Namaz Vakitleri

21 Cemâziye'l-Evvel 1446
23 Kasım 2024
İmsak
06:23
Güneş
07:53
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

İbrâhim As’ın Dinine Gelin!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

18 Zilka'de 1420 / 22.02.2000
Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.
Kur’an’ı Ezberlemeye Başlayın!, Yahudilerin ve Hristiyanların Teklifleri, İbrâhim AS’ın Dini, Allah’ın | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

İbrâhim As’ın Dinine Gelin!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

18 Zilka'de 1420 / 22.02.2000
Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.
Kur’an’ı Ezberlemeye Başlayın!, Yahudilerin ve Hristiyanların Teklifleri, İbrâhim AS’ın Dini, Allah’ın | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

llahu Teâlâ ve Tekaddes hazretleri cümlenizden razı olsun. llahu Teâlâ ve Tekaddes hazretleri cümlenizden razı olsun. Dünya ve âhirette sizleri aziz ve bahtiyar eylesin. Muradlarınıza nail eylesin. Dünya ve âhirette sizleri aziz ve bahtiyar eylesin. Muradlarınıza nail eylesin. İki cihanda mutlu olun, bahtiyar olun, Allah'ın sevdiği kul olun. İki cihanda mutlu olun, bahtiyar olun, Allah'ın sevdiği kul olun. Âhirette Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e komşu olmayı da Allah nasip eylesin. Âhirette Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e komşu olmayı da Allah nasip eylesin.

Mübarek kelâm Kur'ân-ı Kerîm'in Bakara sûresinin 135. âyet-i kerimesine ulaşmış bulunuyoruz. Mübarek kelâm Kur'ân-ı Kerîm'in Bakara sûresinin 135. âyet-i kerimesine ulaşmış bulunuyoruz.

Bugünkü sohbetimi 135. âyet-i kerime üzerine yapmak istiyorum. Bugünkü sohbetimi 135. âyet-i kerime üzerine yapmak istiyorum.

Bu aynı zamanda birinci cüzün son sayfasının ilk âyeti oluyor. Bu aynı zamanda birinci cüzün son sayfasının ilk âyeti oluyor. Kur'ân-ı Kerîm otuz cüzdür, otuz bölüme ayrılmıştır.Kur'ân-ı Kerîm otuz cüzdür, otuz bölüme ayrılmıştır. En son cüz Amme cüzü, ilk cüz Fâtiha cüzü. Bu otuz cüzün her birisi on yaprak, yirmi sayfa;En son cüz Amme cüzü, ilk cüz Fâtiha cüzü. Bu otuz cüzün her birisi on yaprak, yirmi sayfa; toplamı altı yüz sayfa ediyor.toplamı altı yüz sayfa ediyor. Böyle bir bölümleme yapmışlar. Böyle bir bölümleme yapmışlar.

Kur'ân-ı Kerîm'i ezberlemek isteyenler, hafız olacak olacak kimseler bu bölümlemelerde acaba nereden başlasın? Kur'ân-ı Kerîm'i ezberlemek isteyenler, hafız olacak olacak kimseler bu bölümlemelerde acaba nereden başlasın?

İki ana usul var: Birisinde cüzün en son sayfasından başlanıyor. İki ana usul var:

Birisinde cüzün en son sayfasından başlanıyor.
En son sayfa ezberleniyor; ondan sonra ikinci cüzün en son sayfasına geçiliyor,En son sayfa ezberleniyor; ondan sonra ikinci cüzün en son sayfasına geçiliyor, ondan sonra üçüncü cüzün…ondan sonra üçüncü cüzün… Böylece otuz cüzün en son sayfaları ezberleniyor. Böylece otuz cüzün en son sayfaları ezberleniyor. O bitince otuzuncu cüzden sonra tekrar birinci cüzün sondan bir evvelki sayfasına geçiliyor.O bitince otuzuncu cüzden sonra tekrar birinci cüzün sondan bir evvelki sayfasına geçiliyor. Yeni ezberlenen sayfaya "çiğ" deniliyor. Yeni ezberlenen sayfaya "çiğ" deniliyor. Diğer sayfayı daha önceden ezberlemişti ama arada otuz sayfa ile ezberleme çalışması geçtiği içinDiğer sayfayı daha önceden ezberlemişti ama arada otuz sayfa ile ezberleme çalışması geçtiği için tabii zihin ilk ezberlediği kuvvette değil.tabii zihin ilk ezberlediği kuvvette değil. Önceden ezberlenmiş olanı tekrarlamaya da "pişirmek" deniliyor.Önceden ezberlenmiş olanı tekrarlamaya da "pişirmek" deniliyor. Onu birinciyle beraber bir daha okuyunca bu sefer iki sayfa olmuş oluyor. Onu birinciyle beraber bir daha okuyunca bu sefer iki sayfa olmuş oluyor. Biri çiğ, birisi pişmiş oluyor. Aynı şekilde ikinci cüzde, üçüncü cüzde Biri çiğ, birisi pişmiş oluyor. Aynı şekilde ikinci cüzde, üçüncü cüzde hep en son sayfadan bir önceki ezberleniyor. hep en son sayfadan bir önceki ezberleniyor.

Mesela hafıza soruyorsun: "Evladım, yavrum, aferin, mâşaallah, Mesela hafıza soruyorsun:

"Evladım, yavrum, aferin, mâşaallah,
Allah'ın kelâmını ezberliyorsun. Allah'ın kelâmını ezberliyorsun. Nasıl gidiyorsun?" "Efendim, ikinci sayfadan gidiyorum." Ne demek? Nasıl gidiyorsun?"

"Efendim, ikinci sayfadan gidiyorum."

Ne demek?

Her cüzün sonundan iki sayfa ezberliyor; birisi çiğ, ikincisini pişiriyor. Her cüzün sonundan iki sayfa ezberliyor; birisi çiğ, ikincisini pişiriyor. Sondan başlayarak başa doğru gelip gelip en sonunda ilk sayfaları ezberlemek şeklinde oluyor. Sondan başlayarak başa doğru gelip gelip en sonunda ilk sayfaları ezberlemek şeklinde oluyor. Bu güzel. Böyle olduğu zaman iyi bildiğini sonraya almış oluyor, bilmediğini öne almış oluyor.Bu güzel. Böyle olduğu zaman iyi bildiğini sonraya almış oluyor, bilmediğini öne almış oluyor. Başlangıç bakımından tersten başlamış gibi oluyor ama ezberleme bakımından doğru gitmiş oluyor. Başlangıç bakımından tersten başlamış gibi oluyor ama ezberleme bakımından doğru gitmiş oluyor.

Bazıları da ilk sayfadan ezberletiyorlar, sonra onun arkasındaki ikinci sayfayı ezberletiyorlar. Bazıları da ilk sayfadan ezberletiyorlar, sonra onun arkasındaki ikinci sayfayı ezberletiyorlar. Tabii otuz cüz bitip başa gelince mesela üçüncü sayfaya geldiği zamanTabii otuz cüz bitip başa gelince mesela üçüncü sayfaya geldiği zaman ilk baştaki iki sayfayı pişirme yapıyor, ondan sonra çiğe geçiyor. ilk baştaki iki sayfayı pişirme yapıyor, ondan sonra çiğe geçiyor. Kimisi öyle yapıyor kimisi öyle yapıyor. Kimisi öyle yapıyor kimisi öyle yapıyor.

Bu sayfa, birinci cüzün son sayfası. Umumiyetle bizde hafızlar ezberlemeye buradan başlarlar.Bu sayfa, birinci cüzün son sayfası. Umumiyetle bizde hafızlar ezberlemeye buradan başlarlar. Siz de inşaallah ezberlemeye buradan başlayın! Siz de inşaallah ezberlemeye buradan başlayın!

Kur'ân-ı Kerîm'den her gün bir âyet ezberlerseniz senede 365 âyet eder, Kur'ân-ı Kerîm'den her gün bir âyet ezberlerseniz senede 365 âyet eder, iki-üç senede bu iş biter! iki-üç senede bu iş biter! Devamlı çalışmak, yaptığı bir çalışmayı, güzel çalışmayı hiç bırakmadan devam ettirmek,Devamlı çalışmak, yaptığı bir çalışmayı, güzel çalışmayı hiç bırakmadan devam ettirmek, kesmemek, yorulmamak, yılmamak, geri dönmemek, yarışı yarıda bırakmamak;kesmemek, yorulmamak, yılmamak, geri dönmemek, yarışı yarıda bırakmamak; bu çok güzel bir sıfat, güzel bir haslet!bu çok güzel bir sıfat, güzel bir haslet! Azimli, iradeli, olmak iyi bir vasıf! Azimli, iradeli, olmak iyi bir vasıf!

Böyle devam etti mi iki-üç senede Kur'ân-ı Kerîm-i ezberleyecek, ne kadar güzel! Böyle devam etti mi iki-üç senede Kur'ân-ı Kerîm-i ezberleyecek, ne kadar güzel!

İki seneler, yirmi seneler, kırk seneler, elli seneler geçiyor da İki seneler, yirmi seneler, kırk seneler, elli seneler geçiyor da maalesef Allah'ın güzel kelâmı hakkında bir özel çalışma yapılmadığı için maalesef Allah'ın güzel kelâmı hakkında bir özel çalışma yapılmadığı için pek çok müslüman ümmî olarak gâfil ve cahil olarak göçüp gidiyor. pek çok müslüman ümmî olarak gâfil ve cahil olarak göçüp gidiyor. Arapça bilmez, Kur'an okumasını bilmez, ezber bilmez. "Bir aşır oku!" dersin, okuyamaz. Arapça bilmez, Kur'an okumasını bilmez, ezber bilmez. "Bir aşır oku!" dersin, okuyamaz.

