Namaz Vakitleri

19 Cemâziye'l-Evvel 1446
21 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:51
Öğle
12:55
İkindi
15:26
Akşam
17:49
Yatsı
19:13
Detaylı Arama

İbadetlerin Sadece Allah Rızası İçin Yapılması

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

4 Zilka'de 1421 / 29.01.2001

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Size Üç Şeyi Emrediyorum, İbadetinizi Allah Rızası için Yapın, Allah'ın İpine Sımsıkı Sarılın, Allah'ın Görevlendirdiklerine İtaat | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İbadetlerin Sadece Allah Rızası İçin Yapılması

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

4 Zilka'de 1421 / 29.01.2001

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Size Üç Şeyi Emrediyorum, İbadetinizi Allah Rızası için Yapın, Allah'ın İpine Sımsıkı Sarılın, Allah'ın Görevlendirdiklerine İtaat | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm

el-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh. Alâ külli hâlin ve fî küllihîn.el-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh. Alâ külli hâlin ve fî küllihîn. Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirînVe's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn ve şefîi'l-müznibîn ve imâme'l müttekînve şefîi'l-müznibîn ve imâme'l müttekîn Muhammedini'l-Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Muhammedini'l-Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'dü fe kâle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: Emmâ ba'dü fe kâle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

Âmürüküm bi-selâsin ve enhâküm an selâsin âmürüküm en ta'büdullâhe ve lâ tüşrikû bihî şey'ânÂmürüküm bi-selâsin ve enhâküm an selâsin âmürüküm en ta'büdullâhe ve lâ tüşrikû bihî şey'ân ve en ta'tesimû bi-hablillâhi cemîan ve lâ teteferrakû ve tesmeû ve tutîu li-men vallâhüllâhü emürakümve en ta'tesimû bi-hablillâhi cemîan ve lâ teteferrakû ve tesmeû ve tutîu li-men vallâhüllâhü emüraküm ve enhâküm an kîlin ve kâlin ve kesreti's-suâli ve idâati'l-mâli. ve enhâküm an kîlin ve kâlin ve kesreti's-suâli ve idâati'l-mâli.

İbn Mâce Hulvanî, İbn Hibban, İbn Cerîr; Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet eylemişler kiİbn Mâce Hulvanî, İbn Hibban, İbn Cerîr; Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet eylemişler ki Peygamber Efendimiz bir konuşmasında şöyle buyurmuş: Peygamber Efendimiz bir konuşmasında şöyle buyurmuş:

Âmürüküm bi-selâsin. "Size üç şeyi emrediyorum." Ve enhâküm an selâsin.Âmürüküm bi-selâsin. "Size üç şeyi emrediyorum." Ve enhâküm an selâsin. "Üç şeyi de 'Yapmayın!' diye yasaklıyorum.""Üç şeyi de 'Yapmayın!' diye yasaklıyorum." Âmürüküm en ta'büdullâhe ve lâ tüşrikû bihî şey'ân."Size emrediyorum ki O'na hiçbir şeyi şerik koşmadan Allah'a ibadet ediniz!" Âmürüküm en ta'büdullâhe ve lâ tüşrikû bihî şey'ân."Size emrediyorum ki O'na hiçbir şeyi şerik koşmadan Allah'a ibadet ediniz!"

"İbadetiniz şirkten uzak bir şekilde halis bir ibadet olsun." Bu mânaya gelebilir."İbadetiniz şirkten uzak bir şekilde halis bir ibadet olsun." Bu mânaya gelebilir. Veyahut da; "Allah'a ibadet ediniz, imansız kalıp da Veyahut da; "Allah'a ibadet ediniz, imansız kalıp da müşrik olarak yaşamayınız, müşrik olmayınız." mânasına da gelebilir. müşrik olarak yaşamayınız, müşrik olmayınız." mânasına da gelebilir.

İkinci mânaya olursa; "İslâm'a girin, mü'min olun, Allah'a ibadet edin,İkinci mânaya olursa; "İslâm'a girin, mü'min olun, Allah'a ibadet edin, müşrik olmayın, kâfir, putperest kalmayın!" demek olur. müşrik olmayın, kâfir, putperest kalmayın!" demek olur.

Birinci mânaya göre; "Allah'a şirk koşmadan ibadet ediniz." demek,Birinci mânaya göre; "Allah'a şirk koşmadan ibadet ediniz." demek, gizli şirk olan riyadan kaçınmak olabilir. gizli şirk olan riyadan kaçınmak olabilir.

Bütün dini vazifelerimizi, işlerimizi, ibadetleri Allah rızası için yapmamız lazım!Bütün dini vazifelerimizi, işlerimizi, ibadetleri Allah rızası için yapmamız lazım! Allah'ın rızasından başka amaç, gaye, yan faide,Allah'ın rızasından başka amaç, gaye, yan faide, bir başka art niyet oldu mu o ibadetin sevabı bitiyor, kalmıyor! Ona riya deniliyor.bir başka art niyet oldu mu o ibadetin sevabı bitiyor, kalmıyor! Ona riya deniliyor. İbadeti Allah rızası için yapmıyor, gösteriş için yapıyor. İbadeti Allah rızası için yapmıyor, gösteriş için yapıyor. Reklam için bir amaca ulaşmak için yapıyor. Bana dindar desinler, diye yapıyor. Mesela; Reklam için bir amaca ulaşmak için yapıyor. Bana dindar desinler, diye yapıyor.

Mesela;

"Namazlı olduğumu herkes görsün de ona göre bizim dükkâna çok gelsinler…" Olmadı! "Namazlı olduğumu herkes görsün de ona göre bizim dükkâna çok gelsinler…"

Olmadı!

İbadetinizi Allah rızası için şirk koşmadan yapın! Çünkü Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; İbadetinizi Allah rızası için şirk koşmadan yapın!

Çünkü Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

"Şirk, müşriklik insana karıncanın ayağının sesinden daha sessiz gelir!" "Şirk, müşriklik insana karıncanın ayağının sesinden daha sessiz gelir!"

Karıncanın ayağının sesi var mı? Tangur tungur, pat küt, takur tukur… karıncanın sesini mi duyuyoruz? Karıncanın ayağının sesi var mı?

Tangur tungur, pat küt, takur tukur… karıncanın sesini mi duyuyoruz?

Karıncanın sesinden, yürüyüşünden daha sessizce insana sokulur; aman o şirke düşmeyin! Karıncanın sesinden, yürüyüşünden daha sessizce insana sokulur; aman o şirke düşmeyin!

Dediler ki; "Nedir bu yâ Resûlallah?" "Riya, riya!" Riyakârlık da şirktir.Dediler ki;

"Nedir bu yâ Resûlallah?"

"Riya, riya!"

Riyakârlık da şirktir.
Çünkü riyakâr Allah'tan gayrı başkasının gönlünü almayı hesaba katıyor, o işi ondan yapıyor." Çünkü riyakâr Allah'tan gayrı başkasının gönlünü almayı hesaba katıyor, o işi ondan yapıyor."

"Vay riyakâr vay!.." "Riyakâr" diyoruz. Farsça bir terkip, Arapça'sı mürâî. "Vay riyakâr vay!.."

"Riyakâr" diyoruz. Farsça bir terkip, Arapça'sı mürâî.

Onun için birçok âyet-i kerîmede; Onun için birçok âyet-i kerîmede;

Muhlisîne lehü'd-dîn. "Sırf ihlâs ile dindarlığınızı sırf Allah için yaparakMuhlisîne lehü'd-dîn. "Sırf ihlâs ile dindarlığınızı sırf Allah için yaparak başka bir şey katmadan Allah'a ibadet ediniz!" diye özel olarak o kayıtlar zikrediliyor. başka bir şey katmadan Allah'a ibadet ediniz!" diye özel olarak o kayıtlar zikrediliyor.

Demek ki Allah'a ibadet edeceğiz ama sırf Allah rızası için; başka bir art niyet, başka bir riyakârlık,Demek ki Allah'a ibadet edeceğiz ama sırf Allah rızası için; başka bir art niyet, başka bir riyakârlık, gösteriş, alkış, şöhret merakı, beğenilelim, tutunalım,gösteriş, alkış, şöhret merakı, beğenilelim, tutunalım, oy alalım, rey toplayalım filan gibi bir şeyler olmayacak! oy alalım, rey toplayalım filan gibi bir şeyler olmayacak!

