Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Hicret ve Hicrî Takvim

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

2 Muharrem 1418 / 09.05.1997

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Eûzubillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzubillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdü lillahi hakka hamdihî lehu'l-hamdü kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azimi sultânih.el-Hamdü lillahi hakka hamdihî lehu'l-hamdü kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azimi sultânih. Ve's-salâtü ve's-selâmu alâ hayra halkıhî seyyidinâ ve üsvetine'l-haseneti Muhammedini'l-MustafâVe's-salâtü ve's-selâmu alâ hayra halkıhî seyyidinâ ve üsvetine'l-haseneti Muhammedini'l-Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ecmaîne't-tayyibîne't-tâhirîn. Emmâ ba'd: ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ecmaîne't-tayyibîne't-tâhirîn. Emmâ ba'd:

Aziz ve sevgili kardeşlerim! Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Allah celle celalüh amme nevâlüh ve lâ ilâhe gayruhû'nun üzerimizde nimetleri sayılamayacak kadar çok.Allah celle celalüh amme nevâlüh ve lâ ilâhe gayruhû'nun üzerimizde nimetleri sayılamayacak kadar çok. Elhamdülillah, güzel bir vesileyle, güzel bir zamanda, güzel bir yerde,Elhamdülillah, güzel bir vesileyle, güzel bir zamanda, güzel bir yerde, birçok güzel nimetlere, imkânlara sahip olarak böylece toplanmış bulunuyoruz.birçok güzel nimetlere, imkânlara sahip olarak böylece toplanmış bulunuyoruz. Burada dört günlük bir çalışmamız var. Bu zaman çok uzun bir zaman değil.Burada dört günlük bir çalışmamız var. Bu zaman çok uzun bir zaman değil. O bakımdan az, kısa zamanı öz çalışmalarla, özlü güzel çalışmalarla iyi değerlendirmeye çalışmalıyız. O bakımdan az, kısa zamanı öz çalışmalarla, özlü güzel çalışmalarla iyi değerlendirmeye çalışmalıyız.

Şu saatler mübarek Cuma akşamıdır, Cuma vakti girmiştir.Şu saatler mübarek Cuma akşamıdır, Cuma vakti girmiştir. Akşam ezanı ile beraber Cuma günü başlamıştırAkşam ezanı ile beraber Cuma günü başlamıştır ve hicrî 1418 yılının birinci gününü böylece tamamlamış olduk.ve hicrî 1418 yılının birinci gününü böylece tamamlamış olduk. Akşam namazından itibaren ikinci günü başlamış oldu. Cuma günü hicrî Muharrem iki.Akşam namazından itibaren ikinci günü başlamış oldu. Cuma günü hicrî Muharrem iki. Birinci gün gündüz tamamlandı, ikindi namazının sonunda bitti.Birinci gün gündüz tamamlandı, ikindi namazının sonunda bitti. Şimdi ikinci gününe şu saatlerde başlamış bulunuyoruz. Şimdi ikinci gününe şu saatlerde başlamış bulunuyoruz.

Muhterem kardeşlerim! Muhterem kardeşlerim!

Hicrî takvim bizim dinî ibadetlerimiz ile çok ilişkili olan bir çeşit zaman tespit şeklidir.Hicrî takvim bizim dinî ibadetlerimiz ile çok ilişkili olan bir çeşit zaman tespit şeklidir. Hicrî takvimin yanında başka çeşit takvimler vardır. Miladî takvim vardır. Hicrî takvimin yanında başka çeşit takvimler vardır. Miladî takvim vardır. Miladî takvimi şu anda Türkiye'de kullanıyoruz.Miladî takvimi şu anda Türkiye'de kullanıyoruz. Siz burada kullanıyorsunuz, Avrupa'nın birçok yerinde kullanılıyor.Siz burada kullanıyorsunuz, Avrupa'nın birçok yerinde kullanılıyor. Bu Hz. İsa'nın doğumunu esas almış bir takvimdir.Bu Hz. İsa'nın doğumunu esas almış bir takvimdir. Zamanı ona göre ölçen, değerlendiren, isimlendiren, rakamlandıran bir takvimdir.Zamanı ona göre ölçen, değerlendiren, isimlendiren, rakamlandıran bir takvimdir. Bizimkisi de Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin hicretini esas alanBizimkisi de Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin hicretini esas alan ve içinde bulunduğumuz zamanı ona göre rakamlandıran bir takvim çeşididir. ve içinde bulunduğumuz zamanı ona göre rakamlandıran bir takvim çeşididir.

Dinî takvimimize ait bilgiler vereyim. Bizim ibadetlerimizin çoğu takvimle, aylarla ilişkilidir.Dinî takvimimize ait bilgiler vereyim. Bizim ibadetlerimizin çoğu takvimle, aylarla ilişkilidir. Mesela 11 ayın sultanı, başımızın tacı Ramazan miladî takvimle ilgili değildir.Mesela 11 ayın sultanı, başımızın tacı Ramazan miladî takvimle ilgili değildir. Miladî takvimde karşılığını söyleyebiliriz şu günler şuna rastlar diyeMiladî takvimde karşılığını söyleyebiliriz şu günler şuna rastlar diye ama başlangıcı bitimi miladî takvimle ölçülemez. Sırf miladî takvim olsa bilinemez.ama başlangıcı bitimi miladî takvimle ölçülemez. Sırf miladî takvim olsa bilinemez. Mesela hac ibadeti ki İslâm'ın beş büyük ibadetinden birisidir.Mesela hac ibadeti ki İslâm'ın beş büyük ibadetinden birisidir. Yine oruç yine beş büyük ibadetinden birisi, vakitle ilgili, İslâm takvimi ile ilgili.Yine oruç yine beş büyük ibadetinden birisi, vakitle ilgili, İslâm takvimi ile ilgili. Hac da onunla ilgilidir. Hatta zekâtın da biraz takvimle zamanla ilgisi vardır.Hac da onunla ilgilidir. Hatta zekâtın da biraz takvimle zamanla ilgisi vardır. Çünkü bir malın zekâtının kesinleşmesi için havelân-i havlÇünkü bir malın zekâtının kesinleşmesi için havelân-i havl yani bir senenin dönüp tamamlanmış olması lazımdır.yani bir senenin dönüp tamamlanmış olması lazımdır. Bir sene tamamlanmadan zekât o mal üzerine farziyet kazanmaz.Bir sene tamamlanmadan zekât o mal üzerine farziyet kazanmaz. Bir sene tamam olduktan sonra o malın o miktarda zekâtını vermek gerekir.Bir sene tamam olduktan sonra o malın o miktarda zekâtını vermek gerekir. O bakımdan bu havelân-ı havl dediğimiz şeyde miladî takvim değil hicrî takvim yani kamerî takvim esastır. O bakımdan bu havelân-ı havl dediğimiz şeyde miladî takvim değil hicrî takvim yani kamerî takvim esastır.

Demek ki zekât bizim takvimimizle ilgili, Ramazan farz orucu bu takvimle ilgili, hac bu takvimle ilgili.Demek ki zekât bizim takvimimizle ilgili, Ramazan farz orucu bu takvimle ilgili, hac bu takvimle ilgili. İbadetlerimiz de günlük gök olayları ile ilgilidir.İbadetlerimiz de günlük gök olayları ile ilgilidir. Mesela sabah namazını güneş doğmadan önce fecir doğduktan sonra, fecir ile güneş arasında kılmamız lazım.Mesela sabah namazını güneş doğmadan önce fecir doğduktan sonra, fecir ile güneş arasında kılmamız lazım. Öğlen namazını güneş tam yukarıya gelip artık batıya meyil ettiği zaman, yani zevalden sonra kılmamız lazım.Öğlen namazını güneş tam yukarıya gelip artık batıya meyil ettiği zaman, yani zevalden sonra kılmamız lazım. İkindi namazını güneşin zeval zamanındaki gölgesi artı bir çubuğun gölgesiİkindi namazını güneşin zeval zamanındaki gölgesi artı bir çubuğun gölgesi bir veya iki misli olunca ikindi kılınır, o da güneşle ilgili.bir veya iki misli olunca ikindi kılınır, o da güneşle ilgili. Akşam güneş battığı zaman olur, güneş battığı zaman akşam namazı kılabiliriz.Akşam güneş battığı zaman olur, güneş battığı zaman akşam namazı kılabiliriz. Yatsı namazı da belli bir gök hadisesi güneşin battığı yerdeki kırmızılık, sarılık,Yatsı namazı da belli bir gök hadisesi güneşin battığı yerdeki kırmızılık, sarılık, renklilik kaybolup gece iyice çöktüğü zaman olur. renklilik kaybolup gece iyice çöktüğü zaman olur.

O halde dinî ibadetlerimiz dünyanın dönüşü ile yakından ilgilidir.O halde dinî ibadetlerimiz dünyanın dönüşü ile yakından ilgilidir. Onun için dinî takvimimizi iyi takip etmemiz lazım. Şu anda Muharrem ayındayız.Onun için dinî takvimimizi iyi takip etmemiz lazım. Şu anda Muharrem ayındayız. Muharrem ayı 12 aylık dinî takvimimizin birinci ayıdır.Muharrem ayı 12 aylık dinî takvimimizin birinci ayıdır. Bu şekli Araplar, kitapların yazdığına göre, Hz. İbrahim aleyhisselam zamanından beri kullanmışlar.Bu şekli Araplar, kitapların yazdığına göre, Hz. İbrahim aleyhisselam zamanından beri kullanmışlar. Hz. İbrahim aleyhisselam oğlu, mübarek, sevgili İsmail aleyhisselam'ı sevdiği hanımıHz. İbrahim aleyhisselam oğlu, mübarek, sevgili İsmail aleyhisselam'ı sevdiği hanımı Hacer validemiz ile ekin bitmez taşlık bir vadiye Allah'ın emri ile iskan ettiği zaman,Hacer validemiz ile ekin bitmez taşlık bir vadiye Allah'ın emri ile iskan ettiği zaman, onları oraya hiçbir şey yokken bıraktığı zaman tabii onlar orada yaşadılar çoğaldılar. Mekke ahalisi oluştu. onları oraya hiçbir şey yokken bıraktığı zaman tabii onlar orada yaşadılar çoğaldılar. Mekke ahalisi oluştu. O zamandan beri, İbrahim aleyhisselam'dan beri bu 12 aylık takvimi kullanmışlardır. O zamandan beri, İbrahim aleyhisselam'dan beri bu 12 aylık takvimi kullanmışlardır.

On iki aylık takvim Kur'ân-ı Kerîm'de tescil edilmiştir, âyette geçer: On iki aylık takvim Kur'ân-ı Kerîm'de tescil edilmiştir, âyette geçer:

Bismillahirrahmanirrahim.Bismillahirrahmanirrahim. İnne iddete'ş-şuhûri indallâhi'snâ aşera şehren fî kitâbillâhiİnne iddete'ş-şuhûri indallâhi'snâ aşera şehren fî kitâbillâhi yevme halaka's-semâvâti ve'l-arda minhâ erbe'atün hurumün. yevme halaka's-semâvâti ve'l-arda minhâ erbe'atün hurumün.

On iki ay bu âyet-i kerîme ile zikrediliyor. "Allah indinde ayların sayısı 12 tanedir." On iki ay bu âyet-i kerîme ile zikrediliyor.

"Allah indinde ayların sayısı 12 tanedir."

Demek ki 12 tanesi tamam olunca bir sene olacak.Demek ki 12 tanesi tamam olunca bir sene olacak. 10 ayda bir sene olmuyor veya 8 ayda veya 15 ayda veya 20 ayda olmuyor, 12 ay. 10 ayda bir sene olmuyor veya 8 ayda veya 15 ayda veya 20 ayda olmuyor, 12 ay.

İnne iddete'ş-şuhûri. "Hiç şüphe yok ki ayların sayısı..." İndallâh. "Allah'ın kabul edeceği şekil olarak..."İnne iddete'ş-şuhûri. "Hiç şüphe yok ki ayların sayısı..." İndallâh. "Allah'ın kabul edeceği şekil olarak..." İsnâ aşera şehren. "On iki aydır."İsnâ aşera şehren. "On iki aydır." Minhâ erbe'atün hurum. "Bunlardan dört tanesi dinî bakımdan yeri çok önemli olan harem aylardır." Minhâ erbe'atün hurum. "Bunlardan dört tanesi dinî bakımdan yeri çok önemli olan harem aylardır."

Yani muhterem aylardır, yani kutsal aylardır. Bu kutsal ayların üçü Zilkade, Zilhicce, Muharrem'dir.Yani muhterem aylardır, yani kutsal aylardır. Bu kutsal ayların üçü Zilkade, Zilhicce, Muharrem'dir. Bunlara hac ayları da derler, bu üç aya mevsim-i hac derler. Bunlara hac ayları da derler, bu üç aya mevsim-i hac derler. Zilkade bitti, Zilhicce içinde de haccı yaptık o da bitti. Zilhicce'nin dokuzunda Arafat'a çıkılır.Zilkade bitti, Zilhicce içinde de haccı yaptık o da bitti. Zilhicce'nin dokuzunda Arafat'a çıkılır. Hacılar her türlü ibadetlerini yapsalar, dokuzunda Arafat'a çıkmasalar hac olmaz.Hacılar her türlü ibadetlerini yapsalar, dokuzunda Arafat'a çıkmasalar hac olmaz. Çünkü, el-Haccü arefetün.Çünkü, el-Haccü arefetün. Hac denilen ibadetin içinde Arafat'a çıkmak önemli bir farzdır,Hac denilen ibadetin içinde Arafat'a çıkmak önemli bir farzdır, zaman ve mekân bakımından da Arafat ve arefe günü önemlidir. zaman ve mekân bakımından da Arafat ve arefe günü önemlidir.

"Efendim biz Arafat'a çıkmayalım da Türkiye'de Ağrı Dağı'na çıkalım"Efendim biz Arafat'a çıkmayalım da Türkiye'de Ağrı Dağı'na çıkalım veya Hindistan'da Everest Tepesi'ne çıkalım." Olmaz. Arafat'a gideceksin. veya Hindistan'da Everest Tepesi'ne çıkalım."

Olmaz. Arafat'a gideceksin.

"Efendim işte bu sene vaziyet biraz iyi olmadı da o günlerde değil de başka günlerde toplanalım,"Efendim işte bu sene vaziyet biraz iyi olmadı da o günlerde değil de başka günlerde toplanalım, yine hadi senin dediğin olsun, Arafat'ta olsun ama Muharrem'de olsun veya Şâbân-ı Şerîf'te olsun. yine hadi senin dediğin olsun, Arafat'ta olsun ama Muharrem'de olsun veya Şâbân-ı Şerîf'te olsun. Veya bak mübarek Ramazan'da olsun." Olmaz. Veya bak mübarek Ramazan'da olsun."

Olmaz.
Zilhicce'nin dokuzunda hacılar Arafat'a çıkarsa hac olur, çıkamazlarsa hac olmaz. Zilhicce'nin dokuzunda hacılar Arafat'a çıkarsa hac olur, çıkamazlarsa hac olmaz. Çünkü el-Haccü arefetün. Haccın en önemli sabit noktası odur. Çünkü el-Haccü arefetün. Haccın en önemli sabit noktası odur.

Arafat'ta bulunamayan bir insanın haccı olabilir mi? Arafat'ta bulunamayan bir insanın haccı olabilir mi?

Tavaf etmiş her şeyi yapmış, Arafat'a çıkamamış. Olmaz, haccı olmaz. O kadar önemli. Tavaf etmiş her şeyi yapmış, Arafat'a çıkamamış. Olmaz, haccı olmaz. O kadar önemli.

Zilkade bitti, Zilhicce'de haccı yaptık o da bitti.Zilkade bitti, Zilhicce'de haccı yaptık o da bitti. Çünkü Zilhicce'nin onu da bayramdır, ıydü'l-adhâ dediğimiz Kurban Bayramı, o da bitti.Çünkü Zilhicce'nin onu da bayramdır, ıydü'l-adhâ dediğimiz Kurban Bayramı, o da bitti. Bitti bitti, bitti bitti, çarşamba günü Zilhicce'nin son günüydü, perşembe günü de Muharrem'in birinci günü.Bitti bitti, bitti bitti, çarşamba günü Zilhicce'nin son günüydü, perşembe günü de Muharrem'in birinci günü. Bu ay da bu muhterem, mübarek, kutsal aylardan birisidir; Zilkade, Zilhicce, Muharrem. Bu ay da bu muhterem, mübarek, kutsal aylardan birisidir; Zilkade, Zilhicce, Muharrem.

Bu arada bir hadîs-i şerîfi hatırlatayım. Bu sene kaçırdık, size önceden haber veremedim.Bu arada bir hadîs-i şerîfi hatırlatayım. Bu sene kaçırdık, size önceden haber veremedim. Bugün Galip hocaya sordum oruçlu musun diye, baktım ikram ediyorum ediyorum yemiyor,Bugün Galip hocaya sordum oruçlu musun diye, baktım ikram ediyorum ediyorum yemiyor, oruçlu musun [diye sordum], o da tutmamış. Biz de seferî olduğumuzdan tutmadık.oruçlu musun [diye sordum], o da tutmamış. Biz de seferî olduğumuzdan tutmadık. Çünkü seferde oruç tutmak yok, yani olabilir de takvâ sayılmıyor. Yolcuyuz diye tutmadık. Çünkü seferde oruç tutmak yok, yani olabilir de takvâ sayılmıyor. Yolcuyuz diye tutmadık.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Bir insan diyor,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Bir insan diyor, hicrî senenin son ayı olan Zilhicce'nin son günü oruçlu olursa,hicrî senenin son ayı olan Zilhicce'nin son günü oruçlu olursa, yani bu sene için çarşamba günü oruç tutsaydı, geçti. Ah keşke!.. yani bu sene için çarşamba günü oruç tutsaydı, geçti.

Ah keşke!..

Geri gelmez ki. Geri gelmesi mümkün olmayan bir şeyi söylüyoruz. Geri gelmez ki. Geri gelmesi mümkün olmayan bir şeyi söylüyoruz.

Çarşamba günü oruçlu olsaydı, bir de bugün oruçlu olsaydı... Ah keşke!.. Çarşamba günü oruçlu olsaydı, bir de bugün oruçlu olsaydı...

Ah keşke!..

Yani Muharrem'in birinci günü oruçlu olsaydı 50 yıllık günahına kefaret olurdu, 50 yıl. Yani Muharrem'in birinci günü oruçlu olsaydı 50 yıllık günahına kefaret olurdu, 50 yıl.

O zaman ne yapacağız? O zaman ne yapacağız?

Hocam bu sene geçti ama o halde ben önümüzdeki sene, daha doğrusu bu Muharrem ile başlayanHocam bu sene geçti ama o halde ben önümüzdeki sene, daha doğrusu bu Muharrem ile başlayan 1418 senesinin inşallah son gününde, Zilhiccesinde sağ olursam,1418 senesinin inşallah son gününde, Zilhiccesinde sağ olursam, imkân bulursam senin bu dediğini yapacağım. imkân bulursam senin bu dediğini yapacağım. Takvime işaretleyeceğim, aklıma yazdım, defterime kaydettim o gün oruç tutacağım.Takvime işaretleyeceğim, aklıma yazdım, defterime kaydettim o gün oruç tutacağım. Bir de önümüzdeki 1419 senesinin Muharrem'inin birinci gününde oruç tutacağım ki Bir de önümüzdeki 1419 senesinin Muharrem'inin birinci gününde oruç tutacağım ki 50 yıllık günahıma kefaret olsun diye şimdiden aklımıza kalbimize yazalım inşallah. 50 yıllık günahıma kefaret olsun diye şimdiden aklımıza kalbimize yazalım inşallah.

Bir de niyetimizi şimdiden yapalım, bak ben niyetleniyorum; Bir de niyetimizi şimdiden yapalım, bak ben niyetleniyorum; "1418 yılının Zilhicce'nin son günü oruca niyet ettim yâ Rabbi,"1418 yılının Zilhicce'nin son günü oruca niyet ettim yâ Rabbi, 1419 yılının ilk günü Muharrem bir, oruca niyet ettim yâ Rabbi." İleriye dönük niyet olur mu? 1419 yılının ilk günü Muharrem bir, oruca niyet ettim yâ Rabbi."

İleriye dönük niyet olur mu?

Zaten niyetler başlangıçta oluyor, ibadetleri yapmadan önce oluyor. Zaten niyetler başlangıçta oluyor, ibadetleri yapmadan önce oluyor.

Mü'minin niyeti çok önemlidir. İcraatından da önemlidir.Mü'minin niyeti çok önemlidir. İcraatından da önemlidir. Niyet çok önemli, kalbin temizliği çok önemli. Ben onu niyet ettim. Niyet çok önemli, kalbin temizliği çok önemli. Ben onu niyet ettim.

