Namaz Vakitleri

26 Cemâziye'l-Âhir 1446
27 Aralık 2024
İmsak
06:49
Güneş
08:21
Öğle
13:10
İkindi
15:29
Akşam
17:49
Yatsı
19:16
Detaylı Arama

Hastalıklar ve Dualar

Mehmed Zahid KOTKU

8 Safer 1396 / 08.02.1976
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Ağrı İçin Okunacak Dua, Hastalık Günahları Temizler, Hastaya Verilen Mükâfatlar, Hastaya Yapamadığı Amellerin Sevabının Verilmesi | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Hastalıklar ve Dualar

Mehmed Zahid KOTKU

8 Safer 1396 / 08.02.1976
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Ağrı İçin Okunacak Dua, Hastalık Günahları Temizler, Hastaya Verilen Mükâfatlar, Hastaya Yapamadığı Amellerin Sevabının Verilmesi | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn.el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedinİ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ahsallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri.ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

İze'ştekâ ehadükümİze'ştekâ ehadüküm Buna dikkat edin şimdi. Bakalım bu bizim müslümanlıktaki ölçümüz. Buna dikkat edin şimdi. Bakalım bu bizim müslümanlıktaki ölçümüz.

İze'ştekâ ehadüküm. "Sizden birinizin şikayeti var." İze'ştekâ ehadüküm. "Sizden birinizin şikayeti var."

Başı ağrıyor, dişi ağrıyor, karnım ağrıyor, neyse... neresi ağrırsa ağrısın. Başı ağrıyor, dişi ağrıyor, karnım ağrıyor, neyse... neresi ağrırsa ağrısın.

Fe'l-yeda'. "Oraya koy." Yedehû. "Elini koysun oraya." Fe'l-yeda'. "Oraya koy." Yedehû. "Elini koysun oraya."

Parmak da değil, elini. Parmak da değil, elini.

Haysü yecidü elemehu. "Elem, acı, dert neredeyse oraya elini koysun."Haysü yecidü elemehu. "Elem, acı, dert neredeyse oraya elini koysun." Sümme'l-yekûl. "Koyduktan sonra desin."Sümme'l-yekûl. "Koyduktan sonra desin." Eûzü bi-izzetillâhi ve kudratihi min şerri mâ ecidü ve ühâziru seb'an. "Yedi kere de bu duayı okusun." dedi. Eûzü bi-izzetillâhi ve kudratihi min şerri mâ ecidü ve ühâziru seb'an. "Yedi kere de bu duayı okusun." dedi.

Bunu da yedi kere okuduktan sonra o hastalığın oradan gitmesi lazım.Bunu da yedi kere okuduktan sonra o hastalığın oradan gitmesi lazım. Gidiyorsa içimizde saflık var, sadakat var, imanımız da kemal var. Gitmiyorsa demek ki zayıfız. Gidiyorsa içimizde saflık var, sadakat var, imanımız da kemal var. Gitmiyorsa demek ki zayıfız.

Güzel bir şey. Müslim hazretlerinin hadisi. Yine bir tane daha; Güzel bir şey.

Müslim hazretlerinin hadisi.

Yine bir tane daha;

İze'şteke'l-mü'minü. "Şikayet ediyoruz hastalığımız var." İze'şteke'l-mü'minü. "Şikayet ediyoruz hastalığımız var."

Hasta olmuşuz şikayetimiz var hastalığımızdan. Hastayız yani. Hasta olmuşuz şikayetimiz var hastalığımızdan. Hastayız yani.

Ahlesahu zâlike mine'z-zünûbi. "Bu hastalık sizi günahlardan temizler." Ahlesahu zâlike mine'z-zünûbi. "Bu hastalık sizi günahlardan temizler."

Hasta olduğun zaman bu hastalık sizi günahlardan temizler. Hasta olduğun zaman bu hastalık sizi günahlardan temizler.

Şimdi koyduk elimizi okuduk geçmiyor, geçmiyor ama bu bizim günahları götürüyor. Şimdi koyduk elimizi okuduk geçmiyor, geçmiyor ama bu bizim günahları götürüyor.

Ne gibi? Kemâ yuhlisu'l-kîru hubse'l-hadîdi.Ne gibi?

Kemâ yuhlisu'l-kîru hubse'l-hadîdi.
"Nasıl demirci demiri kızartıp da vurduğu vakitte nasıl pislikler gidiyor onun üzerinden de safı kalıyor." "Nasıl demirci demiri kızartıp da vurduğu vakitte nasıl pislikler gidiyor onun üzerinden de safı kalıyor."

Demirin safı kalıyor, saf. E bu neden oluyor? Bu ateşteki kızarmanın arkasından oluyor.Demirin safı kalıyor, saf.

E bu neden oluyor?

Bu ateşteki kızarmanın arkasından oluyor.
İşte bu hastalıklarda tıpkı bunun gibi bizim kirlerimizi, dertlerimizi,İşte bu hastalıklarda tıpkı bunun gibi bizim kirlerimizi, dertlerimizi, günahlarımızı götürüyor, hâlis olaraktan kalıyor. Buhari'nin hadisi. günahlarımızı götürüyor, hâlis olaraktan kalıyor.

Buhari'nin hadisi.

Yine şimdi bakınız yine; Yine şimdi bakınız yine;

İze'şteke'l-abdü'l-mü'minüİze'şteke'l-abdü'l-mü'minü Hastalık benden gitmiyor diye şikayet etme.Hastalık benden gitmiyor diye şikayet etme. Doktordan doktora koşar, hocadan hocaya koşar, geçmiyor ne yapalım. Doktordan doktora koşar, hocadan hocaya koşar, geçmiyor ne yapalım.

İze'şteke'l-abdü'l-mü'minü. "Mü'min kul böyle şikayette hastalıktan, hasta." İze'şteke'l-abdü'l-mü'minü. "Mü'min kul böyle şikayette hastalıktan, hasta."

Ama bak, Cenab-ı Hakk'ın lütfuna bakın, ihsanına ikramına bakın. Ama bak, Cenab-ı Hakk'ın lütfuna bakın, ihsanına ikramına bakın.

Kâlellâhu li-kâtibeyhi. "İki tarafımızda melekler var, onlara diyor ki Cenâb-ı Hak." Kâlellâhu li-kâtibeyhi. "İki tarafımızda melekler var, onlara diyor ki Cenâb-ı Hak."