Adam seçimden önce geliyor, köy köy dolaşıyor, namaz vakitlerinde camiye geliyor namaz kılıyor.Adam seçimden önce geliyor, köy köy dolaşıyor, namaz vakitlerinde camiye geliyor namaz kılıyor. Kravatlı, ütülü pantolonlu… Hatta o köyden sonra öbür köye gittiği zaman;Kravatlı, ütülü pantolonlu… Hatta o köyden sonra öbür köye gittiği zaman; "Dur bakalım, konuşmaya başlamadan evvel bir namazımızı kılalım." diyor. "Dur bakalım, konuşmaya başlamadan evvel bir namazımızı kılalım." diyor.

Hâlbuki evvel ki köyde kılmıştı?!.. Bir daha kalıyor! Neden? Hâlbuki evvel ki köyde kılmıştı?!..

Bir daha kalıyor!

Neden?

Köylüye; "Bak ben namaz kılan bir insanım. Sizin dininizi koruyacağım, beni seçin!" demek istiyor. Köylüye; "Bak ben namaz kılan bir insanım. Sizin dininizi koruyacağım, beni seçin!" demek istiyor.

Oyu aldı mı oy anam oy! Oyu aldı mı oy anam oy!

Oyu aldı mı bir daha ne köylünün semtine uğruyor ne caminin yanına geliyorOyu aldı mı bir daha ne köylünün semtine uğruyor ne caminin yanına geliyor ne de içine girip namaz kılıyor!ne de içine girip namaz kılıyor! Ondan sonra günahlar, haramlar, hortumlamalar, el kaldırmalar, el indirmeler, entrika entrika entrika…Ondan sonra günahlar, haramlar, hortumlamalar, el kaldırmalar, el indirmeler, entrika entrika entrika… Her seferinde milleti aldatıyorlar! O namazın kıymeti var mı? Her seferinde milleti aldatıyorlar!

O namazın kıymeti var mı?

Camiye girdi; bir bu köyde kıldı, bir öteki köyde kıldı, bir daha öteki köyde kıldı! Camiye girdi; bir bu köyde kıldı, bir öteki köyde kıldı, bir daha öteki köyde kıldı!

Yahu sen evvelce kılmıştın?!.. Olsun, köylü görsün! Yahu sen evvelce kılmıştın?!..

Olsun, köylü görsün!

"Allah rızası için iki rekât şükür namazı kılıyorum, tahiyyetü'l-mescid kılıyorum…" "Allah rızası için iki rekât şükür namazı kılıyorum, tahiyyetü'l-mescid kılıyorum…"

Başka zaman niye kılmıyorsun? Tam seçim zamanında kılıyorsun!Başka zaman niye kılmıyorsun?

Tam seçim zamanında kılıyorsun!
İşte riyakârlık, mürâîlik, gösteriş başka bir amaç, ibadetten başka bir amaç gütmek! İşte riyakârlık, mürâîlik, gösteriş başka bir amaç, ibadetten başka bir amaç gütmek!

"Allah'a ibadet edin, O'na şirk koşmadan edin; riyakârlık yapmayın! Allah'a ibadet edin, müşrik olmayın!" "Allah'a ibadet edin, O'na şirk koşmadan edin; riyakârlık yapmayın! Allah'a ibadet edin, müşrik olmayın!"

Ve en ta'tesimû bi-hablillâhi cemîan ve lâ teteferrakû.Ve en ta'tesimû bi-hablillâhi cemîan ve lâ teteferrakû. "Emrettiğim şeylerin ikincisi Allah'ın ipine sımsıkı sarılın, yapışın, tefrikaya düşmeyin!" "Emrettiğim şeylerin ikincisi Allah'ın ipine sımsıkı sarılın, yapışın, tefrikaya düşmeyin!"

Allah'ın ipi ne? Kur'ân-ı Kerîm, Allah'ın dini! Kur'ân-ı Kerîm'e, İslâm'a sımsıkı yapışın!Allah'ın ipi ne?

Kur'ân-ı Kerîm, Allah'ın dini!

Kur'ân-ı Kerîm'e, İslâm'a sımsıkı yapışın!
İslâm'da birleşin, Müslümanlar olarak kardeşler olarak birlik ve beraberlik içinde hareket edin, İslâm'da birleşin, Müslümanlar olarak kardeşler olarak birlik ve beraberlik içinde hareket edin, düşmanlara karşı yekvücut olun, birbirinizle yardımlaşın! düşmanlara karşı yekvücut olun, birbirinizle yardımlaşın!

Ve lâ teteferrakû. "Tefrikaya, ihtilafa düşmeyin!" Ve lâ teteferrakû. "Tefrikaya, ihtilafa düşmeyin!"

Daha önceki asırlarda olduğu gibi bu asrın en mühim meselesi,Daha önceki asırlarda olduğu gibi bu asrın en mühim meselesi, müslüman olarak üzerinde tüm müslümanların çok büyük dikkatle düşünmeleri müslüman olarak üzerinde tüm müslümanların çok büyük dikkatle düşünmeleri ve var güçleri ile çalışmaları gereken husus birliktir! Müslümanlar birlik içinde hareket edemiyorlar.ve var güçleri ile çalışmaları gereken husus birliktir! Müslümanlar birlik içinde hareket edemiyorlar. Müslümanlar dertlerini toplu yardımlaşmayla çözümlemiyorlar.Müslümanlar dertlerini toplu yardımlaşmayla çözümlemiyorlar. Müslümanlar birbirlerinin sorunlarıyla ilgilenmiyorlar. Müslümanlar sadece kendi keyiflerine bakıyorlar.Müslümanlar birbirlerinin sorunlarıyla ilgilenmiyorlar. Müslümanlar sadece kendi keyiflerine bakıyorlar. Müslümanlar müslümanlarla kavgayı çok çok yapıyorlar da kâfirlerle dost geçiniyorlar.Müslümanlar müslümanlarla kavgayı çok çok yapıyorlar da kâfirlerle dost geçiniyorlar. Azeri türküsünde; Ellerle güler oynar, menimle garazı var dediği gibiAzeri türküsünde;

Ellerle güler oynar, menimle garazı var

dediği gibi
başkasına gülüyor, bana karşı buğz u adavet içinde! başkasına gülüyor, bana karşı buğz u adavet içinde!

Tasavvufa düşman, müslüman kardeşine düşman, camiye düşman, imama düşman,Tasavvufa düşman, müslüman kardeşine düşman, camiye düşman, imama düşman, hutbeye düşman, sakala düşman, başörtüsüne düşman!.. Başka bir düşman bulamadın mı? hutbeye düşman, sakala düşman, başörtüsüne düşman!..

Başka bir düşman bulamadın mı?

Etrafında Rus var, Bulgar var, canına okuyorlar, köyleri yakıp yıkıyorlar, öldürüyorlar,Etrafında Rus var, Bulgar var, canına okuyorlar, köyleri yakıp yıkıyorlar, öldürüyorlar, makineli tüfekle tarıyorlar! Yunanlı var, Batı Trakya'da yaptıklarını görmüyor musun?!.. makineli tüfekle tarıyorlar! Yunanlı var, Batı Trakya'da yaptıklarını görmüyor musun?!.. Onlarla uğraşsana! "Yok, Yunanlılar'la dost olalım.Onlarla uğraşsana!

"Yok, Yunanlılar'la dost olalım.
Yunan medeniyeti çok güzel bir medeniyet! Eski Yunanlılar şöyle yapmışlar böyle yapmışlar…" Yunan medeniyeti çok güzel bir medeniyet! Eski Yunanlılar şöyle yapmışlar böyle yapmışlar…"

Zeus'a tapmışlar. Bir sürü put, heykel yapmışlar; her birine ayrı ayrı tapmışlar! Zeus'a tapmışlar. Bir sürü put, heykel yapmışlar; her birine ayrı ayrı tapmışlar!

"Tiyatro şeklinde kat kat, basamak basamak, koca koca binalar yapmışlar…" Yapmışlar, sonra ne olmuş? "Tiyatro şeklinde kat kat, basamak basamak, koca koca binalar yapmışlar…"

Yapmışlar, sonra ne olmuş?

Ya güneşe tapmış ya o putlara tapmış! Abuk sabuk, sapık, yalan yanlış uyduruk şey! Ya güneşe tapmış ya o putlara tapmış! Abuk sabuk, sapık, yalan yanlış uyduruk şey!

İçtimaî durumları, ahlâkları nasılmış? Korkunç berbat! Hırsızlık serbest, yakalanmamak şartıyla! İçtimaî durumları, ahlâkları nasılmış?

Korkunç berbat! Hırsızlık serbest, yakalanmamak şartıyla!