Medine-i Münevvere'de Abdülvehhâb el-Fakih diye bir zât-ı muhterem. Medine-i Münevvere'de Abdülvehhâb el-Fakih diye bir zât-ı muhterem. el-Fakih soyadlı bir aile var, bizim dedelerimizi, Türkler'i çok seviyorlar. el-Fakih soyadlı bir aile var, bizim dedelerimizi, Türkler'i çok seviyorlar. Câfer el-Fakih diye bir başka yüksek görevlerde bulunmuş bir ağabeyi veya kardeşi de vardı.Câfer el-Fakih diye bir başka yüksek görevlerde bulunmuş bir ağabeyi veya kardeşi de vardı. Orada bir otel çalıştırıyor. Belki daha başka işleri, ticaretleri de vardır.Orada bir otel çalıştırıyor. Belki daha başka işleri, ticaretleri de vardır. Esnaftan bir kimse. Resmî bir sıfatı olan bir kimse olarak görünmüyor. Esnaftan bir kimse. Resmî bir sıfatı olan bir kimse olarak görünmüyor.

Bizi evine, bahçesine davet etti. Medine-i Münevere'nin de bütün eşraf ve âyanını,Bizi evine, bahçesine davet etti. Medine-i Münevere'nin de bütün eşraf ve âyanını, hocaefendileri ve sâireleri çağırdı. hocaefendileri ve sâireleri çağırdı. Bahçesini görmüş olduk, hurmalıklar arasında Medine'nin güzel bir gecesini geçirmiş olduk. Bahçesini görmüş olduk, hurmalıklar arasında Medine'nin güzel bir gecesini geçirmiş olduk. Geniş teşkilat da yapmış, o kadar kalabalığı güzel ağırlayabilecek imkânları var. Geniş teşkilat da yapmış, o kadar kalabalığı güzel ağırlayabilecek imkânları var. Zengin, varlıklı bir mübarek zât. Benim asıl söylemek istediğim; Zengin, varlıklı bir mübarek zât.

Benim asıl söylemek istediğim;

"Haydi, bir Kur'an oku!" dediler. O kadar güzel Kur'ân-ı Kerîm okudu ki orada hocalar var, "Haydi, bir Kur'an oku!" dediler. O kadar güzel Kur'ân-ı Kerîm okudu ki orada hocalar var, hafızlar var, ilim irfan sahibi çok [kimseler var].hafızlar var, ilim irfan sahibi çok [kimseler var]. Onların arasında, herkesin takdirini kazandı. Hayret ettiler.Onların arasında, herkesin takdirini kazandı. Hayret ettiler. Doğrudan doğruya mesleği din ilmi olmayan bir kimsenin, âdabına uygunDoğrudan doğruya mesleği din ilmi olmayan bir kimsenin, âdabına uygun ve bu kadar güzel bir şekilde Kur'ân-ı Kerîm okuması hepsinin hoşuna gitti. ve bu kadar güzel bir şekilde Kur'ân-ı Kerîm okuması hepsinin hoşuna gitti. Benim de çok hoşuma gitmişti. Demek ki olabilir, azmederse çalışırsa severse olur! Benim de çok hoşuma gitmişti.

Demek ki olabilir, azmederse çalışırsa severse olur!

Hadîs-i şerîfte geçiyor ki Hadîs-i şerîfte geçiyor ki Allah'ın dünya üzerinde, bizim bildiğimiz varlıklar içinde en çok sevdiği şey kelâmıdır! Allah'ın dünya üzerinde, bizim bildiğimiz varlıklar içinde en çok sevdiği şey kelâmıdır! Allah'ın kelâmı yedi kat semavâttan ve arzdan, semâdaki ve arzdaki tüm yaratıklardan,Allah'ın kelâmı yedi kat semavâttan ve arzdan, semâdaki ve arzdaki tüm yaratıklardan, her şeyden daha sevgilidir! her şeyden daha sevgilidir! Allah'ın kelamını sevmek de Allah'ın sevgisini cezbeder!Allah'ın kelamını sevmek de Allah'ın sevgisini cezbeder! Onun için Kur'ân-ı Kerîm Kur'ân-ı Kerîm'i sevin diye ilgi artsın diye sohbetleri yapıyoruz! Onun için Kur'ân-ı Kerîm Kur'ân-ı Kerîm'i sevin diye ilgi artsın diye sohbetleri yapıyoruz!

Çok kimse de maalesef, Kur'ân-ı Kerîm'i okusa bile mânasını bilmiyor. Çok kimse de maalesef, Kur'ân-ı Kerîm'i okusa bile mânasını bilmiyor. Bilmeye de yanaşmıyor veya çok muazzam bir yük olarak gördüğü için altına girmekten korkuyor.Bilmeye de yanaşmıyor veya çok muazzam bir yük olarak gördüğü için altına girmekten korkuyor. Böyle gidiyor. Yanlış. Yıllanmış, yayılmış, yaygınlaşmış yanlışlarımız var; bunu bozmalıyız! Böyle gidiyor. Yanlış. Yıllanmış, yayılmış, yaygınlaşmış yanlışlarımız var; bunu bozmalıyız!

Her gün bir âyet ezberlemeye lütfen söz verin! Her gün bir âyet ezberlemeye lütfen söz verin! Her gün bir âyet ezberleyin, bakın kısa zamanda neler [öğrenirsiniz]!.. Her gün bir âyet ezberleyin, bakın kısa zamanda neler [öğrenirsiniz]!..

Ama öğrendiğinizi sağlam öğreneceksiniz, unutmayacaksınız. Ama öğrendiğinizi sağlam öğreneceksiniz, unutmayacaksınız. Artık hem sözlerini öğrenirsiniz hem tefsirine bakarsınız mânasını öğrenirsiniz. Artık hem sözlerini öğrenirsiniz hem tefsirine bakarsınız mânasını öğrenirsiniz. O zaman kısa zamanda Allah'ın kelâmını bilen, her şeyi güzel kavramış, dinde fıkıh sahibi,O zaman kısa zamanda Allah'ın kelâmını bilen, her şeyi güzel kavramış, dinde fıkıh sahibi, fakih olmuş, dinde ilim irfan, derin bilgi sahibi olmuş [oluverirsiniz]. fakih olmuş, dinde ilim irfan, derin bilgi sahibi olmuş [oluverirsiniz].

Râsihûne fi'l-ilm zümresinden bir kimse oluverirsiniz. Râsihûne fi'l-ilm zümresinden bir kimse oluverirsiniz.

Olabilir, tüccar da olabilir esnaf da olabilir çiftçi de olabilir memur da olabilir.Olabilir, tüccar da olabilir esnaf da olabilir çiftçi de olabilir memur da olabilir. Bizim Gerede'de tanıdıklarımız vardı, ziyarete giderdik. Bizim Gerede'de tanıdıklarımız vardı, ziyarete giderdik. Ankara-İstanbul yolculuklarında, [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'ı ziyarete giderken durak yerimiz, Ankara-İstanbul yolculuklarında, [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'ı ziyarete giderken durak yerimiz, ihvanımızdan kimseler vardı. ihvanımızdan kimseler vardı. Onlar vasıtasıyla tanıştığımız kimseler vardı. Manifaturacı, fıkıhta çok yüksek bir insan.Onlar vasıtasıyla tanıştığımız kimseler vardı. Manifaturacı, fıkıhta çok yüksek bir insan. Manifaturacının Türkçesi nedir diye düşünelim: Manifaturacının Türkçesi nedir diye düşünelim:

Bezzâz; bez, dokuma çeşitleri satan bir kimse. Ama kendini vermiş.Bezzâz; bez, dokuma çeşitleri satan bir kimse. Ama kendini vermiş. Çünkü Gerede'de bir ara birçok mübarek alim yetişmiş.Çünkü Gerede'de bir ara birçok mübarek alim yetişmiş. Alim oğlu alim oğlu alim; o da talebelerini iyi yetiştirmiş, esnaf da olsalar çiftçi deAlim oğlu alim oğlu alim; o da talebelerini iyi yetiştirmiş, esnaf da olsalar çiftçi de olsalar dini öğrenmişler. olsalar dini öğrenmişler.

Birinci cüzün son sayfasının başı olduğundan bu sözleri söyledim.Birinci cüzün son sayfasının başı olduğundan bu sözleri söyledim. Bu sözlerin özeti şu: Madem buraya geldik,Bu sözlerin özeti şu:

Madem buraya geldik,
Kur'ân-ı Kerîm'in ezberine burayı ezberlemekten başlayın!Kur'ân-ı Kerîm'in ezberine burayı ezberlemekten başlayın! Karınca kararınca yürürsünüz, bir zaman gelir maksada vasıl olursunuz, muradınıza erersiniz. Karınca kararınca yürürsünüz, bir zaman gelir maksada vasıl olursunuz, muradınıza erersiniz.

Bakara sûresinden 135. âyet-i kerime: Bakara sûresinden 135. âyet-i kerime:

Ve kâlû kûnû hûden ev nasârâ tehtedû kul bel millete ibrâhîme hanîfen ve mâ kâne mine'l-müşrikîn. Ve kâlû kûnû hûden ev nasârâ tehtedû kul bel millete ibrâhîme hanîfen ve mâ kâne mine'l-müşrikîn.

Arapça bilgimizle kelimelerin ne anlama geldiğini nakledelim: Kâlû. "Dediler ki…" Arapça bilgimizle kelimelerin ne anlama geldiğini nakledelim:

Kâlû. "Dediler ki…"

Kûnû. "Olunuz!" Bu da emir. Kâlû, mâzî; kûnû emir; birisi geçmiş zaman birisi emir. Kûnû. "Olunuz!"

Bu da emir. Kâlû, mâzî; kûnû emir; birisi geçmiş zaman birisi emir.

Kûnû hûden ev nasârâ. "Yahudiler olunuz yahut nasrânîler olunuz." Kûnû hûden ev nasârâ. "Yahudiler olunuz yahut nasrânîler olunuz."

Yahudiler olun, hristiyanlar olun, dediler. Kime dediler? Yahudiler olun, hristiyanlar olun, dediler.

Kime dediler?

Müslümanlara diyorlar. Peygamber Efendimiz'in ashâbına diyorlar. Müslümanlara diyorlar. Peygamber Efendimiz'in ashâbına diyorlar. Peygamber Efendimiz'in kendisine diyorlar. Peygamber Efendimiz'in kendisine diyorlar.

Tehtedû. "İşte o zaman hidayet üzere olmuş olursunuz, doğru yolda olursunuz." diyeTehtedû. "İşte o zaman hidayet üzere olmuş olursunuz, doğru yolda olursunuz." diye böyle söylemişler. böyle söylemişler.

