'l-mürselâtü ve amme yetesâelûne ve ize'ş-şemsü küvvirat.

Tirmizî ve Hâkim'in Müstedrek'inde yer alan bir hadîs-i şerîf. Tirmizî ve Hâkim'in Müstedrek'inde yer alan bir hadîs-i şerîf.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki: Şeyyebetnî "Beni ihtiyarlattı." Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki:

Şeyyebetnî "Beni ihtiyarlattı."

Şeybe, "saçın sakalın ağarması" mânasına gelen bir kelime. Şeybe, "saçın sakalın ağarması" mânasına gelen bir kelime. Şeyyebe de, "öyle yapmak, insanın saçını sakalını ağartmak" demek. Şeyyebe de, "öyle yapmak, insanın saçını sakalını ağartmak" demek.

Bu saçın sakalın ağarması bir yaşlanınca oluyor, saçlar sakallar aklaşıyor; ihtiyarlık alâmeti... Bu saçın sakalın ağarması bir yaşlanınca oluyor, saçlar sakallar aklaşıyor; ihtiyarlık alâmeti... Bir de elemden, kederden, üzüntüden dolayı ağarıyor. Bir de elemden, kederden, üzüntüden dolayı ağarıyor. Hatta tıp kitaplarına geçmiş olaylar var, çok vahim, çok acı, çok elim bir haber aldığı içinHatta tıp kitaplarına geçmiş olaylar var, çok vahim, çok acı, çok elim bir haber aldığı için veya bir olayla karşılaştığı için bir gecede saçları, veya bir olayla karşılaştığı için bir gecede saçları, sakalı bembeyaz oluveren insanlar olduğu söyleniyor.sakalı bembeyaz oluveren insanlar olduğu söyleniyor. Doktorların, tıp alimlerinin söylediğine göre birden bu renk kaçabiliyormuş, Doktorların, tıp alimlerinin söylediğine göre birden bu renk kaçabiliyormuş,

Onun için, "saçımı sakalımı ağarttı ama telâştan, Onun için, "saçımı sakalımı ağarttı ama telâştan, üzüntüden dolayı ağarttı veyahut beni ihtiyarlattı." mânasına. üzüntüden dolayı ağarttı veyahut beni ihtiyarlattı." mânasına.

Peygamber Efendimiz'in saçını, sakalını telâştan, üzüntüden ağartan ne? Hûdün "Hûd sûresi." Peygamber Efendimiz'in saçını, sakalını telâştan, üzüntüden ağartan ne?

Hûdün "Hûd sûresi."

Sûretü'l-Hûd demiyor, ama hûdün deyince,Sûretü'l-Hûd demiyor, ama hûdün deyince, içinde Hûd aleyhisselâm'ın da kıssasının geçtiği sûreyi kastediyor. içinde Hûd aleyhisselâm'ın da kıssasının geçtiği sûreyi kastediyor.

"Vâkıa sûresi ve Mürselât sûresi, ve Amme yetesâelûn Sûresi, ve İzeş-şemsü küvvirat Sûresi;"Vâkıa sûresi ve Mürselât sûresi, ve Amme yetesâelûn Sûresi, ve İzeş-şemsü küvvirat Sûresi; bunlar beni ihtiyarlattı, saçımı sakalımı ağarttı, üzdü, telâşlandırdı." mânasına. bunlar beni ihtiyarlattı, saçımı sakalımı ağarttı, üzdü, telâşlandırdı." mânasına.

Peygamber-i Zîşânımız sallallahu aleyhi ve sellem, habîbullah, Allah'ın sevgili kulu... Peygamber-i Zîşânımız sallallahu aleyhi ve sellem, habîbullah, Allah'ın sevgili kulu... Hem de ehabbü'l-halk, "insanların, yaratıkların en sevgilisi"... Hem de ehabbü'l-halk, "insanların, yaratıkların en sevgilisi"...

Eşrefü'l-mürselîn, habîbullah, halîlullah, safiyyullah, her türlü güzel vasfı kazanmış, Eşrefü'l-mürselîn, habîbullah, halîlullah, safiyyullah, her türlü güzel vasfı kazanmış, Makâm-ı Mahmûd'un sahibi ki... Makâm-ı Mahmûd'un sahibi ki... Makâm-ı Mahmûd cennetin en yüksek derecesi, tek kişiye verilecek;Makâm-ı Mahmûd cennetin en yüksek derecesi, tek kişiye verilecek; o da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz. o da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz.

Hem de hakkında; İnnâ fetehnâ leke fethan mübînâ. Hem de hakkında;

İnnâ fetehnâ leke fethan mübînâ.
Liyağfira lekellâhu mâ tekaddeme min zenbike ve mâ teahharaLiyağfira lekellâhu mâ tekaddeme min zenbike ve mâ teahhara ve yütimme ni'metehû aleyke ve yehdiyeke sırâtan müstakîmâ diye ve yütimme ni'metehû aleyke ve yehdiyeke sırâtan müstakîmâ diye günahlarının afv ü mağfiret edileceği, geçmiş günahlarının ve gelecek günahlarının bağışlanacağı;günahlarının afv ü mağfiret edileceği, geçmiş günahlarının ve gelecek günahlarının bağışlanacağı; kendisinin füyûzât ve fütûhâta mazhar olacağı müjdelenmiş olan, Allah'ın en sevdiği peygamberi... kendisinin füyûzât ve fütûhâta mazhar olacağı müjdelenmiş olan, Allah'ın en sevdiği peygamberi...

Niye ihtiyarlıyor? Niye ihtiyarlıyor?

Allah'ın en sevgili kulu, ama Allah'a da en güzel ibadet eden, en candan ibadet eden, Allah'ın en sevgili kulu, ama Allah'a da en güzel ibadet eden, en candan ibadet eden, en yüksek seviyede, en yüksek şuurla, en büyük irfanla ibadet eden bir kul...en yüksek seviyede, en yüksek şuurla, en büyük irfanla ibadet eden bir kul... Kul ama, emsalsiz bir kul.. Yakut da bir taş ama kıymetli bir taş,Kul ama, emsalsiz bir kul.. Yakut da bir taş ama kıymetli bir taş, kıymetli taşların da en kıymetlisi gibi... kıymetli taşların da en kıymetlisi gibi...