Yakalandı mı; "Tuh! Yazıklar olsun, niye yakalandın!" Yakalanmazsa; "Aferin, şak şak şak!" Yakalandı mı; "Tuh! Yazıklar olsun, niye yakalandın!"

Yakalanmazsa; "Aferin, şak şak şak!"

"Hırsızlık ayıp değil yakalanmak ayıp!" Başka? Homoseksüellik korkunç derecede yaygın!"Hırsızlık ayıp değil yakalanmak ayıp!"

Başka?

Homoseksüellik korkunç derecede yaygın!
Edebiyatlarına girmiş, edebiyatlarında edebiyatlarını yapıyorlar! Edebiyatlarına girmiş, edebiyatlarında edebiyatlarını yapıyorlar!

Başka? İnançları son derece bozuk! Başka? İçki içerler, zil zurna sarhoş olurlar vs. Başka?

İnançları son derece bozuk!

Başka?

İçki içerler, zil zurna sarhoş olurlar vs.

Bunun neresini beğeniyorsun? Beğenecek bir yer buluyor.Bunun neresini beğeniyorsun?

Beğenecek bir yer buluyor.
Kâfirin, imansızın, Allah düşmanının beğenecek taraflarını buluyor, hayran oluyor.Kâfirin, imansızın, Allah düşmanının beğenecek taraflarını buluyor, hayran oluyor. Mü'minin de illa beğenmeyecek tarafını buluyor, o tarafından vuruyor.Mü'minin de illa beğenmeyecek tarafını buluyor, o tarafından vuruyor. Buldu mu da vuruyor, vurdu mu da adamakıllı canını alacak şekilde vuruyor. Buldu mu da vuruyor, vurdu mu da adamakıllı canını alacak şekilde vuruyor.

"Vay sen niye yamuk oturdun? Vay senin gözünün üstünde niye kaşın var?"Vay sen niye yamuk oturdun? Vay senin gözünün üstünde niye kaşın var? Vay sen niye şöyle yaptın niye böyle yaptın?.." Artık gazeteler, dergiler, yazarlar ver yansın!Vay sen niye şöyle yaptın niye böyle yaptın?.."

Artık gazeteler, dergiler, yazarlar ver yansın!
Hele Ramazan geldi mi çok kurnazlaştılar! Eskiden Ramazan geldi mi münafıklaşıyorlardı. Yağ bal: Hele Ramazan geldi mi çok kurnazlaştılar! Eskiden Ramazan geldi mi münafıklaşıyorlardı. Yağ bal:

"İslâm güzeldir, dinimiz temizlik vs." "İslâm güzeldir, dinimiz temizlik vs."

Şimdi başka konular buldular, Ramazan geldi mi ne kadar çirkef iş varsa onlarla milleti meşgul ediyorlar!Şimdi başka konular buldular, Ramazan geldi mi ne kadar çirkef iş varsa onlarla milleti meşgul ediyorlar! "Din berbat bir şey, aman dindar olmayın!" demeye getiriyorlar. "Din berbat bir şey, aman dindar olmayın!" demeye getiriyorlar.

Ya da böyle yapmıyorlarsa; "Eski Ramazanlar'da direkler arasında millet nasıl eğlenirdi?" Ya da böyle yapmıyorlarsa;

"Eski Ramazanlar'da direkler arasında millet nasıl eğlenirdi?"

Allah Allah! Oradaki tiyatroya gidermiş, kanto oyunu olurmuş, çalgılar vs. olurmuş, göbek dansları olurmuş… Allah Allah! Oradaki tiyatroya gidermiş, kanto oyunu olurmuş, çalgılar vs. olurmuş, göbek dansları olurmuş…

Ramazan'da değil miyiz yahu? "Olsun, eski Ramazanlar'da Osmanlılar böyle eğlenirmiş…" Ramazan'da değil miyiz yahu?

"Olsun, eski Ramazanlar'da Osmanlılar böyle eğlenirmiş…"

Osmanlı âyet mi hadis mi, dinin kaynağı Osmanlı mı? Yapmışsa Osmanlı'nın kötülüğünü mü esas alacaksın? Osmanlı âyet mi hadis mi, dinin kaynağı Osmanlı mı? Yapmışsa Osmanlı'nın kötülüğünü mü esas alacaksın?

Evliyâullah büyüklerini, Osmanlı'nın mübarek zatlarını örnek alsana! Evliyâullah büyüklerini, Osmanlı'nın mübarek zatlarını örnek alsana!

Ramazan'ı kan kusturuyorlar, müslümanlara zehir ediyorlar!Ramazan'ı kan kusturuyorlar, müslümanlara zehir ediyorlar! İslâm'ın lehine bir laf söylemeden geçiriyorlar, İslâm'ı tenkit ede ede geçiriyorlar! İslâm'ın lehine bir laf söylemeden geçiriyorlar, İslâm'ı tenkit ede ede geçiriyorlar!

Bunu nereden çıkarttık? Bunu nereden çıkarttık?

Birlik beraberlikten çıkarttık, tefrikaya düşmemekten dolayı bu sözleri söyledik. Birlik beraberlikten çıkarttık, tefrikaya düşmemekten dolayı bu sözleri söyledik.

Hadi onlar öyle yapıyor da biz birlik beraberlikte miyiz? Hayır, biz de birlik beraberlik değiliz!Hadi onlar öyle yapıyor da biz birlik beraberlikte miyiz?

Hayır, biz de birlik beraberlik değiliz!
Türkiye'de git bir camiye, içeriye gir, insanların hepsini sorgu sual [et]! Anket diyorlar: Türkiye'de git bir camiye, içeriye gir, insanların hepsini sorgu sual [et]! Anket diyorlar:

"Para vereceğim, her biriniz şu soruları cevaplandırırsanız her birinize hediye var! "Para vereceğim, her biriniz şu soruları cevaplandırırsanız her birinize hediye var! Biraz durun, sorularımızı cevaplandırın. Biraz durun, sorularımızı cevaplandırın.

Bir incele bakalım: "Hangi partiyi tutuyorsun, hangi fikirdesin, hangi görüştesin?.." Bir incele bakalım:

"Hangi partiyi tutuyorsun, hangi fikirdesin, hangi görüştesin?.."

Darmadağındır! Koca caminin kubbesinin altındaki müslümanların hepsi darmadağındır!Darmadağındır! Koca caminin kubbesinin altındaki müslümanların hepsi darmadağındır! Kimisi filancayı sever kimisi sevmez. Kimisi filancanın izinden, peşinden gider kimisi gitmez.Kimisi filancayı sever kimisi sevmez. Kimisi filancanın izinden, peşinden gider kimisi gitmez. Kimisi şu partiden kimisi bu partiden. Kimisinin kanaati şu kimisinin kanaati bu.Kimisi şu partiden kimisi bu partiden. Kimisinin kanaati şu kimisinin kanaati bu. Kimisi başörtü taraftarı kimisi; "Yirminci yüzyılda önemli değil canım, açılsa da olur. Kimisi başörtü taraftarı kimisi; "Yirminci yüzyılda önemli değil canım, açılsa da olur. Bir metre bez için kavga çıkartmamalı!.." Kavgayı ben çıkartmıyorum ki! Bir metre bez için kavga çıkartmamalı!.."

Kavgayı ben çıkartmıyorum ki!

Başımı örterken karşı taraf; "Örtme!" diye çıkartıyor. Kavgayı çıkartan ben değilim ki!Başımı örterken karşı taraf; "Örtme!" diye çıkartıyor. Kavgayı çıkartan ben değilim ki! O çıkartmasın!O çıkartmasın! Onlara söylesene! "Etmeyin, ben üniversite rektörüyüm.Onlara söylesene!

"Etmeyin, ben üniversite rektörüyüm.
Başörtüsü İslam'da vardır, bundan dolayı bunlara sataşmayın! Başörtüsü İslam'da vardır, bundan dolayı bunlara sataşmayın! Türkiye'nin bir sürü meselesi varken durup dururken bu meseleyi mesele yapıp da Türkiye'nin bir sürü meselesi varken durup dururken bu meseleyi mesele yapıp da halkı üzmeyin, kırmayın!.." demiyor. Caminin içine de tefrika girmiş! halkı üzmeyin, kırmayın!.." demiyor.

Caminin içine de tefrika girmiş!
Her yere tefrika girmiş, herkes birbiri ile kavgalı! Her yere tefrika girmiş, herkes birbiri ile kavgalı!

