Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 Aralık 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

İbadetlerin Değeri ve Cennetin Kapıları

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

2 Safer 1421 / 06.05.2000

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Cennetin Kapısı İlk Öce Peygamber Efendimiz’e (sav) Açılacak, Sonucu Bildiğimiz Halde Yine de Günahkar Olmak, Allah Ne Güzel Vekildir | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İbadetlerin Değeri ve Cennetin Kapıları

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

2 Safer 1421 / 06.05.2000

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Cennetin Kapısı İlk Öce Peygamber Efendimiz’e (sav) Açılacak, Sonucu Bildiğimiz Halde Yine de Günahkar Olmak, Allah Ne Güzel Vekildir | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Euzubillahimineşşeytanirracîm. Bismillahirrahmânirrahîm. Euzubillahimineşşeytanirracîm. Bismillahirrahmânirrahîm.

el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemine hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh âlâ külli hâlin ve fî külli hîn.el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemine hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh âlâ külli hâlin ve fî külli hîn. Vessalâtü vesselâmü âlâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn muhammedini'l-mustafâVessalâtü vesselâmü âlâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn muhammedini'l-mustafâ ve âlâ âlihi ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ecmaîn.ve âlâ âlihi ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ecmaîn. Emmâ ba'dü fe-kâle Resûlullahi sallallahu aleyhi ve sellem; Emmâ ba'dü fe-kâle Resûlullahi sallallahu aleyhi ve sellem;

Âtî bâbe'l-cenneti yevme'l-kıyâmeti fe-esteftihu fe-yekûlü'l-hâzinü men ente fe-ekûlü muhammedünÂtî bâbe'l-cenneti yevme'l-kıyâmeti fe-esteftihu fe-yekûlü'l-hâzinü men ente fe-ekûlü muhammedün fe-yekûlü bike ümirtü en lâ eftaha li-ehadin kableke. fe-yekûlü bike ümirtü en lâ eftaha li-ehadin kableke.

Ahmed b. Hanbel ve Müslim rahimehümullah Enes radıyallahu anh'ten rivayet eylemişler kiAhmed b. Hanbel ve Müslim rahimehümullah Enes radıyallahu anh'ten rivayet eylemişler ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor;

Âtî bâbe'l-cenneti. "Cennetin kapısına ben geleceğim."Âtî bâbe'l-cenneti. "Cennetin kapısına ben geleceğim." Yevme'l-kıyâmeti. "Kıyamet gününde ben cennetin kapısına geleceğim." Yevme'l-kıyâmeti. "Kıyamet gününde ben cennetin kapısına geleceğim." Fe-esteftihu. "Ve cennetin kapısının açılmasını isteyeceğim." Fe-esteftihu. "Ve cennetin kapısının açılmasını isteyeceğim." Fe-yekûlü'l-hâzin. "Ve cennetin bekçisi olan, muhafızı olan melek diyecek ki."Fe-yekûlü'l-hâzin. "Ve cennetin bekçisi olan, muhafızı olan melek diyecek ki." Men ente. "Kimsin sen?" fe-ekûlü. "Ben diyeceğim ki." Muhammedün.Men ente. "Kimsin sen?" fe-ekûlü. "Ben diyeceğim ki." Muhammedün. "Ben Muhammedim diye adımı söyleyeceğim." Fe-yekûlü. "O da diyecek ki.""Ben Muhammedim diye adımı söyleyeceğim." Fe-yekûlü. "O da diyecek ki." Bike ümirtü en lâ eftaha li-ehadin kableke. "Senden önce hiçbir kimseye kapıyı açmamakla emrolundum." Bike ümirtü en lâ eftaha li-ehadin kableke. "Senden önce hiçbir kimseye kapıyı açmamakla emrolundum."

Bu hadîs-i şerîften anlıyoruz ki cennete ilk girecek kimse Peygamber Efendimiz. İlk defa girecek o.Bu hadîs-i şerîften anlıyoruz ki cennete ilk girecek kimse Peygamber Efendimiz. İlk defa girecek o. Allah emretmiş kapıcısına ondan önce kimseyi almayacaksın içeri diye.Allah emretmiş kapıcısına ondan önce kimseyi almayacaksın içeri diye. Cennetin etrafı surlarla çevrili, cennet surlarla çevrili, Cennetin etrafı surlarla çevrili, cennet surlarla çevrili, öyle herkesin paldır küldür girmesi mümkün değil, korunan bir yer. Kapısı var, cennetin kapıları var.öyle herkesin paldır küldür girmesi mümkün değil, korunan bir yer. Kapısı var, cennetin kapıları var. Bazı insanlar çok işledikleri filanca ibadetten dolayı girecek,Bazı insanlar çok işledikleri filanca ibadetten dolayı girecek, öteki insanlar çok işledikleri falanca ibadetten dolayı girecek, oruçlular reyyan isimli kapısından girecek,öteki insanlar çok işledikleri falanca ibadetten dolayı girecek, oruçlular reyyan isimli kapısından girecek, her birisi belli kapılardan girecek. Ebû Bekr-i Sıddîk radıyallahu anh sormuş; her birisi belli kapılardan girecek.

Ebû Bekr-i Sıddîk radıyallahu anh sormuş;

"Yâ Resûlallah! Bu ibadetlerin hepsini birisi yaparsa ne olacak?" "Yâ Resûlallah! Bu ibadetlerin hepsini birisi yaparsa ne olacak?"

Yani tamam çok oruç tutanlar reyyan ismi verilen oruçlular kapısından girecek,Yani tamam çok oruç tutanlar reyyan ismi verilen oruçlular kapısından girecek, çok namaz kılanlar namaz kapısından girecek filan da yani hepsini yaparsa bir insan ne olacak?çok namaz kılanlar namaz kapısından girecek filan da yani hepsini yaparsa bir insan ne olacak? Buyurdu ki; "Hepsinden girecek." Allahu ekber! O zaman arkasından da ilave etti; "Sen onlardansın."Buyurdu ki; "Hepsinden girecek."

Allahu ekber! O zaman arkasından da ilave etti; "Sen onlardansın."
Ebû Bekr-i Sıddîk bütün kapılarından girecek bir insan. Peki bir insan bütün kapılardan nasıl girer? Ebû Bekr-i Sıddîk bütün kapılarından girecek bir insan.

Peki bir insan bütün kapılardan nasıl girer?

Cenâb-ı Hak isterse sokar, bütün kapılardan girer. Bu evliyâullahın kerameti de...Cenâb-ı Hak isterse sokar, bütün kapılardan girer.