Kul. "Ey Rasûlüm, de ki…" Bel, "Öyle değil, aksine, bilakis…" demek. Kul. "Ey Rasûlüm, de ki…"

Bel, "Öyle değil, aksine, bilakis…" demek.

Bel. "Bilakis sizin dediğiniz gibi değil, tam aksine!" Millete ibrâhîme hanîfâ. Bel. "Bilakis sizin dediğiniz gibi değil, tam aksine!" Millete ibrâhîme hanîfâ. "Yahudiler olarak nasraniler olarak yaşamak değil, İbrahim'in dinine hanif olarak girmiş olunuz; "Yahudiler olarak nasraniler olarak yaşamak değil, İbrahim'in dinine hanif olarak girmiş olunuz; o zaman hidayette olmuş olursunuz!" diyeo zaman hidayette olmuş olursunuz!" diye Allah bunu demesini Peygamber Efendimiz'e emrediyor. Allah bunu demesini Peygamber Efendimiz'e emrediyor.

Ve mâ kâne mine'l-müşrikîn. Ve mâ kâne mine'l-müşrikîn. "İbrahim aleyhisselam müşriklerden olmadı, şirke düşmedi; o hanifti." "İbrahim aleyhisselam müşriklerden olmadı, şirke düşmedi; o hanifti."

Hanif olan İbrahim aleyhisselam'ın dini üzere olmak esastır.Hanif olan İbrahim aleyhisselam'ın dini üzere olmak esastır. Sizin teklif ettiğiniz doğru değildir. Tarafgirliktir, hakkanî bir söz değildir, demiş oluyor. Sizin teklif ettiğiniz doğru değildir. Tarafgirliktir, hakkanî bir söz değildir, demiş oluyor.

Bu âyet-i kerîmenin sebeb-i nüzulü [nedir]? Sebeb-i nüzul ne demek? Bu âyet-i kerîmenin sebeb-i nüzulü [nedir]?

Sebeb-i nüzul ne demek?

Bir âyet-i kerimenin inmesini gerektiren olay; ne olmuş da Bir âyet-i kerimenin inmesini gerektiren olay; ne olmuş da bu âyet-i kerime nâzil olmuş, sebeb-i nüzul bu! bu âyet-i kerime nâzil olmuş, sebeb-i nüzul bu!

İbn Abbas radıyallahu anh diyor ki; İbn Abbas radıyallahu anh diyor ki;

Abdullah b. Surya el-A'ver, kör gözlü Abdullah b. Surya isimli birisi. Abdullah b. Surya el-A'ver, kör gözlü Abdullah b. Surya isimli birisi.

"Kör gözlü" dediğim, a'ver, "şaşı" demek. Demek ki sıfatı öyleymiş. "Kör gözlü" dediğim, a'ver, "şaşı" demek. Demek ki sıfatı öyleymiş. Her insanın bir sıfatı oluyor. Mesela "Uzun Hasan" diyoruz veyahut Her insanın bir sıfatı oluyor. Mesela "Uzun Hasan" diyoruz veyahut "Topal Ahmet" diyoruz veyahut "Kör filanca" diyoruz, onun gibi. "Topal Ahmet" diyoruz veyahut "Kör filanca" diyoruz, onun gibi.

Abdullah b. Surya isimli, A'ver, şaşı lakaplı kişi, Abdullah b. Surya isimli, A'ver, şaşı lakaplı kişi, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e bir konuşmada; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e bir konuşmada;

Men hüdâ illâ mâ nahnü aleyhi. "Hidayet, doğru yol ancak bizim üzerinde olduğumuz yoldur." Men hüdâ illâ mâ nahnü aleyhi. "Hidayet, doğru yol ancak bizim üzerinde olduğumuz yoldur." Fettebi'nâ. "O hâlde sen bize tâbi ol yâ Muhammed!" Tehted.Fettebi'nâ. "O hâlde sen bize tâbi ol yâ Muhammed!" Tehted. "O zaman sen de hidayet üzere olmuş olursun." diye"O zaman sen de hidayet üzere olmuş olursun." diye Peygamber Efendimiz'e böyle bir teklifte bulunmuş. Peygamber Efendimiz'e böyle bir teklifte bulunmuş.

Bizim halkımızın içinde halk bazen böyle bir mânayı güzel bir çerçeve içerisinde güzel ifade eder.Bizim halkımızın içinde halk bazen böyle bir mânayı güzel bir çerçeve içerisinde güzel ifade eder. Mesela; "Kimse ayranım ekşi demez." Herkes "Benim ayranım tatlı." der,Mesela;

"Kimse ayranım ekşi demez." Herkes "Benim ayranım tatlı." der,
kendisinin yolunu metheder, kendisini, kendisinin yolunu beğenir, işini beğenir, böbürlenir. kendisinin yolunu metheder, kendisini, kendisinin yolunu beğenir, işini beğenir, böbürlenir.

Hak neyse doğru olan neyse onu söyleyip ona tâbi olmak yüksek insanların şiarıdır. Hak neyse doğru olan neyse onu söyleyip ona tâbi olmak yüksek insanların şiarıdır. İnceleyip; "Tamam kardeşim, sen haklıymışsın, ben haksızmışım!İnceleyip; "Tamam kardeşim, sen haklıymışsın, ben haksızmışım! Ben hakkı kabul ediyorum." demek çok yüksek bir fazilettir.Ben hakkı kabul ediyorum." demek çok yüksek bir fazilettir. İnsanlar her zaman böyle faziletli olamıyorlar. Bazen tarafgir oluyorlar, inatçı oluyorlar. İnsanlar her zaman böyle faziletli olamıyorlar. Bazen tarafgir oluyorlar, inatçı oluyorlar.

Yine halk tabiri. Ben seviyorum, çünkü anlatım gücü çok yüksek. Yine halk tabiri. Ben seviyorum, çünkü anlatım gücü çok yüksek.

"Uçsa da keçi uçmasa da keçi!.." hikâyesi var. Onun gibi, iş inada biniyor. "Uçsa da keçi uçmasa da keçi!.." hikâyesi var. Onun gibi, iş inada biniyor.

İki Karadenizli uzakta, kayanın üstünde bir karaltı görmüş. Uzakta, kayalığın ucunda bir karaltı. İki Karadenizli uzakta, kayanın üstünde bir karaltı görmüş. Uzakta, kayalığın ucunda bir karaltı. Bir tanesi demiş ki; "Keçiye bak, kayanın ta ucuna kadar çıkmış?" Bir tanesi demiş ki;

"Keçiye bak, kayanın ta ucuna kadar çıkmış?"

Ötekisi demiş: "Kardeşim o keçi değil, kartal. Büyük bir kuş, sen yanılıyorsun!" Ötekisi demiş:

"Kardeşim o keçi değil, kartal. Büyük bir kuş, sen yanılıyorsun!"

"Yok canım, keçi. İşte bak, gözünü iyice dik, dikkatli bir şekilde bak, bu keçi." "Yok canım, keçi. İşte bak, gözünü iyice dik, dikkatli bir şekilde bak, bu keçi."

Ötekisi kartal demiş, bu keçi demiş. Ötekisi kartal demiş, bu keçi demiş.

Tabii bu uzaktan anlaşılmıyor. Ama olacak bu ya, kartalmış demek ki uçmuş,Tabii bu uzaktan anlaşılmıyor. Ama olacak bu ya, kartalmış demek ki uçmuş, kanatlarını açmış, boşlukta süzülmüş gidiyor. kanatlarını açmış, boşlukta süzülmüş gidiyor.

Tamam, belli ki keçi değil, keçi uçamaz. Bu sefer kartal diyen demiş ki; Tamam, belli ki keçi değil, keçi uçamaz. Bu sefer kartal diyen demiş ki;

"Bak gördün mü? Kartalmış, kayalıktan uçtu, kartal olduğu belli oldu." "Bak gördün mü? Kartalmış, kayalıktan uçtu, kartal olduğu belli oldu."

Ötekisi de işi inada bindirdi ya; "Uçsa da keçi uçmasa da keçi!" demiş. Ötekisi de işi inada bindirdi ya;

"Uçsa da keçi uçmasa da keçi!" demiş.

Bu neyi gösteriyor? Gerçekler kendisine ispat edildiği hâlde bazı insanlar inadı bırakmıyorlar. Bu neyi gösteriyor?

Gerçekler kendisine ispat edildiği hâlde bazı insanlar inadı bırakmıyorlar.
Kendi yanlış fikirlerini ısrarla savunuyorlar. Yanlış. Bu çıkmaz bir yol.Kendi yanlış fikirlerini ısrarla savunuyorlar. Yanlış. Bu çıkmaz bir yol. Böyle bir tutumla ne ilim ilerler ne irfan ilerler, ne adalet olur ne hakkaniyet olur. Böyle bir tutumla ne ilim ilerler ne irfan ilerler, ne adalet olur ne hakkaniyet olur.

Ne olması lazım? Haksız olanın haksızlığını anlaması, kabul etmesi lazım; Ne olması lazım?

Haksız olanın haksızlığını anlaması, kabul etmesi lazım;
haklı olanın da takdir edilmesi lazım, beğenilmesi lazım! haklı olanın da takdir edilmesi lazım, beğenilmesi lazım!

Peygamber Efendimiz'e böyle bir sözü söylemiş. Peygamber Efendimiz'e böyle bir sözü söylemiş.

Eski bütün peygamberler, onların tâbi olduğu Musa aleyhisselam, İsa aleyhisselam, Eski bütün peygamberler, onların tâbi olduğu Musa aleyhisselam, İsa aleyhisselam, İbrahim aleyhisselam, İsmail aleyhisselam veyahut İshak aleyhisselam kitaplarında;İbrahim aleyhisselam, İsmail aleyhisselam veyahut İshak aleyhisselam kitaplarında; "Âhir zamanda bir peygamber gelecek, o Allah'ın sevgili peygamberi olacak,"Âhir zamanda bir peygamber gelecek, o Allah'ın sevgili peygamberi olacak, İbrahim aleyhisselam'ın neslinden olacak!" diye bildirmişler. İbrahim aleyhisselam'ın neslinden olacak!" diye bildirmişler. Bunlar onların kitaplarında bilinen şeyler, yazılan şeyler ve kendilerinin de beklediği bir husus. Bunlar onların kitaplarında bilinen şeyler, yazılan şeyler ve kendilerinin de beklediği bir husus.