"E yapamadım, ya ömrüm yetmedi ya sıhhatim tam olmadı, ya da fırsat bulamadım yapamadım?" "E yapamadım, ya ömrüm yetmedi ya sıhhatim tam olmadı, ya da fırsat bulamadım yapamadım?"

Olsun. Bir insan bir şeyi yapmaya niyet ederse, yaparsa ya 10 misli sevap alırOlsun. Bir insan bir şeyi yapmaya niyet ederse, yaparsa ya 10 misli sevap alır ya 70 misli sevap alır, ya 700 misli sevap alır ya daha fazla sevap alır, bi-gayri hisâb sevap alabilir. ya 70 misli sevap alır, ya 700 misli sevap alır ya daha fazla sevap alır, bi-gayri hisâb sevap alabilir.

Yani neye göre değişiyor bu ya ya ya? Ya öyle, ya öyle ya öyle... Neye göre değişiyor? Yani neye göre değişiyor bu ya ya ya? Ya öyle, ya öyle ya öyle... Neye göre değişiyor?

Kulun kalbinin temizliğine, dindarlığının kuvvetine, niyetinin sâfiliğine,Kulun kalbinin temizliğine, dindarlığının kuvvetine, niyetinin sâfiliğine, içinin güzelliğine, takvâsına, verâsına göre değişir. içinin güzelliğine, takvâsına, verâsına göre değişir.

Allah bakar, şu kulum bu ibadeti güzel yaptı, sevabını çok verir.Allah bakar, şu kulum bu ibadeti güzel yaptı, sevabını çok verir. Bakar, ötekisi daha güzel yaptı, ona daha çok verir.Bakar, ötekisi daha güzel yaptı, ona daha çok verir. Bakar, ötekisi çok daha güzel yapmış, ona en çok verir.Bakar, ötekisi çok daha güzel yapmış, ona en çok verir. Bir kişi bir camiye gelir, imamın arkasında bir namaz kılar, bir sevap alır.Bir kişi bir camiye gelir, imamın arkasında bir namaz kılar, bir sevap alır. Bir başkası aynı camiye gelir, aynı imamın arkasında aynı namazı kılar, 1000 sevap alır. Neye göre? Bir başkası aynı camiye gelir, aynı imamın arkasında aynı namazı kılar, 1000 sevap alır.

Neye göre?

Kalbinin temizliğine, kendisini namaza verişine, namazı kılınışındaki güzelliği göre. Niyet önemli. Kalbinin temizliğine, kendisini namaza verişine, namazı kılınışındaki güzelliği göre.

Niyet önemli.

Evet, şimdi senenin ilk ayı Muharrem'dir. Bu Hz. İbrahim'den beri Araplar arasında böyle düşünülmüş.Evet, şimdi senenin ilk ayı Muharrem'dir. Bu Hz. İbrahim'den beri Araplar arasında böyle düşünülmüş. Birinci ay Muharrem, sonra Safer, sonra Rebiülevvel. Birinci ay Muharrem, sonra Safer, sonra Rebiülevvel.

Rebiülevvel ayını nereden biliyoruz? Peygamber Efendimiz'in doğumu o ayda olmuş diye biliyoruz. Rebiülevvel ayını nereden biliyoruz?

Peygamber Efendimiz'in doğumu o ayda olmuş diye biliyoruz.

Rebiülevvel, Rebiülâhir, Cumâdelûlâ, Cumâdelâhire.Rebiülevvel, Rebiülâhir, Cumâdelûlâ, Cumâdelâhire. Türkler bu son ikisine Cemaziyelevvel, Cemaziyelâhir derler, yanlış.Türkler bu son ikisine Cemaziyelevvel, Cemaziyelâhir derler, yanlış. Doğrusu Cumâdelûlâ, Cumâdelâhire'dir. Arap dilinin fesahatine göre doğru isimlendirilmesi böyledir. Doğrusu Cumâdelûlâ, Cumâdelâhire'dir. Arap dilinin fesahatine göre doğru isimlendirilmesi böyledir. Öyle demişler, Cemâziyelevvel demişler. Ben o adamın Cemaziyelevvelini bilirim diye böyle sözlü olarak geçer. Öyle demişler, Cemâziyelevvel demişler. Ben o adamın Cemaziyelevvelini bilirim diye böyle sözlü olarak geçer.

Ondan sonra ne gelir? Recep, Şaban, Ramazan. Üç aylar dediğimiz mübarek üç aylar gelir. Ondan sonra ne gelir?

Recep, Şaban, Ramazan. Üç aylar dediğimiz mübarek üç aylar gelir.

Niye bu üç aylara böyle ayrıca bir değer veriyoruz? Niye bu üç aylara böyle ayrıca bir değer veriyoruz?

İçinde kandiller var; Regaip Kandili var, Miraç Kandili var, Berat Kandili var, Kadir Gecesi var, Ramazan var.İçinde kandiller var; Regaip Kandili var, Miraç Kandili var, Berat Kandili var, Kadir Gecesi var, Ramazan var. İçinde ibadetlerin sevabı çok filan, oradan biliyoruz. Şevval, Ramazan'dan sonra gelir. İçinde ibadetlerin sevabı çok filan, oradan biliyoruz.

Şevval, Ramazan'dan sonra gelir.

Onu nereden biliyoruz? Onu nereden biliyoruz?

Ramazan Bayramı Şevval'in birinci günü.Ramazan Bayramı Şevval'in birinci günü. Ramazan bitti, Şevval ayının ilk günü Ramazan Bayramı'nın birinci günüdür. Onu da oradan tanıdık. Ramazan bitti, Şevval ayının ilk günü Ramazan Bayramı'nın birinci günüdür. Onu da oradan tanıdık.

Şevval, Zilkade, Zilhicce, ondan sonra işte o hac ayları Zilkade Zilhicce başlıyor. On iki ay. Şevval, Zilkade, Zilhicce, ondan sonra işte o hac ayları Zilkade Zilhicce başlıyor. On iki ay.

Bunların birincisi hangisi, sonuncusu hangisi? Bunların birincisi hangisi, sonuncusu hangisi?

Birincisi Muharrem, sonuncusu Zilhicce. Hicce'yi hac kelimesi ile hatırınızda tutabilirsiniz, Zilhicce. Birincisi Muharrem, sonuncusu Zilhicce. Hicce'yi hac kelimesi ile hatırınızda tutabilirsiniz, Zilhicce.

Muharrem birinci ay. Bu Muharrem ayı harem aylardan, yani kutsal aylardan,Muharrem birinci ay. Bu Muharrem ayı harem aylardan, yani kutsal aylardan, dört kutsal aydan birisi olduğundan bunun içinde yapılan ibadetlere Allah çok sevap vermiş.dört kutsal aydan birisi olduğundan bunun içinde yapılan ibadetlere Allah çok sevap vermiş. Peygamber Efendimiz bildiriyor: Peygamber Efendimiz bildiriyor:

"Kim Muharrem ayı içinde bir gün oruç tutarsa 30 gün oruç tutmuş kadar sevap alır." "Kim Muharrem ayı içinde bir gün oruç tutarsa 30 gün oruç tutmuş kadar sevap alır."

Şimdi bugün ikisi, yarın öbür gün olacak, daha başka günler olacak,Şimdi bugün ikisi, yarın öbür gün olacak, daha başka günler olacak, daha epeyce gün var, fırsat var elinizde. Bir gün tutarsanız 30 gün tutmuş gibi sevap alacaksınız.daha epeyce gün var, fırsat var elinizde. Bir gün tutarsanız 30 gün tutmuş gibi sevap alacaksınız. Böyle bir şeyi var. Sonra bu Muharrem ayında bir mühim olay daha var. Çok mühim.Böyle bir şeyi var.

Sonra bu Muharrem ayında bir mühim olay daha var. Çok mühim.
Âşûre. Muharrem'in onu âşûre günüdür. O da çok önemli dinî günlerden birisidir. Âşûre. Muharrem'in onu âşûre günüdür. O da çok önemli dinî günlerden birisidir. Âşûre gününün yani Muharrem'in onunun oruçla geçirilmesi hakkında sevap var.Âşûre gününün yani Muharrem'in onunun oruçla geçirilmesi hakkında sevap var. Çok sevap olduğunu Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bildirmiştir. Çok sevap olduğunu Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bildirmiştir.

Peygamber Efendimiz daha Mekke'de iken Medine'ye hicret etmeden önce,Peygamber Efendimiz daha Mekke'de iken Medine'ye hicret etmeden önce, Muharrem'in onunda âşûre gününde oruç tutardı. Muharrem'in onunda âşûre gününde oruç tutardı. Araplar bilirdi bunu, çünkü bu bilgiler İbrahim aleyhisselam'dan, İsmail aleyhisselam'dan geliyor.Araplar bilirdi bunu, çünkü bu bilgiler İbrahim aleyhisselam'dan, İsmail aleyhisselam'dan geliyor. Oruç tutardı, hürmet ederlerdi, Medîne-i Münevvere'ye gelince yahudiler de tutuyor diye,Oruç tutardı, hürmet ederlerdi, Medîne-i Münevvere'ye gelince yahudiler de tutuyor diye, yahudilere benzenmesin diye Muharrem'in dokuzunda ve onunda veya onundayahudilere benzenmesin diye Muharrem'in dokuzunda ve onunda veya onunda ve on birinde tutarak böyle iki iki, 9 veya 10, 10 veya 11, ve on birinde tutarak böyle iki iki, 9 veya 10, 10 veya 11, iki iki tutarak onlara muhalefet etmeyi tavsiye etti. Sonra Ramazan orucu indi, farz kılındı.iki iki tutarak onlara muhalefet etmeyi tavsiye etti. Sonra Ramazan orucu indi, farz kılındı. Ramazan orucu farz kılındıktan sonraRamazan orucu farz kılındıktan sonra öteki Resûlullah Efendimiz'in tavsiye ettiği oruçlar fazilet oruçları, nafile oruçlar oldu.öteki Resûlullah Efendimiz'in tavsiye ettiği oruçlar fazilet oruçları, nafile oruçlar oldu. İnsan tutarsa sevap kazanır ama tutmak farz değil diye öyle kaldı.İnsan tutarsa sevap kazanır ama tutmak farz değil diye öyle kaldı. Yani ondan önce aman tutun diye daha fazla tavsiye edilirdi.Yani ondan önce aman tutun diye daha fazla tavsiye edilirdi. Ramazan ayı gelince biraz isterseniz tutarsınız tarzına geldi. Ramazan ayı gelince biraz isterseniz tutarsınız tarzına geldi.

Demek ki bu Muharrem ayında bir de aşure var. O da ne zaman olur? Demek ki bu Muharrem ayında bir de aşure var.

O da ne zaman olur?

Önümüzdeki cumartesi olur. Bu cumartesi değil de ondan sonraki cumartesi olur.Önümüzdeki cumartesi olur. Bu cumartesi değil de ondan sonraki cumartesi olur. Aşure gününde oruç tutmak için, Efendimiz'in tavsiyesini yerine getirmiş olmak içinAşure gününde oruç tutmak için, Efendimiz'in tavsiyesini yerine getirmiş olmak için önümüzdeki cuma ve cumartesi oruç tutacağız ya da cumartesi ve pazar oruç tutacağız. Öyle denk geliyor. önümüzdeki cuma ve cumartesi oruç tutacağız ya da cumartesi ve pazar oruç tutacağız. Öyle denk geliyor.

Bu sevaplı şeyleri söylemiş olduk. Kamerî ayların 12 ayından birincisi Muharrem'dir. Bu sevaplı şeyleri söylemiş olduk.

Kamerî ayların 12 ayından birincisi Muharrem'dir.

Bu kamerî aylar, hicrî aylar nasıl başlar? Çok güzel başlar.Bu kamerî aylar, hicrî aylar nasıl başlar?

Çok güzel başlar.
Herkesin anlayacağı şekilde başlar.Herkesin anlayacağı şekilde başlar. İctimadan sonra, batıya güneşin battığı yere bakarken orada güneş battıktan sonra hilal görünüverdi mi;İctimadan sonra, batıya güneşin battığı yere bakarken orada güneş battıktan sonra hilal görünüverdi mi; yani dur bakalım ay ne zaman başlayacak diye gözleme başladınız.yani dur bakalım ay ne zaman başlayacak diye gözleme başladınız. Her akşam, dur bakalım ne olacak diye güneşin battığı yere bakıyorsunuz. Her akşam, dur bakalım ne olacak diye güneşin battığı yere bakıyorsunuz.

Orada güneş battıktan sonra havada incecik hilali gördünüz mü o nedir? Yarın yeni aydır. Orada güneş battıktan sonra havada incecik hilali gördünüz mü o nedir?

Yarın yeni aydır.

Bak herkesin anlayacağı bir şekil. Allah müslümanlara takvim olarak tavsiye buyurmuş.Bak herkesin anlayacağı bir şekil. Allah müslümanlara takvim olarak tavsiye buyurmuş. Yani herkes bakıp yeni bir ayın girdiğini takvimi olsa da olmasa da,Yani herkes bakıp yeni bir ayın girdiğini takvimi olsa da olmasa da, dağ başında yaylada olsa da, çölde olsa da gemide de olsa da, dağ başında yaylada olsa da, çölde olsa da gemide de olsa da, elinde ulaşım iletişim imkânları olmasa bile, haberi olmasa bile elinde ulaşım iletişim imkânları olmasa bile, haberi olmasa bile yeni hilali görünce yeni ayın girdiğini anlayabilir.yeni hilali görünce yeni ayın girdiğini anlayabilir. Bu yani her türlü imkânsızlıkta bile zamanı takip edebilme imkânı veren bir güzel alamet. Bu yani her türlü imkânsızlıkta bile zamanı takip edebilme imkânı veren bir güzel alamet. Hilali görüyor, tamam yarın Ramazan.Hilali görüyor, tamam yarın Ramazan. Hilali görüyor, bir dahaki işte 20-30 gün geçtikten sonra görüyor, ha yarın bayram.Hilali görüyor, bir dahaki işte 20-30 gün geçtikten sonra görüyor, ha yarın bayram. Hilali görüyor, işte şu ay girdi bu ay çıktı diye anlaşılıyor. Hilali görüyor, işte şu ay girdi bu ay çıktı diye anlaşılıyor.

Hilal görününce ertesi gün o ayın biridir,Hilal görününce ertesi gün o ayın biridir, 29 veya 30 gün sonra yine baktığın zaman yeni hilal görülünce eski ay bitmiştir yenisi başlamıştır.29 veya 30 gün sonra yine baktığın zaman yeni hilal görülünce eski ay bitmiştir yenisi başlamıştır. Böylece herkesin gözlemleyebileceği bir şekilde takvim devam eder. Böylece herkesin gözlemleyebileceği bir şekilde takvim devam eder. Yani İslâmî takvim duvardaki takvimin yapraklarını kopartıp görmeye dayanmıyor, gözleme dayanıyor.Yani İslâmî takvim duvardaki takvimin yapraklarını kopartıp görmeye dayanmıyor, gözleme dayanıyor. O devirleri düşünün, matbaa yok, takvim yok, böyle bizim şimdiki imkânlarımız yok, saatler yok.O devirleri düşünün, matbaa yok, takvim yok, böyle bizim şimdiki imkânlarımız yok, saatler yok. Her şeyin mahrumiyet olduğu yani 1400 yıl önceyi düşünün.Her şeyin mahrumiyet olduğu yani 1400 yıl önceyi düşünün. Ne kadar güzel, herkesin anlayacağı bir yaygın takvim. Gökte alameti var, anlaşılıyor. Ne kadar güzel, herkesin anlayacağı bir yaygın takvim. Gökte alameti var, anlaşılıyor.

Ondan sonrasını nasıl anlayacak? Ondan sonrasını nasıl anlayacak?

Canım çömleğin içine Nasrettin Hoca gibi hilali gördükten sonra çakıl taşı koysun,Canım çömleğin içine Nasrettin Hoca gibi hilali gördükten sonra çakıl taşı koysun, tıngır tıngır tıngır, ayın üçü olmuş, beşi olmuş filan diye... tıngır tıngır tıngır, ayın üçü olmuş, beşi olmuş filan diye...

Fakat çok dikkat etmek lazım.Fakat çok dikkat etmek lazım. Nasrettin Hoca hilalin görünmesinden sonra çömleğin içine çakıl taşı koyup da Nasrettin Hoca hilalin görünmesinden sonra çömleğin içine çakıl taşı koyup da ayın kaçı olduğunu tespit etmek isterken hanım da bakmış ki ayın kaçı olduğunu tespit etmek isterken hanım da bakmış ki Hoca Efendi çömleğe çakıl koyuyor, tıngır tıngır.Hoca Efendi çömleğe çakıl koyuyor, tıngır tıngır. Hocaefendiye yardım olsun diye bir avuç da o koymuş. Hocaefendiye yardım olsun diye bir avuç da o koymuş. O zaman tabii ayın sayısı çıkıyor 45'e 50'ye, işler karıştı. O zaman tabii ayın sayısı çıkıyor 45'e 50'ye, işler karıştı. Kadıncağız iyilik yapmak istedi ama işleri karıştırdı tabii.Kadıncağız iyilik yapmak istedi ama işleri karıştırdı tabii. Böyle şaka tarafı bir tarafa, ama bu şakalar çok iyi.Böyle şaka tarafı bir tarafa, ama bu şakalar çok iyi. Ben böyle ciddi konuşurken arada bir şaka yapıyorum, çok iyi oluyor çünkü artık kimse unutmaz.Ben böyle ciddi konuşurken arada bir şaka yapıyorum, çok iyi oluyor çünkü artık kimse unutmaz. Ayların hesabını kimse unutmaz artık. Ayın 45 olmadığını da herkes bilir.Ayların hesabını kimse unutmaz artık. Ayın 45 olmadığını da herkes bilir. Arabî aylar ya 29 olur ya 30 olur. 31 olmaz, yok öyle bir şey. Ya 29 ya 30. Arabî aylar ya 29 olur ya 30 olur. 31 olmaz, yok öyle bir şey. Ya 29 ya 30.

Peki, 1418. yıldaymışız. Bu nereden çıktı? Peki, 1418. yıldaymışız.

Bu nereden çıktı?

Eskiden Araplar hilalden yeni ayın geldiğini anlıyorlardı da ayları böyle takip ediyorlardı.Eskiden Araplar hilalden yeni ayın geldiğini anlıyorlardı da ayları böyle takip ediyorlardı. Şaban gitti Ramazan geldi, Ramazan gitti Şevval geldi, Şevval gitti Zilkade geldi,Şaban gitti Ramazan geldi, Ramazan gitti Şevval geldi, Şevval gitti Zilkade geldi, böyle takip ediyorlardı da, yalnız senenin rakamı yoktu. Hangi sene? böyle takip ediyorlardı da, yalnız senenin rakamı yoktu.

Hangi sene?

Mühim bir olayla söylüyorlardı.Mühim bir olayla söylüyorlardı. Fil senesi, Mekke-i Mükerreme'ye fil gelmiş, Ebrehe Kâbe'yi yıkmak için filleri ile tıngır mıngır,Fil senesi, Mekke-i Mükerreme'ye fil gelmiş, Ebrehe Kâbe'yi yıkmak için filleri ile tıngır mıngır, zangır zungur yeri titreterek ordusu ile gelmiş.zangır zungur yeri titreterek ordusu ile gelmiş. Ama Allah belasını vermiş, ordu perişan olmuş, yokolup gitmiş. Kâbe'yi yıktırmamış Allah. Ama Allah belasını vermiş, ordu perişan olmuş, yokolup gitmiş. Kâbe'yi yıktırmamış Allah.

Nereye kadar gelmiş? Nereye kadar gelmiş?

Hacca gidenlerin gözünün önüne gelsin, Arafat'a kadar gelmiş.Hacca gidenlerin gözünün önüne gelsin, Arafat'a kadar gelmiş. Aşağıdan geliyor, şöyle Arafat'a, Müzdelife'ye kadar gelmiş.Aşağıdan geliyor, şöyle Arafat'a, Müzdelife'ye kadar gelmiş. Fil Müzdelife'den öteye itekledikleri, dürtükledikleri, dövdükleri halde gitmemiş.Fil Müzdelife'den öteye itekledikleri, dürtükledikleri, dövdükleri halde gitmemiş. Gitmiyor, dayağı yiyor hayvancağız daha öteye gitmiyor. Gitmiyor, dayağı yiyor hayvancağız daha öteye gitmiyor.

Neden? Hayvan ama sezinliyor bir şeyi, Allah sezdirtiyor.Neden?