Bu evliyâullahın kerameti de...
Mesela Somuncu Baba, Hâmidüddîn-i Aksarayî, vaaz vermiş Ulucami'de Bursa'da,Mesela Somuncu Baba, Hâmidüddîn-i Aksarayî, vaaz vermiş Ulucami'de Bursa'da, kapıdan çıkarken cemaate elini öptürmüş.kapıdan çıkarken cemaate elini öptürmüş. Ama Ulucami'nin bir şimal kapısı var, bir batı kapısı var, bir doğu kapısı var.Ama Ulucami'nin bir şimal kapısı var, bir batı kapısı var, bir doğu kapısı var. Doğu kapısından çıkanlar demişler ki; Doğu kapısından çıkanlar demişler ki;

"Hoca efendi kapının ağzında durdu, çıkan cemaate şıp şıp şıp ellerini öptürttü,"Hoca efendi kapının ağzında durdu, çıkan cemaate şıp şıp şıp ellerini öptürttü, herkes öptü elini." Ötekisi demiş ki; herkes öptü elini." Ötekisi demiş ki;

"Ya sen yanılıyorsun, doğu kapısı mı, batı kapısı mı? Biz batı kapısından çıkmıştık oradaydı hoca efendi." "Ya sen yanılıyorsun, doğu kapısı mı, batı kapısı mı? Biz batı kapısından çıkmıştık oradaydı hoca efendi."

Yok doğuydu yok batıydı...Yok doğuydu yok batıydı... anlaşılmış ki hem doğu kapısından çıkanlara el öptürmüş hem batı kapısından çıkanlara.anlaşılmış ki hem doğu kapısından çıkanlara el öptürmüş hem batı kapısından çıkanlara. Bir de öbür taraftan ötekisi gelmiş, demiş ki; Bir de öbür taraftan ötekisi gelmiş, demiş ki;

"Ya ben arka kapıdan çıktım, kuzey kapısından çıktım, kıbleye karşı olan kapıdan çıktım, oradaydı." "Ya ben arka kapıdan çıktım, kuzey kapısından çıktım, kıbleye karşı olan kapıdan çıktım, oradaydı."

Anlamışlar ki yani evliyâullahın kerâmetlerinin bir cinsi de böyledir;Anlamışlar ki yani evliyâullahın kerâmetlerinin bir cinsi de böyledir; birkaç yerde görünebilir, aynı anda birkaç işi yapabilir. Allahu ekber!.. Nasıl oluyor? birkaç yerde görünebilir, aynı anda birkaç işi yapabilir.

Allahu ekber!.. Nasıl oluyor?

Sen de evliyâ ol öğren. Nasıl oluyorsa oluyor.Sen de evliyâ ol öğren. Nasıl oluyorsa oluyor. Oluyor, olduğu kesin ama nasıl olduğunu fizik kitapları yazmıyor.Oluyor, olduğu kesin ama nasıl olduğunu fizik kitapları yazmıyor. Kimya kitabında da yok, baktım ben meseleye. Ne fizikte var ne kimyada.Kimya kitabında da yok, baktım ben meseleye. Ne fizikte var ne kimyada. Sadece tasavvuf kitaplarında yazıyor bunları. Tabii hadîs-i şerîflerde var buna benzer şeyler.Sadece tasavvuf kitaplarında yazıyor bunları. Tabii hadîs-i şerîflerde var buna benzer şeyler. İşte burada bu konuda söylediğim söz gibi, Ebû Bekr-i Sıddîk cennetin bütün kapılarından girecek. İşte burada bu konuda söylediğim söz gibi, Ebû Bekr-i Sıddîk cennetin bütün kapılarından girecek.

Açıklaması nasıl? E dünyada oluyor böyle şeyler. Cenâb-ı Hak hepsinden sokacak. Açıklaması nasıl?

E dünyada oluyor böyle şeyler. Cenâb-ı Hak hepsinden sokacak.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi Rabbimiz'in sevdiği bütün güzel ibadetleri yapıp,Allahu Teâlâ hazretleri bizi Rabbimiz'in sevdiği bütün güzel ibadetleri yapıp, bütün güzel huylara sahip olup, cennetin her kapısından girenlerden eylesin. bütün güzel huylara sahip olup, cennetin her kapısından girenlerden eylesin.

Çok mu büyük laf söylüyoruz, çok mu büyük istiyoruz? Çok mu büyük laf söylüyoruz, çok mu büyük istiyoruz?

E Allahu ekber, en büyük, Allah en büyük olduğuna göre en büyüğünden istiyoruz,E Allahu ekber, en büyük, Allah en büyük olduğuna göre en büyüğünden istiyoruz, her şeye kâdir, dilerse verir. Dilerse bizi ıslah eder. her şeye kâdir, dilerse verir. Dilerse bizi ıslah eder. Çamura batmışız, zifte bulaşmışız, pislenmişiz, kirlenmişiz; içimiz de kirli dışımız da kirli,Çamura batmışız, zifte bulaşmışız, pislenmişiz, kirlenmişiz; içimiz de kirli dışımız da kirli, kalbimiz de fesat, aklımız da yamuk, düşüncelerimiz de acayip; kalbimiz de fesat, aklımız da yamuk, düşüncelerimiz de acayip; sinirleniriz, kırarız, döveriz, vururuz, kırarız, günah işleriz.. sinirleniriz, kırarız, döveriz, vururuz, kırarız, günah işleriz..

Sübhanallah! Günah makinesi gibi adamlarız.Sübhanallah! Günah makinesi gibi adamlarız. Her işimiz hata, her işimiz kusur, nasıl düzeleceğiz bilmem. Her işimiz hata, her işimiz kusur, nasıl düzeleceğiz bilmem. Yaşlar geçiyor, ömürler bitiyor, hâlâ düzeleceğiz,Yaşlar geçiyor, ömürler bitiyor, hâlâ düzeleceğiz, hâlâ düzeleceğiz diye hem ümidimizi kesmiyoruz hem bir taraftan da adam da olmuyoruz,hâlâ düzeleceğiz diye hem ümidimizi kesmiyoruz hem bir taraftan da adam da olmuyoruz, olamıyoruz, olmuyor. Şeytan her seferinde bizi [yeniyor.]olamıyoruz, olmuyor. Şeytan her seferinde bizi [yeniyor.] Tutuşuyoruz şeytanla güreşe, bu sefer seni yeneceğim, seni melun kör şeytan seni filan..Tutuşuyoruz şeytanla güreşe, bu sefer seni yeneceğim, seni melun kör şeytan seni filan.. Bir oyun, bakıyoruz güp minderde sırtımız yere gelmiş, yine yeniyor.Bir oyun, bakıyoruz güp minderde sırtımız yere gelmiş, yine yeniyor. Şeytan yeniyor, haydi bu sefer nefisle mücadele edelim. Şeytan yeniyor, haydi bu sefer nefisle mücadele edelim. Nefisle mücadele ederken nefis pat yere vuruyor yeniyor. Nefisle mücadele ederken nefis pat yere vuruyor yeniyor.

Biliyoruz iyi huyları yapamıyoruz, biliyoruz kötü huyları yakamızı kurtaramıyoruz,Biliyoruz iyi huyları yapamıyoruz, biliyoruz kötü huyları yakamızı kurtaramıyoruz, ibadetleri biliyoruz kaçırıyoruz, günahları biliyoruz bulaşıyoruz. ibadetleri biliyoruz kaçırıyoruz, günahları biliyoruz bulaşıyoruz. Yani helâk olma durumuna gelmiş durumdayız. Yani helâk olma durumuna gelmiş durumdayız.

Allah'ın çok iyi kulları var, bütün ömrünü ibadetle geçirmiş de yine Allah'tan korkmuşlar,Allah'ın çok iyi kulları var, bütün ömrünü ibadetle geçirmiş de yine Allah'tan korkmuşlar, geceleri ağlamışlar hüngür hüngür, tesbih çekmişler; bizim halimiz ne olacak? geceleri ağlamışlar hüngür hüngür, tesbih çekmişler; bizim halimiz ne olacak?