Üktübâ. Şimdi biz namazda doğru düzgün kılamıyoruz, abdesti alamıyoruz hastayız.Üktübâ. Şimdi biz namazda doğru düzgün kılamıyoruz, abdesti alamıyoruz hastayız. Teyemmüm ediyoruz olduğumuz yerde.Teyemmüm ediyoruz olduğumuz yerde. Mesela hastalığımıza göre yattığımız yerde kılıyoruz namazı, oturduğumuz yerde kalıyoruz.Mesela hastalığımıza göre yattığımız yerde kılıyoruz namazı, oturduğumuz yerde kalıyoruz. Tesbih çekemiyoruz, fazla Kur'an okuyamıyoruz.Tesbih çekemiyoruz, fazla Kur'an okuyamıyoruz. Birçok şeylerden mahrumuz hastalığımız dolayısıyla, derdimiz ile uğraşıyoruz.Birçok şeylerden mahrumuz hastalığımız dolayısıyla, derdimiz ile uğraşıyoruz. O zaman Cenâb-ı Hak meleklere diyor ki, bizim hafaza meleklerimize; O zaman Cenâb-ı Hak meleklere diyor ki, bizim hafaza meleklerimize;

Üktübâ li-abdî hâzâ. "Benim bu kulum için yazın."Üktübâ li-abdî hâzâ. "Benim bu kulum için yazın." Misle mâ kâne ya'melu fî sıhhatihi. "Sıhhatte iken bu neler kazanıyordu ne sevaplar kazanıyordu." Misle mâ kâne ya'melu fî sıhhatihi. "Sıhhatte iken bu neler kazanıyordu ne sevaplar kazanıyordu."

O zaman şu kadar Kur'an okuyordu, bu kadar Allah diyordu, bu kadar la ilahe illallah diyordu,O zaman şu kadar Kur'an okuyordu, bu kadar Allah diyordu, bu kadar la ilahe illallah diyordu, bu kadar hayrat hasenat yapıyordu. Şimdi bunlardan mahrum ama aynen yazın ona, hiç eksiksiz yazın. bu kadar hayrat hasenat yapıyordu. Şimdi bunlardan mahrum ama aynen yazın ona, hiç eksiksiz yazın.

Mâ kâne fî habsî. "Bu hastalık üzerinde bulunduğu müddetçe onun defterine bu sevapları aynen yazın."Mâ kâne fî habsî. "Bu hastalık üzerinde bulunduğu müddetçe onun defterine bu sevapları aynen yazın." Fe-in kabedullâhu. "Ecel geldi, vade geldi ruhunu teslim etti."Fe-in kabedullâhu. "Ecel geldi, vade geldi ruhunu teslim etti." Kabdahu ilâ hayrin. "O Cenâb-ı Hakk'ın rahmetine kavuştu." Kabdahu ilâ hayrin. "O Cenâb-ı Hakk'ın rahmetine kavuştu."

O haliyle hastalıkla. Ve yeri cennet olur inşallah. O haliyle hastalıkla. Ve yeri cennet olur inşallah.

Ve in hüve âfâhu. "Allah afiyet verdi, iyi oldu, hastalıktan kaldı."Ve in hüve âfâhu. "Allah afiyet verdi, iyi oldu, hastalıktan kaldı." Ebde lehu bi-lahmihi hayran min lahmihi. "Onun eti gitti, yağı gitti zayıfladı. Ebde lehu bi-lahmihi hayran min lahmihi. "Onun eti gitti, yağı gitti zayıfladı. Şimdi ona ben daha güzel et, daha güzel kan, daha güzel neler gittiyseŞimdi ona ben daha güzel et, daha güzel kan, daha güzel neler gittiyse onun etlerinden her şeylerinden daha iyisini, daha güzelini daha hayırlısını veririm." onun etlerinden her şeylerinden daha iyisini, daha güzelini daha hayırlısını veririm." Ve bi-demihi hayran min demihi.Ve bi-demihi hayran min demihi. "Kanını da öyle daha hayırlı, temiz kan, eskiden kanı mikropluydu,"Kanını da öyle daha hayırlı, temiz kan, eskiden kanı mikropluydu, şuydu bu şimdi kan tertemiz gelir yerine artık." şuydu bu şimdi kan tertemiz gelir yerine artık."

Yine buyuruyorlar ki; İze'şteke'l-abdü'l-müslimü Orada mü'min dedi bunda da müslim diyor. Yine buyuruyorlar ki;

İze'şteke'l-abdü'l-müslimü Orada mü'min dedi bunda da müslim diyor.

İze'şteke'l-abdü'l-müslimü. "Müslim bir kul şikayette hasta."İze'şteke'l-abdü'l-müslimü. "Müslim bir kul şikayette hasta." Kalallahu teâlâ. "Allah celle ve alâ buyuruyor ki Kalallahu teâlâ. "Allah celle ve alâ buyuruyor ki

Lillezîne yektübûne. "Bu yazı yazan meleklerimizi."Lillezîne yektübûne. "Bu yazı yazan meleklerimizi." Üktübû lehû efdale mimmâ kâne ya'melü.Üktübû lehû efdale mimmâ kâne ya'melü. "O hayatın da iken, sıhhatli halindeyken yazdıklarınızın daha efdalini yazın." "O hayatın da iken, sıhhatli halindeyken yazdıklarınızın daha efdalini yazın."

Bire on yazın, bira yüz yazın, bire bin yazın. Bire on yazın, bira yüz yazın, bire bin yazın.

İzâ kâne tılkan hattâ utlikahû. "İyi oluncaya kadar." İzâ kâne tılkan hattâ utlikahû. "İyi oluncaya kadar."

Siz devam edin bunun hakkında yazılar yazmaya, daha iyisini, daha güzelini defterine geçirin. Siz devam edin bunun hakkında yazılar yazmaya, daha iyisini, daha güzelini defterine geçirin.

Hazreti Ömer radıyallahu anh'ın rivayetinde. Hazreti Ömer radıyallahu anh'ın rivayetinde.

İze'ştehâ merîdu ehadüküm şey'en fe'l-yut'imhu. İze'ştehâ merîdu ehadüküm şey'en fe'l-yut'imhu.

"Hastamız hasta, canı da bir şey istiyor. Onun istediği şeyi ona verin." "Hastamız hasta, canı da bir şey istiyor. Onun istediği şeyi ona verin."

Onu ondan men etmeyin.Onu ondan men etmeyin. Belki bu bizim doktorlarımızın şeysine muhalif olabilir ama bu onun arzusu, belki gidecek âhirete.Belki bu bizim doktorlarımızın şeysine muhalif olabilir ama bu onun arzusu, belki gidecek âhirete. O da kalmasın şeysin de, ondan müteessir olmasın müezzî olmasın. O da kalmasın şeysin de, ondan müteessir olmasın müezzî olmasın. Ki bazen de böyle canının istedikleri şeyi yemekle düzelen hastaları duydum. Ki bazen de böyle canının istedikleri şeyi yemekle düzelen hastaları duydum.

