Namaz Vakitleri

28 Zilhicce 1445
04 Temmuz 2024
İmsak
03:31
Güneş
05:30
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

İbâdetler, Sevap ve Hüsn-ü Zan

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

27 Cemâziye'l-Evvel 1413 / 22.11.1992

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Konuşma Metni

Bir kardeşimiz camiimize gelmiş sabah namazını kılmış yapılan duaları ve faaliyetleri sevmiş.Bir kardeşimiz camiimize gelmiş sabah namazını kılmış yapılan duaları ve faaliyetleri sevmiş. Hakikaten Efendimiz'in sünnet-i seniyyesidir ve sevaplıdırHakikaten Efendimiz'in sünnet-i seniyyesidir ve sevaplıdır ve bir hac ve umre yapmış gibi insan sevap kazanır. ve bir hac ve umre yapmış gibi insan sevap kazanır.

Tabi bazı kimseler de kalkıyor gidiyor. Onları merak etmiş "Neden gidiyor?" diye. Tabi bazı kimseler de kalkıyor gidiyor. Onları merak etmiş "Neden gidiyor?" diye.

Evet bu ibadetler sevaplıdır ama bunları yapmıyor diye giden kardeşlerimizi kınaması doğru olmaz.Evet bu ibadetler sevaplıdır ama bunları yapmıyor diye giden kardeşlerimizi kınaması doğru olmaz. Hastası vardır, işi vardır, trene yetişecektir, otobüse yetişecektir, mâzereti vardır,Hastası vardır, işi vardır, trene yetişecektir, otobüse yetişecektir, mâzereti vardır, ihtiyardır idrarı sıkışmıştır, midesi bulanıyordur. Bir mazereti olabilir ondan dolayı…ihtiyardır idrarı sıkışmıştır, midesi bulanıyordur. Bir mazereti olabilir ondan dolayı… Hüsn-ü zan edecek. Hüsn-ü zan edecek.

Farz olmayan ibadetler için herhangi bir kimse suçlanırsa suizandan dolayı kendisi günaha girer.Farz olmayan ibadetler için herhangi bir kimse suçlanırsa suizandan dolayı kendisi günaha girer. Bazı insanlar da sevaplarını söylemek ve göstermek istemezler.Bazı insanlar da sevaplarını söylemek ve göstermek istemezler. Gösterilince sevabın, ecrin bir miktarı kaybolacağı için göstermek istemezler,Gösterilince sevabın, ecrin bir miktarı kaybolacağı için göstermek istemezler, gizli ibadet yaparlar, belli etmezler. Bir köşeye çekilirler görünmeden yaparlar. gizli ibadet yaparlar, belli etmezler. Bir köşeye çekilirler görünmeden yaparlar.

Onun için büyüklerimiz demiş ki; Onun için büyüklerimiz demiş ki;

"Her gördüğünü Hızır bileceksin her geceni Kadir bileceksin." "Her gördüğünü Hızır bileceksin her geceni Kadir bileceksin."

Karşındaki insana hüsn-ü zan edeceksin. Kendisi senden yaşlıysa; Karşındaki insana hüsn-ü zan edeceksin. Kendisi senden yaşlıysa;

"Bu benden çok yaşadı, benden çok ibadet etti, makamı benden üstün." diyeceksin. "Bu benden çok yaşadı, benden çok ibadet etti, makamı benden üstün." diyeceksin.

Yaşı senden küçükse; Yaşı senden küçükse;

"Bu benden az yaşadı, günahı az işledi, bunun günahı benden daha az." diyeceksin. "Bu benden az yaşadı, günahı az işledi, bunun günahı benden daha az." diyeceksin.

Herkese güleç yüzle iyi nazarla bakacaksın ve olayları hayra yorumlayacaksın.Herkese güleç yüzle iyi nazarla bakacaksın ve olayları hayra yorumlayacaksın. Gördüğün olayları şerre yorumlamayacaksın. "Elbet bir sebebi vardır." diyeceksin. Gördüğün olayları şerre yorumlamayacaksın. "Elbet bir sebebi vardır." diyeceksin.

Sonra bazı insanların geniş sorumlulukları olur.Sonra bazı insanların geniş sorumlulukları olur. Bir tane işi olmaz, bin tane işi olur, bin tarakta bezi olur.Bir tane işi olmaz, bin tane işi olur, bin tarakta bezi olur. Orada kalıp o sevabı kazanmayı senden fazla ister ama o işi vardır, bu işi vardır, Orada kalıp o sevabı kazanmayı senden fazla ister ama o işi vardır, bu işi vardır, kafasında bin bir tane mesele, problem vardır. Elbette onları da yapması icap ediyordur. kafasında bin bir tane mesele, problem vardır. Elbette onları da yapması icap ediyordur.

Sonra Allahın sevgili bir kuluna iyi bir insana mesela kitabına baksan,Sonra Allahın sevgili bir kuluna iyi bir insana mesela kitabına baksan, yazdığı kitaba baksan konuşmasını dinlesen; yazdığı kitaba baksan konuşmasını dinlesen;

Buldum demez bulanlar, Gördüm demez görenler, Hakikate erenler Gizli sırrı açar mı Buldum demez bulanlar,

Gördüm demez görenler,

Hakikate erenler

Gizli sırrı açar mı

diyor Üftâde hazretleri. diyor Üftâde hazretleri.