Hayvan ama sezinliyor bir şeyi, Allah sezdirtiyor.
Öteki insan ama imansız olunca daha fena, hayvandan da aşağı. Öteki insan ama imansız olunca daha fena, hayvandan da aşağı. Ötekisi Kâbe'yi yıktırmak için götürmek istiyor.Ötekisi Kâbe'yi yıktırmak için götürmek istiyor. Müzdelife'yi geçseler Mina, Mina'yı geçselerMüzdelife'yi geçseler Mina, Mina'yı geçseler Harem-i Şerîf'e geldiler mi fillere, ordusuna yıktırtacak Kâbe'yi. Oradan öteye geçmemiş.Harem-i Şerîf'e geldiler mi fillere, ordusuna yıktırtacak Kâbe'yi. Oradan öteye geçmemiş. Fil geriye dönerse gerisin geriye koşarak gidiyormuş, tamam yürümeye başladı.Fil geriye dönerse gerisin geriye koşarak gidiyormuş, tamam yürümeye başladı. Çevirdikleri zaman bu tarafa yine gitmiyormuş. Yine dövüyorlar dürtüyorlar, gitmiyor.Çevirdikleri zaman bu tarafa yine gitmiyormuş. Yine dövüyorlar dürtüyorlar, gitmiyor. Geri dönünce gidiyor, ileri gitmiyor.Geri dönünce gidiyor, ileri gitmiyor. İşte orada biliyorsunuz Allah onları büyük bir felakete uğratmış, Kâbe'yi yıktırtmamış. Neden? İşte orada biliyorsunuz Allah onları büyük bir felakete uğratmış, Kâbe'yi yıktırtmamış.

Neden?

Hikmetleri var. Kâbe mübarek yer. Hz. Âdem zamanından beri mukaddes olan bir yer.Hikmetleri var. Kâbe mübarek yer. Hz. Âdem zamanından beri mukaddes olan bir yer. İbrahim aleyhisselam o mukaddes yeri Kâbe olarak oğlu ile tekrar inşa etmiş,İbrahim aleyhisselam o mukaddes yeri Kâbe olarak oğlu ile tekrar inşa etmiş, kıyamete kadar da kıble olacak. Allah bunların hepsini biliyor, Kâbe'sini yıktırtmamış. kıyamete kadar da kıble olacak. Allah bunların hepsini biliyor, Kâbe'sini yıktırtmamış.

Hatta Abdülmuttalib'in güzel sözü vardır, onu burada zikretmek isterim.Hatta Abdülmuttalib'in güzel sözü vardır, onu burada zikretmek isterim. Oraya ordu geldiği zaman, tabii kocaman ordu, yemek yenecek, et lazım, kazanlarla yemek pişecek.Oraya ordu geldiği zaman, tabii kocaman ordu, yemek yenecek, et lazım, kazanlarla yemek pişecek. Oradaki develeri yakalamışlar, ordu ya, silahları var ya, oradaki develeri yakalamışlar. Oradaki develeri yakalamışlar, ordu ya, silahları var ya, oradaki develeri yakalamışlar.

Abdülmuttalib'in 100 tane devesini almışlar.Abdülmuttalib'in 100 tane devesini almışlar. Onu duyunca Abdülmuttalib kalkmış Ebrehe'nin yanına kadar gelmiş,Onu duyunca Abdülmuttalib kalkmış Ebrehe'nin yanına kadar gelmiş, bu Kâbe'yi yıkmaya niyetli olan ordunun yanına kadar gelmiş. İzin istemiş,bu Kâbe'yi yıkmaya niyetli olan ordunun yanına kadar gelmiş. İzin istemiş, Ebrehe'nin çadırına almışlar bunu. Ebrehe'nin çadırına almışlar bunu.

Demiş ki: "Benim 100 tane devemi almış senin askerlerin, gasp etmiş, develerimi ver geriye." Demiş ki:

"Benim 100 tane devemi almış senin askerlerin, gasp etmiş, develerimi ver geriye."

Adam şöyle bakmış; "Ya ben de senin hakkında güzel şeyler duyuyordum ama gözümden düştün." demiş. Adam şöyle bakmış;

"Ya ben de senin hakkında güzel şeyler duyuyordum ama gözümden düştün." demiş.

E niye? "Ben seni olgun bir adam sanıyordum, bak şimdi ne kadar küçüldün." Niye? E niye?

"Ben seni olgun bir adam sanıyordum, bak şimdi ne kadar küçüldün."

Niye?

"E ben senin ecdadının yani İbrahim aleyhisselam'ın, İsmail aleyhisselam'ın,"E ben senin ecdadının yani İbrahim aleyhisselam'ın, İsmail aleyhisselam'ın, ecdadının yaptığı Kâbe'yi yıkmaya geliyorum,ecdadının yaptığı Kâbe'yi yıkmaya geliyorum, 'Aman komutan etme eyleme, Kâbe'yi yıkma!' diye yalvaracaksın sandım.'Aman komutan etme eyleme, Kâbe'yi yıkma!' diye yalvaracaksın sandım. Hiç oralı olmuyorsun, kendi malının peşindesin, yani develerimi ver diyorsun, Kâbe'yi yıkma demiyorsun." Hiç oralı olmuyorsun, kendi malının peşindesin, yani develerimi ver diyorsun, Kâbe'yi yıkma demiyorsun."

Hakikaten dememiş öyle.Hakikaten dememiş öyle. Aman komutan, etme eyleme, şu Kâbe'yi yıkma, bağışla bizi filan, Aman komutan, etme eyleme, şu Kâbe'yi yıkma, bağışla bizi filan, burası bizim kutsal evimizdir, dinî önemi var filan hiç dememiş. burası bizim kutsal evimizdir, dinî önemi var filan hiç dememiş. Askerlerin benim yüz devemi almış, versinler geri. Develerinin peşinde yani. Askerlerin benim yüz devemi almış, versinler geri. Develerinin peşinde yani.

Gözümden düştün demiş.Gözümden düştün demiş. Yani sen mal peşindesin, kavmini ve Kâbe'yi korumayı hiç söylemiyorsun bana. Yani yıkma demiyorsun. Yani sen mal peşindesin, kavmini ve Kâbe'yi korumayı hiç söylemiyorsun bana. Yani yıkma demiyorsun.

Çok güzel bir cevabı var. Tarih kitapları yazıyor, çok hoşuma gidiyor. Demiş ki: Çok güzel bir cevabı var. Tarih kitapları yazıyor, çok hoşuma gidiyor. Demiş ki:

"Ben develerin sahibiyim, develer benim, develerimi almış senin askerlerin,"Ben develerin sahibiyim, develer benim, develerimi almış senin askerlerin, ben develerimi istiyorum. Kâbe'nin sahibi Allah! O Kâbe'sini, Beyt'ini korur." demiş. ben develerimi istiyorum. Kâbe'nin sahibi Allah! O Kâbe'sini, Beyt'ini korur." demiş.

Onun sahibi ben değilim ki Allah. Biliyorlar.Onun sahibi ben değilim ki Allah. Biliyorlar. İbrahim aleyhisselam'dan, İsmail aleyhisselam'dan beri ananevî olarak biliyorlar.İbrahim aleyhisselam'dan, İsmail aleyhisselam'dan beri ananevî olarak biliyorlar. Evet, cahiliye devri yaşıyorlar ama Kâbe'nin kutsallığını biliyorlar. Ödleri patlardı.Evet, cahiliye devri yaşıyorlar ama Kâbe'nin kutsallığını biliyorlar. Ödleri patlardı. Kâbe'ye saygıları çoktu, son derece yüksekti. Kilidi vardı Kâbe'nin, Bâbü's-selâm'ın kilidi vardı.Kâbe'ye saygıları çoktu, son derece yüksekti. Kilidi vardı Kâbe'nin, Bâbü's-selâm'ın kilidi vardı. Kâbe'nin içine herkes her zaman giremezdi.Kâbe'nin içine herkes her zaman giremezdi. Örtüsü vardı, örtüsünün altına saklanana eman verilirdi, yani saldırılmazdı.Örtüsü vardı, örtüsünün altına saklanana eman verilirdi, yani saldırılmazdı. Zemzem kuyusunun kutsallığını biliyorlar, Kâbe'nin kutsallığını biliyorlar. Zemzem kuyusunun kutsallığını biliyorlar, Kâbe'nin kutsallığını biliyorlar.

Öyle demiş; "Kâbe'nin sahibi Allah, hadi bakalım yıkabilirsen yık.Öyle demiş; "Kâbe'nin sahibi Allah, hadi bakalım yıkabilirsen yık. Ordun var, filin var ama yıkabilirsen yık." Yıktırmadı Allah. Yıktırmadı, orduyu perişan etti. Ordun var, filin var ama yıkabilirsen yık."

Yıktırmadı Allah. Yıktırmadı, orduyu perişan etti.

Bunu nereden biliyoruz? E lem tera sûresinden biliyoruz. Bunu nereden biliyoruz?

E lem tera sûresinden biliyoruz.

Bismillahirrahmanirrahim. E lem tera keyfe fe'ale Rabbüke bi-ashâbi'l-fîl. Bismillahirrahmanirrahim.

E lem tera keyfe fe'ale Rabbüke bi-ashâbi'l-fîl.

"Rabbin o filin sahiplerine neler yaptı görmedin mi ey Resûlüm?" "Rabbin o filin sahiplerine neler yaptı görmedin mi ey Resûlüm?"

Tabii Resûlullah Efendimiz görecek durumda değildi ama yani bilmiyor musun, duymadın mı mânasına.Tabii Resûlullah Efendimiz görecek durumda değildi ama yani bilmiyor musun, duymadın mı mânasına. Veyahut öteki görenler, şahit olanlar bilmiyorlar mı? Veyahut öteki görenler, şahit olanlar bilmiyorlar mı?

Perişan etti, ordu yenik buğday tanesine döndü, kurt girmiş de taneleri yenmiş,Perişan etti, ordu yenik buğday tanesine döndü, kurt girmiş de taneleri yenmiş, gedik güdük kurtlu murtlu buğday tanesine döndü ordusu, perişan oldu defolup gitti, yıkamadı. gedik güdük kurtlu murtlu buğday tanesine döndü ordusu, perişan oldu defolup gitti, yıkamadı.

Mesela fil senesi diyorlar. Neden? İşte fil oraya kadar gelmiş gitmiş. Sen ne zaman doğdun? Mesela fil senesi diyorlar.

Neden?

İşte fil oraya kadar gelmiş gitmiş.

Sen ne zaman doğdun?

Ben fil senesinde doğmuşum, anam babam öyle söylüyorlar. Sen ne zaman? Ben fil senesinde doğmuşum, anam babam öyle söylüyorlar.

Sen ne zaman?

E ben fiil senesinden üç sene sonra doğmuşum. Ya sen ne zaman doğdun? E ben fiil senesinden üç sene sonra doğmuşum.

Ya sen ne zaman doğdun?

Ben fil senesinden iki sene önce. Ben fil senesinden iki sene önce.

Yani bir belli olaya üç sene var, beş sene var diye öyle söylüyorlar, yani [seneye] rakam koyamıyorlar.Yani bir belli olaya üç sene var, beş sene var diye öyle söylüyorlar, yani [seneye] rakam koyamıyorlar. Biz şimdi koyuyoruz, 1997 senesi diyoruz, 1418 diyoruz. O zaman mühim bir olayı söylerlermiş. Biz şimdi koyuyoruz, 1997 senesi diyoruz, 1418 diyoruz. O zaman mühim bir olayı söylerlermiş.

Mesela Peygamber Efendimiz'e demişler ki müslümanlar: Mesela Peygamber Efendimiz'e demişler ki müslümanlar:

"Yâ Resûlallah, bu müşrikler bizi çok üzüyorlar, çok baskı yapıyorlar,"Yâ Resûlallah, bu müşrikler bizi çok üzüyorlar, çok baskı yapıyorlar, yakalarsa işkence yapıyorlar, ağlatıyorlar, kanatıyorlar, öldürüyorlar. yakalarsa işkence yapıyorlar, ağlatıyorlar, kanatıyorlar, öldürüyorlar. Müsaade et biz hicret edelim, gidelim." "Olur, gidebilirsiniz" demiş Peygamber Efendimiz. Müsaade et biz hicret edelim, gidelim."

"Olur, gidebilirsiniz" demiş Peygamber Efendimiz.

Buna diyorlar ki senetü'l-izn, izin senesi, iznin çıktığı sene.Buna diyorlar ki senetü'l-izn, izin senesi, iznin çıktığı sene. Yani senenin rakamı yok, böyle bir isim veriyorlar. Yani senenin rakamı yok, böyle bir isim veriyorlar.

Sonra bir sene âyet inmiş, "O müşrikler nasıl size saldırıp sizi öldürmeye kalkıyorlarsa,Sonra bir sene âyet inmiş, "O müşrikler nasıl size saldırıp sizi öldürmeye kalkıyorlarsa, savaşıyorlarsa kendinizi savunmak için siz de onlarla çarpışabilirsiniz." savaşıyorlarsa kendinizi savunmak için siz de onlarla çarpışabilirsiniz."

Tamam. Senetü'l-kıtâl, müslümanların çarpışmasına Allah'ın izin verdiği, müsaade ettiği sene. Tamam. Senetü'l-kıtâl, müslümanların çarpışmasına Allah'ın izin verdiği, müsaade ettiği sene.

Seneler böyle isimlendiriyorlarmış ama tabii her seneye isim bulmak,Seneler böyle isimlendiriyorlarmış ama tabii her seneye isim bulmak, her seneyi ismiyle anmak kolay bir şey değil, zor bir sistem.her seneyi ismiyle anmak kolay bir şey değil, zor bir sistem. Peygamber Efendimizin vefatından sonra, Hz. Ömer zamanında 17 yıl geçince... Peygamber Efendimizin vefatından sonra, Hz. Ömer zamanında 17 yıl geçince... Biz şimdi, "hicretten 17 yıl geçince" [diye], söylüyoruz, Biz şimdi, "hicretten 17 yıl geçince" [diye], söylüyoruz, yani o zaman daha hicret başlangıç filan yapılmış değil.yani o zaman daha hicret başlangıç filan yapılmış değil. Peygamber Efendimiz'den sonra, Hz. Ömer'in halife olduğu yıllarda Peygamber Efendimiz'den sonra, Hz. Ömer'in halife olduğu yıllarda Hz. Ömer'in Yemen'e gönderdiği Ebû Musa el-Eş'arî hazretleri halifeye,Hz. Ömer'in Yemen'e gönderdiği Ebû Musa el-Eş'arî hazretleri halifeye, Şaban ayında şöyle oldu böyle oldu filan diye bir mektup yazmış.Şaban ayında şöyle oldu böyle oldu filan diye bir mektup yazmış. Yemen'den Hz Ömer'in yanına mektup gelinceye kadar epeyce bir zaman geçer.Yemen'den Hz Ömer'in yanına mektup gelinceye kadar epeyce bir zaman geçer. Bilememişler, bu sene mi evvelki Şaban ayı mı bilememişler bunu. Bilememişler, bu sene mi evvelki Şaban ayı mı bilememişler bunu.

Neyi kastediyor bu mektupta, Allah Allah acaba bu hangisi? Neyi kastediyor bu mektupta, Allah Allah acaba bu hangisi?

Aç telefonu sor. Soramaz çünkü telefon yok. Hz. Ömer zamanında telefon yok. E ne yapacak? Aç telefonu sor. Soramaz çünkü telefon yok. Hz. Ömer zamanında telefon yok.

E ne yapacak?

Kara kara düşünmüşler. Ya bu böyle işler karışacak, ülke de genişledi,Kara kara düşünmüşler. Ya bu böyle işler karışacak, ülke de genişledi, Şam fethedildi, Irak fethedildi, bu işler daha da karışır bir çaresini arayalım demişler.Şam fethedildi, Irak fethedildi, bu işler daha da karışır bir çaresini arayalım demişler. Hz. Ali Efendimiz gibi yazmayı filan bilen kimseler de demişler: Hz. Ali Efendimiz gibi yazmayı filan bilen kimseler de demişler:

"Ey emîre'l-mü'minîn, bunun bir çaresini bulmak lazım, bu işler karışıyor."Ey emîre'l-mü'minîn, bunun bir çaresini bulmak lazım, bu işler karışıyor. Kayıt kuyut zor oluyor." demişler. Kayıt kuyut zor oluyor." demişler.

Onun üzerine olur, bir başlangıç seçelim, bir takvim seçelim demişler. Birileri demiş ki: Onun üzerine olur, bir başlangıç seçelim, bir takvim seçelim demişler. Birileri demiş ki:

"Şu Rumların takvimini seçelim, yani Bizanslıların." "Şu Rumların takvimini seçelim, yani Bizanslıların."

İyi ama Bizanslıların ağustosunu, eylülünü nereden bileceğiz? Onun anlaşılan bir alameti yok ki?İyi ama Bizanslıların ağustosunu, eylülünü nereden bileceğiz? Onun anlaşılan bir alameti yok ki? Yani onların şeyini biz tutturamayız, götüremeyiz, nereden bileceğiz?Yani onların şeyini biz tutturamayız, götüremeyiz, nereden bileceğiz? Hilali gördüğümüz zaman yeni ayın başladığını biliyoruz ama ağustosun başladığını nereden bileceğiz? Hilali gördüğümüz zaman yeni ayın başladığını biliyoruz ama ağustosun başladığını nereden bileceğiz?

Bilinmez, tamamen havadan bir şey. Ağustos başlamış. Bilinmez, tamamen havadan bir şey.

Ağustos başlamış.

Ya öyle mi, Allah Allah nereden belli? Hiçbir şeyinden belli değil. Ya öyle mi, Allah Allah nereden belli?

Hiçbir şeyinden belli değil.

Ama Ramazan başlamış, nereden belli? Ben gördüm hilal vardı, oradan. Ama Ramazan başlamış, nereden belli?

Ben gördüm hilal vardı, oradan.

Yani demişler ki biz onların takvimini yürütemeyiz. Yani demişler ki biz onların takvimini yürütemeyiz.

E Sasanilerin yani İranlıların, Farsların takvimini şey yapalım? E Sasanilerin yani İranlıların, Farsların takvimini şey yapalım?

O da böyle, onu da yapamayız. O da böyle, onu da yapamayız.

Biz demişler gene ecdattan kalma hilali gözleme usulünü takip edelim ama başlangıç neresi olsun?Biz demişler gene ecdattan kalma hilali gözleme usulünü takip edelim ama başlangıç neresi olsun? Neresi birinci sene olsun, başlangıç olsun? Neresi birinci sene olsun, başlangıç olsun?

Bunu konuşurken demişler ki Resûlullah'ın doğumunu esas alalım. Bunu konuşurken demişler ki Resûlullah'ın doğumunu esas alalım.

E ne zaman doğdu Resûlullah? E ne zaman doğdu Resûlullah?

İşte 8 Rebiülevvel mi 12 Rebiülevvel mi, rivayetler çatallaşmış.İşte 8 Rebiülevvel mi 12 Rebiülevvel mi, rivayetler çatallaşmış. Şu sene mi bu sene mi çatallaşmış, demişler ki ihtilaflı, buradan olmayacak. Şu sene mi bu sene mi çatallaşmış, demişler ki ihtilaflı, buradan olmayacak.

E Resûlullah'ın vefatı belli, onu başlangıç yapalım.E Resûlullah'ın vefatı belli, onu başlangıç yapalım. Hepimizin gözünün önünde, biliyoruz ne zaman vefat ettiğini, onu birinci sene yapalım. Hepimizin gözünün önünde, biliyoruz ne zaman vefat ettiğini, onu birinci sene yapalım.

O da demişler hüzünlü üzüntülü bir olay, onu başlangıç yapmak, o da tatlı bir şey değil. Ne yapalım? O da demişler hüzünlü üzüntülü bir olay, onu başlangıç yapmak, o da tatlı bir şey değil.

Ne yapalım?