Mesela bir hasta yatırılmış. Uzun müddet doktorların tedavisinde hastanede.Mesela bir hasta yatırılmış. Uzun müddet doktorların tedavisinde hastanede. Fakat adamın canı soğan istiyor. Kandırmış bakıcıyı gitmiş soğan aldırmış. Fakat adamın canı soğan istiyor. Kandırmış bakıcıyı gitmiş soğan aldırmış. Başlamış tıkır tıkır soğanı yemeye. İştahı var içerde, köyde öyle alışmış. Derken iyi olmuş. Doktor sormuş; Başlamış tıkır tıkır soğanı yemeye. İştahı var içerde, köyde öyle alışmış. Derken iyi olmuş. Doktor sormuş;

"Ne yaptın sen bakayım? Ne iş yaptın?" Hiçbir şey yapmadım. Saklıyor. "Ne yaptın sen bakayım? Ne iş yaptın?"

Hiçbir şey yapmadım.

Saklıyor.

"Doğru söyle bakayım!" filan derken demiş; "Soğanı yedim. Soğan istedi canım." "Doğru söyle bakayım!" filan derken demiş;

"Soğanı yedim. Soğan istedi canım."

İyi olmuş. Böyle bazı umulmadık şeylerle de [şifa buluyor insan.] Bazı insanın içerisinden geliyor o.İyi olmuş. Böyle bazı umulmadık şeylerle de [şifa buluyor insan.] Bazı insanın içerisinden geliyor o. Demek ki onun sıhhatine fayda verecek. Demek ki onun sıhhatine fayda verecek.

İzâ eşrea ehadükümü'r-rumha ile'r-raculiİzâ eşrea ehadükümü'r-rumha ile'r-raculi Düşmanı yakaladı, yakaladı ve süngüsünü dayadı gırtlağına. O sırada da dedi ki la ilahe illallah.Düşmanı yakaladı, yakaladı ve süngüsünü dayadı gırtlağına. O sırada da dedi ki la ilahe illallah. O müslüman, "Bu korktu da dedi." deme sakın ha. "Korktu da dedi! Bunun kıymet yok!" deyip batırma. O müslüman, "Bu korktu da dedi." deme sakın ha. "Korktu da dedi! Bunun kıymet yok!" deyip batırma.

Bu batıracağımı anladı la ilahe illallah dedi, teslim oldu. Teslim olunca çek. Bu batıracağımı anladı la ilahe illallah dedi, teslim oldu.

Teslim olunca çek.

Ama o sonra beni öldürür. Yok, çek. Ama o sonra beni öldürür.

Yok, çek.

Fe'l-yerfa' anhu'r-rumha. "Süngünü çekersin artık, onu bırakırsın." Fe'l-yerfa' anhu'r-rumha. "Süngünü çekersin artık, onu bırakırsın."

O madem ki artık la ilahe illallah dedi, İslâmiyetle müşerref oldu, ona artık haramdır. O madem ki artık la ilahe illallah dedi, İslâmiyetle müşerref oldu, ona artık haramdır.

Şimdi bir tane daha geldi bizim ölçümüz. Şimdi bir tane daha geldi bizim ölçümüz.

İzâ esâbe ehadeküm ğammüİzâ esâbe ehadeküm ğammü Gam, keder yani. İzâ esâbe ehadeküm ğammü. "Rahatsızlık var, gamı var, kederi var."Gam, keder yani.

İzâ esâbe ehadeküm ğammü. "Rahatsızlık var, gamı var, kederi var."
Ev kerbün. "Bu da onun eşi, sıkıntı var içinde." Her nedense, oluyor ya bu.Ev kerbün. "Bu da onun eşi, sıkıntı var içinde."

Her nedense, oluyor ya bu.
Bazı insanların işleri rast gitmiyor filan, bir şeyler oluyor, Bazı insanların işleri rast gitmiyor filan, bir şeyler oluyor, ondan dolayı bir kader nasıl oluyor kendisinde. ondan dolayı bir kader nasıl oluyor kendisinde.

"İşte böyle bir kedere uğradığınız vakitte." Fe'l-yekûl. "De." Ne diyeceksin? "İşte böyle bir kedere uğradığınız vakitte." Fe'l-yekûl. "De."

Ne diyeceksin?

Allahu Allahu. "İki defa Allah Allah!" Rabbî. "Sen benim rabbimsin yâ Rab!"Allahu Allahu. "İki defa Allah Allah!" Rabbî. "Sen benim rabbimsin yâ Rab!" Lâ üşrikü bihî şey'en. "Ben sana hiçbir şeyle şirk etmem." Tekrar; Lâ üşrikü bihî şey'en. "Ben sana hiçbir şeyle şirk etmem."

Tekrar;

Allahu Allahu rabbî. "Allah Allah! Sen benim rabbimsin."Allahu Allahu rabbî. "Allah Allah! Sen benim rabbimsin." Lâ üşrikü bihî şey'en. "Ben sana hiçbir şeyle şirk etmem yâ Rabbi." Lâ üşrikü bihî şey'en. "Ben sana hiçbir şeyle şirk etmem yâ Rabbi."

Bunu ifade etmek suretiyle o gam, o kader senden gider. Gitmiyorsa içimizde bozukluk var demektir. Bunu ifade etmek suretiyle o gam, o kader senden gider. Gitmiyorsa içimizde bozukluk var demektir.

Allah muhafaza etsin. Yahut Cenab-ı Hakk'ın bir hikmeti var.Allah muhafaza etsin.

Yahut Cenab-ı Hakk'ın bir hikmeti var.
Onunla bize mükafatlar verecek. Çünkü dua muhhu'l-ibadeh diyorlar. Onunla bize mükafatlar verecek. Çünkü dua muhhu'l-ibadeh diyorlar.

Şimdi ibadet kolaydır, alıştık elhamdülillah çocukluğumuzdan beri kılarız. Kolay bir şey.Şimdi ibadet kolaydır, alıştık elhamdülillah çocukluğumuzdan beri kılarız. Kolay bir şey. Allahu ekber, yatarız kalkarız. Kolay, abdest almak kolay, hepsi kolay. Fakat dua, o da ibadet. Allahu ekber, yatarız kalkarız. Kolay, abdest almak kolay, hepsi kolay. Fakat dua, o da ibadet.

Neden? Şimdi dua ederken candan bağlanıyoruz, "Aman ya Rab!" Neden?

Şimdi dua ederken candan bağlanıyoruz, "Aman ya Rab!"

