Namaz Vakitleri

21 Cemâziye'l-Evvel 1446
23 Kasım 2024
İmsak
06:23
Güneş
07:53
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

Hicr Sûresi 2-3. Âyetleri İslam'ın Akla ve Bilime Uygunluğu

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

14 Recep 1419 / 04.11.1998

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in daha iyi anlaşılması için yaptığı sohbetler Ak-Radyo’da başladı (29. 09. 1998).

Bu sohbetler bir saat kadar sürüyordu ve salı akşamları Ak-Radyodan yayınlanıyordu. 4 Şubat 2001 günü elim bir trafik kazası sonucu vefat edinceye kadar devam etti. Vefat etmeden önce yaptıkları son sohbette, Bakara Sûresi’nin 223. ayeti anlatılmıştır.

Hocamız bu sohbetlerinde İbn-i Kesir tefsirini takip ediyordu. Zaman zaman Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır tefsirinden ve İsmâil Hakkı Bursevî Hazretleri’nin tefsirinden nakiller yaptığı da oluyordu. Fâtiha’dan başlayıp, sırayla her sohbette birkaç ayet okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 30 Ocak 2001 günü yaptığı son tefsir sohbetinde, Bakara Sûresi’nin 224. ayetine kadar gelmişti.

Derslerde, önce o gün izah edilecek ayet-i kerimelerin metinleri okunuyor, kısaca meali veriliyor. Sonra ayetlerin sebeb-i nüzûlü hadis-i şeriflerle izah ediliyor. Ondan sonra, ilgili diğer ayetlerle ve hadis-i şeriflerle ayeti kerimelerin açıklaması yapılıyor. Ashaptan, tabiinden görüşler naklediliyor. Sohbetin sonunda da çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyor.

İslam’ı Herkes Anlayabilir, Menfaat İçin Müslüman Olamamak, Sıhhatliyken Cömertlik, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Hicr Sûresi 2-3. Âyetleri İslam'ın Akla ve Bilime Uygunluğu

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

14 Recep 1419 / 04.11.1998

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in daha iyi anlaşılması için yaptığı sohbetler Ak-Radyo’da başladı (29. 09. 1998).

Bu sohbetler bir saat kadar sürüyordu ve salı akşamları Ak-Radyodan yayınlanıyordu. 4 Şubat 2001 günü elim bir trafik kazası sonucu vefat edinceye kadar devam etti. Vefat etmeden önce yaptıkları son sohbette, Bakara Sûresi’nin 223. ayeti anlatılmıştır.

Hocamız bu sohbetlerinde İbn-i Kesir tefsirini takip ediyordu. Zaman zaman Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır tefsirinden ve İsmâil Hakkı Bursevî Hazretleri’nin tefsirinden nakiller yaptığı da oluyordu. Fâtiha’dan başlayıp, sırayla her sohbette birkaç ayet okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 30 Ocak 2001 günü yaptığı son tefsir sohbetinde, Bakara Sûresi’nin 224. ayetine kadar gelmişti.

Derslerde, önce o gün izah edilecek ayet-i kerimelerin metinleri okunuyor, kısaca meali veriliyor. Sonra ayetlerin sebeb-i nüzûlü hadis-i şeriflerle izah ediliyor. Ondan sonra, ilgili diğer ayetlerle ve hadis-i şeriflerle ayeti kerimelerin açıklaması yapılıyor. Ashaptan, tabiinden görüşler naklediliyor. Sohbetin sonunda da çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyor.

İslam’ı Herkes Anlayabilir, Menfaat İçin Müslüman Olamamak, Sıhhatliyken Cömertlik, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi hakka hamdihî vessselatü vesselamü ale seyidine muhammedinel-Hamdülillahi hakka hamdihî vessselatü vesselamü ale seyidine muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû biihsânin ecmaîn. Emma bad. ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû biihsânin ecmaîn. Emma bad.

Aziz ve muhterem kardeşlerim Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'inAziz ve muhterem kardeşlerim Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'in 14. cüzündeki Hicr sûresinin ikinci âyet-i kerîmesinde buyuruyor ki: 14. cüzündeki Hicr sûresinin ikinci âyet-i kerîmesinde buyuruyor ki:

Zaman zaman veyahut öyle zamanlar olur ki; kâfir olanlar, müslüman olmayanlar, imanı kabul etmeyenler,Zaman zaman veyahut öyle zamanlar olur ki; kâfir olanlar, müslüman olmayanlar, imanı kabul etmeyenler, Allah'ın davetine icabet etmeyenler, imana gelmeyenler… Allah'ın davetine icabet etmeyenler, imana gelmeyenler…

Lev kanu müslimin. Keşke müslümanlar olsalardı diye isterler. Lev kanu müslimin. Keşke müslümanlar olsalardı diye isterler.

Aziz ve muhterem kardeşlerim; İslâm'ın gerçekleri, imanın gerçekleri,Aziz ve muhterem kardeşlerim; İslâm'ın gerçekleri, imanın gerçekleri, akla, ilme, dine, bilime, fenne, mantığa uygun şeyler.akla, ilme, dine, bilime, fenne, mantığa uygun şeyler. Akıllı olan insan, aklını kullanan insan, o gerçeği bulup tasdik edebilir.Akıllı olan insan, aklını kullanan insan, o gerçeği bulup tasdik edebilir. Onun için dünyanın her ülkesindeki aklı başında gerçeği arayan ciddi insanlarOnun için dünyanın her ülkesindeki aklı başında gerçeği arayan ciddi insanlar inceledikleri zaman müslüman olabiliyorlar. Neyi söylemek istiyorum? inceledikleri zaman müslüman olabiliyorlar. Neyi söylemek istiyorum?