Düşünmüşler taşınmışlar, demişler ki: Düşünmüşler taşınmışlar, demişler ki:

İslâm Mekke'de iken müslümanlar mazlumdu, zulme uğruyorlardı, işkence görüyorlardı.İslâm Mekke'de iken müslümanlar mazlumdu, zulme uğruyorlardı, işkence görüyorlardı. Hatta bazıları şehit edilmişlerdi.Hatta bazıları şehit edilmişlerdi. Ama Medineliler davet edip de müslümanlar Medine'ye hicret edince Ama Medineliler davet edip de müslümanlar Medine'ye hicret edince ve nihayet Peygamber Efendimiz'e de izin çıkıp o da Ebû Bekir ile Medîne-i Münevvere'ye hicret edinceve nihayet Peygamber Efendimiz'e de izin çıkıp o da Ebû Bekir ile Medîne-i Münevvere'ye hicret edince müslümanların yüzü güldü, İslâm tarihinin sayfası değişti. Müslümanların sıkıntıları bitti.müslümanların yüzü güldü, İslâm tarihinin sayfası değişti. Müslümanların sıkıntıları bitti. Müslümanlar müstakil bir şehre sahip oldular, Medine'ye, rahat yaşamaya başladılar.Müslümanlar müstakil bir şehre sahip oldular, Medine'ye, rahat yaşamaya başladılar. Hatta müşriklerle savaştılar, Bedir Harbi, Uhud Harbi, Hendek Harbi, onları yendiler. Hatta müşriklerle savaştılar, Bedir Harbi, Uhud Harbi, Hendek Harbi, onları yendiler. Hatta sonunda Mekke'ye gittiler, Mekke'yi de fethettiler,Hatta sonunda Mekke'ye gittiler, Mekke'yi de fethettiler, şirki Arabistan'dan kovdular, müşriklik, kâfirlik bırakmadılar. Ha, dönüm noktası neresi? Hicret. şirki Arabistan'dan kovdular, müşriklik, kâfirlik bırakmadılar.

Ha, dönüm noktası neresi?

Hicret.

Tamam demişler, bu böyle müslümanların mazlum halindenTamam demişler, bu böyle müslümanların mazlum halinden rahat hale gelişlerinde başlangıcı olan hicreti esas alalım. rahat hale gelişlerinde başlangıcı olan hicreti esas alalım.

Çok güzel, uygun, hicreti esas almışlar.Çok güzel, uygun, hicreti esas almışlar. Böylece hicrî yıl dediğimiz, yani Peygamber Efendimiz'in hicretinin başlangıç olduğu,Böylece hicrî yıl dediğimiz, yani Peygamber Efendimiz'in hicretinin başlangıç olduğu, hicretin yapılıp da Medine'ye geldikleri senenin birinci sene olduğu takvim böylece başlamış.hicretin yapılıp da Medine'ye geldikleri senenin birinci sene olduğu takvim böylece başlamış. Güzel bir şey. Sahâbe-i kirâm bir şeyi yaptı mı güzel yapar.Güzel bir şey.

Sahâbe-i kirâm bir şeyi yaptı mı güzel yapar.
Sahâbe-i kirâmın kararları bizim dinimizde önemlidir.Sahâbe-i kirâmın kararları bizim dinimizde önemlidir. Resûlullah'ın sözlerine sünnet diyoruz, sahâbe-i kirâmın da sözlerine, onların fikirlerine eser diyoruz.Resûlullah'ın sözlerine sünnet diyoruz, sahâbe-i kirâmın da sözlerine, onların fikirlerine eser diyoruz. O da dinimizde, fıkıhta önemli olan bir husustur. Sahâbe-i kirâm bir şey dedi mi onu tutarız. O da dinimizde, fıkıhta önemli olan bir husustur. Sahâbe-i kirâm bir şey dedi mi onu tutarız.

Güzel bir şey yapmışlar, Allah razı olsun. Böylece hicret başlangıç olmuş. Güzel bir şey yapmışlar, Allah razı olsun. Böylece hicret başlangıç olmuş.

Fakat Peygamber Efendimiz ne zaman hicret etti? Hicret ne zaman emrolundu Peygamber Efendimiz'e? Fakat Peygamber Efendimiz ne zaman hicret etti? Hicret ne zaman emrolundu Peygamber Efendimiz'e?

"Yâ Resûlallah hicret edelim, bu adamlar size kastedecekler."Yâ Resûlallah hicret edelim, bu adamlar size kastedecekler. Bu adamlar sizi öldürmek istiyorlar, gizli gizli meclislerinde konuşuyorlar, Bu adamlar sizi öldürmek istiyorlar, gizli gizli meclislerinde konuşuyorlar, şu Muhammed'i nasıl yok etsek diye fıs fıs fitneler hazırlıyorlar, hicret edelim." şu Muhammed'i nasıl yok etsek diye fıs fıs fitneler hazırlıyorlar, hicret edelim."

"Yâ Ebâ Bekir, daha henüz Allah'tan izin gelmedi, sabret, bekle bakalım."Yâ Ebâ Bekir, daha henüz Allah'tan izin gelmedi, sabret, bekle bakalım. Ya Ebâ Bekir sabret, bekle bakalım." Ya Ebâ Bekir sabret, bekle bakalım."

Ebû Bekir Efendimiz korkuyor, Peygamber Efendimize bu mendeburlar bir şey yapacak diye korkuyor.Ebû Bekir Efendimiz korkuyor, Peygamber Efendimize bu mendeburlar bir şey yapacak diye korkuyor. Peygamber Efendimiz de daha Rabbimden izin gelmedi diyor. Peygamber Efendimiz de daha Rabbimden izin gelmedi diyor.

Nihayet Peygamber Efendimiz bir gün Ebû Bekr-i Sıddîk radıyallahu anh Efendimiz'in yanına geldi; Nihayet Peygamber Efendimiz bir gün Ebû Bekr-i Sıddîk radıyallahu anh Efendimiz'in yanına geldi;

"Ey Ebû Bekir, müjde! Rabbim müsaade etti, emreyledi, ben hicretle emrolundum."Ey Ebû Bekir, müjde! Rabbim müsaade etti, emreyledi, ben hicretle emrolundum. Hazırlık yap, hicret edeceğiz." dedi. Ne zaman oldu bu, hangi ayda oldu? Hazırlık yap, hicret edeceğiz." dedi.

Ne zaman oldu bu, hangi ayda oldu?

Safer ayının sonlarında oldu. Safer ayı hangi aydı? İkinci ay. Muharrem, Safer, Rebiülevvel. Safer ayının sonlarında oldu.

Safer ayı hangi aydı?

İkinci ay.

Muharrem, Safer, Rebiülevvel.

Safer ayının sonunda Peygamber Efendimiz evinden bir gece çıktı. Sevr Dağı'na mağaraya saklandılar oraya. Safer ayının sonunda Peygamber Efendimiz evinden bir gece çıktı. Sevr Dağı'na mağaraya saklandılar oraya.

Nasıl çıktı? O gece Peygamber Efendimiz'i öldürmek için evin etrafını sarmışlardı.Nasıl çıktı?

O gece Peygamber Efendimiz'i öldürmek için evin etrafını sarmışlardı.
Hepsi kılıçlanmışlardı, hançerlerini bellerine sokmuşlardı.Hepsi kılıçlanmışlardı, hançerlerini bellerine sokmuşlardı. Sözleşmişlerdi, aman hep birden saldıralım, aman hep birden vurup öldürelim, tek bir katil tespit edilemesin.Sözleşmişlerdi, aman hep birden saldıralım, aman hep birden vurup öldürelim, tek bir katil tespit edilemesin. "Bütün Kureyş'in gençleri saldırdı, hepsi birden linç etti öldürdü." [denilsin,]"Bütün Kureyş'in gençleri saldırdı, hepsi birden linç etti öldürdü." [denilsin,] hangi kabileye kan davası açacaklarını bilemesinler, belli olmasın,hangi kabileye kan davası açacaklarını bilemesinler, belli olmasın, kim vurduya gitsin diye kararlaştırılmışlardı. kim vurduya gitsin diye kararlaştırılmışlardı. Silahlanmışlardı, oklarını almışlardı, hançerlerini bellerine takmışlardı. O gece öldüreceklerdi.Silahlanmışlardı, oklarını almışlardı, hançerlerini bellerine takmışlardı. O gece öldüreceklerdi. Evin etrafını sarmışlardı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz onların arasından çıktı gitti. Evin etrafını sarmışlardı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz onların arasından çıktı gitti.

Nasıl gitti? Yerden bir toprak aldı, okuyarak bir saçtı, onların arasından geçti.Nasıl gitti?

Yerden bir toprak aldı, okuyarak bir saçtı, onların arasından geçti.
Hiç birisi Resulullah Efendimiz'i görmedi. Hiç birisi Resulullah Efendimiz'i görmedi.

Ve mâ rameyte iz rameyte velâkinne'lllahe ramâ. Ve mâ rameyte iz rameyte velâkinne'lllahe ramâ.

O toprağı Resûlullah attı ama Allah ötekilerin gözlerini görmez hale getirdi." O toprağı Resûlullah attı ama Allah ötekilerin gözlerini görmez hale getirdi."

Arasından geçti. Katil olacak heriflerin arasından geçti, sıyrıldı gitti. Arasından geçti. Katil olacak heriflerin arasından geçti, sıyrıldı gitti.

Onlar ertesi gün içeride Hz. Ali'yi gördüler ama baktılar ki Peygamber Efendimiz yok, kaçmış.Onlar ertesi gün içeride Hz. Ali'yi gördüler ama baktılar ki Peygamber Efendimiz yok, kaçmış. Yani gözlerinden kaçmış, görememişler. Aramaya koyuldular. Yani gözlerinden kaçmış, görememişler. Aramaya koyuldular. Bilmem Mekke'yi görenler, etrafını şöyle az çok bilenler vardır içinizde.Bilmem Mekke'yi görenler, etrafını şöyle az çok bilenler vardır içinizde. Mekke-i Mükerreme'den Medîne-i Münevvere'ye gitmek için yol başkadır, Mekke-i Mükerreme'den Medîne-i Münevvere'ye gitmek için yol başkadır, Sevr Dağı Yemen tarafındadır, Medine tarafında değildir, Mekke'nin aşağı tarafındadır. Sevr Dağı Yemen tarafındadır, Medine tarafında değildir, Mekke'nin aşağı tarafındadır. Yüksek bir dağdır. Yüksek bir dağdır. Şöyle Cidde'den gelirken Mekke tarafına doğru şöyle baktığınız zamanŞöyle Cidde'den gelirken Mekke tarafına doğru şöyle baktığınız zaman en yüksek yer sağda, Yemen tarafında şöyle. Çünkü Cidde batıdadır.en yüksek yer sağda, Yemen tarafında şöyle. Çünkü Cidde batıdadır. Batıdan doğuya doğru gelirken sağ tarafta şöyle bakarsanız en yüksek yer Sevr Dağı.Batıdan doğuya doğru gelirken sağ tarafta şöyle bakarsanız en yüksek yer Sevr Dağı. Şeklinden şöyle anlaşılır.Şeklinden şöyle anlaşılır. Bu tarafta ortada Mevlevi külahı gibi sivri Hira Tepesi vardır, o biraz daha küçük.Bu tarafta ortada Mevlevi külahı gibi sivri Hira Tepesi vardır, o biraz daha küçük. Ama Sevr Dağı yüksek, bu tarafta. Halbuki Medine bu tarafta böyle gittiğiniz zaman. O tarafa gitti. Ama Sevr Dağı yüksek, bu tarafta. Halbuki Medine bu tarafta böyle gittiğiniz zaman.

O tarafa gitti.

Ben arkadaşlarımla Sevr Dağı'na çıktım.Ben arkadaşlarımla Sevr Dağı'na çıktım. Kayalık, tabii belki başka çıkanlar da olmuştur içinizde.Kayalık, tabii belki başka çıkanlar da olmuştur içinizde. Fakat yukarıya çıktığım zaman [nefes nefese kaldım.]Fakat yukarıya çıktığım zaman [nefes nefese kaldım.] Bu nefes var ya, insan hani yokuş yukarı çıktığı zaman nefes nefese oluyor.Bu nefes var ya, insan hani yokuş yukarı çıktığı zaman nefes nefese oluyor. Eğer nefesimi şöyle bir kağıt alsaydım, hoh diye bir kağıda üfleseydimEğer nefesimi şöyle bir kağıt alsaydım, hoh diye bir kağıda üfleseydim bu kağıt tutuşurdu böyle, cayır cayır yanardı. Öyle sıcak nefes çıkıyordu ağzımdan, o kadar içim yanıyordu.bu kağıt tutuşurdu böyle, cayır cayır yanardı. Öyle sıcak nefes çıkıyordu ağzımdan, o kadar içim yanıyordu. Sanki ciğerim parça parça ağzımdan dışarı çıkacaktı. Çok zor, o kadar yüksek yer. Sanki ciğerim parça parça ağzımdan dışarı çıkacaktı. Çok zor, o kadar yüksek yer.

Mendeburlar Resûlullah Efendimiz'i bulmak için oraları bile aramışlar.Mendeburlar Resûlullah Efendimiz'i bulmak için oraları bile aramışlar. Şaşırdım hainlerin şeylerine, oraları bile aramışlar.Şaşırdım hainlerin şeylerine, oraları bile aramışlar. Yahu dağın tepesi, o kadar zor çıkılıyor, yerini biliyoruz biz de kestirmeden gidiyoruz. Yahu dağın tepesi, o kadar zor çıkılıyor, yerini biliyoruz biz de kestirmeden gidiyoruz. E bunlar her tarafını arayacaklar yani, delik gedik neresi varsaE bunlar her tarafını arayacaklar yani, delik gedik neresi varsa her tarafı arayıp Resûlullah Efendimiz'i bulacaklar. her tarafı arayıp Resûlullah Efendimiz'i bulacaklar.

Aradılar taradılar yukarılara kadar, hatta Resûlullah Efendimiz'in Ebû Bekr-i Sıddîk ile sığındığıAradılar taradılar yukarılara kadar, hatta Resûlullah Efendimiz'in Ebû Bekr-i Sıddîk ile sığındığı Sevr Mağarası'nın ağzına kadar geldiler. Çok güzel iz sürerlermiş.Sevr Mağarası'nın ağzına kadar geldiler. Çok güzel iz sürerlermiş. O Arapların meziyetlerinden birisi. İz sürmekte bir tane adamlar. Böyle taşın üstünde ne izi olur!?O Arapların meziyetlerinden birisi. İz sürmekte bir tane adamlar. Böyle taşın üstünde ne izi olur!? Ben bakıyorum her taraf taş, toprak değil ki hani şuraya bastı da buradan üç tane insan, Ben bakıyorum her taraf taş, toprak değil ki hani şuraya bastı da buradan üç tane insan, iki tane insan geçti diyebilesin. Nasıl iz sürerlermiş bilmiyorum, çok şey adamlar.iki tane insan geçti diyebilesin. Nasıl iz sürerlermiş bilmiyorum, çok şey adamlar. Belki şurada dal kırılmış, belki şurada şöyle oldu, nasılsa, çok dikkatli insanlar. Belki şurada dal kırılmış, belki şurada şöyle oldu, nasılsa, çok dikkatli insanlar.

Hatta izden hüküm çıkarma konusunda ilm-i kıyafet diye bir ilim bile ortaya koymuşlar adamlar.Hatta izden hüküm çıkarma konusunda ilm-i kıyafet diye bir ilim bile ortaya koymuşlar adamlar. İzin şekline bakıyorlar, bu adam şişman, izden çıkartıyorlar. İzin şekline bakıyorlar, bu adam şişman, izden çıkartıyorlar. Bu adam aşağı yukarı şu kadar kilolu, bu adam aceleci, Bu adam aşağı yukarı şu kadar kilolu, bu adam aceleci, bak ön tarafı biraz daha çukura batmış fırt diye bastırıyor filan. bak ön tarafı biraz daha çukura batmış fırt diye bastırıyor filan. Yani izin şeklinden izin sahibi hakkında hüküm çıkartıyorlar, çok mendebur adamlar. Yani izin şeklinden izin sahibi hakkında hüküm çıkartıyorlar, çok mendebur adamlar.

Oraya kadar gelmişler. Biliyorsunuz Kur'ân-ı Kerîm'de var. Oraya kadar gelmişler. Biliyorsunuz Kur'ân-ı Kerîm'de var.

İz hümâ fi'l-gâri. "Hani o Muhammed-i Mustafa ve Ebû Bekr-i Sıddîk mağaradaykenİz hümâ fi'l-gâri. "Hani o Muhammed-i Mustafa ve Ebû Bekr-i Sıddîk mağaradayken neydi o zamanlar, ne heyecanlı zamandı onlar..." neydi o zamanlar, ne heyecanlı zamandı onlar..."

İz hümâ fi'l-gâri iz yekûlü li-sâhibihî lâ tahzen inne'llahe me'anâ. İz hümâ fi'l-gâri iz yekûlü li-sâhibihî lâ tahzen inne'llahe me'anâ.

Hani ne diyordu Resûlullah o zaman arkadaşı Ebû Bekr-i Sıddîk'a?Hani ne diyordu Resûlullah o zaman arkadaşı Ebû Bekr-i Sıddîk'a? Yol arkadaşı, din arkadaşı, iman arkadaşı, kardeşi, ashâbı,Yol arkadaşı, din arkadaşı, iman arkadaşı, kardeşi, ashâbı, ashâbının en gözdesi Ebû Bekr-i Sıddîk'a ne diyordu Resûlullah Efendimiz? ashâbının en gözdesi Ebû Bekr-i Sıddîk'a ne diyordu Resûlullah Efendimiz?

Ayaklarını görüyorlardı, kayanın böyle şeyinde müşrikler geldiler oraya kadar, ayaklarını görüyorlardı.Ayaklarını görüyorlardı, kayanın böyle şeyinde müşrikler geldiler oraya kadar, ayaklarını görüyorlardı. Hatta eğilseler kayanın altında Resûlullah Efendimiz ile Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'i görecekler.Hatta eğilseler kayanın altında Resûlullah Efendimiz ile Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'i görecekler. Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz çok üzülüyordu, yakalayacaklar çünkü silahlı geldiler artık orada öldürecekler.Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz çok üzülüyordu, yakalayacaklar çünkü silahlı geldiler artık orada öldürecekler. Düşünün, katillerin kovaladığı iki mübarek insan. Katiller de oraya kadar gelmişler. Ayakları görünüyor. Düşünün, katillerin kovaladığı iki mübarek insan. Katiller de oraya kadar gelmişler. Ayakları görünüyor.

Ne demiş Peygamber Efendimiz, Kur'ân-ı Kerîm'de ne buyuruyor? Ne demiş Peygamber Efendimiz, Kur'ân-ı Kerîm'de ne buyuruyor?

İz yekûlü li-sâhibihî. Bu yol arkadaşına ne demiş Peygamber Efendimiz? İz yekûlü li-sâhibihî.

Bu yol arkadaşına ne demiş Peygamber Efendimiz?

Lâ tahzen. "Ebû Bekir, mahzun olma, üzülme, korkma, titreme, heyecanlanma."Lâ tahzen. "Ebû Bekir, mahzun olma, üzülme, korkma, titreme, heyecanlanma." Lâ tahzen inne'llahe me'anâ. "Allah yanımızda." Lâ tahzen inne'llahe me'anâ. "Allah yanımızda."

Korkma, o katiller zarar veremeyecek, telaşlanma.Korkma, o katiller zarar veremeyecek, telaşlanma. Nasıl biliyor Allah'ın kendisini koruyacağını, nasıl imanı sapasağlam.Nasıl biliyor Allah'ın kendisini koruyacağını, nasıl imanı sapasağlam. Başkası tir tir titrer, nasıl Allah'ın hak resulü olduğu her halinden belli oluyor. Orada bulamadılar. Başkası tir tir titrer, nasıl Allah'ın hak resulü olduğu her halinden belli oluyor. Orada bulamadılar.

Neden? Ya acaba burada mı dediler, acaba bu kayanın altında olabilir mi,Neden?

Ya acaba burada mı dediler, acaba bu kayanın altında olabilir mi,
her tarafı arıyorlar, belki izlerden de oralara geldiğini biraz da sezinlediler.her tarafı arıyorlar, belki izlerden de oralara geldiğini biraz da sezinlediler. Oraya kadar çünkü sebepsiz gelemezler. Bir şeyler de anladılar yani.Oraya kadar çünkü sebepsiz gelemezler. Bir şeyler de anladılar yani. Dal kırığından, kaya kaymasından takip ettiler. Dal kırığından, kaya kaymasından takip ettiler.

Birisi diyor ki; "Ya aklın mı yok senin, bak örümcek yuva yapmış oraya.Birisi diyor ki;

"Ya aklın mı yok senin, bak örümcek yuva yapmış oraya.
Eğer örümcek olmasa, yani onlar oraya girmiş olsalar örümceğin yuvasını bozarak gireceklerdi,Eğer örümcek olmasa, yani onlar oraya girmiş olsalar örümceğin yuvasını bozarak gireceklerdi, baksana kayanın ağzına örümcek yuva yapmış, olur mu hiç?baksana kayanın ağzına örümcek yuva yapmış, olur mu hiç? Örümceğin yuvası bozulmamış orada insan olur mu? Bak güvercin orada yumurtlamış görmüyor musun? Örümceğin yuvası bozulmamış orada insan olur mu? Bak güvercin orada yumurtlamış görmüyor musun? Güvercin yuvası var. Güvercin yuvası var. Senin hiç aklın yok mu ya, bak örümcek yuva yapmış örümcek ağı var, güvercin yuvası var.Senin hiç aklın yok mu ya, bak örümcek yuva yapmış örümcek ağı var, güvercin yuvası var. İnsan girmiş olsa güvercin kaçar, örümceğin ağı da bozulur, yok işte orada." İnsan girmiş olsa güvercin kaçar, örümceğin ağı da bozulur, yok işte orada."