Namazdayken bunu yapamıyoruz, Allahu ekber diyoruz yatıp kalkıyoruz. Onu biliyoruz onu yapıyoruz.Namazdayken bunu yapamıyoruz, Allahu ekber diyoruz yatıp kalkıyoruz. Onu biliyoruz onu yapıyoruz. Ama dua da, "Aman yârabbi! Sıkıntım var, şundan beni kurtar!" diyerekten Ama dua da, "Aman yârabbi! Sıkıntım var, şundan beni kurtar!" diyerekten tam mânası ile Allah'a bağlı. Bu işte Allah'a tam bağlılığı bir ibadetten sayılıyor. tam mânası ile Allah'a bağlı. Bu işte Allah'a tam bağlılığı bir ibadetten sayılıyor. Ama emrolunan ibadet gibi değil de yani bu ibadetin sevabı veriliyor ona.Ama emrolunan ibadet gibi değil de yani bu ibadetin sevabı veriliyor ona. Çünkü Gönül Allah'la oluyor. Maksat da, ibadetten maksat da gönlün Allah'la oluşu. Çünkü Gönül Allah'la oluyor. Maksat da, ibadetten maksat da gönlün Allah'la oluşu. Bu ıstıraplar, sıkıntılar, dertler de bizi oraya sürüklemek içindir.Bu ıstıraplar, sıkıntılar, dertler de bizi oraya sürüklemek içindir. Allah, dönsün bana diyerekten bu sıkıntıları verir. Allah, dönsün bana diyerekten bu sıkıntıları verir. Bu dönüş, "Aman yârabbi! Kurtar beni şu afattan, şu felaketten, şu dertten..." Bu dönüş, "Aman yârabbi! Kurtar beni şu afattan, şu felaketten, şu dertten..." Başlar içerden yana yana Cenab-ı Hakk'a yalvarmaya. Başlar içerden yana yana Cenab-ı Hakk'a yalvarmaya.

Onun için eğer firavun bir hasta olsaydı diyorlar, ömründe bir kere hasta olsaydıOnun için eğer firavun bir hasta olsaydı diyorlar, ömründe bir kere hasta olsaydı "Ben Allah'ım. diyemezdi diyorlar."Ben Allah'ım. diyemezdi diyorlar. Allah'ım diye davası, hiç hastalık görmemiş, hiç hastalık görmemiş. Allah'ım diye davası, hiç hastalık görmemiş, hiç hastalık görmemiş. Hiç hastalık görmediğinden şımardıkça şımarıyor, şımardıkça şımarıyor,Hiç hastalık görmediğinden şımardıkça şımarıyor, şımardıkça şımarıyor, en nihayet Allah'ım diye çıktı ortaya, gitti cehenneme, cehennemin dibine. en nihayet Allah'ım diye çıktı ortaya, gitti cehenneme, cehennemin dibine.

Yine bakınız onun bir ikincisi daha yine; Yine bakınız onun bir ikincisi daha yine;

İzâ esâbe ehadeküm hemmün ev hüznün fe'l-yekul seb'a merrâtin allâhu allâhu rabbî lâ üşrikü bihi şey'en. İzâ esâbe ehadeküm hemmün ev hüznün fe'l-yekul seb'a merrâtin allâhu allâhu rabbî lâ üşrikü bihi şey'en.

Yukarıda gam ve keder dedi, burada hemmi hüzün diyor ki hep bir mânaya gelirler. Yukarıda gam ve keder dedi, burada hemmi hüzün diyor ki hep bir mânaya gelirler.

"Böyle bir kaygı kasavet olduğu vakit de." Fe'l-yekul seb'a merrâtin. "Burada diyor ki yedi kere desin." "Böyle bir kaygı kasavet olduğu vakit de." Fe'l-yekul seb'a merrâtin. "Burada diyor ki yedi kere desin."

Orada iki kere dedi, burada yedi kere. Ne diyeceğiz Allâhu Allâhu rabbî lâ üşrikü bihi şey'en. Orada iki kere dedi, burada yedi kere.

Ne diyeceğiz

Allâhu Allâhu rabbî lâ üşrikü bihi şey'en.

Bu da Neseî'nin Abdülaziz'den rivayeti. Bir üçüncüsü daha bu hususta; Bu da Neseî'nin Abdülaziz'den rivayeti.

Bir üçüncüsü daha bu hususta;

İzâ esâbe ehadeküm musîbetünİzâ esâbe ehadeküm musîbetün Burada daha açık söyledi. İzâ esâbe ehadeküm musîbetün. "Bir musibet geldi başa." Burada daha açık söyledi.

İzâ esâbe ehadeküm musîbetün. "Bir musibet geldi başa."

Gerek ölüm, gerek yangın, gerek envai çeşit musibetler var. Allah muhafaza etsin. Gerek ölüm, gerek yangın, gerek envai çeşit musibetler var.

Allah muhafaza etsin.

O zaman dedi ki; İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûne.O zaman dedi ki;

İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûne.
Allâhümme indeke ahtesibü musîbetî. "Ben yâ Rabbi! Bu musibetten ecrimi isterim. Allâhümme indeke ahtesibü musîbetî. "Ben yâ Rabbi! Bu musibetten ecrimi isterim. Buna tahammül kolay bir şey değil." Fe-ecirnî fîhâ. "Beni bundan selametle kurtar."Buna tahammül kolay bir şey değil." Fe-ecirnî fîhâ. "Beni bundan selametle kurtar." Fe-ebdilnî bihâ hayran minhâ. "Yandı, ev gitti, dükkan gitti. Daha hayırlısını verirsin yâ Rabbi!" Fe-ebdilnî bihâ hayran minhâ. "Yandı, ev gitti, dükkan gitti. Daha hayırlısını verirsin yâ Rabbi!"

Ümidini kesme Allah'tan. Ümidini kesme, yanar şu olur bu olur.Ümidini kesme Allah'tan. Ümidini kesme, yanar şu olur bu olur. Ama daha iyisini bakarsın Cenâb-ı Hak lütfeder, ihsan eder. Ama daha iyisini bakarsın Cenâb-ı Hak lütfeder, ihsan eder.

Şurada iki tanecik daha kaldı. Bir tanesi; Şurada iki tanecik daha kaldı. Bir tanesi;

İzâ esbeha'bnü âdemeİzâ esbeha'bnü âdeme Sabahladık, kalktık sabaha. Uyuduk, sabaha kalktık. Sabahladık, kalktık sabaha. Uyuduk, sabaha kalktık.

İzâ esbeha'bnü âdeme. "Sabaha kalktığımız vakitte." Fe-inne'l-a'dâe küllehâ. "Bütün vücudumuzdaki azalar." İzâ esbeha'bnü âdeme. "Sabaha kalktığımız vakitte." Fe-inne'l-a'dâe küllehâ. "Bütün vücudumuzdaki azalar."