İman gerçekleri, İslâm'ın mahiyeti akla mantığa uygundur. Aslında herkesin kabul etmesi lazım.İman gerçekleri, İslâm'ın mahiyeti akla mantığa uygundur. Aslında herkesin kabul etmesi lazım. Ve herkesin anlayabileceği kadar da açıktır. Çok büyük alim olmaya da lüzum yok.Ve herkesin anlayabileceği kadar da açıktır. Çok büyük alim olmaya da lüzum yok. Ama alim olursa çok iyi anlar.Ama alim olursa çok iyi anlar. Sade bir vatandaş da, orta tahsilli bir insan da, az çok şöyle karşısına gelen olaylarıSade bir vatandaş da, orta tahsilli bir insan da, az çok şöyle karşısına gelen olayları muhakeme etme kabiliyetine sahip insanlar da İslâmî gerçekleri anlarlar ve böyle olmuştur. muhakeme etme kabiliyetine sahip insanlar da İslâmî gerçekleri anlarlar ve böyle olmuştur.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in çağında, etrafına Ebû Bekr-i Sıddîk gibiPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in çağında, etrafına Ebû Bekr-i Sıddîk gibi kavmin yüksek tabakasından, anlayışı derin, bilgisi olan, görgüsü olan insanlar da müslüman olmuşlardır.kavmin yüksek tabakasından, anlayışı derin, bilgisi olan, görgüsü olan insanlar da müslüman olmuşlardır. Köleler de müslüman olmuşlardır. Cahiller, ümmîler de müslüman olmuşlardır. Köleler de müslüman olmuşlardır. Cahiller, ümmîler de müslüman olmuşlardır. Aşağı tabakadan insanlar da müslüman olmuşlardır.Aşağı tabakadan insanlar da müslüman olmuşlardır. İslâm'ın güzelliği burada, herkes tarafından anlaşılabilen bir gerçeği vardır dinin, imanın.İslâm'ın güzelliği burada, herkes tarafından anlaşılabilen bir gerçeği vardır dinin, imanın. Herkes anlayabilir. "Benim aklım ermiyor, benim tahsilim yok.Herkes anlayabilir.

"Benim aklım ermiyor, benim tahsilim yok.
Ben o kadar ince şeylere akıl erdiremem." demeye lüzum kalmadan dağdaki çoban da anlayabilir. Ben o kadar ince şeylere akıl erdiremem." demeye lüzum kalmadan dağdaki çoban da anlayabilir. Ârif, kâmil, yetişkin, olgun birçok ilimlerde derin bilgi sahibi olmuş üstad kimseler de anlar.Ârif, kâmil, yetişkin, olgun birçok ilimlerde derin bilgi sahibi olmuş üstad kimseler de anlar. Yani çok bilen insanlar; "canım bu işin mahiyetini anladık. Bu fasa fiso" demez ve demiyor. Yani çok bilen insanlar; "canım bu işin mahiyetini anladık. Bu fasa fiso" demez ve demiyor.

Hakikaten de bakıyorsun filozoflar müslüman oluyor.Hakikaten de bakıyorsun filozoflar müslüman oluyor. Dünyanın felsefe kitaplarına isimleri yazılmış, herkesin saygı duyduğu, Dünyanın felsefe kitaplarına isimleri yazılmış, herkesin saygı duyduğu, meşhur kişileri, filozofları müslüman oluyor. İmana geliyor.meşhur kişileri, filozofları müslüman oluyor. İmana geliyor. Hatta papazlar, psikoposlar, hahamlar… Yani öteki dinlerin ilimlerinde derinleşmiş insanlar müslüman oluyor. Hatta papazlar, psikoposlar, hahamlar… Yani öteki dinlerin ilimlerinde derinleşmiş insanlar müslüman oluyor.

Bizim bir doçent arkadaş anlatmıştı. Viyana'da, müslüman olmuş bir papazla tanışmış.Bizim bir doçent arkadaş anlatmıştı. Viyana'da, müslüman olmuş bir papazla tanışmış. Ben "Kulhuvallahu ehad sûresini her okuyuşta ağlarım" diyormuş adamcağız. Ben "Kulhuvallahu ehad sûresini her okuyuşta ağlarım" diyormuş adamcağız. Allah'ı bu kısa cümleler kadar açık, seçik, güzel ifade eden, dünyada başka hiçbir dinî,Allah'ı bu kısa cümleler kadar açık, seçik, güzel ifade eden, dünyada başka hiçbir dinî, bu kadar kıymetli dinî başka bir söz yok, başka bir metin yok diyormuş.bu kadar kıymetli dinî başka bir söz yok, başka bir metin yok diyormuş. Her seferinde okurken ağlıyormuş adam. Ne sır varsa bu kulhuvallahu ehadde? Her seferinde okurken ağlıyormuş adam. Ne sır varsa bu kulhuvallahu ehadde?

Küçükten beri ezberlediğimiz aşağı yukarı da mânasını bildiğimiz ihlas sûresinden teoloji yapmış,Küçükten beri ezberlediğimiz aşağı yukarı da mânasını bildiğimiz ihlas sûresinden teoloji yapmış, ilâhiyat tahsili yapmış, yüksek bir şahıs, ne kadar büyük zevkler alıyor ki her okuyuşta ağlıyor. ilâhiyat tahsili yapmış, yüksek bir şahıs, ne kadar büyük zevkler alıyor ki her okuyuşta ağlıyor. Her okuyuşta duygulanıyor. Her okuyuşta duygulanıyor.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in zamanındaPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in zamanında meşhur yahudi alimleri, hahamlar da müslüman oldular. İsim verebilirim.meşhur yahudi alimleri, hahamlar da müslüman oldular. İsim verebilirim. Bu devrin filozoflarından, çağımızın yaşayan profesörlerinden, Bu devrin filozoflarından, çağımızın yaşayan profesörlerinden, bilimler akademilerine üye olmuş insanlardan da birçok kimse müslüman oldu. İslâm ilme, akla uygun. bilimler akademilerine üye olmuş insanlardan da birçok kimse müslüman oldu. İslâm ilme, akla uygun.

Aslında herkesin müslüman olması lazım. Ama bazıları müslüman olmuyor.Aslında herkesin müslüman olması lazım. Ama bazıları müslüman olmuyor. Olmuyor da bu âyet-i kerîmede Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki;Olmuyor da bu âyet-i kerîmede Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki; "Onlar da zaman zaman keşke biz de müslüman olsak ya." diye düşünürler. "Onlar da zaman zaman keşke biz de müslüman olsak ya." diye düşünürler. Yani inatları samimi değil heriflerin. İnatları bilimsel değil, akıllıca değil. Mantıklı değil.Yani inatları samimi değil heriflerin. İnatları bilimsel değil, akıllıca değil. Mantıklı değil. Fen tarafından, fizik, kimya tarafından destekleniyor değil. Fen tarafından, fizik, kimya tarafından destekleniyor değil.