Halbuki oradalar. Allah örümcek gönderiyor oraya, ağ gerdirtiyor, kuvvetli bir ağ.Halbuki oradalar. Allah örümcek gönderiyor oraya, ağ gerdirtiyor, kuvvetli bir ağ. Güvercini getirtiyor orada oturtturuyor, ötekilere gösterttirmiyor.Güvercini getirtiyor orada oturtturuyor, ötekilere gösterttirmiyor. Daha evden çıkarken de nasıl gösterttirmedi, toprak saçtı gösterttirmedi. Daha evden çıkarken de nasıl gösterttirmedi, toprak saçtı gösterttirmedi.

Muhterem kardeşlerim! Bunda çok ibretler var.Muhterem kardeşlerim!

Bunda çok ibretler var.
Bu olaylar üzerinde cümle cümle düşünmek lazım.Bu olaylar üzerinde cümle cümle düşünmek lazım. Yani Allah celle celâlühû bir insanı korumak isterse kimse zarar veremez.Yani Allah celle celâlühû bir insanı korumak isterse kimse zarar veremez. Silahlansalar da, ordu toplasalar da, hücum etseler de bir şeye zarar veremezler. Silahlansalar da, ordu toplasalar da, hücum etseler de bir şeye zarar veremezler. Yakalasalar, ateşe atsalar yakamazlar. İbrahim aleyhisselam'ı yakamadılar.Yakalasalar, ateşe atsalar yakamazlar. İbrahim aleyhisselam'ı yakamadılar. Ordu peşine taksalar, sıkıştırsalar deniz kenarında, bir şey yapamazlar. Ordu peşine taksalar, sıkıştırsalar deniz kenarında, bir şey yapamazlar. Musa aleyhisselam'a yetiştiler, yakalayamadılar.Musa aleyhisselam'a yetiştiler, yakalayamadılar. Allah Musa aleyhisselam'ı denizden geçirtti, Firavun'un ordusu ile beraber boğdurttu.Allah Musa aleyhisselam'ı denizden geçirtti, Firavun'un ordusu ile beraber boğdurttu. Yani Allah korudu mu korur. "Yâ Rabbi sen bizi koru.Yani Allah korudu mu korur.

"Yâ Rabbi sen bizi koru.
Ya Rabbi sen bizi o mübarek peygamberlerini koruduğun gibi önce imansızlıktan koru; Ya Rabbi sen bizi o mübarek peygamberlerini koruduğun gibi önce imansızlıktan koru; küfürden, şirkten, günahtan, şeytandan koru; sevmediğin hallerden, sevmediğin insanlardan koru;küfürden, şirkten, günahtan, şeytandan koru; sevmediğin hallerden, sevmediğin insanlardan koru; şeytan gibi zalim kâfir azgın insanlardan koru yâ Rabbi. şeytan gibi zalim kâfir azgın insanlardan koru yâ Rabbi. Her türlü şer sahibinden koru ya Rabbi sen bizi, o mübarek peygamberlerini koruduğun gibi..." diye Her türlü şer sahibinden koru ya Rabbi sen bizi, o mübarek peygamberlerini koruduğun gibi..." diye buradan Allah'a dayanmayı öğreneceğiz. buradan Allah'a dayanmayı öğreneceğiz.

Bak, Allah korudu mu kimse zarar veremiyor, Allah zarar verecek oldu mu da kimse kurtaramıyor.Bak, Allah korudu mu kimse zarar veremiyor, Allah zarar verecek oldu mu da kimse kurtaramıyor. Firavunu öldürdü ordusuyla, ordusu fayda edemedi. Nemrud'u öldürdü, saltanatını başına yıktı.Firavunu öldürdü ordusuyla, ordusu fayda edemedi. Nemrud'u öldürdü, saltanatını başına yıktı. Saltanatı onu kurtaramadı. Tarih boyunca misalleri çok. Saltanatı onu kurtaramadı. Tarih boyunca misalleri çok. Kureyş kuvvetliydi, Kureyş'i perişan etti, Resûlullah Efendimize galip, mansur, muzaffer, fatih eyledi.Kureyş kuvvetliydi, Kureyş'i perişan etti, Resûlullah Efendimize galip, mansur, muzaffer, fatih eyledi. Bunlardan ibret alacağız. Evet, oraya çıktı, Sevr Mağarası'na ağzına kadar geldiler.Bunlardan ibret alacağız.

Evet, oraya çıktı, Sevr Mağarası'na ağzına kadar geldiler.
Göstertmedi Allah, defolup gittiler yıkılasıcalar. Yıkıldılar da zaten.Göstertmedi Allah, defolup gittiler yıkılasıcalar. Yıkıldılar da zaten. Hepsi toprağın altında şu anda. Hepsi toprağın altında. Hepsi toprağın altında şu anda. Hepsi toprağın altında.

Kime kalmış şu dünya? Kime kalmış şu fani dünya, köhne dünya? Kime kalmış şu dünya? Kime kalmış şu fani dünya, köhne dünya?

Kimler geldi geçti, hiç kimseye kalmıyor. Zalime de kalmıyor mazluma da kalmıyor, herkes gidiyor.Kimler geldi geçti, hiç kimseye kalmıyor. Zalime de kalmıyor mazluma da kalmıyor, herkes gidiyor. İmtihan yeri burası. Allah bizi günaha saptırmasın. Allah bizi sevmediği işler yapan kullarından etmesin. İmtihan yeri burası.

Allah bizi günaha saptırmasın. Allah bizi sevmediği işler yapan kullarından etmesin.

İmtihanı kaybettiler işte. Yazıklar olsun, tüh edepsizler!İmtihanı kaybettiler işte. Yazıklar olsun, tüh edepsizler! Ne kadar zarar ettiler, ne kadar yanlış iş yaptılar. Ne kadar zarar ettiler, ne kadar yanlış iş yaptılar.

Allah'ın en sevgili kulunun karşısına çıktılar, ne oldu? Cehennemde cayır cayır yanıyorlar.Allah'ın en sevgili kulunun karşısına çıktılar, ne oldu?

Cehennemde cayır cayır yanıyorlar.
Kabirlerinde cayır cayır, daha Mahkeme-i Kübrâ olmadan azap görüyorlar şu anda.Kabirlerinde cayır cayır, daha Mahkeme-i Kübrâ olmadan azap görüyorlar şu anda. Peygamber Efendimiz Uhud, Bedir Harbi'ndePeygamber Efendimiz Uhud, Bedir Harbi'nde müşriklerin atıldığı kuyunun başına geldi, seslendi onlara, dedi ki: müşriklerin atıldığı kuyunun başına geldi, seslendi onlara, dedi ki:

"Ey mendeburlar, ey müşrikler, ey Allah'ın düşmanları, ey zalimler!"Ey mendeburlar, ey müşrikler, ey Allah'ın düşmanları, ey zalimler! Biz Allah'ın bize vaat ettiği mükâfatları aldık, zaferi kazandık.Biz Allah'ın bize vaat ettiği mükâfatları aldık, zaferi kazandık. Siz de Allah'ın size vaat ettiği cezalara çarpıldınız mı, belanızı buldunuz mu?" gibi seslendi. Siz de Allah'ın size vaat ettiği cezalara çarpıldınız mı, belanızı buldunuz mu?" gibi seslendi.

Ashâb-ı kirâm böyle Peygamber Efendimiz'e şaşkın şaşkın baktılar. Dediler ki: Ashâb-ı kirâm böyle Peygamber Efendimiz'e şaşkın şaşkın baktılar. Dediler ki:

"Yâ Resûlallah duyar mı bu herifler?"Yâ Resûlallah duyar mı bu herifler? Öldüler, üst üste yığıldılar, ölüleri leşleri kuyunun içine atıldı atıldı çukur, öldü, duyar mı?" Öldüler, üst üste yığıldılar, ölüleri leşleri kuyunun içine atıldı atıldı çukur, öldü, duyar mı?"

"Sizden iyi duyar." dedi Peygamber Efendimiz. Konuşması boşuna değil."Sizden iyi duyar." dedi Peygamber Efendimiz.

Konuşması boşuna değil.
Sizden iyi duyar ama cevap veremezler, dilleri kıpırdayacak durumda değil.Sizden iyi duyar ama cevap veremezler, dilleri kıpırdayacak durumda değil. Cevap veremezler ama daha iyi duyarlar. Ölü kabrinde dışarıdan kendisine ziyarete geleni bilir.Cevap veremezler ama daha iyi duyarlar. Ölü kabrinde dışarıdan kendisine ziyarete geleni bilir. Kabrinin üstüne basılırsa kabrinin çiğnenmesinden eza duyar, üzülür. Kendisine Fatiha okunursa sevinir. Kabrinin üstüne basılırsa kabrinin çiğnenmesinden eza duyar, üzülür. Kendisine Fatiha okunursa sevinir.

Kastamonu'ya giderken bir arkadaşım anlatmıştı, her kabrin, türbenin,Kastamonu'ya giderken bir arkadaşım anlatmıştı, her kabrin, türbenin, mezarlığın yanından geçerken el açıyor, Fatiha okuyor, Kulhüvallah okuyor ruhlarına gönderiyor.mezarlığın yanından geçerken el açıyor, Fatiha okuyor, Kulhüvallah okuyor ruhlarına gönderiyor. Anlatmıştı, bir yerden geçmişler de daha evvelleri, dua etmemişler;Anlatmıştı, bir yerden geçmişler de daha evvelleri, dua etmemişler; o kabirdekiler kalkmış, "Bizden beter olun, bize dua etmediniz..." işte bilmem ne diye söylenmişler.o kabirdekiler kalkmış, "Bizden beter olun, bize dua etmediniz..." işte bilmem ne diye söylenmişler. Onu bildiği için her kabirden geçerken selam veriyor, Fatiha okuyor ruhuna gönderiyor.Onu bildiği için her kabirden geçerken selam veriyor, Fatiha okuyor ruhuna gönderiyor. Bilirler ama gören görür, görmeyen görmez. Peygamber Efendimiz iki kabrin yanından geçiyordu.Bilirler ama gören görür, görmeyen görmez.

Peygamber Efendimiz iki kabrin yanından geçiyordu.
Şöyle kabirlere baktı, dedi ki: "Bu iki kabirdekiler azap görüyor şu anda." "Neden yâ Resûlallah?" Şöyle kabirlere baktı, dedi ki:

"Bu iki kabirdekiler azap görüyor şu anda."

"Neden yâ Resûlallah?"

"Yani sizin önemli sanmadığınız iki sebepten dolayı: Birisi laf götürüp getirirdi, kişilerin arasını bozardı."Yani sizin önemli sanmadığınız iki sebepten dolayı: Birisi laf götürüp getirirdi, kişilerin arasını bozardı. Onun sözünü buna bunun sözünü ona götürüp arabozuculuk yapardı.Onun sözünü buna bunun sözünü ona götürüp arabozuculuk yapardı. Koğuculuk, nemmamlık yapardı ondan azap görüyor. Ötekisi de küçük abdestini yaparken korunmazdı. Koğuculuk, nemmamlık yapardı ondan azap görüyor. Ötekisi de küçük abdestini yaparken korunmazdı. O sebepten azap görüyor." diye söyledi. O sebepten azap görüyor." diye söyledi.

Demek ki evliyaullah, enbiyaullah, Allah'ın mübarek kulları görüyorlar, biliyorlar. Demek ki evliyaullah, enbiyaullah, Allah'ın mübarek kulları görüyorlar, biliyorlar.

Oradan Peygamber Efendimiz ve Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz yola koyuldular. Kim yardım etti? Oradan Peygamber Efendimiz ve Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz yola koyuldular.

Kim yardım etti?

Resulullah Efendimiz ile Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz oralarda kaldıkları zaman,Resulullah Efendimiz ile Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz oralarda kaldıkları zaman, mağarada kaldıkları zaman ne yediler, ne içtiler? mağarada kaldıkları zaman ne yediler, ne içtiler?

Çeşme yok, bakkal yok, kasap yok, döner kebapçı yok, süpermarket yok. Çeşme yok, bakkal yok, kasap yok, döner kebapçı yok, süpermarket yok.

Ne yediler, ne içtiler Sevr Dağı'nda ve yolda? Ne yediler, ne içtiler Sevr Dağı'nda ve yolda?

Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimizin kölesi sürülerini o tarafta otlatıyormuş gibi o taraflara götürdü,Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimizin kölesi sürülerini o tarafta otlatıyormuş gibi o taraflara götürdü, geceleri onların sütlerini sağdı,geceleri onların sütlerini sağdı, Peygamber Efendimiz'e ve Ebû Bekir Efendimiz'e süt ikram etti, sütle idare ettiler. Peygamber Efendimiz'e ve Ebû Bekir Efendimiz'e süt ikram etti, sütle idare ettiler.

Biz şimdi kahvaltımızda süt olsa hanıma ters ters bakarız, hani reçel, nerede yumurta,Biz şimdi kahvaltımızda süt olsa hanıma ters ters bakarız, hani reçel, nerede yumurta, hani patates haşlaması, nerede cips, nerede tatlı, nerede tuzlu, nerede ekşi,hani patates haşlaması, nerede cips, nerede tatlı, nerede tuzlu, nerede ekşi, nerede turşu, nerede salata, nerede... nerede turşu, nerede salata, nerede...

Bre insaf et yahu! Bak, sadece süt içip, mübarekler sadece hurma yiyip nasıl yaşamışlar eskiler.Bre insaf et yahu! Bak, sadece süt içip, mübarekler sadece hurma yiyip nasıl yaşamışlar eskiler. Allah'ın ne kadar çok nimetleri var bizim üzerimizde. Böylece oralardan geçtiler.Allah'ın ne kadar çok nimetleri var bizim üzerimizde.

Böylece oralardan geçtiler.
Sonra yola devam ettikleri zaman Kureyş bunları yakalayanlara develer mükâfat vaat etti.Sonra yola devam ettikleri zaman Kureyş bunları yakalayanlara develer mükâfat vaat etti. Bunları kim yakalar bize yerini söyler de bildirirse şu kadar deve vereceğiz,Bunları kim yakalar bize yerini söyler de bildirirse şu kadar deve vereceğiz, bu kadar bilmem ne vereceğiz dediler. Unuttum ben miktarları.bu kadar bilmem ne vereceğiz dediler. Unuttum ben miktarları. Şu anda ezberden konuştuğum için, yanımda kitap olmadığı için rakamları söylemiyorum.Şu anda ezberden konuştuğum için, yanımda kitap olmadığı için rakamları söylemiyorum. Mükâfat. Zaten söylesem ne olacak! Ama yani ödül koydular, yakalayanlara mükâfat verecekler. Mükâfat. Zaten söylesem ne olacak!

Ama yani ödül koydular, yakalayanlara mükâfat verecekler.

Yolda birileri bu ilanları duymuş olanlar, tellalların bu şeyini duymuş olanlardan bir tanesiYolda birileri bu ilanları duymuş olanlar, tellalların bu şeyini duymuş olanlardan bir tanesi iki kişinin öyle Medine'ye doğru çöllerde gittiğini görünce,iki kişinin öyle Medine'ye doğru çöllerde gittiğini görünce, "Bunlar herhalde aranan kişiler, şunları çevireyim,"Bunlar herhalde aranan kişiler, şunları çevireyim, esir alayım götüreyim, develeri kazanayım, ödüllere nail olayım." diye bunların arkasından mızrağı ile at sürdü.esir alayım götüreyim, develeri kazanayım, ödüllere nail olayım." diye bunların arkasından mızrağı ile at sürdü. Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimizin yüreği ağzına geldi. Heyecanlandı, telaşlandı. Canı için değil! Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimizin yüreği ağzına geldi. Heyecanlandı, telaşlandı. Canı için değil!

Peygamber Efendimize diyor ki: Fidâke ebî ve ümmî yâ Resûlallah. Peygamber Efendimize diyor ki:

Fidâke ebî ve ümmî yâ Resûlallah.

"Canım feda olsun, anam feda olsun, babam feda olsun sana yâ Resûlallah!" "Canım feda olsun, anam feda olsun, babam feda olsun sana yâ Resûlallah!"

Canı için değil. Resûlullah'a zarar verirler diye korkuyor. Canı için değil. Resûlullah'a zarar verirler diye korkuyor.

Adam atını dıgıdık dıgıdık, dıgıdık dıgıdık filmlerdeki gibi bu iki mübarek insanın arkasındanAdam atını dıgıdık dıgıdık, dıgıdık dıgıdık filmlerdeki gibi bu iki mübarek insanın arkasından onlara yaklaşayım diye sürerken ne oldu? onlara yaklaşayım diye sürerken ne oldu?

Hart diye atın iki ön ayağı kumların içine bataklığa girer gibi hırç giriverdi.Hart diye atın iki ön ayağı kumların içine bataklığa girer gibi hırç giriverdi. Tökezledi paldır küldür, kalktı, atını oradan çıkardı, tekrar atına bindiTökezledi paldır küldür, kalktı, atını oradan çıkardı, tekrar atına bindi tekrar dıgıdık dıgıdık dıgıdık, ama şey yapamadı.tekrar dıgıdık dıgıdık dıgıdık, ama şey yapamadı. Yani yine düştü, anladı ki oraya Allah müsaade etmiyor işte. Yani yolda görenler de oldu.Yani yine düştü, anladı ki oraya Allah müsaade etmiyor işte. Yani yolda görenler de oldu. Görenler de oldu yakalamak isteyenler de oldu ama Allah müsaade ettirmedi. Görenler de oldu yakalamak isteyenler de oldu ama Allah müsaade ettirmedi.

Nihayet Rebiülevvel ayının... Rebiülevvel ayı kaçıncı ay oluyor? Muharrem, Safer, Rebiülevvel. Nihayet Rebiülevvel ayının...

Rebiülevvel ayı kaçıncı ay oluyor?

Muharrem, Safer, Rebiülevvel.

Rebiülevvel ayının dokuzunda, onunda Medine'ye yakın Kuba'ya geldiler.Rebiülevvel ayının dokuzunda, onunda Medine'ye yakın Kuba'ya geldiler. Kuba bir kasabaydı, birkaç ev olan bir yerdi. Medine'nin biraz Mekke tarafında bir yerdi, oraya indiler. Kuba bir kasabaydı, birkaç ev olan bir yerdi. Medine'nin biraz Mekke tarafında bir yerdi, oraya indiler. Kuba'ya geldiler, orada üç gün kadar kaldılar. Kuba'ya geldiler, orada üç gün kadar kaldılar. Orada Cuma Sûresi nazil oldu, ilk cuma namazını orada topluca kıldılar.Orada Cuma Sûresi nazil oldu, ilk cuma namazını orada topluca kıldılar. Ondan sonra Mekke'ye aşağı yukarı 13 Rebiülevvel'de vardılar. Ondan sonra Mekke'ye aşağı yukarı 13 Rebiülevvel'de vardılar.

Demek ki Safer'in sonunda yola çıktılar, Rebiülevvel'in mehtaplı günlerindeDemek ki Safer'in sonunda yola çıktılar, Rebiülevvel'in mehtaplı günlerinde Medîne-i Münevvere'ye iki cihan güneşi Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem varmış oldu.Medîne-i Münevvere'ye iki cihan güneşi Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem varmış oldu. Yani senenin üçüncü ayında: Muharrem, Safer, Rebiülevvel. Yani senenin üçüncü ayında: Muharrem, Safer, Rebiülevvel.

Hz. Ömer zamanında bu hicret başlangıç olsun deyince, bir karışıklık olmasın diye dediler kiHz. Ömer zamanında bu hicret başlangıç olsun deyince, bir karışıklık olmasın diye dediler ki hicret başlangıç olsun yıl olarak da, ayı geriye doğru Muharrem'den başlatalım.hicret başlangıç olsun yıl olarak da, ayı geriye doğru Muharrem'den başlatalım. Muharrem'den başlatalım, Muharrem, Safer, Rebiülevvel ... Muharrem'den başlatalım, Muharrem, Safer, Rebiülevvel ... Her ne kadar iki aydan fazla bir zaman geçmişse de, 71 gün geçmişti.Her ne kadar iki aydan fazla bir zaman geçmişse de, 71 gün geçmişti. Muharrem'in birinden 71 günlük bir geriye alış yaptılar. Muharrem'in birinden 71 günlük bir geriye alış yaptılar.

Hicri yıl bir Muharrem, yani birinci senenin birinci günü aslındaHicri yıl bir Muharrem, yani birinci senenin birinci günü aslında Peygamber Efendimiz nerede iken başlamış oldu? Peygamber Efendimiz nerede iken başlamış oldu?