Sayısını Allah bilir. 360 tane bir kere ek var. Ondan gayrısını Allah bilir ama; Sayısını Allah bilir. 360 tane bir kere ek var. Ondan gayrısını Allah bilir ama;

"Bütün azalar diyorlar." Tükeffiru'l-lisâne. "Lisana yapıyor, dile yapıyor."Bütün azalar diyorlar." Tükeffiru'l-lisâne. "Lisana yapıyor, dile yapıyor. Bütün âzâ dile yapıyor; 'Aman dil aman dil! Kendine gel, Allah'tan kork." Bütün âzâ dile yapıyor; 'Aman dil aman dil! Kendine gel, Allah'tan kork."

İttekıllâhe fînâ. "Bizi yakma, cehennemde yanmamıza sebep olma." İttekıllâhe fînâ. "Bizi yakma, cehennemde yanmamıza sebep olma."

Dilini tut, kendine hakim ol.Dilini tut, kendine hakim ol. Öyle gelişigüzel laflar konuşma, kimsenin aleyhinde konuşma, dedikodu yapma,Öyle gelişigüzel laflar konuşma, kimsenin aleyhinde konuşma, dedikodu yapma, kimsenin kusurlarını görme, kendi kusurunu gör diye yalvarıyorlar. Yalvarıyor hepsi. kimsenin kusurlarını görme, kendi kusurunu gör diye yalvarıyorlar. Yalvarıyor hepsi.

Dile yalvarıyorlar ki, "Aman Allah'ın emrinden dışarıya çıkma!" Dile yalvarıyorlar ki, "Aman Allah'ın emrinden dışarıya çıkma!"

Fe-tekûlu. "Diyorlar yani." İttekıllâhe fînâ.Fe-tekûlu. "Diyorlar yani." İttekıllâhe fînâ. "Allah'tan bizim için kork, bizi de yakma ateşte."Allah'tan bizim için kork, bizi de yakma ateşte. Sen yapacaksın, yapacaksın ama biz yanacağız, bütün vücut yanacak." Sen yapacaksın, yapacaksın ama biz yanacağız, bütün vücut yanacak."

Binâenaleyh Allah'tan kork da bizim hakkımızda dua edip de kendini tut. Binâenaleyh Allah'tan kork da bizim hakkımızda dua edip de kendini tut.

Dil çok mühim bir şey. Lokman Hekim vaktiyle hizmetkarmış.Dil çok mühim bir şey. Lokman Hekim vaktiyle hizmetkarmış. Hizmetkar olduğu vakit de, köle diyorlar ya. Efendisi bir koyun kestirmiş, Hizmetkar olduğu vakit de, köle diyorlar ya. Efendisi bir koyun kestirmiş,

"Bu koyunun demiş en iyi yerinden al da gel." demiş. "Bu koyunun demiş en iyi yerinden al da gel." demiş.

O da tutmuş dilini tabağa koymuş götürmüş; "Dili, koyunun en iyi yeri burasıdır, buyurun." demiş. O da tutmuş dilini tabağa koymuş götürmüş; "Dili, koyunun en iyi yeri burasıdır, buyurun." demiş.

Bir koyun daha kesmişler, bu sefer, "Bunun en kötü tarafından al da gel." demiş. Bir koyun daha kesmişler, bu sefer, "Bunun en kötü tarafından al da gel." demiş.

Yine dilini kesmiş götürmüş, "Bu da en kötü tarafı." Demiş; Yine dilini kesmiş götürmüş, "Bu da en kötü tarafı." Demiş;

"İyisini istedim bunu getirdin, kötüsünü istedim bunu getirdin." "İyisini istedim bunu getirdin, kötüsünü istedim bunu getirdin."

"Bu iyi olursa her tarafı iyi." demiş, "Bu kötü olursa da her tarafı kötü." "Bu iyi olursa her tarafı iyi." demiş, "Bu kötü olursa da her tarafı kötü."

İttekıllâhe fînâ, çok mühimdir. Bu da küçüklükte alışılacak bir şeydir ha!İttekıllâhe fînâ, çok mühimdir. Bu da küçüklükte alışılacak bir şeydir ha! Sonradan böyle dilimi düzelteyim diye uğraşmak çok zordur.Sonradan böyle dilimi düzelteyim diye uğraşmak çok zordur. Bizim tecrübelerimiz de onu görüyoruz ki köyde yahut muhitinde nasıl yetişti ise, Bizim tecrübelerimiz de onu görüyoruz ki köyde yahut muhitinde nasıl yetişti ise, sövmekle yetişmiş, fena fena laflara alışmış. Onu bırakamıyor gidinceye kadar. sövmekle yetişmiş, fena fena laflara alışmış. Onu bırakamıyor gidinceye kadar.

Ben, hangi senenin haccında olduğunu bilmiyorum ama,Ben, hangi senenin haccında olduğunu bilmiyorum ama, bir sene böyle köylü hacıların arasına düştüm. Mekke'den Medine'ye gideceğiz. bir sene böyle köylü hacıların arasına düştüm. Mekke'den Medine'ye gideceğiz. Arabanın malum ya ön tarafı daha rahat, geri tarafları daha zor.Arabanın malum ya ön tarafı daha rahat, geri tarafları daha zor. "Sen öne oturacaksın ben öne oturacağım." Bir kavgayla ne din kaldı, ne iman kaldı, ne bir şey kaldı."Sen öne oturacaksın ben öne oturacağım." Bir kavgayla ne din kaldı, ne iman kaldı, ne bir şey kaldı. Arkadaşım dedi ki, "Yahu hacılığı memlekete kadar götürmediniz bile!" dedi.Arkadaşım dedi ki,

"Yahu hacılığı memlekete kadar götürmediniz bile!" dedi.
Hacılık bitti, çoktan bitti. Nikah da bitti, hacılıkta bitti. Allah muhafaza etsin. Hacılık bitti, çoktan bitti. Nikah da bitti, hacılıkta bitti.

Allah muhafaza etsin.

Onun için kötü sözlere çocuklarımızı katiyyen alıştırmamak için babaların çok dikkatli olması lazım. Onun için kötü sözlere çocuklarımızı katiyyen alıştırmamak için babaların çok dikkatli olması lazım.

Fe-innemâ nahnü bi-ke. "Çünkü biz sana bağlıyız." Bütün azalar diyor ki, "Biz sana bağlıyız." Fe-innemâ nahnü bi-ke. "Çünkü biz sana bağlıyız."

Bütün azalar diyor ki, "Biz sana bağlıyız."