Nitekim benim talebelerimden olup da sonra Avrupa'da filan doçentlik yaptı, profesör oldu.Nitekim benim talebelerimden olup da sonra Avrupa'da filan doçentlik yaptı, profesör oldu. Birisi var. Bir kitap yazdı, makale yazdı. Diyor ki; ateizm bilim bakımından… Ateizm ne demek? Birisi var. Bir kitap yazdı, makale yazdı. Diyor ki; ateizm bilim bakımından… Ateizm ne demek?

Tanrı tanımazlık. "Yok öyle şey. Tanımıyorum ben. Tanrı olmaz. İşte tabiat.Tanrı tanımazlık. "Yok öyle şey. Tanımıyorum ben. Tanrı olmaz. İşte tabiat. İşte yeryüzü gökyüzü. Bilmem ne fizik kimya biyoloji." Teist; tanrı tanıyan. Ateist tanımayan. İşte yeryüzü gökyüzü. Bilmem ne fizik kimya biyoloji." Teist; tanrı tanıyan. Ateist tanımayan. Normal – anormal gibi. Ateist. "Ateizmin Çıkmazları" diyor. Ateizm dinî bakımdan tabii yanlış. Normal – anormal gibi. Ateist.

"Ateizmin Çıkmazları" diyor. Ateizm dinî bakımdan tabii yanlış.

Bir müslüman bir kâfiri, bir münkiri sevmez. Doğru görmez. Ama bilim bakımından da yanlış.Bir müslüman bir kâfiri, bir münkiri sevmez. Doğru görmez. Ama bilim bakımından da yanlış. Bilim bakımından da imkânı, ispatı ve tutulur tarafı olan bir yol değil. Bilim bakımından da imkânı, ispatı ve tutulur tarafı olan bir yol değil.

Peki insanlar neden ateist oluyor? Dindarlık zor geldiğinden.Peki insanlar neden ateist oluyor?

Dindarlık zor geldiğinden.
Veyahut kendilerine anlatılan din veya kendilerinin çevresinde karşılaştıkları din onlara saçma geldiğinden.Veyahut kendilerine anlatılan din veya kendilerinin çevresinde karşılaştıkları din onlara saçma geldiğinden. Adam Çin'deyse, adam Hindistan'daysa, öküze tapılıyorsa çevresinde, heykele puta tapılıyorsa,Adam Çin'deyse, adam Hindistan'daysa, öküze tapılıyorsa çevresinde, heykele puta tapılıyorsa, o da beğenmiyorsa çevresinin de kabahati var.o da beğenmiyorsa çevresinin de kabahati var. Çünkü kendisine doğru düzgün bir şey gösterilmiyor ki kabul etsin.Çünkü kendisine doğru düzgün bir şey gösterilmiyor ki kabul etsin. Biz bir insan inkâr ettiği zaman ayıplıyoruz, kınıyoruz. Neden? Bize doğrusu öğretilmiş.Biz bir insan inkâr ettiği zaman ayıplıyoruz, kınıyoruz. Neden?

Bize doğrusu öğretilmiş.
Bizim inandığımız, Yaradan'ımız. Yaradan diyoruz bak. Allah, Yaradan.Bizim inandığımız, Yaradan'ımız. Yaradan diyoruz bak. Allah, Yaradan. Yeri, göğü halk eden, yaratan varlığa biz ibadet ediyoruz. Yeri, göğü halk eden, yaratan varlığa biz ibadet ediyoruz.

Bu yeri, bu göğü, bu güzel sistemle, bu güzel düzenle, bu güzel işleyişle, tıkır tıkır, şıkır şıkır,Bu yeri, bu göğü, bu güzel sistemle, bu güzel düzenle, bu güzel işleyişle, tıkır tıkır, şıkır şıkır, saat gibi çalıştıran o Rabbü-lâlemîne biz inanıyoruz. saat gibi çalıştıran o Rabbü-lâlemîne biz inanıyoruz.

Elhamdülillahirabbil âlemîn. Kur'ân-ı Kerîm'in birinci sayfasının ilk cümlesi bu. Elhamdülillahirabbil âlemîn. Kur'ân-ı Kerîm'in birinci sayfasının ilk cümlesi bu.

Alemlerin Rabbine ibadet ediyoruz. Ne kadar güzel.Alemlerin Rabbine ibadet ediyoruz. Ne kadar güzel. Ne kadar muazzam bir söz şu alemlerin Rabbi sözü, ne kadar muazzam bir söz. Ne kadar muazzam bir söz şu alemlerin Rabbi sözü, ne kadar muazzam bir söz.

Ateizm çıkmaz bir yol olduğundan, esası olmadığından, sırf duygusal olduğundan,Ateizm çıkmaz bir yol olduğundan, esası olmadığından, sırf duygusal olduğundan, sırf inat olduğundan, sırf şeytanın bir kışkırtmacası olduğundan veya aşılaması olduğundan,sırf inat olduğundan, sırf şeytanın bir kışkırtmacası olduğundan veya aşılaması olduğundan, zaman zaman onlar da kendi ateistliklerinden, kâfirliklerinden şüpheye düşerler. zaman zaman onlar da kendi ateistliklerinden, kâfirliklerinden şüpheye düşerler.

"Ya biz acaba yanlış yolda mıyız?" "Ya acaba müslüman olsak mı ne?" "Ya biz acaba yanlış yolda mıyız?"

"Ya acaba müslüman olsak mı ne?"

"Bunlar müslüman oldular, acaba biz de müslüman olsak mı?" filan derler, zaman zaman."Bunlar müslüman oldular, acaba biz de müslüman olsak mı?" filan derler, zaman zaman. Bu çok önemli bir şey. Ama müslüman olmazlar. Tabii olanı da var. Bu çok önemli bir şey. Ama müslüman olmazlar. Tabii olanı da var.