Hatta ihtiyar cemaat, imamın arkasını kapacağız diye birbiri ile kavga ediyor.Hatta ihtiyar cemaat, imamın arkasını kapacağız diye birbiri ile kavga ediyor. İmamın arkası sevaplı diye onun için birbiriyle savaşıyor. Nasıl savaşıyor? İmamın arkası sevaplı diye onun için birbiriyle savaşıyor.

Nasıl savaşıyor?

Omuz atıyor! O ona bir omuz atıyor, üç adım sendelettiriyor; öbür tarafa imamın arkasına geçiyor. Omuz atıyor! O ona bir omuz atıyor, üç adım sendelettiriyor; öbür tarafa imamın arkasına geçiyor.

Şimdi o namaz namaz oldu mu, ötekisinin namazı namaz oldu mu? Şimdi o namaz namaz oldu mu, ötekisinin namazı namaz oldu mu?

Üç adım sendeleyen de kızgınlığından Fâtiha'yı mı okuyor Subhâneke'yi mi okuyor, şaşırıyor! Üç adım sendeleyen de kızgınlığından Fâtiha'yı mı okuyor Subhâneke'yi mi okuyor, şaşırıyor!

Gözümle gördüm, şu gözlerimle gördüm, şaşırdım kaldım. Bir düşmanlık!Gözümle gördüm, şu gözlerimle gördüm, şaşırdım kaldım. Bir düşmanlık! Ellerine bıçak geçse birbirlerini nerdeyse kesecekler! Ellerine bıçak geçse birbirlerini nerdeyse kesecekler!

Konya'da ihtiyarın birisi çok konuşuyor diye karısını kesmiş, ondan sonra da; Konya'da ihtiyarın birisi çok konuşuyor diye karısını kesmiş, ondan sonra da;

"Nereye saklanayım nereye saklanayım?.." "Nereye saklanayım nereye saklanayım?.."

Kuyuya gitmiş, kuyuya inmiş saklanmış. Orada da havası zehirliymiş! Kuyuya gitmiş, kuyuya inmiş saklanmış. Orada da havası zehirliymiş!

Gelmişler bakmışlar ki ihtiyar nene evde kan revan içinde, ölmüş parçalanmış.Gelmişler bakmışlar ki ihtiyar nene evde kan revan içinde, ölmüş parçalanmış. Aramışlar, izinden kuyunun başına gelmişler.Aramışlar, izinden kuyunun başına gelmişler. İhtiyar bunak adamı aşağıdan çıkartmışlar, o da yaşamamış. Âhir ömründe karısını kesti, katil oldu gitti! İhtiyar bunak adamı aşağıdan çıkartmışlar, o da yaşamamış. Âhir ömründe karısını kesti, katil oldu gitti!

Karı koca düşman, cemaat düşman! Karı koca düşman, cemaat düşman!

Tasavvuf erbabı sevgiyi öğretir! Tasavvuf sevgi yoludur, takvâ yoludur! Tasavvuf erbabı sevgiyi öğretir! Tasavvuf sevgi yoludur, takvâ yoludur!

Peki, niye birbirlerine düşmanlar? Herkes birbirinin aleyhinde!Peki, niye birbirlerine düşmanlar?

Herkes birbirinin aleyhinde!
Hiç şu dilimi tutayım, ağzımı kapatayım da demiyorlar. Rekabetten dolayı onlar bile kavga içinde! Hiç şu dilimi tutayım, ağzımı kapatayım da demiyorlar. Rekabetten dolayı onlar bile kavga içinde!

"Hocam, onlar başka tarikatta olduğundan birbirlerine düşman…" "Hocam, onlar başka tarikatta olduğundan birbirlerine düşman…"

Hayır, aynı tarikattan! Aynı tarikatın mensupları! Hayır, aynı tarikattan! Aynı tarikatın mensupları!

"Dergâhları farklı oldu mu şeyhleri farklı oldu mu orada da düşman!" Yok, öyle değil!"Dergâhları farklı oldu mu şeyhleri farklı oldu mu orada da düşman!"

Yok, öyle değil!
Aynı dergâhın içindekiler de birbirine düşman! Birisi o taraftan birisi bu taraftan. Aynı dergâhın içindekiler de birbirine düşman! Birisi o taraftan birisi bu taraftan. Şeyh Efendi dünyasını değiştirdi mi bir kısmı şunun peşinden gidiyor Şeyh Efendi dünyasını değiştirdi mi bir kısmı şunun peşinden gidiyor bir kısmı ötekisinin peşinden gidiyor, tefrika başlıyor! Muhterem kardeşlerim! bir kısmı ötekisinin peşinden gidiyor, tefrika başlıyor!

Muhterem kardeşlerim!

Şeytan hepimizi aldatıyor! Hepimiz şeytana yenik düşmüşüz. Hepimiz bir türlü hata ediyoruz.Şeytan hepimizi aldatıyor! Hepimiz şeytana yenik düşmüşüz. Hepimiz bir türlü hata ediyoruz. Şeytan hepimizi günah küpüne batırıp batırıp çıkartıyor. Günah pisliğine hepimizi bulaştırıyor.Şeytan hepimizi günah küpüne batırıp batırıp çıkartıyor. Günah pisliğine hepimizi bulaştırıyor. Kimimizi tefrikadan, kimimizi gıybetten dedikodudan, kimimizi harama bakmaktan,Kimimizi tefrikadan, kimimizi gıybetten dedikodudan, kimimizi harama bakmaktan, kimimizi kibirli olmaktan, kendini beğenmekten [aldatıyor], kimimize nefis yolundan,kimimizi kibirli olmaktan, kendini beğenmekten [aldatıyor], kimimize nefis yolundan, kimimize akıl yolundan, kimimize felsefe yolundan giriyor; aldatıyor. kimimize akıl yolundan, kimimize felsefe yolundan giriyor; aldatıyor.

Allah'a sığınalım, Allah'a güzel kulluk edelim, tefrikaya düşmeyelim! Allah'a sığınalım, Allah'a güzel kulluk edelim, tefrikaya düşmeyelim!

Müslümanlar çok perişan! İslâm düşmanları çok hızla ilerliyorlar!Müslümanlar çok perişan! İslâm düşmanları çok hızla ilerliyorlar! Yarın öbür gün kıtır kıtır kesebilirler.Yarın öbür gün kıtır kıtır kesebilirler. Fırsat buldukları yerde de -işte Bosna, işte Kosova, işte Çeçenistan- imha ediyorlar!Fırsat buldukları yerde de -işte Bosna, işte Kosova, işte Çeçenistan- imha ediyorlar! Kavimleri topluca imha ediyorlar, imha ettikten sonra da imha edilenler suçlu oluyor! Kavimleri topluca imha ediyorlar, imha ettikten sonra da imha edilenler suçlu oluyor!

Ermeni mezalimi vs. derkenErmeni mezalimi vs. derken Ermeniler istiklal edeceğiz diye o kadar katliam yapmış, asmışlar kesmişler, köyleri basmışlar.Ermeniler istiklal edeceğiz diye o kadar katliam yapmış, asmışlar kesmişler, köyleri basmışlar. Onlara karşı savunma hâlindeki halklar Ermeniler'i kesti öldürdü, diye her yerde [tepkiler] oluyor. Onlara karşı savunma hâlindeki halklar Ermeniler'i kesti öldürdü, diye her yerde [tepkiler] oluyor.

Ermenistan'da Ermeni anıtı var. Ermeniler zulme uğruyormuş, diye oraya anıt dikmişler.Ermenistan'da Ermeni anıtı var. Ermeniler zulme uğruyormuş, diye oraya anıt dikmişler. Gazeteler yazmıştı. Her şey tersine dönmüş! Gözümüzü açmamız lazım!Gazeteler yazmıştı.

Her şey tersine dönmüş! Gözümüzü açmamız lazım!
İstikbalimiz tehlikede, her şeyi yapabilirler! İstikbalimiz tehlikede, her şeyi yapabilirler!

Birincisi ihlasla ibadet etmek, ikincisi tefrikaya düşmemek! Birincisi ihlasla ibadet etmek, ikincisi tefrikaya düşmemek!

Üçüncüsü; Ve tutîu li-men vallâhüllâhü emüraküm.Üçüncüsü;

Ve tutîu li-men vallâhüllâhü emüraküm.
"Allah'ın işlerinizi yönetsin diye başınıza getirdiklerine;"Allah'ın işlerinizi yönetsin diye başınıza getirdiklerine; 'Baş üstüne, evet, olur, peki, yaparım.' diye itaat etmek." Bunu da emrediyorum, diyor. 'Baş üstüne, evet, olur, peki, yaparım.' diye itaat etmek."