Fe-ini'stekamte'stekamnâ. "Sen düzgün olursan biz de doğru oluruz, biz de düzgün oluruz."Fe-ini'stekamte'stekamnâ. "Sen düzgün olursan biz de doğru oluruz, biz de düzgün oluruz." Ve ini'vececte i'vececnâ. "Sen yamulursan yamuk olursan biz de bozuluruz, biz de kötü oluruz." Ve ini'vececte i'vececnâ. "Sen yamulursan yamuk olursan biz de bozuluruz, biz de kötü oluruz."

Onun için aman sen dilini tut, yanlış iş yapma, kimsenin hatırını kırma, gönlünü kırma.Onun için aman sen dilini tut, yanlış iş yapma, kimsenin hatırını kırma, gönlünü kırma. "Büyük lokma ye, büyük söz söyleme." diyerekten [söylerler.] "Büyük lokma ye, büyük söz söyleme." diyerekten [söylerler.]

Şimdi bir mektup geldi Almanya'dan.Şimdi bir mektup geldi Almanya'dan. Orada birisinin büyük sözlerini bana yazmışlar ki, "Bu adam böyle böyle laflar konuşuyor.Orada birisinin büyük sözlerini bana yazmışlar ki, "Bu adam böyle böyle laflar konuşuyor. Hakkından gel." gibilerden. E Allah hakkından gelsin. İnsan biraz [dikkatli olmalı.] Hakkından gel." gibilerden.

E Allah hakkından gelsin. İnsan biraz [dikkatli olmalı.]

Sabahleyin söylemiştim, bazı hatalar insanlar için iyidir. Sebebi? Sabahleyin söylemiştim, bazı hatalar insanlar için iyidir.

Sebebi?

İnsan bazen çok tesbih çeker, çok okur, çok bir şeyler bilir beğenir kendini.İnsan bazen çok tesbih çeker, çok okur, çok bir şeyler bilir beğenir kendini. Bu kendini beğenip mağrur olması çok büyük günahtır.Bu kendini beğenip mağrur olması çok büyük günahtır. Hicabu't-tevfikdir ki, değirmenin suyunun gelmesine mani olur, değirmen dönmez.Hicabu't-tevfikdir ki, değirmenin suyunun gelmesine mani olur, değirmen dönmez. Tevfike manidir, değirmene gelecek suları keser. Yani sana Cenâb-ı Hak'tan imdat gelmez perişan olursun. Tevfike manidir, değirmene gelecek suları keser. Yani sana Cenâb-ı Hak'tan imdat gelmez perişan olursun.

Ne sebebiyle? Kendini beğendiğinden dolayı. Ne sebebiyle?

Kendini beğendiğinden dolayı.

Bu adam orada kendini biraz beğenmiş, "Ben Avrupa'nın kutbuyum!" diyerekten ortaya çıkmış.Bu adam orada kendini biraz beğenmiş, "Ben Avrupa'nın kutbuyum!" diyerekten ortaya çıkmış. Halbuki bir şey de bilmez zavallı. Halbuki bir şey de bilmez zavallı.

Ne yapacağız? Onun için dili tutmak çok güzel.Ne yapacağız?

Onun için dili tutmak çok güzel.
Buna da küçüklükten alışıp, "Büyük lokma yut, büyük söz söyleme. Haddini bil." Buna da küçüklükten alışıp, "Büyük lokma yut, büyük söz söyleme. Haddini bil."

Haddini bilmek, bu da İslam'ın şartı. İslam'ın şartı altıdır derler. Haddini bilmek, bu da İslam'ın şartı.

İslam'ın şartı altıdır derler.

Nereden çıkardın birisini, beş derler? Nereden çıkardın birisini, beş derler?

Yok, demiş, [altıncısı] haddini bilmek. Haddini bilmemek, o da fena bir şey. Yok, demiş, [altıncısı] haddini bilmek. Haddini bilmemek, o da fena bir şey.

Mesela Nasreddin Hoca'nın bir hikayesi vardır. Baş tarafa oturmuş.Mesela Nasreddin Hoca'nın bir hikayesi vardır. Baş tarafa oturmuş. Tabi daha büyüğü gelince, "Hocaefendi müsaade et otursun!" demişler, derken derken kapı arkasına düşmüş. Tabi daha büyüğü gelince, "Hocaefendi müsaade et otursun!" demişler, derken derken kapı arkasına düşmüş.

Neden? Haddini bilirsen yerine oturursun, haddini bilmezsen seni sürüklerler geriye. Neden?

Haddini bilirsen yerine oturursun, haddini bilmezsen seni sürüklerler geriye.

Bu oturuşta ki bir kaide. Fakat buna benzer tüm kaideler de uyar yani. Bu oturuşta ki bir kaide. Fakat buna benzer tüm kaideler de uyar yani.

Haddini bilmek, büyüklerin arasında mesela söze karışır adam.Haddini bilmek, büyüklerin arasında mesela söze karışır adam. Canım senin söz söylemek burada hakkın değil. Senin hakkın dinlemek burada.Canım senin söz söylemek burada hakkın değil. Senin hakkın dinlemek burada. Şimdi sen dinlemez de büyüklerin yanında, "Bu da böyleydi şu da şöyleydi." dersen büyük bir hatadır.Şimdi sen dinlemez de büyüklerin yanında, "Bu da böyleydi şu da şöyleydi." dersen büyük bir hatadır. Uzun bu. Şimdi biz de bu hususta; Uzun bu.

Şimdi biz de bu hususta;

İzâ esbeha ehadüküm. "Yine sabahladık." Bu âdâb-ı İslâmiye, bunları hep bilmemiz lazım. İzâ esbeha ehadüküm. "Yine sabahladık."

Bu âdâb-ı İslâmiye, bunları hep bilmemiz lazım.

Allah kusurlarımızı affetsin. Allah kusurlarımızı affetsin.

Bu okuduğumuz sabah kitabında bu duaların daha büyüğü var ama bunları ezberlemek lazım.Bu okuduğumuz sabah kitabında bu duaların daha büyüğü var ama bunları ezberlemek lazım. Ve gece yatarken defteri getirin kitabı getirin okuyayım demeyeceksin ya. Ve gece yatarken defteri getirin kitabı getirin okuyayım demeyeceksin ya.

Şimdi bir nine geldi bize, maşallah barekallah. Neler ezberlemiş!Şimdi bir nine geldi bize, maşallah barekallah. Neler ezberlemiş! Bir salât ü selamlar okudu bize. Ezberlemiş çok fazlasıyla.Bir salât ü selamlar okudu bize. Ezberlemiş çok fazlasıyla. Hayran oldum kadına, belki altmışından fazla bir kadın. Şimdi burada diyor ki; Hayran oldum kadına, belki altmışından fazla bir kadın.