Allah'ın en sevgili kuluna bu sözü söylüyorlar: Allah'ın en sevgili kuluna bu sözü söylüyorlar:

"Sen bizim yolumuza gel!" Peki, ama sen bu yola gel! "Sen bizim yolumuza gel!"

Peki, ama sen bu yola gel!
Sen bu Allah'ın en sevgilisinin yoluna gel! Niye öyle yapmıyorsun? Sen bu Allah'ın en sevgilisinin yoluna gel! Niye öyle yapmıyorsun?

Hristiyanlar da Peygamber Efendimiz'e buna benzer bir sözü söylemişler. Hristiyanlar da Peygamber Efendimiz'e buna benzer bir sözü söylemişler. Bunun üzerine Allahu Teâlâ hazretleri anlatımını yapmakta olduğumuz bu âyet-i kerimeyi indirmiş. Bunun üzerine Allahu Teâlâ hazretleri anlatımını yapmakta olduğumuz bu âyet-i kerimeyi indirmiş.

Bel, burada bir edattır;"Hayır öyle değil, aksine, tam aksine, bilakis…" demek. Bel, burada bir edattır;"Hayır öyle değil, aksine, tam aksine, bilakis…" demek.

Millete ibrâhîme. "İbrahim'in milleti." Buradaki millet kelimesi bizim bugün kullandığımızMillete ibrâhîme. "İbrahim'in milleti."

Buradaki millet kelimesi bizim bugün kullandığımız
millet kelimesinden farklı.millet kelimesinden farklı. Burada millet "din" mânasına geliyor. O "İbrahim'in dini" demek. Burada millet "din" mânasına geliyor. O "İbrahim'in dini" demek. Yoksa insanlardan müteşekkil, ulusu teşkil eden insan topluluğu mânasına değil. Yoksa insanlardan müteşekkil, ulusu teşkil eden insan topluluğu mânasına değil.

"Bilakis, hanif olarak İbrahim'in dinine girin!" "Hanif" kelimesi üzerine çeşitli izahlar yapılmış. "Bilakis, hanif olarak İbrahim'in dinine girin!"

"Hanif" kelimesi üzerine çeşitli izahlar yapılmış.

İbn Kesîr tefsirinde deniliyor ki; Ey müstakimâ! İbn Kesîr tefsirinde deniliyor ki;

Ey müstakimâ!
"Dosdoğru, dosdoğru kişiler olarak hiç eğikliği olmayan kişiler olarak İbrahim'in dinine tâbi olunuz,"Dosdoğru, dosdoğru kişiler olarak hiç eğikliği olmayan kişiler olarak İbrahim'in dinine tâbi olunuz, o zaman hidayet üzere olunuz.o zaman hidayet üzere olunuz. Siz de gelin, oraya girin! Çünkü İbrahim de sizin hürmet ettiğiniz, Siz de gelin, oraya girin! Çünkü İbrahim de sizin hürmet ettiğiniz, Abraham dediğiniz peygamberiniz. Abraham dediğiniz peygamberiniz. Ona tâbi olunuz!" diye "Ey Resûlüm, sen öyle teklif et!" diyor. Ona tâbi olunuz!" diye "Ey Resûlüm, sen öyle teklif et!" diyor. Hanîfâ'dan maksat müstakîmâ mânâsına. Mücâhid rahmetullahi aleyh demiş ki; Hanîfâ'dan maksat müstakîmâ mânâsına.

Mücâhid rahmetullahi aleyh demiş ki;

Muhlisâ; "İhlâslı bir kişi olarak ihlâs ile İbrahim'in dinine girmiş kimseler olun!Muhlisâ; "İhlâslı bir kişi olarak ihlâs ile İbrahim'in dinine girmiş kimseler olun! Çağırdığınız yol doğru değil. Çünkü siz zaten İbrahim aleyhisselam'ın,Çağırdığınız yol doğru değil. Çünkü siz zaten İbrahim aleyhisselam'ın, İshak aleyhisselam'ın, kendi peygamberlerinizin öğrettiklerini tam tespit edememişsiniz.İshak aleyhisselam'ın, kendi peygamberlerinizin öğrettiklerini tam tespit edememişsiniz. Kaybolmuş, ortaya yanlış inançlar çıkmış. Kendi aranızda da yüzlerce mezhep çıkmış.Kaybolmuş, ortaya yanlış inançlar çıkmış. Kendi aranızda da yüzlerce mezhep çıkmış. Hangisinin doğru olduğu kendi aranızda münakaşa ediliyor.Hangisinin doğru olduğu kendi aranızda münakaşa ediliyor. "Onlara; 'En iyisi öyle değil de asla, asıl kaynağa dönün,"Onlara; 'En iyisi öyle değil de asla, asıl kaynağa dönün, İbrahim aleyhisselam'ın dinine ihlâslı olarak girin!' de!" diyor. İbrahim aleyhisselam'ın dinine ihlâslı olarak girin!' de!" diyor. Hanif, muhlis mânasına [kullanılıyor.] İbn Abbas'tan ilginç bir rivayet de; Hanif, muhlis mânasına [kullanılıyor.]

İbn Abbas'tan ilginç bir rivayet de;

"Buradaki hanîfen demek, hâccen, hacı olarak, haccetmiş olarak [demek]." "Buradaki hanîfen demek, hâccen, hacı olarak, haccetmiş olarak [demek]."

Bu izaha Hasan-ı Basrî, Dahhâk, Atiyye ve Süddî de katılmış. Bu izaha Hasan-ı Basrî, Dahhâk, Atiyye ve Süddî de katılmış. Hâlbuki biz o mânayı burada okumasaydık hiç [aklemezdik.] Hâlbuki biz o mânayı burada okumasaydık hiç [aklemezdik.] Çünkü el-Hanîf demek, ellezî yestakbilü beyte bi-salâtihî.Çünkü el-Hanîf demek, ellezî yestakbilü beyte bi-salâtihî. "Namazında Beytullah'a dönen…" mânasına. "Namazında Beytullah'a dönen…" mânasına.

Aslında lügat mânâsıyla hanif kelimesi, "meyleden, temayül eden" demek. Aslında lügat mânâsıyla hanif kelimesi, "meyleden, temayül eden" demek. Beytullah'a temayül eden olduğu için, Beytullah'a temayül eden olduğu için, "Haccederek Beytullah'a yönelerek İbrahim'in dinine girin!" denmiş oluyor. "Haccederek Beytullah'a yönelerek İbrahim'in dinine girin!" denmiş oluyor. "Gücü yeterse haccetmek niyetinde olarak!.." mânasına. "Gücü yeterse haccetmek niyetinde olarak!.." mânasına.

Mücâhid ve Rebi' b. Enes rahmetullahi aleyh; Mücâhid ve Rebi' b. Enes rahmetullahi aleyh;

"Hanîfâ'dan maksat müttebian demek; ittibâ ederek, "Hanîfâ'dan maksat müttebian demek; ittibâ ederek, uyarak, emir tutarak, söz dinleyerek…" mânasına. uyarak, emir tutarak, söz dinleyerek…" mânasına.

Ebû Kılâbe demiş ki; el-Hanif demek: Ellezî yü'minü bi'r-Rusûli küllühüm min evvelihim ilâ âhir. Ebû Kılâbe demiş ki;

el-Hanif demek: Ellezî yü'minü bi'r-Rusûli küllühüm min evvelihim ilâ âhir.

Araplar arasında bazı kimseler hanif diye isimlendirilirdi. Araplar arasında bazı kimseler hanif diye isimlendirilirdi. Peygamber Efendimiz'in asr-ı saadetinde veya ondan biraz önceki devrede kullanılan bir kelimeydi. Peygamber Efendimiz'in asr-ı saadetinde veya ondan biraz önceki devrede kullanılan bir kelimeydi. "Falanca haniflerdendi." demek, "Müşriklerden değildi, eski peygamberlerin hepsine inanan,"Falanca haniflerdendi." demek, "Müşriklerden değildi, eski peygamberlerin hepsine inanan, hepsine saygılı olan…" mânasına [gelirdi.] hepsine saygılı olan…" mânasına [gelirdi.]

Öyle kimseler vardı.Öyle kimseler vardı. Bunlar İslâm gelmeden evvel, evvelinden âhirine kadar bütün peygamberlere inanmış, geniş görüşlü, makbul kimselerdi. Bunlar İslâm gelmeden evvel, evvelinden âhirine kadar bütün peygamberlere inanmış, geniş görüşlü, makbul kimselerdi. Peygamberlerin evveli Âdem aleyhisselam, âhiri Peygamberimiz Muhammed-i Mustafâ;Peygamberlerin evveli Âdem aleyhisselam, âhiri Peygamberimiz Muhammed-i Mustafâ; aleyhimü's-salavâtü ve't-teslîmât, hepsine salât ü selâm olsun, aleyhimü's-salavâtü ve't-teslîmât, hepsine salât ü selâm olsun, "hepsine birden inanan" demek oluyor. "hepsine birden inanan" demek oluyor.

Tabii bu hakkâniyeti kabul etmekten, hakka mütemayil olmaktan doğan bir davranış. Tabii bu hakkâniyeti kabul etmekten, hakka mütemayil olmaktan doğan bir davranış. Herkes böyle yapmaz, birisini tutar ötekisini reddederse o da Herkes böyle yapmaz, birisini tutar ötekisini reddederse o da Allah'ın sevgili kulu! Sen bunu tutup ötekisini reddedinceAllah'ın sevgili kulu! Sen bunu tutup ötekisini reddedince Allah'ın sevmediği bir işi yapmış oluyorsun. Allah'ın sevmediği bir işi yapmış oluyorsun. O zaman bindiğin dalı da kesiyorsun! Çok yanlış oluyor. O zaman bindiğin dalı da kesiyorsun! Çok yanlış oluyor. O da Allah'ın peygamberi ise bu da Allah'ın Peygamberi ise ikisinden birini tutup daO da Allah'ın peygamberi ise bu da Allah'ın Peygamberi ise ikisinden birini tutup da ötekisine düşmanlık etmek, Allah'ın sevmediği bir şey! ötekisine düşmanlık etmek, Allah'ın sevmediği bir şey! En iyisi haniflik, hepsini kabul etmek! En iyisi haniflik, hepsini kabul etmek!