Bunu da emrediyorum, diyor.

Peygamber Efendimiz; Allah'ın, mü'minlerin başına getirdiği kimselerePeygamber Efendimiz; Allah'ın, mü'minlerin başına getirdiği kimselere mü'minlerin itaat etmesini tavsiye ediyor. mü'minlerin itaat etmesini tavsiye ediyor.

Li-men vallâhüllâhü emüraküm. "İşinizi Allah'ın ona havale ettiği kimselere,Li-men vallâhüllâhü emüraküm. "İşinizi Allah'ın ona havale ettiği kimselere, Allah'ın görevlendirdiklerine itaat edin!" diyor. Allah'ın görevlendirdiklerine itaat edin!" diyor.

Li-men vallâhüllâhü emüraküm. "Allah'ın sizin işinizi kendisine havale ettiği kimselere itaat edin." Li-men vallâhüllâhü emüraküm. "Allah'ın sizin işinizi kendisine havale ettiği kimselere itaat edin."

Kimdir bunlar? Veliyy-i emr! Vallâhüllâhü emüraküm ne demek? Kimdir bunlar?

Veliyy-i emr!

Vallâhüllâhü emüraküm ne demek?

Veliyy-i emr, ulü'l-emr demek. Kim bunlar? Veliyy-i emr, ulü'l-emr demek.

Kim bunlar?

Abdullah b. Abbas radıyallahu anhümâ'nın kanaatine göre bunlar alimlerdir! Abdullah b. Abbas radıyallahu anhümâ'nın kanaatine göre bunlar alimlerdir!

"Alimlere itaat edin!" demek. "Alimlere itaat edin!" demek.

"Orduda komutan var, şehirde vali var, Devlet Su İşleri'nin başında genel müdür var."Orduda komutan var, şehirde vali var, Devlet Su İşleri'nin başında genel müdür var. Onlar da müslümanların işlerinin başlarında, onlara itaat etmeyecek miyiz?" Onlar da müslümanların işlerinin başlarında, onlara itaat etmeyecek miyiz?"

Evet, böyle teşkilatların başına getirilen kimselere de teşkilat güzel çalışsın diye itaat etmek lazım. Evet, böyle teşkilatların başına getirilen kimselere de teşkilat güzel çalışsın diye itaat etmek lazım.

Ama hangi şartla? O herifler Allah'ın emrine göre yöneticilik yapıyorlarsa!Ama hangi şartla?

O herifler Allah'ın emrine göre yöneticilik yapıyorlarsa!
Rüşvet alıyor, takım ve teşkilat kurmuşlar. Sen de orada memursun. Rüşveti almanı emrediyor.Rüşvet alıyor, takım ve teşkilat kurmuşlar. Sen de orada memursun. Rüşveti almanı emrediyor. Genel müdür; "Al o iş sahiplerinden rüşveti! Getir, %20'si bana, %80'i aranızda taksim edin!.." diyor. Genel müdür;

"Al o iş sahiplerinden rüşveti! Getir, %20'si bana, %80'i aranızda taksim edin!.." diyor.

İtaat edecek misin? Yok! Mâsiyet, günah, haram emredildiği zaman itaat etmek yok! İtaat edecek misin?

Yok! Mâsiyet, günah, haram emredildiği zaman itaat etmek yok!

Zaten Allah'ın dinini bilmeyen insanı işin başına getirmek hata! Hata oradan başlıyor! Zaten Allah'ın dinini bilmeyen insanı işin başına getirmek hata! Hata oradan başlıyor!

İşin başına Allah'ın emrini Kur'an'ı, hadisi, fıkhı, itikadı bilmeyen insanı getirdin mi ne oluyor? İşin başına Allah'ın emrini Kur'an'ı, hadisi, fıkhı, itikadı bilmeyen insanı getirdin mi ne oluyor?

İş oradan yamuklaşıyor. Oradan yamuklaşınca müslümanların işi berbat oluyor. İş oradan yamuklaşıyor. Oradan yamuklaşınca müslümanların işi berbat oluyor.

Körü körüne itaat yok! Körü körüne itaat yok!

"Nerden çıkartıyorsun hocam bunu, sen biraz isyancı bir adam mısın neyin nesisin?"Nerden çıkartıyorsun hocam bunu, sen biraz isyancı bir adam mısın neyin nesisin? Ne biçim hocasın? Senin gibi hoca hiç görmedim ben, bir de 'Üniversitede profesörüm…' filan diyorsun,Ne biçim hocasın? Senin gibi hoca hiç görmedim ben, bir de 'Üniversitede profesörüm…' filan diyorsun, niye böyle konuşuyorsun?" Ben konuşmuyorum! niye böyle konuşuyorsun?"

Ben konuşmuyorum!
Hz. Ömer gibi bir babayiğit halife olduğu zaman Hz. Ömer gibi bir babayiğit halife olduğu zaman bu minberde konuşurken hutbe esnasında cemaatten birisi kalkıp da; bu minberde konuşurken hutbe esnasında cemaatten birisi kalkıp da;

"Ya Ömer! Biz seni dinlemeyiz, sus!"Ya Ömer! Biz seni dinlemeyiz, sus! Sen şu sırtına giydiğin kumaşın hesabını ver bakalım, sana itaat etmeyiz." demediler mi? Sen şu sırtına giydiğin kumaşın hesabını ver bakalım, sana itaat etmeyiz." demediler mi? Hz. Ömer o zaman kızdı mı? Kızmadı, çünkü suçlanıyor. Kendisi boylu poslu. Hz. Ömer o zaman kızdı mı?

Kızmadı, çünkü suçlanıyor. Kendisi boylu poslu.
Üzerindeki kumaş ganimetten taksim edilmiş kumaş.Üzerindeki kumaş ganimetten taksim edilmiş kumaş. Kimseye verilen miktardan bir elbise çıkmamış. Kimseye verilen miktardan bir elbise çıkmamış. [Hz. Ömer] bol, ferah bir elbise yapmış giyinmiş, bürünmüş. Hutbe okumaya çıkıyor. [Hz. Ömer] bol, ferah bir elbise yapmış giyinmiş, bürünmüş. Hutbe okumaya çıkıyor.

"Dinlemeyiz seni, hesabını ver, niye sen halifeyim diye kendine fazla aldın da bize az verdin?"Dinlemeyiz seni, hesabını ver, niye sen halifeyim diye kendine fazla aldın da bize az verdin? Herkese iki metre verecektin, niye kendine dört metre aldın?Herkese iki metre verecektin, niye kendine dört metre aldın? Herkese iki buçuk verirken kendine niye beş aldın? Herkese iki buçuk verirken kendine niye beş aldın? Beş metreden çıkıyor da iki buçuk metreden çıkmıyor, niye böyle yaptın?!.." Beş metreden çıkıyor da iki buçuk metreden çıkmıyor, niye böyle yaptın?!.."

Hz. Ömer; "Oğlum Abdullah, kalk şöyle!" diyor.Hz. Ömer;

"Oğlum Abdullah, kalk şöyle!" diyor.
Oğlu hutbe dinleyecek, minberin dibinde oturmuş, kalkıyor: Oğlu hutbe dinleyecek, minberin dibinde oturmuş, kalkıyor:

"Ey cemaat! Ganimetten bana düşen kumaş parçamı da babama verdim,"Ey cemaat! Ganimetten bana düşen kumaş parçamı da babama verdim, o ikisini birleştirerek böyle elbise yaptı." diyor. Adam, o zaman; "Özür dilerim." demiyor. Diyor ki; o ikisini birleştirerek böyle elbise yaptı." diyor. Adam, o zaman;

"Özür dilerim." demiyor. Diyor ki;

"Şimdi konuş yâ Ömer!" diyor, yerine oturuyor. Kendisini mahcup hissetmiyor."Şimdi konuş yâ Ömer!" diyor, yerine oturuyor. Kendisini mahcup hissetmiyor. "Tamam, beraat ettin. Seni affettim, otur, konuş." diyor. Bunu Hz. Ömer'e yapıyor. "Tamam, beraat ettin. Seni affettim, otur, konuş." diyor. Bunu Hz. Ömer'e yapıyor. Yoksa Hz. ÖmerYoksa Hz. Ömer öldürebilir bile! Biliyoruz ki hatalı bir şey yapsa Hz. Ömer'in kılıcı belinde iki de bir deöldürebilir bile!