Allah'tan ümit kesmek yok hocam. Allah'tan ümit kesmek yok hocam.

Evet, doğru, lâ taknatû min rahmetillah. "Ey kullarım, ey günah işlemiş kullarım,Evet, doğru, lâ taknatû min rahmetillah. "Ey kullarım, ey günah işlemiş kullarım, ey nefislerine zulmetmiş, kendilerini tehlikeye sokmuş, ey nefislerine zulmetmiş, kendilerini tehlikeye sokmuş, cehenneme atılma durumuna getirmiş kusurlu, günahkâr kullarım!" Lâ taknatû min rahmetillah.cehenneme atılma durumuna getirmiş kusurlu, günahkâr kullarım!" Lâ taknatû min rahmetillah. "Allah'ın rahmetinden ümidi kesmeyin." Çıkmadık canda ümit vardır."Allah'ın rahmetinden ümidi kesmeyin."

Çıkmadık canda ümit vardır.
İnşaallah biz de adam oluruz. Allah'ın sevdiği büyük adam oluruz inşaallah. İnşaallah biz de adam oluruz. Allah'ın sevdiği büyük adam oluruz inşaallah.

Benim oğlum paşa olacak. Paşa olacak da ne olacak? Paşa olmasın da Allah'ın sevdiği adam olsun.Benim oğlum paşa olacak.

Paşa olacak da ne olacak?

Paşa olmasın da Allah'ın sevdiği adam olsun.
Omuzda rütbeler, burunlar havada, göğüsler kabarık, rap rap rap...Omuzda rütbeler, burunlar havada, göğüsler kabarık, rap rap rap... Ama burun havada oldu mu Allah sevmiyor, kibirli insanı Allah sevmiyor,Ama burun havada oldu mu Allah sevmiyor, kibirli insanı Allah sevmiyor, kalbinde zerre kadar kibir olanı Allah sevmiyor, kalbinde zerre kadar kibir olanı Allah sevmiyor, kalbinde zerre kadar kibirlilik olan kimseyi Allah cennete sokmayacak.kalbinde zerre kadar kibirlilik olan kimseyi Allah cennete sokmayacak. Mütevazi olmak şart, boynu bükük olmak şart, yalvarmak şart, haddini bilmek şart. Mütevazi olmak şart, boynu bükük olmak şart, yalvarmak şart, haddini bilmek şart.

Allah yardımcımız olsun. Yâ Rabbi yardım eyle!Allah yardımcımız olsun. Yâ Rabbi yardım eyle! Einnâ âlâ edâi zikrike ve şükrike ve hüsnü ibadetike yâ rabbi.Einnâ âlâ edâi zikrike ve şükrike ve hüsnü ibadetike yâ rabbi. "Zikrinde, şükründe, güzel kulluğunu yapmakta bize yardım eyle yâ Rabbi…" "Zikrinde, şükründe, güzel kulluğunu yapmakta bize yardım eyle yâ Rabbi…"

Âhiru mâ tekelleme bihî ibrâhimu hîne ulkiye fi'n-nâri hasbiyallâhu ve ni'me'l-vekîl. Âhiru mâ tekelleme bihî ibrâhimu hîne ulkiye fi'n-nâri hasbiyallâhu ve ni'me'l-vekîl.

İbn Asâkir ve Hatîb-i Bağdadî, Ebû Mesud el-Bedri'den rivayet etmişler ki,İbn Asâkir ve Hatîb-i Bağdadî, Ebû Mesud el-Bedri'den rivayet etmişler ki, İbn Abbas'tan da Ebû Hüreyre'den de rivayet var.İbn Abbas'tan da Ebû Hüreyre'den de rivayet var. İbrahim aleyhisselam ateşe atılırken en son söylediği söz…İbrahim aleyhisselam ateşe atılırken en son söylediği söz… Ateşi yakmışlar, alevler 'har har har' havalara çıkıyor, dumanlar göğü kaplamış.Ateşi yakmışlar, alevler 'har har har' havalara çıkıyor, dumanlar göğü kaplamış. Yakalamışlar, İbrahim aleyhisselâm'ı ateşin içine atacaklar, cayır cayır yanacak. Mahkûm.Yakalamışlar, İbrahim aleyhisselâm'ı ateşin içine atacaklar, cayır cayır yanacak. Mahkûm. Öldürmeye karar vermişler, öldürecekler. Ateşi onun için yakmışlar.Öldürmeye karar vermişler, öldürecekler. Ateşi onun için yakmışlar. İbrahim aleyhisselâm'ı ateşe atacaklar. En son anda o ölüm sırasında ne düşünür bir insan? İbrahim aleyhisselâm'ı ateşe atacaklar. En son anda o ölüm sırasında ne düşünür bir insan? Tam böyle ateşin yanına getirmişler, atacaklar; ne düşünür, ne söyler? Tam böyle ateşin yanına getirmişler, atacaklar; ne düşünür, ne söyler?

Bakın ne söylüyor İbrahim aleyhisselam, ateşe atıldığı zaman en son söylediği söz:Bakın ne söylüyor İbrahim aleyhisselam, ateşe atıldığı zaman en son söylediği söz: Hasbiyallah ve ni'me'l-vekîl demiş. Hasbiyallah ve ni'me'l-vekîl demiş.

Hasbiyallah ne demek?Hasbiyallah ne demek? Ve ni'me'l-vekîl ne demek? Hasbiyallah, "Allah bana yeter." demek.Ve ni'me'l-vekîl ne demek?

Hasbiyallah, "Allah bana yeter." demek.
"Ben Allah'a tevekkül ettim, Allah bana yeter. Yardımıma erişir."Ben Allah'a tevekkül ettim, Allah bana yeter. Yardımıma erişir. Başkasının yardımına ihtiyacım yok. Kimseden korkmam. Kimseye aldırmam. Başkasının yardımına ihtiyacım yok. Kimseden korkmam. Kimseye aldırmam. Ben Allah'ın tarafındanım. Allah beni korur. Allah bana yeter." demek. Hasbiyallah veya Hasbünallah. Ben Allah'ın tarafındanım. Allah beni korur. Allah bana yeter." demek. Hasbiyallah veya Hasbünallah.

Hasbünallah ne demek? "Allah bize yeter." demek. Hasbiyallah ne demek? "Allah bana yeter." demek. Hasbünallah ne demek?

"Allah bize yeter." demek.

Hasbiyallah ne demek?

"Allah bana yeter." demek.

We and I gibi. Yani farkı bu. We and I gibi. Yani farkı bu.

Estağfirullah. "Yâ Rabbi! Ben senden tevbe istiyorum."Estağfirullah. "Yâ Rabbi! Ben senden tevbe istiyorum." Estağfirullah ve etûbu ileyh. Nestağfirullah ve netûbu ileyh.Estağfirullah ve etûbu ileyh. Nestağfirullah ve netûbu ileyh. "Biz istiyoruz ve sana biz tevbe ediyoruz." Yani e, "I" demek. Ne, "biz" demek. "Biz istiyoruz ve sana biz tevbe ediyoruz." Yani e, "I" demek. Ne, "biz" demek.