Saçının sakalının ağarması neden? Saçının sakalının ağarması neden?

Bu sûrelerin içindeki mânalardan, sûrelerin mâhiyetinden, sûrelerin içindeki emirlerden,Bu sûrelerin içindeki mânalardan, sûrelerin mâhiyetinden, sûrelerin içindeki emirlerden, anlatılan konuların öneminden... Hem kendisi, "Cenâb-ı Hakk'a daha iyi kulluk yapayım!" diye; anlatılan konuların öneminden...

Hem kendisi, "Cenâb-ı Hakk'a daha iyi kulluk yapayım!" diye;

E felâ ekûnü abden şekûrâ. "Allah'a çok şükreden bir kul niye olmayayım?" diye, E felâ ekûnü abden şekûrâ. "Allah'a çok şükreden bir kul niye olmayayım?" diye, gayretinden dolayı böyle endişelenmiş olabilir. gayretinden dolayı böyle endişelenmiş olabilir.

Hem de ümmeti namına endişelenmiş olabilir.Hem de ümmeti namına endişelenmiş olabilir. Çünkü ümmetine şefkati, merhameti, yarsıması, sevmesi, koruması,Çünkü ümmetine şefkati, merhameti, yarsıması, sevmesi, koruması, ümmetine gelecek felâketlerden üzülmesi, ümmetinin üzerine titremesi âyetlerle sabit... ümmetine gelecek felâketlerden üzülmesi, ümmetinin üzerine titremesi âyetlerle sabit...

Hattâ Süleyman Çelebi ne kadar güzel söyler; Hattâ Süleyman Çelebi ne kadar güzel söyler;

Mevlidhan kardeşler Mevlid'in her tarafını okumuyor, belirli bölümlerini okuyorlar; Mevlidhan kardeşler Mevlid'in her tarafını okumuyor, belirli bölümlerini okuyorlar; Vilâdet bahri, Mi'rac bahri, Vefat bahri diyorlar. Bir yerinde diyor ki; Vilâdet bahri, Mi'rac bahri, Vefat bahri diyorlar. Bir yerinde diyor ki;

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem beşikte ümmetini dilemiş.Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem beşikte ümmetini dilemiş. Daha doğduğu zaman bir şeyler söylüyormuş. Daha doğduğu zaman bir şeyler söylüyormuş.

"Ne söylüyor?" diye yanaştıkları zaman "Ne söylüyor?" diye yanaştıkları zaman "Ümmetim yâ Rabbi!.. Ümmetim yâ Rabbi!.." diyormuş diye rivayet var."Ümmetim yâ Rabbi!.. Ümmetim yâ Rabbi!.." diyormuş diye rivayet var. Bunu söyledikten sonra Süleyman Çelebi, şâirâne ama çok derin anlamlı bir beyit de kaydediyor: Bunu söyledikten sonra Süleyman Çelebi, şâirâne ama çok derin anlamlı bir beyit de kaydediyor:

Ol beşikte diler idi ümmetin; Sen kocaldın, terk edersin sünnetin! Ol beşikte diler idi ümmetin;

Sen kocaldın, terk edersin sünnetin!

Sen beşikte değilsin, çocuk değilsin, kocaman adam oldun;Sen beşikte değilsin, çocuk değilsin, kocaman adam oldun; O Peygamber, daha beşikteyken, "Ümmetim, ümmetim!.." diye, ümmetini Cenâb-ı Hak affetsin diye dua ederdi. O Peygamber, daha beşikteyken, "Ümmetim, ümmetim!.." diye, ümmetini Cenâb-ı Hak affetsin diye dua ederdi. hâlâ sünnetine tam uymuyorsun, terk ediyorsun! Bu nasıl iş?" diyor. hâlâ sünnetine tam uymuyorsun, terk ediyorsun! Bu nasıl iş?" diyor.

Çok etkileyici bir söz.Çok etkileyici bir söz. Herkesin, her müslümanın Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sünnetini ihyâ etmeye,Herkesin, her müslümanın Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sünnetini ihyâ etmeye, îfâ etmeye, icrâ etmeye, yaşamaya, uygulamaya gayret etmesi lazım! îfâ etmeye, icrâ etmeye, yaşamaya, uygulamaya gayret etmesi lazım! Onu yapmayınca, böyle itham havasında bir söz söylenir. Onu yapmayınca, böyle itham havasında bir söz söylenir.

Peygamber Efendimiz'in ümmetine karşı sevgisini, onu korumak istemesini, Peygamber Efendimiz'in ümmetine karşı sevgisini, onu korumak istemesini, ümmetine şefaat etmesini biliyoruz: ümmetine şefaat etmesini biliyoruz:

Lekad câeküm rasûlün min enfüsiküm Lekad câeküm rasûlün min enfüsiküm azîzün aleyhi mâ anittüm harîsun aleyküm azîzün aleyhi mâ anittüm harîsun aleyküm bi'l-mü'minîne raûfün rahîm. "…O size karşı koruyucu, bi'l-mü'minîne raûfün rahîm. "…O size karşı koruyucu, mü'minlere karşı son derece re'fetli" bir peygamber. mü'minlere karşı son derece re'fetli" bir peygamber.

Kendi nâmına da daha iyi kulluk yapayım diyeKendi nâmına da daha iyi kulluk yapayım diye bu sûrelerin mânalarına bakarak gayretlenmiş, telaşlanmış olabilir. bu sûrelerin mânalarına bakarak gayretlenmiş, telaşlanmış olabilir.

Çünkü meselâ, Hûd sûresinde; Çünkü meselâ, Hûd sûresinde;

Fe'stakım kemâ ümirte ve men tâbe meake.Fe'stakım kemâ ümirte ve men tâbe meake. "Sen de, sana tâbî olan yanındaki insanlar da, emrolunduğunuz gibi dosdoğru olun!" diye"Sen de, sana tâbî olan yanındaki insanlar da, emrolunduğunuz gibi dosdoğru olun!" diye Allahu Teâlâ hazretleri emrediyor. Allahu Teâlâ hazretleri emrediyor.