O zaman, o teklif eden kimselere, O zaman, o teklif eden kimselere, "Bütün hepsini kabul eden bir kimse olarak İbrahim'in dinine gelin, ona girin! "Bütün hepsini kabul eden bir kimse olarak İbrahim'in dinine gelin, ona girin! O zaman hidayet üzere olursunuz." cevabı verilmiş oluyor. O zaman hidayet üzere olursunuz." cevabı verilmiş oluyor.

Katâde demiş ki; Katâde demiş ki;

"Araplar arasında hanif kelimesinden yâ-yı nisbet ile hanîfiyye, haniflik kelimesi kullanılıyor." "Araplar arasında hanif kelimesinden yâ-yı nisbet ile hanîfiyye, haniflik kelimesi kullanılıyor."

Bu ne demek? Şehâdetü en lâ ilâhe illallah.Bu ne demek?

Şehâdetü en lâ ilâhe illallah.
"Allah'tan başka ilah olmadığına şehadet etmek!" demek. "Allah'tan başka ilah olmadığına şehadet etmek!" demek.

Arapların Kâbe'yi putlarla doldurduğu cahiliye devrinde,Arapların Kâbe'yi putlarla doldurduğu cahiliye devrinde, Arabistan'da bu putların bir işe yaramaz, bâtıl inanç mahsulü, faydası zararı olmayanArabistan'da bu putların bir işe yaramaz, bâtıl inanç mahsulü, faydası zararı olmayan taş parçaları olduğunu bilen ve yüce Allah'a inanan insanlar da vardı.taş parçaları olduğunu bilen ve yüce Allah'a inanan insanlar da vardı. Aklı başında, dengeli, hakka mütemayil, doğruyu söyleyen, Allah'ın bir olduğunu, Aklı başında, dengeli, hakka mütemayil, doğruyu söyleyen, Allah'ın bir olduğunu, ondan başka ilah olmadığını bilen; insanların şekil verip yontup da karşısına dikip deondan başka ilah olmadığını bilen; insanların şekil verip yontup da karşısına dikip de tapındıkları şeylerin âciz olduğunu, onlardan bir şey istemenin detapındıkları şeylerin âciz olduğunu, onlardan bir şey istemenin de yanlış olduğunu bilen insanlar vardı. yanlış olduğunu bilen insanlar vardı.

Eski cahiliye devrinde, cahiliyeci Araplar, Eski cahiliye devrinde, cahiliyeci Araplar, cahil Araplar mesela tahrimü'l-ümmehât ve'l-halât ve'l-benât anneleriyle evlenirlermiş,cahil Araplar mesela tahrimü'l-ümmehât ve'l-halât ve'l-benât anneleriyle evlenirlermiş, teyzelerle, halalarıyla, kızlarıyla evlenirlermiş.teyzelerle, halalarıyla, kızlarıyla evlenirlermiş. Allah'ın haram kıldığı şeyleri haram bilenAllah'ın haram kıldığı şeyleri haram bilen ve sünnet edilmeyi kabul eden kimseler varmış. Haniflik bu! ve sünnet edilmeyi kabul eden kimseler varmış. Haniflik bu!

İbrahim aleyhisselam öyle bir kişi, öyle mübarek bir kişi ki İbrahim aleyhisselam öyle bir kişi, öyle mübarek bir kişi ki Allahu Teâlâ hazretleri onu kendisine halil seçmiş.Allahu Teâlâ hazretleri onu kendisine halil seçmiş. Halîlullah, Allah'ın halili. Halil ne demek? Halîlullah, Allah'ın halili.

Halil ne demek?

"Sırdaş, birbirine iyice sarmaş dolaş olup esrarına aşina olan samimi dost." demek."Sırdaş, birbirine iyice sarmaş dolaş olup esrarına aşina olan samimi dost." demek. İnsanın mesela bir tane tam dostu olur, gider her şeyi onunla konuşur, dertleşir. İnsanın mesela bir tane tam dostu olur, gider her şeyi onunla konuşur, dertleşir. Benim en samimi arkadaşım bu, der. O onun için canını verir, o onun için canını verir.Benim en samimi arkadaşım bu, der. O onun için canını verir, o onun için canını verir. Canını vermese bile fedakârlık yapabilir. İşte böyle kimselere halil derler. Canını vermese bile fedakârlık yapabilir. İşte böyle kimselere halil derler. Aralarından su sızmıyor, sadece yedikleri içtikleri ayrı gidiyor; başka her şeyleri beraber,Aralarından su sızmıyor, sadece yedikleri içtikleri ayrı gidiyor; başka her şeyleri beraber, birbirlerine çok muhabbetliler. birbirlerine çok muhabbetliler.

Bu sıfat, önemli bir sıfat. Aslında abdest alırken mesela elini yıkadığı zamanBu sıfat, önemli bir sıfat. Aslında abdest alırken mesela elini yıkadığı zaman "parmakları hılallemek" diye bir tabir var. "parmakları hılallemek" diye bir tabir var. Hı harfi ile, iki gözlü he ile değil. Hilâl değil, o "Ay'ın ince hâli" demek. Hı harfi ile, iki gözlü he ile değil. Hilâl değil, o "Ay'ın ince hâli" demek.

Elin parmaklarını, öteki elin parmakları arasına sokup sıvazlamak,Elin parmaklarını, öteki elin parmakları arasına sokup sıvazlamak, böylece parmak aralarında su girmemiş kısım bırakmamak. böylece parmak aralarında su girmemiş kısım bırakmamak. Parmak aralarına öteki elin parmaklarını soktuğu için birbirinin arasına girmiş oluyor.Parmak aralarına öteki elin parmaklarını soktuğu için birbirinin arasına girmiş oluyor. Parmakların birbirine girmesinden dolayı buna abdestte "hılallemek" deniyor.Parmakların birbirine girmesinden dolayı buna abdestte "hılallemek" deniyor. Su iyice parmak aralarına girsin de abdest tamam olsun, diye yapılan bir işlem. Su iyice parmak aralarına girsin de abdest tamam olsun, diye yapılan bir işlem.

"Halil kelimesi de böyle sırdaş, her türlü iç yüzüne, esrarına aşina, samimi arkadaş." demek. "Halil kelimesi de böyle sırdaş, her türlü iç yüzüne, esrarına aşina, samimi arkadaş." demek.

Allah İbrahim aleyhisselam'ı öyle sevmiş ki!.. Ama çok denemiş.Allah İbrahim aleyhisselam'ı öyle sevmiş ki!.. Ama çok denemiş. Allahu Teâlâ hazretleri ne teklif ettiyse o da samimiyetle, "Pekiyi yâ Rabbi!" diyerek yapmış.Allahu Teâlâ hazretleri ne teklif ettiyse o da samimiyetle, "Pekiyi yâ Rabbi!" diyerek yapmış. Ne kadar zor, ne kadar meşakkatli, ne kadar yüreği yakan, içini sızlatan şey olsa bile! Ne kadar zor, ne kadar meşakkatli, ne kadar yüreği yakan, içini sızlatan şey olsa bile!

Mesela Allah emrediyor; sevgili hanımını, sevgili çocuğuyla beraber [götürüp bırakıyor]. Mesela Allah emrediyor; sevgili hanımını, sevgili çocuğuyla beraber [götürüp bırakıyor].

"Götür bunları Hicaz'da, şu beldede, şu dağların arasındaki ekin bitmez vadiye bırak, gel!" diyor. "Götür bunları Hicaz'da, şu beldede, şu dağların arasındaki ekin bitmez vadiye bırak, gel!" diyor.

İnsan kendi sevdiği hanımını, sevdiği yavrusunu [nasıl bırakır]?İnsan kendi sevdiği hanımını, sevdiği yavrusunu [nasıl bırakır]? Uzun zaman çocuğu olmamış, sonra olmuş; bu çocuğu oraya bırakmak nedir? Uzun zaman çocuğu olmamış, sonra olmuş; bu çocuğu oraya bırakmak nedir?

Büyük fedakârlıktır! Allah emretti, diye hemen yapıyor. Bu bir imtihan kazanmak işte! Büyük fedakârlıktır! Allah emretti, diye hemen yapıyor. Bu bir imtihan kazanmak işte!

İbrahim aleyhisselam İsmail aleyhisselam'ı çok seviyor, yanlarına geliyor gidiyor. İbrahim aleyhisselam İsmail aleyhisselam'ı çok seviyor, yanlarına geliyor gidiyor. Rüyasında "Bunu keseceksin!" diye işaret ediliyor.Rüyasında "Bunu keseceksin!" diye işaret ediliyor. Tabii Enbiyâullahın, Allah'ın peygamberlerinin rüyaları ciddidir. Tabii Enbiyâullahın, Allah'ın peygamberlerinin rüyaları ciddidir. Çünkü onlar vahyin bir çeşididir, onlar o surette Allah'ın emirlerini alırlar. Çünkü onlar vahyin bir çeşididir, onlar o surette Allah'ın emirlerini alırlar.

Rüyada İsmail aleyhisselam' ıkesmesi emrediliyor.Rüyada İsmail aleyhisselam' ıkesmesi emrediliyor. O da gidiyor, İsmail aleyhisselam'a açıkça söylüyor: O da gidiyor, İsmail aleyhisselam'a açıkça söylüyor:

"Evladım, rüyamda seni kesmem emrolundu, "Evladım, rüyamda seni kesmem emrolundu, seni kesiyor görüyorum; ne dersin bu işe?" diye soruyor. seni kesiyor görüyorum; ne dersin bu işe?" diye soruyor.

O Halîlullah samimiyetle bunu söylüyor ve yapacak. O Halîlullah samimiyetle bunu söylüyor ve yapacak. İsmail aleyhisselam da o Halîlullah'ın mübarek evladı. O da diyor ki; İsmail aleyhisselam da o Halîlullah'ın mübarek evladı. O da diyor ki;

Yâ ebetif'al mâ tü'merü. "Babacığım madem Allah öyle emrediyor, Allah'ın emrettiğini yap!" Yâ ebetif'al mâ tü'merü. "Babacığım madem Allah öyle emrediyor, Allah'ın emrettiğini yap!"