Hasbiyallah; "Allah bana kâfidir, başka yardımcı mı ararım, düşünürüm, isterim?Hasbiyallah; "Allah bana kâfidir, başka yardımcı mı ararım, düşünürüm, isterim? Yeter O bana!" Hasbünallah; "Allah bize yeter." demek. Nâ olursa "bize" demek. Yeter O bana!" Hasbünallah; "Allah bize yeter." demek. Nâ olursa "bize" demek.

Hasbiyallah demiş. Bir de demiş ki; Ve ni'me'l-vekîl. "Ne iyi vekildir O!" Hasbiyallah demiş. Bir de demiş ki;

Ve ni'me'l-vekîl. "Ne iyi vekildir O!"

Birisini vekil tayin edersin, avukat; senden dünyanın parasını ister, senin ciğerini söker.Birisini vekil tayin edersin, avukat; senden dünyanın parasını ister, senin ciğerini söker. "Tek ciğer sana yeter, ver bir ciğerini bana!" Çatır çatır kopartır, alır ciğerini..."Tek ciğer sana yeter, ver bir ciğerini bana!" Çatır çatır kopartır, alır ciğerini... "Kazanayım" diye parayı herife verirsin. Ondan sonra gider, karşı tarafla anlaşır, sana oyun oynar... "Kazanayım" diye parayı herife verirsin. Ondan sonra gider, karşı tarafla anlaşır, sana oyun oynar...

Böyle vekil yerin dibine batsın! Bir daha da çıkmasın! Böyleleri yok olsun!Böyle vekil yerin dibine batsın! Bir daha da çıkmasın! Böyleleri yok olsun! Allah şöyle namuslu, hayırlı, hakkı söyleyen dürüst [vekiller] nasip etsin. Allah şöyle namuslu, hayırlı, hakkı söyleyen dürüst [vekiller] nasip etsin.

Kime dayandıysak yıkıldı. Kime el uzattıysak elimiz boşta kaldı.Kime dayandıysak yıkıldı. Kime el uzattıysak elimiz boşta kaldı. Bütün yardım edicilerin yardımları tükendi. Hasbiyallah ve ni'me'l-vekîl. Allah bize yeter.Bütün yardım edicilerin yardımları tükendi.

Hasbiyallah ve ni'me'l-vekîl. Allah bize yeter.
Ne iyi vekildir Allah… Allah'a tevekkül ettin de O'nu vekil edindin mi,Ne iyi vekildir Allah… Allah'a tevekkül ettin de O'nu vekil edindin mi, "Yâ Rabbi! Seni vekil edindim!"; yeter. Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri adaletlidir."Yâ Rabbi! Seni vekil edindim!"; yeter. Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri adaletlidir. Her yaptığı şeyi güzel yapar. Lütufkârdır. Ekremü'l-ekremîn'dir.Her yaptığı şeyi güzel yapar. Lütufkârdır. Ekremü'l-ekremîn'dir. Erhamü'r-râhimîn'dir. Cemîl'dir, güzeldir. Güzeller güzelidir. Her güzelliği yaratmıştır.Erhamü'r-râhimîn'dir. Cemîl'dir, güzeldir. Güzeller güzelidir. Her güzelliği yaratmıştır. Her şeyi güzeldir. Cömerttir. Lütfu çoktur. İhsanı boldur. Hazineleri sonsuzdur.Her şeyi güzeldir. Cömerttir. Lütfu çoktur. İhsanı boldur. Hazineleri sonsuzdur. Bizden bir şey istemiyor. Ne istiyor bizden? "Güzel kulluk yapın." diyor. Bizden bir şey istemiyor. Ne istiyor bizden?

"Güzel kulluk yapın." diyor.
Kendisinin verdiği güçle, kuvvetle, imkânla, imanlaKendisinin verdiği güçle, kuvvetle, imkânla, imanla "Yamuk iş yapmayın, doğru düzgün iş yapın, güzel kulluk yapın." diyor. "Yamuk iş yapmayın, doğru düzgün iş yapın, güzel kulluk yapın." diyor.

"Yemeyin" mi diyor? "İçmeyin" mi diyor? "Yemeyin" mi diyor? "İçmeyin" mi diyor?

Demiyor. "Yiyin, için kullarım…" Külû, "yiyin" demek. Ve'şrebû. "İçin." Şarap değil, güzel şeyler… Demiyor. "Yiyin, için kullarım…" Külû, "yiyin" demek.

Ve'şrebû. "İçin."

Şarap değil, güzel şeyler…

"Yiyin, için... Yemekleri, meyveleri yiyin. Meşru, güzel meşrubatları için..." "Yiyin, için... Yemekleri, meyveleri yiyin. Meşru, güzel meşrubatları için..."

Ve lâ tüsrifû. "İsraf etmeyin." diyor. "Yiyin, için." diyor. "Yemeyin, içmeyin!" demiyor. Ve lâ tüsrifû. "İsraf etmeyin." diyor.

"Yiyin, için." diyor. "Yemeyin, içmeyin!" demiyor.

"Hocam bazen de 'yemeyin' diyor. İşte oruç..." İşte oruç ama iftar sofrası nasıl? "Hocam bazen de 'yemeyin' diyor. İşte oruç..."

İşte oruç ama iftar sofrası nasıl?

Padişahın sofrasından güzel! Eski zamanda padişah senin bu iftar sofrası kadar sofraya sahip miydi acaba? Padişahın sofrasından güzel! Eski zamanda padişah senin bu iftar sofrası kadar sofraya sahip miydi acaba?

Şüpheliyim... Her şey var; meyveler, mangolar, muzlar, üzümler, buzdolabından çıkmış…Şüpheliyim... Her şey var; meyveler, mangolar, muzlar, üzümler, buzdolabından çıkmış… Yutkunup duruyorsun. İftar vaktinin keyfine doyum olmuyor. Yutkunup duruyorsun. İftar vaktinin keyfine doyum olmuyor.

Allah hem oruç tutturuyor hem de iftar vaktinde bir ziyafet çekiyor kiAllah hem oruç tutturuyor hem de iftar vaktinde bir ziyafet çekiyor ki oruç tutmasan da zaten günün bazı saatlerinde aç duruyorsun.oruç tutmasan da zaten günün bazı saatlerinde aç duruyorsun. Aç durma saati biraz uzun oluyor, o da vücuduna fayda. Nedir yani... Hep bizim faydamız için. Aç durma saati biraz uzun oluyor, o da vücuduna fayda. Nedir yani... Hep bizim faydamız için.

Bizden bir şey istemiyor; kulluk istiyor. "Kullarım, yamuk yürümeyin, doğru yürüyün." diyor.Bizden bir şey istemiyor; kulluk istiyor. "Kullarım, yamuk yürümeyin, doğru yürüyün." diyor. "Eğri büğrü yollara sapmayın, dosdoğru yolda yürüyün. "Eğri büğrü yollara sapmayın, dosdoğru yolda yürüyün. Çünkü doğru yolda yürürseniz adresi bulursunuz. Bu yoldan dosdoğru yürü. Çünkü doğru yolda yürürseniz adresi bulursunuz. Bu yoldan dosdoğru yürü. Gidersen sonunda cennete varırsın." Niye "Dosdoğru yürü." diyor? Başka yola saparsan cennete gitmezsin.Gidersen sonunda cennete varırsın."