Emrolunduğu gibi dosdoğru olunca, bir şeyi en güzel yapmaya çalışmak için, Emrolunduğu gibi dosdoğru olunca, bir şeyi en güzel yapmaya çalışmak için, Allah'ın en sevgili kulları gayrete gelirler. Allah'ın en sevgili kulları gayrete gelirler.

Hûd sûresinde peygamber kıssaları var, her âyeti kıymetli amaHûd sûresinde peygamber kıssaları var, her âyeti kıymetli ama "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol ve sana tâbî olan"Emrolunduğun gibi dosdoğru ol ve sana tâbî olan senin yanındaki ashâbın da böyle olsunlar!" denildiği için,senin yanındaki ashâbın da böyle olsunlar!" denildiği için, özellikle bu âyet-i kerîme [çok önemli.] özellikle bu âyet-i kerîme [çok önemli.]

Sonra Vâkıa sûresi; Vâkıa sûresinde de insanların üç sınıf olduğu; Sonra Vâkıa sûresi;

Vâkıa sûresinde de insanların üç sınıf olduğu;
işte çok yüksek evliyâ, mukarreb kullar; sonra ashâb-ı yemîn, mü'minler; işte çok yüksek evliyâ, mukarreb kullar; sonra ashâb-ı yemîn, mü'minler; ondan sonra bir de ashâb-ı şimâl, kâfirler, günahkârlar,ondan sonra bir de ashâb-ı şimâl, kâfirler, günahkârlar, cehennemlikler olduğu bildiriliyor ve onların azapları anlatılıyor. cehennemlikler olduğu bildiriliyor ve onların azapları anlatılıyor.

Oradan da bu ihtiyarlaması, saçının sakalının ağarması, ümmetini cehennemden korumak,Oradan da bu ihtiyarlaması, saçının sakalının ağarması, ümmetini cehennemden korumak, cennete girmelerini sağlamak için gayreti, telâşı artmış oluyor. cennete girmelerini sağlamak için gayreti, telâşı artmış oluyor.

Ve'l-Mürselât. Yine burada âhiretle, cennetle, cehennemle ilgili;Ve'l-Mürselât.

Yine burada âhiretle, cennetle, cehennemle ilgili;
oradaki insanların ne durumlarla karşılaşacağını anlatan âyetler var.oradaki insanların ne durumlarla karşılaşacağını anlatan âyetler var. Meselâ; Veylün yevme izin li'l-mükezzibîn. "Allah'ın âyetlerini yalanlayanlar,Meselâ;

Veylün yevme izin li'l-mükezzibîn. "Allah'ın âyetlerini yalanlayanlar,
onlara karşı gelenlerin vay hâline! O zaman orada ne azaplar, cezâlar çekecekler." diye... onlara karşı gelenlerin vay hâline! O zaman orada ne azaplar, cezâlar çekecekler." diye...

Sonra Amme yetesâelûn sûresi... Tabii burada da en sonunda; Sonra Amme yetesâelûn sûresi... Tabii burada da en sonunda;

Ve yekûlü'l-kâfiru yâ leytenî küntü türâbâ.Ve yekûlü'l-kâfiru yâ leytenî küntü türâbâ. "Kâfirler âhirette, 'Ah, keşke toprak olaydım da, günahları işlemeseydim!"Kâfirler âhirette, 'Ah, keşke toprak olaydım da, günahları işlemeseydim! Annem beni doğurmasaydı da, insan olmasaydım da, keşke toprak olsaydım da,Annem beni doğurmasaydı da, insan olmasaydım da, keşke toprak olsaydım da, o kusurları işlemeseydim, âhirette bu cezaya çarpılmasaydım!' diyecekler ama iş işten geçmiş olacak." o kusurları işlemeseydim, âhirette bu cezaya çarpılmasaydım!' diyecekler ama iş işten geçmiş olacak."

Ondan dolayı… İze'ş-şemsü küvvirat. Ondan dolayı…

İze'ş-şemsü küvvirat.

Bu da kıyametin korkularını, tehlikelerini, sahnelerini anlatan bir sûre... Bu da kıyametin korkularını, tehlikelerini, sahnelerini anlatan bir sûre...

İşte bu sûreler ve bunların içindeki mânalar dolayısıyla Efendimiz telaşlandığından,İşte bu sûreler ve bunların içindeki mânalar dolayısıyla Efendimiz telaşlandığından, gayretlendiğinden, sabahlara kadar ayakları şişecek kadar ibadet ettiğinden, böyle buyurmuş. gayretlendiğinden, sabahlara kadar ayakları şişecek kadar ibadet ettiğinden, böyle buyurmuş.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem habîbullah iken bu kadar telaşlanır, gayretlenir, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem habîbullah iken bu kadar telaşlanır, gayretlenir, ihtimam ederse, ibadete gayret ederse bizim gibi her nefes alışverişinde nice nice kusurları, ihtimam ederse, ibadete gayret ederse bizim gibi her nefes alışverişinde nice nice kusurları, hataları olan insanların, o hatalarını affettirmek için, elbette çok daha fazla gayret etmesi lazım!hataları olan insanların, o hatalarını affettirmek için, elbette çok daha fazla gayret etmesi lazım! Hatalarını düşünüp, Cenâb-ı Hak'tan affını dilemesi lazım! Hatalarını düşünüp, Cenâb-ı Hak'tan affını dilemesi lazım!