Mekke'de iken, daha hicrete kalkışmamışken başlamış oldu, hicret hazırlıkları,Mekke'de iken, daha hicrete kalkışmamışken başlamış oldu, hicret hazırlıkları, düşünceleri içindeyken başlamış oldu.düşünceleri içindeyken başlamış oldu. Hicrî birinci yılın Muharrem ayı geçti, Safer ayının sonunda yola çıktılar, Hicrî birinci yılın Muharrem ayı geçti, Safer ayının sonunda yola çıktılar, Rebiülevvel ayının 13'ünde Medîne-i Münevvere'ye girdiler. Demek ki orada biraz bir geriye alma var.Rebiülevvel ayının 13'ünde Medîne-i Münevvere'ye girdiler. Demek ki orada biraz bir geriye alma var. Böylece hicret birinci yıl oldu, Muharrem birinci ay oldu biraz geriye alınarak. Böylece hicret birinci yıl oldu, Muharrem birinci ay oldu biraz geriye alınarak. Demek ki hicrî takvimin birinci günü aslında Mekke'de başlamış oluyor.Demek ki hicrî takvimin birinci günü aslında Mekke'de başlamış oluyor. Birinci yılın 40 küsur günü Mekke'de geçmiş oluyor,Birinci yılın 40 küsur günü Mekke'de geçmiş oluyor, geriye kalan günleri yolda geçmiş oluyor, ondan sonra Medine'ye gelmiş oluyorlar. geriye kalan günleri yolda geçmiş oluyor, ondan sonra Medine'ye gelmiş oluyorlar.

Böylece artık bizim takvimimizin senelerini rakamla ifade etmek mümkün oldu.Böylece artık bizim takvimimizin senelerini rakamla ifade etmek mümkün oldu. Hicretten 3 sene sonra, hicretten 5 sene önce, hicretten 30 sene sonra gibi Hicretten 3 sene sonra, hicretten 5 sene önce, hicretten 30 sene sonra gibi böylece bir başlangıç belli olunca hicrî takvim ortaya çıktı. İşin takvimle ilgili izah tarafı bu. böylece bir başlangıç belli olunca hicrî takvim ortaya çıktı. İşin takvimle ilgili izah tarafı bu.

Yeter mi, devam edelim mi? Bir de işin dinî tarafı var. Onu da kısaca söyleyelim. Yeter mi, devam edelim mi?

Bir de işin dinî tarafı var. Onu da kısaca söyleyelim.

Niye hicret etti müslümanlar? Çünkü bizim hayatımızın amacı Allah'ın rızasını kazanmak.Niye hicret etti müslümanlar?

Çünkü bizim hayatımızın amacı Allah'ın rızasını kazanmak.
Allah'ın rızasını kazanmak için dinimize sımsıkı sarılmamız lazım. Müslüman olmamız lazım.Allah'ın rızasını kazanmak için dinimize sımsıkı sarılmamız lazım. Müslüman olmamız lazım. Müslüman olmazsak zengin olsak da, padişah olsak da, kral olsak da, pehlivan olsak da,Müslüman olmazsak zengin olsak da, padişah olsak da, kral olsak da, pehlivan olsak da, mâlî bakımdan kuvvetli olsak da, medenî bakımdan kuvvetli olsak da, mâlî bakımdan kuvvetli olsak da, medenî bakımdan kuvvetli olsak da, içtimâî bakımdan kuvvetli olsak da, kavmimiz kabilemiz kalabalık olsa da kıymeti yok.içtimâî bakımdan kuvvetli olsak da, kavmimiz kabilemiz kalabalık olsa da kıymeti yok. Dinimiz kuvvetli olacak. Allah dini kuvvetli olanı, takvası kuvvetli olanı seviyor. Dinimiz kuvvetli olacak. Allah dini kuvvetli olanı, takvası kuvvetli olanı seviyor.

İnne ekrameküm indallah etkâküm. İnne ekrameküm indallah etkâküm.

"Sizin Allah'ın yanında değeri en yüksek olanınız, en kıymetli olanınız, "Sizin Allah'ın yanında değeri en yüksek olanınız, en kıymetli olanınız, en asil en soylu olanınız takvası en yüksek olandır." en asil en soylu olanınız takvası en yüksek olandır."

Kim Allah'tan en çok korkuyor, kim Allah'a en güzel kulluğu yapıyor,Kim Allah'tan en çok korkuyor, kim Allah'a en güzel kulluğu yapıyor, kim Allah'ın en sevdiği şekilde ibadetle ömrünü geçiriyor; işte en kıymetli kul o. kim Allah'ın en sevdiği şekilde ibadetle ömrünü geçiriyor; işte en kıymetli kul o. Biz Allah'ın rızasını kazanmak zorundayız. Biz Allah'ın rızasını kazanmak zorundayız.

Eğer bir yerde Allah'a güzel kulluk yapmamız engelleniyorsa;Eğer bir yerde Allah'a güzel kulluk yapmamız engelleniyorsa; namaz kılma, başına örtme, Cumaya gitme, orucunu tutma!.. Allah Allah olur mu böyle? namaz kılma, başına örtme, Cumaya gitme, orucunu tutma!..

Allah Allah olur mu böyle?

Allah'ın emrettiği şeyleri yaptırmayan zalimler çıkar mı? Çıkıyor. Bugün bile var.Allah'ın emrettiği şeyleri yaptırmayan zalimler çıkar mı?

Çıkıyor. Bugün bile var.
Dünyanın her yerinde zalimler var. Türkiye'de de var. Dünyanın her yerinde zalimler var. Türkiye'de de var. Başörtü örtme, örtmek istersen işinden atarım, okuldan atarım, imtihana sokmam. Başörtü örtme, örtmek istersen işinden atarım, okuldan atarım, imtihana sokmam. Sakalını kes, sakalını kesmezsen asarım, keserim, tutarım, yutarım, bilmem ne ezerim geçerim.Sakalını kes, sakalını kesmezsen asarım, keserim, tutarım, yutarım, bilmem ne ezerim geçerim. Cumaya gidemezsin. İşe girecek adamcağız, geçinecek, çoluk çocuğu ekmek istiyorCumaya gidemezsin. İşe girecek adamcağız, geçinecek, çoluk çocuğu ekmek istiyor baba ekmek ver karnım aç diyor, çalışacak.baba ekmek ver karnım aç diyor, çalışacak. İşe alacak patron, alçak diyor ki bak, sen müslüman bir kimseye benziyorsun, Cumaya gitmek yok ha!İşe alacak patron, alçak diyor ki bak, sen müslüman bir kimseye benziyorsun, Cumaya gitmek yok ha! Cumaya gidersen olmaz, işe almam. "Cumaya gitmek yok ha!" diyor. Cumaya gidersen olmaz, işe almam.

"Cumaya gitmek yok ha!" diyor.

Zalime bak! Allah cumaya namaza gelin diyor.Zalime bak! Allah cumaya namaza gelin diyor. Bak bu Allah'ın bu zalim kuluna bak, Allah'ın verdiği nimetlerle yaşıyor, Allah'ın kaderi ile yaşıyor,Bak bu Allah'ın bu zalim kuluna bak, Allah'ın verdiği nimetlerle yaşıyor, Allah'ın kaderi ile yaşıyor, Allah'ın verdiği ömrü sürüyor, Allah'ın yarattığı yeryüzünde yaşıyor, Allah'ın verdiği ömrü sürüyor, Allah'ın yarattığı yeryüzünde yaşıyor, Allah'ın verdiği nimetlerle yaşıyor; Allah'la savaş halinde. Allah Cuma namazı kılın demiş, kılmayın diyor.Allah'ın verdiği nimetlerle yaşıyor; Allah'la savaş halinde. Allah Cuma namazı kılın demiş, kılmayın diyor. Allah hanımlar başını örtsün demiş, başını aç diyor. Allah Resûlüne ittibâ edilsin diye emrediyor; Allah hanımlar başını örtsün demiş, başını aç diyor. Allah Resûlüne ittibâ edilsin diye emrediyor;

Etîullahe ve etîu'r-resûl. Etîullahe ve etîu'r-resûl.

İşte onun için müslüman Peygamber Efendimiz'in sünnetidir diye sünnetini tutuyor, sakal bırakıyor filan.İşte onun için müslüman Peygamber Efendimiz'in sünnetidir diye sünnetini tutuyor, sakal bırakıyor filan. Sakalı keseceksin, camiyi açmayacaksın, kursu kapatacaksın bilmem ne filan. Sakalı keseceksin, camiyi açmayacaksın, kursu kapatacaksın bilmem ne filan.

Şimdi bir yerde İslâm'ı yaşamak mümkün olmazsa, Allah'ın sevdiği kul halinde ömrünü sürdürmek,Şimdi bir yerde İslâm'ı yaşamak mümkün olmazsa, Allah'ın sevdiği kul halinde ömrünü sürdürmek, çalışmak, yaşamak mümkün olmazsa ne yapmak lazım? çalışmak, yaşamak mümkün olmazsa ne yapmak lazım?

Başka yere göçmek lazım, kulluğu rahat yapabildiği yere göçmek lazım. Başka yere göçmek lazım, kulluğu rahat yapabildiği yere göçmek lazım.

Buna ne denir? Hicret denir. Buna ne denir?

Hicret denir.

Peygamber Efendimiz Mekkeliydi, İbrahim aleyhisselam'ın soyundandı,Peygamber Efendimiz Mekkeliydi, İbrahim aleyhisselam'ın soyundandı, İsmail aleyhisselam'ın evladındandı, Mekke onun doğduğu şehirdiİsmail aleyhisselam'ın evladındandı, Mekke onun doğduğu şehirdi ama zalimler işkence ettiler, bazı müslümanları şehit ettiler,ama zalimler işkence ettiler, bazı müslümanları şehit ettiler, öldürdüler, kadınlardan erkeklerden şehit ettiler.öldürdüler, kadınlardan erkeklerden şehit ettiler. Peygamber Efendimiz'i de öldürmeye kalktılar. Namaz kılarken üstüne işkembe koyuyorlardı, sırtına.Peygamber Efendimiz'i de öldürmeye kalktılar. Namaz kılarken üstüne işkembe koyuyorlardı, sırtına. Namaz kılmasına mani oluyorlardı, Kâbe'yi ziyaretine mani oluyorlardı.Namaz kılmasına mani oluyorlardı, Kâbe'yi ziyaretine mani oluyorlardı. La ilahe illallah diyenin üstüne saldırıyorlardı, vuruyorlardı vuruyorlardı vuruyorlardı... La ilahe illallah diyenin üstüne saldırıyorlardı, vuruyorlardı vuruyorlardı vuruyorlardı... Müslüman olan insana işkence yapıyorlardı, dininden dön diyorlardı.Müslüman olan insana işkence yapıyorlardı, dininden dön diyorlardı. Bilâl-i Habeşî hazretlerini yakalamışlardı, işkence ediyorlardı, dön dininden diyorlardı, Bilâl-i Habeşî hazretlerini yakalamışlardı, işkence ediyorlardı, dön dininden diyorlardı, o da cevaben, ızdırap çekiyor, acı çekiyor, baygın halde Ehad Ehad Ehad Ehad... diyordu. o da cevaben, ızdırap çekiyor, acı çekiyor, baygın halde Ehad Ehad Ehad Ehad... diyordu. Biricik Allah, şeriki naziri yok, şirk yok, putlar yok, Allah var, şerîki nazîri yok.Biricik Allah, şeriki naziri yok, şirk yok, putlar yok, Allah var, şerîki nazîri yok. Ehad, O bir tanedir. Kulhüvallahu ehad. Allah bir tanedir. Ehad, O bir tanedir. Kulhüvallahu ehad. Allah bir tanedir.

Öldürüyorlar, yemek vermiyorlar, mal vermiyorlar, yiyecek vermiyorlar, satış yapmıyorlar.Öldürüyorlar, yemek vermiyorlar, mal vermiyorlar, yiyecek vermiyorlar, satış yapmıyorlar. Baskı yapıyorlar, evinden çıkartmıyorlar. O zaman ne yaptı? Baskı yapıyorlar, evinden çıkartmıyorlar.

O zaman ne yaptı?

Senetü'l-izn, müslümanların başka yere gitmesine izin verildi.Senetü'l-izn, müslümanların başka yere gitmesine izin verildi. Ne yapalım, burada madem ki size çok eza cefa ediyorlar, hadi buyurun.Ne yapalım, burada madem ki size çok eza cefa ediyorlar, hadi buyurun. Kimisi Habeşistan'a gitti, kimisi Yemen'e gitti. Kimisi Habeşistan'a gitti, kimisi Yemen'e gitti. Habeşistan'a gidenlerin arkasından da Kureyş adamlar gönderdi, "Bu size gelenleri cezalandırın" diyeHabeşistan'a gidenlerin arkasından da Kureyş adamlar gönderdi, "Bu size gelenleri cezalandırın" diye Habeş imparatoruna çıkanlar oldu. O da uzun, ayrı bir macera, onu ayrıca anlatmak lazım, çok ibretli bir şey. Habeş imparatoruna çıkanlar oldu. O da uzun, ayrı bir macera, onu ayrıca anlatmak lazım, çok ibretli bir şey.

Neticede Peygamber Efendimiz'e Medineli kişiler iman ettiler, inandılar.Neticede Peygamber Efendimiz'e Medineli kişiler iman ettiler, inandılar. Sevdiler, "Yâ Resûlallah, biz senin kefiliniz, bizim Medine'mize gel biz sana bakarız.Sevdiler, "Yâ Resûlallah, biz senin kefiliniz, bizim Medine'mize gel biz sana bakarız. Biz seni koruruz." dediler. Başka kabileler bunu diyemediler. Biz seni koruruz." dediler. Başka kabileler bunu diyemediler.

Peygamber Efendimiz hac münasebetiyle Mekke'ye gelenPeygamber Efendimiz hac münasebetiyle Mekke'ye gelen bütün kabileleri dolaşıyordu, Mina'da, Müzdelife'de, Arafat'ta. Diyordu ki: bütün kabileleri dolaşıyordu, Mina'da, Müzdelife'de, Arafat'ta. Diyordu ki:

"Beni Allah gönderdi, ben Allah'ın Resûlüyum."Beni Allah gönderdi, ben Allah'ın Resûlüyum. Allah'ın varlığını birliğini kabul edin, la ilahe illallah deyin.Allah'ın varlığını birliğini kabul edin, la ilahe illallah deyin. İbrahim aleyhisselam'ın dinine gelin. Ben onun soyundanım, onun imanına sizi davet ediyorum.İbrahim aleyhisselam'ın dinine gelin. Ben onun soyundanım, onun imanına sizi davet ediyorum. Putların bir faydası yoktur, putları bırakın." gibi tebligatını yapıyordu. "Ne yapacağız?" Putların bir faydası yoktur, putları bırakın." gibi tebligatını yapıyordu.

"Ne yapacağız?"

"E bana tâbi olun." "E bana tâbi olun."

"İyi ama yâ Eba'l-Kâsım, yâ Muhammed, sana tâbi olalım ama sana tâbi olursak Kureyş'le aramız bozulur."İyi ama yâ Eba'l-Kâsım, yâ Muhammed, sana tâbi olalım ama sana tâbi olursak Kureyş'le aramız bozulur. Kureyş'le aramız bozulunca da bu Kureyş'in arazisinden geçip Şam'a gidemeyiz.Kureyş'le aramız bozulunca da bu Kureyş'in arazisinden geçip Şam'a gidemeyiz. Şam'dan malları alıp bu tarafa gelemeyiz. Aramızın bozulmaması lazım. Şam'dan malları alıp bu tarafa gelemeyiz. Aramızın bozulmaması lazım. Haklısın ama biz sana katılamayız." diyorlardı. Haklısın ama biz sana katılamayız." diyorlardı. Haklısın ama, doğru söylüyorsun, iyi güzel, pek güzel ama Kureyş'le aramızı bozamayız diyorlardı, diyorlardı. Haklısın ama, doğru söylüyorsun, iyi güzel, pek güzel ama Kureyş'le aramızı bozamayız diyorlardı, diyorlardı.

Nihayet Medineliler ne dediler? Nihayet Medineliler ne dediler?

Haklısın yâ Resûlallah, biz seni koruruz, bize gel dediler. Akabe'de biat ettiler. Akabe neresi? Haklısın yâ Resûlallah, biz seni koruruz, bize gel dediler. Akabe'de biat ettiler.

Akabe neresi?

Büyük şeytanın taşlandığı yer Akabe. Büyük şeytanın taşlandığı yer Akabe.

Orada biat ettiler Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e,Orada biat ettiler Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e, ondan sonra bir dahaki sene daha kalabalık geldiler. Onlar da; ondan sonra bir dahaki sene daha kalabalık geldiler. Onlar da;

"Yâ Resûlallah, bak bunlar da senin peygamberliğini kabul ediyor, sana biat ediyorlar." dediler. "Yâ Resûlallah, bak bunlar da senin peygamberliğini kabul ediyor, sana biat ediyorlar." dediler.

İkinci Akabe Biatı oldu. İkinci Akabe Biatı oldu.

"Medine'ye buyur yâ Resûlallah, seni kendimizi koruduğumuz gibi koruruz,"Medine'ye buyur yâ Resûlallah, seni kendimizi koruduğumuz gibi koruruz, mallarımızı koruduğumuz gibi senin mallarını da haysiyetini de koruruz." dediler, mallarımızı koruduğumuz gibi senin mallarını da haysiyetini de koruruz." dediler, müslümanlar Medine'ye gitmeye başladı.müslümanlar Medine'ye gitmeye başladı. Müsaade oldu, birer ikişer durumunu ayarlayanlar Medine'ye gitmeye başladılar.Müsaade oldu, birer ikişer durumunu ayarlayanlar Medine'ye gitmeye başladılar. Sonra Peygamber Efendimiz kalktı gitti anlattığım vechile. Hangi yılda gitti? Sonra Peygamber Efendimiz kalktı gitti anlattığım vechile.

Hangi yılda gitti?

Hicretin birinci yılında Safer ayında yola çıktı, Rebiülevvel ayında geldi.Hicretin birinci yılında Safer ayında yola çıktı, Rebiülevvel ayında geldi. Yani birinci yıl içinde şey yaptı ama başlangıç biraz daha öne alındı. Yani birinci yıl içinde şey yaptı ama başlangıç biraz daha öne alındı. Demek ki birinci yılında hicret etti. Tamam. Demek ki birinci yılında hicret etti. Tamam.

O zaman bütün müslümanlara Resûlullah'ın yanına gelmek emrolundu.O zaman bütün müslümanlara Resûlullah'ın yanına gelmek emrolundu. "Toplanın bakalım o benim Habîb-i Edîbim Muhammed Mustafâ'mın yanına." diye "Toplanın bakalım o benim Habîb-i Edîbim Muhammed Mustafâ'mın yanına." diye Allah bütün müslümanların onun etrafına yanına gelmesini emretti.Allah bütün müslümanların onun etrafına yanına gelmesini emretti. Herkes, gücü yeten imkân bulan neredeyse kalktılar, Peygamber Efendimiz'in etrafına toplandılar.Herkes, gücü yeten imkân bulan neredeyse kalktılar, Peygamber Efendimiz'in etrafına toplandılar. Medîne-i Münevvere müslümanların şehri oldu, kalesi oldu, kuvvetlendiler. Medîne-i Münevvere müslümanların şehri oldu, kalesi oldu, kuvvetlendiler.

Âyet-i kerîmede buyruluyor ki: Âyet-i kerîmede buyruluyor ki:

Bismillâhirrahmânirrahîm. İnnellezîne tevaffâhümü'l-melâiketü zalimî enfüsihim kâlû fime küntüm.Bismillâhirrahmânirrahîm.

İnnellezîne tevaffâhümü'l-melâiketü zalimî enfüsihim kâlû fime küntüm.
Böyle zalim, günahkâr, İslâm'ı uygulayamamış, yaşayamamış insanlar olarak ölenlere melekler ne diyecek? Böyle zalim, günahkâr, İslâm'ı uygulayamamış, yaşayamamış insanlar olarak ölenlere melekler ne diyecek?

"Ne halde idiniz siz? Siz böyle çok fena bir vaziyette ölmüşsünüz?" "Ne halde idiniz siz? Siz böyle çok fena bir vaziyette ölmüşsünüz?"