Niye "Dosdoğru yürü." diyor?

Başka yola saparsan cennete gitmezsin.
Saptın çünkü... O sokak değil. Çıkmaz sokaklara sapıyor. Ondan sonra burnu duvara dayanıyor.Saptın çünkü... O sokak değil. Çıkmaz sokaklara sapıyor. Ondan sonra burnu duvara dayanıyor. "Haa, burası çıkmaz sokakmış!" Önceden demedik mi sana? Kitaplar yazmadı mı oranın çıkmaz olduğunu? "Haa, burası çıkmaz sokakmış!" Önceden demedik mi sana? Kitaplar yazmadı mı oranın çıkmaz olduğunu?

Ömrü yaşıyor yaşıyor yaşıyor, bitiriyor; ihtiyarlıkta kafasını gidiyor, duvara vuruyor.Ömrü yaşıyor yaşıyor yaşıyor, bitiriyor; ihtiyarlıkta kafasını gidiyor, duvara vuruyor. Niye kafasını duvara vuruyor? "Tüh ya! Ömrü yanlış geçirmişim!" diye. Tabii ya, kitaplar yazmadı mı? Niye kafasını duvara vuruyor?

"Tüh ya! Ömrü yanlış geçirmişim!" diye.

Tabii ya, kitaplar yazmadı mı?
Gençliğinde bu lafları duymadın mı? İhtiyarların feryadını işitmedin mi?Gençliğinde bu lafları duymadın mı? İhtiyarların feryadını işitmedin mi? "Biz ömrü böyle geçirdik, siz yapmayın!" demediler mi? "Biz ömrü böyle geçirdik, siz yapmayın!" demediler mi?

Dediler ama sen de aynı hatayı işledin, aynı yolda yürüdün. Tabii vurursun kafayı...Dediler ama sen de aynı hatayı işledin, aynı yolda yürüdün. Tabii vurursun kafayı... Taştan taşa vuruyor. "Ah benim kafam!" Kafasını yumrukluyor… Geçmiş ola... Ömür bitti. Hata işledi.Taştan taşa vuruyor. "Ah benim kafam!" Kafasını yumrukluyor… Geçmiş ola... Ömür bitti. Hata işledi. En son anda Firavun bile pişman olmuş. Firavun bile!En son anda Firavun bile pişman olmuş. Firavun bile! Çok dinsiz filozoflar var, en son zamanda pişman olmuşlar. Çok dinsiz filozoflar var, en son zamanda pişman olmuşlar. Şeytan kandırmış kandırmış, aldatmış aldatmış, en sonunda artık öleceği zaman aklı başına geliyor.Şeytan kandırmış kandırmış, aldatmış aldatmış, en sonunda artık öleceği zaman aklı başına geliyor. Gelir tabii. Çünkü gözünden perdeler kalkıyor; "Aa! Vay be!Gelir tabii. Çünkü gözünden perdeler kalkıyor; "Aa! Vay be! Vaziyet hiç de benim düşündüğüm gibi değilmiş. Eyvah! Hapı yuttuk!"Vaziyet hiç de benim düşündüğüm gibi değilmiş. Eyvah! Hapı yuttuk!" Zebaniler bekliyor, topuzlar ellerinde... "Ay! Anacığım kurtar beni!" Zebaniler bekliyor, topuzlar ellerinde... "Ay! Anacığım kurtar beni!" Ne anan kurtarır ne baban kurtarır. Eğer padişah olsan, hükümdar olsan, Firavun olsan,Ne anan kurtarır ne baban kurtarır. Eğer padişah olsan, hükümdar olsan, Firavun olsan, Nemrut olsan, orduların bile kurtaramaz! Hiçbir şey kurtaramaz! Hapı yuttun! Nemrut olsan, orduların bile kurtaramaz! Hiçbir şey kurtaramaz! Hapı yuttun! Şeytan kandırdı, ömrü bitirdi, imtihan bitti. "Kalemleri kaldırın!" "Hocam bir kelime daha..." Şeytan kandırdı, ömrü bitirdi, imtihan bitti.

"Kalemleri kaldırın!"

"Hocam bir kelime daha..."

"Sıfır atarım ha... Ver kalemi!" Çatır çutur... "Vermeyenin kağıdını vermiyorum." Neden? "Sıfır atarım ha... Ver kalemi!"

Çatır çutur...

"Vermeyenin kağıdını vermiyorum."

Neden?

İmtihan bitti, sen hâlâ yazıyorsun.İmtihan bitti, sen hâlâ yazıyorsun. İmtihan bittikten sonra talebe hevesleniyor; "Dur hocam, bir satır daha..." İmtihan bittikten sonra talebe hevesleniyor; "Dur hocam, bir satır daha..."

İmtihan saatinde ne yaptın? Allah bize uyanıklık versin. Uyanamıyoruz, uyanamıyoruz, uyanamıyoruz...İmtihan saatinde ne yaptın?

Allah bize uyanıklık versin.

Uyanamıyoruz, uyanamıyoruz, uyanamıyoruz...
Bir kusurumuz var, Allah yardım etmiyor, toparlayamıyoruz.Bir kusurumuz var, Allah yardım etmiyor, toparlayamıyoruz. Her gün tevbe ediyoruz, ertesi gün yine günah işliyoruz. Kusurumuzdan... Sağlam duramıyoruz.Her gün tevbe ediyoruz, ertesi gün yine günah işliyoruz. Kusurumuzdan... Sağlam duramıyoruz. Yapıştırıyoruz, tutmuyor.Yapıştırıyoruz, tutmuyor. Ne biçim yapıştırıcı? Parça parçayız. Parçalarımızı yapıştırıyoruz, tutmuyor, kurumuyor.Ne biçim yapıştırıcı?

Parça parçayız. Parçalarımızı yapıştırıyoruz, tutmuyor, kurumuyor.
Japon yapıştırıcısı mı alacağız, lehim mi? Lehim de tutmuyor. Japon yapıştırıcısı mı alacağız, lehim mi?

Lehim de tutmuyor.

Benim gözlüğün şurası kırıldı; lehim tutmuyor. Titanyum madenindenmiş; tutmuyor.Benim gözlüğün şurası kırıldı; lehim tutmuyor. Titanyum madenindenmiş; tutmuyor. Sıradan bir maden olsa neyse... Acayip bir maden. Tutmuyor.Sıradan bir maden olsa neyse... Acayip bir maden. Tutmuyor. Hadi bakalım, lehim tutmaz, yapışmaz, toparlanmaz. Zaten yapıştırsan ne olacak? Hadi bakalım, lehim tutmaz, yapışmaz, toparlanmaz. Zaten yapıştırsan ne olacak? Yapışmış bir şey, uyduruk kaydırık, tamir edilmiş bir şey... Yapışmış bir şey, uyduruk kaydırık, tamir edilmiş bir şey...