Neden müslüman olmaz bir insan, İslâm'ın gerçek olduğunu anladığı halde? Neden müslüman olmaz bir insan, İslâm'ın gerçek olduğunu anladığı halde?

Mesela Peygamber Efendimiz'in zamanında, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem:Mesela Peygamber Efendimiz'in zamanında, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem: "Gelin karşı karşıya toplaşalım. Çoluk çocuklarımızı da ortaya koyalım. Elimizi açalım. "Gelin karşı karşıya toplaşalım. Çoluk çocuklarımızı da ortaya koyalım. Elimizi açalım. Eğer benim dediklerim doğruysa Allah sizi kahretsin. Sizin dedikleriniz doğruysa biz mahvolalım.Eğer benim dediklerim doğruysa Allah sizi kahretsin. Sizin dedikleriniz doğruysa biz mahvolalım. Hadi var mısınız?" dedi, teklif etti karşı tarafa, Hadi var mısınız?" dedi, teklif etti karşı tarafa, denilen şey. O zaman karşı taraf kendi aralarında konuştular dediler ki; "Bu Peygamberdir. denilen şey. O zaman karşı taraf kendi aralarında konuştular dediler ki; "Bu Peygamberdir. Sakın ha böyle bir şeye girişmeyelim. Böyle bir şey yaparsak hepimiz toptan helâk oluruz." Biliyorlar yani. Sakın ha böyle bir şeye girişmeyelim. Böyle bir şey yaparsak hepimiz toptan helâk oluruz." Biliyorlar yani.

Evlatlarını bilir gibi o kadar yakından tanır gibi bu dinin hak din olduğunu biliyorlar. Evlatlarını bilir gibi o kadar yakından tanır gibi bu dinin hak din olduğunu biliyorlar. Niye müslüman olmuyorlar? Menfaat, bir. Menfaat duygusu. Niye müslüman olmuyorlar?

Menfaat, bir. Menfaat duygusu.
Mevcut teşkilatları, yaşam tarzları, kendilerine kazanç sağlıyor.Mevcut teşkilatları, yaşam tarzları, kendilerine kazanç sağlıyor. Onu müslüman oldukları takdirde kaybedeceklerinden, kazançları kaybolacak, Onu müslüman oldukları takdirde kaybedeceklerinden, kazançları kaybolacak, mevkii makamları, memuriyetleri elden gidecek. Veyahut zarara uğrayacaklar diye düşündüklerinden, bir.mevkii makamları, memuriyetleri elden gidecek. Veyahut zarara uğrayacaklar diye düşündüklerinden, bir. Fayda, zarar hesabından. Hesaplıyorlar ya ben oraya girersem şimdi zararlı olur.Fayda, zarar hesabından. Hesaplıyorlar ya ben oraya girersem şimdi zararlı olur. "Şu partiye geçersem şöyle olur" der gibi yani. Maddi hesap. Çıkar hesabı bazısı yapıyor."Şu partiye geçersem şöyle olur" der gibi yani. Maddi hesap. Çıkar hesabı bazısı yapıyor. Bir kısmı bildiği halde inat. "Uçsa da keçi, uçmasa da keçi.." Peki uçsa da keçi olur mu? Bir kısmı bildiği halde inat.

"Uçsa da keçi, uçmasa da keçi.." Peki uçsa da keçi olur mu?

Kayanın üstündeki karaltı havada uçuyorsa artık kartal değil mi bu, kuş değil mi? Uçsa da keçi olur mu? Kayanın üstündeki karaltı havada uçuyorsa artık kartal değil mi bu, kuş değil mi? Uçsa da keçi olur mu?

Uçsa da keçi olmaz. Niye uçsa da keçi uçmasa da keçi diyor? İnadından. O inat işte.Uçsa da keçi olmaz. Niye uçsa da keçi uçmasa da keçi diyor?

İnadından. O inat işte.
Uçsa da keçi, uçmasa da keçi demek, keçi uçmayacağına göre, inat. Bir kısmı da inadından. Uçsa da keçi, uçmasa da keçi demek, keçi uçmayacağına göre, inat. Bir kısmı da inadından.

Müşriklerin öyleleri vardı ki çoluk çocuğuna söylüyorlardı. Azılı müşrik. Müşriklerin reisi.Müşriklerin öyleleri vardı ki çoluk çocuğuna söylüyorlardı.

Azılı müşrik. Müşriklerin reisi.
Peygamber Efendimiz beddua etmiş oğluna. Peygamber Efendimiz beddua etmiş oğluna. Demiş ki; "Allah sana yaratıklarından bir canavarı musallat etsin. Bu yaptığının cezasını sana versin." Demiş ki; "Allah sana yaratıklarından bir canavarı musallat etsin. Bu yaptığının cezasını sana versin."

Babası "Eyvah! Oğlum hapı yuttu." "Muhammed'in dediği olur" diyor.Babası "Eyvah! Oğlum hapı yuttu." "Muhammed'in dediği olur" diyor. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in, Allah yanında duasının makbul olduğunu, müstecâb olduğunu biliyor. Allah yanında duasının makbul olduğunu, müstecâb olduğunu biliyor.

Oğluna diyor ki; "Sen artık buralarda durma, bu sana beddua etti.Oğluna diyor ki; "Sen artık buralarda durma, bu sana beddua etti. Al beş on arkadaşı yanına buralardan kaybol." diyor. Al beş on arkadaşı yanına buralardan kaybol." diyor.

Oğlu yetişkin adam tabii, evli barklı adam. Beş on arkadaşını alıyor çöle kaçıyor. Oğlu yetişkin adam tabii, evli barklı adam. Beş on arkadaşını alıyor çöle kaçıyor.