Fime küntüm. "Ne haldeydiniz?"Fime küntüm. "Ne haldeydiniz?" Kâlû künnâ müstad'afîne fi'l-arz. "Onlar da kendilerini savunmak için diyecekler ki sorgu meleklerine:Kâlû künnâ müstad'afîne fi'l-arz. "Onlar da kendilerini savunmak için diyecekler ki sorgu meleklerine: Biz aciz, güçsüz insanlardık. Öteki zorbalar bize baskı yapıyordu, işte İslâm'ı yaşayamıyorduk." Biz aciz, güçsüz insanlardık. Öteki zorbalar bize baskı yapıyordu, işte İslâm'ı yaşayamıyorduk." Kâlû e lem tekün arzullahi vâsiaten fe-tühâcirû fîhâ. "Allah'ın şu yeri, yeryüzü geniş değil mi?"Kâlû e lem tekün arzullahi vâsiaten fe-tühâcirû fîhâ. "Allah'ın şu yeri, yeryüzü geniş değil mi?" E lem tekün arzullahi vâsiaten. "Yeryüzü geniş değil mi Allah'ın bu yeri?"E lem tekün arzullahi vâsiaten. "Yeryüzü geniş değil mi Allah'ın bu yeri?" Fe-tühâcirû fîhâ. "Oraya hicret etseydiniz ya!?" Fe-tühâcirû fîhâ. "Oraya hicret etseydiniz ya!?"

Orada o edepsizler size İslâm'ı yaşattırmıyorlarsa öbür tarafa gitseydiniz,Orada o edepsizler size İslâm'ı yaşattırmıyorlarsa öbür tarafa gitseydiniz, mecbur muydunuz onların olduğu yerde kalmaya? mecbur muydunuz onların olduğu yerde kalmaya?

Niye onların yanında kalıp da günahkâr olarak yaşayıp günahkâr olarak öldünüz? Niye onların yanında kalıp da günahkâr olarak yaşayıp günahkâr olarak öldünüz?

Fe-ulâike me'vâhüm cehennem. Fe-ulâike me'vâhüm cehennem.

İşte öyle hicret etmeyip de, onların yanında kalıp da kâfirce yaşayıp İslâm'ı uygulamadan,İşte öyle hicret etmeyip de, onların yanında kalıp da kâfirce yaşayıp İslâm'ı uygulamadan, Resûlullah'ın hizmetine koşmadan, Resûlullah'la bütünleşmeden,Resûlullah'ın hizmetine koşmadan, Resûlullah'la bütünleşmeden, Resûlullah'ın ordusuna katılmadan ölenlerin yeri, barınağı neresi? Resûlullah'ın ordusuna katılmadan ölenlerin yeri, barınağı neresi?

Fe-ulâike me'vâhüm cehennem. "Onlar cehenneme atılacaklar.Fe-ulâike me'vâhüm cehennem. "Onlar cehenneme atılacaklar. Barınakları, barınacakları yer cehennem." Ve sâet masîrâ. "Ayy! Ne kadar fena bir yer cehennem!" Barınakları, barınacakları yer cehennem." Ve sâet masîrâ. "Ayy! Ne kadar fena bir yer cehennem!"

Ne kadar kötü bir yer, Allah etmesin. Cehennem nasıl bir yer? Cehennem ateş dolu bir yer.Ne kadar kötü bir yer, Allah etmesin.

Cehennem nasıl bir yer?

Cehennem ateş dolu bir yer.
Ateşlerinin sağa sola böyle hışş hışş diye saldırdığı bir yer, ses çıkartarak böyle saldırdığı bir yer.Ateşlerinin sağa sola böyle hışş hışş diye saldırdığı bir yer, ses çıkartarak böyle saldırdığı bir yer. Yakınında bile insanın yüzünü yakan bir yer. Yakınında bile insanın yüzünü yakan bir yer.

Yani bilmiyorum hiç bir demir çelik fabrikasına gittiniz mi veyahut bir demirci dükkanına girdiniz miYani bilmiyorum hiç bir demir çelik fabrikasına gittiniz mi veyahut bir demirci dükkanına girdiniz mi veya bir fabrikada çok şiddetli hararetin olduğu bir yere gittiniz mi? veya bir fabrikada çok şiddetli hararetin olduğu bir yere gittiniz mi?

Ben İskenderun'da demir çelik fabrikasını gördüm, hemen cehennem aklıma geldi.Ben İskenderun'da demir çelik fabrikasını gördüm, hemen cehennem aklıma geldi. Kapağı bir açılıyor, içindeki demir su gibi erimiş, pota böyle devriliyor. Kapağı bir açılıyor, içindeki demir su gibi erimiş, pota böyle devriliyor. Ateş böyle şarr aşağıdaki şeye dökülüyor demir, fırında kaynamış olan demir cevheri bu tarafa dökülüyor.Ateş böyle şarr aşağıdaki şeye dökülüyor demir, fırında kaynamış olan demir cevheri bu tarafa dökülüyor. Ama çok uzaktan seyrediyorsunuz, yüzünüz yanıyor. Yanına yaklaşılmıyor. Ama çok uzaktan seyrediyorsunuz, yüzünüz yanıyor. Yanına yaklaşılmıyor. Bir de o ateşin içine girip orada cayır cayır yanmak, o ateşler içinde cayır cayır azap çekmek... Bir de o ateşin içine girip orada cayır cayır yanmak, o ateşler içinde cayır cayır azap çekmek... Cehennem böyle bir yer. Ve bi'se'l-masîru. "Ne kötü bir yer!" Cehennem böyle bir yer.

Ve bi'se'l-masîru. "Ne kötü bir yer!"

Onun için bütün müslümanlar gücü yetiyorsa hicret etmesi lazım geliyordu. Gücü yetenler hicret ettiler.Onun için bütün müslümanlar gücü yetiyorsa hicret etmesi lazım geliyordu. Gücü yetenler hicret ettiler. Mü'min ama hicret edecek imkânı yok, öteki herifler bırakmıyorlar da, Mü'min ama hicret edecek imkânı yok, öteki herifler bırakmıyorlar da, kimisini de bırakmıyorlar, bırakmayız diyorlar. kimisini de bırakmıyorlar, bırakmayız diyorlar. Mekke'de kalıp mü'min olanlar vardı, acizliğinden hicret yapamayanlar vardı. Mekke'de kalıp mü'min olanlar vardı, acizliğinden hicret yapamayanlar vardı.

Bir kadıncağız gücü yetmiyorsa 13 gün çöllerde bata çıka Medine'ye gelebilir mi? Bir kadıncağız gücü yetmiyorsa 13 gün çöllerde bata çıka Medine'ye gelebilir mi?

Gelemez. O Mekke'de yaşıyordu, ne yapsın. Gelemez. O Mekke'de yaşıyordu, ne yapsın.

Ha böyleleri, İlle'l-müstad'afîne mine'r-ricâli ve'nisâ ve'l-vildân.Ha böyleleri, İlle'l-müstad'afîne mine'r-ricâli ve'nisâ ve'l-vildân. "Yaşlı erkeklerden, kadınlardan, çocuklardan böyle güçsüz olanlar müstesna." "Yaşlı erkeklerden, kadınlardan, çocuklardan böyle güçsüz olanlar müstesna."

Onlar cehenneme atılmayacaklar, çünkü niyeti var, imkânı olsaydı hicret edecekti ama,Onlar cehenneme atılmayacaklar, çünkü niyeti var, imkânı olsaydı hicret edecekti ama, "Acizim yâ Rabbi, yapamıyorum yâ Rabbi, imkân yok gelemiyorum buralara. Kaçacak gidecek takatim yok." "Acizim yâ Rabbi, yapamıyorum yâ Rabbi, imkân yok gelemiyorum buralara. Kaçacak gidecek takatim yok."

Onlar; fe-ulâike asa'llahu en ya'füve anhüm. "Allah onları bağışlayacak."Onlar; fe-ulâike asa'llahu en ya'füve anhüm. "Allah onları bağışlayacak." Ve kâne'llahu Afüvven Gafûrâ. "Allah affedicidir." Ve kâne'llahu Afüvven Gafûrâ. "Allah affedicidir."

Bu âyetler devam eder aşağı doğru da bilmiyorum zaman uzadığı için söylemeye devam etmeye vakit var mıdır? Bu âyetler devam eder aşağı doğru da bilmiyorum zaman uzadığı için söylemeye devam etmeye vakit var mıdır?

Tabii insan hicret edecek, malını mülkünü, taşıyamadığı şeyleri bırakacak geride.Tabii insan hicret edecek, malını mülkünü, taşıyamadığı şeyleri bırakacak geride. Evi vardı Mekke'de, eşyası vardı. Evi vardı Mekke'de, eşyası vardı. Değil eşyasını kamyona deveye yükleyip bu tarafa getirmek, Değil eşyasını kamyona deveye yükleyip bu tarafa getirmek, kendisine bile müsaade etmiyorlar, kaçarak gidiyor. kendisine bile müsaade etmiyorlar, kaçarak gidiyor. Hissettiklerinde kovalıyorlar, arkasından kovalıyorlar. Yani hicret zor bir olay, zor olmuş. Hissettiklerinde kovalıyorlar, arkasından kovalıyorlar. Yani hicret zor bir olay, zor olmuş.

Mesela Süheyb-i Rûmî radıyallahu anh hazretleri çok hünerli bir insanmış.Mesela Süheyb-i Rûmî radıyallahu anh hazretleri çok hünerli bir insanmış. Çalışkanmış, ustaymış, üstatmış, becerikliymiş. Çok el hünerleri varmış, dükkanı varmış, sanatı varmış. Çalışkanmış, ustaymış, üstatmış, becerikliymiş. Çok el hünerleri varmış, dükkanı varmış, sanatı varmış. Oradan kazancı olmuş, paralarını toplamış, tedarikâtını yapmış, Medîne-i Münevvere'ye doğru yola çıkmış. Oradan kazancı olmuş, paralarını toplamış, tedarikâtını yapmış, Medîne-i Münevvere'ye doğru yola çıkmış. Öteki mendeburlar sezinlemişler onun halinden, gözlüyorlar. Öteki mendeburlar sezinlemişler onun halinden, gözlüyorlar. Gizli çıkmış ama sezinlemişler, peşine düşmüşler.Gizli çıkmış ama sezinlemişler, peşine düşmüşler. Bu giderken bir de bakmış ki arkasından Kureyş'in azılıları takip ediyor, geliyorlar.Bu giderken bir de bakmış ki arkasından Kureyş'in azılıları takip ediyor, geliyorlar. Sezinleyince hemen bir siperin arkasında çekilmiş. Silahı var. Sezinleyince hemen bir siperin arkasında çekilmiş. Silahı var.

Silah ne, en kıymetli silah ne o zaman? Füze. Füze yok. Kalaşnikof. O da yok. Silah ne, en kıymetli silah ne o zaman?

Füze.

Füze yok.

Kalaşnikof.

O da yok.

Tüfek, pompalı tüfek. O da yok. Tabanca. O da yok. Ne var? Ok. Niye kıymetli? Tüfek, pompalı tüfek.

O da yok.

Tabanca.

O da yok.

Ne var?

Ok.

Niye kıymetli?

Düşman uzaktayken vurabiliyor. Bir attı mı daha yanına yaklaşmadan vurabiliyor, güzel. Düşman uzaktayken vurabiliyor. Bir attı mı daha yanına yaklaşmadan vurabiliyor, güzel.

Daha yaklaşırsa ikinci derecede kıymetli silah hangisi? Daha yaklaşırsa ikinci derecede kıymetli silah hangisi?

Mızrak. Uzaktan yanına yaklaşırken dur dersin, sokmazsın yanına. Ondan sonra? Kılıç.Mızrak. Uzaktan yanına yaklaşırken dur dersin, sokmazsın yanına.

Ondan sonra?

Kılıç.
Daha yaklaşırsa kılıcı çekersin, çat pat çat pat o saldırır sen vurursun filan, kendini savunursun. Daha yaklaşırsa kılıcı çekersin, çat pat çat pat o saldırır sen vurursun filan, kendini savunursun.

Okları vardı yanında Süheyb-i Rûmî hazretlerinin, hemen bir siperin arkasına girdi. Okları vardı yanında Süheyb-i Rûmî hazretlerinin, hemen bir siperin arkasına girdi.

Dedi: "Ne istiyorsunuz, ne takip ediyorsunuz?" Dedi:

"Ne istiyorsunuz, ne takip ediyorsunuz?"

Dediler ki; "Sen bizim aramıza geldin yaşadın, çalıştın çabaladın, kazandın.Dediler ki;

"Sen bizim aramıza geldin yaşadın, çalıştın çabaladın, kazandın.
Şimdi paraları yüklendin kaçıyorsun gidiyorsun." Şimdi paraları yüklendin kaçıyorsun gidiyorsun."

Hırsızlık mı yaptı, kendi hüneri ile kendi sanatı ile para kazandı.Hırsızlık mı yaptı, kendi hüneri ile kendi sanatı ile para kazandı. Yani ne hakkın var ama serseri adamlar, zalim. Yani ne hakkın var ama serseri adamlar, zalim.

"Ne istiyorsunuz, bak yaklaşmayın yanıma, biliyorsunuz ben iyi ok atarım." dedi."Ne istiyorsunuz, bak yaklaşmayın yanıma, biliyorsunuz ben iyi ok atarım." dedi. "Attığım ok şaşmaz, attığımı vururum. Bak yaklaşmayın, orada durun, yaklaşırsanız şu okluğumdaki..." "Attığım ok şaşmaz, attığımı vururum. Bak yaklaşmayın, orada durun, yaklaşırsanız şu okluğumdaki..."

Sadak derler, okların konulduğu şöyle uzun bir şey vardır arkada onun adı nedir? Sadak derler, okların konulduğu şöyle uzun bir şey vardır arkada onun adı nedir?

Sadak. Ok kuburu da diyorlar ama sadak asıl adı.Sadak. Ok kuburu da diyorlar ama sadak asıl adı. Şuradan oku böyle çekiyor, atıyor pıt vuruyor filan, filmlerde filan görmüşsünüzdür. Şuradan oku böyle çekiyor, atıyor pıt vuruyor filan, filmlerde filan görmüşsünüzdür.

Dedi ki; "Bu oklar bitinceye kadar atarım, her attığımı da vururum.Dedi ki;

"Bu oklar bitinceye kadar atarım, her attığımı da vururum.
Kaç tane ok varsa o kadar insan yaralanır." Kaç tane ok varsa o kadar insan yaralanır."

Korktular, biliyorlar hünerli adam, nişancı adam, attığını vuruyor. Korktular, biliyorlar hünerli adam, nişancı adam, attığını vuruyor.

"Ne istiyorsunuz?" dedi, dediler; "Ne istiyorsunuz?" dedi, dediler;

"İşte sen burada çalıştın çabaladın, zengin oldun bizim paramızla zengin oldun, şimdi kalkıp gidiyorsun." "İşte sen burada çalıştın çabaladın, zengin oldun bizim paramızla zengin oldun, şimdi kalkıp gidiyorsun."

"Para mı istediğiniz?" dedi. "Evet, tabii." dediler. "Para mı istediğiniz?" dedi.

"Evet, tabii." dediler.

"Alın!" dedi, parayı savurdu attı onlara, keseyi. Alın parayı. "Alın!" dedi, parayı savurdu attı onlara, keseyi. Alın parayı.

Köpeğe yem atmış gibi, yiyecek atmış gibi toplaştılar paranın başına oh sevinçli, o da yürüdü gitti. Köpeğe yem atmış gibi, yiyecek atmış gibi toplaştılar paranın başına oh sevinçli, o da yürüdü gitti.

Peygamber Efendimiz'e bu olay anlatıldığı zaman ne diyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz? Peygamber Efendimiz'e bu olay anlatıldığı zaman ne diyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz?

"Süheyb kâr etti. Süheyb kazandı, Süheyb kazandı, Süheyb kazandı!" "Paraları gitti yâ Resûlallah." "Süheyb kâr etti. Süheyb kazandı, Süheyb kazandı, Süheyb kazandı!"

"Paraları gitti yâ Resûlallah."

Paralar gitti ama imanı kurtuldu. Resûlullah'ın yanına geldi. Paralar gitti ama imanı kurtuldu. Resûlullah'ın yanına geldi.

"Tamam canım işte gitmiyorum, hicret etmiyorum, aranızda kalayım." deseydi"Tamam canım işte gitmiyorum, hicret etmiyorum, aranızda kalayım." deseydi sanatına da devam ederdi, paracıkları yanında kalırdı sarı sarı liralar...sanatına da devam ederdi, paracıkları yanında kalırdı sarı sarı liralar... Altın şöyle, zaten paslanmıyor altın, paslanmaz, pırıl pırıl parlıyor.Altın şöyle, zaten paslanmıyor altın, paslanmaz, pırıl pırıl parlıyor. Orana taksan zinet, burana taksan zinet, burana taksan zinet. Altın bu, kıyılır mı? Orana taksan zinet, burana taksan zinet, burana taksan zinet.

Altın bu, kıyılır mı?

Kıydı. Parasına kıydı, savurdu altın torbasını attı, Resûlullah'ın yolunu tuttu.Kıydı. Parasına kıydı, savurdu altın torbasını attı, Resûlullah'ın yolunu tuttu. Tercihini güzel yaptı, sevaplı işi yaptı. Kim kazandı? Kureyşliler mi kazandı Süheyb mı kazandı? Tercihini güzel yaptı, sevaplı işi yaptı.

Kim kazandı?

Kureyşliler mi kazandı Süheyb mı kazandı?

Süheyb kazandı. Kureyşliler altına sahip oldular ama onlar kaybettiler, Süheyb altını attı,Süheyb kazandı. Kureyşliler altına sahip oldular ama onlar kaybettiler, Süheyb altını attı, altından mahrum oldu, hiçbir şeysiz vardı Medîne-i Münevvere'ye, parasız pulsuz gitti ama Süheyb kazandı. altından mahrum oldu, hiçbir şeysiz vardı Medîne-i Münevvere'ye, parasız pulsuz gitti ama Süheyb kazandı.

Neden? Âhireti kazandı, Resûlullah'ın yanına geldi, Resûlullah'ın teveccühünü kazandı.Neden?

Âhireti kazandı, Resûlullah'ın yanına geldi, Resûlullah'ın teveccühünü kazandı.
Resûlünün ordusunun kuvvetini arttırdı. Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfi var; Resûlünün ordusunun kuvvetini arttırdı.

Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfi var;

"Kim bir grubu kuvvetlendirirse onunla muamele görür, o gruptan sayılır,"Kim bir grubu kuvvetlendirirse onunla muamele görür, o gruptan sayılır, onların yaptığı işi yapmasa bile.onların yaptığı işi yapmasa bile. Âhirette de onların grubunun yanına ayrılır, onların hesabı ile hesaba çekilir.Âhirette de onların grubunun yanına ayrılır, onların hesabı ile hesaba çekilir. Onların amelinin cezası neyse o cezaya çarptırılır. İşlememiş bile olsa." Neden? O gruptan. Onların amelinin cezası neyse o cezaya çarptırılır. İşlememiş bile olsa."

Neden?

O gruptan.

Şimdi diyelim bir A partisi var, dinsiz; bir B partisi var, münafık; bir bilmem ne partisi var, kâfir.Şimdi diyelim bir A partisi var, dinsiz; bir B partisi var, münafık; bir bilmem ne partisi var, kâfir. Bir de mü'min partisi var. Bir İslâm'a saldıranlar var, bir İslâm'ı koruyanlar var. Bir de mü'min partisi var. Bir İslâm'a saldıranlar var, bir İslâm'ı koruyanlar var.

Birisi İslâm'a saldıranların yanında. Ne olur? Birisi İslâm'a saldıranların yanında.

Ne olur?

Kendisi İslâm'a saldırmasa bile onların yanında olduğu için onların muamelesine tâbi olur,Kendisi İslâm'a saldırmasa bile onların yanında olduğu için onların muamelesine tâbi olur, onlarla beraber cezasını çeker, belasını bulur âhirette. Nedir müstesna olan? onlarla beraber cezasını çeker, belasını bulur âhirette.

Nedir müstesna olan?

Onların arasında müslümanların işini takip etmek için bulunanlar müstesna.Onların arasında müslümanların işini takip etmek için bulunanlar müstesna. Yani Resûlullah birisini bir yere göndermiş oradan haber dinlesin diye, o müstesna.Yani Resûlullah birisini bir yere göndermiş oradan haber dinlesin diye, o müstesna. O durumlar müstesna ama müslümanların yanında yer almak lazım. O durumlar müstesna ama müslümanların yanında yer almak lazım.

Süheyb-i Rûmî gitti, öteki ashab gitti.Süheyb-i Rûmî gitti, öteki ashab gitti. Başka kabilelerden Resûlullah'ın yanına gittiler gittiler gittiler, Medine kuvvetlendi,Başka kabilelerden Resûlullah'ın yanına gittiler gittiler gittiler, Medine kuvvetlendi, kalabalıklaştı, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in etrafında bir kuvvet teşekkül etti.kalabalıklaştı, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in etrafında bir kuvvet teşekkül etti. Sonra bir zaman geldi Bedir Harbi oldu. Sonra bir zaman geldi Bedir Harbi oldu.