Tertemiz kullansak ya, çocukluğumuzdan beri... Çocuklara imrenmek lazım.Tertemiz kullansak ya, çocukluğumuzdan beri... Çocuklara imrenmek lazım. Hafız Mücteba, Cihan... Maşâallah, daha yepyeni, hayata yeni başlıyor. Ne güzel! Hafız Mücteba, Cihan... Maşâallah, daha yepyeni, hayata yeni başlıyor. Ne güzel! Keşke ben de yeni başlasam da hiç namazımı bırakmasam, hep orucumu tutsam, Keşke ben de yeni başlasam da hiç namazımı bırakmasam, hep orucumu tutsam, Kur'an'ı ezberlesem, Allah'ın sevgili kulu olsam. Onların elinde imkân var. Biz imkânları bitirmişiz. Kur'an'ı ezberlesem, Allah'ın sevgili kulu olsam. Onların elinde imkân var. Biz imkânları bitirmişiz.

Bizimki de bitmemiş. Neden? Allah; Lâ taknetû min rahmetillah buyuruyor.Bizimki de bitmemiş.

Neden?

Allah;

Lâ taknetû min rahmetillah buyuruyor.
"Allah'ın rahmetinden ümidi kesmeyin!" Gayret edersek yardım eder. İnşaallah gayretli olalım."Allah'ın rahmetinden ümidi kesmeyin!"

Gayret edersek yardım eder.

İnşaallah gayretli olalım.
Dikkatli olalım. Allah'ın rızasını kazanmaya gayret edelim. Hasbiyallah ve ni'me'l-vekîl... Dikkatli olalım. Allah'ın rızasını kazanmaya gayret edelim. Hasbiyallah ve ni'me'l-vekîl...

Şeytan var, çok kurnaz. Nefis var. Dünyanın lezzetleri var, dizilmiş önüme, aldatmaya çalışıyor.Şeytan var, çok kurnaz. Nefis var. Dünyanın lezzetleri var, dizilmiş önüme, aldatmaya çalışıyor. Hasbiyallah ve ni'me'l-vekîl. "Allah yeter bize, ne iyi vekildir!" Biz de Allah'a dayanırız, Allah bizi korur.Hasbiyallah ve ni'me'l-vekîl. "Allah yeter bize, ne iyi vekildir!" Biz de Allah'a dayanırız, Allah bizi korur. Bu süslü, aldatıcı dünyadan, zevkli, keyifli, eğlenceli,Bu süslü, aldatıcı dünyadan, zevkli, keyifli, eğlenceli, barlı, pavyonlu, televizyonlu, şarkılı, türkülü... "Ah anam, yandım anam..." barlı, pavyonlu, televizyonlu, şarkılı, türkülü... "Ah anam, yandım anam..." Dambır dumbur, zımbır zımbır, şıkır şıkır, fıkır fıkır... Allah bizi korursa korur. Korumazsa hapı yuttuk. Dambır dumbur, zımbır zımbır, şıkır şıkır, fıkır fıkır... Allah bizi korursa korur. Korumazsa hapı yuttuk.

Millet, şöyle televizyondan manzarayı seyret... Aç TGRT'yi. Millet, şöyle televizyondan manzarayı seyret... Aç TGRT'yi.



TGRT'yi ve TRT'yi.TGRT'yi ve TRT'yi. Aç; saz, söz, eğlence... Herkesin aklı fikri o.Aç; saz, söz, eğlence... Herkesin aklı fikri o. Hiç âhiretten, ölümden, imandan, Kur'an'dan tarafa yanaşacak gibi görünmüyorlar. Hiç âhiretten, ölümden, imandan, Kur'an'dan tarafa yanaşacak gibi görünmüyorlar.

İnşaallah düzelirler. Allah ıslah eylesin. Üçüncü hadîs-i şerîf: İnşaallah düzelirler. Allah ıslah eylesin.

Üçüncü hadîs-i şerîf:

Âhiru mâ edreke'n-nâsu min kelâmi'n-nübüvveti'l-ûlâ. İzâ lem testahyî fasna' mâ şi'te. Âhiru mâ edreke'n-nâsu min kelâmi'n-nübüvveti'l-ûlâ. İzâ lem testahyî fasna' mâ şi'te.

Aynı râviden, Ebû Mesud el-Bedrî'den İbn Asâkir rivayet etmiş. Buyuruyor ki Peygamber Efendimiz; Aynı râviden, Ebû Mesud el-Bedrî'den İbn Asâkir rivayet etmiş. Buyuruyor ki Peygamber Efendimiz;

"İnsanların eski peygamberlik kelâmlarından en son kulağında kalan hatıra söz, hikmetli güzel söz,"İnsanların eski peygamberlik kelâmlarından en son kulağında kalan hatıra söz, hikmetli güzel söz, eski peygamberlerden intikal etmiş akılda kalan en güzel sözlerden birisi..." Ne? eski peygamberlerden intikal etmiş akılda kalan en güzel sözlerden birisi..."

Ne?

İzâ lem testahyî fasna' mâ şi'te. "Allah'tan korkmazsan, haya etmezsen, ne yaparsan yap artık…" İzâ lem testahyî fasna' mâ şi'te. "Allah'tan korkmazsan, haya etmezsen, ne yaparsan yap artık…"

Bunlar hep hayasızlıktan oluyor. Korkmuyor, Allah'tan utanmıyor. Haya etmiyor.Bunlar hep hayasızlıktan oluyor. Korkmuyor, Allah'tan utanmıyor. Haya etmiyor. Allah'ın nimetini yiyor, Allah'a isyan ediyor. Allah'ın verdiği sıhhatle yaşıyor, günahlara koşturuyor.Allah'ın nimetini yiyor, Allah'a isyan ediyor. Allah'ın verdiği sıhhatle yaşıyor, günahlara koşturuyor. Gücü kuvveti var, vücudu sağlam, sağlamlığı Allah vermiş, günaha koşuyor.Gücü kuvveti var, vücudu sağlam, sağlamlığı Allah vermiş, günaha koşuyor. Allah yaratmış, şeytana itaat ediyor. Rahman yaratmış, şeytana tapıyor.Allah yaratmış, şeytana itaat ediyor. Rahman yaratmış, şeytana tapıyor. Allah besliyor, Allah'a isyan ediyor. Allah besliyor, Allah'a isyan ediyor. Allah güç kuvvet vermiş, günahlara koşturuyor, hayırlı işlere koşturmuyor. Parayı bile Allah veriyor. Allah güç kuvvet vermiş, günahlara koşturuyor, hayırlı işlere koşturmuyor. Parayı bile Allah veriyor.

"Hadi oradan! Parayı ben kazanıyorum! Dükkân açtım, sabah erken gidiyorum. Kaça kadar çalışıyorum..." "Hadi oradan! Parayı ben kazanıyorum! Dükkân açtım, sabah erken gidiyorum. Kaça kadar çalışıyorum..."

Her dükkân kâr ediyor mu? Her dükkân kar ediyor ama her tüccar sermayesini arttırıyor mu?Her dükkân kâr ediyor mu? Her dükkân kar ediyor ama her tüccar sermayesini arttırıyor mu? Rahat yaşıyor mu? Top atanların sesini duymuyor musun? Rahat yaşıyor mu?

Top atanların sesini duymuyor musun?