Şimdi burada diyor ki;

"Sabahladığınız vakitte ne yapacaksınız?" Hemen kalkar kalkmaz ekmeğin başına mı, işin başına mı? "Sabahladığınız vakitte ne yapacaksınız?"

Hemen kalkar kalkmaz ekmeğin başına mı, işin başına mı?

Yok öyle iş! Fe'l-yekul. "De ki kalkar kalkmaz." Yok öyle iş!

Fe'l-yekul. "De ki kalkar kalkmaz."

Allâhümme bi-ke esbahnâ. "Yâ Rab! Senin verdiğin kudret ve kuvvet sayesindeAllâhümme bi-ke esbahnâ. "Yâ Rab! Senin verdiğin kudret ve kuvvet sayesinde ben sabahladım, sen kaldırdın beni sabah." Sabaha böyle dahil oluruz. ben sabahladım, sen kaldırdın beni sabah."

Sabaha böyle dahil oluruz.

Ve bi-ke emseynâ. "Yine senin verdiğin kudretle yaşar, akşama da erişiriz." Ve bi-ke nahyâ.Ve bi-ke emseynâ. "Yine senin verdiğin kudretle yaşar, akşama da erişiriz." Ve bi-ke nahyâ. "Yine senin verdiğin kudret ve kuvvet sayesinde yaşarız, hayat buluruz." Ve bi-ke nemûtü."Yine senin verdiğin kudret ve kuvvet sayesinde yaşarız, hayat buluruz." Ve bi-ke nemûtü. "Yine senin emrine sana da teslim olur âhirete de göçeriz.""Yine senin emrine sana da teslim olur âhirete de göçeriz." Ve ileyke'l-masîru. "Bütün beşerin de gideceği yer sanadır." Bunu de. Ve ileyke'l-masîru. "Bütün beşerin de gideceği yer sanadır."

Bunu de.

Ve izâ emsâ fe'l-yekul. "Akşam oldu akşam olduğu vakit de." Allâhümme bi-ke emseynâ.Ve izâ emsâ fe'l-yekul. "Akşam oldu akşam olduğu vakit de." Allâhümme bi-ke emseynâ. "Yatıyoruz yatağa, 'Yâ Rab! Akşam oldu yatıyorum ama bu yatış benim elimde değil,"Yatıyoruz yatağa, 'Yâ Rab! Akşam oldu yatıyorum ama bu yatış benim elimde değil, senin bana verdiğin bu uyku hakkı vermişsin. Onun sayesinde yatıyoruz."senin bana verdiğin bu uyku hakkı vermişsin. Onun sayesinde yatıyoruz." Ve bi-ke asbahnâ. "Yine vereceğin bir kuvvetle sabaha dahil oluruz."Ve bi-ke asbahnâ. "Yine vereceğin bir kuvvetle sabaha dahil oluruz." Ve bi-ke nahyâ ve bi-ke nemûtü ve ileyke'n-nüşûr diye bu duayı oku diyerekten Ve bi-ke nahyâ ve bi-ke nemûtü ve ileyke'n-nüşûr diye bu duayı oku diyerekten Tirmizi hazretleri bunu rivayet etmiş. Tirmizi hazretleri bunu rivayet etmiş.

Binâenaleyh yatarken bir duayı okuyup yatmak, kalkarken de yine böyle bir dua.Binâenaleyh yatarken bir duayı okuyup yatmak, kalkarken de yine böyle bir dua. Bunlar çok. Bu bir tanesini söyledi. Buna benzer dualar şu bizim yazdığımız kitapta da; Bunlar çok. Bu bir tanesini söyledi. Buna benzer dualar şu bizim yazdığımız kitapta da;

Elhamdülillahillezî ahyânâ ba'de mâ emâtenâ ve ileyhi'n-nüşûr diyerektenElhamdülillahillezî ahyânâ ba'de mâ emâtenâ ve ileyhi'n-nüşûr diyerekten uzunca bir duadır ama sabah da akşam da okunması lazım. Bunları da bellemek lazım. uzunca bir duadır ama sabah da akşam da okunması lazım. Bunları da bellemek lazım. Ama belirlememiz zor olur dersen işte Türkçe olarak hiç olmazsa,Ama belirlememiz zor olur dersen işte Türkçe olarak hiç olmazsa, "Yâ Rab! Elhamdülillah beni müslüman olarak yarattın. Şimdi de uykum geldi yatacağım, vücudum dinlensin."Yâ Rab! Elhamdülillah beni müslüman olarak yarattın. Şimdi de uykum geldi yatacağım, vücudum dinlensin. Senin emrin üzerine yatıyorum, sen benim vücuduma kuvvet ver, kudret ver,Senin emrin üzerine yatıyorum, sen benim vücuduma kuvvet ver, kudret ver, güzel uykular ver, sabaha da güzelce dahil olayım." diyerekten güzel uykular ver, sabaha da güzelce dahil olayım." diyerekten Cenâb-ı Hakk'a dilinin döndüğü kadar bir iltica yapar insan. Bu ilticalarla yatar. Cenâb-ı Hakk'a dilinin döndüğü kadar bir iltica yapar insan. Bu ilticalarla yatar.

Ama Peygamberimizin öğrettiği dualarla yapmakla bizim uydurma dualar bir olmaz elbet. Ama Peygamberimizin öğrettiği dualarla yapmakla bizim uydurma dualar bir olmaz elbet.

Şimdi bakınız yine bir tane; Şimdi bakınız yine bir tane;

İzâ esbeha iblîsü. "Sabahleyin iblis aleyhillanenin oyunu."İzâ esbeha iblîsü. "Sabahleyin iblis aleyhillanenin oyunu." Be'ase cünûdehu "Bütün askerlerini toplar iblisü aleyhillane. Be'ase cünûdehu "Bütün askerlerini toplar iblisü aleyhillane. Askerlerini toplar." Fe-yekûlu. "Onlara tenbihat verir, askerlerine verdiği tembihat." Askerlerini toplar." Fe-yekûlu. "Onlara tenbihat verir, askerlerine verdiği tembihat."

Sakın buna itiraz etmeye kalkma! Der ki; Sakın buna itiraz etmeye kalkma!

Der ki;

Men edalle müslimen elbestühü't-tâce.Men edalle müslimen elbestühü't-tâce. "Sizin hangi biriniz bugün bir müslümanı kandırır yoldan çıkarabilirse, ona ben taç giydireceğim." "Sizin hangi biriniz bugün bir müslümanı kandırır yoldan çıkarabilirse, ona ben taç giydireceğim."