Burada bizim için çok büyük ikaz var, ibret var… Burada bizim için çok büyük ikaz var, ibret var…

Biz maalesef, Kur'ân-ı Kerîm okuyoruz ama nasıl okuyoruz bilmem! Biz maalesef, Kur'ân-ı Kerîm okuyoruz ama nasıl okuyoruz bilmem! Kur'ân-ı Kerîm'i okuyoruz, ondan sonra yine kimse bildiğinden şaşmıyor!Kur'ân-ı Kerîm'i okuyoruz, ondan sonra yine kimse bildiğinden şaşmıyor! Günahlardan uzaklaşmıyor ve çeşitli kusurları âdet haline getirmiş, işlemeye devam ediyor.Günahlardan uzaklaşmıyor ve çeşitli kusurları âdet haline getirmiş, işlemeye devam ediyor. Kur'ân-ı Kerîm'den öğüt almıyor, hâlini düzeltmiyor. Okurken de âyetleri anlamıyor. Kur'ân-ı Kerîm'den öğüt almıyor, hâlini düzeltmiyor. Okurken de âyetleri anlamıyor.

Onun için ben kardeşlerime sonunda pişman olup da, ah vah etmesinler diye,Onun için ben kardeşlerime sonunda pişman olup da, ah vah etmesinler diye, "Aman Kur'ân-ı Kerîm'i okuyun, her gün okuyun! Çoluk çocuğunuza da okutun!"Aman Kur'ân-ı Kerîm'i okuyun, her gün okuyun! Çoluk çocuğunuza da okutun! Evde akşamları bir kaç âyet, bir kaç âyet,Evde akşamları bir kaç âyet, bir kaç âyet, "Şu âyet-i kerîmenin mânası, şu kelimenin mânası nedir?" diyerek okuyun! "Şu âyet-i kerîmenin mânası, şu kelimenin mânası nedir?" diyerek okuyun! Çoluk çocuk da bilsin, herkes kendini derlesin toparlasın. Çoluk çocuk da bilsin, herkes kendini derlesin toparlasın.

Dışarıda, insanın imanına kasteden bir sürü tehlikeler var.Dışarıda, insanın imanına kasteden bir sürü tehlikeler var. İmansız giderse ne olur, âhirette ne gibi cezalara çarptırılır?İmansız giderse ne olur, âhirette ne gibi cezalara çarptırılır? Onları çoluk çocuğumuza, eşimize, dostumuza, yakınlarımıza anlatabilmemiz lazım! Onları çoluk çocuğumuza, eşimize, dostumuza, yakınlarımıza anlatabilmemiz lazım! Bunları anlatmasak, o zaman iyi müslümanlık olmuyor. Bunları anlatmasak, o zaman iyi müslümanlık olmuyor.

Resûlullah Efendimiz bu sûreleri okuyarak telaşlanmışsa, saçı sakalı ağarmışsa; Resûlullah Efendimiz bu sûreleri okuyarak telaşlanmışsa, saçı sakalı ağarmışsa; bizim artık sabahtan akşama, akşamdan sabaha ağlamamız lazım! bizim artık sabahtan akşama, akşamdan sabaha ağlamamız lazım! İnsafa gelmemiz lazım, iyi kul olmaya çalışmamız lazım! İnsafa gelmemiz lazım, iyi kul olmaya çalışmamız lazım!

Allah gaflet uykusundan uyanan, iyi kul olmaya yönelen,Allah gaflet uykusundan uyanan, iyi kul olmaya yönelen, Cenâb-ı Hakk'ın rızasına uygun yaşayan müslümanlardan eylesin cümlemizi... Cenâb-ı Hakk'ın rızasına uygun yaşayan müslümanlardan eylesin cümlemizi...

Diğer bir hadîs-i şerîf, Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Diğer bir hadîs-i şerîf, Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Şühedâullâhi fi'l-ardı ümenâullâhi alâ halkıhî kutilû ev mâtû. Şühedâullâhi fi'l-ardı ümenâullâhi alâ halkıhî kutilû ev mâtû.

Ahmed b. Hanbel rahmetullâhi aleyh, Hanbelî mezhebinin imamı, Ahmed b. Hanbel rahmetullâhi aleyh, Hanbelî mezhebinin imamı, aynı zamanda büyük hadis âlimi; bu hadîs-i şerîfi o rivayet buyurmuş.aynı zamanda büyük hadis âlimi; bu hadîs-i şerîfi o rivayet buyurmuş. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

Şühedâullâhi fi'l-ardi. "Yeryüzünde Allah'ın şehitleri," Ümenâu'llâhi alâ halkıhî. Şühedâullâhi fi'l-ardi. "Yeryüzünde Allah'ın şehitleri," Ümenâu'llâhi alâ halkıhî. "Halkının üzerine mürşid olarak görevlendirdiği ve halkı,"Halkının üzerine mürşid olarak görevlendirdiği ve halkı, müslümanları kendilerine emanet ettiği kimselerdir." Kutilû ev mâtû. müslümanları kendilerine emanet ettiği kimselerdir." Kutilû ev mâtû. Bunlar şehit sıfatıyla anılıyor. "Ama ister harpte öldürülmüş olsunlar, Bunlar şehit sıfatıyla anılıyor. "Ama ister harpte öldürülmüş olsunlar, isterse kendi ecelleriyle yataklarında öldürülmüş olsunlar." isterse kendi ecelleriyle yataklarında öldürülmüş olsunlar."

Biz sadece sanıyoruz ki, harpte öldürülen şehittir; ama bunlar yataklarında ölse bile, Biz sadece sanıyoruz ki, harpte öldürülen şehittir; ama bunlar yataklarında ölse bile, Cenâb-ı Hak yine şehit sayacak. Allah'ın şehitleri bunlar. Cenâb-ı Hak yine şehit sayacak. Allah'ın şehitleri bunlar.

Şühedâullâh "Allah'ın şehitleri, Yeryüzünde şehitlik mertebesi verdiği mübarekler" demek. Şühedâullâh "Allah'ın şehitleri, Yeryüzünde şehitlik mertebesi verdiği mübarekler" demek. Fil-ard. "Yeryüzünde." Biliyorsunuz Arapça'da arz,Fil-ard. "Yeryüzünde."

Biliyorsunuz Arapça'da arz,
ard yani dat harfi Türkçeye geçerken bâzen "d" ile geçmiştir. Bazen "ze" ile kalmıştır. ard yani dat harfi Türkçeye geçerken bâzen "d" ile geçmiştir. Bazen "ze" ile kalmıştır.