Resûlullah Efendimiz'in namaz kıldığı esnada onu üzecek bir şeyler yapmış, eza cefa yapmış.Resûlullah Efendimiz'in namaz kıldığı esnada onu üzecek bir şeyler yapmış, eza cefa yapmış. Peygamber Efendimiz ondan öyle söylemiş. Çöllere kaçıyor. Başka diyarlara gidecek.Peygamber Efendimiz ondan öyle söylemiş. Çöllere kaçıyor. Başka diyarlara gidecek. Sekiz on arkadaşıyla, muhafızıyla, itibarlı adam. Kabilenin reislerinden birisinin oğlu.Sekiz on arkadaşıyla, muhafızıyla, itibarlı adam. Kabilenin reislerinden birisinin oğlu. Bir yerde dinleniyorlar, gece yatıyorlar. Çölden bir canavar geliyor. Hepsini kokluyor, kokluyor.Bir yerde dinleniyorlar, gece yatıyorlar. Çölden bir canavar geliyor. Hepsini kokluyor, kokluyor. Bunun oğlunu kokluyor, parçalıyor, gidiyor. Neden? Allah onu vazifelendirdi. Bunun oğlunu kokluyor, parçalıyor, gidiyor. Neden?

Allah onu vazifelendirdi.
Bunu da babası da biliyor. "Git artık buradan.Bunu da babası da biliyor. "Git artık buradan. Muhammed'in o bedduası üzerine sen başına bir bela gelir." diyebiliyor. İşte böyle biliyorlar.Muhammed'in o bedduası üzerine sen başına bir bela gelir." diyebiliyor. İşte böyle biliyorlar. Ama öyle bildiği halde gene de Peygamber Efendimiz'le savaşmaktan,Ama öyle bildiği halde gene de Peygamber Efendimiz'le savaşmaktan, müslümanlarla uğraşmaktan geri durmuyor. Bu ne? Bu inat. müslümanlarla uğraşmaktan geri durmuyor. Bu ne?

Bu inat.
Yani küfr-ü inâdî. Bir kısmı da inadından kafirlikte devam ediyor. Takım tutuyor.Yani küfr-ü inâdî. Bir kısmı da inadından kafirlikte devam ediyor. Takım tutuyor. "Ben şu takımdanım. O takımdan vazgeçmem." Ya o yanlış takım. Bu takıma gel. Gelmiyor. "Ben şu takımdanım. O takımdan vazgeçmem." Ya o yanlış takım. Bu takıma gel. Gelmiyor. Öyle bir şey. Öyle olabilir. Ne olacak böyle? Öyle bir şey. Öyle olabilir. Ne olacak böyle?

Ondan sonraki âyet-i kerîmede Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki. Ondan sonraki âyet-i kerîmede Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki.

Bismillâhirrahmânirrahîm. Zerhüm. Bırak onları kendi hâline ey Resûlüm. Boşver! Bırak onları! Bismillâhirrahmânirrahîm.

Zerhüm. Bırak onları kendi hâline ey Resûlüm. Boşver! Bırak onları!

Ye'külu. Yesinler. Ve yetemetteu.Ye'külu. Yesinler.

Ve yetemetteu.
Ve ellerindeki nimetlerden, fırsatlardan nimetlensinler, faydalansınlar.Ve ellerindeki nimetlerden, fırsatlardan nimetlensinler, faydalansınlar. Yesinler, otlasınlar, içsinler, patlasınlar. "Patlasın"ı ben ekliyorum. Yesinler, otlasınlar, içsinler, patlasınlar. "Patlasın"ı ben ekliyorum.

Ve yülhihimül emel. Umut onları oyalasın. Onlarda da bir umut var ya.Ve yülhihimül emel. Umut onları oyalasın.

Onlarda da bir umut var ya.
Şu Muhammed bir gün olur bu koca millete yenik düşer. Bir gün olur, yok olur.Şu Muhammed bir gün olur bu koca millete yenik düşer. Bir gün olur, yok olur. "Ya sizin ne gücünüz var?" bilmem ne filan diyorlar. Birtakım ümitleri var ya ileriye dönük. "Ya sizin ne gücünüz var?" bilmem ne filan diyorlar. Birtakım ümitleri var ya ileriye dönük. Bu iş biter filan diye. Veyahut kendileri galip olur diye sanıyorlar.Bu iş biter filan diye. Veyahut kendileri galip olur diye sanıyorlar. Veya karşı taraf başarıya ulaşamaz sanıyorlar. Veya karşı taraf başarıya ulaşamaz sanıyorlar.

Peygamber Efendimiz müslümanların ilerde nâil olacağı büyük nimetleri anlattığı zamanPeygamber Efendimiz müslümanların ilerde nâil olacağı büyük nimetleri anlattığı zaman ashâbına, bunları duyunca alay ediyorlardı. "Şunlara bak. Şu zayıflıklarına bak.ashâbına, bunları duyunca alay ediyorlardı. "Şunlara bak. Şu zayıflıklarına bak. Şu imkansızlıklarına, fakirliklerine bak. Şöyle olacakmış, böyle olacakmış. He he he…" filan diyeŞu imkansızlıklarına, fakirliklerine bak. Şöyle olacakmış, böyle olacakmış. He he he…" filan diye Peygamber Efendimiz'in; "İstikbalde İslâm yayılacak, siz Kisralar'ın, Peygamber Efendimiz'in; "İstikbalde İslâm yayılacak, siz Kisralar'ın, Kayserler'in mülklerine sahip olacaksınız." deyince inanmıyorlardı. Ters ümitleri, beklentileri vardı.Kayserler'in mülklerine sahip olacaksınız." deyince inanmıyorlardı. Ters ümitleri, beklentileri vardı. Ters düşünceleri vardı ileriye dönük. Şeytan onları birtakım şeylerle oyalıyor. Ters düşünceleri vardı ileriye dönük. Şeytan onları birtakım şeylerle oyalıyor.

Yulhihim mud emel. Bu emeller, bu umutlar onları oyalasın. Yesinler, içsinler, oynasınlar bakalım. Yulhihim mud emel. Bu emeller, bu umutlar onları oyalasın. Yesinler, içsinler, oynasınlar bakalım.

Fe sevfe ya'lemun. İlerde anlayacaklar işin nasıl olduğunu, mahiyetini. Fe sevfe ya'lemun. İlerde anlayacaklar işin nasıl olduğunu, mahiyetini.