Setecidünî inşâallâhu mine's-sâbirîn. "İnşaallah ben bu işi yaparken sabredebilirim, Setecidünî inşâallâhu mine's-sâbirîn. "İnşaallah ben bu işi yaparken sabredebilirim, sabredenlerden olurum. sabredenlerden olurum. İnşaallah beni sabırlı, bu işe engel olmaya kalkmayan bir insan olarak görürsün." diyor. İnşaallah beni sabırlı, bu işe engel olmaya kalkmayan bir insan olarak görürsün." diyor.

Bu da çok büyük bir şey, bu da bir imtihanı kazanma, bu da güzel! Bu da çok büyük bir şey, bu da bir imtihanı kazanma, bu da güzel! Kendinizi onların yerine koyarsanız anlayabilirsiniz. Kendinizi onların yerine koyarsanız anlayabilirsiniz.

İbrahim aleyhisselam Babil'de kavminin içinde, kavmi putlara tapıyor; o, putlara tapmıyor. İbrahim aleyhisselam Babil'de kavminin içinde, kavmi putlara tapıyor; o, putlara tapmıyor. Babası, babalığı Azer -asıl babası değil diyenler var- put yapıyor. [İbrahim aleyhisselam]; Babası, babalığı Azer -asıl babası değil diyenler var- put yapıyor. [İbrahim aleyhisselam];

"Babacığım, konuşmayan, yemeyen içmeyen, sana faydası zararı olmayan şeyleri, "Babacığım, konuşmayan, yemeyen içmeyen, sana faydası zararı olmayan şeyleri, taşları yontuyorsun put yapıyorsun, yapma böyle!.." diyor, nasihat ediyor. taşları yontuyorsun put yapıyorsun, yapma böyle!.." diyor, nasihat ediyor.

Hakkı yapıyor [seçiyor,] Allah'ın sevdiği işi yapıyor, yanlış inanca sapmıyor. Hakkı yapıyor [seçiyor,] Allah'ın sevdiği işi yapıyor, yanlış inanca sapmıyor. Allah oradan seviyor. Allah şirke sapmayı, dalkavukluğu, yalana dolana rıza göstermeyi sevmez.Allah oradan seviyor.

Allah şirke sapmayı, dalkavukluğu, yalana dolana rıza göstermeyi sevmez.
O da rıza göstermiyor. Hatta tüm Babil halkına muhalefet ediyor, O da rıza göstermiyor. Hatta tüm Babil halkına muhalefet ediyor, bütün kavim karşısında o, doğruyu söylüyor.bütün kavim karşısında o, doğruyu söylüyor. Bunlar imtihanı başarmaktır. İmtihanları başarmış, Allah da Halîlullah eylemiş. Bunlar imtihanı başarmaktır.

İmtihanları başarmış, Allah da Halîlullah eylemiş.

Ve mâ kâne mine'l-müşrikîn. "İbrahim aleyhisselam hanif idi." Ve mâ kâne mine'l-müşrikîn. "İbrahim aleyhisselam hanif idi."

Hanîfen müslimâ. "Kendisini Cenâb-ı Hakk'a teslim etmiş, bir mübarek, numûne-i imtisâl. Hanîfen müslimâ. "Kendisini Cenâb-ı Hakk'a teslim etmiş, bir mübarek, numûne-i imtisâl. Örnek alınacak, peşinden gidilecek bir ruhanî, mübarek, çok büyük insan;Örnek alınacak, peşinden gidilecek bir ruhanî, mübarek, çok büyük insan; asla müşriklerden olmamıştı." asla müşriklerden olmamıştı."

Müşriklerin arasında yetişip de müşriklerden olmamak, çok güzel!Müşriklerin arasında yetişip de müşriklerden olmamak, çok güzel! Bu devirde insanlar mü'minlerin arasında yetişiyor da müslüman anneden, babadan, dededen, Bu devirde insanlar mü'minlerin arasında yetişiyor da müslüman anneden, babadan, dededen, nineden, soydan soptan geliyor, sülâlesinde ne kadar mübarek insanlar var danineden, soydan soptan geliyor, sülâlesinde ne kadar mübarek insanlar var da kendisi imanını koruyamıyor; küfre düşüyor veyahut kötü huylara, kötü alışkanlıklara düşüyor. kendisi imanını koruyamıyor; küfre düşüyor veyahut kötü huylara, kötü alışkanlıklara düşüyor. İnançsızlığa, inkâra düşüyor veya kıpkızıl, kapkara, kaskatı oluyor, kalbi taş gibi oluyor, İnançsızlığa, inkâra düşüyor veya kıpkızıl, kapkara, kaskatı oluyor, kalbi taş gibi oluyor, âhireti mahvolup gidiyor. âhireti mahvolup gidiyor.

Ama o müşriklerin arasında mü'min olmuş, ne kadar büyük güzel bir vasıf! Ama o müşriklerin arasında mü'min olmuş, ne kadar büyük güzel bir vasıf! İşte yol İbrahim aleyhisselam'ın yolu! İbrahim aleyhisselam'ın yolu nedir,İşte yol İbrahim aleyhisselam'ın yolu!

İbrahim aleyhisselam'ın yolu nedir,
diye kısaca özetlemek gerekirse; diye kısaca özetlemek gerekirse;

Allah'a şirk koşmamak, Allah'tan gayrıya tapmamak, inançta yanlış yola sapmamak! Allah'a şirk koşmamak, Allah'tan gayrıya tapmamak, inançta yanlış yola sapmamak! Doğruyu dosdoğru yapmak, kınayanın kınamasından korkmamak! Doğruyu dosdoğru yapmak, kınayanın kınamasından korkmamak! Doğru inancı anlatmaya, savunmaya, yaşamaya, yaşatmaya, yaymaya çalışmak! Doğru inancı anlatmaya, savunmaya, yaşamaya, yaşatmaya, yaymaya çalışmak!

İbrahim aleyhisselam'ın yaptığı bu! Çok büyük bir gayretle, çok büyük bir azimleİbrahim aleyhisselam'ın yaptığı bu! Çok büyük bir gayretle, çok büyük bir azimle yaptığı şeydir bu! yaptığı şeydir bu! Gidilecekse ona gidilecek! Sonra İbrahim aleyhisselam öyle bir şey ki matematikte bir şey vardır:Gidilecekse ona gidilecek!

Sonra İbrahim aleyhisselam öyle bir şey ki matematikte bir şey vardır:
En küçük ortak kat! Dünya üzerinde Musa aleyhisselam gelmiş, Allah'ın peygamberi, En küçük ortak kat!

Dünya üzerinde Musa aleyhisselam gelmiş, Allah'ın peygamberi,
mübarek insan, hak dinin hak peygamberi.mübarek insan, hak dinin hak peygamberi. Aleyhisselam, başımızın tacı, kalbimizin üstünde yeri var, sevdiğimiz bir insan. Aleyhisselam, başımızın tacı, kalbimizin üstünde yeri var, sevdiğimiz bir insan. Hakkı anlatmış, vefat etmiş, gitmiş. Ondan sonra insanlara İsa aleyhisselam gelmiş.Hakkı anlatmış, vefat etmiş, gitmiş.

Ondan sonra insanlara İsa aleyhisselam gelmiş.
Onun da bağrımızda, sağ yanımızda yeri var, sevdiğimiz mübarek bir insan,Onun da bağrımızda, sağ yanımızda yeri var, sevdiğimiz mübarek bir insan, aleyhi's-salâtü ve's-selâm. aleyhi's-salâtü ve's-selâm.

Geçen gün kardeşlerden birisi, ben fakir kardeşinizi rüyasında onunla beraber görmüş, Geçen gün kardeşlerden birisi, ben fakir kardeşinizi rüyasında onunla beraber görmüş, ne kadar sevindim. ne kadar sevindim.

"Aman, rüyanı yaz gönder bana! Ben böyle şeyleri saklıyorum, saklamayı seviyorum." dedim. "Aman, rüyanı yaz gönder bana! Ben böyle şeyleri saklıyorum, saklamayı seviyorum." dedim.

İsa aleyhisselam'ı seviyoruz, hepimiz çok severiz. Musa aleyhisselam'ı çok severiz. İsa aleyhisselam'ı seviyoruz, hepimiz çok severiz. Musa aleyhisselam'ı çok severiz. Onları taraftarları da onları seviyor ama onların sevgisi diğer [peygamberlerle] ayrı olmaya Onları taraftarları da onları seviyor ama onların sevgisi diğer [peygamberlerle] ayrı olmaya yöneltince olmuyor. yöneltince olmuyor.

O zaman herkesi toplayan kim var? O zaman herkesi toplayan kim var?

Allah'ın bize emrettiği ne kadar güzel, gösterdiği ne kadar güzel!Allah'ın bize emrettiği ne kadar güzel, gösterdiği ne kadar güzel! İbrahim aleyhisselam, buyurun! Haydi, madem sizin de gönlünüz olsun, İbrahim aleyhisselam, buyurun! Haydi, madem sizin de gönlünüz olsun, sizin dediğiniz olsun diyelim, siz de hiç itiraz etmeyin! sizin dediğiniz olsun diyelim, siz de hiç itiraz etmeyin!

İbrahim aleyhisselam'ı peygamber olarak bilmiyor musunuz? Biliyorsunuz. İbrahim aleyhisselam'ı peygamber olarak bilmiyor musunuz?

Biliyorsunuz.

Sevmiyor musunuz? Seviyorsunuz. Ahd-i Atik'te, Ahd-i Cedid'de, Bible da, Tora da, Sevmiyor musunuz?

Seviyorsunuz.

Ahd-i Atik'te, Ahd-i Cedid'de, Bible da, Tora da,
Tevrat'ta, İncil'de İbrahim aleyhisselam mübarek bir insan olarak zikredilmiyor mu, Tevrat'ta, İncil'de İbrahim aleyhisselam mübarek bir insan olarak zikredilmiyor mu, siz de onu sevmiyor musunuz? Seviyorsunuz. siz de onu sevmiyor musunuz?

Seviyorsunuz.

Çocuklarınıza Abraham ismi koymuyor musunuz? Çocuklarınıza Abraham ismi koymuyor musunuz?