Meselâ; kadı dediğimiz zaman, "kadı efendi" yani "hâkim efendi" Meselâ; kadı dediğimiz zaman, "kadı efendi" yani "hâkim efendi" "d" ile geçmiş yani "dad" harfi ama aynı kökten "kazıye" kelimesi kazıye-i muhâkeme diye"d" ile geçmiş yani "dad" harfi ama aynı kökten "kazıye" kelimesi kazıye-i muhâkeme diye veyahut "kaza" diye hepimizin bildiği bir kelime. "Kaza" diye "ze" ile geçmiş. veyahut "kaza" diye hepimizin bildiği bir kelime. "Kaza" diye "ze" ile geçmiş.

Burada da fi'l-ard "yeryüzünde, arzda" Arz, "yerküre" demek. Burada da fi'l-ard "yeryüzünde, arzda" Arz, "yerküre" demek. Şimdi dünya kelimesi Arapça'da yeryüzü mânasına kullanılmaz. Şimdi dünya kelimesi Arapça'da yeryüzü mânasına kullanılmaz. Dünya kelimesi şu anda yaşamakta olduğumuz bu hayat, âhiretin mukabili olarak kullanılır. Dünya kelimesi şu anda yaşamakta olduğumuz bu hayat, âhiretin mukabili olarak kullanılır.

İki hayat var: Birisi, el-hayatü'd-dünyâ, "yaşadığımız şu hayat."İki hayat var:

Birisi, el-hayatü'd-dünyâ, "yaşadığımız şu hayat."
İkincisi, el-hayatu'l-âhireh "öldükten sonra gideceğimiz âhiret âlemi." İkincisi, el-hayatu'l-âhireh "öldükten sonra gideceğimiz âhiret âlemi."

Dünya kelimesini sonradan biz "yerküre" mânasına kullanmışız. Arapça'da hiç kullanılmaz. Dünya kelimesini sonradan biz "yerküre" mânasına kullanmışız. Arapça'da hiç kullanılmaz. Arapça'da yerküre kastedildiği zaman arz denir. Fi'l-ard "Yeryüzünde." Arapça'da yerküre kastedildiği zaman arz denir. Fi'l-ard "Yeryüzünde."

Şühedâullâhi fil-ard. "Yeryüzünde, bu dünya üzerinde yaşayan, Şühedâullâhi fil-ard. "Yeryüzünde, bu dünya üzerinde yaşayan, dünyada bulunan insanların arasındaki şehitler." dünyada bulunan insanların arasındaki şehitler."

Allah'ın şehitleri kimlerdir? Allah'ın şehitleri kimlerdir?

Ümenâu'llâhi alâ halkıhî.Ümenâu'llâhi alâ halkıhî. "Halkı üzerine Allah'ın emin kimse diye, görevli olarak tayin ettiği emin kimselerdir." "Halkı üzerine Allah'ın emin kimse diye, görevli olarak tayin ettiği emin kimselerdir."

Peygamber Efendimiz de emindi. Onun sıfatı, Muhammed el-Emîn sıfatıydı. Peygamber Efendimiz de emindi. Onun sıfatı, Muhammed el-Emîn sıfatıydı. Ondan sonra da Peygamber Efendimiz gibi, Peygamber Efendimiz'in emri üzerine,Ondan sonra da Peygamber Efendimiz gibi, Peygamber Efendimiz'in emri üzerine, yolu üzerine, insanları Kur'an'a çağıran, İslâm'a çağıran, ümmet-i Muhammed'i korumaya gayret eden,yolu üzerine, insanları Kur'an'a çağıran, İslâm'a çağıran, ümmet-i Muhammed'i korumaya gayret eden, yanlışlardan döndürmeye gayret eden, doğru yola gelsinler diye nasihat eden kimseler kimlerdir? yanlışlardan döndürmeye gayret eden, doğru yola gelsinler diye nasihat eden kimseler kimlerdir?

İşte onlar ümmetin emniyet edildiği, emanet edildiği, havale edildiği, teslim edildiği kimselerdir. İşte onlar ümmetin emniyet edildiği, emanet edildiği, havale edildiği, teslim edildiği kimselerdir.

Allah; "Ben sizi görevlendirdim.Allah;

"Ben sizi görevlendirdim.
Siz ümmet-i Muhammed'e nezâret edin; onları koruyun, kollayın, hatalarını söyleyin, Siz ümmet-i Muhammed'e nezâret edin; onları koruyun, kollayın, hatalarını söyleyin, doğru yollara çekin, yanlış yollara kaymalarına engel olun, gayretli olun!" buyurmuş. doğru yollara çekin, yanlış yollara kaymalarına engel olun, gayretli olun!" buyurmuş. İşte böyle kimseler şehitleridir.İşte böyle kimseler şehitleridir. Bir bakıma bu anlatıma, bu hadisin anlaşılmasına göreBir bakıma bu anlatıma, bu hadisin anlaşılmasına göre "mürşid-i kâmiller, evliyâullah, irşad vazifesiyle görevli kimseler" demek. "mürşid-i kâmiller, evliyâullah, irşad vazifesiyle görevli kimseler" demek.

Allah'ın emin kulları, alâ halkıhî ama Allah'ın emin kulları, alâ halkıhî ama "kullarını kendisine emanet ettiği, teslim ettiği emin kullar.""kullarını kendisine emanet ettiği, teslim ettiği emin kullar." Kullar, "kendisine emanet verilmiş kullar" demek. Kullar, "kendisine emanet verilmiş kullar" demek.

Kutilû. "Onlar bir İslâmî savaşta cihat ederken öldürülmüş, şehit edilmiş olsalar." Kutilû. "Onlar bir İslâmî savaşta cihat ederken öldürülmüş, şehit edilmiş olsalar." Ev mâtû. "Yahut da kendi ecelleriyle ölmüş olsalar." Tabii hepsi ecelle oluyor. Ev mâtû. "Yahut da kendi ecelleriyle ölmüş olsalar."