Evet aziz ve muhterem kardeşlerim. İşte bu iki âyet-i kerîmeyi size söyleyecektim. Anladılar onlar. Evet aziz ve muhterem kardeşlerim. İşte bu iki âyet-i kerîmeyi size söyleyecektim. Anladılar onlar.

Kureyş'in bütün müşrikleri, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in zamanınınKureyş'in bütün müşrikleri, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in zamanının bütün azılı İslâm düşmanları kendi yollarının yanlış olduğunu anlamadılar mı? bütün azılı İslâm düşmanları kendi yollarının yanlış olduğunu anlamadılar mı?

Anladılar. Tarih bunu göstermiyor mu? Gösteriyor.Anladılar. Tarih bunu göstermiyor mu?

Gösteriyor.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in haklı olduğu ortaya çıktı mı? Çıktı. Anlayacaklar. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in haklı olduğu ortaya çıktı mı?

Çıktı. Anlayacaklar.
Bu zamanın müslümanlarına eza cefa edenler, bu zamanın kâfirleri, bu zamanın zalimleri, Bu zamanın müslümanlarına eza cefa edenler, bu zamanın kâfirleri, bu zamanın zalimleri, bu zamanın cebbarları da anlayacak. Hepsi anlayacak. bu zamanın cebbarları da anlayacak. Hepsi anlayacak. Hem bu dünyada anlayacak yanlışlıklarını, yanlış yolda olduklarını hem de âhirette. Hem bu dünyada anlayacak yanlışlıklarını, yanlış yolda olduklarını hem de âhirette. Kesin olarak tabii âhirette hepsi; "Ah" diyecekler. Lev künna nesmau evnakilu. Kesin olarak tabii âhirette hepsi; "Ah" diyecekler. Lev künna nesmau evnakilu. Keşke kulağımıza girseydi o sözler. İşitseydik o sözleri. Akletseydik. Keşke kulağımıza girseydi o sözler. İşitseydik o sözleri. Akletseydik.

"Böyle bu cehennemliklerin arasında olmazdık işte o zaman. Niye duymadık o lafları?" "Böyle bu cehennemliklerin arasında olmazdık işte o zaman. Niye duymadık o lafları?"

"Niye dinlemedik?" "Niye kulak asmadık?" "Niye anlamadık?" "Niye doğru olduğuna kani olmadık?" "Niye dinlemedik?"

"Niye kulak asmadık?"

"Niye anlamadık?"

"Niye doğru olduğuna kani olmadık?"

Sezemedik onu, diye hepsi pişmanlık duyacaklar. Hepsi son derece pişman olacaklar. Sezemedik onu, diye hepsi pişmanlık duyacaklar. Hepsi son derece pişman olacaklar.

Bu pişmanlık ömürlerinin sonunda da olacak. Ölmelerine yakın ihtiyarladıkları zaman da olacak.Bu pişmanlık ömürlerinin sonunda da olacak. Ölmelerine yakın ihtiyarladıkları zaman da olacak. İş işten geçtikten sonra. Ecel zamanında da olacak.İş işten geçtikten sonra. Ecel zamanında da olacak. Gözlerinden perdeler kaldırıldığı, cehennemdeki azapları kendilerine gösterilmeye başlandığı zaman,Gözlerinden perdeler kaldırıldığı, cehennemdeki azapları kendilerine gösterilmeye başlandığı zaman, ateşleri gördükleri zaman, o zaman anlayacaklar. Firavun gibi anlayacaklar. ateşleri gördükleri zaman, o zaman anlayacaklar. Firavun gibi anlayacaklar. Nemrut gibi anlayacaklar. Ah diyecekler, vah diyecekler ama ağlamak,Nemrut gibi anlayacaklar. Ah diyecekler, vah diyecekler ama ağlamak, pişmanlık ve en son andaki hâlet-i yeisteki iman fayda vermeyecek. Hâlet-i yeis ne demek? pişmanlık ve en son andaki hâlet-i yeisteki iman fayda vermeyecek.

Hâlet-i yeis ne demek?

Artık dünyaya dönme ihtimali kalmamış, ölü. O zaman Allah perdeleri kaldırır bütün ölenlerin gözünden.Artık dünyaya dönme ihtimali kalmamış, ölü. O zaman Allah perdeleri kaldırır bütün ölenlerin gözünden. Ehl-i cennet, cennetteki yerini görür, sevinir.Ehl-i cennet, cennetteki yerini görür, sevinir. Ehl-i cehennem, cehennemdeki azaplarını görür, yüzü kırışır, buruşur terler.Ehl-i cehennem, cehennemdeki azaplarını görür, yüzü kırışır, buruşur terler. Zorlanır, morarır, bozarır, bir şeyler olur. Oradan, ölümden artık dönüş yok ya.Zorlanır, morarır, bozarır, bir şeyler olur. Oradan, ölümden artık dönüş yok ya. O zaman hepsi anlayacak. O zaman iman etse de fayda yok. O zaman hepsi anlayacak. O zaman iman etse de fayda yok.

Çünkü firavun tam boğulacağı zaman iman etti ama Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki: Çünkü firavun tam boğulacağı zaman iman etti ama Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki:

Al ane. Şimdi mi aklın başına geldi. O zamanın kıymeti yok. Çünkü iman edecek. İmanına göre hareket edecek. Al ane. Şimdi mi aklın başına geldi. O zamanın kıymeti yok. Çünkü iman edecek. İmanına göre hareket edecek.

Hatta Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki mü'minlere. Hepimize hitap.Hatta Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki mü'minlere. Hepimize hitap. Bir kişiye hitap ama hepimize nasihat. Bir kişiye hitap ama hepimize nasihat.

Temülül baka. Yaşayacağını ümit ederken, sıhhatliyken. Fakir olmaktan korkarken.Temülül baka. Yaşayacağını ümit ederken, sıhhatliyken. Fakir olmaktan korkarken. İçinde cimrilik duyguları kıvranırken, cömertliğini yap. En son ana bırakma cömertliği. İçinde cimrilik duyguları kıvranırken, cömertliğini yap. En son ana bırakma cömertliği.