Bazıları da kendisini göstermemeyi tercih eder, sırrı saklar, belli etmez.Bazıları da kendisini göstermemeyi tercih eder, sırrı saklar, belli etmez. Onun için bazıları melamet meşrepli olur; Onun için bazıları melamet meşrepli olur; "Halk beni günahkâr sansın pek rağbet etmesin, "Halk beni günahkâr sansın pek rağbet etmesin, itibar etmesin, izzet etmesin, parmakla gösterilmek şöhret afettir. itibar etmesin, izzet etmesin, parmakla gösterilmek şöhret afettir. Allah korursa korur korumadığı insanlar için bir felakete sebep olabilir.Allah korursa korur korumadığı insanlar için bir felakete sebep olabilir. Mânevi bakımdan bazı sıkıntıları vardır…" diye düşünen insanlar olur.Mânevi bakımdan bazı sıkıntıları vardır…" diye düşünen insanlar olur. Onun için hüsnü zan etmek lazım, hüznü zan edin. Siz ibadetleri yapın.Onun için hüsnü zan etmek lazım, hüznü zan edin. Siz ibadetleri yapın. Eğer kötü hâlini tahmin ettiğiniz bir kardeş varsa ona da dua edin. Kimse kendisini savunmaz.Eğer kötü hâlini tahmin ettiğiniz bir kardeş varsa ona da dua edin. Kimse kendisini savunmaz. "Ben Allah'ın sevgili kuluyum, velî kuluyum, yüksek kuluyum, şöyleyim böyleyim…" demez. "Ben Allah'ın sevgili kuluyum, velî kuluyum, yüksek kuluyum, şöyleyim böyleyim…" demez.

Er yarın hak divanında belli olur demiş ilâhide. Er yarın hak divanında belli olur

demiş ilâhide.

Yarın rûz u mahşerde, mahkeme-i kübrâda kulun iyiliği belli olacağı içinYarın rûz u mahşerde, mahkeme-i kübrâda kulun iyiliği belli olacağı için hiç Allah'ın bir sevgili kulu [ben] demez.hiç Allah'ın bir sevgili kulu [ben] demez. Ne Ebubekir-i Sıddîk demiştir ne Ömerü'l-Fâruk demiştir ne ötekiler demiştir. Ne Ebubekir-i Sıddîk demiştir ne Ömerü'l-Fâruk demiştir ne ötekiler demiştir.

Ebubekir-i Sıddîk; "Bütün insanların hepsi cennete girecek bir tanesi cehenneme girecek;Ebubekir-i Sıddîk;

"Bütün insanların hepsi cennete girecek bir tanesi cehenneme girecek;
sadece bir insan cehenneme girecek tüm insanların hepsi cennete girecek deselersadece bir insan cehenneme girecek tüm insanların hepsi cennete girecek deseler acaba o insan ben miyim diye korkarım." diyor. Ebubekir-i Sıddîk radıyallahu anh. acaba o insan ben miyim diye korkarım." diyor.

Ebubekir-i Sıddîk radıyallahu anh.

Kimse "Ben veliyim, ben evliyâullahın yüksekleriyim, gavsu a'zam'ım, kutbu'l-aktabım…" demez.Kimse "Ben veliyim, ben evliyâullahın yüksekleriyim, gavsu a'zam'ım, kutbu'l-aktabım…" demez. Niye desin yani? Allah'ın verdiği sırrı saklar. Onun için hüsnü zan edeceksin.Niye desin yani? Allah'ın verdiği sırrı saklar. Onun için hüsnü zan edeceksin. Sen eğer aleyhinde bir şey görüyorsan hakikaten bir şeyi varsa nasihat edersiin, Sen eğer aleyhinde bir şey görüyorsan hakikaten bir şeyi varsa nasihat edersiin, yanına çekersin söylersin. Veya dua edersin. yanına çekersin söylersin. Veya dua edersin.

"Yâ Rabbi! Bu kardeşimi çok seviyorum. Sen onu hatalardan kurtar." dersin. "Yâ Rabbi! Bu kardeşimi çok seviyorum. Sen onu hatalardan kurtar." dersin.

Birisi çocuğuyla beraber itikafa girmiş. Ramazan'da geceleyin teheccüde kalkmışlar.Birisi çocuğuyla beraber itikafa girmiş. Ramazan'da geceleyin teheccüde kalkmışlar. Çocuk bakmış öteki itikaf arkadaşları yatakta yatıyorlar bunlar kalkmış.Çocuk bakmış öteki itikaf arkadaşları yatakta yatıyorlar bunlar kalkmış. Teheccüd namazına abdest almışlar. Teheccüd namazına abdest almışlar.

"Baba, ne olurdu bunlar camie de ne güzel gelmişler,"Baba, ne olurdu bunlar camie de ne güzel gelmişler, işte ibadet etmeleri lazım, horul horul uyuyorlar. işte ibadet etmeleri lazım, horul horul uyuyorlar. Kalkıp da namaz kılsalardı, bizim gibi teheccüd kılsalardı ne iyi olurdu." deyince; Kalkıp da namaz kılsalardı, bizim gibi teheccüd kılsalardı ne iyi olurdu." deyince;

"Ahh evladım, keşke sen de kalkmasaydın, uyusaydın da bu lafı söylemeseydin." demiş."Ahh evladım, keşke sen de kalkmasaydın, uyusaydın da bu lafı söylemeseydin." demiş. Onların yatmasını ayıpladığı için. Onların yatmasını ayıpladığı için.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2