Kureyşliler Şam'a giderken artık Resûlullah'ın mıntıkasından geçmek zorunda.Kureyşliler Şam'a giderken artık Resûlullah'ın mıntıkasından geçmek zorunda. Bedir Harbi'ni kazandı müslümanlar, müşriklerden intikam aldılar.Bedir Harbi'ni kazandı müslümanlar, müşriklerden intikam aldılar. Onların Mekke'de yaptıkları zulümlerin cezası verilmiş oldu. Birçok kâfir müşrik cezasını belasını buldu.Onların Mekke'de yaptıkları zulümlerin cezası verilmiş oldu. Birçok kâfir müşrik cezasını belasını buldu. Onun üzerine Uhud Harbi için Medine'ye geldiler.Onun üzerine Uhud Harbi için Medine'ye geldiler. Uhud Harbi'nde de müslümanlar sonunda onları hakladılar. Uhud Harbi'nde de müslümanlar sonunda onları hakladılar. Derken sonunda müslümanlar Mekke'ye gittiler, Mekke'yi fethettiler. Mekke fethedildikten sonra, Derken sonunda müslümanlar Mekke'ye gittiler, Mekke'yi fethettiler.

Mekke fethedildikten sonra,

"Ben de kalkayım Medine'ye gideyim." "Ben de kalkayım Medine'ye gideyim."

Tabii Mekke fethedildikten sonra Peygamber Efendimiz tekrar Medine'ye gitti. "Ben de gideyim." Tabii Mekke fethedildikten sonra Peygamber Efendimiz tekrar Medine'ye gitti.

"Ben de gideyim."

Geçmiş ola, kaçırdın sen. Sen önceden gidecektin, şimdi artık Mekke de fethedilmiş,Geçmiş ola, kaçırdın sen. Sen önceden gidecektin, şimdi artık Mekke de fethedilmiş, şimdi Medine'ye gitmenin hicretin sevabı kalmadı, kalktı. şimdi Medine'ye gitmenin hicretin sevabı kalmadı, kalktı.

Onun için Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Feth-i Mekke'den sonra hicret yoktur." Bitti.Onun için Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:

"Feth-i Mekke'den sonra hicret yoktur."

Bitti.
Asıl kıymetli zamanı kaçıran kaçırdı, kazanan kazandı, bitti. Peki ondan sonra hicret nedir? Asıl kıymetli zamanı kaçıran kaçırdı, kazanan kazandı, bitti.

Peki ondan sonra hicret nedir?

Bundan sonraki hicret günahları bırakıp ibadetleri yapmaktır. Mânevî hicret artık.Bundan sonraki hicret günahları bırakıp ibadetleri yapmaktır. Mânevî hicret artık. Günahları bırakabiliyorsan, sevaplı işlere gelebiliyorsan, şeytana itaat etmeyipGünahları bırakabiliyorsan, sevaplı işlere gelebiliyorsan, şeytana itaat etmeyip Rahman'a itaat ediyorsan, nefse uymayıp ibadetini yapıyorsan hicret bu. Rahman'a itaat ediyorsan, nefse uymayıp ibadetini yapıyorsan hicret bu.

"İçkiyi bıraktım Hocam." Tamam. "Namaza başladım Hocam." Tamam, sen bak hicret etmişsin. "İçkiyi bıraktım Hocam."

Tamam.

"Namaza başladım Hocam."

Tamam, sen bak hicret etmişsin.

"Eskiden namaz kılmazdım, gafildim, cahildim. Tövbekâr oldum, bu sene hacca gittim." "Eskiden namaz kılmazdım, gafildim, cahildim. Tövbekâr oldum, bu sene hacca gittim."

Şimdi artık tamam, hicret etmiş bu. Nereye hicret etmiş? Şimdi artık tamam, hicret etmiş bu.

Nereye hicret etmiş?

Müslüman tarafa gelmiş, küfür tarafını bırakmış müslüman tarafa gelmiş. Müslüman tarafa gelmiş, küfür tarafını bırakmış müslüman tarafa gelmiş.

"Fetihten sonra hicret günahları bırakıp sevaplı işlere gitmektir." diye"Fetihten sonra hicret günahları bırakıp sevaplı işlere gitmektir." diye Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bildirdi kendi zamanına ait.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bildirdi kendi zamanına ait. Ama Peygamber Efendimiz'den sonra da, şimdi de, bizden sonra daAma Peygamber Efendimiz'den sonra da, şimdi de, bizden sonra da eğer bir diyarda müslümanca yaşamak imkânı kalmamışsa, dinini uygulayabileceği bir güzel yere gitmek,eğer bir diyarda müslümanca yaşamak imkânı kalmamışsa, dinini uygulayabileceği bir güzel yere gitmek, hicret etmek yine boyun borcudur.hicret etmek yine boyun borcudur. Çünkü kazanç önemli değildir, rahat önemli değildir, mal önemli değildir,Çünkü kazanç önemli değildir, rahat önemli değildir, mal önemli değildir, tarla bağ bostan önemli değildir; önemli olan Allah'a güzel ibadet etmektir. tarla bağ bostan önemli değildir; önemli olan Allah'a güzel ibadet etmektir.

Allah'a güzel ibadeti nerede yapabilirim?Allah'a güzel ibadeti nerede yapabilirim? Artık buralarda yapma imkânı kalmadı, bu domuzlar çok zulmediyorlar? Artık buralarda yapma imkânı kalmadı, bu domuzlar çok zulmediyorlar?

O zaman gelirsin, güzel yerde Allah'a ibadet edebileceğin yerde yerleşirsin.O zaman gelirsin, güzel yerde Allah'a ibadet edebileceğin yerde yerleşirsin. Oraya hicret etmek yine gerekir.Oraya hicret etmek yine gerekir. Nitekim Bulgaristan'dan, Romanya'dan, Kafkasya'dan, Rusya'dan buralara muhacirler geldi. Nitekim Bulgaristan'dan, Romanya'dan, Kafkasya'dan, Rusya'dan buralara muhacirler geldi.

Ne yapsın, orada Bolşevikler bilmem zulmediyor, asıyor kesiyor öldürüyor, katliam ediyor? Ne yapsın, orada Bolşevikler bilmem zulmediyor, asıyor kesiyor öldürüyor, katliam ediyor?

Dinlerini korumak, müslümanca yaşamak için, bolşevik olmamak için,Dinlerini korumak, müslümanca yaşamak için, bolşevik olmamak için, komünist olmamak, dinsiz, ateist olmamak için işte o da hicret. Bu da hicrettir. komünist olmamak, dinsiz, ateist olmamak için işte o da hicret. Bu da hicrettir.

Demek ki hicret, şartlara göre İslâmî yaşantısını sürdüremediği yerden sürdürebildiği yereDemek ki hicret, şartlara göre İslâmî yaşantısını sürdüremediği yerden sürdürebildiği yere nakl-i mekân etmek kıyamete kadar olabilir. Mühim olan Allah'a güzel ibadet etmektir. nakl-i mekân etmek kıyamete kadar olabilir. Mühim olan Allah'a güzel ibadet etmektir. Mühim olan Allah'ın emrini tutmaktır. Mühim olan Müslümanca yaşamaktır. Mühim olan Allah'ın emrini tutmaktır. Mühim olan Müslümanca yaşamaktır. Mühim olan günahlara sapmamaktır. Mühim olan Allah'ın sevmediği işleri yapmamaktır. Mühim olan günahlara sapmamaktır. Mühim olan Allah'ın sevmediği işleri yapmamaktır.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! İşte hicret tarihte öyle bir olaydı.Aziz ve muhterem kardeşlerim!

İşte hicret tarihte öyle bir olaydı.
Mekke'nin fethinden sonra öyle bir mânevî hava meydana geldi.Mekke'nin fethinden sonra öyle bir mânevî hava meydana geldi. Şimdi de bu iki mânâ canlı, durumuna göre insanlar ona göre hareket etsinler. Şimdi de bu iki mânâ canlı, durumuna göre insanlar ona göre hareket etsinler.

Allahu Teâlâ hazretleri bizleri dinini bilen, imanının esaslarını güzel öğrenen,Allahu Teâlâ hazretleri bizleri dinini bilen, imanının esaslarını güzel öğrenen, şeriatının ahkâmını hayatında Allah'ın emrettiği veçhile,şeriatının ahkâmını hayatında Allah'ın emrettiği veçhile, Resûlullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'inResûlullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in öğrettiği şekilde uygulayan hakiki müslümanlardan eylesin.öğrettiği şekilde uygulayan hakiki müslümanlardan eylesin. Zor da olsa Allah kolaylık versin. Sıkıntıları da olsa Allah gayret kuvvet versin.Zor da olsa Allah kolaylık versin. Sıkıntıları da olsa Allah gayret kuvvet versin. Bizi sıkıntıya da uğratmasın.Bizi sıkıntıya da uğratmasın. Zalimlerin karşısında mağlup ve mahcup ve hacil duruma düşürmesin, hor ve zelil etmesin. Zalimlerin karşısında mağlup ve mahcup ve hacil duruma düşürmesin, hor ve zelil etmesin. İzzetle, devletle, nimetle, rahatla, saadetle yaşamayı nasip etsin.İzzetle, devletle, nimetle, rahatla, saadetle yaşamayı nasip etsin. İmanla ibadetle taatle yaşamayı nasip eylesin. Salih kullar olmamızı nasip eylesin. İmanla ibadetle taatle yaşamayı nasip eylesin. Salih kullar olmamızı nasip eylesin.

Muhterem kardeşlerim! Burada konuşmamı bitirirken bir şey söylemek istiyorum.Muhterem kardeşlerim!

Burada konuşmamı bitirirken bir şey söylemek istiyorum.
Bir insanın kendisinin iyi insan olması, iyi müslüman olması, salih insan olması,Bir insanın kendisinin iyi insan olması, iyi müslüman olması, salih insan olması, abid, takva ehli, halis muhlis salih bir insan olması iyidir. Güzel, aferin kendisini kurtarmış. abid, takva ehli, halis muhlis salih bir insan olması iyidir. Güzel, aferin kendisini kurtarmış.

Ama hanımı ne olacak, eşi ne olacak, çocuğu ne olacak? Ama hanımı ne olacak, eşi ne olacak, çocuğu ne olacak?

Bunun üstünde bir yüksek mertebe daha vardır:Bunun üstünde bir yüksek mertebe daha vardır: Başkalarının da iyi müslüman olması için çalışmak. Daha güzeli budur. Neden? Başkalarının da iyi müslüman olması için çalışmak. Daha güzeli budur.

Neden?

Bir insan bir insanın müslüman olmasına vesile olursa, sebep olursa, onu İslâm'a çekerse,Bir insan bir insanın müslüman olmasına vesile olursa, sebep olursa, onu İslâm'a çekerse, onun iyi müslüman olmasına yardımcı olursa, onun müslüman olduğu andan itibarenonun iyi müslüman olmasına yardımcı olursa, onun müslüman olduğu andan itibaren yaptığı bütün ibadetlerden aldığı sevapların mislini alır.yaptığı bütün ibadetlerden aldığı sevapların mislini alır. Onun sevabından bir şey eksilmeden onun kazandığı sevap kadar Onun sevabından bir şey eksilmeden onun kazandığı sevap kadar onun müslüman yapan kimseye de Allah sevap verir. Nasıl olacak bu? onun müslüman yapan kimseye de Allah sevap verir.

Nasıl olacak bu?

Sen çocuğunu eğer müslüman yetiştirebiliyorsan bu sevabı alırsın.Sen çocuğunu eğer müslüman yetiştirebiliyorsan bu sevabı alırsın. Sen komşunu İslâm'a çekebiliyorsan sevabı alabilirsin.Sen komşunu İslâm'a çekebiliyorsan sevabı alabilirsin. Akrabanı İslâm'a çekebiliyorsan sevabı alabilirsin.Akrabanı İslâm'a çekebiliyorsan sevabı alabilirsin. Eğer iyi tahsil yaptın, bunların hallerini biliyorsun,Eğer iyi tahsil yaptın, bunların hallerini biliyorsun, İsveçlilere İslâm'ı anlatıp oradan onlarınİsveçlilere İslâm'ı anlatıp oradan onların eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh diyeeşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh diye imana gelmesine sebep olduysan sevabını alırsın. imana gelmesine sebep olduysan sevabını alırsın. İşte bizim temenni ettiğimiz, arzu ettiğimiz, güzel gördüğümüz iş bu. İşte bizim temenni ettiğimiz, arzu ettiğimiz, güzel gördüğümüz iş bu. Biz hem kendimiz iyi müslüman olacağız hem de başkalarının müslüman olması için çalışacağız. Biz hem kendimiz iyi müslüman olacağız hem de başkalarının müslüman olması için çalışacağız.

Biz Allah'ın hizmetçileriyiz. Neyiz biz? Allah'ın dininin yardımcıları ve hizmetçileriyiz. Biz Allah'ın hizmetçileriyiz.

Neyiz biz?

Allah'ın dininin yardımcıları ve hizmetçileriyiz.

Allah'ın dinine hizmet edeceğiz.Allah'ın dinine hizmet edeceğiz. Sadece kendisinin geçimi için çalışan, sadece dünya için çalışan insan belki kendisini koruyamaz Sadece kendisinin geçimi için çalışan, sadece dünya için çalışan insan belki kendisini koruyamaz ama Allah'ın dinine hizmet eden bir insan Allah'ın çok lutfuna mazhar olur. ama Allah'ın dinine hizmet eden bir insan Allah'ın çok lutfuna mazhar olur.

Çünkü âyet-i kerîmede buyruluyor ki: Çünkü âyet-i kerîmede buyruluyor ki:

Ve'llezîne câhedû fînâ le-nehdiyennehüm sübülenâ ve innallahe le-mea'l-muhsinîn. Ve'llezîne câhedû fînâ le-nehdiyennehüm sübülenâ ve innallahe le-mea'l-muhsinîn.

"Kim bizim için çalışırsa, gayret sarf ederse, malıyla canıyla her türlü imkânı ile cihat ederse;"Kim bizim için çalışırsa, gayret sarf ederse, malıyla canıyla her türlü imkânı ile cihat ederse; öyle insanlara, böyle mübareklere bize gelen yolları, cennete gelen yolları,öyle insanlara, böyle mübareklere bize gelen yolları, cennete gelen yolları, bizim rızamızı kazanmaya sebep olacak yolları açarız, muvaffak ederiz, bizim rızamızı kazanmaya sebep olacak yolları açarız, muvaffak ederiz, o yollara girerler, saadete ererler." diye Allah vaat ediyor. o yollara girerler, saadete ererler." diye Allah vaat ediyor.

Yani insanın sonucu kazanması, cennete girmesinin şartı, kolaylaştırıcı şartı neymiş? Yani insanın sonucu kazanması, cennete girmesinin şartı, kolaylaştırıcı şartı neymiş?

Başkalarını da müslüman yapmak için çalışmakmış. İşte biz bunu yapacağız. Başkalarını da müslüman yapmak için çalışmakmış.

İşte biz bunu yapacağız.

İsveç'te de olsak, Türkiye'de de olsak, Amerika'da da olsak, İngiltere'de de olsak,İsveç'te de olsak, Türkiye'de de olsak, Amerika'da da olsak, İngiltere'de de olsak, Danimarka'da da olsak asıl vazifemizi ne bileceğiz? Danimarka'da da olsak asıl vazifemizi ne bileceğiz?

Asıl vazifemiz Allah'ın dinine hizmet etmek. Kebapçılık mı, lokantacılık mı, işçilik mi, esnaflık mı? Asıl vazifemiz Allah'ın dinine hizmet etmek.

Kebapçılık mı, lokantacılık mı, işçilik mi, esnaflık mı?

Değil. Ev hanımlığı mı? Değil. Değil.

Ev hanımlığı mı?

Değil.

Asıl vazifemiz Allah'ın dinine yardımcı olmak, Allah'ın dinine hizmet etmek.Asıl vazifemiz Allah'ın dinine yardımcı olmak, Allah'ın dinine hizmet etmek. Allah'ın sevdiği kulları olmak. Allah'ın, Resûlullah'ın yaptığı vazifeyi bu asırda devam ettiren kulları olmak.Allah'ın sevdiği kulları olmak. Allah'ın, Resûlullah'ın yaptığı vazifeyi bu asırda devam ettiren kulları olmak. Hepimiz hanımlar olarak, beyler olarak, delikanlılar olarak, gençler olarak böyle olmalıyız.Hepimiz hanımlar olarak, beyler olarak, delikanlılar olarak, gençler olarak böyle olmalıyız. Çocuklarımızı böyle yetiştirmeliyiz. Çocuklarımızı böyle yetiştirmeliyiz. Hepimiz canla başla İslâm'ın yerleşmesi için, gelişmesi için çalışmalıyız. Hepimiz canla başla İslâm'ın yerleşmesi için, gelişmesi için çalışmalıyız.

Şimdi Türkiye'de Milli Güvenlik Kurulu kararlarından sonra gazetelerin yazdığına göreŞimdi Türkiye'de Milli Güvenlik Kurulu kararlarından sonra gazetelerin yazdığına göre 1500 kadar Kur'an kursu kapanmış. Bunların içinde onar kişi olsaydı 15.000 öğrenci ederdi.1500 kadar Kur'an kursu kapanmış. Bunların içinde onar kişi olsaydı 15.000 öğrenci ederdi. Yirmişer kişi varsa 30.000 eder. Daha fazla ise daha fazla eder.Yirmişer kişi varsa 30.000 eder. Daha fazla ise daha fazla eder. Binlerce insan Kur'an öğrenmekten mahrum bırakılıyor.Binlerce insan Kur'an öğrenmekten mahrum bırakılıyor. Diskotekler serbest, birahaneler serbest, meyhaneler, kahvehaneler serbest,Diskotekler serbest, birahaneler serbest, meyhaneler, kahvehaneler serbest, bilardo salonları serbest, müsaadeli, icazetli, ruhsatlı. bilardo salonları serbest, müsaadeli, icazetli, ruhsatlı. Yerin dibine batsın öyle ruhsat!Yerin dibine batsın öyle ruhsat! Mendeburların kötü işleri için şeyler müsaadeli, Allah'ın dininin öğretildiği yerler ruhsatsız,Mendeburların kötü işleri için şeyler müsaadeli, Allah'ın dininin öğretildiği yerler ruhsatsız, müsaadesiz bahanesiyle kapatılıyor, yenilerinin açılması zorlaştırılıyor,müsaadesiz bahanesiyle kapatılıyor, yenilerinin açılması zorlaştırılıyor, adetlerinin azaltılmasına çalışılıyor. adetlerinin azaltılmasına çalışılıyor.

Biz ne yapacağız? İnşallah her müslümanın evi Kur'an kursu olacak şimdi.Biz ne yapacağız?

İnşallah her müslümanın evi Kur'an kursu olacak şimdi.
Her müslümanın, hepinizin evi Kur'an kursu olacak. Her müslümanın, hepinizin evi Kur'an kursu olacak.

Hepinizin Türkiye'deki akrabalarının arkadaşlarının evi ne olacak? Hepinizin Türkiye'deki akrabalarının arkadaşlarının evi ne olacak?

Kur'an kursu olacak. Hadi bakalım onları da kapatsınlar.Kur'an kursu olacak. Hadi bakalım onları da kapatsınlar. Herkesin evi Kur'an kursu olacak, herkes evinde çoluğuna çocuğuna Kur'ân-ı Kerîm öğretecek.Herkesin evi Kur'an kursu olacak, herkes evinde çoluğuna çocuğuna Kur'ân-ı Kerîm öğretecek. Komşularına da Kur'ân-ı Kerîm'i öğretecek. Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar.Komşularına da Kur'ân-ı Kerîm'i öğretecek.

Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar.
Söndüremezler ya. Biz de Allah'ın nurunu bir tane lamba varsa on tane daha şey yapıp arttırmaya çalışacağız. Söndüremezler ya. Biz de Allah'ın nurunu bir tane lamba varsa on tane daha şey yapıp arttırmaya çalışacağız.

Asıl iş, asıl sevap burada! Asıl iş, asıl sevap burada!

Allahu Teâlâ hazretleri bize hem iyi müslüman olmaya muvaffak eylesinAllahu Teâlâ hazretleri bize hem iyi müslüman olmaya muvaffak eylesin hem de İslâm'a güzel hizmet etmeye muvaffak eylesin. Allah hepinizden razı olsun. hem de İslâm'a güzel hizmet etmeye muvaffak eylesin. Allah hepinizden razı olsun.

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh. el-Fâtiha. es-Selâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh. el-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2