Tam yatağa düşmüş, öleceğini anlamış. Bu benim ölüm döşeğimdir. Ölüm hastalığımdır.Tam yatağa düşmüş, öleceğini anlamış. Bu benim ölüm döşeğimdir. Ölüm hastalığımdır. Buradan kalkış yok. "Falanca yerdeki tarlamı Kur'an kursuna verin.Buradan kalkış yok. "Falanca yerdeki tarlamı Kur'an kursuna verin. Filanca yerdeki dükkanımı falancaya bağışlayın. Şurası şunun olsun, burası bunun olsun. Filanca yerdeki dükkanımı falancaya bağışlayın. Şurası şunun olsun, burası bunun olsun. Şunu şuna verdim, bunu buna verdim." Zaten versen de vermesen de onların olacak. Mirasta zaten dağılacak. Şunu şuna verdim, bunu buna verdim." Zaten versen de vermesen de onların olacak. Mirasta zaten dağılacak.

Sen zaten alamıyorsun, gitti işte, âhirete götüremiyorsun. Bu mallar âhirete gitmiyor.Sen zaten alamıyorsun, gitti işte, âhirete götüremiyorsun. Bu mallar âhirete gitmiyor. Hayırlar âhirete gidiyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir koyun kesti.Hayırlar âhirete gidiyor.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir koyun kesti.
Kestirdi. "Dağıtın bunu." dedi. Gitti camiye. Namaz kıldı, döndü, geldi.Kestirdi. "Dağıtın bunu." dedi. Gitti camiye. Namaz kıldı, döndü, geldi. Sordu, "Ne yaptınız kurbanı dağıttınız mı?" dedi. "Ya Resûlallah dağıttık.Sordu, "Ne yaptınız kurbanı dağıttınız mı?" dedi.

"Ya Resûlallah dağıttık.
Bir budunu kendimize ayırdık. Bir budu hariç, bir budu bizim oldu. Ötekileri başkalarına verdik." Bir budunu kendimize ayırdık. Bir budu hariç, bir budu bizim oldu. Ötekileri başkalarına verdik."

Peygamber Efendimiz ne cevap verdi? "Demek oluyor ki sizin bu anlattığınıza göre,Peygamber Efendimiz ne cevap verdi?

"Demek oluyor ki sizin bu anlattığınıza göre,
bir budu hariç kurbanın hepsi bizim olmuş." Evde kalanı bizim olmuş demiyor. bir budu hariç kurbanın hepsi bizim olmuş." Evde kalanı bizim olmuş demiyor. Verilen âhiret hesabına geçiyor, onun oluyor. Verilmeyenin âhirete geçmesi yok. Verilen âhiret hesabına geçiyor, onun oluyor. Verilmeyenin âhirete geçmesi yok.

Dünyadaki mal dünyada kalır. Dünyadaki para dünyada kalır.Dünyadaki mal dünyada kalır. Dünyadaki para dünyada kalır. Haramlardan kazan, kazan, kazan, biriktir, biriktir, biriktir, vebalini yüklen, yüklen, yüklen.Haramlardan kazan, kazan, kazan, biriktir, biriktir, biriktir, vebalini yüklen, yüklen, yüklen. Ondan sonra öl, git. Böyle yapıyor Allah'tan korkmayan insanlar.Ondan sonra öl, git. Böyle yapıyor Allah'tan korkmayan insanlar. Başkası için biriktiriyor, biriktiriyor, biriktiriyor. Hayrını hasenâtını yapmıyor, zekâtını vermiyor.Başkası için biriktiriyor, biriktiriyor, biriktiriyor. Hayrını hasenâtını yapmıyor, zekâtını vermiyor. Sadakasını vermiyor. Mirasçılara bırakıyor. Onlar da bir güzel çatır çutur yiyorlar. Sadakasını vermiyor. Mirasçılara bırakıyor. Onlar da bir güzel çatır çutur yiyorlar.

Bizim ihvanımızdan, bir hacı kardeşimiz var. Kurnaz mı kurnaz bir insan. Tüccar.Bizim ihvanımızdan, bir hacı kardeşimiz var. Kurnaz mı kurnaz bir insan. Tüccar. Fabrikatör, iş adamı. Hayatta başarı kazanmış bir insan. Bir yerde bir hayır yaptırıyor. Fabrikatör, iş adamı. Hayatta başarı kazanmış bir insan. Bir yerde bir hayır yaptırıyor. Kendisi babasından gelen bütün servetini o hayra verdi Kendisi babasından gelen bütün servetini o hayra verdi ama iş büyük olduğundan başkaları da yardım etsin istiyor. Bir hacı kardeşi yolda görmüş.ama iş büyük olduğundan başkaları da yardım etsin istiyor.

Bir hacı kardeşi yolda görmüş.
Benim çok hoşuma gitti, size onun için anlatıyorum. Hacı. Yaşlı.Benim çok hoşuma gitti, size onun için anlatıyorum. Hacı. Yaşlı. Onun gibi bir yaşlı kimseyi yolda görmüş.Onun gibi bir yaşlı kimseyi yolda görmüş. Bu yaşlı kimsenin de biraz kendi hayrına yaptırdığı camiye yardım etmesini istiyor Bu yaşlı kimsenin de biraz kendi hayrına yaptırdığı camiye yardım etmesini istiyor ama o da yardım eden bir insan değil yani. Biraz elinden para zor çıkan bir insan. ama o da yardım eden bir insan değil yani. Biraz elinden para zor çıkan bir insan.

Bizim kurnaz hacı ona diyor ki; "Selamün aleyküm". "Aleyküm selam." Bizim kurnaz hacı ona diyor ki; "Selamün aleyküm".

"Aleyküm selam."