Tabii hepsi ecelle oluyor.
Kendi yatağında, hastanede veya yolda yürürken diyelim ki kalp krizinden ölmüş bile olsa;Kendi yatağında, hastanede veya yolda yürürken diyelim ki kalp krizinden ölmüş bile olsa; isterse öyle ölsün isterse savaşta öldürülsün. Savaşta öldürülmese bile şehittir. isterse öyle ölsün isterse savaşta öldürülsün. Savaşta öldürülmese bile şehittir.

Çünkü bu şeref, bu kıymet, bu rütbe niye veriliyor bunlara? Çünkü bu şeref, bu kıymet, bu rütbe niye veriliyor bunlara?

Çünkü onlar Ümmet-i Muhammed'i korumak istiyorlar.Çünkü onlar Ümmet-i Muhammed'i korumak istiyorlar. Ümmet-i Muhammed'i cennete götürecek yolları anlatıyorlar, oraya çekmeye çalışıyorlar.Ümmet-i Muhammed'i cennete götürecek yolları anlatıyorlar, oraya çekmeye çalışıyorlar. Cehenneme götürecek yollardan korumaya çalışıyorlar.Cehenneme götürecek yollardan korumaya çalışıyorlar. Tehlikeleri haber veriyorlar, "Yapmayın, etmeyin!" diye nasihat ediyorlar.Tehlikeleri haber veriyorlar, "Yapmayın, etmeyin!" diye nasihat ediyorlar. Halka Peygamber Efendimiz'in arzusu üzerine, çalışması tarzında, Halka Peygamber Efendimiz'in arzusu üzerine, çalışması tarzında, o minval üzere, o yolda faydalı olma çalışmaları yapıyorlar. İşte asıl şehitler bunlardır. o minval üzere, o yolda faydalı olma çalışmaları yapıyorlar. İşte asıl şehitler bunlardır.

Şehitlere niçin bu "şahit olmak" mânasına gelen kökten gelen bu isim verilmiş? Şehitlere niçin bu "şahit olmak" mânasına gelen kökten gelen bu isim verilmiş?

Onlar Allah'ın varlığına, birliğine şehâdet ettikleri, gösterdikleri için,Onlar Allah'ın varlığına, birliğine şehâdet ettikleri, gösterdikleri için, onun için çarpıştıklarından, Allah'ın güzel sıfatlarının şahitleri olduklarından... onun için çarpıştıklarından, Allah'ın güzel sıfatlarının şahitleri olduklarından...

Burada da tabii erenler, evliyâullah, insanlara marifetullahı öğretiyor. Ne demek? Burada da tabii erenler, evliyâullah, insanlara marifetullahı öğretiyor.

Ne demek?

Allah'ı tanıtıyor. Allah'ın kudretini, kuvvetini, Allah'ı tanıtıyor. Allah'ın kudretini, kuvvetini, hesabını, ikâbını, azâbını, muhabbetullahı, aşkullahı anlatıyor.hesabını, ikâbını, azâbını, muhabbetullahı, aşkullahı anlatıyor. Çok önemli! Onun için aynı zamanda yeryüzünde Allah'ın şâhitleridir, şehitleridir...Çok önemli! Onun için aynı zamanda yeryüzünde Allah'ın şâhitleridir, şehitleridir... Her iki mânada üzerlerine gelir. Hem o yönden, hem bu yönden Allah'ın mübarek kullarıdır. Her iki mânada üzerlerine gelir. Hem o yönden, hem bu yönden Allah'ın mübarek kullarıdır.

Allah öyle kimseleri arttırsın, gayret kuvvet versin, korusun...Allah öyle kimseleri arttırsın, gayret kuvvet versin, korusun... Ümmet-i Muhammed'e güzel hizmet eden insanlara, çok büyük imkânlar ihsan eylesin...Ümmet-i Muhammed'e güzel hizmet eden insanlara, çok büyük imkânlar ihsan eylesin... Ümmet-i Muhammed'in kötülüğünü isteyenlere de def etsin.Ümmet-i Muhammed'in kötülüğünü isteyenlere de def etsin. Müslümanları ayaklarının kaymasından, yanlış yerlere gitmelerinden, Müslümanları ayaklarının kaymasından, yanlış yerlere gitmelerinden, kafalarının bozulmasından, kalplerinin kararmasından korusun... kafalarının bozulmasından, kalplerinin kararmasından korusun...

Şehit sözü açılmışken bir hadîs-i şerîfi daha ekleyelim: Şehit sözü açılmışken bir hadîs-i şerîfi daha ekleyelim:

Şehîdü'l-berri yuğferu lehû küllü zenbin ille'd-deynü Şehîdü'l-berri yuğferu lehû küllü zenbin ille'd-deynü ve'l-emânetü ve şehîdü'l-bahri yuğferu lehû küllü zenbin ve'd-deynü ve'l-emânetü. ve'l-emânetü ve şehîdü'l-bahri yuğferu lehû küllü zenbin ve'd-deynü ve'l-emânetü.

İlginç bulacağınızı umduğum bir mâna var bu hadîs-i şerifte, İlginç bulacağınızı umduğum bir mâna var bu hadîs-i şerifte, duymamışsanız hayret edeceksiniz: Şehîdü'l-berr. "Karada çarpışırken şehit olan kimse." duymamışsanız hayret edeceksiniz:

Şehîdü'l-berr. "Karada çarpışırken şehit olan kimse."

Ber "kara" demek; berr u bâhir "kara ve deniz" demek. "Toprakta, arazide şehit olan kimse." Ber "kara" demek; berr u bâhir "kara ve deniz" demek. "Toprakta, arazide şehit olan kimse."

Yuğferu lehû küllü zembin. "Bunun bütün günahları bağışlanır.Yuğferu lehû küllü zembin. "Bunun bütün günahları bağışlanır. " İlle'd-deynü ve'l-emânetü." İlle'd-deynü ve'l-emânetü. "Üzerinde birisine borcu varsa o kalır; sahibi âhirette o borcu gelip isteyecek."Üzerinde birisine borcu varsa o kalır; sahibi âhirette o borcu gelip isteyecek. Ve birisi emanet bırakmışsa, 'Şu şeyler sende emanet kalsın.' dedi.Ve birisi emanet bırakmışsa, 'Şu şeyler sende emanet kalsın.' dedi. Emaneti onu da iade edecekti, edemedi, şehit oldu. O sorulur." Emaneti onu da iade edecekti, edemedi, şehit oldu. O sorulur."