Biliyoruz ki hatalı bir şey yapsa Hz. Ömer'in kılıcı belinde iki de bir de
Peygamber Efendimiz'i "Yâ Resûlallah! Peygamber Efendimiz'i "Yâ Resûlallah! Bu heriften hayır gelmez, müsaade buyur ben bunu kafasını keserim, keseyim." diyor. Bu heriften hayır gelmez, müsaade buyur ben bunu kafasını keserim, keseyim." diyor.

"Dur yâ Ömer, acele etme!" diye Peygamber Efendimiz engelliyor. Böyle bir Ömer! "Dur yâ Ömer, acele etme!" diye Peygamber Efendimiz engelliyor. Böyle bir Ömer!

Böyle bir insana "Seni dinlemeyiz!" diyor.Böyle bir insana "Seni dinlemeyiz!" diyor. Hz. Ömer ona baskı yapmaya kalksa cemaat de Hz. Ömer'e karşı çıkar! Hz. Ömer ona baskı yapmaya kalksa cemaat de Hz. Ömer'e karşı çıkar!

İslâm'ın ilk devri böyle idi. Allah'ın emrine itaat vardı,İslâm'ın ilk devri böyle idi. Allah'ın emrine itaat vardı, Allah'ın emrine Resûlullah'ın emrine itaatten dolayı da idarecilere itaat vardı.Allah'ın emrine Resûlullah'ın emrine itaatten dolayı da idarecilere itaat vardı. İdareciler yamuk iş yaptığı zaman da tenkit etmek vardı. Yaptırtmamak vardı. İdareciler yamuk iş yaptığı zaman da tenkit etmek vardı. Yaptırtmamak vardı. Sonra dalkavukluk çıktı, el pençe divan durmak çıktı, karşısında ne derse yapmak çıktı,Sonra dalkavukluk çıktı, el pençe divan durmak çıktı, karşısında ne derse yapmak çıktı, "Öldür." dediğini öldürmek, "Tut." dediğini tutmak, "Yut." dediğini yutmak çıktı. İdareciler; "Öldür." dediğini öldürmek, "Tut." dediğini tutmak, "Yut." dediğini yutmak çıktı. İdareciler;

"Hz. Peygamber'in torununa hücum et!" dediler. Hücum ettiler. "Çoluk çocuğunu kesin!.." Kestiler. "Hz. Peygamber'in torununa hücum et!" dediler.

Hücum ettiler.

"Çoluk çocuğunu kesin!.."

Kestiler.

Böyle idarecilik mi olur, böyle idareciye itaat mi olur? Ettiler! Ne yaptılar? Böyle idarecilik mi olur, böyle idareciye itaat mi olur?

Ettiler!

Ne yaptılar?

Hepsi hata etti, hepsi cehennemlik bir iş yapmış oldu.Hepsi hata etti, hepsi cehennemlik bir iş yapmış oldu. Onun için İbn Abbas haklı olarak delillere dayanarak; "Ulû'l-emr, ulemadır!" diyor. Onun için İbn Abbas haklı olarak delillere dayanarak; "Ulû'l-emr, ulemadır!" diyor.

Söz alimin olacak! Peki niye alime bu imtiyaz veriliyor, alimin ne meziyeti var?Söz alimin olacak!

Peki niye alime bu imtiyaz veriliyor, alimin ne meziyeti var?
O da benim gibi beşer değil mi, Allah'ın kulu değil mi? Cin değil bir şey değil, benî Âdem değil mi?.. O da benim gibi beşer değil mi, Allah'ın kulu değil mi? Cin değil bir şey değil, benî Âdem değil mi?..

Alim; Allah'ın kitabını bildiği, dini bildiği, Resûlullah'ın sünnetini bildiği için ona itaat lazım.Alim; Allah'ın kitabını bildiği, dini bildiği, Resûlullah'ın sünnetini bildiği için ona itaat lazım. Ötekisi cahil, yanlış iş yapıyor. Nefsine esir oluyor, şeytana uyuyor. Ötekisi cahil, yanlış iş yapıyor. Nefsine esir oluyor, şeytana uyuyor. Onun için ona itaat etmemek lazım. Hikâyenin temeli bu!Onun için ona itaat etmemek lazım. Hikâyenin temeli bu! İşin aslında Allah'a itaat var, Resûlullah'a itaat var, dinin emrini tutmak var! İşin aslında Allah'a itaat var, Resûlullah'a itaat var, dinin emrini tutmak var! Onlara aykırı olduğu zaman; Onlara aykırı olduğu zaman;

Lâ tâate li-mahlûkin fî mâ'siyeti'l-hâlik. "Allah'a isyanda hiçbir kula itaat yok!" Lâ tâate li-mahlûkin fî mâ'siyeti'l-hâlik. "Allah'a isyanda hiçbir kula itaat yok!"

Babama itaat eder miyim? Edemezsin! Baban Allah'ın emrine aykırı şey emrediyorsa itaat edemezsin: Babama itaat eder miyim?

Edemezsin! Baban Allah'ın emrine aykırı şey emrediyorsa itaat edemezsin:

"Babacığım, kusura bakma. Sen yanlış iş yapıyorsun, Allah böyle buyurmuyor, yapamam." "Babacığım, kusura bakma. Sen yanlış iş yapıyorsun, Allah böyle buyurmuyor, yapamam."

"Anneciğim, süte su katamam. Çünkü Hz. Ömer 'Katmayın!' dedi…" Peki hocası, şeyhi emrederse? "Anneciğim, süte su katamam. Çünkü Hz. Ömer 'Katmayın!' dedi…"

Peki hocası, şeyhi emrederse?

Zaten şeyhi emretmez ama ya ederse?.. Ona da itaat olmaz, öyle şeyhe de ittiba edilmez! Zaten şeyhi emretmez ama ya ederse?..

Ona da itaat olmaz, öyle şeyhe de ittiba edilmez!

Peki devlet başkanı emrederse? Ona da itaat edilmez! Peki komutan emrederse? Ona da itaat edilmez! Peki devlet başkanı emrederse?

Ona da itaat edilmez!

Peki komutan emrederse?

Ona da itaat edilmez!

Ama işi çevirmişler, evirmişler kıvırmışlar, katlamışlar döndürmüşler, bozmuşlar; bir teşkilat kurmuşlar.Ama işi çevirmişler, evirmişler kıvırmışlar, katlamışlar döndürmüşler, bozmuşlar; bir teşkilat kurmuşlar. O teşkilatın içine girdin mi yukardan gelen emri tutacaksın!O teşkilatın içine girdin mi yukardan gelen emri tutacaksın! Kendin söz hakkın yok, itiraz hakkın yok!Kendin söz hakkın yok, itiraz hakkın yok! İtiraz edeni tepeliyorlar, bütün zulümler her yerde her zaman yapılıyor. Dünya zulümden kurtulmamış! İtiraz edeni tepeliyorlar, bütün zulümler her yerde her zaman yapılıyor.

Dünya zulümden kurtulmamış!

Neden? Hakiki sahabe zihniyeti öldürülmüş.Neden?

Hakiki sahabe zihniyeti öldürülmüş.
Hz. Ömer'e hesap soran zihniyet öldürülmüş.Hz. Ömer'e hesap soran zihniyet öldürülmüş. Hz. Ebû Bekir es-Sıddîk da halife olduğu zaman söylemedi mi ki;Hz. Ebû Bekir es-Sıddîk da halife olduğu zaman söylemedi mi ki; "Allah'ın emrini tuttukça bana itaat ediniz." Bak şartı, ipucunu cemaate kendisi verdi. "Allah'ın emrini tuttukça bana itaat ediniz."

Bak şartı, ipucunu cemaate kendisi verdi.

Muhterem kardeşlerim! Biz İslâm'ı hiçbir yönden iyi bilmiyoruz.Muhterem kardeşlerim!

Biz İslâm'ı hiçbir yönden iyi bilmiyoruz.
Hiçbir yönü ile İslâm'ı iyi bilmiyoruz, bu kadar! Hiçbir yönü ile İslâm'ı iyi bilmiyoruz, bu kadar!

Demek ki Allah'a ibadeti emrediyor, tefrikaya düşmemeyi emrediyor.Demek ki Allah'a ibadeti emrediyor, tefrikaya düşmemeyi emrediyor. Bir de; "İdarecilere Allah'ın başınıza getirdiği idarecilere itaat edin!" diyor. Bir de; "İdarecilere Allah'ın başınıza getirdiği idarecilere itaat edin!" diyor.