Bu hacıya diyor ki; "yolda senin oğlunu gördüm" diyor. Görmüş filan değil. Adam kızıyor.Bu hacıya diyor ki; "yolda senin oğlunu gördüm" diyor. Görmüş filan değil. Adam kızıyor. Çünkü oğlu âsi babasına. Hacı olan babasına oğlu âsi. Haylaz. Namazsız, niyazsız.Çünkü oğlu âsi babasına. Hacı olan babasına oğlu âsi. Haylaz. Namazsız, niyazsız. Kumarda, içkide parayı harcayan bir kimse. Adam sinirleniyor böyle bir, kendisine âsi oğlunu duyunca. Kumarda, içkide parayı harcayan bir kimse. Adam sinirleniyor böyle bir, kendisine âsi oğlunu duyunca. "Babama selam söyle dedi." diyor. Yok selam melam. Şaka yapıyor yani bu. "Babama selam söyle."Babama selam söyle dedi." diyor. Yok selam melam. Şaka yapıyor yani bu. "Babama selam söyle. O ölecek. Onun paralarını çatır çatır yiyeceğim" dedi, diyor. "Öyle mi?" Sinirleniyor durduğu yerde. O ölecek. Onun paralarını çatır çatır yiyeceğim" dedi, diyor.

"Öyle mi?"

Sinirleniyor durduğu yerde.
Onun üzerine "Çıkarttı bilmem kaç milyon yardım etti bana" diyor.Onun üzerine "Çıkarttı bilmem kaç milyon yardım etti bana" diyor. O da bir usul yani. Kışkırtıyor yani kızdırtıyor. O da bir usul yani. Kışkırtıyor yani kızdırtıyor.

Yani demek istiyor ki; "bak sen bu paraları hayra harcamazsan senin bu hayırsız evladın yiyecek"Yani demek istiyor ki; "bak sen bu paraları hayra harcamazsan senin bu hayırsız evladın yiyecek" demeyi böyle bir usulle söylüyor. O da kızmış, o kızgınlıkla epeyce bir hayır yapmış.demeyi böyle bir usulle söylüyor. O da kızmış, o kızgınlıkla epeyce bir hayır yapmış. Umulmayacak kadar çok. Yani başka zaman vermezdi, böyle girişmeseydi bu işe. O kadar para vermezdi. Umulmayacak kadar çok. Yani başka zaman vermezdi, böyle girişmeseydi bu işe. O kadar para vermezdi.

"Babama selam söyle onu ölünce onun biriktirdiği malları çatır çutur yiyeceğim." dedi diye"Babama selam söyle onu ölünce onun biriktirdiği malları çatır çutur yiyeceğim." dedi diye -böyle bir şey yok ama- onun hıncından epeyce bir hayır yapmış. Aziz ve muhterem kardeşlerim. -böyle bir şey yok ama- onun hıncından epeyce bir hayır yapmış. Aziz ve muhterem kardeşlerim.

İnsan hayrı sağlıklıyken, elinde imkân varken hatta fakirlikten korkarken,İnsan hayrı sağlıklıyken, elinde imkân varken hatta fakirlikten korkarken, hatta içinde cimrilik duygusu varken yapmasını istiyor Peygamber Efendimiz. hatta içinde cimrilik duygusu varken yapmasını istiyor Peygamber Efendimiz. Yani iş işten geçtikten sonra değil. En son deme kaldığı zaman değil. Yani iş işten geçtikten sonra değil. En son deme kaldığı zaman değil.

Pişman olacaksan son zamanda pişman olma.Gel bugün pişman ol.Pişman olacaksan son zamanda pişman olma.Gel bugün pişman ol. Döneceksen en son anda dönme, gel bugün dön. Bir hayır yapacaksan en son ana bırakma, gel bugünden yap. Döneceksen en son anda dönme, gel bugün dön. Bir hayır yapacaksan en son ana bırakma, gel bugünden yap.

İmana gelecekse bir insan da işi en sona bırakmasın,İmana gelecekse bir insan da işi en sona bırakmasın, emekli olacağım da bilmem ne olacak da bilmem ne, filan bırakmasın. Gelsin. İmana bugün girsin.emekli olacağım da bilmem ne olacak da bilmem ne, filan bırakmasın. Gelsin. İmana bugün girsin. Hak yola bugün girsin. İyi insan olsun. Yoksa yer içer, emeller, umutlar onu oyalar.Hak yola bugün girsin. İyi insan olsun. Yoksa yer içer, emeller, umutlar onu oyalar. Ondan sonra başına birden ansızın gelir. Ecel ansızın gelir. Yani apansız gelir. Habersiz gelir.Ondan sonra başına birden ansızın gelir. Ecel ansızın gelir. Yani apansız gelir. Habersiz gelir. Ummadığı bir zamanda gelir. Çok insan Azrail'e hazırlıksız yakalanır.Ummadığı bir zamanda gelir. Çok insan Azrail'e hazırlıksız yakalanır. Çoğumuz bunun çok misallerini biliyoruz Allah gaflet uykusundan uyandırsın. Çoğumuz bunun çok misallerini biliyoruz Allah gaflet uykusundan uyandırsın.

Derviş demek, mutasavvıf demek, ârif demek, abid, zahid kul demek, ölüme her an hazır olan demektir.Derviş demek, mutasavvıf demek, ârif demek, abid, zahid kul demek, ölüme her an hazır olan demektir. Arkada korkulacak hesabı olmayan demektir. Hayrını, hasenâtı, aklı başındayken yapmış insan demektir. Arkada korkulacak hesabı olmayan demektir. Hayrını, hasenâtı, aklı başındayken yapmış insan demektir.

Allah bizi yolundan ayırmasın. Gerçekleri görenlerden eylesin.Allah bizi yolundan ayırmasın. Gerçekleri görenlerden eylesin. Rızasına uygun ömür sürenlerden eylesin. İbadet ve taati yapmayı nasip eylesin.Rızasına uygun ömür sürenlerden eylesin. İbadet ve taati yapmayı nasip eylesin. Sonunda pişman olacak işler yaptırtmasın.Sonunda pişman olacak işler yaptırtmasın. Sonunda memnun olacak, âhirette yüzünü güldürecek, güzel işler yapmayı nasip etsin.Sonunda memnun olacak, âhirette yüzünü güldürecek, güzel işler yapmayı nasip etsin. Huzuruna sevdiği, razı olduğu kul olarak varmayı nasip eylesin.Huzuruna sevdiği, razı olduğu kul olarak varmayı nasip eylesin. Cennetiyle, cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin. Cennetiyle, cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin.

Âmîn. Bi-hürmeti esrârı sûreti'l-Fâtiha. Âmîn. Bi-hürmeti esrârı sûreti'l-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2