Türkiye'de kaç tane tüccar dükkânı kapattı. Kaç tanesi yurt dışına kaçtı... Sen mi kazanıyorsun? Türkiye'de kaç tane tüccar dükkânı kapattı. Kaç tanesi yurt dışına kaçtı...

Sen mi kazanıyorsun?

"Ben becerikliliğim ve özel kabiliyetlerim dolayısıyla kazanıyorum." diye"Ben becerikliliğim ve özel kabiliyetlerim dolayısıyla kazanıyorum." diye gazetelere beyanât vermiş nice insanlar gördük. Para kazandığı zaman öyle diyordu. gazetelere beyanât vermiş nice insanlar gördük. Para kazandığı zaman öyle diyordu. Karun da öyle demiş: "Bütün bu mallar, mülkler benim bilgimden dolayı. Ben kazandım." Karun da öyle demiş: "Bütün bu mallar, mülkler benim bilgimden dolayı. Ben kazandım."

İnnemâ ûtîtuhû alâ ilmin indî. "İlmim var, bilgim var, hünerim var; ondan kazandım." İnnemâ ûtîtuhû alâ ilmin indî. "İlmim var, bilgim var, hünerim var; ondan kazandım."

Görürsün sen yarın… Yarın görürsün, bakalım ilminden mi kazanmışsın, neden istifade ediyormuşsun...Görürsün sen yarın… Yarın görürsün, bakalım ilminden mi kazanmışsın, neden istifade ediyormuşsun... Eviyle beraber yerin dibine geçirince, hadi bakalım, ilmin seni kurtarsın! Her şey Allah'tan.Eviyle beraber yerin dibine geçirince, hadi bakalım, ilmin seni kurtarsın!

Her şey Allah'tan.
Ama millet anlayamıyor. Kendisi yaptı sanıyor. "Kendim kazandım." diyor. Dilenci geldiği zaman diyor ki; Ama millet anlayamıyor. Kendisi yaptı sanıyor. "Kendim kazandım." diyor. Dilenci geldiği zaman diyor ki;

"Ben kazandım. Çalıştım, kazandım. Sen de kazan." Tamam ama sen de hayrını hasenâtını yap."Ben kazandım. Çalıştım, kazandım. Sen de kazan."

Tamam ama sen de hayrını hasenâtını yap.
Bazen çalıştığı halde kazanamayanlar, hatta senden çok çalıştığı halde Bazen çalıştığı halde kazanamayanlar, hatta senden çok çalıştığı halde şu kadarcık para kazananlar var.şu kadarcık para kazananlar var. Sabahtan akşama Mildura'da güneşin altında çalışmanın kolay olup olmadığınıSabahtan akşama Mildura'da güneşin altında çalışmanın kolay olup olmadığını iki günlük sıcaklıkta Mildura'yı bilmeyenler bile anlayabilir. iki günlük sıcaklıkta Mildura'yı bilmeyenler bile anlayabilir. Bilenler de; "Tamam hocam, ne kadar güzel söyledin!" der. Bilenler de; "Tamam hocam, ne kadar güzel söyledin!" der. Kolay mı o sıcakta tarlada, güneşin altında çalışmak? Ne kadar para alıyor…Kolay mı o sıcakta tarlada, güneşin altında çalışmak?

Ne kadar para alıyor…
Yine o iyi. Yine "İyi para alıyorum." diyor. O kadar alamayan düz ameleler var.Yine o iyi. Yine "İyi para alıyorum." diyor. O kadar alamayan düz ameleler var. Mühendis oturduğu yerden parayı cebine akıtıyor. Mühendis oturduğu yerden parayı cebine akıtıyor. Genel müdür; "Benim ilmim var, aklım var." cebine para akıyor.Genel müdür; "Benim ilmim var, aklım var." cebine para akıyor. 10 tane, 20 tane, 30 tane amelenin parası kadar para alıyor.10 tane, 20 tane, 30 tane amelenin parası kadar para alıyor. Öteki zavallı akşama kadar çalışıyor, çok az para alıyor. Öteki zavallı akşama kadar çalışıyor, çok az para alıyor.

Allah bize nimetlerinin kıymetini bilip şükrünü eda etmeyi nasip eylesin.Allah bize nimetlerinin kıymetini bilip şükrünü eda etmeyi nasip eylesin. Keserse hiçbir şeyimiz kalmaz. Muslukları kapattı mı, sağlık musluğunu kapattı mı hapı yuttun. Niye? Keserse hiçbir şeyimiz kalmaz. Muslukları kapattı mı, sağlık musluğunu kapattı mı hapı yuttun.

Niye?

"Elimi kaldıramıyorum hocam, felç oldum! Ağzımı kıpırdatamıyorum hocam, yamuk!" "Elimi kaldıramıyorum hocam, felç oldum! Ağzımı kıpırdatamıyorum hocam, yamuk!"

Doğru düzgün konuşamıyor; felç gelmiş. Yüzün yarısına felç gelmiş,Doğru düzgün konuşamıyor; felç gelmiş. Yüzün yarısına felç gelmiş, bir gözü açılıyor bir gözü açılmıyor, o kadar. bir gözü açılıyor bir gözü açılmıyor, o kadar. Beyninde bir damar bir yerinden bir tıkanıklık oluyor; felç. Gitti... Felç oldun mu gittin.Beyninde bir damar bir yerinden bir tıkanıklık oluyor; felç. Gitti... Felç oldun mu gittin. Yok, felç olmadın da aklın gitti, yine gittin. Turp gibi adam ama zırdeli, divâne. Ne yapıyorlar? Yok, felç olmadın da aklın gitti, yine gittin. Turp gibi adam ama zırdeli, divâne. Ne yapıyorlar?

Zincirlere bağlıyorlar. Zarar verdi mi zincirlere bağlıyorlar. Yirmibirinci yüzyılda da mı? Zincirlere bağlıyorlar. Zarar verdi mi zincirlere bağlıyorlar. Yirmibirinci yüzyılda da mı?

Evet. Hele bir git bakalım tımarhanelere...Evet. Hele bir git bakalım tımarhanelere... Zararlı, muzır deliyse nasıl zincirlere bağlamışlar, karyolaya bağlamışlar, gör.Zararlı, muzır deliyse nasıl zincirlere bağlamışlar, karyolaya bağlamışlar, gör. Akıllı usluysa, başına huniyi ters çevirip de kıyıda kenarda şiir okuyorsa, zararsızsa bir şey değil.Akıllı usluysa, başına huniyi ters çevirip de kıyıda kenarda şiir okuyorsa, zararsızsa bir şey değil. Ama bir de zararlıysa zincirlere vuruyorlar. Akıl gitti mi işe yaramaz.Ama bir de zararlıysa zincirlere vuruyorlar.

Akıl gitti mi işe yaramaz.
Sıhhat gitti mi işe yaramaz. Servet gidiyor bazen, adam sağlam, akıllı;Sıhhat gitti mi işe yaramaz. Servet gidiyor bazen, adam sağlam, akıllı; servet gitti, gemisi battı, şöyle oldu, böyle oldu, bir adam kandırdı…servet gitti, gemisi battı, şöyle oldu, böyle oldu, bir adam kandırdı… Piyasada bir dalgalanma oldu, Amerika bir oyun etti, Japonya ikinci oyun yaptı,Piyasada bir dalgalanma oldu, Amerika bir oyun etti, Japonya ikinci oyun yaptı, derken paralar bir gecede gitti. Çiller karar aldı, Mesut Yılmaz şöyle yaptı, böyle yaptı… Olmuyor mu? derken paralar bir gecede gitti. Çiller karar aldı, Mesut Yılmaz şöyle yaptı, böyle yaptı…

Olmuyor mu?