Emanet hariç, borç hariç, bütün günahları bağışlanır. Emanet hariç, borç hariç, bütün günahları bağışlanır. Karadaki şehitler âhirette onları da ödeyecektir, ötekileri de ödeyecek. Karadaki şehitler âhirette onları da ödeyecektir, ötekileri de ödeyecek.

Ama şehîdü'l-bahr, "denizdeki şehitlere" gelince; Ama şehîdü'l-bahr, "denizdeki şehitlere" gelince;

Yuğferu lehû küllü zenbin. "Bu mübareklerin hem bütün günahları affolacak."Yuğferu lehû küllü zenbin. "Bu mübareklerin hem bütün günahları affolacak." Ve'd-deynü ve'l-emânetü. "Borcu da, yanındaki emanetleri de afv u mağfiret olacak." Ve'd-deynü ve'l-emânetü. "Borcu da, yanındaki emanetleri de afv u mağfiret olacak."

Denizdeki şehidin mertebesi, denizdeki savaşta şehit olanın mertebesi, Denizdeki şehidin mertebesi, denizdeki savaşta şehit olanın mertebesi, karadaki şehit olandan biraz daha yüksek... İkisinin de mertebesi çok yüksek olmasına rağmen, karadaki şehit olandan biraz daha yüksek... İkisinin de mertebesi çok yüksek olmasına rağmen, biraz daha imtiyazlı. Bu neden böyle oluyor? biraz daha imtiyazlı.

Bu neden böyle oluyor?

Çünkü denizler çok önemli... Çünkü müslümanın denizlere yönelmesi lazım!.. Bu bir teşviktir. Çünkü denizler çok önemli... Çünkü müslümanın denizlere yönelmesi lazım!.. Bu bir teşviktir.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz niye çocuklarınıza, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz niye çocuklarınıza, "Yüzmeyi öğretin, okumayı, yazmayı öğretin!" buyurdu."Yüzmeyi öğretin, okumayı, yazmayı öğretin!" buyurdu. Yüzmeyle beraber okumayı, yazmayı, beraber niye tavsiye buyurdu.Yüzmeyle beraber okumayı, yazmayı, beraber niye tavsiye buyurdu. Her yönden hazırlıklı olsunlar müslümanlar. Her şeye kabiliyetli olsunlar diye... Her yönden hazırlıklı olsunlar müslümanlar. Her şeye kabiliyetli olsunlar diye...

Bu hadîs-i şerif, yüzmek, su, deniz, denizlerde faaliyetler çok önemli olduğundan dolayı.Bu hadîs-i şerif, yüzmek, su, deniz, denizlerde faaliyetler çok önemli olduğundan dolayı. Burada da denizde şehit olanın ecrinin, sevabının daha fazla olacağı bildiriliyor. Burada da denizde şehit olanın ecrinin, sevabının daha fazla olacağı bildiriliyor.

Demek ki, müslümanların tâ başından beri ne yapması gerekiyordu? Demek ki, müslümanların tâ başından beri ne yapması gerekiyordu?

Deniz savaşlarına ve deniz savaşlarında kullanılacak cihazlara, Deniz savaşlarına ve deniz savaşlarında kullanılacak cihazlara, âletlere vasıtalara, gemilere vesâireye çok önem vermesi gerekiyor idi.âletlere vasıtalara, gemilere vesâireye çok önem vermesi gerekiyor idi. Eğer bu yapılmamışsa, müslümanların hatasıdır, kusurudur, telâfi edilmesi gerekir.Eğer bu yapılmamışsa, müslümanların hatasıdır, kusurudur, telâfi edilmesi gerekir. Müslümanların denizcilikte dünyanın en ileri toplum olması lazım! Müslümanların denizcilikte dünyanın en ileri toplum olması lazım! Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz öyle buyurmuş. Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz öyle buyurmuş.

İşte hadîs-i şerifleri tam okusak, o zaman, tam okuyunca Allah'ın rızasını kazanmak için, İşte hadîs-i şerifleri tam okusak, o zaman, tam okuyunca Allah'ın rızasını kazanmak için, Peygamber Efendimiz'in şefaatine ermek için neler yapmamız gerektiğini çok iyi öğreneceğiz. Peygamber Efendimiz'in şefaatine ermek için neler yapmamız gerektiğini çok iyi öğreneceğiz.

Bizim gibi üç yanı denizlerle çevrilmiş olan bir ülkenin, Bizim gibi üç yanı denizlerle çevrilmiş olan bir ülkenin, denizcilikte dünyada birinci gelmesi lazımdı. Çünkü bu hadîs-i şerifler var. denizcilikte dünyada birinci gelmesi lazımdı. Çünkü bu hadîs-i şerifler var. Hepimizin yüzme bilmesi gerekirdi; çünkü Peygamber EfendimizHepimizin yüzme bilmesi gerekirdi; çünkü Peygamber Efendimiz çocukları yüzme bilerek yetiştirmeyi tavsiye buyuruyor. çocukları yüzme bilerek yetiştirmeyi tavsiye buyuruyor.

Avustralya'da benim dikkatimi çektiği için sohbetlerimde sizlere nakletmiştim; Avustralya'da benim dikkatimi çektiği için sohbetlerimde sizlere nakletmiştim; Okullarda, mekteplerde çocuklara verilen derslerin arasında, mecburi olarak yüzme dersi de var. Okullarda, mekteplerde çocuklara verilen derslerin arasında, mecburi olarak yüzme dersi de var. Ve yüzmeye çok önem veriyorlar. Yüzmenin çeşitlerinden sekiz-on çeşidini yazıyor.Ve yüzmeye çok önem veriyorlar. Yüzmenin çeşitlerinden sekiz-on çeşidini yazıyor. Çocuk bunların sahasında başarılı olursa başarılı oluyor; başarılı olmadığında da ikmale kalıyor.Çocuk bunların sahasında başarılı olursa başarılı oluyor; başarılı olmadığında da ikmale kalıyor. Şöyle yüzmeyi beceriyor ama sırtüstü yüzmeyi bilemiyor, kurbağalamayı bilemiyor. Şöyle yüzmeyi beceriyor ama sırtüstü yüzmeyi bilemiyor, kurbağalamayı bilemiyor. Hepsini öğretmek için, hepsini sıralamışlar, derse koymuşlar. Hepsini öğretmek için, hepsini sıralamışlar, derse koymuşlar.