Şeytan tacını onun başına giydireceğim diyerekten bütün avanesine tebligat yapar.Şeytan tacını onun başına giydireceğim diyerekten bütün avanesine tebligat yapar. Bir müslümanı kandırın, onu yoldan çıkarın, size bu tacı giydireceğim. Bir müslümanı kandırın, onu yoldan çıkarın, size bu tacı giydireceğim.

Hepsi dağılırlar. Başımıza bela, Allah muhafaza etsin. Hepsi dağılırlar. Başımıza bela, Allah muhafaza etsin.

Fe-yecîûne fe-yekûlûne hâzâ lem ezel bihi hattâ talleka'mraetehu.Fe-yecîûne fe-yekûlûne hâzâ lem ezel bihi hattâ talleka'mraetehu. "Gelir biri der, gittim ben bunun karısı ile arasını bozdum boşattım karısını, yaptım işimi.""Gelir biri der, gittim ben bunun karısı ile arasını bozdum boşattım karısını, yaptım işimi." Fe-yekûlu fe-yûşikü en yetezevvece. "Bu iş değil der şeytan, bu hüner değil. Fe-yekûlu fe-yûşikü en yetezevvece. "Bu iş değil der şeytan, bu hüner değil. Karısını boşatmışsın, başka bir karı daha alır o." Sen bir iş yapamamışsın, hadi defol oradan der. Karısını boşatmışsın, başka bir karı daha alır o."

Sen bir iş yapamamışsın, hadi defol oradan der.

Ve-yecîü hâzâ. "Bir grup daha gelir." Fe-yekûlu lem ezel bihi'l-yevme hattâ akka vâlideyhi.Ve-yecîü hâzâ. "Bir grup daha gelir." Fe-yekûlu lem ezel bihi'l-yevme hattâ akka vâlideyhi. "Anasıyla babasıyla aralarını açtırdım, küstürdüm, dövüştürdüm, şunu yaptım bunu yaptım." "Anasıyla babasıyla aralarını açtırdım, küstürdüm, dövüştürdüm, şunu yaptım bunu yaptım." Fe-yekûlu fe-yûşikü en yebbera. "Hadi sende defol der, senin de yaptığın bir iş değil. Fe-yekûlu fe-yûşikü en yebbera. "Hadi sende defol der, senin de yaptığın bir iş değil. Çünkü barışırlar tevbe ederler, istiğfar ederler, af dilerler olur biter." Çünkü barışırlar tevbe ederler, istiğfar ederler, af dilerler olur biter."

Sana da yakışmaz bu der. Sana da yakışmaz bu der.

Ve-yecîü hâzâ fe-yekûlu lem ezel bihi hattâ eşrake. "Öteden bir grup daha gelir derler ki."Ve-yecîü hâzâ fe-yekûlu lem ezel bihi hattâ eşrake. "Öteden bir grup daha gelir derler ki." Lem ezel bihi hattâ eşrake. "Biz bunları şirk ettirdik, müşrik yaptık. Gavur yaptık, dinden çıkarttık." Lem ezel bihi hattâ eşrake. "Biz bunları şirk ettirdik, müşrik yaptık. Gavur yaptık, dinden çıkarttık."

Eşrake, haşâ şerîk koşuyor Allah'a.Eşrake, haşâ şerîk koşuyor Allah'a. Bir Allah'tan iki Allah'a gidiyor, üç Allah'a gidiyor, şunu yapıyor bunu yapıyor,Bir Allah'tan iki Allah'a gidiyor, üç Allah'a gidiyor, şunu yapıyor bunu yapıyor, İslâm'dan çıkıyor yani. Eşrake demek İslam'dan çıkıyor, şirk ediyor. İslâm'dan çıkıyor yani. Eşrake demek İslam'dan çıkıyor, şirk ediyor.

Nasıl ki geçen hafta bizim Hafız Efendi okudu hutbesinde diyor ki; Nasıl ki geçen hafta bizim Hafız Efendi okudu hutbesinde diyor ki;

"Fitne devirlerinde öyle devirler olur ki insan sabahleyin müslümandır bakarsın ki"Fitne devirlerinde öyle devirler olur ki insan sabahleyin müslümandır bakarsın ki akşama fitneler bunu aldatmış gavur olur." Allah esirgesin. Neden? akşama fitneler bunu aldatmış gavur olur."

Allah esirgesin.

Neden?

Paralar var, zevk var, sefa var, filan derken bırakıveriyor itikadını, dönüveriyorParalar var, zevk var, sefa var, filan derken bırakıveriyor itikadını, dönüveriyor E bu dönüş işte şirk dolayısıyla. E bu dönüş işte şirk dolayısıyla.

Fe-yekûlu ente. "Ha o zaman diyor." Ente ente. "Gel gel, aferin sana maşallah.Fe-yekûlu ente. "Ha o zaman diyor." Ente ente. "Gel gel, aferin sana maşallah. Al bu taç sana layık!" diyor. Neden? Al bu taç sana layık!" diyor.

Neden?

E bir müslümanın yoldan çıkışına sebep oluşu çok acı bir şey. Onun için müslüman Yunus gibi; E bir müslümanın yoldan çıkışına sebep oluşu çok acı bir şey.

Onun için müslüman Yunus gibi;

Ateşte yaksalar, kanımı savursalar, tozumu savursalar, ne yapsalar yapsalarAteşte yaksalar, kanımı savursalar, tozumu savursalar, ne yapsalar yapsalar ben yine derim la ilahe illallah. Ben yine derim la ilahe illallah. ben yine derim la ilahe illallah. Ben yine derim la ilahe illallah.

Ateşte yaksalar, külümü savursalar ben yine derim la ilahe illallah. Ateşte yaksalar, külümü savursalar ben yine derim la ilahe illallah.

Müslüman budur. Ateşte yanar, şu felaket gelir, bu felaket gelir,Müslüman budur. Ateşte yanar, şu felaket gelir, bu felaket gelir, şu sıkıntı gelir bu sıkıntı gelir ama dininden dönmez. Ölecekmiş! şu sıkıntı gelir bu sıkıntı gelir ama dininden dönmez.

Ölecekmiş!

Eh Allah'ın emri ölüm, ölür. Allah cümlemizi affetsin.Eh Allah'ın emri ölüm, ölür.

Allah cümlemizi affetsin.
Tevfikat-ı samadaniyesine mazhar etsin. Sevdiği ve razı olduğu kulları arasına cümlemizi kabul etsin. Tevfikat-ı samadaniyesine mazhar etsin. Sevdiği ve razı olduğu kulları arasına cümlemizi kabul etsin.

el-Fatiha. el-Fatiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2