Koyuyorsunuz. Amerika'nın reisicumhurlarından birisi Abraham Lincoln vs. Koyuyorsunuz.

Amerika'nın reisicumhurlarından birisi Abraham Lincoln vs.

Tamam işte, gelin onun yoluna gidin! Çünkü madem ondan sonra insanlar başka yollara sapmışlar,Tamam işte, gelin onun yoluna gidin! Çünkü madem ondan sonra insanlar başka yollara sapmışlar, başka inançları dinlerine katmışlar; ayıklama yapalım, doğru olanı bulalım, doğruya uyalım! başka inançları dinlerine katmışlar; ayıklama yapalım, doğru olanı bulalım, doğruya uyalım!

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem; "Ben İbrahim aleyhisselam'ın yoluna uydum." diyor.Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem;

"Ben İbrahim aleyhisselam'ın yoluna uydum." diyor.
Onun gibi şirkin karşısında, onun gibi tevhidi müdafaa eden, onun gibi hakka meyilli,Onun gibi şirkin karşısında, onun gibi tevhidi müdafaa eden, onun gibi hakka meyilli, onun gibi ihlâslı, müstakîm, onun gibi bütün peygamberleri kabul eden [bir inanç]! onun gibi ihlâslı, müstakîm, onun gibi bütün peygamberleri kabul eden [bir inanç]!

Ne kadar güzel bir en küçük ortak kat! Hepimizi birleştiren ne kadar güzel bir zât! Ne kadar güzel bir en küçük ortak kat! Hepimizi birleştiren ne kadar güzel bir zât!

Cenâb-ı Hakk'ın Peygamber Efendimiz'e bu teklifi ne kadar güzel!Cenâb-ı Hakk'ın Peygamber Efendimiz'e bu teklifi ne kadar güzel! Biz de bu teklife ne kadar can ü gönülden bağlıyız. Bel millete ibrâhîme hanîfâ. Biz de bu teklife ne kadar can ü gönülden bağlıyız.

Bel millete ibrâhîme hanîfâ.

Evet, hepimiz hanif olarak İbrahim aleyhisselam'ın yolundayız; ne kadar güzel!Evet, hepimiz hanif olarak İbrahim aleyhisselam'ın yolundayız; ne kadar güzel! Buna onların da itiraz etmemesi lazım ötekilerin de itiraz etmemesi lazım!Buna onların da itiraz etmemesi lazım ötekilerin de itiraz etmemesi lazım! Bizleri birleştiren, cihanı kurtaracak olan yol bu! Bizleri birleştiren, cihanı kurtaracak olan yol bu!

Yirmibirinci yüzyıla girdik, hayret edeceksiniz:Yirmibirinci yüzyıla girdik, hayret edeceksiniz: Bir içtimaî ilimler alimi olarak âcizane benim görüşüm, iş din savaşlarına doğru,Bir içtimaî ilimler alimi olarak âcizane benim görüşüm, iş din savaşlarına doğru, sanki haçlı ruhuna doğru gitti!sanki haçlı ruhuna doğru gitti! Gördük işte Balkanlar'da, Kafkasya'da ve sâirede yapılanlar [o anlayışın sonucu]! Gördük işte Balkanlar'da, Kafkasya'da ve sâirede yapılanlar [o anlayışın sonucu]! 1200'lü yıllarda, bundan altı yedi asır önce asırlarca milletleri, devletleri,1200'lü yıllarda, bundan altı yedi asır önce asırlarca milletleri, devletleri, ülkeleri sarsmış olan taassup, şimdi yirminci yüzyılda [yine ortaya çıktı]! ülkeleri sarsmış olan taassup, şimdi yirminci yüzyılda [yine ortaya çıktı]!

Hani insan hakları, hani birleşmiş milletler, hani uluslararası kurallar ve sâireler? Hani insan hakları, hani birleşmiş milletler, hani uluslararası kurallar ve sâireler?

İnsanlar taassupları körüklenerek başka taraflara gidiyorlar ve İnsanlar taassupları körüklenerek başka taraflara gidiyorlar ve her yerde kan gövdeyi götürüyor. her yerde kan gövdeyi götürüyor. İnanç ayrılıkları körüklenerek kan gövdeyi götürüyor. Ülkemizde de öyle oldu.İnanç ayrılıkları körüklenerek kan gövdeyi götürüyor.

Ülkemizde de öyle oldu.
Biz tüm kardeşlerimizi, "Sen Arnavut'sun, sen Boşnak'sın, sen Kürt'sün, sen Türk'sün…" Biz tüm kardeşlerimizi, "Sen Arnavut'sun, sen Boşnak'sın, sen Kürt'sün, sen Türk'sün…" demeden bağrımıza bastık.demeden bağrımıza bastık. Onlar da bizi bağırlarına bastılar, kardeş kardeş yaşıyorduk.Onlar da bizi bağırlarına bastılar, kardeş kardeş yaşıyorduk. Sonradan çeşitli ihtilâflar çıkartanlar, milletleri bölmek için böyle şeyleri yapıyorlar.Sonradan çeşitli ihtilâflar çıkartanlar, milletleri bölmek için böyle şeyleri yapıyorlar. Kan döküyorlar! Binlerce insanın kanı dökülüyor, yuvalar yıkılıyor, canlar yanıyor! Kan döküyorlar! Binlerce insanın kanı dökülüyor, yuvalar yıkılıyor, canlar yanıyor!

İbrahim aleyhisselam'ın yolu, birleştirici bir teklif olarak ne kadar güzel bir şey! İbrahim aleyhisselam'ın yolu, birleştirici bir teklif olarak ne kadar güzel bir şey! O zaman herkes kendisinin inancındaki yanlışlığı ayıklar, yanlış yoluna başkalarını da çağırmaz. O zaman herkes kendisinin inancındaki yanlışlığı ayıklar, yanlış yoluna başkalarını da çağırmaz.

Ben senin yanlış yoluna niye uyayım? Senin yolunun yanlışlığını Ben senin yanlış yoluna niye uyayım? Senin yolunun yanlışlığını çok açık seçik olarak görürken niye uyayım?!.. çok açık seçik olarak görürken niye uyayım?!..

İbrahim aleyhisselam'ın hiçbir kusuru yok, çok meziyetleri ortada.İbrahim aleyhisselam'ın hiçbir kusuru yok, çok meziyetleri ortada. Tamam, hepiniz gelin orada birleşelim! Tamam, hepiniz gelin orada birleşelim!

Şimdi Türkiye'de de diyorlar ki; "İyi insanlar birleşsin!" Şimdi Türkiye'de de diyorlar ki;

"İyi insanlar birleşsin!"

"Tamam, birleşsin; nerede birleşelim?" "Benim yanıma gelin, benim yanımda birleşelim!" "Tamam, birleşsin; nerede birleşelim?"

"Benim yanıma gelin, benim yanımda birleşelim!"

"İyi ama kardeşim, iyisin hoşsun da senin şu kusurun var bu kusurun var…" "İyi ama kardeşim, iyisin hoşsun da senin şu kusurun var bu kusurun var…"

"Tamam, biz birlik beraberlikten yanayız, herkes benim yanıma gelsin!" "Tamam, biz birlik beraberlikten yanayız, herkes benim yanıma gelsin!"

O zaman birlik beraberlik olmuyor, ayrıcalık oluyor.O zaman birlik beraberlik olmuyor, ayrıcalık oluyor. Sen senden olmayan insanlarla uyumu nasıl sağlayabileceksin, gel bakalım onu konuş! Sen senden olmayan insanlarla uyumu nasıl sağlayabileceksin, gel bakalım onu konuş!

Sen "Benim yolum doğru!" diyorsun, o da "Benim yolum doğru!" diyor; ne olacak? Sen "Benim yolum doğru!" diyorsun, o da "Benim yolum doğru!" diyor; ne olacak?

Bunun için ne yapmışlar? Kimse kimsenin inancına karışmasın, inanç hürriyeti olsun, demişler. Bunun için ne yapmışlar?

Kimse kimsenin inancına karışmasın, inanç hürriyeti olsun, demişler.
Uzun inanç savaşları yaptıktan sonra Avrupa'da böyle bir noktaya gelmişler: Uzun inanç savaşları yaptıktan sonra Avrupa'da böyle bir noktaya gelmişler: "İnancından dolayı kimse kınanamaz, kimsenin inancı engellenemez!" diyerek işi çözüme bağlamışlar."İnancından dolayı kimse kınanamaz, kimsenin inancı engellenemez!" diyerek işi çözüme bağlamışlar. Yoksa "Bir tarafın dediği olsun, öbür tarafa baskı yapsın!" olunca o haksızlık oluyor. Yoksa "Bir tarafın dediği olsun, öbür tarafa baskı yapsın!" olunca o haksızlık oluyor.

Bir kimse birlik beraberlikten dem vuruyorsa iddia ediyorsa kardeşim, Bir kimse birlik beraberlikten dem vuruyorsa iddia ediyorsa kardeşim, sen ne kadar fedakârlık yapıp da birliğe yanaşıyorsun, onu söyle bakalım!..sen ne kadar fedakârlık yapıp da birliğe yanaşıyorsun, onu söyle bakalım!.. "Benim yanıma gelsin!" diyorsan sen hiç yanaşmıyorsun demektir. "Benim yanıma gelsin!" diyorsan sen hiç yanaşmıyorsun demektir. Ben sana şimdi kalksam, "Kardeşim, bak senin şu kusurun var, şu cahilliğin,Ben sana şimdi kalksam, "Kardeşim, bak senin şu kusurun var, şu cahilliğin, şu bilgisizliğin, şu yanlışlığın var.şu bilgisizliğin, şu yanlışlığın var. Şu yanlış yeri tuttun, şu yanlışı destekledin, şu kabahati işledin…Şu yanlış yeri tuttun, şu yanlışı destekledin, şu kabahati işledin… Ben senin şecereni çıkartıp önüne döküvereyim." desem o zamanBen senin şecereni çıkartıp önüne döküvereyim." desem o zaman "Vay, beni kötüledin!" diye benimle kavga edeceksin! "Vay, beni kötüledin!" diye benimle kavga edeceksin!

Onun için; "Benim yanıma gel!" deme de hakta birleşelim!Onun için; "Benim yanıma gel!" deme de hakta birleşelim! Peygamber Efendimiz'in yolunda birleşelim! Peygamber Efendimiz'in yolunda birleşelim!