Allah'ın başınıza getirdiği idareciler alimlerdir, zalimler değil! Allah'ın başınıza getirdiği idareciler alimlerdir, zalimler değil!

el-Ulemâu veresetü'l-enbiyâi. "Alimler peygamberlerin varisleridir." el-Ulemâu veresetü'l-enbiyâi. "Alimler peygamberlerin varisleridir."

el-Umerâu veresetü'l-enbiyâi. "Komutanlar peygamberlerin varisleridir." demedi! el-Umerâu veresetü'l-enbiyâi. "Komutanlar peygamberlerin varisleridir." demedi!

Peygamber Efendimiz'in varisleri alimlerdir. Peygamber Efendimiz'in varisleri alimlerdir.

Ey müslümanlar! Peygamber Efendimiz sağ olsaydı kime itaat edecektiniz?Ey müslümanlar!

Peygamber Efendimiz sağ olsaydı kime itaat edecektiniz?
Peygamber Efendimiz'in hayatında olsaydınız asr-ı saadette yaşasaydınız kime itaat edecektiniz? Peygamber Efendimiz'in hayatında olsaydınız asr-ı saadette yaşasaydınız kime itaat edecektiniz?

Peygamber Efendimiz'e! Peygamber Efendimiz'e!

Bilin bakalım, bilmece, fıkıh bilmecesi: Peygamber Efendimiz âhirete göçtü,Bilin bakalım, bilmece, fıkıh bilmecesi:

Peygamber Efendimiz âhirete göçtü,
şimdi kime itaate edeceğiz, kime itaat edilecek? Peygamberin varisleri kimse ona! şimdi kime itaate edeceğiz, kime itaat edilecek?

Peygamberin varisleri kimse ona!

Peygamberin varisi kim? el-Ulemâu veresetü'l-enbiyâi. "Alimler!" Alimler neyi bilenler?Peygamberin varisi kim?

el-Ulemâu veresetü'l-enbiyâi.

"Alimler!"

Alimler neyi bilenler?
Biyoloji bilen mi astroloji bilen mi? Anatomi bilen mi kimya bilen, fizik bilen mi?.. Biyoloji bilen mi astroloji bilen mi? Anatomi bilen mi kimya bilen, fizik bilen mi?..

Hayır! Fıkhı bilen, İslâm'ı, Kur'an'ı bilen, hadisi bilen! Niye ona itaat ediliyor? Hayır! Fıkhı bilen, İslâm'ı, Kur'an'ı bilen, hadisi bilen!

Niye ona itaat ediliyor?

Onlar Kur'an'ı güzel anlattığı, doğru anladığı anlattığı için! Onlar Kur'an'ı güzel anlattığı, doğru anladığı anlattığı için!

Abdullah b. Abbas çok doğru söylemiş: Ulû'l-emr, alimlerdir! Emrettiği üç şeyi de söyledi. Abdullah b. Abbas çok doğru söylemiş: Ulû'l-emr, alimlerdir!

Emrettiği üç şeyi de söyledi.

Yasakladığı üç şeye gelince; Ve enhâküm an kîlin ve kâlin. "Dedikodudan sizi men ederim." Yasakladığı üç şeye gelince;

Ve enhâküm an kîlin ve kâlin. "Dedikodudan sizi men ederim."

İnsanların ekseriyetle cehenneme düşme sebebi neydi? Dili, ekseriyetle dilinden!İnsanların ekseriyetle cehenneme düşme sebebi neydi?

Dili, ekseriyetle dilinden!
Dedikodu eder, yalan söyler, küfreder, kalp kırar, yalancı şahitlik yapar vs. Cehenneme gider. Dedikodu eder, yalan söyler, küfreder, kalp kırar, yalancı şahitlik yapar vs. Cehenneme gider.

Peygamber Efendimiz; "Aman dedikodu yapmayın!" diyor. Dedikodu yapmamak ne demek? Kîl ne demek? Peygamber Efendimiz; "Aman dedikodu yapmayın!" diyor.

Dedikodu yapmamak ne demek?

Kîl ne demek?

"Denildi ki…" Kâl ne demek? "Dedi ki…" "Falanca dedi ki, şu konuda denildi ki…" "Denildi ki…"

Kâl ne demek?

"Dedi ki…"

"Falanca dedi ki, şu konuda denildi ki…"

Kim ne demiş yahu? Onun demeye salahiyeti var mı? Onun sözünü ne diye naklediyorsun?!.. Kim ne demiş yahu? Onun demeye salahiyeti var mı? Onun sözünü ne diye naklediyorsun?!..

"İsrailiyat!" Ben İsrailiyat istemiyorum. Bana sahih âyet, sahih hadis söyle! "İsrailiyat!"

Ben İsrailiyat istemiyorum. Bana sahih âyet, sahih hadis söyle!

"Hikâyeye göre…" Kim söylemiş, öyle şey olur mu?" "Rivayet…" "Hikâyeye göre…"

Kim söylemiş, öyle şey olur mu?"

"Rivayet…"

Kim rivayet etmiş? "Bilmiyorum ki!" Olmaz!Kim rivayet etmiş?

"Bilmiyorum ki!"

Olmaz!
Falancadan rivayet etsen o adam yamuk yahu, sahtekâr; sahtekâr adamın sözü [nakledilir mi]? Falancadan rivayet etsen o adam yamuk yahu, sahtekâr; sahtekâr adamın sözü [nakledilir mi]?

Öyle şey yok! "Kîl ü kâl, o öyle dedi bu böyle dedi…" Sağlam yerden rivayet olacak. Öyle şey yok!

"Kîl ü kâl, o öyle dedi bu böyle dedi…"

Sağlam yerden rivayet olacak.

Peygamber Efendimiz; "Tahmin ediyorum ki…" sözünden de hoşlanmıyor. Diyor ki; Peygamber Efendimiz; "Tahmin ediyorum ki…" sözünden de hoşlanmıyor. Diyor ki;

Ezunnü. "Bu; 'Tahmin ediyorum ki…' lafını da söylemeyin!" Doğruyu bilin, doğruyu sağlam söyleyin! Ezunnü. "Bu; 'Tahmin ediyorum ki…' lafını da söylemeyin!"

Doğruyu bilin, doğruyu sağlam söyleyin!

"Tahminime göre, yanlış hatırlamıyorsam…" Bunu biz bile yapıyoruz."Tahminime göre, yanlış hatırlamıyorsam…"

Bunu biz bile yapıyoruz.
Âyeti hadisi dosdoğru öğreneceğiz, dosdoğru okuyacağız. Âyeti hadisi dosdoğru öğreneceğiz, dosdoğru okuyacağız.

Hocalar hutbeye çıkıyor, yanlış âyet okuyor. Aşağıdan hutbeye müdahale etme de yok!Hocalar hutbeye çıkıyor, yanlış âyet okuyor. Aşağıdan hutbeye müdahale etme de yok! Âyeti doğru okumuyor. Yahu dosdoğru Kur'ân-ı Kerîm'e bak, doğru harekele, kontrol et! Yanlış yapıyor. Âyeti doğru okumuyor. Yahu dosdoğru Kur'ân-ı Kerîm'e bak, doğru harekele, kontrol et! Yanlış yapıyor.

Kîl ü kâl yok, dedikodu yok. Sağlam söz rivayeti var, sağlamını bilmiyorsa susmak var!Kîl ü kâl yok, dedikodu yok. Sağlam söz rivayeti var, sağlamını bilmiyorsa susmak var! Sükût da ibadet. Bilmediği lafı söylemeyecek, günah olan sözü söylemeyecek.Sükût da ibadet. Bilmediği lafı söylemeyecek, günah olan sözü söylemeyecek. Sustuğu zaman sevap kazanıyor. Sükût ibadet! Ve kesreti's-suâli. Sustuğu zaman sevap kazanıyor. Sükût ibadet!

Ve kesreti's-suâli.

Peygamber Efendimiz çok soru sormayı da yasaklıyor. Suâl, iki mânaya gelir: Peygamber Efendimiz çok soru sormayı da yasaklıyor.

Suâl, iki mânaya gelir:

1.Soru sormak. 2.Dilenmek. İslâm'da dilenmek de yasak, birisinden bir şey istemek de yasak.1.Soru sormak.