Demek ki çocuklarını yüzme bilen insanlar olarak yetiştiriyorlar. Demek ki çocuklarını yüzme bilen insanlar olarak yetiştiriyorlar. Bizim de öyle yapmamız lazım! Biz de çocuklarımızı her yönden hazırlıklı yetiştirmeliyiz. Bizim de öyle yapmamız lazım! Biz de çocuklarımızı her yönden hazırlıklı yetiştirmeliyiz.

Sonra burada bir şeye dikkat ediyorum; kadın, erkek, yaşlı, genç,Sonra burada bir şeye dikkat ediyorum; kadın, erkek, yaşlı, genç, herkes vücudunu çok güzel koruyor, idman yapıyor, çalıştırıyor. herkes vücudunu çok güzel koruyor, idman yapıyor, çalıştırıyor. Bakıyorum böyle yürüyüşlerine, lastik gibi, gayet sağlam yürüyüşlüler. Bakıyorum böyle yürüyüşlerine, lastik gibi, gayet sağlam yürüyüşlüler. Kadınlar bile bir yere bastıklarında, yer titriyor neredeyse... Kadınlar bile bir yere bastıklarında, yer titriyor neredeyse... Çünkü gevşek değiller, çalışıyorlar. Çünkü gevşek değiller, çalışıyorlar.

Biz de bedenimize bakmalıyız, beden eğitimi yapmalıyız, idman yapmalıyız.Biz de bedenimize bakmalıyız, beden eğitimi yapmalıyız, idman yapmalıyız. Alıştırmalıyız kendimizi. Çocuklarımıza yüzmeyi öğretmeliyiz, Alıştırmalıyız kendimizi. Çocuklarımıza yüzmeyi öğretmeliyiz, dağcılığı öğretmeliyiz, havacılığı öğretmeliyiz! dağcılığı öğretmeliyiz, havacılığı öğretmeliyiz!

Benim deniz ehliyetim var, kaptanlık belgem var, kara ehliyetim var... Benim deniz ehliyetim var, kaptanlık belgem var, kara ehliyetim var... Şimdi imkân olsa, bunların hepsini arttırır, bir de pilot olmak için,Şimdi imkân olsa, bunların hepsini arttırır, bir de pilot olmak için, bir de deniz altında dalgıçlık için bunların hepsine giderim. Neden? bir de deniz altında dalgıçlık için bunların hepsine giderim.

Neden?

Bunların hepsi bir çeşit hazırlıktır, hünerdir.Bunların hepsi bir çeşit hazırlıktır, hünerdir. İnsanın hüneri ne kadar çok olursa hizmeti o kadar güzel olur. İnsanın hüneri ne kadar çok olursa hizmeti o kadar güzel olur.

Aziz ve sevgili kardeşlerim! Onun içinAziz ve sevgili kardeşlerim!

Onun için
hayatınıza şöyle bir nazar eyleyin, yaptıklarınıza bakın!.. hayatınıza şöyle bir nazar eyleyin, yaptıklarınıza bakın!.. Vücudunuzu koruyor musunuz, yoksa sigarayla içerisini kurum mu dolduruyorsunuz,Vücudunuzu koruyor musunuz, yoksa sigarayla içerisini kurum mu dolduruyorsunuz, zifir mi dolduruyorsunuz?.. İdmanlarınızı yapıyor musunuz, zifir mi dolduruyorsunuz?.. İdmanlarınızı yapıyor musunuz, yoksa yürürken her tarafınızdan ağrılar mı geliyor, çatırtılar mı geliyor?..yoksa yürürken her tarafınızdan ağrılar mı geliyor, çatırtılar mı geliyor?.. Camilere gidiyor musunuz, gitmiyor musunuz?.. Yürüyor musunuz, yürümüyor musunuz?..Camilere gidiyor musunuz, gitmiyor musunuz?.. Yürüyor musunuz, yürümüyor musunuz?.. Oruçları tutuyor musunuz?.. Artık bunların hepsine dikkat edin!.. Oruçları tutuyor musunuz?..

Artık bunların hepsine dikkat edin!..

Hayatınızı yeniden Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'inHayatınızı yeniden Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in güzel tavsiyelerine göre düzenleyin!güzel tavsiyelerine göre düzenleyin! Çünkü bakıyorum, Efendimiz'in tavsiyelerinin bazılarını, Çünkü bakıyorum, Efendimiz'in tavsiyelerinin bazılarını, müslüman olmayan ülkeler daha güzel uyguluyorlar da,müslüman olmayan ülkeler daha güzel uyguluyorlar da, müslüman olan ülkelerde hiç bu uygulamalardan eser yok! müslüman olan ülkelerde hiç bu uygulamalardan eser yok!

Allah hepimizin gözünü açsın, uyandırsın... Güzel müslüman eylesin, güzel insan eylesin... Allah hepimizin gözünü açsın, uyandırsın... Güzel müslüman eylesin, güzel insan eylesin... İnsan-ı kâmil eylesin... Sevdiği kul olarak yaşatsın, sevdiği güzel işleri yapmayı nasip eylesin...İnsan-ı kâmil eylesin... Sevdiği kul olarak yaşatsın, sevdiği güzel işleri yapmayı nasip eylesin... Huzuruna sevdiği, razı olduğu kul olarak varmayı cümlenize, cümlemize nasip eylesin... Huzuruna sevdiği, razı olduğu kul olarak varmayı cümlenize, cümlemize nasip eylesin...

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh. es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2