Çiller'in aldığı kararla insanlar bir gecede servetinin üçte ikisini kaybetti.Çiller'in aldığı kararla insanlar bir gecede servetinin üçte ikisini kaybetti. Bir gece önce tedbir alsaydı, başka esaslara bağlasaydı parasını ne kadar alacak idiyse Bir gece önce tedbir alsaydı, başka esaslara bağlasaydı parasını ne kadar alacak idiyse bir gece sonra Türk parasıyla serveti üçte bire düştü.bir gece sonra Türk parasıyla serveti üçte bire düştü. Üçte ikisi servetini bir anda bir kalemde Çiller çaldı. Çiller'in kararları… Üçte ikisi servetini bir anda bir kalemde Çiller çaldı. Çiller'in kararları…

Oyuncak değil, gerçek bunlar. Ama millet idrak etmiyor. Millet zararın kimden geldiğini anlamıyor.Oyuncak değil, gerçek bunlar. Ama millet idrak etmiyor. Millet zararın kimden geldiğini anlamıyor. Türk ekonomisi durdu. Durmaktan öte geriliyor. Hâlâ "Başka seçenek yok, ille bu hükümet olacak!" Türk ekonomisi durdu. Durmaktan öte geriliyor. Hâlâ "Başka seçenek yok, ille bu hükümet olacak!"

Neden? "Gerici hükümet gelir." Neden?

"Gerici hükümet gelir."

Gerici hükümet gelince geldiği zaman havuz dolmuştu, zenginlemiştin.Gerici hükümet gelince geldiği zaman havuz dolmuştu, zenginlemiştin. İlericilik gericilikten senin maksadın ne? İleriye gidip de batağa mı batmak istiyorsun? İlericilik gericilikten senin maksadın ne? İleriye gidip de batağa mı batmak istiyorsun?

Oradan ileri gidilmez işte. Geri geri git, toparla kendini. Kendine fayda veren adamı bil.Oradan ileri gidilmez işte. Geri geri git, toparla kendini. Kendine fayda veren adamı bil. Fayda veren adamı hapse tıkıyor, hatta sallandırıyor, asıyor. Zarar veren adamı alkışlıyor. Fayda veren adamı hapse tıkıyor, hatta sallandırıyor, asıyor. Zarar veren adamı alkışlıyor. Ordu peşinde, yönetim peşinde, askerler peşinde, hâkimler peşinde, kara cübbeliler peşinde;Ordu peşinde, yönetim peşinde, askerler peşinde, hâkimler peşinde, kara cübbeliler peşinde; herkes şak şak da şak şak, şak şak da şak şak... Her köşe başında şakşakçı... Neden? herkes şak şak da şak şak, şak şak da şak şak... Her köşe başında şakşakçı...

Neden?

Memleketi batırıyor. Ya sen de batıyorsun! Geminin içinde sen de varsın! Memleketi batırıyor.

Ya sen de batıyorsun! Geminin içinde sen de varsın!

"Olsun, ben tedbirimi aldım. Memleket batınca öbür tarafa atlayacağım, paçayı kurtaracağım." "Olsun, ben tedbirimi aldım. Memleket batınca öbür tarafa atlayacağım, paçayı kurtaracağım."

Öyle düşünüyor.Öyle düşünüyor. Serveti İsviçre'ye [vesaireye] kaçırmış. Batarsa batsın. Başka şirketlerle de ilişkilerini kurmuş.Serveti İsviçre'ye [vesaireye] kaçırmış. Batarsa batsın. Başka şirketlerle de ilişkilerini kurmuş. "Türkiye'deki ne olursa olsun..." diyor. Allah hepimize akıl fikir versin. "Türkiye'deki ne olursa olsun..." diyor.

Allah hepimize akıl fikir versin.

Malımızı bile koruyamıyoruz. Hani milletçe dindar olamadık, maddeci olduk; para para para...Malımızı bile koruyamıyoruz. Hani milletçe dindar olamadık, maddeci olduk; para para para... Başka bir şey yok. Parayı da koruyamıyor. Serveti de koruyamıyor. Çaldırıyor. Başka bir şey yok. Parayı da koruyamıyor. Serveti de koruyamıyor. Çaldırıyor. Çalanı da başına oturtuyor. Başına tabla yapmış. Tablanın üstüne ipek minderler koymuş.Çalanı da başına oturtuyor. Başına tabla yapmış. Tablanın üstüne ipek minderler koymuş. Herifi oraya oturtmuş. "Sen benim başımın üstündesin." diyor.Herifi oraya oturtmuş. "Sen benim başımın üstündesin." diyor. Onu da düşürmemek için kafasıyla türlü numaralar yapıyor.Onu da düşürmemek için kafasıyla türlü numaralar yapıyor. Tepesindeki tepsiye oturmuş olan adamı düşürmemek için...Tepesindeki tepsiye oturmuş olan adamı düşürmemek için... Karikatürünü yapacak olsan, Türkiye'nin manzarası bu! Hırsızı baş tâcı etmiş, kafasında gezdiriyor. Karikatürünü yapacak olsan, Türkiye'nin manzarası bu! Hırsızı baş tâcı etmiş, kafasında gezdiriyor.

Allah uyandırsın. İyilere fırsat versin. Kötüleri def etsin. Ama âhir zamanın alâmetleri ne? Allah uyandırsın. İyilere fırsat versin. Kötüleri def etsin.

Ama âhir zamanın alâmetleri ne?

Kötüler başa geçecek, iyiler ayaklar altında kalacak. Değer hükümleri değişecek. Kötüler başa geçecek, iyiler ayaklar altında kalacak. Değer hükümleri değişecek.

Ya âhir zamansa? Ya kısa bir zaman sonra kıyamet kopacaksa? Millet hiç, ondan da gafil!Ya âhir zamansa? Ya kısa bir zaman sonra kıyamet kopacaksa?

Millet hiç, ondan da gafil!
Hayvanlar gibi, biraz sonra kesileceğini bilmeyen hayvanın otlaması gibi öyle geziyorlar.Hayvanlar gibi, biraz sonra kesileceğini bilmeyen hayvanın otlaması gibi öyle geziyorlar. Geziyoruz. Dayımız, amcamız, çocuğumuz, yeğenimiz, torunumuz,Geziyoruz. Dayımız, amcamız, çocuğumuz, yeğenimiz, torunumuz, arkadaşımız, komşumuz, tanıdığımız kimseler... Durum böyle mi? arkadaşımız, komşumuz, tanıdığımız kimseler...

Durum böyle mi?

Aynen böyle. O zaman vaziyet çok vahim! Allah yardım eylesin. Aynen böyle.

O zaman vaziyet çok vahim!

Allah yardım eylesin.

el-Fâtiha. el-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2