İslâm'da birlik beraberlik nasıl olacak? Türk'ün İslâm'ı, Arap'ın İslâm'ı, İran'ın İslâm'ı, İslâm'da birlik beraberlik nasıl olacak?

Türk'ün İslâm'ı, Arap'ın İslâm'ı, İran'ın İslâm'ı,
falancanın İslâm'ı [olur mu]? falancanın İslâm'ı [olur mu]?

İranlı diyor ki; "Gelin bizde birleşelim!" İranlı diyor ki;

"Gelin bizde birleşelim!"

"İyi ama sen niye Şiilik diye ayrılık güdüyorsun?" Bu da; "Sünnî olarak bize gelin!" diyor. "İyi ama sen niye Şiilik diye ayrılık güdüyorsun?"

Bu da; "Sünnî olarak bize gelin!" diyor.

Sen birlik beraberlik için ne yapmak gerektiğini söyle! Sen birlik beraberlik için ne yapmak gerektiğini söyle! Bana, "Gel!" dersen birlik ve beraberlik olmuyor! Bana, "Gel!" dersen birlik ve beraberlik olmuyor!

O zaman müslümanların birleştirici noktası nedir? Sünnet-i seniyyeye gelmektir.O zaman müslümanların birleştirici noktası nedir?

Sünnet-i seniyyeye gelmektir.
Kur'ân-ı Kerîm ne dediyse Peygamber Efendimiz ne dediyse buyurun ona uyalım, bitsin iş! Kur'ân-ı Kerîm ne dediyse Peygamber Efendimiz ne dediyse buyurun ona uyalım, bitsin iş!

"Efendim, bu çağda ona uymak olur mu?" Her çağda olur! "Efendim, bu çağda ona uymak olur mu?"

Her çağda olur!
Çünkü Kur'ân-ı Kerîm çağlar üstüdür, İslâm çağlar üstüdür. Çünkü her çağa uygundur.Çünkü Kur'ân-ı Kerîm çağlar üstüdür, İslâm çağlar üstüdür. Çünkü her çağa uygundur. Ahkâmı umumîdir, hususî değil ki! Her çağda yapılabilecek şekildedir.Ahkâmı umumîdir, hususî değil ki! Her çağda yapılabilecek şekildedir. İnsanın Hz. Âdem aleyhisselam zamanından kıyamet kopuncaya kadar, İnsanın Hz. Âdem aleyhisselam zamanından kıyamet kopuncaya kadar, hayatına uygun gerçekler ve ahlâk, emirler ve yasaklar var. hayatına uygun gerçekler ve ahlâk, emirler ve yasaklar var.

"Bu zamanda uygulanmaz…" Uygulanmaz da senin uyguladığın ne?"Bu zamanda uygulanmaz…"

Uygulanmaz da senin uyguladığın ne?
Sen müşrikliği uyguluyorsun! Sen İslâm'a uygulanmaz diyorsun, senin uyguladığın şeye bak: Sen müşrikliği uyguluyorsun! Sen İslâm'a uygulanmaz diyorsun, senin uyguladığın şeye bak: Yıldız falı, ojeli tırnak, boyalı dudak vs. Senin bid'atların, senin yanlışların,Yıldız falı, ojeli tırnak, boyalı dudak vs. Senin bid'atların, senin yanlışların, senin acayipliklerin,tuhaflıkların senin ilme uymayan hurafelerin çok daha fazla! senin acayipliklerin,tuhaflıkların senin ilme uymayan hurafelerin çok daha fazla! Sen "Herkes şuraya gelsin!" diyorsun ama senin "Gelsin!" dediğin yol ne kadar yamuk?!.. Sen "Herkes şuraya gelsin!" diyorsun ama senin "Gelsin!" dediğin yol ne kadar yamuk?!..

Onun için bir buluşma yeri tarif edeceksen herkesin kabul edeceği bir yer olmalı! Onun için bir buluşma yeri tarif edeceksen herkesin kabul edeceği bir yer olmalı!

Nerede buluşalım kardeşim? Kur'ân-ı Kerîm'de buluşalım!Nerede buluşalım kardeşim?

Kur'ân-ı Kerîm'de buluşalım!
Peygamber Efendimiz'in sünnetinde buluşalım! Kur'ân-ı Kerîm ne diyorsa ben ona uymaya razıyım,Peygamber Efendimiz'in sünnetinde buluşalım! Kur'ân-ı Kerîm ne diyorsa ben ona uymaya razıyım, sen de razı mısın? sen de razı mısın? Peygamber Efendimiz ne diyorsa ona uyalım! O zaman iş bitiyor! Peygamber Efendimiz ne diyorsa ona uyalım!

O zaman iş bitiyor!

Bu âyet-i kerîme bu hakikati bize hatırlatıyor. Kendisinin girişimi de çok güzel. Bu âyet-i kerîme bu hakikati bize hatırlatıyor. Kendisinin girişimi de çok güzel.

İbrahim aleyhisselam'ı seviyoruz.İbrahim aleyhisselam'ı seviyoruz. "İbrahim aleyhisselam'ın soyundan gelen peygamberlere uyduk!" diyenler de gelsinler bakalım,"İbrahim aleyhisselam'ın soyundan gelen peygamberlere uyduk!" diyenler de gelsinler bakalım, İbrahim aleyhisselam'a uysunlar, İsmail aleyhisselam'a, İshak aleyhisselam'a,İbrahim aleyhisselam'a uysunlar, İsmail aleyhisselam'a, İshak aleyhisselam'a, Yakub aleyhisselam'a uysunlar, iş bitsin! Yakub aleyhisselam'a uysunlar, iş bitsin!

135. âyet-i kerîmede böyle güzel bir husus teklif edilmiş oluyor. 135. âyet-i kerîmede böyle güzel bir husus teklif edilmiş oluyor.

Onların olumsuz, tarafgirâne, haksız tekliflerine karşı,Onların olumsuz, tarafgirâne, haksız tekliflerine karşı, önümüzdeki âyet-i kerîmelerde sağ olursak Allah imkân verirseönümüzdeki âyet-i kerîmelerde sağ olursak Allah imkân verirse bu ifadenin devamını anlatmaya devam edeceğiz.bu ifadenin devamını anlatmaya devam edeceğiz. Orada bunların saydığı, sevdiği insanların isimleri de geçecek,Orada bunların saydığı, sevdiği insanların isimleri de geçecek, kendilerinin bağlı olduğu kollar da geçecek.kendilerinin bağlı olduğu kollar da geçecek. "Biz onlara tâbîyiz; haydi bakalım, siz de gerçeklere tâbî iseniz onlardan"Biz onlara tâbîyiz; haydi bakalım, siz de gerçeklere tâbî iseniz onlardan olduğunuzu gösterin!" denilecek. olduğunuzu gösterin!" denilecek.

Allahu Teâlâ hazretleri fırsat verirse anlatırız. Allahu Teâlâ hazretleri fırsat verirse anlatırız.

Cenâb-ı Hak cümlemizi sevdiği yolda yürütsün. Yanlış yollara ayaklarımızı kaydırmasın.Cenâb-ı Hak cümlemizi sevdiği yolda yürütsün. Yanlış yollara ayaklarımızı kaydırmasın. Sapıtanları, şaşırtanları da doğru yola sevk eylesin. Basiretlerini, gözlerini açsın. Sapıtanları, şaşırtanları da doğru yola sevk eylesin. Basiretlerini, gözlerini açsın. Hakkı hak olarak görmeyi herkese nasip etsin. Hakkı hak olarak görmeyi herkese nasip etsin. Bâtılı bâtıl olarak görüp ondan korunmayı ondan nasip etsin. Kan dökmek iyi mi?Bâtılı bâtıl olarak görüp ondan korunmayı ondan nasip etsin.

Kan dökmek iyi mi?
Yuvaların yıkılması, ülkelerin bombalanması iyi mi? Değil! Niye oluyor? Yuvaların yıkılması, ülkelerin bombalanması iyi mi?

Değil!

Niye oluyor?

Demek ki yapanlar çıkıyor; herkes, "Ben yaşayayım!" diyor. Demek ki yapanlar çıkıyor; herkes, "Ben yaşayayım!" diyor.

O hâlde sen "Yaşayayım!" diyorsan o hâlde karşı tarafın da yaşamaya hakkı var! O hâlde sen "Yaşayayım!" diyorsan o hâlde karşı tarafın da yaşamaya hakkı var!

"Ben dinimi uygulayayım!" O hâlde karşı tarafın da dinini uygulamağa hakkı var. "Ben dinimi uygulayayım!"

O hâlde karşı tarafın da dinini uygulamağa hakkı var.

Ama bunu yapmıyorlar. Yapmıyorsa demek ki iyi niyetli değil, özü ile sözü birbirine uygun değil. Ama bunu yapmıyorlar. Yapmıyorsa demek ki iyi niyetli değil, özü ile sözü birbirine uygun değil. Ona göre tedbiri almak lazım! Ona göre tedbiri almak lazım!

Allahu Teâlâ hazretleri hepinize İslâm'a güzel hizmet etmeyi nasip eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri hepinize İslâm'a güzel hizmet etmeyi nasip eylesin. Bu güzel dine sımsıkı bağlanmayı nasip etsin. Çünkü ahkâmı çok cihanşümul,Bu güzel dine sımsıkı bağlanmayı nasip etsin. Çünkü ahkâmı çok cihanşümul, çok evrensel, herkesi kucaklayan, herkese gereken saygıyı gösteren,çok evrensel, herkesi kucaklayan, herkese gereken saygıyı gösteren, bütün saygı gösterilmesi gereken kişilere, peygamberlere saygı gösteren yegâne, tek din. bütün saygı gösterilmesi gereken kişilere, peygamberlere saygı gösteren yegâne, tek din. Ötekilerin hepsi birisi ötekisine, birisi ötekisine düşmanlık besliyor. Yanlış oluyor. Ötekilerin hepsi birisi ötekisine, birisi ötekisine düşmanlık besliyor. Yanlış oluyor.

Doğruda birleşelim! Allah hepinizden razı olsun! Doğruda birleşelim!

Allah hepinizden razı olsun!

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2