2.Dilenmek. İslâm'da dilenmek de yasak, birisinden bir şey istemek de yasak.
Çünkü Peygamber Efendimiz; Çünkü Peygamber Efendimiz;

"Devenin üstündeyken kamçınız yere düşse inin kendiniz alın, aşağıdan istemeyin!" diyor."Devenin üstündeyken kamçınız yere düşse inin kendiniz alın, aşağıdan istemeyin!" diyor. İstemeyi sevmiyor, isteme huyunu bırakmamızı istiyor: İstemeyi sevmiyor, isteme huyunu bırakmamızı istiyor:

"Şunu alıver şunu veriver, şunu götürüver şunu getiriver, şunu yapıver…" "Şunu alıver şunu veriver, şunu götürüver şunu getiriver, şunu yapıver…"

Kendin yap, niye kendin yapmıyorsun? Niye ona yüklüyorsun, niye ondan istiyorsun?Kendin yap, niye kendin yapmıyorsun? Niye ona yüklüyorsun, niye ondan istiyorsun? Kimseden bir şey isteme, kendin yap! Bu mânaya da olabilir. Çok soru sormak da yasak! Kimseden bir şey isteme, kendin yap! Bu mânaya da olabilir.

Çok soru sormak da yasak!

"Cebrail aleyhisselam'ın kanadında kaç tane tüy vardı?" Ne yapacaksın? Fesubhanallah. "Cebrail aleyhisselam'ın kanadında kaç tane tüy vardı?"

Ne yapacaksın?

Fesubhanallah.

"İsa aleyhisselam kaçıncı gökte?" Ne olacak? "Akşamları sabahları ne yiyor ne içiyor?!.." "İsa aleyhisselam kaçıncı gökte?"

Ne olacak?

"Akşamları sabahları ne yiyor ne içiyor?!.."

Yemek listesini soruyor, olmadık şeyi soruyor! Ve kesreti's-suâli. Yemek listesini soruyor, olmadık şeyi soruyor!

Ve kesreti's-suâli.

Cevap veriliyor. Peygamber Efendimiz cevaptan âciz değil.Cevap veriliyor. Peygamber Efendimiz cevaptan âciz değil. Biz âciz olabiliriz, çünkü bizim bilgimiz kısıtlı ama Biz âciz olabiliriz, çünkü bizim bilgimiz kısıtlı ama Resûlullah olduğu için Peygamber Efendimiz'e Allah bildiriyor.Resûlullah olduğu için Peygamber Efendimiz'e Allah bildiriyor. Bilmediği şeyleri bildiriyor, cevabı veriyor. Bilmediği şeyleri bildiriyor, cevabı veriyor. Cevap vermekten âciz değil ama soru sordukça iş zora çıkıyor,Cevap vermekten âciz değil ama soru sordukça iş zora çıkıyor, yapılacak mesele daha iyi tarif edildiği için yapılması zorlaşıyor. yapılacak mesele daha iyi tarif edildiği için yapılması zorlaşıyor.

Mesela Allahu Teâlâ hazretleri Benî İsrâil'e bir sığır kurban edin demiş: Mesela Allahu Teâlâ hazretleri Benî İsrâil'e bir sığır kurban edin demiş:

İnnallâhe ye'murüküm en tezbehû bakaraten. "Bir sığır kurban etmenizi Allah size emrediyor." İnnallâhe ye'murüküm en tezbehû bakaraten. "Bir sığır kurban etmenizi Allah size emrediyor."

Gitseler bir sığır alsalar, kesseler iş bitecek! Diyorlar ki; Gitseler bir sığır alsalar, kesseler iş bitecek! Diyorlar ki;

"Ne renk olsun, nasıl olsun, ne cins, ne evsafta olsun?.." Her seferinde cevabı geliyor geliyor geliyor."Ne renk olsun, nasıl olsun, ne cins, ne evsafta olsun?.."

Her seferinde cevabı geliyor geliyor geliyor.
Öyle bir sığır istenmiş oluyor ki bu sorularla belirlene belirlene ancak bir şahısta var, o da vermiyor.Öyle bir sığır istenmiş oluyor ki bu sorularla belirlene belirlene ancak bir şahısta var, o da vermiyor. Çok para istiyor, zorlaşıyor. Onun için; "Çok soru sorup da işi zora doğru götürmeyin!Çok para istiyor, zorlaşıyor. Onun için;

"Çok soru sorup da işi zora doğru götürmeyin!
Sonra yapamaz olursunuz, cevabı verildiği zaman fenanıza gider." diye o da engellenmiş. Sonra yapamaz olursunuz, cevabı verildiği zaman fenanıza gider." diye o da engellenmiş.

Ve idâati'l-mâli. "Malı zayi etmekten de sizi yasaklarım, men ederim." Ve idâati'l-mâli. "Malı zayi etmekten de sizi yasaklarım, men ederim."

İnsan malı bilerek nasıl zayi eder? Bilmeden cebinden düşürdü, tamam, gitti cüzdan, eyvah!İnsan malı bilerek nasıl zayi eder?

Bilmeden cebinden düşürdü, tamam, gitti cüzdan, eyvah!
Telefonu bir yerde unuttu, gitti, zayi oldu. "Nerde senin telefonun?" Telefonu bir yerde unuttu, gitti, zayi oldu.

"Nerde senin telefonun?"

"Vallahi bilmem, dalgınlıktan telefonu bir yerde bırakmışım, gitti…" Gider. "Vallahi bilmem, dalgınlıktan telefonu bir yerde bırakmışım, gitti…"

Gider.

İnsan bilerek nasıl malı zayi eder? İnsan bilerek nasıl malı zayi eder?

Helal olmayan yerlere israf olarak sarf eder, oradan mal zayi olur! Helal olmayan yerlere israf olarak sarf eder, oradan mal zayi olur!

Eskiler güreşi tavsiye etmişler, lazım. Judo, karate lazım. Savunma [sanatı].Eskiler güreşi tavsiye etmişler, lazım. Judo, karate lazım. Savunma [sanatı]. Ata binmeyi teşvik etmişler, lazım. Ata binecek.Ata binmeyi teşvik etmişler, lazım. Ata binecek. Şimdi otomobile binmek, helikopter kullanmak, tayyare kullanmak, gemi kullanmak vs. diyebiliriz.Şimdi otomobile binmek, helikopter kullanmak, tayyare kullanmak, gemi kullanmak vs. diyebiliriz. İşi çağdaşlaştırabiliriz. İşi çağdaşlaştırabiliriz. Tamam, bunlar var ama lüzumsuz şeylerle milleti ne diye [meşgul ediyorsun]?!.. Tamam, bunlar var ama lüzumsuz şeylerle milleti ne diye [meşgul ediyorsun]?!..

Adamın birisine futbolu göstermişler: Adamın birisine futbolu göstermişler:

"Yahu böyle bir topun peşinde yirmi iki kişi koşup duruyor."Yahu böyle bir topun peşinde yirmi iki kişi koşup duruyor. Benim param var; yirmi tane top alayım, bunlar bunun peşinden koşmasınlar." demiş. Ne olacak? Benim param var; yirmi tane top alayım, bunlar bunun peşinden koşmasınlar." demiş.

Ne olacak?

Yirmi iki kişi koşuyor, sonra yirmi iki kişi koştuktan sonra da 20000 kişi betonlara oturupYirmi iki kişi koşuyor, sonra yirmi iki kişi koştuktan sonra da 20000 kişi betonlara oturup basur illetine tutulup Fenerbahçe'yi şakşaklıyor!basur illetine tutulup Fenerbahçe'yi şakşaklıyor! Yaşa, varol!.. Boş bir spor! Yaşa, varol!..

Boş bir spor!

Sen sahaları yap; çocukların hepsi idman yapsın, hepsinin vücudu gelişsin. Sen sahaları yap; çocukların hepsi idman yapsın, hepsinin vücudu gelişsin.

Toplu para kazanma vesilesi olduğundan [bu işle uğraşıyorlar].Toplu para kazanma vesilesi olduğundan [bu işle uğraşıyorlar]. Stadyuma giriş şu kadar, biletler satıldı, hiç yok!.. Stadyuma giriş şu kadar, biletler satıldı, hiç yok!..

20000 kişi! Büyük paralar dönüyor, para var işin ucunda! 20000 kişi! Büyük paralar dönüyor, para var işin ucunda!

Malı zayi etmemeyi, yerli yerinde kullanmayı, haksız,Malı zayi etmemeyi, yerli yerinde kullanmayı, haksız, israf yere sarf etmemeyi Peygamber Efendimiz tavsiye ediyor. israf yere sarf etmemeyi Peygamber Efendimiz tavsiye ediyor.

Allah Peygamber Efendimiz'in sünnetine uymayı, sözünü tutmayı, rızasını kazanmayı,Allah Peygamber Efendimiz'in sünnetine uymayı, sözünü tutmayı, rızasını kazanmayı, cennette ona komşu olmayı cümlemize nasip eylesin. cennette ona komşu olmayı cümlemize nasip eylesin.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2